12 Aralık 1949
Pazartesi
SİYASÎ
İKTİSADÎ
Sayı 12
10 Kur
Beyoğlu • Müellif Caddesi 6-8
Posta Kutusu 2100 - Beyoğlu
Abone: Türkiye için seneliği 3(
altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır Hariç memleketler iki mislidir
POLİTİKA |
- 117X11/1949 -
LAUSANNE’da toplanmış bulunan Avrupa Kültür Komisyonunun tarih tetkiklerine dair olan müzakereleri sırasında, Türkiye Delegesi, Avrupa medeniyet tarihinin yeniden kaleme alınmasını ve bunun, bütün Avrupa milletlerini birleştirecek bir zihniyetle yapılmasını talep etmiştir.
Bu zihniyet ne olabilir?
On sekizinci ve on dokuzuncu asırların kaydettiği fıkır ve akide ihtilâflarının ve bunların yanı başında da. milletleri birçok defalar karşı karşıya getiren, hattâ iki defasında cihan ölçüsünde olarak karşı karşıya getiren silâhlı menfaat çatışmalarının bir neticesi olarak, milletler, kendi tarihlerini, birbirinin aleyhinde olarak yazmışlardır.
Bunun gibi, esasında müşterek olup, muhtelif insan medeniyetlerinin en son kemal merhalesini ve muhassılasını teşkil eden Avrupa medeniyetinin tarihi de, bütün AvrupalIlara hâs egosantrik bir görüş yüzünden her millet tarafından ayn bir şekilde kaleme alınmışıtır. Öyle ki, bu medeniyet tarihini, hangi büyük mil etin dilinden okusanız, Avrupa medeniyetinin yaratılmasında başlıca rolün ve bittabi şerefin, o millete düştüğünü müşahede edersiniz.
Türk Delegesi, müşterek bir eser olan Avrupa medeniyeti tarihinin, milletleri ve medeniyetleri birbirinden ayırıcı bir zihniyet ile değil, birbirine yaklaştıncı ve tanıtıcı bir zihniyetle kaleme alınmasını istemiştir.
Ancak, bu gibi güzel sözlerin hem söylendiği, hem de birçoklan tarafından pekâlâ anlaşıldığı bir devirde, sade Avrupanın değil, bütün dünvanın tarihini, hâdise-o»
ler, gene parçalamaktadır.
Meselâ bir zamandan beri, artık Londra şehri yahut Karadeniz gibi herkesin ağzında yer eden ‘‘Demir Perde”, son zamanlarda, bir remiz ve mecaz olmaktan çıkarak maddeleşmeye, gövdeleş-meye başlamıştır.
Macaristan ile Avusturya hududu boyunca 70 kilometre uzunluğunda bir bölgede, arazi tesviye edilmiş, dikenli ve elektrikli tel mânialan yerleştirilmiştir. Kuvvetli dürbünlerle mücehhez tarassut kuleleri inşa edilmiştir. Hattâ daha ileri gidilerek, hudut boyunca, derinliğine, 25 kilometrelik bir arazi parçası “hudut mıntakası" ilân edilerek, burada ikamet etmedikleri halde yakalanacak olanlara kaçak muamelesi yapılması kararlaşmıştır.
Macaristandaki idareden kaçanlar, Avusturyaya sığınmasınlar diye!
Ve aynı şeyi Çekoslovakyada yaşıyanlar yapmasın diye de, ay-nj tedbirler, şimdi Çekoslovakya ile Almanya ve Çekoslovakya ile Avusturya arasında alınmaktadır.
Ayrı dinden milletlerin idaresindeki topraklarda, bundan kaç asır önce mevcut olan affetmez düşmanlık hissi, zannetmiyoruz ki. o devirdeki hudutlan bundan daha ileri bir nispette, kuş uçmaz, kervan geçmez bir hale koymuş olsun. Keza Seddi-Çin mefhumunda yatan tehaffuz endişesi Milâttan iki asır önce dahi bugünkü kadar korkunç değildi. Milâttan bugüne kadar, memleketler arasındaki hudutları, karşılıklı gümrük binalarının sükûnet içinde çalışmasına kadar ileri götürmüştük. Hattâ vizelerin kaldırılmasını bile düşünüyorduk.
Delegemizin Lausanne'da söylediği güzel sözler de, zaten insanlığımızın bu temayülünden yani, medeniyet hamlesinin asaletinden kuvvet almaktadır. Çünkü Türk Delegesi, milletleri ve insanları birbirinden ayırmak is-tiyen bütün setleri yıkmış ve Müslümanlıkla Hıristiyanlığın arasına girerek, Ayasofya’dan müze yapmış Kemalist inkılâbın bir evlâdı olarak konuşmuştur.
Ne yapalım ki, bu kadar ilerli-yebilmiş olan insanlığımıza musallat olmuş olan bir irtica, onu geriye sürüklemekte ve yirminci asırda, Avrupanın göbeğinde, yeni bir Seddi-Çin inşa eylemektedir.
★
■ ▲
A fi
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis öden; HABİB EDİB TÖREHAN
Avustralya seçimlerinin
Ingilteredeki akisleri
Muhafazakârlara göre, son hezimet, İngilterede Churchill'in kazanacağı zaferin öncüsüdür
Londra. 11 A. A. (United Press) — İngiliz Muhafazakâr Partisi yüksek şahsiyetleri. Yeni Zelanda ve Avus-ralyada hükümet partilerinin uğradığı hezimetin önümüzdeki sene îngiltere-de yapılacak olan seçimlerde Wlnaton Churchill’in kazanacağı zaferin öncüsü olduğu kanaatindedirler. Sanıldığına göre, İşçi Partisinin Avustralya ve Yeni Zelandada uğradığı ezici mağlûbiyet Başbakan Attlee’yi seçim tarihi hakkındaki kararını değiştirmeğe sevkedecektir.
Dünkü genel seçimleri kazanmış o-lan Avustralya Liberal Partisi demlr-yollanyle diğer bazı âmme hizmeti gören teşekküllerin devletleştirilmesine taraftar olmakla beraber diğer sanayi branşlarının ve bankaların devletleştirilmesine muhaliftir. İngiliz Muhafazakâr Partisi iktidarı ele aldığı takdirde yalnız demir sanayiini devletleştirecek ve diğerlerine dokunmıyacak ve diğer sanayi branşlarının devletleştirilmesine ait programın tabikini durdu-
racaktır.
îşçi Partisinin hezimete uğraması diğer bazı müşkülleri de ortaya çıkarmıştır. Nitekim önümüzdeki ay içinde Kolombo’da toplanacak olan Britanya Milletleri Topluluğu Dışişleri Bakanları konferansında Berin İşçi Partisine mensup taraftar bulunmıya-caktır. •
Amerikan babını ihtiyatlı
\Vashington 11 A.A. (Afp) — Avustralya seçimlerinde îşçi Partisinin kaybettiğini bildiren haberler Nevv-York basınında geniş nısbette yer almakla beraber hiçbir gazete, bu mevzuda tefsirlere girişmemektedir.
Yetkili çevrelerde bu seçimler ve son günlerde Yeni Zelanda’da neticesi alınanlardan İngiltere’de yapılacak olan seçimler gözönünde tutularak acele neticeler çıkarılmaması gerektiği fikri ileri sürülmektedir.
Bununla beraber Avustralya seçimlerinin neticeleri büyük bir dikkatle takip olunmaktadır.
T ruman9 ııı
T ürkiyeye
mesajı
Kudüsün enternasyonalleşmesi
İsrail, Birleşmiş Milletlerin kararına şiddetle muarız
İsrail Hükümeti, kabul ettiği önergede, dünyanın hiçbir kuvvetinin, Kudüsü israilden ayıramıyacağını iddia ediyor
Londra, 11 (YİRS) — İsrail Parlâmentosu dün geç vakit yaptığı İçtimada, oy birliği ile Kudüs şehrinin İsrail topraklarından ayrılmasına müsaade edılmjyecegine ve Birleşmiş Milletlerin kararının tanınmayacağına dair bir önerge kabul etmiştir, önergede belirtildiğine göre, Kudüsün İsrail Devletinin merkezi olmasına dünyanın hiçbir kuvveti mâni olamaz.
Kumünlsflerin istifası
Brazzaville, 11 (YİRS) — Birleşmiş Milletler Genelkurlunun Kudüs hakkında verdiği karar üzerine İsrail Komünist Partisi mensuplan partiden istifa etmektedirler. İstifalar parti merkezlerine yağarcasına gelmektedir.
Bu istifalara sebep, Sovyet Rusya-nm beynelmilelleştirme siyaseti lehinde rey vermesidir.
Kahire 11 (Nafen)
Milletlerin Lake Success’de Kudüs İKudüse naklini istemişlerdir.
şehrinin milletlerarası bir idareye verilmesi Mısırda büyük memnunluk u-yandırmıştır.
Arap Birliği sekreteri Azzam Paşa Nafen ajansının muhabirine yapmış olduğu beyanatında memnunluğunu i-fade etmiştir.
Ürdün - thrall yakınlaşması
Londra 11 (YİRS) — Kudüsün beynelmilelleştirilmesi aleyhinde birleşen Filistin İsrail Devletiyle Ürdün Devleti, iki memleket orduları arasında kalan —*'no man's land"—: bölgeyi) leşmeye
Amerikanın Sesi radyosu,
19 aralıkta bu mesajla beraber Türkçe yeni bir yayın servisine başlıyacak
Washington 11 (A.A.) (Usis) — Birleşik Amerika Dışişleri Bakanlığının bugün bildirdiğine göre. Amerikanın Sesi Radyosu, 19 aralıktan itibaren kısa dalga üzerinden 19.15 ten 19.45 e kadar günde yarım saat Türkçe program yayın Uyacaktır.
Yayın, Başkan Truman’ın Türklyeye hitap eden mesajiyle açılacak ve mesajı, Türkiycnln VVashington Büyük Elçisi Feridun Cemal Erkin’in, Birleşik A-merikanın eski Türkiye Büyük Elçisi Edwin C. Wllson‘un ve Yugoslavya Büyük Elçiliğine tâyin edilmiş olan Dışişleri Müsteşarı Georgo Allen’in nutukları takip edecektir.
Amerikanın Sesi Radyosunun Türkçe nesrayiatı aşağıdaki dalga uzunlukları üzerinden yapılacaktır:
13.85. 13.90. 16.81, 19.61, 19.71, 24.81, 4L3 ve 41.6 metre.
I ——1^—
Kıbrıslı
İlânlar: 6 ncı sayfada santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mes’uliyot kabul edilmez
Devlet Bakanının Beyanatı
İthal mallarından bazıları
kısmen serbest bırakılacak
Bunlar (A) listesindeki mallar
arasından seçilmektedir
Ankara 11 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Avrupa İktisadî İşbirliğine dahil memleketlerin birbirlerinden yapacakları mütekabil ithalâtı artırmak gayesiyle bunun yüzde ellisini serbest bırakmak için girişilen çalışmalar her tarafta ilcrilemektedir. Marshall Plânından yardım gören milletler arasındaki iktisadi işbirliğine dahil olmamız* hasebiyle aynı telkin bize de yapılmıştır. Bunun üzerine alâkalı bakanlıklar ve Merkez Bankası mümessillerinin iştirakiyle yapılan toplantılar neticesinde tanzim olunan bir rapor Bakanlar Kurulunun tasvibine sunulmuştur.
Hangi maddelere ait ithalâtın yüzde elli serbest bırakılacağı hakkında malûmat almak Üzere şimdi Devlet Bakanı Cemil Barlası gördüm. Raporun Başbakanlığa gelmiş olduğunu, bahis mevzuu listenin Ticaret Bakanlığından ancak pazartesi günü geleceğini söyledi. Mamafih bu listenin umumi ithal rejimimize bağlı A cetvelindeki maddelerden bilhassa istihsalimizi ar-
İhtiva edece-
mevzuu olan geçen sene
tırmaya matuf olanları ğinl açıkladı.
Devlet Bakanı, bahis maddelerin her birinden
ithal olunan kıymetler gözönünde tutularak yansının serbestçe ithal edilmesinin mutasavver bulunduğunu ilâve etmiştir.
Bu beyanata göre yüzde ellisi serbest bırakılacak maddelerin hangileri olduğunu henüz Ticaret Bakanlığı da tesbit etmiş değildir. Bu liste pazartesi günü belli olacak ve bana verilen malûmata göre salı günü Pariste Hoff-man’ın elinde bulunacaktır.
İthal olunacak mamul maddeler karşılığında krom, bakır, pamuk, tiftik, yapağı gibi maddelerle ihraç edebileceğimiz diğer iptidai maddeler verilecektir. Gerek ithalât ve gerekse buna karşı yapılacak İhracat karşılıkları mevsim farkları gözetilmeden ve mü-tekabilen meydana konulacak hesaplarla ve transfer suretiyle kapatılacaktır.
Telefon - 44756 . 44757 Santr Telgraf Adresi : Hetlo. îstanb
(Ç SAYFALARDA
ÎKÎNCÎ SAYFADA Avrupa için Rusyada yetiştirilen idareciler Curt Riess
ÜÇÜNCÜ SAYFADA
Haftanın iktisadi hâdiselerine bakış
Ham ve mamul (lokuma maddeleri hakkında haberler
DÖRDÜNCÜ S AY F A D
Herkesin alâkasını çeker
Kostof dâvası
ülke ve çocukları M. Nermi
Türk ve Islâm Eserleri Müzesi
Fikret Âdil
B E
■
ŞÎNCÎ SAYFADA] Bir otomobil sevdası (Hikâye)
M. Oktay Dizdaroğlu Ameliyat tekniğinde yeni değişmeler Spor: Dün geceki güreşi
T ürkiyedekı
İ, «sahipsiz kaldırarak bir hudutta bir-karar vermişlerdir
Partilerin arzusu
11 (YİRS) — Kudüsün bey-
Türklerin
Berlin nelmilelleştirilmesi aleyhinde bulunan bütün İsrail siyasi partileri, İsrail Hü-
protestosu
Hindiçınıdo 400 kişilik hususi nasyonalist ordunun lideri Dap-Şuon. Angkor şehri civarında AvrupalIlara karsı yaptığı harekâta son vermiş, Kıral Şınanuk’a teslim olarak onun ordusuna binbaşı rütbesiyle iltihak etmiştir. Angkor’u ziyarete gelen turistleri simdi Dap*$uon’un askerleri himaye etmektedirler. Kambo-dia Hindiçinido bir memleket olup hâlen bir Fransız müstemlekesidir. Resimde gördüğünüz kızlar Dap-Şuon'un hususî ordusuna mensupturlar.
mülteciler
i
Bunların mühim bir kısmını Avustralya kabul ediyor Avustralya Hükümetinin hususi ael gesi ve Beynelmilel Mülteci Organlzd yonu (L R. O) nun Ortaşark D. C. Stephens. Beydğiundaki bürusuc.j TÜrkiyedekı Bulgar. Rumen YugoglJ Çekoslovak, Macar, Polonya ve mültecileriyle bir toplantı yaptı. Asl| AvustralyalI olan D. C Stephens. (r larmda I. R- O. nun Türkiye delegesi J Wilbrandt da bulunan .«emlinle görug ve YENİ İSTANBUL a $u beyanatı v» di: |
"Avustralya Hükümeti, demirperde d kasından kaçıp Türklyeye sığınmış ol mültecilerden Avustralya ya gitmek 1 teyecekleri seçmek üzere Türklyeye t komisyon göndermek niyetindedir I mülteciler I. R O. dan himaye görece ierdir. Mahallen yapılacak ve Avustralya Hükümetinin sonra, mülteciler masrafları rafından verilmek suretiyle
ya bedava gönderileceklerdir. Mü) t er ili tabii. Avustralyada yerleşmek mak(a, le gideceklerdir. Böylece orada yenid bir yuva kurmak ve İtayatlarını kaza mak imkânını elde edeceklerdir. Bunl kabiliyetlerine göre iki sene Avustralı Hükümetinin göstereceği yerlerde, gül delik hayatın her sahasında çalışacaj lardır. Mülteciler, diğer Avustralya banlarının İstifade ettiği hayat ve çahl | ma şortlarından aynen İstifade edece] lerdtr. Avustralya Hükümeti bu Jesti v tansız İnsanlar diye anılan bu zaval kimselere yardım etmek gayesiyle val maktadır..,
Elde ettiğimiz hususi malûmata g re. Türkivede bulunan 400 mülteci Avu tralva Hükümetinin bu davetini kab edecektir.
seçmeler»! kabulündı
1. R. O ı Avustroly
Birleşmiş I kûmet merkezinin TelAvivden derhal
( Amerikada Tomas Mazarik Abidesi
Miiraraik'ın için Chicago
Komünistler tarafından öldürülen eski Çek Dışişleri Bakanı Jan baban ve Çekoslovak Cumhuriyetinin ilk Başkanı Tomas Mazarik şehrinde bir âbide dikilmiştir. Resimde âbidenin yerine konulusunu vo buna nezaret eden heykcltraşı Polasek'i görüyorsunuz.
ha-gö-
Ada Ortodoks Kilisesinin Birleşmiş Milletlere gönderdiği muhtıraya itiraz edildi
Londra 11 (YİRS) — Reuter herler ajansının bildirdiğine
re, Kıbrıs Türkleri bugün Lefkoşede bir miting tertip ederek. Kıbrıs Yunan Ortodoks Kilisesinin. Kibrisin Yıı-nanistana ilhakı için Birleşmiş Milletler Kuruluna gönderdiği muhtırayı protesto etmişlerdir.
Kıbns Türkleri, mitingden sonra, Türkiye Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak'a, İngiltere Dışişleri Bakanı Mr Ernest Bevin'e ve Kıbrıs Adası Genel Valisine birer telgraf çekerek, Kıbns Yunanlstana verildiği takdirde, adada sefaletin ve bir iç harbin baş göstereceğini belirtmişlerdir.
FRANSADA
SOSYALİST
PARTİLERİN
TOPLANTISI
Leon Blum’un riyaset ettiği toplantıda Sosyalist partilerin durumu gözden geçirildi
Brazzaville 11 (YİRS) — Fransız Sosyalist Partileri, Leon Blum’ün riyaseti altında bugün bir genel içtima yapmışlardır. Bu içtimada Frans.z Sosyalist partilerinin durumu gözden geçirilmiş ve ltalyada teşkil edilen Sosyalist Partileri Birliği meselesine dair görüş teatisinde bulunulmuştur.
Bu içtimada İngiliz vo Alman Sosyalist partilerinden delegeler müşahit sıfatiylo iştirak etmişlerdir.
z
Türkiye - Suriye ticaret müzakereleri başlıyor
Ankara ( Hususî muhabirimizden ) Suriye Hükümeti, Türkiye ile bir ticaret muahedesi aktedilmesl için pek yakında Dışişleri Bakanlığımızla temasa geçecektir. Öğrendiğimize göre, her iki memleket arasındaki serbest ticaretin gelişmesi için, Halep Ticaret Odası tarafından bir rapor hasırlanmakta, ticari mübadelelere esas olacak mahsul ve maddelerin bir listesi tanzim edilmektedir.
Tedavi için Istanbulda bulunmakta olan Suriye Elçisi Emir Adil Arslan, yakında Ankaraya gelerek bu konu et-
R. Aydınlının muhakemesi
Ankarada alâka ile beklenen duruşma bugün 14,30 da başlıyor
Ankara 11 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — Cumhurbaşkanı İnönü ile Demokrat Parti Başkanı Celâl Dayara karşı Millet Partisi mensuplarından bazılarının suikast yapmağa karar verdiklerine dair yaptığı ihbarın iftira okluğu neticesine varılan Reşad Aydınlının duruşmasına yarın saat (14,30) da Ankara Birinci Asliye Ceza Mahkemesinde başlanacaktır. Muhakeme Ankarada alâka ile beklenmektedir.
----------------------------------\
Diin geceki güreş müsabakalarını
ve diğer spor temaslarına ait haberleri bugün beşinci sayfamızda bulacaksınız.
görtl-
rafında Dışişleri Bakanımızla şeccktir. Diğer taraftan Suriye ve Tür-klyedeki her iki taraf tebaalarına ait emlâk kıymetlerinin tesbitine devam edilmektedir. Kati müzakerelere ancak hakiki rakamlar tesbit edildikten sonra başlanacaktır. Şimdilik her iki tarafın emlâk gelirlerini mütekabilen transfer edebilmeleri esası üzerinde durulmaktadır. Suriye, bu usulün, muvakkat bir tedbir olarak kabulünü teklif etmekte ve her iki tarafın bu suretle müstefit olacağı kanaatini izhar etmektedir.
IstunbııJun 500 üncü fetih yıldönümüne hazırlık fstanbuiun 500 üncü fetih yılını kul lamnk için alâkalı Bakanlıklar bütçel rlnden bir miktar para ayıracaklarda öğrcndiğimlzo göre hâlen Ankarada tolj lanan Kutlama Komisyonu, yılbaşında itibaren çalışmalarını İs tan bula nakil decektir. Bu mevzuda fikrine müracaJ ettiğimiz Vali ve Belediye Başkam "Fe| hin 500 üncü nldönümünü bu şehre 5İ bu millete yakışır bir tarzda kutlama İçin bütün çarelere ve imkânlara başvJ racağız. En büyük gayelerimden bt| do yıldönümüne kadar Fatih’in güzel bl heykelini yaptırarak gelecek aesilleı (heâ'İyd etmektir,, domlştlr.
Emeklilik Kanunu
Yeni Emeklilik Kanunu 1 ocak 1950 tı | rihinden itibaren yürürlüğe girecekti j Kanunun 39 uncu maddesinin (B) fil rnsı gereğince, muhtelit şıklarda tekaı edilecekler hakkında dairelerin zat iı • lcri müdürlerinde hazırlıklara başlar iniştir.
SİYASET SAHASINDA
} w
• •» I
Attım amma, tutturama dım.^
Sayfa 2
YEN? İSTANBUL
1? Aralık 1f>(0
Serbest Sütun
Avrupa için Rusyada yetiştirilen idareciler
Yazan: Curt Riess
Cihan umumi efkârı, Rus dış politikasının hedeflerini, mesul hükümet adamlarının nutuk ve vetolarından yahut herhangi bir Sovyet voya peyk ordusunun harokotlerlndon istihraç et meye çok alıktı. Böyle emarelere dayatıan tahminlerin, »aşırtma maksatlarını nazarı İtibara alma-dikleri Aşikârdır. Halbuki, Tito’ya kar$ı sıkılan bütün yumruklara rağmon, Sovyctlcrln, yakın âtide harekete geçmlyeceklorlno dair bir sürü işaret var. Fiili hiçbir hareketle neticolenmeden, aylardanbori devam edon «ilâh takırtıları bile bunun en bariz bir oelilidir.
Moakovada. takribon 18 ay ov-vel, mahiyetleri çok gizli tutulan 14 yeni akademinin tesisi de bunu gösteriyor. Bu yeni akademilerde, talebeye, 14 muhtelif Batı Avrupa memleketinin siyasi, iktisadi, içti? mal. ilmi, idari ve askeri nizam ve hususiyetleri öğretilmektedir. Akademilere, *'Tog||attİ Enstitüsü,,, "Reimann Enstitüsü., gibi isimlor verilmiştir.
Akademiler ilk mezunlarını takriben iki senede vereceklerine göre. Sovyotler Birliğinin bundan evvel Avrupada, kati neticeli askeri teşebbüslere geçmesi ihtimal dışındadır. Çünkü girişilecek her harekette, bu akademilerin mezunları hayati ehemmiyette vazifeler deruhte edeceklerdir.
Akademi talebeleri, mektep çağını çoktan bitirmiş kimselerdir. Bunların ekserisi, 6ovyetler Birliğinin işgali altında bulunan memleketlerde vazife görürken temayüz etmiş, eski askerler arasından seçilmektedir.
Talebe, akademiye kabul edilmo-den siyasi akidelerinin sağlamlığı, geçmişleri, fizik mukavemetleri bakımından birçok seçmelerden geçirilir. Çünkü devlet bunların yetişmesi için, adam başına en az 70-80 bin ruble sarfetmektedir, Tahsil esnasında talobenin. dış â-lomle temasları tamamen kesilir, Ancak, bu tarzı hareketin, itimatsızlıktan llerj gelmediği, kendilerine, Sovyetlor Birliğinin istikbalini elinde tutan mümtaz şahsiyetler oldukları mütemadiyen to| kin edilir.
Bu mümtaz talebenin tedrisatı, hususi bir programa göre idare o-dilir. Program, mensup bulundukları akademinin meşgul olduğu memleketin “hakikî durumu,, nu anlatmak üzere tertiplenmiştir. Şu kadar ki, kapitalist hareketler tabiî mübalâğa ile anlatılır. Talebeye, çahşacaşları memleketin dili, tarihi, “Batı politikası", "Batılı yaşama tarzı", Batı sanatı, edebiyatı ve felsefesi öğretilir. En mühim ders, "idare" dir. Çünkü bu on dört akademinin gayesi, kadrosu 800 kadar tutan talobelerlnl ileride Orta ve Batı Avrupada deruhte edecekleri idari hizmetlere hazırlamaktır. Bu suretlo bir gün gelecektir ki, ufacık hir Alman na hlyesinin malmüdürü yahut Paris Operası Şofi, Rus olacak ve Bruselles Gar Müdürü, Rus menfaatlerini korumasını bilecektir.
Bu akademiler, siyasî mahiyette yüksek mektoplerî çok fazla olan Sovyet Rusyada, yepyeni bir tip teşkil etmektedir.
Bunlardan ovvel kurulmuş olan akademilerin gayesi, Rus olmayan memleketlerde ihtilâl çıkarmak i? çln o memleketler halkından Komünist eleman yetiştirmekti. Yani Dlmitroff, Butgaristanda, Thorez Fransada ve Tlto Yugoslavyada Komünizmi muzaffer kılacaklardı,
Fakat o lamandanbori çok şoyler değişti. Tito ve Dlmitroff Mosko* vanın havasını vurmaktan usandılar. Moskovaya bağlı kalmakta devam edon diğer Komünist lidor-leri İse, bulundukları memleketlerde, dehşetli seçim mağlûbiyetlerine uğradılar ve istikbalde Mosko-veya bağlı olmamakla daha akıl? Iıca hareket otmlş olacaklarını anladılar. Bu yüzden milliyetçi Komünist cereyanı kuvvetlenmlye başladı,
Rusya İçin, bütün bu İnkişafın mânası şudur: Komintern, yahut yeni adı lio Komlnforma, temelin-den sarsılıyor. Eski sistemle yetiştirilmiş yabancılara güvenmek, artık caiz değildir.
Sovyotlerjn, işgalleri altındaki memleketlerde edindikleri acı tecrübeler de buna inzimam etmok-todir. Muhtelif askeıl hükümetlerin kırdıkları sayısız potları. Moskova ancak şu son 18 ay Içorlslnde haber almış ve tahk'kata başlamıştır. Bu tahkikat, mahallî Ko münistlerin, (8ovyatlor|n anladı ğ» mânada) itimada sayan olma diklerini meydana çıkarmakla kal mamış, husule gelen karışıklığa, kilit mevkilerini İşgal eden Rusların sebep olduğunu bilhassa gös termiştir.
Zaten başka türlü olamazdı k(„ En mühim idari meseleleri halletmek vazifesini yüklenen binlerce zabitton hemen hiç birisinin. İda
re edeceği memleketten ve o mem lekote alt meselelerden haberi bile yoktu. Bunların eksorlşl, İkinci Cihan Harbine kadar Sovyetler Birliğinden hiç dışarı çıkmamıştı.
Eskiler ise, Lonin vo Stalın dok
trinlerinin henüz memlekete hâkim olmadığı eski zamanları ancak hayal meyal hatırlıyordu- Moskova, Kızılordu maneviyatındaki çöküntü ve çoğalan firarların başlıca sebebinin, cehalet olduğunu şimdiden anlamıştır.
Bu mühim dâva ile. Pollt-
büronun birkaç tâ bizzat Stalin zuumıızu teşkil mller. bu mesele rak kurulmuştur, ne Amil olan ana
Azası ve hat-maşguldü. Maviden Akade-ile alğkalı ola-Bunlar.n tesisi fikrin, Stallnden
çıktığı tahmin ediliyor. Slalin, İstikbalde, lisan bilir 9enç Komü pistleri idari hizmetler için yetiştirmek suretiyle, bu gibi felâket
lerin önlenebileceğini, pek haklı o-larak ileri sürmüştür. Dört yıldan-beri, Almanyadaki Sovyet askeri istihbaratını idare edep Rus İşgal politikasının "HAlet ofendlsi’’ General Tulpanov’un nihai karar 0-zerinde müessir olduğu hakkında da kuvvetli deliller var.
Mesele, Moskova için çok mü himdir. çünkü "ihtilâl"ln ta kendisi mevzuu bahistir» Şimdiye ka dar yabancı ihtilâlciler, Komünlz m) Rusyada öğreniyordu Şimdi artık Rus Komünistleri, Batı Av rupada olan bitenleri öğreneceklerdir.
Her talebe, üç, dört sene zarfın da, Batı AvrupalI bir lise hocasının seviyesine çıkarılacaktır. Her memleketin tarihine çok ehemmiyet verilmektedir, dundan başka Batı klâsikleri ve hafif edebi romanlar da okutulmaktadır. Her akşam Amerikan, Ingiliz, Fransız Alman, Italyan filmleri gösterilmekte ve her Akademinin yemekleri, tahsis edildiği memleketin ye-mok usullerine göre idare edilmek tedir.
Niçin bu hazırlıklar? Niçin har taleboye 70.000 • 80.000 ruble gibi masraflar? Cevabı çok basittir: Bu talebelor tahsillerini ikmal ettikten, yani iki veya üç sone sonra» Batı Avrupaya gidecekler, daha doğrusu orada emre Amade bekli-yeceklerdir. Beklemek.,. Amma hangi ihtimale karşı?.,
Rusların, işgal ettikleri memleketlerden biran evvel çekilmek ten başka birşey İstemediklerini* hor gün İşitmiyor muyuz? Şu halde, beceriksizlikleri sabit olan Rus işgal kuvvetleri yerine, neden yenileri yetiştiriliyor? Diğer taraftan, bu suretle yetiştirilen talebe nln, mevcut peyk devletlerinin )• dare kadrolarına yerleştirileceklerine hiç İhtimal vorllemez. Çün* ku bu hükümetlerin istiklâline e znmî derecede riayet odileceğlnl, Moskova her gün tekrar edip durmaktadır. Bu talebelerin, gönderilecekleri memleketleri, mahalli ko münistlerin yardımına, yani müdahalesine ihtiyaç bırakmaksızın İdare edebilmek üzere yetiştirilmiş olmaları da, bunların, poyk memleketlerde kullanılmıyacnğını gösterir.
Bu gizli talim ve terbiyenin asıl gayesi şudur: Orta ve Batı Avrupa Komünistlerinden artık ümit kesilecek olursa, buralarını idaro edebilecek Ruslar yotiştirmek ve elde bulundurmak. Yapılan şoy (x) gününü Orta ve Batı Avrupa-nın Kızılordu tarafından zaptını takip eden günü hazırlamaktan başka birşey değildir,
Dünya Haberleri
Memleket Haberleri
Komünist orduların iddiasına göre
Çinde milliyetçilerin mukavemeti kırılıyor
Turizmi teşvik için büyük bir toplantı
Turizmin gelişmesine mâni hükümlerin
kaldırılması hususu görüşülecek
Çin Milliyetçileri, savaşların çete birliklerinin mukavemetine inhisar etmek üzere olduğunu bildiriyorlar
I^undra 11 (YİHS) — Çln komünist ordusunun iddialarına göre, Çln Milliyetçi Hükümetlerinin Güney Çin’deki teşkilûth mukavemeti sona ermiştir. Güneyin Kvantung ve Kvansi vilâyetlerinde 30.000 er ve subaydan müteşekkil bir ordu birliğinin «flir edildiği diğerlerinin ise başıbozuk bir halde firAr etmekte olduğu bildirilmektedir.
Diğer taraftan Milliyetçi kaymaklardan verilen haberlere göre, Çln Milliyetçileri, Çlndoki savaşları çeteci birliklerinin nıukaveınetlnu İnhisar etmek üzere terllbat almışlardır.
I'rırnHiz Genel valilinin beyanatı
Leopnldville 11 (YİRSı — Fransız Hindi Çinisinin gene) vallaı F’lnlon, verdiği bir beyanatta, idarecinin Vietnam Hükümetiyle müştereken neşrettiği tebliğe temas ederek, şayet herhangi tarafa alt Çln kuvotleri hududu geçmeye muvaffak olurlarsa, bunların silâhtan tccrld edilerek hemen enterne edileceklerini bildirmiştir,
Çnn-Kay-Şek Fnrmnza’da
Londra 11 (YİRS) — Çeng-Tu’ym
Yeni Irak kabinesi
Yeni Kabinede hiçbir siyasî parti temsil edilmemektedir
Bağdat 11 «API — Yeni kurulan kabinenin teşkili münasebetiyle verdiği kısa bir söylevde, Başkan Ali Cevdet, Arap memleketlerinin çocuklarının milli maksatları İçin sarfatİlkleri gayrete yardım edeceğini vâdatmlş, hu maksadın İse yalnız milletçe çalışmayla gerçekleşeceğini ilâve etmiştir.
Yeni katline, ocak HH8 de kurulan Nuri El Said kabinesinin yerlno gelmektedir. Yeni kabinede hiçbir slyaal parti temsil edilmemektedir.
Millî Demokrat Partisinden olan A-dalet Bakanı Hüseyin Cemil, kabinede partisinden ziyade, kendi ölçüsüne göre yer alacağını söyledikten sonra, şunları ilâve etmiştir: "Kabinenin diğor iı-yeleri de aynı maksatla birleşmişlerdir...
tkîlsat Bakanı Abdül Razag, kendi kendisini dağıtan Liharol Parti, Sosyal İşler Bakanı Saad Ömer Nuri El Saldın başkanlığında gizil olarak kurulan Teşkilât Birliği üyesidir.
Hürriyet Partisine mensup bir sözcü yeni partiye muvaffakiyetler dilemiştir.
Afrika kâşifi öldü
Roma 11 (APı — Göçen asrın Afrika kâşifi Alfonso Marla Masaarl cumartesi günü 05 yaşında olduğu halde Ro-mnda ölmüştür.
Kâşif, P. Mattoueci ilo birlikte 1880-81 de Kızıl Denizden Glno Körfezine kadar Afrikayı dolaşmıştı.
Togliatti'nin KominfoiTna yeni tavsiyeleri
Roma 11 (YİRS) — Komlnformun toplantısında İtalyan Komünist lideri TogHattlnin yapmış olduğu teklifler açıklanmıştır. Togllatti, olağanüstü durumlarda kullanılmak üzere, komünist memleketlerde silâhlı toşkllâtlarıh İhdasını, Atlantik Paktını baltalamak ü-zere, ordularda sabotaj yapılmasını ve bütün komünist hükümetlerin emrindeki orduların doğrudan doğruya Sovyet Riioyanın emrine vorllmeslni teklif etmiştir.
Alman sanayii kömür sıkıntısı çekiyor
Frankfurt 11 (YİRS) — Polonyanın Almanyanın Bovyot işgal bölgesine yapmakta olduğu kömür sovkiyatı ciddi surette azalmaya başlamıştır. Bunun talihlini güçlüklorlndnn vn Sovyet ilo Polonya makamları artısında teslim e-dilen kömür miktarına dair yaptıktan hesaplardaki akHAİdıktardan doğduğu bildirilmektedir. Bundan dolayı bacı Doğu Alman samıyi fabrikaları istihsallerini tam verememiştir.
ziyaret eden Mareşal Çan-Kay-Şek bugün Forınoza müatahkem adasına dönmüştür.
Komünist kuvvetleri, Çeng-Tu’daki garnizonun rlcatini va dağılmasını önlamek İçin, şehrin ricat yollarım kesmeye çalışıyorlardı,
Mllllyelçl Donanına ablukaya devam •diyor
Montreal 1| (YlRB) — Çin'den gelen haberlere göre, Yunnsn'da sıkışan Milliyetçi kuvvetler, Burma sınırlarına yaklaşmaktadırlar. Diğor bazı Milliyetçi kuvvetleri ise Halnan adasına geçiyorlar.
Milliyetçi Çin donanması, komünistlerin elinde bulunan limanlara karşı tatbik edilen ablukaya devam edecektir. Bu abluka birkaç yabancı devletin İtirazını mucip olduysa da, MIHI yetçl Çin Hükümeti, komünistlerin, ablukayı yaran gemiler tarafından faydalandıklarını ileri sürerek, donanmanın vazifesine devam edeceğini bildirmiştir.
Vlado Clementis itham ediyor
Çek Dışişleri Bakanına göre Almanyadaki Amerikan bölgesi bir casus üssüdüı
Prağ 11 (Ap) — Basının bildirdiğine göre Dışişleri Bakanı Vlado Cle-montls Amerikayı, Almanyadaki kendi bölgesini casusların ve Çekoslovak-yaya gizli olarak gönderilen muzır kimselerin üssü haline getirmekle İtham etmiştir.
Ordu gazetesi Ûbrana Lldu'nun yazdığına göre Dr. elementle bu iddiasına Birleşmiş Milletler toplantısından sonra Nnw-York’u terkedeıken bir basın ve telgraf muhabiri ile yaptığı bir ınülâkattan sonra vâsıl olmuştur. Gene bu mülâkattan öğrenildiğine göre Nevv-Yorklaki Çekoslovakya Büyük Elçisinin ve VVashingtondakl elçiliğinden diğer bir memurun Amerikadan kovulmasına karşı Çek Hükümeti hiçbir mukabil hareketto bulunmıyacak-tır, Çek elçiliklerinden memurların kovulması, Pragdaki Amerikan elçiliğinden Üç memurun casusluk suçu ita Çekoslovakyadan çıkarılmasından sonradır. Clenıontla şöyle demiştir* "Çekoslovakyanın mukabil bir harekette bulunmamasına rağmen diplomasi kisvesi altında da olsa memleketimize karşı gayri meşru faaliyetlere müsaade elmiyeceğis."
Clementls’ln İlâve ettiğine göre, Çs-koslovakyamn Amerika ile ticaretine devam etmemesinde hiçbir sebep yoktur. Çünkü Çekoslovakya ticaretini si yasi şartlardan uzak tutmaktadır. Bazı bakımlardan Çekoslovakya Ameri-kaya borç para bile vermiştir. Çünkü Amerika parasını aldığı halde bazı malları hâlâ Çekoalovakyaya göndermemiştir.
Clementis bu son iddiasından muhtemel olarak Çekoslovakyava gönderilecek olan çelik makinelerin yükleme işindeki gecikmeyi kasdetmoktedir.
Bir kıx çocuğa baş parmak takıldı
Londra, 11 (NaTen) — 0 yaşındaki bir küçük kız çocuğuna yeni bir baş parmak takılmıştır.
Parmak kızın ayağındaki taış parmağından alınmıştır. Bu ameliyatı yapan plâstik operatörün söylediğine göre kızın blltün sporlarla meşgul olduğu ve dans da ettiği bildirilmekledir.
Ankara 11 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Yarın Basın Yavır» ve Turizm Genel Müdürünün Başkanlığında Maliye, Gümrük ve Tekel, İç ve Dışişleri Bakardıkları temsllcıleriylo Devlet Denizyolları Genel Müdürünün iştirakiyle bir toparıtı yapılacaktır.
Bu toplantının mevzuunu 1050 senesinde Kntollk^orın mukaddes yılı mü-r.asnbeliylo Vahkanı ziyaret İçin dünyanın her tarafından t falyaya gelecek olan seyyahları, turist olarak, memleketimize celbelmek İçin gösterilmesi mümkün olabilecek kolaylıkların teshili meselesi teşkil etmektedir,
Ancak bu kolaylıklar, pasaport, ecnebilerin seyahat ve ikametleri ve gümrük tıırifeaı kanunlarında turistler için müşkülât ifade eden hükümlerin
Türk Yugoslav ticaret müzakereleri
Ankara 11 (Hıısusl muhabirimi* bildiriyor) — Uz^ın zamandanbcH şehrimizde yapılmakta olan Tüık • Yugoslav ticaret müzakeralorındrn hentta müspet bir netice ahnamamtatır. Hükümetimiz, Yugoslavyadu malları bulunan tebaasının haklarını korumak hususunda hassasiyet göstermekte ve ancak hu meselenin hallinden sonra ticari bir anlaşmaya varabilmenin mümkün olabileceği tezini müdafaa et mekleıhr
Bilindiği gibi Yugoslav Hükümeti İkinci Dünya harbinden eonra Yugoa-levyedekı bütün gayrı menkııltari mil-
Niifus ve ziraat
sayımları
1950 de yapılacak sayımlar için tahsisat ayrrıdı
Ankara İl (Hususi munabirinıta bildiriyor) — Elde ettiğimiz malûmata göre, 105u yılı bütçesinde lstattatik Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak nüfus suyum için 750 bin. airnat say» mı için 1 milyon va aıta bütçesi geçin me anketim için 50 bin lira tahsise’ ayrılmış bulunmaktadır.
1950 nüfus «»ayımı, istatistik Genel Müdürlüğünün kendi nıııtphassıstar’ tarafından idare edilecektir
Ancak hazırlıkları görmek üaero Birleşmiş Milletler Teşkilâtı İstatistik Sondajları Komisyonu Burkanı profesör Muhutanopjîj iki dem nıemleke timize gelmiş ve Genel Müdürlükle te mastarda bulunmuştur. Maıshall plâ nındun temin edilen teknik yardımla önümüzdeki İki ay içinde memleketimize Üç Amerikalı istatistik mütehas sisi gelecektir. Bunlardan birincisi 105ü ziraat sayımı ile yıllık zirai tallhsal tahminleri işlerinde, İkincisi sanayi ve iş yerleri sayımı İta sanayi istihsal endekslerinin hazulanmusında. üçüncüsü de her türlü iktisadi ve içtimai araş-lırmntar için zaruri olan sondaj ankot lorinln organizo edUnıosiıuta çalışacaklardır.
Bundan başka yine Marshall plânının. teknik yardımından faydalanıta ıak önümüzdeki sayımlara ve «onişll-yen istatistik çalumntarmda vazife almak Üzere seçilecek 15 kişilik bir heyet 0-12 ay müddetle Birleşik Devletlerdeki hususi İstatistik bürularındn staj görmek Üzere Amerikaya gönderilecek tir
Nüfus sayımı mevzuu ile ilgili uta ran nüfus haraketlorl istatİHlIklvrlno el a-tllmişı oiıiııı va Ölüm ■•hâptariylo doğum, evlenme ve botumııuıhır hakkında bütün vilâyet merkezlerinden ve ayrıca nüınuno olarak seçilen 3 vilâyetten de - bütün köyleri dahil— aydan uya muntazam malûmat nhnmnya başlanmıştır.
hemen kaldırılması mümkün olmadığından tamamen idari bir karakter la-şıyacpktır. Bq müşkülâtın tamamen halli işi lae, gelecek pazartesi günü Türk Tarih Kurumu Komcransı salonunda toplanacak otan Turizm Danışma Kurulunda görüşülecektir.
Turizm Danışma Kurulu bu toptan-tısında, ıımııml olarak Turizm ana proğramımn tanzimi, Turistik beldelerin tesbiti, bu bölgelerin gelişmelerinin prngramlnştırılmaeı, Turizmin gelişmesine mâni hükümlerin kaldırılması, yasak bölgelerden geçiş şekilleri mevzuları konuşulacak ve hazırlanmış bulunan Turizmi Teşvik ve Turizm Kredisi İle, kunılması düşünülen Devlet Turizm İpletmeleri Kurumu, kanunları projeleri İncelenecektir.
lileştirmiş ve bu yüzden gayrı menkul mal sahibi Türk vatandaştan zarara uğramıştır.
öğrendiğimize göre, Yugoslav murahhasları, müzakereler sırasında Türk tebaasına ait millileştirilen malların istimlâk bedellerini ödemeyi kabul etmektedir. Fakat bu bedellerin millileştirilen gayri menkullerin hakiki fiyatlarının çok dûnunda bulunması sebebı-le teklif, Hükümetimi* tarafından rcddohınmaktadır. Bununla beraber a-lâkalı çevroler, müzakerelerin ergeç hır anlaşma ile nihayet bulacağım limit etmektedirler.
Amerika’da ölen İzmirli tijccar
İzmir 11 ı Hususi muhabirimiz bildiriyor) — tamirin tanınmış tüccarlarından Betadiye Üyesi ve Ticaret Odası başkan vekili Osman K ıtay’ın cese di bu akşam hır Amenka^n vapunyle tzmire getirilmiştir.
Şevroie acenteliğini yapan Osman Kul av. bundan hır buçuk ay evvel A-merikada geçirdiği bir kalp knzı neticesinde Ölmüştür.
Cenazesi, yarın öğle üzen kaldırıla-aktır
Prof. Perroııx Ankara’ya gitti
İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültesinin davetlisi olarak bir haftadan-beri şehrimizde konferans’ar vermek te olan Fransız tkttaat âlimi Prof Perroııx dün akşam ekspresle Anka raya hareket etmiştir.
Vilâyet Şikâyet Bürosu wlı»ıyor
Bundan hlr müddet ovvel kurutan Vilâyet Şikâyet Bürosuna şlmdlyu kadar 322 şilenvel ve müracaat olmuştur. Bunlardan 310 taııesl neticelendirilmiştir,
Vaki olan 322 şikâyetin 150 aı Belediyeden. 00 u Koymakamlıklaniand 30 u Kmiıiyottnn, uo • Mâliyeden, u ı inpıı w l(H(iaatro 1daroHİntlondir. Diğer dairelerden yapılan şikâyetin sayısı 10 kadardır.
Csküdanıı gliztflleijtirllmesl
İşi görünüldü
Üsküdarlılar dün sası 16 da Çakıldar Hılkevinde toplanarak semtin güzelleştirilme»! ve İhtiyaçlarının biran evvel giderilmesi hususunda konuşmalar yapmışlardır. Toplantıda, Üaküoarhtann da-vclllal utarak Vıılı ve Belediye Başkam ıJu bulunmuş, mevzuubahla dertler ve ihtiyaçta ila yakııPtan alâkadar olacağını va'detmlşlir.
Yeni otoblİNİer yılbaşına kınlar llıule edilecek
1. E. T. T. IdurcBİ olobll» Içletmosl İçin yeniden Bhnacnk Ö0 otobüs hakkında muhtelif firmalardan teklifler almaktadır. Yılb*«ın(lan evvel bu tein netlcelendlrihm'Mine çalmılacaktır.
Şehir Haberleri
Gençlik Derneğinin Beyannamesi
İstanbul Yüksek Tahsil Gençlik Derneğinin dordlincu umumi heyeti dün s^at. 10 da Beyoğlu Halkcvinde toplanmıştır. Toplantının dlloklrr faslında. Birleşmiş Milletler İnsan Haktan Beyannamesinin ihtiva ottlği hususların hijyiık bir kısmının 1916 6enesln(ta kurulan Dernek An» Nizamnamesinde mevcut oldufcu belirtilmiş VS Birlenmiş Milletlere sevgi ve güvenin bildirilmesi İçin oır beyannamenin neşri kabul edilmiştir
Gençlik Derneğinin Beyanname*!
"Bugün dördüncü kongresini yapan Derneğimiz "Birloşmlş Milletler insan Haktan Reynnnnmrsl., nln kabulünün bu yıldönümünde, kültürel, sosyal ve e-konomlk utanda Blrfleşmta Milletlere sevgi ve güvenini belirtir. Onun sulh ve daha |y| bir dünya kurulması uğrunda çalışmatarını takdirle anar.
Ana Nizamnamesine göre "Irk, din vo zümre farkları gozetmlyen,, her türlü gerilikle yılmadan savaşarak dalma ileriye, dalma aydınlığa doğru güvenil adımlarla yürüyen, boyloce 1946 da ku-ryldıığundanberi İnsan Hakları Beyannamesinin ana karakterini benimsemiş olan Derneğimiz, insan Haklarının memleketimizde de tamamen tanınması ve bu haklara gereken saygının gösterilmesi için açılan savaşı kültürel a-landa bütün gücü ile desteklemek azmini yeniden tekrarlar. Bu cümleden o-larak, İnsan hektarının en önemlilerinden biri otan ”Eğ|tim görme hakkı,, nı kısıntıya uğratan paralı öğrenim teşebbüslerine karşı açtığı “Harç kampanyası,. nda tek başına k*ıtaa dahi sonuna kadar savaşmaktan vazgeçm|yecelini bildirir.,,
"Sen Jorj" liselerinde Goethe müsameresl
Dünya şairleri “Johann Volfgang Von Gothe,, nln doğumunun 300 üncü yılı münasebetiyle şehrimizde ’öankt Georg,, adlı Avusturya kız ve erkek liselerinde iki saat kadar devam eden nefis bir m usa mor e tertiplenmiştir. Bu müsamerede mektebin sahnesi güzel çiçekler arasında “Goethe,, nln güzide bir tablosuyle aüstanmlştk
önce "Gothe,, nln eserlerinden Eg-mond uvertürleri piyanoda çalınmış, bunu müteakip erkek mektebin müdürü tarafından yarım saat kadar süren ve “Gothe,, hakkında ufak bir hal tercümesi sayılan bir nutuk irat edilmiştir.
Sonra Hânande - Falcı çırağı - Balıkçı gibi bütün dünya mekteplerinde şöhret bütan manzumeleri okundu. Bunlardan başka Memnunluk - Semadan İnen - Kır gülleri gibi şarkıları keman ve piyano İştirakiyle güzel havalar İçinde dinlendi. Bundan sonra yine piyano refakatinde “Rahatım yok!,, adU manzum bir monoloğ temsil edildi. Bu arada kız ve erkek öğrencilerin iştira» kiyta Ama Kıral adlı parçası fevkalâdâ alkışlar topladı. Bu müsamereye 300 1 yakın güzide dinleyici gelmiş ve m ekte* bin talebe ve öğretmenlerini tebrik etmişlerdir.
öğretmenlerin çayı
Şehrimiz llknkultannın başöğretmenleri He llğ tsdnsaı müfettişleri Vali ve B4-•ediye Başkanı ile tanışmıa için bugufl Seşİktaştaki yeni okulda 300 kıştllk bir (ay ziyafeti tertip etmişlerdir.
D. P. kongresi
Dnmnkmt Parti Vsküdnr ilçesinin senelik kongresi dün saat II te Doğancılardaki ilçe lokalinde vapılmışlır
Sinemalarda koltuk meselesi
Son zamanlarda bası sinvınalunn ikinci mevki bilet kesmedikleri ve İkinci mevki mahalleri kaldırarak birkaç sıralık birinci mevki yeri ayırdıktan sonra geniş sahaları lüks mevkilere tahsis ettikleri alakalıların dikkat nasarını çekmiştir.
Mevcut nizamname gorağıncc, Botadlyo her sinemada İstiaplarına göre lüks, birinci ve İkinci mevki yerlorln nisbetlerird ttisblt etmiştir. Fakat l»u tesblt pek vazıh olmadığından tatbikatta bazı Ihtllâl-lura yol açmaktadır. Bunlara mâni olmak ve sinemaların esaslı bir şekilde goxılen geçirilmesi için Hesap işleri Müdürlüğü. Dairnt Encümene müracaat etmiştir, Sinemalarda mevcut yerlerin, na ntabette lüks, birinci ve İkinci mevki cr-larnk ayrılmaHi gerektiğinin kati surette belirtilmesinden sonra bütün sinsmatar-(takl mevkiler yeniden tosblt edilecektir.
1950 umuıni nüfus sayımı hazırlıkları
1950 de yapılacak olan umum! nüfus savımı hazırlıklarına Reledlyede başlanmıştır. Belediye önümüzdeki günlerde şehrıtı mahallelerini, sokaklarını bunların isim tavhalnri.vlo evlerin numaralarını yeniden güzden geçlreıek ve numaralı S evlere numara koydurataktır.
IYAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
PANORAMA
EDEBİ komam
- 12 -
Halil Ram iz, karşifnno geçip oturan üç adamın tavır ve edatından da böyle bir mâna seziyordu. Evet, şu anda onların da herşeyl yadırgayan bir halleri vardı ve budanmış, tımarlanmış görünüşlerine rağmen onları da bu bnkımaız çınarın dallarından ayırt etmek mümkün değildi.
••— Gençler, gençler diyorsun. Hocam... Fakat unutma kİ, Gazi Pahamız bu Cumhuriyeti gençlere emanet etti.,,
Bunu söyleyen Neşot öablt'tl. Ve bu «özler ağzından öyle havai bir eda ile dökülüyordu kİ, ciddi mi konuşuyor, şaka mı ediyor ve yahut sadece bu tebdili kıyafet hocaya takılmak mı istiyordu, anlaşıtamıyordu. Herhalde, FAik Bey, buna ne gibi bir mâna verdiyse verdi:
"— Canım, bizim do birşey söylediğimiz yok ya... dedi. Maksat bir hasbıhalden ibaretti.
Halil Rainiz, pek iyi hatırlıyordu. Bu milletvekili henüz sakalını yolmazdan ve sarığını çıkarmazdan evvel medreselerin kapatılmasına en şiddetli bir tarzda muhalefet edenlerden biriydi. O devrin Maarif Vekili kürsüden «öz söylerken, ikide bir oturduğu sıradan İleriye doğru uzanıp cezbesi tutmuş bir rufal dervişi gibi kendinden geçerek:
••— Altah var, Allah var. Allahtan kork...,, diye bar bar bağırıyordu.
Çimdi yanında bulunan diğer iki mütatve-66
kili do —Halil Ramla yine pak iyi hatırlıyordu— o korkunç sahneye tahammül edemeyip biri öbürünün ardı »ııa içtima salonunu terkot-mIşlor ve birkaç gün aonra da bir yangından kaçarcssına «oluğu intihap dairelerinde almışlardı, O vakit bunlardan biri top sakallı bir hacı, Öbürü do Abani sarıklı bir şeyhdl ve bu sonuncu Dağ mahallesindeki harap tekkesini oldukça yüksek bir fiyatta Halk Fırkasına kiralamak suretiyle o anlarda «usmuş olmanın mükâfatını görmüştü»
İkinci Meclisin ilk devrelerinde her ileri hamleye tos vuran bu dövüşken koçlar şimdi yünleri kırpılmış cılız koyıınlııra döndüler. Nice gerçek İnkılâpçılar gibi Halil Ramiz de artık bunlardan bir tehlike gelmlyeccğlne emindir, A«ıl tehlikenin geleceği yeri, o, bir aaattenborl keşfetmiş bulunuyor; yan gözle arkadaşı Neşet Sabit'l «üzerek kendi kendine: "işte Yalıudâ bu; küçük ihtirasları yoluna Mesih'i bir puta «atacak otan Yfthııdâ bulM diyordu ve onun içindir ki, şu anda, öbürlerinden ziyade Neşet Sabit ten nefret ediyordu.
♦ ♦ •
Halli Rnnılz 11 merkezinde geçirdiği boş on günün «onunda kendini ruhen o kadar yorgun hissetmişti kİ, hemen dönmekten başka hlr şey düşünmüyordu. Fnkat, tam Neşet Sabit le birlikte İBtanbuta gitmek üzere hazırlandığı »ırada, Parti Genel Sekreterliğinden gckn bir telgraf onu ilçe merkezinde başgöstaren bir
parti •buhranını tetkike memur etmişti. Zaten bu İşin yankıları biribirini tutmaz, bir sürü dedikodular halinde 11 merkezinde dolaşıp durmakta İdi. Buraya, geçen gelişinde de Halil Ra-mlz'in kulağına aynı hâdiseye dair bazı mırıltılar çarpmamış değildi Hattâ geçen yıl parti idare heyetinde bu meseleden bahsetmek tate-
mlş fakat, ne Genel Sekreter de, ne do heyet arkadaşları arasında beklediği alakayı uyandıra-
nıanııştı Sonradan kendili de bunu unutup gitmişti. Şimdi, anlaşılan —kaç zamandan beri «İnsi sinsi yunun— ateş «açtığı sarmağa başlamış olacak kİ, nihayet ona hu "tetkik vazifesini,, vermek lüzumunu görüyorlardı. Gerçi sırf idari mahiyette olun bu mesele onun merkez heyetinde uğraştığı işlerle ilgili değildi. Fakat, bu sırada başka yerlorde daha ehemmiyetli bir takım teşkilât buhranlariyle meşgul olan salâhiyeti! arkadaşı mutlaka buraya ycllşenıemlştı.
Halil Ramiz’in bildiğine göre teftişine memur edildiği hâdise şu İdi: Mübadillerden Yan-yalı Fazlı Bey İsminde bir adanı, Anknradıı yüksek mevki sahibi otan akraba veya hanışc-rllerinden birinin nüfuzuna dayanarak haksız yere birçok (emvâl) ve (emlâkle el koymuş ve bununla da kalmayıp kendisini parti reisliğine geçirttikten sonra halkı her yandan İstediği gi-gi kanıp kavurur olmuştu Bunun yüzünden üç kaynınkıım yerinden oynamış, birkaç memur azledilmiş vo Fazlı Bey, nihayet dileğine göre bir İdarenin tesisine muvaffak olarak ortalığa bir müddet İçin ntabl bir rahatlık gelmişti. Fakat, bir zamanlar yalnız mahalli hükümet erkânı tarafından uğradığı muhalefet yavaş yavaş muhtelit halk tabakalarına sirayet etmeğe bnş-tayıp da: "Fazlı Bey mesele»!,. bütün ilçede umumi bir huzursuzluk şekline girince iş daha çok güçleşti, çatallaştı. Son zamanlarda yeryer hir takım kavga, yaralama, yakıp yıkma vakaları hile hnşgosterdi. Halil RamlZ, işte, şlındl böyle hır durumu yakından ve içinden görmeğe gitmektedir.
Genç milletvekili, kiraladığı bir eski merse-do« otomobilinde sarsıla sarsıla ilçesine
doğru yolalırken mizaç ve itiyadına hiç de uy-58
gun olmayan bu zabıta işine nereden başlamak lâzım geldiğini düşünüyordu. Doğrudan o Altıya kasabaya gltso etrafı, ilk adımda. Itadl»»" nln u«ıl mesulleriyle çevrilecek ve ona uuımla, hAfUlarca kalsa dahi ahalinin şikâyetlerini dm-
İçmek nasip olmayacaktı, öyle ya, madem ki, Fazlı Bey Kaymakamı da, belli başlı nıcıuurtarı da ,hattâ parti Azasım da kendine uydurmuştur. O holde, Halli Rnnılz klminlo görüşecek? Hakikati kimden öğrenecek? Hükmünü kimlerin şahitliğini- güre verecekti? Kendi kendine: “Atik-|eı Köyünde İnerim. Oradan etrafı dolaşarak "m.’1 Nahiyesine giderim. Bu geceyi Nahiyede geçiririm. Ertesi günü yine yolum üstündeki köylere uğrayarak akşama doğru "...’ ü varırım,, dedi.
Bu karan verince içine bir ferahlık geldi. Hususiyle, ilçenin ilk konağ) bu "Atikler,, —Halil Ramiz’in işittiğine göre— Fazlı Beye kafa tutmak cesaretini gösteren ve hattâ onun aleyhine dâva açmış olan bir köydü. Halil Rainiz için ne büyük bir şnnsl.. İlk adımında hastalığın en can alacak bir noktasına parmağım basmış olacaktı. Şimdiden içi İçine sığmıyor, biran evvel hedefine varmak için can atıyordu, Yol da aksi gibi gittikçe bozulmağa başlamıştı. Demin-denherl seksene yakın bir «Uratlo işleyen makine, şimdi elliyi güç yapıyordu. Derken müthiş gıcırtılarla bir katlı beyaz hir binanın önünde duruverdi, Burası bir karakoldu ve karakolun knpısı hizasında tam yolun ortasında bir jandarma çavuşu şoföre kolunun en geniş bir hareketiyle "dur!'4 işaretini veriyordu. Bu adam, ağır ağır otomobile yaklaştı ve Halil Rainiz e, askeri bir selâmdan sonrA:
“— Kaymakam Bey, telefon etti. Sizi burada karşılamağa geliyorlar; dedi.
Halil Rainiz dona kalmıştı. Ne söyleyeceğini,
59
ne yapacağım bilemiyordu. Bariz bir öfke ile söylendi:
"— Benim acolem var, kimseyi bekliyenısm, Jandarma; şaşaladı. Afal afal ve Adet» hüzünlü, ağlur denilebilecek gözlerle kaymakam beyin enirini hiçe sayan bu yolcunun yüzüne bakıyordu. Gerçi, onun bir mebus olduğunu biliyordu. Faks t bir mebusun bir kaymakamdan daha üstün olabileceğine akıl erdirmeyen bir hali vardı. Jandarmanın bu hali. HaİII Ramiz’in yüreğine dokunmuş otaesk ki, sesi birdenbire yumuşayarak:
Haydi, hatırın için beş dakika bekleyim; «ma dshn fazla duramam, dedi.
Bu esnada şoför de, zaten fazla kızan ıno-törüne »u almak için kovasıyla karakolun bahçesindeki tulumbaya doğru uzektaşnuştt. Jandarmanın Adeta yüzü güldü:
— Nerede tac yetişip gelirler... Buyurun efendim, bir kahvemizi için!
Halil Ramız, bunu da reddedemedi. İçinden: “Hem adamcağızın'gönlünü alır; hem de inşallah tatikbslcller gelmeden sıvışırım.,, dedi. Zaten Atikler’e giden yol hemen şu noktada asıl şoseden ayrılıyordu.
Lâkin, Halil Ramız, jandarmanın uzattığı kahve fincanına henüz dudağım değdirmeğe vakit bulmadan blrlblrlnln ardısıra iki otomobil klaksonlarını öttürerek karakolun önünde durdu.
Milletvekili kendi kendine:
“— Eyvah» yakalandık: diye »Öylendi.
önde kaymakamla yargıç ve »avcı, arkada —Halil Rainiz gözlerine Inanamıyordu— Fazlı Beyle Halk Partisi erkânından iki zat yapmacıklı bir tehalükle ona doğru yürüdüler.
•’— Hoş geldiniz efendim; hoş geldiniz!..
fDevanıt var)
6ü
Bayta 5
9
î EN 1 1 b 1 A N B U L
12 Aralık 1949
EKONOMİK
G U N U N
İzmir muhabirimizden
Haftanın İktisadî
Ham ve mamul dokuma
Haftalık İktisadî mektup
HAREKETLERİ
İşçi sendikaları toplandılaı
hâdiselerine bakış
maddelerine dair haberler
İstanbul Mensucat:
- Avrupa ve Ameri-
„ e katılmak üzere
İngil-
Tiirkiyede yeni
Sanayi Bankası
Marshall Plânı ile Avrııpanın ihyası -kada bazı ahenksizlikler — “Benelu.v Bulunan “Fritalux„ ve “Skandinav,, toplulukları tere’de para devalüasyonu neticeleri bütçe — Tüccar ve Gelir vergisi çalışmaları
(Comtel) in muhtelif piyasalardaki hususi muhabirleri bildiriyor
İstihsal pazarlarinda
Mısırda:
Bugün — birkaç memleket ı müstesna — bütün Avrupa Marshall Plânının nüfuz ve altındadır. Plânın başlıca he-
tesi ri deflerinden ikisi yâni: A) İstihsali arttırma amacı, B) İşçi halk tabakalarının refahını arttırıp Komünizmin aldatıcı serabından kurtar maktan ibaret olan gaye hemen hemen temin edilmiş gibidir. Avrupa ekonomisi gittikçe kuvvetlenerek sadmelere mukavemet edecektir.
1952 de Avrupa Ameri kanın yardımından tamamen müstağni kalır mı kalmaz mı? Bunu çımdiden katiyetle kimse söyliyemez. Çünkü Avrupa İktisadî bünyesinde iki büyük çıban vardır. 1) Dolar, her yerde mübadele ihtiyaçlarına cevap vereni iyecek kadar kıttır. 2) Ticaret, dolambaçlı yollardan gittiğinden ticaretin iki büyük şartı olan sürat ve emniyet hâsıl olamıyor.
Doların vaziyetini ıslah etmek 1-çin Avrupanın satma usullerini modernleştirmesi yâni Amerikan tâ-birince "Salesmnnship,, sanatini öğrenmesi ve Amerikanın Avrupa ithalâtına karşı fazla takyidatı kaldırması lâzımdır.
"Buy American,, yâni Amerika mallarını tercih etmek tavsiyesini hedef tutan eski usul, Marshall plânı ile mânasını kaybetmiştir. Ve nihayet zamanın yeni icapları anlaşılmıştır. Bu mevzuda Amerikada görülen fikir değişikliği memnuniyetle kaydedilecek terakkilerdendir. Avrupa iktisadi anlaşmalarını genişletmek için her taraftan gayretler sar-fedümektedir.
"Benelux„ ün “Fritalu*,. namı altında Fransa ve İlalyayı çenesine alması hususundaki müzakereler inkıtaa uğradıysa da ihtilaf, çözülemı-yecek kadar çetin olmadığı için, müzakerenin yakında tekrar lıaşlıya-cağı ve bu defa bir neticeye bağlanacağı kanaati hâkimdir.
Diğer-taraitan îngilizlerin Iskan-dınavya-*HÜkûmetlerine mali ve ticari bir işbirliği teklif ettiği ve bu hususta mufassal bir muhtıra verdiği son günlerde şayi olmuştur. İskandinav ticaret mahfilleri ve resmi makamlar hu projeye taraftar bulunduklarından yakında Fritalux-ün beşli anlaşmasına benzer dörtlü anlaşmanın vücut bulması pek muhtemeldir.
/
★
Ingilterede 11 haftalık düşük sterim devresinden sonra devalüasyonun verdiği neticeler gerek İngiltere dahilinde gerek haricinde ma-
Dış ticaretimizin tediye unsuru bakımından yeniden zarurî görülmektedir memleketimizi iktısaden tecrit yolunu bulduğu hatırlardadır.
İthal mallarında hasıl olan sunî pa-
• halılık dolayısiyle maliyeti yükselen lin ve peyklerinin kıymetlerinin düşü-1 lhra(. mallanmızın bu şeküde dünya
gözden geçirilmesi
İzmir (İktisat muhabirimiz bildiriyor) — Ege'nin çeşitli ihraç maddelerinin evvelce yalnız dolar sahasına taallûk eden fiyat intibaksızlığı, ster
ve dolar marj bı-
daha hâ-
lî mütehassıslar tarafından tekikten geçirildi. Aşırı nikbinlik ile aşırı bedbinliği bırakıp, vaziyete tarafsız bir nazarla bakılırsa, Stafford Crıpps’in ümitlerinin tahakkuk etmediğine hükmetmek lâzımdır. İhracat artmaktadır. Fakat devalüasyon nisbetinde artmamıştır. Hal buki arzu edilen şey devalüasyondan çok fazla yükselmesi biriktirmek için kâfi h(r rak m asıydı.
Beklenilmiyen bir nebce
sil oldu. İhracatın sağlam döviz memleketlerine doğru veçhe alması neticesinde zayıf döviz memleketlerinin az çok ihmal edilmesi proje mekanizmasının dayandığı bir temeldi. Halbuki aksi hâsıl oldu. Birincilere ihracat azalmış ve diğerlerine de eskisi gibi mübadele hacmi revam etmiştir.
Ticarette kökleşmiş âdetler, bıra-kılamıyan teamüller vardır Bunun neticesi olarak sterline karşı, devalüasyon iptidasında gösterilen emniyet sarsılmıştır. Zürıh, Nevyork ve Pariste İngiliz parasının 10 ile % 14 arasında düşmesi bu neticenin verdiği şevksizliği ifade eder
★
Ttlrkiyedc bu sene hazırlanan bütçe tasarısı her sene gibi açık verdi. Gelir ve gider denkleşemedi. Ancak bu sene Maliye Bakanına, seleflerinden hiç birine nasip olmı-yan, bir mazhariyet elverdi: Bütçenin açığı Marshall Plânıyle kapandı. Bu, Türk parası için bir hayır alâmetidir. Herkesin bildiği gibi paralara ûrız olan zâfın en büyük sebebi denksiz bütçelerdir.
Tüccarda bu son zamanlarda beliren en büyük endişe, birkaç gün sonra yürürlüğe girecek olan gelir kanununa göre mükellefiyet vaziyetlerini ayarlamaktır, Bu sebep-Jp birçok şirketler feshediliyor ve ortaklıklar yeniden inceleniyor
Türk sanayiinin baş kaldırması na mâni olan şeylerden biri ve belki en mühimi; endüstri için mutedil faizle para tedarik olunamamağıydı. Buna çare olmak üzere "Milletlerarası Banka.,nın yardımıyla bir sanayi bankasının tesisi düşünüldü. Ticaret Odasiyle sanayiciler arasında zuhur eden ihtilâl’ projeyi a-klm bırakacak bir hâdise değildir Bankadan memleket endüstrisinin süratle gelişmesini beklıyenler çoktur. Tabii bu faiz ucuzluğunu teşvik edici tedbirler ve kanunlar katmak gerektir.
İSKENDERİYE, Mısır Ziraat Vekâletinin ikinci tahminine göre, dökümü hariç olmak üzere, bu mevsim pamuk istihsali 8,047.000 kantardır. Mukayese için bu rakam, Vekâletin 6 ekim tarihindeki İlk rekolte talimini olarak 7.691.000 kantardı.
istihsal yekûnu 1 3/8 pusu geçen pamuk İçin 3.505.000, 1 1,4 pusu geçen pamuk için 657,000 ve 1 1/8 pusu geçen pamuk için de 3,885.000 kantardır.
Döküntü, ilk tahminden 8.000 ve geçen senekinden 5.000 kantar daha fazla olmak üzere, 119.000 kantardır.
libre başına
3
iplik de libre
açıklanmamış-
ilâ 125 denier’llk iplik, sent, ve 300 denler lik başına 2 sent.
Bu artışların sebebi
tır. Fiyatların birdenbire yükseltilmesi reyon müstahsillerini müşkül bir mevkie düşürmüştür. Çünkü 1950 senesinin ilk üç ayında teslim edilecek mallar eski fiyatlar Üzerinden hesaplanmıştır.
İSTİHLÂK PAZARLARINDA
Ingilterede:
YİRIf
Amerikada:
W ASIİİNGTON, Ziraat Bakanı pamuk eken çiftçilere 1950 senesi ekimlerini 21 milyon dönüme indirmelerini, yani bu seneye nazaran yüzde 20 nisbetinde daha az pamuk ekmeleri nl bildirmiştir.
Pamuk yetiştiren züraa 15 aralıkta yeni ziraat nîsbetlerini (guota) kabul edip etmediklerini bildirekceklerdir. Kabul etmedikleri takdirce, hükümetin fiatleri destekleme dimi derhal yüzde elliye düşecektir.
BKEDFOKD. Orta kalınlıkta ve melez yünlerdeki fiyatlar, umulduğundan daha fazla yükselmiştir
Taranmış yün piyasası (50) İlle kalitelerde, libre başına 2 ilâ 4 peni indirilmiştir. Geçen hafta 50 lik kaliteler 61 peniye satılıyordu. Şimdi aynı kalite 57 peniye bile güç sürülüyor.
Fiyatlarda bu derece büyük değişiklikler olduğu İçin piyasadaki faaliyetler durmuş, alıcı azalmıştır. Merinos yününde ve ince melez yünde bir değişiklik olmamıştır.
rülnıcsinden sonra umumileşmiş bulunmaktadır. Bununla beraber dolar veya sterlinle tediye İmkânı bulamı-yan bir kısım alıcı memleketlerin, aramızda mevcut kliring anlaşmaları hükümlerinden faydalanmak suretiyle, bazı ihraç maddelerimizi cihan piyasalarının Üstündeki fiyatlarla aldıkları görülmektedir. Almanya, Çekoslovakya ve Fıansanın pamuk; Almanya-nın üzüm mubayaaları gibi. Karabük tesislerinin taksitlerinden tahassül eden ve tütün ile kuru meyva mubayaasına tahsisi anlaşma icabı olan para İle lngiltercnin yapmakta olduğu üzüm mubayaasını da bu arada zikretmek mümkündür. Bu suretle dünya fiyatlarının üstündeki fiyatlarla kıymetlenme İmkânını bulan bu maddelerimizin durumu, alâkalılarca. tetkike değer görülmekte ve İkinci Dünya Harbinden önceki Alman Kliringinin işleme hususiyeti hatırlatılmaktadır.
Filhakika, diğer Balkan memleketleriyle birlikte bizim de ziraî maddelerimize dünya fiyatlarının üstünde bedeller ödeyen o zamanki Almanyanın bu farkları hattâ fazlasiyle mukabil ithal mallarına aksettirerek netice İtibariyle, hakikatte dünya fiyatlarının üstünde bir bedel ödemediği halde, Balkan memleketlerini ve bu arada
piyasTilarından yeniden uzaklaşmasının İktisadiyatımız için bir felâket olacağına işaret eden alâkalılar, bugünkü | ile mutabık durumun başlıca saikinin haricî ticaret muvazenemizdeki pasiflik dolayı-siyle dolar ve sterlinin ak ve karaborsa fiyatlarının arasındaki fark olduğunu i.fade eylemektedirler. Tatbikatta ihracatçı, memleket ölçüsünde şeklen de olsa, o anda Ödenen bedelin yüksekliği dolayısiyle satışlarını bu istikamete tevcih eylemek zorunda kalmaktadır.
Alâkalılar, memleketimizin kendisini tamamiyle kaptırmak üzere bulunduğu bu fasit daireden çıkabilmesi için önümüzde yepyeni bir fırsatın belirdiğine işaret etmektedirler. Gerek Başbakanın ve gerekse Marshall Plânı temsilcisinin ifade ettikleri lehimize tahsis edilen 106 milyon dolarlık tiraj hakkı ve hibe ile her şeyden önce zaruri ithal eşyasında bir bolluk sağlanması yerinde görülmektedir. Bu yoldan yapılacak ithalâtın arzedeceği ucuzluk İhraç mallarımızın maliyetini düşüreceği gibi, diğer İthalâtımız da bu ucuzluğa ayak uydurmak mecburiyetinde kalacağından dış ticaretimiz normal mecrasına sokulmuş olacaktır denilmektedir.
İstanbul Mensucat işçileri Sendikası dün saat 13 te Eyüpte bir toplantı yapmıştır. Toplantıda fabrikaların yaptığı işçi tensikatının doğurduğu acı neticeler etrafında görüşmeler olmuştur.
ilk sözü alan Sendika Başkanı Mehmet Güler, Ankarada ilgili bakanlıklarla bu mevzuda yaptığı temaslan anlatmış ve işsizliğe karşı alınacak tedbirler hususunda Çalışma Bakanı olduklarını ve hariçten mensucat ithalinin kati şekilde önüne geçileceğine dair Ticaret ve Ekonomi Bakanlığının vaatte bulunduğunu belirtmiş ve bu haber memnuniyetle karşılanmıştır. Diğer bazı hatipler de bir kısım fabrikaların vergi kaçakçılığı yaptıklarını söylemişlerdir.
Neticede işçiler müspet bir netice alınamadığı takdirde bir miting tertibine karar vermişlerdir.
Yunus Çimento:
Kartaldaki Yunus Çimento Fabrikası işçi Sendikası da dün sabah saat 8.30 da toplanmıştır. İş müfettişinin de hazır bulunduğu toplantıda işçilerin sağlık durumu, doktorun alâkasızlığı etrafında hararetli münakaşalar cereyan etmiştir, işçilerin dileklerini not eden Çahşma Müfettişi bunların yakın bir zamanda yerine getirileceğini va’detmiştir.
Gelir Vergisine hazırlık
Fransada:
M
? •
Avustralyada:
AJmanvada işsizlik meselesi
Para reformundan sonra
işsizlik üç
misli arttı
hususundaki yar-doksandan yüzde
SYDNEY. Bugün
yün satışlarında. Büyük Britanya’nın ve bütün Avrupa bölgelerinin hararetli rekabeti ve Amerika, Japonya ve mahallî fabrikaların da satışları desteklemeleri yüzünden, piyasa çok hararetli olmuştur.
Fiyatlardaki değişikliğin satıcıların lehinde olacağı anlaşılmaktadır. 16.288 balyadan 16.202 balyası satılmıştır.
En yüksek satış fiyatı 5 balya lık ekstra taranmış yün için 138 penidir.
burada yapılan
libre başına
BALLAKAT, Britanya devletleri ve A. B. D. ile rafından desteklenen mahallî fabrikalar arasındaki rekabet dolayısiyle bugün satışa çıkarılan 1.750 balya yünün hemen hemen hepsi satılmıştır. İnce ve kaba melez yünlerin fiyatları artacak gibidir. Iskarta fiyatı düşüktür.
İnce Merinos yününün libresi 111 peni, pamuk döküntülerinin libresi 96 1/2 peni ince melez yünün libresi ise 76 1/2 penidir
Yeni Zelandada:
ve Avrupa Japonya ta-
sayısn, para reformun-beri, yani takriben bir büyü içersinde 450.000 den
Bonn (Almanya muhabirimiz F. R. Allemann bildiriyor) — Almanya Federal Cumhuriyeti hudutları dahilinde İşsizlerin dan çuk
1.3 milyonun üstüne çıkmak suretiyle üç misli artmıştır. İşsizlik, buna çok bağlı muhaceret meselesiyle birlikte, Almanyanın başlıca sosyal derdi haline gelmiştir. Devletin esasen zayıf olan mâliyesi, işsizlere yardım için senede en az bir milyar mark sarfet-mek mecburiyetindedir.
İşsizlik meselesinin en mühim tarafı, bunun konjonktürol bir hâdise olmamasıdır. Şu kadar kİ, Alman sanayiinde zaruri görülen rasyonalizasyon hareketi ilerler ve dolayısiyle İş yerleri azalacak olursa, o zaman hakikaten işçilere yol vermek icap edecek ve iş-şüphclidır.
siz sayısı büsbütün artarak tehlike büyüyecektir. Şimdiki halde bu tehlike henüz vârit değildir; hattâ çalışanların sayısı, az dahi olsa çoğalmıştır. Bıına rağmen işsizlerin sayısı da artıyor. Acaba neden?
Almanya’da işsizliğin, daha doğ rusıı işsizlerin artmasının başlıca sebebi, her taraftan Batı Almanya'ya sığınan Alman muhacirlerinin mevcut iş sahaları tarafından rrıaasedilenıe-ınesidir. Görülüyor ki, hâdise yalnız iktisadi değildir ve bu itibarla konjonktür tedbirleriyle önlenemez. Muhacirlerin. iş bulabilmeleri, bunların kesif olarak toplandıkları mıntakahırda, yeni sanayi tesislerinin kurulmasına bağlıdır. Fakat Alnıanyada çekilen umumi sermaye darlığı karşısında, bu tesislerin yakın bir âtide kurulabileceği çok
GEÇEN hafta, Türkiyenin başlıca iki piyasası olan İstanbul ve İzmirde umumiyetle durgun manzara arzetmiştir. Istanbulda tiftik ve fındık, İzmirde ise incir istisna edilecek olursa, diğer maddeler üzerinde bu durgunluk, yer yer gevşeklik ve hattâ fiyat düşüklükleri göstermiştir. Bunlar hakkında geçen hafta her gün bu köşeye göz atan okuyucularımız günü gününe vaziyetten haberdar olmuşlardır.
Aşağıdaki satırlarda haftanın umumi manzarası görülecektir:
Istanbulda:
Hafta başında fındık piyasası gevşek geçmiş, hafta ortasına doğru hararetli bir safha arzetmiş, hafta sonunda ise sakin bir devreye girmiştir. Fındık piyasasında her zaman görülen bu temevvüçler, alıcı ve satıcıyı daimî surette ihtiyatlı hareket etmek zorunda bırakmaktadır. Hattâ alıcılar, fındık piyasasının hafta içindeki yükselmesine karşı soğuk davranmışlardır. Fındık ticareti, bütün bu hususiyetlerine rağmen bu yıl ihraç için piyasamızın baş mahsulü olmakta devam etmektedir. Şimdiye kadar 1949 mahsulünden 18000 tondan fazla ihracat olduğu anlaşılıyor. Borsada kabuklu sivri fındık 62.20 ve iç tombul fındık ise 136 kuruştan kapanmıştır.
Geçen haftalar içinde Amerikadan vâki istekler üzerine 68 kuruşa kadar yükselen ceviz, son hafta içinde 54 kuruşa düşmüş, borsada kabuklu ceviz 50 ve iç naturel ceviz ise 150 kuruştan kapanmıştır. Bu hale
PAKİS, Bugün Fransız Fiyat Kontrolü Bürosu, ham pamuk fiyatlarını tesbit etmiştir. Fransız Pamuk İthal Acentalai’i pamuğu aşağıdaki fiyatlarda satacaklardır (Fiyatlar her kilo için ve frank'lıı gösterilmiştir),
Amerikan middling pamuğu, 1 pus (orta uzunluk) 288 (282); middling olup, diğer muhtelif menşeler için ona nisbetle cetveller
tanzim edilmiştir.
tüccarları, Aiman-sonra ilk defa ola-
Eğede alivre tütün satışlarına başlandı
Resmî makamlar bunları alâka
Defterlerinizi tasdik ettirmeyi unutmayınız
M’ANGANUİ Cumartesi günü satışla. arzedilnıiş olan 31,546 balyanın hepsi satılmıştır. Piyasa, son Napier müzayedesi fiyatlarıyla açılmıştı, fakat satışların devamı esnasında Lon-dradan gelen fiyat haberleri tesirini göstermiştir, ler, Bradford ve daha ziyade iyi cinsler Üzerindeydi. Fakat hazır aşağı kaliteler, aynı cinsin ince kalitelerinden daha fazla rağbet görmüştür. İnce yün fiyatları sonuna kadar sahil kalmış, fakat orta kalınlıktaki melez yünlerin fiyatında bir düşüklük kaydedilmiştir
derhal
Başlıca rakip-
Avrupadır. Talep cinsler
Amerikada:
NEW-YORK, Du Pont De Nemours Şirketi. Reyon viskoz dokuma ipliği fiyatları yüzde beş arttırmıştır
Artış şu şekilde olmuştur: 50 ıııcr’lık iplik, libre başına 5 sent.
de-
74
LYON, ipek yanın, harpten rak ipek piyasasına iştirak ettiğini bildirmiştir.
Son iki hafta zarfında değişik miktarda en fazla talep edilen kalite muslindir. Japonyadan 2,700 balya i-pek ithal edildiği halde taleplerin hepsi karşılanamamıştır, lthulâtçılar, sene sonundan evvel 2,700 balya daha ithal edilmesini talep etmişlerdir, fakat Japon ipek piyasası durumu clo-layıslyle bu sevkiyatın tehir edileceği anlaşılmaktadır. Yapılan taleplerden anlaşıldığına göre 1950 senesinin İlk üç ayı zarfında 450 ton ipek temin edilebilecektir.
Fransız ipek sanayiine, bu suretle, 1950 senesinin ilk 6 tccck miktarda ham miş olacaktır.
ayı zarfında ye-ipek temin edil-
İtalyada:
daha fazla sabi-
Amerikan pamuğu
dıgı için kasım ayının sonuna doğru İtalyan pamuk piyasasındaki faaliyetler biraz iyileşmiştir
Buna rağmen, piyasa umumiyetle durgundur.
MİLANO. Yün: Son zamanlarda, memleket dahilinde fazla miktarda kullanılan ince yün de talep edilmiştir. fakat tarama yün piyasasında fazla bir faaliyet görülmemiştir Yün fiyatlarında bir değişiklik kaydedilmemiştir. Paçavra piyasasında fiyatlar sabittir.
Mensücata gelince, Britanya ince yün kumaşlarının çoğalması mahallî istihsale tesiri itibariyle ticari mahfilleri endişelendirmektedir.
Ticaret - Telgraf (Comtel) Servisimiz
Yeni İstanbul, İktisat Servisi için Ingiliz Reuter Ajansiyle Türiyedeki neşir hakkını temin eylemiştir. Bu sayfalarda bir anlaşma yapmış ve bu ajansın Ticaret Telgraf Servisinin bundan böyle (Comtel) işaretli hususî telgraflarımızı okuyucularımızın istifade ile karşılıyacaklarını ümit ediyoruz.
4
karşı alıcı yoktur, piyasa durgundur.
Hafta içinde dokuma ham maddelerinden tiftik fiyatlarında tedricî bir surette ilerleme olmuştur. Alıcıların piyasada nazlı davrandıkları, fiyattan arttırmamak için tenni ile hareket ettikleri görülmüştür. Esasen Bradfoıd'da da tiftik piyasasının hararetli olduğu anlaşılmaktadır. Sızan haberlere göre İngiliz piyasasının cins gözetmeksizin alelûmum tiftiğe karşı olan alâkasının devam edeceği anlaşılmaktadır.
Tiftikten başka keçi kılı da hafta içinde üzerinde durulan bir maldı ve alıcıları arasında, Ingiltereye ihracat yapan tacirler bulunuyordu.
İstanbulda umumiyetle hareketsiz olan pamuk alış verişlerine bu hafta yüz tonluk bir parti ile yeniden şahit olduk.
Durgun ve gevşek piyasaların başında hububat ve bakliyat vardır. Bu gerileme daha ziyade kuru fasulye, mercimek, nohut gibi maddelerde bâriz bir surette göze çarpmaktadır. Böyle olduğu halde bu gibi maddelerin henüz dünya fiyat seviyesine kadar inemecliği ve bunun neticesi olarak hâlâ ihracata elverişli bir durumda bulunmadığı görülmektedir
Gerek nebati ve gerekse sade yağlarda başlayan
ile takip ediyor
İzmir 11 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bugün pazar olmasına rağmen başta Dİ Amerikan Tabakko, Geri - Tabakko, Ostro - Türk ve Tütün Limited olmak üzere muhtelif tütün şirketlerinin eksperleri Akhisar ve Manisa bölgesinde faaliyet göstermişlerdir.
26 aralıkta açılacak olan Ege Tütün piyasasına esas olmak üzere alıcılar her müstahsilin tütününü ayrı ayrı muayene etmişlerdir. Amerikalılar, yerli tüccarın aksine olarak bu yıl Ege tütünlerinin kalite bakımından geçen yıldan Üstün olduğunu, eğer müstahsil acele etmezse iyi fiatle satabileceğini söylüyorlar. Manisa merkezi. 2 milyon 400 bin kilo. Turgutlu
milyon 100 bin kilo, Salihli 350 bin,
1
Gördes 950 bin, Alaşehir 350 bin, Kula 300.000, Akhisar 5 milyon 500 bin, Kırkağaç 750 bin, Sındırgı bir milyon 400 bin kilo tütünü satılmak üzere hazırlamıştır.
Bııgün göze çarpan bir başka nokta, müstahsilin, piyasa açılmadan u-fak partiler halinde tütün satışlarına devam etmesidir.
Bu bahiste duyulan söylentiler arasında yerli tüccarların (Di Amerikan) ! derhal teslim şartiyle 325 kuruştan alivre tütün sattıktan haberi de vardır. Tütün satışlarının bu şekilde devamı. resmi makamlar tarafından ilgi ile takip edilmektedir.
1
riyete girecek olan gelir vergisine göre, defter tutmak mecburiyetinde olan mükelleflerin, defterlerini aralık ayı içinde noterlere tasdik ettirmeleri lâzımdır. Kanunun tesbit etliği bu müddet zarfında defterlerim tasdik ettir-mlyenlerden 300 liraya kadar para cezası alınacaktır.
Bu vaziyet karşısında noterlerin işleri çoğalmış ve mükelleflerin tasdik için getirdikleri defterler birikmiye başlamıştır. Normal çalışma saatleri dahilinde, bütün bu defterlerin 31 aralık tarihine kadar tasdik edilemeyeceğinden endişe edilmektedir.
ocak 1950 tarihinden itibaren me-
Kaşar peyniri fiyatları artıyor
Yiyecek maddeleri gurubunda kuru sebze fiatleri düştüğü halde, kaşar peyniri fiatlerinde tedrici bir surette yükseliş görülmektedir. Buna sebep olarak Yunanistan ve Filistinden kaşar peynirine karşı isteklerin artmasıdır.
Yag-lı kaşar peyniri fiatı toptan 400 kuruştur.
Denizyolları idaresinin
Mısırda kalan paraları
Ankara, 11 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — İstanbul - Kahire arasında muntazam uçak seferleri yapmakta olan Mısır Havayolları Şirketinin Türkiyeden intısil elliği yolcu ve navlun bedelleri, Merkez Bankasınca bloke edilmiş bulunmaktadır.
Haber aldığımıza göre. Mısıı uçak kumpanyası, Türk lirası olarak memleketimizden (>hın alacaktarının transferi için Devlet Denizyolları 1-dareslnin Mısır acentalıgı tarafından. Mısır lirası olarak tahsil edilen nav-
lun bedelleriyle mübadele yapılmasını teklif etmek üzere ilgili müessese-lerle temasa geçmiştir.
Devlet Denizyolları Mısır Acenta-1 ığmın yolculardan dolar talep etmesi yüzünden birçok yolcular istemiye-rek başka kumpanyalara ait vapurlarla seyahat etmek mecburiyetinde kalmakta idiler. Bu vaziyette, Mısır U-çak Şirketinin teklifi kabul edildiği takdirde Denizyolları İdaresinin Doğu Batı seferleri, çok fazla hasılât yapmak imkânını bulacaktır.
Fransa - Almanya ticaret müzakereleri
Fransa ile Batı
Paris (YİRS)
Almanya arasında cereyan etmekte olan ticari görüşmeler, mevcut zorluklara rağmen muvaffakiyetli bir hava içinde cereyan etmektedir.
Mevcut güçlükler bllhasa güm-
Aydında bir tütün işleme evi açılacak
Ankara 11 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Tekel Bakanlığı Aydın bölgesi tütünlerini mahallinde İşlemeyi sağlamak maksadiyle Aydında büyük bir tütün işleme evi açmaya karar vererek etüd ve projelerini hazırlatmaya başlamıştır. Bu hususta bölge ile yapılacak temaslar biter bitmez inşaata geçilecek ve 1950 yılı sonunda tamamlanmasına çalışılacaktır.
Kasım ayı ihracatında fazlalık var
Ankara 11 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — İhracat istatistiklerimize göre. Ingiliz lirasının devalüasyonuna rağmen geçen aylarda olduğu gibi bu sene kasım ayında, 948 kasını ayına nisbetle 5 milyon 150 küsur bin liralık fazla ihracat yapılmıştır. Bu me-yanda iç fındık 4 milyon, tütün 2 mü-
rük tarifelerini ilgilendiren meselelerden doğmaktadır.
Müzakerelerde alınan bir prensip kararına göre, yapılacak mal mübadelesinde, dolar yerine Fransız frang'ı veya Alman markı kul-1 yon, Liftik 300 bin lira raddesinde bir tanıtacaktır.
fazlalık göstermektedir.
haftalık piyasa vazıyeti
gevşeme hafta boyunca devam etmiş ve son günlerde fiyatlar kırılmış olarak piyasa kapanmıştır.
Durgunluk ve gevşeklik yağlı tohumlarda devam ediyor.
İzmir:
Hafta başında üziiın piyasasının arzettiği durgunluk ve gevşeklik artmış, fiyat hafta sonunda —hafta başına nazaran— 2 kuruş bir gerileme göstermiş, 9 numaralı üzüm 55.50 kuruştan kapanmıştır. Amerika Hükümetinin Kaliforniya üzümlerine yüzde 50 nisbetinde pirim ödemesi neticesi olarak üzümlerimizin serbest piyasalarda rekabet etmesi mümkün olamamaktadır, bütün ümitler, sene başında vedesi gelecek olan Karabük fabrikası taksitlerinin üzüm ile ödenmesine bağlı bulunmaktadır. Türk - Alman klering hesabında tütün satışları yüzünden alacaklı mevkide bulunmaktayız. Bu sebple Batı Almanyaya yeni üzüm kontenjanı verilebil-mesınin ancak yeni hesap muvazenesine talik edilebileceği ve gecikeceği anlaşılmaktadır. İngiltere iaşe Nazırlığı, fiyat hususunda mutabık kalındığı takdirde mevcut 20 000 tonluk stokun tamamını almaya amade hulunmnktadır Pivasada hâkim olan kanaate göre, İngiltere fiyatı biraz daha artıracak olursa mevcut
stoklar kendilerine satılabilecektir. Teklif edilen fiyat 54.80 kuruştur.
Stokları azalması yüzünden incir sağlam durumunu muhafaza etmektedir. Şimdi elimizde kalan stok miktarı takriben 1500 tona kadar inen incirimiz, B serisi ile, küçük kıtali tanelere inhisar etmektedir. Hafta içinde iç piyasadan da bu mala karşı isteklerin arttığı görülmüştür, incirin A serisi 56 kuruştan ve B serisi ise 45 kuruştan kapanmıştır.
Hafta içinde Pamuk piyasası gevşek bir seyir takip ederek birinci Akalada 6, ikinci Akalada 10 kuruş bir gerileme kaydolurunuştur. Dünya piyasalarına rakiplerimiz daha ucuz teklifler yaptıkları cihetle pamuklarımızın şimdilik yalnız aramızda klering anlaşması bulunan memleketlere satılması mümkün görülmektedir. Fakat bunların çoğu ile de disponibilite durumu müsait olmadığından, ihracat ancak yeni kombinezonları lüzumlu kılmaktadır. Bugün için yalnız karşımızda tek müşteri olarak Fransa kalmıştır.
Hafta içinde zeytinyağı ve diğer nebatî yağlar uygun olarak bir fiyat seyri takip eden pamuk yağı piyasasında hafta sonunda bir düşüklük görülmüştür. Buna rağmen pamuk yağına karşı istekler azdır ve piyasa gevşek bir halde kapanmıştır.
Pamuk yağının tesiri altında çekirdek piyasası durgun bir devre geçinnekte ve bu malda da fiyrt gerilemesi devam etmektedir. Hafta içinde fiyatlar hir hayli düşmüş olmasına rağmen fabrikatörler hâlâ piyasada görülmemekte idiler.
Snyfn 4
TENİ t R T \ N R fT L
♦
12 Aralık
Siyasi metelelet ve muhabir mektupları
EDEBİYAT
î I- t M
SANAT
TEKNİK
*
Mülteci meselesi
Vatansız kalan
Arapkir
Çırçıplak bir çöl ortasında 17.000 kişi kurtuluş gününü bekliyor
(Beyruttaki hususi muhabirimi» 0MB bildiriyor) — Filistinli Arapların yansından faalası bugün vatansız kaldı. Çoğu kadın ve çooulc »lan bu bir milyona yakın kütle, Filistin harbi sıralarında memleketlerinden kaçmışlar veya Araplarla İsrail aracındaki mütareke hükümleri dolayıslvto, İsrail’e teıkedilen köylerden çıkarılmışlardır.
Ünlünün pay tahtı Ammandan çıkarak, Stlhna yaylasına ctagTU seki» kilometre kadar giderseniz, Filistinli mültecilerle dokı bir kampa gelirliniz. Kanıp, çırçıplak çöl ortaaına kurulmuştur. 17000 İnsanın, çadırlar içeri-■inde, kurtuluş gününü bekledikleri bu aafalethanamn yerini, muaazath bir toz bulutu size Ift ufaktan işaret eder. Çadırlar da. içindeki İnsanlar glhl, sefil ve bakımsızdır. Sühna kampında barınan bu zavallılar, vaktiyle Fllia-tinln Halllülrahman. Taberiye gölü, Lidde ve Ramle gibi en güzel yerlerinde yaşarlardı,
Geniş çadır deryasının ortasında, gayet sık tel örgülerle muhafaza edilen idare ve iaşe binaları ile revirler bulunmaktadır. Burada, ekserisi Amerikan menşeli, gıda maddeleri ve bilhassa çocuklar için süt dağıtılır ve hastalar tedavi edilir. Bütün yardımcılar, idareciler, doktorlar, hasi «bak ıcılar İngiliz, Fransız ve bilhassa Belçikalıdır. Arşlarında tek arap yoktur. Bel-flkahlar yardım hususunda on ziyade gayret gösteren millettir. Kampta 3000 kız ve erkek çoouga mahsus bir mektep de açılmıştır. Çocuklar çekingen ve kendi içlerine çekilmiş bir haldedir, adetâ erken gelişmiş bir halleri var.
Baz an kampa arap veya yabancı heyetler gelir. O zaman mülteciler toplanır ve tam şarklı usulü ile, hislerini açıkça belli ederler. Kimi 0ta-lin için avaz avaz bağırırken, öteki Truman’a yaşasın der.
Sovyet ordularını merkezî Avrupadan uzaklaştırmak için
Ingiltere ve Fransa, Avusturya sulbünü imzalamakta acele ediyor
VVashlngton 10 * Hususî muhabirimiz H G. Martln'den telgrafla) — Avusturya ile yapılacak sulhun imzası için gö-rütmelsr devam ediyor.
Şimdiki vaziyet şoyledir: Evvelâ Moskova ile Viyana arasında, Sovyetlerln Avusturyadâh alacaklarına alt mükerrer 48 inci madde hakkında doğrudan doğruya görüşmeler yapılıyor. AvusturyalIlar, Kızılorduya karşı olan mükellefiyetlerinde bir tenzilât yapılmasını istemektedirler. Hor iki tarafın talepleri arasındaki fark, 44 milyon şilin gibi bugün için pek ehemmiyetsiz sayılacak bir meblâğdır. Bu mevzuda Amerikalıları sinirlendiren nokta; Rusların, evvelce hiçbir rakam tesblt etmeden sulh muahedesinde az çok müphem bir madde île iktifa edceklarlnl.bildirdikleri halde, «imdi butun teferruatla İyice kararlaştırılmasını istemeleridir.
îkincl ihtilâf; mallan müsadere edilmiş olan hususî mülk sahiplerinin alacaklarına dair olan 42 nol maddo hakkındadır. Bu tazminat huHUsunda AvusturyalIlarla bir anlaşmaya varıldığı, Rusların da teklif edilen hal çaresini kabul ettikleri sanılmaktadır.
Üçüncü mesele; Avusturyanın eski borçlarına alt 48 inci maddedir. Fransa, una para ve faizle birlikte dokuz milyar Fransız frangı tutarında olan alacaklarını Avusturyaya kabul ettirmiştir. A-Vusturya. Garbi Avrupada tahvilât hâmillerinden mürekkep birçok kimselerin menfaatine zarar veren bu borçları tesviye edceğtol vâdetmlştlr, Ruslar, a-lâkadar memleketlerin harbe iştirakleri tarihinin mebde sayılmasını teklif etmekte ise de, müttefikler, Avusturyanın Almanya tarafından İlhakı tarihini e-gas kabul etmek istemektedirler. Bütün tnünazaalı nokta; ilhak miiddetince A-vuaturya hakkında Almanya ile yapılan malî anlaşmaların muteber olup olmadığını tâyin etmektedir. Fransızlar, bu mukaveleleri İmzalamaya mecbur olduklarını iddia etmekte, Ruslar İse, Hltler İle kötü mail anlaşmalar yapmış olmanın mesuliyetini yalnızca Fransa’nın yüklenmesi lâzım geldiğini söylemektedirler.
Herkesin alâkasını çeken
Patrik Athenagoras'ın tözleri dolayıslyle
i-
I
Ülke ve çocukları
TÜRK VE ISLÂM ESERLERİ
MÜZESİ
herkesin
alâkasını üzerine çekti. 0u nlA.
Kostof'un da Pefkof kadar cesaret gösterip göstermiyeceğİ merak ediliyor.
6 aralıkta başlıyan Kastef dâvası
kanın »ebebi hâdisenin orijinal hır karakter taşıması denildin Çünkü İlk def*
Moskoyada sahneye konan ve ondan sonra demirperde memleketlerinde sık sık oynanan bu monoton oyun bavı kimselerin canım bile tıkmaya başlamıştın Kos-tof dâvasının merak uyandırmasının ssbahl, gene aynı memlekette bundan evvel oynanmak iıtenen heıuer bir oyunda Petkof İsimli bir Çiftçi Partisi Liderinin göstermiş olduğun şocaattin 9u suaü soranlar çoktuı Acaba Kostnf, Petkof kadar cesaret gösterebilecek mi?
Kostof dâvası münasebetiyle Bulçarlştanm Türkiye Sofarotl Basın Bürosu diğer gasetâlerş olduğu broşürden, ajanslardan, ederek meseleyi bitaraf
gibi bit» da İddianamenin bir luretlnl gonordL 91* bu huNutl radyo torylllmlzln verdiği baharlardan latifado bir şekilde etüt etmeye çalışacağıe.
ileri sürülen
«uçları zaman bakımından IHIye ‘ ^ayırnuık lâzımdır. Bunlaıdan bir kısmının Kırnllık zamanında, dlğcrhrl-nln leo komünist rejim knruld»/Uan sonra tora ©dildiği İleri »urühmktrıih, Kırallık zamanındaki huııkctlc’ o zn-mnnkl mevzunu a)kın olmadığından horhnkto bugün Uın hlr hj«; l.nkll vt nıezler, ancak >(an»fti’i geçmişi, karakteri ve fili ınırnuınıın ahengi hakkında tor fikir verirler, ^nh u ceinyı mm ip olduğu iddia edilen hoıekililer harpten bunrakilerdir.
Evvelâ, kpmünlıt rejim (n|to-
elyn kadar Konlof’un Kırallık devrindeki harekâtını gözden geglrrüm;
tddlaşa gör©
İddiaya göre, Koatof’un bilfiil komih n|rt Farıısl aleyhine hurekolo geçişi 11142 seneHİıpto haklıyor O aşınanlar bili Bulgar Komünist Partisi İleri guhnlo-ılıulcn ulan Kostof, 29 nisan 1942 de Kırallyet polisi tarafından tavklf ••dilip sorsııya-çekiliyor, Tşvkiflnin mıuneıı gilnü Kostof, tazyike dayanumıyor. lu m arkıulnşhırımn ismini, hem de Komünist Partisinin gizil plânlarını polise ifşa c-diynr Kendisine. İfşaatı ve bundan sonra polisin hlzmuUndo çalışacağı hakkında bir vesika imza ettiriliyor, sonra da cezası ölümden müebbet hapse çevriliyor.
Fakat hapishanede hile, Kıroliyot polisi kısım şefi Gtıçef'ln emri altında çalışan Kostof, zahiren al altından, Bulgar Komiinişt Parlral Merkez Komitesine bozguncu mahiyette mektuplar gönderiyor.
Kıraliyet polisinin yardmıiyle kazandığı “eziyet görmüş kahraman komünist., şöhreti sayesinde, 1044 to Komünist Partisi Merkez Komitesi Sekreteri seçiliyor. Aynı senenin sonunda albay W. Bailey vasıtasivle İngiliz îstihtıarai Sendsiyle temasa geçiyor ve bunların direktifi dahilinde hareket etmeye başlıyor.
Kottofa Isnad olunun silühır
İddiaya göre, albay Ba||oy ile temasından sonra, ki bu yeni rejim zamanında olmuştur. Kostof, kanuna mugayir ve yabancı devletler hesabına çalışmaya başlamıştır. Suç teşkil ettiği iddia olunan hareketler sırşslyle şunlardır;
1 — Kostof. Stefanof ve Pavlof ile beraber, 9 eylül 1944 te Bulgar rejimini devirmek maksadlyle bir komplo teşebbüsünde bulunmuştur.
2 — Kostof. Stefanof, Pavlof, Naçnf ve Gevcnof İle beraber bir sabotoj okl-pl kurmak maksadiyle ekonomi, maliye ve başka branşlardan adam toplamıştır.
KOSTOF hakkında suçları
İşçilerin
grevi
Roma, 11 (A..P.) — Hükümet işçilerinden bir milyon işçi pazar günü îtal-yayı grevle tehdit etmiştir.
Komünist ye komünist olmayan İşçi birlikleri liderleri ücretler artmadığı takdirde 24 saat müddetle grev yapacaklarını ilân etmişlerdir.
Cumartesi günü yapılması kararlaştırılan grev salı günü parlâmentonun bir karar vermesi ihtimali gözönünde tutularak tehir edilmişti. Maliye Bakanı Giuseppe Pella hükümetin ücretleri arttıramıyacağım söylemesi üzerine grevciler yeniden faaliyete geçmişlerdir
8 Kostnf, Nııçöf. Toni«»f, Çoncof ve Krlstof ile beraber vn mevkiinin verdiği »alAhlyı»!terilen istifade •»dnrelt Iğil-hiuII sahada sabotaj yapmam
4 Ingiliz lötlhhmai Servisinin mu-vııiHİiHtiyle, Kostof, Yugoslavlarla ic-masa geçmiş, 1911 sommdu KmdvlJ do. ni|j başında C|Ihs ve 1040-47 (h’ Bsnko-viç vo Tito Ih’ Cenup Şlnvlarim Tlto’-nıın emri altında birleşi Irnınk, Butgarls-tanin Pirimi mııılskssını VıiHOslavyaya İlhak etmek ve Rusya Ihı dosllıığa smı vermek hususunda ıınlasmışlır.
6 - Koshıf, mevkiinden İstifade tuie-ınk, Bıılşarlelsn dahilinde hlr Yugoslav casus şebekeni kurnıurtur»
fl — Cenup 0lavlurının blrlrşllrllme-f>l harekelini Dlnıltrof'diin saklanınk istemiştir. O zamanlar Moskova'da bulunan Dimilrof. bunu haber ulnıış, derhal Bulgarlslıın’a grimle. 1‘üylr İdi toıllgr kntfn’en rıza göstermediğini söylemiştir. Bundun sonra Kostof. (lüşilitotoorlnl sakiHiuıi} ve gizlice Vngmıluvlara mil-zaheret ve vasiıslıık yapmaya d( vam (•1 lo hi ir
Kıırkıılıı rüyaya heıu|yeıı mııhnlicom
Ssıııklar birden fazla olmakla beraber, hepsinin haı ebeth«r| htrldrintı bağlanmış vo Kostof, kom|i|(i|Hin nıorkuzl-no yeı h llrllml-Ur.
Son gelen haberlere göre, rnıı hu keme korkulu rüyaya henzlyen anormal hir haya İçinde Cereyan etıorkl.edlr. Kostof müstesna, diğer şnnıMtar kendilerini «UÇİaııdırmııkm torhlrlurlyto yarış ediyorlar. Fakat Kostof. trk başına, Pet-kof'un izini takip ederek ismini tarihe yazdırmak yolunu seçmiştir.
Herşeyden önce İnsanın hatırına şu sual geliyor: Komünist polisine şimdi hayır dlyctıilon hlr insan, daha gönç ye daha dine iken Kırattık polisine nasıl olur da pos der ve arkadaşlarına ihanet eder?
Bu dava münasvbet|ylo BulgarlsUıun Türkiye Elçiliği Basın Bürosu tarafından dağıtılan İddianame suro-tlndti, Kastofun Sözde ifşaatı diğer sn-mklarınklnden çok daha fazla bir yer kaplamaktadır. Sofya muhakemesi esnasında, Kostufun kendisine atfedilen sözleri reddetmesi İle İddianın temelinden yıkıldığını kabul ötmek yanlış olmaz.
Kaldı kİ, iddia muluımıntn ileri sürdüğü vakıalardan biri da Cenup Slavla-ları Hırlığlno Dimltrof un lıh.ı.ır zaman taraflar olmadığıdır. Halbuki Dimitrof, ölümünden birkaç ay önce, Balkan Federasyonu fikrini bir mitingde müdafaa etmiş vo Moskovanın hiddeti üzerine hata ettiğini İlân etmeye mecbur kalmıştı. Demek oluyor kl Kostof ile Dl-mltrof arasındaki fikir ayrılığı İddiası yersizdir.
İngiliz İstihbarat Servisine atfedilenler
İddianamede sık sık ismi geçen İngiliz İstihbarat Teşkilâtına atfedilenler de birbirini pek tutmamaktadır Şöyle kl, bir yorde TUo’nun reislik ettiği komplonun lnglllzler tarafından idare «dildiği söyleniyor, biraz sonra da Tito’nun Amerikalılara sempatisi olup îngillzlcrl hiç sevmediğinden bahsolunuyor.
Bütün bunlardan başka, iddialara göre, milliyetçi ihtiraslara sahip farzede-biloceğimlz KoMof'un Bulgaristan» Yu-goslavyaya İlhak edip, gerek memleketini, gerekse şahsını ikinci plâna sokmayı kabul ötmesi pek mâkul görül-memrkt.dir.
Bu tip oyunları sahneye koymakta artık meleke sahibi kesilmeleri lazım gelen komünistler, Kostof piyesinde fiyaskoya uğradıkları muhakkaktır. Kos-tof dâvası, komik olduğu kadar feci bir hâdise olarak tarihe gcçoccktir.
YİRH
PATRİK Athenagoras'ın Bebek kıliHuamde söylediği aög* lor bial her hakımdön düşüıv dürecek bir değeıtle ve ölçüdedir Ruhlarda durulup ve kurtuluş İlmi* dinin kandilim tıuanthrmak iddiasını jiklen dm adamlarının kılavuzu yalnız barış ve sevgi olabilir Kül tür talihinin İlk çağlar; birbirini çekenuLvnn ve müminlerine k|n w tiksinmeden başka hlr fazıb f »una-miran hırçın Tanrıların saltanat kavgaları ı|e doludur. Hu çağlar Tanrıların, aşağı yukarı, drteluyhâ çağları snyılııbilir. Birbirinin * anını içmekten hoşlanan hu Tanrılar, ni luıyet, çlvlUn to’ tö ih »üıüı kurbanı olmuşlar ve mâlıelleri ile birlikte çökmüşlerdir
Büvllk İskender'in fetihleri ile açılan çağ, bütün crndyet ölçülerine dünyayı kucaklıynn. üniversel bir renk ve bir mâna vermişti). Bu anıda Tanrı kavramı da üniVJtsol-leşmışllr. üniversel hır Tamı flkıî nin üniversel bir hayal nizamı ideali yaratması gibi normal hir şey ta savvııı oluııumu», Daha sonraki hÜ yük mih udeirinr hep İm nıznır tığ’ nmdn yııpılıniştıi’. Fakat tek Tan rıh dinler, dikkatle İncelenince görülür kip nııışlnrıbr.
yoksullara koruyucu kaimilarıııı a çan Tanrısı lh\ Mekke’nin hlrbhinn düşman kabileleri nihayet banşa kavuşturan Tanrısı, ana nvdhom balqıni|idan, ayrı ayrı şuylvr değildir. Daha sonraki gelişmelerde, ılmf laktiğin teşekkülünde olduğu gibi. Tanrı mefhoıııiınıın tefsirinde do Hıristiyanlıkla İslâmlığın hemen hemen aynı yoldan yürüdükleri görülür. Ammonhıs Sacca»’la başlayan ye PlulımiH la en kudretli ifadesini bulan bu cereyan, Johannes Dmııas-canus'ta nihayet bulur. Bunun Batı dünyasındaki mümessili Ausguath mis ise, Doğudaki eşsiz mümessili de Celâleddınl Rıırpı’dlr. Tanrı mef hnouınu bütün nisbıliklerden sıyırarak erişilmez bir lyrisme »le işleyen Celâtoddın ıçfnı (f(B/(f|aıı (fin ı Erlebnisrellgioni gelişimindi» baş lı başına bir dünyadır.
mııın gdıe hır yol tutmaları lazımdır. Hu lap tnasauıı yaratan ©alil İde-OİÖjlyl hitohlltün İm akarak \eni biı sevgi, barış İdeolojisine bağlanmakla mümkündür Ruhları yalnız hır çınlaştıran, yüksek insanlık ideal-lei’lno güre hazırlıyamıyan vo-durul-lamıyan dinler çağdaş (lemıyetlvr I-ç|n en korkunç birer fesat ve sükûn-aıızluk kaynağı alabilirimi’. Vazifesini, rolünü beceremiyen her hayat rıılIrascHesi boyladır zaten. Yaratıcı bir kudret Imlino gelebilmek için hor cemiyet güdilcü ideallerini mutlaka ahenk fendirmeb zorundadır*
M
Yazan:
Pat Frank
i* t
ıı!■ ı ı rııa?tttu ıMSt
-1 !•
barış müjdesi II® kurul-Filistin'in llmıtuialere,
Biraz yukarıda üniversel Tanrı mefhumunun üniversel bir cemiyet nizamı idealinin dogmasına vardım ettiğini adylemiştik. Büyük vuyıp* ıatıcı tecrübelerden sonra insanlık, üniversel nizamın böyle bir meı-hıım üzerine kıırulamıyacağıpı ar tık anlamış ve kendisine başka yol lar aramak zorunda kalmıştı!
Hayatın her mücâdele teşkilâtı, kendi ideolojisini yaratır ve neslinin sezgisini bununla işler, tküver şel bir hayat nizamı kurmak teşebbüsüne girişen dinler de böyle yapmışlardır. Onların yarattığı mücadele maneviyatına biz, bugün, taassup adını veriyoruz. Son 650 vıllık büyük sarsıntılarla dolu fikir ve ruh gelişiminin yarattığı kültür mİ rasını benimsemiş olan insanlık, artık, tgussup silâhının hiç bir işe yarıyamıyacagına inanmaktadır. Dine dayanan üniversel bir hayal nizamı kurmak fikrinden vazgeçildikten sonra bu maksatla yaratıl mış olan ideolojilerden de mutlaka uzaklaşma# lâzımdır. Çünkü, ideoloji zaten büsbütün konusuz kalmıştır ve bundan böyle do konusuz kalmaya mahkûmdur. Durum bb.v le olduktan sonra din taassubunun da artık yeri yoktur
De-mek oluyor ki, dünya idlerinden ister istemez çekilmek -orunda kalan dinlerin yeni hayat niza
Dördüncüsü, Avusturyayn sığınmış o-lan mülteciler hakkındaki 16 ncı maddedir. Bugün Avusturyada, Ruslar tarafından düşman tolâkkl edilen 30 bin mülteci vardır ki, Viyana Hükümeti bunlara yardım etmek hakkına suhlp değildir. 16 ncı madde, İlerde de Çekos-lovakyadan ve Macarlstandan kaçıp gelecek olan mültecilere yardımı menetmektedir, Fransız delegesi öchumann’ ın, siyasi mülteciler hakkındaki hükümleri müdafaa etmesina mukabil, Ingl-llzler, ne bahasına olursa olsun, bu meseleye bir nihayet yermek taraftandırlar,
Besinci ihtilâfa gelince; Ruslar, 63 bin kişilik yeni bir Avuaturya ordusu kurulmasını derpiş eden muahede hükmünü kabul etmişlerdir. Fransızlar, müttefik ordular Avusluryayı tahliye ettiği sırada komünistlerin meydanı boş bulup fırsattan M|faxto ctmemelorl İçin. 1 bu ordunun derhal kurulmasında ısrar . ediyorlar. |
Bchok killisinde söylediği sözlerle Patrik Alheııagoras, Roma İmparatoru Marous Aureliua’lH ut İU Comnıodus'a Ln/o/m pro (’/hİsH* adlı hlr eser hazırlıyan büyük adaşının fikir g^imıcâınde yürüdüğünü göstermiştir Ortodoks lıiliso-si hu geniş görüşlü din adamının şahsiyeti ||c. gerçekten» övünebilir. Bizim de vatandaşlık mefhumuna verdiğimiz mâna başka türlü değildir. ÎJilk Türk Devleti bir halcuk dr ı7* fi dir ve bu bakımdan vatandaşın öhdn/Maım'dHki durumu ile hiç llgılonemes. Neve inanırsa inansın hor vatandaş, Türk ülkesinin çocuğudur. Bu görüşe göre vatandaşlık: Türk cemiyet ve devletinin çerçevesi içinde (şbır/nn ılmııektir. ı jhlrUtt He her ı enfşlş .m toplulu-Mim ilk basamağıdır Kana ve Huya, daha tlnğnıau kan birliğinden d(ığ-muş insan yığınlarına büyük bil e-hemmiyet veren çağlarda blle İşbirliği yolu ile eski cemiyetlere katı-lanlar ve onları benlmseyonluv çoktur. Ynhanm olduğu halde Aristoteles. Atina şehir devletinin gelenek^ lorım benimsemiş ve onunla kaynaşmıştır. Kan birliğine büyük bir clıemıniyet veren thıani kabileleri ve daha sonra İslâmlıktan önceki Arap oymakları yine hep işbirliği yolu ile yabancılarla kaynaşmaktan çekinmemişlerdir.
Din temalı üzerine kurulmuş ce mlyet ve devletlerde fertlerin inanış golenoktorınc ayrılması ve bu yüzden daha kolay haynaşamamaaı tabii görülmelidir. Fakat buna rağ men Abbasoğullan (Abbaslleri za inanında geniş kaynaşma ve Islâm laşma hareketleri basgöstermişse de, yanılmıyorsak, Abu Mııhaın med’in bir fetvası ile Önlcnmişlor dir Ûamanh tarihinde de buna ben yeyen hareketler az değildir ve bunlar yine nym tarzda fetva yolu ile durdurulmuştur. Birçok tarih kaynaklarındım öğrendiğimiz© göre Osmanlf Devletinin hu tedbiri doğrudan doğruya hazine geliri He İl gilidlr.
Yukarıda da söylediğimiz gibi Türkiye Cumhuriyeti din prensiplerine göre değil, dünya prensiplerine göre kurulmuştur. Onun için her vatandaş bu devletin hayat ve kültür ideallerini kılı kırka bölmeden benimseyebilir ve ınii^trnk ce-nı(l/rf ffrb'iH kterimte İle kaynaşabilir. Biliyoruz kİ, arkamızda kalan yılları düşünürsek, cemiyetimiz henüz çok gençtir. Fakat zaman ay m kültür görüşlerine ye ideallerine göre kurutan umumi hayat, bu ülkede yaşayan fertleri durmaksızın işleyecek ve bu suretle yeııi cıftni yefi yaratmış olacaktır. Biz Athe-ımgoras'ın Bebek kilisesindeki sözlerini, bu bakımdan, güzel ve ıınu-tulamıyacak bir adım gibi değerlendirmek İsleriz. O, bu leşebbü »ünde yapayalnız kalmamalıdır.
Af. NHJRMİ
♦«
Zürriyetsiz Dünya
JKLLaîl*2ü -3i B e
12
1 «»«i «âT. .
ÎT
Gableman:
— Yok, hiç de saçma değil, dedi. Dâvanın bütün cephelerini bir gözönüne getirin. Evvelâ meselenin coğrafî tarafı var. Birleşik Devletlerin her devleti, istihsal üzerinde kendisine tercih hakkı verilmesini, aynı zamanda memlekete ilk S. D. annesini kazandırmak şerefini istiyor.
Dâvanın halledllerniyecek kadar güç olmadığına işaret ettim. Homer’in istihsal kabiliyeti mahdut olduğuna göre şimdilik yapılacak iş anneler arasında ilk bir eleme yapmaktı. Burada memleketin her kısımının temsil edilmesi lâzım gelirdi.
KUıtz’un kalemi kâğıt üzerinde yürümekte devam ediyordu.
— Dahası var, dedi. Bu daha bir başlangıç. Meselâ uslu, akıllı bir evli kadını seçtiğimizi tasavvur edin. Bütün bekâr kadınlar, onun talihini denemiş olduğunu, bir iş becereme-ınişae, şimdi de bekârlara aynı şansın verilmesini ileri sürecekler. Derken, tabii, eski muhariplerin kanlan üstünlük iddiasına kalkışacaklar. Gelecek sene seçimler yapılacağına göre bunları da dikkate almamak olmaz. Başka bir mesele daha: Eski muhariplerin kanlarını mı, yoksa muharip kadınları mı tercih etmeli ? Aman yarabbl, öyle sanıyorum kİ, bu nokta M. Z. P. nin karşılaştığı dâvaların en çetinidir.
Dışişleri Bakanlığı S, D. nin pazartesi günü işe başlıya-cafrmı öğrenince derhal kendisine haber verilmediği İçin Cumhurbaşkanının nezdlnde protestoda bulundu. Dışişleri Bakan-ligi, Adam’ın dünya İle bölüşülme»! hahsinde başka memleketlerle son derece nazik müzakerelere girişmiş bulunuyordu.., Ve o mahut Moğolların mevcudiyeti, meselenin nezaketini bir kat daha arttırıyordu.
Homer sıkılgan bir tavırla:
— Bir şey söyliyobillrmlyinı, dedi.
Gablenıan, bunu İşitmedi ve devam etti:
— Ya, işte milletlerarası durum şu; Dışişleri Bakanlığı Rusyayı yatıştırmaya çalışmakla İtham edilmek Ütemiyor, ama Mogollar gerçekten mevcutsa cömert davranmak ve Rusyaya Adam'dan geniş bir hisse ayırmak müreccah olacak. Halbuki bu Moğolların mevcut olup olmadığını bilen yok, Dışişleri Bakanlığı bu hususta kati bir kanaate varmadıkça bir taahhüde girişmek istemiyor. Onun için bize vakitsiz fi iliyata geçmemek emrini verdi.
Homer;
— Müsaade eder misiniz? dedi. Acaba bu işıle benim de söyleyecek bir sözüm olabileceğini hiç hatırınıza getirdiniz mi ? Boza benim ensemde pişiyor bu işde.
Klutz ellerıru havaya kaldırdı:
— Aman Bay Adam, kerem buyurun, rica ederim. M, Z. P. keyfinize göre hareket elmemze katiyen müsaade edemez, sonra sızı diktatör haline getirmekle itham ederler bizi. Ve haksız da olmazlar. Meselâ anneleri bizzat intihap ettiğinizi farzcdln. O zaman M. Z. P, ne İşe yarardı? Bu, milli müttefiklere aykırı bir hareket olurdu.
Gableman alnının terini sildi ve alt çenesi sanki derin fikirlerin temposuna uyarmış gibi oynamaya başladı.
— Baylar, dedi. Bir hal çaresi buldum; ilk S. D. annelerinin seçilmesi işini neden talihe havale etmeli, tıpkı askerlerin kur’a ile çekilişi gibi?
Klutz:
— Güzel bir fikir, dedi. Tek mahzuru şudur ki, anne olmak İsteyen bütün kadınların sayımını yapmak İcap edecek, bu da hayli zaman alacak. Hem; anne namzetlerinin hepsi tescil edilebilme bile, kur'ada hiç de arzu edilmeyen bir lakım kadınların kazanması ihtimali vardır ki, o zaman ne haltede-riz? Eğer böyle kötü bir intihap yapacak olursak M. Z. P. nin hali haraptır.
Gableman:
— O halde seçim İşini kongreye bırakalım, dedi. Her Ayan âzası ile her kangre mümessili ikişer kadın tâyin etsinler Bunlara birer numara veririz.
Cumhurbaşkanı bir kavanoz içinde numaraları çeker, «•hır biter.
Aynı gece, biraz sonra, umumi emniyete mensup bir memur daireme geldi. Los Angeles'e hareketi günü İslemiş olduğum Kitty Rııppe'un dosyasım getiriyordu. Gazeteciler hiçbir şeye hayret etmemeye alışıktırlar, ama gene de hayrete düştükleri olur. Kltty’nin dosyası da beni şaşırttı.
Yaşını bile bllmlyorıımşıım, 25, 26 yaşlarında tahmin ediyordum. Halbuki 31 yaşındaymış. Orta tahsilini ve sonra da üniversiteyi parlak derecelerle bitirdiğinden haberim yoklu. Yalnız babasının tanınmış bilgin arkeolog profesör Ruppe olduğunu biliyordum. Kız, Chicago Fakültesini bitirmiş, sonra New-York*a giderek orada dansöz olmuştu.
1U40 da HoUywoo4’daydı. Atom meseleleri mütehassısı Doktor Alfred Magruder'le nişanlıydı. Nişanlısı Mlseiaipi İnfilâkında ölmüştü
—
Müzenin bahçesi
ÎR
nıey(lanından sapıp, eski Darülfünuna — daha eskiden Harbiye Nezareti — ek olarak yapılmakta olan ve hiç de onunla âhonktar olmı-yan yeni üniversite binalarını arkanızda bırakınca, kendinizi dört asır evveline dönmüş bulursunuz: Karşınıza bütün haşmetiyle Süleymaniye ve kül-lıyesl çıkar, mimarinin bir heyeti u-mnınlye olduğunu bu inşaata bir ders olarak tekrar eder. Beyhude bir ders. Filhakika, koca Sınan. Süleymanı-yenin etrafına, eaınii yaptıran Kanıı-ni’nin onuncu padişah oluşuna işaret için minarelere on şerefe koyduğu gibi. on tane de müessese koymuştur: Medresci tıp, bimarhane, tâhhonû, zl-yafuthane. darülhadls ve çifU-l-ûlâ saniye, salise, rahia diye anılan medreseler. imarethane.
Burada kendinizi büsbütün Sinan'a terkedoraenlz kulaklarınıza Lafçıların çekiç sesleri gelir. Ama aldanmıyorsunuz. bu sesler sahicidir, Süleymanıye tamir edılıvnr
İlerleyiniz, sağa sapınız, günlerden pazar, sah veya perşombe ve vakit öğleden sonra ise. sol israfınızda hir açık kapı görünür, içersini Ahmet HAşım'in “bahçe,, sı sanırsınız:
Bir Acem bahçesi, bir seccade Dolduran havzu ateşten bâde
Giriniz, burası eski ziyafelhanedlr, kendinizi bugün, “Türk ve İslâm E-serleri Müzesi,, nde bulacaksınız, üç. dört basamak merdiven İndikten sonra bir an kapıda durun, sade ye hân-kulâde revakları, Sinan devrinden kalma çınarları, ve havuzu ürpererek, kirpiklerinizin ucuna toplanan damlaları. sağ tarafınızda duran mermer Selçuk aslanından gizlemeye çalışarak, huşû ve vecd içinde durunuz, haberiniz olmadan kapadığınız gözlerinizi açınca, karşınızda sevimli, beşûs bir sima göreceksiniz:
— Safa geldiniz.
Bu, ressam Elif Naci’dir. Müzenin müdürü sizi realiteye ve salonları gez-
boş gününüzde. Beyazıt
Çeviren:
Yaşar Nabl
Harbin devam ettiği iki sene zarfında Kitty, nişanlısı ve babasiyle beraber Manhattan projesi üzerinde çalışmıştı. Harpten sonra Holhnvood’a dönmüş, ara sıra Bahrvllle de oturmuştu.
Atomun parçalanması mevzuu üzerinde dikkate değer maKâleler yazmıştı. Manhattan projesi zamanında Doktor Fe-İİN Pell'in kâtibi ve muavini mfatiyle çalışmıştı. Dosya şu sözlerle sona eriyordu: “Dürüstlüğü ve vatanperverliği şüphe götürme».,,
Demek Kitty Ruppe buydu. Bu ınanılmıyacak bir şeydi. (Jmumt Emniyet’ln istihbaratının doğruluğundan şüphe etmiyordum, yalnız bir şüphe zihnime takılıp kalmıştı. Kıtty'nln Homer le meşgul olmasından maksadı onu öldürmek, bu suretle de insan cinsini ortadan kaldırmak olmasından korkuyordum. Kltty’nin iyi bir kız olduğunu, Umumi Emniyetin kanaati de bunu gösterdiğini ne kadar düşünsem de bıı şüpheyi zihnimden kovmaya bir türlü muvaffak olanuyordıım.
Kltty’nin başka ne maksadı olabileceğini araştırmaya devam ediyordum. Tahıl deli olabilirdi. Onda bir nevi deha vardı ve hep biliriz kİ, deha delilikle kardeştir. Yahut da kendi sa-adotini kaybettiği için belki bütün dünyayı ölüme sürüklemek istiyordu
Eıtusı günü, bir rahatsızlık hissiyle uyandım. İnsan bir an, hissettiği fenalığın nereden geldiğini kestiremez. Sonra kendinde olduğunu keşfediverir. Başım sanki hehum gaziyle doluymuş gibi havalanmak latidadındaydı. Dirseklerimle dizlerim ağırjrordu« Oturdum, gözlerimin önünde bir takım lekeler kımıldıyordu. İnledim, Fenaydım! Fena!.
Marge yüzüme merhametle bakarak sordu;
— Zavallı yavrum 1
— Galiba hastayım,
— Birşeyln yoktur inşallah, Herhalde birşeyin yoktur. Sana kahve getucyım.
Kahvenin korkunç bir tadı vardı.
— Şeker yerine tuz koymuşun buna.
— No münasebet! Vallahi değil. Stephon. kalkma, birazdan bir şeyin kalmaz. Hakikaten otuz, kırk dakika sonra kendimi iyi hissettim, fakat bütün gün her yediğim sey bana tuzlu gelivordu
f
meye dâyet ediyor.
Yirmi Inn kalem Türk ve İslâm eseri sakhyan bu müzede bugün mevcut eşyanın dörtte hin teşhir edilmektedir. Zilyafethanemn yanındaki Tâbha-ne binası da müzenindir, fakat haraptır. Burası tamir edildiği takdirde, orada birçok eşya daha ve hu meyan-da Selçuk, memlûk öşürleri Mezopotamya hafriyatında bulunan seramikle!/ de teshir ediMülocektır.
Müze 1911 de Evkafı lalâmıyo Mü-seai adı ile kurulmuştu. Oamanh İmparatorluğunun dört bucağından getirtilen eşya depo edilmiş, tasnif edilmiş ve kısmen teşhir ediliyordu 1926 senesindo, müze bugünkü adını alarak Milli Eğitim Bakanlığına geçti. Bugün dört salonda yazı, tezhip, minyatür. cilt, levha, buhurdan, şamdan. Kur an ınahfazalan. rahleler, sedef vo tahta oymacılığa ait eserler \.o bilhassa halılar teşhir udılmaktedu.
Halihazırda, yalnız Türk halılarına tahsis edilen iki salonda huş yüz kilsin- parça teshir ediliyor ilk salon 13 üncü asırdan 16 ımı sonuna, ikinci salon 17 nol asırdan 19 uncu sonuna kadar halı ve soccadclen ihtiva ediyor. Buralarda Selçuk. Kula, Gördes. Sivas, Ladik. Uşak, Bergama. Konya, Karapınar. Mucur parçaları var. içlerinde desenleri, renkleri ile harikulâdo âhenkler temin eden, bu günün resim anlayışım o zamanlar çoktan aşmış bulunanlar var. Avrupada, cn büyük tessaptlann hah üzerinde çalıştıklarını düşünürsek, bizim sanatkârların bu müzeden büyük istifadeler V.nıln e-dobilecekleri muhakkaktır. Bu halılar, sanatta “yeni,, diye bir şeyir. pek mevcut olmadığını, birçok kimsenin uyeni0 diye dudak büktükleri sanat e-şerlerinin hakikatte ’klâsık,, olduğunu da isbat ediyor
Müzede, muhtelif eserlerin teşhir e-dildiği salonda İran. Kafkas, Kazak, Dağıstan, BülûUstan hah ve seccadelerinden nümuneler de verilmiştir. Diğerleri bilâhare açılacak salonda gösterilecektir.
Bıı kısımda bulunan muhtelif İslâm eserleri arasında en kıymetlileri. Yıldırım Beyazıt ve İkinci Selim’e ait Üstleri Kıır’an yazılı gömleklerdir. Bu gömlekleri, muharebelerde zırhlar altına giyerlermiş.
Yazı, tezhip, minyatür, cilt ve saire teşhir edilen salonlar kronolojik bir sıra takip ediyor. Yazıların arasında, kûfi yazı ile ceylân derisi üzerine yazılmış ve “kelebe,, lerinden yani imzalarından Ali, Osman ve Ömer’e ait oldukları söylenen KuFanlar var. Bir de, büyük kıtada Mıihammed'le muasır, fakat “ketebe,, siz, rastıkla yazılı bir Kıır’an ile Arap yazısını küfiden, nesih© intikal ettiren Yakut-el-Musta-sanıl'nın Uç Kur’anı.
Türk hattatları Şeyh Hamdullah ile başlıyor. Süleymaniye camlinin yazılarını yazun Ahmet Şemsettin Kaıahl-sari'nin hır kalem.le çektiği meşhur besmelesini ihtiva eden en’am da teşhir edilen eserler arasındadır. Ve sayısız üstatların levhaları, Kıır'anlan murakkaları yambaşında fermanlar» vakfiyeler “Fatih vakfiyesi,,, vazı â-Jât ve edevatı, rahle|eı\
★
Türk-lslftm Eserleri Müzesi, açıldığı gündenberl. büyük diyebileceğimiz blı rağbet görmekledir. Gündelik ziyaretçi adedinin, mektepler hariç vasati 150 olduğunu sib’lersek derecesini göstermiş oluruz ruz.
Müzeden çıkınca insan, öz bir membnda yıkanmış gibi Böyle yüksek bir zevke,
kudretli el maharetine sahip sanatkârlarımızın mevcudiyetinden iftihar ederek göğüs kabarıyor.
Fakat Sahafların çorapçılar tarafından istilâsını, fildişi, uoynua işlıyea tarakçıların naylon, bakırcıların alU-mlnyunı kullandıklanm ve gûya reg* tıuo edilen camilere, madreselere horasan harcı yerine‘çimento tavandı Sanı; sahtiyanın yerini tazyik adüıue mukavvaya bıraktığını, kuka vr k*a-i’lbar teşbihlerin kaybohluğıınu, eitn 150 dirhem gelen yemem yerine mr kasen Balıklığını görüme, insanın > muzları dürüyor. AD/A
rağbetin sanıyo-
ve tem iz oluyor, bu derece
13 Ara’ık 1(MO
Dün geceki güreşleri 6 ■ 2 kaybettik
otomobil sevdası
üstat Refik Hallt Karay’a ithaf edilmiştir. M. Oktay Dızdaroğlu
Ameliyat tekniğinae yeni gelişmeler
k . *
çıktığı elleri ar
zangır titriyor-
M.
M
kesen bulut
t
k»
Zehra’nın, ral-cı Eminenin e-vinden znman, yakları zangır
du. “Oh, çok şükür Allahım, dedi. nihayet bütün hayallerim hakikat oluyor, hakkım değil mi ya, gencim, güzelim, nem eksik emsallerimden?,,
Evet, artık iki
haftadanberl yolunu renkli Buick’li delikanlının gönderdiği mektuba verecekti, kaç günlük içindir diye falcı Emi no hiç yanılmazdı. İşte daha demin: “— Ne mutlu sana kızım, başına ay doğmuş, kısmetin büyük bir kapıdan, zengin birine varırsan beni de unutma,, demişti.
Zehra, fakirdi, ekmeğini çalışarak kazanırdı ama, krallarda oi-mıyan bir gurura malikti. 22 yaşında» kumral saçlı, uzun boylu, oldukça gösterişli bir kızdı. Gerek Beşiktaştakl, baba muhitinde, gerekse orta işini yaptığı Nişantajındaki lüks apartmandaki hanı* minin erkek misafirlerinden gördüğü sayısız iltifatlar, onu lüzumundan fazla hayalperest etmiş, kendi kabuğundan çıkarmış, peri padişahının kızı yapmıştı âdeta.
Artık» evvelki arkadaşı, hattâ sözlüsü olan aktar Faiğin büyük oğlunun suratına “— Aman ne a-laturka adam—„ diye bakmadığı gibi ondan çok daha ilerilerini de "— istemem kardeş ben böyle sünepeleri. Benim alacağım adamın altında araba olmalı araba., diye reddediyordu.
Böyle düşünmeye hakkı da vardı, zira hanımının kabul günlerin-desu getirirken, c*Y verirken kulak kabartıp dinlediği dedikodular onun muhayyelesini büsbütün tahrik eder, çileden çıkarırdı. Boyalı saçlı, takma kirpikli, cilâlı tırnaklı, boyun ve bileklerinde bir kuyumcu dükkânının vitrinlerini sürüyecek kadar ziynet eşyası tanıyan bu hanımlar orada bulunmayan bir ahbaplarından bahsederlerken şeceresini muhakkak ya bir balıkçı nın kızına veya bir çamaşırcının torununa dayarlar ve yine bir başkasının harpten evvelki sefaletini anlata anlata bitiremezlerdi.
Zehranın hayalhanesinde gelişen bu hülyalara günün birinde bir de vakıa karıştı.
Bir sabah apartmana gri renkte yepyeni bir otomobil yolunu kesti ve çapkınca bir klâk-son öttü. Zehra önce dı, fakat asrnı hâdise ertesi günü de tekerrür edince, kullanana bir göz attı, hiç de fena değildi, 25-30 yaşlarında, ince bıyıklı, deri ketli, eldivenli, film yıldızı bir adamdı bu. Zehra kalbinde hafif bir çarpıntı Daha ertesi günü arabayı rlyle kendi aradı ve film kılıklı adamla göz göze geldiler Zebranın çarpıntısına bir de kulaklarına kadar kızarma eklendi — Eskiler bunun adına sevda diyorlar, yeniler İse tutulma — Artık her sabah rastlaşıyor, bakışıyor ve bazan da gülüşüyorlardı.
Zehra bir eabah — kendi tâbiriyle —bulut renkli Buick’inl yerinde bulamadı fakat kapıdan girerken apartmanın merdiven kene-
müspet cevap önceleri alaydır, bir gönül eğlendirmek aldırmamıştı ama.
gellrken
aldırma-
i ce kılıklı minik duydu, gözle-yıldızı
rında kendi adına yazılmış pulsuz bir mektup gördü.
“Zehra hanım, — diyordu mektup —, elzl İlk gördüğüm günden-beri bir türlü unutamıyorum. Müteaddit bakışlarımız sizin dc bana karşı bitaraf olmadığınızı gösteriyor. Bunun akel olsaydı zaten sise yazmak cesaretini kendimde bulabilir miydim? Hakkınıadalcl fikirlerim gayet ciddidir, eizlnlo ev-lenmok İstiyorum. Bu mektubuma........ adrese cevap yollaymcaya kadar size hiç görünmiyeceğlm Mesut istikbalimizi düşünüyor ve hürmetler ediyorum,,,
Zehra heyecandan satırları yutar gibi okudu. O gün aksama kadar müstakbel eşini düşündü. Şimdiye kadar tanıdıklarının hepsinden daha yakışıklı, hepsinden daha gösterişli, daha artist yapılı idi. Acaba ne iş yapar, dedi, mühendis mİ, müteahhit mi, tüccar mı, Belki de irat sahibi idi. Hanımının en samimi dostu Perlzat hanımın kendinden iki yaş küçük olan kocası öyleydi ya, bir İşe gitmez, aydan aya apartımanlarından. dükkânların dan gelen İratla her gece kulüplerde, konserlerde kürkler (pekler içinde dolaşır dururlardı. Zehra da artık bunlar gibi hanımefendi olacaktı. Kibar tavırlı adamlara el öptürecek, beziğe, pokere gidecek. Paviyonlarda şampanya içecekti İlk iş olarak astragan bir manto alacaktı hanımınınkl gibi, sonra mo dasına göre rob. pardesii, tayyör ısmarlıyacaktı. Evlendikten sonr» hanımının kabul gününde gelecek olan ahbaptan ondan ağızları su lanarak bahsedeceklerdi. “Eğer ya zıhanesi varsa haftada bir iki de oraya âni olarak giderdim,, dedi zamane erkeklerine itimat olamı yacağını hanımından ve ahbapla rından uzun uzadıya duymuştu Sonra vazgeçti, onun kooas» öylelerinden değildi, hem aşk izdivacı yapacaklardı onlar. Balayır.» Ta rabyada mı, Yalovada mı geçireceğine bir türlü karar veremedi, sonra o neresini isterse orada olsun dedi, nasıl olsa altlarında ara ba vardı.
Zehra muhayyelesini rahatsız e den bir İki istifhamdan da kurtulmak İçin, kibar hanımların baş uğrağı, akıl hocası falcı Emine ka dına da 2,5 îiraj’a kıyıp bir kahve falı baktırmayı ihmal etmedi On dan da müspet cevap alınca kara rint verdi ve mektuptaki adrese kendinin de bu işe razı olduğunu bildirdi.
l
★
Güneşli bir sonbahar günü bu lut renkli Bulck Beşiktaş Evlen dlrme memurluğunun önünde dur du, içinden Zehra, sinema yıldızı kılıklı adam ve daha İki kişi çıktı, doğru memurun önüne giderek yerlerine oturdular. Nikâh memu ru bir makine hızı He önce erkeğe. sonra kadına sordu:
— Siz, Zehra özışık banım, müteahhit ....
nm yanında şoförlük eden bay Ahmet Alyana-ğı kendinize koca olarak kabul ediyor musunuz?
Zehranın tltrl yen dudaklarından solgun bir “Evet,, dökülürken gözlerinde do İri yaş damlaları parlıyordu
• -*
Dün gecs Güreş Kulübü elemanları, lsvoçHlerle Spor vo Sergi Greko-Romon'do güreştiler.
ve heyecanlı bir seyirci kütlesinin önünde cereyan eden müsabakaları 6-2 kaybettik, Bu netice, güreşçilerimizin teo rübeslzlığl yüzünden doğmuştur.
62 KİLO MOEÎ.LKR - FJEHMİ BÜYtKMUTLU
Fehmi tuijln mnğlûp
Hakem İsveçli. Müsabakanın iik dakikaları iki müsabıkın birbirini ayakta denemesiyle geçti. Dördüncü dakikada tsveçli güzel bir Supleks oyunuyla Feh-m İyi tuşa getirdi.
57 KİLO - PETTERSEN • ALİ KAYA Ali Kaya ittifakla galip
Hakem İsveçli. İlk dakikalarda Ali hareketli güreşil Pottersûn'ln hamlelerine büylîk bir soğukkanlılıkla mukabele ettiği görülüyordu, Birinci devre berabere bitti, İkinci devrenin başında Ali Pettorsen'I tuşa getirmek üzereyken tcorüheli isveçli tehlikeli durumdan kurtulmasını bildi. Fakat devre boyun* ca AH hâkim güreşti. Son devrede a-yekta başlıyan mücadele karşılıklı deneme ve zaman zaman Alinin hâkimi* yetiyle devam elti. Neticede Ali Kaya sayı hesabiyle vc ittifakla galip İlân edildi.
68 KİI.O • SJOELİN ’ NURBiTTtN
Z.M E R
Nurettin Zafer ittifakla galip
Hakem isveçli. Müsabaka, Nnrottinin amansız hamleleriyle başladı ve devre onun galibiyetiyle bitti İkinci devre, a-yakta güreşmeyi tercih eden Zafer, rakibini dalma bastırdı. Fakat Sjoolln bütün bu oyunlara karşı durmasını bildi. Neticede Türk güreşçisi İttifakla ve şayi hesabiyle galip geldi,
67 KİLO - ANDENRERG - BEKİR
YOI.t l
Andriıbcrg ittifakla galip
Hakem Türk. Güreş, İsveçlinin hâkimiyeti ve çetin oyunlarlyle başladı Devre Andenbcrg’in lehine bitli İkinci devrede kaşı patlıyan Bakirin, tedavisi boyunca büyük bir spor terbiyesi gösteren İsveçli rakibinin yanından ayrılmadı ve müteaddit defa özür diledi. Bilâhare tekrar başlıyan oyun Andenhergin hâkimiyeti altında devam etti. Bekir isveçlinin bütün oyunlarına karşı durmasını bildi Ncticedo Invcçll sayı hesabiyle ve İttifakla galip ilân edildi
73 KİLO BERLİN YAHYA KALKAN
Berlin ittifakla galip
Hakem tsveçli Müsabaka Yahyanın şiddetli bir hamli siyle başladı. Hattâ ilk dakikada isveçli az daha tu^a geliyordu Bilâhare hâkimiyeti aldı ve birin ci devreyi bitirdi İkinci devrede isveı,-II Yahyayı kurutulması guç bir köprü ye getirdi. Genç Türk güreşçisi bu n-mansız köprüye büyük kavemet etmesini bildi kate müsabaka daima kın üstünlüğü altında îsvflçll sayı hesabiyle vo mütteflkan aa-Hp İlân geldi
79 KİLO.
EKSTROEN — ’I AHHL\ Tl R(H T Ekstrocm tusln galip
Hakem Türk, Güreş karşılıklı denemelerle haşladı tik dakikalarda Tahsin bazı oyunlar denemrk istediyse de isveçli hâkimiyeti aldı. Altıncı dakikada müsabakayı tuşla kazandı
87 Ktl.Oı
JOHAN VANG - RIZIK DEMİR tlohuıı Vııng ittifakla galip
Hakem İsveçli .Müsabaka karşılıklı dayanma l^le başladı vo birinci devre berabere bitti, ikinci devrede har İki tarafın zaman zaman oyunlarına şahit olduksa da oyunun fevkalâde yorgun neticede İttifakla llp sayıldı.
ANTONSON —
Ahmet maçı terkottl. Hükmen mağlûp Hakem Türk. Ahmol Samsunlu An-tonson'un karşısında kaçamaklı b|r o-yunla güreşe bajladı. Tecrübeli vc klln itibariyle rakibinin çok altında olan isveçli, Samsunluyu bir hayli sıkıştırdı. Birkaç dakika sonra Ahmet ayağından Bnkatlnndığını iddia ederek sahayı terk etti. Antonson sayı hesabiyle vo ittifakla galip ilân edildi
Çarşamba günkü kurşıiaşıııuiıırı
Şehrimizde misafir olarak bulunan isveçli güreşçilerle son karşılaşma, çarşamba günü Spor vo Sergi Sarayındn yapılacaktır. Bu müsabakaya İatanbul Güreş Kulübü takviyeli olarak şu kadro İle çıkacaktır: 62 AH Yücel, 67 Halil Kaya, 62 Nurettin Zafer, 67 Servet Mo-| riç. 73 Mithat Mürit, 79 Celâl Atik. 97 Yaşar Doğu. Ağır Roktns Can
Sarayında Kalabalık
bir gayretle mu-ve kurtuldu Fa-misafir musahı-cercyan ederek
sonuna doğru ikisi de düştüler Jobnn Vang ve sayı hesabiyle ga-
AHMET MAMMUNLU
Hicri 1949 ARALIK 12 Pazartesi Rum!
8af«r 11 1369 Teş. aani 29 1365
Vakit Vasati Ezam
. onef 7.14 2.34
öğle 12. 8 7.27
tklndl 14.26 9.47
Akşam 16.41 12 00
Yatsı 18.19 1.39
imsak 6.30 12.49
Tiyatrolar
Müzeler
Tupkapt Sarayı: Pazartesi - Çarşamba - Cumturtesi. saat 13.30 • 17 Teif (21090)
Ayasufya: PazarLcaı ban • Çarşamba - Perşembe Cuma, eaat 10 16; CumartcBl Pazar, saat
13 ( 16 00 Telf. 121750).
Arkeoloji: Çarşamba, cuma, pazar günleri 13 ten 16 ya kadar.
E₺kl 8nrk eserleri tubeslt Çarşamba, cuma, pazar, 10 dan 12 ye kadar. Telf. (216K2)
Türk ve l»IAm Eserleri: 8alj-Per-şembe-Pazar. saat 13.30-16.30 Telf, (21888)
Dolnmbnhçe Deniz Müzem r Cumartesi naat 13 17, Pazar 9 ls
Talf. (312841
ŞETItR TİYATROLARI ı
Dram kısmı: (42167) Bu akşam Konservatuvar Senfonik orkestrası konseri.
Komedi kumu (40409) Uebok Hor akşam e&at 20.30 da.
Muammer Kuraca Operetiı Bu akşam temsil yoktur
SES; 21 de Yunan Tiyatrosu: Opo-polaros.
ANKARA
BU yük (10370-40) Knock Saat 20 do Küçük (11169) Yalancı.
İZMİR: İzmir Şehir Tiyatrosu
Tel: 2361. Boş beşik (Piyes 3 perde 6 tablo).
Kadıköy Halkevi: 18.30 da Konferans: B. (Burhan Felek) tarafından.
Sinemalar
Sıhhî imdat
İstanbul Beyoğlu Anadol»’ yakası Ankara
İzmir
İzmir 2232
14998
6Û53Ö
93
2251
KareLvaka 5055
itfaiye
Beyoğlu 4 i OU Kadıköy 6OS72
tst&nbul 24222 Üsküdar Mtıift
Ankara-00 İzmir 2222-K.Yaka 5065
OEYOÖLO CİHETİ,
Al.KAZAK (42662) Meklnol) A damlar Diyarında.
AR (44394) Mağlûp edllmlyenler (İkinci hafta),
ATLAS (40835) bıtiraa kurbanları Şuvareden İtibaren: Büyük Günahkarlar.
ELIIAMKA (43595) Varyete gülleri.
İNCİ (84595) Yaşasın Aşk.
İPEK: (44289) Çam sakızı Polis Haflyesl.
LALE (43595) Mugiüp edUnıiyenier MELEK (40868) Büyük Vals 6AICAY (41656) Yaşasın Aşk. St'MER (42861) Kanlı Buso.
SIÎATPARK (83143) 1 - Asya A (eşler İçinde. 2 — Lorel-Hardl silâh arkadaşı. 3 — Tahiti Şurkısı
ŞAKK 140380) Suçsuz Keutll
SIK (43726) Narvİk Baskını
X AKbtM(43X9X) KauaUardan Turba
TUrk yuresçllâ rı ve
hakemler
rtttt «t SHMMmNN I
ıımıwue»limi w—ıııw^mı—ııuu
Fenerbahçe Gençlerbirliğini dün 5 - 1 mağlûp etti
Ankara, 11 (Hususi muhabirimiz emdiriyor) — Bugün. 19 Mayıs Stadında Fcnorbnhço ikinci karşılaşmasını lerblrlıgıno karşı yaptı. Muzaffer Ertu-gun idare ettiği bu maçs takımlar şu kadro ile çıktılar:
Fenerbahçe; Erdal - Murat, Hilmi — Miızdst, Kâmil. Nuaret - Erol, M Ali, Ali. Lei’ter. Halld.
Gençlorbirllği. Necip - Muzaffer, tig-Ali. İhsan. Metin — Hamdl, Ali, Poiat, Halim.
Geı iorblrllği başladı. 12 ncı Fenerbshçflden AH eakatiana-
Genç-
nerbahçe müdafilerlne çarparak girdi. 41 inci dakikada M. Ali, N
İt - M Turhan,
Oyuna dakikada role verine Cemal geçti. 29 uncu dakikada CalAl de sakatlanarak yarine haddln girdi 29 uncu dakikada Gençler birliği oyuncusunun arasına ren Leftcr. sol bir vuruşlu kalecinin pındnn takımının ilk golünü yaptı. İnci dakikada Ali Polatın çektiği şüt Fe-
SalAr rtörı pb »ağ-86
Italyan boksörü galip
Cezayir 11 (A.A.) (Afpı - Avrıı-pa yarı orta boka şampiyonu Italyan Lavın Mineli! dün akşam vapılan kar şılamada Kullriyl iniştir
Fransa şampiyonu Ömer sayı hesabiyle matlûp
et-
Ü)
Uludağ Kayakevl açılıyor
Bursa il lAA.ı Türk ve yanan sporcuların kayakçılık ve dağcılık hareketlerinin en mühim merkezi ulan
Uludağ KayakcvJ Bursa Merinos fabrikası gençlik kulübü tarafından kiralanmıştır Burası bütün apnraeven lerin rahatça barınacağı lemu ve bütün konforu haiz bir Bpo» vııvası ha-lino gotirilmiş bulunmaktadır. ov( 20 aralık 1949 tarihinden açılmış olacaktır
Kahvoaltı. öğle ve akşam
leri ve yatak Ücreti dahil olmak üzere hiı günlük ücret sekigbuçuk liradır Memlekette mevcut bütün spor kulüpleri menaııplarlylp talebe İçin İrp üorel altı buçuk Hradır.
Kayak-Itibaren
yemek
Vug(n»la\y« Fransa’yı 3-2 nıaftlûp etti
Brazaville. 11 (Ylftfi) — italyada, Fransa ve Yugoslavya arasında Dünya Kupası için yapılan beynelmilel karşılaşma. 3-2 Yugoslavya’nın gaiıhi.vetiyle neticelenmiştir
Oyun ikinci devrede 2-2 vazıyetinde bittiğinden, maç uzatılmış ve bu suretle Yugosl&vİarın lehlııe neticelenmiştir
»regiriiler 3-1 galip
Konya Ereğhaı 11 ia.Aj — Bugün Adannapor ile Eroğli Bümerspor arasında yapılan hususi mahiyettcK* futbol maçını Eregllspnr 3-1 kazan* mistir
ka4eye kaleci ecip He Haşanın anlaşamamasından istifada ederek boş kalaya Fenerbahçcnln İkinci golünü attı. Devre böylece Fener-bnhçenln 2-1 lehine gitti.
İkinci devre;
ikinci devre ballar başlamaz hücuma geçen Fenerbahçeliler 11 inci dakikada Erol Ün kuvvetli bir şütü ile üçüncü gollerini kazandılar. 22 inci dakikada dal ın verinde bir pasını M. Ali Gençlerblrllgl kalesine dördüncü attı.
27 nc| dakikada Lofterdon bir pas Halld, sol hır vuruşla takımının şlnul golünü yaptı, Maçın geri kalan kısmında Gençlerbırliğl müdafUerinin sert oyunundan çekinen Fenerbahçelilerin hakimiyeti altında geçti. Maç 5-1 Fener-bahçenln galibiyeti Üe sona erdi.
Müz-boş defa
alan be-
Saraçoğlu Kupası basketbol maçları
Bugün yapılan maçların tafsilâtı aşağıdadır
OK karşılaşma ıVlÜlıuyelUerhirllgı ila Modaspor arağında yapılmıştır Mülkiyeliler, dünkü kadrolarına Tevfik’ı de katmış bulunuyorlardı Birinci devre ş-21 Mülkiyeliler lehine bitti ikinci devrede güzel bir ovun çıkaran Moda-spor devre başlarında arayı kapatarak 18-17 gibi iyi duruma girmişken Mülkiyeliler, tekrar kendilerini toplamış' lar ve maçı 38-22 galip bitirmişlerdir
İkinci ve turnuvanın en mühim maçı olan Galatasaray - Harp Okulu maçı oldukça mücadelen geçmiştir Hemen bütün oyuncularını milli basketbol takımımıza veren GalatasaraylIlara karşı Harp Okulu çok güzel bir oyun oynamıştır Devrenin ilk anlarında Harp Okullular 8-1 arayı lehlerine açmağa muvaffak oldular ikinci devrede Galatasaray Harp Okuluna yetişerek devre ortasında üç panye farkı sağladı. Devre sonlarında arayı daha da açan GalatasaraylIlar maçı 26-36 galip bitirdiler.
2.50(10 Ingiliz lirası değerindeki futbolcii
Londra 11 (Nafem Sheffield Wed-nesday kulübüne mensup meşhur futbolcu Eddlc CJulgley’i kendi kulüplerine almak İçin Londranın 4 futbol kulübü mücadele etmektedirler. Imdiyc kadar bu oyuncuya teklif futbol tarihinin en bulmuştur
Kendisine 25.000
edilmiş olmasına rağmen daha bir karar vermomUtir ve kararını bildirmek üzere bir haftalık mühlet istemiştir.
Eddie, Londranın büyük kulüplerini «ezerek, bu kulüpler-i-kl oyun sistem-lerlnl tetkik etmektedir
edilen para İngiliz yüksek miktarını
Ingiliz Lirası teklif
Bu yaırda, bütün hayatını ameliyat tekniğinin ıslahı uğrunJa harcamıj bir büyük tıp âliminin başardığı işleri okuyacaksınız kalb acaba yeniden İşletilemez mi?
Crile’ln laboratuarında, güçük bir grup bu ilk "dirilme,, tecrübeleri neticesini merakla bekliyordu. Bir köpeğe fazla miktarda kloroform verilmişti; köpeğin kalbi durmuştu. Artık nefes almıyordu. Crile’ beş dakika kadar bekledi ve sonra kalbe giden kan damarlarından birine Adrenalin atth Suni teneffüs hareketlerine geçildi ve bir iki saniye sonra köpek artık diril-miştl. Göz kapaklan oynuyordu. Bu hâdiseye şahit olanların heyecanı tahrif edilemlyecek derecede büyüktü, Adrenalln’ln InBan kalbi üstündeki tesiri ne olabilirdi? Dr. Crile bir gün 12 yaşındaki bir kız çocuğuna bir a-meliyat yaparken, çocuğun kalbi durdu. Tıbbî bakımdan hasta ölmüştü. Fakat doktor, damara hemen Adrenalin attı ve Mölüm„ den beş dakika sonra kalb yeniden çalışmaya başladı. Ve hasta tamamiyle iyileşti.
Dr. Crile» bu tarihlerde araştırmalan-nı tiroit guddesi üzerinde toplamaya başladı. Bıı guddenin kendi rahatsızlığı, veya sebep olduğu '’goitre,, gibi hastalıkların tedavi çarelerini aramaya koyuldu. ^Tiroite,, e bağlı hastalıkların ameliyatta ölüm mabet! çoktu. Hastaların ameliyat korkusu yüzünden "hormon,, miktarı vücutta ço* ğalıyor ve hastalar ekseriyetle bir nevi hormon zehirlenmesinden ölüyordu* Dr. Crile hastayı ald^ma yolunu seçti. Hastaya, hastalığın ameliyata değil, bunına bir İlâç çekmekle geçirileceği söylenip kandırıldıktan sonra» bu ilâç yerine eter veriliyor ve yine ameliyat yapılıyordu. Bu usulde Crile, diğer usulleri gibi büyük bir başarı kazandı. Dr. Crile cerrahlığı hı-raktığı zaman, yârdımcılariyle beraber o zamana kadar, yekûnu 27.000 o yaran tiroit ameliyatı yapmıştı. Ve bu hastalık da artık mühlik olmaktan çıkmıştı.
Dr. Crile, heyecanının öldürücü tesirlerini sonsuz tecrübelerle görmüştü. Bu itibarla hususi hayatta bile sükûnet onun için bir kanundu, kûnet ona göre bir kuvvet, bir demekti.
Dr. Crile 75 yaşına kadar 1943 senesinin ocak ayında 79
dayken hayata gözlerini kapadığı za-
esnasında hiç acı duymadı, alâkadar eden mevzuları an şok olmadı. Ertesi »ene Dr mesai arkadaşı Dr. W. E. Lo
IP talebesi Wllliam Sydman 1887 senesinin bir gününde tramvay altında kalmıştı. Götürüldüğü haslahanede, ameliyat olurken şok’a tahammül edemedi, öldü.
Aynı hastahanede İki gündenberi stajını yapmakta olan Dr. George Crile arkadaşının Ölümüne şahit olurken, tıbbın bu aczi karşısında çok teessür duymuştu. İlk iş olarak hu hale karşı koyacak çareler aramaya koyuldu. Köpekler üzerinde yaptığı birçok tecrübelerden sonra şu neticeyi aldı: Şok, beyne, zedelenmiş uzuvdan göçen sinirler yoliyle tesir ediyordu. Demek ki mesele, hem şoku hem de acıyı yok-edecek uyuşturucu bir nevi perde hazırlamaktı.
Dr. Orile bu mevziî anesteziyi temin için evvelâ kokain kullandı. Hasta, a-meliyat şahsını Inttı ve Crile’ln
wer, kokaini, hasta uzva değil, doğrudan doğruya raşidyon kanalına şırınga etti. Alınan netice mükemmeldi. Dr. Crile büyük bir başarı elde etmişti. Ameliyatlarda şok önlenmişti. Artık iş, şok’un başladıktan sonra tedavisi çarelerini bulmaya kalıyordu, "şok,, un ilk görünür alâmeti kan tazyikinin düşmesidir. Kan damarları genişleyince plazma kana karışır, deveran ağırlaşır, ve beyne kâfi miktarda kan gelmeyince de hasta ölür.
Dr. Crile herşeyden evvel, kan tazyikinin âni olarak yükseltilmesi çarelerini aradı. En mükemmel yol kan aktarmaktı. Bunun tehlikesiz bir hale sokulması için senelerce uğraşıldı ve nihayet, Dr. Crile bir ameliyatta hastanın damarlarını, kan verenin damarlarına bağlamak suretiyle bir kan aktarması tecrübesi yaptı. Bu tecrübe muvaffak oldu, hasta kurtuldu.
Dr. Crile harp içinde, asker! seyyar hastaha nelerde çalışmış ve bulduğu usullere birçok yenilikler ilâve etmiştir. Harbin sonunda hemen her hastahanede "kan aktarması usulü artık tatbik ediliyordu.
Dr. Crile, kan tazyikinin yükseltilmesi mevzuunda, daha 1900 senesinde yeni bir madde tecrübe etmişti: ADRENALİN Bu maddenin kalb adaleleri üstündeki şayanı hayret tesirini
görünce, aklına şu geldi Duran bir man, hâlâ dinçti.
SÜ* kuAret
ÇOİIŞU. yaşın-
Isvcçın meşhut A.I.K tutooi t.ıkım. Birmingham takımıyle yaptığı maçta 2-2 berabere kaldı. İsveçliler bu maçta beğenilon bir futbolla Ingiliz seyircilerinin takdirini kazandılar. Resimde Isvoç takımının santrfürü Mellberg (9 numaralı) ve sol İç Lennart rakip kale örründe bir hücum osnasında görülüyor
Öğrenmek ihtiyacında olduğunuz herşey
TAN (80740) 1 - Korsanlar. 2 Uygunsuz Kadın.
TENİ (84137) 1 — Brezilya Gece leri. 2 — Fiesta.
YILDIZ (42847) Samba .urali (2 cı Hafta d.)
İstanbul ciheti:
ALEMDAR (23883) Casuslar Çar pişiyor - Çam Sakızı Kâşif.
ÇEMBERLİTAg (22513) Berlin ek presi - Gangsterler Kıralı.
HALK (21904) i - Kanun Harlol, 2 — Kalbim öenin.
HİLALi22717) Lb aralıkta açılacak (Halen kapalı)
İSTANBUL (22367) Efe Aşkı GÜlmiyen Kadın.
AZAK (23542) İsimBiz Kahramanlar - Kazanova run Aşk Macera lan.
MARMARA (28860ı Kara Korsan Ekspres Gangsterleri
MİLLİ (22962) Casuslar Çarpışıyor - Çam Sakızı Kaşif.
KISMET (21904) Altın Küpeler
Can Aşkı
YENİ (Bakırköy) 16-126 1—Kan-
lı Döşek, 2 - Eski Eğlenceler.
KADIKÖY CİHETİI
HALE (60112) Tatlı Miras Altın Yayla.
(İPEKA (80821) Şöhret ve Para Stic E Yi'A (80682) periler dün yanı. Şanghay Ekspresi.
YEI.DEğİKMEM (83113) Kırba(. Altında. Denizler Kırallçeal Aşk Meydanı
CSKIİDAR CİHETİ!
HALE (600G2) Vahşi ormanlar içinde - Aşk Sultanı.
bl’NAR: Kanlı İftira (T irkçe) Aşkaıs Yıllar
Ankara
ASKAKA (23-1301 Baba Katili. Bİ'Yflt (15031) ölmeyen AîjIc PAI(k (1113lı CdHUHİnr Çarpılıyor S( M EH (11072) I tegll Kjıkhır Arkasında. 2 — KuaLı Cusus Peşinde.
SUS (14071 ) Canavar fobumu. ULUS (22204) Gecelerin Hakimi. YEM (14040) Zafer Abidesi.
GAR GAZİNOSUt Viyana Temn Revüsü
Izmir
ELIIAMKA Gönülden Sesler. TAYYARE, Annn Karenina.
YENİ SİNEMA. Casuslar Çarpı şıvor. üç mavi melek.
LALE, GUımhnız Melek Aibük reli Fatihi.
TAN. Albükrek Faîihı
KARŞIYAKA (JlHETlı
SÜMER, Han Antonyo Arslanı.
MELEK. Sonsuz Aşk - Draku lanın Evi
Radyo
Yeni Istanhfii'ttn bugün için tavsiye ettlftl Ih* Prnıcrnın Hnrlçlaı
Saat 21.00 HHC 31,26,19 m
Wa.lter Goehr idaresinde hafif sonfonlk konser
Solist: Sıısanne Dsnco- (Sop* ra no)
Program;
Soprano ve orkestra için 2 ve 4 numaralı oferurya ıSch»ı-bert)
İtalyan «erenndı ((HügO Wolf) S(4phane Mainrmânln H poom’I (Ravcl)
Dnnsos concerUınlcfl (Stravins-ky).
Dahlldoı
Saat 2u.30 da Ankara Radyosu Ferit Alnar İdaresinde Radyo Senfoni orkestram
Program:
3 üncü Nenloni, Beethoven (Erolon).
Scııfoıılk konserler:
Saat 12 311 BB( 31,25,19 m.
“N-.I t!)(•• n ( h.’Mtr-M. 19 15
İstanbul Radyoaıı. sonatlar.
20.10 Nc\v-Yr>rl( Broadm^tlng senfonik orkestrası (Toncanlnl UiaroMİndo) (Pl.) — 2Û.3O An-
kara Radyosu. Radyo nanronı orkestram - 21.Od BBC 81,25, 10 iti. Kraliyet filarmoni orkos Iram, - 24.00 BBC. 31.26.19 m Opera cm( rleri. — 21.30 Ankara Radyosu, opera eserleri (Pl.).
Hafif mil/lk:
Saat; 7.30 BHC, 81.25.1U u. Midland hatif möılk orktMrası. — 8.15 Ankara Radyosu. Havay a-dahıfındaTi mûloılller (1'1.) —
8.30 Ankara Radyosu, çeşitli melodiler (PL) - 9.15 BBC.
Grand Hotol orkestrası. — 12.15 RBC, Vlyolet Carson alto söylüyor ve çalıyor. - 13 15 Ankara Radyosu, salon orkestraları (Pl.) — 13.3(> İstanbul Radyosu, ScmlramiB orkestrasından parçalar. — 18.26 Italyan Radyolu-n 19.84. 25.4ü m. (Pl.) — 18.16 BBC. Grand Hotel orkestrası.— 18.45 Ankara Radyosu, piyano soloları (Pl.) - 22 00 İstanbul Radyoaıl, küçük orkestra 22 15 BBO, Melodilerle seyahat.
- 23.00 BBC, Dinleyici İstekleri - 28,46 BBC. Akordeon soloları.
Daim Mll/lglı
«astı 11.30 BBC. 2 piyano. — 11.15 BBC. Vlctor Sllvestro orkestrası, - 18.tk) Ankara Radyosu (PL)
- 10.30 BMC, İki piyano. - 22.15 Ankara Radyosu (PL) - 22.3tı İstanbul Radyosu (PL) — 23.U0 İstanbul Radyosu (Pl ) - 24,00 Amerikan İstasyonları 19.72. 16.21, tanınmış dans orkestraları.
Alıılurku nıllKİk:
Saati 8 00 Ankara Radyoau, karışık şarkılar. (Pl) —12.30 Ankara Radyocu» karışık şarkılar.
- 13.15 İstanbul Radyosu, mem-
leket türkük-rl (PL» - li.00 İstanbul Radyosu. Sadi Hoşses. Nccml Rıza (PL) — 18.00 İs-
tanbul Radvosu, Fikriye Şak-ralcsea. — 18.20 İstanbul Radyonu. Perihan Altındağ (PL) — 18 10 t.Hinnhul Radyosu Saz e-serleri — 19.20 Ankara Radyo» su, karışık şarkılar. 19.45 Ankara Radyocu. Tarihi Türk mu-
sikisi. — 20.30 İstanbul Radyosu Hamiyet Yüaeses. — 21.15 İstanbul Radyosu. Fasıl (Hicaz faali).
Haberler:
Ankara vo İstanbul Radyoları;
Saat; 7.46, 13,00, 19.00, 22.46
Saat: 20.16 Radyo Gazetesi. Ankara,
BBC Radyosunun Türkçe neşri vatı: 7 15. 18.00, 23.00
Bu haberler 31.32 ve 41.49 metrelerden dinlenebilir
8.30 Ankara.
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
0.— Tarsus.
18.10 Ankara ekspresi.
21.30 Semplon Ekspresi.
21.40 Doğu Ekspresi,______
Semahaneler
Gelecek ve gidecek uçak, ekspres ve vapurlar
GEI.EC EK OtAN UÇAKLA!!
13 30 B.a.A, (İngiliz) Londra Nis, Roma vo Atlnadan.
11.05 P.A.A. (Amerikan) Amerika, Basra, Şam.
9.20 P.A.A. (Amerikan) Nev-york. Boston, Shanon, Londra, Brüksel.
10.60 D H Y. (Türk) Anksradan.
12.60 D.H.Y. (Türk) îzmlrden.
16.20 ÖH.Y, (Türk) Adnııa. Ankara.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.3ü A. F. (Fransız) Atina, Roma, Paris. (Tehirlidir).
14.30 8.HJ.A. (İngiliz) Atina, Ro-
ma, NIs, Londra
10.35 P.A.A. (Amerikanı Şam, Basra.
15.20 P.A.A. (Amerikan) Brüksel Londra, Shanon, Gönder. Boston
0.— D.H.Y. (Türk) Ankara, Malatya. Elâzığ, Diyarbakır. Adana, İskenderun,
11.20 D.H Y. (Türk) îzmirc.
13.50 D.H.Y (Türk) Ankara.
GELECEK OLAN VAI’VKLAR 22.— SU8 (Bandırmadan).
6.30 KONYA '(Bandırmadan.
7.— SEYYAR (Kıırablgmlnn). (.İDE( I K OLAN VAPURLAR
8 15 SUS (Buıulırmuya)
20. KONYA (BandirmuMi 1.
GELECEK OLAN EKSPRESLER
0.15 Sonıplon (Avrupa;.
Enılıılinü I Süreyya, Kumkapı. Bâdullah, Eminönü. Yorgi, Unk, K. Paaar. Arif Neşet. Alemdar.
Fatihi
ieınnll Hakkı, Şehiadebaşı. Gülseren, Fener
Teoflloa, (Y.K.) Samntya Ntiehet Onat, Şehremini W. Pertev, Aksaray. Oündoğdu* K. Gümrük.
Eyllpı
EyüpMultnn. nalcırktty |
Bakırköy «ca.
Beyoğlu 1
M, Klnyol, Tepebaşı 7. „ Sıhhat, Bost, B. 136.
Takalmi Kemal Rebnl, let. C. 149.
Galata M. Nail. Fındıklı 84. ,, Tuna. Arapoami 170.
8İIİI Anım. H. G. C. 21)2.
„ Nişantaşı, Teşvikiye 189. Knvımpntn Yeni Turan, K. P.
Bctlkho: Vldİıı, KöylçL
Kııdıköy:
RJfat Muhtar. Pıızaryolu.
Usftndıır:
S. Sadettin. Selimiye Kışla C. Hey bclladn 5
Halk. N. A.
Sarıyer: Nuri. Sarıyer.
ANKARA
Çankaya (22790)
Halk (14550)
Yeni (11544)
İZMİR
Yardım, Aisancak m. Birlik, Kemeraltı m Halk. Basmahane m Karantina, Yalılar m. Cumhurıyot, Egrcfpaşa m.
Boldan sata:
1 —’ Bir dana. Bir dans daha,
2 — Bir erkok adı. Bir çalgı. 3— Sahil, Sanala. 4 — Eski bir devlet. Beleş, 6 — Bir kıa adı. Bir
denli taşıtı. 6 — Facia. (Terai) Gıda nmddeal 7 — ilâve etmek. (Terai) Ayı yuvası. 8 — Bir km adı. Bir meyva. 9 — Bir memleket. îalm. 10 — Bir Alet. Keçi.
Yukardan aşağı:
1 — Sna çalan. Bir renk. 2 — Mili! mualklmli. 3 — Savaş aracı. 4 — Bağırsak hastalığı. 3 — Bafiış,. Kıaa »aman. İskambilde bir kâğıt. 0 — (Terai) At pabudu. Nota. 7 — Genişlik. Pokerde bir tâbir. 8 — Bir İlâç. 9 — El İle temas. 10 — Bir Radyo markan. Geri verme.
DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ
Soldan sağu:
1 — Yürürlük. 2 — En. Çe. Lu-na. 3 — Şam. Çakmuk. 4 — ilâveler. 5 — Kal. Ruhi. 6 — KraL Um. 7 — Ricalar. 8 — Yön. Bkâ-bîr. 9 — Ralf. Kaya. 10 — Af. A-lonen.
Yukardan avaftı:
1 — Yeşilköy. 2 — Ünal. örf.
3 — Makarna. 4 — Üç. Valt 6— Reçel. Cefa, il — AL Sak 7 — Ülker. Lake. 8 — Kumru Aban. 9 — Na. Huriye. 10 — Takdim. Ran.
Sayfa 6
12 Aralık 1040
*
SİTASl iktisadi
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER
Bu »anda yazı işlerini fiilen idaro eden:
SACİD ÖGET
Basıldığı yer.
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK
LIMITED ŞÎRKETl MATBAASI
ikinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki İktisadî, dördüncü sayfamızdaki kültürel başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamen yazarlarına aittir.
4
1 Şubat 1950
ikramiye çekilişine katılabilmek için
31 Aralık 1949
öğleye kadar bankamızda en az 150 LİRALIK bir tasarruf hesabı açtırmanız lâzımdır.
300 Lira Peşin, Ayda 75 Lira
DEVLET
f
I
Faizsiz Taksitle Satılık Arsalar
DENİZYOLLARI
Akdeniıde Türk gemileriyle seyahat edinir.
180000, M3 Maden direği alınacaktır:
Etibank Genel Müdürlüğünden:
t
Kömür havzalarımızın senelik ihtiyacım tamamlamak üzere, memleket dışından mRden direği İthal edilecektir. Alâkalı firmalar bu işe alt şartnameyi:
ANKARADa: EUbank Genel Müdürlüğünden,
İSTANBULDA: Etlbank Şubesinden, ZONGULDAKTA: Ereğli Kömürleri İşletmesinden. tSKENDERUNDA: Etlbank Bürosundan,
İZMİRDE: İzmir Kömür Tevzi Müessesestuden temin edebilir.
Teklif mektuplarının en geç 10 Aralık 949 cuma günü 6aat 15 (on beşle kadar Banka Genel Müiürlllğ-üno tevdi! lâzımdır.
(17170)
1950 yılının bu birinci çekilişinde büyük İkramiye:
Ankara'da Güven
• t
mahallesinde
Müstesna bir EV
(iki katta 5 oda, 2 hol, bodrum, balkon ve her türlü konfor)
T. İŞ BANKASI
♦
♦
Adi yangınlar, benzin, bo-
ya, karpit, kimyevi eczalar.
akaryakıt depolan ve gemi
yangınlarına kargı emnlye-
tinizi sağlar.
En müsait şartlarla derhal
teslimat.
RKETİ
Şİ
STANDARD İŞ Ltd
R. DİLEK ve
ŞADI
Şr
Müessese adresi;
Mektup adresi:
Telefonlar:
40784 - 42477
Telgraf adresi:
Mağaza:
Ankarada: 15378
STAND İSTANBUL
Taksim, GARAJ Tramvay Durağı, ERK Ap. altında
♦ s
Galata, Bankalar Cad. Banka sokak. Roman Han
♦ t
Beyoğlu, P. K. 2118
• w t
Almanyada T OT A Lfabrikaları
muhtelif tip ve kapasitedeki mamulâtiyle,
İfraz edilmiş vc müstakil çap ile senetlere bağlanmış olan bu arsalar, dünyanın en güzel bir denizinin kenarında bulunan Maltepe gibi maruf bir semtin en iyi yerlerinden asfalt Bağdat caddesinin üzerindedir. Arsaların denize ve Adalara karşı manzarası gerçekten bir harikadır.
Pazartesi ve perşembeden başka günlerde Galata, Tünel yanında Blllûr sokak, 6ncı Noter karşısında Büyük Tünel Han No. 8 do sahibine müracaat.
Mevcudu azalan arsaların satışlarına bu ayın 22 sine kadar devam edilecek vc sıraya itibar olunacaktır.
Sürat .Temizlik
TÜRKİYE İŞ BANKASI
••• • • ••• • «•
r I»
ANONİM ŞİRKETİNDEN
İhtiyaç görülen Şubelerimizde çalıştırılmak üzere en az orta tahsil görenler arasında müsabaka imtihanı ile lüzumu kadar memur ve daktilo alınacaktır.
İmtihanda muvaffak olanlar, tahsil ve ehliyet derecelerine göre aylık alacaklar ve bir yıldan aşağı olmamak üzere Bankada tecrübe devresine tâbi tutulacaklar ve tecrübe devresinde de başarı gösterenler liyakatlerine göre tesbit edilecek aylıklar ile aslî kadroya alınacaklardır.
Fransızca, İngilizce, Almanca lisanlarından veya birkaçını bilenler tercih edilecektir.
Konfor. Eğlence En itinalı servis
En nefis yemekler
Batı Akdeniz Hattı İstanbul-Pire - Napoli - Marsilya-Cenova
Doğı Güney Akdeniz Hattı İstanbul-İzmir-Pire-Limasol-Beyrul
feni İstanbul Atelyesi İskenderiye - Napoli Marıilyb Genova
bit
ol-
İmtihana girebilmek için askerliğini yapmış mak ve her hangi bir daire veya müesseseye karşı hizmet taahhüdü altında bulunmamak şarttır.
DEVLET DENİZYOLLARI İLÂNLARI
13 aralık 1949 zarfında aşağıda isimleri yazılı hatlarımıza kalkacak vapurların isimleriyle kalkış gün ve saatleri ve kalkacakları nhtımlar
19 aralık 1949 (dahil) tarihleri
SITASI İKTİSADI
ARADENİZ HATTI
YENİ İSTANBUL
♦
Cuma 4.00 te (Anafarta) Sirkeci nhtımından kalkar.
tNEBOLU HATTI
HATTI
MUDANYA
imtihana giriş kâğıdı almaları
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
HATTI
ANDIRMA
Muhtemel Müşterilerinizin
KARABİGA
HATTI
Okuyacağı Gazetedir
(Ülgen) Sirkeci nhtımından kaikar.
Çarşamba 18.00 de
Yeni İstanbul Tevziat ve İlâncılık Limited Şirketi
(Bursa) ve cuma 17.00 de (Mersin Sirkeci n
AYVALIK HATTI
İMROZ HATTI
Telefon: 44756 - 4475 ı
4
Çarşamba 9.00 da mından kalkar.
Çarşamba 5.00 te (Dumlupmar), perşembe 5.00 te (Cumhuriyet) ve pazar 5.00 te (Aksu) Galata rıhtımından kalkar.
(Etrüsk) ve Cumartesi 14.00 te (Trabzon) Galat (1743*
Çarşamba 20.00 de (Konya - Mersin) Tophane rıhtımından, cuma 8.15 te (Sus) Galata rıhtımından; cumartesi 20.00 de (Konya - Saadet) Tophane rıhtımından kalkar; pazartesi 8.15 te (Sus) Galata nhtımından. akşam 20.00 de (Konya) Tophane rıhtımından kalkar
Telgraf; Hetlo - İstanbul
Çarşamba 11.00 de nhtımından kalkar.
TELEFONLAR
Deniz Hatları işletme Müdürlüğü: (44678) Santralden (81) İstanbul Başacentalıgı: (44696)
Salı, perşembe, cumartesi ve pazar 9.00 da (Sus) Galata rıhtımından kalkar.
Salı ve cuma 19.00 da (Seyyar) Tophane rıhtımından kalkar.
ÇANAKKALE HATTI — Pazar 18.00 de (Ülgen) Sirkeci nhtımından kalkar.
İMROZ HATTI
Beyoğlu Kaymakamlığı karşısı, Müellif Caddesi No. 6-8
S
*
’ . r- • ‘
(5 z
""-•
■
• • • I
- • -
*
- «s _ ,
‘ •1 •
İmtihanlar 17 aralık 1949 tarihinde Ankara, Adana, Bursa, Erzurum, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Konya, Samsun ve Trabzon Şubelerimizde yapılacaktır.
Taliplerin 15.12.1949 tarihine kadar mezkûr şubelerimiz müdürlüklerine müracaat ederek lüzumlu vesaiki vermeleri ve ilân olunur.
Ayrıca yetişmiş 'ekliler belirli tarihe racaat edebilirler.
veznedar da alınacağından is-kadar şube müdürlüklerine mü-
Satılık Arsalar
Çlftehavuzların en İyi bir yerinde Adalara karşı manzaralı, yetişmiş çamlıklı müfrez arsalar, metrekaresi 13 liradan satılıktır.
Pazartesi ve perşembeden başka günlerde Galata, Tünel yanında Billûr sokak. 6 ncı Noter karşısında Büyük Tünel Han No. 8 de sahibine müracaat.
• L 1 ■ I 4 M . il
• 0 (•
Klimsch - Horika
f
Gazetemizde neşrolunan bütün
resimlerin
klişeleri
SPEZIALFABRIK UND GROSSHANDLUNG FUR REPRODUKTIONSBEDARF
Tarafından teçhiz edilmiş, modern ve kifayetli klişe atelyemizde hazırlanmıştır
Comments (0)