Bursa, inebolu ve Zongul-dağa fırtına esnasında yağmur şeklinde bıldırcın düştü t___________________________
I Kütüphanesi DemlrbM I 1 'no. c — 1
AKŞAM Ankara'da bir toplantı yapılarak dikiş ücretleri hakkında âzami fiatler kararlaştırıldı
Sene 28 — No. 9892 — Fiat! her yerde 10 kuruştur.
PERŞEMBE 11 Ekim 1945
Sahibi: Necmeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
M. Bevinin nutku ve M olotof Yolda'
Çırağan sarayı yerinde bir otel yapılacak
Yugoslavya’da buhran
şın umıt verici telgrafı
Subasiç ve Bakanlardan Suteren istifa ettiler
Sulh işindeki güçlük yenilebilecek mi?
Belediye sarayın kendisine devri için hükümet nezdinde teşebbüste bulunacak
Amerika Dışişleri Bakanından ; onra M. Bevin de bîr nutuk söy. Kyerek Londra konferansının neden dağıldığını anlattı. Bu nutkun en göze çarpan vasfı, Amerika ile İngiltere arasındaki görüş birliğidir. Her iki mütte. fik devlet Bakanlarından biri, ötekinin nutkunu benimseyip söyliyebilir, kimse farkına var. mazdı.
Nutkun, İngiltere bakamından alâka uyandıran başlıca tesiı de bütün partilerin — bir komü nist müstesna (zaten îngili Parlâmentosunda iki komünist mebus vardır) — hükümetin sİ. yasetini uygun görmüş olmaları, dır. Londrada M. Bevin, Molotof yoldaşa karşı — Hitler örneğini ileri sürerek — Amerikalı arka, flaşından daha sert davrandığı için Parlâmentonun bu siyaseti tp-vîbetmesinde ayrı bir değer vardır.
M. Bevin Londıa nnı, bu konuşmlarda ortaya çı. kan güçlükleri tıpkı M. Byrnes gibi anlattı. O da, Molotofun ön. ceden kabul ettiği teklifi on gün sonra geri almak istediğini söy. ledi. Yalnız. M. Bevin, nutkunda ehemmiyetli bir noktayı aydınla, tıyor.
Fransa ile Çinin, bütün ko. nıışmalarda hazır bulunmalarını kabul etmiş olan Molotofun. bir. denbire bu karardan niçin geri dönmek istediğini bir türlü anlı. yamamıştık. " ” ~ ‘ " "
ğına göre manyadaki memleketler etmedikleri çıkınca İngiliz Dışişleri Bakam, bu güçlüğü kaldırmak maksadı, le bu iki Balkan memleketinde ayrıca tahkikat açılmasını ileri sürmüş. M, Bevin: «işte o zaman Molotof birdenbire usul meselesi, nl ortaya attı» diyor ve hayretler içinde kaldığım söylüyor. Demek oluyor ki Fransa ile Çinin kon. feranstan kapı dışarı edilmeleri.
İngiltere ve Amerikanın asla razı olmıyacaklanru yakından bilen Molotof, Balkanlarda hâ. kim olan şartların yerinde görülüp incelenmesine imkân vermemek İçin bu usul meselesini — bu gibi konferanslarda her diplomatın cebinde hazır bulunan — İh. tiyat torbasından çıkarıp ortaya atmış ve konferansın dağılması, na sebep olmuştur. Molotofun bu hareketi belki de. yeni kararlara girişmeden Moskovaya gidip da. nışmak ve Londrada rasladığı havayı anlatmak ihtiyacından doğmuştur,
M, Bevin. sulhun geleceği hakkında Amerikalı meslekdaşından daha «az iyimser değildir. Ingiliz Dış Bakanına göre, hemen bir anlaşmaya varmak güçtür, çün. kii arkadaki iki büyük zafer, ya, ni Almanya ve Japonva zaferle, ri, henüz pek yakındır. M Be. vin. bu zaferlerin gururu, yahut sarhoşluğu hâlâ devam ediyor, demek istiyor. Btı düşünce yan, lış değildir, Sovyet Rusya, Al, manyanın yenilmesinde en bü. yük âmil olduğunu söylüyor Ja. ponyanın da — atom bombasın, dan değil — kendisi harbe girdi, ğı için hemen beyaz bavrak çektiğine herkesi inandırmak isti, yor. Böyle ohı-ıca, zaferden en biivük pavı beklemekte kendini haklı «■ üvor. Rus milletinin hakikati görmesi İçin zaman lâ, zımdır. Sovvet heyetinin konfe. ransta rasladığı en çetin çıkmaz, bizce. Rusyada propagandanın vo’-attiğı bu ruhî hâletten doğ. İTSfCR».
rrfrflv M. Bevinin dediği gibi «Zaman, sürekli sabır, güçlükle, rin karşılıklı anlaşılması saye. Rinde bugünkü ve yarınki anlaş, mazlıkîar ortadan kalkabilir.»
Necmeddin Sadak
(.Arkası sahife 2 siitun 5 te)
Çırağan, Taksim ve Florya otellerin tstanbulun fethinin beş yüzüncü yılına kadar bitecek
Londra 11 (R.) — Belgrad radyosunun haber verdiğine göre. Yugoslav Dlş İşleri Bakanı Subaslç ve Bakanlardan Suteren İstifa etmişlerdir. Bunlar Tlto - Subaslç anlaşmasını İmza etmiş olan üç kişiden İkisidir. Üçüncüsü olan Başbakan muavini Crol birkaç hafta evvel İstifa etınlş ve bir muhalif gazete çıkarmağa ba-tamıştır. Bu suretlea Tlto - Subaslç anlaşmasını İmza eden üç kişi, anlaşmanın. ayaklar altına alındığından bahslle İstifa etmişlerdir.
Gene Belgrad radyosunun bildirdiğine göre, Tito, Makedonya milli bayramına iştirak etmek üzere “ küt» gitmiştir.
Amerika Orta Doğudaki bütün Amerikan temsilcilerini Vaşington’a çağırdı
Rusya, bir sulh konferansı toplanması hakkında Amerika’nın yaptığı teklife henüz cevap vermed^
konuşmala.
M. Bevinin anlattı. Bulgaristan ve Ro. hükümetlerin o halkını temsil edip meselesi meydana
Harbden sonra memleketimizde turizm hareketlerinin genişleyeceği ilgili makamlar tarafından göz önü tide tutulmaktadır. Vali ve Belediye reLsi Dr. Lûtfl Kırdar bu münasebetle İstanbullun otel ihtiyacı üzerinde önemel durmaktadır. Evvelce de yazdığımız gibi Floryada bir otel yapmak tasavvuru İlk plânda gelen işlerdendir. Şimdiki iktisadi ve mail şartlar düzelince. Belediye, milli bankaların yardımını temin ile, bu otelin İnşasına teşebbüs edecektir. Bundan başka Taksimde şimdi İstanbul Kulübünün bulunduğu ada istimlâk edilerek teras haline getirilecek sahada modern bir otel yapılması da şehir İmar plânı esasla nndandır.
Bundan başka Boğaz sahillerinde yazı geçirmek ibtlyen seyyahlar İçin yaz otellerine İhtiyaç vardır. Eski Çı-rağan sarayı bu İşe pek elverişli görülmektedir. Meşrutiyetin ikinci senesinde Meclisi âyan ve mebusan binası olarak kullanılan bu saray, bir gün birdenbire yanmış, yalnız dış duvarları kalmıştı. O zamandanberl el siirülmiyen bu saray enkazının tamiri İçin vaktiie tetkikler yapılmış, fakat duvarlarından İstifade edilmek, yan!
dış tarzını muhafaza etmek suretlle yeniden İnşasına İmkân olmadığı anlaşılmıştı. Sarayın yalnız temel ve rıhtımı — çöken bazı yerler! tamir edilmek suretlle — istifade edilebilecek vaziyettedir.
Bina bugün Mâliyenin malıdır. Belediye bu binayı hükümetten devren alıp burada yazlık bir otel inşa etmek fikrindedir.
Şimdi İnönü gezglsl olan Taksim kışlası da bu suretle Belediyeye devredilmişti. Çırağan sarayından Maliye hiçbir suretle İstifade etmediğinden, hükümetin bu devre muvafakat edeceği muhakkak görülüyor.
îstanbulun beş yüzüncü yıldönümüne kadar Taksim. Florya ve Çıra-ğan otellerinin tamamlanması düşünülüyor. Çırağan sarayı — şehir plânına göre — Yıldız parkının Boğaz sahilindeki son merhalesini teşkil ettiğinden, buranın İmarı, Yıldızda İleride yapılması düşünülen eğlence yerlerlle İlgili telâkki edilmektedir.
Çırağanın Belediyeye devri için yakında hükümet nezdlnde bir teşebbüs yapılacaktır. Devir iş! muvaffakiyetle başarıldıktan sonra otelin İnşası için mail İmkân aranacaktır.
Stalin’in hastalığı hakkında yeniden şayialar dolaşmağa başladı
Vaşington 11 'AA.) — Cumhuriyetçi saylav Noah Mason, dün Hintli muhacereti meselesi hakkında Kongrede söylediği bir nutukta demiştir ki: «Stalln, Asyanın kontrolünü ele geçirmek İstiyor. Önümüzdeki elli sene zarfında Amerikan mamul&tı İçin en biiyük piyasayı teşkil eden Hindistan ve Çin'de Stalln tarafından yapılan teşebbüsleri önlemek İçin elimizden geleni yapmalıyız.»
Mason, senede 100 Hintlinin Amerikaya muhaceretine ve hâlen Amerlkada bulunan 4000 Hintliye de Amerikan tabiiyeti verilmesine alt kanun tasarısını, Sovyet siyasetini önlemek yolunda atılmış kıymetli adım olarak vasıflandırmıştır.
Stalin’in hastalığı hakkında şayialar
Moskova 10 (AA.) — Mareşal Stalln, kısa bir tatil devresi geçirmek üzere Moskovadan ayrılmıştır.
Londra 10 (AA.) — Stallnln bir müddet istirahat etmek için «mezu-nen» Moakovadan ayrıldığına dair bugün alınan haber, kendisinin sıhhî durumu hakkmdaki söylentileri yeniden ortaya çıkarmıştır. Stalin’in birkaç aya kadar mesai hayatından çekilmek ve hükümetin idaresini başkasına bırakmak tasavvurunda bulunduğu hakkında son defa dolaşan söylentilerin yetkili bir Rus kaynağından tatmin edici bir şekilde tek-■zl bediim emiş olduğuna, bu münasebetle telmih edilmektedir.
Stalin’in hastalığının1 ne olduğtj hakkındakl haberler muhteliftir. Kendisinin 1Û42 de Stallr.grad'da şehir muhasarada iken yaptığı bir seyahatte hastalandığı ve o zamandanberl tamamen İyileşememiş olduğu söylenmektedir.
olr
üs-
Londra 11 (R.) — İngiliz Dış tşlerl Bakanı B. Bevln, birkaç gün dinlenmek üzere köye gidecektir. Bevln hasta değildir, fakat birkaç haftadanberl çok çalıştığından, kendin! yorgun hissetmiştir.
Birleşmiş uluslar
Londra’da yapılan bir toplantıda mühim sözler söylendi
Vaşlngton 11 (Rj — Amerikan Cumhurbaşkanı Truman, Orta Doğu durumu hakkında fazla malûmat edlnmcjc İçin Orta Doğudaki bütün Amerikan temsilcilerini Vaşinglon'a çağırmıştır.
Vaülngton 11 (R) — Amerika Dışişleri Bakanı M- Byrnes dün gazeteciler toplantısında demiştir kl: «Av-rupada sulhun tesisi İçin bir sulh konferansı toplanması hakkında Rus-yaya yaptığımız teklife henüz cevap almadık. Beşlet toplantısında Romanya ve Bulgar hükümetlerinin Amerika ve İngiltere tarafından tanınması meselesi hakkında bir takım güçlükler meydana çıkmıştır Bu münasebetle mahallinde tetkikler yapmak üzere Romanya ve Bulgarlstana bir Amerikan temsilcisi gönderilecektir. Bu temsilci şimdiye kadar hiç bir siyasi vazifede bulunmamış olan Et-herldge adında bir demokrat gazetecidir»
Etherldge 49 yaşındadır. Raporunu verdikten sonra Amerikanın kati vaziyetini kararlaştıracağı anlaşılıyor.
Alman - Polonya hududu
Londra 11 (R) — Dış Bakanı Bevln parlâmento âzasından birinin sualine yazı İle verdiği cevapta İngllterenln, barış konferansında bugünkü Alman-Polonya muvakkat hududuna müza-
heret etmeğe hiç bir veçhliç mccbıı olmadığını bildirmiştir.
Daily Herald’ın bir makalesi
Londra 11 (R) — î$çl partisini
gazetesi olan Daily Herald diyor ki «Londra konferansı neticesiz kald Şimdi mesele müzakerelere yenide başlanabilin esidir. Halk Beşlerin der hal yeniden toplanmasını İstiyor. B toplantının belUbaşlı gayesi Kazat lanka, Tahran, Potsdam aniaşmaıa rını tekrar gözden geçirerek bunlarıı Müttefik gayelerini hülâsa eden te ve basit bir demeç haline getirilme olmalıdır. Dört büyük devlet dikte törlük peşinde koşmuyorlar Bu dm letler dört hürriyetin teminine çalış yorlar. Küçük milletler kendilerini hesaba katılmadıklarından şlkâyı ediyorlar. Bu şikâyetlere meydan v( rllmemelldir.
Teklifler kabul edilecek olursa bL yûk devletler zaruri olarak korkularını. şüphelerini ve modası geçmiş nüfuz ve strateji telâkkilerini unutarak işbirliği sahasında yeni bir adun atmak zorunda kalacaklardır. Bu devletler anlayacaklardır kl, hiç bir sıhhi kordon salgınların yayılmasını önleyemez. Ve bütün dünya sefalet İçinde İken harbe karşı bir korunma çaresi teşkil edemez.»
7 £ B T T ı P- “ S ■ 5 r ~ 5 e, »


Londra 11 (R.) — Birleşmiş milletler İngiliz yardım komitesi dün akşam bir toplantı yapmıştır. Topantı-da Başbakan. Amerikan delegesi Stettinius, Eden. Lord Cecil bulunmuştur. Attlee, Birleşmiş milletlerin muvaffakiyet! tnglllzlerln kati arzusu olduğunu söylemiştir. Stettinius «Amerika dünya ulusları meclisine girdi, sonuna kadar burada kalacaktır» demiştir.
Toplantıda İngiliz kiralının bir mesajı okunmuştur. Bunda deniliyor kl: «Birleşmiş ulusar vesikası harbin önüne geçmek, İnsanlığın refahım arttırmak içindir. Birleşmiş ulusların elinde bu hususta vasıta vardır. Fakat vasıta kâfi değildir, arzu da gösterilmelidir. Herkes rolünü yaparsa beşer tarihinde görülmemiş yeni bir devrin temeli atılmış olacaktır.»
Sovyet gemileri
Akdeniz limanlarına sefere başladılar
Dünya federasyonu kurulması isteniyor
Bir çok Amerikan yüksek şahsiyetleri bir beyanname neşrettiler
Beyannamede: “ Atom harbinin önüne geçmek için bundan başka çare yoktur., deniliyor
Bazı şayialara göre .kendisinde kalb hastalığı vardır. Diğer bazılarına göre de Mussollnl ve hattâ Bitlere âna olan mide hastalığı nevinden müzmin bLr mide hastalığından mustariptir. Kanserden de bahsedildiği olmuştur. Bu da son seneler zarfında Rus tıp âleminin kendisini kanser çalışmasına vermiş olmasının sebebini de belki İzah eder.
Stalln, 65 yaşındadır, ve zihnen her zamankinden daha zinde olmadığını gösterecek hiçbir al&met olmamakla beraber her halde yorulmuş olmalıdır. Mareşal Zukov’un Stalin’in yerine geçmesi muhtemel görülmektedir.
Moskova 11 (A-A.) — Sovyet ticaret gemileri Akdeniz limanlarına yeniden sefere bağlamışlardır. Bu seferlerden ilki Arnavutluk ve Dalmaçya Umanlarına giden bir ytlk gemisi tarafından yapılmıştır-.
Diğer taraftan Leningrad, Helsinki ve Stokholm arasında seyahat eden yolcular İçin Battıkta yeni bir denli seferinin ihdas edileceği bildirilmektedir.
Vaşlngton 11 (USİS) — Washlngtoa Post gazetesi tarafından neşredilen bir beyanname İle birçok Amerikan yüksek şahsiyetleri dünyanın bir federasyon haline konulmuşun İstemişlerdir. Bu beyannameyi imza edenler arasında Yüksek adalet divanının eski başkanı M. Owen Roberta, mebus Fulbright, Ciaude Pepper, Elbert Thomas, tanınmış bilgin Albert Elns-tein ve romancı Thomas Mann vardır.
Bu şahsiyetler, neşrettirdikleri beyannamede atom bambosının Hiroşima şehrinden daha geniş bir ölçüde tahribat yaptığını, miras kalan eski
politika zihniyetlerini de silip süpürdüğünü söylemekte ve şöyle demektedirler :
«Eğer dünya atom harbinin önüne geçmek İstiyorsak dünyayı bir federasyon haline getirmek gayesini takl-betmellyle. Yasamanın ve çalışmama ancak bu suretle, kanunla mümkün olabileceğini büyük bir paha ödemek suretlle öğrenmiş bulunuyoruz. Bugün dünyada bundan daha doğru ve daha basit bir fikir tasavvur edilemez. İnsanlık mahkûmdur, meğer ki bu fikir tahakkuk etsin ve müşterek bir çalışma neticesinde venl düşünüş tarzlan bulunsun.»
dı»jm>n»Hı«>ı«ıiMİL>eııubs»en»ıi»»»lHımöbMM»»nrn
Arada Bir
DIKKATLEK
Saat tamiri genel direktörlüğü
Gazetemizin muhtelit sütunla, rtnda. halkın arzusuna uygun olarak ileri sürdüğümüz bir te. menni tahakkuk ederek yaz saa. tinin kışın tatbikinden vazgeçil, di, Ne gariptir kl, böyle bir gün. de tstanbulun meşhur meydan, ■arındaki ve iskelelerindeki saat, terden hemen çoğu hiç İşleme, mekte, geri kalanları da yanlış ayar edilmiş bulunmaktadır.
Acaba, bu kadarcık bir işi te. inin etmek için bir «İstanbul saatlerini kurup işletme, fcabin. da ayar ve tamir etme genel direktörlüğü» kurmak mı lâzım gelecek?
Dikiş ücretleri
Ankara’da verilen kararlar
Ankara 11 (Telefonla) — Hayatı ucuzlatma konusunda şehrimiz terzilerinin de hizmet ve lştirâklerlnl sağlamak maksadlle yapılan İncelemeler sona ermiştir. Yeni diki? ücretleri aşağıdaki şekilde tesblt edilmiştir:
Kumaş müşteriden, diğer malzeme ve işçilik terziden olmak üzere. Ticaret ve Esnaf odasına kayıtlı terziler aşağıdaki flatte mutabık kalmışlardır:
Birinci sınıf terzide kostüm 00. ikinci sınıfta 70. üçüncüde 60 liradır. Palto: Birincide 100. İkincide 75, üçüncüde 65, pardesü: Gene aynı sıra ile 90, 70 ve 60 Ura, Yalnız ceket: 85. 50 ve 45. Yalnız p&ntaloıı: 20, 15. 12,5. Kadın tayörü ve manto: 60, 50, 45 Ura.
Subay elbisesi: 80 ve 10 (üçüncü sınıf yoktur). İngiliz külotu: 25 lira.
Fevkalâde sıfatını haiz olan tüccar terzilerde aynı dikişler için kostüm 125, palto 140 ve pardesü 130, ceket 85. pantalon 25, kadın tayöril ve manto 70, İngiliz külotu ?0 liradır.
Bu fiatler âzami flittir. Her terzi ancak aşağı flate dikmekte serbestlr.
Estağfurullah, hiç aynı fikirde değiliz
Günüm olmamakla beraber, bu vakitsiz yazımı gazetenizin bir köşesine dcrcetmenlzi hassa, ten rica ederim. Çünkü, pazara kadar sabır gösterenilyecek dere, erde ağır töhmet altındayım.
Tam ve kayıtsız matbuat hürriyetine çok şükür eriştiğimiz, ve şimdi bu hürriyetin kanunlaş, ması lâzım geldiği ve fakat cn ehemmiyetli meselenin tek dere, celi seçime varmak olduğu hak. kındaki yazım, Sayın Bayan Sertçi Sabiha’nın nazarı dikka. tini cclbetmek mazhariyetini göstermiş. Bundan dolayı müf. tehiriz. Fakat Bayan Sert el. ncize daha fazla iltifat etmek (cin olsa gerek, bunları üç. dört ay evvel kendisinin de yazdığım anlatıyor. Hattâ o zaman gazete, lerin kendisine: «Vay vatan hal. ni vay!» dediklerini de serzeniş makamında, yahut tefahıır ga, vesile ilâve ediyor.
Bize öyle geliyor kl bir mu.
harrlre, bahusus nezaketle mukabele görmesi milli ananeleri, mizden olan bir kadın muharri. re: «Matbuat hürriyeti lâzımdır» gazeteler mülki mahkemelere verilmelidir, seçimler tek dereceli olmalıdır, bazı kanunlar değiş, melldlr...» gibi fikirler yazınca asla «vatan haini» denilmez. Bu gibi düşünceleri heryerde vatan, severler de yazıp dururlar. Eğer Bayana «vatan haini- diyenler olmuşsa — kl bilmiyoruz — bu. nun mutlaka başka sebepleri olmak fcabeder Orası bize ait de. ğil.
Bize gelince, Bayan Sertclln yazılarını zaman zaman çok me. raklı ve istifadeli bulduğumuz İçin okuruz ve hemen söyleyelim ki biz asla onun İstediklerini Is. temiyoruz ve o. hiç bir zaman birim dileklerimizle İktifa etml. yor.
Demokrat
(Arkan sahlfe 2; siitun 1 de)
Satıife 1
A S 9 A M
11
SÖZÜN GELİŞİ
Tahsil uzun sürüyor
1 Emirde çıkan aylık «Kovan» dergisinin Eylül sayısında Muin M. Kiiley «Uzun süren tahsil ve hayata geç atılma
De kaybettiklerimiz» başlığı altında yazdığı bir yazıda diyor ki: «Memleketimizde yüksek öğretim 3, 4, S veya 6 senelik muh. telif rejimlere tabidir, Üniversiter tahsilin lisans kısmı 22 . 25 arasında, ihtisas kısmı 22 29 yaşlan arasında biter. Askerliği
de ilâve edersek dahiliye ve hariciye mütehassısı bir dokt-or Sİ, diğer sahalarda ihtisas yapmış bir doktor 30, bir lıukuk doktoru 27. bîr avukat 28. bir iktisat doktoru 27, bir yüksek mühendis Veya mimar 25, bir yüksek ticaret mezunu 24 yaşında memleket hizmetine amade olur.»
Muharrir bundan sonra uzun süren tahsilin bize ne kadar insan enerjisi kaybettirdiğine, Ömriin yarısını diğer yarıyı ka_ ranmak uğrunda kaybedişimizd eki acayipliğe, geç hayata atı. lan geç evleneceğine göre bunun aile ve memleket bakımından sebep olduğu ziyanlara ehemmiyetle işaret ediyor.
Bizde tahsilin uzun, hem de fazlasile uzun sürdüğü muhak. kaktır Yirmi İle otuz yaş arasındaki en canlı, en ateşli nesil yur. dun bir köşesinde bir kalkınma hareketinin başında olacağı yer. de İstanbulda veya An karada mektep sıralarında hayata — hey. hat, yansı çoktan geçmiş olan hayata! — hatırlanmakla meşgul, dür Anasından, babasından gündelik almakta, kitap, not, imti. han. bütünleme, olgunluk, tez. doktora peşinde koşmaktadır. Şu tahsilin pek uzun olması yüzünden değil midir ki bizde çocukluk otuz yaşma kadar uzadı!
On altı yaşındaki çocuklartn vatan müdafaa ettiği bir dün. yada otuz yaşındaki adaninn hâlâ hocasından numara beklemesi, üssii mizanı doldurmaya çalışması kadar gülünç şey olamaz. Şu tahsilin hır kısa yolu elbet vardır, üniversitemize, bir kürsüde profesörlük etmek için gereken bütün vesikalarla beraber gelen İngiliz profesörlerin içinde henüz otuzu doldurmıyanların bulun, ması böyle bir kısa yolun mevcut olduğunu bize ispat ediyor.
tik vp orta okulları kuvvetlendirip lise tahsilini kökünden kaldırmak, yüksek tahsil programlarını yeniden gözden geçirip tahsil senesini mümkün olduğu kadar kısmak zamanı gelmiştir. Böyle b'f hareket bize binlerce insan kazandıracak ve bu binlerce İnsan memleket hizmetinde binlerce boşluğu çabucak doldura. çaktır.
Şevket Rado
Bıldırcın yağmuru
Bursa, inebolu, Zonguldağ'a bıldırcın yağdı
Avrupacın şimal bölgelerinden cenuptaki sıcak bölgelere Bilmekte olan büyük bıldırcın sürülerinden biri Bursa, biri Zonguldak, diğeri de İnebolu üzerinden geçerken fırtınaya ramayarak şehre düşmüşlerdir.
Bursada bıldırcınlar bilhassa çok aydınlık olan Cumhuriyet meydanına fazla düşmüştür. Herkes, bıldırcınları kolaylıkla ve ser beşçe tutmuştur.
Eevvelk! gece Zonguldakta bıldırcın yağdığını anlayan halk, ellerinde fent rler olduğu halde sokağa çıakrak binlerce bıldırcın toplamıştır.
ZonguldaklIlar, şimdiye kadar bu derece bol bıldırcın yağdığını görmediklerini söylüyorlar.
inebolu 10 (A.A.) — Fasılasız bir surette 24 saat süren şiddetli yağmur neticesi dün gece ilçemize sürülerle bıldırcın düşmüştür. Halk tarafından toplanan yirmi binden fazla bıldırcın J t'nouia gönderilecektir denizde hüküm süren fırtına bu sabah hafiflemiştir.
Arada bir
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
Hatırımızda kaldığına göre Bayan Sertçi bu memleket halkının inim inim inlediği, hürri. yet ve «kurtuluş» beklediği, fa. kat hürriyeti, onu âlmış olanların veremeyeceği, bu- halkı da ancak başkalarının kurtarabileceği tarzında garip şeyler, hattâ günün birinde «Bırakınız, bu halkı, dışardan gelecek kollar I'irtars n > gibi acayiplikler yaz. misli.
Doha geçen gün, Balkanlardaki «Halk cephesi» hükümetlerini yıkmaya çalışıyor, diye Ingiliz Sosyab’st hükümetine ateş püs. küren Bayan Sertel ile aynı düşüncede olabilir miyiz?
Biz. bugünkü rejim altında demokrasinin daha fazla İnkişafını bekliyoruz. Bayan Sertel bambaşka bir ihtilâl İstiyor hissini uyandırmaktadır. Biz, Anıe. rika, İngiltere, tsrviçredie olduğu gibi bir demokrasiyi ideal bili, yoruz, İngiliz partisi gibi sosya. list bile olmak isteriz. Fakat komünist rejimini gözümüz kesini, yor. Bayan Sertel bugünkü Bul. garistanı, Yugoslavyayı pek beğeniyor, oralardaki kızıl rejim, lere ağzının suyu akıyor. Biz bunlardan tiksiniyoruz.
Aramızdaki fark sadece budur. ve itiraf etmeli kİ çok küçük bir fark değildir.
Bayan, soruyor: «Akşamın De. »^''krat muharriri de bu hainlerden biri midir?» Cevap verelim: «■Hayır». Kusura bakmasınlar ımma, bütün saygı ve sevgimize
'men aynı safta yer almakta »uruz. — Demokrat
Erzurm tren yolu açıldı
Son çarpışmada marşandizdeki kasaplık hayvanların hepsi öldü
Sivas 11 (Akşam) — 40 kişinin ölümü, 32 kişinin de yaralanması ile neticelenen tren, kazasının meydana geldiği İliç - Bağışta; İstasyonları arasındaki temizlik bitmiş ve hat dünden itibaren işletmeye açılmıştır. Trenler, normal üekllde islemektedir
Öğrendiğime göre kazada ölenlerden b£şl İle yaralananlardan beşi Devlet demiryolları menfurlarındandır.
ilk haberlerde Erzincan istikametinden gelen marşandizdeki kasaplık hayvanlardan bir kısmının öldüğü yazılmıştı. Halbuki bu trendeki hayvanlardan hemen hepsi ölmüştür.
Erzincan Cumhuriyet savcılığı kaza hakkında tahkikata devam etmektedir. Devlet demiryolları İdaresince de tahkikat yapılmaktadır.
Katar şefi suçlu olduğunu itiraf ediyor
Ankara 11 (Telefonla) — Erzincan yolunda vukubulan feci tren çarpışması hakkında gelen haberlere göre, kasaplık hayvan yüklü olarak Erzu-rumdan gelen katarın şefi Hiza Ahmet ile aynı katarın makinisti, hâdise tahkikatına elkoyan Erzincan savcılığı tarafından tevkif edilmiştir. Katar şefi Rlza Ahmet, ifadesinde:
— Katara hareket emrini ben verdim. Bu yüzden suçluyum. Fakat bu işi nasıl yaptığımı bir türlü bilemiyorum. demektedir.
Rlza Ahmet, kaza mahallinde şaşkın bLr halde oradan oraya koşmuş ve mütemadiyen kaybolan cep saatini aramıştır,
Gerek katar şefi Rlza Ahmet, gerekse makinist Selim şimdi Erzincan-da bul unm akta dıla r.
Ticaret Bakanının seyahati
Ankara 11 (Telefonla) — Ticaret Bakanı B. Ralf Karadeniz, Toprak mahsullerimizin stok vaziyetini ve ekim, işlerini İncelemek tkzere yakında Eakşehlr, Konya, Niğde, Kütahya. Adana, İskenderun. Antakya ve Mersine gidecektir. Ticaret Bakanı Mersin ve îskenderunda İhracat işleri üzerinde de incelemeler yapacaktır.
Zührevi hastalıklar 3 saatte tedavi ediliyor Washington 10 (A.A.) — Zührevi hastalıklar hastanesi müdiirii doktor. Ben Chinn salı günü yaptığı beyanatta hastanesinde, dört aydan beri zührevi hastalıkların üç saatlik bir tedavi İle İyi edildiğini söylemiştir.
Doktor Chinn gazetecilere demiştir ki: ««Bu tedavi 50 bin ünitelik penisilinin bir saat fasıla İle hastaya şırınga edilmesinden İbarettir, Bu tedaviye alaylı bir isim takılmış ve «9-12» tedaviBl denilmiştir. 599 hastadan yüzde seksen dördü ilk tedavide iyileşmiştir. 100 de üçüne İkinci bir teda i lâzım gelmiş ve nlhaytt geri kalan yüzde 13 menfi netice ver-lûiştir.»
Boğazlar meselesi
Potsdam’da Üçler Türkiye ile ayrı ayrı tema» etmeğe karar vermişler
Daily Express’e göre Amerika Boğazlar meselesinin halli için bir proje hazırlamıştır
Vaşlngton 10 (AJl)— Mr. Byrncs’ün gazeteciler toplantunnda, açığa vurduğuna göre, Potedam konuşmaları sırasında Üç büyükler Boğazların beynelmilelleştirilmesi mevzuunda Mon-treux mukavelesinin tâdili için Türil hükûmetlle ayn ayn temsM gelmek hususunda mutabık kalmışlardır, Londrada toplanan Dış İşleri Bakanları konferansında Boğazlar meselesi müzakere edllmomlşse de, Avrupanın bütün büyük bu yolarının beynelmilelleştirilmesi için daha geniş bir teklif bahis mevzuu olmuş, fakat hiçbir karar verilmemiştir.
Boğazlar hakkında Türkiye İle temasa girilmesi hususundaki Potsdam anlaşmasına dair Mr. Byrnes Londra-dan ayrılmadan evvel Türkiye hükümetine gönderilecek bir mektubun müsveddesini tasvlbetmlş oduğunu, bu mektubun nihai tasvip İçin sonradan cumhur Başkanı Truman’a gönderdiğini, Oümhur Balkanının mektup gönderilmeden evvel kendlslle meseleyi tekrar görüşmek istediğinden. mektubun durdurulduğunu söylemiştir.
Mr. Byrnes, mektubun müsveddesini yazmadan evvel Türk hükümetinden. Potsdam kararlarına dair basında çıkan haberler hakkında İzahat
Filistin’de dün de hâdiseler oldu
Hayfa’da 1 Ingiliz polisi öldü, 1 Arap, 1 Yahudi polisi yaralandı
Londra 11 (R.) — Filistinde dün yeni vakalar olmuştur. Silâhlı 200 Yahudi, kaçak surette girmiş Yahu-dilerln bulundukları Hayfa yakınındaki bir kampa hücum etmiş, bu Ya-hudllerl kamptan kurtarmıştır. Bu esnada bLr çarpışma olmuştur. Çarpışmada bir İngiliz polisi ölmüş, bir Arap polisi yaralanmıştır. Bir Yahudi polisi de hafifçe yaralıdır. Polis ateş açmıştır.
Hayfa’da gerginlik
Kudüs 10 (AA.) — AFP ajansı muhabirinin bildirdiğine göre. Haytada gerginlik artmaktadır. Her iki taraf da, yani hükümet ve Yahudiler, takviye almaktadırlar. Kaçak mülteciler. Yahudllerin, Haytanın güneyinde Carmel dağı üzerinde Brthoren’e yerleşmiş olduklarım söylemektedirler. Yahudllerin yaralandıkları haberini
Fiume serbes olmak istiyor
Muvakkat hükümet adını alacak bir komite kuruldu
Londra 11 (A.A.) — Daily Telegraplı gazetesinin İtalyadaki muhabirine göre, 1919 da anlaşmazlıkların merkezini teşkil eden Fiume, serbes devlet olmayı İstemektedir. Hür Fluma devleti komitesi eski Başkanı eski komite üyeleri adına halen Londrada bulunmaktadır. D'Annunzlo ve lej-yonerlerlnin Umanı İşgal etmesinden sonra Fiume, Ingiltere ve Fransanın yardımıyla 1920 de hür devlet halini almıştı. Bu hususta İtalya ile Yugoslavya arasında 12 kasım 1920 de Rapallo'da İmzalanmış olan antlaşma gereğince her iki devlet Fiume hür devletini tanıyorlardı. Bu antlaşmanın yerini 1924 te Komada imzalanmış olan diğer yeni bir antlaşma almıştır. Bu antlaşma hükümlerince, Yugoslavya Flume’nln İtalyaya ilhakını kabul ediyordu.
Daily Telegraph gazetesine göre. »Muvakkat hükümet, ismini almayı, düşünen komite pofesör Rlcardo Za-i nella ile Dr. Pettanl ve Dr. Dalma'-don mürekkep olup bir başkan ve iki üyeden müteşekkildir. Büyük devletler halen komitenin niyetlerinden haberdar bulunmaktadırlar. Muhabirin İlâve ettiğine göre, bu hususta, muhtemel olarak Paris'te birkaç haftaya kadar resmi bir demeç yayınlanacaktır. ___________
Rusya’da sıkı yönetim
Moskova 11 (A.A.) — Sovyetler Birliğinin bazı bölgelerinde harbin başındanberl mevcudolan siki yönetim, Sovyet Şürftları Meclisinin bugün neşredilen bir kararnamesi gereğince İlga edilmiştir. Bununla beraber, Lit-vanya, Letonya, Estonya Sovyet cumhuriyetlerinde ve Ukrayna ve Beyaz, Rusya Sovyet cumhuriyetlerinin batı eyaletlerindeki »ıkı yönetim devanı edecektir.
İftlyen bir mektup aldığını İlâve etmiştir.
Bir Amerikan projeai
Londra 10 (AA.) — Daily Express gazetesinin öğrendiğine göre, Boğazlar meselesinin halli hususunda yeni bir Amerikan tasana hemen hemen hazırlanıp bitmiştir ve yakında İlgili memleketlere verilecektir. Bu taşarı pek muhtemel olarak Londra konferansında varılan neticeye dayanacaktır. Bunun başlıca noktalan şunlardır:
Türklyenln güvenliğini sağlamak İçin Boğazlar silâhlı kalacaktır. Ancak, bütün yük vapurlarına ve sulh zamanında olduğu gibi harb zamanında da Rus ticaret ve harb gemilerine serbes olarak transit geçmek hakkı verilecektir.
Şehrimizdeki görüşmelerin aslı yok Şehrimizde bulunan Dış İşleri Bakanı ile İngiltere büyük elçisi arasında bazı siyasi görüşmeler olduğuna dair şayialar dolaşmıştı. Dış İşleri Bakanı bunun aslı olmadığını, İngiltere büyük elçisiyle görüşmediğini söylemiştir.
Tarikatçılık muhakemesi
Uçağın gidemediği yere uçarak gidermiş
Ankara 11 (Telefonla.) — Ta, rikatçliik yapmakla sanık 16 ki. şlnln duruşmasına dün asliye cezada devam edilmiştir. Tarikat, çilerin başı Mehmet Nuri Aydın’ m, Adapazarında da kadınlarla âyinler yaptığı, takipten kurtul, mak İçin Çankırı’ya geçtiği an. laşılmıştır.
Şahitlerin ifadelerine göre Mehmet Nuri Aydın, Çankırı bahçelerinde kadınlarla mehtap âlemleri tertibetmiş ve etrafına topladığı saf kadınlara vaızlar vererek:
— Ben otomobil ve uçağın gi. demediği yerlere uçarak giderim demiştir.
Mehmet Nuri Aydın’ın tahliye talebi raddedilmiştir. Muhakemeye devam edilecektir.
B. Ruşen Eşref Ünaydpı Atina büyük elçisi oldu Ankara 10 (A.A.) — Londra büyük elçisi Bt Ruşen Eşref Un aydının Atina büyük elçiliği, ne tâyini yüksek tasdika İktiran etmiştir___________
Amerika ayanından Pepper Ankaraya geliyor
Londra 11 (R) — Amerika
âyamndan Pepper bugün uçakla Ankara'ya varacaktır. Pepper Ankara’da iki gün kalacaktır.
Çin Cumhuriyetinin 34 üncü yıldönümü
Çin Cumhuriyetinin doktor Sun -Yat - Sen tarafından Hânının 34 üncü yıldönümü münasebetim düo şehrimizde Çin Basın ataşesi B. Abdullah Ma tarafından bir kokteyl parti ter-ti bol unmuş tur. Kalabalık bir davetli kütlesinin hazır bulunduğu bu toplantıda Amerikan Haberler servisi fotoğraf şefi M. W, BU1 Toth bir nutuk söylemiş, Çin milletinin dünyanın hayranı olduğu vasıflarını belirterek Çinlilerin cengâverliğini övmüştür. M- Toth’un nutkuna B. Abdullah Ma cevap vererek teşekkür etmiştir. Toplantı geç vakte kadar samimi bir hava İçinde devam etmiştir.
Eminönü Halkevinde Antigone trajedisi oynandı
Dün akşam üzeri 18 da Eminönü Halkevinde Sofoklesln -Antigone. trajedisinin İlk temsili basın mtnsup-larlle davetlilere verilmiştir Temsilde Başbakan Şükrü Saraçoğlu ye eşi, vali ve belediye başkanı, parti başkanı, emniyet müdürü bulunmuşlardır. Halkevi bakkam Feridun Dirim-tekln davetlilere hoş geldiniz dedikten sonra sonra Şevket Evllyagil eseri güze! bir üslupla takdim etmiştir. Eser çok muvaffak olmuştur. Genç istidatlar davetliler tarafından uzun uzun alkışlanmışlardır. Başbakan da gençleri tebrik ey!emiştir.
Öğrenir öğrenmez, Hayfa fabrikalarında çalışan yüzlerce İşçi mültecileri desteklemek üzere Carmel dağına gelmişlerdir.
Hayfada fabrikalar kapanmıştır. Carmel dağı etrafında başka ordu kuvvetleri de toplanmıştır. İngiliz hava kuvvetlerine mensup uçaklar, sivillerin harekâtını taklbetmek üzere bu arazi üzerinde uçmaktadır.
Telâvîv’de araştırma
Kudüs 10 (A.A.) — Telâvîv’de askeri polis kuvvetlerlle Yahudiler arasında bir arbede çıkmıştır. Polis kuvvetleri, şehrin iki dış amlıalleslnl sararak silâh depolarını bulmak için araştırmalar yaparken, halk kütlesi bağırarak asker! kordona hücum etmiştir. 10 Yahudi ve İki İngiliz askeri hafifçe yaralanmıştır.
Polis dört kişiyi tevkif etmiştir.
Atom bombasından korunmak
Kurşun levhalarla mümkünmüş
Stokholm 1q (A-A.) — Stokhblm üniversitesi profesörlerinden. Steı-vinkel kurşunun atom bombasına mukavemet edebileceğini söylemiş ve bu yolda sığınakların kurşun duvarlarla çevrilmesini teklif etmiştir.
Profesör, atom bombasının İnfilâk kuvvetinin alelade büyük bir bomba-ninklnden farklı olmadığını İddia etmektedir. Atom bombasından hasıl olan hasarın büyük bir kısmı şualar neticesidir ve bu bakımdan atom bombası çok kudretli bir yangın bombası sayılabilir.
Yine profesörün İddiasına göre, büyük bombalardan korunmak için yapılan sığınaklar kurşun duvarlarla çevrDecek olursa atom bombasının tesirinden de koruyabilecektir.
M. Bevinin nutku ve Molotof Yoldaş’in ümit verici telgrafı
(Baş tarafı 1 inci sahifede) M, Bevin bunu «bütün inancile» Parlâmentoya temin ediyor ki bu da çok değerlidir.
Bu inancı sağlamhyan ilk alâ. met de Molotofun İngiliz Dışişleri Bakanına gönderdiği tel. graftır. M. Bevinin. Parlâmentoya okuyacak kadar ehemmiyetli gördüğü bu mesaj, gerçekte, her 2iyaret dönüşünde yapılan bir siyasî nezaket İcabıdır. Molotof, İngilterede gördüğü iyi kabulden dolayı teşekkür ediyor. Fakat telgrafta, teşekkür cümlelerinden fazla siyasî dostluk ve anlaşma ümitlerini belirten satır, lara yer ayrılmıştır. İyi bitmemiş. hattâ az çok küskün ayn. immiş bir toplantıdan sonra Mo. Lotofun «geçici zorlukların bertaraf edileceğine itimadın m bLL dirmesl ve bu mesajı M. Bevinin tam nutuk söyllyeceği günün sabahında alması siyasî protokol nezaketini aşan bir hâdisedir. Netekim M. Bevinin cevabı da, aldığı barışma ve uzlaşma telgrafından daha mânalıdır. îngl. liz Bakanı «Bütün insanlığın sulh, iktisadi refah ve daha yüksek hayat şartları istediğini» bü. diriyor. M. Bevinin nutkunun, bundan dolayı yumuşamış oldu, ğü muhakkak sayılabilir. Aynı zamanda Molotofun bu telgrafının, uzlaşma niyetine doğru ilk adım olduğu da şüphesizdir. Havanın değişmesi beklenebilir. Barometre yükseliyor gibi.
, Necmeddin Sndak
Elli tonluk bomba
New - York 10 (A.A) — General Marshall, Harbiye Bakanlığına sunduğu bir raporda yakında elli tonluk bir bombanın hazırlanmış olacağını bildirmektedir. Bu bombayı Üstün evsafta bir bomba uçağı taşıyacaktır.
ÖLÜM
Ticaret lisesi son sınıf talebesinden izzet Berk’ln babası, Kütahya manifatura tüccarlarından Hamdl ve Osman Gül’ün amcaları, şehrimiz manifatura tüccarlarından:
Taşlıca!) EYÜP SABRİ BERK kısa bir hastalığı mütaakıp Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Cenazesi 11 ekim 945 perşembe günü Bayezit Takvlmhane caddesinde kâin 25 No. lu evinden kaldırılarak Eyüp Sultân camisinde ikindiyi müta-akıp cenaze namazı kılındıktan sonra Eyiiptekl aile makbereslne tevdi edilecektir. Mevlâ rahmet evliya, i
Tahran’ın tahliyesi
îngiliz kıtaları henüz çekilmemiş
Moskova 11 (A.A.) — Tasa
ajansının İran başkentinden ge. len ve bütün Sovyet gazetelerin, de neşredilen bir telgrafta Sov. yet kıtalarının Tahran’ı tama, men tahliye ettikleri, İngiliz kıta larmın ise şehirde kalmakta de. vam ettikleri bildirilmektedir. Bu telgrafta şöyle denilmektedir:
Amerikan kıtalarının en bü. yük kısmı Tahran’ı tahliye etmiş bulunmaktadır. Yalnız Tahran, yakınında Amirabad mahallesin, de bir kaç yüz Amerikan askeri. le bir kaç Amerikan memuru kalmıştır,
İngiliz kıtalarına gelince, bun. lann ehemmiyetli b:r kısmı hâlâ Tahran’da bzulunmaktadır. Tahranda dolaşan şav'a’ara göre, üç büyük devlet Şefinin Tahran, daki Müttefik kuvvetlerini der. haı çekmek haklındaki Berlin konferansında verdikleri karar tngilizler tarafından varolan bir teşebbüs üzerine alınmıştır.
Bilindiği gibi. Sovvet kıtaları 20 eylüle kadar Tahran’ı tama, m^n boşaltmışlardır.
İran S’h”' -a seyahat?
Kahire 10 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiri, yor: İran Şahının İrandaki si. yasî durum müsaade ett’ği tak. dirde Kahire’yi ziv?>-et edeceği ve orada bir kac cün kalacağı ha. ber verilmekted r M'e’r’da bu. lunan İran İm nara tor’"esi Fevzi. ye’nın sıhhî durumunun ivileş. mis olduğu ve Tahrana müte. veccihen hareket e-’-ccği sanıl, ■maktadır. ________
Yunan kabinesi
Yeni k»bineyt Sofulis kuracak
Atina 10 (Usis) — Kıral nal. bi Damaskinos, bugün halk par. tisinin de temsil edilmesi şarti. le. liberal partisi lideri Temis. to'kles Sofulis’i yeni hükümeti kurmakla tavzif etmiştir.
Bununla beraber, bu part.nin sözcülerinden biri, bu .şeklin ka. bul edilemiyeceğlni bildirmiştir,
Jan Kiepura l ehistan’a dönecek
Londra 10 (R) — Nevyorktan bildirildiğine göre meşhur ses sanatkân Jan Kepva memleke. ti olan Lehistan'a denmek niye, tindedir.
Japonya’da ahali imparator aleyhinde nümayiş yapt»
Tokyo 10 (Auâ ) — Japon tarihinde İlk defa olarak, dün ögkden sonra Tokyo caddelerinde, İmparator aleyhinde nümayişler yar ılmıştır. Kırmraı bayraklarla milli Kore bayraklarını aallıyan ve »Yaşasın cumhuriyetçi demokrat Japonya- gibi ibareler ya-8111 levhalar taşıyan nümayişçiler, aralarında 300 Koreli de bulunan bin. kadar siyasi mahkûmun kurtulurunu kutlamışlardır.
borsa]
10/10/1S45 fiatlcrl •
Lonura üzerine 1 sterlin 5.22
Nevyort üzerine lllıı aoiar 130-50
Cenevre 10» İsviçre Fr 30.3256
Madrid üzerine 100 pezeta 12.89
Stokholm (irerine lıııı Kuron 31 1326
ESHAM VE IAHVİlA'I
% 5 faizli ikramiyeler:
1933 Ergani 25.06
1938 utramıyell 2? 25
Mili! Müdafaa 21-26
Demiryolu ikramiyen $9.—
% 1 faizli Tahviller:
Sivas - Erzurum I 20.80
Sivas - Erzurum 2-3 20 90
1941 Demiryolu ı M M
1941 Demiryolu n 3036
1941 Demiryolu 11! 19.90
Milli Müdafaa 1 19-55
Millî Müdafaa G 20.06
Mili) Müdafaa ni 30M
Anadolu Demiryolu Orup^
Tahviller 1-2 64,—
Hisse senetleri % 80 35.—
Mümessil senet Hisse senetleri: Merkez Bankası T- îş Bankası T, Ticaret Bankası Aslan çimento
BORSA DIŞINDA ALTIN FİATI.ERİ
Gulden ’ "
Reşadiye 34 80
Ingiliz
Külçe ıBlr gramı) fcli
II Ekim 1945
AKŞAMDAN akşama
Halfan usul ve âdetlerini fdnalaşmaktan korumak kimin vazifesidir?
Satfut
:♦
a a e A M
ŞEHİR HABERLERİ 1 || Bir çırp.da | Şiirli bilezik!.
Muharrir Kemal Bilbaşar «Halktan dinlediğim hikâyeler?' PAPAZ İMAM» başhğile Tan gazetesinde bazı yeni örf ve âdet, terimizden bahsediyor, «Hikâye» başlığını büe taş ısa bunların uy. durma olmadığına — mevzuun Elişi noktasından — hükmet.
ek lâzım geliyor. İşin içinde bir realite havası bulunduğuna göte. Kemal Bilbaşar yalan yazma, mistir.
Hikâyenin şu parçasını birlikte okuyalım:
«Bizim mahallede evlenmek deyince karının tapusunu çıkar, mak akla gelmez ki... Belediye nikâhı yapan azdır. Belediye nikâhı bizim mahallede kimsenin İşine gelmez. Herifin biri bir ka. tıya raslar. (Ben şu kadar para kazanırım. Gel benimle otur, hizmetimi gör) der. alır getirir.
Benzin ve gaz stoku
Petrol firmaları mümessilleri Ankaraya çağrıldılar
Ucuzlatma politikası
Alâkalılara göre ihraç ve toprak mahsulleri vergilerinin kaldırılması ihracatı arttıracak ve hayatı ucuzlatacaktır
Belediye geliri
1946 bütçesinde 3 mil yon lira fazlalık var
Orijinal bir tablo değil. Tasvir edilen yer. şayet amele muhiti İse. dünyanın her memleketinde, amele mahallesinde böyle met_ res tutuşlar ; yahut serbes buluş, malar vak’dir. B:zde üstelik şerbet içme tarzında bir de tören yanılırmış Bir adım ileri demek, tir
Fakat, taşraya her hangi bir mecburi gidiş durumu da şöyle hikâye edilivor:
Memleketimizde bulunan petrol firmalarının mümessilleri mühim bir toplantı için Ticaret Bakanlığına davet edilmişlerdir.
Bu toplantıda bilhassa memleketin petrol stoku vaziyeti gözden geçirilmekte ve önümüzdeki üç aylık İhtiyaç ve tevziat etrafında görüşmeler yapılmaktadır.
Öğrendiğimize göre birkaç aydan-berl petrol, benzin, motorin ve mümasili yağlar stoku bakımından memleketimiz hayli zenginleşmiştir. Görüşmelerin sonunda halka yapılan gazyağı tevziatında istihkak miktarının arttırılması yoluna gtdll-mesl İhtimali çok kuvvetlidir.
Bu arada hususi otomobil ve hususi deniz motörü kullanma meseleleri de tetkik mevzuu olmaktadır.
Petrol ofisi kaldırılmıyacak
Bir müddettenberl gazetelerde petrol ofisin kaldırılacağına dair olan haberler alâkadariarca yalanlanmaktadır.
Aldığımız malûmata göra petrol tahdidatı tamamen kaldırılsa dalıl ofisin kalması zaruri görülüyor. Zira petrol istihsal eden memleketler henüz diğer memleketlere petrol ve müştakatını muayyen kontenjanlara göre vermektedir.
Bu bakımdan İşlerin tanzimi ve elde dalma stok bulunması vç satışların murakabesi İçin ofisin vücudu zaruri ...... ‘
telâkld edilmektedir.
Ekmek ve francala
Toprak mahsulleri ve gümrük çıkış vergisinin kaldırılması piyasada İyi tesir yapmıştır,
Hayatı ucuzlatmak ve harb doia-yıslle karışık hale gelmiş olan ekonomimizi düzeltmek İçin bütün Bakanlıklar delegelerinin teşkil ettiği bir komisyon hükümetin ucuzluk politikasının esaslarını hazırlamaktadır. İhracatın arttırılması İçin hazırlanan bu esasların başında gümrük çıkış vergisiyle , toprak mahsulleri vergisinin kaldırılması gelmekte "di.
Hükümetin bu kararı pamuklu mamulâtının ucuzlatıldığı bir zamanda alınmıştır.
Bu kararın akisleri etrafında piyasada tacirlerle ve alâkadarlarla görüştük. Ticaret bir zat kararın şunları söyledi:
— Bu karar zamana uymak
«... Karış na. çocuğuna maaş mı bağlanıyor? Yoo.. Kan da aç, çocuklar da aç. Kan, kocasını nasıl bekles:n? Çalışsın desen, ha devnce is bulunmaz. Çocuklar riyan olur.... Erkek işe gitti mi. kedin başka birile oturur. Hem ka*'nlan doyar, hem rahatları bozulmaz
Eski koca işten dönüşte karı, sim almak isterse o zaman iki şeyden birine güvenmesi lâzım. İa bileğine, ya kesesine. İş yum. ruğa kalırsa bir âlâ döğüşürler. Kazanırsa, karıyı saçından yakalar. Bir temiz döğer. Sopayı (ekince sanki günahları toz gibi Silkinmiş temizlenmiştir. Onu alır evine götürür. Eğer is keseye dayanmışsa, her türlü alış verişte olduğu gibi fazla süren alır karıyı. Çoğu zaman bunlara lü. Buın kalmaz.... Dönen orada pey. dahladığı bîr başka karıyla gelir. Piyesim bu yüzden gürültü patırdı olduğu az görülür.»
Belediye, vasıflarına uygun şekilde çıkarılmalarını emretti
hükümetin normal İçin aldığı karardır ve ucuzluk politikasının lcabatındaıı-dır.
Dikkat edilse hükümet daima kökten flatlerl düşürmeği gaye edinmiştir. Biz İhracatçı bir memleketiz, fakat ancak ve daha ziyade bir ham madde Ihracatçısıyız Ftatlerln bu bakımdan istihsal mın takalarında düşürülmesi ucuzluğu temin edebilir, Meselâ toprak mahsulleri vergisi. Bu vergi diyebilirim ki fiatlerln en aşağL yüzde 30 - 40 yükselmesine se-bebolmakta idi. Fakat bu harb esnasında zaruri idi ve alındı,
Bizce hükümetin bu politikasına devam ederek dalma müstahsilin üzerindeki yükleri hafifletmesi gerekir»
Diğer taraftan kendisiyle görüştüğümüz tüccarlarımızdan Haşan Gür-soy şöyle demiştir:
(— Hükümet son kararı ile üç taraftan olarak flat ucuzlama yoluna gitmiştir. Evvelâ toprak mahsulleri vergisi kaldırılmıştır. Bu flatler üzerinde esaslı bir tesir yapar, saniyen flatlerl devletçe tâyin edilen ve bil-
itlyacı olduğu halde elindeki para bunları almağa kâfi gelmiyorsa istihsal ettiği maddenin f la tini onu alabilecek kadar yükseltir. Bu, pamuklu. sigara, yeme, İçme maddeleri İÇln böyledlr.
Bu bakımdan devletin ffatlnl tâyin ettiği maddelerin ucuzlatılması gerek dahili ve gerekse hariç! hallerimizin ucuzlaması İçin çok önemlidir. Bu saydıklarımdan başka ihraç vergisi de kaldırılmış bulunuyor. İhraç vergisi kaldırılmasının toprak mahsulleri vergisinin kalkmaslyle ucuzlamış olan flatlerl biraz daha düşürmesi bakımından çok önemlidir. Yalnız şunu da teslim etmek lâzımdır ki bütün bu flat tenezzüllerinin hakikat sahasına çıkması halinde dahi dahili piyasamızın flatlerl hariç memleketler fiatlerine nispetle çok yüksektir. Bittabi hariç memleketlerden kastımız bizimle münasebatı bulunan İngiltere. Amerika vs. gibi memleketlerdir.
Bundan başka görüştüğümüz maruf ihracatçılardan bir zat şöyle söyledi:
«— Bu vergilerin kaldırılması bittabi tesirini çok müspet olarak gös-
kış vergisinde anlaşıl a mıy an ve tütüncüler! düşünceye sevkeden bir cihet vardır.
Neden bütün maddeıer 948 dan sonra gümrük çıkış vergisinden muaf tutuluyor da eski senelere alt tütün mahsulünden vergi alınıyor?
Neşredilen Izahnamede tütünün hususiyetlerine binaen denilmektedir.
Bu hususiyetler, acaba malımızın iyiliği ve nasıl olsa satılacağı mıdır? O zaman tütün İhraç vergisinin kalkmaması daha yerinde olurdu.
Her ne İse bu ufak pürüze rağmen kuvvetli bir tahminle diyebilirim k! İhracatımız 948 dan sonra sırf bu Ikl verginin kaldırılmastyle yüzde 50 nispetinde artacaktır.
Yalnız hükümetin alması lâzım ge-
Hususi İdare 11e belediyenin 194B bütçesinde 3 milyon Ura kadar bir fazlalık vardır. Gelirlere hiç zam yapılmadığı halde bu fazlalık muntazam tahsllâtla elde edilecektir. Belediyenin 938 yılı bütçesi 10 buçuk, 1939 yılı bütçesi de bir buçuk milyon lira fazlaslle 12 milyondu. O tarihten itibaren bütçe mütemadiyen yükselmiştir. Bütün bu artışlara rağmen gelir vergilerine hiç bir zam yapılmamıştır. Fazlalıklar hep tahsilatın muntazaman mükelleflerden alınma-si^e temin edilmiştir.
İlgililerin söylediklerine göre hususi İdare bütçesine gelir temin eden en mühim kaynak yol vergislle bina vergisidir. Bu vergiler muntazaman tahsil edilememektedir. Bugünkü kaynaklarla belediye bütçesi 35 milyon liraya yükselebilecektir, tslan-buldakl bütün yol mükelleflerinden muntazaman tahsilât yapılmadığı gibi bina vergisinden de belediye varidatı azdır. İstanbulda her on yılda bir bina tahriri yapılmaktadır. Önümüzdeki yıl bu müddet tamamlanacağından yeniden bina yazımı yapılacaktır. İstanbulda şimdiye kadar yazılmamış olmasından vergi vermlyen birçok binaların mevcut olduğu söyleniyor. Bu sebeple İstanbul gibi paraya çok muhtaç olan bir şehrin gelirlerine zam yapılmadan evvel eldeki kaynaklardan tam olarak faydalanılması yoluna gidilecektir.
Memlekette «nesebi sahih ol. tnıyan çocuklar» işinin mesele teşkil ettiği öteden beri dikkati çekiyor. Acaba bazı bölgelerde vaziyet bu hali aldı mı" Hani Adetleri herkesi şaşırtan iptidaî kavim ve kabileler vardır; köy Ve kasabalarımız arasında pek azlarının dahi bu derekeye düş. ■nesine gönül razı olamaz.
Orta Anadolunun çok ileri sa. yılan, âbidelerde, tarihîle, hattâ modern tesisatile meşhur bir vi. Iftyet merkezinde, halk, ölülerini çl merdivenine yatırıp mezara laşıyor, bu manzara da siniri bo. Rıyordu. Gözümle gördüm. Ke. ■a. aynı şehirde, mahalle arala, tında, doktor evlerini andıran thinaresiz, asri camiler yapılı, yordu.
Halkın his ve âdetlerinde bazı sapıklıklar görülürse, münevver Hafin bir ağabeylik, bir rehberlik etmesi lâzımdır. Hele «doğum», «izdivaç», «ölüm», tabiat üstü Ue ilgilenme» bahisleri bir mille, tin seviyesine tarihin her devrin, de ayna olmuştur. Türklyede, mektepler. Halkevleri, bu hususta rehberlik ededursun, onların ulaşamadığı yerlerde milyondan fazla bütçesi olan diyanet işlerinin bir mevcudiyet göstermesi, gizli nikâhlar, aklı ve ananeyi İsyan ettirici gömmeler, zevki ve göreneği üzen mabetler hakkın, fla rehberlik etmesi lâzımdır. Milyonluk bütçe ile görülen va. rife mazmaza He istinşakı öğret. pıekten ibaret olmasa gerektir. Bunca hutbeler ve vaızlar ara. ■ındft bu gibi hususlarda İyi te.
Beledlye, ekmekler hakkında İlçelere birer tamim göndermiştir. Bu tamimde bazı fırınlar tarafından francala şeklinde çıkarılan İkinci nevi ekmeğin bundan sonra yuvarlak olarak ve francalanın da çiçek veya bira mayası kullanmak şar ti 1 e evsafına uygun bir şekilde çıkarılmasının temini İstenmektedir. Ofis tarafından fırınlara verilen her İki nevi un’un kalitesi düzelmiştir. Birçok semtlerde bu arada Üsküdarda çıkarılan İkinci nevi ekmekler artık şikâyeti muclbolrruyacak şeklidedir. Bu sebeple İkinci nevi un sarfiyatı artmıştır.
Belediye, ekmeklerin, kararnamede tesblt edildiği gibi çıltarılmasll® francala fırınlarının fazla kazanç temin ettiği hakkındakl şikâyetleri ön-llyecektlr. Has ekmekler çiçek veya bira mayası kullanılmadığı zaman francala şeklinde hazırlanamıyor. Bu yüzden de ekmeklerin rütubet dereceleri artmakta, dolayısifi kuru maddeden yani un’dan fırıncılar tasarruf etmektedirler. Bu çeşit mayalar kullanılınca ekmekler İstenilen evsafta olacaktır. Harbden evvel kullanılan çiçek mayasının piyasada İhtiyaca yetecek kadar olmadığı söylenmekte ise de bira mayası mevcuttur ve kilosu 25 kuruştur.
Bulgaristanla ticaret
Son günlerde BulgaristanlI takas suretiyle ticaretimiz artmıştır. Bulgaristan’la bilhassa palamut üzerinden iş olmaktadır. Son hafta İçin Bulgaristana foto malzemesi karşılığı olarak 200 ton palamut İhraç edilmiş-, tir.
Palamut İhracatının yapılması palamut piyasasına derhal tesir etmiştir.
İstanbul - Selanik tren seferleri
Pltyon - Svllengrad arasındaki Yunan demiryolu kısımlarının Yunan Devlet Demiryollarına devri dolayi-sllo memleketimizle Yunanistan ve daha İlerdeki memleketler arasındaki eşya nakliyatına ait ücretlerin ödeme seklileri kararlaştırılmıştır.
Buna göre Yunanlstana gönderilen vo oradan gelen ve Bulgarlstandan gönderilecek eşyaların demlryolları-mıza İsabet eden nakil ücretleri memleketimizde ödenecektir. Bulgaristan'dan daha İleriye gld’ecek eşyanın demiryollarında ve Yunan demiryollarına alt ücretlerle Bulgaristan ve daha İlerdeki memleketlerden gelen eşyaların da Bulgr ve Yunan ve bizim demiryollarına alt ücretleri de memleketimizde ödenecektir. İstanbul - SelânJk arasında bu ay başından itibaren seyrüseferlere başlanacaktır.
sirler yapmak mümkündür sa. nırız.
(Vâ . Nû)
hassa müstahsilin muhtaç olduğu len bazı tedbirler daha vardır kİ maddeler nispet dahilinde ucuzlat»!- onların da yavaş yavaş alınacağına
iniştir,
Bunun tesiri çok büyüktür. Zira bizim köylümüz için mehek taşı paranın azalıp, çoğalması yahut kıymetinden kaybedip etmemesi değildir. O malını sattığı zaman eline geçen para ile ihtiyaçlarını tatmin edip edemediğine bakar.
Senelik faraza iki çarık ve şalvara
kani bulunuyorum.
Meselâ bilhassa para vaziyetimizin düzenlenmesi, para kıymetinin kuvvetli olarak tespit! vesaire... Bu İki verginin kaldırılması ve İhraç flatle-rlnln ucuzlaması ihracatın fazla yapılmasına bu da dolayıslyle döviz kaynağımızın artmasına ve ithalâtın bol yapılmasına sebebolacaktır.
Kızılay hemşire okulu direktörlüğüne tâyin edilen Mis Sinclair ile bir mülakat
Amerikanın New-York şehrinde uzun seneler Hemşire okulu direktörlüğünde bulunmuş, Colombla
Üniversitesinden . yüksek hemşerlllk ve pedagoji diplomaları almış olan Mlss Cedlta Slnc-lalre. İstanbul Kı- 8 2iiay Hemşire oku- „ lu direktörlüğüne tâyin olunarak va- Mlss Sinclair zlfeslne başlamıştır.
Mıss Sinclair'! okulda ziyaret ederek Türk ve Amerikan hastabakıcılığı hakkındakl görüşlerin! öğrenmek İstedik. Şen bir Amerikalı olan Mlss Sinclair kendisine sual sormama vakit bırakmadan bana gülerek şu suali sordu:
— Hemşire İle hastabakıcı arasında bir fark buluyor musunuz? Ve ilâve etti:
— İşte Türklyede yegâne hata bunda halk kadar doktorların dahi çok kereler yanılmasıdır. Sunu söylemek lâzım kİ Amerika'da bunu tasrihe İhtiyaç yoktur, zira -orada Hemşlra-nin bütün tıbbi vs içtimai bilgileri edindiğini, onun bir doktordan farksız olduğunu herkes bilir.
Türklyede hemşire adedi maalesef pek azdır. Yeter kadar öğretmen ve 1 jareclnln olmaması hastanelerin bugünkü durumunun tamamen istenildiği gibi olmamasında yegâne âmildir. Amerlkada bu hususta sıkıntı çekilmemesinin yegâne sebebi de okullarda ve ev kadınları arasında hemşireye verilen mevkidir.
Memleketinizde bu işi başarmak İçin üç şartın yerin® getirilmesi lâzımdır:
1 — Hemşirelik yapacak kallted® talebe cezbetmek va o talebelerin tahsillerini müteakip evlenmelerimi
müsaade etmek.
2 — Gelecek olan bu talebelerin en İyilerinden rehber hemşire yetiştirmek,
3 — Memleketin her büyük şehrinde birer Hemşire okulu açmak.
Hemşire bir millete sade harb İçin yardımcı değildir, sulhta, nüfus siyasetinde (doğumların sıhhi şartlarla o', nasmda ve doğanların sıhhi şartlarla büytitülmeslnde) salgın hastalıklarda. hülâsa her zaman hemşlre-nin rolü vardır.
Kızılhaç Amerika’da her semtte alrsam kursları açmıştır, bunlara ev kadını olsun, üniversiteli veya liseli olsun her lstlyen devam eder ve bu-rahrda evde hastabakımı, salgın hastalıklardan korunma, çocuk bakımı öğrenir. Bunlar hükümetin halka tahsil programına dahildir. Ora-laı ( - dere verenler Ücretsiz olarak çalışırlar ve her evde bulunabilecek eşya ile bu dersleri verirler.
— Amerlkada hemşirelik veya her hangi bir meslekte dışarıda geçirilen hayat ev kadını yetiştirmeye mâni oluyor mu7
— Amerikan kadınının haleti ru-blycsl şudur: Kadın evlenmek!® ve çocuk sahibi olmakla diyardaki vazifesini bırakmamalı, o kocası kadar kendisi de yuvasının refahı, iyi yaşayış şartlan için dışarıda çalışmalıdır. Çalışmadığı zaman yaptığı tahsili boşuna v® bir başka Amerikalının yeıJnl alarak yapmış, vatanına karşı borcunu ödememiş olur. Amerlkada katde şudur: Devletin verdiği İmkânlardan her erkek ve her kadın istifade eder, ancak onu egolsmi. yani zevki İçLn yapamae.
İstanbul'daki Hemşire okulunda bazı değişiklikler yapmak lâzımdır. Evvel ^hemşireleri evlenmekten meneden kaidelerin kaldırılması, saniyen İlerlemiş hemşire turalan açmak İcabeder.
Türk kızlarının bu meslekte göt-
Satışa çıkarılan ithal malları
İst. Kurukahveci Handa Mecdettln şerbetçi'ye Krampon (ray çivisi). Taksim Cumhuriyet caddesinde Tat-ko'ya oto akşamı. Taksim Tarlabaşı caddesinde Rlfat Kamhl’ye oto akşamı, Gal. Horniş handa Slnger dikiş makinesi, ayağı, tablası, Gal. Alime handa Sldney Novll'e yazı ve hesap makinesi. Gal. Hezaran caddesinde Bıırla biraderlere elektrik motörü, Tahtakale Cedit handa Naftsll Alta-ras'a traş bıçağı, Beyoğlu Sakızağa-cında Pernado Franko’ya boş sinema filmi. Gal. Kardeşim sokakta K.B. Bulak'a kaynakçı aleti ve Jeneratör, manometre, İst, Raşhan'da Aziz Flk-rlğ’e muhtelif eğe. Ketenciler Halil handa i. Çehrell ve N. Kalır'a kuru pli. Taksim Sıraservllerde Bedri Tun-cer'e muhtelif oto akşamı, Gal. Ankara handa Çelik boya T. AŞ. ye makine akşamı, İst. Anadolu handa D. Somek'e Aspestos boru. Gal. Jeneral handa Nihat Tuncar'a doğum aleti, Gal. Fermenecilerde Koç Ticaret'e cam, Yenipostahane Yan sokakta Mehmet Galip İnel’e hararet derecesi, Bursa Koza handa İhsan İpek-er'e Anilin boya. Tahtakale caddesi 47 de Ihsan Nebloğluna Anilin boya, İşt. Dilsizzade handa Armoni Botto-na peynir mayası, İst. Dilsizzade handa Osman Demlrere peynir mayası. İst. Meydancık handa Molz ParalU'ye Eter. İst. Küçük Ticaret handa Türkiye Eczacılar deposuna Sülfolhtlyblt damonyum, Gal. Merkez handa Şark Ticaret'e kurşun arsenlyat. İst. Yılmaz handa J. Şprlnger ve v. Amon'a sülyen, Gal. Kredllyone anda demir ve malzemeye yağ kâğıdı, GaL Hulûsl Bey handa Nihat Ayman'a 1 nci hamur matbaa kâğıdı. Tahtakale Bal-kapan sokakta Rafael Behar'a İyi matbaa kâğıdı, İstanbul Besler bls-kül çikolata şekerlemedi Ik'e Selefon kâğıdı Mamutpaşada Dilber Kardeşler ’e suni ipek İpliği, İst. Meydancıkta Veflk İnsel'e yün kravat, Gal. Tersane caddesinde Kevork Malhas'a bezil zımpara, Marpuççular Konya handa Yenen umum ticaret'e yıkanmış Merinos yüntl, İstiklâl caddesln-Jorj F. Kollaro’ya yün mensucat (ofise devir), Y. Kule K. Çeşmede Fott Dulos’a kuru manda derisi, Gal. Ho-vaglmyan handa (Evrensel) G- Te-klnalp’a kuru sığır derisi.
Topraktan yerli vazolar, ta. baklar, çanaklar yapılan bir yer. de bir takım bardaklar gördük. Bunlardan birinin üstüne bade, güzel sev...» kelimeleri almıştı.
Yine üstlerine bir takım gun mısralar yazılı kahve _ canlan da gördük. Benimle hera. ber bu toprak atelyesıne gelen şair arkadaşım memnun oldu:
— Bize yavaş yavaş iş çıkı, yor.,, diyerek bardakların, nakların üstündeki mısraları okumağa başladı.
Banlan böyle üzerinde hikmetler. vecizeler, mısralar, büyük sözler bulunan ukalâ eşyayı pek sevmezler. Eşyanın sadece vazi. fesini görmesini, ukalâlık etmemesini isterler. Halbuki insan sevdiği bir güzel sözün, hoşlar dığı bir mısraın, kendisini dil şiindiiren bir hayalîn es vasi tizi rinde bulunmasını neden arr etmesin?..
Eskiler buna daha ehemmiyt verirlerdi. Ve bir çok eşyanı üzerine yazı yazarlardı Hele res min memnu olduğu ve eşyanı yazı ile süslendiği devirlerde...
Kadın bileziklerinin üstlerind bile meşhur mısralara rasgeli nirdi. Hattâ meselâ hiç Türkçı Arapça, Farsça bilmediği hald Sark eşyası satan bazı Musevîk yaptıkları bileziklerin üstüne gf lisi güzel bir takım şekiller çl zerlerdi. Bunların yazıya benze meşine dikkat ederlerdi
Edebiyat âlemimizin maruf sİ malarından olan Sadullah paşa nın hususî hayatına dair bir fıkra vardır: Sadulfah paşanın Av. rupa sefareti esnasında güze! bir prenses bileziğini göstererek ve:
— Paşa bunu ben Arabistan, dan aldım. Üstünde Arapça bir yazı var. Senelerce taşıyorum. Fakat mânasını hâlâ öğreneme. dim. Tercüme eder misiniz?..
Diyerek kolunu uzatıyor. Sa. dullah paşa bileziğe baktığı za. man bir takım tamamile mâna, sız çizgiler görüyor. Bunların uydurma olduğunu söylese prenses bir nevi havai yıkımına uğrıya. cak. Hattâ belki de Sadullalı pa. şanın okuyamadığına, cehaletine hükmedecek.. Bunun üzerine pasa şöyle diyor:
— Bu bir beyittir... Diyor ki: Güzel bilezikler vardır kî bilekleri süslerler. Güzel bilekler vardır ki bilezikleri süslerler... Bu siz’nki İkincisinden.
Prenses son derece memnun oluyor. Hattâ etraftakilere «ba. kınız ne fevkalâde beyit!.» diye Sadullah paşanın oracıkta aklı, na gelen hayali anlatıyor.
Bugün bileziklerde aynı moda olsa, yeni sairlerden hangi mis. ratan altınların üstüne kaz mak icabedecektir? Her halde «Yazık oldıı Süleyman efendiye mısraını.
«y-fin.
Ça-
Cfeated by free version’of 2PDF
Hikmet Feridun Es
Ecnebi gemiler
Limanlarımıza bol miktarda eşya getirip ihracat eşyası alıyorlar
Krom talepleri arttı
Son günlerde İsviçre ve Amerlka-dan krom talepleri artmıştır. îtalya-dan da yiyecek maddeleri istenmektedir.
terdlklcrl zekâ hiç de Amerikan kızlarından geri değildir. Hemşire olacakların çok cesur ve metin olması İcabeder. Fakat yanlış anlaşılmasın, erkek kadar sert değil şefkatte karışık bir metanet..
Sonra hemşirelik en ulvi bir ..meslektir. Size sorarım, hayatı sönecek bir hastayı yapacağı ufak bir enjeksiyonla yeniden hayata kavuşturmak veya acı çeken bir insanın acılarım bilgisi sayesinde dlndlrebllmek .ıe büvük bir zevktir.
Bugün İçin kadromuzda 30 talebe vardır, bunların 3 senelik bir dikkat ve ihtimamla yetiştirilmesinde arkadaşım Fizik, kimya, Mlkroblolojl öğretmeni Mlss Lllllnn Mag da âzami gayret sarfetmektedlr. Ankara'da 200 yataklı bir Kızılay hastanesinin kurulmasına çalışılmaktadır. Tahmin ediyorum kİ memleketiniz yakın bir gelecekte birçok Edlth Carvell ve Florence Nlhtingal® nümuneleri Verecektir. .
£on günlerde Umanlarımıza çok miktarda İthal eşyası İle yüklü muhtelif bandralı şilepler gelmektedir Halen limanımızda iki Amerika gemisi yüklerini boşaltmakta ve bir yandan da yük almaktadır.
İzmlre yeniden üç ecnebi gemi gelmiştir. Bunlardan ılmpayr Splan-denz» yapağı, deri, demir ve muhtelif ithal eşyası boşaltmaktadır
Diğer taraftan Umanımızdan tamire giden «Sunnerland» adındaki 4500 tonluk îsveç vapuruna ojadan 2000 ton pamuk küspesi, ve ham deri yüklenmiştir. Bundan başka «Llnl-mlgton Kunt» İsimli 8000 tonıuk İngiliz şilebi bakla ve muhtelif ham madde yüklemiştir.
Ayrıca «Stoklaykester» adında 10 bin tonluk bir İngiliz şilebi ayın birinci günü İngiltereden demir, makine, mensucat, v.s. yükllyerek hareket etmiştir. Bilhassa bu şilepte evvelce sipariş edilip getirilememiş olan maddeler mevcuttur. Ayın birinden sonraki siparişler iptal edilmiş bulunduğundan eski mallar ancak bu vapurla ve arkadan hareket edeceği bildirilen diğer üç vapurla getirilecektir.
Diğer taraftan «Kebui» acentesi tarafından Tulon limanına sefer yapmak üzere kiralanan «Necat» şilebi İzmir® gitmiştir. Oradan İsviçre İÇln İncir, üzüm ve tütün yükleyip hareket edecektir.
A gŞ A M
11 Ekini 1945
Kedikr hakkında bir tedkik
Kediler | milyon sene evvel yaşamağa başlamışlar
Hayvanlar arasında en çok sevilen fakat en çok ta zulüm gören kedilerdir — Ankara kedisinin ahlâk ve âdetleri
Başkasının başını korumak isterken..
Trakya’da pancar mahsulü
Üç sevimli kedi
(Üç ayda bir çıkan Tiiric Veterinerler Cemiyeti Dergisinin son nüsha uıda ordinaryüs proltsor Dr. Sa-muel Aysoy'un kedilere dair kıymeUl bir tetkik yazısı vardır. Profesör Sa-Diu 1 Aj-07, otuz beş sahildik yazı-sııı-ıı kccüerln ahlâkından, tarihte kediden \e mevcut hurafelerden, kedi... uît hikâyelerden, edebiyatta, ekonomide kediden, kedi düşmanlarından, kedi üretiminden bahsetmektedir. Profesör edebiyatta kediden bah-•edtrken Tevfik Fikre tin, Namık Kemal'in şiirlerini. Kâni'nln bir arzuhalini, Sürurl'nin hezeliyatından bir parçayı almakta ve kedilere âit diğer bir çok yazılsn kaydetmektedir. Profesör Aysoy'un değerli yazısından bası kısımları iktibas ediyoruz.]
Kediler tarihte bir çok maceralar 8 .irmişler, bir çok İyi ve fana günler görmüşlerdir. Bazı milletlere mabud, bazılarına peygamber, bazı kıralı ara nedim, bazı ediplere, şairlere İlham kaynağı, dost, bazı siyasilere mesai arkadaşı olmuşlardır, insan oğlunun alılûk. vicdan ve düşüncelerine zaman zaman âriz olan buhran ve sapıtma nöbetlerinin tesiri altında bir yamanlar çok sevdiği va tapındığı bu mahlûka enklzUyon mezalimine taş çıkartacak derecede müthiş İşkence ve ftcaylİ tatbik etmekten çekinmemiştir.
Bazı batı] itikatlara Dağlanan insan oğlunun orta çağda hayvanlan hareketlerinden mesul sayarak sürü sürü mahkemelere scvkettiğlni ve muhtelif cezalara, hattâ İdam cezasına çarptığını tarih kaydetmektedir
Muhle.lf hayvanlar arasında en ziyade zulüm görenler kedilerdir. Na-turalist BlllalnvlBc'e göre kedi binlerce hattâ bir milyon sene evvel yaşamağa başlamıştır. Tertiaire arazide 14 ne, inin iskeletlerine tesadüf edilmiş olduğu ve bu nevilerin boyları şimdiki kedi ile eşek aracındaki farkı göstermektedir. 3u nevilerin büyük t-■" kısmı bıı gün kaybolmuştur.
1" dinin menşei Habeşistan'dır. Milâttan 2200 sene evvel on İkinci Mısır hanedanından birinci Ousırtasen tarafından Habeşistan'ın fethindin sonra Mısır'a İthal edilmiş ve ehliyet hayatına girmiştir. Kedi Mısır'lılarda musiki, aşk ve güzellik İlâhlarını temdi ederdi. Bir kadının güzellik derecesini anlatmak için kedi gibi güzel denirdi. Mısır hükümdarı Pthjleıaâe' nln iBatlamlyus) Roma lıların dostluğuna büyük bir kıymet verdiği bir zamanda bir Mısırlı dikkatsizlik yüzünden bir kediyi öldüren bir Romalıyı Öldürmekten çekinmemiştir Milâttan 625 sine evvel İran hükümdarı Kam-blsez fCambyses) Mısır lıların kedilere karşı olan muhabbet ve hürmetini bildiğinden harabeleri üzerine şimdi Port Şald'ln İnşa edildiği Felııse
şehrini raptetmek için ordunun önüne büyük bir kedi sürüsü koymuştu; Mıar’lılar kedilere zararı dokunur diye harbetmekten çekindiler ve şehri harbsLz olarak düşmanlarına teslim ettiler.
Mısır'da kedi öldürmek memnu İdi Kedi öldüren ölüm cezaslle cezalanır di. Mısır’da her hangi bir evden kedi cenazesi çıktığı zaman matem tutulur ve matem alâmeti olmak üzere ev halkı kaşlarını tıraş ederlerdi, ölüler tahnit edilir güzel kokular ile ta'lir edilir, cevizden mamul sandıklar İçine konur ve hususi mezarlığa gömülürdü. Sandukanın üzerine altın ve yahut bronzdan mamul müteveffanın başının kabartma bir resmi konurdu- Mısır'da Bfnl Haşan mevkiinde Diyana mağarası Grotte de Dlane denilen mağarada 1890 tarihinde Ingilizler tarafından 180.000
Heybetli bir kedi başı
kedi mumyası bulunmuş ve Londra müzesine nakledilmiştir.
Asurl ve Babllllerln eserlerinde ve Musevilerln mukaddes kitaplarında kediden bahis yoktur. Fakat bundan 2000 sene evvel Sanskrit lisanı He ya-zımltş bir eserde etili kediden bahsediliyor. Kedi pek çok zamanlar sonra Mısır'dan Suriye ve Arabistan'a İthal edilmiştir.
Arapiar kedilere soy adlan da verirler. Erkekler için: Ebu Haddaş, Ebu Elhtyten, Ebu Elgizvûn. Ebu Semah, dişiler İçin de Ümmül Samah adlarını kullanırlar.
Plin isminde blr> müverrih Arapların Islûmiyctl kabul etmelerinden evvel altmdan mamul bir kediye taptıklarını yazmaktadır.
Eski Cermen kavimierinde kedi fuhuş ve serbestinin senbolü İdi. Alalns’ler (Kafkasya’dan Fransaya' gelen ırki Van dallar serbestlyi temsil İçin kediyi sembol olarak kabul etmişlerdir, çünkü kedi ne terbl-
Bir Ankara kedisi
ye edilebilir ve ne de İtaat altına alınabilirdi. rskandlnavya'lılarda kedi güzellik Allahını temsil ederdi.
Kedilerin ahlâk ve tabiatları
Bize kalırsa kedi ne bu m zalime ve ne de bu sevgiye müstehaktır. Çünkü kedi hodbindir nankördür. Çünkü kedi sahibine değil yalnız evine bağlıdır. Sahibini kaybetmekten sahibinden ayrılmaktan teessür ve keder hlşşctmez. Yeter kİ. Rahatı bozulmasın, kendisine köpeğin sadakat ve fedakârlığından bir zerre nasip olmamıştır.
Veteriner literatüründe sahiplerini kaybettiklerinden dolayı melankoliye tutulup ölen köpek vakaları pek çoktur. Halbuki şimdiye kadar bir kedinin sahibi için öldüğünü ne literatürde ve ne de 35 senelik pratik hayatımızda gürdük. Bu sözlerimizden kedilere düşman olduğumuz mânası çıkarıl mam alıdır. Güzelliği ve zekâsından başka İnsana birçok hastalıkları vermeğe vasıta olan fareleri ortadan kaldırdığından himayeye lâyıktır. Fakat köpeğe karşı hissettiğimiz muhabbete asla müstahak değildir
insanlar taralından yapılan okşamalarla verilen gıda kendisinde nt muhabbet ve n$ de nlmetşinaslık uyandırır. Cemiyeti sevmez, erkek ve dişi ayrı ayrı yaşarlar. Kedi fisi bir mahlûktur Ehliyet hayatına pek nıüşkll&t İle dahil olmuş. İnsanların terbiyesine rağmen hırsızlığı ve hilekârlığı bırakmamıştr, İnsanlar kediyi ehlileştirmek İçin onun et yemek şevki tabiisinden istifade etmişlerdir Bu suretle farelere karşı kuvvetli bir düşman evlerin içine yerleştirilmiştir.
Gençliğinde pek munis ve cana yakın olan ki dİ büyüyünce hail vahşetteki âdetlerinin bir kısmını tekrar almağa başlar, ve insanlardan ekseriya kaçar. Sahibine zaman zaman mer-butiyetlnl gösterirse de o da şahsi İstifade ve pek sevdiği okşamalara nail olmak İçindir, Şunu da parantez içinde arzedellm ki et yiyen vahşi hayvanlar insanların okşamalarından çok hoşlanırlar. Kurt insanların sesine ve okşamasına bayılır. Kedi çok cesurdur, büyük bir tehlikeden kaçmak mümkün olmadığını anladığı zaman bütün kuvvetini birden İstimal eder ve mütearrızın bilhassa yüzüne karşı hücum eder. Kapalı yerlerde kedileri tehdit etmek çok tehlikelidir.
Kedilerin kılları çabuk elektrıze olur. Kuru havalarda karanlıkta elin sırtı İle tüyleri okşanırsa elektrik kıvılcımları saçar; köylüler şimşek çaktığı zaman kedinin yanında bulunmazlar, çünkü yıldırımı çeker. Kediler 15 yaşına kadar yaşayabilirler. I
Ankara kedisi
Dünyada mevcut kedilerin en güzelidir; tabiat bu yaratığını yalnız Bizim Ankara'mıza bağışlamıştır. Tüyleri parlak ve güzel olan bütün kedilere Ankara kedisi İsmi verilmekte İse de Ankara kedisi kendi başına bir ırktır ve menşei Ankara civarıdır. Avrupa’ya buradan intikal etmiştir. İngiltere’de ve Fransa’da güzel nümunelerlne tesadüf olunmaktadır. ttalyaya 1551 tarihinde Metro Delin Walla İsminde- bir vat tarafından Horasandan İthal olunduğu söyleniyor İse de hakiki Ankara krdlsl olduğu şüphelidir.
Ankara kedisinin ahlâk ve adetleri Ankara kedisi güzelliğinin vermiş olduğu gururdan dolayı bira?, ağırdır Daima koltuk ve kanapeler
Okuyup yazması olmtyan Keûıankeş Kara Mustafa paja dördüncü Sultan Murat ve Sultan İbrahim devirlerin-do beş «ne dört ay stiren sadareti esnasında okuyup yazan, ilmi olan bir çok sadrâzamlardan ziyade işler başarmıştı.
Mekke’de Arafat'tan gelen suyun mecrasını kapayan büyük bir kayayı ■uyun bol. bol cereyanına müsait olacak derecede kestirmiş. Ayni Zer-ka kaynacında bir kale yaptırmış, bu kal» muhafızlarına ve Haremeyn tıkamama senede iki bin beş yüz «sikke! hasene. tahsis eylemiş, kurşunlu mahzene bitişik olup m&slii-manlar şikâyetile kapanmış olan ayazma kilisesini H. 1052 de camiye tahvil etmiş. Parmakkap’da bir medrese yaptırmış, Tokat ve Sivas arasında viran Mehmet paşa hanını yelliden bina ettirdikten, etrafına cami vr- hamam. da yaptırdıktan sonra dürt, bi.5 yüz hane de naklettirerek orada bir mamure vücuda gelirmiş, yirmi bin kuruştan fazla para sarfiıc Edirne'de haraba yüz tutmuş Mlhul-bey köprüsünü yeniden bina ettirmiş. Eğride bir büyük hamam İle mektep ve baruthane. Rumeli'de pek güçlükle geçjlebilen yerlerde kaldırımlar, köprüler, su bulunmıyan verlerd'' çeşmeler yaptırmıştı.
Daha Revan fethi dönüşünde Kaplan paşa olunca tersane otağındaki israfları, karışıklıkta* 1 kaldırmış ve ner sen» kırk kadlrga -ocaklık eylemişti.»
Sadrâzam olur ounuz on iki om sipahi ve on yedi bin yeniçeri alıkoyup bakisini defterden ihraç ettirmiş, memlekette zapturaptı timin eylemişti. Seferden dönüp İstanbul'a gelince narlıcı Hüsnü efendi marife-tlle narh İşlerine nizam verdiği gibi sikkeyi de tashih eylemişti,
IstabuTda Üsküdar'da luzumlu yerlerde birçok cesmeKr dahi onun eseridir.
Kemankeş Kara Mustafa paşa umumun meaafiine aJt böyle müesseseler vücuda getirmekle kalmıyarak İdari ve mail epey tanzimatı da başarmış, devletin masarifini kiMiltmış. iradını çoğaltmıştı.
Hazînenin İrad ve masarifinde (nakit) esasını kabul ile tezkereleri kaldırmıştı. Ulufelerin tevzilnde teehhürlere meydan bırakmıyordu. Her üç ay bitince bunları seksener akça-ya mahsup olunmak üzere safi, has riyal olarak verdiriyordu. Yeni sarayın iç oğlanları ulûfesin! divana almıştı; her sene kaftan bahası verilmek de onun eseri İdi.
Gümrükten ve miri hazînesinden alman vazifelerle ulûfelerden birer miktar indirmiş, hacılarını (nftmüs-tahaktır) diye büsbütün vazifesinden mahrum etmişti. YoUsma namlle bir çok eramelerl «calip» defterden kaydını terkin edip, askeri taifesini azaltmış, (Israfat mnkulesl) dlr diye sarayın bir çok masarifini kesmişti
Rumeli'ye (avarlz tahriri» için gönderdiği Dllâvcr efendi marifetile tahrir harici kalmış «haneler» bulmuş, soy İdleri ve kadıları bile müsavattın avarlze bağlamıştı.
Cizye verenleri çoğaltma fermamı* cizye tahririne memur ettiği baş muharibe İstanbul'lu Hacı Ali efendi küçük çocukları bile deftere ithai eylemek suretllc «fartı gayret» göstermişti.
Hasılı Mustafa paşa sadareti müddetinde bütün mevaclp ve masarifi tesviye ettikten sonra altı bin kese akça dahi arttırmış İdi ki sây ve dikkatin bu derec( rt bir asırdan beri görülmüş şey değildi.
Fakat bu takayyütler, tazyikler ve arada bunlara karışan İftiralar tabii bir çok kişinin menfaatlerini ihlâl ediyor, bazı haklı şikâyetleri de oel-beyllyordu. Haremi hümayun ve saray, asker ve halt içinde sadrâzamdan memnun olanlar vakit geçtikçe azalıyordu. Enderun hademesi kâmilen kendisine gflcenmlştl. Memuriyetlere gönderdikleri adamların yaptıkları taaddlJere göz yumması da iyi İcraatının tesirlerini gideriyordu
Mustafa paşa Malkara'da medfun meşhur Oasi Turhan bey stil 8'esinden olup ecdadının evtnal ve evkafından senede otur, bin kuruş kadar Irat sahibi olan Faik bey servetlle kanaat etmlytrek vilâyet tahriri, muhassılık gibi işlerde bulunuyordu. Halka etmedik ceviz ve zulüm bırakmaz bir adamdı. Bu mesleği İle eslâ-fının şerefli namını kirletiyordu. Hüsrev paşa sadrâzamken bu halin den dolayı bin değnek vurdurarak kendisini cezalandırmıştıI Fakat Faik bey bu cezadan da mütenebblh olmamış, yetmiş yaşına ''armış ak sakallı bir pir İken zulmünden, eziyetten vazgeçmemişti.
(Devamı 7 inci sahıfede)
Edirne (Akşam) — Edirne merkez -kazasına bağlı köylerden sökülmekte olan pancar mahsulünün Alpullu şeker fabrikasına nakline devam olunmakladır. Bu yıl mahsulün, bilhassa merkez kazalı lübarlk geçen yıldan fazla olduğu anlaşılmaktadır Fabrikanın bn ay sonuna kadar kampanyasına devam edeceği haber alınmıştır. Pancar zürraına geçen senekl gt-bl teslim edeceği mahsuh? vöre •s- 1 seker verilecektir.
SES TİVATKUSU
Pazar'esinden maada 1
Her gece 830 da
VAN KFDSi
Operet 3 perde
Tel 49309
■■ tMII,
MM Bu ai“’am “at 20 30 da
F I KOMEDİ KISMI fflJM » i) M I I I s M "l'il DliAM KISMI
1111,1 K O İt I O I. 4 N U S
Sayın halkımı_ın gösterdiği eşsiz rağbet üzerine DAHA BİR KAÇ GÜN TEMDİT EDİLMİŞTİR.

AY BATARKEN
DİKKAT: MELEK Sineması Müdürlüğünden:
Bugünden İtibaren her seansta lüks koltuklar gündü2 ve gece numaralıdır, ve evvelden aldırılabillr.
Bugün gösterilmekte olan, senenin en güzel
CIZ ÇİÇEKLERİ
Filminin uzunluğu yüzünden programa Jurnal ilâve edilemediği gibi seanslar her gün saat 2.15 - 4.30. - 8.45 - ve 8 dadır.
.4
II mı ilil
O ölmek saadet .. . Neşe, hayat kaynağıdır.
BU AKŞAM : A R
ROSALİND RUSSELL — JAMES STEVVART
Şakanın Sırası Değil
«No Time for Comedy» Filmlle bu iki kudretin yarattığı bir mucizeyi bize gösterecek.
>z
Bu akşam SARAY Sinemasında
Şarkı söyllyen Cenubi Amerika Danseden şimali Amerika Riyodan Nevyork ve şikagoya
S E N O R i T A
Neşeli, cerbezeli, baş döndürücü musikin ve güzel kadınlarla dolu şaheser başlıyor.
İlâveten: Dünya havadisleri: İşgalden kurtarılan Singapur. Japonya-nın teslimi bütün tefemıatile.
üzerinde oturur; ve yatmasını sever. Zekâsı pek yüksektir, alışmış olduğu kimseler ile âdeta konuşur, ve söylenen sözleri anlar, Avcı olmadığını söyUTİerşe de bu doğru değildir. Uçan sineğe ve müteharrik her şeye hücum eder. Yağlanmağa istidadı yoktur. Uykuyu sair kedilerden fazla sever.
Renk: En ziyade tesadüf edilen renk düz beyaz renktir Mamafih duman, siyah ve boz renkte olanları da vardır, Beyaz renklilerde g&z mavi ve portakal sarısı, siyah ve bozlarda portakal sarısı renginde; asıl saf ırklarda gözün biri mavi ve diğeri sandır.
Kıllarının vaziyeti: Parlak uzun, ince ve yumuşaktır. Bilhassa boyun ve kuyruk kılları uzundur.
Boyu: Boyu pek uzun değildir. Ba cakları kısadır. Burun ucu dudak ve tabanları pembe renktedir: kulakları büyükçe, sivri ve sağırdır. Başı »zun ve geniş, burnu kısa, gözleri büyük-, tür. ' |

BU AKŞAM KADIKÖY SÜREYYA'da Senenin büyük 3 filmi
GESTAPO (Underground) JEFTREY LYNN — KAAREN VERNE
SİNGAPUR GÜZELİ
(Slngapore Womanl
BRENDA MARSHALL — DAVİD BRUCE
Yarın matinelerden İtibaren
ŞARK Sinemasında
Büyiık artistler tarafından oynanmış müessir bir mevzuda
KARIMI ÖLDÜRDÜM
Türkçe sözlü ve psikolojik şaheser başlıyor.
Amerikanın en kudretli film direktörü «MİTCHJSLL LEİSEN» İn Şlmd!ye kadar yapılanların hiç birine benzemeyen orijinal şaheseri: AŞKA VAKİT YOK
»No time For love»
CLAUDETTE COLPERT — FRED MAC MURRAY
Bu aksam
L A L E’de


it.
Dikkat: Numaralı yerler pek az kalmıştır. Tel: 43598

|(Sünüın m(ava;uılaırı^
Kurumlar verdisi
I
Bir kaç yazıda esaslı hükümlerini incelediğimiz gelir vergisi tasa: sına, göre, bu vergiye ancak hakiki şahıslar tabi olacaklardır.
1 — Sermaye şirketleri (Ano. mm, hisseli komandit ve İlmi, ted şirketler),
2 — Kooperatif şirketler,
3 — İktisadî âmme ma esse se. teri,
4 — Cemiyet ve tesislere (va, kıllara) alt İktisadî İşletmeler, ayn bir kanun ile vazedilecek, kurumlar vergisini ödeyecekler, dlr.
Doğrudan doğruya devlet ta. rafından idare edilen ban İşler (posta, telgraf, tetefon, devlet demiryolları, askerî fabrikalar. Darphane ve Damga matbaası. Millî piyango vesaire gibi) ku. rom vergisinden muaf olacaklar ve muayyen şartlarla bazı tlca. rl kazançlar da İstisna hüküm, terinden istifade edebilecekler, dir.
Memleket iktisadiyatını en çok alâkadar edici istisna hükmü «iştirâklere» ait olanıdır. Şimdiki kazanç vergisi rejiminde bir anonim şirket, ekseriya bir banka, ya sermayesinin tamamına veya diğer müesseseler İte Iştirâk ederek sermayesinin bir kısmına sahip olmak üzere diğer bir şlr. ket kurunca vergi bakımından ağır bir mükerrerliğe maruz bulunmaktadır.
Kurulan yeni şirket bilançosu üzerinden kazanç vergisini ve diğer mütemmim vergileri öder; ana şirket de diğer şirketten al. dığı temettüü kendi kânna İthal eder ve bütün safî kazancı içinde bulunan bu temettü üzerin, den ikinci defa vergi öder.
îştirâk tarzında finansmanla, ra. bilhassa bugünün ekonomi hayatında en ehemmiyetli bir kurma cihazı olan - Holding» 1e. rin teessüsüne mâni olan bu vergi mükerrerliği üzerinde, geçmiş, te. bir kaç defa durmuş re ka. ?onç vergisi sisteminin bu bakımdan da mahzurlu olduğunu tebarüz ettirmiştik, Yen| tasarı, iştirâkler için vergiden istisna edilmek prenslplnf kabul etmek, te, en büyük bir mahzuru ortadan kaldırmış oluyor. Ancak İs. tlsna bizce bazı İndî kayıtlara bağlanmaktadır:
a) Ana şirket veya müessese, nin diğer bir teşebbüsündeki İş. tir âk hissesi bu teşebbüse mevzu öz sermayen'n en az % 2Ü sin. den fazla olmak,
b) Ana şirket veya müessese bu teşebbüsteki hisseye son bl. lânco tarihinden bir sene evvel sahip bulunduğunu tevsik et. mek.
e) İstisna yalnız ana şirket veya müessesenin bilânço tart hinden bir sene evvel sahip ol. duğu Iştirâk hissesine İsabet eden kazanç miktarı hakkında car! olmak ve ilh.
îştlrâkte muafiyetten istifade için, bu istîrâkln, diğer şirketin sermayesinin % 20 sini geçmesi lâzım gelivor. Bu % 20 asgarî haddi niçin?
Vakıa tatbikatta iştirâkler ekseriya bu haddi bulur veya geçer. Fakat ancak, on müessese. nin lştlrâklle. yüzde onarma sa. hlp olmak üzere, bir müessese kurulacak olursa, ki büyük İşler İçin bu pek mümkündür, kurucu sirketter vergi İstisnasından istifade edemivecekler, vanl bu şir. ketlerin hissedarları aynı temet. tü üzerinden 2 defa şirket sahibi olarak kurum vergisi ödeyecek, ter ve bir üçüncü defa da şahsî gelir vergislle mükellef tutulacaklardır.
Üç defa aynı mevzu üzerinden vergi vermek mecburiyeti,, ne hakkaniyet bakımından, ne de İktisadî İnkişaf ölçülerde müda. faa edilemez. Bizce İştir âkte muafiyet prenslpinl son haddine kadar götürüp, bir şirketin diğer bir şirketten aldığı temettü, mlk. tarj ne olursa olsun, ne nispette bir Istirâke tekabül ederse etsin, vergiden İstisna edilmelidir. Ancak bu sayede şirketler arasında mütekabil ve geniş ölçüde malî ve İdarî münasebetler teessüs eder ve iş hayatımız canlı bir çehre alabilir.
Diğer taraftan İstisna hükmünden İstifade eden bir îştirâ» kin bir senelik bir eskiliği olma, nm istemek te, portföyleri, sey. y.°.l o!,an, ancak bu sayede vazife.
lerinl gören Holdinglerin rol ve mahiyetlerine katiyen uymaz, îştirâk yeni olsun, eakl olsun, gaye bir tekerrüre mâni olmak ve bu tekerrürün İktisadî geliş. memLze engel olmasını önlemek, tir. Bu asgarî bir sene kaydı da belki bazı, yabancı şirketler ip nü. tuzunu hafifletmek isteyen memleketler kanunlarından alınmıştır, Bizde hamdolsun böyle bir zaruret yoktur,
İstisna hükmünün, bizce İndî olan yukarıda tahlil ve tenkldet. tiğimlz takyitlerinin kaldırılacağını ümit ederiz.
Kurumlarin kendilerine ait tekaüt sandıklarına ayırdıkları paraların:
a) Esas mukavelede tekaüdiye fonu tesisi derpiş edilmiş olmak.
b) Tekaüdiye fonu teşebbüs sermayesinden tamamen ayrıl, mış bulunmak.
c) Tekaüdiye fonu’na ayrılan paralar hizmet erbabına karşı bir borç teşkil etmek şartlle kurum vergisinden istisnası kabul edilmektedir.
Bu İstisna hükmü de bütün yeni vergi sistemine hâkim olan işctlmai görüsün bir tezahürüdür. Matrahın tâyinine alt fasıl, da gayri safî kazançtan indiril, mesi caiz olan ve kabul edilme, yen kalemler, sigorta şirketlerinin hususiyetleri de göz önünde bulundurularak, tesbit edilmektedir.
-rtkl yıldan fazla nakledilme, mek şartlle. geçmiş senelerin malî bilânçolarına göre tehassül eden zararlar, (bu bilânçolarda her senenin zararına ayn yan gösterilmesi şarttır) hükmü ile zararların İki sene devri kabul edilmekte, hiç olmazsa üç hesap devresi arasında, vergi bakımın, dan da. bir tesanüt tesis edil, m ektedir ki, bu da. şimdiki rejime göre büyük bir tekâmüldür.
Ancak kurum gelirlerinin tes. bitinde indirilmesi kabul edilmeyen kalemler arasında: «Tahvilât İhracile temin olunan borç sermayeye verilen faizler» İn bu. lunması tereddüt uyandırmak, tadır.
Bir şirket, bir bankadan carî hesap şeklinde para istikraz ederse, bu cari hesap hareketsiz olsa ve büyük bir meblâğı ihtiva etse de, ödiyeceğl faizi masrafı, na geçirebildiği halde, tahvilât İhracı suretlle elde ettiği mütemmim nakdi menable verdiği faizleri gayri safî gelirinden İndir. miyec ektir.
Her İki şıkta da bahis mevzuu olan şirketin borcu ve bu borca mukabil ödediği faizdir, îkl faiz arasında hiç bir esaslı mahiyet farkı yoktur.
İlerdeki gelirlerle itfa edeblle. ceği bir İstikraz], tahvilât İhracı suretile yapmak, bir şirket için, her gün İptali mümkün olan bir banka kredisine dayanmaktan daha emniyetlidir,
ileri ekonomide çok müteam. mim olan bir finansman usulünün, tahlil ettiğimiz kayıt ite, İktisadî bünyemizde yerleşmesine mâni olmak doğru olmasa gerektir.
Tahvilât İhracı 11e elde edilen menabi, tasanda dendiği gibi, şirket bakımından, bir «borç ser. maye» değil, sadece bir borç teşkil eder.
Bilançoyu tanzim eden müessese bakımından «sermaye» ancak kendine ait olan menabi. den mürekkeptir. Borç, tahvilât yollle de olsa, hiç bir surette ser. maye mefhumuna girmez ve bor. ca alt masrafların da. bilâ kayıt ve şart, gayri safî gelirden İndi, rilmesi caiz olmak lâzım gelir. Tabiî ve haklı olan esaslara ay. kırı bu hükmün de, tasan, yeni, den İncelenirken, kaldırılması yerinde olur sanırız.
Kurumlar vergisi için % 20
gibi sabit bir nispet kabulü de ölçüde itidale dikkat edildiğini göstermektedir. Ancak bazı anonim şirket hlssedarlan, bugünkü rejime nispetle, biraz daha ağır vergi ödemek mecburiyetinde kalacaklardır, çünkü bunlar hem şirketin sahibi olarak, % 20 den kurum vergisini, hem de hakikî şahıs olarak müterakki bir tarl. feye göre gelir vergisini ödiye. çeklerdir ki. bu mükerrerlik kendilerini bütün mükellefler arasında bîr nevi cezalı zümre vaziyetine koyacaktır. Halbuki ano.
Tobruk fareleri
Avustralya’da Tobruk muharebelerine ait büyük bir filim çevrildi
Yüz sene yaşamanın
sırrı
Yüz sene yaşamak için ne yap. tnalı? Herkes bunun sı mm anlamak İster ve önüne ilk gelen yüz yaşındaki insana müşkülünü sorar. Son zamanlarda cenubî Amerika’da Peru’da yaşıyan Martin Leon adında 121 yaşında bir İhtiyara da bu yolda bir cok müracaatlar olmuştur. Martin şu tavsiyelerde bulunmuştur:
Sıcak hiç bir şey yememek, bütün yemeklerin ılık olmasına dikkat etmek, avda iki gün oruç tutmak.
Yüz yaşım aşmış diğer biri de bu yaşa gelmeği şu garip âdete riayet e etmesine hamlediyor: Her sabah kalkar kalkmaz sert bir fırça 11e bir çeyrek kadar kar, nına masaj yapıyormuş.
104*yaşmda bir Fransız kad'nı kendisine böyle bir sual sorulma, sına şaşmış ve demiştir ki’ (Her. 11 kesin vaptıihndan oaska h • e-s şey yapmadım. Mutedil olm.- kp şartlle her şeyi yedim, güzel sa.p^ı raplardan da az miktarda İçtim. t| Oriada bir sır varsa bundan !ba_ O ret! İr . _
Avustralya'da resmî fotoğraflara göre bir eşi yapılan Tobruk şehri harabelerinden AvustralyalI kıtalar geçiyorlar
Avustralya, dünyanın öbür başında olduğu halde, filim sanatında cok İlerlemiştir. O kadar İlerlemiştir ki. Büyük Brltanyada yapılan fillmlbr Amerlkada pek muvaffak olamadığı halde, Avustralya flllmlerl fevkalâde rağbet bulmuştur. Meselâ «Kırk bin atlı» İsminde Charles Chauvel'İn çevirdiği filim Amerikanın her tarafında üst üste gösterilmiş ve fevkalâde alâka uyandırmıştır. Gerek filim mü-nekkldlerl. gerek seyirciler bu filmi çok beğenmişler ve takdir etmişlerdir.
«Kırk bin atu» Birinci dünya harbinde AvustralyalI hatif süvari kıtalarının Fillstlnde yaptığı muharebelere aittir. Buna bakarak Avustralya-nın İkinci dijnya harbinde dahi AvustralyalI kuvvetlerin yaptığı muharebeleri yaşatmak Istlyeceği Aşikârdı. Netekim evvelki filmi çeviren Mr. Chauvel, Tobruk'un tarihi müdafaasını esas tutarak yeni bir filim hazırlamıştır.
Btngazi mmtakasının bir Uman ve kalesi olan Tobruk'un Müttefikler tarafından meşhur müdafaasında başlıca rolü Avustralyanın altıncı va dokuzuncu tümenleri oynamıştı. Mr. Chauvel, bu müdafaayı filimde canlandırmak ve yaşatmak İçin bütün kudret ve meharetlnl kullanarak bir plân hazırlamıştır.
Her saman olduğu gibi, bir filmin plânını hazırlamakla bunu icra va tatbik mevkiine koymak arasında büyük fark olmaktadır. Mr. Chauvc1 yeni filminde bu zorluğun en büyüğü İle karşılaşmış, böyle bir tarih! ve askeri muazzam filmi resmi himaye ve müzaheret olmadıkça meydana peti-remlyeeeğinl pek çabuk anlamıştır.
Bunun üzerine Avustralya Ordu dairesine müracaat ederek düşüncelerini İzah etmiştir. Dairenin salâhiyet-tar şefi General Knox, bu İzahatı alâka ye teveccühle dinledikten sonra, her şeyden evvel bu İşe mal! tahsisat ve yardım yapılamıyacağmı ihtar etmiş, lâkin filmin muvaffak olmadı için ordu ve bahrlyenln her auıetie yardımını temin edebileceğini söylemiştir.
Neticede Mr. Chauvel, teşebbüsün mail tarafını tekeffül ettiği tardlrdo ordu ve bahriye tarafından İstenildiği kadar asker, zabit, top ve tüfek ve diğer her türlü malzeme ve Remi verileceği hakkında bir anlaşma yapılmıştır.
Askeri makamlar, yapacakları yardım İçin hiçbir fedakârlık ve masraftan çekfnmlyeceklerihi temin ederken, filmin her hangi askerî münek-kld tarafından hırpalanmaması İçin Tobruk’un müdafaasını asker! teknik cihetinden mükemmel temsil eylemesini şart koşmuşlardır.
Bidayette Mr. Chauvel, bu şartı pek möhlmsememlştl. Fakat İşe başlandığı zaman bu şartın, filmin muvaffakiyeti için Banat cihetinden büyük bir engel olacağını anııyarak, son derecede müşkül bir durumda kalmıştır. Sahne v&zu, filmin mevzuunu hazırlarken, çok büyük asker toplulukları göstermiş ve büyük meydan muharebeleri tertibe tmlştl. Haibııkll Tobruk savaşının nasıl yapıldığını orada hazır bulunanlardan Öğrendiği zaman ortada asker! topluluklar görünmediğini ve gösterişli büyük meydan muharebeleri yapılmadığını hayretle öğrenmiştir.
Tobruk muhasarasında Müttefikler gayet geniş bir muhitte İleri karakollar tertlbetmlşlerdlr. Bu karakollarda
nim şirketlere rağbeti baltala, m ak değil, arttırmak gerektir.
Bu bir kaç ihtiraz! .kayıt dışın, da, kurum vergisi tasarısı tebrik ve takdire lâyık bir eserdir.
CEVAT NİZAMÎ
Filmin baş kadın artisti Pauline Garrick ve filimden 2 sahne

mahdut miktarda bulunan muhafız gurupları da daima zeminliklerde yaşamışlardır. öyle gösterişli ve Kütle halinde hücumlar ve müdafaalar olmamıştır.
Filim bu suretle tasvir edildiği takdirde. seyirciler tek tük karakolların toprak altındaki mahfuz mahallerde yaşıyan ve pek meydana çıkınıyım müdafllerinden başka bir şey görml-yeceklerdl. Bu esası değiştirmek İçin Mr. Chauvel’ln yaptığı teklifler, sekerlerin şiddetli muhalefetile karşılaşmıştır. Fakat nihayet İki meydan muharebesi tertlbedllmeslne salâhiyetler askeri şefleri lknaa muvaffak olmuştur. Bu suretle filmi askeri sahne ltlbarile sönük düşmekten kurtarmıştır.
Maahaza, esas İtibaride bütün savaş. tarla fareleri gibi toprak altında yaşıyan ve tahaffuz eden AvustralyalI askerler tarafından yapılmış Olduğundan, bunu anlatmak üzere füme «TobTuk fareleri» adı verilmiştir.
Askeri makamlar filmin navul mahsulü olmayıp askerî tekniğe su götürmez surette uygun olması hususunda ne kadar ısrar göstermişlerse, filmin muvaffakiyeti İçin, asker ve malzeme vermekte de o kadar âlicenaplık göstermişlerdir. Tobruk muhasaramda hazır bulunup harbi İdare eden belllbaşlı subaylar Mr. Chauvel'ln hizmetine verilmiştir. Filim Şimali Afrikada Tobruk’un bulunduğu yerde çevrilemezdi. Bunun İçin Avustralya latasında şimali Afrlkanın kum çöllerine benzlyen bir araz! aranılmış ve Sydney'den 40 mil mesafedeki müteharrik kum çölü seçilmiştir. Bu çölün hususiyeti, sık sık kum fırtınalarına maruz kalmasındadır Burada hakikî Tobruk muhasarasında olduğu gibi kazılan siperler ve zemin
likler az bir zaman zarfında, kum fırtınasının süpürüp getirdiği kum yığınları altında kalıyordu. Bunları yeni baştan temizlemek ve topları kum altından çıkarmak İçin askerlerin sık sık çalışması lâzım geliyordu. Hattâ Tobruk'un muhasardan evvelki halini göstermek için, burada harbden evvel alman fotoğraflara bakılarak yapılan uydurma şehir, bir kum fırtınası esnasında harabolmuş ve bu yüzden filmin alınması tam on beş gün gecikmiştir.
Tobruk muhasarası t ilminin ı İr hikâye İcabı Yeni Gine’de oynandığından. buradaki muharebelerin tasvir edilmesi icabetmıştlr Bu maksatla Yen! Gine'ye fotoğrafçılardan müteşekkil bir heyet gönderilip buradaki muharebe sahneleri füme alınmıştır.
Avustralyanın Queensland kamunda ve «Yağmur ormanı» denilen bataklık arazideki büyük orman Yeni Gine Çengllstan ormanlarına pek benzediğinden, asıl filim burada çekilmiştir.
Mr. Chauvel, «Kır* bm atlı» filminde mühim roller oynamış olan Grant Taylor İle Chlps Raffercv'ye yeni filminde mühim rol vermiştir. «Tobruk berberi» diye .filimde oynanacak komedi rolü George Wallace deruhde etmiştir.
«Tobruk fareleri» filmindeki başlıca kadın rolü, birçok İmtihanlardan sonra Pauline Garrick'e tevdi edilmiştir. Bu kadın şimdiden radyo artisti olarak kendisine bir nam '.emin etmiş bulunuyor. Genç artistin gayet güzel ve İşlek bir sesi vardır. Bunu ana ve babasından tevarüs etmiştir. Validesi Strella Wllson Amerikanın opera artisti Ralph Etole İle evlenmiştir. Pauline meşhur ses üstadı Jan Rublnl tarafından imtihan edildikten sonra Melbourr.e’da bir musiki neşriyat müesseseslnde hizmet ediyordu. Bu muktedir kadın sanatkâr yeni filimde aldığı rolü hem aktris, hem de ses sanatkârı olarak muvaffakiyetle oynamıştır. — F.
Sıhhî teftişler
Mektep, pansiyon, fabrika gibi yerler sıkı bir kontrola tâbi tutuluyor
Şehrimizde mektlepterle fabrika, müessese ve pansiyonların Kk sık sıhhi muayeneden geçmeleri lâzım gelirken, ciddi takibat yapılmadığı İçin, mühmel kaldıkları görülmektedir. Halbuki birçok bulaşık hastalıkların bulaşması hep bu gibi topluluk müesseselerlnden Heri gelmektedir.
Kışın yaklaşması dolayıslle tifüs, tifo ve diğer salgın hastalıkların artması İhtimalini göz önüne alan Vilâyet Bağlık müdürü Dr. B. Faik Yargıcı birkaç gündenberl bütiln bu sıhhi müessseselerl umumi sağlık bakımından sıkı bir teftişe tabi tutmaktadır. Bu teftişlerde hem müessesenin sağlık bakımından durumu, hem de talebe veya işçilerin sıhhî vaziyetleri gözden geçirilmiştir.
8ıhhlye müdürlüğü gördüğü noksan ve ihmaller için müesscselere katî İhtarda bulunmakta ve kendilerine bir mühlet vermektedir. Bu mühlet İçinde noksanlan telâfi etml-yen müesseselere ağır ceza verilecek, hattâ icabında umumi sağlığa riayet etmediklerinden dolayı bu müesseseler muvakkat surette kapatılacaktır.
Sağlık müdürü bu teftişlerin! hem Vilâyet, hem Belediye Sağlık müdürü sıfatlle yaptığından, her İki makamın kanunen haiz olduğu salâhiyetleri kullanmaktadır, Bu bakımdan öğrenci ve İşçilerin sıhhi durumu üzerinde de ehemmiyetle durulmaktadır.
Birleşik Amerika’da ’yj niifus s'pvrr>?’ fe
Nüfus sayımı Birleşik . Ameri. > ka’da her 10 senede bir yapıl. «ıs maktadır. 1790 senesinde vanı, q lan ilk nüfus savımı neticesinde..k-4.000,000 kişilik bir yekûn elde edilmişti. Bu da. Nevyork şehri, p nin bugünkü nüfusunun yansından biraz fazlasını teşkil et. mektedir. 1940 da yanılan savım. «S lar. Birleşik . Amerika nüfusu. 5r nun takriben 132 milvona baliğ S olduğunu göstermiştir. 19*3 nesinin yekûnu ise 135 milvona çıkmıştır._________
Japon imparatorunun serveti
Japon İmparatoru Hirohito dünyanın en zengin adamlarından biridir. Japon servetinin yüzde 7.7 sİ onun elindedir. îm_ paratorun emlâki 1913 senesinde 340 milyon yen kıymetinde iken 1919 da 720 milyona, 1937 de 11 milyara çıkmış, nihayet harbin iptidalarında 30 milvan tur.
İmparatorun üç vapur kumpanyası. üç şimendifer kumpanyası, 12 bankası, yirmi kadar fabrikası vardır. Bu emlâk ve kumpanyaların gelir! Ik! milyon köylü ailesin! geçindirmeğe ye. ter.
UNRRA, Amerikan ordusunun stok fazlasını satın alacak Unrra. Birleşik Amerika ordu, sunun stok fazlasını mubayaa edip Avrupaya dağıtmağa karar vermiştir. Tüm general Donald H Connallynin reisliği altında bulunan Birleşik Amerika kara ve deniz kuvvetleri Tasfiye komisyonu, Avrupad’ '"’vaş mm. takalarını dolaşme' r. Bu ko. misyonun, 150 milyon dolar tu. tannda stok fazlası mal satın almak hususunda selâhîyeti vardır, İlerde Unrranm nakdi işe elverişli olunca, daha da fazla mal satın alacaktır.
Unrra, 40.000 kamyon, 8 milyon dolar değerinde tıbbî malzeme, konserve et. tebahhur etmiş et. sabun, battaniye ve ayakkabılar satın almağı ümidetmekte. dlr.
GI. Mihailoviç
Yeniden isminden bahsedilmeğe başlandı
Londra 10 (USİS) — General Draja MUıalloviç'In Ingiliz İşgali altında bulunan Alman topraklarındaki Yugoslav ordusunun başındc bulunduğuna ve Anglo-Saksoıı makamları tarafından tanınarak kendisine İkmal malzemesi ve iaşe verildiğine dair İsviçre ve Sovyet basınında çıkan haberler, dlln gece resmi kaynaklardan katiyetle yalanlanmtştır.
Sözü geçen kaynaklar, halen Al-manyadakl İngiliz ve Amerikan İşgal bölgesinde bulunan Yugoslav tebaalarının eski harb esirlerinden ve Yugoslavya'ya dönmekten İmtina etmiş ve böylçllkle tebaiyetlerlnl reddetmiş olan mecburi iş mükellefiyetine tabi tutulan İşçilerden mürekkep olduğunu ve bunların diğer mülteciler gibi silâhsız olduklarını belirtmişlerdir. Müttefik m »kalman, Mlhalloviç’ln Almanyadakl İngiliz veya Amerikan İşgal bölgesinde bulunduğuna İnanmamaktadırlar.
Bahlfe 0
AKŞAM
Yağmur çiseliyordu. Giyinirken bos »t Recal Rüştüye büsbütün kasvetli göründü. Tam kapıdan çıkacağı sırada mahalle ihtiyarlarından biri İle burun buruna geldi. Bu adam onların eski bir baba dostu İdi. Recal Rüştü'yü görünce:
— Ben de seni görmeğe geliyordum •vlâd!.. dedi.
— Buyurunuz efendim,,. İçeri girelim...
— Hayır, hayır... Lüzumu yok... Burada da söyHyeçeğlml söylly t bilirim ..
Kapının önünde durdular. Recal bir kere daha:
— Jççrl buyursaydınız... dedi.
İhtiyar:
— Maksadımı şuracıkta anlatayım!.. Sen bu koca evde sıkılmıyor musun?.. Bir can yoldaşı Iştemez mitin?..
Recal Rüştü ne zamandan beri bekârdı. İhtiyarın bu sözleri üzerine: «Acaba beni evlendirmek mİ istiyor,» diye düşündü. Kekeledi:
— Evet... Herkfsln bir can yoldaşına ihtiyacı olduğu muhakkak... Ancak!..
ihtiyar tam can alacak noktayı yakaladığına emin bir tavırla:
— Gördün mü ya?.. Gördün mü ya?., sözünü iki kere tekrarladı. Sonra:
— Bu evin flit katı boş değil mi?.. Alt odalar sana kifayet ediyor öyle m.I ?..
— Evet efendim...
— Sana bir can yoldaşı buldum... Yukarı kata bir kiracı!.. Bir kadın..
Recal Rüştü:
— Bir kadın mı?., diye sordu.
İhtiyar cevap verdi:
— Yaşlı bir kadın!.. Hayatta Allahtan başka kimsecikleri olmıyan bir kadın!.. Ne geleni var, ne gideni, ne akrabası, ne komşusu... Yer yüzünde bir kuru kafasına kalmış biçare!. Melik g*bl bir İhtiyarcık!...
Reeai Rüştü evvelâ İtiraz edecek oldu, Fakat sonra bu tafsilât onu yumuşattı. Zira hakikaten de böyle bir can yoldaşına ihtiyacı vardı. Evin İçinde bir İnsan sesi, bir İnsan hareketi, bir nefes İstiyordu.
İhtiyar devam etti,
— Hem kiracı, hem de sana göz kulak olur. Zaman tuhaflaştı. Sen baz an gece yarısı geliyorsun. Bazaıı du hiç gelmiyorsun.. Böyle bir İnsana lüzumun olsa gerek!.,
— Ona ns şüphe efendim...
— Şu halde bu kadına üst odayı yereceksin...
— Bir kere kendisile görüşeyim. Olmaz mı erendim?..
-- Hay hay çocuğum... Hay hay... Getşin. bu akşam seni görsün...
Recal Rüştü de bu İşten blraî memnun olmuştu. Akşam evinde nur yüzlü, İhtiyar, bembeyaz saçlı, çini mavi gözlü bir kadın kendisini ziyarete geldi. Çehresinin o kadar temiz bir İfadesi vardı kİ Rical Rüştü âdeta ona ısındı. Yalnız bir kere daha sordu
— Fakat ben gürültüden hiç hoşlanmam. Sükûnet İçinde çalışmağı reverlm... Ya'nız mısınız?
— Ah evlâdım, Sana söylemediler mı?. Benim bir kuru kafncıgımdan başka kimseciklerim yok ki... Ne kemsu bilirim, en akraba...
Yukarı katın kirası için hemen kontrat yapıldı ve Recnl Rüştü o gün taşınması İçin İhtiyar kadına anahtarı verdi.
Gece eve dcn rken uzaklan yukarı kattaki hafif ışığı görünce bayağı memnun oldu Geceleri kapkaranlık bir eve gelmek onu sinirlendirmeğe başlamıştı. Şimdi ışıklı bir eve gelmenin hazzı içinde idi.
Kondi anahtarı Uç kapıyı açtı. İçeriye girdi. Yukarıdan merdivenlere ince, uzun, sın bir ışık süzülmüştü,
Genç adam odasına girdi. Yattı. Fakat yarım saat sonra yukarıda bir takım acalp gürültüler oldu. Garip ka"'-’malar?. Yuvarlanan , bir şeyler Çıkın ne olduğunu anlamağı dûsi'idü. Deha İlk ^-"•’en .böyle bir
hareket pek münasebetsin olacakta. Dalıa sonra koşuşmalar merdiven tarafına geçil. Orada da uzun müddet devam etti. Uyumağa imkân yoktu.
Recal Rüştü dışarıya çıktı, flofay* doğru yürüdü.
Fakat ayaklarının arasından karanlıkta bir şeylerin kaçtığını farket-tl, Bunların ne olduklarını da pek anlıjamadı.
Ertesi günü odasından çıktığı zaman hayretler içinde kaldı.
Sofa kedi ile dolu İdi. Birbirlerine kavga ediyorlar, kovalamıyorlar, öteye beriye saldırıp etrafı tırmalıyorlar, tahtaları pençeleri İle âdeta kazıyorlar. Ve daha neler de neler!..
Recal Rüştii’nün merdiven başında duran o canım limon fidanı saksısını da devirmişler ve toprağını etrafa saçmışlardı.
Birdenbire yukarıdan ihtiyar kadının sesi İşitildi;
— Samur. Mcstan, Arap, Pamuk, Tekir, Kaplan., Altın, Kartopu, Sorman, Ceylân. Şahin. Fındık, Minnoş, Gelin, Dumba, Fellâhl..
Kediler bu acalp isimleri işitir İşitmez vahşi bir hayvan sürüsü halinde birbirlerinin üstünden atlıyarak. merdiveni yıkarcosına yukarıya koştular, Öyle bir gürültü ki Recal Rüştü ev yıkılıyor zannetti, üstelik, merdivendeki iki vazoyu daha devirmişlerdi.
Beyaz saçlı, iyi yüzlü ihtiyar kadına bunları şikâyet edecek oldu. Fakat kiracı:
— A evlâdım... Hayvan bu... Anlamaz ki maksumcuklar... Dünyada bir oncağızlarım var!. Başka hiç kimseciklerim yok!-, dedi.
Bunları söylerken o kadar iyi gözlerle bakıyordu ki âdeta Recal Rüştü utandı. Sesini çıkaramadı.
Evet, kiracının dünyada kimsecikleri ynktu. Amma 35 kedisi vardı. Ve bunları aynı evde besliyordu,
(Bir yıldız!
BULMACA
1 2 3 4 6 8 7 8 9 10
0» •o • ZIA A İÜ fi A) Sİİ- Â- “i Ad A- «1 1 ■ Ajç Al • A LA Ai MA A « Z fl 2» Aİ£ Al ■ M A A a iî ■ z A A ■ A n A
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Türk demir sanayii merkezi -Nota.
2 — Kişiye söyle gelsin.
3 — Az bir zaman veya mc-safe -Çıplak resim.
4 — Göriük - Fransa'da bir şehir.
5 — Usanılanıaz.
6 — Bir iki daha - Suç.
7 — Damarlarda dolaşan - Sergüzeşt.
8 — Seran suç İşler.
9 — Sıfat eki - Tersi toparlaklardır,
10 — Anadolu’da bir nehir - Tarama âleti.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Vitamin, Ma, 2 — İcabınabak, 3 — Tarih, Roka, 4 — Abllag, Şİİ, 5 — Mıhalls, Na. « — In, Giyecek, 7 _ Nar. Sezici. 8 — Boş. CM, İs, 9 — Makirfecl. 10 — Akalaklske.
Güzel ülkemizi bayındıracak ve müdafaa edecek olan sayı ve artışta bir millet İnsanlığın İstinat edeecğl başlıca temellerden biri olabilir.
On dört sene evvel sigarayı bırakmış!
Cepleri çeşitli sigara ile dolu bir ihtiyarın anlattıkları ve bakkalda tek tek sigara ( satılmasının içyüzü...
11 Ekim 1943
Mihverin gizli radyo istas-yonları nasıl yakalandı?
Amerikan radyo entelicens servisi bata yarım küresinde 400 den fazla verici istasyonu meydana çıkardı
Elbisesi ütüsüz, fakat yenice.,. Ayakabılan boyasız ve pençe görmüş amma daha epeyce giyilecek halde... Gömleği tertemiz, as yaşında bir adanı... Durakta tramvay beküyen-lerden birine sokularak, gayet malı-çup bir tavırla kulağına fısıldadı:
— Bir sigara verebilir misiniz?
Delikanlı, hemen ceketinin cebine el atarak paketini çıkardı ve tıpkı bir arkadaşına ikram eder gibi uzattı:
— Hay hay efendi amcal —dedi.— Buyurunuz!.
İhtiyar, paketten bir sigara aldı.
Delikanlı:
■ —. Yakayım, efendi amca!
Diye kibrit çıkarmağa davranırken ihtiyar, teşekkür ederek ayrıldı:
— Sonra yakacağım, evlâdım!..
Sigara tiryakileri, sigarasız kalmışların halinden çok İyi anlarlar. Hattâ Her hangi bLr yolculukta sigarası tükenen bir kimsenin, yanındaklnden sigara istediğine çok defa Taşlanmıştır. Meydanda duran arkadaş paketine teklifsizce uzanıp sigara alanlar da pek çoktur. Ben bu ihtiyarın keskin bir sigara tiryakisi ve derhal bir sigara yakmak ihtiyacında olduğunu zannetmiştim. Fakat biraz sonra yanıma gelerek benden de aynı şekilde sigara istemesi üzerine çok yanlış düşündüğümü anladım.
İhtiyar, benden de bir sigara aldıktan sonra tramvay durağını terkedip ileriye doğru yürüdü. Ben de işi gücü bırakıp uzaktan uzağa onu takibe koyuldum. Dikkat ediyordum; sigara istediği kimsenin yakınındakilerden değil, hep o yere uzakça yerlerde gözüne kestirdiklerinden sigara İstiyordu. O önde ben arkada Bayezltten Kapalıçarşıya girdik. Oradan Mah-mutpaşa yokuşunu inerek Sultanha-mamı meydanlığına geldik. Yolda yirmi beş otuz kişiden hep aynı şekilde sigara İstiyor ve aldığı her sigarayı ceketinin yan cebine koyuyordu!,. 8
Gele gele İş Bankası köşesindeki. sebilin öniine kadar geldik. İhtiyar, burada bir bardak su içmek İhtiyacı-m duymuş olacak ki diğer cebinden çıkardığı bir avuç ufaklık paranın içinden bir kuruş alarak sucuya uzat-ı tı:
— Oğlum bir bardak da bana!..
Oldu olacak, dedim, şu İhtiyarla konuşayım... Yakınına kadar sokul-dum ve suyunu İçip oradan ayrılmak üzere İken gözgöze geldik:
— Tanıdınız ml beni?
ihtiyar, uzaktan bir tanıdığı olmasına İhtimal vererek düşündü ve mırıldandı:
— Gözüm ısırıyor, pek yabancı gelmiyorsunuz amma..
— Hele biraz daha düşünün baka-lun?..
Eliyle sakalını sıvazlıyarak:
- İhtiyarlık! - dedi - tanıyamadım: kusura bakmayın...
Böyle konuşa konuşa köşeyi dönmüş. İş Bankasının önüne gelmiştik.
- Siz, dedim, biraz evvel Bayezlt tramvay durağında değil mİ İdiniz?
Hayretle gözleri parladı:
— Evet..,
-- Orada bir sigara vermiştim..
Derhal tanımış ve İnkâra sapmak-sızıtı hatırlamıştı:
- Evet!.. Evet!.. Eksik olma evlâdım...
— Peki amma, dedim. Sizi Bayev.lt-ten beri taklbedlyorum, buraya gelinceye kadar belki 30 kişiden hep aynı şekilde sigara İstediniz ve aldınız, Bu da bir nevi dilencilik değil ir!?
İşir yok da benimle uğraşıyorsun der gibi acayip acayip yüzüme bakarak:
— Hayır, dedi, bu dilencilik değildir. Ber. para istemiyorum ki... Polis, dilenci diye para lstlyen adamı yakalar. Ben İse günlük İhtiyacım olan sigarayı tedarikle meşgulüm. Ne yapalım zaruret, çalışamıyorum...
— On beş yirmi dakika gibi kısa zamı-rda 25-30» sigara topladığınıza göre akşama kadar bu şekildeki faaliyetinizle ceplerinizde bir hayli sigara birikeceği anlaşılıyor.
İhtiyar adam, çalışacak iktidarda olmadığını İddia ederek bu şekil harekette kendini mazur göstermeğe çalıştı. Bütün bu söylediklerini — yalan olmasına rağmen — dinledim ve biraz da kendisine hak verir gözükerek unu açmağa çalıştım:
— İyi amma, dedim, günde her halde 50 - 80 sigara toplarsınız. Bundan yirmisini içseniz öbür tarafını ne yapıyorsunuz?
Beni hayrete düşüren cevabı şu oldu:
— Ben sigara içmem evlâdım. Onu bırakalı tamam 14 yıl oldu. Nefes darlığı yapıyor.
— O halde?.
— O hataca! var mı a evlât-.. Salıyorum işte...
— Nereye satıyorsunuz?
— Bir bakkalım var. Ona götürü-yoruı Paketle sigara almak iktidarında olamıyanlara birer ikişer satıyor.
— Oldu olacak size bir sual daha sorayım?
— Hay hay... Fakat ne öğrenmek İstediğinizi merak ediyorum.
— Bütün bu sorduklarım sırf bir merak saikaslyledlr. Yoksa hiç bir maksat tahtında değil... Size de bir fenalığım dokunacağını zannetmeyiniz. Sigaranın tanesini kaç kuruştan bakkala veriyorsunuz, bakkal kaç kuruştan satıyor?
— Ben günde aşağı yukarı 180. bazen de 200 sigara topluyorum. Bunları 30 paradan bakkala veririm. O da bir kuruştan satarak sigara başına 10 para kazanır. Fakat bakkalın bundaki kârı 10 para değildir. O, tane İle sigara satıyor diye bir takım işçileri kendi: • müşteri tutmuştur. Onun asıl kârı, bu sayede edindiği müşterisinin alış verlşlndedlr.
Topladığı sigaraları bana göstermek İstedi; elini cebine atarak bir avuç sigara çıkardı. İçinde Yenicesinden tutunuz da Büyükkulüp. Baf-ramaden. Gelincik, Ulus gibi her çeşidi vardı!.
İhtiyar neden sonra kiminle konuştuğunu anlamış olacaktı kİ yanından ayrılırken:
— Sakın, diyordu, evlât! Gazeteci olmıyasın?.. — Cemaleddln BİLDİK
RADYO
ANKARA RADYOSU
Bu akşamki program
18,00 M. S. ayarı, Dans orkestrası, 18.45 Müzik (pl->, 19,00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Fasıl, 19.50 Kitap saati, 20.00 4 sesli koro, 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Şarkılar, 21.00 Türküler. 21.15 Konuşma, 21.30 Senfoni orkestrrfi, 22.30 Dans müziği (pl.). 22.45 M. S. ayarı, Haberler.
Yarin sabahki program
7.30 M. S. ayan, Müzik (pl.l, 7.45 Haberler, 8.00 Müzik (pl.l. 12.30 M. S. ayan Şarkı ve türküler, 12.45 Haberler, 13.00 Salon orkestrası.
Bu, mihverin oynamış olduğu bir kumarın hikâyesidir. Bütün kumarbazların sandıklan gibi bu oyun aşağı yakan emin bir kıı. mar sayılıyordu. Kaybetme im. kânı binde birden daha azdı. Böyle olmasına rağmen mihver durmadan kaybetti.
Savaşın bidayetinde herkesin çok iyi hatırladığı gibi, ihtiyatlı konuşmak hususunda büyük bir mücadeje açılmıştı; çünkü. düş_ man mütemadi surette dinli, yordu.
Savaş fabrikasında çalışan bir işçi, düşmanın ne kadar yakın, dan ve ne kadar esaslı olarak dinlediğini ve elde ettiği malûmatı kullandığım bilmiş olsaydı, gördüğü iş hakkında karısına bile tek kelime fısıldamazdı.
Eğer düşmanın gizli radyo vericileri tesbit edilip susturulma, saydı, Amerikanın savaş gayretlerine dair bir çok hayati mahiyetteki malûmat açığa vurulmuş olurdu.
Bu gizli radyo istasyonlarını tesbit etme işi. federal muhabere komisyonuna bağlı olan radyo Entelicens servisine tevdi edilmiş bulunuyordu, Savaştan evvel, dünyada nizami olarak ruhsatla çalışan 500,000 verici vardı. Bun. ların 200,000 i, Birleşik _ Âtnelikada faaliyet gösteriyordu. Pek tabiî olarak 500.000 vericiye bir tane daha katmak ve yakalan, mam ak, emin bir durum arzeder gibi görünür, Netckim. yakalanma ihtimali ancak 500 binde bir. dİ.
Lâkin, hakikat şudur ki. Radyo Entelicens servisi. Birleşik . Amer ikada ve garp yarım küre.' sinde faaliyette bulunan 400 den fazla gizli verici tesbit etmeğe: muvaffak olmuştur,
Portland’daki dinleme İstasyonu başkanı William L. North’un açığa vurduğu gibi, Radyo Entelicens servisinin bu gizli vericileri bulmak hususunda ne şekil, de harekete geçtiğini anlatalım.
Gizli bir radyo vericisini tesbit edip, faaliyette bulunduğu yeri tâyin etme işi, aklü hayale gel. miyecek kadar güç bir muam. madır. Diğer taraftan, bu işi ya. pabılmek için her şeyden evvel gizli vericiyi dinlemeniz lâzım, dır.
Lâkin, tatbik edilen usul ba. sittir. Yüksek kudretli bir alıcı, nm düğmesini, garip bir ses duyunca ya kadar çevirmek lâzımdır. Bundan sonra, istikamet buluculara başvurulur. Bulunan istikametler, bir harita üzerinde tesbit edilir ve nihayet aranılan verici iki hattın birbirini katet. t.iğl noktada olduğu anlaşılır.
Yalnız, şû keyfiyeti bilhassa gözönünde tutmak lâzımdır. Radyo dalgalan her zaman düz hat dahilinde seyretmez. Bu yüzden, Radyo Entelicens servi, sinde çalışanlar umumiyet itiba. rile iki istikamet bulucu ile buldukları bir istasyonu, tesbit edil, , mis farzetmezler. Çünkü, böyle | bir kanaate sahip olabilmek için.
en azından yarım düzfine istikamet bulucuya ihtiyaç vardır. Bu kadar istikamet bulucu 11* istasyon tesbit edildiği takdirde hatlar hiçbir zaman İki noktada birleşmez. Fakat gayri muntazam bir mıntakayı çevirirler. Çizgilerin arasında peyda olacak arazi de, diyametre itibarile binlerce mil ifade eder.
Yazının başında da söylediği, miz gibi, her şeyden evvel düş. man vericisini dinlemek lâzımdır. Ancak bu iş görüldükten sonra tesbit etme işine geçile. bilir. Düşman vericisini işitebilmek keyfiyeti de. işin en güç tarafıdır.
Radyo Entelicens servisine mensup olanlar, bu işi görmek için mütemadi surette seslere ve koda Istinad eden Mors işaretlerini dinleme mecburiyetindedir, ler. İşte bu faaliyet esnasında binlerce verici arasında gizil ola. rak neşriyat yapanı ayırmak imkânı aranmaktadır.
Bu arada, gizli vericilerin mü. temadi surette yakalanmak key. fiyetini bertaraf etmek için büyük bir ihtiyatla ve bînbir hileye başvurarak çalıştıklarını da göz önünde tutmak lâzımdır. Esasen bunlar, bir neşriyat esnasında ancak birkaç dakika için dalgalar arasında yer alırlar ve günde birkaç defa faaliyete geçerler. Çağıma harflerini ve dalga uzunluklarını değiştirirler. Bazan, nizamî bir vericinin dalga uzun, luğunu ve çağırma harflerini kullanırlar. Pek tabii olarak giz. il verici, nizamî istasyonun çalış, madiği bir sırada ancak böyle bir fırsattan istifade eder. Istı, kamet araycılaıını şaşırtmak için dalga uzunluklarını müte. madî surette sağa sola götürmek suretile değiştirenler pek çoktur.
Böyle gizli bir vericiyi bulmak, bir gecede başarılabilecek bir iş değildir.
Radyo Entelicens serviine mensup olanlar, 9 büyük ve 80 ikinci derecede istasyondan isti, fade etmektedirler. Bir dinleme istasyonundan bütün vericiler dinlenemez. Fakat düşmana elve, rişli olabilecek kadar kuvvete sahip bulunan herhangi bir verici, kuvvetli bir dinleme istasyonu tarafından zaptedilebilır.
İstasyondaki her dinleyici, kadran taksimatının ancak bir kısmını dinlemekle mükelleftir. Diğer dinleyiciler de, kadranın diğer kısımlarını murakabe eder, ler.
Düşman vericisini ayırdetmek için bir çok usuller vardır. Çağır, ma harfleri, dalga uzunluğu, vericinin kudreti başta gelen âmil, leri teşkil etmektedir Bu ara. da. faaliyete geçme ve dalga âle. cninden ayrılma keyfiyeti de gayet ehemmiyetlidir.
Diğer taraftan günün muay. yen saatinde neşriyata başlama, sı ve neşriyatın istikameti gibi
(Arkası 1 inci sahifede)

MUKADDES YALAN
Yazan: Lcon Malice t Çeviren: (Vâ . Nû)
■ ■ 1 .. Tefrika No, 2 _u
Babını annesinin omuzuna koymuştu; kolunu boynuna dolamıştı; göz-yaşlırile ıslanan yanaklarını seviyordu.
— Boyuna ağlıyorsun. Niçin? Yüreğini dertlendirecek derecede vahim bir şey mİ söyledim? Bunun mâna-Kzlığınt sen de biliyorsun. Fakat uzun tamandanberl pek değiştin, anne. Zaman zaman neşeli bir halin var, fakat, zaman zaman da derin kederlere kapılıyorsun. Sinirlisin; sen kİ çok tatlı, munis bir İnsandın; artık tanınmaz oldun. Bir derdin olacak. Acaba nedir? Istırabının sebebi ney-■e kızına söyllyebllirsln. Cevap vermiyorsun amma, ben tahmin ettim. Ayrılacağımızı düşünmek sana azap veriyor. Fakat madem kİ ayrılmak bahis mevzuu değil, Öyleyse senin de elem duymana sebep yok. Düşündüklerim doğru mu?
Kızı bu mevzuları daha fâzla kurcalamasın diye, kadın cevap vermek İçin büyük bir gayret sarfettl:
— Evet, evet. Doğru düşünüyorsun! - dedi.
Anie bir müddet dalgın kaldıktan
soiıra devamla:
— Hakikaten, mesele dediğim gibi olacak. Şimdi artık bir sürü şeyler biliyorum, Meselâ on beş gün evvel misafirlerin vardı. Salon kalabalıktı Çok neşeliydin. Loulse Barane anne-slle birlikte içeri girdi. Kendilerini gayet büyük bir dostlukla karşıladın. Yiizün hâlâ gülmekteydi. Onların konuştuklarını dinliyordun; ben de kendi kendime şöyle düşünüyordum: «Annem ne mesut kadın, maşallah!» Cidden her sözünde saadot seziliyordu. ,
Bn. Dandevllle titredi. Artık ağlı-yarmyordu. Kızının sözünü kesmek İçin kendinde kudret bulamıyordu. Teslim olmuş gibi bir hali vardı. Duyduğu büyük ıstıraba rağmen, onu dinlemekte devam ediyordu.
— Salon yavaş yavaş boşalıyordu, anneciğim. Madam Barane kus Laulsele oturuyordu. Herkes gidip de onlar kaldığı vakit, misafirimiz, kızının M. Raynata'la yakında evleneceğini bildirdi. O sırada aenln muvazeneni kaybederek yere yuvarlanr.cağını sandım. Ölü gibi sapsan olmuş
tun. Yüzünün hatları gerildi. Boyuna: «Bir şeyim yok! Bir şeyim yok!» diye tekrarladın. Halbuki çok ıstırap çektiğini herkes görüyordu. Ben de, salonda bulunan öbürleri de bu işten bir şey anlamadık. Sonra kendine gelince, odadan kaçtın. Kimseyi teşyi bile etmedin. Hattâ Loulse'i öpmedin. Sana doğru ilerlediği halde onu tebrik etmedin. Bu lâkayitlığı sana yakıştıramadım. Kızcağız üzülmüştür. Zavallı Louise'clk!... İşte anneciğim, on gündenberi mahzun bir halin var. Bunu garip buluyor, sebebini araştırıyordum. Amma şimdi anlıyorum: Düşünüyordun ki, bir gün, ihtimal yalcında, Loulse'ln annesinden ayrılışı gibi ben de senden ayrllûeA-ğım. Zavallı anneciğim! Acaba şu dünyada kaç insan senin gibi İyidir?
Bayan Dandevllle kımıldamıyor, cevap vermiyordu, şimdi artık daha rahat nefes alıyordu: İşte km hiçbir şey bilmiyor, hiçbir şeyden şüphelenmiyor. Fakat kadın, kızının hakikati öğrenmesine ramak kaldığım farket-tl. Ya annesinin o korkunç sırrını keşf edebilmeydi I
Kızının bahsettiği o meşum günü hatırladı. Birdenbire ne yıkıLış, ne göçüş, ne yırtılıştı ol Hayatında ıstırabın o kadar fevkalâdesini, o kadar müthişini asla tatmamıştL O gün ölmeği, şu tahammülfersa hayal tan kurtulmağı ne kadar arzu etmişti. Beyimde sefaletlerden, alçakça İha
netlerden, bitmez tükenmez yalanlardan yakayı sıyıracaktl!
Zira yalancı bir hayata mahkûm edilmiş bulunuyordu. Dün, aşkını gizlemek için türlü yalanlar söylemesi lâzım gelmişti; şimdi İm acılarını gizlemek üzere gene yalan. Yarın, lıâtı ralarını sırretmek maksattı! e yalun! Ah, ne dayanılmaz şey!
Şu anda Anie gülüp duruyor; annesinin kalbinden geçenlerin farkında değil, çene çalıyor:
— Sevgili Louise’clk evleniyor. İnsanların, kendileri de farketmekslzin yaşlanmaları ne garip, değil mİ? Lou-ise benden ancak bir yaş büyüktür. Halbuki M. Raynald otuz beşinde, galiba. Çok İyi bir kıza düşüyor. Loulse hom İyi, hem güzeldir. Buna rağmen • münzevi tablatlidlr. Düşün ki benim gibi en İyi dostuna bile bu izdivaç tasavvurundan hiç bahsetmemişti. Bu halini beğenemedim, zira işin ilerlediğini. o söylemeksteln anlamıştım. M. Rayımld’ın holleri, tavırları her şeyi meydana vuruyordu.
Kadın ayağa kalktı. Müthiş bir ıstırapla kalbi burk'ttluyordtı. Lâkayıt görünmeğe çalışarak sordu:
— Neler farkına varmıştın?
— Aman anneciğim! Görmemek İçin insanın kör olması lâzımdı. Alem, meseleyi sezdi. Yalnız tabiî sizin gibi lâkayıtlar bir şeyi göremediniz.
— Ya?... M. Raynald pek mİ?.. Apk
görüyordu?
— Tabii... Bütün nişanlılar gibi, hoş. Plerrc'le birlikte onların hallerini keşfedip gülümsüyorduk.
— Pek âdi.
Kuru bir ifadeyle, anne, kızının sözünü kesti. Çok acı duyduğu için daha fazlasını dinlemek istemiyordu. Bu tafsilât onu pek bedbaht ediyordu. Sonra, bu tarz bir istintak ona utanç veriyordu.
Anie, ihtar üzerine, hayretle sustu. Kendi kendine:
v— İşte anneme yeniden asabiyet basıyorl» diye düşündü.
Muhavere zeminini değiştirmek üzere sordu:
— Davetiyeleri postaya verelim mİ? Bayan Dandevllle .«evet» mânasına bir İşarette bulundu.
— Bütün adresler yazıldı mı?
— Hepsi yazıldı: sade... şey...
— Sade, hangisi?
— Bir tanesi.
— Hangisi o?
— M. Raynald'tnM.
— Zavallı Raynald! Onu unutmamalı. Yoksa Loulse ne der?
Yazı masasına yaklaştı. Bir zarûn içine bir kart soktu:
— Bu lhmaJl telâfi edelim.
Fakat annesi, birdenbire koJeml tazının elinden aldı:
— Hayır, ben yazacağım.
Şu adresi yazdı:
M. Raynald,"
Banker
Sedan
Sonra, Anie, öpmek üzere ona .1 uğru eğilince, kızını hafit İtti, kendinden uzaklaştırdı.
H
Raynald ba.ikası, Ardermes'de pek tanınmış eski bir müesseseydl. "* ■: un Kaynataların en son vârisi ve u n-messill olan Geurges Raynald ban ct.-yı yalnız başma idare ediyordu.
Gayet uzun boylu, gayet kuv. -li olan bu genç, cidden yakışıklı ı di. İyi huylu bir delikanlı da sayılırdı. Kayıtsız ve iradesiz olduğundan, hayatının İlk kısımlarında epey bocalamıştı. Fakat sonra işlerini yoluna soktu. Kayıtsızlığı kaybolduysa. da İrade hasıl olamadı.
Bıına rağmen bonkanuı işleri inkişaf ediyordu. Bu sene kâr epey yüksekti. Bu da ona kâfiydi. Delikanh mesuttu.
Kendisine postayı getirdiler. Büyük masanın üzerine yığınla zarf koydular. Tanınmış el yazılarını aramağa başladı.
Mektupları birer birer eline alıyordu. Zaman zaman duruyor, hafızasını yokluyordu. Sonra, şu kelimeyi tekrarlıya tekrarlıya zarfları bir yandan bir yaua fırlatıyordu:
(Arkası var*
11 Ekim 1945
a n> ş a aa Sab’f* 7
Taınhtsn s(ahof(eD@[r
(Baş tarafı 4 üncii sahifede)
îşte Kara Mustafa paşa âsi Nasuh pa§a oğlu çenginde gayreti görülen bu kırk yıllık zalimi Mera tahririne memur etmişti. Faik bey bu vazifede de mutadı üzere bir çok balkı, hattâ kadıları ve belde ayanını zincire vurmuş, fıkarayı, zuafayı hapis ve katleylemlştl. Böyle olduğu halde Mustafa paşa bu adamı (MeşkÛTÜl-mesal oldun!) diye Rumeli beylerbe-ylsl nasbeylemişU. Bu tesahup her tarafta suiteslr hasıl etmişti.
Bugünlerde Sultan. İbrahim musahipliğine yeni aldığı silâhtar Boşnak Yusuf paşaya iltifatlarını bezledip duruyordu. Bu suretle silâhtar paşanın nüfuz ve itibarı gün g.çtlkçe artıyor. veziriazama galebe edecek dereceye varıyordu.
Yusuf paşa, Kara Mustafa paşaya muaraza İçin hünkâr hocası Cinci Hüsevin efendi ile de birleşti. Kara Mustafa paşa ne İş görse, kimden ne alsa, kime ne tevcih etse muhalifleri haber alır almaz hfmen gizlice ve en kablh şekillerle tasvir ederek padişaha ihbar eder olmuşlardı.
Bu ittifak karşısında tek bir kişinin mukavemete iktidarı olamıyaca-gını% tahmin edin bazı mahremleri sadrâzama hayırhahlık yüzünden silâhtar Yusuf paşaya müdâra et m esi makul olacağını söylediler. Kanı Mustafa paşa:
— Bu makule , kimsenin padişah kurbunde olması saltanat umuruna dokunacağı muhakkaktır. Gerçi Sultan Muradın da müsahip ve fükari-ni vardı ve vezirler, hattâ sadrâzam olanlar ana inkıyat gösterip elini öperlerdi; amma saltanat umuruna karıştığı için cümle âlem andan hoşnut ve mahzua değildi, Ben Sultan Murat gibi kahramanı zamanın makbul ve mergubu olan silâhtara müdâra etmeyi zül ve tevazuu kabul etmedim. Benim zamanımda böyle birisinin padişah kurbunde bulunması lâyık ve münasip değildir.
Cevabını vermiş, bildiğinden şaşmamıştı.
Silâhtar Yusuf paşa ile Cinci Hoca sadrâzamın tesahup ettiği Rumeli beylerbeylsl Faik paşayı Kara Mustafa paşa ragmına yok itmek istiyorlardı.
Faik paşa da kendi felâketini kendisi hazırlamıyor değildi, çünkü bey-lerbeylüğinin merkezi olan Sofya da altı ay İçinde zulmü evvelce bilinen dereceyi de aşmıştı!
Şeriat hükümlerine hiç riayet etmiyordu; gösterdiği azamete de pâ-yan olmuyordu. İzni şer'l olmadan birkaç kişiyi astıktan sonra kadı flencer lâkaplı Mulzlddln Mehmet efendiden hüccet istemişti. Bunun için kadıyı sıkıştırıp duruyordu.
Mehmet efendi kaçtı. Ilgar ile alt/ günde İstanbula geldi. Bazı mukaı-rlplerin himmet ve delâletiyle huzuru hümayuna girdi; tazallüm ve feryat ederek Faik paşanın mezalltr defterini padişaha takdim etti.
Sultan İbrahim Faik paşayı hemen azletti. Ve İhzarı İçin kapıcılar çıkarttı. Kapıcıbaşı Şahbaz ağa Faik paşayı bağlı olarak İstanbuıa getiri? Sultan İbrahim Yalı köşkünde Sofya kadısı ile paşayı bizzat mütalaa etti. Kadının ithamlarını İnkâr eden Faik paşa:
____ Padişahım! Benden evvel Rumeli beyierbeylsi olan Dllâver paşa bir doğru sözlü kimsedir. Benim ha lim ondan sorulsun; ne derse razıyım temennisinde bulundu.
Sadrâzamın kendisini sevdiğini, İdamdan kurtarmak İstediğini bilen Faik paşa hâlen mazul bulunan Dl-lâver paşanın bir memuriyete nasbe-dilmek ümidiyle ve sadrâzamın hatırı için kendisinin hüsnühaline şe-hadet edeceğini zannediyordu.
Dilâver paşa celp ve isticvap edildi. Durumu ve silâhtar paşa ile Cinci Hoca tarafının galebe edeceğini anlamış olan şahit. Faik paşanın ümidi hilâfına doğruyu söyledi:
____ Padişahım! Bu kadı bir nice eyyam benim eyaletim vaktinde dahi Sofya kadısı İdi. Şer’a riayet ve itidal üzere hareket ederdi. Bütün halk kendisinden hoşnuttu. Amma Faik paşa vardıkta kadıya cefa edip halka teadül eylediği şayldir.
Bu sözler üzerine şeyhülislâm Ze-keriya zade Yahya efendi meclise davet ve kendisinden fetva talep olundu. O da:
____ Padişahım! Bunun katli vacip olalı otuz yıldır! cevabını verdi. Kara Mustafa paşanın af hakkmdaki ricası makbul olmadı. Sultan İbrahim bostancıbaşıya İşaret etti. Faik paşa boğuldu; cesedi saray meydanına atıldı. (10 Zilhicce 1053). Mlra-hur ağa Faik paşanın mallarını kabzetmeğe memuren Tirhala ve Yenişehir semtlerine gönderildi.
Sadrâzam Kara Mustafa paşa bu kadar tltizam ettiği Faik paşanın katlinden pek bihuzur oldu. Padişah İle mührü şerifi bırakmak derecesinde sert sert söyleşti. [1]
Hayatında nice İşler görmüş olup beş buçuk seneye yakın bir zamandan beri de iki padişaha hizmet eden Kemankeş Kara Mustafa paşa mahmlslnln başına gelen felâkete dört gün sonra kendisinin de uğrıya-cağıni bu anda, şüphesiz, hiç hatırından geçirmiyordu.
SÜLEYMAN KANİ İRTEM
] — IŞ ARİ YANLAR
TOPTANCI VE HAZIR ELBİSE DİKTİRMEK İSTİYEN TÜCCARLARA — İyi dikiş diken bir bayan, etek, bluz, kimono, pijama, çocuk elbise ve önlükleri dikmek istiyor. Arzu edenler mektupta Boru on ti Silâhşor sokak No. 2/67 dc bayan Ayşeye müracaat. 59t
j| — Kiralık — Satılık
5,000 LİRADAN 500,000 LİRAYA — Kadar emlâk almak ve satmak ve İpotek yapmak istiyenier kârlı işi olup devir veya ortak istiyenier Beyoğlu Büyük Parmakkapı cadde üzerinde köşe başı No, 4 kat 2 Suhulet Emlâk Bürosu Zarif özalp'a müracaat. Tel: 42306. 297 — 13
SATILIK KIYMETLİ ARSA — Fe-neryolu. Selâm) Çeşme, Hacı Mehmet Efendi asfalt sokağında, 1. numaralı evin ittisalinde tramvay durağına yüz mctre mesafede ağaçlı, köşe başında İki cepheli güzel arsa satılıktır. Fincancılar sokak Mahmudiye hanı karşısında No. 32 ye müracaat.
600 -
SATILIK DÜKKANLI EV — Gala-tada tramvay caddesini görür dört katlı dörder odalı, balkonlu, geniş taraçalı altında kahvehanesi o;an apartman tarzında kâgir ev 16000 liraya bir katı boş teslim. (Deney Emlâk). Galata rıhtımı Kefeli Hüseyin han 2. Tel: 43840 653 —2
fil Nalma: (Mücadele ve mükâfe-ha eyledi.)
Mihverin gizli radyo istasyonları nasıl yakalandı
(Baş tarafı 6 ncı sahifede)
Amiller de büyük bir ehemmiyetle nazarı itibara alınacak du. rumlardır,
Böylece, dinleme işile meşgul olanlar bir körün ses tanıması gibi, istasyonların işaretlerini ayı i detmek ted irler.
Gizli vericiyi kullanan opero. tor, ticarî bir mahiyet arzeden bir radya işaretinin arkasında gizlenmeğe yeltenir. Bu kudretli istasyonun işaret gürültüleri arasında gizli vericiyi ayırdetmek gayet güç bir iştir. Bu gibi açıkgöz operatörlerin gönderecekleri mesajı ayırdetmek için hususi bir teçhizat vücude getirilmiştir. Neteklm bu tertibat sayesinde kadranın muayyen bir nokta, sında üstüste neşriyat yapan bir kaç istasyonu dinlemek imkânı olmuştur. Böylece operatör, bu vericilerin ne kadar zaman neş. riyat yaptıklarını tesbit edebi), inektedir. Operatör, dinlediği en zayıf Mors işaretlerini bile işitile. bilir bir duruma sokmakta müşiri, lât çekmemektedir. Çünkü, kullandığı cihaz, hem kudretli ve hem de gayet hassastır.
Böylece.daîml dinlemeye ve mürakabeye başvurmak sure, tile hiçbir kimsenin ortaya çıka. ramıyacağı bir şeyi bulabilir. Ancak, vericinin yemi tesbidet. mek meselesi kalıyor. Portlan’da, bir dinleyicinin meçhul bir radyoyu işittiğini farzedeHm. Bu neticeden bütün İstasyonlar ha. berdar edilmektedir. Bütün dinleyici istasyonlar, telotayp siste, mile bibirlerine bağlıdırlar
Gizli vericinin mevcudiyetini haber alan diğer istasyonlar, ah. cilannı bu merkezin dalgalarına uydurup dinlemeğe koyulurlar. Muhtelif istasyonlardan birinin bu merkezin neşrettiği işaretle, ri tanıması muhtemeldir. Yan. hin başında bahis mevzuu edil, diğf gibi, dinleyici İstasyonlar, istikamet tayin edicilerden fay. dalanmaktadırlar. Netice ftfba. rlle sltîkamet tâvteı ediciler mfi.
ÇOCUKSUZ İKİ GENÇ KARİ KOCA — Apartmanlarda veya buna mümasil yerlerde münasip işi ara, maktadırlar. Kefil gösterebilirler. Akşamda (Ç.K) rumuzuna mektupla müracaat. 624 — 1
12000 LİRAYA — Aksaray'da tramvay caddesinde 6 odalı 278 metre sahalı 852 lira kiralı acele satılık ahşap ev, Müracaat Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Ömerâbit han 2 nci kat 23 No. Telefon 42368 629 — 1
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI öğretmen üniversite lise talebelerine ve hususî ders alacaklar» iyi ders verir. Pratik ders ve imtihanlara hazırlar. Frau Siftar Taksim Hoca Zade sokak 11 kat 3 634 —4
Ij-MUTEFERRÎK
İNGİLİZCE DERSİ - Mütekait muallim tarafından verilmektedir. Flütler uygundur. Evlere de gidilir. Akşam gazetesinde Y. Ü. rumuzuna müracaat. 587 —
TİCARET LİSESİ VE BÎR FRANSIZ LİSESİNDEN MEZUNUM - Eski Türkçe bilirim. Öğleden somaları çalışmak üzere hususi ders verme dahil her hangi bir İş aramaktayım. Taliplerin N. C. rumuzuna müracaatları. 631 —
FRANSIZCA, ARAPÇA VE TÜRKÇE — Dillerinin her birinden diğer ikisine aynı kolaylık ve yetki ile tercüme yapan bir üniversite mezunu tercüme ve muhabere işlerinde çalışabilir. Akş.-ımda P.P. 6-14 — 3
ESKİ YAZI İLE OKUR VE YAZAR — Askerliğini bitirmiş bir İlse mezunu hususî veya resmî müessese-lerde uzun müddet çalışmak üzere İş aramaktadır. Akşamda A. L. rumuzuna yazı ile (müracaat. 658 — 1
y- İŞÇİ ARI YANLAR
İNGİLİZCE VE TÜRKÇEYE VAKIF — Tercümeye muktedir bayan aranıyor. Kolej mezunları tercih edilir. Çalışılacak ticarethane Beyoğ-lundadır. Mektupta Beyoğlu Posta kutusu 2163 müracaat. 596 —
55,000 LİRAYA — Biı • -ede asfalt üzerinde 11 odalı ta-nır.* muhtaç değil büyük bahçeli 'şahane satılık yalı. Müracaat Ferdi Sc'ek Tiir!( ~ lâk Bürosu Galata ömerâbit ikinci kat 23 No. Telefon 42368
631
■!s Em-l han
HALİÇ FENER CADDESİ — Bir cephesi deniz lebi derya, içinde iki bina olan ve büyük arsası heyeti umumiyesi 504 m.m. olan. Fabrika, İmalâthane, depo yapmaya müsait olan bu emlâk satılıktır. Müracaat yeri Beyoğlu Büyük Parmakkapı köşe başı No. 4 kat 2 Suhulet Emlâk bürosu. Zarif Özalp’a müracaat. Tel: 42396 613 _ o
15000 LİRAYA — Pendik t e bir katı 3 bir katı 4 adalı tam kagir konforlu acele satılık küçük anartımaıı Ferdi $flck Türk Emlâk Galata Ömerâbit han 23/2 Telefon 12363
638 —
ÜÇ KİŞİLİK BİR AİLENIN — Ev ve yjrnek işlerini görecek bir bayan aranıyor. İsteyenlerin; Sultanhamanı, Emlnbey han altında 22 numaraya müracaatları. 604 — 6
APARTTMAN KATİ ARIYORUZ —'
Boş ve eşyalı konforlu İki odadan 8 odaya kadar Beyoğlu ve civarlarında İstiklâl caddesi Havagazı şirketi kar-, şısında Yıldız Emlâk. Telefon 43376
645 —
ORTAK ARANIYOR - Yüzde yü» garantili vc çok kârlı işlere asgari 5000 daha yüksek sermayeli arkadaşlara ihtiyaç vardır. Akşamda (K) rumuzuna mektupla müracaat ■. ________________ "" n PARADA KOLAYLIK - Tami Ol suretile emlâkin.zden İstifade ıtrrCU İsterseniz Galata.Ada han 8 nmna»x 3 ten 7 ye katar müracaat T l 4160
6li
SATILIK ARSA — Nişan taş Güzel Bahçe sok. cephesi 12,10 m. drrinliği 25 m. Fevkalâde manzaralı bir arsa ucuz fiatle satılıktır. Müracaat Tel: 43945- 593

ACELE DEVREN KİRALIK YAZIHANE — Sirkeci Kafkas Geçidi No. 3 telefon ve konforu muntazam yazıhane devren kiralıktır. Adrese müracaat. edilmesi. 643
KİRALIK KAT — Şetızadebaşı tramvay caddesine nazır elektrik, terkos, havagazı, hamam. Turan ti-' yatorsu bitişiğindeki konağa müracaat. 659 — |
DEFOLUR KİRALIK ARSA - Kadıköy Söğüt!üçeşme Vehap Bey sokağı telefon: 60824 660 — 2
K — M T — F.T - TZ - Bulk
A.E — A K.A — A.B.S — K M —
S. T — İngilizce — HE —
İdiomatic — iki Genç — ■anılarına gele» nıektüp. r> tcia-tenanem izden aıdırınaîan "ica muntır
HASTABAKICI ARANTYOR — Or-taköy Şifa Yurduna hastabakıcı alınacaktır. İsteklilerin her gün öğleden sonra müesseseye müracaat etmeleri, Muallim Naci cad. No. 115.
642 — 1
SATILIK DEPOLAR — Galata rıhtımında ve Ortaköyde sahilde depo ve mağazalar satılıktır icabında boş teslim edilebilir. Mü. han No. 13. Tel: 43265.
Galata. Nur
641 - 4
Zayi — Kayseri nüfus nemuriu-
KAÇIRILMAZ İRATLI SATILIK ğundan aldığtm nüfus kâiji'imı zayi EV — Arnavutköyünun en güze] ha-1 ettim. Yenisini çıkaracağımdan es-vadar mahallinde muazzam deniz manzarası tramvay caddesini göriir müstakil iki bölüklü dörder üçer odalı tfrkos, elektrik, havagazı, banyo, mutfak mevcut telefonlu oahçell İçi dışı yağlı boyalı boş teslim şartfyle genl$ cepheli ve taraçalı yarım kâgir ev 16000 liraya satılıktır. Deney Emlâk Galata rıhtımında Kefeli Hüseyin han No. 2. Telefon: 43840
657 — 2
kişinin hükmü yok.
339 doğumlu Mehrn-t Kü’ûkdeveci Ciball 146 numaralı kereste rnagara-zında Mehmet Deveci
Zayi — 941 senesi Edim» askerlik şubesinden almış olduğum terhis tezkeremi zayi ettim Yenıs’ııı çıkaracağımdan eski-inln hükmü v -ktur. Edirne Havza nahiyen Tap’te K den Mehmet O. M ! met Ali Örs sın 3331
tahavvil antenden başka birşey değildir. Sabit anten kullanmak suretile alınan zayıf işaretleri elverişli bir şekilde yükseltmek çok güçtür. Fakat işaretler zap. tedildiği vakit, istikamet tayin ediciler sağa sola doğru çevrile, cek olursa, zayıf işaretlerin yük. seldiği ve alçaldığı derhal muşa, hede edilir.
İstikamet tâyin edicilere baş. vurmak suretile çalışan bütün merkezler, meçhul işaretin mer. kezlnı tayin ederek bildirirler. Bu şekilde elde edilen bütün ne. ticeler, bir harita üzerinde tesbit edilir. Bu İşaretlerin İhtiva ede. çekleri nuntaka, meçhul verici, nin faaliyette bulunduğu yerdir.
Bu vaziyet karşısında, o mm. takaya yakın bir mesafede bulu, nan dinleyici istasyon, bir yolcu otomobiline kurulmuş olan gizli alıcısını faaliyete geçirir. Otomo. bil. haritada çevrili olan mmta. kada dolaşırihğa başlar. Operatör de esrarengiz vericinin dal. galann arasına karışmasını bekler. Verici, faaliyete geçer geç. mez. otomobildeki istikamet ve. rici İle tesbit edilmektedir. İstikamet tayin edici alet, gizli veri, ciy! tesbit eder etmez, araştırma mıntakasınm daha da küçülmesi lâzımdır. Bu işi görebilmek için de «Snlffer» ismi verilen diğer bir tertibattan istifade edilmektedir. Sniffer, gayet küçük bir istikamet tâyin edicidir. Hic bir kim. senin şüphelenmesine fırsat ver. meden cepte taşınabilir. Faaliyet sahası dahilinde bir verici faaliyete geçer geçmez, tek bir ses çıkararak, vericinin İstikametini tâyin eder. Bu cazip âletle bina ve hattâ vericinin faaliyette bulunduğu oda bile tâyin edilmekte, dir
DAKTİLO — Çabuk yazabilen bir bayan alınacaktır, çabuk ve doğru yazmayanlar müracaat emmemelidir. Ankara caddesi, Reşit Ef han lOganj adresine. 648 —
ELE GEÇMEZ FIRSAT - İstiklâl caddesinde mağara. Tepe başında kıraathanz devren satılıktır. Saat 3-5 arasında Tepebaşı Yenişehir Palas kıraathanesinde Ar si ana müracaat. 040 —
Emniyet Sandığı Müdürlüğünden:
YÜKSEK TİCARET MEKTEBİ MEZUNU ARANIYOR — Askerliğini bitirmiş olanların İstanbul Emniyet Sandığına müracaatları. 647 — 4
2 - SATILIK
ŞIK BİR PİYANO ACELE SATILIKTIR — Taksim Feridiye (Çoban-oğlu fınnı) yanında. Küçük Duvarcı sok. No. 9. 656 — 2
EŞYA
ERENKÖY - SüADİYE - BOSTANCI — Havalisinde sahilde asfalt üstünde muhtelif Hallerde villâ, köşk, arsa almak, satmak istlyenlcr Suadl-ye ş:n sokak Gündüz Bakkaliyesine müracaat. 639 — 1
SATILIK BAĞ VE TARLA - Top-kapı dışında Müveddet H, terekesine ait bağ ve tarla I2/K/945 günü 14 te Beykoz mahkemesinde satılacaktır. Arzu edenlerin gelmeleri. 652 —
TEMİZ KULLANILMIŞ — Satılık İngiliz çocuk arabası, icabında İki çocuk İçin de kullanılır. Görmek için Taksim Abdülhakhâmit cad. Neşe apartımam kapıcısına müracaat. Tel: 24011 666 — 11
HER TÜRLÜ İNHİSAR MADDELE-: Rİ — Pul kırtasiye ve saire satan ve , (20563) numaralı telefonlu Sultanahmet Firüzağa camisi karşısındaki t dükkânıma ortak arıyorum. Her gün saat 1-3 arasında görüşebilir.
i 650—1
Zayi — D. D. Y. L. yeni atölyesi girlı, çıkif kapı kartamt *e hOvtyetlml »yi ettim. Yenisini çıkaraoağnndan eskisinin hrökmâ yoktur.
Adres: Kasımpaşa Yahya Kâhya Karanlık Çeşme Çıkma* tutak No. I Şakir KHDİ4M-
ACELE SATILIK MODERN APARTMAN — Dört daireli, terkos. elektrik, havagazı, telefonlu, konforlu, manzaralı Istiyenicre eşyası da verilir. Cumartesi, pazar günleri Firuz-ağa İtalyan hastanesi yanında 47 No. kat 2. Telefon: 40620 667 — 5
BOŞ TESLİM — Kadıköy MlSirll-oğlu Halitağa caddesi 54 No. beş oda bahçe, elektrik, havagazı, su içindeki sahibine müracaat. 663 —
Abone bedeli
r*)r»ıve
Bell- 0»
AKSAM
i
ÇİFT DAİRELİ APARTMAN — Taksimde Talimhane meydanında bütün konforu haizdir. Müessesemiz. tarafından acele satışa çıkarıldı. Küçük Evler Yapı ve Satış şirketi Galata, Altıncı Vakıf han No. 33 - 34
661 — 1
28(10 Kuru» 54 '■ (uruş İÎUMJ ■ ZHIM> ■
>3)11 • ıG'D •
teudılı için .’iu «muştuk ak ' ta«dir(M
Senelik ti Aylın
* Aylık Adres
puı gönderilmelimi »•ateş deftı-tiriim».?.
l'eleluniarımı? 8-.>şıııiınarrır zıibdö Yazı İşl-rı mut. - idare lunil
Mudur 2O4V1
KİRALIK — Kadıköy Şifada möbleli veya möb'.eslz bir oda veya üç oda bir hol bir mutfak ve yüz NO. dan ibaret bir kat kiralıktır. Görmek istiyinlerln Bahariye şevki B. So. 42 No. da B. Leon’a veya Şifa So. 20/1 No. ya müracaatları. 654 — 2
Zilkade 4 - Hızır 159
LnıSak Uiineş Öğle ikindi ak YUka
E. 10.52 12.29 6 24 933 12.00 130 V 4.29 6.01 12.01 15.10 17 36 19.07

Idurelıuııe Baoıaıı sıvan Acımu^tıifc SiiKuk No Ki
Dursunbey Devlet Orman işletmesi müdürlüğünden:
Bulunduğu yer Cinsi Miktarı M3. D3. Muhammen B. Lira Kr. 7,5 teminata Ura Kr. izahat
Dursunbey istasyonunda Devlet Or Norıhal çam kereste 62 257 İM 00 747 09 Birinci parti
man işletmesi Kereste Fabrikası
a » a a a 100 000 160 00 1200 ıtı İkinci parti
* ■ • a a 100 000 160 00 120(1 00 Üçüncü parti
• a a > a 100 000 160 00 1290 00 Dördüncü parti
a a > 100 000 160 00 1200 00 Beşinci parti
> * » a 100 000 16(J 00 1200 00 Altıncı parti
> a » a 100 000 160 00 12W) 00 Yedinci parti
» a > a J00 000 160 00 1200 00 Sekizinci parti
a a > a 100 000 )60 00 1200 00 Dokuzuncu parti
> > a a 100 000 160 00 1200 00 Onuncu parti
» a a 100 000 160 00 1200 00 On birinci parti
a * a 100 OOo 160 00 1200 uo On İkinci parti
a ■ a Amali ve çflrük tomruk 637 287 >0 00 1433 90
a a a Kapak parçası 1000 Kental 2 90 217 50
» a a Çita 400 a 1 20 120 00 Birinci parti
» a a a $00 > > 20 120 00 İkinci parti
a » a » 600 a > 20 120 00 Üçüncü parti
a » » 600 a > 20 120 00 Dördüncü parti
a > > » 1000 a > 20 »40 00 Beşinci parti
a a » > 1000 a 1 20 240 00 Altıncı parti
■ » > Karışık ankaz odunu. 18000 a 35 Çıralar odunlardan ayrılmamış
Karacık bölgesi Grlendroa Orman Çira a 90 2272 50 olarak.
rampalarında
1 — Yukarıda bulundukları yerlerle cins, miktar, muhammen bedel *• BMvakkat Unjinst miktarları ya«h (»1) kalem fabrika mamulâtın-dan mötehasad emval açık arttırma suretile satışa çıkarılmıştır.
I — Açk arttırma 18/Ekim/946 tarihine mstalyan perşembe günü saat 116) (ta Dursunbey Devlet Orman İşietmMİ Müdürlüğü binasında toplanacak komisyonda >cr« edilecektir.
I — Alıcıların bu malttın yerterlnde görerek teminat akpeterlnl Ihnlr başlamazdan b+r saat evveline kadar İşletme veznesine yatırmaları ve daha fazla tafsilât almak isteyenlerin Ankarada Ornaan Genel Müdürlüğü Ma tan İr, İstanbul, Balıkesir, Bursa, Orhaneli vs Tavşanlı Orman İ8-ktaed Müdamtlerlnde 4s meacat şartaamajd görmeleri İta afan». (13469)
Bûhlfe 8
A S 9 A M.
11 Ekim 1945
ubbbmhm»»™ Musiki sever sayın halkımıza mmb^hbmbb îstanbulun görülmemiş büyük bir sürprizi Beyoğlu İpek Sineması karşısında
(FERAH) SAZ SALONU
Bütün tahminlerin üstünde İncelik ve zerafetln şaheser bir niimunesl olarak
12 Ekim Cuma Günü Akşamı AÇILIYOR Dekoratör Bay BAKSA’nm, salonun antresinden İtibaren Av_ rupa dekorlarım geride bırakan bu güzide eserini Cuma günü sabahı saat 9 dan İtibaren gezip görmeği sayın halkı, miza serbes bırakıyoruz. Salonda gizil ziya ve hava tertibatını yaratan bu müstesna ziynete lâyık
SEÇKİN SAZ SANATKÂRLARININ
iştlrâklerile bir kat daha güzelleştirilmiştir.
OİKK1T!..,. DİKKAT!,,.. DİKKAT!....
Cama günkü sabah ve akşam gazetelerini ehemmiyet ve dik. katle okuyunuz.
? ? ? ? ? ?
Cuma günü çözülüyor
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları müessesesi
müdürlüğünden:
Müessesemiz sağlık koruma servisinde barem harici mun. hallere 1 Hariciye Uzmanı, 1 İç hastalıkları Uzmanı 1 Röntgen Uzmanı, 1 Sıtma mücadele Doktoru, 1 saha doktoru. 1 Eczacı ile 1 Baş Hemşire alınacaktır.
İsteklilerin hizmet müddetleri gözönünde bulundurulmak
suretile aşağıda gösterildiği miktarlara göre aylık ücret verile, bilecektir. Bundan başka her ay ücretinin takriben % 25 i nispetinde prim ve senede biri fevkalâde ve diğeri temettü ol. mak üzere iki maaş nispetindeki ikramiyeden de istifade et. tiril eceklerdir.
Müracaatların en geç 30 Ekim 045 tarihine kadar nüfus tezkeresi, tahsil vesikası sicil hülâsası hâlen bulundukları va. zifeden ayrılmalarında mahzur bulunmadığına dair alacakla, n muvakkat mektubunu havi bir dilekçe ile Karabükte mü.
essese müdürlüğüne müracaatları. Lira
İç hastalıkları Uzmanı 400
Röntgen » 400
Hariciye » 300
Sıtma mücadele doktoru 300
Saha doktoru 260
Eczacı 260
Baş Hemşire 140
(13446)
Çocuk hekimi doktor
Ahmed Akkoyunlu
raksını Talimhane palas Telefon: 82627
KJMB nOKTOIt
Fethi Erden
LABC1ATUVARI
Kan, idruı balgam, mevaddı gaita tahlille! • ve (idrar rantu-sile pebelitfin !M günlerindeki Jcatl teşhisi' yu ılır.
Beyoğlu, raksnne giderken Meşelik sokağı Fırah apartı-manı.Tel. 40534
Göz Mütehassısı
Doktor Cemil Göriir
Hastalarını pazardan başka her gün saat 15 ten 18 a kadar kabul eder.
Cağaloğlu Nuruosmanlye caddesi Osman Şt-rafeddin Aprt. No. 6
Mısırçarşısj Eminönü kapısı No. t
Bayanlar ve Baylar
İçin en makbul ve haça gidecek hediye:
8 t N O E R Mağazalarından alacağınız bir şövalye yüBtlfill, bir çiçek plâkası veya kol saatidir.
Müessesemlzde daima KADIN saatleri, «n yen» model kıymetli taşlarla silslü Çiçek ve Plâklar va yeni »ŞÖVALYE» yüzüklerinin zengin çeşldlerlnl bulundurduğumuzu bildirmekle şeref duyarla.
Fil isti ne taze balık ihracı hakkında ithalâtçı ve ihracatçı birlikleri umumî kâtipliğinden:
Memleketimizden Filistin'e balık İhraç etmek isteyenlerin bu hususta malûmat almak üzere Birlikler İrtibat servisine müracaatları rica olunur, (13485)
Her nevi mücevherat siparişleri kabul olunur.
SiNGER Saat Mağazaları
■■■o adres: İstanbul, Eminönü caddesi No. 8. a^oBİ
----------DİKKAT!-------------------------
inşaat, izolasyon vesaire işleri için
TAZE, TEMİZ KALSiNE MAGNEZiT ve AMYANT
istenildiği kadar, ehven Batle satılır.
Müracaat- P. K. Galata 1516, Telefon: 40740.
-----Dikkat!! Dikkat!!------ BÜYÜK BİR MEZAT
14/10/945 pazar günü Boğaziçi Balla limanındaki büyük Yalının müzayede tafsilâtını cumartesi günkü gazetelerde arayınız. Muhteşem salonlar, harikulade Sevrcs vazo ve kolonlar. İmzalı orijinal heykeller V. s Fazla tafsilât için Portakal Mobilya evine müracaat. Tcpebaşı Morali Pasajı No. S. Tel: 42738.
Mecidiye köyünde satılık arsa
İstanbul Defterdarlığından:
Kıymeti Teminatı Dosya NO. ____________________Cinsi____________________Lira Lira
51217-1114/265 Beyoğlu, Mecldlyeköy, Yıldız Posta cûd. > 20184 1514
12 patta. 84 ada. 7 parstı No. lı 3304 ) M2 arsa. )
Yukarda yazıl» arsa 2/11 945 cuma Riinü saat 15.30 do Milli Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda kapalı zarfla satılacaktır.
İsteklilerin 2490 sayılı kanuna uygun olarak hazırlanmış teklif mektuplarını ihale günü saat 14.30 a kadar komisyona vermeleri.
Yakın bir zamanda imâr olunacak bu arsanuı yerl.nl tâyin İçin haritası üzerinde izahat verilmek üzere Milli Emlâk Müdürlüğüne başvurmaları. (13110)'
..........................ılım...ıi)i»ıırııııııııııııı(ııırıırıııııııııı«'iıınıı(iıiııııuıııııııııııııııııııutıiiıııııiıııııı Devlet Demiryolları ve Limanları işletme Umum idaresi ilânları
.............ııııııııııınııııuıııııııııııuııımıuııııiıiiiılıııımııııııınııııımiHiııııiHiıııııııııııııııt.nnIIII..
Yün keçe çizme satın alınacak
Afyon 7. işletme Komisyonundan:
1 — 600 Çift yün keçe çizme kapalı zarf usullle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Keçe çizmenin beher adedi 12,50 lira hesablle muhammen badeli 7500.00 lira ve muvakkat teminatı 562.50 liradır.
3 — Şartname işletme komisyonundan bedelsiz tedarik edilir
4 - Eksiltme 31/10/945 çarşamba günü saat 15 de Afyonda 7. İşlet-
me Müdürlüğü binasındaki komisyonda yapılacağından istekliler kanunun 10 uncu maddesinin F. flkrıası gereğince lüzumlu ehliyet ve ticaret veslkalarlk teklif mektuplarını kanuni tarlfata uygun olarak aynı gün saat 14 e kadar komisyona vermeleri veya muayyen vakitten evvel komisyonun eline geçecek tarzda taahhütlü olarak posta !!e göndermeleri yayınlanır. (13264)
Devlet Deniz Yolları ve Limanları İşletme Umum Müdürlüğü îlânlari
1 — Genel Müdürlük İzmir şubesi atölyesinde yaptırılacak üstüpü binasının inşası İşi açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Bu yapı işinin keşif tutan (4703 > lira (24) kuruştur.
3 — Geçici güvenme (352> lira (74) kuruştur.
4 — Eksiltme kâğıtları Lstanbulda Genel Müdürlük Yapı İşleri şubesinde ve İzmlrde şube Müdülüğünde iş saatleri İçinde her gün görülebilir.
5 — İsteklilerin, eksiltme şartnamesinin 4 üncü maddesinde yazılı vesikaları 50 kuruşluk pul ve bir fotoğrafla birlikte bir dllekçeye ekliye-rek eksiltme gününden — tatil günleri dışında — en az yedi gün önceye kadar İdareye başvurarak vermeleri ve alacakları ehliyet vesikasını eksiltmede komisyona göstermeleri lâzımdır.
0 — Açık eksiltme 25/10/1945 tarihine rastlayan perşembe günü saat 15 do Istanbuida Genel Müdürlük merkez binası karşısındaki binada bulunan Alım Satım komisyonunda yapılacaktır.
7 — Genel Müdürlük İhaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (12964)
Zayi — Alucra nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdımla birlikte Alucra askerlik şubesinde kayıtlı askerlik tezkeremi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. 335 doğumlu
öın^r oğlu Mustafa Başyuri
İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasından:
Şehrimizde İplik saran İmalâthanelerin paket halinde kilo İle satın alıp makara, masura ve çilelerin üzerlerine sardıkları pamuk, İpek ve suni ipek İpliklerinin bu makara, masura veya çileler üzerinde numarasile miktarının (gram veya metre) yazılı bulunması hakkında İstanbul Ticaret ve Sanayi odasınca lttlhai kılınan 3. 10. 1945 tarihli karardır.
Madde 1 — Paket hâlinde kilo İle alınan pamuk, ipek ve sun't İpek İpliklerin şehrimizdeki İmalâthaneler tarafından makara ve masuraya sarılanlar ile çile haline konulanların makara, masura ve çilelerinin üzerine İplik numaralarının yazılması mecburidir.
Madde 2 — Makara ve masuraya sarılan pamuk, ipek ve sun'l İpek İpliklerinin miktarı metre olarak makara ve masuralar üzerine yazılması mecburidir.
Madde 3 — ÇUe haline getirilen mevzuubahs İpliklerin çile muhteviyatının metre veya gramdan birisinin tercihi suretile miktarlarının yazılması hususunun usul İttihazı,
Madde 4 — Makara ve masuraya sarılan veya çile haline getirilen mevzuubahs İpliklerin makara, masura vo çilelerdeki metre veya gram miktarında % 5 tolerans kabul edilmiştir.
Madde 5 — İşbu ıımııml karara muhalif hareket edenler 4355 sayılı Odalar kanununun 34 üftcü maddesinin A fıkrasındaki ahkâma tevfikan ceza İle tecziye olunur.
Madde 0 — İşbu umumi karar Oda Sicilli Ticaret gazetesi ve piyasa cetveli İle yevmi matbuattan dört gazetede intişarı tarihinden İtibaren on gün sonra meriyete girecektir. (1353B)
Hakkâri Valiliğinden:
1 — Hakkâri merkezinde kapalı zarf usuliyle HU memur evi yapılacaktır.
2 — Muhammen bedeli 30383 lira 41 kuruştur.
3 — Bu İşe alt şartname, keşlfname ve sair belgeler Hakkâri İli Daimi Encümen kaleminde görülebilir.
4 — İhale müddeti ilân yapıldığı tarihten İtibaren İS gündür.
5 — İstekliler hemen belgelerini Ibras etmek mecburiyetindedirler . [
« — Muvakkat teminat 231S lira 16 kuruştur. (13530)
Deniz Levazım amirliğinden
60 ilâ 80 beygirlik dört adet Motorpûmp mubayaa ettirilecektir.
Mevcudu olanların veya sipariş suretile getirebileceklerin evsaf, teslim şartlan ve flatlerini 18/10/945 akşamına kadar bir mektupla amirliğimize bildirmeleri, (13373)
Maden Direği Yükleme işi
Ereğli Kömürleri işletmesi umum müdürlüğünden:
Devlet orman İşletmesinden satın alınarak Sakarya nehri İçerisinde bulunan Tuzla. Karapınar. Pot başı, Slnanoğlu, Dlnslzköprü ve civarları iskelelerine depo edilecek maden direklerinin deniz vasıtalarına yükletllmesl işi Işletmemlzce müteahhide verilecektir.
1 — Talipler İlk teminat olarak «0000» altı bin liralık teminat mektup veya akçesini teklif mektupları!? birlikte İşletmemize tevdi edeceklerdir.
2 — Talipler bu İşe alt şartnameyi Eoııguldakta işletme direk şubesinden. İstanbulda Meydancıkta Yeni Valde hanında 3 üncü katta İrtibat ve Karasu’da Direk tesellüm ve sevk bürolarımızdan alabilirler.
3 — Teklifler 23. 10. 945 salı günü saat 15 e kadar kapalı zarf İçerisinde Zoııguldakta İşletme umum müdürlüğü başsekreterllğlne tevdi olunacaktır.
Postada olabilecek gecikmeler nazarı İtibara alınmaz. Müddetin hitamından sonra vukubtflacak talepler kabul edtlmez.
4 — î.sleiııiA ihaleyi dilediğine Jcrnda serbesttir (13445)
Tekel U. Müdürlüğü ilânları
1 — Bir adet Dizel A-’tematör gurubu kapalı zarf usuliyle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedel 14.000 lira olup muvakkat teminatı 1050 Uradır.
3 — Eksiltme 23/10/945 salı günü saat 11 de Kabataş'ta genel müdürlük levazım şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır.
4 — Şartlaşma her gün adı geçen şubeden alınabilir.
5 r- Eksiltmeye gireceklerin mühürlü flat teklif mektuplarım kanuni vesaikle güvenme parası makbuzu veya banka teminat mektubunu ihtiva edecek olan kapalı zarflarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar mezkûr komisyon başkanlığına makbus mukabilinde vertneltrl Hân olunur.
0 _ postada vukua gelecek gecikmeler kabul olunmaz._(13İ71 >
Türkiye Kömür Satış ve Tevzi Müessesesi İstanbul uŞbesinden
Linyit Kömürü Satışı
Garp Linyitleri İşletmesi Müesseseslnln Linyitleri satışa çıkarılmıştır.
a) Soma. Deglrmlsaz. Tavşanlı İşletmelerinin PARÇA Linyit kömürü;
b) Kuruçeşme depomuzda, müşterinin vesaitine yüklenmiş olarak, teslim;
TONU 30 LiRA
c) Bütün ihtiyaç sahiplerine, fabrikalara ve kömürcülere motöfle veya depoda tamamen serbest olarak verilir.
d> Satış yeri:
Yeni Yolcu Salonu 3. cü kat 1 No. lu oda
GALATA
(12302) ■ -
İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğünden;
Tetnl-

Satış K. No. Miktarı Kilo Gr. Bedeli L. K. natı L.K Eşyanın cinsi
1120 1050 000 1250 00 93 75 Boyalı demir bidon «İyi ve yeni 50 adet»
1817 40 000 100 00 7 50 Pamuktan müstamel perde
1825 190 000 200 00 15 00 Diğer ağaçtan sair mevaddı adiye İle mürettep dolap. masa ve kanape
1830 16 000 160 00 12 00 Müstamel paslı baytarlığa mahsıu âlâ t.
1841 12 000 120 00 9 00 Kuş tiiyü dolu pamuk müstamel yatak.
1986 146 000 240 00 18 00 Adi boyalı demir bidon «yeni»
2081 776 000 778 00 35 70 Şark halısı 31 adet «güveler parçalamıştır.»
Yukarda yazılı eşya 22/10/945 tarihinde, saat 13 de Sirkeci Reşadiye
caddesl Gümrük satış müdürlüğünde açık arttırma İla satılacaktır.
Eşya her giln öğkye kadar görülebilir. Teminat ve kanun! vesikalar satış günü saat 12 y« kadar kabul Olunur. Telefon 23219 (13258)
İstanbul Sıhhî Kurumlar Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan'
İstanbul yatılı tıp öğrenci yurdu müdürlüğü öğrencilerinin 1000 takım elbise Imallyesl İşi kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur.
1 - Eksiltme 12/10/945 cuma günü saat 15 de Cağaloğlunda Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü binasındaki komisyonda yapılacaktır.
2 — Muhammen bedel beher takım elbise İmali işi İçin 18 lir* 90 kuruştur.
3 _ ijiç teminatı 1417 lira 50 kuuştur.
4 __ İstekliler şartnameyi çalışma günlerinde komisyonda görebilirler.
5 — İstekliler cari seneye alt Ticaret odası belgesi İle gurup vesikası ve 2490 sayılı kanunda yazılı vesikalar İle:
1 _ Tüccar terzi olduğuna dair earl seneye alt ayrıca Davan tezkeresi.
2 __ Resmi bir kuruma en az 500 takını elbiseyi İyi diktiğine dair
bir belge İbraz etmesi ve bu İşe yeter İlle teminat makbuz veya Banka meklubllc teklifi havi zarflarını İhale saatinden bir saat evvel makbuz mukabilinde komisyona vermeleri. ___________________C12638)
Kayıp Vesika
İstanbul Elektrik, Tramvay ve Tünel İşletmeleri Umum Müdürlüğünden :
Abonelerle ve hizmet İcabı halkla temasta bulunan memur ve müstahdemlere mahsus ve işletmelerimiz Montörlerinden 9496 sicil sayılı Salim Ünlü namına verilmiş olan 142 sayılı ve 945 yılına alt hüviyet varakasını kaybettiğinden iptal edilmiştir
İdarenin bdndan doğaca^ her hangi bir mesuliyeti kabul etmlyece-ğl sayın lıalka İlân olunur, (13554)
Gümrük Ve Tekel Ba kanlığından:
(Gümrük İnhisarlar Vekâleti Mü fettlşllği numara 3> ibaresini taşıyan bir resmi mühür kaybolmuştur.
Kullanılmadan kaldırılan ve hll künisüz sayılan bu mühürü bulan yurttaşın İstanbul gümrükleri başmü dürlilğüııe teslim etmesi, rica ve 1l&n olunur. (13510)

Comments (0)