1O Temmuz 1950 — Pazartesi
Sayı 222 — 10 kuruj
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8
Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone ı Türkiye İçin seneliği 32, altı aylığı 17. üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden t HABİB EDİB-TÖREHAN
İlânlar : 6 ncı sayfada santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Telefon : 44756 - 44757 Santral
Telgraf Adresi : Hetlo. İstanbul
îç politika
Hükümet iş I e r i n d e sürat
SON zamanlarda adı ve şekli garip bir tarikat mensuplarının ister şahit, ister dinleyici sıfatiyle olsun tekbirler getirdiğini ve hâkimin ihtarına rağmen bunda devam ettiğini hayret ve teessürle duyduk. Biz memlekette bütün hükümet kuv vetlerinin bir heybet ve ciddiyete malik olmasını ve ona herkesin hürmet etmesini memleketimizde teessüsünü istediğimiz İntizam noktasından çok arzu etmekteyiz. Bu yalnız bir arzu ve temenni değil, anarşinin önüne geçmek, inkılâbın bize yüklediği vazifeleri görmek için mühim bir şart ve zarurettir.
Demokrat memleketlerde icra vazifesini üzerine alan bütün kuvvetlerin şiddet göstermiye-rek halka kendilerini sevdirmiş olmaları ve itimat telkin etmeleri lâzımdır. Bunun için zaruri olan şartlardan biri memurların seçilmesine matlup olan vasıflan haiz bulunmaları, bir de hükümet dairelerinin bina ve • teşkilât noktasından bütün te-vazua rağmen bir numune gibi kendilerini göstermeleri lâzımdır.
Biz memleketimizin idare teşkilâtını kurmaya çalıştığımız bir asırdan beri gerek memurlan-nrıızm tâyininde ve gerek bunların çalışacaklan yeri tanzimde bütün iyi arzularımıza rağmen bir türlü muvaffak olamadık. Memur intihap ve tâyininde eskiden saray, sonra da parti ve şahsiyetler tesir yaptılar ve çok defa memurlarımız liyakat ve bilgiden mahrum olarak seçildikleri gibi bir kısmı da kuvveti halktan almadığı için kendini halktan telâkki etmedi ve memuriyet makamının heybetini ancak göstereceği şahsi azametle yapabileceğini zannettiler. Hükümet dairelerinde intizam İse muazzam binaların temini İle yapılabilinecek zannolundu ve neticede memleketin bazı kısımlarında henüz harabe halinde dairelerimiz varken bir çok yerlerinde de kâşaneler vücude getirildi. Bu ifrat ve tefrit ve bu bâriz tezat bir çoklarında hükümet dairelerine karşı bir lâubalilik hissi uyandırmıştır.
İtalya gibi idarecilik vasfı çok İyi olan bir memlekette bu gün bütün kazalar için tesbit olun-muş mütevazı bir bina tipi vardır. Uzaktan kasabaya girerken kırmızıya mütemayil tuğla rengi ile bu binaları görürsünüz ve bu tipi Mussolini bile bütün azamet ve gösteriş zihniyetine rağmen değiştirememiştir.
Herhalde bir memleketin bütün fertleri bilmelidir ki, onların umumî hizmetlere ait işlerini görecek bir icra kuvveti vardır. Ve o İcra kuvveti onun bünyesine lâyık insanlardan mürekkep olur ve kendi vaziyeti hali ile mütenasip binalarda çalışırsa o vakit ona karşı besliyeceği itimat ve yakınlık artmış olur.
Buna mukabil memleketin İdare sistemi ne olursa olsun adalet cihazına karşı herkesin sonsuz bir hürmet, itimat ve inkıyadı olmalıdır. Mahkemelerin saraylara yerleşmesi veya köhne binalarda bulunması bunun zâhiri şekilde tesir etse bile esasına karşı hiç bir tesir yapamaz. Her memlekette bir sınıf insanlar bulunabilir. Bunların miktarı memleketin umumi kültürü, hâkimlerin yetiştirilme tarz arı ve şahsiyetleri ile biraz değişebilir. Fakat dünyanın hiç bir köşesinde ve en demokrat memleketlerde mahkemeye itaatsizliğe müsaade olunamaz.
Tevzii adalet işi gazetelerde, mecmualarda, parlâmentolarda, muhtelif konferanslarda birer tenkid veya takdir mevzuu olabilir. Fakat mahkeme salonuna ge’en ister maznun, ister şahit ve ister dinleyici olan bir kimse oıaya girdiği vakit çok mutekit bir adamın bir mâbedin içinde ona gösterdiği huzur ve ihtiramı hissetmelidir. Çünkü memleketin en muazzam ve her şeye hâkim olan kanun kuvveti orada hükümran olmakta ve adaleti ortaya çıkarmaktadır. Onun karşısında eğilmiyen insan demokrasiye riayet etnıiyen ve rejimi sarsmak isteyen bir anarşist telâkki olunabilir, böyle bir adam akli muvazenesi noksan ise tedavi edilmek için hastaha-neye, fena maksatla hareket ediyorsa cezaevine girmelidir. Hak ve adalet namına verilecek ağır ceza başkaları için müessir bir ibret olmalıdır.
Habib Edib - Törelıan
Kore muharebeleri yeni bir safhaya girdi
KORE'DE BAZI AMERİKAN
Kızıllar, dün Şonan’a girdiler
Gl. Mac Arthur mühim bir tebliğ neşretti.
Amerika, Kore’ye asker sevkıyatına başladı
KORE’YE
Amerikan çıkarması bekleniyor
Kareden alman son haberlere göre vaziyet Amerikalıların aleyhine bir seyir takip etmektedir. Dün gece radyo servisimizden topladığımız maltı mat, Korede bazı Amerikan birlikleri Kızıl Koreliler tarafından muhasara altına alınmış ve bir kısım Amerikan askeri öldürülmüş olduğunu bildir inektedir.
Amerika vaziyetin ciddiyetini gözö-nüne alarak dünden itibaren geniş-bir askerî sevklyata başlamış, bir çok savaş birliklerine Uzakdoğuya hare ket etmek üzere hazır olmalarını bil dirmiştir. Bu arada bütün ihtiyatların da tekrar vazife başına çağırmıştır Diğer taraftan Güney Korede Örfî ida re ilân edilmiş. Alaska ve Pasifik Ok yanusundaki birliklerden izinler kal dırılm ıştır.
Kızıl Kore kuvvetleri dün Şanon’u işgal etmişler ve cenuba doğru sarkmaya başlamışlardır. General Mac Arthur bir resmi tebliğ neşrederek vaziyeti dünya efkârına açıklamış vt Koredekl kaybedilen mmtakaları belirtmiştir. Mac Arthur. tebliğinde, düş manın yığınaklarından ve hareketlerinden yakında bir çevirme hareket* ne tevessül edeceklerinin anlaşıldığın? işaret etmektedir.
Kızılların önlerinde iki mâni vardıı Birisi dağlık arazı, diğeri de kun nehridir .
Amerikalılar hava hücumlarını dü> manın askerî nakliyatı ve zırhlı bh İlkleri üzerine teksif etmektedirler.
Komünist Koreliler Toejon'u alma’ için de 6 tümeni muharebeye şokmuş I ardır.
Diğer taraftan iki büyük uçak gemisi Kore muharebelerine katılmak üzere Koreye hareket etmiştir. Amerika haşiıca hava yollarının uçaklarını da sevkiyat için kiralamıştır. Amerika Kore muharebesi için gönüllü kaydına da başlamıştır.
Kore muharebeleri hakkında dün gece sabaha karşı aldığımız telgraflar bugün 3 üncü sayfam ızdadır.
MANÇÜR!
(
W
9
jUHnUNUlllUtfJ fALU NCHRI
■W? ’
-e*
CHECJU
DENİZİ



a
KCNMHO
JAPON:
PARALLEL


S» i *.
3UNZAP

e

0G4Z/



ARAN
Güney Kore İle Kıızey Kore arıı«ınduki muharebe çok mühim bir safhaya girmiştir. Y tıkardaki haritada iki memleket arasında hududu ayıran İM İnci arz dairesini ve çizgi ile taranmış kısım da Kızıl Korelilerin İşgal ettikleri bölgeyi görüyorsunuz.
Yeni İstanbul’un KORE muhabiri bildiriyor
KORE MUHABİRİMİZ, MÜTHİŞ RİCATI BÜTÜN TAFSİLÂTI İLE ANLATIYOR
“Asker, kadın, çoluk çocuk hep beraber kaçıyoruz!,,

Seul’u ilk defa ben terkettim uçuşunu gözlerimle gördüm — Bakanı mülteciler arasında — /S
— Müthiş panik — Köprünün İki gazeteci yaralandı — İçişleri merikan sefirinin atlattığı tehlike

Kore muharebesi j aralıları Japonyaya naklediliyor
Komünist Kore kuvvetlerinin cenuba taarruz ettikleri gtln teşebbüse geçen “YENİ İSTANBUL” Amerlka-da münteşir New-York Herald Tribüne gazetesiyle anlaşarak Kore harp cephesine iki harp muhabiri, Marguerite Higgins ve Homer Bigar-t’ı gönderdi.
Muhabirlerimizden Marguerite Higgins harekât sahasına gittiği günün akşamı ilk ölüm tehlikesini atlatmıştır: Cumhuriyetçi Kore birlikleriyle beraber büyük bir köprüden geçildiği sırada Ani bir infilâk köprünün yansını berhava etmiştir. Marguerite Higgins köjrüntln sağlam kalan tarafında, büyük bir şans eseri olarak muhakkak bir Ölümden kurtulmuştur.
Kore çarpışmalarını harekât sahasında takip eden muhabirlerimizin gönderdikleri iki yazıyı dün ve evvelki gün neşretmiştlk. Bugün Margurerlte Higggins’ln yollamış olduğu makaleyi 3 üncü sayfamızda bulacaksınız.
Dış ticaret rejimimiz İçin Ankarada yapılan toplantıya İştirak eden delegeler Cumhurbaşkanı Celâl Dayarla beraber
îç SAYFALARDA
I K î N C î
Paristen Tlbete parasız seyahat
Louis Renaud
DÖRDÜNCÜ
Yeni Okul
Cevdet Perin
Çanta (Hikâye)
BEŞİNCİ
Ziraî neşriyat
Prof. Dr. K. ö. Çağlar
Borsa ve piyasalarda haftalık vaziyet ALTINCI
Kadın - Ev - Moda
sekizinci
Spor
Ankaradaki mühim toplantının akisleri
Dış ticaretimiz için alınan kararlar memnunluk yarattı
Tüccara, ithalât ve ihracat kolaylıkları gösterilmesi piyasada çok iyi karşılandı
Yeni dış ticaret rejimimiz İçin Ankarada yapılan toplantılar memleket İktisadiyatı bakımından çok hayırlı neticelere doğru gitmektedir.
Ankaradan verilen haberlere göre, 5-6 kalem müstesna olmak üzere bundan böyle ihracatın tamamen serbest bırakılması tacirler arasında bir sürpriz teşkil etmiş ve bundan, bütün memleket iktisadiyatının faydalanacağı tebarüz ettirilmiştir.
Ankarada alınan bu karar, şehrimiz iktisadi mehafilinde de büyük memnunluk uyandırmış ve alâkalı şahıslar ithalât mevzuunda büyük bir inkılâbın başarıldığını ifade etmişlerdir.
Verilen kararlardan biri de permi
usulünün kaldırılmasıdır. Bundan böyle permi gibi piyasayı sıkıcı mevzular, ancak zarurî hallere inhisar edecek ve muameleler, bakanlara vc resmî makamlara uğramadan doğrudan doğruya Merkez Bankası kana-liyle yapılacaktır.
Yeni dış ticaret rejimimiz İçin alınan kararlar bayramdan evvel ilân edilecek ve bayram ertesi yeni sistemlere göre ihracat yapılacaktır.
İstanbul, tzmlr ve Adanadan dün
akşam aJdığımız malûmata göre, karar her tarafta memnunlukla karşılanmış ve ticaret hayatımızdaki zincirlerin artık kırılmış olduğu neticesine varılmıştır.
Yeni dış ticaret rejimimiz hak kındaki kararlar İlân olunduktan sonra memleket ticari ve İktisadî yeni bir İstikamete gidecek, mahsullerimizin satış imkânları daha kolaylıkla sağlanacaktır. (Bu husustaki tafsilât bugünkü beşinci sayfamızdadır).
Bulgaristan, Rumanya ve Macaristan tarafından
Yugoslavya hududuna asker yığılıyor
Macaristan hudut bölgesinde oturan halkın 3.000 den çoğu başka taraflara nakledildi
Stockholm, 9 A A. (Router) — Svesn-ka Dagbladet gazetesi bir Macar kaynağından aldığı bir habere atfen Bulgaristan, Rumanya ve Macarlstnnın Yugoslavya hududu boyunca kuvvet tahşlt ettiklerini bildirmektedir.
Gazete bu üç memleket halkının hususi bir İzni haiz olmadıkça hudut bölerlerine giremediklerini ilave etmektedir. Gazete “Macarlstanda yetkili makamlar, hudut bölgesi halkından 3000 den fazlasını oturdukları yerlerden tahliye etmişlerdir. Aynı zamanda Rumanya ve Bulgarlstandâ da buna benzer tedbirler alınmıştır'’ demektedir.
Gazete, Kumanyadaki Temeşvar hava alanı ile güney ve batı Macarlstan-dakl Pres, Veszprem ve Nagykanlzsa hava alanlarına çok fazla miktarda askeri uçağın geldiğini bildirmektedir.
FRANSADA
Pleven, salı p^inü
İtimat isteyecek
Parla 9 A A. (Afp) — Kabineyi kurmakla vazifeli Renâ Pleven, b». İşi kabul etmesi üzerine sah günü Millî Meclisten İtimat oyu İsteyecektir.
75.000 liralık
hediye dağıtıyor
Gazetemiz büyük fedakârlıklara katlanarak okuyucularına 75.000 liralık hediye dağıtmaya karar vermiştir.
Tafsilât yarınki sayımızdadır
{'jîUIII?
I
fl



Komisyonunda bugün
1
Yeni Basın Kanunu
dalet
yeni tasarı görüşülecek
Ankara 9 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Yarın Adalet Komisyonunda Basın Kanunu tasarısı üzerindeki görüşmelere başlanacağı haber alınmıştır. Başbakan Adnan Menderesin Gazeteciler Cemiyetine çektiği son telgraftan da anlaşılacağı üzere Meclise gelmiş bulunan tasarının hail gazeteciler kadar Hükümeti de üzmüştür.
Böyle müşterek ve samimî arzulara rağmen bîr takım ağır hükümlerin ortaya çıkması totaliter zihniyeti bırakmak İstemeyen unsurların faaliyetlerine aynı hevesle devam ettiklerini göstermiş ve alâkadarların bu nokta üzerinde dikkatini çekmiştir. Yarınki (bugünkü) toplantıda gazeteci milletvekilleri de bulunacak tâdil veya büsbütün çıkarılmasına lüzum gördükleri bazı mad-I deleri komisyon huzurunda belirteceklerdir. Şu vaziyete göre tasan yeni baştan ve süratle hazırlanacak demektir. Tasarının müstaceliyetle konuşulmak üzere Meclisin çarşamba günkü toplantısına yetiştirileceği ve herhalde Af Kanunundan önce çıkanlacağı muhtemel görülmektedir. Hükümetin hür bir basın kurulması hak-kındaki arzusunu bu tasarı hâdisesi vesilesiyle de belirtmiş olması muhalefet çevrelerinde de memnuniyet uyandırmıştır.
İstanbul Sergisinden ilhamlar: No. î
(
Sayfa 2
YENİ İSTANBUL
1û Temmuz 1960
4

JParisteıı Tibete
parasız seyahat
ŞEHİR HABERLERİ

raylann
durumu
"Cebimizde metelik olmadığı halde, bizi bekliyen esrar dolu istikbale doğru emniye ve neşe içinde yol almaktayız. Istanbula kadar geldik. Burası çok güzel bir memleket... Istanbulda enteresan ve hoş birçok vakalarla karşılaşacağımızı sanıyorum.”
Sergi köşesi
Lunaparkta bir numero
Millî Türk Talebe
Federasyonunun 3 üncü yılı
İçişleri Bakanı şehrimize geldi
Göksu ve Yalova köşkleri Cumhurbaşkanlığına tahsis edilecek
Yazan : Louls Renaııd
GENÇ yaşımıza rağmen bir çok seyahatler yaparak dünyayı dolaşmamız bizde, başka ufuklar görmek, başka milletler ve âdetlerle yakından temas etmek arzusunu, daha doğrusu hastalığını doğurdu. Şimdi en büyük zevkimiz, Fransa haricinde yaşamaktır.
Geçen seyahatim İzden dönüşte, arkadaşlarım ve ben, TİBET’e gltmiye karar verdik. Zira hepimizin kafasında burası keşfedilmemiş mistik ve tehlikeli bir diyar olarak yaşıyordu. Tabü böyle bir seyahati yapabilmek için çok, pek çok paraya ihtiyaç vardı. İşin içinden nasıl çıkacaktık. Seyahatimizi cazip bulan bazı Fransız fabrikatörleriyle temasa geçtik. Bize, kıymeti 7 milyon lira olan fotoğraf ve âlet edevat verdiler. Fakat seyahatimize bir gaye lâzımdı. Röportajlarımıza bir esas teşkil etmesi İçin Paris’teki insan müzesinde bir kaç ay etüt yaparak bir Tibet köyü hakkında bilinmesi lâzım gelen her şeyi öğrendik.
fakftt makalelerden birinin tercümelini elimize geçirince sukutu hayâle ut radık.
Bir gün evvel, bir gazeteci kadını ziyarete gitmiştik. Kadın bizi görmeden hakkımızda çok uzun bir makale yazmıştı.
O günlerde üzerimizde, Nylondan gömlekler vardı. Hepimizde aynı o-lan bu gömlekleri çok güzel buluyor ve Üzerimizden çıkarmıyorduk. Fakat, bu gazeteci kadın üniformalarımızı bizim gördüğümüz zaviyeden görmemiş olacak kİ, bizim hakkımızda aşağıdaki satırları yazmış:

Fransız Hükümeti, çok genç olduğumuz ve hakiki İlmî malûmata da sahip bulunmadığımız İçin seyahat masrafımızı deruhte etmedi.
Beş parasız nasıl seyahat edecektik? önümüze çıkan her imkândan azami derecede istifade etmeyi göze alarajc uçak, vapur, kamyon gibi her vasıtaya parasız binmek İçin çareler arayacaktık. -
Bütün büyük seyyahlar gibi biz de nisan ayının güzel bir gününde Nötre Dame Kilisesinden yola düzüldük. Büyük yolculuğa çıkanları teşyi için aileler, fotoğrafçılar, gazeteciler, hattâ sinemacılar dahi faaliyete geçmişti.
"Büroma, acayip kıyafetli üç genç çocuğun girdiğini görünce biraz şaşırdım. Ayaklarında, dağda giyilen , tuhaf pabuçlar vardı, Genç, güzel ve kuvvetliydiler. Yüzleri güneşten iyice yanmıştı. Paris aksaniylo fransız-ca konuşuyorlardı."
Hakkımızda pek iyi şeyler söyle-nıiyen bu makalenin mahiyetin! anladıktan sonra, içinde kendimizi çok güzel zannettlzimiz üniformalarımızı çıkarıp hlr kenara attık.
Her gittiğimiz yerde, başımızdan, yukarıdaidne benzer ufak .maceralar geçiyordu. Bu tipik ve eğlenceli hâdiseler, İlerde yazacağımız seyahat kitabım süsllyeceklerdir.
Şimdilik, evvelki gün geldiğimiz Türkiye hakkında fazla bir şey söy-llyemiyeceğlm, zira daha başımızdan tipik bir hâdise geçmedi. Fakat Türkiye, baffa çok güzel bir memleket gibi gözüküyor. İstanbul ise, çok hoş ve güzel bir şehir.
Gayet İyi karşılandık. Türklyede kaldığımız müddetçe, enteresan ve hoş vakalarla karşılaşacağımıza eminim.
Başlıyor - Burada banlıyor -işaret verilince başlıyor - Bayan burada dönüyor - Etlerini bırakıyor.
Kulaktan hırpalayan feryatlar aracında duyabildiğim bu seslere yöneldim, karşılıklı mu-azsam i/d fıçı halindeki çadırun-aı binaya dar bir merdivenden çıktım» Bunlar “üç kardeşler,, unvanlı motosiklet cam-bazlarının üstüvaneleri idiler. Daire halinde bir balkondan dik ve düz bir kuyunun dibinde bir genç kıs vardı. Yanında motosikletli bir delikanlı. “Haydi başlıyor,, diye bir ses duyuldu, motosiklet harekete geçti. Kuyunun dibinde iki defa dolaştı ve duvarlara saldırdı, ufki bir vaziyette dönmeye başladı. Alkışlar. Kuyunun dibine indi, kist da yanına aldı, aynı şekilde duvarlara yükseldi. Alkışlar. Cebinden bir bayrak çıkardı, gözlerini kapadı. Alkışlar. Numara bitti, rak İ5 kişi mara adam yapılıyor.
Lunaparkın en heyecanlı numarası. Gidip görürseniz, çıkarken bir broşür satıyorlar, bir tane alınız, bu cesur fakat saf cambazların numaralarını takdim edişlerindeki üslûp ile de bir hayli eğlenmiş olursunuz.
BİR İSTANBULLU
İndik. Seyirci ola-vardık. Bu nu-başına 25 kuruşa
Dün Marmara lokalinde törenle kutlandı
Ağustos ayında Istanbulda yapılacak olan Dünya Gençlik Birliği konsey toplantısına
ait hazırlıklar ilerliyor
Bugiin saat 11 de Vilâyette meşgul olacak» akşama Ankaraya dönecek
ti
Türkiyede mevcut 5 büyük talebe birliği ile 30 talebe cemiyetinin müşterek temsile yükselişlerinin bir neticesi olarak kurulan Türkiye Milli Talebe Federasyonunun 8 yaşına girmesi; Ankara, İstanbul, İzmir ve Zonguldaktakl talebe teşekkülleri tarafından dün törenle kutlanmıştır.
Federasyonun İstanbul bürosuna bağlı olan. İstanbul Yüksek Okullar Talebe Birliği ile İstanbul Teknik Ü-niversitesl ve İstanbul üniversitesi Talebe Birliklerinin müştereken hazırladıkları programa göre Marmara Lokalinde yapılan kutlama törenine dün saat 16 da başlanmıştır.
Federasyon İkinci Başkanı Orhan
Anne, baba, nişanlı ve sevgililerimizle acıklı bir vedalaşmadan sonra fotoğrafçıların bombardımanından kurtulup, bizi uzun müddet parasız taşıyacak olan kamyonete atladık. Bizi bekliyen esrar dolu istikbale doğru emniyet ve neşe içinde yol al-mıya başladık. Cebinde metelik olmaksızın dünya seyahatine çıkmak zannedildiği kadar zor bir İş değildir. Zira, yolda muhakkak, gençliğinde maceralı bir hayat sürmüş a-damlara sık sık rastlarsınız. Bu a-damlar, gayemizi öğrenince bize yardım etmek için ellerinden geleni esirgemiyorlardı.
Tabiatiyle, Fransada böylece kolaylıkla ilerliyebiliyorduk, Fakat hududu geçince bizim usullerle yolculuk güçleşti.
Bir şehre geldiğimiz zaman en büyük işimiz, mühim bir mesele olan yemek ve yatmak işini halletmekti.
Aklıma, ltalvada başımızdan geçen komik bir hâdise geldi:Bu memlekette izciliğe çok ehemmiyet veriliyordu. Bir gün, başımız darda kalınca, bizi izci zanneden gençlere müracaat ettik. Kendi fikirlerinde olan yabancıları görünce çok sevindiler ve bizi kamplarına davet ettiler. Orada yemek yiyebilmek İçin, kendimizi izci diye gösterdik ve ne lâzımsa hepsini yaptık. Kamp ateşleri yakıldı, şarkılar söylendi, oyunlar oynandı. Açtık, Fakat karnımızı doyurmak İçin onların küçük hikâyelerini dlnlemiye mecburduk. Bizden o kadar horlanmışlardı ki, yemek yemek, ancak geç vakit akıllarına gelebildi. Arkadaşlarım, yaptığımız bu sahtekârlığa çok üzülerek bir daha ltalyada "İzci” kelimesini ağızlarına almamı-ya karar verdiler.
Model uçak müsabakaları dün yapılamadı
Dün yapılması mukarrer olan Kanatlılar Birliğinin Model Uçak müsabakası iki hafta sonraya tehir e-dilmiştir. öğrendiğimize göre bu tehire sebep müsabakaya iştirak edecek olan taliplerin demeğe müracaat ederek imtihanları dolayısiyle modellerini hazırlayamadıklannı bildirmeleri ve müsabakaların başka bir güne bırakılmasını istemeleridir.
Türkiye - Hindistan Kültür Derneğinin yarınki toplantısı
Türkiye . Hindistan Kültür Derneği tarafından Eminönü Halkevinin konferans salonunda yann saat 17.30 da bir kültür toplantısı tertip edilmiştir.
Bu toplantıda İbrahim Hoyl tarafından Hint şairi Tagore hakkında bir konulma yapılacak, Hindistana a. it kültür filmleri gösterilecektir.
Uçakla gidecek hacıların sayısı bu yıl çok fazla
Bu sene Istanbuldan hava yeliyle Hacca gideceklerin sayısı bir rekor denilecek rakama baliğ olmaktadır. Devlet Hava Yollan başta olmak ü-zere hemen hemen bütün yabancı hava yollan hususi Hao seferleri yapmak üzere hazırlıklara başlamışlardır. Yine bir yabancı uçakla nakliyat şirketi Devlet Hava Yollarından kiraladığı müteaddit uçaklardan baş-ka, kendi uçaklarlyle de seferler tertip etmektedir. Bu seferler için 100 kişilik yabancı mürettebat şehrimize gelecek ve İstanbul Hac için hava nakliyatında bir merkez halini alacaktır.
Cemal Ersoy'un töreni açan bir hitabesinden sonra İstanbul Valisi ve Belediye Reisi Fahreddln K. GÖkay bir konuşma yapmış, Federasyon Birinci Balkanının Ankaradan gönderdiği mesaj okunmuştur. Bundan sonra verilen bir danslı çay, geç vakitlere kadar devam etmiştir. Ayrıca Federasyon Başkanı tarafından radyoda bir konuşma yapılmıştır.
Diğer taraftan Türkiye Mili! Talebe Federasyonunun âzasından bulunduğu Dünya Gençlik Birliği (MAY) teşkilâtının 13-20 ağustos arasında Istanbulda yapacağı ikinci daimi konsey toplantısına ait hazırlıklar çok ilerlemiştir. Dünyanın dört bir tarafından gelecek olan talebe mümessilleri Teknik Üniversitede misafir edileceklerdir. Kongre dolayı-slyle özel bir seri pul çıkarılacaktır. Toplantılardan sonra Dünya Gençlik Teşkilâtına mensup delegeler Bursa, İzmir ve Ankarayı gezeceklerdir. Dünya Gençlik Teşkilâtının şehrimizde yapacağı bu toplantı hazırlıkla-rlyle İzmirde yapılan federasyon toplantısında vazifelendirilen tertip komitesi bugün saat 17 de Teknik Ü-niversite Talebe Birliği Lokalinde bir basın toplantısı yapacaktır. Bugüne kadar yapılan çalışmalar konseyde mevzuubahs olacak ve gayeleri etrafında bu toplantıda geniş izahat verilecektir.
İçişleri Bakanı Rükneddln Nasuhl-oğlu dün sabah ekspresle Ankaradan şehrimize gelmiştir.
Garda Vali, Emniyet Müdürü, vilâyet erkânı ve gazeteciler tarafından karşılanan Bakan, kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza şunları söylemiştir:
**— Istanbula gelişimin başlıca sebebi kardeşimin ânî olarak hastalanmış olmazıdır. Burada bir gün kaldıktan sonra döneceğim. Yann saat 11 de Vilâyette bulunacağım. Basın nınesuplannın soracağı suallere vilâyette cevap vereceğim. Bu vesile İle İstanbul matbuatına sevgilerimin arzına vasıta olmanızı rica ederim."
Bakan, öğleden sonra beraberinde Vali vo Emniyet Müdürü olduğu halde Londraya tedaviye gidecek olan kardeşini geçirmek Üzere Yeşilköy Hava Meydanma gitmiştir. P.A.A. u-çağınm bozukluğu ve bu yüzden hareketini tehir etmesinden bilistifade Bakan, meydanda Vali ve Emniyet Müdüründen şehrin ihtiyaçtan hakkında İzahat almış ve bazı noktalan etüt etmek üzere not almıştır.
Aynalıkavak, Ihlamur ve Florya köşkleri de Belediye emrine verilecek
Bundan bir müddet evvel ktanbu-la gelerek sarayların durumunu gözden geçiren Büyük Millet Meclisi heyeti tetkikleri hakkında bir rapor hazırlamıştır.
Bu rapor muhteviyatına göre Göksu Kaan ile Yalova Köşkü Cum-hurbaşkanhğı emrine verilecek. Beylerbeyi Sarayı yabancı misafirlerin ikametlerinde kullanılacak, Yıldız Sarayına alt köşkler konferanslara aynlacak, Aynalıkavak ve Ihlamur Köşkü ve Floryadak! tesisler Belediye emrine verilecektir. Dolmabah* Çe Sarayının odalarının çok fazla ol* ması ve yapılışı itibariyle müze haline getirilmesinde bazı mahzurlar görüldüğünden yalnız Atatürkün öldüğü daire ile katafalkın bulunduğu Muayede Salonunun müze yaplıması muhtemel ıgörülmektedlr.
Bütün bu sarayların durumu hak-kındakl kat! karan Büyük Millet Meclisi verecektir. Bu raporun tatilden evvel müzakere edilmesi muhtemeldir.
500 senelik bir cami
Selânik İzcileri geliyor
Selânfk izcilerinden mürekkep blf kafile bu ayın sonuna doğru memleketimize gelerek Ankara ve Istanbu-lu ziyaret edeceklerdir.
Teknik üniversite
tamir ediliyor
1473 senesinde inşa edilmiş bulu, nan ve bugün metrûk bir halde olan Uzunçarşıdakl Yavaşça Şahin Camii Uzunçarşı tüccar ve esnafının teşebbüsü üzerine tâmlr edilecektir. Camiin iç ve dış duvarları ile kubbe ve minaresinin tamirine şimdilik tuz bin lira sarfedileceği tahmin dilmektedir,
o-
e-
Tekel Bakanı, bu akşam Ankaraya gidiyor
Bir h&ftndan beri şehrimizde kele alt muhtelif müesseselerde kiklerde bulunan Tekel Bakanı
ri Özsanin bu akşam Ankaraya dönmesi beklenmektedir. Bakanın bugün bir basın‘toplantısı yapması muhtemeldir.
Te-tet-Nu-
YENİ İSTANBUL
GAZETESİ
Bebekler hediye
ediyor
1 temmuz tarihinden 31 temmuz olan nüshalarımızdan 5 adet başlığını, Sergide beğendiği bebek veya paviyonunun numara veya ismiyle okuyucularımıza bir numarası
tarihine kadar mavi
adet kur’aya verilecektir.
gazete bebek getiren iştirak
Sergi hitamında yapılacak olan tasnifte en çok rey seçenler
TÜRK
Yunanistanda gayet iyi karşılandık, Gazeteciler etrafımızı sardılar. Çok memnunduk, reklâm’ın bize hiç bir zararı olmadığı gibi çok faydası vardı. Ertesi gün, memleketin lisanı-nı bilmediğimiz için, Atina gazetelerinde bizden bahseden makalelerin uzun olduğunu görünce çok sevindik;
alan bebek veya bebek paviyonunu arasında yapılacak kur’ada kazanan on okuyucumuza j
BEBEKÇİLİĞİNİN ÜSTATLARINDAN
Zehra MUfit’in 3, Esin Germen’ln S, Nimet
Demirbağ’uı 1, Azize Ayral’ın 1 ve Elenl Potea-surlr’in 2 adet güzel bebekleri verilecektir.
En güzel bebeği seçmek v n güzel bebeği almak İçin müsabakamıza siz de giriniz.
0

Sefere giren Cumhurbaşkanlığı trenine çok rağbet var
Cumhurbaşkanlığı treninin halk emrine tahsisi yolcular tarafından büyük bir alâka ve memnuniyetle karşılanmıştır* Arife gününden itibaren çalışmaya başlayacak olan beyaz trende yer ayırtmak üzere gişelere geniş miktarda müracaat olmuştur.
"Adana” dün gitti
Adana vapuru Doğu-gÜney Akdeniz postMinı yapmak üzere dün saat 14 te 1Ö0 yolcu, 101 ton yükle limanımızdan ayrılmıştır.
Giden yolcular meyanında Şllî Hükümetinin Beyrut Sefiri ve Mısır eşrafından Muhammed Ahmet Bedra-vi Paşa da bulunmaktadır.
Ziraat Odasının toplantısı
ÎHtanbul Ziraat Odasının 13-7-1950 perşembe gllnü sabah saat onda Vilayet meclis odasında Vali Dr. F. Gökayın huzuriyle bir toplantı yapacağı haber alınmıştır.
hazırlıkları yirmi besinci Briçin teşekkül et-komitesi, dün Şe-
"Bedia Statzer’in 25 senelik sanat hayatı”
Bedia Statzer’in nst hayatını tesit mlf olan program
hlr Tiyatrosunda toplanmıştır. Her şeyden evvel bir sanat hâdisesi teşkil etmesi için, komite, kıymetli sanatkârın anılması vesilesiyle orijinal ve seçme bir program hazırlamak hususunda ittifak etmiş bulunuyor. İki saatten fazla süren bu toplantıda, bu vadide hararetli müzakereler cereyan etmiş ve halkımızın her gün kolayca görmeğe muvaffak olamıyacağı, her biri birer hâdise teşkil edecek bazı hususlar tesbit e-dilmiştir.
cinayeti dâvasına bugün başlanıyor
Profesörünü öldüren talebe Mehmet Taşkeaen, İdam talebiyle mahkemeye aevkedlldl
Şekerli maddeler ucuzlayacak
Şekerin ucuzlaması Üzerine akide şekerlerine tenzilât yapılmıştır. Vali ve Belediye Reisi lokum, şekerleme gibi diğer şekerli maddelerin de bayrama kadar ucuzlatılması İçin İktisat Müdürlüğüne kati emirler ver. miçtlr.
Tarifelerini aımıyan umuma mahsus eğlence yerleri ve lokantalar kapatılacak
İstanbul Vali ve Belediye Başkanlığından:
Vatandaşlann lokanta, gazino ve-sair umuma mahsus eğlence ve istirahat yerlerinde flatlerden malû-mattar olmaJarını temin için Zabıtal Belediye Talimatnamesinin tayin ettiği eb’atta büyük levhalann görülecek yere asılmasında ihmal gösteren müessese sahiplerine kapatma cezası tatbik edilecektir. Bir hafta sonra murakabe ekiplerince yapılacak umumi kontrolde bu emre riayet etmediği görülen müessese sahiplerinin mesul olacaklarını ilân ederim.
İki ay evvel Teknik üniversitede Profesör Feyyaz Gürsanı, numara vermediğinden kızarak tabanca kurşuniyle öldüren Elektrik Fakültesi talebelerinden Mehmet Taşkesen’in yargılanmasına bugün Birinci Agır-ceza Mahkemesinde başlanacaktır»
Katil talebe, İdam talebiyle Ağır Cezaya sevkedümlştlr. Kendisinin müdafaamı oldukça kuvvetli avukatlar deruhte etmişlerdir.
HÜR MENSUCAT SANAYİİ İŞÇİLERİ SENDİKASININ KONGRESİ
İstanbul Hür Mensucat Sanayii İşçileri Sendikasının yıllık kongresi dün saat 11,30 da Balat kahvesinde yapılmıştır. Veysel Güvenin başkanlığında yapılan toplantıda işçi milletvekili İhsan Altınel söz alarak Hükümetin, işçinin menfaatine uygun kanunları çıkarmakla meşgul olduğunu, İhtiyarlık Sigortası Kanununun işçiye yük olmıyacak şekilde tâdil edileceğini söylemiştir. Veysel Güven de yaptığı konuşmada işçinin grevden âwel karnım doyurmak İstediğini, binaenaleyh İşçinin refahını Bağlıyacak tedbirlerin alınmasının lâzım geldiğini söylemiş ve ücretli hafta tatili kanununun bir an evvel çıkarılmasını istemiştir.
Dilekler kısmında söz alanlar Çalışma Müdürlüğü ile işçi Sigortaları Kurumunun İşçiye yarar bir hale getirilmesini, işçi hastahanelerinde yatak adetlerinin arttırılmasını, asgarî Ücretin biran evvel tesbitini, işçi sigorta ve ihtiyarlık sigortalan ka-nunlannm tâdilini İstemişlerdir.
REŞAD NURİ GÜNTEKİN
Kavak Yelleri
Böylece yanm saat içinde fidan boylu bir delikanlı olursun... O zaman girdiğin ecza-hanede seni Fidan Kalfa diye çağırırlar..* O da olmazsa Afrikada bir cüceler memleketi varmış, oraya gidersin... Seni belki kıral bile yaparlar... Gülsene ulan... Kime surat asıyorsun?
İsa Beyin bu sözleri, etrafında halka teşkil etmiş dostlara da bir İhtar sayılacağı için bastonlar ağızlardan çıkar ve cemaat âdeta bir koro lntlzamiyle cnn-ü yürekten güler. Cüce Kalfa da tabii beraber...
Buna rağmen Hacı Müslim Bey, bir gün Cüce Kalfaya vilâyet eczahanesinden gelen bir teklif mektubunu yakalıyarak telâşa düşmüş; kalfayı bir köşeye çekerek Doktor İsa Beyi "haddi zatında hiç bir ehemmiyeti olmayan bu lâtifeden vazgeçmeğe ikna edeceğini" söylemiş, hattâ kendisine küçük bir aylık zammı vadinde de bulunmuş. Fakat İsa Bey, bu defa da başka bir şey tutturmuş... Akşam kalabalıklarının en civcivli zamanında yine cüce kalfayı içeriden çağırır: "Bana bak cüce kalfa! Bundan sonra sana "Cüce Kalfa" demlyeceğlm. Sana Ars-lan Kalfa" diyeceğim... Bir daha cüce sözü yok. Bak bu kadar adam içinde söz veriyorum... Benimki cüce sözü, çeyrek adam sözü değildir.
191
Boylu poslu erkek «Özüdür... Anladın mı Cüce Kalfa!" diye türlü münasebetsizlikler yaparmış..
İsa Beyin midesi çok gaz yaptığı İçin ecza-hane bahçesindeki koltuğunun yanında dalma bir küçük tepsi durur ve arada bir "İçelim bakalım bir rakı" diye şaka ederek bir kadeh nane suyu içer ve o esnada bir şey düşünenleri hoplatacak gürültülerle birdenbire geyirir. Fakat evinde sahici rakıyı biraz fazla kaçırdığı geceler, ertesinde, nane suyu da tesirsiz kaldtğı için Cüce Kalfaya dereceli bir büyük eczahane bardağı İçinde setliç yaptırıp içer.
İşte o Cüce Kalfa dâvasının devamı sıralarında bir akşamüstü İsa Boy yine setliç getir-tir. Fakat bardağın yansını yuttuktan sonra birden bire dunır ve setliçlpri başta Cüce Kalfa ol-fa olmak üzere etrafındakilerln yüzlerine fıskiye gibi püskürür. iddiasına göre setliçs hindyağı karıştırılmıştır ve gerçekten de setllçln geri kalan kısmı üstünde yağ gibi bir şeyler yüzmektedir.
Bardak veya kaşığa dikkat edilmemiş olması mümkündür. Netekim Hacı Müslim Beyin tezi de budur. Fakat Doktor İsa Beye göre Cüce bunu intikam için kafiden yapmıştır ki, Cücelerin kinci ve münafık oluşlarına göre bence akla yakındır. Bununla beraber her iki halde de suç Cüce Kalfanındır.
O akşam bizi eğlendirmek için Cüce Kalfaya anlattırılan vaka İsa Beyin bu suikast için tertip ettiği cezadır, Doktor, Cüce Kalfaya içeriden hindyağı şişesini getirtiyor, setliç bardağına epeyce miktarda hindyağı koyduruyor ve bunu biçareye zorla içiriyor.
Cücenin inceli kalınlı kahkahalar arasında bu hikâyeyi anlatışı gerçekten pek eğlenceli İdi. Tekrar edile edile vaka bütün açıklığını kaybet-192
tiğl ve bir varyete numarası haline geldiği İçin kalfanın kendisi de gülüyor; sabaha kadar durmadan nasıl bahçeye taşındığını türlü taklitlerle anlatıyor, sonunda: "Yine Allah razı olsun ki, başka şey içirmedi" diyordu.
Birisi: "Yapılır mı yahu bu kadar insafsızlık... Günah, ayıp" diye bir ciddi tenkld yapacak olmuştu. Cüce Kalfa, blrdenbirs acılaşarak;
— Bunu o zaman ne söylemedin ya? dedi. Öteki kızar gibi olarak:
— Yoktum ben burada? diyecek olmuştu. Cüce, güloryüzlülüğünü kaybetmeden:
— Vardın ağabey vardın..» Şu ağacın altında fıkır fıkır gülüyordun... Ziyanı yok,.. Ben de olsam gülerdim böyle», dedi.
Ankaradan yeni gelmiş bir ilk mektep öğretmeni :
— Mussolln! do ltalyada muhaliflere hlnd-yağı içlriyormuş... Gazetelerde okudum, dedim.
Bir üçüncüsü, bunun adam asmak yahut Hitler gibi balta ile kafa kesmekten daha ehven olduğunu söyledi.
Bir dördüncü: "E, Isa Bey de adam asacak değil ya... Topu tüfeği mi var adamın... Bu kadarına gücü yeter" dedi.
Sözün bir ucundun İsa Beye, öteki ucundan politikaya kol salmakta olduğunu gören Hacı Müslim Bey telâşlandı. Lâkırdıyı bir hafta evvel yapılmış fazla İsrafil bir düğünün dedikodusuna Çevirmeğe uğraştı. Olmayınca Cüce Kalfayı, İlâç götürdüğü bir hasta evinin bahçesinde nasıl köpek kovaladığını ve ev sahiplerinin onu yemiş koparmağa girmiş bir çoouk sanarak köpeği bırakıp ona nasıl taş attıklarına dair bir başka gülünç hikâyeyi anlatmaya âdeta resmen memur etti ve beni dükkânın içine götürdü:
193
Istanbulda
Sadakai Fıtır
miktarı
İstanbul Müftülüğünden:
Alt Orta Aşağı Kuruş Kuruş Kuruş
62 64 60 Buğdaydan
76 73 67 Arpadan
267 251 240 Üzümden
J67 750 000 Hurmadan
Hava Kurumunun pek de-
varnlı ve pek lüzumlu olan çalışmaları muhterem ahalimizce malûmdur. Bir kısım yardıma muhtaç yurttaşlarımızın imdatlarına koşan Kızılay Kurumu ile birçok vatan yavrularını şefkatli himayesinde barındıran Çocuk Esirgeme Kurumu-nun pek kıymetli hizmetleri de aşikârdır.
Binaenaleyh aldığı teberrüatı bu İki kurum İle aralarında paylaşan Hava Kuruntumuza elden gelen yardımlarda bulunmanın pek yerinde, meşkûr bir vazife olduğunu sayın ahalimize ve bilhassa Zekâtı ve Sadaka! Fıtır İle mükellef bulunan muhterem dindaşlarımıza ehemmiyetle arz ve Badakal Fı-t varın şehrimize alt miktarı ilân olunur. 7-7-1950
İstanbul Müftülüğü
İstanbul P. T. T. elleri bir cemiyet kurdular
Istanbulda bulunan posta, telgraf ve telefoncular, aralarında bir cemiyet kurarak faaliyete başlamışlardır. "İstanbul P. T. T. eller Cemiyeti" adı ile kurulan bu teşekkülün gayesi Üyeleri arasında karşılıklı yardımlaşma, mesleki ve fikri seviyelerinin yükselmesi için çareler aramak, halka P. T. T. hakkında bilgi vermektir.
Cemiyetin kurucuları da şunlardırr
Sıtkı Yücel, Şeref Yücel, Tayyar ÜstÜnuçar. Salâhaddin Erdal, Sabri Çetinkaya, Nalm YÖney, Mustafa Küçükaydın, Rahmi Cerman, Mem-duh Çakaruz, Kadri Sağaroğlu, 8e-zal Pulcu, Suat Menemene!.
YENt tSTANBUL
sîtasî İktisadî
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi t
YENt İSTANBUL NESRÎTAT LÎMİTED ŞtHKETÎ MUdUrU: Kemal it S ARLICA Bu sayıda yaxı işlerini fiilen idare eden : Salih Zeki Ak damar
Nevrcdllmlye» yakılar iade edilme».
Basıldığı yer « yeni İstanbul matbaaci-UK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
Eczacı bana Hacı Müslim, kınasının ve daha başka müstahzaratın formüllerini gösterirken ben zihnimi Cüce Kalfanın hindyağı hikâyesinden ayırmıyordum.
Bu hakikaten düşünülecek bir hâdiseydi. Bc. şahanede toplananlar âdeta kasaba sosyetesinin kaymağıydı. Çoğu mal, mülk, para sahibiydi. Topla yıkılmayacak vaziyetleri vardı. Haysiyetlerine, gururlarına dokunacak işlerde son derece titiz, hattâ lâf anlamayacak kadar aksi İdiler. Böyle hallerde mala da, paraya da, cana da fazla kulak asmayacak adamlardı. Haydi diyelim kİ böylelerl, muhtelif sebepler ve mülâhaza, lada bir diktatör yahut herhangi bir gerçek kudret ve kuvvet sahibi insanın karşısında kolaylıkla baş eğiyorlar, hattâ bunu bazan büyük fedakârlıklara kadar giden gerçek bir hulûs İle yapıyorlar. Fakat onları böyle sadece hava almak ve dinlenmek için toplandıkları bir köşede bile kendilerine bir boş aramaya, kimseyi bulamazlarsa, İsa Bey gibi tatsızlık, terbiyesizlik ve küstahlığından başka bir kuvveti olmayan bir insan harabesinin emrine girip kendilerine hakaret ettirmeğe ve jimnastik yapan mektep çocukları gibi onun kumandaslyle soluk almağa sürükleyen ihtiyaç nedir? Bu böyle gittikçe de. mokrasi denen şey nasıl kabil olacaktır?
Zihnimde henüz açık bir şekil alamayan bu düşünceleri ertesi sabah Müftüye ds anlatmaktan kendimi alamadım. Fakat nedense o bunları benim kadar da kavrayamadı ve daha ziyade Hacı Müslim Beyin yeni poletikasına saplanıp kaldı.
Müftü bir şey temenni ederken dua ediyor gibi görünmemek için parmaklarını birbirine kenetler ve onların yukarıya doğru açılmasını
194
Zorla meneder gibi sika sika ellerini uğuşturur. Fakat yeni havadislerin parlaklığı karşısında bunu yapmadı ve ellerini açarak büyük bir heyecanla:
— Nemrud yolcu, dedi, yann Öbür gün kokusu çıkar... Yoksa Hacı Kâfir durup dururken seni beyle tutmaz.

Arada onu da söyleyeyim ki, yalnız bulunduğumuz zaman Müftü Hacı Müfilim Beyi Hacı Kâfir Keratası diye çağırırdı ve ona damat olduğum güne kadar da bu böyle devam etmiştir. Hiç unutmam evlenmemize on on beş gün kala Vilâyet Matbaasına nikâh davetiyeleri bastırmış vo bunun paralarını ben vermiştim. Bunu kayınbabamm bir kurnazlığı sanarak biçare a-damın günahına giren Müftü yine "Hacı Kâfir’’ diye atıp tutmuş» fakat aym zamanda da gülerek ve sırtımı okşıyarak: "Velâkln Hacı Kâfirin bazı iyi hizmetlerini de görmeğe başladım. Nikâh gününe kadar belki kanaatimi değiştiririm" demişti.

Fakat Müftüyü Nemrudun yolculuğundan da daha fazla sevindiren şey Hacı Müslim Beyin bana bulduğu iki müşteri İdi. Bunlardan biri ka-kodllât iğnesi vurulacak bir zayıf kadın. Öteki de yıllardan beri yarası İşleyen bir sıracalı çocuktu. Yani İkisi de,-Allah ömürlerini uzun et-1 sin. temelli müşteri İdiler. Sahiplerinin halleri vakitleri yerinde olduğu için epeyce zaman bana bir ufak irat olabilirlerdi. Fakat Müftünün flk-rince bu bir başlangıçtı ve bir akla gelmez aksilik çıkmazsa yahut ben bir tecrübesizlik yap-1 mazsam arkası gelecekti.
(Devamı var)
195 |
lö Temmuz 1050
YEN t İSTANBUL
Sayfa 8
Kore’de bazı Amerikan
birlikleri çevrildi
Tokyo. 9 (YİRS) — Şonan şehri civarında bazı Amerikan birlikleri komünistler tarafından çevrilmiştir.
Harp muhabirleri bu hususta tam bir sükût muhafaza etmektedirler. Bununla beraber diğer Amerikan kıtalarının muhasara edilen birlikleri kurtarmak İçin teşebbüsde bulundukları öğrenilmiştir. İlk teşebbüs muvaffak olamamıştır.
Komünistler 300 Amerikan askeri öldürmüşler
Tokyo 9 (AP) — Pazar günü Pyong-y&ng’daki komünist radyosu cumartesi günü Kuzey Koreli askerlerin Şo-nanı işgal ettikleri vakit 300 Amerikan askerinin öldürüldüğünü ve 60 askerin esir edildiğini bildirmiştir. Radyonun İlâve ettiğine göre, bütün gün zarfında 12 Amerikan uçağı düşürülmüş ve
5 pilot esir edilmiştir.
Daha sonra komünist radyosu komünistlerin baş münakale şehri olan §ungju'yu işgal ettiklerini İddia etmiştir. Şungju Güney Kore geçidi ü-zerinde Şonaynonun 43 hava mili doğusundadır. Mac Arthur’ün karargâhından bildirildiğine göre aynı yerde komünistlerin ilerlemesi durdurulmuştur. Komünist radyosunun verdiği haberler teyid edilmemiştir.
Güney Korede orfl idare
Koredeki Amerikan Karargâhından. 9 (AP) — Pazar günü Güney Korede örfi İdare ilân edilmiştir. Karar cumartesi günü Başkomutan General Şung-El-Kvun tarafından imza edilmiştir.
Yeni idare mAİ stok etmek suretiyle memleketin ekonomik hayatını sekteye uğratmayı ve kâfi sebep olmadan vazife başından ayrılmayı. telâş uyandıracak asılsız haberlerden bahsetmeyi yasak etmiştir.
ölüm cezasının tatbik edileceği hakkında henüz bir haber alınmamıştır.
6 kızıl tümen Taejon’a hücum etmekte
Tokyo. 9 (YÎRS) — Komünist Koreliler Taejon’u almak İçin 6 tümeni muharebeye sokmuşlardır. Arazinin durumu
\Vashington. 9 (YİRS) — Komünist Kore kuvvetleriyle Taejon arasındaki yol gayet sarp araziden geçmektedir. Havanın gayet fena oluşu komünistlerin ilerleyişini durdurabilir. Bahsi geçen yol üzerinde Kum nehri gibi tabii bir mâni mevcuttur.
Güneylilerin bir muvaffakiyeti
Taejon, 9 (AP) — Güney Kereye mensup bir resmi sözcünün bildirdiğine göre cumartesi günü Kuzey Koreli İki komünist taburu İmha edilmiştir. Sözücünün ilâve ettiğine göre 21 komünist esir edilmiş, 7 tank ve Rus yapısı 20 Jip arabası tahrip edilmiş ve komünistlerin elinden 76 mm.lik 4 top ve 700 tüfek alınmıştır.
Bu zaferden sonra Savunma Bakanı ve Başbakan Sihn-Sung harekâta iştirak eden subayları birer derece terfi ettirmiştir.
Gİ. Mac Arthur’ün resmî tebliği
Tokyo, 9 (YİRS) — General Mac Arthur’ün Genel Karargâhından bildirilmektedir:
Piyontek-Ansong bölgesinde komünist Kore kuvvetleri, Kuzeyden ve Doğudan taarruzlarına devam etmektedirler. Bu maksatla komünistler 1 İnci. 3 üncü ve 4 üncü tümenlerini İleri sürmüşlerdir.
Elde edilen raporlara göre, düşman taarruzunu idame ettirebilmek İçin hazırlıklar yapmaktadır. Zırhlı takviye birlikleri Piyongtek'in güneyindeki yolu kullanmaktadırlar. Amerikan hava kuvvetlerinin hücumlarını önlemek İçin komünist uçaksavar bataryaları Ansong’un Kuzeydoğusunda mevzi almışlardır, Piyongtek - Şonan yolunu takip eden düşman birlikleriyle. An-song-Şonan yolunu takip eden düşman tümenleri devamlı bir çevirme hareketine tevessül etmektedirler.
8 temmuz günü zarfında düşman kuvvetleri dost müdafaa hatlannı Şon bölgesinde yarmaya teşebbüs etmişlerdir. Bu bölgede yapılan hava taarruzları neticesinde 40 düşman tankı imha edilmişse de. komünist Kore ordusu hızını kaybetmemiştir. 15 inci düşman tümeni Şlnşon’da, yani Taejon’un 35 mil kuzeyinde Cumhuriyetçi Kore birlikleri tarafından durdurulmuştur. Şln şon el değiştirmiş ve neticede dost kuvvetler tarafından geri alınmıştır.
6 inci komünist turneni Taejon’un 70 mil kuzeyindeki Şonan’ı almıştır. Aynı düşman tümenine mensup birlikler Şungşu da dost kuvvetlere taarruz etmektedir.
Alınan raporlara göre düşmanın geniş bir çevirme hareketine teşebbüs etmesi beklenmektedir.
Atlanta (Georgia), 9 AA. (United Press) — Üçüncü Ordu Komutanlığı tarafından yayınlanan bir tebliğde i-kinci, üçüncü ve dördüncü ordu bölgelerinde bulunan bir çok savaş birliğine Uzakdoğuya hareket etmek üzere hazır bulunmaları emredildlği bildirilmektedir. Bu birliklerin sayısı a-çıklanmamıştır.
Birlikler şevke hazırlanıyor
San Francisco 9 A A. (United Press) — Altıncı Ordu Komutanı General Albert Wademeyer’in bugün bildirdiğine göre. Altıncı Ordunun İkinci Piyade Tümeni ile diğer bazı yardımcı birliklere, yakın zamanda Uzakşarka gitmek üzere hazır bulunmalarını bildirmiştir.
Kore sahillerine bir Amerikan çıkarması bekleniyor
Tokyo, 9 A A (AFP) — Amerikanın Pasifik Deniz Piyadeleri Komutanı General Lemuel Shepard’ın bugün Tokyoya gelişi Koredeki harekâta iştirak etmek için Amerikanın bir tümen deniz piyadesinin yakında geleceği ve nihayet Mac Arthur’ün bu sabah Tokyoda Genel Karargâhında başlıca asker! şeflerle yaptığı bir nevi harp konseyi, müşahitlerin nazarı dikkatini Kore sahillerine bir Amerikan çıkarması •yapılması ihtimali üzerine çekmektedir.
İzinler kaldırıldı
Washington, 9 AA. (AFP) — Dün Öğleden sonra ordudan bildirildiğine göre. Alaska ve Havai adaları da dahil Pasifik bölgesinde bulunan askerlerin izinleri yeni emre kadar kaldırılmıştır.
Mac Arthur’ün emrine girecek birlikler
San Francisco, 9 (AP) — Altıncı Ordu bölgesindeki ikinci Amerikan Piyade tümeni nır kaç takviye birlikleri ile beraber yakın bir İstikbalde Uzakdoğu komutanlığı emrine verilecektir. Bu birliklerin Güney Korede Amerikan Komutanı Mac Arthur’ün emrine verileceği ordu tarafından bildirilmiştir.
Ayrıca karargâhı San Franclscoda bulunan Altıncı Ordu bölgesinden bir uçaksavar birliği ile karargâhı Sam Hauston, Texaa’ta bulunan Dördüncü Ordudan diğer bir birliğin Mac Arthur’ün komutasına tahsis edilmesi muhtemeldir İhtiyat gönüllüler ka.vdrdlllyor
Wnshington, 9 (Ap) — Amerikan
ordu ve bahrlyesl bilhassa uzmanlara şiddetle ihtiyaç duyulduğunu bildirerek ihtiyat gönüllülerin kaydına başlamıştır. Daha evvel hava kuvvetleri faal vazife alacak gönüllülerin kaydına başlamıştır.
İki uçak gemisi daha Koreye hareket etti
San Dlego (Californla) 9 (Ap) — 27.000 tonilâtoluk Bozer uçak gemisi Kore harbi için uçak yüklemek üzere Dlegodan diğer bir limana hareket etmiştir. Geminin gideceği yer bildirilmemiştir.
13000 tonilatoluk Badgeng Stralt uçak gemisi Uzakdoğuya nakledilecek bahriye uçağı almak üzere Pcarl Harbour’dan San Dlegoya hareket etmiştir.
Amerika başlıca hava yollarının uçaklarını sevklyat için kiraladı
San Franclscl. 9 A.A. (United Press) — Birleşik Amerika silâhlı kuvvetler servisi, harp malzemesi ile asker! personelin Uzakdoğuya nakline yardım irin, başlıca Transnasİfik hava yollarının uçaklarını dün kiralamıştır. İngiliz Komünist Partisi, Amerikanın Rusya ve Çine karşı yapacağı bir harpte köprü başına sahip olmak İçin Kore savaşına katıldığını iddia ediyor
Londra. 9 (Ap) — İngiliz Komünist Partisi, Koreye yapılan Amerikan askerî yardım nı kabahatli çıkartarak Amerikanın Sovyet! er Birliği ve Çine karsı bir harp çıkarmak için Asvada asker! bir atom harbi İçin köprübaşı kurmak istediğini bildirmiştir. Partinin İcra! komitesi tarafından kabul e-dllen bir kararnamede Amerikanın uzun ve clnaî bir maceraya atıldığı belirtilmiştir.
Parti aynı zamanda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyini Amcrikaya âletlik etmekle itham etmiş ve Genel sekreteri Mac Arthur’ün acemi yaveri kelimeleri ile vasıflandırmıstır. Komünist Partisi Ingiliz İşçi Hükümetinin tecavüzde. Amerikanın cürüm ortağı olduğunu bildirmiştir.
Amerikan İhtiyatları çağırıldı
Washlnırton. 9 A A. (Afp) — Birleşik Amerika kara ve deniz kuvvetleri servisi İhtiyatları “en az bir sene, İcap öderce daha far)* bir zaman tein” askerî hizmete girmeğe davet etmiştir.
Kara kuvvetleri servisi, silâh altına alınma programını ve İhtiyat subay sınıflarını yakında tasrih edeceğini bildirmiştir .Subayların ordu hizmetine girmeleri tamamlvlr Ihtlvarîdlr. Ordu servisleri bundan başka İhtlvat askert hekimlere d*» müracaatla kendilerini derhal vazifeye davet etmiştir
DÜNKÜ YAĞMUR
Sıcak dalgası geçti, dün sağnak halinde yağmur yağdı
Günlerden beri devam eden bir sıcak dalgasiyle yanan İstanbul dün biraz serinliğe kavuşmuştur. Sabahtan oldukça bulutlu olan havanın öğleye doğru açıldığını gören İstanbullular, sayfiye yerlerine ve kırlara a-kın etmişlerdir. Fakat akşama doğru başlayan yağmur ve rüzgâr eğlenceleri yanda bırakmış ve bir çok kimseleri ıslatmıştır Bilhassa Bogazl-çinde şiddetli sağnak halinde yağan yağmur mesire yerlerinin bir anda boşalmasına sebep olmuştur Yeşilköy Meteoroloji istasyonundan dün gece aldığımız malûmata göre, hava bugün de bulutlu olacak ve yağmur aralıklı çağnaklarla yağacaktır. rüzgârlar şimalden orta kuvvette esecek, hava düne nazaran daha fazla serinleyecektir.
Bağdoddo basın, 3 gün grev yapıyor
Bağdat 9 A A. (Afp) — Gazete müdürleri grupunun vardığı bir karar neticesi Bağdaddaki gazeteler. Parlâ. mento tarafından İncelenmekte olan Basın Kanununu protesto makamında 10 temmuzdan itibaren üç gün çıkmıyacaktır. Mamafih hükümet organı olan Taba Aldostouri gazetesi ile Nuri Sait Paşanın Meşrutiyet Partisi organının çıkacağı sanılmaktadır.
Muhalefetin kanaatine göre, gazete müdür ve başyazarlarından bazı diploma talep edilmesi ve teminat akçesi yatıniınası keyfiyeti ifade hürriyetine engel teşkil etmektedir.
Parlâmentoda bu işi inceleyen İki yetkili komisyon hükümet tarafından kaleme alınan metni tasvipte birçok defalar tereddüt göstermiştir.
Komünistler, Telâviv’de Amerika aleyhinde nümayiş yaptılar
Telftvlv 9 A.A. (Reuter) — 500 komünist nümayişçisi bugün Telâ, vivln ana caddesinden geçerek “Kahrolsun Truman. Kahrolsun Bengurlon (İsrail) Hükümeti” diye bağırmışlar, fakat ne halk ne de polis bu harekete ehemmiyet vermemişlerdir.
Birleşik Amerikanın Koredeki harekâtına ve İsrail Hükümetinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin kararım desteklemesine karşı nümayiş yapan komünistler dağılırken, bir kısmı Amerikan Elçilik binasının önünde durmuşlar ve Amerikalıları harpçilikle İtham ederek bağırmışlardır.
Nakliyatı durduran bir ana fil
Hortum 9 A A. (Afp) — Bir dJşl fil. Sudanda Bor civarında Bahrel Gazelin bir kolu üzerindeki bir köprünün ortasında doğurmuştur. Ana fil üç gün bütün nakliyatı durdurarak yerinden kımıldamayı reddetmiş ve yavrusu kendisini ormanda takip edebilecek kadar kuvvetlenmesini beklemiştir.
Triyeste hakkında Sovyetlerin cevabı
Ruslar, ilk tekliflerinde hâlâ ısrar ekmektedirler
Moskova, 9 A.A. (Afp) — Sovyet Dışişleri Bakanlığı Triyeste meselesi hakkında İngiltere, Birleşik Amerika ve Fransa Hükümetleri tarafından 15 haziran tarihli notalarına cevabını üç batılı devlet büyük elçiliklerine tevdi etmiştir.
Bilindiği gibi, 20 nisan tarihli notasında Sovyet Hükümeti batılı devletlerin banş andlaşmasını ihlâlini ve Triyestede bir Ingiliz - Amerikan deniz üssünün ihdasını protesto etmekte, Triyeste statüsünün tatbikini ve bir vali tayinini istemekte idi.
Üç batılı devlet 15 haziranda verdikleri cevapta Sovyet noktai nazarını reddederek Triyeste meselesinin en iyi hal şekli olan alâkalı taraflar arasında doğrudan doğruya bir anlaşmaya varılması lehinde bulunmuşlardır.
Sanıldığına göre, bugün verdiği cevapta Sovyet Hükümeti 20 nisan tarihli notasında belirttiği prensipte ısrar etmektedir.
Yeni denizaltı tahlisiye gemimiz
Gemi, yakında Amerikadan yola çıkıyor
Washİngton, 9 A.A. (United Press) — Dışişleri Bakanlığından bildirildiğine göre. 1280 tonluk denizaltı tahlisiye gemisi Blueblrd. ağustos ayında Şlrleşik Amerikadan Türkiyeye yapacağı seyahatte tamamen Türk mürettebat tarAfındsn sevk ve İdare edilecektir
Birleşik Amerika bahriyr9İndo sınıfının en yeni gemilerinden biri olan Blueblrd. karşılıklı savunma yardımlaşması programı gereğince Türkiyeye 1950 senesinde gönderilecek olan gemilerden biridir.
Geminin Türk donanmasındaki vazifesi bütün tahlisiye işlerine bakmak ve denizaltı mürettebat) İle derin su dalgıçlarının talimine yardım etmek olacaktır.
Blueblrd’ü getirecek olan 91 Türk subay ve denizcisi Birleşik Amerlkada talim görmektedirler.
Hidrojen bombası her şeyi halletmez!
Hamlllon (New-York) 9 A. A. (Afp) — Son harpte atom bombası imaline dair Manhattan projesi direktörü olan General Leslle Greve* Colgate Üniversitesinde verdiği bir beyanatta demiştir ki:
“Hidrojen bombasının bütün meseleleri halledeceğine inanmak doğru değildir. Hidrojen bombası imalinin mümkün olup olmadığı, henüz bilinmemektedir. Harp bombalarla kazanamadığı gibi barış da onlar sevesin de idame edilemez. Ancak her sahada kuvvetli olan milletler harbi kazanabilirler ve hakikaten kuvvetli o-lan milletler daha zayıflar tarafından ■»adiren tazip edilebilir.”
İsmail Sıtkı Paşa öldü
Paris 9 A A. (AFP) — Eski Mısır başbakan İsmail Sıtkı Paşa Neuilly-deki Amerikan Hasîahanesinde ölmüştür.
Fransız hava hattında yeni bir kaza oldu
Paris 9 A.A. (Afp> — Aigle-Azur kumpanyasından bildirildiğine göre. Kazablanka hava Alanı civarında yere düşerek parçalanan Do. 3 uçAğm-dA 2 si çocuk, 4 ü mürettebat olmak üzere 25 kişi bulunmakta idi. Kumpanya 5 kişinin hayatta olduğunu bildirmektedir. Buoa göre kaza neticesi ölülerin sayısı evvelce bildirildiği gi. bl 23 değil 20 dir.
Türkiye Millî Talebe Federasyonunun mesajı
Federasyon, üçüncü kurulu; yıldönümü münasebetiyle teşkilâtına bir mesaj gönderdi
Ankara, 9 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bugün üçüncü yaşına basan Türkiye Milli Talebe Federasyonu Başkanlığı, Federasyon Bayramının kutlanması münasebetiyle teşkilâtına aşağıdaki mesajı göndermiştir:
“Türkiye Milli Talebe Federasyonunun 3 üncü kuruluş yılını büyük bir sevinçle kutladığımız şu anda. Türk yüksek tahsil gençliği ndına AnkaralI arkadaşlarınız Atatürkün mânevi huzurunda saygı duruşu yaparken, hepimiz. ruhumuzu saran Atatürk sevgisinin enginliği içerisinde O nun emanetine olan bağlılık ve İnancımızı tfa-de etmenin heyecanını duymaktayız.
Türkiye Milli Talebe Federasyonu yeni çalışma devresine Türk yüksek tahsil gençliğini temsil etmenin ortaya
Ulaştırma Bakanı Balıkesirde
Teviik İleri, dün Balıkesirde mühim bir konuşma yaptı
Balıkesir, 9 (A.A.) — Ulaştırma Bakanı Tevfik ileri bugün saat 10 da P., T. T. Başmüdürlüğü binasında memur ve müstahdemlerle bir konuşma yapmıştır. Bakan. İlk önce büyük ve güzel bir İktidar değişmesi yapıldığını ve bu yeni iktidarın neler yapacağını ve memurlardan ne gibi işler beklediğini belirterek demiştir kİ:
— Siz P. T. T. memurları kendisine hizmet etmek mecburiyetinde olduğunuz vatandaşlarla her gün karşı karşıya bulunmakla ve vatandaşa hizmet etmenin huzurunu duymaktasınız. Çünkü vatandaşa hizmet etmek beşeri huzurun en büyüklerinden biridir. P. T. T. eller memlekete cidden büyük hizmetler eden bir zümredir. Onun i-çln feragatli, bahtiyar İnsanlı, doğru fakir düşmüş bir milletin memurlarısınız. Her türlü yolsuzluğun ve suiistimalin baş düşmanıyız. Bu gibi çirkin hallerde bulunanlara merhamet edil-miyerek bu milletin bir tek kuruşunun çalınmasına asla meydan verilmlye-cektlr.
Bundan sonra Bakan memurların dileklerini dinlemiş ve kendilerine gereken cevapları vererek şehir sinemasında toplanan halkla görüşmek üzere P. T. T. binasından ayrılmıştır.
Saat 11.30 da sinemaya gelen Bakan tezahüratla karşılanmış ve kendisine gösterilen yakın alâkaya teşekkür ederek balkın dileklerini dinlemiştir.
10 kadar vatandaş çeşitli dileklerde bulunmuş ve bu arada Bandırma İle İzmir arasında çarşamba ve cumartesi günleri de tren seferlerinin işletilmesi, afyon meselesi, vapur seferlerinden ve mahalli ihtiyaçlardan bahsedilmiştir.
Bundan sonra bu dileklere birer birer cevap veren Ulaştırma Bakanı Tevfik heri ezcümle demiştir ki:
“Türk Milleti dertli, çilekeş ve muz* tarip bir millettir. Bunu bile bile ve dile getirerek sîzler tarafından seçilmiş İnsanlarız. Bu dertlerin önüne geçmek için gece gündüz çalışıyoruz, fktidarı ne şekilde aldığımızı pekâlâ biliyor ve takdir ediyorsunuz.
Arkadaşlar, şu veya bu şekilde bir bakanlık mevcut değildir. Bütün bakanlıklar bir tek vücut halinde çalışmaktadır. Biz vatanı bir bütün olarak görmekteyiz. Milleti refaha götürecek yol, maalesef çamurlu bir Idur. Biz her gün bu çamurlu yola birer birer taş koymakta ve onu Türk Milletinin İlerlemesine müsait bir hale getirmekteyiz. Bunu herhalde hissediyor ve görüyorsunuz. Fakat istenilen, arzu e-Jilen İşlerin hepsinin birden yapılmalına imkân yoktur. Şuna inanmanızı isterim kİ. bugün bir bakan bir işçiden en az iki misli çalışmak mecburiyetindedir ve çalışmaktadır Çünkü hlz millete söz verdik. Bu sözümüzü yerine getirmek, bu millete çok fazla hizmet edebilmek ve bizden evvelkilere benzememek İçin çok çalışmaya mecburuz ve böyle çalışıyoruz.
Arkadaşlar, hükümet programında omünlstllk halikındaki görüşümüz nalûmunuzdur. Biz bu memlekette hırsızlığın ve suiistimalin kökünü mutlaka kazıyacağız ve millet kesesine el uzatmaya cüret edecekler için gözümüzde bir damla yaş olmıyacak-iır. Eski İktidarın yüzüstü bıraktığı İşleri bir buçuk ay İçinde yapmamıza İmkân yoktur Fakat bu işleri yüz akı İle yapacağımıza da imanımız vardır Muvaffak olacağız. Milletimizi refaha kavuşturmak için yegâne gayemiz çalışmak olacaktır. Bundan emin olabilirsiniz. aziz BalIkesirliler.
Bakan bundan sonra Devlet Dcmlr-volları memur \e İşçileriyle de bir konuşma yapmış, dileklerini dinlemiştir.
Atatürk Park gazinosunda şerefine verilen yemekte hazır bulunan Bakan saat 16.05 te Balıkesir mlllctvektllc-rlvle birlikte şehrimizden uçakİA An-karaya hareket etmiştir.
koyduğu mesuliyetleri tamamen müdrik olarak ve istikbale daha verimli işler başarmak azmiyle girmektedir.
Bu kutlama gününde, Ankara, İstanbul. İzmir ve Zonguldaktnki yüksek tahsil talebe teşekküllerinin federasyon bünyesinde toplanmasına çalışan ve bu işi muvaffakiyetle neticelendiren bütün arkadaşlarımızı bir kere daha şükranla anarız.
Bayramımız hepimize kutlu olsun.,, Şehrimizde bulunan yüksek tahsil talebelerinden kalabalık bir grup Türkiye Milli Talebe Federasyonunun kuruluşunun Üçüncü yılı münasebetiyle Atatürk'ün geçici kabrini ziyaret etmiş ve mânevi huzurunda saygı duruşu yaparak bir buket çiçek koymuşlardır.
KORE MUHABİRİMİZ, MÜTHİŞ RÎCfiTt BÜTÜN TAFSİLATI İLE ANLATIYOR
“Asker, kadın, çoluk çocuk hep beraber kaçıyoruz!,,
SeüPü ilk defa ben terkettim uçuşunu gözlerimle gördüm Bakanı mülteciler arasında
Müthiş panik — Köprünün İki gazeteci yaralandı —İçişleri Amerikan sefirinin atlattığı tehlike
(Hususi muhabirimiz Marguerlte Higgins bildiriyor)
Cenubi Kore’de bir mahal (28 haziran) — Komünist ordularının taarruzu üzerine Güney Korede meydana gelen karışıklığa en güzel misal Seul şehrinin tahliyesidir.
Polis kuvveti olarak yetiştirilmiş bulunan Cumhuriyetçi Kore ordusu, ağır topçu ve tanklarla mücehhez komünist ordusuna mukavemet edecek durumda değildi. Amerikan askeri yardımı da Kore'ye daha yetişmemiş olduğundan Cumhuriyetçi birliklerin Seul'u terketmeslne karar verildi.
Amerikan ve Güney Koreli subaylar Han Nehrinin karşı sahiline muntazam bir ricat yapılmasına ve bu hareketi müteakip nehir üzerindeki köprülerin atılmasına karar verdiler.
Seul'u ilk defa ben terkettim
Ben. diğer Amerikalı harp muhabirleri ile beraber, ileri hatları görmeye gitmiştim. Ricat edileceği haberini aldım ve harekâtı yakından takip etmek gayesiyle Seul’u İlk defa ben terkettim.
Evvelce alınan kararlara rağmen, her şey plândaki gibi cereyan etmedi. Kızıl kuvvetlerin topçu ve tank üstünlüğü, münakale ve muhabereyi imkânsız bir hale sokmuştur.
Panik
Esir olup, komünistler tarafından öldürülmekten korkan Cumhuriyetçi Koreli subay ve erler, birdenbire paniğe uğradılar. Telâşla ve tâyin edilen sAatten önce Han nehri üzerindeki köprüler Cumhuriyetçiler tarafından dinamitle atıldı. Bunun neticesi olarak bir çok Amerikalı, Han nehrinin öbür tarafında, tıpkı kapana girmiş gibi sıkışıp kaldılar.
Han nehri üzerindeki köprünün uçtuğunu gördüm
Han nehri üzerindeki köprünün a-tılması hâdisesi, acıklı olduğu kadar tipik bir karakter taşır. Sabaha karşı, takriben saat 02.30. Semayı aydınlatan alevler Seul muharebesinin neticesini dünyaya bildiriyordu. Buna rağmen şehir dahilinde bir çok Cumhuriyetçi birlikler ve Amerikalı müşahitler vardı. Jipime binerek Han nehri üzerindeki köprüye doğru ilerledim. Köprü, ricat eden Cumhuriyetçi askerlerle âdeta tıkanmış vaziyette idi. ö-nümde ‘*Ncw-York Times., gazetesinin harp muhabiri Burton Crane ile “Time.. mecmuasını temsil eden Frank Glbney'in Jiplerini gördüm. Tam ben köprünün başına geldiğim vakit köprüyü havaya uçurdular. Müthiş bir infilâk beni bir an sersemletti. Sonra kendime gelerek İnsiyaki bir şekilde etrafa baktım. Kamyon ve İnsan parçaları hâlâ havada uçuyor, etraftan gelen çığlıklar insanın kulağını parçalıyordu. Etrafıma enkaz parçaları düşmeye başladı.
İki gazetecinin bindiği Jip de parçalanmıştı
Şaşkınlığın tesiri altında yerimden kımıldayamadım. Sonra hatırıma gelerek gözlerimle Crane ile Glbney’i a-radım. ikisinin de beraberce binmiş oldukları jipln on kısmı parçalanmış, iki gazetecinin elleri ve yüzleri cam oarçalrıriyle kesilmişti.
Sandallara hücum!
Köprünün atılması üzerine herkes, bu arada biz gazeteciler, sandallara koştuk. Burada gördüğümüz manzara ancak “panik” kelimesiyle tarif e-dllebllir. Sandallar batacak kadar dolmuştu. Bir Amerikalı, kalabalık bir sandalda ancak tek ayağı üzerinde durabiliyordu.
Amerikan heyeti Jipleri bırakarak bataklıkta yürümeye başladılar
Bu arada sonradan öğrendiğime göre. Amerikan askeri heyeti köprünün atılması üzerine ne yapacağını şaşırmıştı Amerikalılar ellerindeki evrak, bahsi eşya ve teçhizatı beraberlerinde götürmeye teşebbüs etmişlerdi. Fakat komünist birliklerinin dış mahallelere girmesi üzerine resmî evrakı ImhA e-dip şahsi eşyalarını geride bırakmaya mecbur kalmışlardı. 60 kişilik Amerikan heyeti nlhavet jiplerini do bırakmış ve bataklık bir yolu takip ederek 14 mil yürüdükten sonra bir köye sı* ğmabilmlşti.
İçişleri Bakanı, mülteciler arasında
Panik böylece son haddini buldu Askerler ve mülteciler yolları tıkayor-du. Cumhuriyetçi Kore içişleri Bakanı bile sırtına aldığı bir çıkınla mülteciler kafilesine katılmıştı. Gru-pumuz tam demokratik bir manzara arzedlyordu, her sınıftan halk, omuz omuza, aynı hedefe doğru İlerlemeye çalışıyorduk: Amerikan subayları, yırtık üniformalı Koreli askerler, diplomatlar. kadınlar, çocuklar. Ana baba günü o gün İçin İcat edilmiş bir isim olsa gerek.
Han Nehrini bir kayıkla geçtim Sonra bir müddet, uzun bir müddet yürüdüm. Nihayet bir Jip buldum ve Suvon’a “kapağı atabildim.” Cumhuriyetçi birlikler şehrin kuzeyinde mevki alıyorlardı. Bozgun havası bir müddet sonra yatıştı. Kaçan Cumhuriyetçi Askerler beraberlerinde ancak tüfeklerini alahllmişlerdi. Japon, A-rnerlkan ve Rus yapısı kamyonlar yollar üzerinde ve her İki İstikamette gidip geliyordu.
Görüştüğüm Amerikan asker! müşahitleri bana aynen şunu söylediler: “Vazifemiz bozgunu durdurmak ve tekrar Kuzey Koreye doğru harekete geçmektir.”
Amerikan uçuklarına tolÂm
Havada beliren Amerikan uçakları herkesin kuvvei nıaneviyesini yükseltmiştir. Koreliler, havadaki Anıerl-

1
Yeni İstanbul’un KORE muhabiri bildiriyor
Komünlat kuvvetlerin eline geçen Kimpo hava meydanı Amerikan hava kuvvetleri tarafından devamlı bir bombardımana tâbi tutulmaktadır
kan uçaklarını İngilizce “Hello” diye selâmlıyorlar.
Amerikan askeri istişare heyeti â-zalarından Albay Sterllng, paniğe sebep olarak Cumhuriyetçi subayların tanklardan korkusunu ileri sürüyor. Amerikan Sefirinin atlattığı tehlike
Amerikanın Kore Sefiri John J. Muccio çok büyük bir tehlike atlat-
Çalışma ve İşletme Bakanları Kırıkkalede
Bakanlar, dün Kırıkkaleye giderek. Silâh Fabrikası işçilerinin dertlerini dinlediler
Kırıkkale. 9 (Hususi muhabirimizden telefonla) — işletmeler Bakanı Muhlis Ete ve Çalışma Bakanı Haşan Polat-kan beraberlerinde bazı milletvekilleri olduğu halde buğun 12,30 da Kırık-kaleye gelmişlerdir.
Kırıkkale silâh fabrikası işçilerinin dertlerini dinlemek ve fabrikalardaki .alışmaları yakından görmek ıııaksa-dİyle bu sabah saat 8 de otomobillerle Ankaıadan hareket eden Bakanlar ve millcıvckılleri yolda Bâlâ ve Keskin-lilerin dertlerini dinledikten sonra saat 12,30 da Kırıkkalclilerin içten gelen sevgi tezahüratiylo karşılanmışlardır.
Öğle yemeğini müteakip her iki Bakan ve milletvekilleri fabrika müdürleriyle temaslarda bulunmuşlar ve saat 17 do de sinema binasını dolduran binlerce işçi ve memurların dertlerini dinlemişlerdir. Sinema binasında yapılan toplantıda sıra ile söz alan işçiler, işlerinden çıkarıldıklarını, eski zihniyetin el’an devam etmekte olduğunu kendilerine komünist damgası vurulmak istendiğini söylemişler, fakat komünizmin Türk işçisinin arasına giromiyeceğini ifade etmişlerdir. Bu sırada söz nlan Ankara milletvekillerinden Osman Şevki Çiçekdağ kısa bir hitabede bulunarak işçilere yapılan komünizm İsnadına temas etmiş ve toprak denilen mukaddes varlığa kanını döken Türk milletinin komünist olamıyacağını ifade etmiştir.
Çiçekdağ sözlerine son verirken Türk milletinin emrinde bulunan Demokrat Parti İktidarının Türk İşçisinin derdine çare bulacağını söylemiştir. Bundan sonra mikrofon haşınA volen Çalışma Bakrını Haşan Polat-kan:
Bir milletvekili olamk 1948 yılında sizi ziyaret etmiş, dâvalarınızın mühim bir kısmına vâkıf olmuştum’’ dedikten sonra Kırıkkale fabrikalarının Milli Savunma Bakanlığına bağlı olduğu zamanlarda Çalışma Bakanlığının teftiş ve murakabesinin haricinde kaldığını, fakat yakında cıkacak bir kanunla kapılarını iş müfettişlerinin murakabesine açacağını söylemiş ve:
“Yeni hükümetiniz, sendikaların po litikaya karışmamasını temin edecektir. Çalışma Bakanlığı. Türk işçisinin vüksolme.sl İçin bir çok şeyler düşünmektedir. İşçileri alâkadar eden kanunların aksak tarafları düzeltilmeye başlanmıştır. Bunlara yeni bir şekil vermeye çalışırken İşçilerin de fikirlerini öğrenmek İstedik, sîzlerden alacağımız fikirlerle bu kanunları tadil ve ıslah edeceğiz Türk İşçisinin çalışkanlığından eminim. Sizin bir çok sıkıntılar içinde bulunduğunuzu da biliyorum, Memlekette içtimai adaleti ta-hAkkuk ettirmek için uğraşacağız. Sîzleri dalma kendi safımızda görüyoruz. Hepinizi hürmetle selâmlarım.” demiştir.
Haşan Polatkanın alkışlarla karşılanan konuşmasından sonrA, Manisa
mıştır. Bir komünist hava hücumu sırasında makineli tüfek ateşi civarında bulunan bazı Korelilerin ölümüne sebep olmuştur. Bundan evvelki ve bundan sonraki günlerin bilânçosu ne olursa olsun nihai netice demokrasilerin lehine olacaktır. Amerikalıların hepsi buna samimiyetle inanıyorlar.
Milletvekili Kâzım Taşkent kürsüye gelmiş ve işçi İle evi arasındaki münasebetleri izah ettikten sonra:
“— Bir taraftan »izlerin çalışması, diğer taraftan da fabrikaların çalışması, bizlerl en büyük nimetlere maz-hnr edebilir.” demiştir.
Müteakiben işletmeler Bakanı Muhlis Ete de şunları söylemiştir:
“— 14 mayıstan evvel Kırıkkalede bir çoklarınıza hitap etmekten haz du.vTnuştum. Bu defa da sizinle bir Bakan olarak konuşuyorum ve aynı hazzı duymaktayım.”
Muhlis Ete. Hükümet Balkanının selâmlarını getirdiğini söyledikten sonra:
••— Kendi ollorinlzle seçtiğiniz bir milletvekili ve imalâtı Harbiye Fabrikasında çalışmış bir işçi arkadaşınız sıfatiyle bugün sizinle burada konuşuyorum” demiştir.
Bakan sözlerine devamla, bazı İdare âmirlerinin insafsızca hareket ettiğini İşittiğini, ele alınacak meselelerin başında işçi ve köylü dâvasının geldiğini söyledi:
“— Bugünlerde Kırıkkale fabrikalarında bir sendika kurulacaktır. Bir sendika içinde birleşiniz. Bu sendikaya giriniz, yalnız «izlerden ricamız sendika İçinde politika yapmayınız Herkes işletmenin dığmda politika yapabilir, bırakınız partiler sizin sendika* lannız etrafında sizin teveccühünüzü kazanmağa çalışsınlar. İşletme için bir İşçi ne ise memur da odur. Bir amele ve müdür yok. baba ile oğul vardır. Bütün işletmelere bu emri vermiş bulunuyorum ’’
Muhlis Etenin alkışlara vesile olan bu konuşmasından sonra Bakanlar başka bir binada işçi temsilcilerini dinlemişler ve yapılan şikâyetler hakkında not alarak yakın zamanda bunların yerine getirileceği vâdlnde bulunmuşlardır.
Yarın Kırıkkaledekl fabrikalar gezilecek ve işçilerle yeniden temaslar yapılacaktır.
MÜSABAKA KUPONU
1 aralık 1950 de çekilecek büyük kuramıza İştirak İçin şağKİakl kuponlardan 90 tane getirerek h|r kura numarası a-labUecekalnlz.
Tafsilâtını her pazar günkü (YENİ İSTANBUL) da arayınız.
V- -
Sayfa 4
T «Mî İSTANBUL
10 T>mmuı 1000
YENİ
OKUL
Yazan t Cevdet Perin
MASAMIN üstünde yığılan ve maa-*"■ lesef son günlerde pek okuyamadığım çoğu yabancı olan gazeteleri ve dergileri karıştırırken, elime, zevkle, hattâ «anatkftrane hazırlanmış bir derginin üç sayısı geçti. AnkaralI bazı öğretmen arkadaşların çıkardıkları bu derginin adı Ofeul’dur (1). Pedagojik Yardımlaşma Kooperatifi tarafından yayınlanan bu faydalı eserin gayesini Yazı İşleri Müdürü H. Hüsnü Cıntlı şöyle İzah ediyor: “Bu dergi ilkokul, orta okul ve köy enstitüsü öğretmenlerinin ve bu okullarda çocukları bulunan ana-babaların haberleşme ve yardımlaşma vasıtası olarak çıkmaktadır. Bu sayfalarda, Öğretmen arkadaşlar dershanelerinin kapalı kapılarını hepimize açacaklar, ana-babalar okula devam eden çocuktan üzerindeki gözlemlerinden bizi faydalandıracaklar ve yabancı dilde yayınlarla yahut türlü eği tün-Öğreti m kurumlariyle teması olanlar yazılariyle bize daha geniş bir ufuk çizmeğe çalışacaklardır. Fakat daima gözönünde bulunduracağımız ve düşüneceğimiz şey okullarımızda zaman zaman ortaya çıkan ve çözülmeden kalan meseleleri elbirliği ile çözme yollarım aramak olacaktır. Bu ve çocuk sevgisi doğru çekecek ve üzerinde hep bir
duygulanma ve neşelenme fırsatları verecektir.”
Afeslefe seçme meselesi; Reşat Tardu-nun Orta okul fen dereleri yeni öğretim programlan, seçme çocuklar korosu için notalar ve sözleriyle bir şarkı.
Üçüncü sayıda İse, Muvaffak Uya-nık’m Afife hava eğtimi, Mustafa Nihat özön’ün Seçilmiş metinlerden faydalanma adı altında Ahmet Ra-simdon aldığı bir parçayı tahlil ederek verdiği güzel bir örnek, Nail Fa-lay’ın Uygulanmış Mr ders plânı, Şlnasl Barutçu'nun Okul sergisi ve Mithat Enç’ln Meslek işinde ço o tıkları zorlamalı mıf Adlı yazılan var
arada, memleket bizi biriblrimize bize bu sayfalar arada düşünme.
Henüz üçüncü sayısını IdrAk eden Yeni Okulun (2) sayfalarını karıştırıyorum: Çekil bakımından, klâsik kaidelerin dar çerçevesini aşmış, bugünkü dinamik hayat şartlarına uygun bir tarzda tertiplenmiş, insanı sıkmayan, bilâkis ferahlık veren bir havası var. Bazı yazılar resimlerle, krokilerle süslenmiş. Sonra, Kemal Demiray’m elinden geçen yazılarda İmlâ ve terim bakımından birlik var. Salt Yada’nm kapak kompozisyonu, Ali Parmakerli’nin mizanpajı bu tertipte şüphesiz mühim rol oynuyor. Bu derginin klişeleri de Ankara I-klncl Sanat Enstitüsü atölyesinde yapılıyor. Demek bu güzel eserin meydana gelmesinde çocuklarımızın da emeği var!
Bu kadar değerli İmzayı bir araya toplayan, zengin münderecatlı. dünya görüşü bir çok yabancı pedagoji dergilerinden çok daha geniş İlmî olduğu kadar pratik ve realist olan bu dergiyi bütün meslekdaşlanma tavsiye ederim. Tatil aylannda bir taraftan dinlenirken, diğer taraftan da gelecek öğretim yılı için yeni bir hamle yapmak lstiyen idealist öğretmen İçin böyle bir dergi büyük bir nimettir. Hele yabancı dil bilmedikleri için, dünyada eğitim alanında o-lup bitenlerden habersiz yaşayan Türk münevverleri için Fent Okul büyük bir yardımcı olabilir. Esasen, kanaatime, derginin en büyük meziyetlerinden biri de, bugünkü dünyanın gidişatına ayak uydurması, bize kültür dünyasının dört bucağından haber getirmeğe çalışmasıdır. Gerçi bu vazifesini henüz tamamiyle başardığı söylenemezse de, bu çığırda yürüdüğü sezilen Yen4 Okul dergisine candan batanlar dileriz.
seçilen Prenses Mar-oyıınlarını seyrediyor
“Sunnhlne” körler İçin anaokulları müdürlüğüne garet, yaptığı bir ziyaret sırasında çocukların
İKİ MACAR GİZLİ POLİSİ İFŞA EDİYOR
Kızıl Sahtekârlık Makinesi
lllllllllllllllll ANLATAN llllllllllllllllll -York Horald Tribüne bu lllllllllllllllllll ÇEVİREN lllllllllllllllll
Laszla ve Harına Sulner
emerin Türk İyede nesir hakkını YENİ İSTANBUL’» vermiştir.
Behçet Cemal
Moskova’daki Politbüro ve MVD’nin tazyiki altında
* bulunan Macar Politbiirosu, Kardinalin muhakemesi için bazı vesikalar istiyordu
Şeklin husule getirdiği bu İlk intihadan sonra muhtevaya gelelim: Pedagoji sahasının eski ve yeni İmzaladı bir araya toplanmış.
Dr. H. Fikret Kanad’m Okullarımıza ahlâk dersi konmalı mıdır T Prof. E. V. Gatenby’nin Yabancı dil öğretiminde duvar levhalarından faydalanma, Fuat Koray’ın Sınıf dışı müzik çalışmaları, H.Ş. Selçikoğlu-nun, Uncsco, dünyayı değiştirmek is-tiyen teşkilât, Malık Aksel’in Kışın dershanede resim adlı yazılan ve Vecahet Akyol’un çevirdiği Okulda adlı hikâye ile daha bir çok teknik temrinler birinci sayının mündereca-tını teşkil etmektedir. İkinci sayıda, Şevket Türkyılmaz’m Birleşik Ame-rikada köy okulları, Fikri Gürsel’in
(1) Yeni Okul; 1lk ve orta öğretim dergisi, sahibi Pedagojik Yardımlaşma Kooperatifi (Gazi Eğitim Enstitüsünde) Ankara, Posta Kutusu 224.
(2) 4 üncü, haziran sayısının çıkıp çıkmadığından haberdar defti Ha
Fuchs, haplshaned atom mevzuunda araştırma yapacak


Londra, 9 A.A. (Reuter) — Reynolds NeWfl gazetesinin dün bildirdiğine göre, 14 sene hapse mahkûm bulunan atom casusu Klaus Fuchs’un hapishane dahilinde atom araştırmalarına devam etmesine müsaade edilmesi muhtemeldir.
Fuchs’un, îngilteredekl atom araştırmalarında çalıştırılmak üzere, mahkûmiyetini tamamlamadan serbest bırakılacağı yolundaki şayia, içişleri Bakanlığı tarafından geçen hafta yalanlanmıştır.
Reynolds News, Fuchs’un çalışmasının gayet sıkı nezaret altında cereyan edeceğini ve hapishane müdürünün tesblt edeceği şartlar dahilinde, Fuchs’un başka âlimlerle görüşebileceğini bildirmektedir.


'•L ...
* A
3 «

4
Y* f' V
%- • • • • * • ** rj
t.
• «>■
4'



■ ••
-*■ A.-. « »■
Parlste açılan çiçek sergisinde küçük bir ziyaretçi kaktüslerin dikenlerini muayene ediyor
• • •
i • A

4
I (•
a' d
--: •
w
4.
Hicrî 19 5 0 Temmuz 10 Pazartesi Rumî
ı Kzn. 24 1369 HAZ 27 1366
VAKİT VASATİ EZA>1
Güneş 5.36 8.53 öğle 13.19 4.36 ikindi 17.19 8.36 Akşam 20.42 12.00 Yatsı 22.42 1.59 îmsftk 3.23 6 40
1 — Kaptan Meflsto.
2 — Vahşi Orman-
(22367) Hint Rüya-
2 — Lorel Hardy
Ma-
180.5
18.35
20.25
Londra.
BEYOĞLU UİHETÎ
AKIN 1 — Kadın Kalbi, 2 — Kızıl SIlAhşÖr 3 — Kırıl Çete. ALKAZAR (42562) 1 — Kahraman Öncü. 2 — Şarlo Asker. AB (44394) 1 — Hazin Aşk. 2 — Mavi Zambak Barı.
ATLAS (40835) 1 — Lulu Belle 2 — öldüren Kapı.
BEŞİKTAŞ B. 1 — Pranga Ka-çağı. 2 — Üç Kahraman Silâh şor.
ELHAMRA (43505) 1 - Lizbon Perisi. 2 — Silâhlar Konuşu-
yor.
İPEK (4(2891 1 — Kahrımın
Kılavuz. 2 — Cani Kaçıyor .
LALE (43595) 1 — Korsanlar (Türkçe). 2 — Her Zaman Kalbimdesin.
MELEK (44868) 1 — Aşkıuz Yıllar. 2 — Şanghaylı Kadın.
SARAY (41656; 1 - Para Hır-aı. 2 — Tulea.
RVATPARK (83143) 1 — Ruy BIOS Kani» Haydut. 2 — Sihirİl 8es. 3 — üç Kahraman Silahşor.
SÜMER (42851) 1 — Kızıltepe
2 — Bitmemiş Senfoni.
ŞARK (40380) 1 — Oklahoma Kahramanı. 2 — Denizler Anılanı.
ŞIK (43726) 1 — Denizaltı 104. 2 — îld Açıkgöz Huliywood’da. TAKSİM «3191) 1 — Yunanlı Mabude. 2 — Uyumayan Adam. TAN 1 — Marsilya Geçidi. 2 — Zafer Ordusu. 3 — Varyete Güzelleri.
ÜNAL (49306) 1 — Savrulan Kılıçlar. 2 — Ölüm Soferl.
t'NAL YAZLIK 1 — Şerbetçi Güzeli. 2 — İki Cingöz Haremde.
YENİ 1 — Kılıçların Gölgesinde. 2 — Kahraman Kılavuz. 8 — tkl Cingöz Haremde. YILDIZ (428-17) 1 — İçil
2 — Cazlar Çarpışıyor.
İSTANBUL CİHETİ ALEMDAR (23683) J — îki Ruhlu Kadın. 2 — Lorel Hardy A-comi Aşıklar.
AZAK (23542) 1 — Kırmızı Güller. 2 — Sahte Evli.
ÇEMBERLİTAŞ (22513) 1 —
A);k Yarışı. 2 — Kahraman Kılavuz. 3 — Washlngtun un Evi.
K«.
HALK
(25 kısım), lar İçinde.
İSTANBUL
■i (Türkçe).
Şarkıcı.
KISMET (26654) 1 — Kara Güneş. 2 — Festival Yıldızı. 3 — Suçsuz Cani.
MARMARA (23860) 1 — Monte Kriatonun Mirası. 2 — Şeytanın Kurbanlan.
.MÎLLÎ (22062) 1 — îkl Ruhlu Kadın. 2 — Lorel Hardy Acemi s\şıkJar.
TURAN (22127) 1 — Asi Generalin Son Emri. 2 — Lorel Hardy Silâh Arkadaşlan. 3 — Çöl Şarkısı (Türkçe).
YENt (Bakırköy 16-126) 1 -Dehşet Kulesi. 2 — Vazife Kurbanı.
KADIKÖY CİHETİ
HALE (60112) 1 - İki Ruhlu Kadın. 2 — Tarzanın Zaferi.
OPERA ı60821) 1 - Işıklar Sönerken, 2 — Üç Ahbab Çavuşlar Casus Peşinde.
SÜREYYA: (60862) 1 — Salâ-haddln Eyyûbi-Haçlı Seferleri 2 — Hatıra Defterim.
ANKARA
ANKARA: (23432) 1 — Diktatör Şario. 2 — Hayalet Gemisi. BÜYÜK: (15081) 1 — Ömre Bedel Kadın. 2 — Müthiş Takip. CEBECİ: (13846) 1 — Sayılı
kahramanlar, 2 — Maceralar Kıralı.
PARK; (11131) 1 — Zehirli şüphe. 2 — Yalan.
NUSt G4O71) Satılık Kadın. SÜMER: (14072) 1 — Yol Şarkıcıları. 2
U LUS:
Kalbler. 2 — Deniz yıldızlan. YENİ: (14040) 1 — Rüyadan
sonra. 2 — Bitmemiş dan».
Ayın 12 sine kadar geceleri Zati Sungur un temsilleri (Saat 21 15 te).
İZMİR
Üstün Irk. (22294) 1 — Birleşen
ELHAMRA 1 — San Francisco. 2 — Kısmet. 8 — Fiesta. LALE: 1 — Yaratılan Vatan.
Yaratan Casus. 2 Mazinin E-alrl. 3 — Zafer.
TAYYARE 1 — İlci Açıkgöz Periler Arasında. 2 — Kadınlar Düşmanı.
TAN: 1 — Yaratılan Vatan.
2 — Mazinin Esiri. 3 — Zafer Yaratan Casus.
YENİ SİNEMA 1 — San Güneş. 2 — Yılmaz Reis 3 — Bağdat Perisi.
MELEK Lüküs Hayat
UÇAK - TREN . VAPUR
GELECEK OLAN
9.35 D.H.Y. (Türk)
9.45
9.50
15.35
run,
BE.A. (İngiliz) Roma, Atina -
D.H.T.
D.H.Y.
D.H.Y.
Adana,
(Türk)
(Türk)
(Türk)
Ankara
Londra, NIs,
16.30 D.H.Y.
UÇAKLAR Ankara — Bursa. — İzmir. — îekcnde-
15 50
(Türk) Erzurum, Elâzığ, iatya, Kayseri, Ankara — D.H.Y. (Türk) îzmlr -D.H.Y. (Türk) Ankara -P.A.A. (Amerikan) BrÜkselden.
GÜDECEK OLAN UÇAKLAR 8.30 B.E.A. (İngiliz) Atina, Roma, Nifl, Londra — 8.30 D.H.Y. (Türk) Bursa—9.no A F (Fransız) Atina, Roma, Paris — 9.00 D.H.Y. (Türk) Ankara. Malatya, Elâzığ, Diyarbakır. Adana, İskenderun — 9.30 D. H.Y. (Türk) Ankara — 10.05 D. H. Y. (Türk) Afyon Konya, Adana — 10.15 D.H.Y. (Türk) İzmir - 10.25 D.H.Y. (Türk) — Ankara, Kahire — 10.30 D.H.Y. (Türk) Ankara. Adana. İskenderun — 16.00 D.H.Y. (Türk) îzmlr — 21.40 P.A A. (Amerikan) Şam, Basra, Karaşl, Delhi. Kalküta, Bangkok. Hong-Kong'a.
GELECEK OLAN VAPURLAR 6.30 Dumlupınar. Saadet (Bandırmadan) — 7.00 Şeyyar (Ka-rablgadan) — 20.00 Sua (Mu-danyadan) — 21.30 Bandırma (Bandırmadan).
GİDECEK OLAN VAPURLAR
8.15 Bandırma (Bandırmaya) — 9 00 Su» (Mudanyaya) — 14.00 Ege (Knradenlze) — 20.00 Dumlupınar, Saadet (Bandırmaya).
Program ve kapanış. İSTANBUL:
12.57 Açılış ve programlar. — 13.00 Haborlor. — 13.15 Ham-ınond Orguyla hafif melodiler (Pl.). — 13.30 Hafif öğle müziği (Çalan: Semiramia orkea-traeı). 14.00 Şarkı ve türküler (PL). — 14.30 Serbest saat (Konuşma veya müzik). — 14.40 OrkkrHtra eserleri (PL). — 15.00 Programlar v« kapanış. — 17.57 Açılış ve programlar. — 18.00 FaHil heyeti konaerl. — 18.40 Dans müziği (PL), — 19 00 İstanbul haberleri, — 19.20 Caz müziği (PL). — 19.80 İstanbul Sergisinden röportaj. — 19 40 Çift mandolin kuarteti konseri,
— 20.00 Türkiye Turizm Kurumu adına konuşma. — 20.10 Küçük orkestradan melodiler.
— 20.80 Şarkı ve türküler rlhnn Altındağ Süzeri). — Edlth Flnff ve Charles net’den şarkılar (PL). —
Dinleyici İRtckleri (Türk müziği!. — 22.00 Senfonik müzik (PL). fCeaar Franrk... Senfoni “re minör,,. — 22.40 Arp soloları (PL). — 22 45 Haberler. — 23.00 Dans müziği (PL). 23.30 Programlar ve kapanış.
YABANCI
SEÇME YAYINLAR
Londra:
7.40 Anton ve dans orkestrası. — 8.00 Varyete programı, — 11.00 Kırallyet Filarmoni orkee-trası konseri. — 12.30 Victor Slİvcstor ve dans orkestrası. — 13.30 Klasik müzik dinleyici İstekleri. — 15.15 Chorlle Kunz ve planosu. — 15.30 Jach Nnthan ve orkcKtrnsı. — 16.15 Şnn soloları. — 18.15 Hafif müzik. — 10.18 Dinleyici İstekleri. — 20.30 Haftanın şarkıları. — 22.00 Buch programı. — 24.00 Dinleyici İstekleri.
(Pe-21.00 Tre-21.16
RADYOLARDAN
GELECEK OLAN EKSPRESLER 8.30 Ankara. — 9.15 Ankara Eks. — 20.30 Ankara.
GİDECEK OLAN EKSTREMLER 9.00 Tarsus. — 18.10 Ankara ekspresi — 20.30 Anlcarava
(Eks.) — 21.40 Doğu ekspresi.
ANKARA:
Açılış ve programlar. — M.S.Ayan. — 7.31 Vals, ve paso dobleler (pl.). — Haberler. — 8.00 Ailen ve Norman Cloutier Or-
7.28
7.30 polka 7.45 Roht
kcelrosı (pl.). — 8.80 Hafif müzik (pl.). —9.00 Kapanış,
12.28 Açılış ve program. —
12.30 M.S.Ayarı, — 12.30 Şarkılar. — 13.15 Keman noloları (pl ). — 13.30 Öğle gazeteni. —
13.15 Rlchard Tauber «öyllyor (pl.). — 14.00 Hava ruporu, akşam programı ve kapanış.
17.58 Açılış ve program. — 18.00 M S Ayarı. — 18.00 Dans müziği (pl.), — 18 30 Konuşma-Ritap aaatl. — 18.45 Film yıldızlarından melodiler (Pl.). — 10.00 M.S.Ayan vo Haberler. —
19.15 Geçmişte bugün. — 19 20 Şarkılar. — 19.45 Tarihi Türk müziği. — 20.15 Radyo gazeteni. — 20.80 Beethoven Egmont Ü-vertürü ve do minör piyano konçertosu (Pl.). — 21.15 Konuşma. — 21.30 Dine müziği (Pl.). — 22.00 Konuşma. — 22.15 Halk türküleri — 22 45 M. S. ayarı ve haberler. — 23.00
— Sürey-
(Merkez) — Kemal Fındıklı (Galata) —
EMİNÖNÜ t Sadullah (Emin-önü) — Yorgl (Unkapanı) — Arif neşet (Alemdar) ya (Kumkapı) BEYOĞLU: K1nyol1
— 8ıhhat (Merkez) Rebııi (Taksim) -(Galata) — Tuna
Asım (Şişil) — Nlşantatşı (Şişil) — Halıcıoğlu (Hasköy) — Yeni Turan (Kasımpaşa) FATİH: İHinsll Hakkı (Şehza-dehnşt) — El ya Nuri (Aksaray)
— Yedikule (Samatya) — Nazım Malkoç (Şehremini) — Ahmet Suat (Karagümrlik) — Hayım Berk (Fener) EYÜP: Eyüp Sultan BEŞİKTAŞ: Vldln — Ortaköy
— Giyaseddln Dlvanhoğlu (Ar-navutkby) — Merkez (Bebek) KADIKÖY: Halk — Feneryolu
— Erenköy — A.Cafer Çağatay ÜSKÜDAR: »Selimiye. IIEYBELİADA: H. Halk BÜYÜKADA: Halk
İZMİR: Yardim (Aiaaııcak) —
Soldun atıfta:
1 — Vazifesine vâkıf. 3 — Baştaki harf değişirse ip ^arma aracı olur; Bayağı. 3 — Tersi nezih mânasına bir kadın İsmi; Tere! yanlışlık. 4 — Tersi bayağı bir kumar Aleti (İki kelime); Dol&.vmlyle anlatma. 5 — Tersi bir edat; Tersi ruhaar. 6 — Sultan. 7 — Yükselme; Söz mUdafaam. 8— Yanlış; Tersi hâlen Parlste küçük bir musikişinasımız. 9 — İta edememe. 10 — RekAkeL
Yukarıdan njeftı:
1 — ön tarafını tarassut et (İki kelime). 2 — Sabah kızıllığı; Tersi «Ak. 3 — Çift; Holly-vood’un eski komiklerinden. 4 — Beyhude; Nida. 5 — Gelir; Yele. 6 — Bir harfin okunuşu; Mukavele İmza eden; Bir harfin okunuşu. 7 — Baştaki harf okunmazsa bir sea sanatkârımız olur. 8 — Avrupanın garbindeki katollklere verilen unvan; Tersi komut 9 — Hazır; Yokluk. 10 — Sonu.
DÜNKÜ BULMACANIN
HALLİ
Soldan «afta:
1 — Ticaret evi. 2 — Eşeleme; Al, 3 — Maraz); Asa. 4 — Eleni; Aşın. 5 — Lâtife. 6 — Aleni; En. 7 — Ka; Anarak.
5 — Aks met; Ce. 9 — Vida: Enayi. 10 — İdarehane .
Yukarıdan a^nftı:
1 Temeli kavi. 2 — îş al; Na-kld. 3 — Cereme; Ada. 4 — Alan; Lnıuar. 5 — Rczllânn,
6 — Emi; Ateh. 7 — Te; Ato-rlna. 8 — Aşına; An. 9 — Vasıf; Rlyo. 10 — İlân edici.
SIHHÎ I M D A T

lütjınbııl Bevoftlu Anadolu yakası Ankara
İzmir
4499“ 60536
01 2201
Halk (basmahane) — Cumhuriyet (Eşrefpaşa) — Karantina (Yalılar) — Birlik (K «moralli) Ankara: NUmuno, Sebat, Baycr
— î —
DELİLLERDEKİ
8 AHTEKA RLIKL/Y r
Ne (Vesika C) Üzerindeki derkenar vs imza, ne de toprak reformu hakkındakl not, (Vesika D), Kardi nal Mindszenty tarafından yazılmadığı gibi, Amerikan kuvvetlerinin müdahaleni üzerine Kardinalin, Hükümetin başına geçeceği hakkındakl not da (Vesika G) Kardinalin avukatı Jusztin Barannyal tarafından yazılmamıştır. Bunu, bir el yazısı mütehassısı olarak tahmin etmiyorum. Bunun böyle olduğunu katiyetle biliyorum.
Biliyorum, çünkü imzalı derkenarı ve toprak reformu aleyhindeki notu, Macaristanın Amerikan orduları tarafından işgali üzerine, Kardinalin, komünistleri hariç tutan yeni bir hükümetin başına geçeceğine dair BarAnnyal’ye atfedilen muhtırayı yanı mevzuubahis Üç vesikayı bütün teknik bilgimi kullanarak, bizzat ben taklit ettim.
Bu sahtekârlığı yaparken de, Ma-carlstanm en büyük el yazısı mütehassısı ve bu mühim sahadaki krimi-nolojik mesaisiyle milletlerarası şöhret kazanmış olnn, müteveffa kayınpederim Profesör Julius Fıschofıın İcat ettiği bir el yazısı cihazını kullandım.
NİÇİN YAPTIM f
Derkenarla toprak reformu notn üzerindeki sahtekârlığı niçin mi yaptım? Sebebi gayet basit! Ya yapacaktım, yahut da asılacaktım. Halbuki yaşamak ve karımla kaynanama bakmak mecburiyetinde idim.
Barannyal notu daha eski bir dev-ye aittir. Bu vesikayı, Kardinalin tevkifinden üç ay evvel “imal” ettim ve bu sırada bu vesikanın ne Baronnyal’ye atfedileceğini ne de herhangi bir mahkemede cağını bilmiyordum.
Kardinalin, her türlü reddeden birinci vesikası, ilsin içerisinde çırpındığı
dolayıslyle bize verildi. îç Savunma Bakanlığı da bizim kadar “müşkülât” içinde idi. Mindszenty dâvasından az evvel siyasi, iktisadi ve cinai polisin birleştirilmesi suretiyle kurulan bu Bakanlık, General Peter’in idaresi altında bulunuyordu. Asıl adı Jenoe Auspıtz olan Petor, komünist partisine mensup bir terzi iken, harpte İŞ taburlarından biriyle Rusya cephesine sevkedllmlş ve orada fırsatını bulup Sovyetlere kaçmıştı. Moskovada Polis Akademisinde tahsil gören Peter, Kızılordu ile birlikte Macarlstana dönmüştü.
Moskovadakl Polltbüro ve MVD nin tazyiki altında bulunan Macar Polltbürosu, Kardinalin muhakemesi için bazı vesikalar istiyordu. Bu vesikalar hem kanuni hükümlerin tatbikini temin, hem de âmirlerin tertiplediği kampanyasını takviye
Zaten Moskova, çok
tavırlı kilise işleri mütehassısı Albay Krevitsky’yi Budapeşteye göndererek işleri perde arkasından idare etmek suretiyle, bu dâvaya ne derece ehemmiyet verdiğini göstermişti.
KAÇÎŞLM1Z
Muhakeme ile deliller, talimata tamamen uygun olmalı idi. Aksi halde, 1947 den bert bütün gayretlerini sar-federek Kardinal aleyhine delil toplamağa çalışan siyasi ve İktisadî polis şefleri, kendi partileri erkânı ile bozuşacaklardı. Hattâ Kardinali mahkûm ettirmeğe muvaffak olmazlarsa sabotajla itham edilerek kurşuna dizilmeleri dahi muhtemeldi.
Zaten bunlardan biri, daha muhakemeden evvel sapıttı. Siyasî polis nezdinde komünist partisi komiseri ve İçişleri Bakanlığı Zat işleri Müdürü ve beni hâdisenin ilk safhalarında el yazısı sahtekârlığına zorlayan Albay Jıılius Oazko, bütün dosyalarını alarak Macaristandan kaçmağa teşebbüs etti, fakat Avusturya-Macar hududunun Rus bölgesinde Sovyet nöbetçileri taralından vuruldu.
Kardinalin bütün ithamları reddettiği tarihle bizim Macaristandan kaçışımız arasında geçen 44 gün zarfında çok şeyler oldu. Üzerinde çalıştığımız vesikaların fotoğraflarım havi bir mikrofilmi Batılı devletlere mensup bir ajana tevdi ettikten son-
kullanıla-
ithamları siyasi po-müşkülât
Moskovadakl propaganda edecekti, zeki ve asker
itti
iodult a tı
a) vafi faotoş • İr casus İl tâ «a t a tlbtrJ) tUrt, küBdete» Mliiai a/«rj
steri olvaa • Orgda aaklfc, aUror r HlLMal faai41U4( âllefcdöaa fogc v m g>aeaa 11 doluş lâAaa a(j ujatb Fhi» Boao, Bartctta la bJOBoaa* .1 u«7 UlttU • aayar Utollkuaok lunk ta14İtat l^gortaabb alteaâl)
> > toılateatra • t5>et*atö floaı«roc)
«lşısör a frorvâuj t(roaionolr(>l I TJAt, «an*M âltolIfeâD ölriu) Örteli col&Hjak »t ıc»Mk(Ult alot it oİApjâa. âı Uj tabfr^B Hâr44«âfö) ep aaoik fo( ultent Ituo. a*rc MlçulnY? lâacK f ojjaaaUAflJ * *>>>«'
fotj’ia J, Klvar^fl
fug te m la 1, • âa^âOlfMla
• ®1r. lİFtılhat I h ılte •1 * ataktı
Ş »M4 Iâ4elî •
Vesika: U
Beyoğlu 44644 Kadıköy 60877
İstanbul 21222 Üaküdar 60945 Ankara 00. İzmir 2222 Karşıvaka 15055
t

y feapâatlatbtD • te»
A İllâ tAlli ttLâ 1
&
Vesika: B
İlkte hududu geçtik. Bu ajan da mikrofilmi selâmetle Macaristandan çıkarmağa muvaffak olmuş vs bu suretle temin edilen fotoğraflar, makalemize konulabiİmiştir. Bütün bu fotoğraflar kendimize alt Fischof yahut Zrinyl sokağındaki siyasi polis lâboratuvannda bizzat ”imal„ ettiğim vesilcalara ait bulunmaktadır.
ve suçlunun nasıl evvelâ herşeyi reddettikten sonra, “hakikati görmeğe” başladığım sl2 de anlıyabüecekslnlz. 1933 ten beri hep aynı şey tekrar edilip durmuştur.
BU YAZIYI NİÇİN YAZDIM T
Başımızdan Mlndszenty'nln etmek gayesiyle mesele şimdi milletlerarası Divanına İntikal etmiştir, sulh muahedeleri ahkâmına uygun o-lup olmadığını, bu yüksek Divan halledecektir. Benim maksadım, Kızıl diktatörlüklerde “Adalet” cihazının ne metodlar tatbik ettiğini, delillere istinaden göstermiştir.
geçenleri. Kardinal masumiyetini ispat anlatmıyoruz. Bu Adalet Hükmün,
Hikâyemiz, sükûnet içinde İşleriyle uğraşmaktan başka hiç bir arzulan yakken, lhtiga.nl a rina muhtaç olan siyasi polis yüzünden komünizm İle batı arasındaki cihanşümul mücadeleye karışan iki teknisyenin başımdan geçenlerden İbarettir.
Bu yazılar. Batıkların ancak yirci mahallinden görebildikleri sahnenin gerisini gösterecektir, öyle bir sahnedir kİ, rejisörler kuvvetli el yazısı mütehassısları, hekimler ve bilhassa asabiyecilere hâkim olularsa, seyircilere istenilen manzara gösterilebilir.
Kardlnalinklnden evvel bir çok muhakemeler cereyan etti ve daha bir çokları da açılacaktır. Demirperde gerisinde ve bilhassa ÇekoslovAkyada yeniden, büyült propaganda mahkemelerinin kurulmak üzere olduğuna dair bir çok emareler vardır.
Büyük, küçük bütün bu devletler aynı sistemi, aynı metodu takip etmektedirler. Kardinalin vesikalara dayanılarak nasıl “mahkûm” edildiğini gördükten sonra, gelecek mııha-kemelerede, mahkûmiyetinin nasıl ve. sikalara İstinat ve suçun, milletlerarası ve milli propaganda mak-sallariyle naaıl itiraf ettirildiğini I
HİKÂYE
şehir Bu
Bu mücadeleye bu sefer tesadüfen Kardinal kurban gitmiştir. Fa* kat pekâlâ bir John veya Smlth ola* bilirdi. Diktatörlüklerde İse, bizzat siz olabilirsiniz.
Kriminoloji mütehassislan
Karımın babam Profesör Julfat Ftschof, Fransız kriminoliji müteha^ sisi Alphonse Bertlllon’nun talebed idi. Kayınpederim, 1899 da Dreyfua muhakemesinde, bizzat hocasına karşı çıkarak. Dreyfus’a atfedilen vesikaların. bu zat tarafından yazılmadığını ispat etmek suretiyle, hocasının hatasını meydana koymuş ve milletlerarası bir şöhret kazanmıştı.
(Devamı var)
Vesika: G.
çanta
Yazan : Françotse d'Eaubonne
ÇER.IE, kapıyı açar açmaz, ka-rısının hâlâ eve dönmediğini gördü. Masa üstünde karısının her gün kullandığı eski çanta boş duruyordu. Mariellc her halde, kardeşi Lena ile bir Örnek yaptıkları kırmızı mantoyu giymiş, eline de, kendisine venl hediye ettiği lezar çantayı almıştı.
Perdeyi aralayıp sokağa baktı. Yağmur yağıyordu. Halbuki Ma-rielle’in şemsiyesi odanın bir köşesinde duruyordu. “Islanmasa bari” diye düşündü. Hem de üç aylık hâmlleydi. Yağmurdan kayan sokaklarda gezmesi hiç doğru değildi. maazallah bir kaza olursa... Serje sinirli sinirli mutfağa gitti, kendine bir kahve pişirdi.
Bir seneden beri evliydi. Halbuki karar vermeden, uzun zaman Marielle ile Lena arasında tereddüt etmişti. Bu tereddüdün sebebini bugün hiç anlıyamıyordu artık. Gerçi İki kızkardeş birbirine benziyordu: ikisinin de beyaz pırıl pırıl dişleri, gök mavisi gözleri, ağır, bakır rengi saçlan vardı. Fakat mânen ne kadar farklıydılar. Marielle ağırbaşlı, tertipli, pratik ve iradeli bir kadındı. Lena ise serseri ruhlu, iradesiz, hayalperest... Karısına olan aşkı ve hayranlığı her gün artıyordu.
Kahvesini İçerken, gazete o-kumıya çalışıyor, fakat asabiyeti gitgide artıyordu. Yağmur durmadan yağıyor. Birdenbire telefon çaldı.
— Alo?
— Alo. Burası HoteLDİeu Hastanesi...
Serje başından vurulmuşa döndü, gözleri karardı.
— Ne? Ne diyorsun? Bir kaza mı?...
Telefonu kapattıktan sonra, sendeliyerek yerinden kalktı, şaşkın şaşkın kapıyı aradı. Deli gibi merdivenleri İndi. Kapıcı kadına bir şeyler söyledi. Kadın süpürgesini bırakarak:
— Ne diyorsunuz, beyefendi, yalan. Ne oldu?
— Bilmem, bir kaza... telefonu kapattılar..,
Bacakları titriyor, yordu. Takside biraz lir gibi oldu. Hayır, olamazdı. Bu kadar
şey olamazdı. Lanlışlık vardı. Cama vurdu, şoföre: “Çabuk, kuzum, daha çabuk” diye seslendi.
ba?ı dönü-kendine ge-yalandı, bu korkunç bir
Çeviren : A.N.
«ey bir ba-
Beyazlar giymiş bir hemşire o-nu karşıladı:
— Mösyö Serje Rlves, siz misiniz? Ha, evet. Metin olun.., Karınız...
Serje:
— öldü mü? diye haykırdı.
Gözleri gene karardı, her dönüverdi. Yerdeki muşamba dalga gibi yükseldi, zınk diye şına vurdu...
Eter kokan bir odada kendine geldi. Başı açık, gözlüklü bir doktor, ona izahat veriyordu. Marielle caddeyi geçerken... kaymış... otobüs... ytlzü çiğnenmiş... dehal ölmüş... Serje dinliyor, İkide bir kelime anlıyordu, Birdenbire kalktı:
— Göreyim, dedi.
Doktor vaz geçlrmiye uğraştı. Serje’in delice ısrarı üzerine, onu karanlık bir odaya götürdü. Bir sedir üzerinde, beyaz bir çarşafa sarılmış kaskatı bir vücut görülüyordu. Doktor masa Üzerinde duran manto ile çantayı göstererek:
— işte karınızın eşyaları, çantadaki cep defterinden hüviyetini tespit edebildik. Bu kâğıdı imza eder misiniz?
Serje hareketsiz duruyordu. Doktorun bir an evvel açtığı ezik yüze, aptal aptal baktı. Lezar çantayı aldı, şuursuzca açtı; evet, Mnrielle’ln cep defteri... podra ku-tüsu... anahtarları... Deli gibi hıçkırmaya koyuldu.
Dönüşte çantayı göğsüne dayıyor, ağlıyordu. Evin Önüne varıp, kapıyı, merdivenleri, “vah, vah zavallı kadıncağız”, diye sızlanan kapıcı kadını görünce, çıldracak gibi oldu. Yalnız olmak, doya doya bağırmak, dövünmek istiyordu. Apartman kapısını açıp içeriye girdi.
Marielle’in sesi;
— Sen misin? diye bağırdı.
Arkasını dönmüş, aynaya bakıyordu. Saçlarım taramıya devam ederek:
— Bu palto bana hiç yakışmıyor. Terzi değiştireceğim. Lena ile bir örnek giymekten bıktım. Lenayı görmedin mi ? Beraber çay içtik. Şaşkın kız giderken, benim çantamı almasın mı... Gelir İade eder diye bekledim, gelmedi. Ama ne diye bir şey söylemiyorsun? Nen var? Ne oluyorsun? Canım, hasta mısın... Ah! imdat... Madam Leboeuf, İmdat, kocam bayıldı...
10 TVmmue 1000
TBKf t 8 T AN BÜL
8avf« 8
GÜNÜN
KONOMiK
Ziraî neşriyat
Batı
ile
PAKİSTAN
MEKTUPLARI
Müstahsilin faydalanacağı pratik kitaplara rmek lâzımdır
ehemmiyet vı
Yazan t
Prof. Dr. Kerim Ömer Çağlar
arasında ticari görüşmeler
Pakistan ithalât siyaseti
UtÇ bir şehrîmiBİn kitapçı dllkkAn-” larında diliminde yayınlanma 11-r&at kitaplarım bulmak kabil olmuyor. Memleketin beete dört insanı hayatım topraktan kanandı#! ve yurdun iktisadi temeli çiftçiliğe dayandığı halde bu, maalesef böyledir.
Acaba binde elraat kitapları mı yanılmıyor, yoksa neşriyat vardır da halkın rn#betsinn#l karsısında kitapçılar mı bunları raflarında bulundurmuyorlar? Yerine göre bu endişelerin ikisi de varittir.
maksadiyle şuna buna damıtıldığından asıl alâkalıların eline geçmemiştir. Eğer bu kitaplar, memleketin ziraî kalkınma dâvasında vazifeli elemanlara bir programla muntazaman gönderilseydi hor halde çok daha iyi olurdu.
1950 - 1951 seneleri içinde Batı Almanya ile Türkiye arasında yapılacak ticaretin esasları
tesbit ediliyor
Bundan 20-25 yıl önceye kadar yurt, hususiyetlerine göre kaleme a-Immış ziraat kitaplarımız yoktu. Sayısı üçü. beşi goçmlyen tanm kitapları yabancı dillerden tercüme edilmişlerdi. Bu kitaplar ne ilim yapmaya elverir ve ne tatbikatla uğraşanların işine yarardı.
Millî Mücadeleden sonra memleketin ancak zirai bir gelişme ile kalkınabileceğine inanıldı. Böyle bir kalkınmanın ilk şartı yurda mahsus bir tarım bilgisinin mevcudiyeti idi. Böyle bir şey olmadığı İçin bunu saklamak üzere bir taraftan yabancı mütehassıslar celbedlldi, diğer taraftan geniş ve çeşitleri çok olan ziraî mev-mılann yüksek ücretlerle angaje edilen mahdut sayıdaki yabancılar eliyle işlenemlyeceg’i düşünülerek Avnı-paya bereyi İhtisas bir çok ziraatçi, veteriner ve ormancılar yollandı. Bu arada aynca İlkin Anlcarada, daha »onra yurdun başka yerlerinde enstitüler, zirai araştırma ve deneme İstasyonları kuruldu.
Memnunlukla kaydedebiliriz ki-aradan daha on yıl geçmeden Türk ve ecnebi uzmanların derledikleri memleket momlûmatından mürekkep büyük bir kütüphane teşekkül etti. Bugün Tanm Bakanlığı teşkilât ve müessesatı ile Ziraat, Veteriner ve Orman Fakülteleri tarafından neşredilen bu nevi kitapların sayısı binleri bulmaktadır.
Türklyede ilmi kurmaya hizmet e-den bu binlerce kitabı henüz «Irant-ten gayri hiç bir meslek kolu ortaya koymıya muvaffak olamamıştır. Ancak bu vadideki neşriyatımla no kadar zenginse, memleket tetkiklerinden faydalanarak kaleme alınmış, halkın, daha doğru bir ifade ile çiftçiliği kendine meslek edinenlerin faydalanabilecekleri kitaplarca o nlsbet-te fakiriz. Bir bağcı, bir bahçıvan, bir çiftçi ameli sahada işine yarıya-cak ufacık bir kitap arasa belki bulamaz. Bu neden böyledir? Binlerce İlmî eseri hazırlayabilecek bir kadro ile çalışan ziraat mesleği bu türlü kitapları yazacak elemanlardan mahrum mudur? Böyle bir şey düşünülemez. Dert yazacak adamın yokluğunda değil, bunu yapacak bir organın mevcut bulunmamasındadır. Henüz ro man müelliflerinin kendi hesaplarına kitap basmak cesareti olmıyan bir memlekette hangi ziraat muharriri böyle bir rizikoyu göze alabilir? Alsa bile ziraat kitaplarının on binlerce baskısını yapacak kudrette kaç insan vardır? Bu iş tamamen devlete alt vazifeler arasındadır, hiç olmazsa Devlet himayesine mazhar olacağına inanan şirketler eliyle yapılabilir. Bu gün Birleşik Amerikada bile çiftçiye mahsus neşriyatın büyük kısmı devlet eliyle yapılmaktadır. Amerika, müesseselerinin ve İlim adamlarının yeni buluşlarını ve tecrübe neticelerini halkın anlıyacağı bir sadelikte yazılmış kitaplar, broşür ve gazetelerle durmadan neşretmektedir. Bunların her yıl sayısı milyonlara varmaktadır.
Frankfurt iHubübÎ muhabirimiz bildiriyor) — 1950 - 1951 senesi Türkiye • Batı Almanya ticaret anlaşmasını bir neticeye bağlamak üzere, Hoechst’de iki hükümetin delegeleri arasında müzakerelere başlanmıştır. Müzakerelere, bundan evvelki anlaş-mayı bu sene sonuna kadar ve aynı zamanda, Avrupa Tediye Birliğinin kurulmasına ve tesirlerinin görülmeye başlamasına kadar uzatmak mak-sadiyle başlanmıştır. îkllm şartlan yüzünden, Türkiyenln ihracat malla-n senenin ancak İkinci yarısında ha zır olduğu halde, Alman delegeleri, kontenjanın bütün sene için açılmasını teklif etmişlerdir. Avrupa Tediye Birliğinin teşekküllyle mühim de.
ğişikllkler olduğu takdirde, «ene sonunda tekrar müzakerelere bağlanacaktır.
Mevzuubahla edilen mühim meselelerden biri de, 1949 senesinde Al-manyanın Türkiye ile olan ihracatında 17.000.000 dolarlık bir açık meydana gelince Türkiyenln kabul ettiği tediye moratoryumudur. Türkiye Hükümeti, yapılan anlaşma mucibince, açığın fazlasını derhal istemeyeceğini taahhüt etmişti.
10.000.000 dolarlık tiraj hakkı talep etmiştir. Bunun 4.800.000 doları, man lokomotiflerinin mubayaası verilmiş bulunmaktadır.
Al-için
B
Amerikada
ucuz sigara
irleşik Amerikada ucuz sigara imali İçin vergi indirimi yapılıyor
Almanların, uzun vadeyle büyük miktarda endüstri mallarını Türkiye-ye ihraç etme tahminleri doğru çıkmış ve son 9 ay zarfında yapılan mukaveleler neticesinde, Almanya 20.000.000 dolarlık bir kredi elde etmiştir. Türkiye bu meblâğı karşılayabilmek için Avrupa İktisadî İşbirliği Teşkilâtına müracaat ederek
Tllrk delegeleri kontenjan liste temini bırakmayı ve Türk - Alman ticaretini tamamlyle serbestleştirmeyi teklif etmişse de, Alman delegeleri Avrupa Tediye Birliğinin kurulmasını beklemek arzusunu göstermişlerdir. Almanlar, hasırlanmakta olan serbest ithalât listesinin, diğer Avrupa İktisadî İşbirliği Teşkilâtına mensup memleketlere olduğu kadar Türkiye için de kârlı olacağını söylemişlerdir.
SİS-
Müzakerelerde, Almanyanın, daha geniş miktarda hububat, yağlı tohum ve bunı benzer istihsal maddeleri almak arzusunda olduğu da mevzuuba-hls edilmiştir.
Ankarâdaki mühim toplantının akisleri
Bu kitapların değerleri üzerinde en ufak bir şüpheye mahal yoktur ve Bayisi gün geçlikçe artmakta bulunan bu âsâr sayesinde iklimimizi, toprağımızı, nebat ve hayvanlarımızı, bir kelime ile bütün ziraî hususiyetlerimizi öğrenmiş bulunuyoruz. İleri ziraat usulleri ancak mahalli şartlar bilindiği takdirde tatbik edilebileceğine göre bu kitapların sayıca daha da çoğalmasını dileriz.
Boggs-Bill ismiyle A.B.D, Kongresine ucuz sigaralar ve çiğnemek suretiyle sarfedilen tütünlerden alınmakta olan İstihlâk vergisinin indirilmesi hakkında bir teklif yapılmıştır. Kongrenin W.X,M. komitesinde tetkik edilmekte olan ve devlet ve mahallî İdareler tarafından alınan vergiler hariç, paketi azamî 12 cents’llk sigaraları alâkadar eden bu teklif kabul edilirse şimdiye kadar paket başına alınmakta olan 7 cnets vergi 1.9/10 cents’e indirilecek ve bu suretle 1000 tanesi 3.50 dolanı satılmakta olan sigaralar 2,45 dolara satılacaktır ki. bu paket başına 2.1/10 cents bir ucuzluk demektir.
Dış ticaretimiz için alınan kararlar memnunluk yarattı
Memleket tetkiklerini içine alan neşriyatın pek azı hususi olup diğerleri devlet yayımlan arasındadır. Bu devlet neşriyatının çoğu satışa arze-dilmeyip daha ziyade propaganda
İlimden, tecrübeden maksat sadece ciltler dolusu kitap basıp bunları sandıklara ve raflara istif etmek delildir. Buluş ve denemelerden halkı faydalandırmak lâzımdır. Bu da bunlardan ilham alarak yazılacak halka mahsus kitapları olur. Tarım Bakanlığı ziraat bilgileri yayma işine çok önem vermek zorundadır. Bunu kendi mi yapar, yapan şahıslan veya teşekkülleri himaye mİ eder, işin bu safhası teferruattır. Her halde halka mahsus zirai neşriyat her yerden fazla bizde faydalı olur ve bu iş şimdilik âmme vazifeleri içinde bulunmaktadır.
Amerikada economy brands İsmiyle andan ve elyevm vergi hariç, paketi 14 cents’e satılan en ucuz sigaralar vergi indiriminden sonra 12 cents’e satılacak ve bu suretle harpten önce bu memlekette en çok sar-fedılen bu sigaralar tekrar Amerikan tiryakilerine armağan edilmiş olacak* tır. Amerikan tiryakileri, hükümete senede derler, dirimi tekrar
brands denilen bu ucuz sigaralar sar. fiyatının umumi tütün sarfiyatının yüzde 25 ine yükseleceğini ve Standard brands denilen pahalı sigaralar sarfiyatının azalacağını tahmin etmektedir; Bu pahalı sigaralardan alınan paket başına 7 cents vergi olduğu gibi kalmaktadır.
1,265 milyar dolar Amerikan yapıp 12 cents’llk piyasaya çıkınca
hâzinesi,
vergi Ö-vergi in-sigaralar economy



liısa Haberler
I
Irak istikrazı
Bağdat (Hususi) — Senato, bugün Irak ile Dünya Bankası arasında yapılan 12.800.000 dolarlık istikraz anlatmasını tasdik etmiştir. Bu meblâğ sulama tertibatları İçin kullanılacaktır.
ğine göre, Avustralyanın müstacel bir talep karşısında kâfi miktarda petrolü vardır.
Kanadada yaşama endeksi
Keten tohumu stokunu fazlalaştırmak İçin, Avustralya ekimi iki misline çıkarmıştır; aynı zamanda geniş miktaysa ithal etmekte berdevamdır.
Ottawa (Hususi) — Federal istatistik Bürosunun bildirdiğine göre. Kanadada yaşama şartları endeksi mayıs ayı İçinde 1,4 puan daha yükselmiş ve rekor son hadde çıkmıştır. (165,4), Geçen sene aynı zaman zarfında endeks 160.5 di. Mayıs ayındaki bu artışın yüksek et fiyatları yüzünden olduğu söylenmektedir.
Avustralyada ham madde stoku
Sıdney (Hususî) — Avustralya, herhangi bir tehlike ânında hazır bulunmak için, ham madde stoku yapmaktadır. Stok listesinde pamuk, kauçuk, keten tohumu ve muhtelif petrol istihsali maddeleri bulunmaktadır. Resmen bildirildi-
Silide altın istihsali
★ Santiago (Hususî) — Şill altın istihsali geçen sene 5.109 kilo idi; ondan evvelki sene ise resmî rakamlara göre, 5,252 kilo tutmaktaydı. Şill. son on sene zarfında altın İstihsali rekorunu 1946 senesinde 7,181 kilo ile kırmıştır.
Teklifte, Amerikada çiğnemek suretiyle kullanılan tütünlerin beher yarım kilosundan alınmakta olan 18 cents istihlâk vergisinin 8 cents’e indirilmesi İstenmiştir. Hazine, bu teklifle kabul edilecek, vergi indirimleri yapılacak olursa senede tütün ve sigaradan alınmakta olan istihlâk vergisi tutarında (95) milyon dolarlık bir azalma olacağını hesaplamakta, teklif sahibi Boggs İse bu azalmanın ancak (10) milyon dolar olabileceğini ileri sürmektedir.
Fransada traktör İstilısalâtı
Amerikan Tütün Ticaret Birliği Boggs'ım teklifini destekleyerek şekil bir vergi indirimi ile kalite kabetinin yeniden temin edilmiş küçük işletmelere rekabet imkânı rilmlş olacağını söylemiştir.
I bu re-ve ve-
Yeni dış ticaretimiz hakkında alınan kararlar, piyasada memnunlukla karşılanmıştır. Bugün birinci sayfamızda bulacağınız kısa bir hulâsadan başka, tüccara gösterilen diğer kolaylıkları aşağıya geçiriyoruz:
ihracatta lisans talepnameleri yerine kaim olan beyanname ve fatura suretleri gümrük idarelerine verilmiyecek, yalnız gümrük çıkış beyannamesi kullanılacak.
Muhabirlere ödenen komisyon, muhabere masrafları, sigorta poliçelerinin bir banka emrine ciro edilmesi, ihraç edilen mallardan navlun, hariçteki bankaların tahsil komisyonları İle posta ve telgraf masraflarının ödenmesi için kambiyo müsaadesi istihsaline lüzum kalmıyacak.
Satışı yapılmış olup da herhangi bir sebeple yüklenmesi geri kalan ahvalde, bu satışın akdine alt evraka 0.002 pul yapıştırılmıyarak bu külfet yalnız fitli ihracatın yapılmasından sonraya bırakılacak.
İhracat serbest bırakıldığı gibi lisans ve fiyat kontrolü de kaldırılacak.
Amerikaya satılan mallar, serbest dövizle satıldığı takdirde elde edilecek dövizin yüzde 30 u ihracatçı evine bırakılacak,
Hâlen deblokaja mevzu olan mallar yine deblokaja tahsis edilecek.
îharacat için alınan bu kararlarla birlikte İthalât için de bir çok mühim kararlar alınmıştır.
Toplantıda liberasyon keyfiyeti ü-zerinde durulmuştur. Liberasyon listesine dahil malların 17 memleketten ithalini temin için, ithalâtçı tftcirle-rin dilediği banka vasıtaaiyle Merkez Bankasına müracaatı bütün muameleler için kâfi gelecektir.
“En conslgnation,, vâdell ithalâtta vadeler iki seneyi geçemiyecek şekilde teablt edilecek,
Transferler, tahsisler, (Merkez Bankası delâletiyle yapılacağına göre tâ-cirler Kambiyo Müdürlüğüne bir müracaat ve bir muamelede bulunmı-yacaktır.
Transit ticareti inkişaf ettirecek ucuz »nhar ve depolama imkânları temin edilecek.
Bütün bu hususlar hakkında çok yakında bir karar çıkacak ve yeni karara göre dış ticaret rejimimizin istikbali tayin olunacaktır.
Mısır Milli Bankası
Kahire (Hususi) — Mısır Milli Bankasının hissedarları fevkalâde bir toplantı yaparak, idare âmirleri heyetiyle Mısır Hükümeti arasında yapılan ve bankayı merkezi bir banka haline getirmek hususunda verilen kararı tasvip etmişlerdir. Bu ta. havvül ancak hükümetin verdiği karardan sonra mümkün olacaktır. Bu yeni kanun tasarısı hükümete para kredisi ve döviz kontrolü siyaseti hususunda daha geniş müdahale salâhiyeti verecektir. Bu kararla banka devlete geçmıyecektir ve dahilî İdare yine bankanın İdare meclisine bırakılacaktır.
Milli Banka Merkez Bankası olunca, idare meclisinin bütün âzaları Mısır doğumlu olmalıdır. Fakat şimdiki umum müdür (Sir Frederick Leith Ross) 1951 mayısında kontratı bitinceye kadar vazifesinde kalacaktır. Ve şimdiki ecnebi doğumlu İdare âmirleri o vakte kadar vazifelerine devam edeceklerdir. Fakat ara sıra banka hariçten teknik veya başka sebeplerden dolayı ecnebi birini getirtmek hakkına sahiptir. Tabii Maliye Bakanından izin alınarak bu iş yapılabilir.
Karftşl, (Hususî) — 1 temmuz 1950 tarihinden İtibaren meriyete geçmiş olan Pakistan ithalât siyaseti, ithalâtçılar arasında rekabete yol açmak suretiyle müstehlikin lehinde bir durum meydana getirmiştir. Bu siyasete göre, gerek parası kuvvetli olan memleketlerden, gerekse zayıf paralı memleketlerden bol miktarda ve çeşitli mal ithal edilebilecektir. Yalnız, hükümet bazı mallar içLn en yüksek fiyatları tesbit edecektir. Serbest lisansla ithal edilecek olan mallar tesbit edilmiştir.
Hükümet, açık lisans listesine yeni tahditler koymıyacaktır. Şayet böyle bir mecburiyet hasıl olursa, o vakit, yeni karara göre serbest bırakılan mallar bu tahdide dahil bulunmıya-caktır. Hükûnıet, listede görülen memleketlerden gene listede görülen malların ithalinin, herhangi bir şahıs veya şirket vasıtaslyie veya herhangi bir tarikle yapılmasına müsaade etmiştir.
Amerikan hesabı bölgesinden, yani A B.D., Kanada. Filipinler, Bolivya, Colombia, Coata Rica. Küba, Domini-za, Ecuador, Guatemala, Salvador, Haiti, Honduras. Meksika, Ncaragua, Peru. Panama ve Venezueladan şu malların İthaline müsaade edilmiştir: Su boruları, silindir içinde kâfuru gazı, kimyevi maddeler (ecza maddeleri, İlâç, BAkarln, potas veya «oda nitratı, amonyak sülfatı, hariç), buz dolapları, dikiş ve nakış makineleri, daktilo ve hesap makineleri, her nevi büro makineleri, ambalâj ve buhar makineleri.
İsviçre ve Liechtensteln’dan bir çok âletler (tahta ve maden işleri 1-çln el âletleri müstesna) ölçme âletleri, su boruları, fabrika makineleri evlerde ve bürolarda kullanılacak makine ve âletler.
Japonyadan: Yukarıda yazılı olan bütün mallar ve bunlara ilâveten pamuk ipliği ve kumaşlar (yüzde 90 ı pamuk olmak şartiyle) ve fiyatı yarda başına cif bir rupeyl geçmemek üzere).
Yukarıda sayılı memleketler hariç, bütün memleketlerden:
Demir ve çeliğin her nevi, demirsiz madenlerin ve demirli boyaların nevi (ignot bakırı müstesna); çeşit âlet ve fabrika teçhizatı; lanılmış elbise; tuhafiyecilik, kacılık. kumaşçılık, malları
elle örülmüş elbiseler, kurdele hariç), ticaret katalogları ve ilân mecmuaları hariç bütün kitap ve mecmualar; asbestos, su boruları; toprak borular ve sıhhi lcvnzımat, her nevi ecza ve ilâç; kimyevî maddeler; her çeşit boya; canı levhalar, şişeler, huniler; her cins elektrik teçhizatı, âletleri (ampul ve radyo cihazı hariç); kömür ve kok kömür; demir ve maden hırdavat eşyası (demir ve çelik ağlar hariç); ipek; fenni ve tıbbi âletler; içki istihsali için alkollü esanslar; evde ve bürolarda kullanılacak makineler; makine ve fabrika âletleri; ambalâj makineleri, kazanlar; kibrit; makine yağı, karosln, motör yağı, minem’ yağlar, kopra ve Hindistan cevizi çekirdeği, kalem kurşunu ve grafit; her cins kâğıt (gazete kâğıdı dahil); Röntgen filmleri; gözlük ve dürbün camları; tere yağı, peynir, glÜkoz. çocuklar için sütlü maddeler; biber ve baharat; ham kauçuk; stensll muşambası; matbaa mürekkebi; taranmış yün; İpek İpliği ve iplik; yün ipliği ve örme yün ipliği; pamuk ipliği; kumaşlar (yüzde 90 yün ihtiva etmek şartiyle. fiyatı C. I. F. yarda başına bir rupeyl geçmemek şar tiyle); uçaklar ve kısımları; bisiklet,
motosiklet, kamyon, otobüs, yük arabaları; tramvay veya kısımları, lokomotifler veya parçalan, tahta mallar (mobilya hariç); tüy; şemsiye parçaları; magnezyum, zamk, tutkal, reçine, plâstik levhalar, çubuklar, tüpler; çay istihsali âletleri.
Serbest lisansla İthal edilecek maddeler çok olmakla beraber, şu mallar lisansla İthal edilecektir: Otomobiller, duvar ve kol saatleri, ayakkabı, mobilya, altın gümüş, mücevher, deri, içki, fotoğraf malzemesi, otomobil lâstiği, dolma kalem, ipekli kumaş, pamuk ipliği, tuvalet malzemesi ve tütün.
Pakistan Hükümeti İlk gümrük ko. misyonunu kurarak, memleket dahilinde tesis edilmiş olan endüstriyi korumak için elinden gelen her şeyi yapmaya karar vermiştir. İstenilen, müracaat gümrük komisyonuna yapılabilir. Resmi bir tebliğe nazaran, bazı endüstriler, koruma tedbirleri a-lınması hususunda hükümete müracaatta bulunmuşlardır. Durum, daha geniş tetkiklerde bulunulması için gümrük komisyonuna bildirilmiştir.
Dünyanın "Diesel” makinelerine
ihtiyacı arttı
Peterborough (Hususî) — Bir çok memleketlerin ekonomisi dolar kıtlığı yüzünden tahdit edildiği için, fabrikatörler, şimdi Diesel makinelerine dönmektedirler. Düşük para sahalarında Diesel makine yağı kolaylıkla ve müstehlike ucuz gelecek bir şekilde bulunmaktadır. Bunun için artan Diesel makine ihtiyacının bîr çok bakımlardan faydalı olacağı tahmin edilmektedir.
Diesel makinelerinin kullanış sahası zirai vinç, kum
kullanılan vagonlar ve daha bir sürü endüstride kullanılan âletleri de almaktadır.
çok genişlemiştir; içine bütüo âletleri, müteahhide lâzım olan hafriyat âletleri, kompresörler, taşıma arabaları, ticaret İçin
her her kul-şap-
(çorap.
★ Paris, (Hususî) — İktisadi İşbirliği İdaresi, gelecek 4 senp zarfında Fransız traktör istihsalini yüzde 30 nisbetlnde arttırmak İçin Marshal Plânından 4,600,000 dolarlık bir kredinin verilmesini tasdik etmiştir. Bu meblâğ “Enler-national Harvester” şirketinin tâbi olan CİMA şirketine yeni bir fabrika kurulması için verilecektir.
Geçen hafta içinde piyasada zihinleri meşgul eden mevzu, dış ticaret rejimi hakkında, Ankarada yapılan toplantılarda, evvelce de yazdığımız gibi, 1950 rekoltelerinin gün geçtikçe daha kati bir surette anlaşıldığı, muayyen maddeler üzerine vadeli satışların, bağlantıların başladığı bu mevsimde, dış ticaret rejiminin biran evvel bilinmesine ihtiyaç vardı. Pek tabiî olarak bir tacir, bir taraftan mahsulün miktarı ve kalitesi hakkında bilgiler edinirken, diğer taraftan da bu malları hangi şartlarla ve ne gibi usullerle ihraç edebileceğini öğrenmek zorundadır. Alâkadarların ifadesine göre, zirai rekolteler hakkındakl tahminlerden, ve alivre satışlardan evvel, dış ticaret rejimine muayyen bir şekil vermek lâzımdı, Ekonomi ve Ticaret Bakanının verdiği izahattan sonra, dış ticaret rejiminin prensip itibariyle ne şekil alacağı anlaşılmış gibidir. Yeni ticaret rejiminin esaslarına göre, dünya fiatlerine intibak etmekten başka çare olmadığı bir daha tahakkuk etmiştir. Piyasamızda harp senelerinin yüksek kâr hadlerini gözönünde tutarak, dış ticaret rejiminde, takasa da rrıevki verilmesini iddia e-denler vardır. Halbuki 10 memleket arasında işliyecek olan ticaret mekanizmasına göre, ucuz mal almak, ucuz mal satmak esastan yer alacaktır. Herhalde tüccarımızın, yeni mhsulü, müstahsilden, komisyoncudan, küçük tacirden satın alırken, dünya fiatlerini gözönünde tutacağına şüphe yoktur.
ISTANDI L;
Hafta İçinde Ticaret Borsasmda tiftik ve yapağı birinci plânda gelmekteydi. Evvelce de yine haber verdiğimiz gibi Londra yün piyasası 3 temmuzda açılmış, yün satışları başlamıştır. Bundan başka Avustralyada da yün satışları en hararetli bir devreye girmiştir. Çinin dünya piyasalarına yün vermiyeceği, istihsal ettiği yünü istihlâk etmek için hazırlıklara girişeceği de söylenmektedir. Bu haberler de yün piyasasını hararetli bir şekle sokmuştur. Bütün bu haberlerin tesiriyle, piyasamızda da yapağı ve tiftik sa-
Hâzineden bHşka tütün müstahsilleri ve bunların teşekkülleri de Boogs’un teklifine muhalif olup bunlar da piyasaya 12 çenet* İlk sigaralar çıkınca tütün fiyatlarının da ineceğinden korkmaktadırlar.
Boggs-Bill teklifi meletsin W.X.M komitesi tarafından kabul edileceği için Amerikan parlâmentosunun yakında bir kanun kabul edeceği tahmin olunmaktadır.
Avustralyadan bir yün alıcısı geldi
AvustralyalI yün alıcısı Douglss Dowl« dün uçakla Londradan şehrimize gelmiştir. Mumaileyh memleketimizdeki yün piyasasını tetkik edecek ve müsait piyasa bulduğu takdirde mübayaa yapacaktır.
Batı ve Doğu Almanya ticareti
Bonn (Hususî) — Batı Almanya Millet Meclisi Ekonomi Komitesi Hıristiyan Demokrat Başkanı Franz Etzel’in bildirdiğine göre Batı ve Doğu Almanya Arasında gâyrı kanuni ticaret hftd derecesini bulmuştur. Franz Etzel, bu durumun, ancak kanuni ticaretin genişletilmesi ile önüne geçileceğini açıklamıştır.
Batı Almanya Ekonomi Bakanı bölgeler arası kanuni ticaretin bitiş tarihinin 30 hazirandan 31 ekime kadar uzatılmasını tebliğ etmiştir.
Franz Etzel. Rııhr’dan Doğu Al-manyaya yapılan çelik sevkıyatı üzerindeki ambargo (müsadere ve tali-data) ın yakında kaldırılacağını Ümit ettiğini bildirmiştir. Geçen Sovyet bölgesinin mutabık
Amerika sentetik kauçuk istihsali artıyor
Washington, 9 (Ap) — Birleşik Amerika Hükümeti tarafından dün bildirildiğine göre, sentetik kauçuk imalâthanelerinden üçü yeniden faaliyete geçirilecek ve böylece senelik istihsal 88.000 ton arttırılmış olacaktır.
martta, kaldığı
miktarda sevkıyatı temin edememesi üzerine bu ambargo yapılmıştı. Herr Etzel, artık Doğu bölgesinin sevkıyatının iyi olduğunu ve sadece patates sevkıyatının - o da havaların fona gitmesi dolayısiyle - müşkülât çıkardığını açıklamıştır.
Borsa ve piyasalarda haftalık vaziyet
tışları hareketli bir hale girmiş bulunmaktadır. Daha mevsim başında Anadolu yapağıları 235 kuruşa kadar yükselmiştir. Tiftik fiatieri de yüksek bir seviye muhafaza etmektedir. İnce mal, standart tiftik 400 kuruş, oğlak mal ise 480 kuruştur. Fiatlerin daha ziyade artacağına ihtimal verenler çoktur.
1ZM1IC:
İzmir 9 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Geçen hafta Ankarada yapılan pamuk standardizasyon toplantısının arzettiğl temayüller ve vardığı neticeler hakkında Izmire dönen delegelerden etraflı malûmat edinmek mümkün olmuştur. Elde edilen bu malûmata göre toplantının en bariz hususiyeti, şimdiye kadar yapılan diğer standardizasyon toplantılarının aksine olarak ticaret Alemi mü-messlleri standardizasyonu ısrarla talep etmişlerdir. O kadar ki, çırçır ve prese fabrikalarının çok dağınık bir durum arzetmelerl dolayıslyle bu iş için lâzım olacak kontrolör sayısının büyük miktarlara baliğ olacağını v ebunlann yetiştirilmesi ve istihdamının da büyük küLfet ve masrafı İstilzam eyleyeceğini tebarüz ettirilmiştir. Bunun İçin de Ekonomi ve Ticaret Bakanlığınca birden bire mecburi standardizasyona gidilmesinin mutlaka arzu edilemediği ve kontrollerin muayyen bir müddet için ihtiyarî olabilmesi veya gelecek çeneye talik edilebilmesi ve hattâ beynelmilel ar-blUraja terkedlkbilmesintn de mümkün bulunduğu İfade edildiği halde toplantıya iştirak eden delegeler İstisnasız olarak derhal meriyet mevkiine konulacak bir mecburi standardizasyona talip olmuşlardır. Yalnız tatbikat bakımından Ege bölgesi mümessille-
riyle Çukurova mümessilleri arasında bir görüş ayrılığı belirmiş vb bu ayrılık sonuna kadar devam ederek kararda da yer almıştır.
Çukurova mümessilleri kendi bölgelerinin arztetiği hususiyeti nazarı itibara alarak kontrolün çırçırhıma sırasında yapılmasını istemişler, Egeliler iae preselendikten sonra icrasında ısrar göstermişlerdir.. ~ 1
Kampanya zamanında günde üç posta İle devamlı olarak çalışan çırçır fabrikalarının her birine üç kontrolör ikame edildiği takdirde Ekonomi ve Ticaret Bakanlığınca yapılan değişikliklere göre en az 250 kontrolöre ve senede bir buçuk milyon liraya ihtiyaç hâsıl olmaktadır. Buna mukabil kontrol, pamuklar preslendikten sonra yapıldığı takdirde muamele daha basitleşeceği gibi senenin kontrol masrafı da 400 bin liraya inebilecektir.
Bakanlık kanun mevzuu olan bazı hususlarda bir neticeye varıncaya kadar, 1 ağustos 1950 de yürürlüğe girecek olan mevcut nizamname şimdilik yürürlükten kaldırılacaktır.
ADANAt I
Adana (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Adana pamuk piyasasındaki açığa satışlar hararetle devam etmektedir. Fransa kendi limanlarında teslim 206 kuruştan bin tonluk bir teklif yapmıştır. Teklif vadeli ve yeni mahsul üzerindedir. Ayrıca son hafta zarfında Fransa ve Sıırlyeye 7-8 yüz tonluk bir pamuk satışı da olmuştur. Piyasada bazı alıcılar mevcut ise de perakende mal bulmak artık kolay olmamaktadır. Dahilî satışlarda Çukurova Pamuk Tanm Satış Kooperatifleri Birliği muhtelif firmalara 360 ton
Diesel makinelerinin artık hususî otomobillere de tatbik edileceği söylenmektedir. Şimdiye kadar yapılan tecrübeler müsbet bir netice vermiştir; biraz artacak olan masraflar yakıt istihlâkinden tasarruf ve motö-rün rahat kullanılması İle telâfi edilecektir.
Standardizasyon — Son süratli Diesel makinelerinin en büyük fabrikatörleri, iki standart makine üzerinde durmaktadırlar; biri dört, dlğert altı silindirlidir ve bunlar yukarıda saydığımız çeşitli sahalarda kullanılabilecek bir şekildedir.
günde 1949 da
Bu fabrikanın kapasitesi ihtiyaca kâfi gelmemektedir. Az bir zamaa sonra fabrika iki misline çıkarılacaktır. Fakat bugünkü istihsal 110 makinedir ve bu rakam
bütün sene boyunca 15.038 makine ve 1946 da 3.525 makine istihsal edildiğine göre oldukça iyidir. Maamaflh istihsal üç ay evvelinden satılmaktadır ve şimdi artık daha ilerisi içia sipariş almak imkânsızdır.
Piyasa
Bütün dünyada Diesel makinelerine karşı olan alâka artmıştır. Fakat başlıca müşteriler Afrika, Hindistan ve Avustralyadır. Buna mukabil Avrupada, Güney Amerikada ve Kanada’da da mühim miktarda satış olmaktadır. Avrupada İngiliz fabrikatörleri Alman ve İsviçre rekabeti ile karşılaşmaktadırlar. Fakat hâlen Alman istihsali mahduttur ve fiyatlar da nlsbeten yüksektir.
Bu makinelerin yüzde 85 t bir çok fabrikatörlere standart kuvvet ünitesi olarak ithal edilmektedir. Ve yakıtı ucuz elde edildiği İçin Diesel makineleri İle çalışmak daha ucuza mal olmaktadır. Diesel ziraat traktörü, Diesel yağının bir galonu ile parafin yağı ile olduğundan daha uzun zaman çalışır ve aynı zamanda daha aa miktar yağ sarfeder. Makine çalışmaya boşlarken petrol da kullanmaz. Bir traktöre Diesel makinesinin yerleştirilmesi 300 dolara gelmektedir.
rollercin, 46 ton da üçüncü akala pamuğu satmış ve ihraç edilmiştir. Bugünkü borsa fiatieri birinci akala 185.190, ikinci akala, 160-170 kuruştur. Çukoblrlığin 405-ton pamuğu bu fiatlerin üstünde sattığı sanılmaktadır. Çukobirllğin daha evvelce lngiltereye sattığı 700 ton savcın pamuğu da tamamen gönderilmiştir. Adana borsasınm bundan evvel yaptığı mükerrer satışlarda bazı firma ve müesseseye ya hiç malûmat vermemesi veya yanlış beyanda bulunması bir takını yanlışlıklara sebebiyet verdiğinden yeni bir istatistik yapılmış ve Çukurovada hâlen 30 bin balya stok pamuk bulunduğu öğrenilmiştir. Hariçten yapılan sürekli pamuk taleplerinde Hatay menşeli mallar İçin istek fazladır. Hatay pamuklan bu sene çok verimlidir. Çukurova pamuklarındaki kurt tahribatı da hafif atlatıldığından rekoltenin bu sene de yüksek olacağı sanılmaktadır. Susam talepleri de artmıştır. Yeni mahsul henüz çıkmamış olduğundan bu talepler karşılanmamaktadır. 1949 maJı susam çok az kalmış olduğundan ihracata kâfi değildir. Keten tohumu, analiz yüzde beş olmalı üzere 36 kuruşa alıcı bulmaktadır. İsrail İle yapılan ticaret anlaşmasının bilhassa Adana. Mersin, Hatay piyasaları İçin geniş iş imkânları sağlıyâcağı ümit edilmektedir. Israllden daha şimdiden Adana, Mersin, Hatay piyasalarına talepler vâki olmakta, pamuk, susam, harnup, keten tohumu, çiğit, yağı, çiğit küspesi, balık, yumurta, canlı hayvan üzerine fiyat ve stok yoklamaları yapılmaktadır. İskenderun limanına gelen İtalyan bayraklı Pollzzl vapuru 180 ton kostik getirmiş, bir miktar çeşitli Türk malı almıştır. Adana, Mersin, İskenderun depolarındaki tonlarla fasulye olduğu gibi kalmıştır. Fasulye üzerine hâlen hiç bir yerle iş imkânı yoktur. Toprak Mahsulleri Ofisinin Adana vilâyeti içinde dokuz bölgede birden yaptığı günlük hububat alımı 1800 ilâ 2000 tondur. Ofis geniş bir kadro ile çalışarak alımı arttırmaktadır.
Sayfa 6
YENİ İSTANBUL»
10 Temmus 1030
Amerikalıların güzelliklerinin sırrı
İNSAN doğuştan çok güzel olabilir, fakat unutmıyalım kİ, insan maharet ■ kullanarak da güzel olur. Amerikalılar, tabiatla sanatı çok ustalıkla mez-cedebilmişler ve böyle güzel giyinmeleri ve tazelikleriyle dünyaya ün salmışlardır. Aralarından en güzellerine, sizler için güzelliklerinin sırlarını sorduk.
4
Makyajın sırrı
AMERtKADA 1950 yılı, köz makl-*'.vajı nenesidir. Bu seneye kadar Amerikalılnr Közlerine maklyaj yapmazlardı. Fakat lnıcihı Amcrlkadakt Kİlzellik enstitülerinin hepsi, göz kalemi. rimel jrlt»l Söylere dlkkııtlnrlnl teksif etmişlerdir. Maey Kİhl büyük bir enstitü, köz mnki.vajı kurları bile açtı.
Güzel saça malik
Hemen hemen bütün Amerika makyajcıları, göz kapakları İçin çeşitli renkler kullanmayı tavsiye etmek-
AMERİKALILARIN saçları, dünyanın en güzel saçlarıdır. Onların yaptıkları gibi akşam ve sabah saçlarını uzun uzun fırçalayıp daima temiz olmalarına dikkat etselerdi, diğer memleketteki kadınların saçlan da güzel olurdu.
Amerikada saç ve baş derisi, ayn bir itina görür. Amerikalı mütehassısların bu husustaki fikirlerini, sîzlere bugünkü sahifemizde vereceğiz.
“Baş derisi, yüz derisinin bir devamı olarak telâkki edilmeli ve aynı itinayı görmelidir.
Bilindiği gibi, cildin genç ve sıhhatli kalabilmesi, temizlikle çok alâkadardır. Aynı şekilde, saçların da parlak, sıhhatli olmaları, baş derisinin temizliğine bağlıdır. Fakat, cilde bakılmadığı zaman, siyah noktalar, sivilceler belirerek, âdeta bize, cildin ihmale gelmediğini ihtar ederler. Halbuki baş derisinin bakımsızlığı, kendini saçların azalmasiyle belirtir, o vakit iş işten geçmiştir."
Cilt mütehassislan derler ki, baş derisinin bütün çalışması derinlerde olur. Saç, meydana çıkmadan önce kendisine güzellik verecek sıhhati, derinin altmda biriktirir. Şu halde, yeni çıkacak saçlara güzellik temin edebilmesi için baş derisinin sıhhatte olması şarttır. Sıhhatin de ilk şartı temizliktir.
r
tulıaf gibi gözüken bu ıııaklyaj usulü, yüzü fevkalâde mânalı göstermek, tedlr. Bizzat gözlerin maklyajı da büyük güzellik evleri tarafından başka başka zaviyelerden görülmektedir. Meselâ Rııblnsteln (la üst göz kapatın en ucu hafifçe çizilmekte ve kaşın çizdiği yuvarlağa benzer şekilde hafifçe göz kapağına taşmaktadır. Gözün alt kısmı yalnız geceleri çok hafifçe çizilmektedir. Mamafih Arden gözün alt kısmını gündüz de hafifçe çiziyor. Arden, boyanmasını İyi Idlnılyenler İçin hususi bir kalem 1-mal etmiştir. Kalemi çok İnce yontan hususi otomatik bir kalemtraş da vardır. Gözlerden sonra Amerikalıların dikkat ettikleri nokta, pudradır. Mas Factor'ıın İcat ettiği ıslak sürülen pııdra, savaş müddetine© rağbette olmasına rafcmen, artık kimse tarafından kullanılmıyor. Zira yüzde maske hissini veriyor.
Ralonlarda neonlu lâmbalar knJlanıl-maktadır. Bu lâmbaların ten üzerindeki tesiri çok fenadır.
Aynı zamanda kullandıkları tabi! pudra ve her türlü boya, çok açık renklerdedir. Ellzabeth Arden’ln en son İmal ettiği ruj olan Kanarya Ruju, sıcak fakat açık bir kırmızıdır. Rııblnstein'ln gündüz için tavsiye ettiği rujun adı “Tatlı Pembe”dlr. gece için "Elektrik Pembesi” adlı başka bir ruju vardır.

Haftalık saç temizliğinin dışında, Amerikalılar her gün bir pamuğu, hususî bir losyona batırarak bununla saçlarının diplerini temizlerler. Bu losyonların içinde, daha ziyade nebatî maddeler bulunmaktadır. Fakat hiç bir zaman bu temizlik ameliyesinde, saçların dibini kurutan alkol kullanmayınız. Baş derisinin temizliği, makiyajı çıkarma veya dişleri oğma gibi, her günkü temizlikleriniz içine dâhil olmalıdır. Baş derisinin temiz olduğuna kanaât getirdikten sonra onun kan deveranını arttırmak lâzımdır. Başın en üst kısmı, kan deveranının en hafif olduğu yerdir. Halbuki kan, beraberinde getirdiği oksijenle saç diplerinde biriken zararlı maddeleri alıp götürdüğünden masaj ve fırçalama ile kan deveranını hızlandırmak lâzımdır. Masajı, cildi tahriş edecek kadar kuvvetli yapmıya lüzum yok.
tedlrler. Ellzabeth Arden de, göz kapağının üst kısmına, kaşın blruz altına, yüzün ve «açın rengine göre kahverengi tonda renkli krem sürmektedirler. Böylece göz kapaklarındaki koyu rengin yüze yumuşak bir İfade verdiğine İnanıyorlar. Hakiki göz kapağının, yani gözü örten kısmın üzerine de yeşil, mavi veya koyu kahverengi sürülmektedir. Boyanın sürüleceği nokta kadından kadına farkeder. Zira, bazıları gözlerini uzıııı, bazıları da kısa göstermek ister. Gece İçin, İçinde altın veya gümüş rengi bulunan boyalar da sürülüyor. Eli-zabeth Arden, gece İçin gümüş yaldızlı bir boya icat etti.
Kirpikler İçin bazan İki, üç renk bir arada kullanılıyor. Fakat uçları, dalma başka renktedir. Bu şekilde kirpikler daha uzun gözükür. Meselâ göz kapaklarına yeşil Rüren bir kadının kirpiklerinin dibi yeşil, ucu kahverengi olmalıdır. Pek bariz ve
Şimdi en çok beğenilen pudralar. İçinde hafif yağ bulunanlardır. Rev-lon Touch ve Glow denilen ve yüze mum ışığının renklerini veren bir pudra İmal edilmiştir. Yağlı ciltler İçin su İle sürülen pudraya benzer başka bir pııdra daha mevcuttur.
Bunlar, atı ve süngere İhtiyaç göster-mlyen kremlerdir.
Amerikalılara göre, modern ışık tertibatı altında maklyajsız güzel gözükecek cilt rengi mevcut değildir. Bilhassa New-York’da gündüz dahi,

Yanak rujunu Amerikalılar, hemen hemen hiç kullanmıyorlar. Dudaklar da tabii boyanıyor. İnce dudaklılar, rujlarım ÜHt dudaklarına hafifçe taşırarak sürüyorlar.
Maklyaj sahasında hiç birimizin görmediği bir yenilik daha var: Şeffaf pudra. Bu pudra Amerlkada, Ho)lyWood’ıın rnakiyajcısı Uestmore ve Ella Bach tarafından İmal edilmiştir. Yakında ParLste satışa çıkarılacaktır. Bu pudranın bildiğimiz pudralardan farkı, renksiz oluşlarıdır.
Amerikan lûbora tu varlar inin son çalışmalarından anlaşıldığına göre, cildin pudrayı emme müddeti yarım saattir. Yarım saat geçtikten sonra, cildin üzerindeki krem cilt tarafından emllemez, sadece cilde bir yumuşaklık vermlye yarar. Şu halde, yüze, pudrayı kremle beraber günde 3 İlâ 4 defa sürmelidir. Meselâ, sabah, akşam ve makiyajı her temizleyişten sonra.
Işıldayan bir tene
nasıl sahip olabilirsiniz
CÎLT bakımı sahasındaki prensipler içinde, en enteresan keşfin, Helena Rubinstein Müessesesinde çalışan mütehassıs doktorlar tarafından son zamanlarda yapıldığım Büyüyebiliriz. Şimdiye kadar tedavi için tavsiyeler bahis mevzuu olduğu zaman, her şeyden evvel cildin kuru mu, yoksa yağlı mı olduğunu bilmek istemekteydiler. Fakat birkaç zamandan beri Amerikalı cilt mütehassislan, insan cildindeki değişikliklere tesir eden başka unsurlann mühim birer rol oynadığından şüphe ediyorlardı. Artık keşfedilmiş olan bu unsurlar; iklim, hayat şartı ve sıhhat vaziyetidir. “Cilt, tıpkı karaciğere, mideye ve akciğerlere benziyen bir uzuvdur. Çoktan beri bilindiği gibi, bu uzuvlar müteaddit tesirlere maruzdurlar ve bu tesirler yüzünden, işleme ve çalışmalarında hissedilir derecede değişiklikler olur. Faraza dağda yaşayan bir insan, deniz sahilinde oturan bir kimseden farklı şekilde gıda alması lâzımdır. Soğuk memleketlerdeki insanlar, Hattustıva sakinlerine nazaran tamamen zıt bir hayat tarzına sahiptirler. Hattâ mutedil iklimli şehirlerde oturanlar bile, sayfiye maksadiyle köylere gittikleri zaman itiyatlarını değiştirirler. O halde bütün bir milletin, halkının ciltleri kuru veya yağlı olduğunu kabul etmek, mantıksız ve yanlış bir harekettir."

Saçları her gün fırçalamak çok lâzım ve faydalı bir harekettir. Amerikalı mütahassıslar, sunî kıllı fırçalara tabiî kıllılarını tercih etmektedirler.
Amerikalıların hemen hemen hepsi, saçlarını yıkarken mayi halinde olan şampuan kullanmaktadırlar. Zira bir çok mütehassıslar böylece, saçlarda kepek olmıyacağmâ kanidirler.
Bu sene de saçlar gene oldukça kısa, düz, sadece bir kaç iri bukle var. Hafif dalgalı kâhküller, bu sene geçen seneye nispetle daha fazla. Bazan saçlar yandan ayrılıyor, fakat alna düşen kısım, 1 cm. den uzun değildir. U-mumiyetle başın ifadesi, küçük, saçlar başa yapışıktır.
Saçlar daima aşağıdan yukarı, mümkün olduğu kadar bir istikamete doğru fırçalanmalıdır, yukndan aşağı fırçalamak çok mahzurludur. Saçlan fırçalarken, onlan, havalandırmıyâ gayret edin. Hattâ baş aşağı fırçalarsanız netice daha iyi olur.
Bazı güzellik enstitülerinde, kıllan dışanda kalmak üzere fırçayı, naylon bir çoraba sarmayı tavsiye ederler. Saçlarınızı öyle bir fırçayla fırçalıyacak olursanız, aynı zamanda saçlarınızı da temizlemiş olursunuz.
iMiıınmnn ıı nımınıı ı^ıuıuım mii ınrnısınnmı mnpnımrnmsnı n
Sofra hazırlama sanatı



Haftanın
her günü için bir yemek
Bugün bir kadın, cildini güzelleştirmek gayesiyle herhangi bir güzellik enstitüsüne gittiği zaman, onu, yaşadığı memleketin iklimi, hayat tarzı, sıhhati ve mesleği hakkında sorguya çekerler. Sıhhat meselesi bilhassa ön plânda gelir. Bir kadın, bütün güzellik müstahzaratını mevsime uydurmıya ve onlan her gittiği memleketin iklimine göre değiştirmiye gayret etmelidir. Meselâ, New-York’ta kışlar çok soğuk, yazlar çok sıcaktır. Demek oluyor ki, cildi, yazın veya kışın aynı şekilde tedavi etmek doğru olmaz. Yüzdeki derin çizgiler için, bir takım adale hareketleri yapılmaktadır. Bu hareketlerde el, hafifçe yüzde dolaşarak adalenin kemiğe yakın olduğu yerlerde biraz fazla durarak, oralardaki kan deveranını arttırır.

Kalın ve yağlı boyunlann masajı, adalelerin derinliklerinin çalışmasını temin eder. Çenenin altında, yağdan ikinci bir çene meydana gelmemesi çin, yumruklarla çenenin alt kısmından kulaklara doğru hafif hafif vurmak lâzımdır. Bu egzersizi daha iyi yapmak isterseniz, ellerinizi iyice kapayınız, baş parmağı çenenin altında, geri kalan parmakları da yanaklara dayayınız.
Daha tesirli başka bir egzersiz daha var: Dişlerinizle bir kalemi tutun, sonra gözleriniz hizasında bir kâğıt bulunduğunu farzedin, kalemle havada bu kâğıda yazılar yazmıya çalışın. Bu egzersizi muntazaman yapacak olursanız, boyun ve çene adaleleriniz kuvvetlenir.
Cildin en kuru olduğu yerler, göze yakın olan yerlerdir. Zaten, ilk kırışıklar da göz yakınında başlar. Bu kısımları kuvvetlendirmek için, içinde hormon ve lamolini havi maddelerin bulunduğu kremler sürmeyi denediler. Fakat bu kremleri uzun müddet veya bütün gece yüzde bırakmak lâzım geliyordu. Kremleri kullanan Amerikan kadınları, yüzlerinin şiştiğini farkettiler. Sebebini, labora-tuvarlarda araştıran cilt mütehassislan neticede, göz kısımları, cildin en kuru olan kısınılan olmasına rağmen, aynı zamanda yüzün en hassas yerleri olduğunu ve bu kremlerin onlan fazla faaliyete getirerek şişirdiğine karar verdiler.

Alevli şeftali
Kaynar suya batırdıktan sonra elinizle ovalayıp şeftalilerin kabuklarını çıkarın. Ateşe mukavemet eden Pyrex tabakları içinde ocağa koyarak yumuşatın. Sonra üzerine hafifçe pudra şekeri ekin. Benmari de ılıklaştırılmış konyak alarak Çizerine dökün ve kibritle tutuşturarak sofraya getirin.
Limonlu keyk
Malzemeı
140 gram toreyağı (takriben İki dolu kahve fincanı)
4 Yumurta
6 Kaşık dolu şeker
9 Kaşık un
1 Limon kabuğunun rendesi
1 Bardak süt
2 Tatlı kaşığı B.P. veya karbonat Tereyağını beyazlaşana kadar İyice dövün. Üzerine yumurtaları teker teker olmak şartiyle ilâve edin. Sonra kaşık kaşık şekeri ve kaşık kaşık unu ilâve edin. Her kaşık unu ilâvo ederken azar azar olmak şartiyle sütü de hamura ilâve edin.
Diğer taraftan, yumurtaları katılaşın-caya kadar iyice dövün. İçine B. P. yİ ilâve ettikten sonra deminki hamura karıştırın. Fırın tenceresi veya fırına gidecek kalıbın içini hafifçe yağladıktan sonra hamuru içine yorleştirin ve kızgın fırında pişirin.
Sürprizli salatalık
Bir kaşık unu, tereyağda hafifçe kızartın, üzerine bir çay fincanı krema, yarım limon suyu, tuz ve maydanoz ilâve edin. Elde ettiğiniz bu beyaz sosun içine 5 ilâ 6 tane salatalığı iki parmak kalınlığında doğrayarak atın. 10 dakika bıraktıktan sonra çıkarın. Küçük küçük köfteler yaparak suda pişirin, sonra yanına biraz sebze koyun. Salatalıklarla beraber leziz bir yemek teşkil edecektir.
Barbunya balığı kâğıtta
Pulları kazınmış, İç ve kulak tâbir edilen galsameleri çıkarılmış 1000 gram barbunya balıklarını yıkadıktan sonra İyice kurulmalı ve tuzlayarak bir tarafa bırakmalıdır.
Diğer taraftan, balıkları içinde pişirecek olduğumuz iki yağ kağıdını üstüste koyduktan sonra kâğıdın ortasına 4 çorba kaşığı tereyağının yarısını sonra yağ sıvanmış olan bu yere yıkanmış ve tuzlamış olduğumuz balıkları yanyana sıraladıktan sonra, kâğıdın, balıkların üstüne Örtülecek kısmının da kalan yağla yağla-malı, sonra da kâğıdın bu yağlanmış olan kısmını balıkların üstlerine doğru çevirmek suretiyle sararak bir paket yapmalı, açılmaması için de iple bağlamalıdır.
Sonra iple bağlamış olduğumuz bu paketin üstünü hafifçe ıslattıktan sonra paketi, kızgınca fırına sürerek, balıkları paket içinde ancak 35 ilâ 40 dakika pişır-meli sonra da fırından alarak kâğıdın üst kısmını bir makas ile kesmek suretiyle attıktan sonra, balıkları kâğıdın alt kısmı ile bir tabağa almalı, hazırlanmış limon salçası olduğu halde derhal servis yapmalıdır.
Yoğurt çorbası
Bir tencereye 750 gram yoğurt İle bir miktar tuz koyduktan sonra, herhangi bir et suyunu azar azar katmalı ve bir taraftan da tel veya çatalla döğercesine karıştırarak yoğurdun et suyu içinde top top kalmadan iyice hallolmasını temin etmeli ve bir tarafa bırakmalıdır.
Sonra başka bir tencereye 4 çorba kaşığı yağ ile iki kahve fincanı un koyarak, karıştırmak suretiyle unu bir dakika kadar kavurmalı sonra da buna, bir tarafa bırakılmış yoğurtlu et suyunu azar azar katmalı ve bir taraftan da karıştırarak suyu unlu yağa yedirmelidir.
Bilâhare çorbayı kuvvetli ateş üstünde bir taşım kaynattıktan sonra tabaklara taksim etmeli ve üstlerine 1 çorba kaşığı kuru nane serpmek suretiyle çorbayı derhal servis yapmalıdır.
Yemek sofranın süslemek İçin orijinal bir fikir
Mayonezli levrek balığı
Büyükçe bir tencereye dolu dolu 7 su bardağı su koyun, içine İçi temizlenmiş ve enliliğine ikiye bölünmüş büyükçe, yarım veya bir levrek balığını kızgın a-teşe koyun. Başka bir tarafta 1 havuç, 1 diş sarımsak, 1 maydanoz kökü, bir buçuk çorba kaşığı (dolu) tuz hazırlayarak kaynar suya atın. 5-6 dakika sonra balıkların haşlandığını görünce biraz soğumaya bırakıp, bilâhare kılçıklarını ve derilerini temizlemeli.
Gelelim mayonezine:
Bir tabağa iki taze yumurta sarısı, biraz tuz, büyükçe yarım limon suyu koyduktan sonra, mayonez teli alarak bunları birbirine çarpmalıdır. Sonra bu tabağı, İçinde sıcak su bulunan bir tabağın içine oturtarak, yumurtaların sanlarında hafif bir koyuluk hasıl olana kadar telle İki buçuk dakika kadar durmadan karış-tırmalı, tabağı sıcak sudan çıkArıp İçinde soğuk su bulunan bir kaba oturtmalıdır. Tabağın İçine bir su bardağının 3/4 ü kadar zeytin yağını azar azar ilâve etmeli ve her defasında telle çalkalıyarak yağı yumurtalara yedirmelidir. Elde ettiğiniz bu mayonezi, küçük parçalara ayrılmış levreklerle karıştırmalı. Mayonezin birazını da levrekleri tabağa yerleştirdikten sonra üzerlerine sürmelidir.
Ciğer tavası
İnce zarları İtinalı bir surette soyulmuş bir adet koyun ciğerini yarım parmak inceliğinde meyilli olarak dilimlere kes-dikten sonra yıkamalı ve İyice kurulamazdır (Ciğerciye de kestirilebilir.).
Sonra, yıkamış ve İyice kurulamış olduğumuz ciğer dilimlerinden İkişer, üçer alarak, bir kuşane içinde dumanı tüter-cesine çok kızdırılmış bir bardak zeytin yağına atmalı ve delikli kepçe ile şöyle bir karıştırdıktan sonra, ancak birer dakika zarfında çıkarmak suretiyle bütün ciğerleri böylece azar azar pişirmeli ve tabağa almalıdır (Ciğerleri her kuşaneye atışta, yağın dumanı tütercesine kızgın bir halde olması lâzımdır.).
Tabağa almış olduğumuz ciğerlere bir miktar tuz ile bir. çorba kaşığı kekik serpmeti ve derhal servis yapmalıdır.
Kremalı domates kızartması
Ortasından ikiye bölünmüş domatesleri, zeytin yağında hafifçe kızartın. 60 gr. rendelenmiş peynirle 50 gr. ekmek içi çıtağı ve maydanozu, biraz krema (pastacılardan alabilirsiniz) İle karıştırıp elde ettiğiniz hamuru domateslerin üzerine sürünüz. Biraz tereyağla 5 ilâ 10 dakika, orta karar bir fırına koyun.
Patatesli omlet
Büyükçe bir patatesi soyup önce uzunlamasına, sonra da enlilemesine olmak şartiyle küçük, küçük dörtgenler şeklinde kesmelidir. Sonra bunları iki çorba kaşığı yağ İçinde hafifçe kızartmak ve soğumaya bırakmalıdır.
Dorince bir kaba 6-7 yumurta kırmalı, içine tuz ve karabiber attıktan sonra patatesleri atıp, çalkalanmalıdır. Tavaya iki çorbA kaşığı yağ koyup iyice kızdıktan sonra, yumurta ve patatesleri içine atıp azıcık karıştırmalıdır. Bu esnada tavayı hafif hafif sallamak suretiyle omleti pi-şirmelidir. Ateşten indirdikton sonra omleti bir çatalla üste doğru çevirerek 3 veya 4 parmak eninde sarmalı, bilâhare üzerine bir tabak koyarak, omleti alt üst etmeli ve tabağa alarak sofraya getirmelidir.
Beş dakikalık bir et yemeği
Bir kilo et —sığır veya koyun— alın, yağ. sinir gibi şeylerini iyice ayıkladıktan sonra, etleri küçük kareler şeklinde kesin. Biraz ançüvez, soğan, tuz. biber ve dörtte bir limonun kabuğunun rendeliyle beraber zeytin yağında kızartın. 5 ilâ 10 dakika kızgın ateşte oynatarak kızartın. Sonra üzerlerine limon sıkın. Masaya getirmeden önce üzerlorine kırmızı şarap dökerseniz, hiç fena olmaz.
1












Sayfa T
TENİ
İSTANBUL
10 Temmuı 1900
I
4
■ ■
*7/ M
k 1 1
■* • r
S. 4
; 7 ? t
ar
4
OKUYUCULARINA
Okuyucularından her gün biraz daha fazla alâka
gören gazetemiz, bu alâkaya mukabele etmek üzere
okuyucularına 75 bin liralık hediye dağıtmak kararım
almıştır. Türkiyede ilk defa olmak üzere bu çapta hediye







• • • • ı
• • • ■ ’.W.

tevziatı yapılmaktadır. Bir insanın hayalinden geçebi-
lecek bütün güzel şeyleri hediye buketinde toplayan
bu büyük tevziattan siz de faydalanmak istiyorsanız
Dün verdiğimiz ve ileride yine vereceğimiz
4
TAFSİLÂTI BEKLEYİNİZ!






4



1-15 TEMMUZ
MAĞAZASI . IIYOOlU
Onasebetiyle
BONOLARI TERTİBİ
Birinci ikramiye bonosu 1000 LİRA
m
İKRAMİYE
SO Ur.l.b «(Aobnind. | HMn
rerlIeeeHk. lu aufiRorctardes, orw edîlsn berhongl »ol cHınmoh Ötere 50 bymerfl Kırom^e
*7 HMMUZ Pazerted 0M m» 11 fe ( ffıoÇozoffbido noter huzurunda çekîlecelrfU.
N.E.P. PIRAEUS SHIPPING Co., Piraeus
Bu ayın 11 inde limanımıza gelmesi beklenen
ÇOCUKLARA SİNEMA
9
I
T I N O S vapuru
TRtESTE ve VENEDİK
için eşya yükliyecektir.
Amerika ve lngiltereden yeni getirtilen eğlendirerek Öğretici mahiyette Çocuk Kültür filmleri 15 Hazirandan itibaren tatil boyunca Her Cumartesi aünü

DEUTSCHE LEVANTE - LINIE, Hamburg
Halen limanımızda bulunan
MARTHA RUS5 vapuru ISKENDERİİTE - ANVERS -ROTTERDAM, HAMBURG ve BREMEN için eşya yüklemektedir.
ı IK

• I
/ //
T
•»
I 1
’ 'fi

f/f.
>1
tlas Sinemasında
Saat 10,30 dan 11,80 a kadar gösterilecektir.
YAPI ve KREDİ BANKASI’nın
Çocuklara bir hizmetidir
FLOTTA
LAURO, NAPOLİ
Bu ayın 11 inde limanımıza gelmesi beklenen P A L I Z Z I vapuru PİRE - MARSİLYA -. CJENOVA
için DOĞRU POSTA eşya yükliyecektir.
KONTUAR MARÎTlM
İntan bul İzmir
Hovagimyan Han Atatürk caddesi 126
Talefon: 40568 Talafon; 68-56
Filmler Doğan Kardeş Yayınlan A. Ş. tarafından takdim edilecektir.
Her yer 30 kuruştur
Küçük çocuklar, velileriyle beraber gelebilirler.
İSTANBUL BELEDİYESİ. İLÂNLARI
İstanbul, Beyoğlu. Üsküdar ve Kadıköy Mıntaka İtfaiye gruplarında yangın telefonlarından bagkaca mevcut muhabere
EMEL AKAD X

Dr. Kimyager
HİLMİ ALAGÎL
Nikahlandılar
İstanbul 7.7.1950
EATÎ — İnşaat Fakültesinden aldığım şebekemi kaybettim. Hükmü yoktur.
1717 Semih Tercan
llllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll
GÜZEL VE FAYDALI İLÂNLAR YENİ
İSTANBUL
dadır.
Illllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll



15.7.



KOK KÖMÜRÜ TEVZİATI

Türkiye Kömür Satış ve Tevzi
Müessesesi İstanbul Şubesinden
Devam eden tevziata ait haftalık İzahat:
1) SATIŞ YERLERİ î
ADRESLERİ
FATİH
EMİNÖNÜ (Şimdilik) KADIKÖY
ÜSKÜDAR KOZLUCAHAN
Büyük Karaman Caddesi, No. 8/66 Halkevi, Şerefefendi sokağındaki kapı Kadıköy, Çukurbostan, Hasırcıbaşı sokak No. 2/4
Toptaşı Cad. Kefçedede Mektebi S. No. 14 Galata, Rıhtım Caddesi
DİKKAT : Şimdiye kadar Bahariye İleri sokak 19 numarada faaliyette bulunan Kadıköy Satış Büromuz 10.7.1950 gününden itibaren yukarıda yazılı adrese nakletmlştir. Kadıköy ve muhiti halkının mezkûr adresteki büroya müracaatları.
2) ÇAĞIRILAN VE BİR HAFTA İÇİNDE MUAMELELERİ
YAPILACAK OLAN BEYANNAME Numaraları :
Günleri
10.7.1950
11.7. "
12.7. "
13.7. "
14.7. ”
•t
Takip eden
31 DİKKAT :



Eminönü
157619—156900
166899—155900 155899—155003 155002—154025 154024—153004
Kadıköy
153285—152124 152123—160618 150817—143696 143695—143380 143379—141083
Üsküdar Knzlucahan
152400—145701
145700—144801
144800—144226
144225—142001
165294—165175
165174—165054
165063—164943
164942—164698
164697—164666 142000—138976

Fatih
167201—155097
156996—154716
154714—153462
153461—152223
152222—161021
Mazereti dolayıslyle o hafta gününde müracaat edememiş olanların günüdür, davet numaralan her hafta pazartesi sabah gazeteleriyle İlân edilir.
Bu sene namelerindeki 4) GİŞE SAATLERİ ;
Salmh Saat
Öğleden sonra M Cumartesi H
halka kesintisiz olarak oda ve soba esasına göre
9*12 13-16
9-12
5) EMEKLİ, DUL VE YETİMLER :
1948 - 1949 kışında olduğu gibi beyan-kömlirlerl verilecektir.
(öğleden sonra) sıra numarası aranmadan ya-
Bunlara alt beyanname muamelesi her gün pılacaktır.
8) Gününde kuponu 11e müracaat edeceklerden havi kupon İle hüviyet varakası istenir.
7) Kuponlarını kaybedenler ilk önce Kotlucahan satış servisinde zayi muamelesini tlrdikten sonra alt olduğu semt satış bürosuna kömür ordinolarını almak üzere ederler.
LİNYİT v AĞAÇLI KÖMÜRLERİ;
1949/50 turuncu renkte beyanname numarasını
İkmal et-müracaat
Linyit ve Affaclı kömürlerinin satışı serbesttir. Almak isteyenler, mıntakalannın rolarına müracaat ederek arzu ettikleri miktarda alabilirler.
Tonu
Linyit kömürü fiyatı 36 Ura
Ağaçlı ° « 25 "
NOT: Geçmiş senelerde tevziat başlangıcı en küçük sıra numarasından itibar edilmişti. Bu vıl hakka riayet için en büyük sıra numarası mebde olarak kabul edilmiştir. (9149)
satış bü-

4



c


İSTANBUL MANZARALARI
RESİM SERGİSİ
İNÖNÜ GEZİSİ Giriş Kapısında BELEDİYE PAVİYONUNDA
telefonlarının numaraları aşağıya yazılmıştır.
Yangın telefonlarının meşgul veya Arızalı bulunması dolayı-siyle yangın İhbarı kabil olmadığı takdirde diğer muhabere telefonları ile de yangın haberi verilebilir. Bundan ba(ka bütün itfaiye grup ve müfrezelerinin polis telefonları ile de irtibatı olduğu görülen lüzum üzerine ilân olunur.
Mıııtakaaı
tstanbul Mıntaka Grupu Beyoğlu Mıntaka Grupu Üsküdar Mıntaka Grupu Kadıköy Mıntaka Grupu
Diğer mıntakalar için meşini söylemek kâfidir.
(?.• -i it


Yangın No: Muhabere No.
24222 20323—20321
44644 40030
60945 60625
60872 60020
muhabere memuruna (Yangın) keli-(9190)


Uruguay Ispanya ile 2-2 berabere kaldı. Brezilya Isveçi 7 -1 yendi
Sao Paulo 9 (YİRS) — Dünya Hulbol Kupası ilk dömifinl nıaaçında İspanya ile Uruguay 2-2 berabere kalmıştır.
Rio de Janeiro 9 (YÎRS) — Dünya futbol kupası ikinci dömifinal karşılaşmasında Brezilya Isveçi 7-1 mağlûp etmiştir.
önümüzdeki karşılaşmalar
Sol haf İspanyol Basorayı yakından marke etmesi ile dikkati çekiyordu. 30 uncu dakikada Uruguay Chiggia’nııı ayağı ile ilk golü kazandı. 38 inci dakikada Basora İspanyol beraberliğini temin etti.
41 inci dakikada yine Basora İspanyanın ikinci golünü kaydetti.
Rio de Janeiro 9 (YtRS) — Perşembe günü yapılacak olan dünya kupası finallerinin ikinci devresinde İspanya - Brezilya maçı Rio'da oynanacaktır. Uruguay - İsveç maçı ise Saopaulo-da yapılacaktır. Eğer Brezilyalılar İspanyolları yenerlerse nazarî olarak galibiyeti ele geçirmiş olacaklardır; çünkü Uruguay’ın Isveçi yenmesine muhakkak nazariyle bakılmaktadır. Eğer İspanya ve Uruguay galip gelirlerse, o zaman Brezilya ile İspanyanın puvanları müsavi olacaktır.
Şampiyonanın üçüncü devresi Sao Paulo’da ve gelecek pazar günü yapılacaktır. Bu sefer Brezilya Uruguay’la, İsveç ise İspanya ile maç yapacaklardır.
Az sonra da ilk devre 2-1 İspanyanın lehine sona erdi.
Devre arasında şiddetli bir yağmurun yağmaya başlaması üzerine halk şemsiyelerini açmak zorunda kaldı.
İkinci devrede UruguaylIlar oyuna seri bir şekilde başlayarak hemen hâkimiyeti ele aldı-
İspanya - Uruguay maçının tafsilâtı
lar. Bilhassa makine gibi oynayan for hattı bu güzel oyununun semereShti görmekte gecikmedi ve beraberlik golünü çıkardı. İspanyollar ise ilk devredeki enerji ve hücum faikiyetini kaybetmiş kibi görünüyorlardı. Oyunun son kısmı iki tarafın galibiyet golünü çıkarmaları için karşılıklı didinmeleriyle geçti ve bu arada UruguaylI Miguez muhakkak gollük bir fırsat kaçırdı ve maç da netice değiştirmeden 2-2 beraberlikle sona erdi.
Ispanya Uru-
Sao Paulo 9 A.A. (Reuter) guay maçı dün Sao Paulo’da oynandı. İspan-yollâr ilk dakikada ceza çizgisinin tam yanından bir serbest vuruş kazandılar. İspanyollar
Oyunun umumî cereyanı nazara alınacak olursa İspanyolların daha şanslı olduğu görülür. Bilhassa haf hatları zayıf bir oyun çıkardı.
süratli akınlar yapıyorlardı.
Sekizinci dakikada UruguaylIlar iki korner yaptılar, fakat neticesiz kaldı. Onuncu dakikada Schiaffing’in zayıf bir şütünü UruguaylIlar kurtardılar.
Uruguay muhacimlerinin akınlan zayıf ve neticesiz oluyor fakat müdafaa iyi dayanıyordu.
Puan vaziyeti
Rio de Janeiro 9 A.A. (Afp) — Bugün ya pılan maçlar sonunda dünya kupası finalistle rinin puan durumu şöyledir:
1 — Brezilya: 2 puan.
2 — İspanya ve Uruguay; l’er puan.
3 — İsveç: 0 puan.
Atletizmdeki
lisans işi
Bugünkü haliyle lisans İşi lüzumsuz kırtasiyecilikten başka bir şey değildir
Dr. Nureddin Otmar-Savct
M
e*
tletizme müessir bir kuvvet halinde hazan bizi başarısız-
lığa götüren hususiyetlerimiz-
den birisi de hiç şüphesiz lisans
İşidir. Pek çok kıymetli elemanlar İhsanımız oldukları veya lisans muameleleri tamam olma-
dığı için, maalesef, müsabakalara girememektedirler. Hele li-
sans ayında gerekli faaliyeti gösterip, formaliteden ileri hiç bir vakit geçmeyen, muameleyi yaptırmayan kulüplerin atletleri çok büyük ve ümit kesici güçlükler karşısında kalmakta, fazla sportif karakterde bulun-
mayanlar pistten çekilmektedirler. Bu, lüzumu çok şüpheli formalitenin ihmali yüzünden atletizm hayatına girip yerleşeme-mlş bir çok genç atlet tanıyorum. Lisans işleri yüzünden, stadlanmızda, üzücü bir çok hâdiselerin çıkmış olduğunu da hatırlarsak atletizm hareketlerimize bu kadar kuvvet ve nüfuz kazanmış olan bu mevzuun üzerinde durulması ve eğer lüzumu hakkında şüphe ve tereddüt hasıl olursa hemen kaldırıl-
ması cihetine gidilmesi zaruri bir hal alır.
Atletizm tarihimizi şöyle bir İncelersek lisansın ilk defa a-
matörü ayırma gayesiyle ortaya konulduğunu ve İdman Cemiyetleri îttlfakı’nın, yalnız bu nokta! nazara göre İlk lisansları vermiş olduğunu görürüz, tik defa lisans alanlardan biri de bendim. O vakit verilen lisanslarda atletin kulübü ve amatör olduğu belirtilmekte idi.
(-----------•—o-----------;--------->
Dün geceki güreşler tehir edildi
v-----------------------------------/
Yukarıdaki resmimizde, evvelki günkü güreşlerde Celâl Atik rakibi Relsela'yı 5 dakika 20 saniyede tuşa getirişi görülmektedir a ' I
Dün gece Şeref Stadının tadil e-dilmlş olan yüzme havuzunda yapılması icap eden Finlândlya muhteliti He İstanbul Güreş Kulübü güreşçileri arasındaki müsabakalar. yağan yağmur yüzünden bu akşama tehir edilmiştir.
Dün gece İçin satılmış biletlerle davetiyeler bu akşam için muteber olacaktır. Güreşler yine Şeref Stadının yüzme mahallinde yapılacak ve müsabakalara saat 22 de başlanacaktır.
İstanbul Güreş Kulübü bu gece.
Dün nihayet bulan
Finalndiya muhtelitine karşı şu ka/> ro ile çıkacaktır:
52 kilo; Ali Yücel, 57 kilo; Nasuh Akar, 62 kilo; Halil Kaya, 67 kilo: Servet Meriç, 73 kilo: Celâl Atik, 79 kilo Yusuf Gümüş. 87 kilo: Ali öz-demir, ağır sıklet: Yaşar Doğu.
Ordumuzda spor faaliyeti
Ankara * (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Genelkurmay Eğitim Dairesi Spor Kolu Başkanı Kurmay Albay Ziya Komut ordumuzda geçen yıl yapılan ve bu yıl yapılacak olan spor çalışmaları hakkında beyanatta bulunmuştur.
Ordu sporcularının dış temasları ile söze başlayan Ziya Komut, ordunun futbol sahasında çok ileri olduğunu, ordu futbol takımının bir aylık bir kamp ve bir antrenör İdaresinde çalıştırılabildiği takdirde şampiyonluğa namzet bulunduğunu sözlerine ilâve ederek ordunun atletizm çalışmaları üzerinde de izahat vermiş ve asker! olimpiyatlar yapılması hak-kındaki temasların neticelerini anlatmıştır.
Wîmbledon tenis karşılaşmaları
Londra, A (A.P.) — Birleşik Amerikalı Budge Patty, dün VVimbleden tenis kupası maçlarında, AvustralyalI Frank Sedgman’ı 6/1 - 8/10 - 6/2-6/3 mağlûp ederek, tek erkekler şampiyonluğunu almıştır.
Yakında Ameri kaya dönecek olan Patty, beş hafta içinde VVımbledon ve Fransa şampiyonluğunu kazanmıştır. Amcrikada. kazanması ihtimali hakkında “O bir mucize olur,, denmiştir.
Beşiktaş kulübüne giren futbolcular
Transfer ayından istifade eden İzmir Altaydan Kemal, lstanbulspor-dan Kâmil ve An karagücün den Recep kulüplerinden istifa ederek Beşiktaş kulübüne girmişlerdir.
Türkiye bisiklet birincilikleri
Türkiye sürat ve yol mukavemet birincilikleri bu sene temmuzun son haftasında ve îstanbulda yapılacaktır. 15 gün evvel Konya Velodromu-nun açılışı münasebetiyle yekdlğeriy-le karşılaşmak fırsatını bulan bölgeler biriblrlerini denemişler ve edindikleri tntibaa göre takımlarını Türkiye birinclliklerne hazırlamak için hummalı çalışmalara başlamışlardır
Uruguay'la 2-2 berabere kalan İspanya takımının antrenörü “Bcnlto Arnra,. aşağıda) (Solda yukarıda) sağaçık Estanlslno Basora; (sağda yukarıda) sollç Jose PunJzo, (solda aşağıda) sokıçık Agustln Galnza
Spor İşlerimizde devletleşme temayülü başladıktan sonradır kİ, lisanslara sağlık muayenesi esası da katılmıştır. Bugün lisanslarımız artık amatörlüğümüzü değil yalnızca alt bulunduğumuz kulübü tesbit etmekte ve senede bir defa yapılmasını hedef tuttuğu sağlık muayenesin, den geçildiğini işaret etmektedir. İşte atletizm bakımından tetkik edeceğimiz incelik buradadır. Bir atletin senede yalnızca bir defa ve sözüm ona, sağlık muayenesinden geçmesi kâfi midir ve bu yapılmadı diye bir gence atletizm sahası kapatılmalı nudır?
Spor ve atletizm hayatımdan edindiğim bilgiye dayanarak diyebilirim kİ, bugünkü mânisiyle lisans hedefsiz ve faydasız bir büro ve formalite işidir: Senede bir defa yapılagelmekte, ne gaye İle yapıldığı çok defa anlaşılamadan yapılmakta bulunan sağlık muayenesi çok noksandır. Atletin kalb fonctionlan tetkik edilmemekte, bas al e metabolizma yapılmamakta, sinir ve adale sistemlerinin electro-magnetlque hususiyetleri araştı nlmamakt a ve bu muayeneler sistematik olarak yapılmamaktadır. Hususi surette yetiştirilmiş spor hekimleri tarafından yapılmadığı takdirde büsbütün kıymet ve ehemmiyetini kaybedecek olan bu muayenelerin böyle yalnız mevsim başına hasredilmesi İse çok yanlış neticeler vermekte ve hattâ gülünç olmaktadır. Lisansı elinde bazı atletlerin mevsim içinde ciddi hastalıklar arzettikleri ve bir kısmının müsabakanın ortalarında, yaptıkları sporla uygun bulunmayan, tahammülsüzlük ârazı gösterdikleri ve bir çoklarının da çabuk surmenage yüzünden sâhalarınıızı terketmek zorunda kaldıktan görülmektedir. Bunlardan anlaşılan şudur ki, bilhassa, atletizmde, lisans sağlık durumunu bile garanti e-dememekte veya daha doğru I-fadeslyle, bugünkü durumu ile bu muayeneler faydalı olamamaktadırlar. Vaziyet bu olunca atletizmi köstekleyen lisana mecburiyetini ortadan kaldırarak atlet sayısını arttıracak sebepleri hazırlamak ve sağlık muayenesi İşine daha çok e-hemmlyet vererek, yalnız mevsimden mevsime değil daha sık ve bilhassa daha Hm! şekilde yapılmasını sağlayacak tedbirleri almak icap eder. Eğer atletizmi İdarede samimi isek.
Avrupa orta sıklet boks şampiyonluğu
Cezayir 9 A.A. (Afp) — Fransız boksörü Albert Yvel dün akşam 1-talyan Renato Tontini ile yaptığı maçta orta sıklet Avrupa boks şampiyonu unvanını kazanmıştır.
Kürek yarışları tehir edildi
Dün öğleden sonra Beykozda yapılması mukarrer olan kulüplerarası kürek yarışları havanın muhalefeti yüzünden tehir edilmiştir.
Fenerliler; Galatasaray, Beşiktaş, Beyoğluspor ve Deniz Kolejinin katıldığı müsabakalarda 72 puanla birinci oldular
Dünkü Gül Kupası yarış malanndan bir görünüş
13 üncü yıl Gül Kupasını 1 ve 3 üncü kümede Fenerbahçe, 4 üncü kümede Kurtuluş kazandı. 100 metrede Doğan Acarbay 10.9 ve 200 metrede 22.7 ile birinci olarak büyük formda olduğunu gösterdi.
Günün en enteresan yarışması 400 metre idi. Milli takımdan B. Cengiz ile Beyoğlusporlu E. Doybak arasındaki yarışma çok çetin geçti. 150 metrede Cenglzi yakalayan Doybak. ezici süratle rakibini 8 metre geride bırakarak yarışı bitirdi.
Teknik sonuçlara gelince:
I inci KÜME:
100 metre: 1 — Doğan Acarbay (F. B.) 10.9 (yeni rekor). 2 — 1. Dinçcan (G.S.) 11.4, 3 — R* Yücesoy (F.B.) 12.
200 metre: 1 — Doğan Acarbay (F B.) 22.7, 2 — t. Dinçcan (G.S.) 23.6. 3 — M. lpar (Dz K.) 24.8.
400 metre; 1 — E. Doybak (B.S.) 52.3
2 — B. Cengiz (F.B.) Ö3.6, 3 — N. Anıl (G.S.) 54.2.
800 metre: 1 — T. Göker (F.B.) 2.00.3, 2 — A. Polat (F.B.» 2.05.5. 3 — N. Karameşe (B.J K.) 2.06.6.
5000 metre: 1 C. Tunçay (FB.) 15.482, 2 — N. öksüz») (G.S.) 16.08.7,
3 — S. Yıldız (B.J.K.) 17.35.
110 engelli: 1 — E. Barkay (DzK.) 15.9. 2 — A. Polat (F.B ) 25.9.
Gülle atma: 1 — A. Ertiırk (Dz.K ) 11.57, 2 — M Bayazıt (F.B.) 11.13, 3 — A Tanbay (B.S.) 1020.
Mızrak Atma: 1 — A. Kırlı (F.B ) 44.92, 2 — A. Ak 41.03, 3 — M. Bayazıt ( P B ) 40 19
Yüksek atlama: 1 — A Kırlı (F.B.) 1.70, 2 — V. Hoiyafkln (B.S.) 1.65, 3 — H Tokmon (Dz. K.) 1.55
Bisiklet yarışını Mehmet Hasbek kazandı
İstanbul bölgesi bisiklet yol mukavemet şampiyonluğu yarışı dün sabah Topkapıda yapılmıştır.
İyi çalışmış olan ve muvaffakiyetli bir yarış çıkaran, Şişli Kulübünden Mehmet Hasbek, 146 kilometreyi 5 saat 19 dakikada katederek birinci ve aynı kulüpten Vartkes Şadyan 11 dakika farkla ikinci olmuştur.
Bursada Fenerbahçe berabere
Bursa, 9 (A.A.) — Fenerbahçe bugün ikinci maçını gene Acar İdman tftkımlyle yapmıştır. 10.000 kadar seyirci önünde cereyan eden bu maç 1-1 berabere neticelenmiştir.
Uzun atlama: 1 — Güner 6 45. 2 — H. Roman (F.B.) 6.07, 3 — Zeren (F. B.) 5.90.
4x100 bayrak 1 — G.S. 47.9. 2 — F. B. 50.2.
Umumi tasnifte: 1 — Fenerbahçe 72. 2 — Galatasaray 31, 3 — Deniz Koleji 21 puvan kazanmıştır.
111 üncü KÜME:
200 metre: 1 — U. Ünal (F.B.) 24.2, 2 — E. Örki (F.B.) 24.6. 3 — C. Kar-tun (B.J.K.) 25.8.
1500 metre: 1 — E. Yahrgan (F.B.) 4.22 8. 2 — 1. özarailı (F.B.) 4.26,8. 3 — Lanıbrinldis ıB.S.) 4 32.2.
Yüksek atlama: 1 — E. Akkan (F. BJ 1.65. 2 — I(. Ugurman (B.J.K.) 160
Uzun atlama: 1 — Akkan (F.B ) 5.82, 2 — Ünel (F.B.) 5.80. 3 — Ferhan (F.B ) 5.60.
4x100 bayrak: 1 — Fenerbahçe 48.5, 2 — Beşiktaş 49.3. 3 — Beyoğluspor 51.6.
Umumi tasnifte: 1 — Fenerbahçe 91. 2 — Beşiktaş 39. 3 — Beyoğluspor 14 puvan kazanmıştır.
Ordular şampiyonası futbol karşılaşmaları
Ankora» (A.A.) Ordular şampiyo naşı futbol karşılaşmalarına bugün de 19 Mayıs Stadyumu iç sahasında devam edilmiştir. Maçlann tafsilâtı aşağıdadır;
Birinci maç, Jandarma Kuvvetleri He Hava Kuvvetleri arasında idi. Takımlar şu kadrolarla sahada yerlerini aldılar:
Hava Kuvvetleri: Canpolat — Hikmet, Hayri — Salâhaddın, Halil, Haşan — Kemal, Ahmet, Recep, Refik, NusreL
Jandarma: Ekrem — Sami, Cemal — Mehmet, Fikret Fuat — Ferit, Selâmi, Osman, Mecit, İsmet.
Oyun Hava Kuvvetlerinin akını ile başladı. Hava Kuvvetleri forveti topu ayağında fazla tutmaktan bir çok fırsatlar kaçırmakta idi. İlk gölü 15 inci dakikada, Hava Kuvvetleri lehine Recep yaptı. Jandarma Kuvvetleri santrforu buna 30 uncu dakikada mukabele ederek beraberlik sayısını yap. ti. Hava Kuvvetleri, rakiplerine nazaran daha hâkim oynamakta İdL Devre sonralarına doğru Hava Kuvvetleri Recep’in ayağı ile ikinci golünü yaptı ve devre 2-1 sona erdi.
İkinci devre başlarında yağmaya başlayan şiddetli bir sağnak yüzünden hakem oyunu tatil etti. Yağmur kesildikten sonra, hakem maçı idare edemiyeceğini söyleyince maçın yann yapılmasına karar verildi.
Harp Okulu - Deniz Korvetleri
İkinci maç, takviyeli Harp Okulu ile Deniz Kuvvetleri arasında yapıldı Takımların kadroları şöyle idi:
Harp Okulu: Remzi — Salt, Rıdvan — Mustafa, Sami, K. Sabahad-din — Vasıf. Sabahaddin. Hakkı, Mustafa. Zeki.
Deniz Kuvvetleri: îhsan — Salâ-haddin. Yılmaz — Turgut, Nazif, Cengiz — Hüseyin, Fehim, Vedat» Haşan, Zeki.
Oyun baştan sona kadar Harp O-kulunun hâkimiyeti altında geçti. Harp Okulu forvetinin devamlı ve a-zimli baskısının neticesi olarak Harp Okullular birinci devrede 35 inci dakikada Sabahaddin’in, 38 inci dakikada Mustafanın ve ikinci devrede de 18 inci dakikada Sabahaddinin, 19 uncu dakikada Vasıfın, 31 inci dakikada Necdet’in, 40 inci dakikada Sabahaddinin, nihayet 43 üncü dakikada Vasıfın ayağı ile 7 gol yaparak maçı 7-0 galip bitirdiler.
22 yaşındaki Kanndulı buz üzerinde kayma yıldızı Barbara Ann Scott boş zamanında meraklılarına bir gösteri yapmaktadır. Barbara bacaklarını 20.000 İngiliz lirasına sigorta ettirecek, profesyonel olarak çalışmakla da haftada 2,500 sterlin? kazanacaktır

Comments (0)