Alman Başbakanının mühim beyanatı
YENİ ISTANBUL'un Kuponu
Adenauer, Fransız-Alman
İÇ SAYFALARDA
Bevin ve Schuman, bu teklifi Londrada etiid edecekler
Af kanunu
tasarısı
encümende
Komünistlere karşı Fransız
Adenauer'in
müheyyiç teklifi
parlâmentodan geçirildi
istas-önce-once-almış olan
İlânlar: 6 ncı «ahifede santlmef. resi 2 Uradır. İlânlardan hiç. bir mea’uliyet kabul edilmez.
'ault, ağır bastı
hükümet inin aldığı tedbir
“Kasa de-
Abone: Türkiye İçin seneliği 32. altı aylığı 17. üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden: HABİB EDİB TÖREHAN
Sabotajı önleyecek kanun
birliğini teklif ediyor
Perşembe

Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8 ’osta Kutusu 2100 Beyoğlu

POliTiKA
_ 8/1»/1950 -

B1DAULT Hükümeti, sabotajı önlemeye mâtuf son derece ehemmiyetli bir kanunu, komünistlerin haftalardan beri devam eden ve emsaline şimdiye kadar hiçbir medenî memleketin parlâmentosunda rastlanmamış küfürlü, tokatlı obstrüksyonuna rağmen 186 reye karşı 393 reyle geçirmeye muvaffak olmuştur.
Bu kanun sayesinde, mânevi-yatı bozacak propaganda, cephane veya silâh fabrikalarında sabotaj, harp malzemesini tahrip gibi hareketlere baş vuracak olanlar, ağır cezalara çarptırılacaklardır.
Bu gibi hareketlerin Fransız Komünistleri tarafından her fırsatta tekrar edildiğini bilmek için, Fransada yaşamaya lüzum yoktur. Fakat bu gibi hallerin ortasında bocalamanın kudretli bir memleketi dahi nasıl 38.5 luk nöbetlerle yatağa serebileceği-ni Fransız vatandaşları anlamış olacaklar ki, grev hakkında bil* anayasa maddesi yapacak kadar ileri gittikleri halde, bugün bu hakkın memleketi batırmaması için tedbir almak mecburiyetinde kalıyorlar.
FRANSA, Saar anlaması ile Vietnam'ın müdafaası lüzumu ciolayısiyle icap eden bazı askeri tedbirlerin arasında sıkışıp kalırken ve bunların her ikisinde de kendi komünistlerinin hıyanetine uğramak yüzünden Jaacalarkeıı, yani İkinci Cihan sUlılâk! sKak! Myk-ıın en dramatik anlarını yaşarıl, Adenauer, iki memleketin, r tek parlâmentonun idaresin-? birleşmesini teklif eylemektir.
Bu teklif, Carolus Magnus’un ■sekizinci asırdaki devletini, mo-'î’iı bir çerçeve içinde yeniden urmayı düşünmek ve istemek demektir.
Fransa ile Almanyanın bir tek devlet olarak ve bir tek parlâmentonun idaresinde birleşmesi ne dereceye kadar mümkündür bilemeyiz ama, bu iki milletin 32 asırdan beri çektiklerinin, büyük imparatorun devletini kendi aralarında paylaştıktan sonra başladığı muhakkaktır.
Hem Adenauer demek ister ki, neden Fransız Lorraine'in kuvvetli bir Almanya ve Alman Saar’ın kuvvetli bir Fransa tarafından zaman zaman ilhakı mâkul ve makbul oluyor da, Almanya ile Fransanm, İsviçre misalinde olduğu gibi, bir

Î' w
sviçre misalinde olduğu toptan birleşmeleri dâvası türlü ele alınmıyor ? 1
Lordlar Kamarasına
adar geldi
ile
CHURCILLİN Sovyetler
bir anlaşmaya varma teklifi, Lordlar Kamarasına kadar gelmiş bulunuyor. Muhalefet adına Lord Salisbury, bu hususta ciddi bir tecrübe yapılmasını istiyor. Hükümet tarafı ise “hayır" demiyor, fakat, bu adımın Ruslar tarafından atılması lâzım geldiğini yani Demir-perdenin tasfiye edilmesi lüzumunu ileri sürüyor.
Buna muvazi olarak. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygve Lie'nin, bir zamandan beri de-am etmekte olan faaliyetleri hakkında, VVashington hususî muhabirimiz G. H. Martin, alâka s:?;ci tafsilât veriyor.
Bu tafsilâta göre, Lie, her iki tarafla yaptığı temaslarda, en önce Çin meselesinin hallini ele almış bulunuyor. Yani. Mao-Tse-Tung'a mensup delegelerin Çankavşek’e mensup olanların yerlerini alıp alamıyacağı meselesini tetkik ediyor.
Görünüşe göre, yeni Çin’i tanımakla bunun Birleşmiş Milletli yerini öteki Çinden dev-• İması, ayrı iki mevzu telâkki '•dilmektedir ve biri ötekinin ne-î -esi olmak mecburiyetinde değildir.
Yeni Çin, kendini, bir hukuk devleti olduğunu ispat etmek şartiyle tanıtabilir. Fakat Birleşmiş Milletlerde gelip çalışması irin Sovyet Rus*ranın Batıklar ile anlaşmaya yanaşması kâfidir.
Sağcı Reich Partisi, Başbakanın bu demecini, şahsî bir beyan mahiyetinde ve mevsimsiz buluyor
Bonn 8 (AP) — Bonn Hükümeti kaynaklan. Başbakanın “Ekonomik ve siyasi birlikten” ne kaydettiğini yorumlamak istememişlerdir. Bunun, müşterek tâbiyet, müşterek ekonomi ve parlâmentoların birleştirilmesini iltizam ettirecek derecede ileri giden bir teklif olup olmadığına dair sualler cevapsız kalmıştır.
Muhtemel olarak Dr. Adenauer. ilende Birliğe taraftar olduğunu beyan etmekle. Fransızlara, bir Fransa -Almanya ittifakını cesaretlendirmeği gözönünde tutan temel siyasetinin Saar meselesi yüzünden değişmediğini anlatmağa çalışmıştır.
İlk resmi yorum müfrit sağcı Reich Partisi tarafından yapılmıştır. Parti sözcüsü şunları beyan etmiştir: naatimizce Başbakanın demeci
ce şahsi bir beyan mahiyetindedir. Bizce bu teklif henüz mevsimsizdir. Fransa, evvelâ Almanyanın eşit hak-lannı ciddiye aldığını ispat etmelidir. Bu şartlar yerine getirilirse. Fransa ile bir birlik kurmak meselesi müzakere edilebilir.”
y
ınhumıslertlır.
Paris 8 iYİRS» — Batı Almanya gazeteleri. Başbakan Adenauer’in International News Agency'nin muhabirine verdiği beyanatını, iri man-sçUgr
Amerikalı basın tomsilcisıne mil-lâkat vermiş olan Adenauer. Fransa ve Almanyanın bir tek parlâmento ile idare edilmesini, yani iki memleketin birleşmesini teklif etmiştir.
Adenauer. İngiltere ile Benelux memleketlerine de daha sonra böyle bir birliğe katılmaları hususunda fırsat verilmesi lâzım geldiğim belirtmiştir. Adenauer’in teklifi, Londrada, Bevin ve Schuman tarafından görüşülecektir.
Auriol’un Kıralı ziyareti, Fransız-İngiliz dostluk tezahürlerine vesile oluyor
Schuman'la Bevin Almanya ve Uzak-doğu meselelerini müzakere ettiler
Londrayı ziyaret eden Fransız Cumhurbaşkanı Aııriol Madam Aıırlol’la beraber
Z
Ahınet Hanuli Taııpıny
Sahnenin


Dışındakiler
n •• ••••
Buğun uçunc •
sayfamızda
SİYASÎ
İKTİSADI
Fransız - Saar anıtlaşması imzalanırken

Meriyete girecek olan ^kanun, Mecliste şiddetli fırtınalar koparmış ve mebuslar Birbirlerine girerek dövüşmüşlerdir
Londra 8 (YİRS) — Fransız Par-lâınentö6u, sabotajı önlemek için F|ü-kûmetin bir itimat meselesi yaptığı kamın tasarısını. 186 ya karşı 393 oyla kabul etmiştir.
Meriyete girecek olan kanun. Mecliste şiddetli fırtınaların kopmasina ve mebusların dövüşmesine sebep olmuştur. Zaman zaman tekerrür eden bu çetin çatışmalar sabaha kadar de-
Londra, 8 (YİRS) — Fransız Cumhurbaşkanı Vincent Auriol’ün lngilte-reyi resmen ziyareti münasebetiyle LondradA büyük bir faaliyet göze çarpmaktadır.
Bugün öğleden sonra Başkan Au-rlol bayaniyle beraber Westminster Kilisesini ziyaret etmiş ve Meçhûl Asker Abidesine çelenk koymuştur. Merasimi müteakip Bayan Auriol saraya dönmüş, Fransız Cumhurbaşkanı ise Londra Belediye Reisini ziyaret etmiştir. Bu münasebetle Başkan ile belediye reisi karşılıklı nutuklar vermişlerdir.
Başkan Auriol daha sonra Fransız Sefaretine uğramış ve sefaret erkânı He konuşmuştur.
Akşam, Kıral George VI, Bay ve Bayan Auriol şerefine bir ziyafet vermiştir. Harpten beri yabancı blp devlet reisine verilen bu ilk ziyafette konuşan Kıral, Ingllizlerin ve tn-gilterenin Fransaya ve Fıanaızlara olan sevgi ve dostluk hislerini belirtmiştir. Kirala cevap veren Auriol da Fransanın hislerine tercüman olmuştur. Ziyafette Kıraliçe, Prenses Ell-zabeth, Attiee, Morrison, Fransız Dış* İşleri Bakanı Schuman, Churchil! ve kordiplomatiğe mensup şahsiyetler bulunuyordu, Yemek esnasında Gal Muhafız Alayı Bandosu “Marche Lor-raine”} çalıyordu.
Ziyafetten sonra Bay ve Bayan Auriol, Kıral ve Kıraliçe İle beraber sarayın balkonuna çıkarak toplanmış olan halkı selâm lanı ışlardu*.
* • •
Ççhunıaıı'la Bcvlıı 70 dakika görüştüler
8 A.A. (United Press) — ziyaret sebebiyle lx>ndra-Fransa t ’uın hur başkanı
Londra,
V-pcAmî bir ya gelen
Vincent Aııriol ile kalışına refakat
etnıektu olun Dışişleri Bukıını Robert Schuman, dün akşam Dışişleri Bakanlığında Lrnvut Bevin II»? 70 dukl-j di vanı eden bil görüşme .vııpmıg-•ı Bu gö) ı Tie cananında Almanya meseleleri müzakere e-uAuni|Urt

ti
vam etıniştjr.j Parlâmento f Başkanı ı .Mr. Harriol, «niZAmt tesis etTnek için mtıhafızların müdahalesine başvur-muştıır.-*' t
Kanuna göre, harp malzemesini tahrip veya dikkatli kullanmayankır, ordunun mâneviyotıııı bozacak propagandalarda bulunanlar. cephane veya silâh fabrikalarında görevlerini kötüye kullananlar ve askerî malzemenin naklini önleyenler, beş seneden on seneye kadar ağır kürek cezasına mahkûm
edilecektir.
(Afp) — Sendikalar Fransadaki elektrik
Paris 8 AA.
Blrlik^Komitesi.
ve havagazı işçilerini çarşamba gecesi saat 24 ten itibaren umumi bir greve davet etmiştir.
Hükümet grevi menediyor
Berlin 8 (YİRS) — Fransız Hükümeti, Paris elektrik ve havagazı işçilerinin grev yapmalarım menetmiş-tir. Hükümet, memleketin iktisadiyatını sarsacak olan böyle bir grevin yapılmasını yersiz görmüştür.
Grev yapmakta ısrar edenler İşlerinden çıkarılacak veya para cezası--na maruz kalacaklardır.
Bidaıılt. bugün, Elektrik ve Havagazı Endüstrisinde çalışan 100.000 İŞÇiyi Hükümetin emrine veren bir kararname imzalamıştır.
otuz martta
Jessup, Parise gidiyor
Sağ sütun başındaki
kuponları saklayın
AVRUPADA ve YURTTA
Tafsilâtını 6 ncıda okuyunuz
Vietnam’a yapılacak yardım şekli
Pariste kararlaşacak
Paris, 8 (YİRS) — Birleşik Amerikanın Fevkalade Elçisi I>r. Philip Jessup. İki gün kalmak üzere Paris** gelecektir. Elçi, Hindlçlni'ye yapılacak yanlım hususunda ilgililerle temaslarda bulunacaktır.
3 yıl meccanen tahsil
ayrıca
Kıymetli Hediyeler
Eskişehirde sular çekilmeğe başladı
Tarassut istasyonlarının, hâdiseyi vaktinden evvel haber vermesi, insan kaybının önüne geçti
Bilânço j 2524 ev yıkıldı, 4 vatandaş boğuldu. Enkaz altında kalanların miktarı henüz belli değil
Eskişehir, 8 (A A.) — Bu gece «uların üçte ikisi çekilmiş. Butalıp ve Sivrihisar ve İstasyon caddeleri seyrüsefere müsait hale gelmiştir. Güllük, ömer-aga, Esklhaglar bölgesinde hâlâ mühim miktarda su vardır.
Ankara. İstanbul. Afyon, Bursa, Emirdağ ve Slvrihisardan ve daha başka yerlerden devamlı olarak ekmek gönderilmektedir.
Seylâp ve inhidam bölgesine henüz girilenıcdigi için enkaz altında kalanlar olup olmadığı anlaşılamamıştır.
Uçaktan inen Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Kemali Bayizit. Valiyi de beraberine alarak doğruca felâket mıntakasına gitmiş ve oradan dönüşünde belediyeye gelerek Validen felâketzede vatandaşların yerleştirilmesi ve yiyecek İhtiyaçları ve sağlık durumları hakkında malûmat almış ve Valilikçe alınan tedbirleri yerinde bulmuştur.
Kendisiyle görüşen muhabirimize Dr. Kemali Bayizlt şunları söylemiştir: "— Felâket acıdır ve sanıldığından da büyüktür. İki gün evvel Bayındırlık Bakanı hurada idi. Ben de hemşerilerlmin kederlerine İştirak etmek, hem

Dünkü müzakerelerde affın 29/10/1946 dan evvele hasrını isteyen teklif kabul edi'di
Ankara 8 (Hususî muhabirimizden) — B. M. Meclisi. Adalet Komisyonu bugün de Af kanunu tasarısının müzakeresine devanı etmiştir. Komisyonun bugünkü müzakereleri siyasi suçluların affını derpiş edea iki madde Üzerinde cereyan etmiştir. Birçok hatipler söz alarak âdi cürüm* îerden * oÎRrUaMarj
cezalarının üçte birini ikmal etini# bulunanların da 8ftan istifade ettirilmeleri hususunu müdafaa etmişlerdir.
Hükümet adına Adalet Bakanı Fuat Sirmen bu taleplere cevap vermiş ve tasarının aynen kabulünde ısrar etmiştir.
Adalet Bakanının izah ve ısrarı üzerine affın teşmili reddedildikten sonra ikinci madde hükmünün zaman itibariyle tesbitl de geniş münakaşalara yol açmıştır. Bir kısım hatipler. Af kanunu İle harp yıllarının tesirleri, Sıkı Yönetim gibi fevkalâde haller ve cemiyetteki reaksiyonların şiddeti dolayısıyla suçlulara verilmiş olan cezaların af yeliyle tasfiyesinin istihdaf edildiğini ileri süıcrek affın 29/10, 946 tarihinden evvel işlenen suçlara hasrını istemişlerdir.
Bakanın da iştirak ettiği bu nok-tai nazar kabul edilerek madde: ••29 10 1946 dan evvel,, kaydının ilâvesi suretiyle aynen kabul edilmiştir. Tasarının müzakeresine yarın da devam edilecektir.


Yunan Meclisi
Plostras, Venizelos ve Papaandreu ile görüşmeye başladı
Atina 8 (AP) — Muhafazakâr grup aleyhinde beliren muhalefet cephesi bugün müşahhas bir şekil almağa başlamıştır: Lil>eral lider So-fokles Venlzclos’la sol cenahçı Milli Birlik Krupu şefi General Plastras, bir koalisyon kurmak ihtimallerim müzakere için toplantılara başlamışlardır.
Konstantln Çnldnris'in muhafazakârları yine az bir farkla ileridedirler. Buna rağmen Çaldarls’in, karma muhalefete karşı savaşacak kadar kuvvetli bir hükümet kurmnfca yeter derecede mebusluk elde cdemlyecogi gittikçe bârız, bir hal alınlıkladır. Oy adedi bakımından Muhafazakârlar önde ve kendilerini sıra ile Milli Birlik, Liberaller ve Sosyal Demokratlar takip etmektedirler.
Bir koalisyon kabinesi kurmak I-çln zemin bulmağa matuf Venizelos-Plaslras görüşmelerine Yorgl Papaandreu da İştirak etmekledir.
Atina 8 A,A. (AFP) f— Sag cenah çevrelerinden bildirildiğine göıc, müstakar bir hükümet kurmak imkânsızlığı karşısında yçıu meclisin feshi uzak görünmemektedir.
Muhafazakâr “Akropolis” yeni referandumun çoğunluk sistemiyle yapılması icap ettiğini yazmakta ve şunları ilâve etmektedir:
“Mareşal Papagos. siyasî sahaya gitmek için başkomutanlık vazifesinden feragat etmeğe lıazırlaıunakta-dırJ*
de Sağlık Bakanlığı yönünden alınması gereken mütemmim tedbirleri sağlamak üzere bugün buraya geldim. Hükümet hâdiseyi hassasiyetle takip etmektedir. Busün de tayyare İle bulaşık hastalıklar mütehassıslarından Doktor Rasim Aner İle Kemal Özata ve beş sağlık memuru ve gereken aşı. ilâç ve salreyi getirdim. U-muyorum ki, felâket bu kadarla kalacaktır.,,
Bayındırlık Bakanının Mecliste izahatı
Ankara, 8 (A.A.) — Büyük Millet Meclisinin bugünkü oturumunda. Bayındırlık Bakanı Şevket Adatan, E$-klşehlrdekl sel felâketi hakkında gu beyanatı yapmıştır:
”— Arkadaşlar, teessürle arşedeyim ki. Eskişehirde gerek Porsuk çayı, gerekse bunun iki kolu olan Kargın ve Sarjsu dereleri afet halinde taşkın yapmışlardır. Her üçü bir kaç saat fasıla ile saniyede 150 şer metre küp su getirmişlerdir. Sarıştı eski yatağından takmak suretiyle İs’asyon civarındaki bir çok mahalleleri ini ilâ etmiştir. Şimdiye kadar yapılan tesbi-te göre, yıkılmış olan evlerin sayısı 2524 u bulmuştur. Açıkta katan vatandaşların sayısı 18128 dir. Rasat yonlarından suların kabardığı den haber alındığı için vilâyet den gerekli emniyet tedbirlerini ve suların basması muhtemel
mahallelerde oturan vatandaşları durumdan haberdar etmiştir. Bu suretle can kaybının önü alınmıştır. Yalnız dört kişi kaza neticesi olarak ken-dll*r*n: kırarak ''A.vbnlnrai*
lardır. Hâlen açıkta kalmış hiçbir vatandaş kalmamıştır. Ayrıca bir İhtiyat tedbiri olmak üzere 1200 ev daha boşaltılmıştır. Boşaltılan ve nakledilen vatandaşların sayısı 28:000 olup bir günden daha az bir zaman zarfında taşıma ve yerleştirme işi tamamlanmıştır.
Dünden beri sular alçalmnğa başlamıştır. Su altında kalan birçok yerlerden sular çekilmiştir. Ancak istasyon civarında alçak olan bazı mahallerden sular henüz çekilmemiştir. Sular tamamen çekildikten sonra teşkil edilecek ekipler vasıtasiyle binalar gözden geçirilerek maili inhidam olanlar derhal yıktırılacaktır.
Geçen sene olduğu gibi Porsuk Barajı bu sene de kendisine «İlişen vazifeyi yapmış ve felâketin büyük ve devamlı olmasına mâni olmuştur..,
Bayındırlık Bakanı Başbakana izahat verdi
Ankara 8 (Hususi) — Eskişehir
baskınını yerinde Inceliyen Bayındırlık Bakanı Şevket Adatan, bugün Anka ra va dönmüş ve Başbakanı ziyaret ederek su baskınının durumu hakkında İzahat vermiştir.
NOT — Memleket İn dört bir yanından aldığımız haberlerden öğrendiğinize göre Eskişehir felâketzedelerine yardım gittikçe artmaktadır.
«u
«o
Diyanet İşleri memurlarına zam yapılacak
Ankara 8 (Hususi muhabirimizden) — Diyanet İşleri kadrolarında çalışanların maaşlarının bir miktar arttırılmasını ve kadrolarının takviyesini hedef tutan yeni bir kanun lâyihası dün Başbakanlıktan Büyük Millet Meclisine sevkedilmİştir.


Telefonı 44756-44757 Santral
Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul
ÜÇÜNCÜ
Almanyadan İsviçTeye geçerken “Açamayız, yasak I” Refik Halid Karay DÖRDÜNCÜ
Sağlık - Gençlik - Güzellik Müzik dersi (Hikâye) BEŞÎNCİ
Turizm işini daha fenıelli düşünmeliyiz
M. Nermi
Dünyanın 2No.lu gazetecisi geliyor
Amerikanın en yüksek tirajlı gazetelerinin sahibi Mac Comick i, Devlet Başkanı kabul edecek
Birleşik Amerikanın en büyük gazetecisi ve Chicago - Tribüne gazetecinin sahibi Albay Mc Cormlck bu ayın on altısında özel uçagiyie Tahrandan Ankara y a gelecektir. Lord B^averbrook dan sonra dünyanın ikinci gazetecisi «ayılan Mc. Cormlck muhtemel olarak Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilecek ve ayın 17 glnde şehrimize gelecektir, lstanbuida iki gün kalacak olan Amerikalı gazetecinin maiyeti uçak murat! e-batiyle birlikte 22 kişiye baliğ: olmaktadır.
Cumhuriyetçi Partiye mensup ve Birinci Dünya Harbine Albay olarak iştirak etmiş olan Mc. Cormlck, Amerikanın infiratçı bir politika takip etmesine taraftardır.
Mc. Cormlck Amerikanın en fazla tiraj yapan takriben 1.700.000 baskısı olan Chicago - Tribüne ve 2 000 000 basan Ne w-York N’ewa gazetelerinin sahibi. Aasociated Preıs haberler ajansının i-darecllerlnden ve avrıca bir de Haberler Sendikasının sahibidir. Ve son derece büyük bir servete sahiptir. Gazetelerinin politikasını bizzat idare etmektedir.
Vali ve Belediye Başkanı, dün radyoda konuştu
Vali ve Belediye Reisi Prof. Fahred-din Kerim Gökııy. dün akşam saat 21 de İstanbul Radyosunda aylık konuşmalarının İkincisini yapmıştır.
Vali bu konumaaında; kışın kendisi * İçin bir imtihan olduğunu ve bu imtihandan arkadaşları ile birlikte muvaffakiyetle çıktıklarını belirtmiş ve hak-kındaki teveccühlere teşekkür ederek Toprak Ofisle sıkı bir çalışma yapılarak meydana çıkarılan yatın büytlk bir «lâka gördüğünü, halkın ekmek ve erzak İşlerini, herhangi bir şekilde-maddi faydalarına âlet etmek İsteyenlere göz aç-tırılmayacagmı. ticaTet ahlâkı üzerinde hassasiyetle durulduğunu, kooperatiflerin bu yolda kendisine yardım edeceklerini, İçtimai dayanışmaya çok ehemmiyet verdiğini söyleyerek; *’Bu dört ay içinde bir çok dâvalara el koyduk. Mesken davasını da ele alrruş İdim»
Bu mevzuda bu akşam sîzlere şu müjdeyi vermekle bahtiyarım: Belediyece temin edilen 4 milyon Hra mütedavil sermaye ile küçük evlerin yapılması İçin Ankaraya gittiğim zaman Başbakan ve içişleri Bakanına ricada bulunmuştum. Bugün aldığım haberde Vekiller Heyetinin tasvibine İktiran ettiğini öğrenmiş bulunuyorum.” demiştir
Bilâhare Vali, çnrşı-pazar. gençlik, esnaf, turist, sağlık mevzulanna tema4 ederek konuşmasını bitirmiştir.






Amerikan filosu, bugün limanımızdan ayrılıyor
Perşembe gününden beri llmanımısde misafir bulunan Birleşik Amerikanın Akdeniz donanmasına mensup Koramiral John J. Ballentine komutasındak Newport News kruvazörü, Mldwav uçak gemisi. Lansen, Gleunon, Goodrich. Vo-grlgesAng. Elliaon, Ware muhripleri ve Arneb yardımcı gemisi bu sabah saat 7 de Akdeniz* müteveccihen limanımızdan ayrılmışlardır.
Şehrimizden ayrılan Amerikan filosu komuthnı Amiral BaUrntine Vali ve B»« İndiye Reisi Prof. GÖkaya gönderdik bir mektupta îstanbulda bulunduğu müddet zarfında kendilerine göaterile samimi misafirperverliğe teşekkürlerini bildirmiştir.

















Sayfa 2
—"“■——t ■ —
Washington muhabirimiz G. H. Martin telgrafla bildiriyor
Trygve Lie, Amerika ile Rusya
9 Martr

Kravçenko gene konuşuyor
Meclisin dünkü müzakereleri
arasındaki gerginliği ortadan kaldırmağa uğraşıyor
'""Sovyet diplomatlarının vazifesi casusluktur”
Ticaret ve sanayi odaları kanununun
Şehir Meclisinin dünkü toplantısı
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, bu maksatla, alâkalı devletlere müspet tavsiyelerde bulunan bir muhtıra verdi
”Her şeyden önce Amerikan sanayii hakkında malûmat toplarlar”
i
ikinci müzakeresi yapıldı
Azalar, 1950 bütçesini birçok bakımından şiddetle tenkid ettiler
15 Un Itlba-biitçesinl mü-
Waahington. 8 (Hususî muhabirimiz G. H. Martin’den telgrafla) — Batı devletleri ile Sovyet Rusya arasındaki gerginliği ortadan kaldırmaya yanyacak ilk teşebbüs, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygve Lie tarafından yapılmıştır. Genel Sekreter ihtiyatla işe başlamış bulunuyor. Birleşmiş Milletler Teşkilâtını felce uğratan birinci engeli, yani Çin meselesini halletmeden büyük çapla hır siyasi manevraya kalkışmayı düşünmek her holde faydasız idi. Trygve Lıe» haftalarca aiynsl görüşmeler yaptıktan sonra, kendi hukuk müşavirlerine, bugünkü çıkmazı hallethek üzere müspet telkinlerde bulunabilecek bir muhtıra hazırlamak vazifesini verdi. Bu muhtıra, şimdi alâkalı bütün hükümetlere tevdi edilmiş olup şu esaslı ihtarları ihtiva etmektedn;
Atom meselesi çok vâlumdir. Rusya Hükümeti, Trygve Lle’ye, atom enerjisini kontrola ait yeni müzakerelere iştirak etmeye hazır olduğunu bildirmiştir. Birleşik Amerika ise, Birleşmiş Milletler Teşkilâtının delâletiyle atom hakkında görüşmelerin açılması arzusunda olduğunu, muhtelif vesilelerle ifade etmiştir. Atom meselesi etrafındaki bu yeni gayretlerin tezahürü, çok büyük ehemmiyet taşımaktadır. Halbuki, bu ana mesele, İhmal edilmiş vaziyettedir. Çünkü bütün yaklaşma gayretleri Çin mâniasınn çarparak dağılmaktadır. Bunun içindir ki Trygve Lie. hiç vakit kaybetmeden Çin meselesinin hallini tavsiye etmiştir. ' Çin dâvasının hukuk bakımından görünüşü hakkında dA Trygve Lıo. aşağıdaki mühim unsurlara işaret etmektedir:
1 — Bir devletin diğer bir devlet tarafından resmen tanınması veya tanınmaması bir siyaset İcabı olup, bu devletlerin her ikisinin de Birleşmiş Milletler Teşkilâtının çalışmalarına iştirak etmeleri için bir kıstas olamaz.
2 — Birleşmiş Milletler Teşkilâtının âzası bulunan muhtelif memleketler. bundan evvel bazı misallerde görüleceği gibi, birbirlerini resmen tanımadan ve birbirlerine sefir göndermeden de bu teşkilâtın toplantılarında birlikte çalışmışlardır. Mesel^ Birleşik Amerika İle Nikaragua Devletleri, Amerika Hükümetinin Nikaragua Hükümetini tanımayı reddetmesine rağmen, her ikisi de aynı konferans masası başında yer
abuslardır. İsrail Devleti ile Ürdün Kırallığmın münasebetleri de buna bir misaldir.
3 — O hnlde, resmen tamına keyfiyeti ile Birleşmiş Milletler Teşkilâtına iştirak etme arasındaki farkın iyice anlaşılması lâzımdır.
Waahlngton, 8 A. A. (AFP) “HürriycM Seçtim” adlı eserin müellifi Victor Krawchonko Pnrlânıcnto Amerikan Aleyhtarı Faaliyetleri Tahkik Komisyonunda Birleşik Ameri* kaya giren her Sovyet temsilcisinin biri resmi vazifesini İfa. diğeri de A-merlka sanayi tekniği hakkında hilci toplanınk Üzere iki görevi olduğunu teyld etmiştir.
Kr«\vchonko, «Özlerine şöyle devam etmiştir:
”— İster diplomat, isler subay veya, ister iktisadi bir heyette bulun-
rftynrftır ki:
«un hor Sovyet temsilcisi bir casustur ve kusyanın peyki memleket temsilcileri do casusturlar.
Sovyet Satın Alma Komisyonu, Rus ajanları tarafından Amerikan sanayii hakkında elde edilen bilgilerin toplanma merkezidir.
Barışa asla inanmayan Rusya. Birleşik Amarikada geniş bir casusluk şebekesi kurmuştur,
Snvyotler yeni bir harbin son savaşa nazaran daha çok teknik bilgiyi icap ettireceğini anlamaktadırlar ve bu sebepledir ki, Birleşik Amerika’daki Rus temsilcileri mümkün o-lan bütün sanayi sırlarını toplama emrini alınışlardır..,
Devlet Çelik ve Kimya Endüstrisi Kanunu da kabul olundu
bütçenin gelir
normal iş-olduklarını netice iti-yapılmak-
Trvgve Lie’nin telkinleri karşısında Amerikanın akaülânıeli şöyle olmuştur: Amerikalılar, bugünkü çıkmazın halledilmesi arzusunda olmakla beraber, devam cdegelen durgun vazıyetten kendilerinin mesul oldukları zehabını verecek bir takım kurnazca manevralara kurban gitmek istemiyorlar. Amerika, her fırsatta suçun Ruslara ait olduğunu, çünkü birer birer celseleri terketmekle, Milletlerarası nıüesseselerin lemesine onların mâni tekrarlamaktadır. Yani banyle, bir ağız kavgası tadır.
Şimdilik iki nokta aydınlanmış bulunuyor: Birincisi; Amerika Hükümeti. Trygve Lıe ye cevap vermek için fevkalâde Elçi Jessup’un memleketine dönmesini ve Amerikanın müstakbel Uzakşark siyaseti hakkında raporunu vermesini bekliyor. İkincisi; Komünist Çin ve Rusya, bîr prestij meselesi yaptıklarından Pekin Hükümetinin Birleşmiş Milletler Teşkilâtına ve Güvenlik Konseyine şatafatla girmesini İstiyorlar.
Şu halde bütün sıvosi oyunlar. Genel Kurulda değil, Güvenlik Konseyinde oynanacaktır. Amerika ile Rusya arasında inkıtaa uğramış bulunan görüşmelere yeniden başlanması için, Birleşmiş Milletler çevreleri. Güvenlik Konseyinin yeni bir toplantı yapmasını temine çalışıyorlar. Bu toplantıya, her zamanki gibi delegeler değil, doğrudan doğruya Dışişleri Bakanlan fevkalâde kukçular, yasasında
bulunan 28 İnci maddeden istifade edilebileceğini hatırlatmışlardır. Bu maddede, Güvenlik Konseyinin, her memleket salahiyetli bakanlarının iştirakiyle fevkalâde içtiınalar yapabileceği yazılıdır. Birleşmiş Milletler iç nizamnamesi ise, böyle içti maların senede İki defa yapılmasını derpiş etmektedir. Halbuki. 28 inci madde bir köşede unutulmuş ve beş seneden beri bu gibi tdplantüar bir tek defa bile yapılmamıştır.
Anlaşma için ilk adımı Sovyet Rusya atmalı
iştirak edecektir. Böyle bir celsenin içtimai için, hu-Birleşmiş Milletler Ana-mevcut olup unutulmuş
Senaryolu, re muhakeme daha
bir
b
Sofyadaki Amerika Sefareti eski tercümanı, Demirperde âdetine uyarak itirafta bulundu ve 15 seneye mahkûm oldu Sofya. 8 (YTRS) — Bulgar ajansının bildirdiğine göre. Amerika hesabına casusluk suçundan sanık beş Bulgarin muhakemesine bugün (dünı de devam edilmiştir. Bugünkü celsede sanık Mihael T. Şipkof un sorgusu yapılmıştır.
Şipkof, tevkifinden önce Bulgaris-tandan kaçmaya çalıştığını, Amerikan pasaportu elde edebilmek maksadıyla Amerika sefiri Hrath’e yalan beyanatta bulunduğunu söylemiştir. Şipkof un,muhakemesi esnasında söylediklerine göre savcılığa verdiği ifade hakikate tamamiyle uygundur. Bulgar polisi tarafından kendisine hiçbir zaman ve hiçbir şekilde işkence yapılmamıştın
Şipkof. casusluk işinin Sofyadaki Amerikan sefareti tarafından organize ve idare edildiğini söylemiştir.
Şipkof’la beraber muhakeme edilen diğer 4 sanık da isnat olunan suçları aynen kabul etmişler ve mahkemenin ulüvvü cenabına sığınmışlardır. Seyircilere göre:
Waahington 8 (YİRS) — Washl.ng-ton resmi mehafilinin Şipkof dâvası hakkındaki aksülâmelı şöyle hulâsa edilebilir:
Sofyadaki Amerikan sefaretinin eski tercümanı şipkof, polis tarafından kendisine yapılacak İşkenceleri önceden tahmin ederek Amerikalılara bir muhtıra tevdi etmişti. Bahsi geçen muhtırada maddî ve mânevi İşkenceye tahammül edemeyip hayali bir takım suçları yüklenmesi ihtimalinden de bahsetmişti,
Bilindiği gibi, Şipkof’un bizzat imzalamış olduğu muhtırA geçen cumartesi günü Amerika Dışişleri Bakanlığı tarafından neşredilmişti. Perde kapanıyor
Berlin 8, iYİRS) — Şipkof casusluk dâvası bugün (dün) sona ermiştir. Şipkof 15 sene hapse, dJğer suçlular ise 5 aydan 12 seneye kadar hapis cezasına mahkûm edilmişlerdir.
Bütün benzerleri gibi tam itiraflarda bulunan Şipkof ya bir takım yollardan bu itirafları yapmağa mecbur edilmiştir ve bu takdirde bütün ötekiler gibi bir kurbandır, yahut e-sasen Bulgar Hükümetinin bir ajanı olmak lâzımdır kİ. bu takdirde on beş senelik hapis eczası zevahiri kurtarmaktan ibaret bir hükümdür. Ve bu sahte maznun şu esnada serbestçe dolaşmaktadır.
Moreşol Voroşilof
Atom mevzuunda
Rusyanın, atom bombasına malik olduğunu söyledi
Moskova, 8 A.A. (AFP) — Minsk seçim bölgesinde verdiği seçim nutkunda Mareşal Voroşılof. Rusyanın atom bombasına malik bulunduğunu yeniden tcyid etmiştir.
Avustralya, bir Pasifik paktının kurulmasını istiyor
Londra. 8 (YtRS) — Avustralya Dışişleri Bakanı Spcnder, Cenubî Asya memleketleriyle İngiltere ve Birleşik Amerikanın dahil olacakları bir Parlfik Paktının kurulmasını istemiştir.
Parlâmentoda konulurken bu teklifi ileri allren Spender, Japonya hane konferansının bir an evvel imza* larnmMi lüzumunu bclirlûU?Uû

Sovyetler, Dr. Fuchs’un kendilerine sır tevdi etmediğini söylüyor Moskova, 8 (AP) — Rusya dün akşam, atom casusluğundan mahkûm edilmiş olan Dr, Kari Fuchs'un Sov-yetlere hiçbir sır vermemiş olduğunu İleri sürmüştür.
Taes’ın bir yayınında Fuchs'un Rusyada tanınmadığı bildirilmektedir.
Fuchs casusluk faaliyetlerinde bulunduğunu kabul etmiş ve savcı kendisinin Ruslara sır verdiğini ileri sürmüştü. Tasa bu duruşmanın uydurma olduğunu ileri sürmekledir.
1915 de milyoner olduğunu yeni öğrenen adanı
Paris 8 (Nafen) — Salbernon kasabasında durmakta olan bir duvar işçisi 1915 senesinden beri milyoner olduğunu henüz yeni öğrenmiştir. Kendisi okuyup yazma Amerikadakl zengin
mlUUO toU’ miras kalmıştur.
bilmiyordu amcasında,
»HU ı
Lordlnr Kamarasındaki müzakerelerde II ilkûnıet sözciisli» hıı İstikamette konuştu
Londra. 8 A.A. (EPS) — Lordlar Kamarasında cereyan eden müzakereler sancısında muhalefet lideri Loı d Salisbııry, Hükümetten İngiltere ile Rusya aracındaki münasebetleri düzene koymak çarelerinin aranmasını işlemiştir. Lord Salisbury, İngiltere tavizde bulunsun demek istemediğini, fakat Rnajanın da şimdi atom bombasına malik olduğuna göre, belki anlaşmaya daha meyilli olabileceğini ilâve etmiştir.
Lord Jovitt. Hükümetin Rusya île anlaşma taraftarı olduğunu, fakat ilk adımı Rusyanın atması icap ettiğini söylemiş ve herşeyden r\*vol topraklarını örten demirperdeyi kaldırması lâzım geldiğini ilâve etmiştir.
Achcson’ıın karısını komünistlikle itham ediyorlar
Waahinffton, 8 A A. (Reuter) — Birleşik Amerika Dışişleri Bakanının eşi Bayan Dean Acheson bugün Komünist Cephesi Teşkilâtı ile ilgili olmakla itham edilmiştir.
Ayan üyesi Joseph R. Mc. Carthy tarafından Ayan Meclisi Dış Münasebetler Komisyonuna bildirildiğine göre, Amerika Aleyhtarı Faaliyetleri Tahkik Komitesi kavıtlarında, Bayan Achcuon, bir Komünist Cephesi Teşkilâtı olan Amerikan Kadınlar Kongresinin 'Vashington koluna kayıtlı gözükmektedir.
Bir Amerikan aakeri heyeti yakında Türklyeye geliyor W&ghlngton 8, (AP) — Birleşik Amerika ordusundan bildirildiğine göre. Amerikan ordusunun Genelkurmay Başkan ve subaylarından müteşekkil bir grup, Kurmay Başkanı General Lawton Cojllna'ln başkanlığında olarak Yunanistan, Türkiye ve İrandaki Amerikan askeri misyonlarına bir ziyaret yapacaklardır. Ziyaretin mart ayı sonunda yapılacağı ilâve edilmiştir.
Bir doktor maymunca lügat hazırlıyor
Londra 8 t Nafen ı — Sıırrey bölgesinde Rcdhill şehrinin doktoru Stanley Rundle tarafından hazırlanmış olan lügat intişar ettiği gün hayvanat bahçelerini ziyaret edenler maymunlar) seyretmekle İktifa etmıye-Çekler fakat bu maymunlarla konuşabileceklerdir .
Doktor tecrübelerini muvaffakiyetle tamamlamış, su istediği vakit maymun kendisine bardak uzatmıştır.
Danimarka komünistleri hezimete uğradılar Kopenhag 8 A A. (Afp) — Eyalet lerde bulunan 20 şehirden dün gelen Danimarka belediye seçimlerine aid neticeler 1946 seçimlerine nazaran sağcı partilerin ilerlediğini. Sosyal Demokratların hafifçe gerilediğini ve komünistlerin ise 1946 da kazandıkları üyeliklerin 3 te 2 sini kaybetmek suretiyle büyük hezimete uğradıklarını göstermektedir.
Yeni kanun tasarıları
Ankara 8 ı Hususi) muhabirimizden) — Son günlerde Bakanlıklardan ve Başbakanlıktan Büyük Millet Meclisine mûtat dışında pek çok yeni kanun tasarıları yağmaktadır.
Meclisin mayıs içinde kendi kendisini feshedeceği ve yem seçime gidileceği tahmin olunduğundan bu kadar çok kanun tasarısının ne zaman müzakere edileceği suali burada sık sık sorulmaktadır. Meclis iç tüzüğü icabı bu devrede bu Meclis tarafından çıkarılmayan kanunlar, Meclisin feshiyle beraber keenlemyekûn addedilir. Yeni teşekkül eden Meclise tekrar müracaat sarılar o zaman tekrar edilmek şansını kazanmış
Hükümet, ederse, ta-müzakere olurlar.
Elde kalan üzümlere mahreç aranıyor
Bu makatla İzmirden gelen heyet. Ankarada' temaslarına , haşladı
Ankara 8 (Hususî muhabirimizden) — Egelilerin elinde kalıp da satılamamış bulunan 1A - 18 milyon tonluk üzümün Akıbet hakkında İlgililerle görüşmek üzere üç İhracatçıdan mürekkep İzmirli neyet, burada temaslarına başlamıştır.
Heyet, Ticaret Bakanı, Dış Ticaret Dairesi Reisini ziyaret ettikten sonra Devlet Bakanı Cemil Salt Barlas'ı da ziyaret etmiştir. İzmir İhracatçı temsilcileri. Devlet Bakanına, bu senek! rekolteden elde kalan üzümlerin satımı için Amerikanın yapmakla olduğu dampingden lehimize feragat etmeleri için müracaatta bulunmasını istemişlerdir. Bunların anlattıklarına göre Amerikan Hükümeti kendi müstahsiline % 50 ye kadar prim vermekte ve bu yüzden Amerikalılar üzümlerini Belçika, İsviçre, İtalya, İngiltere vc Almanya piyasalarına kilosu 42 kuruştan satabilmekledir. Bizim ihracatçının elindeki üzümlerin satış fiyatı ise 62 kuruşluk bir vasatı göstermektedir.
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığında konuştuğum salâhlyetll bir zat, bu hususla bana şunları söylemiştir:
-— Bakanlık üzüm işiyle yakından ilgilenmektedir. Meseleyi tetkik ediyoruz. Üzüm fiyatlarımız dünya piyasalarına nazaran uygun olduğu halde bizimle ticaret yapan ve öteden beri Üzüm alıcısı bulunan milletler nezdinde teşebbüste bulunmayı haklı ve faydalı görürsek, bu teşebbüsü derhal yapacak ve üzümlerimizi satın almalarını lstiyeceğiz.,,
Kısa haberler
PııkisUm Başbakanı Amerîkay a gidecek
Wafihington, 8 A.A. (United Pressı — Dışişleri Bakanlığından bildirildiğine göre Pakistan Başbakanı Liyakat AH Han mayısın üçünde buraya gelecektir. Kendisine karısı Begüm Liyakat Ali Han refakat edecektir. Başbakan mayısın 26 sına kadar Amerika-da kalacaktır. Pakistan'a dönmeden evvel Kanadaya 30 mayısta kısa bir ziyaret yapacaktır»
Mısır Kıralı İngiliz Elçisini kabul etti
Kahire, 8 (AP) — Kimi Faruk dün, İngiliz Büyükelçisi Slr R(>-nald CampbcH'i kaimi etmiş vc bu ziyaretten sonra Nnhas Paşa İle görüşmüştür. Kııal aynı günde Danimarka Elçisi vc sefaret müsteşarım da kabul etmiştir. Italyan komünistlerinin miktarı
Roma, 8 (AP) — İtalyan münlst Partisi tarafından bildirildiğine göre, partinin
şubatta 2.359,652 kişi âzası vardı ki, bu şimdiye kadar erişilmiş o-lan en yüksek rakamdır, 1 No,lıı Dünya Vatandaşı Anıerikayıı gidiyor
Paris. 8 (APı — Bir numara lı Dünya Vatandaşı Gnıry Davla, bu dünya vatandaşlığı fikrini he m berinde Amerlkaya götürmek t o dir. Eski bombardıman pilotu dth Amcrikayo girmek İçin vize ilt
Wi|W I ■■ .1 ■ I I ı ■, ■ --

Kodun
28
m iştir. Davla üç sene evvel Amerikan vatandaşlığını ‘ tcrketmiştl. Davla şimdi hareketlerine Amerl-kada devam edecek ve fikirlerini orada yaymaya gayret edecektir. Ahııanyuda ayaklanan işçilere karşı tedbir alındı
Londra, 8 (YİRS) — Bnıns-wick’te, Hermann Goering çelik müesscaelcrin sökülmesi karşısında İngiliz memurlarının bulundukları binayı ateşe veren binden fazla Alman işçisinin yeni bir nümayişini önlemek llzere, hâdise mahalline yeni takviye kuvvetleri gönderihnişlu.
Çelik müesseseler! bir kaç kilometre karelik yer İşgal etliklerinden. gönderilen tanklar vc piyade kuvvetleri kâfi gelmemişti, Güney Asyaya 100 milyon dolur yurdıııı edilecek
Londra. 8 iYİRS) — Birleşik Amerika Dışişleri Bakanı Mr. Dean Aclieson. Güney A aya memleketlerine 100 milyon dolarlık bir yardim yapılmasını Kongreden İstemiştir. Acheson, Milliyetçi Çin Bakanı Mareşal Çon-Kay-ŞckTo bu tahsisattan yardım göreblioce ginl ilâve, etmiştir,
Weşlorliııg bir ay hap^e ııuılıkûın oldıı
Londra. 8 (YtRS) — Gayri ’ nunl olarak Slngapura girmek' nanik ve .Endonezya Hükümet etmiş olan Raynıond Wr •’ r, pasaportsuz olduğu i


*
Ankara 8 (Hususi muhabirimizden — H M Meclisi bugün anut 15 de toplandı ve ilk olarak 15 gün İzin almış bulunan Devlet Rakam ve Başbakan yardımcısı Nihal Erlm'e Devlet Bakanı Cemil Sait Barlas ın vekâlet edeceğine dair Cumhurbaşkanlığı tezkeresini tasvip etti.
tsUınbulda yayınlanan rumca Hro-nos gazetesi a&hlp ve başmuharririnin hükümlü olduğu cezanın affı hakkındaki tasarının ikinci müzakeresini yapıp kabul eden B, M. Meclisi müteakiben yabancı mem 1cketlerle geçici mahiyette ticaret anlaşma-
Izmirde iki partinin seçim parolası
lan ve Modus VivendHtr akdine ve bunların şümulüne giren maddelerin gümrük resimlerinde değişiklikler yapılmasına ve anlaşmaya yanaşmayan devletler müvaıcdatına karşı tedbirler Alınmanına yetki verilmesine dair olan 45«2 sayılı kanunun yürürlük müddetinin uzatılması hakkın-dnkı tasarıyı kanunlaştırmışlar.
Ticaret ve sanayi odalarîyle devlet çelik ve kimya endüstirisl kanunu tasarılarının İkinci müzakerelerini de ikmal eden Meclis, cumn günü saat 15 te tnplanmak Üzere çalışmalarına son vermiştir.
C.H. P.Genel sekreterliği bir tamim çıkardı
C. H. P. : “Yapılanlar bizim eserimizdir.” D.P. : “Biz daha lyhlnl yapacağız” diyorlar
Tâ nümde milletvekili adaylığı için seçim bölge başkanlıklarına müracaat olunması bildiriliyor
Şehir Meclisi dün saat ren belediyenin 1950 yılı sakereve başlamıştır.
Celse açılınca İlk defa kısmı okunmuş ve bu kısmın 42.Sön.625
Hra olduğu görülmüştür. Bu vazlvfcte göre her şubenin bütçesi şöyle tenbıt (ı-dllmeklrdir: Nafie İşleri 256,702 ilil Eğitim İşleri 1.0)3,938. Tarım w Veteriner İşleri 478.195, Rrığlilc İşleri İGI •(% îktleat İşleri 687.472. Evlendirme I )rrı 54.IHIİ. Belediye Sağlık 1şk*rl 4.176 F t Belediye Veteriner İşleri 69.841, Fen I r lerl 153,161 îmnr Müdürlüğü 160.101 Makine - Elektrik - Sanayi işleri 043,2(0. itfaiye İşleri 1,680,222, t.tttmlâk hicri 36.401, Bahçe işleri 450.111, Mezarlık İşler) 137.011, Temizlik işleri 2,«MM.922 lira olarak gösterilmiştir.
Söz alan hatipler bütçeyi muhtelif noktalardan şiddetle tenkid etmişler ve açığın no îte kapatılacağını sormuşlardır Bu arada eski şehremini Cemil Topuzlu, gelirin 46 milyon liraya çıkarmanın kabil olabileceğini, halk dileklerine ehemmiyet verilmediğini. 5()0 üncü fet.lh yıldönümü İçin bütçeye hiç tahsisat konmadığını belirtmiştir. Bazı âzalar da mekteplerde cam bulunmadığı halde Yalova rıhtımına pnra ayrılmam keyfiyetini tenkid etmişlerdir.
Remzi Özdeğen» Fen müşavirliğinin kaldırılmalını, istimlâk ve emlâk müdürlüklerinin birleştirilmesinin daha ov-velden istendiği halde, bütçe encümeninin bunu nazarı İtibara almadığını ten-kld etti •
Bilâhare bütçenin medde madde mü-znkereHİne geçildi, vakit geçi kliğinden toplantı bugün saat 15 e bırakıldı.

İzmir. 8 «Hususi muhabirimizden) — Meclisin seçimleri yenileme kararı arifesinde hükümetin ve siyasî partilerin bütün gayretleriyle giriştikleri seçim hazırlıkları mânidardır. Eğenin her yerinde valilikler seçim defterlerini büyük bir titizli kiçlndc hazırlar vc tek nüfusun dahi seçim kütüklerine geçirilmesine itina gösterirlerken siyasî partiler de «« çim kampanyasına girmişlerdir. Her yerde «e-çim nutukları söylenmekte, bir taraf •'Ynpılanlar bizim cserimlzdır., derken ötekiler ”Rlz daha iyisini yapacağız., demektedirler.
Şimdilik seçim hazırlık ve propagandalarının gayet efendice yapıldığını kabul etmek realiteye uygun düş* muktedir, Egeliler şimdi. dağılma kararı verecek, olan Meclisten eski millet vekilîerınfn seçim bölgelerine gelmesini ve kendilerini zorlu bir imtihana çekmesini beklemektedir.
Çok saynıu dikkattir kİ her İki partiden vahıız tzmirden millet vekilliği adayı olarak şimdiye kadar iki yüze yakın ad ileri sürülmüştür.
Kanaatime göre her İki büyük parti seçimlere Eğede müsavi şartlar ve aynı şgnsiyle girecektir. Fa-
kat gjeçen seçimlerde olduğu gibi halkın körükörüne bir partiye gönül ve-rerfek oylarını kullanmasına imkân yoktur. Seçimleri, listesi eri kuvvetli görünen parti veya mlkst listeler kazanacaktır Her iki partinin Üyeleri arasında bu yola doğru bir temayülün mevcudiyeti göze çarpmaktadır.
Ankara 8 «Hususî muhabirimizden )— C. H. P. Genel Sekreterliği, partili milletvekillerine gönderdiği bir mektupla yedinci kurultayca kabul edilen tüzüğün 148 inci maddesi gereğince milletvekili adaylarının yüzde yetmişinin llîerce tesblt olunacağını hatırlatarak araylığının konulmasını isteyenlerin yoklama kuruluna arzodılmek üzere bir beyanname doldurmalarını ve Parti Genel Sekreterliğine veya adaylığının konulmasını istedikleri Parti tl İdare Kurulu baskınlarına göndermelerini bildirmiştir.
Siyasî çevreler, partinin bu tamiminden, C. H. P. nin bütün partili milletvekillerini yoklamaya sokarak kazanmayanların partiye gücenmelerini önlemek ve yüzde 30 nispeti üzerinde hareket serbestisin! muhafaza etmek istediği mânasını çıkarmaktadırlar.
Aynı suretle cek ve
çaJanmalardan kendisini korumuş olacaktır.
Büyük şehirlerin yağ n süt ihtiyacı
Büyük şehirlerimizin yağ va.sübıfbti-yaçlannı tesblt ve tetkik etmek üzere memleketimizde bulunan isviçreli Tnüte-hasaiR Dr. Engiler hasırladığı raporu Tarım Bakanlığına göndermiştir.
Tammış bir Fransız İçtimaiyat âlimi, memleketimize gelecek Memleketimizde do tanınan Durk-heim mektebi sosyologlarından olan Fransız G. Davy Üniversitece memleketimize davet edilmiştir. Profesör nisan başında tstanbulda sosyolojiye alt bir konferans verecektir. Fransız âlimi İçin bu arada Türk sosyoloji cemiyetinde de münakaşalı ümi konuşmalar tertip edilecektir.

çevrelere göre C. H. P. bu kuvvetli namzet çıkarahllc-aday tesbitinden dolayı par-
Tanınmış iki Amerikalı kadın şehrimize geldiler
Amerikan kadınlan arasında sosyal sahada ve hayır işlerindeki çalışmalarıyla tanınmış olan bayanlardan Har-riet Bumes Pratt İle Mand Senlor dün uçakla şehrimize gelmişlerdir. Birleşmiş Milletler nezrindeki temsilcimiz Selim Sarper He de samimi temaslarda bulunan bayanlar memleketimizin yakın dostudurlar. Dün Vali ve Belediye Başkanı Prof Gökayı ziyaret eden Amerikalı misafirler kendilerino gösterilen yakın alâkaya teşekkür etmişlerdir.
Yeni basın kanunu tasarısı, Meclise sevkediliyor
Ankara 8 (Hususi muhabirimizden) — Yeni Basın Kanunu tasansı-ntn Bakanlar Kurulundaki müzakeresi bitmiştir. Tasarı, yarın Büyük Millet Meclisine sevkedllecektir.
Turist celbi İçin Pasaport Kanununda tadil tasarısı
Ankara 8 (Hususî muhabirimizden) — Memlekete turist getirilmesini kolaylaştırmak üzere Pasaport Kanununda tadilât yapılmasına dair hükümetçe hazırlanan tasan B. M. Meclisine sevkedilmlştlr.
tamirdeki Amerikan filosu bugün ayrılıyor
İzmir 8 (Hususi muhabirimizden) — Bir haftadan beri limanımızda misafir bulunan Amerikan filosu, yarın İzmirden ayrılacaktır.


Yarınki konferanslar
Beyoğlu HnîkSvInde vann saat 16 de Prof. Hilmi Ziya ülken tarafından “Ço-cuk ve cemiyet' mevzulu; Şişli Hal-kevinde de Prof Mükrlmin Halil inanç Ifirttfındnn (1071 denherı bizim olan A-nadölu» mevzuunda, bir konferans verilecektir.
İzmit vapurları Derinceye de uğrayacaklar îslanbul-tzmlt arasında İşleyen *c î» vapurlarının Derinceye de ugra-*-hakkında gösterilen arzu Üzerine bu ur. lerde müspet bir karar verilecektir.
Vefalılar günü
Vefa Erkek Lisesinin kuruluşunun 24 üncü yıldönümü münasebetiyle 11 3.1950 ımartesi günü uıt 15.30 da Vefa Lensinde toplanarak ananevi “Boza gûn-lerC'nl yapacaklardır.
Suriye ve Lübnana giden talebelerimiz döndüler Suriye ve Lübnanda bir tetkik gezisine çıkan İstanbul Üniversitesi talebelerinden 63 kişilik bir grup dün sabah şehrimize dönmüştür. öğrencilerimize her İki memlekette büyük bir mia&iir-pervcrlik gösterilmiştir.
İnşaat Fakültesi Talebe Cemiyetinin konseri
SanrıIkAr Profesör Andor Unzhvarv 10 mnrt cumn günü »aat 17 30 da Teknik Üniversite konser Balonunda İnşaat Fakültesi Talebe Cemiyetinin arzusu Üzerine bir piyano resitali verecektir. Programda Bach. Scarletti. Beethoven Schu-mann, Chopln ve Llszt den seçme eserler mevcuttur.
Milli Türk Talebe Birliğinin gazetecilerle tanışma toplantısı
Türk Talebe Birliği bugün saat Marmara Lokalinde gazeteciler-tanışma toplantısı tertip etmlş-Bu toplantıya. Gazeteciler Ceml-
MÜH 16 da le bir lerdir.
yeti İdare kurulu Azalarlyle tanınmıı gazeteciler ve gazetelerin mümessilleri davet olunmuşlardır.
Lübnanın Ankara Elçisi değişiyor
Mevsuk membalardan. Lübnanın Ankara Elçisinin başka bir vazifeye nakledilmesinin kararlaştırıldığı Öğrenilmiştir, Yerine KAsım Esaulh tayin edilecek-tir, HAlen Başdad Elçisi bulunan bu zat Başbakan Rıyad Esaulhun uzak ak-* rabalarındandır.
Dün geceki basketbol maçları
Dün gece Teknik üniversite salonunda yapılan federasyon kupası İstanbul karşılMmalannda Alt mordu Mülklytyi 2826. Harp Okulu Bevoğlusporu 40-43 yendi.
Van gölü için 2 yolcu gemisi yaptırılacak Devlet Denizyolları Van gölü vapur işletmesi müdürU yaktırılacak olan ve 400 tonluk bir hakkında Genel
mek üzere şehrimize gelmiştir.
Şükrü Uygur yeniden 300 tonluk İki yolcu vük gomİHİnln inşaatı Müdürlükle temas et-
Ermeni kiliseleri mütevaiüleri Valiyi ziyaret ettiler
Erment kültelerine seçilen mütevellilerin temsilcileri Valiyi ziyaret ederek kiliselere nit devir ve teslim muameleleri Üzerinde izahat vermişler ve bası dileklerde bulunmuşlardır.
bir İngiliz mahkemesi tarafından bir ay hapse mahkûm edilmiştir. PrenacR Ellzabeth'İn bir çocuğu daha olacak
New-York, 8 A.A. (United Press) — Dün Londradan alınan haberlere göre Prenses Eliza-beth’ln yaz sonıı veya sonbaharda ikinci bir çocuğu olacaktır.
Buckingham Sarayı, usulen bu haberi tekzip etmiştir.
Belçika Kongolundan, Amerlkaya durmadan urunlum yollanıyor
Brüksel, 8 A.A. «United Press) — Belçika Dışişleri Bakanı Paul Van Zeeland'ın dün bildirdiğine göre Washington’dn görüşmeler yapılı iken Belçika Kongolundan Birleşik Amerika fabrikalarına u-ıanium cevheri gönderilmesine fasılasız devam edilmektedir. MalezyalI tedhişçiler faaliyeti arttırdılar
Londra, 8 (YİRS) — Malezya Haki tedhişçiler. Kuala Lıımpurdn bir açık hava sinemasına baskın vererek dört kişiyi öldürmüş ve bir çok kişiyi de yaralamışlardıı
Vnzivete müdahale eden poll uvvetleıi, Roenuıyu başlaya^ ateş ed«'iel\ arala M ’ r k’-ivl öldüm.üştür, öl ’ \ t?(‘ dinileri İdare eden v» •1 , dar Lırafından uzun “en iv-ri aranan reislerden I ol hıftu tesbtt edilmiştir.
Fenerbahçe takımı, taralle bugün gidiyor
Fenerbahçe futbol takımı bu sabah saat 8.30 da hususi bir uçakla İsrail© hareket edecektir. Bu münasebetle dün akşam İsrail Elçisi M. Ellahu Sasson, Park Otelde bir kokteyl parti vermiştir. Bu toplantıda Vali. Fenerbahçe futbolcuları ve Basın mensupları hazır bulunmuştur.
Elçi M. Ellahu Sasson, tarallo yapılan birinci spor temasından duyduğu hazzı belirterek Fenerbahçenln yapacağı müsabakalar İçin bnıarılar dilemiştir.
Bu sabah İsrail* gidecek olan Fenerbahçe futbolcuları şunlardır:
Cihat, Turan ılst-Spor), Murat, Ahmet, Hilmi, SalAhaddln. Samlm, Kâmil, Müıdııt. Fikret, Erol. Cemal. Lcf-ter, Hain, Nusret, M. AH.
Halk İçin içtimai siyaset konferansları
İstanbul Üniversitesi içtimaiyat Ens titüsü halk İçin “tçılmal siyaset konferansları” adı altında bir seri konferans tertip etmiştir. 14.3.1950 salı günü Ord. Profesör Gerhard Keseler tarafın-dan “Garp memleketlerinde işçilerin durumu”, 21.3.1950 günü Ord. Prof. Alfred îsaac tarafından “işsiz ve işsizliğe kar-üt mücadele”. 28.3.1950 günü Prof. Reşat Nalbantoğlu tarafından •ücretler ve flatlor”. 4.6.1950 günü Doktor Ek-mel Zadli tarafından "Sosyal sigortaların mahiyet ve vaslfeleri”, 11.4.1950 günü Avukat Meliha Ornl tarafından “Çalışan kadınların durumu”. 18.4 1950 günü Prof. Mehmet Ali tarafından "Türkiye sanayimde İşçi barındırma”. 25.1.1956 günü de Doç. Doktor Orhan Tuna tarafından da İşçi sendikalarının mahiyet ve vaalfelerl” movaulnrındn verilecek olan bu konferanslar haftanın salı günleri saat 19.30 dadır. Giriş serbesttir.

- I
HAVA RAPORU
Devlet Meteoroloji işleri Genel Müdürlüğünden öftrendığimİKe göre son 24 aaAt İçinde yurdu m uz »ta hava. Knradr-nle kıyıları, Doğu Anadolu ve tç Anndo-lunun diğer taraflarında çok bulutlu ve yer yer yağışlı geçmiştir. Yağışlar Doğu Anadolu ile İç Anudolunuh Doğu kısımlarında kar. diğer bölgelerde yağmur şeklinde olmuştur.
Kar kalınlıkları Karaköaede 41, Karata RP, Rlvasta 30, Erzurumda 16 aantl-mrlrrtllr. Sıfırın altında ©n düşük sıcaklık Kara ve KarnkÖncde 10, sıfırın önlünde en yiikaek sıcaklık Fsthlyedo 10 derecedir.
Bugün şehrimizde hava bulutlu, çok nr bir «htimnlle hafif yağışlı geçecek.
'ırlar Halı ve Güney-Batıdan orta «ite eıeock ve haya «ıcaKUfiı b.üas duhu artacaktır.

İktisat Fakültesinde yabancı dil dersleri
Yabancı dil işinden dolayı kendi talebelerinin çok fena durumca olduk‘r.rı-nı gören ve talebenin bir çok müracaatı He karşılaşan, iktisat Fakültesi Profesör, doçent ve asistanlar tarafından idare edilmek ve alAkah derelerin metinleri üzerinde tercüme ckzetalıleri yapmak üzere haftada dörder anatiik tnglHzce Fransızca Almanca kurları tertip etmiştir. Geçen sömestrde başlanan bu teerübeys bu sömestr esnasında da talebenin vâki müracaatı üzerine devam olunacaktır.
İclâl Aç’ın ikinci radyo konseri
16 mıırt perşembe günü, saat 10 26 te İstanbul Radyosunda, Soprano Bayan îclAl Ar, ikinci konnmlni vererek muhtelif operalardan aryalar ve Hadler kuyacaktıa

i
9 Mart 1950
İKTİBASLAR
İsviçre notlan
Almanyadan Isviçreye geçerken
yasak!
“Açamayız
i
İsviçreli subay, İsviçrenin istemediği şeylerin
başında harbin geldiğini soyliyerek söze başladı
*
Amerikan mucizesini
ele-
l


sartiyle
güvenilemiyeceğint, millet hakları diye mevcut olmadığını izah ediyor ve son-
Bankogta Amerikan temde konferans yapmaktn-halde bunlarda uzun ve programlar çıkarılacak-
İnanılır
sonrası
tam eski
Yazan : Oğuz TVRKKAN
leşi tan yumalım.
hu-
çe-gece asır-
Aınerİkada (Kovboy)Ur umumiyetle birdeki çobanların vazifesini görürler
Ameri katlan intibalar
gözönünde tutarak hazırladığımız projeyi bakanlığa gönderdik.., Turist İçin eğlence yeri, kulüp açacağız. Bari, bu arada gece ame-için de lûtııfkâr davranalım; onları da sabaha kadar oruç tutmak-kurtaracak gıda maddesi satan dükkânların açık kalmasına
göz
meydana getiren sır
... ve ilâve etti


“— Bir millet için yapılacak şey, mümkün olduğu kadar harbe sebep olmamak ve harpten uzak kalmaktır. Eğer bütün dünya, son yirmi beş sone zarfında siz Türkler ve biz isviçreliler gibi hareket edebilmeydi, ne Büyük Cihan Harbi vücuda gelir, ne de onun neticesi olan bugünkü muzlim dünya vaziyeti hâsıl ohırdu.M
MÜNTHTEN öğle esnasında İs-viçreye hareket etmek için ayrılırken, çalışan ve fnşıng merasimi hasebiyle gecelen bir çılgın gibi eğlenen bu memleketin ufku Üzerinde yarının müphem vaziyetini düşünmekten kendimi alamıyordum. Herkes, düşünen ve düşün-miyen bütün Almanlar çalışıyor, yarının ne olacağını bilemiyor ve buna rağmen sanki her şeyi en M bir istikbale maruz kalaöâk bir vaziyette görüyormuş gibi hayatı yeniden kurmaya Uğraşıyordu. Çünkü onlar için hayatın en mecburi bir şartı, çalışmak ve yaratmaktır. Fakat şimdi bütün bu çalışmalarda harekâtına serbest olarak nail olamıyan bir milletin eserleri görülüyordu. Onlar, şimdi, sırf yıkılan maddi ve mânevi eserlerini ihya için uğraşıyorlar ve yarının meselelerini artık Amerika-ya bırakmış bir halde bulunuyorlar. Onlarca yarının bir harbi dünyaya belki en büyük felâketleri getirecektir. Fakat felâketlerin en büyüğünü görmüş oİ8n bu millet, artık bundan da pek korkmuyor ve her şeye büyük bir tevekkül ile mukabele etmeyi en münasip bir yol telâkki ediyordu.
Doğudan Batıya yapılan hicretler, Almanyanın doğusunda her gün tekerrür eden facialar onları yalnız bu cihetten korkutuyor vc bu seljep-ten eski düşmanları olan Amerika ile Ingilterenin muvaffak olmasını canı gönülden istiyorlar.
Son altı ay zarfında Doğu Alman-yadan batıya dört yüz bin kişi iltica etmiştir. Bunların anlattıkları ve o havalide bulunan hemşeri ve akrabalarından aldıkları haberler Almanlar için batı âlemi ile bilhassa Ameri kaya yaklaşmak için en büyük bir vesile oluyordu.
Huduttan geçtikten sonra heı tarafı bir mâmure olan İsviçrede memleket gazetelerini almış okuyordum. Şimdi tsviçrede günün him meselesi — arzu edilen dlse olmamasına rağmen — erbi vukubulduğu takdirde *»tin kendim nasıl müdafaa
tidir. İstasyonlar genç askerlerle
en mü-bir hA-yannın memle-edebile-

Sovyet Rusya ve soğuk harb
Asyalılara, Kremlin komünizminin, Çarlık emperyalizminden başka bir şey olmadığını anlatmak lâzımdır
Zabıtanın işini kolaylaştırma bahasına bir şehir, harp zamanı nizamlarile idare edilir mi ? Geceleyin karnını doyurma yasağı? İnanılır iş mi, bu?
Yazan : Refik Halid KARAY
dolu idi. Her sene üç hafta askerlik hizmetini yapan gençler neşe içinde vazifelerine gidiyorlardı. Bir çok düşüncelerden sonra yanımda bulunun bir İsviçre subayı ile görüşmeye başladım. O, İsviçrenin istemediği şeylerin en başında harp olduğunu belirterek söze başladı. Memleketlerinin eskiden temin edilmiş olan bitaraflığına artık çünkü devlet ve artık bir esasın hazin bir surette
ra ilâve eyliyordu:
41— Bir millet için yapılacak şey. mümkün olduğu kadar harbe sebep olmamak ve harpten uzak 1 almaktır. Eğer bütün dünya, son yirmi beş sone zarfında siz Türkler ve biz isviçreliler gibi hareket edebilmeydi, ne Büyük Cihan Harbi vücuda gelir, ne de onun neticesi olan bugünkü muzlim dünya vaziyeti hâsıl olurdu. Fakat mademki bugün realite icabı bunu kabul ediyoruz. o halde elimizden geldiği kadar kendimizi korumaya ve müdafaa etmeye mecburuz. Bu müdafaanın büyük kuşetlere karşı belki de hiç kâfi olmadığını biliyoruz, fakat teslim olmak istemiyoruz. Onun içindir ki sarfedılecek daha bir çok mühim yerlerimiz olmasına rağmen, milli gelirden büyük bir kısmı işte gördüğünüz şu askerlere veriliyor ve bunu millet büyük bir memnuniyetle kabul ediyor. Çünkü, İkinci Cihan Harbinde Hitlerin süratle memleketleri işgal etmelinin en büyük saiki muazzam orduları değil, belki nişan ve parlak üniformalara bürünmüş, karşı taraf millet ve ordularının bir hazan yaprağı gibi daha dokunmadan düşmesinden ileri gelmişti. Şimdi ben. bu milli müdafaa işlerinde siz Türkler ile biz sâkin İsviçrelilerin gösterdikleri gayreti pek tabii buluyorum. Buna, diğer milletlerin de ergeç ittıba edeceklerim ümit etmekteyim.,.
Tren, tepeleri karlarla örtülmüş yeşil vâdilerden geçerken, güzel memleketimin bu işlerde gösterdiği hassasiyetten mütevellit bir sükûn hissetmemek kabil değildi



Paris Hususî Büromuz bildiriyor
Franco'ya göre Alman - Rus
anlaşması mümkündür
Komünizm, atom bombasiyle kaldırılamaz. Her şeyden önce, manevi esaslara, lâyık oldukları mevkii vermeliyiz
istikbaline temas etmek-
/
meselesini halletmek için önce Almanya ve Italya-
Paris (Hususi büromuz bildiriyor ı Eir Paris gazetesi Gen. Franco ile yapmağa muvaffak olduğu mülAkatı neşret nuşUr. Bahsi geçen mülâkalla Franco, bilhassa Avrupanın şimdiki durumu ile tedir:
“Avrupa her şeyden
da uzun zamandan ben mevcut bulunan askeri ve sosyal duruma nihayet vermek lâzımdır. Nüfus fazlasının tazyiki altında bu iki memleket zaman zaman hudutları dışına taşmak arzusu gösterirler. Artan nüfusa iş ımkAnları bulunursa bahsi geçen yayılma arzusu da önlenmiş olur.
“Komünist tehlikesi silâhla, hattâ atom bombasiyle bile durdurulamaz. Komünizme mukavemet ancak mânevi inancın kuvvetlendirilmesiyle kabildir. Üçüncü bir dünya harbi olsa, bunu da Rusyanın düşmanlan kazansalar, gene dünya üzerinde sükûn ve nizam avdet etmiş olmayacaktır. Çünkü harbin nihayetinde meydana gelerek olan mânevi yorgunluk iıer bakımdan son derecede zayıf bir içtimai bünye yaratacaktır. Marksizm denilen hastalığın etrafa yayılmasını önlenıpk için evvelâ hayat şartlarım mâkul hir seviyeye yükseltmeli, sonra da mânevi kıymetlere lâyık oldukları mevkii tanımalıdır.”
Ahmet Hamdı Tanpınar
Sahnenin
Dışındakiler
Birinci Kışı in
MAHALLE ve EV
I
Istanbula 1920 yılı eylülünün sonunda yağmurlu. kapanık bir gece yarısı gelmiştim. Vapurumuz önce Çanakkale Boğazına girmeden evvel. sonra da limanda çok aıkı bir kontrolden geçirildiği için dokuz saat gecikmişti. Bu yüzden babamla kararlaştırdığımız gibi çıkar çıkmaz annemin akrabasından Behçet Beyefendinin Gözte-pedekl köşküne gidemedim. Benimle beraber Tıb-biyeve girmek için Istanbula gelen iki mektep arkadaşımla Sirkecide küçük, ve epeyce kirli bir otele İndik.
Akrabamdan bir insandan bahsederken “Beyefendi” vasfım kullandığım için okuyucularım heni ayıplamasın! Bu manyak ve benim için o kadar sevindi, fakat etrafın hiç de sevmediği bir adamın, kendisinden daha beter olan hizmetçisi ve azap meleği Şerife Hanım, rütbe, elkap. unvan ve teşrifat işlerinde bir eski devlet salnâ-
New-York Times gazetesi şu enteresan makaleyi neşretmlştir:
Kremlin uzun zamandır beklenmekte olan doğu soğuk harp cephesini açmış bulunuyor.
Rusya doğudaki iki yoldan hareket etmektedir. Bir tecavüz! yayılma siyaseti var kİ. Çin’de komünizmin kıı-rulmasını müteakip bütün Uzakşark-ta yayılma istidadını göstermektedir. Bu arada Rııslar Hoşi-Min’i tanımışlar ve silâhlı hır harekete yanaşmayan Japon Komünist Partisi liderlerine şiddetle çatmışlardır. Rus siyasetinin öbür cephesi de bir nevi müdafaa sistemine dayanmaktadır. Bu müdafaanın mânası Batıkların Uzak şark ta da Avrupadakı gibi katt bir hat teşkiline imkân vermemektir.
Rusya şundan korkuyor. Batı devletleri, Batı Asyada (Türkiyede) Rus akınım kuvvetle kösteklemişlerdir. Şimdi Türkiycden başlayıp sırasiyle îrqn, Afganistan. Hindistan, Nepal. Hindiçini devletleri, Siyam ve Malaya üstüne kati bir hat tesis edilirse Rusyanın yayılmasına imkân kalnuyacaktır. Bunu önlemek için Rusya bütün propaganda kabiliyetini Asyaya dökmekledir, üstelik Asya bizzat çok karışık bir durumdadır. Afganistan, Pakistanla bozuşmuş; Pakistanla Hindistan Keşmir meselesinden dolayı birbirlerine girmiş, Nepal, II indi s tana kafa tutmaktadır.
Hulâsa Asyada birlikten Önce sükûnu sağlamak lâzımdır. Bu yolda batının uğraşacağı muhakkaktır. Hele Atlantik Paktına dahil beş memleketin Asyada menfaatleri çok büyüktür, yani Amerika. İngiltere, Fransa. Hollanda ve Portekızin Asyada bazı teşebbüslere girişmemesine imkân yoktur. Eıı yolda lngilizlcr Asyada biri Seylan ve biri de Singapur’da olmak üzere iki konferans yapmışlardır. Amerikanın seyyar sefiri Jcssup, Uzakşarkta bir programın hazırlanması için tctklkat icra etmekte ve alicileri bir dırlar. Her kısa vadeli tır.
Yalnız Huşlara yardım eden bir nokta da, Uzakşark ile ilgili memleketlerin bir kısmının aynı zamandR Avrupada Rus tecavüzlerine karşı koymaya mecbur milletler bulunmasıdır. Fransa bir yandan kendini kalkındırmaya çalışırken diğer yandan da Hindiçinfye, bütçesinin yüzde 30 unu sarfetıneye mecbur olmaktadır. İngiliz ordusu. Malaya ve Hon-kong taraflarına dağılmıştır.
Ayrıca komünistlerin tertiplediği grevlerle ve baltalama hareketleriyle de meşgul olmak lâzımdır. Yani görülüyor kıf komünist mekanizması tarihte şimdiye kadar bu derece geniş bir saha üzerinde çalışmamıştır. Tabii bunun Rusların söylediği kadar yenilmez bir kuvvet olduğuna da inanmak doğru değildir. Bilhassa üzerinde pek durulan Rus - Çin yakınlığı pratik sahaya ta hiçe inmektedir. Ne vardır.
öbür taraftan Güney
zirlanacak bir durdurma merkez rolünü oynaması lâzım gelen Hindistan tarafsız bir siyaset gütmeği düşünmektedir. Onlara bugün çok tehlikeli anlatmak
gelince Ade-yol ne tren
A»yada ha-h at tında
1A-
bir du-
için böyle bir şeyin bir oyun olacağını zımdır.
Hattâ, hakikaten uzun vâdeli programa, son zamanlarda pek
rulınayan eski bir siyaseti de alabiliriz. Yani Pan-Turanizm kİ Merkezi Asyayı teşkil eden Türklerin bir araya gelinesi demektir. “Asya As-yalıların”dır diyen bu millet ve kabilelere bu lâfın “Asya Rusya için” mânasına gelmediği anltılabilirse, Merkezi Asya’nın bu kalabalık Türk milletleri, Slav baskısını ne kadar az sevdiklerini meydana vurabilirler.
mesi kadar titizdi... Babası İsmail Molla Beyin sAğlığıııda ve biraz da hanımı namına beyenme-diği İçin küçük bey sıfatiyie ezdiği efendisine Şûrayı Devlet Azası olur olmaz birdenbire beyefendi pâyeslni veriş ve bir daha başka suretle anılmasına müsaade etmemişti. Ne yapılır. Şerife Hanım, devlet mefhumuna hürmetkardı.
Behçet Bey annemle teyze çocukları olan Aliye Hanımefendinin kocasıydı. Bıı Atiye Hanım Abdülhanıid devrinde acayip mizacı, sevimliliği, huysuzluğu, tatlı uysallık, inat ve fantezileri, ânl coşmakıriyle “saraya intisap” dedikleri o acayip ve tehlikeli ikbali bile bir nevi şaka haline getirmiş bir kazaskerdi.
Garip bir şaka ki, sonunda hem kendisinin, hem dc Atiye teyzemin aşağı yukarı hayatlarına mal olmuştu. Filhakika hakkı olan Meşihatı elde edemediği için kahrından Ölmüştü. Büyük teyzeme gelince, hiç bir zaman sevmediği ve sevenıl-yeceğl Behçet Beyle, Hünkârın İradesiyle evlenmişti. Karı koca senelerce yaııyana uzatılmış iki değnek gibi yaşamışlardı. Kayınbabası İsmail Molla Bey yaşadığı müddetçe bu aşksız hayat, genç kadını Bıkmamıştı. Çünkü İsmail Molla işittiğime göre çok canlı bir adammış ve gelinini eğlendirmesini bilirmiş. Onun ölümünden sonra İse hayatı çekilmez bir hal almış. Hakikatle Atiye teyzem Doktor Refik adında İttihat ve Terakkinin eski kurucularından biı genci tâ çocukluğun-dıınberi seviyormuş. Bu Doktor Refik de ablası Rııhsar Hanımın kaynı imiş. İsmail Mollanın ölümünden bir yıl evvel İstanbul» gelmiş, gerek onu ve gerek oğlu Behçet Beyi cemiyete sokmaya muvaffak olmuş. îsmAİl Molla Bey açık fikirli l»Jr adam olduğu için gelinini evlerindeki küçük toplantılara alırmış, Boylere eski Aşk tekrar (11-

GEÇEN haftaların birinde idi; şehrimize bir transatlantik dolusu turist gelmişti. Emir çıktı: Eğlence yerlerinin geceleyin muayyen saatten sonraki kapanma yasağı kaldırıldı ve o gece sabaha kadar barlar işledi, gazinolar dolup dolup boşandı; yenildi, içildi, dansedildl; gezildi. Liman projektörlerle aydınlatıldı; gemiye vızır vızır vapurlar işledi. Kısacası İstanbul, büyük şehirlerin gece hayatına kavuştu.
Amma tek gececik... Ertesi günü uyandık da bildik, bu bir hâb imiş. Vakta ki tekrar saat biri çaldı, daha bir gece evvel sabahlamış yerler kapılarım örttüler; liman karanlığa, şehir hareketsizliğe gömüldü.
Ben de şunu düşündüm: Dükkân kapama yasağı hangi kanun veya nizamın kimlere, ne şartlarla verdiği bir salâhiyettir. Keyfe göre o salâhiyeti kullanabilir miyiz? Yani bir makam ”Bu gece yasak kalktı,, derken neye istinat ediyor? Daha mühimmi bu yasak ne receye kadar adli bir müeyyideye dayanmaktadır?
Kanuni mevzuatı bilmediğim için bu hercaimeşrep tatbikata kııki bilgi ile itiraz edemiyeceğim. Sadece mantıksızlığına dikkati kcceğım. Pek iyi bildiğim bir cihet varsa o da büyük bir şehrin hayatını şimdiki kadar haşin ve Amnnsız şekilde söndürmeye şu da hakkımız olmadığıdır.
Evet, haşin ve Amansız şekilde... Zira bu büyük lstanbulda



Amerikan halkı, hayat standardı en yüksek olan memlekettir. Buradaki refah ve bolluk, bir de kabiliyetli insan için hudutsuz olan imkânlar, göz ve gönülleri mıknatıs gibi bu memlekete çekmektedir.
I)aluı İyi, daha müessir makine:
Amerikalılar, başarı anahtarının makinelerde okluğunu sezer sezmez, bütün dikkatlerini yeni makine icadına çevirdiler. Asıl istedikleri şey, iş gören makineleri geliştirmek, daha müessir hale getirmekti. Ve böy-lec.e, yüz binlerce yeni makine icat edildi. Öyle makineler ki. istihsali daha çabuk, daha kolay ve daha az masraflı yapıyordu. Bu makineler sayesinde daha az işçi kullanılıyor, daha çok miktarda mal çıkarılıyor, neticede bunlar daha ucuza satılabi-livordu. Meselâ, eskiden ancak 25 dnlaıa «atılabilen SAatler. fabrikalara konan yeni makinelerin işten tasarrufu ve istihsali arttırışı sayesinde 10 dolara satılabildik
aermaye istihsalin a-keşfetmek meseleyi hallet-Eğcr istihsal edilen bu yüz malın hepsi veya çoğu sa-kütle halinde istihsalin de,
Mesele satabilmekte..
Yeni makineler bu/mak, bulmak, kütle halinde vantajını miyordu. bin adet t ıl m azsa,
ucuzluğun da hiç bir mânası kalmaz, şirketler iflâs eder, fabrikalar kapanır. bankalar batar, bütün «istem temelinden yıkılırdı. Gaye, eskiden beri zalon bu nuılı (meselâ otomobili kullanmakta olun bin vatandaşa o-nu daha ucuza temin etmek değil, otomobil kulbınınayaıı 99 bin vatandaşı da kullandırmaya razı etmek ve alıştırmaktı. İşte bu ikna zarureti. Amerikanın en şayanı hayret iki mü-esResesıne bugünkü çapını vermiştir: Reklâmcılık ve Satıcılık.
Reklâmcılık fAdvertisingl Auıe-rikada bir ilim ve sanattır. Yol boyu afişlerinden tutun da, vitrin dekorasyonundan, gazete ve mecmua sahife-lerinden, radyo, televizyon vc göklere zeplin veya uçakla yazı yazma çeşitlerine varıncaya kadar bütün vasıtalardan istifade ederek, reklâmcı kurnaz telkinatını halka vardırır. Ü-niversite ve kolejlerde ihtisas yapan Amerikan reklâmcısı, milyarlarca dolarlık muazzam bir “buzlness” le karşı karşıyadır (yalnız 1917 yılı boyunca Amerikada reklâm için t milyar dolar harcanmıştır). On binden fazla reklâmcılık şirketinde, dünyanın eıı kuvvetli sanatkârları ve en kıymetli psikologları, iktisatçıları, İstatistikçileri ve yazıcıları çalışır. Hemen hemen bütün radyo ve televizyon istasyonları reklâm parasiy-
le işletilir; bütün gazete vc mecmu-alar da, satış parasına değil, reklâm parasına önem verirler.
Bu muazzam reklâm müessesesi, kütle halinde istihsal edilen mallan satmak, zevkleri yoğurmak ve itiyatlar peyda etmek hususunda birinci derecede rol oynamıştır.
Amerikan satıcılığı ise, o da kendi sahasında harikalar yaratmıştır. Amerikalıların dünyanın en mükemmel satıcı milleti olduğunda şüphe yoktur. Satıcılık, hakiki bir meslek, sanat ve Ilım haline getirilmiştir. İnsan ve müşteri ruhiyatı, pratik kafalı Amerikan psikologları tarafından didiklenmiş, mekanizması bulunmuş ve satıcılar buna göre yetiştirilmiştir.
“Promotion” denilen “Satışı teşvik” işi başlıbaşına bir saha ve ihtisastır. Bedava deneme teklifleri, örnekler, parayı iade şartlan, kuponlar, hususi fiyat günleri, ikramiyeler ve daha binbir usulle müşteri celbedllir ve rakiplerle boy ölçüşülür.
Yalnız dükkân satıcılığı ile iktifa etmeyen Amerikan ticaret hayatı, müşteriyi bizzat evinde yakalamak, satın almayı hiç düşünmediği bir anda arzusunu uyandırmak ve mukavemetini yenip satışı tamamlamak yollarını bulmuştur. Bu zor marifeti yapan “büyük çap” satıcılar (dlrect salcsmnnı. elinde bir örnek veya sadece bir sipariş defteri, kapı kapı dolaşarak akla geldik gelmedik her çeşit malı satmakta ve istihlâki arttırmaktadırlar. Amerikalıların idaresine geçinceye kadar iflâs derecelerine varan “Encyclopedia Bıltannicn” bıF yolla pek kârlı bir iş haline gelmiştir.
Bu suretle kurulan geniş İç piyasa. Amerikanın sağlam ekonomisinin en esaslı direği olmuştur. Amerika, bütün milletlerden farklı olarak, istihsalinin çok büyük bir ktsrâını gayet geniş olan iç pıyasasın«la aatabildl-ğlnden, ihracat zorlukları onun için büyük mesele teşkil etmemektedir. Jşin garibi, bütün dünya bugün A-merikan malı istemektedir.

İşler artıyor, ekmek parası az işle kazanılıyor:
Artık hızını alan Amerikan sistemi her an daha gelişerek ilerlemiştir. İşçiler işlerinde daha fazla ihtisas sahibi olunca, “daha çok, daha çabuk. daha iyi” mal prensip! bir kerte daha yükselmiş, fazla İstihsal ve is-


gece faaliyeti gazetecileriyle: yol. temizlik, elektrik, tramvay amelesiyle;’ hastahaneleriyle; cankurtaran otomobilleriyle, bütün fabrikaların gece ekipleriyle devam edip dururken nasıl olur da bu çalışan kitleyi bir sütçü dükkânına girmekten, bir sıcak çorba İçmekten, bir yerde karın doyurup dinlenmekten menedebiliriz? Sabaha kadar vazifede kalan bir işçi, bir şoför gıdasını almak, kışın bir çay, yazın bir gazoz içmek, karnında bir sâlebin hararetini yahut bir dondurmanın serinliğini duymak hakkından mahrum edilir?
Bütün bu dükkânlar saat bire geldi mi kepenklerini indiriyor. Nitekim bir defa bir toplantı dönüşü üşümüş, acıkmış, Haristeki “hâl,, lerin soğanlı çorbasını hatırhyarak Üç arkadaş işkembe çorbası içmek İhtiyacını duymuştuk. Gece yansım henüz bir kaç dakika geçiyordu. Dört dükkâna başvurduk: Kapalı. İçeride ışık gördüğümüzden kepenk arkasından sesleniyor, şu cevabı alıyorduk: “Açamayız; yasaktır!,, Turist “yasak,, tan pek korkar.
işkembeci, çaycı, muhallebici, aşçı için kapama emri şakaya gelmez. Fakat “Kulüp-kumarhane,, de Aza iseniz; baloda yahut, “Ceviziçi badem.,, “Fındık fıstık,,, “KestAne mestAne,, gecesinde bulunuyorsanız yasak ne söz? Şampanyalı supe önünüze gelir. İşte mantıksızlık, hattâ adaletsizlik buradadır.
Şimdi, Amerikadan yeni dönen Basın ve Turizm Umum Müdürü beyin beyanatından bir fıkra okuyalımı sonra turistler sabahlara kadar mütenevvi eğlence yerleri, gece Kulüpleri istiyorlar. Bütün bunları
• ••
Hayır! Geriye dönelim: İstibdat devrine. Meşrutiyete... Şehir ve mutlak olarak gece hayatına kavuşsun. Ahmet Mithat Efendi zamana sıt romanlarında kApanma tAhdidi diye bir şeyden bahsetmez.
Biz İT. Abdülhamit zamanı öyle bir yasak bilmezdik. Meşrutiyet böyle bir şeyi havsalasına sığdıramamıştı. tleri Cumhuriyet İdaresi bunu nereden çıkardı? Zabıtanın işini kolaylaştırma pahasına bir şehir, saat Îürden sonra şu asırda, Ortaçağ haline sokulur, harp zamanı nizam-arivle idare edilir mi? Geceleyin karnını doyurma yasağı?
iş mi bu? Amerikanın orta nüfuslu şehirlerinde gece yansı sinemaları bile vardır.
Turizmin ve bizim beklediğimiz sadece, arzuya tâbi olmak
gıda maddesi satan dükkânların açık kaldığı bir “gece şehri,, değildir. Anadolu yakasını, AdaİArı, her tarafı, bütün “varuş,, lan merkeze bağlıyan, nakil vasıtaları karada ve denizde — geceden pek fazla müteessir olmıyarak — muvasalayı temin eden, tam mânasiyle diri, uyanık, hareketli bir Istanbuldıır.
Saat birden sonra polis devriyeleri, bekçi ekipleriyle ve canhıraş düdük sesleriyle kepenkleri indirilen, zorla perhize giren, bir bardak sil vc bir dilim ekmek hasreti çeken İstanbul, 500 üncü fetih vüının eşiğinde, beşinci fetih yılından daha lnzibatlı vaziyette! Zamanın ne sosyal, ne turistik telâkkilerine, hattâ psikolojik temayüllerine uymı-yan bu vaziyet yalnız turistleri kaçırnwıkla kalmaz; dünyanın istilâ ve harabezarlıktan sonra bile tekrar mâmurluğa. gece hayatına kavuşmuş şehirleri arasında harp görmemiş, memleket nümunesl arzettiğınden cihan hayrete sevkeder.
harp hali rejimine tâbi tek efkârını, hayranlık yerine.
Bizde yoktur
Mett-isahba-i-hayreti* fimdi.
beyaıı-ı-Mte mecal
tlhlAk yeni sabalar, bu yeni sahalar da yeni iş imkânları açmış, işçinin çalışma müddeti de azalmıştşr, Amerikan işçisi, 10 dolarlık mal alabilmek için 8 saat, aynı şey için İngiliz işçisi 19 saat, Rus işçisi 81 «AAt çalışmak zorundadır. E.C.A. nın son yayınladığı tetkikler. Rus işçisinin muayyen miktar bir ekmek kazanmak için, Amerikan işçisinden 25 misil daha fazla çalışması İcap ettiğini meydana kovmuştur.
Daha nçık bir misalle. Sovyet işçisi, 1 kilo ekmek alabilecek kadar para yapabilmek İçin en aşağı varım gün, Amerikan içştsi ise aynı ekmeği 9 ilA 12 dakikalık çalışına ile satın
alabilmektedir.
1 kilo et için Rus 5 gün, Amerikalı ise 1 saat 12 dakika çalışır.
Meşhur AvustralyalI İktisatçı Mr. Clark Birleşmiş Milletlerde daha tamam mukayeselerde bulunmuştur. Milli istihsal kudreti bakımından milletler arasında en geride gelen Hindistan, Çin ve bazı Gliney Amerika devletleriymiş, arasında Rıısya, letleri, Türkiye, zllya bulunuyor.
pek yakın duruyor. En ileride bulunan Amerikayı stresiyle Yeni ZelAnda, Kanada, Avustralya ve İngiltere takip ediyor.
Gerice memleketler Şarki Avrupa dev-Macaristan ve Bre-I talya da bu grupa
rllrniş. Molla Beyin ölümünden sonra o kadar ezici olan baba tesirinden kıırtulau Behçet Bey, yavaş yavaş karısındaki değişiklikleri farketmeye başlamış. Ve nihayet Doktor Refik'ten kurtulmak için onu saraya jurnal etmiş. Fakat garip bir kaza ve kader İşi olarak bu jurnalin müsveddesini bir türlü yırtamarniş. Doktor Refik, Yıldızda üç gün süren bu tevkif esnasında kalb damarı kopmasından ölür. Çırçır yangınında kurtulan şeyler arasında bu jurnal müsveddesini gören Atiye Hanım kocasiyle bir daha konuşmadı. Zaten çok da yaşamadı. Bir aeııe sonra taşındıkları Ortaköydekl İsmail Molla Bey yalısında veremden öldü. Behçet Beyi, tanıdıkları İçin o kadar sevimsiz yapan şey, ittihat ve Terakkinin Pariste ve SelAnlktekl iki kolunu birleştirebilecek tek adam olan Doktor Reflğln ölümüne sebep oluşudur. Aile içinde ise buna ikinci bir suç daha eklenir. Şeıifo Hanımın rivayetine göre Behçet Bey, ölümünden biraz evvel karısının ağzını bir ipek yastıkla tıkar. Buna da sebep yine aileden olan Tulût Beyin bestelediği ve Doktor Refikle beraber çok sevdikleri Mahur Besteyi, kendi kendine yavaş yavaş mırıldandığını işitmesi olmuş derler. Bu hatıralar boyunca bu acayip musiki parçası ile bir çok defalar karşılaşacağımız içlıı ne sahibinden, ne de kendisinden burada hahsot-miyeceğim.
Atiye teyzemi çocukluğumda. Saraçhanedeki konakta oturdukları zaman sık sık görmüştüm. Bu İlk zamanlardan hatırımda kalan şov her nazımı çeken insandı. Ortaköye taşındıklarından sonraki halini daha iyi hatırlarım. O zaman biz babamın memuriyetle bulunduğu Smoptnn gelmiştik. Sekiz dokuz yaşlarında vardım, nun için hatıralarım daha sarihtir. Solgun
İÜ,, ağır kunıraJ »açlan bir bağ bozumu gibi o-muzlarına yığılan, gözlerinin içi. güneşte ince HAiııan çöpleri çıbrdıyormuş gibi pırıl pırıl tu-taşan bir kadındı. Halinde, sonradan okuduğum Edgar Ailen Poc hikâyelerinin kadın kahramanlarını andıran bir şey vardı. Onlar gibi. İnsanın İçinde aşk, ebediyet duygusu, bilinmez daüssılalar uyandırdıktan sonra ortadan çekilip giden bir mahlûk.
Çekilip giden; fakat bir türlü unutulaımyan bir mahlûk... Nitekim bu yazdıklarım, tâ o yaşlardan kalmış bir iki hayalın bende yıllar boyunca nasıl değişliğini ve devam ettiğini gösterir.
Limanın ışıkları içinde ve tehdit edici kütlelerini seyrettiğimi» yabancı harp gemileri, vapurumuzun kontrolü esnasında yolculara sert muamele, rip bir ısrarla lenle o kendi bütün hayatı, ını İyiden iyiye bozmuştu. Otele gittiğim zaman hattâ bir şeyler yemeyi bile aklıma getirmeden soyunup yattım. Bu yağmurlu geceyi, kendi ışıklan İçinde bir yumruk sertliğiyle hekliyen bu zırhlılar İşgal altındaki şehrin hayatını anlatmaya kâfiydi. Onun için evimden ve Ailemden ayrıldığıma çok müteessirdim. Mümkün olsaydı dönerdim.
İçimde yeni ayrıldığım şirin Ege kasabasına garip bir hasret peydalanmıştı. Onun her adım başında karşınıza çıkan, sizinle elele tutuşan, tâ derinden, eşyanın ve bazı munis hayvanların ha-kışiyle size hitap eden sessizliğini özlüyordum. Orada, her şey çok tılsımlı bir ayna gibi size kendinizi. kendi uzletinizi uzatırdı. Akdeniz güneşi, o Harahnt, denizlerin tehlikeli varlığını bile çok uysal bir Tanrı yapan güneş bu küçük kasabada
¥ yapılan etraftaki yağmur ve bilhassa ga-baktığım denizin, ışık vuran yercinden köpüklenen, kabaran ve insanı reddeden karanlığı Asahı-
bütün hayatımızın sanki mimariydi.
Onunla yatar, onunla kalkardık. Her şeyin derinliklerine o uzandığı için ölüm bile acı mânasını kaybederdi.
Yarı ıslak çarşaflarına, duvarlarındaki tah-takııru lekelerine dikkat etmeden yattığım bu otel odasmdn orayı ne kadar özlüyordum.
HAİbukı yolculuğu kendim istemiştin'. Geçirdiğim hAfıf göğüs hastalığı yüzünden iki senemi kaybetmiştim.Evcek bulundugumuz“M...“m yalmz lığına ve sessizliğine yavaş yavaş gömüldüğümü, neredeyse hu yalnızlık içinde kaybolacağımı sanıyordum. Küçük şehir hastalığı dedikleri şey, hem ağır ağır sarıyor ve mumyalıyor gibiydi. Küçük şehir, küçük ev, rahat ve sakin hayat... Her gün görülen dostlar, dönüp dolaşıp üstüne gelinen mevzular, neredeyse bana, daha ötesini, daha genişini unutturacaktı. Halbuki içimde geniş hayatın davetini duyuyordum. Büyük kaİAbnlddarı. fikrin ve hareketin sarhoşluğunu özlüyordum. Ayrıca lstanbulda, beni ünuttugunu iyice bildiğim küçük bir sevgilim vardı. Küçük ve çok şirin bir kız ki. daha Anndohıya çıkmadan evvel, Cihan Harbinin başında sık sık gittiğim Behçet Beyin köşkünde rüzgârla uğuldayan ağaçlar, rüzgâr dolabının gıcırtısı. Erenköy kırlarının o zamanki sessizliği hep bana adını tekrarlardı Onun, harp içinde evlendiğini işitmiş, çok üzülmüştüm. O zaman bu küçük şehre daha fazla, daha derinden gömülmüştüm. Doğrusunu isterseniz beni yine onun düşüncesi kurtardı, tik yelş anlarım geçtikten sonra, o bana kendi içimden, o çoçuk sesiyle: “Hiç kendiıü dvnemlyccek misin? Ne oldnğınu. kim olduğunu öğrenmeden mİ öleceksin? dıy? h'nimle dümıatian konuşma* ya haşindi.
I
— Drvnnn var -
yeni
O-yüz-

Sayfa i
YENİ î S T A N B U
9 Mart 1050
*
SAĞLIK- GENÇLİK - GÜZELLİK ]
Gençliğin en mühim şartı bacak adalesinin muhafazasına bağlıdır
İR gün. yemekte vücudün en' mühim Adalelerinin hangileri olduğu hakkında bir münakaşa açıldı. Bir çok fikirler iteri sürüldü. Kimisi sırt adalelerinin, klmteı karın adalelerinin, kimisi de omuz adalelerinin ehemmiyeti üzerinde durdu. Fukat, oramızda bulunan tA-mnmış bir anatomlat hepimizin yanıldığım söyledi.
"Hiç biriniz, kuvvet, doyamkhk ve tam sıhhat maaelcalhi lAyıkiyle kavnyamanuşAiniM'* dedi. “Söyleyin, atletlerin önce hangi adaleleri yorulmaya, çalışmamaya başlar0 Tabii bacakları, Onun için en mühim Adaleler bacak âdalrtericHr.
"Blal doğduğumuz günden, tâ me-ZAi'imıza kadar taşıyan bacaklar, cıı mühim uzuvlarımıadır. Aynı zamanda, diğer bütün adalelerden önce bacak adaleleri aencterln ve yorgunluğun tesirinden mütooazlr olur. Eğer bacaklarınızı sonuna kadar kuvvetli ve dayanıklı olarAk muhafaza ede-bilirsem» ömrünüzün sonuna kadar mükemmel bir atlet olursunuz. Hopi-nl», İşten çekilmiş, artık çalışmıyan atletler görmüşsünüzdür. Hepsi görünüşte mükemmel dururlar. Hattâ antrenörler bile bu görünüşe aldanırlar. Ama bacaklarının içerialndc bir yerde bir şey eksilmiştir - bir Ateş, hır canhhk, ne deracul» deyini» • bir şey oradan gitmiş, yok olmuştur» Belki bu ufacık bir şeydir, ama bir atletin sonu elemektir,
Alelâdc bir insanı ele Alalım. Bacakları yorgunluk eseri göstermeye başladığı zaman, diğer adaleleri da-1 ha genç ve sağlamdır. Tababette de I bilindiği gibi, en önce yıpranma'« maruz kalan Adaleler bacak Adaleleridir. Damar sertleşmesi yahut erte-rlosklerofi gibi hnatahklonn emareleri ilkönce bRcaklarda görülür. Yaşlılıktan mütevellit gangren de ilkönce ayak parmaklannda başlar. |
"Onun içla eğer genç kalmak İstiyorsanız, her ce bacaklarınızın genç kalmasını temin etmeniz
Doktorun söyledikleri Ekseriyette, bir çok tanınmış boksör-ler, omuz ve kol adalelerinin mükemmel olmasına rağmen, bacak h-daJelerinin yıpranması yüzünden boksu terketmek mecburiyetinde ka-lular-
fîuna nm ki, sağlam nun edebilmişlerdir. Cteçen'.erda yaşında bir dostum, hâlâ eskisi gibi >lirü>ebiidiğini, bacaklarının gençlik zamanından hemen hemen farksız olduğunu söyledi. Bacak adalelerine baktım, sağlam, Bunda en ziyade olduğunu anlattı.
— Ama, ancak bir bilir.
— Peki, lur ? diye sordum.
— Adımlarınızı karmakarışık, a-yaklarımzı sürükliyerek atmayın, düz ve kati adımlar atın. Ayağımz dümdüz ve sert bir hamle İle yere insin.
Kuvvetli bucaklar, insanın bütün vücuduna kuvvet ve mukavemet verir. Daha az. yorulursunuz. Bu yazıda bacaklarınız için yapmanız lüzumlu hareketlerin izahını bulacaksınız.
tatbik edchilc-Imıckoti tarif herkesin hıldl-
Yavaş yavaş değil, hızlı yürüy ln. Böyle yarım saatlik bir yürüyüş, hazan iki ?natllk bir İdmandan daha iyidir. Kollarınızı ve vltendünüzün üat kısmını da unutmayın, Aduntennira kalçadan atın, ve kollarınızı da yürüyüşünüze uydurun, serbestçe snlla-yıiı, sıkı aıkı ıkt tarafınıza ynpışlir-mnyın. Derin derin nefes alın. Nefes alırken Adımlarınızı saymak da fena bir fikir değildir. Nefes alırken boş. verirken do gono boş adım atarak başlayın. Sonra yürüyüşünüzü hızlandırmağa çalışın.'*
Şimdi size, hergün coğlnia bir iki bacak edeceğim. Bir tanesi,
ği. dizleri bükme hareketidir. Ellerinizi kalçalarınıza koyun. Sonra, topuklarınızın üzerinde oturumuya kadar, dizlerinizi bükün. Yorııluncaya kadar bu hareketi tekraılayın. Bir kaç gün sonra, hiç yorulmudun yirmi lx*ş defa eğilip kalkabilirdiniz. A-ma İlk önce beş defadan başlayın
Sonraları, bu hareket çok basit gelmeye bHşİAyınca, omıızlarırıizda ağır bir şey taşıyarak yapııiagu çalışın. O-nııızInrmiZA, boynunuzun arkasından, ağır bir sırık da koysanız olur. Yahut elinize ağır bir taş, bir iskemle alın, veya sırtınıza ufak bir çocuk oturtun. Ağırlık veıvcek herhangi bir şey bu işi pekAlA görebilir.
Yahut ağırlık vereceğiniz yerde.
I
hareketi çok fazla tekrar etseniz do olur. Hintli güreşçiler, bacak udalc-terini kuvvetlendirmek İçin bu hareketi günde yüzlerce, binlerce defa tekrarlarlar. Bu kadarı sizin için fazladır, ama yirmi beş defa yerine, kırk, elli defa yaparsanız daha ser! neticeler oldo edebilirsiniz.
Bu hareketin mükemmel bir bacak hareketi olmasına rağmen, canlılık ve hafiflik temin etmek için başka hareketlere do ihtiyaç vardır. Bunlardan biri Rus dansörlerinin yaptığı harekettir, Rusların dansedorkon nasıl havaya» sağa sola sıçradıklarını bilirsiniz. İşte sızın yapacağınız hareket de bundan ibarettir. Havaya sıçrayın, yana, öne. arkaya sıçrayın. A-şdğı İnerken, dizlerinizi bükün, ve çömelenk vere inin. Sonra tekrar ayağa kalkın ve tâ tavana kadar sıçramağa gayret edin. Bu hem iyi bir idman, heın de hoş bir eğlence olur.
şimdiye kadar antettığım hareketler bacağın ön kısmı içindir. Halbuki bacağın bir de arka kısmı vardır, oradaki adateterl mak lâzımdır. İşte bu dr Üç gürel htıreket:
Bncaklannızı açarak
nıız. Ayaklarınızın arasında 60 «an-tim kadar hlr mesafe olsun. Ellerinizi tunı kalçalarınızın altına, bacaklarınızın arka kısmına koyun.
do unutma-adaleler için
ayakta duru-
bor Ml-blr
ZH-
Dans, giijel sanatların hemen şubealnl Içiıute fopliyan hlr ıınttlr. Aynı zaınııııdıı gllzrl spordur (la... Resimde, soıı
iıınıılıırııı çok nıodıisi olan “Saın-ha“ dansını bun Üzerinde oynı-yıırı MiikIp ve V.rnrst çiftini görüyorsunuz. Bu çift amatörler n-rasımlıı yapılım bir ınüsabakndn blrlııellik kam ıııııısl ardır.
Sonra arkaya doğru eğilin, ve aynı samanda dizlerinizi bükün. Eğlle-bildiğiniz kadar eğilin, sonrA tekrar doğrulun,
İkinci hareket biraz daha çeviktir. Deminki gibi durun. Sonra havaya sıçrayın ve ayaklannısla kalçalarınıza vurmaya çalışın.
Üçüncü hareketi hepimiz biliriz. Dizlerinizi düz tutun, belden eğilip, parmaklarınızın ucu ile yere önünüze dokunun.
Bu hareketi bir kaç defa tekrarladıktan sonra, ortası «ün bacaklarınızın arka kısımlarının ağrıdığını hissedeceksiniz. Bu kısımda bulunan a-dateler, bu hareketle çekilip açılırlar ve çalışmaya başlarlar.
İp atlamak da bacaklar için son derece faydalı hır harekettir. Ama yumuşak bir yerde, bu halı yahııl ufak bir yastık üstünde atlamak lazımdır.
Bacaklarınızın dizden aşaftı kısmı için (u üç hareketi yapın:
Çıplak ayakla parmaklarınızın u-cunda yirmi defa yükselin. Bu hareket düz tabanlık için gayet İyi bîr tedavidir.
Çekoslovakyalı meşhur tenisçi JaruMİav, kuvvetli rakibi Brovvn'u yendiği maç esnasında.
Müzik
MÎSS M«ndowe'u kalbine zilim bir bıçak saplanmış gibi soğuk ve acı bir yeis kaplamıştı. Öğretmenlere mahsus kasket ve cübbesini giymiş» elinde küçük bir değnek olduğu halde, müzik salonuna gidilen soğuk koridorlarda yürüyordu Sonbahar
sabahı erken erken okula koşma nın verdiği neşe ve heyecanla kaynaşan muhtelif yaştaki genç kızlar, yanakları pembe pembe olmuş, koşuşuyorlar, cıvıldaşıyorlar dı. Bu sırada çalan ders zilinin a-klslerl bos sınıflardan duyulmaya başladı. Kuş gibi bir aes:
— Muriv! diye sestendi. Arkadan merdivenlerden ağır bir şeyin gümhUrtÜ ile yuvarlandığı duyuldu. Birisi Jimnastik güllelerini düşürmüştü.
Fen dersleri öğretmeni, M1Â3 Mcadowa’u tatlı ve neşeli bi rses-te:
• — Good morning, diyo selAmla-dı.
— Hava soğuk kış gibi.
Mîfis Mvadows, yelse bürünmüş
dersleri öğretmenine nefrette dik dik baktı. Bu kızın her sevimli İdi. Rengi âctetn bal lığında kumraldı. İnsan onun pe-
tek rengi ipek, «arı »ablarının n-rasuıa hayret
Mİhh rok:
— Evet sertçe? diye mukabele etti.
ötoki tatlı tebesjıümü ite:
— Galiba üşüyorsunuz. dedi. Mavi gözleri parladı. Bu gözlerden
değil mi? Âdeta
İçini knpbynn bir halde
fvn vc hali sarı-
bir arı konduğunu görse etmezdi.
Meadows çehresini ekşltr-
Yazarı : Katilerine Mamfleld
mışlardh
Öğrenciler muhakkak ki kendisinin üzgün olduğunu anlamışlardı. No yapacaktı! Göz kapakları bir an titredi. Onların bu düşüncelerine adeta meydan okur gibi banını havaya dikti ve salladı.» Mamafih, böyle acı hlr mektubun teşlrlyte İçi yanan bir insan için öğrencilerin düşüncesi ne tesir yapabilirdi? " olacağım gittikçe yorum. Bu. seni değil. Seni, bir mümkün olduğu yorum. Fakat hnklkafl söylemek lâzım gelirse ben evlenecek bir a-dnm değilim. Birisine bağlanmak, düşüncesi bana nedamet veriyor.., Burada nedamet kelimesinin abına evvelce nefret kelimesi yazılmış, çizilerek üzerine nedamet ilâve edilmişti.
Basil'in yazdığı bu satırlar, Mis# Meadovvs'un gözleri Önünd( n şlnı. şek toMriylo geçiyordu. Ağır a-dırrılarla piyanoya doğru yi ”’dtL Bu dakikayı bek Üyen Mııry -ley kendisini tıaşlyic settLmlıyrm k.
— Good morning, Misp Mea-dows, dedi ve elindeki güzel krp znntem çiçeğini öğretmenine takdime cesaret edemlyorok göstermeye çalıştı Bu çiçek verme ananesi, o güne kadar hor ders tekrarlanan bir hareketti. Hattâ â-dolu dersin bir parçası say bubi bici 1. Fakat öğretmenin, çiçeği nlıp kemerine takarak Mary’yo Iklfıit» kâr bir nazarla "Teşekkür öderini Mary. Nr güzel! Haydi oluz İkinci sayfayı çevirinizdiyeceği yerde, bu sabah hiç görmemezlikten gei-
düşüncesi
Evlenmemizin hala kuvvetle hıssedl-80vmedİKİmd(-n kadını sevmem kadar çok «evi

yürilmek nasıl o-
doğru
ve sağlam şeyden ön-ve sağlam lâzımdır/' doğrudur.
dedi. tanesi
sert ve dolgundu, yürüyüşün faydası
bin ki finin içinde doğru yürümesini
karşılık, bazı kimseler tanı-yaşlanna rağmen bacakları ve hattA genç kolımısım te-
93
k-
!*• kj






9. 10. 12. 13. 15.
Soldun «agn:
L Yaşayış.
7. Müzakere neticesi.
Ayak.
Bir çeşit çalgı. . Kıvam.
Kıymetli bir taş. Avam konuşması.
10. Bir nota.
17. Ege adalarından biri.
18, P.lr mnd(*n.
21. Bir taş.
22. Tâhanırnür maddesb
23. Eski Mısırlıların mukaddes hayvanlarından biri.
25. Nesep.
25. Bir mavi ölçüsü.
26. SemMiıuı en parlak yıldızlarından biri.
29. Nebat.
20. Komşu memleketlerden biri.
31. EhkJ hır İbrani şehri.
35. Zamir,
50. Meşhur bir transız ronmı. 3R, NAdlr.
59. Ya a
41. Hayvanlar için içme tesisatı.
Yukarıdan uşiigı>a:
Bir renk.
Bir cins Tibet öküzü. Anadoludu bir nehir. Mutfak edevatından, leviçrede bîr tedavi şehri. Mutfak tesisatından.
Çin mAbcdı.
Güney Amerika başşehirlerinden biri.
Dün,' n tr-jrkküi çağlarından biri. Bir Arar rıaraaı.
Bir hastalık.
Bir çeşit spor. Yemek.
Nlgerteifıı bir liman. Aokarp rly&mpfa hlr göl. fulyada bir nehir Makcdunyuda bir şehir, tptldııl uıuur.
2.
3
4.
5.
6.
6.
9
11.
12.
14
15.
19
19.
20.
22.
24.
25.
27.
25. Vuslat
32 Evin akşamından.
'.3, Kabul.
34. Mal.
37, Maden! m&mûtettan. i(L 8u,
Dt'NKt B1 L.MACAMS HALLİ
Soldan *ııftıı:
1 _ um 2 — Karar. 3 — Kabahat. • — MülcbadlL 6 — Talâka!. 0 — Rc-tllr. 7 — Ratıl.
Çukurdun uşağı:
1 — Küt 2 — Katar 3 — Kâbeler. ı — KurhbaiHk, 5 — Tahakküm. 6 — Kanar. 7 — TiU
de de m
— 39 —
Büyük sanatkâr, derin bir heyecan İçinde. asırlar süren mecburi bir tatilden sonra tekrar kavuştuğu seyircileri eğiterek selâmlıyor. On dakika kadar «üren alkışlardan sonra nihayet oyuna başlanıyor.
Lâkin Alseat ile Fllent daha ilk sahneye henüz başlamışlardı ki salondan bir ses yükseliyor:
— Danlyel, dikkat et MjIII klâsik sanatkârımızı iyi dinle!
Bu. oğluna tavsiyede bulunan Bay Rıki- ‘ ki’mn sesidir. Her taraftan "Sus!,, sesleri duyuluyor.
Moltere "Adamcıl,, rolüne rağmen bu beklenilmedik müdahaleye tebessüm etmekten kendini alamıyor. Birinci perde de başka bir hâdise olmadan, alkışlor arasında bitiyor.
Kısa fasıladan istifade eden Bay Riklki olduğu yerden sestendi:
— Danlyel, büyük klâsik sanatkârımızın dehâsını kavnyabildln mi? Eğer iyi anlamıyorsan annene söyle, sana İzahat versin.
Etraftan kahkahalar yükseldi. Fakat Bay Rlkıki oralı değil.
— Virjlni. diyor, şimdi büyük, milli koketimiz Cöclle Sorel’I göreceksin, Danlyel, hem paltonu da çıkar, sonra sokakta üşürsün.
İkinci perde başlıyor. Sonunda, halk Mo-lif*re‘ln yanı başında emsalsiz Cöcile Sorol'l alkışladı. Esasen bütün komedi sonuna kadar, oyun büyük bir muvaffakiyet halinden bir zafer derecesine yükseldi. Bittiği /.aman seyirciler perdeyi belki yirmi defa açtırmışlar, aktörleri sahneye çağırıp alkışlamışlardı. On dördüncü Louls'nin "Bravo!" diye haykırma-siyle başlıyan bu bitmek tükenmek bilmez takdirleri, Moltere, C^clle Sorel’ln elinden zarif bir hareketle tutarak onunla paylaştı.
Kısa bir aralıktan sonra "Zoraki Tabıb., muvaffakiyetle oynanıyor. Fakat son per-hltmek üzere iken, bir türlü uslu oturması-beceremlyen Rikikl, ailesi efradı ile tekrar
temasa geçmek arzusuna dayanamıyarak dönüp balkona sesleniyor:
— Emma, oyun bitecek. Hazırlanın da çabuk lııln aşağı, yoksa otobüsü kaçıracağız. Ben kapıda bekliyorum.
Son alkışlarla perde indiği vakit biz de kalkıyoruz.
İkinci hareket için aynı vaziyeti a-lın, hu defa topuklarınızın üstünde yükselin.
Üçüncü hareket İçin, gene aynı vaziyeti alın. Btı defa bltekterinizl dışarı va doğru bükün, tekrar düz hasın, sonra bileklerinizi iç tarafa bükün. Ayağın İç tarafında durmaya gayret edin Bu hareket bileğin ve ayakların hor İki tarafındaki adaleleri çalıştırır.
Kuvvetli baraklar insanın bütün vücuduna kuvvet ve mukavemet verir, zıın mil uta
daha az yoı hursunuz. Ve bütün havalınız boyunca, ı-ayct baraklarınıza dostça muamele edecek olursanız, onlar da size sadakatle hizmet eder ve saglaın bir bacağa en fazla ihtiyacınız olduğu senelerde, sizi yüzüstü bı-rakınaz.
Daim az yorulursunuz. İdler u-blr yürüyüşe çıkın, isler yarım yüzün, lalvı tenis oynayın, İster hinin, eğer bacaklarınız sağlumHiı
Fransa Radyosunda tıp bahisleri
Fransa RaArpsu, yabancı dillerle yapUğı yayınlar, dinleyicilerine hita( ben 1 mart 19bü çarşamba gününden itibaren "Actuûlitas Mcdicalcs" başlığı altında değerli tıp uzmanlarınca yapılacak konuşmalar tertip etmiştir.
Bu konuşmalar : Bir hastalığın tedavisi, operasyon teknikleri, labora-tuvar araştırmaları, teşkilât usûlleri gibi şu veya bu muayyen alanda Fransız tıbbının yeni ilerlemelerini belirtecektir.
Bu konuşmalarda, hekimler ekseriya neşrolunmamış malûmat bulacaklar vc böylelikle Fransa'da tıp bilgilerinin şimdiki durumundan haberdar bulunacaklardır.
Sözü geçen konuşmalar her çarşamba günü aşağıda gösterilen dalga uzunlukları ve G.M.T. saatlerinde yapılacaktır.
FRANSIZ RADYOSU : Saat 16.45-
17.30 30 m. 99/9680 kilosikl inalı, su.
17.45-18.30
Hekimler bu konuşmalarla ilgili
MUHARRİRİ : CAMİ
F. K.
herhangi bir yazıyı :
RADIO PARİS . ActUBİlt^s Mâdi-cales, 118 Champs - Blyaâes, PARİS adresine gönderebilirler. Bu mektuplar RADİO PARİS idaresince konuşmaların müelliflerine ulaştırılacak. bunlar da istenilen tamamlayıcı bilgileri memnuniyetle vereceklerdir.
Bu yayın serisi 1 mart günü sunulacaktır. Yupıtacuk ilk dört konuşma şunlardır:
14
21
28
mart 1950 çarşamba günü :
— Syndromes cndocrintens par mânlngoencâphalites occultes
Dr. Gllbcrt Drejfus tarafısdan, nıaıt 1950 çarşamba günü :
— Lexsanguino-transfusion dans lc traltement dea anurles
Dr. Paul Mllllez tarafından, mart 1950 çarşamba günü :
— üne vaste enquâte sur le Cancer
Dr. DeııaİK tarafından.
KIYAMET GÜNÜ
TÜRKÇESİ : REFİK HALİD KARAY
--- ■ ■ • 1111*' ■■ ı.t===aa=
Vestiyerin önünden geçerken Charle-mngne, Hugues Capet, Chilpdrla ve diğer kıraliarla. hükümdarların Uçlun m alıp giydiklerini görüyoruz. Dıı Guesclln İle d'Arta-gnan kılıçlarını ulıyorlar.
Kapıda Rjklki altesinin buluştuklarım ve otobüse koşuştuklarını görüyoruz.
Gece. «Akın. Gök yüzü, yıldızlar İçinde.
Eski zamanların ilk temsil gecelerini hatırlatan deminki heyecan ile bu sükûnet arasında ne büyük bir tezat var.
Kimse yakında Mahkemel Kübra huzuruna çıkucağını tırtık düşünmüyor. Ben bile Parisin bu gürültülü, hareketli hayatına kendimi kaptırmış değil miyim? Halbuki., belki yarın..,
Elvlr de hülyalara dalmış görünüyor, koluma giriyor.
İkimiz de dalgın, ağır adımlarla “Yedi Boru,, oteline dönüyoruz.
XXIII.
Şefaat vûdlslııe yeııl bir kafilenin Jıareketl — Buloııya orııuıııında rezaletler — Ey fol ve Nel Kuleleri — şıklar yolu — Atllhı vi\vü lhtİHas-tnn İstifade — Bir llklmhnr gecesi — Elvlr İh* şair — Sükût İçinde sesler — Esrar atlası — Borjlya — Korkunç komplo.
Her haflu, kıyamet gününden beri olan biten heyecanlı vakalarla aşkımın mihneth anlarım kaydettiğim şu defterime bir kaç ay fasıla verdikten sonra tekrar hatıralarımı yazmaya başlıyorum. Mesut milletlerin tarihi yoktur, derler. Mesut Aşık hırın da HÖyliyecek bir şeyleri yoktur Aylardan ben, Elvlr ile
ben, hiç bir şekilde rahatsız edilmeden güzel bir aşk rüyası içindeyiz. Hatıra defterime, hur gün, şundan gayri ne yazabilirdim: "Elvir’i seviyorum. Elvlr de beni seviyor. Mesudum. Metnıduz.,, Fakat bu tatlı cümleleri kâğıda nakletmeye ne ihtiyacım vardı? Her gün, müteaddit defa birbirimize tekrarlayıp durmuyor muyuz? Hem nihayet, insan, ancak kederli, ıstıraplı zamanlarında dert ortağı olarak kalemine sarılır.
Esasen geçirdiğimiz bu kış aylan zarfında, Parisin tabiî hayatında mühim bir hâdise de zuhur etmedi. Umumi lûkaydl arasında, Şefaat vAdisine Üç sevkiyat daha yapıldı. Turiste hâlâ o kadar kalabalık var ki gidenlerin bıraktıkları boşluk his dahi edilmedi. Dlrilen-lor.arasında kimse bir gün Cenabı Hakkın huzuruna çıkacağını aklına bile getirmiyor. Herkes rahatına bakıyor, herkes keyfinde. Son günlerde bir kaç rezalet oldu. Çok geniş görüşlü ve müsamahakâr olan "Melekler t düresi" gem i azıya almış bazı dlrllenleıin hayâsızlığına karşı ciddi tedbirler almaya mecbur oldu. Harp sonrası devresindeki meşhur gece Alemlerine benzer, çayırda açık hava rezaletleri her gece Bülonya ormanlarında alıp yü-rUnıU.şlü.
Onbuşınci Loııis ite saray erkAnı, bu eğlenceleri tertip edenlerin başında geliyordu, Eyfel Kulesi de, büyük kepazeliklere sahne olmuştu. Mnrgucrile de Buurgogne ite hemşireleri, Ne! Kulesi maceralarına yeniden başlamak istemişlerdi. Melek polisler tarafından derhal hHHtırılnn bu bir kaç rezaletten gayri, Paris hayatı, ölmeden evvelkinin aynı İdi.
"Yedi Boru,, otelinde de bir değişiklik yok Misafirlerden bir kaçının Şefaht vadisi-
( Acaba
id
14; i id
nr yanlıyordu, farketmlş miydi?»
alaycı ışıklar hiçbir şey
Mİm Mnadovs dudak bükerek.
— Yok, o zaklaştı.
Dördüncü, nıflıır müzik lardi. Sesleri ayyuka Sahtyrd»’, piyanonun yanında Mn-ry ö»‘iızb»y duruyordu. Şarkı öğretirken kendisine piyanoda refakat ettiği için bu öğrenci, Miss Mea(tow*'un gözdesi idi. Mıizik is-krmleSİnl piyanonun önün* doğru çekiyordu. Öğretmeni görünce ar-kadu-ylaıınH yüksek sesle:
— Hişt, çocuklar! diye ihtarda bulundu. Öğretmen ellerini cübbe-sinin kolları içine sokmuş, değneği kolluğunda, iri adımlarla sulunun ortasına doğru yürüdü. Sahneye gitmek için bir kaç basamak merdiveni süratlû çıktı. Ha-şin bir hareketle döndü. Nota sehpasını alarak önünde Ayarladı ve değneği de iki defa sertçe vurarak öğrencileri sükûta davet etti.
— Lütfen hemen susunuz!
Hiç kimsenin yüzüne bakmaksızın. nazarları bir an. çeşitli bluzlar içindeki genç kızların meydana getirdiği kalabalığa daldı. Hepsinin pembe yanaklı yüzleri Önlerine e-ğllmlştl: başlarındaki rengârenk kordelâ fiyongulaıı havada dalga-kınıyordu. Müzik kitaplarını aç-
kadar değil. deyip u-
beşinci ve altıncı sı-salonunda toplanmış çıkıyordu.
meal ve verdiği selâmı almıy&mk.
— On dördüncü sayfayı çeviriniz. Vurgulara İşaret ediniz! da-nıesl Mary’yi hayretler içinde b>-ruktı. Teessürden gozteri dolduL öğretmenin bu hareketi şaşılacak bir haldi. Bu sırada Miss Mea-do\v«. nota nehpasının önüne geçti. Sesi salonda çınlıyarnk:
— On dördüncü sayfa! Derse on dördüncü sayfadaki şarkı ite bavlıyacağız.
"Bir mersiye,,. Çocuklar, bugüne kadar bunun mânasını öğrenmiş olınumz lâzım. Hepsini birlikte söyllyvccğlz. Kısım kısım değil, hep birlikte, mâna düşünmeksizin . Sol elinizle tempo tutarak, dİ (► emir verdi. Elindeki değneği kaldırdı. Notu sehpasını iki defa yerinden oynattı Piyanoyu çalmaya hazır olan Mary'nin elleri titredi, tempo tutan Öteki Öğrencilere dc rin bir gam çöktü: matemli gen-, sesler ahenkle salonda yükselmece başladı.
"Ah. zevk çiçekleri çabıık pek ça-SoIaIm kışa eğer., alı
süratle "Dinliyen kulaktan kaybolur.,,
(Sonu yarın)
buk hSonbabnr hemen kasvetli boyun “Müzlrin neşeli sesi süratle
Çeviren: B. ŞANDA
ff


ne hareketi müstesna, günler sükûnet içinde geçip gidiyor, ürsül hala, kucağında Patron Kedi bütün gün yün örüp duruyor.
Berber saloniyle meşgul olan yeğen Marsel, ancak yemek zamanları görünüyor, sonra da |(apıcı odasına giderek dostu İsrafil ile çene yarıştırıyor. Yoksul ile sadık Pirelisi hep memnun halde. YaJnız Bay Riklki, mütemadi itirazlarıyla yemek masasının ycknasaklığını gideriyor.
Binaenaleyh, mühim bir hâdisenin zuhuruna tâlıkan hAtıra defterime devam etmeyi lüzumsuz bulmuştum. O beklenilen hâdise oldu. Korkunç, inanılmaz, benden başka kimsenin malûmatı olnnyan ve henüz kimseye de bahsetmek istemediğim bu şeyi sadık ve dilsiz mahremi esrarını olan hâtırat defterime tevdie mecburum. Evet, öğrendiğim bu ürkütücü sırrı, gördüklerimi, işittiklerimi buraya nakletmek beni teskin edip vakit ve saati gelmeden müthiş hazırlıkları ifşa etmeme mâni olacaktır. Fakat, "Her şeyi sırasi.vle anlatalım.,, Bay Riklki olsaydı böyle derdi.
Havaların güzelleşmesi üzerine Elvlr He ben, kış mevsimi dolayısiyle bıraktığımız gezintilerimize tekrar başlamıştık.
O güzel balı ar günlerinde, Bulonya ormanına. Lüksenburg bahçesine. Tuilöri've gidip uzun uzun dolaşıyorduk. Bilhassa Bulonya ormanındaki sessiz yollarda, aşk hülyalarımızı dolaştırmaktan hoşlanıyor, zumun zaman birbirlerine sarılmış, muhtelif devirlere ait Aşık ve maşuklara rastgeliyorduk. Nisan güneşinin neşeli ziyası altında dirilmiş olarAk geçen bütün bu nıedfun aşklar garip ve şairane bir manzara arzedlyordu.
Zannedersem evvelki gündü. Elvlr ile, a-ğaçlar altında, çimenlere oturmuştuk. Yollar-tlan birimle, henüz genç görünen kırmızı cepkeni I ve poturlu bir adamın sıkı sıkı sarıldığı sevgilisine şiirler okuyarak geçtiğini gördük.
Elvlr, söylenilen şiiri duymuş olacak ki:
— Rnnsard!
Diye haykırdı ve uzaklaşmakta olan ölmez bahar şairini hayran gözlerle takip etti.
. Aynı gün. bir başka tarafta d'Artağnan ile sevgilisi Madıını Boııaslvö’ye rastgeldık, geçerken bize tebessüm ettiler.
(Devamı var)



SPOR
Şükrü ve Bülende
cezaları bildirildi
191S Londra Olimpiyatlarında oynanan Türkiye - Yugoslavya futbol maçındaki hareketlerinden dolayı Fransız hakemi tarafından oyundan çıkarılan Beşiktaşlı şükrü ve GalatasaraylI Bülende Beden Teroiyesi Merkez Ceza Heyeti tarafından ŞükrUye $, Bülende do 6 ay olarak verilen cezalar dün bu futbolculara tebliğ e-dilm iştir.
Şayet Biilend ve Şükrü, i gün zarfında yazı ile itiraz ederlerse Merkez İstişare Heyeti tekrar toplanarak i-tirazlarını inceleyecek ve kati kararını verecektir.
Gelecek boks takımları
Ayın 14 ünde şehrimize gelecek cilan Avusturya şampiyonu Athletlk Sport Club boks takımından sonra. İranın Nlru - Rasd! boks takımı da Galatasaray kulübünün davetlisi olarak nisanın ilk haftasında şehrimize gelecektir. Boks İhtisas ve Galatasaray kulüpleri; müşterek olarak Av rupanın en kuvvetli ve en ııanıdaı boksörleri olan Fransız boks takı mim angaje etmiş bulunmaktadırlar
Hicri 1950 Rumî
e. Evvel MART $ubar
20 9 24
1369 Perşembe 1365
Vıtklt V UMltl F.ıutı
Güneş fi. 22 2 14
öglo 12 25 fi 17
İkindi 15.40 9.32
Akşına İH 09 12. (M)
Yatsı 10.38 1.30
1 nınrtk 1 Ifi 10 33


$ Mart. 1950
YENt İSTANBUL
Sayfa 5
GÜNÜN EKONOMİK
HAREKETLERİ
Turizm işini daha temelli düşünmeliyiz
Yazan : M» Nemr!
DERGİLERİMİZ, gazetelerimiz yabancı turistlerin yurdumuza hor yıl getirecekleri döviz aer-vetıni haftalardan ben incelemektedir. Ekonomik tedbirlerimizin karma-karışıklığı, daha doğrusu disiplinsizliği ytlzümlon, yarattığımız iktisat değerlerinin maliyet temelleri altüst olmuş ve ihracat politikamızı aşağı yukarı pıoblematık bir duruma düşürmüştür. Bir zamanlar cleanng’Je, daha sonraları takasla desteklediğimiz bir iktisat politikasına neden bel bağlıyanuyacağımızı burada belirtmek fikrinde değiliz. Bu konunun incelenmesini bir başka yazımıza bırakarak diyebiliriz ki, biz. bu gerçekten güç durumdan sıyrılmanın yollarım aramak ve bulmak zorundayız. Yurdumuzu çok sevilen bir turist uğrağı haline getirmek ihtiyacı, belki de. bundan doğmuştur.
Yurdumuzun, hiç şüphesiz, her turisti büyüliyecek kadar güzel yerlerini. peri masallarına en zengin dekorlar verecek kudretteki tabiat çe-şıtlenişini, eski kültür dünyalarından kalan essiz miraslarını burada birer birer sayacak değiliz. Çünkü; biz bunların hepsini biliyoruz. Fakat a-sil dâva, bizim bunları kendi kendimize söylememizde değil, bütün bu imkânları birer değer haline getirebilmektedir.
*
Her şeyden önce bilmeliyiz ki. turistlerini beklediğimiz ülkelerin de pittoresk güzellikleri, hattâ çok daha bakımlı yolları, çok daha konforlu otelleri, ilh . vardır. Biz. turisti yalnız konfor ve asfalt yol ariyan bir insan gibi düşünüyoruz. Halbuki bir turist kafilesi başlı başına bir dünyadır. Bu kafilenin içinde ressam vardır, tarihçi vardır, kısacası, her meslekten insan vardır ve bunların aradıkları şeyler, ilgilendikleri konular son derecede çeşitlidir. Demek oluyor ki; turizm dâvası yalnız bir yol, bir otel» eğlence yeri dâvası değildir. Büyük reklâmlarla turistlerin ilgilerini uyandırmak mümkündür. Fakat bu ilgi kadar bu ilginin kökleşmesi ve yeni bir propaganda vesilesi olması da ehemmiyetlidir. Bize göre inceliğine paha biçilemiyen bir şey, turiste göre tahammül edıleml-yecek bir şey olabilir: Rast peşrevi gibi. Ve bunlar ne kadar çoktur O-nun için biz turisti kend: anlayışımıza göre değil, onun aradığı değerlere göre ağırlamak ve memnun etmek zorundayız.
Harp sonrası dünyasının ekonomik ır.ünasebetlen henüz yoluna girememiştir ve bir çok ülkeler para kontrolü sisteminden henüz ayrılmak imkânlarını bulamamıştır. Böyle bir durumun, turizm faaliyetini ne geniş bir ölçüde aksattığını söylemeye bile lüzum yoktur. Fakat, günün birinde, bugünkü engellerin mutlaka ortadan kalkacağını düşünerek turizm işini bütün kültür hayatını içine alan bir dâva şeklinde anlamak ve ona göre hazırlanmak lâzımdır.
Bir turistin, gittiği yerde dört beş saat veya bir gün kalmasından büyük bir şey elde edilmez. Turizmin en büyük başarısı turisti memlekete hiç olmazsa bir kaç gün bağlıyabilmekte ve ona sağlam duygulara dayanan hâtıralar verebilmektedir. Almanya. Avusturya ve laviçrenln kış sporları, kış bayramları, buz üs
Paris Hukuk Fakültesi profesörlerinden ve Tatbiki iktisat Enstitüsü Müdürü, yazı ailemizden
François Perroux
Paristen yeni makalesini göndermiştir. Yarın bu sütunlarda bulacaksınız.
tünde yapılan fantastik tablblar. balolar: sayısı milyonları aşan turisti harekete getirmektedir. Gârmiach -Parthenkirchen. St. Mâuııce, Tirol şehirleri birer kış cennetidir. Fakat bu kış eğlencelerinin, kış hünerlerinin yanında kültür hayatının büyük payını unutmamak lâzımdır. Müzeler, kütüphaneler, konserler, operalar, tiyatrolar, kış bahçeleri turiste açıktır. Richard V’agner’in eserlerini zamanın en kudretli saz ve ses artistleriyle dile getiren Bayreı.th, sayısız İnsanlarda seyahat alevi tutuşturan Oberammergau oyunları, dünya ölçüsünde turistik tir hâdisedir, Mozart’ın dünyaya geldiği şehir. Salzburg; bütün müzik dostlarını kendisine bağhyan mükemmel müzik bayrnmlariyle Avusturya turizminin çok ehemmiyetli bir köşesidir. Görülüyor ki, turist akınım kımıldatan şeyler, yalnız asfalttan ve otelden ibaret değildir. Sırasında, büyük fırça Üstatlarının müzelerdeki tabloları bile turizmin çok ehemmiyetli unsurları haline gelmektedir. Bizim müziğimiz, ses ve renk sanatımız, heykelciliğimiz, tiyatromuz henüz son derecede gençtir. Demek oluyor kı, çağdaş insanın benliğini yuğuran güzel sanatları hır tarafa bırakırsak turizm politikamızı yalnız tabiata ve tarihe dayandırmak zorunda kalıyoruz. Bu da bize propaganda İmkânlarımızın darlığını göstermektedir.
Biz; henüz kafes arkasından yeni çıkmış ve yüzyılların, ferdi, midye gibi kabuğu içinde yaşatan korkunç uzletinden nihayet kurtulmuş bir topluluğuz. Bütün hayatımız, şehirlerimiz bu karanlık uzletin damgasını hâlâ taşımaktadır. Eski zihniyetin havasını yirmi beş. otuz yıl içinde dağıtmak ne kadar imkânsızdır. Ev, bu zihniyete göre kurulmuştur, şehir bu zihniyete göre kurulmuştur. Bütün hayat nizamı yalnız cinsi bir mânada anlaşılan ırza göre Ayarlanmıştır. Burada topluluktan kaçan ve blrbiriyle kaynaşmaktan ürken blı insan yaşamış ve bu tip idealleştiril-mıştir. İç turizmin doğmamasında bu insan tipinin büyük bir tesiri vardır. Türk devrimi cinsi ırz kavramının yerine insanın aMdfc re ruh olgunluğunu dile getiren namus kavramını koyduktan sonra b’zde de u-fak tefek iç turizm hareketleri belirmiştir. İç turizm her yerde dış turizmin yolunu hazırlamıştır. Kendi kabuğu içine kapanan insan, arkasını topluluk hayatına «çevirmiş insan demektir. Konser salonları, toplantı yerleri, dağ otelleri, kır kahveleri hayatını benimsiven. toprağın ruhunu duyan insanın ihtiyaçlarından doğmuştur. İstanbulda bir Teııtonia, bir Union Française salonunun çoktan açılmış olması bunun belli başlı örneklendir. Turizm için yapılmasını düşündüğümüz şeyleri bu görüşe göre değerlendirmek zorundayız. Hesapsız bir turizm politikası bize Sinop kibrit fabrikasının sürprizlerini hazırhyabılir. Biz bu yazımızda turizmin yalnız topluluk hayatiyle ilgili noktalarına temas etmiş oluyoruz. Halbuki; bu geniş dâvanın İncelenecek bir çok ehemmiyetli safhaları daha vardır kİ. sırası gelince onlara da göz gezdirmeye çalışacağa.
Ruble, Doğu Blokunun parası oluyor
Sovyet Rusyanın altın esasına dönüşünden, bu neticenin tahakkukunu bekleyenler vardır
Moskova. rublenin »itin esasına dönüşünü ve kıymetinin yeniden takdir edilişini dünya efkârına arzetmls bulunuyor, Bn kararın dahili ve haricî plânda belirmesi muhtemel görünen aksülâmclierl hususunda* (Monde) gazetesinde İleri silriilen bazı müşahedeleri okuyucularımıza vermeyi münasip gördük. (t).
Rusya ile onun nüfuz saham haricindeki memleketler arasında cari münasebetler bakımından, alınan yenin tedbirler, Amerikan doİArı üzerinden daha evvel akledilmiş mukavelelerin icrasında umumiyetle, bir takım geçici Arızalar tevklt edebilir. Ancak Sovyet Rusya tarafından altın ile yapılmak iktiza eden tediyelere gelince, bunlara ruble için kabul edilen yeni paritelerın tesiri olmaması icap eder.
ı Halbuki dahili Rus piyasasında ve UR.S.S. nin Doğu Avrupa memleketleriyle münasebetlerinde vaziyet böyle değildir, buralarda Rus Hükümetinin serbestifli vardır.
Rublenin aldığı yeni kıymetlere muvazi olarak, belli başlı zirai maddelerin ve umumi şekilde kullanılan bazı sınai mahsullerin «elbise, ayakkabı ilh. gibi) satış fiatlerinde kuv-3 vetli bir düşüş görülmüştür. Fakat zirai maddelerdeki düşüş daha büyüktür; ve bunun neticesi, rublenin yeniden kıymet kazanması zııaatin a-levhine olmuştur denebilir. Bu vaziyette zürra olmıyan nüfus, zürra nüfusa nazaran daha rüçhanlı bir duruma girmiştir. Bu temayül, totaliter memleketlerde ekseriya görüldüğü veçhile, dağılmış bulunan nüfusa nazaraA daha büyük bir siyasi ehemmiyet arzeden şehir nüfusunun vaziyetini ıslaha müteveccihtir. Bu nakdi ameliye hiç olmazsa bazı mukavemetle karşılaşmıştır. Kolhoz’ların faaliyetinden mesul bulunan “Potil-’oüro” âzasından M. Andrejev’în son zamanlarda Rus matbuatının şiddetli hücumlarına mâruz kalışının sebeplerinden bir kısmını da bu mukavemette aramalıdır.
Bu kararın, Doğu Bloküha dahil memleketlerle Rusya amamdaki ticarî münasebetlerde görülecek tezahürleri malûmdur. Eğer “Doğu İk
BERLERİ
ilil W mm
l*rallde bir otomobil fabrikası açılıyor
★ Nevv-York, (AP) — Kaiser-Fra-ser fabrikasının Başkanı Kalaer dün, müessesenin tsrailae senevi 6000 otomobil imal edecek kabiliyette bir fabrika açmaya ve bu şekilde hem İsrail’in, hem de var memleketlerin ihtiyaçlarını temin etmeye karar vermiş olduğunu bildirmiştir.
2.500.000 dolar sermaye ile çalışa cak olan bu fabrika ağustosta a-çılacak ve 300 İsrailli çalıştıracaktır. Sermayenin iki milyonu İsrailliler tarafından verilecek ve şirketin ismi Kalser-Fraser İsrail Limited Şirketi olacaktır.
Stafford Crlpps İle A vereli Harrlman görüştüler
★ Londra, 8 A.A. (LPS) — İngiliz
Maliye Bakanı Sir Stafford Crlppa dün, Marshall Plânı İdarecisi M. A vereli Harrlman ile, Avrupa
memleketleri arasında tediye birliğine dair tekliflerle Ekonomik İşbirliği Teşkilâtının yeni gelişmeleri hakkında görüşmüştür.
tisadi Blokh”rtun takip edeceği ticaret politikasında yeni bir devrenin başladığı ilân edilirse buna şaşmamak icap eder.
1949 yılına kadar Rusya ile demirperde aı kasnıdaki tâ bileri amamdaki münasebetler kriling anlâşmaları U-zerinc müesses edilir. Mütekabil teslimat umumi kaide olarak Amerikan doları üzerinden kıymetlendiriliyor ve doların rubleye olan paritesı esas tutuluyordu. Son katardan Sonra. 5,3 ruble 1 dolar yerine, doların rayici 4 ruble olarak kabul edildi (2).
Vaziyet Rus teçhizat malları için büsbütün başkadır. Bunların kıymetleri ruble olarak hesap edilmektedir. Rusya ve peykleri arasında son zamanlarda aktedilen envestismaıı mukaveleleri hep bu esastan hareket etmekte olup, bundan sadece, bu teçhizat malları için karşılık olarak verilecek malların kıymeti dolar üzerinden ödenecekler müstesna tutulmaktadırlar.
Vaziyet hakkında tam bir fikir e-dlnmek için, mevcut mukavelelerin muhtelif şartları hakkında teferrüat-lı malûmat sahibi olmak icap eder. Bu ise mümkün değildir. Fakat her halde rubleyi, yalnız Rusya ve Doğu bloku memleketleri arasındaki münasebetlerde ve bunların dahili münasebetlerinde cari bir esas para olarak değil, aynı zamanda bir kelime İle bütün Doğu Blokunda ınütedavil bir para olarak, kabul ettirmeğe mütemayil olan cereyanın belireceğini göreceğiz. Şimdiden, bir sene evvel, Kominform tarafından, ekonomik bir Doğu Bloku vücuda getirmek için alınan kararlar herkesin malûmudur. Bugün veya yarın, fakat muhakkak yakın bir âtide, bu kararlar tek bir nakdi pazarın teessüsüne müncer o-lacaktır. Bn tatbikatta peyk devletlerin Sovyet mali nizamı içine ithali ve fiiliyatta bunların iktisadi istiklâllerinin ortadan kaldırılması demektir.
(1) 4 mart 1950 tarihli nüshadan.
(2) Ay m şekilde, eskiden 188,35 ruble 100 Türk lİrAm iken, bugün 100 Türk lirasının rayici 142,86 rubleye indirilmiştir.

İngiltere kömür İhracatını kuvvetli dövizi olan memleketlere arttırıyor
★ Londra 8 A.A. (LPS) — İngiltere, kuvvetli dövizi olan memleketlere kömür ihracatım arttırmaya karar vermiştir. Meselâ Kanada yakında büyük miktarda İngiliz kömürü alacaktır.
Hususi Amerikan sermayesi
★ Waahington, 8 (AP) — Birleşik Amerika İthalât-lhracat Bankası dün Kongreye, hususi Amerikan sermayesinin, yabancı memleketlerin bütün dolar ihtiyacını kar-şıhyamıyacağını bildirmiştir.
Senede iki defa verdiği raporların birincisinde Banka; bazı memleketlerin kalkınmasının yabancı sermaye yatırımları ile olamıya-cağını belirtmekte ve bunun İçin kalkınma kredilerinin verilmesine devam olunmasını tavsiye etmektedir.
Türkiye, Isvlçrcden süt inekleri İthal edecek
★ Schvvarzenburg, 8 (YİRS) — Alınan haberlere göre, Türkiye, Is-viçreden süt inekleri ithal edecektir.
Maliye Bakanının demeci
Gelir Vergisi tatbikatında yeni kolaylıklar
“Kazanırsam vereceğim, | kazanmazsam vermiyeceğim” kaidesi anlaşıldı
Ankara, 8 (Hususi muhabirimiz bildiriyor ı •— Maliye Bakanı İsmail Rüştü Aksal kendisiyle görüşen gazetecilere Gelir Vergisinin tatblkma başlanalıdan beri ne gibi bir netice İstihsal olunduğu hakkında izahat vermiştir.
Bakan, şimdi tahukkukat safha- | sında olan verginin tahsil bakımın- I dan neticesinin ancak 1951 de alınacağına işaret ettikten sonra zaman zaman mükellefler tarafından yapılan şikâyetlerin Bakanlıkça kemali dikkat ve hassasiyetle tetkik olunduğunu söyllyerek demiştir kİ:
“— Gelir Vergisi ilk zamanlarda endişe ile karşılanmış ve Adeta yeni bir varlık vergisi halinde telâkki e-dümişti. Merkeze yapılan şikâyetlerin azalmasından anlaşılıyor ki, bugüne kadar devam eden tatbikattan mükelleflerin endişesi zail olmuş ve hemen hepsinin tam bir anlayış gösterdikleri neticesi istihsal olunmuştur. Kısaca işaret edeyim ki. mükellefler kanunun hakiki mahiyetini: “Kazanırsam vereceğim, kazanmazsam vermiyecegim" kaidesi dahilinde ka vra m ış bulunmaktadırlar.„
Bakan defter tutma nususunda tüccarın sıkıntıya düşmesi bahsine de temas ederek sözlerine devam etmiştir:
Bakanlığımızın vilâyetlerde açtığı danışma büroları, mükelleflerin Gelir Vergisinde karşılaştıkları güçlükleri hal İçin çalışıyor ve lâzım gelen malûmatı veriyordu. Bu çalışmaların müspet neticeler verdiğini görmemiz Üzerine şimdi de bilhassa orta ve küçük esnafa pek müşkül geldiği anlaşılan defter tutma işinde yardımcı olarak bürolar kurmak kararındayız. Bu danışma büroları, mükelleflerin kanun maddeleri üzerinde tereddüde düştükleri noktaları aydınlatıyor, icap eden malûmatı veriyor ve yol gösteriyordu. Bu defa açacağımız bürolar orta ve küçük esnafa defter tutmayı öğretecektir.,,
Bu bürolar* şimdilik Ankara, İstanbul, İzmir ve mümasil büyük şehirlerde açılacaktır. Mükellefler bu bürolara müracaat ederek ne şekilde defter tutacaklarını hesap mütehassıslarından Öğrenecekler ve defterlerini bu mütehassıslara tanzim ettireceklerdir. Bürolar önümüzdeki hafta içinde açılmaya başlanacaktır.
Sanayi bankası için Ticaret Odasında toplantı yapıldı
İzmir 8 (Hususi muhabirimizden) — Sanayiimizin muhtaç bulunduğu uzun vftdeh kredi ihtiyacım karşılamak üzere Beynelmilel Yardım ve Kalkınma Bankasının da iştirakiyle kurulacak olan Türkiye sınat kalkınma bankasının kuruluş hazırlıkları ikmal edilmektedir, İştirak miktarını tesbit etmek ve hazırlanan statü projesini gözden geçirmek ü-zere bugün saat 15 te Ticaret ve Sanayi Odasının İçtima salonunda Sanayi Blrllğlnco umumi bir toplantı tertip edilmiştir. Toplantıda bu cumartesi günü İstanbulda, Merkez Bankasında hissedarların iştirakiyle yapılacak toplantıya Ege bölgesi namına iştirak edecek olan heyet de seçilecektir. Bankanın hisse senetlerinin beherinin bedeli 100 lirA olup yıllık faiz miktarı da 5^6 olarak Merkez Bankasınca garanti edilmektedir.
Taahhüt edilen hisse senetleri bedellerinin dörtte biri bankanın ku-luruşu esnasında ödenecektir. Bankanın İlk şubesinin îzmlrde açılacağı haberi, İlgililerce memnuniyetle karşılanmakta ve tzmlrden büyük iştiraklerin sağlanacağı umulmaktadır.
İsrail Elçiliği Basın ve Ticaret Müşavirinin beyanatı
Türkiye ile İsrail arasında ticaret anlaşması yapılacak
Amerikan sermayesi, Fİlîstînde, sanayi tesisleri kuruyor
Bir müddetten beri şehrimizde bulunan İsrail Elçiliği Basın ve Ticaret Müşaviri Tuvia Arazi, kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza Yahudi Devletinin ekonomik durumu ve Türkiye ile olan ticari münasebetleri etrafında şu izahatı vermiştir:
İsrailde sanayi:
•*— İsrail’de harp aanayiine göre kurulmuş olan endüstri faaliyeti artık Biılh devrine göre ayarlandığından, memleketimiz ihracat yapacak bir dıııuma gelmiştir. Harbin zararları büyük olmakla beraber, faydası da olmuş, memleketimizi büyük ve geniş bir yol şebekesine kavuşturmuştur. Bıı yolların, şimdi faydalarını görmekte, vc ancak hu sayede geniş kalkınma hareketlerine girişmiş bulunmaktayız.
Milletlerarası İhracat ve İthalât Bankası bize 1Ü0 milyon dolar kredi açtı. Bu paranın bir kısmı ile Anre-rikonın en tanınmış frijider fabrikalarından biri İsıall’de bir şube kurmuş ve senede 6.000 adet imal etmeğe başlamıştır. Bu imalât yâkıııdn 24.000 e çıkarılacaktır.
Ziraat re sulama işleri;
Negev ovasının sulanması İşi muvaffakiyetle ilerlemektedir. Yarım milyon metre mikâbı hacmindeki havuzlardan her yıl ağustosa kadar 5 milyon metremikftbı yağmur ve kar suyu devrettirilnıekte ve yalnız 3 ay için elli kilometre uzaktan borularla su getirilmektedir. Amerikadaki Ten-nessey vadisinde büyük amama bent, ve tesisatını kuran Lancter Milk hâlen İsraildedlr. Memleketin büyük 'sulama dâvası üzerinde çalışmaktadır. Kendisinin bunun için hazırlamış olduğu plân Arap memleketlerinin (e iştirakini gerektirdiğinden biz bugünkü vaziyette kolaylıkla kabil olan Hays plânı üzerinde durmaktayız. Ekilen sahalar, çok genişlemiş, traktör sayısı da o nispette artmıştır.
Petrol tasfiyehaneleri;
Bugün vapurlarla Venezüella’dan getirilmekte olan mahdut miktardaki ham madde için kısmen faaliyette bulunan petrol tasfiyehanelerinin tam randımanla çalışması hususunda ilgili devletler arasında konuşmalar çere yan etmektedir. Bu tasfiyehanelerde İngiltere, Amerika. Holânda ve Fransa hissedar bulunmaktadırlar. Bilhassa İngiltere petrollerini tasfiye ctpımek için başka memleketlere se-natie 60 milyon dolar döviz Ödr/nek-te. ve harpten evvel senede 4 milyon ton üzerine çalışan fakat 9 milyon işleyebilecek kudrette olan tesisat hemen hemen âtıl bir vaziyette durduğu halde, işçiler muntazaman ücretlerini almaktadırlar. Baril başına 24 sent almakta olan Irak, senede 5-6 milyon İngiliz lirası zarara uğramaktadır. Bu meselenin yakın bir zamanda halledilmesi muhtemeldir.
Muhaceret:
Şimdiye kodar İsrail’e 350 bin muhacir gelmiş ve Almanyadaki bütün kamplar temizlenmiştir. Nüfusumuz 7/35 nispetinde artmış, 1,250.000 i bulmuştur.
Marshdll siparişleri
Ankara 8 (Hususi muhabirimizden) — Bugün Bakanlıklar temsilcileri. Devlet Bakanı Cemil Salt Barlasın Başkanlığında bir toplantı yapmışlardır. Bu toplantıda MarshAİl Yardımı münasebetiyle Avrupa ve Amerikaya şimdiye kadar yapılmış olan siparişler gözden geçirilmiş ve MarshaJl Plânının mali hudut vc imkânları içinde bundan sonra yapılması gereken siparişlerin haziran ayına kadAr tamamlanması hususunda gerekli tedbirlerin alınması kaıarlaşt.ırıbnıştır.
İnşaatın muhaceretle aynı nispette hızlAndırılrnasına imkân olmadığından mesken buhranı hâlâ kendini hissettirmektedir. Fakat hükümet kiralan memleketinizde olduğu gibi tahdit etmiştir. Geri dönen muhacirlere gelince, her dalganın bir çekilişi vardır. Bu gayet tabiidir.
Hayat papalılığı:
Hükümetin hayatı ucuzlatmak hususunda aldığı tedbirler tesirini göstermiş, geçim endeksi geçen kasım avına nazaran 9 puvan nispetinde düşmüştür. Hükümet elbise, ayakkâ-bı gibi eşyaya da yiyeceklerde olduğu gibi narh koyarak yüksek kâr hadlerini indirmiştir. Gıda maddeleri lngllterede olduğu gibi vesikaya tâbidir. Kâfi derecede et yoktur. Hayat her ay biraz daha düşmektedir.
İsrail - Arap münasebetleri:
Harpten evvel Suriye ve Lübnanın ihraç emtiasının yüzde 36 sini alıyorduk. Halbuki 1948 denberi bu rakam sıfırdır, Avrupadan gelen Ya-hudilerden bir çoğu turizm için kışın LÜbnana giderler. İsrail Yahudileri de yazı Lübnanda geçimlerdi. Fakat bugünkü vaziyetler yüzünden. Lübnanın turizm ve otel endüstrisi büyük zarar görmüş, en büyük müşterilerini kaybetmiştir. Biz ithalâtımızın mühim bir kısmını onlardan yapabiliriz. Bu itibarla Arap memleketleriyle ticari temasları yemden kurmak emelindeyiz.
Tfirk - İsrail ticaret münasebetleri:
İsrail 1044 - 1949 seneleri içinde Ttlrkiveden 20 milyon İngiliz liralık ithalât yapmıştır. Bilhassa 1947 senesi 5 milyon 600 bin sterling olarak bir rekor teşkil etmiştir. İngiltere ve Amerlkadnn sonra 3 üncü geliyorduk. Sizin büyük miktarda gıda maddesi istihsal etmenize mukabil biz de müstehlik bir memleket olmakla mallarınızın geniş nispette alıç ısıyız. Tür-kıyeye. deri ve kumaş sanayii için kimyevi maddeler. Penicilin, Streptomisin, İnsulin gibi tıbbi müstahzarat, elektrik maJzemesi vesaire ihraç edebiliriz. Müşterek menfaatlerimiz bakımından ticari temaslarımız artabilir. Bu sene sizden 2 milyon 200 bin liralık ithalât yaptık. Dövizimiz olsaydı daha fazla da alabilirdik, mübadele imkânı olduğu takdirde, bu miktar hiç şüphesiz ki artabilecektir.
Aramızda bir ticaret muahedesi yapılması hususunda ilk temaslara başlanmıştır. Buna ait bütün meseleler etüd edilmektedir. Yakında hayırlı neticelere varacağımızı ümit ediyorum. Bu ay içinde mütehassıs bir heyet gelerek, Hükümetiniz muvafakat ettiği takdirde müzakerelere Anka-rada başlanacaktır.
Toros Ekspresinin Mısıra temdidi:
İsrail Hükümeti mütekabiliyet esasına göre yani kendi tebaasından o-İAn yolcuların da seyahat edebilmelerine imkân verildiği takdirde To-ros ekspresinin kendi hudutlarından geçmesine asiâ muhalif değildir. Bu hususta İlgili hükümetlerle görüşmeler yapmaya hazırız.
Serbest ithalât rejimi
Tüccar Demeğinin yarınki aylık toplantısında, serbest ithalât rejimi hakkında bir görüşme yapılacaktır. Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı Dış Ticaret Dairesi Başkanı da. bu toplantıda bulunarak, serbest ithal listeleri hakkında kendisine sorulan suallere cevap verecektir.
Bundan başka toplantıda, 28 ey-tûldn milletlerarası gümrük müzakereleri hakkında da görüşmeler olacaktır. Bu hususta da Dış Ticaret Dairesi başkam izAhAt verecektir.
8/111/1950 Çarşamba
Borsalarda vaziyet
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
Devlet Tahvilleri
Bugün
Bugün
Adana Ticaret Borsası
Eskişehir Ticaret Borsası
uCZ Gününde Bulmada muaıneieritescd adllmenuâ tahvilât ve eshamın arz ve taleplere goro taayyün eden takribi piyasa değerleri.
Pamuk Pamuk Pcmuk Pamuk Pamuk
pamuk çe arzetmek
Tıvftlı tohumlar ı Ayçiçeği tohumu .. Ketentohumu
Kondlrtohumu ....
Sunam «Bandırma) Yer fıstığı kabuklu
Eski Kapanış
Buğday yumuşak
Buğday aort ..
Nebati Yağlar ı
Zeytin yağı (Rkatrn ekstra) BuSâtııyağı (Raf. tonokollı Ayçiçeği (Roflnr tenokell) Fındık yağı (Çıplak) .ı....
Dokuma Hnın Mıuldelerlı
Tiftik (ana mal) ......
Tiftik (Nutürel) ..........
Yapak Anadolu (Kırkım)
Ham deriler :
Sığır •alamura (kasap) kİ Keçi tuzlu kuru kilosu....
Koyun hava kurusu kilosu
Müdafaa
••
•s
O B
Pamuk
Pamuk
PAmuk
Pamukyağı (rafine) Pamuk çekirdeği ...
üzüm çekirdeksiz No.D
İncir A serisi No. 8....
serisi No. 108 Aksla I.
Akala II. •••••* yerli ...........
•f A
81vas-Er2urum 1.
.. M II-VII.
Demiryolu 1......
•* rı. •««•»» .. ın.........
i....
n.....
m......
i v....
Akala I. •*,*** Akala II.........
yerli 1 .......
Akala IH .........
maklno parlağı
Hububatı
Buğday yumuşak (Tüc.) Buğday yumuşAk (Ofisin).. Arpa Yemlik (dökme) .... Mısır (Sarı) çuvalı .....
Faeulva horoa (çuval)....
,, çalı yumuşak (dökme) k uşyeml Mercimek kırmızı iç çu. Mercimek yeşil (İç çuval). Nohut natürol ...........
ikramiyen tahviller
Yeb 1933 Ergani ......
& 1038 Ikranılyell Milli Müdafaa J ........
%ö 1941 Demiryolu IV ... 1041 Demiryolu V ........
Çc( 1/2 1949 lkramlyeli «... Diğerleri
1041 Demiryolu VI a eseas» $c6 Kalkınma I
İstanbul :
Ticaret Borsacında muhtelif kalitedeki ham deriler Üzerine mahdut miktarda İş olmuştur. Fiatlerde bir fark görülmemiştir. Fındık pıyaaaaına gelince, sağlam durumunu muhafaza etmektedir. Dün nisan yüklemeleri Üzerine bile muamele cereyan etmiştir, Satış yekûnu 150 tondu.
Kambiyo ve Esham Borsacında. %7 faizli devlet tahvillerine karşı alıcı olduğu halde, satıcı yoktur. Alıcılar. %6 faizli kalkınma tahvillfrinden almışlardır Altın piyasası kararsızlık içindedir. Dün külçe fiatleri gerileme kaydetmiştir.
İzmir:
"To.ri*"in ıııihiahtde mühayaanırıdn bulunacağının ve Tekelin de kendisini takıp edeceğinin açıklanması, çrklrtlekJiıt kuru mtistahsilıni arzda çekingen
davranmaca aevketmi* ve uzun zamandan beri gevçek olan piyasa, hareketlen-mıçtlr.
1 >ır u ın durumunda bir değişiklik olmamışın-. ÇekoHİovakyaya yapılan «on 1000 tonluk ynnıuk Batışından Hom-a, hariçten siparişlerin birdenbire kesilmesi Borsada pamuğun durumunu govşetmlftir Zrıılin-yrujuıvı teflhı altında pamuk vaftı floti gerilemektedir. Piyasa .sakindir, Y’egAne alıcı ulan pamuk yafiı fabrikalarının alâkasızlığı dolayı.ıyie Boranda kirrlef/i durgun bir manzara tedJr.
Adana :
Ticaret Borsaaında birlimi kalitedeki yamuklarla, makine parlrıfit ü zerine mahdut miktarda i* olmuştur.
Kuru Meyvalnr t
Fındık (kabuklu sivri) ......
Fındık (îç tombul) ..........
Ceviz (kabuklu) «■*•«•■«»(**(« Cevia (tç natürel) ..........
rr ûf,uneU
KAMBİYO
İstanbul Borsası
1 Sterling HM) Dolar 10ü Fr. Frangı... 100 laviçre Fr... 100 BeJç, Fr i'/ü Iıveç Kr.... 100 Florin 100 Liret ••••,*••• 100 Drahmi 100 Eûcoudoa ... Açılı* Kapanın
7 M — 281.— 0.80 64.03,— 5.60.-64.1260 73,68.40 0.44.128 0.01.876 9 7390 7 91- 28ü.— 0.80 64.03 6.60 54.125i' 73.88.40 0.44.128 0.01 H76 9.7390
Altınlar
Külçe Terli Gr Külçe Deşuhua, Cumhurlyot ... Rctftı.ı ......... Bugün Ewkl kur
Lira Lira
8.01 5. M 40.36 44.25 40.30 30.60 62— 44.35 41.20 41.28 5.02 s.M 44.35 44.35 40.50 39.70 52.— 44 — 41.28 41.—
He. mit
Gulden
Ingiliz
Franeız kok ... Na pokon III levlçre .........
Xen-York'tn t onnuî $ 36
Gümüş, Plâtin
Gümüş Gr PUtin “ En aşağı En yukarı
30.- 11.-
Zürich Borsası (Serbest)
3.III.1086 Duı umu Türk Liram Dolar Hlorllmr lavlçra Frangı
En aşağı En yukarı
0.05 4,29 10.25 MOV 1 03 4.30 1/2 10.45 'İM1 2 ,
Fran^K Frangı
Şirket Tahvilleri
T. C Zlrant Bankası 20.2Ö 20.30
Anadolu D.Y. Tertip AZB» İH.— 109.—
• » lf »1 C. — —
•ı «* ”'.60 ...**• 69.- 60.-
M ». MÜmes. Sanat. 67.50 67.50
Şirket Hisse Senetleri
T. C. Merkez Bankaeı ... 130— m—
Türkiye Bnnkası ...... 2T.60 27.-
Türk Ticaret Bunkeeı ...... 5 — 6.—
Arelan Çifnento 17.— 17.—
Şark Değirmencilik 28.25 23.50
Nllll! P(’arlirnti9 hh«hu*ii Hl 25 —
Ecnebi Tahviller
Mısır Kredi fonriye 1003
A L A R 1 |
YABANCI BOR SALAR |
Nevv-York Borsası
Dün E$ki kur I
Buğdny ((Buşell—Sent? Sert Kış mahsulü No. 2 ... 267 12 285 3 8 I
Kırmııı No. 2 ... 240 1 4 238 1/4
Famuk Midillin# (Lıbroaı=Sent) M İlrt •«»••••••••••••••••••••••••••••••••» 31.87 3191 I
Mayıa 32 30 32.40
i CIIHliUB •••••■•(•>••«»• taeaıt•••••# 32.21 32.22
£ k 1 TYi — 30.32
Tiftik (LıbrealzzS on t) •••**•••••»• Tekaaa No. 1 58/6(ı 56— I
Fındık (Librem — Sent) Kabuklu yerli İri 23.- 21.- I
h „ orta 22.60 22.50 I
Levant iç ithal malı 36.— 36.—
Ekatr/ı İri iç ithal malı 39— 39.— 1
Kuru Uaüm (Libreal—Sent) ThompRon çnklrdekaia ııeçma 11 V4 11 1/4 I
Kelen tuhumu (BuşelisDolar).,, 3.75 3.80
Mlnneapolla 3 80 3.80 1
Kalay (Llbrori=:8ent) ......... 74.60 74.25
Levha-teneke (100 libre dolar) 7.30 7.30
Londra Borsası
Keten tohumu (Tonu=Stoding) B om tîtıy 64.- I
Kalküta ■M 62.50
Ter fı*tığı Hindistan — 64 3/4
Bradford Piyasası
Tiftik lyl mal (Libreal=:Pent) 34.—Nom I
„ Sıra malı M 30.-
TUn Ansdoju „ 20'21 20 21 ..
., Trakya „ 18-21 13/21 ..
İskenderiye Borsası
Pamuk (Kantarı—Yalları Aahmounl Kim eiyaflı F/G. 80.88 80.68 I
Karnnk Üşün eiyaflı F/O. 91 70 91.60 |
Sayfa 6
YEN! İSTANBUL
9 Mart 1950
SİYASÎ İKTİSADÎ
YENt İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yazı iğlerini fiilen İdare eden : 8ACİT OGET
Basıldığı yer :
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
İkinci sayfamızdaki siyasi, üçüncü sayfamızdaki kültürel, beşinci sayfamızdaki İktisadî başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamen yazarlarına aittir.
İstanbul Üniversitesi
Rektörlüğünden :
Üniversiteye bağlı Tıp, Hukuk. İktisat, Fen. Edebiyat ve Orman Fakülteleriyle Dişçi ve Eczacı okullarında mevcut bilim kollan için Doçentlik İmtihanı açılacaktır.
İsteklilerin mart 1950 sonuna kadar, imtihana girmek istedikleri bilim kolunu ve yabancı dili göstererek bir dilekçe ile Fakülte Dekanlıklarına başvurmaları ve bu dilekçeye:
a) İsteklinin Üniversiteler Kanununun 18 inci veya altıncı maddelerindeki şartları haiz bulunduğunu bildiren belgelerin asillen veya noterlikçe tasdikli suretleri.
b) İmtihan harcı olarak (»501 liranın Üniversite veznesine tealim edildiğine dair makbuz,
c) İsteklinin ilmi araştırma ve yayınlarının listesi.
d) Doçentlik tezinin basılmış veya yazı makinesinde yazılmış olarak altı nüshası (kapalı zart içinde),
e) Tezin muhtevası hakkında bir sayfayı geçmemek üzere hazırlanmış bir özetin altı nüshasını bağlamaları lâzımdır.
(2872)
İstanbul Üniversitesi
Fen Fakültesi Dekanlığından:
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesinin dâvetlid olarak şehrimizde bulunan. Göttınğen’de Max Planck “eski Kaiser Wilhelm” Cemiyeti Balkanlarından ve Nobel mükâfatını haiz Prof. Dr. Heisenberg. sşağıda yazılı gün ve saatlerde Fen Fakültesi Umum! Fizik Enstitüsünde “Lâleli” konferanslar verecektir. Giriş serbesttir. (2771)
1— 6.3.1950 Pazartesi saat 16
2— 7.3.1950 Salı 0 16
3— 8.3.1950 Çarşamba n 16
4— 9.3.1950 Perşembe M 16
5 — 13.3.1950 Pazartesi t» 16
6 — 14.3.1950 Salı r» 16
Dalga ,sahalarının kuvanta-teorısınde yeni inkişaflar.
Dalga sahalarının kuvanta-teorlslnde yeni İnkişaflar.
Dalga sahalarının kuvanta-teorismde yeni inkişaflar.
Dalga sahaJannın kuvanta-teorisinde yeni inkişaflar.
Dalga sahalarının kuvanta-teorisinde yeni İnkişaflar.
Dalga sahalarının kuvanta-teorisinde yeni inkişaflar.
10.3.1950 cuma günü saat 17 de “Modern Atom Fiziğindeki felsefi esaslara dair” umumi bir konferans verecektir.

Tarım Bakanlığından :
Pamuklarımızda bazı yıllarda fazla zarar yapan Amerikalıların Bollvorm dedikleri Yeşllkurt - Heliothis Armigera zararlı böceğiyle. Amerikalıların Pink Bollworm adını verdikleri Pembe-kurt - Pectıniphora Gassypiella haşeresine karşı tesirli ve zararlı olarak tanınan ilâçlarını tecrübe ettirmek Istiyen firmaların numunelerini Seyhan Ziraat Mücadele İstasyonuna göndermeleri lâzımdır.
Yetkili uzmanlardan müteşekkil bir heyetçe tatbik ve takip neticesi aynca İlân edilecek olan bu denemelerin safahatını arzu eden firmalar mahallen takip edebilirler.
Bu konuda fazla bilgi edinmek Istlyenlerin adı geçen İstasyona müracaatları ilân olunur. (2778)
KİMYAGER ARANMAKTADIR
İngilizceyi iyi bilmesi lâzımdır. Taliplerin evrakı rıllsbitele-rlnln aslı veya suretleriyle Ankarada Petrol Ofisin Selânik Caddesi 60 numaradaki merkezine. Ist.anbulda Kozluca Handaki şubesine şahsan veya yazı Ue müracaatları rica olunur. (2835ı
İNŞAAT İLÂNI
Sümerbank Genel Müdürlüğünden :
1 — Defterdar Yünlü Sanayii Müessese»! idare binası inşaatı birim fiyatı esasiyle ve kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Yapılacak inşaatın keşfi (210.000.—) lira ve geçici teminatı (12.750.—) liradır.
3— Eksiltme evrakı Ankarada Sümerbank Genel Muamelât Müdürlüğünden (50.—) liraya alınabilir.
4 — Eksiltme 21 mart 195*0 salı günü saat 11 de Ankara’da Sümerbank Genel Müdürlüğünde toplanacak komisyon marifetiyle yapılacaktır.
5 — İstekliler teklif evrakı arasında, şimdiye kadar yapmış oldukları bu gibi işlere ve bunların bedellerine, firmanın teknik teşkilâtının kimlerden teşekkül ettiğine dair belgeler koyacaklardır.
6 — Bu eksilmeye iştirak edeceklerin bir taahhütte (160.000.—) liralık betonarme inşaatı bizzat İkmal ederek kabullerini yaptırmış olmaları şarttır.
7 — Banka, ihaleyi dilediği şekilde icrada serbesttir.
(2701)

ELEKTRİKLİ ÇAMAŞIR MAKİNELERİ
ve
ELEKTRİK SÜPÜRGELERİ
En çok beğenilen
DÜĞÜN HEDİYELERİDİR
M ATAŞ
GALATA T A H I R HAN. Tel. ı 44996
1
3
S
4
Â
BUZ DOLAPLARININ KIRALI
■ •
t
PHILCO
KALİTE BAKIMINDAN
Dünyaca Şöhret Kazanmıştır
Beş sene garantilidir
Yeni gelen modellerimizi görmeden başka bir dolap almayınız.
Satış Deposu t Marpuççular. Barnatan Han No. 37 — 18
Telefon : 21571 — Telgraf : N A T E S K
1
Guldenf Cumhur jlçt
oon on yu açına* ri’i /n kşda çok popüler öldü. tskl-muayyen bir zümreye inhisar herke* temsil Itrimize
ŞUTUM)

Her çeşit kömür sobasında üstten yakmak suretiyle,
KOKUSUZ ve DUMANSIZ YANAR




En elverişli ev yakıtı olan Linyit kömürünün
KALORtSl ODUNDAN ÜSTÜN FİATİ İSE DAHA UCUZDUR
ETİ BANK
Külliyetli miktarda Çelik Kanepe yayı satılacaktır. ANKARA ELEKTRİK, HAVAGAZI ve OTOBÜS

İŞLETME MÜESSESESINDEN:
— Takriben 7-10 ton ağırlığında Avrupa malı çelix kanepe yayı açık arttırma yediyle satılacaktır.
— Geçici teminat 500.— lira olup, mllessesemlz veznesine yatırılacaktır.
— Açık arttırma 23.3.1950 tarihine rastlayan perşembe günü saat 14 te otobüs işletmesi ambarında yapılacaktır.
— İlgililerin yayları arttırma gününden evvel verinde görmeleri, geçici teminat makbuzu ile birlikte belli gün ve saatte arttırma yerinde hazır bulunmaları ilân olunur.




büiun
Dtm /VRT
NU/UA/1
( om /

/

ENİ İSTANBUL’ un
okuyucularına hediyeleri
YENİ İSTANBUL'U» de-vamlı okuyucuları arasında tertiplediği müsabaka büyük rağbet görmektedir. Bilindiği gibi, gazetemizin devamlı okuyucularından kura ile seçilecek biri “10“ bin lira sarfedilerek Avrupada, bir diğeri de “5“ bin lira ile yurdumuzda üç sene müddetle tahsil ettirilecek ve aynca dokuz okuyucumuza da al-, gümüş ve maden! saatler hediye edilecektir. Evvelki günden itibaren gazetemize - birinci sayfanın sağ sütun başına - bir küçük kupon ilâve ediyoruz. Bunlan biriktiren devamlı okuyucularımızı ıia abonelerimiz ve karne sahibi okuyucularımız gibi kuraya sokacağız. Bu kuponlardan (90) tane getirene bir kura numarası verilecektir. Kuponla birlikte kısmen karne kapağı olan okuyucuların karne kapaklarının beheri (30) kupon karşılığı olarak kabul edilecektir.



1
“ 4
■1

Müfettiş Yardımcılığı İmtihanı
Çalışma Bakanlığından:
Münhal bulunan 35 lira maaşlı Çalışma Bakanlığı Müfettiş Yardımcılıkları ile. İş Müfettişi Yardımcılıkları İçin aşağıdaki esaslar dahilinde müsabaka imtihanı açılmıştır:
I — Aranılan şartlar:
Aı Memurin Kanununun 4 üncü maddesinde yazılı vasıfları haiz olmak.
B) 1950 yılı ocak ayının 1 İnci gününde 3ü yaşını geçmemiş bulunmak.
C) Sağlık durumu İklim değişikliklerine ve her nevi yolculuk güçlüklerine dayanmaya elverişli bulunmak.
Ç) Hiç bir suretle hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile hükümlü bulunmamak.
Dl Hukuk ve Ik’.sat Fakülteleri, Siyasal Bilgiler ve Yüksek İktisat ve Ticaret Okullarından veya bunlara muadil yabancı okullardan mezun olmak.
E) Yapılacak soruşturma neticesinde sicil ve seciyesi itibariyle mesleğe alınmasına engel bir hali ou-lunmadığı anlaşılmak,
n — İmtihan şekil, tarihi, ve mevzuu:
A) Şekli: Ankara ve İstanbul’da yapılacak olan yazılı İmtihanı kazanacak adaylar, Ankarada sözlü imtihana dâvet edileceklerdir.
B| Tarihi: Yazdı imtihana 2 maya 1950 tarihinde başlanacaktır.
C) Mevzuu:
1 1 — Çalışma,
ft) !(j Kanunu. İş Mahkemeleri Kanunu ile Hafta Ta* tili, Umumi HıfnsBihha Türkiye de Türk vatan-dallarına tahsis edilen panat ve hizmetler. Ulusal Bayram ye genel tatiller. Dernekl*r. Mili! Korunma, İşçi ve işveren Sendikaları Kanunları.
b) Sosyal bilgiler.
c) Sosyal sigortalar (İhtiyarlık Sigortası Kanunu, İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları ve Analık Si* gortalan Kanunu.)
2 — Ekonomi:
aı İstihsal, tedavül, inkısam ve İstihlâk bahisleri»
b) Doktrinler.
c) İşletme Ekonomisi.
3 — Hukuk:
a) idare Hukuku (Vilâyetler idaresi, Damçtay, Ma. murin Muhakemat Kanunları. Çalışma Bakanlı* ğı Kuruluş ve Görevleri hakkında Kanun, İşçi SI* gortalan Kanunu ve İş ve İşçi Bulma Kurumu Kuruluş ve Görevleri hakkındaki kanuna dair genel bilgiler )
b) Ceza Hukuku (Ceza Kanununun • Esaslar” baş* lığını taşıyan birinci kitabı ile ikinci kitabından devlet idaresi ve âmmenin itimadı aleyh'ne işlenen suçlar ve mal aleyhindeki cürümlere müteallik genel bilgiler.)
e) Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (kanunun vazife ve aalAhiyct bahisleri ile tahkikat usullerine müteallik hükümleri hakkında genel bilgiler. I ç) Medeni Hukuk (Medeni Kanunun ••Başlangıç'* ve Borçlar Kanununun umum! hükümleriyle icar, htc* met. kefalet akitleri ve müruru zaman hükümleri hakkında genel bilgiler.)
4 — Maliye ve Muhasebe (Bütçe ve vergi konu-
lan üzerinde genel bilgiler), genel muhaaebe i işleri.
5 — Türkivenin tabiî, iktisadi ve beşeri coğrafya-
sı ile Türkiyede çalışma hayatının bölünüşü.
6 — Yabancı dil. İngilizce, Fransızca, /İmanca.
(Devlet Usan sınavını kazanmış olanlar yabancı dilden imtihana tâbi tutulmazlar. Bu imtihanın neticesi diğer derslerin numaralarındaki eşitlik halinde, tercih sebebidir.)
EEI — TAyln bakımından hor İki müfettiş tardtnıcıîığı nra-İ suıda gözetilecek farklar:
A) Kazandıkları numaraların vasatisi 6.66 dan ara-ğı okuyanlardan, birinci ve ikinciliği ihraz e ’tn-ler Çalışma Bakanlığı Müfettiş Yardımcıbâ na tayin edilecekler ve bu husustaki tüzük gereğince, muayyen müddetin hitamında ehliyet İmtihanına tâbi tutulacaklardır. Bu ehliyet İmtihanım kazandıkları takdirde Bakanlık Müfettişliğine tâyinleri yapılacak ve kendileri Çalışma Bakanlıkları nerelinde staj yapmak üzere, bir vıl müddetle yabancı memleketlere gönderileceklerdir.
B) Muvaffakiyet dereceleri itibariyle. Bakanlık Müfettiş Yardımcılıklarına tâyin olunamıyanlardan arzu edenler, numaralarının vasatisi 5 den aşağı olmamak şartiyle derece sıralan itibariyle, İş Müfettiş Yardımcılıklarına atanacaklardır.
Bunlardan terfi sürelerinin sonunda müfettişliğe tâyin edilecek olanlar, dörder aylık müddetlerle mesleki görgülerini artırmak üzere yabancı memleketlere gönderileceklerdir.
IV — İmtihana girmek Ktlycnler 10 nisan 1950 tarihine kadar Çalışına Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığına bir dilekçe ile müracaat ederek imtihana hangi vilâyette (Ankara - İstanbul) iştirak edeceklerini bildirecekler ve aşağıdaki belgeleri göndereceklerdir.
A) Nüfus cüzdanının aslı veya tasdikli sureti,
B) Kendi el yazısı ile hal tercümesi.
C) Askerliğini yaptığı veya imtihan tarihinden türen bir sene ertelenmiş olduğunu gösterir belge.
D) Diplomasının aslı veya usulen tasdik edilmiş . sureti.
E) 6 adet 6x9 eb adında fotoğraf.
F) Sağlam ve yolculuk zahmetlerine mütehammil olduğuna dair tam teşekküllü bir hastahaneden alınacak sıhhi heyet raporu.
‘ Her hususta daha fazla malûmat, Çalışma Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığından alınabilir. (2702)
(Telf. 21750) 10-16. İslâm Eserleri: 13 30-
. Aynıofya
Türk ve
16.30.
BUGt'N AÇIK OLAN MÜZELER
İSTANBUL

ÖĞRENMEK İHTİYACINDA OLDUĞUMUZ HERSEY
r
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
9.— Toros.
1$ 10 Ankara.
21.30 Semplon (Avrupa).
İZMİR
ATLAS (40835) Eğlenceler Peri»!. ALKAZAK (42562) Altına Hücum. AR (44394) Rakibeler
Müzesi (Telf. 3324)
Arkeoloji
9-12, 13.30-17.
İSTANBUL
2U.30 da
ELHAMRA (43595) Hamlet. Suare: Casuslar Savası.
İNCİ (85595) Meçhul Şarkıcı.
İPEK (44289) Kanunsuzlar Sokağı.
LALE (43595) Hamlet. Suare: Casuslar
MELEK
.Savaşı.
(4OH6H) Genç Kız Kalbi.
KISMET (21904) 1 — Çanakkale Geçilmez. 2 — Buba Katili.
MARMARA (23860) 1 — Büyük
Vnl». 2 — Şeytanlar Gemisi.
MİLLÎ (22962ı J — Şeytanın Kudreti. 2 — Büyük Günah
T( RAN (22127) 1 — Krlfltof Ko-lomb. 2 — Cehennem Zindanı, TEM (Bakırköy 16-126) J— Harrov Kumarbazı. 2 — Şnrlo Diktatör.
Sl\S: Tarzan Ormanlar Apslanı.
Sİ’MER: Sahte Katil va Doktor Model Anyor.
‘•YENİ ÎSTANHUI İçin tavsiye
un bugün ettiği programlar ı
20.30 da
OFERE-
ŞEHİR TİYATROLARI: DRAM KISMİ (42157;
Katil.
KOMEDİ KISMI (40409)
Hanımlar Terzihanesi, 5ICA3IMEB KARACA
Tİ: 20 30 da Osman Blkes. YENİ SES OPERETİ: 20,45 te
DUBARA.
TAKSİM BELEDİYE PAVYONU: (Tel: 82904) Parisli Şantöz Roıe Avril
KONAK PAVİYONU: Her ak-çam, Yunan Şantözü ZOZO,
ANKARA
Bİ’YCK TİYATRO; Peer Gynt. Saat 20 de.
Kt’Çt K TİYATRO (11169) Saat; 20 de 1 — Dünya Gözlyle. 2 — Tüccar.
İZMİR
ŞEHİR TtYATBOSÜ: Katil.
KON $ E R L.E R
SARAY. 18.30 J. lıurbi. Orkestra ile koıuicrl.
SİNEMALAR
BEYOĞLU CİHETİ
ARIN (80718) 1 — Hayat Başlıyor. 2 — Asya Ateşler İçinde.
(41656ı Tath Belâlar.
SARAT
Suare: öldüren Para.
81 ATPARK (83143) 1 — Zehirli Şüphe. 2 — Harman Sonu (Türk filmi).
Sİ MER (42851) Meçhul Şarkıcı. ŞARK (40380) Korkunç Akın. ŞIK (43726) 1 — Kalbim Senin.
2 — Ormanlar Kıralı.
TAKSİM (43191) Uyu mı yan Adam. TAN: 1 — Seven Kalbler. 2 — Cehennem Zindanı.
TENİ (84137) 1 — Mösyö Verdu. 2 — Sahte Melek.
t NAL (49306) 1 — Abü Ruhlar. 2 — Kara Ok.
YILDIZ (42847) Altına Hücum. ISTANDI L CİHETİ ALEMDAR (28683) 1 — Büyük
rfhnah. 2 — Şeytanın Kudreti. AYSU (21917) 1 — Damgalı Doktor. 2 — 49 Çılgınlıkları.
AZAK (23542) 1 — Kıistof Kolomb 2 — Cehennem Zindanı.
ÇEMBERLİTAŞ (22513) Uçuruma Doğru.
FERAH: Uçuruma Doğru.
HALK (219fHı Yüzbaşı Amerika (30 kısım birden).
İSTANBUL (22367) î — Kalbime Doğmuştu. 2 — Tabancalar Pat-Urken.
KADIKÖY CİHETİ (60112) Kaptan Siroko.
Yuvası. Kara Ok.
Havanada

ÜMİTSİZ AŞK
ULUS: ÜrnltMU Aşk.

SANGHflYLI
KADIN
RİTA HAYMORTH -
ORSON WELLES

DAHİ 1.1) Eı
Saat: 8,so
3 üncü senfoni.—13.00 Ankara: İnce snz. — 10.45 Ankara:
Bach 5 numarah Rrnndenburg konçertosu. — îi.ıa İstanbul: Fasıl heyeti konHerl.
HARİÇTEı
16.15 Londra: Parla Konser-valuvan orkeftirasından parçalar. — 22.13 Londra: Philip Grecn konser orkestrası.
Ankara: Brahma
ANKARA
ANKARA
IIALE
2 — Tanca Casuslar OPERA (60821) 1 —
2 — Debrell Hııaan.
S (REY T A (60682) 1 —
FeHtlvııi. 2 — Kanlı Bueo. Suare: 1 — Sihirli Sea. g — Hamlet.
YELİ)EĞİRMENİ: 1 -r Çıldıran Kadın. 2 — Y'nnık Kaval.
Renkli Sürprizler
ANKARA: Renkli Sürprizler.
YÜK»
TENİ: Şanghaylı Kadın,
İZMİR
GÜNAH ÇOCUĞU
- /
BÜYÜK; Günah Çocuğu. CEBECİ: Kara Bahtım.
FARK: Tarzan Ormanlav Aralanı.
ELHAMRA: Aşk Oyunları. LALE; ÇETE. TAN: ÇETE. TAYYARE: Manon.
YENt; 1—Kahraman Reis. 2 — Vahşi intikam,
KARŞIYAKA CİHETİ
MELEK: 1 — Vatan Kahramanı.
2 — Ateş Yağmuru.
SfMElC; 1 — Çelik Ejderler. 2 — Masoın Katil.
İh tan bu! Boy oğlu Anadolu yakası Ankara
İzmir
41908
60536
91
2251
\NKARA;
Saat: 7.89 M. S. Ayarı, — 7.31 M arşlar (Pl.i, — 7.45 Haberler vo hava raporu. — 8.no Şarkılar (PL). — 8.15 Gitar düetinden melodiler (PL). — 8.25 Günün programı. — M,30 Brahma 3 Üncü senfoni (PL) — 0.00
Kapanış,
12.28 Açılış ve program, — 12.30 M S. A. - Şarkılar — 13,(91 Ha-
berler — 13.15 IJvertÜrlrr(PL)— 13.30 Öğle gazetesi. — 1345 Şen pıırçnlıır (PL) — 14.00 Akşam programı, hava raporu vc kapanış.
17.58 Açılış ve progr/ım. — İM (Mi M.S. Avan - İnce saz (İsfahan faslı) — 18.30 Konulma. — 18.15 Ailen Roth orkentrujıı (Pl.) — .,,19.00 M S. Avarı ve haberler. —
10.15 Geçmişte bugün. 19.20 Tarihi Türk müziği, — 20.00 Film vddızlarından melodiler (PLı
20.15 Radyo gazetesi — 20.80
Serbest saat. — 20.35 M «1e Palla • İspanya Bahçelerinde gece ipi.) îl.oo Konuşma-Türkiyede Mar-ahnli plânı. — 21.15 Senfonik parçalar (Pl.) — 22.00 Konuşma - R. M. M. Saati. — 22.15 Dans orkestraları çalıyor (Pl )
— 22.45 M S. Avarı ve haberler.
— 23.00 Program ve kapanış.
İSTANBI L:
12.57 Açılış ve programlar. — 13.00 Haberler. — 13.15 Şarkı ve türküler (PL) — 13.30 Çeşitli hafit müzik (Pl.) — 12.50 Ev kadını - Oyun çocuğunun mânevi hayatı. — I4.OO Şarkı ve türküler. — 14.40 Dans mııaiğl (Pl.)
15.00 Programlar ve kapanış.
17.57 Açılış ve programlar. — IH.CH) Caz müziği (Pl.) — 10,80 Şan soloları (Pl.) — IH.15 Sax cHcılvri. — 19.00 Haberler.
19.15 Dans nıilr.iğl (PL) — 19.25 İstanbul Konsorvntuvnrı Şehir korosu konseri. — 19.15 Şarkı ve türküler — 20,15 Lllküft hııynt-Operel. — 21.15 Fasıl heyeti konseri. — 22.(M) Küçük orkestradan melodiler. — 22.20 Dans milliği (Pl ) — 22.45 Haberler.
— 33.00 Hafif müzik (Pl.) —
23.30 Programlar ve kapanış.
YABANCI KADROLARDAN SEÇME YAYINLAR:
7.15 Londra: Dinleyici İstekleri.
— 8.15 Londra: Hafif müzik. —
9.30 Londra: Dinleyici istekleri.
— II.mı Londra Gcraldo konser orkrMtrası. 11.30 Londra: BBC Senfoni ork. kpııserl» — 12.30 Londra: Rldph Elman ve orkestrası. — 10.13 Londra: Paris konservat uvıı rı Orkesl Hısımla ıı parçalar, — 17.15 Londra: Rsy Martin ve Ork. — 18.15 Londra: Yeni plâklar. — 18.45 Londra;
Türkçe haberler. — 19.15 Amerikanın se«l - Türkçe haberler (13. 16. 19 metre) — 22.15 Londra: Philip Green Konser orkestrası — Î3.00 Londra; Dinleyici istekleri. — 24.00 AFN (240.2 mı - 1 saat dan» müziği ı.Pt.)
UÇAK . TgEM . VAPUR
GELECEK OI.AN UÇAKLAR DİKKAT: Hava dolnyısiyle seferlerde değişiklik olabilir.
D.H.Y. (Türk) An karadan. D.H.Y. (Türk) Ankarndan. RE. A. (Ingiliz) Londra. Nis. Roma. Atlımdan. D.HY, (Türk) tamirden.
S.A.S. (takandiııav) Kopenhag. Amsterdam, Münih, Komadan.
S.R. (İsviçre) Zürlh, Cenevre. Atina, Ankaıadan. D.HY. (Türk) İskenderun, Adarın. D. Bakır, Malatya, Ankatudan.
GİDECEK
9.—
10.10
9 50
12.50
13.30
14.—
14.45
16.—
16.20
EMtNÖNC;
Aaadur (Gcdlkpaşa) — Mehmet K işim — Hikmet Güne.v t Küçük pazar) — Sırrı Rasim (A-lamdan.
BEYOC.I I ;
Beyoğlu (Merkez) — İstiklâl (.Merkez» — Taksini — Merkei (Galata ı — Halk (Şişil) — Hns-köy — Merkez (Kasımpaşa».
FATİH:
Üniversite (Şehzadebaşu — Sn lâhnddin Gürden (Aksara r) Tedikule tSamatvnı - H' (Şehremini) — Edirnekn ı ragUmrük) — Havim Bc. . ner).
EYÜP;
Eyüpsullan,
BEŞİKTAŞ:
Vidin — Yqnl (Orta’ ı ı navutkoy ecz. — Meı .cs bek ’.
KA!HKÖ\ :
SÖğütlüçeşme> — Kızılto) rak Göztepe — Bostancı.
I sKt 1»AR; İttihat. Bt V( KAD\: Merkez.
HEYBELİ XI) H Ada.
Ol W l ÇARLAR
(Türk) Ankarava. (Türk)
Beyrut a.
(Inuiljz) Atına. Ro-
D H Y.
D H.Y.
Kıbrıs,
BE.A.
ma, Nıs, Lo nü ra va.
D. H.Y. (Türk) Ankaraya. S A.S. (İskamîInav) Roma, Münih, Amsterdam, Kopenhag'a,
GELECEK OLAN VAPURLAR 20.30 Marn kaz (M uda nyada n ı.
GİDEC EK OLAN VJkPI KI.AR Ö.— Cumhuriyet (Karndnnizo).
9 — Meraktır. (Mudanyavn ». GELECEK OLAN EKSPRESLER
6.45 Şemplon (Avrupa).
7.10 Doğu.
S.3U Ankara.
Ankara.
1130
14,30
16 50
GÜrav (22324). Ege (14083).
Yeni (11544).
İZMİR
Alsancak (Karantina) — Asri (Eşrefpaşa) — Ege (Basmahane» — Hilâl (Kemeraltl).
Beyoğlu 44614
İstanbul 24222 Ankara 00. İzmir
4

Comments (0)