13 Aralık 1950
Çarşamba
Yeni İstanbul'un
Yıl 2 — Sayı 378 — 10 kuruş
SİYASÎ İKTİSADİ MÜSTAKİL
TAHSİL KUPONU
Başbakanın Avam Kamarasında dün bu
mevzudaki
demecini Churchill sarih bulmadığını
söyledi
KUPONU
Beyofta - MUrinf OfkMrol 3 . A Telefon î 447W . 447B7 Ranfrri
1.000 Saat 1.000 Saat l.ttX OoO Smai
1.000
1.000
1.000
1.000 Scıat
1.000 Saat
LOGO Saat
Attlee, atom mevzuunda Truman ile anlaşmış
İngiliz Başbakanı ”Korede dayanabileceğiz,, diyor
Lnndra, 12 (YİRS) — Amerika seyahatinden dönen Başbakan Attlee, Kırat VI ncı George’u ziyaret ederek 45 dakika süren resmi bir ziyarette bulunmuştur. Attlee, Kıralla yaptığı görüşmeden sonra kabinesi üyeleriyle de konuşmuştur
Londra. 12 (YİRS) — îngil-tereye avdet eden Başbakan
Clement Attlec bugün Avam Kamarasında, Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin Korede dayanabileceklerine İnandığını ve Başkan Truman ile atom bombasının istimali üzerinde yaptığı görüşmelerden pek memnun kaldığını beyan etmiştir.
Teri* eden: TTabfb EdTb - TOREFÎAN
Zamanımızın
ftvnıpası
Kendisini büyük tezahüratla karşılayan Kamara âzala-nna Attlee, ancak kısa bir hitabede bulunabilmiş ve VVa-shington görüşmeleriyle genel dünya durumu üzerinde perşembe günü uzun bir konuşma yapacağını bildirmiştir.
LOOO
1 000
LOGO
i-
1.000 .KaoJ
I 0(M) LÖJM
1.000 Saaı

Saat
Saat
Sjuu
Posta : 447 . tsf&nbul. THrraf AdreıM : HefJo, İstanbul
D. P. Meclis Grııpu toplantısı
C.H.P. nin haksız olarak
» 9
Kısa demecinde Attlee, bilhassa atom bombasının istimal» meselesine temas ederek, bu silâhın kullanılmaması lehinde, Truman ile kendisi arasında tam bir fikir birliğinin mevcut olduğunu açıklamıştır.
Aylardan beri, batı dünyasının Huşlara karşı ancak atom silâhının üstünlüğü ile hâkim bir duruma gelebileceği fikrin» müdafaa etmekte olan Muhafa zakâr Partisi lideri VVinston Churchill, Attlee’den sonra söz alarak. Başbakanın demecin» kâfi derecede sarih ve tatmin kâr bulmadığını söylemiştir. Bu
nun üzerine Attlee. perşembe günü daha geniş izahatta bulunacağını söylemiş ve şunlar» ilâve etmiştir: “Birleşmiş Mil letler kuvvetlerinin Korede tutunabilecekleri ne İnanıyorum
Gayemiz, uzakşarkta istikrarın ve sulhun tesisini sağlamaktır.„
Londra, 12 (A.P.) — Truman ile yaptığı görüşmelere dair verdiği izahat sırasında Attlec şu ciheti açıklamıştır: "Komünist Çinin Birleşmiş Milletler Teşkilâtına kabulü meselesinde Birleşik Amerika ve Büyük Britanya arasında görüş ayrılığı mevcuttur. Ingiltere. Pekin Hükümetini tanımıştır. Pekin rejiminin, Birleşmiş Milletler Teşkilâtında, Çan-Kay-Şek’e tâbi milliyetçilerin yerine geçmesinin lâzım geldiği kanaatindedir Birleşik Amerika, komünist Çin rejimini şimdiye kadar diplomatik alanda tanımamıştır.,, Attlee: "Yalnız birkaç gün süren görüşmelerde bu görüş farklarının halli beklenilemezdi,, demiştir.
Atlantik Pakta askeri şeflerinden Charles Lecheree *Fr-w» OmarBradiey * Amer ika», ve Amiral Fruer
Atlantik Paktı Devletleri
Dışbakanları toplanıyorlar
Kurmaybaşkanları toplantısında Almanyamn Avrupa savunmasına iştiraki kabul edildi
Fakat Batı Almanyamn bu teklifi reddedeceği söyleniyor
doğrudur. genişi iğine bakmaksı-bir yol araya araya, ayaklarına su inmiş türlü bulunamamıştır.
bo-
TRUMAN - Attlee görüşmele-■ rlnden sonra yayınlanan açıklama, dikkatle İncelenmeye değer. Bu vesikanın her cümlesin-yepyenl bir hakikat çıkar-
mak mümkündür. Her şeyden önce göze fllşen nokta, Amerika Qe Avrupa arasındaki geniş anlayış farkıdır. Açıklama, görünürde, tam bir anlaşmaya varıldığım iddia etmektedir. Hakikat İse bambaşkadır. Çüı işinde A-merikanın görüşü, Avrupa adına söz söyleyen Îngilterenin görüşüne hiç benzememektedir. Çin dâvası, fklnd, üçüncü, İlh., derecede bir dâva mıdır? Birleşmiş Milletler Ordusu, Korenin hürriyeti için çarpışırken. Komünist Çin tümenlerinin apansızın harbe katılışı gerçekten ehemmiyetsiz bir olay mıdır? Eğer bu olay ehemmiyetsizse hangisi daha e-hemmiyetlidir?
Koredekl yeni durumun ortaya çıkmasiyle Attlee’nin Wa-shington a uçması bir oldu. A-çıklama, ne kadar yumuşak renklere büründürürse büründürsün. Attlee’nin göze aldığı u-çuş, Çin dâvasının ehemmiyetini apaçık göstermekte ve bu dâvayı dünya politikasının, şimdilik, en başta gelen bir dâvası haline getirmektedir. Birleşik Amerika-P'n veni durum karşısındaki görüşü gerçekliğe son derece uygundur; direnmek ve iradeyle hareket etmek lâzımdır. Batı demokrasileri ise bu fikirde değildir. Onlara göre bir uzlaşma yolu araştırmak daha Darlığına, zm, böyle insanlığın ▼e bu, bir
Belki de bu yolun nesiller yunca bulunamıyacağım çok İyi bildiği için, Truman, konuşmaları uzatmamak istemiş ve açıklamanın bu noktasını olduğu gil i bırakmıştır.
Avrupa son yıllarda daha te-•vekkülcü bir politika gütmektedir. Bir zamanlar, bugünkü işlııi yarma bırakmayan bu bölge, fimdi, Osmanlı Devletini hatırlatacak bir ölçüde, İşlerini yarına atmakta ve en ehemmiyetli dâvalarını, pamuk ipliğine banlamayı dünya politikasına gelenek yapmaktadır. Avrupanın bu yüzden kaybettiği fırsatlar gerçekten az değildir ve çağımızı baştanbaşa ürperten şimdiki büyük politika buhranının başlıca sebebi de budur. Politikanın en •on dakikaya bırakılan dâvaları olduğu gibi, hemen ele alınması gereken dâvaları da vardır. Çağdaş Avrupa, bilhassa son dünya savaşından sonra, sırf ideolojiler yüzünden, büyük dâvalarını sinisiyle ele almak anlayışını gösterememiştir. Attlee’nin Wa» shington’a vardığı sırada, Fransa adına Pleven, birtakım şartlarla. Batı - Almanyamn silâhlanmasını kabul ettiğini bildirmiştir. İspanya, bugün bile, milletlerarası anlaşmalarının çerçevesi içine alınmamış bulunuyor. Japonya, şöyle böyle kendi haline bırakılmış gibidir. Buna karşılık Sovyctler, kontrolleri altına aldıkları ülkeleri yıllar yılı silâhlandırmakta ve teşkilâtlandırmaktadırlar. Kuzey Kore bunun tam bir delilidir Avrupa, a-şın İyimserliğe dünya realist Tunda barışı
daha çok emniyette olur ve üstelik Truman-Attlee açıklamasına da İhtiyaç kalmazdı.
Avrupa, şimdiye değin işlenen hatalan bir yana bırakarak^ dünya gerçekliği fle mutlaka ürkmeden hesaplaşmak zorundadır Truman, son açıklamada, Çin dâvasına dokmvnamakla, Avru-paya bu imkâna vermiştir. Dünya gerçekliğini kavrayabilmek 1-çtn bu bir fır.^^ttrr. Biz işte hu son fırsatın kacmlmamasını hem Avrupa İçin istiyoruz, hem de insanlık kültürü için.
M. NEKMİ
kapıimaksızın. durumunun gelişmesini bir anlayışla tam zama-kavramış olsaydı, dünya bugün her zamankinden
Çinliler takviye ediliyor
Yeni kuvvetler arasında Moğol süvari tümeni de
Tokyo, 12 (YİRS) — Bugün Kore cephelerinde nisbl bir sükûnet hüküm sürmüştür. Kuzeybatı Koredeki bazı mevzii çarpışmalar bertaraf edilecek olursa hemen 1 ra harekâtı olmamıştır, taraftan öğrenildiğine göre, komünist Çin kuvvetleri bugün deyeni takviyeler almışlardır. Son gelen kuvvetler arasında 2 Moğol süvari tümeni de vardır Böylece kızılların cephede harekâta hazır bir halde .300 000 kişilik bir askerî kuvvetleri toplanmış ve ihtiyatta da 700.000 kişilik kuvvetleri hazırlanmış olmaktadır.
Kuzeydoğu Korede Hamhung ye HilAğnam civarında toplanan müttefik kuvvetleri geniş bir kavis içinde düşmanın ilerlemesine mâni olmaktadırlar
\ 4-k ■
Churchill
ve Attlee
bertaraf mi______
hemçn hiÇ birka-Dlğer

Brüksel, 12 (YİRS) — Belçika Dışişleri Bakanlığından bildirildiğine göre, Kuzey Atlantik Paktı Dışişleri Bakanları 18 ve 19 aralık tarihlerinde Brüksel-de toplantıya çağırılmışlardır. Toplantıda Amerikan Dışişleri Bakanı Dean Acheson da hazır bulunacaktır.
öğrenildiğine göre müzakerelerde General Eisenhower müşterek Avrupa savunma ordusu kumandanlığına tâyin edilecektir,
Londra, 12 (YtRS) — Kuzey Atlantik Paktı Kurmaybaşkan-lan bugün beşinci toplantılarını yapmış ve, müzakereler şonun(|ı( bir tebliğ neşretmişlerdlr. Tebliğde, Alman kuvvetlerinin müttefik kumanda heyetinin idaresinde olmak üzere, müşterek Av.
rupa sanınma ordusuna kabulü hususunda anlaştıkları bildirilmektedir. Müzakereler gayet anlayışlı bir hava içinde cereyan etmiş ve mutat saatten önce sona ermiştir. Askeri Komite yarın da çalışmalarına devam e-decektir.
Batı Almanya itiraz edecek Bonn, 12 (AP) — Buradaki yetkili çevrelerden dün öğrenildiğine göre, Batı Almanya, Atlantik Paktı müdafaa teşkilâtında Alman birliklerinin kullanılması teklifini sarih bir surette reddedecektir.
İyi haber alan bir kaynak, Başbakan Konrad Adenauer’in bu hususnl geçenlerde yapılnftış olan bir siyasî toplantıda açıklamış olduğunu söylemiştir.
Korede muhasamata son verilmesi için

13ler teklifini siyasî
komite görüşecek
Hînd delegesi Rau her iki tarafın da sulh istediğini ve bu arzunun tahakkuku için çalışmak gerektiğini bildirdi Lake Success, 12 (YtRS) —
Birleşmiş Milletler Siyasi Komi-
tesi bugünkü müzakereleri esna-
i
Montgomery'nin tavsiyesi
Brüksel, 12 (A.P.) — Belçika Savunma Bakanlığı sözcüsüne göre. Batı Birliği Silâhtı Kuvvetleri Başkomutanı Mareşal Lord Montgomcry Belçika savunma şefleriyle yaptığı görüşmeler m-ranında, Kuzey Atlantik Paktına dahil bütün devletlerin iki yıl sürej) mecburi askerlik hizmeti esasını kabul etmelerini kuvvetle tavsiye etmiştir.
sında Komiteye takdim, edilen 13 Asyalı devletin takririni gündemin başına almaya karar vermiştir. 13 devletin kabul edilen bu teklifinde, Korede ateş kesilmesini sağlamak üzere üç kişilik bir komisyon kurulması ve bunun da Asamble Başkanı tarafından.kendisinin de iştirakiyle teşkili talep edilmektedir. Siyasi Komite, yarınki görüşmelerinde Asvalı devletlerin bu talebini Incelİyecektlr.
Rau’nun konuşması
Lake Suceess, 12 (YİRS) — Bugün Birleşmiş Milletler Siyasi Komitesine 13 Asyalı devletin hazırladığı takriri takdim eden Hint Delegesi Rau, Komünist Çin Delegnsyoniyle yaptığı teaddlt görüşmelere temas bir konuşma yapmıştır. Komünist Çinlilerin Kore
bine karışmak zorunda bırakıldıklarını, Komünist Çin Delegasyon Şefi VVu'nun kendisine, hususi görüşmelerinden birinde söylediğini açıklamıştır.
mü-eden Rau. har-
Denizbankın kurulmasına başlandı
Ankara, 12 (ANKA) — Deniz bankın kurulmasına kati olarak karar verilmiştir. Bu İşe memur edilen Yusuf Ziya Önlş, şehrimize gelerek alâkalılarla temaslarına başlamıştır.
Yeni Denlzbank eskisinden farklı olacak ve tamamen ticari usûllerle idare edilecektir. Hususi sermayenin de iştirak edeceği Denizbankın İdare meclisi reisliğini Yusuf Ziya önlş deruhte edecek, Umum Müdürlüğe de muhtemel olarak Emekli Sandığı Genel Müdürü Ulvi YenrJ getirilecektir.
Denizbankın bugünkü Denizyollarından çok daha dar bir kadro ile çalışması İmkânının da aranacağı söylenmektedir.
Rau. Komünist Çlnîllerln Birleşmiş Milletlere ve Amcrikaya karşı çarpışmak istemediğini ve bu hususu General Wu'nun da aşağıdaki şekilde belirttiğini bildirmiştir:
"Biz hakikaten harp istemiyoruz, fakat Birleşmiş Milletler ve Amerikan kuvvetlerinin Man-çurya hududu yakınlarında askerî harekâtta bıılunmalan bizi zorla harbe sürüklemiştir.**
Rau, Komünist Çin Delegeleriyle yaptığı müteaddit görüşmelerde, Pekin Hükümetinin sulh arzusunda olduğu hususunda kendisine teminat verdiğini de bildirmiştir. Rau, Batıkların da maksatları aynı olduğuna göre, bu gayenin tahakkuku için çalışılmasını talep etmiştir.
Hint Delegesi sözlerine devamla. Komünist Çin delegeleriyle yaptığı görüşmelerde» bu kimselerin kendisinden Formoza hak kındaki fikirlerini sorduklarını kaydederek, verdiği cevabı da Siyasî Komiteye bildirmiştir. Rau‘ya göre, Formoza Potisdam ve Kahire anlaşmaları hükmüne binaen Çine aittir. Rau bu hususun Başkan Truman*ın muhtelif demeçleri ve bu arada 27 haziran demeciyle de teyit edilmiş olduğunu belirtmiştir. Hint Delegesi bundan sonra 7 nd Amerikan Filosunun Formozaya gönderümesinin Kore harekâtiy-le ilgili bulunduğunu ve Korede durum düzelince donanmanın geri alınması gerektiğini İlen sürmüş ve bu hususun da Başkan Truman’ln 31 ağustos demeciyle fiçıklandığını sözlerine ilâve etmiştir.
New-York, 12 (YİRS) — Birleşmiş Milletler Asamblesi, bugün Birleşmiş Milletlerde Milli» yetçi Çin tarafından işgal edilmekte olan yere. Komünist Çi. nin getirilip gctirllemlyeceğl hu. susunu tnceliyecek olan 7 kişilik bir komite seçmiştir. Komitede Hindistan, Kanada, Ekvn-tor, Meksika, Filipinler, Polonya vc İrak bulunmaktadır.
General Elsonhowcr
iktisap ettiği mallar
p™ 11 — ■
Adnan Menderes, şimdilik tesbit edilen malların 50 milyonu aştığını bildirdi
D. P. Meclis Grupn, dün Fuat Hulusi Demlr-elli’nin başkanlığında toplanmıştır.
Müzakereler arasında söz alan Başbakan Adnan Menderes, C.H.P.nin haksız mal iktisaplarmdan bahsetmiş ve bunlann hakikî sahibi olan devlete iadesi lâzımgeldiğini anlatmıştır.
Başbakan, C.H.P. nin bütoeden, Hususî İdarelerden, belediye ve köy bütçelerinden Halkevlerine yardım namı altında aldığı paraların hesabını yapmış, Halkevleri hükmî şahıs olmadıklarından bunlara teberru yapılamayacağını ifade etmiştir. MaG-ye müfettişlerinin hesaplan çıkarmakla meşgul ol-duklannı bildiren Menderes, bu şekilde ahnmış paraların şimdilik 50 milyon üra olarak tesbît edildiğini söylemiştir.
Başbakan ayrıca C.H.P. nin efindeki emlâkin durumu hakkında da etraflı malumat vermiştir.
Dünkü Grup müzakerelerinin tafsilâtını üçüncü sayfamızda bulacaksınız.
Birkaç günden beri şehrimizde bulunan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Ele rem Hayri Üstün dağ don bir basın toplantısı yapmıştır. Gazetecilerin sordukları muhtelif suallere cevap veren Bakan. sağlık politikası, memleketimizin sağlık durumu ve hasta» hane hekimlerinin vazifelerine devam mevzularında izahatta b«-tnnmııştıır. Bakanın beyanatı ikinci sahifemizdediz.
■■ —
LİİO

*
Suriye Başbakanının yakında
Ankaraya gelmesi muhtemel
0
Arap memleketleri aralarında siyasî görüş birliği tesisine çalışıyorlar
Adn.no, 12 (Hususî muhabirimiz Yusuf AYHAN bildiriyor) — Arap Birliği ve müşterek müdafaa mevzuları üzerinde Arap memleketleri liderleriyle bizzat temaslarda bulunan Suriye Başbakanı Dr. Nâzım Kudsl Bey, bu lefa da, Mısıra gitmiştir. Nâzım Kudsl Beyin Mısırla Suriye arasında siyasi, askeri ve İktisadi bir anlaşma yapmaya çalıştığı da bildirilmektedir. Suriye Başbakanı Kahirede Yemen temsilcisi ile de müzakerede bulunmaktadır.
Arap memleketleri arasında gerek askeri, gerek siyasî bir görüş ve fikir birliğinin teminine çalışılırken, Ürdünün de diğer Arap memleketleriyle dostluk tesisine gayret ettiği İlâve edilmektedir. Nitekim, yeni Ürdün Başbakanı, btr basın toplantısında, bunun lüzumunu belirtmiştir.
İstiklâlini henüz İlân eden yeni Libya Devletinin muhterem hükümdarı İdris Sünust de Mısıra gitmektedir. Büyük Türk dostu Şeyh Sünusî hazretlerinin torunu olan Emir îdris SünusJ’nin Mısır seyahatine geniş bir e-hemmivet atfedilmektedir. Hâ-
len Amerfkada bulunan Arap Birliği Genel Sekreteri Azzam Paşanın, Libya Devletine tam İstiklâl sağlanması için uğraştığı da açıklanmaktadır.
Dost ve komşu Arap memte-ketlerini bugün çok meşgul & den "Müşterek müdafaa** mevzuu üzerinde Irak Genelkurmay İkinci Başkan Yardımcısı He Suriye Elçisi Emir Adil Arslaa Bey tarafından Ankarada müsait bir zemin hazırlandığı takdirde, Başbakan Dr. Nâzım Kudst Beyin memleketimize geleceği de. mevsuk kaynaklardan haber verilmektedir.
Türk sanayiinin hususî teşebbüse devredilmesi
Profesör Henry Laufen-burger’in gazetemiz için yazdığı makaleyi bugün 2 inci sayfamızda bulacaksınız.
BİRAZ DA BİYOLOJİ!
Sayfa 2
YENÎ İSTANBUL
13 Aralık 1H50
■ Günün meseleleri ■
Tiirk sanayiinin hususî teşebbüse devredilmesi
Yazan: Henry Laufenburger |
gtRLEŞMÎŞ Milletler, inkişafı tamam olmıyan memleketlerin finansmanına hususî bir ehemmiyet vermektedir. Bu mesele şimdilik silâhlanma yüzünden bir tarafa bırakılmış gibi görünüyorsa da günün meselesi olmaktan çıkmadı- Kendi hesabıma şu kanaatteyim ki, henüz el sürülmemiş kaynaklan işletmek ve hele lüzumlu kadar sermaye en-vestismanı hususunda devletin müdahalesi tesirsiz kalır.
Devlet, milletlerarası kurumlar çerçevesi içinde plân lar hazırlamak ve tercihan geliştirilmesi lâzım gelen zirâat ve sanayi şubelerini tâyin eylemekle iktifa etmelidir. Umumi menfaat icabı sayılan işi gerçekleştirmek de hususî teşebbüse ait bir keyfiyettir. Malî bakımdan mütalâa edersek kapitalist tekniğine faaliyet ve muvaffakiyet imkânlan vermekten başka hal çaresi göremiyoruz.
Sınaî teçhiz işini tamamlamak ve yeni istihsal vası-talan kurmak, son hududuna kadar çıkarılmış vergi ile mümkün olmaz. İktisadı gelişmenin ruhu kârdır; o-nunladır ki cesaretli teşebbüsler yaratılır; kâr olmasa, esas itibariyle gayri kâfi olan dahilî tasarrufu ve hele zarurî olan dış sermayeyi cezbetmek imkânsız kalır.
Sermayeciliğin artık “geride kalmış” bir mezhep olduğu iddia edilmesin, “insanileştirilmesi” pek mümkün bulunan ruhundan dolayı tenkide uğruyorsa da tekniği ve malî usulleri bakımından eşi yoktur. Toplulukların envestismanlan ve idare tarzını murakabe altında bulundurmasına mâni yoktur. Hattâ, muhtelit ekonomi usulüne göre devletin yeni şirketler sermayesine iştirak etmesini gayet uygun bulurum- Bütün mesele hususî teşebbüs as-habiyle ortak devlet için kâr ihtimalleri mevcut olmasında ve hele dışarıdan teklif edilen sermayelerin aleyhine olmak üzere vergilerin o kân baltalamama-sıdır.
Devlet, hususî teşebbüs ve menfaatlere talihini denemek imkânını vermiş olmakla bir zaman sonra yeni teşebbüslerdeki hissesinin yükseltilmesini düşünebilir. Hattâ, esas malzemenin amortismanını . sağlamak fırsatını verecek uzunca bir rantabilite devresinden sonra ana sanayiin devletleştirilmesi derpiş edile-bilir.
Türkiye, mâkûs yola tarihî sebepler yüzünden girmek zorunda kaldı. Teşeb-1 büsün ve hele iç tasarrufun kifayetsizliği yüzündendir ki memleket, geniş ölçüde devletleştirilmiş bir bölge-
-İktibas hakkı mahfuzdur -nin mevcudiyetini kabul etmeğe mecbur oldu. Yeni yeni faaliyetlerin gelişmesi bakımından murakabeli sermayecilik veyahut muhtelit ekonomi usulleri yukarıdaki sebeplerle tavsiye edilirse de, buna karşılık hâlen devlet sahasında bulu-I nan sanat bölümlerinin hususî teşebbüse ve şâhıslara iadesinin arzuya şayan olup olmaması ve mümkün bulunup bulunmaması noktaları üzerinde tereddüt edilebilir.
Sanayiin hususî teşebbüse iadesi meselesi Demokrat Partinin iktidara geçtiğinden beri günün konusu oldu. Onun, meselâ, nakil vasıtaları gibi kamu hizmetleri bakımından ele alınması caiz değildir, zira hususî demiryolları işletmeyi düşünmek bile umumî tekâmüle aykın sayılır. Taşkömürü, petrol ve bazı madenler gibi toprakaltı servetlerini işletme şeklini takdir etmek Hükümete a-ittir; fakat bu alanda devletleştirmeye ve hiç değilse devle murakabesine doğru bâriz bir temayül bulunduğunu da hatırlatmak isterim.
Meselenin düğümü tahvil sanayiinde ve hele hafif sânayidedir. Bunun hususî iktisada devri inkâr edilmez güçlüklerle karşılaşmaktadır. Teklif edilen sermayelere her şeyden evvel eski hale dönülmiyeceğine, yani devletleştirme tedbiri âlın-mıyacağına dair teminat vermek lâzım. Bu noktada uzunca bir müddettik imtiyaz verme formülü, ileride iktidara gelecek hükümetleri de bağlayan bir nevi teminat teşkil eyler. Amelî bakımdan muhakeme edilirse en uygun görüneni yine muhtelit ikisat cemiyetidir — devlet tarafından ve tercihan müstakil bir malî müessese tarafından yatırılan sermaye azınlıkta kalmak şartiyîe... Diğer taraftan, memleketin hususî tasarrufundan istenecek iştirak nispeti hakikî imkânları çerçevesinde kalmalıdır. Kendine yalnız bir murakabe hakkı ayıran resmî makamlar işlerin sınaî ve ticari bakımdan idaresine hiç bir suretle müdâhale etmemelidirler. Bu münasebetle Italyada yapılan bir tecrübeyi hatırlatmak isterim :| Orada kurulmuş “Sınaî İmar ve Enstitüsü”,
bulunan Kalkınma 60 milyar liretten 120 milyara çıkanları bir sermaye ile bankaların, demircilik ve makine sanayiinin, elektrikleşmenin, deniz inşaatının finansmanını üzerine almış olup idare ve icraata karışmaz. Keza Fransada, devletleştirilmiş olan kömür madenleri, elektrik sânayii, v.s. tedricen hususî işletme usullerine tâ-
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
— 92 —
Karanlığın ve gizi! kaynatmaların bu müdafaası, NietzschO'den sonraki felsefe ve aajıat hareketlerinde, akla karşı isyanların montelerinden biri sayılabilir. Tesirleri bakımından, Allahsızlığa vc mikiliznıe okluğu kadar mistik düşüncenin tazelenmesine dc yol açmıştır. Tezatlarına kendisinden ziyade peşinden gülenleri kurban edecek bir sihri vardır. Fakat halis fikir olarak beni kazanamamıştır. Yalnız, çağlayan üslûbunun dinamik prenaipinde, yerine getirmek istediği değerler ne kadar yanlış olursa olsun, mevcudu yıkmak iatiyen hayırlı bir inkılâp Öfkesinin ihtişamlı bir fikir musikisi halinde akan dolgunluğu sezilir ve beni çeker. Fakat, yine de, iki saat süren bu teslim oluştan her hangi bir teselli elde edebilmiş değilim. Bilakis, içimdeki trajedi duygusu, beni ürkütecek kadar büyüdü. Geceye derinlemesine girmekten korkuyorum. Saat on ikiyi geçiyor. Aşağıda misafirler var. Yatağa girmek istemiyorum. Okumaya devam edemeyince, defterimin başına geçtim ve yu-kanki parçayı tercüme ettim.
"Şimdi, inanılmıyarak şey. burnumda bir yanık kokusu var. Odamln içinde bir şey tutuşmuş gibi. Sanki her taraf duman. Fakat bakıyorum, hiç bir şey yok. Bir vehmin beni 452
Şehir köşesi
A ti karada maçla ra yit mrk 1 stanbulduki gibi zor dcyil. Nüfusu daha az olduğu için hamen hemen îstanbuldaki stadyum kadar seyirci alan sahafla yer buIunaMliyor ve bu sebepten karaborsa yok. Fakat seyirci, aynı heyecana sahip, spor edebiyatı!!/.. An-karada da îstanbuldakinin | aynı. Nitekim Fransa - Türkiye maçında, sahaya aı/tvı koçanları, mandalina kabuklan vesaire yağdırıldı. Her halde aB„ takınılan arasında olduğu ifin, diyeceğim, maç da “b.t U feryatlar, tc-oi^mclcr arasında cereyan etti, ve, zabıta müdahale et meşeydi, oyunculanndan pek azı ös be öz Fransız olan Milli Takımı, son dakikada yediği gollere ilâveten birde dayak yiyecekti.
Doğrusunu söylemek lâzım gelirse, oyunun, daha başlangıçta çığınndan çık- , vıa.sına misafirler sebep ol~\ du. Fransızcada
sıfatiyle tavsif edilen miskin hilelerle bizimkileri tahrik ettiler. Eh, bir gün evvel Koredeki askerlerimiz için nümayiş yapılmıştı, o gün de, sabahtan beri radyolar mevlit «esleriı/le biitiin An-karayı inletiyordu, Lef ter bile vecde gelmişti, karşısındaki Fransızı nasıl toslama sın f
BÎR İSTANBULLU
İlkokulların kalabalık sınıflan
Okuyucularımızdan aldığımız muhtelif mektuplarda, ilkokulların kalabalık sınıflarından şikâyet edilmekte ve bu yüzden talebelerin iyi yetişemedikleri mevzuunda durulmaktadır. Nitekim dün matbaamıza kadar gelen bir okuyucumuz bize şunlan söyle-miştir:
—H Kızım, Lâlelide Kocara-gıppaşa İlkokulu beşinci sınıf öğrencilerindendir. 120 den fazla mevcudu olan bu sınıf iki şubeye bölünmüş ise de her şubede gene 60 tan fazla öğrenci bulunmaktadır. Bu sene yanm tedrisat usulü konulan okulda, tek öğretmenin günün iki üç saatine inhisar eden kısa bir zamanda bu kadar çocuğu yetiştirmesine manen ve maddeten imkân tasavvur olunamıyacağı cihetle, çocuklardan beklenen randımanın almam lyac ağı aşikârdır.
Dahilî teşkilâtı müsait olan o-kulda beşinci sınıf için üçüncü bir şube ihdas edilmek suretiyle hiç değilse sınıf mevcudunun üçe bölünerek çocuklarımızın son senelerinde iyi bir şekilde mezu-niyet İmtihanlarına hazırlanmaları lüzumu meydandadır.*
Okuyucumuzun haklı olan dileğini alâkalıların dikkatine koyuyoruz.
bi tutulmakta olup devlet, teşebbüslerin günün birinde hususî sermaye talebinde bulunabilmesi maksadiyle onlan verimli bir hale getirmek için elinden geleni yapmaktadır.
Sinesinde pek değerli iktisatçı ve maliyecileri bulunduran ve siyasetten u-zak kalmış kimselerin İrşatlarından Türkiye
memleket bünyesine hem de yabancı sermaye teklifi ihtimaline uygun formülleri her halde bulacaktır. Tür-kiyenin dostlan olsa olsa fikirler üzerinde durabilir ve aynı mahiyetteki meselelerle karşılaşmış memleketlerin tecrübelerini hatırlatabilirler.
da faydalanan Hükümeti hem

*•
r—
»■
şehir haber
Turizm dâvamız
ve rehberler
Türkiye M. Talebe Federasyonu bu sene de faaliyete geçiyor
Türkiye Millî Talebe Fedcras yonunun Turizm Komisyonu geçen sene açmış olduğu üniversiteli Rehber Yetiştirme kurslarına bu sene dc devamı kararlaştırmıştır.
fikir Elif
Kurslar İki kiminden müteşekkildir. Birinci kısım 17 aralık pazar günü tanınmış adamlarımızdan ressam
Naclnln, Beyazıttakl Marmara lokalinde Türk ve İslâm Eserleri Müzesi hakkındaki konferansı ile başlıyacaktır. Bu kısımda rehber namzetlerine faydalı olacak, salâhiyeti! şahıslar tarafından konferanslar verilecek, filimler gösterilecek, mü zeler gezdlrilecektir. Birinci kısım Vedat Nedim Törün '‘Turizm nedir ve turist kimdir?., mevzulu konferansı ile nihayet bulacaktır. Kursun ikinci kısmı Istanbulun tarihi ve din! mahalleri gezilerek, damlarımızdan Koçu tarafından çektir.
defteri!
Reşat izahat
ilim a-Ekrem verile-
Kursa İştirak yüksek tahsil talebesinin müracaatları Türkiye Millî Talebe Federasyonunun Teknik Üniversitedeki merkezinde kabul dilmektedir.
etmek
Istiyen
e-
Sağlık Bakanı dün bir basın toplantısı yaptı
Muhtelif meselelere temas eden Ekrem Hayri Üstündağ geniş izahlarda bulundu
Şehrimizde bulunan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakam Dr. Ekrem Hayrl Üstünda# dün saat 17 de Gazeteciler Cemiyetinde bir basın toplantısı tertip ederek muhtelif mevzular Üzerinde rulan suallere cevap vermiş ezcümle şunları söylemiştir:
şo-
va
Koruyucu hekimlik . tedavi edici hekimlik
Sağlık politikası konusunda medeniyet dünyasının geçirdiği uzun tecrübe yıllarından süzüle süzüle elde edilen kati neticelere ve bugünkü tababetin ulaştığı son merhalelere göre devletlerin sağlık işleri, mahiyeti ve mevzuu bakımından iki ana temel üzerine oturtulmuştur:
1 — Koruyucu hekimlik
2 — Tedavi edici hekLmlik,
ileri bölümü tababet yüklen-gayesi:
Şehrin elektrik dâvasını ıslah
do
Şehir Meclisi dün toplandı
Şehir Meclisi dün naat 15
toplanmıştır. Geçen celsenin zabıtları okunduktan sonra, âza-dan birkaç kişi, zabıt hulâsalarının daha etraflı yazılması isteğinde bulunmuşlar, gündemde başka madde olmadığı için 15-12-1950 cuma günü saat 15 de toplanmak üzere oturuma son verilmiştir.
Bu İki kol zamanımızın memleketlerinde bir İş halini alarak koruyucu kısmını bilhassa devlet miş bulunuyor. Bunun
Hastalık doğuran sebeplerle önceden mücadele edilmek suretiyle insanları hastalıksız uzun bir ömre ulaştıracak imkânları sağlamaktır. Tedavi tababetinin hedefi ise hastalanan insanı imkân derecesinde çabuk ve tam o-larak iyileştirmektir. Pratikte hastalığı mümkün olduğu kadar azaltmanın, yani insanlığı korumanın hastaları iyi etmeye uğraşmaktan çok daha faydalı ve iktisadi bakımdan anlaşılmıştır.
Hasta olanları hastahane açmak
yük kısmını belediyeler, özel I-dareler, hayır ve şefkat müesseseler!, hasta kasaları ve hasta sigortalan üstüne almıştır. Böy-lece koruyucu tababet devletin, tedavici tababet de belediyelerle hususî teşekküllerin vazifesi olmuştur.
kârlı olduğu
tedavi İçin işinin en bü-
I

ur J ■* ■

Memleketimizdeki durııın
Bizde dr İşin bu İstikamette gelişmesi tabii ve zaruri İken memleketin bugünkü durumu ve hususi İcapları, maalesef hemen ve derhal tam mânasiyle buna İntibak etmeye müsait değildir. Bu ciheti İyice kavramak için evvelâ modem tababetin memle-ketlmizce kabul ve tatbik tarihçesini gözden geçirmek faydalı olur. Sağlık işleri İlk defa ele alınarak bir düzene konmaya başlandığı sırada tedavi edici tababetle birlikte ve ona muvazi olarak zamanına göre İleri bir zihniyet ifade eden koruyucu hekimlik hareketlerinin de başladığını görürüz. Bu bapta uzun tafsilâta girmeye lüzum görmeden 1275 den bavlıyarak 1287 tarihine kadar devletçe çıkarılan sıhhi nizamnameler ve kurulan tesisler bugün artık belediye sağlık İşleri çerçevesine girmiş bulunan bir çok koruyucu tababet tedbirleri ve tertipleri kurmuş ve başkaca salgın hastalıklarla savaşmak yolunda bir çok hizmetler meydana getirmiştir.
Bu da gösteriyor İd, devlet: sağlık işlerine ciddi surette müdahale ihtiyacını duyunca daha ilk adımda tedavi edici tababetle birlikte koruyucu hekimliği ve sosyal yardım İşlerini hep birden ve blribirinln tamamlayıcısı olarak düşünmüş, şümulü her ne kadar mahdut olsa da çalışmalarını ona göre Ayarlamıştır. Fakat gitgide memleketin umumi olarak içine saplandığı çıkmazlar yüzünden bu muvazene koruyucu hekimlik aleyhine ve tedavi edici tababet lehine ağır basarak, hakiki İhtiyaca ve doğru istikamete tamamen zıt bir durum hasıl olmuştur ve nihayet hükümet bilhassa tedavi edici tababetle â-zaml derecede uğraşmak mecburiyetinde kalmıştır. Size en son vaziyetten bir misal vereyim. Sağlık Bakanlığının 1950 yılı bütçesinde koruyucu tababet işlerine 2.266.000 lira ayrılabilmiş olmasına karşı tedavi edici tababet İçin 15.000.000 liralık ödenek harcanmıştır. Hal böyle iken hayli münevverlerimiz dahil bir çok kimseler bütün memleket hastahanelcrlnin tedavi edici tababet hesabına Sağlık Bakanlığına devrini istemektedir. Ben şahsan bunun çıkar bir yol ve memleket İçin hayırlı bir gidi', olduğuna inanamıyorum. Hâlen bütün memleket İçinde elimizde ancak 22081 yatak bulunmaktadır ki, 1946 sayınıma nazaran her 10 000 kişiye 10,5 yatak isabet etmektedir. Bu nispet Ingll-terede 154, Danimarkada 139. Yunanistandı 21, Mısırda 15 tir. Bizim şimdi Yunanistan derecesine varabilmek İçin mevcut hastane ve yataklarımızı bir misli daha arttırmamız lâzımgelecek tir. Bu nispet dalı! ihtiyacıcızı gereği gibi karşılıyamamakla beraber son sayımda dahi anlaşılacağı gibi nüfusumuzun şükrana şayan derecede sürekli ve muntazam bir artış kaydettiğinden özlediğimiz hedefe varmak yine mümkün okmuyacaktır.
İlk kadın belediye reisimiz, Mersin Belediye Başkanı Bayan Müfide İlhan, tngl İte redeki bir aylık tetkik seyahatinden dönmüş bulunmaktadır. Dün kendisiyle konuştuğumuz Buyan Müfide ilhan bize şunları, söylemiştir:
"— Londrada toplanan Belediyeler Kongresine İştirak ettim Ayrıca Ingilterede büjük ölçüde hüsnü kabul gördüm. Bana muh telif yerleri gezdirdiler. Modern belediyecilik bakımındım çok şeyler Öğrendim. Tahiî ben bunların daha az para ile yapılacak olanlarını tatbik etmeye çalışacağım^
Bııynn Müfide Ilhan Ankaraya gittikten sonra vazifesi başına dönecektir. Yukarıdaki resini d o (ortada) Bayan Müfide /Ihan görülmektedir.
Sağlık durumumuz endişeli değil
Memleketin sağlık durumu gönlümüzün dileğince mükemmel olmamakla beraber, endişeli de değildir. Sıtma, frengi, trahom gibi yuva kurmuş salgın hastalıklara karşı açılan savaşlar iyi neticeler vermiştir. Muhterem Dr. Profesör Tcvfik Sağlam bir kaç yıldan beri talebelerine gösterecek sıtmak vakası bulamadı-
ğını resmî bir toplantıda bildirmiştir. Bununla beraber memleketimizde büsbütün sıtma kalmamıştır demek doğru olmaz. Dikkatle tatbik ettiğimiz çiçek aşısı sayesinde de hastalığın dışarıdan sızacak serpintilerine karşı bile kendimizi korumaktayız. Öteki bulaşıcı hastalıklardan da son yıllarda salgın yapabilenleri yoktur. Bu netice teşkilâtın liyakat, dikkat ve ihtimamım ispat etmektedir.
Sn Hık tahsisat!
Yeter miktarda para, medeti bir memlekette sağlık İşlerinin normal «ayılabilmesi için asgari şart olarak; sağlık tahsisatının umumî bütçenin yüzde onundan aşağı düşmemesi gibi bir Ölçü kabul edilmiştir. Bizde İse on dolgun zamanında bile gen^l bütçe yüzde beşinden yukarı çıkmamıştır. Üstelik bu paranın en büyük kısmı da tedavi edici tababete yani yukarıda ölçüsünü verdiğim yüzde ona pek az dahil olması gereken servis kısmına harcanmaktadır.
Hastahane hekimlerinin durumu
Ortada yanlış bir anlayış mevzuu bahis olduğunu sanıyorum. Bakanlığın tamimi bütün hastahane hekimlerini değil teftiş neticesinde vazifeleri başına geç gelmeleri sabit olanları İstihdaf etmektedir. Vazifesine devamlı olanların bundan alınması icap etmez.
Genelevler meselesi
Memleketimizde zührevî hastalıklar son derece azalmıştır. ÇÜnktl, genelevlerde çalışan kadınlar muntazaman muayeneye tâbi tutulmaktadırlar. Ben şahsan genelevlerin kapanmasına muterizim. Ancak, bu gibi yerlerin kapatılması Beynelmilel Sağlık Teşkilâtınca ekseriyetle karar altına alınmıştır. Biz de bu teşkilâtın bir üyeâi olarak bu karara uymaya mecburuz. Yalnız yeni vaziyetten sonra ne gibi tedbirlerin alınması lâzım geldiğini Bakanlıkta teşekkül eden bir komisyon müzakere etmektedir. Şunu söylemeliyim kİ. bu işi serbest ve başıboş bırakamayız. Bu hal, memleket için felâket doğurur.
üniversite hastahanelcrlnin durumu
Ben şahsan üniversite hasta-haneleri ile belediye hastahane-leri arasındaki gerginliğin üniversite hastahanesinln tamamly-le ayrılmaslyle halledileceğine kaniim. Ve meselâ Gureba Hastanesi yeni paviyonlann ilâvesiyle tamamiyle üniversiteye devredilirse bu dâva da halledilir zannındayım. Yalnız mezkûr mesele hakkında bir komisyon kurarak nihaî karan, İşin her cephesini gözönünde tutarak, a-la cağız.
Sağlık merkezleri
Koruyucu hekimliğe esas olmak üzere her 40 köy İçin bir sağlık merkezi kuracağız. Bu. bizden evvelki hükümetlerin dc tanzim ettikleri plânın muaddel şeklidir.
Hemşireliğin ehemmiyeti
Hemşirelik mesleği üzerinde ısrarla durmaktayız. Bunun için mühim vilâyetlerimizde aile kadınlarının iştirak edecekleri kurslar açmak karanndayız. tik kurs Ankarada açılmış ve faaliyete geçmiştir. Hemşirelerin meslekte kalmalarını temin için yeni bir kanun tasarısı hazırladık. Buna göre hemşireler 60 lira asil maaş alana kadar terfi edebileceklerdir.
Bu mevzuda dün bir toplantı yapıldı. Son zamanlarda sarfiyatın arttığı tesbit edildi
Dün Vilâyette Vali ve Belediye Reisi Prof. Gökayın başkanlığında Îstanbuiun elektrik İşlerini ıslah İçin bir toplantı yapılmıştır. Toplantıda belediye Reis Muavinleri. Hukuk İşleri Müdürü. E.T.T. Umum Müdürü İle Muavinleri bulunmuşlardır. Elektrik Fabrikası için alınacak türbin etrafında müzakereler cereyan etmiş ve son zamanlarda elektrik sarfiyatının artmış bulunmasından dolayı şebekede yapılmakta olan tâdilâtın bir an evvel İkmali kararlaş mı ştır.
Ö L Ü M
SarlrAzam Ahmet Vefik Pa«ja lorunu, Gümrük Nâzın Cemal Beyin oğlu, İttihadı Milli ve Ünyon Sigorta şirketleri Müdürü
AHMET VEFİK SERTEL
vefat etmiştir.
Cenazesi 13.12.1950 günü öğle namazını
Teşvikiye Camiinden kaldırılarak RumelihisanndaJd aile kabristanına defnedilecektir. Mevlâ rahmet eyleye.
Sertel Afleal
çarşamba müteakip»
ÖLÜM
İTTİHADI MİLLÎ
TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ ve
Ünyon Sigorta Kumpanyaları îdare Meclisi, Müdüriyeti ve memurları. Şirketlerinin Müdürü Bay Ahmet Vefik Sedefin 12 aralık 1950 Babahı Hakkın rahmetine kavuştuğunu teessürle bildirirler. Cenaze merasimi 13 aralık 1950 çarşamba günü öğle namazını müteakip Teşvikiye Camiinde icra olunacaktır.
TEŞEKKÜR
Bizleri perişan ederek aramızdan ayrılan biricik büyüğümü*
SERMET ÇİFTER in uzun süren hastalığı devamın-ca yüksek- müdahaleleriyle onu tekrar hayata kavuşturmaya çalışan sayın Prof. Dr. NEBIL BtLHAN’a büyük fedakârlıklar, la gece gündüz basından ay olmayan sayın Dr. NUBAR AL-YANAK'a büyük sevgilerini her fırsatta izhar eden Yapı ve Kredi Bankası ailesine, diğer banka, lar erkânına, onu seven sevgili dostlarına, telefon ve telgrafla a-cımızı paylaşan kıymetli sevenlerine teşekkür ve minnettarlıklarımızı sayın gazeteniz vasi Vasiyle beyan ederiz.
ÇİFTER AİLESİ
YENİ İSTANBUL
SİYASÎ İKTİSADÎ MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibl:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LtMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. SAKLICA
Yazı işlerini fiilen idare eden mesul müdür: Sacid ÖGET
Ncşrcdilmiyen yazılar iade edilmez.
Basıldığı yer: yenî İstanbul matbaa-CILIK LÎMÎTED ŞİRKETİ MATBAASI
Abone: Türkiye İçin nen elifti 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki millidir.
İlânlar: Önci resi 2 liradır, mesuliyet
sayfada »antlmet-îlânlurdan hiç biz kabul edilmez.
daha fazla ele geçirmesinden utanmasam, kalkıp mobilyaların altına ve arkasına bakacağım. Koku artıyor gibi. Dur, çare yok,,.
Samim kalktı. Odayı bir gözzion geçirdikten sonra çıktı. Koku sofada da vardı. Aşağıya, salona indi. Misafirler gitmişlerdi. Besim. alçak masalardan birine eğilmiş, gidenlere ikram edilen çaydan kalma bisküviler! atıştırmakla meşguldü. Sclmin. ayakta, sigarasına kibrit arıyor, Mefharet bir gazete kâğıdına tablaları boşaltıyordu,
Samim bir kaç defa burnunu çekti. Koku orada da vardı. Hepsine birden sordu:
— Btr yanık kokusu duyuyor musunuz?
Besim doğruldu:
— Bunu ben söyleseydim, canımın kazandibi istediğine hükmederdiniz, kurtulurdum. Fakat senin burnunu ağır bir şüphe altında bırakır bu ağabey.
Seimln yalnız omuzlarıyla cevap verdi. Mefharet Samimc doğru yürüdü, göğoü kalkıp indi ve burun kanatlan titredi.
— Ben biraz duyuyorum şimdi, dedi, ■I
evet, yanık kokusu gibi bir şey.
Samim onun yüzüne dikkatle bakarken. Hasibe içeriye girdi:
— Beyefendi, dedi, sizi telefondan istiyorlar. Galiba Necilo Hanım.
Meralin annesi, telefonda, kapıların kendi kendine açıldığım, camlara vurulduğunu, havada eller dolaştığını anlatıyordu. Samim, Fransada ve İsviçrede, otorite vc fikir haysiyetine sahip şöhretlerin çıkardıktan iki büyük dergide, bu hâdiseleri bizzat yaşıyanla-nn müşahedelerine tahsis edilen son nüsha-453
lan hatırladı. Neclledon gördüklerini baştan ve sırasiyie anlatmasını istedi. Dinledi. Me-tagnami ve telekinezi vakaları birbirine karışıyordu, Animik merkozın Renginazda olduğunu anladı. Necilenin tecessüsüne acele birkaç bilgi lokması attı. Kendisinin do bir yanık kokusu duyduğunu söyledi. Fakat Arna-vutköyündekl hâdiselerin prömonitairo karakteri endişo vericiydi. Neclleyi telâşa düşürmeden, ona, Merali telefonla aramasını tavsiye etti. Sonra onun ısrarlı dâvetl üzerine, ertesi gün zıynrotine gideceğini vâdederek telefonu kapadı.
Salona döndü ve Necilenin söylediklerini anlattı.
Mefharet hemen tutuştu;
— Ayy fena oluyorum. Bu gece uyuyamam ben. Nedir bunlar? i • *
Besim atıldı:
— Ben senin namına uyurum, abla. Ne kadar cinlerin varsa bana gönder, rüyalarıma dolsunlar. Uykumun içinde eğlenceli bir gece geçiririm. Hiç senin yanında böyle şevler anlatılır mı? Şimdi odana gidince, rüzgârdan kapı gıcırdasa, cin padişahı öksürüyor zannedeceksin.
Ağzını birkaç defa açıp kapadı ve yediği bisküvilerin son lezzet kırıntılarını da şuuruna malcttlkten sonra aftabeyslne döndü:
— Hem dc inanıyormuş gibi anlattın. Psikoz, mikroplu hastalıklardan daha bulaşıcıdır. Rengi nazdan Neclleye geçmiş. Bir telefon teliyle oradan buraya sıçramak üzere. Bu ovde herkesin sığınağı senin aklın. Sen de yanık kokusu duyar ve Necilenin karakon-454
coloslanna inanırsan hepimiz tehlikeye gireriz.
Sclmin küçük dayısını gülümsiyerek dinledikten sonra büyük dayısına doğru yürüdü ve sordu:
— Sahi dayı, bunlara inanıyor musunuz? Samim oturdu ve bir sigara yaktı:
— Eğer, dedi, hayatımda ilk defa olarak, bir gece yarısı bana telefon eden buhranlı bir kndının ağzından bu hâdiseleri duysaydım, tıbbın işine karışan bir hüküm vermekten sakınırdım. Eğer bütün hayatım boyunca, bana bu seriden vakalar anlatanlar Ren-ginaz gibi sapıklar vo Ncclle gibi histerikler olsaydı, yine bir saniye düşünmezdim. Fakat yanm asırdan beri, bu supra-norrnal denilen hâdiseleri müşahede ettiklerini Büyüyenlerin kalabalığı arasına dünyanın en şüpheci İlim adamlarının, filozoflarının ve sanatkârlarının da karıştığını görürsem, kendi hayatımda da "tesadüf,, gibi tok ve ayrıca münakaşaya muhtaç bir kelime ile İzahı mümkün olmıyan bazı harikulâdelikiori yaşamışsam, toptan inkârın kolaylığını insan zekâsına yakıştıransam, değil mi?
Besim bağırdı:
— Zaten zamanımızın on büyük tehlikesi de bu: İlmin çıldırması. Sıra ona geliyor. İşte, senin dediğin o yarım asırdan beri, akla yapılan hücumlar da bu tehlikeyi haber veriyor.
Besimle beraber Mefharet vc Seimln dc oturdu.
Bir konferans vermek lstemlyen Samim sustu. Böyle bir bahiste, klâsik insan bilgilerinin donmuş alçısını kırmak zordu. Mevzuun 455
karakteri, görünmezin tecrübesinden uzak kalanlara başkalarının müşahedelerini daima bir efsane şüphesi vermeye mahkûm edecekti. Hiç bir meselede gülünç, ulvi ile bu kadar yan yana düşmez. Gerçeğin alışılmamış yeni nispetleri konuk bir mübalâğan da aşar. Modern İlmin şüpheci ve kontrolcü zekâsı, inanmadıklarından evvel şimdiye kadar inandıklarından şüphe etseydi, yirmi senede bir bilgisinin prensiplerini altüst eden inkılâplar karşısında şaşırmazdı.
Ağabeysinin sustuğunu gören Besim, onru konuşturmak İçin başım salladı:
— Bütün bunlar farelerin intikamıdır, LAboratuvarlarda katliâma ugnyan kardeşlerinin Öcünü almak için, ilim adamlarının odasında gizil sesler çıkarıyor, kapılan açıp kapıyorlar. İnsana ait mesolclcrin çoğunda bir kadın parmağı arandığı gibi, senin o supra-normal dediğin hâdiselerin çoğunda da bir fare parmağı aramalı.
Samim yine ağzını açmadı.
Besime doğru yan bakarken sağ gözünün kuyruğu uzıyan ve sol kaşı yukarı kalkan Mefharet:
— Aman, dedi, sen banû söylesene, alaydan başka neyi söversin? Kocası ölmeden evvel, on gün evvel. Azize nasıl gördü rüyasında? Hasta değildi adam. Otomobilin rengine varıncaya kadar gördü rüyasında Azize: Lâcivert araba. Sonra kalabalık meydan. Şoför sağ kalıyor. Hamdi Bey ölüyor. Aynen çıkmadı mı? Bu kadar şej' tesadüf olur mu?
(Devamı var) 456
Î3 AmhW T95O
Y E N t İSTANBUL
Sayfa 3
91

Günler geçerken
Kararlarda ahenk
Refik Holîd KARAY *
MÎLLÎ Efcitim Bakanlığı, Bakanlık tcşkflAtındaki memn-relere vazife başında ikon ruj ve tırnak cilAaı sürmelerini yasak etmiş; aynen siyah önlük de giyeceklermiş. Resmi dairelerde makiyajlı ve açık renk elbiselerle süslü püslü çalışan bayan memurların bir nevi kıyafet kanununa tâbi tutulmalarına antidemokratiktir diye İtiraz etmek bizim ak lımızdan geçmez. Hattâ bu karan birkaç bakımdan tasvip bile ederiz. Evvelâ, resmî dairenin o gibi lâubaliliğe uymadığı. muhakkaktır. Saniyen, İyi yapılmamış bir nınklynjın, beJo usulünce boyanmamış tırnaklarla dudakların manzarası çirkindir. Salisen, gerek makiyn.1, gerek manikür vakit alır. Rablan, masraflıdır. Hâmlsen o gibi boyalar, esas temizliğe riayet kaydını azaltır.
Fakat — tırnak cilâsı hariç — hor kadının azıcık boyanmaya ihtiyarı olduğunu inkâr edemeyiz. Yarın karar tatblka konulunca memur bayanlardan çoğu öyle renksiz, soluk, uçuk, âdeta hasta bir yüzle, belermiş halde İş başına gelecekler kİ memleketin ıımumi sıhhatinden büsbütün şüpheye düşeceğiz» M-ıaş ve gıda vaziyetimiz malûm. Geçirdiğimiz intizamsız hayatı da hesaba katmalı. Kendimize bakmasını bilmiyoruz: Süse ve eğlenceye fazla düşkün olduk; yemek yemesini ihmal ediyoruz. Vasıtasızlık yüzünden İso yollarda çok yoruluyornz; enerji tüketiyoruz. Binaenaleyh kadınlarımız takatsiz vücutların alâmeti olan renksiz bir çehre ile dolaşıyorlar. Onn mnklyaj gizlemektedir.
Şu rar ki hazan mübalâğalı. ekseriya savsakça, hulâsa daima kusurlu boyandı İh nı izi, boyaya mâkul bir had tâyin edemediğimizi, devlet dairelerine mnkiyaj dersi ve kontrolü de koyamıyncafcımızı gözönündc tutarak Milli Eğitim Bakanlığını, aldığı karardan dolayı muatab tutamıyoruz. Ancak bir cihete aklımız takılıyor: Niçin sadece bir tek Bakanlık öyle bir kıyafet tamimi neşrediyor da ötekiler buna ihtiyaç duymuyorlar, uymuyorlar? Neden Milli Eğitim me-mureleri rııjsıız ve tırnak cilâsız, siyah önlükle çalışsınlar da meselâ Adalet Bakanlıgmdakiler giyim ve tuvalette serbest bırakılsınlar? Maarifin ahlâki bir hususiyeti varsa Adaletin ciddiyete, vakarlı kıyafete ihtiyacı yok mudur? Daha doğrusu devlet teşkilâtı arasında bir fark mevcut değildir. O mnhlycttekt kararlar ve tamimler umumî olmalıdır; Bakanlar Kurulundan geçmeli, m em ur eliğin şartları arasına girmelidir.
Flkrimlzce meselenin antidemokratik noktası hudnr : Devlete bağlı bir. dairede memur bayanın kıyafet hürriyetini tahdit, bir başkasında olasıya tevsi! Zaten İstisnai kararların Ömrü do uzun sürmez; Bakan değişince yine dudaklar rujlanır, tırnaklar ojnlnnır; siyah önlükler dolaplarda asılı kalır; nihayet bir paket yapılıp eve götürülür; mini mini hemşireye okul önlüğü yn pil m ak üzere küçültülür.
Bakanlarımızın her biri, ayn ayn suya nakış çizeceklerine hep beraber uyuşup da — hiç bir ferdi ötekinden ayır-mıyan. şâz muamelelere meydan bırnkmıyan — uzun ömürlü ve müeyyiden kararlar alsalar, talimatnameler çıkarsalar hem devlete, hem rejime daha uygun bir yol tutmuş olurlar Karar ve görüşlerde ahenk. Hükümet icraatının birinci şartıdır. Maalesef. Bakanlarımızın vazife ve salâhiyetlerini tâ-ytn eden kanunu bile henüz çıkarmış değiliz. Anayasamızda sarahat bulunmasına rağmen! Ya sarahat bul tınma saydı? ___________________________________________________>
D. P. Meclis Gruputoplantısı
Ceza muhakemeleri

SPOR
Fransızların göröşii ile Türk futbolunun durumu
Yazan: Louts NAVİLLE
Presse* gazetesi spor muharriri
Fransız (B) Millî Takımı He beraber seyahat eden ve Ankarada oynanan Türk - Fransrz Milli maçını takip eden Paris - Presse gazetesi spor muharriri Louis Naville’in gazetemiz için yazdığı yazıyı, her hakkı YENİ İSTANBUL’a ait olmak üzere neşrediyoruz
♦ Ankarada Türk Millî Takımı I De karşılaştığımız zaman sür- | prizimiz büyük oldu. Bilhassa ' maçın ikinci haftaynrnnda karşılaştığımız Türk oyuncuları, futbol tekniği ve sahadaki uzun paslan ile bizim futbolcuları şaşırttılar. Takımınızı çalıştıran Ingiliz antrenörünüzün tesiri çok bariz olarak kendini gösteriyor. Fakat oyuncularınız fazla drip-Ung yapıyor ve kaleye yaklaşmadan şut çekmiyorlar. Ankarada kazandığımız galibiyet bizim için cazip olmasına rağmen, Türklerin mağlûbiyeti de haksızdı. Zira Türkler gerek gayretleri .gerekse güzel oyunları He ga-Hbiyeti hak eden bir maç çıkardılar.
Fransızlar, kombinezonlarla kale önüne kadar getirdikleri 7 toptan yalnız üçünü kaleci Ab-dülkadirin zayıf oluşu yüzündçn kaleye sokmaya muvaffak oldular. Türklere gelince mü balnğa-tnz söylüyorum,Fransızlardan on misli daha fırsat ele geçirdikleri halde sadece iki gol yapabildiler. Yakanda da söylediğim gibi Türk oyuncuları golleri muhakkak yakından atmakta ısrar ettiklerinden fazla gol yapamadılar. Bu taktik Türk Takımı a leyhine oldu. Oyun serileşecegi ve gollerin çoğalacağı yerde, bilâkis hasım tarafa, hücumlara cephe almak İçin fırsat veriyordu. Ankarada karşılaştığımız o-yuncular kıymet bakımından aynı değillerdi. İçlerinde Lcfter gibi, cüsse bakımından biraz zayıf olmasına rağmen çalışkan, dikkatli, tesirli olan iyi oyuncular da vardı. Bence Lef ter Fransız profesyonel oyuncularından daha üstün en iyi Türk oyuncusudur.
Kâmil, Muzzaffer, Cihad, Ze-keriya, ve Naci gibi oyuncular da şüphesiz kıymetlidirler. Çalı-şârak elde ettikleri güzel teknikleri vardır. Geri kalanlara gelince bunlar bir hayli zayıf larından Türk Takımına getirebilirler.
Bütün bunlara rağmen
futbolu glîtikçe gelinen bir yol takip etmektedir Gelecek
1 kasımda Fransaya geldikle! ı zaman onlarla tekrar karşılaş-
maktan büyük bir bahtiyarlık duyacağız.
Beden Terbiyesi Teşkilat Kanunu hazırlanıyor
Ankara, 12 (T.H.A.) — Beden Terbiyesi yeni teşkilât kanunu 3 kişilik bir komisyon tarafından hazırlanmaktadır. Komisyon sözcüsü Tapu ve Kadastro Umum Müdürü Mümtaz Tarhan olup. Zeki Rıza Sporel ve Füru-zan Tekil de kanunun hazırlanmasında çalışmaktadırlar.
Tasan hazırlanır hazırlanmaz, 20 kişilik bir ihtisas komisyonundan geçecek ve Meclis umumi heyetine sevkedilecektir. Hazırlanan tasarıya göre, Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğü lâg. yedilecek ve Milli Eğitim Bakanlığındaki Beden Terbiyesi ve izcilik Müdürlüğü. Umum Mü. dürlüğe kalbedilecektlr.
Bu teşkilât, okulda spor ve o. kullar için saha ve tesisler işi ile meşgul olacaktır. Devlet, sivil kulüplere küçük miktarda pazı yardımlarda bulunacaktır. Teşkilât İçindeki gerek bölgeler, gerek merkezdeki bütün komiteler seçimle yapılacaktır
ıılrlük-zar h
Türic
Fıılhnl Federasyonundaki baza değişiklikler
Ankara, 12 (T.H.A ) — Futbol Federasyonu Umumi Kâtibi Salt Salâhaddin Cihannğhı ve âzadan Adnan Akın evvelki gün Milli Eğitim Bakam Tevfik İleriyi ziyaretle. Futbol Federasyonundaki son zamanlarda hâ-dis olan çalışma engelleri dola-yisiyle, Federasyondaki vazife, lorindcn affedilmelerini rica etmişlerdir.
Bundan başka, âzndan Hikmet Barlan’in da Tcklrdağında daimî memur olarak bulunması, Fc derasyondaki çalışmasına imkân bırakmamaktadır
Beden Terbiyesi Gene) Müdür. İliği) intikal devresinin sonuna kadar Futbol Federasyonu merkezini Ankarava nakle karar vermiştir.
Ynnı federasyon şu zevattan t eşek’ Ulvi Yenal, Hasar
rrl, Rasim Adasal, Nccnıl Ataman ve Haşan Tolat,
mıılı* rmolrn â' o'rçcktlr:
Spn-
C. H. P. nin haksız olarak
iktisap ettiği mallar
Ankara. 12 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — D. P. MecUs Grupıi bugün Fuat Hulûsl De-mlrellinin başkanlığında toptan-mıştır.
Sızan haberlere göre, Kore meselesi hakkında çekimser oy veren milletvekilinin Demokrat Partiden olup olmadığı meselesi ve Kore şehitleri için bir âbide kurulması teklifi görüşülmüş, müteakiben Niğde Milletvekili Halil Nuri Yurdakulun birinci B. M. M. binasının bir Atatürk müzesi haline konması hakkmdakl takriri görüşülmüş ve Maliye Bakanı İzahatta bulunmuştur.
Bakan 1336 senesinde ittihat ve Terakkinin lâğvından sonra hazîneye İntikal eden bu binaya C. H. P. nin nasıl sahip çıktığını anlatmış ve bu binanın bir kaç gün evvel tekrar sahibi aslisi o-lan hâzineye İntikal ettirildiğini anlatmıştır.
Bu vaziyete nazaran C. H, P. nin genel merkez olarak kullandığı binan tahliye etmesi gerekmektedir. Tahliye etmediği takdirde ecri misille kendisinden lâzım gelen kiranın tahsil olunmasına karar verilmiştir.
Bu btnanm Atatürk müzesi
Tekel Genel
Müdürünün
beyanatı
eni ambalajlı - sigaralar bir kaç güne kadar piyasaya çıkarılacak
İstanbul, 12 (T.H.A.) — Tekel Genel Müdürlüğü, bütün mamû-lâtında ambalâja birinci derecede itina göstermek hususundaki kararını geniş ölçüde tatbika başlamıştır. Bu hususta Tekel Genel Müdürü Hadi Hüsmen. Türk Haberler Ajansı muhabirine aşağıdaki beyanatı vermiştir:
"Yeni şekilde ambalâjlanmış o-larak Baframaden sigaracı bir kaç güne kadar, Büyükkulüp ve Bahar sigaralan da onu müteakip piyasaya çıkarılacaktır. Sıra Ue bütün sigaraların ambalajları değiştirilecektir. Yeni amba-lâjlarda sigaralar evvelâ kalaylı kâğıtlara ve sonra da selofan kâğıdına sarılacak, ayrıca kutulara da onar adetlik iki paket halinde konulacaktır. Sigaraların bir kısmı Amerikan usulü olarak kâğıt ambalâjlı, diğer bir kısmı da kutu ambalâjlı olacaktır. Yeni ambalâjlar otomatik makinelerle yapılacağından, zamandan da çok tasarruf edilecektir. Sigaralarımızı ambalâjla birlikte kalite bakımından da yükselteceğiz. Bundan başka rakı şişelerinin ağızlarına mantar yerine birada olduğu gibi kapsül koyacağız. Bu suretle halkı mantar çıkartmak müşkülâtından kurtaracağız.
^ibritleri de ıslah etmek kararındayız. Elimizdeki stoklar bittikten sonra, bazı kırmızı ve gövdesi san renkli kibritler çıkaracağız.
Bu kibritlerin malzemesi en iyi cinsten olacak, ambalâjlan da srüzel bir şekilde hazırlanacaktır Fakat bizim mükemmel olarak piyasaya çıkaracağımız bu maddeleri halkın ve satıcılann da iyi muhafaza etmeleri lâzımdır. Halkımızdan, Arnerikada ve Av-nıpada olduğu gibi, yeni amba-lAjlı sigaralarımızı plâstik muhafazalarda kullanmalarını ve bu suretle nefasetleri bozulmadan içmelerini bekleriz.
Surlyeye bira
İhracı
Suriyeye bira ihracı 'hakkında bir anlaşmaya varılmış, işin mukaveleye bağlanması için hazırlıklara haşlanmıştır. Senede asgari 300.000 litre bira gönderilecektir. Maamafih, bu miktarın cok artacağını tahmin ediyonız. Bu biralar için hususi şişeler hazırlamaktayız. şişelerin etiketleri ve ambalâjlan da yeni ve gü-I zel bir şekilde olacaktır. Harıri piyasalarda Türk içkilerinin rağbet bulunmasına Azamî surette gayret edeceğiz. Sevkiyata önümüzdeki «ene başlanacaktır.,.
Y
tznıir emniyet teşkilâtı takviye ediliyor
İzmir. 12 (Hususi) — Bir müddetten beri Izmirde zabıta vakalarının arttığı, bilhassa hır. sizlik ve yankesicilik hâdiseleri, nin eskisi ile kıyas erilimiyccck bir nispete yükseldiği gözönün-de tutularak, İzmir Emniyet teşkilâtının takviyesine kara» verilmiştir.
Diinya açlık rekoru kırıldı
Buenos Aires, 12 A.A. 1AFT1 — Hintli fakir Mink Funk, 55 gün kristal hir tabutta zehirli yılanlarla beraber kapalı kalarak dünya açlık rekorunu kırmıştır Son günlerde fakır Bar-mmn aynı tecrübeyi Parlate yap> ve 54 gün dayanabilınişti.
usûlünde tadilât
"Amerikanın Sesi,, Radyosunun muhabiri anlatıyor
haline getirilmesi ve bazı kısımlarından da Meclis komisyonları için faydalanılması düşünülmekledir.
Daha sonra Başbakan söz almış, bir hukuk devleti nizamına İntibak etmek zaruretinde bulunan C. H. P. nin vaktiyle nasıl haksız mal iktisap ettiğini ve bunların hakikî sahibi olan devlete ladesi lâzım geldiğini etraflı bir şekilde anlatmıştır. Başbakan C. FL P. nin bütçeden, hususî İdarelerden, belediyeden ve hattâ köy bütçelerinden halkevlerine yardım namı altında a-lınan paraların bir hesabını yapmıştır. Halkevleri bir şahsiyeti hükmiye olmadığına göre bunlara teberru yapılamıyacağını İfade etmiştir. Başbakan ilâveten bu teberrulardan bir kısmının halkevlerine sarf edilmeyerek C. H- P. nin elinde kaldığını anlatmıştır. Bu İzahata göre C. H. P. 6 milyon liradan fazla bir parayı halkevlerine vermemiştir. Maliye müfettişleri bütün hesaplan çıkarmakla meşguldürler. Yakında bunun tafsilâtı Meclise arze-dilecektir. Şimdilik tesbit edilen miktar belediyelerde ve özel 1-darelerden 25 milyon ve bütçeden de 25 milyon olmak üzere 50 milyondur. Köy bütçelerinden ayni an paralar bu hesaba dahil değildir. Başbakan, C, H. P. nin Başbakanlığa alt bir paradan 10,5 milyon lira miktarındaki bir meblâğın da C. H. P. Genel Başkanlığı emrine verildiğini söylemiştir. Alınabilen malûmata göre, Menderes, halkevlerinin mevcut emlâki hakkında da malûmat vermiştir. Bu emlâk aşağı yukan 800 parçayı bulmaktadır. Bunların tapu kaydı 3,5 milyon lira tutarındadır. Bu malların az kıymette gösterilmesinin sebebi tapu harçlarından kaçmaktır.
Adnan Menderes daha sonra halkevlerinin haksız iktisap ettikleri mallara dair geniş izahat vermiş'Türkocaklanna temas etmiş ve devlet mallariyle parti mallarının değiştirildiğini beyan ederek buna dair tipik misaller vermiştir. Başbakan ayrıca C. H. P. nin Cemiyetler Kanununun 17 nci maddesindeki sarahate rağmen gayeleri dışında bina kullandıklarını, bunları kiraya verdiklerini ve işlettiklerini söyle miş ve eski iktidarın bunu temin maksadiyle nasıl cemiyetler kanununa muvakkat madde koyduğunu anlatmıştır. Başbakan böyle namütenahi rakamlara baliğ olan paralara sahip bulunan bir partinin malik olmayan diğer bir parti İle normal bir şekilde mücadele etmediğini bilhassa tebarüz ettirmiştir.
Başbakanın hulâsaten verdiğimiz bu konuşmasından sonra Salâhaddin Adıl söz almış ve bu hareketlerin bir nevi devri sabık yaratmak demek olacağını ima yollu beyan etmiştir.
Grup içtimai akşam geç vakte kadar devam etmiştir.
Ankara 12 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Adalet Komisyonu bugün toplanarak Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 200 üncü maddesinin değiştirilmesi baklandaki kanun tasa, nsını müzakere ve kabul etmiştir. Tasan mezkûr maddeyi aşağıdaki şekilde değiştirmektedir:
"Sorgu yargıcı tarafından son tahkikatın açılmasına dair verilecek kararda maznuna İsnat olunan suçun neden ibaret olduğu ve bu suçun kanuni unsur, lan ve tatbiki icap eden kanun maddesi ve duruşmanın hangi mahkemede yapılacağı gösterilir. Sorgu yargıcı maznunun tevkifine ve evvelce mevkuf ise mevkufiyet halinin devamına mahal olup olmadığına resen karar verir.*
Komisyon avnca meşhud suçların muhakeme usulü hakkın-dakl 3005 sayılı kanunun altın, cı ve on üçüncü maddelerinin yürürlükten kaldırılması hakkı ndaki kanun tasarısı ile hayvan hırsızlığının men’i hakkın-daki 5617 sayılı kanunun 14 üncü maddesinin yürürlükten kaldırılmasına dair kanun tasarısını da müzakere ve kabul etmiştir.
Şehir Tiyatrosunda temsil edilmeyen piyes hakkında soru
Ankara, 12 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Bursa Milletvekili Selim Ragıp Emeç ile Erzurum Milletvekili Enver Karan îstanbuldaki Şehir Tiyatrosu tarafından temsil edilmemesine karar verilen piyes hak-kındaki emrin ne maksatla ve neye müsteniden kimin tarafından verildiğini içişleri Bakanlığından sormaktadırlar.
Bulgaristandan 650 rrktaşımn geldi
Edime, 12 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Bugün Bul-garistandan gelen tren 650 ırk-daşımızı şehrimize getirmiştir. Muhacirler, SivilingTadda göçmen kalmadığından, bir an evvel anayurda kavuşmak arzusu ile civar istasyonlardan Sivilin-grada gelen mürekkeptir.
Bugün Vali başkanlığında
yon, Kızılay tarafından gönderilen giyim eşyasının göçmenlere tevzii İçin icap eden tertibatı almıştır. Ayrıca İstanbul Yardım sevenler Demeğinin Bayanlar Grupunun topladığı 25 bin lira ile yeniden 1000 göçmenimizin barındırılması temin olunacaktır. Eu iş için kurulacak pavi-vona "İstanbul Bayan Yardım Demeği Paviyonu" adı verilmesi kaYarlaştınlmıştır.
Ankara, 12 (A.A.) — Bulga-rlstandan göçmen olarak gelecek ırkdaşlarımıza yardım için yeniden Bingöl, Erbaa, Trabzon ve Karsta komiteler kurulmuştur.
ırkdaşl arımızdan
Emtn Akıncının toplanan komls-
Sinan - Ju müdafaasında
Türk Tugayının yiğitliği
' Komünistlerden müteşekkil bir insan duvarı arasında inatçı bir şekilde dövüşe dövüşe Türk tugayı nihayet diğer Birleşmiş Milletler birlikleri arasına girdi. Bu müdafaa muharebesi tarihte en yüksek mevkii alacaktır,, letler ideali için kanlarım ve hayatlarını ilk defa burada vermiş olmalarıdır,, demektedir.
Türk Tugayının harekâtını hl-kâye eden gazeteci şöyle devam etmektedir:
"26 kasımda Birleşmiş Milletler kuvvetleri umumi bir taarruz hareketine kalktıkları vakit Go neral Yazıcı da 8 İnci Ordunun sağ cenahında mühim bir mevzi olan Tokşon Şehrini işgal ile va-zİfelendirilmişU. Bu İşgal hareketi hitama erdirilemeden Komünist Çinliler Müttefik hattnn âni bir şekilde yararak Tokşonun doğusuna indiler.
Bunun üzerine General Yazıcıya şehrin batısında bir müdafaa hattı kurması emredildi. Düşmanla ilk temas 27 kasım sabahın erken saatlerinde vukua gel-dL Komünist kuvvetleri müdafaa hattma doğru İlerlemekte o-ian Birliğin arka saflarına hücum ettiler. Bunun üzerine komünist ateşi altında kalmış olan insan ve taşıtları kurtarabilmek için General Yazıcı mukabil taarruz emrini verdL
Hücuma kalkan Türk askerie-ri* süngü takarak göğüs göğüse çarpışmaya başladılar. 200 Komünist öldürüldü ve 200 kişi de esir edildL Fakat bu arada TÜrfc-ler de büyük kayıplara uğramış lardı.
27 gecesi Tugay garba, Stnanu Ju’ya doğru, artçı savaşları vere vere çekilmeye başladı. Fakat bu sefer hücum eden Qç Çin tümeni İdi. Bu muazzam kuvvet nihayet Türk birliğini sardı.
28 kasım günü komünistler e-ğır bir topçu ateşi altında umumî taarruza kalktılar. Türkler bütün gün mukavemet ettiler» Zaman zaman savaş süngüye hw kılâp etti. Akşama doğru Türk siperlerinin önüne komünist cesetleri yığılmıştı. 28 gecesinde Türkler Konurintn kuzeybatısına çekilmek ve 2 nci Amerikan Ordusu birlikleriyle temasa geçmek emrini aldılar.
Komünistlerden müteşekkil Mr insan duvarı arasında inatçı bir şekilde dövüşe dövüşe Türk Tı>-gayı nihayet geriye, diğer Birleşmiş Milletler birlikleri araşma girdL*
Türk Birliğini ziyaret edea Zorthian, "Türkler MüslÜmanlıİJ> 1 arını unutmamışlar, katiyen do* muz eti yemiyorlar, 8 inci Ordu aşçıları da onlara her gün pilâv pişiriyorlar.,, demiş ve şunları >• lâve etmiştir:
“Kahramanca bir savaş vermiş olduklarını bilen Türklerin m ân eri yatı gayet yüksek, İstirahat zamanlarından âzami İstif ar-de etmesini biliyorlar. Muharebe üniformaları hâlâ sırtlarındadır^ Zorthian, tugaydaki dostluk, bağlılık ve disiplin havasını överek sözlerine son vermiştir.
Washington, 12 A. A. (UStS) — Hâlen Seul’cle bulunan Amerikanın Sesi Radyosunun muhabiri Barry Zorthian’ın gönderdiği telgraflara göre, "Türk Tugayının Sinan - Ju’yu müdafaası askerî tarihte en yüksek mevkii alacaktır."
Zorthlan’a göre "Türk birliklerinin Sinan-Ju’yu 27 kasımdan 20 kasıma kadar tutmaları Sekizinci Amerikan Ordusunun muntazaman çekilmesini mümkün kılmış ve bu sayede Birleşmiş Milletler kumandanlığının derin takdirini kazanmıştır.,,
Bilâhare Komünist Çin çembe-
rinl yararak geri çekilen Türk Birliği, hâlen geride teşkilâtlanmasını tamamlamış ve yeniden harbe girmek için hazır beklemektedir.
Moskova Radyosunun, General Tahsin Yazıcının intihar söylediği gün Generalle yiyen Zorthian.Generalin canlı, birliğiyle müftehlr
leşmiş Milletler tarafından kendisine verilecek herhangi bir yeni vazifeyi deruhteye hazır,, olduğunu bildirmekte ve “Sinan-Ju muharebesine tarihi ehemmiyet kazandıran diğer bir nokta da, Türk askerlerinin Birleşmiş Mil-
ettiğini yemek "Gayet ve Bir-


Harp esirlerinin akıbeti
ikinci Cihan Harbinde kaybolan esirlerin akıbeti tesbit olunacak
Lake Success, 12 A.A. (United Press) — 2 nci Dünya Harbi esnasında ortadan kaybolan bir buçuk milyon harp esirinin Akıbetini tesbit etmek maksadiyle bir tahkikat komisyonunun ihdasına Birleşmiş Milletler dün kahir bîr ekseriyetle karar vermiştir.
Sovyet Rusya ise Uzakdoğu ve AfrikadakJ kurtuluş halk hareketlerine mâni olmak ve bu bölgelerde askeri tesisler kurmak maksadiyle batılı devletlerin yüz binlerce harp esiri kullandıklarını iddia etmektedir.
Te-
Asya Tenis şampiyonası
Karaşi, 12 (AP) — Asya
nis Şampiyonluğu tek erkekler finalini Mısırlı Yaroslav Drob-ny kazanmıştır. Eski Çekoslovak tenis yıldızı, bugün rakibi Amerikalı Frcd Kovalevski’jd 6/3, 4/6, 6/4, 6/4 yenmiştir.
Tek kadınlar final maçuıda. Amerikalı Bayan Dorothy Head, İngiliz Bayan Joy Motram’ı 4/6, 6/2, 6/3 mağlûp etmiştir.
Pakistan muhribi Izmirde
İzmir, 12 (A.A.) — Pakistan donanmasına mensup Binbaşı Afzal Rehman Han komutasındaki Tipu Sultan muhribi bu sabah saat 9 da limanımıza gelerek Mendirek dışında demirlemiştir.
kazanacağı saatler
Fabrikası mamulatından zarif içindeki bu saatler, cepte
20 okuyucumuzun
Biitün dünyara tanınmış Kicnzle mııhtrlif renklerde deri mahfaza harılda taşınabileceği gibi, masa üzerinde de kullanılabilir. Kadranı fosforlu olan bu saatlerin Avrupada dükkân satış fiyatları 10 liradır.
Ispanya ve Cebelitarık
İspanyanın Cebelitarık üzerinde hak iddiası Arnerikada iyi karşılanması
Washingrton, 12 A.A. (AFP) — İspanyanın Cebelitarık üzerinde yeniden hak iddia etmesi, VVashİngton Hükümet çevrelerin, de hayli nahoş karşılanmış ve Amerika Hükümetine mensup yüksek şahsiyetler ispanyanın takındığı bu tavnn esef edilecek bir tavır ve bilhassa bütün Batı dünyası vahim tehlikelere maruz bulunduğu bu sırada mevsimsiz olduğunu söylemekten çekinmemişlerdir.
Karısından dayak yiyen boksör
ı.
Londra, 12 A A. (LPS) — Dün Londradaki mahkemelerden biri, karısı tarafından hırpalanan ve kanamın elinden kurtulmak için annesinin evine sığınmak mecburiyetinde kalan bir boksörün açtığı boşanma dâvasına bakmıştır.
Yargıç şunları söylemiştir: "Profesyonel genç bir boksörün kendisini kansına karşı müdafaa etmesi için mahkemeden yardım istemesi ayıptır^.
Şampiyonun karısına mağlûp olmasını intaç eden hâdise bir şapka yüzünden çıkmıştır. Bok* sörün kana şapkayı 2 İngiliz lirasına satın aldığım söylemiş, fakat sonradan boksör bunun iki değil, 20 İngiliz lirası olduğunu öğrenerek kansı ile münakaşa etmiş ve neticede evden kovulmuştur.
Mahkeme dâvayı reddetmiştir.
Attlee’nin şemsiyesi
Yeni bir “Munich” mi?
Mr. Attlee birkaç gfln evveJ WMhlngton’u ziyaret ettiOrl zaman, isimlerini gizleyen birkaç Amerikalı hediye olarak kendiline çok güzel bir şemsiye yolladı. Şüphemiz bu bir saka idi. Gönderenlerin gayeni Aşikârdı. İngiltere Barbakanımı kendisini yeni bir Chamberlain olarak telâkki ettiklerini anlatmak İstiyorlardı. Zira Amerikalılara göre Attlee, gizli bir taarruza karşı teskin politikası güderek, dünyayı bir felâkete sii-rükllyrcek olan yeni hir “Mn-nleh” hıı/.ırlanıakln meşguldür.
Şimdi, Mr. Attlee Amerlkayı terketmlş bulunuyor. Şüphesiz, Waahlngtbn İdarecileri ile yaptığı konuşmalarında •‘teskin e-dlcl* hir havA yaratmıştır, denilebilir.
Hâdiselerin gösterdiğine püre Attlee. Kore hıırbinu büflll İştirak etmekle alıçtandır ilmi ( lıılilera karşı atom bombasını kullanmanın elz(»m oldu£ıınıı I-leri sürenleri dinleyip do dünyayı üçüncü l»lr hıırbe sürüklemenin zamanı gelmediğine V mrriknhlnrı İkna etmesini bilmiştir. öyle ki, bugün, bir müddet İçin sıılhn kavuşma ümidi dahi mevcuttur...
Bu yüzden, yeni l»tr Mıınich’trn bahsedebilir ınijlz? Şüphesiz kİ hayır. Zira, har şeyden önce, 1938 NencHİnda büyük çarp kuvvetlerinin karşılaştıiı meselelerle bıiR-ün Amerikalıların halletmeye çalıştıkları arasında hir hir benzerlik ynklıır. Fakat fazlası var. Şayet Mao Tse Time ile yapılacak bir uzlaş-mnnııı Bir gerileme ».nyılahıle-evgini kabul etsek dahi, bu sl>
ya.(! ricaftn neticeleri •'Mnnlch'^ in kİ İle katiyen nynı olmayacaktır. 1933-1939 kışı içinde Müttefik orduları bir mühlet elde ettikleri halde, kendilerine verilen bu zamandan istifade e-derek harbe hazırlanmağı düşünmedikleri gibi bu zamanı.tA-bir caizse, câniyane bir şekilde harcadılar. Amerikalılar, Kore-dekl fena mareralanndnn sonra kendilerini ve Avrupnyı müdafaa yolunda büyük gayretler ııarfedeceklerdir (Tabiî Avrupa bıı işe hazırca).
Hâlen, Amerikalıların em rindi* doğüşmeye hazır 2.3OO.OOO InMan mevcuttur. Gelecek yazın başlarında bu tayı 2.800.000 • yükselecektir. Bir sene zarfında da orduları, hiç olmazsa 3.500.000 askerden müteşekkil olacaktır. Bu raman zarfında da. tank, uçak, denizaltı gibi makine ve silâhların İmali de büyük hir gelişme kaydedecektir. Zaten askeri kuvvetlerin artışı şüphesiz Atlantik Taktı devletlerinde de aynı hızla ller-llyecektlr. öyle kİ, bir sene zarfında. hiir diinya Isteıllğinl yaptırtacak kadar kuvvetli olabilecektir. İşte zihnimizden çıkar*» maniamız lâzım gelen on hlm nokta hudıır.
Klmbillr, belki bir gün yn, bazı Amerikalıların
hırslarım telkin ettiği İçin kendisine bir şemsiye etmek küstahlığında tara kin bağlamadığı için Mr.
Attlre’ye minnettar olacaktır. Fakat, neticede, hngiin dünyaya verilen mühletin, hasım taraf İçin hir “Mıınirh’’ olmıyaca-ğıııı klıu temin edebilir?
Selim Sabit
mO-
dün-harp ve
hediye bııhınan-
Sayfa 4
T E N t İSTANBUL
T
iktisat
\ ■
Yeni sene Amerikan bütçesi
İzmir tütün piyasası
1950
1951 bütçesinde yalnız askeri masraflara
30 milyar dolar ayrıldı
Yeni seçilen Ayan Azalan ve mümessiller 3 ocak 1951 den İtibaren vazifeye başlayacaklar ve eski Kongre dağılmadan evvel kısa bir toplantı yapacak, lardır.
Görünüşe göre o zaman Demokrat idare bazı âcil tedbirlerin süratle kabulünü isteyecektir. Eskisi kadar muti olmayan yeni Kongre, bu teklifleri belki de o kadar kolay kabul etnılye-cektir. Yeni vergiler ihdası ve muhtemel olarak yeni krediler tahsisi bu tedbirler arasında bu. lunacnktır.
Birleşik Amerikanın malî vaziyeti açık ve berrak olmaktan uzaktır. Silâh siparişleri evvelce bu hususta bir plân hazırlan- i madan yapıldığı için Maliye Ne- I zaretl ne gibi masraflarla karşılaşacağını şimdiden tâyin e-domemektedir. Hükümet şimdi askeri masraftan biraz intizama | sokmak
Truman kındaki madan
1951 - 1952 mal! yıllarının muh-temel masraftan hakkında ga-lip bir ihtimalle muteber tahminler elde etmek mümkün ola-mıyacaktır.
Bu kararsızlık Kongrenin bir bütçeyi, yani başlayan bir maü yıl içinde Federal Hükümetin masraf ve varidat yekûnunu değil, münhasıran mail yıl içinde muhakkak surette tamamiyle kullanılmayacak otan bir takım krediler ve mevcut vergileri tâdil eden mal! kanunlar kabul etmesinden ileri gelmektedir. Bundan sonra, kabul edilen krediler ve yürürlükte bulunan mal! sistem dikkate alınmak şartiyle, Federal Hükümetin muhtemel varidatı ve masraftan hakkında tahminlerde bulunmak düşen bir vazifedir.
Bu suretle 1 temmuz başlayan mali yıl için
yekûnu 36,153 milyon doları bulan krediler kabul etmiştir. Aynı zamanda sivil masraflar üze-rinde tasarruflar derpiş etmesini İdareden istemiştir. Bu tasarruflar "Bütçe Bürosu" tarafından 580 milyon dolar olarak tes-bit edilmiştir. Şu halde geride kalan emre amade yeni kredilerin yekûnu 35.573 dolan bul-maktadır ki bu yekûna İdarenin daima masraflannı ve henüz kullanılmayan eski kredileri ilâve etmek İcap eder. Neticede ka. bul edilen kredileri hesaba kat. mak ve 1950 başlangıcında takdim edilen bütçeyi de dikkate ak mak şartiyle Federal masraf-lann 1950-1951 dc galip bir ihtimalle 42,5 milyar dolan bulacağı söylenebilir.
istemekte ise de Reis ocak ayında bütçe hak-mesajını Kongreye oku-evvel 1950 - 1951 ve
idareye
1950 de Kongre,
Askerî masraflar İçin
80 milyar
16,771 milyon dolarlık bir kredi kabul edilmiş-
yıl içinde bu kre-
Diğer taraftan yeni askeri masraftan karşılamak için eylül ayında İstisnai tir.
MaH
dilerin ne kadarlık bir kısmının I kullanılacağım şimdiden tahmin etmelj müşküldür. Silâh siparişlerinin temposu seridir. Fakat teslimat ve tediyeler aradan oldukça uzun müddetler geçtikten sonra yapılmaktadır. 1950 - 1951 de bilfiil gerçekleştirilecek o-lan munzam askerî masraflann sekiz milyon dolan geçmlyeceği umumiyetle tahmin edilmektedir. Bu suretle umum! masraflar yekûnunun 1950 - 1951 de kırk beş ile elli milyar arasında olması beklenmektedir.
Bu yekûnun 23 milyon milli müdafaaya tahsis edilecektir.
1 temmuz 1951 de başlayacak olan mal! yıl içinde askeri masraflar en aşağı 30 milyar dolara yükselecektir. Bazı tefslrcl-ler 60 milyar dolardan bile bahsetmektedirler. Böylece 27 milyar raddesinde olan sivil mas. raftan dikkate almak şartiyle 1951 . 1952 masrafları yekûnunun 57 milyar ile 87 milyar dolar arasında değişeceğine dair tahminler yürütülmektedir.
Ocak 1950 de takdim edilen ilk 1950 - 1951 bütçesinde o zamanın malî mevzuatına göre varidat 37,3 milyar dolar olarak gösterilmekte idi. Silâhlanma politikası neticesinde iktisadi faaliyetin inkişafı dotayısiyle varidatta evvelce derpiş edilen rakamlara nispetle en aşağı bir milyar dolarlık bir artış kaydedilecektir. Nihayet eylülde Kongre tarafından kabul edilen yeni mail tedbirler fazla olarak 4.7 milyar dolar temin edecektir. Şu halde kaynakların yekûnu takriben 43 milyar doları bulacaktır. Bu takdirde beş milyar dolur civarında bir açık husule gelecektir kİ Reis Trurnan da 1950 senesinin başında eaasen böyle bir mlktan derpiş etmiş bulunuyordu.
Vergilerin art tırıtmıvM
Kore hâdiseleri başlamadan evvel böyle bir açık tehlikeli görünmüyordu. Fakat fiyat yük. ecl meleri tehdltkâr bir hal a-lınca vaziyet değişti. Vergilerin
zaman enflâsyona bir mücadele va-
arttırılması o karşı müessir sıtası, sıkı kontroller İhdas e-dilmeslne lüzum gösteren bir tedbir mahiyetini aldı. Bu vazl-Jtet karşısında vergilerin yeniden arttırılması hususunda bütün partiler arasında bir mutabakat husule gelmiştir, mukabil yeni vergilerin ve mahiyetleri hakkında mazlıklar belirmiştir.
Nezareti fazla kârlar üzerinden yüzde 15 nispetinde vergi alınmasını teklif etmiştir. Ayan Meclisi Maliye Komisyonunun demokrat reisi Georgc bu verginin alınmasına taraftardır. Vergi 1950 . 1951 de takriben
Bunn miktar anlaş-Mallye
dört milyar dolar temin edecektir. Varidatı kati surette tahdit edecek olan bu verginin enflâsyona karşı mücadelede tatbik e-dilmesi lâzım gelen bir vergi tipi olduğu İleri sürülmektedir. Fakat bu verginin amansız düşmanlan da vardır. Bunlar böyle bir verginin ihdasını altın yumurta yumurtlayan bir tavuğun öldürülmesine benzetmektedirler. Cumhuriyetçiler bunun yerine doğrudan dnğnıva şirketlerin kârlarını hedef tutan bir vergi teklif etmektedirler. Fazla kârlar üzerinden alınma-sı düşünülen verginin eski Kongre tarafından bile kabul edileceği muhakkak değildir. R. B,
Piyasanın 8 ocakta açılacağı anlaşılıyor hrmlr, 32 (Hususi) — Tütün mıntakalonnda tetkikler yapan muhtelif firmaların ckaperlon hafta sonunda tamamen şehri nıizo dönmüş olacaklardır. On gün sonra mübayaa hazırlıklar» yaptıktan sonra eksperler ylno aynı mıntıkalara dağılacaklar dır,
Tüccar Derneği konferansları

L
lsviçreden gelecek İktisatçılar, Tüccar Derneğinde konferanslar verecekler
KISA
MABERLER




Yeşil kurtla mücadele
İsvlçroye altın transferi
Zürich, 12 (Husus!) — Kore harbinden beri Rusya ve Doğu Avrupa memleketlerinden birine lsviçreden altın transferi yapıldığına dair İsviçre Hükümetinin hiçbir sarih malûmatı yoktur. Ne İsviçre Gümrük İdaresinin, ne de İsviçre Milli Bankası böyle bir transferin yapıldığını teyit e-diyorlar.
Yugoslavya ya yardım
VVRshingtnn. 12 (Husus!) — Mümessiller Meclisi ve Senato. Yugoslnvyava gıda yardımı için ilâveten 38 milyon dolar yollamağa karar verdi. Bu para ile Yugoslavyavn o-lan yardım 70 milyon doları bulacaktır.
îngilterenin şeker
İthalâtı
Londra, 12 (Husus!) — Gıda Bakanı Mr. Maurîce Webb. son 12 ay zarfında îngiltere-ye 1 497.000 ton şeker ithal edildiğini bildirmiştir.
Takrlbî tahminlere göre, İmparatorluk dahilinden ithal edilen şeker mlktan 985.000 ton. imparatorluk haricinden ithal edilen miktar ise 1 milyon 142 bin tondur. 1949/950 devresi istihlâk masrafı pek fazla değildir.
Amerikada kauçuk
İstihlâki
VVashington, 12 (YlRS) — Ticaret Bakanlığından bildirildiğine göre, Amerikanın ej’lül ayı kauçuk istihlâki 110.831 long tondur.. Bu mik. tar ağustos ayının 114.676 long tonluk istihlâkinden daha azdır. Diğer taraftan sentetik kauçuk istihlâkinde İse eylül istihlâkine nazaran bir artma göze çarpmaktadır. A-merikanın eylül ayı içindeki sentetik kauçuk İstihlâki 701 ton artarak 26.568 tonu bulmuştur.
Buranda ceviz stoklan
Bursa, 11 (Hususi) — Ceviz fiyatlarının birdenbire düşmesi ve talebin azalması, ceviz bölgelerinden biri olan Bursada bir kriz yaratmıştır. Külliyetli miktarda ceviz stok olarak beklemektedir. Malların çürüyeceğinden korkulmakta olduğu için, fiyatlarda mühim düzmeler olmuştur.

Pa-
Adana, 12 (Husus!) muklarda büyük tahribat yapan yeşil kurda karşı mücadele, ye, önümüzdeki yıl, müstahsil tarafından devam edilecektir. Pamuk yetiştiricilerin ilâç ve makine tedarikinde büyük bir hassasiyet gösteren Tarım Bakanlığı, Ziraî Donatım Kurumu Adana deposunca bütün tedbirleri aldırmış bulunmaktadır. Çiftçilere satılmak ve mücadelede kullanılmak üzere, mart başında, zirai donatım kurumu Adana deposundaki ilâç mlktan 1200 tona baliğ olacaktır. Aynca 500-750 adet sırt körüğü, 30-50 adet arabalı körük, 100-150 adet de Das-ter hazır buludurulacaktır.
Yeşil kurdun ne büyük bir afet olduğunu artık anlamış bulunan pamuk müstahsilinin, bu haşereye karşı ciddi bir mücadeleye girişeceğinden şüphe edilmemektedir.
Tüccar Demeği ticaret ve fl-nans mevzulannda konferanslar verdi örnek ve bu suretle üyelerine, diğer alâkalılara ve dolayı-siyle ticaret ve iktisat âlemimize hizmetlerde bulunmak mak-sadiyle, İsvlçrede Ofice de Com-nıerce Müdürü ile Journal de O(-neve Gazetesi Başyazarının, bir hafta müddetle şehrimize davet edilmelerine. Yönetim nun toplantısında karar tir.
tatanbula geldikleri zaman kendileriyle yapılacak temasla* nn ve verecekleri konferansların tarihleri, üyeler ve alâkalılara aynca bildirilecektir.
Kurulu-vermiş-
Rusyamn İrana borcu
Tahran. 12 (Hususî) — Sovyet Merkez Bankasının bir mümessili Tahrana gelerek Rusyamn harp borcuna mahsuben 11 ton altın ve 8 milyon dolar vermek için görüşmelere başlamıştır. Bu haberi veren tran Propaganda Nezaret Reisi Bahram Shakrokh, bir ay evvel Rusya ile imzalanan ticaret anlaşmasından beri İranın Rusyaya 6 bin ton çay sattığını söylemiştir. Aynı zamanda mühim bir pirinç muamelesi İçin müzakerelere başlanmıştır. Anlaşıldığına göre, mühim mik. tarda Sovyet mallan da İran gümrüğüne gelmiştir.
Otomobil fiyatları artıyor
Ncw-York. 12 (Hususî) — O-tomobil endüstrisi de bir nevi harp sahası halini almıştır. Çünkü husus! teşbbüs sahibi rakipler. otomobil endüstrisinde çetin bir yarışa çıkmışlardır. Dünyanın en büyük otomobil 1-malâtçısı General Matara, yakında otomobil fiyatlarını yükselteceğini bildirdi.
Senelerdir General Motors’un ucuz Chevrolet markası Ford marka otomobillerden daha fazla satılmaktadır. Fakat birinci Henry Ford devrinde vaziyet böyle değildi. Torunun da en büyük emeli yakında General Motors’u yenerek tekrar eski mevkilerini kazanmaktır. Kendisi geçenlerde muazzam bir fabrika kurarak Ford fiyatlarını aynı seviyede muhafaza edeceğini söyledi. Şimdilik Chevro-let’nln yeni fiyatı Detrolt'te 1951 senesinin en sıkı tutulan sim o-larak saklanmaktadır.
Diğer bir otomobil fabrikatörü hükümetten ödünç aldı. Henry Kalser 8.925.000
borç almak İçin müsaade istemiştir. Bu istikraz ancak bir şart ile tasvip edildi; o da istihsali glinde 600 otomobil olmalı, yani kapasitesinin yansına inmelidir. Borç alacağı para İle Kaiser savunma programı hesabına çalışacaktır.
■terllng
3 O
OCAK 1951
İKRAMİYE
KEŞİDESİNE İŞTİRAK için
127X11/1950 Salı
3
gün kaklı
HESAP AÇTIRMAKTA
ACELE EDİNİZ
Amerika pamuk ihracatını kısıyor
VVashington, 12 (YlRS) — Ticaret Bakanlığının bugün bildirdiğine göre, Birleşik Amerikanın pamuk ihracatı, şimdiden sonra, dünya ihtiyaçlarına nazaran cat dan bir
gönderilmesi tır. Bu memleketler arasında en başta Japonya, Hindistan, İspanya ve Belçika bulunmaktadır.
kâfi golemiyecektl/. îhra-Içln ayrılan 896.000 balya-ancak üçte iki ntapötlnde miktarın dış memleketlere mümkün olacak-


1
Piyasaların sekiz ocaktan evvel açılıp açılamıyacağı henüz belli olmamakla beraber, yakında Hükümet, açılış gününü daha kati ilân edecektir
Tütün satışlarında umumiyetle normale doğru bir inkişaf görülmektedir. Bunun başlıca ae-bebi, Marshall Yardımı çerçevesi içindeki tütün tahsislerinin a-zalmış olması, Amerikada tütün istihsalinin düşmüş bulunmasıdır. Marshall Plânından Alman yanın tütün İhtiyacı için vorilen tahsisin 5 milyon dolara yakın olması, lngilloreye yapılan tahsislerin de kısılması, bu iki memleketi Türk piyasasına karşı İstekli vaziyete getirmiştir. Binaenaleyh başta mamûl tütünler olmak üzere bütün Türk tütünleri için ümitler kuvvetlen miş bulunmaktadır. Bıı Ümitlere müvazi olarak şehrimizdeki Al man tütüncülerinin temastan dn müspet bir safhaya intikal et miş bulunmaktadır. Bugün ge*. vakit tahakkuk ettiğine göre. Almanların İzmlrdokl bir firmadan B cinsi 50-60 bin kiloluk bir partiyi 220 kuruştan, yine aynı müesseseden Amerikan Grad bir partiyi 340 kuruştan satın almışlardır.
Pamuk fiyatlarında istikrarsızlık îzmlr, 12 (Hususi) — Son günlerde pamuk fiyatlarında görülen inkişaf dün durakladık-tan sonra, bugün aksine bir istikamet takip etmeye başlamıştır. Piyasanın açılması sırasında büyük alıcıların ortada görülmemeleri, 435 kr. civarında muamele yapılacağı hissini u-yandırmıştır. Fakat bu muame leler sırasında 10 tonluk bir parti 427 kuruştan muamele görmüştür. Fakat yine bir duraklama devresinden sonra fiyat 425 kuruşa düşmüş, bu seviye üzerinden 100 tonluk muamelo olmuştur.
Alâkadarlann düşüncelerine göre, pamuk fiyatlarındaki gerileme ânzî mahiyette telâkki edilmektedir.
Topkapı Ampul Fabrikası yakında faaliyete geçiyor
Son günlerde gazetelerde işçi alınacağı hakkında ilânlarını gördüğümüz; Topkapıda bir seneden beri inşa edilmekte olan ampul fabrikası İkmal edilmiş g-lup yakında faaliyete geçecektir, Fabrika hâlen tecrübe imalâtında bulunmakta ve yapılan ampullerin muayene ve kontrolleri ile meşgul olmaktadır.
Ampul fabrikası, memleketi» susî sanayi teşebbüsüdür. Fabrikanın en mühim sermayedarı A-merikan General Electric Şirketi, senede iki milyar dolarlık İç hacmi olan bir şirkettir ve yılda bir milyardan fazla ampul imal etmektedir. General Electric Şirketi, dünyanın en modem ampul imal makinelerini memleketimize getirmiş ve burada yapılacak ampullerin, Amerikada kendi fabrikalarında ve kendi sistemlerine göre yapılanlara muadil olacağını garanti etmektedir.
Elektrik İşleri sahasında dünyanın en büyük bir kaç firması başında muazzam bir teşekkül olarak yer atan GeneraJ Elec-tric'ln memleketimizde Türk sermayesiyle müştereken kurduğu ampul fabrikasının piyasamıza çıkaracağı ampuller merakla beklenmektedir.
Siyasi müşahitler Kore meselesi ile Hindiçini ihtilâfı arasında 30 milyar dolar ayrıldı
bu kuvvetin on beş güne yakın bir zamandan beri Mançuride bulunduğunu tesblt etmişlerdir.
Korede askeri vaziyetin istikrar bulması ümit edılemiyeceği ve Pusan da veya başka bir yer. de bir müdafaa mevzii teşkili. Müttefiklerin gereken muazzam takviye kıtaları ile herhangi bir şiddetli taarruza geçmeleri bahis mevzuu olmadığına göre, hiç bir kıymet ifade edem iveceği i. Çin Washlngton‘da veya Lake Success’de girişilen diplomatik faaliyet müphem bir manzara urzetmekte ve her geçen dakikayı hâdiseler geride bırakmaktadır.
Bu satırlar yazıldığı esnada Parise gelen haberlere göre A-merikan Genelkurmayında ve Beyaz Sarayda aşağıdaki hal ça. resi lehinde kuvvetli bir cereyan mevcuttur:
Birleşik Amerika İle Birleşmiş
Korede keabet. bir şey Birleş-yapıiûiı
Parla, 12 (Husul) — askeri vaziyetin vehamet ligini söylemek mühim ifade etmez. Hakikatte miş Milletler tarafından
müdahalenin tasfiyesi karşısında buhınuyoruz.
•‘Yeni bir Tobruk veya Dün-kerque karşısında mı kayaca ğız?„ diye sorulmuştu. Parisin siyasi v(» gazetecilik mahfl’lerirı (Je bu hususta tereddüt edil mu mektedir: Yeni bir Duııker^ue da kalacağız. Mac Arthur'ün emrindeki 120,000 kişilik kuvvet geniş bir an dalgası gibi bütün İstikametlerde yayılan 600,000 Çinlinin karşısında ' tutunamı-yacaktır. Üstelik bu 600,000 Çinlinin arkasında 300,000 kişilik bir İhtiyat ordusu mevcut olduğuna dair verilen haberlerin karşısında kalacağız. Mac Ar-anlaşılmıştır. Böyle bir odu mevcuttur ve Amerikan tayyarecileri
İran Şahının îklz kardeşi Prenaes Aahraf, ziyaret ettiği bir bgstahanedo hastalarla konuşuyor
A m er İkada günlerce devam eden yağmurlar netteestnfle m ah t*! il yerlerde seller kasaba ve şehirleri su altında bırakmıştır. Resimde. Reno şehrinin sokakları sular altında görülüyor.
«

KAMBİYO ve ESHAM
Açıiıa Kapanış
1 Ster Un g "7X5 50 7.81.M
100 Dolar 280 30 280.30
100 Fr. Frangı 0.80 o.ac
100 İsviçre Fr. 64.03 61.03
100 Bcıçiktt Fr, 5-(X) 5.60
100 taveç Kr. ... 54 J2.&0 54.12.60
UM) Florin 73 68.40 73 6d,40
100 Liret 0 14,12* 0.44.126
100 Drehml ....^ 0,01.871 0.01.876
100 öjRCO’ldofl ... B 73 90 8 73.90
1933 dJrgHHl .. 22.46
103b Ikrumlv cil 10 90
Mili) Müdaraa 1 20.10
«941 Demiryolu IV ..... 98.70
HHİ Demiryolu V 95.—
%4 1/2 1049 İkramiyen ..... 96 66
«TiÖ 191) Demiryolu VI 97 30
K sikiri mu 1 97.75
Kalkınma 11 .... 97.00
7fti Kalkınma ili 07.63
%6 194S istikrazı i 07.30
9fö 194b im İkrazı 11 .... 97.40
7.6 1919 lütlkrusı 1 96.60
%7 Milli MUdAise IV 20.20
1831 SivaH-Lrzurum i 21.05
^7 1934 Ll-Vll 20,10
Vr7 1941 Demiryolu 1 20.20
%7 lül) Demiryolu 11 30.75
%7 1941 Demiryolu 111 20.20
%7 «lilil Miıdatau 1 20.80
%7 Milli Müdarne 11 20.70
«T.7 Milli MUdftt&a m 21.15
%7 MIH) Mtldafns VI. 20.15
| Şirket Tahvilleri
T C (lraaı Hankuaı 21.—
Anadutu D.Y Tertip A/B. 110.20
*•
M .. Mtlmea» Şener 59 —
| Şirket Hisse Senetleri
T C M erk » 7 n 12 i.—
rprkivr •• «nok 31.—
l’lirk rieatıH ı'M» 5.—
1 A r h,i ı 7 25
Satıhlar
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İstanbul Ticaret Borsası
Buğday Ofisin
W
Sert Yumuşak
D.
Kilosu
Kuruş Kuruş
Arpa Çavdar
Akdarı Faaulya
M
••
Çu.
14
horoz Şort çalı Solânlk Mercimek yeoil Susam Keten tohumu Haşhaş tohumu mavi Ayçiçeği tohumu D. Yerfıstığı Ka.
Uh 79/81 rand. 72 kl. Çu.
Razmol
Kepek Pirinç mısır tohumu
* Gazidere
Beyaz peynir tam yağlı Koşar poynlr Trakya M Keten yağı Türk tenekell ’ “ lng.
* * Rafine
“ • lng. Çıplak
- - Çiğ
Turyağı
Krema manda Kuzu yünü
Yapağı Trakya kırkım Keçi derlal T. K. kasap Koyun derle! T. K. *
* " H. K. •
Sığır derisi salamura ” Koyun derisi Yaş Koyun derisi yaş t ol a Koyun derisi ya(?
29.08
31.20 3130
22
22 20
16.20
59
45
60
53
88
50.
89 34.20
80
2683
13
12 04
97
160
260
163
163
170
158
155
205
400
425
400
217.20
327.20
270
215
275
220
233

410
330
95
107
65
02
300
1*0
170
172
3950
17
33
33.10
İzmir Ticaret Borsası
Gıdm çekirdek8İ» No.D tnoir A aerlal No.a incir M eenal No. 108 Pamuk Akala i .. Pamuk Akala n — Pamuk Akala, III... Pamuk ) erli Pamuk vağı (rafine) • Pam ık çekirdeği BugOo Son Kapanış
72 5 53.— 425/427 140.— 16.— 73.5 450.— 140.— 16 —
Adana Ticaret Borsası
Birinci Akala llclncl ,, 400/415 388/882.5 1 11=^ 1 1 1
Blrlno, Akala vOdeU .. Hazır
İkinci Akala yağmur yemle'
Altınlar
4.73
tariki kur
Lirn
Huğun Lira ~4.7Ö
YABANCI BORSALAR
- —
New-York Borsası

Htllçe Terli Gr.
Külçe Duy un Bit.
Cumhuriyet ...
Reşat .......
Humlt • ••••••• •••( Gulden Ingıur .......
Fransız kok .. Napoldon III • ÎRvlfre ......
37.80
28.75
42.75
29.20
42.80
37.90
Dün tkrkl kut
Btıflcîny (Buşell=rSont)
Sert Kış mahsulü No. 2 .., 274.— 271.—
Kırmızı Kış mahsulü No. 2 240.— 244.—
Pamuk Midillin^ (IJbrcsl —Sent)
Aralık 41.55 41.80
IVj ii. I t •••••••••••• •« •• •« ••«»«•••••• a ••••••• • 41.64 41.85
Mayıs 41.28 41.23
(1 S(3jıt) »••••••••••••« 150.— 136.16
T Cİ(3U.M No. 1 • m M 135.16 135 —
Fındık ( IJl>r(*wl-=S«nt)
Kabuklu yerli iri — M
•t • Af*T A la* ••«#»••••••«••••
Levant Iç ithal malı —.... 68.- 69.-
EKaıra iri >ç ithal malı 66.— 65.-
Kuru üzüm (Llbre(ıl=Sent) ....
Thompson çukinleksiz seçme U 174 U 1/4
Keten tohumu tlluocll^Dolar)
M 1 Tl n 15U» J.101 lS «• • 9• e •••••• eae ••••••••• ••• 3.86 8.55
ilıılny (Libre—Sent) «•••••»•••••••• — 142.-
Levha-tcncke «100 libre dolar) 7.30
Londra Borsası
Keten tohuma (Tunu=SU?rlhıg 1
Bombay 72.08 78 —
Kaikütn — 73.—
Yer fıstığı Hindistan 71).—
Bradford Piyasası
Tiftik iyi aml Llbrcul^FiyaD —1
Sıra malı ’• —w —
Yün Anadolu *• H — •-
" t'rakva '• •’ —
İskenderiye Borsası
145.—
140,40
Pnnııık ( KantarımTallan) ..
Auhmpuni Kıaa ayarlı F*/G. .. t’R*ın olvnfh F'G
142.—
139.-
Milletlerin kuvvetleri yalnız Av. rupada daha faydalı işler görebilecek otan kıtaların boş yere zayiat vermelerine mâni olmak için değil, aynı zamanda Asya-da serbestçe hareket edebilmek ve düşmana karşı zayıf bir nok. ta arzetmemek İçin bütün Kereyi tahliye edeceklerdir. Çin bundan sonra mütecaviz ilân e-dilecek ve bunun neticesi olarak Birleşik Amerika bilfiil bu mem. leketle harbe girmiş olacaktır.
Amerika o zaman Çine karşı bir bava harbi, fakat merhametsiz bir hava harbi yapacaktır Çinin bütün hayatî merkezleri durmadan bombardıman edilecek, fakat atom bombası kullanılmayacaktır. Japon üslerinden ve Formozadan hareket c-decek otan uçaklar tarafından yapılacak otan bu gece bombar-dımanları pek müessir olacak vo Çin yediği darbeleri İade etmek İmkânından mahrum kalacaktır.
Amerikan askerî mahfillerinde Sovyerler Birliğinin Çine yardım için kütle halinde gece av uçaktan göndermekle İktifa edeceğinden ve başka suretle bir müdahalede bulunmayacağından şüphe edilmemektedir. Muharebe bu suretle havalara intikal ettikten sonra tayyare İmalâtını arttıracak otan Amerikalılar havalara tamamiyle hâkim olacaklar ve Sovyet avcılanna rağmen Çini altüst etmek ve felce ug. ratmak fırsatını elde edeceklerdir.
Korede böyle bir vaziyet hüküm sürdüğü ve Amerikalılar görünüşe göre son dakikada Çine karşı daha sert davranmağa karar verdikleri şu esnada Hin-dlçlnlden pek vahim haberler a-hnmaktadır. Fransız ve Vietnam asker! makamlan Tonkin deltasında bulunan sivil ahalinin süratle tahliyesine karar vermişlerdir. Sene sonundan evvel. tayyarelerin faaliyetine geniş ölçüde engel olan yağmur ve sis mevsimi başlamadan Çin komünistlerinin taarruza geçmeleri beklendiği için böyle bir tahliye karan verilmesi münasip görülmüştür.
Bu suretle Fronsanın Çin hudutlarına mütemadiyen tecavüz ettiğini İleri süren ve Fransaya, indirilen her darbeye mukabele edeceğini bildiren Pekin Hükümeti bu tehdidini boş yere savurmuş olmayacaktır.
Yedi yüz bin Çinlinin Yunnan ve Kuang-Si eyaletlerinde toplu bir halde bulunduğuna dair alınan haberler katiyetle teeyyüt etmektedir. Bu suretle her an bir taarruz beklenebilir.
Fransız Hükümeti her ihtimale hazır bir vaziyette beklemektedir. îcap ederse bütün politikasını tekrar gözden geçirecektir. Burada da hâdiseler alınan tedbirlerden evvel yürümüştür. M. Pleven Müşterek Devletler Nazın Letoumeau ile uzun müzakerelerde bulunmuş, neticede, Nazır 15 aralıkta Saygon'a dönmek emrini almıştır. Nihayet resmi malûmat mevcut olmamakla beraber bütün mahfillerde General de LAttre de Tassignv’nin Hlndtçinîdeki kıtaların başkumandanlığına tâyin edilmesine karar verildiği söylenmektedir. Aynı mahfillere gö. re General diktatörlüğe yakın komünistlerinin şiddetli taarruza geçmeleri beklendiği İçin böyle bir tahliye karan verilmesi münasip görülmüştür.
Bütün müşahitler Kore işleri ile Hindiçinl işleri arasındaki dikkate şayan muvazllige İşaret etmektedirler.


Kupon getirecek okuyucularımıza
Gazetemizin Tahsil Kupon-tarlylc. ay babından itibaren neşretmeye başladığımız (1.000 Saat) kuponlarını kabul etmek, mukabilinde kıır’a numaralarını vermek ve sonra da hediyelerini dağıtmak üzere yeni bir büro tesis etmiş bulunmaktayız. Bizi bu karara sevkeden sebep, okuyucularımızdan bize müracaat etmekte olan büyük kitlenin işini süratle görmektir. Bu ıııakstıtla
Galatada, Bankalar Caddesinde, Adalet Hanının 2 nci katında bir daire kuşat edilmiştir
1 Aralıktan itibaren
Kur’a numarası, kupon ve hediye için okuyucularımız mezkûr adrese müracaat e-deceklerdir. Yurdun her tarafından gönderilmekte kupon mektuplarının ne de adresin
olan üzeri-
(YENf ÎSTANBUK Ban katar Ca/ldrsl, /Adalet Hanı kat 2) şeklimle yazılmasını okııyııcuiarıınızfhuı bilhaMsıı rica ederiz.
4
13 Amhk 1350
THNÎ t 8 T A M B U L
Sayfa 5
Musiki hayâtı
Almanya mektupları
Türklerde musiki
Yazan : Lâilca KARABEY
VENİ İSTANBUL okuyucularından Şevki Özgören lmza-’ siyle vc Musiki Mecmuası vasıtasiyle namıma gönderilen bir mektupta "Türklerin musiki İle münasebetleri" ne dair biraz tarihî malûmat vermekliğim arzu ediliyor. Z^aten ben de bu bahis hakkında yazı yazmağa niyetleniyordum. Şimdi günlük gazetenin ve bana tahsis edilen yerin müsaadesi nispetinde mektup sahibini cevaplandırmaya çalışacağım.
Denebilir ki Ttlrklcrin "Türk” ismini almalarından da. ha çok evvel bile kendi millî musikileri ve musikilerine bağlılıkları vardı.
Meselâ, artık Türklüklerinde şllphe kalmamış olmak lâzım gelen Sümerliler "Türk” ismini taşımıyorlardı, fakat ırkan Türktüler ve medeniyetleri derecesinde ilerlemiş bir musikiye sahiptiler. Musikilerinin ileriliğini bize kadar intikal etmiş olan çeşit çeşit sazlarından anlıyoruz. Zamanımızda kullanılan çalgıların hemen hepsinin prototiplerini, yani ilk örneklerini Sümerliler kullarimışlardır. Bu arada lir, arp, tanbur, ney, kanun, santur, def ve davul zikredilebilir. Sümerlilerin nota kullandıkları ve çivi vazısiyle sesleri tesblt ettikleri de sabit oluyor. (Musiki Mecmuasının 13, 14, 15. 16 ncı nüshalarında Sümerlilerin musikisine dair bol bol İzahat vc nota misalleri vardır. İsteyenler oraya müracaat edebilirler.)
Harp sonrası Berlinin ilk sanayi sergisi
3-4 bin sene evvel yaşamış olan Sümer Türklerinden böyle az bile olsa bir miktar malûmat kalmış bulunduğu halde o devirden itibaren OsmanlIlar zamanına kadar geçen uzun asırlar maalesef bizim için karanlıklarla dolu bulunuyor. Ancak Selçuk Türklerinin musikiye çok ehemmiyet verdikleri ve bu sanatı âdeta resmi imtiyazlar sırasına koydukları bilinmektedir. Nitekim Birinci Osmana Konya-daki Selçuk padişahı Alâeddin tarafından beylik ve İstiklâl nişanesi olmak üzere alem ite tabi (yani muzıka takımı) gönderilmişti. Türkler musikiyi resmî ve askerî teşkilâtın içine o kadar ehemmiyetli bir unsur olarak sokmuş bulunuyorlardı ki, muzıka takımı tıpkı bayrak gibi, taç gribi, taht gibi hükümdarlık sıfatının levazımından sayılmak yükselmişti. "Mehterhane, tablhane. mehter gibi isimlerle anılan heyetler doğrudan doğruya beylik
CYFEL Kulesine bir rakip ola-rak kurulmuş olan Radyo Kulesi. Berlinc öteden bert bir hususiyet vermektedir. Kulenin 40 küsûr metre yüksekliğindeki lokantada en iyi yemekler yenilmekte ve bir tarafından öteki u-cuna kadar 57 kilometre olan muazzam bir şehrin tekmil manzarası görülmektedir. Şimdi o-radnn ikiye bölünmüş bir şehir seyredilmekte ve kuvvetli bir dürbünle totaliter ve demokrat iki Alem arasındaki fark göze çarpmaktadır- Kulenin etrafına da yapılmış olan daimi sergi binaları umumi bir mahiyette olmaktan ziyade, muayyen şeylerin teşhirine tahsis edilmiştir. Bilhassa her sene Otomobil Sergisi buranın en mühim hâdisesini teşkil eder. Hitler zamanında da bu sergiler kurulmuş, fakat hep siyasi gayeler İçin kullanılmıştı.
Şimdi muharebeden sonra a-çılan ilk Berlin Sanayi Sergisinin birçok hususî ehemmiyet ve gayeleri vardır. Daha 1.5 sene evvel hava filoları vasıtaslyle Amerikalılarla Ingilizlcr tarafından beslenen ve açlıktan kurtarılan bir şehrin, demokrat
Burada 1.600 başlıyarak, bir odayı ısıtabilecek falarına, 2.000 beygirlik gemi ufak kayıklara takılan motörlere kadar her
türlü vasıtaları görmek mümkündür
evi ısıtabilecek
kaloriferden feshin vası-motöründen
Yazan : Habib Edib - TÖREHAN
bir
idare sayesinde ne gibi İnkişaflar yapabileceğini göstermek ve herkese bildirmek cidden mühimdir. Şerlinin Rus idaresi altında bulunan yerlerinde halk, bir esir gibi çalıştırılır vc buna rağmen açlıktan kurtanlamaz iken öbür tarafında büyük ve beynelmilel bir şehre mahsus bir hayat uyanmakta ve Berllne eski manzarasını vermeğe çalışmaktadır. Yalnız Berlin sanayiinin değil, Rus İstilâsından kurtanlabilmiş yerlerin yaratmak kabiliyetini gösteren bu sergi sanayi, kudret ve ihtişamını belirtmek noktasından da çok büyük bir ehemmiyeti haiz bulunuyor ve şimdi antk milletlerin birlikte çalışmaları göstermek
sal teşkil ediyor. Komünizmin bir buhran geçirmekte olduğu vc artık Rus kuvvetinin kırılmağa başladığı şu zamanlarda serginin ehemmiyeti ayrıca artmış bulunmaktadır.
lüzumunu
İçin de canlı bir mi-
mertebesine
takımı, nakkare takımı” şeklinde olmak üzere musiki nişanesi addedilmişti. Beylerin derecelerine göre musiki heyetinin kaç sanatkârdan mürekkep olacağı ve günde kaç nöbet çalacağı da bir kaideye bağlanmıştı.
Bn arada şunu İzah edeyim ki, en eski zamanlardan beri Türk beylerinin ve hakanlarının ikametgâhları önünde müzik a takımı tarafından muayyen zamanlarda verilen konserlere "nöbet” denilirdi. Hattâ Hlndlstandaki Türk İstilâsı devrinden kalıntı olmak üzere orada hâlâ racaların ve hükümdarların saraylarında bu türlü konserler verilmesi âdeti devam etmekte ve adına "nöbet" kelimesinden bozulmuş olarak "nahabat” veya "noobot" denilmektedir. Nöbet çalan saz takımlarının bulundukları daireye de "nakkarehane" ismi veriliyor.
İşte Türkler musikiye bu suretle resmî teşrifat sırasında yer vererek onu ne kadar kıymetli tuttuklarım göstermişlerdir.
Askeri muzikalann bütün batı devletlerine nasıl TÜrk-lerden alındığını ayn bir yazımda anlatacağım.
Amold H. Jürgensen a. Co.
Hamburg’da ihracatçı
Yeni neşriyat
Alüminyum yaprakları Kauçuk mamulatı Muhtelif cins makineler
için taleplerinizi bekliyor. Hamburg 1, Mönckebergatr. 7 Telefon: 32 03 33.
Telgraf: Exportprlmua
BİLGİ
Muallimler Birliği tarafından neşredilen “Bilgi" mecmuasının 44 üncü sayım çok zengin yazılarla çıkmıştır. Bu yazılar arasında Kayseri öğretmenler Kongresine ait ve mümessil Nu-reddln Ergin tarafından yazılan makale bilhassa dikkati celbet-mektedir.
Müracaat: Posta kutusu 790 lstanbuL
Öğrenmek
ARALIK
19 5 0
I
Rumî


VAKİT
Çarşamba
VASATİ
T.Kani
30


MAM


Güneş öğle İkindi Akşam Yatsı lmoAk
7.15 12 06 14.28 16.41 15.20
5.31
2.34
7.27
9.48 12.00
1.39
12 50
UÇAK - TREN - VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
10.40 îzmirden. — 10.45 P.A.A. (Amerikan) Bcyruttan — 11.50
Ankaradan. — 13.10 Balı-
keairden. — 14 00 Ankara. İz-mirden, — 14.50 Adana. Anknra-dnn. — 15.00 Ankara. İr.mir. Ba-hkcairdan. — 15.40 B E.A. (İngiliz) Londra. Nln, Roma, Atina-dan.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.00 Ankara. Malatya, Elâzığ, Diyarbakır*. — 8.30 Ankara, A-danayn. — 9 00 L».A t. (Itaİyan) Atina, Rnmaya. — 10.00 C, Y. (Kıbrıs) Nikonyava — 11 00 Balıkesir*. — 11.30 P.A.A. (Amerikan) Frankfurt, Brüksoi, Londra, New-York a. — 12,40 1»mire. — 13 10 Ankarnya. — 14.30 İzmlre. — 21.40 P.A A. (Amerikan) Beyrut. Karniyi, Delhi. Knl-ktlta, Bangkok, Hongkong a.
GELECEK OLAN İRENLER
8 30 Ankaradan (Elen.) — 9.15 Ankaradan (Ekn.) — 16.16 Ankn-radnn (Motörlü).
GİDECEK OLAN TRENLER
S.20 Hemplon Eke. (Avrupayaı — 18.10 Ankanıyn (Eke.) — 21.30 An kara ya (Eke).
OELECEK OLAN VAPURLAR
6 30 Konya, Bandırmadan. — ı),00 Tırhan. lnoholudan. — 12 00 Ege. İzmirdan. — 14 35 Uludağ Mudanyadan,
GİDECEK OLAN VAPURLAR
11.00 Etrilek. İzmlre. — 18 (X) Meraln. lmroza. — 22,00 Konyıı Bandırmaya.
SİNEMALAR
AI.KA7.AK l42IM2ı 1 — Ali Ba ha Kızlar Pansiyonunda, 2 -Voaker Vllderln Köpeği.
AK (44304) Johny Bellnda. ATLAS (40835) Aşk Köprüsü. ELHAMKA (42236) 1 — Vatan Kurtaran Kadın. 2 — Üç Ahbap Çavuşlar Elmas Peşinde.
GÜREL 1 — Bir Yedmenin Romanı (Türkçe). 2 — Gecenin Göçleri.
İNCİ (84595) îvojlma Yanıyor. İPEK (44289; Aşk Mucizesi.
>
İsviçre'de bir çiftçi, ahırının un tin do, oğlunun kura kedisini şefkati o seyrederken.
;■ M '$1
J
1
BM V ’ İ r *7ı
HU 4 t ' • I
Şeytan
( 3 On-
-
İTFA
I Y E
SIHHİ İMDAT
Ankara 00 tamir 2222 K köv 60872
İstanbul Beyoğlu Anadolu yakası Ankara
İzmir
44098
60536
91
2251
Beyoğlu 44644
1 Klan bul 21222
Üsküdar 60915
Karşıyaka 15055
ANKARA
ANKARA (23234) Ajjka Dönüş. Bt-Yt’K (1M32) Üç Silâhşorlar. CEBECİ (13846) Üç Silâhşorlar PARK (11131) Bırakılan Çocuk. M’M( 11071ı Bırakılan Çocuk. SÜMER 1 — Haydutlara Ölüm 2 — Kafiyeler Kıralı.
ULUS (22294) Benden Kaçamazsın.
YENİ (14040) Balalayka.
GAH GAZİNOSU Brynana Revüsü.
ANKARA PALAS Tnvlyonn Viyana Atraksiyon Orkcetraaı, Gc-xa Şeydi ldarcsindo.
gCKEYYA PAVİYONU îepanyol Orkestralı. *
KfÇÎ'K Melekler vc Şeytanlar BU YÜK RUoletto.
\ ? İr




Berlin Sanayi Sergls inden Lkİ görünü*?
dile getirmektedirler. Onun sergide Amerika İle lngil-ve Fransa sanayiine de btl-yerler ayrılmıştır. Londra-
ihtiyacında olduğumuz lıerşey
LÂLE (43595) Jandark.
MELEK (40868) Aşkın Mûclzcsl SARAY Yunan Opereti.
Sl’ATFARK (83143J 1 — Ahret Yolcuları. 2 — Şehzade Azmi. SÜMEK (42651) İvojlma Yanıyor,
SARK (40380) Adalet Kurbanı. ŞIK (43726) 1 — Kaptan Mefis-to. 2 — Dehşet Diyarı.
TAKSİM (43191) Eatergon Kalesi TAN (80710) 1 — Memnu Mınta-ka. 2 — FlUstin Harbi.
ÜNAL (49306) 1 — Slngoalln
(Türkçe). 2 — Aşk Adası (Renkli).
YENÎ (84137) 1 — Kara
2 — Harlow Kumarbazı. L1LDIZ (42847) Jandark cü hafta).
İSTANBUL
ALEMDAR (23863) 1 — man Yahudi. 2 — Hileli
AYSU (21917) 1 — Cezayir Esrarı. 2 — Sönen Hayat.
AZAK (23542) 1 — Zaferden Üfi-tiin. 2 — Cehennem Geçidi. ÇEMBERLİTAŞ (22513) 1 —
Parmakrtiz Salih. 2 — İstanbul Gerclerl.
EMBE 1 — Klmaeaiztar. 2 — Kara Şevtan.
HALK (21904) 1 — Zaferler Aralımı, 2 — Kumarbazlar Kraliçeni. İSTANBUL (22367) 1 — Haydut Aşkı. 2
İntikamı (Türkçe).
KISMET
Güzeli. 2
M A R M A R A ( 2386(1) 1 —
man Yahudi. 2 — Hileli
MİLLİ (22962) 1 — Kan
2 — Karımı Arıyorum.
TURAN 1 — Tarzan Maymun Adam. 2 — Tıına Ağlıyor.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 —îkl Açıkgöz Tarzan Diyarında* 2 — Rcbeka.
Kahra-Yol.
İZMİR
ATLAR Sokak Kızı Klttv. ELIIAMRA Üç Silâhşorlar. LâLE 1 — Memnu Mıntakn. 2 — Ormanlar Perisi.
|1ELEK 1 — Kanun Harici. 2 — Bu Gece Seninle.
TAN 1 — Memnu M intaka. 2 *— Ormanlar Perisi.
TAYYARE Harman
YENİ 1 — Tarzan dam. 2 — Bufalobil
Sonu. Maymun Şarkını.
A-


ECZANELER
EMİNÖNÜ: Radııllah — Yorgi (Ünİuıpnnı) — Arif Neşet (A-lemdar) — FalAhaddln (Çarşıka-PO.
— Ormanlar Kiralının
(20654) 1 — Kahveci
— Kanlı Aşk.
Kahra Yol.
Dâvası
KADIKÖY
H İLE (Kadıköy) Zafer Abidesi, Kritıt in.
OPERA (6S821)
Z — Pompamın
bfREYYA (60862) h Mehmet Efe.
1 ELDEö İRMENİ dalicrı, çe).
(60112) 1
2
Kıra İlçe
TİYATROLAR
tSTANmi. BELEDİYESİ bahir Tiyatrolara 20 30 dO
DRAM
Dilsizlerin Dili Tdf.; 42157
KOMEDİ KISMI
Çifte KrramM
BEYOĞLU: Kin yol I (Merkez)— Sıhhat (Merkez) — Kemal Rc-bul (Tnkaim) — Fındıklı (Galata) — Tuna (Galata) — Asım (Şişil) — Nişantaşı (Şişli) — Has köy (HaskÖy) — Yont Turan (KatıımpMR).
FATİH: Muharrem Tanır (Şch-zadcbaşı) — Ziya Nuri (Akna-ray) — Yedlkule (Snmntya) — Nazım Malkoç (Şohreminl) — M. Fuat Baycr (Karagüınrüki — Gülseron Sipahloğlu (Fener). EY ÖP: Eyüpsultan.
BEŞİKTA9: Vldln — Yeni (Orta köy) — Arnavutköy — Merkez (Bebek).
i.’

2
1 — fton
1
Çöl
M (NAR
2 — Vahşi Koşu,
--- — .
întermezzo Oünleri.
— Çakırca -
TENİ flTDH
TİTATROSÜ
A E K O D i T
KADIKÖY: Sftftütlüçcşmo — Ki-zıltoprak — Göztnpv — BoHüın-cı — Selimiye (Üsküdar).
BÜYÜKADAj Halk.
HEYBELİ AÎ>A: Halk.
1 — Atnrn Fe-Şahinl (Türk-
Telefon: 40369
ÜSKÜDAR
1 —- Cennetin Anahtarı
MUAMMER KAKACA
1 1YATHOHU
Tarkan EvlCnbnr.
ANKARA: Başkent — Yenişehir
— Ego*
İZMİR} Tilkilik (Banmııhano)— Çnnkava (Aİnancak) — Şifa (Kemoraltj) — Yeni (Eşrofpaşai
— Karantina (Yalılar).
R
A
D
Y
0
L
A
R

İSTANBUL:
12.57 Açılış ve programlar. — 13.00 Haber-
ler. — 18 15 Radyo Salon Orkestranı konaerl — 1345 Şarkılar ıLûtfl Güneri), — 14.20 Günev
Amerlkndnn melodiler (pli. — 14 45 Programlar vc ıtarkılar (pl). — 16 00 Kapanış.
17.57 Açılış vs programlar. — 18.oo Art Van Dfimma Kentetinden dana müziği (pl). — 18.10 Veremle Savuş Darnetfi adına konuşma — 18 20 Fazıl heyeti konzerl ‘’$nlaraban,,, idare eden • Sadi Işılny, — 19,00 He borler. — 19.15 Kına şo-
bir haberleri. — 19 2(ı Saz enerleri (Süleyman ve Aaaf ErgÜner), — 19 10 Sadi Yaver Atnmun memleket havalan zan vo «az birliği konacri,— 20 15 Radyo Gazotoni. — 20 30 Dinleyici İal«>k-lerl (Klâsik balı müziği). — 21 15 Şarkılar (Hamiyet YÜceaea), — 21.50 Konuşma. — 22.(X) Konçerto (pl). Johannoü Brahma..
"la minör., (pl). L. vnn Haberler. —
(pl). — 23.30
Dubl Konçerto ıH.ıl.i/.ı 22.30 Piyano MOİölari
Beethoven.. 32 varyasyon. — 22 15 23.00 Programlar vo dana milliği Kapnıng.
Eski sergi binalarından bomba tahribatına ağrıyanları eskisinden daha güzel bir surette tamir olunmuş vc bunlara daha birçok yenileri ilâve edilmiştir. Bilhassa çelik sütunlar, cam cepheler ilâvesi suretiyle inşa edilmiş olan pavlyonların cidden cazip bir manzaralı vardır. Sergi 45.000 metre murabbaı bir sahayı işgal etmiştir. Paviyon-ların ve büyük sergi binalarının içinde sanayi mamullerini göstermek için iştirak etmiş olan müesseselenn sayısı 1.400 e varmıştır. Burada 2.000 beygir kuvvetinde gemi motöründen, 1.600 evi ısıtabilecek kaloriferden başlıyarak, ufak kayıklara takılan motörlere ve bir odayı ısıtabilecek teshin vasıtalarının hepsini görmek ve bir fikir edinmek kabildir. Lokomotiften toplu iğneye kadar her şey imal e-den bir memleketin sanayide muvaffakiyet gösterecek bir kuvvet ve kudret olduğunu ve sarfettiğl gayretle son üç sene zarfında neler yapabileceğini burada görmek ve ibret almak kabildir. Herhalde devlet olarak mevcudiyetini bir müddet için kaybeden bir milletin buna gayret ve bilhassa bilgisiyle nasıl yeniden elde edebileceği ve sermayelerin nasıl yeniden toplanabileceği bu sergiyi gördükten onra daha iyi anlaşılabilir.
Sergi, bir taraftan Alman jayret ve bilgisinin eserlerini gösterirken, diğer cihetten de demokrat dünyanın totaliter âleme karşı canlı bir propagandasını yapmaktadır. Almanlar, eğer idare sistemlerinde kendilerine hareket imkânlarını veren ve şahsî teşebbüsü her şeyin fevkında tutan demokrat bir cihaza malik olmasalardı, bunu yapamıyacak-lannı kendileri de itiraf etmektedirler ve bu hususta başta A-merika olmak üzere İngiltere ve Fransaya karşı artık hiçbir husumet taşımamakta, bilakis her vesileyle onlara olan şükranlarım için tere yük
nın meşhur iki katlı otobüsü, İngiltere sanayiinin tayyare mo-törleri burada herkesin alâkasını celbeylcmtştir. Bilhassa Marshall Plânı Sergisi çok büyük bir İhtimamla yapılmıştır.
Avrupayı komünistlikten kurtaran bu plânın ehernnıiyoti gün geçtikçe daha iyi anlaşılmakta vo bilhassa demokrat âleme ka-%
tılmak yüzünden ilerlemek fırsatlarını bulan Almanlar bunu herkesten İyi takdir etmektedirler. George Marshall Dairesinde bu plânın esas ve gayeleriyle elde edilen neticeler gösterilirken bir de E R.P. Amerika Pavlyo-nunda tipik Amerikan sanayi ve yaratma kudreti canlı misalleriyle gösterilmiştir. Orada teşhir edilen kabili nakil bir ev, herkesin bilhassa şimdi oturA-cak bir yer aranılan şu 2aman. da pok çoğunun dikkatini cel-betmoğe vesile olmuştur. Eylül ayında Amcrikada yerinde duran bir ev sökülerek paketler i-çinde Berlinc getirilmiş vo birkaç saat içinde sergf sahasında kurulmuştur. Bu evin elektrikli süpürgesinden televizyonuna kadar her şeyi mevcuttur. Bir A-merlkalının küçük bir aileden olsa bile nasıl oturduğunu göstermekte ve herkese yeniden hevesler vermektedir. Bu binayı görürken içindeki teçhizatı hiç itibara almıyarak memleketimize gelen muhacirlerimizi düşündüm. Sanayii bu kadar mütekâmil olan Amerikanın, şimdi haklan çiğnenen ırkdaşlarımıza pek kolaylıkla yardım edebileceklerini hiç de imkânsız görmedim. Dost topraklara gelen vc haksızlığın kurbanı olan İnsanlara yardım etmek, Amerikanın yalnız dostluk İcabı bir vazifesi değil, aynı zamanda insani hisleri, nln de bir eseri olmak icap eder Bizim şimdi bütün teknik teçhizata malik şeylere değil başımızı sokacak, kışın soğuğundan insanlarımızı muhafaza edecek vc onları hayatın on zaruri vc iptidai şeylerine kavuşturacak ev ve barakalara ihtiyacımız vardım. Amerika vc Avrupa medeniyet âleminin sermaye ve sanayi kudretini bu gibi sergilerde gördükten sonra artık buna da bir imkân bulunabileceğini düşünüyor vc teselli bulmaya çalı yiyoruz.
oralarda gelmek-
FRANSADA İnsan Haklan Beyannamesi çıktıktan sonra iki asra yakın bir zaman geçti; ilim, irfan ve bilhassa teknik çok ilerletli. Fakat ne yazık ki buna rağmen hâlâ insanlık hakkından balı solun uy or, çünkü bu hak çok defa çiğnenmiştir ve zamanımızda da çiğnenmektedir.
Biz, hakkın bu çiğnenmesinî kültürsüzlüğe vermekteyiz. Batı Avru-panın bugün insan hakkına riayet etmek İçin gösterdiği gayretler herhalde medeniyetin ve kültürün yerleşmiş olmasından ileri fedir.
İnsan haklarının birçok yerlerde ayak altına alındığı şu zamanlarda hayvanların hakkından bahsetmek . bilemeyiz doğru mu olur? Bizde, oldukça uzun zamandan beri bir “Hayvanları Koruma Cemiyeti’’ vardır. İyi bir teşebbüs olduğundan muvaffakiyetini candan dileriz. Yaptığı şeyler hakkında halkımız daha fazla aydınlatılacak olursa herhalde faydalar Bağlanılacağı kanaatindeyiz.
Birkaç gün evvel taşra ve İstanbul gazetelerinde ufak bir havadis vardı: Okuyucularımızın, vatandaşlarımızın dikkatine ilişip ilişmediğini bilmiyoruz. ödemiş gibi kültürlü olması lâzım gelen bir şehrimizde üç çocuk bir kedi yalpalamışlar ve onu diri diri yakmaya karar vererek üzerine gaz döküp kibritle tutuşturmuşlar. Alevler içinde kalan bahtsız hayvan, can aeısiyle bir evin tavan arasına • girmiş, ev tutuşmuş, böylece üç ev daha
tamamiyle yanmış. Biz herhalde kediyi tutan ve onu böyle zalimce yakan bu çocukların suçlu okluklarını görmekle sorumluluğu ana ve baba-sariyle öğretmenlerinde buluyoruz. Türk Milleti esas itibariyle hisli, rikkatli ve şefkatli bir millettir- Onun tarihinde çıkan bazı zalimlere mukabil milletin Iıer tabakası kendisinden zayıf gördüğüne karşı her zaman şefkat ve yardım sevgisiyle doludur. Şimdi onun evlâtları arasında canlı bir hayvanı diri diri yakmayı eğlence ve oyun sayan çocukların çıkması, her Türkü son derece müteessir eden bir hâdisedir. Hayvanlan korumak i-çin vakıflar bırakan atalarımızla pek haklı olarak övünürken, neden bn kadar katı yürekli olabildiğimizi anlamakta güçlük çekiyoruz. Bahtsız kediye karşı reva görülen zulüm üzerine gazetemize iki resim koyuyoruz» Bunlardan biri İsviçrede bir köylünün çocuğunu 19 kedisinden bir tanesiyle babasını gösteriyor, öteki de Venedik* te halkın güvercinleri elleriyle nasıl beslediğini göstermektedir. Bnnlann her gün binbir misalini görmek kabildir.
Çocuklarımızı asil ve İnsanca duygularla yetiştirmek, anaların, babaların ve bilhassa öğretmenlerin en başta gelen vazifelerindendir. Çünkü vahşetle medeniyetin çArpıştığı şu zamanda biz tek bir Türk çocuğunun bile böyle hareket etmesini hoş göremeyiz.
YEM İSTANBUL
ÜSTTE:
SOLDA:
Almıınynda Frankfurt şehrindeki at cambazhanesinde terbiye edilmiş gösteren kızı ayı
tahunede tedaviye nlınmı&tı. Kan-ta yutağında, kendini ısıran nyı kız da ona seker İkram ediyor, kız da ona şeker hediye ediyor.
insanların avucun-
bir ayı İle numaralar
10 yaşındaki bu gönç ısırmış ve kendisi han-
Venrdlkfe dan yem yiyen güvercinler.
Bir giin yuvasından düştükten sonra eve alınarak bakılan ve bil* y ütülen bir baykuş, av çocuklarının en iyi arkndnşı olmuştur. Şimdi hor sabah banyosunu yapıyor.


*

13 Aralık 19M
i
edil
s
T
C. ZİRAAT BANKASI TAHVİLLERİ
KAPLICA SATILACAK
bütün
resimlerden
muaf

faizlidir!
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünden:
(1368) tonu Tekirdağ, 99 tonu İstanbul Teşkllâtımmn ambarlarında bulunan kaplıcalar, bulundukları depolarda görülüp haliyle kabul edilmek kaydiyle ve kapalı zarfla teklif alınmak suretiyle toptan satışa çıkarılacaktır.
Kaplıcalara talip olanların teklif mektuplarını, 29.12. 1950 cuma günü saat 15 te Ofisimiz İdare Meclisi ve taliplerin huzuriyle açılmak üzere üzere 29 12.1950 cuma günü saat 14 e kadar Genel Müdürlüğümüz Ticaret İşleri Müdürlüğüne tevdi etmeleri ve 10 bin liralık muvakkat teminatlarını, nakit banka mektubu veya devlet tahvilâtı olarak Merkez Muhasebe Müdürlüğümüze yatırarak alacakları makbuzları tekliflerine eklemeleri lâzımdır.
Bu satışa ait şartlaşma İstanbul, İzmir ve Bölge Müdürlüklerimizle Genel Müdürlüğümüzün İşleri Müdürlüğünden bedelsiz alınabilir.
Ofis, 2490 sayılı kanuna tâbi olmadığından,
teklifler müsait görülmediği takdirde ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (17207)
^OGLE ^YEMEĞİ
ISTAN BUL
Seyhan
Ticaret
yapılan
AKSAM
YEMEĞİ
MÜNİH‘E
İSTANBUL BELEDİYESİ İLÂNLARI
îmar Müdürlüğümüzce hazırlanan Kadıköy kazasının Mühürdar semtine ait 1/500 ölçekli tatbikat plânı genel meclis 23.6.1950 günlü knrariyle belde ihtiyaçlarına uygunluğu tasvip edilmiş ve Bayındırlık Bakanlığı yüksek makamınca da incelenerek onanmış olduğundan Yapı ve Yollar Kanununun gereğince ilgililerin bilgi edinmesi için işbu plândan bir nüshası İmar Müdürlüğü salonuna diğer bir nüshası da alt olduğu Kadıköy Kaymakam ve B. Ş. Müdürlüğü salonuna asılmış bulunduğu ilân olunur. (17197)
Sffyahal ■cerrt»nlı» rtyt «mumf «ctnlemlı TÜRHOL TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ m mOficaal edinir.
Atlat Sineman Pa*a|» -
T.itr* TMS3MBA Tel^ee 41714
Dış Lâstik Alınacak
Ankara Yollar 4. Bölge Müdürlüğünden
1 — Bölgemiz İçin 100 adet 750x20 eb'admda ve 12 adet 650x16 eb adında oto dış lâstiği kapalı zarf usulü İle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedel 28.370.00 (yirmi »ekiz bin tJç yfte yelmiş) lira olup geçici teminatı 2.128.00 (İki bin yüz yirmi »ekin) liradır.
3 — Kapalı zarf ekalltmeal 22.12.1950 cuma gOnd saat 18 Ankara Etlik yolu üzerindeki bölge müdürlüğünde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır. Zarflar saat 15 e kadar komisyona verilmelidir.
4 — Bu İşe alt şartname çalışma saatlerinde bölge müdürlüğü teknik hesaplar servisinde görülebilir.
5 — Zar Har firma veya şahısların hususî işaretleri üe mühür-lenmelldlr. Para gibi umumun elinde bulunan şeylerle mühürlenmiş zarflar ve postadaki gecikmeler kabul edilmez.
6 — 2490 sayılı kanun ahkâmına uygun olarak müracaat edilmesi ilân olunur. (16792)
I

Merzifon Belediye
Başkanlığından
Fennî su ve elektrik tesisatlı beş oda, Od salon, bir mutfağı müştemil şehir gazino binalı sinema ve temsil salonu olarak sis
İle
tah-sürc
edilmiş olduğundan bir kısım mobilyası İle birlikte 14 ay İcara verilecektir.
Arttırma 29 aralık 1950 tarihine rastlayan cuma günü te Belediyede Süreli Komisyon huzuru İle yapılacaktır.
Fazla malûmat edinmek isteyenlere şartnamesi parasız olarak gönderilir.
İsteklilerin belli günde belediyemize müracaatları İlân olunur. (17070)
saat
İstanbul Dördüncü İcra Memurluğundan : 950/3397
Alacaklı lehine rehinli olup paraya çevrilmesine karar verilen Star markalı piyano, İsparta halısı, iki koltuk ve bir orta masası 26.12.1950 tarihine rastlayan salı günü saat 12 den 13 e kadar Bomonti Tokaloğlu sokak Markiz apartmanı 9/1 No.da a-çık arttırma suretiyle paraya çevrileceği ve muhammen değerin % 75 ini bulmadığı takdirde İkinci açık arttırmanın 28-12-1950 perşembe günü aynı mahal ve saatte yapılacağı ilân olunur. (17239)
Gümrük Muhafaza

KULLANINIZ
Çiftlik makineleri. İş üzerinde bulunmadıkça k^-n veya istihsali arttıramaz.. Ve bunun içindir ki Ir> tematlonal Harvester Parçalan malzemenizi her zaman işler bir halde bulundurmanıza imkân veren en emin ve en ekonomik yolu temsil eder, ihtiyacınız olan IH Parçalannı size temin edebiliriz. Siz de onlara güvenebilirsiniz, çünkü..
International Harvester Parçalan yeni makinelerde kullanılanlarda olduğu gibi ayni hassasiyet ve dikkatle imâl iniştir.
International Harvester Parçalan kinelerinizin kudretini muhafaza ve ömürlerini uzatır.
Parça ve bakım problemlerinizi hallederek pahalı tamirlerden kaçınabilmenize yardım etmemiz için hemen bugün müessesemize müracaat ediniz.
ma-eder
Genel Komutanlığından
Kartal Sulh Yargıçlığı
Başkâtipliğinden:
949/811
Hayriye ve Emlnenln Sadiye, Salim, Seniye Ahmet, Salih ve Fatma ile şayian ve müştereken mutasarrıf olduktan Maitepede İstasyon caddesinde kâin 223 a-»a, 16 parselde kayıtlı ve 6000 ıra muhammen kıymetli bahçeli iki kattan ibaret üç oda ve bir taşlığı havi kârgir bir bab hanenin yapılan açık arttırmasına 5000 lira bedel ile hissedar Salih Yaldık namına ihalesi icra kılınmış İse de kanuni müddet zarfında bedeli yatırmadığından İhale feshedilmiş olmakla İcra ve İflâs Kanununun 133 üncü maddesi gereğince 25.12.1950 tarihind* saat 15 te açık arttırma suretiyle her kaçA baliğ olursa olsun i-halesi yapılmak üzere talip olanların muhammen kıymetin yüzde yedi buçuk nispetinde pey akçesiyle muayyen günde ve fazla malûmat almak ve şartnamesini görmek arzu edenlerin ilân tarihinden İtibaren Kartal Sulh Yargıçlığı Başkâtipliğine müracaatları ilân olunur. (17172ı
• •
Eminönü 4 üncü Sulh
Hukuk Yargıçlığından :
950/800
Borçlu Nafi Çaprnğlu tarafından alacaklı Ankara Caddesi H9 numarada ikamet eden Ali Yas-tımana 12.8.1950 tarihinde tan zim olunan 1000 liralık bononun zayi edildiğinden bahisle vaki müracaat üzerine Ticaret Kanununun 638 inci maddesine tevf* kan resmi ve gayri resmi iki gazete ile ve üç gün devam etmek üzere ve son ilân tarihinden itibaren 45 gün İçinde zayi bonoyu bulan tarafından mahkemeye ibraz olunmasına, ibraz edilmediği takdirde senedin iptaline kurar verileceği tebliğ yerine kaim olmak üzorn jîdn nh’nnr. (1?1 A?’
*
Gümrük Muhafaza Teşkilâtına 15 Hra maaşlı erkek muhafaza memuru alınacaktır.
Müsabaka İmtihanı 9 şubat 1951 cuma günü saat • da yapılacaktır.
Aşağıda yazılı şartlan haiz olanların müsabakanın yapıl a cağı günden evvel nüfus kâğıtlan, iki tane belgelik fotoğraf, okul şahadetnamesi ve dilekçeleriyle Ankarada Gümrük Muhafaza Genel Komutanlığına ve Istanbulda Gümrük Muhafaza Başmüdürlüğüne başvurmaları,
a) Memurlar Kanununun 4. maddesinde yazılı şartlan haiz bulunmak,
b)
e)
d)
e)
dıklan
maaşla tâyinleri yapılacaktır.
Ortaokul mezunu olmak,
30 yaşından yukan bulunmamak.
Boyu 1.64 den aşağı olmamak.
Lise mezunlan müsabaka İmtihanına İştirak edip kazan-takdirde 20 liralık kadro bulunmaması dolayısiyle 15 lira (16922)
Müstahdemin Elbise, Palto ve İtfaiye Paltosu Bildirilecektir. Tekel İstanbul • Cibali Tütün Fabrikası Müdürlüğünden:
1 — Fabrikamız müstahdemini için kumaşı fabrikadan verilmek üzere 65 kat elbise ile 7 palto ve 17 adet itfaiye paltosu pazarlık suretiyle diktirilecek tir.
2 — ait şartname her giln bedelsiz olarak fabrikamız
levazım şefliğinden alınabilir.
3 — Pazarlık 22.12.1950 tarihine rastlayan cuma günü saat 10 da fabrikamız alım komisyonunda yapılacaktır.
4 — İştirak edeceklerin belli günde 7.5 teminat akçesi olan
102 lirayı pazarlık saatinden evvel fabrikamız veznesine yatırmaları İlân olunur. (16188)
” 1 1 - - I İ
Fluorescent Ampullü Tesisat Yaptıranlara, Bu Tesisatı Bulunanlara
I.E.T.T. İŞLETMELERİ UMUM MÜDÜRLÜĞÜNDEN:
1 — Yeniden Fluorcsccnt tesisatı yaptıracak müşterilerimizin lâmbalarının ldaremizcc tâyin edilen teknik evsafta (Takat emsalinin 0,9 ve daha yukarı) bulunması şarttır. Bu vasfı haiz olmayan Fluorescent ampullü tesislere cereyan verilmeyeceğini hatırlatırız.
2 — Şimdiye kadar dairemiz tarafından teknik muayenesi yapılmamış olan Fluorescent tesisatı bulunan müşterilerimizin yazı ile idaremize malûmat vermeleri lâzımdır.
3 — ldaremizcc yapılacak kontrollerde düşük takat emsalli
Fluorescent ampullü tesislere rastlandığı takdirde bu gibilerin cereyanları kesileceğinden zamanında muayenelerini talep etmelerini sayın müşterilerimizden rica ederiz. (17087)
muATOuı RAimrmt uran c( chicam i Tirtfy» ı
TÜRK İNTER MAKİNELERİ A d
BTAMBUV - A İKA AA - A0A1A - ESCİŞCHİS • lOVYA
INTERNATIONAL
HARVESTER
İstanbul Üçüncü İcra Memurluğundan:
1 ’ • M9/3343
Bir borçtan dolayı mahcuz olup bu ke-re paraya çevrilmestae karar verilen Bebek üstünde Eşrefbey Çiftliğinde dört adet ineğin birinci açık arttırması 21.12.1950 perşembe günü saat 16 dan 17 ye kadar yapılacaktır.
Mahcuz ineklere konulan muhammen kıymetinin yüzde 75 İni bulmadığı takdirde İkinci açık arttırması 23 12.1950 cumartesi günü saat 12 den 13 e kadar satılacaktır. Almak isteyenlerin mahallinde bulunacak memuruna müracaatları ilân olunur. (17176)
Devlet Orman İşletmesi
Eğridir Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Cire bölgesinin Eğridir istasyon istif yerinde mevcut 2304 adede denk 257 metreküp 053 desimetrekûp çam kerestesi üç parti halinde 4.12.1950 tarihinden itibaren on beş gün müddetle açık arttırma suretiyle satışa konmuştur.
2 — Açık arttırma 27.12.1950 çarşamba günü saat 15 te imletmemiz binasında toplanacak komisyon Önünde yapılacaktır.
Beher metreküpünün tahmini bedeli 110 Hradır. Her parti için %7,5 hesabiyle muvakkat teminat alınır.
3 — Bu işe alt şartname Ankarada Orman Genel Müdürîü-ğünde, İzmir, Eskişehir. Denizli. Burdur. Antalya işletme müdürlükleriyle işletmemiz müdürlüğünde ve Konya. İsparta, Ş.Karaa-ğaç, Keçiborlu bölge şefliklerinde görülebilir.
4 _ isteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ük te-
mİnatlariyle komisyona müracaatları. (16918)

ILIN ANSİKLOPEDİSİ Umumi rağbet rekorunu kıran, vaktinden evvel mevcudu tükenen. En büyük taksimcilerin, âlimlerin, şairlerin, filozofların, mütefekkirlerin, doktorların, muharrirlerin, hikayecilerin, hazırladıkları.. Her yıl seve seve aldığınız :
BÜYÜK SAATLİ MAARİF DUVAR TAKVİMİ
» • •
Sadece bîr takvim değil, hakikî bir bilgi hazînesidir. Aylardanberi mütehassıslara hazırlatılmakta olan bu eşsiz takvime sahih olmak fırsatını kaçırmayınız...
e
BÜYÜK SAATLİ MAARİF DUVAR TAKVİMİ
Yeni yılın en * kuvvetli ansiklopedik, ^rrı .olacaktır. Bııyiinizdrn i.stçmokte ^cjle^edihizıj ;
t__>»«*_.-_________'_L*
X

Comments (0)