Kütüphanesi I
Sayı 161 — 10 kuruş
10WV?5ö Çarşamba
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 - 8 Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Türkiye için seneliği 32, altı aylığı 17» üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
Telefon; 44756 - 44757 Santral Telgraf Adresi: Hetlo. tstanbu]
z

POLiTiKA
_ 9/V/J950
Fransız
Seçim tâbiyelerinin tahlili
ve Alman
sonuna Yarından parti le-kanunen
SEÇİM mücadelesinin gelmiş bulunuyoruz, itibaren, şu yahut bu hinde propaganda yapmak yasaktır. Pazar günü de. zarlar a-
tılacak ve her parti, bunların tayin ettiği neticeye razı olacaktır.
Arkada bıraktığımız teşriî devrede, tâbiyeler şu şekilde karşılaştı: Muhalefet partileri çeşitli şiddet perdelen üzerinden, iktidan tenkid etti, iktidar ise kendini, daha çok iş çıkarmak, muhtelif halk tabakalarını memnun etmeğe çalışmak, sıkı bir tasarrufa riayet etmek, devletçi müdahaleleri bir yandan ticaret erbabı lehine azaltırken bir yandan da müstahsil veya müstehlik lehine geniş tutmak ve daha müessir kılmak tedbirleri ile müdafaa etti. Ayrıca da. demokratik mevzuat bahsinde, iyi nimetini ispata çalıştı.
Bu iKi tâbiye, dikkat edersek, seçim devresine aynen intikal etti. Yari! muhalefet tenkidlerinı arttırıp şiddetlendirmek yolunu tutarken, iktidar. seçim beyannamesi ile, ortaya yeni bir iş programı koydu.
Doğrusunu söylemek lâzım gelirse, bu. hiç değilse seçim mücadelesi devrelinde, böyle olmayacaktı. Çünkü partilerin hepsi birden avrupai bir seçim mücadelesine atılmadı mı. ta-1 HjamlyJe garplı bir idare şekli olan demokrasinin geniş halk tabakaları tarafından lâyıklyle anlaşılmasına imkân olamazdı.
Tekrarında fayda olduğu için söylüyoruz: Ne Millet Partisinin neş-1 rine cevaz verdiği gibi bir beyanname ile his politikası yapmasına ne de Demokrat Partinin kendi beyannamesini yumurta kapıya gelinciye kadar bekletmesine göz vummak kabildir.
Eğer bu partilerin gayesi, demokratik idarenin bu memlekette de teessüs edebilmesi ise. bunun siyasi partilere düşen âdabü erkânına riayet etmeğe mecburdurlar.
Çünkü, seçmen vatandaşlarımız, eğer bjlûmum partilerin şu önümüzdeki dört sene içinde, memleket işleri hakkında ne gibi tekliflerde bulunduklarını. meselâ altı yahut sekiz haftadan beri öğrenmiş olsa idi-k»rv elbette ki a zaman partBerHm-l hangisinin memleket işlerini daha iyi I kavradığını, mukayese yolundan anlayacaklar ve reylerini, buna göre kullanacaklardı.
Siyasi partiler, âmme müessesele-ridir. Salâhiyetleri arasında, iktidara gelerek memleketi idare etmek noktası vardır. Bu kadar büjdlk salâhiyetin elbette ki buna göre mu-1 kabil vazife ve mesuliyetleri olacaktır. Seçim mücadelesine usulü dairesinde girmek ve seçmen vatandaşın tefrik ve tercih etme hakkına sade riayet değil aynı zamanda hizmet etmek, yani onun Önüne seçeceği şeylerden bir tanesini koymak bundan dolayı farzdır.
Bu vazifeyi yapmamak yahut bu hizmeti yerine getirmemek, Türk vatandaşının seçmen salâhiyetleri ile Öüpe düz alay etmek demektir. İkti-dardakini oradan uzaklaştırmaktan başka bir taahhüde girmeyen bir siyasi parti, bu vasfa lâyık değildir. Çünkü bir cemiyeti kâfiyenin de gaye Ve programı bundan ibarettir.
Gerçi >950 seçimlerinde, böyle tek jnaddell bir program da, bir miktar rey almak için kâfidir. Çünkü çeşitli ruhi, içtimai ve iktisadi nıenşelerdcn gelmelerine rağmen, tamamiyle ayrı Btviden ve ayrı mahiyette bir takım şıuhalefet zümreleri, mevcut iktidara karşı, cephe almış bulunmaktadır.
Bunların her biri için, iktidarın el değiştirmesi, ilk gayedir. Ancak ve {kinci plânda, her birinin ayrı bir gaye ve emel peşinde koştuğuna da şüphe yoktur, öyle ki. birinci gayenin tahakkuk ettiği gün, her taralın ikinci yani asıl gayesi, birden şah-(anacaktır. Ve bu. birbirine zıt ga-^e ve emelleri telif etmek, müşterek bir hasma karşı muvaffak olmaktan çok daha büyük ve tehllkeU müşkülât arzedecektir.
Zaten bizce, muhalefet partilerinin vaktinde neşredilmiş normal seçim beyannameleri yolundan kendi seçim platformlarını meydana koymamala-n, yukarda arzettiğimlz püf noktasını bildikleri İçindir. Dağılma olmasın ve her türlü muhalif kendilerine rey getirsin diye. “Mavi Bon-cuk’’ tedbirine başvurmayı tercih etmişlerdir.
Tarih, kendilerini, böyle tehlikeli bir yola saptıklarından dolayı mua-haze edecektir.
Bereket versin ki, bilhassa Demokrat Partide, işlerin sevkü idaresi medeniyete inanmış ve irticai tazyiklere kolayca pabuç kaptırmayacak insanların elindedir- Fakat bu, kâfi değildir*
Her türlü muhalife kucağını açan faşı’M ve nazı partilerinin bu hususta örnek teşkil edebilecek olan misalleri meydandadır. Bunlar, bünyelerine kabul etmek mecburiyetinde kaldıkları zıt unsurların tazyikim tehlikesiz kılmak için, hem içeride Yahudileri yoketnıe gibi kanlı tedbirlere hem de, idare ettikleri cânıi-alara, dışarda bazı hedefler göstermeğe mecbur kalmışlardır. Hattâ, Rohm vakasında olduğu gibi, kendi parti bünyelerinde dahi kanlı tasfiyelere razı olmuşlardır.
İşle bu mülâhazalar zaviyesinden, muhalefet partilerimizi idare edenlerin seçim tâbiyelerinl, muhalefet ve murakabede kalsalar dahi, mâkul görmemekteyiz.
Schuman ekonomik anlaşma istiyor
Fransız Dışişleri Bakanı sanayi mevzuunda bir Avrupa ortaklığı teklif etti

Paris. 9 (YİRS) — Londraya gitmeden önce Parise gelmiş olan Amerikan Dışişleri Bakanı Acheson ile Fransız Dışişleri Bakanı Robert Schuman arasında görüşülen en mühim meselelerden birisi, Fransız Hükümetinin, Batı Avrupa ile Almanya arasında geniş ölçüde bir ekonomik işbirliği hakkında teklif ettiği plân olmuştur.
Fransız Hükümetinin hazırladığı bu plâna göre, başta Alman ve Fransız kömür ve çelik sanayii olmak ü-zere, bütün Avrupa sanayii bir ortaklık haline gelecektir. Bu suretle, a-sırlardan ben Avrupada mütemadiyen ihtilâfa mevzu olan \lmanya ve Fransa arasında an)n>rnn olmak suretiyle Avrupa Birliğinin tahakkukuna doğru mühim bir adım atılmış o-lacaktır.
Evvelâ Fransa, Almanya ve İngiltere arasında tatbik edilecek bu plân, diğer demokratik Avrupa memleketlerinin iştirakine de açık kalacaktır.
Amerikan Dışişleri Bakanı Acheson ile Schuman’m pazartesi günü, uzun bir görüşmeden sonra kabul ettikleri esaslar Amerikan salâhiyeti! mehafiline göre. Avrupanın. bilhassu Amerika tarafından uzun müddetten ben ısrarla istenilen işbirliğine doğru yapılan en büyük hamledir.
Aynı mehafile göre. Schuman ve Acheson, Londra toplantısı sırasında. İngiliz Dışişleri Bakamı Enıest Bej vinl, memleketinin Avrupa ekono-mik işbirliğine karşı takındığı çekingen tavırdan vazgeçirerek. yeni plânı kabul için ikna etmeye çalışa-, caklardır.
(~4
-------------
Yunanistan ve
Yugoslavya
İki memleket münasebatı normal yola girmek üzere.
Atina. 9 (A.P.) — Atmadaki Yugoslav Elçiliği maslahatgü-zan Şerif Şehoviç bugün General Plastirası ziyaret etmiş ve kendisiyle beş dakika görüşmüştür. Sonradan yayınlanan resmi bir tebliğde İki hükümetin, prensip itibariyle iki memleket arasındaki normal münasebetlerin yeniden kurulmasını kararlaştırdıkları ve bunun içJn gerekli tedbirler alınacağı kaydedilmiştir. Aynı tarzda Yuna-nistanla Yugoslavya arasında ortaelçiler teatisi de kararlaştırılmıştır. Görüşmede daimi devlet müsteşarı John Politis de hazır bulunmuştur.
J
Burhan BELGE
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden: HABİB EDİB - TOREHAN
ilânlar: 6 ncı sahifede santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mes’uliyct kabul edilmez.
Yııknrıdn: inönünün seçim beyannamesini dinleyen büyük kalabalık. Aşağıda: C. H. P. Genel Başkanı nutkunu veriyor



_ı (
■ • . r>
1 * . ay _
i. ı L
tç SAYFALARDA
İKİNCİ
İdeal birliği ve vatan politikası M. Nermi
ÜÇÜNCÜ İnönünün nutku
DÖRDÜNCÜ İsveç notları Sacid Öget
BEŞİNCİ İnhisarcılıkta ifrat zihniyeti Habib Edib - Törehan
Memleketin belli başlı illerinden sonra
İnönü, dün akşam şehrimizde
propaganda nutkunu söyledi
T aksim meydanı düıı nadir günlerinden birini yaşadı
---------------- İnönü dedi ki: -------------------------
Demokratik rejimimizin hu başarılı devrini geçirdikten sonra da, zaman zaman, talihin sert tecrübelerine maruz kalması ihtimali vardır. Bu tecrübelerin zemini, iç politika meseleleri olabileceği gibi, hususiyle, dış emniyet meseleleri başlıca tecrübe devri sayılır.
m
Â
Cumhurbaşkanı ve C. H. P. Genel Başkanı İsmet İnönü dün akşam saat 18 de Taksimdeki İnönü Gezisi önünde biı kaç günden beri beklenen nutkunu. Taksim meydanını ve İnönü gezisini hıncahınç dolduran 50 bini a-şan bir vatandaş kütlesi karşısında vermiştir.
Meydan, saat 15 ten itibaren, ellerinde flamaları ve parti bayrakları olduğu halde ilçeler halinde alay alay gelen partililerle dolmaya başlamıştı. Ayrıca, emniyet teşkilâtının meydanda ve meydan etrafında esaslı tedbirler aldığı görülüyordu. Gezinin merdivenleri başına düşen ve Seçim Kurulunca propaganda mahalli olarak tesblt edilen yere büyük ve yüksek bir kürsü konmuştu, Teknisyenler ve diğer elemanlar mikrofonları Ayarlıyorlar ve konuşma mahallini parti bayraklariyle süslüyorlardı. Nutkun haşlamasından iç saat evvel. Taksim meydanındaki bu hummalı faaliyet bizi, bu ehemmiyetli İşi hazırlayan ve muvaffakiyetle başarmak İçin günlerden beri çalıştığı anlaşılan. Halk Partisi İstanbul Merkezindeki durumu tetkike şevketti.
Cağaloğlunda, içerisine yüzlerce insanın girip çıktığı ve âdeta bir karınca yuvasını andıran parti binasının manzarası görülecek bir vaziyet arze-diyordu. C H P. elemanlarının, diğer partiler karşısında girişmiş oldukları hu imtihandan başarı ile çıkmak I-çln elbirliği ile çalıştıkları pıyordu.
Bilhassa, dünkü bu büyük tı insan takatinin üzerinde ma göstererek hazırladığı söylenen C. H.P Müfettişi Prof Dr Sadi Iımak’ın son saatlerdeki faaliyetine biz dc şahit olduk Parti mensuplan müfettiş-
göze çar-
tezahüra-bir çalış-
Amerika bir Sovyet denizaltısı batırmış
Temsilci Stephen Young’un iddiasını Savunma Bakanlığı tekzip ediyor
VVashington. 9 »Ap« — Birleşik A-nıerlka Mümessiller Meclisinde Ohio drmokçat temsilcisi Stephen Young. dün. Âİnerikan (kınanmasına mensup bit geminin, bir yabancı denizaltı gemisini Amerikan kara sularında ya-kalıynrak. onu derinde infilâk eden bombalarla batırmış olduğunu telmih etmiştir.
Temsilci, evvelce hazırlanmış olan bu beyanatını gazetecilere okumuş ve İzah ettikten sonra, ”Bunu hayal mahsulü sanmayın. Rüya da görmedim; fakat şimdilik fazla bir şey aöy-llyrmem” demletir.
"Sovyet Rusyonın Tecavüzü” başlığı altında da temsilci Young, “Rusya bize karşı harp tahrikatında bulunmaktadır. Alaska ve batı sahillerimizin daha aşağı bölgelerinde bulunan radar teclfilerımizin ekranlarında boyu-
na denizaltılar görülmektedir. Bir gemimizin. bir yabancı denizaltı gemisini batırmış olduğu haberi doğru İse, Rusların sükût etmelerini Rus «tya-sctl ile telif etmek kabil değildir” demiştir.
Kııti ıııııhiyette bir trk/ap
tVaahington, 9 A A. (Atp) — Amerikan harp gemilerinin Amerika sahillerine vrınaşmak Istlyen Sovyet de-nlzaltdarına, atvş açtıklarını ileri süren Cumhuriyetçi Stephen Young’un iddiaları Savunma Bakanlığı tarafından cerhcdiltnişlir.
Sovunma Bakanlığı sözcüsü. Amerika deniz harp kuvvetlerinin. Amerika sahi İlerinde hiç bir Sovyet denızaltıoı-na rastlamadıklarını ve binaenaleyh ateş açma hâdisesinin de asılsız olduğunu açıklamıştır.
lorınden kısa kısa talimat alarak parti merkezinden tevekküllerine İltihak etmek için süratle ayrılıyorlardı. Bu arada, kafileler halinde partiye gelen üniversiteliler de göze çarpıyordu. Bunlar da Sadi Irmak'ın odasında konuşmalarım yaparak Taksim istikametinde hareket ediyorlardı. Anlaşılan, eski bir üniversite hocası olan müfettiş, partisine bu yoldan da faydalı olmak yolunu seçmişti.
Parti merkezindeki bu hummalı faaliyet saat 17.15 e kadar devam etti. Bilâhare parti ileri gelenleri, otomobillerine binerek nutuk mahalline hareket ettiler.
17.30 dan itibaren Taksim meydanı ve İnönü gezisi gerçekten görülecek bir manzara arzediyordu. Bu muazzam kalabalık karşısında partililer memnun ve mütebesslmdller.
Bu arada D. P. ye mensup hoparlörlü bir kamyonet Harbiye caddesi üzerinde, bugün Fatih meydanında yapılacak olan toplantının propagandasını yapıyordu.
Kürsünün etrafındaki yere, sıkı bir kordandan geçtikten sonra milletvekilleri. adaylar. C. H P. ilen gelenleri ve gazeteciler alınıyorltfrdı. İstanbul Radyosunun meşhur kırmızı arabası da kursunun hemen yanında yer almıştı. öğrendiğimize göre bu arabanın içindeki hususî tertibatla C. H P. Genel Başkanının nutku plâğa alınacaktı.
Saat tanı 18 e tki dakika kala meydanın Dolmabahçeye bakan köşesinden alkış sesi yükseldi ve bu ses hemen meydanı doldurdu. Cumhurbaşkanının otomobili süratle kursunun yanına kadar geldi. Daha evvel kürsü civarında bulunanlara. İnönüyü yormamak için elinin öpülmemesi. yilk-sok sesle tebliğ edildiği İçin C. H. P. Genel Başkanı süratle mikrofonların karşısına geldi ve elindeki şapkasını, kendisini alkışlayan halka dakikalarca snllıyarak selâmladı. Bu arada C. P. Genel Başkanının, apartmanların pencere ve balkonlarındaki halka da selâm verdiği görülüyordu.
Cumhurbaşkanının hemen yanında İstanbul Valisi, arkasında da refikası, kızı ve oğlu yer almış bulunuyordu. Daha arkada generaller, milletvekilleri. İnönü nilesinin diğer erkânı, C. H. P. Genel Başkan Vekili Hilmi Uran ve gazeteciler vardı.
İnönü nutkuna başladığı zaman hoparlörlerin iyi işlememesi yüzünden nutkun İlk cümleleri (luyulamndi Halk “Duymuyoruz paşam,, diye, yer yer bağırınca İnönü ilk cümleleri bir kaç dola tekrar etmek mecburiyetini duydu ve sordu: “Duyuyor musunuz, duynıuynnlnr ellerini kaldırsın?,. Bu sualini birkaç drfn tekrar elti. Hoparlörler ayarlandı ve nutuk devı.m etti.
Yer yer alkışlarla kesilen konulma bittiği zaman meydanı dolduranlar: “Şn şa şa, İnönü çok yaşa!,, diye tezahürat. yaptılar. Cumhurbaşkanı bu tezahürata dakikalarca mukabele etti ve “Yaşoyın. bin yaşayın İstanbullular. Allahaısmarladık,, dedi
İnönü kürsüden iner inmez otomobiline binerek süratle meydandan ayrıldı.
Taksim meydanı, yarım saatlik bir boşalmadan sonra normal halini aldı.
C.H P. Genel Başkanının dün söylediği son seçim nutku üçüncü sayfa-miadadır.


9

e



, s
4

• *



*■

*



V


4
i
%


w ı
( 7
*



4
r
l




• 1
I

Ankara Radyosunda
Propaganda konuşmaları
D. P. adına yapılan konuşmada iki parti programları mukayese edildi
Ankara, 9 (Hususi muhabirimi»-den) — Bugün Ankara radyosunda partiler propaganda konuşmalarına devanı etmişlerdir. Saat 18 de Demokrat Parti adına yapılan ilk konuşmada D.P. beyannamesinin muhteviyatı teşrih edilmiş ve yapılacak işler hakkında geniş tafsilât verilmiştir.
18.30 da Millet Partisi adına konuşanlardan Gönül Aldoğan, babası Sadık Aldoğarun hapsedilmesinin kendilerini hürriyet mücadelesinde yıldırmadığını belirtmiş ve “Kızların hapishaneye gönderilse bile sen yine mücadelende devam et, bizi düşün-meif demiştir.
Bundan sonra Vasfı Raşıt Sevığ, iktidarın ve Demokrat Partinin hatalarım saymış, vatandaşın kendisi* ni Cumhurreisıyle eşit görmesi gerektiğini ve Millet Partisinin bunu yaratmaya çalışacağını söylemiştir.
D.P. adına 19.30 da yapılan konuşmada D.P. ve C.H.P. programlarının mukayesesi yapılmış, C.H.P. nin otoriter ve totaliter bir zihniyete sahip olduğu belirtilmiştir.
19.50 de M.K.P. adına konuşan Kâmran Bozkurt, Aldoganı saygı ile selâmlamış, ve zümre tahakkümüne nihayet vermek istediklerini söylemiştir.
20.30 da C.H.P. adına konuşan Tarım Bakanı Cavit Oral Bakanlığın çalışmalarına dair rakamlara müstenit geniş tafsilât vermiştir.
Maliye Bakanı İsmail Rüştü Aksal. D.P. nin malî politika hakkında-ki tenkidlerinı cevaplandırarak mâliyenin iflâs halinde olmadığını, altın fıyaUnm düşmesi, mevduatın artması gibi geniş misal ve rakamlarla izah etmiş ve devlet borçlarının çokluğu hakkındaki iddiaların, bu borçların milli gelire göre mukayesesinden sonra yapılabileceğim, fakat buna zamanın müsait olmadığını söylemiştir.
Saat 21.40 da Millet Partisi adına Avukat Ferruh tarafından yapılan konuşmada Halk Partisinin Anayasayı ve dilimizi anlaşılmaz bir hale soktuğunu ve devlet fabrikalarının yüzde 196 kâr etmelerini tenkid etmiştir.
D. P. Başkanının Bursa nutku
Buısn, 9 »Hususi muhabirimizdenl — Ankaradan otomobille şehrimize gelmiş olan D.P. Bnşknnı Baynr bugün parti merkezinde büyük bir kalabalığa hitap etti.
1.5 saat süren konuşması sırasında Celal Boyar. D.P. nin kuruluş gayelerini izahla ezcümle demiştir ki:
Biz. Atatürk İnkılâbını korumak
gnye(T tir bu partiyi kurmuş -btrhınu-yorue. Yeni Seçim Kanunu. mazbata yolsuzluklarını bnhyvcnkrtr Anenk ‘mânevi bir bjUkj bahTa mevzuu oTâlu Fak.ıt unut milidir ki hıınu ya-pacak ■ ' ' ıkrı milletin r»
• hakkınn hiirınırTrrfTTR "nyifnmIctrrrttrr- -şiddet politikasından buhsctn1 nTnr'tr^rr-dlibrtnj alüatıyorLu .. -----
Sözlerinin burasında, halkın hu top-
lantıya gelmesi için mükâfat vâdedİldiği veya icbar edilip edilmediklerini
soran Bayanı büyük bir kalabalık hep_bFı' ıHavıri mdı*İH*4y4e--
cevap vermUUrdır.
Nutkunda _I? JLı pa ı t i 1telesin ın 5
hükümet bile kuracatf kuyvetie oıdu- “ g u nu soy 1 iyen B a yan ’Öalıkesîre hnre[ ket etniktir' T\ F Bâjknnı (mitilin IzT
/---------~
Tahmin müsabakamız
Son sayfamızdaki spor tahmin müsabakamızdan bir hediye kazanmanız mümkündür. Tafsilâtını okuyunuz •
D.P. beyannamesi nasıl karşılandı
C. H. P. lilerce buna beyanname demeye imkân yoktur. D. P. lilere göre ise C. H. P. beyannemesi iyi tenkid edilmiştir
Ankara 9 'Hususi muhabirimiz bildiriyor» — Günün mevzuu D. P. nin seçim beyannamesidir. Bu husus-rfiki görüşler çok farklıdır. C H.P. mahfillerine göre bu vesikaya bir seçim beyannamesi demeye imkân yoktur Zaten propaganda vâdesinin son gününe rastlıyan bu beyanname, besbelli bir şey ki. ne seçmenlere bu partinin bu devreye ait ameli taahhütlerini bildirmek, no de parti hatiplerine umumi bir direktif olmak i-çin kuleme alınmıştır.
Metnin yüzde sekseni C.H.P. be-ynnnumesinin tenkidinden ibarettir. Bu da gösteriyor kı beyanname nâmı altında bir şey neşredebilmek için evvelâ CH P, nınki beklenmiş, ondan sonra da onun üzerine tam 10 gün çalışılarak ortaya tenkidi mahiyette bir yazı konmuştur. Avrupai teaınııl He hiç bir alâkası olnııyan bu neşriyata bir parti beyannamesi demeğe imkan yoktur.
D.P. yo taraftar olan mahfillere göre bu beyannamenin malum Avrupai emsallerine tekabül edip etmemesi o kadar mühim değildir. Boyannamb-d»» CHP. nin hem şimdiye kadnrkı icraatı, hem de icraat oharaJk bu defa yaptığı vaitler esaslı bir şeklide tenkid edilmiş bulunmaktadır.
Ayrıca da D.P. nin devletçilik hak-kindaki, daha doğrusu memleket iktisadiyatının sevk ve idaresi hakkında ki görüşleri ifade edilmiş bulunmaktadır.}
Tarafsız mahfillere göre D.P. nin günlerce sonra öyle bir beyanname
ile ortaya çıkması modern demokratik seçimlerde partilere düşen vecibeler bakımından bir hatadır Seçimlere her parti bir platform ile girer. Beyanname onun en mühim unsurudur. D.P. seçimine karşı olan bu vazifesini muhakkak kı ihmal etmiştir.
Bu böyle olmakla beraber beyannamede dikkate şayan noktalar varılır D.P nin devletçi politikadan u-zaklaşarak liberal iktisat görüşüne doğru yol aldığı. beyannameden anlaşılmaktadır.
Bunda iki bakımdan hayır vardır. Bir kere partiler arasında en mühim meselede artık belirli bir görüş farkı teessüs ediyor demektir. D P devletçi politikayı reddetmekte sebat edecek olursa ya kendisi bu sayede iktidarı sağlıya rak kendi iktisadi prensiplerini tatbik edecek, veyahut iktidarı sağlıyamadığı takdirde devletçi poptikada ısrar eden C.H.P. ye karşı çok daha teknik ve müessir blj: murakabe tesis etmiş olacaktır.
Beyannamenin ikinci hayırlı tarafı vatandaşın da bundan böyle liberal düşünen bir parti İle mi yoksa devletçi bir .iktisada geniş yer ayıran bir parti ile mİ. memleketin daha çabuk Üerlİyeceğini sarahatle tespit e-dccek bir duruma girmesidir. Bu an-yede hem bu tesrii devrede, hem de 1954 seçimlerinde büyük siya i nt*’ı-ellerımizin faaliyetle mücadeleleri çok daha Avrupai esaslara dayanacak, binaenaleyh çok partili rejimin hakiki değeri anlaşılmış olacaktır.
Sayfa 2
YENÎ İSTANBUL
10 Mayı» 1959
TETKİKLER |
İdeal birliği ve vatan politikası Yazan : M. NERMİ
REM0KRAT Fartlnln başkanı Ce-” lâl Bayar. Kaatamonuda söylediği nutku ile bize lc ve dış politikanın, ana çizgileri daha belli, bir tablosunu vermiştir. Seçim propagandalarının ortasında kalan vatandaş, u-zun yıllardan beri demokrasi gelenekleri içinde yetişmiş başka ülkelerin vatandaşları gibi politika münakaşalarından tam bir aydınlık beklemekte haklıdır. Hele biz çok partili bir seçim hayatında fazla tecrübeli olmadığımız için partilerimizin ne yapmak İstediklerini daha etraflı, daha geniş ve daha kesin bir Ölçüde bilmek zorundayız. Partiler. Türk vatandaşının bu mânevi ihtiyacım mutlaka vakit geçirmeden anlamalı ve propagandalarını da ona göre ayarlamalıdırlar. Çünkü» bu yapılmazsa vatandaş, bir fikir ve program teşkilâtı halinde görmek istediği partileri memnunlar ve menmuıı olmıyanlar zümreleri gibi tefsir etmek ihtimallerine doğru kayabilir. Türk demokrasisinin bundan göreceği mânevi zarar da her halde ufak sayılamaz. Gazetemizin büyük anketi de hep bu İhtimaller düşünülerek yapılmıştır.
D.P önderinin Kastamonu nutku, tafsilâta yayılan bir program nutku olmasa bile, temas ettiği meseleler bakımından, bisim demokratik gelişmemizde Türk Milletinin olgunluğunu gösteren ehemmiyetli bir politika hâdisesi sayılabilir. Bu nutkunda Celâl Bayar. her vatandaşı şiddetle ilgilendiren başlıca iki noktayı belirtmek lüzumunu duymuştur:
1 — Yeni Türk cemiyetinin mânevi hüviyetini dile getiren idealler sistemi, Demokrat Partinin de kılavuzudur. Bir bu İdealler sistemine devrim diyoruz ve ondan doğan devletin adı da Cumhuriyettir. Demokrat Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi arasında, bu bakımdan, hiç bir ayrılık yoktur.
2 — Dış politikada her iki partinin yolu birdir. Türk demokrasisi, ancak demokrasiler cephesinde yer ala-buir,
Seçim hazırlıkları hararetle davanı etmektedir. Bu sahudakl fuıdlyıd lıııın-nıalı bir hal almıştır. Seçim propagandalarının son günü olan 10 mayın fııgll-yellerinin gazetelere ayııeıı ııkuettİrilip ctllrlhuniyeceğl günün nınvsiıu İmlinde ld|. Dün bu kutunda alâkadarlarla yaptığımız temaslar neticesinde 10 mu-yıaUki seçim faaliyetlerinin bütün tafhilâliyle gazetelere konamıyavafti ve bu hususUkl tahdidatın 11 mayıs sabahından İtibaren muteber olup hu sabahtan İtibaren her türlü propaganda neşriyatına nihayet verileceği blldiril-tta . ı
Yukarıdaki resim şehrimizin duvarlarını »üşüyen seçim afişlerini göstermektedir-
Ankara vapuru İle gelenler
Batı Akdeniz postalını yapan Ankara vapuru dlln 220 yolcu, 37 ton yükle limanımıza dönmüştür
Gelen yolcular arsamda İsveçli profesör Gaaten Glaire, Yunan gazeteci al Paleologua, Marallya Ticaret lodası Roger Claire’in başkanlığında 16 kifllik bir ticaret heyeti ve 56 turist bulunmaktadır.
Liman vasıtaları Almanyaya sipariş edildi
Devlet Denizyolları tarafından Marshall yardımından istifade edilerek yaptırılacak olan Uman vasıtalarının, Alman fabrikalarına siparişi takarrür etmiştir.
Celâl Bayar bundan başka, malt durumumuzu kısaca incelemişse de, Marahall yardımlyle önlenmiş olan iflâs İmkânlarının nereden geldiğini bize söylememiştir. Mnahnll yardımı kesilince mal! İflâs tehlikesi yin kendini gösterecek midir? C, Bayar bir bankacıdır Vo İflâs «özünün yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da yaratacağı havayı pek İyi ölçebilir. Demek oluyor ki, mail durumumuz son derecede ciddidir. Fakat hu güçlükleri nasıl aşacağız? Bu soru, tam mânisiyle her parti programının ayrılmaz blv parçasıdır ve vatandaşın hu-nu mutlaka bilmesi lâzımdır. Seçim günü yaklaştıkça bu ve buna benzer soruların cevaplarını da öğrenmek fırsatını bulacağımızı ümit ediyoruz.
Çok partili demokrasi hayatında parti tablyealnln İç ve dış politika dâ. yalarından do faydalandığını bir çok Avrupa memleketlerinde görmek mümkündür. Fakat bu, daha siyada normal zamanlarda beliren bir şeydir. Dünyadaki politika gelişiminin ciddi zamanlarında partiler, günlük politikanın dışına çıkma kvo sosyal hayatın belHbaşlı dâvalarım mutlaka benimsemek zorundadırlar. Partiler yollardır ve hor yol mutlaka vntaıın çıkmalıdır. Bvı, yolma bugün için değil, yarın için de doğrudur. Parti Ubiyclerl ne olursa olsun, demokrasilerde iç ve dış politika, deflşmlyen yüksek yurt menfaat ve zaruretlerinden ilham almak sorundadır. Politika için vatan değil, vatan İçin politika. Bundan da anlaşılıyor ki, bütün partilerin üstünde bir vatan politikası vardır ve bu hiç bir suretle değiştirilemez. Her partiye yapıcı bir mâna veren şey de bu anlayıştır. Celâl Bayar en başla tutulması gereken bu anlayışı ilk plâna almakla sosyal gerçekliğe yakışan payı ayırdığını göstermiştir. İdeal birliği, hiç şüphesiz, büyük yurt dâvalarında İş ve politika birlikleri yaratacak en kutsal kudrettir. Biz partilerimize bundan daha güvenilir bir kılavuz düşünemeyiz.
Talebe mümessilleri Cezaylre gidecek
Dünya Gençlik Birllgf İcra Komitesi âzaaı Cezayir delegesi, M. Ares-ki, Cezayir Milli Gençlik Komitesinin davetlisi olarak Türkiye Milli Talebe Federasyonundan 15 kİ,ilik bir heyeti Cezaylre davet etmiçtlr. Fede-raayon mümessilleri bu davet üzerine yazın Cezaylrl ziyaret edeceklerdir. Dünya Gençlik Birliği İstanbul konseyi hazırlıklarlyle meşgul olan Türk Tertip Komitesi adına komite balkanı Orhan Anman, tVAY’in mahiyet ve gayesi hakkında 23 mayısta İstanbul Radyosunda bir konu,ma yapacaktır,
Partilerin toplantıları ve radyo konuşmaları
bugün saat 17,30 da Fatihte bir toplantı yapacak. Konuşacak olan hatipler İnönü'nün dünkü nutkuna cevap verecek
AnkaralIlara mesajı
İnönü bu mesaflo, seçim nutuklarını kapadığını bildiriyor
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Ankara seçmenlerine aşağıdaki mesajı göndermişlerdir:
AnkaralIlar, sevgili hemşo-rilerim,
Seçim bölgelerini olun Anka-ranın İlçelerinde ve Mnlntyadan başlıyarak, yurdun bir çok yerlerinde söylediğim seçim nutuklarını AnkaralI hcmşarilorlme yürekten aevgilorlml yollamakla kapamak benim için müjıtoa-nu bir zovktlr.
Birbirine ekli olan ve birbirini tamamlayan hu seçim nutuklarındaki esasları, bir Ankara adayı aıfatlylc, C. H. Partini-nln soçim beyannamesine katarak takdirinlzo arzodlyoruın.
Hlzmotlmig yeni bir seçim devresi İçin omrlnizdedlr.
Memleketin geleceği bakımından birinci deraoede ehemmiyetli saydığımız, yerleşmesi ve gelişmesi için boş keneden heri bütün dikkatimizi Üzerinde topladığımız demokratik hayatın yeni bir büyük imtihanını veriyoruz.
Vatandaşlarımın seçim mücadeleleri sırasında memleket meselelerine karşı gösterdikleri anlayış ve mesuliyet duygusu benim için en büyük teminattır.
Ankara seçmenlerine büyük hizmetler dilerim.
İsmet İnönü
SPOR .
Beşiktaş takımı Amerlkaya gidiyor
Beşlktuş futbol takımı bu ayın 11 İnde aast 15,30 dit kRİkacnk bir Pnn-Amei’ikun uçağı ile Amerlkaya gidecek ve orada 10 maç yapacaktır,
Sndrl Us ve Vedli Ycnen'in riyasetinde gidecek olan takım ,u oyunculardan ibarettir;
Mehmet, Feyzi, Yavuz, Vedil, Hü-ieyln, Leon, Ali, İhsan, Süleyman, Bülent, Fahri, Kemal, Şilkrll, Şevket. Ve ayrıca transferde alacakları İzmirli Kemal ve Islanbıı'sporlu Kû-mille Anlcaragçlü Recopton ibarettir,
Atletiım Türkiye Birincilikleri
27 ağustos — Kızlar Türkiye Bi-İncilimi (Malatyada)
17 eylftl — 3, Küme Türkiye Bl-Incillfl (İstanbulda).
24 eylül — 1. küme Türklyo Birin-ılllgi (Ankarada),
0-10 ekim — Onlu yarı,ma Türkiye Birinciliği (Ankarada)
Atletizmde milli temaslar
Atletizm Federasyonu bu yıl yapıncak olan milli temaslara geni, ölçüde yer vermi, ve jimdiden programını yayınlamıştır, Bu programa göre;
İspanya • Türklyo (istanbulda),
Belçika - Türkiye (Ankarada),
İtalya • Türkiye - İsviçre Milletlerarası (İta lyada),
Avusturya ■ Türkiye (Viyanada), İsviçre - Türkiye (Bernde), İngiliz - Belçika • HolAnda - Lük-semburg • U.S.A, - Türk atletleri masında beynelmilel açık yarı,ma (Londrada),
îrlandanın da katılmaslyle (Dub-llnde),
1950 Avrupa Birincilikleri, Fransa veya İspanya - Türkiye ıBrükseldo).
Siyasi partiler dün de seçim propagandalarına devam etmişler ve bir Uıraftan meydanlarda, diğer taraftan da Radyoda muhtelif hitabelerde bulunmuşlardır.
Okuyucularımıza İstanbul Radyosunda partllor adına yapılan konuşmaları veriyoruz:
M. P. adına Alunet Bedevinin konuşması
18.20 do M.P. adına yapılan ilk konuşmada Ahınot Bedevi, imparatorluğun ittihat rüesaaımn hataları yü-. günden kaybedilmiş olduğunu, bugünkü İktidar partlninln de aynı hatalara saparak tenkid ve itiraza hiç ehemmiyet vermediklerini, bu yüzden memleket istikbalinin karanlık bir safhaya girdiğini, adalet ve demokrasiyi hiçe sayan H. Partisinde ve Demokrat atlını taşıyan muhalefot-te do mofkûre namına hiç bir »oy olmadığını ve oyların, memlekette hakiki demokrasiyi sağlayacak olan Millet Partisine verilmesini istemiştir.
D.P. ııumınu yııpılun konuşma
Demokrat Parti adına saat 18,00 do yapılan konuşmada, D.P. nln millet monfaalterinl yakından takip ot-ınekto olduğu, Savaronn yatı ve hususi trenin İsraf sayılması İcap ettiği ve bu zihniyetin devam oylodlğl buna mukabil bazı mıntakalarda milletin yor yer ot yemekte olduğu belirtildikten sonra, hususi teşebbüsün devlet kontrolüne alınacağı hakkında Gaziantepten gelen tehdidin hakikat sahasına intikaline asla meydan verilmiyecegini söylemiş ve Amerikanın, Halk Partisinden başka iktidara yardım ctmiycceği propagandasının yersiz olduğunu ifade e-derek şeflerinin nutuklarını dinle-letmek için para ile adam tutulduğunu söyleyerek karma listelere kanmadan D.P. yo rey verilmesini istemiştir.
M.K.F. adıııu Hüseyin IIÜmiü Bakalmı'ın konuşması
Milli Kalkınma Partisi adına 19.20 de yapılan konuşmada Hüseyin Hüsnü Bakalım, 25 senedir beceriksizlik gösteren bir partinin 4 sone daha tecrübe edilmesinin doğru olmadığını belirtmiş, 7 eylül kararlarını, Varlık Vergisini, gelecek nesillere devreden milyarlarca borcu misal getirerek, beceriksizliği iabata çalıştıktan sonra memleketi refaha götürecek olan Milli Kalkınma Partisinin teşrihini yaparak, iktidarın uğradığı idaresizlik, isabetsizlik ile iktisadi ve içtimai bünyeleri kemiren verimsiz imar hamlelerini »aymış ve seçmenlerin I-yl düşünerek oylarını vermelerini is-(• nıışlir.
C.JI.P. adına Milli Savunma Bakanının konuşması
Milli Savunma Bakam Hüsnü Çakır saat 20 de C.H.P. adına yaptığı konuşmada silâhlı kuvvetlerin yeni çalışına ve tekâmül devresine girerek muntazam bir şeklide inkişaf etmekte olduğunu, topyekûn harp esasına göre hazırlanan devletin bütün kuvvetlerini yurt korunmasında kullanması için gerekil koordinasyonun temini hususunda Milli Savunma Yüksek Kurulu tarafından yapılan sistemli ve verimli çalışmaları anlattıktan sonra, kara, hava ve deniz ordularımızın çeşitli silâh ve vasıtalarla harp ve atış kabiliyetinin arttırıldığını, eski uçaklarımızın yenilendiğini ve her Uç ordu arasında işbirliğinin daimi mümaresclerle inkişaf ettirildiğini tebarüz ettirmiştir.
Bundan sonra modern silâh ve vasıtalarla teçhiz edilen birliklerin, bu vasıtaları kullanacak cr ve subayların yetiştirilmesi için Amerikalılarla yapılan İşbirliğinin parlak neticeler verdiğini yurt içi ve yurt dışındaki öğrencilerimizin gösterdikleri yüksek kabiliyeti iftiharla belirten Bakan, Millî Savunma bütçesi hakkında İzahat verdikten sonra, bütün
dünya milletleri arasında haklı olduğumuz »erefü vo itibarlı mevkii bize temin eden Türk silâhlı kuvvetlerinin her gün hor sahada artan kudretiyle no zaman, nereden ve kimden gelirse gelsin her türlü tecavüzü karşılamak İçin tekâmül yolunda çalıştığını ve şerefli yurt bekçiliği vazifesinin başında olduğunu söyüyerek orduya güvenini belirtmiştir.
M.P. adlim Nuri Loflef'ln konuşması
Millet Partisi adına saat 20,20 de konuşan Nuri Leflef, İktidar partisinin lâiklik telâkkisini ve hükümetin din İşlerine karışmasını tenkld ederek şimdiye kadar bu sahadaki İhmalleri saymış nınektoplordon din derslerinin kaldırılmış, camilerde duaları Kıır'an gllH okumak yasak olmuş, imam hatip mekteplerinden kim so yetişmediğinden camiler imamsız kalmıştır, Halbuki hıristıyaıılar serbestçe din tedrisatı yapmışlar ve bol bol din adanu yetiştirerek harice İhraç bile etmişlerdir. İktidar partisi kendisi mültecidir vo dinsizlik Abido-sidir. D.P. nln din hakkmdakl telâkkisi (le İktidar partisinin aynıdır” demiştir.
Bundan sonra Celâl Bayarın Mareşalin ölümündeki milli heyecanı İrtica gibi göstermesini bir cüret addederek din işlerine devletin hiç karışmaması lâzımgelclığinl belirtmiştir.
C.H.P. adına İşletmeler Bakanının konuşması
Saat 20,50 de C.H.P. adına konuşan İşletmeler Bakanı Münir Birsel, devletçiliğin gayesinin milli ekonomimizin kısa bir zamanda gelişmesini sağlamak olduğunu belirttikten sonra fabrikalarımızın vo diğer işletmelerimizin büyük terakkilerine dair rakamlarla geniş izahat vermiş, bilhassa şeker fabrikaları istihsalâtının 13’1.000 tonla rekor denecek bir had de eriştiğini ve askeri fabrikaların hem sivil hem askeri İhtiyaçlara göre ayarlandığını, mahrumiyet ve sıkıntı yıllarına bir daha düşmemek üzere gerekli tedbirlerin alındığını
Meşhur bir balerin memleketimize geliyor
iMisb Niııette de Valois, 3 »ene evvel tesis ettiği bale mektebi hakkında bir rapor verecek
lngllterenin meşhur balo dansözlerinden Miss Ninette de Valois bir kaç hafta içinde, Türkiyede verilecek olan bale temsili için hazırlıklarını bitirerek Türklyeye hareket e-docektlr.
Bu temsilin şayanı dikkat tarafı »sleye iştirak edecek gençlerin yaşarının 11 İle 13 arasında olmasıdır,
16 mayısta Londradan Türklyeye hareket edecek olan Mis® Ninette de Valois bu temsilinden başka da 3 sena evvel Türklyede tesis etmiş olduğu bale mektebi hakkında elde e-dilen neticeleri tetkik ederek Türk Mili Eğitim Bakanlığına rapor vere-teğmi bildirmiştir.
Miss Valois Türk bale mektebinin yakında Ankaraya nakledileceğinden memnun olduğunu ve ekseriyetle balenin yalnız kızlara inhisar eden bedii bir sanat olduğu zihniyetinin yanlış olup Türkiyede kızlardan daha ziyade muvaffak olan genç Türklerin elde ettikleri müspet tahsilden sitayişle Nafen muhabirine bahsetmiştir.
ve bu sahadaki batanları İzah etmiştir.
D.P. atlına Suat Hayri
Crgüpiünün konuşması
Saat 21,50 do Demokrat Parti adına konuşan bağımsız aday Suat Hsy-ri Ürgüplü, memleketin bugünkü durumunun tarafsız bir portresini çizdikten sonra, çok partili rojlnıe ve serbest seçime rağmen insan haklarının ve Anayasa tadilâtının henüz gerçekleşmediğini belirterek iktidar partisinin, yapılan yollardan, fabrikalardan bahsetmesini yapılan İşleri başa kakmak diye tavsif etmiş ve e-aasen ihtiyaçlarının çoğuna el sürülmemiş olan köylünün buna çok kırıklığına İşaretle hatiplerin acemi olduklarını tebarüz ottlrmJşUr.
Bundan sonra memlekette birkaç kabinelik milliyetperver ve emniyetli Türk evlâtları yetişmemesine temas eden hatip ^Bunların vebalini hangi parti taşır? Birbirimize güvenelim karşılıklı küçük düşürme itiyadından vazgeçelim” diyorek adil huzursuzluğun yanında fikri, idari, iktisadi huzursuzlukların da bulunduğunu İzah eden bağımsız aday, hâklmloro engin güvenimiz olduğunu, seçim günü 1-dare adamlariyle zabıta kuvvetlerinin vazifelerini kimseye tâbi olmadan lâyıkiyle yapacaklarından emin bulunduğunu belirterek “Kim kazanırsa kazansın, bağrımıza basalım,, demiştir.
D P. nln düıılıü toplantısı
Demokrat Parti İstanbul teşkilâtı dün Kartal, Beyoğlu ve Karagüm-rükte seçim toplantıları yapmışlardır. Bu toplantılarda. Dr. Mükerrem Sarol, S. Adatto, Turgut Bayar, Se-nihl Yürüten. F. Tekil. Bedri Nedim, Mithat Denker ve Etem Şevki birer konuşma yapmışlardır.
D.P, nln hııgünkü mühim toplantısı
D. P. bugün saat 17,30 da Fatihte cami meydanında bir seçim toplantısı yapacaktır. Bu toplantıda söz alacak olan General AH Fuat Cebe-aoy, Suat Hayri Ürgüplü, Adnan Menderes ve Fuat Köprülü tnönünün dünkü nutkuna cevap vereceklerdir.
Fatihin türbesi 26 Mayısta açılacak
O gün Yeniçeri ve Mehter takımla nııın iştirakiyle büyük bir tören yapılacak
Fatihin türbesi îstanbulun fetih yıldönümüne tesadüf eden 20 mayıs pazartesi günü açılacoktır. O gün Îstanbulun Fetih YıMarım Kutlama Derneği tarafından Fatih i-çin büyük bir ihtifal programı hazırlanmıştır.
Yeniçeriler, Mehter Takımı ve o zamanki kıyafetle giyinmiş askerlerin iştirak edeceği törene Sarayburnun-dan başlanacak ve büyük bir alay halinde Fatihin türbesi önüne kadar gelinecektir. Bu ihtifal töreni her sene tekrarlanacaktır.
Terkos Fabrikası elektrikle inletilecek
Terkos Fabrikasının elektrik!, ça-lıştırılması için hazırlanan projeler Bakanlıkça tasdik edilmiş ve iş müteahhide ihnle olunmuştur. Bu sayede senede 22 bin ton olan torkos fabrikasının kömür sarfiyatı yarıdan aşağı düşecek işçi ve personel bakımından da önemli tasarruflar sağlanabilecektir.
Radyo seçim neticelerini kısa fasda ile verecek
Hazırlıklar ikmal edildiği takdirde radyo pazar gecesi »abaha kadar neşriyata devam edecek ve her 15 dakikada bir neticeleri verecektir
Hor memlekette yapılan seçimlerde radyoların sabaha kadar neşriyat yapıp alınan neticeleri peyderpey bil-dhdiğlîü gözönünde tutan gazetemiz» İstanbul Radyosu Müdürlüğüne müracaat ederek synı şeyin blzdo dr yapılmasının mümkün olup olmadığını sormuştu. Memnuniyetle haber aldığımıza göre İstanbul Radyoevi Müdüriyeti Ankara Radyosu ile yaptığı temas neticesinde, müspet cevap almıştır. Hazırlıklar ikmal edildiği tekdirde radyo pazar gecesi sabaha kadar neşriyata devam edecek vo her 15 dakikada blı\ alınan neticeler peyderpey bildirilecektir.
Eskişehir Felâketzedeleri Genel Yardım Heyetinin Valiye tefekkürü
Eskişehir Felâketzedeleri Genel Yardım Heyeti Başkanı Hamdl Ak-ackl, Vali ve Belediye Reisi FroA Gökay'a gönderdiği bir tezkered, İS" tanbul adına yardım olarak yollanan 276626 liralık çekin alınarak Ziraat Bankasındaki hesaba yatırıldığını bildirmekte ve İstanbul halkına teşekkürlerini şöyle ifade etmektedir!
"Muhterem îatanbullulann yükaajc delâlet vo gayretinizle Eııkişehlrlt kardeşlerine karşı gösterdikleri eşsiz vo şayanı tebcil yardım hareketleri, asi) ve necip milletimizin hâlâ taşımakta bulunduğu yüksek hamiyet ruhunun en canlı bir örneğini teşkil etmektedir, Bunu hem bir Diyanet İşleri Reisi ve hem de Eskişehir Felâketzedeleri Genel Yardım Heyetinin Başkanı sıfatlyle tebrik ve takdiri dini ve milli bir bore aaydıfımı ar» zoderken millet ve memleketimizi her türlü felâketlerden esirgemeeinl Cenabıhaktarı niyaz eylerim."
Türkiye Millî Talebe Federasyonunun ikinci ç toplantısı
Türkiye Milli Talebe Federasyonu idare heyeti ikinci toplantısını İB mayısta Zonguldak'ta yapacaktır. 1-kl veya üç gün devam edecek idare heyeti toplantısı için İstanbullu. AnkaralI ve İzmirli delegeler toplantı ve hareket hazırlıklarına başlamışlardır. idare heyeti toplantısının devamı esnasında delegeler Zonguldak Yüksek Madencilik Okulunun misafiri olacaktır
SİYASÎ İKTİSADÎ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi;
YENİ İSTANBUL KEŞRtYAT LIMITED ÇİKKETÎ
FARUK A. SÜNTER Bu «ayıda, yıuu İşlerini fiilen İdare eden: fiacld ÖGET
Gatoeemke oönderllecefc M-lûmutn yaztların doğrudan ioğruya ytuı idleri müdürlüğü-ııe göaderünıeal Msımdır.
İkinci ■nyfanıııdakl elyşıî, üçüncü nayfamısdakl kültürel, beşine! «ayfamıadakl iktlıadî başmakalelerde İleri sürülecek fikirler tamamiyle yazarlarına altUr.
Basıldığı yer :
VENÎ İSTANBUL MATBAACILIK LÎMİTED 8ÎRKETİ MATBAASI

Ahmet Hamdl Tonpınar
Sahnenin Dışındakiler
- 63 -
İhtiyar kadını nihayet buldum ve yakasına aşrılarak Süleyman Beyin odasına götürdüm. Yatak çarşaflarını değiştirttim. Odayı tanzim ettirdim. eobayı yaktırdım. Süleyman Beyin odasını bir daha bu halde görürsem evi kapattıracağımı, kendisini polise vereceğimi, bütün bunları yapmadan belki de öldüreceğimi, kendisine iyice tenbıh ettim.
Fakat hiddetim bu zavallı kadına değildi. Hiddetim Muhtara idi. Elime geçseydi o dakikada öldürürdüm. Bütün hu sukutu Adeta riyazi bir şekilde hazırlayan o idi. Nitekim biraz sonra Süleyman Bey, kendisi de bana bunu anlattı.
— Salon daha ziyade onundur. Orada İşlerine yardım eden İtilâf zabitlerine, tanıdığı bizim mühim adamlara ziyafet verir, bazan da İşleri yüzünden evine gidemezse burada geceler.
Salona bir daha girdim. Toptan alınmış, fakat pahalı, süslü eşya ile döşeliydi. Bir duvar çıkıntısında büyükçe bir divan vardı. Ancak benim asıl hayretimi çeken muhtelif cinsten kıymetli tabak ve kristal eşya ile dolu birkaç dolaptı. Muhtarın bu eşyayı o zaman İstanbulda sık sık tesa-311
düf edilen müzayedelerden birinden aldığı görülüyordu. Hattâ daha ziyade kapanmış bir klüp veya lokanta gibi bir yerden gelmeliydi.
Gitmeden evvel hizmetçi kadınla bir daha konuştum. Günde belki beş altı defa geleceğimi, belki beş günde bir geleceğimi, fakat Süleyman Beye yapılacak dikkatte en ufak bir şey değişirse evde her şeyi altüst edeceğimi kendisine anlattım.
— Biraz sonra doktor gelecek, dedim. İlâç* lar vaktinde alınacak, vaktinde verilecek...
Ben bunları söylerken evin kadın halkı etrafımda genişçe bir halka yapmıştı. Saçlarını başının üstüne hotoz gibi toplamış kısa boylu, son derecede şişman, orta yaşlı, kulakları, kalın parmaklan elmasla dolu bir kadın, belli kİ, evin sahibi, bana odaları tutanın Muhtar Bey olduğunu, moruğu acıyarak yanına aldığını, kendisi olsa kapı dışarı edeceğim, buna da hak kazandığını söyledi. Fakat ben dinlemedim:
— Aynı şeyleri Muhtar Beye de söyleyin, Bu adamın hiç bir şeyi eksik olmıyacak. Burada kaldıkça hepiniz hizmet edeceksiniz!
Beni tutan Muhtar Beyin sol elinin hafif u-yuşması İdi. Babamın dostu olan ve o taraflarda oturan bir doktora kadar giderek adresi verdim ve adiiyeye gittim.
¥
Ben gittiğim zaman muhakeme çoktan başlamış. ve hiç beklenmedik bir safhaya girmişti. Kalabalık yüzünden içeriye girmek kabil olmadığı için büyükçe bir halk kütlesiyle beraber bu safhaları, ağızdan ağıza hayret veren bir çabuklukla yayılan haberlerle medhalden takip ediyorduk. Çünkü salondan rtaşka, koridorlar, merdivenler dahi hıncahınç doluydu.
312
İstanbulda Mütareke yıllarının tarihine, divanıharp karariyle idam edilen Bogazlıyan Kaymakamı Kemal Bey için yaptıkları cenaze merasimiyle o kadar parlak şeklide giden Askeri Tıbbiye talebesinden mühim bir kalabalık da benim gibi içeriye glremiyenlerln arasında idi. Belki de onların bulunuşu dikkatimi çektiği için etrafımdaki kalabalığa biraz daha dikkatle baktım. Ferit Paşa kabinesi zamanında mili! birliğe o kadar zararlı olanların çoğu burada toplanmıştı. Biraz daha dikkat edince, havanın çok daha elektrikli olduğunu anladım.
Sonradan yukarıdaki kalabalığın hikâyesini dinlediğim bu asabiliğin daha derin olduğunu öğrendim. Hakikatte İstanbul, o muhakeme günü, daha sonra Darülfünün hâdisesinde Ali Kemalin derse gelmesi beklenilen gün Beyazıt moydanın-dan geçen şeylerin küçük bir örneğini yaşamıştı. Kendi bulunduğum yerde geçen şeylere gelince, şu kadar söyltyeblHrlm ki, o zamana kadar istanbulda Müslüman halkın birbirine karşı bu kadar aşikâr şekilde cephe aldığını görmemiştim. Hâdiseler uzadıkça tarafların kandı dâvaları etrafında kızıştıkları anlaşıhşrordu. Beni asıl şaşırtan ise dâvanın o güne kadar geçen safhalarının böyle bir asabiyete hiç bir suretle hak vermemesiydi. Çünkü o güne kadar efkarı umumiye sadece haksız yere mahkûm edilmesi ihtimali o-lan bir zavallının talihi üzerinde durmuştu.
Mütareke senelerinin belllbaşlı kazançlarından biri de adalet makinesinin işleyiş tarzına halkın dikkati, muhakemeler etrafında, velev ferdi olaun kızışan asabiyeti idi. Bu, zaruretle girdiğimiz değişme yolunda büyük bir merhale idi. Diğer taraftan adalet müessesesi gurip,işgal altında bir şehirde beklennüyecek kadar istiklâl ka-313
zaıunıştı. Öyle ki, bir taraftan divanıharp kararları birbiri peşinden en büyük haksızlıkları yaparken öbür taraftan mahkemeler cesaret ve hakkaniyetle insanı şaşırtacak kararlar veriyordu.
Mahkemenin aldığı yeni safha Su idi: O güne kadar İstanbul, öldürülenin Düzce taraflarından, zaman zaman şehre geldiği görülen hır köylü, sanığın da kendi işinde gücünde bir adam olduğunu sanıyordu. Bu sonuncusu için vaziyet yine değişmemişti. Mahkemenin hattâ ehemmiyet bile vermeden dinlediği ıııüdaıaa şahitleri, Kaşından itibaren iddia ettiği gibi, kızının evinden geldiğini, damadının birkaç ay evvel teslim olan, esir zabit ve askerlerinin bir kısmı bir çürütme hilesi olarak Yunanlılar tarafından serbest bırakılan Trakya fırkalarından birinde yüzbaşı olduğunu, o vakitten beri ortalıkta görünmediğini. adamcağızın üç kızlvle tek başına kalmış olan bu kıza yardım ettiğini, kendisinin daha ziyade Mesnevi okutmakla geçindiğini söylemişlerdi,
Vaka akşamı, adam kızının evinden geliyordu. îki ev arasındaki en kısa yol da - buna kimse itiraz etmemişti - Karacaalımet mezarlığından geçiyordu. Adamcağız mezarlıktan tam çıktığı anda vaka mahallinde bulunan zabıta tarafından tevkif edilmişti. Elinde bir ucu kanlı bir mendil vardı. İthamın delili bu mendildi. Halbuki ndunıın bunu beraberinde gezdirmesine hiç lıızum yoktu. Nitekim kendisi de uçları çıkın gibi sıkıca düğümlenmiş, fakat, içi dolu olan bu yazma mendili yolda bulup aldığını ilk iiadesindo söylemişti.
Fakat adliye, hafta arası İki müracaat karşısında kalmıştı. Bunlar ölünün vaziyetini değiştirmişlerdi. Birincisinde öldürülen köylünün sık sık Ballalimanı civarında göründüğünü, birkaç 314
kişinin haber vermesiydi. Adliyenin bu hususta yaptığı tahkikatta işe, ölünün Ferit Paşanın bahçıvanlarından birisinin akrabası olduğu meydana çıkmıştı. O günkü muhakemede her nedense bu taraftan hiç bahsedilmemişti.
İkinci müracaat ise daha mühim şeyler haber veriyordu, Yine son duruşmadan bir gün sonra, biri üsküdarda çarşı içinde sütçülük yapan, öbürü Bulgurluda bostan sahibi iki kişi Üsküdar polisine müracaat ederek, o zamana kadar resmen yalnız adı teabit edilen bu adama vaka sabahı Üsküdarda çarşı içindeki kahvelerden birinde tesadüf ettiklerini, canının çok sıkıldığını, kendisiyle uzun boylu konuştuklarım söylüyorlardı. Kahveci dahi bu konuşmayı tasdik ediyordu.
Konuştukları şey ise büsbütün mühimdi. A-dtmcağız yanındakilere, üzerinde bulunan emanet para şayet kendisinin olsaydı bütün çoluk ço-çuğiyle ömrünün sonuna kadar refah içinde geçineceğini söylemiş, o kadar tehlike içinde ikide bir köyünden ve havalisinden tstanbula yaptığı yolculuklardan şikâyet etmişti. Dalın sonra İse lâf arasKRia, Çamlıca aşağılarında bir boşlanın veya tarlanın kaça alınabileceğini sormuştu. Kendisine istediğinden daha âlâ bir arazinin, tarla ve bostan, bir çift öküziyle, büyükçe tahta eviyle geçen hatla dört bin lirııyıı satıldığı söylenince:
— Yazık, demişti. EUmdoki para ile şimdi onun gibi on tanesini alabilirim.
îşln garibi bu kadar mühim bir parayı emanet eden insanın o zamana kadar meydana çıkmaması, her zaman gazete dahi okunuyan şahitlerin, sırf semtlerinde geçen bir vaka olması do-layısiyle işten, o da çok sonra alâkadar olmalarıydı;
(Devamı var)
315
10 Mayıs 1950
YENİ İSTANBUL
Sayfa 3
Taksim Meydanında tniiniinün dünkü nutkunu dinleyenler

Hindiçiniyi Amerikalıların kurtarmaları lâzımdır
Dean Acheson: ”En kısa zamanda askerî yardım yapılacak,, diyor
Memleketin bellibaşlı illerinden sonra İnönü dün akşam şehrimizde
propaganda nutkunu söyledi
İstanbul, 9 (A. A.) — Cumhurbaşkanına refakat eden özel muhabirimiz Erdoğan Ulus bildiriyor:
Cumhurbaşkanı ismet İnönü, bugiin saat on sekizde Taksimde İnönü Gezisindeki toplantıda şu nutku söylemişlerdir:
İstanbullular, aziz vatandaşlarım.
Burada bir seçim nutku söylemeyi İstanbullulara kaı-şı bir vazife saydım. Buraya, memleketin büyük bir parçasını bucak bucak dolaştıktan sonra geliyorum. Her yerde, dirlik düzenliği ve vatandaşların büyük bir millî vazifeye hazırlanırken neşe ve şetaret içinde kendilerine güvenlerini, iftiharla görüyordum. Yeni bir hayat yoluna cesaretle girmiş olan milletimiz, beş senelik büyük zahmet ve gayretlerinin mahsulü olarak, yeni, feyizli, bir büyük çalışma devrine girnıck üzere olduğunu tamamiyle kavramıştır. Tarihin. bize, hayretle ve henüz muhafaza ettiği bir acaba ile ve hor halde, hayranlıkla baktığı tahmin olunabilir.
Şimdiye kadar olan nutuklarımda, hep, demokratik rejimin normal münasebetler içinde kurulması için lâzım olan şartları izah etmeye çalıştım. Başlıca partiler arasında demokratik münasebetlerin kurulması için, engel olan unsurlar asılmaz güçlükte değildir. Şiddet usulleri cesaretle bertaraf edilirse, çok partili siyasi hayatta, büyük milli ihtiyaçlar meydana çıktığı vakit, elbirliğiylo çalışmak imkânı temin edilmiş olur. Bu imkânı temin e-debilmemize ümit vermiyen engelleri kaldıramazsak, yahut, kaldıramadığımız müddetçe, demokratik rejimin kurulma devrine geçmiş olamayız. Halbuki, bu içinde bulunduğumuz merhalede. partiler üstü meseleler ve ihtiyaçlar zuhur ettiği anda, fikir ve program ihtilâflarımızı bir tarafa bırakarak. her şeyden evvel, meydana çıkan büyük millî meseleyi halletmeyi. milletçe birlik ve beraberlikle tahakkuk ettiremeyiz. Bu nokta üzerinde ehemmiyetle ve ısrar ile durmam, ciddi bir kaygının eseridir. Mevcut şiddet kararlarım yakın bir zamanda kaldıracaklarına ve hiç olmazsa kal-dırnıayı salahiyetli müessesclerine teklif edeceklerine dair, demokratlardan bir teminat alamıyoruz. Hattâ, bugün, elimize geçen seçim beyannamelerinde de. hep bildiğiniz resmî şiddet kararlarının bertaraf edileceğine dair, memlekete karşı bir söz söylememiş olmaları, çok ümit kırıcı olmuştur.
Partiler arasındaki
Arıza
Halbuki, vatandaşların en tabii ve masum münasebetlerine tesir edecek hale gelmiş olan bugünkü ayrılık manzaralarını süratle tedavi etmek vadi, demokrat idarecilerinin bu memlekete verecekleri en kıymetli seçim hediyesi olacaktı. Memlekette siyasî partilere mensup vatandaşlarla yakından temas edildiği vakit, onları ikna etmek, onlara dostluk içinde vatandaşlık vazifelerini anlatmak mümkün oluyor. Bu imkânın icabına, yüksek İdare mevkiinde olan politikacılarımızın iltifat etmemeleri, memleket için hazin bir talihsizliktir. Zamanın, bu hastalığı tedavi edeceğine inanıyorum. Bu tedavinin geç ve güç olması ihtimalinin zararlarından vatanımızın çnâsun kalacak kadar bir huzur ve münakaşa devri bulmasını temenni ederim.
Başlıca partiler arasındaki bu â rızadan başka, bu seçimde, milletçe atayacağımız mühim bir merhale daha vâraıh O da. öteden beri yapılan ve seçim esnasında el altından ve el üstünden hararet verilen, yıkıcı, milletin bünyesini yıpratıcı iptidaî telkinlerin tesirsiz kalıp kalmıyacağının anlaşılması olacaktır. Eğer, biz. yüz elli seneden heri bu memleketin helini doğrultmasına, hürriyet ve medeniyet itinde bir hayat tarzı bulmasına mâni «yan zehirlerin tesirine karşı, bünyemizde bir masuniyet kazanamamışsak, yeniden başımıza bir çok felâketlerin gelmesini beklemeye mecburuz. 195ü senesinde, Türkiyenin coğrafi duru-tpunda bulunan bir memleketin, İftiracı, İptidaî ve yıkıcı usullerin neticelerine dayanacağını tasavvur etmek pek tehlikeli bir hayal olur. Mllletimi-Jjr» bu ihtimalden masun kalacağına güvenimiz vardır. Seçimde, vatandaşlarımız. memleket mukadderatıyla doğrudan doğruya alâkadur olan bir büyük vazifeyi ifa edecekleri kanaa-tlndedirlcr. Vatandaşlarımızın bu kanaatleri. memleketimizi koruyacak başlıca teminattır.
Bu geçen beş sone zarfında ant i -demokratik kanunlar meselesi de, karşı partiler tarafından ısrarlı bir târlz mevzuu yapılmıştır. Bugün bu konuya daha açık bir surette girecek haldeyiz.
Anti-demokratik kanunlar mevzuunda
Bir defa. Anayasaya muvafık kanunla, anti-demokratik kanun veya durum birbirinden ayrı şeylerdir Bir kanunun Anayasaya uygun olup olmadığına hüküm vermek hakkı yalnız salâhiyet 11 olan müvKacseye verilmiştir. Bizim Anayasamıza göre bu müessese Büyük Millet Meclisidir. Bu suretle Büyük Millet Meclisinin Anayasaya muvafık kabul ettiği kanun, bu vasfın bütün kuvvetini taşır.
Her memlekette, onun seviyesine ve İhtiyacına göre nazariye İtibariyle an-tl-demokratik sayılacak kanunlar veya haller mevcut olabilir. Bu haller, o memlekette hürriyet ve demokrasi mevcut olmadığının delili sayılamaz.
îngilterede kadınların seçme ve seçilme hakkı uzun mücadeleden sonra kabul olunmuştur. Fakat, bu kabul e-dilmeden de, İngiltere bir hürriyet ve demokrasi memleketiydi. İsv İç rede kadınların seçme ve seçilme hakkı henüz yoktur. Fakat, İsviçrenln en eski hürriyet ve demokrasi memleketlerinden biri olduğundan hiç kimse şüphe
edemez. Hürriyet ve demokrasi içinde bulunan pek çok memleket içinden böyle misaller seçilebilir. Bizde, son zamanlarda, mahkeme karşısına gitmek için, milletvekillerinin masuniyetini kaldırıp kaldırmamak mevzuu, büyük bir hürriyet meselesi gibi gösterilmiştir.
Milletvekillerinin masuniyeti, onların emniyetle vazifelerini ifa etmek için, eski zamanlardan gelen bir teminat olarak düşünülmüştür. Fakat, milletler adaletlerinde ve zihniyetlerinde terakki ettikçe, bu masuniyeti hürriyetin bir şartı değil, bir mahzuru o-larak görmeye başlamışlardır. Bugün, bu masuniyet, anti-demokratik sayılarak, bir çok memleketlerde tamamen kaldırılmıştır.
Bazı memleketlerde de, yalnız toplantı zamanları için tanınmış, ve tatil zamanları için tanınmamıştır.
Vatandaşın dâvasına karşı milletvekilinin mahkemeye götürülcmcmesı imtiyazının yanı bu anti-demokratik usulün bir gün bizde de kalkacağını temenni etmeliyiz. Tamamiyle şahsî olan bu mülâhazamın taze demokrasimizin bünyesi kuvvetlen! nceye kadar uzunca bir zaman geçmesi ihtimali vardır.
Bizde, nazariye olarak, anti-demokratik sayılacak başlıca İki büyük mevzu vardır. Birisi, komünistliğin faaliyetine kanunen müsaade edilmemesidir. Yakın zamanlara, kadar, bazı hürriyet memleketlerinde de, hal böyle idi. Hattâ, bugün, komünistlerin serbest faaliyetine evvelce müsaade etmiş olan bazı memleketlerin bile, geri dönmek istidadında oldukları görülüyor. Anti-demokratik sayılabilecek olan bu yasak, bizim bünyemizde devam edecektir. Sebepleri, bahsedilmek ihtiyacında olmıyacak kadar herkesçe bellidir.
Din ve siyaset
Dini siyasete âlet etmemek de, bizde. kanun icabıdır. Nazari olarak, bu da, anti-demokratik sayılabilir. Fakat, tarihimiz ispat etmiştir ki, siyasi ve İçtimaî nizamın, saffet ve selâmeti i-çin, bu kanun zarurî bir tedbirdir ve yaşaması lâzımdır. Bugün, nazariye i-tibarlylc anti-demokratik sayılabilecek olan başlıca mevzular bunlardır. Bunların dışında olan iddialar, ancak, teferruat sayılabilir.
Aziz vatandaşlarım.
Demokratik rejimin meseleleri ve şikâyetleri hakkında başlıca mevzuları izah etmiş oluyoruz. Basın hürriyeti üzerinde devam eden münakaşalar kolaylıkla hallolunacaktır. Bu hal şekli bizim basınımızı bazı noktalarda genişletecektir ve birçok noktalarda da. onlara demokratik memleketlerin ve demokratik nazariyelerin kayıtlarını getirecektir. Şurası muhakkaktır ki, basın hürriyeti gibi, hürriyet ve demokrasi rejiminin bir temel mefhumu, bugün, bizde en serbest memleketlerde olduğu gibi işlemektedir. Bu-giinkü ihtiyacımız, bir iyileştirme isteğinden ibarettir ki, bu ihtiyaç üzerinde münakaşa her mesele İçin, her yeni tedbirden sonra, daima mevcut olacaktır. Hürriyet rejimine temas eden bütün meseleleri tahlil etmiş oluyorum. Bütün bu eksikliklerle beraber, memleketimiz, hür ve demokratik bir rejimin bütün esas unsurlarını tahakkuk ettirmiştir Bu seçim devrindeki memleket manzarası, canlı bir şahit, sayılır.
İç ve dış politika
Aziz vatandaşlarım.
Demokratik rejimimizin bu başarılı devrini geçirdikten sonra da, zaman zaman, talihin sert tecrübelerine maruz kalması ihtimali vardır. Bu tecrübelerin zemini, İç politika meseleleri olabileceği gibi, hususiyle, dış emniyet meseleleri başlıca tecrübe devri sayılır, iç politika denemeleri, tahrik neticesi olabilecek büyük hâdiselerden doğabilir. Bu hâdiseler, cemiyetin nizamını korumak için fevkalâde tedbirler icabeti irecek ehemmiyette olabilirler. Bu fevkalâde tedbirlerin, kati zaruret hudutları ve zamanları içinde kalıp kalmıyacağının imtihanını, iyi niyetle ve muvaffakiyetle vermek lâzımdır Bu vazife, hâdise zamanındaki iktidarın ve umumi zihniyetin istidadına bağlıdır. Büyük Amerika demokrasisi, kuruluşundan yetmiş beş sene sonra modern tarihin tanıdığı en c-hemmiyetll bir İç harbin İmtihanını vermeye mecbur kalmıştır. Bizim memleketteki geçmiş tecrübelere göre suikast teşebbüsleri, devlet rejimi için büyük buhran anları olmuştur. Bu gibi talihsiz hâdiselerin adalet bakımından t.ı.Kİıkları ehenımiyci ölçüsünde karşılık görmeleri, sağlam ve şuurlu demokrasilerin bünyeleri İçinde mümkün olabilir Bir gün, bizde, böyle bir talihsiz hâdise vukubulursa, vatandaşlarımın bu sözlerimi hatırlamalarını islerim. Her türliı irtica ve tahrik hâdiselerine karşı da, bir taraftan nizam ve emniyet, öte taraftan hâdisenin ehemmiyeti ölçüsünde tedbir ve hareket hudutlarını, demokrasilerin muvaffakiyetle tâyin etmeleri İcap eder.
Bir muharebe zamanı her rejim için olduğu gibi, demokratik rejim İçin de, büyük bir buhran devridir. Demokratik hayat tarzını kabul eden milletlerin başından bu İmtihanın geçmesi mukadderdir. Muharebeden selâmet ve muvaffakiyetle çıkmak, ne kadar büyük emeklere İhtiyaç gösterirse, muharebe esnasında ve muharebeden sonra, demokratik rejimin muhafazası da, o kadar büyük zahmet ve gayrete bağlıdır. Partiler üstündeki büyük nıllli meselelerde, büyük siyasi partilerin İşbirliği yapabilmelerini mümkün kılacak Ilımadın ve şartların sağlam bulunması için, demokratlar nezdinde sarfpttiğlm gayretler, bu dü Güncelerden geliyor. Vatandaşlarımın, ısrarlarıma hak vereceklerini ümit '
ediyorum.
Aziz vatandaşlarım,
Milletimizi yeni ve yüksek bir İnsanlık ve medeniyet merhalesine yükseltmiş olan cumhuriyetin büyük inkılâpları. bizim için aziz temellerdir. Kadın haklarına verdiğimiz ehemmiyeti, karşımızdakilerde gördüğümüz zayıf telâkkilere karşı, belirtmek isteriz. Bize taraftar olan seçmenlerden, kadın adaylarımıza rüçhnn verilmesini ısrar ile rica ederiz. Kadın hürriyeti ve kadın hakları dâvasında biz. şimdiye kadar, yalnız eski anlayışta cilan erkeklerimizden değil, yeni anlayışta olan kadınlarımızdan da, anlayışsızlık görmüşüzdür.
Son hıîdlseler etrafında
Vatandaşlarım,
Son günlerde gördüğümüz bazı hâdiseler ve işittiğimiz bazı rivayetler ü-zerlne de söyliyecek bir İki sözüm vardır.
Masum üniversite talebesinin büyük kütlesi içine girmek fırsatını bulmuş olan politikacılar, üniversite talebesi adına memlekette ehemmiyetli bir mesele ortaya çıkarmışlardır. Biz, seçimden sonra bu meseleyi ciddiyetle ele alacağız. Muhtelif üniversitelerimizde ve muhtelif vesilelerle, dört seneden beri vukua gelen elemli ve hüzünlü hâdiseleri zikretmiyeceğim. Fakat. haber vereyim ki. aile babalarının göz nuru ve memleketin istikbali ve dayancı olan gençlerimizin içinden, u-fak bir kısmının olsun, tahrik politikacılarının insafsızlığına kurban olmasına kayıtsız kalmıyacağız.
Memlekete söyliycceğim öteki söz, esassız bir rivayeti düzeltmek îçindir. İşitiyorum ki, seçim propagandası esnasında bazı köylere, Cumhurbaşkanı İnönünikn. seçimin neticesiyle münasebeti olmadığı söylenmekte ve yayılmaktadır. Bu rivayetler ve telkinler her türlü ciddiyetten tamamiyle mahrumdur. Bütün vatandaşlarımın bilme sini isterim kı, Cupıhuriyet Halk Partisi seçimle çokluk kaybederse. İsmet İnönü tabiatiylc ve elbette cumhurbaşkanlığından çekilecektir
Aziz İstanbullular,
Köylü ve işçi meseleleri üzerinde, yakın zamanda fikirlerimizi söyledik. Seçim beyannamcmemlzdeki dört senelik sade programı, tamamiyle tahakkuk ettirmek kararındayız. Buna samimi olarak imkân görüyoruz- önümüzdeki devre, ümran işlerinde, ekonomik ve mali sahalarda büyük bir çalışma ve gelişme devri olacaktır.
Bütün bu çalışmalar, iç politikada tekâmül İlerleyişi ve dış politikanın ihtimallerine karşı hazır ve uyanık bulunmak ihtiyaçları içinde geçecektir. Görülüyor ki. bu vazife muğlak şartlar İçinde yürütülecektir. Seçimde vatandaşlarımızın isabetli hükümleri, memleketin mukadderatına nurlu yollar göstermesini dileriz. Türk Milleti, fırtınalı tepeler üzerinde, ayaklarını kayalara gömmüş olarak yaşayan İnsan gibidir Bu İnsanın varlığına ve ideallerine hizmet, pahası ölçülmez bir şereftir.
Seçim gününde ve seçim gününden sonra, hepimizin şeref paylarımız engin olsun, sağolun İstanbullular.
MEMLEKET HABERLERİ
Ege’nin en büyük seçim mitingi
Bayar’ın bu akşam Izmirde yapacağı konuşma alâka
İzmir, 9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor! — D.E*. Genel Başkanı Ce-1A1 Bavarnı yarın saat 18 de Cumhuriyet Meydanında tertip ettiği miting» yapılan hazırlıklara bakılırsa D.P. nin Eğede şimdiye kadar tertip ettiği mitinglerden en vüsatlısi olacaktır. Yarın Anadolunun muhtelif köşelerinden İzmit’e gelecek vasıtaların tamamının angaje edilmiş olması dolayıslyle mitingde hazır bulunmak istlyenler bugünden lzmire gelmişler ve otellere yerleşmişlerdir, t-rili ufaklı bütün oteller dolmuş bulunmaktadır. Buısadan otomobil yolunu tercih eden D.P. Genel Başkanı, Balı kesirde kendisine mülâki olacak zevatla kalabalık bir heyetin başında gelecektir. İzmlrde C.H.P. me-hafılinde müsait karşılanmış bulunan D.P. nin seçim beyannamesinde bu Partinin iktidara gelmesi halinde neden yapacağı işlerin .^ayılmadığı, millete açıkça ve teferruatına kadar İfade edilmediği sorulmaktadır. Bununla beraber hu seçimlerde son söz hakkım İzmlrde Cumhuriyet Meydanında iktisap etmiş bulunan D.P. Genel Başkanının yarın akşam söyli-veceğı nutukta çok şeyler İfade edeceği D.P ilen gelenleri tarafından ifade edilmektedir. Bayarın İzmlrde söyliyeceği nutuk, yarın Bayarın tz-
Paris, 9 - A.A. (LPS) — Birleşik Amerika Dışişleri Bakam M. Acheson dün akşam Pariste yaptığı bir demeçte» Güney-dogu Asyada komünist tehlikesini durdurmak üzere Amerikanın Fransaya ve Çin Hindinde askeri ve İktisadî yardımda bulunacağını söylemıştri. M. Acheson, bu demeci. M. Schuman’la görüştükten sonra vermiştir. M. Acheson, Laos, Vietnam ve Kamboc'daki komünist tehlikesinin bilhassa Fran-sayı alâkadar ettiğini bildirmiştir. Bununla beraber Birleşik Amerika bu meselenin hallinin Çin Hindinde samimi bir milliyetçiliğin kurulması ile kabil olacağı fkrindedir. Pariste-ki basın muhabirlerinin bildirdiklerine göre, M. Acheson’un beyanatından sonra hasıl olan umumî kanaat, Amerikan görüşünün galip geldiği ve Vietnam kuvvetleriyle savaşan Vietnam Hükümetine de doğrudan doğruya bir yardım yapılacağı merkezindedir.
Hoffnuın'ııı kanaati
New-York, 9 - A.A. (United Press) — İktisadi İşbirliği Teşkilâtı Avrupa idarecisi Paul Hoffman, Fransız-lar Çin Hindinde kâfi derecede süratli ilerliyemedikleri için Birfeşik Amerikanın geniş bir İktisadî program ile acele olarak yardıma yetişmesi icap ettiğini bildirmiştir.
“News and VVorld" mecmuasına verdiği mülâkatta Hoffman şöyle demiştir:
“Birleşik Amerika müdahale ederek işi Üzerine almadığı takdirde Çin Hindini kaybedeceğiz. Bundan doğacak neticelerle Hindistan da bu
Pakistan Başbakanı Liyakat Ali Hanın Amerika seyahati sırasında Bayaıı .Ali Han (solda). Bayan Tru-ınan (ortada) ve Pakistanın Amerika sefirinin karısı bir arada.
r


mire gelişinden sonra Adnan Menderes tarafından İnönünün Eğede söylemiş olduğu nutukların geniş bir tefsiri olarak hazırlanacaktır. Boyarın seçimin 6on dakikasında "Bir hayli sert fakat gayet efendice,, konuşacağı bilhassa belirtilmektedir.
C. H.P. İzmîrdeki dirijanlan Boyarın söyliyeceği nutka rağmen seçim yansının daha şimdiden taayyün etmiş ve Halk Partisinin yüzüne gülmüş olduğunu açıkça söylüyorlar. Buna mukabil D.P. ileri gelenleri de D.P, nin Eğede kati hır galebe kazanacağını ve hattâ D.P. nin Eğeden katacağı milletvekilleri sayesinde Mecliste ekseriyet temin edeceğini sandıklarını belirtiyorlar.
D. P. den bir zat bana D.P. nin İzmir İçinde % 70, Bayındır, Tire ve Bergamada 80. ödemiş. Çeşme ve Karaburunda % 50, Seferihisar ve Foçada % 30, Manisa ve Aydında % 60 nispetindeki oylara sahip olduğunu beyan etmiştir. C.H.P erkânı ise seçimi büyük bir farkla kazanacaklarına kanidirler. Görülüyor ki şimdiki halde partiler konuşmakta devam ediyor. 11 mayıstan itibaren sessiz muharebe bağlıyacaktır ki asıl bu muharebe önemlidir. Ondan sonrada tek söz sahibi olan seçmenler fiilen konuşacaktır.
girdaba kapılabilir. Lüzumlu tedbirler vaktinde alındığı takdirde, zaman, pek az vesait ile pek çok iş görebilir.
"Fransızlar istedikleri kadar süratli ilerleyenıedlkleri için bizim bugün programlı bir surette Çin Hindinde bulunmamız icap ederdi”.
- ♦ -,f ■ ■ 4 »
t l*n>TfTT1îrtT^Ti"ii‘rTTTfnonifTnııni"'ifTmırîîmnıınıntuııınniiTiuı~uiîi,ııiîM)iıUT!..ıiııüm(u
Türkiye Iraktan z 8.000 ton buğday ve arpa alacak
" - •
İki memleket arasındaki mimasebat sıklaştırılarak
Bağdat, 9 (Nafen) — Türk-Irak ticaret andlaşması gereğince bir “Türk-Irak ticaret komisyonu,, nun kurulması işi üzerinde durulmaktadır.
Bu mesele hakkında Türkiye Elçisi Sait Rahmi Apak ile Suriye Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ahmet El Ravi arasında uzun bir görüşme cereyan ettiği de kaydedilmektedir. Bir habere göre, Türkiyenin Iraktan 8000 ton arpa ve bir miktar buğday alması hususunda bir anlaşmaya varılmıştır.
Irak talebelerinin Türkiyede tahsillerini ikmal etmeleri hususunda da bir anlaşmaya varıldığı ve yakında bir Iraklı gazeteci grupunun Türkiyeyi, ziyaret edeceği belirtilmektedir. Böylelikle iki memleket arasındaki münasebetlerin daha da sıklaştırılacağı söylenmektedir.
KIRMIZI DERİLİLER Birleşmiş Milletlere müracaat ettiler
Lake Success, 9 - A.A .(United Press) — Başlarına uzun tüyler takmış olan Kızılderili 6 kabile reisi bugün Birleşmiş Milletler merkezine giderek Kanada ve Birleşik Amerl-kadan 200 sene evvel imzalamış oldukları andlaşmalara hürmet etmelerini istemişlerdir.
Irokua kabilesine mensup olan 6 reis gururla andlaşmalarını göstermiş ve istediklerim Ottawa ile Wa-shingtona bildirmişlerdir.
insan Haklan Komisyonu, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygve Lie’ye Avrupadan dönüşünde keyfiyeti sunacaktır.
Türkiye - Suriye arasında ekonomik pakt mümkün
Şam, 9 (Nafen) — Türkiyenin Suriye elçisi İki memleket arasındaki münasebetlerin gayet dostane olduğunu belirten bir beyanatında Suriye makamları ile ekonomik bir paktın üzerinde çalışıldığını açıklamıştır.
Türkiye elçisi bu müzakerelerin tam bir muvaffakiyetle sona ereceğinden emin bulunduğunu da sözlerine ilâve etmiştir.
Dünyada ve bizde Demokrasi
Arkadaşımız Burhan Belge dün Ankara Radyosunda bu mevzuda bir konuşma yaptı Arkadaşımız Burhan Belge, Ankara Radyosundan dün akşam “Dünyada ve bizde demokrasi” mevzuu etrafında konuşma yaparak Cumhuriyet TÜrkiyesinin, nasıl ilk gününden, hattâ Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti zamanından beri medeni ve demokratik garba müteveccih bir dış ve iç politika takip ctnrîş olduğunu muhtelif tarihi deliller vermek suretiyle İzah etmiştir.
Burhan Belgeye göre, eğer istikametimiz Milli Mücadeleden beri bu olmasaydı, Nivon anlaşması ve harbe takaddüm eden günlerde Fransa ve İngiltere ile birlikte yapılan deklarasyonlar yolundan totaliter devletlere karşı cephe almış olamazdı.
Koza, Mont' pux andlaşması ile muhtemel bir demir perdenin behemehal dışında kalmak kararı verilmiş olamazdı.
Dahili politika zaviyesinden totaliter olmak kararında bulunan bir Türkiye, vatandaşları arasında her türlü müsavatı tesis eden inkılâplar yapma, Serbest Fırka denemesine başvurma ve her defasında da, demokrasiyi en tehlikeli bir tarihi anla tesis etmek işini göze almazdı.
Keza daha düne kadar “Milli Şef ’ ihvanını taşıyan İsmet İnönü, Roose-velt, Churchlll, Atllee ve Trumanlar gibi hareket edecek yerde pekâlâ Sovyet tehlikesine karşı koyma ta-
Devamlı bir lfde devri yaşayan Holûnda, dünyanın her tarafına çiçeklerini ihraç eder. Resimde, Paris banliyösünde Molanda tohumundan yetiştirilmekte olan lâlelere ihtimamla bakıldığım görüyorsunuz.
Adolph Hitler, Tibette tebdil yaşıyormuş!..
”Tempo Der Welt„ mecmuası Müdürü M. Bormann’la bizzat görüşmüş!..
New-York, 9 (YlRS) — Naz( taraftarı “Tempo Der Welt„ mecmuasında çıkan bir habere göre, Adolph Hitler ve muavini Martin Bormann
Spor için bir açlık grevi
Alman şampiyonu 62 gün aç kalmak istiyor
Frankfurt. 9 A.A. (United Press) — Dünya açlık grevi şampiyonu WiHy Schnütz grevine 12 günden beri devam ettiği halde, kendisini gayet zinde hissetiğini söylemiştir.
Frankfurt hayvanat bahçesinde cam bir kafes içinde bulunan Schmitz bu mahpes hayatına elli gün ve bir saat daha tahammül edeceğini iddia etmektedir.
Schmitz, Fransanın Lille şehrinde bir yılanla ve cam kırıkları üzerinde yatan açlık maratoncusu Hintlinin grevini şüpheli telâkki etmektedir, çünkü söylendiğine göre Hintli kafesinde bulunan bir borudan su içmektedir.
DUn Frankfurt Üniversitesi Rektörü Dr. Ludwig Robert, Schmitz’in greve başladığı günden beri ağzına bir lokma yiyecek koymadığını tasdik etmiştir.
ma —ı • inen
Sınır toprağı Giresunda
Trabzon, 9 (A.A.) — Sınır toprağı dün merasimle şehrimize gelmiş, bu sabah saat yedide Giresun gençlerine tevdi edilmek üzere uğurlanmış-tır. Vilâyet hududunda îyidere’de Rize gençlerinden alınan emanet, 100 erkek ve 10 kız atletle, onu bisikletli 80 izcinin katıldığı bir kafile tarafından şehir methalinde karşılanmış, halkın alkışları arasında vilâyete getirilmiştir. Vilâyet önünde büyük merasimle alınan emanet, sabaha kadar nöbet bekleyen izcilerin muhafazasında bu sabah yedide yola çıkarılmıştır.
ahhüdünün bir bedeli olarak kendisine diktatöryal, partisine de totaliter salâhiyet ve imtiyazlar koparmayı tercih ederdi.
Burhan Belge gerek 25 sene zarfında gerek son beş senelik devrede Cumhuriyet TÜrkiyesinin kendisini medeni ve demokratik Türkiye ile a-yarlnmaya ve bunun parçası olmaya çalışmış bulunduğunu söyledikten sonra, bugünün demokrasi kahramanlarına şunu hatırlatmıştır:
Eğer ikinci Cihan Harbinde “Çelik Mihver” galip gelseydi bugün Türkiyeyi belki do Türklsche Post gazetesinin kadrosuna mensup bir Gauleither idare edecekti.
Burhan Belge 15 dakika sürmüş olan hararetli ve samimi hitabını şu sözlerle bitirmiştir:
“Demokrasiyi bütün şuurlu ve ileri görüşlü vatandaşlarımız gibi yalnız, kendi tarihi tecrübe, hizmet ve liyakat ölçüleri dahilinde olarak ısti-yeıı, muhterem Devlet Reisimiz İsmet înönüdür. Bir meydan muharebesi verir gibi şu sıralarda bütün haksız isnatlar yahut tehlikeli demagojilerle mücadele etmektedir. Mücadelesinde muvaffak olacaktır. Çünkü bu millet, onun göğsünde, artık dünün nişanlarını değil, millet ve memleket hizmetinde bugünün şeref yaralarını görmektedir. Hem de, dost eliyle açılmış yaraları...”
hayattadırlar.
Bahsi geçen mecmuanın müdürlerinden Kari Heinz Kaemer 1949 senesi temmuzunun 14 ünde ve Ispanyol Fasında bizzat Bormann’a tesadüf edip onunla konuştuğunu iddia etmektedir. Harp içinde Bormann’m hususî uçağında pilotluk ettiğini ilen süren Kaerner, Bormann’dan öğrendiğine göre, Hitler ve ileri gelen diğer bazı Nazilerin Tibetteki bir manastırda saklı bulunduklarını söyle mektedir.
Avusluryada bir seçimdç
Rus baskısına rağmen kızıl aleyhtarı kazandı
Viyana, 9 A.A. (United Press) — İçişleri Bakanı Oscar Helmer, Sovyet bölgesinde yapılan seçimlerde Sovyetlerin ilân ettikleri sıkıyönetim ve korku siyasetine rağmen kazanmıştır. * ,
Sovyet bölgesinde komünizme nihayet vermek Üzere yapılan demokratik seçimlerde, Avusturya!) işçi ve çiftçiler, kurucu meclisi tarafından selAhiyet verilmediği halde şimdiye kadar belediye makamlarını işgal etmiş olan bütün komünistleri defetmişlerdir.
Harpten sonraki belediye seçimlerinde, hemen hemen 800.000 AvusturyalI dün oylaruu yüzde 95 nispetinde komünizm aleyhine kullanmışlardır.
Şükrü El Kuvvetli Suriyeye dönüyor
Cemil Mardam ın El Kuvvetli’yi desteklediğine inanılmaktadır
Kahire, 9 A. A. (United Press) — Dün Kahirede inanılır kaynaklardan öğrenildiğine göre eski Suriye Cumhurbaşkanı Şükrü El Kuvvetli yakında Suriyeye dönecektir.
Geçen sene Şamda Mareşal Hüsnü Zatinin hükümet darbesinden sonra Suriyeden ayrılmak mecburiyetinde kalan El Kuvvetli birkaç zamandan beri İskenderiycde yaşamaktadır*
Halid El Azm kabinesinin istifası, El Kuvvetlinin geri çağrılması için müsait bir zemin hazırlamıştır. Ma-amafıh Şükrü El Kuvvetlinin çok yakında döneceği sanılmaktadır.
Hâlen Kahirede yaşıyan eski Başbakan Cemil Mardam da dahil olmak Üzere, El Kuvvetlinin taraftarları kendisinin Suriyede samimiyetle karşılanacağına inanmaktadırlar.
I ■ - •* * «M. — »VMM
Mithat Erişin adaylığı kabul olunmadı
Ankara, 9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Yüksek Seçim Kurulu; Hakkâri 11 Seçim Kurulu tarafından verilen, D.P. tarafından Hakkâriden aday gösterilen Ah Dayı gazetesi sahip ve başyazarı Mithat Eriş’in a-daylığının ademi kabulüne dair kararı tasdik etmiştir.
Mithat Eriş in DP nin Hakkârlde teşkilâtı olmadığı halde aday gösterildiği tesbit edilmiştir. Yüksek Seçim Kurulunun bu kararı D.P. Genel Başkanlığına da bildirilecektir.
Sayfn. 4
YENÎ î S T A N R n L
ıo MnyiB 1050
Bir Medeniyet Beşiğinden...
Yazan: Snclt ÖGET
Çeviren: Selva Sezer
İSVEÇ NOTLARI
Garbe karşı içimizdeki hayranlık. İskandinav memleketlerini
* • . 9 e
gördükten sonra, kıymetinin yarısından fazlasını kaybetmektedir
Heydrich'in "Bulut kutusu
az
1 r 4 T • - ¥ 11 J
baştanbaşa renkli neon reklâmlarına İnsini verir.
bahtiyar!
millet...Bir
o zaman-
hüviyetini kastederek .sordu:
— Gazeteci hüviyetiniz var mı?
— Buraya henüz geldiğimiz için lâzım gelen muameleyi yapamadık, ancak Türkiyede geçen basın kartımız var.
— Türksünüz demek?
Genç kız bir an tereddüt etti. Ben basın kartımı göstermeğe hazırlanırken:
— Zahmet etmeyiniz. Lüzum yok., dedi. Madem ki gazetecisiniz, telsizi ekspres olarak göndeririz. Hem şimdi 65 kron da ödemiyecekslniz Gazetecilere yüzde altmış tenzilât vardır,.
Karaya ayak bastıktan hemen 15^20 dakika sonra geçen bu muhavere bizi, İsveç lehinde fethetmeğe kâfi geldi. Telgraf merkezindeki bu basit memur, sizin bir sözünüz ü-zerine hiç bir vesikaya lüzum görmeden hareket ederken, içinde vazifesini suiistimal ettiğine dair en ufak bir şüphe bile taşımamaktadır. İtimadın, kâğıt ve vesikalar üzerine dökülmeden tezahürü ne güzel şey...
Dahası var.. Genç kız, telsizin işini bitirdikten sonra paranın üstünü verirken sordu:
— Makbuz ister misiniz?
— E., para aldığınıza göre vermeniz lâzım değil mi?
Adeta hayretle cevap verdi:
aldıktan sonra bunu ay-vesilca ile ispat et inek lâzım değil... SİZ belki
— Parayı rica bir de benim için oarfettiğinizi ishal için makbuz is-
tersiniz diye soruyorum.
Bir anda, iki değişik kutup karşı karşıya gelmişti: Bir tarafla, aldığı paranın hesabını makbuzla vermeğe mecbur tutulmayan bir devlet memuru. Öteki tarafta, hesap görme keyfiyeti bahta mevzuu olunca, bunda söz ve hareketin kıymetini kabul etmeyen, fakat muhakkak vesikalara dayanan bir şekle alışmış cemiyetin içinde büyümüş dr insan., devlet memuru da değil, yani ben...
Bu kısa muhaverenin meydana çıkardığı uçui'umlarn daha fazla bakamadım ve öteki kutbun altında ezilmeğe tahammül edemiyerek cevap verdim:
— Bana da makbuz lâzım değil madmazel!.
ı ★ h - *
insan Stockholmda, kendini yalnız, kadınlarla meskûn bir adada zannediyor. Çünktl şehrin içinde gözünüzden hiç eksik olmayan şey deniz ve kadındır. Birbirlerine çok yakın adacıkların gayet muntazam ve bol köprülerle bağlanması neticesinde meydana gelmiş olan şehir, denilebilir ki şimalin Venedik’idir.
(Devamı var)

• I
İskandinav olduğumu-garba kar-memleket-kıymetinin
Far is "ışık şehri,, İse Stockholm mıılııı kkak kİ "renkli ışık şehri" (lir. Geceleri bürilnen şehir, insana hlr peri diyarı lı
CELÂL Nurinin bundan 36 sene evvel neşredilen küçük bîr seyahat kitabında İsveç için şu satırlara rastlanır:
"Hüsnü ân içinde, letafet ve zarafet içinde, refahiyet ve İçinde, azamet içinde bir milleti fazıla.."
• şimdi bunun üzerine,
dan bu yana, yani 36 senedir bir çığ gibi gittikçe büyüyerek medeniyetin zirvesine ulaşmak için şuurlu bir ilerleme ilâve ediniz... Kargınızda bugünkü lsveçi bulursunuz, intizam ve karşılıklı saygı; bir Çok Avrupa memleketlerinde yabancının derhal dikkat nazarını çeken Daha kimseye muhatap olmadan bunları hissedersiniz. Fakat t&veçte İlk nazarda hissedilen şey. bu şehrin rahatlık, sükûnet ve İntizamı yanında bahtiyarlığıdır.
Stockholmda 16 gün gibi, bir memleketi anlamak hususunda hayli az sayılabilecek bir zaman zarfında ibret ve bazan da hayret içinde gördüklerimizi burada bir kaç yazı içinde toplamağı faydalı bulduk. Kendisinden nüfus, arazi, mali kudret ve sanayi bakımından çok daha ileride olmalarına rağmen, bir çok Avrupa devletlerine, bir çok sahalarda nümune olacak derecede terakki etmıg olan İaveçten bizim de alınacak çok derslerimiz vardır. Hattâ, insan bazan "garba açılan pencereyi niçin şimale, memleketlerine açmamış zu da düşünüyor. Çünkü şı hayranlık, İskandinav lerlnl gördükten sonra,
yansından çok fazlasını kaybetmek-1 tedir.
Bu başka medeniyet ve başka â-lem içinde insan, sade kendi memleketi ile değil, fakat duydukları ve gördükleri ile de mukayese yapmak İmkânını bulmaktadır. Bu mukayesede İskandinav memleketleri daima ağır basmaktadır.
Avrupayj hemen karış karış bilen bir zat, medeniyet seviyesinde en mühim rolü oynayan ahlâk mevzuunda. biz dalla lsveçi görmeden evvel oraya dair şöyle bir fıkra anlatmıştı:
"Yazları bir çok aileler sayfiye yerlerine, plâjlara giderler. Şehirdeki vazifesinin başında bulunmak mecburiyetinde olan erkek, ancak hafta sonu tatilinde çocuklariyle buluşabilir. Hafta rfraaı (,uçuklarına para göndermek mecburiyetinde kalsa tabii bunu posta ile halleder. Fakat bir plâj civarında kurulmuş olan çadırın adresi ve numarası olamıya-cağı için havale aşağı yukarı şöyle-dir:
(.... plâjında madam....)
Aynı şekilde bir çok havaleyi a-lan posta memuru, büyük bir siyah tahta üzerine havale sahiplerinin i-Blmlerini yazarak paralarını da kor. Uçmaması için üzerlerine birer taş veyahut varsa bozuk paraları ilâve ederek kara tahtayı plftjda bir kenara bırakır. Akşam plâjı terkeder-ken bu kara tahtada namına para gelip gelmediğini araştıranlar, İsimlerini görürlerse, paralarını alırlar... Ne imza, ne makbuz, ne do pul... posta memuru akşam plâja uğııya-rak boşalan kara tahtayı götürür. Senelerdir Iaveçte bu açıktaki paradan bir santimi kaybolmamıştır ve bu şekildeki tevziattan cam yanan, şikâyet eden bulunmamıştır."
Bunu dinlediğim zaman, ne kadarının mübalâğa payı «>hıbileceğini düşünmüştüm. Fakat Stocklıolmda karşılaştığımız bir çok hâdiseler, hu fıkranın tamamen hakikatin içinden çıkarılmış olduğunu gösterdi.
Hava meydanında, uçaktan iner inmez "YENİ 18TANBUL"a bir tol-alz çekmem lâzımdı. Poatahanedeki genç kıza telgraf kâğıdını uzattım. Aldı, kelimeleri saydı ve:
— 65 kron ödeyeceksiniz, dedi.
— Peki, fakat bu bir gazete tel-8İzldiı\ Ekspıca olarak gönderilmesini rica edecektim.
Genç kız, bir yabancı olduğumuzu daha ilk anda anlunuştı. Adeta çakılarak kendi matbuat çervişlerinin
9
Von Papen 'neden öldürülemedı - Roehm'ın mukadderatı tâyin edildi Meşum liste - Von Papen'in kefaretim kâtibi ödüyor
ha ileri görüşlü olduğundan, Führer*-In bastıranılyacaftı ve kendisinden İktidarı alıp götürecek olan, bir “İkinci tayan" tehlikesini, her ne pahasına olursa olsun önlıyeceğlnl biliyordu. Roehm’in hu ikinci isyanı çıkarmasını beklemek ve sonra onu öldürmek, tehlikeli bir metoda benziyordu. Heydrich. İşi önceden halletmenin daha iyi olacağına kani idi.
ROEHMİN MUKADDERATI
TAYİN EDİLDİ
ALMAN Gizli Teşkilâtının şt fi Hey- I drich, bazı suikastlar tertip etmek istediği zaman, bu isler İçin kullanacağı adamlara, firarlarını kolaylaştıracak birer makine de veriyordu: Bu, küçük bir valize bcnzlyen bir kutu idi. Heydrich, bunların kullanışını İzah ederken, “ufak bir düğmeye basınca suni bir bulut meydana gelir, bu bulutların arkasında kaybolan adam, kendisini taklbeden-lerin elinden kolayca kaçıp kurtulur'* diyordu.
Bu icat, Heydrich’in nasıl bir şeytani zekâya sahip olduğunu bir kere daha gösteriyordu. Zira, bulut yapmaya yarayan bu makine, hakiki bir bombadan başka bir şey değildi: İstenilen insan öldürüldükten sonra, suikastı yapanın konuşmasına mâni olmak İçin, arkadan onu da öldürüyorlardı.
VON PAPEN NEDEN ÖLDÜRÜLMEDİ JEYDRÎCH'In baş düşmanı. Reich’-" in, Ankaradaki sefiri Von Papen’-dl. Onu da öldürtmek için Heydrich. adamlarından birine bu sis makinelerinden bir tane vermişti. Fakat bu adam, makineyi, Von Papen*! öldürdükten sonra kullanacağı yerde, sis tabakasının arkasına saklanarak a-te? etmeyi daha akıllıca buldu. Bu hareket onun ölümüne sebep olarak, Von Papen’in hayatını kurtardı!
Böylece Papen, İkinci defa olarak Heydrich’in adamlarının elinden kurtuluyordu. Çünkü Heydrich. 1934 senesi 30 haziran, facia gecesinde onu da ortadan kaldırmaya çalışmıştı.
30 haziran 1934, Naryonal Sosyalizm için "büyük katliâm" günüdür. O gün —daha doğrusu o gece— Hitler, bizzat en eski ve en iyi arkadaşı olan, S.A, ların Kurmay Heyeti şefi, Emest Roehm’i öldürdü. Hakiki bir cinayet olan bu hâdiseyi işiten Üçüncü Reich idarecileri, şahsi düşmanlarından kurtulmaya koyuldular. Fakat şimdiye kadar hiç kimse 30 haziran 1934 hâdisesinin mühim bir kısmını hazırlayanın Heydrich olduğunu bilmiyordu. Bu hâdise İle Heydrlch, ilk defa olarak Hitlere hiç bir zaman ünutamıyacağı bir hizmette bulunmak fırsatım buldu. Zaten Heydrlch uzun zamandan beri Hitlerin gözüne girmek için ne yapması lâzım geldiğini düşünüp duruyordu.
Heydrich, mûtat kıvrak zekâsı sayesinde Hltler ile Roehm arasındaki gerginliği sezmişti, Himmler'den da-
30 te-lar
pfATİYETLE söyllyebillriz ki. haziran günü ne Roehm İsyan şebbüsünde bulundu ne de S^A.. herhangi bir faaliyet gösterdiler. 1- I
lerde İkinci bir isyan çıkacağı çok muhtemeldi, fakat o anda İsyan için hiç bir plân kurulmamış, hiç bir hazırlık yapılmamışın. Açıkça bilinen bir tek nokta Roohm’Jn eski Prusya Gencllmrınaymın prensiplerine aykırı olan bir \Vohrmacht teşkil etmek İstemesi ve Hitlerin de Roehm'in bu plânlarından kuşkulanmasıdır.
Fakat her şeye rağmen bütün bunlar S.A. ların ortadan kalkmasının elzem olduğunu ispata yarar deliller değildi. Heydrich, eksik olan esası bularak, istenilen hareketin ilasını kolaylaştıran vesileler icat etti. Hitlere, eski arkadaşlarını itham eden deliller sundu; filvaki bu vesikaların İçinde bir nebze hakikat mevcuttu; fakat geri kalan kısımlar bu hakikatlere ilâve edilmiş uydurma şeylerdi.
Roehm'in. sadece Harp Bakanı olmak istemeyip, FÜhrcr’l ikinci plâna alarak onu bir kukla haline getirmek istediği fikrini Hitlere aşılayan ve S.A. nın yabancı kuvvetlerle ve bilhassa Fransa ile anlaştığına dair deliller yaratan gene Heydrich’tir.
MEŞ’UM LİSTE
’ j İTLER, şüphe yok ki, Roehm’in ■■ askeri projelerini büyük b»r tereddütle karşılamaktaydı: Sağlam bir ordu, ancak meslekten yetişme subayların İdaresinde inkişaf edebilirdi. Fakat şurası da muhakkak ki, Hit-leıi S,A. lara karşı tahrik eden sebepler, yalnız Roehm’in askeri projeleri değildi. Hjtlerin bu kararını, sahte vesikalar ibraz eden Heydrich tahrik etmiştir. Führer, S.A. Genelkurmay ’ına karşı Heydrich tarafından ileri sürülen ithamlara inandı mı, yoksa, bunlarj kendine karşı bile İtiraftan çekindiği bazı gizil tasavvurlarını tahakkuk ettirmek için fır-
«at mı bildi? Bunu sıhhatle tâyini etmeye imkân yoktur.
Her no olursa ntaun, Hltler. Hey-1 drlch’c âçlk bono verdi ve o da Münih ve Berllnde temizleneceklerin listesini hazulndı. Bu listelerde, yalnız "cürüm ortaklarının0 değil, Hey-drich’ln. İddia edilen S.A. isyanına dahil oldukları ?Abit olmamakla beraber, düpedüz "muzır" telâkki ettiği kimselerin de yer aldığı malûmdur.
Bellindeki harekâtı idare edecek otan Göılng, Heydrich’ten listeyi aldı. Her ne katlar bütün hazırlık kendisine sorulmadan yapıldı ve İpin ucu eline verilmecü lae (le,^u veya bu sebeple "muzır" telâkki ettiği kimseleri ilâve etmekten çekinmedi. Pa-pen’le Hltler arasında kısa bir zaman İktidara gelen Almonyanın son demokratik başbakanı olan General Kurt von Schlelcher bu sebeple öldürülmüştür. Bizzat Von Papen bile büyük bir şansla ve Heydrlch'e rağ-
men kanilerinin elinden kurtulnbll-mittir.
VON PAJPEN’IN KEFARETİNİ KÂTİBİ ÖDÜYOR
U12YDRİCH»hakikaten, ölünceye kadar Pnpcnl temizlemeye çalışmıştır Von Papen. gizli polis me-mu darından biri tarafından öldürülecekti. Fakat Von Papen kaçmaya muvaffak olmuş ve polis memuru ancak. Başbakan Yardımcısının Hususi Kâtibi Von Ketteler’i ele geçirmişti.
Von Papen’in eski bir mesai arkadaşı olan Ketteler, şefinin Avusturya’ya Büyük Elçi tâyin edilmesiyle beraber, Viyanaya gitti. Avusturya-nın ilhakından az sonra. Heydrich’in cellatları bir gün Ketteler’i evinde yakaladılar ve feci bir surette Öldürdükten sonra, tamnmıyacak hale gelen cesedini Tuna’ya attılar. Bir kaç gün sonra, Ketteler’ln cesedi, Çekoslovak hududu yakınlarında Tuna’dan çıkarıldı.
HİKAYE
Dört Sevgili
Yazan: Nureddin GÖRAL
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz berşey
« _______ » » •
r ■
ı Hicrî
RECEP
22
1369
VAKİT
Güne$ öğle İkindi Akşam Yntfti İmsak
19 5 0 MAYIS
Rumî
NİSAN
10 27
Çarşamba
VASATİ
5.47
13.10
17.05
20.14 22.02
3.50
1366
EZANİ
9.31
4.57
8.52 12.00
1,48
7.37
İ8TANBUL
YENİ SES OPERETİj S. 15 do Baskın,
KONAK rAVİYONU: İspanyol Atraksiyon Trupu.
ANKAJM
BÇYt’K TİYATRO: 21 de Shakeflpeare’in "Yanlışlıklar K«imodtal.
KÜÇÜK TİYATRO 6 gahis Muharririni Arıyor.
GAR GAZİNOSU : Paris Revü heyeti.
PAY İYONDA 1 İtalyan Akrobatları.
İZMİR
Yara,
YENİ 1 — Kaptan Kld. 2 — Siah GÜL
YILDIZ (42847) 1 — Tatlı Rüya (Ronldl). 2 — Önce Vatan.
ÎSTANBl L CİHETİ ALEMDAR (23683) l — Vahşi Koşu. 2 — Sun Kısmet, AYSU (21917) 1 — Atılan Ahmet (Türkçe). 2 — Morglc. AZAK (23542) 1 — Batakhane Kıralı, 2 — Birleşen Kalbler. ÇEMBERİ.İl A$ (22513) 1— Fe-IAkot incisi. 2 — Tompaon Caniler Çetesi.
FERAH 1 — Buffntabllin İntikamı, 2 — Sönen Rüya.
HALK 1 — Bnlıkçı Osman fîağ-datta. 2 — Kırbaç Altında.
ISTANDI L (22367) 1— Llikü» Hayat. 2 — Dümbüllü Maceralar Peşinde.
KISMET (26654) 1 — Efe Aşkı. 2 — Sonsuz Acı.
MARMARA (23860) 1 — Güzel Dost. 2 — Tatlı Yıllar.
MİLLİ (22962) 1 — Vahşi Koşu. 2 — Son Klarnet.
Tİ RAN (22127) J — Vahşi Koşu. 2 — Son Kısmet.
YENİ (Bakırköy lfl-126) 1 — intikam. 2 — Şanghaylı Kadın.
KADIKÖY CİHETİ KALE (60112) 1 — Yılma» Rtt-irt. 2 — Sen Bcnimtdn. OPERA (608811 LdküH Hayat. SÜREYYA (60682) 1 - Günün Kadım, 2 — Karanlık Geçit YELDEÛİRMENİ X — Dlnml-yen Su». 2 — Tosun Paşa.
ANKARA
•V
ŞEHtR TİYATROM’» İlk Adım
HEVUGLP CİHETİ
A T LA Kî (40835) Broa(hvayta
Holüm.
Al.KAZAR (125521 1 — Ateş
Çember). 3 — Pamuk Frensen. AKIN (80713) 1 — 8nyıh Kahramanlar, 2 — Gün Buba • Leylâ (Tüvitçe)»
Ali: (44391) Gt'Oenln Gülleri. ELHAMRAî (13595) Gecenin Goılevi.
İPEK: (41280) Aalnnlıa Fen-çeainde (Türkço). Kördüğüm.
İNCİ (81595) I - Kristal Ko-lumb 2 — Yaylu K«planları. Hııum 1 — .M»d(Hİlcah Kardeşler. 2 — Renkli Rüyalar.
LAl.Eı (43595) 1 — Ataş Bok-çitari, 2 — Karanlık GÖlgvtar. .MELEK. (10808) Aşk ve İCli-Icnmıhk. Huıırnı KalbnİK Kadın. »AIIAYı (41050) ViihIIIb Lo. gothsUdİM Elen Konıudl Trupu. M ATPAltK (83113) 1 — Mun-
tary Korannlnrı. 2 — Köy Gü-»o|İ (Türkçe).
»Sİ M Eli (42851) 1 - Büyüklük Dolillfci. 2 — Esir Kus.
9ARK' (4(1380) KlmHiiMlıstar.
^IK (13720) I — Ali Bliba Hln-(llıtanda (Türlcço). 2 — Zorlu Aşık,
TAKHİMı (43191) Coıuyir Dam sözü»
TAN 1 — Vurun Kahpeye. 3 — Lük üz Hayat.
t NAL 1 — Kapanan Gözler. 2—
AN KAH Aı Yarışlar Kıralı, BÜYÜK Kadın Celladı. CEBECİ 1 — Ormanlar Kıralı
2 — İki Açıkgöz Haremde. PARK — Caıuı var Tohumu.
3 — Tehlikeli Kadın , M S Dııghır Kıralı.
NfMEll 1 — 18818 Vadi. Garp Yolcuları.
I LUH Türk - Norveç güreş mÜMiı bu Unları.
YENİ 1 — Unutulmuş Simalar •j — Aşktan Sonra.
İZMİR
2
ELHAMUA Kan Davası.
I.Al.E 1 — Makineli Adamlar Diyarı. 3 — Kadın Düşmanı.
TAYYARE I Geceler Halcimi. 2 — Gençliği Takip Rdullın. TAN 1 - Makineli Adnınlaı Diyarı. 2 — Kadın Düşmanı. yem ı - HayâûUnı KıraİTgıa-a|. j - Ncfthnııçl Aınvrlkadu.
KARŞIYAKA CİHETİ MELEK I — Batilık Kadın 2 — Kanlı Peııçe.
> I M EH Mu\ « i hm |Qil'OVl
UÇAK - TJIEN - VAPUR
GELECEK OLAN I (AKLAI;
0.35 P.H.Y. (Türk) Ankara-dan. —11.45 D.H.Y. (Türk) Buı-Ktıdnn. — 0.50 D.H.Y. (Türk) tamirden. — 15.35 D.H.YJTürlO lakemtaruıı, Adana» Ankara(hııı — 15.50 B.E.A. dııglllz) Londra, Nier Romu, Ailmıdan — 10.30 D.H.Y. (Türk) Ersuvum, Elâzığ, Malatya, Kayseri, An-
karadan. — 18.05 D.H.Y.(Türk) Izrnirdcn. — 18.30 C.G.D.T. Kahire» Beyruttan. — 18.35 D.H.Y. (Türk) Ankaradan. — 21.10 P, AA, (Amerikan) Nesv-York. Bonton, Londra, Brüksel, Mü-ıılhten,
(iil)ECEK OLAN UÇAKLAR
8.30 D.H.Y. (Türk) Bur.ıa-yu. — 9.00 UA.I. (İtalyan) A-tlnn, Romnyıı, — 9.00 D. H. Y. (Türk) Anlcnrn. Malatya, Ehı-zıg,. D. Bakıra. — 9.30 D.H.Y. (Türk) Ankaraya. — 10.05 D, H.Y (Türk) Afyon, Konya, Adaııaya. — 10.15 D.H.Y.(Türk) tamire. — 10.30 D.H.Y. (Türk) Ankara, Adana, hjkonderuııa.
— 11.20 D.H.Y. (Türk) tamire.
— Hl.oi) D.H.Y. (Tlıi’k) Izınıre.
— 82.10 F. A. A. (Amerikan) Şam, Kanişi, Delhi, Knlküta, Bangkok, Hongkok’a.
(,İIH ( I K OLAN InI NİLK
8.30 Ankaradan. — 9.15 karadan (EIch.i.
An-
(.ELEf EK OLAN İRENLER
10.00 Anka ra ya (motrlü). — 18.(0 Ankara Ekspresi, GELECEK OLAN VAPURLAR
0.30 Konya, Bandırmadan. — 0.00 Dumhıpınar, İskenderun-dan. — 11.80 Ordu, İz mirden. — 15.85 Suh, Mudarıyadan. — 17.00 t »mir, Kainden izden.
40.30 Ankara (Eks.)
GİDECEK OLAN VAPURLAR
0.00 Burun. Ayvalığa, — 11.00 Etriı.sk, tamire. — 18.00 Antalya. ImroNh. — 30.nıı Konya,
I’
7.31 Hil-ıplı — ?.|5 Ha-Huflf müzik (pl) programı w ba-8.80 Hatif urkes. (pl). — 0.00 Ka-
ve program. —
12.30 Şar-
13.00 Haberler. —' 13.15
0EEEE1
7 sn M H Avam
(II uvertürler borler, — m.00 8.25 GUnün va raporu. — Iralar çıdıyor pnnış,
19.98 Açılış
18.80 M.R. Ayarı, — kılar.
Melodiler (plL — 13,30 Ögta ga-zo((*Ht — 13.IA f-jon parçalar (pli — 14.00 A lf şu m programı havıı raporu ve kupaııış.
17.58 Açılış va program. — IK.00 M. Ş. Ayarı. — 18,00 Konuşma. Seçim: D.P. — 18.10
Havlıılnr. — çim; M.K.P- — 18.40 OttS nrlivn-I lalarından
(pli — 10.00 M. S. Ayarı vo haberler. — 19.15 Goçmlşte Bil-utun — 10.20 Tangolar (pl). —
10.80 Konuşma. Seçim: M P, 1(1,10 Tangoların devamı (pl), 10.00 Konuşma, BoçlınzOHP 30.00 Halk türküleri, — 90.15
(advo Gazetesi. — 20,80 İta umma. Seçim: M.P. — 20.10 T r‘h1 Türk müziği. — 31.15 İta nıişmu. Seçim: D.P. — 31 o
Ihına müziği (pj). — 21.10 Ki uuoınıı. Südm; C H P. — uı.öı Dun.s müziğinin deva mı (pli 99.00 Köiıuşnuı: Kanun konulu-il. — ’4'İ.İ5 Filim melodileri (pb — 82.30 Klâsik saz eberlerL
D.P.
IM.3U Konuşma. Hu-
Tııııııny Dorsoy
—-

32.45 M. S, Ayarı ve haberler.
— 23.00 Program ve kapanış. İSTANBUL:
12.57 Açılış ve programlar.— 13.00 Haberler. — 13.15 OrkcH-tra eserleri (pl). — 13.45 Şarkı vo türküler. — 14.20 Serbest saat. — 14.30 Karışık şarkı tiırküler (pl). adaitırmdan melodiler (pl). — 15.00 Programlar vo kapanış.
17.57 Atılış Ve programlar. — ıs.ini Radyo tango orkcatraaı»
— 18,30 Konuşma. Seçim: CHP.
— 13,30 Konya folklor ekibi konagri. — I8.r»o Konuşma. Seçim: M.K.P. — 10.imi Haberler.
— 10.15 İstanbul haberleri. —
19.20 Konuşma. Seçim: M. P.— 10.3(1 İstanbul Konservatuarı Türk musikisi İcra heyeti konseri, — 20.00 Konuşma. Seçim; M.P. — 30.10 IUıdyo salon or-Iceatrasi konseri. — 80,20 Konuşma. Seçim: D.P. — 2(1.80
Radyo salon orkestrasının «levamı. — 20,50 Konuşma. Seçim: D P. — 21.00 Şarkı ve türküler. — 21,30 Dans müziği (pl)
— 81.50 Kunıışına. Saçlın: CHP,
— 22.00 Hoppala - Radyofonik
operet. — 22.45 Haberler.
23.00 Dans müziği (pl). — 23.30 Programlar vo Icupmnş, YABANCI RAİ) YULARDAN
SEÇME YAYINLAR: I.ONHHA:
H.00 Donnld Poors’don şarkılar. — 8.15 Dinleyici istekleri.
— 9.15 KUtalk mllsik dlnloylvı
İHtaktarl. — 18.30 Plâklardan Idıtsik ınünllc. — 14,15 Roy
\Vullta vo orkoatram. — 15.15 Dans mitalAl, — 15.30 Hafil’ mü-zlk. — 17.15 BBC Northern orkestrası konseri. — 19.ıs Dans münlğl. — 81.30 Donnld Peers'-den şarkılar. — 22.00 BBC Senfoni orkestrası konseri. — 23.15 Palm Cmıri urkvHiCt‘*mdnn hafif mltallç
ve
14.50 Hn\
Baş kal-
■JEBİLE, ömründe daha ilk defa ■" olarak ablası Nezahate el kaldırmaya cesaret etmişti: el kaldırmak değil, âdeta kaplan kesilmiş bir hırçın kedi gibi, dişiyle, hrnağiyle, pençesiyle ona saldırdı, d: Yukarı katta öğle uykusuna dalan büyük annelerini uyandırmaktan çekinnılyerek haykırıyordu:
— Alçak, alçak... Yüzüme karşı söylüyorsun ha. utanmaz, rezil, sus... yoksa toğarım seni, anladın-nıı. sus, sus diyorum sana.
Nezahat, kulağının arkasını tırmalayan ellerinden birini bileğinden yakalayıp geriye doğru itme-sevdi. belki de Nebilenin on parmağı boğazına sarılacaktı. Sonra dizlerinden biriyle. Nebilenin karnına şiddetle vurarak saçlarını ö-bür elinden de kurtardı ve bir a-vııcunu kız kardeşinin ağzına ka-pıyarak:
— Sus. canavar sus, hanım ninem uyanacak, bütün konu komşu. bütün mahalleli duyacak, sus.
Ve Nebileyi arkası üstü iterek minderin üstüne çökertti. Kız başını a^nıçlarının içine alark oturmuştu. Bir müddet sustular. Ne-bile, içinde bulutlar dolaşan elektrikli bir sesle, ağlamaya bir halde;
— Aptal... sana yalan mlş yalan, beni seviyor o.
kör mü? Hep benim peşimde dolaşıyor.
Nezahat gayet sunî bir kahkaha atarak:
Hah hay... güleyim bari, asıl aptal serisin... Asıl sana yalan söylüyor ve seni değil, beni seviyor... anladın mı... Söyle bakayım bana. Sen Sahıhaddini son defa ne zaman gördün?
îki kız kardeşin göğsü körük gibi işliyordu. Nebile ellerini arkasına koyarak;
— Cuma günü dedi.
Nezahat gene gülerek:
— Cuma bir, cumartesi iki. pazar üç. pazartesi dört bugün beş... Beş gün evvel... Ben Siılâhaddinl daha dün akşam gördüm. Onun odasına gittim, anladın mı? Dün akşam... Yan yana oturduk, elimin üstüne elini koydu, gözlerimin ttatüne dudaklarını koydu; bana, "Nezahat dedi, gözüm senden b8şka kimseyi görmüyor, artık u-zatmaynlım, evlenelim. Fakat amcama yazdım, cevap gelsin, sonra... anlarsın ya... papel ondan aonra."
Nebile bu sözler Uzorine
den fırlıyarak kalktı vo bağırdı:
— Seni aldatıyor.., çünkü 8alâ-gllnü bana da bunları söyledi.
— Seni mi aldatıyor, yoksa beni mi ? Nereden biliyorsun ?
— Seni aldatıyor.,, çünkü Sela-haddin ile İlk defa tanışan benim Seni benden sonra tanıdı.
— öyle ama ilk defa ila sevişen benim, gün bülbül söylediğini
— Yalan
hazır
söyle-Gözün
EMİN’ONİH Uiııntmi umlnil-nü) — Manan HuIümi i Küçük-pusar) — A lııhıIkııdlr (Cngalug-luı — Cemil (Hoyasıl).
HEVOGLl'ı Matkoviç (Mvrkosı — GnhıtUHnrny (Merkos) — Er-tuitrui ı Taksim) — tamvt (Taksim) — Kurultay Maçka ı5>işln — Ilı — Hualtay — sımpuşu ı, FATİH; İbrahim ttabaşı* Emin Nüfthet lupııınr servi» Slpahloğhı (Fener). EVİ’I'; Avvannaray Şifa.
HENİKTAh: Nail Halit — Ov-lııköy — GıyaHvddln Dlvftnllüğ-hı t Aı 'iınvııi köy» — Merkez Hebolc).
( A IH KOY ı Yo1(ta£İrmeni— Fe-•’iyohı — Erenköy — A. Gurur ;iığulay (BoHtnnvi).
( hliİ DAR; ÇııınlıyuıL IIIA HELİ \I»A; Heybullıulu, B( YCKADAı Merkez,
İZMİR; Yeni İzmir (Basmaha-
(Galata) — Feriköy (Şiş-MrrheM (Ku-
H-iıi ıŞehvn-(Akan rayı — ( Sama t ya > —
— Harım
Rıdvan
Onat (^vhıvm ini j — U-ıKaiAglımrUk» — Uül-
i' İ’'' 7«. 1
1 / v 1

u T
Soldan sağa: 1 — Ced.
clıran. — 7 — tatanbuhla bir sinema l*mi. 8 — Fiyaka, 10 — Karur perdeniııe göre vasıftan-»lırıtan aoa dlstaL 12 — Avrupa devletlerinden birinin parası, 13 — Gözü görmiyen. 14 — Bir Cins kumaş 16 — Sıkıntı 17— Kendisine «ÜS söylenen. 20 — Teral hlkâyu. 21 — Hüner. 23— Derunıı. 25 — Bir renk.
26 — Doktur yarısı. 29 — Karşıtlık. 31 — Kelime. 33 — Pav-tama. 31 — Akan. 35 — Birdenbire. 30 — Süslü sopa.
Yukarıdan ıışııtıı
1 — Daha büyük. 2 — Bir na-İdi vnaıtam. 3 — Ağa. 4 — Merhamet ot. 5 — Bir baharat. 6— Eş, 7 — Bir şart edalı, 9 — Birdenbire. II — Uninlık. 12— Gösteriş. 15 — Mikrop. 18 — Eakl riltbolorden. 10 — Başına N gcllrao mektup olur. 21 — Denkleştirme. 22 — Balkon. 83— Verme. 21 — Suçluya verilen.
27 _ Riı- ç)ki. 28 —’ Tenbih e-dalı. 30 — Beri. 32 — Başına R gelirse tatlrharn olur.
DtNKtl HI |.MAÇANIN HALM
Haklan unûa:
i — Tasolıunelc. 8 — Ma. U — 11(1.
bile, Nezahatle, Salâhaddinin gönderdiği küçük bir kâğıdı yakalı-yarak aralarındaki münasebeti öğrenmişti. Bununla beraber ikisi de Sadâhaddlne karşı sevgilerini birbirinden gizlemeye aylardan beri muvaffak olmuşlardı»
En yukarı kata çıktılar. Salâ-haddlnin odası tavan arası idî ve kapısı tek kanatlı idi. Üstünde b çerlden gazete ile kapatılmış İri ve boydan boya bir çatlak vardı.
İki kız kardeş nefes almak için durakladılar. Nezahat hemen kapıya doğru kulağını yaklaştırarak Nebilenin yüzüne baktı, içerden ince bir kadın sesi geliyordu. İki kız kardeş birbirine yaklaşarak kulaklarını kapının kanadına dayadılar. İçeride konuşulan şeyleri duymaya başladılar. İlk önce birbirine hayretle, sonra öfkeyle baktılar.
Nezahat birdenbire kaşlarını çatmış ve elini kapının mandalına götürmüştü. Nebile onu bileğinden yakahyarak:
— Dıır, diye fısıldadı.
Gene içeriye kulak verdiler. Deminden beri Salâhaddinin sepi çeliyordu. "Ah bilmezsin... bilmezsin. Melâhat... Her gece seni rüyamda görüyorum., her gece.. Artık bu ayrı yaşayışa bir nihayet verelim. Aynı çatı altında, güzel bir yuva kuralım... Zaten ben dün amcama bil mektup yazdım"
Nezahat dayanamıyarak kapının mandalını çevirdi, fakat, kapı İçerden çengcllenmişti. İlci kız kardeş bütün kuvvetleriyle abandılar. Çengel söküldü ve kapı açıldı.
Salûhaddin korkudan ayağa kalkmıştı. Hem yatak, hem minder vazifesini gören bir sedirin üstünde, esmer, güzelce bir kız, uzanmış yatıyordu.
Nezahat, baktıktan döndü:
— »Sakın
sana da yalan söylüyor diye bağırdı. Biz, İki kız kardeşiz, ikimizi de böyle aldatıyor.
Sonra bir hıımlvdo Salâhaddinin üzerine atıldı, Nebile de ablasına yardım ediyordu, öteki kız da ko-«arak, üçü birden. Salâha d d ini yere yatırdılar. Kimi karnına, kimi dizlerine tekine atıyor, diğeri de yüzünü gözünü tırmalıyor ve saçlarından çekiyordu.
Nezahat ilk önce ayağa kalkarak diğerlerine r
— Bırakın.» yoksa çocuk geberecek, tirdi.
Ve üçü birden arkalarına dahi bakmadan evden dışarı çıktılar. Salâhaddinin yüzü gözü tırmık L çinde idi. Üstü başı dağılmış, saçları karma karışık olmuş, kafası sersem bir halde yerden kalktı ve minderin üzerine oturdu.
Beş on dakika kendini toplamak i* in ellerine başım alarak dinlenirken odaya on altı, on Vcdi yaşla* rınrta. çocukluktan yeni kurtulmuş. sarışın, penç. güzel bir kız girdi içeriye Hrmesfyta boynuna sarılması bir oldu.
— No o Salnhaddinclğlm. hasta mısın ?
Salâhndflln kızın elini Avucunun içine alarak:
— Tabii hastayım Sabihavığım.. fc S( bebi de scnsilVtı. Hep sem düşü-nüyorunı. Rüyamda hep sent görüyorum.. inanmazsan .vüzüme hak. Ve boynuıulakl, yüzütulukı vazıyeti gösterdi.
Bunları gören Snbiha:
— A... eliyordu, sevmez olur muyum hiç. gözümde senden başka hiç bir erkek yok.
Vo Salâhuddlnln HÖMlcrl ne kudur yalansu, kızcağızın söyledikleri de o kadar doğru idi.
Salâhaddinin yüzüne sonra, yabancı kıza
bu edepsize İnanma,
ondan gelsin
yerin
— Aleni.
18 - Uy.
16 — Mâw îyi» 20 — Asi. 24 —
0
13 — Ana. 15 — İka. nl. 17 — Sorl, 18 — İle. 21 — Ay. 22 — Ad. 25 — Adali. 27 — Talep e-dun.
\ ııliurulıııı H^ağıı
1 — Ta ma ıniyet. 3 — Az. 3 — Eli. 4 — Leke. 5 - lünl. 8 — Ml 7 — Kıyas eden» lü — Ayaza. 12 — OlmlA. 14 — Ani. 15 — İri. 19 — Aaııp. 22 — El A. 23— Idu. 25 — H 20 - Ad.
Huvuğhı 4 İtiII Kadıköy 60871
Intanbul 21222 Üsküdar 609ta
Ankara 00, tamir 2222 Karşıyaka 15055
S

M
M DAT
tatanhııi Beyoğlu
Anadolu yakası Ankara tamir________________
— Knrntnş (Yahtar).
no) — Millet (Kemcvalh) — Eş» rcfpaşa — Tarlan (Alaancak)
44994
60538
91
2251
Yalovaya gittiğimle yuvasında kulağıma biliyor musun? söylüyorsun, yalan.
— Ha ha huy... Son öyle bil, ya-lan mı doğru mu sonra anlarsın. Anlıyor musun?
Nebile parmaklarını kısarak Ne, znhalin üzorlno yürüdü, fakat ablası soğuk kanlılıkla çanlarının i’ çinden rujunu ve aynasını çıkararak vo dudaklarım hoyıyarak;
— İstersen benimle beraber gel> ona gidelim, orada hesaplaşırız.
— Gidelim.

İki kız kardeş, bekârlara oda oda kiraya verilen eski bir taş evin karanlık tahta merdivenlerini soluk soluğa çıkıyorlardı. Beş allı aydan beri ikisi do ayrı ayrı bu eve gelip gitmişlerdi. Fakat birinin geldiğinden ötekinin haberi yoktu. İlk defa olarak o gün Ne-
***.▼ + ♦ ® *r a »t?t. Kavfa 8
GÜNÜN
KONOMiK HAREKETLERİ
İnhisarcılıkta
ifrat zihniyti
Yazan: Ilabib Edib - Törehan
▼ÜRK Cumhuriyeti kurulduğu za-■ man memleket iktisadiyatında sırf eski imtiyazların mahsulü olan bazı inhisarlar mevcuttu. Bunların babında “trüıisar-ı Duban Devlet-i Aliyyc-i Osmaniye” ismini taşıyan tütün rejisi vardı. Bu ve mümasili inhisarların hepsi kapitülasyonlardan istifade ederek memlekette sırf para kazanmak gayesi için ecnebiler tara-fnıdan tesis olunmuştu. Hiç biri yaptıkları işlerde herhangi bir istihsal maddemizin ıslahına çalışmak hedefini takip etmiyorlardı.
Lozan Muahedesiyle İstiklâline kavuşan Türk Milleti» milli gayelere hizmet etmiyen ve memleketi istismar etmekle beraber Hâzineye de bir menfaat getiremiyen hu müesseselc-rin vücuduna lüzum kalmadığını anlamıştır. Cumhuriyet devrimizin en büyük muvaffakiyetlerinden biri de bunları birer birer tasfiye ederek millileştirmek olmuştur.
Biz inhisardan iki şey bekllycbili-rlı: Biri, ekmek yiyen ve su içen kimselerden daha fazla vergi almak-tansa, inhisar suretiyle mükeyyifata alt olan şeylerden daha çok varidat temin etmek ve bu suretle Hazînenin İhtiyaçlarını kabil olduğu kadar tatmine çalışmaktır. Fakat, herhangi bir inhisar maddesini pahalıya satmak ve bu suretle fazla bir kâr husule gelebileceğini zannetmek, bu, düşünceye zıt bir keyfiyettir. Gaye, satışın çokluğu ve istihsal masrafının azlığadır. Bugün memleketimizde ara sıra kaçak olarak satıldığını duyduğumuz Amerikan sigaralarının. 20 sigarayı ihtiva eden bir paketin, serbest limanlarda bizim paramızla 18 kuruştan aşağı olduğunu söylersek bu hakikat daha güzel ortaya çıkar.
İnhisardan beklediğimiz ikinci şey de, inhisarı idare eden müessese-nln çalıştığı memleket mahsulünün ıslahına ve onun ticaretinin inkişafına delâlet etmesi ve şayet bu inhisar maddesi memleketin sıhhatiyle alâkadar bir şeyse onda nâzım rolünü ifa eylemesidir. Memleketimizde rAkı satışının artmasında, memleketin sıh. hatı namına, bir fayda olup olamıya-cağınt İnhisar. Sıhhat Bakanhğiyle yaptığı sıkı temaslarda tespit eder ve hükümetin vereceği kararlar üzerine vazifesini kolaylıkla görebilir, istihsal ettiğimiz afyon sebebiyle hususî bir mevkii olan memleketimizde afyon inhisarının kurulması, yalnız dahili vaziyetimiz için değil, beynelmilel mevkilmiz İçin de çok ehemmiyetli bir şeydir. Ve bunun ehemmiyeti şüphesiz kİ, gün geçtikçe daha da artacaktır.
Bizim burada ve inhisar mevzuunda söylemek istediğimiz en mühim cihet 25 seneden beri bir çok şeylerde vardığımız ifratın bilhassa İnhisar sistemimizde daha büyük bir genişlik göstermiş olmasıdır. Bunun en canlı misalini, inhisar zihniyetimizi çay ve kahveye kadar götürmüş olmaklığımızda görürüz. Bir çok memleketle-
rin bazı eski âdetleri vardır kİ o âdet, hattâ o memleketin karakteri üzerine bir damga vurur ve onu bu cepheden vasıflandırır. Kırk yıl hatırı sayılacağına dair atalar sözü olan bir fincan kahvenin biz Türkler için her ölçü ile heaaplannmıyacak bir zevki vardır, ingllizlerdo olan çay merakı memleketimizde de, o nispette olmasa bile, yer tutmuş bir şeydir. Bu masum zevklerimizi harp zamanının sıkıntılı vaziyetlerine istinat ettirerek birer inhisar şekline koyduk ve muhakkak ki hiç de iyi yapmadık. Her halde Ycşilaym faaliyetini, yani memlekette ispirtolu içkiyi kullanmak heveslerinin azalmasını baltalı-yacak olan şeylerin biri de. bu iki* maddeye inhisar vazetmiş olmaklığı-mızdır. Bir zamanlar Avrııpaya kahveyi tanıttığı söylenen Türklerin. bugün kahve diye kullandıkları madde şüphesiz kl Avrupaya nazaran çok pahalı ve hem de Avrupanm kullandığı kaliteye göre çok fenadır.
Bugün ithal bakımından vaki kontrol ve elbayet olunan inhisar res* minin dışında, kahvede ithal inhisarı kalkmıştır '
Çaya gelince: Biz memleketimizde bir çok maddelerin yetişmek İmkân ve kabiliyetinin bulunduğuna inanıyoruz ve mümasili yetişen bir şeyin hariçten gelmesinin doğru olmadığını da tabiatiyle kabul ediyoruz, Fakat, iklim ve zaruretlerin yaptığı bazı şeyler vardır ki bunlara bir de uzun zamanların tecrübesi ilâve edilecek olursa o vakit bir memlekette yetişen bir şeyin, bütün zâhir! müsait şartlara rağmen, diğer bir yerde o kadar kolay elde edilemiyeceğl de görülür. Maksadımız memleketimizin güzel bir parçası üzerinde yeni kurulan ve ilerlemek iatiyen bir mües-seseyi tenkid etmek değildir. Belki hu fabrika orada yetiştireceği çay ile tedricî bir tekâmüle tâbi olarak muvaffak olur ve bizim çay ihtiyacımızı tatmin edebilir. Biz bunu memleket iktisadiyatı namına can ve gönülden arzu ve temonnl ederiz. Fakat, hiçbir zaman çay gibi bir maddemizin inhisara tâbi olmasını kabul etmek istemeyiz. Çayın iy| olup olmadığını ve bizim şahsi zevklerimizi tatmin edip etmediğini bize bildirecek olan yer inhisar ve onun malik olduğu kuvvet değil, onu kullananların şahsi hükümleridir.
Çaylarımız, kalite ve fiyat noktasından rekabet kudretine malik olursa bu takdirde onun memleket içinde rağbet görmemesi için hiçbir mâni kalmamış demektir. Biz öyle zannediyoruz ki, kahve ve çay gibi iki lüzumlu maddemizin inhisar altına alınmış olması ithalât zorluğu gibi ileriye sürülen sebeplerden değil, devletçilik ve İnhisarcılık zihniyetimizde ifrata gitmekten ileriye gelmiştir. Ve çok büyük bir arzu olarak bunun pek yakında kalkmasını istediğimizi söylerken vatandaşlarımızın büyük bir kısmının dileklerine tercüman olduğumuzu zannediyoruz.
Kısa Haberler
Gıda ınııddelrrl üzerindeki Fraıııtz gümrük vergileri
★ Paris, (Routcr - Hususi) — Fransız gümrük makamlnrının bildirdiğine göre, süt mahsullerine konan vergiler şu kadardır: Şokeniz süt, % 15 ad valoıem: taze veya pastörize süt kaymağı % 10; konserve süt veya şekersiz kaymak. % 10, şekerli % 15; taze yağ. erimle veya tuzlusu % 25, her cins peynir imin % 15.
Pakistan Jüt mahsulü
VVashington 9, hususî muhabirimiz G. H. Martin den telsizle
Birleşik Amerika nikbin görünüyor
Truman ve Hoffman, Amerikan ithalâtının ihracatı aşması sayesinde Avrupa İktisadî kalkınmasının sağlanabileceğine inanıyorlar
ı
İngiliz sanayi sergininin açılımı münasebetiyle:
Attlee İngiliz ekonomisini nasıl kurduğunu anlattı
8 eLPS) — Lopdrada tnglHi âanayi sergisinin açılışı münasebetiyle verilen bir siy af ette Barbakan M Attlee söz alarak Ingilterenin ekonomisini yeniden kurmak için şarfettlği gayretleri anlatmış ve şunları i lâva etmiştir:
—İhraç mallarımızın istihsal seviyesini harpten evvelkinden daha yüksek bir dereceye çıkarmaya muvaffak olduk. Buna rağmen ticaret bilânço-trruzda eten açık vardır. Dünya ticaretinde İthalâtçı olduğumuz kadar sa-
tıcı olarak da vaziyeti m İsi muhafızı etmek istiyoruz, tnaanlığın İhtiyaçla-rını ne kadar tatmin ednraok harbi o kader uıaklıştırmıs oluruz.
M. Attlee'don sonra söz alan Ticaret Bakını M. Wl|son di. mensucat, porselen, viski vesair gibi eski sanayi kollarının Jnglltoreye olan çok dolar getirdiğini söylemiştir. 1638 senesinde Kuzey Amorlkaya 1000 kadar araba ihraç eden Ingiliz motor sanayiinin de bu sene 4-8.000 araba ihraç ettiğini IImvo etmiştir.
★ Karaşl (Reuter - Hususi) — Pa-
kistan Hükümeti, nisan sonunda vadesi geldiği halde gemilere yük-letllmemlg bulunan mevcut jüt kontenjan bakiyelerinin haziran sonuna kadar İrsal edilecekleri yerlere gönderilmek üzere gemilere yüklenebileceğini ilân etmiştir. y
Amerikan bütçe açığı
★ Washlngton, ıReiıter . Hususi) — Hâzinenin bildirdiğine göre. A-merikan Hükümeti, 30 haziranda biten mail sonede gereken miktardan 2,588,186,000 dolar fazla harcandığını açıklamıştır. Mail sonenin sonunda, bu açığın İki misli olacağı beklenmektedir .
Bu sonenin ilk 10 ayında bütçe geliri 30,320,519,000 dolar, masraf Iso 32,296,785,000 dolar o-lup göçen soneye nazaran gelir daha az, masraf daha fazla idi.
.Japon ihracat mallarının kontrolü
★ Tokyo (Reuter - Hususî) — Bir Japon haber ajansının bil dlrdlğlne göre. Beynelmilel Ticaret ve Endüstri Bakanlığı denLz-aşırı piyasalarda Japon mallarının rağbetten düştüğünü gördüğü için ihracat mallarının daha sıkı bir kontrola tabi tutulmasına karar vermiştir.
Malları kontrol kanununa yeni tedbirler ilâve etmek için uğraşılmaktadır. Kanunun değişmesi ile kalitelerin ve mal kategorilerinin de düzeleceği tahmin olunmaktadır.
Çay İstihsali — 1949
★ Kalkiita, (Reuter . Hususi) — 1949 çay mahsulü, Kuzey Hin-distanda 182.7 milyon libre ve Paklstanda 16.3 milyon libre olarak resmen ilân edilmiştir. Geçen mevsim hu miktar İki memleket için sıraslyle 460.7 milyon vo 438 milyondu.
Alnıaııyada gübre talebi asaldı
ğ- Frankfurt (Reuter - Hususî) — Ekim tamamlandığı için gübre talebi azalmıştır. Vo şimdi nitro-jenli maddeler hemen teslim edilmek üzere .satışa hazır bulunmaktadır. 1 haziranda başlayacak olan yonl kalsiyum eyana-mlde gübre senesi İçin, şimdiden kalsiyum oyanamidc stoklan ha. zulanmaktadır, Marul, lahana* ve buna benzer sebzeler için nitrat gübrelerine talep çoktur; daha şimdiden birçok taleplerde bu. lunanlar olmuştur. Bütün ihtiyaçların kolaylıkla karşılanacağı tahmin olunmaktadır.
Thoınas fosfat mevcutları fabrikalardan toptan satıcılara geçmektedir. Homen teslim edilmek üzere en iyi «Üperfosfatlar vardır. *‘NitrophoH’(a„ ve MAm • Sup • Ka„ için çok talep vardır. Diğer taraftan kalsiyum tuzu gübreleri için yavaş yavaş talep artmakta ve kireçle turba (ta. bil nebat kömürleri) ne karşı olân alâka da azalmaktadır. Rumların Vlyaıın civarında
ve
Bir çok seneden beri ilk defa A-merikan İthalât yekûnu ihracatı aşmıştır. Burada mevzuu bahis olan, ithal ve ihraç edilen malların tonajı Olup kıymetleri değildir. İthalât hacminin artması kısmen, dışardan Birledik Amerikaya ithal edilen yabancı petrol miktarından ileri gelmektedir. Mamafih, mübadele mevzuuna giren malların hacmi üzerine ınüesBos olup bunların nakdî kıymetlerini nazarı itibara almayan ticaret istatistiklerinin mahdut bulunan ifade kudretlerine rağmen, milletlerarası mübadelelerin aldığı bu yeni çığır Amtrikalılara büyük cesaret vermiştir. Hattâ Ticaret Bakanlığının mart ayı istatistikleri 1040 senesinin mecmuu için yukarda İleri sürülen müşahedeleri teyit eder
Netice İtibariyle, muntazam
takviyeli bir artış temayülü kendisini hissettirmektedir. Amerikan idarecileri tarafından arzu edilen şey, batı dünyasının İktisadî vaziyetinin iyileşmesidir. Washingtonda bugün tezahür eden nikbinlik havasının sebebi de budur, Başkan Truman, sulhu muhafaza etmek imkânlarının bugün 1916 daklnden hissedilir şekilde daha iyi olduğunu teyit etmiştir. Truman milletlerarası vaziyetin iyi olduğunu söylememiş; bugünü, hususiyle fena olan 1946 senesi ile mukayese etmiş ve ufukların bugün İ-çln daha az karanlık olduğu neticesine varmıştır.
Bir kaç gün evvel Paul Hoffman da aynı nikbinlik izlerini taş(yan bir beyanatta bulunmuştu. Bu noktayı hatırlatmak muvafıktır, zira bu nikbinlik havası Başkanın muhakemesine ve muhitine muayyen bir aydınlık vermektedir. Paul Hoffman’a göre, eğer batı milletleri İktisadî meselelerini halletmeğe muvaffak o-lurlarsa sulh temin edilmiş olacaktır. Sıhhatli bir batı dünyası, tedricî bir surette Sovyet cazibe kutbundan uzaklaşacak olan Doğu Av-rupadakl peyk milletler İçin,* bir cazibe olacağı halini alacaktır. Hoff-man. iktisadi hâdiselerimizin halli meselesine çare bulmanın İmkânsız olduğuna aslâ inanmadığını ilâve etmiştir. Müdafaa ettiği tez şudur:
• —5^ ' «mİ • IMI II!! t !l 1 I t. • » t İlli»- • I > - .. * I • ı ^,►>4* • - — l.J
Eğer Birleşik Amerika ithalâtını bir miktar çoğaltırsa, mevcut müşkül Icıin azalacağı muhakkaktır. Bıı. ' gün Amerikan ithalâtının mecmu kıymeti, Birleşik Amerika milli gelirinin yüzde 3 Ünü teşkil etmektedir. Şayet ithalâtın kıymeti yüzde 3 ten yüzde 5 e yükselirse, artık dolar nzlığı denilon bir vakıa ortada kal-mıyacaktır. Avrupanm bütün iktisadi meseleleri böylcce bir ha) yolu bulmuş olacaktır. Hoffman, bu gayenin ciddî olduğu neticesine varmış-tır. Delil olarak bir çeyrek asır evvel neşrolunan\lstatiştikleri ileri sürmektedir, Filhakika 1023 ve 1928 a-rası, yani tam 5 senede Birleşik A-merika, vasati olarak senelik millî gelirin yüzde 5 ini bulan bir nispette yabancı mallar ithal etmiştir. Bu vaziyette Amerikanın 1923 İlâ 1928 seneleri gidişine uyarak ithalâta yeniden başlamağa karar vermosl ve milli gelirin son derece artmış bulunduğunu hatırlayarak malûm olan bugünkü dolar kıtlığı meselesinin o zamanlar bahis mevzuu dahi edilmediğini nazarı itibara alması kâfidir.
Truman bir iktisatçı değildir ve belki de hazan Paul Hoffman'ın karışık muhakemelerini yapmamaktadır. Bununla boıabor Trumanın da, yeniden tanitm edilmiş bir batı dünyasının büyük ekonomik kudretl-karşısında Rusyanm bir şey yapamayacağına ve ondan beklenen hakiki veya farazi hücum niyetlerinden tamamen vazgeçeceğine kanaat getirdiğini kabul etmek lâzımdır. Truman bugün yalnız harbe inanmamakla kalmıyor, aynı zamanda A-ınerikan halkına hazan iddia edildiği veçhile vaziyetin çok nazik olmadığını artık tekrar etmenin zamanı geldiğine İnanıyor.
Washingtonda beliren nikbinlik havası İçinde Hükümet mohafili aym zamanda, Amerikan halkının artık sinirlendiğini, usandığım ve tatmin edilmiş olmak ihtiyacında bulunduğunu görmektedir. Artık halkta reaksiyonlar meydana getirmek istenmiyorsa, her şeyden önce onu teskin etmekle Işo başlanmalıdır. Truman ve Hoffman’ın anlamış göründükler! nokta da budur.


Amerika maden piyasaları
New-York, 6 mayıs
World Morket Bulletin'e göre Amerika maden piyasasının umumi gorünüfü şöyledir:
Çinko: 1 ve 4 mayısta olan 0.25 sentlik bir yükselişten sonra fiyat 11.50 sente çıkmıştır. Bu, 1910 mayısından beri en yüksek fiyattır. İhracat için fazla talep olmamıştır. Bazı mıntakalarda ihracat fioylı F.A.8 11.00 senttir. (Libresi).
Kurşun: 4 mayısta fiyat 0.25 sent artarak, NowYorkta libresi 11.25 8ent ve St. Louis’de 11.05 sent olmuştur. Ellerinde geçen sene 21.05-12.00 sentten alıp stok yaptıkları mallardan satışa arzetıneye başlayınca, artma devam etıpiştlr. İhracat talebi fazladır. 10.50 ile 10.76 sent a-rasmdan İş yapılmaktadır.
Bakır: Sağlam bir piyasa; aı-z talepten fazladır. Fiyatlar aynıdır — 19.50 s. — İhracat bu fiyattan yapılmıştır. İtalya 4.000 ton bakır alınıştır. Ingiltere 15.000 ton üzerine tokllf aramaktadır.
Hurda bakırı Piyasa Bağlamdır. Gümrük tasfiyehanesi No. 1 ağır bakır ve tel için 16.00 sent ve rafine o-laoak pirinç için 14.75-15.00 eont vermeye hazırıdır.
Kalay: Haftanın sonunda "A’ kalitesi kalay 0.50 sent düşmüş ve 77.00
sent olmuştur; yani geçen hafta seviyesinden 0.125 sent düşüktür. Hafta ortasında. Singapur piyasasının teslriylo fiyat 76,60 den 77.60 sente çıkmıştı,
Gümüş: Meksika'nın gümüş İhracını tevkif etmesi üzerine fiyatlarda bir yükselme kaydedilmiştir. Libresi 72.76 sent olmuştur.

Neü-Ynrk ınadrn plyaMAMihda bugünkü durum İse muhtelif mallar ü-aerlnde (beher libresi sent hesabiyle) Söyledi r;
Bakır: İnce, rafine 19.25; elektro del. Valley 19.50; elektro F.A S. New. York 19.50.
Kurşun; Adi cins 11.25; ihracat 1-çln limanda F.A.S, 10.50 + 10.75 a-şmmış, lekeli 11.35.
Çinko: P. W. 11.50; hususi pirinç 11.76; yüksek kalite 12.60; apaşta! yüksek kalite 12.75; P. W. limanda A. A. S. 10.75;
Antlınuan: (F.O,B. Larodo. Texaa) R. M. M. kalitesi külçe 24.50; "Lono Star,, külçe 25.00.
Alimlnyıını: (F. O. B.) 17.00.
Kalay: “AM kalitesi 77.00
*
Yiyecek maddelerinde ucuzluk artıyor
Mûtat mevsim ucuzluğu, bu yıl havaların
müsaadesi netlceslnd
daha bariz bir hal aldı
Son günlerde yiyecek maddeleri piyasasında umumî olarak ucuzluk müşahede edilmektedir. Vakaa her sene bu mevsimde; ilkbahar sebze vı meyvelerinin, taze peynirlerin, yeni sene yağ mahsulünün piyasaya arzedildiği bir zamanda, fiyat sukutu mûtad hale gelen bir hâdisedir. Bu itibarla bu mevsimde, muayyen yiyecek maddelerindeki ucuzluğu tabii olarak karşılamak lâzımdır. Bilhassa kışın mülâyim geçtiği ve kuraklık olmayan yıllarda bahsettiğimiz yiyecek maddeleri umumiyetle bol yetiştiği İçin bu mevsimde mûtad olan ucuzluk, daha da bariz biı hal alır.
Son hafta içindeki ucuzluk, böyle bir ucuzluktur. Bu yıl ucuzluk bilhassa aadn yaût peynirler ve turfanda sebze ve meyveler Üzerinde görülmüştür. Evvelce de yazdığımız gibi, bu sene, Urfada sade yağ piyasasının 450 kuruştan açılması, şehrimiz yağ piyasasına da tesir etmişti. Urfa ve civarından gelen yeni sene mahsulü yağlar, fiyatların daha ziyade gerilemesine sebebiyet vermiştir. Şimdiki halde, yağ fiyatlarındaki uouzluk, yalnız Mısırçarşısı ve civarındaki yarı toptancılarda başlamıştır. Birkaç günden beri, bu bakkaliye dükkânlarında, “580 kuruşa Urfa yay\ri diye büyük kıtada levhalara tesadüf edilmektedir.
Bej/Oi peynir ve kaşar pcynhi fiyatları da gün geçtikçe ucuzlamaktadır. Gelen haberlere göre. Edirne-de beya9 peynir piyasası da 160 ku-
ruştan açılmıştır. Birkaç güne kakaçlar şehrimiz piyasasına sevkıyat başlayacaktır. Şimdiye kadar piyasadaki beyaz peynirlerin çoğu. İzmir mAİıydı, buna rağmen perakende piyasada tam yapılı beyaz peynir 180 kuruşa kadar düşmüştü, taze mal A-nadolu koşar peynirleri de 300-330 kuruş arasında perakendecilerde satılmaktadır. Henüz piyasaya bol miktarda Trakya kadarı gelmemiştir.
Afcvalm nebze ve meyvelerine gelince: Yağmurlar kiraz ve çltefc mahsulüne zarar vermiş, bu yüzden pk yasaya pek az mal gelmiştir. Böyle olmakla beraber, piyasada çilek fiyatı, son birkaç gün içinde 350 kuruştan 300 kuruşa kadar düşmüştür. Kira* fiyatı İse 120-200 kuruş arasındadır. Mevsim sebzelerinin çoğu» cenup bölgelerinden ve tzrnirden gelmektedir.
Bu bölgelerden fazla miktarda kabak geldiği için, fiyat 60 kuruştan 40 kuruşa kadar düşmüştür. Cenup bölgesinin taze ja^ulyeei ise son bir kaç gün içinde 120 kuruştan 80 kuruşa kadar düşmüştür.
Havalar açtığı takdlrdo, bol yağmurlardan sonra daha çok sebze ve meyve temin edileceği, fiyatların bugünküne nlsbetle çok ucuzlayacağı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan yağmurlardan dolayı köylerle münasebet zor olduğundan yumurtanın az geldiğini yazmıştık. Havalar düzeldikçe yumurta mu-varcdalı artmakta ve fiyatların yakında yine eski müsait seviyelerine inmesi beklenmektedir.
Alivre pamuk satışları
î»mlr, 9 (Huausl muhabirimi» bildiriyor) — İzmir Boısaamda alivre pamuk muameleleri devam etmekledir. 217 kuruştan muamele göre») hazır pamuklara mukabil eklm-ka-sım tealimi 100 balya pamuk 205 ku-ruftan »atılmıştır. Görülüyor kl, önümüzdeki devrede pamuk fiyatının dü-şeceflni ümit ve tahmin edenler vardır.
Kepek ihracı kabil olamıyor
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığından kepek ihracatına izin verildiği yazılmıştı. Piyasada yaptığımız tahkikata göre, yimdiye kadar dif piyasalarda kepeklerimize kar»ı bir istek olmamıştır. Alıcılar fiyatı pahalı bulmaktadır. Ticaret Boraaaı kayıtlarına göre kepek 14 kuruştur. Alıcıların 10 kuruşa dahi kepek alaımyacağı anlatılmaktadır.
Canlı hayvan talepleri
Yunanistan, Suriye ve LUbnan malı almıyor
İzmir, 9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Atina Ticaret Müşavirliğinden gelen bir telgrafta Yunan Hükümetinin Suriye ve LUbnan menşeli kasaplık hayvan ithalini yasak ettiği, bu memleketlere ayrılan kontenjandan 1383 tonluk «ığır ithaline ait kontenjanla ilgili akreditiflerin Türkiye üzerine çevrildiği bildirilmiştir. Ayrıca 15 mayıs pazartesi günü Atlnada 1 milyon dolarlık sığır ithali için eksiltme yapılacaktır, izini ide bir çok kasaplık hayvan ihracatçıları Atmadaki eksiltmeye iştirak etmektedirler.
Almanya ile ticaretimiz
Batı Almanya Ticaret Ataşemiz Mahmut Şeyda, cuma günü öğleden evvel Ticaret Odasında alâkalanacak tacirlerle bir görüşme yapacaktır.
Pamuk ve incirlerimize
Fransa, ithal lisansı
verdi
tamir. 9 (Husus! muhabirimiz bil-» diriyor) — Bugün Pamuk İhracatçıları Birliğine gelen bir telgrafta Fransız Maliye ve Ekonomik İşler Neıaretlnln yayınladığı bir beyanname ile 1950 yılının Jlk 6 aylık ithal programı gereğince Vatka imaline yarayacak pamuk İthali İçin 260 milyon frank tahsis edildiği ve lisans verileceği bildirilmiştir.
Paris Ticaret Müşavirliğinden gelen bir yazıda da Fransanın Türkiye menşeli kuru incir ithali için 100 milyon frank bir kontenjan tahsis ettl-gl ve ithal edilecek incirlerin net 10 kiloluk kutularda Lerida kalitesi o-li|P 4,5 ve 6 kron olacağı ve fob İzmir satın alınacağı, Türkiye menşeli kuru üzüm ithali İçin do miktarla tahdit edilmeden lisans verileceği bildirilmiştir.
9/V/1950 Sah
İstanbul Ticaret Borsan
İstanbul Borsası
Devlet Tahvilleri
İzmir Ticaret Borsası
Kapanış
Bugün
Bugün
Sent)
Altınlar
Müdafaa
Şirket Tahvilleri
New-Tork’ta : onsu; $ 35
Gümüş, Plâtin
En aşağı En yukarı
Zürich Borsası (Serbest)
İsviçre Frangı
İskenderiye Borsası
Ecnebi Tahviller
fl.V.lHSO
Durumu
Türk Llrnaı ...
Dolar .........
Sterllng .......
Fransız Franyı
tenokcll) sıra) çıplak)
Eski Kapanış
Son
Kapanış
Külçe Yeril Gr. Külçe DegunıiA, Cumhuriyet Reşat ..........
Hamit .......
Gulden ......
lngüiz ......... Fransız kok Napolâon III İsviçre .........
Gümüş Gr. Plâtin "
Dokuma linin Muddelcrh Tiftik (ana mal) .......
Tiftik iNatürel) .......
Yapak Anadolu (Kırkım)
Üzüm çekirdeksiz No.9 înolr A «erini No. 8.,.,
B sarisi No. 108
Akala 1 ........
A ki( 1^ II ...... Al^aln III *•••*. varil ...........
yağı (rafine) ... çekirdeği .......
I'nmuk (KantarızzTuUruı ı Aahmounl Kısa elyafh F/G Karnak Uzun elvaflı F/G
H
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
Nebati Ynğlar:
Zeytinyağı (E.E Sunnmvağı t Raf Ayçiçeği tRntln»
Fındık yağı (Çıplak)
1941 Kalkınma
IfMR istikrazı IfllR
Milli Müdafaa 1919 1931 1934 1911
1941
1911 Millî
»»
100
100
100
100
100 İsveç Kr
100 Florin ....
100 Liret ...
100 Drahmi .(
100 Eacoudos
İkramiyen tahviller 1938 Ergani ....
M 1939 Ikramiyrll
Tefi Milli Müdafaa I $İ5 1941
(Tr5 1941
SV4 1/2
Ham derileri
Sığır ralamura (kasap) K3. Keçi tuzlu kuru kilosu ... Koyun hava kurusu kilosu
Kuru Meyvıılar ;
Fındık (kabuklu sivri)
Fındık (îç tombul) .... Covia (kabuklu)
Ceviz (îç natürel) ....
(•) Gününde Boroada muamelesi tescil edilmemiş tahvilât vo eshamın arz
vo taleplere göro taayyün eden takribi piyasa degorlcrL
Borsalarda vaziyet
İstanbul t
Ticaret Bordasında fındık fiyatları sağlamlığım muhafaza etmektedir. Diğer maddelerin durumunda bir değişiklik olmamıştır.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Bor-sasında % 5 faizli muhtelif tertipte Demiryolları Tahvilleri ve % 7 Milli Müdafaa Tahvilleri Üzerine mahdut miktarda muamele olmuştur. Bundan başka T. C. Ziraat Bankası Tahvillerine karşı da istekler artmıştır. Alim piyasası bir duraklama ve kararsızlık devresinden sonra tekrar düşmeğe başlamıştır.
İzmir :
Dış mubayaalar, son fiyat gerilememi takip edemediklerinden Borsada kiHİckfflz kuru üzüm fiyatları gerile-»e kaydetmiştir. İncir piyasası aağlam-' âını muhafaza ediyor. Borsada pamuk hareketlidir. Fraııaadan ikinci ve üçüncü akala pamuğu siparişleri gelmeğe başladığından bu kalite mallar Borsada a-ranmaktadır. Yonl mahsule ait alivre pamuk satışları da devam ediyor. Pamuk yağı piyasası gevşektir. Borsada pamuk çekirdeğinde hafif bir kımıldanma vardır.
Adana :
Ticaret Borsasında yalnız üçüncü akala pamuk kalitesi üzerine ış olmuştur.
Trabzon :
Ticaret Borsasındn fındık piyasası durgun geçmiştir.
Buğday yumuşak sssssa Buğday sert
Arpa ..............
Sivas-Eriürum I •• II.-VII Demiryolu I
!••••••«
Dcn^lryolu IV (••••••
Demiryolu V .........
1049 llframlyoli ...
Diğerleri
Demiryolu VI ........
î
II «.*«•••
III ......
II.....
Hububatı
Buğday yumuşak (Tüc.)
Buğday sert (Ofisin) ...
Arpa yemlik (dökme) ....
Mısır (Sarı) çuvalı ....
Fnsulya tombul .........
Fasulya Çalı aort ......
Kuşyrml ................
Mercimek kırmızı kabuk.
Mercimek yeşil..........
Nohut natürel ..........
âterllng
Dolar ..*•«•••••• Fr. Frangı ... İsviçre Fr........
Belç. Fr.........
••••te-
Buğday (Buşell=Sont) ............
Sert Kış mahsulü No. 2 ........
Kırmızı « No. 2 ...............
Pamuk Midditng (Llbre5i=Sont)
ITTUA .......
Ekim ..........................
Tiftik (Llbreal=Sent) ..........
Teksas No. ı
Fındık (Llbreal
Kabuklu yerli iri .............
’* ” orta ..............
Levanı iç İthal malı .........
E kata'a iri İç ithal msh ....
Kuru üzüm (LtbresissSent) ......
Thompson çeldrdckalz seçme ...
Keton tohumu (Buşcll=:Dolar) ... Mlnneapolls ....................
Kalay (LtbresirrSent) .......
Levha-toneke (100 libro dolar)
Yağlı tohumlar :
Ayçiçeği tohumu ............
Keten tohumu
Kendir tohumu ..............
b* u s o m ......( >,......
Yer fıstığı kabuklu ........
T C. Ziraat ^nnkzıfti , 20.40 20.20
Anadolu D.Y. Tertip A/B. 108.— 111.-
M •• •• Q — BM
•• •• %(İO 62.26 ,59 —
*’ .. Mütnes. Senet. 67.90 67.50
Şirket Hisse Senetleri
T C. Merkez Bankası 120.— 120,25
Türkiye İş Bankası 30.— 29. OT
Türk Ticaret Bankanı ,...M 5- 5.-
Aralan Çimento Î5 25 16 70
Sark Değirmencilik • 23.25 23.60
Milli Reasürans 8.- 16.25
Mııır Kredi Fonslye 1901. | 172.— |
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala I Pamuk Akala İT Pamuk yerli I Pamuk yerli II • M 180.— 175 — 16T.— 143.— 150.—
Trabzon Ticarot Borsası
FINDIK a) re50 randımandı kabuklu tombul b) Iç aıra kontrollü 80.— 172.— 81 — 173.—
Eskişehir Ticaret Borsası •
Londra Borsası
Keten tohumu (Tonu=Sterling) Bombay 65.— 63.— 61.— 6T.— 65.- 64 3/4
Kalküta
Yer fıatığı Hindistan
Bradford Piyasası
Tiftik iyi mal (Llbrcsl=Fiyat) Sıra malı •• •• Yün Anadolu •• '• ° Trakya ° '• 20/21 18/21 34.—Nom 30.- •• 20/21 ° 18 21 M
Sayfa 8
VOLVO
DİZEL
249
7
BENZİN
1303/1304
6.5
BENZİN
201/ 202
2.5
Tahlr Han Galata
Telefon 4043(1-42678 Telgraf: Lamet İstanbul
Dünyaca maruf İsveç çeliğinden mamul
Türkiyedekl arazi ve yol vaziyeti gözöntlnde tutularak, getirttiğimiz cn elverişli tiplerini sayın müşterilerimize arze-diyoruz:
Model Fabrika Motör Hususiyetler
tonajı cinsi
5 ileri 1 geri vitesli, uzun şaşı. 2200 devirde 100 fren beygir kuvveti Takviyeti, orta ve uzun şaşl, 3000 devirde 90 fren beygir kuwetl Kamyonet - kaptıkaçtı, şoför mahalli ve şoför ınahalslz, 3600 devirde 90 fren beygir kuvvetinde
Kesik burunlu DİZEL ve normal burunlu BENZİN motörlü uzun otobüs şasileri.
TÜRKİYE GENEL MÜMESSİLİ :
MEHMET KAVALA
Çeşitli Ölçülerde 7oooo Tane Eğe Alınacak
Akşam Erkek Sanat Okulu Müdürlüğünden
1 — Erkek Teknik öğretim okulları ihtiyacı için 89475 lira tasarlanan bedel üzerinden ”4 - 16 pus ölçüler arasında olmak üzere,, Özel çelikten yapılmış yüksek evsaftı, 21 kalem çeşitli tiplerde 70.000 tane eğeler, kapalı zarfla eksiltmeye konmuştur.
2 — Eğelerin teslim müddeti, ihale tarihinden İtibaren 2.5 aydır.
3 — Bu işe ait şartname, Tophanede 347 numarada okulun bürosunda görülebilir.
4 — Geçici teminatı 6711 lira olup, bu para, okul idaresinden alınacak bir yazlyle yüksek okullar saymanlığı veznesine yatırılacaktır.
5 — ihale 17.5.1950 çarşamba günü saat 15 te 3 üncü maddede yazılı büroda yapılacaktır.
6 — isteklilerin 1950 yılına ait ticaret odası belgesiyle ve yatırılan geçici teminat parasının makbuzu veya banka teminat mektubu ile birlikte 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesinde açıklandığı şekil ve esaslara uygun bulunmak suretiyle hazırlıyacak-ları kapalı teklif mektuplarını engeç 17.5.1950 çarşamba günü şaat 14 e kadar belirtilen büroda toplanacak komisyona vermeleri.
7 — Postada vaki olacak gecikmelerden komisyon sorumlu
ieğüdir. (5102)
■di ■ ■ ■■ ı ■ ı ■
Burslu Öğrencilere
Millî Eğitim Bakanlığı İstanbul Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurtları Müdürlüğünden
1 — Teknik Üniversite fakültelerinden burs alan öğrencilerin bordroları Gümüşsüyü öğrenci yurdu müdürlüğünce tanzim edileceğinden ilgililerin her ayın 15 ine kadar adı geçen yurda başvurarak bordrolarım imza etmeleri.
2 — Tıp Fakültesinden burs alan öğrencilerden yurtlarda barmmayanların bordrolarını imzalamak üzere her ayın 15 ine kadar İstanbul Üniversitesi arkasındaki Beyazıt yurduna başvurmaları.
8 — Orman Fakültesi ile Yüksek Denizcilik okulundan burs alan öğrencilerin bordroları, Ortaköy ve Bahçeköy öğrenci yurtlarınca tanzim edileceğinden ilgililerin her ayın 15 ine kadar yurtları başvurarak bordrolarını imza etmeleri.__(6052)
Kırklareli İl Daimî Komisyonu Başkanlığından:
1 — Kırklareli - Babaeski yolunun 26-f-066—294-294 üncü kilometreleri arasında yapılacak esaslı şose inşaatı kapalı zarf
usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Keşif bedeli 38491 lira 91 kuruştur.
3 — Eksiltme 26-5-1950 tarihine rastlayan cuma günü saat onaltıda il daimî komisyon odasında yapılacaktır.
4 — İsteklilerin (tatil günleri hariç) en az üç gün evvel valilik makamına müracaatla yeterlik belgesi almaları lâzımdır
5 — Eksiltmeye gireceklerin 2490 sayılı kanun hükümlerine göre hazırlayacakları ve buna bağlı 1950 yılına ait tiracet o-dası vesikası ve 2887 liralık geçici garanti mektubu veya makbuzlarını havi teklif mektuplarını eksiltme saatinden asgari bir saat evvel il daimî komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde vermeleri şarttır
6 — Bu işe ait sartname ve sair evrakları her gün il daimî komisyon ve Bayındırlık Müdürlüğü kaleminde görür ve bedelsiz olarak alabilirler
Postada vaki olacak gecikmeler nazarı dikkata alınmaz.
(6038)
10 Mayıs 1958 ’
TAKSİTLE SATIŞ1.
TEKEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İLÂNLARI
ı
ELJCTRI
I i- ı
Idael buz dolabı Sağlam Ucuz
Geniş ve kullanılıştı olanıdır
ENGLISH ICTRIC
ENGLISH "’ECTRIC

ENGLISH ELECTRIC
Ankara halkının huzuruna çıkan bu reklâm sütunları birkaç güne kadar İstanbullulara da kendisini takdim edecektir. Şehrin güzelleşmesine ve ticaretinizin artmasına yardım eder.
YENİ İSTANBUL İLÂNCILIK LIMITED ŞİRKETİ
Malzeme Alım Şubesinden
1 — Mevcut ntlmune ve şartnamesi mucibince 150 adet torba muşamba nam ve hesaba pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Pazarlık 16.5.1950 sah günü saat 10.45 te Kabataş Genel Müdürlük Malzeme Alım Şubesindeki Komisyonda yapılacaktır.
3 — Şartname ve nUmunesi her gün sözü geçen şubede görülebilir.
4 — isteklilerin belirli gün ve saatte 675 liralık güvenme parası ve kanuni vesaikle birlikte mezkûr komisyona müracaatları İlân olunur.
5 — idare kısmen veya tamamen ihale edip etmemekte veya kısım kısım ayrı ayrı taliplere ihalede serbesttir.
(5980)
İzmir Belediye Başkanlığından
1 — Şehir Oteli bahçesinde elektrik tesisatı yaptırılması işi Fen işleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince açık eksiltmeye konulmuştur. İşin keşif bedeli 15048,90 lira ve geçici teminatı 1129 liradır.
Bu işe giıebilmek istiyenler Fen İşleri Müdürlüğünden belge almaları lâzımdır. İşin ihalesi 15.5.1950 pazartesi günü saat 15 dedir. İsteklilerin teminatlarını Belediye veznesine yatırarak mak-buzlariyle ihale günü belli edilen saatte Encümene başvurmaları.
2 — Eşrefpaşa caddesinin Çukurçeşme karakolundan itibaren 330 metre boydaki kısmının Bandırma parke taşlariyle esaslı Yâmiri Fen İşleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince açık eksiltme suretiyle yaptırılacaktır. Keşif bedeli 28995.75 lira ve geçici teminatı 2175 liradır. İsteklilerin teminatlarım Belediye veznesine yatırarak makbuzlariyle ihale tarihi olan 15.5.1950 pazartesi günü saat 15 de Encümene başvurmaları.
3 — İki adet beşer tonluk uzun kamyon şasisi Temizlik İş-
leri Müdürlüğündeki şartlaşması gereğince kapalı zarflı eksiltme ile satın alınacaktır. Her ikisinin birlikte Muhammen bedeli 21000 lira ve geçici teminatı 1575 liradır. İşin ihalesi 15.5.1950 pazartesi günü saat 15 tedir. İsteklilerin 2490 sayılı kanunun ta-rıfatı dairesinde hazırlıyacaklan teklif mektuplarını ihale günü en geç saat 14 le kadar Encümen Başkanlığına vermeleri lüzumu ilân olunur. (5539)
Dünya haberleri
T , .4 M U • I
Ecnebi muhabirlerin mektupları
YENİ İSTANBUL’un reklâm kuleleri Türkiyenin şehir tezyini ve iktisadiyatı noktasından bir inkılâp olacaktır.
Millî Kalkınma Partisi Umumî Merkezinden davet P . . - > • * • • • * ’■* lı •••
Seçimler hakkmdaki vazifelerimizi görüşmek üzere partlmls mensuplarının 12 mayıs cuma günü öğleden sonra saat 20 ye kadar Beşiktaş Hayreddin iskelesi 17 numaralı idare merkezine teşrifleri rica olunur.
W
-

9
En güzel yazılar
En güzel resimler
dadır.


‘t
KONFERANS
Elektrik Fakültesi
Dekanlığından:
Milli Kalkınma Partisi
■ ........
kile
M
II
Okuyucularımıza zengin ikramiyeli ve çok zevkli bir müsabaka hazırladık..
ilil
Bir radyo veya bir pikap kazanmak istemez misiniz ?
Inglltereııin en kuvveti» profesyonel takımlarından biri olaıı bunderland'ın Türkiye seyahati hiç r>üphe yok ki spor muhitimizde heyecanla kar^ılunan bir hâdise olmuştur. Gazetemiz, sporla alâkadar olan te sporu seven okuyucularına Ihi heyecanın bir de eğlenceli tarafım llâ\e etmeyi düşünerek maçların tahmin nımabakaMnı yapmıştır.
Tahminlerinde muvaffak olanlar arasında çekilecek kurada kazananlara Üstede bildirilen hediyeler v»»rileeektlr.
Müsabakamızın sualleri şöyledir :
1 — .’şunderhuHİ a en çok fculü hnııui tak un atacaktır?
2 — l’alıniln etçiliniz takım kaç gol atacaktır?
3 — Oytınhit da peraltı olacak mıdır? (Olacaksa adet yazılacak).
Aşağıdaki kupondu (akıııı ismi ve gol adedi yazılacak yerler bos bırakılmıştır. Ayrıca altında adres İçin de yer hırakılnıışlır. Bu kupondaki sualleri cevaplandırarak mektuplarının idarehanemize gönderiniz. (Mektupların üzerine “fiunılerlaııd., kaydını ilâve etmeyi unutmayınız.
Müsabaka şartlan :
1 — ||k müsabakanın yapılacağı giiıı saııt 14 e kadar elimize geçen nıek tuplar tasnife tâbi tutulacaklardır. Geç kalanlar nazarı itibara alınmıyacaktır.
2 — Gazetemizde bugünden itibaren aşağıda gördüğünüz kuponlardan 6 tane neşredilecektir.
Istiyen bu kuponları 4 maç için ayrı uyn kullanabildiği gibi, kuvvetle inandığı neticede isabet nispetini arttırmak için aynı neticeyi 6 defa yazabilir, ve istediği kadar kuponla müsabakaya iştirak edebilir. Müsabakaya iştirak için kupon ndedi bahis mevzuu değildir.
3 — Gazetemizden kesiimls kuponlara yazılmamış olun tahminler nazarı İtibara alınmaz
I _ Taşradan gönderilecek olan mektuplar elimize geç de geçse, postaya veriliş tarihine göre nazarı itibara alınacaktır.
İZAHAT:
Bıı tahmin müsabakamıza iştirak edenler arasında İlk tasfiye yapıldıktan sonra neticeyi doğru tahmin edenler arasındaki kura noter huzurunda yapılacaktır.
1 • I
4

İlk Hunideki "En çok golü han kİ takını atacaktır?,, cümlesinden kaslt galibiyet değildir; tngliiz takımının kalesine hangi takımın en çok gol atacağıdır. Meselâ Beşiktaş mağlûp olmasına rağmen İngiliz kalesine 3 gol atmaya muvaffak olursa, ve bu netice Türk takımları içinde en çok gollü netice İse, kuponlarında (Beşiktaş—3) olarak cevap vermiş olanlar tahmini doğru- yap-mıhlardır. Bundan sonraki safha, torbadan İsimlerinin çıkma çansına kalmıştır.

HEDİYELERİMİZ
1 inciye: Philips marka bir radyo.
2 nciye: Luxor marka bir pikap.
3 üncüye: Sheaffer's marka altın uçlu dolma kalem.
4 üncüye: Bir çift spor ayakkabı (Tanca mağazasından).
5
6
7
8
9
İnciye: Güzel bir spor gömlek (Mayer mağazasından), ncıya: Yeni İstanbul’a bir yıllık abonman.
ndye: Yeni İstanbul’a G aylık abonman, inciye: Yeni İstanbul'a 6 aylık abonman.
ve 10 uncuya Yeni İstanbul'a 3 er aylık abonman.
1 — Suııderland’a en çok golü hangi takım atacaktır ?
2-
3-Isim Adreş
Tahinin ettiğiniz takını kaç gol atacaktır ? Maçlarda kaç penaltı olacaktır ?................

r(—1 * •
Fakültemizin davetlisi olarak şehrimize gelmiş bulunan Berlin Teknik Üniversitesi eski Elektroteknik Ord. Profesörü, hâlen Graz Teknik Üniversitesi Elektrik Tesisatı Ord. Profesörü Dr. Günther Ober-dorfer İstanbul Teknik Üniversitesinde ‘Elektroteknikte geometrik yer eğrileri teorisi” hakkında bir sen konferans verecektir. Bu konferanslar Üniversitenin merkez binasftıda 9 mayıs salı, 10 mayıs çarşamba, 11 mayıs perşembe ve 12 mayıs cuma günlerinde saat 16 da A. 501 Anfisinde verilecektir.
Profesörün “Enerji nakli” hakkında vereceği bir ikinci seri konferansın tarihleri ayrıca Uân edilecektir.
Bu konferanslara isteyen gelebilir. (6060)
»a *• -• •
t
)




t
Tekel Genel Müdürlüğünden
Birinci nevi gom dinamit 60.000
İkinci „ „ „ 140.000
Jelâtin Dinamit 75.000
8 numara elektrik kapsülü 1.250.000 adet
1 — Yukarıda cinsi ve miktarları yazılı patlayıcı maddeler pazarlıkla satın alınacaktır
2 — Pazarlık 5 haziran 1950 pazartesi günü saat 15 de Ka-bataştaki Tekel Genel Müdürlüğü Tekel Maddeleri Şubesi Alım Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartname her gün adı geçen şubeden alınabilir
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte, teklif edecekleri fiyat
üzerinden % 7,5 güvenme paraları ile birlikte mezkûr komisyona gelmeleri. (4947)
ATLAS LEVANTE - LİNİE,
BREMEN
İstanbul:
Hâlen limanımızda bulunan “HU-BERT SCHROEDER,, yapuru İSKENDERİYE - ANVER3 — ROTTERDAM — HAMBURG ve BREMEN için eşya yükleyecektir.



Galata, Hovaglmyan Han Telefon: 40568
İzmir: •

Atatürk Bulvarı
Telefon: 4212
T
ZEITUNG FOR DEUTSCHLAND
Almanyanın en mühim siyasî ve bilhassa İktisadî gazetesi
Alman sanayiinin mümessilliğini almak isteyenler ve Türk A mahsullerini satmak arzusun-Dünya iktisadiyatı hakkında da bu,unan tüccarların bu ga-
size en iyi malumat, verir. zefeye verecekleri ilânlar,
kendilerine en büyük faydayı temin eder.

YENİ İSTANBUL TEVZİAT VE İLANCILIK LTD. ŞİRKETİ, VERECEĞİNİZ İLÂNLARI KABUL VE HAZIRLAMA İŞLERİNE YARDIM EDER.
Telgraf : HETLO - İSTANBUL
t


Telefon : 44756 - 57

*
t
• -





4 •
F •
e •

Comments (0)