13 Ekim 1950
Cuma
SY.^I İKTİSADİ, MÜSTAKİL
Yıl 1
Sayı 317
10 kuruş
Yeni İstanbul’un
A
A
Abone: Türkiye İçin nenellfcl 32, altı aylığı 17, üç aylığı W liradır. Ifnrlç memleketler İki misildir.
KUPONU

TAHSİL KUPONU
Beyofrhı - Müellif Caddesi fi - 8. Telefon : 44758-44757 Snnfrnl
TmIr p(lon: HaMI» Eıllb - TÖRKHAN
İl Anlar ; A net nayfada «aııtlrıırtrral
2 Hradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
renin Kııbısıı : 147 - î^fanhul. Telgraf Adresi î Hetlo. tatanbııl.

Truman-Mac Arthur görüşmesi
bugün Hawai civarında yapılacak
Din dersleri ve
vicdan hürriyeti
*NKARAD\X aldığımız bir habe-M re göre. Millî Eğitim Bakanlığında kıırııhın hlr komisyon. İncelemelerini bitirmiş ve din derslerinin, şimdilik, İlkokullarda, mecburi olarak öğretilmesine kanır vermiştir. Böyle bir kurara varılmasında da çocuklarının daha İyi yetişmesini İsteyen Imlmhırııı tesiri olmuştur. Birbirinden oldukça farklı haberlere bakılırsa «tin derslerinin mecburi olıırak okutulmasını İsteyenler, yüzde «o İle yüzde !W arasındadır. B?zl en çok meraklandıran şey, hıı derslerin mecburi olup olmayışı değildir. Bir ana ve İmim, eğitlın hayatının beliibaşlı hlr safhıısııuta. çocuğun ruh mııkâdderntlylo İlgilenirlerse bizim bııım karşı söyleyecek hiçbir «özümüz olumuz. Eğitimin İlk temelleri, hiç şüpheniz, evde atılır. Fakat ev eğilimi ile okul eğİtiıııhıin a-maçları arasında da hlr çok ayrılıklar vardır ve olmalıdır. Hattâ eski medrese eğitimimle bile bıı ayrılıkları, bütün çesltlenlşledyle, tesblt etmek mümkündür.
, Ev eğitiminin gelenek çerçeve*! dardır ve orada şöyle böyle yetlşuıı çocuk, daha geniş hayat ölçüleriyle kaynaşmak ve onlara göre Ayarlanmak fırsatlarını bıılaıııaz. Çocuk, ev eğitiminde, ailenin, ilaha Çok, hlr filizidir. Okul eğiliminde, sosyal eğitimde iae çocuk, lıir vatandaş olarak dii-şünüliir. Bıı bakımdan eğitimin rolü de büsbütün değişir. Eğilim, arlık, a-naya ve babaya göre değil, eeıııhetln paylaşılan ideallerine, ihtiyaçlarına, gelecekteki büyük vazifelerine göre ahenklennıek ve renklenmek zorundadır. Böyle bir eğitimin, kentli özelliklerine bağlı aileleri istisnasız memnun edebilecuğlhİ saııını>oruz. Bıı e-ğitlm durumunu daha İyi IUr misalle anlatabilmek İçin Alman flklr-adnııu Fichte’nin bir tasnifine başvurmayı uygun buluyoruz. Ona göre lıısatıın İki benliği vardır: Küçük benliği ve büyük benliği. Bıı «Özlerin mânasını biraz değiştirerek dlyabtİlrlz kl, aile, çocuğun küçük benliğini, okul İse büyük benliğini İslemeye ve şekillendirmeye çalışır. Sosyal değerlere, yet kilere. sorıınıhılıtklarn dayanan büyük benlik eğitimi, aileler arasındaki görüş ayrılıklarını, renk özelliklerini, görünmeyen pürüzleri dağıtarak topluluk hayatının aradığı vatandaş tipini yaratmak İdealinden başka hirşey değildir. Bu bakımdan, aile ve büyük benlik eğitimi dâvaları arazındaki ihtilâflar, öteden heri, yeryüzünde eksik olmamıştır. Eski Elen çağının kahraman fikir üstadı Sokrates İniyle bir dâvanın bilinen ilk kurbanıdır.
Eğitim hayatında aileye düsen yut-’ ller ve sorumluluklar okluğu gibi, devlete dii«en yetkiler ve sonınıluluk-’ar da vardır ve bunları birbirine ka-ottrnuınıak lâzımdır. Eğitim dâvaları. insanlımın her cağında, sosyal bir dâva gibi ele alınmış ve topluluk İhtiyaçlarına göre düşünülmüştür. Bugün de böyledlr. Onıııı İçin eğitim sistemimizi yalnız »He anketleri Üzerine kurmak, eğitim amaçlarından u-zakia*maktan başka hlr şey değildir. Bundan ila anlaşılıyor ki. bl/.İnı millî eğitim İdeallerimiz lıeııiiz dıırıılaına-mıs. şeklini bûlıımıunı$ bir lumsa benzemektedir.
Biz, anket, mahzar ve mazbata yolu He. kurulmuş ve yerleşmiş sosyal düzenin tamun zaman değiştir ilmesini doğru bulatılnra. bunun nıııthıloı düşünülmesi gereken ııifthzıırlnrıııı hatırlatmak İsteriz. Bütün kesildiği İle brllrtnıellylz kİ; dm a. din derslerinin mecburi olııp olmaması değil, tam mAnnşIyle bir prenalp ılnvasnlır. Biz yalnız anketlerle Is görer.ekM»k, kararımızı ona göre vereceksek. Anayasaya, Bilviık Millet MtM'lisIne. yürürlükte olan kanunlara karşı daha kendi başımıza hareket etmiş sanılırız. MIHI Eğilim Bakaıılığıııuı şlıııdl •ertlğl yol, Ötrld İm kanlık İn rua benimsenirse demokrasimizin kazancı ne olabilir* arın. KÖzgelIyt, Eglthn Bakanlığı bir mahzar veya ma/İmis alır ve şimdiki yazlınızın yerhıc eskisinin kabul ulııııniHsi. ukııthırınıı/a Arap ve İran dillerinin tekrar konması, yüksek okullarımızda kelâm, ftloh derslerinin okutulması, tıp fnlûHicsi-nJn lbnl Slııa tıbbına göre kurulması, IJh., İstenirse ııe yapılarakiırt
Anket yolu, kanun tıısnrılarının hazırlıktan için, faydıtll ııutluuler vere-blllr. Fakat her Miıketl de sus>ııl gerçekliğin tam hlr ayıiMMi gibi dıişuıı-mek aldanmaktan başka hlr şey du-ğlldlr. Anketler, geııul olarak, ziimre menfaatlerini dile getirir. Dovlet-n-damının eıı haşlma \azlfos|; zümre menfaatlerini umiii hlr görüşle blrlıvk tlrlcl temeli bulmak ve kararının mantığını ona göre ayarlnnıakl ır. Drvlrt-adamından aranan şey, yalnız karar değil, fakat kararın hlr terkip, görüşleri, «oayal gerçeklik hakimin-dan, «evlyclundircn bir demetletil)İriş, bir a.vntlıûse‘(lir.
Din derslerinin mecbıırl tııtıılınası konusu üzerine rdhıdiğlııılz bilgiler henüz azdır. Oıııın Içlıı İni konin ıı, şimdilik, dalın etraflıca incelemeyi dnğrıı hıılııındığııııı/ı HÖyh*> « biliri/. Bizi htıgün düşündüren şey. Anayasamızın 70 Irtol maddecidir. Bıı mıtthleyc göre vicdan hürriyeti, Türlılerln laldı hakları arasında »ayılmaktadır (Anayasa. Beşinci Bölüm. Türkleriıı Kanın Hakları. Kanun 1695». Dlıı dernl ve-rllmeaini İstemeyen hır bahanın çocuğunu «ınıftı* hırukirHitk lıırk vatandaşının tabii haklarından bili. Iıuthı en ehemmiyetlilerinden biri «aygiMi/-lık görmüş ıdaeak mıdır, «dmmnuak mıdır? Bize göre «ağdıış deımıkrasllu-rin en höyük dujd4»klerhıd("ii biri (lc vicdan hürriyetidir. Fııkııt d:ı\atarın en büyüğü, hatta «*ıı çetini, dlıı derelerinde güdülerek gayeyi ıe görüşü trabit etmektin Sünni olmayan tu (»-kııltarımı/da din ılursüTİnlıı verilmelini vicdan hürriyetine aykırı bulan vatandaşların »ayiHi, talınıUılurlıntai kfttkat aşacak katlar yüksektir. Bize öyle geliyor kl, eğitini knmtayonu hu konııyıı gerektiği gibi İncelemek fırsatını henıız bulamamıştır. Biz çok büyük hlr vatandaş yığınının çocuklarını. Aııayıısamr/daıı vicdan hürriyeti kaydını kaldırmadan, tek görüşlü din derelerine zorlayıımıo m Yavuz: Selim devrinde güdülen dlıı politik.ı aını tekrarlamaya (ta imkân kalmamıştır artık. Grııç demokrasimizi kuvvetlendirmek, yalnız, her Türk vatandaşının benimsediği İnanışa tam bir şaygı göstermekle mümkündür.
M. NEEMİ
Amerika
giriş vizesi
vermıyoı

ı

w
t
*
*
S
»

I
0




i
Görüşülecek mühim mevzular arasında Japonya ile yapılacak sulh andlaşması da yer alacaktır
İki uçakla randevu mahalline hareket eden Cumhurbaşkanını elli altı gazeteci takip etmektedir
Komünist ve Totaliter partilere mensııp olanlar Aınerikftya kabul eılilmi) erekler

A


Acbesnn. l rıııııtın'ı ıığurlııyor.
• - i
Mnslılıuttıın, 12 (4 İRS) — A-rııurikıı I lükıııııell, Elçilik ve KoınioloMhıklıırınu gönderdiği bir tumlınlu bıımlnıı boylu Amerika Birleşik Devletlerimi gelmek I*-tlyoıı yabancdıırn muvakkaten vize vurıııeiıodurlııl lunndıııiş-tlr. Vize nıııUnıulvlerluln durdurulması üzerine Amerikuvıı girmek lstlyeıderlıı hiiD-ö oıııütı İst kuııııuUlu ınuiıedlluıı statüye girip glrıordlklui'l, Fuhlftt ve Nıı/I tevekküllerimle cahsmış olup ohouıhkhirı İyice tetkik edHı»-cuk ve oııdıııı sonrıı \İzu verilecektir. Kııııdaıı sonra komünist ve totaliter uıırtilerde kayıtlı bııhiiiuııhırııı Anıorlkıı.va girmesine V/lıı verllınberektir. Kuramı, A ııgoshu yııdaıı gelecek kiııı-mdere ile tatbik edlhııesl İcap edecektir. Hükümet hâlâ İspanyadan gehııuk htlyeıılere \ İze verilip verilııılyeveğlnl kararhn-tırmaınistır. İtalya ve Almanya lliihıımetlerl, Aıııerlkııııın hu kararını protesto etmişlerdir.
Karar, AnıerlkadaM mllbdlrr-arasi tophııılılarn gıdan delegeler hukkıııılu hlr hüküm İfade elin ly erek! İr.
Ecnebi ıııemlekotlordekt A-merlkaıı Elçi ve Konsolosları ablıhları talimat üzerine biitiin sevahat kumpanyalarına, uçak ve gemi acentelerine lıııher yol-lıyanık vize alınnıııış ynleııları Amerlkaya götürmemelerini bildirmişlerdir.
Kuzey Kore’nin idaresi Güneye bırakılmıyacak

dr*
f J I


t
1





*

lloffman, Ankara civarındaki Ballıkpınnr köyünde köylüler arınıncl
J
Cumhurbaşkanı Bay ar,
Hoffman'la 1 saat görüştü
Bu ziyaretim, yalnız bir nezaket ziyareti değildir” dedi
İdareci: ”
İÇİNDEKİLER
ÎKÎNCİ
liderlerin göndermiş
İçin çok
Kremlin’den İlham almış olan kudret delisi harap ettikleri o bedbaht memlekete olduğunuz kuvvet, dünya mevkiini korumak elzem olan yeni miiseterek çalışmanın iimitverici misalidir
Millî eğitim dâvamız
İzzeddin Mete
ÜÇÜNCÜ
Salnt T.OIIİS, 12 A. A. (AFP) — Tnıınan - Mac Arthur mülakatının nerede yapılacağına dair henüz kati bir malumat elde etmek mümkün ol-mamu?-*®- dıı Bâşkanâ yakın çevrelerden bildirikhjğıne göre bu karşılaşana Honoluhı’dan pek uzak olııuyan küçük bir adada cereyan edecektir.
İki uçak Tnıınan heyetlin buluşma mahalline götürmektedir. Birincisinde Başkanla beraber yâveri General Vanghanı, özel doktoru General \Val-lace Graham. Başkanlık basın s> kre-luri Charles Ro.M ve Tnıman'm şahsî dostu ve Waahington eski Valisi Wali Green bulunmaktadır
İkinci uçakta 56 gazeteci,
manhn muhafız kıtasına mensup çok ajan yer almaktadır.
Trıımaıf, acyıılıntinln dünya barışına lıtanıet edeceğini söyledi
olacalc-
meden halletmemiz mümkün tır. Maamarıh sabretmemiz lâzımdır. Zira bunu elde edebilmek için biz 8û seııc bokludık ve hop beraber .barış İçinde vasrtn.ak için 4 sene, aramızda dövüştük.
Tuphıntıdn ııelrr konuşulacak 7
Mü-Pa-
Mac

h ■
Siyasî Komite, Birleşmiş Milletler vesayeti altında bir sivil İdare
Kahttl

kurulmadın etti
(YÎRS) — Blrles-
Trıı-bh
Saint-Iznıls, 12 A. A. (AFP) — Dün akşam mahalli Mason locasının yaptığı ve gazetecilerin kabul edll-nıcdıkleri hır toplantıda Trunıan, Mac Arthur He yapacağı konuşmanın dünya barışına yardım edeceği ümidinde olduğunu söylıyerek demiştir kİ:
Uzakdu^ıuta hüküm ra rağmen banyçı bir rıı İlerlemekteyiz.
Çok uzak olnııyan
her büyük milletin şahsi hürriyet imtiyazına sahip olacağı zamanı geleceğini ümit ederim. Bir gün gelecek ihtilâflarımızı birbirimizi öldür-
Pekin HU-A meri kan tesir.
süren şartla-dünyaya doft-
bir İstikbalde
Lake Succesş, 12 (A P.) him diplomatik şahsiyetler dün. silikte vuku bulacak Trumnn -Arthur müzakerelerinde beş nokta-
nın ele alınacağım tahmin etmektedirler. Bunlar:
1 Rusvanın iştiraki He veya onsuz olarak Japonya He bir barış amJİAşınaaının imzası. Bu takdirde, muhtemelen Amerikan işgali sona e-recek, fakat Amerika Japonyada üsler elde edecektir,
2 — Kerenin İstikbali.
3 — Komünist Çin ve kûnıetlnin, ıızakdog .tda dunıınuna yapmış olduğu
4 — Fılıpinleıde tetkiklerde bulunmuş olan heyet başkanı Mr. Da-niel Seli tarafından Başkana sunulmuş olan raporda belirtilmiş bulunan Filipin meseleleri.
5 — Frarisızlardan Hoçlmllı komünistlerine karşı tazyiklerini arttırmakta oldukları llindlçlnideki dıı-rnııı.
“ Amerikanın Japonyadakl İşgalinin sona ereceğini Hân ut meşinin, As-yada İyi bir tesir yaratmağı hususuna da dikkat, nazarları çekilmekledir.
Lake Success. 12 nıiş Af illetler Siyasî Komiteflİ,bugÜn de Birleşmiş Milletler emrine asker verilmesi ve Güvenlik Konseyinde veto yıizün(h»n zuhur edecek İhtilâflarda A.snmbloye salâhiyet tanınmasını t»>klif eden Amerikan tajsariıuhl incelemeye devam etmiştir. Ingiliz dtdı*-gesl; dört büyüklerin bir çok toplantılar yıptıkinnnı, bu m uyanda Almanya ve Avusturya He yapılacak ııulh undlaşmatarı gibi çok mühim meseleler hakkında da konferanslar •yaptıklarını, fakat hiç birinde bir ndticc elde edilunımliğinl l»il(Hrer(»k tattan lelıinde konuşmuş ve VI jinsklnln sözlerine İtimat edıb hihnesl tein teminat v«’rmısinlıı gerektİKlnl «öyleni Işt İr. (’krunya delegesi İse Dışarı aleyhinde konuşınuşiur. Müzakereler hâla devimi etmektedir.
Komite btigıınkü gizil toplantısında Avııstr/ılyn teklifini müzakere eımistir. 'ralcrirtle. Kuzey Kürede Mac Ar-thhr'ün idaresi altında «İvil Idr idare kurulmam teklif edilmekte ve Güney Kürenin otoritesi altında Idr idare ku-rıılrnasınn şiddetle muhalefet edilmektedir. Komite üyelerinden Tfırklye, A-vustr/ılya, Şill. Fit İpi tiler, Paklatan ve Thalluııd Avustralya teklifini deatekle-mldler, MolAnda, hükümetinden talimat Bİmmbgı İçin reye iştirak etmemiştir. Celse .arasında hükümetinden tasarıyı destekle emri aldığı için. HoIhiiüh da takrir lehimle rey vermiştir.
Kore harekâtı
Dolmabahçe Sarayı dün halka
Diiıı Dolıııuhahı.e Sanısını gezenlerden hlr grim Mimyın deniz cepheklrıılekl kapısında
PYONGYANG ZAPTEDİLDİ
Tokyo, 13 (YİRS) — Kore doğu sahih boyunca ilerllyen Güney Kore kuvvetleri Won*Hn'i İşgal ittikten sonra Heri hareketlerine süratle devam etmişlerdir. Kürede askerî makamlar harbi kış gelmeden oitlrmek fikrindedirler. Mlssourl zırhlısı kendisini deatckllyen İngiliz, Amerikan ve Avustralya gem Huriyle birlikte 42 İnci arz dairesi Üstündeki Shoııg-Jln Umanını bombalamıştır.
Batı cephesinde Herliveıı müttefiklerin Kızıl Kürenin başkenti P.vong-yang'a girdikleri bildirilmişi İr.
Dolmabahçe Sarayı dünden İtibaren balkın Ziyaretine açılmış bulunmak-t »dır. Sarayı gezmek İsteyenler ımzût-l.eal günleri İnönü Stadyomuna giderek naat 14-17 arasında açık bulundurulacak olan gişelerden parasız “gıd« kartlarını., alacaklardır.
Giriş kartı almak isteyenlere o haf-ı mm kurtlar) luniHmrıı tevzi edilmiş olduğu takdirde, müteakip haftalara ait kartlar verilecektir.
Yabancı seyyahlarla mektepliler, haftanın diğer günlerinde de sarayı gezebileceklerdir.
Hakiki dünya vatandaşları Selim Sabit
DÖRDÜNCÜ
Frankfurt Beynelmilel
Sergisi
Habib Edib - Törehan
C-

parçalan bent çok Zirai İstihsal saha, hakikl İlmemenin ve daha da hızla-
Hoffnıaıı, Dışişleri Bakanı
Ankara» 12 (T.H.A.) _ Mr. Hoff-man bugün E. C. A. merkezinde saat 18 de gazetecilerle görüşmüştür.
Huffman demiştir kİ:
•‘Uçakla buraya gelirken, ekilmiş olan geniş arazi mütehassis etti, sında yaptığınız devam edeceğini
nacağını ümit ederim.
Aynı şekilde tarihî şanlar dolu meşhur eski Ankarnnın etrafında modern bir şehir kurmakta gösterdiğiniz yaratıcılık da beni aynı derecede mütehassis etti. Bu, E C A. Misyonu Şefi olan Russell Dorr’un bana def’atle bahsettiği müterakki Ve enerjik hamlelerinizin bir delilidir.
Kore'deki tecavüzden bahsederken şunu da söylemek İsterim kİ, Birleşmiş Milletlerin müttehit gayretlerine dair olan arzusuna m cin leke tinizin derhal cevap vermesiyle göğsüm kabarmıştır.
Kremilnden İlham almış olan kudret delisi liderlerin harap ettikleri o bedbaht memlekete göndermiş olduğunuz 45(10 kişilik kuvvet, dünya mevkiini korumak İçin çok lüzumlu olan yeni nıüşten Ic çalışma ruhunun limit verici misalidir.
Fuııt Köprülü İle görüşüyor
Mevcudiyetlerini kahramanca göstereceklerdir. Çünkü Türkler, harpçi ruhlariyle ve Hürriyet için çarpışma la riyle meşhurdurlar. Kore meselesi, bütün hürriyetsever memleketlere şimdiye kadar elde ettikleri iktisadi ilerlemeyi daha da jrilkseltmek İçin İcbar edici btr Aclllyet havası getirmiştir. Benim samimi şahsi fikrim bizim yenilenmiş askeri kuvvetimizi İktisadi ilerleme üzere kurmamızın İcap ettiği yolundadır.
Bakanlarınızla yaptığını konuşmalar son derece ümit verici olmuştur. Çünkü evvelâ Türkiyenln hürriyetini muhafaza etmek, saniyen savunması, nı daha da knv^’ctlendirmek ve halk İçin daha iyi btr hayat şartı temin etmek ve salisen de hür dünyadaki memleketlerle İşbirliği yapmak hususundaki azimlerine beni inandırdılar,,
Çumhurbaşnına yaptığı ziyaretin bir nezaket ziyareti olmadığını ve bir saat sünlüğünü söyleyerek demiştir kİ:
"— pünyadaki bütün siyaset a-dnmlnn arasında mümtaz bir yer İş-
75.000 LİRALIK HEDİYE KUR’AMIZ
17 EKİM SALI GÜNÜ ÇEKİLECEK
Kuponların neşrine başhıdığınıız zammı kıır‘ıı tarihi olarak 14 ekimi İlan etmiştik. Fakat bir çok ukılyiKUilarııııızın d ibiği üzerine ve Ana-«bdııdan gimderlluu kuponların gecikmesi yüzünden kııpnıı knbıılÜ tarihini 10 güıı ıızntıııış «»İniltiniz, bizi, kıır’ıı güııiiııü de 3 gün geciktirmek mecburiyetinde bıraktı.
Hediye kur’amız, 17 Ekim Salı günü Şehir Tiyatrosu Komedi Kısmında saat 17 de çekilecektir.
Kıır'ndıı haz.tr lııılıınnuık tatlyen okiiy ııcularımız, biletlerini göstererek Tiyatroyu girebileceklerdir. Ancak sıılon dolduktan sonra kapılar kapanacağı İçin, gelip dr İçeri glremlyecck okuyucularımızdan şimdiden u/ıır dib-rta
Anadolıınıııı muhtelif yerlerinden aldığımız mektuplarda ban okuyucularımı'/, biletlerinin lıenilz. ellerine geçmemiş olduğunu bildirmektedirler. Bu oluıyuvidamııı/ııı endişe utıııolerlııu mahal yoktur. Çok yükseli bir veluııı teşkil eden kın'a ııuıımrıılnrı lııı/ırlandıkça peyderpey poMİuİHiiıııaktıı İdi. Bunların non kı«*rııı da dün poshılnıırnıMır. lİlir’ıi ııiııııurııhıi'i Çildik tarihinden öııee herkesin eline geçmiş ohı-«nklır.
Kıır’ıiya İştirak edrıı okııy ııcııİM*ımi'/a şimdiden İyi gnnHİıır temenni etleriz.
ı
a
B E Ş î N C î
Kültür İstiklâli
• Ayşe Nur
Nlzlpte hayat
Rifat Tatlıcıoğlu
ALTINCI
Türk Tiyatrosunun hııgiinkti dommtı
Turhan DilligO
gal eden Cumhurbaşkanınıza, sevimli memleketinizde 24 saattir bulun-mama rağmen edindiğim iyi intihalardan bahsettim.
Gerek Tanm Bakanınızla, gerek dİ. ger Bakanlarla yaptığım görüşmeler, de kendilerinin ve maiyetlerinin çalışma sistemlerine ve azimlerine hayran oldum.
Amerikada da büyük değişiklikler var. Kore harbinden sonra Amerikalılar sulhun kuvvet sayesinde kazanı, lacağına kani olmuşlar ve gelecek 7 senelik programlarını 3 senede tahakkuk ettirmeye azmetmişlerdir.,,
Bir gazetecinin MarahaU Plânının iki seneye kadar sona ereceği ve A-merikan kongresinde yaptığı bir demeçte, Türkiye ve Portekiz İktisadî kalkınmasına yeni bir iktisadiyat kurmasına muhtaç olduğu sözlerinin kendisine hatırlatılması ve bu memleketlerin 1952 den sonra da Amerikan yardımından faydalanıp faydalana-mıyacaklannı sorması üzerine Mr. Höffman şûnları söylemiştir:
•'— Bu gibi yardımlara alt tahsisat hakkında enılr verecek tek merci kongredir. Ben bu hususta bir tahminde bulunamam. Mamafih Dünya İmar ve Kalkınma Bankası gibi hu-SUBÎ yardım membalarından faydalan, mak hor zaman kabildir..,
(Hoffman’ın dün Ballıkpmarda yaptığı tetkiklere alt tafsilâtı 3 üncü sayfamızda bulacaksınız.)
Kıbrıah Rıımtar hâlâ Adayı ele geçirme emellndatar (Gazeteler)
FAZLA UZADI!
I otfr-
1 mese-adar bu mâni ol-ynkarnnın ıÇnakkale L bütün
—^durmuş.


S
I •
Sayfa 2
YENİ İSTANBUL
*
13 Ekim 1950
| Kültür bahisleri |
"Millî Eğitim dâvamız,,
Yazan : îzzeddin METE
PROFESÖR Ziyanddin Fahri Fındt-■ koğlu geçenlerde bir İstanbul ga-zatesinde, felsefe doktoru Mümtaz Turhan Beyin maarif dâvamız hak-kındaki bir raporunu teşrih ediyordu. Değerli felsefe doktoru Mümtaz Turhan bu raporunda; bütüncü görüşün aydınlığı İçinde bugünkü Türk maarifini, ahenk ve teennüsten, gaye ve hedeften mahrum görüyor, tedavi çarelerinin başında ise, maarif dâvasını, sahte maarlfçilerin elinden kurtarma hareketi olduğunu söylüyor. Bu noktai nazara kimsenin bir diyeceği olamaz. Gerçekten; bir takım meselelerden “çakma,, nın herkese mahsus bir Tanrı vergisi olduğunu, kendisinde ise bu verginin fazlasiyle bulunduğunu tevehhüm edenlere her gün bol miktarda rastlamıyor muyuz? Böyle bir durumda işin içinden çıkmak ve ilim sahibi maarlfçiler yetiştirmek nasıl mümkün olabilir? Mümtaz Turhan Bey diyor kİ: “Zâ-hirde bir takım tesisler vardır: Üniversiteler, enstitüler, lftboratuvarlar llh...„ Keza zâbirde ilme dayanan medeniyetin profesör, ordinaryüs profesör, umum müdür, doçent, kürsü... İlim ve idare adamı unvanları da vardır, fakat buna aldanmayınız. Cemiyetimizde hâlâ ilmi bilgi yerine, rey, kanaat, zan, bana öyle geliyor kİ ile başlıyan mütalâa ve hemen büyük bir cesaretle işe girişme ve bir şeyler yapma âdeti maalesef kuvvetle hüküm sürüyor. Araş ıra şûra, encümen, komisyon toplantıları da bu sathiliğe lüy dikiyor. Salâhiyeti! ve salâhiyetsiz insanların topluluğundan çıkan ekseriyet kararları kadar hakiki maarif aksiyonunu zedeliyecck bir şey olamaz.
Değerli felsefe doktoru Mümtaz Turhan, bu kabil hataları her ne kadar maarif sahamızda işleniyor görüyorsa da bu. bütün beşeri cemiyet sahasında da cari ve mer’i olan bir haldir. Hataların ve cesaretle İşe girişmelerin tarLhl tâ 25 asır öncelerden başlıyarak en aklı başında dediğimiz bugünkü filozoflar zamanında da u-zayıp giden bir haldir. Kaldı ki, A-risto mantığından bile İmtihan vere-miyecek kadar gafil ve Aciz kimselerden hata ve yanlıştan başka ne bekliyebüiriz? Onlar münferit meselelerle, umumî meseleler, bütüncü görüşle, hususî görüş, kemmlyet ile
Arap memleketleri - İsrail gerginliği Emir Adil Arslan, İsrail Elçisine cevap veriyor
Dünkü YENİ ISTANBUL’da Türkiyenin Güvenlik Konseyine seçilmesi münasebetiyle İsrail Elçisinin beyanatım neşretmiştik. Bu beyanatta Arap milletleri hakkındaki mütalâalara cevaben, Suriye Büyükelçisi Emir Adil Arştan aşağıdaki izahatta bulunmuştur:
"— Geçen gün Türkiye ile Arap Devletlerinden başka hiç bir hükümetten bahsetmiyerek Türkiyenin Güvenlik Konseyine seçilmesine alt olan sualinize cevap vermiştim. Bugün aynı mevzu üzerine âdeta fuzulî ve çok kaçamaklı olarak bir elçinin beyanatını okudum. Yalnız bazı önemli noktalar üzerinde durmak İsterim. Asıl maksst bir münakaşaya girmek olmadığı için mevzuumuza taallûk etmeyen söz ve mütalâalara işaret etmiyeceğim. Evvelâ Arap Devletleri ile Türkiyenin arasına girmek hiç bir zaman yabancı bir hükümete nasip olmıyacaktır.
Mülteciler meselesine: Şüphesiz kİ, Filistin Arap mültecileri ile Bulgaristan Türk mültecileri ayın felâket ve mağduriyete duçar oldular. Birleşmiş Milletlerin Arap mültecileri hakkındaki kararı gayet sarihtir. Filistine dönmek lstiyen mülteci dönebilecek, tatemiyen ise Israllden tazminat alacaktır. Birleşmiş Milletlerin kararlarını kabul etmeyen bir hükümet asayişten, sulhten, uluslar
keyfiyet arasındaki diyalektik farkı nereden anlasınlar ki.
Onlar için “bilmek,» ya “levh-1 mahfuzda yazılı olan,, yahut hâdiseleri bitaraf bir şekilde temaşa etmekten ibarettir. Türk milli eğitiminin şiddetle muhtaç bulunduğu ihtisas a-damlarından önce, okur yazarların adedini arttırmak hevesi hep bu türlü muhakeme tarzından çıkıyor. Değerli felsefe doktoru Mümtaz Turhan Bey, sırası gelmişken ilk öğretim hocalarının da dünyadan habersiz yaşadıklarını çaresiz İtiraf ediyor. Ne kadar doğru!
Fakat cehle bu kadar dar hudutlar çizmeye akıl razı olmuyor. Çünkü cehlin hududu maalesef ilk.öğretim hududunu aşarak liselere, liselerden üniversitelere kadar tahavvül peyda ediyor.
Körü körüne ve gösterişsiz bir ilk öğretim seferberliğinden önce, bütüncü görüş altında muhakeme yürütmek zahmetini ihtiyar edersek, dâvanın mevzuunun birdenbire değiştiğini görürüz.
Türk maarif dâvasının hedefi; Türk kültürü cihanda hâkim kılmak, Türk heyeti içtimaiyesinl cihan kültür savaşında galip çıkaracak bir duruma götürmek. Türk maarif dâvasının ana mevzuu budur.
Bu işi yapacak olan da.‘adedi fevkalâde artacak olan okur yazarlar kafilesi değildir. Bu yüce gaye; büyük kafaların zuhuriyle, büyük ülkücülerin yetişmesiyle tahakkuk e-debilir. Bu türlü kavrayış, bütüncü görüş sistemi içinde en büyük ka-ziyyeyi teşkil eder. Bu sahada müdafaa edilebilir bir muhakeme yürütmek ve ciddi neticelere varabilmek İçin, hareket noktamızı bu bütüncü görüş teşkil etmelidir. Bu takdirdedir kİ bir takım rey ve — bana öyle gcllyorkiler ve nihayet Aristo öyle söylemiş — çünkü deyip işin içinden çıkan değerli kafalar yerine, mütevazı fakat iş görebilecek İlim geçer.
Maarif dâvamızın başında aklına güvenilebilir kimseler şüphesiz yok denilemez. Fakat bir iki müstesna kafa bu kadar mühim, bu kadar a-ğır bir işi nasıl yürütebilir? Mesele, dönüp dolaşıp, büyük müstesna kafaların acele imdada yetişmelerine kalıyor.
arası hukuktan bahsedemez. Çünkü etmeye hakkı yoktur. Vaktiyle Nazi Almanya tarafından zarar görmüş veya tehcir edilmiş Yahudiler için kıyamet koparan İsrail propagandacıları o felâketzede Yahudiler için Almajıyadan tazminat istemediler mİ?
O halde neden kendilerinin tehcir ettikleri Araplara tazminat vermek istemiyorlar? Birleşmiş Milletlerin bu husustaki kararlarının tatbik e-dllmemesl Bulgaristana cesaret vermez mi? Mevzuu bahsolan beyanatta deniliyor kİ, Arap Devletleri bir çok boş ve mümbit araziye maliktirler. Neden Filistin Arapların) o arazide iskân etmiyorlar?
İşte Bulgaristanın hoşuna gidecek bir argüman veyahut bir bahane Türkiyede de hâlâ nüfusunun üç mislini alacak boş srazl vardır Fakat bu, Bulgaristana veyahut başka bir memlekete Türklerin emval ve emlâklerini tazminatsız müsadere etmekle onları tehcire hak vermez. Filistin Arap mültecilerinin emval ve emlâkleri aynı şekilde tazminatsız olarak alınmıştır. Yerleri de Polon-yadan ve Rumanyadan gelen Yahu-dilere verilmiştir. Bunu yapan bir hükümetin hangi sulhtan bahsetmeye hakkı vardır? Ortaşarkta, dünyanın her tarafında olduğu gibi adalet hüküm sürmezse sulh teessüs edemez. Etse bile daimi olamaz.,.

E II İ R II A B E II L E it İ
Şehir köşesi
Boş evler
Bulgaristandan gelen muhacirleri yerleştirmek il sera müsait yerler aranıyor. Daha da gelecekleri ve önümüzün kış olduğunu düşünürsek bir an evvel bu meselenin halli lüzumu kendiliğinden belirir. Şehrimizde bo^ duran genel ve ö-zel binalar vardır. Gayrilhtiya-rl gözler buralara çevrilmiştir. Şehirde, birkaç gündür, kiraya verilmeyip boş tutulan evlere, aport mantara muhacir yerleştirileceğine dair bir şayia dolaşıyor. Böyle bir tasavvur olduğunu zannetmiyoruz. Lâkin bu söylenti, ne de olsa tesirini yapmıştır. Ve boş daireler, evler süratle kiralanmağa başlanmıştır.
Bu yüzden de, tstanhulda boş yerlerin sayısı cidden fazla olduğu halde yüksek kira istenildiği için bir türlü yerleşe-miyen bir hayli vatandaş, kendilerine ev bulabilmişlerdir.
Kahır yüzünden lût.tıf" nevinden bir şry. Fakat değil bir ev, hattâ oda tutmak, günlük ihtiyaçlarına cevap vermek imkânı olmayan muhacir vatandaşlarımızın halleri nice olacak? Yürekler actsı.
BİR İSTANBULLU
Türk ve Fransız radyoları işbirliği yapacaklar Türkiyeye ait programlar, Fransız radyolarının dahili yayınlarında yapılacak
Memleketimizin dışarıda az ve yanlış tanındığı malûmdur. Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü, memleketimiz için çok hayırlı ve müessir olacak bir propaganda için teşebbüste bulunmuştur. Bu propaganda, Fransa ile Türkiye arasında karşılıklı yapılacak olan radyo yayınları ile temin edilecektir. Fransa, milli radyo programlarına. Ttlrkiyeyc ait röportajlar, haberler ve varyete dahil edecek, Türk radyoları da Fransadaki siyasi ve kültürel hayattan bahsedeceklerdir.
Fransadan Türkiyeye yapılmakta otan radyo neşriyatını idare eden Mme Alice Roque‘un memleketimize geldiğini bildirmiştik. Ankara ve İs-tanbulda yukarıda bahsettiğimiz hususlarda temaslar yapan Mme Roque. Basın-Yaym Umum Müdürlüğünün Fransız radyoları ile eski bir işbirliği yapmak arzusunda olduğunu bildirmiştir.
Bu işbirliğinin projesi yapılmıştır Projenin en mühim noktası şudur : Türkiyeye ait programlar Fransız radyolarının yabancı memleketlere yaptıktan neşriyatta değil, dahil! yayınlarında yapılacaktır. Bu yayınların Fransada olduğu gibi İsviçre, Belçika ve Almanyada da büyük dinleyici kütleleri vardır.
Dün kendisiyle konuşan bir mu-haririmize Mme Alice Roque demiştir kİ:
“— Bu programlar tahakkuk ettirmek üzere Fransız ve Türk rad-
Israil Sanayi Birliği mümessili geldi
İsrail hükümetinin resmi mümessili olarak İsrail Sanayi Birliğinden M. Salamon Harry Verenborg dün uçakla şehrimize gelmiş ve hava meydanında İsrail'in basın ateşesı M. Araji tarafından karşılanmıştır. Mümessil Sanayi Odasında Türk sanayicileri ile bir toplantı yapacak, memleketimizde bir ay katarak An-karada, tzmirde temaslarda bulunacaktır.
Gümrük ve Tekel Bakanı dün basına izahat verdi
AMERİKAN SİGARASI İÇENLER MAHKEMEYE VERİLECEK — DIŞ PİYASALARDA YENİ TEŞEBBÜSLER — YENİ BİR GÜMRÜK TARİFESİ HAZIRLANACAK
Bir müddetten beri şehrimizde bulunan Gümrük ve Tekel Bakam Nuri Özsan, dün gazetecilerin muhtelif mevzular etrafında sorduktan suallere cevaben şunları söylemiştir:
Trakya seyahati intibaları
Trakynya yaptığım bu seyahatim sırasında Gümrük Muhafaza Teşkilâtı ve göçmenlerle İlgilendim. Bll-hassn Edlrncyl çok ihmal edilmiş bir yor olarak gördüm. Hakikaten tarihî eserleriyle bir sınır şehri otan Edlr-neyi çok ihmal edilmiş bir yer olarak buldum vo üzüldüm. Gelen muhacirlerin durumlyle hem gümrük muhafaza bakımından, hem de bir Hükümet üyesi sıfatiyle alâkadar oldum. Kendileriyle görüştüm. Bizim bakımdan bir müşkülleri olmadığını öğrenerek memnun oldum. Vizesiz olarak gelen göçmenlerin alınıp alınmaması hususunda müzakereler cereyan etmektedir. Hükümetin bu hususta n»* karar vereceğini bilmiyorum.
Bayanlara mahsus sigara
Bayanlara mahsus yeni tip bir sigara yaptırıyorum. Gelincik sigarasının kendilerini tatmin etmemesi yüzünden Amerikan sigaralarına karşı bir inhimak uyandığını görmekteyim. Hazırlamakta olduğumuz sigaralar Hanımelinden biraz daha kalın, ucu kırmızı ve mantarlı olmak üzere İki tip
yoları arasında sıkı bir işbirliği kurmak elzemdir. Türk İdaresi, yayın malzemesini Parise yollıyacak ve montaj orada yapılacaktır.
Türkiyede yapılacak yayına gelince... Fransadan naklen yayın teknik sebepler yüzünden imkânsız olduğundan Fransız radyoları, Türk radyolarına plâklara alınmış programlar yolhyacaktır. Bu plâklar İstanbul ve Ankara Radyolarında yayınlanacaktır. Aynı zamanda Türk radyolarında Fransızca dersler de verilecektir.,, •
Karadeniz ve İskenderun hattına işliyen vapurlar küçük iskelelere uğramıyacak
Karadeniz ve İskenderun hattına ait tarifeler Apkarada Devlet Denizyolları Umum Müdürü Cemil Parman ve hareket servisinin iştirakiyle Ulaştırma Bakanlığında yeniden gözden geçirilmektedir»
Yeni tarifeye göre az yolcusu olan ve ticari faaliyeti bulunmayan küçük İskelelere vapurlar uğramayacaktır.
Pertevniyal lisesinin kuruluş yıldönümü
Pertevniyal Lisesinin kuruluş yıldönümü ve açılışı münasebetiyle, 15-ekim-1950 pazar günü Pertevniyal Lisesinden Yetişenler Demeği tarafından bir kutlama töreni tertiplenmiştir.
Pertevniyalliler, o gün saat 14.30 da mekteplerinde toplanacaklar ve topluca mektebi ziyaretten sonra, Aksaraydaki Fatih Halkevi salonunda yapılacak törenle mekteplerinin 80 inci kuruluş yıldönümünü kutlayacaklardır. Başkanın, açış konuşmasından .sonra muhtelif konuşmalarla mektep hatıraları anlatılacak hocalar ve mezunlar birlikte bir glin geçireceklerdir.
üzerinden imal edilecektir. Şunlara verilecek isim hususunda g&zotelorle bir anket yaparak doğrudan doğruya halkın en fazla beğendiği adı alacağız ve bulana ikramiye olarak sigara vereceğiz.
Erkek sigaralarında tae ambalaj nefaseti temin ederek sigaraların te-fdratı havaiyeden müteessir olmamalarını temine çalışıyoruz. Maalesef şunu da itiraf etmek lâzımdır ki bizim sigaralarımız dünyanın en kötü ambalajlarını İhtiva etmektedir.
Y aprak tütün niUbayaatı.
Yaprak tütün mübnyaatımız fabrikasyon ihtiyacı olarak 1(1-20 milyon kilo arasındadır. Bunun dışında da destekleme mübayantı olarak 17 milyon kilo satın aldık. Zürraın elinde katan 3-i milyon tütünün satın alınması İçin Hükümetten tahsisat aldım.
Yeni müretteplcr tahsis edilerek zürra elinde kalan «son tütünlerin mubayaasına geçilecektir. Bafra ve havalisi tütünlerinden değerlendirilebilecek kıymette olanları satın alabileceğiz.
Ziirraa avans
Reji zamanından kalma bir usul o-lan bir avans tevzii vardır. Tekel bir kredi müessesesi olmamakla beraber bu usule devam etmektedir. Zürraa avans tevziine başlanmıştır.
Dış piyasalara satışlar
Kendi mamûllerimlzl dış piyasalarda tanıtmak hususunda büyük gayretler sarfetmekleylz. İsviçrede ortaklığımız faaliyetini genişletmiş ve Vatlkana ihraca buştamıştır.
Almanyadnki ortaklığımız imalâta başlamak üzeredir. Danlmarkada bir firma ile avan proje yaptık. Bu memlekette ve Bclçlkada Türk sigaralarının satışına dair bir protokol imzaladık, tetkik&t bittikten sonra, neticede mutabık kalırsak mukavelesini imza edeceğiz.
Basrado Irak için acentelik tesis e-dlyoruz. Küveytteki fabrika 1-1-1951 den itibaren İmalâta bağlıyacaktır. Irak'a biralarımızın kolaylıkla ve geniş mikyasta ihracı İçin yakında bir heyet göndereceğiz. İyi neticeler alacağımızı ümit ediyorum.
Paklstanda bir sigara fabrikası açmak emelimizdir. Bu devletle mutabık kalırsak ilerideki münasebetlerimiz için çok faydalı olacaktır.
Amerikan sigaraları kaçakçılığı
Memlekette Amerikan sigarası kaçakçılığı artmıştır. Bununla şiddetle mücadele edilecektir. Kimin bu sigarayı İçtiği görülürse mahkemeye verilecektir. Amerikan heyetlerine gelen sigaralara bir bandrol vurmayı düşünüyoruz
Kapsül kaçakçılığı
Zümrezade fabrikasında vâki olan bu kaçakrıhk hâdisesi çt)k mühimdir Bu kapsüller, tahrin bombası yapılmak üzere Millî Savunma Bakanlığı tarafından bu fabrikaya verilmektedir. Bu vaziyette bunların nasıl arttırılarak sahsa çlkarılabildlğini adalet makamları meydana çıkaracaktır 18.000 kapsülden başka, tahrip bombası ve barut satabileceklerini de söylemişlerse de memurlarımız bu hususta gafil davranmışlardır. Memleketin dış tehlikeye maruz bulunduğu bu zamanda böyle bir satışa cesaret etmek hiyaneti vataniyedir.
Yeni kanunlar
Kaçakçılık Kanununda bazı maddeler değiştirilecek. Gümrük Kanunundaki aksaklıklar düzeltilecektir Bir de Tekel hakkında hazırlanan kanunlar vardır.
Yeni gümrük tarifeler!
Gümrük resimlerinde indirme l^ıhîs mevzuu değildir. Fakat bütün dünyada olduğu gibi kıymet esasına doğru gitmek istiyoruz. Elimizdeki tarife çok eskidir. Yeni bir gümrük tarifesi yapılması İçin hazırlıklara başlamak üzereyiz. Fakat bu kısa zamanda ikmal edilecek bir İş değildir. Yeni ticaret rejimine göre gümrük varidatının artacağını bekliyoruz. Geçen sene gümrük varidatına alt bütçe tahminleri yüksek gösterildiğinden tahsilatta noksanlık vardır. Buna mulcn bil Tekel varidutında fazlalık vardır
Yolcu vapurlarının muayenesi
Vapurların gâimrük muayenesinin yolda yapılması bir çok mahzurları ihtiva ettiğinden imkânsızdır. Ancak Çanakkalod( n "binecek memurların beyanname almak suretiyle muayene yapmalarını inceliyoruz. Güney Akdeniz postalarındaki yolcuların İzm İrde vapurda yapılan muayenelerini kaldırmak istiyoruz. Devlet Denizyollarından bu postaların İzmlre uğratmamasını istedik.,.
Tekel Bakanı bu akşam Ankaraya hareket edecektir.
Valinin dünkü teftişleri
Dün sabah anî olarak Küçük ve Büyükçekmece ile Silivriye giden Vali, mıınhtelif meseleleri tetkik etti
Vali ve Belediye Reisi Prof. Fah-reddin Kerim Gökay, dün sabah ân! olarak Küçük ve Büyükçekmece civan ile Silivriyi ve Sellmpaşa Köyünü teftiş etmiştir, önce tamir e-dilnıekte otan Büyükçekmece-Silivrl asfaltını gözden geçiren vali, Bil-yükçekmeccde bucak müdüründen bucağın durumu hakkında izahat almıştır. Yakında yapılacak nüfus ve tarım sayımlarının hazırlıklarını (ta gözden geçirdikten sonra Silivriye hareket etmiştir. Valiyi Silivrkle; kaymakam, belediye reisi ve partiler temsilcileri karşılamışlardır. Vali üçeyi gezdikten sonra Silivrinin tohumluk ihtiyacı ile Ortaköy yolunun ikmali ve Sinekli bucağının suyunun temini ve inşası devam etmek olan ortaokul binasının tamamlandırılma-sı hakkındaki dilekleri tesbit etmiş ve bu ihtiyaçların derhal karşılanacağı^ vâdetmiştir. Vali, ilçe halkı ile de görüştükten sonra ortaokul inşaatını ve ilkokulu gezmiştir. Prof. Gökay, ilkokulu teftişi esnasında sınıflara girmiş ve öğrencilere dersleriyle İlgili sualler sormuştur, öğretmenlerden de okulun ve öğrencilerin durumu hakkında İzahat almıştır. Vali ve Belediye Reisi Sıhvriden dönerken Selimpaşa Köyüne uğramış ve burada da köylülerle görüşerek ihtiyaçlarını teabit etmiş ve mahsul durumunu İncelemiştir.
Şehrin temizliği için
ta tarihti] Vali ve Belediye Başkanlığından b ildir ilmiktir:
Şehir temizliği işi, Belediyenin İfasıyla mükellef olduğu bellibaşlı vazifelerin en önde gelen bir hizmetidir. Bu hizmeti İfa için eldeki vasıtalarla halka faydalı olmaya çalışıyoruz.
Yakında hizmete girecek yeni vasıtalarla faaliyetimiz biraz daha genişllyecektir.
Sokaklarına çöp arabası gelmlyen vatandaşlarımın durumlarını bir mektup veya kartla bana bildirmelerini rica ederim.
Bu suretle hizmetin aksarlık gösterdiği yerleri doğrudan doğruya hemşehrilerimden öğrenmiş olacağını.
Astat yollar bisikletli arabalarla temizlenecek
Şehir İçin sipariş edilen ve asfatl yolların temizlettirilmesinde kullanacak otan 10 bisikletli temizlik arabası. temizlik işleri idaresine teslim edilmiş bulunmaktadır, iki ay sonra da 3 tonluk 24 çöp kamyonu, 3 adet 5 tonluk arazöz, temizl'k idaresine teslim edilecektir.
Çapadaki Öğretmen Okulu açılıyor
Bundan bir buçuk sene evvel kapatılmış otan Çapa Yüksek öğretmen Okulu, bu ayın 23 Ünde tekrar açılacaktır-
Cumhuriyet Bayramı hazırlıklarına başlandı
Dün Vilâyette Vali Muavini Fuat Alperin başkanlığında 29 ekim Cum-nuriyet Bayramı İçin bir toplantı yapılmıştır. Toplantı da Milli Eğitim, partiler, ordu, emniyet, basın ve yayın, radyo, talebe birlikleri, temsilcileri ve kaymakamlar bulunmuşlardır.
Israilli piyanist dün geldi
tarail’in en kuvvetli piyanistlerinden Bayan Prina Salznıan dtln uçakta şehrimize gelmiştir.
Balıkçı'ık mütehassıs’art dün Ankaradan döndü'er
Heyet âzaları, Arıkarada taze balık bulunmasını Türk balıkçılığı için mühim bir nokta olarak kahuJ ediyor
îkttaadl İşbirliği İdaresine bağlı o-larak, Avnıpanın balık istihsalin! arttırmak üzere bir mütehassıs heyet kurulduğunu ve bu mütehassıs lardan üçünün memleketimize geldiklerini bildirmiştik. Pazartesi günü Ankaraya giden mütehassıslar dün şehrimize dönmüşler ve kendileri İle konuşan bir muhabirimize aşağıdaki izahat! vermişlerdir:
“— Ankarada. Tarım Bakanlığında ve Toprak Ofiste temaslar yaptık. Şimdiye kadar yaptığımız tetkikler kâğıt üzerinde oldu. Bugünden itibaren fiiliyata geçeceğiz. îatanbul-da balıkçılar ve balıkçı teşekkülleri ile temaslarda bulunacağız. Bilâhare tetkiklerimize, başlıca balıkçılık merkezlerinde devam edeceğiz.
Ankara, denizden uzak bir şehir olmasına rağmen orada taze balık bulduk. Bu, Türk balıkçılığı için mühim bir noktadır.,,
Belediyenin yeni getirteceği
50 otobüs
t
Belediyenin bir Alman firmasına 50 otobüs ihale etmesi üzerine firmanın nUmune olarak şehrimize gönderdiği otobüsün tecrübesi caddele-rimlzde yapılmıştır.
Otobüslerin teslimine dört ay sonra başlanacak ve nisan sonunda tamamlanacaktır.
Getirilen otobüs 10 metre boyundadır. Seyrüsefer tecrübesinde otobüsün bir metre daha küçük olması firmadan İstenmiştir.
Sıcak havalarda içinin serin olması İçin üstte otomatik hava değiştirme tesisatı ve kaloriferi bulunan yeni otobüsler, ayakta ve oturarak 60 yolcu almaktadır. Oturacak yerleri şimdiki Belediye Otobüslerinden daha rahattır.
•. ÖLÜM
*Çüccardan Sadi ve Kemal Kaplan-calınm valideleri, tüccardan Edip Behnesavi ve AbdtUkadir Behnesavi-nln hemşireleri, tüccardan Orhan ve Muzaffer Gülek’in teyzeleri
NEFİSE KAPLANCAU
vefat etmiştir. Cenazesi Kurtuluş Te-peüstü Kaplancâlı Apartmanından kaldırılarak cenaze namazı bugün Şişli Camii şerifesinde Cuma namazını müteakip kılındıktan sonra Zin-cirlikuyu Asr! Mezarlığına defnedilecektir. Tann rahmet eylesin.
Yirmi sene evvel vefat eden Üsküdarlı Yazma Fabrikatörü
YORGİ N. KAUONCr nıın ruhu için Üsküdar Yenimahalle Rum Ortodoks Profiti İlyi Kilisesinde 15 ekim 1950 pazar günü saat 11 de Mevlid okutturulacaktır. Kendisini sevenlerin hazır bulunmaları rica olunur.
AHİLLEA Y. KAYONCU
Beyruttan gelen oğlu
9.15 - 9.45 - 10 00 - 10 35 te Köprüden vapur vardır
YENİ İSTANBUL
siyasî İktisadî
NÎÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi :
YENİ ÎSTANBUL NEŞRfYAT LtMÎTED ŞtKKETl Müdürü: Kemal H SAKLICA
Yazı İşlerini fiilen İdare eden mesul müdür*.
Sacİd ÖGET
Neşredilmiyen yazılar iade edilmez.
Basıldığı yer :
YENÎ İSTANBUL MATBAACILIK LÎMÎTED ŞÎRKETİ MATBAASI
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
Bu politika Selmlnln karnındaki çocuk için en az fena babanın Ferhad olduğunu Mefharete kabul ettirmektir. Asıl baba
odur ve aç adam rezaletiyle kıyas edilirse. elbette bir serseriye tercih edilir. Kız kardeşimi böyle düşünmeğe mahkûm edip Ferhada kollarını ve evin kapılarını açtırmak için kurulmuş bir tuzak Selmin reşittir ve gayn menkullerde hissesi vardır. Fakat Mefharete annesinin hediye ettiği mücevher koleksiyonu, bir kuruşun hesabını bilen Selmin İçin aşka feda edilecek kadar az değerli değildir. Annesiyle bozuşmak istemez. Mücadelenin Selmin cephesi budur. Meral cephesinde Ferhad, kız kardeşinin kalbini benim avucumdan kendi avucuna almak için, onu benden daha genç arkadaşlarının Uslr çemberi içine sokmağa çalışmaktadır. Kızın mukavemeti gittikçe azalıyor. Farkındayım. Bu tesirlere o-nun lüks ve macera temayüllerini de okşa-
yan aşifte Ferihanın Parlsten yolladığı mektuplar da biniyor. Benim bütün zaafım aramız-ki —enerji değil— yaş farkının fazla olma-CâlY Karşı taraf bunu istismar ediyor ve za-* Meralin kalbini, içinle bütün bir çağın, SAH l Vr d^nyanm» memleketin, yakınlarının,
* müşterek İdeallerimizin çeşit çeşit ve
yığın yığın tesirleri boğuşan bir harp meydanı haline koyuyor.
Anlamadığım nokta, Meralde bana karşı iki aydan beri başlayan değişmenin on günden beri farklı surette artmasıdır. Benim ihtirasımın çapı önünde bu fark, günden güne kaçınılmazlığa mahkûm bir dramın tohumunu şişirir, îçlmde böyle bir felâketin sıkıntısını duyuyorum. Rakibe karşı değil, her türlü gizliliğe ve sulkasde karşı bir canavarım. Bu karanlık noktada gizlenen hareket veya his yatanının Öfkesi ve nefretiyle dişimden tırnağıma kadar silâhlanıyorum.
Bütün bu sessiz ve şekilsiz —fakat biçimsiz değil!— Mücadelede en masum tip Necile-ledir. Meralin annesi hiç bir şey bilmiyor, öğrendiği takdirde öteki taraf, bana karşı, atom bombası değerinde bir silâh kazanabilir. Fakat bu kadar ileri varamazlar; bilirler kİ, Necile her şeyi öğrendiği gün. Mefharetten kat kat çılgın, her şeyi bir anda havaya uçuran bir tahrip âleti haline gelebilir. Ve iki tarafa ait plânlar da. neticeleri de bir anda yok olabilir. Ne var ki, onların bu korkusu, Ferhatla Selmlnln evlenecekleri güne kadar sürer. Ondan sonra, kızını benden kurtarması İçin Neclleyi harekete getirmekte hiç bir mahzur görmezler. Tehlike o zaman başlar. Şimdilik Merali benden soğutabilecek tesirlerin koleksiyonunu yapmakta meşguldürler.
Meselâ, bak, işte şimdi hatırlıyorum. Geçen gün Selimin bana niçin “Dün gece nerede İdiniz?,, diye sordu? Onda böyle bir meraka İlk defa rastlıyorum. Maksadı ne ’ohıbilirdi? Bu bende garip şüpheler uyandırıyor Bir ta-155
nesi açık. Selmlnln maksadı benden cevap almak değil, almamaktı. Bir şey gizlediğimi tesbit etmekti. Ferhat kan aliyle bunu Merale yetiştirecekti. Şimdi anlıyorum. Merale o geceyi dışarıda geçirdiğimi söylememekte hata ettiğimi de şimdi anlıyorum. Dün söylemeliydim ona bunu. Çok tereddüt ettimdi, öğleden sonra evde olmadığını benden gizleyişinin intikamını almak zaafından kendimi kurtaramadım. Mânasızdı bu. Fakat hakikati öğrenmesi ihtimalini düşünmedim. Şimdi Şetminin bunu bana sorduğu ânın havası bulutlu bir hâtıra. Ben susmuştum. Etrafımda da, mânası şimdi gözümde büyüyen bir sessizlik vardı. Sualin garabetiyle izah edilebilir bu. Fakat Mefharet gibi hislerini tutamayan bir kadının, kızını paylayacağı yerde susması, sualden daha garip değil mi? Belki benim cevabımı merak etti. Besim de öyle. Şimdi hatırlıyorum. Mefharet âdeta sıçramış, Besime bakmıştı. Sıçraması kızının sualim mânâsız bulduğu için; Besime bakması ne için? Bir his ortağı aramak istedi beLki. Fakat daha evvelden katan birtakım sezintiler var içimde. Mefharetle Besimde bana karşı bazı dikkatler sezmiştim. Derin bir his hayatı içinde
olduğumu anlıyorlar da ondan mı? Belki.
Yalnız.., dur... daha fazla bir şey... Mefharet Selminle ilk defa münakaşa edip de bayıldığı gün, evet, salonda, gözlerini —açar
açmaz— bana dikmişti. Meralle buluşmak İçin hemen giyinmek ve trene yetişmek istiyordum. Tamam. Mefharet kendine geldikten sonra garip bir şey söyledi bana. Şimdi hatır-lıyoçnm. O gün ve o günden sonra niçin düşünmedim bunu? O gürf, giyinirken, trende 156
ve daha sonra, sevgilinin realitesine yaklaşırken, belki onun zihin sahasından obje sahasına geçmek üzere bulunuşunun zaruri neticesi olarak, her zamanki gibi, ona ait hiç bir şey düşünmemenin ve düşündüğüm takdirde o güne kadar beni saatlerce, saatlerce en küçük teferruat içinde oyalayan şüphenin yerinde anlaşılmaz bir boşluk bulmanın hayreti ve kayıtsızlığı beni sarmıştı. Artık ona ait olmayan teferruata da mâna vermekten kaçmış olabilirdim. Bu büyük istihalenin garabetine dikkatini yeni değil. Merali göreceğim an yaklaştıkça, ona ait meselelerin teferruatı üzerindeki alâkalarımın hepsini toptan kaybediyor, hatırlamaya çalışsam bile muvaffak olamıyordum. Âdeta yaşanacak anların tasavvur çemberi içine girince, yakın bir geleceğin süngeri yaşanmışları siliyordu. Böylece daha sonraya yönelen dikkatim, Merale ait olsun, olmasın, daha evvele bağlı mânaların üstünden de şuursuzca kayıp geçiyordu, Mefharetin sözünü ancak şimdi hatırlıyor ve garip buluyorum: “Besimin ahlâkını gittikçe daha çok beğenmeye başladım. Artık bu evin İçinde yalnız ona itimadım kaldı. Fenalığı dilinde,,. O anda Besimin şimdi daha iyi hatırladığını gizli bir telâşta bahsi değiştirmeye çalışıp “Bu kolonya daha İyi değil mi? öteki gibi barut kokmuyor ya..... Demesi Mefharetin acı sitemini
büsbütün, vahimleştiriyor. Kızkardeşimln Selminle münakaşa ettikten sonra bu sözü bana söylemeye lüzum görmesi çirkin bir şüphe ânı yaşadığım gösterir. Benden, benden şüphe, benden şüphe etmiş olacak. İğrenç.
Fakat sebepsLz mı? Tabii, Mefharetin şüphesi, kızının sualinden doğmasa bile onunla 157
kuvvetlenmişti. Selmin ona bu şüpheyi vermek istemiş de olabilir. Hep Ferhadı “ehven-l şer,, göstermek politikasının, artık alçakça diyebileceğini hilelerinden biri. Selmlnl bu bataklığa indiremem. Yalnız, annesinin bu şüphesini sezmişse ve onu izale etmek İstememişse, maksadı yine Ferhadın en az fena baba olduğunu hepimize birden kabul ettirmektir. Zekâsını korkunç bir hale getiren böyle bir oyunla bütün bir ailenin rezalet korkusunu ken^i aşkının lehinde bir silâh olarak pullanıyor. Bunda şüphem yok.
Ve muvaffak olabilir. Mefharet Selminin Ferhatla evlenmesini aç adamdan bir çocuğu olmasına tercih eder. Bu hikâyenin yalan olduğunu öğrenirse, sevinir ve Ferhadı sever bile. Kızın zekâsı yalnız bir noktada aldanıyor. Beni tanı ölçümle anlamamak, her şeyin farkına varabileceğimi hesaplamamak. Bunun cezasını çok acı bir şekilde çekmesi mümkündür. Kendi aşkına benimkini feda edecek • kadar ileri varmasını affetmem zordur Onu Ferhattan ayıramam; fakat hülyasını kurduğu mücevherlerden —kİ, günün birinde Ferhat onların en küçüğü kadar bile ehemmiyetli olanııyacaktır— onu mahrum edeoilirim. Mefharet şimdi bu oyunu anlarsa, benim direktiflerimle hareket ettiği takdirde, Selmi-nin ve yardakçısının plânını fitil fitil burunlarından getirebilir. Kendine hâkim olduğu anlarda, Mefharetin öfke krizlerinde ziyan olan müthiş enerjisi, kininin hedefi üstünde infilâk anını gayet İyi seçen tam isabetli bir bomba gibi patlayabilir. Preslzyon hesaplarını benim yapmam şartlyle. (Devamı var}
158

İS Ekim iwn
YENÎ İSTANBUL
Sayfa 3
Bîr dünya vatandaşının hâtıra defterinden
Hakikî dünya vatandaşları
Selim Sabit
Gazetelerin bize bildirdiği-ne göre, 1943 «encelnde kendini “1 numaralı dünya vatandaşı0 İlân eden Garry Darla, hiıyiik bir gösterice Amerikan tabiiyetinde olmaktan vazgeçerek ashfngfon'ıın İleri gelen otorite sahiplerinden hu arzusunun yerine getirilmesini talep etmişti.
Hareketlerini merakla, takip erdenlere Davls şöyle demiştir:
“Dünyayı dolaşarak, bir dünya sulhunun ve bir dünya vatandaşlığının elzem olduğu fikri üzerine İnsanların alâkasını çekmek İstedim... Fakat doğduğum memlekete sadakat fikri mcraıu bahis defeildi !„
Garry Davla, macerasının alâkadar ettiği veya efelendirdiği kimseleri ikna etmekte çok güçlük çekeceği maalesef(!..) çok muhtemeldir. Zira, dalıa üç ay evvel. Birleşik Devletlerin Kore harbine İştirakine kızarak, protesto mahiyetinde Amerikan terketmlştl. Artık. ona kim İnanır? Bıına rnfemen. son haftalar zarfında çıkan New-York gazeteleri, bugün Amerikan tabiiyetine sokmak İstediği kimselerin tekrar itimadını kazanması
Bulgaristandan gelen göçmenler yerleştiriliyor
Tarım Bakanı, yakın bir gelecekte göçmenler için Dalaman Çiftliğinde, Urfa ve Muş ovalarında modern köyler kurulacağını bildirdi
Ankara, 12 (ANKA) — Bulgar notasından evvel ve sonra olmak üzere bugüne kadar Bulgaristandan 40 bini mütecaviz ırkdâşımız yurdumuza gelmiş bulunmaktadır.
Gerek göçmen işleri, gerek tohumluk dağıtımı etrafında ANKA muhabirine Tanm Bakanı Nihat Eğrıboz aşağıdaki İzahatı vermiştir:
“Yurdumuza gelmekte olan BulgaristanlI göçmen ırkdaşlanmız için muhtelif tiplerde yeni köyler kurmak kararındayız. Fakat şimdilik kış bastırmadan evvel muhacirlerimizi ilk tedbir mahiyetinde olarak muhtelif köylere tevzi etmekteyiz. Şimdiye kadar yurdumuza gelen 40 bini mütecaviz göçmenden 30 küsur bini köylere taksim edilmiştir. Bu ırkdaşlarımızın kışı geçirmeleri için lâzım o-lan iaşe maddeleri vesalr ihtiyaçlarını temin edeceğiz. Bilahare devlet çiftliklerinde göstereceğimiz işlerde ortakçılık yapmak suretiyle bunları ö-cemclerinl temin edeceğiz.
Bakanlığımızın vereceği tiplerde 100. 200 ve 300 hane olarak kurula-
Dün şehrimize gelen İspanyol ve Fransız boksörleri
Profesyonel boksörler
dün gece geldiler
Menccer: ”Türk boksu hakkında malûmatımız yok, yalnız Halidi ismen tanıyoruz” dedi
Bok» IhtiRas Kulübü tarafından tertip edilen profesyonel enternasyonal boks maçlarına i Şİ İ ra k edecek olan profesyonel Franbtz ve Ispanyol boksörleri diin »İnanı 1&.3U «Ih bir Swıs-eoir uçağı ile şehrimize gelmişi İr. Av-rupanın birinci seri boksörlerine dahil olan I ahi Is Fernpndez. Pcrrot. Tou-pe, Lrmeunipr. AH Amrane, Guilhrrl tavvoreden iner inmez kendileriyle konuşan ba«»ın mensuplarına. Tiirkl-yeve gelmekten dolayı duydukları se vinci bahrini lerdlr Menecer Neben de şunları söylemiştir:
Çok iyi bir yolculuktun sonra buraya geldik İnianbulda yanacağımız hunin maçları kazanacağımızı ıırnll o İskoç - Gal milli maçı
Londra, 12 ıT.H.A.ı — f’ııınartesi günü Gal Milli Tnkıım İle karşılaşacak olan lakoçya MIH! Takımı şu oyunculardan kurulmuştur:
Cowan - Young (kaptan), Cox -Mac Coll. Woodburn, Forbea - Smith, Tıırnboll. Railly, Steel, Llddell
Ringe dönen eski boks şampiyonu
Londra, 12ıTHAı — Eski dünya boks şampiyonlarından Tommy Farr, tekrar ringe dönmüştür. Eylül 27 de ilk maçında HollandalI rakibi Jan Klein*! 6 ncı ravııntta nakavt e-den hu eski şampiyon, ikinci karşılaşmasında. karşısında daha kuvvetli bir rakip bulacaktır.
İçin ona bazı fikirler İlham edebilirler. Bu gazetelerde çok küçük puntolarla. Birleşik Devletler ııfe-runa Taegtı yahut Seul cephelerinde ölen Amerikan askerlerinin tekmil listesi, neşredilmektedir. Davls, bu listeyi sökmeye uğraşırken askerlerin taşıdıkları İsimlere göre onların. asırlar önce Amerikaya hicret etmiş Italyan, Fransız, Alman, Rus. Polnnynlı, Rıımnnyalı, Ispanyol v.s. ailelerine mensup olduklarını görecektir... Hem, bu ölüler mezarlarından, Garry Davls ve o-nun marecaşım takip edenlere İyi bir ders vermiş olacaklar. Zira, hakiki dünya vatandaşları O.N.U. bayrağı altında dövüşen bu adamlardır üstelik. İnsanın hem hükümetinin emirlerine İtaat eden koyu bir vatanperver, hem de iyi bir dünya vatandaşı ve °sulh dostu” olahile(?efeini ispat ediyorlar.
Yeni bir Amerikan pasaportu kazanmak için Garry Davls’ln yapacağı İlk İş, Keredeki Amerikan ordularına katılmaktır. Hem, Mac Arthıır’Ün ordularında, dünyanın dört tarafından gelmiş, başka “dünya vatandaşları,, ile karşılaşacak ve onlardan, anavatana nasıl sadık kalındığını öğrenecektir.
cak yeni göçmen köylerimizden bir kısmını Dalaman çiftliğinde, bir kısmını da Urfa ve Muş ovalarında tesis edeceğiz. Bu suretle kısa zamanda en modem ve ileri memleketlerdeki köyler gibi buralarda şirin ve temiz köyler kurmamız mümkün olacaktır. Bu köylerin arazisini hazine vereceği gibi bakanlığımız da tohumlarını, fidanlarını, hayvanlarını ve her türlü zira! makine ve traktörlerini borçlanmak suretiyle temin edecektir.
Göçmen köylerinin plânlan hazırdır. Ve hepsini Bakanlığımız yaptıracaktır. Her ev İki oda. sofa mutfak ve banyo dahil olmak üzere 3000 liraya malolacaktır. Bu arada köylerin kurulması için bir çok yabancı firmalardan teklifler almaktayız. En «on teklifi bir Türk mühendisi yapmıştır ki. bunun Üzerinde ehemmiyetle dur maktayız. Bu mühendis birtakım maddelerin tazyik edilmesi ile elde dilecek duvarlardan istifade olunma sun ileri sürmektedir.
diyoruz. Çünkü Fransız boksörlerinin hepsi formundadır ve lam mânaalyle çalışmışlardır. Türk boksu hakkında hiçbir malûmatımız yoktur, yalnız Hn llt Ergönülii İsmen tanıyoruz.,,
Gelen boksörler aranında bulunan Toupe 22 yaşındadır. 80 maç yapmış M ünü kazanmış, fi sim kaybetmiştir. Oaloda yandan Avrıına birinciliklerin de şampiyonluk kazanmıştır.
Ali Amrane Afrika şampiyonu olup, profesyonelliğe 1948 senesinden beri geçmiş bulunmakladır, ifi profesyonel maç yanmış, ikisinde mağlup olmuı tur.
Avrııpanın nakavt kıralı Unvanını kazanan Loııla Fcrnandez t c 32 y ( çındadır, ispanyada doğmuş, biiyümü*, daha sonra Perine giderek yerleşmiş ve Franaız tabliyellne geçirlidir. 1fi seneden heri boks yapmakla olup 650 maçın 581 lıniı nakavtla kazanmıştır Perinle meyhanecilik yapmaktadır
L.emeünler 24 yaşındadır. 5 seneden beri boks yapmakla otun geçen senn profesyonelliğini lifin etnıb ve yaptığı fi profesyonel maçım da kazanmıştır
Gullbert 23 yaşındadır. 24 profesyonel maç yapmış. 22 sini galibiyetle bitirmiştir.
Perrnt 25 yasında olup Avnıpamn en teknik bnksörlorindendlr RU rıw yapmış 76 sini kazanmıştır
Profesyonel boksörlerle ilk karşılaşma varın akşam Spor ve Sergi Sa rayında yandarakiır Avrupa tiıv sıklet şampiyonası döml final karşılan masında Perrot He GuHbeH dövüşecek ve maçı kazanan Avrupa samplyonlu feu için final maçını varacaktır
Georges Carpentler avın 1R İnde şehrimizde olarak ve o gnrn yapılacak olan maçlarda hakem duracaktır.
Hoffman’ın tetkikleri
İktisadi İşbirliği İdaresi Mümessili» Ballikpuıar köyünde yaptığı tetkiklerin kendisi için çok faydalı olduğunu söyledi
Ankara, 12 (A.A.) — Dün şehrimize gelmiş olan İktisadi İşbirliği î-daresi eski başkanı Mr. Paul Hoffman bu aabah saat 9.30 İle 11 arasında İktisadî İşbirliği İdaresinde meşgul olmuştur.
Daha sonra saat 11 de Mr. Hoffman ve beraberindeki zevat Ankara civarında ve şehre 31 kim. mesafede bulunan Balhkpınar Köyünde Marshall Plânından İstifade edilerek memleketimize getirilmiş olan traktörlerle yapılan tarla ziraatlnl yerinde görmek Üzere otomobil ile bu köye gitmişlerdir.
Bu tetkik gezisine Devlet Bakam Fevzi Lûtfl Karaosmanoğlu, Tanm Bakanı Nihat Eferiboz, İktisadi işbirliği İdaresi Türkiye İcra Komitesi Başkanı Mr. Russell Dorr, Devlet Bakanlığı Genel Sekreter Vekili Cemal Salt Bark, Tarım Bakanlığı Ziraat Umum Müdürü Fuat Eren, memleketimizde bulunan Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilâtından Besin Müşaviri Mrs. Tsongas ve İktisadî İşbirliği İdaresi ileri gelenleri iştirak etmişlerdir.
Mr Hoffman Balhkpınar Köyünde Marshall Plânından sağlanan tarım Aletlerinin kullanılışı ve bunlarla elde edilen randıman hakkında alâkalılardan izahat almış ve köyde İlkokul İle muhtelif evleri gezerek köylülerle hasbıhallerde bulunmuştur.
Mr. Hoffman, bu gezi esnasında kendisine refakat eden Anadolu A-jansı muhabirine müyşaha(lelerlnden fevkalâde memnun okluğunu söylemiş ve demiştir kİ:
“Marshall Plânından sağlanan yardımdan en fazla İstifade temin etmeye azmetmiş insanlar olarak takdire lâyıksınız. Yapılan yardıma göre elde edilen netice memnunluk vericidir.
Gördüğüm şu tipik küçük Türk köyünde dahi asırlardan beri Türklüğün en mümeyyiz vasfı olarak bilinen misafirperverliği bizzat müşahede ettiğimden dolayı fevkalâde mütehassisim. Köyün henüz iyi bir yola sahip olamaması yüzünden içinde bulundu-ğuğu tozlu duruma rağmen evlerin bu kadar temiz tutulmuş olmasını takdirle karşılarım. Bu gezim benim için çok faydalı olmuştur.,, Cumhurbaşkanı İle görüşme
Ankara. 12 (A A.) — Cumhurbay kanı Celâl Bavar, bugün saat 16 30 da Çankaya Köşkünde iktisadi İşbirliği Teşkilâtı eski başkanı Paul Hoffman ile tktisadl işbirliği Avrupa Merkezi Başkan Vekili Büyükelçi Tylor Wood*U. Birleşik Amerikanın Ankara Büyükelçisi Wad«worth ve iktisadi İşbirliği Türkiye İcra Heyeti Başkanı Russell Dorr İle birlikte kabul etmişlerdir.
Bir saatten fazla süren bu kabul esnasında Dışişleri Bakanı Profesör Fuat Köprülü İle Devlet Bakanı Fevzi Lûtfl Karaosmanoğhı da hazır bulunmuştur.
Fuat Köprülünün verdiği akşam yemeği
Ankara. 12 lA.A ) — Dışişleri Bakanı ve Bayan Fuat Köprülü bu akşam Avrupa İktisadi işbirliği eski başkam Mr. Paul Hoffman ve beraberinde bulunan misafirler şerefine hariciye köşkünde bir akşam yemeği vermişlerdir.
Bu yemekte Başbakan Adnan Menderes, Bnşbakan Yardımcısı Samct Ağaoğlu, Devlet Bakanı Fevzi Lûtfl Karaosmanoğlu. Milli Savunma Bakanı Refik İnce, Ekonomi ve Ticaret Bakanı Zühtü Velibeşe, Tarım Bakanı Nihat Eğrlhnz. Ulaştırma Bakanı Seyfi Kıırtbek, Dışişleri Bakanlığı U-mumî Kâtibi Büyükelçi Faik Zihni Akdur İle Dışişleri Bakanlığı ileri gelenleri ve Amerika Büyükelçisi Mr. Wad«worth, Yardım Heyeti Başkam Mr. R. Dorr İle General Arnold, General Tatr ve General Evans refik i larlyle hulıklc hazır bulıınmıışlard'r.
D. Parti İstişare Heyeti toplanıyor
Başkanlık bu hu&usta bir tamim yayınladı
Ankara 12 (THA.) — Demokrat Parti istişare heyetinin hu ayın 20 sinde toplanması kararlaşmış ve Parti teşkilâtına bildirilmiştir Bugün DP Başkanlığı hu hususta şu tamimi göndermiştir.
“Tüzüğümüzün 19 uncu maddesinin “H” fıkrası gereğince partimiz İstişare heyetinin 20 10 1950 günü saat 11 te toplanmasına karar veril-mlştir. Bu itibarla îl İdare Kurulu haşkanlanylr tüzük mucibince geçilecek dlğcr İki delegenin fotoğraflı anlâhlyctnarnelerle zamanında Anka-rada bulunmalarının teminini rica ederken, arkadaşlarımızla bu suretle buluşarak partimize alt meseleleri görüşmekten çok zevk ve memnuniyet duyacağımızı saygı ve sevgi ile bildiririz.,,
On vali daha değiştirilecek
u.ara, 12 (ANKA» — İçişleri ^hanlığında bazı valiliklere yeni tâvlnler yapılacağı söylenmekledir Bu husustaki kararname hazırlanmış olup bugünlerde Bakanlar Kurulunun tasdiki na sunulacaktır. Değişecek valilerin sayısı onu geçmemektedir.
Danimarka Kıral ve Kırallçcslnln nıl«nflrl olarak Kopenhag'da bulunmakta olan CbujchiU ve karısı, şehirde karşılanıyor
Eski Dışişleri Bakanı, Almanyaya gönderilecek tümenin bir teminat teşkil edemiyeceğini söylüyor
Blackpool, 12 (AP) — Ingiliz Mu-hafazakâr Partisinin bugün Black-pool’da başlayan yıllık kongresinde bir demeç veren eski dışişleri bakanı Anthony Eden, işçi Hükümetini, girişilen yeniden lsîâhlanma hareketinde ‘•tehlikeli şekilde savaşa” davranmakla suçlandırılmış ve Avrupa kıtasında komünizme karüı kurulan ön müdafaa hatlarına daha fazla sayıda Ingiliz askeri gönderilmesini teklif ve tavsiye etmiştir.
Muhafazakâr Partisi Lider Vekili şunları söylemiştir:
“Geçenlerde parlâmentoda cereyan eden milli müdafaaya dair müzakereler sırasında hükümet iki yeni tümenden müteşekkil münzam bir kuv-
Bulgar-Yunan hudut ihtilâfı, Birleşmiş Milletlere aksettirildi
Balkan Tahkik Komisyonu, hudut anlaşması yapılmaya kadar muhtelit bîr komisyonun acele toplantıya çağınlmasını İstedi
Atina, 12 A.A. (Reuter) — Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna müracaatta bulunan Balkanlar Tahkik Komisyonu Yunanistan İle Bulgaristan arasında. Trakyada bir nehir üzerinde bulunan bir adadan dolayı vuk:ı bulan hudut hâdiselerini bildirmiş ve meselenin acele olarak ele alınmasını istemiştir.
Balkanlar Tahkik Komisyonu, Genel Kurul Başkanı Nasrullah lntl-zam’a gönderdiği telgrafta! bu iki hükümete, İlerde yeni hudut hâdiselerine meydan vermemeleri hususunda tavsiyelerde bulunulmasını ve Yunanistan İle Bulgaristan arasında hlr hudut anlaşması yapılıncaya kadar a-cele olarak muhtelit bir komisyonun toplantıya davet edilmesini istemiştir.
Ürdün Kabinesinin istifası kabul edildi
Yeni hükümetin teşkiline eski Başbakan memur edildi
Amman, 12 A.A (Reuter) — Bugün resmen bildirildiğine göre, Ürdün Kıralı Abdullah, kabinenin istifasını kabul etmiştir. Kıral yeni hükümeti kurmak vazifesini eski başbakan Salt Mllftl Paşaya veımlşllr Yeni kabinenin kimlerden teşekkül edeceğinin gelecek pazar günü bildirilmesi beklenmektedir.
Tahran 12 A A. (özel muhabirimizden) — Islâm Memleketleri iktisat Konferansı üçüncü genel kurul toplanı ısında, ticaret., plânlaştırma, iktisat enstitüsü, zira Al. sınai ve teknik kalkınma ve çalışma komisyonlarının bütün raporlarını oybirliği ile kabul etmiştir. Konferans boylere çalışmalarım bitirmiş ve programını gerçekleştirmiş bulunmaktadır. Delegelerin memleketlerine hareketine kadar, ka’an üç gün, «anayı tesislerinde ziyaretlerin kabulüne hasre-dllecekllr.
Islâm memleketleri arasındaki, döviz güçlüklerinin, ya İslâm memleketlerinin iştiraki He meydana getirilecek bir bankanın kurulması veya hir kliring ve kambiyo merkezinin tesisi II** halledilmesini, Islâm memleketlerindeki ticaret odalarını içine alan bir federasyonun kurulmasını,
vet kuracağını ve gelecek yıl İptidalarında Almanyaya üçüncü ve yeni bir tümen göndereceğini açıklamıştır. Bu, gerek kendimiz ve gerek müttefiklerimize bir teminat olmak bakımından kâfi değildir.,,

İngiliz Muhalefet Partisi harekete
geçiyor
Parti Lideri ChurchiD, cumartesi günü mühim bir nutuk verecek
Blackpool (İngiltere) 12 (AP) — lngiltcrenin muhtelif yerlerinden, bu sahil şehrine gelmiş olan Muhafazakâr Parti mensupları, beş seneden beri iktidarda bulunan İşçi Partisini Hükümetten uzaklaştıracak seçimi hazırlamak için çalışmaya başlamışlardır.
Tartl Liderleri, üç günden beri, 1915 senesinde İşçi Partisinin iktidarı almasından beri belki de ilk defa olarak görülecek genişlikte bir seçim kampanyası için müzakereler yapmaktadırlar.
Yeni seçimlerin tarihi henüz tesblt edilmemiş olmakla beraber, İşçi Partisine mensup Başbakan Clement Attlce’nin bunu önümüzdeki baharda yapacağı tahmin edilmektedir.
Bu gün, Muhafazakâr Partinin üç gün sürecek olan yıllık kongresi a-çılacaktır.
Partinin Lideri Wlnston Churchill-In, cumartesi günü öğleden sonra konuşması mukarrerdir.
Bugün komünizm hakkında bir müzakere yapılacaktır.
Churchill, devletlerüstü bir hükümet kurulmasını istedi
Kopenhag 12 A.A. (Reuter) — Danlmarkanın merkezinde yaptığı üç günlük bir ziyaret esnasında. Wlns-ton Churchill. temellerinden birinin Rusya olacağı, devletler üstü bir hükümetin kurulmasına taraftar olduğunu. dün söylediği bir nutukta belirtmiştir,
Churchill ezcümle demiştir kİ: “Devletler üstü bir hükümet der-hAl kurulmadığı takdirde, sulh ve beşeriyetin İlerlemesi İçin beslenen ümitler müphem ve karanlık kalacaktır.,,
Churchlll’e göre bu dünya sulh mabedinin temellerini. Birleşik Amerika. Sovyet lor Birliği, Ingiltere millet ler topluluğu ve Büyük Bıitanyamn derinden bağlı buluduğıı Birleşik Avrupa teşkil etmektedir.
Islâm memleketleri iktisat konferansı mesaisini bitirdi
Islâm Memleketleri Ticaret Odaları Federasyonu kurulması, ihracat vergilerinin mümkün mertebe ortadan kaldırılmasının temini, her üç ayda bir ticaret konferansı kurulması, alınan kararlar arasında
Islâm memleketleri arasında ihracat vergilerinin mümkün mertebe ortadan kaldırılmasını, güzel sanatların himaye edilmesini vo üç ay içinde hir ticaret konferansının toplantıya ça-ğırrimasını derpiş eden ticaret komisyonunun raporu üzerindeki görüşmeler bir çok fikir ihtilâflarına yol açmışsa da, hu ihtilâflar Paklatan Maliye Bakanı ve konferans başkanı GulAm Muhammed tarafından maharetle halledilmiştir.
Iran murahhas heyeti başkanı As-kar Heknıat üçe karşı sekiz oyla bu raporda şu tadilâtın yapılmasını kabul ettirmiştir:
“telâm memleketleri aralarında, sanat eşyası nakli huaıısundaki bü-itln tahditleri kaldırmayı taahhüt ederler.,,
Bu, konferansın kabul ettiği yegâne tadil teklifidir.
Washington,dan gelen haberlere göre
Stalin’in, Stasseni kabul etmeyeceği söyleniyor
Kremlin, Amerikan seçimlerinin neticesine kadar beklemeyi tercih edecek
Washlngton, 12 A.A. (A.FP.) — Umumiyetle İyi haber alan bir kaynağa göre, VVashlngton'a gelen ha. borler Mareşal Stalin’in Stassen’i kabul etmiyecegl merkezindedir. Aynı kaynağa göre. Moskovadan alınan malûmat Mareşal Stalin’in, Amerikan Meclis seçimlerinden en az dört ay önce Stasaen’le yapacağı bir görüşmenin Sovyetlerin Amerikanın iç İşlerine müdahalesi olarak tefsir edilebileceğini sandığını bildirmektedir.
Bu haberlere göre, Mareşal Sta-lln, geçenlerde Acheson'un New -Ynrk’ta söylediği nutukla bilhassa alâkadar olmuştur. Acheson bu nutkunda demiştir ki: “Kaçınılmaz harp veya önleyici harpten bahsetmeye lüzum yoktur. Birleşik Amerika İle müttefikleri Sovyetlcr Birliğiyle kuvvetler eşitliğine erişebilirlerse barış da mümkün olacaktır.
Aynı kavmağa göre, Kremlin, ö-nümüzdeki aylar zarfında Birleşik Amerikanın kuvvetler eşitliğinden ne anladığım tarif edecektir.
Moskova bununla ne kastedildiğini anlamak istemektedir: Komünizmin gelişmelerini şimdiki vaziyetinde durdurmaktan ibaret olan tıkama siyaseti mi, yoksa komünist imparatorluktan şimdiki peyklerini teker teker geri simayı istihdaf eden püskürtme siyaseti mİ?
İlâve edildiğine göre, Kremlin, her halde gelecek kasımda yapılacak o-lan Amerikan seçimlerinin neticesini beklemeyi zaruri bulmaktadır.
Moskovaya göre ancak o zanıan gerek Birleşmiş Milletler çerçevesinde, gerek normal diplomatik temaslarla ve gerekse de doğrudan doğruya müzakere yolu ile dünyanın başlıca meselelerinin incelenmesi mümkün olacaktır.
Sovyet idarecilerinin Amcrikada Cumhuriyetçilerin iktidara gelmesini tehlikeli gördükleri nispette seçimlerin neticesi önem arzetmektedir.
Sovyet İdarecileri, Korede ve batica yerlerde harbe sebebiyet vermekle İtham ettikleri demokrat lldarlerln aleyhinde bulunmakla beraber, bir çok Çumhurtyctçllerin Milliyetçi Çine
İstanbul’un KORE muhabiri bildiriyor
Seul radyosunda neşriyat yapan Koreli bir profesörün açıklaması
Seul 3 (Frank Goldssvorthv bildiriyor) — Seul komünist işgali altındayken buradaki radyodan İngilizce neşriyat yapmış olan Kore Üniversitesi profesörlerinden biri bugün A-merikan makamlarına müracaat ederek Amerikan harp esirleri hakkında radyo vasıtaslyle yayınlanan haberleri kendisinin hazırladığım açıklamış-tır. Profesör. Kuzeylilerin, her gece neşriyat Anında 30 Amerikan askeri öldürdüklerini bildirmesini emrettiklerini söylemiştir. Bu zatın İfa leşine göre kendisine verilen 68 kişülk listeden 60U tane ölmüş kavdı çıkartmak zorundaymış.
Bir İngiliz üniversitesi mezunu Prof. Inco Lee İngilizce^ bir Ingiliz aksaniyle konuşmaktadır. Bu memlekette ki, Amerikan tesiri hâkimdir, İngiliz aksaniyle konuşan birisine rastlamak çok tuhaftır. Komünist propagandası yapmasına sebep olarak kızılların karısını ve ailesini öldürmekle tehdit ettiklerini İcri sürmüştür.
Ba-çlangıçtA tercihne ettiğim he-yanııemcierdc, “Evinize de ajıa babanızı, çocuklarınızı kaybetmiyor musunuz?,, Sonradan ise “Ey dostlar çarpışmayı bırakın, eve erken dönmenin yegâne yolu budur. kimin için çarpışıyorsunuz, sîzlere bir harp esiri olarak hitap ediyorum, esir olduğum, dan heri çok İyi muamele gördüm., gibi başlıklar taşıyan yazılardı. Bunlar bir müddet sonra nereden temin edildiği bence meçhul olan İmza ve resimlerle de takviye edilerek müttefik hatlarına uçaklar vasıtasivle atılıyordu.
Radyo neşriyatlarında ise, Korelilerin Amerikan esirlerini öldürmedikleri, iyi muamele ettikleri Kore-(10 hAi*be Amerikan harp tellâllarının sebep olduğuna ve Rusların Korede baskı yapmadıldanna, şayet Amerikan askerleri çarpışmaktan vazgeçerlerse hem kendilerinin ve hem de esirlerin memleketlerine serbestçe dönebileceklerini taahhüt edici konuşmalar yaptığım teyid etmiştir.
Bu Arada radyoda konuşturulmuş olan üç Amerikan Askerinin konuşmaları arasına Komünist Partisine ait bazı satırlar sokarak kızılların propagandalarım sabote ettiğini bildirmiştir. Amerlkadakl herhangi bir dinleyici bu «özlerin bir askerden gelmlyeceğine emin olabilirdi., de- I miştlr.
Amerikan tâbiiyetinde olan bu Koreli profesör, hırbon çıkarması yapıldığı vakit. 1511 Amerikan esirinin dövülerek şehirden dışarı götürüldük, lerlnl gördüğünü söylemiştir. Esirlere 1
tam bir yardım yapılmasına taraftar olduklarını bilmektedirler. Bu itibarla, Harold Stassen’inkl gibi her teşebbüs kasım ayı ortasına kadar netice vermlyecektîr.
Esasen o zaman da, Amerikan sİ. yaset adamının teklif ettiği formülün Kremlin tarafından tasvip edilmesi İhtimal dahilinde görülmemekte ve klâsik müzakereleri tercih edeceği kuvvetle sanılmaktadır.
Fransa ile
merika
arasında savunma


Fransız Ordusu, İki yılda 20 tümene çıkarılacak
VVashlngton 12 A.A. (United Press) — Birleşik Amerika ve Fransa Savunma Bakanlan General Marshall ile Jules Moch bugün Fransız • silâhlı kuvvetlerinin 1953 yılına kadar 5 tümenden 20 tümene çıkarılması hususunu görüşmeye başlıya-caklardır.
Fransa’nın geniş mikyasta silâhlanmasına dair hazırlanan plânlar Jules Moch tarafından Marshall’a İzah olunacak ve müteakiben cuma günü Amerikan memurlan İle Fran* sa Maliye Bakanı Maurlce Petsche arasında bir konferans aktedilecektlr.
Birleşik Amerika, Fransa’nın silâhlanma plânlarını hararetle tasvip etmekle beraber henüz kongre tarafından ayrılan 5.000.000.000 dolardan Fransaya ne kadar tahsis edeceğini kesin olarak bildirmemiştir.
Hindistan, Tibet'in işgalini Pekin'den tahkik ediyor Yeni Delhi 12 A.A. (United Press) — Hindistan Hükümeti bugün Pe-kin’deki elçiliğine gönderdiği acele bir telgrafla Tibet’in Komünist Çin tarafından istilâ edildiğine dair çıkan haberlerin sıhhat derecesinin tahkikim ve bu hususta mufassal bir rapor gönderilmesini İstemiştir.
ise günde pek az miktarda mısır lâ-pasiyle bir miktar da et verildiğini, kendisinin bütün çalışmalarına mukabil. 40 günlük ücret olarak sadece 4 «terling ile günde bir miktar pirinç aldığını da sözlerine İlâve etmiştir.
Fransa, Amerikadan yeni yardım istiyor
VVashlngtnn 13 (YÎRS) — Bugün Fransız Maliye ve Savunma Bakanları Amerikan Maliye, Savunma ve Dışişleri Bakanlariyle bir görüşme yapmışlardır. Fransız siyaset adamlarının bu toplantıda giriştikleri 750.000.000 dolarlık askeri kalkınma plânı için yardım temin etmeye çalışmakta oldukları tahmin edilmektedir. Fransanın Hlndiçlntye A-merikahlann askerî yardım yapmalarını da talep edeceği yetkili çevrelerde söylenmektedir.


Yeni İstanbul
pek yakında
bir sürpriz
hazırlıyor
9
' xıdr-. nıese-adar bu mâni ol-__makaranın ıÇnakkale J. bütün —^durmuş-
Sayfa 4
Y E N î İSTANBUL
13 Ekim 1950
GÜNÜN EKONOMİK HAREKETLERİ
Frankfurt MiUetleraraaı Sergisindeki Türk Paviyonuııdu Frankfurt Belediye Reisi (x) I)r. Kolb ve Başbakan Muavini (xx) Dr. Hilpertİzahat alıyorlar.
Frankfurt Beynelmilel Sergisi
FRANKFURT Sergisinin ehemmiyeti. ziyaret edenlerin milyonu geçmiş olmaslyle ölçülemez. Çünkü sergi idaresinin bütün sene boyunca devamlı olarak ilk ve sonbahar İçin sistemli çalışması dolavısiyle iştirak eden firma ve memleketlerin - propagandadan fazla İş görmek hedefleri temin edildiği için - ziyaret edenlerin de büyük bir kısmını alıcı firmaların sahip veya alâkadar şahsiyetleri teşkil etmektedir. Ecnebi memleketlerden gelenlerin de hemen hepsi bu sınıf insanlardan ibarettir. Onun için bu sergi Alman sanayi ve ticaretinin hakikî faaliyet sahasında büyük bir rol oynamaktadır. Batı Al-manyadaki iktisadi faaliyetlerin barometresi £ ayılan bu sergi, açık kaldığı müdddt içinde. yan| bir haftada, yerli istihsal hakkında olduğu gibi bütün dünya iktisadiyatının veçhe ve istikameti hakkında da size çok iyi bir fikir vermektedir.
Sergiyi ziyaret edenlerin ve orada sipariş verenlerin büyük bir kısmı ecnebi olmasından dolayı bir milletlerarası sergisi olarak degcrdendlri-llrse hata edilmiş olmaz. Fakat onun bu vasfı almaşında en büyük âmil rina iştirak eden bir çok memleketlerin burada mallarım teşhir etmeleri ve bir çok sipariş almak imkânlarını bulmuş olmalarıdır.
Bundan başka Frankfurt sergisi bilhassa şimdi, artık gümrük kapılarının açılması İmkânları arandığı bir zamanda, bu yolda bir hayli mühim adımların atılmış bulunması ve hakikî demokrasi dünyasında, yalnız çalışmak ve rekabet yoliyle muvaffakiyetin elde edilebileceği düşüncelerinin hâkim olması yüzünden ecnebi memleket tüccar ve sanayiini daha fazla ilgilendirmektedir. Çünkü; bugün nüfusu 50 milyonu geçen Batı Almanya nihayet büyük bir istihlâk sahası olduğu gibi aynı zamanda da bütün dUnyayâ mamul maddeler ihraç etmek kudret ve kabiliyetine sahip olan bir memlekettir. Alman sanayii bilhassa son sene içinde elde ettiği kudretle bir çok memleketlere karşı rekabete girişmek imkânlarını bulmuştur.. Onun için ecnebi memleketlerin şimdi bu sergiye iştirak etmeleri hem AJmanyanın umumi sanayiini toplu bir halde tetkik etmek, hem de çalışma muvaffakiyetim belirten hakiki rekabeti gördükten sonra Almanyaya mal satmak imkânlarını aramak ve bulmaktır. Bilhassa sergiye iştirak eden ecnebi firmaların bağlı bulundukları memleketlere ayrıca bir ithal kontenjanı verilmesi ve bunun ticaret anlaşmalarına bir ek olarak telâkki edilmesi de iştirak arzu ve heveslerinin artmasına yardım etmiştir. Alman firmalarından sergiye iştirak edenlerin miktarı 2100 olduğu halde mallarını teşhir eden ecnebi firmaların sayısı 961 gibi bü
yük bir yekûn tutmaktadır. Şu halde nispet bakımından sergide teşhir e-den firmalardan yüzde altmış sekiz buçuğu Alman ve otuz bir buçuğu da ecnebidir. Bu sene sergiye İştirak e-den ecnebi memleketlerin miktarı da artmıştır. Bunları harf sırasivle sayabiliriz: Belçika, Büyük Britanya. î-ran. İrlanda, İtalya, İspanya, İsveç, İsviçre ve Yugoslavya. Sterling Blo-kıına giren memleketler. Çekoslovakya ve Türkiye. Bunlardan hemen hepsinin kendilerine mahsus güzel ve büyük paviyonları vardır. Almanya tarafından bunlara ticari anlaşmalar dışında verilmiş kontenjan da oldukça büyük yekûnlar teşkil etmektedir. Bu kontenjanların verilmesinde o memleketlerle ticari münasebetlerin inkişaf vaziyetleri de dikkate alınmıştır. Meselâ İtalya ile Almanya arasındaki iktisadi ve ticari işler büyük bir inkişaf göstermektedir. O-nun için bu memlekete verilen kontenjan 860 000 (sekiz yüz altmış bini dolardır. Bclçikanınkl beş yüz. Büyük Britanya ile teviçreye iki yüz ellişer bin, Iran ile Türklyeye yüzer bin dolar ayrılmıştır. Burada en çok dikkati çeken cihet demirperdeden ayrılıp ayrılmadığı henüz bir muamma olan Yugoslavya için dört yüz hin dolarlık bir müsaade verilmiş olmasıdır.
Geçenlerde Almanya sanayiinin Yugoslavyaya kredi vermesi ve A-merlkanın ikrazatta bulunması her halde Balkrnlann en kuvvetlisi olan hu memlekette bir hayli değişiklikler olduğunu göstermektedir.
Ecnebi memleketlerin paviyonları başlıca sergi binalarının dışındadır. Bu suretle paviyonlar sergi sahası i-çlnde başlıbaşına bir saha teşkil etmektedir. Buralarda > memleketlerin istihsalde en çok muvaffak oldukları maddeler teşhir edilmektedir Pavi-yonlan hazırlayanlar, serbest ve demokrat memleketlerdeki hususi mü-esseselerdir. Sergide en kuvvetli memleket îtalyadır. ltalyadan 250 firma iştirak etmiştir. Bunlar İtalya manıûHeri ve mahsulleri için sipariş almakta, alıcılarla şahsi münasebetler tesis etmekte, karsı karşıya görüşmek suretiyle yarınki ekonomik durumlarını sağlamaya çalışmaktadırlar. Gerek İtalya ve gerek Fransa gibi sanayii İlerlemiş olan memleketler topi8k mahsulleri yanında sanayi mamûllerim de teşhir etmişler ve bir hayli müşteri bulmuşlardır. 1-talyarun kırmızı şarabiyle bilhassa vermutu Almanyada öteden beri büyük miktarda sürülen şeylerdir. Biz hâlâ zeytin yağlarımızı dışarıya satıp satmamayı düşünür ve bir türlü karar veremezken llalyanlar şimdi zeytin yağlarını türlü türlü ambalajlar içinde ve en iyi zevkleri okşayacak surette Alman pazarlarına arzet-mektedirler Bundan başka şapka, yünlü ve pamuklu kumaş ve bilhassa
Yazan : llabib Edib - Törehan
yün ve pamuk İplikleri çok alâka u-yandırmakta ve Almnnyanın kendi sanayii bu hususta çok ilerde olmasına rağmen satış imkânını bulmaktadır. Sergi sahasının en iyi yerinde kurulmuş olan güzel binacık vardır ki,‘Türk pavıyonııdur. İyi bir zevkin mahsulü olmaktan sarfınazar aynı zamanda her cihetten de bilgi esaslarına istinat ederek yapılmıştır. Daha açılmazoan iki gün evvel Türkiye ile ticari münasebetleri bulunan bir kaç yüz kişi davet edilmiş ve onların memleketimizle olan ticari işlerdeki görüşlerinin bilinmesine çalışılmıştır. Bundan başka sergiyi ziyaret edenlerden mallarımıza alâka gösterenlere lüzumu olan izahat verildiği gibi kendilerine de ayrıca matbu bir kâğıt verilmektedir. Bu kâğıdın zaten bir çok yer’eri doldurulmuş olduğundan alâkalının yalnız isim ve adresiyle alâkası olan maddeyi buraya yazmacı ve doğrudan doğruya alıcı veya mutavassıt olup olmadığını bildirmesi kâfidir Bu kâğıtlar hemen orada doldurulmakta ve oradaki büroya tevdi edilmektedir. Bu kâğıdın altında “memleketteki alâkalı bir firmaya gönderileceği,, kaydı yardır. Biz bu çok güzel düşünülmüş olan şeyden dolayı yapanları tebrik eder ve bun lan bir haz duyduğumuzu söylemek isterken diğer cihetten de mem -ketimizdeki hususi teşebbüs a-dına mahzun olduğumuzu saklayamı-yacağız. İtalya paviyonunda iki yüz elli firma inalını teşhir eder ve mamullerine. mahsullerine müşteri ararken belki bir veya ik'den başka hiçbir Türk firmasının iştirak etmemiş olması çok acınacak bir şeydir. Ticaretin artık oturduğumuz yerde müşteri beklebekle oiamıyacagını takdir etmemiş olmamıza inanmak istemiyoruz. Eski İktidar zamanında her şeyin devletçilikle idare edildiğinden şikâyet ediyor ve hususi teşebbüse imkânlar bırakılmadığına takılıp duruyorduk. Şimdi yeni iktidarın bl ze biltün bu imkânları vermediğini söylemek kabil değildir. Hattâ bu işe hususi teşebbüslerin iştirak etmek istemelerini en çok hoş görecek yerin de alâkalı resmi makamlarımız olacağına şüphe etmemekteyiz. Memleketimizde oturarak dünyadan habersiz vakit geçirmekten ise zaten kurulmuş olan bu müessesede hiç olmazsa ufak bir adres kartı dağıtmak, herhalde bir çok faydalar temin edebilirdi. Bu halleri gördükçe âdeta devletçiliğin daha ziyade hususî teşebbüslerin alâkasızlığından doğduğu hususunda insanda bir endişe u-yandırıyor.
Sergi için güzel bir broşür bastırılmış, sergi gazetesinde de bir sahife Türk - Alman münasebetlerine ayrılmış ve hattâ bu sahi ferle bir de türk-çe yazı neşredilmiştir, Mallarımızın grup itibariyle teşhiri de çok iyidir. Ekmeklik ve yemlik hububat, zahire.
Kısa Haberler
Brezilya tütüıı istihsali
★ Rio do Janelro, (Hususi) — Brezilyanın bu senekl tütün istihsalinin 200.190.000 libre olduğu tahmin edilmektedir. Geçen «ene mahsulü 188.127.000 libre idi.
Birleşmiş Milletler mail yardım bürosu
★ Lake Success, 12 A. A. (United Press) — İkilimden geri kalmış memleketlere, kalkınmaları için istikrazda bulunacak bir Birleşmiş Milletler bankasının kurulması hususunda, Paklatan dün olr teklif ileri sürmüştür.
Bu teklif Pakislnnın Washingt.on iktisadi Müşaviri Seyit Emcet Ali tarafından Genel Kurulun İktisadi ve Mali Komisyonuna yapılmıştır .
Seyit Emcet Ali kurulacak olan bu yeni teşkilâta “Birleşmiş Milletler mali yardım bürosu” adının verilmesini ileri sürmüştür.
Yunanistan - Batı Alıııaııya ticari ınünasebatı
★ Atina, (Hususi ı — Bir Yunan heyeti Batı Almanyaya müteveccihen hareket etmiştir. Heyet Bntı Almanya ile tütün satışlarını tanzim etmekle vazifclendirilmlş-tir.
Yunanistan Doğu Avrupaya tütün satıyor
★ Atina, (Hususi) — Yunan Hükümeti Doğu Avrupaya tütün satılmasını kabul etmiştir. Satışlar hususî işletmeler tarafından trampa usulüne göre yapılacaktır. Bütün mübadelenin, Yunanistanm tü-tün ihracatının yüzde 10 unu geçmemesi ve satılan tütünlerin de Yunanistamn daimî müşterisi o-lan Amerikaya bir başka yoldan satılmamalını temin etmek için gerekli tedbirler alınacaktır.
yağlı maddeler ve nebatî ve hayvan! yağlar, kuru yemişler, mükeyyifat maddeleri, dokumalar, deri, el işlemeleri, kömür ve maden. Serginin en güzel köşesi tütüne ayrılmıştır. Burada Türk tütünlerinin muhtelif nü-muneleri gösterilmiş ve birtakım resimlerle buna ait olan bilgiler can-landirılnuştır
Bilhassa sergiyi terederken herkese ufak ve şeffaf bir zarf İçinde tecrübe etmesi için iki sigara verilmektedir. Türk tütünlerinin sert veya fena olduğuna dair bir takım propagandaların yapıldığı ve Virginia tütünlerinin hâkim bir vazıyete geçirilmesi için çalışıldığı şu zamanda yapılmış olan hu propagandaya bü-
Frankfurt Milletlerarası Sergisindeki Pavyonumuzda ziyaretçiler
Tütüncüler Birliğinin yıllık toplantısı
Türkiye tütüncüleri arasında bir federasyon kurulmasına karar verildi
Tütüncüler Birliği, dün yıllık top. lantısını yapmıştır. Toplantıda İdare heyeti birliğin bir yıllık faaliyeti hakkında izahat verirken Batı Al-manyada Türk tütünlerinin muhtelif âmillerin tesiriyle sürümünün azaldığı, bunun üzerine Dışişleri Bakam Profesör Fuat Köprülünün gereken teşebbüslere geçtiğinden bahsedilmiş. Türk tütünlerinin dış piyasalarda sürümünü arttırmak için teşebbüslere devma edildiği mevzuu üzerinde durulmuştur.
Bundan sonra. Türkiye tütün Ih. racatçıiarının, tütün dâvası hakkın-da müşterek harekete geçmeleri lü« zumundan bahsedilmiş, bunun İçin muhtelif şehirlerde bulunan Tütüncüler Birliğinin bir federasyon halinde birleşmesinde fayda görülmüştür, zmır tütün piyasası açıldı
İzmir 12 (Hususi) — Bugün memleket içi ticarî olaylar arasında en enteresan olanı Ege işlenmiş tütün piyasasının açılmış olmasıdır Bun-don iki gün evvel Cumhuriyet Merkez Bankasına Amerikodan 6 milyon dolar gelmiş olması tütün piyasasının açılacağına alâmetti.
Haber aldığıma göre Avusturya Rejisine kilosu 350 kuruştan mühim miktarda işlenmiş tütün satıldı. Ayrıca Amerikadski bazı firmalara kilosu 357 kuruştan takriben 30000 balya tütün satılmıştır. Satılan miktarlar gizli tutulmakla beraber bugün akşama kadar 7 bin ton tütün satıldığı, bunların hepsinin Amerikan fiyatı olduğu anlaşılmaktadır.
■ ■ ■ ■ " ■
tün tütüncülerimizin müteşekkir kalacaklarını zannetmekteyiz.
Bizi cidden sevindiren ve şimdiye kadar yaptığımız iştirakler içinde en iyilerinden biri olan bu sergi eğer bizde serbest teşebbüsün artık hâkim olmağa boşladığını gösteren ve devletçiliğimizin nihayet bulduğunu anlatan bir delil olsaydı herhalde elde edeceğimiz nerleeler daha müspet olacak idi. Biz şimdi hükümete ve bu i-şi başaran salâhiyetli memurlarımıza teşekkür etmeyi bir vazife bilir ve tacirlerimize, hiç olmazsa bundan sonra başka memleketleri misal alarak sergilere bizzat iştirak etmelerini kondi menfaatleri bakımından tavsiye ederiz.
Bu fikir, hararetli görüşmelerden sonra ittifakla kabul edilmiştir.
İdare heyeti seçimi yapılmış, ne-ticede Celâl Umur, Cemal Çanrazık, Abdi Fuat, Nazım Zeki, Bedri Türk-oğlu. Şevket Kozluca, Ihsan Ağar İdare heyeti âzası olmuşlardır İdare heyeti bugün bir toplantı yaparak aralarında bir başkan seçeceklerdir. Yeni idare heyetinin uğraşacağı. İlk iş. Türkiye Tütüncüler Federasyonu fikrini tahakkuk ettirmekten İbaret olacaktır.
Liberasyon listesi
Tüccar,, ihtiyatlı hareket ederek fazla mal getirmemeye dikkat ediyor mu ?
Liberasyon listesinin tatbiki üzerine tüccarın ihtiyatlı hareket ettiğinden bahsedilmişti. Kalay, kauçuk, demir ve çelik gibi maddelerin ithalinde. 19 memleket arasındaki piyasa ta-havvüllerini daha sıkı bir surette takip etmek zorunda^kal-mıştır.
Piyasamızda stokları bol olan bazı maddeler, bizde ucuz olduğu halde, Avrupa piyasalarında daha bahalıdır. Meselâ: Kalay mevcudu ihtiyaca kâfidir. Sarfiyat mevsimi olmadığı için de sürüm de azdır. Bundan başka “fiyatlar yükselecek,, diye, yarı perakendeciler, toptancılardan fazla miktarda mal almıştır. Bu durum karşısında kalay ithalâtçıları A listesindeki serbestlden istifade e-derek kalay getirmek hususunda mütereddit davranmaktadırlar.
Kauçuk için de aynı şeyleri tekrar edebiliriz. Piyasamızda kauçuk fiyatı 400 kuruştur. Halbuki son Londra fiyatları yükseldiği için piyasaya daha babalı kauçuk gelecektir Daha bunun gibi bir çok maddeler vardır. Bütün bunlar gösteriyor kİ, serbest İthal rejiminin tatbiki neticesinde, tüccarın 19 memleket arasındaki piyasa tahavvüllerlni daha dik. katli takip etmesine ihtiyaç hâsıl olmuştur.
îngilterenin hariçteki sermayesi
1938 - 1948 seneleri arasında îngilterenin hariçteki sermaye yatırımları %45 eksilmiştir
Londra, (Hususî) — İngiltere Bankasının yeni neşredilen bir raporuna göre İngiltere 1938 ile 1948 arasında deniz aşırı memleketlerdeki yatırımlarının yüzde 45 ini kaybetmiştir. Ma-amafih geri kalan yatırımlar îngilterenin hariçteki harp borçlarından çok •azladır.
Son 10 sene içinde Îngilterenin haliçteki yatırımlarının miktan 3.545 milyon sterlingden 1.960 milyon ster-llnge düşmüştür.
Yüzde hesabiyle Îngilterenin kayıp-lan Pakistanda 82, Kanadada 62, A-vustralyada 24, Güney Afrikada 36. Yeni Zelandada 51 ve diğer imparatorluk devletlerinde 8 dir Arjantinde 86. Amerikada 72, Brezilyada 50,-Av-rupada 23. Meksikada 55. bütün ecnebi memleketlerde topyekûn yüzde 50 dır.
Fındık fiyatlarındaki düşüklük
Trabzon tüccarı, fiyat düşüklüğünü normal telâkki etmiyor
Trabzon, (Hususi) — Ekimin ilk haftasında fındık piyasası evvelki hafta sonuna doğru husule gelen kararsız vazlvetlni muhafaza etmiş vo bu tesir altında kabuklu fındık fiyatlarında hafif bir gerileme kaydedilmiştir.
Hafta başında 158 kuruş olan 50 randımanlı kabuklu fındık fiyatları her gün küçük sukutlarla bugün 150 kuruşa kadar gelmiştir.
Eylül satışlarının yüklenmiş ve e-kim satışlarının İse hazırlık devresine girilmemiş olmasının tabii olarak âmil olduğu bu vazıyetin önümüzdeki hafta İçinde değişeceği ve piyasa fiyat ve faaliyetinin tekrar hareketleneceği en kuvvetli bir ihtimal olarak kabul edilmektedir.
tatanbuldan alınan malûmattan iç fındık fiyatlarında 30 kuruş bir düşüklük olduğu anlaşılmasına rağmen, bu sukutun menşe piyasalarında o nispette bir akis husule getirme, mesi de bu noktai nazarı teyid etmektedir.
îyi malûmat alan ve hakikate yakın tahminlerde bulunan bir tacirden edindiğim malûmata göre, talan-buldaki bu fiyat düşüklüğünü bugünkü şartlar içinde normal telâkki etmemek lâzımdır. Ve münhasıran ay sonuna doğru buradan yüklenmiş cilan 10-12 vagon iç fındığın henüz satılamamış olmasından ileri gelmektedir.
Tesbit edilen son vaziyete göre, rekoltenin beş milyon kiloya baliğ o-lan mühim bir miktan müstahsil e-llnden çıkmış, elde kalan fazlası yüksek köylerde olmak üzere gayet cüzi bir stok kalmıştır.
Piyasaya gayet az mal arzedilmekte ve bu vaziyet piyasanın sağlamlığını temin etmektedir.
Denizlide pamuk fiyatları
Günden güne yükselmekte olan pamuk fiyatlarından müstahsil memnun
Denizli 10 (Hususî) — Pamuk fiyatları, bugüne kadar görülmemiş bir şekilde her gün yeni terakkiler kaydetmektedir. Böylece 80 kuruştan açılan fiyat kampanyası bugün 120 - 125 kuruşa kadar yükselmiştir. Denizli pamuk müstahsilleri durumdan fevkalâde memnundur. Fakat. beri tarafta büyük bir çoğunluk arzeden müstehlik kütle, pamuklu mamûllere konan zamdan ötürü müteessir olmaktadır. Çünkü, bütün pamuklulara, hattâ ipekli ve yünlü mamûllere yüzde on beşten yüzde otuza kadar zam yapılmıştır Hâlen de yapılmaktadır. Hayat ucuzluğuna doğru gidileceğini uman ve haklı o-larak bekleyen halk, bu fena ve zararlı gidişin devamını istemiyor. Pamuklu, yünlü ve İpekli kumaşlara yapılan bu mânalı ve mânâsız zamlar diğer emtia ve eşya üzerinde de tesirini gösteriyor.
Bugün, hemen her maddede hissedilir bir fiyat yükselişi müşahede edilmektedir: Demir ve demirden yapılmış eşya, çimento gibi şeyler dahi oldukça fırlamıştır. Durumun alâ-kaklarca ele alınmış olduğuna inanmakla beraber, hayat bahalılığını önleyici tedbirlerin zaman geçmeden alınmasını halkımız adına temenni ederiz, Yıllardır bin bir geçim sıkıntısı çekerek muztarip olan vatandaşa, bir yaşama ferahlığı temin etmek bir memleket dâvası ve borcu olmalıdır. Gıda ve Giyim maddelerinin bahalıhğı bu memleketin İçtimaî ve sıhhî bünyesine zararlı tesir yapar.
Tarhan Teker
12/X/ J 950 Perşembe
MEMLEKET ve
DÜNYA BORSA
ve PİYASALARI
Borsalarda vaziyet
İstanbul :
Ticaret Borsacında fındık fiyatları eski mevkiini muhafaza etmektedir. Ceviz fiyatlarında ise yine ilerleme olmuştur.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Borsacında % 5 faizli muhtelif tertipte Devlet Tahvillerine karşı istekler olmuştur. Bu arada % 6 faizli ik.incl, üçüncü tertip Kalkınma Tahvilleri üzerine de az miktarda muamele cereyan etmiştir. Altın piyasası durgundur.
KAMBİYO İstanbul Borscst
ESHAM VE TAHVİLAT
Devlet Tahvilleri
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
YABANCI BORSALAR
Bugün Borsada üzüm piyasası hareketli olmakla beraber fiyatlar 78 kuruştan jnıkan çıkmamış, fakat kapanışta 79 kuruşa bir iki muamele olmuştur. İncir piyasasında tahminler hilâfına fiyat gerileme alâmeti gösteriyor. Pamıık piyasası şimdi gayet kritik bir safhadadır. Fiyatlar her gün büyük tahavvüller göstermekte ve 300 kuruşla 308 kuruş ara--^mda değişmektedir.
CâTÎ1 kuruştan satılan büyük bir * pamuk hemen Borsada el de-5 İterek 307 kuruşa çıkmış, bilâha-purti üçüncü bir el değiştire-kuruşa satılmıştır.
.tahsil Hükümetin pamuk flya-Zutmasını talep etmiştir.
Açuı* Kupama
ı Sterlirıg 7.84 7.84
11)0 Dola.! / 280.25 28ü —
IIHI H krnngı .. 0.80 0.80
mo levıçre Fr 64,03 61 03
100 fcteiç br .... 5 60 5.00
HMI leveç Kr ... 0.01.876 0.01.876
'00 ettirin 73.H8.40 73.68.10
100 Liret ....... 0.44.128 0.44.128
HM) Üretim) Ü.Ui 8ît 0.0) 67*
lort I4ıu*tıiıane 9 73 mı 0 71 90
Altınlar
Buğun Em İd kur Lira
Lira
Külçe Yerli Gr. 4.76 4.77
liillç* Orgusıa —- 7,70
Cun.burlvei ... 32-
37.80 38.20
Khiiılt
liııhlen 29.40 29.—
tllklUî 43.70 44.—
Frn nsı? knk ... —
Naprılenn İli .. —
îsvlçrr —
Iknifiıi)«mi ihhvilim Kapalın;
1983 Eruıı it) 22 65
r.,5 1938 ikramiyen 20.50
Milli MlhUlun l 20.05
1941 Ut'ntırvoiü IV * 98.00
IH) Denil rvolu V vv v•••v 98.80
% 1/2 1949 ıkrarnıvel) - 95.50
Dıfterlerl
1941 Demiryolu VI • • • • • 96.30
%6 Kalkınma i 96.25
9 (İ • 99 9 • 06.45
W İli • • • e» 96 45
G 1918 İhUknızı I . 90.50
l!H> iHtlkrrır.ı 96.40
6 1049 İMtikr/txı I ^96 —
%7 ı93t SlVMrt Erzurum l 20 20
%7 1934 Ll.- vıı 20 70
IH) Demiryolu 1 21.35
194) t • 11 m. ay
%7 1941 tu 20.30
Milli M1|dufa« L. 20.35 ’
• V U 2ü 80
• • 111 21.00
^7 IV 21 30
Şirket Tahvilleri
L’.C. Ziraat daiıkufli 20.8O
Anadolu D Y Tertip A/B 111.-
• e 90 c. •
•> f *50 112.5C
• •• M Mllnıes Senet H3-
Şirk»»* Senetleri
du#ılıı
teJski Kapanış
Zürich Borsası (Serbest)
4-10-1950 Durumu İsviçre Fruıııd
En atja/Jı En yukorı
rürM uithiii .... 1.00 1.15
Unlat .. ..... 4 3Ö *1 36
Sterllnu 10.80 10.95
FnıriMi? Frang» 1.13 1/2 1.15 1/2
İ‘.C Merkez ttanKUbi ... 123.5ü
VürklVe tfi bunkaaı 30.-
i’llrk Ticaret Banktım .... 5.-
Aralan Çimento I5.2C
Şark Değirrnrncihh 23 2t
Mim ReıiBüranv 18
Ecnebi Tahviller
Mıwır Kredi Fannlye 1U0Ş | 172. —
H ubııbut ı
Buğday yumuşak (Tüc.)
UüA’ia.v OH» ............
Arp» yemlik (dökme) ......
Mısır sarı (çuvalı) ......
i'iıetulvn tombul ..
FaaulVR Vah sert .........
Kuşveml ..................
Mercimek kırmızı kabuk Mercimek yeşil ...........
Nnbut nettlreJ ...........
30.25
29 08
• ••
fetlı tohumlar ı
Ayçiçeği tohumu
Keten tohumu .................
Kendir tohıımu
Susam ««••••••••••••••
Yer fıstığı knbuldu ........
Kıırıı Mcyvtünr i
Mildik (kabuldü mvri)
Fındık u», tombul 1950) Ceviv »kfihuklul .......
Cevl? (lç natürcl) .....
Dokumu Ham Muddrlerlı
rifılh lana mal) ......
liftik (NatbrcD ..........
Ytıpak l'rıiKvü (Kırkım)
İlam derlim anlanıurn ıkasap) l()
Keçi lıırJu kuru kilosu .. Kovun hııvn kurnan kilosu
Nebati Yağlar: 6eytlrıvtıft) (it. W SumhiiivhRi l Kut Ayçiçeği «Karine
Fındık vnt» (ÇUrtlkı
lenekellı aıru) çıplak)
21—
33.10
30 -
47.—
38.-
47 30
78/82
315 318
64.-
320.
225.—
150.—
30.—
29.08
21-
22.—
34.—
40.—
84.—
38.—
47.—
84-
76.—
315/318
360.—
İM.-220.—
243 -210.— 150-
BUgUi) Son Kupun
üzüm çekirdeksiz No y 78— 77—
tnelr A «arısı No 47.— 48.—
B serisi No !0> 41 — 4L—
Hamuk Akait» ı ... 302.— 300—
Pamuk Aksh 11 195— İDO.—
Pamuk Akala lU IHO.- İdi).-
Pamuk yerli 172.5 J«().—
Pamuk vnğı (rafine) 109 - Ilü—
Pamuk celdrdee» 17— 17 -
•4
ArJcna Ticaret Borsası
Pamuk Akala 11 Hatayı 269.-
Pamuk Akala ı Adana) —e —
Pamuk Akala 11 270.- —
Pamuk Akuuı 111 .... i- —
Pamuk veril 1 — —
Pamuk veril 11 -
Birinci Akala vAdelt ... 285.— 283—
Hazır . 280— 285—
ikinci Akala yağmur 250.— 265—
yctnltf 257— 240.—
Trabzon Ticaret Borsası
İME a) %6( rand ununu kabuklu tombul ... m tc Hirı» knntndlü 150.— 300.- İJÖ.- 290.—
Eskişehir» Ticaret Borsası
Buğday vuınuçak Buğday ıcrt Arpa 28.- 27.- 29.- 28.-
New-York Borsası
UÜD E; Kİ kur
llutdiH l Buşeli - Sent) Sert Kış mahsulü Nü 2 256 — 258.—
Kırmız* No. 2 227.— 22$.—
Pamuk MidcUlng (Dibresl = 8ent) Ekim 39.63 40.90
A m 1 ll( 39.70 40.79
ı\ln r >••••»•«••••«••«•••••»•»«•«•••••99 39. (1 40.52
Tiftik ı L1bre3l=Sent) No 1 •• •••••••••»«••«••e 115.- 115.-
Fındık I Llbrrsl = Sent) Kabuklu veril İri
Ol*tA • « t •••••••»*+»• »ta» fS —
Levanı iç imal cnalı 63.— 59.—
Ekstra İri İç ithal malı 66.— 65.—
Kuru Ü»lım (Libresi = Seri 11 .... 1 'hnmpsnn ÇekirdekMi» «cçmo .. 11 1/4 U Di
Keten tohumu ( Huşell = Dolar) Mlnnrapolıt» 8.85 3.85
Kalay ı Libresi —Sent) 111.25 106 50
Levhn-teneke (100 libre dnlmr) i .«» 1 4tt
Londra Borsası
Keten tutıumıı (Tonu = SlerllDK i 73.-
Knikhta — 70.-
Yer fıstığı Hindistan 76.— 83.—
Brodford Piyasası
riftik iyi maJ (Ldbresl=Elyat) M
“ Bira malı — —
Tüo Anadolu M * —i —!
ITakya ’• — —
İskenderiye Borsası
Pamuk lKantan^rTalları) Ashmouni Kısa elyarh b7G. .. 118.— 115.—
Knrnak Uzun elvaflı F/G. 125.— 121 —
13 Eklin 1950
"Yazan :
Ayşe NUR
Tlto. erkânıhnrbiyeslyle beraber bir muğarnda toplantı halinde
; ve-olmadığından,
Fikir hareketleri
Kültür
MEMLEKETİMİZDE rbediyat ya sanat tenkidi geleneğinin hâlâ kurulamadığından şikâyet eder dururuz. Yoksa bizde Fransızların “esprit crltique„ dedikleri tcnkld damarı mı yok? Aksine o neviden öyle kabarık bir damarım z var ki, sabah evimizden çıkıp sokakta yürürken, tramvayda. İşimizde, hemcinslerimizle alış verişimizde, duyduğumuzda okuduğumuzda durmadan taze kanİA dolup taşar. Hasılı günümüz Ötekini berikini yermekle, kimseyi bulamazsak kendi kendimizi ten-kid etmekle geçer. Onu beğenmez, Lunu beğenmeyiz, bir şikâyettir gider. Ama tcnkld denilen, şikâyetten İbaret değild r. Bu sebeptendir ki, bizde şikâyet çok, tenkid yoktur.
Sayfa 8
Rusyadaıı ayrı görünmesine rağmen
Yugoslavya, çıkar yolu
Doğuda arayacaktır
Tenkid bir mevzuu için İçin tetkik etmek, iyi ve kötü, düzgün ve sakat taraflarını görmek, bunların sebeplerini aramak ve onlara sarih, müspet, belli bir hal çaresi teklif etmek demektir. Kötüyü meydana çıkarmakla yetinen tenkid tenkid olmaz, fıkra o-hır. Fıkradan tenkide geçemeylşiml-zln sebepleri de biraz sivri akıllılık, kolaya kaçma ve uzun düşünmekten kaçınma temayülümüz ve daha birçok sllklncmediğlınlz huylarımız olsa gerek. Can çıkar huy çıkmaz derler ya. varalım biz de bu huylarımızda pişip kavrulalım.
HAYAT
yUGOSLAVYANIN bu yaz giriştiği propaganda hareketinin tesiri altında
■ kalan dünya, esaslı bir noktayı gözden kaçırmış ve Tito ile PolitbÜrosunun, Yugoslavyanın Kominform memleketlerine nazaran daha az komünist değil, bilâkis çok daha komünist olduğunu Hân ettiklerini unutmuştur. Tl tonun İddiasına göre Kominform ile Moskova bugün Lenin enternasyonalizminin çizdiği doğru yoldan ayrılarak Stalin emperyalizminin pençesi altında bulunmaktadır. Kominform İle Sovyet Rusya sanayllndckl üstünlüklerinden istifade ederek. Yugoslavyavı, gündelik işlerin muhasebesini değil de, kapitalist memleketlerde olduğu gibi mal karşılığı olarak mal takasını esas tutan ticaret anlaşmaları kabulüne zorlamışlardır.
Yugoslav’a bu yüzden doğu komşusu tarafından istismar edildiği kanaatine varmış ve Yugoslav ata sözüne göre Rusyamn “sevgiye karşılık sevgi, fakat peynire karşılık para,, verdiğini iddia etmiştir.
Yugoslavyanın bu meselelerle çok yakından ilgilendiği BelgTadda bulunan her yabancının gözüne çarpan bir hakikattir. Matbuat, radyo ve neşriyat vasıtaslyle bu meseleler daima münakaşa edilmekte ve dalma partinin nokta! nazarı müdafaa olunmaktadır. Son zamanlarda Milentije Po-poviiee’nin İngilizce olarak yayınladığı “On economic Relations &monq so-cialist States” (Londan 1950) (Sosyalist devletler arasında İktisadi münasebetler) adlı eserinde 1948 yılınün Yugoslav işçisinin çalışma hasılası Sovyet Rusya. Macaristan veya Çe-koslovakyadakine nazaran yüzde elli nispetinde olduğu ve ou sebepten aynı malı meydana getirmek İçin Yugoslav işçisinin iki misil fazla çalışması gerektiği ileri sürülmekte ve şöyle denilmektedir:
Yazan: Arne Svenneby
Bu makalenin yazarı bir Norveçli muharrirdir. Şehrimize gelmiş olan Arnc Svennehy. sağıdaki makalesiyle Yu-goslavyadaki siyasi tetkiklerini anlatmaktadır.
Yalnız bizde tenkİdçl yetlşmemesl-nln hiç İlgisi olmayan bir aebebl daha var ki. o da müzminleşmeye yüz tut-maktadır: Tercüme İlleti. Telif hakkı tanımayıp sağdan soldan fikir meta-larını ufak bir çevirme ameliyesly.o benimsemek bir zamanları batı kültürüne susamış olan bizim için hayırlı neticeler vermiş olabilir. Ama bugün durum tam tersinedir.
CEYHAN Hinden itibaren Türk sı-nın İçinde güney doğuya uzanan kasaba ve illerimizin hemen birçoğu, garplı şehirlilerin telâkkisine göre: Issız, çorak, Arap ve Kürtlerle karışık bir Ülkedir. Suriyenln yakın kuzc'ylne düştüğü İçin her garp illilerinin hatırına gelecek Nizip de çorak, ıssız ve Arap veya Araplaşmış bir kasaba zannedilir. Ger$ Nizip, OsmanlI imparatorluğu zamanında Halep vilâyetine bağlı ve şimdi de Suriye sınırına 25-30 kilometre bir mesafededir. Fakat Nizip, doğuşundan bu yana Türk bir ülke olup dilinden, geleneğinden hemen hemen hiçbir fedakârlık yapmamış yüzde yüz Türktür. Nizip evvelâ Şam ve şimdi Antep fıstığı adiyle tanınmış fıstık mahsulünün ana kucağıdır. An-tebin hiçbir ilçesi ve bizzat Antep. Nizip kadar fıstık mahı.ulÜ vermezler. Kasabanın dört tarafı, hattâ köyleri fıstık ve zeytin ağaçlariyle örülmüştür. Bursayı görenler, Yeşil Burna tâbirini ondan almak ve mutlaka evvelâ “Yeşil Nizip” demek lâzım olduğunu kabul ederler. Kasabanın batısından geçen ve güneye doğru akan nehrin iki tarafı da meyva a-ğaçlariyle bezenmiş, yemyeşil bir boğaz güzelliği gösterir. Yüksek bir dağ tepesinden bakılsa ağaçsız, bağ-slz ve ekinslz bir metrelik bir saha bulmak hemen hemen mümkün değildir. Zeytin ağaçları ve mahsulü de Niziptcn Üç Antep Hinin de külliyetli İlçesiyle boy tir. Nlzlp’in
kûn teşkil eden ihracat mahsulleri: Zeytin yağı, sabun, üzüm ve fıstıktır. Halkın % 90 ı bu mülklerle haşir ve neşir
20 sene evvel nüfusu 4.000 iken bugün 10.000 e yükselen bu şirin kazamız, İktisadî bir kalkınmaya namzet bulunuyor
Yazan : Rıfat Tatücıoğlu
Halen 1 sıtma, 2 trahom, 1 hükümet, 1 belediye tabibi ile 7 doktoru ve bir eczanesi vardır.
defıı büyük olan —kİ Kilis ve Nizip üçelerin-zeytin vardır.— Kilis ölçecek derecede geniş-külliyetll miktarda ye-
olunurlar.
“Bıı demektir kl. Markslstler sa nnyilcri ilerlemiş memleketlerin ziraat ve ham madde İstihsal eden memleketleri istismar ettiklerini kabul *-diyorlar.,, Muharrir Lenin'in “Geri kalmış memleketlere hiçbir karşılık beklemeksizin kültür yardımı,, ve Stalinln “Müspet ve devamlı yardım,, yapmak icap ettiği sözlerini hatırla: maktadır. Yugoslavya vaktiyle Arnavutlukla yaptığı ticaret anlaşmaların
BUNLARI
da bu kaidelere riayet etmiş olmakta övünmektedir.
Malın takAS kıymetini değil de, İş emeğini esas tutan ticaret anlaşmaları ancak Leninin düsturları ve Stak-nln sözlerine göre hareket eden memleketlerde mümkündür. Yani dünyada kapitalist memleketler kaldıkça ve bunlardan mal almak icap ettikçe bir komünist memleketin tatmin olunmasına İmkân yoktur. Yugoslavya gibi beş veya iki senelik bir plânla san’i-yileşmiş memleketlerin seviyesine rişmeğe çalışan komünist rejhn’l memleketler bu vaziyeti şimdilik tahammül edilmesi gereken bir haksızlık olarak kabul etmekledirler. Ayrıca kominform ile de arası açıldığından Yugoslavya bu çareye başvurmaktan başka yol bulamamaktadır Fakat Yugoslavyanın en tabii arzusu doğu memleketleriyle teması temin . -derek dünyanın komünist iktisat sahasını genişletmek olmalıdır. Komin-formdan ayrıldıktan 6 ay sonra. 19 aralık 1948 de Yugoslavyanın birleşmiş gençlik teşkilâtı aşağıdaki kararnameyi yayınlamıştır: “Yugoslav Milletinin Gençlik Teşkilâtı, Sovyet Birliği, halk demokrasileri ve diğer bütün memleketlerin Heri gençliği ile bağlarını kuvvetlendirmeye çalışmalıdır. Gençlik teşkilâtımız Yunanistan ve Çin gençliğinin kahramanca savaşını desteklemeye devam edecektir.,
Yugoslavya bu yaz yaptığı propaganda He İki hedef gütmüştür: Sov yet ve Kominform memleketlerinin şeflerini ve halkını komünistçe hareket etmekte hiçbir kusur işlemediğine ikna etmek ve Batı Avrupadan gelen barış heyetlerine de kendisinin diğer
komünist memleketlere karşı bir taarruz harbi hazırlamadığını göstermek. Bu propagandanın umumiyetle tatmin edici addedilmesine şaşmamak imkânsızdır. Çünkü bir taraftan da Yugoslav onlusunun talimatnamesinde istismarcı kapitalist memleketler mevcut oldukça Yugoslav ordusun ı da ihtiyaç olduğu tasrih edilmektedir.
Her İki tarafın da birbirini aldattığı meydandadır. Sovyet Rusya ve Ko-minform memleketleri ticaret anlaşmaları ile Yugöslav’yayı istismar etmek istemişlerdir ve bu memleketin Sovyet disiplinine körü körüne boyun eğmek istemeyişi Rıısyamn dünya ih tilâli projesine zararlı olmuştur. Tarihi sebepleri olan ve bizce sempati ile karşılanan Yugoslavyan|n bu disiplinsizliği Kominform He arasının n-çılmasına sebep olmuştur. Fakat bu durum komünist Yugoslavya He batı demolpasiJeri arasında sağlam olr bağ kurmak için güvenilir bir esas teşkil etmez Yugoslavyamn doğu komşularına kendileriyle dost kalnuık arzusunda olduğunu ispat etmek için •yaptığı teşebbüsler yaşadığımız karışık zamanlarda gözümüzden kaçmamalıydı. (“Yugoslavya komünist Partisi İstihbarat Bürosunun lâğvın-dan sonra da, bugün de antlsovyetik bir propaganda yapmamaktadır” Wolgang Leonhard. Bclgrad 1949).
Tercüme bugün matbuatımızı kapladı. Hangi gazetemizi açsanız, telif yazıdan çok tercümeye raslarsımz, yazı yazmak sanki hor görülecek bir işmiş gibi, nadiren “yazan ın, boyuna “çevirendin adını görürsünüz. Bu “çevirme” bir hünermiş gibi, eli kalem tutan herkes alabildiğine ”çe-virmecilik” yapar durur.
Dil bilgisini bundan kötü hedcfleıe kullanmak mümkün olmasa gerek. Bu tercüme İlleti telif eser yazılma-sına engel olduğu gibi, memlekette kendi ölçü ve zevklerimize göre bit tenkidin doğmasına da imkân vermemektedir. Dil bilgimiz bizi yabancı eserleri okuyup görüş ve anlayış ufkumuzu genişletmeye yaramak, bizden bir tercüme makinesi yapmamalı. Dil bilen insan yabancı dillerde o-kvduğu eserlerin seviyesine yükselip kendi dili ile o seviyede eser yazmayı hedef edinen insan olmadıkça, dil Mlglslnoen beklenilen netice nuş demektir.
alınma-
o kadar kullanıp
biliyor muydunuz?

Xf. asırda Gldarzn isimli bir İtalyan papazı, bugün musikide
^ını
kullanılan notanın esa-kurınuştıır.
Madam Mourevel'i mektepken
Bu Ani

yılında II. Ahmet dev-
*

Bugünkü Yııgoslavyanın şefleri münlzml İstemektedirler. Fakât gün komünizm demek Moskova mektlr. Demek oluyor ki, ergeç
goslav.vada bir değişiklik olacaktır.
ko-
ou-de-Yu-
Bizde bugün tercümeclllk ilen gitmiştir kl, aklımızı k. udi memleketimizde olup bitenden söz edeceğimize, yabancı bir dergiyi alıp başka memleketlerde olup blto-nin hikâyesi He yetiniriz. Memleketimize filmler gelir, biz daha evvel yabancı sinema dergilerindeki tenkidini tercüme eder veririz. Sanki bizde meraklı bir şey olmazmış gibi, gazete-lcı.mizı iktibaslarla doldururuz. Gözümüz, gönlümüz hep dışardadır.
Bir oturup, şu Allahın verdiği kadar aklımızı bir Işletsek. dilden, kılaptan, hayattan edindiğimiz bilgilerle gördüklerimiz üzerinde düşünmeye koyulsak, telif eser de doğar, tenkid de fışkırır memlekette. Bunu va-yapabildlğlmlz gün kültürümüz de İstiklâlin! kazanmış olur.
Nizip, İllerin, rın, Sasanilerln. BizanslIların ve A-rapların at oynattıkları ve kılıç salladıkları çok eski bir tarih ülkesi ve Nasturiler zamanında büyük bir zümreye felsefe okutmuş üniversiteliler kucağıdır. Nizip, eski tarihlerde zeytin ve şaraplarlyle de meşhurdur.
Kasaba ve köy halkının cumhuriyet devrine kadar giyim tarzlarında, Etilorin giyimleri tarzı göze çarpardı. Hâlâ kırmızı gül, şeftali yüzlü, kalın camus gönlü, sivri kulak ve burunlu yemeni yapanları ve giyenleri vardır. Nizip, anlaşılıyor kİ tarihi belli olmayan uzun bir geçmişte büyük bir tekallübat geçirmiş. Malûm tarihlere kadar zeytin ve bahçelerden eser kalmamış gibi İdi.
Kasabada, yakın bir maziye kadar medrese ve tekkeler veya herhangi dini bir müossesenin köklü izleri görülmediği için halkta, din taassubu ve hurafe telkini yok denecek derecededir. İnkılâba, yeniliğe karşı çok müsait nitelikleri haizdirler. Eğer vaktiyle kültür alanında münevver bir önder, imdatlarına yetişmiş olsaydı. Nizip, bugünkü halinden emsallerini İmrendirecek daha güzel vasıflara sahip olacaktı. Nizipte iki kuvvetli' ve hamiyetli şahsiyet, cumhuriyet devrine kadar sosyal, tarım ve kültür boşluklarını doldurmaya çalışmışlardı.
Bunların birisi Hacı Hafız, diğeri Hafız Hoca zade Mehmet Fehmi-dir —ki Hacı Mehmet Efendi namiy-le maruftur— Hacı Hafız, dini idealler've mefkûreler Üzerinde kendi kesesinden dükkânlar, h.ınlar, medreseler yaptırarak o zamanın samimi telâkkilerine göre hayır ve ilim nıüe.ssesclerl kurmuş, hamamlar, u-m unıl belâlar, lâgamlar yaptırmış, halkın genel ihtiyacına sunmuştur. Mehmet Fehmi, bilhassa kültür ve sosyal sahada ölmez eserler bırak-
Etllerln, Haraların, Fenikc-tskcnderlerin, Romalıla-
I
••
Ilenry Bordeaııx
O sırada, küimrınlş bir
Fukat bu notanın ğa oluşu, aynı Türk musikisi
not ası
olarak
İstendi,
1691
riııde. Demet riyus Kantemlr tarafından (»idarzn (Avrupai nota) ilk Türklycye sokulmak
soldan sa-zamanda seslerinin
hepsini İfadeye kifayetsizliği yüzünden nota, memleketi rn İ zile yerleşememlştlr.
1794 yılı III. Selim zanıanın-da Ermeni kilisesi baş nııı* slklşlnası llnnıparsum da bir nota Irat etti. Sultan Mahmut devrine kadar ini nota heın Ermeni Kilisesinde, hem de Türk musikisi ınüııtesihi arasında yayıldı ve tanındı.
()|MTa, lâtlnre “Opus“ kelimesinden gelmektedir. İlk opera Renııcclnl tarafından yazdan ve peri'nln 1594 yılında bestelediği “Daphne” adlı eserdir.
Mısır valilerine llıdlv unvanını İlle olarak 26 haziran 1867 de verilmiştir. İlk III-dlv, Mehmet Ali hanedanının altınciHi olan Isınalı Paşadır.
iniştir. Hayatının son yıllarında ve İstiklâl Mücadelesinin iptidalarında kasabada Müdafaa-i Millîye Cemiyetinin kurulmasına, halkın FrıınsızU-ra karşı silâha sarılmasına ve bizzat mücadeleye iştirak ederek Fransızların Antepten çıkarılmasına kadar mâden ve bedenen kahra manâne hizmetleri sebketmiş. istiklâl madalyası almak şerefine nail olmuştur.
Nizip, Urfa vilâyetine bağlı İken 926 yılında Gazlantebe bağlanmak suretiyle kaza olmuştur. O zaman 4000 küsur nüfusu vardı. Son 1945 Nüfus Sayımında bu mcvçut 10 000 i geçmiştir. Cumhuriyetin ilânından ve kaza olduktan sonra 8 sabunhane. 5 zeytin yağı presesi, 2 prina fabrikası, 2 buz fabrikası, 1 un fabrikası, 1 hızar makinesi kurulmuş, ve bir de trahom hastahanesi açılmıştır. Belediye küçük bütçesine rağmen 1 elektrik, 1 kasap ve sebze hali, 1 mezbaha. 2 park yaptırmış, 250.000 lira sarfiyle 7 kilometre mesafeden güzel bir içme suyu getirmiştir.
Tam teşkilâtlı ve modem şekilde 3 ilkokul ve 1 orta okulu bulunmaktadır. Halkın en mümeyyiz vasfı, memleket aeverilgi ve hamiyet per-verllğfdir. 1945 yılında Kaymakam Eşref Oykurun teşebbüsü, —ki bu Zat Erzurum Vali Muavini iken vefat etti— halkın duyan ve anlayan zevkiyle 150 000 Ura teberril edilerek belediyenin de desteklemesiyle kasA-baya temiz bir su getirtilmiştir ki bilhassa bu hayati İhtiyaç, kasaba-I mn rengini, havasım değiştirmiştir.
Nizip, çok eakl zamanlarda bir U-cu Hindistana varan şark ticaret merkezlerinden biri ve uğrak mahalli idi. Ancak vaktiyle Bağdat tren hattının yapılmış olmasiyle bu niteliğini biraz kaybetmiş bulunmaktadır. Antepten İtibaren Diyarbakıra doğru uzanan şark ticaret yolu, geçen yıl Antep-Nizlp-Birecik güzergâhından geçen umumi şose de devlete geçmiş. hükümet tarafından muntazam bir şose haline ifrağ e-d Hm iştir.
Bilhassa hükümet dairesi bulunmamasından memurinin her şubesi bir özel İlişinin evinde, odasında ve o-tellerde barınmakladırlar. Eu yüzden halk da çok zahmet çekmektedirler. Bu kasabaya lâyık olduğu güzellikte bir hükümet konağı yaptırılması temenniye şayandır.
Ankara bugün devlet merkezi olmuştu
Çankaya Köşkünün eski hali
BııgüııkÜ An kar a da Atatürk Bulvarı
I i I

ıışnk tık tık kapıya vurdu, içeri Kirdi, ucıı bU-knrt ıızattı:
Picrrc Emagny
DÜNKÜ KISMIN HULASA SI —
Marthe Chcnevray kız kanb^i Mathildr kaybı t mitili. Mal kilde, otomobili ile yrz* süratte giden bir tramvaya çarpmıştı.
olum hâdisesini, genç politikacı kocası
Monrevd'e bildirdikleri ^.ftmau adamcağız yeisinden ne yapacağını bitemez hale dıiamu^tü. Teselli ihtiyariyle Madam Marthe Chrıırrrnyo koştu,
— Söyleyin, konuşun; bamı hep onu anlatın, diyordu.
Adamcağız; sanki mazinin karanlıklarından, ölen karışma ait bir ştyte.ri kurtarıp koparmak istermiş yi-bi bir iştiyakla onu dinliyor, hep dinliyordu.
Bozan da, âdeta huşunette, içi yana yana şu suali soruyordu:
— Acaba mesut mu idi dersiniz?
Ve cevabı beklemiyordu.
— Bili,yoruın meaut gibi görünüyordu. Dalma gülüyordu. Ama şimdi düşünüyorum da, bıı kahkahalar kulağımda sahte çınlatışlarla ötüyor... Hele şıı moii senemizdeki gülüşleri ne tuhaf, ne acayipti.,, O vakit jwk dikkat etmiyordum ama, şimdi İyice anlıyorum. Karım lıep yalandan gülüyordu. O elimde iken, taşarken, bir dakikamızı bile ziyan etmemeliydim... Halbuki ne yaptım? Hop İşlerimi düşündüm, kürsü başından savrulacak cakalı sözlerle, şunu bunu nasıl mat edeceğimi düşündüm. Sersem, budala... Saadeti verme-ye de, alma,yu dıı vakit var sandın... Ama Azrail senden atik çıktı...
En sonunda, baldızı yanından ayrılırken, şu sözleri tekrarlamadan duramıyordu:
— Sizi ne çok heverdl! Sizlıı lâfınız açıldı ciddiyet gelir, susardı. Kardeşinizde, eri derin muhakkak kl sl/.dlıılz.
Hiç bir İşe Hiınlanıadığı İçin, yüreğinde deştikçe deşiyor, günden güne fenalaşıyordu.
Nihayet Mart he, eniştesini; bazı ınaden
ıııı yüzüne bir hİMSl yaratan
ııçılaıı yarayı
işleri için İspanyaya kadar ıızanıııak zorunda olan kocaslyle beraber gitmeye razı edebildi. İşi o kadar güzel idare elti kİ. zaten şaşkına dönmüş olan Monrrvel’e ”pekl„ dedirdi.
Yola çıka(*akları sahalı, adamcağız:
— Keşki bütün bütüne gldehlisrın diye fısıldayınca (la. Jııliettc’l bağrına basıp sıkarak:
— Ya kızınız? dedi.
— Sanki onu evlâtlarınızdan ayırdedehillyor musunuz?
4 alaıı değildi. Aıııu ığına benzi;yen, daha şimdiden onıın ateşli, coşkun hallııl, vara yoğa gülüşünü alınış olan hu küçük kızı, yüreğindeki sevgide, oğullnrlyle karıştırıyor, anıda hiç bir fark göremlyordıı.,.
Madnın (’henevruy İşte şimdi (lr pencereden sarkmış, onun oyununu seyrediyordu: Çocuk, “emirlerini yerine ge-\--------------------------------------------------------------------
Düşen Maske
t. Harbe t •(•/(/« 3i
hayretler içlinle bırakan şu sözleri llâv© etil:
Çeviren :
Mebrure Alövok
2
tlrmekten,, yann, Adeta yarışa giren İki oğlann kıımnııdnn-lık ediyor; sanki kadının kudretini peşin lH*şin hillyormuş-cnsııın, onları İstediği gibi kullanıyordu.
Fakat Madam Chenevray hu hail, "ne de güzel Arılaşıyor, sevişiyorlar!,, diye kabul etti.
Kendi kendine:
— O da nıüııü verdi.
Mathllde'clğlrıı gibi, gözler kamaştıracak.hük-Zateıı hıındaıı tabii ııc olabilirdi kl?
dalmış bakarken, bahçe kapısının Açıldığını İ»ir adaııı İçeri girdi, bir an çocukların yanın-
Böylece
gördü. Genç da durdıı, hal tâ «lulicttc'i öpmek İçin kucağına aldı.
haşini geri
ve se-
etııılş-lle gii-bu hıı-“küçügr,, söylemek, onu İkaz etmek iste-
Madam Chrnevray, görünmemek İsteğiyle çektiği sıratla, misafiri. — M. Emagny’yl — tanıdı bellini pek kestireıueıien, Içlııe bir acı çöktü.
Plrrre Eınugııy yüzünden, kız kardeşiyle kavga lerdi: Bir gece toplantısında, saatler sııati Mat.hllde lüşttp şakubışlığı, açıkçası “flört,, ettiği İçin, “abla., liıı aşın Kaçtığını
inişti. Kız kardeşinin uıuıca ihtarlarını, her vakit tatlılıkla karşılıyan Mnlhllde; hlrıleıı parlamış, Isyaıı bayrağını çekmiş. “ablayı,, kıskançlıkla İlhanı etmişti. Bu ııfak, rhenııııl-yrtslz kavgadan beri iki yıl geçmişti aıııa, Martlie o geceyi unutmamıştı. Hattâ geııç adamın geçenlerde, hariciye ataşeliği He Komaya gönderildiğini duyduğu vakit, sevinmişti bile.
şimdi onu görünce Şöyle düşündü:
“Demek bir vazife He 1’urlse yolladılar... Bize de “baş-sağlığına,, geliyor. Mathllde öleli nerdeyse bir Ay olacak. Eğlenmekten, keyif etmekten başka bir şey hllmlyen bıı çeşit insanlar, yaslı, dertli evleri sevmezler. Merale buyurma-sııı. Bııgüıı kimseyi kabul etııılyoruııı.,,
Aradan Bir kaç dakika geçti. Tekrar pencereye yaklaşınca, gencin çekilip gitmemiş olduğunu görerek şaşırdı.
“Tıılmf şey. niçin gitmiyor!,, diye düşündü.
i
Hanımını
— M. Eıımgny, kaimi edilmek Içiıı ısrar ediyor.
— Evde kimse yok (İrmediniz mİ?
— Emrettiğiniz şekilde cevap verdim.
— Yani ne şekilde?
— Beyefendi yokken, kendisine bildirilecek acele bir şey olursa, size hnber vermemi emretmiştiniz.
M. (hrııevray; işlerinde, seyahatI kısa kesip hemen dönmeyi İcap ettirecek bir aksilik çıkarsa, bunu kendisine bildirmek kararını, aııcak — güvendiği, İnandığı — karısına bırakmıştı.
— M. Efiuıgny, beyefendiyi mi aradı?
— Evet madam. Bulamayınca (la çok canı sıkıldı. “İmkânı yok, kendisiyle mutlaka görüşmeliyim.,, dedi. Beyefendiyi Variste tanıyormuş. “Gelinceye kadar beklerim.,, diyordu. Bir türlü gitmiyordu. “M. Chencvray İçin İm çok mühim bir meselrdir», diye tekrarlayınca, bcıı de rÜııÜz,. dedim. Önce gidecek gibi oldu, sonra tirdi. Bekliyor.
Bütün bıı hali ııeyc yoracağını hlleııılyeıı ııevray, ıışağa:
— I’ekl, geliyorum,
Plrrre Emngııy'ıılıı» bir münasebeti yoktu, bir ınesrlr vardı.
Sanki kürek kürek
Mustafa
“Madamı gönlerini değlş-
Madam Che-
(lcdl.
M. (’lırnevray ile, İş bakımından hiç olamazdı da. Demek ortada Hışka
atılan toprak, zavallı ölüyü kâfi derecede koruınııyorııııış gibi; bir acayip korku kardeşceğlzlnde, salona doğru yürüdü, garip ııııuı girdi.
İle, aklı hep misafirin va-
•>
— ÖLÜNÜN SİRKİ —
ııeşeyl, zevki
Pierre Emagny; eğlenti ve toplantılarda, tamamlamak İçin — herkes tarafından — mutlaka varlığına lüzum görülen gençlerdendi.
Bıı gibileri; gezip eğlenmek alışkanlığı y üzünden bıkkınlığa uğramış, kanıksanmış bir muhite; tükenmez, değişmez canlılıklarını, neşelerini getirir, en yorgun gönüllerde bile keyiflenmek zevkini, hattâ çocukça sevinebilmek hassasını tazelemiş olurlar.
Bıı derece mühim bir işi görebilmek Içiıı de, umumiyetle. ellerindeki yardımcı silâh: Aleiâde bir kafa He, demir gibi sağlam bir bünyedir.
(Devamı var)


27 yıl oluyor. Bugün Türk tarihinde mühim kararlardan biri alınmıştı. Bu, Ankaranın TÜrkiyenin baş. kenti oluşu idi. Kararın ehemmiyeti şurada idi kl, 167 yıllık bir anane, hilâfet ve saltanatın merkezi bırakılacak, onun yerine çorak bir toprakta, iki defa yanmış, harap bir vilâyet merkezi başkent Hân edilecekti. Vakıa, dört seneden beri,
Kemalin oraya ayak bastığı günden beri Ankara Kuvayı hür TÜrkiyenin fiilen merkezi olmuştu. Buna rağmen. Büyük Millet Meclisine Hariciye Vekili ismet “Pa.şa,, İle arkadaşları tarafından 9 ekimde verilen takrir uzun münakaşalara sebep oldu ve ancak ondan sonra ka-bul edildi.
İstanbul, artık “makam hükümet,, olmaktan çıkmıştı Hâdiseler ve onlar kadar ehemmiyetli remzi ve ruhi sebepler bu neticeyi doğurmuştu. Ankaranın yeni TÜrkiyenin merkezi seçilişinde, bir feragat nümunesl, Türk milletinin yeni hayatına Adeta sıfırdan başlamak azmi, rahavet devrine fiilen olduğu kadar manen de son verilmek Idradesi vardı.
Bu münasebetle, Istanbulun hükümet merkezi olarak bırakılması fikrinin Balkan Harbinden sonra bazı şahsiyetler nezdlnde kredi bulduğunu da hatırlıyoruz O zamanlar, OsmanlI Devletinin payitahtının, coğrafi hudutların daha mersine nakli hususunda hükümet erkânı ile Von der Goltz “Pn$a„ arasında nokta! nazar teatisi olmuştu. Istanbulun vaziyeti itibariyle stratejik tehlikelerle kar-taşabileceği, bunun devleti müşkül durumlara sokabileceği düşünülmüştü. Fakat, gerek 1911 Umum! Harbinin çıkması, gerek Hilâfet meselesi, Çanakkale Harbîne kadar bu nokta Üzerinde durulmasına mâni olmuştu. Hiç şüphe yok ki, Ankaranın merkez İttihazını düşünen aÇnakkale Kahramanı Mustafa Kemal, bütün bunları da gözönünde bulundurmuştur.
MilUyenln ve
Sayfa G
Y E N î İSTANBUL
13 Ekim 1950
HİKÂYE I
Gülbeyaz
Gali İde Turan
YENİ bir memuriyete tâyin olunarak gittiğim Yayla kasabasını ve oranın insanlarını çok beğenmiştim. Saf, temiz ve dürüst İnsanlar...
Kasabanın bir ucunda sarp kayalar üstünde azametle oturan büyük bir köşk vardı. Köşkün va-rissiz olarak ölen sahibi, emlâkini kasaba balkına hediye ettiği İçin, "Kuleli Köşk” adındaki bu şahane bina da, kasabaya kısa veya uzun zaman için gelen yabancılara mahsus misafirhane gibi kullanılıyordu,.
Kuleli Köşkün bir odasında kalıyordum. Bu odada bir masal şehzadesi kadar rahattım. Sabahın, gece ayazda kalmış, çiğ düşmüş sağlam havasını derin derin İçime çekerken, bu güzel köşkün sahibi kimbilir ne kadar mesuttu diye düşünürdüm. Üst kattaki o-dalardan birinde gördüğüm tabii insan büyüklüğündeki portrenin, köşkün merhum sahibi Sönmcz-oğlunun karısına ait olduğunu söylemişlerdi. Usta ressam elinden çıktığı belli olan bu eser, muhteşem bir kadın güzelliğinin Adeta dile gelmiş ifadesi İdi. Ben, “Sadece böyle bir kadına sahip olmak bile mesut olmaya kâfidir, ne masal gibi, ne rüya gibi yaşamışlardır” diyordum.
Güzel bir mayıs gecesiydi. Ay göğün en yüksek noktasında sapsan sallanıyordu. ’ Bahçeye inen mermer basamakları henüz inmiştim ki on, on beş adım ilerde geniş omuzları, iri başı, mehtabın parlak ışığında beliren karakteristik burnu İle Hüsmen dedeyi hemen tanıdım. Demek bu saate kadar uyumamıştı.
Hüsmen dede. Kuleli Köşkün en eski hizmetkûrlanndandı. Şimdi. geçmişteki hâtıralara dalarak kendini bir teessür dalgasına kaptırmıştı. Benim meraklı ve müşfik bakışlarımla karşılaşınca:
— Otur, dedi, anlatacağım. Bu, senin de öğrenmek istediğin ve soramadığın bir şey: Kuleli Köşkün hikâyesi. Hey gidi hey! Sön-mezoğullan dendi mİ, uçan kuş bile selâma dururdu. O variyet» o sahavet, o insaniyet... Bugün tek ferdi ka’madı.
Hüsmen Dede önüne bakarak devam etti:
— Bu aile, kasabamızın en zengin, en asil ailesi idi. Bu köşkü yaptıran tlyas bey, ailenin en son çocuğu idi. Tahsilini tamamlamak İçin İ6tanbula gitti. Ana ve babasının ölümünden sonra bir daha buraya gelmedi. Buraları o zaman tarlaydı. Emektar kâhyaları bu tarlaları ektirip, biçtiriyor, satıyor, parasım tlyas beye yolluyordu. Böylece seneler, seneler geçti. Duyuyorduk ki tlyas tahsilini bitirmiş, mühendis olmuş. Şıklığı, zenginliği ve cömertliği sayesinde muhitinde tanınmış, sevilmiş. Zaten güzel, yakışıklı çocuktu. Annesinin İnce çerkes güzelliği ile, babasının heybetli vakur yapısı, onda çok güzel bir şekilde imtizaç etmişti. Herkes, o artLk buralara dönmez diyordu. Fakat İhtiyat kâhya bir gün “Gelecekmiş” dedi. Gözİerlmiz bir istifham işareti gibi kâhyanın yüzüne çevrildi. E-mektar adam titreyen sesiyle devam etti:
— Çok fecî bir kaza neticesi yüzü yanmış.
Nihayet Sönmezoğlu kasabaya döndü. Amma haftalarca onun yüzünü görmedik. Tenezzül etmiyor. diye düşünüyorduk.
Günlerden bir gün. tlyas beyin, kasabanın en güzel kızı GIDbeya-zı istediğini söylediler. GUlbevazın babası görmüş geçirmiş bir adam olmakla beraber, son zamanlarda her şevini kaybetmişti. Allah kimseyi gördüğünden ayıranısın, zavallının vaziyeti o tiynette bir İnsanın katlanamıyacağı kadar kötü idi. Malı mülkü elinde ngittik-ten başka, gırtlağına kadar borca gömülmüştü. Herkeh. Allah büyüktür, diyordu, işte ona da sebebini halkettl. Hem tlyas bey demiş ki: Ben onlara damat değil, evlât olmak İstiyorum*
Fakat kızın bahası, biricik evlâdına kıymak istemiyordu. Kıymak diyorum, çünkü tlyas beyin yüzü o kadar feci bir şekilde yanmıştı kj biraz İğrenç, biraz korkunç bir şey olmuştu. Gülheyaz ise. bu İşi büyük bir şans telâkki ediyor ve reddetmek istemiyordu.
tlyas beyin sevincine pây.ın
yoktu. Yine sokağa çıkmıyordu ama, adamları tavru harekâtının değiştiğini anlata anlata bltlreml-yollardı. Kasabanın bir «inin gibi olan hu kayaları uçurttu, tarlaların etrafını çevirtti, nizama koydurdu. Bu muazzam köşkün inşasına başladı. Köşk bittikten az zaman sonra eşya yüklü kamyonların geldiğini gördük. Hepsini îs-tanbuldan getirtmiş.
Bütün bu işleri bitirdikten sonra da hir iki hafta içinde düğünü vaptı.
O düğünün haşmetini sana nash anlatayım bilmem kİ? Üç gün üç gece yenildi, İçildi, eğlenildi. Gülbeyaz, gelinlikleri içinde ne güzeldi bitsen. İpekler, tüller, mücevherler içinde pırıl pırıl, ışıl ışıklı. İnsanın baktıkça bakacağı geliyordu. İncecik kaşları, iri yeşil gözleri, sapsarı saçları ile bir bebek kadar güzeldi. Herkesin gözü onda olduğu için olacak, kimsenin yüzüne bakamıyor, ahu bakışlı gözlerini kaçın kaçın veriyordu. Koltuk yapılmış, gelinle güvey bir odada yalnız bırakılmıştı: Damat yüz görümlüğü takacaktı. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum, kalın bir erkek sesinin acı acı haykırdığı duyuldu. Ses, damatla gelinin bulunduğu o-dadan geliyordu. Kapıyı kararcasına açtığımız zaman tlyas bey odada yalnızdı. Çöker gibi bir ka-napeye oturmuş, eliyle açık pencereyi işaret ediyordu. Koştuk, bir de ne görelim, Gülbeyaz bir İpek ve tül yığını halinde kayaların üstünde yatıyor. Ne olduğunu an-lıyamadık. tlyas bey. etrafındaki derilerin büzülmesiyle gerilmiş göz kapakları İçinde, bir kan hal-kasiyle çevrilmiş pırtlak gözleri, sağ köşesi çenesine kadar yırtık, alt dudağı sarkan ağzı, tek kulağı, kan irin akan cerahatli yaraları andıran yüzü ile bir acalp şekilde. Adeta gülümsıycrck:
— Benden korktu galiba, dedi.
Hakikaten ne kadar korkunçtu bllacn. İnsan kıyafetine girmiş iblise benziyordu. O ışık gibi, o İpek gibi kıza nasıl kıymalardı T
Güzel, fedakâr Gülbeyazı göz-yaşlaıımızla defnettik. Annesi babası başlarım alıp gittiler.
tlyas bey bu faciadan sonra yatağa düştü. Huyu da çok değişmişti. O kadar iyi o kadar mûnıs bir adam olmuştu ki. Servetini, sevgisini hemşerileri için âdeta yağma ediyordu. Bir gün göz yaşları içinde:
— Ona ben kıydım, demiş, servetimle fedakârlık hislerini tuzağa düşürdüm. Halbuki ben düşünmeliydim ki ne kadar seversem seveyim, ona ne verirsem vereyim, kâinatı ayaklarının dibine sersem yine o korkunç, o iğrenç adamım.
Her şeye rağmen teselli bulamıyordu. Bir gün ân! karar vererek dadılarından bir ressamı yıldırım telgrafı ile çağırtmış. Ressama, Gülbeyazı, çehre hatlarını en ince teferruatına kadar tarif etmiş. Resim yapılırken hep karışmış:
— Hayır, gözleri böyle açık yeşil değildi, neftiye bakardı. Yanak, (arındaki şu kırmızılığı dağıt, hafif toz pembesi bir ton kullanman lâzım...
Sevgisinin adesesi. Gülbeyazı o kadar sadıkane tesbit etmiş ki. portre bittiği zaman hatlariyle. rcngiyle. duruşundaki o çekingen edasiyle tıpatıp Gülbevazdı.
tlyas bey yatağında, bu resme baka baka Adeta eriyordu. Gülbe-yaz onda, bir fikri sabit olmuştu. Daima ondan bahsediyor, onu düşünüyordu. ömrünün son günlerini böyle tamamladı. Çok sakin hir şekilde öldü. Bir hafta evvel vasiyetnamesini hazırlattı. Malını mülkünü, darda kalanlara yardım edilmesi için kasabanın "Yardım Sevenler Demeği” ne bırakıyordu.
— Bana, bu çok güzel duyguyu GÜJbeyaz telkin etti, ona minnettarım. öldükten sonra bile onu u-nutemıyacağım, Ruhumun iğrenç pasını o arıttı Öyle sanıyorum ki bu iğrenç cesedim çürüdükten sonra artık mhuından korkmaz. Beni onun yanına gömün, dedi.
Vasiyetini yerine getirdik, şimdi mezarlığa girerken hemen sağda gördüğün iki vüksek mermer taş. onların ruhu için senden fatiha ister.
İstanbul Şehir Tiyatrosu Dram Kısmının görünüşü
Türk tiyatrosunun bugünkü durumu
Tanzimaltan bugüne kadar tiyatro teşebbüslerin panoramasını
sahnemizde
I •
intikal devresi
vadisinde yapılan resmi yapan muharrir, olduğunu belirtmektedir
İzmir Şehir Tiyatrosunun yeniden teşkil edilmek üzere kaldırıldığı, İstanbul Şehir Tiyatrosuna yeni bir idare şekli düşnüldüğü esnada bu yazı mühim
bir noktaya temas etmektedir
Turhan DtLLİGÎL
KERVANSARAY
V '
K ERVANSAR AY
Operatör Cemil Paşanın kurduğu ve rahmetli Ali Ekrem Beyin “DarÜl-bedayi,, adını verdiği İlk “Avrupai,, tiyatromuz 1914 de faaliyete geçmişse de üç ay sonra Birinci Dünya Savaşının başlamasiyle Andr6 Antoine memleketine dönmüş ve tiyatro esaslı surette tesbit edilememişti. 1914-1926 yılları arasında Darülbcdayi bir kaç defa dağıldı ve yeniden toplandı. Bu istikrazsızhk; kadroda yer alan sanatkârların fikir ve gaye bakımından bir görüş birliğine sahip olmamasından doğuyordu. Nihayet 1925 de Şadi -Raşlt Rıza- Ertuğrul Muhsin kutuplarında toplanan gruplarla üç ayrı görüş belirmiş oldu. Gaye uğrunda neler yapılabileceğine de Muhsin Ertuğrul ve arkadaşlarının bu devrede yarattıkları “Ferah Sezonu” nu örnek olarak alabiliriz.
1926 da Şehremini Muhiddin Bey (Üstündağ), Darülbedayii \ emden kurdu ve 1927 de Rusyadan dönen Muhsin, tiyatronun başına getirildi. Artık lstanbulda “akademik” bir tiyatro ve musiki müessesesl çalışıyordu. 1927-1934 yılları arasında “alay-hlık-mokteplilik” mücadelesinden ve tiyatro anlayışına uymak zorlamalarından doğan hâdiseleri tabii karşılamak icap eder. 1934 te Darülbe-dayi, “İstanbul Şehir Tiyatrosu,, istihalesini geçirdi. Bu tarihten sonradır ki lstanbulda bir tiyatro karakteri gömlekteyiz. Bu karakterin yerli veya yersiz, faydalı veya zararlı o-luşu İse. ayrı bir münakaşa mevzuudur.
1945 te İzmir Şehir Tiyatrosunun kuruluşuna ve 1947 de Ankarada Devlet Konservatuarı Tatbikat Sahnesinde devamlı temsillerin başlamasına kadar. İstanbul Şehir Tiyatrosu, Türk Tiyatrosu hareketinin biricik mümessili oİArak görülmektedir. Türk Tiyatrosunun kuruluş devresindeki
şerefli rolünü İstanbul Şehir Tiyatrosu muvaffakiyetle başarmıştır.
1034 te. Muhsin Ertuğrul, umumî efkâra kendisini kabul ettirdikten sonra kat! ve mutlak hâkimiyete münakaşamız, sanata dayanan klişeci o-kuhı lstanbulda tesis etti. Bugün Ertuğrul Muhsinln sistemini tenkid e-derken» ekseriya İçinde bulunduğu imkânları ve devri ihmal etmekteyiz.
Tiyatromuzda slstem-rejim değişikliğine alâmet sayılabilecek bazı münakaşalar ve ayrılmalar duyulmuşsa da, ilk mühim hâdise, 1919 da "Talimatname" hâdisesinde vuku buldu. Bilindiği gibi tiyatronun İkinci ve Üçüncü nesilden elemanları mağduriyetlerini bildirerek feveran ettiler. Başlangıçta onbeşl bulan protestocular yekûnu, mAddl ve kısmi anlaşmalarla kuvvetini kaybetti. Bununla beraber, neticesi maddi bir anarşi yaratan ve bugünün sanat İhtiyacım karşılamakta yetersiz bulunan “İstanbul Şehir Tiyatrosu sistemi" nin devamından pek fazla meyva beklenemez.
Ancak, sözüm, "iflâs” kanaatinde olduğumu anlatmasın. Bilâkis bugünkü verimsiz durumun harekete geçireceği kıymetli sanatkârların, artık modası geçen “klişe sanat”-sistemini bırakıp yeni bir "Ferah Sezonu" ruhu > aratacaklarına inanıyorum.
H
Ankarada onbeş yıl evvel MIHI Tiirk Tiyatrosunu yaratmak maksa-dlyle Devlet Konservatuarı kurulmuştu. Avrupada ileri tiyatro hareketlerine karışmış profesörlerin eğitimiyle yetiştirilen öğrenci-sanatkâc-lar 1947 de (Ebert gönderildikten, Muhsin Ertuğrul getirildikten sonra) Evkaf Apartmanının alt katındaki salonda “Küçük Tiyatro” da (Devlet
Şehir Tiyatrosundan ayrılmış bııluuan unsurlardan Cahide Soııku bLr elbise pro\ası esnasında.
Konservatuarı Tatbikat Sahnesi) a-dlyle devamlı temsiller verniye başladılar. 1948-1949 sezonunu da aynı şekilde geçiren Devlet Konservatuarı Tatbikat Sahnesi sanatkârlarına gayrı resmi olarak Muhsin Ertuğrul nezaret etmekteydi. Bundan başka 1949 yılı yazında, Devlet Konservatuarı Tatbikat Sahnesi sanatkârları İki koldan bir yurt turnesine çıktılar. Bu turneden maksat her halde “sanat ’ propagandası değildi.
Ve gördükleri, disiplini zayıf, organizasyonu zayıf olan bu turne gruplarında, Ebert-Ertuğrul sistemlerinin anarşi alâmetleri belirmekteydi.
1919-1950 sezonu başında, Ankarada Devlet Tiyatrosunun kurulmuş ve “Büyük” “Küçük" iki tiyatro da birden faaliyete geçmiş, umum müdürlüğüne de Muhsin Ertuğrulun getirilmiş olduğunu görmekteyiz. Bütün bunlara rağmen Devlet Tiyatrosunu teşkil eden cephede de durum; maalesef müessesenin İddiasından çok u-zakta bulunduğunu gösteriyor. Evvelâ; 1949 da çıkan Devlet Tiyatrosu Kanununa intibak meselesi, ilgililer arasında anlaşmazlıklara yol açmış ve nahoş hâdiselere sebep olmuştur Anlaşmazlığın İkinci sebebi ise; Cari Ebert’in sistemini benimsemiş olan sanatkârların^ Muhsin Ertuğrulun cezri otorite ve aykırı gelen sanat görüşüne uyanışmış olmalarıdır. Bu hal. kollektif çalışmayı sarsmakta ve tiyatro İçinde gruplanınalara yol açmaktadır ki, gerçek tiyatro eserlerinin yaratılması ve hele Millî Tüm Tiyatrosunun doğmasına asla imkân görülemez.
“Millî,, tiyatro; Müellif-Alctörler-Rcjlsör arasında Özümüzden gelen ilhamla bir görüş birliği yalatılınca mümkün olabilir.
İzmir Şehir Tiyatrosunun beş yıllık kuruluş denesi mücadelesi ise her bakımdan diğerlerinden farklı olmuştur. Muhitin başlangıçta hazırlıksız oluşu, matbuatın gerektiği şekilde ilgilenmeyip bilâkis menfi hava yaratışı, tiyatronun içtnden ve dı ın-dan şahsi menfaatlerin tesiriyle w-sıhfi ve nihayet menfaatleri icabı havayı daima bulanık tutmaya çalışanların gayreti, İzmir Şehir Tiyatrosunda. gayeleri bir olan sanatkârların bir prensip anlaşmasına varmalarını geciktirmiştir.
Her şeye rağmen lzmlrde, yeni ve orijinal tiyatro ihtiyacının sanatkâr lar arasında ekseriyetle hissedilmesinin sebeplerini, kadroyu teşkil eden genç sanatkârlardan bir kısmının I-deallst oluşlarında aramak gerektir.
Görülüyor ki lstanbulda, Ankarada ve lzmlrde Türk tiyatrosunun üç zirvesinde de durum, bir huzursuzluk göstermektedir. Bunun sebeplerini mevzii anlaşmazlıklarda aramak doğ. ru değildir. Çünkü, bütün Türk tiyatrosu panaraması boyunca gördük ki. sebep: lstanbulda kurul lb yelerinin biner lira aylık ücret al malan, Ankarada Ebert’in gidip, Muhsin Ertugrul’uri gelmesi veya îzmirde bir üst dereceye geçmek için duyulan ihtiras ve bunun neticeleri değildir. Bunlar basit, şahsî ve mevzii şevler. Halbuki Türk Tiyatrosu dâ\ ası bir bütündür. Hakiki mücadele; günlük yakaların aıasında, fakat onların tamamen dışında geçmekte ve bu İşe gönül verenleri hummalar İçinde kıvrandırmak tadır.
Bu; tıpkı bir müddet evvel şiir salatamızın, ondan evvel de roman ve ıkftyenin geçirdiği intikal devresi •hidır.
Bütün mesele: başta seyirci olmak ere yazan, oynayan ve oynatandan meydana gelen tiyatro sanatının hu. manizması, kendini bulması meselesidir.
Sanat terbiyesi
Radyonun büyük rolü
Yazan ı Lâika KARABEY
DÛNDAN evvelki yazımda (\) sanal terbiyesinden bahsederken, halka M ciddi bir musiki zevki aşılamanın ancak eğitim ve öğretim yollarlyle mümkün olabileceğini söylemiş ve hu yolların en mühim ıınsuru olan radyoyu nasıl kullandığımıza dair fikirlerimi bir başka yazıya bırakmıştım. Şimdi hu husustaki fikirlerimi hıılâsa etmek İsterim:
Görünüşe bakılırsa radyolarımız, neşriyatı halka beğendirmek gayesini takip etmektedir. Halbuki halkın gerek Türk, gerek batı mıiMİklle-rlne karşı “zevk., denilerek bir şeyi benimsemekten ıızak olduğu meydandadır. Bu hakikat gözoniine getirilince, sanatın halka beğendirilme*! tarzında bir arzunun bizi asıl hedeften uzaklaştıracağı anlaşılır. Halkta yüksek, hattâ normal hir zevk bulunmadığı İçin, radyo neşriyatını halkın keyfine uydurmak düşük seviyeli zevkin İyiden iyiye yerleşmesine sebep olur. Sonra bu düşük seviyeli zevke uygun gelecek surette neşriyat yapılmasına hrıes edilerek seviye daha düşülür. Ondan sonra da bu daha düşük «eviyenin beğeneceği eserler seçilir... Ve gitgide tahammülü aşacak bir çirkinlik derekesine inilir.
Türk musikisinin kırk elli yıldan heri geçirmekte olduğu tehlikeli fetret devrinde halka verdiğimiz zevk terbiyesi nndlr kİ onun arzusuna İtaat etmeği değişmez bir sanat ideali olarak gözönilnde tutalım? Milli sanat batisinde halkın bakımsız kalmış zevkine uymaktansa. onun zevkini ıslah edip yükseltmek ve bedii heyecan duymasını temin etmek herhalde daha makul olur. Bugün halkın Adi sanat tezahürlerine rağbet göstermesi. senelerden beri o çeşit eserlerle beslenmiş olmasından ileri gelmektedir.
Bir do kıymetsiz eserleri İsteyenlerin dilekleri nazara alınacağı yerde, keyfiyet bakımından elbette üstün olan temiz zevkli kimselerin İyi ve güzpl eserler İstemelerine ehemmiyet verilmemesi, muhakkak k| daha isabet olur.
Bence radyo İdareleri: "Halk hu neşriyatımızı tutacak mı?., yahut “dinleyenler, ya.vınlarınuzı beğenecekler ıni?„ tarzındaki düşünceleri tamamlı? Idr tarafa bırakmalı ve “halkın zevkini güzel eserlerden lezzet alacak seviyeye nasıl yükseltebiliriz?" yahut "sanat eserlerinin iyisiyle kötüsünü ayırt etmeğe halkı ııasıl muktedir kılabiliriz?" gibi İdealler peşinde yürümclldlrlrr. Gerçi:
“— Radyo Idr mektep olamaz. Biz halkı yükseltmekle değil, eğlendirmekle mükellefiz.” tarzında pek basit bir mantık silâhı ileri sürülebilir. Fakat neden dolayı radyo, kendi elindeki hemen sonsuz İmkânlardan İstifade ederek halkı yükseltmeğe çalışmasın? Bütün radyolar tarafından halkın eğlendlrllmeslnden başka bir I* yapılamıyaeağı, her halde semavi kitaplarda yazılı olmasa gerek! Memleketimizin hususiyetlerine göre halka kulak yollyle telkin edllebllpcek bütün faydaların yayınlanması İcap eder. Başka memleketlerde hem. eğlenceye, hem de istifadeye hizmet eden neşriyatı görüp dururken, kendi*radyolarımızı bu yola sevketmek isteyişimiz. tabii sayılmalıdır.
Bilhassa musikimizi, piyasa hâkimiyetinden kurtarmalıyız. Gerçekten piyasa sanatkârlarının sazlarında ve ağızlarında klâsik eserler dahi renk değiştirerek plyasalaşıyor.
(x) Yeni İstanbul . 27 eylül 1950.
Elektron mikroskopu dünyası
Görülemez şeyleri gözden geçirirken
HOKTOR Stuart Mudd, son 10 yıl zarfında, ufacık şeylerin inanılmaz bir halde dev gibi büyilk olduğu hayali bir dünyada yaşamıştır. Mikroskopla mikroplar fLİ gıb! büyük.
S a u a t hareketleri lstanbulda yeni sahneler teşekkül etmek üzere
Şehir Tiyatrosu kadın artist alıyor
İstanbul Şelılr Tiyatrosu İçin hazırlanan nizamname tasarılarını tetkik için Şehir Meclisinde 9 kişilik bir komisyon seçildi. Komisyona namzet gösterilen ve fakat kendisinin çalışa-mıyacağnıı bildiren muharrir ve sporcu Eşref Şefik mazeret olarak şunları ileri sürmüştü:
— Ben Devlet Tiyatrosunu anlıyorum» fakat belediyenin tiyatroculuk umı anlamıyorum.
Bu sözlerin ııyand rdığı akisler Üzerinde kendisiyle görüş lüğümüz Eşıvf Şefik, maksatlını şu suretle açıklamış bulunmaktadır.
— Belediyenin t.lyatrocuhı ğıuıdan kasdluı. belediyenin katma bütçe İle tiyatroya doğrudan doğruya nlrka göstermesidir. Voltsa, bütün dünyada olduğu gibi, belediye, tiyatroya "sııhventlun», verebilir. Yalnız, bıımı tek sahneye tah sis etmesi, şehirde, varsa, sanat ve kültürle alâkadar diğer sahneleri malırunı etmesi doğru olamaz kanaat iııdo im.
Üzerinde durulması icap eden bu nnktal nazarı böylece belirtirken, son günlerde, şehrimizde yeni yeni tiyatro teşekküllerinin vücut bulmak üzere olduğunu da luıber vermek İstiyoruz. Muammer Karaca uzıııı ve muvaffakiyetli Idr turneden avdet etmiş bulunmaktadır. Hâlen bir Yunan trııpuıııın temsiller verdiği “Maksim., ile tekrar faaliyete geçmek üzere hazırlanıyor.
Şehir Tiyatrosıımlnn geçen mevsim ayrdınış ıınsıırlnrlıı İzmir Şehir Tiyatrosunun lağvı üzerine hıırayn gelmek üzere bulunan bir kaç saııntkör ve kendilerine iltihakı düşünen e-deblyat Alemimizin tanınmış bir kaç siması yeni bir tiyatro heyeti kurmak üzere görüşmeler yapmaktadırlar.
••Vcnl Ses,, nuiHİkllI koıuedi ve operet tiyatrosu, yabancı memleketlerde olduğu gibi bir "saat 6 temsilleri., için hazırlıklara girişmiştir.
Şehir Tiyatrosu da, noksanlığını hissettiği kadııı unsurlarını temin hususunda Idr müsabaka açmıştır. Cumartesi günü saat 15 te bir İmtihan yapılacaktır. Şehir Tiyatrosuna şimdiden 1.5 kadın müracaat etmiş bulunuyor.
1950-1951 mevsimi tiyatro bakımından hâdiselere gebe görünüyor. fa.
kurşun kalemi 35 kilometre kadar uzun görülür.
Bu dünya, elektron mikroskopu dünyasıdır. Dr. Mudd bu âleti, 1940 da Radlo Corporation of America (R. C. A.) şirketinin lâbora tu varlarında ikmal edildiği zamandan beri tetkik etmiştir.
Bugün Dr. Mudd, kendisiyle diğer kâşiflerin gördükleri hârikaları anlatan bLr kitap yazmakla meşguldür. Bu adamların. Tıbbi a-raştırmalarla keşfettikleri şeyler, herkes için büyük bir ehemmiyeti haizdir.
Virüsleri alınız birçok âlimler, çiçek hastalığı. İnek çiçek illeti ve su çiçeği hastalığı gibi birbirine benzeyen hususiyetleri tefrik etmek İçin elektron mikroskopunu kullanmışlardır. Elektron mikroskopunun icadından evvel ufak virüsleri kimse görmemiş ve onların bir gün görüleceğini aklından geçirmemiştir,
D. Mudd İle heyet Azalan bu vazifeye başladıkları zaman, sırf bir mikroskop İle bakmak için Aleti kullanıyorlardı. İnsan kanı hücreleri o kadar büyük oluyorlardı ki bir hücreden fazla, aynı zamanda görülemezdi. Haşeratm teneffüs boruları, büyük su boruları gibi görünür. İnsanın adalelerini vücuda getiren İplik gibi şeyler, kafes içine benzer. 300 yıl evvel, evinde yaptığı bir a-dese ile mikroplara bakan Felemenk âlimi Anton van Leeuvvenhoek gibi, nükroskopa giren her şeye bakıyorlardı.
Geçenlerde Güney C&lifomia tl-niversıteslnde iki âlim, İnsanın kanser hücrelerinin tetkiki için fevkalâde yeni bir usul İlân etmişlerdir. PlâstLk, kesici bir makineye konur. Hızla çevrilen makinenin bıçak ağzı, kanser hücresini, her biri bir santimetrenin bir milyonda bir kalınlıkta olan 100 dilime keser.
Elektron mikroskopu ile fasit mikropların berteraf edildiği tesbit edilir. Alınan resmiler, mikroplan kaplayan ve onlara nihayet veren maddeleri gösterir.
Başka resimler, bakteriofoj denilen ve mikroplan imha eden esrarengiz cevherleri gösterir. Alimler, ne okluklarını bilmeden senelerden beri bu bakteriofoj’dan bahsediyorlardı. Şimdi bu bakteriofoj’un başı, yumurta şeklinde ve kuyruğu uzun aiaıı vaziyet görülür. Şimdi âlimler, insanın düşmanları olan mikropların tahribi için kullanılacaktır.
Şimdilik Dr Mııdd, kromosomlaria alâkadar ve meşguldür. Bu kromo-somlar, irsi hususiyetlerini taşıyarak kern'e denilen mikroplara ve insanlara şekil ve zahiri hallerini veren hücrelerindeki ufacık ipliklerdir. Bazı şua İle kimyevî maddeler, bu kromosonılara tesir ederek zürriyeti değiştirirler.
Dr. Mudd İle diğer âlimler bu kromozomların berrak resimlerini almağa çalışıyorlar. Maksat, kromozomların, şua ve kimyevi tesire maruz kalınmadan evvel ve kalındıkt tn sonra foloğraflarmı almaktır. Bu suretle, âlimler, tabiatın sırlarından biri olan hu kromosomların yâni hayvanların İrsi hususiyetlerinin nasıl değiştiğini görmek istiyorlar.
Dr. Mudd, elektron mikroskopunun her doktorun muayenehanesinde bulunacağını zannetmiyor. Bu âletin hem istimali zor. hem de fiyatı çok yüksektir. Büyük modeller 16.250. küçük modeller de 5.760 dolara satılır.
Joseph Shallit
13 Ekim 1950
yeni İstanbul
BULMACA
Soldan Mn|a:
Tııknrıdnn mnftı:
DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ
Şohlnn «afta:
Yukarıdan mıhı
1 — Aya; Matah. 2 — Naralar; La. 3 — Asayiş; Caz. 4 — Fiyakacı. 5 — Ayan: Vali. 6 — Satılan; La. 7 — Ab; şikâyet 8 — LAtlfeler. 9 — Ani gelen. 10 — Kibir; Sima.
1 — Anayasalar. 2 — Yas; Yabani. 3 — Arafat; BİL 4 — Ayın ışığı. 5— Yıl; Kefil. 6 — Maşa; Akel. 7 — Ar; SelAnlk. 8 — Zal; Yeni. 0 — Alacalar. 10 — Hacivat; Ha.
1 — Mali İşlerin temeli. 2 — Herhangi kayıttan Ari; Cilve. 3 — O-kuyucu; Bir pamıık cinsi. 4 — Liyakat kesbet (mürekkep kelime). 5 — İbadette secdeye varış; Tersi gltmo (emir). 6 — Kıvnın; Göktekl-İcrden. 7 — Sondaki harfsiz İkinci derecede; Tersi su, 8 — Huyu çirkin (lld kelime) P — Kirazın arkasından gelir; Bir harfin okunuşu; Şefkat sembolik 10 — Erkek; Tersi bir muallel Aleti.
1 — Merkez; içki. 2 — Boy at; Man et; Tavakkuf et. 3 — Kalk (İki içrilme). 4 — Bayağı yaşayış (iki kelime). 5 — Bir harfin okunuşu: Bir ya» şekil. 6 — Ahzct; Bir ay, 7 — Müthiş bîr hastalık. 8 — Pek İyi (mürekkep kelime); Bir sosyoloji terimi. 9 — Bir renk; Heyeti vekile. 10 — Büyük; Hayvanın sabit su kabı.
SPLENDİT
LOKANTASI

LALA
XI. MİLLİ TÜRK TIP
Kongre 16 ekim 1950 pazartesi saat 10.30 da Ankara Üniversitesi Dil-Tarih-Cografya Fakültesi Konferans salonunda açılacaktır.
Kongresine iştirak edeceklere
Hjcrı
Rumi
1370
13«K
C uma
VAKİT
VASATİ
EZAM
k
Kızı
dn ı
2
2
Haydut
2
Haydut
1 — Mont(‘krıninnun Kl
2
(21904) I - Yılma» Rcta
(Slfni
2
k • V
R
A
D
Y
0
L
A
R
ihtiyacında olduğumuz herşcy
Öğrenmek
UÇAK-TREN-VAPUR
*
»Pazartesi geceleri icmali yoktur)
Doktor. Devleri.
16-126) 1 -(Renkli).
Y
Y
Y
İstanbul Beyoğlu Anadolu vakası Ankara tamir
— 7 3Û
(10.85
Ada-
3 -
Mu har
I
O.3O An kura
22 20 Seri.
Beyoğlu 44IH4 Ankara ıX talanbul 24222 İzmir 2227 (tak Uflar «0945 K köy *ı*7i Karşıyaka 15055
- 4 00 A-8.00 Bu*
Eylül
30
•23*00)
Knznnovnnın
(Mısır)
16 00 D
17 00 D
-17 05
Hn-2 -
Nlkonva-Nlkofl-H H D H
YEM SES ’ Tll’ATKOSr
Ha rn«
»Türkçr). 2 FranT:eştavmn
Nüz-(Şehrcmlnl) — Ahmet Glltaerrp
(Beşiktaş)
Merkez (ftabek)
Kaptan Kld Çetesi.
1 — Renkli Aşk
Fnııi Heyeti Konseri
— 22.no Müzik Dünyasından çeşitli ör-müziği
EN İYİ EN NEFİS ÇİKOLATA
Giden Birliğimi
- 15.50 Roma.
(Türk) (Mısır)
16.25 DH.Y. (Türk) Bey-Ankarndnn.
ANKARA: Sebat — Merkez
Bayar
KADIKÖY: Sıhhat (Kadıköy) -Kızıltoprnlc - Göztepe — Bostancı — ÇârnJıyurt (Üsküdar)
HEYHELİADA: Hnlk BÜYÜKADA: Halk
EY(’P; Ayvansa rnv
BEŞİKTAŞ: N. Halit Arnavutköy
Kızıl Jjnhlr 2 -
22-513) Ş -
ÜÇ GÜVERCİN Operet I perdr tfsor SZfUÎLttT»
Müzik Kalman ve BrnhmH
Tel • 10369
B E. A. ıİngiliz) At İradan. — 16.00 tzmirdrn. — 16.30
Kahire Lefkoşe-
Yarınki cumartesi, KIŞ Sezonuna başlıyor. Tanınmış Maestro KAPAÇİDİS'in İdaresindeki fevkalade müzikal tnıp ile sevimli Tenor AV-OERİS, klâsik, modem ve çigan müzik zengin repertuarında.
Müessese, sayın müfterileri için ÖĞLELER/ ne/U yemekler bulundurmaktadır.
YENİ İSTANBUL'un
Biiyiik Eşya Kurcasında
İtalya seyahatini kazana
cak olan bir okuyucumuzu
N
•/ •/ i
•V
%
i
u • Vıi irt iı jn t
/•

İTALYAN HAVAYOLLARI
uçakları Romaya götürüp getirecektir
Talihli kariimizin /falyada bir haftalık ikametini

• •
PİER PUSETTİ
» Seyahat Acentesi temin edecektir.
İkramiye çekiliş tarihi
25 EKİM 1950
Büyük İkramiye
10.000 Lira
Ayrıca
1.000 ve 100 Liralık
Müteaddit Para İkramiyeleri
14 EKÎM 1950
Tarihine kadar bu çekilişe iştirak edilebilir
niiiimııujıiHim^ııaWi
Memur Alınacak
Dışişleri Bakanlığından:
3312 sayılı kanunun üçüncü maddesi hükümlerine ve olbapta talimatına uygun olarak Dışişleri
Güneş öğle İkindi Akşam
Yatsı înwA k
19 5 0 EKİM
13
6 07 12 00 15 08 17.34 19.04
4.31
12 32
6.25
9 33 12 00
1.30
10. M
GELECEK OLAN UÇAKLAR
8.40 S.A.S. (İskandinav) Lydda -dan. - 9 45 D H.Y. (Türle) Burandan. — 9.50 D.H.Y (Türk) tamirden. — 12.45 M.S.R (Mısır) Kahire Nikosyadan - 15 00 D.H Y. (Türk) Erzurum, Elftzığ. Malatya. Kayseri. Anlcaradan. — 15 35 D. H Y (Türk) takenderun Adana. An karadan. Londra. D.H.Y. MSB den. — rut, Kıbrıs, Ankaradnn. — 17.00 T.A.E. (Yunan) Atlnodao. — 18.15 DH.Y. (Türk) -Burandan. - 18.36 D.H.Y. (Türk) Ankaradan.
» GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8 00 D.H.Y. (Türk) Balıkesir, ta mire. — 8.30 D.H Y (Türk) Bur-nnya. — 9.00 D H Y (Türle) Ankara. Sivas. Etazığ Diyarbakır. Vana. — 9 00 T A.E (Yunan) Atmaya. — 9 40 S A 9. (İskandinav) Mü-nlrh, Kopenhag, New-York s -10.00 S R. (İsviçre) Atina. Cerıcv-ve. Zürich’e. - 10 05 D.H.Y (Türk) Afvon, Konya, Adana. G. Antep Urfaya. - 10 15 D H Y, (Türk) 1z-mire. - 10.30 D.H Y (Türk) Anka? ra. Adana, lskenderuna — 12.10 C Y (Kıbrıs) Ankara ya. - 14 00 M S R. ya. Knhlreye — (Türk) tamire — (Türk) Ankaravn (Türk) Bursava
GELECEK OLAN VARIRLAR
6.00 Seyyar Knrablgaclan 14 35 Marııkaz. Mudaııvn.dnn 22 /> Sus. Bandırmadan.
GİDE( EK OLA \ V % l’URLAR
3 00 Ordu Karadenize nafırta, İnebolu va -Bandırmaya — 17 00 Saadet, Ay-valı?n - 19 00 Seyyar. Karnhi
ga yâ-
•İIJ.EC EK OLAN TRENLER
7 10 Toros.
V J5 Ankara ı Eks ı
ph»n
(.1 l)E(’EK Ol.AN TRENLER
h 2o Seınplön (Avrupai — IH.U Ani- 4 - 20 30 Ankara
BEYOOI.I t tliEl 1
ALKAZAR (42562) 1 - Çöl Kor
•anlan. 2 — Hücum Emri
AR (4-1394) Çılgın Kalbier (üçüncü harta).
ATLA# ( IU835) Tuna Ağlıyor. ILEÇİHTA4 BAHÇEMİ | - BOnrn Rılvn 2 - GengHierler Cehennemi EÎ IIAMKA (42235) Kılmarhaz Kız İNCİ (84696) üçüncü Adam Kim ll'EK (44289) Ma lamo Bovnrv.
LALE (43595) Aşk ve Ölüm Vadta) MELEK (40868) Mutlııme Buvııry
tayfa 7
ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA
ŞİRKETİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN :
SATILIK OTOMOBİLLER
1946 model bir Plymuth, 1946 model bir Btudebaker. 1938 model bir Hudson ve bir WHly«-Overtand kaptıkaçtı satılıktır. Arabalar Taksimde Senlhi Yürüten Garajında görülebilir. Taliplerin Galata eski yolcu salonu karşısında Anadolu Sigorta Hanındaki dairel mahsuaasında mukim ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ MÜDÜRLÜĞÜNE müracaattan
Jlân olunur,
Karamürsel Sulh Hukuk
Mahkemesinden
1947/137
Karamürsel Hancı Ali Türel vekili Osman Algtlzey tarafından İbrahim Bülbül veresesi ve diğer hissedarlar aleyhine açılan taksim ve izalei şüyu dâvasının yargılamasında mahallinde keşif neticesi yapılan taksim sonunda: Dört kıta tanıtsız malların ayrı ayrı kendilerine bırakılmak suretiyle şûyularının giderilmesinde hissedarların muvafakatlannı mahkemeye bildirmişlerdir.
Ancak hissedarlardan İkametgâhı meçhûl bulunan Ahmet Tevfik’in dört parça taşıtaız malındaki hissesine mukabil Kara-mürsclin kasaba üstü mevkiinde şarken eskiden Hacı Halim kızı Neslbe hâlen Ramlz Besen, garben eskiden sahibi senet hAlcn yol, şimalen eskiden sahibi senet ve Hacı İbrahim tarlası, hâlen yol, ccnuben eskiden dere, hâlen Hilmi Bülbül hissesi vc kısmen Simitçi Osman yeri çevrili 12400 metre murabbaında vc 1800 HA 1900 Hra kıymetinde bu yerin Ahmet Tevfik ve Mehmet Tabir ve Hüsniyeye tekâbül etmek üzere eskiden beri nzai taksim neticesinde ellerinde bulundurduktan bu yerin müştereken uhdesine tescili ve diğer üç parçası da hissesinden feragati suretiyle yapılacak taksime muvafakatini beyan etmesini ve itirazı oldufcu takdirde mahkemeye bildirilmesini aksi takdirde mahkemenin ona göre neticeleneceği İlânen tebliğ olunur, (13974)
Muhasip ve Memur Alınacak
Ereğli Kömürleri İşletmesinden :
işletmemiz Etüd-Tesls Servisinde vazife görmek üzere çok İyi İngilizce bilen iki muhasip ve üç mütercim alınacaktır. Ücret İsteklilerin İbraz edecekleri vesaik ve liyakatlerine göre tâyin olunacaktır.
İsteklilerin 30.10.1950 tarihine kadar Ereğli Kömürleri işletmesi Personel Müdürlüğüne bir dilekçe ile müracaattan rica olunur. (13913)
TEKEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İLANLARI
Malzeme Alım Şubesinden
1 — İzmir “Alsancakta" tşk-mecvi i^n 3, tamir Tütün üzere cem’an 5 adet 2 şer tonluk yük asansörü tın alınacaktır.
kâln Yaprak Tütün Bakımevi
Fabrikası için 2 adet olmak pazarlıkla sa-
SARAY’ (41656) Üç Ahbap Çavuşlar Elmas Peşinde.
SUATPARK (83143) 1 — Deniz Ejderi. 2 —Sürgün.
SÜMER «.42S51) Üçüncü Adam Kim?
ŞARK (40380) Güzeller İntikamı SIK 113726ı 1 — Zaferler Aralan) 2 — öldüren Para.
TAKSİM (43191) Çakırcah Mehmet Efe.
TAN (80740) Üç Ahbap Çavuşlar Elmas Peşinde.
ÜNAL (49306) (Kışlık) 1 - Kara Güneş 2 — Bir Yetimin Ahi.
ÜN Al. (Yazlık) 1 — Sevimli Hay-luc 2 — Kara Güneş.
YENİ (84137) 1 - Tarzan Ormanlar Aratanı 2 — Monte Krlstonun Miranı. 3 — Kan DAvnm.
YILDIZ ( 42847» Çingene
Singonila (Beşinci hafta).
İSTANBUÎ «lllETf
ALEMDAR (23863) 1 — Soyauz
- — Harman Sonu Dönüşü.
AZAK (23512) 1 — Asiler ÜlkeM
2 - İki Yür.lli Kaatll. 3 - Ya nşK Ya ölüm.
AVŞU (21917) 1 -
Vahşi Arzular.
ÇEMBER LİT AŞ ( tat
Nişanlım.
EMRE mallan 2 - Vicdansız Kadın HALK
2 — İki Açıkgöz Tohalldnr ISTANIîVl. (22387) 1 - ÇBm Sn kıtı Polt.ı Hııflyenl 2 - Kimli Al-
Tarzan Kara Kaplana karşı. 2 — Şehraznt (Renkli).
HALE (Üsküdar) 1 — Aşk Dansı. 2 — Akdeniz Korsanlan.
SUNAR (Üsküdar) 1 — Gençlerin Sevgilisi. 2 — Müthiş Korku.
YEl.HEĞİRMENt: I - Hacı Mu-rat Çeliyor. 2 — Kalbım Senin.
’ ANKARA
ANKARA (23-132) Kanlı Göl. B(‘î( K (.15031) K&hun Karşısında CEBECİ (13846) 1 — Kanlı Dövüş 2 — Altın Küpeler.
PARK (11131) Londra Kalesi. 8C.MEK (14072) 1 — Kumarhane Çiçeği. 2 — Broaduay da Hortlak tar.
si s (11071) Londra Kalesi. I I i s (22294) Sihirli Aşk.
YENİ (14040) Deniz Kızının Aşkı GAR GAZİNOSUNDA İtalyan vr tapnnvol Reviltari. Mısırlı Akın-Mtlar.
TİYATROLAR;
KÜÇÜK Şakacı (Snnt: 20 30 tZMlh TA YY Al( E Damgalı MELEK I — Çöl Cennette Bir Gece.-LALE i — Asılzalr Rio Aşıkları.
TAN I — Asilzade Rio Aşıkları.
YENİ 1 — Harrov Kumarbazı Poftan İt.
El .11 AMR A Aramızdaki Şeytan
Bakanlığına müsabaka Im-
maddesindeki vasıflan haiz 30 yadını geçmemle bulun-




44UVb
60536
W)
225)
EMİNÖNÜ; tatnnbui (Eminönü)
Haşan HulOsl (Küçllkpnzar) -Abdülkndir (Alemdar) — SÜroyvn (Kumkapı >
2 — 5 adedinin muhammen bedeli cem’an olup muvakkat teminatı 18.450 liradır.
3 — Pazarlık 28.114950 salı günü saat 10
246.000 Hra
da Kabataşta Genel Müdürlük Malzeme Alım Şubesindeki Komisyonda yapılacaktır.
kıtı Polta Haflyssl. 2 tın KISMET (26651) I 2 — Tornslon Caniler M A İt M A R A Besteler 2 Maceraları MII.Lt (22962) 1 - Soysuz. Hnrmıın Supu Dönüşü II RAN (22127) Macera 4i (Renkli) 2 Öldüren Sır Yalnız Gidenler YENİ (Bakırköy vanada Festival Damgalı Doktor İlâveten Korcvc zin Hareketi.
KADIKO)
CİHETİ
HALE (60112) Asilzade 8iMhşftr
ÖPER l ' 1 IH|( lı Yol
2 — İstırap Cenneti.
SÜREYYA (60862) I Kfthnımnn-lar Alası. 2 — GangHtartar Çemberi.
DİZİM SİNEMA (Üsküdar) l
İSTANBUÎ BELEDİ Yİ Sİ şehir Thııtr(dın 20.80 do Dram Kmmı DON .İt AN lluffirdl kiMrnı GELİR VERGİSİ
A K K Y R A ;
7 30 Açılış, pmçıaın ve M S Ayarı. — 7.35 Ku »ıın-l Kerim (pl >. - 7 15 Haberler. — 8 00 Şnrkılnr •pl ) 8 15 10 dakika ha lif solo (pl 1. — 6.25 Günün
programı ve hava raporu — 8 30 Hafif parçalar (pl.» 9 00 Kapanış
12 28 Açılış ve prnrran,. — 12.30 M S. Ayarı. — 12 30 Şarkılar — 13 00 Haberler — 13.15 VVnta Festival Ork.e »trası çalıyor — 13 30 Öftta gazetesi. — 13.45 Şen pnrr/ılar (pl ı 14 nrı Hava raporu, akşam programı ve kapanış.
17 58 Açılış ve program. — 18 00 M 8. Ayarı — 18 00 BııClarnn Takımındnn ovun havalan. — 21.00 Konuşma. 21 15 Dans Orkestralar) çalıyor (pl. ı. —
21 45 Safclık saat i.
22 45 M S A varı kapanış.
— 22.00 Müzikseverin Saati. vp haberler. 23 00 Program
ve
ISTANIM f. :
12.57 Açılış vt
13.15 Karışık Öğle 14.2ü Serbest nuut.
14 46 Türkçe Inngotır (pl.j. — 15.00 Programlar kapanıi)
17 57 Açılış ve programlar. — 18.00 Dana ınüzlgı ıpl.l. — 18.30 talanbul (‘nlvcraitcal Milli Türk Ta-lebo Birliği Korosu Konseri, — 10.00 Haberler. —
programlar. — 13.oo Haberler müziği (pl). — 13 15 Şarkılar. iı 30 Ovun havaları (pt).
Vr
BEYOĞLU: M a t kov İç (Merkez) Galatasaray (Merkez) - Erlugrul (Taksim) — tamet iTakzIm) -Karakby (Galataı - Maçka (Şişli) — Feriköy (Şişil)
FATİH: İsmail Hakkı (Şehzade-b.ışı) — Sarım Çltçl (Aksaray) — Emin Rıdvan (Snınntya) bel. Onat
Suat (Knragbmrük) Slpnhloglıı (Fenrr)
İZMİR: Halk (Basmahane)
Yırdım (Atann(nkı — Cumhuriyet (Bşrefpaşaı - Knrataş (Yalılar) — Birlik (Kemşralu)
10.15 Kmn şehir haberleri. — >0 20 Arp aolnlnrı
ıpl.). — 10.30 Radyo Senfoni Orkoatraaı Knna«rl 2ıı10 Hııflf ara müziği (pl.). — 20 15 Radyo gazrto-*1 20.80 Şarkılar (Okuyanı Perihan Altındağ). —
21.00 Sohbetler (Şevket Radn). — 21.10 Dinah Shnre’-dıın şarkılar (ph). — 21 20 “Beyatl0. • nektar (pl.). — 22.45 Haberler. — 23.no Dana (pM — 23 30 Programlar ve kapanış.
LONDRA :
6.45 Hafif şarkılar (45 dakika) (31.65 m ). Dinleyici tatcktarl-Hnfif müzik (30 dakika) m.ı — 10.00 KlAflik müzik (I «nat) (16 «1 m ). 11.30 R B C. Senfoni OrkeHirn»! «6 dakika) (19.85 m ). — 12.30 Haftanın beatakân Jlaydn (30 dakika ı 116.81 nı.J. — 14.15 B. R C. Skoç Orkc^atniHi (15 dakika) (16.84 m.).
(1 «ant) (16 84 rn.l.
(30 dakika) (16X1 kilen) 116.M nı.).
(45 dakika) (31.55
NKIV-YORK^
21.30 New-York varvetr temsili (30 dakika). -23.U0 A F.R.S Müzik programı (15 dakika). — 24.00 Mtaı» Mlnd.v Carnon refakatiyle Nevv-York Orkestrası (30 dakika).
— 16.15 R R. c. Şimal OrkcNtrası
- 17.15 Caz nıhzıginn bir bakış m.). — 18 16 Yeni plâklar (46 (ia-— 22.15 Plâklarla opera müziği m.),
(Kısa dalga 19.267)
ki
tihanı İle memur alınacaktır.
İmtihana iştirak İçin taliplerin:
1) Memurin Kanununun 4 üncü olmatan ve İmtihana giriş tarihinde malan,
2) Hariçteki memuriyetlerin İcap ettirdiği muhtelif iklim şartlarına göre sürekli vazifeye gitmelerine engel olacak sıhhi bir Arızalan olmadığını ve herhangi bir beden naklscsinden Azade bulunduklarını tam teşkilâtlı bir devlet hastahanesinden alınmış sıhhi bir raporla tevsik etmeleri.
3) Bakanlıkça münasip şekilde yaptırılacak tahkikatta karakter İtibariyle hariciye memurluğunu ifaya engel bir hallerinin bulunmadığının anlaşılması,
4) Hukuk, Siyasal Bilgiler ve iktisat Fakülteleriyle bu dere cedeki yüksek ticaret mektepleri ve hariciye mesleki ile ilgisi bulunan diğer yüksek mektep veya bunlnra muadil olduğu MIHI Eğitini Bakanlığınca tasdik olunan ecnebi mekteplerinden mezun olmuş bulunmaları şarttır.
20 kasım 1950 pazartesi günü saat 10 da Dışişleri Bakanlığında yapılacak müsabaka İmtihanları şunlardan ibarettir:
a) Türkçe ve fransızcadan tahrir ve terceme. (Bunlar eleyici mahiyette olup fransızca yerine İngilizce de kabul olunur. Şu kadar kl, bu takdirde namzetlerin kâfi derecede fransıbcaya vukuftan şarttır).
b) Medeni hukuk, devletler umumi hukuku ve devletler hu musI hukuku. İktisat, maliye ve 1648 den zamanımıza kadar siyasi tarih.
Taliplerin nüfus hüviyet cüzdanları ve mektep diplomalarının nsıllnrı veya tasdikli suretleri, tecil veya terhislerini gösteril askerlik vesikaları, 4 x 6 eb’admdn 6 vesika fotoğrafı, yukarıda ikinci maddede tasrih edilen sıhhat raportariyle 10 kasım 1950 akşamına kadar Dışişleri Bakanlığı Zat işleri Dnircal Sicil Şubesine müracaat etmeleri ilân olunur. (13914)
Millî Saraylar
Müdürlüğünden
1 — Milli llyle (16 ı ton
2
O
redir.
3 — Eksiltme 24 ekim 1950 anlı günü saat 15 te Dolnıabah-çerle MIHI Saraylar Müdürlüğünde toplanacak olan komisyon tarafından yapılacaktır.
4 — Bu alıma dair olan şartname tatil günleri dışındaki günlerde MIHI Saraylar Müdürlüğü kaleminde görülebilir.
5 — Eksiltmeye girecek olanların (180) liralık mal sandığı makbuzu ve ticaret odasının 11950ı yılı kayıt vesikası İle 24.10. 1050 günü saat 15 e kadar komisyona başvurmaları lâzımdır.
113661)
Saraylar Müdürlüğü ihtiyacı İçin açık eksiltme yo-Rııınell malı mangal kömürü satın alınacaktır.
Alınacak kömürlerin tahmin olunan tutarı (2400) II-
Sayın Büyükada Abonelerimize
Büyükada abonelerimizin yaz mevsimi dolayısiyle artan mu ihtiyacını temin etmek için yeni bir gemi kiralanmış ve bu sebepten suları taşıma masrafı arttığından bu geminin servise glrdlgı tarihten yeni bir ilân tarihine kadar yapılacak sarfiyattan beher metreküp İçin su bedeli olarak 27.5 ve nakil ücreti olarak 70 kuruş kl, ceman 07,5 kuruş alınacağı evvelce İlân olunmuştu.
Bu kere suyu evvelce Hân edilen fiyattan daha ucuza taşı mak İmkânı hasıl olduğundan suyun beher motrekpü İçin 97.5 kuruş yerine 82,5 kuruş alınacağını sayın abonelerimize bildin-81’I.AR İDARESİ (13991)
rlz.
4 — Şartnameleri her gün sözü geçen şubede ve Ankara, tamir Başmüdürlüklerinde görülebilir.
5 __ İsteklilerin belirli gün ve saatte güvenme paralan ve kanuni vesaikiyle birlikte sözü geçen komisyona müracaattan ilân olunur.
6 — idare bu asansörleri tamamen veya kısmen İhale edip etmemekte veya kısım kısım ayn ayrı taliplere İhale etmekte serbesttir. (14007)
İstanbul Deniz
Komutanlığından
Komutanlığımızda mevcut fenni şartnamesine göre 95-105 hamule tonunda bir adet yük teknesi satın alınacaktır.
Satmaya istekli olacakların evsaf fiyat ve teslim müddetleri hakkındnki tekliflerini en geç 30 ekim 1950 tarihine kadar komutanlığımıza vermeleri. (13944)
İstanbul İkinci İcra
. Memurluğundan :

944/2745
YFNİ KTANRIII'IIN
BÜYÜK EŞYA KUR’ASINDA
3 talihli
okuyucumuz
Eminönünde
hakkınızdakl emrini icra 57 inci mad-U. K. U. nun ve müteakip
TEVFÎK AYDIN
Dündar Güven Sultanahmet Naklibent sokak Şen apartman kat 3 mülga SÜnıerbank Yerli Mallar Pazarlarına 62.30 kuruş He mahkeme avukatlık icra masraflarının tahsili hakkında çıkarılan ve günlük icra emri zarfındaki meşruhata ve polis tahkikatında da bildirildiği Üzere mezkûr adresi beş sene evvel terkedip semti meçhûla gittiği nlz anlaşılmakla beş günlük icra İflâs Kanununun dcsl gereğince H. 141 inci maddesi
maddeleri uyarınca kanun! süreye İlâveten 20 gün daha İlânen tebligat icrasına tat. icra Yargıçlığının 4.10.1950 tarih ve 1950-1441 sayılı karnrtyta karar verilmiştir. İşbu icra emrinin 1-lânından itibaren £5 glln içinde mezkûr meblâğı ödemeniz ve bir itirazınız varsa yine bu icra emrinin tebliği tarihinden itibaren bildirmeniz lâzımdır.
Bu müddet İçinde borcu ödemezseniz tetkik merciinden veya temyiz ve yahut iadel mahkeme yolu İle ait olduğu mahkemeden İcranın geri bırakılmasına dair bir karar getirmedikçe cebri icra yapılacağı ve yine bu müddet İçinde mal beyanında bulunmanız, bulunmadanız hapisle tazyik olunacağınız ve hakikate muhalif beyanda bulunursanız hasiple tazyik olunacağınız icra eınri makamına kaim olmak üzere ilânen tebliğ olunur. (13968)
Mağazasından
ZENİTH
OMEGA TİSSOT
Kol saatlerine
sahip olacaktır
wı«:nwMiıiuuiü:ttwiffl!miwıni!Mramawıınv,nıiMi«ıniiwfiır!WK’i-sij
FAYDALI İLANLAR
YENİ

İSTANBUL
4
13 Ekim 1950





Ji
güzelliğin
Türkiyede Mümessili
(Yeni Postahane karşısında)
Memleketimizin en güzel ve en olgun edebi dergisi
KREM
KAYIP ARANIYOR
ZİYA BOYER ECZANESİ
Bütün Ağrılara Karşı
Soyadı Taslıilıi Hânı
Merzifon P. T. T
Memuru Mahir
ana iütUni •N YAKIN ÇOCUK MAMASI
A’len AmAsyanın Çavuş Köyünden olup otuz seneden bert haber alamadığım dayım Baya-zlt okullarından Haşan oğlu A-11nin on sene evveline kadar Galata semtinde bilindiğini öğrendim. Şimdiki adilsin! bilenlerin insaniyet namına Galata Tahlr Handa Kemal özdene bildirmeleri rica olunur.
YENİ FİATLARA DİKKAT I
müracaatları ilân olunur.
Yaj mure
Reçeteleriniz» tanınmış fabrikaların saf ilâçları He itinalı olarak yapılır Yerli ve ecnebi müstahzaratın muhtelif şekillen emrinize Amadedir.
ZİYA BOYER ECZANESİ
Karaköy, Tünel yanı
İstanbul Asliye 11 İnci Hukuk Yargıçlığının 31 - 12 - 1949 tarihinde 949 987 sayılı kararlyle (özkalfa) soyadının (Özkalfa-yan) olarak tebdil edildiği llAı olunur.
mevsimi gelmiştir Senelerden beri dalma yeni çeşit ve her keseye uygun fiyatlar
38 liradan - 120 liraya kadar
En tanınmış yazarları, genç şairlerin en kuvvetlileriyle bir arada ancak HİSAR da bulabilirsiniz-
Tecrübeli Bir Muhasip Aranıyor lakenderunda bir miles-sesede çalışmak Üzere İngilizce ve Fransızca ticari muamele ve muhabereye de vâkıf bir muhasebeciye ihtiyaç vaıdır. Taliplerin telefon 29509 numaraya müracaat eylemeleri.
Kadıköy, Çiftehavuzlar durağına bir dakika mm-fede deniz manzarası fevkalâde. su ve elektriği mevcut 950 M. — Tel. : 20312
Tasarruf hesaplarındaki mevduatınız temin eder. HER AY BİR ÇEKİLİŞ
Yatırılan her 100 LİRA çekilişe iştirak eder Gelecek çekiliş tarihi : 81 EKİM
Para yatırmak için son gün : 16 EKİM
Yapılan anketler Parker 1151nin dünyada en çok istek celbeden dolma kalem olduğunu göstermiştir. Onun ince zerafeti ve parlak güzelliği en müşkülpesentleri dahi tatmin ederek, her görenin takdirine mazhar olmaktadır.
Bir Amerikan müessesealnde devamlı olarak çalışmak üzere tercümanlara İhtiyaç vardır. İş yeri (Ankara) dır. Ehliyetlerine göre 700 İle 1000 Hra arası ücret verilecektir. Askerlisini yapmış ve 31 yaşını geçmemiş olmak şarttır. Alâkadarların, 13 ekim 1950 günü saat 10 dan İtibaren 2 adet fotoğraf, nüfus cüzdanı ve varsa bonservisleriyle birlikte İmtihan olmak üzere
Konak Otelinde Bav MARVİN E. JOLES’a
ELİ BURLA ve Ortaklan Gelefa, İstanbul
RAUF Giyimevi
Karaköy No. 17
Paranız İçin emin hir plAsm&n, uygun bir faiz ve
24.000 Lira İKRAMİYE
İşte size bunları
Adres : Posta Kutusu : 356 ______ANKARA __
KADIKÖY ŞUBESİ
Tevsi ve salon ilâve edilmiştir. Gayet lüks surette tefriş edilen salonların tezyinatı İçin
KADIKÖY ŞUBEMİN
Bir hatta kadar kapalı bulunacağını muhterem halkımıza İUn ederim . ALİ MUHİDDİN HACI BEKİR .
GRİPIN, boş, diş nezle, romotiz ma, adale, sinir ağrılarını geçirir
Gene Parker in im âl ettiği:
DUOFOLD: Dünyanın ayffi fiattaki kalemleri arasında en iyisidir. Sağlam ve zariftir* 14 karattık altın neu son derece yumuşak yazarıTL.17,50
VİCTORY: Flatı mütevazi olmakla beraber, diğer Parke£ kalemlerine has olan zerafet ve sağlamlığı halzdir.Tl.|3.5O |
Parker «$ı» dolma kalemine has olan mürekkep kontrol h ’nesi, n.ürekkebin münasip miktarda uca gelmesini sağlar, taşma ve akıntıya mâni olur. 14 karattık akın ucu ise, kir ve hasara karşı mahfuzdur. Renkler: Siyah, mavi, kahverengi.
Yazarken kelimeler hemen kurur! Zira yalnız Parker «51», nayet parlak, son derece sabit ve derhal kuruyan yeni Superchrome mürekkebinin tatminkâr surette istimalini mümkün kılar.
Pork.r "51., t Ta. 52 »• 42 Pork.r 'VS„ T.L 25 Kursun kolam: "51„ çelik T l. 20 Junlor T.L. 12
Türkiye Mümessili :
Nejat Serven ve Şerikleri Komandit Şt Karaköy Palas, Kat 3 No. 16 - Tel. 42023
Ankara Satış Yeri :
RETtŞ MÜESSESESl
Anafartalar Caddesi, Vakıf İşhanı No. 110
Fobla kutusu : 334 Telefon : 16121
f VİTAMİNLİ
PARO
v * * IsSStir
coLEman
RADYOLAR! j
coLEman
RADYOLAR! j
TERKİBİNDE BOL VİTAMİN, KALSİYUM VE FOSFAT MÜREKKEBATI MEVCUTTUR.
4 saat ara ile günde 3 adet alınabilir
DÜNYACA TANINMIŞ
t • / ‘J*’’ . * * - -j.’i.*’ .
ALMAN RADYOSU
jHL J0 JU *
EN İY. ÇİKOLATA
MACUNU
•1 Ç 9 \ »
. •( V. " 'ti ’ _
EN İYİ İŞÇİLİĞİ
z .
> A -■ ’’ 4e
EN GÜZEL SESİ İLE « xr.> S * İ
BOL KÖPÜKLÜ - NEFİS KOKULU
u -Hu JhJ I HLİ
SABUNLARI 1OO DE İOO SAFTIR

Mg1 ...


.11?, 1
W ■
mZ J T "

Comments (0)