11 Aralık 1949
k
Pazar





Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8
Posta Kutusu 2100 - Beyoğlu
Abono. Türkiye için şenelin' 3* Altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır Hariç memleketle» iki mislidir
*
SİYASÎ
İKTİSAT)!
• ▲
A
11
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis öden; HABİB EOİB TÖREHAN
İlânlar: 6 ncı sayfada santimot* resi 2 liradır İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul ©dilmez
r Sayı 11
10 Kuruj
Telefon - 44756 . 44757 Santral
Telgnaf Adresi : Hetlo. İstanbul
POLİTİKA I
10/XII/1949
D UGÜN Avustralyada se-çimler yapıldı. Bunların bu seferki ehemmiyeti, büyüktür. Çünkü senelerden beri, lngiltere-de olduğu gibi, Yeni Zelanda ve Avustralyada da. iktidar. Sosyalistlerin elinde bulunuyordu. Diğer taraftan, daha geçenlerde, Çindeki yeni idarenin tanınması için, iki büyük dominyondaki seçimlerin neticesini beklemek lâzım geldiğini Foreign Office’in sözcüsü bejran etmişti.
Bilindiği gibi, geçenlerde Yeni Zelanda seçimlerini Sosyalistler, 14 senelik bir devreden sonra kaybederek, iktidarı Milliyetçi Partiye terketmişlerdir. Bu haberi Avustralyanın muhalefet lideri olan Mr. Menzies, büyük bir memnuniyetle karşıhyarak, şu sözleri söylemiştir: “Britanya İmparatorluk camiasında sosyalist idarelerin iş başına gelmesi, Yeni Zelanda seçimlerini kazanmakla başlamıştır. Binaenaleyh, bu idarelerin iktidardan uzaklaştırılmaları da gene Yeni Zelan-. dada başlıyacaktır.,, Bu sözün kendi parti arkadaşlarını, yani Avustralya Liberal Partisi mensuplarını cesaretlendirmek ve bir de. tarafsızları kendi tarafına sürüklemek üzere söylendiğine şüphe yoktur.
Mamafih, Yeni Zelanda seçimlerindeki neticenin Avustralya seçimleri ve bunların da İngiltere seçimleri üzerinde manevî bakımdan tesir yapmasını beklemek lâzımdır.
Netekim, şu satırları yazarken beliren seçim neticelerine göre, geçen defa hem Senatoda, hem de Mümessiller Meclisinde katı ekseriyeti elinde bulunduran ve bi-naeua U-vİkbükümü»L-.hi tauü tek başına üzerine alabilen Avustralya İşçi Partisi, bunu artık bugün yapacak bir durumda değildir; çünkü elimize geçen son rakamlara göre, İşçi Partisinin 49 reyine karşı, Liberal Parti ile Çiftçi Partisinden ibaret bulunan muhalefet bloku, 65 rey kazanmıştır. Geriye kalan 9 mebusluğun kime düşeceği henüz belli değildir.
Burada bazı noktalan kaydetmek lâzımdır:
1) Geçen seçimlerde, Mümessiller Meclisi, 77 âzalıktan ibaret bulunuyordu. Halbuki bu seçimlerde, nüfus artması dolayısiyle, Avustralya Avam Kamarasına 123 âza seçilecektir.
2) Senato nisabı da 36 âzalık-tan 60 âzalığa çıkarılmıştır. Fakat bunlardan 18 tanesi, ancak 1952 de yenilenecektir. Kalan bu 18 âzanm 15 i işçidir. Binaenaleyh Senato ekseriyetini, muhtemeldir ki. eskisi gibi işçiler muhafaza etsin.
Eğer bu son nokta tahakkuk edecek olursa, liberal bir gazete olan Manchester Guardian'a göre, Liberallerin Lideri olan Mr. Menzies, Çiftçi Partisinin yardı-miyle idarenin başına gelse bile, kendini tutmıyan bir senato karşısında, meclisleri feshederek, in-tihabatı yenilemek mecburiyetinde kalacaktır. Diğer taraftan, gene Liberallerin büyük organına göre, Çiftçi Partisinin bir kısmı Liberaller, bir kısmı da işçilerle beraberdir. Binaenaleyh, 65 küsur kişilik bir müşterek ekseriyetin hükümet teşkili hususunda da beraber kalıp kalamıya-caklannı görmek ve bunun için de, hem seçimlerin katı neticelerini, hem de hükümeti teşkil İçin başgösterecek şartların ne olacağını beklemek lâzımdır.
Elimizde şu saate kadar mevcut olan malûmata göre:
a) işçi Partisi, katı ekseriyeti kaybetmiştir.
b) Liberallerle Çiftçilerin bere-berce hükümet teşkil etmeleri, imkân dahiline girmiştir.
c) Eğer Çiftçi Partisi geçen seçimlerdeki nispet dahilinde muvaffak olmuş ise, vaziyete İşçilerle Liberaler değil, her iki tarafa ekseriyet temin edecek bir durumda bulunan Çiftçiler hâkim oluyor demektir.
Avustralya seçimleri deyip geçmiyelim. Bunların, Ingiliz seçimleri üzerinde, Ingiliz seçimlerinin de dünya işleri üzerinde birinci plânda bir rol oynadığını izal^a dahi hacet yoktur.

★ ★★
Genelkurulda alınan karar
C. H. P. Divanının
İÇ SAYFALARDA
Kudüs, Birleşmiş Milletlerin vesayeti altına giriyor
İngiltere ve Kanada reye iştirak etmedi. İsrail Dışişleri Bakanı bu karann kin ve nefret doğurarak kan ı.............
dökülmesine sebebiyet vereceğini söylüyor
sınısindıı Kudüs'ten bir görünüş
Anıp - A ııhihli nıiimdcteM
Londra 10 (YİRS) — Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, bütün gün cereyan eden müzakerelerin neltiçeninde. Kudüs şehrini. Birleşmiş Milletlerin vesayeti altında beynelmilelleşti rnıey e karar verdi.
Uzun süren müzakereler esnasında, yeni herhangi bir
Ii.isr.ur -b. ......
lerini değiştirmekte ve koridorlarda hararetli münakaşalara girişmekteydiler.
Neticede Genel Kurul 6 müstenkif ve 14 aleyhle reye karşı 38 reyle Kudüs’ün beynelmileHeşUrilnu'idni kabul etmiştir. Kararın bu kadar büyük bir çoğunlukla verileceği ümit edilmemekteydi.
Kudüs hakkında alınan bu kararın. Filistin meselegini halletmlyeceği kanaatini taşıyan İngiltere ve Kanada reye iştirak etmemin, buna mukabil Avustralya, Mısır ve Doğu Memleketleri Bloku tadarının lehinde reylerini kullanmışlardır.
Müzakereler esnasında söz olan IiikiIIz delegesi Slr A-lexander Cadogan, Kudüs'ün beynelmilolleştirilmesiyle, meselenin hallolmıyarağını, bilâkis daha büyük bir çıkmaza gireceğini söylemiştir.
Tasarının aleyhinde konudan İsrail Dışişleri Bakanı Moshe Sharrct de. Kudüs beynelmilel idare altına alındığı takdirde, bunun kin, nefret ve kan dökülmesine sebebiyet vereceğini belirtti.
İsveç He Hollanda tarafından verilen ve yalnız rnukad-
toplantısı bitti
Son toplantıda Başbakan, iç ve dış politika hakkında izahlarda bulundu
Ankara 10 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — C. H. P. Divanı çalışmalarım bitirerek aşağıdaki tebliği neş-retmlştir:
Partimiz Divanı ayın 9 uncu curna ve müteakip cumartesi günleri mutad toplantısını yaparak gündemindeki konulan müzakere etmiş ve bundan sonraki mutad toplantısını şubatın onuncu günü yapmak kapariyle çalışmalarına son vermiştir.
Divan bu defaki toplantısında
1 — Genel lık raporunu iniştir.
2 — Parti
İdare Kurulunun İki ay-müzakere ve kabul et-
teşkilâtı için Genel Sekreterlikçe islenilen iki aylık ek tahsisatı kabul etmiştir.

mü-
3 — Parti bütçesinde istenilen nakaleyi tasdik etmiştir.
4 — Emlâk ve Kredi Bankasının mesken inşaatını kolaylaştırma bakımından ihtiyaca yetersizliği hakkında-kı durumu için hükümetin görüşünü öğrenmek isteyen bir arkadaş takriri üzerine açılan ve daha geniş bir şekilde bütün kredi mevzuunu şümulüne alan bir müzakerede Divan. Maliye ve Ticaret Bakanlarını dinlemiş ve hükümetçe bu mevzularda alınması düşünülen tedbirlere ıttıla hâsıl etmiştir.
5 — Divan, Başbakanın iki aylık iç ve dış siyasi hâdiseler hakkmdaki açıklamasını dinlemiş ve bazı konular Üzerinde Başbakandan tenevvür etmiştir.
Millet Partisi Kurucusu
aleyhine açılan dâva
İzmirde merakla takip edilen dünkü celsede Parti Başkanı müdafaasını yaptı. Karar, ayın 17 sinde verilecek
İzmir 10 IHusiinI muhabirimiz bildiriyor) — Karşıya l( ada Millet Partililer önünde söylediği nutkunda halkı kanunlara kArşı gelmeye teşvik ettiği İddia-siyle, Millet Partisi kurucularından Dr. MuKtafa Kentli hakkında açılan Kamu dâvasına bugün Dördüncü AMiyede devam edildi. Büyük bir dinleyici kütlesi hazır bulunuyordu. Salonda Dr. Mustafa Kentli nihai mıvunmamnı yaparak savcının geçen «luruşmıuiakl İddianamesine tcmnsls. “Savcı Ceza Kanununun 312 nci maddesine göre tecziyemi istedi. Nutkumdan alınan masum bir cümleden bu kadar ahkâm çıkardıktan sonra yüksek
mahkemenizde boynumun vurulmasını intcınellydi.., demiştir.
Dr. Kentli bundan sonra Nihat Erim in ilmi hürriyetinden bahsetmiş. Karşıya-kada söylediği nutukta siynsl bir gaye güttüğü Idrllasının doğru okluğunu ba-tırlntmış ve birkaç cümleli ile savcının hukuk bllgiAİnc temas edince» savcı bu sözlerin zapta geçmesini İstemiştir
Sözlerinin sonunda, hiçbir kanuni suç İşlemediğini fakat memleketin büyük bir derdine temas ettiğini belirten Dr Kentli beraat kararı verilmesini istemiştir
Muhakeme karar için 17 aralığa talik edilmiştir.

3
Avustralvada isçi
des kısımların beynelmilelleştirilmesini derpiş eden takrir Genel Kurulca reddedilmiştir.
İsrail Devletinde galeyan
Montreal, 10 (YİRS) — Birleşmiş Milletlerin. Kudüs’ü beynelmilelleştirme kararı tsrall Devletini teessüre aav-
Pariuâiiin hezimeti
Tclâvlv ’.allrti, lm»juıı • , h. . tlrmaçM'. irkirse, silâhla, müdafo ı •»(! cpliz.. (Jomiv ' e ŞUilbır» ve etmişiirr “Birlenmiş Mılktlvrın kararım *A.thİkc kışnnhıra Kİlnhlu kur^ı kmrEçağıV
Bİrlrştnio Mill««tlvrhı KtfriUfe irin üıhvKatı
Montreal. 1»» iYİRŞ) — Birleşmiş Milleller Genel rulunun son gumienıınuı son maddesini. tabphh'ilİRr teyitli etmektedir. Kudüs'ün beynelıpHelleştirilmek için gen k|i tahsisatın da bugünkü toplantıda görüşüleceği muhik kaktır. Genel Kıırul, bugiin Öğleden sunrn. toplantılarına nihayet verecektir
Londra, 10 (YİRS> — Birleşmiş M illetler Gerfıl Kuru hı, bugün verdiği bir kararla, Kudüs’ün Biricimi* Millet Icr vesayetl atında beynelmilelleştirilmiş bir şekilde Ida resi için 8 milyon dolarlık hır tahsisat ayrılmıştır
Urdüa Kmılı Kudüs’ü ziyaret etti
Brazzaville, 10 (YİRS) — Hunimi (Jrdün Kralı Abdullah, dün kısa bir ziyaret için Kudüs şehrine gelmiş ve halkın coşkun alkışkırlyle karşılanmıştır. Mukaddes yerleri «ezen kral, öğleden sonra şehri terke!iniştir.

Ku-
Ayan azası Thoınas'uıı beyanatı
”Amerika, Berliui
terk etmemelidir „
Thomas, aksi halde Sovyeflerin, bütün Avrupayı, sonra da Amerikayı istilâ edeceklerini ileri sürüyor
Washington 10 (A.A ı — (United Press) — Amerikan Ayanına mensup Elmer Thonıaa’ın kanaatine göre, “A-menkalılar. her ne pahasına olursa olsun Berlin‘| terketmemelidirler''.
Marshall plânı He askeri yardım programı ne kadar pahalıya malolursa olsun, harbi önlemek için, bu plân ve program gereğince yapılan yardımın devamı elzemdir. Avrupanın 14 memleketinin ihtiyaçlarım tesbit etmek ve Avrupa ekonomik kalkınma plânı gereğince Amerika tarafından bunlara yapılan yardımın kullanma tarzını görmek üzere bu memleketlerde altı haftalık bir İnceleme seyahati yapan Ayan Mcctisi Tahsisat Komisyonu Heyetine başkanlık etmiş olan Thomas diyor ki: “Birleşik Amerika Berlin! bırakacak olursa. Ingiltere ile Fransa da buru-
lardan çekilmek ve şehri Sovyvtlerin tam hâkimiyetine terketmek zorunda kalırlar. Alrnanyamn bütün diğer bölgeleri İçin de hal aynı olacak, Rusya bütün Avrupayı hükmü altına aİncalc-tır. Avrupa'dan sonra ise Afrika, Güney Amerika ve Orta Amerika aynı Akıbete uğrayacaktır. Öyle ki, hepimiz, kendimizi birdenbire komünistler tarafından çevrilmiş bulacağız. O zaman, harbetmek veya teslim olmaktan başka çare kalmıyacaktır.”
Paris 10 (YtRS) — Berlin'in Amerikan kesiminde neşredilmekte olan ' Der Abend,, gazetesinin verdiği ha-belere göre, Doğu Alrnanyamn kuzey sahillerinde bulunan Stettin şehrine 7000 Alman mütehassısın geldiği bildirilmektedir. Bunlar Alrnanyamn harp sanayiini teşkilât landıracaktır
Batı Almanya Federal Cumhurbaşkanı Dr. Thoodor Hcuss. Almanyadakı Müttefik Hgal Yüksek Komiserleriyle görüşmüştür. Resimde Cumhurbaşkanı, bu toplantıda Fransız Komiseri Françoia Poncet ile konuşurken görülüyor.
Kabineyi Liberal ve Memleket
Dünya Sendikaları Birliğinin kararları
*'El Emeffi Yn *(fixı,/ i alt nida yayuıhifiaıı beyfHimımf'dn Sovyet b nn sulhu tehdit ellikleri belirtildi
Londra 10 A.A. (Usıs) — Yeni teşkil edilen ve 53 memleket sendikalarını toplıyan “Müstakil Dünya Sendikaları Konfederasyonu., bugün yeni bir beyanname kabul etmiştir. İsmi “El Emeği Yasası., olan bu beyannamede sulhu münhasıran Sövyetler Birliği ve peyklerinin tehdit ettiği belirtilmektedir.
Bu beyannamede şunlar istenmektedir: Ticaret serbestliği. Almanya dahil, Batı Avrupanın bir birlik vücudc getirmesi, Avusturya, Almanya ve Japonya ile sulh muahedeleri İmzalanması, az gelişmiş bölgelerin İktisadî ve siyasi bakımdan gelişmesi, nüfus fazlası bulunan memleketler nüfusunun dağıtılması, Atlantik Paktı gibi sağlam bölge anlaşmalarıyla desteklenecek kollektlf güvenliğin temini, Sov-yetlerirı emperyalist gayelerine mukavemet edilmesi.
Irana Amerikan askerî malzemesi geldi
Brazzaville 10 iYIRS) — İran ordusunun Genelkurmay Başkam' General Ratma ra verdiği bir beyanatta, İranın her türlü tehlikeye karşı güvenini muhafaza etmek üzere bllûınıım tedbirleri alınış bulunduğunu söylemiştir. Genoral’in bildirdiğine göre, İrana sun günlerde Amerikadan mühim miktarda askeri malzeme gelmiştir. İran Askeri malzeme nıuba-bayaası hususunda Rusya dahil olmak üzere Avrupa Devletlerinin birçoğuna müracaatlarda bulunmuştur.
Şimalî Afrikaya ayrılan Marshall yardımı
Paris 10 lAP) — Marshall yardım plânı idaresi dün. Şimali Afrikaya 5.600.000 dolarlık bir tahsisat ayırmıştır ki. bununla, o havalideki madenlerden çıkan maddeler ve çinko, Fransnya srvkedllecek ve bunların muhafazası için bir silo inşa edilecektir.
partileri teşkil ediyor
Londrn. 10 (YIKS1 — Sydney’den alınan haberlere göre. Avustralya seçimleri muvakkat neticeleri alınmıştır. Memleket ve liberal partileri müş-tereken 67 mebusluk kazanmışlardır. İşçi hükümet parUİİ ise 50 mebusluk alınıştır
Jo.seph Chıeiley tıııı Başbakanlığı altındaki İşçi Hükümeti Avustralyayı son 10 senedenberi idare etmekteydi. Eski kabinenin iki âzasından maada bütün kabine yeniden seçilmişlerdir.
Hiçbir komünist adayı, yatırmış olduğu seçim depozitosunu geri alabilecek kadar rey alamamıştır.
Hükümeti kuracak olan Robert Menzies 54 yaşındadır ve Liberal Parti wî başkamdir Memleket Partisi Başkanı ise R W. Fadden’dir. Her ikisi de Avustralya Başbakanlığı yapmışlardı.
Anadolu .Ajansına göre
Melburn. 10 A.A. (Reuter) — Avustralya Radyosunun mahalli saat 23 de bildirdiğine göre, Cbiefley Hükümetinin az bir çoğunlukla yeniden İş başına geleceği kanaati umumidir.
Senato’da gene ekseriyetini muhafaza edebilecektir. Zira Senato da ancak ufak bir miktarda münhal yer bulunacaktır. Bunlar Liberal - Memleket partileri koalisyonu tarafından kazanılma sinin
bile, ekseriyet gene İşçi Parti-elinde kalacaktır
Menzies'in nutku

Liberal Partisi Başkam Menzıes‘ın verdiği bir nutukta. Liberal ve Memleket Partilerinin ilk işlerinin, komünizmi karnın dışı ilân etmek olacağım seçmenlere söylemiştir. Köylülere vâ-adlerde bulunan Memleket Partisi mensuplan, mahsul fıatlennı en aşağı 10 sene müddetle garanti edeceklerini ve akaryakıt tahdidatını kaldıracaklarını söylemişlerdir
IKÎNCÎ SAYFADA Saray - Bosna ve Sofya dâvaları |
ÜÇÜNCÜ SAYFADA İktisadî devlet teşekküllerimiz
*
Londradan iktisadi mektub
WRL. bildiriyor DÖRDÜNCÜ SAYFADA
Dekoratif sanatlar ve Beyoğlu caddesi Kenan Temizan
Salgın hastalıklar tarihe karışıyor
Çeviren:
Nezahet Nurettin Ege BEŞİNCİ SAYFADA Tünel (Hikâye) Çeviren: R. N. Güntekin Spor: Dün geceki güreş müsabaka lan
Türk - Fransız
Kültür Cemiyeti kuruluyor
Müteşebbisler arasında memleketin değerli şahsiyetleri bulunmaktadır Şehrimizde bir Türk - Fransız Kültüıl1' Cemiyeti kurulması için teşebbüslere gi 1 rişilmiş bulunulmaktadır. İki memleke’ 1 arasında ananevi fikir mübadelesi dostluk münasebetlerini takviye için ku L rulan Cemiyetin müteşebbisleri arasında II memleketin tanınmış Türk ve Fransız r şahsiyetleri bulunmaktadır. Bu zevat K. şunlardır: Eski Paris büyük elçisi B« | hiç Erkin, general Ali Fuad Cebesoy I Edirne milletvekili, eski Ticaret Bakan I Mahmut Nedim Gündüzaip, DıjHlcr Bn km lığı emekli müşavirlerinden En> || ver Hotin,® tabib ve avukat Lûtfi De mirkan, doktor Bııhaeddin Lûtfi Vırnal lı, doktor Nureddîn Onur, operatör doktor Emin Erkul, Galatasaray Llses öğretmenlerinden Celâl Öğet. Teknıkj Üniversite profesörlerinden BurhanedJ din Sezerer, Hukuk Fakültesinde ordinaryüs profesör Samim Gönensay vd profesör Ziyaeddın Fmdıkoğlu, ordinarj yüs profesör Charles Croza, general Sarrou. Turins Kulübü Reisi bay Re-^ şit Atabincn, Fransız Kültür Heyeti Reisi M. Bergeaud. Osmanlı Bankası Mü-, dürü M Garelli, iş Bankası eski müdürlerinden Nejat Kent. Sen Benua Lisesi müdürü M. Bert ra nd ve Mektebi SüleryörÜ M* Dlitıer.
Cemiyetin muvakkat reisliğini Reşid Saffet Atablnon ve kâtibi umumiliğini doktor VarnalI yapmaktadırlar.
Ererler
I
bay

Denizyollarının turistlere Bağlıyacağı deniz kolaylığı
Devlet Denizyolları Umum Müdür» ( lüğü, Tarsus vapurıyle memleketimize gelecek turistlerin dolarlarının bir kısmını gemide piyasa rayicine’ göre Türk parasına tebdil ederek, bul dövizleri resmhî kur üzerinden Merkez Bankasına devretmek imkânlarını araştırmaktadır. Öğrendi grimize göre, idare aradaki farkı, Tekel, Sü-nıerbnnk gibi bazı müesseselerln gemide sergi açmalarına ve satış yapmalarına müsaade ederek tahsil edeceği varidatla karşılamak üzere Hü* kûnıetten müsaade istemek tasavvu» r undadır.
mu-
isveçlilerle yaptığımız dün geceki güreşleri 5-3 kaybettik J
Senatoda yine İşçi Partisi hâkini
Londra 11 1Y.İRS) — Avustralyada seçimi kaybetmiş olan İşçi Partisi.
rakibi M/ılto Moellor'ın sırtım yöre getirirken görülmektedir. Talihsizliğimiz yüzündon 5-3 kaybettiğimiz bu müsabakaların tafsilâtını vo diğor resimleri 5 inci sahi-fomizdo bulacaksınız.
İstanbul Gureh İhtisas Kulübünün davetlisi olarak şehrimize gelen İsveç güreş kulüpleri muhteliti dün gece serbest güreşte ilk müsabakalarını Spor vo Serol Sarayında yapmışlardır. Yukardaki resimde Ali Yücel İsveçli

Muhalefetin muvaffak olduğu bölge Muhalefet partilerinin en fazla
vaffak oldukları bölge “Çueen’s Landa olmuştur. Bu bölgede Muhaliflerin İS yerine mukabil Hükümet Partisi ancak 13 yer kazana bilmişt ir.
Muhalefet Lideri Mr. Menzies. 14.000 reylik bir ekseriyetle seçilmiştir.



Serbest Sütun
ginliği arttırdı. 25 temmuzda Sovyet Hükûmoti. 31 Sovyet vatandaşının, Yugoslav topraklarında aynı kanunî bir şekilde tovklf edil-mi| olmalarını dukları yerde, bırakılmalarını bi tutuldukları
da
Dünya Haberleri
Kostov, suçlarını
itiraf etmiyor
Sovyetlerin Bulgaristanda tertip ettikleri manevralar akamete uğradı
Memleket Haberleri
Orman yangınlarına karşı
yeni tesisler yapılıyor
Şehir Haberleri
Prof. Perroux?nun dünkü konferansı
emln* kedi oyna-karıı
Saray-Bosna ve Sofya dâvaları
Tito ile Stalin arasındaki mücadelenin dehşeti aydınlanıyor
Tito tarafından Komünist blo-kuna İndirilen darbenin tesirleri. Titonun soğukkanlılığı sayesinde. gittikçe büyümektedir. Haklı olarak akla şu aual geliyor: Bu durum bir harp çıkaramaz mı? Tabii bu harbi Komlnform açtığı takdirde bugün Sovyetlerin giriştiği çok şiddetli bir sulh siyaseti İle tenakuza düşecektir.
Bu durumu herhalde Tito
takdir etmiş olacak ki, 8 kasımda verdiği bir demoçte. Yugoslavyaya karşı tatbik edilmekte olan iktisadı ablukadan ve bir do propaganda taarruzundan başka. Mos-kovadAn yeni bir hamlo beklemediğini söylemiştir.
Tito bu kanaatten o kadar dir kİ Komlnform'la Adota nln fareyle oynadığı gibi maktadır. Tito kendisine
söylenen sözlere yapıİAn ithamlara mukabele ederken, sözlerinde biraz milliyetçilik kokusu duyulduğu su sırada Tito komşu memleketler merkezlerinde, “Sosyalist Yugoslavya,, aleyhinde açılmış olan dâvalara da aynı tarzda mukabele etmektedir. Bütün bu çekişmeli politika yâni hom Sovyet Rusyaya vc hem de (Kominform)a gelmenin ortaya çıkardığı hâdiseler mühim akisler maktadır.
Bu senenin eylül ayında, peştede zaman, YugoslavyalI müsteşar Brankov vardı. Bu da gösteriyordu kİ Tito - Rnnkoviç • Cîlas müsellesi Macat rejimini devirmeye hazırlanıyordu. Buna mukabil o günlerde, Belgradda basta Szal-nados vo Balint olmak üzere 9 Macar muhakeme edilmekteydi. Bunlar, Macaristan hesabına casusluk etmek ve Tito’yu devirmek «uçlariyle itham ediliyorlardı. Sanıkların hepsi mahkûm edildi. Lâ» kin idam cezası verilmedi. Gaye, yalnız umumi efkâra Yugoslav-yanın da, diğer memleketler bir baskı altında bulunduğu nİ vermokti.
Nihayet en mühim hâdise ve çattı. Saraybosnada ilk Sovyet vatandaşları bazı «uçlarla İtham ve muhakeme ediliyordu.
Bu hâdise, Yugoslavya İle diğer komşu devletler arasındaki ger-
karsı siyasi yarat-
Buda-*‘Rajk„ dâvası başladığı suçlular arasında bir de müsteşar da
gibi hissi-
geldi defa,

w
nota-sof iri
Mos-
sene-
hükümlerini çiğnemin İddialarıyla, Sovyet tarafından 28 eylülde
tehditlerine ehommiyet
ve hapsedilmiş ol-dövülmelerini, aç vo umumiyetle tâ muameleyi protes-
to ediyordu. Yugoslavya bu ya cevap vermeyince. Sovyet Savrontlov temmuz sonunda kovaya davot odildb ve 1945 sinde Yugoslavya İle nktcdilmls o-
lan dostluk muahedesini, Yugos-lavyanın bulunduğu Hükümeti bozuldu.
Sovyet
vermeyen Tito 1 aralıkta "hclogar* dişte,, Sovyet beyaz muhafızlarının muhakomesine başladı. Aynı tarihte, Kostov dâvası dn Sofyada başlıyordu. 12 Rus suçluydu. Bunlardan biri Nehiyndov suçlu olduğunu gösteren bir yazı bıraktıktan sonra kendini öldürdü Bunlar, harb içindo Yugoslav millî kuvvetlerine karşı Almanlarla beraber işbirliği yapmış olmalnriy-le ve Tito rojimino karşı da casusluk ve SAbotaJ »uçlariyle itham ediliyorlardı. Bunların hepsi sonradan Sovyot tabiiyotine geçmeğe muvaffak olmuş olan Boyaz Puslardı. Aralarında bulunan papas “Alox Krişko,, Yugo9İavyadaki Rus casusluk teşkilâtının başında idi. Mahkemeye papas elbiso-loriyle çıkmıştı. 9 aralık, suçluların hepsi, 2 ilâ 20 sene arasında hapis cezAİariyle cezalandırıldılar. Bu işe karıştıkları anlaşılan Rus diplomatları Yeliseyev ile Kirsanov da Belgraddan kovuldular.
. Bütün bu hadiselerden çıkan siyasi durum “Stalin,. grupunu bir hayli endişeye
Moskova radyosunda ile, Tito hakkında, kurbağa, kedi gibi San kadar korkak, kullanılmaktadır.
Tito bu sarsılmaz azmi sayesin-do çok alâka ve hattâ sevgi kazanmıştır. Tito larını mahkome huzuruna
maya ilk defa cesaret let adamıdır. Kostov Yugoslav diktatörünün takviye cdecoktir.
Moskova 10 (YİRS) — Kostov dâvasının dünkü celsesinde, sanıklardan Stefanov, Koatovün kendisine, Tifonun Yugoslavyaya Bulgaristanın bağlanması için talimat verdiğini açıkladı. Stefanov aynı zamanda, federasyona muarız olduğu İçin, Kardeljin, Kostova, Dimitrovıı kabineden uzaklaştırması lâzım geldiğini belirttiğini de ilâve etti.
Moskovada Bulgaristanın ticaret a-taşcsl bulunan sanıklardan Boris Hris-tov, Moskovaya hareket etmeden önce Kostov’un kendisine şu talimatı verdiğini açıklamıştır:
“Vazifen Bulgaristan! Moskovndan uyırmak olacak.,, Hristov, Moskova-dakl Yugoslav ticaret ataşesiyle daimi surette temasta bulunmaktaydı. Eski sanayicilerden Tutev de, ekonomik sabotaj yapmak üzere, Ingiliz on-telijanslyle temasta bulunduğunu itiraf etmiştir.
DİMİTROVün MEKTUBU
Sofya 10 (YİRS) — Bugünkü Sofya Bakanı, müteveffa Başbakan Di-mitrov’un. Bulgar Komünist Partisi merkez komitesine yazdığı iddia edilen bir mektubun suretini yayınlamaktadır.
O zamanlar Moskovada hasta bulunan Dlmitrov, mektubunda. “Kosto-vun iktidara geçmek isteyen bir fırsatçı olduğundan iyice gözetlenmedi
gerektiğini,, yazmaktadır,
Şahitler amamda eski Istnubul KöiUrtlOfiu da var
Paris 10 (YÎRS) — Sofya mahkemesinde, Koatov'un polise vermiş olduğu ilk ifadeyi reddetmesi bütün dünyada hayret uyandırmıştır.
Bu hâdise, 1936 senesinde cereyan eden meşhur Kretinskl mahkemesini hatırlatmaktadır: O tarihte sanıklardan Kretinskl Vlşlnsklyo şöyle demişti:
“Ben suçumu tanımıyorum. “Fakat ertesi gün salona geldiğim zaman, kabahatimi İtiraf ediyorum,* diyerek ilk ifadesini değiştirmişti.
Dünkü celsede sanıklardan Hacl-panev, Tltonun ajanı olduğunu kabul etti. Haclpanev aynı zamanda, Tifonun Bulgarlstandakl “Pirin,, bölgesini Yugoslavyaya İltihak etmek niyetinde olduğunu da açıkladı.
ikinci celsede, Kostov bağırarak Pavlov’a çattı vo bütün ithamlarının yalan olduğunu söyledi. Bugün son kalan sanıklar dinlenecek vo akabinde 60 şahidin dinlenmesine başlanacaktır.
(YİRS’in notu) : Şahitler arasında, 1945-46 senelerinde Bulgaristanın İstanbul konsolosu olan Lazar Po-povskl de vardır. Hatırlarda olduğu gibi, ged çağırılan Popovs-kl. hududu geçer geçmez Bulgar makamları tarafından tevkif edil-mişti.)
Önümüzdeki yılda gözetleme yerlerinin sayısı 272 den 424 e çıkarılacak
Ankara 10 »Hususi muhabirimiz bildiriyor) — OOrınnrı Genel Müdllriüşü-gü Tarım Bakanlığının hazırladığı 5 yıllık kalkınma programım a yapılması icap eden İşleri, katma bütçesinin imkânları nispetinde yapmaya çalışmaktadır.
Orman yangınlarını önlemek bakımından başta gelen tedbirlerden birisi yangfın gözleme kule ve kulübeleri inşaatıdır.
Hâlen 4 yangın gözetleme kulesi ve
268 gözetleme kulübesi mevcuttur.
önümüzdeki yılda 32 yangın gözetleme, kulesiyle 120 yangın gözetleme kulübesi yapılacaktır.
Ayrıca orman yangınlarını söndürmek İçin de modern cihazlar getirilecektir.
Diğer taraftan Umum Müdürlük tarafından bu yıl Tarsusta bir idare binası yaptırılması kararlaştırılmıştır.
Birinci yıldönümünde
însan Hakları Beyannamesi
Dün Ankara Dil, Tarih -Coğrafya Fakültesinde bir toplantı yapıldı
Ankara 10 (A.A.) — İnsan Hakla-Beyannamesinin yıldönümü müna-

Halledllemiyen dâva
Meteoroloji işleri, nereye bağlanacak?
düşürmektedir, da bu vesile mütekebbir kurnaz, tav-gibİ tâbirler
imal edebilecek
Irakta yeni kabine vazifeye başladı
Sovyet vatandaş-çıkar-etmiş dev-dâvası da vaziyetini

KISA DIŞ HABERLER
Montreal 10 (YİRS) — Amerikan, İngiliz ve Kanada atom bilginleri ve askeri şefleri arasında bir hafta kadar evvel Amerikada başlıyan görüşmelere dün de devam edilmiştir.
Dünkü toplantıdan sonra alınan haberlere göre. İngiltere atom bombası imali İçin gerekli bütün malûmat ve imkânları haiz olduğunu açıklamıştır.
Amerika ise, lngiltereye atom enerjisi üzerindeki çalışmalarını diğer sahalara tevcih etmesini ve atom bombasını da Amenkadan tedarik etmesini tavsiye eden bir teklifte bulunmuştur. Bu mesele de ayrıca bir müzakere konusu teşkil edecektir.
Londra 10 (YİRS) — Yeni İrak binesi bugün Bağdatta vazifeye başlamıştır. 52 yaşında bulunan Başbakan eski dlr.
ka-
âyan üyesi Alı Cevdet El Eyubi-
gaze-
Bulgar umumi seçimleri
18 Aralıkta yapılacak
güvenliğini korumak İçin Alnmnyada kalacağız.,.
te-
Londra 10 (Nafen) — Bir defa bir edilmiş olan Bulgar genel seçimlerinin 18 aralıkta yapılması artık katileşmiş bulunmaktadır. Bugün muhtelif şehirlerde seçim listeleri asılmıştır.
Muhabirlerin ehemmiyetle belirttiklerine göre, Kostov'un itiraf etmemesi Üzerine bu dâvanın beklenilmedik bir şekil alması karşısında müşkül bir duruma düşen Bulgar Hükümeti, seçim tarihini yeniden geriye atmak istemiş, fakat bir hâdisenin husule getirebileceği tepkilerden çekinerek bundan vazgeçmiştir.
Kusyanııı, peyk devletleri ynkındn ilhak etmrwi muhtemel
Paris, 10 Nafen — Birçok Batılı diplomatlar. Rusların 8 ilâ 12 ay İçinde demirperde gericindeki tnemlvketlcrden Çekoslovakya, Macaristan. Bulgaristan. Romanya vc Polonyayı, “bu memleketlerin kendi İstekleri üzerine.. Cumhuriyetine ilhak edilecekleri tini izhar etmektedirler...
Sovyet kanna-
Koınis-mcnclesinl
Kıcılhaç
anlusmulurını, Rus bloku d» Imzahyucak
10 (YİRS) — Cenevreden olı-
Montreal
nan haberlere göre. Millctleraraaı Kızılhaç Teşkilâtı dört yeni anlaşma imzalamıştır. 21 Devlet mümessillerinin imzaladıkları bu anlaşmalar henüz Rusya , Beyaz Rusya ve Ukrayna tarafından İmzalanmamışsa da. Sovyet bloku temsilcileri bahis mevzuu anlaşmaları bir İki güne kadar Imzalıyacaklurdır.
Frankız Ayan Mecll«l, Alnıanyanın kllâhlanniHMnıı muhalif
Paris 10 (YİRS) — Fransız Ayan Meclisi dün Almanya meselesini müzakere etmeye başlamıştır. Uzun ve heyecanlı görüşmeler neticesinde, alınan bir kararla Almanyanın yeniden silâhlanmasına muhalif olunduğu belirtilmiştir.
Müzakereler esnasında söz alan Dışişleri Bakanı Robcrt Schuman şöyle demiştir:
•'Almnnyaya Karşı, Fransız siyasetinde hiçbir değişiklik vuku bulmamıştır. Biz hâlen AJmanyada bulunmaktayız ve Müttefiklerimizle beraber Almanyanın
Sumııli meselesi
Londra 10 (YİRS) — Vesayet yonu dün İtalyan Somallsl görüşmüştür. İngiltere, Komisyona ver-
diği bir muhtıra ile. eski İtalyan sömürgesinde bulunan İngiliz askerlerinin “Monaun., naml^le maruf rüzgârların başlamasından evvel Soınalldcn çekileceğini bildirerek Somali’nin İtalyan vesayeti altına verilmesi hususunda bir an evvel bir karara vanlmaaını istedi.
Snrınxnk valini öldü
Londra 10 (YİRS) — Surauak Valisi Duncan 6tewardt nn tesiriyle bugün vefat
45 yaşında wak*& geleli
İki yerli genç tarafından bıçaklanıp hastahoneve kaldırıldıktan sonra, karısı Londradan uçakla Singapur’a gelmiş, fakat bütün ihtimamlara rağmen kurtarılamamıştır.
Nrlıru’nun heyaııntı
Londra, 10 (YİRS) — Bugün Yeni Dol-hlde beyanatta bulunan Hindistan Başbakanı Pandlth Nehru czcünılc demiştir ki:
‘•Hindistan hiçbir zumun zor kullanarak Keşmiri ele geçirmeyi arzu etmediği gibi, kimsenin de bu usule tevessül etmesine müsaade el miyeeoktır.
“Hindistan ordusu, çoğunluğun arzusu üzerine Kcşmlrde bulunmaktadır.,,
Nehru, komünizm tahriklerine karşı, HindlstAn halkını müteyakkız bulunmaya davet etmiştir.
Genel , aldığı yarala-Slngapur hastahaneslnde etmiştir.
buluna Genel Vali. Sara-nnenk 3 hafta olmuştu.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, bu seneki toplantısını bitirdi
Londra. 10 (YÎRS) — Birleşmiş Milletler Genelkururulunun Dördüncü oturum devresi bugün kapanmıştır ve eylül avına kadar dağılmış kalacaktır.
Ruznanıede bulunan ve bugün karara bağlanan takrirlerden biri, Libya Yüksek Komiserinin tâyini olmuştur. Bu vazifeye HollandalI Adrian Pelt tâyin edilmiştir.
Bugün kapanış oturumunda konuşan Genel Sekreter Trigvi Lie, Doğu ve Batı arasında hüküm süren gerginlikten dolayı duyduğu teessürü tebarüz ettirmiş, fakat İlerisi için ümitli ve hodbin olduğunu söylemiştir; bilhassa Avusturya barış andlaşması hususunda bazı İlerlemelerin kaydedilmiş - olduğundan dolayı duyduğu sevinci belirtmiştir.
Çin meselesi
Brazzaville. 10 (YİRS) — Amerika Dışişleri Bakanlığının bildirdiğine göre. Amerikan makamları Çin Milliyetçi Hükümetinin Formosa adasına taşındığına dair resmi hiçbir malûmata sahip değildir.
Amerikan Sefiri Çın Milliyetçi Hükümeti nezdinde olmayıp Hong-Kong şehrinde bulunmaktadır.
Paris, 10 (YİRS) — Çinden gelen haberlere göre. Çenk-Tu ve Yunnanda-ki Kunming şehirleri Çin komünistlerin eline geçmiştir. Çeng-Tu milliyetçilerin dördüncü muvakkat merkezi İdi.
Papayı öldürmeyi tasarlıyan şoför
Roma, 10 (AP) — “>ı Tempo fesinde bugün çıkan bir habere göre,
bir troleybüs şoförü Papa XII inci Plus’a bir hançer sunmuş ve bir zamanlar bu bıçakla Papa’yı öldürmeyi tasarladığını belirtmiştir.
Haber, gayrı ıesmi Vatikan kaynakları tarafından teyld edilmiştir.
Bu dramatik sahne bu halta iptidalarında, Papa’mn özel ibndetgâhında cereyan etmiştir. Küçük kilisede yapılan Özel bir âyine. Roma Taşıt işçileriyle Vatikan müstahdemlerinden küçük bir grup da iştirak etmekteydi*
“11 Tempo,, ya göre, Bruno Cor-nacchiola adlı troleybüs şoförü âyinden sonra Papa‘ya yaklaşmış ve şunları söylemiştir: “Muhterem Peder, işte Kilise aleyhine konuşmak İçin kullanmış olduğum bir Incil ve işte size vurmayı tasarladığım hançer. Beni affetmenizi dilerim.,,
Moskova Radyosunun hezeyanları
Moskova, 10 (YİRS) — Avrupa E-konomik İşbirliği idarecilerinden Johnson Ankarada iken, Türk ınakamlarly-le bir anlaşma imzalamıştır.
Bu anlaşma gereğince Türkiye İzmir limanında Amerikaya üs verecektir.
Bilindiği gibi 1947 senesinde imzalanan Amerikan - Türk anlaşması gereğince, Türk iyedeki Amerikan vatandaşlarının Türk mahkemeleri tarafından yargılanmaları yasak edilmişti.
Şimdi de Türk topraklarından parçalar isteyerek Amerika, Türkiycde. yardım ismi altında kapitülasyon rejimi yaratmaktadır.
İngiltere'de kar yağıyor
Londra, 10 (YİRS) — lngUterenln her tarafına yağan kar, yolların kapanmasına ve bu yüzden birçok kazaların vuku bulmasına sebebiyet vermiştir.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
PANORAMA
EDEBİ roman
-11-’
°— Bundan şu çıkar kİ, Doktor Namık AJı-mcd'l günahları kadar sevmlyen valiyi, parti reiainl, belki belediye meclisi âzâsının bir çoğunu ve muhakkak olarak vilâyet halkının mühim bir kısmını kendimize düşman etmiş oluruz.
°— O neden? /
°— Azizim, bazan vurdum duymamazlığı öyle bir raddeye çıkarırsın kİ, sana meram anlatmak mümkün olmaz! Namık aleyhinde neler aöylendiğinl hiç duyup İşitmedin mİ?
Halil RnmJz acı acı gülümsedi:
“— Bu neyi isbat eder? dedi. Aynı kimseler bizim aleyhimizde dc kim bilir neler söylüyordur. Aynı kimseler, kim bilir, bütün başda bulunanlara, hattâ en baştakine karşı bile için için ne menfi duygular ve düşüncelerle kaynayıp duruyordun Bu demagojik endişeleri bir yana atalım, iki gözüm; ve hakikati olduğu gibi görmeye alışalım. Bu vilâyetin halkı ne za-tıâlİlerini, ne de bendenizi severek, İsteyerek İntihap etmiştir. Hattâ bizi ilk seçişinde ne çeşit nesneler olduğumuzun bile farkında değildi. Farkına vardıktan sonra da bize hakiki mümessilleri nazarile baktığına, bizi benimseyip bagnna bastığına İhtimal veremem. Bu halkı kendi arzu vc temayüllerine bıraksan, bilir mi-51
sin, Büyük Millet Meclisine kimleri gönderirlerdi? Hani, şu parti reisi Tnhir Beyin şapka, giymemek için itikâfa çekilmiş bir babası varmış; işte, tam onun gibilerini gönderirlerdi. Boş yere, kendimizi aldatıp durmıyalım; biz tepeden inme bir inkılâbın köksüz öncüleriyiz ve sayımız o kadar azdır ki herân milyonların içinde kaybolup gitmek tehlikesine manız bulunmaktayız. Yazık ki. aramızda böyle bir tehlikeyi önlemek için muhtaç olduğumuz tesanütten de eser yoktur. İçimizden biri, — Namık Ahmet gibi — bazı iftiralara uğradı mı hemen ondan yüz çevirmeye hazırlanırız. Aman, bu çamurdan benim üstüme bir şey sıçramasın, deriz.
“— Şimdi de ben sana meseleyi bu kadar bü-yütmiyellm, diyeceğim. Zira, küçücük bir belediye İntihabı işini bir muazzam İnkılâp dâvası haline soktun. Hangi hakikati kime kabul ettirmeye çalışıyorsun? BütQn bu söylediklerini ben görrnlyorum, bilmiyorum mu sanıyorsun? Bunları kaç defa beraber konuşmadık mı? Hakikati olduğu gibi görelim, diyorsun. Ben de sana aynı tavsiyede bulunacağım: Bir inkılâp yanlnız mücerret prensiplerden mürekkep ideolojik bir mefhum değildir. Bunun bir de politika ve taktik tarafı vardır ve hiç bir inkılâp hareketinin bunlara dayanmadan yürütüldüğü görülmemiştir. Politikada İse clâstUdyet esastır. ’
*•—> Yani opportunlsme...
“— Kelimeler Üzerinde oynarruyalim. Sanırım kİ. ne demek istediğimi pek iyi anladın. Dr. Namık Ahmet meselesine gelince; bu genci bilirsin, ben de senin kadar sever ve takdir ederim. O yalnız ateşli bir idealist değil, aynı 52
rı scbetivle bugün «aat 10 da Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesinin konferans salonunda bir toplantı tertip edilmiştir.
tik olarak kürsüye gelen Rektör, kısa bir demeçten sonra sözü profesör BÜlend Nuri Esen’e bırakmıştır.
İnsan Haklarını koruma evrensel demecinin, erişmek islediği gayeye doğru geniş adımlarla ilerlediğini söyleyen hatip, bir kısa başlangıçla 30 maddeden mürekkep olan bu cihanşümul beyannamenin insana iç huzur ve dış emniyet sağlama hedefini güttüğünü ve bunun esas iki noktaya dayandığını ve bunların da hürriyet ve demokrasi olduğunu açıklamıştır tç huzur ile dış emniyetin ancak İnsana alt olan haklan tanınması ile elde edileceğini söyllven hatip, evvelemirde bu hakların tesbltinın lâzım geldiğini ve bu tesbit edilen haklan tanımak ve tanıttırmak meselesinin de mevcut olduğunu, insan haklarını koruma evrensel demecinin bu vazifeyi ifa etmek yükünü Üzerine almış bulunduğunu tebarüz ettirmiştir.
Bu beyannamenin muayyen bir zümrenin değil, bütün insanlığın benimsediği bir fikir ortaya koyduğunu belirtmiştir.
**Bu demeçte bir tarafta insan haklarının gerçekleşmesi hususunda alınmış olan gerekli tedbirlerin programı gösterilmektedir. Diğer nokta da bir imanın ifadesidir. Bu iman da, hürriyete, demokrasiye ve insan haysiyetine olan İnançtır. Öyle umulur ki insan haklarını koruma evrensel demeci, milli kütlelerin bağlılığı ile bir bayrak haline gelerek, saadet ve ıefah yolu üzerinde hedefine doğru yükselecektir.
Londra 10 (YİRS) — Bugün Lake Sııccess’de tnsan Hakları Beyannamesinin imzalanmasının birinci yıldönümü kutlanmaktadır.
Lake Success’de gece yapılacak büyük bir konserde, tanınmış İngiliz artistlerinden Sir I^aurence Olivier, tnsan Hakları Beyannamesinin mu-kaddemesini okuyacaktır
Sır Laurence, sırf bu iş için uçakla Amerikaya gitmiştir.
Mütehassıslar, Tarım Bakanlığını tercih ediyor
Hâlen Başbakanlığa bağlı bulunan Devlet Meteoroloji teşkilâtının Milli Savunma Bakanlığına raptı için ay-lardanberi yapılmakta olan müzakere-ieı bu defa Tarım Bakanlığının şiddetli itirazları karşısında haJli zor bir mesele mahiyetini almıştır.
Mütehassıslar bugünkü askeri işlerde hava rasatlarının ehemmiyetini inkâr etmemekle beraber bütün meteoroloji İşlerinin askeri bir idarenin emrine verilmesinde de isabet olmıyaca-gına kanidirler.
Bu işe başta Tarım Bakanlığı gelmek üzere birçok mütehassıslar itiraz etmektedirler.
Bu zevat meteoroloji rasatlarını ziraatın temel direklerinden biri saymakta ve bunun zirai ve iktisadi kuvvetinin pek büyük olduğuna İşaret etmektedirler.
Görüştüğüm birçok kimse
Meteoroloji teşkilâtının müstakil idare olarak devam ettirilmesinin bakımdan daha İsabetli olacağına nidirler.
Bununla beraber rasat teşkilâtımız mutlaka bir Bakanlığa bağlanacaksa, burasının mutlak olarak yeri Tarım Bakanlığı olmalıdır.
Profesör, milletlerarası güzidelerin muhtelif tiplerini tasnif ve tahlil etti
İ8tani>ul Muallimler Birliği adına, dün Eminönü Halkevindc, şehrimizzle Üniversitenin davetlisi olarak bulunan Prof. Perroux tarafından “milletlerarası güzideler., mevzulu bir konferans verildi.
insan Hakları Beyannamesinin knbu> İÜ münasebetiyle yapılan tezahürler vc neşriyat arasına giren konferanna ila larken, kıymetli profesör, bütün dünya milletleri öğretmenlerini evi, köyü, toprağı. insanı. İnsanın istikbalini ve bın-netlce milletlerin İstikbalini yapıcı, Öğretici, kurucu ellerinde tutan öğretmenleri övdü, eski ve yeni Türkiye Öğretmenlerine saygılarını bildirdi.
Konferansın birinci kısmında, profesör milletlerarası güzidelerin muhtelif tiplerini aidi, bunları tasnif ederek tahlil etti.
Peguy, Erasme, Tagore, Schweitzer, Dostoyevski, Tolstoî gibi İsimler zikrede rek bugünkü beşeriyetin istikbali bir milletler milleti idealinde gören profesör, bu gayeye, bir dünya üniversiteleri Karteli İle erişilebileceğini belirtti. Fakat bunun için çok para İcabettiğinl ilave eden konferansçı, milyarlar da olsa, bu paranın, harp için değil, harbe hazırlık havası vermek için sarfedilen-ler yanında hiç do fazla olmayacağını söyledi.
Hararetle alkışlanan profesör, İstanbul Muallimler Birliği tarafından kendisine verilen fahrî âzalık Unvanını memnuniyetle kabul etmiştir.
insan hakları günü kutlandı
Bİrloşmİş Milletler İnsan Haklan Koruma Beyannamesinin, Unesco tarafından neşrinin yıldönümü münasebetiyle dün. Birleşmiş Milletler câmlaaına mensup bütün devletlerde, memleketimizde ve bu arada şehrimizde kutlama törenleri tertip edilmiştir. Bu cümleden olarak dün. ilkokulların son sınıflariyie orta ve Liselerde şârencllere tnsan Haklan Beyannameni hakkında İzahat verilmiştir.. Aynen, şehrimizde misafir olarak bulunan Fransız iktisatçısı F. Perrou* Muallimler Birliği namına Eminönü HaI-kevlndo bir konferans vermiştir. Demokrat Parti ile Millet Partisi de bu mevzuda birer toplantı yapmışlardır.
Yeni elçilerimiz
Ankara 10 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Eski Lizbon Elçisi Rahmi Apak, Bağdat Elçiliğine merkezden Kemal Nejat Kavur da Helsinki Elçiliğine tâyin edilmişlerdir.
Üniversitelilerin
otobüs pasosu
Orta
Üniversite Talebe Birliği, pazartesi günü birlik lokalinde bir toplantı \aparak üniversitelilerin otobüs pasosu işini et-r&fiyic müzakere edecektir, öğrendiğimize göre gençler bu toplantıdan sonrıı bir beyanname neşredeceklerdir
zaman da şayanı dikkat bir organlaateur ve gözü yılmaz bir aetion adamıdır. Verem ve sıtma mücadelesinde şimdiye kadar elde ettiği muvaffakiyet sırf kendi alın terinin semeresidir. Fakat...
u— Bunun bir de “fakat”! var demek?..
“— Evet, maattessüf, bunun bir de “fakat”ı var; Namık Ahmed’ın hususi hayatı... Bu muhitin göreneklerine taban tabana zıt yaşayış tarzı... Almanya’dan getirttiği o genç hemşire ile olan acayip münasebeti ve saire ve saire...
Halil Rainiz, yüreğinde bir çöküntü hissetti. Bugüne kadar meclis arlcıulnşlaıı arasında mizaç bakımından değilse bile kafaca kendisine en yakın bulduğu, nice isyan ânlarında ancak kendislle başbaşa dert yanıp hasbıhal edebildiği Neşet Sabit’in, birdenbire, barikattın öbür yakasına geçerek, Hoca Faiklerln, Hacı Ra-sinı’terin, Şeyh Sâkip'lerin dilile konuşmaya başlayışı, onu, sanki tepesi aşağı bir boşluğun içine yuvarlayıvermiştl. Artık ne münakaşaya devanı arzusunu duyuyor; ne de hâlâ söylenip duran Neşet Sablt’l dinliyordu.
Halil Rainiz, arkadaşının bu fikri inhirafı karşısında neden hu kadar fütura düşmüştü? Onun karakterindeki zaaflar, kendisince, öte-denberl malûm değil miydi? Neşet Sabit’in daima. iki benlik taşıdığını; haşhaşa kaldıkları zaman ne kadar müdafaasız hır İnkılâpçı, meclis muhitinde ne kadar oynak ve uysal bir politikacı olduğunu bilmiyor muydu? Kaç defa, kendi düşünce ve kanaatlerinin zıddına hareketlerde bulunduğunu görmemiş miydi? Nihayet, onun, her şeyden evvel bir vekâlet koltuğuna kurulmak Ihtirasile yanıp tutuştuğunu ve oraya varmak İçin her vasıtayı mübııh telâkki
58
Devlet bir her kâ-
Ingiliz kitap sergisi dün Ankarada açddı
Ankara, 10 (AA.) — Bugün saati 15.30 da Dil Tarlh-Cografva Fakültesi giriş salonunda Ingiliz Kültür Heyeti tarafından “İngiliz Kitap ve Dergiler Sergisi,, açılmıştır.
Açılış töreninde Milli Eğitim Bakanı Tahsin Banguoglu, milletvekilleri. Üniversite dekan ve profesörleri. Genelkurmay Eğitim Yarbaşkanı, İngiliz elçilik mensuplan hazır bulunmuşlardır. _ .... _ . j
Ingiliz Kültür Heyeti Türkiye mümessili Mc Nab davetlilere hitöbede-rek, harp yıllarında bir çok tehditler yüzünden İngiliz kitap neşriyatının muvakkaten sekteye uğradığını, fakat harpten sonra pek çabuk kendisini topladığını söylemüş, ou sergide 1500 cilt kitap ve 200 den fazla derginin teşhir edildiğini bildirmiştir. Mc. Nab. sergiyi bizzat açmasını kabul ettiği için Milli Eğitim Bakanına ve fakültede sergiye yer verdiği için dekana teşekkür etmiştir.
Bundan sonra Milli Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu söz almış ve:
“Biz Türkler ve îngihzler çok eski-denberi iki dost milletiz. Yalnız şunu kaydetmek lâzımdır ki. aramızdaki kültür münasebetleri nısbeten az olmuştur.
Mlki dost milletin birbirlerini ve medeniyetlerini daha yakından tanıması lâzımdır. Muhtaç olduğumuz karşılıklı dayanışma da kültürümüzü iyi bilmekle olur,, demiştir. “ ‘
Sergi on gün devam edecektir.
ettiğini sezip anlamamış mıydı? Evet, Halil Ranıiz’e bunların hiç biri meçhul değildi. Fakat, şu anda, ona. bu elim hayreti veren şey. Neşet Sabit in ilk defa olarak kendisîle de konuşurken. demagojik bir ağız kullanmak yoluna sapışıdır. Halil Ramiz, kendi kendine soruyordu: “Aramızda ne oldu, ne geçti ki, benimle de ihtiyatlı davranmak, bamı karşı da öbür yüzünü göstermek lüzumunu hissetmeğe başladı?” Ha il Ramiz gibi sezişi kuvvetli bir ince psikolog için bu sualin cevabını bulmak o kadar zor değildi: Neşet Sabit, ya bir vekâletin kokusunu almış; şimdiden mesuliyet sahibi bir devlet adamının tedbirli tavrını takınmak istiyor; yahut dn — Halil Ramiz, bunu kendi kendisine itiraftan bile tiksiniyordu — yahut da. kim bilir, belki, diğer bir çok arkadaşı gibi, onu gözden düşmüş ve artık samimiyetine lâyık görmediği bir kimse muamelesi ediyordu./ t
Halil Rainiz böyle düşünürken öbür mebuslar da çıkageldiler. BunlaıMan biri, Faik Bey. ilk söz olarak:
M— Yahu, bir dalaveredir dönüyor ama, biz de anlayamadık; dedi.
Neşet Sabit, birdenbire, deminki ukalâ ve kaygılı tavrını değiştirmiş, babayani babayani gülmeye baş'nmıştı:
Hele gel. Hocam. telâşı bırak, şöyle yanıma otur da, sana bir kahve işmarlayım.
Faik Bey, altına arkalıksız bir hasır İskemle çekti. Gözünün uclyle bir Neşet Sabit f, bir Halil Rnmlz'i süzüyordu. Onlardan, günün meselesine dair hâlâ bir ses çıkmadığım görünce:
••— Doğrusu pes. şu şübbam vatana!., dedi; iyi çevirdiler manevrayı vesse’ftm. Bu işe vali 54
Milli Gençlik Komitesi kuruluyor
Türkiye Milli Talebe Federasyonu dün Teknik Üniveraİtede, Ankara. İzmir ve istanbuldakl mevcut İdare heyetlerinin iştirakiyle son toplantısını yapmıştır. Federasyon dünkü toplantısında bir Milli Gençlik Komitesinin kurulmasına karar vermiş, mevcur tüzük ve mali imkânlar mevzuunda konuşmuştur MIHI Gençlik Komitesi 1950 ağuatonüncla îstanbulcia. toplanacak olan Dünya Gençlik toplantısının hazırlıklarıyla meşgul olacak ve bu mevzuda WAY (Dünya Gençlik Fedc-rasyonu’nun) Brüksoldeki merkeziyle temasa geçecektir.
İstanbul Valisinin çalışmaları
İstanbul ve Kadıköy Şoförler Cemiyeti ile MotdrIU Vasıtalar Sahiplen Cemiyetinin İdare heyeti nzalun dün vali ve Belediye Balkanının riyasetinde bir toplantı yapmışlartlir. Toplantıda, otomobil ücrotlcri. şoförlere bonservis verilmesi. şoförlerin ceza ve seyrüsefere riayetleri meselesi İle bunlann içtima! dertleri vo yardımlaşma sandıklarının geliştirilmesi mevzuları konuşulmuştur.
Gene dllıı. EmiAk Bankası l’mum Müdürü Valiyi ziyaret ederek, Kadıkövünün koşu yolunda inşa edilecek olan 39 ev hakkında izahat vermiştir.

Bir müzeler mütehassısı tetkikler yapıyor
Uneaco nezdinde Eski Eserler ve Müzeler Uluslararası Komisyonu Mümessili Vnndcr Hagen İstanbul müzelerinde tetkikler yapmak üzere Ankaradan şehrimize gelmiştir. Vandejr Hacen îstanbul-daki İncelemelerini tamamladıktan sonra Tahran, Bağdat, Şam ve Beyrut’u da ziyaret edecektir.
Elektrik ve su işlerimiz hal yolunda
İstanbul Belediyesinin. Elektrik ve Su İşlerini ıslah etmek Üzere lsvlçreden davet ettiği mütehassıslar bu avın yirmisinde hava yeliyle şehrimize geleceklerdir.
Gazeteci Ward Morehouse geldi
Amerikanın tanınmış gazetecilerinden ve dramatik yazarlarından New - York Sun gazetesinin başmuharriri Ward Mo-rehouse dün Panamorlkan uçağı ile Komadan şehrimize gelmiştir.
de, fırka reisi de, biz de hayrette kaldık. Kime dayandılar? Kimden cüret aldılar? Bu yaşa geldim; böyleslni görmedim.
Ve bu son sözleri söylerken sakallı zamanından kalma bir itiyatla matruş çenesuıi sıvazlıyordu. Öbür İki arkadaş!. Rasim ve Sakip Beyler de birer iskemle alıp oturdular. Bir büyük çınarın gölgesi altında idiler. Bu çınar zaten Millet Meclisinin göze çaı-pon tek ağacıdır. Vaktlle şehirden epice uzak olan bu noktada, yaz günleri kasaba eşrafının toplanıp hoşbeş ettiği bir kır kahvesi varmış. Şimdi bunun etrafı beton binalarla çevrilmiş, çimden parterlerle bezenmiştir; biraz ötede eski bir çeşme bir fıskiyeli havuz haline inkılâp ettirilmiştir. Ve daha öteye yine betondan bir kaide üstüne bir Atatürk büstü kondurtılmuştur. Halil Ramız, bir dibinde oturduğu yüzyıllık bu koca çınara bir de yaşları henüz beş on yılı bulmamış bu yeni yapılara bakıyordu. Genç milletvekili. bütün bunları sanki ilk defa görüyor gibiydi ve kendi kendine diyordu ki: “Şu beton binalar, şu parterler, şu fıskiyeli havuzlar, şu tunçtan Atatürk büstü, bu koca çınarın yanında ne kadar uydurma, ne kadar dermeçatma, ne kadar iğreti ve fani gözüküyor! Sanki, bu şeyler bezden ve mukavvadan birer tiyatro dekorudur. Oyun bittikten sonra, sanki bir el bunları birer birer yerlerinden söküp çıkaracak, derleyip toplayarak bir kenara yığacak-tır. Yüzyıllık koca çınarın o saati bekliyen bir hali var. Boğum boğum gövdesi denilebilir ki. böyle bir intizarın sabırsızhğüe kıvranıp duru-y°r'H
fDevamı var)
55
11 Aralık 1049
T E N t İSTANBUL

İktisadî başyazı
İktisadî devlet teşekküllerimiz
ermayeleri yekûnu milyarı bu-lan, senelik muamele yekûnları ise birkaç milyara varan iktisadi devlet teşekküllerimizin tarihi yenidir. A-radan on sene kadar bir müddet geçtikten sonra, bu teşekküllerin idareleri lıakkındaki tecrübelerimiz artmıştır. Şimdi, bu tecrübelere dayana-ıak teşekküllerimizin gayeleri ve .• da re tarzlarını değiştirmeye doğru Ur cereyan başladığı görülüyor. Eski gaye ve idare tarzları meşhur murakabe kanununa göre. idi. Teşekküllerin ibraları da gene bu kanuna göre yapılmaktadır. İbra heyetim Millet Meclisinden seçilen 80 kadar Azadan mürekkep bir umumi heyet teşkil etmektedir. Kanuni teamüle göre bu he-5 et yıl sonuna doğru toplanır, teşekküllerin tekmil iktisadi, mali ve teknik muamelelerini gözden geçirir ve neticede ibrasını yapar. Son zamanda, bu şeklin uygun olmadığı, yeni bir usulün vaz’ı icap ettiği ileri sürülmektedir. Buna vesileyi, deniz işlerimizi gören br işletme grupumın yeni bir iktisadi devlet teşekkülü haline konması hakkındaki bir kanun tasarısının Hükümetçe tetkik edilmesi vermiştir. En genci olacak bu iktisadi devlet teşekkülünün eskileri gibi değil, bir başka şekilde idaresi etrafında fikirler yürütüldüğü görülmektedir.
Tavsiye edilen yeni şekli izah için eskiye bir göz atmakta fayda vardır. \a)nız fayda değil, aradaki farkı iyice belirtmek, memleket iktisadiyatı ve devletçilik politikasiyle ciddi surette ilgili bu meseleye yakından bakmak için de bunda zaruret vardır.
Bugüne kadarki usule göre» teşekküller idare meclisleri tarafından idare olunurlar. Teşekküllerin birer u-mum müdürleri vardır, bunlar idare meclislerinin nezaretleri altında teşekküllerin umurunu tedvir ederler, idare meclislerini ve umum müdürleri yüksek murakabe heyeti kontrol e-der. Teşekküllerin tekmil muameleleri de yukarda temas olunan Millet Meclisi âzâlanndan mürekkep kısmi bir umumi heyette ortaya dökülür. Nasıl anonim şirketlerde ibralar esham sahibi umumi heyetler tarafından yapılıyorsa. iktisadi devlet teşekküllerinde de Millet Meclisinden ifraz olunan bu umumi heyet hem geçmiş yılların hesaplarını tastık eden, hem de gelecek yıllar için direktif veren yegâne mercidir. Bunun böyle olmasına başlıca sebep, sermayenin milletin olması, bilânço ve kâr ve zarar hesaplarına bir millet organı olan parlâmentodan seçilmiş bir heyetin hâkim olması lüzum ve zaruretidir.
İşte tenkid edilen ve kâfi görülml-yen bu teamüldür. Taraftarları olan yeni görll.şe göre, sermaye milletinse, ibra Millet Meclisinden ayrılan bir heyet tarafından değil, tekmil Meclisçe
Siemens fabrikaları faaliyete geçiyor
Siemens Fabrikaları, hâlen Berlin. Erlangen ve Karlsruhe şehirlerinde bulunan üç büyük grup halinde çalışmaktadır. Fabrikalann idare merkezi Erlangen’dedir. Berlindeki tesislere
De Gasperi’nin beyanatı
Roma 10 (YİRS) — Dünya Gıda ve Tanm Teşkilâtının Genel Merkezliğine Roma’nın seçilmiş olmasından memnuniyetini, yabancı gazetecilere izhar eden İtalya Başbakanı De Gasperi şunları söylemiştir:
“Dünya Gıda ve Tanm Teşkilâtına Kalyanın dahil olmamasına rağmen, Teşkilâtın karargâhı olarak I ta 1 yanın seçilmiş olması, şunu gösterir ki, İtalya dünya ziraatinin kalkınmasında baş rolü aymyan memleketlerden biridir.
İtalya Hükümeti, bugüne kadar 0500 aileye 1.500.000 hektardan fazla arazi dağıtmış bulunmaktadır.,
yapılmak icap eder. Zira. Anayasa hükümleri bunu Amirdir. Şu halde, iktisadi devlet teşekküllerinin muamelâtı, tıpkı bunların diğer hesabat ve muamelâtı Meclisteki ilgili daimî komisyonlarca görüldüğü gibi, kurulacak bir ı İktisadi Devlet Teşekkülleri Daimi Komisyonu! taralından sürekli o-larak takıp olunmalı, Meclisin nizami toplantılarından geçirilmelidir. Dahası da var. Devlet bütçesinden teşekküllere verilecek tahsisatlar bu daimî komisyondan geçirildikten sonra, bütçe komisyonunda kabule sunulacak, ondan sonra da, gelecek yılın bütün o karışık ve anlaşılması güç teknik programlarıyle beraber müzakere edilmek üzere, Meclisin tam o-turumlarında aleni tartışmaya arzo-lu nacaktır.
Görülüyor ki, bu görüş eskisinden çok farklıdır. O kadar farklıdır ki, teşekküllerin umur ve muamelelerini murakabe kanununun mahdut birkaç maddesine göre takip etmekten başka bu konuda fazla ışı olmayan meselâ İşletme Bakanlığı — SÜmcrbank ve Etibanktan dolayı - ve Ticaret ve Ekonomi Başkanlığı - Ziraat Bankası ve toprakofisten dolayı - nin Meclis karşısında ki durumları, ortaya atılan bu yeni görüşe göre çok daha yakından ve çok daha sorumlu olabilecektir. Hattâ bu takdirde, teşekküllerin idare meclislerini büsbütün kaldırmak, teşekkülleri Bakanlıkların tâyin edecekleri umum müdürlerle sevk ve idare etmek zarureti dahi hâsıl olabilecektir. Fakat o zaman Bakanlıklar şimdiye kadarki bütçelerin tasdiki ve teftiş salâhiyeti gibi nispeten passif birkaç vazifeden ibaret olan müdahale haklarını genişletmiş, işi işletmeciliğe kadar ilerletmiş olacaklardır.
İktisadi devlet teşekküllerini anonim şirket esaslarına göre kurmak, onları ilk tecrübe devrelerinde devletin sahabeti altında bulundurmak, geliştikten sonra da Ticaret Kanunu çerçevesine giren anonim şirketler haline tam mâ-naslyle sokmak gayesini güden eski taamülün bu surette tadiline gitmek ve “sermaye milletindir,, mucip sebebiyle teşekküllerin işletmelerim büsbütün devlet organlarına terketrneğe meyletmek. iktisadi hayatımızda ehemmiyetli bir yenilik olacaktır. Bu yemlik karşısında radikal bir durum almak zorundayz. Zira bu yeni görüş bugün birdenbire zuhur e di vermiş olmayıp, yıllardanben için için işleyen ve son defa bir başka iktisadi teşekkülün kurulması vesilesiyle açığa vuran bir görüştür. Eski teamüle göre hazırlanan tasarı henüz Hükümettedir. Fakat tasarı Meclise tevdi edildikten sonra, zamanımızın en ehemmiyetli dâvalarından bin olan bu konuya rücıı etmek hepimiz için bir vazife olacaktır.

milyonlara varan yeni sermayeler yatırılmakta ve hâlen 20 binden fazla işçi çalıştıran fabrikaların tanı randımanla istihsale geçmelerine çalışılmaktadır.
Kanada ticaret filosundan 130 gemi, İngiliz ve başka milletler bandırası altına giriyor
Ottawa 10 (A.A.) (Afp) — Kanada Ticaret Donanmasının, sterlinin devalüasyonu Üzerine kâfi gelir temin eden ylik bulmak İmkânsızlığı karşısında Kanada Hükümeti Ticaret Donanmasındaki 176 gemiden 130 tanesinin İngiliz ve diğer yabancı devlet bandırası altına geçirilmesine karar vermiştir.
KanadalI armatörler. gemilerin sahibi olarak kAİacak, fakat mürettebatı İngiliz gemicileri teşkil edecektir.
Londradan iktisadi mektup
Devletleştirilen nakliyat işletmelerinde büyük zararlar — İngiliz vapur tezgâhları sipariş bekliyor — Cenubî Afrika, sterlin sahasında kalacak mıdır?
Hususî muhabirimiz WRL. bildiriyor
OTUZ BİR aralıkta hesapları kapanacak olan 1919 dan ikinci altı aylık rapor. 20 milyon İngiliz Lirası zarar üzerine parmağını basacaktır. Bu zararın intikal devresine alt fer’I muamelelerden nıl, yoksa devletleştirme ameliyesinden mi mütevellit olduğunu şimdilik kestirmek kabil değildir. Bu netice İngiltere iktisadiyatı için endişe ile karşılanacak bir vakıadır. Çünkü zararı telâfi etmek için taşıma ücretlerini lâzım gelen seviyeye çıkartmak lüzumu hasıl olacaktır. Bunun da Ingiliz iktisadi bünyesinde bir umumî pahalılık doğrumaktan hâli kalmıyacağı şüphesizdir. Halbuki Büyük Britanya Hükümeti Ingiliz mallarını dış pazarlarda rekabete müsait bir hale koymak için istihsal masraflarım önemli surette indirmeye gayret sarfetmektedir. Devletleştirilen nakliyat teşebbüsünde birçok hatalı taraflar bulunabilir. Meselâ merkczleştir-mede ifrata gidilmiş ve memur adedi lüzumundan fazla çoğaltılmıştır. Fakat marazın hakiki sebebini alâkadarlara verilmiş olan yüksek tazminatta aramak lâzımdır. Diğer taraftan ray ve yol arasındaki rekabet Avrupamn diğer memleketlerinde olduğu gibi In-gilterede de halli güç bir mesele teşkil etmektedir.
İngiliz vapur tezgâhları sipariş bekliyor
EMİ inşaat tezgâhları, hariçten siparişlerin çok az olmasından dolayı endişedir. Japon ve Al
man rekabeti gittikçe tehditkâr bir vaziyet almaktadır. Mevcut siparişler 400.000 tona baliğdir. Halbuki harpten sonraki devrede zaman oldu ki inşaat İki milyon tonu bulmuştu. Tezgâhlar İçin bir buçuk senelik iş vardır. Fakat sipurişlerde hâlen görülen rağbetsizlik devam ederse İngiliz gemi inşaat sanayiinde geçen Dünya Harbinden sonra zuhur eden buhrana mümasil bir buhranın vücut bulmasından korkuluyor. Gemi inşaatı mehafilinde Alman tezgâhlarında hem daha ucuz.
KISA
HABERLER
Dolar peşinde
★ New-York, 8 (YİRS) — Ingiliz Maliye Bakanı, dolar sahasına yapılan İngiliz ihracatının arttığını bildirmiştir.
Avrupada seyahat kolaylaşıyor
★ Paris, (Hususi. Comtel) — Turizm tekrar baş mevzu olmak üzere gazete sütunlarında yer almaktadır. 18 milletin dahil olduğu O. E. E. C. (Avrupa İktisadi İşbirliği Teşkilâtı) turistlere tatbik edilecek yeni kaideleri tâyin etmiştir. Turistlere tanınacak imtiyazlar arasında bilhassa şunlar vardır: Gümrük muayenelerinin hafifletilmesi: gümrük memurlarının taşıtlar içinde muayene işini görmesi, hediye olarak getirilen eşya için imtiyazlı muamele yapılması, vergisiz ithal edilecek sigara adedinin arttırılması; bu bapta bütün O. E. E. C. ye dahil memleketlerde bir örnek usulünün tatbikine çalışılacaktır. Bu tedbirlerden bir çoğunun şimdiden bazı memleketlerde tatbikine başlanılmıştır.
İtalya'da zirai reform
ir Roma 10 (A.A.) — Başbakan De Gasperi, dün akşam muhabirlere Hükümetin kullanımıyan milyonlarca hektarlık araziyi ekmek için zirai bir inkılâbın mutlak elzem olduğuna inandığım bildirmiştir.
Bu beyanat yapılırken, polis, bü-
hem daha seri gemi inşa etmek vaziyetinde oldukları malûmdur. Norveç siparişlerinin İngiliz tezgâhlarından yüz çevirip Alınan tezgâhlarına teveccüh etmeleri çok yakın ihtimallerdendir. İngiliz lirasının devalüasyonundan sonra kıymetli döviz memleketlerinden fazla sipariş gelmemiş olması, ufku İyice karartnuştır,
Onııbı Afrika sterlin sahasında kalacak mıdır?
CENUBİ Afrika Birliğinde altın ve döviz mevcudu artmış olduğundan sterlin dünya piyasasının indirilmesiyle Cenubî Afrika tediye muvazenesinin hayli salâh peyda ettiği ve İngiliz camiasına giren memleketlerle iktisadi münasebetlerin kuvvetlendiği kanaati malî mehafilde u-nıumlleşiyor.
Sene iptidasında Cenubî Afrika tediye muvazenesi çok aksak idi ve hükümet buna çaresâz olmak için ithalâtta birçok takyldat koymuş ve Londra-daki sterlin ihtiyat parasında geniş mikyasta rahneler açmaya mecbur olmuştu.
Bugünkü vaziyet tahaddüs edince, Ingilterenin pasif ticaret muvazenesini düzeltmek için Cenubî Afrikanın altınlarına başvurabilmek ümidi de suya düşmüştür. Buna inzimamen, lngil-tereden Cenubî Afrikaya kaçıp melce ariyan sermayelerin ana vatanda vücu-de getirdikleri boşluk, zâfı doğuran âmiller arasındadır. Şimdi Londra’da musırren münakaşa edilen mesele. Cenubi Afrikanın sterlin sahasında kalıp kalmıyacağı etrafındaki tahminlerdir.
Şimdiye kadar Cenubi Afrika, Lon-dranın vesa t etine ihtiyaç görmeden dolar memleketlerine karşı olan tediye vecibelerini ifa etmişti. Büyük Britanya hâzinesi, Cenubi Afrlkayı sterlin blokunun eczasından addetmekte berdevamdır. Ancak Cenubi Afrikanın döviz stoklan üzerinde bir hak tasarrufu yoktur.
yük malikâne sahiplerinin arazisine gayri kanuni bir şekilde yerleşmiş olan köylüleri buralardan çıkarmaya davet ediyordu. Roma civarında Güney Italyada ve Sardunya'daki malikânelerin işgali münasebetiyle Başbakan şöyle demiştir:
"Büyük malikâneleri rahatça taksim edebilir ve köylülere dağıtabiliriz. Fakat netice itibariyle bu köylülerin mahvına müncer olacaktır. Onlara çıplak toprak veremeyiz. Bunu evler, yollar, çiftlik â-letleri ve sulama tesisleriyle birlikte vermeye mecburuz.,,
Fransa petrol flütlerini gözden geçirecek
ir Paris 10 (YİRS) — Fransız Milli Meclisi, petrol fiatlerini en kısa bir zamanda gözden geçirmeyi kararlaştırmıştır.
Turist İşi, teferruatlı iştir
ir Londra 10 (Nafen)* * — Londra ve Inglltereyi ziyaret etmek isteyenlere kolaylık olmak üzere yeni turist kılavuzları için kurslar tertip edilmiştir.
Yeni yetiştirilen turist kılavuzları gayet sade bir şekilde giyinmek mecburiyetinde olacaklardır. Erkek kılavuzlar beyaz gömlek ve koyu renkte kravat* kullanmak mecburiyetindedirler. Bu kılavuzlardan şimdilik yüz kişi yeni tedrisata başlamış bulunmaktadır.
Dış Ticaret Dairesi Reisine göre
Memlekette kahve buhranı
yoktur ve olmıyacak
kahve
İngiliz lirası ve Fransız frangı mukabilinde tüccarlarına ithal
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı Dış Ticaret Dairesi Reisi memlekette hissedilen kahve sıkıntısının tamamen suni oluşu iddiasında ısrar etmekte ve bu İddiasını tevsik için şu malûmatı vermektedir:
1948 senesinde memlekete giren 6928 ton kahveye mukabil 1949 yılı ekim sonuna kadar ithal edilen kahve miktarı 5513 tondur. Ayrıca 15 temmuzdan 17 kasım 1919 tarihine kadar 11 firmaya 1715 ton kahve ithali için müsaade verilmiştir ki. btı permiler arasında tahakkuk edenler yukarıki rakama dahil değildir.
Diğer taraftan Bakanlık - suni de olsa - herhangi bir darlığa yer verme-
• •
41 MBMmMIlK II11 (
Belçikadan ithalât çareleri aranıyor
Ticaret Bakanlığı, Belçika Sefaretiyle müzakerede bulunmaktadır
Tiraj haklarından yapılacak serbest mübayaaları tesbit etmek üzere Belçika Sefareti İle Hükümetimiz arasında ticari görüşmeler yapılmaktadır.
Bilindiği gibi hâlen Belçika ile ticarî münasebetlerimiz hemen hemen tıkanmış vaziyettedir.
Alâkalılar, bu vaziyeti Belçikalıların Türk mallarını pahalı bulmalariyle izah etmektedirler.
Bununla beraber, Belçikadan mal getirtmek için ilk zamanlarda Ticaret Bakanlığına 3.500 ithal talebi gelmişti. Ancak bu rakam, Bakanlığın, ithal talebinde bulunanlardan %10 nispetinde teminat istemesi üzerine bu gün 1400 e inmiştir.
Bu taleplerin Türk lirası olarak kıymeti 35-40 milyon Hra arasındadır. Görüşmelerin esasını bu ithal taleplerinin gruplandınlması ve yeni liste vaziyetlerinin tesbiti meseleleri teşkil etmektedir.
Avusturyadan yapılacak ithalâta döviz tahsis edildi
Ambalajlık kereste, ön plânda yer alıyor
Ankara 10 ( Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Avusturyadan ithal edilecek mallar için Ekonomi ve Ticaret Bakanlığınca bugün 500 bin dolarlık tahsis yapılmıştır.
Bunlar arasında ihraç mallarımızın ambalâjında kullanılan Köknar kerestesiyle tırpan ve el âletleri ön plânda gelmektedir.
Fıstık kooperatifleri Ofise başvurdu
Ankara 10 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) —
Bu yıl Antep tıstık rekoltesi bot olduğu malûmdur. Fiatlerin düşkün durumu devam etmektedir. Son günlerde toptan muameleler 145 kuruşa yapılmakta ve müstahsil bu durumdan şikâyetçi olmaktadır.
Bu cümleden olarak dün Gaziantep Fıstık Tanın Satış Kooperatifleri şehrimizdeki Ticaret Ofisine müracaat ederek geçen yıllarda olduğu gibi O-fisin bu mahsulün satılmasına delâletini istemişlerdir. Mevzu. Ofisçe tetkik olunmaktadır. Diğer taraftan takas u-sulüne son verildiği için İhracat tacirleri bu sahada iş görememektedirler.
imkânları Fransız frankı taleplerini
nis-
lisansı verilecek mek İçin disposibilite petinde İngiliz Lirası ve karşılığında kahve ithali is af edecektir.
Bu cümleden olarak önümüzdeki günlerde sterlin ve Fransız frankı mukabili 600-700 ton kahve ithali için permi verilmiş olacaktır.
Dış Ticaret Dairesi, bu yıl Brezilya’ da kahve istihsalinin düşüklüğü ve devalüasyon gibi diğer faktörler yüzünden menşedekl fiat tereffülerlnl takip ve nazarı itlbare alarak evvelce alınmış olan permilerle itehalâtın mümkün olmadığı yolundaki müracatlan da ayrıca tetkik etmektedir.
Yalovada linyit kömürü ocakları faaliyete geçiyor
Yalova (Hususi) — tstanbulda linyite kömürü istihlâkinin artması üzerine Yalova ilçesi dahilindeki bazı linyit ocaklarının işletilmesi için hazırlıklara başlanmıştır.
Hususi şahıslara ait olan bu ocaklar* dan istissal edilecek linyitleri araba ve kamyonlarla Yalova iskelesine, oradan da motörlerle Istanbula nakledilecektir.
Kundura ihracına izin verildi
Ankara, 10 (A.A.) — Ekonomi ve Ticaret Bakanlığından bildirilmiştir:
Memlekette el emeğini kıymetlendirmek maksadiyle yerli mamulü 50 bin çift kunduranın ve 150 bin çift lâstik pabuç, galoş ve çizmenin, anlaşmalı memleketlere anlaşma hükümleri dahilinde. anlaşmamız bulunmayan ülkelere serbest dövizle (dolar ve İsviçre frangı) veya Türk hesabına geçecek storlingle ve Bakanlık lisansına tâbi tutulmak suretiyle ihracına izin verilmiş-
Emlâk Bankası Müdürü evlorın plânları üzerinde izahat veriyo^
Emlâk Bankasının evleri
Şişli - Büyükdere asfaltı üzerinde Zlncirlikuyu mevkiinde kâin Levent Çiftliği namiyle maruf arazide Emlâk Bankası tarafından inşasına başlanan 391 bina hakkında malûmat verilmek için dün bankanın İstanbul şubesinde bir basın toplantısı tertip edilmiştir.
Verilen izahata göre: Satışa, 22.12. 1949 sabahından itibaren başlanacaktır. Herhangi bir karışıklığı önlemek için satış muamelesi müracat sırasına göre yapılacaktır.
Banka, şehir dahilinde böyle büyük bir aısa bulamadığı için Levent Çiftliğini tercih etmiştir Belediyeden bu
Vapur acentaları arasında rekabet
Norveçli yeni bir kumpanya da limanımıza vapur işletiyor Limanımızdaki vapur acentaları a-rasmdakl rekabet devam etmektedir. Nakledilecek ticari eşyanın azalması böyle bir rekabete meydan vermektedir. Acentalar vapurlarına yük bulmak için navlunları asgari hadde kadar indirmişlerdir. Son defa olarak Istanbul-Londra arasında bir ton eşyanın nakli 80 şiline kadar düşmüştür.
Vapur acentalarındaki rekabete, fî-at ücretlerinin azalmasına rağmen, Norveç vapur kumpanyalarından biri, evvelki günden itibaren limanımızla Avrupa limanları arasında muntazam şilep seferlerine başlamıştır.
Topraklarımızın randımanını
>
arttırmak için
Birleşmiş Milletler Mümessili
M. Eric Labonne tetkiklerini bitirdi
Fransız Hükümetinin diplomatik müşaviri ve D.N.U. Teşkilâtının murahhas âzası M. Erle Labonne şehrimizde bulunmaktadır.
Meksiko, Madrid. Moskovada Fransız elçisi olarak bulunmuş ve Tunus. Maroc umum! valiliği yapmış bulunan mösyö Labonne Yakın Şark topraklarının randımanını arttırmak hususunda tetkikat ile meşgul olmuştur. En son Çukurova’da tetkiklerde bulunan mösyö Labonne verme kabiliyeti alâka ve dikkatle
1940 senesinde,
Maliye Bakanı bay X?reeps ile birlikte Moskovaya giden ve muvaffakıyetsiz-likle dön^n meşhur heyette de bulunmuş olan M. Labonne pazartesi sabahı şehrimizden Komaya müteveccihen hareket edecektir.
bu arazinin mahsul üzerinde büyük bir durmuştur.
Ingilterenin şimdiki
maksatla 3200 dönümlük bir arazi satın alınmıştır. Halkın binalara göstereceği rağbet fazla olursa mahalle (1 ıha gerilere doğru büyütülebtlecektır. Bu--ralarda hususi eşhasın toprağı bulunmadığı için herhangi bir spekülâsyon meselesi mevzuubahis olmayacaktır. Mevcut plânlara göre mahalle 3-6 oda arasında 37 tipte 1500 evden mürekkep olacaktır. 391 binanın inşası 1950 senesinin kasını ayı sonunda bitirilerek sahiplerine terkedilecektir. Evler. 12.500 lira ile 47.400 lira arasındadır.
Yukardaki resim, bu izahatın verildiği sırada alınmıştır.
orsalarda Vaziyet
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
Devlet Tahvilleri
İstanbul ı
Kapanış
(•)
Bugün
Bugün
25.30
Adana Ticaret Borsası
İzmir
Pamuk
200/203.5U
195 202
165190
Şirket Tahvilleri
280.
(Kırkım)
315.—
220.—
Eskişehir Ticaret Borsası
32.
84.
• • •
31.—
31.—
135.—
205.—
Pamuk
Pamuk
Adana:
«••t
*
165.—
£16.—
• •••
• •••
••••••
• ••e
23 50
20.50
100.25
06.75
95.70
95.50
37.—
42.—
39.—
81 —
M
Buğday yumuşak
Buğday aort ....
Nebati yağları
Zeytinyağı (Ekstra ekstra Ayçiçeği
Fındık vağı
Ticaret Borsacında işler durgun gitmektedir. Pamuk üzerine yeni bir vaziyet yoktur.
AkoJa D ........ (Hatay malt) •
36.— 42 — 38.—
84.20
77.—
70.— 137.—
48.—
41.20
36.—
61.—
130.— 216.— 220.— 120.—
38
46.—
41.50
55.—
22.10
65.50
56.
45.—
234— 226— 168—
17.50
Yağlı tohumlar:
Ayçiçeği tohumu .... Ketcntohumu .......
Kondlrtohumu ......
Sunam .............
Yer fıstığı kabuklu
255— 118—
Borsaamda üzüme karşı alıcı-davTandıklan görülmüştür. Bu Borsada satı-
24. 85.
İlam derileri
Sığır salamura
Keçi tuzlu kuru Koyun hava kurusu kilosu
Mezbaha sığır yaş kilosu
••«•••»«•e L II.
I
1.
Dokumu lluııı Maddeleri: Tiftik naııircl
Tiftik ime mal
Yapak Anadolu
piyasası etmektedir.
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
82 20 136,—
50—
160
Demiryolu
Müdafaa
i
V*
32.50
85.—
2.3 50
20.50
100.25
08.80
99.40
05.50
VI. .
eeeoeseoeo
Hıtbııbat
Buğday Yumuşak.........
Buğday Sert..........
Arpa Biralık ...........
Arpa yemlik (dökme) .... Mısır (Sarı) ..........
Fasulye tombul .........
Fasulyn Çalı şort ......
Kuşyoml ................
Mercimek Kırmızı kabuklu Morcimek Yeşil .........
Nohut sıra ............
kilosu .... kilosu ....
• •
Slvos-fîrzuruın I. u-vn.
1.
fi. ın.
i. n. nı. VI.
Uztım çokıraeksiz No. 0 İncir A serisi No. 8
B serisi No. 108
Pamuk AkaJa t........
Pamuk Akala n. ...
Pamukyağı (rafine)
Pamuk çekirdeği .....
Eski kapanış
31.36
31.10
27.10
Akala I
Ikramlyell tahviller
7*6 1933 Ergani %5 1938 Ikramlyell ........
%5 MÜll Müdafaa 1. . $Î 5 1911 Demiryolu IV. ftö 1941 Demiryolu V. %4 1/2 1949 ikramiyen
Diğerleri %6 1911 Demiryolu
L IL II.L
1948 İstikrazı
1948 Millî Müdafaa
1949 1931 I 1034 1941 1941 1011 Milli
• e
• t
si
Son kapanış
58.50
56.-
15.-236.—
280—
168—
17.50
Kuru Meyvnlur
Fındık (kabuklu sivri) .. Fındık (îç tombul) ....... Ceviz (kabuklu) .........
Ceviz (Iç nntürel) .......
10/XII/1949 Cumartesi
Hafta sonu Ticaret Borsası. durgun bir hava İçinde kapanmıştır. Bütün bir hafta hararetli bir devre geçirdiği halde tiftik piyasası dün pek sakin olup hiçbir iş kaydetmemiştir.
Fındık fiyatları sağlam olmakla beraber ihracatçılar bu mala karşı nazlı davranmışlardır, Diğer maddelerde kayda değer bir şey yoktur.
Ehhaın ve tahvilât borsacında devlet tahvillerine karşı istekler devamlı bir şekil almıştır, Afyon piyasası hararetini muhafaza
Ticaret lann nazlı yüzden fiyat gerilemiştir, tan üzümün miktarı 400 çuvaldan ibarettir.
İncir durumunda bir değişiklik yoktur. Fiyatlar sağlamlığını muhafaza etmektedir.
Pamuk fiyatları yine gevşektir, borsada ancak 200 balya kadar bir satış olmuştur, pamuk fiyatında da gerileme daha bariz bir şekil almıştır. Pamuk yağı ve çekirdek piyasası durgundur.
KAMBİYO
İstanbul Borsası
1 Sterlin 100 Dolar 100 Fr. Frangı 100 İsviçre Fr. . 100 Belç. Fr. .. 100 İsveç ICr. ... 100 Florin 100 Liret 100 Drahmi 100 EhcoulIob Açılış Kapanış
7.87 282— 0.80 61.03 5.60 73.68.40 0.01.870 9.73.90 7.89 280— 0.80 64.03 6.60 73.68.40 0.01.876 9.73.90
Altınlar
Külçe Yeril Gr. Külçe Deguflsa ” Cumhuriyet Reşat Hu m i t Gulden Ingiliz Fransız kok. Napoleon m. İsviçre Bııgün Eski kur
Lira Lira
6.28 6.37 42.40 45.10 42.50 41 50 57.40 43.75 43.50 42.7ü 6.25 6.36 42.40 44.80 42.40 41 50 57.26 43.60 43— 42.70
Ncw-York*ta: onsu: $35
Gümüş, Platin
Gümüş Gr Plûtln M En aşağı En yukarı
10- 11—
Zürich Borsası (Serbest)
Türle lirası Dntar İsviçre Frangı
En aşağı En yukarı
C.80 4.28,5 10,-nM 0.90 1 30 5 10.30 1.16
Sterlin
Fransız Frangı
ESHAM VE TAHVİLÂT

YABANCI BORSALAR
New-York Borsası
Dün
9c6 Kalkınma
916
$c6
%0
%7
%7
%7
%7
%7
%7
n
%7
00.70
96.75
07.35
97.75 0680
97.75 19.65 06.6u
20.60
21 —
10.75
20.85
21.20
19.70
20.10
19.86
20.85
U0.75
96.75 00 90
07.—
06.85
96.85
10.60
C6.40
20.70
21 —
20.95
20.40
20.-
10.70
20.40
10.86
20.90
Huğdııy (BuşeU = Sent)
Sert Kış mahsulü No. z, ... Kırmızı " " No. 2 ...
Pamuk Middllng (Libresi = Sent) Aralık Mart Mayıs .. Temmuz
riftlk (Libresi = Sent)
Teksa.s No 1 ..................
Fındık (Libresi = Sent) Kabuklu Yeril iri eeeeeooeoeetea» orta ...............................
luovant iç ithal inalı ........
Ekstra iri iç İthal malı ......
Kuru üzüm (Libresi = Sent) Thompson çekirdeksiz seçme.
Keten tohumu (Buşolt = Dolar) Miııneapolls ......................
— Kalay (Libresi - Sent).........
— Levha-tnnoko (Llbıesl-dotar)
••
263
235

30.27
30.22
30.13
30.12
58-60
19-22.5
17-21.5
36- 37
37- 38
11.5-12
Londra Borsası
Anudolu D.Y Tertip A/B. • 1 *’ %(iü ....... •• •* Miımos. Senet. 106.— 13. - 68.50 107.- 04 öf) 69.50
Şirket Hisse Senetleri
T. C. Merkez Bankası Türkiye İş Bankası Türk Ticaret Bankası .... Aralan Çimento Çark Değirmendik Milli Reasürans 119.50 24.60 5— 16— 23.25 118.50 25— 5.10 16.30 23.60
Ecnebi Tahviller
Mısır Kredi fnrısive |(ıo3 1 - 1914 - —



3.95
84—
7.50
3.90
83—
7.50
Keten tohumu (Tonu = Sterlin) Bombay Kalk Uta Ter fıstığı Hindistan 63— 02— 62,- 61— 61—
Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal (Libresi = Peni) ... ’• Sıra malı 0 w ... Yün. . Anadolu ” M ... Trakya * ... 84.— 30.— 18.50 34.— 30— İS. 60 18.-
İskenderiye Borsası
Tannık (Kanlan = Talları) Ashrnounl Kısa clyaflı F/G Knrnak Itaun elyaflı F/G. 83.70 • »90,30 —
Eski kur
60.—
14.25
22.5
21
37
38
30.23
30.23
30.13
30.12
Gününde Borsada muanıcîeiö tescil edilmemiş uıhvdât ve eshamın ara ve talep lora göre taayyün öden takribi piyasa değerleri.
Siyasi meseleler ve muhabir mektupları
Marshall Plânı Sovyet politikasını altüst etti
Birbiri peşi sıra temizlenen peyk devlteler ticaret bakanlarının akıbetleri bunun delilidir
PEYK Devletlerin Halk Mahkemelerinde görülen hummalı faaliyetin gayesi, dünya umumi efkârını aldatmaktan ibarettir. Çünkü bu memleketlerin kendi efkârı umumiyeti hesabına katılmamaktadır.
Bir başka hakikat de şudur: Sovyet Rusya ve onun Sofya, Bükreş. Budapeşte. Prag ve Varşovadaki kukla hükümetleri, bugün büyük ekonomik güçlükler içinde bulunuyorlar.
Şu tek misal bize kâfidir: Bulgaristan gibi yalnızca ziraat memleketi olan bir ülkede hükümet, ekmeği yeniden kısmak ve vesikaya tâbi tutmak için çok sıkı tedbirler almaya mecbur olmuştur. Komlnform’un diline dolayıp anlattığı sulh taarruzunun en hararetli anında bu vaziyet, çok manidar olsa gerek...
Yarı resmi Bulgar “Rabotıılçesko Delo„ gazetesi şunları yazıyor:*
‘İaşe Nazırlığı, piyasada* geniş bir sahtekârlık olduğunu gördüğünden, ekmek tayınlarının tevzii işini ciddi surette kontrola karar vermiştir. Ekmek karneleri, bundan sonra yalnızca çalışanlara ve müstahsillere verüecek, Bulgar cemiyetine faydası dokunmı-yanlar bundan mahrum edilecektir. Buğday ve çavdardan başka, hayvanlar İçin ayrılan kepek de tahdit edilip vesikaya tâbi tutulacaktır.,,
Komünist olmıyaniarı tecrit edip onların yemek ve yaşamak haklarını ellerinden almayı Jjedef tutan bu cüret-kârane hareket, Bulgaristanda ekonomik vaziyetin vahim şekildp sarsıldığını İspat eder. Buna sebep nedir?
Kimseyi itham etmek istemiyoruz. Fakat bu peyk devletlerin ekonomik İdaresini yakından tetkik edersek, büyük bir otorite eksikliğinin ârızalan-nı görürüz. Bu memleketlerden üçünün ticaretini —bilhassa ticaretini— idare eden kimseler, birdenbire azledildiler.
Romanyada, genç ve idealist bir komünist olan, Milletlerarası ve milli (yani Rumen) tisaret mekanizmasını gayet iyi tanıyan Ticaret Bakanı Bücür Schiopu, hiçbir izahat verilmeden yerinden uzaklaştırıldı. Schiopu, Rumen ticaret âleminin en büyük salâhiyeti olarak İsviçre ve Arjantin’e seyahatler yaptıktan başka, Krem-lin’in esas kaidelerini ezbere öğrenmek üzere Moskovaya da gitmişti. Şimdi hapishanede mukadderatını beklemektedir.
Birkaç gün evvel Prag’da, tç Ticaret Bakan Muavini Yan Löbel, Milletlerarası piyasaya mukavemet edemeyen Çekoslovak parasım, mail anlaşmalar hükümlerinden istifade etmek üzere umumi bir devalüasyona tâbi tutmayı teklif etmek suçundan dolan tevkif edildi. Bilindiği gibi, şubat 1948 deki Komünist manevrasından sonra, bu ayni Löbel, Çekoslo-lovak ekonomisini, Sovyet Rusyanın arzularına uygun bir şekle sokmak üzere büyük gayretler sarfetmlşti, Prag’ın merkez hapishanesinde intihar etti.
Sofyada. sabotaj suçiyle mahkemeye verilen Kostov hakkında ithamnameler kaleme alınırken, Bulgar Komünist Partisi merkez komitesi, iç ticaret ve İaşe Nazırı Kristo Dobrev’i, buğday istihsalindeki düşüklük ve bunun tevziindeki aksaklık yüzünden çok ciddi surette tekdir etmektedir. J Esasen Bulgaristanda şiddetli hüküm sürmekte olan açlığı, bu memlekete adetâ tek başına bu adamın getirdiği iddia edilmektedir. Bunun hakiki sebebi, Dobrev’in, kendi tabirlerince “Dünyanın en ileri ziraat endüstrisine sahip,, Rusyanın korkuluk halindeki sanayi mahsullerini ithal edecek yerde, daha sağlam ve çok daha ucuz olan Çekoslovak ve Polon-ıya ihracat mallarına rağbet etmeye başlamış olmasıdır. O da, Rus iktisadi inhisarcılığına karşı koymaya kalkışmış olan Kostov’un muhakemesi neticesini beklemek üzere, şimdilik vazifesinden uzaklaştırılmış ve gürültüsüzce hapse atılmıştır.
Hayret verecek kadar birbirine benzerlik gösteren bu tevkifler ve intiharlar; Sovyet Rusyanın tedhiş siyasetini açıkça meydana koyduktan başka, cebir altında kendilerini komünist sisteme sokmak mecburiyetinde kalan bu peyk memleketlerde ticaret, sanayi ve zlraatin hiç de imrenilecek bir 'Vaziyette olmadığını ispat eder.
Moskova, Marshall Plânına dahil Imemleketleri boş yere İtham etmekte |ve onlara karşı hücumunu arttırmaktadır.
Sovyetlerin, bir taraftan kendi emrindeki bütün iyi niyet sahibi ve ka-|blliyeUl kimseleri cezalandırırken, öte (yandan Avrupayı aşağı yukarı kurtar-|mı§ olan Marshall Plânında gedikler mçmak üzere giriştikleri faaliyetler ve gayretler tamamen beyhudedlr.
Amerikanın Avrupaya İktisadi Yar-ğhm Plânı İdarecisi Paul Hoffmann’jn eçen gün verdiği beyanat, riyazi ve ati olduğu kadar ümit vericidir.
“Kremlin, dünya hâkimiyeti peşin-
ce koşuyor. Rusyanın Marshall Plânımla karşı açtığı soğuk harbe ait nrıuk-tıl delilleri görmeden evvel, ben şahsen buna pek İnanmıyorum. Bu soğuk harpta müzafferlyetln yarısını kazanmış bulunuyoruz. Ve geri kalan diğer yarısının da çok daha kolay kazanılacağından emin olabiliriz.,,
(Tahrir heyetimiz tarafnidan lıuztr lam in 5 tır)
Londra mektubu:
İngiltere seçimlere doğru giderken Liberaller sahnede
Liberallerle Muhafazakârların birbirine düştükleri şu esnada, İşçi Partisi, son dakikada seçmenlerin verecekleri kararın, kendi lehinde olacağından emin bulunuyor.
Londra. 6 ( Londrad ak i hususi muhabirimiz Mnnuel Gasser bildiriyor) — Çoktan öldüğüne kanaat getirilen Liberal Parti İngiliz politika sahnesinde yeniden ortaya çıktı. Beklenilmeyen bu misafirin niyetlerini meydana çıkarmak ve tehlike İşaretini vermek, Muhafazakâr “Sunday Times,, mecmuasına nasip oldu. Mecmuanın yazdıkları doğru İse, Liberaller, önümüzdeki seçimler için şöyle, bir manevra tasarlıyorlar:
Muhafazakâr Partinin kazanması meşkûk olan seçim bölgelerinde meydanın liberal namzetlere bırakılması. Muhafazakâr Partiye teklif olunacakmış. Bunun nıuclb sebebi de, liberal bir namzedin, yani sağ veya sol cenahlardan hiçbirine mensup olmayan, bir mümessilin, 1945 do İşçiler lehine rey vermiş olan orta sınıf halkı, iktidar partisi saflarından ayırmak hususunda, muhafazakârlardan çok daha şanslı olacağı imiş... Diğer tâbirle, Muhafazakâr Partiden, zaten kazanamayacağı seçim bölgelerinde, tşçi Partisini zayıflatmak ve hattâ İşçi ekseriyetini yok etmek hususunda fırsat verilmek isteniyormuş...
Bu teklif, yeknazarda ne kadar cazip ve muknl görülürse görülsün, Muhafazakârlar bu İşe katiyen yanaşma-maktadırlar. Liberal Partinin bu teşebbüsüne, bir parti taslağı durumundan kurtularak, kuvvetli olmasa bile, koalisyona yarar bir parlâmento teşekkülü haline gelmek için girişilmiş bir seçim oyunu, nazarlle bakılmaktadır.
’ Şu var kl. muhafazakârlar, bu manevraya yalnız bunun için kızmıyorlar. Onlar asıl, liberallerin, aynı teklifi İşçi Partisine yapmaları ihtimalinden endişe ediyorlar. “Sunday Tlmes„in yazdığına göre, liberaller bu suretle geçen asrın sonunda İrlanda İstiklâl Partisi Lideri Pamell’in çevirdiği klâsik ve cüretkâr manevrayı tekrar etmiş o-lacaklardır. Malûdur kİ, o zaman, Par-nell evvelâ Salisbury idaresindeki muhafazakârlara ittifak teklif etmiş ve yüz bulamayınca Gladston’un İdare ettiği liberallere yanaşarak Muhafazakâr Partiye büyük zararlar vermişti.
Bu İtibarla muhafazakârlar. Parncll manevrasının tekerrürüne karşı her türlü mukavemeti göstermekte ve liberalleri iz’an yoluna getirmek için her çareye baş vurmaktadırlar. Hattâ muhafazakârlar, liberallere tekliflerinin tehlikelerini göstermekle iktifa etmeyerek gelecek seçimlere hiç girmemeleri ve bundan böyle ancak sembolik bir rol, bir nevi “siyasi maya,, hizmeti görmeleri hususunda Iknaa çalışıyorlar.
Şimdi akla şu aual geliyor: Acaba “Liberalizm tehlikesi., ve 640 mebustan müteşekkil bir Mecliste 12 sandalye işgal eden bir partinin plânlan ve siyasî oyunlar bu derece izam edilmeğe lâyık mıdır?
Neticesi alelâde ekseriyetle alınan İngiliz seçim sisteminde, reylerin ne kadar az olursa olsun dağılışı, üçüncü bir partinin her ne suretle olursa olsun müdahalesi, ciddiye alınması lâzım gelen bir tehlikedir. Ve liberaller son seçimlerde 302 mebusluktan 290 ını kay-


I V
Yazan:
Pat Frank
EDEBİYAT_____t L î U
Dekoratif Sanatlar ve
Beyoğlu
betmek suretiyle kuhkarl bir hezimete uğramış olsalar bile, alamadıkları bu reyler, muhafazakârlara, vasıtalı olsa bile, mühim zararlar vermişlerdir
Parlâmento kuvvetler muvazenesin deki Ümitsiz vaziyetlerine rağmen liberallerin, yahut daha doğrusu liberal fikirlerin, eskisi gibi, ihmal edllemlye-cek politik bir kuvvete malik olduklarım inkâr edemez. Evvelâ liberaller, “MancheSter Guardian”, “Observer”, “News Chronicle”, “Sunday Chro-nicle,. ve resmen müstakil olmakla beraber. bütün neşriyatı itibariyle liberal olan “Speetutor” gibi gazeteleri sayesinde umumi efkâr üzerinde mühim tesirler yaratabilirler. Bundan başka Lord ŞamueK Asqulth*ln kızı Lady Bonham-Carter ve Llayd Gcorgc’un kızı Lady Megan Lloyd George gibi şahsiyetler. partinin, her iki Meclisteki mümrssillennin sayısını çok aşan mânevi bir kuvvetini teşkil etmektedirler.
Parlâmentodaki bu zafiyetle hakiki tesir arasındaki garip tezat, bugünlerde yapılan ve ilk nazarda birbirine zıt gibi görünen neticeler veren bir anketten de anlaşılmaktadır. *
Gallup Enstitüsünün yaptığı bu ankete nazaran, kendilerinden sual sorulanların yüzdo 48 I, gelecek seçimlerde muhafazakârlar lehine ve yüzde 38 i ise işçiler lehine rey vereceklerini bildirmişlerdir Buna mukabil İkinci bir anket neticesinde muhafazakârlar lehine rey vereceklerin ancak yüzde 23, işçi Partisi lehine rey vereceklerin ise yüzde 29 miktarında oldukları hayretle görülmüştür. Yarıl ikinci ankette kendilerine sual sorulanların yüzde 48 ı. ne muhafazakârları, ne de işçileri tutmakta ve iktidarın “üçüncü bir kuvvete,, geçmesini istemektedir. Fakat liberallerden veya bunların iştirakiyle kurulacak bir koalisyondan başka üçüncü kuvvet kabili tasavvur mudur?
Bu gibi anketlerin neticeleri çok şüpheli olmakla beraber, bunları tamamen ihmal etmek de doğru olamaz. Bu neticelerin büyük siyasi partiler tarafından da ciddiyetle mütalâa edildiği. gelecek seçimlere şu veya bu şekilde müdahale etmek isteyen liberallerin bu teşebbüsüne karşı muhafazakârlar safında görülen şiddetli aksülâ-mel İle sabit olmaktadır
Sosyalistler bittabi, muhalefet saflarında başlayan bu yeni ihtilâfı memnuniyetle takip etmektedirler Bununla beraber sosyalistler, hiçbir partiye mensup olmayıp, seçecekleri tarafı son dakikada tâyin eden seçmenlerin tahminden çok fazla olduklarını bilirler. Bundan başka 1945 deki işçi zaferinin de, bu çeşit seçmenler sayesinde temin edilebildiği malûmdur. Bu itibarla liberallerin, seçimlerin hemen arifesinde bu seçmenlerin büyük bir kısmını ken-drsaflarında toplayarak, sosyali.stlerin 1945 de kazandıkları zayıf ekseriyeti tehlikeye düşürmeleri pekâlâ mümkündür. Çoktanberi öldü zannedilen ve hiç hesaba katılmayan liberallerin birdenbire giriştikleri bu faaliyetin, yalız muhafazakârları değil. sosyalistleri de gittikçe artan endişelere
DEKORATİF sanatlar içinde Beyoğlu caddesinin münasebeti biraz tuhaf gib geliyor... Fakat maksat, caddenin taşıdığı isimde değil de, bu sokağımızdaki güzel sanatla münasbeti olan tezyin ve tertip işlerindedir.
Bütün dünyada, dekoratif sanatlar içinde bir de: vitrin dekoru, satıh dekoru - panolar vardır. Bu. bizde de vardır. Fakat bizdeki, tatbikatta dışar-dakilerine benzemez. Oradakiler, mutlaka bu işin sanat kârları tarafından yapılır. Biz-dekl, ekseriyetle rastgeledir; kâh şuna, kâh buna yaptırılır. Dükkân sahibi, kendi üstün zevkini kendisi kerfederse, o-turur kendi uydurur. Yahut da bu işleri ucuz kafalı, angro üzerlerine alan becerikli zanaatçılara yaptırır. Her ikisinin de ortaya koydukları hünerler bıigünkü vitrinlerimizi ve dekorlarımızı teşkil etmekledir Bunlar, yukardan aşağı birer facia, ekseriyetle birer bitpazarı halindedir. Bu işlerin ve bu gibi caddelerin ahenkli tanziminde ve sanatkâra ne dekorlar) üzerinde durmak istiyorum» Çünkü, bu şler mutlaka güzel sanatlar dâvamız içindedir. Çünkü, îüzel sanat işlerimiz kültür ‘e seviyemizin bir aynasıdır, ''ünkii. dekoratif sanatlar, halka en yakından hitap eden bir ianat koludur ve böylece umumî zevk terbiyesinde mühim •ol sahibidir.
Bir cemiyetin, milletin; ktil-ür, seviye, irfan ve zevkinin eseri olarak ortaya çıkan bu işler, yalnız bir dükkâncının, bir müdürün, bir bankanın kendi keyfi görüş meselesi olarak kalamaz, cemiyetin zevkini de temsil eder Bir şehirde, büyük medenî bir şehirde; o şehrin, o memlektin zevk sedyesine ilk Mnot” u vitrinleri ve teşhir edilen eşyası kazandırır. Müzeleri, ancak eski tarihî kültür kıymetlerini taşıyan dokümanlardır... Onları k nazarda herkes göremez!
Avrupanın büyük medenî şehirlerindeki camekân dekorla-
Caddesi
Kenan Temlzan
Gürel Snnrtthır Akademicinde Profesör ve Dekoratif Sn mit İn r BÖlünıi) ŞerJ n, panolan bu sebepten büyük bir ehemmiyet ve kıymet taşırlar... Çok yakından bildiğimiz bazı şehirlerde öyle caddeler vardır ki, oralarda rast-gele dükkân bile açtırılmaz. Bu caddeler âdeta şehrin güzellik, ve zevk meşherleri olmuştur. Akın Hkın buraları gezen yabancılar hayran kalır, yerliler güzellik zevki terbiyesi alır!...
İstiklâl caddemiz, şehrimizin hattâ memleketin en mutena bir caddesi mevkiindedir. Amma, maalesef zevk seviyemizi fena teşhir etmektedir. Burası da bir meşher caddemiz, güzel örneklerle benzetilmiş bir sokağımız olabilir! Bu iş. bizce tesblt edilmiş ufacık bir organizasyon işidir ki. bu sütunda izaha yerimiz yetmez. Yalnız ilk bakışta, değişimi lâzım olan uygunsuzluklar arasında: dekor İşlerinin toptan tanzimini kontrol, sanatkârane vitrinlere mükâfatlar verilmesi ve sanat jürileri kurulması gibi şeyleı düşünülebilir. Bundan başka, caddenin münasebetsiz ahengini de yavaş yavaş düzeltmek lâzımdır: kocaman bir ipekli kumaş mağazası yanında işkembeci, mezeci!... Lüks ( !) bir kunduracı yanında kasap dükkânı! Etler, kanlı ciğerler salkım salkım, kapısında uyuz kediler,. Büyük bir lâvantacı yanında mahallebi-ciler, leblebiciler!... Bunlar, büyük nehirlerin birinci sınıf meşher caddelerine yakışmı-yan zevksizliklerdir. Başka yerlerde bakkalı, çakkalı bu caddenin yan sokaklarına almalardır Eğer bir kasap dükkânı varsa bile, vitrininin ö-niinde insan hayran, şaşar, şaşar da kalır!
Biz. son zamanlarda turizm dâvalarından, tstanbulun beş yüzüncü yılından bahsedip duruyoruz.. Fakat bu şekilde caddemiz akın akın seyyahlar arasında, o muazzam yıldönümünde yüzümüzü ağartacak halde değildir.
Şimdiye kadar basit sandı-ımız bu işler, bence mühim ’âvalarnnızdan biridir.
Nobel Sulh Mükâfatını Ingiliz âlimi kazandı
sevketmesinin başlıca sebebi budur.
Oslo 10 lA.A.)
Nobel mükxfatı bugün Oslo Üniversitesi merasim salonunha Kıral ve ailesiyle, Dışişleri Bakanı Lange ve kor diplomatik erkânının huzurunda Siı John Boyd a tevdi edilmiştir.
Son derece sade geçen merasimde nöz alan Nobel Komitesi Başkanı Gun-nar Jahn, Sir John Boyd’un eserin» hatırlatarak, bilginin ilmi faaliyetleri-
(Afp)
Barış
nı daima barış kaydetmiştir. Bunu müteakip Boyd’a diploma ve madalya verilmiştir Şiddetle alkışlanan Boyd. barış uğruna eserine devam edeceğini ve aldığı mükâfatın tutarını, dünya gıda ihtiyaçları üzerinde araştırmalar yapmak ü-'ere Londrada bir enstitünün kurulma-mi işinde sarfedeccğlm ilân etmiştir.
uğruna hasrettiğim
— Pekâlâ. Bay Smith müdürün hususi kâtibi olarak kalıyor. fakat vazifesi biraz farklı olacak. Kendisine birçok muavinler vereceğiz. Ve Bay Adam’la fiilen bunlar meşgul olacak. Mesken, eğlence, sıhhat vesaire için ayrı muavinler bulunacak.
Abel Pumphrey:
— Bu bana hiç de fena görünmüyor Percy, dedi.
Percy kurumlanarak:
— Bu, bir yeniden teşkilâtlanma, işidir, dedi.
O zamana kadar ağzını açmıyan Danny Williams sordu:
— Bu yeniden teşkilâtlanma gürültüsü yerine Adam’ın derhal çocuk yapmaya başlaması dahs iyi olmaz mı?
Abel Pumphrey:
— Tabii bizim varmak istediğimiz netice de bu, dedi. İstihsal istihsal, daima daha çok istihsal, işte bizim şiarımız.
Williams:
— Mükemmel, dedi. Ve bana dönerek ilâve etti:
— Steve, Adam’ın hemen işe başlıyacalc vaziyette olduğunu sanıyor musunuz?
— Mükemmel bir halde olduğunu sanıyorum. Ama salâhiyeti! tıp adamlarının mütalâasını almadan bir şey söyleyemem,
Pumphrey:
— S. D. başlayacak olursa bütün bu tenkldler de sona erer sanırım, dedi,
— Tabii, dedi Gableman, yalnız karısı ortadan kalkmak şartiyle.
— Cumhurbaşkanı rla bu fikirdeydi, dedi. Adam’ın sıhhati yerindeyse hemen işe koyulması lâzım, diyordu. Siyasi ve tıbbi sebeplerden Adam’la karısını muvakkaten birbirinden ayırmak hayırlı olur sanıyorum. Ama bütün bu teşkilâta ihtiyaç olduğunu tahmin etmiyorum.
Müzakereler de bu suretle neticelendi.
Adam’ın oturduğu daireye gittiğim zaman, Marry Ellen eşyasını toplamakla meşguldü. Sessizce ağlıyordu. Nihayet bana döndü ve dedi kl:
— Gitmemi ihtar etmenize hacet yok. Dün telefon ettiklerlndcnbcrl gitmek mecburiyetinde biliyordum.
— üzülmeyin, Marry Ellen, netice daha kötü
— Neye karar verdiler?
— S. D. ye derhal başlamaya karar verdiler.

akşam Bize kalacağımı
olabilirdi.
Bu birinci
- 11
Bir müddet İçin Hoıner’le sizin ayrı yaşamanız doğru da düşünüyorlar. Her halde şu anda burada hakkınızda hayırlı olmaz Öyle değil mi
bu-Marry
trenine ettim,
telefon
“Size bir sür-
muayene için
noktadır, olacağını Ilınmanız Ellen?*’
Marry Ellen’l istasyona götürdük ve New-York bindirdik. Otele dönünce Toınnıy Thompson’a ertesi sabah VVashıngton’da olacağını vadettı. priz de getireceğini., dedi.
Saat 11 de Tommy ile ben, Homer’l tıbbi
Birleşik Devletler Hıfzıamhha Enstitüsüne götürdük. Dokuz, on doktor bir kaç dakika kendisini muayene ettiler, sonra dışarı çıktılar. Tommy bana dedi ki:
— Mükemmel, resmî bir rapor hazırlıyacağız, en mühim-ml şu ki Adam'dan itidalle istifade edilebilir.
— “itidalle” den maksadınız nedir?
— Şimdilik haftada meselâ iki üç kadının döllenmesiyle iktifa edebiliriz. Kilosu arttıktan ve metabolizması düzeldikten sonra kçndiainden daha çok istifade edebiliriz.
Tekrar Shoreham’ın yolunu tuttuk. Herkes Adam a galip gelmiş bir spor şampiyonu muamelesi yapıyor, galiba o da bundan hoşlanıyordu. Ama telefon başından ayrıldığı da yoktu. Ne zaman bizim telefon çulsa hep Homer açardı. Çoktan-beri telefonlar için bir eleme usulü ihdas etmiştim. Yani doğrudan doğruya bizi arıyabllecek kimselerin listesini çıkarmıştım. Ötekiler M. Z. P. ye başvurmak mecburiyeti ildeydiler. Bir gün Homer pek memnun görünüyordu. Yanına yaklaştım ama bir şey anlıyamadım. Duyduklarım “evet’’, “hayır,, gibi sözlerden ibaretti.
Konuşması bitince santrala indim ve sordum:
— Bay Adam telefonla görüştü. Nereden ettiler telefonu?
— Sonuncusu mu? Loa Angeles'ten.
— Peki, Los Angeles’ten gelen telefonları doğruca bize vermenize kim izin verdi.
Genç kız:
— Kim olacak, bizzat Bay Adam, dedi, Mias Katly RlddeiTi ne zaman arasa hep kendisine verdik.
— Ne zamandan beri yaptınız bu işi?
— M IBS Riddel’in VVıiHhıııgton'da bulunduğu zamandan-beri.
Teşekkür ettim ve yukarı çıktım. Yapılacak bir şey yoktu. Homer’l kızdırmak istemiyordum. Bütün istediğim
S A H A T T E R N î K
Tababet âleminde
gın
tarihe karışıyor
İngilizceden: Nezahet Nurettin Eg*
Chlornmycetinln diğer bir hususiye-
TIP tarihinde İlk defa olarak suni antiblatlc elde edilmiş bulunmaktadır Bu fenni keşlin ortaya konulduğu güne kadar antiblatlc’ İer ancak canlı küflerden temin edilmekte idi. Hâlen sıııd surette istihsal edilen ve Chloromycetin ismi verilen bu madde ise, insaniyetin en eski ve en korkunç düşmanı olan salgın hastalıkları tevlit eden mikroplara karşı fevkalâde müessir bir silâh mahiyetindedir.
Son zamanlarda Chloromycetln'ln geniş mikyasta istihsali imkân dahiline girdiği için, en korkunç mikroplarla mücadele hususunda doktorların emirlerine cidden müessir bir ilâç verilmiş bulunmaktadır.
Aynı zamanda, bu keşif, sunî surette antiblotle’ler İstihsali mümkün olduğunu İşba t etmesi İtibariyle kimya ilminde de yeni bir zafer müjdesi telâkki edilse sezâdır.
Birleşik Amerikanın en değerli gazetelerinden The Ne\v-York Times:
“Bu keşif; insanların sıhhatlerini tehdit eden Afetlere karşı mücadelede yeni bir devir açmaktadır.,, cümlesiyle Chloromycetin’ın muazzam kıymetini belirtmiştir-
Bugün tababet âlemine yepyeni u-fuklar açmaya namzet olan bu büyük ilmi buluşun bizi bilhassa alâkadar e-den cephesi; bunun Doktor Mildred Rebstoc k namında henüz 28 yaşında genç bir kadın kimyager tarafından keşfedilmiş olmasıdır.
Misa Mildred Rebatock, Amerikanın en kıymetli ilim mllesseselerinden biri olan University of Jllinaia’de kimya doktoru derecesini almış olup dört senvdenberi de dünyanın en meşhur eczayı tıbbiye fabrikalarından Park Davis and Company’in laboratuarlarında ilmi araştırmayla meşgul bulunmakta idi. Mias M. R. in henüz pek genç yaşında iken kimya ve tıp âlemine böyle hudutsuz vüsatler bahşeden bir keşif yapmaya muvaffakiyetini biz; insaniyet ve bilhassa kadınlık namına büyük bir zafer olarak selâmlamakla mütehassis oluyoruz.
Chloromycetin birçok mikroplara, ezcümle, epidemik tifüs, fievre liphoid, benekli humrna, fievre undulant İsmi verilen rahatsızlıklarla, idrar yollan enfeksyonlarında ve mikroplu dizanterilerde ve daha buna benzer bazı hastalıklara karşı fevkalâde müessir olduğu büyük bir memnuniyetle müşahede ediltnektedlr,
Chloromycetin’de; penicillin ve streptom.vcln gibi antiblatlc maddelerin tesir etmediği mikroplara karşı zafer kazanması, tababet âlemini bilhassa alâkadar etmektedir.
ti de, ağızdan alındığı takdirde de enjcksyonlar kadıır müessir olmasıdır Halbuki penicillin ve atreptomy-cin'de vaziyet aynı değildir.
Birleşik Amerikanın Malaya’da bulunan ordularının Sıhhiye Heyeti, Chloromycetiıı’i birçok vakalarda muvaffakiyetle tatbik ettikten sonra a-şağıdakl beyanatta bulunmuştur.
“Chloromycetin’in inkişafı, ticari piyasalarda geniş mikyasta temin edilebilmesi imkânının hazırlanması, bütün dünyada sık sık zuhur eden ve feci tahribat yapan büyük hastalık salgınlarını önliyebilecek ve beşeriyeti böyle bir âfetten muhafaza edebilecek kadar tababet âlemine bllyük bir istikbal açmaktadır.
Ne kadar calibi şükrandır kl zaman zaman milyonlarca insanın hayatına malolan tifüs gibi fecî bir Afeti mağlûp edebilmek şerefi, henüz 28 yaşında genç bir kıza nasip olmuş bulunmaktadır.

Dr. Mildred Rebstock’un bu harikulade başarılarını derin bir takkdlr ve minnet hissiyle selâmlarken, çok defa ailelerimizin genç kızları için çizmekte oldukları müstakbel hayat projesini hazin hazin düşünmekteyim. Birçok ailelerimiz, maalesef evlâtlarının şahsi kabiliyetlerini, yahut masum ideallerini hiç nazarı itibara almaksızın kız larına sırf kendi arzularına muvafık bir hayat plânı çizmeyi pek tabiî görüyorlar. “Ben kızımın iyi bir ev kadını olmasını istiyorum. O kadarı kâfi.. demekte hiç bir mahzur görmü-
yorlar. Halbuki İyi bir mütefekkir, büyük bir muhteri olabilmek, iyi bir aile kadını olmaya katiyen mâni değildir kl!... Kız evlâtlarımız da dünyaya erkek çocuklarımız kadar sonsuz kabiliyetlerle gelmişlerdir. Onların ruhunda pâyansız vüsatlerin saklı olduğuna, ilmi, fikri, vicdani varlıklariyle muhiti içtimaimizi zenginleştirmeye, ve aydınlatmaya muktedir olabileceklerine İman etmeliyiz. Kendilerinin büttln müstesna İstidatlarının inkişaf edebilmesi için, ailede, mektepte, muhiti içtimade her mkânı hazırlamalıyız... Ta ki günün birinde bizim nezih Türk kızlarımız İçinde de, ilim tarihine yepyeni ufuklar açabilecek genç mütefekkirler, müstesna fen kadınları, emsalsiz şahsiyetler yükselebilsin!. Türklüğün namını dünyanın en mümtaz üniversitelerinde, en yüksek ilmi mahfillerinde hürmet ve tâzlnıle yaşatmakla bahtiyar olsunlar.
İstatistiklere göre
Türkiyede boşanmalar gün geçtikçe artıyor
GÜN geçmez ki ağızlarda boşanmaların arttığına dair sözler dolaşmasın. Herkes ailede buhran olduğuna kanidir. Bu kadar yaygın bir kanaati ceffelkalem inkâr etmek kabil değil şüphesiz. Acaba bizi bu kanaate götüren sebepler nelerdir? önce bunu düşünelim.
Herşoyden evvel kendi müşahedelerimize dayanıyoruz. Akraba ve tanıdıklar arasında dün evlendiklerini duyduğumuz kimselerin çok geçmeden boranı-
Çeviren:
Yaşar Nabl
statükoyu muhafaza etmekti. Nasıl olsa birkaç güne bunun hiç bir ehemmiyeti kalnuvacaktı. Homer dünya aunu çoğaltmak İşiyle o kadar meşgul olacaktı lcı. Kitty’yl düşünmeye vakit bulamıyacaktı.
Bir iki saat sonra Gableman’la Klutz beni görmeye geldiler Endişeli ve üzüntülü bir halleri vardı.
Marge’a dedim ki:
— Bay Gableman’la Bay Klutz’a içecek bir şey getir. Ama, bugün bana içirdiğin şeylerin pek acayip lezzeti vardı, başka bir şeyler getir.
— Öyle mi? Canım, müteessirim, belki iyi karıştırmasını beceremedim. Daha iyi bir
Gableman bana bir baş köşesine çekildik.
— Bugün gene kızılca
— Ne oldu gene?
Klutz anlattı:
— Vallahi pek Ani bastırıldık. Yani şu Adam’ı derhal harekete geçirmek kararından bahsediyorum. Doğrusu, henüz hazır değiliz.
— Anlamıyorum, neden, dedim. Şimdi İş o kadar kolay ki. Hoıner’n formu yerinde. Onu pazartesi sabahı loboratu-vara götüreyim, pazartesi gecesi de bir kadın gebe kalır.
— Asıl mesele orada ya, dedi Klutz. O kadını nasıl seçmeli ?
— Bütün kadınların ana olmak arzusuyla yanıp tutuştuğu bu memlekette bu 1ş için bir kadın bulmak güç olduğunu iddia edecek değilsiniz ya?
Klutz cebinden kâğıt, kalem çıkardı. “îş sandığınız kadar basit değildir, dedi, burada son derece mühim bir mesele vardır ki. Bakanhklararası Komisyona sunulmak icabe-derdl. Çünkü şurası muhakkak ki, S. D. nın ilk aıınesı olarak seçeceğimiz kadın kim olursa olsun bütün öteki kadınlar bir ağızdan yaygarayı basacaklar. Bu yüzden bir sürü siyasi güçlükler çıkacak.’’
— Ama saçma bu.
Başımı çevirince, arkamızda Hamerin hafifçe sallanan şeklini gördünı. Bizi dinlemişti ve konuştuklarımızdan pek hoşlanmışa benzemiyordu
kadar nüfu-artık
şey hazırlamaya çalışacağım, işareti yaptı, üçümüz odanın bir
kıyametler koptu, dedi.
Üevumf t'rır^
i verdikleri haberi geliyor. Bu şahsi müşahedeleri. başkalArından duyduğumuz aynı babdakl sözler takviye ediyor. Boşanmaya müncer olmamış birçok ailelerde geçimsizlik, karıkuca arasında karşılıklı lâkaydi gibi hallerin sürüp gittiği hukkmdnki dedikodular da birçok aileyi sadece “hükmen mevcut,, durumda gösteriyor. Erkeğin işsiz kalması hali kadar, bolca para kazanması hali de “saadeti” getiremiyor. Birinci şıkta geçimsizliği “parasızlıkla,, izah edenler, ikinci şıkta “eline para geçince bunca yıllık cefasını çeken karısına ihanet etti., izahını ortaya atıyorlar. Kadının ihaneti de. kökü aynı parasızlık ve (parayı kazandıktan sonra da) “şımarıklık,, durumu ile İzah edilmektedir. Demek parasızlık kadar paralılık da açıklayamıyor geçimsizliği... O, her iki halde de buki kalıyor. İki taraftan birinin bugünkü içtimai şartlara İntibak edemlyerck ananevi bir görüşle en basit bir hareket serbestisinl kavga sebebi hnllne getirmesi her halde bugünkü geçimsizliklerde tesir yapan sebeplerden biridir. Nihayet bütün cemiyetle birlikte onun parçası olan ailenin de bir buhran ve intikal devri yaşamakta olduğunu unutmamalıdır. Ferdi cehli ve hüsnüniyete rağmen ideal saadet cloğa-mıyorsa bunun sebebini irademizi aşan bugünkü sosyal determinizmde aramalıdır.
Memlekette “harp., denilen büyük sosyal olayın boşanmalar üzerinde yaptığı tesiri inceledik ve şu neticelere vardık: I i — ı(i36 da bütün Türkiyede 2.415 çift boşanmış iken 1947 de yalnız Itanbulda 2.000 çift boşanmıştır.
II — Harpten önceki beş yılın boşanma yekunu 14.427; beş harp senesinin boşanma yekûnu 24.675 dlr.
İli — Harpten önceki yedi yılda (1932-38), 3.785 zina boşanmasına mukabil, harpten sonraki yedi yılda 11939-45). 8.611 boşanma zina yüzünden olmuştur.
IV — 1932-38 yıllarında bütün Türkiyede 18.494 boşanma görürüz kl. yıllık ortalama 2.612 dir. 1939-45 yıllarında ise 34,725 boşanma tesblt edilmiştir. Yıllık vasati 4.960 dır.
Bu rakamlar bize boşanmaların — sebepler ne olursa olsun — arttığını gösteriyor. Demek yaygın bir kanaat halinde ortaya çıkan “dedikodular,, pek de boş değildir.
IIumhii SOYSAL (-
BM
YENİ KİTAPLAR


A
EKMEK KAVGASI. Yazan: Orhan Kemal. Hikâyeler. Varlık Yayınları. 128 sayfa. 1U0- kuruş
SERBEST FIRKA HÂTIRALARI. Yazan: Ahmet Ağauğlu. Hâtıralar. Ncbioğlu Yayınevi. 168 sayfa 250 kuruş.
RÜZGAR Yazan shdüt Kuhbl Şiirler. Varlık Yayınları. 8ü sayfa. İÜÜ kuruş.






11 Aralık 1919
TU
Ya*n.n:
Clıayles Vildme
ormanları, yolculu-müddetince kırın bu manzaraları, o hakikatler gibi bil-
ÇOCUK. alnını vagonun camına dayamış, bütün kuvvetiyle dışarı bakıyor. Bu ekilmiş tarlaları, bu yolları, toplu davar sürüleri gibi tepelerden inen küçük ğun devamı tekrar ettiği şimdi en âdi inektedir.
Söğütleri, değirmeni ve üzerinde Üç oğlan çocuğunun konuş olta ile balık tuttuğu küçük köprüsü ile bu akarsu’yu» bu yeryüzünde tam bir örneği daha bulunmayan görünüşü, o artık nutmıyacaktır.
Halbuki tren birdenbire zun bir tünele girdi.
Bir parça ürken anne:
— Otur çimdi artık, diyor. Çocuğu yakalı yarak zorla kendine çekiyor. Fakat o çırpmıyor:
— Olmaz. Bakacağım; bakacağım.
— Artık bakacak bir şey kalmadı.
Kalmadı mı? Fakat âlâ biliyor kİ, dünyada bakılacak bir şey vardır şey» her dakika hayatın ne uzattığı bir hediyedir; gözlerini ve kalbini bütün tiyle açıyor»
Çocuk annesinden kurtulmuş ve pencereye mıştır.
Eğer o bakmamış karanlk kubbeyi yer yer
u-
u-
o pek dalma ve her kendi-ona ki kuvve-
tekrar yapış-




r E N T İSTANBUL
5 P O R
Ruvfıt *
NEL
Koça t
Çeviren
Nuri Güntekin
mahzun
fenerlerin aydınlattığı taşlan kim görecekti? Esir du man kümelerinin, bu salıverilmiş ve karanlık çaktı?
Eğer o
bilmemiş olsaydı hangi kalb den tünelin ağzında ağar-ilk ışıklardaki olacak, onlarla beraber diri-
mnhzene
kıvrılışını
bulutların ölümünü kim anlıya
bakmamış. bakma-
olsaydı hafif
sını yeniden tünelin ağzında maya başlayan İlâhi rahmetin şahidi hangi kalb lecektl?
Eğer hiçbir şey, karanlıklar rülecek ilk gözlerini açıp orada durmak gerekmez miydi?
isli son duvar parçasından sonra, dışardaki gün ışığının şimdiden söndürmeye başladığı «on sarı fenerden sonra tatsız bir yamaç ve dallarını tünelin kemerine yaslamış cılız ve yapyalnız bir akasya geliyor.
Yol hareketsizliğinin devamı müddetince, işe yaramaz hale gelmiş gözlerini vagonun yağlı tahtalarına dikip oturan beş yüz yolcu için bu küçük ağaç burada mevcut değildir. Halbuki o biçare yeniden belirecek ilk yaprağa daha emniyetle kendini verebilmek için dakikalarca lığa bakmış yepyeni ve gözleri mesut etmek için dikilip durmaktadır.
BJi. y j
gerçekten görülecek hattâ baş döndürücü bile bulunsaydı gö-şcyl beklemek için
karan-sâdık orada






---------------------------\
Dünyadan Meraklı Haberler
falyadaki televizyon istasyonu
Birleşik Amerikanın, tecrübe edilmek üzere İtalya’ya verdiği televizyon istasyonu, Torino’da bir tepeye kurulmuştur. Tatbik edilen muntazam bir program şimdiye kadar iyi neticeler verdi. Tecrübeler sırasında, televizyon istasyonu ile ahize arasında doğrudan doğruya bir hava hattına daima ihtiyaç görülmediği anlaşıldı. Çünkü, mev-celerin akisleri, enerji zayiatına uğra-salar dahi, ahizede iyi neticeler temin etmiştir.
Afrîkanın göbeğinde bir Fransız tiyatrosu
Dört genç Fransız sanatkârı, D ak ardan Afrika’nın göbeğine kadar ve belki de Belçika Kongosu ve Madagaskar’a kadar uzanacak bir tiyatro turnesine hazırlanmaktadır. Bu teşebbüs. meşhur rejisör Pitoyefin Afnkada Fransız piyesleri oynattığı 1922 sene-8indenber| bu cinsten ilk hâdisedir. Repertuarda modern piyeslerden başka. Ortaçağdan kalma bir Noel piyesi de mevcuttur.
3000 yıllık kehribar
Le ton yada meydana çıkarılan ve tarihten önce mevcut olduğu sanılan bir köyün harabeleri arasında, ziynet olarak işlendiği açıkça görülen bir kehribar parçası bulunmuştur. Bu şayanı dikkat parçanın takriben 3000 senelik olduğu tahmin edilmektedir.
Güzel bir âdabı mua-^eret dersi!
Geçenlerde, 80 yaşındaki Amerikalı Senatör Kenneth Mc Kellar bLr kaza atlatmış, banyoda düşerek muhtelif yerini lncitmiştir. Vakadan sonra, gazeteci fotoğrafçılar, hastahaneye ziyaretine gitmişler ve bu ara resmini almak İstemişlerdir. Fakat ihtiyar senatör, pijama ile resminin çekilmesine şiddetle İtiraz etmiştir. Bütün ağrılarına rağmen, yatağından kalkmış, elbisesini ve pabuçlarını giymiş, hattâ yakalığını
ve kravatını takmayı da unutmamıştır. Bundan sonra tekrar yatağına girmiş ve ancak o vakit, fotoğrafçıların emrine amade olduğunu bildirmiştir!...
Robotların yanşı
İngiliz «âlimleri geçenlerde, “mekanik beyLn., üzerindeki çalışmalarını bitirmişlerdir; âlimlere göre, bu makine A-merikalılann meşhur hesap makinesini sürat ve zekâ hususunda geride bırakmaktadır. Cambridge üniversitesi Matematik Fakültesi direktörü, bu iki ton ağırlığındaki makinenin mekanik, a-tom fiziği ve astronomi sahalarında hayret verici bir kabiliyete sahip olduğunu iddia etmektedir. Hattâ Ingiliz âliminin dediğine bakılırsa, insan beyninin çözmeğe muktedir olmadığı bir çok iktisadi ve felsefi meseleleri de halledebilmektedir.
Lübnanda arkeolojik araştırmalar
Lübnan Cumhuriyeti her sene, arkeolojik kıymeti haiz eserlerin korunması ve yeni kazılara devam edilmesi için mühim bir tahsisat ayırmaktadır. ‘‘Sevice arch£ologique” müessesesinin başardığı işler halen Beyrutta yayınlanan bir raporla bildirilmektedir. Lübnan ve Antilubnan arasında uzanan B6kaa Ovasında, M. E. 18 inci aşıra alt bir şehir bulunmuş, kısmen temizlen-meğe başlanmıştır. Ain Heloug’de Fenikelilerden kalma bir türbe bulunmuştur. Fetra ve Bzebdine arasındaki arazide Romalılara ait eserlerin bulunduğu haber alınmıştır. Başşehir Berutta yapılan temizleme İşlerinde, eski Romalılardan kalma eserler meydana çıkmıştır. Beyrut Milli Müzesine bir çok bronz heykeller, giyim eşyaları, paralar ve kaplar getirilmiştir.
Aynı zamanda, harabe şehri olan Baalbekde maberlerln bulunduğu Akropol civarında kazılara devam edilmektedir. Baküs Mabedindeki 19 metre yükseklikteki eski granit sütunlar tekrar dikilecektir. Baalbek bugün, bir sahra şehri olan Palmyra’dan sonra, şarkta Yunan-Roma devrinden kalan en mühim tarih! eserlerden biridir.
Dün gece yapılan serbest güreşleri 5-3 kaybettik
Dün geceki musaba katarda Spor Sarayından bir görünüş
Dün akşam, İstanbul spor muhiti, mevsimin ilk heyecanlı günlerinden birini yaşadı. İstanbul Güreş Kulübünün daveti üzerine memleketimize gelen ls-ceç güreş karma takımı ilk karşılaşmasını Güreş Kulübü takımlyle serbest güreş olarak yaptı. Spor Sarayı 6-7 bin meraklı ile dolmuş bir halde Ikon takımlar mindere çıktılar. İsveç takımı spor meraklılarının benimsedikleri bir takım, sanki bizim bir güreş takımımız gibi birşey olmuş. Halk, sevimli Avrupa şampiyonu Antonson başta olmak üzere İsveç takımı göründüğü zaman müthiş bir alkış solonu doldurdu. İsveçliler ayrı ayrı kendi kulüplerinin c-şotmanlariyle çıktılar. Bizimkiler görününce alkış bir tezahürat halini aldı. Dün akşam yeni güreşçilerimiz halka takdim olunacaktı. Mindere sıralandıkları zaman sporcuların heyecanları yüzlerinden okunuyordu. Serbest güreşte Avrupa İkincisi iken birinciliğe yükselen Andenberg yine Avrupa birincisi olan Servet Meriç’le güreşecek. İkisi de heyecanlı. İstanbul Güreş Kulübü Balkanının kısa bir hitabesinden sonra bayraklar teati olundu ve güreşlere geçildi.
İlk güreş Avrupa serbest 52 kilo şampiyonu Ali Yücel ile Mnlte Mueller arasında başladı. Ali Yiıcol daha İlk andan itibaren rakibini ezmeye başladı. Fakat tuşluk bir oyun yapamıyor. Rakibiyle âdeta oynuyor. Fakat- bir türlü tuşa getirecek oyunu tatbik edemiyor. Y'aşar Doğu, Celâl Atik, bağırarak o-yun öğretiyorlar. Nihayet İsveçli pestile dönmüş bir halde 12 nci dakikayı bulabildi. Ve Ali Yücel gecenin ilk tuşunu yaptı.
56 kiloda thsan özel ile Pctorson güreştiler. İhsan böyle bir müsabaka için çok yeni, ürkek güreşiyor. Petcrson dalıyor, fakat neticesiz. Nihayet sekizinci dakikada thsan oyun yapmak İsterken kendinin de şaştığı bir şekilde tuş oldu.
62 kilo güreşi çok heyecanlı oldu. Avrupa birinciliği elinden alınan Nıırvd-din Zafer lvar Sjuvlin İle karşılaşıyor. Andenberg bir kilo üstte güreşeceğinden bu müsabaka Avrupanın hakikî şampiyonunu belli edemiyeccktl. Zafer kendinden beklenen güreşi yapıyor, lvor’ı daha ilk dakikada altına aldı, ezdi, ezdi.
Marcel Cerdan’ııı
New-York. 10 A. A. lAfpı — Madison Sçunre Gnrden’dc çok kalabalık bir seyirci kütlesi huzurunda yapılan bok» karşılaşmasında Fransız Robart Vllle-maln dünya orta slklet boks şampiyonu Jnke La Motta'yı «ayı hesabiyle maft-lüp etmiştir.
Maç başlangıçta muvazeneli olmuş, fakat Fransız boksörü hnsmının şiddetli darbelerine nldıımıynrak hemen hücuma geçmiştir.
6. inci raund'da La Mottu nuı sol kaşı bir yumrukla açılmıştır. Vlllemnln son ravund’larda hâkimiyetini arttırarak rakibine nazaran çok Üstün bir döğilş çı-
îvar köprüden köprüye gelirken nihayet. 13 üncü dakikada Zafer mükemmel bir tuşla galip geldi.
69 Kilo - Bu sıklette iki Avrupa şampiyonu güreştiler. Andenberg ile Servet Meriç zevksiz bir güreş yaptılar. Neticede Andenberg ittifakla kazandı.
73 kiloda Berlin He Nevzat Sözorl güreştiler. Daha İlk dakikadan itibaren Nevzat alta düştü. Berlin eziyet verici bir güreş yapıyor. Bu da latâız bir güreş Nevzad galiba İlk yabancı güreşini yapıyordu. Halkın teşviki para etmiyor, Nevzad hiç bir oyun tatbik edemiyordu, Nihoyet 13 üncü dakikada Berlin Nev-zadı tuşla yendi,
79 kilo - Hilmi Tafra^cı İle Gocthe Ekstrocm güreşiyorlardı. İsveçli dalıyor. fakat Hilmi daha kuvvetli, fakat müptedi dalmalarından netice alamıyor, oyunsuz garip bir güreş oluyor. Hilmi güreşin sonuna doğru nefes nefese bir hale geldi, isveçli de ayakta duracak halde değildi. Güreşin sonuna doğru bir dalış sırasında İsveçli bayıldı. Bu sırada güreş neticelendi. Ckstroem ittifakla kazandı»
87 kilo - Bektaf Can İle John VVong güreştiler. Bcktaş ilk dakikadan itibaren rakibini altına aldı. Fakat tuşa getirecek bir oyun tatbik edemediğinden ancak ekseriyetle kazanmaya muvaffak oldu.
Ağır sıklet - Adnan Yurdakul ile Avrupa şampiyonu Antonson güreştiler. Emekli Adnan kendisinden beklenmiyen bir mukavemet göstererek 15 dakika dayandı ve zaman zaman parladı. Neticede Antonson ittifakla ve sayı ile galip gelebildi.
Güreşlerde dikkatimizi çeken iki nokta üzerinde durmadan geçemlycce-ğiz: Sık sık halkı teskin etmek zorunda kalan spiker in sesi bizi utandırıyordu Bilhassa mindere bir mandalina ve bir ampul atılmış olması Türk sporculuğu için hazin iki hâdise olmuştur. Halkın kazanan İsveçlilerden birini yuhalaması da üzülmemize sebep olan hâdiselerdendir.
Dünkü güreşlerde, takımın iyi teşkil edilmediği söyleniyor.
Bu gece yine Spor Sarayında İsveçlilerle Greko-Romon olarak İkinci güreş müsabakası yapılacaktır
verine AVilleınaiıı
ha r iniştir.
Neticede Vıllem&ln hakemlerin Ittlfa-kiyle ve sâyı hesabiyle galip gelmiştir.
Bu karşılaşmada dünya şampiyonluğu Unvanı ortaya konmamış olmakla beraber kısa bir müddet sonm dünya şampiyonluğu İçin yeni bir maç yapılacağı tahmin edilmektedir.
(Okuyucularımızın hatırladığı gibi Cer-dnn aynı maç için Amerİkaya glfierken düşen uçağın İçinde ölmüştü Arkadaşı Fransız bokaoru şimdi Cerdan ın ruhunu müsterih kılan zaferi kazanmış bulunuyor). \
Fenerbahçe, De*nirsporu 2-1 mağlûp etti
Ankara 10 (Husunl muhabirimiz bildiriyor) — Fenerbahçe bugün Domlrspor ile 19 Mayıs Stadında karşılaştı. Statta 10 - 12 bin seyirci vardı. Maça başlandığı esnada Şeref locası du dolmuş bulunuyordu.
Hakem Faik Gökayın idaıcHİndc oyuna başlayan takımlar şu kadrolara maliktiler: Fenerbahçe - Erdal - Salâhattİn, Hilmi - Müzdıtt. Kâmil, Nusret • Erol. Mehmet Ali, Cemal. Leftvr. Hallt.
Dcmirspor — Abdillkadlr - İskender. İsmet - Muzaffer. Süleyman, Mustafa -Zekeriya. Kadri, Abdullah. Rıdvan. İs-mn H.
Oyuna Domirapurlular başladı. 4 Üncü dakikada Iskenderln çalım yapmak istemesinden faydalanan Lef ter. topu kaptı ve Halide yolladı. Hallt, yetişen İskender! atlattıktan sonda güzel bir orta ya-p&v&Û Erol’a gollük bir pozisyon vnrattı. Erol 18 pas üzerinden sert bir vole İle Fenerin İlk golünü yaptı. Fener böv-lecc ovun Üzerinde bir hâkimiyet kurdu, Fakat. Dcıniraporlular zaman zaman bundan kurtuluyorlar ve Fener kalesine uzanıyorlardı. 2o inci dakikada Erdal Rıdvanın sıkı bir şütünü yumrukla kurtardı. 21 inci dakikada İse Fenerliler muhakkak bir gol kaçırdılar. ’Jâ İnci dakikada Demi raporlular ağır bnatılar Fener müdafaası bocalnrnikyn başladı. Deınlrspnriu Kadri güzel bir plâae İle Öe-mlrspnrun golünü attı. 33 üncü dakikada Zekeriya Erdal He karşı karsıva kaldı, fakat, Hilmi yerinde bir müdahale İle muhakkak bir göle mâni oldu. 34 üncü dakikada Ernİ’ün attığı tacı kapan Cemalin ortasını Holit yerinde bir Kafa İle gole çevirdi.
2-1 mağlûp vaziyete düşmelerine r.ağ-men Deınirapnrlulnr canlandılhr, 36 inci dakikada Kadrinin sıkı bir frlklkinl Erdal güçlükle kurtardı
Devre 2-1 nihayete erdi.
İkinci devrede Fener takımında bir değişiklik yapıldı. Murat sağ boyke» Sa-liıhnttln sağ lıafa.Müjdat sol hafa göçüler
Dcmlrsporlular İse Ismııllln verine Haşam aklilar,
Demirşpor bu devrede çok hakim fakat çok favııilü oynadı. Fener tnüdııfnnnın-dn Kâinll çok temayüz etti. 41 inci dakikada Kadrinin çektiği fevkalade bir f rıh İki Erdal köşeden çıkardı. Dvmirspor-lulfir topa yetiştikleri sırada Erdal ikinci bir plonjonln takımını bir golden kurtardı. Mâç biterken Lefıere yapılan bir penaltıyı Lrfter hafif bir vuruşla Ab-dülkadlrc kaptırdıktan sonra maç 2-1 Fenerbahçe lehine «ona erdi.
Fenerliler yarın Gençler Birliğiyle karşılaşacaklar.
Al’nıy (iöztf'pr’ye 2-0 galip
İzmir ı Hususi muhabirimiz bildiriyor» Bugün Alsancak stadında yapılan maçlarda Altay GÖztepeyi sıfıra karşı iki golle, Karşıyaka, Kayagücünü (kive karşı altı golle yenmiştir.
İstanbula gelen yabancılar
Neleri severler, nelere şaşarlar?
Ecnebilerin en çok sevdikleriz tabiî güzellik; en şaşırdıkları şey ise, şoförlerin cüretidir
HER sene şehrimizin, dillere des-. tan olan güzelliğini görmek üzere yabancı memleketlerden binlerce insan gelmektedir. Bunlardan kimisi muharrir, kimisi diplomat, kimisi sanatkârdır. Bu insanların hepsinin hoşlandıkları veya tenkit ettikleri muhtelif şeyler var. Fakat hepsinin birleştikleri bir tek nokta var sa o da Is-tanbıılun güzelliğidir. '
Meselâ Amerikan revü kıralı Billy Rose. Parkoteldeki odasının balkonundan gözüken manzarayı işaret ederek, bana şunları söylemişti:
“— Rio’yu, Napoli’yi, Tahlti’yi gördüm. fakat İstanbul hakkında duyduklarımı mübalâğa olarak telâkki ediyordum. Daha hiçbir tarafı gezmedim a-ma. şu balkondan gördüğüm manzara, bana yeter.,,
iki gün sonra Billy Ro9C, şehrimiz hakkındaki ihtisaslarına şunları ilâve etti:
“— Balayı için enfes bir memleket, yazık kİ, doya doya gezemedim, vaktim çok dardı, ilk fırsatta bir iki ay kalmak üzere gelmek isterdim. En fazla kadınlarınızı beğendim; fakat bir kusurları var: Çarşıya bile auvare elbisesiyle gidecek derecede şık geziyorlar.,,
Seyyahların İçinde. Haliç'e, Büyüka-I da’ya bayılanlar, Eyüp sırtlarından hâlâ Pierre Loti’nin İstanbul’unu arı-yanlar, şehrimizi modern bir halde görüp, Şark kıyafetlerine tesadüf edemeyince hlddetlenenler de yok değil!
Bilhassa Amerikalıların en fazla şaştıkları şey nedir, biliyor musunuz? İstanbul şoförleri!
Unesco Konferansına gelen Amerikalılar, kendilerine tahsis edilen Belediyenin İsveç otobüsünün şoförünün Topkapı Sarayının dış kapısından İğneye iplik geçirir gibi geçmesine hayretlerini saklıyamamışlar ve akşam Perapalas’ta bir Amerikalı kadın bana şunları söylemişti:
“— Şoförleriniz, dünyanın en cüretkâr insanlarıdır. İstanbul sokakların* da bu kadar süratle otomobil kullanmalarına hayret ediyorum. Her seferinde vuregim ağzıma geliyor. Adeta korkudan hasta oldum.,,
Başta Fransız muharriri Myriam Harry olmak üzere birçok yabancılar da seyyar satıcıların, memleketlerinde asla mevcut olnııyan. yüksek sesle satışlarına. Köprü merdivenlerinden vapurlara telâşla giren ve çıkan İnsan kalabalığına hayret ediyorlar. Yollarınızda yaya yürümek imkânsız, hem dar, hem kaiabhk, diyorlardı.
Bunlar arasında Kapalıçarşı hayranları hiç de yabana atılacak gibi değildir. Bedestanın küflü kokusunu duy
mak için İstanbula her gelişinde beha-mahal burasını ziyaret eden yabancılar da var. İngiliz profesörü Hamley gibi... Nuh’un gemisini aramıya gelen heyet başkanı Dr. Smlth ise, Anadolu yakasına Aşıktı, Kadıköy, Su adiye, Pendik arasına bayılıyordu.
Ya Karacaahmet mezarlıklarından hoşlananlar! Bunların başında moda kırallçesi Betty Beeds geliyor. Fransız kabare şarkıcısı Ltls Klarana’m Eski Eserler Müzesindeki İskender’in lâh-dtne tutulduğunu ve fırsat buldukça buraya giderek, kabartmaları defalarca tetkik ettiğini söylersem, ne dersiniz? Bu artist, bir gün bana şöyle demişti:
“— Paris’teki Tanagra heykellerinden daha güzel birşey göremiyeceğtml sanıyordum. Fakat bu lâhit onlardan güzel.,
Mile. Ltts, Fransız heykeltraşı meşhur Laouat'un kızıydı .
Mısır Kiralının kız kardeşlerinden prenses Faize de her sene yaz mevsimini Kıbnsta geçirirken, Iştanbulu gördükten sonra, artık her yaz şehrimize gelmeye başlamış ve ihtisaslarını sadece “harikulAde, nefis,, kelimeleriyle İfade etmiştir.
Şimdi biraz da yabancıların tenkit ettikleri noktaları sayacağım. Bir defa hemen hemen hepsi eğlence yeri olmamasından şikâyetçi. İkamet tezkeresi ve pasaport kayıtlarından lllâl-İah diyen birçoklan dâ bu yüzden yurda gelmiyor.
Transit olarak geçen bir yabancı Yeşilköy Hava Meydanı büfesinden bir Türk sigarası almak istediğini, fakat yanında Türk parası olmadığı için istediği kadar sigara alamadığını, dolar kabul etmlyen büfecinin kendisine iki paket sigara hediye ettiğini bana hikâye ederken:
“— Ayağına kadar gelen dövizi kabul etmlyen yeryüzilndeki yegâne memleket sîzsiniz. Sigaranın bedelini Türk lirası olarak ödesem birşey istifade edemezsiniz ki. Memleketinize giren dövizlerle değil, çıkanlarla uğraşsanız, daha iyi edersiniz,, dedi.
Amerikan tilosuy'e gelen bir deniz zabitinden de şu şikâyeti duymuştum:
••— Gemiye gelen resmi banka memurları benden dolarlarımı 280 kuruşa aldılar. Fakat param yetişmedi, şehirde 400 kuruşa değiştirdim. Hükümet neden yabancıları mutazarrır ediyor? Bizde Türklyeye karşı bir itimatsızlık uyandırıyor.,,.
şu sırada kabul edilmek üzere olan Turizm Kanunlarının bütün bu şikâyetleri ön’ivecek kayıtları ihtiva etmesini temenni edelim.
M. ATAKER
GÜZEL BtR REKLAM
Büyük bir firmanın direktörü, idare şeflerini yanına çağırttı:
••— Bir, iki aya kadar, şirketimizin ellinci yıldönümünü tesit edeceğiz, dedi. Arzum bu günü değişik bir şekilde kutlamaktır. Bunun için de üç şart koşuyorum: Evvelâ bütün şehir yapacağımız şeyden bahsetmeli, sonra bu şey fazla pahalıya mal olmamalı, bütün memurlar da İyi vakit geçirmeli. Böyle bir reklâm bulmak için size on beş günlük bir mühlet veriyorum, iyice düşünün..
On beş gün sonra, direktörün önüne bir yığın teklif birikmişti. Fakat müdür bunların içinden bir türlü birini beğenip, seçemiyordu. En nihayet memurlardan biri, dayanamıvarak ayağa kalkıp şu teklifte bulundu:
“— Bey Direktör, güzel bir fikrim var: Şirket binasının en üst katmtıan sokağa atlayın! Bu hiç de pahalıya mal olmaz, bütün şehir sizden bahseder ve personel de gayet memnun o-lur..,
FAZLA MESAİ
Müdür bey iş an.yan zata sordu:
“— Kaç senedir çalışıyorsunuz?,,
“— 45 sene oluyor efendim..,
”— Peki, kaç yaşındasınız?,,
•‘— Otuz dokuz, efendim.,,
Müdür bey. yerinden fırhyarak bağırdı: 1
“— Hem otuz dokuz yaşında olduğunuzu söylüyor, hcnı de kırk beş senedir çalışıyorum diyorsunuz. Bu nasıl olur?,,
“— Fazla mesaiyi de hesap etmiştim efendim!..,
Hicri 1949 ARALIK 11 Pazar Rumî
Saf er 20 1369 Te§. sani 28 1365
Vakit VööaU Ezanı
»Umaf 7.14 2.33
Ofelo 12. 7 7.27
ikindi 14.28 9.47
Akşam 16.41 12.00
Yatsı 18.19 1.39
İmsak 5.29 12.48
Tiyatrolar
ŞEHİR TİYATROLARI :
Drunı kısmı: (42157) Bir komiser geldi.
Kunıcdl kısmı t (40400) Bebek Her akşam eaat 20.30 da.
★★★★★★★★★★★★
Müzeler
Topkrtpı Sarııvı: Pazartesi - Çarşamba - Cumartesi. Bıuıt 13.30 - 17 Tcif. (21000)
AyıiMofyu: Pazartesi - balı . çarşamba - Perşembe Cuma, eaat 10 • 16; Cumartesi - Pazar, saat
13 - 16.00 Tcif. (21750).
Arkeoloji; Çarşamba., cuma, pazar günleri X& ten 16 ya kadar.
K«lci $ıı rk carrlrri şubrai: Çar-şnmua. cuma, pazar, lu dan 12 yo kadar. Tcif. (216821.
TUrk ve lalâm E^erlrrl: Sah-Por-«embe-Pazar. saat 13.30-16.30 TcH. (21A88)
Ihjlmnbnhço penis Müzeni ; Cumartesi saat 13 - 17. Pazar 9 - 18 Tcif, (81281)
’ OPEDETI
w»ın'ıu5i,n.^H , Sizin Sokpk
Cumartesi - Pazar matine 15 te. Cumartesi matinelerinde talebeye ten-ztinr TeL 43134

Sıhhî imdat
İstanbul Beyoğlu Anadolu yakaui An İm ra
İzmir
İzmir 2222
44908
60536 01
2251
Karşıyaka 5055
SES: Ses opereti 15 ve 21 de Deh Gonlıl. Yunan Tiyatrosu. 11 de Sefiller. 18.15 do I ogdol tu Kia-nopogonos.
ANKARA
Büyülü 10370-10) Knock Saat 20 do Küçük (11169) Yalancı.
TİYATRO - İzmir Şehir Tiyatrosu Tel: 2364 Boş beşik (Piyes 3 perdo 5 tablo)
Kadıköy Halkevi: Saat 15 de Temsil Kulu tarafından: PAYDOS.
Sinemalar
İtfaiye
Beyoğlu 44614 Kadıköy 00872
İMtanbul 21222 Üsküdar
Ankjiura-00 İzmir 2222-K.Yaku
BEVOÛLH CİHETİ;
ALKAZAR (12562) Makineli A-durnlnr Diyarında.
AIC 144394) Mağlûp cdilınlvcıHcr (İkinci h. im»
ATLAS (40885) bıtlra» kurbamarı
ELHAMRA (43595) Varyete gül-
* 1
İNCİ (84595) Yuşııaın Aşk.
İPEK (14289) Tabancalar Patlarken LÂLE (43595) Mağlup cdilmiycnler MELEK (40B68) Büyük ValH.
SARAY (41656) Yaşasın Aşk. SfAIER (42851) Kanlı Buao.
SVATPARK (84113) Güzel Sultan Gecelerin Hâlclrıl (Türkçe)
SARK (403801 Suçsuz Kaatil. ŞIK (13726ı Narvlk Baskını. TAKSİ M (43191) Kanatlardan Türbe
TAN (60740) Aşkııı günahı YENÎ(84137) 1— Vahşi İcadın. 2-
Flcsta
YILDIZ (42847) Samba Kıralı (2 Cİ Hafta d.)
İSTANBUL CİHETİ:
ALEMDAR (23683) Casuslar Çar pişiyor-Çam Sakızı Kâşif.
Ç EMBERLİTAS (22513) Berlin nk.. presi • Gangsterler Kıralı.
IIALK (21901) Hint Yıldızı Son Kahraman
Kİ LA 1.(22717) 15 aralıkla açılacak (Halen kapah)
ISTANIM L (22367) Efo Aekı Gülmlyen Kadın.
AZAK (23542) isimsiz Kahramanlar - Kazanova’nın Aşk Maceraları.
MAKMARA (23860) Kara Korsan -Eksprca Gangatorlerl.
MİLlJ (22962) CfiBualar Çarpışıyor - Çam Sakızı Kaşif,
KISMET (21904) Altın Küpeler Can Aşkı
Y ES I(Bakırköy) 18-126 Buygun uşk şarkısı
KADIKÖY CİHETİ:
H \I.E (60112) Tatlı Miras - Altın Yayla.
OPERA (4J082D Şöhret ve Pnra tilIlEYYA (60682) Periler dün yaaı. $an£ha^‘ Ekapreal.
YELDEC.IItMENÎ (83113) Kırbaç Altında, Denizler Kıraliçeai. Aşk Meydanı
ÜSKÜDAR CÎ1IETİ: HÂLE (60062) Vahşi ormanlar İçinde — Aşk Sultam.
SI NAR; Kanlı iftira (T Irkçe) Aşksız Yıllar.
Ankara
ANKARA (23132, Rehineler. Bt'Yt'K (1Ö031, Paı-M Hımı.
PARK (11131) Elsuncu Baba S VS (11071ı Efsuneu Baba. SÜMER (14072) Haydutlar Peşinde ve Gizli »ain.
( Ll s (22291) Saifthaddlnl Eyvuhi ve Haçlı Seferleri.
YENİ (14040) Sarı Menekşeleı GAR GAZ1NOSV: Viyana Teme» RovÜmÜ.
İzmir
ELIIAMRA Gönülden Sesler TAYYARE, Anna Karcıılna. YENİ SİNEMA, Casuslar Çarpışıyor. Üç mavi ınelek.
LÂLE, GÜhahill* Melek - Alhük-rek Fatihi.
TAN. Alhükrek F/ıtıhl.
KARŞIYAKA CİHETİ 1 sC.MElt. SAn Antonyo Arsianı. MELEK, Sonsuz Aşk. — Drako lanın Evi
Radyo
Yeni İHİanhuhın Ihirüii için taksiye ettiği iki program Hariçte:
Saat 16.15 BBC. 15.18 m., İM. 6 m. la ıı VVhHo Idu resinde •‘BBC tsknçya orkestrası., Solist: Inacha Splvukovskl. Beethoven’in beşinci piyano konçertosu
Dıılıihle •
Suat 22.uo İstanbul Radyosu Albcrt Wonlf idaresinde T.n-rnöııroug orkaatraaı. Coşar Franck m "Re minör., senfonisi.
Senfonik kun^erler:
Saat: 13.15 BBC 31.25.19 m O-pera eserleri. — 15.30 İstanbul Radyosu, büyük orkestra eserleri (p|.) — 16.15 BBC 31.25.19 m. “BBC IskoçMH orkoatraat,,. — 18.00 laisrıbul Radyosu. Büyük valslar ( p) ) — 20.30 Ankara Radyosu (yaylı «azlar çalıyor) (pl.)
Hafif müftlk:
Sanı: 8.3(ı BBC 3125.19 m. Minyatür müzik — 9.15 BBC 31.25, 19 m. Dinleyici İstekleri.
Dan* müziği?
Saat: 13.15 Ankara Radyosu (pL) — 15.00 İst animi Radyosu »pl.) — 18.80 İstanbul Radyosu (pl.) — 19.20 Ankara Radyosu (pl.) — 22.15 Ankara Rad-vosu (pl.) — 21.00 Amerllouı İstasyonları 10.72. tanınmış dans orkestraları.
\liitiirka »nil/lkt
Saat: 10 25 Ankara Radyosu. Şarkılar (pl.) — 12.00 Ankara Radyosu Yurttan u-nler ► 12.50
A ııUs ra Radyosu, O vun havaları (pl ) 14.00 Saz eserleri, pır-kşlar. türküler (pl.) — 15 15 İstanbul Radyosu. Hanılyot YÜre-hos — is.00 Ankara Radyosu, tnre saz. (Hltıızkıır faali) 10.21)0 İstanbul Radyosu: Sıifi’ ye Ayla 20.00 tatanhul Radyosu, Saz eserleri ve oyun havaları (pl ) 20.15 İstanbul
Radyosu Yesıırl Asıınaan şarkılar 21.15 İstanbul Radyosu. Fasıl "Acem kürdi...
Nıılıın orkestraları:
11.30 Ankara Radyosu. Salon or-krfstnısı. — 12 15 BBC 31.25.10 m. Org parçaları — 13,2li İstanbul Radyosu, radyo tango orkestra .sı n.15 BBC 31..25J9 m
Melodilerle seyahat. — 18.10
BBC 3125.19 m Stanlev Black piyanosu. 19 50 Anlvırs Radyosu. kurma müzik. — 20.15 İs-
tanbul Radyosu, Pasifik adasından melodiler — 21.15 Ankara Radyosu. Müzikle gezi. — 22.15 BBC 31.25.19 m. Jack By-ficld orkestrası
lliisıisl programlar:
Saat; 11 05 Ankara Radyosu. (Temsil), — 20.40 Ankara Rad-yosu, Misafir saati, — 22.00 İstanbul Radyosu. Türk - İsveç güreşleri, — 23.00 İstanbul Rad-y(»su, Türk - İsveç güreşleri.
Haberler:
Ankara ve İstanbul Radyoları: Saat: 7.15. 13.0o, 19.oo, 22.45 Saat : 20.15 Radyo Gazetesi, Ankara,
BBC Radyosunun Türkçe neşriyatı: 7 15, 18.30. 23.00
B»ı haberler 31.32 vo 11.19 metrelerden dinlenebilir.
Gelecek ve gidecek ııçak, ekspres ve vapurlar
U.IJ.ECEK Ol.AN l ÇAKf.AH 12.3u K.L.M. (Hollımla ı Tahran ve A (İnil dalı,
İL 15 A F. (Fransız) Parla, Roma ve Atlımdan.
12.50 D.H Y. (Tl)rkı Izınlrden.
16.20 D H.Y. (Tlirk) Adana, An-kamdan.
GİDECEK Ol.AN ((Aid VIC
13.30 K.L.M, ı Molanda) Roma, Arnsıerdam.
D H.Y. (Türk) Ankara, A-(Ih na
13.5(» D.H Y, (TÜrk) İzmir.
GELEC EK OLAN 1 APl «LAK
IG.IIO Etrü&k. î/mirden,
2i — Sııa, Mııdanyadan.
GİDE( EK OLAN \ VPI ULAH
5.— Çorum. Karudenlze.
0.— Sus, Mudanyava,
İH,— Mersin, Çnnakknleve (.EI.E( Ek OLAN EKSPRESLER
6.15 8cınplnn (Avrupa) .
8 30 Ankara
(.İDI:( I K OLAN EKSPRESLER
18 10 Ankara.
21.30 Sempkm (Avrupa).
Eczahaneler
Eminönü :
Cemi, Beyazıt.
İstanbul, Eminönü.
H. HulOai. K. Pazar. Ahdülkadir, Alemdar.
Fatih:
İbrahim Halil, Şchzadebeşı. Hüsam Görcngln, Fener. R SÜrnbulL Samatya.
Hnnıdl Ergen, Şehremini.
S. Gürgen, Aksaray. Edlrnekapı. Karagümrük.
Eyüp:
Şifa, Ayvansaray.
Beyoğlu :
M. İstiklâl C. 402.
„ İHtiklıU C. 241.
Taksim Ertuğrul. Flruzaga 27, ,, İsmet, Cumh. C. 149.
Galata Kara köy, K. C, 5, Şişil Maçka. Maçka C. 67.
Feriköy, Ergenekon 76.
K. Fana Merkez, K. P.
Hetılktıu:
Nail H. Tipi, KÖylçL «
Kadıköy:
Sıhhat, Moda C.
('skihl • ı
İbrahim. Doğancılar 3.
Hrj belindi! î
Hrybell/ıda. H. A.
Sarıyer:
Kemanı, Sarıyer.
ANKARA
Yenişehir (21863)
Ege (14083)
Sebat (11099)
tZMtR
Tarlan, Alanncak M.
Millet, Koıneratı M.
Yeni İzmir, Basmahane M. Karşılaş. Yalılar M.
Eşref pa§a, Eşref paşa İL
Soldan sağa:
1 — Meriyet. 2 — Genişlik, B1r harfin okunuşu. BüyÜkAdada bir park. 3 — Bir Arap şehri. Alev veren bir Alet. 4 — Ekler. 5 — Bir emir. Bir erkek adı. 6 — Devlet Reisi. Ümit et. 7 — Yalvarmalar. 8 — Taraf. Büyükler. 9 — Bir erkek adı. Büyük raf parçası. 10 — Bağış. Herkesin 6-nttnde.
Yukardan semti;
1 — İstanbul sayfiyelerinden.
2 — Bir erkek adı. Adet. 3 — Bir gıda maddesi. 4 — Bir sayı. 11* bay. 5 — Mevva tatlısı. Eziyet» rt — Bir renk. Bir cins ceket.
7 — Bir yıldı». Bir mobilva cinai. 8 — Bir kuş. Yaslan. 9 — (Tersi) Kısa zaman. Bir kadın adı. 10 — îstanbulda bir semt, (Tersi) Bir me.vva.
dCnkI' nrı.M »canin hallI
Soldıııı •ağa:
1 — Büyülteç. 2 —Av. Vaiz. Al. 3 — Cebel. Bar. 4 — Ayaz. Bekâr. 5 — HArabL 6 — AdebV. Sav. 7 — Komutan. 8 — Tarla. 9 — Sair. Ye. Le. 10 — Ara, Rahmet.
Yukardan n«nğı:
1 — Bacannk. Sa. 2 — t’vey. Dolar. 3 — Badem. 1A. 4 — ti-vez. Lutr. 5 —• Lal. Hata. 6 — Tl Batarsa. 7 — Ezber. Leiı. 8— Akasya. 9 — Araba. Le. 10 — IL Rivayet,
Sayfa O
YENf İSTANBUL
11 Aralık 1949
SİYASİ İKTİSADİ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER
Bu «ayıda yam İşlerin) fiilen İdare eden:
SACİD ÖGET
Basıl di £1 y«T;
TENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
İkinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki İktisadî, dördüncü sayfamızdaki kültürel başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamen yazarlarına aittir.
ELEKTRİKLİ ÇAMADIR AAAKİNELERİDÎR
TÜRKİYE HOOVER SERVİSİ MATAŞ TİCARET T.A.Ş. £ ca^ata tahip man tel. : 44996—
HAVANA
SABUN ve TRAŞ BIÇAĞI
*4
Tatlı bir okşayış...
Sakalınızın iki dostu olan HAVANA traş sabunu ile bıçağını kullanırsanız, her sabah traş olurken bu hissi duyacaksınız.
F-Sİ
Imanyadan yıizd
25 mal bedelinden
alacaklı olan tüccarımıza
İstanbul Tüccar Derneği
Almanya Alacaklıları Komitesinden :
İşgalden evvel Almanya’ya Ismarlanmış mal bedellerine mahsuben Merkez Bankasına yatırılan % 25 avans hesaplarından alacaklı olanlar hakkında ayn ayrı tetkik ve takip yapabilmek üzere bu hesaplardan alacaklı olanların müfredatlı bir liste ile bu günkü durumlarını lGalata, Frank Han, İstanbul Tüccar Derneği Almanya alacaklıları Komitesi) adresine en geç 15 aralık tarihine kadar bildirmeleri rica olunur.
SATIŞ YERLERİ
İstanbul: Cumhuriyet Caddesi No. 29. Telefon: 84575
Ankara: Arif Saltuk, Postahane caddesi No. 21. A. 15531
Tekel Genel Müdürlüğü İlânları
Malzeme Alım Şubesinden:
i
CİNSÎ Mi k tan Güvenme
parası Lira î H A L E
Tarihi Günü Saati
Cıvata somunu 52230 adet 1340 23.12.949 Cuma 10
Kaynak teli demir için 190 kilo
" " pirinç için 225 ” 90 23.12.949 Cuma 10,15
•• " pik için 2 ”
Kayış raptiyesi 1263 kutu 582 23.12.949 Cuma 10,45
Süpürge: büyük boy 9100 adet
° orta boy 2200 * 890 6. 1.950 Cuma 10
" küçük boy 3400 "
Gücü teli 50000 ” 225 16.12.949 Cuma 10
Muşamba cilâsı 750 kilo 285 16.12.949 Cuma 10.15
Çekirdek kakao 1000 ” 375 6. 1.950 Cuma 10.15
Muhtelif eğe 6140 adet 740 10. 1.950 Salı 10
1 — Yukarda cins ve miktarı yazılı malzeme, pazarlıkla satın
alınacaktır.
BULUNUR
ARADIĞINIZ EN GÜZEL
HEDİYE
etVOdlU İSTİKLAL CADDtSI N! «98 V. J4İ
ııı.ıılll I ı, , . ...........
1 Şubat 1950
ikramiye çekilişine katılabilmek için
31 Aralık 1949 öğleye kadar bankamızda en az 150 LİRALIK bir tasarruf hesabı açtırmanız lâzımdır.
1950 yılının bıı birinci çekilişinde büyük ikramiye
Ankara'da Güven mahallesinde
Müstesna bir EV
(İki katta 5 oda, 2 hol, lbodrum, balkon ve her türlü konfor)
Türkiye
2 — Pazarlık hizalarında gösterilen gün ve saatlerde Kabataş Genel Müdürlük Malzeme Alım Şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
3 — Şartnameleri her gün sözü geçen Şubede görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ye saatte hizalarında gösterilen güvenme paralan ve kanuni vesaikle birlikte mezkûr Komisyona müracaatları ilân olunur.
5 — İdare, kısmen veya tamamen veya kısım kısım ayrı ayrı taliplere İhalede serbesttir. (17278)
Birinci nevi halis
Morina Balık Yağı
TAKSİM ECZANESİNE gelmiştir.—
AYOlYI
Klımsch - Horika
SİYASİ İKTİSADİ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK G A Z ET E
Muhtemel Müşterilerinizin Okuyacağı Gazetedir
Yeni İstanbul Tevziat ve ilâncılık Limited Şirketi
Beyoğlu Kaymakamlığı karşısı, Müellif Caddesi No. 6-8
Telgraf: Hetlo - İstanbul
Telefon: 44756 - 44757
—v t* -"X. -T ~ -y;:! — t —•
Göz Hekimi
Dr. Murad Rami AYDIN
Beyoğlu Parmakkapı, imam sokağı No. 2. Tel: 41553
ÖLÜM
Gazetemiz mtısahhlhlerinden Rıfkı Nakiboğlu'nun anneıi ve Erzurum NaklbÜleşrafından merhum Osman Nurlnin refikası eallhatı nlsvnndan
FİTNAT NAKİBOĞLÜ
müptelâ olduğu hastalıktan kurtu-lamıyarak dün sabah hakkın rahmetine kavuşmuş ve Süivrikapidaki aile tnakborcHİne tevdi edilmiştir. Merhumeye Allahtan mağfiret; arkadaşımıza vc diğer çocukları Fatma, Servet, Lcman, Şndl Naklbo-kullarına bnş «ağlığı dileriz.
Almanyada f Q T ^fabrikaları
STANDARD
R. DİLEK ve
ŞADÎ
Müessese adresi:
Mektup adresi:
Beyoğlu, P. K. 2118
Telgraf adresi:
Mağaza:
Ankarada:
STAND İSTANBUL
♦ ♦
Taksim. GARAJ Tramvay Durağı, ERK Ap. altında











Galata. Bankalar Cad. Banka sokak, Roman Han
0
ya, karpit, kimyevi eczalar.
tinizi sağlar.
akaryakıt depolan ve gemi
J O *İ
yangınlarına karçı enıniye-


muhtelif tip ve kapasitedeki mamulâtiyle,
müsait şartlarla derhal teslimat.
YAPI ve KREDİ BANKASI
Her türlü banka işleri Vadeli Devlet Tahvilleri
İkramiye!! Aile Cüzdanı
Adi yangınlar, beozin, bo-
Telefonlar:
40784 - 42477
t
t

HAL»
ANTİKA KIYMETLİ KİTAP
S. HAIM
Beyoğlu, İstiklâl Cad. No. 390
Narmanlı Ap. Avlu içinde No. 4
YILIN ANSİKLOPEDİSİ
Bütün tanınmış takvimciler, âlimler, şairler, filozoflar, mütefekkirler, doktorlar, muharrirler, hikayeciler bir araya gelerek çeşitli mevzular üzerinde hazırladıkları 2500 parça yazıyı bir tek eser içinde topladılar.
Bu eser, her yıl seve seve alıp bir ziynet eşyası gibi odanızı süslediğiniz, günlük yorgunluğunuzu yaprakları arasında dinlendirdiğiniz:
Büyük Saatli Maarif Duvar Takvimi
daha büyük bir itina ile yakında çıkıyor.
Gazetemizde neşrolunan bütün resimlerin klişeleri

'O
SPEZIALFABRIK UND GROSSHANDLUNG FÜR REPRODUKTIONSBEDARF


»»w
‘:________________________•_


i
1
9

Tarafından teçhiz edilmiş, modern ve kifayetli klişe atelyemizde hazırlanmıştır

Comments (0)