Yangın faciasının korkunç tafsilâtı
Kazada ölen ve yaralanan vatandaşların isimleri:
Müthiş faciayı yaşıyanlar anlatıyorlar
Savcılık dünde sabahtan akşama kadar tahkikatla meşgul oldu. Bugün gemide bir keşif yapılarak kazanın hakiki sebebi ve meşgulleri anlaşılacak
Yeni bir Facia
Cütlüce infilâkının mazlûm günahsız kurbanlarının hazin hâtısan, henüz hafızamızda canlı ve taze yaşarken, İstanbul muhiti, evvelki gece şümulü itibarile ve kurbanlarının sayısı bakımından daha hazin ve elim bir haileye şahit oldu-
Cumartesi gecesi vukua gelen yangında ve infilâkta, hayatları sönenlerin sayısı henüz bilinmiyor ama, bu adedin yüze yaklaştığı, daha İlk dakikalardan iti -baren anlaşılıyor. Bir o kadar da yaralı ve malûlün mevcut olma -tundan endişe duyuluyor.
Tıpkı Sütlücedeki gibi bu İkinci badire ve belâda da ihmal ve teseyyübün payı pek büyük olduğu seziliyor. Patlayıcı ecza maddelerinin veya filmlerin kapalı ve yüzlerce çoluk, çocuk, İhtiyar ve kadının tıka basa doldurul -dokları bir anbara konması, ihtiyatsızlık tabirinin bile ifade e-demiyeceği, bir kayıtsızlık ve al-dırmamazlık nişanesidir. Parla -maya müstaid maddelerin hu -susî ve mahfuz bir yere konul -ması lâzım değil midir?
Esasen bizde, vapurlarda trenlerde yolculuk şartlan o kadar fennin lcaplanna ve İnsanî hislere aylandır ki, herhangi en ufak bir hâdise, en vahim sonuçlar doğurabilir. Yüzlerce kişi ambara kapatıldığı halde, hiç bir menfez ve kaçamak yolu bırakılmamıştır. Kapaklar sıkı sıkı indirildikten sonra, güvertede, ayakta duracak ve geçit verecek boş bir yol ve yer bırakılmamıştır. Ayrıca vapurun birinci mevkie geçecek bölme ve kapılan sımsıkı sed edilmiştir. Hattâ o kapılan can haville kıranlar, arkada bir de demir parmaklıkla karşılaşmışlardır.
Bu hal, lnsanlan bile bile, her tehlikeye maruz bırakmak de -m ektir. Her gün, Çorum faciasına benzer haileler olmuyorsa, bunu tesadüfün Rufuna borçlu bulunuyoruz. Hattâ şehir hatla -nnın sabah, akşam seferleri, hele pazar ve cumartesi postaları, her an bir drama çevrilme tehlikesi arzeder. İnsan ve yük, kar ma karışık yığılmıştır. İstiab haddi veya nefes alma payı diye bir şey bırakılmamıştır. Bıı kadar izdiham, en ufak bir panikte, Allah esirgesin, en elim ve müthiş neticeler verebilir. Büyük bir deniz kazası olmadan yolcuların, bir merak saikaslylo hepsinin birden bir tarafa üşüş -mesi bile vapurlann muvazene -»İni bozacak kudrettedir.
Şimdi bu acı hâdise dolayısile tekrar hatırlıyoruz ki. Sütlüce faciası tahkikatı ne oldu? He-(Devamı Sa. 6 Sü. 5 de)
Kaza kurbanlarının isimleri
Muhtelif hâstahanelerde ve Morg’da bulunup da teşhis edilen ve hüviyetleri malûm olan kaza kurbunlan şunlardır:
Limanımızda vuku bulan feci kaza hakkında tahkikata savcılıkça dün de devam edilmiştir. Savcılık dün bilhassa kaza kurbanlarının ve yaralıların hüviyetlerini tesbite çalışmıştır. Kazanın hakikî sebebi ancak
bugün yapılacak keşiften ve konşimentoların tetkiki ile an-barda mallan bulunanlann sorgulan yapıldıktan sonra anlaşıla bilecektir.
Beyoğlu bulunan ve
hastahanesinde kısmen Morga
nakledilen ölüler şunlardır:
Lütfi Hoşkal, Mehmet Er-
bek, Niyazi Karakaş. Ali Kemal, Mehmet oğlu Meh -met, Necatı Bektaş (tale -be), Mehmet Erdoğan, İlhan (8 yaşında çocuk), Nazmiye, Fatma, Ayşe, İmdat, Leylâ, Naciye, Yunus (5 yaşında çocuk), Kâşif, Niyazi, Muharrem, Hikmet, Fatma (5
yaşında kız çocuğu), Cemal Gedik, Mustafa Aktepe, Dur sun Ali Aktaş, Havva Uzun, Aziz Karabudak, Nezihe, Hü şeyin Avcı ve hüviyetleri an laşılamıyan diğer 7 ceset.
Haseki hastahanesine nak-
ledilen dört cesedin hüviyeti
tesbit edilememiştir. Bunla • rın ikisi erkek, ikisi kadındır. Erkeklerden birinin hı-ristiyan olduğu tahmin e -dilmektedir.
Cerrahpaşa hastahanesin -de bulunan ölüler de şunlardır:
Sabahat, Hatice ve Fat •
Liman ha6tahanesindeki ö-lülerin hüviyetleri şunlardır:
Emine, Safiye Çubukçu, Hediye Belli.
Morgda bulunan ölüler a-rasmda Abdullah Akpmar ve bir de Rizeli 927 doğumlu Mecit oğlu Mecit Fil a -dında bir bahriye eri vardır. Kendisi gemisinden izinli o-larak memleketine gidiyordu.
Hastahnelerde bulunan yaralılar:
Halen Beyoğlu hastahane-sinde bulunan yaralılar şunlardır:
Selâmi özten, Mahir Şişman, Mehmet Akyol, Yılmaz îdegün, Osman Arpacı, Ham za Aksu, Ömer Tamtabak, İbrahim Karaca, Mehmet To lan, iki yaralının hüviyetleri tesbit edilememiştir.
Alman hastahanesinde bu
lun ani ar:
İsmail Akbaba, İbrahim Karabacak, ve hüviyeti anla şılamıyan üçüncü bir yaralı.
Liman hastahanesinde:
Nevzat Yolcu, Şakir, Nus-ret Boğaz, Mehmet özçelik, Bir yaralının hüviyeti meç -huldür.
Ulaştırma Bakanı bu sabah geliyor
Dz.Yolları U.Müdürünün
facia etrafında beyanatı
Devlet Denizyolları vç Limanları İşletme Genel Müdürü Cemil Parman, Çorum vapuru yangını münasebetile aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
— Gemi yangınları ekseriya dün yanın her tarafında ya dikkatsiz İlk veya her sınıf yolcunun taşı . dıgı ve tüccarın taşıtmak istediği hususi hükümlere tâbi eşyanın giz 11 olarak geçirilmek istenmesin -den İleri gelmektedir.
Bir misal vermiş olmak İçin bun dan önce Tan vapuru yangınını göstereceğim. Bu hâdisede, taşın -ması hususi hükümlere bağlı bulunan ve kafes sandıklar içinde baş
güvertede açıkta daim! hava çere, yanına maruz kalması icabeden gemici muşambaları kapalı san • dıklarda makarna diye kaydetti . rilmiş ve yangın muşammaların kızışması neticesinde çıkmıştır.
Çorum vapurunun 3 numaralı kıç ambarının en dip kısmına yer ieştlrllmlş olan eşya arasında her hangi bir temas ve sarsıntıya hacet kalmadan kendi kendine kızı, şıp tutuşabilecek maddeleri ihti -va eden kapajı sandıkların da yolcular veya gönderenler tarafın -dan başka adlar altında gemiye yükleÖUmiŞ, olnıaiurı pek riıuhte-
(Devamı 8a. 5 8Ü. 3 de)
Dün akşama kadar ölü adedi 58 ve yaralı adedi 23 olarak tesbit edilmiştir. Fakat yaraları a -ğir olan bazı vatandaşların daha kurtulamamasından ve ölü sa-
yısının 60 1 geçmesinden korkulmaktadır. ölenlerin 41 i kadın,
14 ü erkek ve 3 ü küçük çocuk -tur. Ve hemen hepsi de dumandan boğulmak suretile ölmüşler dir. Yanık yarası alanlar azdır.. Halen tahtı tedavide bulunanlar
dan beşinin yarası ağır, 11 inin hafiftir.
Dün bir taraftan baş savcı Ih san Köknil tarafından tahkika-
ta devam edilirken, muhtelif has tahanelerde bulunan ölüler de kısmen morga nakledilmişlerdir. Buraya bilhassa hüviyetleri tesbit olunamıyan ölüler taşınmış ve bunlar müracaat eden alâkalılara gösterilerek teşhislerine çalışılmıştır.
Geç vakte kadar kimin akrabaları yahut tanıdıkları bulunan pek çok vatandaş, Morga koşmuş ve felâkete uğrayanlar a-rasında kendi akraba veya ta -aldıklarının bulunup bulunmadı -ğını araştırmıştır. Bu sayede hü viyetleri tesbit edilemiyen dört beş kişinin daha kim oldukları anlaşılmıştır.
Bunların hüviyetleri kat'î us-
(Devamı 6a. s Sü. 1 de)
Bu sabah şehrimize gelecek olan Ulaştırma Bakanı Kemal Satır
Çorum vapurunun meş’um 3 nu maralı anlarının dünkü manz-ı rası. Bu dar ve karanlık anbar bir gün evvel altmışa yakın vatandaşa mezar olmuştur. Yanda da Beyoğlu hastahanesinde bulunan ağır yaralı bir vatandaşı görüyorsunuz
Morg’da:
bacia kurbanları ne vaziyette? - Uyur gibi yatan küçük çocuklar - Gelinlik genç kız - Memleketi olan Rizeye kavuşacak yerde ölüme kavuşan bahriye eri Mecitoğlu Mecit - Oğlunu arayan ana
Korkunç yangın felâketinin vukubulduüu anbann içi dünkü halile..
Çorum vapuru faciasının bir kısmı da dün Adlî Tıb müessese-sinde, yâni Morgda cereyan etmiştir. Muhtelif hastahanelerde bulunan facia kurbanları cenaze arabaları ile ikişer ikişer buraya nakledilmişler ve küçük iner mer salon cesetlerle üstüste dolmuştur.
Akşam üzeri oraya göndermiş olduğumuz bir arkadaşımız, mü şahedelerlni şöyle ani itiyor:
Morgun arka kapısı önünde büyük bir kalabalık vardı. Bu kalabalık her cenaze otomobili gelişinde kaynaşıyor ve arabadan eski tahta tabutlar içine yatırılmış olan ölüler İndirilerek içeriye naklediliyordu. Bunlar
burada yan yana yere yatırılıyor ve tahutlar tekrar başka lüleri nakletmek üzere cenaze o-tomobillerıne İade ediliyordu.
Kapı önünde ihtiyar kadınlar, adamlar, telâşlı gençler ve çocuk lar kaynaşıyor, kimi bu bedbahtlar arasında bir tanıdığının olup olmadığını öğrenmeğe çalışıyor, kimi de sırf tecessüs saikaslle oraya toplanmış bulunuyordu. Arasıra halk arasında bulunan gözü yaşlı, çarşaflı ihtiyar bir kadının sesi yükseliyordu:
— Oy benim Hasanumu gördünüz mu?
Fakat kadının bu sualine cevap veren olmuyor. İtip itip geçip gidiyorlardı.
D. P.
Dün Bakırköyde yapılan toplantıda hükümete hücumlar yapıldı____________
Demokrat Partinin Bakırköy İL çesinde dün saat 16 da siyasâ bin toplantı yapılmıştır. Toplantıyı ıl. çe başkanı Cevdet özgü.ı açmış va hazır bulunanları Abdürrahman
Münibln hatırası için 1 dakika sükûta davet etmiştir. Bundan son . ra «Hâkimiyet kayıtsız şartsıa milletindir» sözü hep bir ağızdan 3 defa tekrar edilmiş ve Nazil Ti. laber söz alarâk Abdürratenan MU nip için bir hitabede bulunmuş -tur.
Müteakiben söz almış hatiple» muhtelif tenkitlerde bulunmuş -lardır. îlk olarak konuşan Galip Kemali Söylemezoğlu, dinleyl . elleri Çorum hâdisesi için ihtiram sükûtuna davet etmiş, bilâhare E. meklllere yapılan haksızlıklardan, pahalılıktan ve sefaretlerdeki ka.
(Devamı Sa. 5 Sü. s da)
Hüseyin Cahit Ankarada
Hareketinden evvel
Dışişleri Bakai’ile görüştü
Lozandakl Filistin Uzlaştırma komisyonu reisi Hüseyin Cahld Yalçın hükümetle temaslarda bu. lunmak üzere geçen perşembe gü nü şehrimize gelmişti. B. Yalçın dün, îstanbulda bulunan Dış şleri Bakanı Necmeddin Sadak iie gö . rüşmüş ve diğer resmi temasları, m yapmalı üzere dün akşamki ekspresle Ankaraya hareket et * miştir. Kendisi gelecek hafta tek. rar şehrimize avdet edecek ve 18 temmuzda tekrar başlayacak olart _ . „ komisyon çalışmalarına İştir âk et
(Devamı Sa. 5 Sü. 7 do) mek Üzere Lozana gidecektir.
Şimdi Morgun mermer zeminli odasındayım. Sağımda, solum da ölüler yatıyor. Teşhis edilemi yen ölülerin konmasına mahsus bir kişilik mermer masada üç çocuk yatıyor. Birbirlerine çok benziyen, dokuzar yaşlarında gö rünen biri kız. biri oğlan iki çocuk belki de ikiz kardeş. Yahut aralarında ancak bir yaş fark
TAKVİMDEN BİR YAPRAK:
Sandık başında hesap
ULUNAY
Maliye Bakanları konferansı bitti
Dolar-Sterling anlaşmazlığını hal için yeni bir dünya ticareti usulü kurmağa karar verildi
Mr. Snyder Londradan ayrıldı - Neşredilen resmi tebliğ
Londra, 10 (AP.) — Pazar gü nü Mâliyenin bildirdiğine göre, dolar ve dolardan başka para kullanan devletler arasındaki pa ra anlaşmazlığını ortadan kaldır mak maksudile Ingiltere, Kanada ve Birleşik Amerika yeni bir Dünya ticareti usulü kurmağa karar vermişlerdir. Bu haber A-merikan Hâzinesi Sekreteri James Snyder, Kanada Maliye Bakanı Douglas Abbott ve İngiliz Maliye uzmanlarının hafta sonunda yaptıkları bir toplantıdan sonra yayınlamıştır. İkinci bir konferans gelecek eylül ayında Vaşingtonda yapılacaktır.
Yeni Ticaret usulüne göre, dolar ve dolardan gayri paralar bir tek sisteme göre iş göreceklerdir.
Toplantıda hazır bulunan Ba-
kanlar Avrupa Kalkınma progra
minin İngiltere ve diğer Avru-
pa milletlerine büyük yardımı ol düğünü müttefikan kabul etmişlerdir.
Resmî tebliğ
Londra, 10 (A.A.) — (afp): Bugün öğleden sonra yayınlanan resmî tebliğde Ingiltere, Birleşik Amerika ve Kanuda arasında 8, 9 ve 10 temmuzda yapılan müzz’ferelerto ele alınacak meşe leler umumî bir görüş teatisinden İbaret kaldığı açıklanmıştır.
Müzakerelerde, bu derin ve u-zun vâdeli meselelerin karakterleri hakkında tam bir bilgi alınmaları gerektiği kabul edilmiştir. Bu son ayların güçlükleri de rin kökleri olan fena bir ayarlamayı ağırlaştırmıştır.
Tebliğde Kanada ile Birleşik Amerikanın yardımlarından baş ka çarelerin de derpiş edilmesi hususunda hepsinin mutabık kal (Dovanu 6a. A Sü. 1 do)
ehlr Meclisinin sinemalara zam yapılması ve otobüslorden pasoların kaldırılması şeklinde verdiği kararlarla, devirdiği İki ko • caman çamın çatırtısı hâlâ gazeto-lerdo aksediyor... Olurdu, olmazdı... Bu karar kanunidir, değildir. Vali Boy, voto hakkını kullanmalıdır, kullanacaktır, kullanmaya * çaktır... İlâh. Hemen homen her gün bu kabil yazılara tesadüf olunuyor. Gazeteler bu meselede tutunacak ufak bir nokta bulunca, ümitle yakalıyorlar. Meselâ Vali, Şehir Meollslnln bu İşte acele et -tlğlnl söylemiş.. Hemen bu söz telleniyor, pullanıyor, baş sedire oturtuluyor. Yahut Şehir Meollsl ay »onunda toplanaoak, bu meseleleri de tekrar konuşacakmış... Bundan güzel haber olur mu? Bunu da mümtaz bir movklo konduralım... Arkadan tamamlayıoı bir haber daha ı Şehir Meclisinin toplantısı eylüle tehir edilmiş
Bon, slzo İşin İç yüzünü söyllyo-ylm; haberin doğrusunu benden a-
Halkı hom sinema zammına, hem de otobüs pasosuztuğuna alıştın • yorlar... At alan Üsküdarı goçtl... Bizo do dedikodusunu bıraktı. Ga-
şıklı döğüş!
Şehir Meollsl âzasından bazı gay rotlû zevat, bu İşi pişirdiler, kotardılar, bir Ramazan İftariyesi şokllndo tatlısı İle, tuzlusu İle sinemacı kalantorların önüne koy * dular. (Ruy Blas) da olduğu gibi t «Afiyet olsun boyleri»
Halbuki bu mesele hakkında ka-
nuni İmkânları İnceleyen zat, işi no güzel târeledl, tel tel ayırdı.. Fakat sinemacıların monalıınl muhafaza gayrotl öylo sağlama bağ lanmış kİ ,gazetelerin bir ağızdan feryadı karşısında gayrotkeşler bıyık altından kıs kıs gülüyorlar... Aralarında: «Aldırmayın.. Söyler* ler, söylerler, susarlar..» diyorlar!
Biraz da haklan var. Baksanız a... Alıştık... Gitgide unutacağız! İnsan oğlu bu... Nolor görmüş, ne* lor goçlrmlş ve neleri unutmuştur.
Hattâ yarın, öbür gün bu gayret keşler İsimlerini tekrar seçim listelerine koydurdukları zaman «İsten bul halkına ottlğlmlz hizmetler....» diye kendilerini methedecekler va — belki do — ylno muvaffak olarak koltuklara kurulacaklardır; zira bu yumuşaklık oalara dünya connetlerlnln anahtarlarını termiş tir; mlnarodon düşseler, dört ayak üstü düşerler. Ne olursa, bu zaval* lı halka olur.
Yalnız bir nokta var:
Bu gayrotlû vo hlmmotıu zevat, seçim sandıklarının aralıklarından İçeriye kaymak istedikleri zaman, gazoteler, halkımızı İkaz vazifesini asiâ unutmayacaklardır. Bütün matbuat blror karış harfli manşet-lorlo bir milyon İstanbullunun dört kişinin hususi montaatlno nasıl fo-da odlldlğinl yazacaklardır. Seçim sandığının başında hesaplaşmak zamanı gollnco halk, bu zengin sine -maoılar hâmisi Şehir Meclisi âzası na paso meseioslndo gösterdikleri liyakat vo revlyote göre şu oevabı vsroocktlr:
— Haydi 1 Slzo da pasol
£>ün Yeşilköyde yapılan hava g baterileri çok muvaffakiyetli ol muştur. Yukarıdaki resimde ak robasi uçuş yapan bir uçakla bu
hareketi takıp e den seyircileri görüyorsunuz. U çuşlar hakkında tafsilât t nci sayfamızdadır
Yangın faciasının korkunç tafsilâtı
Kazada ölen ve yaralanan vatandaşların isimleri:
Müthiş faciayı yaşıyanlar anlatıyorlar
Savcılık dünde sabahtan akşama kadar tahkikatla meşgul oldu. Bugün gemide bir keşif yapılarak kazanın hakiki sebebi ve meşgulleri anlaşılacak
Yeni bir Facia
Cütlüce infilâkının mazlûm günahsız kurbanlarının hazin hâtısan, henüz hafızamızda canlı ve taze yaşarken, İstanbul muhiti, evvelki gece şümulü itibarile ve kurbanlarının sayısı bakımından daha hazin ve elim bir haileye şahit oldu-
Cumartesi gecesi vukua gelen yangında ve infilâkta, hayatları sönenlerin sayısı henüz bilinmiyor ama, bu adedin yüze yaklaştığı, daha İlk dakikalardan iti -baren anlaşılıyor. Bir o kadar da yaralı ve malûlün mevcut olma -tundan endişe duyuluyor.
Tıpkı Sütlücedeki gibi bu İkinci badire ve belâda da ihmal ve teseyyübün payı pek büyük olduğu seziliyor. Patlayıcı ecza maddelerinin veya filmlerin kapalı ve yüzlerce çoluk, çocuk, İhtiyar ve kadının tıka basa doldurul -dokları bir anbara konması, ihtiyatsızlık tabirinin bile ifade e-demiyeceği, bir kayıtsızlık ve al-dırmamazlık nişanesidir. Parla -maya müstaid maddelerin hu -susî ve mahfuz bir yere konul -ması lâzım değil midir?
Esasen bizde, vapurlarda trenlerde yolculuk şartlan o kadar fennin lcaplanna ve İnsanî hislere aylandır ki, herhangi en ufak bir hâdise, en vahim sonuçlar doğurabilir. Yüzlerce kişi ambara kapatıldığı halde, hiç bir menfez ve kaçamak yolu bırakılmamıştır. Kapaklar sıkı sıkı indirildikten sonra, güvertede, ayakta duracak ve geçit verecek boş bir yol ve yer bırakılmamıştır. Ayrıca vapurun birinci mevkie geçecek bölme ve kapılan sımsıkı sed edilmiştir. Hattâ o kapılan can haville kıranlar, arkada bir de demir parmaklıkla karşılaşmışlardır.
Bu hal, lnsanlan bile bile, her tehlikeye maruz bırakmak de -m ektir. Her gün, Çorum faciasına benzer haileler olmuyorsa, bunu tesadüfün Rufuna borçlu bulunuyoruz. Hattâ şehir hatla -nnın sabah, akşam seferleri, hele pazar ve cumartesi postaları, her an bir drama çevrilme tehlikesi arzeder. İnsan ve yük, kar ma karışık yığılmıştır. İstiab haddi veya nefes alma payı diye bir şey bırakılmamıştır. Bıı kadar izdiham, en ufak bir panikte, Allah esirgesin, en elim ve müthiş neticeler verebilir. Büyük bir deniz kazası olmadan yolcuların, bir merak saikaslylo hepsinin birden bir tarafa üşüş -mesi bile vapurlann muvazene -»İni bozacak kudrettedir.
Şimdi bu acı hâdise dolayısile tekrar hatırlıyoruz ki. Sütlüce faciası tahkikatı ne oldu? He-(Devamı Sa. 6 Sü. 5 de)
Kaza kurbanlarının isimleri
Muhtelif hâstahanelerde ve Morg’da bulunup da teşhis edilen ve hüviyetleri malûm olan kaza kurbunlan şunlardır:
Limanımızda vuku bulan feci kaza hakkında tahkikata savcılıkça dün de devam edilmiştir. Savcılık dün bilhassa kaza kurbanlarının ve yaralıların hüviyetlerini tesbite çalışmıştır. Kazanın hakikî sebebi ancak
bugün yapılacak keşiften ve konşimentoların tetkiki ile an-barda mallan bulunanlann sorgulan yapıldıktan sonra anlaşıla bilecektir.
Beyoğlu bulunan ve
hastahanesinde kısmen Morga
nakledilen ölüler şunlardır:
Lütfi Hoşkal, Mehmet Er-
bek, Niyazi Karakaş. Ali Kemal, Mehmet oğlu Meh -met, Necatı Bektaş (tale -be), Mehmet Erdoğan, İlhan (8 yaşında çocuk), Nazmiye, Fatma, Ayşe, İmdat, Leylâ, Naciye, Yunus (5 yaşında çocuk), Kâşif, Niyazi, Muharrem, Hikmet, Fatma (5
yaşında kız çocuğu), Cemal Gedik, Mustafa Aktepe, Dur sun Ali Aktaş, Havva Uzun, Aziz Karabudak, Nezihe, Hü şeyin Avcı ve hüviyetleri an laşılamıyan diğer 7 ceset.
Haseki hastahanesine nak-
ledilen dört cesedin hüviyeti
tesbit edilememiştir. Bunla • rın ikisi erkek, ikisi kadındır. Erkeklerden birinin hı-ristiyan olduğu tahmin e -dilmektedir.
Cerrahpaşa hastahanesin -de bulunan ölüler de şunlardır:
Sabahat, Hatice ve Fat •
Liman ha6tahanesindeki ö-lülerin hüviyetleri şunlardır:
Emine, Safiye Çubukçu, Hediye Belli.
Morgda bulunan ölüler a-rasmda Abdullah Akpmar ve bir de Rizeli 927 doğumlu Mecit oğlu Mecit Fil a -dında bir bahriye eri vardır. Kendisi gemisinden izinli o-larak memleketine gidiyordu.
Hastahnelerde bulunan yaralılar:
Halen Beyoğlu hastahane-sinde bulunan yaralılar şunlardır:
Selâmi özten, Mahir Şişman, Mehmet Akyol, Yılmaz îdegün, Osman Arpacı, Ham za Aksu, Ömer Tamtabak, İbrahim Karaca, Mehmet To lan, iki yaralının hüviyetleri tesbit edilememiştir.
Alman hastahanesinde bu
lun ani ar:
İsmail Akbaba, İbrahim Karabacak, ve hüviyeti anla şılamıyan üçüncü bir yaralı.
Liman hastahanesinde:
Nevzat Yolcu, Şakir, Nus-ret Boğaz, Mehmet özçelik, Bir yaralının hüviyeti meç -huldür.
Ulaştırma Bakanı bu sabah geliyor
Dz.Yolları U.Müdürünün
facia etrafında beyanatı
Devlet Denizyolları vç Limanları İşletme Genel Müdürü Cemil Parman, Çorum vapuru yangını münasebetile aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
— Gemi yangınları ekseriya dün yanın her tarafında ya dikkatsiz İlk veya her sınıf yolcunun taşı . dıgı ve tüccarın taşıtmak istediği hususi hükümlere tâbi eşyanın giz 11 olarak geçirilmek istenmesin -den İleri gelmektedir.
Bir misal vermiş olmak İçin bun dan önce Tan vapuru yangınını göstereceğim. Bu hâdisede, taşın -ması hususi hükümlere bağlı bulunan ve kafes sandıklar içinde baş
güvertede açıkta daim! hava çere, yanına maruz kalması icabeden gemici muşambaları kapalı san • dıklarda makarna diye kaydetti . rilmiş ve yangın muşammaların kızışması neticesinde çıkmıştır.
Çorum vapurunun 3 numaralı kıç ambarının en dip kısmına yer ieştlrllmlş olan eşya arasında her hangi bir temas ve sarsıntıya hacet kalmadan kendi kendine kızı, şıp tutuşabilecek maddeleri ihti -va eden kapajı sandıkların da yolcular veya gönderenler tarafın -dan başka adlar altında gemiye yükleÖUmiŞ, olnıaiurı pek riıuhte-
(Devamı 8a. 5 8Ü. 3 de)
Dün akşama kadar ölü adedi 58 ve yaralı adedi 23 olarak tesbit edilmiştir. Fakat yaraları a -ğir olan bazı vatandaşların daha kurtulamamasından ve ölü sa-
yısının 60 1 geçmesinden korkulmaktadır. ölenlerin 41 i kadın,
14 ü erkek ve 3 ü küçük çocuk -tur. Ve hemen hepsi de dumandan boğulmak suretile ölmüşler dir. Yanık yarası alanlar azdır.. Halen tahtı tedavide bulunanlar
dan beşinin yarası ağır, 11 inin hafiftir.
Dün bir taraftan baş savcı Ih san Köknil tarafından tahkika-
ta devam edilirken, muhtelif has tahanelerde bulunan ölüler de kısmen morga nakledilmişlerdir. Buraya bilhassa hüviyetleri tesbit olunamıyan ölüler taşınmış ve bunlar müracaat eden alâkalılara gösterilerek teşhislerine çalışılmıştır.
Geç vakte kadar kimin akrabaları yahut tanıdıkları bulunan pek çok vatandaş, Morga koşmuş ve felâkete uğrayanlar a-rasında kendi akraba veya ta -aldıklarının bulunup bulunmadı -ğını araştırmıştır. Bu sayede hü viyetleri tesbit edilemiyen dört beş kişinin daha kim oldukları anlaşılmıştır.
Bunların hüviyetleri kat'î us-
(Devamı 6a. s Sü. 1 de)
Bu sabah şehrimize gelecek olan Ulaştırma Bakanı Kemal Satır
Çorum vapurunun meş’um 3 nu maralı anlarının dünkü manz-ı rası. Bu dar ve karanlık anbar bir gün evvel altmışa yakın vatandaşa mezar olmuştur. Yanda da Beyoğlu hastahanesinde bulunan ağır yaralı bir vatandaşı görüyorsunuz
Morg’da:
bacia kurbanları ne vaziyette? - Uyur gibi yatan küçük çocuklar - Gelinlik genç kız - Memleketi olan Rizeye kavuşacak yerde ölüme kavuşan bahriye eri Mecitoğlu Mecit - Oğlunu arayan ana
Korkunç yangın felâketinin vukubulduüu anbann içi dünkü halile..
Çorum vapuru faciasının bir kısmı da dün Adlî Tıb müessese-sinde, yâni Morgda cereyan etmiştir. Muhtelif hastahanelerde bulunan facia kurbanları cenaze arabaları ile ikişer ikişer buraya nakledilmişler ve küçük iner mer salon cesetlerle üstüste dolmuştur.
Akşam üzeri oraya göndermiş olduğumuz bir arkadaşımız, mü şahedelerlni şöyle ani itiyor:
Morgun arka kapısı önünde büyük bir kalabalık vardı. Bu kalabalık her cenaze otomobili gelişinde kaynaşıyor ve arabadan eski tahta tabutlar içine yatırılmış olan ölüler İndirilerek içeriye naklediliyordu. Bunlar
burada yan yana yere yatırılıyor ve tahutlar tekrar başka lüleri nakletmek üzere cenaze o-tomobillerıne İade ediliyordu.
Kapı önünde ihtiyar kadınlar, adamlar, telâşlı gençler ve çocuk lar kaynaşıyor, kimi bu bedbahtlar arasında bir tanıdığının olup olmadığını öğrenmeğe çalışıyor, kimi de sırf tecessüs saikaslle oraya toplanmış bulunuyordu. Arasıra halk arasında bulunan gözü yaşlı, çarşaflı ihtiyar bir kadının sesi yükseliyordu:
— Oy benim Hasanumu gördünüz mu?
Fakat kadının bu sualine cevap veren olmuyor. İtip itip geçip gidiyorlardı.
D. P.
Dün Bakırköyde yapılan toplantıda hükümete hücumlar yapıldı____________
Demokrat Partinin Bakırköy İL çesinde dün saat 16 da siyasâ bin toplantı yapılmıştır. Toplantıyı ıl. çe başkanı Cevdet özgü.ı açmış va hazır bulunanları Abdürrahman
Münibln hatırası için 1 dakika sükûta davet etmiştir. Bundan son . ra «Hâkimiyet kayıtsız şartsıa milletindir» sözü hep bir ağızdan 3 defa tekrar edilmiş ve Nazil Ti. laber söz alarâk Abdürratenan MU nip için bir hitabede bulunmuş -tur.
Müteakiben söz almış hatiple» muhtelif tenkitlerde bulunmuş -lardır. îlk olarak konuşan Galip Kemali Söylemezoğlu, dinleyl . elleri Çorum hâdisesi için ihtiram sükûtuna davet etmiş, bilâhare E. meklllere yapılan haksızlıklardan, pahalılıktan ve sefaretlerdeki ka.
(Devamı Sa. 5 Sü. s da)
Hüseyin Cahit Ankarada
Hareketinden evvel
Dışişleri Bakai’ile görüştü
Lozandakl Filistin Uzlaştırma komisyonu reisi Hüseyin Cahld Yalçın hükümetle temaslarda bu. lunmak üzere geçen perşembe gü nü şehrimize gelmişti. B. Yalçın dün, îstanbulda bulunan Dış şleri Bakanı Necmeddin Sadak iie gö . rüşmüş ve diğer resmi temasları, m yapmalı üzere dün akşamki ekspresle Ankaraya hareket et * miştir. Kendisi gelecek hafta tek. rar şehrimize avdet edecek ve 18 temmuzda tekrar başlayacak olart _ . „ komisyon çalışmalarına İştir âk et
(Devamı Sa. 5 Sü. 7 do) mek Üzere Lozana gidecektir.
Şimdi Morgun mermer zeminli odasındayım. Sağımda, solum da ölüler yatıyor. Teşhis edilemi yen ölülerin konmasına mahsus bir kişilik mermer masada üç çocuk yatıyor. Birbirlerine çok benziyen, dokuzar yaşlarında gö rünen biri kız. biri oğlan iki çocuk belki de ikiz kardeş. Yahut aralarında ancak bir yaş fark
TAKVİMDEN BİR YAPRAK:
Sandık başında hesap
ULUNAY
Maliye Bakanları konferansı bitti
Dolar-Sterling anlaşmazlığını hal için yeni bir dünya ticareti usulü kurmağa karar verildi
Mr. Snyder Londradan ayrıldı - Neşredilen resmi tebliğ
Londra, 10 (AP.) — Pazar gü nü Mâliyenin bildirdiğine göre, dolar ve dolardan başka para kullanan devletler arasındaki pa ra anlaşmazlığını ortadan kaldır mak maksudile Ingiltere, Kanada ve Birleşik Amerika yeni bir Dünya ticareti usulü kurmağa karar vermişlerdir. Bu haber A-merikan Hâzinesi Sekreteri James Snyder, Kanada Maliye Bakanı Douglas Abbott ve İngiliz Maliye uzmanlarının hafta sonunda yaptıkları bir toplantıdan sonra yayınlamıştır. İkinci bir konferans gelecek eylül ayında Vaşingtonda yapılacaktır.
Yeni Ticaret usulüne göre, dolar ve dolardan gayri paralar bir tek sisteme göre iş göreceklerdir.
Toplantıda hazır bulunan Ba-
kanlar Avrupa Kalkınma progra
minin İngiltere ve diğer Avru-
pa milletlerine büyük yardımı ol düğünü müttefikan kabul etmişlerdir.
Resmî tebliğ
Londra, 10 (A.A.) — (afp): Bugün öğleden sonra yayınlanan resmî tebliğde Ingiltere, Birleşik Amerika ve Kanuda arasında 8, 9 ve 10 temmuzda yapılan müzz’ferelerto ele alınacak meşe leler umumî bir görüş teatisinden İbaret kaldığı açıklanmıştır.
Müzakerelerde, bu derin ve u-zun vâdeli meselelerin karakterleri hakkında tam bir bilgi alınmaları gerektiği kabul edilmiştir. Bu son ayların güçlükleri de rin kökleri olan fena bir ayarlamayı ağırlaştırmıştır.
Tebliğde Kanada ile Birleşik Amerikanın yardımlarından baş ka çarelerin de derpiş edilmesi hususunda hepsinin mutabık kal (Dovanu 6a. A Sü. 1 do)
ehlr Meclisinin sinemalara zam yapılması ve otobüslorden pasoların kaldırılması şeklinde verdiği kararlarla, devirdiği İki ko • caman çamın çatırtısı hâlâ gazeto-lerdo aksediyor... Olurdu, olmazdı... Bu karar kanunidir, değildir. Vali Boy, voto hakkını kullanmalıdır, kullanacaktır, kullanmaya * çaktır... İlâh. Hemen homen her gün bu kabil yazılara tesadüf olunuyor. Gazeteler bu meselede tutunacak ufak bir nokta bulunca, ümitle yakalıyorlar. Meselâ Vali, Şehir Meollslnln bu İşte acele et -tlğlnl söylemiş.. Hemen bu söz telleniyor, pullanıyor, baş sedire oturtuluyor. Yahut Şehir Meollsl ay »onunda toplanaoak, bu meseleleri de tekrar konuşacakmış... Bundan güzel haber olur mu? Bunu da mümtaz bir movklo konduralım... Arkadan tamamlayıoı bir haber daha ı Şehir Meclisinin toplantısı eylüle tehir edilmiş
Bon, slzo İşin İç yüzünü söyllyo-ylm; haberin doğrusunu benden a-
Halkı hom sinema zammına, hem de otobüs pasosuztuğuna alıştın • yorlar... At alan Üsküdarı goçtl... Bizo do dedikodusunu bıraktı. Ga-
şıklı döğüş!
Şehir Meollsl âzasından bazı gay rotlû zevat, bu İşi pişirdiler, kotardılar, bir Ramazan İftariyesi şokllndo tatlısı İle, tuzlusu İle sinemacı kalantorların önüne koy * dular. (Ruy Blas) da olduğu gibi t «Afiyet olsun boyleri»
Halbuki bu mesele hakkında ka-
nuni İmkânları İnceleyen zat, işi no güzel târeledl, tel tel ayırdı.. Fakat sinemacıların monalıınl muhafaza gayrotl öylo sağlama bağ lanmış kİ ,gazetelerin bir ağızdan feryadı karşısında gayrotkeşler bıyık altından kıs kıs gülüyorlar... Aralarında: «Aldırmayın.. Söyler* ler, söylerler, susarlar..» diyorlar!
Biraz da haklan var. Baksanız a... Alıştık... Gitgide unutacağız! İnsan oğlu bu... Nolor görmüş, ne* lor goçlrmlş ve neleri unutmuştur.
Hattâ yarın, öbür gün bu gayret keşler İsimlerini tekrar seçim listelerine koydurdukları zaman «İsten bul halkına ottlğlmlz hizmetler....» diye kendilerini methedecekler va — belki do — ylno muvaffak olarak koltuklara kurulacaklardır; zira bu yumuşaklık oalara dünya connetlerlnln anahtarlarını termiş tir; mlnarodon düşseler, dört ayak üstü düşerler. Ne olursa, bu zaval* lı halka olur.
Yalnız bir nokta var:
Bu gayrotlû vo hlmmotıu zevat, seçim sandıklarının aralıklarından İçeriye kaymak istedikleri zaman, gazoteler, halkımızı İkaz vazifesini asiâ unutmayacaklardır. Bütün matbuat blror karış harfli manşet-lorlo bir milyon İstanbullunun dört kişinin hususi montaatlno nasıl fo-da odlldlğinl yazacaklardır. Seçim sandığının başında hesaplaşmak zamanı gollnco halk, bu zengin sine -maoılar hâmisi Şehir Meclisi âzası na paso meseioslndo gösterdikleri liyakat vo revlyote göre şu oevabı vsroocktlr:
— Haydi 1 Slzo da pasol
£>ün Yeşilköyde yapılan hava g baterileri çok muvaffakiyetli ol muştur. Yukarıdaki resimde ak robasi uçuş yapan bir uçakla bu
hareketi takıp e den seyircileri görüyorsunuz. U çuşlar hakkında tafsilât t nci sayfamızdadır
Yangın faciasının korkunç tafsilâtı
Kazada ölen ve yaralanan vatandaşların isimleri:
Müthiş faciayı yaşıyanlar anlatıyorlar
Savcılık dünde sabahtan akşama kadar tahkikatla meşgul oldu. Bugün gemide bir keşif yapılarak kazanın hakiki sebebi ve meşgulleri anlaşılacak
Yeni bir Facia
Cütlüce infilâkının mazlûm günahsız kurbanlarının hazin hâtısan, henüz hafızamızda canlı ve taze yaşarken, İstanbul muhiti, evvelki gece şümulü itibarile ve kurbanlarının sayısı bakımından daha hazin ve elim bir haileye şahit oldu-
Cumartesi gecesi vukua gelen yangında ve infilâkta, hayatları sönenlerin sayısı henüz bilinmiyor ama, bu adedin yüze yaklaştığı, daha İlk dakikalardan iti -baren anlaşılıyor. Bir o kadar da yaralı ve malûlün mevcut olma -tundan endişe duyuluyor.
Tıpkı Sütlücedeki gibi bu İkinci badire ve belâda da ihmal ve teseyyübün payı pek büyük olduğu seziliyor. Patlayıcı ecza maddelerinin veya filmlerin kapalı ve yüzlerce çoluk, çocuk, İhtiyar ve kadının tıka basa doldurul -dokları bir anbara konması, ihtiyatsızlık tabirinin bile ifade e-demiyeceği, bir kayıtsızlık ve al-dırmamazlık nişanesidir. Parla -maya müstaid maddelerin hu -susî ve mahfuz bir yere konul -ması lâzım değil midir?
Esasen bizde, vapurlarda trenlerde yolculuk şartlan o kadar fennin lcaplanna ve İnsanî hislere aylandır ki, herhangi en ufak bir hâdise, en vahim sonuçlar doğurabilir. Yüzlerce kişi ambara kapatıldığı halde, hiç bir menfez ve kaçamak yolu bırakılmamıştır. Kapaklar sıkı sıkı indirildikten sonra, güvertede, ayakta duracak ve geçit verecek boş bir yol ve yer bırakılmamıştır. Ayrıca vapurun birinci mevkie geçecek bölme ve kapılan sımsıkı sed edilmiştir. Hattâ o kapılan can haville kıranlar, arkada bir de demir parmaklıkla karşılaşmışlardır.
Bu hal, lnsanlan bile bile, her tehlikeye maruz bırakmak de -m ektir. Her gün, Çorum faciasına benzer haileler olmuyorsa, bunu tesadüfün Rufuna borçlu bulunuyoruz. Hattâ şehir hatla -nnın sabah, akşam seferleri, hele pazar ve cumartesi postaları, her an bir drama çevrilme tehlikesi arzeder. İnsan ve yük, kar ma karışık yığılmıştır. İstiab haddi veya nefes alma payı diye bir şey bırakılmamıştır. Bıı kadar izdiham, en ufak bir panikte, Allah esirgesin, en elim ve müthiş neticeler verebilir. Büyük bir deniz kazası olmadan yolcuların, bir merak saikaslylo hepsinin birden bir tarafa üşüş -mesi bile vapurlann muvazene -»İni bozacak kudrettedir.
Şimdi bu acı hâdise dolayısile tekrar hatırlıyoruz ki. Sütlüce faciası tahkikatı ne oldu? He-(Devamı Sa. 6 Sü. 5 de)
Kaza kurbanlarının isimleri
Muhtelif hâstahanelerde ve Morg’da bulunup da teşhis edilen ve hüviyetleri malûm olan kaza kurbunlan şunlardır:
Limanımızda vuku bulan feci kaza hakkında tahkikata savcılıkça dün de devam edilmiştir. Savcılık dün bilhassa kaza kurbanlarının ve yaralıların hüviyetlerini tesbite çalışmıştır. Kazanın hakikî sebebi ancak
bugün yapılacak keşiften ve konşimentoların tetkiki ile an-barda mallan bulunanlann sorgulan yapıldıktan sonra anlaşıla bilecektir.
Beyoğlu bulunan ve
hastahanesinde kısmen Morga
nakledilen ölüler şunlardır:
Lütfi Hoşkal, Mehmet Er-
bek, Niyazi Karakaş. Ali Kemal, Mehmet oğlu Meh -met, Necatı Bektaş (tale -be), Mehmet Erdoğan, İlhan (8 yaşında çocuk), Nazmiye, Fatma, Ayşe, İmdat, Leylâ, Naciye, Yunus (5 yaşında çocuk), Kâşif, Niyazi, Muharrem, Hikmet, Fatma (5
yaşında kız çocuğu), Cemal Gedik, Mustafa Aktepe, Dur sun Ali Aktaş, Havva Uzun, Aziz Karabudak, Nezihe, Hü şeyin Avcı ve hüviyetleri an laşılamıyan diğer 7 ceset.
Haseki hastahanesine nak-
ledilen dört cesedin hüviyeti
tesbit edilememiştir. Bunla • rın ikisi erkek, ikisi kadındır. Erkeklerden birinin hı-ristiyan olduğu tahmin e -dilmektedir.
Cerrahpaşa hastahanesin -de bulunan ölüler de şunlardır:
Sabahat, Hatice ve Fat •
Liman ha6tahanesindeki ö-lülerin hüviyetleri şunlardır:
Emine, Safiye Çubukçu, Hediye Belli.
Morgda bulunan ölüler a-rasmda Abdullah Akpmar ve bir de Rizeli 927 doğumlu Mecit oğlu Mecit Fil a -dında bir bahriye eri vardır. Kendisi gemisinden izinli o-larak memleketine gidiyordu.
Hastahnelerde bulunan yaralılar:
Halen Beyoğlu hastahane-sinde bulunan yaralılar şunlardır:
Selâmi özten, Mahir Şişman, Mehmet Akyol, Yılmaz îdegün, Osman Arpacı, Ham za Aksu, Ömer Tamtabak, İbrahim Karaca, Mehmet To lan, iki yaralının hüviyetleri tesbit edilememiştir.
Alman hastahanesinde bu
lun ani ar:
İsmail Akbaba, İbrahim Karabacak, ve hüviyeti anla şılamıyan üçüncü bir yaralı.
Liman hastahanesinde:
Nevzat Yolcu, Şakir, Nus-ret Boğaz, Mehmet özçelik, Bir yaralının hüviyeti meç -huldür.
Ulaştırma Bakanı bu sabah geliyor
Dz.Yolları U.Müdürünün
facia etrafında beyanatı
Devlet Denizyolları vç Limanları İşletme Genel Müdürü Cemil Parman, Çorum vapuru yangını münasebetile aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
— Gemi yangınları ekseriya dün yanın her tarafında ya dikkatsiz İlk veya her sınıf yolcunun taşı . dıgı ve tüccarın taşıtmak istediği hususi hükümlere tâbi eşyanın giz 11 olarak geçirilmek istenmesin -den İleri gelmektedir.
Bir misal vermiş olmak İçin bun dan önce Tan vapuru yangınını göstereceğim. Bu hâdisede, taşın -ması hususi hükümlere bağlı bulunan ve kafes sandıklar içinde baş
güvertede açıkta daim! hava çere, yanına maruz kalması icabeden gemici muşambaları kapalı san • dıklarda makarna diye kaydetti . rilmiş ve yangın muşammaların kızışması neticesinde çıkmıştır.
Çorum vapurunun 3 numaralı kıç ambarının en dip kısmına yer ieştlrllmlş olan eşya arasında her hangi bir temas ve sarsıntıya hacet kalmadan kendi kendine kızı, şıp tutuşabilecek maddeleri ihti -va eden kapajı sandıkların da yolcular veya gönderenler tarafın -dan başka adlar altında gemiye yükleÖUmiŞ, olnıaiurı pek riıuhte-
(Devamı 8a. 5 8Ü. 3 de)
Dün akşama kadar ölü adedi 58 ve yaralı adedi 23 olarak tesbit edilmiştir. Fakat yaraları a -ğir olan bazı vatandaşların daha kurtulamamasından ve ölü sa-
yısının 60 1 geçmesinden korkulmaktadır. ölenlerin 41 i kadın,
14 ü erkek ve 3 ü küçük çocuk -tur. Ve hemen hepsi de dumandan boğulmak suretile ölmüşler dir. Yanık yarası alanlar azdır.. Halen tahtı tedavide bulunanlar
dan beşinin yarası ağır, 11 inin hafiftir.
Dün bir taraftan baş savcı Ih san Köknil tarafından tahkika-
ta devam edilirken, muhtelif has tahanelerde bulunan ölüler de kısmen morga nakledilmişlerdir. Buraya bilhassa hüviyetleri tesbit olunamıyan ölüler taşınmış ve bunlar müracaat eden alâkalılara gösterilerek teşhislerine çalışılmıştır.
Geç vakte kadar kimin akrabaları yahut tanıdıkları bulunan pek çok vatandaş, Morga koşmuş ve felâkete uğrayanlar a-rasında kendi akraba veya ta -aldıklarının bulunup bulunmadı -ğını araştırmıştır. Bu sayede hü viyetleri tesbit edilemiyen dört beş kişinin daha kim oldukları anlaşılmıştır.
Bunların hüviyetleri kat'î us-
(Devamı 6a. s Sü. 1 de)
Bu sabah şehrimize gelecek olan Ulaştırma Bakanı Kemal Satır
Çorum vapurunun meş’um 3 nu maralı anlarının dünkü manz-ı rası. Bu dar ve karanlık anbar bir gün evvel altmışa yakın vatandaşa mezar olmuştur. Yanda da Beyoğlu hastahanesinde bulunan ağır yaralı bir vatandaşı görüyorsunuz
Morg’da:
bacia kurbanları ne vaziyette? - Uyur gibi yatan küçük çocuklar - Gelinlik genç kız - Memleketi olan Rizeye kavuşacak yerde ölüme kavuşan bahriye eri Mecitoğlu Mecit - Oğlunu arayan ana
Korkunç yangın felâketinin vukubulduüu anbann içi dünkü halile..
Çorum vapuru faciasının bir kısmı da dün Adlî Tıb müessese-sinde, yâni Morgda cereyan etmiştir. Muhtelif hastahanelerde bulunan facia kurbanları cenaze arabaları ile ikişer ikişer buraya nakledilmişler ve küçük iner mer salon cesetlerle üstüste dolmuştur.
Akşam üzeri oraya göndermiş olduğumuz bir arkadaşımız, mü şahedelerlni şöyle ani itiyor:
Morgun arka kapısı önünde büyük bir kalabalık vardı. Bu kalabalık her cenaze otomobili gelişinde kaynaşıyor ve arabadan eski tahta tabutlar içine yatırılmış olan ölüler İndirilerek içeriye naklediliyordu. Bunlar
burada yan yana yere yatırılıyor ve tahutlar tekrar başka lüleri nakletmek üzere cenaze o-tomobillerıne İade ediliyordu.
Kapı önünde ihtiyar kadınlar, adamlar, telâşlı gençler ve çocuk lar kaynaşıyor, kimi bu bedbahtlar arasında bir tanıdığının olup olmadığını öğrenmeğe çalışıyor, kimi de sırf tecessüs saikaslle oraya toplanmış bulunuyordu. Arasıra halk arasında bulunan gözü yaşlı, çarşaflı ihtiyar bir kadının sesi yükseliyordu:
— Oy benim Hasanumu gördünüz mu?
Fakat kadının bu sualine cevap veren olmuyor. İtip itip geçip gidiyorlardı.
D. P.
Dün Bakırköyde yapılan toplantıda hükümete hücumlar yapıldı____________
Demokrat Partinin Bakırköy İL çesinde dün saat 16 da siyasâ bin toplantı yapılmıştır. Toplantıyı ıl. çe başkanı Cevdet özgü.ı açmış va hazır bulunanları Abdürrahman
Münibln hatırası için 1 dakika sükûta davet etmiştir. Bundan son . ra «Hâkimiyet kayıtsız şartsıa milletindir» sözü hep bir ağızdan 3 defa tekrar edilmiş ve Nazil Ti. laber söz alarâk Abdürratenan MU nip için bir hitabede bulunmuş -tur.
Müteakiben söz almış hatiple» muhtelif tenkitlerde bulunmuş -lardır. îlk olarak konuşan Galip Kemali Söylemezoğlu, dinleyl . elleri Çorum hâdisesi için ihtiram sükûtuna davet etmiş, bilâhare E. meklllere yapılan haksızlıklardan, pahalılıktan ve sefaretlerdeki ka.
(Devamı Sa. 5 Sü. s da)
Hüseyin Cahit Ankarada
Hareketinden evvel
Dışişleri Bakai’ile görüştü
Lozandakl Filistin Uzlaştırma komisyonu reisi Hüseyin Cahld Yalçın hükümetle temaslarda bu. lunmak üzere geçen perşembe gü nü şehrimize gelmişti. B. Yalçın dün, îstanbulda bulunan Dış şleri Bakanı Necmeddin Sadak iie gö . rüşmüş ve diğer resmi temasları, m yapmalı üzere dün akşamki ekspresle Ankaraya hareket et * miştir. Kendisi gelecek hafta tek. rar şehrimize avdet edecek ve 18 temmuzda tekrar başlayacak olart _ . „ komisyon çalışmalarına İştir âk et
(Devamı Sa. 5 Sü. 7 do) mek Üzere Lozana gidecektir.
Şimdi Morgun mermer zeminli odasındayım. Sağımda, solum da ölüler yatıyor. Teşhis edilemi yen ölülerin konmasına mahsus bir kişilik mermer masada üç çocuk yatıyor. Birbirlerine çok benziyen, dokuzar yaşlarında gö rünen biri kız. biri oğlan iki çocuk belki de ikiz kardeş. Yahut aralarında ancak bir yaş fark
TAKVİMDEN BİR YAPRAK:
Sandık başında hesap
ULUNAY
Maliye Bakanları konferansı bitti
Dolar-Sterling anlaşmazlığını hal için yeni bir dünya ticareti usulü kurmağa karar verildi
Mr. Snyder Londradan ayrıldı - Neşredilen resmi tebliğ
Londra, 10 (AP.) — Pazar gü nü Mâliyenin bildirdiğine göre, dolar ve dolardan başka para kullanan devletler arasındaki pa ra anlaşmazlığını ortadan kaldır mak maksudile Ingiltere, Kanada ve Birleşik Amerika yeni bir Dünya ticareti usulü kurmağa karar vermişlerdir. Bu haber A-merikan Hâzinesi Sekreteri James Snyder, Kanada Maliye Bakanı Douglas Abbott ve İngiliz Maliye uzmanlarının hafta sonunda yaptıkları bir toplantıdan sonra yayınlamıştır. İkinci bir konferans gelecek eylül ayında Vaşingtonda yapılacaktır.
Yeni Ticaret usulüne göre, dolar ve dolardan gayri paralar bir tek sisteme göre iş göreceklerdir.
Toplantıda hazır bulunan Ba-
kanlar Avrupa Kalkınma progra
minin İngiltere ve diğer Avru-
pa milletlerine büyük yardımı ol düğünü müttefikan kabul etmişlerdir.
Resmî tebliğ
Londra, 10 (A.A.) — (afp): Bugün öğleden sonra yayınlanan resmî tebliğde Ingiltere, Birleşik Amerika ve Kanuda arasında 8, 9 ve 10 temmuzda yapılan müzz’ferelerto ele alınacak meşe leler umumî bir görüş teatisinden İbaret kaldığı açıklanmıştır.
Müzakerelerde, bu derin ve u-zun vâdeli meselelerin karakterleri hakkında tam bir bilgi alınmaları gerektiği kabul edilmiştir. Bu son ayların güçlükleri de rin kökleri olan fena bir ayarlamayı ağırlaştırmıştır.
Tebliğde Kanada ile Birleşik Amerikanın yardımlarından baş ka çarelerin de derpiş edilmesi hususunda hepsinin mutabık kal (Dovanu 6a. A Sü. 1 do)
ehlr Meclisinin sinemalara zam yapılması ve otobüslorden pasoların kaldırılması şeklinde verdiği kararlarla, devirdiği İki ko • caman çamın çatırtısı hâlâ gazeto-lerdo aksediyor... Olurdu, olmazdı... Bu karar kanunidir, değildir. Vali Boy, voto hakkını kullanmalıdır, kullanacaktır, kullanmaya * çaktır... İlâh. Hemen homen her gün bu kabil yazılara tesadüf olunuyor. Gazeteler bu meselede tutunacak ufak bir nokta bulunca, ümitle yakalıyorlar. Meselâ Vali, Şehir Meollslnln bu İşte acele et -tlğlnl söylemiş.. Hemen bu söz telleniyor, pullanıyor, baş sedire oturtuluyor. Yahut Şehir Meollsl ay »onunda toplanaoak, bu meseleleri de tekrar konuşacakmış... Bundan güzel haber olur mu? Bunu da mümtaz bir movklo konduralım... Arkadan tamamlayıoı bir haber daha ı Şehir Meclisinin toplantısı eylüle tehir edilmiş
Bon, slzo İşin İç yüzünü söyllyo-ylm; haberin doğrusunu benden a-
Halkı hom sinema zammına, hem de otobüs pasosuztuğuna alıştın • yorlar... At alan Üsküdarı goçtl... Bizo do dedikodusunu bıraktı. Ga-
şıklı döğüş!
Şehir Meollsl âzasından bazı gay rotlû zevat, bu İşi pişirdiler, kotardılar, bir Ramazan İftariyesi şokllndo tatlısı İle, tuzlusu İle sinemacı kalantorların önüne koy * dular. (Ruy Blas) da olduğu gibi t «Afiyet olsun boyleri»
Halbuki bu mesele hakkında ka-
nuni İmkânları İnceleyen zat, işi no güzel târeledl, tel tel ayırdı.. Fakat sinemacıların monalıınl muhafaza gayrotl öylo sağlama bağ lanmış kİ ,gazetelerin bir ağızdan feryadı karşısında gayrotkeşler bıyık altından kıs kıs gülüyorlar... Aralarında: «Aldırmayın.. Söyler* ler, söylerler, susarlar..» diyorlar!
Biraz da haklan var. Baksanız a... Alıştık... Gitgide unutacağız! İnsan oğlu bu... Nolor görmüş, ne* lor goçlrmlş ve neleri unutmuştur.
Hattâ yarın, öbür gün bu gayret keşler İsimlerini tekrar seçim listelerine koydurdukları zaman «İsten bul halkına ottlğlmlz hizmetler....» diye kendilerini methedecekler va — belki do — ylno muvaffak olarak koltuklara kurulacaklardır; zira bu yumuşaklık oalara dünya connetlerlnln anahtarlarını termiş tir; mlnarodon düşseler, dört ayak üstü düşerler. Ne olursa, bu zaval* lı halka olur.
Yalnız bir nokta var:
Bu gayrotlû vo hlmmotıu zevat, seçim sandıklarının aralıklarından İçeriye kaymak istedikleri zaman, gazoteler, halkımızı İkaz vazifesini asiâ unutmayacaklardır. Bütün matbuat blror karış harfli manşet-lorlo bir milyon İstanbullunun dört kişinin hususi montaatlno nasıl fo-da odlldlğinl yazacaklardır. Seçim sandığının başında hesaplaşmak zamanı gollnco halk, bu zengin sine -maoılar hâmisi Şehir Meclisi âzası na paso meseioslndo gösterdikleri liyakat vo revlyote göre şu oevabı vsroocktlr:
— Haydi 1 Slzo da pasol
£>ün Yeşilköyde yapılan hava g baterileri çok muvaffakiyetli ol muştur. Yukarıdaki resimde ak robasi uçuş yapan bir uçakla bu
hareketi takıp e den seyircileri görüyorsunuz. U çuşlar hakkında tafsilât t nci sayfamızdadır
Yangın faciasının korkunç tafsilâtı
Kazada ölen ve yaralanan vatandaşların isimleri:
Müthiş faciayı yaşıyanlar anlatıyorlar
Savcılık dünde sabahtan akşama kadar tahkikatla meşgul oldu. Bugün gemide bir keşif yapılarak kazanın hakiki sebebi ve meşgulleri anlaşılacak
Yeni bir Facia
Cütlüce infilâkının mazlûm günahsız kurbanlarının hazin hâtısan, henüz hafızamızda canlı ve taze yaşarken, İstanbul muhiti, evvelki gece şümulü itibarile ve kurbanlarının sayısı bakımından daha hazin ve elim bir haileye şahit oldu-
Cumartesi gecesi vukua gelen yangında ve infilâkta, hayatları sönenlerin sayısı henüz bilinmiyor ama, bu adedin yüze yaklaştığı, daha İlk dakikalardan iti -baren anlaşılıyor. Bir o kadar da yaralı ve malûlün mevcut olma -tundan endişe duyuluyor.
Tıpkı Sütlücedeki gibi bu İkinci badire ve belâda da ihmal ve teseyyübün payı pek büyük olduğu seziliyor. Patlayıcı ecza maddelerinin veya filmlerin kapalı ve yüzlerce çoluk, çocuk, İhtiyar ve kadının tıka basa doldurul -dokları bir anbara konması, ihtiyatsızlık tabirinin bile ifade e-demiyeceği, bir kayıtsızlık ve al-dırmamazlık nişanesidir. Parla -maya müstaid maddelerin hu -susî ve mahfuz bir yere konul -ması lâzım değil midir?
Esasen bizde, vapurlarda trenlerde yolculuk şartlan o kadar fennin lcaplanna ve İnsanî hislere aylandır ki, herhangi en ufak bir hâdise, en vahim sonuçlar doğurabilir. Yüzlerce kişi ambara kapatıldığı halde, hiç bir menfez ve kaçamak yolu bırakılmamıştır. Kapaklar sıkı sıkı indirildikten sonra, güvertede, ayakta duracak ve geçit verecek boş bir yol ve yer bırakılmamıştır. Ayrıca vapurun birinci mevkie geçecek bölme ve kapılan sımsıkı sed edilmiştir. Hattâ o kapılan can haville kıranlar, arkada bir de demir parmaklıkla karşılaşmışlardır.
Bu hal, lnsanlan bile bile, her tehlikeye maruz bırakmak de -m ektir. Her gün, Çorum faciasına benzer haileler olmuyorsa, bunu tesadüfün Rufuna borçlu bulunuyoruz. Hattâ şehir hatla -nnın sabah, akşam seferleri, hele pazar ve cumartesi postaları, her an bir drama çevrilme tehlikesi arzeder. İnsan ve yük, kar ma karışık yığılmıştır. İstiab haddi veya nefes alma payı diye bir şey bırakılmamıştır. Bıı kadar izdiham, en ufak bir panikte, Allah esirgesin, en elim ve müthiş neticeler verebilir. Büyük bir deniz kazası olmadan yolcuların, bir merak saikaslylo hepsinin birden bir tarafa üşüş -mesi bile vapurlann muvazene -»İni bozacak kudrettedir.
Şimdi bu acı hâdise dolayısile tekrar hatırlıyoruz ki. Sütlüce faciası tahkikatı ne oldu? He-(Devamı Sa. 6 Sü. 5 de)
Kaza kurbanlarının isimleri
Muhtelif hâstahanelerde ve Morg’da bulunup da teşhis edilen ve hüviyetleri malûm olan kaza kurbunlan şunlardır:
Limanımızda vuku bulan feci kaza hakkında tahkikata savcılıkça dün de devam edilmiştir. Savcılık dün bilhassa kaza kurbanlarının ve yaralıların hüviyetlerini tesbite çalışmıştır. Kazanın hakikî sebebi ancak
bugün yapılacak keşiften ve konşimentoların tetkiki ile an-barda mallan bulunanlann sorgulan yapıldıktan sonra anlaşıla bilecektir.
Beyoğlu bulunan ve
hastahanesinde kısmen Morga
nakledilen ölüler şunlardır:
Lütfi Hoşkal, Mehmet Er-
bek, Niyazi Karakaş. Ali Kemal, Mehmet oğlu Meh -met, Necatı Bektaş (tale -be), Mehmet Erdoğan, İlhan (8 yaşında çocuk), Nazmiye, Fatma, Ayşe, İmdat, Leylâ, Naciye, Yunus (5 yaşında çocuk), Kâşif, Niyazi, Muharrem, Hikmet, Fatma (5
yaşında kız çocuğu), Cemal Gedik, Mustafa Aktepe, Dur sun Ali Aktaş, Havva Uzun, Aziz Karabudak, Nezihe, Hü şeyin Avcı ve hüviyetleri an laşılamıyan diğer 7 ceset.
Haseki hastahanesine nak-
ledilen dört cesedin hüviyeti
tesbit edilememiştir. Bunla • rın ikisi erkek, ikisi kadındır. Erkeklerden birinin hı-ristiyan olduğu tahmin e -dilmektedir.
Cerrahpaşa hastahanesin -de bulunan ölüler de şunlardır:
Sabahat, Hatice ve Fat •
Liman ha6tahanesindeki ö-lülerin hüviyetleri şunlardır:
Emine, Safiye Çubukçu, Hediye Belli.
Morgda bulunan ölüler a-rasmda Abdullah Akpmar ve bir de Rizeli 927 doğumlu Mecit oğlu Mecit Fil a -dında bir bahriye eri vardır. Kendisi gemisinden izinli o-larak memleketine gidiyordu.
Hastahnelerde bulunan yaralılar:
Halen Beyoğlu hastahane-sinde bulunan yaralılar şunlardır:
Selâmi özten, Mahir Şişman, Mehmet Akyol, Yılmaz îdegün, Osman Arpacı, Ham za Aksu, Ömer Tamtabak, İbrahim Karaca, Mehmet To lan, iki yaralının hüviyetleri tesbit edilememiştir.
Alman hastahanesinde bu
lun ani ar:
İsmail Akbaba, İbrahim Karabacak, ve hüviyeti anla şılamıyan üçüncü bir yaralı.
Liman hastahanesinde:
Nevzat Yolcu, Şakir, Nus-ret Boğaz, Mehmet özçelik, Bir yaralının hüviyeti meç -huldür.
Ulaştırma Bakanı bu sabah geliyor
Dz.Yolları U.Müdürünün
facia etrafında beyanatı
Devlet Denizyolları vç Limanları İşletme Genel Müdürü Cemil Parman, Çorum vapuru yangını münasebetile aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
— Gemi yangınları ekseriya dün yanın her tarafında ya dikkatsiz İlk veya her sınıf yolcunun taşı . dıgı ve tüccarın taşıtmak istediği hususi hükümlere tâbi eşyanın giz 11 olarak geçirilmek istenmesin -den İleri gelmektedir.
Bir misal vermiş olmak İçin bun dan önce Tan vapuru yangınını göstereceğim. Bu hâdisede, taşın -ması hususi hükümlere bağlı bulunan ve kafes sandıklar içinde baş
güvertede açıkta daim! hava çere, yanına maruz kalması icabeden gemici muşambaları kapalı san • dıklarda makarna diye kaydetti . rilmiş ve yangın muşammaların kızışması neticesinde çıkmıştır.
Çorum vapurunun 3 numaralı kıç ambarının en dip kısmına yer ieştlrllmlş olan eşya arasında her hangi bir temas ve sarsıntıya hacet kalmadan kendi kendine kızı, şıp tutuşabilecek maddeleri ihti -va eden kapajı sandıkların da yolcular veya gönderenler tarafın -dan başka adlar altında gemiye yükleÖUmiŞ, olnıaiurı pek riıuhte-
(Devamı 8a. 5 8Ü. 3 de)
Dün akşama kadar ölü adedi 58 ve yaralı adedi 23 olarak tesbit edilmiştir. Fakat yaraları a -ğir olan bazı vatandaşların daha kurtulamamasından ve ölü sa-
yısının 60 1 geçmesinden korkulmaktadır. ölenlerin 41 i kadın,
14 ü erkek ve 3 ü küçük çocuk -tur. Ve hemen hepsi de dumandan boğulmak suretile ölmüşler dir. Yanık yarası alanlar azdır.. Halen tahtı tedavide bulunanlar
dan beşinin yarası ağır, 11 inin hafiftir.
Dün bir taraftan baş savcı Ih san Köknil tarafından tahkika-
ta devam edilirken, muhtelif has tahanelerde bulunan ölüler de kısmen morga nakledilmişlerdir. Buraya bilhassa hüviyetleri tesbit olunamıyan ölüler taşınmış ve bunlar müracaat eden alâkalılara gösterilerek teşhislerine çalışılmıştır.
Geç vakte kadar kimin akrabaları yahut tanıdıkları bulunan pek çok vatandaş, Morga koşmuş ve felâkete uğrayanlar a-rasında kendi akraba veya ta -aldıklarının bulunup bulunmadı -ğını araştırmıştır. Bu sayede hü viyetleri tesbit edilemiyen dört beş kişinin daha kim oldukları anlaşılmıştır.
Bunların hüviyetleri kat'î us-
(Devamı 6a. s Sü. 1 de)
Bu sabah şehrimize gelecek olan Ulaştırma Bakanı Kemal Satır
Çorum vapurunun meş’um 3 nu maralı anlarının dünkü manz-ı rası. Bu dar ve karanlık anbar bir gün evvel altmışa yakın vatandaşa mezar olmuştur. Yanda da Beyoğlu hastahanesinde bulunan ağır yaralı bir vatandaşı görüyorsunuz
Morg’da:
bacia kurbanları ne vaziyette? - Uyur gibi yatan küçük çocuklar - Gelinlik genç kız - Memleketi olan Rizeye kavuşacak yerde ölüme kavuşan bahriye eri Mecitoğlu Mecit - Oğlunu arayan ana
Korkunç yangın felâketinin vukubulduüu anbann içi dünkü halile..
Çorum vapuru faciasının bir kısmı da dün Adlî Tıb müessese-sinde, yâni Morgda cereyan etmiştir. Muhtelif hastahanelerde bulunan facia kurbanları cenaze arabaları ile ikişer ikişer buraya nakledilmişler ve küçük iner mer salon cesetlerle üstüste dolmuştur.
Akşam üzeri oraya göndermiş olduğumuz bir arkadaşımız, mü şahedelerlni şöyle ani itiyor:
Morgun arka kapısı önünde büyük bir kalabalık vardı. Bu kalabalık her cenaze otomobili gelişinde kaynaşıyor ve arabadan eski tahta tabutlar içine yatırılmış olan ölüler İndirilerek içeriye naklediliyordu. Bunlar
burada yan yana yere yatırılıyor ve tahutlar tekrar başka lüleri nakletmek üzere cenaze o-tomobillerıne İade ediliyordu.
Kapı önünde ihtiyar kadınlar, adamlar, telâşlı gençler ve çocuk lar kaynaşıyor, kimi bu bedbahtlar arasında bir tanıdığının olup olmadığını öğrenmeğe çalışıyor, kimi de sırf tecessüs saikaslle oraya toplanmış bulunuyordu. Arasıra halk arasında bulunan gözü yaşlı, çarşaflı ihtiyar bir kadının sesi yükseliyordu:
— Oy benim Hasanumu gördünüz mu?
Fakat kadının bu sualine cevap veren olmuyor. İtip itip geçip gidiyorlardı.
D. P.
Dün Bakırköyde yapılan toplantıda hükümete hücumlar yapıldı____________
Demokrat Partinin Bakırköy İL çesinde dün saat 16 da siyasâ bin toplantı yapılmıştır. Toplantıyı ıl. çe başkanı Cevdet özgü.ı açmış va hazır bulunanları Abdürrahman
Münibln hatırası için 1 dakika sükûta davet etmiştir. Bundan son . ra «Hâkimiyet kayıtsız şartsıa milletindir» sözü hep bir ağızdan 3 defa tekrar edilmiş ve Nazil Ti. laber söz alarâk Abdürratenan MU nip için bir hitabede bulunmuş -tur.
Müteakiben söz almış hatiple» muhtelif tenkitlerde bulunmuş -lardır. îlk olarak konuşan Galip Kemali Söylemezoğlu, dinleyl . elleri Çorum hâdisesi için ihtiram sükûtuna davet etmiş, bilâhare E. meklllere yapılan haksızlıklardan, pahalılıktan ve sefaretlerdeki ka.
(Devamı Sa. 5 Sü. s da)
Hüseyin Cahit Ankarada
Hareketinden evvel
Dışişleri Bakai’ile görüştü
Lozandakl Filistin Uzlaştırma komisyonu reisi Hüseyin Cahld Yalçın hükümetle temaslarda bu. lunmak üzere geçen perşembe gü nü şehrimize gelmişti. B. Yalçın dün, îstanbulda bulunan Dış şleri Bakanı Necmeddin Sadak iie gö . rüşmüş ve diğer resmi temasları, m yapmalı üzere dün akşamki ekspresle Ankaraya hareket et * miştir. Kendisi gelecek hafta tek. rar şehrimize avdet edecek ve 18 temmuzda tekrar başlayacak olart _ . „ komisyon çalışmalarına İştir âk et
(Devamı Sa. 5 Sü. 7 do) mek Üzere Lozana gidecektir.
Şimdi Morgun mermer zeminli odasındayım. Sağımda, solum da ölüler yatıyor. Teşhis edilemi yen ölülerin konmasına mahsus bir kişilik mermer masada üç çocuk yatıyor. Birbirlerine çok benziyen, dokuzar yaşlarında gö rünen biri kız. biri oğlan iki çocuk belki de ikiz kardeş. Yahut aralarında ancak bir yaş fark
TAKVİMDEN BİR YAPRAK:
Sandık başında hesap
ULUNAY
Maliye Bakanları konferansı bitti
Dolar-Sterling anlaşmazlığını hal için yeni bir dünya ticareti usulü kurmağa karar verildi
Mr. Snyder Londradan ayrıldı - Neşredilen resmi tebliğ
Londra, 10 (AP.) — Pazar gü nü Mâliyenin bildirdiğine göre, dolar ve dolardan başka para kullanan devletler arasındaki pa ra anlaşmazlığını ortadan kaldır mak maksudile Ingiltere, Kanada ve Birleşik Amerika yeni bir Dünya ticareti usulü kurmağa karar vermişlerdir. Bu haber A-merikan Hâzinesi Sekreteri James Snyder, Kanada Maliye Bakanı Douglas Abbott ve İngiliz Maliye uzmanlarının hafta sonunda yaptıkları bir toplantıdan sonra yayınlamıştır. İkinci bir konferans gelecek eylül ayında Vaşingtonda yapılacaktır.
Yeni Ticaret usulüne göre, dolar ve dolardan gayri paralar bir tek sisteme göre iş göreceklerdir.
Toplantıda hazır bulunan Ba-
kanlar Avrupa Kalkınma progra
minin İngiltere ve diğer Avru-
pa milletlerine büyük yardımı ol düğünü müttefikan kabul etmişlerdir.
Resmî tebliğ
Londra, 10 (A.A.) — (afp): Bugün öğleden sonra yayınlanan resmî tebliğde Ingiltere, Birleşik Amerika ve Kanuda arasında 8, 9 ve 10 temmuzda yapılan müzz’ferelerto ele alınacak meşe leler umumî bir görüş teatisinden İbaret kaldığı açıklanmıştır.
Müzakerelerde, bu derin ve u-zun vâdeli meselelerin karakterleri hakkında tam bir bilgi alınmaları gerektiği kabul edilmiştir. Bu son ayların güçlükleri de rin kökleri olan fena bir ayarlamayı ağırlaştırmıştır.
Tebliğde Kanada ile Birleşik Amerikanın yardımlarından baş ka çarelerin de derpiş edilmesi hususunda hepsinin mutabık kal (Dovanu 6a. A Sü. 1 do)
ehlr Meclisinin sinemalara zam yapılması ve otobüslorden pasoların kaldırılması şeklinde verdiği kararlarla, devirdiği İki ko • caman çamın çatırtısı hâlâ gazeto-lerdo aksediyor... Olurdu, olmazdı... Bu karar kanunidir, değildir. Vali Boy, voto hakkını kullanmalıdır, kullanacaktır, kullanmaya * çaktır... İlâh. Hemen homen her gün bu kabil yazılara tesadüf olunuyor. Gazeteler bu meselede tutunacak ufak bir nokta bulunca, ümitle yakalıyorlar. Meselâ Vali, Şehir Meollslnln bu İşte acele et -tlğlnl söylemiş.. Hemen bu söz telleniyor, pullanıyor, baş sedire oturtuluyor. Yahut Şehir Meollsl ay »onunda toplanaoak, bu meseleleri de tekrar konuşacakmış... Bundan güzel haber olur mu? Bunu da mümtaz bir movklo konduralım... Arkadan tamamlayıoı bir haber daha ı Şehir Meclisinin toplantısı eylüle tehir edilmiş
Bon, slzo İşin İç yüzünü söyllyo-ylm; haberin doğrusunu benden a-
Halkı hom sinema zammına, hem de otobüs pasosuztuğuna alıştın • yorlar... At alan Üsküdarı goçtl... Bizo do dedikodusunu bıraktı. Ga-
şıklı döğüş!
Şehir Meollsl âzasından bazı gay rotlû zevat, bu İşi pişirdiler, kotardılar, bir Ramazan İftariyesi şokllndo tatlısı İle, tuzlusu İle sinemacı kalantorların önüne koy * dular. (Ruy Blas) da olduğu gibi t «Afiyet olsun boyleri»
Halbuki bu mesele hakkında ka-
nuni İmkânları İnceleyen zat, işi no güzel târeledl, tel tel ayırdı.. Fakat sinemacıların monalıınl muhafaza gayrotl öylo sağlama bağ lanmış kİ ,gazetelerin bir ağızdan feryadı karşısında gayrotkeşler bıyık altından kıs kıs gülüyorlar... Aralarında: «Aldırmayın.. Söyler* ler, söylerler, susarlar..» diyorlar!
Biraz da haklan var. Baksanız a... Alıştık... Gitgide unutacağız! İnsan oğlu bu... Nolor görmüş, ne* lor goçlrmlş ve neleri unutmuştur.
Hattâ yarın, öbür gün bu gayret keşler İsimlerini tekrar seçim listelerine koydurdukları zaman «İsten bul halkına ottlğlmlz hizmetler....» diye kendilerini methedecekler va — belki do — ylno muvaffak olarak koltuklara kurulacaklardır; zira bu yumuşaklık oalara dünya connetlerlnln anahtarlarını termiş tir; mlnarodon düşseler, dört ayak üstü düşerler. Ne olursa, bu zaval* lı halka olur.
Yalnız bir nokta var:
Bu gayrotlû vo hlmmotıu zevat, seçim sandıklarının aralıklarından İçeriye kaymak istedikleri zaman, gazoteler, halkımızı İkaz vazifesini asiâ unutmayacaklardır. Bütün matbuat blror karış harfli manşet-lorlo bir milyon İstanbullunun dört kişinin hususi montaatlno nasıl fo-da odlldlğinl yazacaklardır. Seçim sandığının başında hesaplaşmak zamanı gollnco halk, bu zengin sine -maoılar hâmisi Şehir Meclisi âzası na paso meseioslndo gösterdikleri liyakat vo revlyote göre şu oevabı vsroocktlr:
— Haydi 1 Slzo da pasol
£>ün Yeşilköyde yapılan hava g baterileri çok muvaffakiyetli ol muştur. Yukarıdaki resimde ak robasi uçuş yapan bir uçakla bu
hareketi takıp e den seyircileri görüyorsunuz. U çuşlar hakkında tafsilât t nci sayfamızdadır
Yangın faciasının korkunç tafsilâtı
Kazada ölen ve yaralanan vatandaşların isimleri:
Müthiş faciayı yaşıyanlar anlatıyorlar
Savcılık dünde sabahtan akşama kadar tahkikatla meşgul oldu. Bugün gemide bir keşif yapılarak kazanın hakiki sebebi ve meşgulleri anlaşılacak
Yeni bir Facia
Cütlüce infilâkının mazlûm günahsız kurbanlarının hazin hâtısan, henüz hafızamızda canlı ve taze yaşarken, İstanbul muhiti, evvelki gece şümulü itibarile ve kurbanlarının sayısı bakımından daha hazin ve elim bir haileye şahit oldu-
Cumartesi gecesi vukua gelen yangında ve infilâkta, hayatları sönenlerin sayısı henüz bilinmiyor ama, bu adedin yüze yaklaştığı, daha İlk dakikalardan iti -baren anlaşılıyor. Bir o kadar da yaralı ve malûlün mevcut olma -tundan endişe duyuluyor.
Tıpkı Sütlücedeki gibi bu İkinci badire ve belâda da ihmal ve teseyyübün payı pek büyük olduğu seziliyor. Patlayıcı ecza maddelerinin veya filmlerin kapalı ve yüzlerce çoluk, çocuk, İhtiyar ve kadının tıka basa doldurul -dokları bir anbara konması, ihtiyatsızlık tabirinin bile ifade e-demiyeceği, bir kayıtsızlık ve al-dırmamazlık nişanesidir. Parla -maya müstaid maddelerin hu -susî ve mahfuz bir yere konul -ması lâzım değil midir?
Esasen bizde, vapurlarda trenlerde yolculuk şartlan o kadar fennin lcaplanna ve İnsanî hislere aylandır ki, herhangi en ufak bir hâdise, en vahim sonuçlar doğurabilir. Yüzlerce kişi ambara kapatıldığı halde, hiç bir menfez ve kaçamak yolu bırakılmamıştır. Kapaklar sıkı sıkı indirildikten sonra, güvertede, ayakta duracak ve geçit verecek boş bir yol ve yer bırakılmamıştır. Ayrıca vapurun birinci mevkie geçecek bölme ve kapılan sımsıkı sed edilmiştir. Hattâ o kapılan can haville kıranlar, arkada bir de demir parmaklıkla karşılaşmışlardır.
Bu hal, lnsanlan bile bile, her tehlikeye maruz bırakmak de -m ektir. Her gün, Çorum faciasına benzer haileler olmuyorsa, bunu tesadüfün Rufuna borçlu bulunuyoruz. Hattâ şehir hatla -nnın sabah, akşam seferleri, hele pazar ve cumartesi postaları, her an bir drama çevrilme tehlikesi arzeder. İnsan ve yük, kar ma karışık yığılmıştır. İstiab haddi veya nefes alma payı diye bir şey bırakılmamıştır. Bıı kadar izdiham, en ufak bir panikte, Allah esirgesin, en elim ve müthiş neticeler verebilir. Büyük bir deniz kazası olmadan yolcuların, bir merak saikaslylo hepsinin birden bir tarafa üşüş -mesi bile vapurlann muvazene -»İni bozacak kudrettedir.
Şimdi bu acı hâdise dolayısile tekrar hatırlıyoruz ki. Sütlüce faciası tahkikatı ne oldu? He-(Devamı Sa. 6 Sü. 5 de)
Kaza kurbanlarının isimleri
Muhtelif hâstahanelerde ve Morg’da bulunup da teşhis edilen ve hüviyetleri malûm olan kaza kurbunlan şunlardır:
Limanımızda vuku bulan feci kaza hakkında tahkikata savcılıkça dün de devam edilmiştir. Savcılık dün bilhassa kaza kurbanlarının ve yaralıların hüviyetlerini tesbite çalışmıştır. Kazanın hakikî sebebi ancak
bugün yapılacak keşiften ve konşimentoların tetkiki ile an-barda mallan bulunanlann sorgulan yapıldıktan sonra anlaşıla bilecektir.
Beyoğlu bulunan ve
hastahanesinde kısmen Morga
nakledilen ölüler şunlardır:
Lütfi Hoşkal, Mehmet Er-
bek, Niyazi Karakaş. Ali Kemal, Mehmet oğlu Meh -met, Necatı Bektaş (tale -be), Mehmet Erdoğan, İlhan (8 yaşında çocuk), Nazmiye, Fatma, Ayşe, İmdat, Leylâ, Naciye, Yunus (5 yaşında çocuk), Kâşif, Niyazi, Muharrem, Hikmet, Fatma (5
yaşında kız çocuğu), Cemal Gedik, Mustafa Aktepe, Dur sun Ali Aktaş, Havva Uzun, Aziz Karabudak, Nezihe, Hü şeyin Avcı ve hüviyetleri an laşılamıyan diğer 7 ceset.
Haseki hastahanesine nak-
ledilen dört cesedin hüviyeti
tesbit edilememiştir. Bunla • rın ikisi erkek, ikisi kadındır. Erkeklerden birinin hı-ristiyan olduğu tahmin e -dilmektedir.
Cerrahpaşa hastahanesin -de bulunan ölüler de şunlardır:
Sabahat, Hatice ve Fat •
Liman ha6tahanesindeki ö-lülerin hüviyetleri şunlardır:
Emine, Safiye Çubukçu, Hediye Belli.
Morgda bulunan ölüler a-rasmda Abdullah Akpmar ve bir de Rizeli 927 doğumlu Mecit oğlu Mecit Fil a -dında bir bahriye eri vardır. Kendisi gemisinden izinli o-larak memleketine gidiyordu.
Hastahnelerde bulunan yaralılar:
Halen Beyoğlu hastahane-sinde bulunan yaralılar şunlardır:
Selâmi özten, Mahir Şişman, Mehmet Akyol, Yılmaz îdegün, Osman Arpacı, Ham za Aksu, Ömer Tamtabak, İbrahim Karaca, Mehmet To lan, iki yaralının hüviyetleri tesbit edilememiştir.
Alman hastahanesinde bu
lun ani ar:
İsmail Akbaba, İbrahim Karabacak, ve hüviyeti anla şılamıyan üçüncü bir yaralı.
Liman hastahanesinde:
Nevzat Yolcu, Şakir, Nus-ret Boğaz, Mehmet özçelik, Bir yaralının hüviyeti meç -huldür.
Ulaştırma Bakanı bu sabah geliyor
Dz.Yolları U.Müdürünün
facia etrafında beyanatı
Devlet Denizyolları vç Limanları İşletme Genel Müdürü Cemil Parman, Çorum vapuru yangını münasebetile aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
— Gemi yangınları ekseriya dün yanın her tarafında ya dikkatsiz İlk veya her sınıf yolcunun taşı . dıgı ve tüccarın taşıtmak istediği hususi hükümlere tâbi eşyanın giz 11 olarak geçirilmek istenmesin -den İleri gelmektedir.
Bir misal vermiş olmak İçin bun dan önce Tan vapuru yangınını göstereceğim. Bu hâdisede, taşın -ması hususi hükümlere bağlı bulunan ve kafes sandıklar içinde baş
güvertede açıkta daim! hava çere, yanına maruz kalması icabeden gemici muşambaları kapalı san • dıklarda makarna diye kaydetti . rilmiş ve yangın muşammaların kızışması neticesinde çıkmıştır.
Çorum vapurunun 3 numaralı kıç ambarının en dip kısmına yer ieştlrllmlş olan eşya arasında her hangi bir temas ve sarsıntıya hacet kalmadan kendi kendine kızı, şıp tutuşabilecek maddeleri ihti -va eden kapajı sandıkların da yolcular veya gönderenler tarafın -dan başka adlar altında gemiye yükleÖUmiŞ, olnıaiurı pek riıuhte-
(Devamı 8a. 5 8Ü. 3 de)
Dün akşama kadar ölü adedi 58 ve yaralı adedi 23 olarak tesbit edilmiştir. Fakat yaraları a -ğir olan bazı vatandaşların daha kurtulamamasından ve ölü sa-
yısının 60 1 geçmesinden korkulmaktadır. ölenlerin 41 i kadın,
14 ü erkek ve 3 ü küçük çocuk -tur. Ve hemen hepsi de dumandan boğulmak suretile ölmüşler dir. Yanık yarası alanlar azdır.. Halen tahtı tedavide bulunanlar
dan beşinin yarası ağır, 11 inin hafiftir.
Dün bir taraftan baş savcı Ih san Köknil tarafından tahkika-
ta devam edilirken, muhtelif has tahanelerde bulunan ölüler de kısmen morga nakledilmişlerdir. Buraya bilhassa hüviyetleri tesbit olunamıyan ölüler taşınmış ve bunlar müracaat eden alâkalılara gösterilerek teşhislerine çalışılmıştır.
Geç vakte kadar kimin akrabaları yahut tanıdıkları bulunan pek çok vatandaş, Morga koşmuş ve felâkete uğrayanlar a-rasında kendi akraba veya ta -aldıklarının bulunup bulunmadı -ğını araştırmıştır. Bu sayede hü viyetleri tesbit edilemiyen dört beş kişinin daha kim oldukları anlaşılmıştır.
Bunların hüviyetleri kat'î us-
(Devamı 6a. s Sü. 1 de)
Bu sabah şehrimize gelecek olan Ulaştırma Bakanı Kemal Satır
Çorum vapurunun meş’um 3 nu maralı anlarının dünkü manz-ı rası. Bu dar ve karanlık anbar bir gün evvel altmışa yakın vatandaşa mezar olmuştur. Yanda da Beyoğlu hastahanesinde bulunan ağır yaralı bir vatandaşı görüyorsunuz
Morg’da:
bacia kurbanları ne vaziyette? - Uyur gibi yatan küçük çocuklar - Gelinlik genç kız - Memleketi olan Rizeye kavuşacak yerde ölüme kavuşan bahriye eri Mecitoğlu Mecit - Oğlunu arayan ana
Korkunç yangın felâketinin vukubulduüu anbann içi dünkü halile..
Çorum vapuru faciasının bir kısmı da dün Adlî Tıb müessese-sinde, yâni Morgda cereyan etmiştir. Muhtelif hastahanelerde bulunan facia kurbanları cenaze arabaları ile ikişer ikişer buraya nakledilmişler ve küçük iner mer salon cesetlerle üstüste dolmuştur.
Akşam üzeri oraya göndermiş olduğumuz bir arkadaşımız, mü şahedelerlni şöyle ani itiyor:
Morgun arka kapısı önünde büyük bir kalabalık vardı. Bu kalabalık her cenaze otomobili gelişinde kaynaşıyor ve arabadan eski tahta tabutlar içine yatırılmış olan ölüler İndirilerek içeriye naklediliyordu. Bunlar
burada yan yana yere yatırılıyor ve tahutlar tekrar başka lüleri nakletmek üzere cenaze o-tomobillerıne İade ediliyordu.
Kapı önünde ihtiyar kadınlar, adamlar, telâşlı gençler ve çocuk lar kaynaşıyor, kimi bu bedbahtlar arasında bir tanıdığının olup olmadığını öğrenmeğe çalışıyor, kimi de sırf tecessüs saikaslle oraya toplanmış bulunuyordu. Arasıra halk arasında bulunan gözü yaşlı, çarşaflı ihtiyar bir kadının sesi yükseliyordu:
— Oy benim Hasanumu gördünüz mu?
Fakat kadının bu sualine cevap veren olmuyor. İtip itip geçip gidiyorlardı.
D. P.
Dün Bakırköyde yapılan toplantıda hükümete hücumlar yapıldı____________
Demokrat Partinin Bakırköy İL çesinde dün saat 16 da siyasâ bin toplantı yapılmıştır. Toplantıyı ıl. çe başkanı Cevdet özgü.ı açmış va hazır bulunanları Abdürrahman
Münibln hatırası için 1 dakika sükûta davet etmiştir. Bundan son . ra «Hâkimiyet kayıtsız şartsıa milletindir» sözü hep bir ağızdan 3 defa tekrar edilmiş ve Nazil Ti. laber söz alarâk Abdürratenan MU nip için bir hitabede bulunmuş -tur.
Müteakiben söz almış hatiple» muhtelif tenkitlerde bulunmuş -lardır. îlk olarak konuşan Galip Kemali Söylemezoğlu, dinleyl . elleri Çorum hâdisesi için ihtiram sükûtuna davet etmiş, bilâhare E. meklllere yapılan haksızlıklardan, pahalılıktan ve sefaretlerdeki ka.
(Devamı Sa. 5 Sü. s da)
Hüseyin Cahit Ankarada
Hareketinden evvel
Dışişleri Bakai’ile görüştü
Lozandakl Filistin Uzlaştırma komisyonu reisi Hüseyin Cahld Yalçın hükümetle temaslarda bu. lunmak üzere geçen perşembe gü nü şehrimize gelmişti. B. Yalçın dün, îstanbulda bulunan Dış şleri Bakanı Necmeddin Sadak iie gö . rüşmüş ve diğer resmi temasları, m yapmalı üzere dün akşamki ekspresle Ankaraya hareket et * miştir. Kendisi gelecek hafta tek. rar şehrimize avdet edecek ve 18 temmuzda tekrar başlayacak olart _ . „ komisyon çalışmalarına İştir âk et
(Devamı Sa. 5 Sü. 7 do) mek Üzere Lozana gidecektir.
Şimdi Morgun mermer zeminli odasındayım. Sağımda, solum da ölüler yatıyor. Teşhis edilemi yen ölülerin konmasına mahsus bir kişilik mermer masada üç çocuk yatıyor. Birbirlerine çok benziyen, dokuzar yaşlarında gö rünen biri kız. biri oğlan iki çocuk belki de ikiz kardeş. Yahut aralarında ancak bir yaş fark
TAKVİMDEN BİR YAPRAK:
Sandık başında hesap
ULUNAY
Maliye Bakanları konferansı bitti
Dolar-Sterling anlaşmazlığını hal için yeni bir dünya ticareti usulü kurmağa karar verildi
Mr. Snyder Londradan ayrıldı - Neşredilen resmi tebliğ
Londra, 10 (AP.) — Pazar gü nü Mâliyenin bildirdiğine göre, dolar ve dolardan başka para kullanan devletler arasındaki pa ra anlaşmazlığını ortadan kaldır mak maksudile Ingiltere, Kanada ve Birleşik Amerika yeni bir Dünya ticareti usulü kurmağa karar vermişlerdir. Bu haber A-merikan Hâzinesi Sekreteri James Snyder, Kanada Maliye Bakanı Douglas Abbott ve İngiliz Maliye uzmanlarının hafta sonunda yaptıkları bir toplantıdan sonra yayınlamıştır. İkinci bir konferans gelecek eylül ayında Vaşingtonda yapılacaktır.
Yeni Ticaret usulüne göre, dolar ve dolardan gayri paralar bir tek sisteme göre iş göreceklerdir.
Toplantıda hazır bulunan Ba-
kanlar Avrupa Kalkınma progra
minin İngiltere ve diğer Avru-
pa milletlerine büyük yardımı ol düğünü müttefikan kabul etmişlerdir.
Resmî tebliğ
Londra, 10 (A.A.) — (afp): Bugün öğleden sonra yayınlanan resmî tebliğde Ingiltere, Birleşik Amerika ve Kanuda arasında 8, 9 ve 10 temmuzda yapılan müzz’ferelerto ele alınacak meşe leler umumî bir görüş teatisinden İbaret kaldığı açıklanmıştır.
Müzakerelerde, bu derin ve u-zun vâdeli meselelerin karakterleri hakkında tam bir bilgi alınmaları gerektiği kabul edilmiştir. Bu son ayların güçlükleri de rin kökleri olan fena bir ayarlamayı ağırlaştırmıştır.
Tebliğde Kanada ile Birleşik Amerikanın yardımlarından baş ka çarelerin de derpiş edilmesi hususunda hepsinin mutabık kal (Dovanu 6a. A Sü. 1 do)
ehlr Meclisinin sinemalara zam yapılması ve otobüslorden pasoların kaldırılması şeklinde verdiği kararlarla, devirdiği İki ko • caman çamın çatırtısı hâlâ gazeto-lerdo aksediyor... Olurdu, olmazdı... Bu karar kanunidir, değildir. Vali Boy, voto hakkını kullanmalıdır, kullanacaktır, kullanmaya * çaktır... İlâh. Hemen homen her gün bu kabil yazılara tesadüf olunuyor. Gazeteler bu meselede tutunacak ufak bir nokta bulunca, ümitle yakalıyorlar. Meselâ Vali, Şehir Meollslnln bu İşte acele et -tlğlnl söylemiş.. Hemen bu söz telleniyor, pullanıyor, baş sedire oturtuluyor. Yahut Şehir Meollsl ay »onunda toplanaoak, bu meseleleri de tekrar konuşacakmış... Bundan güzel haber olur mu? Bunu da mümtaz bir movklo konduralım... Arkadan tamamlayıoı bir haber daha ı Şehir Meclisinin toplantısı eylüle tehir edilmiş
Bon, slzo İşin İç yüzünü söyllyo-ylm; haberin doğrusunu benden a-
Halkı hom sinema zammına, hem de otobüs pasosuztuğuna alıştın • yorlar... At alan Üsküdarı goçtl... Bizo do dedikodusunu bıraktı. Ga-
şıklı döğüş!
Şehir Meollsl âzasından bazı gay rotlû zevat, bu İşi pişirdiler, kotardılar, bir Ramazan İftariyesi şokllndo tatlısı İle, tuzlusu İle sinemacı kalantorların önüne koy * dular. (Ruy Blas) da olduğu gibi t «Afiyet olsun boyleri»
Halbuki bu mesele hakkında ka-
nuni İmkânları İnceleyen zat, işi no güzel târeledl, tel tel ayırdı.. Fakat sinemacıların monalıınl muhafaza gayrotl öylo sağlama bağ lanmış kİ ,gazetelerin bir ağızdan feryadı karşısında gayrotkeşler bıyık altından kıs kıs gülüyorlar... Aralarında: «Aldırmayın.. Söyler* ler, söylerler, susarlar..» diyorlar!
Biraz da haklan var. Baksanız a... Alıştık... Gitgide unutacağız! İnsan oğlu bu... Nolor görmüş, ne* lor goçlrmlş ve neleri unutmuştur.
Hattâ yarın, öbür gün bu gayret keşler İsimlerini tekrar seçim listelerine koydurdukları zaman «İsten bul halkına ottlğlmlz hizmetler....» diye kendilerini methedecekler va — belki do — ylno muvaffak olarak koltuklara kurulacaklardır; zira bu yumuşaklık oalara dünya connetlerlnln anahtarlarını termiş tir; mlnarodon düşseler, dört ayak üstü düşerler. Ne olursa, bu zaval* lı halka olur.
Yalnız bir nokta var:
Bu gayrotlû vo hlmmotıu zevat, seçim sandıklarının aralıklarından İçeriye kaymak istedikleri zaman, gazoteler, halkımızı İkaz vazifesini asiâ unutmayacaklardır. Bütün matbuat blror karış harfli manşet-lorlo bir milyon İstanbullunun dört kişinin hususi montaatlno nasıl fo-da odlldlğinl yazacaklardır. Seçim sandığının başında hesaplaşmak zamanı gollnco halk, bu zengin sine -maoılar hâmisi Şehir Meclisi âzası na paso meseioslndo gösterdikleri liyakat vo revlyote göre şu oevabı vsroocktlr:
— Haydi 1 Slzo da pasol
£>ün Yeşilköyde yapılan hava g baterileri çok muvaffakiyetli ol muştur. Yukarıdaki resimde ak robasi uçuş yapan bir uçakla bu
hareketi takıp e den seyircileri görüyorsunuz. U çuşlar hakkında tafsilât t nci sayfamızdadır
Yangın faciasının korkunç tafsilâtı
Kazada ölen ve yaralanan vatandaşların isimleri:
Müthiş faciayı yaşıyanlar anlatıyorlar
Savcılık dünde sabahtan akşama kadar tahkikatla meşgul oldu. Bugün gemide bir keşif yapılarak kazanın hakiki sebebi ve meşgulleri anlaşılacak
Yeni bir Facia
Cütlüce infilâkının mazlûm günahsız kurbanlarının hazin hâtısan, henüz hafızamızda canlı ve taze yaşarken, İstanbul muhiti, evvelki gece şümulü itibarile ve kurbanlarının sayısı bakımından daha hazin ve elim bir haileye şahit oldu-
Cumartesi gecesi vukua gelen yangında ve infilâkta, hayatları sönenlerin sayısı henüz bilinmiyor ama, bu adedin yüze yaklaştığı, daha İlk dakikalardan iti -baren anlaşılıyor. Bir o kadar da yaralı ve malûlün mevcut olma -tundan endişe duyuluyor.
Tıpkı Sütlücedeki gibi bu İkinci badire ve belâda da ihmal ve teseyyübün payı pek büyük olduğu seziliyor. Patlayıcı ecza maddelerinin veya filmlerin kapalı ve yüzlerce çoluk, çocuk, İhtiyar ve kadının tıka basa doldurul -dokları bir anbara konması, ihtiyatsızlık tabirinin bile ifade e-demiyeceği, bir kayıtsızlık ve al-dırmamazlık nişanesidir. Parla -maya müstaid maddelerin hu -susî ve mahfuz bir yere konul -ması lâzım değil midir?
Esasen bizde, vapurlarda trenlerde yolculuk şartlan o kadar fennin lcaplanna ve İnsanî hislere aylandır ki, herhangi en ufak bir hâdise, en vahim sonuçlar doğurabilir. Yüzlerce kişi ambara kapatıldığı halde, hiç bir menfez ve kaçamak yolu bırakılmamıştır. Kapaklar sıkı sıkı indirildikten sonra, güvertede, ayakta duracak ve geçit verecek boş bir yol ve yer bırakılmamıştır. Ayrıca vapurun birinci mevkie geçecek bölme ve kapılan sımsıkı sed edilmiştir. Hattâ o kapılan can haville kıranlar, arkada bir de demir parmaklıkla karşılaşmışlardır.
Bu hal, lnsanlan bile bile, her tehlikeye maruz bırakmak de -m ektir. Her gün, Çorum faciasına benzer haileler olmuyorsa, bunu tesadüfün Rufuna borçlu bulunuyoruz. Hattâ şehir hatla -nnın sabah, akşam seferleri, hele pazar ve cumartesi postaları, her an bir drama çevrilme tehlikesi arzeder. İnsan ve yük, kar ma karışık yığılmıştır. İstiab haddi veya nefes alma payı diye bir şey bırakılmamıştır. Bıı kadar izdiham, en ufak bir panikte, Allah esirgesin, en elim ve müthiş neticeler verebilir. Büyük bir deniz kazası olmadan yolcuların, bir merak saikaslylo hepsinin birden bir tarafa üşüş -mesi bile vapurlann muvazene -»İni bozacak kudrettedir.
Şimdi bu acı hâdise dolayısile tekrar hatırlıyoruz ki. Sütlüce faciası tahkikatı ne oldu? He-(Devamı Sa. 6 Sü. 5 de)
Kaza kurbanlarının isimleri
Muhtelif hâstahanelerde ve Morg’da bulunup da teşhis edilen ve hüviyetleri malûm olan kaza kurbunlan şunlardır:
Limanımızda vuku bulan feci kaza hakkında tahkikata savcılıkça dün de devam edilmiştir. Savcılık dün bilhassa kaza kurbanlarının ve yaralıların hüviyetlerini tesbite çalışmıştır. Kazanın hakikî sebebi ancak
bugün yapılacak keşiften ve konşimentoların tetkiki ile an-barda mallan bulunanlann sorgulan yapıldıktan sonra anlaşıla bilecektir.
Beyoğlu bulunan ve
hastahanesinde kısmen Morga
nakledilen ölüler şunlardır:
Lütfi Hoşkal, Mehmet Er-
bek, Niyazi Karakaş. Ali Kemal, Mehmet oğlu Meh -met, Necatı Bektaş (tale -be), Mehmet Erdoğan, İlhan (8 yaşında çocuk), Nazmiye, Fatma, Ayşe, İmdat, Leylâ, Naciye, Yunus (5 yaşında çocuk), Kâşif, Niyazi, Muharrem, Hikmet, Fatma (5
yaşında kız çocuğu), Cemal Gedik, Mustafa Aktepe, Dur sun Ali Aktaş, Havva Uzun, Aziz Karabudak, Nezihe, Hü şeyin Avcı ve hüviyetleri an laşılamıyan diğer 7 ceset.
Haseki hastahanesine nak-
ledilen dört cesedin hüviyeti
tesbit edilememiştir. Bunla • rın ikisi erkek, ikisi kadındır. Erkeklerden birinin hı-ristiyan olduğu tahmin e -dilmektedir.
Cerrahpaşa hastahanesin -de bulunan ölüler de şunlardır:
Sabahat, Hatice ve Fat •
Liman ha6tahanesindeki ö-lülerin hüviyetleri şunlardır:
Emine, Safiye Çubukçu, Hediye Belli.
Morgda bulunan ölüler a-rasmda Abdullah Akpmar ve bir de Rizeli 927 doğumlu Mecit oğlu Mecit Fil a -dında bir bahriye eri vardır. Kendisi gemisinden izinli o-larak memleketine gidiyordu.
Hastahnelerde bulunan yaralılar:
Halen Beyoğlu hastahane-sinde bulunan yaralılar şunlardır:
Selâmi özten, Mahir Şişman, Mehmet Akyol, Yılmaz îdegün, Osman Arpacı, Ham za Aksu, Ömer Tamtabak, İbrahim Karaca, Mehmet To lan, iki yaralının hüviyetleri tesbit edilememiştir.
Alman hastahanesinde bu
lun ani ar:
İsmail Akbaba, İbrahim Karabacak, ve hüviyeti anla şılamıyan üçüncü bir yaralı.
Liman hastahanesinde:
Nevzat Yolcu, Şakir, Nus-ret Boğaz, Mehmet özçelik, Bir yaralının hüviyeti meç -huldür.
Ulaştırma Bakanı bu sabah geliyor
Dz.Yolları U.Müdürünün
facia etrafında beyanatı
Devlet Denizyolları vç Limanları İşletme Genel Müdürü Cemil Parman, Çorum vapuru yangını münasebetile aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
— Gemi yangınları ekseriya dün yanın her tarafında ya dikkatsiz İlk veya her sınıf yolcunun taşı . dıgı ve tüccarın taşıtmak istediği hususi hükümlere tâbi eşyanın giz 11 olarak geçirilmek istenmesin -den İleri gelmektedir.
Bir misal vermiş olmak İçin bun dan önce Tan vapuru yangınını göstereceğim. Bu hâdisede, taşın -ması hususi hükümlere bağlı bulunan ve kafes sandıklar içinde baş
güvertede açıkta daim! hava çere, yanına maruz kalması icabeden gemici muşambaları kapalı san • dıklarda makarna diye kaydetti . rilmiş ve yangın muşammaların kızışması neticesinde çıkmıştır.
Çorum vapurunun 3 numaralı kıç ambarının en dip kısmına yer ieştlrllmlş olan eşya arasında her hangi bir temas ve sarsıntıya hacet kalmadan kendi kendine kızı, şıp tutuşabilecek maddeleri ihti -va eden kapajı sandıkların da yolcular veya gönderenler tarafın -dan başka adlar altında gemiye yükleÖUmiŞ, olnıaiurı pek riıuhte-
(Devamı 8a. 5 8Ü. 3 de)
Dün akşama kadar ölü adedi 58 ve yaralı adedi 23 olarak tesbit edilmiştir. Fakat yaraları a -ğir olan bazı vatandaşların daha kurtulamamasından ve ölü sa-
yısının 60 1 geçmesinden korkulmaktadır. ölenlerin 41 i kadın,
14 ü erkek ve 3 ü küçük çocuk -tur. Ve hemen hepsi de dumandan boğulmak suretile ölmüşler dir. Yanık yarası alanlar azdır.. Halen tahtı tedavide bulunanlar
dan beşinin yarası ağır, 11 inin hafiftir.
Dün bir taraftan baş savcı Ih san Köknil tarafından tahkika-
ta devam edilirken, muhtelif has tahanelerde bulunan ölüler de kısmen morga nakledilmişlerdir. Buraya bilhassa hüviyetleri tesbit olunamıyan ölüler taşınmış ve bunlar müracaat eden alâkalılara gösterilerek teşhislerine çalışılmıştır.
Geç vakte kadar kimin akrabaları yahut tanıdıkları bulunan pek çok vatandaş, Morga koşmuş ve felâkete uğrayanlar a-rasında kendi akraba veya ta -aldıklarının bulunup bulunmadı -ğını araştırmıştır. Bu sayede hü viyetleri tesbit edilemiyen dört beş kişinin daha kim oldukları anlaşılmıştır.
Bunların hüviyetleri kat'î us-
(Devamı 6a. s Sü. 1 de)
Bu sabah şehrimize gelecek olan Ulaştırma Bakanı Kemal Satır
Çorum vapurunun meş’um 3 nu maralı anlarının dünkü manz-ı rası. Bu dar ve karanlık anbar bir gün evvel altmışa yakın vatandaşa mezar olmuştur. Yanda da Beyoğlu hastahanesinde bulunan ağır yaralı bir vatandaşı görüyorsunuz
Morg’da:
bacia kurbanları ne vaziyette? - Uyur gibi yatan küçük çocuklar - Gelinlik genç kız - Memleketi olan Rizeye kavuşacak yerde ölüme kavuşan bahriye eri Mecitoğlu Mecit - Oğlunu arayan ana
Korkunç yangın felâketinin vukubulduüu anbann içi dünkü halile..
Çorum vapuru faciasının bir kısmı da dün Adlî Tıb müessese-sinde, yâni Morgda cereyan etmiştir. Muhtelif hastahanelerde bulunan facia kurbanları cenaze arabaları ile ikişer ikişer buraya nakledilmişler ve küçük iner mer salon cesetlerle üstüste dolmuştur.
Akşam üzeri oraya göndermiş olduğumuz bir arkadaşımız, mü şahedelerlni şöyle ani itiyor:
Morgun arka kapısı önünde büyük bir kalabalık vardı. Bu kalabalık her cenaze otomobili gelişinde kaynaşıyor ve arabadan eski tahta tabutlar içine yatırılmış olan ölüler İndirilerek içeriye naklediliyordu. Bunlar
burada yan yana yere yatırılıyor ve tahutlar tekrar başka lüleri nakletmek üzere cenaze o-tomobillerıne İade ediliyordu.
Kapı önünde ihtiyar kadınlar, adamlar, telâşlı gençler ve çocuk lar kaynaşıyor, kimi bu bedbahtlar arasında bir tanıdığının olup olmadığını öğrenmeğe çalışıyor, kimi de sırf tecessüs saikaslle oraya toplanmış bulunuyordu. Arasıra halk arasında bulunan gözü yaşlı, çarşaflı ihtiyar bir kadının sesi yükseliyordu:
— Oy benim Hasanumu gördünüz mu?
Fakat kadının bu sualine cevap veren olmuyor. İtip itip geçip gidiyorlardı.
D. P.
Dün Bakırköyde yapılan toplantıda hükümete hücumlar yapıldı____________
Demokrat Partinin Bakırköy İL çesinde dün saat 16 da siyasâ bin toplantı yapılmıştır. Toplantıyı ıl. çe başkanı Cevdet özgü.ı açmış va hazır bulunanları Abdürrahman
Münibln hatırası için 1 dakika sükûta davet etmiştir. Bundan son . ra «Hâkimiyet kayıtsız şartsıa milletindir» sözü hep bir ağızdan 3 defa tekrar edilmiş ve Nazil Ti. laber söz alarâk Abdürratenan MU nip için bir hitabede bulunmuş -tur.
Müteakiben söz almış hatiple» muhtelif tenkitlerde bulunmuş -lardır. îlk olarak konuşan Galip Kemali Söylemezoğlu, dinleyl . elleri Çorum hâdisesi için ihtiram sükûtuna davet etmiş, bilâhare E. meklllere yapılan haksızlıklardan, pahalılıktan ve sefaretlerdeki ka.
(Devamı Sa. 5 Sü. s da)
Hüseyin Cahit Ankarada
Hareketinden evvel
Dışişleri Bakai’ile görüştü
Lozandakl Filistin Uzlaştırma komisyonu reisi Hüseyin Cahld Yalçın hükümetle temaslarda bu. lunmak üzere geçen perşembe gü nü şehrimize gelmişti. B. Yalçın dün, îstanbulda bulunan Dış şleri Bakanı Necmeddin Sadak iie gö . rüşmüş ve diğer resmi temasları, m yapmalı üzere dün akşamki ekspresle Ankaraya hareket et * miştir. Kendisi gelecek hafta tek. rar şehrimize avdet edecek ve 18 temmuzda tekrar başlayacak olart _ . „ komisyon çalışmalarına İştir âk et
(Devamı Sa. 5 Sü. 7 do) mek Üzere Lozana gidecektir.
Şimdi Morgun mermer zeminli odasındayım. Sağımda, solum da ölüler yatıyor. Teşhis edilemi yen ölülerin konmasına mahsus bir kişilik mermer masada üç çocuk yatıyor. Birbirlerine çok benziyen, dokuzar yaşlarında gö rünen biri kız. biri oğlan iki çocuk belki de ikiz kardeş. Yahut aralarında ancak bir yaş fark
TAKVİMDEN BİR YAPRAK:
Sandık başında hesap
ULUNAY
Maliye Bakanları konferansı bitti
Dolar-Sterling anlaşmazlığını hal için yeni bir dünya ticareti usulü kurmağa karar verildi
Mr. Snyder Londradan ayrıldı - Neşredilen resmi tebliğ
Londra, 10 (AP.) — Pazar gü nü Mâliyenin bildirdiğine göre, dolar ve dolardan başka para kullanan devletler arasındaki pa ra anlaşmazlığını ortadan kaldır mak maksudile Ingiltere, Kanada ve Birleşik Amerika yeni bir Dünya ticareti usulü kurmağa karar vermişlerdir. Bu haber A-merikan Hâzinesi Sekreteri James Snyder, Kanada Maliye Bakanı Douglas Abbott ve İngiliz Maliye uzmanlarının hafta sonunda yaptıkları bir toplantıdan sonra yayınlamıştır. İkinci bir konferans gelecek eylül ayında Vaşingtonda yapılacaktır.
Yeni Ticaret usulüne göre, dolar ve dolardan gayri paralar bir tek sisteme göre iş göreceklerdir.
Toplantıda hazır bulunan Ba-
kanlar Avrupa Kalkınma progra
minin İngiltere ve diğer Avru-
pa milletlerine büyük yardımı ol düğünü müttefikan kabul etmişlerdir.
Resmî tebliğ
Londra, 10 (A.A.) — (afp): Bugün öğleden sonra yayınlanan resmî tebliğde Ingiltere, Birleşik Amerika ve Kanuda arasında 8, 9 ve 10 temmuzda yapılan müzz’ferelerto ele alınacak meşe leler umumî bir görüş teatisinden İbaret kaldığı açıklanmıştır.
Müzakerelerde, bu derin ve u-zun vâdeli meselelerin karakterleri hakkında tam bir bilgi alınmaları gerektiği kabul edilmiştir. Bu son ayların güçlükleri de rin kökleri olan fena bir ayarlamayı ağırlaştırmıştır.
Tebliğde Kanada ile Birleşik Amerikanın yardımlarından baş ka çarelerin de derpiş edilmesi hususunda hepsinin mutabık kal (Dovanu 6a. A Sü. 1 do)
ehlr Meclisinin sinemalara zam yapılması ve otobüslorden pasoların kaldırılması şeklinde verdiği kararlarla, devirdiği İki ko • caman çamın çatırtısı hâlâ gazeto-lerdo aksediyor... Olurdu, olmazdı... Bu karar kanunidir, değildir. Vali Boy, voto hakkını kullanmalıdır, kullanacaktır, kullanmaya * çaktır... İlâh. Hemen homen her gün bu kabil yazılara tesadüf olunuyor. Gazeteler bu meselede tutunacak ufak bir nokta bulunca, ümitle yakalıyorlar. Meselâ Vali, Şehir Meollslnln bu İşte acele et -tlğlnl söylemiş.. Hemen bu söz telleniyor, pullanıyor, baş sedire oturtuluyor. Yahut Şehir Meollsl ay »onunda toplanaoak, bu meseleleri de tekrar konuşacakmış... Bundan güzel haber olur mu? Bunu da mümtaz bir movklo konduralım... Arkadan tamamlayıoı bir haber daha ı Şehir Meclisinin toplantısı eylüle tehir edilmiş
Bon, slzo İşin İç yüzünü söyllyo-ylm; haberin doğrusunu benden a-
Halkı hom sinema zammına, hem de otobüs pasosuztuğuna alıştın • yorlar... At alan Üsküdarı goçtl... Bizo do dedikodusunu bıraktı. Ga-
şıklı döğüş!
Şehir Meollsl âzasından bazı gay rotlû zevat, bu İşi pişirdiler, kotardılar, bir Ramazan İftariyesi şokllndo tatlısı İle, tuzlusu İle sinemacı kalantorların önüne koy * dular. (Ruy Blas) da olduğu gibi t «Afiyet olsun boyleri»
Halbuki bu mesele hakkında ka-
nuni İmkânları İnceleyen zat, işi no güzel târeledl, tel tel ayırdı.. Fakat sinemacıların monalıınl muhafaza gayrotl öylo sağlama bağ lanmış kİ ,gazetelerin bir ağızdan feryadı karşısında gayrotkeşler bıyık altından kıs kıs gülüyorlar... Aralarında: «Aldırmayın.. Söyler* ler, söylerler, susarlar..» diyorlar!
Biraz da haklan var. Baksanız a... Alıştık... Gitgide unutacağız! İnsan oğlu bu... Nolor görmüş, ne* lor goçlrmlş ve neleri unutmuştur.
Hattâ yarın, öbür gün bu gayret keşler İsimlerini tekrar seçim listelerine koydurdukları zaman «İsten bul halkına ottlğlmlz hizmetler....» diye kendilerini methedecekler va — belki do — ylno muvaffak olarak koltuklara kurulacaklardır; zira bu yumuşaklık oalara dünya connetlerlnln anahtarlarını termiş tir; mlnarodon düşseler, dört ayak üstü düşerler. Ne olursa, bu zaval* lı halka olur.
Yalnız bir nokta var:
Bu gayrotlû vo hlmmotıu zevat, seçim sandıklarının aralıklarından İçeriye kaymak istedikleri zaman, gazoteler, halkımızı İkaz vazifesini asiâ unutmayacaklardır. Bütün matbuat blror karış harfli manşet-lorlo bir milyon İstanbullunun dört kişinin hususi montaatlno nasıl fo-da odlldlğinl yazacaklardır. Seçim sandığının başında hesaplaşmak zamanı gollnco halk, bu zengin sine -maoılar hâmisi Şehir Meclisi âzası na paso meseioslndo gösterdikleri liyakat vo revlyote göre şu oevabı vsroocktlr:
— Haydi 1 Slzo da pasol
£>ün Yeşilköyde yapılan hava g baterileri çok muvaffakiyetli ol muştur. Yukarıdaki resimde ak robasi uçuş yapan bir uçakla bu
hareketi takıp e den seyircileri görüyorsunuz. U çuşlar hakkında tafsilât t nci sayfamızdadır

Comments (0)