Kütüphanesi
M Mayıs 1950
Cuma
• SİYASİ İKTİSADİ
A A
I
Sayı 163
10 kuruş
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 - 8 Postu Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Türkiye İçin seneliği 32. altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler İki mislidir.
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden: HABİB EDİB - TÖREHAN
İlânlar: 6 ncı «ahifede santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mes’uliyet kabul odilmez.
Telefon f 44756-44757 Santral
Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul

Uzun zamandan beri alâka ile beklenen
c
Ankara muhabirimiz bildiriyor
İÇ SAYFALARDA

Karar günleri
Üçler Konferansı
İçeride ve dışarıda bir
Geniş halk yığınlarını aydınlatmak maksadiyle partilerimizin girişmiş olduğu faal seçim propagandası artık sona ermiş oluyor. Meydanlarda, radyolarda nutuklar söylendi, basınımızda en ehemmiyetli hayat dâvalarımızın incelenmesine gereken yer verildi ve Türk tarihinde şimdiye değin benzeri görülmemiş bir hürriyet Ölçüsünde münakaşalar yapıldı. Günlerce süren ve devlet ve cemiyet dâvalarımızı ayrı ayrı görüş noktalarından ele alön bir seçim propagandasının vatandaş ruhunda çeşit çeşit ilgiler ve ilhamlar yaratması pek tabiîdir. Bu anlaşılması çok kolay ruh gerginliğini tam bir isabetle hesaba katmış olan Seçim Kanunumuz, bize üç günlük bir derlenme, dinlenme ve düşünme zamanı ayır-Duştır. Millet ve tarih karşısındaki vazifesinin, sorumluluğunun büyüklüğünü sezen her Türk vatandaşı, tm derlenme ve düşünme günlerinde, ^inlediklerini, duyduklarını, okuduklarını kendi anlayışına göre bir kere daha gözden geçirerek, kendisini ilgilendiren meseleleri kendi başına inceledikten sonra kararını vermek fırsatını bulacaktır.
Seçim propagandası günleri, bütün dünya demokrasilerinde, milletlerin en heyecanlı, en fırtınalı günleridir, ve sosyal dâvaların ilerdeki çözülüş şekilleri bakımından fertler, böyle ğünlerde, ölçüyü aşan bir propaganda kıvılcımiyle hemen tutuşabilecek bir sinirlilikle çevrilmiş gibidirler. Avrupa ülkelerinde, bu yüzden, arada sırada ehemmiyetli taşkınlıklar da belirmektedir. Bizim demokrasimiz henüz çok gençtir. OsmanlI İmparatorluğunun son devrinde olduğu gibi, daha sonraları da yurdumuzda parlâmento seçimlerinin yapılmış olması, bizde, çağdaş anlamda bir demokrasi hayatı başlamış olduğuna delil teşkil edemez. Bir parlâmentonun, meclisin demokratik bir kurum olabilmesi için bir takım şartların yerine getirilmesi lâzımdır. Açıkçası, bizim eski parlâmentolarımız, meclislerimiz bunlardan, geniş ölçüde mahrumdurlar ve daha ziyade danışma müessese-J terine benzerler Bu bakımdan, diyebiliriz ki, biz. çağdaş anlamda, ilk parlâmentomuzu, meclisimizi seçmek üzereyiz. Yeni Seçim Kanunumuzun bize ayırdığı hürriyet payı, gerçekten büyüktür, tenkıdlerimizi istediğimiz gibi yapıyoruz, düklerimizi apaçık söylüyor zıyoruz. Birçok demokrasi leketlerinden, hiç şüphesiz, hürüz..
propagandasının en çok günlerde bile, Türklüğün olduğu olgunluk disiplini, mokrasileri imrendirecek dedir, hinin
gibi, en geniş bir hürriyet çerçevesi içinde yapılan seçim hazırlıklarında da ağırbaşlı, düşünceli ve Boğukkanlı olmasını bilmiştir.
Seçim propagandasını, tarihine yakışır bir vakarla değerlendiren Türk Milleti, 14 mayıs 1950 de. büyük imtihanını gene aynı vakarla verecektir . O zamana kadar vatandaşa düşen çnk ehemmiyetli bir vazife vardır : Dört mukadderatının elinde iyıekf bunun mânasını, nu bütün genişliğiyle
ona göre hareket etmek Türk benliğini. Türk iradesini dile getiren şereflerle dolu bir tarih, köyden başlayarak, şehirlerimize kadar her vatandaşa görünmlyen, fakat tam zamanında uyanmasını bilen yüksek bir eğitim ve ruh mirası bırakmıştır Biz, en buhranlı günlerimizde hep onunla yolumuzu bulmuş ve karanlığından silkinmesini bilen bir yıldız gibi mukadderatımızın göklerinde genç bir ışıkla milli ebedîliğimize doğru akmışızdır.
Seçim propagandasında göstermiş olduğu eşsiz olgunlukla Türk Milleti, egemenlik vasıflarının şerefli örneklerini vermiştir. Onun için bu vatandaşların iradelerinden doğacak olan demokrasi hayatına bel bağlayabiliriz. Vatanı, her şeyin üstünde tutan ve vatan politikasında el ve gönül birliğinden başka bir şey düşünmlyen vatandaş, geleceğin elbette en muhteşem hayat yapılarını kurabilir. Biz. büyük karar günle-rindeyiz şimdi. Millet mukadderatı bizden cevap boklıyor şimdi. Sorumluluğumuz. ufuklarla kaynaşmış bir engin hudutsuzluğü gibi betlidlr, manında iman ve karar.
düşün-vc ya-mem-daha
öyle olduğu halde, seçim kızıştığı göstermiş bütün de-bir Ölçü-
Türk vatandaşı, şerefli tari-büyük hâdiselerinde olduğu
yıllık millet olduğunu bil-soruçnluluğu-anlamak ve
hey-Tarıhin çok ciddi bir za-karar vereceğiz, bizden soğukkanlılık ıstıyen bir
M. Nermi
K* - 1
Okuyucularımızın dikkatine
Yüzlerce okuyucumuzdan aldığımız mektuplar üzerine kuponun yerini bugünden İtibaren değiştiriyoruz. Bundan böyle kuponu dalma burada hulacakNimz.
Ç YENİ İSTANBUL’UN
I KUPONU \
Londrada başladı
W

»n
•1
îlk görüşmeler umumî mahiyette
MBİı
Schuman, Avrupanın tehlikeli durumunu açıkladı ve ağır sanayi birliği meselesini mahrem celsede ortaya koydu
11 (YIRSl — Üç Dışişleri toplantısı hakkında teb-
Birleşmiş Kırallık ve A-
Londra, Bakanının liğ:
Fransa.
merika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlan bugün Londrada görüşmeye başlamışlardır. Üç gün devam edecek olan bu görüşmeler sulh binasını h^r vasıta ile takviyeye müteveccihtir. Dışişleri Bakanları, bu toplantı sırasında son yıllar zarfında Brüksel Anlaşması, Avrupa Müdafaasına Yardım Programı. Avrupa Konseyi. Şimali Atlantik Paktı. Karşılıklı Yardım Anlaşması. Avrupa Kalkınma Plânı gibi büyük işbirliği programlarında tezahür etmiş olan mesuliyetlerini karşılıklı görüşmek fırsatını bulmuş olacaklardır.
Dışişleri Bakanlan ilk toplantılarında hür Avrupa câmlasının son seneler zarfında iktisadi kalkınma, sıhhat ve muvazene bakımlarından elde ettiği her terakkiyi müşahede etmişlerdir.
Dünyanın bugün arzettiği durum karşısında sulhün bütün sahalarda gayretlerin daha
ettiği de keza müşahede edilmiştir. Bu gayretlerin hususiyle Şimalî Atlantik Paktı sahasında müessir bir müdafaanın temini ve Batı Devletlerin buna tahammül edebilecek iktisadi kudretle teçhizi üzerinde temerküz etmesi lüzumlu görülmüştür.
Londra, 11 (YÎRS) — Dışişleri Bakanı Schuman, daşlaruıa dünyanın büyük İlke geçirmekte olduğunu,
bu itibarla süratle ve cüretli tedbir alması icap ettiğini, Avrupanın ve I bütün Batılı Devletlerin biran evvel birleşerek daha sıkı işbirliği yapmasının zaruri olduğunu söylemiştir.
Schumann, bütün Avrupa kömür ve çelik sanayiinin birleştirilmesi meselesini umumi toplantıda ortaya I atmamışsa da bu işi diğer iki bakanla mahrem celsede görüşmüştür.
Yarın vapılacak toplantıda manya meselesi görüşülecektir.
muhafazası için müşterek bir çok sarfedilmesi icap
Fransız meslek-bır teh-
Ba tının
Al-
Kızıl Çin Hitleri arıyor
Çin Diktatörü Mao-Tse-Tung, Tibetten iltica edenlere saç, bıyık taktırtıyor
Londra, 11 A A. (United Press» — Hitlerin bir Tibet manastırında hayatta bulunduğu yolunda bir Alman mecmuasında çıkan haberi yorum lı-yan Glascow Herald gazetesi, Füh-rer'in Çin hududuna doğru baktıkça tekrar muhasara altına alındığı hissine kapılması icap eder, demekte ve şöyle devam etmektedir:
Mao-Tse-Tung’ıın subaylarına, ellerine esir düşen saçsız ve traşlı lamalarda denenmek üzere peruka ve siyah bıyık dağıtılmasının sebebini şimdi anlıyoruz.
tahrik hareketi başladı
Bir komünist şairin açlık grevine başlaması ve bunun yanı başında içeride ve dışarıda mürettep ve sevkü idareli nümayişler yapılması
Bu, işin programlı idaresini gösteriyor
4
r
Ankara 11 • Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Ankara seçimin teknik hazırlıkları ile meşguldür. Alâkadar makamlar sandıkların yerini, seçmen listelerini ve bunun gibi seçim ame-liyesinın lüzumlu unsurları son hazırlık işleriyle hararetle meşgul bulunmaktadırlar. Bir yandan da şimdiye kadar hariçte kendi bölgelerinde seçim propagandasiyle meşgul olan şahsiyetler birer birer Başkente gel-

Dünya, en güzel hikâyesini arıyor
Birinciye
5.000 dolar
Londrada >apılan Şimal Atlantik toplantısında Birleşik Amerika Dışişleri Bakanı Acheson’a son zamanlarda müşavir tâjln edilen John Sherman Cooper de (sağda) iştirak etmektedir.
PARİS HUSUSÎ BÜROMUZ BİLDİRİYOR
Menemencioğlu nun son siyasi
faaliyeti dikkati çekiyor
Fransız Başbakonı ve Dışişleri Bakanı ile ikişer defa görüşen Büyük Elçinin, Londra Konferansında ele alınmak üzere, Türk Hükümetinin görüşlerini bildirdiği sanılıyor
Paris. 11 (Hususi büromuzdan) — Büyükelçimiz Numan Menemencioğ-lıınun son günlerde Başbakan Bidaıılt ve Dışişleri Bakanı Schııman’la iki defa görüşmüş olması, Parısteki siyasi müşahitlerin dikkatini bilhassa Türkiye üzerine çekmektedir. Çünkü iddia edildiğine göre, milletlerarası meselelerin çok gerginleştiği ve siyasî faaliyetlerin son haddini bulduğu şu sıralarda, Başbakanın ve Dışişleri Bakanının ezici meşguliyetleri arasında bir yabancı devlet elçisini on gün içinde ikişer defa kabul e-dip konuşmaları, onların bu işe ne derece ehemmiyet rir.
Bu konuşmalar meselelerin bahis
ve usulden olan müdetten çok daha uzun sürdüğünü bildiren ajans haberlerinden başka, dışarıya hiç bir malûmat sızmamıştır. Bununla beraber, bu görüşmelerle, Numan Menemen eloğlunun milletlerarası siyasette ü-zerlne aldığı yeni vazife arasında bir münasebet görmenin de mümkün olduğu söylenebilir. Bilindiği gibi, Türkiye Elçisi bir kaç zamandan beri Avrupa Konseyinin tâli komitesine başkanlık etmektedir. Bu komite, Avrupa Konseyi ile Avrupa İktisadi İşbirliği Teşkilâtının faaliyetlerini
ahenkli bir hale koymaya çalışmaktadır. İktisadi Teşkilâta bağlı cinsten bir komite ile birlikte iki teşekkül, tanı bir mutabakat
görüş birliği içinde işine devam inektedir.
ay m her ve et-

verdiklerini göste-
hakkında, mühim mevzuu olduğunu
İşte, Avrupaya ait meseleleri bütün halinde gözden geçirecek onları bir Atlantik Birliği İçine mak işini tetkik edecek olan Lpndra
Konferansına hazırlandığı günlerde Menemencioğlunun, Başbakan ve Dış Bakanı ile görüşmesinin mânası kolayca anlaşılır. f
bir ve al-
Fakat öyle sanılıyor ki, bunun içinde başka sebepler de vardır. Londrada bugün başlayan Üçler Konferansı, bizzat Acheson'un beyanatına göre, dünyanın her tarafında kendini gösteren müşterek menfaatler meselesini de inceleyecektir. Amerikanın istediği, hür dünyanın bütün maddi ve mânevi kuvvetlerini seferber etmektir. Onun için Numan Menenıencioğ-lıınun temsil ettiği devletin, yani Ankara Hükümetinin bu husustaki görüşünü Fransız Bildirmiş olması
devlet adamlarına da çok tabiidir.
memleketler ve bu
Böylece bazı
arada Türkiye. Atlantik emniyeti için ayrılan tahsisattan bilvasıta istifade edecektir.

Sunderland takımı dün geldi
f
I la fi ahi rdıı n beri Tıirklycyr k*‘I|m| etrafımla bir çok yanlar vazıhın hurillen*
İlk iiçünciiHÜ Sıııiflerluııd futbol (ılkımı oyuncuları dün uçakla şehrimize gelmişlerdir. Yukarıdaki resimde misafir takımı Yeşilköy lıavu alanında görüyorsunuz. Yazısı ikinci sayfamızdadir.
irt
İJ ü ■ V j|
1
Yy
Dünyanın dört bir yanında hazırlıkları tamamlanmak üzere bulunan
DÜNYA HİKÂYE MÜSABAKASINI
TÜrkiyede tertiplemeyi gazetemiz üzerine aldı. Türk edebiyatına hatı edebiyatının kapılarını açacak olan bu mühim edebi müsabakaya Türkiye iki hikâye ile iştirak edecektir.
YENİ İSTANBUL
Türkıyenın güzel iki hikâyesini seçmeye hazırlanıyor. Bu seçimi memleketin en güzide bir Jüri heyeti yapacak ve gazetemiz bu iki hikâyeye bir para mükâfatı vererek bunları milletlerarası jüriye tevdi edecektir.
Müsabakaya giriş şartlarını yakında neşredeceğiz

rey verme meselesi ha-münakaşa edilmektedir hava bütün vatandaş-
ikinci
TÜrkiyede seçim kampanyası Marc Marceau
ÜÇÜNCÜ Tifoyu yenen ilâç Kloromisetin
DÖRDÜNCÜ İsveç notları Sacid öget Alman Nazi Gizli Teşkilâtının Esrarı Walter Hagen Karanfil (Hikâye)
B E Ş I N C î Batı Almanya çelik istihsaline vurulan bağlar Prof. Dr. VValteı* Lörch
.1
inektedirler.
Ayrıca hususî olarak vatandaşlar arasında partilerin durumu ve hangi tarafa ıaretle Hâkim
larm bu seçime son derece ehemmiyet verdiği, seçim neticelerinin şüphe bırakmıyacak bir dürüstlükle tecelli edeceği merkezindedir.
Ankara, bugün Vatan Gazetesinin Şair Nazım Hikmet hakkındaki neşriyatiyle alâkadar olmuştur. Ahmet Emin Yalman ın yazısı dikkatle okunmuştur. Buradaki kanaate göre şairin açlık grevine başlaması ve ona refakat etmek üzere daha başkalarının da aynı harekete tevessül etmesi ve bunun yanı başında bu mesele etrafında hudutlarımızın haricinde mürettep sevkü idareli nümayişler yapılması bu işin bir program dahilinde cereyan ettiğini göstermektedir. Ortada, hâdiselerin a-damakıllı bir senkronizasyonu vardır. Tam seçim arifesinde böyle bir hareketin meydana getirilmesi Nazım Hikmetin sadece duymakta olduğu beşeri teessüriyle kabili izah değildir. Ahmet Emin Yalman, şaire iki hareketten birini yapmak mecburiyetinde bulunduğunu söylemektedir. Ama, Nazım Hikmet esasen bunlardan bir tanesini açlık grevine bile bile başlamak ve bunun tep-kilerinLye avakıbını âdeta etmek liretiyle zaten yapmış maktadır.
TÜrkiyede şu esnada yani gaileleri başımızda iken bir
nlst partisinin, yahut içerideki veyahut dışarıdaki komünist merkezlerin Türk seçimlerine bilvasıta iştirak ctınek ve bunların helvasını ifsad etmek üzere daha başka türlü hareket etmelerine esasen imkân olamazdı. Binaenaleyh açlık grevi ile Nazım Hikmet’in dışarıdaki tahriklerle beraber hareket etmekte olduğu zehabını ortadan kaldırmaya. Ahmet Emin Yalman ın müdahalesine rağmen İmkân yoktur.
Bu hareketin buradaki tesirleri katiyetle mevcuttur.
, dün Ankaraya
tahrik bulun-
seçim komÜ-
Moskovaya doğru yol alırken
Trygve Lie, Demirperde gazetecilerini azarladı
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Moskovada Çin meselesini de görüşecek
Attlee’yi ve Başkan Auriol’u gördüğünü söyleyen I4e, Stalin Moskovada bulunuyorsa onunla da bir görüşme yapabilmek ümidinde olduğunu bildirmiştir.
Mr. Lie, Moskova seyahati ile Londradaki üç Dışişleri Bakanı toplantısının nıütezat şeyler olmadığını belirtmek istediğim beyan etmiştir.
Prag 11 A A. (United Press) — Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygve Lıe, çarşamba günü yaptığı basın konferansında, halk demokrasilerinin ajans mümessillerine ve gazetecilerine, basın toplantısının bir siyasi müzakereler kulübü olmadığını ve bu keyfiyet kabul edilmediği takdirde sualleri cevaplandırmı-yacağını söylemiştir.
Lie, her memlekette barış hareketleri olduğunu ve komünist tema-yüllü '‘barış hareketinin,, siyasi partiler fevkında olduğuna kani bulunmadığını söylediği zaman, birçok gazeteciler gülmüştür.
Gazetecilerin kendisine suallerini tevcih etmeden önce uzun uzun Batılı devletler aleyhinde konuşmaları Lie’yi hakikaten kızdırmıştır.
Prag 11 A. A (Reuter) — Dün gece bir basın konferansında konuşan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygve Lie. Moskovadaki vazifesi hakkında teferruat vermekten imtina etmiş, yalnız Çin meselesinin müzakere edilecek mevzular masında olduğunu belirtmiştir.
Şimdiye kadar Başkan Truman’ı
Vietnam istiklâle doğru gidiyor
ITansa Ban . I)a.x’ın Amerika ve
Ingiltere ile müııaaehat tesisine ınüsandr etti
Saigon 11 iAP) — Fransa, Vietnam'da teşekkül ederi Bao-Dai Hükümetinin Büyük Britanya ve Birleşik Amerika ile doğrudan doğruya diplomatik münasebetler kurmasını tasvip etmiştir. Bu müsaade, Fransa Cumhurbaşkanı Vincent Auriol'un Vietnam Devlet Başkanı Bao - Dai-ye yazdığı bir mektupla verilmiştir.
k.
Celâl Bayar ise İstanbula geldi
Cumhurreîsi İsmet İnönü dün saat 13 te refakatinde yaverleri olduğu halde Vilâyeti şereflendirmişler, Vali ve Belediye Başkanı Ord. Prof. Gökayla görüşmüşlerdir.
Cumhurreisi Vilâyete gidiş ve dönüşlerinde civarda toplanan halk tarafından sevgi ve hürmet tezahürleriyle karşılanmışlardır.
Cumhurreisi dün akşam saat 20.45 te Ankaraya hareket etmişlerdir. C. H.P. Genel Başkanı garda. Bölge Müfettişi Sadi Irmak, Vali ve Belediye Başkanı Fahreddın Kerim Gökay, İl İdare Kurulu üyeleri, C H P. adayları. generaller, yüksek tahsil gençliği temsilcileri, işçi ve esnaf teşekkülleri mensupları partili kütlesi mıştır.
İsmet İnönü kızı ve C.H.P.
Hilmi Uran da Ankaraya hareket etmişlerdir. Üniversiteli genç kızlar Bayan İnönüye bir buket vermişlerdir.
ile kalabalık bir tarafından uğurlan-
ile birlikte, refikası. Genel Başkan Vekili
Celâl Bayar dün geldi
İzmir, 11 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bugün D.P. İl merkezinde muhtelif ziyaretleri kabul eden D.P, Genel Başkanı Celâl Bayar saat 16 uçağı İle İstanbula hareket etti, izmirden ve son yaptığı memleket gezisinden gayet memnun ve neşeli olduğunu söyliyen Bayar, seçim gününü Ankarada D.P. genel merkezinde geçirecektir.

Demokrat Parti Genel Başkanı Celâl Bayar dün hava yoliyle îzmir-den şehrimize gelmiş ve hava meydanında Demokrat Parti mensupları tarafından karşılanmıştır.
D.P. Genel Başkanının bu akşam Ankaraya gitmesi muhtemeldir.

9
Yabancı gazetecilerin
•• •• •!
gozu ile
Türkiyedeki
seçim
kampanyası
Bugün 2 nci sayfamızda

Arabuı derdi kırmızı pabuç!
Komünizm ortadofcuda yayılıyor. (Gazeteler)
Sayfa 2
T JSN t İSTANBUL
12 Mayın 1050
Yabancı gazetecilerin gözü ile Tiirkiyede seçim kampanyası Türk Milletinin siyasî olgunluğu ve aklı selimi, seçim mücadelesinin vakar ve sükûnetinden anlaşılmaktadır
Yazan : Marc. MARCEAU
Gazetem!» bir yandan kendi haber alma teşkilâtıyla seçim hâdlsele-rint ve bu tarihi olayın ehemmiyetli noktalarını umum! efkâra aneder-kcn. diğer taraftan memleketimize eırf bu seçim münasebetlyle gelmiş yabancı gazetelerin muhabirlerinden İstifadeyi faydalı bulmuştur. Bu yabancı muhabirler, bize verdikleri yazılarının Adıllarını kendi gazetelerine yollamışlardır. Bu muhabirlerin memleketimizde cereyan etmekte olan aeçlm kampanyası hakkındaki görüşleri bizi yakından alâkadar ettiğinden yazılarını bugünden itibaren neşre başlıyoruz.
kendisini oldukça aldanmış telâkki etmiştir. Bu sefer seçmenler daha müdebbir, dalın çekingen ve bilhas-
UER milletin kendisine mahsus de-"hası» seciyesi ve heyecanı vardır. Bu itibarla Türkiyeden. bizimkine benzeyen siyasî heyecanı beklemek doğru olmaz. Aynı parolaların, aynı kelimelerin kıymeti her yerde aynı değildir ve psikolojik esaslara saplanmadan vakıaları görerek tamamen mahalli bir müşahedeyi ön plâna almak lâzımdu'. Bunun için, Tür-klyedeki seçim kampanyasının sükûnetinden, umumi durgunluğundan ve kütle heyecanının yokluğundan hayrete düşen yabancı müşahit, Türk Milletinin aklı selimini bir defa daha görmekle kendisini bahtiyar saymalıdır. s
Varsın, duvarlar muazzam afişlerle kaplı olmasın, kapılar üzerinde kindar ibareler okunmasın, şehir ve köyJer çekici parolalarla dolup taşmasın. hoparlörler bütün hayata hâkim olmasın, bir kelimeyle memleket suni bir propaganda İle asabi bir hale gelmesin. Bunların hepsi, Türk Milletinin lehine kaydedilecek noktalardır. Bu derece insiyaki hareket e-den. hattâ çabuk heyecanlanan bu milletin, bu kadar gergin bir devrede soğukkanlılığını ve vakarını muhafaza edebilmesi, cidden şayanı takdirdir. Yunan seçimlerinin ateşli tahrikatından. İtalyanların gürültülü gösterilerinden, hattâ Fransız demokrasisinin kavgalı ve çok konuşan aksülâmellerinden, hakikaten’ uzak bulunuyoruz. Türk halkı. zahiren alâkasızlığı, parlâmento rejiminin İmkânlarına karşı bir nevi itimatsızlığı telkin eden bir sükûnetin arkasında, hakiki bir siyasi olgunluk saklamaktadır. Demokrasinin herhangi bir yerde inkişaf derecesi, kütlenin siyasî İnkişafiyle mütenasiptir. Şüphe yok ki, çeyrek asırlık Türk inkı- ı lAbı bu milleti, mazinin ezici mi- j razından tamamen kurtaramomıştır. ı Fakat, inkılâp uzun vadeli bir eser, daimî bir harekettir. Bu kadar kısa zamanda bu derece büyük muvaffakiyetlerin elde edilebilmiş olması takdire şayandır. Türk halkı, mazur görülebilecek bir sabırsızlığa rağmen, kendisine hâkim olmasını biliyor. Bu da onun lehine kaydedilecek bir nokta olduğu gibi bu memlekette demokrasinin âtisi için mühim bir teminattır.
Zaten acele emekte de fayda yoktur. Aceleye uğrayan işler her zaman mükemmel netice vermez. Binanın damını örtmeden önce, temelini sağlamlamak daha doğrudur. Tam bir tahsil, hududu iyice tâyin edilmiş bir çalışma silsilesi neticesi ile elde edilebilir. Demokrasi, muayyen zamanlarda alman haplara benzetllemez. Türk Milleti, siyasi hürriyet, içtimai adalet hususunda duyduğu ateşli arzuya rağmen, bazı merhalelerin a-şılmaaı icap ettiğini, iç ve dış vaziyetin her türlü demagojiyi menettiğini pekâlâ müdriktir. Zaman, ne maceraya, ne de siyasi tecrübelere müsaittir. Politika simsarları, kimsenin hoşuna gitmiyor. Türk Milleti bu seferki seçim mücadelesinde aşırı heyecan göstermemek suretiyle, aklı selimini ispat etmektedir. Bu millet, seçim havasının, beklenilmeyen sözler. heyecanlı nutuklar ve parlak va-itler getirdiğini, fakat “seçim yeli üfürdiikten sonra,, bunların çoğunun unutulacağını çok iyi anlamıştır.
Dünyanın her tarafında “sütten ağzı yanan, yoğurdu üfilyerek yer”; daima mağlûp olan seçmen, her zaman memnun kalmaz. Türkiyede de vaziyet aynıdır. Burada da millet eski seçimlerden çok şey beklemiş ve |
sa daha az hayalperest olduklarını gösteriyorlar. Bu milletin psikolojisine girmeksizin, şu sual varit olabilir: Acaba millet kendini bfr az da suiistimal edilmiş saymıyor mu ? Bu takdirde mesulleri aramak doğru olmaz; çünkü mesuliyet, alâkalılar a-rasında açıkça taksim edilmiştir.
Meselâ, bütün günahı Halk Partisine yüklemek mümkündür. Bu, kolay olduğu kadar da haksızdır. Demokratların, yahut diğer muhalif partilerin iddialarını benimsemek de mümkündür. Bu ise biraz saçma olur, çünkü kıraldan ziyade kıral taraftan ve Türk Milletinden ziyade demokrat görünmekte mâna yoktur. Belki de bu millet hâlâ mütereddittir ve kolayca aldanmak istememektedir. Yabancı müşahitlere, Demokrat Partinin, seçim beyannamesini, seçimlerden ancak dört gün evvel neşretmesi çok garip gelmiştir. Halbuki bu parti dört yıldan beri muhalefetin başlıca Alemdarı idi.
Acaba Demokrat Parti, programını, doktrinini, siyasi prensiplerini niçin daha erken ortaya koymadı ? Belki bunları henüz hazırlamakta idi. Yoksa taraftarlarından bir kısmını kırmaktan mı korkuyordu? Millet Partisinin siyasi durumu da bir çok tereddütlere mahal bırakmaktadır. Yalnız itham, yalnız memnuniyetsizliğin istismarlyle, hiçbir zaman, siyasi bir harekete, sağlam temel kurmak mümkün olmamıştır. Millet Partisi, birbirine zıt temayüllerden mürekkep o kadar garip bir kokteyl manzarası arzetmektedir kİ. bu partiyi umum! efkârın hakiki bir mümessili saymak müşküldür. Şu var kl, gayri memnun kütlenin her zaman sürprizlere sebep olabileceğini de düşünmek lâzımdır. Öteki partilere gelince, yabancı müşahitler, bunların faaliyetinde hayal İle hakikati ayırmaya muktedir olamazlar, Bir çoğu hayalden ibaret olan bu teşekküllere karşı ne dereceye kadar alâka gösterilebileceğini ancak Türkler tâyin edebilir. Nihayet Cumhuriyet Halk Partisine uzun bir iktidar devresinin yıpranma payı yüklenebilirse de, bu parti buna mukabil süratle elde edebildiği müspet neticelere daya- I nabilir. Her ne olursa olsun, son söz I Türk Milletimindir. Fakat biz bu hususta hiç endişe etmiyoruz. Türk Milletinin karan adalete ve aklı selime müstenit olacak ve sürprizli olmayacaktır. Bu millet maceraya sapmamakla beraber, memleketinde demokrasinin gittikçe daha kuvvetle yerleşmesi yolunda oy verecektir. Hürriyete âşık olan Türk Milleti, nıeşrû e-melleriyle zamanın sert hakikatleri arasındaki sentezi bulacaktır.
Kahirede toplanacak Milletlerarası Turizm Konferansı
Kahirede toplanacak olan Milletlerarası Turizm Konferansına iştirak edecek olan bütün dünya milletlerine mensup delegelerin memleketimizi de ziyaret etmek istemeleri dolayıslyle bunların seyahatlerini kolaylaştırmak için milletlerarası kombine biletler ihdası Devlet Denizyollarına teklif edilmiştir. İdare _bu teklifi Ulaştırma Bakanlığına arzetıniştir. Bakanlık tasvip ettiği takdirde mil-letlelarası kombine biletler ihdas edilecektir.
Tetkikler Enstitüsü bir gezi tertip etti
Seyahati yapacak heyet, Müslüman camiasının modern devleti Türkiye mevzuunda bir konferans verecek
New-Yorktakl Türkiye Haberler Bürosundan bildirildiğine göre, Kıtalararası Tetkikler Enstitüsü bu yaz Doğu Akdeniz memleketlerine bir seyahat tertip etmiştir.
Bu seyahati yapacak heyet 12 temmuzda uçakla İstanbul» gelerek Ya-lovaya gidecektir. Bu arada Tiirki-yenln ilgili bulunduğu dünya meselelerini resmi Türk makamlariyle münakaşa edecek, “Müslüman milletler camiasının modern devleti Türkiye,, mevzulu bir konferansta bulunacak, Doğu Akdenizln belhbaş-lı dinleri olan İslâm, Rum-Ortodoks ve İbranî dinlerinin işbirliği yapmaları hakkında müzakereler yapacak ve 17 temmuzda yeni Türk yolcu gemilerinden biriyle Haytaya gidecektir.
Bir harp öksüzü şehrimize geliyor
Amerikada harbe iştirak ederek terhis olmu$ kadınların kurduğu cemiyet, bir harp öksüzünü Avrupada seyahate çıkararak Amerikan mektep talebeleri için film çektirmek teşebbüsünde bulunmuştur. Seçilen öksüz, Miss Pattie Sue WitheroW adında bir kızdır. Miss Withero\v, Harp öksüzlerine Yardım Cemiyetinin Yu-nanistandakl idarecisi Mrs. Katha-rine Clark ile beraber bugün şehrimize gelecektir. Cemiyetin reisi Mrs. Monaco da yarın kendilerine iltihak etmek üzere Pariaten İstanbul» gelmiş bulunacaktır.
Türk sporcularının merakla beklediği
Sunderland takımı, dün uçakla geldi
Ingiltere üçüncüsü, lik mallarını oynadığı kadroyu getirdi, aralarında gol kıralı Davis de var
Ingiltere’ profesyonel pikinin en meşhur kulüplerinden "sunderland0 Futbol takımı, dün gece saat 20.16 te bir Amerikan uçağı ile Yeşilköy# gel. mistir.
Sunderland ile “Hull City A.F.C.,, takımı da beraber gelmişse de Hull City yoluna devam ederek Suıiyeye gitmiştir. Takım Suriye dönüşü An-karada iki maç yapacaktır.
Sunderland futbol takımı Dltch-burn’ün başkanlığında şu futbolculardan müteşekkildir:
J. Mapson. J. Stolling, A. Hudgell. M. Maraton, R. Scotson. L. Lalch, A. Wright, T. McLain, T. Wright, I. Broadis, H. Kurtley. N. Case, R. Davis. L. Shackleton. T. Reynolds, L. Duns.
Antrenör olmak da Conson gelmiştir. Ingiliz Futbol Federasyonu, Sun-derland’ın Türkiyede yapacağı maçlar için teşkilât Azalanından Mr. Col-lings’ı müşahit olarak takımla beraber göndermiştir.,
Sunderland kafile başkanı Ditch-burn bir arkadaşımıza şunları söylemiştir:
— Takımımız bir hafta evvel lik maçlarını bitirdi, 2 puan farkla şampiyonluğu kaybederek üçüncü olduk. Bu sene Arsenalle 4 defa karşılaştık. Dördünde de yendik. Sunderland Londrada en çok sevilen takımlardan biridir. Davla gol kırallığını bu sene de 28 golle kazanmıştır. Sollç L. Shackleton, bu sezon üç defa arka arkaya İngiltere milli takımında oynamış ve son defa İtalyanlara karşı
Zonguldak limanının inşaatı dört senede tamamlanacak
Liman yapılması için gerekli paranın yüzde 75 i Marshall Plânı tahsisatından
yüzde 25 i de Türkiye
Amerikada bir çok büyük çelik fabrikalarının inşaatını deruhte etmiş olan Koppers inşaat firmasının Reisi Mr. B. SomerVell dün Park Otelde bir basın toplantısı yapmıştır. Holandalılar tarafından yapılmakta olan Zonguldak limanının inşaatım kontrol eden Amerikan heyetinin Başkanı Mr. Somervell, Zonguldakla yaptığı tetkiklerinden dönmektedir.
Mr. Somervell. gezetecilerle yaptığı konuşmada demiştir kl:
**1933-34 senelorinde Celâl Ba-yaı* İktisat Bakam İken Türkiyede umumi biç iktisadi tetkik yapmak üzere Amerikadan Mr. H.vnes’ln başkanlığı altında davet edilen bir heyetle memleketinize gelmiştim. Bu münasebetle Türkiyede bir yıl kaldım ve bütün vilâyetlere giderek temaslar ve tetkikler yaptım. Size şunu hemen söyliyeylm kl, 16 sene zarfında memleketinizde bilhassa yapılan yollar bakımından gördüğüm terakki hayret vericidir. O »aman Zon-guldağa yol denen bir şey yoktu. Bugün seyahat gayet rahat yapılmaktadır. Zonguldakla işçinin mesken durumu ıslah edilmiştir. Bu arada Karabük büyük bir başaııdır. Ben ilk geldiğim zaman orada bir buğday tarlası vardı. Bugün çelik istihsal c-den kombina var. Ankara bugün olduğundan 3 defa daha küçüktü. O zaman Ankarada ancak 21 Amerikalı vardı. Bugün orada olan Amerikalıların adedi yüzleri geçmiştir. Bu, iki memleket arasındaki dostluğun inkişafını canlandıran güzel bir delildir.
Fakat şunu belirtmek isterim ki, yalnız 10 gün içerisinde bütün iler-
milli takımımızda yer almıştır.
— Hull City’nin Suriye dönüşünde kendileriyle maç yapmak İster misiniz?
— Bu karşılaşmaya federasyonumuz müsaade etmez, hem de aynı milletten iki profesyonel takımın hariçte maç yapması doğru olmaz.
— Türk takımları hakkında fikriniz nedir?
— Türk futbolu hakkında bir malûmatımız yok. Yalnız Charlton’lular hareket edeceğimiz gün biraz bahsettiler. Buraya İlk maçlarını oynıyan kadromuzla geldik ve yapacağımız 4 maça da bu kadro İle çıkacağız, öyle zannediyorum ki, Sıınderland’ın yapacağı maçlar futbol meraklılarını fazlasiyle tatmin edecektir.
İngiliz futbc^culnrı Mona Palas o-teline misafir edilmişlerdir.
Alay Köşkü, Kutlama Derneğine tahsis edilecek
İstanbul Fetih Yıllarını Kutlama Derneğinin çalışabilmesi için Gülha-ne Parkındaki Alay Köşkü binasının tahsisi uygun görülmüştür. Bu husustaki formaliteleri Belediye ve Vilâyetçe tamamlanan binanın anahtarları Topknpı Sarayı Müdürlüğünde bulunmakta, fakat Müze Müdürlüğü burasının derneğe tahsisini yangın tehlikesi dolayıslyle mahzurlu görmektedir. Şimdiye kadar hususi bir yazıhanede çalışmakta olan derneğe burasının tahsisi için tekrar teşebbüse geçilmiştir.
tarafından verilecektir
Mr. Somervell, gazetecilere izahat verirken
lemeleri te3bit etmek mümkün değildir.
Benim söylediğim sadece intıbala-ıımdır. Bu intihalarım ise sadece iyi değil, fakat fevkalâdedir."
Bundan sonra Zonguldaktakl inşaattan bahseden Mr. Somervell demiştir ki:
"Limanın inşaatına yeni başlandı. Adamlarımız henüz gelmiş oulu-nuyor. İnşaatın tamamiyle 4 sene zarfında ikmal edileceği tahmin olunmaktadır. İnşaat: kontrol anlaşması Türk Hükümetiyle bizim aramızda E.C.A. nın tasvibi ile yapılmıştır. Liman yapılması için gereken paranın tiraj hakları nazarı itibara a-hndığı takdirde yüzde 75 i Marfehall Plânı tahsisatından, yüzde 25 i de Türkiye tarafından verilmektedir.”
Bu izahattan sonra Mr. Somervell 1934 senesinde yapılan İktisadî tetkiklerinin neticelerinin ne olduğunu soran arkadaşımıza demiştir ki:
“Yaptığımız tetkiklerin raporunu Celâl Bavaıa vermiştik, O zaman bu rapordan birkaç yüz kopye çıkarılmış ve dağıtılmıştı. Tavsiyelerimizden birkaçı tatbik edildi. Fakat arzu edilen süratte olmadı.”
Dr. Etienne Berthet, bugün şehrimize geliyor
Yakınjark Verem Tekâmül Kursları 15 mayıs 1050 pazartesi günü Sultanahınetteki dispanserde merasimle açılacaktır.
Tekâmül Kuralarını, Birletmiş Milletler Saklık Teşkilâtı adına tanzim etmiş olan Dr. Etienne Berthet bugün uçakla şehrimize gelecektir.
Vali, bu akşam Radyoda konuşacak
Vali ve Belediye Başkanı Fahıed-din Kerim Gökay. bu akşam saat 20,30 d» İstanbul Radyosunda mûtat aylık konuşmasını yapacaktır.
Küçükçekmeceye elektrik veriliyor
Bugün saat 11 de Küçükçekmeceye elektrik vermek Üzere bir muhavvlle merkezinin temeli atılacaktır. Temel atma töreninde Vali ve Belediye Başkanı da hazır bulunacaktır.
Tekel Umum Müdürü seyahatten avdet etti
Tekel Umum Müdürü, Karadeniz tütün mıntnkasmda yaptığı tetkik seyahatinden dün şehrimize dönmüştür. Umum Müdür, tetkiklerinin neticeleri ve muhtelif tekel mevzuları etrafında bugün 14,30 da gazetecilere izahat verecektir.
Dün, bir gazete ile bir mecmua toplattırıldı
Seçim Kanununa aykırı hareket eden dergiler hakkında takibata geçildi Seçim Kanununun 134 üncü maddesine göre dünden İtibaren seçim propagandası mahiyetinde neşriyat yapılmam yasak edilmiş bulunmaktadır. Buna rağmen Ali Dayı gazetesiyle Millet Mecmualarının dünkü sayılarında çıkan b»zı yazı ve resimler seçim propagandası mahiyetinde görüldüğünden, bu nüshalar savcılıkça derhal toplattırılarak, mesulleri hakkında takibata başlanmıştır.
Öğretmenlerin dinlenme kampları
Öğretmen Okullarını Bitirenler Derneği, bu sene bütün memleketteki öğretmenler için yaz kampları kurmağa karar vermiş ve alâkalılara gereken tebligatı yapmıştır. Kamp 1 temmuzda bavlıyacak ve ağustos sonuna kadar devam edecektir. Kamp Ücretlidir. Bir yatılı okul bu işe tahsis edilecektir.
Teknik üniversite , Akademi boks maÇı
13 mayıs 1950 cumartesi günü saat 14 dc Teknik Üniversite spor salonunda Teknik üniversite ile Galatasaray. klübündon takviyeli Güzel Sanatlar Akademisi arasında bir boks maçı yapılacaktır. Kazananlara mükâfat verilecek ayrıca Teknik Ü-niveralte Talebe Birliği galip takıma bir kup» hediye edecektir.
Doçentlik imtihanları
Üniversite 8enatosu, Doçentlik imtihanları için yeni bir talimatname hazırlamıştı. Bu talimatnameye göre doçentlik imtihanları ve bu arada yabancı dil imtihanları önceden tea-bit ve ilân olunacak imtihan jürileri tarafından yapılacaktır. Üniversite Rektörlüğü, bu talimatname hükümlerine uyarak bu ayın 15 nci günü bavlıyacak olan yabancı dil imhtt-hanları jürisini teeblt ve ilân etmiştir. Bunlardan ikisi her fakültenin kendi Öğretim üyesi, üçüncü Aza da Ankara Üniversitesinden seçilmiştir.
Belediyenin ucuz^ evlerine, projesi kazanan mimarın
ismi verilecek
Belediycc® İstanbulda yapılacak ucu» evlerin tiplerini tesbit etmek i-çin mimar ve mühendisler arasında bir müsabaka açılmıştır. Beğenilen projenin sahibine nakdi mükâfat verileceği gibi evin tipine de mühendis veya mimarın ismi verilecektir. Müsabakaya iştirak müddet bu ayın sonunda bitecektir.
“Ege” tipi gemilerin kazanları değişiyor
Devlet Denizyolları, Ege tipi gemilerin kazanlarını değiştirmeğe karar vermiş ve her birisi için Alman-yaya ikişer kazan sipariş etmiştir. Altı aya kadar limanımıza gelecek olan bu kazanlar. Ege. Çorum. Karadeniz ve İzmir vapurlarına konulduktan sonra bu gemiler 15 sene müddetle 15 mil sürat yapabileceklerdir.
Esnaftan alınan Belediye cezaları
Belediyece son 48 saatte 125 kasap, 138 sebzeci, 137 manav, 106 bakkal, 17 sakatçı, 15 tuhafiyeci, 10 ekmek bayii, 37 fırın, 55 kahve, 64 lokanta. 31 berber, 22 mahallebici, 5 pastacı, 6 börekçi, 11 balıkçı kontrol edilmiş, 6 ceza zaptı tutularak bir fırından nümunc alınmıştır.
Yeni bir verem hastahanesi açıldı
Sağlık Müdürü, veremlilerin büyük bir ihtiyacının karşılandığını söyledi
İstanbul Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü Beyoğlu cihetinde de 50 yataklı bir verem haatahanesi açmaya muvaffak olmuştur. Dün kendisiyle konuştuğumuz Sağlık Müdürü Faik Yargıcı bize şunlan söylemiştir:
"30ü yataklı beş pnviyonlu verem haatahanesinden sonra 50 yataklı bu küçük lıastuhane bize biraz nefes aldırnuetır. Bu suretle ihtiyacın büyük bir kısmım karşılamış bulunuyoruz. Son günlerde müracaat eden tedaviye muhtaç haatoların hepsi bu yataklarda tedavi altına a-lınınıştır."
Dün. Beşpavlyonlar Verem Haa-tahaneşlni teftiş eden Dr. Faik Yargıcı, hastalan da ziyaret etmiş ve çalışmalardan memnun olduğunu söylemiştir. Be'jpaviyonlar Verem Has-tahanesinin bütün yntaklan dolmuş bulunmaktadır.. 50 yataklı hastaha-neye de bugünden İtibaren hasta yatırılmasına başlanacaktır.
“Bandırma” vapuru, Marmarada bir gezinti seferi yapacak
Hâlen Pirede akaryakıt almakta ulan Bandırma vapuru, limanımıza geldikten sonra, Devlet Denizyolları idaresi bu gemileri halka takdim etmek gayesiyle bütün Marmara iskelelerine uğramak üzere bir tenezzüh tertip etmeyi düşünmektedir.
Bu gezinti seferi bir gün sürecek ve isteyenler muayyen bir ücret mukabilinde iştirak edebileceklerdir.
★ Ankara vapuru yann saat 12 da Batı Akdânlz seferine hareket edecektir.
★ Bir müddetten beri tamir edM-inekte olan Aksu vapuru dün havuzdan çıkmıştır Birkaç güne kadar sefere girmiş olacaktır .
it Nişantaşı Kız Enstitüsünün senelik çayı 13 mayıs cumartesi günll saat 15 te Taksim Gazinosunda verilecektir.
it İstanbul Teknik Üniversitesi Talebe Birliği fevkalâde umum! heyet toplantısı 16 mayıs salı günü saat 17.00 de Teknik Üniversite yeni konferans salonunda yapılacaktır.
it Cumartesi günlen Giresun’a kadar devam eden Karadeniz ilâve postası, bu haftaya mahsus olmak üzere pazartesi aralık seferi ile bir-h-'ştirılmiştır.
Karadeniz İskelelerinde fazla yol-' cu görüldüğü takdirde Cumhuriyet vapurunun ilâve seferi yapması kararlaştırılmıştır.
Diğer taraftan Giresun aralık postalan Önümüzdeki haftadan itibaren tekrar normal programa göre yapılacaktır.
SİYASÎ İKTİSADÎ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENt İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED 8İR KETİ Mt’Dt'Rt: FARUK A. St'NTER Bu sayıda yası işlerini fitlen İdare eden:
Mithat PERİN
Gazetemize gönderilecek M-lûıHutn yaâttann doğrudan loğ m ya yaz» işleri ınf/dürlöğü-no gönderilmesi kteımdm
İkinci «avfamızdakl siyaM, üçüncü nayfamııdaki kültürel, beşinci sayfamızdaki iktisadi başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamiyle yazarlarına •İttir.
Basıldığı yer :
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ştRKETİ MATBAASI
Ahmet Hamdi Tanpınar
Sahnenin Dışındakiler
- 65 -
Bu işde beni teselli eden bir taraf varsa, aylar geçtiği halde beraberce hiç bir iş görmeme-mizdi. Fakat ne olsa adamın etrafını sarmıştık. Herkes bu evde bir şeyler döndüğünü zannedebilirdi. Tevfik Beyin söylediği şeyler de bunu gösteriyordu.
Süleyman Beyin apartmanının kapısını bu düşüncelerle çaldım. Fakat içeriye onu merak ederek girdim Birdenbire ihtiyar adamı çok hasla bulmam kuıkusuna kapılmıştım. Bu korku içinde odadan gelen çiftenara sesini işitmedim, diyebilirim.
Fakat kapıyı açınca gördüğüm manzara beni şaşırttı. Sabahleyin hasta bıraktığım Süleyman Bey. başında beysz bir takke, sırtında gocuğa benziyen, yakası kürklü bir palto, yatağında, bir Cemşid azametiyle oturuyordu. Bir elinde penbo renkte, daha ziyade bardağa yakın, içi rakı dolu bir kadeh vardı, öbür eliyle kucağına yan uzanmış, güzelce bir kadının kalçalarını okşuyordu. Sabahleyin evde benim telâşlı hiddetime koşan kadınların hemen hepsi odada idiler, kimi sade bir kombinezonla, kimi sabah-
321
bklor içinde, bir kısmı yerde, bir kısmı sandalyelerde oturmuşlar, köşedeki rakı masasının bir ucundaki çingenenin çaldığı çiftetelliye tempo tutuyorlardı.
Asıl şaşırtıcı olanı bu musiki ve tempo ile yapılan oyundu. Sabahleyin ömründe bir kere bile olsun gülmediğine karar verdiğim ihtiyar hizmetçi ile, tombul ev sahibi odanın ortasında, karşı karşıya göbek alıyorlardı, ikisi de çürük ağızlarında zalim bir şey olan bir tebessümle gülüyorlar, kınası eskimiş, yarı kırçıl, yarı beyaz saçları omuzlarında ve başlarının tepesinde oyunun ritmine göre dalgalanıyor, yersizlikten birinin âdeta bir kadide benziyen, öbürünün teşbih böceği gibi yuvarlak vücutleriııin hareketleri Adeta birbirine karışıyordu.
Süleyman Bey, beni görür görmez:
— A be delikanlı, rıerdesin be? İnsan hastaya böyle mi bakar? Otur şuraya bakalım, iç bir rakı... Bak sayende eğleniyoruz.
Hakikaten bu eğlence sayemde İdi. Sabahleyin evden çıkarken ona, belki lâzım olur, diye epeyco para bırakmıştım.
İkram ettikleri rakıyı içmedim. Fakat eşini Goya’nuı fantezilerinde, bence modern romanın başlangıcı o zalim hicivlerde bile bulmak güç olan manzarayı seyretmemek de elimden gelmedi.
Evden çıktığım zaman artık eskisi gibi Sa-blhayı sadece sevmiyordum. Ona acıyordum da! Süleyman Bey, bu düzensiz ve biçare hayatiyle kızının İçinde her gün yeni bir şey yıkıyordu.
Onu görmek ve dertlerine ortak olmayı ne kadar istiyordum.

Evden içimde gördüğüm şeylerin iğrençliğini, gülünçlüğünü bana unutturan bu hasretle çık-322
tim. Sanki bu on iki saat içinde birbiri peşinden şahit olduğum şeylerden Sabihanın düşüncesine sığınnııştnn. Kapının önünde şiddetli bir öksürük nöbeti, onunla beraber bir nevi baş dönmesi geçiriyordum. Yine her şeyi buğulu bir perdenin arkasından görür gibi oldum. O geçince, kendimi apartmanın kapısının eşiğine oturmuş buldum. Bunu farketmek bana garip bir yalnızlık hissi verdi.
Kendimi herkesten uzak, kimsesiz, bütün tanıdıklarımı bir yük gibi taşımama ıağmen kimsesiz hissediyordum. Belki de bu hissin artırdığı bir yorgunlukla pansiyondaki odamı özledim.
— Muhakkak Nâsır Paşalara gidecek miyim? Herkesi bir günde görmeğe mecbur muyum? Bu komedya, zalim ve gülünç yüzleriyle her yerde aynı olduktan ve hepsinden bu kadar yalnız çıkUktaıt sonra...
Bir akşam evvel lokantada Yuneşka ile halimiz, arkasından ondan bir gece evvel Hildanın o-elasında onunla ve yine Yuneşka ile geçirdiğim saatler gözümün önüne geldi.
Nereye baksa iyi aynı şeyi göreceğim. Cazip ve sihirli saat, birdenbire önümde çok basit bir makine gibi çözülüverdl. Arzular ve ihtiraslar geçince, her şey zalim ve ınUtearrız yokluğun aynası oluyordu.
Yalnız bir yerde, hakiki sevgide onu yenebiliyorduk. Fakat ne zamana kadar?
Düşüncelerimi toparlamağa çalıştım. Süleyman Beyin odasında gördüklerim kendi aleyhime dönüyordu.
— Mademki yaşamaktan vazgeçemiyorum.... Otelin penceresi gözlerimin önünde, yeniden, fakat doğrudan doğruya açıldığı, dar, karla örtülü, kenarlarına gece yolcularının bıraktığı kirli 323
— emanetlerle ve onları görmeden simitini ve çayını satanlar ve bu simit! ve çayı yiyip içenlerle canlandı. Bu pencereyi, hem bu odanın içinde bulunduğum andaki davetiyle, hem de açıldığı bu biçare ufukla, bu ufku bekleyen kanlı ve iğrenç macera ile görüyordum. Kaldırımda derisi patlamış büyük ve iği’enç bir ceset...
Böylece bir düşünceden öbürüne »tlıyarak yoluma devam ediyordum. Hiç olmazsa Sabiha-nın babasiyle olan münasebetini öğrenmiştim. O, Süleyman Beye dargın değildi. Sade bu eve gelınck istemiyor, gelemiyor. Haki da var. Fakat saatlerden beri hatırlamak, Üzerinde düşünmek istediğim şey, sabahleyin Süleyman Bey, bana söyler söylemez zihnimin takıldığı öbür mesele ne idi?
Taksim caddesinin, tâ Sirkeciden kabararak gelen, Noel haftaslyle artmış ışık ve gürültüsü içinde sabahleyin Süleyman Beyin bana söylediği cümleyi hatırlamağa çalışıyordum. İhtiyar adam. Haşan Beyde bulunan bir kâğıttan bahsetmişti. Ne demek istemişti? Niçin sormamıştım. Düşünüyorum, çünkü açım. •
Bir an geriye, Beyogluna dönüp küçük Rez-zaııa bir Noel hediyesi almak istedim. Fakat Sa-bıhadan başkasına böyle bir hediye vermek hoşuma gitmiyordu. Bununla beraber, başka bir kadınla, pekâlâ,..,
’ Süleyman Beyin odasında yanında oturduğum, bir aralık elini boynuma dolayan küçük kızın bacaklarını, ceylân süzülüşlü vücudünü, içten gelen arzu ile açılıp kapanan burun deliklerini, nar kırmızısı dudaklarını, başının iki yanına topladığı ve böyle olduğu için çehresini daha süz-zillmüş gösteren siyah saçlarını, gözlerinin altındaki morartı ile beraber unutmadığımı, o kadar 324
tiksinti içinde, onun yanımda bulunmasından hu duyduğumu hatırlıyorum.
— Sabihaya o kadar ıstırap çektiren, babasını görmekten meneden bu evde asla! Fakat bir başka yerde rastlarsam!
Müral! ‘ ’
Belki de ahlâk yoktu, iyilik yoktu, vazife yoktu. Hiç bir şey yoktu. Sadece bazı şeylere kabiliyetsizlik, bazı şeyleri kendisine nehyet-mek vardı. İnsiyaklarından korkmak ve kaçmak vardı. Belki de sadece terbiye ve korku vardı.
— Fakat insana nerede güvenilir, bana onu söyleyin! O kadar iğrendiğim o evde gördüğüm ve reddettiğini bu küçük kız bile beni takip edecek. ikide bir kollarını , açıp bana, içimizdeki ademin meyve yumuşaklığında bir ağız yemiş gibi gösterdiği koltuk altlarını unutmıyacağım. İnsana nasıl güvenilir?
Çingenenin yüzü odadnkilerden ne kadar ba$-ka türlü idi. Birdenbire çiftenaranm sesi o odr içinde bulunanlardan nasıl ayrılmıştıQ Ben büe peşinden gidememiştim. Gözleri simsiyahtı ve bütün yüzünde ancak uzun riyazetlerle elde edilebilecek bir kudret, bir çekiliş vardı.
“Üç sene kadın vücudü tanımadan yaşadım. Yo iniz onu düşünüyordum. Ondan sonra, ondan başka8iylc sevişmek bana ağır geldi. Zaten onun başına gelen şey, bana bu işlerin zannettiğimiz gibi olmadığını öğretmişti. Sonra kendiliyle konuşunca onun bu işde sade günahsız değil, tenuz olduğun» da inandım. Bana hepsini anlattı. Nasıl olduğunu bilmiyorum diyordu. Fakat hep kaçı* yordum. Sanki o yatakta, o adamların kolları a-razında değildim. Hep benimle berabermiş, ölmüş sandığı benimle berabermiş. Şimdi o ölü; ben de onunla beraberim..."
(Devamı var)
325
32 Mayıs lf>50
r- TENÎ İSTANBUL—
Sayfa 8
TABABET ALEMİNDE BİR İNKILAP
4
A
Tifoyu yenen ilâç
Tifoyu yenen ilâç
Amerikanın
Amerikanın
Tifo mağlûp olmuş sayılabilir. Bir kaç aydan beri tatbik edilmeye başlanan Kloromisetin bu mütlıiş hastalığı altediyor:
Tifo ilkönce 1818-1820 de teşhis o-lundu. yani ona benzer bir çok hastalıklar arasından ayırdedilerek adı konuldu. Altmış sene sonradır ki Ebertlı tifo mikrobunu bulmuş, yirmi beş sene sonra da Chantomcsse ve Vıncent gibi hekimler aşısını tatbikat sahasına götürebilınişlerdir.
Son zamanlara kadar tifo sadece “Arazî,, bir hastalık diye takip olunur. kendi seyrine bırakılır ve çoğun ölümle biterdi. ..Yani tifoya mahsus bir ilâç yoktu.
Fakat bir kaç aydır elde edilmiş bulunan Kloromisetin adlı yeni antibiyotik p kadar tesirli göründü ki hastalığın teşhis şartlarını bile aitüst etti.
Elde edilen neticeler, henüz mahdut sayılırsa da katidir.
Kloromisetin, Venezuela’da bulundu. Beş saatlik kaynama ameliyesı-ne dayanır ve ağızdan alına bilme gibi bir üstünlük taşır.
lar daha nadir ve daha hafif Kanama
4.5 unda görülmüştür. Barsak mesi ise istisnaî bir hal olup gibi ağır değildir.
hâdisesi vakaların
olur, yüzde delin-eskisi
Hindiçiniye yardımı
Buna karşılık damar zayıflaması korkulu bir hâdise teşkil eder ve normal görünen vakalarda bile ölümü intaç edebilir Kalbi dikkatle kullan-mak lâzım. Flebit de epey sık ve ken zuhur eder. Heparin tedavisi ihtilâtı hayli önlemektedir.
er-bu
Elde edilen neticelere umumi rette bir göz atılırsa pek parlak duklaıı meydana çıkar. 354 vakada yalnız 8 ölüm kaydedilmiştir. Hastalar. Kloromisetini pek rahat alabiliyorlar. Bazan bulantı, kusma, mide yanması, ağzın kuruması, geçici sivilceler müşahede edilir. Fakat ilâcın kendisi ne kana, ne de böbreklere zarar vermiyor. Bundan başka, tedavinin lüzumu kadar uzatılması hastalık mikrobunu nakleden kimselerin azalmasına da yaramaktadır.
su-ol-
Askeri ve iktisadi yardım bu ay sonu başlıyor
Washington, 11 A.A. (United Press» — inanılır bir kaynaktan öğrenildiğine göre, Amerikan idarecileri Hindiçiniye 30 milyon dolarlık askerî ve 23 milyon dolarifk İktisadî yardım yapılmasınL tasvip etmişlerdir, öğrenildiğine göre» Hindiçi-nî’ye silâh sevkıyatının mayıs nihayetinden evvel başlaması i-çin her türlü gayret sgrfedll-mektedir. Bu malzemenin verilmesi, Amerikan silâh fabrikalarını da tekrar işleyebilecek hale getirmektedir.
Bazı muvaffakıyetsizlik ve ihtilöt halleri görülmekle beraber Kloromi-setin’in hastalık üzerinde iyiliğe doğru büyük tesir icra ettiği şüphesizdir. f
Hastalığın seyrini kısaltmak ve ihtilâfları büyük ölçüde önlemek için tedavi usulünü mümkün olduğu kadar çabuk tatbik etmek lâzım.
Tabildir ki Kloromisetinle. tedavinin gittikçe yayılması, aşı tatbıkına engel olmaması gerekir. Bir hastalıkla cenkleşmek zorunda kalmaktansa o-nu önlemek daha akıl kârıdır.
Kanada, Polonya Elçisini reddetti
tik günü hastaya, her kilosuna göre elli miligram ve sonra iki saatte hir yirmi beş santigram verilmesi tavsiye ediliyor. Ateş düşünce bu miktar üç, ve sonra dört saatte bir verilir. Bu da iki hafta kadar sürer.
Binlerce yıldan beri o kadar ıztı-raba ve ölüm vakasına sebep olan tifo, teşhis edildiği tarihten yani yüz otuz seneden beri devam eden bir savaş sonunda nihayet mağlûp edildi.
Varşova 11 A.A. (Lps) — Polonya Haberler Ajansının bildirdiğine göre, Polonya. Kanada Hükümetinin talebi üzerine Kanada'daki Elçisini geri çağırmıştır.
emredeceğim
"Müstakbel bir harpte atom bombasının
kullanılmasını
Acheson'un
istifası haberi
i
9
Truman'ın ihtarı
Pocatello (tdaho), 11 A.A. lUnited Press) — Başkan Truman, çarşamba günü verdiği beyanatta lüzumu olduğu takdirde atom bombasının kullanılmasını emredeceğini söylemiştir. Kuzeybatıda seyahat eden Başkan Truman, atom enerjisinin barış zamanındaki inkişafını ısrarla belirtmiştir. Kuzeybatıda. Columbia nehri civarında büyük atom fabrikaları mevcuttur.
Atom bombasının Japonlnra karşı ilk kullanılışından bahseden Başkan Truman şunları söylemiştir:
Tekzip olunuyor
Londra, 11 (AP) — Birleşik Amerika Dışişleri Bakanı Dean Acheson, dün, Londradaki Uç Büyükler Dışişleri Bakanları Konferansına katılmak için VVashington'dan ayrılmadan hemen evvel Başkan Truman’a istifasını vermeğe teşebbüs etmiş bulunduğu yolundaki haberleri yalanlamıştır.


*'O zamanlar Japonyaya çıkartma yapılmaması için Japonlara karşı a-tom bombası kullanılmıştır. Filhakika Japonyaya yapılacak bir çıkartma, iki yüz bin Amerikalının hayatına malolacaktı. Bu genç Amerikalıların ve Japon askerlerinin hayatını kurtarmak için en iyi çare atom bombalarım kullanıp harbe nihayet vermekti. Ben de bunu yaptım. Şimdi size söylüyorum, mecbur olduğum takdirde tekrar aynı şekilde hareket ederim.,,
Başkan Truman, barış zamanında atom enerjisini kullanmakla zirai inkişafın sağlanabileceğini ilâve etmiştir.
Avusturya
Amerika, Sovyet teklifini kabul etmiyecek
Gl. Marshall şimdi ne yapıyor?
Doğu Almanya
i
(
Washington, 11 (AP) — Birleşik Amerika Dışişleri Bakanlığı tarafından verilen bilgiye göre, Amerikan Hükümeti, Rusyamn, Avusturya barış andlaşmasını imza etmeden evvel. Trieste’nin tirilnıesine decektir.
beynelmilel bir hale ge-dair olan talebini redde-

KURBANLIK KOYUN
Alınan neticeler şunlardır: Üç veya altı gün.içinde hararet tabii dereceye iner. Baş ağrıları bazan bir kaç saat içinde kaybolur; dalgınlık ve sersemlik geçmeye başlar; uykuya kavuşan hasta ferahlanır.
Barsak rahatsızlıkları daha yavaş hafiflerse de idrar çoğalır, dalak tabiî haline döner, kızıl benekler üç gün içinde kaybolur. Kırk sekiz sa-atlik tedaviden sonra tifo basili menfi çıkar.
Bu suretle hastalığın seyri çok kısaltıldığı gibi nekahet devri de aynı nispette çabuk geçer.
Büyüklerde do, çocuklarda da aynı netice elde ediliyor. Bundan başka, tedavi gecikse bile ilâcın tesiri hem tifoya» hem de paratifoya şamildir.
Fakat mümkün selâ 466
edilmiştir. Hararet tekrar çıkar, hastalığın her zamanki arazı yine belirir. Kloromisetin tedavisini on beş gün uzatmakla bunu bir dereceye kadar önlemek kabildir.
Damar zayıflaması dışında ihtilât-
hastalığın geri dönmesi ve hattâ görülmekte: Me-vakada 64 nüksetme tespit
Savaş devresin- ✓ de Birleşik Amerika orducunun Kur-nıay başkanlığını deruhte eden. Birleşik Amerikanın sabık Dışişleri Bakanı George C. Marshall, şimdi Birleşik Amerika Kızılhaç Teşkilâtının Reisidir. Resim de, Generali, Penn-sylvania Eyaletinde, 8 yaşında Phl-ladclphia’lı Charles La Brozzi’nin, Kızılhaç milli kan programına İstinaden sağlanan kanla gayet nadir tesadüf edilen bir zafiyetten nasıl kurtulduğunu anla tışını dinlediği görülmektedir. Charles» iki yaşından beri kan plazmaları enjeksiyonları ile tedavi edilmektedir.
/

( MEMLEKET HABERLERİ )
İçel, Seyhan ve Hatayın propaganda sonu durumları
Emekliye ayrılacak öğretmenler hakkında Bakanlığın tebliği
Ruslordan harp tazminatının azaltılmasını istiyecek
Berlin» 11 A.A. (United Press) — Doğu Almanya komünistleri Rusya-ya verilecek olan harp tazminatının dün azaltılmasını istemişlerdir.
Partinin politbürosu, Yalta ve Potsdam’da kararlaştırılan harp tazminatının azaltılması İçin Doğu Alman Devletinin Sovyet Hükümetine başvurmasını istemektedir.
Ingilterede iktidarın zaferi
İşçiler, 23 oyla Muhalefeti mağlûp ettiler
Londra. 11 A.A. (Afp) — Dün akşam Avam Kamarasında Muhafazakârların demiryolları eşya nakliye ücretlerine zam yapılmasına dair talimatnamenin ilgası için verdikleri takrir 283 e karşı 306 oyla reddedilmiş ve bu suretle İşçi Hükümet 23 oyluk bir çoğunluk elde etmiştir.
Kırk gün kırk gece dans
Bir Ispanyol erkekle bir KorsikalI kız, 821 saat dansettiler
Ingilterede, Kızıl Papaz aleyhindeki cereyan artıyor
Ottawa, 11 A.A. (Afp) — Muhafazakâr bir saylav dün Avam Kamarasında Canterbury Piskoposu Dr. Hewlett Johnson’u “İhtiyar Keçi,, olarak tavsifle, Johnson’u susturup hapse atmanın zamanı geldiğini ilâve etmiştir.
Saylav devamla “Amerika topraklarına girmesi yasak edilen kızıl piskopos hâlen Kanadada yaptığı seyahatte Rusyamn barışçı tasavvurlarına ait nutuklar vermektedir,, demiştir.
Doğu Almanya polis kuvveti
Seçimlerin bu bölgede lıâdisesiz geçeceği kuvvetle talimin edilmektedir
Emeklilik hakkını kazandığına dair Bakanlıktan tebligat alınmadıkça öğretmenler vazifelerinden ayrılamıyacaklar
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Tryn'c Lie, Moskovaya gitmeden I’nrlste eğlenmeye çıkmış ve büyük müessesenin ıığunı sayılan koyun Lle’nin yanına gönderilmiştir. Genel Sekreter koyuna yiyecek vermek suretiyle alâka göstermiştir. Bu hâdise oldukça hoş tefsirlere yol açmış bulunuyor. Acaba Lie Moskovada kurban edeceği şey! buldu mu? diye soranlar olmuştur.
önca lokantalardan birinde yemek yerken.
Mısırda komünistlere
karşı hareket başladı
Komünistleri nezaret altına almak için tedbirlere başvuruluyor
Ortadoğuda da
kımıldama var
Ankara, 11 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Milli Eğitim Bakanlığı, emekliye aynlan öğretmenler hakkında aşağıdaki tebliği neşret-miştir:
sabahle-başlaya-Ceyhan, Antakya
Adana, 11 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — İçel, Seyhan, Hatay vilâyetleri dahilinde bugün yin şafak vakti Mersinden rak Silikfe, Tarsus, Adana, Erzin, Dörtyol, İskenderun,
şehirlerinde siyasi partilerin propaganda sonrası durumlarını ve halkın noktal nazarını bir kere daha inceledim. Siyasi partiler için tahsis edilen propaganda günlerinin hâdisesiz geçmiş olması, umumi bir memnunluk ve ferahlık verici bir hava yaratmıştır. Bu kanaatle seçimlerin de hâdisesiz geçeceği ümidi şimdi daha çok kuvvetlenmiştir Bu üç vilâyette sandık kurulları başkanlannın bilhassa öğretmen, yargıç «dayı, müstakil avukat ve doktorlarla memurlardan mürekkep olması seçmenleri memnun ve tatmin etmiştir. Seçim esnasında veya tasniflerde herhangi bir hile ve baskının yapılacağını artık hiç bir vatandaş tahayyül etmemektedir. Adanaya bugün geç vakit dönebildim. Propagandaların sona ermesi ve iyimser bir havanın bu geniş bölgeye hâkim olması münasebetiyle D.P Adan» adaylarından Prof. Doktor Remzi Türk ile görüştüm.
“Bazı öğretmenlerin bir dilekçe ile emekliye çıkarılmalarını istiyerek görevlerinden ayrıldıkları görülmektedir. Her ne kadar emekliye ayrılma işlemi ilgililerin dileği Üzerine de yapılabilirse de çoğu zaman dilekçelerin hizmet süreleri kendi hesaplarına uymadığından umdukları ikramiyeyi almaları veya istedikleri aylık derecesi üzerinden emekli aylığı bağlanması da mümkün olmamaktadır.
zlfelendirilmesl zarureti karşısında bir çok müşkülât çıkmakta, bazı kere de bu imkân bulunamamaktadır. Bu suretle uzun zaman görevlerinden ayrı bulunmaları dolayısiyle müstafi sayılmaları gerektiğinden tekrar vazifelendirilmelerine imkân bulununcaya kadar arada geçen sürenin e-meklilik fiili hizmetlerine katılması mümkün olmadığından bu gibiler zararlı duruma düşmektedir.
Lyon, 11 A.A. (Reuter) — İspanyol dansörü Pedro Masip ve Mimi Gogey adında KorsikalI bir kız Lyon’da yapılmakta olan milletlerarası maraton dans müsabakasını bu sabah 821 saat 20 dakika dansede-rek ve yeni bir dünya rekoru kırarak kazanmışlardır.
Bir mütalâa ve bir karar
İzmir. 11 «Hususi muhabirimiz bildiriyor ı — Manisa D.P. İl teşkilâtı, bütün evlere ve seçmenlere tevzi ettiği aday listelerinde her adayın yanına bıı numara koymuş, İlçe Seçim Kurulu, bu numaralamanın Seçim Kanunu hükümlerine muhalif bir işaret olduğunu bildirmiştir.
D.P. nin müracaat! üzerine Manisa 11 Seçim Kurulu, aday li. terine 1-2 gibi numaraların konul..lasının işaret sayılamıyacağına ve bu kabil oy puflalarının muteber sayılmasına karar vermiştir.
Bu hal karşısında arzusu yerine getirılemiyenlerin vazifelerinden ayrılmış bulunmaları veya yerlerine başka bir memurun tayın edilmiş bulunması halinde bunların tekrar va-
Buna meydan kalmamak üzere dilekçe sahiplerinin emekliye çıkarıldıklarına dair Bakanlıktan bir tebligat almadıkça görevlerinden ayrılmamalarının temini hususunda ilgililere gerekli tebligatın yapılmasını ehemmiyetle rica ederim/’
Dünya sulhunun temeli
Washington, 11 A. A. (AFP) — VVashington Mimarları Birliğinde konuşan Fransa Büyükelçisi Henri Bonnet şöyle demiştir:
'‘Fransa, batı demokrasileri ve Birleşik Amerika birleştikleri takdirde milletlerarası barışı İdame ettirecekler ve ne dışardan ne de İçerden hiç bir milletin tehdide cesaret edemlye-ceğı bir milletler camiası kuracaklardır. Yenilemeyecek engel yoktur. Birleşik Amerika ile Batı Avrupa a-rasında hakikî bir ihtilâf mevcut değildir.
36.000 kişilik bir orduya çıkarılıyor
Londra. 11 A. A. (LPS) — Almanyanın Sovyet bölgesinde bulunan “Alman polis kuvvetleri,, hakkında Londrâya gelen malûmata göre, bu polis kuvvetleri hor biri 800 ilâ 1000 kişiden ibaret 36 birlikten müteşekkildir. Bu birliklerin polislikle hiç bir alâkası olmayıp askeri talim ve terbiye görmektedirler. Bunlardan 17 sİ piyade, 6 sı topçu ve 3 Ü tank birliğidir. Aralarında ayrıca 1 hava, 1 deniz birliği ile beş subay yetiştirme okulu bulunan bu teşkilâta, eski Alman ordusunda vazife görmüş tanınmış nazllerle Rus subayları komuta etmektedirler. Bunlar ya “halk polisi», elbisesi taşımakta veya sivil giyinmektedirler. Bu sözde polis kuvvetleri hakikatte yeni kurulmakta olan bir Alman ordusundan başka bir şey değildir. Birliklere verilen silâhlar polis silâhları olmadığı gibi bunlara gösterilen talim rve terbiyenin de polislik vazifesiyle katiyen alâkası yoktur. Üstelik bu polis kuvvetlerine mensup bulunan her fert kendisini polis değil, asker addetmektedir.

-
Izmirde seçim propagandası yapan biri hakkında kamu dâvası açıldı
11 (Hususî muhabirimiz bil-— Savcılık. Seçim Kanunu-üncü maddesine muhalif ha-sanık olarak D.P. den Şe-
İzmir, diriyor ı nun 134 reketten
ref Balkanlı hakkında kamu dâvası açmıştır. Btı zat, 10 mayıs akşamı Izmirde akşam sayısı olarak neşredilen ve CelAl Bayarııı seçim nutkunu havı iki gazeteyi bu sabah mağazasının dış duvarlarına asmaktan ve bu hareketi İle seçim propagandasına teşebbüs etmekten sanıktır.
Cürmümeşhul mahkemesince yapılan duruşmasında Şeref Balkanlı, bugünkü hareketinde fevkalâdelik olmadığını, her sabah ticarethanesine gelen gazeteleri duvara astığını söylemiştir. Sanığın müdafaasını deruhte eden avukat Onursal ve Arat bir gün evvel neşredilen bir gazetenin 11 mayıs tarihinde aatılamıyacağının savcılık makamından sorulmasını istemişse de yargıç buna lüzum görmemiştir. Karar 17 mayıs sabahı tefhim olunacaktır.
Başkan Truman, bir Türk kültür adamını kabul etti
Milli Efcltiııı Bakımlımı Dı>» Kültürel T(*ııiM«.lur Kısmı Müdürü ve I NESCO J urkiyı- Milli Komisyonu Genel Sekreteri Emin Heklmgil (ortudnk! zat) Aıııe-rlkıın ünlverHİtc, kolej ve okullarını gezmek ve bıı aalıadııkl Amerikan renmi HihNİyetlerl İle İstişarelerde buJunnıuk üzere Amerika Birleşik Devletlerini zl-yaret etmektedir. Foloğrafta ken(linl. iiç nylık «eyahııti zarfında misafiri bulunduğu Amerika Dışişleri Bakanlığı - şahsiyetleri ile görülmektedir. Bay Emin liekiıngil »on günlerde Beyazaarayda Başkan Truman 11c görüşmüştür.
Kahire, 11 A.A. (United Press) — Resmen bildirildiğine göre Mısır kabinesi. komünistleri şüpheli şahıs o-larak kabul eden ve komünistlerin nezaret altında bulunmasını derpiş eden bir kanun tasarısı hazırlayıp meclise sunmaya karar vermiştir.
Lake Success, 11 A.A. (AFP) — Birleşmiş Milletler Basın Muhabirleri Birliğinde konuşan Lübnan delegesi Charles Malik demiştir kİ:
— Komünizmin Yakındoğuda gittikçe ilerlediği muhakkaktır ve istikbalde vaki olacak bir komünist ilerlemesinin dünyanın bu kesiminde cereyan etmesi mümkündür.,,
Malik’c göre. Yakındoğuda sağlam bir barışın kurulmasının başlıca şartları şunlardır:
1 — İstismar ve tahakküm yerine Arap Alemine hürmet.
2 — Bu bölgenin maden zenginliğine alâka gösteren batılı devletler
Danimarka - Kızıl Çin münasebeti başlıyor
Kopenhag, 11 A.A. (Afp) — Danimarka ve Mao Tse Tung Hükümetleri aralarında diplomatik temsilciler teatisine karar vermişlerdir.
arasında bu hususta anlaşma.
3 — Arap mültecilerine ait Birleşmiş Milletler tarafından alınan kararlara ve Kudüsün milletlerarası statüsüne hürmet,
4 — Hürriyetin genç unsurlarım sistemli surette teşvik ve irtica yerine Ortadoğuda terakki ve açık fikirliliğin teşcil.
49 ve 50 nci Amerikan devletleri
Truman, Alaska ve Hawai’ın Amerikanın birer eyaleti olacağını resmen bildirdi
VVashington 11 A. A. (United Press) — VVashington’da 20 bin kişi huzurunda.Hanford, atom enerjisi projesinden bahseden Başkan Truman. bu projenin sulh için kullanılacağı günleri beklediğini bildirmiş ve Amerikanın emniyeti için en önemli sahanın Kuzey-batı Pasifik olduğuna İşaret etmiş ve Kuzey-batı-nın Alaskaya geçit teşkil ettiğini belirterek, Alaskanın yakında Hawal ile yeni birer devlet olarak federal devletlere iştirak edeceğini ümit ettiğini ilâve etmiştir.
Arnavutlukta Sovyet deniz üsleri
Londra 11 A.A. ıLps) — İngiliz Hükümetinin bir sözcüsü Lordlar Kamarasında verdiği demeçte, Arnavutluğa ait bir ri bulunduğuna iniştir.
Sözcü böyle
önemi kabul edilse dahi, üsde Rus denizaltılarının bulunduğunu düşünmek için hiçbir sebep olmadığını ilâve etmiştir.
adada Rusların üsle-dalr haberi
teyid et-
bir üssün
atratejlk hâlen bu
Londra - Kahire yolu beş buçuk saate indi
Londra 11 A A. (Reuter) — Comet uçağının Kahire - Londra masındaki mesafeyi 5 saat 39 dakika. 21 sani yede katettiği resmen tesbit olunmuştur.
Uçak, hâlen saatte 617,5 kilometre hızla seyretmektedir.
Uçakta 4 ü mürettebat olmak üzere 11 kişi vardır.
Güneydoğu Asya Konferansı
Yeni Delhi, 11 A.A. (Ghh) — Filipin Cumhurbaşkanı Quirino’nun teşebbüsü üzerine 26 mayısta Filıpin-leıde Begio şehrinde bir konferans toplanacak ve bu konferansa Güneydoğu Asya memleketleri İştirak edecektir. Begio konferansına Hindistan da bir heyet gönderecektir.
ŞİMDİ PULCULUKLA MEŞGUL
fCuıııaııyauiD eaki Kıralı Kıırol (sağda) Loıı(lrıı(la uçıluıı Beyııvhııllrl Pul Sergisinde ııadir bir pul hakkında Belçikalı Robert Delııplerre ile görüşürken. Karol Londrayu» karısı Prenses Heleııa (eski Madam Lııpescu) lie beraber 4 mayısta gelmişti.
Jayftl (
Y E N î ÎBTANBUL
12 Mayıs İflTO
[Bir Medeniyet ------------------------------------------------------
Beşiğinden... İSVEÇ NOTLARI
Yarıgki makale
Blomberg ve Fritsch
3
Yazan: Sadi ÖGET
skandallan
Stockholm’de bir İsveçli günde hiç değilse 80 - 100 kere teşekkür eder. Hele umumi yerde çalışanların en çok sarfettiklerî kelime (teşekkür) dür

Beşinci makale
Çeviren: Selva Sezer

Stockholm'ün »eyrüoefer dâvasını halleden yollardan bir görünüş daha... Umıınıî kavşak noktalarında otomobiller hiç durmadan istediklerl İstikameti takip ederler ve birbirlerinin yollarını kepmezler.
Gidilen İstikametin akal cihetine yol almak icap ettiği zaman duracak ve geri döneceksiniz, değil mi ? StoCkholm’da hayır... Keyfiniz için aklınıza geldiği yerde geri dönerek arkanızdakileri bekletmek hakkınz değildir. Yolunuza devam edeceksiniz. Bir kaç yüz metre içinde her hangi bir yol kavşağında, yolunuzu kesmeden sizi tam bir daire içinde çevirerek bir yolun altından, diğerinin üstünden geçirip âdeta başınızı döndürdükten sonra geldiğiniz istikameti bulursunuz.
tan ibarettir. Adam paranın üzerini santimine kader ödedikten sonra:
— Tak, Tak!.. (Teşekür ederim, demektir).
Kelimesini da asla unutmaz.
Şehir içinde karşılıklı saygı ve iyi muamele şimal âdabı muaşeretinin birinci kaidesidir.
Reich, Ingiltere bankasına meydan okumaya başladı
Almanya, sahte sterlinglerle büyük işler yaptı. Fakat sahte dolar imali mükemmeliyete erdiği gün, Almanya son günlerini yaşıyordu
—" ■ •
Nazi hâzinesi, hir göle boşaltıldı
Anceleri,
n Vı H11
Alman Gizli Teşkilâtı. w mahdut menbalara sahipti. Maliye Bakanlığı, döviz yokluğu yüzünden masraflarını tahdit etmek mecburiyetinde kalmıştı. Bu durum, 1939 senesinden İtibaren Gizli Teşkilâtın teknik daire şeflerine bir fikir ilham etti: Yabancı memleketlerdeki gizli ajanlara sahte para ödemek... Bu bir yenilik değildi. Aynı usul. Gizil Teşkilâta mensup diğer servisler tarafından, e»a»en daha önce tatbik edilmişti. Şüphesiz, hem kıymetli, hem de Hürümü kolay olan sterling ve dolar lınal edildi.
Mt'KEMMEL. BİR TAKLİT
Bu mevzu üzerinde konuştuğumuz bir Stockholmlu şoför şöyle demişti;
— 8 senedir şoförlük yapıyorum. Geri vitesini ya iki kere kullandım, yahut üç kere...
Bizde gidiş ve geliş tamamiyle ayn olan yollarda bile tıkanmanın önüne geçmediğimizi düşünürseniz, Istanbulun syerüsefer dâvasını halletmek için sade geniş caddenin kâfi gcJemfyeceğinl takdir edersiniz. Her hangi bir vasıtanın idaresini eline almış olan kimse, her şeyden önce kendini değil, başkalarını düşünmeğe başladığı gün, emin olunuz, lstan-bulun bugünkü en mühim derdi yan yarıya halledilmiş olacaktır.
Bizde, meselâ bir vatman, 100-150 metre ileride yolun her hangi bir şekilde tıkanmış olduğunu görür. Fakat önündeki mesafe sanki bir kazanç imiş gibi bu mesafeyi kateder ve gider, karışıklığın içinde kördüğüm olur. Halbuki bu karışıklığa sokulması, oradaki içtimain daha çabuk yapılmasını temin edecektir. Aynı şeyi şöförlerimiz İçin de söy-liycblliriz. 2-3 dakika kaybetmemek için yapılan acele, ekseriya bir çok dakikaları kaybetmemize vesile teşkil eder. Bizde vasıta kullananların kulağında küpe olarak kalması zım gelen yegâne atasözü: nAz ma’ çok ziyan getirir“dir.
lâ-ta-
Türkiye ile kıyas edildiği zaman, hayat, en az 3-4 kere daha ucuz olan isveçte yalnız taksi ücretleri bize nisbetle çok pahalıdır. Bizde 100-150 kuruşa gidebileceğiniz bir mesafe I-çin Stockholmde ortalama üç misli fazla ödemeniz lâzımdır. Bu Bebeple taksi, Stockholmde bir lükstür. Fakat taksiyi lüks yapan yalnız pahalı oluşu değildir. Tratnvay, troleybüs, otobüs de ayni işi ayni süratle yapmakta olduğuna göre, taksi intihabındaki gaye hususi bir seyahat, topluluktan ayrılma gayesine matuf olabilir. Saniyen benzin bir ithal malıdır. İsveç hariçten soktuğu malların en ufak mlktan üzerinde bile fazlaslyle hassastır. Taksilerin yüksek fiyatlı oluşunun bir sebebi de budur, Belediye mademki şehirliye en süratli vasıtaları şehrin dört bucağı İçin temin etmiştir, taksilere de yüksek bir tarife kabul ederken kimsenin sızlanmağa hakkı yoktur.
Bizde zaman zaman şoförler zarar ettiklerinden şikâyetle mütemadiyen zam ister dururlar. Onlar zarar ettiklerini iddia ede dursunlar, fakat sokaklarımız da taksilerden geçilmez bir haldedir. Bu, ne garip bir ticarettir kİ, hem zararı vardır, hem de rağbettedir!.. Zaman zaman düşünürüm: Tanzim edilen tarife ile seyahat etmek hemen hemen hiç bir kimseye nasip olamadığına ve müşteri İle şoför arasında daimi bir pazarlık mevcut bulunduğuna göre Belediyenin tarifesi hakikaten İnsaf hislerinden uzak mıdır? Böyle olduğunu kabul etsek, mevzuatın gayrimüsait oluşuna rağmen taksi adedi niçin her gün artmaktadır? Bu, ne garip ve ne girift bir problemdir!..
Halbuki Stockholmde böyle mevzular aklınıza bile gelmiyor. Bindiğiniz takside şoförle konuşacağınız ancak üç dört kelimedir. O da gideceğiniz yerin ismini söylemek ve inerken taksinin kaç kuruş yazdığını sormak-
Bir tramvay arabasında biletçi günde tramvayına kaç tane müşteri biniyorsa o kadar (teşekkür ederim) kelimesi sarfetmektedir. Bileti alan müşterinin cevabı yine (teşekkür e-derim) dir. Bir isveçli hiç müblâğa-sız günde, 80-100 defa teşekkür eder. Hele umumî yerlerde çalışanlar için bunun sayısını .tesbit imkânsızdır. Kimsenin kimseye somurtmağa, ters cevap vermeğe, aksileşmeğe hakkı yoktur. Stockholmde bulunduğumuz 16 gün zarfında hiç bir yerde bir münakaşaya şahit olamadık. Alan memnun. veren memnun.. Herkes sükûnet içinde işini görüyor. Hani neredeyse İnsanın sabn tükenip:
— Yahu, bu memlekette hiç bir münakaşa, kavga, gürültü olmaz mı?
Diyeceği geliyor. Ne yalan söyltye-yim, bizde her gün. her yerde her
köşe başında gördüğümüz çekişmelerden sonra Stockholmde insan â-deta bir boşluk hissediyor!..
Mevki farkı olmayan Stockolm tramvaylarında Ödediğiniz para bizdeki kadardır. Ancak bir saat zarfında İstediğiniz İstikamette, istediğiniz tramvaya, aynı biletle binmek hakkınız olduğunu gözönünde tutarsanız, tramvayın da İsveçte bizdekinden yarı yarıya ucuz olduğunu görürsünüz.
Şehir İçinde en mühim nakil vasıtalarından biri de bisiklettir. Sokakların muayyen yerlerinde bisiklet bırakmak için yapılmış olan 1er bisikletle doludur. Çalıştığı kadar tramvay, otobüs veyahut leybü» işlemiyor»â, Stockholmlü
ayyen istayonda bindiği vasıtayı terkederek bir akşam evvel eve dönerken orada bırakmış olduğu bisikletini alır, işine gider. Akşama tekrar bisikletini aynı istasyonda bırakır. Bisiklet o istasyonda ertesi sabaha kadar sahipsizdir.
Ve Stockholmde bisiklet hırsızlığının ne olduğunu kimse bilmemektedir.
yer-ycıe tro-mıı-
nemhard ameliyesl" denilen usu-■* 1ün tatbiki çok zor oldu. İyi bir neticeye varabilmek İçin senelerce çalışmak zorunda kaldılar. Ünce, Hitler, Almanyanın Amerika ile harbe glrmiyecegini düşünerek sadece şahte sterling imaline izin vermişti.
Teknik zorluklar çok fazla İdi; küçük resimleri yapmaktan ziyade Ingiliz Bankasının kullandığı hususi kâğıt tedarik edilemediği için bir çok deneme neticesiz kaldı. Fakat çok geçmeden, bütün dünya bankolarının ufak bir tereddüde düşmeksizin kabul ettikleri, mükemmel surette taklid edilmiş sahte sterllngler piyasaya sürüldü. Ingiltere bankasından başka kimse sahtekârlığı farke-demedi,
1913 senesinden itibaren, bu sahte sterlinglcnn külliyetli miktarı elden ele dolaşmaya başladı. Fakat Reich’ln Ekonomi Bakanı, Almanya-nın peyk devletlerinin mali durumunu sarsmamak için bu paraların Alman hudutları dahilinde sarfedllme-slne mâni olunmasını Hitlerden istedi. Böylece sahte paraların düşman memleketlerine sürülmesine karar verildi.
ıı
nnda çok miktar ajan kullanılmaya başlandı. Halkın, Almanlara düşman olan kısmı sterllnglerln İlk alıcısı oldu. Ellerindeki kıymetsiz liretleri memleketlerine gelecek olan müstakbel kurtarıcılarının paraları ile değiştirmeye başladılar. Böylece milyonlarca sahte İngiliz lirası Italyan piyasasına sürüldü. Aynı zamanda. Alman Gizli Teşkilâtı karaborsadan altın ve hakiki İngiliz liram satın almak İçin İtalyan liretleri de İmal etti. Böylece bu işten bir hayli kârlı çıktı. Ve 1943 - 14 neneleri boyunca Almanlar, ufak bir para mukabili mühim bir sermayeye kondular.
O vakit ltalyadakl Alman Gizil Teşkilât şefinin aklına Makyavelln-kine benzer bir fikir geldi. Almanlar, İngiliz ve Amerikalıların, denizaltı, yahut paraşütler vamtasiyie İtalyan-lara mühim miktarda otomatik silâh verdiklerini Öğrenmişlerdi. Alman kurmay heyetinin de, bu nevi otomatik silâhlara son derecede ihtiyacı vardı. İtalyan şefleri, müttefikler tarafından yollanılan bu »ilâhları Almanlara satmakta tereddüt etmediler. Para olarak da lireti pek emin mulmuyorlardı.
de ölü taklidi yaparak güçlükle canını kurtarabildi. Fakat bu hâdise onu bir kaç hafta sonra muhtelif şeflerle mühim alış verişlere girmekten menedemedi.
Alman Gizli Teşkilâtı hesabını piyasaya sürülen sahte sterllngler, İngiltere bankasına çok büyük bir zarar verdi. Harpten sonra İngiliz piyasasında meydana gelen kargaşalık “Bernhardt ameliye»!,, yüzünden 5 liradan fazla olan paraların toplatılmam ve Üzerlerindeki küçük ı esimlerin değiştirilmesine a tf edilmelidir.
GÖLÜN İÇİNDEKİ
DOLARLAR
Cahte dolarların imalinin mükem-meliyete ermesi için, Alman Gizli Teşkilâtı uzun seneler boyunca çalışmak mecburiyetinde kaldı. 1943 senesinin nihayetinde dolarları seri halinde piyasaya sürmeye muvaffak oklular, fakat bu paraların kusurları o kadar barizdi ki, onları dışarı memleketlere sürmeye memur edilen Giz-
(Devamı var)
MAKİAVELİNKİNE BENZER
BİR PLAN
Uemcn harekete geçilerek İngiliz ■■ve Amerikan işgali altına girmesi muhtemel olan İtalyan mıntakala-
SAHTE STERLİNGLERE MUKABİL OTOMATİK
SİLAHLAR
Mevzuu bahis şefler, silâhların kar-U*şılığı olarak sterlin# almayı pek kârlı bir iş telâkki ettiler. Bunun ü-zerine. Alman Gizli Teşkilât ajanları, sahte sterling vererek, ilerde dövüşecekleri ordunun otomatik silâhlarını ellerine geçirdiler. Amerikan ve İngiliz silâhları vagonlar dolusu Almanyaya sevkedildi. Bittabi İtalyan ordusunun bütün şefleri böyle bir hareketi tasvip edecek karakterde değildi, bu yüzden alış verişi İtalyan hudutları dahilinde yapmak hayli tehlikeli bir şeydi. Öyle kİ, bu garip alış verişle alâkadar müdür, o-tomobillc çeteler tarafından işgal o-lunmuş havalide gezinirken ölüm tehlikesi atlattı. Bu turnelerin birinde, kendisine refakat eden ajan, bir mit-ralyöz kurşunu İle öldürüldü. Müdür
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşey
Hicrî
RECE!
24
1369
VAKİT
Güneş Öğle İkindi
Akşam Yatsı İmsâlc
19 5 0 MAYIS
12
Cuma
VASATİ
5.45
13.10 17. 06
20.16
22.05
3.16
Rumi
NİSAN
29
1366
EZANİ
9.30
4.55
8.51 12.0U
1.49
7.31
İSTANBUL
de
YENİ SES OPERETİ: 8.45 Baskın.
KONAK PAVÎYONUı İspanyol Atraksiyon Trupu.
ANKARA
de
^Yanlışlıklar
BÜYÜK TİYATRO: 2)
Shakcapeare'ln
. Komediıl.
KÜÇÜK TİYATRO 6 Şahı» Muharririni Arıyor.
GAR GAZİNOSU : Parla Revü heyeti.
PAVİYONDA i İtalyan Akrobatları,
İZMİR
ŞEHİR TİYATROMU İlk Adım
(84595) 1 — Mckulkalı
BEYOĞLU CİHETİ ATLAS: (40835) Broadway’c
Selâm.
ALKAZAR (42562) 1 — Ateş
Çemberi. 2 — Pamuk Prenecs. AKIN (80718) 1 — Sayılı Kahramanlar. 2 — Gün Baba -Leylâ (Türkçe).
AR (44301) 1 — Rio Yolu 2 — inlmıılz Katiller.
ELHAMRA (43595) 1 — Zehirli Yalan. 2 — Zafer Ordusu.
İPEK; (44289) Aslanlar Pençesinde. (Türkçe). Kördüğüm.
İNCİ
Kardeşler. 2 — Renkli Rüyalar LALE (43595) 1 — San Anto-nlo Aslanı. 2 — Ha vanada Festival.
MELEK (40868) Kalbslz Kadın SARAY: (41659) Vasllls Lo-
gothetldİH Elen Komedi Trupu. SUATPARK (83143) 1 — Mon-
tery Korsanları. 2 — Köy Güzeli (Türkçe).
SÜMER (42851) 1 — Büyüklük Deliliği. 2 — Esir Kız.
SARK* (40380) Kimsesizler, ŞIK (13726) 1 — Ali Baba Hindistan'la (Türkçe). 2 — Zorlu Âşık,
TAKSİM (43191) 1—Hind Kaplanı. 2 — Sefahat in Sonu.
TAN 1 — Vurun Kahpeye. 2 — Lüküa Hayat,
ÜNAL 1 — Kapanan Gözler, g— Yara.
l
r
İş-
Fakat bunları piyasaya artık çok geç kalınmış-
ve Rus ordusunun Ber
11 Teşkilât bu İşi üzerine almak temedi. Teknisyenlerin anlattığına göre, ancak üçüncü Reich’ın çöktüğü gecenin arifesinde, sahte «rterlingler kadar mükemmel dolarlar imal edilebilmiştir, sürmek için ti.
Amerikan
llne doğru ilerledikleri esnada, paralar, makine ve klişelerle beraber yok edildiler. Matbaanın gizlendiği en son-yer olan Ebensee temerküz kampından makine ve klişeleri alarak Ty-rol’a götürmeye ve nakletmeye memur edilen bir motÖrlze kıta, yolların tıkalı olması yüzünden vazifesini ya-pamayınca kamyonun muhteviyatı civardaki Traunsee gölünün İçine boşaltıldı. Fakat, sahte paralarla dolu olan »andıklar gölün dibine indikten sonra parçalanarak içindekilerin suyun yüzüne çıkmasına sebep oldular. Herkes bir çiçek tarlası gibi gölün üzerini kaplıyan dolarları görmekte gecikmedi.
Karanfil
Kalkerine MANSFİELD
Çeviren: R. N. D.
A sıcak günlerde Eve daima bir " çiçek taşırdı; boyuna koklar, parmaklan arasında ezer ve büker, yanağına değdirir, dudağına götürür, sapiyle Kate’in ensesini gıdıklar, nihayet parçalayıp yaprak yaprak yerdi.
Arkasındaki elbise askısına iliştirilmiş çiçekli şapkaların süslediği karanlık vestiyerin ortasına dikilerek: —Gülün tadı pek güzel, derdi. Fakat karanfilinki İlâhi bir şey. Onun bir şey tadı var... Ne bileyim... Ne ise..,, der ve hafif, keskin bir gülüşle gülerdi: Arkasındaki duvara asılı o büyük ve garip çiçeklerin arasında sanki uçuşan bir gülüş...
Kate, bir gü-gagası
YENİ 1 — Kaptan Kid. 2 — Siyah Gül.
YILDIZ (42847) 1 — Tatlı Rüya (Renkli). 2 — önce Vatan.
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23683) 1 — Vahşi Koşu. 2 — Son Kısmet.
AYSV (21917) 1 — Aslan Ahmet (Türkçe). 2 — Mnrglc.
AZAK (23542) 1 — Batakhane Kıralı, 2 — Birleşen Kalbler.
CEMBERLtTAS (22513) 1—Fr-lâket İncisi. 2 — Tompston Caniler Çetesi.
FERAH 1 — Buffalobllin İntikamı. 2 r- Sönen Rüya.
HALK 1 — Balıkçı Osman Bağ-datta. 2 — Kırbaç Altında.
İSTANBUL (22367) 1 — Lüküs Hayat. 2 — DümbüllU Maceralar Peşinde.
KISMET (26654) 1 — Efe Aşkı. 2 — Sonsuz Acı.
MARMARA (23860) 1 — Güzel Dost. 2 — Tatlı Yıllar.
MİLLİ (22962) 1 — Vahşi Koşu. 2 — Son Kısmet.
TURAN (22127) 1 — Vahşi Koşu. 2 — Son Kısmet.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — intikam. 2 — Sanghaylı Kadın.
KADIKÖY CİHETİ HÂLE (60112) 1 -• Yılmaz Reis. 2 — Sen Benimsirı. OPERA (60821) Lüküs Hayat. SÜREYYA (60862) 1 «- Macera Adası. 2 — Bahar Olunca.
ANKARA
ANKARA: Yarışlar Kıralı, Bl'YÜK Kadın Cellâdı. CEBECİ 1 — Ormanlar Kıralı. 2 — İki Açıkgöz Haremde.
PARK — Canavar Tohumu, 2 — Tehlikeli Kadın . SUS Dağlur Kıralı.
StMER 1 — Issız Vadi. Garp Yolcuları.
ULUS Türk - Norveç güreş müsabakaları.
YENÎ 1 — Unutulmuş Simalar. 2 — Aşktan Sonra.
İZMİR
2
ELHAMRA Kan Dâvası. LALE 1 — Aşktan Kaçılmaz. 2 — Maklnalı Adamlar Diyarı II. Ksım.
TAYYARE 1 — Geceler Hâkimi. 2 — Gençliği Takip Edelim. TAN 1 — Aşktan Kaçılmaz. 2 — Maklnalı Adamlar Diyarı. II. Kısım*
YENİ 1 — Haydutlar Kıraliçc-sl. 2 — Noslmaçl Amerikada, KARŞIYAKA CİHETİ MELEK 1 — Satılık Kadın. 2 — Kanlı Pençe. SÜMER MayerHııg Kurarı.
UÇAK - T£EN - VAPUR
GKLEOEK OLAN UÇAKLAR
3.40 S.A.S. (İskandinav) Ly«L do dan. — 9.35 D.H.Y. (Türk) Ankaradan. — 9.15 D, H. Y. (Türk) Bursadan. — 0.50 D.H.Y. (Türk) tamirden. — 15.35 D.il Y. (Türk) Isfcencferun. Adana. Anknradıın. — 15.50 B E.A. (İngiliz) Londra, Roma, Atlnadan.
lfi.30 M.R. (Mısın) Kahire,
Lefkoşcden. — 16.30 D. H. Y. (Türk) Erzurum, Elazığ, Malatya, Kayseri, Ankaradan. — 17.00 T.A.E. (Yunan) Atlnndan.
— 18.05 D.H.Y. (Türk) izmir-den. __ 18.35 D.H.Y. (TÜrk)An-karadan.
GİDECEK OLAN VÇAKLAR
8.30 D.H.Y (Türk) Bursaya.
— 9.00 D.H.Y. (Türk) Ankara, Sıvan. Ehızığ, Dlyarbnkıra. —
9.30 D.H.Y. (Türk) Ankara ya.— 10.00 S R. (İsviçre) Atina, Cenevre. Zürlh — 10.05 D H. Y. (Türk) Afvoıı, Kçnya, Adana-Vft> — 10.15 D.H.Y. (Türk) Iz-m|r«. — 10.30 D.H.Y. (Türk) Ankara, Adana, lajcenderuna.— 1*4.10 C.Y. (Kıbrıs) Ankara, Ni-kosya’ya. — lO.oo D.H.Y.(Türk) lzmlre.
GELECEK OLAN VAPURLAR
6.30 Konya (Bandırmadan) — 8.00 Seyyar (Karablgadan) — 10.00 Saadet (Ayvnhktan) — 11.00 Kadcş (Karndcnlzden) —
21.30 Sus (Bandırmadan).
GİDECEK OLAN VAPURLAR
3.00 Ordu (Knradenlze) — 4.00 Necat ılnebuluya) — 8,15 Sus (Bandırmaya) — 17.00 Ülgen
(Ayvalık - İzmire) — 19.00 Seyyar (Karabigaya).
GELECEK OLAN
7.10 Toros — 8.30
9.15 Ankara (Eks.)
GİDECEK OLAN
18.10 Ankara — 20,30 Ankara (Eke. ı
TRENLER Ankara —
TRENLER
ANKARA:
7.30 M. S. Ayarı. — 7.31 Marşlar (pl). — 7.45 Haberler. — 8.00 Saz «Herleri (pl). — 8.15 Hııvai adalarından melodiler (pD. — 8.25 Günün programı ve hava raporu. — 8.30 Karışık hafif melodiler (pl). — 9.00 Kapanış.
12.28 Açılış ve program. — 12.30 M. S. Ayarı. — 12.30 Şarkılar. — 13.00 Haberler. — 13.15 Salon orkestrası (pl). — 13.30 Öğlo Gazeteni. — 13.45 Piyano İle caz (pl). — 14.00 Akşam
programı, hava raporu ve kapanış.
17.68 Açılış ve program. — IH.oo M. S. Ayarı. — 18.00 İnce hhz. — 18.30 Konuşma. Çalışanların saati: İşten ileri gelen meslek haatalıkları. — 18.45 Hafif şarkılar (pl). — 19.00 M. S. Ayarı ve hahorler. — io.i» Geçmişte Bugün. — 10,20 Tarihi
Türk müziği. — 20.90 Norınan Cloutler orkestrası (pl). — 20.15 Radyo Gazetesi. — 20.80 Serbest «aut. — 20.35 Orkestra e-serleri (pl). — 21.00 TÜrklyedo Mrtrshall Plânı. — 21.15 Dans müzikleri (pl). — 22.00 Konuşma; Kanun konuları. 22.15
Bocclıerinl yaylı sazlar kuarteti. —> 22.85 Varyete-müzikleri, (pl). — 22.45 M. S. Ayan ve haberler. — 23.00 Program ve kapanış.
İSTANBUL:
12.57 Açılış ve programlar. — 13.00 Haberler. — 13.15 Orkestra eserleri (pl). — 18.45 Sark ve türküler. — 14.20 Hemşire Florence Nlghtlngale hakkında konuşma. — 14.30 Şarkılar (pli.
— 14.50 Loulse Cnrl.vlc’dnn şarkılar (pl). — 15.00 Programlar ve kapanış. — 17.57 Açılış ve programlar. — 18.oo Dans müziği (pl), — 18.80 Yurdun her kölesinden deyişler w söyleyişler. Tertip ve İdare eden: Nedim Otyanı. — 19.on Haberler.
— 19.15 İstanbul haberleri. —
10.20 Radyo senfoni orkestrası konseri. —- 20.00 Santurla saz e-»erleri. — 20.15 Şe)ıir)l saati. Konuşan: Vali ve Belediye
Başkanı Ord. Prof. Dr. F. K. Gökay. — 20.30 Şarkı vo türküler. — 21.10 İktisadi bahisler. Konuşan; Prof. Hazım Atıf Kuyucalc. — 21.20 Fiiriİ heyet 1 konseri. — 22.00 İzahlı opera (Donlzotll... Dun Pasgualc). — 22.45 Haberler. — 23.00 Dans
müziği (pl). — 28.30 Programlar ve kapanış.
YABANCI RADYOLARDAN SEÇME YAYINLARI LONDRAı
7.90 Raeburn orkestrasından müzik. — 8.15 Dinleyici istekleri. — 9.15 BBC opera orkestrası konseri. — 10.30 Sld Phillips dans orkestrası. — 12.30 Varyete müziği. — 13.80 BBC İrlanda hafif orkestrası konsorl.
— 15.15 Londra hafif orkestrası. — 17.15 BBC İskoç orkestrası konseri. — 18.15 Caz kulübü, — 19.15 Yeni plâkları takdim ediyoruz. — 20.80 Geraldo konser orkestrası konseri. — 21.30 Küçük orkestradan melodiler. — 23.15 Operalardan par-çular. — 21.00 Dinleyici İstekleri.
STUTGART (521.7 m.): 22.00
Senfonik konser.
HAMBURG (308.9. 189.2 m.) ; 22.00 Verdl’nln "Troubadour,, operası.
TURİN (225.4. 333.7 m.): 23.00 Verdi Konservatuarı oıekstrası konseri.
Beyoğlu 44644 Kadıköy 60ö7k
İstanbul 24222 ÜsküdtiV 6094ö
Ankara oo, İzmir 2222 Karşıyaka 15055
S
İMtıınbul Beyoğlu Anadolu yakası Ankara İzmir
M D A T
4400*
60538
»1
22öl

Başlangıç, oklu sahadan baş-Iftmuk üzere »Ret dönüşü okunacaktır.
1 — İplik sarılan. 2 — Sergüzeşt. 3 — fi 7
Gazcte. 1 — Sürahi.
— Bir hastalık. 6 — Eklem.
— Çini. 8 — Sulu maddeler.
DÜNKÜ BULMACANIN
HALLİ
Soldan »nğa:
1 — Pay. 4 — ray ot. 8 — Kür. Alan. 12 — Cliâ.
Nâr. 16 — Sınamak. 10 bit. 20 — Has.
Sanat. 6 — Si-9 — Maç. 11 — 13 — Küs. 15—
Z3-
Yııkıırıdnn n«uğı:
1 — Bnr. 2 — Anaç. 3 — Yay. 4 — Sırasız. 5 — Teminat. 6 — Sülüs. 7 — Talâk. 8 — Kak. 10 — Çnr. 14 — Kaba. 17 — Naz. 18 — Mıh.
EMİNÖNÜ: Eminönü — Ben-aason (KüçÜkpazar) — Ali Rıza (Alemdar) — Snlâhaddin (Çar-şıkapı).
BEYOĞLU: Cemal Atasoy
(Merkez) — Llınoncr (Taksim) — Cihungir (Taksim) — Sağlık (Galata) — Ziya Boyer (Galata) — Şark Merkez (Şişli) — Kurtuluş (Şişil) — Haaköy — Merkez (Kasımpaşa).
FATİH; Muharrem Tanır (Şch-zadebaşı) — Sıılâhaddln Gürgen (Cerrahpaşa) — Samatya — HnMtfki (Şehremini) — M. Fuat Bayor (ICııragüınrük) — Orhan Avcıoğlu (Fenor).
EYÜP: Arif Beşer.
BEŞİKTAŞ: S. Recep (Orta-köy) — GıyuBoddln Divanhoğlu (Arn&vutkÖy) —. Merkez (Bebek).
KADIKÖY: Kadıköy — Fener-I yolu — Erenköy — A. Çağatay ı Bostancı),
ÜSKÜDAR: Ömer Kenan. HEYBELİ AD A: Heybeliada. Bt’YÜKADAc Merkez.
İZMİR: Tilkilik (Basmahane) >ii h (Kemcraltı) — Yeni i Eş- I refpaşa) — Çankava ı Alsan- I cali). — Güıelyalı (Yalılar).
ANKARAı Yeni — Ege — Çan- I kaya.
| Fakat kafası çok işliyen kendi kendine: ”—Ne hain lüş! derdi. Sanki sivri bir ile pençeleri var.,,
O gün Eve‘in elinde bir
I fil vardır. Fransızca dersi verildiği sınıfa getirmişti bunu: Bir şarap bardağına daldırılmış gibi kıpkırmızı bir karanfil. Sıranın bir kenarına koymuş, gözlerini yarı yarıya kapayıp gülümseyerek:
— Ne güzel değil mi? diyordu. I Amma...
B. Hııgo’nun sesi lâfını kesti.
— Biraz susunuz rica ederim! I Aman! İç sıkıntısı!
çaktı ortalık! İnsan âdeta.
Sınıfın İki penceresi tan açılmış, pancurlar ti: hiçbir rüzgâr esmediği halde pancurlardan birinin ipi sallanıyor, pançurun kendisi ara sıra oynuyordu. Halbuki dışarıda rüzgâr esmemekte idi.
Açık renk blûzlan ve saçlarına takılmış kordelâlariyle kızlar o karanlık sınıfın içine ılık ve dağınık bir ışık salmakta gibi İdiler; B. Hugo’nun beyaz yeleği de köpek balıklarının göbeği gibi pa-rıldayordu.
Talebeden bazılarının yllzü kıp-I kırmızı, kimininki de aksine pek soluktu. Vcra Holland, bir kalem sapının ve bir de pembe kurşunkalemin yardımiyle kumral buklelerini japon usûlünde tertip etmişti: Pek güzel olmuştu böyle. Francie Owcn kollarını omuzlan-na kadar açtı, dirseğinin ıç tarafındaki mavi damarın üstünde mürekkepli kalemini gezdirip kolunu büktü, sonra or/da hâsıl olan mürekkep lekesine baktı: Onun da merakı tenine mürekkep sermekti.
Sylvia Mann, odasında saçlarını yıkamaya hazırlanan bir kimsenin sükûnetiyle yakasiyle boyun-bağııu çıkarıp sıranın üstüne koydu. Bu ne cesaret!
Jenme Edwards not defterinden bir yaprak yırtıp şunları yazdı:
"ŞU ihtiyar Hugo - Wugo’dan bir dondurma istesek mi?,,
Vc kâğıdı Connie B^ker'e uzattı. O da fena halde kızarıp ağlı-yacak gibi oldu.
Ve hepsi birden esneyerek oturdukları yerde sallanıyor, yelkovanı zorla ilerliyor gibi olan mecalsiz saate bakıyorlardı.
B. Hugo, tombul elini kaldırarak yine haykırdı:
— Biraz susalım rica ederim! Sonra devam etti:
— Küçük hanımlar, dar sıcak ki bugün yapmıyacağız. Size, leyi söylerken İltifatlı gülümsedi— size birkaç Fransız şiiri okuyacağım.
Francie O\ven:
— Eyvah! diye sızlandı.
karan-
Ne de 81-pişiyordu
alt taraf-İndirilmiş-
hava o ka-artık ders —bu cüm-bir eda ile
B. Hugo daiıa çok gülümseyerek:
— Dinlemeye mecbur değilsiniz Miss Owen, dedi. Siz değmenize devam edin. Hattâ siyah mürekkebinizden fazla olarak benim kırmızı mürekkebi de kullanabilirsiniz.
Kenan kırmızı ve kabı mavi küçük kitabı hepsi tanırdı! B. Hu-go'nun arka cebinden çıkardığı o kitabın bir de üzerinde sevda çiçeği işlenmiş işaret kordelâsı vardı. Kızlar bununla sık sık alay ederlerdi. Biçare İhtiyar Hugo • VVugo, şiir okumaya bayılırdı. Sakin ve tatlı bir sesle başlar, fakat o ses yavaş yavaş yükselir, kalınlaşır. ihtizaz eder, yalvarır, çağırır, sanki hâfızaya hitap eder, nihayet bir zafer parıltısı İle parlar, ve bunun üzerine tekrar hafifler, tatlılaşır, sakinleşir ve sönerdi.
işin en güç tarafı, kahkahalarla gülmekten kendini tutmaktı. İşin hakikatte gülünecek taran yoktu ama insana bir nevi sıkılma. bir tuhaflık geliyor, ihtiyar Hugo - Wugo hesabına mahçup olma gibi ruh haletiyle karşılaşılıyordu. Allah! O sıcakta yine böyle bir azaba mı mahkûm edilmişlerdi!
Eve. karanfili dudağına götürerek:
— Metin dedi.
B. Hugo ğu, daha
ol. yavrum, metin ol!
başladı. Kızların ço-ilk yaylım ateşten şehit düşmüşler gibi, sıraların üzerine yıkılıp başlarını kollarına dayadılar. Dimdik ve hareketsiz duran yalnız iki kişi vardı: Eve ve Kate. Kate, anlıyacak kadar fransızca bilmiyor, fakat Eve dinliyordu: Kaşlarını kaldırmış, gözlerini yan Örtmüş, dudaklarında her zamanki gülümsemesinin gölgesine benzeyen bir gülümseme belirtiyordu. Parmaklariylc —karanfil ortasında olmak Üzere— beyaz bir kâse şekli vücude getirdi. Çiçeğin kokusu Kate'e kadar geliyordu. Kate, pencereden giren ışığa doğru döndü.
Aşağıdaki avlu ahırlarla çevrilmişti; onun için fransızca sınıfında daima hafif bir amonyak kokusu vardı; rahatsız edici bir şey değildi ama; zaten bu koku, Kate’in nazarında transız dilinin bir parçası gibi idi.
Şimdi, taşlığın üstünde bir adamın gezindiğini, taşıdığı kovaların şıkırdadığını duymaktaydı. Ondan sonra tulumbanın horultusu başladı; çıkan suyu bir yere döküyordu; her halde araba yıkamaktaydı. Adam hem çalışıyor. hem ıslık çalıyor, ıslığı da suyun sesini örtüyordu. Sonra uzaklaştı, ağır ayaklariyle avlunun kaldırımına vuran bir beygirle geldi.
Tulumbayı yine işletmeye koyuldu ve hayvanın ayaklarını suladı, sonra tımar etti.
Kate bunları işittikçe gozıyle görmüş gibi oluyor; rengi uçmuş gömleği, çıplak kolları ve ıslak göğsü ile adamın ıslık çalarak gidip geldiğini görüyor gibi İken Hugo - VVugo'nun sesi de sanki dışarıdaki adama uymıışçasına tekrar canlanmış, yükselmişti. Bütün bunlar nihayet hararetli, şanlı, göz kamaştırıcı bir ahenk halini aldı.
Vc B. Hugo, kürsüden;
— Teşekkür ederim küçük hanımlar .diye seslendi.
O aralık Eve. elindeki karanfili Kate’in blûzunn iliştiriyordu.
12 Maviş İMO
Y E N î TflTANRUL-
8ayfa 5
■ J,
GÜNÜN EKONOMİK HAREKETLERİ
Batı Almanya çelik istihsaline vurulan bağlar
Yozan : Prof. Dr. Walter Lörch
Avrupa ekonomisinin belkemiği sanayii ve bunun da temeli Fran-sıt ve .Alman çelik İstihsalidir. Fransa İle Almanyanm bu mevzuda İşbirliği yapmalarını derpiş eden çok mühim bir projenin Londra-da Uç dışişleri bakam arasında müzakere edildiği su sıralarda, Balı Almanya çelik sanayii günün mevzuu olmuştur, IVUrzburg Ekonomi Enstitüsü Müdürü Profesör Dr. Halter Lorch’ün bu mevzuda gazetemiz İçin yazdığı bir makaleyi okuyucularımızın İstifadelerine
Balık satış yerleri
Mahalle aralarında sıhhate zararlı bir tarzda yapılan satışların önlenmesi lâzımdır
arzediyoruz:
Batılı müttefikler. Batı Almanya çelik istihsalini senede 11.1 milyon ton olarak tâyin ve tahdit etmişlerdir. Hazırlanan plâna göre, istihsal bu yıl, tâyin edilen hududa varmış o-iaeaktı. Halbuki Alman çelik istihsali geçen sonbaharda, satış ve kredi müşkülleri dolayısıyla kısılmak icap etmiştir. Bu vakıa, 11,1 milyon ton olarak tahdit edilen istihsal kontenjanının Almnnyaya kâfi gelmediği hususundaki Alman iddialarını tekzip eder mahiyette idi.
O zamandan beri vaziyet çok değişmiştir. Batı Almanyanm çelik İstihsali, geçen ay ilk defa bir milyon ton haddini aşmış ve 1.014,078 tona baliğ olmuştur. Buna nazaran senelik istihsalin 12.169.000 tona yükselmesi, yani tâyin edilen kontenjanı bir milyon tondan fazla aşması icap eder.
Alman sanayi mehafili, çelik istihsal ve istihlâk eden sanayiin iş ve sipariş durumunda çok salâh olduğunu müşahede etmektedir.
Bu itibarla Alman çelik istihsali kontenjanının yeniden gözden geçirilmesi mevzuu, günün meselesi olmuştur. Müttefikler için Üç hal yolu vardır:
1 — İstihsal miktarının arttırılmasına müsaade etmek. Batı Almanya Çalışma Bakanı Storch’un beyanatına nazaran, Batı Almanya Hükümeti, çelik istihsalini içinde bulunduğumuz yıl zarfında 12.5 ve gelecek yılda da 14 milyon tona çıkarmak ta-aavvurundadır.
2 — Müttefikler, yıllık istihsalin arttırılmasına muvafakat etmemekle beraber Alman çelik istihsaline, senelik yerine, daha uzun bir devre meselâ üç sene için toptan bir kontenjan tâyin ederler. Bu takdirde üç sene için 33,3 milyon tonluk bir istihsal miktarı hasıl olacak ve kontenjan artmamakla beraber, istihsali, şimdiki ihtiyacı karşılayacak dereceye çıkarmak ve artan talebi karşılamak mümkün olacaktır. Müttefikler, artan talebin muvakkat mahiyette olduğu kanaatinde iseler, bu suretle hareket ederek, hem talep artışı kaışılanır, hem de müttefiklerin, kontenjanı arttırmamak hususundaki prensip kararı ihlâl edilmemiş olur.
3 — Müttefikler bu iki şıktan hiç birini kabul etmezlerse, Alman çelik sanayiini zorla kısmak icap edecektir ki, bu suretle hareket 2 milyon işsizi bulunan bir memleket için çok garip ve hayli tehlikeli bir iktisadi tedbir demektir.
Batı Almanya çelik İstihsalinin arttırılmasına İlk İtiraz edecek olanlar herhalde batılı komşularımızda. Fı ansadakl Monnet plânı çelik istihsalinin Ruhr’dan Fransaya intikalini derpiş etmektedir. Fransa, ERP yar-dimiyle, mühim bir çelik İstihsal programının tahakkukuna girişmiştir. Programa göre 1953 te Fransız çelik İstihsal 14.7 milyon tona çıkarılmış olacaktır. Fr an sanın >935-1038 yıhannda çelik istihsali vasati 9,1 milyon tona vardığı gözönün-de tutulacak olursa, yeni programın mühim bir artışa sebep olacağı aşikârdır. Fransa şimdiden çelik ihracına ve fiyatlarının yüksekliği dolayı-eiyle müşkülâta uğrayan harici satışlarını tutmaya mahsus bir takas fonu tesis etmeye mecbur kalmıştır.
Fransız parlâmentosunun dışişleri
komisyonu. Alman çelik istihsalinin, tâyin edilmiş olan yıllık 11,1 milyon tonluk miktarın üstüne çıkarılmasına matuf her türlü teklifleri, 29 martta, kati olarak reddetmiştir. Komisyonun kanaatine göre Almanya-daki hafif sanayi, çelik ihtiyacının fazlasını, Fransa. Belçika. Lüksem-burg ve Holândadan temin edebilir.
Almanya 1936 da, nüfus başına senede 308 kg. çelik istihsal etmiştir. Bu esase göre, yalnız Batı Almanya-da iç Istihlâka mahsus istihsalin şimdi 15 milyon tona çıkarılması lâzımdır. Halbuki yalnız mesken programının tahakkuku büe, dahilî çelik istihlâkini bir hayli arttıracak mahiyettedir. İhtiyaçla istihsal arasındaki (15 - 11,1) yuvarlak hesap 4 milyon tonluk ihtiyaç fazlası Fransadan İthal edilecek olursa Batı Almanya tediye muvazenesinde yuvarlak hesap 800 milyon mark veya 190 milyon dolarlık bir açık hasıl olacaktır. Bu açık, ithal edilen çeliğin işlenmesi ve mamul olarak İhracı ile kapatılamı-yacağı gibi, Lorraine cevheri ile Ruhr kömürü mübadelesindeki muvazene ve Ruhr'daki enerji bilânçosu bozulacaktır.
Herkesin bildiği gibi, harpte olduğu kadar, harpten sonra da büyük zararlara uğramış olan Alman ekonomisinden, hakiki istihlâka mahsus çelik istihsal kabiliyetinin tamamen kullanılmasından sarfınazar ederek, hariçten ithal edeceği çelikler için fazla miktarda döviz ödemesini beklemek abes olur. Bilâkis Almanya, tediye bllânçosunda muvazene temini bakımından, eskisi gibi ve hakiki kabiliyeti icabı, yeniden çelik ihraç e-decşk bir duruma gelebilmelidir. 1928-1930 seneleri vasatilerine göre Almanyanm ham çelik, hadde çeliği, vagon ve lokomotif, tutyalı saç ihracatı senede 3,55 milyon tonu bulduğu hatırlardadır. 1935-1937 seneleri vasatilerine göre, bu ihracat 2.59 milyon tonu buluyordu. Şu var ki, bu rakamlara, makine ve demir malzeme ihracatı dahil değildir.
Almanyanm ekonomik ve sosyal meselelerinin halli, Avrupa çapında ehemmiyeti haizdir. Demokrasi ve serbest ticareti yalnız telkin etmek kâfi değildir. Bu gayeye doğru gelişen durumu kösteklememek de lâzımdır. Bu itibarla, Alman ekonomisine, demokratik ve serbest bir ekonomi rejiminde istiklâlini temin edecek imkânları vermek de adalet icabıdır. U-nutmamak lâzımdır ki, Alman ekonomisinin bel kemiği, çelik sanayiidir vc bunun için de evvelâ bu sanayiin bağları çözülmelidir.
Londra Fuarından haberler
Londra (Hususî) — İngiliz Endüstrisi Fuarını tertipleyenler Fuara dair katalogları 100 den fazla memlekete göndermişlerdir. Katalogların fihristi 10 dilde tanzim edilmiştir, Takriben bir buçuk kilo sıkletinde ve 1800 sahifellk olan 5.000 kadar katalog, Kuzey Amerikalı alıcıların taleplerini karşılamak İçin Birleşik Amerika ve Kan ada’ya gönderilmiştir. Londra ve Birmingham Fuarı kataloglarının nihai nüshaları, fuarın açılış günü 8 mayısta neşredilmiş ve yabancı ziyaretçilere sunulmuştur.
Montana Eyaletinde sulanmış bir pancar tarlasında çalışan çiftçiler h başında.. Pasifik ve dağ havalilerindeki 8.500,000 hektar sulanmış arazi umumiyet itibariyle su İhtiyatlarını dağlardaki karların erimesi neticesinde sağlarlar. Dağlardaki karların ölçülmeğiyle gözönünde tutulabilen su İhtiyatı, çiftçilerin daha müessir ziraat programları tasarlamalarına fırsat verir.
PAUL HOFFMAN'IN YETKİSİ ARTTIRILDI
İktisadi işbirliği kanunu tadilâtı kabul edildi
Wa$hiugton, 11 (A.A. . Afp.)
Temsilciler ve Ayan üyelerinden mürekkep bir parlâmento konseyi, iktisadi İşbirliği Teşkilâtı Direktörü Paul Hoffman‘a daha geniş salâhiyet vermeyi kabul etmiştir. BÖylece Hoffman bundan sonra Amerikan gümrük engellerini azaltmak üzere dolar tahsisatını kullanabilecektir.
Parlâmento konseyi bundan başka iktisadi işbirliği kanununda yapılacak tadilâtı tasvip etmiştir. Bu tadilât gereğince 1.200.000.000 dolar Av-
Kısa Haberler
Başkan Trumıın Amerikan
İstihsalinin artmasını istiyor
★ Pendlcton. 11 (A.P.) — Başkan Tınman dün burada yapmış olduğu bir konuşmada, on sene sonra, çok çalışan her Amerikan ailesinin senelik 4.000 dolarlık safi bir gelir temin edebileceğini ileri sürmüştür.
Başkan, evvelce hazırlanmış cilan konuşmasını okurken bu gayeye varmak için, Amerikan istihsalinin 1960 senesine kadar senelik 350.000.000.000 dolar hacmine yükseltilmesinin lâzım geldiğini kaydetmiştir. Bu rakam, şimdiki istihsal hacminin Üçte biri kadar yükseklik arzetmektedir.
tnvlllıdrr Sohııman teklifini
İhtiyatla karşılıyorlar
★ Londra, 11 A.A. (United Press) — İngiliz çevreleri, Fransa İle Almanya arasında bir anlaşma yapılması hususunda Schuman tarafından İleri sürülen teklifleri İhtiyatla karşılamışlardır. Filhakika bu anlaşma harpten evvelki milletlerarası çelik kartelinin yeniden ihdasını intaç edebilecektir. Fransız - Alman anlaşması fikri hususunda hiç bir tenkid yapılma
rupa ticaretinin istikrarını ve paraların yekdiğerine tahvil kabiliyetini temin etmek üzere kullanılabilecek tir. Ayan Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Demokrat üye Tom Con-nally basına verdiği beyanatta yukarıdaki açıklamayı yapmış ve ayrıca yardım tasarısını hazırlayacak olan parlâmento konseyinin çalışmalarını cuma günü bitireceğini söylemiştir. Bilindiği gibi, yardım tasarısı için verilen tahsisat 3 milyar dolara yükselmektedir.
maktadır.
İngiltere, çelik ihraç birliği ile teşkilâtlanmış bazı Amerikan firmaları gibi İkinci Dünya Harbinin patlamasına kadar faaliyetine devam eden harpten evvelki kartel'e dahildir.
İtalyan - Fransız giİnırük
birliği tasdik edildi
★ Paris, 11 (A.P,) — İktisadi Konsey, kl yarı resmî bir istişare organıdır. Dün, İtalyan - Fransız gümrük birliği tasarısını tasdik vc kabul etmiştir.
Reylerin neticesinde lehte 73 ve alhyte 65 rey verildiği görülmüş ve dokuz kişinin müstenkif kaldığı müşahede edilmiştir.
Bununla beraber, konsey bazı ihtiraz! kayıtlar clermeyan etmiş ve bu arada iş gücünün muhaceretini kontrol altında tutulmasını teklif etmiştir.
Dünya kalııy fiyatları
yükseliyor
★ Londra (Hususi) — Londra Metal Borsasinda kalay fiyatları yükselmektedir. Son fiyat Pitts-buryk*de teslim tonu 6.60 ater-lingtir. Geçen hafta fiyat 6,40 liraydı.
İZMİR MEKTUBU
Eğede yağmurların devamı endişe uyandırmağa başladı
îzınir, 10 (Hususi muhabirimizden)
Bu yıl kış aylarının yağışlı geçmesine mukabil, iki haftadan beri Eğede havaların devamlı surette yağışlı gitmesi, önceleri büyük sevinç yarattığı halde, şimdi çiftçileri düşündürmeye başlamıştır.
Bağlarda bu gibi havalarda görülen Pronos Poros hastalığına karşı sık sık göztaşı mahlûlü atılması za-ıiıreti hâsıl olduğu gibi, hububatın yatması tehlikesi de varid görülmektedir.
Henüz tarlalara nakledllemlyen bir kısım tütün fidelerl de fideliklerde lüzumundan fazla gelişip büyümüşlerdir.
Keza, pamuğa tahsis edilen arazinin bir kısmı, mevsim bir hayli ilerlediği halde, yine havaların muhalefeti yüzünden ekilememektcdir. Pamuk ekilmiş bulunan sahalarda da yağmurların devamlı olması yüzünden toprak sathının kaymak tutmasından endişe edilmektedir. Pamuk fidanları bu gibi kaymak tutmuş toprak satıhlarını delip dışarıya çıkamadıklarından. böyle vaziyetlerde kaymağın tırmıkla kırılması ve hattâ toprağın yeniden sürülerek ekimin tekrarlanması zarureti hâsıl olmaktadır.
İlkbaharı böyle fazla yağışlı geçen senelerde tarlalar fazla ot yaptığından çapa masrafı da artmaktadır.
Ekimin geç kalması istihsali geriye attığından, istihsal zamanında yağmurda ıslanma tehlikesi artmaktadır. Bu devrede düşen yağmurlardan açık kozalı Akala pamuklarının evsafı müteessir olarak birçok birinciler, ikinci ve üçüncü kaliteye düştüğü gibi, “Şampanya,, ismi verilen, kabuğu tarafından boyanmış pamukların nispeti de yükselmektedir.
Yağmurların daha fazla devamı halinde muhtemel su taşmalarının mahsulâta yapabileceği zararlardan da ayrıca endişe duyulmaktadır.
Yağmurların devamı İzmirde İnşaat işlerini de geciktirmektedir. Bil-
Balıkhane binası, Belediyeye devredildikten sonra, Balıkhane binasına bir balık hâli şekli verileceği yazılmıştı. Bu hususta Belediye İktisat Müdürlüğü, yalnız Balıkhane için değil, umumiyet itibariyle Beyoğlu, Galata, Beşiktaş, Kadıköy gibi semtlerde balık satılan yerler hakkında da tetkiklere girişmiş bulunmaktadır.
Bu tetkiklere göre, balık satışlarının daha sıhhi şartlara uygun bir surette cereyan etmesi İçin, mevcut balık pazarlarında ıslahat yapmak lâzımdır. Fakat buralarda ıslahat yapmak da kâfi görülmemiştir. Çünkü bazı seyyar balıkçılar mahalle aralarında gezerek kaldırımlar üzerinde balık satmaktadır.
Meselâ Taksimde Talimhane semtinde, bu seyyar balıkçılar, bir kalkan balığını, kaldırımın üzerine koyduğu bir tahta parçası üstünde keserek müşterilerine vermektedir.
Bu misal de gösteriyor ki, muayyen yerlerdeki balık pazarlarında ne kadar ıslahat olursa olsun, halkın yine pis kaldırımlar üzerinde balık satın almak zorunda kalacağı anlaşılmaktadır.
Halka ucuz ve aynı zamanda temiz balık yedirmek için, muhtelif semtlerde balık satış yerleri açmak ve buralarım sıhhi kontrola tâbi tut
hassa henüz çatısı alınmamış inşaatta duraklamalar meydana gelmektedir.
Eğede yağmurların aksatamadığı yegâne hareket siyasi partilerin açık hava toplantılarıdır. Yağmurlar ne parti sözcülerini açık meydanlarda konuşmaktan ve ne de şemsiyeli şeın-siyesiz dinleyicileri dinlemekten alı* koyamamaktadır.
Türk-İsrail ticaret anlaşması
Anlaşmanın yakında imzalanacağı üınit olunuyor Ankara 11 (Hususi muhabirimizden) — Türk - İsrail ticaret müzakerelerine karşılıklı müsait bir hava içinde burada devam olunmaktadır. En esaslı noktalar üzerinde tam bir mutabakat elde edilmiştir. Diğer tâli hususlar üzerindeki konuşmaların birkaç güne kadar tamamlanacağına muhakkak nazariyle bakılmaktadır. Anlaşmanın 20 mayısa doğru Ankarada imzalsnmaşı muhtemeldir.
Odalar kanunu nizamname tasarısı
İzmir 11 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — Ticaret Bakanlığı Müşavirlerinden Lemi Aksoy ve Necmi Ünver, Bakanlığın hazırlamakta olduğu Ticaret Odaları Kanununa ek tüzük tasarısı hakkında İzmir ve Istanbuldaki ilgililerin mütalâasını tesbite başlamışlardır.
İzmirde bulunan iki müşavir Ticaret Odası, Borsa ve Sanayi Birliğinde muhtelif meslek gruplarına mensup simalarla konuşmuşlardır, tki müşavir hafta başında Istanbula giderek incelemelerini derinleştireceklerdir .
mak lâzımdır. Bu hususta Sebze ve Meyve Kooperatifi gibi, Balıkçılar Kooperatifinin harekete geçerek, bankalarına nümune olacak şekilde balık satış yerleri açması da hatıra gelmektedir. Netice itibariyle Belediye iktisat Müdürlüğünün her bakımdan badik satış yerlerini ıslah İçin girişti* ği tetkikatın sonunu beklemek lâzım gelmektedir.
¥
Balığın en ucuz olarak satıldığı bir mevsimde bulunuyoruz. Kalkan balığı perakende olarak 130-140 kuruşa satılmaktadır. Çiroz ise yine perakende olarak 100 paradan iki kuruşa düşmüştür. Yunanistana ihracat olmadığı için mevcut mal, iç piyasam ya verilmektedir.
Kalay ithali
Ticaret Bakanlığı, 150 tonluk Usans verdi
Şehrimiz piyasasındaki kala}’ tacirleri, kalay İthali hakkında kendilerine lisans verilmediği halde, Mersin tacirlerine ithal müsaadesi verildiği yolunda Ekonomi ve Ticaret Ba-
kanlığına şikâyette bulunmuşlardır.
Piyasaya gelen haberlere göre, Ticaret Bakanlığı İstanbul kalay tacirlerine de, kalay ithali İçin 150 ton kadar lisans vermiştir. Bu gelecek kalaylar, Holândadan siparia olunmaktadır.
Ticaret Ofisi de kalay ithaline verilen bu müsaadeler karşısında, kalay stoklarını daha süratle piyasaya sürecektir.
Peynir fiyatları gittikçe ucuzluyor
Şehrimiz piyasasına muhtelif bölgelerden beyaz peynir ve kaşer peyniri sevkıyatı artmaktadır. Ticaret Borsası kayıtlarına göre, dün şehrimize 24 ton beyaz peynir, 4 ton da kaşer peyniri sevkedildiğı anlaşılmaktadır.
Piyasaya fazla miktarda peynir arzedilmesi yeni sene mahsulü peynir fiyatlarının düşmesine sebebiyet • vermiştir. Bu fiyat düşüklüğü perakende piyasaya da intikal etmiştir. Bakkallarda taze mal beyaz peynir 180 kuruşa satılmaktadır. Taze ka-şerin fiyata ise 300 - 320 kuruş arasındadır.
Yol inşaatı esaslı kontrol edilecek
Ankara, 11 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — Kara Genel Müdürlüğünde, yurdun muhtelif taraflarında yapılmakta olan yol işlerinin kontrolünün mevzuata uygun olarak sağlanmasını temin, mevcut programlara göre ihtiyaçların ve vasıtaların uygulanmasını idare ve ileride yapılacak işleri etraflı bir şekilde tesbit, edebilmek için bir mürakabe kurulu teşkil edilmiştir.
Seyfi Tonga. Nazir Tuğrul, Lâtif Gözen’den teşekkül eden heyet uzmanlar ve yardımcılarla her bölgede iş randımanını gözönüne alarak rasyonel çalışmaya matuf incelemelerde bulunacak ve heyetin raporları her sene toplu olarak .neşredilecektir.
Verilen malûmata göre çalışmanın esasını şekil mürakabesi değil bir randıman mürakabesi teşkil edecektir. Heyet mevcut 10 bölgede her sene iki defa teftişte bulunacaktır.

11/V/1950 Perşembe
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
Borsalarda vaziyet
İstanbul ı
Ticaret Borsasinda luıbukhı fındık fiyatları savlam durumunu muhafaza etmektedir. iç fındık fiyatları durgun bir devre geçirmektedir. Diğer maddelerin durumunda bir tahavvtll görülmemiştir.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Borsacında % 6 faizli 1041 be|inci tertip Demiryolu tahviline karsı istekler artmış, fiyatlar ilerleme kaydetmiştir. Altın piyasası yine kararsızlık içindedir. Külçe altın fiyatı düne nazaran gerilemiştir.
i/mir :
Borsada çekirdekmiş ktnu Üzüm fazla hareketli olmamakla beraber durum urndıki halde istikrara doğru gitmektedir. /wnir piyasasının sağlam vazıyetinde bir değişiklik yoktur. Hariçten yeni siparişler gelmediğinden Borsada hazır pamuklar sakin bir durum arzetmeklo beraber yeni mahalde alt alivre muameleler oldukça canlıdır. Pamuk yafjı pl-yasaaı biraz hareketlenrııişne de fiyat seviyesini muhafaza etmektedir. Borsada pamuk çekirdeği üzerine muamele cereyan etmemekle beraber Almanya ve YunanistanlI) bu maddemizle aiâkalanma-ga başlamış olmalan piyasayı hareketlendirmektedir.
Adana :
Birinci akala ilerleme kaydetmiştir. Diğer pamuk kaliteleri Üzerine iş olmuş ise de, fiyatlarda fark cüzidir.
Trabzon :
Boynada findik piyasası durgundur.
KAMBİYO
ESHAM VE TAHVİLÂT
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
YABANCI BORSALAR
İstanbul Borsası
Açılış Kapanış
X Sterilng 7.90 50 7.91.—
100 Dolar 282 25 282.25
100 Fr, Frangı ... 0.80 0,80
100 İsviçre Fr,,.. 64 03 64.03
100 Beiç. Fr 5.60 5.60
100 İsveç Kr 64 67 64.67
100 Florin 73.68.40 73,68.40
100 L/irc>t 0. H.128 0.14.128
100 Drahmi 0.01.876 0.1 876
100 Escoudos 9.73.90 0.73.00
Altınlar
Bugün Eski kur
Lira Lira
Külçe Yeril Gr. 5 25 5.32
Külçe Degussa. 5.28 5.35
Cumhuriyet .... 36.— 36.-
RpSAt 37. W) 3h. I()
H&nTİC etseeseeetsw 35.50 37.-
Gulden 34.60 35.15
Ingiliz: 47.— 47,—
t Fransız kok .... 37.50 38.—
Napoltfon III .. 34.— 38.—
İsviçro 35 - 35-
Neu-Yurk'ta : onsu: 3 35
Gümüş, Platin
En aşağı En yukarı
Gümüş Gr — —
Platin ° 10.- 11.-
Zürich Borsası (Serbest)
İsviçre Frangı
11.5.1050
Durumu En aşağı En yukarı
Türk Lirası 0.95 1,10
Dolar 4.28 4.20
Sterline lo.fto 11 —
Fransız Frangı 1.20 1.23
Mimi- Kr«,dl Tonslyr 1903..| 172.— |
Devlet Tahvilleri
ikrumiycll tahviller $75 1933 Ergani Kapanış (•)
22.50 ! 24.—
Ç('5 1P38 ilcrnrtttycll ••••••(•••••( 21.— 22r-
.5 Milli Müdafaa X 2!.—
%5 1941 Demiryolu IV 08 00 100.-
5 r.ı iı İtamiryolü V 00.75 100.-
%4 1/2 1919 ikramiyen ... 90,70 98.-
Diğerleri
‘"'en 1911 Demiryolu VI 100.— 110
6 Kalkınma X 100.— 110
tt ••>•••( 100.— 110 —
.6 III 99.25 100.—
6 1049 İstikrazı 1 98.00 100.—
%6 MH8 İstikra/.) 11 100.— 98.—
(“.fl Milli Müdafaa l 07.80 99.-
(•'(■0 1840 “ I 21.30 98.-
Şi7 İlin Slvas-Erzurum I... 21.35 20.30
( 7 1934 M M H -VIl... 20,90 20.40
Te? 1941 Demiryolu I... 20.85 21.61
%7 191i *’ II... 20.10 21.-
*7 1041 M III... 21.40 22.-
^7 MIHI Müdafnn I... 21.50 21.15
7 M “ II... 21.10 20.60
%7 M f III... 21.40 21.-
%7 •• ” rv... 21.85 21.95
Şirket Tahvilleri
T.C. Ziraat. Bankası 20.40 20.20
Ajıadolu D.Y. Terllp A/B. 108,— 111.-
—»
»» (• r; ıu) • e • •••••••••• 62.25 50.—
'* ,, Müınea. Senet. 67.90 67.50
Şirket Hisse Senetleri
T C. Merkez Bankası 120.— 120.25
Türkiye İş Bankası 30.— 29.50
Türk Ticaret Bankası 5.- 5.-
Aralan Çimento 15,25 16.75
Şark Değirmencilik 23.25 23.60
Milli Reasürans 8.- . 16,25
Ecnebi Tahviller
İstanbul Ticaret Borsası
Hububatı
Buğday yumuşak (Tüc.) Buğday eort (Ofisin) ....
Arpa yemlik (dökme) ......
Mısır (Sarı) çuvalı .....
Fasulya tombul ..........
Fasulya Çalı sert ........
h utj\ om!
Mercimek kırmızı kabuk. Mercimek yeşil ...........
Nohut natütcl ...........
Tıığlı tolııımlnr : Ayçiçeği tohumu Keten tohumu ....
Kendir tohumu . Suttum ............
Yer fıstığı kabuklu .........

Kuru Mcyvalar ı
Fındık (kabuklu sivri)
Fındık (İç tombul) ....
Ceviz (kabuklu) ......
Ceviz (Iç natürol) ...


Bugün
27.—
31.—
22.—
22.—
27.—
40.—
84.—
178 —
İzmir Ticaret Borsası
New-York Borsası
Eski
Kapanış
Bugün
Son
Kapanış
Dün
Eski kur
Dokıınuı llnııı Maddeler!: Tiftik (ana mal) .........
Tiftik (Nuturclı .........
Yapak Anadolu (Kırkım)
İhım deriler:
8tfcır salamura (kaaap) Kl. Keçi tuzlu kuru küoıu ... Koyun hava kurunu kilonu
Nebntl laftlnr;
Zeytinyağı (E.E t.cnelceh) Susamyağı (Haf. sıra) Ayçiçeği (P.«fino çıplak) Kındık yağı (Çıplak) ......
200.—
İfiO.—
130 —

28.—
31.-
23.10
20.20
25.— •>!> —-
37.10
27. —
10—
28. —
27.50
40.—
32 —
62.—
75.—
85.—
177 —
27.—
164.—
297.—
310.—
200.—
140.—
180 —
190 —
240.—
100.—
105.—
140.—
Üzüm çekirdeksiz No.9 İncir A serisi
B Borlsi
Akala A knlı Akala yerli
yağı (rnflno) çekirdeği
H
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
No. 8..«.
K’o. 108
1 »mı •
II !«••••
(I( .......
•••
•••••••••
52.—
56.—
12.— 215.— 185.— İM.— 180.— Hâ-
il. 50
I
52.—
56.—
42 — 217.— 185.— 155.— 180.— ııs.-
ıı.so


MİMMf

Adana Ticaret Borsası
Pamu l( Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
Akala Akala Akala \ eril yeril
1 ■•••••
IX
ili .......
X'X.
180.—
163.—
140.—
175 —
167.—
140.— 180.—
160.—
Trabzon Ticaret Borsası
FINDIK
a) %50 randımandı kabuklu tombul
b) to sıra kontrollü
80.— 172.—
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak ....
Buğday sert ......
Arpa ..............
30.—
3L—

32.25
31.—
21.50
271.—
254.—
92.60
32.80
32.80
271—
252.—
32.40
32.60
31.25
Bıığdııv (BuşeH=Sent) ..........
Sert Kış mahsulü No. 2 .......
Kırmızı *• “ No. 2 ........
Vnnıuk Mtddllng (Ubre»i=Sent) Mayıs ........ Temmua ..... Elcim .........
Tiftik (Libresi=Ssnt) Tckıos No. 1
Fındık ıLibretii=:Scnt) .....
Kabuklu yerli iri .....
” orta ..........
Levanı iç ithal malı ......
Ekstra iri iç ithal malı ..
Kuru üxüm (Librcsi=Sent) ..
Thompson çekirdeksiz seçme ...
Keten tohumu (BuşoilzzDolar) ... MlnneapoHs ....................
Kalay (Libresi—
Levha-teneke (100 libre dolar)
••••«e••••••••*
• • A • • ••• IMHlMUniHtM
I
23.—
22.50
36.—
40.—
U 1/4
3.85
73.75
7.30
Londra Borsası
22.50
21.—
36.—
36.—
11 1/4
31.—
173.—
3.85
77.37
7.30
Keten tohumu (Tonu=Sterllng) Rnmbav 65.— 63.—-t 61.- 67.- I 65.- i 613/4 ||
KnlkÜta
Ver fıntı^ı iln
Bradford Piyasası 1
Tiftik İyi mal (Libresi=Flyat) Sıra malı •• •• Tün Anadolu '• ” M Trakya •• 20/21 18/21 34.—Nom I S0.— M I 20 21 M 18^21 •• I
İskenderiye Borsası
Famuk (Kantarı=Talları)
/VFhınounl Kısa alyaflı F/G. ...
Karnak Uzun elyaf!) F/G. ...
123.-
92.25
123.-
91.70

(•; Gününde Boranda muamelesi tescil edilmemiş tahvilât vo oshamın arz vo taleplere göre taayyün eden takribi piyasa değerleri.
Sayfa 6
12 Mayıs 195Ö
ERKEK TERZİSİ
Beyoğlu, İstiklâl Cad. 447
TAPU ve KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN :
Dr. NECİP DİNÇ
Fizik ve elektrik tedavini müteliBiftiBi
Fi Zİo terapi ve basur meme-lerlhin en kolay kansız ve (-mellyatsız elektrikle tedavisi. Gnlnt »ı*»ırav. İngiliz Sefareti karşiBi. tşnınn Ap. 65/3
IİMMM Mâ
*
Kırklareli il Daimî Komisyonu Başkanlığından:
9
Bir radyo veya bir pikap kazanmak istemez misiniz ?
LAUER PEDALLI POMPALARI
Dünya haberleri
HEDİYELERİMİZ
*
En güzel yazılar
En güzel resimler
PHILIPS
PHILIPS
1
2
3
4
•5
6
7
8
9
tik sualdeki “En çok golü hangi takım atacaktır?,, cümlesinden kaslt galibiyet değildir; İngiliz takımının kalesine hangi takımın en çok gol atacağı dır. Meselâ Beşiktaş mağlup olmasına rağmen İngiliz kalesine 3 gol atmaya muvaffak olursa, ve hu netice Tiirk takınılan içinde en çok gollü netice ise, kuponlarında (Beşiktaş—3) olarak cevap vermiş olanlar tahmini doğru yapmışlardır. Bundan sonraki safha, torbadan İsimlerinin çıkma şansına kalmıştır
Friedrlch Lauer, Maschinenbaıı, Heldelbcrg, Rotthnannstrasse 6. (Almanya)
LAt'ER mamulatı 35 yıldan beri Alman P T. T. ve Demiryollarında kullanılmış ve nam kazanmıştır.
inciye: Philips marka bir radyo. ııcIye: Lu_xor marka bir pikap, üncüye: Sheaffer'a marka altın uçlu d o ün a kalem, üncüse: Bir çift spor ayakkabı (Tanca mağazasından), inciye: Güze) bir spor gömlek (May er mağazasından), ııcıya: YcnJ îstanhuİ A hir yıllık abonman.
nclye: Yeni İstanbul'a 6 aylık nbonnınn. İnciye: Yeni îstnnhııl*n 6 aylık abonman.
ve 10 uncuya Yeni İstanbul'a 3 er ııylık abonman.
t
Müracaat :
FA
• - A -
’ V •
. « • *
DEkiAm 6UROSU
Ijünyanın en mukavim mütekâmil, aynı v zamanda rakipleri meyanında en ucuz
. 125 ccm.
. 250 ccm.
. 350 ccm.
cz
Jawa
Ogar
MOTOSİKLETLERİNİ
TÜRKİYENİN ARAMANIZ,
YERİNDE ISRARLA
BOL YEDEK AKSAMİYLE
HER
MENFAATİNİZ İCABIDIR.
TÜRKİYE GENEL MÜMESSİLİ :
MEHMET KAVALA
Galata, Tahir Han
Telefon: 40430 - 42673 Telgraf: Lamel İstanbul TEŞHİR VE SATIŞ YERİ
Tepebaşı, Alp Oteli altında


ELEKTRİKLİ ÇAMAŞIR MAKİNELERİ ve
ELEKTRİK SÜPÜRGELERİ
En çok beğenilen
DÜĞÜN HEDİYELERİDİR

M AT A Ş
GALATA TAHİR HAN. Tel. : 44996
1 — Kırklareli - Babaeski yolunun 26+066—29 + 294 üncü kilometreleri arasında yapılacak esaslı şose inşaatı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Keşif bedeli 38491 lira 91 kuruştur.
3 — Eksiltme 26-5-1950 tarihine rastlayan cuma günü saat onaltıda il daimi komisyon odasında yapılacaktır.*
4 — İsteklilerin (tatil günleri hariç) en az üç gün evvel valilik makamına müracaatla yeterlik belgesi almaları lâzımdır
5 — Eksiltmeye gireceklerin 2490 sayılı kanun hükümlerine göre hazırlayacakları ve bnna bağlı 1950 yılma ait tlracet o-öası vesikası ve 2887 liralık geçici garanti mektubu veya makbuzlarını havi teklif mektuplarını eksiltme saatinden asgari bir saat evvel il daimi komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde vermeleri şarttır
6 — Bu işe ait sartname ve sair evrakları her gün il daimi komisyon ve Bayındırlık Müdürlüğü kaleminde görür ve bedelsiz olarak alabilirler
Postada vaki olacak gecikmeler nazarı dikkata alınmaz.
(6038)





Okuyucularımıza zengin ikramiyen ve çok zevkli bir müsabaka hazırladık
Lngilterenin en kuvvetli profesyonel takımlarından biri olan Sunderiaııd uı Türkiye seyahati hiç şüphe yok ki spor muhitimizde heyecanla karşılanan bir hâdise olmuştur. Gazetemiz, sporla alâkadar olan ve sporu seven okuyucula ruıa bu heyecanın bir de eğlenceli tarafını İlâve etmeyi düşünerek maçların tahmin müsabakasını yapmıştır.
Tahminlerinde muvaffak olanlar arasında çekilecek kurada kazananlara listede bildirilen hediyeler verilecektir.
Müsabakamızın sualleri şeyledir :
1 — Sunderlnnda en çok golü hangi lakım atacaktır?
2 — Tahmin ettiğiniz takını kaç gol atacaktır?
3 — Oyunlarda penaltı olacak mıdır? (Olacaksa adet yazılacak).
Aşağıdaki kuponda takıın isini ve gol adedi yazılacak yerler boş bırakıl mıştır. Ayrıca altında adres İçin de yer bırakılmıştır. Bu kupondaki sualleri cevaplandırarak mektuplarınızı İdarehanemize gönderiniz. (Mektupların üzerine “Sunderland,, kaydını İlâve etmeyi unutmayınız.
Müsabaka şartlan :
1 — tik müsabakanın yapılacağı gün saat 11 e kadar ellinize geçen inek tuplar tasnife tâbi tutulacaklardır. Geç kalanlar nazarı itibara alınınıyacaktır.
2 — Gazetemizde bugünden İtibaren uşağıda gördüğünüz kuponlardan 6 tane neşredilecektir.
İst İyen bu kuponları 4 maç için ayrı ayrı kullanabildiği gibi, kuvvetle inandığı neticede İsabet nispetini arttırmak İçin aynı neticeyi 6 defa yazabilir, ve İstediği kadar kuponla müsabakaya İştirak edebilir. Müsabakaya iştirak için kupon adedi bahis mevzuu değildir.
3 — Gazetemizden kesilmiş kuponlara yazılmamış olan tahminler nazarı İtibara alınmaz.
4 — Taşradan gönderilecek olan mektuplar elimize geç de geçse, postaya ver illâ tarihine göre nazarı itibara alınacaktır.
ÎİAHAT :
Bu tahmin müsabakamıza iştirak edenler arasında İlk tasfiye yapıldıktan sonra petlceyl doğru tahmin edenler urasındakl kura noter huzurunda yapılacaktır.
■..... ■
1 — Sunderland’a en çok golü hangi takını atacaktır ?
2 — Tahmin ettiğiniz takım kaç gol atacaktır ?
3 —
İsim
Adres
Maçlarda kaç penaltı olacaktır ?
Ecnebi muhabirlerin mektupları
dadır.
İSRAEL HAVAYOLLARI
17 Mayısta 4 Motörlü 1
SKYMASTER
Uçağı ile
İSTANBUL - LYDDA
arasında yolcu ve eşya alarak doğru bir uçuş yapacaktır.
Fazla tafsilât ve
Bilet için :
Beyoğlu İstiklal caddesinde 348/9 No. da L. K O V O Seyahat Acentasına veya Acentanıza müracaat.
Tel: 43366
Bu seneki İstanbul Sergisine iştirak etmek isteyen müessese-lerin her gün saat 10 dan 17 ye kadar serginin. Bahçekapı 4 üncü Vakıf Han 3/36 numarada daimi bürosuna müracaatları.
Telefonlar 25891 - 21486 (6220)
Mükemmel bir . radyoya sahip olmak İçin yeni PhJlloB ahizelerinden birini seçmek kâfidir
Dalma yüksek evsafda cihazlar imâl eden Philips fabrikalarının takdim etliği ahizeler son tennı te kâmülola qöre hazırlanmış fevkalade radyolardır
Bahçe Meraklıları
Villalarınızı süslemek için büyük kenar çamları, yediveren güller, manolyalar, kamelyalar, süs fidanları vesaire. Ortaköy Ankara Bahçesinde bulabilirsiniz.
ASİL
Radyo dinleyicilerinin aradıkları kuvvelli ser zell İstasyonlar» dinleme imkânı ve bu gibi meziyet terden moada yeni model PhHlos radyolarının şa hane mobilyası en zor beğenenleri dahi tatmin edecek güzelliktedir.

EKONOMlDtS

BİRİNCİ SINIF
1 — Tapu ve Kadastro idareleriyle Arazi Kadastrosu (Tapulama) Müdürlükleri ihtiyacı için 73 kalem defter ve evrakın tabı kapalı zarf usulü İle ihale edilecektir.
2 — ihale 26.5.1950 tarihine müsadif cuma günü saat 15 te Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde yapılacaktır.
3 — Tapu ve Kadastro idarelerine ait olan 61 kalemin muhammen bedeli 11500 ve muvakkat teminatı 863 liradır.
4 — Tapulama işlerine ait olan 12 kalemin muhammen bedeli de 32690 lira olup muvakkat teminatı 2452 liradır.
5 — Her ikisinin muhammen bedeli 44190 lira ve muvakkat teminâtı 3315 liradır.
Heyeti umumiyesi bir müteahhide ihale edileceği gibi ayrı ayrı da ihale edilebilecektir.
6 — Teklif mektuplarının mezkûr günde saat 14 e kadar teslim edilmesi şarttır. Postada vaki olacak gecikmeler nazara alınmaz.
7 — Şartnamesi komisyonda görülebilir.
8 — tsteklüerin muayyen gün ve saatte müracaatları. (5787)
• • • • ( • 4 A A* . Al
ı


I
• 4
• t*
V.

Mükemmeliyeti sayesinde dün-vaca takdir edilen PHILIPS buz dolapları, sessiz çalışan az ceryan sarf iden, sağlam vs kolay tamir edilir motoru ve buna benzer bir çok meziyetlerinden dolayı tercih ede csğlnlz yegAns buz dolabıdır Evinize alacağınız bir’ teonard ile şilenizin sıhhatin» korur ve saadetini temin edersiniz
Otomobil, Kamyon, Traktör Iıer türlü vesaiti nakliye lâstiği şişirmeye mahsus
Satışı ve temsili için sermayesi kuvvetli, piyasada tanınmış firma aranıyor. >
Güzel Ankara ve Olimpiyat
MEYVALI GAZOZLARI
Yazın Sıcak Günlerinde Bol Vitaminiyle Ferahlık ve Sıhhat Verir.
-

Comments (0)