12 Eylül 1950
Salı
SİYASI İKTİSADÎ, MÜSTAKİL
Yıl 1
Sayı 286
10 kuru?
*
YENÎ İST ANBUL ÎÖ.OOO Hm dağıtıyor T NBUL 76.000

Tö.
lyar iyor or
YENt İSTANBUL Tö.000 lira dağıtıyor
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8
M:
4
r

A
r
^1

Posta Kutusu : 447 - İstanbul
Terin eden: Hablh Edlb - TÖREHAN
Telefon : 44756 - 44757 Santral
Abone: Türkiye İçin seneliği 32, altı aylığı 17. üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler İki misildir.
İlânlar : 6 ncı sayfada santimetresi
2 liradır, ilânlardan hiçbir mesuliyet kabııl edilmez.
Telgraf Adresi : Hetlo. İstanbul
Uç dışbakanları bugün İSeıv-York'ta toplanıyor


T

Konseyde
Komünist Çinin daveti reddedildi



r 3^
A
4/* A

-©al


-"Ms Th'Ç*
* f
,-5-t" •
A
v


r.,

.1
Komünist Çin meselesinde Bevinle Acheson'un
i
bir anlaşmaya
varmaları şüpheli
görülüyor
Sovyet teklifini 6 devlet destekledi. 3 devlet muhalif, 2 si de müstenkif kaldı


tef
t X



, i

I
f
ç


ısrar edecek
komiir birliği plânı üzerinde
Schuman
Acheson
Schuman. Bevln.
fdtındn toplanmıştır, söz alan Çin delcge-Pekin Hükümetinin akım hakkındaki It-tetkik etmek üzere
Lake Succcss. 11 (YÎRS> — Güvenlik Konaeyl bugün İngiltere delegesi Slr Gladwin Jebb-In riya-sctl İlk olarak al Çang. Mançurya hamlarını
yapılacak toplantılara komünist Çinin de iştirak ettirilmesi hnk-kındaki Rus teklifine itiraz etmiştir.
Pekin Hükümeti mümessilinin müzakerelerde bulunması "usule,, ait değil, '‘esas,, a ait bir meseledir. Bunun üzerine Amerikan delegasyonu bu işin "esas., a değil, "usul,, e alt bulunduğu kanaatini izhar etmiştir.
Neticede Güvenlik Konseyi Pekin Hükümetinin Mançurya hakkındaki ithamlarının tetkiki için yapılacak toplantıya komünist Çin mümessillerini dâvet etme teklifini reddotmUtlr.
Rusya. İngiltere, Fransa, Norveç. Hindistan ve Yugoslavya komünist Çinin dâvet edilmesi lehine; Amerika, Çin ve Küba aleyhine rey vermişlerdir. Mısır ve Ekuatör müstenkif kalmışlardır. Teklifin kabul edilmesi için yedi rey lâzımdır.

Parlâmentolar
Birliği Konferansı
Heyetimizin müdahalesi üzerine Seylân’ın bir teklifi kabul edildi
f



■ •
i'



w



s
L





*
• V
•mL
*
F ’K- ■
•. I
k o
> V
4*4




. •
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar tatbikat sahasında
Dış politika
Tecavüz
politikasının
karşılığı

New-York, 11 (YİRS) — Kore ihtilâfından ben ilk defa toplanacak olan üç dışişleri bakanları Batı Avrupanın silâhlanması hususunda pek nikbin görünüyorlar. Üç büyüklerin halledecekleri en mühim meselelerden biri de Komünist Çine karşı takip edilen farklı siyaset bahsinde bir anlaşmaya varmaktır. Siyasi mahfiller bu mevzuda bir anlaşmaya varılabileceğini ü-mit etmiyorlar.
Etrafta dolaşan haberlere göre Bevın, hususi bir görüşme neticesinde Schuman ve Acheson-'ıı Birleşmiş Milletlere Milliyetçi Çin yerine Komünist Çinin alınmasına zorlıyacaktır.
Söylendiğine göre Acheson Batı Avrupa ordusuna Alman hava, kara ve deniz birliklerinin de alınmasını teklif edecek ve bu Atlantik Paktı dış bakanları toplantısında tekrarlanacaktır. Acheson dünya vaziyetini tehlikeli addetmekte ve sulhun, ancak, batkılar, elde mevcut olan 12 tümenlik birliklerini. Doğu Almanyada 27 ve anavatanda 170 kuvvetleriyle lan takdirde dlr.
New-York.
Fransız Dışişleri Bakanı Fransanın Almanyada dahili İstikrar kurulması için ısrar edeceğini, fakat her şeyden evvel Batı Avrupanın sİ-lâhlanmasının gerektiğini söylemiştir.
Almanyanın silâhlanması hakkında ise Bakan: "Biz şimdilik Almanyaya dahili tehlikeler ve beşinci kolla çarpışmak İçin gereken şeylerin verilmesine taraftarız. Almanyanın harici emniyeti ise işgal kuvvetlerini alâkadar ede nbir meseledir,, demiştir.
Bakanğ ilk önce Batı Avrupanın silahlandırılmasının gerektiğini söyliye-rek her iki taraf için yeter miktarda silâh bulunmadığını ilâve etmiştir.
Schuman üç büyüklerin görüşecekleri meseleler hakkında ise aşağıdaki hususların Fransa tarafından teklif edileceğini söylemiştir:
1 — Alman çelik ielihsalindeki platonun kaldırılması.
2 — Fransa Başbakanı Pleven’in a-çıkladığı gibi bçynclıpllel bir bam madde fiyatları kontrolü kurmak.
3 — Batı Avrupanın müşterek silâhlanması.
Schuman çelik ve kömür birliği hakkındnki Fransız Plânının kabul e-dileceğini ümit ettiğini söylemiştir.
• 4
Dublin, 11 A A. (Basın - Yayın) — Parlâmentolar Birliğinin Dublin konferansından evvelki toplantısında Türkiyeyi grup başkanı olarak İzmir Milletvekili Cihat Baban ve İstanbul Milletvekili Salamon Adatto temsil etmişlerdir.
Bir Seylân delegesi. A.syadak! kıtlığın komünizmi teşvik ettiğini, bazı devletlerin fazla istihsallerini tahdit etmelerine karşılık açlığın maddi ve mânevi zararlarımı anlatmış, bazı devletlerce verilmiş olan hububat Ihracınımen kararının kaldırtmasını istemiştir.
tngidzlerin bu konudaki muhalefetler üzerine heyetimiz adına Salamon Adatto, Seylân delegesinin teklifini desteklemiş ve teklif kabul e-dllmlştir.
Seylân delegesi. Türk heyetinin müessir müdafaasına şükranlarını bildirmiştir.
Konferansın umumi toplantısında Cihat Baban söz alarak Türk görüşünü izah etmiştir.
müstakil
DÜNYA politikasının iki kııtup arasında sallantıda kaldığı malûmdur. Bu hâdise sadece bir huzursuzluk yaratmakla kalsa, zamanın getirebileceği değişikliklere bel tmğlt.varak beklemek kabil olurdu. Faktı!, dünyanın ve insanlığın vaziyeti, bu değildir. Kutuplardan bir tanesinin dünyamızın gittikçe birbirine yaklaşan mahallelerinde ikide birde kanlı bir zabıta vakası çıkarması. flsayiydz bir dünyada hayat sürmekte olduğumuzu bize hergün daha büyük bir şiddetle ihtar etmekte ve bu yüzden, hepimiz, derin bir endişe duymaktayız.
Son vakaları gözden geçirirsek şunu görürüz:
Çin’de gayet iyi hazırlanmış bir darbe neticesinde, idare, Moskovadan İdare edilen adamların eline geçiyor. Eğer böyle olmasa, yani gelenler de tıpkı gidenler gibi Çin Ülkesi ve milleti namına hareket etse, yeni İdareyi tanımamak İçin herhangi bir sebep mevcut olmıyacaktır. Çünkü yeni idarenin başında bulunanlar, nihayet dünyanın diğer memleketleri İle temasa geçecekler, bunlarla normal münasebetler tesis edecekler, eski hukuki ve ahdî vecibelerini tanıyacaklar ve bütüu bunlardan başka d>ı, müstakil bir memleketin
hükümeti olduklarını ispat edecekler demektir.
Halbuki yeni Çin İdaresi, bunlardan hiç birini yapmadıktan başka, ancak Moskovanın dilediği istikamette kararlar alabileceğini derhal açığa vurmuştur. Buna, bizzat M os kov anın hareket tarzı lıızlrnanı ederek, yeni Çin İdaresi kabul edilmediğinden, Sovyet heyetleri Birleşmiş Milletlerin içtlnıa-larına katılmaz olmuşlardır. Bıı suretle sabit olmuştur kİ, dünyadaki her değişiklik ancak M os kovanın istediği şekilde olursa. Sovyet lerce makbul ve muteber sayılacaktır. Binaenaleyh. Sovyetlerin Birleşmiş Milletlere verdikleri mâna ve mevki, keııdl elleriyle hazırladıkları bir takım oldubittileri sadece tasdik eden bir noterlik dairrsinlnkinden farksızdır.
Netrklm Kore tecavüzünde, bunıın böyle olduğu, el İle tıjtıılıır bir hale gelmiştir. Çine teşkilâttaki yeri verilmedi diye Birleşmiş Milletlerin semtine uğramaz, olan Sovyetler. hem kendileri oraya dönmek hem de Çinin âza olarak tanınmasını yeniden istemek için, Kore tecavüzünden faydalanmaya kalkışmışlardır. O kadar kİ, Kore tecavüzünün ne şekilde hazırlandığı malûm bulunduğuna göre, Sovyetlerin. çindeki emri-vakll kabul ettirmek İçin Knredeklni ve buradaki emrl-vakll kaimi ettirmek İçin bir başka yerde bir yenisini hazırlamak ve hu suretle bir evvelki tecavüzlerine dalına bir sonrakini âdeta müeyyide gibi kullanmak hesabını güdüp gütmedikleri dahi hatıra gelmektedir.
Aazlyet hu olıınca, gidilerek İki yol kalır. Birincisi, Birleşmiş Milletlerin hllûmuın tecavüz hareketleriyle eııı-ri-v âk İleri gailece kahııl ve tasdik eden bir noterlik dairesi olmadığını İspat etmek. (Malûm a, eski •'Milletler C emiyeti”, bu hastalıktan vefat etmişti!) İkincini de, Sovyetlerin dışındaki dünyayı maddi ve mânevi tecavüzlere mukavim bir hale koymak, hattâ, tecavüz hesaplarını bozarak kadar kudretli bir vaziyete getirmek lâzımdır.
Dikkat edecek olursak. Kovyetlere ve peyklerine karşı takip edilmekte (ıJan politikanın hem İm esaslara dayandığını, hem «İr hu İstikamette hayırlı İnkişaflar kaydettiğini görürüz.
Burlıan BELGE
tümen askeri olan Rus müsavi duruma soktuk-kurulabileceği fikrlnde-
11 (YtRS) — Bugün Schuman,
Galatasaray mağlûp oldu
Hulan (İngiltere); 11 (AP« — İngiliz kulüplerinin daveti üzerine lngilterede turneye gelen Galatasaray takımı bugün öğleden sonra Hull City Kulübü İle karşılaşmıştır. Galatasaray takımı maçı 241 kaybetmekle beraber beğenilen bir oyun çıkarmıştır.
Türklor seri ve temiz bir futbol oynamışlar. fakat giriştikleri müteaddit hamlelerden netice çıkaramamışlardır. Takımın santrforu Reha Eken bilhassa beğenilmiş, usta bir lider olduğunu göstermiş, fakat şanssızlık eseri olarak, kalenin tam üstünden, direği sıyırarak geçen kafa ile attığı bir topu ağlara takarnamıştır. Maç. 10.000 seyirci toplamıştır.
Muhakkak gibi görünen bir çok golü şimşek gibi müdahalelerle kurtaran Galatasaray kalecisi çok alkışlanmıştır Birinci haftaynı 1-0 bitmiştir. Hull City’nln gollerini lnsvood’la Ac-k^rman atmışlardır.
Müteveffa Mareşal Snıuh
Cenubî Afrikanın
namdar lideri
Smuts öldü
Capetown (YİRS) — tlan Smuta bık Cenubî yaşında idi. sebeplerden terdir.
(Cenubi Afrika) 11 Feld Mareşal Jan Chrls-bu akşam ölmüştür. Sa-Afrika Başvekili •eksen Doktorlar olumun tabii ileri geldiğini söylemiş-
Okuyucularımız arasında tertip ettiğimiz 73.000 liralık büyük hediye kuramız İçin okuyucularımızdan bazı noktalar hakkında gerek telefonla gerekse yıırdıııı her tarafından mektupla suallere muhatap olmaktayız.
6 gün sonra, yaııl İH eylül salı günıı son kuponu neşrettiğimiz gün, okuyucularımızın kuponlarını. ne şekilde gönderecekleri veyahut getirecekleri hakkında tafsilât vereceğiz. Bu sebeple şimdiden hiçbir aceleye lüzum yoktur. .Ayrıca lf eylülde «»kuyucularımızın kuponlarını tasnif hususunda hazırlamış olduğumuz bir kolaylığı da bildireceğiz. O-nıın İçin şimdilik sadece kuponlarınızı saklayınız ve onları her hangi bir şekilde kâğıda yapıştırmak. İğnelemek glld şeylere başvurmayınız. .Ayrıca eksik kuponları olan okuyucularımız lçlıı de bir kolaylık hazırlamış oluyoruz. Bütün bunların tafsilâtını İH eylül tarihli nüshamızda bildireceğiz.
Kur'ıınıiz. evvelce de ilân etti-tlııılz gibi I I ekini cumartesi günü yapılacaktır. Kuponların kura nuınaruNİyle son tebdil günü olun 30 eylülle 14 ekim arasında her güıı gazetemizde geıılş tafsilât bulacaksınız.
Bugün 2 nci sayfamızda
Romanın vakası dışında bir prolog, başlıbaşına canlı ve derin bir gece sergüzeşti halinde size eserin büyük heyecan ve mânalarını sezdirmeye başlıyor.
akip ediniz

r
'✓A v»
f 1
&


»
/

İt*
I
*

Büyük taarruz başarılı geçti
Cumhurbaşkanı Gelâl Bayar,
>
dünkü tatbikatı takip etti
Amerikalı generaller, harekâtı hayranlıkla seyrettiler
Cumhurbaşkanı harekâtı takip ediyor
Türk-Bulgar hududu kapanmış değildir
Halen Edirnede birikmiş olan 2250 göçmen Kızılayın hazırladığı
Ankara, 11 (ANKA) — Cuma günü uçakla şehrimize gelen Edirne Valisi Emin Akıncı bugün Başbakanlıkta Adnan Menderesle iki saate yakın görüşmede bulunmuştur. Vali, Başbakanın yanından çıktıktan sonra ANKA muhabirine şu mühim beyanat) vermiştir:
“Türklycye kabul edilmeyen 150 mülteci, Bulgurlar tarafından vizesiz olarak topraklarımıza sokulmak istenen çingenelerdir Evvelâ bunlardan 75 tanesi geldi. İşi anladık ve trenden indirmeden inde ettik, Diğer muhacirlerle beraber vizesiz çingenelerin ikinci kısmını getiren Semplon ekspresi Edimeye Yunan topraklarından geçerek girdiği İçin biz bu hususta Yuna-nlstanla temasa geçtik. Yunanlstanm bunları topraklarından geçirmemesini İstedik. Yunan Hükümeti dostluğa yakışır bir jestle ve bu vizesiz çingeneler meselesi halledilinceye kadar Semplon ekspresi seferlerini durdurdu Bu müddet zarfında da Bulgurlar mültecileri Kâpıkuleden kamyonlarla şevkettiler Bunları, usulüne uygun olarak geldiklerinden kabul ettik, bu arada bir müddet hududu kapadık, fakat 24 saat sürmeden tekrar açtık. Semplon ekspresi İşlemediği müddet zarfında Sivlllngrnd'da biriken mülteciler dut açıldıktan sonra sual 12 de ğımız malûmat a göre Edirnryc mlşlerdlr. Hâlen Edirnede 2250 teri birikmiş vaziyettedir, Bunlar A-nadolu içerlerine dnğıtılıncnytı kadar Karaağaçta İskân Umum Müdürlüğü ile Kızılayın hazırladığı barınaklarda sığınmakta ve nşocaklarından yemek yemektedirler. Barınakların sayısı arttırılmaktadır. Gelen mültecileri E-dtrnenln veril halkı İle temas ettirmiyorum. Mültecilerin umumi durumu acınacak hnldvdlr. Ancak bir kaç bohça halinde elde taşınması kabil eşyalarını getirebiliyorlar. Memleketimize mültecilerle hlrlikte muzır unsurların da girmesi pek muhtemeldir. Bunlara karşı en önemli mesele vatandaşlara düşüyor. Vatandaşların gayet uyonık olmaları kızımdır. Edirneliler son h&-
barakalarda bannıyor
dişeler karşısında gayet soğukkanlı ve dikkatli hareket etmektedirler..,
Vali yarın akşam Edimeye dönecektir
hıı-nl(lt-cnl-miil-
mriruz diişma-tard gayesiyle en modern şive bütün bir-
Taarruzun ikinci kısmı bu sabah devam edecek
Gebze, 11 (Manevraları takip etmek üzere hususi surette giden arkadaşımız Faruk Fenik bildiriyor) — Kocaeli manevralarının ikinci günü de başarı ile geçti. Sabahın erken saatlerinden itibaren taarruz emri bekllyen kahraman birliklerimiz. Celâl Sayarın manevra sahasına gelişinden hemen bir kaç dakika sonra uçaklarımızın ve topçularımızın himayesinde büyük taarruzlarına başladılar. Taarruzu. harekât sahasında bulunan bütün ecnebi mümessiller ve generaller takip ediyorlardı.
Kırmızı kuvvetlerin nı topraklarımızdan yaptıkları bu taarruz, lâhlarla destekleniyor
ilkler bu silâhların himayesinde Şile Istikantctine doğru yayılıyorlardı.
Kırmızı kuvvetlere mensup uçaklar düşman kuvvetlerine ağır zay iat ver-> diriyor ve tank birliklerimiz düşman hatlarının. İçine sızıyordu. Amerikalı generaller, kahraman ordumuzun bu tatbikatta gösterdiği büyük başarıyı hayranlıkla seyrediyorlardı.
Bütün ecnebi ataşemiliterler. gözlerini topçu dürbünlerine dayamış, muhtelif vâdllerden tepelere doğru kayan piyadenin ateşine bakıyor. Cumhurbaşkanı Celâl Bayar da temsil ettiği büyük milletin fedakâr evlâtlarının bu tatbikatta gösterdiği muvaffakiyetleri görerek, memnun oluyordu.
Birliklerimiz, kendilerine verilen vazifeyi tam vaktinde yapmış ve İlk anda üç tepede köprübaşı kurmuşlardı. Bugünkü taarruz bundan ibaretti.
Uçaklarımız düşmana ağır zayiat verdlrmişti. Kıtalarımız yeni takviyeler almak ve düşmanı bir hamlede denize dökmek için ikmalini yapmaya başlamıştı.
Karargâha döndük. Herkesin yüzü gülüyordu Orgeneral Nuri Yamut ve Korgeneral Şükrü Kanatlı başta olmak üzere bütün subaylarımız tatbikatın başarı ile neticelenmesinden memnundular.
Kocaeli, koca Türk Milletinin kahraman evlâtları sayesinde rahat ve müsterih bir gece geçirdi. Düşman buralara ayak atmak değil, göz bile kaydıraınıyacak durumda idi.
Gelen raporlar, ateşlerin tam İsabetler kaydettiğini, tank himayesindeki piyadelerimizin tüyük başarılar kazandığını belirtiyordu.
Büyük taarruzun ikinci kısmına yarın sabah (bu sabahı devam edilecek. Cumhurbaşkanı Celâl Boyar bugünkü tatbikatta da hazır bulunacak. Bugünkü tatbikatın en önemli kısmı uçaklardan indirilecek takviye kıtalarıdır. Sabahleyin yapılacak bu indirme hareketinden soma Alemdağ üzerinden Şileye gidilecektir.
ALMANYANIN SİT KHI.ANDIRII.m \SI DÜŞÜNÜLÜYOR (GazM Hordan)
NE DERSİNİZ, S1L. Yİ LL ANDIRALIM MITU


r/
/
Sayfa 2
TETKİKLER
M. Fethi Turfan
Yazan t
Demokratik kanunlara doğru
Avukatlık Kanunu... ilk
BUNDAN bir müddet evvel Büyiik Millet Meclisi Başkanı Refik Koral i an, verdiği beyanatında adetleri 6000 o varan kanunlarımızın toptan tasfiyesi ve demokratik esaslara göre yeniden tanzim etilirncsl gerektiğini ve bu hususta gerekil teşebbüslere ve tetkiklere geçildiğini söyledi.
Bu kadar kesin bir lisanla değilse do verdiği müteaddit beyanatında esas ve ana kanunlarımızın, demokratlaştırılmaya muhtaç olduğunu A-dalet Bakanı Halil ösyörük de İşaret etti.
Biz, şahsan bütün kanunlarımızın değil de bazı kanunlarımızın demokratik esaslara göre yeniden tetkik ve tanzimine lüzum olduğunu kabul ediyoruz. Ancak, kanunlarımızda yapılacak düzenleme ve reformun sade demokratlaştırılma hareketiyle tamam-lanoeağına kani bulunmuyoruz.
Mevzuatımız İçinde demokratik nizam ve zihniyet bakımından bir İnsicam arzetınlyen totaliter esasa İstinat eden kanunlarımız olduğu gibi, teknik olgunluktan mahrum ve zıt hükümleriyle çatışa» ve oltserlya bir kanun İhtilâfına mahal veren kanunlarımız olduğunu da hatırlamak İstiyoruz. Bu cümleden olarak, Anayasa, Türk Ceza Kanunu. Usûl kanunları. Memurin Kanunu, Memurlu Muhake-mat Kanunu,
hatıra gelen misaller olarak sayıla-billr*
Kanunların
de geliştiklerini, hangi halde yaşamaya. yürürlüğe lâyık olduklarını ve hangi hallerde değişmeleri lâzım geldiğini bundan beş yıl önce, (Kanun tadil müessese»!) başlığı altında yazarak yayınladığımız Üç makale serisinde İncelemiştik. Aynı düşünceler ve İlmi mûtalur (Kanunların Demokratlaştırılması) uda da varit İse de, onları burada tekrar etmlyerek umumî mahiyette kanun ve yaşaması g(^-reken meşrû kanunun vasıflarına kısaca İşaret edelim.
Umumiyetle kanunlar, anayasaların çizdiği hudut ve umumi hava İçinde gelişir, tekevvün ve tnazzuv ederek rejimleri temsil ederler. Böylece kanunlar İki şıktan birini seçerler: Ya llberallst olurlar yatıut da tahdit-çi ve totaliter bir mahiyet ve zihniyet iktisap ederler. Bu zihniyet kanun hükümlerinde baran sarahaten ve hazan zımnen görünür.
Llberallst zihniyetle teşekkül eden kanunun ortaya koyduğu nizam en ideal nizamdır. Burada kanunun teşekkülünden maksat, hâdlsata realist bir düzen vermekle beraber onun tat-bikında şahsî veya bir grupun faydasından zix"ode objektif kıstaslara dayanarak çokluğun faydasınm temini vej’a çokluğun zararının nefyi düşüncesidir. Burada kanun, çokluğun menfaatine hAdim bir kaide ve bir yoldur. Kanunun ideal teşekkül ve ta-azzuvu da budur: Millet ve halk iradesine ve objektif esaslara göre teşekkül ederek İhtiyaçlara en elverişli bir düstûr olmak.
Halbuki tahditçl, totaliter ve dur zihniyette kanun çokluk faydası dışında bazı Özel maksatların tahakkuku ve rejim kayguslyle taazzuv eder. Halka değil rejime hizmetkâr olur. İsalıeUiz de olsa, umumun aleyhine de olsa İşlemek ve yürürlükte kalmak İster. Bu halde kanun nizam ğll huzursuzluk Amilidir, meşrû mûta olmaktan da uzaktır.
Kanun, yaşar ve canlı (Vlvant)
mak zorundadır. Zira cemiyete düzen veren kaidelerde, iktisadi ve İçtimai kıymet hükümlerinde zamanla değişmeler olur. Hattâ öyle devirler İdrak olunur ki, mevcut ve zahiren yaşayan kanunların aksi hükümlüsünü kabul etmedikçe sosyal nizamda huzursuzluğu bertaraf etmek mümkün olmaz. Bu ihtiyaçtır, ihtiyaçların zamanla değişmesi gibi miktarları da zamanla artar. Bunları tasnif, tcvzln ve bir-birlyle intibak ettirmek ve ahenkleştirmek de bir sanat ve teknik işi olur, bilgi ve İhtisas İşi olur. Burada kanun yapıcılarının teknik vazifeleri önemlidir. Fasit daireye düşmeden İhtiyaca göre şekil verilecek kanun hükmü, rejimin değil, nizam erlik vasfını kay iletmeden halk faydası ve halk arzusunun hâdlml olmalıdır. Zira kanun bizzat gaye değil, vasıtadır.
Bugün artık demokratik teşekküllerde kanunlar, iktidara gelen parti programlarından da esaslı surette müteessir olarak, ondan duygulanmakta ve akisler taşımaktadır. Bu tesir, hazan İhtiyaçları ve realiteyi kavrayarak onu taJo’iye edip faydalı bir neticeyi hazırlayan bir görüş ve teşebbüs olduğu kadar baz,an da lüzumsuz ve aceleci hamleler halinde kendini gösterebilir.
nasıl bir İnsicam tçln-
de» ve
ok

12 Eylül 1950
lyinlyotll bir İktidar
Realist ve partisi* programına göre, yürürlükte olan kanunlara vereceği veçhede u-sak görüşlü olduğu gibi İcabında derhal ve kodu olarak ve lüzumunda da teenni İle hareket etmeyi bilmeli, İcabı hale (hopportunit^e) o kadar sıkı tutunmak kİ, hâdlsutın çıplak gerçeği karşısında prensiplerinde fedııkâr-lık yapmayı bilmelidir.

Kanunlarımızın demokratlaştırıl -masında olduğu kadar teknik bakımdan da olgunlaştırılmasında Sayın Halil özyörük’üıı gerçekten Amil ve muvaffak olacağına İnanıyoruz. Zira kendileri 4-5 yıla yakın bir ramandan beri Yargıtay Başkanlığını ifa ettikleri sırada, adli tatiller sonunda, yeni faaliyet; yılını açarken söylediği müteaddit nutuklarda bıı huşuna kısmen do olsu işaret etmişti.
Hattâ kendisi bu nutuklarında siyasî mesuliyeti olmıyan bir kaza organı adamı s ıf atîyle konuşmasına rağmen, İdealist ve ateşin fikir ve temennileriyle biraz da siyasî olmaktan geri kalamı,yordu. Zira bu nutuklar gözden geçirilecek olursa» kendileri daima adil teşkilâtta ıslâhata ve bazı kanunlarda değişikliğe taraftar olduğundan bahsetmiştir. Fakat o zamanki hükümet makamlarınca kendisinin sade hu nutukları söylemesine müsaade olunmuş, İcraata geçmesine ehemmiyet verilmemiş ve mahal bırakılmamıştı.
Daha evvelden yaraya el koyarak bu hususu İncelemiş olan Adalet Bakanı Sayın Halil Özyörük’ün, siyasî yetki ve ilini ve tccrübî vukufunu kullanarak topluluğumuz bünyesinin İcap ettirdiği şekilde, kanunlarımızda —tâbir caizse— demokratIzasyonu tatbik ederek başarı elde etmesini ve bu yoldaki hizmetinin verimli ve müessir olmasını temenni edelim.
Yahya Paşa ve Bayan Itır şehrimizde
İskenderiye Ticaret Odası Başkanı Yahya Paşa ve eşi Bayan Itır dün sabah Adana vapuriyie Mısırdan şehrimize gelmişlerdir. Mısır Kiralının yakınlarından olan ve büyük Türk dostu olarak tanınan Paşa ve ailesi şehrimizde kısa bir müddet kaldıktan sonra Amerikaya hareket edeceklerdir.
Şehir Hattı vapurlarının kış tarifeleri hazırlanıyor
D. Denizyolları «ehir hattı vapur-lannın kış tarifeleri hazıKanmaktadır. Tarifenin tatbikına ekim ayının ortasında başlanacaktır.
Sayın Hemşerilere
İstanbul
Belediyesinden :
Sucular tarafından muhtelif men-balardan doldurularak satılan İçme sularına ait damacana ve kapların kapaklarına, belediyemize® bu men-baın ismini taşıyan bir kurşun mühür koydurulmaktadır.
Kabında kurşun mühür bulunmayan sular, Terkos suyu İle doldurulabileceği cihetle halkımızın aldatılmasına mahal verilmemek üzere:
1 — içme suyu kaplarının üzerinde belediyenin kurşun mühürü bulunup bulunmadığına dikkat edilmesi.
2 — Kurşun mtlhürün bizzat müşteri tarafından koparılıp katiyen suculara bırakılmaması lâzımdır.
Bu hususta gösterilecek müsamaha veya alâkasızlık menba suyu yerine karışık su içilmesine sebebiyet vereceğinden âzami dikkat gösterilmesi sayın hemşerilerden rica olunur.
(12100)
General Franco tarafından eski Madrit Elçisi Tevfik Kâmil’e “Medenî Liyakat” Nişanı verildi
İspanya Devlet Reisi General Franco tarafından eski Madrit Elçisi Tevfik Kâmil Beye Verilen "Medenî Liyakat,, nişanı hamail ve büyük kordonunun cumartesi günü Büyükderede-k! yazlık sefarethanede Sefir Mösyö FLskovlç'in bir nutkunu müteakip sefaret heyeti önünde tâlik merasimi yapılmıştır.
Farzdan sonra
sünnet
Bir müddettir İstanbul eokak-lannın ddeta tabii manzarala-n arasına giren hacılar artık görünme* oldular. Hepsi, hali, vakti yerinde her müslUmana farx olan mübarek seyahate çıktılar. Allah kabul eylesin.
Farzdan sonra sünnet gelir. Şimdi de sokaklar sünnet çocukları 1le doldu. Takkelisi, ma-çaJlahlısı, horoz sekerlileri nar. Hemen her hafta bir kaç yerde “hitan,, cemiyetleri icra olunuyor.
Dikkat ettim. Bir kısım aileler, sünnet düğünlerini, ananelere uymıyan bir şekle dökmüşler. Mestld "çocuğu sünnet ettirip, İM gün yatırırız olur, biter,, diyorlar. Ben de öyle zannediyordum. Bu işin ehlii "eli çabuk bir sünnetçi,,, sünnetten sonra sabahlara kadar düğün edilmesinin sebebini, sıhhî bir lüzum olarak izah etti. Çocuk şayet uyursa, iyileşmesi uzarmış. Bundan başka, bir de içtimai sebep ileri sürdü. Sünnet vesilesiyle akraba ve taallûka t, konu, komşu bir araya geliyorlar, eğleniyorlar, oyuncu esnafı da sanatlarını icra ederek hem geçiniyorlar, hem de maharetlerini göstererek kaybolmaya yüz tutmuş eski oyunların devamını temin ediyorlar.
Demek sanat bakımından faydalı.
Düşünülecek olursa, her yin içtimai, iktisadi, siyasi, kert ve daha bilmem ne nevi
rcr hikmeti var. Hac içinde öyle değil mil Ama, bu hikmetleri zamana uydurmak Idzım.
BİR İSTANBULLU
da
şe-as-bi-
Türkiye Millî İşçi Sendikaları Birliğinin yeni İdare heyeti
İstanbul İşçi Sendikaları Birliği İle Hür İşçi Sendikaları Birliğinin blrle-şerek 'Türkiye Milli İşçi Sendikaları Birliği"nl kurduklarını bildirmiştik. Yeni birliğin İlk idare heyeti şu İşçilerden kurulmuştur:
Mehmet Güler (Mensucat), Mehmet İnhanlı (Motörlü Taşıt), Veysel Güven (Hür Mensucat), Cemil Gider (Şişe Cam), Seyfi Demirsoy (Bira İşçileri). Süreyya Blrol (Tekel Kutu), Zühtü Tetey (Gıda Sanayii), Üzeyir Kuran (Madenî Eşya), Salâhaddin Yayım (Tekstil). İbrahim Bilge (Basın Teknisyenleri), Naci Bilgin (Deri ve Kundura), Şeref Hlvel (Basın Teknisyenleri), Haşan Tufan (Mensucat), Bahir Ersoy (Tekstil), Osman Yatsın (Tekstil).
Yeni idare heyeti perşembe günü birlik kanla
merkezlnde toplanacak ve baş-ikl başkan vekilini seçecektir.
İlk öğretim haftası
ögTetlm haftası bu ayın 21 in-
tik
de başlıya çaktır. Bu hafta içinde radyo ve gazetelerde ilk öğretimin önemini belirten konuşmalar yapılacak, yazılar yazılacaktır.
Bu arada öğretim çağındaki ço-cııklann sayımı da yapılacaktır.
Ingiliz Kültür Heyetinin
Ingiltereye göndereceği talebeler
İngiliz Kültür Heyeti, Edebiyat Fa-kültesi asistanlarından Peyami Erman, Mimarlık Fakültesi asistanlarından Orhan Bozkurt ve Orman Fakültesi aslstanlanndan Orhan Ya-manlar'ı bir senelik tahsillerini sağlamak maksadiyle Ingiltereye gönderecektir. Bunlar, kültür heyetince her sene burslar verilerek gönderilen seçme talebelerin 1950-51 akademik yılı için intihap edilmişlerdir.
Mf Jf 11L f HIM 11

M
Türkiye Gençlik Konferansı kasım ayında toplanıyor
Talebe teşekküllerinden başka bütün gençlik temsilcilerinin iştirak, edeceği bu ilgilendiren çok
konferansta memleket gençliğini mühim
mevzular konuşulacak
•ylar-Türki-
Mili! Türk Talebe Birliği, dan beri hazırlamakta olduğu ye gençlik konferansının kasım a-yında toplanması Içiı dünden itibaren bilfiil faaliyete geçmiş bulunmaktadır.
Bütün memleket gençliğinin temsilcilerinin iştirak edece#! bu konferansta yalnız talebe kurulları değil, bölgelerdeki spor teşekkülleri, partiler gençlik teşkilâtı, işçi gençliği de temsil edilecektir.
Sağlık sergileri
Bugün, Dünya Sağlık Teşkilâtının çalışmaları hakkında seminerler yapılacak
Şehrimizde toplanan Doğu Akdeniz Bölgesi Sağlık Toplantısı münasebetiyle dün Yıldız Sarayının Şale Köşkünde sağlık sergileri açılmıştır. Türkiye ve Mıaır Hükümetleri tarafından hazırlanan bu sergilerin maksadı, halkın sağlık terbiyesini arttırmaktır.
Bundan başka Eminönü Halkovln-de sağlık mevzularını ilgilendiren filmler gösterilmiş ve sarayda konferanslar verilmiştir. Bölge Direktörü Dr. A. T. Çüşa Paşa ve arkadaşları dün beraberinde Sağlık Bakanlığı Müsteşar Muavir l, İstatistik U* mum Müdürü ve Sağlık Müdürü Faik Yargıcı olduğu halde, Dünya Sağlık Teşkilâtının îatanbulda açmış olduğu Verem Savaş ve Tekâmül merkezini gezmişler, alâkadarlar İzahat almışlardır.
Bugün Yıldız Sarayında, Dünya Sağlık Teşkilâtının çalışmaları hakkında seminerler yapılacaktır.
Devlet Denizyolları çalışma programı hazırlıyor
Hâlen manevralan takip etmekte olan Ulaştırma Bakanı, tatbikat sons erdikten sonra şehrimize gelerek tetkiklerine başhyacaktır. Devlet Denizyolları İdaresi, Bakanın emri U-zerlne çalışma programını hazırlamaya başlamıştır.
Diğer taraftan idare, 1951 yılı bütçe ve kadrosunun hazırlıklarına da başlamıştır. Kadrolarda âzami tasarruf esası gözönüne alınmıştık Bu cümleden olarak az yük alan Ankara, İstanbul ve Adana gibi yolcu gemilerindeki ambar memurlukları tasarruf edilecektir.
Bandırmaya gündüz vapur seferleri rağbet görmedi
Bir müddet evvel Bandırma hattında ihdas edilen gündüz ekspres seferlerinin rağbet görmediğin! müşahede eden Devlet Denizyolları İdaresi, haftada bir defa yapılmakta o-lan gece seferlerini arttırmaya ve gündüz seferlerini azaltmaya karar vermiştir.
İstanbul Hemşeriler Cemiyetinin dünkü toplantısı
İstanbul Hemjerller Cemiyet! dün Ticaret ve Sanayi Odasında mühim bir toplantı yapmıştır. Doçent Orhan Tunanın başkanlık ettiği bu toplantıda, Cemiyetin umumî kâtibi Orhan Erdenen, cemiyetin gayesi etrafında geniş İzahat vermiştir. Müteakiben söz alan üyeler, Cemiyetin İstanbul şehrine faydalı olması ve îstanbulun lâyık olduğu mertebeye yükseltilmesi temennisinde bulunmuşlardır.
Semplon yolu açıldı
Bulgarlar tarafından Semplon ekspresine karşı çıkarılan müşkülât dün halledilmiş ve hat açdmıştır.
İstanbul dün de susuz kaldı
îstanbulda .bir
mesken buhranı
Bu konferansta gençliği alâkadar eden çok mühim konular müzakere edilecektir.
Bilhassa gençliğin dağınık durumdan kurtarılması, haberleşme ve işbirliği İmkânları sağlanması ve gençliğin kendi ihtiyaçlarım ve vazifelerini yine kendisi tây’n ederek çalışır bir duruma getirilmesi üzerinde durulacaktır.
MIH! Türk Talebe Birliğinin bıı konferansı hazırlamak üzere kurduğu 17 kişilik bir tertip komitesi dün akşam ilk toplantısını yapmıştır. Bu konferansa alt resmî formaliteler tamamlandıktan sonra bütün vilâyetlerdeki ilgili gençlik teşkilâtına davetiyeler gönderilecektir. Yurdun her tarafından gelen delegelerin iştirakiyle toplanacak olan bu kurultayda görüşülecek gençlik dâvalarını daimî olarak takıp re Türkiye millî rulacaktır.
Yüksek tahsil
kİ gençlik kitlesini teşkilâtlandıracak olan Türkiye gençlik birliğinin kurulmasına alt hazırlıkların da tamamlanması yakındır. Bu teşekkül de Türkiye gençlik konferansına iştirak edecektir.
Milli Türk Talebe Birliği bu konferansı hazırlamak vazifesini üzerine almakla beraber toplantılarda sadece temsil edilecek ve alınacak kararlar doğrudan doğruya bütün murahhasların iştirakiyle olacak, birlik bütün salâhiyetini konferansa teVdi e-deccktir.
Türk gençliğinin tütün dertlerini, ihtiyaçlarını ortaya koyacak olan bu konferans büyük bir ilgi ile karşılanmıştır.
Halk, günlük İhtiyaçlarını maden sıılariyle gidermeye çalıştı. Şehre bugün mı verilebileceği ümit ediliyor
Sllfthtarağa civarında patlıyan ana borulardan biri yüzünden İstanbul cihetinin 2 günden beri susuz kaldığı malûmdur. Evvelki gece geç vakte kadar devam eden çalışmalar neticesinde boru tamir edilmiş, fakat şehir daha suya kavuşmadan yine aynı yerden patlamıştır. Boruyu tek rar tamir etmek İçin, dün Sular I daresi Müdürü İhsan GÖze'nin neza ret! altındâ ekip halinde çalışmaya başlanmıştır. Akşam geç vakte ka dar dovam eden çalışmalar neticesin de borunun tamiratı henüz netice lenmemlştl.
İki günden beri devam eden susuz luk, İstanbul halkını çok müşkül va ziyette bırakmıştır. Bir çok vatan daşlar günlük temizliklerini yapabil mek İçin kapalı şlşo ile memba su lan satın almak mecburiyetinde kal mışlardır.
Şehre bugün su verilmesi muhtemel görülmektedir.
var mıdır ?

ve İntaç etmek tlze-gençlik komitesi ku-
gençllğlntn dışında-
Şermi öz tevkif edildi
Perm! sahtekârlığüıdan sanık olup Avrupaya kaçtıktan sonra bJr müddet ovvel şehrimize gelen Şermi öz hakkındakl gıyabî tevkif müzekkeresi dün infaz edilmiştir. Bu suçtan yargılanmasına yakında 9 uncu Asliye Ceza Mahkemesinde başlanacaktır.
Radyo antenleri İçin yeni kayıtlar konuyor
Radyo antenlerinin fenni usuller gözönünde tutulmadan kurulması, radyo sahibine ve çıplak elektrik tel-lerino zarar vermektedir.
Elektrik İdaresi, Şehir Meclisinin radyo antenleri hakkında geçen devre aldığı bir karan tatbika geçmiş ve bu hususta ilgililere bir tamim göndermiştir.
Tamime göre, radyo antenleri çıplak elektrik havai batlannın altından veya üstünden katetmlyecektlr.
Antenlerin uçlanna bağlanan gergi telleri de antenler gibi çıplak olacak ve elektrik hatlarına ufkî mesafeleri hiç bir surette on metreden daha az bulunmıyacaktır.
Vali, esnaf tarifelerinin serbest bırakılmasına itiraz etti
Esnaf tarifelerinin ikinci Dünya Savaşından Önceki gibi serbest bırakıldığı yolunda çıkan haberler üzerine İlgililerden aldığımız malûmata göre, Belediye Daimî Encümeni geçen hafta makamın herhangi bir teklifi olmadan resen böyle bir karanı varmıştır.
Başkanlık, dün meseleyi tetkik etmiş ve encümenin kararının pahalılık doğuracağı neticesine vararak vilâyet idare heyeti nezdlnde itiraz etmiştir. İdare heyeti bugün toplanarak bu meseleyi görüşecektir.
SPOR
Beyoğlu Altıncı Noterliğine Münir Arer tâyin edildi
Münhal bulunan Eeyoglu Altıncı Noterliğine Yargıtay Genel Sekreteri Münir Arer tâyin edilmiştir. Dün Ankaradan gelen yeni noter, İstanbul Birinci Hukuk Mahkemesinde tahlifi icra edildikten sonra vazifesine başlamıştır.
Yunan boksörleri yann ilk maçlarını yapacak
Elektrik Kulübü taralından dâvet edilen Yunan boks takımı bir Fransız uçağiyle şehrimize gelmiştir.
Kafileye, Yunan Federasyonu namına Beybrehos refakat etmektedir. Gelen Elen boksörler: şunlardır:
78 Çaldaris, 72 Lambldis, 54 Pa-nayotidis ve menecer Evengelldis’tir.
Elen boksörleri yann akşam ilk karşılaşmalannı Spor ve Sergi Sarayında saat 21 de Elektrik Kulübü boksörlerine karşı yapacaktır.
Bu maçlara ait biletler Bölge binasında ve Saray Sineması gişelerinde satışa çıkanlmıştır.
Beyoğlu ve Kartal kaymakamları vazifelerine başladılar
Yeni Beyoğlu Kaymakamı Ahmet AkbU ve Kartal Kaymakamı Suat dün şehrimize gelerek vazifelerine başlamışlardır.
M E V L I D
Fınncı Ensar Bibeı’ln babası, Kemal ve Şevket Biber’ln ağabey si, Nazml ve Galip Biber’in amcası olan İBRAHİM BİBER’in ölümünün kırkıncı gününe rastlıyan 14-9-1950 perşembe günü üğle namazını müteakip Firuzağa Camiinde Mevlld okunacaktır. Kendisini sevenlerin ve istlyenlerin teşrifleri rica o-lunur.
YENİ İSTANBUL
SİYASÎ İKTİSADÎ MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi :
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. SAKLICA
Yazı işlerini fiilen İdare eden mesul müdür: SACİD ÖGET
NeşredUmiyen yazılar iade edilme*.
Basıldığı yer :
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LÎMÎTED ŞİRKETİ MATBAASI
Bugrün !ç!n îstanbulda hakikaten bir meıkcn buhranı var mıdır?
Sulh Mahkemelerini doldurup Uu Cîran tahliye ve mesken ihtilâfları yüzünden çıkan hakaret dâvalarının miktarına bakılırsa, şehrimizde halâ sürüp giden muazzam bir mesken buhranı mevcuttur. Diğer taraftan şehrin hpr sokağında müşteri bekUyen binlerce ve binlerce boş ev ve apartman dairesi İse zahiren böyle bir sıkıntıyı âdeta tekzip eder durumdadır. O halde bu zıt vaziyet nasıl İzah edilebilir?
Gerçekten mesken politikasındaki tedbirsizliğimiz, on seneyi geçen bir zo-mandanberi bir taraftan mal sahiplerini. diğer taraftan kiracıları üzüp durmaktadır. Sosyal hayatımızda hlg 10-zumu olmadığı halde, âdeta birbirine aykırı hareket eden iki ayrı sınıf ortaya çıkarılmıştır. Adliye cihazı senelerden beri boşu boşuna İşgal edilmiştir ve edilmektedir. Vatandaşlar arasında bu sebepten aile ocağını dağıtanlar. evlerini satanlar, ev sahibini veyA kiracısını yaralıj anlar, hattâ ÖU dürenler bulunmuştur. Bazı dâvalar senelerce uzadığı için bıkkınlıklara sebep olmuştur.
Bütün bunların karşısında bir taraftan devlet, diğer taraftan belediyeler seyirci kalmış oturmuşlardır. Büyük şehirlerimizde ve bu arada latan bulumuzda gayri meşru mim™*» mahalleler peyda olmuş, boşa çıkıl»-mıyacağı anlaşılınca bunlara meşruiyet tanınmıştır. Bazı bankalar İdeal I mahalleler vapmak yoluna gitmişler* se de rasyonel hareket edememek s» bebl yüzünden bu teşebbüsün de mü» pet neticeleri maalesef müşahede edJk İçmemiştir. Şehrin en kıymetli yerlerinde yükseltilen resmî binalar, geniş ölçüde toprak kaybına sebebiyet ver* miştir. Bu hava içerisinde seneler bir* birini takip etmiş ve memnuniyetle kaydedelim ki harbi takiben husus! inşaat da alıp yürümüştür. Yukarıda da arzettlğimlz gibi bugün îstanbulda İnşaatı tamamlanan binlerce ev bozx> boş müşterisini beklemekte, fakat kiracısını bulamamaktadırlar. ÇünkÛ bunların kiraları yüksektir. Daha doft* rusu fiyat seviyeleri bugünkü hayat standardı İle tabii olarak Ahenkli tanzim edilmiştir. Yani Millî Korunma Kanununun tahdit ettiği fiyatların ihzarindedir. Su hale göre, mezkûr kanunun himayesinde bulunan kimseler her türlü huzursuzluğa rağmen, otu^ makta oldukları yerleri terketmek i» tememektedirler. Neticede yeni İnşa» at sahipleri kiracı bulamamak yüzün» den sıkıntı lçlndedlrleı. Müstakbel in» şaat sahipleri aynı endişe ile çekingen durmaktadırlar. Evlerini Millî Korunma Kanununa göre kiralayanlar, bunların arasında geçimlerini sadece bir İki parça gayri menkulün gelirine bağlamış olan eski aileler, yetimler, dullar hayat şartlarının ağırlığı karşısında kıvranmaktadırlar. Nihayet, Milli Korunma Kanununun dışında kalmış meskenlerde oturan ve bugün sayılan pek artmış bulunan dar gelirli veya mahdut gelirli vatandaşlar da Aşikâr bir adaletsizlik karşısında bulunmaktadırlar.
Bugünkü tktidam teşkil eden Demokrat Partinin, son İstanbul kongresinde, söz alan Sayın Celâl Bayar, bu meselenin en kısa bir zamanda ve her tarafı memnun edecek bir şekilde halledileceğini beyan etmişti. Vatandaşlar arasında o vakit pek mükemmel bir tesir yapan bu sözlerin tahakkuku biran evvel herkes tarafından beklenmektedir, içtima! huzurun en birinci âmillerinden birisi olan mesken huzurunun sağlanması ihmal edilecek bir unsur değildir. Zaten bu mevzuun artık İhmale de tahammülü kalmamıştır.
işittiğimize göre, yeni yapılan meskenlerin kiralarında büyük ölçüde bir tenzilât vardır ve kiracısızlık yüzümden bu tenezzül devam edecektir. O halde geçen zaman bu çok taraflı muadeleyi kendiliğinden halledecekti* denmektedir. Bu hakikaten gayri ile-tiaadî ve gayri varit bir düşünce taı* zindan başka bir şey değildir. FUha» kika kira fiyatları hissedilir derecede düşmektedir. Fakat bu düşme seviye» sİ pek tabiî olarak hiçbir raman 1939 seviyesini bulamıyacsLktır. O baJde devletin ve belediyelerin derhal fa* liyete geçerek büyük meskenler inşa etmesi, arazi sarfetmeden vücuda getireceği blokları, hâlen Millî Korunma nın himayesinde olan ve oturduklar» evlerden çıkmak isteyenlere makul fW yatlarla kiralaması lâzımdır. Ancak ba takdirde, mesken hürriyetini nefy» den mahut kanun da ortadan kaJkmif olacaktır.
Bugün îstanbulda ekonomik mân* sı üe bir mesken buhranı yoktur. YaV nız Mili! Korunma Kanununun blm* ye ettiği ve etmediği meskenler va* dır. Anormal durum, bu zıt vaziyetten neşet etmektedir.
Çevket EVLİYAOİL .

PEYAMİ SAFA

YALNIZIZ
1
PROLOG
öpme-şüp-Şimdl öpme-
Karanlıkta gözlerini görememişti. Sesi titrekti. Kelimelerde üflenen bir mum alevinin sönmeden evvelki çırpınışı vardı. "Üzülüyorum" derken âdeta bir cızırtı. /Sondakiler birdenbire sönü vermiş ti: "Hem de sizi den". Cümlelerin yapısından gelmiyor he. Hayır. "Biraz daha kalabilmeydim, ayrıldığıma üzülüyorum. Hem de sizi
den", içinde bir şey sallanmıştı. Olabilir. Heyecan. Fakat neden ışığa en uzak noktayı seçmişti? Gözlerini saklamak mı istiyordu, mahallesine girdikleri için mî? Aylardan beri ilk defa bu çekinme, garip. Sonra o koşuşu, daha garip. Bazı akşamlar daha geç ayrılırlardı ve koşmazdı o böyle.
Yürüdü. Şüphenin merkezine yaklaşıyordu, işte şurada, tütüncünün önünde. Beş dakika evvel. "Dün öğleden sonra evde miydiniz?" Verdiği cevap geciktiği halde bulanıktı: "Galiba". Ve hemen, bir şey arar gibi etrafına baktıktan sonra tütüncünün camına asılı mecmualara parmağını uzatmıştı: "İşte size bahsettiğim resim". Garry Cooper'ln portresi Evvelce hiç bahsetmemişti bundan. Hayır, katiyen. Eğer ^Galiba" dedikten sonra, bir şey a-1
Ne aramıştı? Yeni bir su-Resmi bulmuş ve ona kaç-Lüzumsıız koşması da sor-içindl. Birşey gizledi#! mu-
olsaydı ve şimdi karşısına çıksaydı, şurada, caddenin ortasında onun ayak-kapanabilirdi. İçini kaplayan bir dog-özleylşlnin verdi#! keder sarhoşluğu 1-yanından geçenlerin yalnız gözlerine
rar gibi etrafına bakmadan, gözü birdenbire mecmuanın kapağına gitseydi, bu atlayış bir tesadüf olabilirdi, alo karşı sığınak, mıştı: Muhakkak, gudan kurtulmak hakkak.
Caddeye çıktı. Ağır ağır. İçinde kabaran kederi bastırmak için, bir yıldırım zaferi kazanan şüphenin gururuna sanlmak istedi, nafile. Slmeranya kızlarını düşündü, faydasız. "Kadınlar orda güzel, ince, saf, leyll’dlr". Nafile, nafile.
Eğer dünyanın en çirkin kadını en doğru kadını şimdi, 1 arına ruluk çinde,
bakarak yürüyordu. Kendilerine bakıldığını sezen bütün yabnnoı gözler gibi, bunların çoğunda da gururun donukluğu, yorgunluğun dışarı verebileceği zaafların ilatünde pelteleşiyor ve bütün ruhu örten maddeslz bir göz kapağı halini alıyordu. Hepsinde gizlemek yalanı.
Hepsinden ümidini kesti. "Şimdi ayrıldığıma üzülüyorum. Hem de sizi öpmeden". Son kelimede hilenin soluğu birdenbire kesilmişti. En usta ağızlarda bile yalan uzun bir nefesten mahrumdur. İnandırma gayretinin en fazla olduğu anlarda bile cümleler kısalır.
Tıpkı annesi. Ana kız arasında bu benzeyiş onun kinini arttırıyor, fakat ruhunda soğumaya giden hava deliğini açacak kadar değil. Şimdiki nefreti, belki sevgiliye düşen pa-2
ve yalansız. Az hareketli.
işçi kızı değil, adımlarında kadını değil, üstünde hırpa-kadını değil, boyasız. Yak-blr adım. Teceaıüsün zamkı
yı azaltmak lçLndlr, kİ bütün İns&nlan İçine alıyor. Herkes gib! o da insan ve yalancı. Şu karşıdan gelen kadın da mı? Kimbillr! Yaklaşıyor İşte. Ne kadar mahzun! İçinin bütün gizli cereyanlarını gevşek, salıntılı, kırık dökük vücut hareketleriyle dışan salıveren tam bir teslim oluş hali içinde bir istisna vadet-mlyor değil. Hergün ağlamış gözler, kapaklan buruşuk ve iradeden sökülmüş gibi kendiliklerinden düşük. Yorgun, yorgun. Ve güzel fakat. (Gurursuz Yaklaşıyor.
Yaklaştı. Bir hanımlık. Bir ev nllik. Bir sokak laştı. Aralarında
bakışlarım birbirine yapıştırdı. Küçük ve siyah gözler. Dikkatin cllâslyle parlamağa başlıyor. İkisi de durakladı.
Sinemalar boşalmadığı İçin, cadde tenha, ikisinin de gözlerinde cesaret. Konuşacaklar. Tereddüdün gerginliği. Sallantı. Karar.
— Size birşey sormak Istlyonım.
Kadın başını geri çekti ve gözlerini kıstı. Miyop.
— Ben sizi tanıyorum galiba, dedi, adınız nedir T
— Samlm.
Kadın, karanlıkta girintileri ve çıkıntıları arasındaki farklar silinen düz yüzü, ince uzun, siyah kaş lan ve bir hatırlama süzgünlüğü İçinde bademleşen gözleriyle, galiba, Nt-gâri'nin minyatürlerinden birine girmek istiyordu.
— Tanıyorum.
— Nereden?
• Kadın cevap vermedi. Proftll dalgın. Sokak kadını olmadığı için gülümsemiyor. Üstünda eski bir tayyör. Renksiz yüzünde ciddîlikten başka hiçbir şey güzel değil.
— Ne soracaksınız?
Bu sefer de Samlm cevap vermedi. Beraber yürüdüler. Yan bakışları birbirine ilişip kaçıyordu.
— Ne soracaksınız?
— Birdenbire size garip gelecek.
Ve kısa bir tereddüdün peşinden sordu:
— Bugün çok yalan söylediniz mi?
Kadın durdu, uzun ve zayıf yüzündeki hayreti ona doğru kaldırdı. Hafif çiçek bozuğuydu. Derisi hırpalanmamış olsa narin burnu ve onu gizil bir âhenkle takip eden ince dudakları Bir tanesi kaşlarının çülmllştü. lümsedl.
— Tuhafsınız.
Etrafına bakıyordu. Samlm anladı. Loş ve tenha bir yer olsa bari, tlerikl sokaklardan birine girdiler Sağ tarafta bir küçük kapı. Dar ve karanlık bir merdivenden indiler. Vestiyerde kimseler yok. İçeriden bir garson koştu ve Samimin pardesüstlnü aldı. Salonda da hiç kimse. Burasına göre vakit erken. Işıklar yanmamış. Masalar hazırlanıyor. Bir bölmeye girdiler.
— Işıklan yakma. Bir liste getir.
Garson uzaklaştı. Kadın onu süzüyordu.
— Niçin sordunuz? Tuhaf. Sokak ortasında, birdenbire. Hem niçin bana öyle baktınız 4
küçük bir güzeülk notu alabilirdi, hisli bir kıvrılışla yukarı kalkıp İnen altında şaşkın gözleri büyüyüp kü-Hayret krizini çabuk savdı ve gü-
demin T İlk defa başıma geliyor. Yolda bana hiç kimse bakmaz. Güzel değilim. Bir dikişçiyim. Evlere giderim. Sanat Mektebinden mezunum. Bugün bir evde eski bir robu tersine çerirdlm, bir de bluz diktim. Geç kaldım. Yorgundum. Tuhaf baktınız çok. Birine mİ benzettiniz beni? Niçin sordunuz öyle? Birdenbire, tuhaf. Şaşırdım. Fakat bir şeyler hissediyorum. Ama nedir, bilmem kİ. Yalan söyledim mi bugün? Tabiî söyledim. Söylemişimdir mutlaka. Hatırlamıyorum. Meselâ sizi tanıyorum dedim ya, tanımıyorum. Tanımak için söyledim bu yalanı. Geçip gitmeyesiniz diye. Hiç bir şey ümit edemem sizden. Hiç bir erkekten ümit etmedim. Fakat siz ne tuhaf baktınız. Niçin? Merak ediyorum. Yoksa gelmezdim buraya. Hiç bilmem böyle yerleri. Fena kadın değilim ben. Olamam da onun İçin. Kim bakar benim yllzllme. tik defa siz baktınız öyle. Niçin? Söyleyiniz, kuzum.
— Söyliyeceğim.
— Bir kederiniz var sizin. Hissediyorum dedim ya. Var. Yalan mı söylediler size? Kalbinizi mi kırdılar?
— Ne içersiniz?
— içki bilmem ben. Siz ne İçerseniz Kalbinizi mİ kırdılar?
— Viski içelim. Biraz sonra yemek de yersin. Ben bir şey istemiyorum. Mânâsız bu, seni yolundan çevirmek. Tuhaf gelir tabii sana.* Esti birdenbire, tyl sarhoşluğu geçiriyorum.
a • •
anladın. Bir keder Ayık İşi değil bu.
— Hoş bir şey fakat. Benim için bambaşka bir şey ama anlıyamadım hâlâ benden no beklediğinizi.
(Devamı var)
5

1
1

4

12 Eylül 1950
FIKRA
\ t N 1 İSTANBUL
Sayfa 3
Seyrüsefer
Bediî FAİK
İKİNCİ Dünya Harbi bitip de, Ycnlclün.vanın ve onun hemen peşi aıra eskisinin tekerlekli vasıtaları, gümrük kapılarına dayanır dayanmaz, bizim şehir bir araba cümbüşü İçinde kalıverdi. Şimdi kaç otomobil markası piyasamızda çal kanmaktadır bilmiyorum. Fakat bilhassa gençlerden hemen hepsinin, makinelerin daha burunlarını yahut arka tekerleklerini görür görmez, anlaşılmaz bir Usan karışıklığı içinde markaları çatır çutur bağırdıklarını sık sık duyuyorum. Şehre bu kadar otomobil yığılıma, elbettekl modası, ip t İlâsı, hususî lisanı da o nispette yayılacaktır. Hattâ otomobilin artık kendine mahsus şakaları, esprileri, argosu bile var. Ve gençler arasında son derece yayılmakta... Kaldırımda bir defa tökezleyin de bakın. Arkanızdaki genç gnıpu derhal, klâk-son yasağından sonra bu hale girdiğinizi haykırıp katılacaktır. Geçenlerde adllyeden bir dostum anlattı. Bir sokak kavgacısını İstintak ederken sormuş: '‘Peki o sana ne yaptı kİ, hep İntikam aldım diyorsun?,, Külhaniden cevap: “Ne yapacak atabey, geçen sene beni sarhoş kıstırdı. Suratımın karoserlslnl mahvetti. Bir fırsatını bulup tabanları birinci vitese taktik da kurtulduk.,,
Fakat gençler arasındaki otomobil şakalarının, lisanının, argosunun hepsi bir tarafa da, otomobilin bizim şehirle cilveleşmesi müthiş. Çocuklarınkine gülüp geçebilirsiniz ama, beriki caddeyi de. sokalı da, meydanı da o hale getirmiş ki. hiçbir şekilde geçemezsiniz. Ne yürüyerek, ne de düşünmeden...
Yaşmak ferace devrinin lândo’sııııdan başka her vesait karşısında astm’lı gibi tıkanıveren sokaklarımıza, “İlle rayım,, diye tutturan İnatçı tramvay, kaldırımları sıyırmadan gcçcmlyen tombul otobüs çok gelirken; boy boy, renk renk otomobil yığılır da ne olur? Şimdi siz bu hengâmeye at arabasını, çocuk bisikletini, kamyon artığı “kaptıkaçtı,,yı da katınız ve sonra her köşeba-şına da beyaz koltuklu kaytan bıyıklı birer seyrüsefer aslanı dikiniz.. Hayır, Servantes’e nazire yapmıyoruz. Bu, Donklşotun değirmenlere hücumu değil, bizim seyrüsefer faaliyetimlzdlr. Az daha unutuyordum, otomobillerimizi de dilimli meyvalar gibi böleceksiniz. Her İstediği yerde yolcu alıp boşaltan “dolmuş”, klâsik taksi, kaide dlnlemlyen “hususî,, ve nihayet nereye sapa-oeğını, nasıl sapacağını bllemlyen “amatör”...
Peki ama. bütün bunlara bir çare bulmak vakti de, yollarda tıkanıp kalmadı ya . Kaldırımlarda ve sokak başlarında sıkışarak kaybettiğimiz zaman, İstimlâk etmeye acıdığımız binalardan. yahut kaldırmaya cesaret edemediğimiz köşe heyülâların-dan daha az mı kıymetlidir? Ya şehirlinin âsap bozukluğu, sinir İlleti, asabiyeti? Hepsinde seyrüsefer derdinin geniş hisseleri var. Ama beri yandan doğrusunu İsterseniz, istimlâke başlamamızla, enkaz kaldırmanın başımıza dert kesilmesi ve onun da ayn tıkanmalara yol açması bir olacaktır.
En İyisi, evet gene en kestirmesi, caddelerimizi İkiye bölüp zifiri! nefes borusuna döndüren şıı ihtiyar tramvayları söküp atmak!.. Hele yerlerine süratli otobüsleri de yerleştirdiğimiz gün.. Hayır sokaklarımız mutlak bir açıklığa kavuşamazlar ama» hiç değilse rahatça öksürüp, vesait sökebilirler sanırım.
İşletmeler Bakanının beyanatı
İdarede ademi merkeziyet, murakabede merkeziyet esası kabul edilecek
Hususî sermaye ile Adapazarında pancar şekeri, Adana bölgesinde de bir kamış şekeri fabrikası kurulması kararlaştı
Ankara. 11 (A.A,) — isletmeler Ba-ı kanı Profesör Muhlis Ete. son aylarda kendi Bakanlığım ilgilendiren muhtelif mevzulara dair şu beyanatta bulunmuştur:
Raman petrolü:
Raman Dağındaki petrollü sahanın genişlik, ve uzunluğunu tâyin ve tes-bit ve dolayısiyle istihsali kabil petrol miktarını daha İsabetle tahmin edebilmek maksadiyle sondajlara devam edilmekte ve bu arada Raman Dağında ikinci horizonda petrol bulunup bulunmadığım gösterecek derin sondajlara da gidilmektedir. j
16 numaralı kuyudn petrole rastlanması, petrollü sahanın genişliği ni bu noktada da muhafaza ettiğini göstermek bakımından önemlidir.
23 numaralı kuyu İse. Raman petrol sahasının şarka doğru uzunluğuna İmtidadını tesbit gayesiyle açılmakta olup burada da petroie rastlanması, bugüne kadar doğu-batı istikametinde 5 kilometre uzadığı bilinen petrollü sahanın 2 kilometre daha imtidat ettiğini göstermekte ve bu bakımdan çok ehemmiyetli bulunmaktadır.
Mahrukat dâvası:
Bakanlığımızın tedviriyle meşgul olduğu bir mevzu da mahrukat işi ve bunun politikasıdır. Bilindiği gibi memlekette bütün vatandaşların teshin İhtiyacı yeter derecede tatmin e-dllmiş değildir.
Bakanlığa geldiğim günden beri mesai arkadaşlarımla beraber bu meseleye elkoymuş bulunmaktayım. Bizim linyitlerimizin de ihtiyaca daha sâlih bir hale gelmesi için yapılan teşebbüslerin bir an önce tahakkuk safhasına geçmesi üzerinde çalışılmaktadır. Nitekim bu mevzuda mütehassıs olan yabancı müesseseler? yolladığımız numunelerden müsbet neticeler alındığını gelen telgraflardan anlamış bulunuyoruz. Endüstriyel tecrübelerin ikmalinden sonra, memie- 1 ketin bir kaç linyit belgesinde briket veya koklaştırma tesisleri kurmaya ve kurdurmaya çalışacağız. Linyitle-
İzmir Belediye Başkanlığı
İzmir 11 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — D.P. İzmir Belediye Başkanlığına en ehliyetli zatı seçmek ü zere bir müddetten beri büyük gayretler sarfetmekledlr. Beledi/? Meclisi içinde bu vazifeye bir namzet seçmek mümkün olmayınca Meclis dışından bir zatın İzmir Belediye Başkanlığına getirilmesi tetkik konusu olmuş ve D.P. başkanı Avukat Rauf Onursal birçok müzakerelerden sonra başkan adayı seçilmiştir. Fakat Belediye Meclisi Azalarından 14 kişi başkanın Belediye Meclisi İçinden seçilmesinde ayak dlrcmlşlordir. Bu bakımdan parti İçi mücadeleleri gayet çetin olmakla beraber Rauf O-nursalın Belediye Başkanlığı yarın sabah saat 11 de Belediye Meclisinin yapacağı elem toplantıda tahakkuk edecektir, lzmlrin yeni Belediye Başkanı bu vazifeyi feragatle yapacağını beyan etmektedir. Daimî Encümen ü-yellklerlno ise Cevat Özkan, Faruk Tunca ve Mehmet Ozyargı aday seçilmişlerdir.
Eski ithal talepleri
Ankara, 11 (ANKA) — Yeni ticaret rejimi dolayısiyle eskiden müracaatta bulunarak İthal müsaadesi istl-yenlerin bu taleplerinin İade olunacağı bildirilmektedir. Talep sahipleri bu iş İçin bankalara yatırdıkları teminat paralarını istedikleri zaman alabileceklerdir.
rlmlzln bu suretle kıymetlendirilmesi. Türkiye yakıt dâvasının hallini ehemmiyetli surette kolaylaştırmış olacaktır.
Seker fabrikaları:
Malûm olduğu üzere memleket şeker ihtiyacı günden güne artmaktadır. Mevcut dört şeker fabrikamızın ortalama yıllık imalâtı 100 bin tondur. Buna mukabil bugünkü şeker ihtiyacı lae 140 bin tonu bulmaktadır. İstihlâk bakiyesini dahilden temin e-drmedlğimiz takdirde, hariçten döviz mukabili şeker getirtmek mecburiyeti vardır. (
Bunun İçin memlekette yeni şeker fabrikaları kurmak lâzım geliyor demektir. Hükümetimiz programımız gereğince, büyük âmme hizmetleri ve ana sanayi dışında yeniden fabrika-cılığa geçmek taraftan olmadığı için, yeni şeker fabrikalarını bizzat kurmak yerine, hususî teşebbüslere kurdurmaya çalışıyor. Bu cümleden olmak üzere biri Adapazarında pancar şekeri fabrikası, diğeri Adana bölgesinde kamış şekeri fabrikası tesis etmek istiyen 2-3 grupla müzakereler cereyan etmektedir. Anonim şirket halinde kurulacak olan bu fabrikalara, devlet, Marshall kredisinden yardım sağlamaya ve sair suretlerle de gerekil yardımlar yapmaya çalışmak-1 tadır.
Rasyonallzasyon İşleri;
Bakanlığımıza bağlı teşekküllerde bir rasyonallzasyon hareketine geçmek üzereyiz. Muhtelif teşekkülleri-1 rnlze bağlı müessesclerin salâhiyetlerini ve buna karşı da mesuliyetlerini arttırmaya ve bu suretle de 3460 sayılı kanunun ruhu olan Idnrede ademi merkeziyet fakat murakabede merkeziyet esasını yeniden gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bu meyanda İktisadi dev-1 let teşekküllerinin İdare ve muraka-beslno ait hükümleri İhtiva eden bu kanun üzerinde günün ihtiyaçlarına uygun bazı değişiklikler yapılması I-çln de umumî murakabe heyetiyle işbirliği halinde mesaiye başlamış bulunuyoruz.
Müesscselerde memur sayısının lüzumundan fazla olduğunu bunları gezen her yerli ve yabancı mütehassıs söylemektedir. Bunu, işletmeciliğin nazariyatı ve murakabesiyle 20 küsur seneden beri meşgul olmnklığım sıfatıyla ben de muhtelif vesilelerle tes-1 bit etnılş bulunmaktayım. Fakat çim-! diye kadar türlü şekillerle bu müesseseler? alınmış olan vatandaşlara yol vermek kolay bir mesele değildir. Yüksek İhtisas İstiyen İşler dışındaki kadrolara yeni memur almamak İlk şiarımız oldu. Şimdiki halde her işi ehline vermek suretiyle verimin arttırılmasına çalışıyoruz.
İşletmelerimizdeki tetkiklerim t
Bakanlığıma bağlı teşekküllerin müessese ve işletmelerini sık sık ziyaret etmek başlıca vazifemdir. Bunların sayısı bir hayli olduğu İçin, hepsini birden ziyaret etmek mümkün olaınr yor. Fırsat düştükçe hepsini tetkik e-deccğim. İşletmelerde çalışan işçi ve memur arkadaşlarımın birbirini severek ve takdir ederek el ve gönül birliğiyle çalışmaları başlıca arzumdur. Ziyaret etliğim her işletmede işçi ve memurların arzularını dinlemekte., □unlardan yapılması mümkün olanlarının tatbikini teşekküllere bildirmekteyim. Bakanlığıma bağlı İşletmelerde çalışan işçilere verilen ücretlerde muadelet olması mevzuunda bilhassa ısrar etmekteyim.
İşletmelerimizde kurulan İşçi sendikalarının faydalı birer teşekkül olduğuna İnanıyoruz. İdare âmirleri de gün geçtikçe bunların faydalarını görmektedirler.
Gezdiğim iş yerlerinde işçilerimizi hakkını efendice aramasını bilen, dürüst., milllyetsever vt Hükümete güveni olan vatandaşlar olarak görmek beni fazlasiyle sevinoirmlştir. Henüz ziyaret fırsatını bulamadığım diğer İşletmelerimizde de aynı durumu müşahede edeceğime kar.1 bulunuyorum.
Kasım Giilek dünkü muhakeme sırasında
Kasım Gülek'in dün
sorgusu yapıldı
üç ay müddetle hapsini isteyen iddianameyi

dünkü celsede
Gülek reddetti
Ankara 11 (Ankara Ajansı) — C.H. P. Genel Sekreteri Kasım Gülek hakkında seçim kanununa aykırı hareketten dolayı Bilecik Savcılığı tarafından açılan dâvanın sorgu safhası İstinabe yoliyle Ankaraya nakledilmiş ve sorgu bugün saat 11,30 da Ü-çüncü Asliyo Ceza Mahkemesinde yapılmıştır.
Celse açılınca Yargıç, Gülekln hüviyetini vc ikametgâhını tesblt etmiş, kendisine 5545 sayılı Seçim Kanununun 44 üncü maddesi mucibince takibat yapıldığını bildirmiştir.
Bundan sonra Bilecikten gönderilmiş olan talepname okunmuştur. Bunda sanığın, sorgusunun Ankara-da istinabe suretiyle yapılıp yapılmamasına muvafakatte serbest olduğu belirtiliyordu.
Kasım Gülek sorgusunun Ankara-da yapılmasını kabul ettiğini bildirmiş bunun üzerine iddianamenin o-kunmasına geçilmiştir. Savcı iddianamesinde başta Kasım Gülek olduğu halde bazı parti mensuplarının 9 a-ğustos akşamı Bozüyük C.H.P. binasında toplantı yaptıklarını ve konuşmaları hoparlörle halka aksettirlldi-ğinl ileri sürerek Seçim Kanunu hükümlerine karşı gelindiği İddia ediliyordu. Savcı bu hareket karşısında Kasım Gülekin muhtelif maddeler delâletiyle 3 ay hapis cezasiyle tecziyesini istemekte idi.
İddianamenin okunmasını müteakip Yargıç, Kasım Güleke no diyeceğini sormuş, Gülek de önceden hazırladığı İfadeyi okumuştur. Bunda ezcümle şöyle deniyordu:
“9 Ağustos çarşamba günü Bozö-yüke geldim. O gün saat 21,30 da C. H.P. de partililerle konuştum. Bu konuşmanın sadece partililere İnhisar ettirileceği o gün ilgililere rulmuştu. Konuşmamın metni ğustos tarihli Ulusta aynen lunmuştur. Toplantıya gelen
liler çoktu. Konuşacağım salonu kü-
duyu-
10 a-neşro-
partl-
Maliye Bakanının ”Ulus” a cevabı
Ankara. 11 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Bugünkü Ulus gazetesi Maliye Bakanı Halil Ayan’ın geçen devrede milletvekilliğine namzetliğinin konması için C.H.P. Genel Sekreterliğine yazmış olduğu bir mektubu neşretmiştir.
Maliye Bakanı Halil Ayan bu münasebetle gazetecilere şunları söylemiştir:
“Benim Halkevleri ile Büyük Millet Meclisi ve müştemilâtının mülkiyetine ait beyanatım kanunlara müstenit, şahıslarla alâkası olmıyan İşlerdendir. Ankarada çıkmakta olan C.H.P. organları, mûtatları veçhile dalma şahsi işlerden bahsetmektedirler. Bu kabil neşriyata benden evvel diğer arkadaşlarım lâyık olduğu cevabı ver-diler.Benim İlâve edebileceğim şudur: Şahıslan hedef tutan bu kabil neşriyat, bizi eriştiğimiz kanuni muameleleri yapmaktan hiç bir zaman ve hiç bir veçhile alıkoyamıyacaktır.,.
Millî Eğitim Bakanlığındaki çalışmalar
Ankara, 11 (ANKA) — Milli Eğitim Bakanlığında yeni bir teşkilât kanunu hazırlanmaktadır. Bu güne kadar Bakanlığa bağlı Genel Müdürlüklerin vazife ve salâhiyetlerini kesin olarak tesblt ve tahdit eden bir kanunun mevcut olmayışı hem işlerin aksamasına, hem de her hakan ve genel müdür değişikliğinde tatbikatın da değişmesine sebep oluyordu. Şimdiye kadar bu yüzden ekseriya birbirini nakzeden kararlar veriliyor, neticede de bunun zararı memlekete dokunuyordu. Hazırlanacak olan kanun hem emek hem d? masraf bakımından israfı önleyecek ve tahsil dâvası değişmez esaslara bağlanacaktır.
Antidemokratik
kanun ve hükümler
Adalet Bakanı, yeni hasırlanmakta olan tasarılar üzerinde de dün geniş izahat verdi
Ankara. 11 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — Antl demokratik kanunlar ve hükümler ve yeni kanun tasarıları hakkında beynnnlta bulunan A-dalet Bakanı özyörük, hazırlnnmakta olan demokrasiyi koıuma kanunu Ü-zrrintlekl çalışmalara hızla devam e-dlldiğini, yakında Bakanlar Kuruluna aevkedllecoğlnl, hava seyrüsefer kanun tasarısı İle yeni ticaret kanunu tasarısının hazırlandığını ve Bakanlar Kuruluna sevkedilmek üzere bulunduğunu, Hukuk Usulü Muhakemeleri ve Ceza Usulü Muhakemeleri Kanunlarının da ele alındığını ve bunda mahkemelerin mümkün olduğu kadar kısa bir zamanda İntaç edilmesi hedef tutulduğunu, tesrii muhakemata ait hükümlerin İlâve edildiğini bildirdikten sonra antidemokratik kanun ve hükümlere temas ederek ezr •ümle şöyle demiştir:
“Antidemokratik kanun ve hüküm iere gelince: Bunlar, Türk. Ceza Ka nunıınun 200 üncü maddesi, Kaçakçılık Kanunu, Suçüstü Kanunu, Millî Korunma Kanunu ve Hayvan Hırsız^ lığı Kanunlarıdır. Bunlar üzerinde yapılacak bazı değişikliklerle bu anti
çüktü. Partililer binanın muhtelif o-dalarında yer aldılar. Sözlerimi sadece bu odalara intikal ettirmek için mikrofonda konuştum. Halka hitap etmedim. Partililere hitap ettim. Konuşmamın 13 ağustosta yapılan muhtar seçimleriyle hiç bir alâkası yoktur.
Bu husus konuşmamın metninden de kolayca anlaşılabilir. Ben zaten seçim propagandası maksadiylc C.H. P. tcşkilâtlyle temas için seyahat e-diyordum. Nitekim seyahatime 9 n-ğustostan sonra da devam ettim. Bozü-yükteki konuşmam seçim propagandası ve bu maksatla yapılmış kapalı yer toplantısı mahiyetini taşımadığı için hareketim herhangi bir suça mesnet teşkil etmemektedir.”
Bütçe hazırlıkları
Bütçe üzerindeki çalışmalar yakında
umumi
Maliye Bakanlığınca efkâra bildirilecek
11 (Husus! muhabirimiz
— Maliye Bakanlığı 1951 üzerindeki hızlandırmıştır.
Ankara, bildiriyor) senesi bütçe hazırlıkları çalışmalarını hızlandırmıştır. Bir müddetten beri Bakanlıklarca kendi bütçelerinin tanzimi hususunda yapılan faaliyetler son bulmuştur. Bu suretle bütün Bakanlıklar, bütçelerine nihaî şekli vererek Maliye Bakanlığına tevdi etmişlerdir.
Maliye Bakanlığı tarafından bu bütçeler üzerinde yapılmakta olan incelemeler yakında nihayet bulacak ve 1951 yılının bütçesi hazırlanmış olacaktır. Maliye Bakanlığı önümüzdeki günlerde bütçe üzerinde yapılan çalışmaları efkârı umumiyeye arzede-cektir.
İsrail Elçisi Fuarı gezdi
11 (Hususî muhabirimiz bil-— İsrail Elçisi Elyan Sa^on
İzmir diriyor) vo Elçilik müsteşarı Tuvlarozi hususi otomobille Ankaradan gelmiş, yaptığı ziyaretlerden sonra bu akşam İzmir Fuarına giderek bizim Devlet paviyonlarını gezmiştir. İsrail Elçisi İzmir Enternasyonal Fuarında gördüğü Türk mahsullerine memleketinin Ihtlyecı bulunduğunu, buna mukabil îsrailin de Türkiyeye satabileceği bir çok mallar bulunduğunu belirtmiş ve Fuarı övmüştür. İzmir Fuarını şimdiye kadar geçen yılın 100 bin fazlasiyle 949,754 kişi gezmiştir.
Konya Ereğlisi Mensucat Sanayii işçileri Sendikası umumî heyeti toplandı
Konya Ereğlisi 11 (A.A.) — Konya Ereğlisi Mensucat Sa&ayii işçileri Sendikası umumi kongresi dün, bez fabrikası gıda dağıtım salonunda Osman Tuncanın başkanlığında yapmış tır. işçiler, ana dâvalarının tahakkuku için samimî dilek ve tenkldlcrde bulunmuşlar ve Hükümete olan güvenlerini alkışlarla teyid etmişlerdir. Kongre bu duygularının. Cumhurbaşkanı, B.M. Meclisi Başkanlığına, ; bakana, Çalışma vo İşletmeler kanlıklarına bildirilmesine karar rorek dağılmıştır.
Bnş-Ba-ve-
Pakistan Elçisi, Fuarda bir çay verdi
El-
İzmir 11 (A.A.) — Pakistan çlsi dün akşam Fuardaki Pakistan pavlyonunda bir çay vermiştir. Vali, komutanlar şehrin tanınmış şahsiyetleri ve konsoloslar çayda hazır bulunmuşlardır.
demokratik kanun vc hükümler değiştirilmiş olacaktır. Bulardan en mühlmml tevkif haklımdaki hükümdür. Hazırlamakta olduğumuz tasarıya göre, tevkif hususu tamamlyle hâkimin takdirine bıranılmaktadır. Hâkim, ancak bir sanığın firarına veya mevcut delilleri İmha edeceğine kanaat getirdiği takdirde kendisini tevkif edecektir. Bunlardan başka hiç bir şekilde tevkif kabul edilmemektedir. Katil dahi firar etmlyeceğlne veya delilleri imha oylemlyeceğlne da ir hakklyla kanaat verirse tevkif e-dilmlyebllecektir.,,
Halil özyörük bundan sonra âmme hukukuna dayanan hükümler hariç, hiç bir suretle hiç bir vatandaşın e-vinln aranmıyacağı ken masuniyeti ve adlî tıp mÜcssc Hclerl hakkındakl
»nhsederek sözlerini
“Nihayet fikir eaorlerl kanun tosa ısı gelmektedir kİ bu da son bir tet-ike lâbi tutulmaktadır. Bu kanun »ayesinde bütün yabancı memleketlerde olduğu gibi fikir eserlerine hür met edilebilecek ve eser sahiplerine hakları verilebilecektir.»
hakkındald mvs-tnsarılardnn da şöyle bitirmiştir-
Nehru’nun beyanatı t'
Başbakan, Asya da komünizmle mücadele için müstemlekeciliğe nihayet vermenin şart olduğunu söylüyor
VVashington 11 (YÎRS) — Hindistan Başbakanı Nchrunun bugün Amerikan matbuatında neşredilen beyanatında, ezcümle şunlar bildirilmektedir:
“Asyanın hürriyet âşığı halkı, şayet bntıhlnr müstemlekeciliğe ve sefalete son verilmesi için yardım etmezlerse komünist ölçülerini takip edecektir. Sadece para ve silâh Asyanın kalbini kazanamaz. Milli hareketler desteklenip, müstemlekeciliğe son verildiği takdirde Doğu ile Batının görüş birliğine varmaları mümkündür.
Asyadaki komünizm, müstemlekecilikle çarpışmakta olan milli hareketler desteklenmediğinden dolayı gelişmektedir. Asyadaki milliyetçi hareketlerin komünistlerin liderliğini aramalarının başlıca sebebi. Batıkların müstemlekecilik aleyhtarlığına lüzumu kadar ehemmiyet verme-yişlerlnden İleri gelmektedir.
Yunan Kabine buhranı
Venizelos, gene Hükümeti kurmaya memur edildi
Atina, 11 (YtRS) ı
Liberal Parti Reisi Venlzelos, Kıral tarafından yeniden kabineyi teşkile memur edilmiştir. Venlzelos üç büyük partiden, yani Liberaller, Halkçılar ve Sosyal Demokratlardan müteşekkil bir koalisyon hükümetinin işbaşına gelmesini İstilzam eden sebepleri İzah etmiştir. Üç saat kadar süren hararetli münakaşalardan sonra böyle bir koalisyona aleyhtar görünen liberal mebuslar mağlup olduklarını itiraf et-mjşlerdir. Bunlar arasında yalnız Konstantln Rentis böyle bir hükümete taraftar olmamak hususundA ısrar etmiştir.
Fransada yapılan
Milletlerarası tletizm Maçı
3.000 metre manialıda Coşgiil, 110 metre manialıda Batman birinci oldu
Pau (Fransa), 11 (AP) — Milletlerarası atletizm müsabakalarının final maçlarının teknik neticeleri şunlardır:
100 METRE: Bollng (Fransız) 10.9, ikinci Saate (Holânda).
200 METRE: Saate (Holânda) 21.8, ikinci Klayn (Holânda).
400 METRE: De Gast (Fransa) 49.3. ikinci Lamoureux (Fransa).
800 METRE: Bellegarde (Fransa) 1.55.3, ikinci Osman Coşgüi (Türkiye).
110 METRE MANİALI: Mustafa Batman (Türk) 15.6, ikinci Nillson (Danimarka).
3.000 METRE MANİALI : Osman Coşgüi (Türk) 9.16.1, ikinci Abdullah (Fransa).
YÜKSEK ATLAMA: Hermsems (Belçika) 1.90, İkinci Ncnard (Fransa)
UZUN ATLAMA: Slmeon (Fransa) 7.08. İkinci Lİbert (Belçika).
DİSK: Tosi (Italyan) 51.21. ikinci Karmlght (Belçika).
CİRİT: Castagnott (Italyan) 49. Pa-rot (Fransa).
4X400 METHE BAYRAK: Fransa birinci, İtalya ikinci.
Güler Anman ve arkndıışı 24 yaşında Batı Almanya güzeli Flrle Eri( kM-ıı I bir sai üatu.ule Adrlya i tatlı meltemimle güzel güneşinden zevk alırken görüyorsunuz. Flrle ErlckscnUn müsabakama İştirak etmesi İçin evvelâ ne kendisinin ve no de ailesi mensuplarının Nazi olmadığı tesblt edilmiş ve bilâhare Unvanı “Almanya güzeli” İken “Batı Almanya” güzeli olarak değiştirilmiştir.
Yeni İstanbul’un, KÜPONl
| Batı Almanya hususî muhabirimiz bildiriyor |
Almanya’nın silâhlanmasını gerektiren hâdiseler gelişiyor
Bonn (Hususi muhabirimizden) — Almanyanın tekrar silâhlanmasına temas eden olaylar, bazı yetkili çevrelerce son zamanlarda verilen hükümler hilâfına çok çabu* İlerlemektedir. Bir taraftan Almanyadaki Amerikan Yüksek Komiseri General McCloy bu mühim meseleyi görüşmek üzere A-merikaya giderken öte taraftan da Fransa 10 bin değil dr 25 bin kişilik bir kuvvetin teşkiline rıza gösterdi. (bu “polis kuvveti,, dahildeki düşmanlarla savaşmak üzere birlik hükümeti emrine verilecektir).
Hakikatte müttefiklerle Almanya arasındaki müzakereler şimdi söylendiğinden çok daha İleri gitmiş bulunuyor. Hali harbin nihayet bulmasını inteç ettirecek ve Bonn Hükümeti tarafından açığa vurulmuş olan anlaşma tasarısı enikonu bir barış andlaş-mnsı tasarısıdır. Ona asıl adı verilmiyorsa, Sovyet Hükümetinin muvafakati olmaksızın hukukan haris and-laşması diye bir belgi imzalanamıya-çakındandır.
20 ağustosla 1 eylül arasında ne geçti kİ müttefikler, Almanyanın tekrar silâhlanması hususundaki kararlarını tâcll ettiler?
Geçen sadece şudur: Batı Hükümetleri Moskovanın Doğu Almanya İle bir narış andlaşması şartlarını tesblt ettiğini, doğu Almanlarına şartsız ve kayıtsız silâhlanmak imkânını verdiğini. “Demokrat Cumhuriyet,, tehdit edildiği takdirde fiili ve maddî vardım da inzimam etmek üzere askerî ittifak vaadinde bulunduğunu “Dle Welt„ gazetesi açığa vurmadan çok Öne? öğrendiler.
Böyle’ikle Almanya meselesi batı hükümetlerinin başlıca İşlerinden biri haline gelmiş oluyor, yani Londranm o kadar korktuğu fiili vaziyet gerçekleşmiş bulunuyor. Fakat bütün müşahitler, müttefikler siyasetinin bundan mesul tutulamıyacağı kanaa-tindedlrler.
Filhakika Amerlkada ve Fransada. Sovyetlerln daha bir sene önco ağır silâhlarla mücehhez bir Alman ordusu kurdukları ve Bonn Almanyasını silâhlandırmakla Kuşlara her hangi bir bahane vermemek hususunda Batıllar tarafından gösterilen İhtimamın hem lüzumsuz ve boş olduğu, hem de olaylara uygun bulunmadığı kanatin? varılmıştı.
Şimdiki vaziyet ise. hiç olmazsa .sarahat arzetmek gibi bir fayda taşımaktadır. isteseler de, istemeseler de Almanya İkiye bölünmüştür ve Batı Almanyanın silâhlanmasına itiraz e-den Fransanm tereddütleri artık hükümsüzdür. iyi haber alan çevrelere göre bu sebepten dolayıdır kİ Fransa. Alman polis mevcudunun iki mislinden fazlaya çıkarılmasına ve ağır silâhlarla teçhiz edilmesine bir hafta içinde razı olmuştur.
Moskova İle Doğu Almanya arasında bir askerî ittifak kurulmuş o-lup bunun pek vahim harp tehlikeleri taşıdığı da şüphe götürmemektedir. Hattâ, bu fiili vaziyetin pek yakında resmiyete döküleceği ve “Almanyanın .yegâne mesrû hükümeti,, ile karşılıklı bir yardım andlaşması İmzalanacağı haber verilmektedir.
Batı Almanyada müttefik ordular bulunması Moskova tarafından “emniyet ve barışa karşı doğrudan doğruya bir tehdit sayıldığına göre, Bonn da “Polis,, adı verilen bir Alman ordusu kurulduğu ve Batı Almanyada bulunan Amerikan ye Ingiliz kıtalarını takviye etmek üzere yeni tümenler geldiği gün vaziyetin ne kadar ciddileşeceği meydandadır.
Sovyet propaganda makamları “Dle \Velt„ gazetesinin verdiği haberleri
Amerika, “harp istihsalâtı” için hazırlığa başladı
VVashington 11 A.A. (Reuter) — Bir Amerikan telefon şirketi direktörü olan VVilliam Henry Harrisson dün “Millî istihsal Dairesi” başkanlığına getirilmiştir.
Ticaret Bakanlığına bağlı bulunan bu daire, fabrika vc sair sanavii normal istlhsalâttan ayırarak harp is-tlhsalâtı icaplarına göro ayarlamakla ödevlidir.
Dairenin yeni başkanı Trumanın emri üzerine Ticaret Bakanı Charles Savvycrd tarafından tnvin edilmiştir.
tabiatlyle yalanladılar. Fakat resmi makamların sükutu ve Sovyet basınının müttefiklere ve bunların Ai-manyadaki siyasetine karşı şiddetli hücumları, müşahitlerce. Moskova Hükümetinin Doğu Avrupada herhalde harekete geçtiğine- delâlet etmektedir.
önümüzdeki günlerin fevkalâde hcmmlyetii olacakları anlaşılıyor. Cereyan edecek olan siyasi hâdiseler, hem batı devletlerinin hem de Batı Almanyanın silâhlanmasını tâcil edecek ve Avrupa ufuklarını karartacak mahiyettedirler.
Korc’ninkine benzer “mevzlîo bir Avrupa buhranı arifeninde miyiz? Hayır. zira bir Avrupa buhranı mevziî olamaz. Yetkili çevrelere göre bu hakikat, Moskovayı düşündürecek bir hakikattir.
işbirliği yapmak
istiyormuş
Londra. 11 A. A. (AFP) — Newa Chronlcle gazetesinin Belgrat muhabiri, “Tlto Ingiltere ile işbirliğinde bulunmak istiyor,, başlığı altında bu sabah gönderdiği makalede hâlen işçi Partisi delegasyonunun Mareşal Tito Hükümeti şefleriyle yapmakta olduğu görüşmeler neticesinde dünya çapında mühim hâdiselerin beklenmekte olduğunu bildirmiştir.
Muhabir, ayrıca şunları bildirmiştir: îkl günden beri devam eden siyast ve iktisadi görüşmeler şırasında Ingiliz İşçi Partisi Başkanı Sam Watson ve gene işçi Partisi Genel Sekreteri Morgan Phillips, gerek tecavüze karşı durmak ve gerek Avrupanm İmarına iştirak etmek hususunda Yugoslavlarla işbirliğinde bulunmak hakkında gösterdikleri samimi İstekten çok mütehassis olmuşlardır.
Morgan Philipps, News Chronlcle gazetesi muhabirine aşağıdaki demekte bulunmuştur:
“Yugoslav liderlerinin açık «Özlülüîş-lerine hayret ettik. Bütün kozları olduğu gibi ortaya koymak suretiyle kendileriyle samimi ve dürüst görüşmelerde bulunduk. Bu görüşmelerin neticeleri herhalde büyük ehemmiyeti haiz bulunacaktır.”
News Chronlcle gazetesi muhabiri bu hususta şunları yazmaktadır:
“iki taraf arasında yapılan bu görüşmeler her ne kadar Hükümetlerini ilzam ettirmemekte İse de verecekleri raporlar hükümetleri tarafından çok yakından tetkik edilecek ve muhtemel olarak en yüksek çapta yeni görüşmelerin yapılmasını İntaç edecektir."
Bir emekli Amerikan
generali: "Kremlin bombalanmalıdır”
diyor
Pittsfleld 11 A.A. (Afp) — Emekli General Bonnegpellcrs, dün Cumhuriyet Partisi mahallî komitesi toplantısında söz alarak şöyle demiştir:
“Dünyanın devamlı bir sulha kavuşması İçin Birleşik Amerika Kremlinl bombalamalıdır."
Mac Arthur ün emrinde çalışmış (►-lan ve hâlen Milli Cumhuriyette Komite Başkan Yardımcısı olan General şunları ilâvo etmiştir:
“Harbi Rusların kapısı önüne götürmek, Rusyanm en zayıf noktasına yani uzun zamandır komünist şeflerin vaadetmlş bulundukları menfaatlerden ellerine hiçbir şey geçmemiş bulunan müteheyyiç halka ulaşmanın en iyi çaresidir.”
Venedik Festivali
Birinciliği “Adalet Yerini Buldu” isimli Fransız filmi kazandı
Venedik 11 A.A (Reuter) — Senelik film festivalinde dün gece birinci büyük mükâfat olan “Llon dr Saint Marc’1 Andro Cayatte’m “Adalet Yerini Buldu” (“Justl ce est fait”) adlı Fransız filmine verilmiştir.
ikincilik mükâfatını aşağıdaki üş film almıştır:
1 — Panic İn the streeta: Eli Ah Aza'nın (Amerikan).
2 — Dieu a besoin des hommeaı Jean Dclannoy’un. (Fransız).
3 — ••Prima communione”; Aka-sandro Blassettl’nİn (Italyan).
Ayrıca Hollywood sinema yıldın Eleanor Parker “Caged” adlı Amerikan filmindeki rolünden dolayı en i-yi oynayan yıldız mükâfatını almıştır. Erkek yıldızlardan ayni mükâfatı Sam Jeaffe “Asphal Jungle” adlı Amerikan filmindeki rolünden dolayı almıştır.
Komünist aleyhtarı cepheye dâhil olacak
Johannesburg 11 A.A. (United Press) — iyi haber alan kaynaklara göre. Güney Afrika Savunma Bakanı Erasmus, Güney Afrikayı Batılı des»-letlerin topyekûn komünist aleytan stratejisine dahil etmek maksadıyla müzakerelerde bulunmak üzere yakında Londra ile Washingtonu ziyaret edecektir.
Güney Afrika Hükümetinin hâlen Birleşik Amerika ve Ingiltere İle gizli müzakerelerde bulunduğu sanılmaktadır.
_
TAHSİL KUPONU
1 aralık 1950 de çekilecek büyük kuramıza İştirak için a-şağıdakl kuponlardan 90 tane getirerek bir kurt» numarası a-labilor.ekMİnlz.
_________J
Jürinin seçtiği 30 hikâyeden biri
Yazan : Şahap Sıtkı
Avcılıır Bayramında at ıs müsabakasına başlandığı sırada
Avcılar Cemiyeti Beial Dr. Atıf Potumgll bayramı açış
nutkunu söylüyor
Sanat bahisleri
I 4 k I
1 4#’ 1
(Baş tarafı dünkü sayımızda)
Birden huzuru kaçmış, kafasındaki o aydınlık, tabiatın, eşyanın yeril yerindeki hali yavaş yavaş bulanmış, can sıkıntısına bürünmüştü. Ayaklan ümitler peşindeydi, aldanmaya, hayal kurmaya gücü yetecekti. Ama nedense, içinde bir bezginlik, mübalâğalı adeseyle büyültülmüş duygusunu veren bir pişmanlık duymaya başla-misti. İki karşıt düşünce, iki karşıt duygu, ruhunu da, vücudunu da yoruyordu. §öyle esip bir boşalsa her şey tamamdır, ama nerede...
Demiryolunu geçip surlara yaklaştığı sırada kulağına bir çocuk sesi geldi. Bu çocuk:
— Amca! Amca! Ne olur, kurlar elimi! diye bağırıyordu.
Sesin geldiği yana baktı. Yedi sekiz yaşlarında bir oğlan çocuğuydu bağıran. Kocaman bir çınar ağacının kovuğuna elini sokmuş, kurtaramı-yordu. Hemen yanına koştu:
— Neden soktun elini oraya? diye sordu.
Çocuk oralı değildi. Hızla yaklaşan bir marşandiz katarını uzun uzun seyrettikten sonra omuz silkti:
— Amma da duman çıkarıyor! dedi.
— Ben aana onu sormuyorum. Neden soktun elini oraya?
Çocuk, bir kere kurtarıcısının yüzüne baktı. Gene aynı kayıtsızlıkla:
— Neden olacak, dedi, kuş yuvası var da ondan!
— Yazık değil mİ kuşlara?
Çocuk gözlerini kırpıştırarak, boş arsalım, surlar boyunu, surlar dibinde yükselen İncir ağaçlarını seyrettikten sonra:
— Neden yazık olacakmış? dedi.
Kahramanımız, kuru çınar kabuğunu ufalayıp, çocuğun elini kurtardı. Bu masum, kiril çocuk, elinin dış tarafı adamakıllı çizilmiş, incecik kan sızıyordu. Çocuk, uyuşan elini ağzına götürerek sızan kanı emdi. Belindeki çatallı lâstik sabanı çıkarıp yerden küçük bir taş aldıktan sonra:
— Gösteririm ben ona! diye söylene söylene uzaklaştı.
Kahramanımız, yalnız kalınca bir müddet durdu, sonra, adam sen do. der gibi sağ kolunu salladı. Sular a-rasındaki yoldan geçip, kok kömürü kşLİmtılariyle siyahlaşmış kıyıya geldi. Sığ yerlere, omurgaları meydana çıkmış bir iki sandal çekilmişti. Daha ilerde, kollarını yenlerine, geniş pantolonlarını dizkapaklarma kadar kıvırmış, esmer tenli kayıkçılar bir mavnayı kalafatlıyorlardı. Göğsü a-çık, mintanlarının omuz hizasından a-sağıya doğru üçgen şeklinde yanmış derileri pul pul kalkmıştı.
“Burada oturacak yer yok. diye düşündü. Gölge bir yer aramalı’* gittikçe alçalan surların hizasında keskin kayalar vardı. Kayaların altları koyu gölgeli deniz mağaralarına açılıyordu. Küçük dalgacıkların kâh örtüp. kâh çekildiği yosunlu adacıklardan atlıvarak en kuytu köşeye girdi. Ayakkabıları, çorapları ıslanmıştı. Hemen çıkarıp çoraplarını sıktı, güneş gören bir yere serdi. Ayaklanın suya soktu, sırtüstü boylu boyunca uzandı. Demin güneş sırtını ısıttığı zaman nasıl hoşnut ise, şimdi de serinlikten o derece hoşnuttu. Ansızın yağmur da yağsa şikâyet etmezdi. Kollarını iki yana açıp gerindi. Belki bir su serpintisinin tesiriyle bel-kemiğlnden hafif bir ürperme geçti. “Sırası mı bu duygunun?'* diye düşündü. Bu duyguya çok seyrek kapılırdı, ama olanca şiddetiyle duyardı. İyi hatırlıyor, altı yıl önce iskeleden tam vapura atlıyacağı sırada, önüne incecik belli bir kadın düşmüştü. Saçlarını tepesinde toplamış, bu arzusuna boyun eğmeyen kısa, san tüyler beyaz boynunun ortasından geri kıv-rılmıştı. Ayva tüylerinin uçları hafifçe titriyor, kadın, ince, çok bükü-lebilen parrnaklariyle araş ıra bunları yatırmaya çalışıyordu. Kahramanımızın içinden eğilip bu tüylerden Öpmek geldi. Ama yapamadı. Sadece, ileri uzanan eliyle kadının biçimli kolundan, o da elbisesinin kol bileziğinden tutabildi. Mukavemet görmeyince elini kaydırarak daha aşağıya indi, parmakları serin deriye dokundu. Elinin altındaki et de arzuluydu. Kadının omuzlarının hafifçe gerildiğini, kendini ileriye çekmek istediğini gördü. Kadın, yavaş yavaş başını arkaya çevirdi. Kısılmış kirpikleri arasından çağla rengi bir çift göz. kahramanımızı süzüyordu. Bu bakışta, bir parça çapkınlık, bir parça boyun eğmek, bir parça küçümseme vardı. Bir manzara ki, onda bütün hayatı boyunca duymadığı duyguları birdenbire canlandırıverdl. Hayatının örtüsünü teşkil eden üzüntüler, biteviyelikler arasından neşeli bir şey, bir sevinç parıltısı geçti. Av iyi kurulmuş, kovalanan hayvan tam zamanında tuzağa düşmüştü.
Karşı kıyılara birdenbire sis bastı. Vapurlar boğuk boğuk ötmeğe başladılar. Uzak seferlere çıkan vapurların arasında çatanalar dolaşıyordu. Biraz ilerideki Hayırsız Adadan bir sürü karga havalandı. Kurşuni kanatlarını gökyüzüne tembel tembel aallıyarak, garip çığlıklarla güneye doğru uçtular. Kahramanımızın babının üstünde bir bulut gölgesinin görünüp kaybolması bir oldu.
O uzak, güzel günler... O şerefli geçmiş... Hâtırası bile şu anda yüreğine ışık dolduruyor. Erkek avlandığına memnundu. Göğsüne saplanan şeyin hançer olduğunu biliyordu a-ma, ne çare ki hançerin işlemeli, parlak sapma hayrandı. Hiçbir pişmanlık duymuyor, bile bile ölüyordu.
Daha sonraki hâtıraları apaçık, çok ışıklı, çok renkli, çok canlı çizgileriyle yüreğinde yaşıyor Zaten hiçbir zaman unutmadı. Her anı sonsuz harlarla dolu o uzak geçmiş günleri yudum yudum, tekrarlıya tekrarlıya ya-
Dünya Hikâye Müsabakası
Amerlkadö tertip edilen Dün-ya Hikâye Müsabakasına en güzel iki Türk hikâyesini seçip göndermek vazifesini üzerine alan gazetemiz, teşkil ettiği büyük jürinin karariyle “Sam Amca,, ve “Merhametli Bir Kadın,, hikâyelerini seçmiş. tercümelerini yaptırmış ve Amerikaya yollamıştır. Müsabakaya gönderilen 422 hikâye içinde lürlnin neşredilmek üzere ayırdığı diğer 28 hikâyeyi de sıra He her gün bu sahifede okuyucularımıza sunuyoruz.
şadı, bu çok taraflı hazînenin üstüne titredi durdu. Onda bir inziva sıcaklığı, biraz da gurur duyduğu yarasını İyi eden bir merhem tesiri buluyordu. Su anda, yüzünün tatlı çizgileriyle o güzel baş, o ince bel bir hayal gibi karşısındaydı.
Bir akşunıdı. İçi ışık dolu ekim akşamlarından biri... Tam dniredon çıkmak Üzereyken telefon çaldı. Sevdiği kadın onu yakın bir yerde, bir İş hanında bekliyordu.
Heyecanlıydı. İki tarafında büyük yapıların yükseldiği loş. dar sokaklardan doluşa doluşa İş hanının Önüne geldi. Bozan, atlarının hamutlarına renkli çevreler bağlamış yük arabaları yolunu tıkıyor, o zaman şaklıyan kamçılar arasında blriblrlerine çıkışan. hattâ küfreden arabacıların bağrışmaları ortalığı tutuyordu.
İş hanının geniş kapıları, ardına kadar açıktı. Şuraya buraya gelişigüzel kiralık kasalar, ne işe yaradıklarını bilmediği demir purçalor konmuştu. Sağ yanına düşen noterlikten daktilo makinelerinin sesi geliyordu. Beyaz önlüklü iki garson bir geçit yerinde durmuş, hararetli hararetli birşey tartışıyorlardı. Uçlarına sarı çubuklar çakılmış tahta merdivenlerden çıktı. Üçüncü kata gelip koridoru döneceği sırada, herhalde işleri iyi gitmeyen birisi omuz vurarak geçti. Az sonra davet edildiği yazıhanenin na, siyah taş üzerine yazılıp canıla-kapısındaydı. Kapının hemen yanı-tılmış, siyah taş üzerine yazılıp camlatılmış: “Lcon.. İmparta-exports.’‘
levhası asılıydı.
Kapının önünde durdu. Bir İki saniye tereddütten sonra, duvardaki beyaz düğmeye bastı. İçerden, o güne kadar nslâ duymadığı, karga sesine benzer acayip bir ses cevap verdi:
— Giriniz!
Usulca kapıyı İtti, başını uzatıp baktı. İçerisi oldukça karanlıktı. Odaya, tavandaki karpuz biçimi lâmbadan sarımsı bir ışık dökülüyordu. Camlı, bir pingpong masası kadar geniş yazıhanede, ufak tefek, kara kuru bir adam oturuyordu. Kalabalık caddeye bakan pencerenin önündeki kadife koltuğa van yoğu, sevdiği kadın ilişmiştl. Yüzünün ince çizgileri iyice gerilmiş, duygulu bir hal almıştı. Onu bu haliyle, şeker kutulan üzerindeki tasvirlere benzetti. Kadın, kayıtsız görünmeğe çalışıyor, kalabalık caddede birini gözetliyormuş gibi, gözlerini aralık perdeden ayırmıyordu. Biraz kalkık burnunun İki yanı gayet şeffaf görünüyor, kanatları açılıp kapanıyordu. Bacak bacak üstüne atmış, çorabının bittiği yerde eti görünüyordu.
Adamın yüzü taş gibi duygusuzdu. Aynı soğuklukla yerinden kalktı, misafirine yer gösterdi. Üçü dt, sanki caddeden geçen otomobillerin motor gürültülerini, tramvay seslerini dlnll-yormuşçasına sustular. Sonunda, tüccar söze başladı. Odanın ortasında bir yanm kavis çizerek, kadını arkada bıraktıktan sonra, döndü, oldukça emreder gibi görünen bir eda ile söze başladı:
— Karımla alâkadarsınız! dedi.
Misafirin karşılık vermesine meydan bırakmadan İlâve etti:
— Karımla tanışmanız bir tesadüf delildir. Bunu, biz istedik, istediğimiz gibi de oldu. Ama. iyice düşünülürse, günümüzde aşk bile ivazsız olmaz. Siz, işlerimin görüldüğü dairenin müdürüsünüz. Ben ise, (Kelimeleri dişlerinin arasında eze eze devam etti) bir tüccarım.
Karşısındakinin öfkeyle yerinde doğrulup bir şeyler söylemek istediğini görünce:
— Yok, dedi, teferruatını size o an-
latacak. Buradan beraberce çıkabilir, beraberce bir akşam yemeği yiyebilirsiniz! I
Kahramanımız, duyduğu tiksintiyi belli edercesine tüccarın yüzüne baktı: I
— Ne teklif ettiğinizin farkında
mısınız? dedi. |
öbürü, hiç istifini bozmadan:
— Siz de neye konduğunuzun farkında mısınız? diye cevap verdi. Üç günlük ömre bunca ahlâk endişesi çoktur dostum. Leş yiyerek, akbabalar gibi 150 sene yaşamaktansa, avını canlı canlı kaldıran kartallar gibi 15 yıl yaşamak, dünya nimetlerinin, çeşit çeşit zevklerin tadını çıkarmak gerek.
Kahramanımız, bu küçük adama, bu bayağı mahlûka haddini bildirecek. belki de iki tokat atıp, yüzüne kapıyı çarparak çıkıp gidecekti, ama kadın, hemen yerinden doğruldu, başını hafifçe sola eğerek:
— Çıkalım! dedi. ’
Bu, dayanılmaz, karşı koyulmaz bir emirdi. Kahramanımız da boyun eğdi. beraberce çıktılar.
Aradan 15 gün geçti geçmedi, gazeteler büyük bir suiistimal haberi yayınladılar. Sade yayınlamakla kalmadılar. iri İri manşetlerle pek tadını çıkardılar.
Sağ vakasında, rıhtımın yontma taşları üzerinde hamallar gidip geliyor. iri buğday çuvallarını bir solukta şeker külâhları yahut sfenksler halinde yığılan yerlerden ahp. geniş demir, şamandıralara bağlanmış nazlı nazlı kımıldayan mavnalara taşıyorlardı. Bazan çuvallardan biri deliniyor, hamalın şerit halinde bıraktığı İzin arkasında güvercinler, dökülen buğdayı tanelemek için kanatlarını açarak. çırpınarak uçuşuyorlardı. Kimseden pervaları yoktu. Gösterişi seven, yüksek sesle konuşan farfaracı hamallar, mavnanın yanına geldikleri zaman omuzundaki çuvalı fır-’atıvor. sonra vücuduna dolu olduğu anlardaki hareketi vererek kocaman (-»Dİak ayaklarını yontma taslarda sıi- I rüye sürüye ilerliyorlardı. Mavnadaki iki adam gelişigüzel Atılan çuvalın uçlarından tutup İstif ediyorlardı.
Gün bitmek üzereydi. Sulara akşamın gölgesi düşüyordu. kahramanımız ne vapacağını bilmiyordu. Şimdilik yerinden memnundu, cebinde I-kl simit vardı. Çorapları kurumuştu.
Geldiği şehlre dönüp İnsanlar Arasında. büyük caddeler ortasında yapayalnız mı dolaşacak, yoksa, uzakta. dağla* arkasındaki adını bilmediği, adının bilinmediği şehirlere nıi gidecek?
SON
İŞTE BABIÂLİ
Basın mensupları Meslek Mecmuasının haziran, temmuz sayılan çıkmıştır. Matbaacılıkla ilgili birçok değerli yazılar bulunan bu dergiyi, matbuatla ilgili herkese tavsiye e-deriz.
ir röportajları
Avcılar bayramı nasıl geçti?
Kiiçiikçekmeceye avcılar akını atışları — kazananlar
— Atmaca ile avlanmaktan doğan kaza Ester Williams,lar yüzme havuzunda
Boğazlar meselesi
— Bıldırcın ve sülün nesli tükeniyor mu ? Region Şehri harabeleri
Karavana
Atış müsabakasını Çingeneler gece avlanıyorlar — Soğuksu Gazinosunda pahalılık
Röportajı yapan : Mehmet ATAKER
Temiz hava, soğuksu, nefis bir manzara... İstanbul avcıları pazar günü bayramlarını İşte böyle bir dekor l-çlndo kutladılar. En gencinden en yaşlısına kadar hepsi zinde, gürbüz ve sıhhatli idiler. G0 yaşlarındaki ihtiyarların yüzlerine bakıyorum, en küçük bir çizgi bile yok Dalma tabiata yakın ve onun bütün zorluk kiriyle mücadele ederek avın ve atıcılığın eşsiz zevkine eren bu insanların çehresinden knn fışkırıyordu. O günü sabahın erken saatlerinden itibaren trenler, otomobiller, otobüsler. Istan-bulun hemen hemen bütün tanınmış avcılarını ve bu sporun âşıklarını Kü-çükçekmece Gölüne bakan Soğuksu Gazinosuna taşıdı. Şehrin en seçkin ailelerinden temiz bir kalabalığın arasında yüzlerce avcıyı silâhları ve teçhizatıyla giyimli olarak görmek, gözler İçin çok hoş bir manzara idi. Hele bu zengin tabiat manzarasının dekorunu da ilâve ederseniz.
“Atmaca İle avlanmak esasen memnudur. Binaenaleyh Fransız Başkonsolosunun oğlunun maruz kaldığı hadise. Av Kanununun lâyıkiylr tatbik edilememesinden ileri gelmiştir. Maalesef utmaca İle avlananların sayısı oldukça (azladır. Ne jandarma, no do korucu bunlarla alâkadar olmamaktadır.,, dediler. Kulüp İdarecileri bayrama ait açılış konuşmalarında bu hususu belirttikten sonrn, Beden Terbiyesi Avcılık ve Atıcılık Ajanlığının tertip eylediği atış müsabakalarına başlandı, Baltrap makinesi denilen ve yuvarlak siyah ince karton bir hedefi 50-60 metre İleriye havaya yaylı sapanlar taraçanın altına Icştirllmlşti.
atan yer-
Evvelâ bir hayli karavana

Avcılar, bu bayram gününde fazla neşeli değildiler. Matem İçinde bir bayram kutluyoruz, dediler. Sebebini sordum, iki gün evvel Fransız Konsolosunun oğlunun yaralanmasını intaç eden hâdiseden dolayı hepsi de müteessirdiler.
atışı seyrettik. Kimse hedefe İsabet ettlre-nılyordu. Kupaları olabilecek babayiğit bir avcının çıkabileceğine pek Ina-namıyorduk. Bu antrenman atışlarında herkes tüfeğinin ve kartuşlarının ayarını bulmaya başlamıştı. Tek tük isabetlerin havada uçan hedefleri tuz la buz ettiğini görüyorduk. Saat 12 ye yaklaştığı sırada asıl aıtşlara geçildi Sıraya girenlerin sayısı çok olduğundan, atışların saatlerce süreceği hesaba katılarak her şeyden evvel boğazlar meselesinin halledilmesine karar verildi. Nefis avcı kebabı, pilâv ve zerdeden mürekkep menü, soğuk su ile beraber zevkle yenildikten sonra
atışİBra tekrar başlandı. Yakılan fişeklerin haddi hesabı yoktu. Herkes atışları takip ettiğinden silâh sesleri arasında cazbandın çaldığı dans havalarına uzun müddet kimse aldırış etmedi. Aşağıdaki yüzme havuzlarında Ester \Vllliams'lar berrak ve yeşil fayans bir fon üz» rinde çok kim-
. «eleri İmrendirince yüzenlerin sayısı da çoğaldı.
Bayram hakikaten neşeli geçiyor Avcılar her sahada cidden zevk sahibi insanlardı. Tabiatın yüzde yüz zevkini tudubilmck için, en müsait yeri seçmişlerdi. Davetlilerin arasında bu-
.1
Meşhur avcılardan biri, bütün meslvkdaşlan adına şikâyet ve dileklerini anlatıyor
Öğrenmek ili livarında olduğumuz her şey
Hicri
19 5 0
Zilkade
29
EYLÜL
Rumi
Ağus.
SİNEM AL
R
1369
VAKİT
Güneş Öglo îkindl
Akşam Yatsı îmsâk
12 30
1366
Sah
VASATİ
6.35
13.11
16.44
19.25
20 5S
4.55
EZANİ
11.08
5.44
9 17
12.00’
1.33
9.28
UÇAK-TREN-VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
9.45 D.H.Y. (Türk) Bursa-dan. - 9.50 D.H.Y. (Türk)
tzmirden. — 14.10 L.A.L (î-
tolya) — Roma, Atinadan. 15.00 D H.Y. (Türk) Van, D.
Elâzığ, Sivas. Anka-— 15.15 Urfa. G. An-Afvon-
Bakır, -odan, tep. Adana, Konya, dan. — 15.35 D.H.Y. (Türk)
İskenderun, Adana, Ankara-dan. — 1550 B.E.A.
Roma, Atina-D.H.Y. (Türk) 16.45 D.H.Y. B&hkeslrden.
Londra, Nis, dan. — 16.00 Izmirden. — (Türk) İzmir,
— 18.15 D.H.Y. (Türk) Bursa-dun. — 18.25 D.H.Y. (Türk) Kahire. Beyrut. Ankaradan. — 18.35 D.H.Y. (Türk) Ankara-dan. — P.A.A. (Amerikan) riong-Kong, Bnnkok, Kalkü-U, Delhi, Karn^i. Basra, Şamdan.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.30 D.H.Y. (Türk) Bursa-ya. — 8.30 B.E.A. (İngiliz)
Atina. Nis, Londra’ya. — 9.00 D.H.Y. (Türk) Ankara, Kayseri, Malatya, Elâzığ, Erzu-ruma. — 10.15 D.H.Y. (Türk) Izmlre. — 10.30 D.H.Y.(Türk) Ankara, Adana, İskenderun^. - 10.00 D.H.Y. (Türk) îzmi-(Türk) D.H.Y.
21.35 P. Brüksel,
uondra, Gander. New-York'a.
re. — 17.00 D.H.Y.
Ankaraya. — 17.05
(Türk) Bur/ınya. — A.A. (Amerikan)
GELECEK OLAN VAPURLAR
6 00 Seyyar, Karablgedun. — 6.30 Anafaria, Ülgen, Bandırmadan, — 20.00 Marnkaz, Mudanyadan. — 22.30 Bandırma. Bandırmadan.
OİDEOEK OLAN
VAPURLAR
8.00 Bandırma, Bandırmaya
— 9.00 Marakaz, M uflan yaya.
— 14.00 İskenderun, îzmlro.
GİDECEK OLAN TRENLER
8.20 Semplon Eko. (Avrupa). — 18.10 Ankaraya (Eks.) — 23.20 An k£ raya (Eks.).
GELECEK OLAN
TRENLER
8 30 Ankarndan, (Eks.).
9 15 Ankaradnn (Eks.).
16.15 Aııkaradan (MotÖrlÜ),
BEYOĞLU CİHETİ
AT.KAZAR (42562) 1 — Hafiye 09 (Seri). 2 — Tarzan Çöllerde.
AR (44391) Tamirat dolayısly-Ic kapalı.
ATLAS i 10835) Tanca Güzeli. BEŞİKTAŞ BAHÇESİ 1 -Yuvam. 2 —
Boks Kıralı Severim.
fanca Casuslar Kadın intikamı.
ELHAMRA 1 —
2 — Ben Esmeri
İNCİ 1 — Tarzan Kadınlar Diyarında. 2 — Seven Gözler
3 — Renkli Geceler.
İPEK 1 — Son Şehid. 2 — Knn Dâvası.
LALE (43595) 1 — Saygon
(Türkçe). 2 — Arslanlar Yolu (Türkçe).
MELEK 1 — Gönül Kimi Severse. 2 — Şeytanlar Gemisi. SARAY (41656) 1—Bay Tekin Atom Pekinde (24 kısım tekmili birden).
SUATPARK (83143) 1 — İki Başlı Kartal. 2 — Meçhul Kadının Mektuptan.
SÜMER (42851) Tarzan Kara Kaplana Karşı.
ŞARK (40380) 1 — Gönüllü Kahraman. 2 — Vatan Kahramanları.
SIK 1 — Arslan Ahmet. 2 — Bar İncisi.
TAKSİM (43101) Bırakılan Çocuk.
TAN 1 — Kutup Kâşifleri. 2 — Gel Evlenelim. 3 — Vahşi Kuvvet.
ÜNAL (Kışlık) Salâhaddlni Eyyübl.
ÜNAL (Yazlık) 1 —Bayrağa Can Feda. 2 — Leylâ ile Mecnun.
YENİ: 1 — Margie. 2 — Kördüğüm. 3 — Düşman Kardeşler.
YILDIZ (42847) 1 — Yıldızlar Peşinde. 2 — Öiüm Fırtınası.
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23863) 1 — Fedailer KalcsL 2 — Renkli Rüyalar.
AZAK 1 — Cebelitarık Casusu. 2 — Harun Reşidin Gözdesi. 3 — Lorel Hardl Çalgıcı. AYSU 1 — Namus Sözü. 2 — Ağır Ceza.
ÇEMBERİ. İTA8 1 — Tarzan
M
Deniz Kın. 2 — Prenses O-rurke.
EMRE* 1 — Ilayat Güzeldir. 2 — Paraşüt 1 aburu. 3 — Kılıçların Adaleti.
HALK 1 — Damgalı Doktor. 2 — Lcylânın Aşkı.
İSTANBUL (22367) 1 — Kara Bahtım (31 kısım), 2 — Şövalye Fan torna.
KISMET (26654) 1 — Casuslar Çarpışıyor. 2 — Korsan Aşkı (Renkli).
MARMARA (23800) 1 — Fedailer Kalesi. 2 — Renkli Rüyalar.
MİLLt- (22962) 1 — Kısmet (Renkli). 2 — Kara Korsan.
TURAN (22127) 1 — Acı Günlerim (türkçe). 2
Kurtaran Aslan (türkçe). 3— Snlfthaddlni Eyyubl ve Haçlı Seferleri (türkçe).
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — Cehennem Zindanı. 2 — Rio Aşkları.
KADIKÖY CİHETİ
HALE (60112) 1 — Pranga
Kaçağı. 2 — Renkli Besteler OPERA (68714) 1 — Casuslar Çarpışıyor. 2 — Genç Dul.
SÜREYYA (60862) 1 — Sefahatin Sonu. 2 — Güzellik ilahesi.

Vatan
ANKARA:
ANKARA (23432) Korsanlar Kıralı,
BÜYÜK (15031) Gülmeyen Kadın.
CEBECİ (13846) 1 — Gönül-
den Yaralılar, 2 — İstiklâl madalyası.
PARK (11131) Kanunsuz Sokak.
SUS.(14071) 1 — Vatan Kahramanı. 2 — Aşk ve Müzik.
SÜMER (14072) Robenson A-dlLSl.
ULUS (22294) Sihirli Ses. YENİ (14040) Modern Venüs. GAR GAZİNOSUNDA: İtalyan ve İspanyol Revüleri.
İZMİR:
TATYARE 1 — Londra Bunaklıkları. 2 — Kara Şeytan. MELEK 1 — Kara Maske.
2 — Yaşayan Hayalet.
LALE 1 — Kahraman Harp Muhabiri. 2 — Çalınan Taç.
3 — İsimsiz Kahraman.
TAN 1 — Kahraman Hnrp



Beyoğlu 4-1044 Ankara 00 İstanbul 24222 İzmir 2222
Üsküdar 60045 K. köy 60872 Karşıyaka 15055
SIHHÎ İMDAT
İstanbul Beyoğlu Anadolu yakası Ankara
İzmir
i
44998
60536
91
2251
ECZANE
EMİNÖNÜ: Ankara (Eminönü) — Sim Başdoğan (Kü-çükpazar) — Esat (Divanyo-iu) — Cemil (Beyazıt).
BEYOĞLU: Güneş (Merkez)
— Barunak (Taksim) — Ba-üst Tülbentçi (Taksim) — Bankalar (Galata) — Necdet Ekrem (Şişil) — Çubukçu (Şişli) — Huhcıoğlu (Hasköy)
— Yeni Turan (Kasımpaşa). FATİH: İbrahim Halil (Şeh-zadebaşı) — Ziya Nuri (Aksaray) — Samatya — Nazım Malkoç (Şehremini) — Ulupı-nar (KaragümrlVk) — Havım Berk (Fener)
EYt’P: Arif Beşer.
BEŞİKTAŞ: S. Recep — Or-tnköy — Gıyascddln Dlvanlı-oğlu (Arnavutköy) — Merkez (Bebek).
KADIKÖY: Büyük — Fcncr-yolu — Erenköy — A. Cafer Çağatay (Bostancı).
ÜSKÜDAR: Ahmtdlye. IIEYBELİADA: Halk.
BÜYÜK ADA: Halk.
İZMİR: Tarlan (Alsnncsk) — Yeni İzmir (Basmahane) — Eşref paşa — Millet ıKemeral-U> — GÜzeİyaiı (YAİılar).
ANKARA: Başkent — Nü-munc —Sağlık.
Mubablrl. 2 — Çalınan Taç. 3 — İsimsiz Kahraman.
YENİ 1 — Monte Krlsto ve İntikamı. 2 — Tarz&nın Hâzinesi. 3 — Ormunlar Kıralı. ELHAMRA 1 — Aşksız Yıllar. 2 — Şarlatan.
R
A
D
y
o
L
A
R
ve program. — 7.30 M. S. A-KÜme snzlnrdnn saz eserleri vo 8.00 Şarkılar (Pl.) —
8.15 Tnn-progTamı melodiler
ANKARA:
7.28 Açılış yarı. — 18.00 Haberler. — go vo valslcr (Pl.) — 8.25 Günün
ve hava raporu. — 8 30 Çeşitli (Pl.) — 9.00 Kapanış.
12.28 Açılış ve program. — 12.30 yan. — 12.30 Şarkılar. — 13 00 Haberler. —
13.15 Potpuriler (Pl.) — 13 3C öğle gazetesi.
— 13.45 Film yddızln rı söylüyor (Pi.) — 14.00 Hava raporu, akşam programı ve kapanış.
17.58 Açılış vo program. — 18.00 M. S. A-yari, — 18.00 Küme sazlardan ana eğerleri ve oyun havalaru — 18.30 Salon orkestrası (Pl.) — 19.00 M. S. Ayarı ve haberler. —
19.15 Tarihten bir yaprak. — 19.20 Yurddnn sesler. — 19.45 Radyo İle İngilizce. — 20.00 Benjamlno Glgli söylüyor (Pl.) — 20 15 Radyo gazetesi. — 20.30 İnce saz (tafehan faslı) — 21.00 Temsil. — 21 45 Serbest saat.
— 22.00 Konuşma. — 22.15 Dııns orkestralurı çalıyor (Pi.) — 22.45 M. S. Ayarı ve haber-lor. — 23 00 Program ve knpanış,
İSTANBUL :
12.57 Açılış ve programlar. — 13.00 Haberler. — 13.15 öğle konseri (PL) — 13.45 Şarkılar. — 14.20 Serbost saat, — 14.30 Türküler vo oyun havaları (PL ı — 14.45 Havay
M. S. A-
Adalarından müzik (Fİ.) — 15 00 Programlar ve
kapanış.
Açılış ve programlar — 18.00 Dans (Pi.) — 18.20 Şarkılar. — 19.00 Ha-— 19.15 İstanbul haberleri. — 19 20 (PL) —
17.57 müziği herler. Reginiıid Dlzon’dan org soloları
19.30 Sadi Yaver Ataman memleket havala-
rı ses ve saz birliği konseri. — 20.00 Gitar kuarteti konseri. — 20 15 Radyo gazetesi. —
20.30 Şarkılar (Hamiyet Yüccscs» — 21.00 Şiir Dünyamız. — 21.10 Asırlar boyunca Türle musikisi. — 21.45 Soprano Erim Sack ve Millza Korjus’dnn şarkılar (Pl.) — 22.00 O(«a müziği (Pl.) — 22.35 Dinah Shnre’dan şarkılar (Pl.) — 22.45 Haberler. — 23.00 Dans müziği (Pl.) — 23.30 Programlar ve kapanış.
LONDRA:
8 00 Dinlcvlci istekleri (19.85 m.) — 9 30 Caz Kulübü (16 84 m) — 11.15 BBC İskoç Varyete orkestrası. — 13.»% BBC Varyete orkestrası (11.49 m» — 15.15 Promenad konserlerinden plâkla yayın. — 16.15 Hafif müzik (16.84 m) — 18.15 Beethoven Sonat No. 1 ıJcan Pougnct keman, Wİlfrcd Pnrry piyano ı — 19.15 Hafif müzik. — 20.30 Qucen’s Hail Hafif orkestrası konseri. — 21.30 Temsil — Goldsmhh'ln “Şhe Stoops to conçuer" adlı piyesi (İngilizce ı — 23.15 BBC Senfoni orkestrası Konseri (PL) Bach keman konçertonu No, 2 vo Sult No. 1
lunan bir hayli güzel hanımlar, topluluğa ayrı bir renk veriyordu.
Atışların neticesi saat 17 ye doğru alındı. Havada 6 hedefi arka arkaya vuran Ruhi Kıroğlu birinci, Orhan Koral ikinci, Mustafa Saiihoğlu ü-çüncü oldular. Beden Terbiyesi Bölge Başkanı Vahi Oktay tarafından kupaları dağıtıldı.
Bundan sonra İstanbul Avcılık ve Atıcılık Kulübünün teıtiplediği atışlara başlandı. Caz pisti, çiftler tarafından çoktan istilâ edilmişti. Bu hava içinde bayram geç saatlere kadar devam etti. Atışları gördükçe heveslenen genç amatörler taraçanın parmaklıklarına dizilen küçük balonları kurşuna dizdiler.

Avcılarla yaptığımız konuşmalarda şikâyetlerin iki nokta etrafında toplandığını gördük. Orman Kanunu ve Tekel.
Bayrama bu yıl her seneden fazla atıcının iştirak etmife olmasına rağmen, bu güzel sporun yurtta taam-mumu için hiç bir şe> yapılmamıştır. Evvela Av Kanununun tatbikına. kaymakamlar, jandarmalar gereken ehemmiyeti vermediklerinden, avcılardan tezkere ariyan soran olmadığı İçin, avcı olsun olmasın herkes dilediği gibi avlanmaktadır Memnu olmasına rağmen atmaca İle avlananların sayısı tüfeklilerden çok fazladır Geçen günkü müessif hâdise de bu yüzden olmuştur. Kanunun tatbikına daha uzun müddet ehemmiyet veril-miyecek olursa bu hayalide bıldırcın ve sülün neslinin tamamlyle tükenmesinden korkulmaktadır. Çingeneler, geceleri lüküs lâmba.arlyle bıldırcın ve tavşan avlıyorlar. Işıktan gözleri kamaşan hayvanlar kımıldanamamak-ta ve bu suretle yakaianmaktadır.Av-cılar İse kuş bulamamaktadırlar. Kanunun tatbiki ile avcı kulüpleri de vazifelendirilme!! ve avcılar birbirlerini kontrol edebilmelidirler.
Tekelden olan şikâyetlere gelince : Av malzemesinin serbest olarak ithaline müsaade edileceği hakkındaki Hükümetin vaatlerine temas edilerek, bu hususla ucuzluk temin edildiği takdirde, bilhassa köylerdeki gençliğin kahve köşelerinden kurtarılarak bu spora alıştırılmaları mümkün olacaktır. Bir fişek 25-30 kuruşa maiol-maktadır. Tekel, iyi malzeme salmıyor. Bilhassa Anadouls av malzemesi karaborsaya intikal elmiş bulunmakta. bu yüzden asıl avcı köylü avdan mahrum kalmaktadır. Çünkü köylüler, av eti ile kifafı neft edebilecekleri gibi ekinlere zarar veren kuşları da itlaf etmek bakımından faydalı neticeler elde etmektedirler. Av tüfekleri de ziraat âletler, gibi vergiden muaf olmalı, kooperatifler vasıtasiyle köylüye taksitle verilmelidir.

Yazıma son verirken iki satırla Soğuksudan da bahsetmek isterim. Vaktiyle avcıların dinlendiği kuş uçmaz kervan geçmez, sadece soğuk bir suyun aktığı bu yerde koca bir şehir kurulmak üzere. Plsinler Gazinosu o-teliyle gittikçe inklşaı eden bir mesire yeri... Çekmece Gölünün tabiî güzelliklerini bütün haşmetiyle kucaklıyor. Soğuksu’yu imar eden Akif Soğuksu. burasını, avlanmak üzere memleketimize gelecekler için hlr turistik hölge haline getirmeye çalışıyor. Romalılar devrindeki R» glon şehri harabelerinin yeri burada bulunmaktadır inşaat esnasında bir çok eski e-serler bulunmuştur. Floryaya kadar olan bu sahada vaktiyle hayat var-mış.^Hattâ anlattıklarına göre, îstan-bulu
zans deşi bulu
almak üzere gelen Allllâ’yı Bi-tmparatoru Tcodor’un kız kar-burada baştan çıkararak îstan-kurtarmış.
Soğuksu, hakikaten geniş bir inkişafa namzet şahsî bir teşebbüsün yapıcı eseri olarak meydana çıkmıştır. Fakat etin kilosunun 140 kuruşa satıldığı bu yerde 200 kuruşa porsiyon satılması gibi fiyatların son derece pahalı olması yüzünuen. buradan an-cak kesesine güvenenlerin istifade e-debildiklcrlnı de kaydetmek isterim.
bir temenni
Yazan : Lâika Karabey
Bugünlerde gerek radyoların neşriyatı, gerek bazı gazetelerin alâkalan dolayısiyle Türk musikisi yine baş konulardan biri olmağa başladı.
Ben meselenin “Türk musiki-sl-Batı musikisi” münakaşası şeklinde konulmasını hiç muvafık bulmuyorum. Bence kararlaştırılması lâzım olan husus “Batı musikisini mi alalım, yoksa Türk musikisini mi?" sualinin cevabı değildir, iki sanatın birbirine can düjşmanı vaziyetine sokulmasını katiyen tecviz etmem.
Batı musikisi her türlü me-dihten vareste olacak kadar İnkişaf ve terakki göstermiş, bir çok büyük dahilerin imrenilecek mesaisine mazhar olmuş muazzam ve muhteşem bir sanattır.
Fakat Türk musikisi o muazzam ve muhteşem batı musikisinin bütün imkânlarını en az on misli fazlasiyle sinesinde bü-kuvve taşımakta olduğu İçin bu musikinin ihmal edilmesine ve şimdiki acınacak halde bırakılmasına gönlüm kail olmuyor.
Bir kere şurasını, musiki bilenlerin ve bilmiyenlerin zihinlerine yerleştirmemiz lâzım ki, batı musikisinin polifonu, ritm, modülâsyon, dramatik duygu tasviri vesaire gibi ne kadar elemanları varsa bunlann hepsi Türk musikisinde on kat ziyade olarak mevcuttur. Bulunmayan tek şey, onlan kullanacak bilgili bestekârlardan ibarettir.
Eğer beş on tane bilgili bestekârımız bulunsaydı, o zaman Türk musikisinin içinde gizli ne tükenmez hazineler bulunduğunu yâr ve ağyânn-bilhas-sa yâr'ın- gözleri önünde tecelli etmiş görürdük.
Bizim eksiğimiz boylece yalnız bilgüi bestekâr olduğuna göre hastalığımızın İlâcı da kendiliğinden anlaşılmış oluyor: Mektep!
Hakikaten Türk musikisinin asırlardan beri Işlenmlyerek gizi! kalmış olan meziyetlerini şöylece görebilmek bile ilme muhtaçtır. Nerede kaldı ki, o hâzineleri üstadâne bir muvaffakiyetle kullanarak bütün ruh! ihtiyaçlarımızı tatmin etmeğe muktedir bestekârlar mektep-siz yetişebilsin?
Elhasıl Türk ve batı musikileri bütün nazariyatı, ameliyatı ve tarihi ile beraber müsavi derecede olmak üzere konservatuarlarda okutulmalı ve batı musikisine tedris müesseslerimizden verilen şansların hiç olmazsa bir aynı Türk musikisinden esirgenmemelidir.
îlimsiz sanat olmıyacağını artık yirminci asırda öğrenmiş bulunuyoruz sanırım.
BÜYÜK ROMANCI
Thomas Wolf'un evi müze oldu
Birleşik Amerikada, Kuzey Karo-lina eyaleti dağlarında bulunan Ashe-ville şehri, romancı Thomas VVolf’un okuyucularını celbetmektedir. Çok okunan “Angel, Eve Doğru Bak” isimli romanında Al tam on t adiyle bahsedilen Asheville şehri, müellifin ikamet ettiği ve gömüldüğü yerdir.
Thomas VVolf’un çocukluğunda o-turdugu ve annesi tarafından irade edilen pansiyondan mezkûr kitapta “Dixieland” olarak bahsedilir. Bu ev, Asheville şehrindeki Thomas Wolf u Anma Cemiyeti tarafından umuma açılmış bulunmaktadır. Bu ev, kitapta “Helen” ismini taşıyan müellifin kızkardeşintn nezareti altında eski haline irca edilmiştir. Her odanın kapısında “Angel. Eve Doğru Bak” romanında o odayı tasvir eden cümleleri havi plakalar vardır.
Edebî hacılar, Asheville şehrinin Pack Hatırası Kütüphanesini ziyaret ederek müellif ve ailesi hakkında yazılan ihtiva eden eski gazete parçalarını. Thomas VVolf’un eliyle yazılan eserlerini ve eski fotoğrafları gözden geçirirler. Aynı zamanda, muharririn 1938 de defnedildiği Ri-verside Mezarlığını da ziyaret ederler. Bu mezarlıkta O. Henry isminde tanınmış başka bir Amerikan muharriri de defnedilnıiştir.
Thomas WolTu Anma Cemiyeti müellifin hâtırası için istidatlı öğrencilerin Harvard ve Kuzey Caro-lina Üniversitelerinde meccanen c-kumalarını temin etmeğe çalışmaktadır.
38 yaşında ölen Thomas Wolf‘un diğer romanları arasında “Zaman ve Nehir” (1935) ve ölümünden sonra tabedilen “Örümcek Ağı ve Kaya ‘ (1939) ile “Tekrar Eve Gidemezsiniz” (1910) romanları kayda değer.
4
12 Eylül 1950
Y E N t İSTANBUL
Sayfa B
N EKONOMİK
Devletçiliğin tasfiyesine doğru
Dış ticaret rejimi hakkında düşünceler
Yazan : M. NERMt
T. C. Merkez Bankasının ithal lisanslarını
Dünya yün fiyatları yükseliyor
İŞ başından çekildikten sonra, Halk [
Partisi hükümetlerinin Türk Milletine bıraktığı oğır ve tehlikeli İktisat mirası, yalnız partilerimizi değil, aynı zamanda bir çok Türk nesillerini de derin derin düşündürecek, sert tedbirlere başvurduracak bir ölçüdedir. Bugünkü karanlık durumu kötü maksatlarla İlgili göstermek, gerçekliği yanlış anlamak ve yanlış tefsir etmek demektir. Halk Partisi, hiç şüphesiz, anlamadığı ve tam mânasiylo yabancısı bulunduğu bir İktisat sisteminin tecrübelerine iyi bir niyetle girmiştir. Halbuki girişilen bir İşin yemiş verebilmesi iylnlyetten daha çok, pratik bilgiler, gerçeklikten ayrılmayan tecrübe *ve nihayet, temelli teşkilât lâzımdır. Halk Partisi Lse ilk plâna alınması gereken şeyleri ya çok arka plânlara bırakmış veya on-lArı hiç düşünmemiştir. İktisatça bizden daha geniş bir ölçüde kuvvetli milletlerin, kendi başlarına tecrübelere girişmiş olmaları, Halk Partisi I-çin, devletçiliğe daha fazla bağlanmak bakımından, belki, phemmlyetll bir direnmek vesilesi vermiştir. Milli ekonomimizi altüst eden en büyük hata da budur işte. Çünkü, her ekonomik sistemin kendine göre bir gelişmesi vardır ve bizim ekonomimiz. Örnek olarak aldığımız memleketle-rinklne. ne istihsal, ne de dağıtım ve İstihlâk bakımından, en ufak bir benzerlik bile göstermemektedir. Hattâ, devlet olarak, politika amaçlarımız bile bambaşkadır. Onlar, bütün teşkilât sistemlerini mutlak bir otorite devleti yaratmak fikriyle kurarlarken, biz, çağdaş anlamda, demokrat bir devlet kurmak iddtasındayız. A-• nayasamız meydandadır. Demokrat bir devlet İse mutlak yetkili bir devlet gelişmesini destekleyen her ekonomik sistemle taıu bir tezat halinde kalmaya, her zaman, mahkûmdur.
Aradığımız halk İdaresini yurdumuzda kökleştirip yerleştirmek için devletçiliğin tasfiyesi, girişilecek işlerin en başında gelmektedir. Büyük zararları görüldükten sonra. Halk Partisi hükümetlerinin neden tasfiyeye girişmediklerini ve bu fikre neden temposu ve şiddeti artan bir ısrarla sarıldıklarını anlamak, gerçekten, mümkün değildir. Minimini kurt yavrusunun büyüdükçe eski alışkanlık ve sokulganlığından sıyrılarak tehlikeli benliğine erişmesi tabiidir. Devletçilik de, aşağı jaıkan, böyle bir kurt yavrusu gibi aramızda büyümüş, bizim emeğimizle beslenmiş ve gürbüzle ndikt en sonra millet ekonomisi ve hürriyeti İçin korkunç bir âfet haline gelmiştir. Anlaşılıyor ki. amaçsız, gayesiz lylniyetler, maksadı ve hedefi belli kötü niyetlerden daha tehlikeli yemişler vermektedir, iktisat işlerinde İse yalnız lyinlyete bel bağlamak, yirminci yüzyılda, şeyh efendinin keskin nefesine sığınmak gibi bLr şeydir.
Türk basınına gelen haberlere göre. şimdiki hükümet, devletçilik sistemini tasfiye maksadlyle, ehemmiyetli bir kanun tasarısı hazırlamakta ve bunu Büyük Millet Meclisinden geçirdikten sonra hemen yürürlüğe koymayı düşünmektedir, iktidar hükümeti bu çok yerinde kararını bütün genişliği İle gerçekleştirmek başarısını gösterirse, 14 mayıs 1950 seçimi. gerçekten yepyeni bir çağ başlangıcı sayılmak şerefini kazanmış o-lacaktır. Çünkü, ekonomik hürriyet olmayınca Anayasada sözü geçen vatandaş hak ve yetkilerinin en ufak bir değeri yoktur. Hürriyet, zaten, kanunlar çerçevesi içinde, vatandaşın ekonomik hürriyetinden hemen hemen başka bir şey değildir. Bn maksada erişmek İçin iktidar partisinin girişmeye karar verdiği tasfiye işi. devlet adamından, hiç şüphesiz, bilgi kadar, büyük bir medeni cesaret de İstemektedir. Çünkü, tasfiye olunacak işletmeler, düşünülmeden harcanan milyonlarla kurulmuştur. Balcım eksikliği ve fazla yıpranma yüzünden tasfiye neticesinde ele geçecek paranın bazı durumlarda % 25 i tutup tutmayacağı bile şüphelidir. Tasfiyeyi en çok güçleştiren nokta da milletlerarası serbest İstihsal ve ticaret sistemine İster istemez katılmamız yüzünden, devletçilik anlayışına göre kurulmuş İşletmelerin dünya rekabeti karşısında kendi kendilerini ayakta tutacak bir tecrübe ve teknik olgunlukta olmamalarıdır. Devletçiliğimizin en kötü zararı da makineli lstih-s
şalimizi ekmek elden, su gölden hayatına alıştırmış olmasıdır. Çok kıymetli yıllarımız yalnız tecrübe izleri bırakmadan geçmekle kalmamış, aynı zamanda» dirilmek üzere olan eski ekonomik becerikliliğimizi de uyuşturarak bizi hesapsız yaşamaya» İç ve dış pazar kavramını unutmaya, alışverişimizi devlet müdahale ve nüfuzuna emanet etmeye, kısacası, çağdaş iktisat anlayışına apaykırı bir hayata alıştırmıştır. Bu alışkanlığın görünmeyen yıkımı, devletçiliğin milyarları aşan maddi .yıkımından hiç de daha az ehemmiyetli değildir.
Biliyorsunuz kİ, halkın yükselen çok yerinde İtirazları üzerine, devletçilik politikası bir zamanlar değişir gibi olmuş ve İşletmelere, kendi sözlerini kullanıyoruz, ticarî zihniyet verilmeye çalışılmıştır! Bu zihniyetin kötü mal ve yüksek fiyat anlayışına dayandığını söylemeye hile lüzum yoktur, şimdi sorabiliriz: İşletmeleriyle spekülâsyon yapan, fiyatlarla istediği gibi oynayan bir devlet; spekülâsyonu, temelsiz fiyat yükselmelerini nasıl önleyebilir? Yurdumuzda yıllar yılı hüküm süren ekonomi a-narşistnln kaynağı devletçiliğin tam kendisidir. Biz, bu bakımdan, İktidar partisinin giriştiği tasfiyeyi, istikrara doğru atılmış en ehemmiyetli bir adım saymaktayız. Tasfiyeden doğacak neticeleri, para fedakârlıklarım, ufak tefek geçici işsizlikleri, bilhassa acı tecrübelerden sonra beliren derin hayal kırıklığım ve bu yüzden İç politikamızda uyanması mümkün SÜ-kûnsuzluğu küçümseyenlerden değiliz. Fakat girişilen İş» bütün bu üzüntüleri gölgede bırakacak kadar büyüktür. Onun için ürkmeden harekete geçmek ve tasfiyeyi, millî istihsal hayatımıza yepyeni bir hız verecek şekilde, geniş ölçüde dır. Büyük dâvalar, don şaşmayan büyük saretle çözülebilirler.
yapmak lâzım-ancnk, hedefi n-blr irade ve ce-
Amerika, demir ihracatını kontrol edecek
YVaahlngton 11 A.A. (Lps) — Amerikan Ticaret Bakanlığı bu ayın sonunda 39 nevi demlr-çellk mamulü İhracatının kontrole tâbi tutulacağını bildirmiştir.
Sanayi Kongresi hakkında hazırlıklar
Ankarada sanayi kongresi toplanacağı yazılmıştı. Bölge Sanayi Birliği, sanayi kongresi hakkında muhtelif sanayi zümrelerine mensup sanayi erbabının fikirlerini sormaktadır.
e
KHEDİVİAL
MAİL L I N E
İstanbul — İskenderiye — New-York vo rasuıda sert posta
MUHAMMED Lİ ELKEBİR
Filâdelfiya a-ve muntazam
A
Transatlantik vapuru 18 eylülde yolcu ve eşyayı ticariye alarak
İskenderiye - Fllâdelfiya ve New-York*a hareket edecektir.
Fazla tafsilât için Golatada Karaköyde Yeni Handa ikinci katla
GtLCHRtST
et Co.
AcentAhğrına
Tel: 42964.
WALKER Ltd.
müracaat.
süratle tetkik etmesine ihtiyaç vardır
Dünya piyasalarında bellibaşlı maddelerin fiyatları, satış şartlan hergün değişmektedir
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı, yeni dış ticaret rejimine ait kararnamenin tatbiki hakkında, bölge ticaret müdürlükleri ve ticaret odaları ve yeni teşekküllerin fikirlerini sormaktadır. Esasen Ekonomi ve Ticaret Bakam da Ege bölgesinde, îstanbulda yaptığı tetkik seyahatinde bu mevzu üzerinde durmuş, yeni kararname hakkında alâkadarların fikirlerini sormuştu.
Bilindiği gibi yeni kararnamenin tatblkına 1 eylülden itibaren başlanmıştır. tik günlerde olduğu g.'bi. ithalâtçılar, İthal lisansını almak için T. C. Merkez Bankasının önünde, sıra bek’emektcdlıier Kararnamenin tatbik şekilleri hakkında, piyasada alâkadarlarla yaptığımız görüşmelerin hulâsasını açagıya yarıyoruz:
Şimdiye kadar T. C. Merkez Bankasına ithal lisansı için müracaat e-denlcre henüz bir cevap verilmediği anlaşılmaktadır. Alâkadarların ifadesine göre, İthal lisansı hakkında talepnameler, T. C. Merkez Bankası tarafından tetkik edilmektedir. Tetkikler neticesinde, her memleketin döviz durumu hAkkında bir hüküm verilecek, mevcut döviz miktarına göre, siparişler ayar edilecektir.
ithal lisansı almak İçin müracaat eden tacirlerin bir kısmı da, döviz pozisyonlarını gözönünde tutmadan, bol miktarda İthal lisansı istemişlerdir. T. C. Merkez Bankası, yolda fazla lepnamelerl
etmek İçin zorluklara inektedir, bu vazifenin bankalara verilmesi de bahis mevzuu olmuştur. Fakat Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı İthal lisansı vazifesini henüz diğer bankalara vermemiştir. Bu husustaki talimatnamenin değişmesine ihtiyaç vardır.
Tüccar, bir taraftan İthal lisanına cevap beklerken, diğer taraftan siparişi arzu edilen bazı emtianın menşe memleketlerdeki fiyatları da değişmektedir.
Dünya piyasalarında demir, çelik, çinko, kalay, yün mâmulleri, pamuk ipliği fiyatları devamlı bir surette değişmektedir. Hattâ bu maddelerin
ihracı, menşe memleketlerde tahditlere de uğramaktadır. Meselâ: Birleşik Amerika, pamuklu dokumaların ihracını lisansa tâbi tutmuştur.
Alâkadarların İfadelerine göre, T. C- Merkez Bankasında ithal lisanslarını tetkik eden teşkilâtın, daha süratle iş yapmasına ihtiyaç görülmektedir.
Kore savaşlarının İktisadî neticeleri
Singapur’da Dünya Pirinç Kongresi toplandı. Kongre, Asyadaki pirinç darlığının esbabını araştırıyor
Singapur (Hususî) — Bugün bildirildiğine göre, muhtemel bir dünya pirinç kıtlığı meselesini konuşmak üzere 8 Asya milletinin de iştirak ettiği kongrenin dünkü gizli oturumunda. Amerikanın Singapur Elçisi Mr. WHllam R. Langdon, A-merikanın Dışişleri Bakanlığını tem-sllen bulunmuştur. Ingiliz resmî mahfillerinin İdaresi altında toplanan bu kongreye Amerikanın Işti-
bu miktarda yapılan ta-kısa zamanda tetkik tesadüf et-dtğer millî
Ege zeytin yağı müstahsillerinin dünkü toplantısında alınan kararlar
11 (Hususî muhabirimiz
— Ticaret Bakanlığının
üzerine yedi ayrı İstihsal

Fransada yünlü eşyanın fiyatı yüzde 30 nispetinde artacaktır
Dünya yün fiyatlarındaki yükseliş devam etmektedir. Buna muvazi olarak şehrimiz piyasasındaki tiftik. yapağı fiyatları da ilerlemeler kaydetmektedir. Neteklm ana mal tiftik şimdiye kadar görülmemiş bir surette 800 kuruş gibi bir seviyeye kadar çıkmıştır. Dünya yün fiyatları hakkında Paristen aldığımız bir hususî haberi aynen aşağıya yazıyoruz:
Paris (Hususî) — Ayın beşinde a-çılması kararlaştın lan Roubalx-Tour-colng Fransız yün piyasası 2 ekime talik edilmiştir. Piyasa İdare heyeti, Avustralya yün müzayedesindeki flyatlann yüksekliğini görünce tehire lüzum görmüştür. 2 ekime kAdar er ter nasyonal yün vaziyetinin vuzuh bulacağı ümit edilmektedir.
Avustralya ham yün piyasası fiyatlarının çıkmasiyle aksiyon bir olmuştur, tilere göre, bu yüksePş İÜ giyecek eşyalarında
sebe polacaktır. Diğerleri İse flyatlann ânî fırlayışını önleyecek kâfi miktarda stoklar olduğunu İleri sürmektedir. Yünlü flyatlann tedricen yükseleceği kabul edilmektedir; yalnız bu yükseliş ham maddelerin fiyatlannm artmasından değil ayni zamanda son gündelik
fazlalaşması ve boya, v.s. nin paha-
lıya elde edilmeaindendir.
Bazı yün ticaret mahfillerine gö-re Fransız yünlü fiyatları zaten çok yüksek hadde gelmiştir; Fransızıa-nn bir çoğulun salın alma kabiliyetinin haricindedir. Eğer artış devam ederse talep gittikçe azalacaktır.
Fiyat kontrolü
Bakanlık, Bölge Ticaret Müdürlüğüne yeni vazifeler verecek
Parlstekl re-Bazı söylen-Fransız yün-% 30 artışa
bil-bll-
rakl, Japonyanın burma ve Siam’-dan alivre pirinç muabvaaslyle alâkalıdır. Kongrenin toplanmasına bir sebep de Japonyanın Güneydoğu As-yadan şimdiye kadar olduğundan daha fazla pirinç satın alınacağını İlân etmesidir.
Bomeo, Burma, Seylan, Hongkong, Hindistan, Malaya ve Pakistan’ın bir araya getiren bu kongrenin diğer bir sebebi, Kore savaşı ve Burmadaki dahili anlaşmazlıklardır. Kongre gayrı resmi mahiyettedir; müzakereler gayet mahrem tutulmaktadır. Resmî mahfiller, toplantılar nihayet bulunca, bir raporun ilân edileceğini söylemektedirler. Dünkü toplantıya, Avustralyamn Malaya Komiseri Mr. L.K. Mclntyre da iştirak etmiştir. Avustralyamn İştirak etmesi, pirinç ihracı taahhütleriyle alâkadardır.
miktarının
Ekonoml ve Ticaret Bakanlığı. îe-tanbul Bölge Ticaret Müdürlüğünün kadrosunu takviye edecektir. Bu kadroya Ticaret Ofisi gibi müesseseler* den açıkta kalarak açık maaşı alan memurlar yerleştirilecektir.
Bölge Ticaret Müdürlüğünde yapılacak yeni teşkilât» piyasa hareketlerini, dış ticaret rejimi hakkındakl kararnamenin tatbik şekillerini günü gününe takip edecek, Bakanlığa gereken malûmatı verecektir. Bundan başka Bölge Ticaret Müdürlüğünde yapılacak yeni teşkilât sayesinde, piyasadaki ihtikâr hareketleri takip edilecek, muhtekirler hakkında Bakanlık müfettişleri tahkikat yapacaktır.
İLÂN
Murgul Bakır İşletmesi Müdürlüğünden
ı

Çatpıntı öaygınlık Sini», Uykusuzluk,
Oenİ2 ve Hava tutmalarında
■ - -

Dr. Orfanidis
Deri, Frengi, Zührevî Hastalıklar Mütehassısı
Beyoğlu (Konak' karşısı Suterazl (Tumacıbaşı) sokak Nü Apt. 5/3 Tel: 43734
İzmir diriyor) dirmesl bölgesinden gelen müşahitlerin işti-
rakiyle bu akşam saat 16 da Bölge Sanayi Birliğinde önemli bir toplantı yapıldı. Zeytin yağı ihracına, yakın günlerde müsaade edileceği için müstahsiller ve sanayiciler aynı çatı altında toplanarak birbirine taban tabana zıt olan görüşlerini telif çareleri aradılar. Yapılan uzun münakaşalar sonunda:
1 — Bir heyetin Ankaraya İzam edilerek Hükümetten zeytin yağı müstahsillerini himaye ve zeytin yağı ihracını teşvik İçin en geniş bii İhraç serbestlsl verilmesi,
2 — Lüks bir madde olan zeytin yağının ne sabunda ve ne de yemekte kullanılmayarak bu ihtiyacın hidrojene yağlarla temini ve tercihan pamuk yağı kullanılmasına İmkân verilmesi,
3 — Zeytin yağma diğer yağlan kanştıranlara birinci defasında yağlan müsadere edilmekle beraber 5OC lira para cefası alınması, İkinci defasında ticaretten men’I,
4 — Yurd İçinde yağ yükselmemesi için sabun üzere İç yağ, as asit ve ların İth'» linin seıbcst kararlaştırılmıştır.
Avustralya pirinç ihracatı
Kanberra (Hususi) — Ticaret ve Tarım Bakanı Mr. John McEwen. Avustralyamn dahilî İhtiyaçlarına göre pirinç İhracatını ayarlamakta olduğunu bildirmiştir.
Geçen harp esnasında Avustralya-da, hastahaneler. şarklı halk ve peh-rizll kimseler hariç olmak üzere herkes plrlnçslz idi. Çünkü memleketin senelik 40.000 İlâ 50.000 tonluk İstihsali, pirinci hiç olmıyan memleketlere ihraç ediliyordu; bunların başında Malaya gelir. Bu mevsim mahsulün 60.000 ton olacağı tahmin edilmektedir.
Kısa Haberler
fiyatlan tun imal etmek diğer yağ-bırakılınajı
AMERICAN EXPORT LtNES îno. New-York NEW-YORK — FiLADELFtYA — BALTÎMOR arasında haftada bir muntazam azimet avdet postası 14 eylülde limanımızda beklenen
EXEMPLAR Vapuru 16 eylülde aynı limanlar için eşyayî ticariye alarak hareket edecektir.
Vapur kumpanyosı PÎRE - NAPOLİ ve CENOVA’dan NEW-YORK için LA GUARDA EXOCHORDA, EXETER, EX-CAMBİON, EXCALÎBUR lüks transatlantik vapurlarına yolcu kabul eder. Fazla tafsilât için Galatada Tabir hanında 3 üncü katta HAYRİ ARABOĞLU ve Ş.sına müracaat olunması. Tel: 44993-2-1

Alman tütün İstihsali
Karlsruhe (Uçakla) — Kuzey Badende 23.222 tütün müstahsili tütün plântasyonlan geçen sene 4.354 hektar İken, bu sene % 100 genişletmişlerdir.
Ncustadt civarında İse, az fakat daha iyi cLna tütün elde edüecegi tahmjn edilmektedir.
Italyan İpek piynaaaı
«A Milano (Hususi) — Geçen hafta zarfında İpek fiyatları tedrici yükselmesine devam etmiştir. Dokumacıların stok edilmiş ecnebi iplikleri olduğu İçin piyasaya bol bol mal sürebilmektedirler. Fakat alış veriş fazla faal değildir ve Almanya İle Hindlstandnn gelen kaba ipliklere pek çok ihtiyaç hasıl olmuştur.

1 — İşletmemizin 1951 senesi ihtiyacı olarak 1500 ton sönmemiş kireç alınacaktır.
2 — Kireç şartnamesi Ankarada Etlbank Umum Müdürlüğü Murgul Tesis Bürosundan, Istanbulda Etlbank İstanbul Şubesinden» Murgulda işletme Materyal Servisinden temin edilebilir.
3 — ihale 25 eylül 1950 pazartesi günü saat 15 te Murgulda işletme Direktörlüğü binasında açık eksiltme suretiyle yapılacaktır.
4 — ilgililerin 6750 liralık muvakkat teminatı şartnamedeki esaslar dahilinde işletme veznesine yatırarak mezkûr gün ve saatte ihaleye iştirak etmeleri lâzımdır.
5 — işletme, ihaleyi yapıp yapmamakta tamamen serbesttir.
Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğünden
1 — Tapulama işlerinde kullanılmak üzere 800 adet mira kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme 2.10.1950 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 15 te genel müdürlük binasında satın alma komisyonunda yapılacaktır.
3 — Muhammen bedeli 104.000 lira olup geçici teminâtı 6450 Uradır.
4 — Şartnamesi 5 lira 20 kuruş mukabilinde komisyondan alınabilir.
5 — Teklif mektuplarının ihaleden bir saat evvelisine kadar komisyona verilmiş olması lâzımdır.
Postadaki gecikmeler nazara alınmaz.
(12422)
TASFİYE HALİNDE İSTANBUL TELEFON
TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
İLAN
21 eylül 1940 tarihinde sermayeye mahsuben tediye mevkiine vazedilmiş olan hisse senetlerinin 8 numaralı kuponiyle % 6 tahvilât vs % 6 deyin senetlerinin 3 numaralı kuponları 21 eylül 1950 tarihinde müruru zamana uğrayacağı ve bedelleri Hazîneye intikal edeceği cihetle yukarıda mezkûr kupon bedellerini tahsil etmek üzere 21 eylül 1950 tarihinden evvel tedlyat icrasına memur Galata Osmanlı Bankasına müracaat etmeleri hâmüler-den rica olunur.
TASFİYE MEMURLARI
YABANCI BORSALAR
New-York Borsası
Eski kut
40.10
40.08
40.25
106.—
44.— fil.—
11 U4
243.-245.—
100.—
280.—
Dün
40.79
105.—
U V4
200.—
233.—
44.—
52.—
3.6fi
99.25
7.30
Levant İç
Ekstra 1ri
Kuru (Hllm
Thompson çeklrdekalz seçme
Keten tohumu (Buşell=Dolar)
Minneıa polis
Kalay (Llbresl=8ent) w.......
Levha-tenoke (100 libre dolar)
Londra Borsası
Bradford Piyasası
Keten tuhumu (Tonu=Sterllng)
Bombay
Kalküta
Ver fıntığı Hindistan
İstanbul Borsası
Devlet Tahvilleri
Borsalarda vazıyet
Kapanış
Altınlar
Şirket Tahvilleri
Gümüş, Platin
En aşağı En yukarı
Şirket Hisse Senetleri
Tiftik
Eskişehir Ticaret Borsası
İskenderiye Borsası
Tahviller
Mısır Kredi Fonalve 1V03
i9) Gününü o Eoroada muamelesi tcacLi
Buğday yumuşa )ı Buğday sert ——( Arpa ..........
Punıuk (Kantarı=’lallan) Aahmounl Kısa ely&fb F/G Karnak Uzun elyafh F/G
Nebatî Yatları
Zeytinyağı (E.W. ten( Susamyağı (Raf. aıra Ayçiçeği (Rafine çıpl Fındık yağı (ÇilriUO
Zürich Borsası (Serbest)
İzmir:
Hafta başında çekirdeksiz üzüm piyasası harice yapılan satışlar yüzünden hayli hararetli açılmış ve fiyatlar bir miktar zam görmüştür. Satış bir saatte 10 bin çuvalı bulmuştur. İncir piyasası gayet sağlam açılmış, çarşıya bir hayli incir gelmesine rağmen fiyatlar tutunmuştur. Bir hafta öncesinin aksine şimdi satıcı nazlanmaktadır. Günlük satış 3500 çuvaldır. Pamuk piyasasının başdöndürücü bir süratle yükselmesi o-lıcıyı Borsada gayet tereddütle çalışmağa aevketmektcdlr. Borsa salonunu sa ran havaya rağmen 300 kuruştan bb hayli pamuk satışı olmuştur. Sabunluk zeytin yağı fiyatlan bugün 158 kuruştan açılmıştır.
edUmemif tahvilat ve eehamm em ye Uüepiere göre taayyün eden takribi piyasa dvğorlork
İstanbul:
Dün Ticaret Borsasmda yeni mahsul CCVİ3 üzerine muamele cereyan etmiştir. Fındık fiyatlan ise hafta sonuna nazaran hafif bir gerileme kaydetmiştir. Ti/tBc ve ı/a/^aöı üzerine de İş olmamıştır. Tüccann yaptığı İşleri henüz Borsaya tescil ettirmediği anlaşılmaktadır.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Bor-sasında faizci kalkınma tahvlIleH üzerine iy olmuştur. Altın piyasası ise durgundur.
*• •• 11 Demiryolu
Gümüş Gr. Platin M
iyi mal (Llbreal=Fiyat) Sıra mab
Anadolu •• ••
Trakya n 99
Rlllço Ye>Y Gr. Külçe Doğuma Cumhuriyet Reşat
Hamlt Gulden İngiliz •••«»eeee Fransız kok
Napolâon LU İsviçre .....
T.C. Herkes Bankası M..w Türkiye tş Bankam
Türk Ticaret Bankam
Aralan Çimento ..........
Şark Değirmencilik .....
Milli Reajıüruno
T.C. Ziraat Bankası ......
Anadolu D.Y. Tertip A/B.
•0 »0 •• Q
5.00
*• „ Mü m es. 8eneL
Bugün Lira
4 83
4.8Ö
Öterllng
Dolar .....
Fr. FTangı
İsviçre Fr.... Beiç. Fr_____
İsveç Kr..._ Florin
Ldret Drahmi Escoudos ....
İkramiyen tahviller 1933 Ergani ••••«•••eeevee*** 1938 ikramiyen .........
Milli Müdafaa I 1941 Demiryolu IV 194) Demiryolu V .........
1/2 1949 İkramiyen
Z8.Ö.1950
üurumn
rtlrk Lirası
Dolar ......
Sterllng .....
Fransız Frangı
İsviçre Frangı
En aşağı En yuk
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İzmir Ticaret Borsası
İstanbul Ticaret Borsası
9Ö.70 05.80
96.43 96 4fi
04.40
96.50
97.60
21.30 21.05
21.20
20.25 20.7Ö
20.30
21.—
20.80
21.10
21.20
Kuru Mervalar I
Fındık (kabuklu sîvri)
Fındık (İç tombul 1950)...
Ceviz (kabuklu) .........—
Ceviz (îç natürel)
Oukuma Ham Maddeleri!
İTftik (ana mal)-----m—***
TlfUk (Natürel) ........-
Yapak Trakya (Kırkım)
Bugün
Eh ki
Kapanış
Adana Ticaret Borsası
• ee
(Adana) a m ı ..
İL
245.—
230.—
Trabzon Ticaret Borsası
300.
FINDIK
() %50 randımanlı kabuklu tombul ...
b) îç sıra kontrollü —
Hububatı
Ham derileri
Sığır salamura (kasap) KL Keçi tuzlu kuru kilosu — Koyun bava kurusu kilosu
34.35
47.—
80.—
1949 İstikrazı
1948 İstikrazı Milli Müdafaa
1949
1934 1934
1911
1941 1941
Milli
88
%8 %• %6 %fi %Ü %6 %6 %7 %7 %7 %7 %7 %7 -7 %7
%7
1941
Kalkınma
Demiryolu İV Demiryolu V 1949 Ikramlyell
Diğerleri
Demiryolu VI -------
1 •••••••
II ____
III
L.___
11.
I ...
I ....
Slvas-Erzurum I... Il.-VU...
1.^ a... aı_ ı.^ a.M iu... ıv...
ıoo.-
98. -08.—
99. —
98. —
100.-
99. -
22-
20.30
21.-
21.6)
22.-
22.-21.46
22.-20.00 21.20
e
11/IX/1950 Pazartesi
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
e
Buğday yumuşak (Tüo,) Buğday Ofis ..........
Arpa yemlik (dökme) —. Mısır san (çuvah) Faaulya tombul ........—
Faaıılya Çalı sert Kuşyeml .........
Mercimek kırmıza kabuk. Mercimek yeşil
Nohut natürel —,,-------
Yağlı tohamlar ı Ayçiçeği tohumu ,,,,,,,,
Keten tohumu
Kendir lobumu
Susam .............
Yer fıstığı kabuklu
81.—
44.46
317.—
65.—
29 — 29 — 18.10
23 — 2fi.—
46.—
33 —
32 —
46.—
21.—
34.20
48 —
34.—
72 — 100.—
800.—
Üzüm çekirdeksiz No.V İncir A serisi No. 6....
•• B serisi No. 108 Pamuk Akala L
Pamuk Akala U Pamuk Akala fil
Pamuk yeril ......
Pamuk yağı (rafine) M Pamuk çekirdeği
Bugün Son Kapanıp
86 5 66,6
42.— 36.-
35.— 36-
270.— 276.—
195.- 190.—
160.— 160.-
172.6 180.-
109.— 110.—
16.— 17.-
Kuğday (BuşsII^Scnt)
Sert Kış mahsulü No. 2-----------
Kırmızı •• ” No. 2------------
l’amuk Mlddllng (Ubresl^Sent)
Ekim • ••••• a«abeaxeee»MW»eŞeee»«exaaae Aralık ••••••••••••••••••••••••••••••••••«• Mart
Tiftik (Llbres!=Sent) .........
Tekaaa No. 1 ................ —
Fındık (Libreal=3ent)
Kabuklu yeril İri
orta
İthal malı .....
İç İthal mal!
(Libresi — Sent)
282 — 231.—
Pamuk Pamuk
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
Akala I(Hatay) Akala
Akala
Akala yerli yeril

8.8B
M.—
7.30
T3.-
72.—
64 60
T>.— n.— 64.—

Sayfa 6

Y E W r İSTANBUL
(
12 E ıu1 I-.5Ö0
JV/K
AKÜMÜLATÖRLERİ
42046
YA K ü P
Karaköy Palas karşısında No
Sayın doktorlarımızla bilumum hastahanelerimizin Nazarı Dikkatine:
En »on teknik evsafı ve malzeme üstünlüğünü haiz, aynı zamanda rakipleri arasında cn ucuz
ÇEKOSLOVAK MAMULATI Ünit, Fotöy, Diş Röntgeni
ve diğer bilumum Diş A pa reyleri
15 millamperdcn 800 mlllampnrc kadar muhtelif Röntgenler (radyoskopi ve 'radyografi için) Diatrrml, Elektroşok, Ultra-viyole. Enfraruj, Mctnbolimetre. Galvanofnradlk, SteriltzatÖr Termostat, ameliyat masası. Kuvöz, Narkoz, ameliyat IAm-bası, Inhalatör. Pnönıotoraks vesalr cihazlar...
Alâkadarların firmamızı ziyaretleri menfaatleri icabıdır.
İzmir Fuarında ÇEKOSLOVAK PAVİYO-NU'nda bulunan ve bu branşta Fuarın en zengin son model çeşitlerini havi Tıbbî ve Diş Tababeti Cihazları Köşemizi muhakkak ziyaret etmelerini sayın doktorlarımıza ısrarla tavsiye ederiz.
Türkiye Genpl Mümessili :
MEHMET KAVALA
Tel: 40430 - 42673
Tahlr Han Galata TelgTaf: LAmet lal
Teşhir ve Satış Mahalli :
Tepebaşı ALP Oteli altında
i
i
FRANKFURT MİLLETLERARASI FUARI
17 tylül'den 22 Eylül’. kadar
Almanya ile ticari münasebetlerinizi genişletmek İçin Frankfurt sonbahar Fuarını ziyaret ediniz. Her türlü maıûınat İçin müracaat yeri:
Türkiye Fahri Mümessili: SÜHA FAZLI TAYLAN Orak Ticaret ve Sanayi Evi İstanbul - Galata Bozkurt Han 7/10
YENİ
VNIVERSAL
KOMPLE MOTÖRLERİMİZ GELMİŞTİR.
toyoğlu, İstiklâl caddesi No. 392-394 luonbul Telefon ı 49244 Telgroft TÛRKMOTOR- lıîonbul
UJİLLVS-OUERIRnD EHPORT CORPORRTlOn
T Türkiye Umumi Mumeısiliı
Tteîc?Mötw
ÜCrL&r.AS^ ,
Mlkdar mahdut olduğuna göre sipariş verme hususunda sayın alâkadarların acele etmelerini tavsiye ederiz.
MEMUR ALINACAK
İsteklilerin İstanbul P. K. 660 a müracatlan.
- HUSÛSÎ
Türk Bayanları
şişli terakki lisesi
Kız-Erkek
Yatılı - Yatısız
tkramiyeli bir
Bir ecnebi müesseseye mur alınacaktır. Türkiye askerlik ödevini yapmış bulunmak, iyi İngilizce bilmek, genç ve memleketi tanımış olmak şarttır.
oldukça dolgun ücretle erkek me-Cumhuriyet tebaasından olmak.
WARNER
NASİHATTAN
YEKTİR
KREM
PERTEVİ
EDİNİZ.

YATISIZ
BOĞAZİÇİ LİSELERİ
Tahsil ve terbiye hususundaki ciddiyet ve muvaffakiyetiyle tanınmış, bakım ve konfor itibariyle eşsiz bir müessesedir. ANA — TLK — ORTA ve LİSE sınıflarına öğrenci kaydedilmektedir. Lisana ehemmiyet verilir.
Arnavutköy — Tramvay Cad. Telefon: 36.210
ANKARALILAR DİKKAT
KADIN, ERKEK ELBİSE VE TUHAFİYE MAGAZASI’nı ZİYARET ETMELERİ MENFAATLERİ İCABIDIR ADRES: Yeni Belediye, eski Nik&h Salonu altında No. 27
Telf. 16475 Ankara.

TÜRKİYE KREDİ BANKASI A.O
(YENİ POSTAHANE KARŞISINDA) İKRAMİYELİ TASARRUF HESAPLARI HER AY BÎR ÇEKÎLÎŞ GELECEK ÇEKİLİŞ TARİHİ 20 EYLÜL 13 EYLÜL’e kadar yatırılan her
100 LİRA
ÇEKİLİŞE İŞTİRAK EDER
FIABEL
EN İYİ ÇİKOLATA
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı tç Ticaret Genel Müdürlüğünden:
Türklyede yangın ve nakliyat sigorta muameleleriyle iştigal etmek üzere ruhsatname almış olan ve merkezi Londrada bulunan Kornhil Insurance Sigorta Şirketi bu kere müracaatla Türkiyedeki muamelâtına nihayet verdiğini bildirmiştir.
Keyfiyet Sigorta Şirketlerinin teftiş ve murakabesine dalı 25-6-1927 tarih ve 1149 sayılı kanunun 11 inci maddesi gereğince ilân olunur.
Yan tarafta fotoğrafı görülen eşim İlhan Belentepe 4-9-1950 pazartesi gü-nündenberi bana ait eşya ve paralarla ortadan kaybolmuş ve Defterdarlıktaki vazifesine dahi gelmemiştir. Vaziyet Emniyet Müdürlüsüne d» bildirilmiştir. Kendisini görenlerin, yerini bilenlerin insaniyet namına aşağıdaki adrese bildirmeleri rica olunur.
Çemberlitaş Mahmudiye Oteli E-mekli ön.Yzb. Yıldırıp Ziya Belentepe. 'telefon: 23402.

BtÇKt-DtKtŞ TERAKKİ YURDU
Kayıtlar başlamıştır. Pazardan maada her gün saat 10 dan 17 ye kadar müracaat kabul olunur. Altınbakkhl (Radyoevi karşısında BAbll sokak No. 63 . Telf.: 85700

Ana, tik, Orta ve Lise
5 Eylüle kadar kayıtlarını yenilememiş bulunan eski öğrencilerden boşalan yerlere yeni öğrenci alınmaktadır. İş saati 9 dan 17 ye kadardır
NİŞANTAŞI, ÇINAR CADDESİ
RUJU ALAN
Hem yüksek kaliteden bir ruj almış olur, hem de GÜZEL BİR KÜRK MANTO, BİR BİLEZİKLİ ALTIN Kol SAATİ, BtR KADIN ROB-LUK AVRUPA KUMAŞI ile 50 muhtelif hediyeden kazanabilir.
LİON Mağazası ve diğer parfümeri dükkânlarında satılmaktadır.
NOT: Ruj kutularının içerisinde bulunan numaralı kuponu saklayınız, yakında piyango Noter huzurunda çekilecektir. Numarasız olan kuponlan posta kutusu No. 83 İstanbul Adresine gönderiniz, size numaralı bir
kupon adresinize kadnr gönderilecektir.
İŞ ARIYOR
Almanca Steno-Daktilo ve türkçe dikte Üzerine 9-17 arasında çalışabilir bir bayan iş arıyor.
V. A. Rumuzu ile gazetemiz adresine mektupla müracaat.
İzmir Fuarındaki Paviyonumuzda teşhir edilmekte olan kamyonlarımızı ve otomobillerimizi görerek kararınızı veriniz

M • 9? W
A

Comments (0)