14 Aralık 1949
Çarşamba
SİYASÎ İKTİSADÎ

Soyı 14
10 Ku
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 - 8
Posta Kutusu 2100 - Beyoğlu
Abone. Türkiye için seneliği 3. altı aylığı 17. üç aylığı 9 Hradır Hariç memleketler iki mislidir
M
İÇ ve DIŞ
POLİTİKA
- 13/XII/1949 -
ta-lâ-
de-
emlekemizin, Avrupa Konseyine girmesi vesilesiyle Dışişleri Bakanı tarafından yapılan beyanat. Cumhuriyet Türki-yesinin dünya ve hayat görüşünü güzel ifade etmektedir.
Beyanatı dünkü sayımızda takdim ederken de metnin içinden çıkararak tebarüz ettirdiğimiz gibi, a) Anadolu’nun Avrupa siyasî ve İktisadî birlik hudutları içine girmesi, b) Türkiyenin A-tatürk inkılâplarından sonra kültür ve medeniyet bakımından Avrupa camiasına katılmış bulunması, c) demokratik esasları boylu boyunca tatbika başlamamızın, itibarımızı arttırmış olması keyfiyeti,
bizi sadece Avrupa Birliğine girmekten değil, dünya birliğini meydana getirecek kuvvetler ara. sında bulunmak hususunda da. hak ve salâhiyet sahibi kılmaktadır.
Daha düne kadar “Hasta A-dam., yahut “Gayrikabili hitap Türk,, yahut “Geri bir Asya Devleti,, lâğaplan altında bahsi geçen bir teşekkül olmak yerine Avrupa Konseyinde müsavi vasıflı âzadan biri olarak oturmak, eğer bazıları için bir değişiklik ve bir muvaffakiyet ifade etmiyorsa bu bazılarının, Lausanne’dan Kaynarca yahut Hünkâr-îskele-si’ne kadar uzanan devrenin rihini, oturup öğrenmeleri zımdır.
Eğer Hariciye Vekili, bu
ğişiklik ve muvaffakiyeti, kendi partisinin kâr hesaplarma kaydetmiş olsaydı, bu bakımdan bir ihtara müstahak olabilirdi. Fakat, kürsüye tekrar gelerek bir kere daha tebarüz ettirmiştir ki, itibarımızın bu rütbe yükselmesindeki en büyük âmil, Cumhuriyet rejimi ve bunun bugüne ka-darki politikasıdır. Hitler ile Mus-solini tarafından kurulmuş rejimlerin yerlerinde yeller eserken ve tasarının mevzuunu teşkil eden büyük siyasî teşekkül, Sovyet rejimi ile politikasına karşı âdeta bir tedbir mahiyeti taşırken; Cumhuriyet Türkiyesimn, kılma dahi halel gelmeden Avrupa Konseyindeki yerini alması, aynen, Dışişleri Bakanının ileri sürdüğü sebeplerden mütevellit bir muvaffakiyettir.
Kaldı ki, yapılan beyanatta, böyle bu ehemmiyette daha başka noktalar üzerinde de durulmuştur.
Meselâ Pâkistan ve Hindistan’a kadar, Asyalı komşularımız ve dostlarımızla çok sıkı âlâ-kalanmızm mevcut olduğu kaydedilmiştir.
Fakat, bu alâkamızın, bahsi geçen komşularımız ve dostlarımız üzerinde ne gibi bir tesir yaptığı ve bu tesirin neden ileri geldiği suali üzerinde durulacak o-lursa, buna verilecek cevap, gene Dışişleri Bakanının nutkundan çıkararak tebarüz ettirdiğimiz üç mühim noktayı ihtiva edecektir.
Yâni, bizi müsavi şartlarla AvrupalIlar arasında oturmaya hak ve salâhiyet sahibi kılan sebepler, aynı zâmanda Asyalı komşu ve dostlarımız nezdinde itibarlı kılmaktadır.
Daha geçen gün, şehrimize uğ-rıyan EndonezyalI bir devlet adamı, Atatürk ile inkılâbımızın, o uzak diyarda yâşıyan insanlar için neler ifade ettiğini, etrafiyle izah etmiştir.
Dışişleri Bakanının “dünya ve hayat görüşümüzü, pek güzel ifade etmiş olduğunu,, söylerken, bunu kasdetmiştik. Çünkü, AvrupalIlar için bir teşekkül kurulurken bizim yeni hayat felsefemizin bu teşekkülün seviye ve ayarında olması ne demektir? Keza, Endonczyadan kalkıp gelen bir devlet adamının, bizim görüşümüzle düşünmesi ve konuşması ne demektir? Bunların her ikisine de imkân olamazdı, eğer bu genç devletin temelleri, ileri ve medenî esaslar üzerine kurulmamış olsaydı!
Dikkat edecek olursak, Dışişleri Bakanının ağzından, yirmi küsur senelik Cumhuriyet rejimi konuşmuştur.
“Millî Misak"tan Avrupa Konseyine girdiğimiz güne kadar, a-damlar değişmiş, devletimizin politikası değişmemiştir.
Hatay’a nasıl girdik ise Avrupa Konseyine de öyle giriyoruz.
t • Îa •

- w- ‘ ★★★
A
A



MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE.
Tesis eden. HABİB EDİB TÖREHAN
Amerika Bulgaristana sert bir nota verdi
Kostov dâvasına Amerika Elçiliğinin karıştırılması aksülâmel uyandırdı
Londra, 13 (YİRS) — Amerika Dışişleri Bakanlığı, VVashingtondaki Bulgar Elçiliği Müsteşarı Vutov’a hır nota tevdi ederek. Sofyada cereyan etmekte o-lan Kostov muhakemesi esnasında. A-merikan Elçiliğinin ve Elçi Donald Heath’ın casuslukla itham edildiğine A-merikan Hükümetinin son derece ciddi bir nazarla baktığını bildirmiştir.
Gene aynı notada, Amerikan Elçilik ve konsolokluk erkânına Hükümetinin takınmakta ket tarzının, bu daireleri icrini ifa cdenıiyccck bir ğine İşaret edilmektedir.
öyle adalete böyle avukat
Sofya. 13 (A.P.) — Masum söyleyen Kostov’un avukatı yef, 90 dakika süren müdafaasında Kos-
tov’un suçlu (!) olduğunu kabul etti.
Kostov dâvası karara kııhlı
Montreal, 13 (YİRS) — Sofyadakl muhakeme bu gece sona ermiştir. Sa-
karşı Bulgar okluğu hare-artık vazife-* hale getirdl-
yakışır olduğunu Dökmeci-
Z

İlânları önci sayfada santimetresi 2 Hradır İlânlardan hiç-olr mes'üllyet kabul edilmez
ADENAUER’IN HAZIRLADIĞI
“Avrupa ordusu,, nu
teşkilâtlandırma plânı

Mecliste
bugünkü
toplantı
Hâkimler Kanununun
X=====Z===3 » =
Telefon - 44756 - 44757 Santr
Telgraf Adresi : Hetlo. îstanb
İÇ SAYFALARDA
İKİNCİ SAYFADA
Milletlerarası konferans!:
Zeki Mesut Alsan
ÜÇÜNCÜ SAYFADA Turizm hakkında İki kanun tasarısı
Vedat Nedim Tor

nık olarak yargılanan eski Bulgar Başbakan yardımcısı Kostov. ecnebi bir devlet hesabına çalıştığını katiyetle reddetmiş ve .’snad edilen suçları kabul etmemiştir. Diğer on sanık, suçlu olduklarını itiraf etmişlerdir.
Mahkeme kararını yakında bildirecektir.
Savcının bahsettiği Ingiliz, Kostov’la Öldükten sonra mı koııııştıı?
Londra, 13 (Nafen) — Kostov dâvası hakkında bu akşam bir açıklama yapan İngiliz Dışişleri Bakanlığının resmi bir sözcüsü şöyle demiştir:
“Kostov'un Watson isminde bir Ingiliz memuru İle temas ettiği Bulgar savcısı tarafından ortaya atılan ithamnamede görülmüştür. Bu tamamiyle saçma bir şeydir. Çünkü bahis mevzuu olan Ingiliz memuru İthamnamede verilen tarihten bir kaç ay önce ölmüştür. Bunun için de öldükten sonra Kostov ile temasa geçmesi imkânsızdır.,,

Alman komünist liderleri
birbirlerini temizliyorlar
Doğu Almanya Başbakanı Grotewohl’un Komünist Lideri Ulbricht’le münakaşadan sonra intihar ettiği bildiriliyor
İntihar etVlği bildirilen Şarkî Almanya Başbakanı Otto Groteuolıl (solda) bir müddet evvel Berllnde yapılan bir resmlgeçldl seyrederken
New - York 13 (YIRS) — Batı Al-manyadakl Haberler Ajansının bildirdiğine göre. Doğu Alman Cumhuriyeti Başbakanı Dr. Otto Grotesvohl intihara teşebbüs etmiştir.
Grotewohl, Doğu Almanyadaki komünist lideri VVaJter Ulbricht ile yaptığı bir münakaşayı müteakip bu hareketi yapmıştır. Walter Ulbricht, Doğu Almanyadaki Komünist Partisi Genel Sekreteri mevkiindedir.
Aynı ajansın bildirdiğine göre, hâdiseyi müteakip hastahaneye kaldırılan Grotewohl’un sıhhî vaziyeti tehlikelidir.!
Resmî tefsirlere göre, Grotewohl‘un
Belçika kralının teşriî vaziyetini halk kararlaştıracak

bir sinir buhranı neticesinde intihar ettiğini ileri sürülmekte ise de. Birleşik Sosyalist Partisi lideri bulunan Grote-wohl’ün komünist liderleriyle şiddetli bir münakaşadan sonra intihar ettiği bir hakikattir.
France Presse Ajansının bildirdiğine göre, Ruslar Başbakanlığa uzun zaman Rusyada yaşamış olan Walter Ulbricht’i getirmek istemektedirler.
Diğer taraftan, Grotesvohl’un bir basın toplantısında, Sovyet Rusyamn Alman Cumhuriyetinin dahili işlerine karıştığından şikâyette bulunduğuna İşaret edilmektedir.
MOSKOVA BÜYÜK ELÇİMİZ
Moskova 13 (A.A.) (Afp) — Türki-yenin yeni Moskova Büyük Elçisi Muzaffer Göker bugün itimatnamesini Kremlinde Sovyet şûraları başkanı Nicolas Chevernik’e takdim etmiştir.

Batı Almanya Başbakanı, bu orduda yer alacak Alman birliklerinin, diğer milletlerin birlikleriyle aynı haklara sahip olmasını istemektedir.
Batı Almanya Başbakanı Adenauer’in, Avrupa müdafaasını deruhte edecek, Avrupalı bir ordudan ve bunun teşkili tarzına dair olan plânlardan bahsettiği hatırlardadır. Bu mevzuda, Almanyadaki siyasî muhabirimizden aidimizi çok şayanı dikkat bir mektubu bugün dördüncü sahifemizde aynen bulacaksınız.
Bu mektupta, Almanya, İspanya ve Avusturyanın da iştirakiyle, bütün Avrupa memleketlerinden toplanacak gönüllü efrat vasıtasiyle, Avrupanın. Deniz, Kara ve Hava silâhlı kuvvetleri teşkil edilmesi plânı açıklanmaktadır. Bu plâna göre. “Avrupa ordusunun,, talim ve terbiye müşkülâtını önlemek üzere, tümen kademesine kadar olan teşekküllerde millî birliklerin kullanılması esası kabul edilmektedir. Böyle bir ordunun teşkili için lâzım gelen malî meblâğlar kısmen hei' memkelet tarafından ayrı ayn, kısmen de Batı Almanyanin işgal masraflarından alınacaktır. Keza bu plâna göre Amerikanın yaptığı maddî veyahut ta aynî yardımlar memleketlere değil doğrudan doğruya Avrupa ordusuna yapılacaktır.


Enternasyonallik kararı üzerine
ikinci müzakeresi yapılacak
Ankara 13 (Hususi muhabirimiz bildiriyor)* — Büyük Millet Meclisinin yarınki gündeminde Başkalcdeki birliklerin erzak ve eşya nakliyatı hakkında Milli Savuma Bakanının, ve î-ran sınırında yapılmakta olan soygunculuk ve talanın önlenmesi için ne gibi tedbirler alındığına dair içişleri Bakanlığının cevaplandıracağı iki sözlü soru ile Hâkimler Kanuunun ikinci ve ecnebi doktorlara. Türkiyedeki yabancı hastahanelerde icrayı sanat imkânı verilmesi için hazırlanan kanun tasarısının birinci müzakereleri vardır.
Ayrıca Avrupa memleketleri arasında ödeme ve takas anlaşması ve buna bağlı protokolün tatbikiyle Türkiye -Yugoslavya. Türkiye - Belçika ve Lük-semburg Ekonomi Birliği arasıdaki ticaret ve ödeme anlaşmaları, yürürlük | müddetlerinin uzatılması ve Türkiye -İsveç ticaret anlaşmasındaki fesih ihbarı müddetinin bir aya indirilmesi mevzuları da görüşülecektir.
Tababet ve şuabati sınıflarının tarzı icrasına dair olan 1219 sayılı kanunun heyeti umumiyesi hakkında geçen celsede söz alan biri Bağımsız, diğeri C. H.P. li ve sonucusu Demokrat Partiden olan üç milletvekilinin Mecliste yarattığı havaya ve C.H.P. ekseriyetinin tasvipkâr hareketlerini gözönünde tutan bazı kimselerce ecnebilere yeni haklar tanıyan bu kanun tasarısının reddedileceğine kuvvetle ihtimal verilmektedir.
DÖRDÜNCÜ SAYFAD
Türkler ve Arap kültü
M. Nermi
Şehir mektubu
Bir İstanbullu
BEŞİNCİ SAYFADA Mesut hır insan (hikâye Dullin’in ölümü Ankarada bir gün Çelebioğlu


Üniversite Belediye hastahanelerinden 1 istifade edecek i
Belediye hastahanelcrinln kllniklorind| üniversitenin lstlfcdealnl teminetnd İçin Sağlık ve Sosyal Yardım BakanlJ tarafından bundan bir müddet önce y]| pılan teklif Şehir Meclisinde münnkatl lara yol açmifj ve mevzuun tetkik edl mesl İçin bir karma komisyon teşkil I dilmfştl. Birkaç haftadan beri calibi komisyon dün akşam Sağlık Bnlcanı, Vİ II ve üniversite temsilcilerinin Iştîraln^l «on toplantısını yapmıştır.
Toplantıda «Öz alan Üniversite m(| supları. Tıp Fakültesinin bu kliniklerdi istifadesi halinde, şehir hizmetlerinin î| bir zaman İhmale uğramıyacağını kıjl vetll delillerle izah etmişlerdir. NetlcJI komisyon ittifakla Sağlık Bakanlığım teklifini kabul etmiştir. II
-------- I

İsrail, Hükümet merkezini
Kudüs şehrine naklediyor
Acheson - Ürdün Savunma Bakanı mülakatı
Londra 13 (YIRS) — İsrail Başbakanı Ben Gurion, bugün parlâmentoda verdiği bir nutukla, İsrail Hükümet merkezinin Kudüs’e nakledileceğini bildirmiştir. Başbakan, Tclâvivin zaten muvakkat bir merkez olarak kullanıldığını ve hükümet merkezini Kudüs’te kurmakla. Birleşmiş Milletler Kuruluna karşı gelmek gayesi güdülmediğini de İlâve etmiştir. Parlâmetonun gelecek toplantısı Kudüste yapılacaktır.
Aclıoson - Fevzi Paşa mülâkatl
\Vashlngton 13 (AP) Ürdün Savunma Bakanı Fevzi Paşa, Malkun Acheson ile bir konuşma yapmıştır. Temas edilen mevzular arasında Kudüs durumunun da bulunduğu Ürdün Bakanı tarafından açıklanmıştır.
Amerikanın İsrail’e Ilıtan
Berlin 13 (YİRS) — Birleşik Amerika Hükümeti. Kudüs’ün beynelmilelleştirilmesi için Birleşmiş Milletler Kurulunun kararına asabileşen İsrail Devletine, herhangi bir harekete girişmeden evvel, temkinli ve itidalli davranmasını ve Arap Devletleriyle Vatikan’ı gtleed irecek bir harekette bulunmamasını tavsiye etmiştir.
Birleşmiş Milletlerin ihtarı
Lake Success 13 (AP) — Bugün bir
demeç veren Birleşmiş Milletler Teşkilâtı idarecileri. İsrail Parlamentosu ve hükümet dairelerinin Kudüs’e naklinin, şehri milletlerarası idare altına sokmak hususundaki esasen çetin olan meseleyi büsbütün karıştıracak mahiyette olduğunu söylemişlerdir.
Bu çevrelere göre, bu gibi hareketler, lsraille Haşiml Ürdün’ün muhalefetleri karşısında Kudüste milletlerarası bir rejim ihdasına çalışan Vesayet Konseyi için yeni meseleler ihdas edeceğini beyan etmişlerdir.
Yeni Suriye Cumhurbaşkanı
Paris 13 — (YİRS) — Şamdan alınan haberlere göre, yeni Suriye cumhurbaşkanlığına Rüştü Kâhya Bey seçilmiştir.

■ \
Serbest ithaline müsaade verilen malların listesi
Hükümetimizin Paris Tlrnrot Konseyi kararlarına uyarak ticareti serbestleştirme yolunda aldığı tedbirlere alt esaslarla, serbestçe ithaline müsaade verilen maddelerin tam listesini üçüncü snhif»«mlr.de veriyoruz.
X
C. H. P. Meclis Grupu Genelkurulu toplandı
Seyrüsefer komisyonu çalışmalarını bitiriyor üç haftadır toplanmakta olan SevrüJ fer Komisyonu brgÜn de toplanarak ( Ilımalarına devam edecektir.
Komisyonun bugün çalışmalarını bitmesi ve yeni seyrüsefer plânına, kat! ş» lini vermesi beklenmektedir.
Ankara. 13 (A.A.) — C. H P. Meclis Grupu Başkanvekiniğlnden:
C. FI. P. Meclis Grupu Genelkurulu bugün (13,12.1949) Trabzon Milletvekili Faik Ahmet Barutçunun başkanlığında açık olarak toplandı.
Trabzon Milletvekili Mustafa Reşit Tarakçıoğlunun, Karadeniz sahil bölgesi illeri halkının toprak işlerine ve hükümetin bu mıntakadaki ekonomik kalkınma siyasetine dair önergesi filerine hükümet adına Başbakan yardımcısı Nihad Erim geniş izahat verdi. Bu konuda söz alan hatiplerin mütalâaları da dinlendikten sonra oturuma son verildi.
Hitabet ve Edebiyat kulübü kuruldu
Şehrimiz Öğretmenlerinden W üniversite talebelerini de aralarına rak ”Hitabet ve Edebiyat Kulübü,, mı altında bir cemiyet kurmuşlardır lüp. şimdilik on beş günde bir toplanad münakaşalar ve münazaralar tertip e| çektir.
Sağlık Bakanı geldi
Dün sabah şehrimize gelmiş bulu Sağlık ve Sosyal Yardım Bakan , ynı da İstanbul Sağlık Müdürü olduğu 1 de, Haydarpaşa Nümune, Havda rp intaniye. Şişli Çocuk ve Beyoğlu Bel diye hastahanelerlnt dolaşarak yeni ter Icri gözden geçirmiştir.




t.
Kıbrıs Türklerinin ihtarı
Ada, Yunanistana verilirse [| Kıbrısta dahili harp çıkar
Kıbrıs Milli Türk Birliği, 11 aralık 1949 tarihinde Lefkoşede yapılan miting hakkında İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Başkanlığına aşağıdaki telgrafı göndermiştir:
•‘Lefkoşede miting yapan on beş bin Kıbrıs Türkü, seksen beş bin Kıbrıs Türküne tercüman olarak aşağıdaki kararı vermiştir:
Adamızın Yunanistana ilhakı hak-kındnki arzulan şiddetle yine protesto ederiz. Böyle ilhakın tahakkuku takdirinde, Kıbrısa İktisadî buhran. ırkî içtimai ve dahilî harp getireceğine, bu suretle Adanın belki sair Orta -
Şark memleketlerinin sulh ve şükür nu ihlâl edeceğine kaniiz. Adanın se meti ekalliyetlerin himayesi, Akdem: muvazene ve müdafaasının Kıbns statükonun devamım istilzam eyle ğine, Kıbrista plebisit yapılmasuıda zum ve fayda bulunmadığına kani Ingiltere kendiliğinden Adadan ( kilecek olursa, Adanın eski sahibi, yakın komşusu, Adayı en iyi muhal za ve müdafaa edecek yegâne Yakıı Şark Devleti Türkıyeye iade cdilmes talep eyleriz.
Kıbns Milli Türk
Başkam Dr. Fazıl Küçük

Amerika
rfr *r
liderleri arasında “Ti-olduğunu yalanlamış-
araRinda İkilik başgÖs-h ab»* r l e r i yo r u m 11 yan
I%veç \ rliaİKİl Japon atom iHInılnl knltttl etti
13 (Ü.P) — Atom mevzuun-İh* Nobel MUlcqlalını knza-rtllml Hhleki Yııkava, Ame-G1nnque ve İsviçreli
tran Şahı Amerikayı dolaşıyor
Amerıkayı dolaşmakta olan Iran Şahı, Phoenix şehrinde durarak civar tarlalarda yotı&en havuçları tatmıştır. Şahın yanındaki Navaho kabilesine monsup kırmızı
• a * ■ A a n » *
A tomun
Seçmenler ocak ayında bu hususta reylerini kullanacaklar
Brüksel 13 (A.A.) t Afp) — Meclisin Özel Komisyonu, bugün. Kıratlık meselesi ile ilgili olarak halkın oy’una başvurulmasını derpiş eden kanun tasarısını 8 e karşı 12 oyla kabul etmiştir.
Komisyon, raportör tarafından okunacak raporu dinlemek üzere önümüzdeki hafta tekrar toplanacaktır.
Umumiyetle sanıldığına göre. “Kıral Üçüncü Lcopold’a teşrii ödevlerinin tekrar verilmesini istiyor musunuz?,, sualine Belçika seçmenleri ocak avında evet veya hayır cevabını vereceklerdir.
Fransız Komünist Partisinde tasfiye
Paris 13 (AP) — Franşanın bir numaralı kamünteti Mauricc Thorez. bugün yayınlanan bir demecinde, Fransız Komünist Partisi saflarında bazı İhtilâflar vo zaaflar mevcut, olduğunu kabul, fakat parti tocııluğa meyil,, tır.
Parti liderleri terdiğinc dair Thorez şunları söylemiştir:
"Düşmanlarımız arzularını hakikat -zannediyorlar. Fakat kendilerine şunu temin edebilirim ki. bu boş ümitleri her hangi bU- d«ua/x£uamakladır



İngiltere, Kanada ve Amerika arasındaki anlasına bıınun delilidir.
xvaHhhıgton, 13 (A. A.) — Salahiyetli rumbalardım bildirildiğine göre Amerika, Ingiltere ve Kanada arasında bir nevî atom H bölümü yapılmıştır. Buna göre: 1 — İngiltere atom bombaları ima) etmeyecektir. 2 — Harp halinde Amerika Inglltereye atom bombası temin edecektir. 3 — Atom araştırmaları sahasında Amerika, Ingiltere ve Kana-dnya etraflı malumat verecektir. 4 — İngiliz ve KanadalI bilginler Amerikan laboratuvarlarındn çalışabileceklerdir.
Bununla beraber anlaşmanın tatbik aahasına intikali İçin mütemmim görüşmeler»' ve Amerikan kongresinin iznine ihtiyaç olduğu ilâve edilmektedir.
Stohholın dahi etüdü narı Japon rikah W Otnnaue ve İsviçreli \y. Hess ile beraber İsveç veliahdının ziyafetinde hazır bulunmuştur.


Yrııi ı/ıZnı yaklaşması münasebetiyle oyuncaklar teşhir edilmeye başlan.
tekilseler de biraz da ben seyretsenk
Sayfa 2
Y E Nt İSTANBUL
14 Aralık 1fU9

Milletlerarası konferanslar
Yazan: Prof. Zeki Meaud
Alsan
Dünya Haberleri
Memleket Haberleri
| Şehir Haberleri |

EVLETLERİ temeli etmek ve müzakerelor yapmak ilim ve sanatiıı şeklinde tarif edi len diplomasi, aon devirlerde neticesiz müzakoreler İçinde boğulmak tehlikaal ile karşılaşmış bulun maktadır. Çünkü mllletteraraeında müşterek İşleri tanzim ve İdare et mek maksadİyle. ton zamanlarda aktedllon konferansların, kongre lerln eayıaı o derece çoğalmıştır ki buralarda yapılan müzakerelerden, ileri sürüten projelerden no gibi notlcoler alındığını tayin etmok âdota imkânsız bir hala gel* miştlr. Vaktiyle “Kongre eğleniyor,, adı He çevrilmiş olan bir film meşhur Viyana Kongresinin maco rnlarını ve milletlerin mukaddere tını görüşmoklo vazifoli kongrccl lorin kulis faaliyetlerini tasvir e-diyordu. Film son zamanların çok kere nutukları, ziyafotlerl ve go-zintilorl ile halkın dikkatini çeken kongre vo konferanslarının durumu bakımından hâlâ aktüel bir mahiyet taşımaktadır, Viyana Kongresi devrinde hiç olmazsa bu gibi toplantılar daha nadir vuku bulmakta ve milletlorin bütçelerinde kongre masrafları daha az yer tut makta idi.
Bugün Birleşmiş Milletler bültenini açıp meselâ önümüzdeki ay zarfında yapılacak resmi vo yarı resmî mahiyetteki milletlerarası kongre, konferans, komisyon, komite gibi toplantıların sayısına göz gezdirince İnsanın hayroto düşme mesi mümkün değildir. Bu no çok toplantı! Bir dünya devleti kuruldu da bütün bu milletlerarası İçtimaları rasyonel bir vazife taksimi, bir Is bölümü varmış gibi o mu tertipliyor? Yoksa devletlerin içişlorindc “Komisyona havalo., şeklinden çıkarılan netice milletlerarası hayatta “Konferansa ha-vale., usulü İle mİ elde edilmek İsteniliyor? Keyfiyet ne suretle izah odilirse edilsin, vakıa şuduı kİ, her gün dünyanın belli başlı birçok şehirlerinde bir veya birkaç kongre, konferans toplanmaktadır. Birleşmiş Milletler Teşkilâtının New* York'takl uzun vo kısa vadeli toplantıları bu hesabın dışındadır. ...
Konferansların, kongrelerin, türlü sahalarda milletlerarası işblrll ğini sağlamak surotlyle dünya barış ve nizamına hizmet gayesini güttükleri iddia edilir. Ancak önceden dünya aulhünün vo milletlerarası anlaşmanın nâzım prensiple ri üzerinde davletlerarasında bir fikir birliği hasıl olmadan, türlü kanaat vo telâkkilere sahip insanların bir araya toplanmasından müspet neticolcr alınacağı çok şüphelidir. Horşoyden evvel milletlerarası hayatın siyasî zemini hazırlanmalı vo sağlam esaslara dayandırılmalıdır
mahl* siyasî karşh
karık olarak devlet raslan
kİ, içtimai. İktisadi ve fikri yetteki faaliyetler sonradan manlalsrın mukavemeti He Uçmasını ve devletler, konferans
delegelerinin temennilerini, karar* larını hiçe saymakta «yak diremo-sin. Bilhassa büyük devletler karşılıklı fedakârlıklarla mllletlerars" il csmıanın umumi menfaati yararına da, inhisarcı vo hodbin siyasetlerinden vazgeçmedikçe, aralarında gerçek bir sulbün temel şartları üzerinde bir uzlnçma hasıl olma dıkça bu çoçitll konferanslardan hiçbir netico çıkmıyacağı aşikâr dır. Hattâ bu faydasız toplantılar dövis ve seyahat zorlukları devrinde, bir nevi resmî turistler zümre el yaratmak vo konforansçıhğı yo nl bir geçim meslofll haline sokmak suretiyle milletlerarası hayata ye ni rekabet ve İhtilâf mevzuları ilâ ve etmok gibi mahzurlar da doğu rurlar.
Konferansçı meslogl son zamanlar milletlerarası hayatının terlstlk belirtilerinden biri hayli inkişaf otmiftlr. Hnr içinde bu meslek erbabına
dığı gibi. Birletmiş Milletler Teş kilâtı ile onun ihtisas müessesele rine mensup ve paralarını doğru dan doğruyı bu teşkilât v® miicsso-seterden alsn yüzlerce konferansçı tetkikçl. tahkikçi, uılaştırıcı, hulâ ta türlü adlar altında gezen, mil lotlerarası toplantılara katılan kim teler vardır. Tabii meslek vo İnsanlık İcabı olarak bunlar arasında sıkı bir tesanüd vo monfaat birliği meydana gelmiştir. Onlar İçin her şeyden önce mesleğin devamı vo meslek faaliyetinin artmaoı lâzım dır. Konferansların uğraştıkları İşlerin çabuk halledilmesi, çabuk bitmesi mesleğin ve meslek mensubu nun menfaatine aykırı düşer.
Papalık makamı Inhllâı ettiği zaman yeni Papayı seçmek üıero toplanan kardinallerin vazifolorini çabuk bitirmeleri İçin toplantı eo lonu kllltlonlr vo kapılar anoak İn tlhap muamelesinin sona erdiği anlaşılınca açılırmış... İnsanlık artık bir takım konforanolar İçinde âdeta aynı usulün tatbiki zaruretini duymaktadır. Konuşma sanatının eski diplomaside çok kere fiklrlorl gizleme vasıtası olarak kullanıldı ğı görülmekte İdi. Yeni konferans* Ur politikası İse müzakerelerin uzatılması,, tekrar odilmosi usulü nü müspet is gormokten ziyade hususi propagandalara hizmet vasıta sı saymaktadır. Döviz, seyahat ve temas kolaylıkları dovlotlerce biraz da başka meslekler mensupla* rina sağlansa bunlar belki do son ouz ve neticesiz konferans serilerinden daha müessir bir şekilde milletlerarası hayatın barışına ve tanzimine hizmet etmiş olurlar....
HABERLER
Birleşmiş Milletler Arap mültecilerine İS buluyor
Londra, 13 (YİRS) — Birleşmiş Milletlerin Orta-Doğu İktisadi Komisyonu 750 bin Arap mültecisi için iş temini maksadiyle faaliyete geçmiş bulunuyor.
Amerikadakl atom casusluğu
Paris, 13 (YİRS) — Amerikan a-leyhtan faaliyetler komisyonu dün, harp esnasında atom bombası hakkında araştırma yapan grupun amiri olan General Graves ile Rusyaya atom sırlarının kaçınLmasını ifşa eden Binbaşı Jordanın ifadesine müracaat etmiştir.
Londra, 13 (YİKS) — Birleşmiş Milletler Keşmir Tahkik Komisyonu, Güvenlik Konseyine takdim ettiği 80 aahifelik bir raporla, Hindistan He Pâkistan arasındaki anlaşmazlığın halli için bir Arabulucunun tâyin edilmesini teklif etmiştir.
Komisyona göre İki memleket arasındaki anlaşmazlık halli g"üç bir mesele arzetmektedlr ve komisyon bu meseleyi ortadan kaldırmak için kendinde kâfi kudret görmemektedir. Tâyin edilecek bitaraf bir arabulucuya verilecek salâhiyetler sayesinde ise meselenin halli mümkün olacaktır.
Judlth Caplon dâvası 27 aralıkta başlıyor
Paris, 13 (YİRS) — Rus diplomatı Valentin Guybiçev ve Amerikan Dışişleri Bakanlığı memurlarından Judith Caplon'nun casusluktan dolayı yapılacak muhakemelerine 27 aralık tarihinde başlanacaktır.
Çoko&lov&kyada ııraniıım maileni
VVashington, 13 (A.P.) — Buradaki diplomatik çevrelerden bildirildiğine göre, Çekoslovakyada, Prag ve Bude-wetaı arasında yeni bir uranium madeni bulunmuştur. Alınacak madenin, muhtemelen Rusyaya gideceğine muhakkak nazarı ile bakılmaktadır.
Formozada Milliyetçi Çinliler yerleşiyor
Şeng - Tu düşmek üzere
Hong-Koııg, 13 A.A. (United Press):
Komünişt kuvvetlerinin. Milliyetçi Çin Hükümetinin Çin topraklarındaki son melesi Şong-Tu’ya bugün girmesi beklenmektedir. Şehrin «on müdafi-Icri harp «ırasında Japonyaya bomba atmak üzere Amerikan uçarkalelerinin havalandığı büyük tayyare meydanını tahrip ettikten sonra dün gece şehri terketmlşlcrdlr. Milliyetçi kuvvetler şimdi Şikang eyaletinde, Sichnng şehri üzerine çekilmektedir. Milliyetçi kuvvetler Formoıa Adalarına çekilmeden önce burada çete harbi yapacak kuvvetler için bir genel karargâh kurmuşlardır. Hava seferleri geçen perşembe günü kesildiğinden 1000 kadar
Avustralya
seçimleri
Londra 13 (YİRS) — Avustralya seçimleri hakkındaki «on gelen haberlere göre; Liberaller 52, İşçiler 47, Memleket Partisi 21 mebusluk elde etmişlerdir.
Liberal Parti lideri Monatsa, Memleket Partisi lideri Faddon ile beraber, Bakanlıkların taksimi hususunu görüşmüştür.


SPOR
ÎKvIçrcdo kayak mevsimi başladı
Bern 13 (YİRS) — İsviçredekl kayak sporu mevsimi, bu sene erken başlamıştır. Kayak yapılan bölgelerde, 100 santimetreden fazla kayakla kaymaya temin eden yumugak kar yağmıştır.
Rlr tnslllz futbolcü 10 bin atcrllnge satıldı
Londra. 13 (A.P.) — İngiliz fulbol liginin ikinci küme takımlarından Preston North End, Wolverhampton Wnnderera Kulübünün sol hafi Bili Forbes’i 10 bin sterlinge satın almıştır. 25 yaşında olan Forbes sollç mevkiinde de oynamakta İne de, en fazla sol haf mevkiinde muvaffak olmaktadır.
bokrÖMÜ Fransızı yeııdl
A,A. (AFP) — Paristc 18 huzurunda yapılan lö ra-

Profesör Perroux’nun dün
Ankarada verdiği konferans
“Biz Türkiyeye güvenebileceğimizi biliyoruz. Türkiyenin de bize güvenebileceğini bilmesi lâzımdır,,
ailelerinin öğrenil*
Press) —
milliyetçi memurun ve Şeng-Tu’dan kaçamadıkları miştlr.
Fnrmoza, 13 A.A. (United
Mareşal Çan Kay Şek Forınoza Adasının komünist kuvvetlerin denizden yapacağı bir hücuma karşı savunması için plân hazırlamaktadır. Kara, deniz ve hava kuvvetleri komutanları mareşalin başkanlığı altında bir toplantı yapmışlardır. Milliyetçiler, komünistler tarafından yapılacak bir hücumu tart edoceklorlnden emin bulunmaktadır.
Formoznda bulunan kuvvetlerin sayısı açıknamarmş olmakla beraber bunların 200 ilâ 300 arasında oldukları sanılmaktadır.
Fransa - Po'onya anlaşmazlığı
Ankara 13 ı Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Şehrimizde misafir bulunan Fransız ekonomi profesörü Franco PerrouM bugün Hukuk Fakültesinde Avrupanın siyasi, tarihi ve ekonomik temelleri mevzuunda bir konferans ver-mistir.
Profesör, Avrupanın tarihi ve c-konomlk temellerini belirtmek nıok-»adiyle konuşmasını üç nokta üzerinde teksif etmiş ve böylece beşeri faaliyet bakımından faydalı bir Avrupa mefhumunu ortaya koymak, bu prensip dahilinde Avrupa İktisadiyatının muvaffakiyeti imkânlarını belirtmek, bu esaslara İstinaden de iktisadi ve beşeri sahaların birbirinden tefriki hu-»usunda umumi ve yeni bir doktrin meydana getirmek mevzularını ayrı ayrı incelemiştir. Bundan aonra, Av-rnpnnın ekonomik sahada plânlamasının diğer kıtalara ait plânlarla û honkli olduğunu söyliyen hatip. Av-
rupadaki ekonomik kuvvetlerin tek bir kıtaya inhisar edomiyeceğini, Avrupa pazarının; dünya pazarının küçük bir nümunesi olduğunu ilâve ot-miş, konuşmasını memleketimizle Avrupa anısındaki bağlara naklederek şöyle bitirmiştir:
Bu nazariye "Türkler Avrupa dışında kalmalıdır!,, şekllndo dar gö-görüşlü bir takım siyaset adamlarının ortaya attıkları hicap verici bir formülün tam aksini oaaa olarak almaktadır. Yeni Türkiye, Avrupa ekonomisinin Avrupa siyasetinin ve Avrupa tefekkürünün esaslı bir unsurudur. Biz, Tür-kiyeyc güvenebileceğimizi biliyoruz, Türkiycnln de bize güvenilebileceğini bilmesi lâzımdır.,,
Profesör, yarın akşam Siyasal Bll-gllor Okulunda (Devletçilik) mevzuun da ikinci konferansını verecektir.
Profesör cuma günü milli gelir hu-suHuda son konferansını verocektlr.

Dil Kurultayına gidecek öğretmenler Milli Eğitim Bakanlığı, MIHI Eğitim MüdÜriÜğÜnS gönderdiği bir terkorc İle, 20 edebiyat ve türkçe öğretmenini lû aralıkta Ankarada toplanacak olan Dil Kurultayına davet etmiştir.
Sis yüzünden dün sabah vapurlar Işllyemedl
Evvelki geco onat J8 Uon Ilıt,eren ıl-menımiN kesif bir ele kııplamıiftır Ril-bn»ı«n gece yarınına doftru qnk kalınla,an dumnn tabakası, şehir hatlarını felce uğratmış. Adalardan gelmekte olar beliads v® Rumelihisarı vapurları, norbahçe riyalinde
Boğaz ghçIUklc
21.15 vapuru da Bebekten ileriye momlştlr.
Haliçle d® 24,50 seferi sle ytizUnden yapılamamıştır. Dün eabah da Kadıköy vapur seferleri aksamış v® ancak naat ona doğru zaferlerde intlıam temin e-dllebllmlştlr.
açıklarında demirlemek kalmışlardır.
vapurları da seferlerini yapmışlar. Köprüden
Hev-Fo-meubu*
buvük kalkan ülde-
Seminer ve doktora çalışmaları başladı
İstanbul Üniversitelinin muhtelif fa-k(Ht®l®rlnd® ®®min®r vo doktora mssaJsi bsşİAmıştır. Gençler bu çalışmalara, geçen sonelerden daha fasla rağbet göstermektedirler.
Keçmlr meselesi
Londra, 13 (YİRS) — Birleşmiş Milletler Keşmir Tahkik Komisyonu, Güvenlik Konseyine verdiği raporda Hindistan ile Pâkistan arasındaki anlaşmazlığın halli için bir arabulucuya ihtiyaç olduğunu bildirmiştir.
Keşmir Komisyonunun teklifleri a-rasmda şu esaslar da vardır: Arabulucu, iki memlekete ateş keB emri vermeli, bunun akabinde de iki tarafın askerleri Keşmir! terketmelidir. Hindistan ise bu son fikre muhaliftir.
Sovyet - Yugoslav görüşmeleri
Monte Carlo, 13 (YİRS) — Amerikanın Yugoslavya Sefiri, Mareşal Ti-tonun. Zagreb'de, İki yüksek rütbeli Sovyet subayı ile görüşmeler yaptığına dair çıkan söylentileri katiyetle yalanlamıştır.
Rakosi istirahata çekildi
Budapeşte, 13 (YİRS) — Macaristan Başbakan Muavini Matyas Rakosi bir aylık istirahat almıştır. Gaybubiyetl esnasında. Rakosinin Lşleri Münakalât Bakanı Ernö Gerö tarafından deruhte edilecektir:
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
PANORAMA
EDEBİ roman
- 14 -
Pajdı Bey, Halkevini kendi keseBin-den dayatıp döşetmiş; çarşının nice yıldır harap ve susuz kalan çeşmesine yine kendi paradiyle tâmir koydurup au getirtmişti ilçenin pıaarifine de pek büyük hizmeti dokunuyordu. Öğretmenleri himaye ediyordu, fukara öğrencilere para yardımlarında bulunuyordu.
Halil Ramız acı acı gülümsiyerek • “Şu halde; dedi, kendi kendine: Bana bu mübarek zatın elini öpmekten başka yapacak bir şey kalmıyor,M
Erteal gün, daha geniş bir çevrede yaptığı sorup araştırmalar da onu tatmin etmekten uzak kaldı. Fazlı Bey hakkında «öylenenler ya birbirini hiç tutmuyor, ya bir takım şahsi hınçları ifade ediyor veyahut da isabetsiz iddialar huduhunu aşmıyordu. Kasabanın İçi böyle idi. Köylerden ise. hiçbir şey anlamak mümkün olmadı. Halil Ramlz, her nereye uğradı İse küskün bir 6Ükût ve haşin bir emniyetsizlikle karşılandı. Yalnız suratların aşıklığından ve kısa feryatları andıran bazı yarım sözlerden ancak mâna çıkarabilmek mümkündü. Burada bir köylü: “— Ne desem boş!,, demişti. Şurada bir diğeri: “— Beni söyletip de başımı belâya mı sokmak istersin!,, diye sormuştu. Orada bir başkası: “— Efendi, Allah nâmerde muhtaç et-
66
Londra 13 (YİRS) — Fransız - Fo-lonya gerginliği glttlkço artmaktadır. Bugün Wroclaw (Brcolâu) şehrinde, cssuslukln itham edilen 3 Fransızın muhakemesine başlanacaktır. Bunlardan biri Polonya ırkından gc’mektcdlr. Fransız vatandaşlarım İlk defa olarak casusluk suçuyla hariçte yargılandıklarına işaret ediliyor.
Monte Karlo 13 (YİRS) — Varşova-dan alınan bir haber, perşembe günü gece yariBina kadar Polon ya yı terket-melerl bildirilen on bir Fransız öğretmeninden dördü, Polonya makamları tarafında tevkil olunmuştur.
Sina Dağındaki manastırda
bulunan yazmalar
BU ESERLERİN 500.000 SAYFASI-
NIN FOTOĞRAFLARI ALINIYOR
Fhiladelphla, 1° (A.A.ı (Afp)— Bu gün mühim tckıuk ve ilmi malzeme dolu bagajlarla bir Amerikan fotoğrafçı heyet! Mısıra hareket etmektedir. Bu sefer, Kongre Kütüphanesi tarafından Sina Dağındaki Saıntr Cathe-rıno manastırında mevcut esk. yazma eserlerin 500.000 sayfasının fotoğraflarını çektirmek üıero tertip edilmiştir.
İtalyan
Paris, 13 bin seyirci untluk boks karşılaşmasında İtalyan
Tiberlo Mitrl Fransız Jcan Stoök’u sayı hesabiyle mağlûp ederek Avrupa şampiyonluğu Unvanını muhafaza etmiştir.
İtalyan boksörü ancak 11 İnci ra-unddan sonra kendim gösterebilmiş ve o arıa kadar Fransızın hücumlarım karşılamıştır. Fakat bu raunttan sonra Mitri faaliyete geçerek dövüşün seyrini değiştirmiştir. 13 üncü rauttıı Jcan Stock’u nakavt olmaktan gnng kurtarmıştır. Son iki rauntta da İtalyan boksörü çok hâkim dövüşmüş vc ka- İsinden başka heyet, tskenderiyeye hs-zandığı galibiyet büyük alkışlarla kar- | reket edecek olan “Ras Al Ardh„ ge şılanmıştır.
Bu eserler. Batılı bilginler tarafından hiç bilinmemekte
Seferi tertip eden
tçln Amerika Tenisi.. Başkanı Vendoli
Phllllps'e göre bu iş 3 ay devam edecektir.
özel fotoğraf ve elektrik malzeme-
idi.
“İnsanı Tetkik
misi ile üç kamyon götürmektedir.

Amerikan-Alman işbirliği
İki millet arasında resmi ve içtimai bağların kuvvetlendirilmesine çalışılıyor.
Brazavi! 13 (YİRS) — Tanınmış a-tom bilginlerinden Prof. Heıdelberg. dün verdiği bir beyanatta. Federal Almanya Cumhuriyetinin pek yakında bir atom araştırma enstltüsl^ kurma tasavvurunda olduğunu bildirmiştir.
Londra 13 (YİRS) — Almanyadakı Amerikan Yüksek Komiseri John Mc Cloy. vermiş olduğu bir nutukta. Alman ve Amerikan iş adamları ve halkı arasında daha sıkı resini ve içtimai
bağların kurulmasını istemişin Her İki milletin birbirlerini bu suretle daha iyi tanımak imkânını elde edeceklerini McCloy sözlerine ilave etmiştir.
Avusturya barajı çıkmaza girdi
New-York, 13 (YİRS) - Nev-Yorkta cereyan eden Avusturya barış anlaşması konferansı, çıkmazdan bir türlü kurtulmamıştır.
Amerikan filosu
Izmirden ayrıldı
Bursa ipekçiliği feci durumda
“İleri Türk Musikin! kon»ervatuva.rı„nın konseri
Teknik Ünlv®rait®do dün “İleri TUrM Musikisi Koneorvatuvarı,, tarafından bit konser verilmiştir. Zengin bir program He tertiplenmiş olan konser al İka ila dinlenmiştir.
İzmir 13 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bir haftadanberi Umanımızda bulunan Amerikan filosu, bu sabah saat 10 da Kalyaya gitmek üzere limanımızı terkotmlştlr. Filotilla komutanı, îzmlr Valisine bir mesaj göndererek, Türk ve Amerikan milletleri arasındaki dostluğun siyasi mânayı aştığını be-llrtorek tûşokkür etmiştir.
Mart ayında, biri uçak gemisi olmak Üzere 6 parçalık bir Amerikan filosu İzmir ve İstanbul limanlarını ziyaret edecektir.
Aııkarnyn çağırılan ızmirlı demokratlar
İzmir 13 (Hususi) — Demokrat Parti Gene! Merkezinin daveti üzerine a-vukat Muhiddln Eroner, Osman Kibar ve Haydar Dündar Ankaraya gitmişlerdir. D. P. 11 Heyetinde mevcudiyeti İddia olunan ihtilâfın halledileceği söylenmektedir.
Kıyın IJludafta çıkış kolaylaştırılıyor
Burna (Hususî) — Uludağın Kirazlı yayla mıntakaıinda kurulan Vorem Sanatoryumu, kar mevsiminde Uludağ yolunun açık kalmasını temin etmek İçi bir kar püskürtme makinası satın almıştır. Bu maklna, Klrazhyayla ve hattâ ote’e kadar yolları açık tutacağından, Uludağın en mühim derdi bertaraf edilmiş olacak demektir.
Bursa 13 ıHu»-” muhabirimiz bilmiyor) — Tarihî Bursa ipekçiliğinin, İstikbali ciddi bu şekilde kararmıştır. 25 kadar fabrika, altı aylık zaman zarfında faaliyetini tatil etmiş ve bine yakın İşçi açıkta kalmıştır. îpek İhracına müsaade edilmesi bir ümit kapısı açmışsa da dış piyasanın son derece düşük olması İhraç imkânını da ortadan kaldırmıştır.
Fabrikaların kapanmasında şu sebeplerin müessir olduğu söylenmektedir:
1 — ipek kumaş stoklarının artması. 2 — Bankaların krediyi kısması. 3 — Modanın suni ipeği desteklemesi ve bu yüzden bol miktarda sun! İpek ithal edilmesi. 4 — Gelir vergisi karşısında duyulan tereddüt. 5 — Fabrika sahiplerinin kıdemli işçilere karşı olan kanun! mükellefiyetinden bu vesile ile sıyrılmak istemeleri. 6 — Umum! olarak duyulan İktisadî buhran.
Bugün 20-22 ve 24-26 denyeli ipekler 36-38 Hra arasında muamele görmüştür. Bu fiatlerle tüccar yüzde otuz zarar etmektedir.
Bir Sovyet yolcu gemisi Boğazdan geçti
Sovyet bandıralı Pletro Venikl adlı 3800 tonluk modern bir yolcu gamlıi düâ akşam Balt.ık limanlarından gelerek Ka-rodenlze geçmiştir.
İlkokul sınıflan kalabalık değil
Bar.ı İlkokul aınıOannda talebe mevcudunun nizamnamenin tesblt ettiği en ytlkeek had olan 60 kişiyi geçtiği yolundaki iddialar Üzerine, İstanbul Milli E-gltlm Müdürlüğü dün gazetecilere m®v-suubahls mektepleri gezdlrmlştlr. Müdür, bu hususta «uzsteollere şunları söylemiştir:
İzdiham İddia edilen ve bu meyindi görmek tutedlğinls okullara sisleri götürdüm.* Sınıflorın durumunu blszst gödünüz ve 60-61 den fanla mevcudu olan hiçbir sınıfa tesadüf otmedinls. İstanbullu yaptığımız incelemede 1940 aralık başında beher öğretmene vnaatl olarak 16 öğrenci düşmektedir. Bu da îetanbul İçin Öğretmen kadrosunun normal olduğunu göstermektedir.
kış
Talebe Federasyonunun çalışmaları
Ankara 13 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — Türkiye Talebe Federasyonu Genel İdare Heyeti üç nyhk çalışına programını teabit etmiştir. Federasyon, bilyesinde bulunan yüksek tahsil talebe teşekküllerinin faaliyetlerini, turlsm ve propaganda, yayın, spor, güzel sanatlar, gösteri, folklor ve Dünya Gençlik Birliği mevıularlyle İlgili İhtisas Komisyonları çalışmalariyle geliştirecektir.
Uşak civarında bir tren kazası
Ankara 13 (A.A.) — Devlet Demiryolları Umum Müdürlüğünden bildirilmiştir: Uşak civarında demiryolunun cu kilometresinde bir rayın kırılması dolayısiylc 12.12.949 günü İzmir Afyon yolcu katarının furgon ve postu vagonu ile 8 yolcu arabası yoldan çıkarak, yarmanın serleri üzerine yatmış ve yol bozulmuştur.
Yolculardan 6 hafif yaralı vardır. Tren yolcuları diğer bir katarla yollarına devam etmişlerdir.
İskenderun - Erzurum
şosesi açılıyor
Bahçe, 13 (A.A.) — İskenderun • Erzurum şosesi Üzerindeki OsmAnlye-Fevzipaşa kömürler kısmına tekabül eden ve yirmi kilometre kısa ve daha virajsız bulunan Osmaniye ♦ Bahçe-Kömürler lltisolt şosesi. Bahçe kasabası ve köyleri halkının emekleriyle bir kaç güne kadar seyrüsefere açılacaktır.
İskenderun Belediye Başkanı beract etti
İskenderun, 13 (A.A.) — lüzumu muhakeme kararı 37 aydajıberi vazifesinden Belediye Başkam Cevdet
devam eden muhakemesi beraetle neticelenmiştir.
Belediye Başkanı vilâyetin emriyle bugün yeniden görevine başlamıştır.
Tarsus vapurunda seyyar sergi
Bu yıl memleketimize fazla miktarda turist geleceğini haber alan bedesten esnafı dükkânlarına çekidüzen vermeye başlamışlardır.
Diğer taraftan turistlere tahsis olunacak olan Tarsus gemisinde Türle mamullerini tanıtacak ve Aynı zamanda satış yapacak bir seyyar «ergi de tertip edilmesi düşünülmektedir.
Bu sergide başta Tekel mamulleri olmak üzere enstitülerin ve Kızılaym el işleri, Kütahya çinileri, Eskişehir ağızlıkları ve memleketimizin sair mahsulleri bulunabilecektir.
Turistlerin tebdil edecekleri dolarlar yüksek kurla alınacağından sergide fazla miktarda satış yapılacağı tahmin edilmektedir
Hakkında verilerek menedilen Selçuk’un
Artvin ile Kars arasında münakale dunlu
Artvin 13 (A.A.) — Dün geceden itibaren yağmaya başlıyan kar. Artvin - Kars şosesinin yalnız Çam mevkiinde 70 santimi bulmuş ve bunun neticesi olarak her türlü münakale durmuştur. Denizle muvasalayı temin e-den Hopa - Borçka dağ yolunda kar kalınlığı elli santimi bulmuştur. Mo-törlü vesait bu yoldan müşkülâtla geçebilmektedir.
vazife ve salâhiyetlerini bir el kitabı hazırlanıyor Genel Müdürlüğü, polisle-
Polislere gösteren Emniyet
rln vazife başında haiz oldukları salâ-
hiyetleri, kanunlara göre tesblt eden ve aynı zamanda teknik, İlmî bilgileri de ihtiva eden bir “Polis Rehberi,, tâb-ettirecektir, öğrendiğimize göre, bu rehberdeki bazı kısımlar şehrimizdeki Emniyet Müdürlüğü Teşkilâtı tarafından hazırianmaktadır. Çocuk bakımına kadar en ince teferruatı ihtiva edecek olan rehber, bütün polislere tevzi edilecektir.
Emniyet genel müdürlüğü bu rehberi polisin ihtiyacı olan her mevzuu alfabe sıraslyle dercetmektedir.
Meselâ yolda bir çocuk bulan emniyet memuru bunu nereye tealim edeceğini, nasıl bakacağını ne gıda vereceğini bulabilecektir. Sarhoşluk, hırsızlık, cürmümeşhut suçlan, seyrüsefer kaidelerine riayet etmeyenler, ve-aalr belediye suâian hep rehbere alınmıştır.
meşin, demişler. Biz işte nâmerde muhtaç olduk'.,, diye söylemişti.
Halil Rnmiz’in son durağı Atikler köylüsü ise, hepsinden cüretli görünmekle beraber dâvalarının teferrüatına pek girişmek istememişler; herhangi bir boşboğazlıkta bulunup da bildikleri işlerini karıştırmaktan çekinmişler ve:
“— Biz mahkemeye başvurduk; Gıızl’ye de yazdık, demişlerdi. Ondan Ötesi tevatir, gay-rik!,. Boş yere başını ağrıtmıyalım efendi!
Halil Ramiz, zihni bütün bu kabataslak, bu yarım yamalak görüş vc işitişlerle ıklım tıklım, (...) latasyonuna uğradığı vakit kendinde sulhazma uğramış bir adamın tıkanıklığını ve rahatsızlığını duyuyordu. Kafası bütün İşleme kabiliyetini kaybetmişti. Trene gelip de (Mebuslara mahsus) kompartımana girdiği zaman, bir ağır kâbüstan uyanmakta İmiş gibi şaşkın şaşkın bakınıyordu.
Henüz gerçekle rüyayı blribirlnden ayırde-demiyen bir hail vardı.
İşte, tam bu sırada, vagonun koridorunda dolaşan yolculardan biri kompartıman kapısının camı arkasından İçeriye hır gözattıktan sonra:
"— Cüretimi af buyurun, beyefendi,, «özle riyle Halil Ramlz'ln yanma sokuldu. 'Bende nlz, dâvavekil! Kenan; biraz müsaade »»rleı misiniz?., dedi.
Ve geçip karşısına oturdu. Yuvarlak, tombul yüzünün küçücük, gülümser gözleriyle Halil Ramiz'ln gözleri içine bakıyordu
“— Nasıl, bir şey anlayabildiniz ml?„ diye «ordu,
Bu damdan düşer gibi sual milletvekilini büsbütün şaşırtmıştı. Ne söyleyeceğini bilmiyordu.
"— Canını, şu Atikler işini... ve dolayısiy-
67
le Yanyalı Fazlı Bey meselesini...
Tıknaz adam, mebus beyin cevap vermekte hâlâ tereddüt ettiğini görerek bu sallapati tavrını bıraktı; merasimli bir edâ lakındı ve ezberlenmiş bir nutuk üslûbiyle:
“ —Mebus beyefendi. 8İze karşı çok derin bir gıyabi hürmetim vardır; dedi. Bir vakitler, Meclis kürsüsünden Irat buyurduğunuz nutukların başlıca hayranlarından biriyim. Bunların çoğunu bizzat dinlemiş olmak şerefiyle mübohiyim. Bir kısmını da zabıtlardan İstinsah edip muska gibi saklamışımdır. Geçen gün, biraz evvel bahsetmek İstediğim meseleyi tahkik için buralara teşrif edeceğinizi Işitlnc süruruma pây&n olmadı. Çünkü doğru görül ve gördüğünü doğru söyler bir hak vo hakikat Aşığı olduğunuzdan emindim. Lâkin.,
Biraz durdu, yutkundu'
Lâkin, şuna da emindim ki. sizden hakikati saklamak için ellerinden geleni yapacaklar. hor (ÜrlU hilr ve tezvire başvurup sizi vanlış yollara ıınnlırncaklardır. Bundan dolayı, demin «İze sormak cüretinde bulundum: Nasıl bir şev anlayabildiniz mi? Anlayamadınızsa, emir buyurun, size bıı hususta lâzlm gelen Izahotı ilkedeyim.,,
Halil Ramlz “söyleyin, dinliyorum,, mânasını irade eder bir hareket yaptı. Fakat hayret dolu bakışlarlyle “sen bu İşe ne sıfatla karışıyorsun?,, der gibi bir hali de vardı.
DAvaveklll Kenan Bey, sanki bu sessiz suali duymuşçasına:
Evvelâ dedi; hu meseleye neden bu kadar yakından alâka gösterdiğimi söyllyeyim: Ben, Atikler köylüsünün avukatıyım tsleı inanın, ister inanmayın, bu dâvayı hashcton-hllAh üzerime almış bulunuyorum Köylüleri dâva
68
açmağa da ben teşvik ettim. Zira, zavallıların, öbür köylülerin başına gelenlerden o nerece gözü yıimıştı ki, değil meralarını, hattâ, ağızlarından lokmalarını alsalar ses çıkaracak halleri kalmamıştı. Adalete dair, cumhuriyete dair konferans konfernnfl üstüne, ders ders üstüne, anan yahşi baban yahşi, nihayet, ellerinden bir vekâletname aklını vc bütün kuvvetimle mücadeleye sarıldım. Çünkü, efendim beri bunu milli bir ınosclr telâkki ediyorum ve bu yolda her türlü tehlikeyi göze almış bulunuyorum.,.
Halil Ramlz :
— Ne tehlikesi? diye sordu.
“— Aman, Beyefendi hazretleri, sanki işitmediniz mi? Bütün kazada benim adım, azılı tahrikâtçılığa, Devlet ve hülcûmet düşmanlığına çıktı. Nerede İse bit kulpunu bulup beni bir kızıl komünist veya kara bir mürteci diye gırtlağımdan yakalıyaeaklar. Kaç zamandır (...) kasabasına ayak basamıyorum. Öu havalide serbestçe dolaşmağı bana hatam ettiler. MÜekkillcrimle izimi belli etmeden Adeta hırsızlama temastayım. Nitekim, sizin teşrif edeceğiniz günnün akşamı, ben. AUklcr’de idim. Hiç haberiniz oldu mu? Görüyorsunuz, ben sanki, adalet pençesinden kaçan bir sabıkalı vaziyetine düştüm. Neden? Çünkü, yüzlerce yıldanberi Atikler nam köyün hakkı sarihi olan koca bir merayı, ne okluğu belirsiz bir türedinin ye.dlgasbından kurtarmağa çalışıyorum.
DAvaveklll Kenan Bey, derin bir «olukla içini çekti. Biraz durup söylediklerinin Halil Rainiz Üzerindeki tesirini iyice anlamak istiyormuş gibi hâlâ gülümset gözlerini onun yüzünde gezdirdi Sonra, vugonun penceresinden dışarıya bakarak «özüne şöyle devam etti:
- 69
“— Ben aslen bu havalidenim, beyefendi; çoeukluğumdanberi Atikler köyü ile Kuzak köyü arasında münaziünfih olan bu meraya dair çekişmelerin, kavgaların hikâyesiyle kulaklarım dolmuştur. Malûm a. Kuzak bir Rum köyUydl). İşte, buranın köylüleri, günün birinde, bundan kırk sene evvel sanırım, bilmem hangi kilisede bulunmuş bir takım kûyuda istinaden meranın kendilerine aidiyetini ispata kalkmışlar; dâva açmışlar. Bu dâva otuz yıla yakın bir zaman sürmüş gitmiş. Arada bazı kanlı vakalar da olmuş... Derken, memleket istilâya uğramış ve İşgal kuşetlerinin tazyikiyle mahkemeden Kuznklılar lehine bir hüküm çıkarılmış. Arzedeblliyor muyum, efendim? Keyfiyetin hazin tarafını?
Kenan Bey, bir kere daha soludu:
“— Şimdi, beyefendi, işte bu hükme dayanılarak meranın Kuzak’a aidiyeti iddia olunuyor. Çünkü. Fazlı Beyin tahtı tasarrufuna geçen arazi bu köydedir. O mera da bu köyle hemhuduttur. Burası bir defa Hazîneye mal oldu mu, oradan Fazlı Beyin eline geçmesi ko-laylaşıverecektlr. Müzayede yoluyla mı, mübadele yoluyla mı, artık tahmin buj’ur&billrsiniz. Ondan sonra... Ondan sonra, maişetlerinin başlıca mesnedi hayvancılık olan Atikler köylülerinin yerinde yeller esecektir.,,
Halil Ramiz’ln elem ve teessürü, artık, yüzünden besbelli okunuyordu. Dâvavekili, hâkimlerin merhametini tahrik etmek İstediği anlardaki sesiyle:
••— Ve bu. o gaddarın İlk zulmü değil; İkincisi. üçüncüsü. dördüncüsü de değil... Artık, bıçak kemiğe dayanmıştır; dedi.
(Devana var)
70
14 Aralık 1949
1 E i ( * ı u * A * ( L U L
» i d
T


4
GUNUN
EKONOMİK
HAREKETLERİ
*



Turizm dâvamıza bakış
Turizm hakkında
iki kanun tasarısı
Yazan; Vedat Nedim Tör
İZ, bir tanesine bile razıydık. Fakat Tanrının rahmeti sonsuzdur. Verince, işte böyle çifter çifter verir. Şimdi turizm
endüstrisini teşvik için iki kanun tasarısı birden Meclise verilmiştir. Biri, milletvekili Behçet Uz’un •‘Turizm Endüstrisini Teşvik., adlı kanunu, öteki Basın-Yaym ve Turizm Umum Müdürlüğünün “Turizmi Teşvik ve Turizm Kredisi *Kanunu.„
Sevinelim! Demek ki. eşref saat çaldı. Yıllardır, böyle bir kanunun lüzumundan bahsede ede bir hal olmuşduk da, nedense bir dert dinleyen bulamamıştık. Şimdi böyle, 8ynı gaye uğrunda iki koldan harekete geçilmesi, büyük bir anlayış olgunluğuna delâlet eder ki. ne kadar sevinsek azdır.
, Bir yandan turizm engellerini » kaldırmaya doğru hayırlı bir hareket başlamışken, öte yandan da memleketimizin turistik cihazlan-masını sağlamak için böyle ciddî bir adımın atılması, tıpkı turizmi “Kel başa şimşir tarak,, sayan bir memlekette bulunmadığımızın en güzel misalidir. Bu zihniyet inkılâbını heyecanla selâmlarız.
Bu iki kanundan biri, Behçet Vz'unki, elimizdedir, ötekini henüz göremedik. Onun için, aralarında bir mukayese yapamıyacağız. Fakat Basın-Yayın ve Turizm U-mum Müdürü Ahmet Şükrü Esmerin kısa beyanatından anladığımıza göre, her iki kanun da ağa-ğı yukarı aynı mahiyette hükümler taşımaktadır. Develt tasarısında aynea yabancı sermayeye hususi bir ehemmiyet verilmiş ve ona emniyet telkin edecek bir takım hükümler de konulmuştur.




Basın-Yayın ve Turizm Umum Müdürlüğünün son günlerde yayınladığı “Türkiye otel rehberi,, adli eser, âdeta böyle bir kanunun lüzumunu haykıran en kuvvetli bir vesika mahiyetindedir. O-teleîlik durumu bu kadar zayıf, bu kadar geri ve iptidaî bir memleket yeryüzünün medeni bölgelerinde artık kalmamıştır. Onun için yerli ve yabancı sermayelerin bol bol bu sahaya akmasını kolaylaştırmak için böyle bir kanunî teşvik ve himayeye şiddetle ihtiyaç vardı. Yalnız bundan, ilk Teşviki Sanayi Kanununda olduğu gibi, uluorta her kurulacak otelin, kaplıca ve gazino gibi turistik tesislerin faydalanmasından hiçbir milli menfaat beklenemez. Teşvik ve himayelerden ancak muayyen vasıfları ve muayyen şartları yerine getiren tesislerin faydalanabilmeleri esası, muhakkak surette kanuna girmelidir. Yoksa,, nasıl kİ, ilk Teş\riki Sanayi Kanunu, hiçbir ekonomik ve teknik değeri olmayan bir takım geri esnaf - sanayiinin türemesine yol açtıysa, uluorta bir Turizm Endüstrisini Teşvik Kanunu da hiçbir medeni seviyesi olmayan bir takım °Sirkeci otellerinin mantar gibi çoğalmasına sebep olabilir. Bu itibarla, bu kanunun tamamlayan bir nizamnameye ve nizamnamenin tatbikini kontrol edecek hususi bir teşkilâta şiddetle ihtiyaç vardır. Bu büronun, kurulacak bütün turistik tesisleri; plân, teknik, konfor ve estetik şartlan, bakımlarından inceleyebilecek bir seviyede olması da çok lâzımdır.
| 13/XII/1949 Sah

Fritalux'ün
hedefleri
Paris hususî muhabirimiz Yusuf İ. Mutlu bildiriyor.
FRITALUX’e verilecek ısım yakında belli olacağa benziyor. Evvelce de bildirdiğim gıbrHollun-dalı’lar ve Belçikalıların bazı itirazlarından dolayı müzakerelerin biraz ağırlaşmasına rağmen, işlerde ümit verecek mühim anlaşmalara varılmıştır. Eksperler tarafından hazırlanan rapor, şimdilik gizli tutuluyor. Bu raporlar alâkalı devletlerin tetkikine arzcdilmış-tir. Sızan haberlere göre Benelus tarafından yapılan çok liberal teklifler kabul edilmemiştir. Fransız ve Italyan murahhasların teklifleri ise ıvi karşılanmıştır. Para hususunda ittihaz edilen dört mühim karar Fransız eksperleriyle Maliye Bakanı Mösyö Petsche tarafından müdafaa edilen doktrinlere dayanmaktadır. Varılmak istenilen gayeler şunlardır:
1. Kambiyo kurlarını, arz ve talebin temevvüçlerine bırakmak, münasip görülecek bir müddet için yerli para ile ecnebi paralar arasında değişmiyen ı bir nispet kurmak. |
2. Marshall Plânının 150 milyar dolarlık pooVundan istifade ederek bütün
birliğe dahil olan memleketlere şâmil' meşini istiyor.
bir ihtiyat akçesi vücuda getirmek.
3. Sermayelerin tedavülüne azami surette imkânlar vermek. Bu tedbirin lâyikıyle tatbiki halinde dolarla Avrupa paralan arasında çabuk bir tahvil ayarlaması kurmak.
4. Kâğıt paraların hudutlardan geçmesine daha fazla müsaade vermek. F'ransada, Fransız banknotların memlekete girerken tamamen serbest ve memleketten çıkarken 70 bin fıanga kadar serbest götürülebllınesini temin etmek.
FRİTALUK’ün en büyük muvaffakiyeti. ticaret sahasındadır. Birliğe dahi) olan bütün memleketlerde kontenjanlar ithalâtın yüzde altmışı nispetinde lâg\redilecvktır Ancak rük yor.
’esi
Uli ^(1
fakıyetli ticaret dnhil fılnr
şimdilik yakın bir gelecekte güm-tarifelerının indirilmesi düşünülü-Almanyanın birliğe kabulü mesc-bilindiği gibi, ihtilâfı mucip ol-
muştur. Almanyanın birlik içinde bulunması Benehı.s tarafından ısrarla talep edilmektedir. Fransa ise herşeyden evvel kömür fiatı meselesinin haüedil-
İngilterenin malî durumu hakkında
Stafford Cripps'in mühim beyanatı
Bir A meri-gazetesine verdiği beyanatta, In-Maliye Bakanı. İngilterenin bu-karşı karşıya bulunduğu en mü-meselenin, dolar ile sterling ara-
Dondra 13 (Y1RS) kan giliz gün him
sındakı uçurumu kapatabilip kapata-mıyacağı meselesi olduğunu söyledi, ingilterenin şimdiye kadar 530 milyon sterling değerinde yardımı, teberru ğını söyliyen Sir gilterenin başka yar 490 milyon
berra ve tiraj hakkını tanıdığını söylemiştir.
Sır Stafford Cripps. Ingiliz işçilerinin hayat standartlarına ve kazan-
1 milyar para ve tiraj hakkı aldı-Stafford Cripps, ln-memleketlere 1 mil-sterling vardım, le-
İthali serbest
bırakılan mallar
Ankara U (A.AJ — Devlet Bakanlıyı Umumi Kâtibi ve Dışişleri Bakan-Uğı İktisat vc Ticaret Dairesi Umum lihidürii Fatin Rüştü Zorlu, Hükümetin Paris Ticaret Konseyi kararlarına uyarak ticareti serbestleştirmek yolunda aldığı bazı tedbirler etrafında aşağıdaki izahatı vcrmişıtır:
^Biliyorsunuz ki. Marshall plânı diye anılan Arrnpu kalkınmasına matuf plân yerrğince Avrupa memleketleri ih Amerika kendi aralarında bir işbirliği kurmuşlardır,
Avrupa memh kt tlrrı sıkı bir işbirliği yaparak bn harp neticesinde uğradıkları zararları telâfi ve hayat seviyelerini yükseltip sulhu temin ederek refaha erişmek için birbirlerine yardım edecekler ve karşılaştıkları iktisadi yüç-hıklcn yenmek hususunda yenken tedbirleri müştereken alacaklardı;
Teşkilât. k( udine mensup mı n.lckt tlerııı, aralarındaki ticaretin serbestleştirilmesi ve ticari rekabete meydan verecek bir hale ifrağı suretiyle fiathrin serbest rekabet esasına istinat etmesi hususunda kararlar almıştır.
Teşkilâtın aldığı karar, katılan devletlerden herbirinin senesinde
diğer katılan df aletlerden yaptığı ithalâtın f > û0 sinin İthalini serbest bırakacak bir listenin tanzimiyb teşkilâta h vdii şeklindedir.
Türkiycde listesini yaptıktan sonra bunun tatbikini şu şartlara baylanı ıştır:
1 — Tediyt y( millt dair şartlar:
a — Muhtelif âza memleketler aramızdaki tediye anlaşmalarında derpiş edilmişse, borçlanabilme imkânlarının ilâvesi
b — Arada mıvcut tediye anlaşması Sf , serbestinin o memlekete teşmili için kümler ilâvesi.
c — Türkiycnin muayyen mallarına
bunları fiyat kontrolü sistt ıniıub n muaf tutarak tamamiylc piyasanın talcbhıc bırakmak.
d Marj haddi olarak tanınan % finansman nispi ti aşıldığı takdirde borçlanmamıza
e
*tmı k
borçlanma imkânını derpiş clmemiş-a ulaşma ya bunu temin edecek hü-
serbest ithal rejimini tanımak te
Tay ih
müsaade ct.mf lc.
(diba bazı ihraç mallarımız için serbest ithal re ilmiu.i kabul
«viizde 50 ithııli serbest (Numaralar giinı-
hulâsası.
Onaltılara uyarak ithalât serbestleşirken
Buhrana çare bulma yolunu sanayiciler Ankarada arıyor
Demir eşya, çivi fabrikalariyle, demir ithalâtçılarının temsilcileri, Ekonomi ve Ticaret Bakanlığının daveti üzerine bugün Ankaraya gideceklerdir. Şehrimizdeki demir eşya fabrikalariyle bu gibi malları ithal eden tacirleri temsil eden bir heyet, yarın Ekonomi ve Ticaret Bakanlığında toplantı yapacaktır.
Bilindiği gibi, son aylar içinde dünya piyasalarında demir fiatlerinin u-juzlaması. bu suretle eskisine nisbetle ucuzca ithalâtı, yerli sanayii tazyik etmektedir. Bunun ilk tesirleri çivi piyasasında kendisini hissettirmişti. Ne-tekim Polonyadan getirilen 2000 tonluk bir çivi partisi. çivi fiatlerlni 95 kuruştan 68 kuruşa kadar düşürmüştü. Dışarıda ucuz demir İthalâtı, yalnız demir eşya yapan yerli fabrıka-lan değil, aynı zamanda, elinde demir stokları bulunan itha'âtçıîan da müşkül bir duruma soktuğu anlaşılmaktadır. Son defa olarak Almanyadan 21 kuruşa, Belçlkadan 18 kuruşa beton demiri teklif edilmiştir. Bu fıatlere demir sipariş edenler olmuştur. Halbuki eski ve pahalı fiat’erle, elinde mal bulunduran ve piyasadaki umumi durgun-
luk yüzünden malını satamıyan tacirlerin de ayrıca zor bir duruma girdikleri söylenmektedir.
Demir eşya fabrikatörleriyle, ellerinde stok bulunduran demir imalâtçıları, ucuz demir ithalâtından şikâyet etmek suretiyle, bu noktada birleşmişlerdir. Temsilcilerin Ankurada birkaç gün kalacağı anlaşılmaktadır.
Yünlü ve pamuklu fabrikatörleri de Ankara’ya gidiyor
Bir taraftan dış piyasalardan ucuz mal gelmesi, diğer taraftan iç piyasada umumi durgunluk neticesi olarak sürümün azalması, yünlü ve pamuklu dokuma sanayiini de sıkıntılı bir duruma sokmuştur. Hattâ bu fabrikalardan birkaçı istıhsalâtını tahdit etmek zorunda kalmış, işçilerine yol vermiştir. Bu hareket, sanayide işsizlik meselesi diye yeni bir meselenin ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir.
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı, bu fabrikaların temsilcilerini de Ankaraya davet ederek pamuklu ve yünlü sanayi! tazyik eden meseleler etrafında kendileriyle görüşecektir. Pamuklu ve yünlü dokuma fabrikalarının mümessilleri de bugün Ankaraya hareket edeceklerdir.
dıkları paraya temas ederek, her sinin son seneler zarfında kıyas bul edemiyecck derece yükseldiğini söylemiştir.
Enflâsyondan bahseden İngiliz Maliye Bakanı, bundan Ingilterede bir e-mare bile görmediğini, vaziyetin, olduğunu
Maliye Bakanına göre, harp devresinin sonundan beri Batı Av-rüyanın hemen hemen her memleketine mühim miktarda tepkili uçak satmış bulunurken, Amerika bu sahada Avrupaya hiçbir yardımda bulunmamıştır.
iki-ka-
halihazırda bunun aksini göstermekte belirtmiştir.
Ingiltere
İngiltere, Amerikadan kuru üzüm ve erik alıyor
VVashington 13 (Comtel) — Britan-I Bu anlaşma mucibince İngiltere taze ya Amerikadan kuru erik ve kuru Ü-1 gıda maddeleri satın alacak ve buna tllm alacak ve Marshall Plânı mucibince alacağı paranın iki milyonunu bu işe tahsis edecektir. Aynca Amerika Birleşik Devletleri Ziraat Nezareti îngiltereye gönderilmek üzere 2 milyon dolarlık kuru üzüm ve kuru erik daha alacaktır. Bu keyfiyet bugün resmen tebliğ edilmiştir.
(İktisadî İşbirliği idaresi) Ingiltere-nin, bu meyvaları, yapılan anlaşmalar gereğince satın alacağını bildirmiştir.
karşı da Marshall Plânı mucibince alacağı doların hır miktarını Kanada buğdayı ithaline tahsis edecektir.
Geçen ay Britaoyanın 2 rnllyon dolarlık elma İthal etmesine müsaade edilmişti. Ziraat Nezareti de aynı miktarda bir müsaadede bulunmuştur. Bu suretle Britanya 8 milyon dolarlık İstihsal fazlası elma, kuru erik ve kuru üzüm ithal edebilecektir.
Yunanistan'ın portakal ihracatı
Atina 13 (Comtel) — Yunanistan, îngiltereye, Hoilandaya, Avusturya, Almanya ve Fransaya portakal ihraç edecektir. Bu ihraç, son zamanlarda İktisat N/lzırı tarafından imzalanan bir anlaşmaya göre, "yarı takas,, usulü ile yapılacaktır. İngiltere, ithal ettiği portakalların yüzde kırkını dövizle, yüzde altmışını da lüks eşya ihraç ede
rek ödiyecektir. Hollanda ve Avusturya da ithal ettikleri portakal ve mandalinaların yüzde 60 mı lüks eşya, yüzde 40 ını da diğer lüzumlu emtia ile (»diyeceklerdir. Almanya ve Fransaya yapılan ihracatın yüzde 40 inin karşılığı lüks eşya, yüzde 60 inin karşılığı ise lüzumlu ithal malları ile ödenecek-
★ ★ ★
hariç) 656 — Kâğıt imaline mahsus makineler. 657 — Dokuma maddeleri işleyen makineler. 658 — Torna vesaire.
659 — Dericiliğe nit ıWakineler. 664 —
Ziraat makineleri. 666 — Değirmen makineleri (buz dolabı ve dondurma ma klnrlf-ri hariç). 666H Bllyalt yataklın 662/2 — Makinelerin veya cihazların sair mihaniki akşamı 668 — Otobüs, asker ve haata nakline mahsus nakil vasıtaları. 669 net. 671 -
sus arabalar şasileri. 681 gemileri, ter (tvnozzüh 690 — Sabit vinç, ve piovnlörler. 693 nelrH. 702 -yüzde ihtiva vi ve 707 — rvkkebntı boyacılıkla kul’amlan müstahzar boya 710 — Potasyum ror.la-r; (2606 bikarbonat de potas hariç). 771 — 2647 (2630 31. 39. 46 hariç ı. 712 2665 hariç 713 Lityum ve emlahı. 714 Mnğnvzyum ve emlaki. 717 ve emiâhı. 713-853 Basen ithal olunan tıbbiye.
B ve C Ihtc^rlndr ınıı(l(l 'irr ı Numaralar nuımılarını göstermekteılirler.)
44 — Domuz kılı. 45 — Yalnız firen imaline mahsus kil 18 — Yalnız tarakçılıkta kullanılan boynuzlar. 71 Kimyevi gübreler. 93 - Yalnız röntgencilere mahsus eldiven 271 t amel neba tlar 272 273-274 — Turnamı, boyalar ve müstahzaratı. 4 10 veya le.mithmmh kauçuk 413 — Müstamel lâstik. 459 — Değirmen tuşları. 489 Suni dişler. 510 — Yalnız camdan suni göz. 515 — Kazanlar İçin emniyet ve tarassut camları. 518 Demir hurdası ve tozu. 528 — Demir zincirler. 552 — Yalnız, maden lâmbaları madeni lâmbaları, 563 - Yalnız tel ‘’lsterllizaiör,,. 569 Utası hariç. 575 576 — Tutya
578 — Kalay toz ve varak halinde 622 — Her nevi kuluçka clrazhırı. 625 Fenne alt halat. 626 Tıbbi cihazlar. 627 — Cerrahi ve dişçiliğe nü masa, kolluk v.s. 631 Yalnız karbon dİ oksit ile çalışan cihazlar. 654 — Elektrot bale.
660 — Dikiş maklnnlnrı. 661 — Topoğ-rafyn. hipogrnfyn v.s. maklnalar (teksir hariç). 665 — Tulumbalar «el ile rnüto-
Memlekette:
Borsalarda Vaziyet
İstanbul:
Dün, Ticaret Borsasında fındık piyasası hararetini muhafaza etmekteydi. Alıcılar mala karşı daha istekli davranmaktadırlar. Dış piyasadan vâki olan talepler ırasına son defa olarak İsveç firmaları du karışmıştır.
Dokuma ham maddelerinden tiftik ve keçi kılı fiatleri sağlamdır. İhracat yalnız Îngiltereye inhisar ettiği, şimdiki halde başka piyasalardan İstekler olmadığı anlaşılmaktadır.
Dün Borsada yağlı tohumlardan ayçiçeği, ve susam üzerine de muameleler olmuştur. Bilindiği gibi bir müddettenberi bu çeşitler durgun bir devre geçirmekteydi, bundan başka Borsada birkaç ay-danberi muamele görmiyen soya fasulyesi üzerine de 20 tonluk bir iş olmuştur.
Esham ve tahvilât borsasında Devlet tahvillerine karşı İstekler devamlı bir şekil almıştır. Altın piyasasına gelince, fiatlerdc gerileme görülmektedir. İstekler azdır.
İzmir:
Evvelce olduğu gibi lizünı ve incir piyasasında gevşeklik devam etmektedir.
Son günlerde eski satışlara ait bir kısım ihracat yapıldığından panııık üzerinde borsada satış olmuşsa da piyasa umumiyetle gevşektir.
Durgun ve isteksiz olan çekirdek piyasasında da değişiklik yoktur.
Adana:
Umumiyetle pamuk fiatlerinde ufak bir yükselme kaydedilmiştir.
Açılış
ı Sterlin 7.87
100 Dolar 282.—
100 Fr. Frangı 0.80
100 tsvlçro Fr. . 61 03
100 Bclç. Fr. 5.60
100 İsveç Kr.
100 Florin 73.68.40
100 Liret
100 Drahmi 0.01.870
100 Eacoudn» 9.73.90
73.68.40
0.01.876 9.73.00
7.89 2S0.-
0 80
64.03
5.60
Turizm işlerine ait çalışmalar
İzmir ihracatçılarına küspe lisansı verilmiyor
İzmir 13 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bugün İzmir Sanayi Birliğinde yapılan toplantıda küspe ihracının serbest bırakıldığı, elde 16.000 ton küspe bulunduğu, buna rağmen Ticaret Bakanlığının Istanbuldan yapılan mü-acaatları kabul ettiği halde. İzmir ihracatçılarına lisans vermediği i'eri sürülmüş ve Sanayi Birliği, bu hususta Bakanlığa müracaata karar vermiştir.
Turistler dolarlarını lıangi rayiç üzerinden bozduracaklar
Kamyon ve kanıyo-Süpürmc vesaireye mnh-677-668.669 a girenlerin Tamamı. 682 — Buharlı 683 — Motorlu gemi-
Için olanlar hariç), arak vapurları, doğ — Yolcu hava sefl-
2511.46 ilâ 2551 ve 2555 den 5 den fazla lâk ve madenî biya eden titan ve dioksİl. 706 — Uz-suni boyalar (mavi çivit hariç» Anilin tuzu, fenol c. naftalin mü suni
A — Listenin bırakılan maddeler, rük tarife numaralarını gemtermekto (11 r.)
33 — Tababette müstamel balık yağı.
61 — Yalnız kursak. 71 — Kimyevî gübreler. 72 — Yaş deriler. 73 — Kuı u deriler. 89 — Yalnız makine kayışı ve mnkim Icrde müstamel deri ve makine kayışları. 98 — Merinos vc Şvvyot. 112 -Yun ve kıldan makine kayışı. 130 — Misina 133 — Eleklik ipek bez. 157 — Tohumluk çeltik. 205 — Malt
223 — Şeker pancarı tohumu. 231 — Tercim ntin yağı. 281 — Maden direği 295 -Her nevi ağaçtan dokumacı silindiri tarağı, iği. masurası ve mekiği. 323 — SCİlüloz ve kâğıt hamuru. 340 Sigara kâğıdı. 346 — Masura vejpllk mensucat tezgâhlarına mahsus sair levazım. 375 — Pamuk İp ve halat (yalnız sanayi için). 376 — Pamuk salmastra (yağ-lı-yağsız) 389 — Pamuktan makine kolonu ve silindir keçeleri. 392 — Telgraf için zımparalı vesalrcli pamuk bezler. 116 — Yalnız kendir salınası ra. 115 Kara nakil vasıtaları tekerleklerine mahsus iç vc di'j lâstikler ve şeritler (bisiklet vc at arabaları hariç). 471 Kaolin hariç bu numaranın tornamı. 515 — Kazanlar için emniyet vc tarassut camları. 517 — Hernevi ferro ali-yajlar. 519 — Halis çelik ve hususî çelikler. 520 — Her nevi demir veya çelik •yalnız hoyzi veya dört ve daha fazla köşeli çubuklar. 521 — Demiryolu ray yastık ve parçaları. 522 — Demiryolu traversleri. 523 — Demir veya çelik saç levhalar “0.5 milimetreden ince., ve çcmberlikler veya şeritler (A2, B1 B2). 521 — Demir ve çelik tel «1766, 1767, 1769. 1771, 1772. 1773. 1771. 1775, 1776, 1777, 1778ı. 526 — Demir tel (üzeri sanlı). 529 - 1791, 1792 «kutru 75 milimetreden küçük) vc 1793 İhı 1797. 533 — 1815-1817 1/4 pustan aşağı vidalar.
535 — 1827. 1828. 1830, 1833, 1831 538 — Yalnız eğer ve 1843. 1814. 1850 den matkaplar, dtizgel vc doğrama âletleri; rende, doğrama âletleri. 515 — Makine iğneleri. 558 — 1066, 1967. 570 — Yalnız kurşun ve halitası, külçe kütük çubuk, boru ve tel. 572 — Kurşun toz ve varak halinde. 571 — Tutya ve halitası. 577 — Kalay ve halitası. 580 — Nikel. 581 — Yalnız kondansatör vc kondansatör İçin levha ve nikel tozu. 598 — Yalnız gaz. elektrik, su sayaçları ve bunların akşamı. 613 — Teleskop, mikroskop. 618 - Telli telgraf makineleri ve akşamı. 620 — Röntgen cihazları ve akşamı. 621 Hernevi otoklav, kimya-hanc vc bakteriyoloji etüvleri. 623 — Dezcnfekslyon ve ta'kinı âletleri. 624 — Hararet kesafet vesalr dereceleri gösterir aletler. 635 — Revolver (otomatik) 636-647 Av tüfekleri vesaire calchanın | hnrrlklcr hariç) 680 — Otomobil Vûsa-bepsi. 648 — Yalnız buhar kazanları.
549 _ Hernevi kuvvetle müteharrik makine. 650 — Traktör, 651 — Su. hava, petrol ve benzin ve müştak) sair kuvvetle müteharrik motörlor. 652 — Elektrik nıotörleri aidi vantilatörler
« •
TiirV’v^nin mnMac o’fhıfiu krecVler
Lityum ve
Stronsiyum ve emlâhı 716 — Mangenez Bizi zuıuri ve c kimyevi ve r»cz»ıı
m rbcsl hirnkılıır gümrük tarife

Tababette nıiis-Nebatî boyalar. 2Î5 — Sair nebati Ham
* *
alavator kovaları, kaynak nuıkinaları Aliminyum ve ha-Tııtya varak ve toz.
hulltasındnn mamulat.
Bir müddettenberi memleketimizde melemeler yapmakta olan Milletlerarası Kalkınma Bankası müsavlrle-ınden Barker dün gere hava yoluyla Paris’e kareket etmiştir. Hem lekemizin ihtiyacı olan krediler hakkında ıazır’adığı raporun ihzari b;r çalışma-Jan ibaret olduğunu söyliyen Barker, “Kati vazıyetimizin tesbiti için tekrar vurdumuza geleceğini ve hazırladığı raporunu Bunkanın VVashington merkezine tevdi edeceğini,. sözlerine ilâve etmiştir.
Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürü Ahmet Şükrü Esmcr’in reisliğinde turizm işleri hakkında yapılan bir toplantıya iştirak etmek üzere Ankaraya gitmiş olan Devlet Denizyolları Dış Seferler Şubesi Müdürü dün sabah şehrimize dömüştür.
Öğrendiğini ize göre, toplantıda, memleketimize gelecek olan turistlere gösterilecek kolaylıklar meyanında evvelce de yazdığımız gibi, dolarlarının resmi kurun üstünde bir rayiç üzerinden tebdili hakkında, da bazı kararlar alınmıştır.
Diğer taraftan Cenubi Amerika a-rasmda transa t antikler işletmekte o-lnn İtalyan Denizyolları İdaresinin Müdürü yarın hava yoluyla şehrimize gelerek, Italyayı ziyaret edecek tuı etlerden inçleri Umum çaktır
Hâlen Ankarada bulunmakta olan Umum Müdür Cemil Parman Devlet Denizyollarını İktisadî bir teşekkül haline getirecek olan tasarının bu hafta Meclise sevkedilmesim sağlamaya çalışmaktadır. Kendisinin iki güne kadar şehrimize dönmesi bek enmektedir.
bil kısmının Türkiycye getnil-hususunda Devlet Denizyolları Müdürüyle temas arda buluna-
Kasarlı 1182-1185 (30 No dan yukarı.) 368 Boyalı ıstampalar. 142 — Lâstik tel 514 - Boş müstahzarat ampulleri 527 Demir ip vova halat. 530 — Nakil vasıtaları, tekerlekleri dingil vesair akşamı 531 — Kalorifer üstüvaneleri, radyatör ve akşamı 536- Demir kasalar 556 — Bakır, pirinç, tunç toz ve varaklan. 557 — Maden ocağı lâmbaları. 571 — Kurşun matbaa hurufat ve matrisleri. 58.3 Antimuan. 625-626 — Sair fenne w tıbba ait âlet ve cihazlar. 667 Otomobil tekerlekleri ve akşamı. 695 — Mayi madeni mahrukat ve madeni yağlar 582 — Yalnız işlenmemiş alpaka «kiilçe levha, çubuk)
Ofis tîp; yağ imalâtına yakında başlanacak
Tıpral- Mahsulleri Ofisi Genel müdürlüğünde şehrimiz Bölge Müdürü;.ün de iştirakiyle yapılan görüşmelerde O-fis tipi yağ imal ve satışlarına başlanmak üzere ham madde temini, teneke imal âtı ve fabrikasyon şekilleri üzerin* de fikir teatisinde bulunulmuştur.
Yakında Ofis tipi yağ imalâtına başlanacaktır.
Bu il hal mallarına mukabil, ihracat serbest İsi olacak mallar:
ire için işaret fenerleri. 697 — Hepsi.
700 — Toprak boyalar (yalnız 2539).
703 — Yalnız matbaa mürekkebi. 132 —
73 denyaden İnce İplikler. 272 — Oldu-uu gibi. 367 — Hasarsız bükülmüş pn-muk ipliği (30 No dan yukarı) 368 —* çektir.
Tütün ve sigara, fındık, üzüm, incir, ceviz, bakla, mercimek, fa.ştılyn. nohut, kelen, kendir tohumu, a^vçiçoğl tohumu, çiği, susam, küspe, tiftik, kendir elyafı. halı, sünger, deriler, barsak ve alkollü içkiler.
Bu listeler Parlste Avrupa İktisudi İşbirliği Konseyine 15 aralıkta verlle-
Helva ihracatı
Filistin, memleketimizden taban helvası istemiştir. Ekim ayında Filistin ve Yunanistan'a 10 ton kadar helva ihraç edilmişti.
Kahve siparişleri
Kahve ithalâtçıları Fransız frangı ile Marsilyadan 500 ton kahve sipariş etmişlerdir. Piyasada toptan kahve 780 kuruş, perakende olarak çekilmiş kahve 1000 kuruştur.
KAMBİYO
İstanbul Borsası
YABANCI BORSALAR
ESHAM VE TAHVİLÂT
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
New-York Borsası
Devlet Tahvilleri
Eski kur
Dün
Kapanış
Bugün
Bugün
Son kapanış
MEMLEKET flCARET BORSALARI
Eski kapanış
33.— 3L—
Altınlar
Külçe Yerli Gr.
Külçe DegUKsa M Cumhuriyet Reşat .........
Hamlt Gulden .....
İngiliz ....
Fransız kok. Napoleon LII. İsviçre ....
New-York'ta:

Bugün
Lira
6.25
6.35
42.50
45 —
42.50
40.90
57.10
43 —
43.50
42.50
Eski kur
Lira
6.29
6.36
42.80
45.25
42.50
41.20
57.40
44.—
43.50
12.80
onau: $35
Gümüş, Plâtin
En aşağı En yukarı
Gümüş Gr. Platin
a «• ••
• •• ••
10.-
İL—
Zürich Borsası (Serbest)
İsviçre Frangı
Türle lirası....
Dolar..........
sterlin .......
Frangız Frangı
En aşağı
0.7ö
4.28
10.25
1.07
En yukarı
0.90
4 30
10.45
1 10
Ikramıyeli tahvillor Kapanış (•)
%ö 1933 Ergani 23.50 23.50
%5 1938 Ikramivell ••••••a 20.50 20.50
%5 Millî Müdafaa i 100.25 100.25
%5 1041 Demiryolu ıv. . 98.75 98.80
%5 10U Demiryolu V. . 05.70 99.40
%4 1/2 1949 licrnmiyell .... 95.50 95.50
Diğerleri
%6 1941 Demiryolu VI. 96.70 IİIU75
%6 Kalkınma L. 96.75 96 75
%6 “ İL •••••••••• 07.35 06.00
%ü • L1L 97.75 97.-
%6 1948 istikrazı L •••• 96.80 06 85
%6 1948 IL •••• 97.75 96.8i
%6 Mili! Müdafaa I 19.65 19.60
%6 1919 !• •••• 96.00 ^6.40
%7 1934 Slvas-Erzurum I. 20.60 20.7«
%7 1034 M Ll-VIl. 21.- 21.-
%7 1941 Demiryolu L . 19.76 20.95
%7 1941 IL . 20.85 20.46
%7 1941 UL . 21.20 20.-
%7 Milli Müdafaa L . 19.70 19.70
%7 ” IL . 20.10 20.40
III. . 19.86 10.86
%7 " VL . 20.85 20.00
Şirket Tahvilleri
Anadolu D.Y Tertip A/B. 100. 107.-
m •• C. ■■ —
” 4 Yetki 13.- 64 M
•' M Mümes. «enet 68.50 69.60
Şirket Hisse Senetleri
T. C. Merkez Bankası US. 06 118.50
Türkiye İş Bankası 24.50 25.-
Türk Ticaret Bankası ...» 5.— 5.10
Arrtlnn in 16 30
Sark D«Mrmf*ncllk ......... 23.25 23 60
Milli Reasürans
Ecnebi Tahviller
Mısır Kredi fnnalve 1903 *
• • vt 1911.
tiububuı
Buğday Yumuşak ••••••••••••• Buğday Sert ..............
Arpa Biralık .............
Arpa yomllk (dökme) • ••• Mı«ır (Sarı) .............
Enaulyo tombul ...........
caauivn Çaiı «ert ........
Kuşycml .............t.....
Mercimek Kırmızı kabuklu Mercimek Yeşü ............
Nohut sıra ...............
Yağlı tohumları
Ayçiçeği tohumu .... ICotcntohumu ......
Kendlrtohumu ......
Susam .............
Yer fıstığı kabuklu
Kuru Meyvalaı
Fındık (kabuklu sivri) Fındık (İç tombul) . Ceviz (kabuklu) ......
Ceviz (Îq natürol)
Dukııma İlam Maddeleri] Tiftik una mal Tiftik İnce mal Yapak Anadolu
(Kırkım)
İlanı derileri
Sığır salamura Keçi tuzlu kuru Idlosu Koyun hava kurusu kilosu
Mezbaha sığır yaş kilosu
kilosu «...
• •••
Nebati yağlar:
Zeytinyağı (Ekstra ekstra Ayçiçeği Rafine Fındık yağı
■ •
31.35
31 23
25.05
24.20 88
45—
34—
57.—
22.10
36.20
43;—
37.—
84.—
77.—
60—
136.20
45—
150
270.—
105.—
145.—
215.—
220.—
120.—
255.—
180.—
25.30
24.—
35.-
41.50
86.—
55 —
35.—
42—
38—
84—
62 20
136.50
50.—
—'MZ
130.—
205.—
255.—
üzüm çoicıraoKsüc No. 9 İncir A serisi No. 8
B Borifll No. 108
Pamuk Akala 1..........
Pamuk Akala n. ... Pamukyağı (rafine) Pamuk çekirdeği .......
53.—
53.—
43.— 235.— 226.— 165 —
17.—
54.—
56.—
45.—
235.—
226.—
168.—
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala 1
az yağmur yemiş., çok yağmur yemiş, yerli makine parlağı
41
M
et
200/205
162.5/175
130/140
MO.-g
180/200
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak
Buğday sert ....
32.50
35.—
81.
Buğday (Buşell = Sent)
Sert Kış mahsulü No. X ...
Kırmızı ° '• No. 2 ...
Pamuk Mlddllng (Llbrosl = 8ent)
Aralık ..............
Mrırt ......
Mayıa Temmuz • ••••• •••₺••••( Tiftik (Libresi = Sent)
Toksa* No 1 ... .....
Fındık (Libresi = Sent) Kabuklu Yeril iri
M ’* orta .mm......
Levant İç İthal malı Ekstra iri iç ithal malı .....
Kura üzüm (Libresi = Sent)
Thompson çekirdeksiz seçme.
Keten tohumu (Buşoli = Dolar) Mlnncapolis ......................
— Kalay (Libresi - Sent).......
— Levha-teneke(100 libresi dolar)

263
235
30.24
30.18
30.02
30.01
58-60
19-22.5
17,5-21
36-37
87-38
M.5-12
263.5
235.—
30.21
30.19
30.08
80.07
68-60
10-22.5
17-21.5
36- 37
37- 38
>1.5-12
>3.70-3.95
83.—
7.50
8.70-3.75
83.—
7.50
Londra Borsası
tohumu (Tonu =: Sterlin) Bom t) uy ••••••••••••••«••••«(••>>«•••• Kulktitâ» ••• >«••••••••«• Ter fıntı^ı Hindistan 63.- 62.— 61.— 1 1 1 ssd
Bradford Piyasası
TLftlk iyi mal (Libresi = Peni) ... ” Sıra malı M “ ... Yün... Anadolu ” ° ... •• Trakja M •• ... 34.— 80.— 18.50 1 1 S 1
İskenderiye Borsası
t'nnııık (Kantarı — TnJları) Ashmoun) Kısa elyaftı F/O Karmık Uzun oivaflı F/G 83.70 110 30

Sayfa 4
14 Aralık 1949

V m N t t S T A N P U L m1 UJ—!gll,L±g..LLJ. I"?:
Siyasi meseleleı ve muhabiı mektupları
E D E B İ Y A I
î L İ M
SANAT
TEKNİK
-
n I
ADENAUER'in HAZIRLADIĞI
Şehir mektubu :
t
Mevcut
“AVRUPA ORDUSU,, NU TEŞKİLÂTLANDIRMA PLÂNI
millî kuvvetlerin birleştirilmesi — İhtisas birlikleri — Avrupa ordusunun teşkili — Ordunun finansmanı — Sadakat yemini ve başkomutan

— (Almanyadakl hususi Rechenbcrg telgrafla bil-
tesl-ordıı
hak-
Bead Tölz muhabirimiz diriyor)
Almanya Federal Hükümeti, Almon partileri ve Alınan umumî efkârı, Butı Almanyamn tekrar silâhlanmasını, kiralık bir “Batı Almanya Ordusu., nun kurulmasını vo Batı Almanya halkı a-rasından teşkil edilecek bir “Mgion Etrangârc,, in kurulmasını açıkça reddettikten sonra. Başvekil Adonauor’ İn “Alman kıtalarının, herhangi bir Avrupa ordusuna iltihak etmeye hazır bulundukları,, hakkında Alman a-jansı ve bir Kanada gazetesinde intişar etmiş beyanatı, her halita hayret uyandırmış olacaktır.
Geçen hafta. Parlat© toplanan Kurmay Heyetleri, Almanyadan hiç bahsetmediler ve Almanyamn “emniyeti,, meselesi münhasıran birkaç Amerikalı politikacı tarafından “satır arasında,, bahse mevzu edildi. Şimdi cihan, birdenbire, Batı Almanya Hükümet Reisinin ağzından, bir Avrupa ordusunun kurulması imkânları hakkında, teferruatına kadar hazırlanmış bir plânın mevcudiyetini öğreniyor.
Atlantik Paktı Devletlerinin müşterek Genelkurmayının ilk toplantısından beri, askerler ve politikacılar. Av-rupaya mahsus bir müdafaa ordusunun teşkili imkânları hakkında kafalarını yorup dururlar. Gaye, Avrupayı teşkil eden münferit devletlerin rinden Azade, sırf “Avrupalı,, bir kurmaktır.
Hazırlanmış olan bu plânlar
kında, Batı Avrupadaki askeri muha- I birimiz şu malûmatı veriyor:
MEVCUT MÎLLÎ KUVAHETLERİN BtRLEŞTÎRÎLMESt:
Atlantik Paktı aktedlldlğinden beri, mevcut milli orduların tek birlik içer-•inde toplanması imkânları tetkik e-dllmlştir. Fakat işin, teşkilât, teknik ve personel bakımından olan müşkülâtı bertaraf, müstakil mili! ordular a-rasında. gevşek bir irtibat tesis etmenin. gayeye hizmet edemiyeceği anlaşılmıştır. Böyle bir müdafaa ordusunun muvaffak olabilmesi ancak:
1) Avrupanın kül halinde müdafaası mevzuubahis olduğu,
2 ı Bütün Avrupalı milletler, gönüllü askerliği kabul ettiği takdirde mümkündür.
Bugünkü teşkilâtta İse, İspanya ve Îsveçten maada “Avrupanın en kıymetli ve en tehlikeli milleti,, ne. yanı Almanvaya, yer verilmiş değildir.
Bugünkü Avrupa ordusunun nüvesi. Fransız ordusudur. Halbuki bu ordunun büyük ekseriyeti, modern harbin tecrübelerine sahip değildir. Keza ne îngiliz ve ne de İtalyan orduları matlup olan yardımı yapmaya muktedirdir. Batı Avrupada en muallem ve harp tecrübesi görmüş askete mâlik memleket olan Almanya zaten hesapta yoktur. Almanyaya ne politik bakımdan tekrar silâhlanma hakkı verilebilir, ne de eski Alman askerlerini yabancı birlikler dahilinde, kiralık kıtalar halinde harp etmeye teşvik edecek psikolojik şartlar yaratılmıştır.
Mevcut kuvvetler muvazenesine nazaran, yapılan kurmay görüşmeleri “harp oyunu,, ndan başka bir şey değildir ve bunlar ise, Avrupa milletlerine Doğudan gelecek âni bir taarruza karşı emniyet vermekten çok uzaktır.
Avrupa hükümetlerinin, kendi millî orduları üzerindeki *‘emrü-kumanda„ haklarından feragat etmek istemedikleri taayyün etmiştir. Hükümetler an-1 cak müşterek bir “Başkumandanlığa’* muvafakat etmektedir. Halbuki Birinci ve İkinci Cihan Harplerinin “tedafüi,, ittifak sisteminden ayrılıp, bütün Avrupa silâhlı kuvvetlerini içerisinde toplayan daimi ve teşkilâtlı bir vahdete geçmek lâzım geldiği, artık anlaşılmıştır.
İHTİSAS BİRLİKLERİNİN TEK TEŞKİIAT İÇERSİNE ALINMASI :
Müşterek bir hükümranlık kudretinin, meselâ bir Avrupa Parlamentosunun mevcut olmaması yüzünden, Avrupa ordularını tek teşkilât içersine almak şimdilik mümkün değildir. Keza böyle bir kuvvet tarafından, birinin başkumandan tâyin edilebilmesi de mümkün değildir.
Bu İtibarla intikal devresi için, bazı muayyen askerî kuvvetleri yine millî ordu kadroları içinde bulundurmakla beraber, bazı hususî birlikleri, bu kad-ayırıp alarak bir Avrupa vermek suretle
için Fransndan, ağır hava bombardıman birlikleri için tngilizlerdcn istifade etmek temayülü vardır'
Şu var kl, hususi birlikleri milli ordu kadroları içersinden çıkarıp Avrupalılaştırmak, plânın ancak İntikal safhası için mümkün olabileceği de u-mumiyetle kabul edilmektedir. Çünkü böyle hususi silâhlı bir Avrupa ordusu, milli orduların mütebaki birliklcrlni»ı yardımı olmaksızın harekât yapamaz* fakat bir yandan da mili! ordulara alt bu kuvvetler her türlü müşterek sevkü idarenin dışında kalmakladır. Bir üçüncü nokta da şudur: Teknik mahiyette husus! silâhların modern harpteki büyük kıymetleri teslim e-dllmckle beraber, nihai zaferin, bütün birliklerin ve hassaten piyadenin müşterek gayretlerine bağlı bulunduğu hususu müttefikan kabul edilmektedir.
Avrupanın, Doğudan gelecek bir taarruza karşı — büyük arazi parçalarını muvakkaten teıiceî meksizin — on doğru müdafaa şeklinin, süratle teşkil edilerek müşterek bir kumanda altına konulacak bir Avrupa Ordusu İle başarılabileceği hususunda bütün askerler müttefiktir. Böyle bir orduya, mili! orduların tam takım birlikleri iltihak edebileceği gibi, Avrupa memleketlerinden gelebileck gönüllüler de kabul edilebilir. Bu orduya, milli ordu birliklerinin tefriki, ancak İntikal devresi için mevzuubahis olabilir; sonraları, efrat, münhasıran gönüllülerden müteşekkil olacaktır. Avrupa Birliğinin siyasi bir teşekkül haline gelmesine kadar. “Avrupa Ordusu,, ve “Milli Müdafaalar,, şeklinde askeri bir teşkilât ikiliğine, muvakkaten göz yummak icap edecektir.
Böyle bir Avrupa Ordusunun teşkili halikındaki plânlar hazırlanmış olmakla beraber, bunların tahakkuk ettirilmesi şimdilik şüphelidir. Bunların tahakkukunda rastlanacak en büyük müşkülât, böyle bir tehbirle, Avrupa Birliğinin ters tarafından, yan» ordu kanalından tahakkuk ettirilmek istenmesidir. Yani Avrupa ordusu, siyasi, iktisadi ve içtimai beraberliğinin alacağı şekil hususunda henüz karar vermemiş bir cemiyetin müdafaasını deruhte edecektir. Şu kadar ki elle tutulur hale gelen tehlike, fazla vaki* kaybına müsait değildir. Avrupa bakımından kabul edilebilecek böyle bir hal çaresinin en büyük faydası İse, Batı Almanyamn tekrar silâhlanmasına rıza göstermeye lüzum kalmaksızın, Alman kıtalarından istifade edile-bilmesindedir.
AVRUPA ORDUSUNUN TEŞKİLİ:
Ordu kadrosunu, milli ordulardan tekrik edilecek subay ve erbaşlar teşkil eder. Gerek bunların, gerekse erbaşların intihabında, her milletin, muayyen silâhları kullanmasındaki istidat nazarı İtibara alınır. Gönüllülerin sayısı, her milletin nüfusuna göre tertiplenecek bir ölçüye göre taayyün eder,
Birlikler evvelâ, lisan zaruretlerde, tümene kadar, aynı milletlerden teşkil edilir. Harpte, tehlikeye düşen her mınlakaya. tercihan, ora halkından müteşekkil birlikler sevkedilir. Avrupa ordusunun birlikleri, hususi kışlalarda ve Avrupaya göre tanzim edilmiş, müstahkem ana üslerde bulundurulur. Birliklere sık sık garnizon değiştirmek su-retile, erat. Avrupanın muhtelif coğrafya ve yaşama şartlarına alıştırılır.
AVRUPA ORDUSUNUN FİNANSMANI:
Devletler üstü, böyle bir Avrupa ordusunun masrafları, “Avrupa Birliği,, kurularak, müdafaa bütçesi yapılıncaya kadar, Avrupa Devletlerinin kendi bütçelerinden ödenecektir. Bununla beraber, Amerikanın yapacağı bütün ayni ve mail yardımlar, bundan böyle devletlere değil, bu Avrupa ordusuna yapılacaktır. Avrupa müdafaası için lüzumlu bu masraflar, nihayet Batı Almanya işgal masraflarından da tefrik edilebitir. Bu masraflar bu sene yuvarlak hesap bir milyar dolara baliğ olmuştur. Garnizonları Batı Al-manyada bulunması icap eden, böyle bir Avrupa ordusunun teşkili ile Al-nıanyanm işgali de sona ermiş olur. Yüksek Komiserler, bu vaziyet karşısında, ufak birer şeref kıt'asile iktifa edebilirler.
Batı Almanya da, böyle bir ordunun masrafına iştirak ettirilebilecek ve -diğer memleketler gibi- ayrıcn bir de milli ordu beslemeyeceği İçin, diğerlerine mizanın, daha az masrafa boğulacaktır. Almanların, böyle bir orduya iştirakini temin için ileri sürülen fikirler bunlardı»
SADAKAT YEMİNİ VE BAŞKUMANDAN :
Tasarlanan bu hesabın büyük meçhulü böyle bir Avrupa ordusunun başkumandanlığına kimin getirileceğidir. Belki de, Sovyetlerin hareketini taklit etmekten çekinmiyerek. Amerikadan “Avrupalı bir mareşal,,j vatanına İade etmek iktiza edecektir. Şu var ki. askerler için müşterek mefkûre ve sadakat “yemini, çok daha mühim bir mesele teşkil eder.
Bolşevik olmayan Avrupanın yaşama birliği ve beraberliğinin, daha şimdiden muhtelif milletleri, bir Avrupa ordusu içerisinde müşterek askerlik hizmetine sevkedebilccek kadar kuvvetli olup olmadığını denemek icap e-decektlr. Plânın taraftarları. Amerikan ordusunun ilk günlerini, lngilizlerin müstemleke nrdularlle edindikleri tecrübeleri ve İkinci Cihan Harbinde müşterek kurmay heyetlerinin mesaisini delil olarak ileri sürmektedirler. Vakan, Alman ordusunun, yerlilerden teşkil ettiği birliklerden edindiği tecrübelere de işaret edilmekte ise de. bunlar birkaç tümeni geçmemiş ve elde ettikleri muvaffakiyetler, gönüllülük vasıflarının ve gayretlerinin meş* kûkiycti doiayıslyle pek mahdut kalmıştır. Nihayet tarihten misal getirmek İçin, Avusturya - Macaristan İmparatorluğunda. Macar ordusuna işaret edilmektedir. Fakat bu ordu da. neticede. kendine asker veren milletlerin ayrılmasile yıkılmıştır. Nihayet şunu da unutmamak tâzımdır kl, gerek Çar. gerek şimdiki Sovyet orduları da muhtelif milliyetlerden müteşekkil butlun-maktadır.
Bir Avrupa ordusu teşkili için bu plânların mücerret mevcudiyeti, bunların tahakkuku hakkında herhangi bir kıymet ifade etmemekle beraber, bunlarla meşgul olmak da zaruridir, Bu teklifi askerler zaruri ve politikacılar da kabili tahakkuk sayıyorlar. Milletlerin ne dediğini yakında göreceğiz. Müşterek emniyet endişesinin, alelek* ser mübalâğa edilen tezatlar ve fikir ihtilâflarından daha müessir olacağını temenni ve tahmin etmek, pek de yanlış olmasa gerektir.
Türkler ve
Arap kültürü
dün-
ara*
vc bundan derin Üzüntümüz bize yönel-hor bakım-kuruntusu-



Ankara'da
Üçüncü fılârmoni konseri
I


Yazan:
Pat Frank
gittim, Şişliden t ttiğim dolu İtli
Ihlr bu «aaff»’, haltı htffu trııha oldcuğuıı asfalt, hıifiusl otonom Blchn dt»ltnufft lstiıı*
Boğazda bir gün "Sizin Sokak„ta bir akşam
Havalar, Komut Salı^ ı r 7Y» /|fa-
düru Ur yapmış jjlbt ffiletil (/ı-
rlh/or ı r hı.ıutu {/» ztıu yr davrt f di^cır.
Grçm ffiin, öfllrdra ttuııra, Taksim Mt talttiHihlun bir dolmuşu atladım m: Boğa i a arası, t ah miti hillrrlr
ıı« t/r bir yolcu bırakacak^, o taraf taa bıdlk. Yıhıakfivl knruiJsh yohlaa bir. dcu karcımıza çıkaıı (70/ hdrıka idi. YasdanbrH kaç ay ffsçti kİ!,. Kakül iJfte sanki rdir hasreti çekilen
bir ha^ka öttür ilikle yörıhıüyor.
Vc Yt ııiköıtdt ıı sonra suru ut ıh yot^ lam ve boylu boyunca mana a duraı • ları Ur kaldırım hayishaıif sinde n çıkınca tekrar kavutjulaıı asfalt r( Uo-fİaz.
â’ış yitnlcri aksam çabuk oluyor. Sarıyer fırınının halkaları ib ^fur o'ctork thra^yini kahvrdt “Aldıktan sonra1,, tekrar bir dolmuşu bindim, Bu srfrr, dönllç. Tarabuadan Zincirli, kuyuya çıkan bıılbülleri ile meşhur ağaçlı yoldan oldu. Kemelerin huni-lrhndr sllyilryf Ur kaldırılmış tozlar yibi yörunen hafif bir sis etrafı es-tamyluyor vc krmlimı, rfsam d bir vadide hazine aramaya yidrn bir film ka h ra m a n ı sa ıı ı uot u m.
Birdru taksi durdu, beni Taksim Mı ydanına iade elti, İçimde, macera a yaıı kalmış olanların llzibıtusu ra/. Ters yoldan uclcıı bir otomobilin sty-rüsefer nizamlarını ihlâl edişi kâfi ıb yılmış yıbi küstah bir karna sesi beni kaldırıma sıçratıyor, Hiddetle do-m reyim anda, yözlrrımc bir Hıia çarpıyor: Sizm Sokak, Bizim sokak >hi * Vaktiyle hır ^Bitini lokanta, vardı, Raşıl Z?On idare ederdi. Hoş f,Siziıı sokak,, da Afuanımer K(irac(lıtin operetidir. Haydi gidip sinirleri mini ya-tıştıralım. Patlasın cevapsız kalan şu-if>r.
Operet, artık, artistlerin kelime o-yunlaruıı, seslerini, danalarını gösteren bir rövudür. Kiiçük bir operıı demek olan opcteCİH esası olan musiki vr bale burada bir parodi,, halım yel-aıişlır. Afrı .m f 4Vr olursa olalulir, müellif ve » 'Ctta diye birşey aramamı lüzum yoktur, o, bir vesileden ibarettir, daha doğrusu, afişlerin üstüne konulmaya yarayan cazip bir Isım, '‘Sı-zlıı Sokak,, gibi.
Muammer Karaca tahsisat alan ine sahne olmadığı içbı dikkafiıtl temsil-ler verdiği »mhifin hıısusly/ tb rinc çeviriyor. Bryoyhında tiyatroya kimler gelebilir! Eğit nmeyr çıkanlaı run size nim aryan danslar
yeth r yelebilir, o halde kt udi tiplerinden taklitler. Hacı ağalar gelir, onlara, üstat, kendi şiveleriyle hitap eder Salonda sanat, matbuat, edebiyat d( lemiııe veya siyasi, mali ». uhfillere mensup kimseler mi var! Muammer Kuraca, sahneden derhal yürür ve gü nün hâdiseh rimh ıı uİiiihhş yerinde iki espri ile uöııUllerhıl lıaşedcr
baha ım istiyoruz f Muhacıı taklidindi eşsiz sanatkâr Mıh mel Alı Yahudi taklidinde muvaffak olamıyor-muş, M ıı su f fer He pg İller Na pnlya illa zıp zıp, Shakı speart tavla oyunları ile acını takibi ine kabak tadı veriyormuş. Eroluçlar aynı tekerlemeler.*: ne çıkar! Muammer cezbozcsi iltı ovadadır, vc. pllaüı zaman zaman o» yuna öyle bir malihulyalı ııot veriyor. t fi Öyb bir eda kalıyor, Toto öyle bir kahkaha unsuru getiriyor A*i insan derhal müsamahakâr oluyor yününü iyi geçinil İş kimselerin huzuru ile, dudaklarından bir hbessüm, başım yastığına koyuyor.
Bu az bir şey ınif
Bir İSTANBULLU
Akalh-

conivmpornlneı Hynth^se, re-lııterıiAtionnle, Brııxel-217 - 319) bahsederken, münasebeti olmadığı halde.

Fransız kültü-fikirler birbi-tanı bir tezat için, Türklere
rt RAP dilini konuşan insanlık m vaaında iyi anılmadıgımızı, da sırada görüyor bir üzüntü duy uy om»,
sebepsiz değildir. Çünkü, liion büyük tarih suçları, dan, temelsiz, bir mantık dur ve gerçeklikle on ufak bir ilgisi
bile yoktur. Bizim gelişigüzel suç-landınlışımısdıı. belki do, ne olursa olsun, yeni milli bir ideoloji yaratmak gayretinin belli başlı bir payı vardır. Çünkü; Osnıani» Devletinden koptuk* tan sonra birer millet haline gelen topluluklarda böyle bir tarih telâkkisi, zurnanla, aşağı yukarı, bir düşünüş ve muhakeme golenrgl haline gelmiştir. Biz, şimdi, okuyucularımıza bunun yeni bir örneğini göstermeye çalışacağız: •
Nainı Kattan. Fransız dilinde çıkan büyük ve ehoınmiyotii bir dergide çağdaş Mısır şiirinden (La |ioâa|v Egyp-tlenııo
viıcı nıeıiMUİle Ich. sayfa ı knnu ile sözü Mogollara ve OsmanlIlara geti-
rerek, şu neticeyi çıkarıyor:
Arap medeniyetinin en karanlık tarih çafri, Arap ülkelerinin Moğol İstilâsına ııgrıımaslyle İmalar ve Ntıpo-l^on*ıııı Mısıra girmesiyle nlhuyct hu-lıır. Mogolhıra ve Osmunlıhım glire Arap dilinin her edebi Ifıulo tarzı, bir vatan sevgisi işaretidir ve usıl ılüş-ımııılık da hıırudaiı gelmekledir. Kur’-aıı olııiıtsııydı, Islâm dininin kulaul dili olun urupça. İMdki de, Arap tarllıi-ııin bu parçasında büsblilüıı unutulmuş olacaktı. Nupolöon, aruplık milli sezgisinin ahnlııl (?) lutıışturımış-tıır, uma, .Arap edebiyatının Yenl-Ha-yut’b Ttırkler yüzünden, çok geç do-^abllııılşt İr.
Naim KatUn'ın, çağdaş Mısır edebiyatı üzerine ileriye sürdüğü fikirleri ayrıca incelemeye lüzum görmüyoruz. Çllnkü; Napol^on'u vo rürıü kasldeleştlren hu riyie, her şeyden önce, halindedir. Biz, onun
karşı yöneltilen ithamlara ehemmiyet verm«k ve bunu yazımızın çerçevesine goro, kısaca, incelemek zorundayız;
Moğol Devleti, Kattun’ın sandığı gibi. din prensiplerine ve görüşlerine göre kurulmuş, liıeocrat bir devlet değildir. Nasyonal fikirlerin doğuşu da çok daha sonraki devirlere düşmektedir Osmanlı Devleti ise Türk dostu olmadıkını bildiğimiz Matln Luther’e rln u eltllch tein ftaglment t hayat prensiplerine göre kurulmuş çok hoş bir idare tarzı» düşüncesini İlham edecek bir teşkilât yaratmıştır. Bu devlet, ilk gelişine safhasında geniş görüşlü Türk geleneklerine bağlıdır. Akçe Kocaları, Konuralpieri vardır, yabancı bir kültür dünyasından geldikleri halde, eski adlarını muhafaza eden Miiial gibi. Evrcnos gibi gazileri vardır. Biz. bugün erkek çocukumuza, dinle hiçbir münasebeti olmadığı holde, söz gelişi. Arlstophnnes adını veremeyiz, ve bunun uyandıracağı tesirleri düşünürüz. Osmanlı çağının
dayandığım pek iyi anlıyablhrız. kadar yazıktır ki, geçmiş günlerin şimdiye lerin tır.
le geniş ve Büyük İskender ölçüsünde bir zihniye! İle kurulmuştur Devletin daha sonraki gelişimi başka türlüdür. Biz buna, fazlaca düşünmeye ’üzum görmeden, (hrocral devir adını verebiliriz. Osmanlı Devletinin bu devirde başından gelip geçenleri, biz tarihten öğrenebiliriz. Fakat doğrusunu isterseniz, bu devir. Araplık dünyası
için, Nainı Kattan'm dediği gibi, yük bir felâket Olmamıştır. Bu virde Osmanlı Devletinin olduğu gibi Osmanlı cemiyetinin de en yüksek bayat ideali Türklük değil, bütün genişliğiyle Araplıktır. Her yerde açılan medreselerin fikir ve kültür dili aıapçadır. Türklükten ve Türk geleneklerinden sıyrılarak Arap gelenekleri İçthdo erimek ve kaynnşmak, hattâ şeceremizi Arap dünyasına kadnr uzatmak, bir gayedir. Devlet, elindeki bütün kudretle, Arap kültürünün organıdır. Biz burada tarihimizin bu safhasını kıymet hükümlerine göre muhakeme etmek fikrinde değiliz. Fakat şunu da söylemeye meoburuz ki, böyle bir zihniyete göre ayarlo.nmış olan bir devletin, Arap kültürünü en karanlık bir duruma düşürmüş olması ihtimali hile yoktur. Onun için. Kur’* an olmasaymış, Arap dili büsbütün unutulurmuş, iddiası baştanbaşa temelsizdir.
Kur’an, bütün ınüslümanlara göre, bclâgat ve fe^alıat'in, ne kadar çalışılırsa çalışılsın, eşi yaratılamıyacak kadar mükemmel bir anıtıdır. Bu düşünüş tarzının arapça İçin çok daha büyük bir ehemmiyeti vardır. Türkçe ve Irancn bu belâgat ve fesahat ölçüsüne göre gelişmek zorunda değildir. Bu İki dil için belagat ve fenaiıat kapısı kapanmadığına göre edebiyat, kendini yaratmak ve konularını istediği gibi işlemek İmkânlarından siy-rılmamıştır. Nitekim Moğol istilâsının en çok toplandığı ülkelerden biri olan İran, her bakımdan, dikkate değer bir edebiyat yaratmıştır.
Arap şiirinin kaynaklarını araştırmaya girişmeksizın diyebiliriz ki, İslâmlıktan önceki Arap şairi, kabilenin dilidir. Kabileyi ve onun kahramanlarını metheden, topluluğun dertlerini, kaygılarını, dileklerini anlatan odur. İslâmlık, kabile hayatını ortadan kaldırınca şairin cemiyet içindeki rolü de sona ermiştir. Artık yeni bir belâgat ve fesahat'© de lüzum yoktur. Bundan sonraki devir, Muavlye oğullan ve lıan tesiri altında kalan Abbasoğullan çağındaki birtakım gelişmeleri bir tarafa bırakırsak, daha ziyade münacat ve İlâhilerle doludur. Yabancı dillerden ve bilhassa eski Yu-nancadan yapılan tercümelerde ne Hoıner'le, ne Aristophanes'le, ne de Sophokles'le karşılaşmıyoruz. Kilise de başka türlü hareket etmemiştir. Onun için Arap edebiyatının böyle bir yola dökülmüş olmasında Moğolların vc Türklerin suçunu hayalden bile geçirmek, gerçekten, mümkün değildir. Türk İmparatorluğu zamanında büsbütün unutulmak tehlikesi geçirmiş olan dil de. urapça değil, türkçedir.
1930-1936 yıllarında çıkan programlı bir Arap dergisinin, bütün Arap telâkkilerine ve geleneklerine çok aykırı bir adı vardır: Apollon. o ııyor kı, Arap edebiyatı;
başka bir dünyadan kuvvet alan güzelliği ideallerine karşı yeni bir gi duymaya başlamıştır. Fakat iyi biliyoruz ki, çok büyük bir
let kurdukları zamanlarda Arapları Apollon a gülümser bir yüz göstermemişlerdir. Arap kültürünün geleneklerini benimsediğimiz vc kendi mili! benliğimizi unutmuş olduğumuz için İmparatorluk çağımızda biz de aynı şeyi yapmışızdır. Fakat Kattan’ın hiç düşünmeden bize yüklemek istediği suç, bizim değil, doğrudan doğruya, Arapları da İçine alan bir zihniyetindir. Uzun bir tarih boyunca biz Arapları kendimizden ayırmamışızdır. O-nun İçindir kl, Arap dünyasından gelen lüzumsuz hücumlar, bizi daha çok müteessir etmektedir.
M. NERMİ
bü-de-
10 aralık cumartesi günü, opera nasında. Cumhurbaşkanlığı Orkes «ını dinledik; şef Ferld Alnardı konsere solist olarak Antonio 8a rejlı iştirak ediyordu. Bu yazımda, linan eaerlerdon, Saldarelh'dcn vc kestromızdan söz açmak İstiyorum
J. S, Baoh'ın dört orkestra al stilize halk danslarının en güzel öı gıni teşkil eder. Bu eserleri konser lanuna Mendolssohn sokmuştur; 1 de Re majör tonunda olanını wandhausH salonunda idare etmiş, na rağmen, on dokuzuncu asrın s(> rina kadar Bach’ın süitleriyle d mahallerinde raks edildiğini billyo
Cumhurbaşkanlığı Orkestrası, konserinde İlk parça olarak, Bac flüt ve yaylı sazlar orkestrası İçil minör Lklncl süitini çaldı. Bu cs( icrasında herşeyden evvel dinamik retlere uymak lâzım. Besteci, piy ile forte arasındaki kontrasttan Tay lanarak tesiri arttırmayı dILşünn Orkestra, süiti başından sonuna ka “forte,, icra etti. Zaman zaman "ı zoforte,, ye de düştüğüne şahit old fakat sınırlı, kesin bir dinamik tesu na Taslamadığımı söylemeliyim Y nesak icra, eserin değerini düşürü) Uvertürün fügündo, kemanların tel ve muntazam spikatolan flüte lyt destek oldu. Maamaflh solo sazı, ı tema onda olduğu halde, bir çok ye işitemedik. Bilhassa Allegro, Bour ve Badlnerie’de yaylı sazların refıü dalma birinci plândaydı. Si minör a muhakkak dlr; fakat edilmesini zın. bütün
nissimo çalamadığını kabul etmek I aım.
İkinci parça olarak Resplghi’ı , violonse! ve orkestra için varyos yo Adaglo’aunu dinledik. Solist, Deı Konservatuarı öğretmenlerinden S dcrelli İdi. Değerli sanatçı, sazına, I İlmenin tam nıâneslyle hâkim, ölç I bir vibratosu ve zengin tonu var; | riclk kusuru, insanı peşi sıra sürtL yememesi. Sonra Us notlarda da man zaman entemasyonu bozulup Nlaamafih eseri, tesirsiz olmasına n ıl men doğru ve başarılı icra ettig söylemeliyim. Yaylı sazlarda yüki . pozisyona geçildiği zaman, bllhaj J birinci telde, vibratoyu küçültmek zım; aksi halde telin titreşimleri ar ye İntikal eder.
ki, solisti k bir eser de( bu, melodi hattının İhı gerektirmez. Orkestra hüsüniyetlne rağmen, pi



1



Ağır zırhlı kıtaları,
Ağır topçu kıtaları
Ağır bombardıman filoları, ParaçütçU ve havadan nakledilen
yolardan Başkumandanlığının emrine şıkkı düşünülmektedir. Bu meydana gelecek Avrupa ordusunun
nüvesine, her Avrupa memleketi kendi asekerî birliklerini iştirak ettirebilir. Bu husus! birlikler:
1)
2)
3)
4)
kıtalardır.
Denizaltılar!» hücum botlarının, şimdilik, milli donanmalar arasından çıkarılması, deniz kuvvetleri cephesinden düşünülen tedbirlerdir.
Bu hususi birliklerin bir araya getirilmesi şekli, ancak intikal devri için düşüntymektcdir. Bunu maksada en uygun şekilde yapmanın yolu, bu gibi birlikleri, evvelâ her millî orduda yemden teşkil etmek ve ondan sonra a-yınp almaktır.
Bu hususi birliklerde muhtelif milliyetleri birbirine karıştırmamak ve her milleti, mazide ve aon harpte en çok istidat ve muvaffakiyet gösterdiği sahada kullanmak, mesela ağır topçu
kadar yolunu OsmanlI
Biz bundan da İlk nasıl bir zihniyete No OsmanlI tarihçisi,
tablosunu çizerken, müspet inceleme* henüz bulamunuş-ccınlyetl, böy-

Zürriyetsiz Dünya
M
AF
— Hiç, dedi, hiç bir şây. (Esnedi). Beni mazur görürseniz gidip yatayım. Yarın zorlu bir gün geçireceğim.
Ertesi gün saat onda uyandım. Salona geçtim ve sabah gazetelerini aldım, Marge’la Jane kalkmıştılar. Sordum:
— Homer nerede?
Jane: ı
— Parka gezmeğe gitti, dedi.
— Ya! Çok oldu mu?
— Saat dokuza doğru çıktı. Kahvaltı için döneceğini söyledi.
Bir gazete açtım ve büyük başlıkları gözden geçirdim. Ama bir türlü dikkatimi toplayamıyordum.
Marge usulca:
— Homer'I aramaya gitsen daha iyi olmaz mı? dedi.
— Zannetmem, dedim . Ne taraftan gittiğini bilmiyorum. Rastlaşamıyabiliriz. Nasıl olsa birazdan döner.
— Acaba, şekerim?
Bu şekerim deyiş tarzı hoşuma gitmedi. Sanki boğazıma bir ustura dayamışlar gibi oldum. Kalktım ve dedim kl:
— Evet, aramaya gitsem daha münasip olacak galiba.
Otelin kapısından sokağı dikkatle tetkik ettim. Onu burada beklemek daha uygun olmaz mı, diyordum, Otelden Rock Creek Park a on ayrı yoldan gidilebilirdi, belki de o şimdi o sokaklardan birinde, hemen yakınımızda bulunuyordu. Beklemeye çalıştım. Beş dakika bekledim, sonra Connec-tlcut caddesine doğru yürüdüm, fakat yeniden fikir değiştirdim, otele döndüm..
Kapıcıya:
— Bay Adam'ın geri döndüğünü gördünüz ınü? diye sordum.
— Hayır, Bay Smith, epey oluyor, dışarı çıktığım gördüm, fakat geri döndüğünü görmedim.
Bunun üzerine büroya gittim ve memura Adarn’ı görüp görmediğini sordum.
— Evet, Bay Smith, saat dokuz sularında gördüm. Size bir mektup bıraktı. Sizin inip mektubu alacağınızı söyledi.
Bana bir zarf uzattı.
Onu cebime indirdim ve asansöre girdim. Dairemizin önündeydim. İçimden, belki de geç kalacağını bildiren bir haberden ibarettir, beyhude telâş ediyorum, diyordum. Sonra, belki de içeri girmeden açsam daha iyi ederim, diye dü-
şündüm. Cebimden çıkarıp im.uuii. Otelin zarflarından biri üstüne Steve Smith diye karalannuştı. Zarfı yırtarken vazgeçtim, tekrar cebime koyup içeri glıdinı.
Marge:
— Ne haber? diye sordu.
— Dönmedi.
Karım cevap vermedi.
— Bana bir... Büroda bir mektup vardı. Zarfı açmaya çalıştım, ama açamadım.
Marge:
— Ver bana, dedi.
Mektubu açıp masanın üstüne yaydı, omuzundan okudum. Homer şöyle yazıyordu:
•'Azizim Steve,
“Size M. Z. P. den istifa ettiğimi bildirmek için yazıyorum. Anayasa ile bütün diğer kanunlara göre, herkes gibi benim de istifa etmek hakkımdır, ben de şu ondan itibaren istifa ediyorum,
’ “Ne yapmak niyetinde olduğumu size söyliyeblllrim, nasıl olsa çok geçmeden kendiniz de keşfedeceksiniz. Kathy İle gidiyorum. Vazifemi yapmaya elimden geldiği kader çalıştım, Ayan âzası Knott bir numaralı anne olarak seçilme-seycü, yapmakta bir mahzur görmiyecektlm. Ama, bu fazla geldi. Katlıy’nin de işaret ettiği gibi ilk S. D, çocuğu hem Ayan âzası Knott'un, hem de benim en kötü taraflarımıza tevarüs edebilir, dünyayı böyle bir vaziyet karşısında bırakmaya hakkım olduğunu sanmıyorum.
“Mary Ellen’le küçük Eleanor’dan ayrıldığıma çok müteessirim. Fakat para sıkıntısı çekmiyecekler. Mary Ellen in, benim için tek kurtuluş yolunun istifamı verip Kathy gitmekten İbaret olduğunu anlıyacağını umarım, Allaha marladık Steve.
ile
ıa-
Homer”
Hcmen otelden fırlayıp koşmak, durmadan koşmak geliyordu İçimden. Ama, bunu yapamadığımdan, başka tedbirler almak lâzımdı. Evvelâ M. Z. P. ne telefon ettim ve A bel Purııphrey’l istedim. Pumphrey'in sesi:
— Kim o? dedi. A! Siz misiniz, Smith. Şu anda çok meşgulüm. Acaba biraz sonra...
— Homer Adam kaçtı, dedim.
Demek kökleri söz sev-pek dev-
Ese kısmının beş dörtlük oluşu, I Batı Avrupa musikisi için büyük bir yenilik sayümı Tschaikovvsky’nin. ağır kıs

Orkestra genel olarak iyi bir refal çıkardı; yalnız küçük flütün (picco bozuk entonasyonu insanı adamak rahatsız ediyordu.
Son olarak Tschalkov/sky’nin altı ıpatetik) senfonisini dinledik, ikinci hassa dukça Sonra
en sons koyarak, senfoni şemasında önemli bir değişiklik yaptığını gö! yoruz. Bu şemayı sonradan Gual Mahler ve diğer bazı modern beste ler kullanmıştır. Patetik senfoniîl altından yüz akıyle ancak virtüöz • kcstraların kalkabildiğin! düşünür» cumartesi günü dinlediğimiz jcrat ümitsizliğe düşmememiz gerekir.
Dil köşesi
I
Bedii SEVİ?
“Romantik,, kelimesi
ve


Çeviren.
Yaşar Nabi
bir-

bir nüde sancısından kıvranıyormuş gibi ki:
oraya geliyorum. Ben gelmeden bir >ey
Kaç-
inle*
yap-
Emniyete telefon edeceğim. Bildirmek lâ-
Telefonun öbür ucunda şiddetli, garip gürültüler, birini tutmaz cümleler ve sözler duyuldu, bunları söylb'en Pumphrey’in sesi değildi.
Telefona bağırmaya devam ediyordum: Allol Alloî Bir müddet sonra bir ses duyuldu. Allo! /Kilo! Smith, siz misiniz? Ben Gableman, Pumphrey e ne yaptınız?
— Ne oldu?
— Düşüp bayıldı.
— Homer Adam’dan bahsettim. Adam istifa etti, tı. gitti.
— Ne! Ne! Ne diyorsunuz!..
Gableman.
di. Soma dedi
— Derhal
mayın.
— Umumi
zım.
— Güzel. İşi elden geldiği kadar gizli tutmalarını söyleyin, çünkü haber yayıldığı anda hapı yuttuk demektir, halbuki onu bulabiliriz belki..
Telefonu kapadı.
Umumi Emniyette müfettiş Root'a telefon ettim. Kltty*-nin dosyasına ihtiyacım olduğu zaman da ona başvurmuştum; Honıer’ln kaybını kendisine bildirdiğim zaman sordu;
— O kız mı kaçırdı Adnm’ı?
— öyle görünüyor, cevabını verdim.
— Ben de zaten bundan korkuyordum. Falla telâş etmeyin. Belki göründüğü kadar vahim değildir, öğrenilmesini istemediğinizi tahmin ediyorum, öyle değil mi? Güzel! Trenlere, uçaklara, otokar servislerine hususi memurlar göndeririz, fakat, Kitty’nin bu türlü mayacak kadar kurnaz olduğunu kadar oradayım.
Evvelâ Gableman, arkasından
gördüğüme memnundum. Çok mantık Homer’ln mektubunu uzattım. Üstüstc İki defa yüksek sesle okudu. Sonra:
— Bir yere gidemezler, dedi,
— Neden gidemesinler? diye sordum.
(Devamı var)
nakil vasıtalarına başvur-sanıyorum. Beş dakikaya
da Tex Root geldi. Onu sahibi bir adamdı.


bizde mâna zengin boş bir kalıp hail:
mânalı bir şeki
hl
geçinen demekmiş. 0

halk çocuğunun s Geçenlerde Ankara^
“Romantik” kelimesi dilimizde g( şıgüzel kullanılır. Sağa sola gö! veren bir gence “romantik” deriz, I roman veya bir filmde bir aşk sı nesi varsa, ama aşkın hangi türlü olursa olsun, “ronıantik** der geçer Nerede bir duygu, nerede bir heycc. görürsek, derhal “romantik” yaftası, yapıştırırız. Garbın fikir ve ede t ’ yatında büyük ve inkılâpçı bir dünjı görüşünün, bir insan tipinin karşıla| olan bu kelime ğlni kaybetmiş, gelmiştir.
Bu kelimenin
kullanıldığını yalnız iki defa duydui bir aydınımız, “Romantik demokrat son verelim” başlıklı bir yazı yazıya demek istiyor kl, romantik devirleri olduğu gibi yer yer dolaşıp, heyecaı lı nutuklar vermekten, hürriyet adal|| gibi mefhumları söz ve sesle haykı maktan artık vazgeçelim, gerçekli görüp, gerçek dertlerimize müspet reler arıyaJım. Şu halde:
Romantik = realist olmayan, yal ve lâf He yecek yok!
İkincisi bir Anlatayım:
Sus sineması arkasında eski kitap sİ satan işportalardan birine uğradım • satmak üzere 20 kadar da ecnebi dİ de eski roman götürdüm. Ankarsı yeni gelişen bu alış verişi, talebe gen ler yapıyormuş. Güzel bir şey! Pakt açıp kitapları gösterince, genç tücd hepsine 200 kuruş teklif etmez mi! Ş şa kaldım.
Hiç olur mu! Bunların her biri dil ya edebiyatında yer yapmış roma lardır, dedim.
Şöyle cevap verdi: -
— Ama Bayan, herkes sizin gibi rt mantık değildir ki, bunlar satılmak
Evvelâ hayretle yüzüne baktım, sU| fa birdenbire anladım; Romantik 1 roman okuyun kimse demekmiş! trt yepyeni, dipdiri bir söz! Sulandı ra 4 landıra renksiz, tatsız bir hale s(4 tuğumuz “romantik” kelimesinin hal ağzında tekrar canlanması! I
— Allah razı olsun, dedim ve kitn| lan 200 kunışa verdim.
Ayşe Nt’



14 Aralık 1M9
LAMALAR
De*
ya-
Albert Mousset'ntn makalesinden hulâsa edilmiştir.
••And dağlarının anılan yük lamaları, k&da yürüyorlar. Bu ma erkekleri taşıt
yor; «aşağı yukarı 50 Kg,) ağırlığında yük taşıyabiliyorlar.
gemileri., adiyle Peru’da bir patl-hayvanlarm yal-Işlndo kullanılı-
Peru’nun yük hayvanları:
.6.
•on
Geçmişte meraklı şeyler
CEZA HEYKELt
Toplı yaıı? M H.
müsabakanın kaybedilmiş ol-dolayı bu geceki müsabaka-bir alâka He beklenmektedir.
Mesut bir insan
Yazan: FİKRET ÜRGÜP
I oturu-
Yunnnn eyaletinin sarp topraklarında uzayıp giden Burma yolu




Kî kişilik yerde her gün karşı karşıya otururduk. İkimiz de denize bakardık. Zaten insanların yüzlerine ne diye bakmalı? Bir şey öğrenilemez ki? Ahbabımın da lodos fırtınasından sonra, hiç bir dalgası görünmeden sollanan kırışıksız denizin beyaz ve parlak sathı kadar ifadesiz bir yüzü vardı. Bu suretle, hergünkü vapur yolculuğunda insan yüzü ihtilâtından kurtulmuş oluyordum.
Fakat, her türlü huzura musallat olan şeytan bizim köşemizi de İhmal etmedi. O sabah, komşumun yerinde duramadığını hissettim. Hangi bacağını ötekinin üstüne'atacağına karar veremiyor, ara sıra bu tecrübeden vazgeçiyor, bacaklarını uzatıyor veya kanapenin altına çekiyordu. Yüzüne baktım, hasta değildi, Her halde heyecanlı idi.
Ertesi sabah hava bulutlu ve rüzgârlı, ben de düşünceli idim. Komşum birdenbire içini çekti. Kaşları birbirine bitişmiş, göz kapaklan kızarmıştı. Vapur kalkmadan dışarı çıkmak ister gibi birdenbire ayağa kalktı. Sonra, kendine hâkim olarak oturdu. Evinde ağır bir hastası olacak, ayrılmak istemiyor, diye düşündüm. Her halde, dün sabahki huzursuzluğunun sebebi de bu İdi.
Bir gün sonra, yerime oturur oturmaz onun yüzüne bakmaktan kendimi alamadım. Son derece muztaripti. Fakat bu defaki, yalnız kendini alâkadar eden bir ıstıraba benziyordu. Yüzünün sol tarafı uzamış, sarkmış görünüyordu. Bunu bilirdim, muhakkak dişi ağrıyordu. Çektirse şu dişi de kurtulsak, diye düşündüm. Tahammül olunmaz bir acı hissettiği muhakkaktı. Hattâ, bana kalırsa o gün dişini çektirmeğe gidiyordu. En akıllısı da bu olacaktı.
Ertesi sabah vapura erken geldim; merakla bekledim. Yüzünde ayni ıstırap vardı. Üstelik, gözleri dalgın, hareketleri yorgun ve isteksizdi. Bir zamandır onu heyecanlandıran, peşinde koştuğu bir işi veya bir gönül hikâyesini nihayet kaybetmiş gibi. Ertesi gün deniz yeniden durulacak, diyordum ve müsterih oluyordum. Nihayet bana ne? Kim ne kaybederse etsin, bu düşüncelerime rağmen ertesi sabah onun yüzüne bakamıyacak kadar heyecanlı 1-dim ve merakımı olduğu yerde bırakmak İstiyordum. Bir gazete satın alarak arkasına saklandım. Vapur yan aşınca ya kadar ne yüzüne, ne de ayaklarına baktım. Gazetemi kaparken arkamı dön-
düm ve yürüdüm. Fakat o yerinden kımıldamadı. Birkaç adım yürüdükten sonra elimde olmadan başımı çevirdim. Alnını avuçla-riyle kapamış bitkin
yordu. Sevdiği birini miş hali vardı. Belki de hastası nihayet ölmüştü. Bu dünya kime kalmış ki? O da unutulurdu.
Bir müddet onu bekledim.
Teselli etmek İçin değil, düşündüklerimden emin olmak için. Kendini zor sürüklüyordu. Bakışları ümitsiz ve yorgundu, ö-nümden geçerken beni tanımadı. Omuzlan düşük, sırtı kambur-laşmıştı. Zorlukla yürüyordu.
Birkaç gün vapurumu değiştirdim. Matemin izlerini onun yüzünde ve hareketlerinde takip etmek istemiyordum. Bilhassa, o ölgün deniz sükûnetine dönmesine tahammül edemiyecektlm.
Bir gün, şiddetli bir havada vapura girmiş, her zamanki yerime oturmuştum. Garip şey? Kapalı havaya rağmen, yağmurlu günlerden sonra parıldıyan sonbahar güneşinin yıkanmış ışığını hissetmeğe başlamıştım.
Başımı kaldırınca karşımda onu gördüm. Gözleri yumulmuş, ağzı genişlemiş, yüzünün iki tarafı birbirine denk gelecek şekilde gevşemişti. Midesinin ekşiliği teskin olunmuş bir insan rahatlığında idi.
içimden: •'— Demek ki, bu kadar az zamanda unuttu!,, dedim.
Fakat bu olamazdı. Benim tanıdığım adam için böyle bir şey imkânsızdı.
Hastası boşuna yeleme ölmüş manda
fadesine
Rahat bir şekilde bacaklarını u-zatmış, kendi huzuruna dalmıştı.
Nihayet onunla konuşmaktan kendimi olamadım:
— AJlaha şükür! dedim, mek ki kurtuldu?
— Kim dediniz efendim?
— Sevgiliniz değil mi idi,
hut da kardeşiniz, hasta olan kimse t
— Efendim?
— Canım, günlerce öldü, ölecek diye üzülüyordunuz...
O zaman saadeti bile aşan, beklenmedik bir sesle, Noel çanları gibi arkası kesilmiyen bir kahkaha attı:
— Anladım! diye, ayaklarını uzattı. Kaba, geniş kunduralarını gösterdi. Belki görmüştünüz; dedi, yeni ayakkabılarımı. Çok da para vermiştim. Fakat o kadar dar geldi kİ kxfir! Bir zaman ayak parmaklarımı bükerek giydim. Günlerim azap içinde geçiyordu. İşlerim karmakarışık oldu, Bir türlü de vazgeçemiyordum. Dün işte karar verdim. Çarşıya gittim, şu kavaf işi kunduraları aldım. Size bir şey söyliyeyim mi? Ömrümde ilk defa kendimi hakikaten mesut hissediyorum.
kaybet-


Ssvfıt B
Ankara mektupları
Ankarada bir gün
Yazan: ÇELEBİOÖLU
Atom tehlikesi
önünde
Şehirlerin ve sanat eserlerinin korunması
C i
EL VE GÖZ
Bundan 4300 sene evvel Babll'de hüküm sürmüş olan Hammurabi’nin meşhur kanunlarından bir kısmı bir dikili taşta bugün okunmaktadır.
tşte bu kanunlardan biri:
••Bir tabip bir hastanın gözünü a-meliyatla tedavi ederken; o göz görmez bir hale gelirse, o tabibin neşteri tutan eli kesilecektir.,,
Hicrî 1949 Rumî
6AFER ARALIK K. evvel
23 14 1
1369 Çarşamba L365
Vakit Vasat) txan
^uC3 7.16 2.35
Öğle 12. 9 7.28
İkindi 14.29 9.48
Akşam 16.41 12.00
Tatil * 18 20 1.39
İmsak 5.31 12.50
Müzeler
öuiı - çar» Cuma, Pazar.
saat •ant
Top kapı Harayıı .Pazartesi - Çarşamba - Cumartesi 8aat 13.30 17
Telf. (21090)
Ayasofya: Pazartesi şamba • Perşembe 10 16; Cumartesi
13 - 16.00 Telf. (21750).
Arkeoloji: Çarşamba, cumu, ■ar güniorl 13 ten 16 ya kadar.
Eski Şark eserleri şubesi; Çarşamba. cuma, pazar. 10 dan 12 v« kadar. Telf (21682)
Türk ve İbIAhi Eserleri: fiah-Per-fembe-Pazar, saat 13.80-1630 Teli (21888)
DuLmabahçe Deniz Müıcaı j çy. martesl saat 13 17. Pazar 9
Telf. (81284)
pIL-

Sıhhî imdat
İstanbul Anadol” Ankara lam İr İzmir
Beyoğlu yakası
4499b
60535
91
225) Karşıyaka 5055
€222
Beyoğlu 44(144
İstanbul 24232 Ankara-00 laoxU'
Kadıköy 8OM7M
Üsküdar fioneft 2222 - K Yaka 5056
Birdenbire anladım: kurtulmuştu! Ben boşu üzülmüş. meşum muhay-esir olmuştum. Sevgilisi olsa, bu kadar kısa 2a-böyle hakiki bir saadet 1-kavuşnıası imkânsızdı.




Holandamn teklifi ile UNESCO, harpte şehirleri, âbideleri, tarihi eserleri ve sanat eserlerini korumak için çareler aramak kararını vermiştir
Atom kullanıldıktan, hele bu silâh bir millete inhisar etmekten çıktıktan sonra bu mesele ehemmiyet kazandı. Her harpten sonra ele alınan mevzua üç bin senedenberi çare bulunamadığına göre bugün de bir netico alınacağı şüphelidir.
Yem harp kaideleri kurmak zorundayız. Bugün böyle bir teşebbüsü imkânsız görerek belki gülenz. Fakat u-nutıruyalım kİ; 1939 da bütün milletler zehirli gaz harbine hazırlandığı ve ellerinde muazzam gaz stokları yaptıkları sırada, harp eden milletlere bu İkinci Dünya Savaşında katiyen gaz kullanılanuyacağını söylemeydik, onlar da bu fikre gülerlerdi. Atom, her memleketi imhaya muktedir dehşetli bir silâh olduğuna göre, bu tehlikeden kendisini korumak Üzere bundan böyle harbeden milletler de onu kullanmaya asla cesaret edemiyeceklerdir.

Eski Atina Cumhuriyetinde yüksek memuriyetlere alınanlar vazifelerine başlamadan evvel şu yemini ederlerdi;
“Rüşvet aldığım takdirde, ceza olarak altından boyum kadar bir heykel yaptmp Delfis mâbcdlne hediye edeceğim.,.
T
Burma yolunun uçaktan alınmış o-lan bu resmi, yolun azameti hakkında bir fikir veriyor. İkinci Dünya Harbinde, Çin sahilleri Japonların dindeyken, millî kuvvetlerin tek levazım irtibatını bu yol temin ediyordu. Şimdi, Man-çuryadan Kanton’a kader uzanan sahayı ellerine geçiren komünistlere karşı mücadelede yol aynı ehemmiyeti muhafaza etmektedir. Resmin aşağı kısmında virajlara dalmış bir kamyon görülüyor. Tepenin üst kısmına vardığı zaman şoför aşağıda bir kıvrım silsilesi görecektir. Burma yolunun Çan-Kay-Şek’i kurtarıp kurtaramıya-cağı daha belli değildir, fakat bilinen bir şey var: O da, direksiyonda oturan asker için tarihin tekerrür ettiğidir. İnatçı düşmanlar tarafından muhasara edildiği bir zamanda, aynı asker selâmete kavuşmak için bir kere daha çarpışmıştı.

Ankaranm çıplak hali, — Caddelerde görülen gençler ve yanlılar, renkleri ve kokulariyle bir gül bahçesini andırıyorlar, — Troleybüslerin sessiz ve sd-kin hareketi «ırasında içerde banlayan sabah sohbetleri, — Amerikalı dostlanmış ve i/sh( bir moda.
rindlr. Fazla dolaşmadan bir otobüs durak yerinde dursanız bile İyi dakikalar geçirebilirsiniz, Böyle bir durakta, önünüzden geçen çeşit çeşit a-rabalar, Ankaraya mahsus troleybüsler medenî bir şehirde yaşamanın bütün zevkini duyurabilir. Canlı bir ışık altında, renk renk giyinmiş kadınlar, şık erkeklerle dolu geçen her troleybüs, dışardan gelenler İçin yepyeni bir şeydir. Gürültüsüz, sâkln haliyle insana emniyet ve rahatlık telkin eden bu arabalar Ankaraya başka bir güzellik veriyor, îstanbulun gürültülü hayatından kurtulduğunuzu hatırlatıyor. Sabahın erken saatleriyle, öğle akşam I saatlerinde aynı yolda gidenler için günün ilk havadisleri bu arabalarda yayılmaya başlar, randevular burada alınır, dostlar ve arkadaşlar akşamın programını oracıkta kararlaştırırlar.
Akşamın altısiyle dokuzu arası, An-karanın en tatlı saatleridir. Caddelerde büyük bir kalabalık aşağı yukan bir sel gibi akar, kolkola giden çiftler, ahbaplık kurmak isteyen gençler bir salonda dolaşır gibi kolayca blrbirleri-pencereleri |nc sokulurlar. Şimdi Ankarada yeni Buradaki Amerikalı
Ankarayı çıplak haliyle görmek isterseniz, herhalde sonbaharın açık geçen şu günlerinde bir defa gelmelisiniz. lstanbuldan geliyorsanız, sabahın ilk saatlerinden itibaren caddelerde ve havalandırılmak üzere açılmış balkonlarda gözünüzü, gönlü- I bir moda var. ntlzü doyurarak çok şeyler görür, An- dostlarımız artık bekâr değildirler, karanın yüzü okşayan o serin hava- Hanımları da geldiler. İşittiğimize gö-sında yeni bir hayat bulursunuz. re» Türkiyenin tanınmadığı zamanlar-
Koyu gölgelerini kaybeden kestane da gelenlere bir de mahrumiyet zam-ağaçlannın sıralandığı asfalt kaldı- mı veriliyormuş. Fakat sonradan burunlarda güzel giyinmiş genç kızlar, razının pek de mahrumiyet mmtaka-yakışıklı erkekler bu şehre yaraşır ta- sı olmadığı anlaşılınca fazla tahsisatı zelik ve canlılıkta görünüyorlar. kesmişler.
Günün ancak belli saatlerinde dolup Bir aralık Ankarada ev kiralan o taşan Ankara caddeleri iş saatlerinde kadar arttı ki, bazı açıkgözler birkaç tenha ve gösterişsizdir. Bu saatlerde yıllığını peşin alarak yeni bir ev yap-asfaltlar uykulara dalar ve susarlar, tırmak imkânını bulmuşlardı. Tahsi-Erken saatlerde birer gül bahçesi ka- satın kesilmesi yerlilerin işine yaradı, dar renkli ve kokulu caddelerde yürü- Son günlerde ev kiralan oldukça düş-l yen yaşlılar bile güler yüzlü ve neşe- tü.
İldir. Uzun yollar tatlı sohbetlerle ge- Amerlkalılann oturduğu bazı otel-çer, günün işleri bu taze sohbetlerin herde amerikan barlar kunıldu. Geze vkiyle başlar. çenlerde bir gün bu otellerin herkese
Öğle vakti caddelerde dolaşmanızı açık olan salonlanndan birisine gir-tavsiye edemem. Daha çok daireden m||tik, kahve istedik, öğleden sonra dönen boğazına düşkün beyleri, elle- kahve verilmediğini, sadece kokteyl rinde dolu fileler taşıyan tutumlu ha- verildiğini söylediler. Tabii yeniliğe ra-|nımları ve taze ekmek almak için ek-|zı olduk. Akşamlan bu otellerin salonlarına devam eden beylerimiz ve hanımlarımız da var. Bu hürriyet ve demokrasi havasından haıumlanmız mı, yoksa erkeklerimiz mi daha çok istifade ediyor, bunu kestirmek biraz zordur. Genç kızlarımıza talip olan Amerikalı gençler gün geçtikçe çoğalmaktadır.
mekçido sıra bekliyen ev erkeklerini görürsünüz. Hele çocukların geçtiği bir caddeye rastlarsanız, öğle paydosunda bir hayli şaşırır, tatlı şakalarını dinleyerek talebelik günlerinizi hatırlarsınız.
Fakat akşamın erken saatlerinde Ankaranın her tarafı cana yakın ve şi-
TİYATRO
Dullin'in ölümü
BU GECEKİ GÜREŞLER
İsveç Karma Güreş Takımı, karşılaşmasını bu akşam saat 21 de Soor ve Sergi Sarayında İstanbul Güreş Kulübünün takviyeli kadrosiyle yapacaktır.
İlk iki masından lar büyük İstanbul Radyosu tarafından da neşredilecek olan güreşlere şehrimiz şu kadro llo İştirak odecektlr: 52 Ali Yücel, 57 Halil Kaya, 62 Nurettin Zafer, 67 Servot Meriç, 73 Mithat Müfit. 79 Celâl Atik, 87 Yaşar Doğu, Ağır Boktaş Can.
Resimde Ankaradan gelerek takıma katılan Yaşar Doğu ve Celâl Atik görülmektedir.
TİYATRO âlemimizin tanınmış ve sevilmiş slmalanndan Selim Nüzhet Gerçek vefat edeli dört yıl oluyor. Şehir Tiyatrosu, temsillerin ilk günü, dram kısmının Ml,. numaralı yerini, onun her zaman işgal ettiği koltuk olarak uzun müddet boş tutmayı bir anane haline getirmeye çalışmıştı. Dün AbdÜihak Şinasi Hisar ın kardeşinin hatırasına tahsis ettiği hisli makaleyi okurken, telgraf haberleri, son zamanların en büyük tiyatro şahsiyetlerinden biri olan Charles Dullin'-İn ölüm haberini verdi,
C, Dullin altmış beş yaında idi. Fakat o, tiyatroya getirdiği hamle ile daima genç kalıyor, her sahneye koyduğu esere bir yenilik, her temsil et’ tıği role sade fakat umulmadık bir büyüklük vermesini biliyordu. Tiyatroda daima halis sanat taraftan kalan bu yorulmak bilmez aktör, “tulünü,, yaratıcı bir kuvvet olarak kabul etmişti. Paris Belediyesi Sarah Bernard Tiyatrosunu onun idaresine vermişti. Tiyatronun zarar etmesine rağmen, bunu ödüyor ve Dullin’in birçokları tarafından fantezi diye ileri sürülen, fakat her biri bir tiyatro tezahürü olan temsillerine devam etmesine razı oluyordu. Çünkü Dullin, Paris için, bir sanat cazibesi İdi. çünkü Dullin orada
idaresini ele almak üze-de gelmesi bahis mev-Şayet, Paris Belediyesi Sarah Bernard Tiyatro-
••edebi», tiyatrodan ‘'felsefî,, tiyatroya düşmüş bulunan Fransızı tiyatrosuna yukarda kısaca anlattığımız kendi telâkkilerini karşı koyuyordu.
Dullin’in bir aralık, Ankara Devlet Tiyatrosunun re Türkiyeye zuu olmuştu, onun elinden
sunu almış olsaydı, gelmesi tahakkuk edecekti.
Bugün Dullin’in halis tiyatro telâkkileri, Fransada meselâ bir Jean • Louis Barranet tarafından olduğu gibi, hariçte de kabul ve tatbik edilmektedir. Onun ölümü ile tiyatro dünyası, Fransa hesabına büyük bir kayıp daha kaydediyor. Bir buçuk ay Copeauda ölmüştü. —
Charles Dullin öMtt
evvel
/a.
Fran-
Paris, 13 (YtRS) — Modem sız tiyatrosunun Öncüleri ve kurucularından Charles Dullin 65 yaşında iken ölmüştür. Dullin genç yaştan-beri Fransız sahnelerinde nam kazanmış bir aktör olarak tanınmıştı vc hayatının son yarısında bilhassa yeni piyesleri sahneye koymakla şöhret kazanarak, Fransız tiyatro sanatına yeni bir stil vermiştir.
Tiyatrolar
bEHlB TİYATROLARI ı
Dram kısmı: (42157) Para uğrunda.
Komedi kısmı: (40409) Nemo Bankası.
MUAMMER KARACA OPERETİ:
Sizin Sokak. Saat 20.30 da.(43134) *ENı Res Opereti saat 15 de
Gönül. Yunan Tiyatrosu: ________
18.15 de 1 ogdoi glneka tu klano-pogonofl. 21 de To englima tu Potrı.
Dell
Yunan Tiyatrosu: 8aat
ANKARA
Büyük(10370-40) Knoclc Saat 20 ne Küçük (11160) Yalancı.
İZMİR: İzmir gehlr Tiyatronu
Tel: 2364. Boş beşik (Piyes 3
de
Arasında, 2 — Rustl Casus Po-şlnds.
SUM (14071) Canavar Tohumu.
ULUS (22294) Gecelerin Hâkimi.
YENİ (110-10) Zafer Abidesi.
GAH GAZİNOSU) Viyana lern( Revüsü
Pamuk
Koma-
Harici
İzmir
ELIİAMKA Gönülden Soslar.
TAYYARE. Anna Karenlna.
YENİ fit NEMA, Casuslar Çarpı sıvor. ÜÇ mavi melek.
LALE, Günahsıı Molck Albnk-rek FatlhL
TAN Albükrek Fatihi

6 tablo).
par-
Sinemalar
BEYOĞLU CİHETlı
ALKAZAR (42562) 1 — Felâket incisi, 2 — Ormanlar Hakimi.
Atı (14304) Mağlup euıımiyeniet (İkinci hatta).
ATLAS (40835) Büyük Günahkârlar.
ELİIAJURA (43595) Varyete gülleri.
İNCİ (84595) Yaşasın Aşk.
İPEK (44280) Çam Sakız. Polis Haflycüi.
LALE (43595) Mngiüp eOIlmlyenlef (40868) Büyük Vaıa (2 nel
«41656) Yaşasın Aşk Nurettin) Konseri, (4285) ) Karılı Buse
Asya
ve
A-sİ*
MELEK Hafta).
SAK AY (M Ünlr
HU M ER
MİAT PARK ((£3143) I teşler içinde 2 — Lorrl-Hardl Inh arkadaşı* 3 - Tahlil Sarkışı
SARK (10380) Kalbime Doğmuş tu!
HIK (43726) Kaçak Keşli Alayı.
I A KSİ M «-I3İUI > »( «narhınınn l ume TAN 180740) ı Korsanlar. 2 -Uygunsuz Kadın.
YENİ (84137) 1 - Brezllys Gece Icri. 2 — Flcsta.
YILDIZ (42847) Samba Kıralı (2 cı Hafta d.)
Kaaımpuan:
ÜNAL: Munto Krlsto vc İntikam (2 devre),
İSTANBUL CİHETİ t
ALEMDAR (23683) 1 — Alevden
Gönüller. 2 — Kaptan K»d.
ÇEMBER LİTAŞ (22613) 1 — Zaferler Andunı. 2 — 7 Cüceler Prcnsea.
FERAH: Sefaletin aonu, nın kızı.
HALK (21904) ( - Kanun
2 — Kalbim Senin.
HlLAL12Z717) ıo «tralıkU açılacak (Halen kapalı4
»STAVlll l. (223fi7> 1 - Altın Kü-pelor. 2 — Mavcrllrıg Esrarı.
AZAK (23-5*12) 1 — Korkunç vûdi. 2 — Çalınan Hayat.
TURAN (22127) I — Korkunç Vâ-dl. 2 — Çalınan Hayat.
MARMARA (23x60) 1 - Sevimli
RUyn. 2 — İki Yavru,
MİLLİ (22962) 1 — Alevden Gönül-lor. 2 — Kaptan Ki(L
KISMET (21904ı 1 — Soygun. 2 -Kırmızı Fener.
YENİ (Bakırköy) 16-126. 1— Alevden Gönüller. 2 — Kaptan Kid,
KADIKÖY UİHETtı
HALE (60112) ı — Zehirli 2 — Casuslar çarpışıyor. OPERA (W*21) Şöhret vo SÜREYYA (60682) Periior yası Şanghay Ekspresi.
YEf DEĞİRMENİ (83143) 1
ra 2 — Dehlet Klübü. 3 — Sihirbaz Kadın.
ÜHKUDAK CİHETİ
KALE (60062» 1 — Tehlikeli Kadın. 2 — Kara Kornan.
sUNAR: Kanlı iftira (Türkçe) Aşkais Yılla»
KARglYAKA OİHETll
KÜMER San Antonvo Aratanı. MELEK. Sonaur Aşk - Draku lanın Evi
Saat 7 45. 13 00. 19.00, 22.45.
Saat 20.15 Radyo Gassleal. Ankara.
BBC Radyosunun Türkçe neşriyatı; 7.15, 18 30. 23.00.
Bu haberler 31.32 W 41.49 metrelerden dinlenebilir.
Gelecek ve gidecek uçak, ekspres ve vapurlar
8.45
0.—
11.20
13.50
der, Boston. Ncvyork. P.A.B. (Brezilya) Roma. Lizbon, Dakar. Rio do Ja-nclro, Boenos Ayres.
D.H.Y. (Türk) Ankara. Malatya, Elâzığ, D. Bakır, dana, İskenderun.
D.H.Y. (Türk) İznılr. D.H.Y. (Türk) Ankara.
Eczahaoeler
14 46
Kadın»
Hn ıa dün
— Zeh-
An ka ra
ANKAKA (23432» Baha katili BÜYÜK (15031) Ölmeyen Aşk PARK (11131« Casuslar Çarpışıyor bÜMEK (14072) 1 — Ycflll İşıklar
Radyo
Yeni lstanbliruıı bugün İçin tavsiye ettlftl İki program
ILırlçtcı
Sn.nl 20 30 BBC. 31,25. «9 m. Ba-«II Cnmeron İdaresinde Londra Filarmonik orkestrası.
Program: Tchalkovsky-Romeo ve Jüllet uvertürü.
Arnold Bax fonl.
Dahilde;
Saat 19.20
Çaykoskinln senfonisi, plAklnrls.
- 4 numaralı acn-
Atıktım Radyosu, altıncı •’pnthetlc,.
Senfonik konserleri
Saat; 14.15 BBC, 31,26,10 m, BBC üal orkcHlraHi. — 15.80
BBC, tsn W»ıitc Idnroslndr BBC tskoçya orkestrası. — .19.20 Ankara Ra d yo mu (Pl.) • 2D.Ö0
BBC. l^oıuiıa filarmonik orkestrası. — 21.16 Istıinhul Radyosu operada bir saat 'Walkqjjo Wnk’ner.,. 22.15 Slr Adrinn Boult İdaresinde BBC senfoni orkestrası. Brahma ikinci piya-
no konçortosu. aoliat: Claudio Arau. — 22.16 Ankara Radyosu. Saldarrill, Ferhundo Erkin tarafından viyolonsel piyano sonatları.
Hafif mliKİkı
Saat: 8.30 BBC. sabah musikisi (Pl.) — 8.30 Ankarı» Radyosu (Pl.) — 12.15 BBC. Stanley Black piyanoda, — 18.30 lalan-bul Radyosu, çeşitli hafif müzik (Pl.) — 18.15 BBC, dinleyici İHtdklcrl. — 23.45 BBC, randevu müzisyenler.
Dihih müslâh
Saat; 8.15 Ankara Radyosu, tangolar (Pl.) — 13.15 BBC,
Ralph tVilson orkestrası. — 13.30 İBlnııbııl Radyosu, rumbalar. tangolar, sambalar. — 13-45 Ankara Radyosu (PİJ
Intanbul Radyosu (Pl.) — 18.00 İstanbul Radyonu (Pl.) — 18 45 Ankara Radyonu, Toınmy Dor-sey orkestranı (PL) — 21,30 Ankara Radyonu (PL) — 1.45
BBC. Stanley Black vu dnns parçaları. — -2L00 Amerikan istasyonları, 19.72. 15.21 tnnınmıs dana orkestraları
Hunimi Programlar:
Smıtî 22.00 Intanbul Radyonu, Türk-iaveç güre# musaba kalalı. — 21.30 Amerikan Intanyon-lavı, 19.72, 16.21 ın. Milton Borle revüsü,
Alııtıırlcu miUlkı
Snııt: 8 00 Ankara Kudyoau, Köçekçeler, — 12.30 Ankara
Radyonu, şarkılar. - 13.15 1«-lanbul Radyonu, karışık memleket türküleri (PL) — 13.50
İstanbul Radyosu, şarkılar ve türküler: Ahmet üstün. — I8.(a) Ankara Radyonu, şarkılar. — 18.15 İstanbul Radyosun, Münir Nurettin (PL) — 19.20 İstanbul Rı» lyoau Konservatuar İcra heyeti. — 20.00 Ankara Radyosu, şıırkılnr — 21.15 İstanbul Radyosu, şarkı ve lürkülar: Cemal KAmlI. — 20.36 Ankara Rndvo-su, Tarihi TUı*l( musikisi.
II YBEIII ER:
Ankara vc Utanbul Radyolun:
GELECEK OLAN YAPIKLAR
6.30 Konya (Bandırmadan)
11.30 Giresun (İzmlrdon)
17, — İzmir (Hopadnn).
16.35 Sus (Mudnnyadan).
GİDECEK OLAN VAPURLAR
5— Trabzon (Karadeniz)'
20.— Konya (Bandırma).
18. — Ülgen (İmroz).
9.— Bursa (Ayvalık), İL— Etrüak (İzmir).
GELECEK OLAN EKSPRESLER
6 45 Scmplon (Avrupa).
8.30 Ankara.
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
10.— Motörlü (Ankara).
18.10 Ankara Ekspresi.
21.30 Somplon Ekspresi.
GELECEK OLAN l (.AKLAR 9.20
19.40
17.05
10.50
12.50
16.20
P.A.A. (Amerikan) Nev-yorlc, Rnalon, Gandor, Londra. Shanon, Brükasl.
P.A.A, (Amerikan) Nov-york, Gönder, Londra. Boston, Brüksel
P.A.A (Amerikan) Basra ve Şam.
D.H.Y.
D H Y.
D.H.Y. kara.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
10.—
(Türk) Ankara. (Türk) İzmir. (Türk) Adana, An-
Eminönü:
Asadur, G. Paşa.
Bcşlr Kemal, Eminönü.
İtimat, K. P.
Sultanahmet, Alemdar.
Eyüp:
Şifa. Ayvanın ray.
Beyoğlu:
Mer. Dollaauda, îst. C. 244. Takdim Nihat, Tarlabaşı C. 02. ,. Ayaspaşa. Güm. S. C.
Galata H. Tav. Şair Ziya C. 20. ,, Sporldls, Necatibcy C. 308.
Şl^ll Nrrglleclvan. H. G. C. 183. ,, Mecidlyeköy, M.K.C. 4.
Kıuınıpaçn Yeni Turan, Kaann-paşa.
Fatih:
üniversite, Şehıadebaşh
Necati Dirim, Fener. Rıdvan, Sumatva.
Ham. Emsen, Şehremini.
Ziya Nuri, Aksaray.
Ahmet Suat. Karagümrük. Ile> brllada;
Halk acs.
Kadıköy:
Herkes, (* okiidnr ı
Herkes,
Bariyeri
Keganı.
A-
Soldan safa:
1 — Bir müzemiz. Fasıla.
Vakit gösteren. 3 — Eski kadın ses yıldıaı. Su. 4 — Peçe. (Tersi) Dlfcer. 5 — İlâvesi. Yemek. 6 — Bir ecnebi parası. Kıt. 7 — Nota. Merhum. 8 — Düğmenin geçtlgl delik. Bir ecnebi memleket başkenti. 9 — Bir meyve. Evet", 10 — Nota. Bir dağ adı.
Y'ukıırdıin ııuıtı:
1 — Hakimiyet. 2 — (Tersi) Bir arnp harfinin okunuşu. Bilgin, 3 — (Tersi) Entari. Büyük. I — Çiftçi aracı. Salatası olur. 5 — Kurutulmuş ekmek. (Tersi) Kıt 6 — Vadcıler. 7 — lpo sererek. Başına bir harf getirirseniz dernek olur. 8 — Nota. (Tersi) Soru eki. Bir erkek adı. 9 — Ek. İlişik. 10 — Darbı mesel. Bir hayvan.
9.—
21.30
10.35
15.20
C.Y. (Kıbrıs) Atina. Lefkoşe
L.A 1. (İtalya) Atina, Roma.
P.A.A. Kn nişi, P.A.A.
Basra,
P A A.
ael, Londra, Shanoa,
(Amerikan) Şam. Delhi, KnlkUtu.
(Amerikanı Şam,
ı Amerika ıi) Brük-
i--»
Altıyol C.
Sslmanlpâk C.
Sarıyer.
Ankara
Sağlık (23656) Numune (15550)
Başkent (18883)
İzmir AİMnncak, Alaııneak m. Hilâl, Kemeraltı m. Ege, Basmahane m. Karalaş, Yalılar m.
DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ Soldan tuğa:
l — Kumanya. Ra, 2 — Adele. 3 — Piyade, Açı. 4 — Es. 5 — Arnavut, 6 — Lâdes. 7 — Alette, 8 —
Grev.
Eno, Konu, Ur, 9 — Tekmelemek. 10 — Ira, Naalme.
Yukardan bmiiİ»:
1 — Kaptıkaçtı. 2 — Udi. Ol, Er.
3 — Meyhane. Kıu 4 — Ala, Bunum. 5 — Neden, Tren 6 — EnalA, La. 7 — Ag. Ova. Bez.
8 — Ra, Udi, Mi. 9 — Reçete, Em. 10 — Sırko,
Sayfa 6
YENÎ İSTANBUL
Aralık 1049
SİYASÎ İKTİSADÎ
YENÎ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi :
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER
Bu sayıda .vajı İşlerini fiilen İdare eden: SACİD ÖGET
Basıldıftı yer:
TENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
İkinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki İktisadî, dördüncü sayfamızdaki kültürel başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamen yazarlarına aittir.
TÜRKİYE İŞ BANKASI ANONİM ŞİRKETİNDEN
İhtiyaç görülen Şubelerimizde çalıştırılmak üzere en az orta tahsil görenler arasında müsabaka imtihanı ile lüzumu kadar memur ve daktilo alınacaktır.
İmtihanda muvaffak olanlar, tahsil ve ehliyet derecelerine göre aylık alacaklar ve bir yıldan aşağı olmamak üzere Bankada tecrübe devresine tâbi tutulacaklar ve tecrübe devresinde de başarı gösterenler liyakatlerine göre tesbit edilecek aylıklar ile aslî kadroya alınacaklardır.
Fransızca, İngilizce, Almanca lisanlarından bir veya birkaçını bilenler tercih edilecektir.
İmtihana girebilmek için askerliğini yapmış olmak ve her hangi bir daire veya müesseseye karşı hizmet taahhüdü altında bulunmamak şarttır.
İmtihanlar 17 aralık 1949 tarihinde Ankara, Adana, Bursa, Erzurum, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Konya, Samsun ve Trabzon Şubelerimizde yapılacaktır.
Taliplerin 15.12.1949 tarihine kadar mezkûr şubelerimiz müdürlüklerine müracaat ederek lüzumlu vesaiki vermeleri ve imtihana giriş kâğıdı almaları ilân olunur.
Ayrıca yetişmiş veznedar da alınacağından istekliler belirli tarihe kadar şube müdürlüklerine mü--acaot edebilirler.
Her yıl, bir yıl öncekinden daha güze] ve daha mükemmel olarak çıkan
MUHTIRALI HAYAT TAKVİMİ
Yeni yılın en hoşa giden hediyesi olacaktır, yeni çıkan bütün kanunların hülâsası ve günlük hayat için lüzumlu bütün bilgileri, büyük mütehassısların hazırladığı bu Ansiklopedide bulacaksınız. Gayet mükemmel bir muhtıra ve 320 sahife en faydalı yazılar, renkli haritalar ve bandralar Taklitlerini almamak için Maarif Kitaphanesi adresine dikkat etmelidir. Pandozot ciltlidir. Fiatı 130 kuruştur.
SITASI İKTÎSADİ
YENİ İSTANBUL
p— İngiliz —a
AĞ İPLİKLERİ
I Çakmakçılar Yokuşu Büyük I | Yem Han orta kat 33. |
MUMMSI1M.
SHEAFFER'S
batlar. zarafet
$eA// htç bozulmaksızın en ince gömlekten en halın ceket cebine kadar takılabilen hususi raptiye
Altın, plilin ya Irldium dan mamul, el ile tesviye ad fimi 9 S HE AFFERS e münhasır üstüvane uç.
Ahenkli sağlamlık ve zenginlik Shealfers’in hususiyetleridir
Dolma kaleminiz SHEAFFER'S değilse ve kalemin ucundaki mürekkep kuruyorsa S K R I P kullanınız . kaleminiz yemden yazmıya bağlıyacaktır.
/ouch l)owıv
mekanizması
Sheaf f ers'den başka hiçbir dolma kalem yeni Touch Down mürekkep doldurma mekanizmasına sahip değildir. Bu mekanizma sayesinde, Sheaffers' in mürekkep alması o derece sadeleşmiştir ki insanın âdeta mucize diyeceği geliyor. Dâhiyane bir buluş olan Touch Down mekanizması Fineline, Craftsman ve Admiral'den maada, Sheaffers'in bütün modellerine ilâve edilmiş bulunmaktadır.
Türkiye Umum Acentesi: KOÇ TİCARET T. A. Ş. Büro Levazımı Şubesi - Rıhtım cad., Kozluca Han, Tel.49337

MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Muhtemel Müşterilerinizin Okuyacağı Gazetedir
Yeni İstanbul Tevziat ve İlâncılık Limited
Şirketi
Beyoğlu Kaymakamlığı karşısı, Müellif Caddesi No. 6-8
Hetlo • İstanbul
relefon: 44756 4175
03 O 70
O
a
71 m 7*.

HERDİL
TERCÜME
VILBAfl
K EŞİDEMİZDE
ı Ot tımarı ımzaı*
BÜROSU
Her Lisandan
Her Lisana
Yılbaşı ve Bayram
İstanbul Defterdarlığından :
Cinsi
Dosya No.
1
516—1832
5111—4941
ERENKÖY’DE
• ■
BİR.
Tebrik Kartl arını
izzettin lıan 22/13 Ankara caddesi Tel: 29042
Her yerde arayınız!
Toptan satış:
Othmar, IstlkUU Caa 243-3
RESİMLİ
YENİ LÜGAT
ANSİKLOPEDİ
ÇIKTI
Müellifi bulunan büyük üstat İbrahim Alâeddin Gövsa'm beklenmedik vefatı acısiyle intişarı bir ay geciken bu emsalsiz eserin 33 üncü fasikülü çıkmıştır. Her ay neşrine muntazaman devam olunacaktır.

SATILIK
16
ARALIK 1
AKŞAMINA KADAR ’VT
SİZ DE BU ÇEKİLİŞE İŞTİRAK EDİNİZ

Kıymeti Teminatı
EMLÂK BANKASI
’j
Türkiye Garanti Bankası A.O.
SARIYER
Takvimi Takvimi Takvimi Takvimi Takvimi
bir bir bir bir bir
Geçen sene herkes tarafındon en iyi takvim olarak kabul edilen
Edebiyat Ansiklopedisidir. Musiki Anslklopedisldiı Siyaset Ansiklopedisidir. Tarih Ansiklopedisidir. Spor Ansiklopedisidir.
Perşembe günü Ortaçeşme cad. 12 numarada sayın müşterilerinin hizmetine girecektir.
1950
1950
1950
1950
1950
Meraklı Bilgiler, Fıkralar, Nükteler. Atasözleri vs...
786 sahife, 1500 den fazla azı. her gün yapılacak işler için not yerleri.
NAMAZ SAATLERİ, DİYANET İŞLERİ MUVAKKITLt-ĞİNCE KONTROL EDİLMİŞ VE EN DOĞRU TAKVİM OLDUĞU TESBİT EDİLMİŞTİR _______
Batı Akdeniz Hattı • İstanbul Pire Napoli Marsilya Cenova
Doğu Güney Akdeniz Hattı* İstanbul İzmir Pire Limasol • Beyrut İskenderiye Napoli • Marsilya-Cenova
Yem ıstanbui Atölyesi
ve Eşsiz Bir Bilgi Hâzinesi Olan
1950 NEBİOĞLU
TAKVİMİ ÇIKTI
Nebıoglu
Nebioglu
Nebıoglu
Nebioglu
Nebıoglu
Sürat • Konfor • Temizlik . Eğlence
En nefis yemekler • en itinalı servis


Eminönü, Tahtakale mah. Balkapanı ve Çamaşırcılar so. 331 ada, 5 parsel eski ve yeni 4 taj 3. 4 kapı sayılı 38 M2 kârgir mağazanın 10 120 payı.
Üsküdar. Selâml Ali Selâmsız mah. eski yeni mahalle ve Kabristan yeni Selâmsız Mezarlığı so. eski 90, 163 yeni 70. 72 kapı sayılı 76.20 M2 deru-nunda bir maa müştemil dükkânı olan evin 2/8 payı.
3250
1000
244
75
400
30
Kartal, Yukarı mah. Bayır so. 620 ada, 2 parsel 116 M2 arsa.
Yukarıda yazılı gayrimenkuller 9.12.949 da açık arttırma üe satışa çıkarılmışsa da istekli çıkmadığından satış ON GÜN uzatılmıştır.
İsteklilerin geçici teminat makbuzları ve nüfus cüzdanlariyle 19.12.949 pazartesi günü saat 15 te Millî Emlâk Müdürlüğündeki komisyona başvurmaları.
5213—1528
15 ARALIK 1949
ARADIĞINIZ EN GİJZEL HEDİYE
BULUNUR
BEYOĞLU İSTİKLÂL CADDESİ Nî 198 V* 146

Comments (0)