PAZAR 12 Ağustos 1945
Sene 27 — No. 9634 — Fiat! her yerde 10 kuruştur.
Muazzam SAZ Arkadaşlarlle Se3 kraliçesi SAFİYE ve bestekâr Salâhaddin Pınar
Her akşam KRlSTAL'de
Sahibi: Necmeddin Sadak •— Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Ankara konserlerinden btlyük muvaffakiyetle dönen eşsiz sanatkâr
HAMİYET YÜCESES
Amerika tersanelerinde harb gemilerinin inşası durduruldu
Japonya’nın teslim töreni bir Amerikan zırhlısında yapılacak
Pairs muhabirimizin telgraftan
Boğazlar
M, Truman’ın teklifi Paris’te iyi karşılandı
Japonya’nın Müttefiklere cevabının bu akşam radyo ile bildirilmesi bekleniyor
Japon gazeteleri askeri durumun çok karanlık olduğundan bahsederek h
Paris 12 (Hususi muhabirimizden telsizle) — Başkan Truman’ın Boğazlar hakkındakl sözleri Fransız siyasi mahfilleri tarafından İyi karşılanmıştır. Bu mahfiller Amerika tarafından, Boğazların açık bulunması teklifi yapılırken, Türklyenin hâkimiyet haklarına riayet edilmesi esasının göz önünde tutulduğunu söylüyorlar.
Nevyork 12 (R.) — Amerika Bahriye Bakanlığının tebliğine göre, Amerika tersanelerinde simdi yapılmakta olan 95 harb gemisi tamamlanmıya-caktır. Diğer 160 harb gemisine ait sipariş de feshedilmiştir.
Vaşlngton 12 (R.) — Japonların teslim töreni Tokyo körfezinde bir Amerikan zırhlısında yapılacak, vesika Japon delegesi ve Müttefik kuvvetler başkumandanı tarafından İmza edilecektir. Başkumandan bir Amerikalı general olacaktır. Bunun Gl. Mac Arthur olması çok muhtemeldir.
Tokyo cevabî notayı tetkik ediyor
Londra 12 (R.) — Japonyanın teslim teklifine Müttefiklerin cevabı verilmiştir. Cevap dört devlet namına Amerika tarafından hazırlanmış ve dün akşam İsviçrenln Vaşlngton maslahatgüzarına tevdi edimliştlr. İsviçre. cevabı hemen Japon hükümetine bildirmiştir, Diğer taraftan Pasifik, adalarındaki kuvvetli Amerikan radyo merkezleri de cevabı neşretmlştir. Şu sırada Japon hükümetinin bunu tetkik etmekte olduğu sanılıyor. Bu sabah Tokyo radyosu. İmparatorun Dış İşleri Bakanını kabul ettiğini ve kendisile görüştüğünü bildirmiştir.
Japonyanın cevabinin radyo ile bildirilmesi muhtemeldir. Esasen teslim teklifi de böyle yapılmıştı. Cevabın kabul şeklinde olacağı zannediliyor. Fakat radyo bu yolda neşriyatta bulunsa bile, nota alınmadıkça ve Vaşlngton, Londra. Moskova. Çunking’-de Hân edilmedikçe zafer resmen kut-lanmıyacaktır. Resmi cevabın yarın akşamdan evvel alınamıyacağı zannediliyor.
Müttefiklerin cevabı
Nevyork 12 (R ı — Japonyanın teslim teklifine Müttefiklerin cevabında, İmparatorun bütün salâhı erinin Müttefik devletler başkumandanlığına geçmesi. İmparatorun Potsdam konferansına uygun teslim şartların! İmzalamak için hükümetine salâhiyet vermesi ve bunu teşvik eylemesi, harb esirlerinin ve sivil esirlerin Müttefiklerin bildirecekleri mahallere nakli, Potsdam demecinde İleri sürülen şartlar yerine getirllinclye kadar Mütte- „„KU.,JUİ,,U fik kuvvetlerin Japonyada kalması mışlardır. Mamafih haber her taraf-lâzım geldiği bildirilmektedir. | ——------------ - ,——
Japonya ile teslim vesikası imza 1 1“' • 1
•dlllnclye kadar harb harekâtı devam J p.l SPîl h OWP1*
Diğer taraftan Japon ana vatanı, bilhassa Amerikan kıtalarının işgal edeceği, diğer devletlerin Asya kıtasındaki araziyi kontrol edeceği bildiriliyor. Japonyanın yalnız mühim noktaları İşgal edilecektir.
Japon gazeteleri halkı hazırlıyorlar
Londra 12 (R.) — Japn hükümeti teslim teklifini henüz halka bildirmemiştir. Mamafih Tokyo gazeteleri askeri durumun (pk karanlık olduğundan bahsederek halkı teslim olmağa hazırlıyorlar.
Dün üstün uç::n kaleler faaliyette bulunmamışlardır. Fakat Gl. Mac Arthur’ün emrindeki uçaklardan 600 ü Komamoto üssüne ve diğer mühim noktalara hücum etmişlerdir.
Atkerî hareket durdu mu?
Brazzaville 12 (R.) — Bu sabah Reuler ajansı Çunking'den aldığı bir haberi yaymıştır. Bu Çunklng haberi Tokyo adyosunun yayımlarına dayanarak şöyle demektedir: ıUzak Doğu da bu sabah bütün askeri hareketlere sön verilmiştir.„ Fakat, bu haber resmi kaynaklardan teyidedllmLş de-Bildir. I
Başkan Truman ve Amerikanın
P asi fiğe cephane sevkıyatı durdu
Vaşlngton 12 (O- W. 1.) _ Harbiye Bakanlığının bildlrdllğne göre Pa-slliğe mahsus cephanenin şimendiferle yapılan sevkıyatının durdurulması İçin emir verilmiştir.
Cevapta kayıtsız şartsız cümlesi yok
Brazzaville 12 (R.) — Berııe'den gelen bir habere göre, İsviçre Diş İşler Bakanlığı Akşam saat 21 de Amerikan notasını almış ve hemen Japon temsilcisine vermiştir.
Belirtilen bir nokta da, Başkan Truman'ln Japonyaya karşı takındığı tavrın Reis Rosevelt'ln ttaiyaya karşı takındığı tavra benzemesidir. Japonyaya verilmiş olan cevapta, «kayıtsız şartsızı cümlesinin bulunmaması da nazarı dikkati çekmektedir.
Paris’te
Parfls 12 «Hususi muhabirimizden tesliszie) — Paris siyasi mahfilleri Japonya'nın teslimi haberine şaşma-
Dışişleri Bakanı M Byrnes
ta büyük tesir yapmıştır. Bilhassa şu sıra Paris'te çok miktarda bulunan Amerikan askerleri arasında büyük se vinç uyandırmıştır. Bunlar şehirde bir nfşe havası yaratmışlardır.
Londra'da zannedildiğine göre Japonya'nın teslim vesikası pazartesi veya salı günil İmza edilecektir.
Taşıt gemileri serbes kalacak
Londra 11 (R.) — B. B. C. nln iktisadi muhabiri bildiriyor: Japonyaya karşı harbin sona ermesi, Avrupa için sevinç dolu bir haberdir. Böylelikle boşa çıkan taşıt gemileri Avrupaya daha süratle gıda maddesi taşıyabileceklerdir. Fakat dikkat edilecek nokta şudur:Uzakdoğuda harbin sona ermesinden sonra Avrupa, fazla gıda maddesi alacak değildir. Alacağı malzemeyi ve gıda maddesini daha çabuk alacak. Bütün mesele bundan İbarettir.
Uzak Doğudaki kurtarılmış memleketler de gıda maddesi istemektedirler. Yalnız Çin Unrra'dan 900 milyon dolarlık gıda maddesi istemiştir.
üç aylıklar
Bir tehdit
Meçhul bir uçak beyannameler attı
Atom bombası araştırmaların-^ dan tifoda istifade ediliyor §
----------------------- *5
Bazı hastalıkların tedavisi müm-g kün oldu, kanser ve sair hastalık-^ lar için de tecrübeler yapılıyor (g
M—
Vaşington ve Londra’da neşredilen iki demeçte^ bomba hakkında ye ni malûmat veriliyor
Londra 12 (A. A.ı — Britanova
ajansının diş işleri muharriri yazıyor:
Paris 12 (Hususi muhabirimizden telsizle) - Meçhul bir uçak Paris üzerine beyannameler atmıştır. Bunda, Petaln‘1 mahkûm ettiği takdirde, jüri heyeti ölümle tehdidedllmekte ve beraet kararı verilmesi istenmektedir.
(Dünkü muiıakeme tafsilâtı ikinci saMfemiededirJ
Tanca görüşmeleri
Fransız ve Sovyet tezi
Paris 12 (Hususi muhabirimizden telsizle) — Tanca konferansının İlk toplantısı bir temas tesisinden İbaret olmuştur. Konferans bir hafta devam edecektir. Fransız tezi eski statükonun devamı merkezindedir. Sovyet-ler Birliği İse, şehrin milletlerarası hale sokulması fikrindedir. Bu İkinci tezin kabul edilmesi muhtemeldir.
İspanyanın protestosu
Londra 12 (R.) — İsoanya hükümeti Tanca görüşmelerine iştirake çağı-nlmamasi.ni protesto etmiş, verilecek kararlan tan.mamak hakkını muhafaza ettiğini bildirmiştir. İspanya, görüşmelere Sovyet Rusyanın İştirak ettirilmesini perotesto etmektedir.
Mareşal Stalin’in daveti üzerine Moskovaya gitti
Londra 12 (R) — Gl. Eisen. hower dün akşam uçakla Moskova’ya varmıştır. General mareşal Stalln'in daveti üzerine bu seyahati yapmıştır. Aynı uçakta mareşal Zukov da bulunuyordu. Hava alanından Sovyet genel kurmay başkanı kendilerini kar. şılamıştır. Gl. Eisenhower radyo, da yaptığı demeçte, Almanya'nın mağlûbiyetinde büyük rol oynamış olan Kızılorduya mensup dostlarUe görüşmeden memnuniyetini belirtmiştir. General, bugün Kızılordu meydanında yapı, lacak büyük bir geçit resminde bulunacaktır.
Gl. de Gaulle’ün Amerika’yı ziyareti
' Londra 12 (R.) — Ol, de Oaulle'ün 15 güne kadar Amerikayı 2lyaret et-| mesl bekleniyor.
Emekli, dul ve yetimlerin aralık ayı maaşları bir aylık verilecek
Ankara 12 (Telefonla) — 1945 malî yılının yedi aylık olması dolayısile Maliye Bakanlığı emekli, dul ve yetim maaşlarile vatanî hizmet tertibinden maaş alanların aralık ayı maaşlarının Iskonto ettirilmemesini karar ver. mlştlr. Aralık ayı maaşları 1/12/945 tarihinde bir aylık olarak ödenecektir.
İsteyenler ocak , tpart aylan, na alt üç aylıklarını 1 eylülden itibaren Iskonto ettirebileceklerdir.
Kurtarılan Balkan memleketleri
Bir Amerikan heyeti 4 hürriyetin tatbik edilip edilmediğini tetkik edecek
Vaşlngton 11 (Owl) —Saylavlar meclisi hariciye encümeni âzasından 4 kişilik bir heyet, ya. nn Sovyetler Birliğinde ve Bal. kanlarda seyahate çıkmak üzere Birleşik Amerikadan hareket edecektir
Bu heyetin, kurtarılan Balkan memleketlerinde 4 hürriyetin tatbik edilip edilmediği hakkında incelemelerde bulunması beklenmektedir.
Atom bombası İçin yapılan araştırmaların tıp âlemine büyük bir yardımı dokunmuştur. Bu araştırmalar arasında kullanılan ehemmiyetli aletlerden biri «eyelotron» olmuştur. Bu âlet atomları infilâk ettirmektedir. Harbin başında en büyük «cyclot-ron» un mlknatisi kudreti 200 ton ağırlığını kaldırabilecek kudrette İdi. Şimdi İse 4000 ton ağırlık çekebilecek eyelotron'lar yapılmıştır. Atomları İnfilâk ettiren bu âlet bloJojide ve hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır.
Cyclotlon’un tıpta kullanılan şekil yüksek enerjide gayet ufak hacimler hasıl etmektedir. Öteron ve ağır ld-rojen bu hacimlerdendir Bunlar oksijenle karıştırıldığı 2aman «ağır su» denilen maddeyi vücuda getirmektedirler. Bundan başka cyclotlon’dan muhtelif şekillerde radyo aktlvite temin edilmektedir. Bunlardan kanser tedavisinden faydalanılmaktadır. Fakat şuna işaret etmek lâzımdır kİ cyclotlon İle kanserin İyi edilmesine henüz muvaffak olunmamıştır. Tlro-ylt guddeleri hastalıklarının da cyclotlon lle tedavisi İmkânı bulunmuş ve alman neticeler çok İyi olmuştur. Bu suretle birçok vakalarda önüne geçilmez gibi görünen ameliyatların yapılmasına lüzum kalmamıştır.
Kemik urları ve kan hastalıklarının tedavisinde strontium denilen henüz pek tanınmış olmıyan rayo aktiv unsurdan istifade edilmektedir. Bundan başka beyaz küreclklerln fazlalığından İleri gelen kan hastalığı gibi çok tehlikeli bazı hastalıklar da cyclotran lle radyo aktiv hale getirilen fosforla tedavi edilmiştir.
10 sene içinde barışçı gayelerde kullanılacak
Vaşlngton 12 (A.A.l— Birleşik Amerika Harbiye Bakanlığı tarafından bir tebliğ neşredilmiştir.
Bu tebliğe göre, atom kudreti takriben on sene içinde barışçı gayeler uğrunda kullanılabilecektir. Bu raporda İlâve cdlldiğlnp göre, pek yakın bir istikbalde atom kudretinin otomobillerin muharrik kuvveti olarak kullanılması veya evlerin radyo aktiv lâmbalarla aydınlatılması beklenmelidir. Gene raporda belirtildiğine
Büyük sanayi programı
HAFTA KONUŞMASI
Dünyanın şansı
Yazan: Refik Halid Karay Bugün beşinci sahifemizde
DİKKATLER:
Tayyareleri tramvaylara döndiirebilecek miyiz?
Bir gazetenin bildirdiğine göre, Türkiyede bir pilot:
— Bu uçak 18 kişiliktir; 22 kişi götüremem! —demiş.
Alâkadar âmirler:
— 22 kişi ile yola devam! —emrini vermişler.
Uçakları da tramvaylara dön. dürerek, beşeriyetin fen sahasında feleğe parmak ısırttığı şu sırada biz de fenn] rekorlar kırmakta gCli kAİmU'flluu!!!
250 milyon lira harcanarak yeni fabrikalar açılaca k
Ankara 12 (Telefonla) — Ekonomi Bakanlığı harbden sonra yotdunıuzda büyük bir endüstri programı tatbik edilmesi hak. kında incelemeler yapmaktadır. Bakanlık yurt İhtiyaçlarını göz. den geçirmekte ve nerelerde ne fabrikaları kurulması lâzım geldiğini tesbite çalışmaktadr. Henüz etüt sahasnda bulunan bu büyük sanayi programı son şek. llni aldıktan sonra gerekli öde. nek ve yetkinin alınması için bir kanun tasarısı hazırlanacaktır.
Yapılan hesaplara göre bu büyük sanayi kalkınması için 250 milyon lira harcanacaktır.
göre, bu yeni keşif ilmi araştırmalarfS ve hattâ bazı hastalıkların tedavisini sahasında da derin bir tesir göstere-C çektir.
Geçen sene Ingilterede alınan tedbirler
Londra 12 (A.A.ı — İngiltere ima ağustosunda Almanlar tarafından atom bombasiyle yapılacak bir hücum İhtimaline karşı hazırlanmıştı Şimdi açığa vurulduğuna göre, o tarihte Londra emniyet müdürlüğüne, eyaletler polis müdürlüklerine ve sivil müdafaa servislerinin başında bulunanlara bir muhuira gönderilmiş ve böyle bir hücumun tesirleri hakkında tafsilât verilmişti. İç İşleri Bakanlığı tarafından da çok geniş bir plân hazırlanmış ve Almanların İngiltere üzerine atom bombası atmağa muvaffak olmaları takdirinde vukua gelebilecek büyük can kayıplarını önlemek için aeele tedbirler alınması düşünülmüştü. ,
Hiroşima 70 sene tehlikeli mıntaka mı?
Nevyork 12 (R.) — Atom bombası hakkında neşredilen tebliğde bazı endişeler izale ediliyor. Hiroşima üzerine atlan bombadaki radyo aktiv kuvvet dolayısile bu şehrin 70 sene tehlikeli mıntaka olacağı doğru değildir. Bomba yüksekten atıldığı için, radyo aktif kuvvet dağılmakta ve yerde toplau-mamaktadır.
Diğer taraftan verilen malûmata göre, Fransadakl 165 litre ağır su Norveçten satın alınmıştı. Tecrübeler evvelâ İnglltered.- yapılmış, sonra bütün âlimler Şikago ve Montreal'e giderek oralarda tetkiklere devam edilmiştir.
Londra 11 (A.A) — Atom bombasına alt haberleri okuyan Almanlar, Avrupa harbinin bitmesini kendileri için bir mazhariyet telâkki ediyorlar. Buraya gelen haberlere göre, bundan dolayı Berilnde duyulan ferahlık hissi her yerde olduğundan daha derindir. aBerllner Zeltung» gazelesl İlk sayfasında şöyle diyor:
HltRr ordularının tam yıkılışı bizi birkaç ay sonra vukua gelebilecek ve Almanyayı büyük bir mezar haline getirecek bir felâketten kurtarmıştır, denilse mübalâğa edilmiş olmaz.
(Arkası safıife2; sütun 3 te)
Fransa’nın bir müracaatı
Japonya ile yapılan görüşmelere iştirak etmesini istedi
Newyork 12 (R) — Fransa hükümetinin Vaşington büyük elçisi M, Bonnet dün akşam Ame. rika Dışişleri Bakanım ziyaret ederek Fransa'nın Japonya’nın teslimi müzakerelerine iştlrâk etmesini istemiştir. Elçi, Fransa, nın Pearl Harbour baskınını müteakip Japonya’ya harb ilân ettiğini, o günden beri harb halin, de bulunduğunu, Amerika'nın bu isteği destekliyeceğini ümit ettiğini söylemiştir
Bıı müracaat üçler tarafından i tetkik edilecektir,
Sahile 2
A R ŞAM
12 Ağustos 1945
SÖZÜN GELİŞİ
Hoparlördeki ses
. ... ..... mühim bir mevki
hoparlörden dinliyoruz. Kalabalığa hoparlörün karşısına geçerek sesini
İmparator Hirohito
Kızılordu ilerliyor
’T’ oplulıık hayatımızda hoparlör gittikçe alıyor. Konferansları honarlnrden dinli’ «eslenmek İst iyen hatip bir . oradan duyuruyor. Meydanlarda duyulan çarıklar hoparlörlerden geçerek ortalığı çınlatıyor. Bir Mman Şirketi Hayriye hoparlörlü vapurlarla Boğazı inletmek usulünü Icadetmlşti, Bu hâtıra biis_ biitün unutulmamış olacak ki Denizyolları İdaresi vapurlara değil de Boğaziçi ve Kadıköy iskelelerine birer hoparlör yerleştirdi. Bir zat bu hoparlörün karşısına geçerek, daha ortada yolcu da. va. puıda yokken yarım saat sonra kalkacak vapurun hangi iskele, tere uğrayıp, hangi iskelelerden nerelere aktarma olduğunu da. vudî sesle söyleyip duruyor.
Hoparlör iyi şeydir Fakat dikkat edilecek nokta sesini hoparlöre verecek adamın Türkçeyi iyi konuşan biri olmasıdır. Şivesi bozuk tat yavaş sesle sizinle konuşurken Türkçeye yaptığı eziyetler o kadar ağırınıza gitmezse de şu bozuk Türkçe hoparlörle b r dev sesi olunca içinizi kasvet basar, Netekinı köprünün Boğa, zici iskelesinde hoparlörle konuşan zat böyle biridir. Şivesi bozuk denemezse de güzel konuşmak sevdasına kapıldığından bildiği Türkçeyi bozuyor. Meselâ şöyle:
— Saat Ooooonnn btşşi, oonn beşte kalkacak Peeeönnndik vapuru, Beşikkktaşşş. Kuçüksu pilaşşş,.
Ben tahammül mülkünü yıkan hu Türkçeyi iki gün on beşer dakika dinledikten sonra bir daha duymamak için Boğaziçi İske. terini terkedip Beşiktastan vapura binmekten başka çare göre-med m Her halde son günlerde Beşiktaş iskelesindeki yolcu sayısının artması da bundan ileri geliyor
Hoparlördeki ses vatandaşı ürküt m emelidir.
Şevket Rado
Japon imparatoru dünyanın en zengin adamlarından biridir
Mançuri’de bir çok yerler zaptedildi
Savcı, Petain için idam cezası istedi
Orman yangını I
Zeytinyağı
Muğla ormanlarındaki yangın büyüdü
Muğla ıı (A.A.) —İlimiz ormanların dp yirmi gündcnberl yeryer çtk-Innkta olan yangınlar şimdi kuzeyden güneye geçmiş ve -sahU lerlmlri çıvrelıjien ormanlar da yanmağa başlamıştır.
İzmit havalisinde
İzmit 11 — Çcnedağı ormanlarllc Kuramürsc-1 • Değirmen dere arasındaki fundalıklarda yangın çıkmıştır. Yongin 3 günden beri devam ediyor. Yanmc3 istikametinde de ormanlar yanıyor ve demiryolu hattına doğru İlerliyor. Yangın şehirden görülmektedir. Yangını söndürmek İçin tedbir almıyor. Bolu ormanlarında başlıyan yangın söndürülmüştür.
Satışın serbes bırakılması ihtimalinden bahsediliyor
Londra 12 (AA.) — Bugün biltün dünyanın gözleri kcndliBno çevrilmiş bulunan vc kendisine Mikado Hlro-hlto adım verdiğimiz bu ufak tefek, ziıyıf ve gözlüklü adama Japonlor Dal Nljpon Telkoku Tenne demektedirler. Mikado admın menşei hakkında kail bir malûmat mevcut değildir. Fakat bu kelimenin, imparatorun yaşadığı mukaddes evin kapısına İzafeten büyük kapı demek olması muhtemeldir.
44 yaşında olan Hirohito 1928 İlk— kânununda tnhta çıkışmıştır. Tahta çıktığından İki sene evvel prens Kunl İlin km prense» Nagako 11c evlenmiştir. Hirohlto'nun ikisi erkek dördü kız olmak üzere şimdi altı çocuğu vardır.
Japohlar Hirohlto'nun doğrudan doğruya güneş Llâheri Amatcasu'nun soyundan geldiği ltlkadındadırlar. Onun İçindir kİ hiç bir Japon Mikadonun yanında gözlerini yukarıya kaldıramaz. Şimdiki Mikadonun büyük babası «Mljl» nln tahta çıktığından beri geçen seksen sene zarfında Japon hükttmdanpm şahsi nüfuzu mütemadiyen artmış vc bu hal evvelce tebasınin nazarında bir yan İlân olan Mlkado'nun durumunda bugünkü değişikliği hasıl etmiştir.
Bunun beraber. 1945 senesinde de o Japonlar için anayasalarının tarif ettiği gibi mukaddes vc tecavüzden masundur. Ve Allah He İnsan arasında bir şeydir.
.İlâhlar » sülâlesinin 124 üncüsü olan Hirohito dünyanın en zengin adamı olmalıdır. Zira Japonyanm ve bu memleketteki her şeyin sahibidir. Tebaasının kendirin! çok defa görmesi mümkün olduğu halde seyahat ederken treninin pencereleri dalma kapalı durur. Mikado AvrupalIlar gibi giyinmekte, ancak büyük resmi günlerde ananevi Japon elbisesini giymektedir..
Adanada mahsul
Adana (Akşamı — Vilâyetimiz rak mahsüllerL tahmin komisyonu vilâyet hududu dahilinde ekilen iıU-bubat bakliyat ve sıışam mahsullerinin 945 yılı tahminlerini bitirmiştir. Komisyonun yaptığı teshile göre, bu sene vilâyetimizde 17.598451 Kg. buğday, 1 milyon 071,587 Kg. arpa. 7 milyon 205 bin 206 Kg yulaf, 11444 Kg. bakla. 13850 kg. iı zely*. 51724 kg. mercimek, 2813Û kg. Nohut, 468)8 kg. mısır, 58 900 kg- patates. 52830 kg. kİ ten tohumu. Ve 115 kg. kendir tohumu mahsulü vardır.
top-
Ankara 11 — Ticaret Bakanlığında zeytinyağı işini inceleyen komisyon şu iki sonuca varmış, tır:
1 — Tesbit edildiğine göre 945-46 zeytinyağı rekoltesi 35 bin ton olacaktır Bu vaziyet dahilinde yağ satışının serbes bırakılması bir zarurettir.
2 — Komisyon buna mukabil, rafine yağlar hariç, her türlü zey_ ttnyağîarda müstahsil fiatînln tâyinine devletli), el koymasını tavsiye etmek,
945 _ 46 mahsulü zetyinyagına
sabunluklar İçin 204 kuruş, 1.5 rinl Morveçte yaptıkları bildlriMplşth aside kadar o'an yağlar İçin 235. Bu haberlere göre, bomba bir 'mana--— .... , ■> . r» « „ I «»t» 1 .v aHI-,n b-1*n I n f > l/ıl/ln tnletrl 'İli*
5 asld» kadar olanlara da 210 kuruş fiat tâyini istenmiştir. Bu vaziyete nazaran serbes satışla iyi yemeklik yağların perakende fiatl 240. 1,5 asitli yağların perakende fiati de 264 kuruş olacaktır.
Atom bombası
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
Geçen sene başlarında Avrupada çalışan İngiliz gizil İstihbarat memurları tarafından verilen malûmatta Almanların atom bombası tecriibele-
Rumen oetrolleri
Sivasta devlet çiftliği kuruluyor
Sivas fAkşam) — Sivas yakınında llinş'da modern bir devlet çltllğl ve teknik ziraat okulu kuruluyor. Ulaş. Bııas - Çetlnkaya arasında ve Sivas'a 35 kilometre uzaklıkta bir İstasyon ve bucak merkezidir. Gürün - Malatya şoseleri buradan geçer.
Bir İngiliz petrol kumpanyası başkanı «hoşa gitmeyen durum» diyor
İspanya, Belçika faşist hareketi şefini hudut açılacak
Madrid 12 (A.A.) — Reuter
ajansının Madrid muhabiri bildiriyor: İspanya hükümeti, 8 mayısta hava yolilg Ispanya’ya gelmiş ' ..........
keti dışı dır.
olan Beiçikadaki Rex hare, şefi Leon Degrelle'i hudut etmeğe hazır bulunmak ta-
Son
Fotoğraf malzemesinin dağıtılmasına başlanacak
Ankara 12 (Telefonla) —
zamanlarda yurdumuza İthal edilen fotoğraf malzemesinin dağıtımı bu ayin sonuna kadar kesin olarak bağlıyacaktır.
Haber aldığımıza göre Ticaret Bakanlığı İlgili dairesi tarafından resmî daire ve kurul ların İhtiyaçları tesblt edilmektedir. Birlikler gelen malların çeşit ve miktarını bildirdikten sonra Ba. kanlıkça kararlaştırılacak esaslar dahilinde hemen dağıtıma geçilecektir.
Londra 11 (A.A.) — Phoeni» - 011 et Transport kumanyasının başkanı kumpanyanın senelik bülteninde neşredilen beyanatında Rumen pet-rolları durumunun « hoşa gltmiyen bir müphemlyet* arzettlğlnl söylemekte ve şöyle demektedir:
Rumen petrol lstlhsal&tınm hemen hepsi gerek hususî ltlhlâk için vaki talepleri gerekse Ruslara tâmirat bcrçları için yapılan teslimatı karşılamak üzere Ruslar tarafından çekilmektedir, Diğer taraftan Sovyetler petrol çıkarmağa mahsus makinelerden bir kısmını alıp götürdüklerinden ve tnglllzlere alt olan makineler bile İade edilmemiş bulunduğundan, iştihar Jütı arttırmak İçin yapılan gayretler de zorluğa uğramaktadır. Bununla beraber kumpanya müdürleri muhte-11.' meselelerin incelenmesinden ve1 şartların düzelmesinden sonra gelecek sene lstlhsalâtın memnuniyet verici bir gelişme akydedeceğlnl iimlde-dlyorlar.
Ampul geliyor
İthalâtçı birlikleri ampul fotoğraf kâğıdının dağıtmaya tâbi tutulmasını Ticaret Bakanlı. ğna teklif etmiştir. Dün Ameri, kadan büyük bir part.l ampulün Türklyrye müteveccihen yola çıkarıldığı haberi gelmiştir .
ve
Almanyada kanunsuz tevkif yapan 4 Alman mahkûm oldu
Berlin 11 (A.A.) — İngiliz
yüksek askeri mahkemesi bazı Almanları tevkif ederek bunlan gayri kanunî bir şekilde gizli bir hapishanede hapsettiklerinden dolayı dört Almanı mahkûm etmiştir
Bunlardan. Çetenin başı olan Erwin Schurich yirmi sene ve ar. kadaşları da beş, üç ve Ikl sene hapis yatacaklardır. Suçlular kendilerinin faşist aleyhtarı olduklarını ve îngllizlcr tararından İşgal edilen Reİnickendorf mahal, leşinde tevkif yapmak için Ruslar tarafından memur edilmiş ol. duklannı söylemişlerdir.
Hıkla atılmakta, vc infilâkın tesiri üç kilometrelik bir sahayı kaplamakta Idl.
Bomba hakkında yeni malûmat
Londra 12 (R.) — Vaşlngton ve Londroda neşredilen iki demeçte atom bombası vc İlerideki gelişmeleri hakkında İzahat verilmektedir. Demeçte deniliyor kİ: «Nagasakl’ye karşı yeni tipte bir atom bombası kullanılmıştır. Bu bomba. Hiroşima’daki bmbayı gölgede bırakmış vc çok büyük tahribat yapmıştır.
Bomba, binalara karşı âzami tazyik ve radyo aktif hassasının tesir yapma sı İçin yerden yüksek patlamaktadır. Bugünkü atom bombası geliştirilecek kuvvetin binde biri kadardır. Atom kuvveti 10 sene içinde sulh gayeleri için kullanılabilecek Lir.
Londrada neşredilen tebliğe göre, uranium madeni atomlarının parçalanması hususunda kullanılan ve «ağır su» adı verilen maylden 165 litre 1040 senesinde Fransadan kaçırılmıştır. Başka memleketlerde bu ma-ylcien pek az miktarda vardır.
Mariannes. adalarındaki fabrikalar
Londra 12 (R.) — İkinci atom bombasının atılmış olduğu Nngasaki şehrinin üçte biri yerle bir edilmiştir. Bu Bomba Nagasakl’ye perşembe günü atılmıştı. Bu akııı esnasında Mlt.su-blşl fabrikalarının da tahrlbedllmlş olduğu bildirilmektedir. Bütün sanayi tesisleri yerle bir edilmiştir. Yurl-kami nehrinin her iki tarafında bulunan sanayi bölgeleri de tahrlbedll-m İştir.
Bu otom bombasının alUmasûc meşgul olan General Thomas Farrel, bu İkinci atom bombasının birincisinden daha kuvvetli olduğunu söylemiştir. Japonyaya atılmış olan İki bomb3 da blrlblrlnden ayrıdır. İkinci atom bombası daha tesirli bulunmuştur. Bu atom bombasının daha kolay elde edildiği de İlâve edilmektedir.
General Thomas Farrel'ln verdiği tafsilâta göre, Marianne adalarında bu atom bombası parçalarının birleştirildikleri lâboratuvarların adedi 48 i bulmaktadır. Bu lâboratuvarlafda 45 İlim adamı çalışmaktadır.
Ein&tein’in fikrî
Lac Saranac (Nevyork) 12 (OWİ) — Büyük âlim Albert Elnateln, dün «Al-bnny Times Union» gazetesinin mu-hablrlle yaptığı bir görüşmede atom kuvvetini kontrol etmek ve ticari ga-yeleree kullanmak İçin birçok seneler çalışmak IcnbedeceğL kanaatinde olduğunu söylemiştir.
Elnsteln, atom kuvvetinin ticarî ga-yerlerde kullanılmasını tâcll edebilecek uranlumdan başka diğer maddelerin da bulunabileceğini İlâve etmiştir.
Moskova 11 (A-A.) — JBu akşamki Sovyet tebliğinde bildirildiğine göre. 11 ağustos günü Sovyet kıtaları Mareşal Vasilevski'nln yüksek komutanlığı altında Mançurl'dekl taarruzlarına devam etmişlerdir.
Sahil cyalctKrinde birinci Uzak Doğu cephesi kıtaları mareşal Merets kofun komutası altında Pantse, Tin- , Yan - Jen, Llşu]en, Mussln, Satjan - ' Tseb. Tu - Mlnza, Mİ - Lu - He şe- ■ birlerde nl narlarında iki demiryolu 1 garı da bulunan sekiz ehemmiyetli 1 noktayı ele geçirmişlerdir. Bu kuv- : vetler 15 - 25 kilometre kadar iler- j İçmişlerdir. ]
İkinci Uzak Doğu cephesi kuvvetleri General Purkaycfln komutası altında Babarosk'un güney batı v' güneyinde harekâtta bulunarak Şiddetli savaşlardan sonra Sungur üze- ' rlndekl Fugdln şehrlle Hozln ve Sad-riyalle şehirlerini ele geçirmişler ve 30 kilometre ilerlemişlerdir. Blago-vest - şensk'in güney doğusunda ' Amur'u aşan Sovyet kuvvetleri Tsl -He şehrllç diğer dört meskûn noktayı hücumla zaptetmelerdir.
Mareşal Mallnovsk’lnln komutası altında Dalainor gölü bölgesinde savaşan Baykal ötesi c’phesl kuvvetleri Sagap şehri ve demiryolu lstas-yonlle üç mühim meskûn noktayı, İşgal etmişlerdir. 11 ağustos günü bu cephe kuvvetleri büyük Hlngan geçidini aşmışlar ve 80 kilometre Iterto-m İşlerdir.
Sovyet hava kuvvetler! Mançuri'de-ki münakale yollarını ve demiryolları ile şoseleri dövmeğe devam etmişlerdir.
Amiral Yuloşef'ln komutası altındaki Paşlfik donanmasına bağlı gemiler 9 ve 10 ağustos günleri Selghin, Raghin ve Yukl limanlarına hücum etmişlerdir. Muvaffakiyetle neticelenen hareketler neticesi 11 Japon ticaret gemisi batırılmıştır
İki günde 240 kilometre
Moskova 12 (A-A.) — İki gün İçinde Sovyet kuvvetleri Mançurya topraklarına 240 kilometre nüfuz etmişlerdir. Sovyet İlerlemesi Tans Baykal. Amour nehri. Sahil bölgesi mintaka-larında vukuu a gelmektedir.
Çin ordusu ilerliyor
çongklng 12 (A.A.) — Ricat etmekte olan Japonları kovalıyım muzaffer Çin kıtalarını yollar üzerinde toplanmış binlerce İnsan alkışlamaktadırlar.
Sovyet kumandanları
Moskova İL (A.A.) — Bu akşamki Sov yet tebliği, İlk defa olarak Uzak Şark cephesindeki komutanların isimlerini vermektedir. Uzak Şark cephesi yüksek başkomutanı olun mareşal Aİeksander Vasllievskl .Sovyet generallerinin babası» diye anılmaktadır Kendisi, Sovyet genel kurmayı başkanı idi ve sonradan Könlgshcrg'l alan üçüncü beyaz Rusya cephesine komuta etmiştir.
Mareşal Mercşkof, 1944 de Flnlân-dlya cephesindeki sovyet kıtalarının , başında bulunuyordu. General Par-kayev, harbin başlarında Smoknsk cephesi önündeki kıtalara komuta etmekteydi. Mareşal Mallnovskl, üçüncü Ukrayna cephessl komutanlı-, gında bulunuyordu.
Kendisini vatana hıyanet, düşman safına geçmek, cumhuriyete ve millete suikastla itham ediyor
I’arîs 12 (R) — Petain dâvasında şahitlerin dinlenmesi bit. miş, dün savcı iddianamesini okumuştur. Savcı, Petain'i vata, na hıyanet, düşman safına geçmekle. bunu hırsının tahakkuku için yapmakla itham etmiş, Cumhuriyete ve millete karşı suikast, te bulunduğunu, şahsi iktidar karşısında koştuğunu söylemiş, tir. Savcı netice olarak ölüm cezası verilmesini istemiştir,
Paris 11 (A.A.) — Savcı, Pe-tain’in bugünkü muhakemesin, de 1940 mayıs nihayetinden ha. zlran sonuna kadar olan devre zarfındaki hâdiselerin kısa bir tarihçesini çizmiştir. Bu devre zarfında Petain teslim taraftan olanların başına geçmişti.
Reynaud istifa eder etmez. Petain Bakanlarının .isimlerini ihtiva eden üsteyi derhal çıkarmıştır, O, 17 haziranda mütareke İstemiş ve kuzey Afrlkaya gitmek istememiştir.
Morent, bundan sonra Chur. chill tarafından Pâtain’e 1940 senesi sonünda yazılan mektubu okumuştur. Bu mektupta Chur-chill, Londra ile Vichy arasında hiç bir anlaşma imzalanmamış olduğunu, hattâ böyle bir an'aş-
Yeni Yunan kabinesi and içti
Londra 12 (R) — Yeni Yunan kabinesi and içmiştir. Yeni ka. binenin uzun ömürlü olması muhtemel görülmüyor. Yegâne hal çaresi yakında seçim yapılmasıdır. Bunun seçim listelerinin hazırlanması, hususundaki güçlükten dolayı gecikeceği an. [aşılıyor.
12 ada
Times muhabirinin telgrafı ve Yunan gazeteleri
ma İmzalanmış olsaydı bile Al. manya'ya hava ve deniz üsleri verilmesi üzerine bunun bir kaç ay sonra esasen ihlâl edilmiş olacağını yazmaktadır
Savcı bundan sonra Petaln’in düşmana karşı takındığı müsait tavırdan ve memlekete ihanetin, den bahsetmiştir. Mütemadiyen «biz mağlûp olduk', demekten takmıyan mareşalin bütün sözleri onun mağlûbiyeti kati olarak 11 kabul etmiş olmasındandır. q Savcı bundan sonra. Petain’lıı p suçlan arasında, 1940 da Yahu-^ diler aleyhine kanun çıkarmak. giril cemiyetleri takibederek bun. O lan Alman kamplarına gönder. c mek, kuzey Afrikaya çıkan Mıit- O tefik kuvvetlerine karşı si’âh'Jj çekme emrini vermek gibi şeyleri Jjt saymıştır, >
Savcı sözlerini şöyle bitirmiş- -tk: g
-•Yapılan haı-eketl’re ve ölüm S tehditlerine hiç bir kıymet ver.'jT meden, Fransaya yapılan fena. Iıkları düşünerek uzun bir meslek hayatının ‘sonunda vazifemi^ yerine getirmek endişeslle ®p bü-jü yük bir heyecan içinde vaktâlcCp kendisine mareşal Petain u’- ni’eng^ kimse için ölüm cezası '.yo(5 rum.a
Atina İl (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri büdirlyor: Gazeteler. Ankarada bulunan Times muhabirinin On İki Ada hakkında gazetesine verdiği haberi yayınlamaktadır- I lar.
Kathlmerini gazetesi, Times muhabirinin verdiği haberi Incellyerek şunları yazmaktadır: «Daha ilk anda anladık kİ. Rüştü Arasln teklifleri tamamen kendi şahsi görüşlerini aksettirmektedir. Hattâ diyebiliriz kİ. kısmen de şüpheyi davet eder mahiyettedir?
Muhabirin telgrafı resmi Türk mahfilelrinln On İki Ada’nın meşru sahibine verilmesine hiçbir İtirazları bulunmadığına dair Yunan - Türk iş birliğinin geleceği İçin İyi bir haber İhtiva etmektedir. On iki Ada’nın tkl memleket arasında yeni bir bağ yaratacağı sık sık belirtilmektedir. Buna sevinmek lâzımdır. Çünkü, bu zlhni-yetlerile Türk mahfilleri tam bir anlayış göstermiş oluyorlar. Türk mahfillerinin. bir zamanlar kendirin! AtinalI saymakla iftihar eden Rüştü Araş tarafından ileri sürülen fikirleri kabul etmemeleri. Türk - Yunan münasebetlerinin inkişaf etmesi yolundaki başarılı eserin meydana gelmesi İçin en büyük yardımı teşkil etmektedir.
İngiliz hava hatları devleştirilecek
Londra 12 (A.A.) — Times
gazetesi havacılık muhabirinin bildirdiğine göre, Ingilterede işçi hükümet bütün tnglliz hava hatlarının devletleştirilmesini derpiş etmektedir.
Fransa ile Belçika arasında bir anlaşma Londra 12 (A.A.) — Belçika haberler ajansının bildirdiğine göre, bir kaç güne kadar Belçika ile Fransa arasında bir anlaşma imza’anacaktır.
Bu anlaşma gereğince, bütün Belçika vatandaşları Fransaya vizesiz girebilecekler ve buna mukabil bütün Fransız vatandaşları da Belçika vizesine İhtiyaç olmadan aynı surette hareket edebileceklerdir.
Bundan 60 yıl evveli Almanya’da doğan ve 5 senedenberlı Birleşik Amerika vatandaşı bulunan filim, bu hususlarla alâkadar olan bir İlim adamı sı-faille konuştuğunu ve atom bombasının hazırlanmasına asla lştlrAk etmediğini söylemiştir.
Elnsteln’a göre, atom enerjisini İnkişaf ettirmekle ilim, tabiat fevkindeki kuvvetten hiçbir şey almamış, ancak güneş şualarının, reaksiyonunu taklldctmlştlr. Alim demiştir kİ:
«Atom kuvveti, benim Saranac gölü üzerinde kürek çekmem kadar tabii bir şeydir.»
Televizyon
Amerika’daki temsiller îngilterede seyredilebilecek
New-York 12 (A.A.) — Tele-vizyon ve S trafo vız iyon sahalarındaki son gelişmeler sayesinde Broadway’de verilen temsilleri İngilizler kendi evlerinde görebileceklerdir. Yeni düşünüeln sisteme gör bir uçak filosu 9.000 metre irtifada duracak ve az ■kudrette bir vericinin işaretlerini alarak bunlan kuvvetlendir, dikten sonra tekrar yeryüzüne gönderecektir. Stratovizyon adı verilen bu sistem Amerikada te. levizvon p’ogramlannı neşretmek için yüzlerce kulenin yapılması zaruretini bertaraf edecek, tir. ___________________
Yugoslav muvakkat parlâmentonun bir kararı
Bclgrad 12 (A.A.) — Yugoslav muvakkat parlâmentosunun verdiği bir karar?, göre, Yugoslav kurtuluş ordusunda savaşmış olan herkes hattâ sekiz veya on yaşında bulunsa bile seçimlere İştlrâk hakkına malik olacaklardır. Yugoslavya’da bu vaziyette bulunan pek çok cocuk vardır.
Buna mukabil, Yugoslavya’da, kî işbirlikçiler ve düşman teşkilâtında çalışmış bulunanlar seçimlere işürâk edemiyeceklerdlr.
Ticaret odaları heyetimiz Londra’ya vardı Londra 11 (A.A.) — 4 kişiden mürekkep Türk murahhas heyeti, 1939 danberl İlk defa olarak toplanan Milletlerarası Ticaret Odaları konferansına lştlrâk etmek üzere Londra'ya varmıştır. Bu konferansta 28 memleket temsil edilecektir.
ÖLÜM
Azerbaycan mültecilerinden eski Rusya (Duma » parlâ mentosu İslâm fraksiyonu ft-zasmetan ve milli Azerbaycan hükümeti Adliye Nazırı ve bütün harici Tllrklerl tarafından çog sevilen ve hürmet gören
HALİL HASMEI-IMET GÜRGÖREN Cumartesi sabahı rahmeti rahmana kavuşmuştur. Cenazesi 12 ağustos pazar günü Teşvikiye camiinde İkindi namazını müteakip kaldırılarak Feriköy mezarlığına defnedilecektir.
11/8/1045 Itatlerl Londra Üzerine 1 sterlin Nevyork üzerine 100 dolar Cenevre 100 İsviçre Fr. Madrid üzerine 100 pezeta Stokholm üzerine 10O kuron
ESHAM VE TAHVİLAT % 5 faizli ikramiyeler:
1033 Ergani
1938 ikramiyen Milli Müdafaa Demiryolu ikramiyen % 7 faizli Tahviller: Sivas - Erzurum 1 Sivas - Erzurum 2-7 1941 Demiryolu I 1941 Demiryolu n 1941 Demiryolu UT Milli Müdafaa 1 MİLİ! Müdafaa II Milli Müdafaa m Anadolu Demiryolu GrupUî Tahviller 1-2
Hisse senetleri % 60 Mümessil senet Hisse senetleri: Merke2 Bankası
Borsa dışında ALTIN FIATLEF»?
Gulden Reşadiye tnglliz
Külçe (Bir gratnll
ps 1945
AKŞAM
Sahife 3
RAMDAN AKŞAMA
Mesut günlerin arifesinde,..
haberleri]
Çarşıdaki iltimas,
Tarihin belki de cn ümitli, en güzel günlerinde yaşıyoruz. İn. can saadetini o anda farketmez, sonradan anlar. Biz de anlıyalun. İnsanlığın yıldırım harbile, za. timlerin galebesile, kötü bir kuvvetler muvazenesi yüzünden savaşın sürüncemede kalmasile, ya. lıut da yıkılmış Almanyanm atom bombasını son deminde keşfede. rek Anglo - Salcson sanayi bölgelerini harabctmesile bir daha asır, larca kalkınamıyacak kadar malı-vo’ması mümkündü
Bu olmadı.
Büyük galipler arasında iş ortaklığının mümkün olamaması; her meselede çatışmaları, çalışmaların ümitsiz safhalara girme, si mümkündü Potsdam konferansı ile onu takibeden resmi izahlar ve mütehassıs muharrirlerin tefsirleri, korkulan siyasî ve askeri ihtilâflardan hiç birinin yukua gelmediğini gösteriyor.
Siyasî sahada inşirah var
İnsanlık harbi sona erdirmek İçin daha biiyiik fedakârlıkları göze almıştı. Japonyanın uzun seneler mukavemet edeceği sanılıyordu. Her hazırlık ona görey. di. Bu masraflara artık ihtiyaç kalmadığı gibi, Japon sanayiinin temsil ettiği kıymet de tuzla buz ve buhar haline gelmemiştir. Japon sanayiini de az görmemeli, Barbde yedi düvele meydan oku-muştu. Sulhte A’ danıping'in mürididir
Bu yıkılmanın altından nasıl kalkılır? Hangi kuvvetle? —denecek bir vaziyet yoktur.
Bilâkis, akla gelmedik tahri. ıjbari vanacak olan atom kuvveti şimdi insanlığın emrinde bir ya. pıcı vasıtadır. İnsanlık, bu işin, altından pek kolay çıkacak, teknik inkılâplarla, ve tekniğin yaratacağı, İktisadî, içtimai, ahla, kî, ilh, inkılâplarla hayır’ı hir devir başlıyacaktır
Bahtımızın kapısı, geniş ve mesut ufuklara doğru açılmıştır.
«Sarı tehlike» kalmadı
Uzun zamandır insanlığı bîr san tehlikedir tehdidediyordu. Bu da, Japonların, beyaz ırkı kahrederek insanlığın komutasını ele geçirmeleri arzusuydu. Zihniyetleri bambaşka ve pek iptidaî ol. duğu için, galebe çalıp faşistlerle elele verselerdi. neticede Çini de teşkilâtlandırsalariı. vay medeniyetimizin haline! Neler olacaktı. Altı yüz kelimelik müstemleke Japoncasile kekelemeğe uğraş, mamızı düşünün.
Şimdi varsın imparator, kendini kurtarmağa uğraşacak yerde, harakiri yapsın, intihar tavsiye edilmez amma, tam yeridir
Bizim muhafazakâr kafalı ku. dema, ideal zihniyet olarak bitlere Japon zihniyetini gösterirlerdi!
— Eski asırlardan kalma göre, neklerine dört elle sarıldılar. Ba. İriniz neticeye.. —derlerdi.
içimizden «lâhavle!» der, su. sardık.
Şimdi, gülümsiyerek biz de onlara ananecı Japonları, disiplinci İtalyanları, militarist Almanları gösteririz:
— Bakınız neticeye...
Oh... insanlığın sırtından ne yükler ka'ktı
(Vâ . Nû)
Bir motör serseri bir mayna çarparak parçalandı
İstanbuldan aldığı 300 ton çimentoyu Akdenizde Taşucu’na götürmek ve Oradan Kıbrısa geçerek alacağı keçi boynuzlarını Cezaylre nakletmek üzere 3 ağustosta limanımızdan hareket eden 315 tonluk Vlçe motörü, dört gün sonra Kefaluka feneriyle Stan-köy adası arasındaki boğazı geçerken serseri bir mayna çarpmıştır. Maynın lnfll&kıyle parçalanan motöriin altı mürettebatı ölmiiş,, üçü mucize kabilinden kurtulmuştur.
Ölenlerin İsimleri şunlardı*’ İsmail Güzel, şaban Birinci, Recep Tugem, Mehmet Divan, Celâl Özşahln, Maksut Dumlupmar. Kurtulanlar da motör kaptanı Mustafa Aksoy. Ali Gün-doğan, Hallt Asman’dır. Bunlar ellerine geçirdikleri motör enkazı sayesinde denizde uzun müddet kalabilmişler ve güç halle Stanköye çıkmışlardır.
Trabzon şilebi Marsilya’ya gitti Denizyolları İdaresinin Trabzon şilebi dün saat 15 te İzmire müteveccihen limanımızdan hareket etmiştir. Şilep İzmlrden de muhtelif İhraç maddeleri alarak Marsllyaya gidecektir.
“On liranız var mı„
Vizite ücretini peşin almak isteyen doktorla hasta arasında bir hâdise
Bir doktorla müşterisi arasında geçen bir hâdise bir taraftan Sağlık ve Sosyal Yardım müdürlüğüne, diğer taraftan da etıbba odasına aksetmiştir, Ticaretle meşgul Nusret adında biri bir doktora giderek, kendisini karjılıyan hizmetçiye muayene olmak üzere geldiğini söylmlş, odaya alınmış, biraz sonra doktor gelmiş ve hastaya:
— On Uranız var mı?
Demiştir. Hasta acele bir on lira bozdurulma^ mı yoksa vizite ücretinin peşin mİ alınmak istendiğini an-lii'amadığmdan:
— Ne on lirasıdır bu?
Demiştir. Doktor vizite ücreti olduğunu ve prenslplnln bunu peşin almak olduğunu söyleyince hasta asabileşmiş, doktorlukta vizitenin muayeneden sonra alınacağını, parası ol mıyan hastanın roktora değil has-tahaneye gideceğini söylemiş ise de doktor:
— Prensip meselesi, parayı peşin alırım...
Demiştir. Bunun üzerine cebinden tomar halinde üç dört bin lira para çıkararak doktora gösteren hasta:
— İşte, demiş, muayenenizi yapın paranızı vereyim.
Doktorun parayı peşin almakta ısrar etmesi üzerine hasta:
— Teessüf ederim, demiştir. Bunun üzerine doktor kapıyı göstererek:
— Buyurunuz öyleyse dışarıya... de mistir.
Hasta çıkmış bir dilekçe ile vaziyeti etıbba odasına. Sağlık ve Sosyal Yardım müdürlüğüne bildirmiştir.
Piyasada
Harbin sona ermesinin akisleri bekleniyor
İkinci dünya harbinin sona ermesinin piyasada yapacağı akisler heyecanla bekleniyor.
Dün İstanbul yiyecek piyasasında önemli bir değişiklik ve hareket görülememiştir. Hafta sonu olduğundan, flatler esasen durgu rtau .Pek az satış yapılmış, fakat fiatlerde bir düşüklük gö2e çarpmamıştır tgilller. harbin sona ermiş olmasından piyasanın ancak hafta başından itibaren müteessir olabileceğini Heri sürüyorlar.
İkinci dünya harbinin neticesi bilhassa ithalât piyasasında mühim değişiklikler yapabilecek mahiyettedir. İthalât tacirleri birçok yerlere harb içindeki flatler üzerinden mal sLparış etmişlerdir. Dün, bir kısım ithalâtçılar Ticaret birliklerine müracaat ederek siparişlerini anüle etmişlerdir. Önümüzdeki hafta İçinde bu gibi müracaatların artacağı ve diğer taraftan yeni yeni tekliflerle karşılaşılacağı bekleniyor. ____
Otobüs seferleri
Son günler zarfında Şişhaneden Atatürk köprüsüne İnen yol tamir edilmekte olduğundan, Atatürk bulvarı yollyle yapılmakta olan otobüs seferleri 13 ağustostan İtibaren tamirat İkmal edlllnclye kadar kaldırılmıştır. Buna mukabil. 13 ağustos pazartesi gününden itibaren Taksimle Aksaray arasında yalnız bir istikametten olmak üzere Taksim - Dolma-bahçe - Eminönü - Bayezlt - Aksaray - Saraçhane - şehzadebaşı -Vezneciler - Bayezlt yollyle Taksime avdet etmek üzere yeni bir otobüs servisinin tatbik edileceği haber alınmıştır.
Nüfus sayımına hazırlık
Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğünden:
21 Ekim 1945 pazar günü memleketimizde yapılacak olan genel nüfus sayımının esasını, İçinde İnsan oturan veya insan oturması ihtimali olan bütün yerlerin numaralanması teşkil edecektir. Sayım yönetmeliklerine göre, numarasız yerlerde oturanlar hükümete haber vermek zorundadırlar. Bu mecburiyete uynu-yanlar para cezasına çarptırılacaklardır. Şehirlerde, numara levhas takılmamış veya sonradan numara levhası konulmak üzere geçici olarak fırça İle numarası İşaret edilmemiş binalarda oturanların sözle veya yazı İle en jjtkın Belediye dairesine haber vermeleri lüzumu bildirilir. ____________
* Vandan bildirildiğine gör«. Molla Kasım köyünden Celâl karısı Cemile bir batında dört çocuk doğurmuş İse de zavallı kadın dördüncü çocuğunu doğururken çocukla beraber ölmüşlerdir. Sağ ve sıhhatte olan üç çocuktan biri erkektir,
Piyasada ayakkabı bolluğu
Sümerbanka ayrılan şenelip deri kontenjanından bir kısmının deri İthalâtçılarına bırakılmasına karar verildiği yazılmıştı.
Şimdiye kadar karar henüz İlgililere beldlrilmedlğinden Siparişlere geçilmemiştir. Yalnız bir kaç tâclr, kendi hesaplarına bazı siparişlerde bulunmuşlardır.
Ellerinde gizil deri bulunduranlar kontrollardan kokarat bunları ayakkabıya çevirmişlerdir, piyasada bu yüzden bir ayakkabı bolluğu vardır.
* Beyazıt’ta yaptırılmasına başlanan umumi hâlânın İkinci kısım İnşaatının İhalesi ağustosun 22 sinde yapılacaktır. Tamamı 2C bin liraya mal olacak olan helânın 16700 liralık kısmı o gün bir müteahhide verl-lecekitr.
Sıcaklık 36 derece!
Halk gece geç vakte kadar bahçelerde, meydanlarda kaldı
İstanbul’da yaz hayatına ait birkaç enstantane
Boğucu sıcaklar devam ediyor ve gittikçe şiddetini arttırıyor. Dün sıcaklık 36 dereceye kadar çıkmıştır. Sokaklar âdeta bir fırını andırıyor, rüzgâr estikçe pek sıcak bir hava ortalığı kaplıyordu. Öğle vakti sokaklarda yürümek imkânsız bir hal almıştı. Asfalt kaldırımların çoğu yumuşamış, yapışkan hale gelmişti.
Dün sokakta görülenlerin çoğu ceketlerini çıkarmış, kollarına almışlardı. Bir taraftan da durmadan mendilleri le terlerini siliyorlardı. Sucuların, şerbetçilerin önü çok kalabalıktı. Birçok kimseler soğuk bir şey içebilmek İçin sıra bekliyordu. Dondurmacı dükkânları da mütemadiyen dolup boşa-
lıyordu.
Dün, öğleden sonra devaîr ve müesseseler tatil olduğundan, halkın büyük bir kısmı plajlara. Boğaza gitmiştir. Bu yüzden trenler, vapurlar çok kalabalıktı. Florya, Suadiye, Küçük-su plajları yüzmeğe gidenlerden ge-çilemiyecek halde İdi. kabin bulmak için sıra beklemek lâzım geliyordu. Diğer bütün plajlar da kalabalıktı.
Gece, sıcağın şiddetinden , birçok kimseler geç vakte kadar açıkta, bahçelerde, meydanlarda kalmışlardır, Açıkta kanapeler üzerinde uyuyanlar da vardı. Bu sabah erkenden vapurlar, trenler halkı plâjlara taşımağa başlamıştır.
Dışişleri Bakanı şehrimizde
8. Haşan Saka Haydar paşa istasyonundan çıkıyor
Dış işleri Bakanı B. Haşan Saka dün Ankaradan şehrimize gelmiştir. Dış İşleri Bakanı İstasyonda Vali ve Belediye reisi Dr. B. Lûtfi Kırdar, dostlan tarafından karşılanmıştır.
Hasım Saka kendisinden konferans İntihalarını soran gazetecilere şimdilik bkşey söylivemlyeceğinl beyan
0 Eylül 1945
Geçen yıl İkramiyen Aile Cüzdanı almış olanların heyecanla bekledikleri gündür.
31 Ağustos 1945
gelecek yılın Eylülünde çekilecek EV kurasına İştirak İçin Cüzdan almak Lstiyenlerln SON günüdür.
YAPI ve KREDİ BANKASI A. Ş.
etmiştir.
Dışişler Bakanı İstanbul’da üç dört gün kalacaktır.
Ekonomi Bakanı da geldi
Ekonomi Bakanı Fuad Slrtnen dün Ankara'dan şehrimize gelmiştir.
Millî Eğitim Bakanı Çankırı’da
Ankara 11 (A.A.) — M11U Eğitim Bakanı Haşan Âli Yücel, yanında İlk öğretim umum müdürü Hakkı Tonguç olduğu halde, bugün Çankırıya gitmiştir.
* Haber verildiğine göre, Milli Eğitim Bakanı B. Haşan Âli Yücel önümüzdeki hafta İçinde şehrimize gelecek ve yeni açılacak sanat enstitüleri işiyle meşgul olacaktır.
Suadiye vapur iskelesinin inşası bitmek üzere
Geçen kış şiddetli lodos fırtınaları yüzünden parçalanan ve bu yüzden kullanılamaz hale gelen Suadiye vapur İskelesinin yeniden İnşasına başlanmıştı. İnşaat İd güne kadar tamamlanarak, vapurların yanaşmam kabil olacaktır.
Benzin dükkânında yangın
Telâşla tramvaydan atayanlardan 8 kişi yaralandı
pazardaki torpil!..
Vaktiyle dairelerde, şirketlerde, bıı gibi" çalışılan yerlerdeki iJti. maştan uzun uzun şikâyet ederdik Bugün ise iltimas resmi hayattan, çarşıya, piyasaya da geçti. İki tane aspirini alırken bi'e bazen insanda iltimas, arka arı. yortar.
Kasaba girip de. bir kilo koyun eti almak zorunda kalan bir zat yana yakıla şöyle anlatıyordu:
— Benimle beraber' içeriye üç kişi girdi Camekânda vişne çürüğü renginde, manda mı. sığır mı olduğu anlaşılmıyan acay'p bir et duruyordu. Ve gelen müş teriler buna mahzun mahzun ba. kıp dönüyorlardı.
Sıra bana gelince adam kaşiyl LL göziivle bir işaret çaktı. SonraQ dükkânın arkasında kayboldu ÛL Dişart çıktığı zaman avuçlannınCN arasında iki parça koyun eti var.**— dı. Bunlan paket ödlerken: ®
— Bunu da veremezdim amma C vallâhi efendim hatırınız çok ML.2 yüktür. Peder beyefendiyi de ta- gö nınm... Hem çok eskiden tanırım Hukukumuz pek kadimdir! >
Görülüyor ki adam bana br kilo koyun eti satmıyordu. Büyük bir «baba dostluğu» ediyordu Ve.*— bunu o kadar ciddiyetle yaptı k» verdiğim paradan epevce fazla Q bir şevler aldığı ha'de ifraz (*de-_ metlim q
Dükkândan çıkarken de sanki-j-j» son derecede biiyiik ve asla unu. 5 tıı İm az bîr iyilik etmiş gibi: E_
— Haydi git çoluk çocuğun'aÇ^ âfiyetle ye!..
Diye de omuzumu okşadı..
Tanıdığım zat — ki çok eski bir çarşı pazar kurdu idi — şöyle ilâve etti:
— Bugün çarşı pazarda iltimas o dereceye gelmiştir ki bir pişkin francala almak İçin mutlaka tanıdık 2 tezgâhtar lâzımdır. Eğer iltimasınız yoksa has kahveyi rüyanızda göremezsiniz.Ve eğer yine bir başka esnaftan kuvvetli «tor. pil» iniz yoksa mideniz ebediyen kıvırcık etini unutmağa mah. kûmdur.»
Resmî dairelerde, iş hayatında iltimas yine aynı tarzda hatırlı insanlarla yapılırdı.
Bugünkü piyasanın en büyük «torpil™ leri bakkal, kasap, manav ve sairedir. Onların tavsiyesine birisinden ötekine gidebilirsi. hiz. Bakkaldan «dayı» nız yoksa çarşıda yandınız.
Hikmet Feridun Es
Dün akşam geç vakit Dlvanyolu büyük bir yangın tehlikesi geçirmiştir. Benzinci Saime alt dükkânda yangın çıkmış, itfaiye gelinciye kadar etraftan yetişenler sayesinde benzin deposunun infilâkına meydan v-'-llmemlşz tir.
Yangın esnasında Sultanahmetten Bayezlde doğru çıkan bir Maçka -Bayezlt tramvayının yolcuları, vaziyeti çok tehlikeli gördüklerinden, birer İkişer atlamağa başlamışlardır. Bu telâşlı atlamalarda blrlblrleri üstüne düşenler, dalgınlıkla ters atlıya-rak yere yuvarlananlar olmuştur.
Ateşin benzin deposunu İnfilâk ettirmek ihtimalinin mevcudolduğunu gören vatman hemen orada tramvayı durdurmağı çok tehlikeli görmüş ve dükkândan epeyce uzaklaştıktan sonra arabayı bağlamıştır. Fakat o zamana kadar yere atlıyanlardan 8 kişi vücutlarının muhtelLf yerlerinden yaralanmıştır. Bunlar muhtelif hastanelere kaldırılmışlardır
Et işi
Ona yakın kasap mahkemeye verildi
Kontrolü Belediyeye bırakılan maddeleri satan esnaf Belediyenin bugünkü murakabe kadrosunun kifayetsizliği yüzünden, sık sık kontrol edilememektedir. Şehrin son günlerdeki perakende et satışları işi bunu bir kere daha açıklamıştır. Kasaplar eti ekseriyetle fazla fiatle satıyorlar.
Bu vaziyet karşısında Belediye, murakabe kadrosunu Vilâyet murakıple-rlie takviyesini temin etmiştir. Dün sabahtan İtibaren müştereken başlı-yan kontrollar neticesinde akşama kadar 10 a yakın perakendeci kasap Milli korunma mahkemesine verilmiştir.
Dün Belediyede, İstanbulda murakabe edilmesi lâzım semtler nunta-kalara ayrılmıştır. Şehrin en uzak semtlerine kadar uzanmak üzere şehirde 51 mmtaka tesblt edilmiştir. Bu mmtakalarda ekmek, et, meyva ve sebze İle mahrukat satışları murakabe edilecektir.
Belediye mevcut kasaplık hayvan miktarını tesbıt ediyor
Dün mezbahada 1800 koyun ve şehir ihtiyacını karşılıyacak miktarda sığır kesilmiştir.
Belediye, yeni kesimler için şehirde mevcut kasaplık hayvanın tesbltlle meşguldür. Civarda sürüleri bulunan bazı celepler, hayvanlan satmaktan imtina etmektedirler. Bugünkü fiat-leri az gördükleri İçin bu şekilde hareket eden sürü sahipleri hakkında takibat yapılacaktır. Belediye, dün muhtelif nakil vasıtalarlle bir ay zarfında İstanbula gelen koyun miktarile borsada satışları yapılan koyun miktarını ve bu müddet zarfında mezbahada kesilen koyunların sayısını karşılaştırmakladır. Bu suretle civarda bulunması Icabeden miktar kati şekilde anlaşılacaktır. Belediye, önümüzdeki hafta yapılacak kesimler İçin şimdiden hayvan hazırlamakla meşguldür.____________
Satışa çıkarılan ithal malları
Gal. Ömer efendi handa İhsan Günaltay'a tıraş bıçağı, İstiklâl cad. İsak ve R. Karako'ya alüminyum mutfak eşyası. Yedlkule Kazlıçeşme-de İbrahim Taşçıoğlu'na zırnık. İst. Şark çikolata fabrikasına lesltln, İst. Selâmet handa Meclt Necdet Başak'a Hldrosülflt dö sud. Yedlkule KazU-çeşmede Akko Dulo'ya kuru Kobra-ko, Yedlkule Kazlıçeşmede Yani Trl-yandafllldls’e bllsiilfit dö sud, ti. Çemberli t aş ta Dr. İbrahim Ethem'e sülfopirldln sodyum, Yenlpostahane arkası Emek ecza deposuna Gaz ld-rofil, Gal. Merkez han Şark Tlcaret’e Krefol (dlzcnfektan) ve haşere İlâcı. Bahçeknpı Kutlu handa Tlfan Ticarete tıbbi ecza, İst. Küçük Ticaret banda Türkiye eczacıları deposuna tıbbi ecza, Taksim Cumhuriyet cad. Niyazi Uğun’a oto fren balatası. İst. Menaşe handa Orhan çayak’a Sele-fon kâğıdı, Sultanahmet Ticarethane sokağında kılişeclllk matbaacılığa matbaa kâğıdı, Ankara Yon! halde Mehmet Nedim İrengün’e sargılık, kutpak, pergasin kâğıdı. İst. Marpuç-çular 19 da Rıza Asgarl'ye kalem ucu ve kurşun kalem. Sivas şevket Erişen ve oğlu Zdhtii Erlşen’e dimi, basma ve hasse, Eyüp Bahariye fab. Sadık oğlu. Mustafa'ya Merinos yünü. j
KÜÇÜK HABRRI.F.R
+ Belediyenin 7 aylık bütçesinde tâmlr veya yeniden inşaları İçin ödenekleri bulunan yol ve sokaklardan bazıları tamamlanmıştır. Bunlar arasında Bakırköy İlçesinde Cevizli mektep. Korkulukbostan sokaklarile Gençler ve vapur İskelesi caddelerinin katran kaplamaları anlamlanmıştır. Yeştlköyde Tilki, Andellp. Mühendis “ Ziya ve İrfanlye sokaklarının tamamı. Bademli bahçe yolu De Saadetll sokağının bir kısmı katranlanmıştır. Diğer yolların inşaatı devam etmektedir.
* Tatil dolayısile seyahat eden öğ-r tmenler, ellerinde bulunan hüviyet varakalarlle Devlet demir ve denizyollarının tenzilâtlı tarifelerinden istifade etmektedirler. Ancak Denizyolları elinde müspit evrak bulunması İçin öğretmenlerden bir de MklU Eğilim müdürlüklerinden alınmış vesikalar istemekte İdi. Lüzumsuz yere daireleri İşgal eden bu usule son verilmiştir. Bundan sonra demlryolianndokl gibi, denizyollarından da öğretmen olduğunu bildiren hüviyet varakaları İbraz edilerek bilet alınabilecektir.
* Gazetelerin bildirdiğine göre. Belediye tanzifat kadrosu yeniden tetkik edilmiş, 1288 kişilik çöpçü kadrosunda bulunan bazı kimselerin İşlerinin başında bulunmadığı, bunlardan bir İkisinin spor şampiyonu olup aydan aya gelip maaşlarını aldıkları, gene bu arada tanınmış bazı şahsiyetlerin tav-slyelerlle birkaç kişinin çöpçü namı altında aylıklarını aldıkları, bazı dairelerde çalışan memurların da çöpçü kadrosunda göründükleri anlaşılmıştır.
* Vurgunculuk yaptığı lddiasiyle Milli korunma mahkemesine veril i Büyükada Yörükall plftj gazinosunun sahibi hakkındakl duruşma bitmiş ve gazinonun 10 gün müddetle kapatılmasına karar verilmiştir.
-A- Sıtma savaşı etrafında İncelemelerde bulunmak üzre üç dört gün evvel şehrimizden Trakya bölgesine giden sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Sadi Konuk bu akşam İstanbula dönecektir.
■ir Mangal kömürü fi atinin başıboş bırakılması muvafık görülmediğinden. Belediyece narh konması düşünülmektedir. Narhın 15-20 kuruş aramda olacağı söylenmektedir.
Satflfp 4
AKŞAM
12 Ağustos 1945
Tanhten SahBff^lleır
Halel efendi Reisiilkiittab!
Amerika’da frengi ilekatî bir mücadele
büyük bir film çevirecek
Şarlo Avrupaya geliyor—Yeni bir Fransız filmi— Hollyvvoodda parlayan yeni bir yıldız
Tanınmış sipema yıldızı Marleno Dletrtctı şu sırada Fariste bulunuyor. Artist Frnasada bir filim çevirmek İçin Fransız filim şlrketlcrllc cnlr.ş-mıştır Fakat il filme başlamazdan evvel Holllvut’a gidecek, buradaki filim şirketlerinden biriyle mevcut mukavelesini bozacaktır. Artist bundan sonra tekrar Franraya dönecek va sonbnh-r a çalışmağa başlayacaktır
Amcrlkda uzun müddet kaldıkları de oranın hayatına alışanuyan bası İnsanlar vardır. Marlzne bunlardan biridir. On beş sene evvel Amerlkaya t .tlğl zaman, çevirdiği filimler büyük rağbet gördüğü halde, bütün emeli bir müddet sonra Avrupaya dönmek v( Avrupada yerleşmekti, iman ol-du§u içtn Alamnyada oturmak istiyordu.
1833 naailar hükümeti ellerine aldıktan sonra İş değişti. Marlene’nln s. ratkâr ruhu Umanya**a yapılan tazyikleri affedemedi, bilhassa mazilerin sanatı bile kontrol etmek istemelerini havsalasına sığdıranındı. Nazller. yalnız Alamnyada emir vermekle kalmıyorlar, Almanya dışındaki Almanları da kendi emirlerine tabi tutmak İstiyorlardı. Marlene. bu maksatla kendisine yapılan müracaatları reddetti ve nail ajanlarını evinden kovdu. Bundan sonra naillerle arası açılmıştı. Madene Alamnyaya gitmeyi aklına bile getirmiyordu Bunun için 935 te bir Avrupa seyahatine çıktığı zamnn Almanyaya hiç uğramadı, îmriltereyl. Fransayı. tsvlçreyl ziyaret etti, kızını İsviçrede bir mertebe yerleştirdi
Marlene Er an şada birçok dostlar peyda etmişti. Bunlar kendisine Frsn-sada filim çevirmesini teklif ediyorlardı, Bu fikir Mailene'® de mülfcylm gelmişti Fakat daha evvel Amerika'daki filim «lrketlerile alâkasını kesmek ifnam geliyordu Artist Amerlka-ya döndükten, oradaki mukavelesi alık âmini yerine getirdikten sonra tklnci dünya harbi başlamazdan bir müddet evvel Fransaya geldi, burada yerleşmek içtn hazırlıklara başladı. Fakat çok ççemedm harb başlayınca Marlene tekrar Amerlkaya dönmeğe mecbur oldu. Fransa kurtanldıkan ve ( i ı vaziyet teessüs etnjeöe başladık- ! tan sora tekrar buraya dönmektedir. ;
Fransız gazetelerinin verdikleri ma-göre Marlene ilk filmini büyük Fransız artisti Jean Gabin İle , çevirecektir. Gabin, Fransız bozgunundan sonra Hollivut a gitmiş, orada yerleşmişti. Çimdi yeniden Fransa- ■ ya dönerek bir müddet memleketinde çalışacaktır. Çevireceği fillmlertn basında Marlene ile olahHUm vardır.
Merlene - Gabln’ln fllhnlerlnln senaryosu bir zamanlar Sarah Bar-nhardt için yazılmış olan sRendoz vous» piyesinden alınmıştır. Şimdi ' mükükmeler hazırlanıyor. Mevzu geceleyin Paris sokaklarında geçmekte-d'r
Marlene ve kocası Lieber
mektup yosmasını kocasına tavsiye et iniştir. Fırsat kapıya dayanınca ka-çmnaınaŞı İyi bilen Lauren. mektuba cevap yazacağına, kalkıp Holllvut'a gitmiştir Direktör Hawks, kendisinin aynı zamanda da sahne talimi görmüş ve tecrübe sahibi olduğuna duyunca hemen kısa bir tecrübe İlimi çevirtmiş ve kızın rol yapabildiğini meydana çütartmıştır.
Bundan kısa bir zaman sonra da, bu tecrübe filmini gören Warner Brothers stüdyosunun İcraat şefi Jack
L. Warner, kıza İlk büyük fırsatı vermiştir.
Dramda muvaffak olmak İçin alçak tonlu sesin İcabettlğine inanan Haw-ks, kızın boğuk sesini terbiye etme İşini üzerine almıştır. Ses İnkişafı İçin tam sekiz ay bu kızla çalışmıştır. Dersin bir kısmı kırlarda, günde beş saat ezberlediği satırları bağırmak suretlle yapılmıştır.
Lauren, filim şehrinin Bevcrly Hlll kısmında, annesile birlikte oturmaktadır. Yaşı 20 dlr.
BULMACA
Ispanya’da
•••
Şarlo Avrupaya geliyor
Paris'ten bildirildiğine göre. Şarlo yakında Avrupaya gelecektir. Büyük artist 23 ağustosta fsvlçrentn Bfıle şehrinde açılacak filim kongresine lş-tlrâk edecektir. Kongre a eylüle kader devam edecektir, şarlo bandan ■onra Londra ve Perise gidecektir
•••
Yeni bir Fransız filmi Fransa da yakında İşgal esnasındaki mukavemet hareketini ve çetelerin dağlardaki faaliyetini göstermek üzere büyük bir filim yapılacaktır. Bu filmin harici sahneleri 944 sentti mayısında. mukavemet hareketine İştirak eden vatanseverler arasında çevrilmişti. Şimdi filim tamamlanacaktır. Bu İş için Fransız filim İdaresi yardım edecektir.
«**
Hollivutta yeni bir yıldız
HoIUvut'un yeni yıldızı Lauren Ba-eall Uk filmi olan (To Have and Have Not» - Malik Olup da Olmamak'-ta baş rolü oynamaktadır. Filim War-per Brothers şirketi tarafından çevrilmektedir. Laure. , bunda, Fransa nazi Is LU âsin a uğradığı sırada milletlerarası entrikaların ağma düşen M«-rie namında bir Amerikalı kız rolünü oynamaktadır
Mlss Lauren. NevyorkUkl Amerikan Dramatik Sanat Akademisinde bir şene çlıştıktan sonra, piyeste ufak roller almıştır. Fakat, ne meydana getirilen piyes, ne Lauren muvaffak olmuş addedilmemlşlcrdlr.
Bunun Üzerine genç kız Harpeı 's Baz tır namındaki bir Amerikan moda mecmuasına modellik etmeğe başlamıştır. Fotojenik yüzü, mütenasip vücudu İle dehşetli beğenilmiştir.
Mir,» Lauren’i meydana Waracr stüdyosu direktörünün karısı Mrs. Uousrd Havlu çıkartmıştır Lnu-ren'ln resmini bir mecmua kapağında gören Mrs. HawkS. bu güzel modeli*
Eski Cumhur Başkanının Ispanya’ya girmesine müsaade edildi
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Aracı.
2 — Kulluk.
3 — Gezgin - Su hendeği.
4 — Bayağı - Kedinin bıışı - Nota
5 — Sonuna »t» gelirse bir İngiliz İçkisi olur - Bir kadın ismi.
fl — Bir bayan.
7 — Tavlada üç - Anadolu ajansı -Bir renk.
8 — Rusyada bir şehir.
0 — Tersi bir nevi kanatlı böceklerdir.
10 — Aç değil - Tersi kıralİçenin en yakmlanndnn
GEÇEN BULMACANIN HALLt
1 — Tehlikesiz. 2 — El. İzale, 3 — AmlreJ, 4 — Limon, Kant, S — tzlnalamaz, 0 — Kar, Meme, 1 — Elaksm, Tim, 8 — Selâmet, Rİ, 9 — Namlren. 10 — Zlrleemln.
Almanya’da seçim
Ntwyork 11 (A.A_> — Nevyork Tlmea’ln Francfort’dakl muhabirine göre, Almanyada Amerikan İşgali altındaki bölgede seçimler yapıldığı takdirde komünistler bu İşgal bölgesinin batı tarafın, da yüzde kırk, kırk beş vp diğer kısımların da en az yüzde otuz oy kazanacaklardır.
Madrid 10 (A.A.) — Resmen bildirildiğine göre. Franco hükümeti eski İspanya Cumhur Başkanı Alcala Zamo-ra İle radikal partinin lideri Alexan-dr o Lerroux'nun İspanyaya girmelerine müsaade etmiştir. Btı İki politikacı Franco hükümetinin İktidar mevkiine gellşlndenberl İspanya dışında yaşamakta İdiler.
Nevyork 11 (AA.J — New - York Times gazetesinin yazdığına göre, sosyalist İşçiler hariç olmak üzere Mcxl-co’dakl bütün İspanyol partilerinin müşterek bir demeç neşrederek Martine! Barrlo'yu Cortes meclisinin ve İspanyol Cumhuriyetinin muvakkat başkanı ilân etmişlerdir.
MEVLÛDA D/.VET Bn. Nadide kapancmın ruhuna ithaf erilim»* özere vefat mm 40 inci gününe tesadüf eden 13/8/1045 pazartesi günü öğle namazını müteakip Sultanahmet! camii şelfinde Mevlûdu Nebevi okunacak-
tır. Merhumeyi sevenler ve arzu edenlerin etşrlflerl rica olunur.
Bu Mevlûda. geçen pazar günü Hafız Kemalin Mevlüduııda okuyan hafızlar ve ayrıca Hafız Cavldlu otuz kişilik tevşlh heyeti İştira^ edecek ve Nail Osman Dedenin meşhur mlraclyeşlnln münacat baharım okuyacaktır.
Yusuf Kapancı
(Kabakçı! İhtilâlinin zuhuru üzerine hal’edllen üçüncü Sultan Belim yerine 21 reblülâhır 1222 de dördüncü Sultan Mustafa tahta cüiûs etmişti Bundan iki ay kadar evvel Paris elçiliğinden İstanbul'a dönüp yaranına kavuşarak rlkftb bekçiliğine tayin edilmiş olan Hâiet efendi ihtilâl-* de katledilen Safi efendi yerine rlkftb retsülkûttaplığMia nakledilmişti. O artık harici siyaset İşlerine akıl erdirir bir adam diye tanınmağa bağlamış, bu suretle devletler arası meseleleri müvazene ve muhakemeye, siyasi mahfillerde bahis ve mükâlemeye muktedir sayılan devlet ricali arasına katılmıştı Halbuki Parlste senelerce yaşadığı halde H&Iet efendide Garptaki teceddütlerden memleketi feylzyab etmeğe taraftar b’r alhnlyt peyda olmamıştı
IMlet efendi Dördüncü Sultan Müstafinin cütû.sundan memnun olmuş* tu. Yeniçeriler ihtilâl günlerinde cereyan eden hâdiselerden dolay» her hangi bir suretle mesul tutulmama-lan hususunun bir hüccete bağlanmasını istemişlerdi. Sultan Mustafa' bu talebi kabul etmiş, yazılan hüccetin Yeniçerilere teslimi için bir tören tertibedllmlştl. Hâiet efendi bu İşte faal bir rol oynamış, hüccet alayında at üstünde başta giln'lş, böyle bir vazife İfasından duyduğu haz ve gururu pek açığa vurmuştuI
Müverrih Asını efendi bu senet teslim ve tesellümü keyfiyetinden dolayı Hâl et efendi İle arkadaşı büyük ulemadan Hoca Münlp efendlve Dek ziyade atıp tutuyor
(13u senet ahs verişi maddesi için 5urre alayı gibi alay tertibine ne hacet vardı? O Titret günlerinde vaki olan mekruhat ve malfiyanlyatın ilki bu senet alayıdır diye taan ve leşni etmlyen ukalâ kalmadı.
Mahut senedi halka karşı beşaret ve şararet, şükür ve Inbisat âraede. ede, akıl alma,? mütanzzımnne eda ile başlarlle, gözlerUe, kaşlarile işaret ael&mlari vererek götürdüler Hele İlminden, ak sakalından. Sultan Selim' İn henüz üstünde ve altında olan İhsanlarından. sayesinde nail oldu?u rütbesinden utanmiyarak dabbetülarr şeklinde büvtik ahun d Münlp efendinin ve reis vekil! olacak Yadigârın — Halet efendinin — geçmişten ıb reti hatıra getlrmiyerek bir alay din ve devlet düşmanlarına karşı böyle bir tarzda hücceti el Üzerinde tutarak götürmeleri Allah ve Resullllâh İçin tnüsteskal ve müstckrch şeydi!
Onlnr Babıâllden bu tarz ve revlşl' gitmeğe talimat almış ve memur edilmiş değillerdi: kendilerin'n Ihtlıa eyledikleri el hünerleri idi Böyle hareketle Münlp efendi hakkmdaki halkın çoğunda mevcut sulzannı U yldcyledlği gibi Hâiet efendiye dc yeni ve kuvvetli bir suizannı calip oldu.)
Her halde bir padişah ve hükümeti İçin zorbalara böyle bir «enet vermek esasen büyük zilletti. Bunu böyle tafralı bir alay İle teslim etmek dc haşka bir rezalet oldu! Hâl*' efendi bu hareketiyle devlet hayırhahlan tarafından İlk taan ve teş-nllerl hakettl. Onun bu işte İhtiyar ettiği hareket tarzı Ömrünün sonuna kadar yeniçerilerle müttehit bulunmak yolunda taklbedeceği siyasetin ilk tezahürü sayılabilir.
Sultan Mustafa nizamı cedidi kaldırmıştı. HAlet efendi de bu ıslahat düşmanı padişaha ve onun büyük itibar gösterdiği yeniçerilere yaranmak İçin kuvvetli zekâsını kullanıyordu! Bu hususta ihtiyatlı davranmağa bile liizum görmüyordul
Bununla beraber şeyhülislâm Ata-ullah efendi kendisinin vellnlmetza-desl, gençlik ders şeriki bulunmasına rağmen Hâiet efendi rlkftp rel-süiküttaplığmda çok zaman tutunamadı. Bnna da en ziyade Sebep Paris elçiliğinde Fransızlar ve Fransa politikası hakkında edindiği fikirlerle Fransız siyasetine meyil göstermemesi ve Fransanın İstanbulda-ld elçisi general Sebastlyanl İle aralarının iyi gitmemesi oldu.
Sebastlyanl Iz'açlarlyle Babıâliyi pek yoruyordu. Bugünlerde İngilterenin OsmanlI hükümetiyle Fransa-pın münasebetlerini yakından tetkik etmek İçin İstnnbula gönderdiği lort Arthur Pagft saray erkiniyle münasebet tesis eylemişti sebnsll-yanl İse İhtilâl reis! Kabakçı Mus-tafayı Fransız parttstne celbe muvaffak olmuşta. Fagot gizli münasebetlerinin Fransız elçisinin kulağına gitmemesini İstiyordu. Halbuki divanı hümayun tercümanı Aleko bey — Aleksandr Suça — bunu Be-bnriJynnlye ifş» etmiş, hal ve vazi-
Aleko beyin vazifesinden hariç İşlere müdahale ettiği Sultan Musta-faya lika olunması üzerine İdamına irade sâdır oldu.
Rlkâp reisi Hâiet efendinin Fenerli Rum beyleriyle ara» İyi İdi Ellkâp kâhyası He birleşti.
(Aleko bey evvelce pek çok İşe yaramış birisi olduğunu ve derdest olan politika İşlerinde vücudu elzem görüldüğünü! arz He affını niyaz ettiler Sadaret kayrnnkttmı da buna dair padişaha bir takrir takdim etti Fakat bu teşebbürier müsmir almadı Kati bir irade üzerine Aloko b?y 1222 recebinin on dokuzuncu günü
babı hümayun önünde idam olundu. Hâiet efendi divan tercümanını kurtarmak İçin elinden geleni yapmıştı. Buna rağmen tercümanın İdam olmasından dolayı 8ebastlyanlnln adaveti belâsına uğradı.
Babıâliyl iz'aca vesile arayan Se-bastiyanl Aleko beyin Fransa himayesinde bulunduğunu İddia ve zaten öteden beri hakkında hüsnü niyet beslemediği Hâiet efendiden şikâyetle Babıâliyl pek ziyade tazyik etmeğe başladı.
Evvelce Rusya elçisinin devlet işlerine müdahalelerine müsaade edildiğinden şikâyet eden Sebastlyanl BabIâli Rusya aleyhine Fransa İle birleştik t'n sonra Rus elçisinden ziyade İşlere müdahale eder olmuştu I Yalnız. Rus elçisi tekliflerini yollu, yolsuz aht ve şartlara bina ediyor gibi görünmek İsterken Sebatiyanl (dostane İhtarı diye olur, olmaz İşlere burnunu sokardı. Arzusu yerine getirilmezse hemen pasaportlarım ister, böylece dediğini yaptırırdı. Hele sonraları işi büsbütün İfrata vardırarak tercüman, kapı kâhyası gibi memurları alenen himaye ettikten başka vezaret tevcihlerine bile karışmağa başlamıştı
Napolyon 1807 de Tllslt'te Rusya ile miisalaha edince Babıîlllnln Fran-sadan emniyeti münsellp olmuştu. Taleyrapm bu emniyeti İnde yolundaki gayreti semere vermiyordu.
Rfkâp reisi Hftlct efendi Napolyon Ue Taleyrantn sarfettlkleri dostluk sözlerini ve SebastlyanLnln tavır ve hareketlerinin ancak Fransız politikasını yürütmek maksadına müpte-nl olduğunu. Fransanın Lşl görüldükten sonra OsmanlI devletini açıkta bırakacağını İdrak ediyordu.
BabIâli bir takrlp İle İngtilzierl ele almağı maslahat muktozası görüyordu. Bu sebeple tngillzlere pes perdeden mül.ıyemet göstermeğe ve vakit, vaklr gönüllerini huş tutarak aradaki zıddiyet ve münaferet tozlarını silme e, husumet eserlerini bertaraf -imegK, muhalefet ateşini söndürmeğe «nazikâne» başlamıştı. Vakıa Fransadan, Napolyondan İhtira? dolayıslyle İngilizlerle müsalâha edemiyorsa da onların böyle el altından celp ve teliflerine çalışıyordu Tilslt müsal Abasından sonra Napolyon Osmanlı devleti hakkında öteden beri temin ettiği dostluğa değil. Üçüncü Selimin hal’ını fırsat sayarak insaf ve İnsaniyete sığmaz muamelelere kıyam ettiği gibi 6e-bastlyanlnln de devlet vükelâsına etmediği eza ve cefa kalmıyordu.
Sultan Selim devrinde olduğu gibi Babıâliyl tamamen Fransaya meyltt-tlremedlğlnl gören Fransız elçisinin herkestin ziyade ncfsanlyet! reis Hâiet efendiye idi. Efendiye türlü, türlü töhmetler isnat ediyor ve huzurunda, gıyabında zem ve şetimde bulunuyordu. [Bunun riyasette vücudu Fransa ile Osınanlı devleti arasında miinaferctL, belki münazaa ve muharebeyi İntaç edecektir.] diye İzalesini Utlyordu.
Scbastlyenl bir gun sadaret kaymakamı paşaya geldi;
— Reis Hâiet efendi Eflâk kapı kâhyası KostaJdyi kati ettirecektir. Kosta kİ Fransa hlmayeslndedlr. Onu katletmek Fransa dostluğuna bir butlan çizgisi çekmektir! diye bir takrir verdi Kaymakam paşa Hâiet efendiyi çağırdı. Sebastlyanl Hâiet efendinin yüzüne karşı da: .
— Sen Fransanın OsmanlI devleti aleyhine hareket edeceği şüphesine 2ahip olmuşsun. Kostaklyl öidürte-ceksln. Gerek Eflftk voyvodası, gerek kapı kâhyası Kostak! Fransa hlma-yesindedirler. Sıyanet olunmalı ve sıy&net olunace,ktanna dair bana takrir verilmeli.
Diye ağır bir teklifte bulundu.
Hâiet efendi vakıa siyaset İncelik terinden anlamaz, İş bilmez, acemi, cözftnü İdaro edemfz bir adam değildi. Fakat artık dilini tutmağa tahammülü kalmadı. Sebastlyınlyl • hakimane müsamaha» ile savuştu-ramadı. Arada şiddetli bir söyleşme başladı. Hâiet efendinin mukab'le-yetl karıştırmıştı.
ler! şiddetçe Sehastiyaninin hücumlarından aşağı kalmıyordu-
Kaymakam paşa bir ara, bir takrlp 11e «ref'I meclis» eyllyebllmlş ise de artifc Fransız elçisi İle rfkâp rel-Eİ arasındaki mübayenet glderlleml-yecek dereceyi buldu ve bundan sonra Sebastlyanl riyaset odasına gelmez oldu.
Hâiet efendi Sebastlyanlntn ta-hammülfcrsa muamelelerinden batı-«İle bizzat Napolyona şikâyet eylemesi İçin 1222 ramazanında Park elçisi Muhip efendiye mufassal bir talimat gönderdi. Muhip efendi İse Fransa elçisinden şikâyet değil, Pa-rlste kendi halini anlatacak İdmM bulamıyordu.
Bu hale göre Napolyondon bir müzaheret memul etmedlğlndun İsin gen® tstanbulca çaresine bakılması lâzım geleceğini bildirdi.
Bunun üzerine padişah tarafından hediyeler verilmek suretiyle Bebastl-yanlntn hatırı tatyip adihnak zaruri görüldü!
Sebastlyanl Hâiet efendinin İngilizlerle anlaşma teşebbüsünü de haber aldı. Rlkfrp reisliğine belki sa-
Bir şehirde herkesin kanı muayene edilerek hasta olanlar derhal tedavi
al tına alınıyor
Frenginin nasıl kökünden yok edilebileceği hakkında doktorlara soracak olursanız, ekserisinden şu cevabı alırsınız: «Dünya tize, rinde yaşıyan her frengiliyi bulup onu tedavi etmek suretiyle frengi yeryüzünden kalkabilir."
Geçenlerde Birleşik Amerikanın güney eyaletlerinden Alaba-manın Birmingham ş'hrj sakin_ leri. bu gayri kabil gibi görülen nazarlyeyı elbirliği ile tatbik ede. rek kuvveden fiile koymağa muvaffak olmuşlardır,
Son günlerde, Birmingham şehrinde frengi hastalığına karşı tarihte eşine tesadüf edilmiyen müthiş bir seferberlik başlamış-LL tır. Tekmi] Birmingham halkimjQ kanları muayene edilmiş ve fren'n giye müptelâ olanların der^\| hal tedavisine başlanmıştır^-
Sırf bu eya'ete mahsus ol.O
mak üzere yeni bir kanun vazedi-c lerek, 14 yaşından 50 vaşına ka.O dar her Alabamalının kanında'J) Vasserman tahlili yapılmıştır.
Kan tahlillerinin kısa bir SİU> manda tamamlanarak frengili’e. rln tesbltl ve derhal tedav'ler;*^^^ başlanması için, şehrin tek' benzin doldurma, istasyonları, ti^ yatro, sinema, kilise ve d‘pp*o umumi toplantı mahalleri, b” *r tıbbî lâboratuvan haline getiıil_S mJştlr, Alabama tıp fakültesininw muazzam Hillman hastanesini™ bodrum katı kâmilen bir kan£ tahlilhanesl haline getiriler o Tünde 15.000 kişinin kanı tahlil edilmiştir. Ücretsiz frengi teda. via! yapılacağına dair şehrin her • arafı renkli afiş’erle donatılmıştır. Bu meyanda radyo ve gazete İle yapılan İlânlarla bel soğlıklu* £una müptelâ olanların da sıhhat merkezlerine dîrhal müra. eaat ederek dört «âat zarfında meccanen tedavi edileceklerdir.
Küçük büyük tekmil Blrming-hamlıler, tıpkı silâh altına çağrılan askerler gibi evlerine en ya. kın sıhhat merkezlerine koşarak Vasserman tahlilt İçin kan aldır-mış'ar ve bunların her birine birer numaralı kayıt varakası ve. rllmlstir.
Geçen haftanın sonunda, şehirde 287. 987 kişinin kan muayenesi tamam'anarak, beyazladın yüzde 2 ve zencilerden viizde 30 unun frengive mönt'-‘5 olduğu tesblt edilmiştir Yanılan İncelemeler neticesinde hn hast'*. lann, kâffesinin son dört senp zarfında frengive vak?’andık’en ve çoğunun en şiddetli sirayet devresinde bulundukları anlaşılarak, bun'ar derhal meceanen tedavi edilmek üzere, hastaneve veya hususî kliniklere sevk olunmuşlardır. Hastalardan 2.000 ine 9 günde iyileştiren seri frengi te. davısi tatbik edilmiştir,
Birminghamın frenginin kö. künden kaldırılması ieln yaptığı bu çetin mücadele Amerikanın her tarafında büvük bir alâka ve hayranlıkla takîbedilmiştir. Bu. gün Birleşik Amerikanın her tarafında tatbiki düşünülmekte olan Birmingham u*ntlü frengi mücadelesi hususunda her tarafta plânlar hazırlanmasa başla, mıştır. Şimdiden salâhiyeti! mü. tehassıslar. bu metot sayesinde, kısa bîr müddet zarfında bu men fur sâri hastalığın büsbütün yok edileceği kanaatinde olduklar”” b! ’d ’rm'sl erdir.
■■■■■•■■•■■•■■■■■■■■■■■■■■■■•«■■■■■••■■ dedi! birisi gelir d e Fransız siyasetini ona terviç ettirebilir diye Halet efendinin (tngfllzlerle glr.11 muhaberesi var) diye azil ve tedibini İstedi.
Zamanın mukbillerlndcn olan divan ve İlmiye ricalinden bazı hasut-ler de Sebastlyanl 11e yekdfl olup ortaya dedikodular attılar.
Nihayet tatylbl mtlltezem Sobas-tiyanlrıln (şerrine lânetli denilerek re divan ricali hasedinin de tesk ni cihetine gidilerek Hftlct efendi 1222 şevvalinde azil ve Kütnhyaya nefve-dlldt. YerİDe en kuvvetli muhalifi olan Canip efendi diye maruf defler emini Salih efendi nasbolundu.
Ancak bu azil ve nefly Hftlct efendi hakkında Sultan Mustafanın te-veocühsüslüğteıden İleri gelmemi',ti. Padtşah efendinin Kütahyaya giderken geçeceği yerler ümerasına emniyet ve selâmetle yerine lsâl ve İstirahatının ' temin edilmesine dair «mirler vermişti.
Hâiet efendinin siyasi bir zaruret şeklinde görülen ve on yedi ay süren bıı menkûblyctl İkinci Sultan Mahmut devrinde itibar ve Ikba’lnc bir basamak olacaktır!
SÜLEYMAN KÂNI İKTFM
f ,
HAFTA KONUŞMASI
Dünyanın şansı
Şüphesiz ki İkinci Cihan harbinin son perdesi o harbin dehşetine, azametine uygun, göz kamaştırıcı bir haşmetle kapanmalıydı. Konferans kararlarına bakarak «bir şey eksik, diyorduk, azılılara göz dağı olacak bir kuvvetin İşte bu kav ve t bulunmuştur
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:
1000 den fazla şarkı yapan sanatkârın ölümü!..
Atom bombasından bahset, mek lâzım.,.
Zira bu hafta bombadan başka ne üzerine yazı yazılsa «ak. tüalite» dışında kalınmış, yani gündelik gazete usulüne ve okuyucuların arzusuna aykırı hare, ket edilmiş olacak. Doğru,,, Fakat her kafadan bir ses çıktığı ve hayal motörlerinin tam randımanla çalıştığı sırada yepyeni, dikkate değer, alâka çeker ne söylenebilir? Şimdi bütün hülya ufukları genişlemiş, aya seyahat, ten tutunuz üç günde yetişip dal budak salacak ağaçlara, leblebi kadar bir taştan aldığı enerji ile dört kere Amerika seferi yapacak Transatlantiklere kadar dünya, baştan başa bir masal âlemine dalmıştır.
Tarih boyunca hiç bir keşfin atom bombası derecesinde fikir, leri allak bullak etmediği muhakkak,., Bunun bir sebebi de esastaki ehemmiyetinden başka o icadın bizden gizli, yıllarca ça. bşıldjktan sonra tekemmül ettirilmiş bir halde birdenbire meydana çıkması ve hem gerçek, hem mecaz mânada bir bomba gibi patlamasıdır. Şimdiye kadar hangi icattan bir saniyede bir kaç yüz bin kişinin ölümü ve bir koca şehrin yıkımı ile haberdar olduk? Eski zaman icatları ve keşifleri elimize çocuk gibi do. garlardı; paytak adımlarla düşe kalka yürüdüklerini, güç belâ büyüdüklerini, yıllardan sonra geliştiklerini görürdük; ansızın karşılaşmadığımızdan ötürü faz. la bir hayret ve dehşet içinde kalmazdık.
Atom bombası, sürpriz kell-mesile de anlatıiamıyacak bir şey. bir İcat baskım oldu ve ta. rihin en ahlâksızca, alçakçasına yapılmış İğrenç bir baskınının, Pearl Harbour'un İntikamını al. dı. Hem de bire, bir müyon nispetinde!
Bu nispeti pek fazla görmekle beraber aynı keşfin Japonlar tarafından bulunmuş olması İhtı, malini düşününce şimdiki vaziyetten insanlık namına sevinmek lâzım gelir. Zira yalnız İlk dene, ine meselâ New-Yorkta yapılmak truretile birinci İnsan kaybı yüz binler hanesinde kalmazdı; hattâ belki de aynı zamanda dört büyük Amerikan şehri üzerine atılan bombalarla yekûn milyonlar hanesini doldururdu.
Atom bombasının Anglo Sak-sonlar tarafından icadı Arzın başka hiç bir talih cilvesile kı_ yac andınlamıyacak bir şansıdır.
Yoksa büyük küçük bütün milletler — Almanyada beraber — Japonyanm önünde susta duracaklardı
Zira atom bombasını elinde bulunduran Japonya için artık bir müttefiğe ve bir Mihver ittifakına hiç de lüzum kalmıya. çaktı. Mikado, bir masa! olan Allahzadeliğini hakikate çevirecek, hattâ rütbece terfi görerek dosdoğru Allah lığını ilân edecek, ti Hem de tam mânasile kahhar bir Allah!
Öyle bir kuvvete sahip Japon imparatorunun zaten eskiden bcrj bana hoş gelmeyen çehresi üstünde açılmış müthiş zafer gülümseyişini görmediğime çok memnunum. Derde bakın hepimiz evlerimizde, emir icabı veya korku belâsı Mikadonun — şüphesiz tabiî büyüklükte — bir fotoğrafım bulunduracak, bu, büsbütün yabancı ırk çehre, si ve tebessümlle karşı karşıya ömür sürecektik.
işin bir güç tarafı da şu olacaktı' Dünya lisanı yerine geçe, cek Japoncayı öğrenmek ve çocuklarımıza öğretmek,.. Cermen zafp’-ine inanarak eski harbde ve bu harbin başlangıcında Alman, caya sarılan!arla yeni harbde «artık ümit İngilizcsdedir» diye o lisana saldıranların emekleri boşa gidecekti. Her şehirde ilk açılecak Japon mektebine birbirini ezerc^sine koşuşanlar da gene bu zamaneye uyanlar grupu olacaktı.
Montgomery beresinden ilk şapka giyen kadım bu sefer de ilk öne e kimono ile sokakta do. laşan özenti geyşa şeklinde bulacaktık; bayan berberlerinden birinci defa Japon usulü saç tu. valeti yapabilen dükkâna — bas. ma dağıtılan İthalâtçı mağaza, lan gibi — polis kordonu ve nöbet usulü konacaktı ve adliye koridorları saç saça döğüşenler, birbirinin saçını yolanlarla dola, çaktı. Makyaj ise gittikçe sarı renge kayacak, gözleri çekik şekle sokmak için de estetik ameli, yatları yapılacak, kulak altından gizli pensler kullanılacaktı,
Keşke değişiklikler bu tuhaflıklardan ibaret kalsa.,.
Bir tek ırkın bindiği arabaya bütün ırkların koşulmuş olacağı bu dünyada artık bir daha boyunduruktan kurtulma ümidi de beklenemezdi. Zira her isyan, ne derece büyük ve teşkilâtlı hazırlansa atom bombasına dayanamaz, karşı koyamazdı kİ... Mikado elini bir düğmeye bastı mı ayaklanmanın baş gösterdiği bölgenin üstünde bir uçak belirecek ve bir bomba patlıyacak. tı, O kadar...
San tenli kahır İlâhı yıkıcı, yokedici kudretinin tesirine bakıp gülümslyecektl
Ne o, ne de Hitler veya Musso_ lini gülümseyemediler. Atom bombası felâkete gülemiyecek İnsan ellere geçti. Az daha Hitle-re nasibolacaktı. Bereket Alman Führerl hesapsız zulmünün ve ırk düşmanlığının cezasını çekti. Zira bu Yahudi, o hürriyetçi, şu şahsıma aleyhtar diye memleke. tin! bir çok değerli fizik ve kimya bilginlerinden mahrum bırakma sa, yalnız kendine ve yardakçı kafalara güvenmese. Alman kültürünü topyekûn emrinde çalıştırabilseydi — Tanrı esir, gedi! — atom bombasının birinci denemesini Londra üstünde yapması ihtimali yok değildi... çoktu, yahut ordularını Mosko. vaya kadar yürütmeğe lüzum görmiyecektl; zira öyle bir şehir haritada önceden silinmiş bulunacaktı.
Ve bir gün gamalı hacın ay üzerine çekildiği haberi gelecekti Yarın mümkündür ki gene ayın bir bayrağı olacak,.. Fakat Birleşmiş Milletlere mahsus bir umumî bayrak, Arz bayrağı!
Doğrusunu İsterseniz atom bombasının İcadı, neticesi bakımından da İmkân nispetinde hayırlı olmasına göre Jules Ver. ne'ln romanlarına benziyor ve öyle bitiyor. Hayal kuvvetine daha kimsenin yetişmediği bu Fransız muharriri — çoğunuz bilirsiniz — denizaltı İle dev cüsseli uçakların, hem karada, hem havada, hem de denizde giden nakil ve yıkım vasıtalarının _ kâğıt üstünde — İlk müridi, dir. Şimdi hepsi de gerçekleşmiştir. islemektedir.
Aya ilk seyahati de o muharrir yapmıştır ve bizlere yaptırmıştır... tabiî ki kitaptan! Sonra Jules Vernes atomların parçalanması kuvvetile patlıyan bombayı düşünememişse de füzeyi bulmuş ve dinamitten pek çok yüksek bir infilâk maddesi pe. şlnde dalma koşmuştur.
Meselâ (beş yüz milyonluk miras) da bir Alman Şultze vardır ki tek mermi atarak koca bir şehri yokedecek bir top yapar ve bu topu harekete getirecek kuvveti de bulur.. Ama bir hesap yanlışlığı yüzünden felâket önlenir. Gene (bayrakla karşı karşıya) romanı dokunduğu yeri eritin buhar haline sokan bir İnfilâk maddesinden bahseder. Maddenin mucidi olan Fransız mühendisi Thomas Roch korsanların eline düşmüştür, yan delidir; ona, keşfettiği maddeyi gizli bir adanın lâboratuvannda yaptırırlar. Fakat yerleri keşfedilir: milletler arası bir donanma ada. yı sarar; Roch, İcadına kulak aşılmadığından do’ayı milletine v? İnsanlığa kin beslemektedir; maddeyi kullandığı takdirde do-
nanma bir anda mahvolacaktır. Haydutlar neticeden emin...
Fakat, Fransız mühendisi korkunç İcadım tam deneyeceği sı. rada bakar ki karşısındaki zırhlının direğinde kendi bayrağı sallanıyor... Vatan sevgislle gözleri yaşarır, aklı başına gelir, ec. za şişelerini kayalara atar, kırar, bayrağının karşısında diz çöker.
Yani icatların hepsi de kötü kişilerin aleyhine ve insanlığın lehine neticelenir, hayırlı biter
Dünya romanında da. bir romancı İcadını andıran atom bombası böyle olacağa benziyor.
Japonlaıdan başkası hakkında, diyeceksiniz. Ben bu fikirde değilim. Bir kaç bomba o milleti de sulbe razı ettiği için uzun sürecek, pek kanlı geçecek bir harb kısaltılmış ve barışa yol açılmış olduğundan lüzumu kadar cezasını çekmiş bulunan Japonlar da gün geçtikçe insanlık ve gii2el sanatlar âleminde yer alacaklar, Militarist ellerde şer aleti vazifesini görmekten kurtulacaklar, dır.
Şüphesiz ki İkinci Dünya harbinin son perdesi o harbin dehşetine, azametine uygun göz kamaştırıcı bir haşmetle, bir «apo-teoz« la kapanmalıydı. Atom bombası bunu yaptı. Bütün konferanslara, üçler veya üç yüzler toplantısında kararlaştıranlara bakarak «bir şey eksik, diyorduk, azılılara göz dağı olacak, hırs’a. rı bastıracak bir teyit kuvveti...» Kuvvet bulunmuştur.
Atom bombasının ebedî sulh üzerindeki tesiri hakkında şimdiden bir hüküm vermek doğru değildir. Bugün asıl sevinilecek nokta onun ilk önce Japonyada ve Almanyada keşfedllmemesi-dir. Edilseydi böyle bir konuşmayı fikir hürriyeti güç yazar, kor-kudan ya susar yahut yeni İcadı titreye litreye hudutsuzca överdik. Belki de gene aynı şeyi söylerdik: «Medeniyet kurtuldu!» derdik ama defi belâ kabilinden, müthiş esmayı üstümüze sıçrat-mamak için...
Bugün dilimizi tutmak mecburiyetini duymuyoruz, aklımıza eseni söylüyoruz. Söyleyince de korkunç silâhın İnsan ellerde bulunduğunu ispat etmiş oluyo. ruz. Dünyanın şansı varmış... Büyük bir varta atlattık!
Refik Halid Karay
Potsdamlıcarları
Franaız hükümeti bir demeç neşretti
Londra 11 (R.) — Fransa, Potadum kararlarına karşı hareketini (Ayin eden resmi bir demeç neşretmlştlr• Bunda görüşmelerden Fransanm hariç bırakılmasına teessüf edilmekte, Almanyanin İşgali kararları kabul edilmekle beraber ban noktalarına İtiraz edilmektedir. Fransa 5 Dış Bakanı komisyonuna daveti kabul ediyor, fakat Romanya, Bulgaristan, Macaristan, Finlandiya İle anlaşmalardan hariç bırakılmasını kabul etmiyor.
Fransa Almanyanın bazı kısımlarının Polonyaya ilhakına İtiraz etmiyor, alâkalı devletlerin Almanya hudutları mfselesini tek bir mesele gibi tetkik etmeleri lâzım gcldlRlni söylüyor. Fransa, harb suçluları hakkııula-kl beyanata Hştlrafc ediyor.
Müttefik kontrol komisyonu Berlin’de toplandı
Londra 11 (R.> — Müttefik kontrol komisyonu dün Beri İnde İkinci toplantısını yapmıştır. Fena hava dola-yısite geKmlyen Gel. Eiscnhower'in yerine Mareşal Zukov toplantıya başkanlık etmiştir. Komisyon Berllne. yiyecek ve kömür gönderilmesine muvafakat etmiş, Potsdam kararlarının tatbiki tçbı talimat vermiştir.
Herkesin anlıyacağı bir lisanla Y. Mühendis O. Gülcem'ln yazdığı
ATOM
PARÇALANDI
günün kitabı çıktı. Fi, 30 kuruş. YOKUŞ KÎTABEVİ ■■ Heri kitapçıda bulunur "Sh
Her dilde bir şarkı bırakan meşhur bestekâr ihtiyarlığında süt ticareti yapıyordu..
—«X
Şaşılacak bir hafıza — «Sen bunu bu gece öğrenemezsin!•» — Uykusuz geçen gece — Hafızın bir gazeli — İran Şahmın verdiği nişan — «Cicimi.n in cebindeki altınlar — Arif beyin şarkı söyleme tarzı — Çifliğe dönüş — Son günleri — Süt ticareti — Muzikat hümayun kışlasının bir odasında
Devrinin zevkini avuçları içinde tutan bu büyük musiki dâhisinin, bu kadaı- bestelerine rağ. men nota bilmediğini söylersek hiç bir AvrupalI buna inanmazdı. 1000 den fazla şarkı yapmış ve bunları en küçük parçasına kadar birbirine karıştırmadan her zaman okuyan ve başkasına öğreten bir insan nasıl nota bilmeyebilir?., Bunun İçin sanat, kârın hakikaten emsalsiz bir hafızası olduğu hemen göze çarpıyor. Bu hafıza kudreti, devrinde, ki en büyük üstattan bile şaşırtmıştır. Hattâ Arif bey için: «Mucizeli bir kulağı var!.» derlermiş. Bir işittiği nağmeyi kendisinin bîr daha unutmasına imkân yoktu.
Buna dair sarayda tuhaf ve dikkate değer bir vaka da geç. inişti; Arif bey saraya intisap ettikten sonra. Üstadı ve hocası Hâşim beyle birlikte her gece el ayak çekilince musiki meş. kederler, çalışırlardı. Bir gece yine geç vakte kadar meşk sürdü. Ders bitti ve yatma zamanı geldi. Hâşim beyin de uy. kuşu gelmişti. Lâkin Arif bey bir türlü musikiden kendisini alamıyor:
— Şunu da geçelim hocam,,. Bunun semaîsini de geçelim,,, d|ye mütemadiyen ısrar ediyor-Hâşim bey genç musiki âşı. tanın her dediğini yerine getiriyordu. Lâkin gece yansını geçtiği halde Arif son derecede zor, öğrenilmesi pek müşkül uzun ve takım halinde bir beste zinciri, nin geçilmesini isteyince Hâşim bey köpürdü:
— Arif,,, Sen bunu bu kadar dar zaman İçinde dünyada öğrenemezsin. Çok zordur. Ben aynı şevi altı ayda öğrenebildim, dedi.’
Arif yine ısrar edince Hâşim bey büsbütün sinirlendi:
— Peki... dedi, boş yere ısrar ediyorsun. Altı ayda öğrenilecek bir parçayı bir kaç dakikada öğrenmek İstiyorsun. Sana bunu meşkrdeceğim. Hattâ bu gece ne İstersen hepsini göstereceğim. Lâkin yann sabah bunları aynen öğrenmiş olarak* bana tekrar edeceksin. Eğer tekrarhyamaz-san — ben! dinlemediğin İçin — bir daha sana ders vermlyece-ğim. Benimle alâkan kalmıya. cak. Nasıl kendine güvenebiliyor musun?.,
— Tabiî hocam,,,
— O halde başla... Hangisini İstiyorsun?.
Arif, hakikaten ancak altı ayda öğrenilmesi kabil olacak şeyler istiyordu, Hâşim bey büyük bir sabır içinde bunları birer birer gösterdi. Sonra da:
— Şimdi git yat!.. Ve hele ya-an bunları aynen bana tekrar etme... O takdirde benim yüzümü görecek değilsin...
Arif bey bu söz üzerine sessiz, ce odasına çekiliyor. Yatıyor ve mışıl mışıl uyuyor.
Lâkin Hâşim beyi sinir bastır-dıkça bastırıyor, Kalb çarpıntısı bir taraftan..’ uyumak imkânı yok, Hele şu delikanlıya bakı, mzl*.. İnsan o kadar zor şeyi bîr ik| saatte öğrenebilir mi? Meselâ Hâşim beyi sardıkça sanyor, sar. dıkca sanyor.
Sabahı ediyor. Şafakla beraber yatağından fırlıyor, Arif beyin baş ucuna dikiliyor. Son derece sinirli ve mütehakklm, sert sert:
— Kalk.. Kalk oku bakaljml.. Beni bütün gece sinirimden uyutmadın. Oku da görelim, diyor.
Arif bey sıçrayarak uyanıyor, gözlerini uğuşturarak doğîulu-
Arif beye nişan veren İran hükümdarı Nasreddin Şah
yor.., Hâşim bey âdeta titreye. rek:
— Çabuk... Çabuk oku bakalım,., diyor.
Arif bey:
— Peki hocam!,, diyerek başlıyor.
İlk dakikalarda Hâşim bey hâ.’ lâ çok sinirlidir, kaşlar çatık:
— Olmadı.., Öyle değildi. Şöyle olacaktı.
Diyor, lâkin yavaş' yavaş sesindeki hiddet kaybolmağa başlıyor:
— Evet.. Benzedi, öyle,. Burası değil,.. Hah şimdi oldu... Dikkat... Dikkat... Haaaaah... İyi.; Bu da İyi...
Derken musiki İlerledikçe uykusuz sinirli üstadın gergin hat. lan gevşiyor. Çünkü bu çocuk bir harikadır:
— Hah... Güzel,,. Burası yan-lışi. Mükemmel... Şimdi çok güzel,,, Fevkalâde!.. Aman ne gü. zel!.. Haaah.,,. Aferin!., Bravo!,, Tahsin!,.
Arif bey gece kendisine bir kere gösterilen bütün parçalan baştan başa tekrarlıyor. Bütün geceyi uykusuz, sinirli ve sabahleyin çatmak maksadile Arif be-yln yanma gelen üstadı İse:
— Gel... Seni alnından öpe. jrim,. artık benden ne İstersen sana göstereyim... _
Diyerek Arif bevl alnından öpüyor. ♦
Görülüyor kİ üstat nota bilmiyor ama hafıza kuvveti de İşte bu derecededir.
îran şahının verdiği nişan!.
Bestekâr Arif beye ait yazılarımızı bitilmeden önce onun İran Şahı Nasreddin Şahtan al. dığı «Şir Hurşit» nişanından da bahsedelim.
Arif bey hafızın bir gazelini bestelemişti. Bu gazel vaktile îs-tanbula da gelen Nasreddin Şahın pek hoşuna gitmiş, kendisine Şir Hurşit nişanını vermiştir.
Gerek Arif bey ve gerek oğlu viyolensel sanatkârı Cemil bey bilhassa ecnebilerin pek dikkati, nl çekmişlerdir. Meselâ Cemil bey bir ecnebi cemiyetinde verdiği bir konser üzerine etrafta o kadar büyük bir hayranlık havası yaratmıştı.
Sırası gelmişken şunu da söy-liyelim Saraylı kadınlar küçüklüğünde, minimini Cemil’in adını «Cicim!.» koymuşlardı. Baba, sile beraber saraya gittiği zaman küçük Cemil «Cicim.. Cicim.» sözlerile kucaktan kucağa dolaşırdı. Ve elini cebine soktuğu za_ man altınlar bulurdu, Genç saraylılar tarafından konulmuş altınlar1 „
Okuyuş tarzı..
Aynı zamanda sarayın ser hanendesi olan Arif beyin şarkı söyleyiş tarzının pek güzel, tâbir caizse «yakışıklı» olduğunu rivayet ediyorlar. Kendisi okurken katiyen ağzını oynatmak, dudaklarını çarpıtmak, gözlerini kısmak, boyun damarlarını şişi, rerek çıkarmak, elini çenesine veya şakağına koymak gibi hareketlerde asla bulunmazmış. Gayet sakin, tabiî bir tavırla ve pek güzel okurmuş...
Hattâ bir musikişinas bundan bahsederken:
— Alaturkayı, en büyük alafranga sanatkârları gibi okurdu., diyor,,.
Ölümü..
Maalesef bi2deki birçok sanat, kârlar gibi bestegâr Arif bey de refah içinde ölmemiştir. Meşhur bestegâr Şevki beyin sokakta öl, düğünü Ahmet Rasim yazmıştı. Yine zannederim cnun yazılarından birinde meşhur Tatyos öldüğü zaman cebinden topu topu 50 para çıktığını okumuştum. Arif bey de hayatının son zamanla, nnda pek az bir sey o’an tekaüt maaşına kalmıştı,
Eline geçen hiç bir şey, o dün. yaya tepeden bakan sanatkâr gö. züyle muhafaza etmemişti. Çek-meceler dolusu mücevherlerden bile eser kalmamıştı.
Şehirde geçinemiyeceğini an. laymca bir aralık yine Zincirli, kuyu civarındaki çiftliğine çekildi. Ve sakalını tekrar alabildiğine uzattı.
Bütün bir memleketin ağzın, da dolaşan yüzlerce şarkı ona hiç para getiremediği için çiftli, ğinde sürücülük vapmağa başladı. Sağdırdığı sütleri şehre gön. dererek sattırıyor ve böyle geçini, yordu.
Hattâ Arif beyi tapı mirasına seven musikişinaslarımızdan biri gözleri yaşararak bana şunları söyledi:
_ Arif beyin talebesi olan ho. cam «bu büyük musiki dehasının süt güğümlerini bizzat Ortaköye nakledip orada bunları satardı» demişti.
Sanat hakikaten nankördür. Fakat Arif bey sevgilinin nankörlüğüne aldırmıyacak kadar sanat âşıkı İdi.
Şehre indiği bir gün Mızıkai hümayun kışlasında 1302 senesinde veJat etti. «Yahya efendi» dergâhı kabristanında yatmakta, dır.
«Mecmuai Arifi» adında bir de eseri vardır.
Hikmet Feridun Es
Türkiye Ecnebi
Senelik 2300 kuru} 54C0 Suru}
6 Aylık 1500 » 2900 »
3 Aylık 800' » 1300 •
Adres tebdlLl için elli Kuruşluk pul gönderilmelidir Aksi takdirde adres değiştirilmez.
Telefonlarımız Başmuharrir: 20505 Yazı tgierl: 20765 _ İdare: 2Û081
Müdür: 20487
Ramazan 4 — Hızır 09' İmsak Güneş öğle ikindi Ak YtvUJ E. 7.58 9,54 5,00 8.57 12.00 1.44 Va. 4,13 6,07 13,19 17.10 20,12 2158
idarehane BabIâli civarı
Aeımusluft, sokak No 13
gahfft? 6_ __ı____ _
si İŞKENCE]
AKŞAM
12 A"U3*os 3945
Benjamin Franklin
Küçûktenberi kendisine aEzlyctçl Eşref# derlerdi, Etrafındakilere czl-Vt etmeğe, onları küçüldü büyüklü işkencelere sokmağa bayılırdı.
Eziyetçi Eşrefi daha mektepte iken tanımıştım. Bir vilâyet lisesinde talebe İdik. O zamanlar orada kendisini Pek AvrupalI gibi göstermek istlyen bir vali vardı. Onun cmrlle vilâyette, İtfaiye neferlerinden bir bando muzlka kurulmuştu- Her akşam üstü bu bando muzlka belediyenin karşısında Aydınlardan, Karmenlerdun daha bilmem nelerden parçalar çatardı. Ve bu konserlerle vali bey de ne kadar lUrl zevkli, ne derecede Avrupa ruhlu bir adam olduğunu bütün vilâyet halkına İspat etmiş olurdu.
O zamanki vali İçin en büyük terakki hamlesiğ, en hudutsuz medeniyet iste bu bando muzlka idi-, Hele yolunu şaşırıp da* bizim vilâyete ts-tanbuldan büyükçe bir adam filân gelmesin. Böyle vaziyetlerde «vali bey efendi» hemen İtfaiye bando muzlka-sının ne dehşetli bir. bando muzlka olduğunu göstermeği en büyük fırsat bilirdi.
Her akşam üstü İtfaiye bandosunun beyaz sıvalı belediye binası karşısında verdiği konserlerin en büyük dinleyicisi biz çocuklardık. Muzlka heyetinin ayakta durduğu yerin tam kargısındaki kaldırıma mahya kandili gibi dizilirdik.
Bandoda büyük bir boru çalan dağ gibi bir adam vardı kl herkesin dikkatini üzerine çekerdi. Yanaklarını İki çömlek gibi şişirerek ve kıpkırmızı kesilerek o kocaman boruyu ü fi erdi. Ve zannederim kl bandonun en ehemmiyetli çalgıcısı da o İdi. Zira bu adam bazen falso yaptığı zaman bütün bando bozulur, vilâyet konağı balkonundan dlnllyen tcceddûtper-ver vali yumruklarını sallıyarak ayağı kalkar, hattâ bazen oradan:
— Olmadı, olmadı!., diye bağırırdı.
İşte bu sıralarda İdi. Vilâyetimize hatırlı bir misafir geldi. Ve tabii bando muzikaya İş çıktı. Valimiz «Avrupa ölçüsünde bir vali» olduğunu İspat edecekti.
O günü belediye konağı önünde bando muzlka heyeti toplandı. Kocaman boruyu çalan Irlyan adamın heyecanı yüzünden belli oluyordu. Vali ona kaşları ile gözleri İle bugün borusuna gayetle dikkat- etmesini, katiyen bir halt karıştırmamasını tembih ediyor gibi idi.
Biz de karşıkl kaldırımda sıralanmıştık. Yanımda arkadaşım Eziyetçi Eşref oturmuştu. Bando şefinin İnce sopasının bir hareketi İle konser başladı. Borucular patlayacaklarmış gibi kıpkırmızı kesilmişler, habre üf-lüyorlardı.
İşte bu esnada bizim Eşref cebinden bir limon çıkardı. Çakısı İle onu ortadan kesti. Borucuların dehşetten açılan gözleri karşısında bu her halde çok sulu olan limonları şakır şakır yemeğe başladı. Bir anda boruların sesi değişti. Hani harıl limon yiyen çocuğun karşısında adamların habre yutkundukları görülüyordu. Hele o irlyarı. büyük boruyu çalan zavallı bu yutkundurucu manzara karşısında hakikaten mahvü perişan olmuştu. Ne yapacağını şaşırmıştı. Konser bozulmuş, valinin saçları fesinin etrafında dehşetten dimdik havaya kalkmıştı. Burnu büyük, mağrur misafir: »Bu mu İdi bana göstereceğiniz büyük medeniyet alâtneti?» gibi bando muzlkaya suratını buruşturarak bakıyordu.
Eşref bir tek limonla valinin İşini mahvetmişti. Yalnız valinin değil, zavallı borucuya da ne İşkenceler çektirmişti. ,
O günden sonra âdet haline getirdi. Onlar konser verirken karşılarına geçip habre limon yiyordu. Ve bu suretle boruculara en biiyük eziyeti etmiş oluyordu.
Lâkin onun etrafına yaptığı işken-
ce bu kararda kalmazdı. Bazen ders çalışmak için evine giderdik. Bunla-Tin son derecede avcı bir kedisi vardı. Bu hayvanda avcılık bir hastalık halinde idi. Pencereden kuş tutardı.
Eziyetçi Eşrefin en büyük zevki şu İdi; Kapanla İki üç tane fare yakalar, bunları sicimle bağlardı.
Ondan sonra avcı kedisini tutar, onun da dört ayağını sik sıkı bağlardı Nihayet fareleri getirir. Hayvanın önüne bırakırdı. O son derece avcı kedinin, pençeleri bağlı olduğu halde, bu fareleri seyredişini gözlünüzün önüne getirebilirsiniz. Biçare hayvan (ildırırdıl. Dell olacak raddelere gelirdi. Bir kediye bundan da daha büyük bir İşkence yapılamazdı.
Eşref büyüdü, gitti. Bu türlü eziyetlerden, hainliklerden kendini alamadı.
—Ne yapayım?. Elimde değil.. Kendimi tutnmiyoruijı!.. diyordu...
¥**
Gsçenlerde bir gün evine gittiğim zaman kendisini heyecan içinde buldum. '
— Şu eskiciye biraz İşkence yapmak İstiyorum... Zira çok pazarlıkçı bir adam. Ben de ondan hıncımı çıkaracağım... dedi..
Ve camı vurarak eskiciyi çağırdı. Adama o hafta yaptırdığını bildiğim İngiliz kumaşından yepyeni bir elbise gösterdi.
Eskici kostümü muayene ettikten jıonra sordu:
— Kaç para istiyorsun?
Eşref:
— 45 Ura ver!., dedi, şaşırmıştım. 300 liralık kostüm .
Yeni yaptırmış. Aklını mı kaçırdı bu çocuk?.
Eskicinin gözleri Tidir fıldır yanıp söndü. Mamafih çabuk kendine geldi:
— 40 veririm!., dedi.
Eşref:
— Öyle İse satmıyorum. Pazarlık beni deli eder. Şimdi İstediğim flatı verstn de nafile....
Eskici çıldıracak!.. Kostüm bir hârika:
— Pekâlâ 45 verdim gitti.
— Olmaz... Madem ki pazarlık ettin. Sinirime dokundu bir kerre.
— Kızına.. EU1 vereyim.
— Olmaz dedika...
— 66 .
Eşref başını sallıyor. Eskici dövünüyor. Zira adam hakikaten bu nefis kostümü onun 45 liraya vfrecc-ğjne, pazarlık yüzünden bu İşten caydığına kani... Biçare 95 liraya. 100 liraya kadar çıktı. Lâkin Eşref kapıyı kapattı. Adam gitmez. Evin etrafında saatlerce dolaşır. Sesi kısıldı. Birkaç kere daha yukarıya geldi. Kapıyı çaldı. Nafile!.. Eşref:
— Dünyada elbiseyi satmağa niyetim yok.. Ne flat söylesem pazarlık edeceğini, herkesi üzeceğini bildiğim için ben de ona bu eziyeti yapıyorum.. diyordu.
Adam bir hafta evin etrafında dolaşmış. Ve bayaSü zayıflamış... Bağırmaktan da sesi çıkmaz olmuş.. Ne eziyet zavallıya.. (Bir Yıldız)
RADYO
Amerika hükümetinin bu kıymetli kurucusunun ölümünün 155 inci yılı rnünasebetile Amerikada merasim yapılacak *
ANKARA RADYOSU
Bugünkü program
18 Dans orkestrası; 18,45 Şarkılar; 19 Haberler; 19,20 Geçmişte Bugün; 19.25 Salon orkestrası; 20,15 Pazar Gazetesi; 20,30 Fasıl; 2Î Sinema orgu İle parçalar; 21,15 Beste ve şarkılar; 21.35 Mozart: Obualı Kuartet (pl.); 21,50 Dans müziği (pL); 22,15 Yurtta spor; 22,30 At yarışları neticeleri; 22,35 Dans müziği (pl.); 22,45 Haberler.
Yarın sabahki program
7,30 Hafif müzik (pl.l: 7.45 Haberler; 8 Hafif müzik (pl.l; 12,3ü Semai ve şarkılar; 12,45 Haberler; 13 Salon orkestrası.
İkinci dünya harbinde en ağır yükü üzerine alan Birleşik Amerika hükümetleridir. Bu hükümet bir zamanlar İnglltcrenln müstemlekesi İdi. Uzun süren ümcadeleden sonra İstiklâlini kazanmıştır. İstiklâl mücadelesinde, başta Wshlngton olmak üzere, birçok kimseler temayüz etmişlerdir. Bunlardan biri de Benjamin Frank-iin'dir. Franklin 1700 senesinde doğmuş, «4 yaşında İken vefat etmişti. Ölümünün 155 inal yıldönümü miina-sebetlle yakında merasim yapılacaktır.
Franklin, Birleşik Amerika hükümetlerinin kurulmasında çok büyük rol oynadığı halde, birinci derecede bir mevki işgal etmemiştir. Cuınhur-reisi olmamıştır, İstiklâl beyannamesinde İmzası yoktu; hattâ Birleşik hükümetlerin KanunucsnslslnL tanzim edenlerden de değildir. Fakat buna rağmen, Amerikalıların günlük hayat ve siyaseti üzerinde silinmez bir iz ve damga bırakmıştır. Yaşadığı devir 18 İnci asırdı. Fakat bütün düşünceleri yirminci asra uygundur.
Franklin her şeyden evvel bir fen adamı İdi ve fen üzerinde esaslı ve derin tetebbülerl vardır. Bunları bilişi nazarî olarak kalmamış, fen şahmında mühim keşiflerde bulunmuştur. Teşebbüs vc teşkilât kudreti çok büyüktü. Zarif olduğu kadar kudretli' bir halk yazıcısı idi. Aynı zamanda çok mahir bir diplomattı. İşte her sahada haiz bulunduğu kabiliyet ve kudret kendisini Amerikan hayatında en enteresan bir sima yapmıştır.
Benjamin Franklin, Boston şehrinde doğmuştur. O tarihte Boston İngiltere kırallığmın Şimali Amcrlkndakl müstemlekesinin 6000 nüfuslu bir şehri idi. Babası İngllterenln Ozforcl yg yangın sigorta ...—^
kontluğundan Yenidünya’ya hicret1 getirmiştir, etmişti, sabunculuk ve mum yağcılık Fccri şimali ve Gulf Strcam akıntısı İle yaşıyordu. Pek çok evlâdı vardı, hakkında İlk tetkikleri Franklin yap-f enjamln Franklin on birinci çocuğu mJştır. Yenldiinya’nın ilk karikatürls-Idi. Annesi de Nantuckct adasında ti otan Franklin, ilk Magazin başmu-mualllmük vt> arazi mühendisliği ya- [ ı.arrlrldlr. Tesis ettiği Saturday Ev-pan bir adamın kızı idi. Babasının niııg Post mecmuasının bugün mll-vaktü hali müsait c»—1 j_______________________• _____ ■
Benjamin, bütün ömründe ancak iki / sene mektebe devam edebilmiştir. Wn kazanmıştır. -r-_____________________
Fakat bütün ömrü boyunca, çalışmak- vardı. İyi bir atlet ve meşhur bir yutan ger! durmamıştır. l-L ~~ — 2- Ll. ............
Ağabeylerinden James bir küçük uçurulduğunu gördüğü matbaa açmıştı. Benjamin daha on -**- (---
iki yaşında lk*n bu matbaaya çırak olarak girmiştir. Bir taraftan matbaacılığa alt işleri öğrenip vazifesini yaparken, diğer taraftan muharrirliğe merak ederek bunun İçin çalışıyordu. Üç sene sonra, yani on beş yaşında İken Boston'da İntişar eden The Ncw Engtand Courant gazetesinde cüret-X ir a ne makaleleri imzasız olarak yazmağa başlamıştır.
Fakat 1727 de biraderi ile arası açıldığından, baba ocağını terkederek Phlladelphla şehrine göçetmlştlr. Burada gemiden çıktığı zaman cebinde ancak bir Felemenk dolan vardı. Fakat ertesi günü Samuel Keimer isminde birinin tabı İşleri yapan dükkânında kendisine bir İş bulmuştur,
O tarihte Phlladelphla, Şimali Amerlkadnki İngiltere kıratlığı müstemlekesinin en mühim şehri olmak üzere dev adımlarlle İlerliyordu, Yalnız Amerikanın değil, bütün dünyanın en büyük merkezlerinden biri oluyordu. Bu geniş ve terakkiperver muhitte Benjamin büyümüş, gelişmiştir. Denebilir kl bu mühim beldenin İstikbaline şekil vermekte hiç kimse Ben-jamln kadar âmil olmamıştır.
Mensup bulunduğu müessese kendisini kâğıt satın almak üzere İngil-tereye göndermişti Burada İki sene kalmış. Londranın hayatını ve siyasetini yankından fanımıştır. Philadel-phia’ya döndükten sonra bir matbaacılık şirketi kurmuş ve 1728 de Lon-don Gazette’l ortaklarından satın almıştır.
Bütün ömrü boyunca Hlm ve fen musahabelerinden büyük bir zevk aldığından, etrafına Yunto denilen bir mahfil toplamıştır. Daha sonra bu mahfil büyüyerek meşhur »Amerikan
Felsefe cemiyeti» haline gelmiştir.
1731 de şimali Amerikada İlk seyyar kütüphaneyi tesis eden Benjamin Franklin olmuştur. 1733 te Gözetle Almnnack salnamesinde kendisinin yarattığı edebi simayı Amerikalılara tanıttırmıştır. Bu sima fakir bir simadır. Amerikanın Nasreddin Hocası olan bu muhayyel simaya söylettiği sözlerle, bütün cihanın darbımesel külliyatını kısa ve nükteli vecizelere çevlrtmlşlir.
1747 senesinde meşhur elektriklyet nazarlyeslni İleri sürmüş, H(4 sene sonra yıldırımın mahiyetini tcsblt ederek pnrotoncrl bulmuştur. Bu keşfi neticesi olarak bütün Avrupa Franklln’ln büyük bir mütefennln olduğunu tanımıştı. Fakat modern dünyanın meydana gelmesinde bu adamın gösterdiği hizmetlerin bütün azamet ve ehemmiyetini ancak bugün lâyı-kıyle takdir edebiliyoruz.
Şimdi her mektep çocuğu Frank-lln'in uçurma tecrübelerini ve elektrik çubuğunu biliyor. Fakat bugün nail bulunduğumuz modern konforu Franklln’ln icadına ve fenni tatbikatına borçlu olduğumuzu pek azımız bilir.
Franklin kurumlu bacalardan nefret ediyordu. Bunun İçin ocakların dumanını temiz olarak çekecek bir usul bulmuştur. Kütüphanesinin yukarı gözlerindeki kitapları merdivenle İndirmek zahmetli bir iş olduğunu düşünerek, kolayca bunları almak İçin bir mihaniki kol Icadetmlştlr. Pertavsızı meydana getiren gene bu fen adamıdır Meşhur Pennsiylvanla üniversitesinin müesslsl de Franklln’-dlr. Bu büyük İrfan müesseseslnden başka birçok mektepler, hastaneler ve yangın sigorta kumpanyaları mey-
I
olmadığından, ypnlarca okuyucusu vardır.
İlâncılığın babası ünvunını bihak-Sporda da nasibi
I
zıicü İdi. İlk defa bir büyük balon . _ _ zaman, bir
gün harbin havadan yapılabileceği kehanetinde bulunmuştu.
Frankllnln kendi tarafından yazılan hal tercümesi. İngilizce kitaplar arasında en çok okunan bir eser olmuştur. Bellibaşlı bütün medeni dillere de tercüme edilmiştir.
İngiltere kırallığıyle şimali Amerl-kadakl müstemlekesinin arası açıldığı zaman bu istiklâl savaşında Franklin Avrupada mümessil ve Fransa hükümeti nezdinde şerir olarak çalışmış ve On altıncı Louls’den silâh ve para olarak büyük yardımlar temin etmiştir.
Sekiz sene devam eden kanlı bir harbden sonra Şimali Amerikanın bir İngiliz müstemlekesi olmaktan kurtulup müstakil bir Cumhuriyet devleti olmasını Benjamin Franklin ile general Washlngton'un sabrü sebat ve hulûsuna borçludur.
Şimali Amerika. İstiklâlini kazandıktan sonra da Franklln’ln vatan-perverane vazifesi sona ermemişti. Muhtelif unsurlar ve partiler arasında münaferet ve geçimsizlik yüz göstermişti. Akıl ve hikmet sahibi olması ve uzun tecrübeleri ve birlik devletine sarsılmaz inanı, ihtilâfları yatıştırmakta mühim bir âmil olmuştur. Bu münasebetle Pennsylvalna hükümeti valiliğini d er uhde etmişti. Vücut bulmasına bu kadar çalıştığı yeni hükümetin faaliyetine birkaç ay daha şahidolduktan sonra gözlerini bu dünyaya kapamıştır. — F.
Yayla havasile iyi olan ve bundan zarar gören hastalar
Yazan Doktor HAFIZ CEMAL (LOKMAN HEKİM)
İstanbulda, yaylâ denecek yüksek dağlarımız yoktur, yaylalar Anadolu-mııza mahsustur. İstanbulda en yüksek tepemiz, (Büyük Çamlıca) dır. Bunun da denize nispeten yüksekliği ancak (300-350) metredir. Buna daû veyahut yaylâ demek de münasip değildir.
Anadolumuzuıı birçok şehirlileri, kasabalıları, nahiyclllerl yaz gelince yaylalara çıkarlar. Zevk ve Safa ederler. Ne kadar güzel eğlenirler. Temiz, tozsuz hava He ne güzel yaşarlar. Vücutlarını kuvvetlendirirler. Kışta, bozuk havaların, kapanıklığın tesirleriyle yıpranan bedenlerini yaylâlarda kuvvetlendirirler.
Anadoludakl yaylalarımızın çoğu (1000 - 2000) metre yüksckliğlndtdlr. Bizde (600-7000) metre yüksekliğinde yaylalar yoktur. (Erclycs) dağında (Buzul yaylâsi) (2650) metredir. (Küçük Erclyeş) (3770) metre yüksekllğlndedir. Fakat burada oturan yok gibidir,
(Büyük Erclyeşl (3916) metredir. Buralarda hiç kimse oturmamıştır.
Çok yüksek dağların, yaylaların, önemli meseleleri vardır. Bu gibi yerlere çıkmak, yazı geçirmek her vücuda elverişli değildir, iklimleri İnsanlar üzerinde başka başka tesirler yapar. Anadolumuzun yaylâiarı İklim ve yükseklik cihetinden ötürü birbirlerine benzemezler. Bazıları oldukça rutubetlidir. Bir takımı da kuraktır. Şiddetli poyraza, dehşetli lodosa tutulan yaylâların vücut üzerine olan tesirleri değişir. Her yaylâ ufku, düz bir yerdir. Her taraf oldukça açıktır. Bu cihetle yaylâlarda güneş olanca şa'şaası ile, güzelliğiyle «rken doğar Ve gözleri nurlandiran güzel bir batışla kaybolur. Oralardaki şehirler, kasabalarda insan daha çok güneşlenir.
Yaylaların hepsinde birbirine az çok benzlyen, İklim vasıfları, hassalar) vardır.
Yaylâ topraklar) güneşten en çok fayda gören arazidendir. Yaylâlarda gün daha uzundur. Vâdilerde, dağlar arasında bulunan yerlerde güneşin aksi teslrlle hava daha fazla ısınır Sıcak hava vadilerin diplerini sarar. Geceleyin daha soğuk yapar, Gündüzle gece arasında sıcaklık farkı daha ziyade olduğundan buralarda yazın oturanlara sıkıntı verir.
Halbuki yaylâlarda gündüz sıcaklığı ile gece harareti arasında pek aa fark vardır. Bu cihetle İnsanlara sı-
kıntı vermez. Yaylalarda geceleyin de o kadar soğuk olmaz. Kışlık yerlerde rutubet, nem, sis çok olur. Bunlar (:a az çok hastalık yaparlar. Halbuki yaylâlarda akar su bulunmadığından rutubet, sebebi olmaz, bulutlar bile az olur. Bunlar da yaylâ havasının 1yi olmasına hizmet ederler.
Yaylaların çevresinde büyük dağlar bulunmaz. Bu cihetle hava her cihetinden serbestçe eser. Kışlık yerlerin çoğunda bir sene zarfında en çok esen ve hükmünü İcra eden bir rüzgâr vardır. Halbuki yaylâlarda boyla yalnız 'hâkimi) olarak bir rüzgâr esmez. aylâlar, her istikametten, her cihetten gelen havaya apaçıktır. Bundan dolayıdır kl yaylâ havası, her zaman saftır, temizdir, tuzsuzdur, rutubetsizdir, İşte bu sebepten ötürüdür kl yaylâda oturanlar, çok dinç, çok kuvvetli olurlar. Her sene yaylâ ya çıkan İnsanların çoğu kışın hast olmazlar.
Tarih kitaplarını gözden geçirini Vaktlle en büyük eşkıya, en kuvvet âsiler, en kudretli cihangirler yaylı lardan inmişlerdir. Yaylâ havası, hı yaların en iyisidir. En temizidir, t cihetle kışın pis, kapalı havalard vakit geçiren çocuklar, gençler, orl yaşlılar. Yaylalara çıkmalı diri a Kansızlar, zayıflar, cılızlar, (lenfi tik) denilen hasta mizaçlılar, hastı lıktan yeni kalkanlar, boyunlarım (sıraca) denilen bez veremliler, b( yunlarında (yumru) ları olanlar, zs yif veremliler, vereme yeni tutulmu: lar, (zatürrle ve bahusus (sulu zatü cenb) geçirenler, yaylâ havasıyla çc defa başka ilâç almıyarak İyi oluı lar. Şeker hastaltğına yeni tutuk İnsan yaylalarda uzun bir müdd( oturursa çok fayda görür.
Çok zayıflar, kansızlar vereme ti t-ulmuş ümitsizlik ve yeis İle bitki bir hale gelmiş ne kadar insanlı gördüm kl. her tarafı çamlarla kuşı tılmış, temiz pınar suları ile bezei. mlş yaylâlarda bir kaç sene kaldıktan sonra İstanbula tekrar geldiklerinde hiç bir hastalıkları kalmamıştır Yaylâ havası ihtiyaçlara (tansiyon) lan fazla olanlara zarar verir. Çok içki kullanan, damarlarında sertlik başlıyonlara fazla sinirlilere, arasira ağızlarından kan gelenlere, peg ziyade çökmüş, erimiş has'/ılara yaylâ havası dokunur.
Yalnızlıktan hoşlanmıyan, ıssahk-ı tan kofkan evhaml), kuruntulu insanlar, yaylâda çok rahatsız olurlar.
Tekel U. Müdürlüğü ilânları
CGömlekiş—i
1UKİNCİ SINIF GÖMLEKCl I
■■ Tel: 20098 Sirkeci ■■■■
Gün Doğmadan Paris
EDEBÎ ROMAN
Yazan: Loıris Bromfield Tercüme eden: Vâ . NÛ
olmalarıdır. Çünkü, yalnız, maddi vc lftfzl mevcudiyetleri görebiliyorlar. Meselâ, masalar, İskemleler gibi.
Komutan von Wessellhoft, eğildi ve masanın arka tarafına oturdu. Kendisine teklif vak! olmaksızın d'Abrizzi, masanın öte tarafına bir iskemle koydu, çantasını açtı.
— Sansür için her şeyi getirdim. — dedi. — Bazı şahneler, repetlsyona başlanacak derecede hazırdır.
Von Weascllhoft, doğrularak sordu:
— Repetlsyon mu?
— Evet. Bu tamamiyle yeni bir rö-vü olacak.
— Niçin?
L£on:
e — İşte başlıyor!* diye düşündü.
Sonra:
— Tabii, efendim. Aslı vatanperve-rane bir rövüydü. — dedi. — İçinde pek çok şeyler vardı kl.,. — (kelimeyi ■radı ve buldu.I — ... vardı ki, şimdi artık aktüallle olamaz.
— Evet. Öyle zanederlm.
— famlnl, Parla! Dalma Paris!> koyarız!
Alman komuttu) bir an düşündü.
Paris’i değiştirmek niyetinde değiliz. Dalma Paris kalmasını istiyoruz. Ancak, Paris bizi anlamalıdır; bizi ve Yeni Nizamı.
D'Abrlzzl'nln yüzü İfadesini değiştirmedi; fakat, bu yüzün arkasında, beyni, süratle Çalışıyordu. Düşündü:
— Âlâ! Mükemmeli Böyle bir başlığın ne mânaya geleceğini kavrıyama-dıl
Derken bir meseleden ötekine geçtiler. Komutan tiyatroya karşı şaşılacak bir alâka gösteriyordu; profesyonel olmıyan bir İnsanın bllemlyece-ğl türlü türlü ve acayip teknik teferruata dair de hayrete değer bir vukufu vardı.
D'Abrizzi biraz İleri giderek, fakat? Levantinlere has bir ustalıkta:
— Tiyatro halkındaki malûmat»*' nızdan dolayı sizi tebrik ederim, komutanım. — dedi. — Mestektenmlş-slnlz gibi konuşuyorsunuz.
Komutan gülümsedi:
— öteden beri sahneyi çok severim. Bu hususta çok malûmot edindim, şimdiki vazifemin bana verilmesi sebeplerinden biri de budur. ,
D'Abrizzi pek şaştı; çünkü, karşısındaki âdeta mahviyetle konuşuyordu. Nazik davranıyor, Leon’un beklediğinden pek daha nazik davranıyordu. Küçük adam, buraya çantaslyle gelirken tahkirlere uğramağa hazırlanmıştı. Yüreğini ve karasını İşgal eden bu büyük işte muvaffakiyet için şayet lâzım olursa, hattâ yasaklanmağa bile hazırlanmıştı. Halbu kl İşte, komutan, tiyatro karşısında mütevazı. Bu halinde biraz da sadedlllik var ki, Parlse İlk defa gelen bir köylünün hareketine benziyor. Bu şüphesiz, kültür karşısında Alınanının tavru hareketi olacak! O kültür uğrunda canım dişine takıp çalışmalı! Zihnini iyice toparlamahl Korkup hürmet duymalı!
— Peki, sanatkârlar... Birinci sınıf İnsanlar olacaklar ml? Aynı kimseler mİ? - diye komutan sordu.
— Başlıca bütün artistler, geri dönmekte mutabık kaldılar.» LHJ de ■Perche müstesna, hepsi...
— Yazık! Kendisini hatırlıyorum. .Hafif tarzda gayet İyi bir komedi ar-’tlstlydl.
— Nice’e kaçtı. Yahudldir.
Binbaşı:
— İhtimal akıllıca davranmış. -.dedi.
Rövünün müsveddelerini İtina İle katladı. O anda kapı açılarak emir crl göründü. Arkasından bir garson tepsi getiriyordu. Onlun görünce, komutan
müsveddeleri İtti. Garsona:
— Şuraya, önüme bırakın.
Leon, subayın Fransızcasınm, selikaya uygun, düzgün, fakat telâffuz bakımından barla bir hususiyette olduğunu far ketti.
Garson, orta yaşlı, solgunca benizli, yarı yarıya dazlak bir adamdı. Siyah gözleri, mânâsız bir suratı vardı. Komutana yaklaştı; sonra, bir Rltz garsonuna göre pek acayip bir şekilde hareket etti: Tepsiyi ters tarafa koydu.
Bu hareket ânl bir feveran yarattı. Yüzü kıpkırmızı kesilen binbaşı haykırdı:
— Bu tepsiyi alın ve öte taraftan koyun! Bana doğru dürüst servis yapılmasını istiyorum.
Garson, Fransızca, süratle özür diledi. Eğildi, tepsiyi alıp muntazam şekilde yerine bıraktı. Sonra havluyu çekip bekledi. Komutan, getirileni tetkik etti. Tavukta bir sandviç, bir küçük şişe şarap ve kahve vardı. Bakar bakmaz, subay yeniden küplere bindi:
— Yemeğimi yedikten sonra kahvemin getirilmesini İstemiştim. Adam gönderip lstetecektlm. Alin götürün ve tekrar sıcak olarak getirin.
Garson, yeniden eğildi, özür diledi. Aldığı emirlere göre hareket ettiğini söyledi.
— Aldığınız emirler beni ilgilendir-
7 eated by free'VOrsidrî öf 2PDF
1 — Karaağaç Barut Deposu yangın söndürme ve temiz su tesisatı İşi açık eksiltme usuliyle yaptırılacaktır.
2 — Muhammen bedel (4880.60) lira olup muvakkat teminatı (366.05) Uradır. .
3 — Eksiltme 28/8/945 salı günü saat İD,30 da Kabataşta Genel Müdürlük Levazım şubesindeki alim komisyonunda yapılacakttr.
4 — Eksiltmeye girebilmek İçin taliplerin bundan evvel asgari 4000 liralık bu gibi işleri muvaffakiyetle yapmış olduklarıma dair gösterecekleri vesaikle eksiltme gününden 3 gün evveline kadar Genel Müdürlük İnşaat şubesinden ehliyet vesikası almış olmaları lâzımdır.
5 — Şartlaşma her gün adı geçen şubede görülebilir. -
6 — İsteklilerin belirli gün ve saatte güvenme paralarıyla birlikte
mezkûr komisyona müracaatları lldrı olunur. (10798J
İstanbul sıhhî kurumlar arttırma ve eksiltme komisyonundan:
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Devlet Hastaneleri" ihtiyacı için 3 adet ameliyat masası temdlden açık eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksiltme 13/Ağustos 945 pazartesi günü saat 14 de Cağaloğlun-da Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü binasındaki komisyonda yapılacaktır.
2 — Üç adet ameliyat masası için muhammen bedel 4800 liradır
3 — İlk teminatı 360 liradır.
4 — İstekliler şartnameyi çalışma gün vp saatlerinde komisyonda görebilirler.
5 — İstekliler carî seneye ait ticaret odası vesikası İle gurup vesika-
sı ve 2490 sayılı kanunda yazılı vesikalar İle evvelce bu gibi ameliyat masası yapmış olduklarına dair resmî bir vesika İle belli günde komisyona müracaatları. (10792)
mez. Ben kendi emirlerimin yerine getirilmesini istiyorum.
Garson kahveyi aldı; geri geri yürüyerek ve eğilmekte devam ederek odadan çıktı. D'Abrizzi, vaziyeti görmek İçin döndü; garson kapıyı kapamadan bir saniye evvel, kendisine bir bakış baktı; i-jonda anladı.
Komutan devamla:
— Havsalam almıyor... Rltz gibi bir otelde. Her işi daima berbat yapıyorlar. Biz Adlon’da böyle bir servise müsaade etmezdik.
Fakat. D'Abrizzi farkındaydı, Paris! Dalma Paris!
— Müsveddeleri okuruz, şayet uygun olmıyan bir nokta varsa, size haber yollarız. Yirmi dört saatte size İade ederiz. Rövünün pek yakında açılması İçin sabırsızlanıyoruz. Parlste hayatın eskisi gibi devam etmesini istiyoruz.
Zile bastı ve teğmen girdi. Halâvet-11, pembe ve tombalak bir tüysüz delikanlıydı.
D'Abrizzi, dedi kl:
— Bir mesele daha var. Vesikalar meselesi. Aktörlerin hüviyet varakaları.
— Temsil saatlerini değiştiriyoruz. Bundan böyle tiyatrolar saat onda kapanacak.
— Bu vaziyet aktörlerin şahıslarına pek az zaman bırakır. Provalar devrinde de güçlük olur.
Komutan keskin bir nazarla Ly-
on'a baktı:
— Bütün aktörlerin mesuliyetini üzerinize alır mısınız?
— Her hangi bir adam hakkında mümkün olduğu" nispette. Tiyatro mensupları beynelmilel zihniyettedirler. Siyasetle nadiren İlgilenirler. Aksi takdirde, yeniden İşe başlamamızâ razı olmazlardı.
— İsimler listesi yanınızda mı?
— Ev.et,
D’Abrizzi, çantasını tekrar karıştırdı; makinede itina İle yazılmış bir liste çıkardı. Bunda, aşağı yukarı, bir resmi vesika manzarası vardı. Zira, notere de tescil ettirilmiş bulunuyordu. Üzerinde, noterin mührü ve bir kurdele görünüyor.
Komutan göz -ezdirdikten sonra başını kaldırdı.
— Roxana Dawıl. Hâlâ burada mı?
— Evet.
— Fakat Amerikalıdır.
____Öyle efendim. Amma, on dört se-nedenberl burada yaşıyor. Burada kendi memleketinde demektir. Parisin pek rağbet ettiği bir artisttir.
____ Evet. Bundan dört beş sene evvel, burada ataşeyken, kendisini görmüştüm.
Usulla vesikayı katladı; mtisvedde-krln yanına koydu; başını öte yan* çevirerek:
(Arkası var)
12 Ağustos 1945
A & $ A «1
Sahlfp 7
Pasilikte savaşan Amerikan erlerinin kahramanlıkları
Bir askeri doktorun hatıra defterinden alınan bir kaç not
Jlm Corbett'l tanınmış olsaydınız görünüşünden onun gayet maddi ve şımarık bir delikanlı olduğuna zahlp olurdunuz. Zayıf, ince vücutlü, yüzünde daima şeytanat okunan bu genç, arkadaşlarına türlü, türlü nahoş muzipliklerde bulunur ve her an kavga çıkarmak için fırsat kollardı. Güney Pasilikte Japonlara İlk baskını yapan meşhur bölüğün sıhhiye erlerinden olan Jimmy, ancak 19 yaşında idi.
Bir gün, düşmanın keşif ateşi altında Jimmy vurularak yere düşen bir yaralı ere yardım İçin sürünerek yanma gidiyordu. Civarda glzlepmiş olan bir .Japon avcısının attığı mermi onu bel kemiğinden ağır surette yaraladı. Ameliyathane olarak kullanılan hurma ağaçlarından çatılmış çardağın altına sedye İçinde getiridiiği vakit, hayattan ümidini tamamiyle kesmişti.
Bununla beraber onu derhal ameliyat etmeğe başladığım zaman «Arkadaşlar nasıl, çok yarak var mı?» diye, büyük bir gayret sarfederck sordu.
Ona fazla zayiat olmadığını söyledim. Gülümsemeye uğraştı ve gayet acele ile:
— «Vazifemi İyi yapabildim mi?» diye sordu.
— «Vazifeni mükemmel başardın.» Jimmy, «teşekkür ederim» dedikten sonra gözlerini kapadı, ve biraz sonra tekrar açarak:
— «Doktor bana aldırmayın, diğer arkadaşlara yardım edin» dedikten sonra gözlerini dünyaya büsbütün kapadı.
Ben bir bahriye doktoru olduğum İçin hayatta hep maddi şeylerle meşgul olmağı öğrenmiş ve alışmıştım. Bununla beraber bu Çengells-tan harbi bana tatmin edici manevî bir ders veriyordu.
Savaşlardaki tehlikenin çarpışan kahraman erlerimiz arasında dal.a sıkı manevi bir bağlılık yarattığını ve bu fedakar gençlerin arkadaşlarını tehllkedfn kurtarmak için kendi hayatlarını feda etmekten kaçınmadıklarını hayretle görüyordum. Müşahedelerimi tarih sırosiyle yazıyorum:
3 Temmuz — Yarın sabah erkenden G misyonuna çıkıyoruz. Hastanede 13 yaralı var. Amerikanın orta garbından gelen Rick namında dizinden yaralı iri yan bir çlfçl delikanlısını bugün giyinmiş olarak yatakta palasını biler bir vaziyette buldum. Ona hastaneye gidip yatmasını söylediğim vakit bana kızgın bu suratla baktı ve: «Vallahi sapasağlamımı doktor, bak dizim zerre kadar acımıyor» dedi.
Acıyan sol bacağını enerjik bir şekilde havaya kaldırdı. Acıdan al nından ter taneleri döküldüğü halde yüzündeki tebessüm hiç değişmedi. Dizine dokundum ve adamakıllı şiş olduğunu hissettim.
— «Pekâlâ seninle bir pazarlığa girişeceğim, eğer sahile kadar tam teçhizatla gidip gelebilirsen, yarın bölükle beraber yola çıkabilirsin* dedim.
Sahile kadar olan mesafe 3 milden fazla idi, ve onun bu işi başaramı-yacağına kani olduğumdan her türlü bahse girebilirdim. Fakat 55 dakika sonra seke seke geldiğini görerek hayretler içinde kaldım. Sert bir sesle:
— «Rick sen çıldırmışsın. Yürüyüş kolunu takibedemezsin. yolda geri kalacaksın ve Japonlar seni öldürürler. Neye bu kadar ısrar ediyorsun?» dedim.
Heyecan ve hiddetten dişleri gıcırdayarak:
— «Doktor, bölükle beraber gitmem lâzım, İşte o kadar. On beş ay arkadaşlarımdan hiç ayrılmadım, onlarla beraber gitmeliyim» diye ısrar etti
5 Temmuz — Sahile vardık. Gerideki çardak hastanede yatan 12 yaralının da bugün bu herekâta iştirak etmek için kaçıp aramızda gizlendiklerine eminim.
Taşıt gemisi bizi düşman arazisl-sinln derinliğine doğru yaklaştırdıkça hastaneden kaçıp gelen ve tir tarafa gizlenen hastalar birer birer ortaya çıkmağa başladılar. Bunların çoğu ateşler içinde Fakat onları geri göndermenin de artık imkânı kalmamıştır.
Gece yarısından biraz sonra düşman İşgali altında bulunan sahile ayak bastık. Dizlerime kadar çamura gömüldüm. Sahil, malzeme, sandık He dolu idi. Bunlardan b'.rlnl omuzuma aldım, blrLsl: «Doktor bu yoldan» dedi. Durdum baktım, bunun. bir katırın kaldıracağı kadar mrtına yük vurmtış olan hastalarımdan blrls! olduğunu hayretle gördüm. MI kemenin sahlldrn İçeriye taşınması İçin herkes bütün gece çalıştı.
7 Temmuz — Şafak sökerken bö lük Jongl arasında İlerlemeğe başladı. öğleye doğru Japonların müdafaa ateşi altında sürüne sürüne ilerleyerek bir köyü zaptetmeğe muvaffak olduk. Burada da derme çatma bir hastane kurdum. Bulduğum
sert bir sırayı ameliyat masası olarak kullanmak İçin iyice dezenfekte ettirerek yaralıların getirilmesini bekledim.
ilk getirilen yaralının tanıdığım uzun boylu gençlerden biri olduğunu gördüm. Filinden yaralanmış olan bu delikanlının hiç kıra hıçkıra ağladığını görünce ona bacağı kırılanların bile bu şekilde ağlamadıklarını sertçe İhtar ettim. Bana bir müddet garip garip baktıktan sonra:
— «Doktor ben acıdan değil, hırsımdan ağlıyorum. Çabuk vakit kaybetmeden elimi sar da buradan derhal cepheye döneyim.»
Elini panaman edip sardım ve istirahat etmek lâzım geldiğini söyledim. Tekrar dönüp baktığım zaman yerinde yeller estiğini gördüm. Bu kahraman delikanlının yaralı eliyle tekrar arkadaşlarının yanında savaşma klçln cepheye gittiğini anladım.
10 Temmuz — Top tüfek seslerinin geldiği tarafa doğru yürüyordum. Bir ses:
— «Dikkat, doktor yere yat. siper al diye bağırdı. Kendimi hemen bir çukura atarak yüzükoyun yere kapandım. Biraz İlerde teğmen Joe Broderick’İn bir çalılığın gerisinde gizlenmiş ve kolundan kan akmakta olduğunu gördüm. Ona doğru gitmek için yerimden kalktığımı görünce:
— «Kıpırdanma doktor, yaram mühim değil, diye fısıldadı. Onun daha ilerisinde teğmen Tommy Follara1 ın da siper almış bir vaziyette gizlenmiş olduğunu gördüm. Brode-rlck ve PoJlard'm tüfekleri aynı zamanda patladı. İlerimizdeki bir ağacın tepesindeki dallar sallandı ve iki Japon fedaisinin cesetleri yere düştü. Broderlck yerinden kalkarak bana;
— «Artık kalkabilirsin doktor, tehlike kalmadı. Benim yaram ufak bir çizgiden İbaret, sen bana aldırma, diğerlerinin yardımına koş» diyerek yanımdan uzaklaştı.
Karanlık basmağa başladığı halde Jönglde hâlâ çarpışmalar devam ediyordu, ve bu hal bütün gece devam etti. Şafakla beraber, yeni bir taarruza geçtik, ve ancak sonra o havaliyi Japonlardan tamamiyle temizledik. Zayiatımız ağırdı. Hastane çardağının etrafı yaralı arkadaşlarına yardım etmek İsteyen sağlam erlerle dolmuştu. Bunların çoğu, yanıma gelerek:
— «Doktor yardım lâzım mı? Kana ihtiyacın var mı? Benim kanım çok boldur.» diye yardımda bulunmak istiyorlardı.
21 Temmuz — Dün sabah bu havalideki Japon üssünü ele geçirmek İçin taarruza geçtik. Yaralıların adedi o kadar artmakta idi kİ hepsini hastaneye nakletmenin İmkânı yoktu. Ormanda, mercan kayalariy-le âdeta bir duvar halinde çevrilmiş mahfuz ve düz bir noktayı İntihap ederek, burasını muvakkaten tedavi ve ameliyat merkezi haline getirdim. Hava kararmağe başladığı zaman bu küçücük mahfuz yerde 300 yaralı bulunuyordu, ve bunların dörtte biri sedyelerde yatan ağır hastalardı. Yaralılardan 41 i ölerek yüzlerini örttük.
Bunlar arasında Thaddeus Parker namında bir er vurulduğu esnada •Büyük Stoop» lâkablyle anılan kahraman bir çavuş onun yakınlarında bulunuyordu. O civara mermilerin yağmur gibi yağmasına rağmen Blg Stoop. Parkerln yardımına koşmuş ve Japonlar tarafından o da yaralandığı halde, arkadaşı Par-kfri kolları arasında hastaneye kadar getirmeğe muvaffak olmuştu. Ona Parker’ln ümitsiz olduğunu söylediğim zaman, koca çavuşun rengi sarardı, cepheye dönmek için yanımdan ayrıldı, fakat bir İki adım attıktan sonra yüzükoyun yere dii şertk bayılivcrdl. Çavuşun yaralı olduğunu İşte ancak o zaman anlıya-büdlm.
Gece yarısı Japonların İntihar birliklerinden bir bölük, deliler gibi haykırarak süngü hücumuna geçmişti. Yaralıları geride bırakıp rical etmemiz için emir verildiğine dair aslı olmayan bir rivayet ortalığa yayılmıştı. Baş eczacının muavini Brovlne yanıma sokularak sessizce-
— «Doktor ben yaralı arkadaşlarla beraber burada kalacağım» dedi. Ona geride kalacak olursa başına geleceğini düşünüp düşünmediğini sordum. Gayet soğuk kanlılıkla:
— «Evet biliyorum. Fakat yaralı arkadaşlarım buna tahammül edebilirlerse ben de pekâlâ tahammül edebilirim» diye cevap verdi. Hamdol-sun böyle bir şayianın aslı çıkmadı ve çekilmedik.
1 — İŞ ARIYANLAR
İNGİLİZCE — Her nevi ticari tercüme ve muhabere. Lütfen Akşam’da «İngilizce muhabere» rumuzuna müracaat edilmesi. 906 — 1
Göz Mütehassisı
Doktor Cemil Görür
Hastalarını pazardan başka her gün saat 15 ten 18 e kadar kabul eder.
Cağaloğla Nuruosmanlye caddesi Osman ŞTafeddln Aprt. No. 5 ■
TİCARÎ MUHASEBE — Ve mali mevzuata vakıf mâliyede müdürlük devlet iktisadi burumlarında şeflik yapmış bir 2at 1? aramaktadır. Akşamda ŞHÖ rumuzuna mektupla müracaat. 960 — 3
TEKNİSYEN İŞ ARIYOR — HUSUSİ, resmî, hastanelerde, mekteplerde baş makinistlik arıyor. Kalorifer, elektrik, su tesisatları üzerinde İhtisası mevcuttur. Biitün işlerden anlar. Akşamda (R.K) rumuzuna. 974 —
AVRUPALI — Ahçı kadın «cordou blcu» lafranga ve alaturka yemekler. Büyük tecrübe sahibi. İş arıyor. Adr. Beyoğlu ski Terkos Çıkmazı Morali Ap. 8 F. F. 908 — 1
NAMUSLU GENÇ — Ambar, antrepo, imalâthanelerde heâjıp, muamele memurluğu yapmış; amele sicil ve dosya İşinden anlar tecrübeli genç iş arıyor. (Akşam) da (Namuslu) rumuzuna. 984 —
OKUR YAZAR — Askerlikle ilişiği yok. Evliyim hususi yerlerde gece bekçiliği İstiyorum. Kefil veririm Fatih Çarşamba Mehmetağa Hamam sokak 12 İhsan Tezel. 981 —
İŞÇİ ARIYANLAR üç KİŞİLİK - Bir ailenin, orta ve yemek hizmetini görecek namuslu ve temiz bir hizmetçi, eok acele aranıyor. Bebek. İstanbul mebusu Hüsnü Kortel evi. Tel: 36 • 34. 912 — 1
TUHAFİYECİ TEZGÂHTAR ARANIYOR — Birkaç sene toptancı tuhafiyeciler yanında çalışmış, tecrübeli ve fatura tanzim etmesini bilen ticari muamelelere vakıf bir tezgâhtara İhtiyaç vardır. Kendisine müsait ücret verilecektir Adres: Mar-puççular. Çarşılı han No. 22 Tahsin Baran. 964 —
EV KADINI ARANIYOR - Anadn-lunun İyi bir şehrinde yedi yaşlarında bir çocuk ve bir bayın ev İşlerini görecek birisi «ranıyor. Dolgun maaş verilecektir. Telefon 34,22 Yenlköy Köybaşı caddesi 3 No. ya müracaat. U71 _
TECRÜBELİ ADAM ARANIYOR Bazı Amerikan ve İngiliz fabrikalarının mümessili bulunan firmamıza ithalât ve İhracat işlerinde çalışmış tecrübeli bir adam arıyoruz. Bu durumda olanların İstanbul posta kutusu 639 a mufassal adreslerlle müracaatları. 967 — 1
BİR TİCARETHANENİN — Hesap muhabere İşlerini yapabilecek bir bayana İhtiyaç vardır. İstanbul posta kutusu 289 a müracaat. 979 —
SIHHATLİ BİR GENCE İHTİYAÇ VARDIR — Lisan bilen ve terzilikten anlıyan tercih edilir. Ad.: İstiklâl cad. No. 198/2 Bekir Yılmaz. 2 986 — 2
BİR BAKKAL TEZGÂHTARINA İHTİYAÇ VARDIR — Aksaray Valide camisi karşısında Borsa Pazarı Halim Yola müracaat. 987 — 2
YÜKSEK TAHSİLLİ BİR TÜRK BAYAN ARANIYOR — Ticareti meslek yapacag İngilizceye hakkiyle vakıf yüksek tahsilli bir Türk bayana İhtiyaç vardır, daktilo ve muhabere usulleri öğretilecek tatmin edici bir ücret verilecektir. Edebiyat fakültesi İngilizce kısmından, Kollej veya Harlskoldan mezun olanlar tercih edilecektir. Taliplerin Ferdi Sel'k Türk Emlâk ve İlân bürosuna müracaatları. Galata ömerâblt han İkinci kat 23 telefon 42368 996 — 3
MEMUR ARANIYOR — Beyoğlun-da bir Türk anonim şirketi daktilo ve hesap işlerinden anlayan bayan bir memur aramaktadır. Yazı ile Beyoğlu posta hanesi 264 No. Iı kutuya müracaat. 992 — 2
HİZMETÇİ ARANIYOR — Bir kişinin orta hizmetini görecek temiz, İyi ahlâklı bir bayan aranıyor. Akşamda M. A rümuzuna ve yahut ilân memurluğuna müracaat. 995 —
- SATILIK EŞYA
OTOMOBİL ALMAK VEYA SATMAK İSTİYENLERİN — Mufassal mektupla İst. posta K. No. 618 e müracaatları telefon akşam saat 19 dan sonra (23465) 917 — 8
SATILIK — Flrijlder marka hûvua suz dolabı. Edlmekapı Yağhane Sokak 1 No. ya müracaat 935 —
SATILIK — Demonte fdilmlş 6Û metre tullnde kübik bahçe duvarı parmaklığı İle bir ccmekân satılık-ar. Göztepe Tanzimat sokak 40 No. ya müracaat. 953 —
FRİJİDERİ İNHİSAR MADDELERİ — Ve her çeşidi tamam şerefli bol müşterin bakkaliye dükkânı devren Müracaat - Galata Bilyük Hendek cdadesi Kule meydanı No. 17 ye müracaat. 829 — 1
ACELE SATILIK İKİ TAKSİ — Üsübeyger markalı, 6 tanesi yeni 5 tanesi eski 11 lâstikleri İle İki taksi ehven bir fiatle acele satılmaktadır. Müracaat saat 9-12 Beşiktaşta Sl-nanpaşa camii karşısında Benzinci bay Lûtflye._______________004 — 3
(600/16) ebadında — 6 yeni İfts-tikll 940 model hususî (Fiat» otosu gümrüğü verilmiş olarak on bir bin liraya satılıktır. Müracaat: İst. posta K. 618_________________983 — 2
.BÜYÜK FIRSAT — Vlyanadan getirilmiş İngiliz kumaşı kahve rengi elbise 48 beden ve 62 boy 150 lira. İki ipekli kadın kazağı, tanesi 15 lira Eminönünde Gümrüğe doğru İlk kapı terzi stratl.___________082 —
BUZ DOLAP — Az müstamel Servel markalı bir buz dolap satılıktır. Müracaat yeri: İstiklâl cad. No. 28 Beyoğlu._____________ 902 -
ACELE SATILIK CAMEKÂN VE VİTRİN — Tuhafiyeci ve mercclye yarayan vitrin ve camekân satılıktır. Beyoğlu Ayaspaşa Park Palas 31/1 numaraya. 910
BİR FIRSAT — Pelesenk ağacından Viyana mamulfttı sedef -.kakmalı bir salon takımı satılıktır. Her gün Üsküdar ihsaniye Çık sokak No. 54 e müracaat.______________972 —
SATILIK — Yeni bir halde AUTO-MAT marka bisiklet İle Avrupa malı çocuk Pussetl. Suadiye Şaşkınbûkkal tramvay durağında Beyoğlu bakkaliyesine müracaat._________976 — 1
4 — Kiralık — S a 1111 k
ACELE SATILIK ARSALAR — Göztepe İtfaiyesi karşısında. Yola yüzleri 20. 30 - 40 m«tre olan İçinde kuyusu ağaçları bulunan arsalar, ayrı ayrı, veya toptan satılıktır. Pazar. ve cumartesi günleri Tanzimat sokak 40 No. ya müracaat. 954 —
PAZARLIKSIZ 2500 LİRAYA — Kurtuluşta tramvaya beş dakika mesafede 3 odalı ahşap acele satılık ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Galata Ömerâblt han 23/2 telefon 42368. _________________________959 -
TALİMHANEDE — 6 katlı beşer odalı 70000 liraya ve dört katlı dörder odalı 45000 Ura betonarme apartmanlar Taksim Kristal arkasında Milli Emlâki? telefen 82777. _________________________934 —
100,000 LİRAYA — Nişantaşı tramvay caddesinde altı katlı altışar odalı büyük bahçeli ve manzaralı betonarme. Taksim Krl tai arkasında MİDİ Emlâki? telefon 82777
929 -
SATILIK APARTMAN — Lâlelin n en İyi yerinde fevkalâde nezaretli senede net 10.000 Hra gelirli 10 daireli kaloriferden başka bütün tesisatı havi 150.000 liraya. Tel. 41571.
936 — 2
SATILIK APARTMANLAR — Aksaray'ın iyi bir yerinde deniz görür 4 kat 4 er oda birer hol 3600 T. L. senelik Iradlı bir katı boş 45.500 TL. ve 10 daire 4 er oda 1er hol senelik net 7000 Ura gelirli 80.000 lira. Tel: 41571. 937 — 2
SATILIKTIR _ 28 Beygir kuvvetinde çalışır halde bir adet Gazojen motor ö satılıktır. 40 - 50 Beygir kuvvetinde bir adet mazot makin ası satın almaçakUr- Telefon: 21725.
847 —
SATILIK EV — Arnavutköyunde Adalı Dlmltrl sokağında 4 kapı No.lı bahçesi, elektrik ve terko2 tesisatı ve denize nezareti bulunan altı odalı mükemmel bir hane satılıktır. Yirmi senelik taviz bedeli verilmiştir. Bir katı bos olarak teslim edilebilir. Arzu edenler cumartesi ve pazardan maada her gün öğleden sonra 22907 telefon numarasına müracaat edebilirler. ______________ ____________885 —
ACELE SATILIK APARTMAN — Kadıköy Talimhane Recalzade sokak No. 75 üç daire geniş bahçe 2100 lira İcar getiren apartman satılirtır. Birinci kata müracaat. 980 — 9
KİRALIK — Kalabalığı olmıyan bir aile yanında bir oda mobllyell veya mobilyeslz kiralanacaktır. Taliplerin Kadıköy Cevizlik Şifa so. 20/1 No. ya müracaatları- 983 — 2
İŞLEK HALİNDE MATBAA ARANIYOR — Akşam'da (E. P. Y.) rü-muzuna mektupla müracaat.
993 — 3
ACELE DEVREN SATILIK BAKKALİYE—Kadı köy ün ün en İşlek semtinde taşraya gidiş sebebile, orta sermayeliler için fevkalâde müsait çok faal bir bakkal dükkânı devren acele satılıktır. Müracaat yeri: Kadıköy, Yeldeğlrmenl Karakol caddesi No. 74 ___________________________990 — 2
ACELE SATILIK ZEYTİNLİK — Mudanya İskelesine bir saat yeni bağlar Göçükler mevkliyle, iskeleye yarım saat mesafede Kapı Pınarlarda buğday harmanı karşısında Bahriydi Ahmet Halis beyin altışardan on iki dönüm bağ yerinde 126 şer-den 240 zeytin ağacı ve muhtelif meyva ağaçları. Müracaat: İstanbul -Sultanahmet Park karşısında No. 50 Çanakkal eEmlâk Bürosu Kadir Ay-taç'a._______________________1 — 1
SATILIK — Bostancıda Kiiçükya-lıda İstasyona yakın asfaltta çamlıktı çok mamur bahçeli fevkalâde manzaralı 9 odalı beton köşk satılıktır. Müracaat telefon 83434 ___________________________876 —
SATILIK VE KİRALIK ARANIYOR — Arsa, ev, apartman, han gibi mülklerini çabuk satmak ve kiralamak lstlyenlerln ve dükkân devredenlerin Deney Emlâke müracaatları Galata Rıhtım caddesi Kefeli Hüseyin han No. 2 telefon 4384Û ___________________________794 — I
SATILIK BİNA VE ARSA ARANIYOR — İstanbulun her hangi bir semtinde satılık arsası ve binaları olanların Beyoğlu Posta kutusu 2074 e mektupla bildirmeleri mutavassıt
_- —
SATILIK KAGİR EV — Bakırköy İstasyonuna bir dakika 6 oda, yağlı boya muşamba, su elektrik bahçesi mevcut Bakırköy Cevizlik Çarşılçl 19 No. ya müracaat. 946 —
SATILIK VE KİRALIK BAĞ — Florya Safra köyü yolunda kuyulu bağ görmek İçin bağa müracaat. Fiat Mercan örücüler çarşı kapı No. 10 - 12 ye müracaat. 947 —
EYÜP — Arpaemlnlnde Tekke sokak 22 No. lu bahçe İçerisindeki 6 odalı ev acele satılıktır, lstlyenlerln Beylerbeyinde Aptullahağa cad. 17 No. da Bn. Sal meye mektupla gezmek İstedikleri günü bildirmeleri.
- 963 —
SATILIK APARTMAN — Yeni açılan Atatürk bulvarı üzerinde bodrum kattan deniz görür yedi kat yedi daire beşer odalı tam tesisattı % 7 gelirli 100.000 T. L. Tel: 41571.
938 — 2
SATILIK APARTMAN — Beyazıtta Soğanafta mevkiinde denize tamamen nazır beş kat beş daire beşer oda kaloriferden başka biitün konforu haiz tamamen beton 5500 T. L. sene-»I net lrat-ll 125.000 T L. Tel: 41571.
939 — 2
SATILIK HANLAR — Eminönünde. Sultanmamında. Galatanın müteaddit yerlerinde altlarında mağaza ve depoları bulunan senevi % 4-5 gelirli Tel: 41571._____________940 ----2
SATILIK EVLER — Beyoğlu Ve İstanbul semtlerinde 10.000 T. L dan 20.000 T, L. ya kadar boş teslim edilir evler Tel: 41571 Ankara Emlâk Bürosu. 941 — 2
SATILIK .APARTMANLAR — Talimhane, Ayazpaşa ve Halâskârgazi caddesi üzrrinde Rumeli caddesi Os-manbey ve Maçka semtlerinde istenilen evsaf ve fiatte. T.L. 41571.
942 — 2
SATILIK MAĞAZA VE DÜKKÂNLAR — Mahmutpaşada, Marpuççu-* larda, Galata ve Fermeneciler semtinde Bey oğlunda piyasa mahallinde Tel: 41571 Ankara Emlâk bürosu No, 98 Kat 1.____________943_______— 2j
SATILIK VİLLÂ VE KÖŞKLER VE ARSALAR — Kadıköy Kızıl toprak la n ( Pendiğe kadar istenilen yerlerde istenilen Hatlarda ahşap ve beton köşkler ve İmarca parsellenmiş ve parsellenecek her keseye uygun arta-lar. Tl: 41371._______94-1 - 2
AFYONA BAĞLI SANDIKLIDA — 935 metre murabba] arsa dahilinde bir tarafında takriben 200 metre üzerinde öç ev ve aynı büyüklükte mukabil bina İçinde motörlü un. değirmeni tamamlle satılıktır Talip olanların Telefon: 41636 ya müracaat. _______________________945 — 2 23000 LİRAYA — Osmanbeyde asfalt üzerinde her türlü tadilâta elverişli , İki katlı üçer odalı bahçeli kâgtr ev. Taksim Kristal arkasında Milli Emlâki? telefon 32777
M'' -
VALİKONAĞI — Osmanbcy. Şişil. Tepeüstü tramvay caddelerinde müteaddit evsaf ve konforda kelepir denebilecek ev, apartmalnar satılıktır. Taksim Kristal arkasında Milli Emlâki? telefon 82777. 931
KELEPİR GÜZİDE ARSALAR — Maçka ve civarında 200 - 350 - 4000 metre murabbalık deniz görür köşe başlarında. Taksim Kristal arkasında M11U Emlâklş telefon 82777
932
SATILIK MÜKEMMEL VİLLÂ — Bostancıda tramvaya dört dakika mesafede deniz manzarasına hâkm altı odası 1000 metre bahçesi ve bo? teslim edilir. Fiat, tafsilât ve satın »almak İçin Ferdi Selek Türk Emlâk rBürrsuna acele müracaat edilmelidir. Galata Ömerâblt han 2 nel kat 23 telefon 42368 978 — 3
BATİLIK FTRSAT — Suları, havası. manzarası ltlbarlie İstanbulun en güzel yeri (Çamlıca) da Alcmdağı caddesinde tramvaya, imar sahasına çok yakın 25 No. lı yeni köşkler arkasındaki arsalar. Mezkûr caddedeki 41/1 No. ya müracaat. 973
ASKERRLİK DOLAYISİLE — Kapalı Çarşının İşlek bir yerinde tuhafiye dükkânı devren satılıktır, Arzu edenlerkı çarşıkapı Nuruosmanlye caddesi No. 23 saatçi Saim özen® müracaatları. 975 —
ARNAVUTKÖYUNDE — Or.ti açik| | ve deniz tramvay caddesinde dört*"* katlı kagir apartman haline !frağ“ edilmiş bina çok ehven ve boş teslim^. 25000 liraya acele satılıktır. Evlş Ak-CM şanı. 990 —
KIZILTÖPRAKTA — Deniz ban- — yolarında beş parçaya müfrez ccp- q helerl 16 metre olan arsalar, çok.— acele satılıktır. Evlş Akşam. jO
----------1000 — I 0 (.-Müteferrik* u ---------__________- m
ORTA - LİSE TALEBESİNE — Tu-^ na Dersevi'nde Riyaziye - Fizik -Kimya - Lisan dersleri verilir. Tuna Dersevl Atatürk Bulvarı No. 88 tan bu 1 - Aksaray. 881— >0 "O
GEÇEN SENEKİ — Talebeleri ko-^J laylıkla geçmiş olan bir üniversiteli. co bu sene «orta» nın fizik, matematik, (D kimya, biyoloji derslerini vermcktc-Jr dlr. «Muvaffakiyetii metod» remzi-*** ne. 905 — 1
SATILIK TAY — 942 doğumlu yarım kan Ingiliz al dişi tay azimet dolay isiyle satılıktır. Bakırköy İstanbul caddesi 108 No. ya müracaat. ______________________970 -
UYGUN FİATLE ÇOCUKLARA — İngilizce ve Fransızca ders verilir. (Hemşire) rümuzu ile İstanbul 175 posta kutusu adresine yazılman.
991 — 1
BİR BAYAN ÖĞRETMEN — ilk. orta okul öğrencilerine yabancı dilden başka her ders ucuz fiatle-verebilir Adres: Kasımpaşa Hacı Hüsrev Büyük yokuş 38 No. 997 -1
ALMANCA DERSLERİ - AvrupalI öğretmen büyüklere, talebelere gramer ikmale kalan talebeleri muvaffakiyetle yetiştirir. Pratik öğrenmek ve ilerletmek Istiyenler Taksim Ho-cazade sokak 11 kat 3 Frau Sırttır.
989 — 3
26500 LİRAYA ACELE SATILIK APARTMAN — Dört katlı üçer dörder odalı, banyolu, bahçeli Tepeüstü cadde üstünde Taksim Kristal arkasında Mili! Emlâki? telefon 82777 965
36000 LİRAYA — Harbiye tramvay caddesinde Üstünde apartman altında üç dükkân güzide mevki 180 lira kira. Taksim Kristal arkasında Milli Emlâklş telefon 82777.
966 —
KİRALIK APARTMAN — Arnavut-köyü Amerikan Kıa koleji yanında 4 ve S odalı İki müstakil kat kiralıktır. Bahçe İçinde denize nazır, Ter-kos, havagazı, vardır. Birinci cad. NO. 214. Tel; 36.33 949 — 2
MEK l Ut'LAHINIZ.I A1.IHKINIZ Gazetemiz idarehanemi aares olarak göstermiş otan Kari teri .m izden
Memur — ABC — Ş.G - Y.T -
Dekor — İ. Ç — Y. N. O — İdlomatic — Muvaffakiyetle — Metot namlarına gelen mektu.n'in irin rehanemizden aldırma an rica olunur,
YENİ YAYIN
OTUZUNDAKİ KADI N
Freud’u hatırlatan bir romandır Anne İle çocuğunun ruhu arasındaki anlaşamazlıklar. Cemiyet kanun-larile hislerin çatışması. İradeyi yere vuran İnsiyaklar. Şuur altına sıkıştırılan İhtirasların feveranı ve fantastik dekorlar... Deniz, koru, muhteşem salonlar, Cemil SCerlç'i bu eseri çevirmeye sevkeden âmil, öyle anlaşılıyor kİ romanın solmayan şli-rlyetidlr. Tercüme ile uğ! aşanlar Balzac'm ne çetin ve ne ela avuca sığmaz bir üslûbu olduğunu bilirler. Cemil Meriç, Balzac'dan üçüncü eseri yayınlanan kalem adamımızdır. Arif Bolat Yayınevi. 150 kuruştur.
Düşiirce ve üzün'üden gelen buhranlarda
KARDOL en iyi devadır. Her eczanede bulunur.
Lokman Hekim (Dr. HAFIZ CEMAL) Dahiliye mütehassisi Dîvan yolu 104 Muayene saatleri Pazar hariç her gün 2.5 — 5. Tel: 2239Ö
Çocuk hekimi doktor Ahnıed Akkoyunlu Taksim - Talimhane palas. Telefon: 82627
fiahlfe 8
AKŞAM
12 Ağustos 1945
Memur adayı alınacak
T. C. Ziraat bankası genel müdürlüğünden!
İhtiyaç olan şube v® ajanslarımızda çalıştırılmak üz«re lüzumu kadar memur adayı alınacağından Adana, Afyon, Ankara, Bergama, Çorum, Dlyanbakır, Edime, Elâzığ, Erzurum, G. Antep, Tğdır, İstanbul, İzmir, Kars, Kastamonu, Manisa, Teklrdağı Urfa, Van, Yozgat, Zonguldak şubelerimizde müsabaka İmtihanı açılacaktır.
Müsabakanın ana şartlan:
1 — Hâlen askerlikle bir İlişiği bulunmamış olrogc,
2 — En az orta okuldan mezun olmak,
3 — çalıştırılmasını mâni hail bulunmamak,
4 — yaşı 18 den az 35 ten, yukarı olunmak,
5 — İstenen vesikaları vermek Bankanın göstereceği yerde görev kabul etmek.
Diğer şartlar:
1 — Afyon, Antalya, Bursa, Eskişehir, İstanbul, İzmİT, Kütahya, Trabzon şubelerimizde açık görev olmadığından sınavda kazananların nerelerde görevlendirebilecekleri sınav yapılacak şubelerimizden öğrenebilirler.
3 — Ticaret okullarından pek iyi ve İyi derecede mezun olanlar Bankada imtihansız görevlendirilebilirler.
S — Tayinleri karşılaştırılacaklar 3659 sayılı barem kanununun 0 v« 11 İnci maddeleri hükümlerine göre görevlendirileceklerdir.
4 — Sınav sonucunda yeterlikte beraberlik gösterenlerden mesleki sahada çalışmış olanlar diğerlerine tercih olunurlar.
İmtihan ve müracaat tarihleri:
Orta okul mezunlarının 27, 28 ağustos ve daha yukarı tahsilli olanların İmtihanı 28, 29 ağustos 1945 te yapılacaktır.
Müracaatları İmtihandan bir gün evveline kadar kabul olunacaktır. Müracaat:
İsteklilerin İmtihan yerlerindeki şube müdürlüklerine v» Ankarada Bankanın Zat İşleri Müdürlüğüne müracaat etmeleri lâzımdır. (10890)
ECZACI MÜTEHASSISI KİMYAGER
Nazari ve ameli bilgisi, bilhassa yeril ve yabancı hazır ilâçların terkip, tahlil ve İmallerinde kuvvetli, Hayati ve Gıdal Kimya Mütehassısı bir genç Eczane, Lâboratuvar, Yabancı Fabrikaların Türkiye Mümessilliklerinde ve Ecza Depolarında ciddi ve devamlı İş aramak-tndır.
Müracaat.: Posta kutusu No. 1218 Galata. —
Galatasaray lisesi müdürlüğünderv
Eski öğrencilerin 15 eylül akşamına kadar taksitlerini yatı, rıp kayıt’anm yenilemeleri, 15 eylülden sonraya kalanların yerine yeni öğrenci alınacağından boş yere müracaat edilmemesi İlân olunur (10740)____________________________________________
Üniversite rektörlüğünden:
Tıp fakültesi öğrencilerinin »devrim tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti rejimin dersi bütünleme imtihanları 24, vm, 1945 cuma günü saat 9 da hukuk fakültesi dershanesinde yapıla» cağı İlân olunur. (10767)
Otobüs Servisi
1. E. T. T. umum müdürlüğünden:
Şişhane ile Atatürk köprüsü arasındaki yol tamir edileceğinden Atatürk köprüsü yolu ile yapılmakta olan Ring otobüsleri ile Taksim . Beyazıt otobüs servisi yerine 13 ağustos 945 pazartesi gününden itibaren yol tamiratının sonuna kadar Taksim İle Ak. saray arasında yalnız bir İstikametten olmak üzere Taksimden: Dalmabahçe ■ Eminönü - Beyazıt. Aksaray . Saraçhane - Şehza-debaşı - Vezneciler Beyazıt yolu ile Taksime avdet etmek üzere bir otobüs servisinin tatbik edileceği halka ilân olunur. (10794)
Boş çuval ve tenekeler ve sandıklar satılacak
İstanbul memurlar istihlâk kooperatifinden:
Şirketimiz anbarında bulunan:
1000 Büyük kırmızımızı kuşaklı şeker çuvalı
366 Küçük n kırmızımızı kuşaklı şeker çuvalı
70 Alpullu şeker çuvalı
50 Marsilya » »
93 Tek kâğıt »
30 Açık » ■
158 Muhtelif erzak çuvalı
57 Muhtelif arzak çuvalı eski
100 Sabun çuvalı
342 Şeker sandığı
76 Muhtelif sandık
272 Sadeyağı tenekesi ağzı açık
104 Zeytinyağı tenekesi ağzı kapalı
384 Peynir tenekesi ağzı açık ,
13. 8. 945 tarihine müsadif pazartesi günü saat 15 de açık arttırma ile satılacağından isteklilerin gösterilen günde şirketimizin merkezi olan Galata eski gümrük sokağında Ada hanındaki daireye baş vurmalarını dileriz, (10809)
Adalar Bekçi komisyon reisliğinden:
Adalar kazası bekçileri İçin pazarlıkla 18 takım elbise, kaput, ayakkabı, palaska yaptırılacaktır,
İsteklilerin 17 Ağustos 945 cuma günü saat 16,30 da Büyûkada kaymakamlığına kumaş ve malzeme nümunelerlle birlikte gelmeleri. (10678ı
İstanbul Tarım okuluna parasız ve paralı yatılı ÜÇ sene tahsilli öğrenci alınması şartları:
1 _ Türkiye Cumhuriyeti tebaasından ve İyi hal sahibi, hastalıktan şalim, ziraat işlerine dayanıklı bir bünyede, âriîasiz ve kusursuz olmak, Ortaokul Devlet imtihanında kazanmış bulunmak; İŞ yaşından küçük vt 18 yaşından büyük olmamak, müsabaka İmtihanında kazanmak.
2 — Müracaatların kabulüne l/Ağustos/945 çarşamba gününden itibaren başlanmıştır. İsteklilerin İmtihana girebilmesi için evrakın eksiksiz olarak en geç 10/Eylûl/945 pazartesi günü akşamına kadar Okula (elmiş olması şarttır.
3 — İsteklilerin nüfus kâğıdı, (aslı yahut Noter veya nüfus İdaresinden alınmış suret) Devlet lmtLhanını vermiş ve diploma almağa hak kağanmış olduğunu sarahaten, bildirir okul müdürlüğü vesikası, sağlık raporu, B-gt şclı detnamesl ve İyi hal Vesikasından mürekkep 5 parça evrakı ve 0 ade: fotoğraflarını bir dilekçe ile doğrudan doğruya Okul Müdürlüğüne ve yahut bulundukları yîrln en büyük Mülkiye âmlriJğl veya Ziraat İdaresi yolundan göndermeleri şarttır. (Liselerden belgeli olanlar kabul edilme ' i
4 — Müsabaka imtihanı: Türlcç.., Matematik 17/Eylûl/945 pazartesi; Fizik, Kimya, Tabiat Bilgisi 18/Ey|û|/g45 sal, günü Yeşilköy İlkokul binasında saat 9 da yapılacaktır.
5 — İmtihana girmeden evvel Veya sonra adayların okul doktorluğu nc a ayrıca muayeneleri yapılır Muayenesinde bedeni ve sıhhi ârızası dolayıslle ziraat işlerine elverişli bulunmayanlar kabul edilmezler.
8 — İmtihanda kazananlar Ortao|{Uı diploması ve nüfus kâğıtları »sılları İle birlikte Okulu terkeltlğl veya talimatnamede gösterilen sebeplerden dolayı kaydı terkin olunduug ve yahut tahsilini bitirdiğinde Deş senelik mecburi hizmetini yapmadığı ve Okulca verlltjı eşyayı her ne suretle olursa olsun ziyan uğratljgt takdirde kendisine sarfedllen parayı veya sebep olduğu zarar ve zJyani Ödeyeceğine dair talimatnamesi gereğince niimuneslne uygun notcrıikten tasdikli kefalet senedini Eklm/845 başına kadar Okul İdaresine vermeğe mecburdurlar.
Kabul edilen adaylar Okula goprkt-n yedek gömlek, iç çamaşırı, çorap, mendil, havlu, pijama ve terlik g|b| tavaları beraberlerinde getireceklerdir, (10343)
■ Dr. A. Asım Onur ■
Ortaköy Şifa Yurdu Şehir gürültüsünden uzak bir yerde büyük bir parkın içinde ve çamların ortasında fevkalâde güzel manzaralı, çok temiz ■ e iyi bakımlı, kadın, erkek her türlü hastalara açık hususf hastane. Sinirlerini ve yorgunluğunu dinlendirmek ve neka-hat devrini geçirmek istiyen. leîe mahsus yegâne müessese.
Telefon: 84421
Zayi — İstanbul kız orta okulundan aldığım 2/10/936 tnrlh ve 1912 sayılı belgeyi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Hayriye Ay ten
Ürolog Operatör
DOKTOR
Celâl Dinç’er
İdrar ve tenasül hastalıkları mütehassısı.
Cağaloğlu Akşam Kız Sanat
, okulu yanında No, 16
Zayi — 037 - 938 senesinde Hâkimiyeti Milliye yatı'İlk okulundan aldığım şahadetnameyi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmll yoktur. 223 No. lı Necdet Baru
DOKTOR
Fethi Erden
LABORATUVAR1
Kan, İdrar, balgam, mevaddı gaita tahlilleri ve (idrar vastfa-sile o ebeliğin İlk (/ünlerindeki kati teşhisi) yapılır.
Beyoğlu, Taksime giderken Meşelik sokağı Ferah apnrtı-manı.Tel 40534
Çocuğunuza Dadı
Bulmak için
■ Akpn» m KÜÇÜK İLAN LAR en süratli ve en utul vasıladır.
İnanlı İnekhanesi Mü dürlüğünden:
1 — tnekhane ihtiyacı iç!» (75) ton çayır otu şartnamesine tevfikan açık eksiltme suretiyle satın alınacaktır. Muhammen bedeli (7500) Ura muvakkat teminatı (562) lira (50) kuruştur.
2 — Eksiltme ile 3. 8. .945 cuma günü Teklrdağı II veteriner müdürlüğünde toplanan komisyona bu İş İçin hiç bir kimse müracaat etmediğinden 12490) sayılı kanunun (43) Üncü maddesine tevfikan eksiltmenin on gün müddetle temdit edilerek 14. 8. 045 salı günü saat 18 da yine Teklrdağı II veteriner müdürlüğünde İkinci eksiltme yapılacaktır.
3 — Eksiltmeye girecekler kanuni vesikaları ve teminat makbuzu veya banka mektubu İle komisyona müracaatları.
4 — Evsaf ve şartnamesi İnanlı İnekhanesi müdürlüğünde ve Tekir-
dağı 11 veteriner müdürlüğünde mevcuttur. (10598)
înanlı İnekhanesi Islah İstasyonu
• Müdürlüğünden:
1 — Islah İstasyonu hayvanlan Icln (30) ton çayır otu şart-namesine göre açık eksiltme suretile satın alınacaktır. Muhammen bedeli (3.000) liradır. Muvakkat teminatı (225) liradır,
2 — Eksiltme He 3/8/945 tarihinde Tekirdağ] tL veteriner müdürlüğünde toplanan komisyona bu iş İçin hiç bir kimse müracaat etmediğinden (2490) sayılı kanunun (43- üncü maddesine tevfikan eksiltmenin on gün müddetle temdit edilmek 14 '8/945 Salı günü saat 16 da yine Teklrdağı İL veteriner müdürlüğünde ikinci eksiltmesi yapılacaktır.
3 — Eksiltmeye girecekler kanun! vesikalarını ve teminat makbuzu veya banka mektublleTeklrdağı ÎL veteriner müdürlüğünde teşekkül eden komisyon reisliğine müracaatları
4 — Evsaf ve şartnameleri Depo müdürlüğünde ve Teklrda.
ğı İL veteriner müdürlüğünde mevcuttur. (10599)
İnanlı Aygır Deposu Müdürlüğünden:
1 — Aygır deposu İçin (55) ton yulaf 35 ton ot 40 ton yataklık sap şartnamesine göre satın alınacaktır Muhammen bedelleri: Yulafın (12.100) otun (3500) yataklık sapın (2800 ı Hra ve muvakkat teminatları yulafın 909 Hra 50 kuruş. Otun (262) lira (50) kuruş. Sapın (210) liradır.
2 — Eksiltme ile 3 ağustos 945 cuma günü saat 16 da Teklrdağı i) veteriner müdürlüğünde toplanan komisyona bu İş İçin hiç bir kimse müracaat etmediğinden (2490) sayılı kanunun (43) üncü maddesine tevfikan eksiltmenin on giin müddetle temdit edilerek 14 8 945 salı günü saat 1« da yine Teklrdağı 11 veteriner müdürlüğünde İkinci eksiltmesi yapılacaktır.
3 — Eksiltmeye girecekler kanuni vesikaları ve teminat makbuzu veya banka teminat mektubu He Teklrdağı 11 veteriner müdürlüğünde teşekkül eden komisyon reisliğinde bulunmaları.
4 — Evsaf ve şartnameleri deno müdürlüğünde 11 veteriner müdürlüğünde mevcuttur.
5 — Yulaf kapalı zarf usulü il» eksiltmeye konulacaktır Taliplerin eksiltme mektuplarını komisyona bir saat evvel vermeleri lâzımdır (IÖ597ı
BİRİKTİREN
RAHAT-COtQ
Senede 28.800 lira ikramiye
Ziraat Bankasında Kumbaralı ve lhbarsiz tasarruf hesaplarında
12 Mart. 11 Haziran, 11 Eylül ve 11 Birinclkânun keşide tariMerınden bir ay evvelki matlûp bakiyeleri 50 liradan az olmamakla beraber keşide tarihine kadar da matlûp bakiyeleri bu mlkdardan aşağı düşml-
yenler arasında senede 4 def'a çekilen kur’a Ue aşağıdaki plâna gö-
re ikramiye dağıtılacaktır.
4 Adet 100(1 liralık 4000 Lira
4 » 500 • 2000 •
4 » 250 » 1000 ■
40 ■ 100 ■ 4000 ■
100 • 50 » 5000 *
120 » 40 ■ (1800 ■
169 . DİKKAT 20 > 3200 *
Hesaplarındakl paralar bir sene içipde 60 liradan aşağı düşmlven-lere ikramiye çıktığı takdirde % 20 fnzlnstle verilecektir.
ÇELİK BORU
İşçiler Bethl ehemin yaptığı boruyu kullanmayı severler, çünkü Bcthichem borusu muntazam olup kolay İşlenilir ve muhakkak surette dayanıklı v« şayanı İtimat servis «emin eder.
Bu vasıf "dünya ninen büyük çelik imalatçılarından biri" olan Bcthlehen/in yaptığı hcrmamulata racidir. Bethlchcm fabrikaları borudan mada inşaat çelikleri, çelik levhalar, çelik tel, kablo, teçhizat çubukları, raylar, teneke levha, saçlar, ve başka bir çok jeyler imal ederler. Tevsi ve inkışav işlerinizde sizlcre nasıl yardım edebileceklerini bir Berhlrhrm mümessilinden talep ediniz.
Bethlehem Steel Export Corporation
İS Broadwo». N«« Vork. U.S.A.
Mümessil: G, 4 At Baker, Isfonbvi, Tvrkey
Created by tree version of 2PDF
KIZILAY HEMŞİRE OKULU
Kızıla;/ Hemşire Okul’Uf'Mezun Hemşire olmak İsteyen genç kızlarımıza 3 senrilk bir tahsil sağlar Tahsilin pratik kısmı, Q«zare« altında, Üniversite Kliniklerinde yapılır.
Kabul şartları şunlardır:
1 — Türk; olmak
2 — Orta okul mezunu olmak
3 — Tam sıhhatte olmak
4-10-25 yaş arasında olmak
İsteklilerin yazı İle veya şahsan aşağıdaki adrese müracaat etmeleri:
Kızılay Hemşire Okulu Direktörlüğü
Haseki caddesi — Aksaray - İstanbul
Darüşşafaka Müdürlüğünden
Okulumuza alınacak talebenin seçim İmtihanı 17. vm. 945 te yapılacağından njımzet olarak kaydedilmiş olanların saat 9 da okulda bu-luntnaları İlân olunur, ________________
Yatılı Ebe öğrenci yurduna kabul şartları
İstanbul yatılı ebe öğrenci yurduna girmek Istlyenlerln kabul şartları şunlardır:
1 — Yaşı 18 den aşağı 3U dan yukarı olmıyacak; orta okuldan pek İyi ve İyi derecede mezun olacak; gerek tahsilini, gerek İleride mecburi hizmetini yapmağa engel bir hastalığı veya ârızası bulunmıyocaktır.
2 — İsteklilerin, dilekçelerini, aşağıdaki vesikaları 1le birlikte 15 eylül 1945 tarihine kadar Sağlık ve Sosyal yardım Bakanlığına göndermeleri lâzımdır.
3 — Dilekçe ile gönderilecek vesikalar:
A) Nüfus hüviyet cüzdanının tasdikli sureti,
Bi Mezun bulunduğu okul diplomasının aslı (İmtihanlarını verdikleri halde diplomalarını henüz ellerine alamamış olanlar, orta okul müdürlüğünün diploma derecesini gösteren fotoğraflı ve resmi mühürlü bir vesikasını göndereceklerdir.)
C> İyi hnl sahibi ve hiç evlenmemiş olduğunu gösteren, mahal’! hükümetçe tasdik edilmiş İlmühaber,
D) Üç tane vesika fotoğrafı,
E) Aşağıda yazılı hastanelerden alınmış ve basılmış Örneğine uygun, üstünde tasdikli fotoğrafı bulunan Lir sıhhat raporu (bu rapor hastane baş tabiplikleri tarafından zarflanarak mühürlenecektir).
Muayene yapılacak hastaneler: Ankara, Sivas. Erzurum, Diyarbakır. Haydarpaşa niimune hastanslerl. İstanbul çocuk hastanesi, İzmir, Bursa. Konya, Adana. Samsun, Balıkesir, Aydın memleket hastaneleridir isteklilerin hastanenin bulunduğu yerlerdeki Sağlık ve Sosyal yardım müdürlüklerine bizzat müracaat etmeleri lâzımdır.
F> — Örneği aşağıda gösterilen Noterlikçe tasdik edilmiş bir teahhüt senedi örneği.
Taahhüt senedi örneği
Yatılı Ebe öğrenci yurduna kabul edilerek İstanbul ebe okulunda okuyup çıktıktan sonra Sağlık ve Sosyal yardım Bakanlığının göstereceği yerde be? yıl müddetle hizmet edeceğimi ve bıı hizmeti tamamen yapmadığım veya tahsil sırasında sıhhi sebepler dışında yurttan çıkarıldığım yahut yurdu terkeyledlğlm takdirde kendim için hükümetçe yapılan masrafları ödemeği ve bu taahhüt- senedi mucibince benden istenilen paralar için ödemek mecburiyetinde olduğum tarihten itibaren % 9 faiz yürütülmesini kabul ve teahhüt eylerim.
Açık ev adresi
Yukarıda adres ve hüviyeti yazılı olan ın bu teah-
hütname mucibince faiziyle birlikte ödemek mecburiyetinde bulunduğu her ders yılı için 550 Ura olmak üzere bütün tahsil müddeti için cem an 1100 liraya kadar parayı nizam» faizi ile beraber borçlu İle birlikte müteselsil kefil ve müşterek borçlu sıfatile ödeyeceğim.
Kefilin meslek veya meşguliyeti
Temelli açık adresi
(10812)
Ankara belediyesinden:
1 — Şehrin muhtelif kısımlarındabulunan otobür bekleme yerleri üzerl-na yaptırılacak demir örtü İş! on beş gün müddetle ve kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli (77,780) liradır.
3 — Teminatı (5,139) liradır.
4 —Teminat Belediye Merkez veznesine yatırılacaktır.
5 — Bu İşe girmek lsMyenlerln Ticaret odasına kayıtlı bulunmaları ve vo bu gibi (40) bin liralık demir işlerini yaptığına dair vesika İle ihaleden üç gün evvel Belediye Reisliğine müracaat ederek bu işe girebilmek için ehliyet vesikası alarak bunları teklif mektubuna eklemesi şarttır.
6 — Bu İşin 21/8'•945 salı günü saat il de talibine ihalesi mukarrer
bulunduğundan, şartname ve krokisini görmek Istlyenlerln her gün Encümen kalemine müracaatları ve İsteklilerin de 2490 numaralı kanunun 32 n-cl maddesi sarahati veçhile tanzim edecekleri teklif mektuplarım İhale günü olan 21/8/945 salı günü saat ona kadar Belediye encümenine vermeleri. (10229)
Eczacı Okulu Üçüncü Semestre Öğrencilerine
7 ıp Fakültesi Dekanlığından
1 Eylül 1945 de Fakültenin göstereceği eczanelerde staja ballanacağından 30 Ağustos Perşembe günü okulda bulunulması, (10584)
Comments (0)