ı
a&m Temiz, Gayet Fennî
Surette İmal Olunan En Sıhhî
İçmenlzi Tavsiy0 Ederiz. Yaş Meyv« v« sebze Tarım Batlş Kooperatifleri Birliği. Talf. 42T7S
AKŞAM
SARAY Lokantası
Sahibi M N. ALBAYRAK
Tabldot 3 Kap yemek (200 Krş.) HepJni yemek mecburi değildir.
Yüzde 10 alınmaz. Karaköy'de merhum Ab- * dullah Efendi mevkiinde No. 31
Sene 27 — Nû. 9480 — Fiatl her yerde'10 kuruştur.
PAZAR 11 Mart 1945
Sahibi: Necmeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKSAM Matbaası
Rhin daha bîr noktadan geçildi
Tokyo şehri yanıyor
İmparatorun sarayına bombalar düştü, 40 kilometre karelik bir saha ateşler içinde
Şehirde gazeteler çıkmıyor; bir gar, telefon santralı, birçok fabrikalar haraboldu
Paris 11 (A.A.) — Tokyo radyosunun verdiği bir habere göre, ffokyoya karşı yapılan son akın, esnasında imparatorun sarayına bombalar düşmüştür. Yangın tam 17 saat devam etmiştir. Tahribedildiğı bildirilen hedefler arasında bir gar, bir telefon santralı, bir petrol tasfiyehanesi ve bir kaç harb malzeme fabrikası vardır.
Ankara, 11 (R) — Londra radyosu bildiriyor: Tass ajansının haber aldığına göre dün Tokyo-da günlük gazeteler çıkmamıştır. Bunun sebebi bir gün evvel Amerikan uçan kaleleri tarafından yapılan akında bir çok yerlerin harap olmasıdır.
Londra 11 (R) — Üstün Amerikan uçan kaleleri tarafından evvelki, gün Tokyo'ya yapılan büyük akın neticesinde şehrin pndilstri bölgesinin ortasında 40 kilometre karelik bir sahada binalar baştan başa yanmıştır. 11 saat sonra uçan bir tayyare
Son defa Tokyoyu bombardıman eden üstün uçan kalelerin kumandanı yüzbaşı Swerney
muazzam yangınların hftlft devam ettiğini görmüştür.
Uzak doğudaki muharebe
Londra 11 (R) — îwo adasında Japon mukavemeti hissedilecek derecede azaldı. Adanın kâmllen işgali pek yakındır. Luzon adasında Manlllâ’nm 25 kilometre doğusunda bir kasaba raptedilin iştir.
Amerikan kuvvetlerinin Min-danao adasının cenup batı ucuna asker çıkardıkla n hakkında Japonların verdikleri haber hâlâ Amerikalılar tarafından teyide-diîmemlştir. Amerika Japonların harbe girdikleri günden be>i 20 bin Japon uçağı İmha etmiştir.
New-York II (A.A.) — Domel ajansının verdiği bir habere göre, şimal Hindiçini'de Manoi'de bulunan Fransız garnizonu Japon kuvvetlerine mukavemet etmektedir. Burada şiddetli çarpışmalar cereyan etmektedir.
San Fransisco konferansına gidecek heyetimiz
Hariciye Bakanından başka iki Bakan, Meclis âzasından bir heyet, kadınlarımız, Bakanlıklar erkânı dahil olacak
Heyetin Savarona yatıyla gitmesi, önüşte Londra’ya uğraması muhtemel
. ..ıkara 11 (Telefonla' — San Fransisco konferansına gidecek heyetimizin. biraz aaha geniş tutulacağı anlaşılmıştır. Heyete Başkanlık edecek Hariciye Bakanı B. Haşan Saka* dan başka iki Bakanımız daha heyette bulunacaktır. Maliye Bakanı B. Nurullalı Esat sümerle Gümrük ve İnhisarlar Bakanı B. Suat Httyrl Ür-güplü’nün isimlerinden bahsediliyor.
Konferans münasebetile Türkiye'yi ge çalışmalarını Amerika’da daha esaslı bir şekilde tanıtmak ve Amerikanın faaliyetlerini yakından görmek ve tanımak İçin de Büyük Millet Meclisindeki bazı şahsiyetlerin, bu arada Hariciye encümeni reisi eski Bakan Ve büyük elçilerden B. Saffet Arıtan ile yine eski Bakanlardan Recep peker’in Millet Vekillerinden 0. Failli Rlfkl Atay. Profesör Cemil Bllsel. Hazım Atıf Kuyucak, Ahmet Şükrü Esmer, şinasl devrim. Bülend Osma'nın kza veya müşahit olarak gidecekleri öğrenilmiştir
Müstakil Grup Reis Vekili D Ali Râna Tarhan'in gideceği şimdilik te-•yyüt etmemekle beraber Müstakil Gruptan bir iki âzanın heyette bulunması takarrür etmiştir.
Kadınlarımızın da San Fransisco* da temsil '•dilmelerine karar verilmiş gibidir. Gidecekler arasında kadın millet vekillerinden bayan Tezer Taş-k( nrt. profesör Halide Edib - Adıvar, Dr, Sukda Mlhrl'nln, bulunacakları Çok kuvvetli bir İhtimal dahilindedir.
Maliye. İktisat. Ticaret. Gümrük ve İnhisarlar, Maarif Ziraat Bakanlıkları müsteşarlarının veya miinvs. sillrrlnln müşavir olarak konforunsa gitmeleri de faydalı görülmüştür
Basın ve Yayın umum müdürü B., Nedim Veysel îlkin ile Anadolu ajan-i sı umum müdürü B Frjk Hüseyin I Ho-zar'ın da heyete dahil olacakları ı haber alınmıştır
Heyete dahil olacafaruı isimleri i pek yakında, ağlebi İhtimal pazar te* veya salı günii Dış Bakanlığında
pılacak büyük bir toplantıdan sonra kati olarak anlaşılacaktır. Bu toplantıya Dış Bakanı B. Haşan Saka başkanlık edecek ve San Franclsco'ya gidecekleri kati olarak anlaşılmış gibi olan Kâtibi umumilik birinci muavini B. Feridun Cemal Erkin, hukuk müşaviri Prof. Nihat Erim, Birinci dair» umum müdürü B. Zeki Polar la diğer ilgili şahsiyetler toplantıda hazır bulunacaktır.
Heyetin Amerlkaya vapurla gitmesi İhtimali çok kuvvetlidir. Hattâ, bu seyahate Savarona yatının tahsis edileceğinden bahsedilmektedir.
Heyetimizin San Francisco konferansından dönüşte Londraya uğnya-rak birkaç gün orada kalacağı da İhtimal dahilindedir._
Almanyadaki
Türkler
İlk kafile İsveç’e vardı
Vatikan ve Sovyetler
Yakında bir muahede imzalanmadı bekleniyor
Ankara 11 (R) — Londra radyosu bildiriyor: Vatikan radyosu Vatikan ile Sovyetler Birliği arasında müzakereler yapıldığım teyidebmektedlr. Yakında bir anlaşma olması ve Papalık ile Sovyetler Birliği arasında dinî muahede İmza edilmesi bekleniyor.
Kuzey Transilvanya Rumen idaresine geçti Bükreş 10 fA.A.) — Mareşal Stalin İle Başbakan M. Petru Grozu ve Başbakan muavini ve Hariciye Bakanı M. Tatarescu arasında teati edilen mektuplardan sonra kuzey Transll-vanya, Rumen İdaresi altına geçmiştir.
Londra 11 (R) — Stokhoim-den bildirildiğine göre diin 257 Türk vatandaşı Almanya’dan İsveç’e varmıştır. Aynı trenle 65 sivil Ingiliz de gelmiştir. Bugün de 200 Türk vatandaşı İsveç'e gelecektir.
[Almanya'daki Türk vatandaşların İsveç’ten bir İsveç va-purile memlekete gelecekleri evvelce bildirilmişti.
HAFTA KOKUŞMASI
İyidirler amma üzerler
Yazan: Refik llalid Karay Bugün beşinci sahifemizde
DİKKATLER:
Ev zevki
Sosyal dâvaların ön plâna geçeceği bir dünyaya doğru gidiyoruz. Sosyal dâvaların başında İse, vatandaşları sıhhi, rahat ve ucuz evlerde barındırma işi gelir. Memleketimizde de ihmal oluna-mıyacak kadar büyük bir ev sıkıntısı vardır. Halbuki bir milletin İçtimaî seviyesinin cn güvenilir ölçülerinden biri de, evleridir. O kadar kİ, hattâ şöyle bir darbı mesel bile uydurulabilir: «Göster bana evini, söyliyeyim seviyeni!»
Ucuz, sağlam, temiz, rahat, çabuk ve çok ev yapmak, her şeyden önce bir teknik ve bir flnans işidir. İşte bu dâvayı, kendi imkânları nispetinde, her iki cephesinden ele aldığı, dünkü umumi' heyet toplantısında okunan ilk faaliyet raporundan anlaşılan Yapı ve Kredi Bankası, halkımızın bu mühim dâva üzerine alâkasını çek m iye muvaffak olmağa başlamıştır Rıı da gösteriyor kİ, biiyiik ve âcil bir ihtiyaç karşısındayız Tiiılclerin eve verdikleri ehemmiyetin en iyi delili, izdivaca «evlenmek., demiş olmalarıdır. Türk dehası, evsiz bir aile kurulabileceğini tasavvur bile edemiyor.
Müttefikler Coblenz’in varoşlarına vardılar
Dün bir çok şehirler zaptedildi, 13 bin esir alındı, Almanlar Vessel köprübaşını boşalttılar
Almanlar Hollanda’dan çekiliyorlar mı?
Londra 11 (R.> — Alman Haberler ajansı Müttefiklerin daha bir noktada Rhin nehrini geçtiklerini bildirmektedir. Bu haber Müttefikler tarafından henüz teyldedilmemlştlr. (3. B.O.ı nln cephedeki muhabiri Rhln’ln. doğu kıyısındaki Remagen köprüba-şlnın gittikçe genişletilmekte olduğunu bildirmiştir. Rhln’ln doğusundaki Müttefik kuvvetler dün yeniden bir kilometre İlerlemişlerdir, şimdi köp-rübaşinm uzunluğu 16. derinliği 8 kilometredir. Almanlar şiddetli mukavemet göstermekle beraber karşı hücum yapmamışlardır. Dün Alman uçakları emagen köprüsünü tahribet-mek İstemişlerse de Müttefik avcıları buna meydan vermemişler ve bütün gün devriye uçuşu yapmışlardır.
Daha kuzeyde Vessel’de Alman mukavemeti zayıflamıştır. Almanların burada nehrin batı sahilindeki köp-rübswnı boşaltmaları saat meselesidir. Bu sabah alman haberlere göre, Almanlar nehir üzerindeki İki köprüyü havaya uçurmuşlardır. Bu suretle buradan çekildikleri anlaşılmaktadır. Şimdi Rhin nehrinin Vessel’den Cob-lenz’e kadar batı sahili tamamen ■ Müttefiklerin elindedir. Amerikalılar Coblenz’in varoşlarına varmışlardır. Dün bu kesimde 8 şehir zaptedllmlş-tlr.
Dün yalnız üçüncü Amerikan ordusu 8000, diğer Amerikan kuvvetleri 5 bin esir almışlardır. Bu suretle istilâ hareketinin İptldasındanberi alınan esirlerin sayısı 1,020,365 1 bulmuştur. Diin Almanyada £ şehir ele geçirilmiştir. Rhln’ln batı kıyısında birinci ve üçüncü Amerikan orduları tarafından kuşatılan Alman kuvvetleri 23 bin kadar tahmin ediliyor. Birinci ordunun 30 kilometrelik bir cephe üzerinde İlerlemesi neticesinde Almanların bulundukları şaha daha ziyade daraltılmıştır.
Bonn zaptedildi
Londra 11 (R. )— Birinci Amerikan ordusu Rhin kıyısındaki Bonn şehrini zaptetmişiir. Burası çok eski ve ünlversltesile meşhurdur. Bestekar Bethoven bu şehirde doğmuştur. Şehirde bir çok demir ve çelik fabrikaları vardır.
Hollanda'dan çekiliyorlar mı?
Londra 11 (R.> — Alman haberlerine göre Müttefikler Holanda'da ta-aruza geçmek üzere büyük hazırlık yapıyorlar. Dün akşam alman bir haber Almanların Hölanda'dakl kuvvetlerini çekmeğe başladıklarını bildirmektedir. Almanlar Müttefiklerin cephenin güneyinde, Alsas kesiminde de büyük ölçüde bir taarruz yapmalarını muhtemel görüyorlar. Burada Forbach İle Hagenau arasında mühim Amerikan kuvvetleri vardır.
Londra 11 (R.) — Batı cephesinde yeni bir Amerikan ordusu savaşa glr-mişltr. Bu, on beşinci ordudur. Şimdi bu cephede çarpışan orduların sayısı sekizi bulmuştur. Alman haberler ajansı dün Remagen köprlibaşından Rhln’ln doğusuna gtçen Amerikalıların Honnef şehrine girdiklerini bildirmiştir.
Kurtarılan esirler
Londra II (R,l — Müttefiklerin İleri hareketi neticesinde Almanya'da bir çok Fransız fslrl kurtarılmıştır. Paris radyosu dün gece bu esirlere hltabederek Fransa'nın kuzeyindeki LU e şehrine ve daha 3 merkeze gitmelerini, burada hususi trenlerin kendilerini bekliycceğln! bildirmiştir.
24 Alman tümeni imha edildi
Londra 11 (AA.) — Reuter ajansının Parlşte Müttefik kuvvetler nez-dinrte bulunan muhabirine göre, çoğu
>y free version of 2PDF
Amerikan kuvvetleri zaptedilen bir Alman kasabasının sokaklarından geçiyorlar
zırhlı orduların ve paraşütçü kıtala- 1 rın seçmelerinden olmak üzere 24 Alman tümeni Rhenaııie muharebesinde İmha edilmişler veya İmhaya mahkûm bulunuyorlar.
Roer harekâtının başladığı günden, yani 23 şubattanberl 100 binden fazla esir alınmıştır. Vasati miktar itibaride bu, Avrupa çıkarmasındanberi geçen devre zarfında alman esir vasatisinin iki mislini teşkil etmektedir.
Hava alanları
Londra 11 (R.) — Dün batı Almanya’daki şimendifer hatlarına ve petrol tasfiyehanelerine bir çok hava atanları yapılmıştır. 13B0 Amerikan
uçan kalesi Dortmund yakınında 1 ayırma ve o civardaki diğer bir çok garlara hücum etmiştir. 450 avcı bu uçakları himaye etmiştir.
1800 uçaktan yahu* üç tanesi geri dönmemiştir. Ruhr havzasında Alman şimendifer seferlerini bozmak İçin yapılan bu akınlar çok İyi neticeler vermektedir.
Dün öğleden sonra İngiliz ağır bombardıman uçakları Ruhr havzasındaki hedeflere muvaffakiyetli akınlar yapmışlardır. Mosklto uçakları. arka arkaya on dokuzuncu gece olmak üzere dün gece yeniden Berlin’e taarruz etmişlerdir.
Kızılordu Danzig şehrine girdi
Bir kol Gdnia üzerine yürüyor, bir ordu da Stettin önüne geldi
Brüksel 11 (A.A.1 — Reuter ajansının Moskova'daki özel muhabiri, Sovyet kuvvetlerinin cumartesi akşamı Danzlg şehrine girdiklerin! bildirmektedir. Başka bir Sovyet zırhlı kolu da Gdqia İstikametinde ilerliyor.
Londra 11 (AA.) — Moskova’dan gelen haberlere göre, Sovyet kuvvetleri diin sabah Dan2İg şehrinin cenup mahallelerine girmişlerdir. Mareşal Zukov kuvvetleri de, Stettin dolaylarında şiddetle çarpışmaktadırlar. Bir çok Alman birlikleri nehri bu kesimde yüzerek geçmeye çalışmaktadırlar.
Londra 11 (R.l — Doğu cephesinde Rokosovsky kuvvetleri dün yeniden büyük İlerleyiş yapmış ve daha liılr noktada Baltık kıyılarına varıpjşlardır. 300 meskûn yer ele geçirilmiştir.
Stettin de güç durumdadır. Sovyet kıtaları şehrin pek yakınma gelmişler, birçok yerleri ele geçirmişlerdir. Kii5trln kalesinin Sovyet kıtaları tarafından zaptedlldiğl ve Nelse kıyılarında muharebenin yeniden şiddetlendiği hakkında Almanlar tarafından verilen haber henüz Moskova tarafından teyldedilmemlştlr.
Büyük bir meydan muharebesi
Brüksel 11 (A.A.ı — Reuter ajansının Moskovadakl özel muhabiri bildiriyor: Moskovaya gelen naberlere gö-
Berlin doğusunda Öder üzerinde 160 kilometrelik bir cephe üzerinde mua*-zam bir meydan muharebesi cereyan etmektedir. Öder batısında kanlı çarpışmalar olmaktadır.
Sovyet tebliği
Moskova 10 (AA.) — 10 mart tarihli Sovyet tebliği: 10 martta, Danzlg*in güney doğusunda kıtalarımız, verdikleri taarruz savaşları sonunda Tlgen-hof şehri ile diğer birçok meskûn noktalan ele geçirmişlerdir. Önemli demiryolu ve şose kavşak noktam olan Lauenberg ile Kartuzy zaptedll-miştir.
Danzlg kesiminde 300 den faıla meskûn nokta ele geçirilmiştir.
Stettin istikametinde, kıtalarımız, Jaogerswald ile diğer birçok meskûn noktaları ele geçirmişlerdir. Diin gündüz birinci Beyaz Rusya oephMl kuvvetleri bu kesimde 2000 den fazla subay ve eri esir etmişlerdir.
Macaristan’da, Balaton gölünün kuzey doğusunda, Tuna İstikametinde btr gedik açmağa çalışan düşmanın büyük tank ve piyade kuvvetleri-le yaptığı hücumlar kıtalarımız tarafından püskü ütülmüştür. Bazı kesimlerde düşman, ağır kayıplar oahnsma merallerimize hafifçe girmiştir.
Cephenin diğer kesimlerinde keşif faaliyeti ve bazi kesimlerde mahalli ehemmiyette savaşlar olmuştur.
Sahile 2
■ H Ş A «
12
r '5
SÖZÜN GELİŞİ
Veremle mücadele kıırm
Biz kitaba uyamıyorsak
Kitapların da bir okunma talihi vardır. Hangi kitap eıı çok okunur? Bilmiyoruz. Asıl İyi kitapların çok okunması lâzım gelir. Halbuki kötil kitaplar arasında okunmakta İyileri bastıranlar çoktur. Hattâ kitapçılar da hangi kitabın çok okunduğunu kestiremedikleri için igl talihe bırakmışlar, ne olursa kalıyorlar. Okuyucu kitabı bulacağına, kitap okuyucuyu buluyor. Yalnız şunu da kaydetmek lâzımdır kl artık kitabın da hayata uyması zamanı gelmiştir. Eskiden kitabı nasıl, nerede okurlardı pek bilmiyorum. Eski fotoğraflara bakarsanız en çok kitap okunan yer fotoğrafhanedir sanırsınız. Dedelerimiz şahadet parmaklarını şakaklanjıa dayamış olarak ve mutlaka dirseklerinin altında bir kitapla resimlerini çıkarmak âdetfndeydiler. Fakat yine de fotoğrafhanede kitap okumadıklarını tahmin edebiliriz. öyle sanıyorum kl eskiden kitap evde, evin kütüphanesinde yahut masa üstünde okunurdu. Zamanla kitap sokağa çıkmış, koltuk altına, yahut ceplere girmiştir. Palto ceplerinin büyük oluşu her halde içlerine ekmek, portakal, simit koymak İçin değil, kitap koymak İçin olsa gerektir.
Kitap şimdi sokakta, tramvayda, vapurda okunabiliyor. Çünkü evde kitap okunacak zamanı hemen hemen kalmamış gibidir. Artık kitabın da kıhk kıyafetçe sokakta okunur gibi olması okunma talihini arttıran sebepler arasındadır. Bir arkada-çını var: «Yalnız yolda okuyabiliyorum: onun İçin tramvayda, vapurda okunabilecek gibi kitapları alıyorum. Büyük ciltler, havaleli kapaklar artık benim okuma sınırımın dışında kalmıştır. Tramvaya bindim mi yolculuğun tatsızlığını bana unutturacak, kalabalık kinde gözüme yaklaştırabileceğim btr kitap cebimde olmalıdır. Onu açar, dalar giderim» diyor.
Tramvay yolculuğunun sıkıntısı doğrusu başka türlü sineye çekilmez. Biz kitaba uyamıyorsak kitap bize uymalıdır.
Şevket Rado
Olağanüstü senelik kongrelerini aktetti
Diinkii kongreden iki görünüş
Cumhur
Başkanı
suiistimali
Filârmonik orkestrasının konserinde bulundu
Ankara 10 — Cumhur Başkanı isme! İnönü, yanında Maarif Bakanı Haran Âli Yücel olduğu halde, bu akşam konsîrvatuvara gelerek Cumhur Başkanlığı Filârmonik orkestrası tarafından verilen konseri dinlemiştir.
Haşan Ferid’ln İdare ettiği Orkestra, hazır bulunanların lakdlrlerlle karşılanmıştır.
Sorgu yargıçlığında sanıkların ifadeleri alındı
Nehirler de geçildi
Nehirler ancak iyi müdafaa edildikleri vakit ehemmiyetli bir mania olabilir
Mülkiye tâyinleri
Ankara 10 — Zile Kaymakamı B Necip Sivas vali muavinliğine, Yalvaç kaymakamı B. Şahap Nezip kaymakamlığına, Münakalât. Bakanlığı mü-fetliri erinden B. Sami Dahiliye Bakanlığı mahalli idareler şube müdürlüğüne. maliye müfettişi İsmail maliye rctklk heyeti üyelğlne tâyin edilmişlerdir. ___________
fktisat Bakanlığı müfettişleri ve İstanbul savcılığı petrol ofiste bir suiistimale el koymuştur. Ad-1 İyeye İntikal ed?n bu hâdiseye göre ihtiyaç sahipleri tarafından vaktinde alınmıyan. petroller tevzi edilmiş gibi gösterilerek kara borsaya sürülmüş ve bu yüzden büyük menfaatler elde edilmiştir. Sanıklar ikinci sorgu yargıçlığına getirilerek İfadeleri alınmıştır. Tahkikat bitince bu işte alâkası görülenlerin yargılanmalarına başlanacaktır.
Adliye tâyinleri
Ankara 10 — Yargıtay üyeliğine tamir ağır ceza mahkemesi başkanı B. Ekmtl, tzmlr ağır ceza başkanlığına İzmir yargıcı B. Halim. İstanbul sulh yargıçlığına Babaeski yargıcı B Bahacddin, Kadıköy asliye ceza yargıçlığına Zonguldak yargıcı B. Galip tâyin edildiler.
İçtimaî Muavenet işleri dairesi başkanlığı
Ankara 10 (Telefonla) — Ma-arif Bakanlığı baş müfettişlerinden Dr. B. Celâl Otman, Sıhhat Bakanlığı İçtimai Muavenet isleri dairesi Başkanlığına tâyin edilmiştir.
Şiir hakkında bir konferans
Ankara 11 (Telefonla) — Halkevi dil ve edebiyat kolu tarafından ter-tlbedller «Edebiyat konuşmaları» nın beşincisi diin HUlkevlnde Nurullah Ataç tarafından «şiir» konusu üzerinde yapılmıştır. Nurullah Ataç, şiirin tarif edilemiyeceglnl; «lirin ne olduğunu bilmediğimiz için sevdiğimizi. Şiirde ne verin, ne mâna, ne de ahenk aranamıyacağını. şiirin hiçbir zaman tazeliğini kaybetmlyen sözlerden bir demet olduğunu belirtmiştir.
«şiiri estetikçiler değil, yalnız şairler anlıyablllr..»
Diyen Nurullah Ataç, konferansını Fuzull'den. Baki’den ve Karacaoğ-lan'dan birer şiir okuyarak bitirmiştir.
Dün saat 14 te Etibba odasında verem mücadelesi kurumunun olağanüstü toplantısı yapılmıştır. Dr. Esadm teklifle Cemiyetin ana tüzüğündeki maddelerin Anayasa'dakl terimlerle değiştirilmesi oy blrllğile ve sonra general Dr. Tevflk Sağlam’ın teklifi üzerine merkezde 1 murahhas İzanın bulundurulması kabul edildi. Olağanüstü toplantının sona ermesi Üzerine mutat genel kurul toplantısına geçildi. •
Kürsüye gelen başkan general Dr. Tevfik Sağlam, kongreyi İdare etmesi İçin bir reis seçilmesin! teklif etmiş, kongre reisliğine Dr. Esat seçildikten sonra 1844 İdare heyeti raporu okunmuştur. Rapora göre, kurumun muhtelif dispanserlerine bir sene içerisinde müracaat eden hasta adedi 15705, radyografiyolojller 554. radyoskopi sayısı 12378 ve bir sene içerisinde beslenen veremli hasta 27869 dur. Erenköy sanatoryumunda 4B1 hasta tedavi edilmiştir.
Bundan sonra general Tevflk Bağlam. cemiyetin çalışması hakkında İzahat vermiş, bu arada demiştir kİ:
t Dispanserler bizim teşkilâtımızın belkemiğidir; bunların sayılarını arttırmak mecburiyetindeyiz. Zira bir dispanser muayyen bir muhiti tatmin edebilmektedir. İstanbul için 20 dls-
pansere İhtiyaç vardır. Hâlen 5 ve yeni yapılan Kasımpaşa dİspauserile 0 dispanserimiz vardır. Bunun için kurumumuz her sene yeni bir dispanser açmak mecburiyetindedir. Bütün şehir halkını senede bir defa röntgenden geçirmek lâzımdır.
Gııraba hastanesi 3 üncü dahiliye kliniği yanında bir verem istasyonu kurduk: burada genç dahlllyecllerl-miBl yetiştiriyoruz. Bunların İsviçr fiye yollanmaları da faydadan hail değildir.
Hemşire hususundaki sıkıntı maalesef, kızlarımızın bu mesleğin okullarına gösterdikleri alâkasızlıktandır.*
Bundan sonra hesapların tetkiki ve murakıp raporlarının okunmasına geçildi. Müteakiben kurum ve sanatoryumun 945 yili İçin teklif olunan bütçesi 270,403 Ura olarak kabul edildi ve yeni idare heyeti seçimi yapıldı. Neticede eski tdare heyeti İpka edildi.
Ord. Prof. Dr. Tevfik Sağlamın reisliğinde Kurum heyeti İdaresi su zevattan müteşekkildir:
Dr. Halil Sezer. Dr. Neşet Osman Daman. Dr. Ömer Lûtfi Eti, Tabir İpekçi, Salih Öztoprak, Safiye Hüse-&n Elbl, Kâzım Taşkent. Dr. Tevfik matı Gökçe, Dr. Kutsi Esencan, Mustafa Aşkın.
ve
Karasu adliye binası yandı
İzmit 10 — Çıkan bir yangın neticesinde Karasu'da adliye binası yanmıştır. Zarar 25,000 lira kadardır.
Tıraş bıçağı geliyor
Ankara 10 — Yatanda İskenderun limanına gelecek ttcaret eşyası arasında tıraş bıçağı bulunduğu da öğrenilmiştir. ________
Sıtma ile mücadele
Ankara 10 — Sıtma ile mücadele işleri için bu yılki bütçeye 1,158,000 lira konmuştur. Bu paranın bir kısmı İle kinin, atebrin ve başka İlâçlar satın alınacak geri kalanı da mücadele işlerine sarfolunacaktır.
Posta kanununun 34
35 inci maddeleri değiştiriliyor
Ankara 11 (Telefonla' — Posta kanununun 34 ve 35 İnci maddesinin değiştirilmesi hakkındakl kanun tasarısı son şeklini almıştır. Taahhütlü mektuplarla taahhütlü posta paketlerinden kaybolanlar için verilmekte olan tazminat en çok sekl2 lira İken yeni tasarıda bu miktar arttırılmıştır. Kaybolan taahhütlü mektuplar için 10 liraya kadar tazminat verilecektir. Paketler İçin ağırlıkları göz önünde tutularak şu şekilde tazminat verilecektir: Be? kiloluk paketler İçin en çok 10 lira, on kiloluk paketler için 35, yirmi kiloluklar İçin 20 lira.
Ayrıca tenzilâtlı ücretle gönderilen okul kitaplarının kaybolması halinde de sahiplerine tazminat ödenmesi esası konulmuştur.
Gerek tazminat usulleri ve gerek bedellerin Ödenmesi bakkındaki hükümler milletlerarası P. T. T. esaslarına uygun olarak tertiplenmiştir.
Türkiyenin ehemmiyeti
Londra radyosunun yabancı memleketlere ait yayını
Harbin sonu
Alman dayanmasLtıin son Uıoıol şarkta Öder ve garpla Rhln nehrinde kalmıştı. Yeni haberler İse şarkta Zukof ordularının Küstrin ve Ebers-walde köşelerinde Öder nenrlnl, garpta ise birinci Amerikan ordusunun Bonn şehri cenubundan Rhln nehrini geçtiği bildiriliyor
Bundan bir evvelkt yazımda Rhln'l geçmenin Siegfrled'l aşmektfiı en bz on kere daha kolay olduğunu yazmıştım. Bu on kereyi zikrederken hayli emniyet payı da bırakmıştım Hakikatte Rhln'l geçmek belki on beş ve belki yirmi defa dalın kolaydı. Neteklm Amerikan tank lan nehir kenarına gelir gelmez ve ağlebi ihtimal büyük mikyasta yüzücü tanklarla köprücü kollarının nıotorbotlarını ileri sürerek yanın saatlik bir yüzmeden sonra nehrin öte vakasına geç-tiler ve köprü başını tesis ederek tutundular.
Rhln nehrinin çok gen’ş akıntısının çok fazla olduğunu ve böyle ’blr nehri ateş altında geçmedin müşkülâtını eski bir istlhkâmcı afetiyle bilirim. Ancak müdafaa zayıf İst ve müdafi taraf saldıranın hareketine tabi kalırsa darbenin nereden geleceğini kes tire mlyeceğl İçin geniş sahalara yayılır, her yerde zayıf kalır ve geçme yerinde kâtı kuvvet bulun-duramas. Bundan sonra köprü başı na karşı yapılacak harekette de mü-taarna taraf daha hazırlıklı bulunduğundan üstünlüğü ele geçiremez. Köprü başı her iki tarafa doğru alabildiğine genişler.
Rhln'de hâdisenin böyle olduğuna ve böylece devam edeceğine şüphe edilemez. Vftkıa nehrin geçildiği Bonn cenup mıntakası asıl düzlük ve harekâta müsait olan Ruhr sahasından biraz aşağıda kalır, /akut her halde birinci ordu kendi karşısındaki düşmanı çok zayıf bulmuş olmalı kİ Rhln'l diğer orduların nehrinden evvel geçmeğe teşebbüs etti, muvaffak da oldu. Şimdi bunu şimale doğru genişletmeğe, dokuzuncu ordu *îe nehrin şarkında birleşmeğe çalışacaktır. Bu 1? de nihayet birkaç günde tamamlanacaktır.
Şarktaki nehir geçmesine gelince; Sovyetler Öder nehrini Silezyada ve Berlin’in cenubunda çoktan, geçmişlerdi. Şimdi Berlin şarkında geçmeğe uğraşıyorlar. Bu veal teşebbüsün gösteriş mahiyetinde olması da çok vârlttlr. Çünkü kanaatimce Sovyetler bir zamanlar nasıl merkezden hızla llerllyerek Pomeranvayı eağ yanlarında bırakmayı ve sonra da buradaki orduları tecridi tlldilerse. şimdi
r
Yazan:
M. Şevki Yazman
de aynı tâbıyeyl kullanarak Berlin cenubundan Elbe nehıh- varmaları ve sonar bunu takiben Hambourg’a şimal denizi sahillerine k.«-ur çıkmaları kabildir. O vakit bütün .şimali Almanyadakt Alman k’izvetltrl çevrilmiş, tecrldedilmlş olac-ıktıı. Bu so-bepten şimdi Berllnln şarkında başlamış olduğu bildirilen Zrıkof ordularının taarruzu daha ziyade buralara kuvvet çekmek ve sonra b »ntan Öder İle Elbe arasındaki şeritten ve Berlin garbından çevirerek parçt'ayıp ayırmak gayesini güdebilir. Meğer kl Kı-zılordu Berlin müdafaasının pek zayıf ve bu çeşit manevralara ihtiva* göstermediğine kani olura h onu cepheden hücumla alnrnk Her ne
hal olursa olsun artık Öder nehrinin geçilmesi ve Şerlinin 'Pvrılmesl veya düşürülmesi güh. nihayet hafta meselesi gibi görünüyor.
Büyük nehirleri bu harr.de Almanlar çok kolaylıkla geçerken kimse pek hayret etmiyordu, şimdi müdafaa ve savaşlarının çok çei'n -Mdııgtı kanaat! zihinlerde yerelmiş man Almaıl müdafaası önünde böyle ruhim nehirlerin birkaç saatte geçildiği görüldükçe nedense hayret ’/ntr olunuyor. Düşünmek lâzımdır «1 nehir de, her mânla gibi ancak iyi müdafaa edilebilirse bir İse yar-- Voksa ivi müdafaa edllemlyen mân laların da bir işe yaramadığı askerî bir mütaarife-dlr. Almanlar Slegfried tahkimli »attı gibi çok müsait bir müdafaa mevziinde tutunamazlarsa, nehirler kenarında ne yapabilirler?
Sonra nehir müdafaasının bir ..a-yıf tarafı vardır kl onu da gözden kaçırmamak lâzım: Nehirler düz değillerdir. Az veya çok İstikamet değiştirirler. Buralarda çok defa mute-arrte mevziine karşı van ve hattâ bazen arka verirler. Bu sebeple buralardan geçmek de çok kolay olur. Eğer bir nehrin uzun bir parçası müdafaa mevzii halinde kullnnılıv.'rs» bunun her yanına dağılmak ve *ıer yanını kuvvetli tutmak İmkânı ola-mıy aratan dan topoerafik durum ltl-barlle de böyle zayıf olan verJerden kolaylıkla geçilir.
Bu sebeple nehirleri geçmenin har şeyden evvel İki tarafın savas kudreti arasındaki farka bağlı bir faktör olduğunu hatırdan çıkarmamak lâzımdır. Bir kere bu muvazenede Jİr aksaklık oldu mu, arkası düzeltmek,
Created by free version of 2PDF
çok yakın
Milletlerarası işçi komitesi başkanınm demeci
Nüfus başına 1 makara
verilecek
Avusturya
Amerika yeniden kurulmasını istiyor
Antep ve Maraş şube hatları
Ankara 10 — Antep ve Ma-raş şube hatlarının tasasına yakında başlanacaktır. Bu maksatla bütçeye 200,000 lira konmuştur. Erzurum - Sarıkamış demirytîlunun inşasına bu yıl da devam edilecektir.
Ereğli kömür şirketinin satın alınması parası Ankara 11 (Telefonla) — Maliye Bakanlığı. Ereğli kömür şirketinin satın alınmasına karşılık olarak 1045 bütçesine 2 milyon 900,000 lira ödenek koymuştur.
Lsndra radyosu 1Q (B. Y. U. M.) — ! Londra radyosunda, ecnebi memlf- ‘ ketlere tahsis edilen siyasi kronik esnasında Türkiye'den bahsedilmiş ■ ve sözcü ezcümle şöyle demiştir: 1
(— Almanya ve Japonya’ya 37 nek ' devlet olarak harb İlân eden Türkiye, bu kararını geç bir saatte almış olmasına rağmen Müttefikler arasında iyi karşılanmış ve San Francisco'da toplanacak olan konferansa ortak devlet olarak çağırılmıştır. Makme harbinin İcaplarına alışmış olması lâzımgelen Türkiye, İki milyonluk 01-duslle önemli bir kuvvettir. Fakat Türkiye'ye izafe edilen ehemmiyet asktri olmaktan ziyade psikolojiktir, Harbin baş döndürücü seyri altında Türkiye'nin durumu ve Türk ekonomisinin inkişaf tarzı AvrupalIlar tarafından lâyıklle taklbedilememtş-tir. Askeri masraflar bütçenin büyük bir kısmını massetmektedir. Mübadele hususunda karşılaşılan, müşkülât memleketi sıkıntılı bir vaziyete düşürmüştür. Tedavüldeki para miktarı, harbâen evvelki zamana nispetle üç misli artmış bulunmaktadır. Fakat buna mukabil memnuniyet uyandıran vaziyet Türkiye’deki altın stokunun 343,5 tona yükselmiş bulunması, yani harbden evvelki stok mevcuduna nispetle beş mİ ali artmış olmasıdır. Türkiyenin 900 milyonu tecavüz, eden bütçesinde 500 milyonu milli müdafaa İhtiyaçlarına ta!h.ris edilmiş! İr. ________________
Vaşiogton 10 (AA.) — Mile t lir arası İşçi komitesi başkanı M. Murray, Avrupa’da harbin bitmesinin bir hafta mr olduğunu söylemiş ve
Avrupa da harbden sonra enflasyonun biıurifi geçebilecek bir teminat olarak maaş ve ücretlerin yükseltilmesini Ayan Meclisinin, bankalar encümenin den İStc-miştir.
Almanya’da çete harbine hazırlık
Londra 10 (A.A.) — .Daily Mail» gazetesinin siyasi muhabiri yazıyor:
Ooebbels'ln trBundan sonra harb seyyal cephelerde cereyan edecektir» d> mcsl Nazll?rin artık Alman halkına Almpn ordusu mukavemetinin sonu yaklaştığını ve bunu bir Naz! çete harbinin tatabedeceğini anlatmak ıhmanı geldiğini belirtmektedir.
Mareşal Montgomery ne diyor?
Londra 10 (A.A.ı — Mareşal Moııt-gonicry, Brüksel'de, şehrin belli başlı meydanını dolduran halka hitaben, Fra; ize a olarak bir demeçte bulunmuş ve ezcümle demiştir kl:
Son zafer muhakkaktır ve bu hususta şüphe edilmez. Belli olnuyan yegâne nokta, son zaferi elde edeceğimiz tarihtir. Belçika toprağı üzerinde artık hiç bir Alman kalmamıştır Ve düşman aslâ geri dönmlvecekttr.
Ankara 11 (Telefonla) — Evvelce serbea olarak satışa çıkardan dikiş İpliği makaralarından herkesin l&yı-klie İstifade edemedikleri görüldü-! ğünden, bu defa bunların karne İle dağıtılmasına karar verilmiştir. Gelen siyah ve beyaz makaraların nüfus adedine yeter miktarda olduğu anlaşıldığından, nüfus başına birer makara verilmesi suretlle herkesin İstifade etmesi temin olunacaktır. Mart - nisan ayına alt ekmek karnelerindeki «O» kuponu karşılığında tevziata bu hafta İçinde başlanacaktır.
Londra 11 (R) — Amerika hariciye müsteşarı M. Grev Avusturya'nın Naziler tarafından işgalinin yedinci yıldönümü mü-n as ebet ile Amerika’nın harbin sonunda hür ve yeniden kurulmuş: bir Avusturya görmek istediğini söylemiştir.
Haybeliada sanatoryomu
Ankara 10 — Heybeliada verem sanatoryomunda İnşası bitmek üzere olan paviyonun 270 yatağının tesis ve techlzile 250 yataklı Trabzon Nümune hasta-leslnln tesisi için bütçeye tahsilat konmuştur.
Japonya Hindiçini’nin idaresini eline aldı
Paris 10 (AA.) — Dün yayınlanan ’’ ’ _
Fransız HindiçinI halkının Japonları karşı düşmanca hareketleri ve bu bölgedeki Fransız makamlarının Japon makamlarına karşı mukavemeti, Japon-yayı memleketin idaresini ele
Ingiltere Münakalât
Bakanlığı temsilcisi
Ankara'da
Ankara 11 (Telefonla) — İngiltere Münakalât Bakanlığı orta Şaık temsilcisi B, Landate, dün uçakla Kahireden şehrimize almaya eevkettiği bildîrilmek-gelmşitlr, , İtedir."
bir Japon tebliğinde.
Almanya'da Yahudi ırkından Türk vatandaşları bulunamadı
Bükreş 10 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: İsviçreden alman inanılır bir habere göre, Almnnya’da toplama kamplarında göfcaltma alınmış olan Yahudi ırkından Türk vatandaşları bulunamamışlardır. _______
İtalyan Başbakanı cephede
Londra 11 fR.) — İtalya Başbakanı Bonoml, hükümet üyelerlle birlikte sekizinci ordu cephesini ziyaret ve burada çarpışan İtalyan Kromono gurupunu teftiş etmiştir.
Güney İtaTyada bir esir kampında bulunan 30 bin İtalyan esiri serbes bırakılacaktır. Bunlar Müttefiklerin yanında savaşacaklardır.
Dil kurumu genel sekreterliği Ankara 10 (AA) — Türk kurumu merkez heyeti, kurum başkanı ve Maarif Bakanı Haşan - Ali Yücel’ta başkanlığında : bugün yaptığı toplantıda genel 1 sekreter merhum İbrahim Necini DİJmen’in Türk diline ve ku-rumuna ettiği hizmetleri saygı I İle anmış ve bu törenden sonra Maraş Milletvekili Hflsan Reşit, Tankut'u oybirliği ile kurum ge-! nel sekreterliğine seçmiştir.
Gl. Roatta yakalanmadı
Roma 10 (A.A.) — General Roatta’nın tevkif edildiği hak-kındaki haber resmen yal&nlan-mıştir. Tevkif ediien onun benzeri olmuştur. Tevkif, heyecanlı ve uzun bir takipten aonra yapı lmşıtır.
dil
Kadıköy savcılığı, Erenköy kız lisesi yangını etrafındaki tahkikatını bitirmiştir. Lise hademeler İnden Hatice Taşlı ile Esat Sanca haklarında tedbirsizlik. dikkatsizlik ve nizama riayetsizlikle yangın çıkardıklarından dolayı dâva açılmıştır.
10/3/1946 flatlerl Londra Özerine 1 sterlin Neyyork üzerine 100 dolar Cenevre 100 İsviçre Fr Madrid üzerine 100 pezeta Btokholm üzerine İÛ0 kuron
Esham ve Tahvilât
Ergani % 5 1933
İkramiye!! 5. 5 938 % 5 ikramiyen M. M, % 1 Milli Müdafaa
MI 111 Müdafaa 2
Millî Müdafaa 3
% 5 945 Milli Müdafii Sivas - Erzurum 1
Sivas - Erzurum 2-1 % 1 1941 D. Y. 1
1941 Demiryolu n 1941 Demiryolu m
1941 Demiryolu % 5 Anadolu D Yolu ffc 80 Anadolu tahvili 1 • H Anadolu Miimes _
boksa' O1ŞLND1 Reşadiye altını
Gulden
Külçe alim bir gramı
11 Mart 1945
AKŞAM
AKŞAMDAN AKŞAMA
Fransanın ve Japonyanm mağlûbiyet sebepleri
Fransanın Majinosu düştüğü ve bu güzel memleket istilâcı düşmanın seline uğradığı vakit, bazı kimseler şu tarz mütalâalar yürütmüştü:
— İşte o avareliğin neticesi buydu: Olanlar oldu! Tabii Almanya galebe çalacaktı. Zira disiplin memleketiydi.
Buradaki kelimeler dikkate değer: «Demokrasi» anlamı
«avarelik >■ dîye isimlendirilmiş. «Nazi istibdadı., merhumu da «disiplinn diye peçelenmiş. Ve mantık, boşalan bir makara gibi alabildiğine yürütülüyor!
Buna karşılık o zaman .şöyle demiştim:
— 1914 harbinin galibi yine aynı demokrat FransaydL O harbin mağlubu da yine aynı Prusya disiplinli Almanya idi. Muğlâk cemiyet hâdiselerini niçin hesap dersindeki gibi «vahide irca.. etmeli?
Dostum Biirhan Felek meğer o yazımı aklında tutmak lütufkârlığını göstermiş. Geçen gün Japonlar hakkında ileri sürdüğüm bir düşünceye benim silâhımla karşı koyuyor. Geçen gün de demiştim ki:
— Muhafazakârlar Japonları bize «cici çocuk» misali diye göster rlerdi. Onların asırlık ananelerini l^atiyen terketmcdiklerini söylerlerdi; «İşte biz de onlar gibi olmâhyiz!» derlerdi. Halbuki Japonların vasattık lan görenekler meselâ bizim mahya kurmamız. kandil simidi yememiz, loğusa şerb'ti pişirmemiz tarzında masumane âdetler değildir: Şayet Yeniçeri ruhunu muhafaza etseydik de sırf garbın tekniğini alsaydık, İçtimaî inkılâpları yapmasavdık: mazi artığı bir derebeyi ruhu içinde yaşıyan Taponlara o zaman benzerdik. Muhafazakârlarımız. Japonları misal diye göstererek bizi içtimai İnkılâplardan mahrum bırakmak istiyorlardı. Milletler camiasından ruhça ayrı düştüğü içindir ki, Japonca tekniğinin basanları nispetin»’- eziliyor ve daha da ezilecektir.
Bu düşüncelerimi. Biirhan Felek ağahevîm'Z. Fransa hakkında yazdıklarımla kıyaslıyor*.
— Hani «vahide irca» etmemeliydi? S'mdi ne oldu? — diye hana takılıyor. — 1905 harbinin
ga'ibi de bugünkü ruhu taşıyan Janonlar değil mivdi? - dive soru vor.
Evet. Fakat Çarlığa karsı galin' Ru h>r,.. Vo asıl mesele:
t
ŞEHİR haberleri
Zeytinyağı satışları
Gelecek hafta İstanbul a daha fazla yağ getirilecek
Alma Mater
GUNUN MEVZULARI
Muhtekire en ağır ceza
Kasapların kontrolü
Fransanm şıan olan «demokrasi» mağlûbiyet sebebi olamaz. Japonyanın şiarı olan «nnıhafa-rakârlık» perişanlık sebebi olabilir. Birincisini »vahide irca» edemeyiz. İkincisini «aslî sebep» dive gösterebiliriz.
İstanbul un her semtinde tâyin edilen bakkallar vasılaslle perakende zeytinyağı satışlarına başlanmıştır. Uzun müddettenberl bol miktarda zeytinyağı bulamıyan halk bu bakkalları doldurmaktadır. Bu yüzden her semtte oturan herkesin yağ alabilmesi için bakkallar kendilerine mahsus bazı usuller koymuşlardır. Yağ satan bazı büyük dükkânların yağ alacaklara öğleden evvel fiş dağıttığı, öğleden sonra da fiş alanlara yağ sattığı öğrenilmiştir. Bazı açıkgözlerin bu fişleri toplıyarak mukabilinde elde ettikleri yağları yüksek fiatle sattıkları söylenmektedir. Vilâyet elindeki vasıtalarla bu ve buna benzer şekillerdeki yağ suiistimallerinin önüne geçmek üzere geniş ölçüde harekete geçmiştir. Perakende yağ satmalarına İzin verilen bakalların en küçük yolsuz hareketlerine müsaade edilmemektedir. Kendilerine zeytinyağı satmak müsaadsi verilmiyen-İçrln ellerinde bulunan zeytinyağla-rını beyanname ile bir hafta içinde Vilâyete bildirmeleri icabetmekte idl. Bu müddet hitam bulduğundan, şehirde zeytinyağı araştırmalarına başlanmıştır. Yapılan kontrollar neticesinde Küçiikpazarda Ahmet ve oğullarına ait tahminen 25 bin kilo kadar’ tutan 1500 teneke sabunluk zeytinyağı meydana çıkarılmıştır. Bu yağlar Vilâyete bildirilmemişti. Bundan başka Yağ iskelesinde bir yağcıda da Vilâyete beyan edllmlyen bir miktar zeytinyağı bulunmuştur. Ayrıca izinsiz zeytinyağı ve fahiş fiatle fındık yağı satan Ortaköydekl Ziso adlı bakkal da yakalanmıştır. Bunların her üçü de Milli korunma mahkemesine verilmişlerdir Araştırmalara devam olunuyor.
Şehirde zeytinyağı İstihlâk eden yatılı okullar, hastane ve sanatoryumlar da vardır. Vilâyetçe bu gibi müesseselere zeytinyağının Tariş tarafından verilmesi ııvgıın görülmüştür.
Şehre getirilen yağlar Vilâyete beyan edilmektedir. Vilâyet, haftanın cumartesi gününden maada biitün günlerinde tcsblt edilen sıraya göre, izinli bakkallara yağ dağıtacaktır. Üç büyük şehrin yağ İhtiyacını temin etmeği üstüne alan Tariş henüz geniş ölçüde şehre zeytinyağı getlrtme-miştir. Çok yakında İstanbula getirilecek Tariş zeytlnyağlarile beraber toptancı tüccarların yağlan da izinli bakkallara dağıtılacaktır. Önümüzdeki hafta daha bol miktarda zeytinyağı getirileceği, bu suretle de izinli bakkallara daha fazla yağ dağıtılacağı tahmin edilmektedir.
Açık muhabere;
Zonguldakta bayan R. K, — Kızınızın ve kendinizin müşterek amatörlüğünüzü, mesabenin uzaklığı dolayısile, bana bizzat göstermeğe imkân olmadığına göre, tafsilâtı mektupla yazınız Memnuniyetle istifade ede-rim
(Vâ Nû)
Rektör Ankaradan döndü
Bir hafta evvel Maarif Bakanlığı ile üniversiteye ait işler hususunda görüşmek üzere Ankaraya Çilmiş olan rektör profesö gençse. Tevfik Sağlam şehrimize dönmüştür.
Öğrendiğimize göre rektör An-karada açılacak tıp fakültesile ilgili toplantılara iştirak etmiştir.
Bir resim sergisi
Naci Kalmukoğlu’nun eserlerinden mürekkep resim sergisi dün İstiklâl caddesinde Kitap sarayında açılmıştır. On beş gün açık bulunacak olan bu sergide ressamın 50 eseri teşhir edilmektedir. Ressam, şimdiye kadar Üçü Ankarada, ikisi burada olmak üzere beş sergi açmıştır.
Basın balosu 24 martta
Tiirk pasın blrliŞi İstanbul bölgesi bo-şknnlı&ından: 24 mart 1945 de Taksini Belediye gazinosunda verilecek plan bu yılkl balomuzun daha başarılı olması İçin salonda yer intizamını sağlamak istiyoruz.
Bu sebeple; balomuza her yıl şeref vermekte olan’ sayın davetlilerimizden dfivetnamelerinl 13 mart 1945 (Tününden itibaren Birliğin Lâle sineması karşısındaki merkezinde Balo tertip heyeti kâtipliğinden aldırmalarını dileriz.
Öğretmenlere takdirname
Maarif Bakanlığı, şehrimizdeki ilkokul öğretmenlerinden 150 sini. vazifelerinde gösterdikleri üstün başarıdan dolayı takdir etmiştir.
İthalât malları
Bütün ithalât mallarının Ticaret birliklerinin kontrolü altında getirileceği yazılmıştı. Bir zamandanberl bu karar yürürlüğe konmuştur. Önce Ticaret Bakanlığına duyurulmadan ve doğrudan doğruya yerindeki tacirlerle anlaşılarak yola mal çıkarılmış, gümrüklerimize getirilen bu malların geri gönderilmeleri uygun bulunmadığından, piyasaya çıkarılmışlardı. İzin almadan getirilen mallar arasında işe pek o kadar yaramiyanlar bulunduğu gibi, maliyet fiatleri çok yüksek olanlar da vardı. Bakanlık, bu gibi açıkgözlerin hareketine sekte vermiş olmaktadır.
Ticaret Bakanlığı, yeni kararı vermekle lüzumsuz maddelerin ithalini . önlemiş ve ona ayrılacak döviz ve Lisansın ihtiyaç duyulan maddelere verilmesini İmkân İçine almıştır ı Pırlanta, baharat, termus gibi nıad- ; deler olmasa da olur. Bundan sonra , dışarıdan bu ve buna benzer malların , getirilmesine set çekllmiştlr.’Bunların ' dövlzlerlle başka mal getirilecektir. .
ithalât işleri İçin alınan tedbirlerin 1 yerine getirilmesinde gecikilmiş ol- ■ makla beraber, yakında İyi sonuçlan i görülecektir.
İhtikâr ile milletin kanını emenlere karşı cemiyetin korunması için düşünülen tedbirler, memleketine, rejimine göre, büyük değişiklikler arzetra ektedir. Bazı hükümetler ölüm cezasına kadar ileri gitmişlerdir. Fakat bu ağır tedbir de kara pazarın hayatiyetinin, gelişmesinin önüne geçememiştir. Para hırsı, her mürakabeyi, müdahaleyi, tazyik ve cezayı al’tedecek kadar büyük bir kuvvet midir?
Normal zamanlarda bir iktisadi ilerleme âmili olan kazanç isteği buhran devrelerinde vicdan, İnsaf, ölçü mefhumlarını silip süpüren, cemiyetlerin maddî ve manevî sıhhatini yıkan tabii bir âfet mi oluyor?
İki bin beş yüz senelik insanlık tarihi bu kuvvetin hakikaten önüne geçilemiyecek kadar ezici, dehşetli olduğu intibaını vermektedir. Hattâ en şaşılacak hâdise, tazyik ve ceza ağırlaştıkça, ihtikârın da cüretinin artmış olmasıdır,
Tehilke arttıkça, suçlular, aldıkları bir nevi sigorta primini arttırmak lüzumunu duymaktadırlar.
. Geçmişte hemen bütün dinlerin. meselâ ihtikârın bir şekli olan mfirabahacılığa, tefeciliğe karşı yaptıkları bütün telkinler de fazla semere verememiştir. Ancak sermaye hacminin artması, yani pâra arzının çoğalmasıdır ki faizi makul ve meşru hadlere indirebilmiştir.
Allah korkusunun insan cemiyetlerinin en kuvvetli disiplin unsuru olduğu zamanlarda bile hafifletilemiyen para hırsına, bugünkü maddî dünyada, bilhassa İçtimaî şuuru vasatin altında olan cemiyetlerde, gem vurmak daha güç oluyor. Hele az çok zümre menfaati güden memleketlerde, bir sınıf halk İçin mubah ve meşru sayılan bir hareketin diğer bir sınıfa yasak edilmesi. aranan neticeyi veremiyor. Meselâ eski Mısırda öyle zamanlar olmuştur ki. rahipler, siyasî kudretlerini suiistimal ederek, memleketin bütün zenginliğini, her vasıta ile, mabetlerine akıt mışlardır. Bu sınıfın hükümetçe hoş görülen hırsı, tabiî bütün muhite yayılmış, yerli, yabancı herkes kazanç sahasında birbile yansa girmiştir.
Mikrobun, bazı unsurlara faydalı olacak diye cemiyetin bünyesine girmesine müsaade edilince, bütün uzuvların istilâya uğraması tabiîdir. Tehlikeli, nazik mevzularda fertler, hükümetler tıpkı sihirbazın çırağı vaziyetindedirler. Su bendinin kısmen açayım derken, kapaklara hâkim olamazlar ve serbes kalan sular, önlerine geçen her şeyi sürükleyici bir vahşet ile. her tarafı istilâ eder.
Harb ve buhran zamanlarında, kabul edilen hep hangi bir esası, istisnasız, tam müsavilik ile bütün memlekete, bütün fertlere, bütün müesseselere tatbik et-mkten başka başarıya götürücü yol yoktur Meselâ fiat konusunda tam serbeslik gibi, bir seviyede durdurma da. birbirinin tamamen zıddı olmakla beraber, müdafaa edilebilen iki siyasettir. I
Güçlükleri asıl doğuran kabul edilen prensipin umumî ve mutlak olarak tatbik edilmemesi, meselâ bazı istihsal ve ticaret sahalarının serbes bırakılıp, bazılarının zincirlenmesidir. Böyle bir vaziyette bağlanmış olan mevzular zincirlerini koparmak için her çareye baş vurur, Bu gayreti, bu tepkiyi meşru değil, fakat bir dereceye kadar tabi! bir hâdise olarak görmek lâzımdır.
Böyle olmakla, bugün bizde de, cemiyete ıstırap veren ihtl-kârın az çok tabiî sayılması lâzım gelen bazı sebepleri olmakla beraber, harb ekonomisi bir nevi zecri ekonomidir.
Yüzde yüz, hattâ geniş ölçüde bir haşan beklememekle beraber müdahale, tazyik, hükümetin en esaslı bir vazifesidir. Cemiyete, millete karşı mesuliyetini en geniş mânasile bilen hükümetimiz
baş vuruyor, diğer taraftan da şiddetli bir ceza mekanizmasını işletiyor.
Biz bu ceza sisteminin müessirliğini arttırmak için baş vurulacak bir tedbiri incelemek isteriz. İdam, başka memleketlerin tecrübeleri bunu göstermiştir ki, fazla müessir bir ceza sayılamaz. Esasen insan hayatına karşı âzami titizlik, saygı gösteren bizim gibi en medenî cemiyetlerde, tamiri imkânsız olan ölüm cezasından, mümkün olduğu kadar, çekinmek gerektir. Bir tek ferdi değil, fakat bütün bir cemiyeti ilgilendiren ihtikâr gibi bir cürümde, en serin kanlı hâkimlerin bile, az çok kendi isyan ve nefret hislerinin tesiri, bir nevî mânevi ve iadesi imkânsız tazyik altında kalmaları muhtemel değilse bile mümkündür. Bazan adlî hatalar doğurabilecek böyle bir mevzuda tashih ve tamiri mümkün ol-mıyan hükümlere mahal vermemek, milletimizin yüksek adalet telâkkilerine uygundur.
Biz, ihtikâr cürmüne karşı idam cezasmı tesirsiz ve bilhassa tehlikeli buluruz. Esasen dünyada paradan başka bir şey düşünmeyen kimseleri en zayıf, en hassas taraflarından vurmak lâzımdır.
Muhtekir bütün cemiyetin parasını, haksız olarak kendine çeken sözde tüccardır. Adalet bu tarzda toplanan parayı ve serveti. hakikî sahibine, millete geri vermeyi icabettirir. Mîlletin ıstı rabı, sefaleti üzerine kurulmuş serveti, hattâ kısmen suçlunun elinde veya ailesinde kalacak olduktan sonra, hapis, hattâ idam gibi cezalar adalet icabını yerine getirmez.
İhtikârdan devamlı bir menfaat beklenmemesi bakımından da, toplanan servetin müsaderesi tehdidi, en cüretlileri de en cok düşündürebilecek en müessir. bir müeyyidedir.
Bu cezanın verilmesinde bir zühul olsa da. bu ileride tamir ve tashih edilebilir, Adlî hatanın tashih edilebilmesi, bu cezanın tatbikinde hattâ biraz aceleciliği bile mazur gösterir. Hattâ, bizce, adliye cihazının şekle ait bazı titizliklerini, bu mevzuda, biraz hafifletmek mümkündür, hattâ lüzumludur. Cemiyetin yüksek menfaati, bütün halkın maişet zorluklarının kaldırılması uğruna, bazı fertlerin mağdur olmalarını bile hoş görmek lâzımdır.
Fransızların dedikleri: «A la guerre comme â la guerre..» Harbe giderken normal zamanın titizliklerinin, nazlarının yeri yoktur. Muhtekir için mal candan kıymetlidir. Onıı, malını, hattâ yakınlarına verdiği mal da dahil olmak üzere, bütün malını cemiyet nam ve hesabına geri alarak vurmak mümkündür.
Bu istikamette, bir kaç yerinde ve kesin hareket bütün halkın maişetinin düşmanlarını düşündürür ve yola getirir. Fakat küçüklerden evvel büyükleri ezmek şarttır
CFVAT NfZAMt
Fahiş fiatle et satan 7 kasap millî korunma mahkemesine verildi
Okuduğu mektebe bütün bir ömür boyunca bağlanmak .. Ne yazık ki bizde lıeniiz. böyle bir bağ kurulmuş değildir. Birçok memleketlerde bu bağ. doğum yerine bağlılık kadar kuvvetlidir. 80 yaşında. 99 yaşında insan görürsünüz ki mektebinin ismini söyliyerek:
— Ben «...... oralıyım!, diye
öğünür. Ve hayatında hiç bir zaman mektebi ile alâkasını kesmiş değildir. Şayet muvaffak olmuşsa, para kazanmışsa mutlaka o baba evi gibi bağlandığı çatıya maddî yardımlarda bulunmuştur.
Bu itibarla o gibi mesut mektepleri gezerken "buralarda okumuş, feyiz almış insanların raü-esseseye hediyelerini görürsünüz. Kimi bir konferans salonu hediye etmiştir. Kimi meselâ ön cephtH nin merdivenlerini yaptırmıstııQ
Kimi mektepte yetişen büyük hfi şöhretin büstünü bahçeye dikti^j
Şehirde koyun eti darlığı devam ediyor. Belediye, bu darlığı Önlemek üzere sıkı kontrollar yapmaktadır.
Dün pay yerinde 600 koyun satılmıştır. Bu koyunlann canlı kilosu 115 kuruştan muamele görmüştür. Bu fiatle canlı alman koyunlar, kesildikten sonra nark fiatile satıldığı zaman normal kârı bırakmaktadır. Aynı pazarda satılan bin kuzunun cani kilosu 120 - 170. 254, sığır da 90 95
kuruştan muamele görmüştür.
Belediye, kasap dükkânlarında da araştırmalar yapmaktadır.
Kazı kasapların koyun etlerini buz dolaplarında saklıyarak nark fiatından daha fazlaya saltıklan ve bunları kuzu etlerine karıştırdıkları meydana çıkarılmıştır.
Ay basından beri belediye iktisat müdürlüğü murakıpları tarafından yapılan kontrollar neticesinde hile yaptıkları anlaşılan 7 kasap millî korunma mahkemesine verilmiştir, Bunlar, kıvırcık eti satmaktan imtina eden ve koyun etini kuzu eti fiatma satan Abdullah, kuyruk satışından imtina eden Zühtü, koyun etini satmaktan imtina eden Tayyar, ciğer satışından imtina eden Sev-feddın. koyun etini fâhiş fiatle satan Gami, ve Karaman etlerini kuzu etine karıştırarak satan fctavro ismindeki şahıslardır.
Bundan başka Kadıköyünde ve Pangaltıda iki pastahane sahibi-etiketsiz tatlı ve pasta satmaktan millî korunma mahkemesine verilmiştir.
Belediye cezalarının tahsili şekli değiştirilecek Bledlye zabıtası talimatnamesine j aykırı olarak hareket edenlerden1 almaca^ para cezalarının miîhim bir kısmı tahsil edilememekte idi. Halbuki belediye yasaklarına riayet edilmesini temin etmek üzere verilen ezaların derhal yerine getirilmesi lâ-zımgelmektedir Bunu düşünen belediye başkanlığı, belediye cezası tahsil işinin kaymakamlıklardan alınarak doğrudan doğruya merkezce yapılmasını muvafık görmüş ve bu maksatla belediye muhasebesinde bir şube kurulmuştur. şimdlye kadar kaymakamlıklarda bulunan tahsildarlardan eoğu merkez kadrosuna alınmışlardır. Kaymakamlıklarda hırnkı'an tahsildarlar, belediyenin verdiği 'yıldırım) cezalarının, yahut suçlunun mahkemeye gitmeden ceza vermesi mecburiyeti karşısında bu paranın [tahsilini temin etmek içindir Merkezde kurulan btı teşkilât şimdilik bir denemeden İbaret olacaktır, Mali sene sonunda alınacak neticeye göre şayet merkez, topladığı paralan kaymakamların tahsilatından fazlaya çıkarabilirse merkez teşkPfttl bir kat daha kuvvetlendirilecek ve kaymakamlıklardaki tahsilata da kesin olarak son verilecektir.
A* 1945 yılında damgalanması İca-beden ölçü ve tartı âletlerinin damga günleri trsbtt edilmiştir. Semtlerin damga günlerini gösteren cetvel pazartesi günü Hân edilecektir.
31
kadar
alarak, paralarını % 2-5 faizle işletenler gelecek yıldan itibaren, kuralara
Yeşilay cemiyetinin
25 inci yıldönümü
Yeşilay cemiyeti bugün yirmi beşinci yıldönümünü kutlamaktadır. Bu münasebetle bu sabah saat 10,30 da Eminönü Halkevin-de bir kutlama töreni yapılacaktır. Törende sırasiyle profesör B. Fahreddin Kerim GÖkay, doktor B. İbrahim Zati Öğet ve en genç Yeşilaycı tarafından nutuklar söylenecek ve Yeşilaym hizmetlerini ve gayelerini anlatacaklar-dır. Kutlamada vali doktor B. msnaslle mıen nuKUmeum« Lûtli Kırdar da bulunacakta lbir ^raftan iktisadi tedibrlsr.
her Mart ve her Eylül çekilecek ikramiyeli iştirâk hakkını da kazanmış olurlar.
Eski cüzdan sahipleri
bu yılın yıllarnı ınevdııattariyle iştirak ederler.
Ki»»
9 eylül ev. kurasına evli ve arsalı kuralarına
olduğu gibi, gelecek da hem eski, hem yeni
tarihine kadar
YaP’ »* KREDİ BANKASI A. Ş.
iniştir. İrfan oğullan, kazandık-, lan paralarla, irfan annesininO yani mektebin eksiklerini ta-^_ tnamlamışiardır q
Henüz bizde höyle bir şey yotfj/j tur. Mektepten bir istasyonda-tren bekler gibi, bir istasyondarer geçer gibi geçip gideriz. Muayyeıv zamanı doldurduktan sonra trerfi* gelir. Binersiniz ve İstasyon bi{z daha İliç dönmemek ş9rti!c. hat*“ tâ hatırlanmamak üzere, arka**» nızda kahr. Ben kendi kendini hayatta muvaffak olan. zenginO leşmiş insanlar bilirim. Hat' O yetiştikleri mektebin karşısın» çg otururlar. Mektep eskilikten, ha(0 raplıktan dökiiliir. Ve bıı paralfrr eski talebe bunıın farkında bir»* değildir. Kapı yapmak ister, fakat aklına gelmez. Zira bizde bütün bir ömür boyunca mektebe bağlanmak. «Alma Mater» denilen bir şey yoktur.
Halbuki maarif müesseseler!, kültür müesseseler! hu hususi ferd bağlılığı ile desteklenmedikçe nafiledir.
Meselâ eskilerin hayatını tetkik ederken daima «Mercan idadisi» ismi karşıma çıkıyor.
Mercan idadisi!.. Bugün ismi bile unutulmağa mahkûm bîr müessese. Vaktile buradan ne talebe, ne hocalar geçmiş... Fakat şimdi o sadece bir isim halindedir. Bu ismin yarına da geçeceği fanıamilc şüphelidir.
Her memlekette olduğu gibi bizde de para kazanmış insanlar var. Bunlardan tahsili olanlar, bu bizim malûm ve muayyen mekteplerimizde de okumuşlardır değil mi?. Bu mekteplerden çıkanlar arasında zenginleşenler de vardır elbette... Fakat mekteplerin halinden hiç belli değildir. Anne evlâdını yetiştirdiği zaman ondan bir şeyler bekler. Fakat yiiz binlerce evlât yetiştiren mektep. çocuğunu kapısından dışarıya çıkardıktan sonra onun bir daha yüzünü görmüyor.
Mektebe bağlanmamak ruhu bir göçebelik olsa gerektir ve bunu da sökiip atmamız maarif bayatı için ilk şarttır. Bu bağın şimdiye kadar kurulmamas’iıın bir çok sebepleri de vardır. Ruhu muayyen bir yere, bir binaya hâtıralarla bağlanırsa onu unutamaz. Halbuki bizde mektepler, bugün burada ise yarın başka yerdedir. Meselâ en çok mezunıi olan mektepleri alalım: İstanbul erk - k lisesi.. Bu mektebi «Sen Benova» binasında, Miinir paşa konağında. Beyazıttaki Maliye binas-nda ve nihayet Düyunuumumive binasında görüyoruz. Bir nesil içinde bu mekteplerin 3-4 avrı binasında okuyanlar vardır Bu sene mektep buradadır. Ertesi sene başka yerde.. İstanbul kız lisesi. Evvelâ Dîvanyolunda. müftülük binasında. Vefada. Babıalîdf . Galatasarayın vaziyeti bundan dolayı farklıdır.
Mekteplerdeki bu göçebelik de rııhî göçebeliği doğurmaktadır. «Alma Mater» denilen şevi kurmak için her bakımdan çalışmalıyız...
Hikmet Feridun Es
Satışa çıkarılan ithal malları
Taksim Abdülhak Hâmit cad. No. 8 de Jorj Hollenbacha radyo akşamı (Rezistans). İst. Tahta-kale No. 51 de .Tak Dekaloya deri saat bileziği. İst. Prevuavans handa, îsak Modianova sivah oksit. İstiklâl cad No. 389 da Hafıza Mahmuda mendil.
AKŞAM
11 Mart 1945
Saniîe 4___________________
1(ARAR ZAMANI
|Yazan SUMNER WELLS
BİRİNCİ KISIM DÖRDÜNCÜ BAHİS
Müdafaadan tecavüze
Amerikanın hazırlığı — Amerika, İspanyayı niçin tuttu?—İspanyanın dostluğu Amerikaya neler teinin etti?
Adolphe Menjou kadın olsa neler yapardı, neler yapmazdı?
8 — Yeryüzünde bütün milletlerin, realist veya ruhi sebeplerle, kuvvet istimalinden vazgeçmeğe yanaşacaklarına inanırlar. Kendi huduttan dışındaki milletleri tecavüzle tehdide-den veya edebilecek olan milletler kara, deniz re hava kuvvetleri kullanabildikçe İstikbalde sulhu korumak mümkün olmıyacağma göre, umumi emniyet için daha geniş ve daimi bir sistem kuruluncaya kadar, bu gibi milletlerin silûlısızlandırtimast şarttır. Aynı zamanda sulhsever milletlerin silahlanma yükünü hafifletecek olan pratik tedbirleri de teşvik ve bunlara yardım edeceklerdir.
Franklln D. Roosevelt TOlnston S Churchlll
■ o tarihten beri, Reis ve Başvekil, değil yalnız Vaşlngton’da, dünyanın bir çok yerlerinde sık sık buluşlular. Arka arkaya yapılan Içtimalarda birbirlerini anlayışları, ve aralarındaki şalisi münasebetlerde mevcut dostluk arttı.
Amerika nın hazırlığı
Amerika, Alamnya İle her türlü münasebetlerini kestiği zaman, he-nü_. harbe girmiş değildi. Memleketin kahir tasvıbile Reis Chnchlllle destroyer - üs anlaşmasını yapın'?, ve memleketin müdafaası İçin lâzım olan hazırlıklara başlamıştı. Bu hazırlıklar olmasaydı. Japonya Pearl Harbour hücumunu yaptığı zaman Amerika pek fena bir vaziyette bulunacaktı. Bununla beraber, Amerlka-d3 efkârı umumiye tehlikenin şümulünü takdirde o kadar gafildi kİ. Reisle Chuıchlll’ln buluştuğu gün Va-şinçtondan Mümessiller meclisinin mecburi askerlik hizmeti kanununun devamının bir rey ekseriyetle kabul ettiği haberini atmıştık Halbuki bu kanun çıkmasaydı, Amerikanın müdafaa hazırlıklarını müessir bir surette tamamlamak mümkün alamazdı
Reisin gösterdiği siyasi cesaret iiz»’-, rinde ne kadar durulsa azdır. New-"' fouııdland sularındaki buluşmanın icapları çok büyüktü. Halbuki selâmetimiz bakımından bizim de İstikbalimizi kurtarmak icln lıarbe girmekliğimi* İstenilir bir şeydi, ve zaten birçoklarımızca bundan kaçınmak mümkün değildi
Dört aydan daha az bir zaman sonra Amerika tekrar harbe girdiği zaman, Atlantik beyannamesi, Birleşmiş milletleri biribirlnc bavlıyan bir anlaşma hükmünü aldı Bıı beyanname onları harb İçinde müttefik olarak bağlıyor; zafer kazanıldıktan sonra da beraber yürümeğe mecbur ediyordu. 1P42 ocak ayında, Mihver devletlerine karşı harb halinde bulunan bütün Birleşmiş mt'letler tarafından kabul edilen ve sonradan hürriyetleri İçin harbe giren hükümetler tarafından da İmza edilen bu beyanname, bütün bu miletterf Atlantik yasasındaki hükümlere riayete ve harb devam etlikçe Mihver devletleri İle ayrı sulh yapmamağa mecbur etmektedir.
Amerika İspanyayı niçin tuttu?
Bu memleket harbe girince, Amerikanın yalnız Fransaya karşı değil. İspanyaya karşı taklbettiğl siyaset de hayli tenkld mevzuu olmuştur. Amerikanın Şimali Afrlkayı İstilâsına kadar olan hâdiseleri hah ederken söylediğim gibi, bizim Şimali Afrlkadakl işgal kuvvetlerimizle, Fransada yerleşmiş olan Alman kuvvetleri arasında bir tampon devlet halinde bum-nan İspanyanın vaziyet! bizim İçin askerlikçe hayati ehemmiyeti haiz hlr mesele idi. Burada takibettiğlmlz siyaset de her şeyden evvel askeri zaruretlere lstlnadettlrllmlş ve İdeoloji meseleleri İkinci plâna bırakılmıştı
Benim gibi, demokrasinin serbesçe ve hiçbir taraftan tehdide maruz kalmadan İşllyebllmesl lâzım geldiğine, ve nazi ve farist İdarelerinin hükümlerini geçirdikleri yerlerde demokrasinin serbesçe ve tehllkeşisce yaşıya-nuyacağına inananlar, ispanya hükümetinin siyasetini endlşs ve şüphe ile görmelidirler. Harbin İlk senelerinde Franco hükümet’nln temel taşlarını teşkil eden general Franco, Dış Bakanı Suner, ve Falange partisi. yalnız faşizmin ve Pltterlzmin zaferine değil, fakat bu zaferin kendi menfaatleri lehine olduğuna da İnanmışlardı. Bu İşin fena olan tarafı. İspanyada Alman nüfuzunun artması. Birleşmiş milletler için en büyük tehlikeyi teşkil ediyordu Çünkü bu vaziyet, yalnız tngllizterin Cebe-lüttarıktakl vaziyetlerini tehlikeye düşürmekle kalmıyor, şimali Afrika-da o sırada Amerikalıların elinde bulunan hayati münakale hatlarını da tehdldedlyordu. Almanlar İspanya ve Portekiz! İşgal ettikleri takdirde Açores adalar mm da Almanların eline düşmezi ihtimali çok kuvvetli idi. Bu takdirde İse, İngiltere Cenubu şarki Atlantlkten uzakla-vmağa mecbur olacak ve bizim şimali Afrlkadakl ha vat yollarımız Mihver tarafından daimi tehdit altında bulunacaktı Fikrimce. Belsin, biz harbe girdikten aonrn, İspanyaya karşı ‘.ak-ıbettlği si-yajıet realist ve akıllıca olmuştur. Müessir bir surette bir Avrupa istilâ har-
bi yapmaktaki gayemi* bakımından bu hususta söylenecek söz yoktur. Bu siyasetin muvaffakiyetli neticeleri açıkça sabit olmuştur. Biz, İspanyol milletine karşı dostça hareket ettik vo kendilerine çok muhtncoldukları anlarda malzeme verdik. Yoksa, dahili harbi yüzünden genişlemiş olan açlık ve ıstırap bir kat daha artmış olacaktı. İspanya ile yaptığımız alışveriş sayesinde Almanyanm İspanyadan muhtacolduğu stratejik maddelerden ancak pek azını alabilmesi mümkün oldu Almanyanm İspanyadaki nüfuzunu kırdık ve ispanya hükümetinin Mihver devletlerine açıktan açığa yardımda bulunmasına mâni olduk. Ve bunu, Mihvere iltihak ettiği takdirde İspanyanın Şimali Af-rlkadaki hareketlerimizi kötftrttmleş-ttrebllcceğl ve balyaya çıkarma yapmamıza mâni olabileceği Nr zamanda yaptık. Bundan maada. Ispanya hükümeti ftzasmın hensl hattâ Soner'in Dış Bakanı bulunduğu za man dahi, Mihver taraftan değildi Eğer İspanya hükümeti erkânının yardımları olmasaydı, burada Alman nüfuzunu kırmağa ve İspanyaya hu-lûle imkân bulamazdık
Bugün şimali Afrikada kuvvetli bir surette yerleşmiş bulunuyoruz Ve Fransız mukavemet orduları cesaret ve kahramanlıkla yanımızda har-bedlyorlar. İtalya harb dışı edildi ve Birleşmiş milletler orduları İtalyanın mühim stratejik mevkilerini işgal etmiş bulunuyorlar. Portekiz, İngiltere İle olan İttifakını tazeledi Vc Açores adaları emin ellere geçti. İspanya, Müttefiklerin Avrupayı latüû plânlarını tehlikeye düşürebilecek mevkiini kaybetti.
Şimdi İngiltere ve Amerika hükû metleri, haklı olarak. Franco hükümetinden Hltlerln İspanya içinden, harbi uzatacak her hangi stratejik bir madde almamasını istemektedirler. Zaten İspanyol milleti de kendi kendin! bir dereceye kadar açlıktan kurtarmıştır. Bu sebeple İspanyaya Garp devletleri tarafında*' verilen petrolün kesilmesi, artık o kadar zararlı değildir. Artık Franco hükümetinin düşmanlarımıza maddi yardımı kesmesini İstemek zamanı gelmiştir Eğer dış siyaset, sadece tir sempati veya antlpatl meselesi obaydı Amerikanın geçen beş sene içinde İspanya ile hiçbir münasebette bulunmaması lâzımdı. Bir zamanlar, İspanya hükümetinin Garp hemisferlndekl bazı ajanlarının Mihver lehlndekr faaliyetleri ve Rusyaya karşı Alman-yanın açtığı taarruza yardım etmesi, bütün resmi münasebetleri kesmek İçin kâfi sebeplerdi.
Bununla beraber Amerika hükümeti bu meşru sebeplere dayanarak Franco İle münasebetleri kesmiş olsaydı. Akdenlzdekl harb gayretlerimize hayli zarar vermiş olacaktık. Halbuki bu tehlikeyi atlatmakla kal-mıyarak, İspanyol milletinin Ameri-kaya karşı olan duygusunu değiştirmeğe muvaffyak olduk. Ünıtdettlğt-mlz gibi, harbden sonra, İspanya meşruti bir hükümet kurduğu takdirde, onunla salim münasebetten tesisi İçin de Icabeden temeli atmış olduk.
(Arkası var)
|| Halkevleri ve Kurumlar ||
> Beşiktaş Gençlik Kulübünden: Kulübümüzün ve Milli takımımızın çok kıymetli ve emektar sporcularından sevgili kardeşimiz Hüsnü Sav-man’in ânl ölümü ile uğradığımız unutulmaz acıyı paylaşan ve bizzat cenaze törenine Iştlrâk etmek ve çelenk göndermek Iûtfunda bulunan ve telgraf ve mektupla başsağı dileyen büyüklerimize ve bağlı bulunduğumu* Beden Terbiyeslle, umum spor teşekküllerine v(- sporcu arkadaşlarına, müesseseler?, yakınlaıina ve dostlarına candan teşekkürlerimizi ayrı ayrı bildirmeğe teessürümü* mâni olduğundan, bn hususta sayın gazetenizin tavassutunu rica ederiz.
A İkinci Tulûat Gecesi — Eminönü Halken, i Tiyatro Şenliğinin en çok rağbet gören Tulûat Tiyatrosu mü-sameresı pazar giinü akşamı değişik programla tekrarlanacaktır. Halkın arzusu üzerine bu defa da Tulûat Tiyatrosunun, salonda ve sahnedeki bütün hususiyetleri canlandırılacaktır. Haber aldığımıza göre, bu defa, bütün eSM kantocular da müsamereye Iştlrâk edeceklerdir.
A İktisat Fakültesi mezunları cemiyetinden: İktisat Fakültesi talebe-lerlle mezunlarını birbirine tanıştırmak maksadllc 17/3/045 cumartesi günü Taksim Belediye Gazinosu pa-Tİyonunda Urtlbedilen husus! çay davetiyelerini, en geç 16 mart cuma akşamına kadar Galata, Lâcivert handaki cemiyet merkezinden almalarını üyelerimizden rica ederiz
A Beyoğlu Halkevinden: Güzel Sanatlar ve Kütüphane Yayın kolu yeni komite seçimi 21/3'945 çarşamba günü, »ant 18,30 da yapılacağından o gün ve saatte âzalarin (Taksim saki Sular İdaresi binasındaki) Halkevi-ne teşrifleri rica olunur.
Artist muhtelif harb cephelerine yaptığı uzun bir seyahatten Holîywood’a döndü
Holllvut'un tanınmış artistlerinden Adolphe Menjou. Amerikan askerler-lerinl eğlendirmek İçin muhtelif cephelere yaptığı uzun bir seyahatten sinema şehrine dönmüştür Artist bir müddet dinlendikten sonra venl bir filim çevirmeğe başlıyaraktır
Adolphe Menjou uzun seyanatl esnasında İngiltereyi. İtalyan, şimali Afrlkayı ziyaret etmiş. 85 hastanede müstnnereîer vermiştir. Artist Ingil-terede 7 hafta kalmış, verilen bir vaı-yete temsilinde teşrifatçılık telif roller yapmıştır
Adolphe Menjou aslen Fransızdır. Babası Fransanın Pau şehrinde doğmuş, oradan Amerikaya hicret etmiştir. Menjou. Amerikanın Pittsburg şehrinde doğmuştur Muntazam tahsil görmüş ve makine mühendisi olmak için üniversiteye gi’-mlştlr Diploma almak üzere İken birdenbire aktör olmak- hevesi duymuş ve tahsilini bırakarak sahneye çıkmıştır Aynı zamanda filim de çevirmeğe başlamıştır Birkaç sene silik vazıyette kal mistir. Fakat Sarlo. bu gencin Iktl darını anlıyarak. kendisine (Umıı mun oyu» filminde mühim bir ro vermiştir. Menjou, bu rolde çok muvaffak olmuş ve derhal meşhur artistler sırasına geçmişti O tarihten-beri durmadan filim eerirmektedlr,
Menjou. 1,75 boyunda kumral saçlı, lâcivert gözlü, sohbeti hoş bir İnsandır. tnırillzce, Fransızca Aımanca, İtalyanca. İspanyolca olmak (izere beş lisan bilir. Son seyahatinde radyolarda bu bes lisanda neşriyat yapmış. Amerikanın harb gayretinden bahsetmiştir
Menjou, Amerikanın en şık erkek- j terinden biri diye meşhurdur. Düzl- . nelerle elbisesi, yüzlerce gömleği var- ' dır, Giydiği elbiseyi kendisine yakış- ' tırnıayı çok iyi bilir. En çok kaçtığı , şey züppeliktir, Artist gerek erkeklerin, gerek kadınların sade, tabii ol- , malarına taraftardır. Bunu her fır-şatta söyler. Son zamanlarda bir sİnema mecmuasının kadın muharriri Menjou İte görüşmüş ve .Kadın ol-, savdınız ne yapardınız?» diye sormuştur. Menjou. bu soruya şu cevabı vermiştir:
I «— Bir kadın olsaydım her şeyden evvel göze batacak şeylerden kaçardım. Her kadının kjsurlu ve kusursuz tarafları vardır. Bir kadın olsaydım kusurlu taraflarımı gizlemeğe çalışırdım. Her halde, muhakkak surette tırnaklarımı fazla uzatmazdım. Dünyada bunun kadar çirkin şey azdır Tırnaklarımı fazla ıızatmıyaca-ğım gibi çok da boyamazdım Hele, hepüz bir cinayet işlemiş gibi kırmızı vernik asla sürmezdim Kirpiklerime de rlmeî «örmeıdîm. Rimeller kirpikleri birer hançer sekline sokuyor. gözün “iizelliğlnl. rrânalılığını tamamen ortadan kaldırıyor.
BLr kadın olsaydım katiyen sert kokular, tevantalar ku'ıanmazdım. Saçlarımı i'ı.yamaktaı. s(-n derece kaçınırdım. Lmum! yerimde pudra, ruj sürmezdim Pijamadan ve erkek kıyafetlerinden âdeta -man görmüş gibi kaçardım Panta'or., . por kıyafetler! erkekler İçindir bunlar kadına asla yakışmaz.
Bir kadın ulsaydım cudaklarınu pek hafif poyardun. Fnzıa boya dudaklara bir yara manzarası veriyor kİ bundan çirkin şey otemaz Bir kadın olsaydım sokakta asın sigara İçmezdim. Başka yerlerde de sigarayı nadiren İçerdim. Umumi yerlerde sİ gara İçmemeğe çok dikkat ederdim Bir erkekle sokağa çıktığım zaman bindiğimiz araba kentli otomobilim olsa bile volanı erkeğe bırakırdım
Bir kadın olsaydım sahtelikten son derece kaçardım. Konuşurken katiyen külhanbeyi tâbirleri kullanmazdım. Sporu mutedil ««kilde yapardım, erkekleşmiş görünmemece çok dikkat ederdim.
Bir kadın olsaydım her şeyden evvel vekarlı olurdum. Katlına en çok yakışan şey vekardır.»
AeolpM Menjtfu
CASUSLAR
rine almalarını ve bu eğlencelerin yalnız şimdi için değil, lâkin 5 - İÜ -15 sene ve hattâ harb kurbanlarının hastanelerde kaldıkları müddetçe devam etmesini rica etmektedir.
Mektuplarda mis Slms: oEn acele İş, yataklarından kımıldan ama yan ve eğlence yerlerinde herkese karışanu-_ yan hastalara hoş vakit geçlıtebll-1_ inektir. Bu plân, aynı zamanda tanınmış Amerikan artistlerinin İstidatlımı ortaya koymağa bir vesile olacaktır. Zira, kendim de küçük bir şehirdenim ve biliyorum kİ kıyıda köşede kalmış birçok tanınmağa değer sanatkârlar ortaya çıkabilecektir.» demektedir.
Artistin teşkil ettiği bu milli komiteye şimdiden dahil olan kimseler şunlardır: Mrs, Eleanor Hoosevelt, general John J. Perstılng. Nev York valisi Fiorcllo Laguardla, Şikago valisi Echvard J. Kelley, harb mevcudu Nev York mıntakası müdiresi Mrs, Anna Rosenberg. milli radyo kumpanyası reis! Nlles Trammel ve Metro - Goldwyn Mayer kumpanyasından B Mayer
Iwojima adası
Amerikan silâhendazlannm, bu savaşın en çetin harekâtım vapmakla oklukları Iwo Ji-ma adası. Voicano İsmi verilen takım adalarında bulunan Z büyük adadan bîridir. îv/o Jima adasının sahası 13 kilometre kare kadardır. Japon lar. bu adada bulunan alanlardan ka kan bomba uçaklariie 50 mil cenupta bulunan Salpandaki Amerikan üstün uçan kale üssüne hücum ediyorlar. Diğer taraftan, iwo Jima Japon ana topraklarına yapılan üstün ucan kale hücumlarında ihbar edici bir rol oynuyordu.
Bu volkanik adaların arazileri çok ânzalıdır. Kaya'ıklardan ibaret olan tepeler birdenbire korkunç bir uçurum teşkil etmektedir. 1940 senesinde Volca-no adalarında da 1,134 kişi yaşıyordu. Bu nüfusun büyük bir kısmı lwo’dadır. Voicano ada lan, 1891 senesinde Jauonva’va neç* m.’sfl.
Harbden sonra elektrik cihazlarına karsı biivük bir rağbet olacak
Harb sonu dünyasında elektrik cihazlarına karşı fevaklâde bir IstelS olacağı temin edilmektedir Fakat, bu arada en fazla rağbet görecek cihazı su sekl.lde sıralamak mümkûn-
ir
Elektrikle çatışan camaşfr yıkama aklne&l. radyo ve televizyon cihazları, frijider, toz alıcı ve temtzlevlel âletler, otomobil.
Bu tahminler. Birleşik Amerlkada harb sonu plânlarlle meşgul olan Elektrik cihazları toptancılar birliği komitesi tarafından yapılmıştır
Son 2-3 sene zarfında mevcut elektrik cihazları halka elverişli almadığı İçin, günden güne azaimnkta-dıy. Tabii ihtiyaçlar da İlâve «ditecek olursa, harb sonunda büyük bir mü* bayaa kudr^-'u bns şÜDhe edilemez
Created by free version of 2PDF
lıklara karşı muafiyet elde ttıoek için ö aşı serisine başlamıştır. Artiste evvelâ kolera, sonra san humma, tifüs ve nihayet tifo ve tetanos aşılan yapılacaktır.
Artistin, Ünlversal stüdyolarında çevrilen «Daima mütevaa ol. İsimli fillmlndeki rolünü sekteye uğratmamak kin. bu aşılar kendisine yalnız haftada bir defa yapılıyor. Amerikan ordusu da mis OTiriscoll’a, haşerattan muhafaza için eldiven, uçuş elbisesi ve tam askeri elbise gibi hususi giyim eşyası verecektir.
Mis O'Drlscoü bundan evvel yaptığı Atecutlennûj turnesinde o kadar büyük soğuklarla karşılaşmıştı kİ, kendisi bu sefer gideceği yerin daha mutedil olacağını ümit ediyor. â I B |
NACÎ KALMUKOĞLU
RESİM SERGİSİ
Bir artist, deniz aşırı seyahatine çıkacak
BLr deniz aşırı turnesine hazırlanan sanatkâr Martha O’DrLscoll, hasta-
10 Mart cumartesi - 20 Mart pazar, Her gün saat 10 dan 21 e kadar.
Beyoğlu G. E. N- Kitap sarayında İstiklâl caddesi Parmak-kapı.
■
Bugün TAKSİM SİNEMASINDA
Müthiş, müessir ve çok hareketli bir harp filmi olan
Atlantik Muharebesi
Şaheserini mutlaka görünüz.
Hail harpte Atlantikte donanmanın moruz kaldığı tehlike... Tayyareler tarafından atılan Denizaltılar.. Her dalga ve her bulut ölüm saçıyor... Ve sair fevkalâde sahneler göreceksiniz.
V
Dört perdelik piyes YAZANLAR;
Vâiâ Nureddin Vâ - Nû VE
Nihai Karamağaralı Bu salı günü Şehir Tiyatrosu Dram kıanmda başlıyor.
I I
YENİ YAYIN
Hastanede bulunan askerleri eğlendirmek Metro Goldvyn Maytr'ln artiut ve muganniyelerinden Glnny Sims, bu son günler 60 belediye reisine mektup yazarak, bu mıntakaiar dahilinde bulunan askeri hastanelerde eğlenceler tertlbetmek için yardim istemiştir. Hasta ve yaralıların ıstıraplarını gidermek için artistin hasırladığı plânın İsmi ..Onları unutmayalım» dır.
Mis Sima yazdığı mektuplarda, belediye reislerinin artistleri Seçecek otan komitelerin başkanlığını üzerle-1
Bugün ELHAMRA Sinemasında"
YERALTI ESRARI
Tür Ue Sözlü ■
JOHN HUBBARD — VIRGİNİA OREY — LLOYD CCRRİGAN
Amerlkada mihverdlerin entrikaları.. Harb gayretlerine karşı çalışan hainlerle miıthlş mücadele.. Yekdiğerini taklbeden esrarengiz cinayetler. meraklı ve korkunç hâdiseler., Fevkalâde bir film
Bugün seanslar 10,30 da boşlar. MMBBBMBMİ
EMİNÖNÜ HALEEVİNDE
TİYATRO ŞENLİĞİNİN
Son gecesi
BBS TtîATROSÜ
YALPA
Büyük Operet 3 perde. Tam kadro ile Yerlerinizi evvelden temin ediniz. Her tarafa vesait vardır.
■VMM 12 Mâlt Pazartesi saat 21 de Tek 23340 MHMS
CENNETİN ANAHTARLAKi
A, J. Cronln bu şaheserinde dünya, edebiyatı içinde orııek olarak kalacak bir tip yaratmıştır. İnsan ruhunun en derinliklerine kadar nüfuz eden ou kitap lisanımıza Rezzan A. £. Yalman taralından İngilizce aslından ve kısaltılmadan akıcı bir üslupla muvaffakiyetle çevrilmiştir Bu nelis roman temiz bir baskı ve güzel pir kapakla Arif Bola! Kitabevi tarafından neşredilmiş ve satışa çıkarılmıştır. Fiatı 3 liradır, okuyucularımızın bu eseri okumalarını tavsiye ederiz.
VAZGEÇEMEDİĞİM
Tanınmış eCnç şairlerden Jrnan Veli, son yazdığı şiirleri «Vazgeçemediğim» acü altında bir kitap halinde neşretmiştlr. İçinde anılmıştan baş. ka bir şiir havası esen, kapağı pr«n-, ’ ses Fahrünnisa ?.eyd ve şiirleri ressam Bedri Rahmi Eyuptğlu tarafın] dan resimlendirilmiş olan bu orijinal eser Marmara Kltabevinde basılmıştır. Fiat! 75 kuruştur
POLONYA
Polonyumu OsmanlI İmparatorluğu ile münasebetlerinden bavlıyarak İkinci dünya harbindeki mağlubiyetine ve Kırım konferansındaki kavrarlara kadar durumunu. PolonyalI' larm turlu cephelerdeki savaşlarını, mücadelelerini etraflı surette izah eden bu eser Sabih Alaçam ve E D. Derviş tarafından yazılmıştır. ölmez Eserler Yayınevi neşriyatındandir. Fiat! Ik! liradır.
HEP BU TOPRAKTAN
Adil olgun fikir ve sanat dergisinin 5 İne! sayısı da çıknıişlr. Bu sayıda bilhassa Vedat Nedim Tor un, Yarinki Dünya Üzerinde Düşünceler ve Kalkınma Endüstrisi, Turizm adlı İKİ etüdü, Fallh Rıfki Atay'rn Bu Toprağın Dili. Mesut Cemil Telin Musiki Davamızda bir Hesaplaşma, Nlhad Eyriboz'un, Plânsız Köycülük Yerine Plânlı Köycülük, İsmail Hils-rev T^kln'ln Ekonominin Tanzimi Hakkında, Haşan Hâlzt lşıkpınar uı .Makineleşen Dünyada Biz. Bedl Ar-| berin Ahmet Haşim, öabrl Oran'ın Milli Mimarımız Nasıl Olmalıdır? adlı yazıları, Samlm Koeagoz’ün Gaip Aranıyor adlı hikâyesi, Şükrü Enis, Nedinı Çapman, Sabahaddln Tahsin, Bülent Ecevlt-, Haşan Şimşek'ln şiirleri büyük alâka ve zevkle okunmaktadır. Bu zengin dergiyi okurlarımda tavsiye ederiz.
ŞEHİR rlYATKOSÜ
Saat 2030 da
Dram Kısmında
SAVLA KAHTAL1
Komeaı aı uunde MİLYONER DAMAT pazar günü 15 30 da matine
HAFTA KONUŞMASI
1 ANlMADlC.lMiZ MEŞHURLAR
Rahibelerle dolu trende
üzerler
heyecanlı bir seyahat
Yarın
efendi gülümsedi sorulur mu?..
oluyor-gözlerl-
papaziarı, çıkarıyor. Paris’ten ediyor.
Übeydullah'a: Tarablusgarb'a
7.30 Müzik
Mitalk .
dunııızu çalıştıralım), 12.30 Şarkılar,
12.45 Haberler. 13.00 Salon orkestrası.
Batı cephesinde lngilizletin efrat naklinde kullandıkları bucka tipi tanklar
Batı Almanyada müttefikler tarafından raptedilen Basuicher şehıinde mevcut kömür havzası fabrikalarında Alman işçileri müttefikler hesabına çalışıyorlar
££ itti mİ?
Yazık ki hayır! Biten, ahbap tipleri değil, konuşmamıza ayrılmış olan tiç sütundur. O sebepledir kİ gene aynı meseleye dönmek, devam etmek lâzım gelecek: yahut gelmlyecek. Zira okuyucularım geri kalan tipleri zihinlerinden kendileri geçirebilirler ve kötü, fena huylu, ahlâksız olmamakla beraber, hattâ seviştiğimiz halde bazı dostlarımızın bizi epeyce üzdüklerini muhakkak kabul ederler
Ama ne yapalım kİ Ahmet paşanın yâr hakkında dediğini ahbap için de doğru buluruz: Yârsa kalmış cihanda aybsız yâr Istlyen
Refik Halid Karay
dostuna dünyayı zindan edene denir. Öylesi meselâ ya aspirine şiddetlç düşmandır, ağrıdan başı çatlasa bir tabletini yutmaz; yahut aspirin düşkünüdür, karabiberden akarsa »aman, nezle oluyorum, bir aspirin yok mtı?» diye çırpınır. Cebinden çıkarıp yutması hitimali daha çoktur. Yanında taşıdığı alkolle ikide bir ellerini yıkaması, kulaklarına pamuk tıkaması, grip düşünce-sile burun deliklerine mantollu kremler sürmesi, yün yeleğini bir çıkarıp eline alması, sonra tekrar giymesi gibi halleri de neşenizi kaçırmağa yetişir.
Bir dost ahlâkça iyi olabilir de gene sizi Üzer.
Öylesini sevmez misiniz? Seversiniz! İşiniz düşerse kendisinden bir yardım bekllyebilir misiniz? Beklersiniz! Kuyunuzu khzmıyacağıua güvenir misiniz? Nayhay! Şu var ki bu ahbap bazı huylan bakımından üzücü yaradılıştadır. Zevk verir, zarar vermez de üzer.
Nasıl ve neden?
Hcp.miz ahbaplarımızı şöyle bir gözden geçirir, düşünürsek yukarıdaki «oraların cevaplarını kendimizden verebiliriz. Fakat »izi bu zahmete sokmamak, için — umumi mahiyette olarak — beş. altı öm ği ben şırahyaca-ğım Dostlarınız arasında onlara b'nzeyenlerden birine, bir kaçına. belki de hepslnp. hattâ daha oe^ka çeşitlerin» raslıyacağımza ştinhem yok.
Meselâ bir dostunuz — İyidir, güzeldir, hoştur ama — «otoriter. dlr; yani - mütehakklmn, İtiraz kabul etmez, kendinden baş-kerını dinlemez, dilediğinden vazgeçmez, kimseye uymaz vc avuca herkesten uysallık bekler cinsinden... .
Peki, öyle bir adam neler yapar da sizi üzer0 İsin derinine d-'^^dan en «ade tarafi’e anlat
mak için söylüyorum: Meselâ beraberce filim seyrine gitmek istediniz... İki geçeli Beyoğlu sinemalarından birine dosdoğru, fikrinizi sormadan dalıverlr. O aklına bir harb şeridi görmeği koymuştur; siz şarkılı çalgılı hafif bîr filimle zihin, dinlendirmek arzusundasuuz. Bu ihtimali aklından geçirmez •. itiraz kılıklı bir şeyler söylerseniz — terbiyeli ise — «hele bu seferlik onu seyredelim de...» kabilinden yalancı. fakat gönül alıcı valilerle sizi İçeriye sokar. Ama yukarı kat balkona. hazettiğiniz yere çıkarmaz; alt kata girer, ancak alt katta oturabileceğini ileri sürer. Terbiyesizse «eh, ayrılalım» i
iyidirler amma
macera..
Bu kıyafet m«sel«ııintn bir de hikâyesi vardır.
Lşl görecekti. Arapça bilir, da alacaktı.
Rahmi bey
— Benimle misin?,, dedi.
Übeydullah
— Böyle şey macera olsun...
Hemen hazırlıklar başladı. Tarab-lus'a bir an evvel gidilecek orada çalışılacaktı. tkl arkadaş trenle İstanbul'dan Paris'e gittiler, übeydullahl efendi Paris'te hastalandı. Nihayet oradan Marsilya'ya indiler. Marsilya’ dan vapurla Tunus'a geldiler. Buradan Tarablusgarb'a gidecekler!..
Rahmi bey otelde tıraş oluyor, yıkanıyor, sokağa çıkıyor. BİT de bakıyor kİ karşıdan kilot pantalonlu, kasketli bir ecnebi gelmekte... Yaklaştıkları zaman bu ecnebi kendisine selâm veriyor!.. Kim acaba?.. Übeyci ula h efenolı... Sarığı, cübbeyi atmış bir Amerikalı seyyah haline girmiş. Rahmi bey.
— Aman Übeydullah... diyor, asıl sarıklı olacağın ıaman şimdi... Giy şu sarigi!..
Bundan anlaşılıyor ki Übeydullah efendi kıyafet değiştirmece bilhassa ekzantrik kılıklara girmeğe meftundur.
Onun Tarablusgarb seyahati pek maceralıdır. Hayvan bulamadıkları İçin biraz gecikiyorlar. Tunus'tan Tarablus'a gelmeden Fethi bey [eski Londra seflril daha evvel gelip teşkilâta başlamıştı, tkl arkadaş kâh atların, kâh merkeplerin üstünde uzun bir yolculuk yapmışlardı.
Nihayet büyük yorgunluklardan sonra Zevvare denilen bir yerde, bir kışlaya İniyorlar. Buruda yatıp uyuyacaklar. Adeta bitkin bir haldeler... Tam bu esnada telâşlı bir zabit geliyor ve onlara:
— Derhal kışlayı terkedlnlz. Limana düşman gmllerl geldi Şimdi haber aldık. Burayı bombardıman edecekleri.. Sizi daha çukur bir yere götürelim!.. diyor.
Übeydullah efendi yûtWtı yerden Rahmi beye:
— O kadar yorgunum kİ tepeme gülle yağsa yerimden bir santim kı-mıldayamam!.. SI?, gidini., cevabını verlyor.
Rahml bey ne kadar ısrar etse kalkmıyor Nihayet zabit yalnız Rah-
Diinyada nasibin sitemi! cevr ise ey dil Ahbabın içler anı da a'daya ne hacet Diye yanılıp yakılmaktan kendini alamamıştır. Nabî de şöyle söyler:
Sitem hep aşinalardan gelür bigâneden gelmez
Hepsi de doğrudur. Hem iyi ahbap seçmek, hem de izzet Mollanın şu:
Kendi ahbabın bilmedir ancak hüner
Tavsiyesine uyarak ahbabın1, bilmek lâzım geldiği gibi ahbaptan çok zarar görülebileceğini kabul etmek de münasip olur. Bunlar belli ve olağan şeylerdir Fakat eski kitapların, belki de yenilerinin ahbap bahsi üzerinde fazla durmadıkları, hattâ do-kunmadıklan bir cihet vardır ki İşte benim bu konuşmamda dilim döndüğü kadar anlatmağa çalışacağım mesele odur.
Kitaplar ahlâklı dost seçmek öğütlerde doludur. Fakat ahbap vardır ki hiç de ahlâksız olmadığı ve bir çok yüksek meziyetleri bulunduğu halde bazt zararsız huylarından dolayı sizi üzer. Bu üzücü tiplerden bir kaçının kısaca tarifini veriyorum. Üst tarafını ahbaplarınıza zihninizde bir geçit yaptırarak kendiniz tam amlıyabilir siniz
İngiliz kızının bayıldığı gözler — Übeydullah’ın pek kızdığı bir cümle ■— Tarablusgarpta maceralı bir seyahat — Bu Amerikalı da kimdir? — «Derhal burayı ter kedi niz, biraz sonra bombardıman başlıyacak!.» — Güzel rahibe ile bir din münakaşası..
Bu cevaptan sonra Übeydullah efendinin gözlerinin güzelliğine karşı olan itimadı daha 2İyade fazlalaşmıştır.
Kendisinin en büyük merakı, sevdiği arkadaşlarla münakaşa etmekti. Onu ftvkaiâde seven dostları İse B. Übeydullah? coşturmağa bayılırlardı Güzellik meselesine pek ehemmiyet verdiğini bildikleri için daima bu bahse dokunurlardı Bilhassa Mal-tada sürgünde iken. Meselâ burada Ahmet paşa [Enver paşanın babasıl müezzinlik ve B Übeydullah da imamlık ederdi
B. ÜbeyduUah'la çok uzun zaman arkadaşlığı olan ve onu son derecede seven eski İzmir valisi B. Rahmi kendirim* şöyle takılırdı:
— Übeydullah İnsan bu sürgünde yatağından kalkınca şöyle eli yüzü düzgün bir kimse görmek İster. Halbuki sen zaten çirkinsin.. Bir ı’e o sesinle. gözlerini de süzmüyor musun MMbiitün şah İken şahmeran sun.. Allah aşkına şu kopça nl süzme,.
İşte Übeydullahl çileden söz bu idi
Bunuo üzerine hemen Rahmi beye döner:
— Benim gözlerime mİ söylüyorsun?.. diye sorardı.
Rahmi bey:
— Tabii senin gözlerine!., diyince O bu sefer de gözlerin! İşaret ederdi:
— Bu gözlere ha?.. İngiliz kızının uğrunda yanıp tutuştuğu bu gözlere dil uzatıyorsun öyle mİ?..
B. Rahmi İle arkadaşı B. Salâh Clmcoz Übeydullah efendiye bu sözü söyletmek İstedikleri İçin keyifli keyifli gülerlerdi...
B. Übeydullah bir zaman Malta' dan arkadaşlarından ayırtılarak, İstanbul'a gönderilmişti- Bütün Malta sürgünlerinin evlerine giderek kilelerine haber götürüyordu. B. Übey-dullah'ın ziyaret ettiği B. Rahminin sayın zevcesi sordu:
— Übeydullah **fondl.. Malta nasıl?.. Rahat mı idinle bari?.,
Übeydullah efendi hemen cevap verdi:
— Vallahi hanım efendi, hem Malta, hem Rahmi bey ıkla! bir arada çekilmiyor!..
Übeydullah efendi çok sevdiklerine bu kadar takılırdı. Onların da kendisine takılmalarından hem şikâyet eder, hem de bundan son derecede hoşlan irdi.
Tuvaletine çok düşkündü. Sabah kalkınca saçlarını dakikalarca tarar, fırçalardı. Kıyafetine İse fevkalâde ehemmiyet verirdi.
Sangının falyasının tam orta yere gelmemesi İçin ne kadar İtina ederdi. Ekzantrik kıyafetlere bayılırdı. Bilhassa kıyafet değiştirmesini pek severdi. Maşlahlarını Efganlstandan ve Hintli'tan'dan getirtmişti.
Tarablusgarpta bîr
Bugünkü program
13.00 Dans orkestrası, 18.46 Şarkılar. 19.00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Salon orkestrası, 20.15 Pazar Gazetesi, 20.30 Fasıl, 21,00 Spor saati, 21.15 Semai ve şarkılar, 21.35 Müzik, 22.00 Müzik (pl.l. 22.45 Ha-
Bombalar sanki B. Übeydullahl takibediyoriardı, o nereye kaçsa arkasından gülleler yetişiyordu
I arp şîhn q
mi beyi alıyor, gidiyor. (Q
Biraz sonra limandan kışlayı son derecede şiddetli bir bombardıman Jr başlıyor. Güllelerden biri düşer duş-U mez öteki havada beliriyor.- Acaba Übeydulah efendinin hali ne oldu?. Kendisine adam koşturuluyor. Rahmi bey postanede bekliyor. Übeydullah efendi gülleler arasında postaneye geliyor. Bu «fer — sanki gülleler onu taklbedlyormuş gibi — postane binası ve etrafı bombardıman edilmeğe boşlanıyor!..
übeydullah efendi nereye gelirse, gülleler arkasından... Güya birisi muziplik yapıyor Fakat mesele basit.. Vapurlar evvelâ kışlayı bombardıman ediyorlar, sonra da üzerinde bayrak dalgalanan postane binasını... Halbuki Übeydullah efendi kışladan çıkıyor, postaneye geliyor
Übeydullah efendi hayatında maceraları değil, çok defa maceralar B. Übeydullah'ı taklbetmlştlr
Bir rahibeye âşık!..
Übeydullah’ın hayatında tek beğendiği kadın Mis Meysin değildir. Übeydullah'm ömrü günü seyahatte geçtiği Uçn dalma bu kabil gönül maceralarım o esnada bulurdu.
Meselâ bir tren seyahatinde de son derecede güzel ve genç bir rahibeye meftun olmuştu. Hattâ B Übeydullah bunu kaleme bile almıştır
Hâdise şudur:
K lemanso hükümet i frerlerl, sörlerl Fransa'dan Rahibelerle dolu bir tren Londra'ya doğru hareket .
Übeydullah da bunun içindedir. Yine başında macera hava'i esmiştir. Dolaşıyor. Rahibeler arasında biri pek dikkatini çekiyor Bir İnsanin bu derece güzel olabileceğin? şaşıyor Bütün frerler bu güzel rahibeye hizmet etmektedirler. B. Übeydullah’ın kıyafeti onların dikkatini çekiyor Bir din aelamt zannediyorlar Ahbap oluyorlar Güael rahibe kızla Übeydullah alabildiğine bir din münakaşasına başlıyor. B. Übeydullah genç kıza dalma «Güzel kızc diye hitap ettiği için rahibe bir aralık şövle soruyor:
— Benimle konuşurken «Hemşire» denileceğini bilmiyor musunuz?
Übeyduilah cevap veriyor:
— Biliyorum amma. Dilim varmıyor!..
Münakaşa, münakaşa, münakaşa... Öteki rahibeler kızıyorlar. Fakat gen® rahibe bu bam başka erkeği, bu orijinal İnsanı pek beğeniyor. Hattâ ayrılırken Übeydullah rahibenin elini öpüyor.
Görülüyor kl Übeydullah efendi kadın, gönül, beğenme meselelerinde bile eksantriktir.
HİKMET FERİDUN ES
Bunun bir de her işe hikmet sokanı, her hareketini bir bilgiye dayayanı, ukalâsı vardır.
Niçin alt katta oturmak lâzım geldiğinin sebebini anlatır, meselâ: «Kirli hava yukarı dolar (• diye başlar, oksijenden, idrojeû-den tutturur, baikonunki de-da-hil bütün ten?ffüs cihazları 1 e nefeslenme teşkilâtına kadar uzun bir konferans verir. Yahut tutar, Viyanada, San Fransisko-da, Yokoh amada gördüğü bir sinema binasının en ince ayrıntılarını bile unutmadan havalanma mekanizmasını cebinden çıkardığı sigara paketinin arkasına çizer.
Otoriteri gibi bu, çok gezmiş, çok görmüş, çok şey öğrenmiş ve gezip gördüklerile öğrendiklerini tekrarlama illetine tutulmuş ahbap da üzücüdür, sersemletici-dir. Yanında bulunduğunuz sırada bir bahis açılıp da anlatma krizinin başlaması ihtimali İçinizi kurt gibi yer. Hele eskileri ısıtıp ısıtıp yeniden ortaya koymasından' âdeta korkarsınız.
Bu iki cins ahbap — yanı otoriter ve bilgiç tipler dışında — »sıhhiyeci» diyebileceğimiz bir nevini daha tanırız ki o dahi az sıkıcı ve üzücü değildir. Sıhhiyeci, havası bozuk diye sinemaya girmez ve temiz hava almak lâzım olduğu bahanesile odada pencereyi açık tutar. Yemeğe çağırırsınız. ete el sürmez; rendelenmiş havuç, sirke konmamış salata ister. Beraberce bir yere gitmek icabedince tramvaya, taksiye bindiremezsiniz. yürür. Hattâ Beyoğluna bile Yüksek-kaldırımdan çıkmaya can atar. O tipin en üzücüsü sıhhiyeciliğine ek. bir de nasihatçl olanıdır; yani etin yararından, çlv zerzevatın faydasından tutturarak etrafa sıhhî öğütler dağıtanı...
Ama daha üzücü ahbap «vehimlin sidir. Vehimli dediğim adam sinemada yangın, ziyafette mide fesadı, açık havada soğuk alma, lodosta terleme, vapur güvertesinde zatürrieye tutulma, güneşte fazla ültravioleden hastalanma korkuslle. 'daha doğrusu vehmile kendisine ve biraz da
D aşka bir türlüsü, saydığım D şu dört tipten daha fazla keyif kaçırıyor: «Meraklı» sı.. Meraklı sıfatından Fransızca «manyak - maniaque» tâbirinin doktorcasmı değil de halk ağzı mânasını m urad ediyorum.
Manyak ahbap bir takım acayip âdetlere bağlı olanıdır. Meselâ saatle hareket eder; öğleye kadar yataktan çıkaramazsınız: ikiden önce yemeğini yemez; taş çatlasa Bevkoza, yahut Kınaltada ya gitmez! Her gün beşte
— belli bir yoidan ayrılmamak, meselâ Harbiye İle Taksim arasından sağu sola sapmamak şar-tiie — tek başına yürüyüş yapar; yedide evine girer. ılık duşun altına girer, yirmi dakika, ayaklan yükseğe kalkmış bir vaziyet a'arak divanda dinlenir. Ama o divan olmaz da yan taraftaki koltuğa yatmak zorunda ka'ırsa aklına heyheyler gelir!
Meraklıyı sofrada ortaya, yahut kapıdan girince sola rasla-van. yahut ta sokakla bir hizaya düsen tarafa oturtmak imkânı yoktur. Çok tuhaf şeyleri h?sa-beder: Meşelâ okulların boşandığı saatlerde onu sokağa çıkaramazsınız. Misafirlikte gece kalmaz, vapur yoksa kayık bulur. motor tutar, kilometlerce yayan yürüyüp dağlar aşmağı göze alır da evindeki yatağından başkasında uyumağa katlanamaz! Bu dost o hallerile size daima bir yüktür, en aşağı üzüntü sebebidir.
ÎM cins ahbap daha bilirim kİ
— kendi hesabıma söylüyorum — pek can sıkıcı bulurum: Durma-macasına mesleğinden bahseden ve ara vermeden proje yapan... Birincisi meselâ edebiyatçı veya öğretmendir: döndürür, dolaştırır, sözü edebiyat ve öğretim İşlerine döker. Bir ziyafet masasında, kadınlı bir toplantıda, bir eğlence yerinde bile! Pro-jeel ise ne malî durumuna, ne dünya vaziyetine uymıyan bir sürü yeni fikirlerle hem kendi kafasını, hem de sizinkini yoran bir ahbaptır. Limon fidanına kayısı aşılayıp bir cins emsalsiz meyva yetiştirmekten tutunuz bacaları birleştirip yeraltı yolla-rile denizin dibine göndererek yoketmeğe kadar!
Hususî projeleri de çoktur: Harb biter bitmez Niffe yerleşmek veya Senegalde fil dişi ticaretine girişmek, zemzem suyunu istorilize edip-ağızlarına emzikli mantar geçirilmiş şişelerle Cava Müslümanların», satmak gibi!
Hasis ve müsrif ahbabı da üzücüler listesine katmak gerektir.
sabahki program
(pl.l. 7.45 Haberler. 8.00 8 23 Spor saati (VİİCU-
Sohife 6
AKŞAM
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
Opera merakı !..
Paravan» gibi bölme bölme aynaların önündeki küçük tuvalet sandalyesine, şişman viıcudile oturmuştu. Alçak masanın üstünde büyük bir şişe kalabalığı göze çarpıyordu. Şekil şekil, gayet acayip biçimli şişelerden etrafa ağır ve baygın kokulur yükselmekte idi. Pudralıklar, küçük kutular, tıknaz ve bodur krem kavanozları...
Saçları beyaza yakın .sarıya boyanmış olan alabildiğine şişman kadın henüz gömlekle idi. İri ve çıplok kollarının bileklerinde tangırtılı bilezikler, altını gayet kalın etrafı pırlanta leblebilerle çevrilmiş kol saati vardı. Şişmanlığı konsasına her taraftan isjjan etmişti. Oturduğu yerden hizmetçiye seslendi:
— Kız gel... Şu kor samı biraz daha sık!..
Evin içinde kırmızı İskarpinle gezen ve kendisinde daha ziyade bir kantocu kız şıklığı olan hizmetçi gülümsl-yerek koştu. Yeni zenginin karısının korsasmın sıkıştırılmasına yardım etti. Eundan sonra onu giydirdi, Gümüş rengi tilkiden pelerini getirdi, bunları giyen kadın mantar ayak-yabılannın üstünde odadan çıktı ve merdiven başında bağırmağa başladı:
— Bey. Ayol bey!.. Huuuur., Yalınını !„
Birdenbire asrı bir kadınm böyle ■ Huuuutı ayol!.» diye bağırmasının doğru olmadığını hatırladı. Sinemada işitip de bellediği gibi Frenkçe haykırmağa başladı:
- Şerl!.. Şerlliii... şevi...
Fakat kocası hâlâ işitmiyordu, devam etti:
— Şerl!.. Huuu Şeri.. Şerl yahuuu.. Hay Seriler götürsün seni emi herif?.. Ayol Seri diyorum işitmiyor musun?., şeriiil...
Merdiven başından çatlak bir ses buna cevap verdi:
— A hatun ne bağırıp duruyordun?.. Söylesene!..
— Üstüme İyilik sağlık... Deminden beri burada «Şerli» diye gırtlağımı yırtıyorum. Ayol hâlâ hazırlanmadın mı?..
— Hazırlandık,. Hazırlandık... Kör olasıca yakamı takıyorum İşte., Katina gelip şu kıra vatımı bağlasın!..
Katina kırmızı lskarpinlerile, düeto oynamak IçhJ sahneye çıkar gibi merdivenlerde zıplaya zıplaya fırladı. Zira «Hanımefendi» nln işinden ziyade «Beyefendi» nin işine koşmağa bayılırdı.
Biraz sonra erkek de merdivenlerden sallana sallana iniyordu. Artık İşleri tamamlle bitmişti. Sokağa çıkabilirlerdi.
Kadın etrafına bakınarak aordu;
— Her şey tamam mı9..
Erkek cevap verdi:
— Tamam!..
Bunun üzerine «Hanımefendi» hizmetçi kıza:
— Gel öyleyse benimle beraber... diyerek onu salona götürdü. Ve masanın üstünde duran gramofon plâklarını işaret ederek şunları söyledi:
Biz evde yokken bütün bu plâk-çalacaksın... Anladın mı Kati-Şunlar «Opera» parçalan.., Şunlar da yine alafranga parçalar!,. Pencereleri aç!.. Gramofonun sesini fazlalaştır. Alabildiğine çal.. Yeni alafranga plâkları bütün mahalle İşltmeli... An ladin m:?,
Hizmetçi kız cevap verdi:
— Anladım efendim...
— Hele o, «Mof Amorj diye bir kadının Ciyak cıyak bağırıp Frenkçe söylediği plâğı çalmağı katiyen unutma.. Anladın mı?.. Zira o plâk pek ince bir musiki İmiş!..
— Peki çalarım efendim..
— Unutma amma,.. Bak bir daha Söyliyeylm. Pencerelerin hepsi açılacak. Bütün komşular dinliyecek!.. lyte gramofon. İğneleri de burada!..
Katina’ya bunları sıkı sıkı tenbih ettikten sonra kocasına döndü.:
— Şimdi biz de gayet gizil, kimseye görünmeden sokak kapısından çıkmalıyız. Komşular 'bizim gittiğimizi
KUTUP KIZI
AŞK VE MACERE ROMANI
Yazan: Stanley Shaw Çeviren: (Vâ • Nû)
Tefrika No. 21 —.
— Bir yerinizi acıtmadım ya? -diye »ordu.
Jcnsen. ıstıraptan helak olmuştu. Lâkin gülmek takatini kendinde buldu.
— Katiyen, katiyen... Hiç acımadı, dedi.
Hakikatte İse, pek daha çok ıstırap çekmeğe razıydı. Tek genç kız, onun daha yanında olsıın.
Mümkün mertebe rahat bir şekilde yatarak:
— Size bütün kalbimle teşekkür ederini. Siz cidden mükemmel bir doktorsunuz, -dedi.- Kininleriniz, iğneleriniz, pansumanlarınız sayesinde yepyeni bir İnsan haline geldim.
Miss Mallabie. kurnaz kurnaz gü-Iflnıslyerek sordu:
— Her halde Kerrlsonluktan vaz geçecek derecede yeni bir insan ol-mamışsınızdır?.
Bu telmih, tam hedefine vardı. Miss Mallable.’nin kendisine İnanmadığını Jensen anladı. O da lâtife ile cevap verdi:
— Hayır, hayır, o derecede değil.
katiyen farketmcmcll... Bu opernları biz çalıp dinllyoı muşuz, pek ziyade zevk alıyorsunuz gibi olmalı.. D'.ğll 'mi?.
Erkek cevap verdi:
— Öyle karıcığım öyle.. Herkes bizi opera dinliyor bilmeli... Aklımızla bin yaşayalım.
ve bundan sonra yukarı katta gayet ağır bir opera parçası çalınmağa başlarken onlar hiç klsmeye görünmeden bahçenin arka kapısından ookağa çıktılar. Köşeyi döner dönmez hemen bir otomobil çevirdiler, içine atladılar. Yallah!..
Şu kurnacza hareketlerinden ikisi de son derecede memnun gülümsüyorlardı. Bütün emelleri etrafa kibar, ince zevkli görünmekti. Halbuki aksi gibi de komşular kendilerine «sonradan görme!..» adını takmışlardı. İşte onlar da musiki ile kendilerine propaganda yapacaklardı. En İnce havaları, en ağır operaları çalarak nelerden zevk aldıklarını etrafa İlân edeceklerdi. Fakat bunları dinlemeğe tahammül edemiyorlardı. Bunun İçin alafmga plâkları, opera parçalarını kendileri evde bulunmadığı sıralarda' hizmetçi kıza çalcbrtıyorlar ve pencereleri açtırıyorlardı. İyi işitilsin diye!.. Ve bunda da muvaffak oluyorlardı. Nitekim o günü de komşular, karşı ki evlerde oturanlar:
— Gene operalar başladı. Kılıkları kıyafetleri «sonradan görme, insanları andırıyor amma musiki zevkleri pek ileride galiba... Fakat pencere açmaları fena canını... Herkes operalardan hoşlanmaz ki... diyorlardı.
Onlar ise dükkân dükkân dolanarak, kendiler! evde yokken çaldırıp komşuların kafalarını şişirecekleri plâkları. en ağır operaları, yır tınırc asma beğran tenorların, baritonların seslerini seçiyorlar, satın alıyorlardı.
Sonra gene gizil, kimseye görünmeden evlerine giriyorlar ve gramofonu susturuyorlar.
şimdi herkes mahallede onalra «opera meralkılan» diyor. Klâsik musikiden pek Ziyade anlıyorlar mı?! , fBLr yıldız!
Bulma ca
123456188 10
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Biati Anadoluda. bir ilce.
2 — Medhederek - Sorgu.
3 — Bir çalgı ustası.
4 — Toprak - Geri terme.
6 — Tersi tosunun annesidir - Red.
5 — Tersi yapmadır - Tersi eeki değil.
7 — Filim gösteren,
3 — Hataym merkezi - Çok değil.
9 — Dominonu» üç «ayısı - Tersi İsimdir - Fiyaka.
10 — Damla damla ter çıkar.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa ve yukarıdan aşağı: 1 — Sipariş, 2 — İp, Kiremit, 3 — Sinekavı, 4 — Akldeşekeri, 5 — Riney, Rakı. 6 — İreş, Miras, 7 — Şekerlvar, 8 — Makaralar, 9 — Şlvekârane, 10 — Tırıs, Rey.
Miss Mallabie! -dedi.- Yahut Miss Kerrison! Size nasıl hltabedeceğiml bilemiyorum. İsminizin tıpkı benimki gibi olduğunu söylemiştin tat. Halbuki. Biç Dan, size. Mim Mallabie, dedi.
Kız. antiseptik şişesini çantasına koyarken, kuru bir İfade İle:
— Kerrison benim küçük Lsmlmâlr, Tam olarak İsinim. Kerrison Mall»-ble’dir. -diye söylendi.- Dostlarım bana, Kerry derler.
Jensen. şaşalamış:
— Pardon! -dedi.- Aatanaamışım... Ne kadar aptalım.
Bir sükût hüküm sürdü. Bu müddet zarfında genç kız, ocağa odunlar koydu. Azıcık vücudunu ısıtmak tecrübesinde bulunda. Sonra, hastasına döndü. Hüzün İfade c-doa gözlerin! eğerek tereddütle sordtr:
— Yangından biraz evvel kulübede ııeler olup bittiğini bana söyllyeblUr misiniz? Usun zamandır, düşünüyorum. Variyeti kavramak istiyorum. Kendi kendime talimin yürütemedim. Size sormak fırsatını da bulamadım Hatırladığım son vaziyet, Blg Dan’ın
Haşarat öldürücüsü sihirli D. D. T.
Bu madde bit, sivrisinek, tahtakurusu gibi haşerelerin bel kemiklerini felce uğratarak öldürüyor
D. D. T. baş harfleri, hemen hemen renksiz ve kokusuz dayanıklı kristaller şeklinde olan Dlchlorure - Dlp-henyl - Tuchloretane'ı İfade etmektedir.
D. D. T., suda erimemekle beraber Kerasine ve başka birçok madeni yağlar gibi muhtelif eritici mayiler İçinde haliolabilir. Bu midimi olan en kuvvetli haşerat öldürücülerinden biri olup haşeratm cümleyi asabiye-lerlne tesir etmekte, titremeler husule getirmekte ve sonra da felce uğratarak ölümlerine sebebolmaktadır.
D. D. T. çok az miktarda kullanıldığı takdirde bile müessirdir. Toz veya madeni yağ solüsyonları şeklinde de kullanılabildiği gibi evlerimizde zararlara sebebiyet veren, mahsullerimizi ve yiyeceklerimizi mahveden bütün muzır böcekleri ve lekeli humma. malarya ve diğer ağır salgın hastalıkları yayan bitleri, sivrisinekleri ve diğer kan emici haşeratı yok etmektedir.
Gerek harbt kazanmak, gerek harb bittikten sonra dünyanın sıhhi durumunu ıslah etmek bakımından D. D. T-*nln hepimiz İçin büyük bir önemi vardır.
Bu. yeni değildir. Bilâkis 70 seneden beri malûm olduğu gibi bundan birkaç yıl evvel nebatlara zarar veren bazı haşeratı öldürmek hassası. İsviçre’de denenmiştir.
Fakat haşeratın sebebiyet verdiği hastalıklara karşı bir mücadele silâhı olarak kullanılması bakımından kıymeti Amerikan ilim adamları tarafından ancak son 2 yıl zarfında anlaşılmış ve geliştirilmiştir.
Teşebbüs edilen denemelerden alınan sonuçlar, ilkönce askerî sebepler dolayıslle gizli tutulmuştur. Bıı sır, son zamanlarda açığa vurulmuş .'e D. D. T.’nln Napoli'de lekeli humma ve muhtelif harb cephelerinde de malaryaya karşı kullanılmış olduğu bildirilmiştir.
Filhakika Amerikan ordusunun haşerat öldürücü böyle bir maddeye ihtiyacı vardı.
Ordu sıhhiye ofisinin koruyucu tıp servisi, bu maksatla seferber edilmiş birçok Amerikan İlim cemiyetlerinin yardımile bu husustaki araştırmalarına harbden epey zaman evvel başlamıştı f
İyi tertibe dilmiş bir programa göre teşebbüs edilen bu araştırmalar neticesinde silâhlı kuvvetlerde muhtelif haşerat öldürücü maddeler istihsal edilebilmiştir Bunlar arasında: orduda elbise ve teçhlzatır süratle tat-hlrl İçin tütsü olarak kullanılan bro-mut-e de Methyl gazı, bizzat askerlerin bitlere karşı kullandıkları ve M. Y. L. adı verilen hususi bîr toz. erleri sivrisinek ve çöi sineklerinin Isırmalarına karşı himaye eden 3 hususî haşerat öldürücüsü ve Amerikan kıtalarının bütün sıcak mmtakalar harekât sahalarında olgun sivrisinekleri öldürmek için kullandıkları Freon - Pyrethrum bombası vardır.
Fakat pyrethre yetecek kadar istihsal edilemediğinden, başka maddeler araştırılmağa başlanmıştır. Kati surette İşe yaramaz diye o zamana kadar ehemmiyet verllmiyen muhtelif kimyevi müstahzarat yeniden tetkik edilmiş ve bundan sonra Amerika’da tanınmış olan meşhur D. D. T- harb zamanındaki dikkate değer vazifesine başlamıştır.
Ziraat Bakanlığının eksperleri, tetkik ettikleri Gesarol numunelerinde D.D.T. bulmuşlar ve Florida'da Or-lando Antomolojl bürosunda haşerat öldürücüleri hakkında yapılagelmek-te olan tetkiklerde kullanmışlardır.
Elde edilen neticeler, hayret uyandırmıştır. D. D. T.’nln yalnız sinekleri öldürme hassası tesbit edilmiş değil, aynı zamanda çok az miktarda kullanıldığı takdirde bile insan ka-nile beslenen sivrisinek, bit, pire.
sıkmak üzere gırtlağıma sarıldığıdır Sizin de, bize doğru sürünerek gelmek İstediğinizi farkettlm. Derken bayılıvermişlm. Plerrc Qulnt. bana Blg Dan'ın öldüğünü söyledi. Onu siz mİ öldürdünüz?
Jensen:
— Baby öldürdü, -dedi.
Kız, tafsilât ister gibi bakıyordu. Bunun üzerine, detektif, dev cüsseli insanla hayvan arasında cereyan eden o müthiş kavgayı tasvir etti. Kendinin bu İşe nasıl karıştığını atladı.
Miss Mallabie:
— Peki amma, Baby bir köşede bağlı duruyordu. Zincirini mİ kirdi? -diye sordu.
Genç adam, dalgın:
— İhtimâl! dedi.
Kerry Mallabie, muhatabının yüzündeki İfadeyi okumak İstiyordu. Nihayet, düşünceli düşünceli:
— Anlıyamıyorum. -diye mırıldandı-- Plerre QulnVe göre köpeği biri çözmüş. O adam her halde Blg Dan değildir.
Jensen, neşeli bir sesle:
— Madem herşöyi öğrenmek İstiyorsunuz, söyUyeyim öyleyse... Baby-nin zincirini ben çözdüm. Sizin büyük bir tehlike İle karşı karşıya bulunduğunuzu görüyordum. O ejderha gibi herif, gözleri dumanlı, stee saldırıyordu. Bense, size yardım edeml-yecek kadar takatsizdim. Köpeğin
tahtakurusu ve daha başka haşerat üzerine de aynı tesiri yaptığı görülmüştür.
D. D. T.’nln haşeratın cümlelasabl-yeslnl zehirlemek, hattâ bunlardan bazılarını bu maddeyi yutar yutmaz veya onunla temas eder etmez öldürmesi suretile tesir ettiği yapılan tetkiklerden anlaşılmıştır.
Meselâ sivrisinekler D, D. T, solüsyonunu İhtiva eden madeni bir yağla; temas ettikten sonra 20 dakika kadar hiç bir zehirlenme alâmeti göstermezler. Fakat sonra asabileşirler. İntizamsız bir şekilde uçmağa başlarlar, birkaç dakika sonra da uçacak takatları kalmıyarak yere düşer ve birkaç saat İçinde ölürler.
D. D. T. bitlere karşı da çok şiddetli bir zehir teşkil ettiği gibi bazı tesirsiz tozlara karıştırıldığı takdirde bundan evvel Amerikan ordusunda kullanılan M. Y. L. tozundan çok dalı» tesirli bir haşerat öldürücü madde meydana gelmektedir.
Filhakika asker elbiselerinin içine konan M. Y. L. tozu, erleri bir hafta kadar koruyabilmekte İdi. halbuki D. D. T. esasına dayanan tozun tat-blkile aynı tesir bir aydan fazla sürmektedir.
İnsanların emniyeti için oldukça yüksek dozda D. D. T. İle yapılan İlk denemeler, az cok telâş uyandırmıştır. Filhakika nispeten mühim miktarda yüksek dozda D. D T. yutan kobay, tavşan ve diğer lâboratuvar hayvanları asabileşmişler, İhtilâca uğramışlar veya yuttukları miktar fazlaca İse ölmüşlerdir. Bundan dolayı miktar tâyin! için yeni denemeler yapılmıştır.
İlkönce, bitlere karşı kullanılan D. D. T. tozunun hiç bir mahzuru olmadan insan cildine de tatbik edilebileceği anlaşılmış, fakat bunu tehlikesiz olarak başka birçok şeylerde de kullanmanın çaresi, epey sonra bulunmuştur.
J İcabeitiği gibi eritilmiş D. D. T.’nln
' madeni yağlara karıştırılarak tehlikesizce püskü rtûlebileceğlnl, sivrisinek sürfelerini mahvetmek için az miktarda kullanılmak şartile içindeki balıkları öldürmeden suyp katılabileceğini artık biliyoruz. Bununla beraber D. D. T.’nln diğer bütün haşerat öldürücüleri gibi şiddetli bir zehir olduğunu ve bu itibarla makul bir surette kullanılması lâzım geldiğini dalma hatırlamak gerektir D D. T., içilmemeli ve bu maddeyi ihtiva eden bütün madeni yağ mahlûl-leri cilde tatbik olunmamalıdır
Kesin emniyet tecrübelerinden alınan sonuçlar. 1943 de açığa vurulur vurulmaz Amerikan ordu ve bahriye-sllc diğer Birleşmiş Mllletierip İhtiyaçlarını karşılamak üzere muazzam miktarda D. D. T. talebedilmeğe başlanmıştır.
Şimdiki harbin bir numaralı tehlikesi, hiç şüphesiz, sıcak bölgelerin bütün harekât sahalarında ciddi bir mesele teşkil eden malaryadır. Sıcak bölgelere mahsus olmayıp haşerat vasıtaslle bulaşan ve harbin başından beri bilhassa dikkati çekmiş olan { ekzotik diğer bir hastalık da lekeli I hummadır.
Müttefik orduları. D. D. T. sayesinde lekeli hummayı yenmişlerdir.
I Açlık ve sefaletin yanıbaşmda yürüyen bu âmanşız arkadaşı, tarihte ilk defa olarak harb felâketlerinin meşum şampiyonluğunu kaybetmiştir.
Ordu korunma tıp servisi, bütün cephelerde muannit malaryaya karşı çetin bir mücadele açmıştır. Bundan evvel malarya, lekeli humma gibi muhtelif bölgelerde ve ayrı ayrı şekillerde harble beraber gelen felâketlerden biri idi,
Lekeli humma, soğuk ve mutedil ! iklimleri tercih eder ve meydana çık-i mak İçin halkın felâket ve -mahrumiyetler yüzünden zayıf düşmesini
yanma yuvarlanarak yaklaştım. Onu çözdüm. Elimden bu kadarı geldi. Tabii pek ehemmiyetsiz bir şey.
Esrarengiz kız:
— Siz buna ehemmiyetsiz mi diyorsunuz? -diye haykırdı.- Yaptığınız hareketle benim hayatımı kurtardınız. Şayet, o, iğrenç maceracı arzu ettiği şekilde beni kendine oyuncak etseydi, bu tahkire tahammül edemez, yaşıyanıazdun. Siz bunu nasıl olur da küçük iş sayarsınız?
Bir sükût oldu. Jensen’ln cevap vermediğini görünce, kız:
— Siz İyi kalbll, pek İyi kalbll bir İnsansınız! — dedi. — Size «dostum» olduğunuzu söylemekle hata etmemişim.
Bulunduğu yerden kalktı; hastasının kürklerini düzeltti.
— şimdi artık uyumaksınız! — dedi. — Yarınki yolculuğumuz pek yorucu olacak. Meşakkate dayanabilmek için gayet kuvvetli olmalısınız. Yarın, Plerre Quiafin hazırlıyacağı lezzetli yemeklerden bol bol yiyebil-m elisiniz.
Kürkü hastasının omuzlarına sıkıştırırken. eli onun çenesine değdi.
— Allah rahatlık versin, dostum. Güzel rüyalar görünüz.
Jensen, yeniden endişeye kapıldı. Kerry Mallable'nin son jesti, İhtimal tesadüfiydi, ihtimal bir anne şefkatine ben2İyen tabii bir hareketttL
Lâkin gen; kız, Blg Dan’ı çantasını
_________________________11 Mart 194S
Kuzey buz denizine diişeu Müttefik tayyareciler
Birleşik Amerikada bu tayyarecileri kurtarmak için teşkilât kuruldu
Birleşik Amerikada, kuzey buz denizine düşen tayyarecileri kurtarmak Jçin bir teşkilât kurulmuş ve bu teşkilât» Esserllnger namında biri memur edilmiştir. Esserllnger, asker olmazdan evvel Minnesota eyaletinin kuzey ormanlarında avcılık yapanlara kılavuzluk ediyor ve köpekler yetiştiriyordu.
1943 senesinde, Birleşik Amerika ordusu, faal hizmetlerde kullanmak üzere köpek ve köpek yetiştiriciler istemiş. Bunun üzerine Esserllng, köpekleriyle beraber ordu hizmetine alınmış, fakat bir müddet sonra orduya mensup hava kuvvetlerinin 1380 inci üssüne gitmek emrini almıştır.
Kanada hududuna ancak 20 kilometre mesafede Maine eyaletinin kuzey ucunda kâin bu şube, uzak ku-' zeyde düşen tayyarecileri araştırmak ve İmdatlarına yetişmek için hususi surette teçhiz edilmiştir.
Bu şubenin, mensupları, yardım vazifelerini yapmak üzere henüz ayak basılmamış ormanların ortalarına. Bafflnland'm geniş ve hemen hemen ı ıssız bölgelerine, Groenland’ın buz tutmuş burunlarına ve Labrado.'un yabani dağlarına kadar yollanmaktadırlar.
New-England’ın tanınmış bir İş adamı ve sporcusu olan yüzbaşı Wll-liam Shearer'ln İdaresi altında bir sene sûren çalışmalarından sonra ve köpekleri terbiyede ihtisas kesbeimiş
bekler. İşte o zaman hastalığı nakleden bit, sefalet içindekilere ve zayıf bünyelilere saldırır.
Buna mukabil malarya, sıcak ve rutubetli bölgelere mahsus bir hastalık olup bul aştır ıcısı olan sivrisinek vasıtaslle kuvvetli veya zayıf bütün “İnsanlara doğrudan doğruya taarruza geçer.
D. D. T.’nln sivrisinek 'sürfelerine karşı yapılan mücadelede de çok müessir olduğu görülmüş ve eski usullerin yerine konulmuştur. Bu madde solüsyonunu İhtiva eden petrol, bir su birikintisinin veya bir gölün kenarına döküldüğü zaman suyun bütün sathında süratle yayılır ve sivrisinek sürfelerinin hepsini öidürür. Mazot ve motorin yağına 5 nispetinde katılan 500 gram D. D. T., yüzölçümü iki hektar kadar olan bir suyu tasfiyeye kâfidir
D. D. T. katılmış olan sularda yüzen bir ördeğin kanatlarının üzerinde bu maddeden, başka bir su birikintisinin içinde bulunan sivrisinek sürfelerini öldürmeğe yeter miktarda nakletmiş olması misal olarak zikredilmektedir.
Fakat D. D. T.’nln en çok dikkate değer kullanış tarzı, ulaşılması zor geniş bölgelerdeki sivrisinekleri İmha için uçaklar tarafından duman şeklinde savrulmasıdır.
Az süratli uçaklarla yapılan ilk denemeler. mükemmel neticeler vermiş ve bu maddenin savrulduğu bölgelerdeki bütün olgun sivrisinekler ve sürfeleri mahvolmuştur.
D D. T., evlerdeki sinekleri, tahta-kurularını, karıncalan ‘ve Amerlka-dakilerden daha mukavemetli olan Alman hamam böceklerin! imha için de kullanılabilir
Yalnız böyle kuvvetli bir haşerat öldürücüsünün, iki taraflı bir bıçak olduğunu ve fark gözetilmeden kullanıldığı takdirde ziraatte ve çiçekçilikte çok faydalı olan birçok böcekleri de öldürebileceğini dalma gözö-nünde tutmak lâzımdır D D. T.’yt nasıl ve ne zaman kullanmak gerektiğini tâyin etmek iizere Amerikan İlmi araştırmalar ofisinde son zamanlarda yeni hususi bir teşekkül kurulmuştur.
bıraktırmağa ikna için de böyle bir hareket yapmamış mıydı? Delikanlı, ne düşüneceğini, neye hüküm vereceğini bilemedi.
Jensen. nihayet derin bir uykuya daldı. Rüyasında kar deryalarının deniz kızlarını gördü. Bunlar, yolcuları izden ayırmak için baş döndürücü bir tarzda gülümsüyor, tatlı sesleriyle ve yumuşatıcı jestleriyle onları peşlerinden sürüklüyorlardı. Ve bu deniz kızlan ölümü hazırlıyorlardı.
Jensen, nefret İçinde bu meşum mahlûklardan kendini kurtarıyordu
Bunun üzerine uyandı. Sabah olmuştu. Plerre Qulnt.' ateşin üzerine eğilmiş. İştahı kabartıcı yemekler kızartıyordu. Yanıbaşmda, bir de kahve güğümü kaynıyor. ölüleri mezarlarından fırlatacak derecede ortalığa nefis kokular saçıyordu. Jensen. mükemmelen karnını doyurdu.
X
FIRTINA İÇİNDE
Fırtına geceleyin biraz sakinleşmişti. Lâkin, şafak vakti, rüzgâr yeni bir hızla esmeğe başladı ve çadırın tentelerini sarstı. *
Plerre Quint. rüzgârı koklıyarak başını salladı. Hararet derecesini öl-' çebilmek için eldivenlerinden birin! çıkarttı.
(Arkası var) |
olan asker Essrlingerin aydınlaLıa yardımı sayesinde bu şube halen kuzey buz denizlerinde yollarım kaybetmiş olan tayyarecilerin rekor teşkil eden kısa bir müddet zarfında yardımına koşulmasını mümkün kılan bir köpek ve uçak tertibatı kurmuştur.
Bu seçme birliği teşkil eden tecrübeli insanlar arasında odun kesicileri, dağ adamlan, köpek terbiyeci ve sürücüleri, «Canoe» — bir nevi hatif sandal — mütehassısları, çok sayıda Saint-Bcrnard. Sibirya. Groenland, Eskimo köpekleri ve çok dayanıklı 5 katır vardır.
Köpekler yazın kullanılmakta ve ağır yükleri katırlar taşımaktadır. Son zamanlara kadar yükler adamlar tarafından taşınmakta İtil
Kış zamanlarında ise yiyecek ilftc ve yardım ekiplerini, tehlikede olan tayyarecilerin bulunduğu yere kadar götürmek hususunda köpeklerin yerini kimse tutamaz.
Yüzbaşı Shearer bir kaza vukuunu haber alır almaz asker Esserllnger ~>e arkadaşları, bir saatten daha az bir zamanda bütün yardım malzemesini hâmil 9 köp^kli bir koşumla kaybolan uçağı ve mürettebatını aramak üzere harekete hazırdır.
Düşen tayyareyi bulmak İçin yapılan araştırmalara iştirak etmek üzere bütün civar istasyonlardaki uçaklar havalandırılır. İmdat hareketlerini idare işinde radyo da önemli bir rol oynamaktadır.
Tehlikede olanların bulunduğu yer tesbit edilir edilmez, ilkönce aralarında yaralılar olup olmadığını ve yaraların vahamet derecesini blldl-rebilmelerl için kendilerine derhal paraşütle bir radyo cihazı atıllır
Bundan sonra araştırma ve kurtarma aynı vasıta ite önceden hazırlanmış bulunan ve yaralıların ilk tedavilerine lüzumlu malzemeyi yiyecek ve giyecek eşyasile çadır, gazoca-ğı, gıda maddeleri, örtü ve buz bölgelerinde yaşıyabllmek için elzem olan konaklamağa mahsus diğer eşyayı muhtevi bir koliyi İhtiva eden imdat sandıkları atarlar.
Tehlikede bulunan uçakların mürettebatı kara, deniz veya kayak uçaktan vasıtaslle olduğu kadar kara yolile gelen ve «cenoe» leric teçhiz edilmiş bulunan İmdat ekipleri, paraşütle atılan köpek koşumları tarafından da kurtanlablllr
Tehlikede olanlar yakında bulunan bir imdat durağına veya bir İmdat eklpini karşılamağa gitmek üzere kurtarıcı uçakların ve radyonun rehberliğinden de İstifade edebilirler
Asker Esserlinger'in söylediklerine bakılırsa, koşulmuş köpekler yemeden, İçmeden 3-4 gün yol alabilirler
Katedilecck arazi dağlık ise ve dar geçitler, hendekler ve sivri tepeler varsa, koşulan köpeklerin Saint-Ber-nard cinsinden olması mutlaka lâzımdır. Kaim tüylü olan bu kuvvetli köpekler, dayanıklı sırtlarında 30 kilo kadar yük taşıyabildikleri gibi en yüksek tepelere kolayca çıkabilir ve kalın kar tabakaları arasından kendilerine yol açabilirler
Bu 30 kiloluk yük. buz denizlerindeki dikenlik ve çalılıklar arasına sokulduğu zaman çözülüp kaybolmamaları için kayış ve koşumlarla köpeğin sırtına bağlanmış birçok paketlerden ibarettir.
Sürücüleri emreder etmez, bu iri köpekler, insiyaki bir suretle yere oturur, kar üzerine uzanırlar ve sahipleri emretmedikçe yerlerinden zorlukla kımıldarlar.
Kazazedelerin bulunduğu bölgede inişe elverişli bir meydan bulunduğu takdirde, köpekler, kızaklar ve bütün kurtarma malzemesi hava yollyle oraya nakledilir.
Kazazedeler, imdat ekipleri '.aralından uçaklara yerleştirilir ve yola çıkarılır. Ekipler Lşe kara yollyle imdat durağına döner. Irmak ve göller üzerindeki buz mukavemet edebilecek derecede olursa imdat ekipleri motorlu kara malzemesi kullanırlar. Bu ekiplerin pek yakın bir zamanda kalın k3r tabakaları arasında tşliye-bilmek jizere hususi surette İmal edilmiş motörlü taşıtlarla teehte olunabileceği umulmaktadır
Koşulan köpekler, icabında hayvan başına 5Q kilo yük taşıyabilirlerse ne, imdada gittikleri zaman süratten kazanmak üzere pek az yük götürmektedirler. Bu takdirde koşumların izlerini uçaklar taklbederek paraşütlerle köpeklere ve imdat ekiplerine yiyecek atmaktadırlar.
Kuzey Atlan tikteki araştırma' ve yardım teşkilâtının yalnız bu şubesi, geçen sene içinde 8 kişiyi kurtarmağa muvaffak olmuştur. Bunlar tecrübeli teknisyenlerin yardımı olmasaydı muhakkak surette ölmîıs bulunacaklardı.
Created by free version of 2PDF
Sıtmayı sağlamlara geçiren, bulaştıran yalnız sivri sin eklerdir. Sivrisinek olmayan yerde sıtın» da yoktur. Şu halde sivrisinekleri üretmemek, nerede bulursak yok etmek,'kökünü bitirmek bir ■'urt ödevidir.
ARŞA M
Sahile 7
Vaşington şehri ve Kapitol
Amerika’nın başkenti nasıl meydana çıktı? Parlamento binası olan Kapitolun hususiyetleri
Va^nffton’da Kapitol binan
j — İŞ ARIYANLAR
HAMUR İŞİ VE YEMEK PİŞİRMESİNİ İYİ BİLİRİM _ Altı yaşındaki gayet İyi terbiye görmüş kız torunum yanımda kalmak üzere çalışmak mecburiyetindeyim. Akşam gazetesi Ayşe rumuzuna mektupla müracaat.
1049 —
5,000 LİRADAN 500.000 LİRAYA KADAR — İstnnbulun her yerinde, apartman, evl( mağaza, İmalâthane, fabrika, arsa ve çlfllk almak ve satmak lstiycnler. Kârlı İşi olup da devretmek Istlycn veya almak istl-yenler Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Fûrmakknpı köşe başı 4 No- kat 2 Tel: 42398 Suhulet Emlfik Zarif Özalp 910 — 3
Beyoğlu — Tarlabaşı caddesi I köşe başındaki 89 No. lı bakkaliye dükkânını arkadaşının hastalığı de-1 layıslle acele devren satılıktır. İçin-' dekine müracaat. 1078 — 5
Amerika Bırbçik hükümetleri cumhuriyetinin başkenti Vaşington şehrindeki muhteşem Kapltolün banisi bu cumhuriyetin İlk başkanı Çorç Vaşingtondur. Corc Vaşington, yeni kurulun devletin başkentini düşünür» k'n Fransadakl Versailles'ln İhtişamı zihni üzerinde çok tesir etnıişt-lr. Versalllea İle Avrupanın diter başkentlerini mükayese ettikten «onra yeni meydana gelen milleti İçin düşündüğü hükümet merkezinin hem güzelliği, hem de sade vakar vt aza-metile mütenasip olmasına karar vermiştir.
Bu kurarını kongreye bildirdikten ■onra meclis 1790 temmuzu celsesinde Vaşington dahil oluğu halde üç kişilik bir komite tâyin etmiş ve bu heyeti Potomac nehri He Cono-cocheague arasında bir mahalde 10 mı! murabbaı geçmemek şartiie başkent için bir saha seçmeğe memur etmiştir.
Meclisin bu kararı üzelrne Vaşlng-ton beraberine mütehassıs olarak Plerre Charles L'Enfont adında genç bir Fransız mühendisini almıştır Birlikte bu eraılyl atla gAzerek muayene etmişlerdir.
Her İkisi de başkentin şimdiki mahalli her ruretle uygun olacağında mutabık kalmışlardır. Bu sahada şi-malt Amerika bir İngiliz müstemlekesi olduğu zamandan kalmış bir ka-eaba olan Georgetown vardı. Hazırladıkları plâna Federal City projesi adını vermişlerdir.
Proje on mil murabba! eraziyi İhtiva ediyordu. Şu kadar var kİ şehrin ileride genişlemesi imkânı düşünülerek Columbla nahiyesi namUe bir mintakn ifrağ olunmuştur. Bu mınlaka ve başkent için Virglna ve Maryland hükümetlerinden kâfi derecede erazi alınmıştır. Sonraları Maryland hükümetine İfrağ- olunan arazisinden bir kumu geri verildiğinden Colombia nahiyesi şimdi 89,1 A mil murabbaıdır.
10 mü murabbaı erazi mütemadiyen büyümekte olan şehrin ihtiyacına kifayet etmediğinden nahiyenin bir kısmı işgal edilmiştir, şimdi Va-çington şehrinin «*hvı 14 mil mu-rabbaı bulunuyor.
Vaşington şehrinin temel taşı Corc Vaşingtonun kendisi taralından konmuştur. Fransa» mühendisi ile birlikte hamladığı plinin esaılan şunlardır: Potomac nehrinin sathından 83 ayak İrtifada bulunan yaylanın garp kenarında bir Kapitol bina edl-tecek -re başkentin mühim caddelerinin çoğu bu merkezden etrafa yâyi-taoaktır.
şimal - cenup v* şark - garp istikametlerinde uzayacak İki hat Ka-pltolde birlenerek şehri dört kıtaya »yır »çaktır.
şimalden cenuba usanansa sokaklara isim verllmlyecek, bunlar rakamlarla tâyin edilecektir. Bilâkis şarktım garba uzanan sokaklara ad olarak alfabe harfleri verilecektir.
Corc Vaşlngtonun hazırladığı bu plânın camları tam bir aaar zarfında tahakkuk ettirilmiştir. Lâkin bu esnada birçok İhmaller, münazaalar olmuştur. Plânın tatbikinden mesul &ç kişilik komitenin fizalan işin bidayetinden itibaren Fransız mühendisine karşı zorluklar çıkarmışlardır. Nihayet Plerre L.Enfant istifaya mecbur kalmış, yerine Ptnnsylrania’h mühendis Andrew Elllcot geçmiştir. Bu Amerikan mühendisi de başka güçlükle karşılaşmıştır. Federal hükümet başkentin binaları İçin ancak damla damla para veriyordu. Bu yüzden Vaşington beldesi ve buna ait olan Colombia nahiyesi başkentin tesirinden beri geçen yetmiş sene sarfında bakımsız, fakir ve dağınık bir mamure halinde kalmıştır, Ancak 1871 senesinde Columbla nahiyesi bir mahallî, yani terrltorlal hükümet haline konulduktan sonra asıl a-sıl şehrin İmarı Nafla işleri Kefaretine tevdi edilmesi üzerine başkentin inkişafı yola girmiştir.
tşte o zaman Fransız mühendisi Phrre L'Enfont plânı tekrar ortaya çıkarılıp Ciddi ve esaslı surette tatbikine başlanmıştır
18^8 nesinde Vaşington şehrinin İmarı İşinin doğrudan doğruya kon-.
gre taralından deruhde edilmesi üzerine şehrin inkişafına bir Rat daha hız verilmiştir.
Vaşingtonu gaip yarım küresinin en sevimli şehri haline sokan eserler bu tarihten sonra meydana gelmiştir. Bunların arasında Lincoln Me-morlal âbidesi ve Pensylvania caddesinin meşhur mamureleri vardır,
Vaşington şehrinin güzel ve müte-vtusin oluşunun başlıca sebebi binalarının yüksekliğinin bulundukları sokak ve caddelerin genişliğine müsavi olmasıdır. Bu cadde ve sokakların genişliği 60 He 160 ayak arasındadır ve hiç bir bina bu İrtifaı geçmemiştir.
Amerikanın diğer şehirlerinde gökleri tırmaliyfth korkunç ve Çirkin binalar Vaşington şehrinde yoktur. En mühim binası kongre, yani Ayan ve mebusan meclislerinin dairesi olan Kapİtol'dür. Aynı zamanda Kapitol bütün dünyanın en güzel yapılarından biri bulunuyor.
Klâsik korentlyen ülsûbunda yapılan bu binanın muhteşem sütun lu üç revakı vardır. Binanın merkezi kısmı 1793 senesinde sarı kefeki taşından yapılmış ve üzeri beyaza boyanmıştır. tkl mermer cenaln ise 1859 senesinde tamamlanmıştır. Binanın şark cihetindeki revakl heykel grupları He tezyin edilmiştir, önündeki açık meydan esplanadede Corc Vaşlngtonun Greenangh tarafından yapılmış muazzam bir heykeli vardır.
Kapitol’ün ortasındaki dairevi binanın giriş yerinde » ayak gtşlnll-ğlnde ve 17 ayak uzunluğunda bir tunç kapı vardır. Sanatkâr Rogers'ln eseri olan bu kapı Amerika kıtasının Krlstof Kolomp tarafından keşfini hatırlatmaktadır.
Dairevi binanın üzerinde 180 ayak yüksekliğinde demir kubbenin üstünde 85-ayalf kutrunda sütunlu bir kule vardır. Burada ressam Bramldi'nln eseri olan «Vaşlngtonun Apothessis'l» l«nlnchkJ timsali, fresk, yani sıva nakışları vardır.
Dairevi binanın sekiz köşeli duvar-larinadn her birinde oymalı bir kitabe vardır. Burada da John Trumbull ve diğer meşhur ressamların tarihi tablo ser Heri vardır.
Demir kubbenin üzerinde ve dışında hejkeltraıj TTıomaa Croroford'un eseri olan Hürriyet heykeli vardır.
Dairevi binadan şimal kapı İle çıkıldığı raman AH mahkeme odasına girilir ve buradan âyan dairesine göçillr. Cenup kapısı He çıkıldığı zaman heykeller holüne ve buradan mebusan dairesine girilir.
Kapitol’ün şarkında muhteşem kongre kütüphanesi bulunuyor. Bu bina üç katlı olup beyaz granitten yapılmıştır. îkl bin penceresi olan bu kongre kütüphanesi belki dünyanın en ziyadar ktüphane binasıdır. Kütüphanenin kıraat salonu kutru 100 kademdir. Oymalı birçok kemerler İle ■müzeyyendir.
Kitaplarının çokluğu ve zenginliği lübarlle kongre kütüphanesi dünyanın Öçüneü kötüphnnMldlr.
Kapitol Vaşlngtonun en gilzel ve göze çarpan binası olduğundan Orta ve Cenubi AmerlkadaJd hükümetler de başkentlerinde buna benzer binalar vücuda getirmişlerdir. — F.
• Dr. A. Asım Onura
Ortaköy Şifa Yurdu Şehir gürültüsünden uzak bir yerde büyük bir parkın içinde ve çamların ortasında fevkalâde giizel manzaralı, çok temiz c iyi bakımlı, kadın, erkek her türlü hastalara açık hususî I hastane. Sinirlerini ve yorgun-| lüğünü dinlendirmek ve neka-Ihat devrini geçirmek istıyen. Bı lere mahsus yegâne müessese. ■ Telefon: «4421 ,
ASKERLİKLE İLİŞİĞİ OLMAYAN — Yeni ve «ski Türkçe okur yazar her hangi bir müessesinin ayak İşlerinde çalışabilir veya verilecek diğer İşleri de deruhde eder çalışkan kefil gösterebilir. Uygun bir ücretle l.ş aramaktadır. »Akşam*, da CF.K» rumuzuna mektupla müracaat. 1074 —
YÜKSEK TAHSİLLİ — Türkçe Fransızca çok iyi bilen, muhasebe muhabere, ynzıhnne idari İşlerin deruhde edebilir tecrübeli bir bayan İş aramkatadır. Kefil ve referans verebilir. Müracaat: K S. Pangaltı Üf-tade Sok. 51 1072-1
ALAFRANGA VE ALATURKA YEMEK PİŞİRMESİNİ BİLEN — Bir «Bay» vekill-.arçhk Ve evin mübrem İslerini de deruhde etmek üzere iyi bir aile nezdlnde İş aramaktadır Tekliflerin Akşamda «Talih» riimtızuna mektupla milracaatlar). 1092 —
İNŞAAT İNLERİ _ Dahili mimari ve her nevi tesisatta İhtisası olan tecrübeli bir tossam İcabında şantiyelerde de çalışmak üzere İş aramaktadır. Adres: R. S. Eti Palas oteli No. 3 Zonguldak. 1079 — 1
tsel ARIYANLAR BİR BUÇUK YAŞINDA — Bir kız çocuğuna bakacak ve büyütecek tecrübeli bir dadıya ihtiyaç vardır. Yaşı 40 tnn aşağı olmaması tecrübeli olması şarttır, şişli Samanyolu sokak Ol No. Bikmaz apartmanı daire 2 ye öğleye kadar müracaat. 1073 — 11
İŞÇİ BAYAN ARANTYüli — Çaışı-kapı Gedik paşa caddesi No. 88-.Ütü evine müracaat. 1070 2
TEZGÂHTAR ARANIYOR — Itriyat satışında çalışacak Türk tebaası bir bayan tezgâhtar aranıyor. İstan-bulda Bilyilfe Postane cad 5 No. ya saat 12-3 arası müracaat. 1075 — 1
APARTMAN KAPICISI ARANIYOR — Nlşantaşında 9 daireli bir apartmana kRrı koca kapıcı aranıyor. Erkek dışarıda da çalışabilir. Taliplerin Eminönü Arpacılar hanında 19 No. ya müracaatları. 1085 — 2
q - SATILIK EŞYA
SATILIK SEPETLİ VE SEPETSİZ MOTOSİKLETLER — Sultanahmet Gülhane Parkı kapısı yanında Seğuk-çeşme yokuşu 38/1 boyahaneye müracaat. 1009 —
SATILIK OTOMOBİL — Lâstikleri lyl vaziyette, husus! olarak kullanılmış, Plymouth marka kapalı tenez-züh otomobili. Bahçekapı Cermanya haıımda- Famslm İnşaat Şirketine müracaat. 1015 — 1
BAKKALLARIN NAZARI DİKKATİNE — Her boyda kese kâğıdı kasap ve sargılın kâğıt ucıız Halle satılır. Müracaat: Eminönü Tahmis cad. Kalçın Sok. No. 13 1057 —
SATILIK PİYANO — Çapraz, demir, sağlam. Fiat ehvendir. Kadıköy Yoğurtçu Fener Stadı yanında Şe-flkbey sokak No. 19 (deıe kenarı. Acele müracaat. 1059 —
ARANIOR — EUe kullanılmak üzere 5 tonluk 2 prese ihtiyaç vardır. Rizapaşa Yokuşu Nusühlye sokak No. 31 e bildirilmesi. 1089 — 2
SATILIK 2 AKORDEON — 120 bas olan her ikisinin markası Hohner’dir. Birisi 350 diğeri 375 liradır. İstiklâl caddesi 328 Porselen mağazasında Buat Erdcncre her gün saat 14 He 14 arası müracaat telefon 44213. 1082 —
SATILIK — Az kullanılmış 1 adet makkap tezgâhı ile 1 adet, koprosör. Müracaat Tel. 41382. 108S — t
— Kiralık — Satılık
SATILIK KÂGİR EV — BeyOğlun-da Kalyoncuktüluğu caddesinde üç oda, elektrik, su ve sair müştemilât çok ucuz satılık. Galata Ada han 8 numaraya müracaat Telefon: 4166.3 1060 —
PARASI OLANLARA — Emlâk mukabili en emin şartla birinci derece İpotekle parasını kullanmak isteyenlerin. Galata Ada han 8 numaraya müracaat. Telefon1: 41.683. 1081 —
ACELE SATILIK'. DÜKKÂN — Piyasanın en İyi verinde Asmaaltı caddesinde kâgir dükkân satılıktır. Galata Ada han katas Tiirk Ticaret evine müracaat Telefon: 41863. 1062 —
75ı)0 LİRAYA — SatılılT köşk Mal-tepede İstasyona 2 dakika mesafede beş odalı İki katlı bahçeli köşk. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Galata Ömerâblt han 2 nel kat 23 Telefon: 42368 1045 —
NATAMAM İNŞAAT — Bllllmum İnşaat ve fenni mesuliyet hesap iğleri deruhte edilir. Ev ve- mağazaların tamire - muhtaç olanları derhal işe başlamak ve yıkılması lcafceden emlâkin enkazını kabu eder. Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakkpaı köşebaçı 4 No. kat 2 Tel: 42398 Suhulet Emlâk Zarif Özalp Bil - 3
SATILIK ÇOK KIYMETLİ VE NADİDE ARSA — Çdtehavuzlardn deniz kenarında duuizs yüzü UiO metre olan 16680 metrtk.nre arsa acele satılıktır. Tafsilât ve t laf hakkında görüşmek üzere Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir Galata Ömerâblt han 2 nci kat 23 No. Telefon. 42368 909 — 1
DEVREN KİKILNK DÜKKÂN — Mahmutpaşa Yeşildlrefc Dlrek’l han Sok. No. 2,1 IfnRİâthaûe ve depoya elverişli. BahçekaDi Kutlu han No. 5 te bay Şcrefettln Gözen'e müracaat 1033 —
KİRALIK — Bâkirköyünde İstasyona 3 dakika 6 oda sarnıç kuyu bahçe müstakil ev kısmen veya tamamen mobilyalı veya mobilyasız senelik derhal kiralıktır Akşamda S H. 57 1058 —
DEVREN SATILIK TELEFONLU BAKKALİYE DÜKKÂNI - O?man-bey Süleyman Nazif S No. 67 telefon No. 81534. Müracaat Galata Ömer-âbit han birinci kat No. 18 de Faruk Cağlar. 1064 —
20000 LİRAYA — İ6tanbulda Ebus-suut caddesLnde 7 odalı gen 13 yüzlü kâgir acele satılık ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna Galata Ömer-âbit han 2 nel kat 23 telefon 42368 1066 — 1
NURUOSMANIYE CADDESİNDE — 10 odalı kâgir, Fatih İtfaiye caddesinde 7 odalı kâgir, Genç Türk caddesinde apartman şeklinde 8 odalı beton, Horhor caddesinde 8 odalı ahşap vc daha birçok evler acele satılıktır. Ferdi Belek Türk Emlâk Galata Ömerâblt han 2 nel kat 23 telefon 42368 10Ö8 — 1
İSTANBULDA — SultanahmettC 14 odalı ahşap büyük bahçeli konak SultanahmEtte 10 odalı kâgir İstan-buldn Halk Partisi civarında 8 odalı kâgir ev satılıktır Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Galata Ömerâblt han 2 nel kat 23 telefon 42368 1067 - 1
AK ADOLUHİ SARINDA YALI — ÇHtehavuzIarda Bostancıda Heybell-ada.la Büyükadada Şişlide acele satılık villâlar. Tafsilât, fiat ve satın almak İçin Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir Galata Ömerâblt hatr 2 nel kat 23. Telefon; 42368 1034 - 2
DEVREN SATILIK DÜKKÂN - Gu-dlkpaşa Balipaşa yokuşunda 16 Nö.ll bakkaliye dükkânı sahibi taşraya gideceğinden devredilecektir, içlndeki-ne müracaat. 1043 — 2
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — B&şlktaş Vlşnezade Spor caddesi 116 numaralı bakkal dükkânı içindeki eşyası İle 200 liraya devren satılıktır. Spor caddesi No. 2 ye müracaat. 1091 — 1
KİRALIK LABORATUAR MAHLLİ ARANIYOR — Galata, Eminönü, Sirkeci vt havalisinde Lftboratuar yapılmağa elverişli bir veya tkl katlı bir bina veya dükkân aranmaktadır. | Kadıköy Eczahaneslne müracaat. Telefon: 69063, 1893 — 1
MAĞAZA VE ARDİYE ARANIYOR— Eminönü ile Yağ İskelesi arasında denize yakın mağaza ve ardiye aranmaktadır. Balık pazarı Taşçılar 104 No. da Bülbül adına müracaat. 1071 — 5
KİRALIK VİLLÂ — Suatllyc Çınar dibinde S odalı möbleli yazlık her türlü konforu haiz' villâ kiralıktır. Bu bina ayni samanda satılıktır. Ferdi Srlek Türk Emlâk Bürosuna Ga-ata ömerâblt han 2 nel kat 23. telefon 42383 1977 — 2
KİRALIK YALI —- Vaniköyün en zarif yalılarından birisi 8 odasile mey-va ve çiçek bahçeleri, elektrik, terkos ve banyo teslsatlle vt lüks eşyaslle, buz dolabı ve radyoslle beraber kiralıktır. Galatasaray Köşe apartımanı EnıJâklş Telefon 49010 1081 — 2
DEVREN SATILIK BAKKALİYE — Beyoğlu Hamalbaşı Kordelâ sokak. Müracaat: Tarlabaşı karakol karşısında 177/1 No. Iı bakkal Tornaya.
1086 — 2
KİRALIK BİR ODA ARANIYOR — Ayaspaşa Taksim - Harbiye arasında cadde üstü, vevû Caddeye çok yakın bir mesafede müstakil banyosu olanı tercih edilir ve tam konforu haiz mobilyesile bir oda kiralanacaktır, Akşamda «K. M.» rumuzuna mektupla müracaat 1084 — 1
İMALÂTHANEYE MAHSUS - Her şekle girebilecek tarzda 5.5 yüzü 15 derinliği betonaıma Süieymaniye Dökmeciler hamamı yanında yapılmakladır. İcara verilecektir. İstekliler 22586 telefona müracaat.
1087 — 3
2750 ŞER LİKAYA — Arnavutkö-yünde 3 çer odalı 3 tane kâgir manzaralı acele satılık ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu,Galata ömerâblt han 2 nel kat 23 telefon: 42368
1088 — 2
EHVEN FİATLE — Mandıra, çiftlik satın almak lstiyenKre: Balıkesir'e çok yakın bir yerde, çiftlik binaslyle birlikte satılacaktır. Taliplerin aşağıdaki adrese müracaatları: ismet Ersun Martlı mahalle Yenice sokak No. 2 Balıkesir. 1090 —3
SATILIK EMLÂK ARANIYOR — 2000 liradan 500.000 liraya kadar ev apartıman, han. dükkân, arsa, arazi, depo, ve sair emlâkini satmak İsteyenlerin en çok müşterisi olan Deney Emlâk Bürosuna müracaatları. Galata Kefeli Hüseyin han No. 2 telefon 43840 1094 — 2
SATILIK MODERN YALI — Boğazın en sakin ve güzel bir sahlHudc beş odalı havagazı, elektrik, terkos' ve banyo tesisatlarını havi kayıkha-FABRİKA İÇİN KİRALIK MA- ne ve dc-niz havuzlu, çiçek ve meyve
HAL — Gedikpaka caddesi No. 97 eve bahçelerini havi yalı boş Olarak as- j müracaat, pazardan maada her gün itliktir. Galatasaray Keşe nparinnam] saat 2 - 4. 898 — 1 Emlâkiş Telefon 40010 1080 — s!
Jj-MÜTEFERRİK
ASRİ DANSLAR — Hususi Olacak evlerindi* öğrenmek lstiycnler Beyoğlu Anadolu hanı geçidi karşısında Aliyon sokak 19- Prof Panosyan _______________1096 - 7
ORTA - LİSE TALEBELERİNE — Tuna D^rsevinde riyaziye - fizik -kimya - Usan derlseri verilir. Pazardan başka her gün saat 14 - 18 arasında müracaat. Tuna Dersevl Atatürk bulvarı No. 88 İstanbul - Aksaray____________995 — e
BİR ALALIN HAYAN ÖĞRETMEN — Bir Tiirk vatandaşı Alman kolay melodi a müptedi'.el j ve Perlle-miş talebelere iyi ders verir. Pazardan. maada her gün 3,30 ■ 6.30 a kadar İstiklâl caddesi 133 No. lı Huşum Bey apartiman arka merdiven 8 No. ya müracaat.1032
CİDDİ ÇALIŞKAN — İthalât ve-j. ya sanayi mfiessesesine Iştirâk sure---* tUe paramı İşletmek istiyorum. Taf-j“ sllâtlı mektupla Akşam gazetesindJi (İ. S.) rflmuzuna mektupla miiracaatCM ____________________________1063 - M-
ORTAK ARANIYOR - Galatada° Rıhtım boyunda denize nazır tele-C fonlu ve her İşe müsait bir yazıhane-,2 ye (İşLn mevzuu beraberce karalnş-CO toabllir) asgari 15000 Ura serm/yeh: koyabilecek bir ortak aranıyor. İste-SJ' yenlerin Akşamda (Dürüst) rümıızu-na müracaatları, 1095 20
KOLEJ MEZUNU BAYAN _ Tale-S belere, bayanlara İngilizce öğretir?" Talebe ruhundan anlar, sabırlıdır.?** Tecrübe dersi ücretsizdir. Akşamda^ »Pratik İngilizce., rütnuzuna mektup-’^ la müracaat,________________107fi — 1(|)
SERMAYE — Esaslı kârlı bir iş: onflj bin lira sermaye koyarım, kendim de0 çalışının işta mahiyetini İzah «artılar Beyoğlu P. K 2191 nıımarava mtkfUfLz yazılması. 1097 - 1
MEKTUFLAKİNI’ZI At.DİRİNİZ
Gazetemiz İdarehanesini adres olarak göstermiş olan karilerimizden
E_A _ 99 _ M.M.E — S.L.A D.S
' Ayşe — l.S — Şans — S.T.m — namlarına gelen mektupları idarehanemizden aldtrmaîan rica
olunur.
Devlet Deniz Yolları ve Limanları İşletme ____________Umum Müdürlüğü ilânları________________________________
1 _ idaremiz İhtiyacı İçin 45X90 ebadında 3000 adet havlu pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Eksiltme 17/3/1945 cumartesi günü saat 11 de İdare merkezi karşısındaki binada Alım satım komisyonunda yapılacaktır
3 — Eksiltmeye girmek İçin (742» Ura (50) kuruş geçici güvenme parası
yatırmak lâzımdır. f
4 — Eksiltme şartları, her gün Levazım müdürlüğünden öğrenilebilir.
5 — İsteklilerin belirli güıı ve saatte güvenme makbuzlarlle birlikte
Ahm. satım komisyonuna baş vurma lan lâzımdır. (20711
Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğünden :
1 — Umum müdürlük Kayak Federasyonu İçin (20) çift komple Avrupa kayağı satma alınacaktır.
2 — Kayakların flksasyonlan kabili ayar ve boyları da 1,75 - 2,20 arasında olacaktır.
3 — Kayak tahtaları elyafı düzgün Hikorl veya Dişbudak ağacınadn olacaktır.
4 — İstekliler nümunelerlni İhaleden önce Umum müdürlük Satınalma komisyonuna vermiş bulunacaklardır.
5 — Kayakların sopalan kamış veya dişbudak olacaktır.
8 — Komple bir çift kayağın muhammen bedeli 75 liradır.
7 — İhale 16/3/945 cuma günü saat 15 te pazarlıkla yapılacaktır.
8 — İhaleye lştlrâk edeceklerin 112.5 liralık teminat mektup veya makbuzu komisyona İbraz etmeleri lâzımdır. (3021)
Memur alınacak
İstanbul M intaka /.iman Reisliğinden:
İstanbul ve Taşra Liman Daireleri İçin askerliğini yapmış orta veya ilse mezunlarından 15.3/945 tarihinde yapılacak İmtihanla memur alınacaktır.
Asgari maaş 15 liradır. İsteklilerin dilekçe ve lüzumlu vesaikle müracaat etmeleri ilân olunur. (3042)
İstanbul Sıhhi Müesseseler Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan:
Sıhhat ve İçtimai Muavenet Bakanlğına bağlı poğum ve Çocuk bakımevleri İhtiyacı bulunan üç adet yemek sobası kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur.
ı — Eksiltme 14 3/1045 tarihine tesadüf eden çarşamba günü saat 15 te Cağaloğlunda Sıhhat ve İçtimai Muavenet müdürlüğü binasındaki komisyonda yapılacaktır.
2 — Muhammen bedel 3 adet yemek sobası İçLn (5250) liradır.
3 — İlk teminatı (393) üç yüz doksan üç Ura (75) yemiş beş kuruştur.
4 — İstekliler şartnameyi çalışma günlerinde komisyonda görebilirler.
5 — İstekliler cart seneye alt Ticaret odası vesikası, gurup vesikası
ve 2490 sayılı kanunda yazılı vesikalarla kendi atölye ve İmalâthane sahibi olmaları ve emsali oraklardan evvelce yapmış ve kabul edilmiş olduklarına dair vesika İbraz etmeleri ve bu İşe yeter İlk teminat makbuz veya banka mektublle teklifi havi kapalı zarflarını İhale saatinden bir saat evvel makbur. mukabilinde komisyona vermeleri. (2435)
Istanbul Sıhhi Müesseseler Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan:
Sıhhat. Bakanlığına bağlı Malatya Doğum ve Çocuk bakımevi İhtiyacı bulunan madeni eşyası açık eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksiltme 14/3/1945 tarihine tesadüf eden çarşamba günü saat 15 te Cağaloğlunda sıhhat ve İçtimai Muavenet müdürlüğü binasındaki komisyonda yapılacaktır.
2 — Muhammen bedeli (5) beş kalem madeni eşya için (2400) iki bin dört yüz liradır. '
3 — İlk teminatı 180 Uradır
4 — İstekliler şartnameyi çalışma gönlerinde komisyonda görebilirler.
5 — İstekliler cari seneye ait Ticaret odası vesikası He gurup vesikası
ve 2490 sayîh kanunda yazılı vesikalarla hâlen hali faaliyette fabrika veya atölyesi bulunduğuna dair resmi bir vesika İbraz etmeleri ve bu işe yeter ilk teminat makbuz veya banka mektuplarlle belli gün ve saatte komisyona müracaatları (2437)
Bahife 8
AKŞAM
11 Mart 1945
.................................................................................................................
! Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Umum idaresi İlânları
ııınuuuı>nuıııluıııııınıiııiıııılıi|iııııınHiııııııııııııamııııııııııınııııııınıııııııııuımıııınııııııııııııuııııııııtııııııınHiııtın
Resim masası alınacak
Haydarpaşa satın alma komisyonundan:
1 — (5) beş adet mihaniki tertibatlı resim masası kapalı zarf usullle ■atın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli (8750 ı sekiz bin yedi yüz elli lira olup, muvakkat teminatı (656) altı yüz elli altı lira (25) yirmi beş kuruştur.
3 — Şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme (10 mart 1945) pazartesi günll saat (15,301 on beş buçukta Haydarpaşa Oar binası dahilindeki Haydarpaşa Satın alma komisyonunda yapılacaktır.
Teklif mektuplarının o gün saat(14,30) on dört buçuğa kadar makbua mukabilinde komisyona verilmesi ve yahut muayyen saatten evvel ela geçecek tarzda İadeli taahhütlü olarak posta İle gönderilmesi. (2672)
■*
Kömür yükleme ve boşaltma işi eksiltmesi
H. Paşa deposuna bir sene zarfında gelecek olan tahminen 75.000 ton maden kömürünün mevcut şartnamesi mucibince yükleme va boşaltma İşi kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konmuştur.
Mecmu muhammen bedtll 60.000 lira olan bu İşin beher tonunun yükleme ve boşaltma muhammen bedeli 40 kuruştur.
Eksiltme 26/3/945 T. no rastlayan pazartesi güttü saat 15 de H Paşa 1 İnci İşletme komisyonunda yapılacaktır.
Muvakkat teminat mikdarı 4500 liradır.
İsteklilerin kanunun terlfatı dahilinde hazırlayacakları kapadı zarflarını eksiltmeden bir saat evveline kadar makbuz karşılığı komisyona vermiş olmaları lâzımdır.
Bu hususa ait şartnamesi 300 kuruş mukabilinde H. Paşa veznesinden ■atın alınabilir.
Fazla izahat İçin işletmeye müracaat edilmelidir. «2685»
Gümrük muhafaza genel komutanlığı İstanbul Lavazım Amirliği satın alma Komisyonundan
60(>U takım yazlık er elbisesi dikimi kapalı zarf usullyla eksiltmeye konmuştur. Muhammen bedeli «15.000» lira, İlk teminatı «1125» liradır.
Eksiltme 19 mhrt 945 pazartesi günü saat 15 dedir. Şartname ve nü-munesl her giln komisyonda görülebilir. İsteklilerin teklif mektuplarını en geç eksiltme saatliden bir saat evveline katlar Galata Mumhane caddesi No. 54 deki komisyona vermeleri. «2061»
Teknik Okulu Satmalma Komisyonundan
Okul İhtiyacından olup 23/2/945 tarihinde kapalı zarfla yapılan ek-•iltmeslne İstekli çıkmıyan beheri 14 kuruştan 15.000 Finike portakalı ila kilosu 99 kuruştan 5000 kilo Amasya elmasının 15/3/945 perşembe günü eaat 15 te Gümüşsuyunda Teknik Üniversite muhasebesinde toplanacak komisyonda pazarlıkla ihalesi yapılacaktır.
İsteklilerin belli gün ve saatte Ticaret odası vesikası va 529 liralık İlk - teminat makbuzlle komisyona gelmeleri.
Şartname Yıldızda bulunan okulda görülür. (8046)
Afyon vilâyetinden
1 — Eksiltmeye konulan işi Afyon. - Gazlıgöl yolunun 04-612— 0 + 881 kilometreleri arasının 27868 lira 85 kuruş keşif bedelli parke döşemesi.
2 — Eksiltme 29/3/945 perşembe günü saat 15 te Vilâyet Hükümet binasındaki Daimî encümende,kapalı zarf usullylo yapılacaktır.
3 — Eksiltme şartnamesi ve ekleri Nafla müdürlüğünde görülebilir veya 140 kuruş bedelle alınabilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin 2090 lira 18 kuruş muvakkat teminat vermeleri ve Vilâyet Nafla müdürlüğünden bu İş için alınmış ehliyet vesikası ve Ticaret odası kayıt vesikası vermeleri şarttır. Bu vesikayı almak için İsteklilerin İhale gününden en ar, tatil günleri hariç, üç gün evvel İstida İle Vllâteye müracaat etmeleri şarttır.
5 — İsteklilerin teklif mektuplarını eksiltme günü olan 29/3/945 per-
çemi: ■ günü saat on dcörde kadar makbuz mukabilinde Vilâyet* vermeleri lâzımı r Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (2782i
lsta:ıhul Sıhhî Müesseseler Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan :
sıhhat ve îçtlmal Muavenet Vekâletine bağlı Doğum ve Çocuk bakımevleri İhtiyacı için 1900 adet flaster açık eksiltmeye konulmuştur
1 — Eksiltme 14/3/1945 çarşamba günü saat 15 te Cağaloğlıinda Sıhhat ve İçtimai Muavenet müdürlüğü binasındaki komisyonda yapılacaktır.
2 — Muhammen bedel 1900 adet flaster için 3760 liradır. t
3 — Muvakkat teminatı 282 liradır.
4 — İstekliler 1045 yılı Ticaret odası veslkoşlle 2490 sayılı kanunda yazılı vesikalar He gurup vesikası ve bu İşe yeter ilk teminat makbuzu veya banka makbuzu ibraz etmeleri lâzımdır.
5 — İstekliler şartnameyi her gün mesai saatlerinde komisyonda
görebilirler. (2430)
Komşularımızın Radyosu güzel nağmeler çıkarıyor. Tabii, onlar namlı Güzel Bey atölyesinde radyolarını düzelttiler.
GÜZEL BEY RADYO TAMİR ATELYESİ
Galata; Bankalar Cad. Bereket han No. 8. Telefon 40249
İngilizce - Türkçe
Yazıhane veya müesseselerdr Türkçeden İngilizceye, İngilizceden TÜrkçeye ticari de diğer tercüme İşlerini üzerine alabilecek bir bay haftada bir kaç saat çalışmak suretlle İş aramaktadır. -No. 1, 268. Halâ sk Ar Gazi Cad..
SABUNU
En çok köpüren, an çok dayanan ve en iyi temlzllven sabundur.
KİBAR
Her gece yeteğınıca girmeden evvel (RobM Kold Krim) İle beş dakika yüzünüze masaj
Beyaz ve Prina sabunlarını bakkallarınızdan ısrarla İsleyiniz. Toptan satış yeri: İzmir Birinci Belediye 32. Telefon: 2213 İstanbul Asmaaltı, No. 29 Tel: 21526
DOKTOR KK3BKR
Fethi Erden
LABORATUVARI
Kan, idrar, balgam, mevaddı gaita tahlilleri ve (idrar vasıta-sile gebeliğin ilk günlerindeki kati teşhisi") yapılır.
Beyoğlu. Taksime giderken Meşelik sokağı Ferah apartl-manı.Tel, 40534
Satılık Renar Arjante ceket
Avrupada yapılmış az kullanılmış Renar 'Arjante bir ceket satılıktır. Taksim Talimhane Rtçeppaşa caddesi Kanarya apartmanı 10 No. ya müracaat.
Zayi — Samatya nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdımı ve Sultanahmet yabancı askerlik şubesinden verilen askerlik tezkeremi kaybettim. Yenisini olacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
313 doğumlu Zekerlya oğlu Ahmet Duran Duman Rize Pazar kazasından
Afyon satın alınacak
Toprak Mahsulleri Ofisinden
1944 ve daha eski yıllar mahsulü olup henüz OAsçb saidmamış olan afyonlar aşağıdaki esaslar dahilinde Ofisimiz tarafından satın alınacaktır
Bu afyonlardan İstanbul'da bulunanlar Ofisin Beşiktaş'taki afyon deposuna, İstanbul dışında bulunanlar ise müstahsilden 1944 mahsulünü satuı alan Ofisimiz ambar şefliklerine ve Ofis adına alım yapan Ziraat Bankası şube ve ajanslarına sandıklı olarak teslim edilecektir.
Afyonlar teslim edildiği yerde mahalli eksperler tarafından muayene edilecek, katkılı (mağşuş) olanlar ayrıldıktan sonra geriye kalanların beher kilosuna 12 lira 16 kuruş avans verilecektir. Tesellümden sonra afyonlar, alımı.yapan teşkilât tarafından İstanbul'a sevke-dllecek, mallar îstanbula gelince Ofis deposunda hlkeml muayenesi yapılacak A, B, C, yoğrulmuş ve katkılı sınıflarına ayrıldıktan sonra her sınıfın kimyevi muayenesi yaptırılacak ve bu muayenede her sınıf İçin belli olacak morfin derecesine göre eski veya yeni sene mahsulü olduğu ayırt edilmeksizin 1944 senesi mahsulü İçin müstahsilden satın alınan afyonlarra verilen aynı (latalarla beher kilo değerleri tahakkuk ettirilerek evvelce verilen avanstan geri kalacak alacaklar afyonları tesellüm eden teşkilât tarafından sahiplerine Ödenecektir. Gerek avanlasrdan ve gerekse geri kalacak alacaklardan ödeme esnasında % 10 toprak mahsulleri vergisi kesilecektir. Bu gibi afyonların satın alınmasına 20 Mart 1945 tarihinde başlanacak ve 20 Mayıs 4945 tarihinde son verilecektir. Hlkeml ve kimyevi tahlillerle avans ve bedel tahakkukları malı teslim eden adına yapılacaktır. «2912»
İstanbul mahrukat ofisi
umum müdürlüğünden:
Mahrukat Ofisinin aşağıda yazılı mevkilerde bulunan depolarından eski belediye rayici üzerinden, yani Bulgar kömürünün kilosu 15.6 yeril kömürün kilosu 14 kuruştan olmak şartlle serbes kömür satışı yapılmaktadır. Ancak: her müracaat edene belediyenin emrlle âzami on kiloya kadar kömür verilebilecek ve her depo günde bin kilodan fazla satış yapmayacaktır.
Ofis depolarının mevkileri:
Rıza Çoban Şaban Çaban Niyazi (Hâktir Feyzi Kaptan Şevki Çelik Cemal Şen tür k Veli Akdağ Melkon Kirkoryan Fettah Yalçında# Ahmet Ülkü Atıf Erdoğdu Hakkı Ülgen Veysel ülgen Sabrl Akın Sabrl Akın Hidayet Ayangil İzzet GÜlten Sabrl AkyildiZ Yakup Uzunoğlu Ahmet Karaoğlu Tevfik öııaş Salim Reis
: Sirkeci Hocapoşa Hamam Sok. No. T
: Çatladıkapı tren köprüsü yanı
ı Kumkapı Nişanca Molataşı Sok. No. 4»
l Kumkapı |çkel6 Cad.
ı Yenlkapı Kemalpaşa Cad,
Yenlkapı Kumsal sokak
: Aksaray İnebey mah. Teceddüt Bok No. M : Samatya Abdülçelebl mah. No. 10 ı Samatya tmrahor cad.
: Yedikul* Gençağa »ok No. II
i çarşamba cad. No. 40
l Şehzadebaşı Tevflkpaşa cad. No. 44
ı Süleymanly» cad. No. 8
t Ayakapı vapur İskelesi
ı ünkapanı Tekirdağ İskelesi
ı Beyoğlu Tünolbaşı Soflalı »k- No. 11
ı Beyoğlu Kalyoncu Kulluğu cad. No. 99
ı Flrüzağa Kadirler yokuşu No. 46
; Beşiktaş Akaretler Şair Nedim ook
ı Beşiktaş Sln&npaşa Kömürcü sok. No. 18 : Beşiktaş Sinannşa udun İskelesi No, ift I Heybeliada Ay VtîdiZ cad No. 85
«3043»
Eti Bank İstanbul Şubesin 'en:
Elektrik sayaçtan Ayar istasyonumuzu İstanbul Teknik üniversiteye devretmiş olduğumuzdan, badema gerek Be. diyeler ve gerekse Müesaesat ve eşhas tarafından Bankamız namına saya ■ gönderilmemesi ilân olunur. (80703
HAŞAN DEPOSU, Eminönü . Karaköy - Galatasaray . Ankara
NEVROZİN
. ■ .■ * : ■ - İ
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bütün ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Heiyerde ısrarla NEVROZİN lıtejrinlz,
Created by free version of 2PDF
IDERMAN KAŞELERİ M Gripı NezJeylSogükalgınlık/arını. Ağrı Sızı Sancıları derhalgetirir. 1 Kase t O Keresler.
İS AYIN LOKANTA, BİRAHANE, PASTAHANE. GAZİNO İSAHİPLERİLE MUHALLEBİCİLERİN NAZARI DİKKATİNE
1 Çay ve kahve tabak ve fincanları, muhtelif eb'adda yemek tabağı ve 1 kâselerimiz gelmiştir. Arzu ettiğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz. ı Yeni KARLMAN Geçidi idaresi ; BEYOĞLU
Hurda demir satışı
Bandırma Merinos Yetiştirme Çifliği
Müdürlüğünden:
1 — Tahminen üç ton ağırlığında, dökme demiri olarak 10 adet çayır, 8 adet kırkım makinesi, bir çayır toplama tırmığı ile bir baskül ve 28 parça diğer ziraat âletleri 11» arabalara alt demir akşamı.
2 — 240 adet bütün, 34 adet yarım tabaka kullanılmış oluklu çinko saf. • 3 — Amerikan bezinden 1500 adet baş çimento torbası.
Yukardakl maddelerde yazılı üç cins malzeme toptan ve yahut ayn ayrı 28/3/945 pazartesi gilnü saat 15 de çiftlik merkezindeki komisyon huzurunda pazarlıkla satılacaktır.
4 — Demir akşamının muhammen bedeli 800, saç çinkoların 1900 v* çimento torbalarının 900 Ura olup muvakkat teminatı bunların yüzde o* beşidir.
5 — Bu malzeme ktırumumuzda istekliler* her gün gösterilmektedir
■ 6 — tlân badeliyle diğer masraflar İsteklilere aittir. Bu malzemeni*
Bandırmaya kadar nakli müesseseye aittir. «2903>
İçel daimi encümeninden
1 — Vüâyet hususi İdaresin* alt olup Halkavlnln icarında buluna* 134 ada v« (D persal numaralı tasarruf vesikasında hudut ve avtah yaslı İki katlı bina mlltemllâtlyle birlikte 5/3/945 dan 21/3/945 çarşamba günün» kadar 15 gün müddetle açık arttırma suretiyle satılacaktır.
S — Mukayyet kıymet) (33001 ve muhammen »atış bedeli (40000) ve muvakkat teminat (3000) liradır
3 — îhale 21/3/945 çarşamba günü saat 16 da daimi encümen salonunda yapılacaktır.
4 — Taliplerin teminat akçelerini İhale saatine kadar hususi muhasebe veznesin t yatırmaları şarttır.
8 _____ Fazla malûmat almak İsteyenler daimi encümene mürMaat edebilirler. t (3575)
5200
Yüksek Deniz Ticaret Mektebi Müdürlüsünden
Muhammen Çoğu Miktarı flatd tutan
Cinsi Çoğu A* LlraKr LlraKr,___________________________________
Beyaz t İr en k 520 500 10 5200 390 19/1/1945 p*-
gömleği z*rt*S aat: 11
1 — Talebelerimiz için «tın alınacak beyaz frenk gömleği kapalı zarf usulü İle eksiltmeye konmuştur. Eksiltme yukarıda yazılı gün ve saatte mektep müdürlüğünde toplanacak satın alma komisyonunda yapılacaktır.
2 — Şartnamesini görmok arzu elanlar mektep muhasebesin» mllra-oaat etmelidirler. Eksiltmeye iştirak edeceklerin 2490 sayılı konunun 8 v» 3 üncli maddelerindeki vasıfları haiz olmaları lâzım'lir.
3 — Yukarıda yanlı muvakkat teminatın teslim yeri İstanbul yüksek mektepler muhasebeciliğidir. Eksiltmey* gireceklerin ticaret oda* 1946 belgesi ve gurup vesikasını da zarflarına koyarak sözü geçen kanunun 32 İnci maddesi tarlfatı dairesinde kapalı zarflarını ihzar etmeleri v* bunları «kslltme günü saat on» kadar komisyon reisliğine makbuz mukabilinde vermeleri lâzımdır
Postada vaki olacak gecikmeler nazarı İtibara aimmıyacaktır (3731)
Muvakkat
(«mlnatı EkellUne gU*
LlraKr. ve aaaU
390
ı
a&m Temiz, Gayet Fennî
Surette İmal Olunan En Sıhhî
İçmenlzi Tavsiy0 Ederiz. Yaş Meyv« v« sebze Tarım Batlş Kooperatifleri Birliği. Talf. 42T7S
AKŞAM
SARAY Lokantası
Sahibi M N. ALBAYRAK
Tabldot 3 Kap yemek (200 Krş.) HepJni yemek mecburi değildir.
Yüzde 10 alınmaz. Karaköy'de merhum Ab- * dullah Efendi mevkiinde No. 31
Sene 27 — Nû. 9480 — Fiatl her yerde'10 kuruştur.
PAZAR 11 Mart 1945
Sahibi: Necmeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKSAM Matbaası
Rhin daha bîr noktadan geçildi
Tokyo şehri yanıyor
İmparatorun sarayına bombalar düştü, 40 kilometre karelik bir saha ateşler içinde
Şehirde gazeteler çıkmıyor; bir gar, telefon santralı, birçok fabrikalar haraboldu
Paris 11 (A.A.) — Tokyo radyosunun verdiği bir habere göre, ffokyoya karşı yapılan son akın, esnasında imparatorun sarayına bombalar düşmüştür. Yangın tam 17 saat devam etmiştir. Tahribedildiğı bildirilen hedefler arasında bir gar, bir telefon santralı, bir petrol tasfiyehanesi ve bir kaç harb malzeme fabrikası vardır.
Ankara, 11 (R) — Londra radyosu bildiriyor: Tass ajansının haber aldığına göre dün Tokyo-da günlük gazeteler çıkmamıştır. Bunun sebebi bir gün evvel Amerikan uçan kaleleri tarafından yapılan akında bir çok yerlerin harap olmasıdır.
Londra 11 (R) — Üstün Amerikan uçan kaleleri tarafından evvelki, gün Tokyo'ya yapılan büyük akın neticesinde şehrin pndilstri bölgesinin ortasında 40 kilometre karelik bir sahada binalar baştan başa yanmıştır. 11 saat sonra uçan bir tayyare
Son defa Tokyoyu bombardıman eden üstün uçan kalelerin kumandanı yüzbaşı Swerney
muazzam yangınların hftlft devam ettiğini görmüştür.
Uzak doğudaki muharebe
Londra 11 (R) — îwo adasında Japon mukavemeti hissedilecek derecede azaldı. Adanın kâmllen işgali pek yakındır. Luzon adasında Manlllâ’nm 25 kilometre doğusunda bir kasaba raptedilin iştir.
Amerikan kuvvetlerinin Min-danao adasının cenup batı ucuna asker çıkardıkla n hakkında Japonların verdikleri haber hâlâ Amerikalılar tarafından teyide-diîmemlştir. Amerika Japonların harbe girdikleri günden be>i 20 bin Japon uçağı İmha etmiştir.
New-York II (A.A.) — Domel ajansının verdiği bir habere göre, şimal Hindiçini'de Manoi'de bulunan Fransız garnizonu Japon kuvvetlerine mukavemet etmektedir. Burada şiddetli çarpışmalar cereyan etmektedir.
San Fransisco konferansına gidecek heyetimiz
Hariciye Bakanından başka iki Bakan, Meclis âzasından bir heyet, kadınlarımız, Bakanlıklar erkânı dahil olacak
Heyetin Savarona yatıyla gitmesi, önüşte Londra’ya uğraması muhtemel
. ..ıkara 11 (Telefonla' — San Fransisco konferansına gidecek heyetimizin. biraz aaha geniş tutulacağı anlaşılmıştır. Heyete Başkanlık edecek Hariciye Bakanı B. Haşan Saka* dan başka iki Bakanımız daha heyette bulunacaktır. Maliye Bakanı B. Nurullalı Esat sümerle Gümrük ve İnhisarlar Bakanı B. Suat Httyrl Ür-güplü’nün isimlerinden bahsediliyor.
Konferans münasebetile Türkiye'yi ge çalışmalarını Amerika’da daha esaslı bir şekilde tanıtmak ve Amerikanın faaliyetlerini yakından görmek ve tanımak İçin de Büyük Millet Meclisindeki bazı şahsiyetlerin, bu arada Hariciye encümeni reisi eski Bakan Ve büyük elçilerden B. Saffet Arıtan ile yine eski Bakanlardan Recep peker’in Millet Vekillerinden 0. Failli Rlfkl Atay. Profesör Cemil Bllsel. Hazım Atıf Kuyucak, Ahmet Şükrü Esmer, şinasl devrim. Bülend Osma'nın kza veya müşahit olarak gidecekleri öğrenilmiştir
Müstakil Grup Reis Vekili D Ali Râna Tarhan'in gideceği şimdilik te-•yyüt etmemekle beraber Müstakil Gruptan bir iki âzanın heyette bulunması takarrür etmiştir.
Kadınlarımızın da San Fransisco* da temsil '•dilmelerine karar verilmiş gibidir. Gidecekler arasında kadın millet vekillerinden bayan Tezer Taş-k( nrt. profesör Halide Edib - Adıvar, Dr, Sukda Mlhrl'nln, bulunacakları Çok kuvvetli bir İhtimal dahilindedir.
Maliye. İktisat. Ticaret. Gümrük ve İnhisarlar, Maarif Ziraat Bakanlıkları müsteşarlarının veya miinvs. sillrrlnln müşavir olarak konforunsa gitmeleri de faydalı görülmüştür
Basın ve Yayın umum müdürü B., Nedim Veysel îlkin ile Anadolu ajan-i sı umum müdürü B Frjk Hüseyin I Ho-zar'ın da heyete dahil olacakları ı haber alınmıştır
Heyete dahil olacafaruı isimleri i pek yakında, ağlebi İhtimal pazar te* veya salı günii Dış Bakanlığında
pılacak büyük bir toplantıdan sonra kati olarak anlaşılacaktır. Bu toplantıya Dış Bakanı B. Haşan Saka başkanlık edecek ve San Franclsco'ya gidecekleri kati olarak anlaşılmış gibi olan Kâtibi umumilik birinci muavini B. Feridun Cemal Erkin, hukuk müşaviri Prof. Nihat Erim, Birinci dair» umum müdürü B. Zeki Polar la diğer ilgili şahsiyetler toplantıda hazır bulunacaktır.
Heyetin Amerlkaya vapurla gitmesi İhtimali çok kuvvetlidir. Hattâ, bu seyahate Savarona yatının tahsis edileceğinden bahsedilmektedir.
Heyetimizin San Francisco konferansından dönüşte Londraya uğnya-rak birkaç gün orada kalacağı da İhtimal dahilindedir._
Almanyadaki
Türkler
İlk kafile İsveç’e vardı
Vatikan ve Sovyetler
Yakında bir muahede imzalanmadı bekleniyor
Ankara 11 (R) — Londra radyosu bildiriyor: Vatikan radyosu Vatikan ile Sovyetler Birliği arasında müzakereler yapıldığım teyidebmektedlr. Yakında bir anlaşma olması ve Papalık ile Sovyetler Birliği arasında dinî muahede İmza edilmesi bekleniyor.
Kuzey Transilvanya Rumen idaresine geçti Bükreş 10 fA.A.) — Mareşal Stalin İle Başbakan M. Petru Grozu ve Başbakan muavini ve Hariciye Bakanı M. Tatarescu arasında teati edilen mektuplardan sonra kuzey Transll-vanya, Rumen İdaresi altına geçmiştir.
Londra 11 (R) — Stokhoim-den bildirildiğine göre diin 257 Türk vatandaşı Almanya’dan İsveç’e varmıştır. Aynı trenle 65 sivil Ingiliz de gelmiştir. Bugün de 200 Türk vatandaşı İsveç'e gelecektir.
[Almanya'daki Türk vatandaşların İsveç’ten bir İsveç va-purile memlekete gelecekleri evvelce bildirilmişti.
HAFTA KOKUŞMASI
İyidirler amma üzerler
Yazan: Refik llalid Karay Bugün beşinci sahifemizde
DİKKATLER:
Ev zevki
Sosyal dâvaların ön plâna geçeceği bir dünyaya doğru gidiyoruz. Sosyal dâvaların başında İse, vatandaşları sıhhi, rahat ve ucuz evlerde barındırma işi gelir. Memleketimizde de ihmal oluna-mıyacak kadar büyük bir ev sıkıntısı vardır. Halbuki bir milletin İçtimaî seviyesinin cn güvenilir ölçülerinden biri de, evleridir. O kadar kİ, hattâ şöyle bir darbı mesel bile uydurulabilir: «Göster bana evini, söyliyeyim seviyeni!»
Ucuz, sağlam, temiz, rahat, çabuk ve çok ev yapmak, her şeyden önce bir teknik ve bir flnans işidir. İşte bu dâvayı, kendi imkânları nispetinde, her iki cephesinden ele aldığı, dünkü umumi' heyet toplantısında okunan ilk faaliyet raporundan anlaşılan Yapı ve Kredi Bankası, halkımızın bu mühim dâva üzerine alâkasını çek m iye muvaffak olmağa başlamıştır Rıı da gösteriyor kİ, biiyiik ve âcil bir ihtiyaç karşısındayız Tiiılclerin eve verdikleri ehemmiyetin en iyi delili, izdivaca «evlenmek., demiş olmalarıdır. Türk dehası, evsiz bir aile kurulabileceğini tasavvur bile edemiyor.
Müttefikler Coblenz’in varoşlarına vardılar
Dün bir çok şehirler zaptedildi, 13 bin esir alındı, Almanlar Vessel köprübaşını boşalttılar
Almanlar Hollanda’dan çekiliyorlar mı?
Londra 11 (R.> — Alman Haberler ajansı Müttefiklerin daha bir noktada Rhin nehrini geçtiklerini bildirmektedir. Bu haber Müttefikler tarafından henüz teyldedilmemlştlr. (3. B.O.ı nln cephedeki muhabiri Rhln’ln. doğu kıyısındaki Remagen köprüba-şlnın gittikçe genişletilmekte olduğunu bildirmiştir. Rhln’ln doğusundaki Müttefik kuvvetler dün yeniden bir kilometre İlerlemişlerdir, şimdi köp-rübaşinm uzunluğu 16. derinliği 8 kilometredir. Almanlar şiddetli mukavemet göstermekle beraber karşı hücum yapmamışlardır. Dün Alman uçakları emagen köprüsünü tahribet-mek İstemişlerse de Müttefik avcıları buna meydan vermemişler ve bütün gün devriye uçuşu yapmışlardır.
Daha kuzeyde Vessel’de Alman mukavemeti zayıflamıştır. Almanların burada nehrin batı sahilindeki köp-rübswnı boşaltmaları saat meselesidir. Bu sabah alman haberlere göre, Almanlar nehir üzerindeki İki köprüyü havaya uçurmuşlardır. Bu suretle buradan çekildikleri anlaşılmaktadır. Şimdi Rhin nehrinin Vessel’den Cob-lenz’e kadar batı sahili tamamen ■ Müttefiklerin elindedir. Amerikalılar Coblenz’in varoşlarına varmışlardır. Dün bu kesimde 8 şehir zaptedllmlş-tlr.
Dün yalnız üçüncü Amerikan ordusu 8000, diğer Amerikan kuvvetleri 5 bin esir almışlardır. Bu suretle istilâ hareketinin İptldasındanberi alınan esirlerin sayısı 1,020,365 1 bulmuştur. Diin Almanyada £ şehir ele geçirilmiştir. Rhln’ln batı kıyısında birinci ve üçüncü Amerikan orduları tarafından kuşatılan Alman kuvvetleri 23 bin kadar tahmin ediliyor. Birinci ordunun 30 kilometrelik bir cephe üzerinde İlerlemesi neticesinde Almanların bulundukları şaha daha ziyade daraltılmıştır.
Bonn zaptedildi
Londra 11 (R. )— Birinci Amerikan ordusu Rhin kıyısındaki Bonn şehrini zaptetmişiir. Burası çok eski ve ünlversltesile meşhurdur. Bestekar Bethoven bu şehirde doğmuştur. Şehirde bir çok demir ve çelik fabrikaları vardır.
Hollanda'dan çekiliyorlar mı?
Londra 11 (R.> — Alman haberlerine göre Müttefikler Holanda'da ta-aruza geçmek üzere büyük hazırlık yapıyorlar. Dün akşam alman bir haber Almanların Hölanda'dakl kuvvetlerini çekmeğe başladıklarını bildirmektedir. Almanlar Müttefiklerin cephenin güneyinde, Alsas kesiminde de büyük ölçüde bir taarruz yapmalarını muhtemel görüyorlar. Burada Forbach İle Hagenau arasında mühim Amerikan kuvvetleri vardır.
Londra 11 (R.) — Batı cephesinde yeni bir Amerikan ordusu savaşa glr-mişltr. Bu, on beşinci ordudur. Şimdi bu cephede çarpışan orduların sayısı sekizi bulmuştur. Alman haberler ajansı dün Remagen köprlibaşından Rhln’ln doğusuna gtçen Amerikalıların Honnef şehrine girdiklerini bildirmiştir.
Kurtarılan esirler
Londra II (R,l — Müttefiklerin İleri hareketi neticesinde Almanya'da bir çok Fransız fslrl kurtarılmıştır. Paris radyosu dün gece bu esirlere hltabederek Fransa'nın kuzeyindeki LU e şehrine ve daha 3 merkeze gitmelerini, burada hususi trenlerin kendilerini bekliycceğln! bildirmiştir.
24 Alman tümeni imha edildi
Londra 11 (AA.) — Reuter ajansının Parlşte Müttefik kuvvetler nez-dinrte bulunan muhabirine göre, çoğu
>y free version of 2PDF
Amerikan kuvvetleri zaptedilen bir Alman kasabasının sokaklarından geçiyorlar
zırhlı orduların ve paraşütçü kıtala- 1 rın seçmelerinden olmak üzere 24 Alman tümeni Rhenaııie muharebesinde İmha edilmişler veya İmhaya mahkûm bulunuyorlar.
Roer harekâtının başladığı günden, yani 23 şubattanberl 100 binden fazla esir alınmıştır. Vasati miktar itibaride bu, Avrupa çıkarmasındanberi geçen devre zarfında alman esir vasatisinin iki mislini teşkil etmektedir.
Hava alanları
Londra 11 (R.) — Dün batı Almanya’daki şimendifer hatlarına ve petrol tasfiyehanelerine bir çok hava atanları yapılmıştır. 13B0 Amerikan
uçan kalesi Dortmund yakınında 1 ayırma ve o civardaki diğer bir çok garlara hücum etmiştir. 450 avcı bu uçakları himaye etmiştir.
1800 uçaktan yahu* üç tanesi geri dönmemiştir. Ruhr havzasında Alman şimendifer seferlerini bozmak İçin yapılan bu akınlar çok İyi neticeler vermektedir.
Dün öğleden sonra İngiliz ağır bombardıman uçakları Ruhr havzasındaki hedeflere muvaffakiyetli akınlar yapmışlardır. Mosklto uçakları. arka arkaya on dokuzuncu gece olmak üzere dün gece yeniden Berlin’e taarruz etmişlerdir.
Kızılordu Danzig şehrine girdi
Bir kol Gdnia üzerine yürüyor, bir ordu da Stettin önüne geldi
Brüksel 11 (A.A.1 — Reuter ajansının Moskova'daki özel muhabiri, Sovyet kuvvetlerinin cumartesi akşamı Danzlg şehrine girdiklerin! bildirmektedir. Başka bir Sovyet zırhlı kolu da Gdqia İstikametinde ilerliyor.
Londra 11 (AA.) — Moskova’dan gelen haberlere göre, Sovyet kuvvetleri diin sabah Dan2İg şehrinin cenup mahallelerine girmişlerdir. Mareşal Zukov kuvvetleri de, Stettin dolaylarında şiddetle çarpışmaktadırlar. Bir çok Alman birlikleri nehri bu kesimde yüzerek geçmeye çalışmaktadırlar.
Londra 11 (R.l — Doğu cephesinde Rokosovsky kuvvetleri dün yeniden büyük İlerleyiş yapmış ve daha liılr noktada Baltık kıyılarına varıpjşlardır. 300 meskûn yer ele geçirilmiştir.
Stettin de güç durumdadır. Sovyet kıtaları şehrin pek yakınma gelmişler, birçok yerleri ele geçirmişlerdir. Kii5trln kalesinin Sovyet kıtaları tarafından zaptedlldiğl ve Nelse kıyılarında muharebenin yeniden şiddetlendiği hakkında Almanlar tarafından verilen haber henüz Moskova tarafından teyldedilmemlştlr.
Büyük bir meydan muharebesi
Brüksel 11 (A.A.ı — Reuter ajansının Moskovadakl özel muhabiri bildiriyor: Moskovaya gelen naberlere gö-
Berlin doğusunda Öder üzerinde 160 kilometrelik bir cephe üzerinde mua*-zam bir meydan muharebesi cereyan etmektedir. Öder batısında kanlı çarpışmalar olmaktadır.
Sovyet tebliği
Moskova 10 (AA.) — 10 mart tarihli Sovyet tebliği: 10 martta, Danzlg*in güney doğusunda kıtalarımız, verdikleri taarruz savaşları sonunda Tlgen-hof şehri ile diğer birçok meskûn noktalan ele geçirmişlerdir. Önemli demiryolu ve şose kavşak noktam olan Lauenberg ile Kartuzy zaptedll-miştir.
Danzlg kesiminde 300 den faıla meskûn nokta ele geçirilmiştir.
Stettin istikametinde, kıtalarımız, Jaogerswald ile diğer birçok meskûn noktaları ele geçirmişlerdir. Diin gündüz birinci Beyaz Rusya oephMl kuvvetleri bu kesimde 2000 den fazla subay ve eri esir etmişlerdir.
Macaristan’da, Balaton gölünün kuzey doğusunda, Tuna İstikametinde btr gedik açmağa çalışan düşmanın büyük tank ve piyade kuvvetleri-le yaptığı hücumlar kıtalarımız tarafından püskü ütülmüştür. Bazı kesimlerde düşman, ağır kayıplar oahnsma merallerimize hafifçe girmiştir.
Cephenin diğer kesimlerinde keşif faaliyeti ve bazi kesimlerde mahalli ehemmiyette savaşlar olmuştur.
Sahile 2
■ H Ş A «
12
r '5
SÖZÜN GELİŞİ
Veremle mücadele kıırm
Biz kitaba uyamıyorsak
Kitapların da bir okunma talihi vardır. Hangi kitap eıı çok okunur? Bilmiyoruz. Asıl İyi kitapların çok okunması lâzım gelir. Halbuki kötil kitaplar arasında okunmakta İyileri bastıranlar çoktur. Hattâ kitapçılar da hangi kitabın çok okunduğunu kestiremedikleri için igl talihe bırakmışlar, ne olursa kalıyorlar. Okuyucu kitabı bulacağına, kitap okuyucuyu buluyor. Yalnız şunu da kaydetmek lâzımdır kl artık kitabın da hayata uyması zamanı gelmiştir. Eskiden kitabı nasıl, nerede okurlardı pek bilmiyorum. Eski fotoğraflara bakarsanız en çok kitap okunan yer fotoğrafhanedir sanırsınız. Dedelerimiz şahadet parmaklarını şakaklanjıa dayamış olarak ve mutlaka dirseklerinin altında bir kitapla resimlerini çıkarmak âdetfndeydiler. Fakat yine de fotoğrafhanede kitap okumadıklarını tahmin edebiliriz. öyle sanıyorum kl eskiden kitap evde, evin kütüphanesinde yahut masa üstünde okunurdu. Zamanla kitap sokağa çıkmış, koltuk altına, yahut ceplere girmiştir. Palto ceplerinin büyük oluşu her halde içlerine ekmek, portakal, simit koymak İçin değil, kitap koymak İçin olsa gerektir.
Kitap şimdi sokakta, tramvayda, vapurda okunabiliyor. Çünkü evde kitap okunacak zamanı hemen hemen kalmamış gibidir. Artık kitabın da kıhk kıyafetçe sokakta okunur gibi olması okunma talihini arttıran sebepler arasındadır. Bir arkada-çını var: «Yalnız yolda okuyabiliyorum: onun İçin tramvayda, vapurda okunabilecek gibi kitapları alıyorum. Büyük ciltler, havaleli kapaklar artık benim okuma sınırımın dışında kalmıştır. Tramvaya bindim mi yolculuğun tatsızlığını bana unutturacak, kalabalık kinde gözüme yaklaştırabileceğim btr kitap cebimde olmalıdır. Onu açar, dalar giderim» diyor.
Tramvay yolculuğunun sıkıntısı doğrusu başka türlü sineye çekilmez. Biz kitaba uyamıyorsak kitap bize uymalıdır.
Şevket Rado
Olağanüstü senelik kongrelerini aktetti
Diinkii kongreden iki görünüş
Cumhur
Başkanı
suiistimali
Filârmonik orkestrasının konserinde bulundu
Ankara 10 — Cumhur Başkanı isme! İnönü, yanında Maarif Bakanı Haran Âli Yücel olduğu halde, bu akşam konsîrvatuvara gelerek Cumhur Başkanlığı Filârmonik orkestrası tarafından verilen konseri dinlemiştir.
Haşan Ferid’ln İdare ettiği Orkestra, hazır bulunanların lakdlrlerlle karşılanmıştır.
Sorgu yargıçlığında sanıkların ifadeleri alındı
Nehirler de geçildi
Nehirler ancak iyi müdafaa edildikleri vakit ehemmiyetli bir mania olabilir
Mülkiye tâyinleri
Ankara 10 — Zile Kaymakamı B Necip Sivas vali muavinliğine, Yalvaç kaymakamı B. Şahap Nezip kaymakamlığına, Münakalât. Bakanlığı mü-fetliri erinden B. Sami Dahiliye Bakanlığı mahalli idareler şube müdürlüğüne. maliye müfettişi İsmail maliye rctklk heyeti üyelğlne tâyin edilmişlerdir. ___________
fktisat Bakanlığı müfettişleri ve İstanbul savcılığı petrol ofiste bir suiistimale el koymuştur. Ad-1 İyeye İntikal ed?n bu hâdiseye göre ihtiyaç sahipleri tarafından vaktinde alınmıyan. petroller tevzi edilmiş gibi gösterilerek kara borsaya sürülmüş ve bu yüzden büyük menfaatler elde edilmiştir. Sanıklar ikinci sorgu yargıçlığına getirilerek İfadeleri alınmıştır. Tahkikat bitince bu işte alâkası görülenlerin yargılanmalarına başlanacaktır.
Adliye tâyinleri
Ankara 10 — Yargıtay üyeliğine tamir ağır ceza mahkemesi başkanı B. Ekmtl, tzmlr ağır ceza başkanlığına İzmir yargıcı B. Halim. İstanbul sulh yargıçlığına Babaeski yargıcı B Bahacddin, Kadıköy asliye ceza yargıçlığına Zonguldak yargıcı B. Galip tâyin edildiler.
İçtimaî Muavenet işleri dairesi başkanlığı
Ankara 10 (Telefonla) — Ma-arif Bakanlığı baş müfettişlerinden Dr. B. Celâl Otman, Sıhhat Bakanlığı İçtimai Muavenet isleri dairesi Başkanlığına tâyin edilmiştir.
Şiir hakkında bir konferans
Ankara 11 (Telefonla) — Halkevi dil ve edebiyat kolu tarafından ter-tlbedller «Edebiyat konuşmaları» nın beşincisi diin HUlkevlnde Nurullah Ataç tarafından «şiir» konusu üzerinde yapılmıştır. Nurullah Ataç, şiirin tarif edilemiyeceglnl; «lirin ne olduğunu bilmediğimiz için sevdiğimizi. Şiirde ne verin, ne mâna, ne de ahenk aranamıyacağını. şiirin hiçbir zaman tazeliğini kaybetmlyen sözlerden bir demet olduğunu belirtmiştir.
«şiiri estetikçiler değil, yalnız şairler anlıyablllr..»
Diyen Nurullah Ataç, konferansını Fuzull'den. Baki’den ve Karacaoğ-lan'dan birer şiir okuyarak bitirmiştir.
Dün saat 14 te Etibba odasında verem mücadelesi kurumunun olağanüstü toplantısı yapılmıştır. Dr. Esadm teklifle Cemiyetin ana tüzüğündeki maddelerin Anayasa'dakl terimlerle değiştirilmesi oy blrllğile ve sonra general Dr. Tevflk Sağlam’ın teklifi üzerine merkezde 1 murahhas İzanın bulundurulması kabul edildi. Olağanüstü toplantının sona ermesi Üzerine mutat genel kurul toplantısına geçildi. •
Kürsüye gelen başkan general Dr. Tevfik Sağlam, kongreyi İdare etmesi İçin bir reis seçilmesin! teklif etmiş, kongre reisliğine Dr. Esat seçildikten sonra 1844 İdare heyeti raporu okunmuştur. Rapora göre, kurumun muhtelif dispanserlerine bir sene içerisinde müracaat eden hasta adedi 15705, radyografiyolojller 554. radyoskopi sayısı 12378 ve bir sene içerisinde beslenen veremli hasta 27869 dur. Erenköy sanatoryumunda 4B1 hasta tedavi edilmiştir.
Bundan sonra general Tevflk Bağlam. cemiyetin çalışması hakkında İzahat vermiş, bu arada demiştir kİ:
t Dispanserler bizim teşkilâtımızın belkemiğidir; bunların sayılarını arttırmak mecburiyetindeyiz. Zira bir dispanser muayyen bir muhiti tatmin edebilmektedir. İstanbul için 20 dls-
pansere İhtiyaç vardır. Hâlen 5 ve yeni yapılan Kasımpaşa dİspauserile 0 dispanserimiz vardır. Bunun için kurumumuz her sene yeni bir dispanser açmak mecburiyetindedir. Bütün şehir halkını senede bir defa röntgenden geçirmek lâzımdır.
Gııraba hastanesi 3 üncü dahiliye kliniği yanında bir verem istasyonu kurduk: burada genç dahlllyecllerl-miBl yetiştiriyoruz. Bunların İsviçr fiye yollanmaları da faydadan hail değildir.
Hemşire hususundaki sıkıntı maalesef, kızlarımızın bu mesleğin okullarına gösterdikleri alâkasızlıktandır.*
Bundan sonra hesapların tetkiki ve murakıp raporlarının okunmasına geçildi. Müteakiben kurum ve sanatoryumun 945 yili İçin teklif olunan bütçesi 270,403 Ura olarak kabul edildi ve yeni idare heyeti seçimi yapıldı. Neticede eski tdare heyeti İpka edildi.
Ord. Prof. Dr. Tevfik Sağlamın reisliğinde Kurum heyeti İdaresi su zevattan müteşekkildir:
Dr. Halil Sezer. Dr. Neşet Osman Daman. Dr. Ömer Lûtfi Eti, Tabir İpekçi, Salih Öztoprak, Safiye Hüse-&n Elbl, Kâzım Taşkent. Dr. Tevfik matı Gökçe, Dr. Kutsi Esencan, Mustafa Aşkın.
ve
Karasu adliye binası yandı
İzmit 10 — Çıkan bir yangın neticesinde Karasu'da adliye binası yanmıştır. Zarar 25,000 lira kadardır.
Tıraş bıçağı geliyor
Ankara 10 — Yatanda İskenderun limanına gelecek ttcaret eşyası arasında tıraş bıçağı bulunduğu da öğrenilmiştir. ________
Sıtma ile mücadele
Ankara 10 — Sıtma ile mücadele işleri için bu yılki bütçeye 1,158,000 lira konmuştur. Bu paranın bir kısmı İle kinin, atebrin ve başka İlâçlar satın alınacak geri kalanı da mücadele işlerine sarfolunacaktır.
Posta kanununun 34
35 inci maddeleri değiştiriliyor
Ankara 11 (Telefonla' — Posta kanununun 34 ve 35 İnci maddesinin değiştirilmesi hakkındakl kanun tasarısı son şeklini almıştır. Taahhütlü mektuplarla taahhütlü posta paketlerinden kaybolanlar için verilmekte olan tazminat en çok sekl2 lira İken yeni tasarıda bu miktar arttırılmıştır. Kaybolan taahhütlü mektuplar için 10 liraya kadar tazminat verilecektir. Paketler İçin ağırlıkları göz önünde tutularak şu şekilde tazminat verilecektir: Be? kiloluk paketler İçin en çok 10 lira, on kiloluk paketler için 35, yirmi kiloluklar İçin 20 lira.
Ayrıca tenzilâtlı ücretle gönderilen okul kitaplarının kaybolması halinde de sahiplerine tazminat ödenmesi esası konulmuştur.
Gerek tazminat usulleri ve gerek bedellerin Ödenmesi bakkındaki hükümler milletlerarası P. T. T. esaslarına uygun olarak tertiplenmiştir.
Türkiyenin ehemmiyeti
Londra radyosunun yabancı memleketlere ait yayını
Harbin sonu
Alman dayanmasLtıin son Uıoıol şarkta Öder ve garpla Rhln nehrinde kalmıştı. Yeni haberler İse şarkta Zukof ordularının Küstrin ve Ebers-walde köşelerinde Öder nenrlnl, garpta ise birinci Amerikan ordusunun Bonn şehri cenubundan Rhln nehrini geçtiği bildiriliyor
Bundan bir evvelkt yazımda Rhln'l geçmenin Siegfrled'l aşmektfiı en bz on kere daha kolay olduğunu yazmıştım. Bu on kereyi zikrederken hayli emniyet payı da bırakmıştım Hakikatte Rhln'l geçmek belki on beş ve belki yirmi defa dalın kolaydı. Neteklm Amerikan tank lan nehir kenarına gelir gelmez ve ağlebi ihtimal büyük mikyasta yüzücü tanklarla köprücü kollarının nıotorbotlarını ileri sürerek yanın saatlik bir yüzmeden sonra nehrin öte vakasına geç-tiler ve köprü başını tesis ederek tutundular.
Rhln nehrinin çok gen’ş akıntısının çok fazla olduğunu ve böyle ’blr nehri ateş altında geçmedin müşkülâtını eski bir istlhkâmcı afetiyle bilirim. Ancak müdafaa zayıf İst ve müdafi taraf saldıranın hareketine tabi kalırsa darbenin nereden geleceğini kes tire mlyeceğl İçin geniş sahalara yayılır, her yerde zayıf kalır ve geçme yerinde kâtı kuvvet bulun-duramas. Bundan sonra köprü başı na karşı yapılacak harekette de mü-taarna taraf daha hazırlıklı bulunduğundan üstünlüğü ele geçiremez. Köprü başı her iki tarafa doğru alabildiğine genişler.
Rhln'de hâdisenin böyle olduğuna ve böylece devam edeceğine şüphe edilemez. Vftkıa nehrin geçildiği Bonn cenup mıntakası asıl düzlük ve harekâta müsait olan Ruhr sahasından biraz aşağıda kalır, /akut her halde birinci ordu kendi karşısındaki düşmanı çok zayıf bulmuş olmalı kİ Rhln'l diğer orduların nehrinden evvel geçmeğe teşebbüs etti, muvaffak da oldu. Şimdi bunu şimale doğru genişletmeğe, dokuzuncu ordu *îe nehrin şarkında birleşmeğe çalışacaktır. Bu 1? de nihayet birkaç günde tamamlanacaktır.
Şarktaki nehir geçmesine gelince; Sovyetler Öder nehrini Silezyada ve Berlin’in cenubunda çoktan, geçmişlerdi. Şimdi Berlin şarkında geçmeğe uğraşıyorlar. Bu veal teşebbüsün gösteriş mahiyetinde olması da çok vârlttlr. Çünkü kanaatimce Sovyetler bir zamanlar nasıl merkezden hızla llerllyerek Pomeranvayı eağ yanlarında bırakmayı ve sonra da buradaki orduları tecridi tlldilerse. şimdi
r
Yazan:
M. Şevki Yazman
de aynı tâbıyeyl kullanarak Berlin cenubundan Elbe nehıh- varmaları ve sonar bunu takiben Hambourg’a şimal denizi sahillerine k.«-ur çıkmaları kabildir. O vakit bütün .şimali Almanyadakt Alman k’izvetltrl çevrilmiş, tecrldedilmlş olac-ıktıı. Bu so-bepten şimdi Berllnln şarkında başlamış olduğu bildirilen Zrıkof ordularının taarruzu daha ziyade buralara kuvvet çekmek ve sonra b »ntan Öder İle Elbe arasındaki şeritten ve Berlin garbından çevirerek parçt'ayıp ayırmak gayesini güdebilir. Meğer kl Kı-zılordu Berlin müdafaasının pek zayıf ve bu çeşit manevralara ihtiva* göstermediğine kani olura h onu cepheden hücumla alnrnk Her ne
hal olursa olsun artık Öder nehrinin geçilmesi ve Şerlinin 'Pvrılmesl veya düşürülmesi güh. nihayet hafta meselesi gibi görünüyor.
Büyük nehirleri bu harr.de Almanlar çok kolaylıkla geçerken kimse pek hayret etmiyordu, şimdi müdafaa ve savaşlarının çok çei'n -Mdııgtı kanaat! zihinlerde yerelmiş man Almaıl müdafaası önünde böyle ruhim nehirlerin birkaç saatte geçildiği görüldükçe nedense hayret ’/ntr olunuyor. Düşünmek lâzımdır «1 nehir de, her mânla gibi ancak iyi müdafaa edilebilirse bir İse yar-- Voksa ivi müdafaa edllemlyen mân laların da bir işe yaramadığı askerî bir mütaarife-dlr. Almanlar Slegfried tahkimli »attı gibi çok müsait bir müdafaa mevziinde tutunamazlarsa, nehirler kenarında ne yapabilirler?
Sonra nehir müdafaasının bir ..a-yıf tarafı vardır kl onu da gözden kaçırmamak lâzım: Nehirler düz değillerdir. Az veya çok İstikamet değiştirirler. Buralarda çok defa mute-arrte mevziine karşı van ve hattâ bazen arka verirler. Bu sebeple buralardan geçmek de çok kolay olur. Eğer bir nehrin uzun bir parçası müdafaa mevzii halinde kullnnılıv.'rs» bunun her yanına dağılmak ve *ıer yanını kuvvetli tutmak İmkânı ola-mıy aratan dan topoerafik durum ltl-barlle de böyle zayıf olan verJerden kolaylıkla geçilir.
Bu sebeple nehirleri geçmenin har şeyden evvel İki tarafın savas kudreti arasındaki farka bağlı bir faktör olduğunu hatırdan çıkarmamak lâzımdır. Bir kere bu muvazenede Jİr aksaklık oldu mu, arkası düzeltmek,
Created by free version of 2PDF
çok yakın
Milletlerarası işçi komitesi başkanınm demeci
Nüfus başına 1 makara
verilecek
Avusturya
Amerika yeniden kurulmasını istiyor
Antep ve Maraş şube hatları
Ankara 10 — Antep ve Ma-raş şube hatlarının tasasına yakında başlanacaktır. Bu maksatla bütçeye 200,000 lira konmuştur. Erzurum - Sarıkamış demirytîlunun inşasına bu yıl da devam edilecektir.
Ereğli kömür şirketinin satın alınması parası Ankara 11 (Telefonla) — Maliye Bakanlığı. Ereğli kömür şirketinin satın alınmasına karşılık olarak 1045 bütçesine 2 milyon 900,000 lira ödenek koymuştur.
Lsndra radyosu 1Q (B. Y. U. M.) — ! Londra radyosunda, ecnebi memlf- ‘ ketlere tahsis edilen siyasi kronik esnasında Türkiye'den bahsedilmiş ■ ve sözcü ezcümle şöyle demiştir: 1
(— Almanya ve Japonya’ya 37 nek ' devlet olarak harb İlân eden Türkiye, bu kararını geç bir saatte almış olmasına rağmen Müttefikler arasında iyi karşılanmış ve San Francisco'da toplanacak olan konferansa ortak devlet olarak çağırılmıştır. Makme harbinin İcaplarına alışmış olması lâzımgelen Türkiye, İki milyonluk 01-duslle önemli bir kuvvettir. Fakat Türkiye'ye izafe edilen ehemmiyet asktri olmaktan ziyade psikolojiktir, Harbin baş döndürücü seyri altında Türkiye'nin durumu ve Türk ekonomisinin inkişaf tarzı AvrupalIlar tarafından lâyıklle taklbedilememtş-tir. Askeri masraflar bütçenin büyük bir kısmını massetmektedir. Mübadele hususunda karşılaşılan, müşkülât memleketi sıkıntılı bir vaziyete düşürmüştür. Tedavüldeki para miktarı, harbâen evvelki zamana nispetle üç misli artmış bulunmaktadır. Fakat buna mukabil memnuniyet uyandıran vaziyet Türkiye’deki altın stokunun 343,5 tona yükselmiş bulunması, yani harbden evvelki stok mevcuduna nispetle beş mİ ali artmış olmasıdır. Türkiyenin 900 milyonu tecavüz, eden bütçesinde 500 milyonu milli müdafaa İhtiyaçlarına ta!h.ris edilmiş! İr. ________________
Vaşiogton 10 (AA.) — Mile t lir arası İşçi komitesi başkanı M. Murray, Avrupa’da harbin bitmesinin bir hafta mr olduğunu söylemiş ve
Avrupa da harbden sonra enflasyonun biıurifi geçebilecek bir teminat olarak maaş ve ücretlerin yükseltilmesini Ayan Meclisinin, bankalar encümenin den İStc-miştir.
Almanya’da çete harbine hazırlık
Londra 10 (A.A.) — .Daily Mail» gazetesinin siyasi muhabiri yazıyor:
Ooebbels'ln trBundan sonra harb seyyal cephelerde cereyan edecektir» d> mcsl Nazll?rin artık Alman halkına Almpn ordusu mukavemetinin sonu yaklaştığını ve bunu bir Naz! çete harbinin tatabedeceğini anlatmak ıhmanı geldiğini belirtmektedir.
Mareşal Montgomery ne diyor?
Londra 10 (A.A.ı — Mareşal Moııt-gonicry, Brüksel'de, şehrin belli başlı meydanını dolduran halka hitaben, Fra; ize a olarak bir demeçte bulunmuş ve ezcümle demiştir kl:
Son zafer muhakkaktır ve bu hususta şüphe edilmez. Belli olnuyan yegâne nokta, son zaferi elde edeceğimiz tarihtir. Belçika toprağı üzerinde artık hiç bir Alman kalmamıştır Ve düşman aslâ geri dönmlvecekttr.
Ankara 11 (Telefonla) — Evvelce serbea olarak satışa çıkardan dikiş İpliği makaralarından herkesin l&yı-klie İstifade edemedikleri görüldü-! ğünden, bu defa bunların karne İle dağıtılmasına karar verilmiştir. Gelen siyah ve beyaz makaraların nüfus adedine yeter miktarda olduğu anlaşıldığından, nüfus başına birer makara verilmesi suretlle herkesin İstifade etmesi temin olunacaktır. Mart - nisan ayına alt ekmek karnelerindeki «O» kuponu karşılığında tevziata bu hafta İçinde başlanacaktır.
Londra 11 (R) — Amerika hariciye müsteşarı M. Grev Avusturya'nın Naziler tarafından işgalinin yedinci yıldönümü mü-n as ebet ile Amerika’nın harbin sonunda hür ve yeniden kurulmuş: bir Avusturya görmek istediğini söylemiştir.
Haybeliada sanatoryomu
Ankara 10 — Heybeliada verem sanatoryomunda İnşası bitmek üzere olan paviyonun 270 yatağının tesis ve techlzile 250 yataklı Trabzon Nümune hasta-leslnln tesisi için bütçeye tahsilat konmuştur.
Japonya Hindiçini’nin idaresini eline aldı
Paris 10 (AA.) — Dün yayınlanan ’’ ’ _
Fransız HindiçinI halkının Japonları karşı düşmanca hareketleri ve bu bölgedeki Fransız makamlarının Japon makamlarına karşı mukavemeti, Japon-yayı memleketin idaresini ele
Ingiltere Münakalât
Bakanlığı temsilcisi
Ankara'da
Ankara 11 (Telefonla) — İngiltere Münakalât Bakanlığı orta Şaık temsilcisi B, Landate, dün uçakla Kahireden şehrimize almaya eevkettiği bildîrilmek-gelmşitlr, , İtedir."
bir Japon tebliğinde.
Almanya'da Yahudi ırkından Türk vatandaşları bulunamadı
Bükreş 10 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: İsviçreden alman inanılır bir habere göre, Almnnya’da toplama kamplarında göfcaltma alınmış olan Yahudi ırkından Türk vatandaşları bulunamamışlardır. _______
İtalyan Başbakanı cephede
Londra 11 fR.) — İtalya Başbakanı Bonoml, hükümet üyelerlle birlikte sekizinci ordu cephesini ziyaret ve burada çarpışan İtalyan Kromono gurupunu teftiş etmiştir.
Güney İtaTyada bir esir kampında bulunan 30 bin İtalyan esiri serbes bırakılacaktır. Bunlar Müttefiklerin yanında savaşacaklardır.
Dil kurumu genel sekreterliği Ankara 10 (AA) — Türk kurumu merkez heyeti, kurum başkanı ve Maarif Bakanı Haşan - Ali Yücel’ta başkanlığında : bugün yaptığı toplantıda genel 1 sekreter merhum İbrahim Necini DİJmen’in Türk diline ve ku-rumuna ettiği hizmetleri saygı I İle anmış ve bu törenden sonra Maraş Milletvekili Hflsan Reşit, Tankut'u oybirliği ile kurum ge-! nel sekreterliğine seçmiştir.
Gl. Roatta yakalanmadı
Roma 10 (A.A.) — General Roatta’nın tevkif edildiği hak-kındaki haber resmen yal&nlan-mıştir. Tevkif ediien onun benzeri olmuştur. Tevkif, heyecanlı ve uzun bir takipten aonra yapı lmşıtır.
dil
Kadıköy savcılığı, Erenköy kız lisesi yangını etrafındaki tahkikatını bitirmiştir. Lise hademeler İnden Hatice Taşlı ile Esat Sanca haklarında tedbirsizlik. dikkatsizlik ve nizama riayetsizlikle yangın çıkardıklarından dolayı dâva açılmıştır.
10/3/1946 flatlerl Londra Özerine 1 sterlin Neyyork üzerine 100 dolar Cenevre 100 İsviçre Fr Madrid üzerine 100 pezeta Btokholm üzerine İÛ0 kuron
Esham ve Tahvilât
Ergani % 5 1933
İkramiye!! 5. 5 938 % 5 ikramiyen M. M, % 1 Milli Müdafaa
MI 111 Müdafaa 2
Millî Müdafaa 3
% 5 945 Milli Müdafii Sivas - Erzurum 1
Sivas - Erzurum 2-1 % 1 1941 D. Y. 1
1941 Demiryolu n 1941 Demiryolu m
1941 Demiryolu % 5 Anadolu D Yolu ffc 80 Anadolu tahvili 1 • H Anadolu Miimes _
boksa' O1ŞLND1 Reşadiye altını
Gulden
Külçe alim bir gramı
11 Mart 1945
AKŞAM
AKŞAMDAN AKŞAMA
Fransanın ve Japonyanm mağlûbiyet sebepleri
Fransanın Majinosu düştüğü ve bu güzel memleket istilâcı düşmanın seline uğradığı vakit, bazı kimseler şu tarz mütalâalar yürütmüştü:
— İşte o avareliğin neticesi buydu: Olanlar oldu! Tabii Almanya galebe çalacaktı. Zira disiplin memleketiydi.
Buradaki kelimeler dikkate değer: «Demokrasi» anlamı
«avarelik >■ dîye isimlendirilmiş. «Nazi istibdadı., merhumu da «disiplinn diye peçelenmiş. Ve mantık, boşalan bir makara gibi alabildiğine yürütülüyor!
Buna karşılık o zaman .şöyle demiştim:
— 1914 harbinin galibi yine aynı demokrat FransaydL O harbin mağlubu da yine aynı Prusya disiplinli Almanya idi. Muğlâk cemiyet hâdiselerini niçin hesap dersindeki gibi «vahide irca.. etmeli?
Dostum Biirhan Felek meğer o yazımı aklında tutmak lütufkârlığını göstermiş. Geçen gün Japonlar hakkında ileri sürdüğüm bir düşünceye benim silâhımla karşı koyuyor. Geçen gün de demiştim ki:
— Muhafazakârlar Japonları bize «cici çocuk» misali diye göster rlerdi. Onların asırlık ananelerini l^atiyen terketmcdiklerini söylerlerdi; «İşte biz de onlar gibi olmâhyiz!» derlerdi. Halbuki Japonların vasattık lan görenekler meselâ bizim mahya kurmamız. kandil simidi yememiz, loğusa şerb'ti pişirmemiz tarzında masumane âdetler değildir: Şayet Yeniçeri ruhunu muhafaza etseydik de sırf garbın tekniğini alsaydık, İçtimaî inkılâpları yapmasavdık: mazi artığı bir derebeyi ruhu içinde yaşıyan Taponlara o zaman benzerdik. Muhafazakârlarımız. Japonları misal diye göstererek bizi içtimai İnkılâplardan mahrum bırakmak istiyorlardı. Milletler camiasından ruhça ayrı düştüğü içindir ki, Japonca tekniğinin basanları nispetin»’- eziliyor ve daha da ezilecektir.
Bu düşüncelerimi. Biirhan Felek ağahevîm'Z. Fransa hakkında yazdıklarımla kıyaslıyor*.
— Hani «vahide irca» etmemeliydi? S'mdi ne oldu? — diye hana takılıyor. — 1905 harbinin
ga'ibi de bugünkü ruhu taşıyan Janonlar değil mivdi? - dive soru vor.
Evet. Fakat Çarlığa karsı galin' Ru h>r,.. Vo asıl mesele:
t
ŞEHİR haberleri
Zeytinyağı satışları
Gelecek hafta İstanbul a daha fazla yağ getirilecek
Alma Mater
GUNUN MEVZULARI
Muhtekire en ağır ceza
Kasapların kontrolü
Fransanm şıan olan «demokrasi» mağlûbiyet sebebi olamaz. Japonyanın şiarı olan «nnıhafa-rakârlık» perişanlık sebebi olabilir. Birincisini »vahide irca» edemeyiz. İkincisini «aslî sebep» dive gösterebiliriz.
İstanbul un her semtinde tâyin edilen bakkallar vasılaslle perakende zeytinyağı satışlarına başlanmıştır. Uzun müddettenberl bol miktarda zeytinyağı bulamıyan halk bu bakkalları doldurmaktadır. Bu yüzden her semtte oturan herkesin yağ alabilmesi için bakkallar kendilerine mahsus bazı usuller koymuşlardır. Yağ satan bazı büyük dükkânların yağ alacaklara öğleden evvel fiş dağıttığı, öğleden sonra da fiş alanlara yağ sattığı öğrenilmiştir. Bazı açıkgözlerin bu fişleri toplıyarak mukabilinde elde ettikleri yağları yüksek fiatle sattıkları söylenmektedir. Vilâyet elindeki vasıtalarla bu ve buna benzer şekillerdeki yağ suiistimallerinin önüne geçmek üzere geniş ölçüde harekete geçmiştir. Perakende yağ satmalarına İzin verilen bakalların en küçük yolsuz hareketlerine müsaade edilmemektedir. Kendilerine zeytinyağı satmak müsaadsi verilmiyen-İçrln ellerinde bulunan zeytinyağla-rını beyanname ile bir hafta içinde Vilâyete bildirmeleri icabetmekte idl. Bu müddet hitam bulduğundan, şehirde zeytinyağı araştırmalarına başlanmıştır. Yapılan kontrollar neticesinde Küçiikpazarda Ahmet ve oğullarına ait tahminen 25 bin kilo kadar’ tutan 1500 teneke sabunluk zeytinyağı meydana çıkarılmıştır. Bu yağlar Vilâyete bildirilmemişti. Bundan başka Yağ iskelesinde bir yağcıda da Vilâyete beyan edllmlyen bir miktar zeytinyağı bulunmuştur. Ayrıca izinsiz zeytinyağı ve fahiş fiatle fındık yağı satan Ortaköydekl Ziso adlı bakkal da yakalanmıştır. Bunların her üçü de Milli korunma mahkemesine verilmişlerdir Araştırmalara devam olunuyor.
Şehirde zeytinyağı İstihlâk eden yatılı okullar, hastane ve sanatoryumlar da vardır. Vilâyetçe bu gibi müesseselere zeytinyağının Tariş tarafından verilmesi ııvgıın görülmüştür.
Şehre getirilen yağlar Vilâyete beyan edilmektedir. Vilâyet, haftanın cumartesi gününden maada biitün günlerinde tcsblt edilen sıraya göre, izinli bakkallara yağ dağıtacaktır. Üç büyük şehrin yağ İhtiyacını temin etmeği üstüne alan Tariş henüz geniş ölçüde şehre zeytinyağı getlrtme-miştir. Çok yakında İstanbula getirilecek Tariş zeytlnyağlarile beraber toptancı tüccarların yağlan da izinli bakkallara dağıtılacaktır. Önümüzdeki hafta daha bol miktarda zeytinyağı getirileceği, bu suretle de izinli bakkallara daha fazla yağ dağıtılacağı tahmin edilmektedir.
Açık muhabere;
Zonguldakta bayan R. K, — Kızınızın ve kendinizin müşterek amatörlüğünüzü, mesabenin uzaklığı dolayısile, bana bizzat göstermeğe imkân olmadığına göre, tafsilâtı mektupla yazınız Memnuniyetle istifade ede-rim
(Vâ Nû)
Rektör Ankaradan döndü
Bir hafta evvel Maarif Bakanlığı ile üniversiteye ait işler hususunda görüşmek üzere Ankaraya Çilmiş olan rektör profesö gençse. Tevfik Sağlam şehrimize dönmüştür.
Öğrendiğimize göre rektör An-karada açılacak tıp fakültesile ilgili toplantılara iştirak etmiştir.
Bir resim sergisi
Naci Kalmukoğlu’nun eserlerinden mürekkep resim sergisi dün İstiklâl caddesinde Kitap sarayında açılmıştır. On beş gün açık bulunacak olan bu sergide ressamın 50 eseri teşhir edilmektedir. Ressam, şimdiye kadar Üçü Ankarada, ikisi burada olmak üzere beş sergi açmıştır.
Basın balosu 24 martta
Tiirk pasın blrliŞi İstanbul bölgesi bo-şknnlı&ından: 24 mart 1945 de Taksini Belediye gazinosunda verilecek plan bu yılkl balomuzun daha başarılı olması İçin salonda yer intizamını sağlamak istiyoruz.
Bu sebeple; balomuza her yıl şeref vermekte olan’ sayın davetlilerimizden dfivetnamelerinl 13 mart 1945 (Tününden itibaren Birliğin Lâle sineması karşısındaki merkezinde Balo tertip heyeti kâtipliğinden aldırmalarını dileriz.
Öğretmenlere takdirname
Maarif Bakanlığı, şehrimizdeki ilkokul öğretmenlerinden 150 sini. vazifelerinde gösterdikleri üstün başarıdan dolayı takdir etmiştir.
İthalât malları
Bütün ithalât mallarının Ticaret birliklerinin kontrolü altında getirileceği yazılmıştı. Bir zamandanberl bu karar yürürlüğe konmuştur. Önce Ticaret Bakanlığına duyurulmadan ve doğrudan doğruya yerindeki tacirlerle anlaşılarak yola mal çıkarılmış, gümrüklerimize getirilen bu malların geri gönderilmeleri uygun bulunmadığından, piyasaya çıkarılmışlardı. İzin almadan getirilen mallar arasında işe pek o kadar yaramiyanlar bulunduğu gibi, maliyet fiatleri çok yüksek olanlar da vardı. Bakanlık, bu gibi açıkgözlerin hareketine sekte vermiş olmaktadır.
Ticaret Bakanlığı, yeni kararı vermekle lüzumsuz maddelerin ithalini . önlemiş ve ona ayrılacak döviz ve Lisansın ihtiyaç duyulan maddelere verilmesini İmkân İçine almıştır ı Pırlanta, baharat, termus gibi nıad- ; deler olmasa da olur. Bundan sonra , dışarıdan bu ve buna benzer malların , getirilmesine set çekllmiştlr.’Bunların ' dövlzlerlle başka mal getirilecektir. .
ithalât işleri İçin alınan tedbirlerin 1 yerine getirilmesinde gecikilmiş ol- ■ makla beraber, yakında İyi sonuçlan i görülecektir.
İhtikâr ile milletin kanını emenlere karşı cemiyetin korunması için düşünülen tedbirler, memleketine, rejimine göre, büyük değişiklikler arzetra ektedir. Bazı hükümetler ölüm cezasına kadar ileri gitmişlerdir. Fakat bu ağır tedbir de kara pazarın hayatiyetinin, gelişmesinin önüne geçememiştir. Para hırsı, her mürakabeyi, müdahaleyi, tazyik ve cezayı al’tedecek kadar büyük bir kuvvet midir?
Normal zamanlarda bir iktisadi ilerleme âmili olan kazanç isteği buhran devrelerinde vicdan, İnsaf, ölçü mefhumlarını silip süpüren, cemiyetlerin maddî ve manevî sıhhatini yıkan tabii bir âfet mi oluyor?
İki bin beş yüz senelik insanlık tarihi bu kuvvetin hakikaten önüne geçilemiyecek kadar ezici, dehşetli olduğu intibaını vermektedir. Hattâ en şaşılacak hâdise, tazyik ve ceza ağırlaştıkça, ihtikârın da cüretinin artmış olmasıdır,
Tehilke arttıkça, suçlular, aldıkları bir nevi sigorta primini arttırmak lüzumunu duymaktadırlar.
. Geçmişte hemen bütün dinlerin. meselâ ihtikârın bir şekli olan mfirabahacılığa, tefeciliğe karşı yaptıkları bütün telkinler de fazla semere verememiştir. Ancak sermaye hacminin artması, yani pâra arzının çoğalmasıdır ki faizi makul ve meşru hadlere indirebilmiştir.
Allah korkusunun insan cemiyetlerinin en kuvvetli disiplin unsuru olduğu zamanlarda bile hafifletilemiyen para hırsına, bugünkü maddî dünyada, bilhassa İçtimaî şuuru vasatin altında olan cemiyetlerde, gem vurmak daha güç oluyor. Hele az çok zümre menfaati güden memleketlerde, bir sınıf halk İçin mubah ve meşru sayılan bir hareketin diğer bir sınıfa yasak edilmesi. aranan neticeyi veremiyor. Meselâ eski Mısırda öyle zamanlar olmuştur ki. rahipler, siyasî kudretlerini suiistimal ederek, memleketin bütün zenginliğini, her vasıta ile, mabetlerine akıt mışlardır. Bu sınıfın hükümetçe hoş görülen hırsı, tabiî bütün muhite yayılmış, yerli, yabancı herkes kazanç sahasında birbile yansa girmiştir.
Mikrobun, bazı unsurlara faydalı olacak diye cemiyetin bünyesine girmesine müsaade edilince, bütün uzuvların istilâya uğraması tabiîdir. Tehlikeli, nazik mevzularda fertler, hükümetler tıpkı sihirbazın çırağı vaziyetindedirler. Su bendinin kısmen açayım derken, kapaklara hâkim olamazlar ve serbes kalan sular, önlerine geçen her şeyi sürükleyici bir vahşet ile. her tarafı istilâ eder.
Harb ve buhran zamanlarında, kabul edilen hep hangi bir esası, istisnasız, tam müsavilik ile bütün memlekete, bütün fertlere, bütün müesseselere tatbik et-mkten başka başarıya götürücü yol yoktur Meselâ fiat konusunda tam serbeslik gibi, bir seviyede durdurma da. birbirinin tamamen zıddı olmakla beraber, müdafaa edilebilen iki siyasettir. I
Güçlükleri asıl doğuran kabul edilen prensipin umumî ve mutlak olarak tatbik edilmemesi, meselâ bazı istihsal ve ticaret sahalarının serbes bırakılıp, bazılarının zincirlenmesidir. Böyle bir vaziyette bağlanmış olan mevzular zincirlerini koparmak için her çareye baş vurur, Bu gayreti, bu tepkiyi meşru değil, fakat bir dereceye kadar tabi! bir hâdise olarak görmek lâzımdır.
Böyle olmakla, bugün bizde de, cemiyete ıstırap veren ihtl-kârın az çok tabiî sayılması lâzım gelen bazı sebepleri olmakla beraber, harb ekonomisi bir nevi zecri ekonomidir.
Yüzde yüz, hattâ geniş ölçüde bir haşan beklememekle beraber müdahale, tazyik, hükümetin en esaslı bir vazifesidir. Cemiyete, millete karşı mesuliyetini en geniş mânasile bilen hükümetimiz
baş vuruyor, diğer taraftan da şiddetli bir ceza mekanizmasını işletiyor.
Biz bu ceza sisteminin müessirliğini arttırmak için baş vurulacak bir tedbiri incelemek isteriz. İdam, başka memleketlerin tecrübeleri bunu göstermiştir ki, fazla müessir bir ceza sayılamaz. Esasen insan hayatına karşı âzami titizlik, saygı gösteren bizim gibi en medenî cemiyetlerde, tamiri imkânsız olan ölüm cezasından, mümkün olduğu kadar, çekinmek gerektir. Bir tek ferdi değil, fakat bütün bir cemiyeti ilgilendiren ihtikâr gibi bir cürümde, en serin kanlı hâkimlerin bile, az çok kendi isyan ve nefret hislerinin tesiri, bir nevî mânevi ve iadesi imkânsız tazyik altında kalmaları muhtemel değilse bile mümkündür. Bazan adlî hatalar doğurabilecek böyle bir mevzuda tashih ve tamiri mümkün ol-mıyan hükümlere mahal vermemek, milletimizin yüksek adalet telâkkilerine uygundur.
Biz, ihtikâr cürmüne karşı idam cezasmı tesirsiz ve bilhassa tehlikeli buluruz. Esasen dünyada paradan başka bir şey düşünmeyen kimseleri en zayıf, en hassas taraflarından vurmak lâzımdır.
Muhtekir bütün cemiyetin parasını, haksız olarak kendine çeken sözde tüccardır. Adalet bu tarzda toplanan parayı ve serveti. hakikî sahibine, millete geri vermeyi icabettirir. Mîlletin ıstı rabı, sefaleti üzerine kurulmuş serveti, hattâ kısmen suçlunun elinde veya ailesinde kalacak olduktan sonra, hapis, hattâ idam gibi cezalar adalet icabını yerine getirmez.
İhtikârdan devamlı bir menfaat beklenmemesi bakımından da, toplanan servetin müsaderesi tehdidi, en cüretlileri de en cok düşündürebilecek en müessir. bir müeyyidedir.
Bu cezanın verilmesinde bir zühul olsa da. bu ileride tamir ve tashih edilebilir, Adlî hatanın tashih edilebilmesi, bu cezanın tatbikinde hattâ biraz aceleciliği bile mazur gösterir. Hattâ, bizce, adliye cihazının şekle ait bazı titizliklerini, bu mevzuda, biraz hafifletmek mümkündür, hattâ lüzumludur. Cemiyetin yüksek menfaati, bütün halkın maişet zorluklarının kaldırılması uğruna, bazı fertlerin mağdur olmalarını bile hoş görmek lâzımdır.
Fransızların dedikleri: «A la guerre comme â la guerre..» Harbe giderken normal zamanın titizliklerinin, nazlarının yeri yoktur. Muhtekir için mal candan kıymetlidir. Onıı, malını, hattâ yakınlarına verdiği mal da dahil olmak üzere, bütün malını cemiyet nam ve hesabına geri alarak vurmak mümkündür.
Bu istikamette, bir kaç yerinde ve kesin hareket bütün halkın maişetinin düşmanlarını düşündürür ve yola getirir. Fakat küçüklerden evvel büyükleri ezmek şarttır
CFVAT NfZAMt
Fahiş fiatle et satan 7 kasap millî korunma mahkemesine verildi
Okuduğu mektebe bütün bir ömür boyunca bağlanmak .. Ne yazık ki bizde lıeniiz. böyle bir bağ kurulmuş değildir. Birçok memleketlerde bu bağ. doğum yerine bağlılık kadar kuvvetlidir. 80 yaşında. 99 yaşında insan görürsünüz ki mektebinin ismini söyliyerek:
— Ben «...... oralıyım!, diye
öğünür. Ve hayatında hiç bir zaman mektebi ile alâkasını kesmiş değildir. Şayet muvaffak olmuşsa, para kazanmışsa mutlaka o baba evi gibi bağlandığı çatıya maddî yardımlarda bulunmuştur.
Bu itibarla o gibi mesut mektepleri gezerken "buralarda okumuş, feyiz almış insanların raü-esseseye hediyelerini görürsünüz. Kimi bir konferans salonu hediye etmiştir. Kimi meselâ ön cephtH nin merdivenlerini yaptırmıstııQ
Kimi mektepte yetişen büyük hfi şöhretin büstünü bahçeye dikti^j
Şehirde koyun eti darlığı devam ediyor. Belediye, bu darlığı Önlemek üzere sıkı kontrollar yapmaktadır.
Dün pay yerinde 600 koyun satılmıştır. Bu koyunlann canlı kilosu 115 kuruştan muamele görmüştür. Bu fiatle canlı alman koyunlar, kesildikten sonra nark fiatile satıldığı zaman normal kârı bırakmaktadır. Aynı pazarda satılan bin kuzunun cani kilosu 120 - 170. 254, sığır da 90 95
kuruştan muamele görmüştür.
Belediye, kasap dükkânlarında da araştırmalar yapmaktadır.
Kazı kasapların koyun etlerini buz dolaplarında saklıyarak nark fiatından daha fazlaya saltıklan ve bunları kuzu etlerine karıştırdıkları meydana çıkarılmıştır.
Ay basından beri belediye iktisat müdürlüğü murakıpları tarafından yapılan kontrollar neticesinde hile yaptıkları anlaşılan 7 kasap millî korunma mahkemesine verilmiştir, Bunlar, kıvırcık eti satmaktan imtina eden ve koyun etini kuzu eti fiatma satan Abdullah, kuyruk satışından imtina eden Zühtü, koyun etini satmaktan imtina eden Tayyar, ciğer satışından imtina eden Sev-feddın. koyun etini fâhiş fiatle satan Gami, ve Karaman etlerini kuzu etine karıştırarak satan fctavro ismindeki şahıslardır.
Bundan başka Kadıköyünde ve Pangaltıda iki pastahane sahibi-etiketsiz tatlı ve pasta satmaktan millî korunma mahkemesine verilmiştir.
Belediye cezalarının tahsili şekli değiştirilecek Bledlye zabıtası talimatnamesine j aykırı olarak hareket edenlerden1 almaca^ para cezalarının miîhim bir kısmı tahsil edilememekte idi. Halbuki belediye yasaklarına riayet edilmesini temin etmek üzere verilen ezaların derhal yerine getirilmesi lâ-zımgelmektedir Bunu düşünen belediye başkanlığı, belediye cezası tahsil işinin kaymakamlıklardan alınarak doğrudan doğruya merkezce yapılmasını muvafık görmüş ve bu maksatla belediye muhasebesinde bir şube kurulmuştur. şimdlye kadar kaymakamlıklarda bulunan tahsildarlardan eoğu merkez kadrosuna alınmışlardır. Kaymakamlıklarda hırnkı'an tahsildarlar, belediyenin verdiği 'yıldırım) cezalarının, yahut suçlunun mahkemeye gitmeden ceza vermesi mecburiyeti karşısında bu paranın [tahsilini temin etmek içindir Merkezde kurulan btı teşkilât şimdilik bir denemeden İbaret olacaktır, Mali sene sonunda alınacak neticeye göre şayet merkez, topladığı paralan kaymakamların tahsilatından fazlaya çıkarabilirse merkez teşkPfttl bir kat daha kuvvetlendirilecek ve kaymakamlıklardaki tahsilata da kesin olarak son verilecektir.
A* 1945 yılında damgalanması İca-beden ölçü ve tartı âletlerinin damga günleri trsbtt edilmiştir. Semtlerin damga günlerini gösteren cetvel pazartesi günü Hân edilecektir.
31
kadar
alarak, paralarını % 2-5 faizle işletenler gelecek yıldan itibaren, kuralara
Yeşilay cemiyetinin
25 inci yıldönümü
Yeşilay cemiyeti bugün yirmi beşinci yıldönümünü kutlamaktadır. Bu münasebetle bu sabah saat 10,30 da Eminönü Halkevin-de bir kutlama töreni yapılacaktır. Törende sırasiyle profesör B. Fahreddin Kerim GÖkay, doktor B. İbrahim Zati Öğet ve en genç Yeşilaycı tarafından nutuklar söylenecek ve Yeşilaym hizmetlerini ve gayelerini anlatacaklar-dır. Kutlamada vali doktor B. msnaslle mıen nuKUmeum« Lûtli Kırdar da bulunacakta lbir ^raftan iktisadi tedibrlsr.
her Mart ve her Eylül çekilecek ikramiyeli iştirâk hakkını da kazanmış olurlar.
Eski cüzdan sahipleri
bu yılın yıllarnı ınevdııattariyle iştirak ederler.
Ki»»
9 eylül ev. kurasına evli ve arsalı kuralarına
olduğu gibi, gelecek da hem eski, hem yeni
tarihine kadar
YaP’ »* KREDİ BANKASI A. Ş.
iniştir. İrfan oğullan, kazandık-, lan paralarla, irfan annesininO yani mektebin eksiklerini ta-^_ tnamlamışiardır q
Henüz bizde höyle bir şey yotfj/j tur. Mektepten bir istasyonda-tren bekler gibi, bir istasyondarer geçer gibi geçip gideriz. Muayyeıv zamanı doldurduktan sonra trerfi* gelir. Binersiniz ve İstasyon bi{z daha İliç dönmemek ş9rti!c. hat*“ tâ hatırlanmamak üzere, arka**» nızda kahr. Ben kendi kendini hayatta muvaffak olan. zenginO leşmiş insanlar bilirim. Hat' O yetiştikleri mektebin karşısın» çg otururlar. Mektep eskilikten, ha(0 raplıktan dökiiliir. Ve bıı paralfrr eski talebe bunıın farkında bir»* değildir. Kapı yapmak ister, fakat aklına gelmez. Zira bizde bütün bir ömür boyunca mektebe bağlanmak. «Alma Mater» denilen bir şey yoktur.
Halbuki maarif müesseseler!, kültür müesseseler! hu hususi ferd bağlılığı ile desteklenmedikçe nafiledir.
Meselâ eskilerin hayatını tetkik ederken daima «Mercan idadisi» ismi karşıma çıkıyor.
Mercan idadisi!.. Bugün ismi bile unutulmağa mahkûm bîr müessese. Vaktile buradan ne talebe, ne hocalar geçmiş... Fakat şimdi o sadece bir isim halindedir. Bu ismin yarına da geçeceği fanıamilc şüphelidir.
Her memlekette olduğu gibi bizde de para kazanmış insanlar var. Bunlardan tahsili olanlar, bu bizim malûm ve muayyen mekteplerimizde de okumuşlardır değil mi?. Bu mekteplerden çıkanlar arasında zenginleşenler de vardır elbette... Fakat mekteplerin halinden hiç belli değildir. Anne evlâdını yetiştirdiği zaman ondan bir şeyler bekler. Fakat yiiz binlerce evlât yetiştiren mektep. çocuğunu kapısından dışarıya çıkardıktan sonra onun bir daha yüzünü görmüyor.
Mektebe bağlanmamak ruhu bir göçebelik olsa gerektir ve bunu da sökiip atmamız maarif bayatı için ilk şarttır. Bu bağın şimdiye kadar kurulmamas’iıın bir çok sebepleri de vardır. Ruhu muayyen bir yere, bir binaya hâtıralarla bağlanırsa onu unutamaz. Halbuki bizde mektepler, bugün burada ise yarın başka yerdedir. Meselâ en çok mezunıi olan mektepleri alalım: İstanbul erk - k lisesi.. Bu mektebi «Sen Benova» binasında, Miinir paşa konağında. Beyazıttaki Maliye binas-nda ve nihayet Düyunuumumive binasında görüyoruz. Bir nesil içinde bu mekteplerin 3-4 avrı binasında okuyanlar vardır Bu sene mektep buradadır. Ertesi sene başka yerde.. İstanbul kız lisesi. Evvelâ Dîvanyolunda. müftülük binasında. Vefada. Babıalîdf . Galatasarayın vaziyeti bundan dolayı farklıdır.
Mekteplerdeki bu göçebelik de rııhî göçebeliği doğurmaktadır. «Alma Mater» denilen şevi kurmak için her bakımdan çalışmalıyız...
Hikmet Feridun Es
Satışa çıkarılan ithal malları
Taksim Abdülhak Hâmit cad. No. 8 de Jorj Hollenbacha radyo akşamı (Rezistans). İst. Tahta-kale No. 51 de .Tak Dekaloya deri saat bileziği. İst. Prevuavans handa, îsak Modianova sivah oksit. İstiklâl cad No. 389 da Hafıza Mahmuda mendil.
AKŞAM
11 Mart 1945
Saniîe 4___________________
1(ARAR ZAMANI
|Yazan SUMNER WELLS
BİRİNCİ KISIM DÖRDÜNCÜ BAHİS
Müdafaadan tecavüze
Amerikanın hazırlığı — Amerika, İspanyayı niçin tuttu?—İspanyanın dostluğu Amerikaya neler teinin etti?
Adolphe Menjou kadın olsa neler yapardı, neler yapmazdı?
8 — Yeryüzünde bütün milletlerin, realist veya ruhi sebeplerle, kuvvet istimalinden vazgeçmeğe yanaşacaklarına inanırlar. Kendi huduttan dışındaki milletleri tecavüzle tehdide-den veya edebilecek olan milletler kara, deniz re hava kuvvetleri kullanabildikçe İstikbalde sulhu korumak mümkün olmıyacağma göre, umumi emniyet için daha geniş ve daimi bir sistem kuruluncaya kadar, bu gibi milletlerin silûlısızlandırtimast şarttır. Aynı zamanda sulhsever milletlerin silahlanma yükünü hafifletecek olan pratik tedbirleri de teşvik ve bunlara yardım edeceklerdir.
Franklln D. Roosevelt TOlnston S Churchlll
■ o tarihten beri, Reis ve Başvekil, değil yalnız Vaşlngton’da, dünyanın bir çok yerlerinde sık sık buluşlular. Arka arkaya yapılan Içtimalarda birbirlerini anlayışları, ve aralarındaki şalisi münasebetlerde mevcut dostluk arttı.
Amerika nın hazırlığı
Amerika, Alamnya İle her türlü münasebetlerini kestiği zaman, he-nü_. harbe girmiş değildi. Memleketin kahir tasvıbile Reis Chnchlllle destroyer - üs anlaşmasını yapın'?, ve memleketin müdafaası İçin lâzım olan hazırlıklara başlamıştı. Bu hazırlıklar olmasaydı. Japonya Pearl Harbour hücumunu yaptığı zaman Amerika pek fena bir vaziyette bulunacaktı. Bununla beraber, Amerlka-d3 efkârı umumiye tehlikenin şümulünü takdirde o kadar gafildi kİ. Reisle Chuıchlll’ln buluştuğu gün Va-şinçtondan Mümessiller meclisinin mecburi askerlik hizmeti kanununun devamının bir rey ekseriyetle kabul ettiği haberini atmıştık Halbuki bu kanun çıkmasaydı, Amerikanın müdafaa hazırlıklarını müessir bir surette tamamlamak mümkün alamazdı
Reisin gösterdiği siyasi cesaret iiz»’-, rinde ne kadar durulsa azdır. New-"' fouııdland sularındaki buluşmanın icapları çok büyüktü. Halbuki selâmetimiz bakımından bizim de İstikbalimizi kurtarmak icln lıarbe girmekliğimi* İstenilir bir şeydi, ve zaten birçoklarımızca bundan kaçınmak mümkün değildi
Dört aydan daha az bir zaman sonra Amerika tekrar harbe girdiği zaman, Atlantik beyannamesi, Birleşmiş milletleri biribirlnc bavlıyan bir anlaşma hükmünü aldı Bıı beyanname onları harb İçinde müttefik olarak bağlıyor; zafer kazanıldıktan sonra da beraber yürümeğe mecbur ediyordu. 1P42 ocak ayında, Mihver devletlerine karşı harb halinde bulunan bütün Birleşmiş mt'letler tarafından kabul edilen ve sonradan hürriyetleri İçin harbe giren hükümetler tarafından da İmza edilen bu beyanname, bütün bu miletterf Atlantik yasasındaki hükümlere riayete ve harb devam etlikçe Mihver devletleri İle ayrı sulh yapmamağa mecbur etmektedir.
Amerika İspanyayı niçin tuttu?
Bu memleket harbe girince, Amerikanın yalnız Fransaya karşı değil. İspanyaya karşı taklbettiğl siyaset de hayli tenkld mevzuu olmuştur. Amerikanın Şimali Afrlkayı İstilâsına kadar olan hâdiseleri hah ederken söylediğim gibi, bizim Şimali Afrlkadakl işgal kuvvetlerimizle, Fransada yerleşmiş olan Alman kuvvetleri arasında bir tampon devlet halinde bum-nan İspanyanın vaziyet! bizim İçin askerlikçe hayati ehemmiyeti haiz hlr mesele idi. Burada takibettiğlmlz siyaset de her şeyden evvel askeri zaruretlere lstlnadettlrllmlş ve İdeoloji meseleleri İkinci plâna bırakılmıştı
Benim gibi, demokrasinin serbesçe ve hiçbir taraftan tehdide maruz kalmadan İşllyebllmesl lâzım geldiğine, ve nazi ve farist İdarelerinin hükümlerini geçirdikleri yerlerde demokrasinin serbesçe ve tehllkeşisce yaşıya-nuyacağına inananlar, ispanya hükümetinin siyasetini endlşs ve şüphe ile görmelidirler. Harbin İlk senelerinde Franco hükümet’nln temel taşlarını teşkil eden general Franco, Dış Bakanı Suner, ve Falange partisi. yalnız faşizmin ve Pltterlzmin zaferine değil, fakat bu zaferin kendi menfaatleri lehine olduğuna da İnanmışlardı. Bu İşin fena olan tarafı. İspanyada Alman nüfuzunun artması. Birleşmiş milletler için en büyük tehlikeyi teşkil ediyordu Çünkü bu vaziyet, yalnız tngllizterin Cebe-lüttarıktakl vaziyetlerini tehlikeye düşürmekle kalmıyor, şimali Afrika-da o sırada Amerikalıların elinde bulunan hayati münakale hatlarını da tehdldedlyordu. Almanlar İspanya ve Portekiz! İşgal ettikleri takdirde Açores adalar mm da Almanların eline düşmezi ihtimali çok kuvvetli idi. Bu takdirde İse, İngiltere Cenubu şarki Atlantlkten uzakla-vmağa mecbur olacak ve bizim şimali Afrlkadakl ha vat yollarımız Mihver tarafından daimi tehdit altında bulunacaktı Fikrimce. Belsin, biz harbe girdikten aonrn, İspanyaya karşı ‘.ak-ıbettlği si-yajıet realist ve akıllıca olmuştur. Müessir bir surette bir Avrupa istilâ har-
bi yapmaktaki gayemi* bakımından bu hususta söylenecek söz yoktur. Bu siyasetin muvaffakiyetli neticeleri açıkça sabit olmuştur. Biz, İspanyol milletine karşı dostça hareket ettik vo kendilerine çok muhtncoldukları anlarda malzeme verdik. Yoksa, dahili harbi yüzünden genişlemiş olan açlık ve ıstırap bir kat daha artmış olacaktı. İspanya ile yaptığımız alışveriş sayesinde Almanyanm İspanyadan muhtacolduğu stratejik maddelerden ancak pek azını alabilmesi mümkün oldu Almanyanm İspanyadaki nüfuzunu kırdık ve ispanya hükümetinin Mihver devletlerine açıktan açığa yardımda bulunmasına mâni olduk. Ve bunu, Mihvere iltihak ettiği takdirde İspanyanın Şimali Af-rlkadaki hareketlerimizi kötftrttmleş-ttrebllcceğl ve balyaya çıkarma yapmamıza mâni olabileceği Nr zamanda yaptık. Bundan maada. Ispanya hükümeti ftzasmın hensl hattâ Soner'in Dış Bakanı bulunduğu za man dahi, Mihver taraftan değildi Eğer İspanya hükümeti erkânının yardımları olmasaydı, burada Alman nüfuzunu kırmağa ve İspanyaya hu-lûle imkân bulamazdık
Bugün şimali Afrikada kuvvetli bir surette yerleşmiş bulunuyoruz Ve Fransız mukavemet orduları cesaret ve kahramanlıkla yanımızda har-bedlyorlar. İtalya harb dışı edildi ve Birleşmiş milletler orduları İtalyanın mühim stratejik mevkilerini işgal etmiş bulunuyorlar. Portekiz, İngiltere İle olan İttifakını tazeledi Vc Açores adaları emin ellere geçti. İspanya, Müttefiklerin Avrupayı latüû plânlarını tehlikeye düşürebilecek mevkiini kaybetti.
Şimdi İngiltere ve Amerika hükû metleri, haklı olarak. Franco hükümetinden Hltlerln İspanya içinden, harbi uzatacak her hangi stratejik bir madde almamasını istemektedirler. Zaten İspanyol milleti de kendi kendin! bir dereceye kadar açlıktan kurtarmıştır. Bu sebeple İspanyaya Garp devletleri tarafında*' verilen petrolün kesilmesi, artık o kadar zararlı değildir. Artık Franco hükümetinin düşmanlarımıza maddi yardımı kesmesini İstemek zamanı gelmiştir Eğer dış siyaset, sadece tir sempati veya antlpatl meselesi obaydı Amerikanın geçen beş sene içinde İspanya ile hiçbir münasebette bulunmaması lâzımdı. Bir zamanlar, İspanya hükümetinin Garp hemisferlndekl bazı ajanlarının Mihver lehlndekr faaliyetleri ve Rusyaya karşı Alman-yanın açtığı taarruza yardım etmesi, bütün resmi münasebetleri kesmek İçin kâfi sebeplerdi.
Bununla beraber Amerika hükümeti bu meşru sebeplere dayanarak Franco İle münasebetleri kesmiş olsaydı. Akdenlzdekl harb gayretlerimize hayli zarar vermiş olacaktık. Halbuki bu tehlikeyi atlatmakla kal-mıyarak, İspanyol milletinin Ameri-kaya karşı olan duygusunu değiştirmeğe muvaffyak olduk. Ünıtdettlğt-mlz gibi, harbden sonra, İspanya meşruti bir hükümet kurduğu takdirde, onunla salim münasebetten tesisi İçin de Icabeden temeli atmış olduk.
(Arkası var)
|| Halkevleri ve Kurumlar ||
> Beşiktaş Gençlik Kulübünden: Kulübümüzün ve Milli takımımızın çok kıymetli ve emektar sporcularından sevgili kardeşimiz Hüsnü Sav-man’in ânl ölümü ile uğradığımız unutulmaz acıyı paylaşan ve bizzat cenaze törenine Iştlrâk etmek ve çelenk göndermek Iûtfunda bulunan ve telgraf ve mektupla başsağı dileyen büyüklerimize ve bağlı bulunduğumu* Beden Terbiyeslle, umum spor teşekküllerine v(- sporcu arkadaşlarına, müesseseler?, yakınlaıina ve dostlarına candan teşekkürlerimizi ayrı ayrı bildirmeğe teessürümü* mâni olduğundan, bn hususta sayın gazetenizin tavassutunu rica ederiz.
A İkinci Tulûat Gecesi — Eminönü Halken, i Tiyatro Şenliğinin en çok rağbet gören Tulûat Tiyatrosu mü-sameresı pazar giinü akşamı değişik programla tekrarlanacaktır. Halkın arzusu üzerine bu defa da Tulûat Tiyatrosunun, salonda ve sahnedeki bütün hususiyetleri canlandırılacaktır. Haber aldığımıza göre, bu defa, bütün eSM kantocular da müsamereye Iştlrâk edeceklerdir.
A İktisat Fakültesi mezunları cemiyetinden: İktisat Fakültesi talebe-lerlle mezunlarını birbirine tanıştırmak maksadllc 17/3/045 cumartesi günü Taksim Belediye Gazinosu pa-Tİyonunda Urtlbedilen husus! çay davetiyelerini, en geç 16 mart cuma akşamına kadar Galata, Lâcivert handaki cemiyet merkezinden almalarını üyelerimizden rica ederiz
A Beyoğlu Halkevinden: Güzel Sanatlar ve Kütüphane Yayın kolu yeni komite seçimi 21/3'945 çarşamba günü, »ant 18,30 da yapılacağından o gün ve saatte âzalarin (Taksim saki Sular İdaresi binasındaki) Halkevi-ne teşrifleri rica olunur.
Artist muhtelif harb cephelerine yaptığı uzun bir seyahatten Holîywood’a döndü
Holllvut'un tanınmış artistlerinden Adolphe Menjou. Amerikan askerler-lerinl eğlendirmek İçin muhtelif cephelere yaptığı uzun bir seyahatten sinema şehrine dönmüştür Artist bir müddet dinlendikten sonra venl bir filim çevirmeğe başlıyaraktır
Adolphe Menjou uzun seyanatl esnasında İngiltereyi. İtalyan, şimali Afrlkayı ziyaret etmiş. 85 hastanede müstnnereîer vermiştir. Artist Ingil-terede 7 hafta kalmış, verilen bir vaı-yete temsilinde teşrifatçılık telif roller yapmıştır
Adolphe Menjou aslen Fransızdır. Babası Fransanın Pau şehrinde doğmuş, oradan Amerikaya hicret etmiştir. Menjou. Amerikanın Pittsburg şehrinde doğmuştur Muntazam tahsil görmüş ve makine mühendisi olmak için üniversiteye gi’-mlştlr Diploma almak üzere İken birdenbire aktör olmak- hevesi duymuş ve tahsilini bırakarak sahneye çıkmıştır Aynı zamanda filim de çevirmeğe başlamıştır Birkaç sene silik vazıyette kal mistir. Fakat Sarlo. bu gencin Iktl darını anlıyarak. kendisine (Umıı mun oyu» filminde mühim bir ro vermiştir. Menjou, bu rolde çok muvaffak olmuş ve derhal meşhur artistler sırasına geçmişti O tarihten-beri durmadan filim eerirmektedlr,
Menjou. 1,75 boyunda kumral saçlı, lâcivert gözlü, sohbeti hoş bir İnsandır. tnırillzce, Fransızca Aımanca, İtalyanca. İspanyolca olmak (izere beş lisan bilir. Son seyahatinde radyolarda bu bes lisanda neşriyat yapmış. Amerikanın harb gayretinden bahsetmiştir
Menjou, Amerikanın en şık erkek- j terinden biri diye meşhurdur. Düzl- . nelerle elbisesi, yüzlerce gömleği var- ' dır, Giydiği elbiseyi kendisine yakış- ' tırnıayı çok iyi bilir. En çok kaçtığı , şey züppeliktir, Artist gerek erkeklerin, gerek kadınların sade, tabii ol- , malarına taraftardır. Bunu her fır-şatta söyler. Son zamanlarda bir sİnema mecmuasının kadın muharriri Menjou İte görüşmüş ve .Kadın ol-, savdınız ne yapardınız?» diye sormuştur. Menjou. bu soruya şu cevabı vermiştir:
I «— Bir kadın olsaydım her şeyden evvel göze batacak şeylerden kaçardım. Her kadının kjsurlu ve kusursuz tarafları vardır. Bir kadın olsaydım kusurlu taraflarımı gizlemeğe çalışırdım. Her halde, muhakkak surette tırnaklarımı fazla uzatmazdım. Dünyada bunun kadar çirkin şey azdır Tırnaklarımı fazla ıızatmıyaca-ğım gibi çok da boyamazdım Hele, hepüz bir cinayet işlemiş gibi kırmızı vernik asla sürmezdim Kirpiklerime de rlmeî «örmeıdîm. Rimeller kirpikleri birer hançer sekline sokuyor. gözün “iizelliğlnl. rrânalılığını tamamen ortadan kaldırıyor.
BLr kadın olsaydım katiyen sert kokular, tevantalar ku'ıanmazdım. Saçlarımı i'ı.yamaktaı. s(-n derece kaçınırdım. Lmum! yerimde pudra, ruj sürmezdim Pijamadan ve erkek kıyafetlerinden âdeta -man görmüş gibi kaçardım Panta'or., . por kıyafetler! erkekler İçindir bunlar kadına asla yakışmaz.
Bir kadın ulsaydım cudaklarınu pek hafif poyardun. Fnzıa boya dudaklara bir yara manzarası veriyor kİ bundan çirkin şey otemaz Bir kadın olsaydım sokakta asın sigara İçmezdim. Başka yerlerde de sigarayı nadiren İçerdim. Umumi yerlerde sİ gara İçmemeğe çok dikkat ederdim Bir erkekle sokağa çıktığım zaman bindiğimiz araba kentli otomobilim olsa bile volanı erkeğe bırakırdım
Bir kadın olsaydım sahtelikten son derece kaçardım. Konuşurken katiyen külhanbeyi tâbirleri kullanmazdım. Sporu mutedil ««kilde yapardım, erkekleşmiş görünmemece çok dikkat ederdim.
Bir kadın olsaydım her şeyden evvel vekarlı olurdum. Katlına en çok yakışan şey vekardır.»
AeolpM Menjtfu
CASUSLAR
rine almalarını ve bu eğlencelerin yalnız şimdi için değil, lâkin 5 - İÜ -15 sene ve hattâ harb kurbanlarının hastanelerde kaldıkları müddetçe devam etmesini rica etmektedir.
Mektuplarda mis Slms: oEn acele İş, yataklarından kımıldan ama yan ve eğlence yerlerinde herkese karışanu-_ yan hastalara hoş vakit geçlıtebll-1_ inektir. Bu plân, aynı zamanda tanınmış Amerikan artistlerinin İstidatlımı ortaya koymağa bir vesile olacaktır. Zira, kendim de küçük bir şehirdenim ve biliyorum kİ kıyıda köşede kalmış birçok tanınmağa değer sanatkârlar ortaya çıkabilecektir.» demektedir.
Artistin teşkil ettiği bu milli komiteye şimdiden dahil olan kimseler şunlardır: Mrs, Eleanor Hoosevelt, general John J. Perstılng. Nev York valisi Fiorcllo Laguardla, Şikago valisi Echvard J. Kelley, harb mevcudu Nev York mıntakası müdiresi Mrs, Anna Rosenberg. milli radyo kumpanyası reis! Nlles Trammel ve Metro - Goldwyn Mayer kumpanyasından B Mayer
Iwojima adası
Amerikan silâhendazlannm, bu savaşın en çetin harekâtım vapmakla oklukları Iwo Ji-ma adası. Voicano İsmi verilen takım adalarında bulunan Z büyük adadan bîridir. îv/o Jima adasının sahası 13 kilometre kare kadardır. Japon lar. bu adada bulunan alanlardan ka kan bomba uçaklariie 50 mil cenupta bulunan Salpandaki Amerikan üstün uçan kale üssüne hücum ediyorlar. Diğer taraftan, iwo Jima Japon ana topraklarına yapılan üstün ucan kale hücumlarında ihbar edici bir rol oynuyordu.
Bu volkanik adaların arazileri çok ânzalıdır. Kaya'ıklardan ibaret olan tepeler birdenbire korkunç bir uçurum teşkil etmektedir. 1940 senesinde Volca-no adalarında da 1,134 kişi yaşıyordu. Bu nüfusun büyük bir kısmı lwo’dadır. Voicano ada lan, 1891 senesinde Jauonva’va neç* m.’sfl.
Harbden sonra elektrik cihazlarına karsı biivük bir rağbet olacak
Harb sonu dünyasında elektrik cihazlarına karşı fevaklâde bir IstelS olacağı temin edilmektedir Fakat, bu arada en fazla rağbet görecek cihazı su sekl.lde sıralamak mümkûn-
ir
Elektrikle çatışan camaşfr yıkama aklne&l. radyo ve televizyon cihazları, frijider, toz alıcı ve temtzlevlel âletler, otomobil.
Bu tahminler. Birleşik Amerlkada harb sonu plânlarlle meşgul olan Elektrik cihazları toptancılar birliği komitesi tarafından yapılmıştır
Son 2-3 sene zarfında mevcut elektrik cihazları halka elverişli almadığı İçin, günden güne azaimnkta-dıy. Tabii ihtiyaçlar da İlâve «ditecek olursa, harb sonunda büyük bir mü* bayaa kudr^-'u bns şÜDhe edilemez
Created by free version of 2PDF
lıklara karşı muafiyet elde ttıoek için ö aşı serisine başlamıştır. Artiste evvelâ kolera, sonra san humma, tifüs ve nihayet tifo ve tetanos aşılan yapılacaktır.
Artistin, Ünlversal stüdyolarında çevrilen «Daima mütevaa ol. İsimli fillmlndeki rolünü sekteye uğratmamak kin. bu aşılar kendisine yalnız haftada bir defa yapılıyor. Amerikan ordusu da mis OTiriscoll’a, haşerattan muhafaza için eldiven, uçuş elbisesi ve tam askeri elbise gibi hususi giyim eşyası verecektir.
Mis O'Drlscoü bundan evvel yaptığı Atecutlennûj turnesinde o kadar büyük soğuklarla karşılaşmıştı kİ, kendisi bu sefer gideceği yerin daha mutedil olacağını ümit ediyor. â I B |
NACÎ KALMUKOĞLU
RESİM SERGİSİ
Bir artist, deniz aşırı seyahatine çıkacak
BLr deniz aşırı turnesine hazırlanan sanatkâr Martha O’DrLscoll, hasta-
10 Mart cumartesi - 20 Mart pazar, Her gün saat 10 dan 21 e kadar.
Beyoğlu G. E. N- Kitap sarayında İstiklâl caddesi Parmak-kapı.
■
Bugün TAKSİM SİNEMASINDA
Müthiş, müessir ve çok hareketli bir harp filmi olan
Atlantik Muharebesi
Şaheserini mutlaka görünüz.
Hail harpte Atlantikte donanmanın moruz kaldığı tehlike... Tayyareler tarafından atılan Denizaltılar.. Her dalga ve her bulut ölüm saçıyor... Ve sair fevkalâde sahneler göreceksiniz.
V
Dört perdelik piyes YAZANLAR;
Vâiâ Nureddin Vâ - Nû VE
Nihai Karamağaralı Bu salı günü Şehir Tiyatrosu Dram kıanmda başlıyor.
I I
YENİ YAYIN
Hastanede bulunan askerleri eğlendirmek Metro Goldvyn Maytr'ln artiut ve muganniyelerinden Glnny Sims, bu son günler 60 belediye reisine mektup yazarak, bu mıntakaiar dahilinde bulunan askeri hastanelerde eğlenceler tertlbetmek için yardim istemiştir. Hasta ve yaralıların ıstıraplarını gidermek için artistin hasırladığı plânın İsmi ..Onları unutmayalım» dır.
Mis Sima yazdığı mektuplarda, belediye reislerinin artistleri Seçecek otan komitelerin başkanlığını üzerle-1
Bugün ELHAMRA Sinemasında"
YERALTI ESRARI
Tür Ue Sözlü ■
JOHN HUBBARD — VIRGİNİA OREY — LLOYD CCRRİGAN
Amerlkada mihverdlerin entrikaları.. Harb gayretlerine karşı çalışan hainlerle miıthlş mücadele.. Yekdiğerini taklbeden esrarengiz cinayetler. meraklı ve korkunç hâdiseler., Fevkalâde bir film
Bugün seanslar 10,30 da boşlar. MMBBBMBMİ
EMİNÖNÜ HALEEVİNDE
TİYATRO ŞENLİĞİNİN
Son gecesi
BBS TtîATROSÜ
YALPA
Büyük Operet 3 perde. Tam kadro ile Yerlerinizi evvelden temin ediniz. Her tarafa vesait vardır.
■VMM 12 Mâlt Pazartesi saat 21 de Tek 23340 MHMS
CENNETİN ANAHTARLAKi
A, J. Cronln bu şaheserinde dünya, edebiyatı içinde orııek olarak kalacak bir tip yaratmıştır. İnsan ruhunun en derinliklerine kadar nüfuz eden ou kitap lisanımıza Rezzan A. £. Yalman taralından İngilizce aslından ve kısaltılmadan akıcı bir üslupla muvaffakiyetle çevrilmiştir Bu nelis roman temiz bir baskı ve güzel pir kapakla Arif Bola! Kitabevi tarafından neşredilmiş ve satışa çıkarılmıştır. Fiatı 3 liradır, okuyucularımızın bu eseri okumalarını tavsiye ederiz.
VAZGEÇEMEDİĞİM
Tanınmış eCnç şairlerden Jrnan Veli, son yazdığı şiirleri «Vazgeçemediğim» acü altında bir kitap halinde neşretmiştlr. İçinde anılmıştan baş. ka bir şiir havası esen, kapağı pr«n-, ’ ses Fahrünnisa ?.eyd ve şiirleri ressam Bedri Rahmi Eyuptğlu tarafın] dan resimlendirilmiş olan bu orijinal eser Marmara Kltabevinde basılmıştır. Fiat! 75 kuruştur
POLONYA
Polonyumu OsmanlI İmparatorluğu ile münasebetlerinden bavlıyarak İkinci dünya harbindeki mağlubiyetine ve Kırım konferansındaki kavrarlara kadar durumunu. PolonyalI' larm turlu cephelerdeki savaşlarını, mücadelelerini etraflı surette izah eden bu eser Sabih Alaçam ve E D. Derviş tarafından yazılmıştır. ölmez Eserler Yayınevi neşriyatındandir. Fiat! Ik! liradır.
HEP BU TOPRAKTAN
Adil olgun fikir ve sanat dergisinin 5 İne! sayısı da çıknıişlr. Bu sayıda bilhassa Vedat Nedim Tor un, Yarinki Dünya Üzerinde Düşünceler ve Kalkınma Endüstrisi, Turizm adlı İKİ etüdü, Fallh Rıfki Atay'rn Bu Toprağın Dili. Mesut Cemil Telin Musiki Davamızda bir Hesaplaşma, Nlhad Eyriboz'un, Plânsız Köycülük Yerine Plânlı Köycülük, İsmail Hils-rev T^kln'ln Ekonominin Tanzimi Hakkında, Haşan Hâlzt lşıkpınar uı .Makineleşen Dünyada Biz. Bedl Ar-| berin Ahmet Haşim, öabrl Oran'ın Milli Mimarımız Nasıl Olmalıdır? adlı yazıları, Samlm Koeagoz’ün Gaip Aranıyor adlı hikâyesi, Şükrü Enis, Nedinı Çapman, Sabahaddln Tahsin, Bülent Ecevlt-, Haşan Şimşek'ln şiirleri büyük alâka ve zevkle okunmaktadır. Bu zengin dergiyi okurlarımda tavsiye ederiz.
ŞEHİR rlYATKOSÜ
Saat 2030 da
Dram Kısmında
SAVLA KAHTAL1
Komeaı aı uunde MİLYONER DAMAT pazar günü 15 30 da matine
HAFTA KONUŞMASI
1 ANlMADlC.lMiZ MEŞHURLAR
Rahibelerle dolu trende
üzerler
heyecanlı bir seyahat
Yarın
efendi gülümsedi sorulur mu?..
oluyor-gözlerl-
papaziarı, çıkarıyor. Paris’ten ediyor.
Übeydullah'a: Tarablusgarb'a
7.30 Müzik
Mitalk .
dunııızu çalıştıralım), 12.30 Şarkılar,
12.45 Haberler. 13.00 Salon orkestrası.
Batı cephesinde lngilizletin efrat naklinde kullandıkları bucka tipi tanklar
Batı Almanyada müttefikler tarafından raptedilen Basuicher şehıinde mevcut kömür havzası fabrikalarında Alman işçileri müttefikler hesabına çalışıyorlar
££ itti mİ?
Yazık ki hayır! Biten, ahbap tipleri değil, konuşmamıza ayrılmış olan tiç sütundur. O sebepledir kİ gene aynı meseleye dönmek, devam etmek lâzım gelecek: yahut gelmlyecek. Zira okuyucularım geri kalan tipleri zihinlerinden kendileri geçirebilirler ve kötü, fena huylu, ahlâksız olmamakla beraber, hattâ seviştiğimiz halde bazı dostlarımızın bizi epeyce üzdüklerini muhakkak kabul ederler
Ama ne yapalım kİ Ahmet paşanın yâr hakkında dediğini ahbap için de doğru buluruz: Yârsa kalmış cihanda aybsız yâr Istlyen
Refik Halid Karay
dostuna dünyayı zindan edene denir. Öylesi meselâ ya aspirine şiddetlç düşmandır, ağrıdan başı çatlasa bir tabletini yutmaz; yahut aspirin düşkünüdür, karabiberden akarsa »aman, nezle oluyorum, bir aspirin yok mtı?» diye çırpınır. Cebinden çıkarıp yutması hitimali daha çoktur. Yanında taşıdığı alkolle ikide bir ellerini yıkaması, kulaklarına pamuk tıkaması, grip düşünce-sile burun deliklerine mantollu kremler sürmesi, yün yeleğini bir çıkarıp eline alması, sonra tekrar giymesi gibi halleri de neşenizi kaçırmağa yetişir.
Bir dost ahlâkça iyi olabilir de gene sizi Üzer.
Öylesini sevmez misiniz? Seversiniz! İşiniz düşerse kendisinden bir yardım bekllyebilir misiniz? Beklersiniz! Kuyunuzu khzmıyacağıua güvenir misiniz? Nayhay! Şu var ki bu ahbap bazı huylan bakımından üzücü yaradılıştadır. Zevk verir, zarar vermez de üzer.
Nasıl ve neden?
Hcp.miz ahbaplarımızı şöyle bir gözden geçirir, düşünürsek yukarıdaki «oraların cevaplarını kendimizden verebiliriz. Fakat »izi bu zahmete sokmamak, için — umumi mahiyette olarak — beş. altı öm ği ben şırahyaca-ğım Dostlarınız arasında onlara b'nzeyenlerden birine, bir kaçına. belki de hepslnp. hattâ daha oe^ka çeşitlerin» raslıyacağımza ştinhem yok.
Meselâ bir dostunuz — İyidir, güzeldir, hoştur ama — «otoriter. dlr; yani - mütehakklmn, İtiraz kabul etmez, kendinden baş-kerını dinlemez, dilediğinden vazgeçmez, kimseye uymaz vc avuca herkesten uysallık bekler cinsinden... .
Peki, öyle bir adam neler yapar da sizi üzer0 İsin derinine d-'^^dan en «ade tarafi’e anlat
mak için söylüyorum: Meselâ beraberce filim seyrine gitmek istediniz... İki geçeli Beyoğlu sinemalarından birine dosdoğru, fikrinizi sormadan dalıverlr. O aklına bir harb şeridi görmeği koymuştur; siz şarkılı çalgılı hafif bîr filimle zihin, dinlendirmek arzusundasuuz. Bu ihtimali aklından geçirmez •. itiraz kılıklı bir şeyler söylerseniz — terbiyeli ise — «hele bu seferlik onu seyredelim de...» kabilinden yalancı. fakat gönül alıcı valilerle sizi İçeriye sokar. Ama yukarı kat balkona. hazettiğiniz yere çıkarmaz; alt kata girer, ancak alt katta oturabileceğini ileri sürer. Terbiyesizse «eh, ayrılalım» i
iyidirler amma
macera..
Bu kıyafet m«sel«ııintn bir de hikâyesi vardır.
Lşl görecekti. Arapça bilir, da alacaktı.
Rahmi bey
— Benimle misin?,, dedi.
Übeydullah
— Böyle şey macera olsun...
Hemen hazırlıklar başladı. Tarab-lus'a bir an evvel gidilecek orada çalışılacaktı. tkl arkadaş trenle İstanbul'dan Paris'e gittiler, übeydullahl efendi Paris'te hastalandı. Nihayet oradan Marsilya'ya indiler. Marsilya’ dan vapurla Tunus'a geldiler. Buradan Tarablusgarb'a gidecekler!..
Rahmi bey otelde tıraş oluyor, yıkanıyor, sokağa çıkıyor. BİT de bakıyor kİ karşıdan kilot pantalonlu, kasketli bir ecnebi gelmekte... Yaklaştıkları zaman bu ecnebi kendisine selâm veriyor!.. Kim acaba?.. Übeyci ula h efenolı... Sarığı, cübbeyi atmış bir Amerikalı seyyah haline girmiş. Rahmi bey.
— Aman Übeydullah... diyor, asıl sarıklı olacağın ıaman şimdi... Giy şu sarigi!..
Bundan anlaşılıyor ki Übeydullah efendi kıyafet değiştirmece bilhassa ekzantrik kılıklara girmeğe meftundur.
Onun Tarablusgarb seyahati pek maceralıdır. Hayvan bulamadıkları İçin biraz gecikiyorlar. Tunus'tan Tarablus'a gelmeden Fethi bey [eski Londra seflril daha evvel gelip teşkilâta başlamıştı, tkl arkadaş kâh atların, kâh merkeplerin üstünde uzun bir yolculuk yapmışlardı.
Nihayet büyük yorgunluklardan sonra Zevvare denilen bir yerde, bir kışlaya İniyorlar. Buruda yatıp uyuyacaklar. Adeta bitkin bir haldeler... Tam bu esnada telâşlı bir zabit geliyor ve onlara:
— Derhal kışlayı terkedlnlz. Limana düşman gmllerl geldi Şimdi haber aldık. Burayı bombardıman edecekleri.. Sizi daha çukur bir yere götürelim!.. diyor.
Übeydullah efendi yûtWtı yerden Rahmi beye:
— O kadar yorgunum kİ tepeme gülle yağsa yerimden bir santim kı-mıldayamam!.. SI?, gidini., cevabını verlyor.
Rahml bey ne kadar ısrar etse kalkmıyor Nihayet zabit yalnız Rah-
Diinyada nasibin sitemi! cevr ise ey dil Ahbabın içler anı da a'daya ne hacet Diye yanılıp yakılmaktan kendini alamamıştır. Nabî de şöyle söyler:
Sitem hep aşinalardan gelür bigâneden gelmez
Hepsi de doğrudur. Hem iyi ahbap seçmek, hem de izzet Mollanın şu:
Kendi ahbabın bilmedir ancak hüner
Tavsiyesine uyarak ahbabın1, bilmek lâzım geldiği gibi ahbaptan çok zarar görülebileceğini kabul etmek de münasip olur. Bunlar belli ve olağan şeylerdir Fakat eski kitapların, belki de yenilerinin ahbap bahsi üzerinde fazla durmadıkları, hattâ do-kunmadıklan bir cihet vardır ki İşte benim bu konuşmamda dilim döndüğü kadar anlatmağa çalışacağım mesele odur.
Kitaplar ahlâklı dost seçmek öğütlerde doludur. Fakat ahbap vardır ki hiç de ahlâksız olmadığı ve bir çok yüksek meziyetleri bulunduğu halde bazt zararsız huylarından dolayı sizi üzer. Bu üzücü tiplerden bir kaçının kısaca tarifini veriyorum. Üst tarafını ahbaplarınıza zihninizde bir geçit yaptırarak kendiniz tam amlıyabilir siniz
İngiliz kızının bayıldığı gözler — Übeydullah’ın pek kızdığı bir cümle ■— Tarablusgarpta maceralı bir seyahat — Bu Amerikalı da kimdir? — «Derhal burayı ter kedi niz, biraz sonra bombardıman başlıyacak!.» — Güzel rahibe ile bir din münakaşası..
Bu cevaptan sonra Übeydullah efendinin gözlerinin güzelliğine karşı olan itimadı daha 2İyade fazlalaşmıştır.
Kendisinin en büyük merakı, sevdiği arkadaşlarla münakaşa etmekti. Onu ftvkaiâde seven dostları İse B. Übeydullah? coşturmağa bayılırlardı Güzellik meselesine pek ehemmiyet verdiğini bildikleri için daima bu bahse dokunurlardı Bilhassa Mal-tada sürgünde iken. Meselâ burada Ahmet paşa [Enver paşanın babasıl müezzinlik ve B Übeydullah da imamlık ederdi
B. ÜbeyduUah'la çok uzun zaman arkadaşlığı olan ve onu son derecede seven eski İzmir valisi B. Rahmi kendirim* şöyle takılırdı:
— Übeydullah İnsan bu sürgünde yatağından kalkınca şöyle eli yüzü düzgün bir kimse görmek İster. Halbuki sen zaten çirkinsin.. Bir ı’e o sesinle. gözlerini de süzmüyor musun MMbiitün şah İken şahmeran sun.. Allah aşkına şu kopça nl süzme,.
İşte Übeydullahl çileden söz bu idi
Bunuo üzerine hemen Rahmi beye döner:
— Benim gözlerime mİ söylüyorsun?.. diye sorardı.
Rahmi bey:
— Tabii senin gözlerine!., diyince O bu sefer de gözlerin! İşaret ederdi:
— Bu gözlere ha?.. İngiliz kızının uğrunda yanıp tutuştuğu bu gözlere dil uzatıyorsun öyle mİ?..
B. Rahmi İle arkadaşı B. Salâh Clmcoz Übeydullah efendiye bu sözü söyletmek İstedikleri İçin keyifli keyifli gülerlerdi...
B. Übeydullah bir zaman Malta' dan arkadaşlarından ayırtılarak, İstanbul'a gönderilmişti- Bütün Malta sürgünlerinin evlerine giderek kilelerine haber götürüyordu. B. Übey-dullah'ın ziyaret ettiği B. Rahminin sayın zevcesi sordu:
— Übeydullah **fondl.. Malta nasıl?.. Rahat mı idinle bari?.,
Übeydullah efendi hemen cevap verdi:
— Vallahi hanım efendi, hem Malta, hem Rahmi bey ıkla! bir arada çekilmiyor!..
Übeydullah efendi çok sevdiklerine bu kadar takılırdı. Onların da kendisine takılmalarından hem şikâyet eder, hem de bundan son derecede hoşlan irdi.
Tuvaletine çok düşkündü. Sabah kalkınca saçlarını dakikalarca tarar, fırçalardı. Kıyafetine İse fevkalâde ehemmiyet verirdi.
Sangının falyasının tam orta yere gelmemesi İçin ne kadar İtina ederdi. Ekzantrik kıyafetlere bayılırdı. Bilhassa kıyafet değiştirmesini pek severdi. Maşlahlarını Efganlstandan ve Hintli'tan'dan getirtmişti.
Tarablusgarpta bîr
Bugünkü program
13.00 Dans orkestrası, 18.46 Şarkılar. 19.00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Salon orkestrası, 20.15 Pazar Gazetesi, 20.30 Fasıl, 21,00 Spor saati, 21.15 Semai ve şarkılar, 21.35 Müzik, 22.00 Müzik (pl.l. 22.45 Ha-
Bombalar sanki B. Übeydullahl takibediyoriardı, o nereye kaçsa arkasından gülleler yetişiyordu
I arp şîhn q
mi beyi alıyor, gidiyor. (Q
Biraz sonra limandan kışlayı son derecede şiddetli bir bombardıman Jr başlıyor. Güllelerden biri düşer duş-U mez öteki havada beliriyor.- Acaba Übeydulah efendinin hali ne oldu?. Kendisine adam koşturuluyor. Rahmi bey postanede bekliyor. Übeydullah efendi gülleler arasında postaneye geliyor. Bu «fer — sanki gülleler onu taklbedlyormuş gibi — postane binası ve etrafı bombardıman edilmeğe boşlanıyor!..
übeydullah efendi nereye gelirse, gülleler arkasından... Güya birisi muziplik yapıyor Fakat mesele basit.. Vapurlar evvelâ kışlayı bombardıman ediyorlar, sonra da üzerinde bayrak dalgalanan postane binasını... Halbuki Übeydullah efendi kışladan çıkıyor, postaneye geliyor
Übeydullah efendi hayatında maceraları değil, çok defa maceralar B. Übeydullah'ı taklbetmlştlr
Bir rahibeye âşık!..
Übeydullah’ın hayatında tek beğendiği kadın Mis Meysin değildir. Übeydullah'm ömrü günü seyahatte geçtiği Uçn dalma bu kabil gönül maceralarım o esnada bulurdu.
Meselâ bir tren seyahatinde de son derecede güzel ve genç bir rahibeye meftun olmuştu. Hattâ B Übeydullah bunu kaleme bile almıştır
Hâdise şudur:
K lemanso hükümet i frerlerl, sörlerl Fransa'dan Rahibelerle dolu bir tren Londra'ya doğru hareket .
Übeydullah da bunun içindedir. Yine başında macera hava'i esmiştir. Dolaşıyor. Rahibeler arasında biri pek dikkatini çekiyor Bir İnsanin bu derece güzel olabileceğin? şaşıyor Bütün frerler bu güzel rahibeye hizmet etmektedirler. B. Übeydullah’ın kıyafeti onların dikkatini çekiyor Bir din aelamt zannediyorlar Ahbap oluyorlar Güael rahibe kızla Übeydullah alabildiğine bir din münakaşasına başlıyor. B. Übeydullah genç kıza dalma «Güzel kızc diye hitap ettiği için rahibe bir aralık şövle soruyor:
— Benimle konuşurken «Hemşire» denileceğini bilmiyor musunuz?
Übeyduilah cevap veriyor:
— Biliyorum amma. Dilim varmıyor!..
Münakaşa, münakaşa, münakaşa... Öteki rahibeler kızıyorlar. Fakat gen® rahibe bu bam başka erkeği, bu orijinal İnsanı pek beğeniyor. Hattâ ayrılırken Übeydullah rahibenin elini öpüyor.
Görülüyor kl Übeydullah efendi kadın, gönül, beğenme meselelerinde bile eksantriktir.
HİKMET FERİDUN ES
Bunun bir de her işe hikmet sokanı, her hareketini bir bilgiye dayayanı, ukalâsı vardır.
Niçin alt katta oturmak lâzım geldiğinin sebebini anlatır, meselâ: «Kirli hava yukarı dolar (• diye başlar, oksijenden, idrojeû-den tutturur, baikonunki de-da-hil bütün ten?ffüs cihazları 1 e nefeslenme teşkilâtına kadar uzun bir konferans verir. Yahut tutar, Viyanada, San Fransisko-da, Yokoh amada gördüğü bir sinema binasının en ince ayrıntılarını bile unutmadan havalanma mekanizmasını cebinden çıkardığı sigara paketinin arkasına çizer.
Otoriteri gibi bu, çok gezmiş, çok görmüş, çok şey öğrenmiş ve gezip gördüklerile öğrendiklerini tekrarlama illetine tutulmuş ahbap da üzücüdür, sersemletici-dir. Yanında bulunduğunuz sırada bir bahis açılıp da anlatma krizinin başlaması ihtimali İçinizi kurt gibi yer. Hele eskileri ısıtıp ısıtıp yeniden ortaya koymasından' âdeta korkarsınız.
Bu iki cins ahbap — yanı otoriter ve bilgiç tipler dışında — »sıhhiyeci» diyebileceğimiz bir nevini daha tanırız ki o dahi az sıkıcı ve üzücü değildir. Sıhhiyeci, havası bozuk diye sinemaya girmez ve temiz hava almak lâzım olduğu bahanesile odada pencereyi açık tutar. Yemeğe çağırırsınız. ete el sürmez; rendelenmiş havuç, sirke konmamış salata ister. Beraberce bir yere gitmek icabedince tramvaya, taksiye bindiremezsiniz. yürür. Hattâ Beyoğluna bile Yüksek-kaldırımdan çıkmaya can atar. O tipin en üzücüsü sıhhiyeciliğine ek. bir de nasihatçl olanıdır; yani etin yararından, çlv zerzevatın faydasından tutturarak etrafa sıhhî öğütler dağıtanı...
Ama daha üzücü ahbap «vehimlin sidir. Vehimli dediğim adam sinemada yangın, ziyafette mide fesadı, açık havada soğuk alma, lodosta terleme, vapur güvertesinde zatürrieye tutulma, güneşte fazla ültravioleden hastalanma korkuslle. 'daha doğrusu vehmile kendisine ve biraz da
D aşka bir türlüsü, saydığım D şu dört tipten daha fazla keyif kaçırıyor: «Meraklı» sı.. Meraklı sıfatından Fransızca «manyak - maniaque» tâbirinin doktorcasmı değil de halk ağzı mânasını m urad ediyorum.
Manyak ahbap bir takım acayip âdetlere bağlı olanıdır. Meselâ saatle hareket eder; öğleye kadar yataktan çıkaramazsınız: ikiden önce yemeğini yemez; taş çatlasa Bevkoza, yahut Kınaltada ya gitmez! Her gün beşte
— belli bir yoidan ayrılmamak, meselâ Harbiye İle Taksim arasından sağu sola sapmamak şar-tiie — tek başına yürüyüş yapar; yedide evine girer. ılık duşun altına girer, yirmi dakika, ayaklan yükseğe kalkmış bir vaziyet a'arak divanda dinlenir. Ama o divan olmaz da yan taraftaki koltuğa yatmak zorunda ka'ırsa aklına heyheyler gelir!
Meraklıyı sofrada ortaya, yahut kapıdan girince sola rasla-van. yahut ta sokakla bir hizaya düsen tarafa oturtmak imkânı yoktur. Çok tuhaf şeyleri h?sa-beder: Meşelâ okulların boşandığı saatlerde onu sokağa çıkaramazsınız. Misafirlikte gece kalmaz, vapur yoksa kayık bulur. motor tutar, kilometlerce yayan yürüyüp dağlar aşmağı göze alır da evindeki yatağından başkasında uyumağa katlanamaz! Bu dost o hallerile size daima bir yüktür, en aşağı üzüntü sebebidir.
ÎM cins ahbap daha bilirim kİ
— kendi hesabıma söylüyorum — pek can sıkıcı bulurum: Durma-macasına mesleğinden bahseden ve ara vermeden proje yapan... Birincisi meselâ edebiyatçı veya öğretmendir: döndürür, dolaştırır, sözü edebiyat ve öğretim İşlerine döker. Bir ziyafet masasında, kadınlı bir toplantıda, bir eğlence yerinde bile! Pro-jeel ise ne malî durumuna, ne dünya vaziyetine uymıyan bir sürü yeni fikirlerle hem kendi kafasını, hem de sizinkini yoran bir ahbaptır. Limon fidanına kayısı aşılayıp bir cins emsalsiz meyva yetiştirmekten tutunuz bacaları birleştirip yeraltı yolla-rile denizin dibine göndererek yoketmeğe kadar!
Hususî projeleri de çoktur: Harb biter bitmez Niffe yerleşmek veya Senegalde fil dişi ticaretine girişmek, zemzem suyunu istorilize edip-ağızlarına emzikli mantar geçirilmiş şişelerle Cava Müslümanların», satmak gibi!
Hasis ve müsrif ahbabı da üzücüler listesine katmak gerektir.
sabahki program
(pl.l. 7.45 Haberler. 8.00 8 23 Spor saati (VİİCU-
Sohife 6
AKŞAM
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
Opera merakı !..
Paravan» gibi bölme bölme aynaların önündeki küçük tuvalet sandalyesine, şişman viıcudile oturmuştu. Alçak masanın üstünde büyük bir şişe kalabalığı göze çarpıyordu. Şekil şekil, gayet acayip biçimli şişelerden etrafa ağır ve baygın kokulur yükselmekte idi. Pudralıklar, küçük kutular, tıknaz ve bodur krem kavanozları...
Saçları beyaza yakın .sarıya boyanmış olan alabildiğine şişman kadın henüz gömlekle idi. İri ve çıplok kollarının bileklerinde tangırtılı bilezikler, altını gayet kalın etrafı pırlanta leblebilerle çevrilmiş kol saati vardı. Şişmanlığı konsasına her taraftan isjjan etmişti. Oturduğu yerden hizmetçiye seslendi:
— Kız gel... Şu kor samı biraz daha sık!..
Evin içinde kırmızı İskarpinle gezen ve kendisinde daha ziyade bir kantocu kız şıklığı olan hizmetçi gülümsl-yerek koştu. Yeni zenginin karısının korsasmın sıkıştırılmasına yardım etti. Eundan sonra onu giydirdi, Gümüş rengi tilkiden pelerini getirdi, bunları giyen kadın mantar ayak-yabılannın üstünde odadan çıktı ve merdiven başında bağırmağa başladı:
— Bey. Ayol bey!.. Huuuur., Yalınını !„
Birdenbire asrı bir kadınm böyle ■ Huuuutı ayol!.» diye bağırmasının doğru olmadığını hatırladı. Sinemada işitip de bellediği gibi Frenkçe haykırmağa başladı:
- Şerl!.. Şerlliii... şevi...
Fakat kocası hâlâ işitmiyordu, devam etti:
— Şerl!.. Huuu Şeri.. Şerl yahuuu.. Hay Seriler götürsün seni emi herif?.. Ayol Seri diyorum işitmiyor musun?., şeriiil...
Merdiven başından çatlak bir ses buna cevap verdi:
— A hatun ne bağırıp duruyordun?.. Söylesene!..
— Üstüme İyilik sağlık... Deminden beri burada «Şerli» diye gırtlağımı yırtıyorum. Ayol hâlâ hazırlanmadın mı?..
— Hazırlandık,. Hazırlandık... Kör olasıca yakamı takıyorum İşte., Katina gelip şu kıra vatımı bağlasın!..
Katina kırmızı lskarpinlerile, düeto oynamak IçhJ sahneye çıkar gibi merdivenlerde zıplaya zıplaya fırladı. Zira «Hanımefendi» nln işinden ziyade «Beyefendi» nin işine koşmağa bayılırdı.
Biraz sonra erkek de merdivenlerden sallana sallana iniyordu. Artık İşleri tamamlle bitmişti. Sokağa çıkabilirlerdi.
Kadın etrafına bakınarak aordu;
— Her şey tamam mı9..
Erkek cevap verdi:
— Tamam!..
Bunun üzerine «Hanımefendi» hizmetçi kıza:
— Gel öyleyse benimle beraber... diyerek onu salona götürdü. Ve masanın üstünde duran gramofon plâklarını işaret ederek şunları söyledi:
Biz evde yokken bütün bu plâk-çalacaksın... Anladın mı Kati-Şunlar «Opera» parçalan.., Şunlar da yine alafranga parçalar!,. Pencereleri aç!.. Gramofonun sesini fazlalaştır. Alabildiğine çal.. Yeni alafranga plâkları bütün mahalle İşltmeli... An ladin m:?,
Hizmetçi kız cevap verdi:
— Anladım efendim...
— Hele o, «Mof Amorj diye bir kadının Ciyak cıyak bağırıp Frenkçe söylediği plâğı çalmağı katiyen unutma.. Anladın mı?.. Zira o plâk pek ince bir musiki İmiş!..
— Peki çalarım efendim..
— Unutma amma,.. Bak bir daha Söyliyeylm. Pencerelerin hepsi açılacak. Bütün komşular dinliyecek!.. lyte gramofon. İğneleri de burada!..
Katina’ya bunları sıkı sıkı tenbih ettikten sonra kocasına döndü.:
— Şimdi biz de gayet gizil, kimseye görünmeden sokak kapısından çıkmalıyız. Komşular 'bizim gittiğimizi
KUTUP KIZI
AŞK VE MACERE ROMANI
Yazan: Stanley Shaw Çeviren: (Vâ • Nû)
Tefrika No. 21 —.
— Bir yerinizi acıtmadım ya? -diye »ordu.
Jcnsen. ıstıraptan helak olmuştu. Lâkin gülmek takatini kendinde buldu.
— Katiyen, katiyen... Hiç acımadı, dedi.
Hakikatte İse, pek daha çok ıstırap çekmeğe razıydı. Tek genç kız, onun daha yanında olsıın.
Mümkün mertebe rahat bir şekilde yatarak:
— Size bütün kalbimle teşekkür ederini. Siz cidden mükemmel bir doktorsunuz, -dedi.- Kininleriniz, iğneleriniz, pansumanlarınız sayesinde yepyeni bir İnsan haline geldim.
Miss Mallabie. kurnaz kurnaz gü-Iflnıslyerek sordu:
— Her halde Kerrlsonluktan vaz geçecek derecede yeni bir insan ol-mamışsınızdır?.
Bu telmih, tam hedefine vardı. Miss Mallable.’nin kendisine İnanmadığını Jensen anladı. O da lâtife ile cevap verdi:
— Hayır, hayır, o derecede değil.
katiyen farketmcmcll... Bu opernları biz çalıp dinllyoı muşuz, pek ziyade zevk alıyorsunuz gibi olmalı.. D'.ğll 'mi?.
Erkek cevap verdi:
— Öyle karıcığım öyle.. Herkes bizi opera dinliyor bilmeli... Aklımızla bin yaşayalım.
ve bundan sonra yukarı katta gayet ağır bir opera parçası çalınmağa başlarken onlar hiç klsmeye görünmeden bahçenin arka kapısından ookağa çıktılar. Köşeyi döner dönmez hemen bir otomobil çevirdiler, içine atladılar. Yallah!..
Şu kurnacza hareketlerinden ikisi de son derecede memnun gülümsüyorlardı. Bütün emelleri etrafa kibar, ince zevkli görünmekti. Halbuki aksi gibi de komşular kendilerine «sonradan görme!..» adını takmışlardı. İşte onlar da musiki ile kendilerine propaganda yapacaklardı. En İnce havaları, en ağır operaları çalarak nelerden zevk aldıklarını etrafa İlân edeceklerdi. Fakat bunları dinlemeğe tahammül edemiyorlardı. Bunun İçin alafmga plâkları, opera parçalarını kendileri evde bulunmadığı sıralarda' hizmetçi kıza çalcbrtıyorlar ve pencereleri açtırıyorlardı. İyi işitilsin diye!.. Ve bunda da muvaffak oluyorlardı. Nitekim o günü de komşular, karşı ki evlerde oturanlar:
— Gene operalar başladı. Kılıkları kıyafetleri «sonradan görme, insanları andırıyor amma musiki zevkleri pek ileride galiba... Fakat pencere açmaları fena canını... Herkes operalardan hoşlanmaz ki... diyorlardı.
Onlar ise dükkân dükkân dolanarak, kendiler! evde yokken çaldırıp komşuların kafalarını şişirecekleri plâkları. en ağır operaları, yır tınırc asma beğran tenorların, baritonların seslerini seçiyorlar, satın alıyorlardı.
Sonra gene gizil, kimseye görünmeden evlerine giriyorlar ve gramofonu susturuyorlar.
şimdi herkes mahallede onalra «opera meralkılan» diyor. Klâsik musikiden pek Ziyade anlıyorlar mı?! , fBLr yıldız!
Bulma ca
123456188 10
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Biati Anadoluda. bir ilce.
2 — Medhederek - Sorgu.
3 — Bir çalgı ustası.
4 — Toprak - Geri terme.
6 — Tersi tosunun annesidir - Red.
5 — Tersi yapmadır - Tersi eeki değil.
7 — Filim gösteren,
3 — Hataym merkezi - Çok değil.
9 — Dominonu» üç «ayısı - Tersi İsimdir - Fiyaka.
10 — Damla damla ter çıkar.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa ve yukarıdan aşağı: 1 — Sipariş, 2 — İp, Kiremit, 3 — Sinekavı, 4 — Akldeşekeri, 5 — Riney, Rakı. 6 — İreş, Miras, 7 — Şekerlvar, 8 — Makaralar, 9 — Şlvekârane, 10 — Tırıs, Rey.
Miss Mallabie! -dedi.- Yahut Miss Kerrison! Size nasıl hltabedeceğiml bilemiyorum. İsminizin tıpkı benimki gibi olduğunu söylemiştin tat. Halbuki. Biç Dan, size. Mim Mallabie, dedi.
Kız. antiseptik şişesini çantasına koyarken, kuru bir İfade İle:
— Kerrison benim küçük Lsmlmâlr, Tam olarak İsinim. Kerrison Mall»-ble’dir. -diye söylendi.- Dostlarım bana, Kerry derler.
Jensen. şaşalamış:
— Pardon! -dedi.- Aatanaamışım... Ne kadar aptalım.
Bir sükût hüküm sürdü. Bu müddet zarfında genç kız, ocağa odunlar koydu. Azıcık vücudunu ısıtmak tecrübesinde bulunda. Sonra, hastasına döndü. Hüzün İfade c-doa gözlerin! eğerek tereddütle sordtr:
— Yangından biraz evvel kulübede ııeler olup bittiğini bana söyllyeblUr misiniz? Usun zamandır, düşünüyorum. Variyeti kavramak istiyorum. Kendi kendime talimin yürütemedim. Size sormak fırsatını da bulamadım Hatırladığım son vaziyet, Blg Dan’ın
Haşarat öldürücüsü sihirli D. D. T.
Bu madde bit, sivrisinek, tahtakurusu gibi haşerelerin bel kemiklerini felce uğratarak öldürüyor
D. D. T. baş harfleri, hemen hemen renksiz ve kokusuz dayanıklı kristaller şeklinde olan Dlchlorure - Dlp-henyl - Tuchloretane'ı İfade etmektedir.
D. D. T., suda erimemekle beraber Kerasine ve başka birçok madeni yağlar gibi muhtelif eritici mayiler İçinde haliolabilir. Bu midimi olan en kuvvetli haşerat öldürücülerinden biri olup haşeratm cümleyi asabiye-lerlne tesir etmekte, titremeler husule getirmekte ve sonra da felce uğratarak ölümlerine sebebolmaktadır.
D. D. T. çok az miktarda kullanıldığı takdirde bile müessirdir. Toz veya madeni yağ solüsyonları şeklinde de kullanılabildiği gibi evlerimizde zararlara sebebiyet veren, mahsullerimizi ve yiyeceklerimizi mahveden bütün muzır böcekleri ve lekeli humma. malarya ve diğer ağır salgın hastalıkları yayan bitleri, sivrisinekleri ve diğer kan emici haşeratı yok etmektedir.
Gerek harbt kazanmak, gerek harb bittikten sonra dünyanın sıhhi durumunu ıslah etmek bakımından D. D. T-*nln hepimiz İçin büyük bir önemi vardır.
Bu. yeni değildir. Bilâkis 70 seneden beri malûm olduğu gibi bundan birkaç yıl evvel nebatlara zarar veren bazı haşeratı öldürmek hassası. İsviçre’de denenmiştir.
Fakat haşeratın sebebiyet verdiği hastalıklara karşı bir mücadele silâhı olarak kullanılması bakımından kıymeti Amerikan ilim adamları tarafından ancak son 2 yıl zarfında anlaşılmış ve geliştirilmiştir.
Teşebbüs edilen denemelerden alınan sonuçlar, ilkönce askerî sebepler dolayıslle gizli tutulmuştur. Bıı sır, son zamanlarda açığa vurulmuş .'e D. D. T.’nln Napoli'de lekeli humma ve muhtelif harb cephelerinde de malaryaya karşı kullanılmış olduğu bildirilmiştir.
Filhakika Amerikan ordusunun haşerat öldürücü böyle bir maddeye ihtiyacı vardı.
Ordu sıhhiye ofisinin koruyucu tıp servisi, bu maksatla seferber edilmiş birçok Amerikan İlim cemiyetlerinin yardımile bu husustaki araştırmalarına harbden epey zaman evvel başlamıştı f
İyi tertibe dilmiş bir programa göre teşebbüs edilen bu araştırmalar neticesinde silâhlı kuvvetlerde muhtelif haşerat öldürücü maddeler istihsal edilebilmiştir Bunlar arasında: orduda elbise ve teçhlzatır süratle tat-hlrl İçin tütsü olarak kullanılan bro-mut-e de Methyl gazı, bizzat askerlerin bitlere karşı kullandıkları ve M. Y. L. adı verilen hususi bîr toz. erleri sivrisinek ve çöi sineklerinin Isırmalarına karşı himaye eden 3 hususî haşerat öldürücüsü ve Amerikan kıtalarının bütün sıcak mmtakalar harekât sahalarında olgun sivrisinekleri öldürmek için kullandıkları Freon - Pyrethrum bombası vardır.
Fakat pyrethre yetecek kadar istihsal edilemediğinden, başka maddeler araştırılmağa başlanmıştır. Kati surette İşe yaramaz diye o zamana kadar ehemmiyet verllmiyen muhtelif kimyevi müstahzarat yeniden tetkik edilmiş ve bundan sonra Amerika’da tanınmış olan meşhur D. D. T- harb zamanındaki dikkate değer vazifesine başlamıştır.
Ziraat Bakanlığının eksperleri, tetkik ettikleri Gesarol numunelerinde D.D.T. bulmuşlar ve Florida'da Or-lando Antomolojl bürosunda haşerat öldürücüleri hakkında yapılagelmek-te olan tetkiklerde kullanmışlardır.
Elde edilen neticeler, hayret uyandırmıştır. D. D. T.’nln yalnız sinekleri öldürme hassası tesbit edilmiş değil, aynı zamanda çok az miktarda kullanıldığı takdirde bile insan ka-nile beslenen sivrisinek, bit, pire.
sıkmak üzere gırtlağıma sarıldığıdır Sizin de, bize doğru sürünerek gelmek İstediğinizi farkettlm. Derken bayılıvermişlm. Plerrc Qulnt. bana Blg Dan'ın öldüğünü söyledi. Onu siz mİ öldürdünüz?
Jensen:
— Baby öldürdü, -dedi.
Kız, tafsilât ister gibi bakıyordu. Bunun üzerine, detektif, dev cüsseli insanla hayvan arasında cereyan eden o müthiş kavgayı tasvir etti. Kendinin bu İşe nasıl karıştığını atladı.
Miss Mallabie:
— Peki amma, Baby bir köşede bağlı duruyordu. Zincirini mİ kirdi? -diye sordu.
Genç adam, dalgın:
— İhtimâl! dedi.
Kerry Mallabie, muhatabının yüzündeki İfadeyi okumak İstiyordu. Nihayet, düşünceli düşünceli:
— Anlıyamıyorum. -diye mırıldandı-- Plerre QulnVe göre köpeği biri çözmüş. O adam her halde Blg Dan değildir.
Jensen, neşeli bir sesle:
— Madem herşöyi öğrenmek İstiyorsunuz, söyUyeyim öyleyse... Baby-nin zincirini ben çözdüm. Sizin büyük bir tehlike İle karşı karşıya bulunduğunuzu görüyordum. O ejderha gibi herif, gözleri dumanlı, stee saldırıyordu. Bense, size yardım edeml-yecek kadar takatsizdim. Köpeğin
tahtakurusu ve daha başka haşerat üzerine de aynı tesiri yaptığı görülmüştür.
D. D. T.’nln haşeratın cümlelasabl-yeslnl zehirlemek, hattâ bunlardan bazılarını bu maddeyi yutar yutmaz veya onunla temas eder etmez öldürmesi suretile tesir ettiği yapılan tetkiklerden anlaşılmıştır.
Meselâ sivrisinekler D, D. T, solüsyonunu İhtiva eden madeni bir yağla; temas ettikten sonra 20 dakika kadar hiç bir zehirlenme alâmeti göstermezler. Fakat sonra asabileşirler. İntizamsız bir şekilde uçmağa başlarlar, birkaç dakika sonra da uçacak takatları kalmıyarak yere düşer ve birkaç saat İçinde ölürler.
D. D. T. bitlere karşı da çok şiddetli bir zehir teşkil ettiği gibi bazı tesirsiz tozlara karıştırıldığı takdirde bundan evvel Amerikan ordusunda kullanılan M. Y. L. tozundan çok dalı» tesirli bir haşerat öldürücü madde meydana gelmektedir.
Filhakika asker elbiselerinin içine konan M. Y. L. tozu, erleri bir hafta kadar koruyabilmekte İdi. halbuki D. D. T. esasına dayanan tozun tat-blkile aynı tesir bir aydan fazla sürmektedir.
İnsanların emniyeti için oldukça yüksek dozda D. D. T. İle yapılan İlk denemeler, az cok telâş uyandırmıştır. Filhakika nispeten mühim miktarda yüksek dozda D. D T. yutan kobay, tavşan ve diğer lâboratuvar hayvanları asabileşmişler, İhtilâca uğramışlar veya yuttukları miktar fazlaca İse ölmüşlerdir. Bundan dolayı miktar tâyin! için yeni denemeler yapılmıştır.
İlkönce, bitlere karşı kullanılan D. D. T. tozunun hiç bir mahzuru olmadan insan cildine de tatbik edilebileceği anlaşılmış, fakat bunu tehlikesiz olarak başka birçok şeylerde de kullanmanın çaresi, epey sonra bulunmuştur.
J İcabeitiği gibi eritilmiş D. D. T.’nln
' madeni yağlara karıştırılarak tehlikesizce püskü rtûlebileceğlnl, sivrisinek sürfelerini mahvetmek için az miktarda kullanılmak şartile içindeki balıkları öldürmeden suyp katılabileceğini artık biliyoruz. Bununla beraber D. D. T.’nln diğer bütün haşerat öldürücüleri gibi şiddetli bir zehir olduğunu ve bu itibarla makul bir surette kullanılması lâzım geldiğini dalma hatırlamak gerektir D D. T., içilmemeli ve bu maddeyi ihtiva eden bütün madeni yağ mahlûl-leri cilde tatbik olunmamalıdır
Kesin emniyet tecrübelerinden alınan sonuçlar. 1943 de açığa vurulur vurulmaz Amerikan ordu ve bahriye-sllc diğer Birleşmiş Mllletierip İhtiyaçlarını karşılamak üzere muazzam miktarda D. D. T. talebedilmeğe başlanmıştır.
Şimdiki harbin bir numaralı tehlikesi, hiç şüphesiz, sıcak bölgelerin bütün harekât sahalarında ciddi bir mesele teşkil eden malaryadır. Sıcak bölgelere mahsus olmayıp haşerat vasıtaslle bulaşan ve harbin başından beri bilhassa dikkati çekmiş olan { ekzotik diğer bir hastalık da lekeli I hummadır.
Müttefik orduları. D. D. T. sayesinde lekeli hummayı yenmişlerdir.
I Açlık ve sefaletin yanıbaşmda yürüyen bu âmanşız arkadaşı, tarihte ilk defa olarak harb felâketlerinin meşum şampiyonluğunu kaybetmiştir.
Ordu korunma tıp servisi, bütün cephelerde muannit malaryaya karşı çetin bir mücadele açmıştır. Bundan evvel malarya, lekeli humma gibi muhtelif bölgelerde ve ayrı ayrı şekillerde harble beraber gelen felâketlerden biri idi,
Lekeli humma, soğuk ve mutedil ! iklimleri tercih eder ve meydana çık-i mak İçin halkın felâket ve -mahrumiyetler yüzünden zayıf düşmesini
yanma yuvarlanarak yaklaştım. Onu çözdüm. Elimden bu kadarı geldi. Tabii pek ehemmiyetsiz bir şey.
Esrarengiz kız:
— Siz buna ehemmiyetsiz mi diyorsunuz? -diye haykırdı.- Yaptığınız hareketle benim hayatımı kurtardınız. Şayet, o, iğrenç maceracı arzu ettiği şekilde beni kendine oyuncak etseydi, bu tahkire tahammül edemez, yaşıyanıazdun. Siz bunu nasıl olur da küçük iş sayarsınız?
Bir sükût oldu. Jensen’ln cevap vermediğini görünce, kız:
— Siz İyi kalbll, pek İyi kalbll bir İnsansınız! — dedi. — Size «dostum» olduğunuzu söylemekle hata etmemişim.
Bulunduğu yerden kalktı; hastasının kürklerini düzeltti.
— şimdi artık uyumaksınız! — dedi. — Yarınki yolculuğumuz pek yorucu olacak. Meşakkate dayanabilmek için gayet kuvvetli olmalısınız. Yarın, Plerre Quiafin hazırlıyacağı lezzetli yemeklerden bol bol yiyebil-m elisiniz.
Kürkü hastasının omuzlarına sıkıştırırken. eli onun çenesine değdi.
— Allah rahatlık versin, dostum. Güzel rüyalar görünüz.
Jensen, yeniden endişeye kapıldı. Kerry Mallable'nin son jesti, İhtimal tesadüfiydi, ihtimal bir anne şefkatine ben2İyen tabii bir hareketttL
Lâkin gen; kız, Blg Dan’ı çantasını
_________________________11 Mart 194S
Kuzey buz denizine diişeu Müttefik tayyareciler
Birleşik Amerikada bu tayyarecileri kurtarmak için teşkilât kuruldu
Birleşik Amerikada, kuzey buz denizine düşen tayyarecileri kurtarmak Jçin bir teşkilât kurulmuş ve bu teşkilât» Esserllnger namında biri memur edilmiştir. Esserllnger, asker olmazdan evvel Minnesota eyaletinin kuzey ormanlarında avcılık yapanlara kılavuzluk ediyor ve köpekler yetiştiriyordu.
1943 senesinde, Birleşik Amerika ordusu, faal hizmetlerde kullanmak üzere köpek ve köpek yetiştiriciler istemiş. Bunun üzerine Esserllng, köpekleriyle beraber ordu hizmetine alınmış, fakat bir müddet sonra orduya mensup hava kuvvetlerinin 1380 inci üssüne gitmek emrini almıştır.
Kanada hududuna ancak 20 kilometre mesafede Maine eyaletinin kuzey ucunda kâin bu şube, uzak ku-' zeyde düşen tayyarecileri araştırmak ve İmdatlarına yetişmek için hususi surette teçhiz edilmiştir.
Bu şubenin, mensupları, yardım vazifelerini yapmak üzere henüz ayak basılmamış ormanların ortalarına. Bafflnland'm geniş ve hemen hemen ı ıssız bölgelerine, Groenland’ın buz tutmuş burunlarına ve Labrado.'un yabani dağlarına kadar yollanmaktadırlar.
New-England’ın tanınmış bir İş adamı ve sporcusu olan yüzbaşı Wll-liam Shearer'ln İdaresi altında bir sene sûren çalışmalarından sonra ve köpekleri terbiyede ihtisas kesbeimiş
bekler. İşte o zaman hastalığı nakleden bit, sefalet içindekilere ve zayıf bünyelilere saldırır.
Buna mukabil malarya, sıcak ve rutubetli bölgelere mahsus bir hastalık olup bul aştır ıcısı olan sivrisinek vasıtaslle kuvvetli veya zayıf bütün “İnsanlara doğrudan doğruya taarruza geçer.
D. D. T.’nln sivrisinek 'sürfelerine karşı yapılan mücadelede de çok müessir olduğu görülmüş ve eski usullerin yerine konulmuştur. Bu madde solüsyonunu İhtiva eden petrol, bir su birikintisinin veya bir gölün kenarına döküldüğü zaman suyun bütün sathında süratle yayılır ve sivrisinek sürfelerinin hepsini öidürür. Mazot ve motorin yağına 5 nispetinde katılan 500 gram D. D. T., yüzölçümü iki hektar kadar olan bir suyu tasfiyeye kâfidir
D. D. T. katılmış olan sularda yüzen bir ördeğin kanatlarının üzerinde bu maddeden, başka bir su birikintisinin içinde bulunan sivrisinek sürfelerini öldürmeğe yeter miktarda nakletmiş olması misal olarak zikredilmektedir.
Fakat D. D. T.’nln en çok dikkate değer kullanış tarzı, ulaşılması zor geniş bölgelerdeki sivrisinekleri İmha için uçaklar tarafından duman şeklinde savrulmasıdır.
Az süratli uçaklarla yapılan ilk denemeler. mükemmel neticeler vermiş ve bu maddenin savrulduğu bölgelerdeki bütün olgun sivrisinekler ve sürfeleri mahvolmuştur.
D D. T., evlerdeki sinekleri, tahta-kurularını, karıncalan ‘ve Amerlka-dakilerden daha mukavemetli olan Alman hamam böceklerin! imha için de kullanılabilir
Yalnız böyle kuvvetli bir haşerat öldürücüsünün, iki taraflı bir bıçak olduğunu ve fark gözetilmeden kullanıldığı takdirde ziraatte ve çiçekçilikte çok faydalı olan birçok böcekleri de öldürebileceğini dalma gözö-nünde tutmak lâzımdır D D. T.’yt nasıl ve ne zaman kullanmak gerektiğini tâyin etmek iizere Amerikan İlmi araştırmalar ofisinde son zamanlarda yeni hususi bir teşekkül kurulmuştur.
bıraktırmağa ikna için de böyle bir hareket yapmamış mıydı? Delikanlı, ne düşüneceğini, neye hüküm vereceğini bilemedi.
Jensen. nihayet derin bir uykuya daldı. Rüyasında kar deryalarının deniz kızlarını gördü. Bunlar, yolcuları izden ayırmak için baş döndürücü bir tarzda gülümsüyor, tatlı sesleriyle ve yumuşatıcı jestleriyle onları peşlerinden sürüklüyorlardı. Ve bu deniz kızlan ölümü hazırlıyorlardı.
Jensen, nefret İçinde bu meşum mahlûklardan kendini kurtarıyordu
Bunun üzerine uyandı. Sabah olmuştu. Plerre Qulnt.' ateşin üzerine eğilmiş. İştahı kabartıcı yemekler kızartıyordu. Yanıbaşmda, bir de kahve güğümü kaynıyor. ölüleri mezarlarından fırlatacak derecede ortalığa nefis kokular saçıyordu. Jensen. mükemmelen karnını doyurdu.
X
FIRTINA İÇİNDE
Fırtına geceleyin biraz sakinleşmişti. Lâkin, şafak vakti, rüzgâr yeni bir hızla esmeğe başladı ve çadırın tentelerini sarstı. *
Plerre Quint. rüzgârı koklıyarak başını salladı. Hararet derecesini öl-' çebilmek için eldivenlerinden birin! çıkarttı.
(Arkası var) |
olan asker Essrlingerin aydınlaLıa yardımı sayesinde bu şube halen kuzey buz denizlerinde yollarım kaybetmiş olan tayyarecilerin rekor teşkil eden kısa bir müddet zarfında yardımına koşulmasını mümkün kılan bir köpek ve uçak tertibatı kurmuştur.
Bu seçme birliği teşkil eden tecrübeli insanlar arasında odun kesicileri, dağ adamlan, köpek terbiyeci ve sürücüleri, «Canoe» — bir nevi hatif sandal — mütehassısları, çok sayıda Saint-Bcrnard. Sibirya. Groenland, Eskimo köpekleri ve çok dayanıklı 5 katır vardır.
Köpekler yazın kullanılmakta ve ağır yükleri katırlar taşımaktadır. Son zamanlara kadar yükler adamlar tarafından taşınmakta İtil
Kış zamanlarında ise yiyecek ilftc ve yardım ekiplerini, tehlikede olan tayyarecilerin bulunduğu yere kadar götürmek hususunda köpeklerin yerini kimse tutamaz.
Yüzbaşı Shearer bir kaza vukuunu haber alır almaz asker Esserllnger ~>e arkadaşları, bir saatten daha az bir zamanda bütün yardım malzemesini hâmil 9 köp^kli bir koşumla kaybolan uçağı ve mürettebatını aramak üzere harekete hazırdır.
Düşen tayyareyi bulmak İçin yapılan araştırmalara iştirak etmek üzere bütün civar istasyonlardaki uçaklar havalandırılır. İmdat hareketlerini idare işinde radyo da önemli bir rol oynamaktadır.
Tehlikede olanların bulunduğu yer tesbit edilir edilmez, ilkönce aralarında yaralılar olup olmadığını ve yaraların vahamet derecesini blldl-rebilmelerl için kendilerine derhal paraşütle bir radyo cihazı atıllır
Bundan sonra araştırma ve kurtarma aynı vasıta ite önceden hazırlanmış bulunan ve yaralıların ilk tedavilerine lüzumlu malzemeyi yiyecek ve giyecek eşyasile çadır, gazoca-ğı, gıda maddeleri, örtü ve buz bölgelerinde yaşıyabllmek için elzem olan konaklamağa mahsus diğer eşyayı muhtevi bir koliyi İhtiva eden imdat sandıkları atarlar.
Tehlikede bulunan uçakların mürettebatı kara, deniz veya kayak uçaktan vasıtaslle olduğu kadar kara yolile gelen ve «cenoe» leric teçhiz edilmiş bulunan İmdat ekipleri, paraşütle atılan köpek koşumları tarafından da kurtanlablllr
Tehlikede olanlar yakında bulunan bir imdat durağına veya bir İmdat eklpini karşılamağa gitmek üzere kurtarıcı uçakların ve radyonun rehberliğinden de İstifade edebilirler
Asker Esserlinger'in söylediklerine bakılırsa, koşulmuş köpekler yemeden, İçmeden 3-4 gün yol alabilirler
Katedilecck arazi dağlık ise ve dar geçitler, hendekler ve sivri tepeler varsa, koşulan köpeklerin Saint-Ber-nard cinsinden olması mutlaka lâzımdır. Kaim tüylü olan bu kuvvetli köpekler, dayanıklı sırtlarında 30 kilo kadar yük taşıyabildikleri gibi en yüksek tepelere kolayca çıkabilir ve kalın kar tabakaları arasından kendilerine yol açabilirler
Bu 30 kiloluk yük. buz denizlerindeki dikenlik ve çalılıklar arasına sokulduğu zaman çözülüp kaybolmamaları için kayış ve koşumlarla köpeğin sırtına bağlanmış birçok paketlerden ibarettir.
Sürücüleri emreder etmez, bu iri köpekler, insiyaki bir suretle yere oturur, kar üzerine uzanırlar ve sahipleri emretmedikçe yerlerinden zorlukla kımıldarlar.
Kazazedelerin bulunduğu bölgede inişe elverişli bir meydan bulunduğu takdirde, köpekler, kızaklar ve bütün kurtarma malzemesi hava yollyle oraya nakledilir.
Kazazedeler, imdat ekipleri '.aralından uçaklara yerleştirilir ve yola çıkarılır. Ekipler Lşe kara yollyle imdat durağına döner. Irmak ve göller üzerindeki buz mukavemet edebilecek derecede olursa imdat ekipleri motorlu kara malzemesi kullanırlar. Bu ekiplerin pek yakın bir zamanda kalın k3r tabakaları arasında tşliye-bilmek jizere hususi surette İmal edilmiş motörlü taşıtlarla teehte olunabileceği umulmaktadır
Koşulan köpekler, icabında hayvan başına 5Q kilo yük taşıyabilirlerse ne, imdada gittikleri zaman süratten kazanmak üzere pek az yük götürmektedirler. Bu takdirde koşumların izlerini uçaklar taklbederek paraşütlerle köpeklere ve imdat ekiplerine yiyecek atmaktadırlar.
Kuzey Atlan tikteki araştırma' ve yardım teşkilâtının yalnız bu şubesi, geçen sene içinde 8 kişiyi kurtarmağa muvaffak olmuştur. Bunlar tecrübeli teknisyenlerin yardımı olmasaydı muhakkak surette ölmîıs bulunacaklardı.
Created by free version of 2PDF
Sıtmayı sağlamlara geçiren, bulaştıran yalnız sivri sin eklerdir. Sivrisinek olmayan yerde sıtın» da yoktur. Şu halde sivrisinekleri üretmemek, nerede bulursak yok etmek,'kökünü bitirmek bir ■'urt ödevidir.
ARŞA M
Sahile 7
Vaşington şehri ve Kapitol
Amerika’nın başkenti nasıl meydana çıktı? Parlamento binası olan Kapitolun hususiyetleri
Va^nffton’da Kapitol binan
j — İŞ ARIYANLAR
HAMUR İŞİ VE YEMEK PİŞİRMESİNİ İYİ BİLİRİM _ Altı yaşındaki gayet İyi terbiye görmüş kız torunum yanımda kalmak üzere çalışmak mecburiyetindeyim. Akşam gazetesi Ayşe rumuzuna mektupla müracaat.
1049 —
5,000 LİRADAN 500.000 LİRAYA KADAR — İstnnbulun her yerinde, apartman, evl( mağaza, İmalâthane, fabrika, arsa ve çlfllk almak ve satmak lstiycnler. Kârlı İşi olup da devretmek Istlycn veya almak istl-yenler Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Fûrmakknpı köşe başı 4 No- kat 2 Tel: 42398 Suhulet Emlfik Zarif Özalp 910 — 3
Beyoğlu — Tarlabaşı caddesi I köşe başındaki 89 No. lı bakkaliye dükkânını arkadaşının hastalığı de-1 layıslle acele devren satılıktır. İçin-' dekine müracaat. 1078 — 5
Amerika Bırbçik hükümetleri cumhuriyetinin başkenti Vaşington şehrindeki muhteşem Kapltolün banisi bu cumhuriyetin İlk başkanı Çorç Vaşingtondur. Corc Vaşington, yeni kurulun devletin başkentini düşünür» k'n Fransadakl Versailles'ln İhtişamı zihni üzerinde çok tesir etnıişt-lr. Versalllea İle Avrupanın diter başkentlerini mükayese ettikten «onra yeni meydana gelen milleti İçin düşündüğü hükümet merkezinin hem güzelliği, hem de sade vakar vt aza-metile mütenasip olmasına karar vermiştir.
Bu kurarını kongreye bildirdikten ■onra meclis 1790 temmuzu celsesinde Vaşington dahil oluğu halde üç kişilik bir komite tâyin etmiş ve bu heyeti Potomac nehri He Cono-cocheague arasında bir mahalde 10 mı! murabbaı geçmemek şartiie başkent için bir saha seçmeğe memur etmiştir.
Meclisin bu kararı üzelrne Vaşlng-ton beraberine mütehassıs olarak Plerre Charles L'Enfont adında genç bir Fransız mühendisini almıştır Birlikte bu eraılyl atla gAzerek muayene etmişlerdir.
Her İkisi de başkentin şimdiki mahalli her ruretle uygun olacağında mutabık kalmışlardır. Bu sahada şi-malt Amerika bir İngiliz müstemlekesi olduğu zamandan kalmış bir ka-eaba olan Georgetown vardı. Hazırladıkları plâna Federal City projesi adını vermişlerdir.
Proje on mil murabba! eraziyi İhtiva ediyordu. Şu kadar var kİ şehrin ileride genişlemesi imkânı düşünülerek Columbla nahiyesi namUe bir mintakn ifrağ olunmuştur. Bu mınlaka ve başkent için Virglna ve Maryland hükümetlerinden kâfi derecede erazi alınmıştır. Sonraları Maryland hükümetine İfrağ- olunan arazisinden bir kumu geri verildiğinden Colombia nahiyesi şimdi 89,1 A mil murabbaıdır.
10 mü murabbaı erazi mütemadiyen büyümekte olan şehrin ihtiyacına kifayet etmediğinden nahiyenin bir kısmı işgal edilmiştir, şimdi Va-çington şehrinin «*hvı 14 mil mu-rabbaı bulunuyor.
Vaşington şehrinin temel taşı Corc Vaşingtonun kendisi taralından konmuştur. Fransa» mühendisi ile birlikte hamladığı plinin esaılan şunlardır: Potomac nehrinin sathından 83 ayak İrtifada bulunan yaylanın garp kenarında bir Kapitol bina edl-tecek -re başkentin mühim caddelerinin çoğu bu merkezden etrafa yâyi-taoaktır.
şimal - cenup v* şark - garp istikametlerinde uzayacak İki hat Ka-pltolde birlenerek şehri dört kıtaya »yır »çaktır.
şimalden cenuba usanansa sokaklara isim verllmlyecek, bunlar rakamlarla tâyin edilecektir. Bilâkis şarktım garba uzanan sokaklara ad olarak alfabe harfleri verilecektir.
Corc Vaşlngtonun hazırladığı bu plânın camları tam bir aaar zarfında tahakkuk ettirilmiştir. Lâkin bu esnada birçok İhmaller, münazaalar olmuştur. Plânın tatbikinden mesul &ç kişilik komitenin fizalan işin bidayetinden itibaren Fransız mühendisine karşı zorluklar çıkarmışlardır. Nihayet Plerre L.Enfant istifaya mecbur kalmış, yerine Ptnnsylrania’h mühendis Andrew Elllcot geçmiştir. Bu Amerikan mühendisi de başka güçlükle karşılaşmıştır. Federal hükümet başkentin binaları İçin ancak damla damla para veriyordu. Bu yüzden Vaşington beldesi ve buna ait olan Colombia nahiyesi başkentin tesirinden beri geçen yetmiş sene sarfında bakımsız, fakir ve dağınık bir mamure halinde kalmıştır, Ancak 1871 senesinde Columbla nahiyesi bir mahallî, yani terrltorlal hükümet haline konulduktan sonra asıl a-sıl şehrin İmarı Nafla işleri Kefaretine tevdi edilmesi üzerine başkentin inkişafı yola girmiştir.
tşte o zaman Fransız mühendisi Phrre L'Enfont plânı tekrar ortaya çıkarılıp Ciddi ve esaslı surette tatbikine başlanmıştır
18^8 nesinde Vaşington şehrinin İmarı İşinin doğrudan doğruya kon-.
gre taralından deruhde edilmesi üzerine şehrin inkişafına bir Rat daha hız verilmiştir.
Vaşingtonu gaip yarım küresinin en sevimli şehri haline sokan eserler bu tarihten sonra meydana gelmiştir. Bunların arasında Lincoln Me-morlal âbidesi ve Pensylvania caddesinin meşhur mamureleri vardır,
Vaşington şehrinin güzel ve müte-vtusin oluşunun başlıca sebebi binalarının yüksekliğinin bulundukları sokak ve caddelerin genişliğine müsavi olmasıdır. Bu cadde ve sokakların genişliği 60 He 160 ayak arasındadır ve hiç bir bina bu İrtifaı geçmemiştir.
Amerikanın diğer şehirlerinde gökleri tırmaliyfth korkunç ve Çirkin binalar Vaşington şehrinde yoktur. En mühim binası kongre, yani Ayan ve mebusan meclislerinin dairesi olan Kapİtol'dür. Aynı zamanda Kapitol bütün dünyanın en güzel yapılarından biri bulunuyor.
Klâsik korentlyen ülsûbunda yapılan bu binanın muhteşem sütun lu üç revakı vardır. Binanın merkezi kısmı 1793 senesinde sarı kefeki taşından yapılmış ve üzeri beyaza boyanmıştır. tkl mermer cenaln ise 1859 senesinde tamamlanmıştır. Binanın şark cihetindeki revakl heykel grupları He tezyin edilmiştir, önündeki açık meydan esplanadede Corc Vaşlngtonun Greenangh tarafından yapılmış muazzam bir heykeli vardır.
Kapitol’ün ortasındaki dairevi binanın giriş yerinde » ayak gtşlnll-ğlnde ve 17 ayak uzunluğunda bir tunç kapı vardır. Sanatkâr Rogers'ln eseri olan bu kapı Amerika kıtasının Krlstof Kolomp tarafından keşfini hatırlatmaktadır.
Dairevi binanın üzerinde 180 ayak yüksekliğinde demir kubbenin üstünde 85-ayalf kutrunda sütunlu bir kule vardır. Burada ressam Bramldi'nln eseri olan «Vaşlngtonun Apothessis'l» l«nlnchkJ timsali, fresk, yani sıva nakışları vardır.
Dairevi binanın sekiz köşeli duvar-larinadn her birinde oymalı bir kitabe vardır. Burada da John Trumbull ve diğer meşhur ressamların tarihi tablo ser Heri vardır.
Demir kubbenin üzerinde ve dışında hejkeltraıj TTıomaa Croroford'un eseri olan Hürriyet heykeli vardır.
Dairevi binadan şimal kapı İle çıkıldığı raman AH mahkeme odasına girilir ve buradan âyan dairesine göçillr. Cenup kapısı He çıkıldığı zaman heykeller holüne ve buradan mebusan dairesine girilir.
Kapitol’ün şarkında muhteşem kongre kütüphanesi bulunuyor. Bu bina üç katlı olup beyaz granitten yapılmıştır. îkl bin penceresi olan bu kongre kütüphanesi belki dünyanın en ziyadar ktüphane binasıdır. Kütüphanenin kıraat salonu kutru 100 kademdir. Oymalı birçok kemerler İle ■müzeyyendir.
Kitaplarının çokluğu ve zenginliği lübarlle kongre kütüphanesi dünyanın Öçüneü kötüphnnMldlr.
Kapitol Vaşlngtonun en gilzel ve göze çarpan binası olduğundan Orta ve Cenubi AmerlkadaJd hükümetler de başkentlerinde buna benzer binalar vücuda getirmişlerdir. — F.
• Dr. A. Asım Onura
Ortaköy Şifa Yurdu Şehir gürültüsünden uzak bir yerde büyük bir parkın içinde ve çamların ortasında fevkalâde giizel manzaralı, çok temiz c iyi bakımlı, kadın, erkek her türlü hastalara açık hususî I hastane. Sinirlerini ve yorgun-| lüğünü dinlendirmek ve neka-Ihat devrini geçirmek istıyen. Bı lere mahsus yegâne müessese. ■ Telefon: «4421 ,
ASKERLİKLE İLİŞİĞİ OLMAYAN — Yeni ve «ski Türkçe okur yazar her hangi bir müessesinin ayak İşlerinde çalışabilir veya verilecek diğer İşleri de deruhde eder çalışkan kefil gösterebilir. Uygun bir ücretle l.ş aramaktadır. »Akşam*, da CF.K» rumuzuna mektupla müracaat. 1074 —
YÜKSEK TAHSİLLİ — Türkçe Fransızca çok iyi bilen, muhasebe muhabere, ynzıhnne idari İşlerin deruhde edebilir tecrübeli bir bayan İş aramkatadır. Kefil ve referans verebilir. Müracaat: K S. Pangaltı Üf-tade Sok. 51 1072-1
ALAFRANGA VE ALATURKA YEMEK PİŞİRMESİNİ BİLEN — Bir «Bay» vekill-.arçhk Ve evin mübrem İslerini de deruhde etmek üzere iyi bir aile nezdlnde İş aramaktadır Tekliflerin Akşamda «Talih» riimtızuna mektupla milracaatlar). 1092 —
İNŞAAT İNLERİ _ Dahili mimari ve her nevi tesisatta İhtisası olan tecrübeli bir tossam İcabında şantiyelerde de çalışmak üzere İş aramaktadır. Adres: R. S. Eti Palas oteli No. 3 Zonguldak. 1079 — 1
tsel ARIYANLAR BİR BUÇUK YAŞINDA — Bir kız çocuğuna bakacak ve büyütecek tecrübeli bir dadıya ihtiyaç vardır. Yaşı 40 tnn aşağı olmaması tecrübeli olması şarttır, şişli Samanyolu sokak Ol No. Bikmaz apartmanı daire 2 ye öğleye kadar müracaat. 1073 — 11
İŞÇİ BAYAN ARANTYüli — Çaışı-kapı Gedik paşa caddesi No. 88-.Ütü evine müracaat. 1070 2
TEZGÂHTAR ARANIYOR — Itriyat satışında çalışacak Türk tebaası bir bayan tezgâhtar aranıyor. İstan-bulda Bilyilfe Postane cad 5 No. ya saat 12-3 arası müracaat. 1075 — 1
APARTMAN KAPICISI ARANIYOR — Nlşantaşında 9 daireli bir apartmana kRrı koca kapıcı aranıyor. Erkek dışarıda da çalışabilir. Taliplerin Eminönü Arpacılar hanında 19 No. ya müracaatları. 1085 — 2
q - SATILIK EŞYA
SATILIK SEPETLİ VE SEPETSİZ MOTOSİKLETLER — Sultanahmet Gülhane Parkı kapısı yanında Seğuk-çeşme yokuşu 38/1 boyahaneye müracaat. 1009 —
SATILIK OTOMOBİL — Lâstikleri lyl vaziyette, husus! olarak kullanılmış, Plymouth marka kapalı tenez-züh otomobili. Bahçekapı Cermanya haıımda- Famslm İnşaat Şirketine müracaat. 1015 — 1
BAKKALLARIN NAZARI DİKKATİNE — Her boyda kese kâğıdı kasap ve sargılın kâğıt ucıız Halle satılır. Müracaat: Eminönü Tahmis cad. Kalçın Sok. No. 13 1057 —
SATILIK PİYANO — Çapraz, demir, sağlam. Fiat ehvendir. Kadıköy Yoğurtçu Fener Stadı yanında Şe-flkbey sokak No. 19 (deıe kenarı. Acele müracaat. 1059 —
ARANIOR — EUe kullanılmak üzere 5 tonluk 2 prese ihtiyaç vardır. Rizapaşa Yokuşu Nusühlye sokak No. 31 e bildirilmesi. 1089 — 2
SATILIK 2 AKORDEON — 120 bas olan her ikisinin markası Hohner’dir. Birisi 350 diğeri 375 liradır. İstiklâl caddesi 328 Porselen mağazasında Buat Erdcncre her gün saat 14 He 14 arası müracaat telefon 44213. 1082 —
SATILIK — Az kullanılmış 1 adet makkap tezgâhı ile 1 adet, koprosör. Müracaat Tel. 41382. 108S — t
— Kiralık — Satılık
SATILIK KÂGİR EV — BeyOğlun-da Kalyoncuktüluğu caddesinde üç oda, elektrik, su ve sair müştemilât çok ucuz satılık. Galata Ada han 8 numaraya müracaat Telefon: 4166.3 1060 —
PARASI OLANLARA — Emlâk mukabili en emin şartla birinci derece İpotekle parasını kullanmak isteyenlerin. Galata Ada han 8 numaraya müracaat. Telefon1: 41.683. 1081 —
ACELE SATILIK'. DÜKKÂN — Piyasanın en İyi verinde Asmaaltı caddesinde kâgir dükkân satılıktır. Galata Ada han katas Tiirk Ticaret evine müracaat Telefon: 41863. 1062 —
75ı)0 LİRAYA — SatılılT köşk Mal-tepede İstasyona 2 dakika mesafede beş odalı İki katlı bahçeli köşk. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Galata Ömerâblt han 2 nel kat 23 Telefon: 42368 1045 —
NATAMAM İNŞAAT — Bllllmum İnşaat ve fenni mesuliyet hesap iğleri deruhte edilir. Ev ve- mağazaların tamire - muhtaç olanları derhal işe başlamak ve yıkılması lcafceden emlâkin enkazını kabu eder. Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakkpaı köşebaçı 4 No. kat 2 Tel: 42398 Suhulet Emlâk Zarif Özalp Bil - 3
SATILIK ÇOK KIYMETLİ VE NADİDE ARSA — Çdtehavuzlardn deniz kenarında duuizs yüzü UiO metre olan 16680 metrtk.nre arsa acele satılıktır. Tafsilât ve t laf hakkında görüşmek üzere Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir Galata Ömerâblt han 2 nci kat 23 No. Telefon. 42368 909 — 1
DEVREN KİKILNK DÜKKÂN — Mahmutpaşa Yeşildlrefc Dlrek’l han Sok. No. 2,1 IfnRİâthaûe ve depoya elverişli. BahçekaDi Kutlu han No. 5 te bay Şcrefettln Gözen'e müracaat 1033 —
KİRALIK — Bâkirköyünde İstasyona 3 dakika 6 oda sarnıç kuyu bahçe müstakil ev kısmen veya tamamen mobilyalı veya mobilyasız senelik derhal kiralıktır Akşamda S H. 57 1058 —
DEVREN SATILIK TELEFONLU BAKKALİYE DÜKKÂNI - O?man-bey Süleyman Nazif S No. 67 telefon No. 81534. Müracaat Galata Ömer-âbit han birinci kat No. 18 de Faruk Cağlar. 1064 —
20000 LİRAYA — İ6tanbulda Ebus-suut caddesLnde 7 odalı gen 13 yüzlü kâgir acele satılık ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna Galata Ömer-âbit han 2 nel kat 23 telefon 42368 1066 — 1
NURUOSMANIYE CADDESİNDE — 10 odalı kâgir, Fatih İtfaiye caddesinde 7 odalı kâgir, Genç Türk caddesinde apartman şeklinde 8 odalı beton, Horhor caddesinde 8 odalı ahşap vc daha birçok evler acele satılıktır. Ferdi Belek Türk Emlâk Galata Ömerâblt han 2 nel kat 23 telefon 42368 10Ö8 — 1
İSTANBULDA — SultanahmettC 14 odalı ahşap büyük bahçeli konak SultanahmEtte 10 odalı kâgir İstan-buldn Halk Partisi civarında 8 odalı kâgir ev satılıktır Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Galata Ömerâblt han 2 nel kat 23 telefon 42368 1067 - 1
AK ADOLUHİ SARINDA YALI — ÇHtehavuzIarda Bostancıda Heybell-ada.la Büyükadada Şişlide acele satılık villâlar. Tafsilât, fiat ve satın almak İçin Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir Galata Ömerâblt hatr 2 nel kat 23. Telefon; 42368 1034 - 2
DEVREN SATILIK DÜKKÂN - Gu-dlkpaşa Balipaşa yokuşunda 16 Nö.ll bakkaliye dükkânı sahibi taşraya gideceğinden devredilecektir, içlndeki-ne müracaat. 1043 — 2
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — B&şlktaş Vlşnezade Spor caddesi 116 numaralı bakkal dükkânı içindeki eşyası İle 200 liraya devren satılıktır. Spor caddesi No. 2 ye müracaat. 1091 — 1
KİRALIK LABORATUAR MAHLLİ ARANIYOR — Galata, Eminönü, Sirkeci vt havalisinde Lftboratuar yapılmağa elverişli bir veya tkl katlı bir bina veya dükkân aranmaktadır. | Kadıköy Eczahaneslne müracaat. Telefon: 69063, 1893 — 1
MAĞAZA VE ARDİYE ARANIYOR— Eminönü ile Yağ İskelesi arasında denize yakın mağaza ve ardiye aranmaktadır. Balık pazarı Taşçılar 104 No. da Bülbül adına müracaat. 1071 — 5
KİRALIK VİLLÂ — Suatllyc Çınar dibinde S odalı möbleli yazlık her türlü konforu haiz' villâ kiralıktır. Bu bina ayni samanda satılıktır. Ferdi Srlek Türk Emlâk Bürosuna Ga-ata ömerâblt han 2 nel kat 23. telefon 42383 1977 — 2
KİRALIK YALI —- Vaniköyün en zarif yalılarından birisi 8 odasile mey-va ve çiçek bahçeleri, elektrik, terkos ve banyo teslsatlle vt lüks eşyaslle, buz dolabı ve radyoslle beraber kiralıktır. Galatasaray Köşe apartımanı EnıJâklş Telefon 49010 1081 — 2
DEVREN SATILIK BAKKALİYE — Beyoğlu Hamalbaşı Kordelâ sokak. Müracaat: Tarlabaşı karakol karşısında 177/1 No. Iı bakkal Tornaya.
1086 — 2
KİRALIK BİR ODA ARANIYOR — Ayaspaşa Taksim - Harbiye arasında cadde üstü, vevû Caddeye çok yakın bir mesafede müstakil banyosu olanı tercih edilir ve tam konforu haiz mobilyesile bir oda kiralanacaktır, Akşamda «K. M.» rumuzuna mektupla müracaat 1084 — 1
İMALÂTHANEYE MAHSUS - Her şekle girebilecek tarzda 5.5 yüzü 15 derinliği betonaıma Süieymaniye Dökmeciler hamamı yanında yapılmakladır. İcara verilecektir. İstekliler 22586 telefona müracaat.
1087 — 3
2750 ŞER LİKAYA — Arnavutkö-yünde 3 çer odalı 3 tane kâgir manzaralı acele satılık ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu,Galata ömerâblt han 2 nel kat 23 telefon: 42368
1088 — 2
EHVEN FİATLE — Mandıra, çiftlik satın almak lstiyenKre: Balıkesir'e çok yakın bir yerde, çiftlik binaslyle birlikte satılacaktır. Taliplerin aşağıdaki adrese müracaatları: ismet Ersun Martlı mahalle Yenice sokak No. 2 Balıkesir. 1090 —3
SATILIK EMLÂK ARANIYOR — 2000 liradan 500.000 liraya kadar ev apartıman, han. dükkân, arsa, arazi, depo, ve sair emlâkini satmak İsteyenlerin en çok müşterisi olan Deney Emlâk Bürosuna müracaatları. Galata Kefeli Hüseyin han No. 2 telefon 43840 1094 — 2
SATILIK MODERN YALI — Boğazın en sakin ve güzel bir sahlHudc beş odalı havagazı, elektrik, terkos' ve banyo tesisatlarını havi kayıkha-FABRİKA İÇİN KİRALIK MA- ne ve dc-niz havuzlu, çiçek ve meyve
HAL — Gedikpaka caddesi No. 97 eve bahçelerini havi yalı boş Olarak as- j müracaat, pazardan maada her gün itliktir. Galatasaray Keşe nparinnam] saat 2 - 4. 898 — 1 Emlâkiş Telefon 40010 1080 — s!
Jj-MÜTEFERRİK
ASRİ DANSLAR — Hususi Olacak evlerindi* öğrenmek lstiycnler Beyoğlu Anadolu hanı geçidi karşısında Aliyon sokak 19- Prof Panosyan _______________1096 - 7
ORTA - LİSE TALEBELERİNE — Tuna D^rsevinde riyaziye - fizik -kimya - Usan derlseri verilir. Pazardan başka her gün saat 14 - 18 arasında müracaat. Tuna Dersevl Atatürk bulvarı No. 88 İstanbul - Aksaray____________995 — e
BİR ALALIN HAYAN ÖĞRETMEN — Bir Tiirk vatandaşı Alman kolay melodi a müptedi'.el j ve Perlle-miş talebelere iyi ders verir. Pazardan. maada her gün 3,30 ■ 6.30 a kadar İstiklâl caddesi 133 No. lı Huşum Bey apartiman arka merdiven 8 No. ya müracaat.1032
CİDDİ ÇALIŞKAN — İthalât ve-j. ya sanayi mfiessesesine Iştirâk sure---* tUe paramı İşletmek istiyorum. Taf-j“ sllâtlı mektupla Akşam gazetesindJi (İ. S.) rflmuzuna mektupla miiracaatCM ____________________________1063 - M-
ORTAK ARANIYOR - Galatada° Rıhtım boyunda denize nazır tele-C fonlu ve her İşe müsait bir yazıhane-,2 ye (İşLn mevzuu beraberce karalnş-CO toabllir) asgari 15000 Ura serm/yeh: koyabilecek bir ortak aranıyor. İste-SJ' yenlerin Akşamda (Dürüst) rümıızu-na müracaatları, 1095 20
KOLEJ MEZUNU BAYAN _ Tale-S belere, bayanlara İngilizce öğretir?" Talebe ruhundan anlar, sabırlıdır.?** Tecrübe dersi ücretsizdir. Akşamda^ »Pratik İngilizce., rütnuzuna mektup-’^ la müracaat,________________107fi — 1(|)
SERMAYE — Esaslı kârlı bir iş: onflj bin lira sermaye koyarım, kendim de0 çalışının işta mahiyetini İzah «artılar Beyoğlu P. K 2191 nıımarava mtkfUfLz yazılması. 1097 - 1
MEKTUFLAKİNI’ZI At.DİRİNİZ
Gazetemiz İdarehanesini adres olarak göstermiş olan karilerimizden
E_A _ 99 _ M.M.E — S.L.A D.S
' Ayşe — l.S — Şans — S.T.m — namlarına gelen mektupları idarehanemizden aldtrmaîan rica
olunur.
Devlet Deniz Yolları ve Limanları İşletme ____________Umum Müdürlüğü ilânları________________________________
1 _ idaremiz İhtiyacı İçin 45X90 ebadında 3000 adet havlu pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Eksiltme 17/3/1945 cumartesi günü saat 11 de İdare merkezi karşısındaki binada Alım satım komisyonunda yapılacaktır
3 — Eksiltmeye girmek İçin (742» Ura (50) kuruş geçici güvenme parası
yatırmak lâzımdır. f
4 — Eksiltme şartları, her gün Levazım müdürlüğünden öğrenilebilir.
5 — İsteklilerin belirli güıı ve saatte güvenme makbuzlarlle birlikte
Ahm. satım komisyonuna baş vurma lan lâzımdır. (20711
Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğünden :
1 — Umum müdürlük Kayak Federasyonu İçin (20) çift komple Avrupa kayağı satma alınacaktır.
2 — Kayakların flksasyonlan kabili ayar ve boyları da 1,75 - 2,20 arasında olacaktır.
3 — Kayak tahtaları elyafı düzgün Hikorl veya Dişbudak ağacınadn olacaktır.
4 — İstekliler nümunelerlni İhaleden önce Umum müdürlük Satınalma komisyonuna vermiş bulunacaklardır.
5 — Kayakların sopalan kamış veya dişbudak olacaktır.
8 — Komple bir çift kayağın muhammen bedeli 75 liradır.
7 — İhale 16/3/945 cuma günü saat 15 te pazarlıkla yapılacaktır.
8 — İhaleye lştlrâk edeceklerin 112.5 liralık teminat mektup veya makbuzu komisyona İbraz etmeleri lâzımdır. (3021)
Memur alınacak
İstanbul M intaka /.iman Reisliğinden:
İstanbul ve Taşra Liman Daireleri İçin askerliğini yapmış orta veya ilse mezunlarından 15.3/945 tarihinde yapılacak İmtihanla memur alınacaktır.
Asgari maaş 15 liradır. İsteklilerin dilekçe ve lüzumlu vesaikle müracaat etmeleri ilân olunur. (3042)
İstanbul Sıhhi Müesseseler Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan:
Sıhhat ve İçtimai Muavenet Bakanlğına bağlı poğum ve Çocuk bakımevleri İhtiyacı bulunan üç adet yemek sobası kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur.
ı — Eksiltme 14 3/1045 tarihine tesadüf eden çarşamba günü saat 15 te Cağaloğlunda Sıhhat ve İçtimai Muavenet müdürlüğü binasındaki komisyonda yapılacaktır.
2 — Muhammen bedel 3 adet yemek sobası İçLn (5250) liradır.
3 — İlk teminatı (393) üç yüz doksan üç Ura (75) yemiş beş kuruştur.
4 — İstekliler şartnameyi çalışma günlerinde komisyonda görebilirler.
5 — İstekliler cart seneye alt Ticaret odası vesikası, gurup vesikası
ve 2490 sayılı kanunda yazılı vesikalarla kendi atölye ve İmalâthane sahibi olmaları ve emsali oraklardan evvelce yapmış ve kabul edilmiş olduklarına dair vesika İbraz etmeleri ve bu İşe yeter İlk teminat makbuz veya banka mektublle teklifi havi kapalı zarflarını İhale saatinden bir saat evvel makbur. mukabilinde komisyona vermeleri. (2435)
Istanbul Sıhhi Müesseseler Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan:
Sıhhat. Bakanlığına bağlı Malatya Doğum ve Çocuk bakımevi İhtiyacı bulunan madeni eşyası açık eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksiltme 14/3/1945 tarihine tesadüf eden çarşamba günü saat 15 te Cağaloğlunda sıhhat ve İçtimai Muavenet müdürlüğü binasındaki komisyonda yapılacaktır.
2 — Muhammen bedeli (5) beş kalem madeni eşya için (2400) iki bin dört yüz liradır. '
3 — İlk teminatı 180 Uradır
4 — İstekliler şartnameyi çalışma gönlerinde komisyonda görebilirler.
5 — İstekliler cari seneye ait Ticaret odası vesikası He gurup vesikası
ve 2490 sayîh kanunda yazılı vesikalarla hâlen hali faaliyette fabrika veya atölyesi bulunduğuna dair resmi bir vesika İbraz etmeleri ve bu işe yeter ilk teminat makbuz veya banka mektuplarlle belli gün ve saatte komisyona müracaatları (2437)
Bahife 8
AKŞAM
11 Mart 1945
.................................................................................................................
! Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Umum idaresi İlânları
ııınuuuı>nuıııluıııııınıiııiıııılıi|iııııınHiııııııııııııamııııııııııınııııııınıııııııııuımıııınııııııııııııuııııııııtııııııınHiııtın
Resim masası alınacak
Haydarpaşa satın alma komisyonundan:
1 — (5) beş adet mihaniki tertibatlı resim masası kapalı zarf usullle ■atın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli (8750 ı sekiz bin yedi yüz elli lira olup, muvakkat teminatı (656) altı yüz elli altı lira (25) yirmi beş kuruştur.
3 — Şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme (10 mart 1945) pazartesi günll saat (15,301 on beş buçukta Haydarpaşa Oar binası dahilindeki Haydarpaşa Satın alma komisyonunda yapılacaktır.
Teklif mektuplarının o gün saat(14,30) on dört buçuğa kadar makbua mukabilinde komisyona verilmesi ve yahut muayyen saatten evvel ela geçecek tarzda İadeli taahhütlü olarak posta İle gönderilmesi. (2672)
■*
Kömür yükleme ve boşaltma işi eksiltmesi
H. Paşa deposuna bir sene zarfında gelecek olan tahminen 75.000 ton maden kömürünün mevcut şartnamesi mucibince yükleme va boşaltma İşi kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konmuştur.
Mecmu muhammen bedtll 60.000 lira olan bu İşin beher tonunun yükleme ve boşaltma muhammen bedeli 40 kuruştur.
Eksiltme 26/3/945 T. no rastlayan pazartesi güttü saat 15 de H Paşa 1 İnci İşletme komisyonunda yapılacaktır.
Muvakkat teminat mikdarı 4500 liradır.
İsteklilerin kanunun terlfatı dahilinde hazırlayacakları kapadı zarflarını eksiltmeden bir saat evveline kadar makbuz karşılığı komisyona vermiş olmaları lâzımdır.
Bu hususa ait şartnamesi 300 kuruş mukabilinde H. Paşa veznesinden ■atın alınabilir.
Fazla izahat İçin işletmeye müracaat edilmelidir. «2685»
Gümrük muhafaza genel komutanlığı İstanbul Lavazım Amirliği satın alma Komisyonundan
60(>U takım yazlık er elbisesi dikimi kapalı zarf usullyla eksiltmeye konmuştur. Muhammen bedeli «15.000» lira, İlk teminatı «1125» liradır.
Eksiltme 19 mhrt 945 pazartesi günü saat 15 dedir. Şartname ve nü-munesl her giln komisyonda görülebilir. İsteklilerin teklif mektuplarını en geç eksiltme saatliden bir saat evveline katlar Galata Mumhane caddesi No. 54 deki komisyona vermeleri. «2061»
Teknik Okulu Satmalma Komisyonundan
Okul İhtiyacından olup 23/2/945 tarihinde kapalı zarfla yapılan ek-•iltmeslne İstekli çıkmıyan beheri 14 kuruştan 15.000 Finike portakalı ila kilosu 99 kuruştan 5000 kilo Amasya elmasının 15/3/945 perşembe günü eaat 15 te Gümüşsuyunda Teknik Üniversite muhasebesinde toplanacak komisyonda pazarlıkla ihalesi yapılacaktır.
İsteklilerin belli gün ve saatte Ticaret odası vesikası va 529 liralık İlk - teminat makbuzlle komisyona gelmeleri.
Şartname Yıldızda bulunan okulda görülür. (8046)
Afyon vilâyetinden
1 — Eksiltmeye konulan işi Afyon. - Gazlıgöl yolunun 04-612— 0 + 881 kilometreleri arasının 27868 lira 85 kuruş keşif bedelli parke döşemesi.
2 — Eksiltme 29/3/945 perşembe günü saat 15 te Vilâyet Hükümet binasındaki Daimî encümende,kapalı zarf usullylo yapılacaktır.
3 — Eksiltme şartnamesi ve ekleri Nafla müdürlüğünde görülebilir veya 140 kuruş bedelle alınabilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin 2090 lira 18 kuruş muvakkat teminat vermeleri ve Vilâyet Nafla müdürlüğünden bu İş için alınmış ehliyet vesikası ve Ticaret odası kayıt vesikası vermeleri şarttır. Bu vesikayı almak için İsteklilerin İhale gününden en ar, tatil günleri hariç, üç gün evvel İstida İle Vllâteye müracaat etmeleri şarttır.
5 — İsteklilerin teklif mektuplarını eksiltme günü olan 29/3/945 per-
çemi: ■ günü saat on dcörde kadar makbuz mukabilinde Vilâyet* vermeleri lâzımı r Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (2782i
lsta:ıhul Sıhhî Müesseseler Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan :
sıhhat ve îçtlmal Muavenet Vekâletine bağlı Doğum ve Çocuk bakımevleri İhtiyacı için 1900 adet flaster açık eksiltmeye konulmuştur
1 — Eksiltme 14/3/1945 çarşamba günü saat 15 te Cağaloğlıinda Sıhhat ve İçtimai Muavenet müdürlüğü binasındaki komisyonda yapılacaktır.
2 — Muhammen bedel 1900 adet flaster için 3760 liradır. t
3 — Muvakkat teminatı 282 liradır.
4 — İstekliler 1045 yılı Ticaret odası veslkoşlle 2490 sayılı kanunda yazılı vesikalar He gurup vesikası ve bu İşe yeter ilk teminat makbuzu veya banka makbuzu ibraz etmeleri lâzımdır.
5 — İstekliler şartnameyi her gün mesai saatlerinde komisyonda
görebilirler. (2430)
Komşularımızın Radyosu güzel nağmeler çıkarıyor. Tabii, onlar namlı Güzel Bey atölyesinde radyolarını düzelttiler.
GÜZEL BEY RADYO TAMİR ATELYESİ
Galata; Bankalar Cad. Bereket han No. 8. Telefon 40249
İngilizce - Türkçe
Yazıhane veya müesseselerdr Türkçeden İngilizceye, İngilizceden TÜrkçeye ticari de diğer tercüme İşlerini üzerine alabilecek bir bay haftada bir kaç saat çalışmak suretlle İş aramaktadır. -No. 1, 268. Halâ sk Ar Gazi Cad..
SABUNU
En çok köpüren, an çok dayanan ve en iyi temlzllven sabundur.
KİBAR
Her gece yeteğınıca girmeden evvel (RobM Kold Krim) İle beş dakika yüzünüze masaj
Beyaz ve Prina sabunlarını bakkallarınızdan ısrarla İsleyiniz. Toptan satış yeri: İzmir Birinci Belediye 32. Telefon: 2213 İstanbul Asmaaltı, No. 29 Tel: 21526
DOKTOR KK3BKR
Fethi Erden
LABORATUVARI
Kan, idrar, balgam, mevaddı gaita tahlilleri ve (idrar vasıta-sile gebeliğin ilk günlerindeki kati teşhisi") yapılır.
Beyoğlu. Taksime giderken Meşelik sokağı Ferah apartl-manı.Tel, 40534
Satılık Renar Arjante ceket
Avrupada yapılmış az kullanılmış Renar 'Arjante bir ceket satılıktır. Taksim Talimhane Rtçeppaşa caddesi Kanarya apartmanı 10 No. ya müracaat.
Zayi — Samatya nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdımı ve Sultanahmet yabancı askerlik şubesinden verilen askerlik tezkeremi kaybettim. Yenisini olacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
313 doğumlu Zekerlya oğlu Ahmet Duran Duman Rize Pazar kazasından
Afyon satın alınacak
Toprak Mahsulleri Ofisinden
1944 ve daha eski yıllar mahsulü olup henüz OAsçb saidmamış olan afyonlar aşağıdaki esaslar dahilinde Ofisimiz tarafından satın alınacaktır
Bu afyonlardan İstanbul'da bulunanlar Ofisin Beşiktaş'taki afyon deposuna, İstanbul dışında bulunanlar ise müstahsilden 1944 mahsulünü satuı alan Ofisimiz ambar şefliklerine ve Ofis adına alım yapan Ziraat Bankası şube ve ajanslarına sandıklı olarak teslim edilecektir.
Afyonlar teslim edildiği yerde mahalli eksperler tarafından muayene edilecek, katkılı (mağşuş) olanlar ayrıldıktan sonra geriye kalanların beher kilosuna 12 lira 16 kuruş avans verilecektir. Tesellümden sonra afyonlar, alımı.yapan teşkilât tarafından İstanbul'a sevke-dllecek, mallar îstanbula gelince Ofis deposunda hlkeml muayenesi yapılacak A, B, C, yoğrulmuş ve katkılı sınıflarına ayrıldıktan sonra her sınıfın kimyevi muayenesi yaptırılacak ve bu muayenede her sınıf İçin belli olacak morfin derecesine göre eski veya yeni sene mahsulü olduğu ayırt edilmeksizin 1944 senesi mahsulü İçin müstahsilden satın alınan afyonlarra verilen aynı (latalarla beher kilo değerleri tahakkuk ettirilerek evvelce verilen avanstan geri kalacak alacaklar afyonları tesellüm eden teşkilât tarafından sahiplerine Ödenecektir. Gerek avanlasrdan ve gerekse geri kalacak alacaklardan ödeme esnasında % 10 toprak mahsulleri vergisi kesilecektir. Bu gibi afyonların satın alınmasına 20 Mart 1945 tarihinde başlanacak ve 20 Mayıs 4945 tarihinde son verilecektir. Hlkeml ve kimyevi tahlillerle avans ve bedel tahakkukları malı teslim eden adına yapılacaktır. «2912»
İstanbul mahrukat ofisi
umum müdürlüğünden:
Mahrukat Ofisinin aşağıda yazılı mevkilerde bulunan depolarından eski belediye rayici üzerinden, yani Bulgar kömürünün kilosu 15.6 yeril kömürün kilosu 14 kuruştan olmak şartlle serbes kömür satışı yapılmaktadır. Ancak: her müracaat edene belediyenin emrlle âzami on kiloya kadar kömür verilebilecek ve her depo günde bin kilodan fazla satış yapmayacaktır.
Ofis depolarının mevkileri:
Rıza Çoban Şaban Çaban Niyazi (Hâktir Feyzi Kaptan Şevki Çelik Cemal Şen tür k Veli Akdağ Melkon Kirkoryan Fettah Yalçında# Ahmet Ülkü Atıf Erdoğdu Hakkı Ülgen Veysel ülgen Sabrl Akın Sabrl Akın Hidayet Ayangil İzzet GÜlten Sabrl AkyildiZ Yakup Uzunoğlu Ahmet Karaoğlu Tevfik öııaş Salim Reis
: Sirkeci Hocapoşa Hamam Sok. No. T
: Çatladıkapı tren köprüsü yanı
ı Kumkapı Nişanca Molataşı Sok. No. 4»
l Kumkapı |çkel6 Cad.
ı Yenlkapı Kemalpaşa Cad,
Yenlkapı Kumsal sokak
: Aksaray İnebey mah. Teceddüt Bok No. M : Samatya Abdülçelebl mah. No. 10 ı Samatya tmrahor cad.
: Yedikul* Gençağa »ok No. II
i çarşamba cad. No. 40
l Şehzadebaşı Tevflkpaşa cad. No. 44
ı Süleymanly» cad. No. 8
t Ayakapı vapur İskelesi
ı ünkapanı Tekirdağ İskelesi
ı Beyoğlu Tünolbaşı Soflalı »k- No. 11
ı Beyoğlu Kalyoncu Kulluğu cad. No. 99
ı Flrüzağa Kadirler yokuşu No. 46
; Beşiktaş Akaretler Şair Nedim ook
ı Beşiktaş Sln&npaşa Kömürcü sok. No. 18 : Beşiktaş Sinannşa udun İskelesi No, ift I Heybeliada Ay VtîdiZ cad No. 85
«3043»
Eti Bank İstanbul Şubesin 'en:
Elektrik sayaçtan Ayar istasyonumuzu İstanbul Teknik üniversiteye devretmiş olduğumuzdan, badema gerek Be. diyeler ve gerekse Müesaesat ve eşhas tarafından Bankamız namına saya ■ gönderilmemesi ilân olunur. (80703
HAŞAN DEPOSU, Eminönü . Karaköy - Galatasaray . Ankara
NEVROZİN
. ■ .■ * : ■ - İ
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bütün ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Heiyerde ısrarla NEVROZİN lıtejrinlz,
Created by free version of 2PDF
IDERMAN KAŞELERİ M Gripı NezJeylSogükalgınlık/arını. Ağrı Sızı Sancıları derhalgetirir. 1 Kase t O Keresler.
İS AYIN LOKANTA, BİRAHANE, PASTAHANE. GAZİNO İSAHİPLERİLE MUHALLEBİCİLERİN NAZARI DİKKATİNE
1 Çay ve kahve tabak ve fincanları, muhtelif eb'adda yemek tabağı ve 1 kâselerimiz gelmiştir. Arzu ettiğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz. ı Yeni KARLMAN Geçidi idaresi ; BEYOĞLU
Hurda demir satışı
Bandırma Merinos Yetiştirme Çifliği
Müdürlüğünden:
1 — Tahminen üç ton ağırlığında, dökme demiri olarak 10 adet çayır, 8 adet kırkım makinesi, bir çayır toplama tırmığı ile bir baskül ve 28 parça diğer ziraat âletleri 11» arabalara alt demir akşamı.
2 — 240 adet bütün, 34 adet yarım tabaka kullanılmış oluklu çinko saf. • 3 — Amerikan bezinden 1500 adet baş çimento torbası.
Yukardakl maddelerde yazılı üç cins malzeme toptan ve yahut ayn ayrı 28/3/945 pazartesi gilnü saat 15 de çiftlik merkezindeki komisyon huzurunda pazarlıkla satılacaktır.
4 — Demir akşamının muhammen bedeli 800, saç çinkoların 1900 v* çimento torbalarının 900 Ura olup muvakkat teminatı bunların yüzde o* beşidir.
5 — Bu malzeme ktırumumuzda istekliler* her gün gösterilmektedir
■ 6 — tlân badeliyle diğer masraflar İsteklilere aittir. Bu malzemeni*
Bandırmaya kadar nakli müesseseye aittir. «2903>
İçel daimi encümeninden
1 — Vüâyet hususi İdaresin* alt olup Halkavlnln icarında buluna* 134 ada v« (D persal numaralı tasarruf vesikasında hudut ve avtah yaslı İki katlı bina mlltemllâtlyle birlikte 5/3/945 dan 21/3/945 çarşamba günün» kadar 15 gün müddetle açık arttırma suretiyle satılacaktır.
S — Mukayyet kıymet) (33001 ve muhammen »atış bedeli (40000) ve muvakkat teminat (3000) liradır
3 — îhale 21/3/945 çarşamba günü saat 16 da daimi encümen salonunda yapılacaktır.
4 — Taliplerin teminat akçelerini İhale saatine kadar hususi muhasebe veznesin t yatırmaları şarttır.
8 _____ Fazla malûmat almak İsteyenler daimi encümene mürMaat edebilirler. t (3575)
5200
Yüksek Deniz Ticaret Mektebi Müdürlüsünden
Muhammen Çoğu Miktarı flatd tutan
Cinsi Çoğu A* LlraKr LlraKr,___________________________________
Beyaz t İr en k 520 500 10 5200 390 19/1/1945 p*-
gömleği z*rt*S aat: 11
1 — Talebelerimiz için «tın alınacak beyaz frenk gömleği kapalı zarf usulü İle eksiltmeye konmuştur. Eksiltme yukarıda yazılı gün ve saatte mektep müdürlüğünde toplanacak satın alma komisyonunda yapılacaktır.
2 — Şartnamesini görmok arzu elanlar mektep muhasebesin» mllra-oaat etmelidirler. Eksiltmeye iştirak edeceklerin 2490 sayılı konunun 8 v» 3 üncli maddelerindeki vasıfları haiz olmaları lâzım'lir.
3 — Yukarıda yanlı muvakkat teminatın teslim yeri İstanbul yüksek mektepler muhasebeciliğidir. Eksiltmey* gireceklerin ticaret oda* 1946 belgesi ve gurup vesikasını da zarflarına koyarak sözü geçen kanunun 32 İnci maddesi tarlfatı dairesinde kapalı zarflarını ihzar etmeleri v* bunları «kslltme günü saat on» kadar komisyon reisliğine makbuz mukabilinde vermeleri lâzımdır
Postada vaki olacak gecikmeler nazarı İtibara aimmıyacaktır (3731)
Muvakkat
(«mlnatı EkellUne gU*
LlraKr. ve aaaU
390
Comments (0)