14 Ekim 1950
Cumortesl
SİYASİ
İKTİSADÎ, MÜSTAKİL
s
^(0 tüphony I
Yıl 1 — Sayı 318 — 1
l erıi, Istııııbıırun
KUPONU
A
A
Abonei Türkiye için scıırllğ altı aylığı 17, üç aylığı 9 Ih Hariç memleketler İki misildir.
-•

TAHSİL KUPONU
Beyoğlu - Müellif Cadde»! B - 8. Telefon: 075#-44757 Santral
Tesis
eden: Hablh Edil) - TÖRBIÎAN

| İlânlar : 6 ncı •o.vfada santimetresi
2 liradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Posta Kutusu : 447 - tsfanhııl. Telgraf Adresi : Hotlo. İstanbul.
-
Kültür seferberliği
BİZ Ötadenbvrl tenkld etmeği meriyet ve üstünlüklerin başında sayar vr İkiyüzlülüğe bürünerek bir şeyi methetmek zorumla kalmazsak devamlı tenkidimle bulunmaya çalışırız. Adeta bir hastalık haline gelmiş olan bıı huyun bize pek çok «ura rltırı olmuştur. Çiinkü kendimizin bile İçimle lıu-lıınılıığııınıız içlerde lıep başkalarını kastederek tenkidler yapmamız bizde mesuliyet duygularını azaltmış ve aynı zamanda bir çoklarımızda yalnız kendisinin iyi şeyler yapmak kudretinde olduğu kuruntusunu uyandırmıştır. İnsanların kendilerine güvenleri ve kendilerinde bir takım İyi vasıflar bulmaları şüphemiz kİ İyi bir şeydir. Ancak bu hiç temelsiz bir kıırııntıı o lursa bıı (ahdinle hem ferde, hem de cemiyete zararı dokunur.
Biz her memlekette olduğu gibi bizde de tenkld edilecek bir çok şeylerin bulunduğunu biliyoruz. Bilhassa bizde olduğu gibi öteden beri ağızdan ağıza yayılan bıı tenkldlerln şimdi serbest bir basınla ve demokrasinin verdiği •ör serbestliği İle dalın açık ve İyi yapılabileceğine İnanıyoruz. Ancak bıı tenkldlerhnlzl yuparken daha çok objektif olmak ve bilhassa tenkld e-dllccek şeylerin esasım ciddi olarak araştırmak mecburiyetinde bulunduğumuzu unutuyoruz. Bizlın gibi asırların İhmaline uğraşmış bir memlekette her şeyin derhal düzelvbilervğlnl zannetmek yanlış bir harekettir.
Bir memleketin yükselmesi İçin en birinci şart, o memleketin ıınııım bünyesinde zamana uygun bir değişiklik husule gelmesi veya ilaha doğrıı bir tâbirle, tekmil seviyesinin yükselmesi lâzımdır. Filhakika bıı nokta bizde ıızıın zamanlardan beri takdir edilmiş gibi - görünmektedir, ilk okulun mecburi kılınması teşebbüsü çok eski zamanlara aittir. Orta tahsil İle Üniversitemize verdiğimiz ehemmiyet riin geçtikçe artmaktadır ve bellfl bıı artış bir haklından ilk tahsilin zararına olmaktadır, Bııııhırııı İncelenmesini İlgili ve yetkili şahsiyetlerimize bırakıyoruz. Bizim burada ehemmiyetle üzerinde dürdüğümüz ııokta bir taraftan mekteple alakalı olmakla beraber Öte taraftan memleketin umumi kültür seviyesini yükseltmek teşebbüsü İle alâkalıdır. Onıııı İçin nazjı-rlyenln görgü ile desteklenmesi lâzımdır. Pek çok hazımsız tahsil görmiis olanlar varılır kİ kültür hayatına tırak kalmışlardır. Gene bir çok cahil sanılan Insanlur görülür kİ sağlam gelenekli bir kültüre sahiptirler. Bir mekteplerimizde çocukhırımıza belki nazari olarak bir hayli bilgi vermeğe çalıştık, fakat onların kültür telkinlerine olan farla İhtiyaçlarını tatmin edemedik. Bııııdaıı başka Id-rim simdi artık mekteplere girmek yaşım aşmış prk çok vatandaşlarımız vardır. Bunlar İçinde yaşı çok llerle-oılş ve »ile sahlld olanları da büyük h r yığın teşkil eder. Bunlardan bü-• ik >)ir kısmının bayat hakkında İmik» bilgileri olduğunu söylemek doğru olamaz. Bunları yalnız polis kuvvetiyle memleket kanunlarını» tıygıın hareketlere mecbur etmek imkânsızdır. Kendilerinin, vatandaşlarına, cemiyet ve hükümete olun vecibeleri bilmemeleri, Idr çok fenalıklara meydan vermektedir. Halbuki bıı insanları fena telâkki etmemize hakkımız yoktur. Ahlâkın artık bozulmuş olduğuna dair herkesin ağzından düşmeyen •Özleri de kabııl etmek İstemiyoruz. Eskiden faziletin en canlı ve İyi misallerini vermiş olan bir milletin şimdi ufak bir ölçüde olsa bile bıı vasfı kaybettiğini söylemenin kilslalıçn bir bskaret savılması lâzım geldiğine r-mlnlz ve biz bıııııı yapanları lılçldr •uretle haklı görmediğimizi açıkça •öylJyebl liriz.
Bizim bütün İşlerimizin aksamnsın-0a ▼e İlerleme tempomuzun gevşek gitmesinde tesiri görülen rıı büjilk noksanlık kültür bakımından yapılmış edan bazı İhmallerdir. Kültürü biz bıırada medeniyet İle karıştırmak İstememekte ve bıııııı daha ziyade hayat bilgisi ve dİNİpliııl şeklinde tefsir etmekteyiz. Onıın Içlıı ştıııdl memleketlinizde yeııl nesillerin yetişmesini beklemeden temelli bir kültür propagandasına girişmek İhtiyacında olduğumuza İnanıyoruz, Halkımızın zekâsı \e çabuk kavramak kabiliyeti sayesinde bizde bıı reşit propagandanın başka memleketlerden daha seri ve kuvvetli neti veler vereceğine eminiz. .Şimdi Almaııyada Ular-•hall Plânını halka tanıtmak ve komünizme karşı mücadeleyi kuvvetlendirmekle beraber Amerika hakkında daha İyi bir fikir vermek Içlıı on beş vagondan mürekkep seyyar bir sergi tertip olunmuştur. Yalnız bu İşe tahsis edilen bıı katar Almanyada seksenden fazla şehre uğrayacak ve o-ralarda her şeyi halka «'anlı bir surette gösterecektir.
Çimdi biz, parti propagandasından çıkarak, böyle bir teşebbüse geçebiliriz. Böyle bir kültür sergisinin pek İyi neticeler vereceğine kani bulunuyoruz. Türk vatandaşının sosyal sorumluluğu İle içkinin ve bir lakım hastalıkların neticeleri, aile İçinde herkesin vazifeleri, ziraatta zararlı böceklerle mücadele, toprak ve hayvan mahsullerinin ıınsıl artabileceği ve daha b’rçok umumi seviyemizi yükseltecek şeyleri dile getiren böyle bir katarla teşkilât İyi İşlerse, bir yıl İçinde memlekette m kısa yoldun ılımını i kültür düşüncelerimizde büyük tahavvüller husule gelebilir. Bunun yapılması İçin büyük masraflara da ihtiyacımız olmayacaktır. Şimdi kullanılmayan bir Cumhurbaşkanı kahirimiz vardır. Bunun bilgili ve mütehassıs kimseler taralından ufak tadilâtla bu İşe elverişli bir hale getirilebileceğini zanned iyeniz. Bl/. şimdi sergi dekorlarımla oldukça İyi zevkli işler vücuda getirmekleyiz. Ancak bu İş yalnız bir zevk meselesi değil,memlekette bir kültür seferberliğidir, tinim İçin bu Işdr ecnebi lhtisusıııdaıı İstifade edersek gayemize doğrıı yürümek İçin daha emin adımlar atmış oluruz. Bir mernleketlrl kuvveti onıııı milli bünyesiyle kültürümle olduğu İçin bıı seferberliği yapacak olan bir hükümet mühim dâvalarımızdan birinin halline doğru İlerlediğimizi halkımıza göstermiş olacaktır.
Habib Edib - Türehan
Pasifik Konferansı
1 gün devam edecek
Görüşme bugün öğle üzeri,
Wake Adasında yapılacak
Dün gece geç vakit Truman’ın uçağı Hawai Adasından Mac Arthur’ünki de Tokyo’dan
randevu yerine hareket etti
Devlet Bakanlığında göçmen mevzuu için bir toplantı yapıldı
Ankara siyasî çevrelerinde
Honolulu, 13 A.A (AFP) — Başkan Truman’ın General Mac Arlhur İle görüşeceği mahal hakkında Başkanın çevreleri herhangi bir tafsilât vermekten kaçınmaktadırlar. Bununla beraber buluşmanın \Vake Adasında vâki olacağı muhakkak addedilmekledir.
Son alınan haberlere göre görüşme cumartesi günü vuku bulacak ve 7-8 saat sürecektir.
Başkan Truman’ın, dış siyaset hakkında çok mühim bir nutuk söyleyeceği San Francisco'da pazartesi sabahı bııhınmak üzere cumartesiyi pazara bağlayan gece yahut pazar sabahı avdet etmek kararını verdiği söyle nnıeld vdlı*.
Hlckham askerî hava alanına İnişinde Başkan Truman. Pasifik Filosu Başkomutanı ve Ha\val Valisi Amiral Radforf tarafından karşılanmıştır.
Başkan Truman ve refakatindeki şahsiyetler 1941 senesi aralık ayında Japon tecavüzüne sahne olan Pcarl Harbour deniz üssüne gitmişlerdir.
Başkan, yeniden İnşa edilen tesisleri ve deniz hastahaneslni ziyaret etmiştir.
Konferans 1 gün sürecek
Honolulu. n (AP) — Birleşik A-merlka Cumhurbaşkanı Truman bugün uçakla Honolıılu’ya varmıştır. Truman yarın Pasifik!e açıklanmayan bir mahalde General Mae Arlhıfr'le görüşecektir Konferans bir gün sil recekttr.
Tokyo. 13 (YÎRS) — General Mac Arlhur bugün Koredekı Amerikan Elçisi ve diğer bası mühim şahısların iştirakiyle Pasifiktekl buluşma mahalline doğru bir uçakla hareket etmiştir. General sıcak bir bölgeye gitmekte okluğundan mahut meşin ceketini ve hâki renk gömleğini giymiştir. General, uçak ahınına giderken
görüşülecek meseleler hakkında hiçbir şey söylememişi ir. Truman - Mac Arlhur rııülulcahnn dair Amerikada haberler çıktığı vakit Tokyodakl genel karargâh hlçlür tefsirde bulunma-mışti. Mac Arlhur yeıdi bir Coystelhı-Uun uçağivle hareket etmişi ir.
Trıııımııın Ucuğı randevu yerlııe hareket etil
Honolııhı, 13 A A., (United Press) ITauai’m balısında Paşlfl|cte bir yerde General Mac Art hur ti»- buluşmak iizere Başkan Tnıtnan’ın uçağı cuma gecesi geç vakit hareket ♦•(icc«-ktlr. Toplantı Wake Adasında yapd.ıcak
Ilonolıılu, 13 (YİRS) — Mac Ar-tiıiı’un Basın Sekreteri Truman - Mac Arlhur mülakat inin VVake Adaşımla yapılacağım açıklamışıır.
NOT: Başkan Truman hareket saatini değiştirdiğinden dolayı dün yapılması gereken gurüşınfüer bugüne kulmışt ır.
İlk yanlım imkânlarını sağlamak maksadiyle bir program taslağı hazırlandı
Ankara 13 (A. A.) — Devlet Bakanlığından bildirilmiştir:
Bulgurlstandan gelecek göçmenlerin yerleştirilmesi meselesini müzakere etmek üzere Devlet Bakanlığında teşkil edilen Bakanlıklararası Komisyon, bugün saat 15 te Tarım Bakanı Nihat Eğrlboznn riyasetinde toplanmıştır.
Gelmesi muhtemel göçmenlere yapılacak ille yardım imkânlarını soğlarnuk nıaksadlyle Tarım Bakanlığı Toprak ve İskân İşleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan program taslağı müzakere edilmiştir.
Bu taslak üzerinde, muhtelif bakanlık mümessillerinin ileri sürdükleri noktal nazarları göz-önünde tutarak yapılması icap eden ayarlamayı İhzar gayesiyle tâli bir komisyon kurulmuştur. Bu komisyon, çalışmalarına derhal başhyacuk ve Bakan-lıkİHtarası Komisyonun toplantı günü olan 17 ekim salı gününe kadar raporunu hazırhyacalctır.
Demokrat Parti istişare heyetinin
toplantısına ehemmiyet veriliyor
Meclisin açılacağı günlere tekaddüm eden bir tarihte istişarî mahiyette bir toplantıya lüzum görülmesi, alâka çekmeye kâfidir
Ankara 13 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Başbakan ve D.P. Başkam Adnan Menderes tarafından D. P. İstişarî Heyetinin, 20 ekimde toplantıya çağıl ildiğim bildiren haberler şehrimiz siyasi mehafilinde ehemmiyetle karşılanmıştır. Filhakika bir kongre mahiyetini arzedeceğl aıda-şılan bu toplantı D.P. tüzüğünün 19 uncu maddesinin H fıkrası gereğince tertiplenmiş bulunmakla beraber hususî bir mâna taşımaktadır. İntişar eden bazı yazılar hilâfına beklenmedik bir zamanda ve bilhassa Meclisin açılacağı günlere tekaddüfrı eden bir tarihte İstişarî mahiyette bir toplantıya lüzum görülmesi siyasi çevrelerin dikkatini toplamağa kâfi gelmiştir. Hiçbir partiye mensup olmayan mahfiller bir müddet evvel
Yunan-Bulgar hudut ihtilâfı
B. Milletlerde
Bulgarlar, Alfa Adasını boşaltıyor
Lake Sııccess 13 (YİRS) — Siyasi komite bugün de Amerikan teklifini müzakere etmiş ve neticede bazı ilâveler yapılması için görüşmeler yarına bırakılmıştır. Mamafih Rusların ilâve edilmesini arzu ettikleri hususlar nazarı dikkate alınmamıştır.
Lake Sııccess 13 (YİRS) — Elr-leşmiş Milletler asamblesinin Yunaıı-Eulgar hudut ihlllâflannı halletmesi talep edilmiştir. Hâdise, gittikçe nazile bir duruma giren ve Balkanlardaki Birleşmiş Milletler komitesinin ısrâriyle asamblede görüşülmek üzere başkana tevili ettikleri Evros nehri üstündeki Alfa adasının Bulgarlar tarafından işgal edilmesidir.
Roma 13 (Radyo) — Aldığımız bir habere göre Bulgarlar, İhtilâfa mevzu teşkil edeıı Alfa adasını boşaltmışlardır.
Hortman'ııı
Cumbıııbaşkammış, tarafındân kabulünden
bir görünüş.
Hoffman dün memleketimizden ayrıldı
Ankara, 13 (A.A.) — İki gilnden beri şehrimizin misafiri bulunan ve Amerika Birleşik Devletleri Balkanının İsteği üzerine Marsh&ll Planına dahil memleketler İktisadi îşbirlifti heyetlerini ziyaret etmekte olan İktisadî İşbirliği İdaresi eski başkam Mr. Paul HoffniHn ve beraberindeki zevat bu sabah saat fl.15 te Amerikan hava kuvvetlerine mensup özel bir C-4-İ uçağı İle Romaya müteveccihen hareket etmişlerdir.
*
Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği
I-ake Sııccess 13 A.A. (AFP) — Trygve JJc'nin yeniden Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri İğ İne seçil-ınrslıiile Rusyanın vetosunu kullanması ile hâsıl olan çıkmaz ve Polonya Dışişleri Bakanı Mudzelews-ki'nin İm adaylığın Güvenlik Konseyi tarafından reddedilmesi keyfiyeti, Birleşmiş Milletleri, vazifesinin hitanı tarihi olan 2 şubatta, Genel Sekreterden mahrum bırakmak tehlikesini ortaya atmaktadır.
Müttefik Donanma Doğuda, Mançurya hududu yakınlarını bombalıyor
Batıda ilerliyen kuvvetler, bu mıntakanın kilit noktalarından Kumchon’u zaptettiler
Wonaan. 13 (YİRS) — Bugün Güney Kore birlikleri müttefik hava ve deniz kuvvetlerinin de desteklediği hücumlarına devam elmişler ve Mtinşprta doğru 10 mil dnha yaklaşmışlardır. Uıı Cephede çarpışan kuvvetler. WonMan* dan 17 mil uzakla bulunan Malamı iş gri! etmişlerdir. Kızılların mukavemeti hemen hemen yoK denerek kadnr azdır.
Müttefik donanma, Doğıı Kore sahili boyunca Mançurya hudıutıına vahin böİKcleri İHiiııtudarnışlır Dün ğongJİn şiddetli bir şekilde Mİshoiifİ zırhlım tarafındrnı bombalanmıştı, Bugün ny nı limanı diğer, gemiler bonıhalamM ve MİNSouri Manşonu ateş altına almıştır. Ru« hudutluna 19 mil mesafeye kadar uzanan 105 millik bir but boyunca 37 harp gemisinin iştirak etliği deniz bomlıardımaniyh' hu «atililerdeki kızılların muhtemel mukavemeti kırılmaktadır. Bazı kaynaklar yeni çıkartmaların bı klenmrktr Ohlııgunıı öylem ekledirler. B2» ııçaklaıı ı-. Mançıırya hududuna 19 mil menafi deki nıııbtrhf hede-fh-ri bombalamış lardır.
Batı cephelinde çarpışan birlikler bugün kızılların mühim şehirlerinden biri olan Kuruşunu işgal etmiştir. Şehir işgal edildikten sonra şimale doğru ilerleyen müttefikler iki kuldan İlerlemelerine kaç içine komÜnİNt rek telef
Kuzey Koreye giden yol üstündeki en nıüldm killi noktalarından biridir. Bıı cephede bugün Amerikan Pattan tank-İmiyle Rus malı Kuzey Kore tankları uraeında hiilün gün çarpışma devam etmiş ve neticede kiZıllıır geri çekil nıişlerdir.
Buğun kızllann Köredekl vahşlyâne hareketlerinden birine ait bir haber daha gelmiştir. Hâdise Wonsanm işgalinden önce vaki olup, hapishanenin
önünde beyinleri dışarı akıldan kadın, kız. çocuk ve erkek cesetlerinin bulunması muhabirlı rlıı dikkatini c(d-bet inişi ir Küredeki iııırp miılırılHrle* rindcıı Çapman dııı ıımıı tetkik elmiş ve laıl leddmlcrin eksrıiiyet İnin kolej talebeleri olduklarım vr ullııulrrine (İv kızıl hükümet alevldnde dvdikodııhır da bulunmalarının sebep oldnfuııuı meydaııa çıkarmışıır.
devam ederek kızılları kısalmaya çalış mıstardır. Bazı birlikleri çember içine gire-ohmı.şlur. Kumşoıı. Seulden
Ankaranın devlet merkezi
Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesinde dün gece yapılan törende Cumhurbaşkanı ve bütün
Bakanlar hazır bulundular
büyük
yıldönümü, bir törenle
devalr, hu-
bütün
vasıtaları bayrak-
Ankara,- 13 (A.A.) — Ankaranın başkent oluşunun 27 •nel bugün şehrimizde kutlanmıştır.
Bu münasebetle anal binalar, nakil laı hı doıuıl ılıuışt ır.
Tören, saat 9.30 da Vilâyet Konağı Önünde başlamış, Ankara Kulübü, muhtelif meslek teşekkülleri ve kurulların İştirakiyle başla davul, zurna olduğu hakle Ulus Meydanından Şamanpazarınıı müteveccihen yola çı-lcılmışlır. Yüzlerce AnkaralInın katıldığı kafileyi bir askeri bando ve piyade ve süvari birlikleri takip etmekte İdi .
Belediye önünde, kafileye Ankara-nııı yeni Belediye Başkanı Atıf Ben-(h rlluğlıı ve Belediye Meclisi üyeleri de katılmışlardır.
Bundun sonra kafile, Atatürk’ün muvalckot l(abıini ziyaret ederek ta-
zlm duruşu yapmış ve buketler konulmuştur.
Kafile, Opera binası önünden Ulus Meydanına çıkmış ve Atatürk heykeline çelenkler konulduktan sonra bir heyet İnönü Parkı caddesi yolu ile Kaleye çıkarak bayrak çekmiştir.
Saat. 14 e kadar Cebeci Çayırında halka milli oyunlar tertip edilmiştir.
Ankara Belediyesi tarafından saat 21.30 da Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi konferans sah»nunda bir tören tertip edilmiştir. Törende Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bütün bakanlar hazır bulunmuşlardır. Gece Ankaranın bütün resmî ve hıısusl binaları elektrikle tenvir edilmiştir.
iskân Komisyonu dün toplandı
(iöçıneııleriıı hir aıı evvel gidecekleri yere sevk edilmeleri konuşuldu
Ankara, 13 (T. H. A.) — Göç-
menleri İskân Komisyonu, bugün Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi Knraos-ııuıııoğlıırııın riyasetinde toplanarak çalışmalarına devanı etmiştir.
Bu toplantıya Tanın Bakam Nihat EğılİHiz. ile diğer mütehassıslar iştirak etmişlerdir.
Bugünkü toplantıda bilhassa kış mevsiminin yaklaşması ve soğukların başlamış olması gözönünde tutularak göçmenlerin biran evvel gidecekleri yere «evkedilmeleri, oralara yerleştirilmeleri ve İaşelerinin .sağlanması im |ı ı-j görüşlümü-4üt.
Haber aldığımıza göre, hükümet görmen ırkdaşlarımızın İskânına ve tüıiü ihtiyaçlarının teminine büyük bir ehemmiyet vermektedir.
Bu İtibarla bu mesele ön plânda e-le alınmış bulunuyor. Maddeten imkân dahilinde olan her türlü tedbire tevessül edilerek meselenin en kısa bir zamanda halledilmesi bekleniyor.
teşkilâttaki arzuya rağmen fevka-1 lâde bir kongrenin toplantıya çağırıl-masını lüzumsuz addeden D.P. Ge-1 nel îdare Kurulunun bugün istişarî mahiyette oir heyeti içtimaa çağır- i mış bulunmasının sebebini aramakla meşguldürler. ‘
Buna mukabil D.P. ileri gelenleri böyle bir heyetin toplantıya davet edilmiş bulunmasını aşağıdan yukarı idare edilen partilerde tabii karşılanmak lâzım geldiğini ifade etmektedirler.
Muhalefet sahasında bulunanlar ise umumiyetle 20 ekim toplantısında bir fevkalâdelik aramakta ve bilhassa davetin memleketin mühim bir kısmını gezmiş bulunan Cumhurbaşkanı ile Başbakannın avdetlerinden sonra yapılmış olmasına işaret etmektedirler. Bunlara göre:
1 — Cumhurbaşkanı ve D.P. Başkanı gittikleri yerlerde partililerle temas ettikten sonra buna lüzum görmüşlerdir. Zira teşkilâtta 4,5 aylık hükümet icraatını tasvip etmeyen bir hava sezmişlerdir.
2 — Gazetelerde Meclisin açılışına takaddüm eden günlerde yapılacak grup toplantılarında Hükümetin tenkide uğrayacağı ve grupta bölünmeler olacağı şeklinde haberler neşrolunmaktadır. Bu İhtimalleri gözden kaçırmayan Hükümet ve D.P. Başkanı grupa değil teşkilâta dayanmağı daha İhtiyatlı bir hareket telâkki etmiş ve böyle bir karar alınmasına âmil olmuştur. Böylelikle Hükümet hem bundan sonraki politikasına istikamet verirken daha az mesuliyet yüklenecek hem de jynıpa karşı kendisini daha kuvvetli görecektir.
20 ekim toplantısının her üç züm-t rede uyandırdığı akislerin hulâsası budıır.
Bursa civarında bir uçak parçalandı
Şelıit üsteğmenle gedikli çavuş, yaralı hir subaya serum getiriyorlardı
Bursa, 13 ıT.H.A.) — Bursada bir tecrübe sırasında hava J’üzbaşısı Cemal Yazıcıoğlu makineiitüfek kurşunu İle kasığından yaralanmış, kendisine İlk tedaviyi yapmak için. Es-kişehirden serum ve band İstenmiştir. Bunun üzerine Eskişehir Tümen İrtibat Bölüğünden bir üsteğmen ve bir gedikli idaresinde Bckrafs tipinde bir askerî uçak serum ve bandlan alarak hareket etmiştir. Uçak Bursaya gelir, ken İnegöl Babaoğlu mevkiinde sabaha karşı görüş sahasının çok az olması yüzünden bir tepeye çarparak parçalanmıştır.
Uçaktaki üsteğmen ve gedikli çavuş şehit olmuşlardır. Bu sabah Bursa Tayyare Alay Komutanı ve beraberinde bir heyet derhal vaka mahalline gitmiştir.
Uludağa ilk kar yağdı
Bursa 13 (T. H. A.) — Uludağa bu-gün senenin İlk kan dügmüştür. Karın yüksekliği otuz santimdir, tkl gündür Bursada oldukça şiddetli soğuklar hüküm sürmektedir.

İÇİNDEKİLER
î K 1 N C 1
İktisadi hayatımızda hamle yapabilecek iki rehin şekli
Dr. F. N. Feyzioğlu
DÖRDÜNCÜ
Tahran İkilaat Kongresi
M. Nermi
BEŞÎNCÎ
Sarayı alt üst eden arbede Kemal Samancıgil ALTINCI
Fikriyat hah»!...
Fâzıl Ahmed Aykaç
Bakanlar Kurulu
dün uzun bir
toplantıyaptı
• -
Hoffman’la yapılan temasların Bulgaristandan gelen mekte olan muhacirler lerinin hahts mevzuu
tahmin ediliyor
Ankara 13 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Bakanlar Kurulu bugün öğleden sonra uzun bir toplantı yapmıştır. Toplantıyı müteakip ba- ’ sına izahat verilmemişse de sızan haberleri nazaran görüşmelerin mevzuunu daha ziyade dış meseleler teşkil etmiştir. Bu cümleden olarak Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü Hoff-man'la görüşülen meseleler ve Bul-garlstanla münasebetlerimiz hakkında İzahlarda bulunmuştur. Zannedildiğine göre toplantıda Bulgaris-tanla olan münasebetlerimize daha geniş bir veçhe verilmek arzusu izhar edilmiş ve bu yolda yeni bir pren. sip kararı alınmıştır.
Diğer taraftan Bulgarlstandan gelen ve gelmekte olan göçmenler meselesi hakkında da müzakereler cereyan etmiş, Tarım ve Devlet Bakanlan son günlerdeki mesailerini anlatmışlardır. Son olarak toplantıda Başbakan, Kabine arkadaşlarına seyahat intihalarını anlatmış» İşletmeler Bakanı Muhlis Ete de Raman petrolleri hakkında İzahat vermiştir.
Görüşmeler sonunda alınan bîr habere göre İşletmeler Bakanı İhzari çalışmalar nihayet bulduktan sonra petrol arama ve işletme a mâliyelerine yeni bir şekil verilmesi hususunda Bakanlar Kurulundan muvafakat almıştır.
Bakanlar Kurulu bııghn de toplanıyor
Ankara 13 (T.H.A.) dığınuza göre, bugün 20 ye kadar toplanan rulu, Bulgar notasına vabm tetkikine devanı
yann da (bugün) bir toplantı yapacaktır.
ve gel-mesele-olduçu
— Haber al-saat 15 ten Bağanlar Ku-verilecek ce-etınek Üzere
İÇTİMAİ DERTLERİMİZDEN
Gündüz İnsan.,»
Gece kurt!
(1
Sayfa 2
Y bN 1 1 f r A ı\ ..
14 Ekim 1050
Hukuk tetkikleri
— i
İktisadi hayatımızda hamle yapabilecek iki rehin şekli İrat senedi ve ipotekli borç senedi
Dr. Feyzi Necnıeddin FEYZİOGLV
MEDENÎ Kanunumuzun bazı mües-seselerl vardır kİ, bunlar Türk camiasının bünye ve İhtiyaçlarına uymaktan ziyade, mehazımız İMVİçreniıı âdet ve ananelerinin birer makeslnl teşkil etmektedir. Ve bittabi, o nispette de dar veya geniş bir tanzim tarzına sahip bulunmaktadır.
İnkılâp senelerinin ateşli başlangıcında^ memleketimizin uzıın tarihi tekâmülü. hukuk dünyamızın yıllardır tatmin olunamıyan noksanları düşü-nülmekslzln, isvlçrcdcn kül halinde tercüme ve İktibas olunan Medeni Kanunumuz, buna rağmen, çok İleri hükümleriyle, Türk İnkılâplarının alem-darlığını yapmıştır.
Hattâ bu alemdarlık sıfatıdır kİ, kabulünden bugüne katlar çeyrek asra yakın bir zaman geçtiği ve oldukça uzun olan bu tatbik yıllarında kendi bünyemize uyan hükümleri İle uymayanları açık bir tarzda belirdiği halde, Medeni Kanunumuzda yapılması zaruri en ufak bir tadile dahi müsaade etmemektedir.
Ancak hu vakıa yanında şu hakikati de teslim etmemiz lâzımdır: Rıı müesseselerln, yıllardan beri yaşıyan hukuk Alemimizde yer alamayışının sebebi, onların bir kısmının bünyemize uymayan mahiyetleri İse, bir kısmının da memleketimize tamamen yabancı ve yeni bir müessese olarak gelişi, İktisadi veya İçtimai hayatımızda yapacağı büyük hamlelerin halk efkftnnca meçhfil oluşudur.
Hükümleri, Medeni Kanunumuzun 812-843 Üncü maddeleri arasında tanzim edilmiş bulunan (Irad senedi) ve (İpotekli borç senedi) şeklindeki gayrimenkul rehinleri, işte tatbikattaki kıymet ve mahiyetleri bakiciyle anla-şılamadığı İçin muattal bırakılan bu nevi hukuki müe**seselerlmizln ikisi ve herhalde en mühimleridir.
M al fi m olduğu Üzere gayrimenkul rehni: “Muayyen bir alacağı bir gayrimenkulun kıymetinden tercihan İstifa hakkını bahşeden fer’I bir ayni haktır.” Demek ki, bu hak. alacaklıya, merhun gayrimenkulürı paraya çevrilmesi ve bu suretle alacağının tahsili hususunda İcabında herkese karşı, bahusus gayrimenkul sahibinin diğer alacaklılarına karşı da derme-yan edilebilecek bir rüçhan ve takip salâhiyeti bahşetmektedir.
Evvelki hukukun müteaddit tevsiki akitlerine mukabil Medeni Kanunumuz. ancak Uç şekil gayrimenkul rehni tanzim etmiştir. Ayni hakların mahdutlugu prenslpinin bir neticesi olarak, kanunun tecviz ettiği bu üç nev| haricinde bugün, başka bir tarz gayrimenkul rehni tesis etmek mümkün değildir. Bunlarsa İpotek. ipotekli borç senedi ve Irad senedidir.
İpoteğin bariz vasıflarından biri do, tevsik ettiği alacağın temini için, mi-. rasın dıı borçlunun diğer mallarına da müracaat imkânını vermesi, yani borcun şahsi olmasıdır. Şu mânada kl. merhunun sat’ş bedeli alacağın tamamını karşılamazsa, o zaman alacaklı borçlunun bütün hak ve mallar* * üzerinden. mütebaki kısmını — fakat artık rehinslz bir alacaklı sıfatlyle — tahsil İmkanını haiz bulunmaktadır.
Gerek İpotekli alacaklının, merhun gayrimenkul üzerinden kendi alacalını İstifa etmedikçe diğer şahısların o maldan alacaklarını alamayışları, gerek gavrlnıenkulün. tevsik ettifil alacağın tamamını karşılayamaması halinde borçlunun diğer emvaline müra-caat imkânmı haiz bulunması, hu mi), essesenln, gayrimenkul rehinlerinin İfa ettlğj iki fonksiyondan (teminat ve tedavül fonksiyonlarından) teminat safhasmı ön plânda tuttuğunu göstermektedir.
Zira İpotek, tedavülü mültezem olmayan hususlarda tevessül olunan bir yoldur. Ve bıj sebeple ipotekte, tapu memuru alacaklıya tedavül kabiliyetini haiz bir senet vermekle mükellef değildir. Arzu halinde verilen (İpotek belgesi) İse sadece bu ayni hakkın tapu siciline şerh verildiğini gösteren bir vesikadan İbarettir.
Şüphesiz İpotek de. alacacın temliki yolu İle başkasına devredilebilir. Fakat kıymetli evraklardaki gibi, tedavül doğrudan doğruva olamaz.
Halbuki, yukarıda da işaret etliğimiz gibi, gayrimenkul rehinlerinin teminat fonksiyonu yanında veya o-nunla beraber bir de tedavül fonksiyonu varda*. Bu. gayrlmenkullerln mütedavll hlr kıymet haline konulma-•ı fonksiyonudur. Bövlece bir gayri-menkulün deleri, sadece ona bağlı o-larak sabit hlr vaziyette kalmıyacak, bilâkis ticari hayatta tedavül edebi
len ııkıcı bir kıymet haline İfrağ edilmiş bulunacaktır. îşte hu imkânı biz, yalnız teminat vazifesini İfa eden I-potekte değil, teminat ve tedavül fonksiyonlarım kolkohı yürüten İpotekli lıorç senedi ve Irad senedinde görmekteyiz.
Esasen gayrimenkul mülkiyetine I-tlraz cdeıı İktisatçıların eıı kuvvetli mesnedi, büyük sermayelerin muazzam birer bina şeklimle teccssüııı ettirilmesi, yani onların ticaret piyasasından uzaklaştırılması ve muattal hlr vaziyete düşürülmesidir. Halbuki Irad senedi veya İpotekli borç «enedi şekillerinde, gayrlmenkullorden kredi temini ve bıı kredi ile başka ticari İşler yapmak İmkânına kavuşulacağı için, yukarıdaki İtirazların mesnetleri de yıkılmış olacaktır.
Zira gerek Irad senedi, gerek İpotekli borç senedi, hlr taraftan bütün şartlarını havi bir gayrimenkul rehni vasfını taşırken, diğer taraftan da tıpkı bir esham, tahvilât gibi kıymetli evrak mahiyetini arzet inektedir. Gayrimenkul değerlerini İst ifadesiz, sabit kıymetler halinden kurtararak, onları mütedavll, İstifadeli, ticarete elverişli bir hale koymak arzusunu taşıyanlar İçin İse, bıı İki rehin şeklinden daha müsait bir İmkân ve fırsat bulunamaz.
öyle bir zirai İşletme snlılbl tasavvur edelim kl, çiftliğinden sadece zirai bakımdan değil, aynı zamanda İktisadi bakımdan da İstifadeyi düşünmektedir. Bu düşüncesine, gayrlmen-kıılünü hlr ipotek şeklinde terhin etmekle tam mânaslyle kavuşamaz. Fakat çiftliğini bir Irad senedi İle takyit ederek, hisse senetlerine tahvil eylerse, gayrlnıenkıılünün kıymeti mütedavll bir sermaye haline konulmuş olur. Zira bu senetler, piyasa kıymetiyle tedavül edecek, senedi elde edenler, muayyen devrelerde faizini alacaklar, ancak kanunda mezkûr |>ek Isflsryd haller bulunmadıkça re-sülmalini Istcycmlyeceklerdlr. Ve bu sebeple de, cazibeyi temin İçin faizleri yüksek olacaktır.
YaJnız hemen tebarüz ettirelim ki, Irad senesinde de tedavül fonksiyonu Önde, teminat fonksiyonu arka plânda bırakılmıştır. Çünkü Irad senedi .voliyle tesis olunan bir gayrimenkul reh-nlnde borç şahsi değil, aynidir. Y'anl borçlunun mesuliyetinin hududu, sadece o gayrlmenkulün kıymeti ile mukayyettir. Bu kıymet, borcun tamamını karşılayanınsa bile, alacaklılar, borçlunun diğer emvaline müracaat edemezler. Gerçi kanun vazıı, bu mahzuru gldertmek İçin, İhraç olunacak Irad senedinin âzami miktarım uygun bir nispet dahilinde tesblt etmiştir. Fakat buna ruğmen, burada alacaklı bakımdan bir çekinme sebebi mevcuttur.
Irad senedi bakımından diğer bir mahzur da. bu rehin şekliyle sadece zirai gayrlmenkullerln. evlerin ve bir de üzerine bina İnşa edilecek arsaların takyit olunahllmesldlr.
Halbuki, ipotekli borç senedinde, ne İpotekte görülen (bir kıymetli evrak gibi tedavül edememe mahzuru), ne de irad senedinde rastlanan (borcun ayni olması ve ancak muayyen gayri men kul ler üzerinde tesis edilebilmesi mahzurları) mn hiçbirisi yoktur.
İpotekli borç senedi, hem bir İpotek gibi şahsi bir borç tevlit eder, hem de bir Irad senedi gibi, piyasada bir kıymetli evrak sıfatlyle tedavül eyler. İpotekli borç senedinin tesis olııııamıyacağı hiçbir gayrimenkul de yoktur.
Demek oluyor kİ, bıı son şekil, hem alacaklılar, hem de borçlu bakımından gayet caziptir. Çıkartılan senetler emindir. Zira ne hlr şartı, ne de mukabilinde bir şey İtası kaydını İhtiva etmemektedir. Her İki senet de tapıl memuru İle salâhlyettar hâkimin İmzasını havi olarak İhraç edilmekte ve miktarı hiçbir suretle, gayrlmen-kıılün resmen takdir olunan kıymetini tecavüz edememektedir. Bu kıymetlerin lâzım gelen İhtimam İle takdir edilmemesinden İse hazine dahi mesul bulunmaktadır.
Okuyucularımız, bu İki hukuki nıü-essesenirı bütün hüküm ve hususiyetlerini, bir tek makale İrinde İzah etmek İmkânsızlığını takdir edeceklerdir. Fakat bu kadaretk tafsilât dahi gösteriyor kİ. bilhassa İpotekli borç senedi, borçlu ve alacakl'lar bakımından gayet emin adımlarla, kosko(a gnyrimenkullerl ticaret âlemine sürüklemekte, onun donmuş değerini» mütedavll bir sermaye haline ifrağ
ŞEHİR HABERLERİ
- - . —-
Şehlr.köşesi
Dolmabahçe ve muhacirler
Dolmabahçe Sarayı halka a-çildi.
Fakat, Saray, ancak haftada bir yün perşembe ffünü slyaret edilebilecektir. Bunun için dr, pazartem yünü ytdılcrek ^ah^i duhuliye kartı almak icap edecektir. Ayrıca bir nokta var. Saraya, ancak 300 ziyaretçi kabul ediliyor. Herhalde bunun (-dari sebepleri ol.sa yerektir.
İstanbuluM cn güzel sahillerinden birinde müstesna bir manzara kucaklayan Dolmabahçe Saray uıı ziyaret için, meraklılardan bir Ücret alınacak de fiildir.
Bu havadisi gazetemizde o-kayan KadıköylÜ bir ^Hanım-e/endi,, dün erkenden telefon ederek dedi ki:
— Benim bir fikrim var. Dolmabahçe Sarayını ziyaret edenlerden duhuliye olarak ücret fili umalı ve bunu nmhacirlerin terfihine tahsis etmeliler. Bu noktayı yazarsanız memnun o-lacağım.
Bu hassas okuyucumuzun arzusunu yerine getiriyorum. Fikir cidden güzeldir. Aynı zamanda, Sarayı ziyaret günlerini dn, kabil olduğu kadar çoğalt-malıdır. Böylece hem ziyaret, hem,... bir yardım temin cdil-mıç olur.
BİR İSTANBULLU
Hava vaziyeti
Dün şehrimizde lıava yeniden bozdu. Hararet 9 dereceye kadar düştü
Şehrimizde dün hava birdenbire soğumuş ve zanmn zaman yağmur yağmıştır. En yüksek suhunet 17.5 en düşük sühunet 9 derece olarak tes-bit edilmiştir.
Son 24 saat içinde yurdumuzda hava Doğu ve Güneydoğu Anadoluda. Trakya, Marmara ve Karadeniz kıyılarında çok bulutlu ve yer yer yağışlı, diğer bölgelerde açık geçmiştir.
Yağışlar yağmur şeklinde olmuştur.
Son 24 saat İçinde yağış miktarları metrekarede Zonguldakta 26, Karsta 22. Karadeniz Ereğlisinde 17, Erzu-rumda 15. Tekirdağında 10» Kağızman ve Siirtte 9, Vaftoda 8, Çanak-kalede 7, İğridlrde 6. diğer yağış olan yerlerde 1-5 kilogram arasındadır.
Son 24 saat içinde en yüksek sıcaklık Adana ve Antalyada 30. en düşük sıcaklık Karakösede sıfırın altında 1 derecedir.
Bugün şehrimizde havanın az bulutlu geçeceği, rüzgârların genel olarak kuzeyden orta kuvvette eseceği, suhunet derecesinin düne nazaran biraz daha yüksek olacağı ve yağmur yağmıyacağı tahmin edilmektedir.
C. Halk Partisinin hesapları inceleniyor
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul merkezinin hesaplarım incelemek ü-zere Ankaradaıı gelen maliye müfettişleri dügden itibaren tetkiklerine başlamışlardır.
ederek kıymetlendirmekledir.
Devletçilik prenslpl hudutlarının â-zaml derecede daraltıldığı; bir çok iktisadi devlet teşekküllerinin hususî sermayelere devrinin düşünüldüğü su günlerde, piyasada hissedilecek ıııü-fedavll sermaye fıkdanuıı, ihraç olunacak bu Irud veya İpotekli borç senetleri, mühim miktarda İzale edecek ve muhakkak kl İktisadi hayatımızda vapacağı hamle İle geniş bir refah \e huzur doğuracaktır. Yetck kl, büyük gayrimenkul tahinleri, hu imkândan faydalanmasını bilsinler.
Şehir Meclisinin dünkü toplantısı münakaşalı geçti
SULAR İDARESİNİN YAPACAĞI BİR MİLYON LİRALIK İSTİKRAZ, GENİŞ ÖLÇÜDE KONUŞMALARA YOL AÇTI
İstanbul Genel Meclisi dün saat 15 te Avukat Ferz an Aras’ın başkanlığında toplanmıştır.
Verilen takrir üzerine Meclisin bu devredeki toplantısının 27.10,1950 tarihine kadar uzatılması, Vah ve Belediye Reisi tarafından İçişleri Bakanlığına teklif edilecektir.
Bundan sonra bazı Azalar tarafından Belediyenin yeniden organize e-dilınesl gerektiği fakat Meclisin iş günlerinin buna kâfi olmadığı için temdit keyfiyetinin bir kanuna bağlanması hakkındakl teklif uzun münakaşaları mucip ölmüştür.
Bu sırada söz alan Vali ve Belediye Reisi Gökay. heyeU umumiye top* lanlısiyle belediyenin yeniden kura-lomıyacağım, eğer belediye şehirlilerin arzularım yerine getirebilecek bir hale getirilmek isteniyorsa en sa-lâhlyeth şahıslardan bir komisyon teşkil edilmesi gerektiğini. Umum! Mecliste konuşmakla iş görüleml-yeccğinl belirtmiştir.
Uzun münakaşalardan sonra Kaim Nurinln temdit teklifi Kavanin komisyonuna havale edilmiştir.
Gündemdeki diğer maddeler konuşulduktan sonra, Sular İdaresinin Bankalardan yapacağı bir milyon liralık istikraza, Belediyenin kefil olması İçin makama yetki verilmesi uygun görüldüğüne dair Bütçe, Ka-vanln ve Genel Hizmetler Komisyonlarının müştereken tanzim ettikleri tutanak, mecliste uzun müzakerelere ve münakaşalara yol açmıştır.
Söz alan hatiplerin büyük bir kısmı Sular İdaresini tenkld etmişler ve îstanbulun susuzluktan kavrulduğunu yer yer misaller vererek tebarüz ettirmişlerdir.
Sular idaresi Müdürü Prof. Ihsan
Mısıra tâyin edilen İtalyan Büyükelçisi bugün memleketimizden ayrılıyor
Mısıra tâyini üzerine bugün memleketimizden hareket edecek olan I-talyan Büyükelçisi Don Renato Peru-nas Vali ve Belediye Reisini ziyaret ederek veda etmiş ve TUrkiyede geçirdiği dört senenin samlın! hatıralarını memleketimizin bir dostu olarak dalma zevkle taşıyacağını ve demokrasi dünyasının esas direklerinden e-lan Türk milletinin vefalı bir dostu olarak kalmakla bahtiyarlık duyacağını ve güzel İstanbula olan hayran-’ığını İfade etmiştir.
Dört seneden beri memleketimizde azife gören Büyükelçi bütün dlplo-natik mehafilin sevgisini kazanmıştı. Kendisinin Türkiycden ayrılması eessürle karşılanmıştır-
Büyükelçi, bugün Ankara vapuriy-gidecektir.
Şehir Hattı vapurlarının sisli havalarda seyirleri
Şehir Hattı vapurları seferlerinin sisli havalarda aksamaması ve seyir esnasında birblriyle çarpışmamaları için ne şekilde işleyecekleri hakkında bir rota tanzimine karar verilmiştir.
KISA HABERLER
ir Gümrük ve Tekel Bakanı Nuri özsan dün Vali ve Belediye Reisini dyaret ederek Bakanlığını ilgilendi-*en konular üzerinde görüşmüştür.
★ Amiral Bristol Hastahnneslnde >l-Eklm-1950 cumartesi günü saat 15 te, hastabakıcılık dershanesini bitirenlere diplomaları tevzi edilecektir.
★ Halk Partisi İl Başkanı İlham! Sancar Çatalca ve Sllivridc Hükü-
mete hakaret suçiyle tevkif edilen Halk Partililerin dosyalarını tetkik etmiş ve köylerine giderek köylülerle görüşmüştür.
Göze, idarenin hâlen su sevkettiği galerinin çok eskimiş bulunduğunu, yeni galerinin gece gündüz çalışılarak ikmal edilmek üzere olduğunu, yol bittikten sonra 1951 senesinin haziran ayında şehrin bol miktarda suya kavuşacağını söylemiş, bütün inşaatın 22 milyon liraya çıkacağını, bu miktarın 18 milyon 800 bin lirasının harcanmış olduğunu anlatmıştır.
Tekrar söz alan üyeler fiyat te-mevvüçleri dolayısiyle bu keşiften nc gibi tasarruflar yapıldığım sormuşlardır.
Müzakerelerin çok dağıldığını gören diğer üyelerden bir kısmı Sular İdaresi Müdürünün şimdi sual yağmuruna tutulmasının doğru olmıya-cağıru, uncak bütçe müzakereleri sırasında ^bunların konuşulabileceğini söylemişlerdir. Bunun üzerine tutanak reye konmuş ve kabul edilmiştir.
500 üncü Yılı Kutlama Komitesinin kararları
Fatihin heykeli yaptırılmıyacak, film çevrilmesi masraflı olacağından bundan da vazgeçildi
Dün, 500 üncü Fetih Yılı Kurulunun İstanbul komitesi VaJinin riyasetinde toplanmış ve çok mühim bir karar almıştır. Bu rarar, uzun müddettir üzerinde beyhude münakaşalar yapılmakta olan “Fatih Heykeli,, meselesiyle alâkadardır.
Hatırlarda olduğuna göre, Istan-bulun 500 üncü ve Müteakip Fetih Yıllarım Kutlama Derneği tarafından Fatihe bir heykel yaptırılması için faaliyete ve anket, plân gibi teşebbüslere de girişilmişti. Euna taraftar olanlar bulunduğu gibi aleyhtar olanlar’da vardı. Komisyonun dünkü toplantısında, meselenin prensipl ele alınmış ve uzun müzakerelerden sonra, Fatih’in tamir ve ihyası İcap e-den bir çok eseri dururken ona heykel yaptırılmasının muvafık olamı-vacagı kanaati belirmiş ve komisyon Azalan, teklifin reddine ekseriyetle karar vermişlerdir.
Milletlerarası Çocuk Veremi Kongresine iştirak ediyoruz
Yakında Poriste toplanacak olan Milletlerarası Çocuk Verem Kongresinde Türklyeyi Valdebağı Prevantoryumu Dahiliye Mütehassısı Doktor Fikret Ürgüp temsil edecektir. Doktor Fikret dün bir İsviçre uçağivle hareket etmiştir.
Yüksek Denizcilik Okulu talebelerinin stajı
Yüksek Denizcilik Okulu 4 üncü sınıf talebelerinin stajlarını son sistem ve uzak seferlere tahsis edilen gemilerde yapmaları uygun görülmüştür.
Emniyette yeni bir tâyin
Emniyet Umum Müdürlüğünden Zcyyat Koval İstanbulda münhal bulunan Emniyet Müdür muavinliklerinden birine tâyin edilmiştir.
Bu müdür muavinliğinin bilhassa Anadolu yakasındaki emniyet teşkilâtının takviyesi ve bu mıntakadalcl emniyet ve asayişih teminiyle meşgul olması kararlaştırılmıştır.
Karcdenizdc fırtına başladı
ICaradenlzde mevsimin İlk şiddetli fırtınası başlamıştır. Bu yüzden gemiler rötarla seferlerine devam etmektedirler. Bazı vapurlar Zangul-dağa uğrayamadıklarmdan yolcularını Ereğliye çıkarmışlardır.
Teknik Üniversite tedrisata başlıyor
Teknik Okulda da pazartesi gününden itibaren derslere başlanacak. İstanbul Üniversitesinde kayıtlara devam ediliyor
tstanbul Teknik üniversitesi ile Teknik Okulu 16-X-1950 pazartesi günü törenle açılacaklar ve 1950-1951 tedris yılına gireceklerdir. Teknik üniversitedeki merasim saat 10.30 da Üniversitenin Gümüşsüyü binasındaki kapalı spor salonunda, Teknik Okuldaki merasim de saat 9 da Yıldızdaki okul binasında yapılacaktır.
Diğer taraftan İstanbul Üniversitesi yeni yıl tedrisatına l-kasım-1950 gününden itibaren bağlıyacaktır. Ü-niversitenln muhtelif fakültelerine talebe kaydına devam edilmektedir.
Bu cümleden olarak bugüne kadar, Hukuk Fakültesine 810, iktisat Fakültesine 234, Orman Fakültesine 138. Edebiyat Fakültesine 242, Fen Fakültesinin lisans kısmına 153, kimya kısmına 49, Tıp Fakültesine 501. Eczacı Okuluna 202. Dişçi Okuluna 235 kişi müracaat etmiştir.
Diğer taraftan, komisyon, “Fatih,, adına yapılmakta olan filmler» de bahis mevzuu etmiştir. Sanat, bilgi, zevk ve sermaye bakımlarından pek mahdut İmkânlara sahip olan hususi eşhasın bu teşebbüslerini memleket ve dünya çapında bir dâvaya mal etmek İmkânı elbette tasavvur edilemez, Nerede kaldı ki, sinema, bütün bu imkânlara bir de teknik vasıta ilâvesini şart koşan bir sanat şubesidir.
Bilhassa tarih! eserlere, bir de kostüm, dekor ve aksesuar ihtiyacı başgösterir ki, Bizans ve Fatih devirlerine ait bu malzemenin temini için milyonlara ihtiyaç olacağı şüphesizdir.
Bıı İtibarla, komisyon. Fetih mevzulu bir flim İle bugüne kadar meydana getirdiğimiz filmler gözönünde tutularak, şimdilik meşgul olmamayı münasip görmüştür.
Franso Radyoları Mümessilinin dünkü temasları
Türkiyeyi Fransaya ve Fransayı
Türk iyeye tanıtmak üzere her iki tarafın radyolarında mütekabil yayınlar organize etmek üzere şehrimizde bulunan Fransız radyosundan Mme Alice Rocque dün Gazeteciler Cemiyetine gitmiş, Cemiyet Reisi Burhan Felek ve gazetecilerle temaslar yapmıştır.
Mme Rocque. gazetecilerden, iki milleti birbirlerine tanıtma hususunda yardımlarını istemiştir.
Aforoz edilen üç papaz muhakeme edilecek
Ermeni Patrikhanesi tarafından afaroz edilen 3 papaz dini kisve İle âyine iştirake devam ettiklerinden vuku bulan şikâyet üzerine savcılıkça haklarında Kıyafet Kanununa muhalif hareketten sanık olarak takibata başlanmıştır.
Papazların muhakemesine yakında başlanacaktır.
Zeytinyağı ve Nebatî Yağlar Kongresi
24 ekimde Ankarada toplanacak olan Zeytin yağı ve Nebat! yağlar Kongresinde nakliye İşleri de görüşüleceğinden, Devlet Denizyolları U-mum Müdürlüğü temsilcileri dc davet edilmişlerdir.
Ticaret Bakanağına piyasa hakkında raporlar verilecek
Bölge Ticaret Müdürlükleri Ticaret Odaslylo işbirliği yaparak piyasanın stok, fiyat, arz ve talep, fevkalâdelikleri ve temayüllerinin ne durumda olduğunu tetkik ederek hazırlıyacafrı raporları Bakanlığa gönderecektir.
Bu maksatla Ticaret Odasının alâkalı servisi faaliyete geçmiştir. Piyasa kulislerinde olup bitenler mucip sebepli, mütnlâalı olarak hazırlanan raporlar Bölge Ticaret Müdürlüğüne verilmeye başlanmıştır. Raporların hazırlanmasında piyasada bilgi, samimiyet, tecrübe ve şöhretine güvenilen iki firma İle temas edilecektir. 10 günde bir, Bölge Müdürünün başkanlığında yapılacak toplantılarda elde edilen malûmat görüşülecek ve 15 günde bir de Merkez Banka-siylc temaslar yapılacaktır.
Ehemmiyetli hâdiseler günü gününe, diğer hâdiseler de haftalık raporlar halinde Bakanlığa arzedilecek-tir.
Ayrıca, Meslek Gruplarının yaptıkları toplantıların neticeleri de alınarak Bakanlığa gönderilecektir.
ithalâtçılar ile sanayicilerin görüşü birbirine uymamaktadır, ithalâtçı tüccar piyasa bakımından ithalini zaruri gördükleri maddelerin tercihan A listesine alınmasını teklif ettikleri haJde, sanayiciler bu maddelerin memlekette de imal edildiğini İleri sürerek İthaJâtçılann teklifini kabul etmek istememktedir.
Ticaret Odasınca Bakanlığa gönderilmek üzere hazırlanan raporda bu iki görüş de belirtilmiştir.
Milletlerarası Havacılık Kongresi hazırlıkları
Pazartesi günü Pera Palasta başlamış olan t.A.T.A. Milletlerarası Hava Nakliyat Birliğinin toplantısı devam etmektedir. Müzakerelere ayın 16 sında son verilecektir.
Diğer taraftan 17 ekimde Şale Köşkünde toplanacak olan Beynelmilel Havacılık Kongresine iştirak edecek olan Amerikan delegeleri de şehrimize gelmiştir. Kongrenin idare ve tanzimi ile meşgul bulunan Devlet Hava Yollan Genel Müdür yardımcım Riza Çerçel ve kongre delegesi, eski ulaştırma müsteşan Naki Köstem dün sabah Ankaradan gelmişlerdir.
Memleketimizde İlk defa yapılacak olan bu Beynelmilel Havacılık Kongresine 22 devlet ve 200 e yakın delege iştirak edecektir.
Yirmi sene evvel vefat eden üskü darlı Yazma Fabrikatörü
YORGÎ N. KALYONCU’nun
ruhu için Üsküdar Yenimahalle Rum Ortodoks Profiti îlya Kilisesinde 15. 10.1950 pazar günü saat 11 de mevlit okutturulacaktır. Kendisini sevenlerin hazır bulunmalan rica olunur.
Bey hj t tan gelen oğlu
Ali İLLE A Y. KALYONCU
9.15, 9.45, 10, 10.35 te Köprüden vapur \ irdir.
YEıNİ İSTANBUL
sîyasi İktisadî
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi :
VENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LtMİTED ŞlRKETl Mıldürii: Kemal H. SARLICA
Yazı islerini fiilen İdare eden mesul müdür:
Sacld ÖGET
Ne-yredllrniyetı yazılar iade edilme».
Basıldığı yer î yeni İstanbul matbaaci-LIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
— 33 —
Şimdilik duralım ve bu defteri kapayalım. Merali bugün görmeliyim. Evvelki geceyi ona izah etmeliyim. Ferhattan evvel — sonra da olsa olur.— Hâdiseyi benden duyması lâzım.
Bu defteri daha iyi muhafaza etmek de lâzım, galiba. Yazıhanenin gözüne uyan anahtar yok değil. Selmlnden bunu umarım Kadının aşk ahlâkı bazan aşkın dışında ahlâk tanımaz. Hele derslerinin çoğunu Besimden alan bir kız için (şimdi bahçedeki sarı gülü ve yalan münakaşasını hatırlıyorum), rrıübah olmayan hareketlerin sayısı pek azdır. Ahlâk mevzuunda benim fikirlerimin Belmin! balık yağı gibi tiksindirdiğini, Besimin fikirlerinin şampanya gibi onu mestetllğinl biliyorum, Beni anlayacağı gün gelip çattığı zaman, korkarım kl, iş işten geçmiş olacak. Tecrübeden sonraki idrak evvelkinden çok daha pahalıdır.,,
XI
Samlın defteri kapadı ve göze koydu, A-yaga kalktı. Elleri yazıhanenin kenarında, başını önüne eğmiş, Merale itiraf etmeğe karar verdiği gecenin hatıraları arasında, şüpheden ve doğruluk özleyişinden başka birşey olmayan mazeretinin yerini alacak bir yalana ihif-159
yaç olduğunu düşünüyordu. O gece kadına söylediğim hatırladı: “Mâsumsa şüphem onu incitir, değilse daha ihtiyatlı olmağa sevkeder”. Şüpheyi gizlemekle bir mâzeret yalanı söylemek arasında fark azdı. Şu vaı kl, doğruluk özleyişi gibi bir mazeretin yerine bir yalan İkame etmek, aşk ahlâkı bakımından, Meralin ’ şimdiye kadar söylediği ve bundan sonra söyleyebileceği bütün yalanları, Samimin, hiç değilse kendi vicdanına karşı tasvip etmek zorunda kalması demekti Şimdi her zamankinden ziyade, Meralin o gün öğleden sonra evde olup olmadığını bilmeliydi. Hayır, onun bir şey gizlediği muhakkaktı. Samimin kanaate değil, delile ihtiyacı vardı. Yoksa o-nu mftsum gibi karşılaması lâzım gelecekti.
Oda kapısının önünde ürkek ayak sesleri geziniyordu. Samlm kulak verdi Selmindi bu. Her insanın olduğu gibi onun adımlarında da şahsiyeti vardı. Samlm daha fazla dikkat etti. Yere basan topuktan sonra, sıra ayak parmaklarına gelirken, Selminin gizleyleilik, İnat ve hesaplı davranış gibi karakter vasıfları, o kısacık Anın yumuşak sesleri ve çıtırtıları arasında beliriyordu. Mefharet geçseydi, adımları daha tok, aralarındaki fasılalar gibi topukla parmaklar arasındaki basış anları da gayrı müsavi ve bütün yürüyüş hırçın ohırdıı. Ayak sesleri uzaklaştı
Samlm oda kapısına doğru yürüdü, durdu. Ayak sesleri yaklaşıyordu. Bu sefer adımlar daha az çekingendi ve küçük bir tereddütten sonra verilmiş karan sezdiriyordu.
Saıruın kapının vuruhııasını bekledi ve aldanmadı.
—Giriniz, dedi,
160
Topuz dikkutli ve hesaplı bir el hareketiyle ağır ağır çevrildi ve kanat ağır ağır açıldı: TA kendisi, Sclmin.
İçeriye girer girmez durdu. Bütün odayı dolaşan bakışları Samimin yüzünü ve gözlerini aradı, buldu, fakat dikkatini gizlemek için hemen yere doğru kaydı. Kısa bir etüd ve kavrayış ânı geçirdiği ve aldığı neticeden çekindiği, yazıhanenin karşısındaki iki koltuğa doğru ilerleyen adımların inhiraflarından belliydi. Vücut, İçinden geçtiği boşluğa hâkim değildi ve mekân içinde, kendisine emniyet verecek noktayı sezmekte zorluk çekiyordu.
Samlm ağır ağır yazıhanesinin koltuğuna gidip otururken. Selinin, onun karşısındaki iki koltuğun arasında durdu ve sol taraftaki pencerelerden gelen ışığa düşmanca baktı. Bu da, iki koltuktan birini seçmek için geçirdiği kısa tereddüt ânı içinde, yüzünü saklamak ihtiyacının kuvvetli bir tercih sebebi olmasına yol açan temayülün gayrı ihtiyari bir bakışta kendini ele vermesiydi. Samlm buna dikkat ettiğim belli etmemek için önüne bakıyor ve bir kâğıdı kıvırıyordu. Fakat Selminin ışığa arkasını vereceğinden emindi.
Yine aldanmadı. Kız pencereye arkası gelen koltuğa oturdu ve yine Samimin tahmin ettiği gibi, ona en hünerli tebessümlerinden bitiyle baktı.
— Sizden bir ricam var, dayı, dedi.
Ve mûsumlyet hasreti çeken günahkârın edepli duruşunu oldukça iyi taklit ederek gözlerini önüne indirdi,
Samlm ona cesaret vermedi. Susuyor ve kâğıdı kıvırmağa devam ediyordu. Kız lâkırdıya başlamadan önce sesini ayıklamak isti-161
yormuş gibi (Hakikatte bir korkuyu savmak ihtiyacının uyandırdığı refleksle) öksürdü. E-lini ağzına götürdü ve çekti. Dayısının yüzüne bakmağa cesareti yoktu. Hep gözleri yerde, boğazına takılan, yırtık ve tırtıllı bir sesle:
— Avrupaya gitmek istiyorurh ben, dedi, üç bin yedi yüz liranı var. Dükkânı da satıyorum. Gelecek perşembeye takrir vereceğim ve yirmi üç bin lira alacağım. Bu para bana İki üç sene yeter. Fakat döviz meselesi.
Öksürdü ve dayısına baktı. Samimin başında hiç bir hareket yoktu ve özünde hiçbir şey değişmemişti. Geniş alnının altında, önüne baktığı için bebekleri iyice görünmeyen gözlerinin kapakları, Selminin aradıklarını örtüyor ve cesaretini kırıyordu.
Kız kendini topladı. Büyük bir gayretin ancak bir perde daha yükseltebildiği sesiyle devam etti;
— Fransaya gideceğim. Karaborsadan yüzde on beş zararına frank buldum. Yüzde on beş.,. Çok. Yüzde on farkla bulmak da mümkünmüş. Siz... iki bankadasınız.
Dayısı birdenbire başını yukarı kaldırdığı İçin Selmin devam etmedi. Gözgöze geldiler. Kız bakışım kurtaramadı ve bir müddet gözünü kırpamadı. Samlm, yüzü hiç kımıldamadan, yalnız dudaklarının hafif bir hareketiyle ve nefes kadar uçuk bir sesle:
— Kalk! dedi, şu koltuğa otur, ışığa kar-4)1.
Selmin yerini değiştirirken, kendisi de kaltkı, pencereye doğru ağır ağır gitti, geriye döndü ve Selminin karşısındaki koltuğun arkasında durdu.
Kız önüne bakıyordu.
162
Samirn gözlerini onun yüzünden ayırmayarak:
— Bütün hesapların mükemmel! dedi, yalnız, bunların arasında, benim zekâma çok az pay ayırmışsın. Şimdi sana, içinde yaşadığımız dünyanın, doğrudan doğruya seni alâkadar e-den meselelerinden hiç birini açacak değilim. Anlamadığını söylüyorsun. Sabahki itirafın güzeldi. Her fikir seni büyüsüne takıp sürüklüyor. Bunu bildiğin içm, dışarıdan gelen tesirlere kafanla değil, inadınla mukavemet e-
• diyorsun. Bu inal nedir bilir misin? Şahsiyetsizliğin yerim alan kör ve karanlık bir benlik duygusudur, tnsanı saadete de, felâkete de götürebilir. önünü görmediği için düzlükle uçurum arasındaki farkı, adımım attıktan sonra anlar. Sen bu eksiğini tamamlamak için daima hesaplı hareketi de seviyorsun. Kadınların hemen çoğu böyledir, fakat senin kadar değil, idraklerine ve iradelerine ait noksanları hesapları ve hileleriyle telâfi etmek islerler, “Kadının tendi...” hikâyesi. Bu “fend" kelimesinin sonundaki lüzumsuz “d" harfi yok mu 7 Bıı harf onların cehaletini ve sırf iç güdüleri ile elde ettikleri iptidai hile tekniğini yüksek bir “fen" zannettikleı mi gösterir. En yüksek mekteplerde okumak onları mutlaka bu karanlıktan kurtarmaz, çünkü bilmek için bilgi kAfi değildir, anlamak da lâzımdır. Onun için, nazariyeleri burada kesip, senin anlayışım kolaylaştıracak bir ik^batıranıı söylemek istiyorum.
Sanılın sigara tabakasını Selmine uzattı.
Kız hiç beklemediği bu İkram önünde bir şaşkınlık Anı geçirdikten sonra, hafifçe tltre-163
14 EV im 1950
yenî İstanbul
Sayfa 8
FIKRA
Ulaştırma!..
Bediî FAİK
tf>EÇEN hafta Hataydan evime bir kart attım. Uçak postası İle. ” Hâlâ gelecek... Eminim ki. tayyare, tayyare olalı bil derece hantallaşmamıştır. Amerikalı " rlght Biraderlerin uçağı» yahut SlcIlyalı Dedale İle tcare’ın halimimin kanatları olsaydı, bizim posta kavli çolıık çocuğun eline çoktaan varırdı.
tnannııyacaksınız nına. Yedek Subay Okulundaki bir arkadaşımın yazdığı bayram tebrikini daha dün aklıın. Bir mcstakdaşım, telefonda gazetecilere tanınan tenzilâtı koparabilmek İçin, çalıştığı gazetenin daimi kadrosunda olduğunu Bitsin - A ayın İl Temsilciliği vaaıtaslyle tevsik ettiği halde, ne cevap aldı biliyor musunuz? "O makam, sizin orada çalıştığınızı bilemez!,, “Ya kim bilir?,, "Gazetenin kendisi.. Fakat hu defa da, gazeteden aldığı mektuba karşı ne deseler beğenirsiniz: "Bu malûmatı İstanbul Basın-Yayın temsilciliğine tasdik ettirmeniz lâzım."
Evvelki gün bana daha garibi geldi çattı: Dört ay evvel ufak bir telefon borcunu Galatasaray merkezine yatırmıştım. Perşembe günü bir posta müvezzli kapıma dayanıyor; "Falan tarihte aldığınız makbuzu istiyoruz. Onun yerine size başka vereceğiz.. Gel de İçinden çık. Bir abone, dört ay evvelin makbuzunu saklamağa mecbur mudur? Düşünen klııı? Allahtan, son derece nazik bir P.T.T. başmüfettişini hatırladık da, telefona sarılıp kurtulduk.
On dört mayıstan biraz sonra, bir vatandaş. Anadolunun hareketli bir kasabasından (adını yazmıyorum ıııazıır görün) Başbakana telgraf çekmek İstemiş. Adres şöyle: "Adnan Menderes. Başbakan - Ankara.. Telgraf memuru kâğıdı alıp çatık kaşlarla şöyle bir süzüşü müteakip geri uzatır:
— Böyle yazılmaz
— Nesi var?
— Başına bir “Sayın,, koyacaksın.
Telgrafı çeken zat dn ııekre bir İhtiyar. Bittabi haklı olarak sormuş: "Bedava mı?„
Gülmeyiniz. Bizim ulaştırma İşlerimizin romanı yazıtsa, okumak için yürek lâzımdır. Sadece gülünçlüğü, acıklılığı, esplrlsl bakımından değil, bitmek tükenmek bilmez uzunluğu cihetinden de... Postayı bıraksanız telefon, telefonu atsanız telgraf karşınıza dikilir. Şu minimini bayram tebrikleri bile İki parmaklık göğüslerinde az facialar mı saklıyorlar? Meselâ Amerika, vatandaşın mektubunu açanlara en ağır cezaları veredursıın. biz bir bayram tebrikinin beş kelimeyi geçip geçmediğini anlamak İçin, vatandaşın yazılarım posta memurlarına dldiklelmeyi bir şeref sayıyoruz kİ. ana, baba, yavru, bütün yasalar bu hal karşısında füc’eten ölseler yeridir.
Fakat Işlıı doğrusu, en salâhlyetlilerl bile l>lr yandan gazetecilere diploma sorup, diğer yandan İşlerinin halkı alâkadar etmediğini açıkça söyledikten sonra, bu hallere şaşmak yahut kızmak boşunadır. Çünkü kızmadan evvel, bu defa halli pek müşkül bir meseleyi düşünmemiz farz olur: Vatandaşın mektubu, telgrafı, az çok aksamalar yapsa dahi nihayet yerine ulaşabilir. Ama, halk hizmetinin İcaplarını anlnmıyaıı zevatı bu İdrak seviyesine nasıl ulaştıracağız? Diplomasız gazetecilere yirmi Üniversite bltirtebilir. hattâ en az altı doktora yaptırabilirsiniz de, bu kabil adamlara halk hizmetini anlatamazsınız.
En kestirmesi, galiba gene sözü demokrasiye bırakmak. Çünkü bir bakanlığın kapısından kırınızı çizme, avcı biçimi ceket manevra kasketi sokulmasına karşı, demokrasinin susmasında pek akla aykırılık olmayabilir ama. aynı takımlarla birlikte halka omuz silken zihniyet do girdi mİ. aynı demokrasinin ağzını açıp gözünü yumması artık farz olur!
Bulgar Dışişleri Bakan Yardımcısının iftiraları
Bakan Yardımcısı, Türk askerlerinin göçmenlere dipçikle tecavüzde bulunduklarını iddia ediyor
VVashingfon hususî muhabirimiz G. H. Martin bildiriyor
Truman - Mac Arthur görüşmesi
Arvupa aomı tınal maçına çıKican Avrupa dcrıiı hdai i. .ıçırıa çıkacak boksör Gustave Peırot boksör Rol.ınd Guilbert
Ankara, 13 (ANK^) — Buraya gelen malûmata göre, Bulgar Dışişleri Bakan Yardımcım Jifko Jlflcof yerli ve yabancı basın temsilcilerinin iştirak ettiği bir basın toplantısında Bülgaristândan Tİlrklyeye tehcir edilen ırkdaşlarımız hakkında bütün hakikatleri tahrif eden yeni bir beyanatta bulunmuştur.
Jifkof, hu arada, Kapıkule hudut geçidinden Türkiyeve girmek isteyen yüzlerce göçmene karşı Türk askerlerinin silâh çekip havaya ateş açtıklarını ve göçmenlere dipçiklerle tecavüzde bulunduklarını iddia etmiştir. Bulgar Dışişleri Bakan Yardımcısı bundan başka, göçmenleri götüren 200 kadar Bulgar yük vagonunun da göç İşlerinin güçleştirilmesi maksa-diyle Türk makamları tarafından Bul. garislana İade edilmediğini ileri sürmüştür.
Bulgar makamları, hududun kapalı bulunmasına rağmen Bulgaristan-
Amerikan Lejyonunun senelik kongresi
Kongre. Trııınan’ın Dışişleri Bakanlığında değişiklik yapılması talebini kabul etti
Los Angeles, 13 A.A. (AFP) — A-Merlkan Lejyonunun senelik kongresinde murahhaslar uzun müzakerelerden sonra Trumnmn Dışişleri Bakanlığında bir nevi değişiklik yapmasını talep eden bir karar sureti kabul etmişlerdir.
Bu karar sureti Achcson’un ismini zikretmemckle beraber, “Dışişleri Bakanını ve komünizmin dünyada kaydettiği kavli İlerleyişi mahkûm etmektedir.
Kongre diğer karar süretlcrlnde şu kaydettiği ilerleyişi mahkûm etmektedir.
1 — Tecavüze dair bütün meselelerde veto hakkının kaldırılması suretiyle Birleşmiş Milletler Anayasasının takviyesi.,
2 — Sovyet Rusya tarafından gır. şilen her türlü tecavüze karşı atom ?ombası İle misilleme hareketinde bu lunulması,
3 — İspanya dn dahil olmak üzer. Batı Avrupnya askeri yardım ve Çin Halkçı Cumhuriyetinin tanınması,
4 — Formoza savunmasının idamesi.
• dan Türklyeye hicret edecek olanları kafileler halinde hııduda yığmağa devam etmektedir. Bugünlerde Bulgar makamları Sofvada bulunan yabancı makamları hududa götürüp onlara göçmenlerin bu durumunu göstermek ve bundan kendi gayelerine uygun ve Türkiye aleyhinde giriştikleri propagandaya yeni bir zemin hazırlamak istemektedirler.
Dr. Von Kıınıplıövcner
Batı Almanyanm Türkiye Umumî Konsolosluğu
Ankara, 13 (Hususî muhabirimizden) — Aldığımız bir habere göre Batı Almanyanm Türkiye Umumi Konsolosluğuna tayin edilen Dr. von Kamphövener bu ayın 24 ünde An-karada vazifesine başlayacaktır.
Dr. von Kamphövener Türkiyede doğmuştur. Babası eskiden Türkiyede Alman subayı olarak devlet hizmetinde çalışmıştı. Kendisi meslekten diplomat olup 12 lisana vakıf bulunmaktadır. 1933 ten evvel Milletler Cemiyeti hariciye kısmının idarecisi olarak çalışmıştı.
VVaahlnglon. II (Hususi muhabirimiz G. H. Martinden telgrafla) — Truman İle Mac Arthur, tıpkı, muazzam imparatorluğun menafiini korumak İçin, aralarındaki ihtilâfları kenara bırakan iki prokonslll gibi, başları dimdik, birbirlerine doğru yürüyorlar. Truman, Mac Arthıır’ü Wa-ahlngton'a davet edebilirdi. Fakat Generalin. bundan evvel yaptığı gibi, daveti yeniden reddetmesi muhtemeldi. Mac Arthur. seyahatten hoşlanmaz. Japonvada hile ender seyahate çıkar ve evi ile uçak meydanı arasındaki yolda dolaşmakla iktifa eder.
Görünüşe göre, Truman. artık A-merlkanın büyük Asya politikasını tanzim etmenin zamanı geldlğino kanaat getirmiştir. Anlaşılan 1945 ten beri günü birliğine takip edilen politikadan vazgeçilecektir. Görüşmenin ehemmiyeti, Cumhurbaşkanına refakat eden müşavirlerin şahsiyet ve miktarından bellidir. Trumanla beraber giden A vereli Harriman, Avrupa işlerindeki ihtisası sayesinde. Amerikanın Asya politikası ile Avrupa politikası arasındaki ahengin teminine hizmet edecektir. General Omnr Bradley, askeri meseleler hakkında kİ derin vukufu ile faydalı olacaktır. Sabık üniversite profesörü Büyükelçi Philippe Jcssup. cevval ve yaratıcı zekâsı ile tellfibeyn hususunda rol oynayacaktır. Nihayet, bir kaç ay önce. Dışişleri Bakanlığının Asya şubesini yeniden tanzime memur edilen Dean Rusk da, Asya meselelerindeki vukufunu, ortaya koyacaktır.
Görüşme rüznamesinde yer atan bellibaşlı meseleler şunlardır:
1 — Formoza meselesindeki Körüş farkları
Mac Arthur. Formozadakl 600.000 Milliyetçi Çin askerinin, Mao-Tse-Tung’a karşı Damokles’ln kılıcı gibi kullanılmalarını ısrarla istemektedir. General. Pekin’irı Koreye veya Hindi-çini’ye doğrudan doğruya müdahalesi halinde, Asya kıtasında kullanılabilecek bir Çin ordusu teşkil edebilmesi için Çan-Kay-Şek askeri ve mali yardımda bulunulmasını teklif etmektedir. Halbuki. Amerikan Savunma Bakanlığı, daha pek kısa zaman önce, Formozaya gönderilmiş olan A-merikan askeri heyetini bir kaç gün evvel geri almıştı. Bu değişikliğin. Çan-Kay-Şek’e tarAftar otan John-son’un yerin» Çin Mareşaline muhalif otan Marshall’ın, Savunma Bakanlığına getirilmesiyle alâkalı olduğu söylenmektedir. Truman. Mac Ar-thur’le görüşerek, Formozn politikasına kati bir veçhe verecektir.
2 — »Japonya sulhu
Japon sulhunun akdi, müstacel bir mahiyet almıştır. Kore harbinin de vaımna rağmen. Amerikan temsilcisi Foster Dulles’in, Rus temsilcisi Malik ile bu meseleyi, hususi surette görüşmesi. bunun başlıca delilidir. Malik, Moskova dan bu hususta talimat
Bu mülakat,
Amerikanın Asya
politikasını tâyin edecektir
Cumhurbaşkonı avdetinde, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda çok mühim bir nutuk verecek
isteyeceğini VBdetınlşUr, Tınman, taponlara tamamen itimat edilebileceğini ve süratle silâhlandırıl maları I-cnp ettiğini ısrarla isteyen Mac Ar-thur'Ün teairi altında bulunmaktadır. VVashlngtorı'un daha soğukkanlı me-haflll, her şeyden evvel acele edilmesini tavsiye etmekte ve Japon silâh-lanmasımn, tamamen Amerikan hâzinesine yüklenecek ola/) muazzam masrafının, şu sıralarda pek de yo-rinde sayıtamıyacağmı ileri sürmektedirler. Nihayet askeri üsler meselesinin de halli lâzımdır. Oklnava, hemen tamamen Amerikan kontrolü altında katacaktır. Mac Arthur, ayrıca Japonyada da üs İstemektedir, taponları bu hususta ikna edebilme* için, sulh muahedesinde harp tehlikesi geçer geçmez, karşılıklı anlaşma ile tahliye edilecek muvakkat (talerden bahsedilmek istenmektedir.
3 — Amerikanın Çin politikası
Washington*dakl Hint mehafili, Pekin Hükümetinin. Moskova İle münasebetlerinden hiç de memnun olmadığını el altından yaymaktadırlar. Hintlilerin bu hususta hayale kapılmış olmaları mümkündür. Herhalde
bu mehafll. Pekin İle Waahtagton*un arasını bulmağa çalışıyorlar. Amerikan Dışişleri Bakanlığı şu sıralarda, Cin piyasasını tekrar Japon sanayiine açmak için gayret sarfetmeye başlamıştır. Çindeki Amerikan, İngiliz ve Japon ekonomik rekabeti de bazı müşküllere sebep olmaktadır. Avrupa için bir Marsfrra.ll Plânı tanzim ederek tatbik etmiş otan Amerika, Asya 1-çin de böyle bir plân hazırlamağı düşünen Britanya imparatorluğunun frm istikametteki gayretlerini alâka 1-le takip etmektedir.
Bu meselelerin hiç birisi, Mac Ar-tıhur He görüşmeden halledilemez. Truman bu mülâkatı yapmakla hiçbir rizikoya girmemektedir. Amerikan seçimlerinin arifesinde avdet edecek otan Başkan, birisi San Francisco’da, diğeri de New-York'ta, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda olmak ü-zere, çok mühim iki nutuk verecektir.
Truman, bu seyahati yapmakla, milli menfaatlerin icap ettirdiği ahvalde. Mac Arthur’ün ayağına kadar gitmekten çekinmeyen, hissi selim sahibi bir devlet başkanınm şerefiyle dönecektir.
Nehru, kongre partisi icra komitesinden çekildi
Buna sebep, Nehru ile Tandon arasındaki görüş ayrılıklarıdır
Ayrıca Türk boksörleri.. Fransız ve İspanyol boksörleriyle karşılaşacaklar
Üç maç yapmak üzere şehrimize davet edilen Fransız ve İspanyol boksörleri bu gece Spor ve Sergi Sarayında tik karşılaşmalarını yapacak-Is.rdır.
Bu karşılaşmaların bazıları blzluı boksörlerle, bazıları da kendi arala rında olacaktır Fransariân ve tapan* yadan gelirden 6 şöhretten her biti kendi sıkletinde muhakkak kİ Avnı* panın en kıymetli h» »kabri eridir.
Avrupa da nakavt kıralı unvanım taşıyan, Ispanya şampiyonu Ferıuın-dezin dalışı geçenlerde Avrupa şampiyonu Medina ile yaptığı bir maçta 18 defa rakibini yere düşürmüş olduğu ve 650 maçın 584 ünü nakavtla kazanması, bu boksörün kıymet ini ortaya koyması için kâfi hır delildir.
Diğer boksörlerden lai k Lcıueü. ntar. Gustave Perrot, Guy Toup£, \|ı Arnının. Roland Guilberliıı do heınrn hemen meşhur Fernandez kadar, hattâ ilaha tazla şöhret yapmış olduğu, nıı düşününce, diğer karşılanmaların d? ehemmiyeti «»i laya çıkmış olur
Bu gece ilk karşılaşma lark lx? mednier İle Halli Ergûnül arasında o taraktır. Hallt ErgÖnül mendeke-tinu zin hattâ Avrupanm bile on teknik boksörlerinden bindir Menecerlerin ve profesyonel boksörlerin tayyareden indikten sonra verdi id er) beyana i I •« Türk boksörleri hakkında bir maili matı olmadıklarını yalnız Haildi Av rupa şampiyonasında Dublinde tanıdıklarını söylemeleri bu maçın ehem-
miyetini gösterir.
Bu maçtan sonra Fernan«lez Ahdi özkutlu ile, Ali Arnrsrn Necati İte Guy Tnupö de Garbis İle dövüşecektir, Bu maçlar İkişer dakikadan 6 raund üzerine olacaktır.
Gerenin hattâ senenin en mühim karşılaşmasını Guntave Perrot ile Ro-land Guilbert. Avrupa tüv sıklet şampiyonluğunun dhnıl finali için üç®ı dakikadan 12 nıund üzerine karşıla-*:a(jik hırdır.
Bu maçın net içesi şehrimizde oldıı» gıı kadar Avrupada do merakla beklenmektedir.
Bu maçta dövüşecek olan Guilbert. Avla Club de Paris’e mensup tur Şimdiye kadar yaptığı maçlar 02 l.ane0ir ve profesyonel olarak da 27 galibiyet ve 2 mağlûbiyet alınıştır Galibiyetlerilen bir tanesi de meşbu» ican Mnujlnc karşıdır. Burada rakl bi Perrot’yıı mağlup ederse 62 kiloda Avrupa şampiyonluğu için Pariato dövüşecektir
Guilbertin rakibi Gustave Perrot da dıçhy kıılühündnndır ProfesyoııelH-i knhııi ellıfjbıhm heri yaptığı 35 mçın ’l.'î imli » .o pum t n 25 yaşında nıılunaıı Perm lıı bıı «löml final ma-
ı için rn’ »niştir.
Kfindlfû.v -H»ks*»r »ir lâzımsa
Abdj Ozkutlu
1 .h
maç
’ * ib' hazırlan»
uuıüz lıcr *kl için ne yapmak
yapacaklarım söylemişlerdir.
ile dövüşecek olan
Türk kıtaları Koreye varmak üzere
Tokyo, 13 (T.H.A,) — General Mac Arthur karargâhından bugün bildirildiğine göre Korede milletlerin hürriyeti için çarpışmak üzere Türk Hükümeti tarafından gönderilen birlik pek yakında Koreye varacaktır.
Türk Savaş Birliğinin hareketine dair filmler Amerikada gösteriliyor
New-York 13 A.A. (özel mııha-birimizdetı) — Türk Savaş Birliğinin Koreye hareketine dair Basın - Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanıp Ne w-York Haberler Bürosu tarafından tevzi edilen film Amerikanın elliden fazla sine* masında gösterilmektedir. Aynı film Columbia ve National Televizyon şebekelerinin programlarında da yer almış aynı zamanda tngllterede s^klz. Norveçte kırk, Finlandiynda otuz, Korede on beş sinemaya gönderil-mlştlr.
Bugünkü maçlar
Üçüncü hafta İlk karşılaşmalarına bugün İnönü Stadyumunda Fenerbahçe - Beykoz, Galatasaray - istan-bulspor maçlnriyle devam edilecektir.
İlk maç; ilk maçlarına iyi bir şekilde başlamış bulunan Fenerbahçe İle Beykoz arasında olacaktır. Sarı-Lâriverllller bugün sahaya iki Arnavut futbolcusunu »ta aralarına atarak çıkaracaklardır.
tkinrl ve günün en mühim karşılaşmasını Galatasaray - latanbulspor takımları yapacaklardır. Sarı - Kırmızdılar geçen hafta Emniyet karşınında güçlükle berabere kaklıktan sonra hafta içinde ciddi İki antrenman yapmışlardır. «îatalasarav takımında bugün Gündüzün do yer alması kuvvetle muhtemeldir.
LouIb Fornandez ise ev|| olup 32 va-şımtaîlır ve 6 yaşında (ta bir erkek çocuğu vardır. 15 yaşımla boksa haşlamış bulunan Fornıımlez ertesi «cne profesyonel lisans almıştır 1934 senesinde Paris turnuvasında birinciliği kazanan Nakavt Kıralı Fernandez 10 seneden beri de Ispanya şampiyonu-dur Yaptığı bililin maçlarda neticeyi İnha ilk başlangıçta kaznnan Fer-nandoz, mttanbakataruı yüzde doksanını nakavtta kazanmıştır. Fernandez şimdiye kadar yaptığı maçlardan ve sol kulağına olan laııheiler«len «lotayı sol kulağı kapalı bir ta»k«ör(ll)r. Fer-naıi'lezo goıe hakiki boks İyi bir hakem ve kuvvetli bir rakiple kaimdir. Ix»uls Fernamlez şimdiye kadar nakavt olmamış bir boksördür. Bu gece yapılacak bütün maçların neticeleri merakla beklenmektedir. Boks ihtı-«ısa Kulübü İdare» ilerini hu güzel ve yerimle leşebbtislcrlndon dolayı tebrik ederiz.
A edat ETENÖEJL
Amerikan vizesinin kaldırılışı
Anıerikaya gitmekte olan birçok yolcular (la geri çevrildiler
Londra 13 (YİRS) — Buglln binlerce kişi Amerikan Hükümetinin ânl bir kararla yabancıların Amerlkaya girmelerini muvakkaten mcncdişln-den dolayı duyduktan esef ve İnfiali beyan etmişlerdir. Avrupadakl konsolosluk ve sefarethanelere vize alabilmek İrin bütün gün binlerce müracaat olmuştur. Bilindiği gibi Amerika bu karariyle memlekete komünist ve totaliter İdarelerde hizmet etmiş kimselerin veya hu tip partilerden hlrine üye bulunanların girmesini önlemek İstemektedir.
Birçok konsolosluklarda vize Almak •steyen seyvalılar da, vize vererek memurlar da şaşkın bir duruma düşmüştür. Memleketlerini Amerlkaya iş |r|n gitmek üzere terketmiş olan yüzlerce İş adamı ve tüccar şimdi vize atamadıklarından dolayı geri dönmek zorunda kalmışlardır.
Suriye Genelkurmay Başkanına suikast yapıldı
Beyrut, 13 A A. (Reııter) — Çamdan gelen bir hAbere göre yanlarında hafif maklnclltüfek bulunan dört kişi Suriye Ordıısıı Genelkurmay Başkanı Albay Edip Çlçekll’yl öldürmeye teşebbüs etmişlerdir.
Aynı habere göre Albay, bu aut-kast teşebbüsünden sağ salim kurtulmuştur.
Birleşmiş Milletler Asya Eğitim Merkezi açıldı
Lahore (Pakistan), 13 A.A. (USÎSı — Birleşmiş Milletler Asya Eğitim Merkezi 12 ekimde Pakistandaki La-horc şehrinde açılmıştır. Merkezin a-çılışını Pcncap Valisi Serdar Abdür-rab Niştar yapmıştır. Bu merkez, Paklatan Hükümeti, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği, Gıda ve Tarım Teşkilâtı. Asya ve Uzakdoğu İktisat Komisyonu İle Milletlerarası tmar ve Kalkınma Bankasından yardım görmektedir.
Asya memleketleri eğitim merkezinin gayesi, bu teşekküle İştirak eden memleketlerin zirai, iktisadi ve sair sahalarda meydana getirecekleri kalkınma projelerinin iyi bir tarzda hazırlanmasını temin etmektir.
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasının Türkiyeye vereceği borç
tyashlngtnn 13 A A. (United Pres«ı United Press muhabirinin yetkili bir kaynaktan öğrendiğine göre milletlerarası banka Önümüzdeki iki av zarfında 4 memlekete ve bu arada Türkiyeye borç para verecektir.
Borç para aIrcaIc diğer memleket ler Güney Afrika. Meksika ve SivAm-dır. Hissesine en fazla ödünç para düşeceği tahmin edilen memleketin Güney Afrika olması beklenmektedir.
Türkiye ve MekslkA»ia imar ve kalkınma projelerinde kullanılacak o-lan bu paranın yekûnu 10 HA 20 milyon dolar olarak tahmin edilmektedir.
Sivam ve Güney Afrlkaya borç u-larak verilecek para ayrı bir yekûn tutmaktadır.
öteyandan trans açılacak A milyon dolarlık kredi hususunda banka henüz müspet bir karara varmamıştır.
Yeni Delhi 13 (AP) — Hindistan Başbakanı Pandit Nehru bundan böyle Kongre Partisi İcra Komitesinde yer n| miyara gını bil »lirmiş tir. Nehru hemen hemen 30 yıldan heri fasılasız olarak icra Komitesi üyesiydi. Bununla beraber, Başbakan Kongre Partisi Başkanı P. D. Tandon’a yazdı-ğı bir mektupta, parti faaliyetleriyle işbirliği yapmağı vait ve İcra Komitesinin dışında kalmakla partiye •taba iyi hizmet edebileceği kanaatini belirtmiştir.
Nehru ile Tandon arasında dış ve iç siyasete dair bazı prensipler hakkında öteden beri görüş farkları bulunduğu malûmdur. Geçenlerde Paı’ tinin Nasik’tc yaptığı yıllı|( kongrede delegeler Nehru Hükümetinin siyasetini ittifakla tasvip etmişlenll. Parti Başkam Tandon. Nehru Kabinesinin iç siyasetini desteklemekle berabcı bilhassa Pakistanta otan münasebet-
lerde daha sert davranılmasın» taraftardır.
Kongre çevrelerine göre Nehru Parti İcra Komitesine bazı milliyetçi Müslümanların alınmasına taraftar o. lup, Tandon bu teklifleri reddetmiştir.
Buckingham Sarayında hırsızlık
vustaryalılar sivil
idareye kavuşuyor
Ki ekimde tatbik edilecek olaıı bu kararı Truman imzaladı
Wafihirigton, 13 (YİRSı — Truman Avustııryadaki İşgal idaresini askeri makamlardan sivil ellere tevdi eden karan imzalamıştır. Karar 16 eklinden itibaren yürürlüğe girecektir. A-merikanın Avusturyadaki yüksek komiseri en satahiyetli Amerikan temsilcisi olmakta »levam edecektir.

75.000 LİRALIK HEDİYE KUR’AMIZ
17 EKİM SALI GÜNÜ ÇEKİLECEK
Kııpnntarııı neşrine lıaşlndığımır. 7iıınıın kur’a tarihi olarak İt ekimi ilân etmiştik. Fakat bir çok okuyucularımızın dileği üzerine ve \na-«l«tlıı(lnn gönderilen kuponların gecikmesi yüzünden kupon kabulü tarihini 10 gün ıınıtnıış olmamız bizi, kıır’a güııüııü de 3 gün geciktirmek mecburiyetinde bıraktı.
Hediye kur'amız, 17 Ekim Salı günü Şehir Tiyatrosu Komedi Kısmında saat 17 de çekilecektir.
Ktır'ada hazır bulunmak tatlyon nkıı.ym’iılarmıız, biletlerini göstnn*-rek Tiyatroya girebileceklerdir. Aııcnk salon dolduktan sonra kapılar kapanacağı Içlıı, gelip do İçeri glremlyecck nkıi5ııcularımızdan şlnıtll-den o/ür «llh’il/.
Anadoluntın muhtelif .yerlerinden aldığımız ıııokluıdnrdn l»az.ı okıı* \ ııı iıhırınıız. bilet terinin henüz ellerine geçmemiş olduğunu bildirmek tedlrler. Bu nkuyııcııtarımızın endişe etmelerine nuılınl yoktur, (.‘ok yüksek bir yekûn teşkil edan kıır’a mımnrnhırı hazırlandıkça peyderpey postalanmakta İdi. Bunların son kısmı da dün poMalnnmıştır Kıır’a numaraları çekiliş tarihinden »»nep herkesin eline geçmiş olu çaktır.
Kıır’nyıı İştirak rdcıı nkııyuruhırımız.a şimdiden i.'• şanslar (emrim ederiz.

tçiııde siyasî vesikalar bulunan bir diplomat çantası çalındı
Londra, 13 A.A. (Reuter) — İngiliz Kiralının ikametgâhı olan Buc-klngham Sarayından dün siyasi vesikalar çalınmıştır.
Bitişik sokakta bir çöp tenekesln-ch hır diplomatik çantanın bulunması üzerine Scotland Yard’a mensup taharri memurları saraya çağırılmışlardır.
Polis, Buckingham Sarayına girip diplomatik çantayı çaldığından şüphe edilen bir adamı tevkif etmiştir.
Kırçıl Faruk, memleketine dönüyor
San Remo, 13 (YÎRo) — Kıral Faruk bugün hususî yatiyle îtalyadan ayrılmıştır. Kıra! hareket etmeden önce İtalyan dostlarına yatında bir ziyafet vermiştir. Bu sırada Mısır donanmasın» mensup kruvazörler Kıralı İtalya sahillerinden 16 mü açıkta beklemiştir. Kıral 18 ekimde Mısıra vâsıl olacaJctır.
Cripps hasta
Verone. 13 A. A. (AFP) — Sir Stafford Cripps, küçük bir rahatsızlık geçirmektedir. Maliye Bakam hâlen Gard Gölünde Can Virgilio’da tatilini geçirmektedir.
İsrail virtüözü
Salzman geldi
tatanbııl. 13 İsraiün meşhur piyanist i PniriA Salzrıuıı» hrtanbukla üç konser vermek üzere bugün şehrimize gelmiş vc tayyare meydanında İsrail Basın Müsteşarı M. Tuvla Arazi tarafından karşılanmıştır. Kendisiyle görüşen gazetecilere, Pntna Salz-man, Türklyeye yaptığı bu ziyaretin-don çok memnun olduğunu işaret etmiş ve sözlerine «tavanda: "Türkiyc-• ta kültür hayatının çok yüksek ve Carili olduğunu memleketinizi ziyaret •den taniflddarmııtan biliyorum” de-
(-----
Yeni İstanbul pek yakında bir sürpriz hazırlıyor
»mşl ir.


Pıılııs Salzman ilk k «ııserııu bu a j ın JL6 sıııda verecektir.
*__ - - ->
Sayfa 4
yenî İstanbul
14 Ekim 1050
GÜNÜN EK ONOMiK H AR EK E T L E R i
t
Tahran İktisat Kongresi
M. NERMİ
GAZETEM İZİN dünkü Ayısında Tahran İktisat Kongresinin sona erdiğini ve kapanış toplantısında bir lakım kararlar verildiğini bildiren bir haber vardır. Kongrenin asıl adı İslâm Memleketleri İktisat Konferansıdır. Bu adın uzıınlıığıınıı ve konuyu a şan mânasını düşünerek, k'snea. tlc-llsat Kongresi demeyi daha doğru buluyoruz. Kongrenin, konuşmalara devam ettiği zamanlarda, bu konuyu e-le almamış olmamız sebepsiz değildir. tlkönce. İncelemelere girişebilmek İçin, kongrede, neler görüşüldüğünü toplu olarak, gözden geçirmek, ondan sonra da, verilen kararların dünya ekonomisiyle nasıl bir ölçüde ilgili olduğunu araştırmak lâzımdır. Henüz sonuna ermemiş, bclllbaşlı şekiller almamış görüşmeler İse müspet hükümler verilmesine elverişli değildir. Biz. şimdi, durulmuş ve karanlığından sıyrılmış bir durum kır-çınındayız. Kongre kapanmış, İstenilen şeyler artık belli olmuştur.
Kongrede verilen kararların başlı-çaları şunlardır:
1) İslâm memleketleri arasındaki döviz güçlüklerinin kuld rılma-sı.. Bu ehemmiyetli kördüğümün çözÜlehU-mesl İçin, İki teklif öne sürülmüştür:
a) Bir İslam elearing sistemi yaratmak.
h) Bir Islâm bankası kurmak.
2) İslâm memleketleri için bir İhracat rejimi kabul etmek. Bu karara göre, İhracat vergileri, elden geldiği kadar, azaltılacak ve İslâm memleketleri arasındaki İhracat ve İthalât, bu suretle, diriltilmiş olacaktır.
3) Bütün ticaret-odalarını İçine a-lan, bir İslâm Tlcarct-Odaları Federasyonu (birliği) kurulacak.
Yapılması düşünülen başka şeyler de vardır, ama, bunlar, hem o kadar ehemmiyetli değildir, hem de İnceleme konusu olabilmeleri İçin, biraz önce bahsettiğimiz Üç kararın yürürlüğe girmesi ve gerçekleşmesi lâzımdır. Kararlar, üstünkörü gözden geçirilince, hiç şüphesiz, güzeldir ve İslâm memleketleri arasında köklü bir İşbirliği, normal İşleyen bir ekonomi sistemi yaratmak fikriyle verilmiştir. Kararın güzel oluşu, fikrin İyi niyetten gelişi; gerçekliğin başka türlü olmasını önleyemez. Dâvanın bütün I-yimserliğinl dağıtan en çetin ve üstünden gelinmez noktası da buradadır işte.
Başka Ülkelerin bu kongreye katılmış olmalarına, kararlardan çok I-ylmser yemişler beklemelerine karışmak aklımızdan bile geçmez. Fakat lâik memleketimiz, bu kongreyi ve kararlarını benimsediği İçin, düşündüklerimizi açıkça belirtmeyi, milli ekonomimizin ciddi menfaatleri bakımından. çok lüzumlu görüyoruz. Biz başka memleketlerle olduğu gibi, Islâm memleketleriyle de en dostça ve en İyi ekonomik münasebetlere girişmeyi yürekten dileriz. Fakat çağdaş ekonomi faaliyetinin ümmet zihniyetti çerçevesi İçinde gelişebileceğine I-nnnmak güçlüğünde kaldığımızı belirtmekten kendimizi alamadığımıza üzülmekteyiz, çünkü; biz dünya ekonomisini böyle düşündüğümüz zaman. kendimizi, tam mânasiyle yanlış bir İktisat anlayışına kaptırmış oluruz. İktisadın mümini, kâfiri, nıüslü-manı ve hıristlyanı yoktur. Biz. Türk vatandaşlarının imanlarını ölçü olarak almayan Anayasamıza göre düşünürsek, hukuk bakımından da, iktisada böyle bir tefsir yapamayız. Halbuki; iktisat, İmişlıbaşına bir dünyadır. Biz, blIgIsİ71ik ve tecrübesizlik yüzünden vatandaşlarımıza çeşit çeşit sürprizler hazırlamış olan milli iktisadımızı da mı hak yoluna. İman yoluna getirmeye karar vermişizdir? Biz, iktisadımızın böyle bir görüşle kuvvetlendirilmek İstenildiğine İnanmayı doğru bulmuyoruz. Demokrasiyi benimsemiş bir memleket; kendi ekonomisini de demokrasi prensipleri İçinde düşünmek zorundadır.
İslâm ekonomisi fikri; panlslamlst devlet ideolojisiyle sımsıkı ilgilidir. Biz, Birleşik Milletler politikasını benimsemekle, milletlerarası anlaşmalarda ve andlaşmalarda İslâmlık ve Hıristiyanlık ayrıldıkları gözetmemekle panlslamlst devlet geleneklerinden uzaklaşmış olduğumuzu göstermiş bulunuyoruz. İlk plânda gelen iktisat ve politika anlaşmalarımız, İslâm memleketleriyle değil, demokrasilerle, din bakımından. Hıristiyan devletlerledir. Halifesiz ve halifeli zamanlarında da Osmanl» Devleti böyle hareket etmiştir. Biz, ülkemizin dı
şında uyanmasını mümkün gördüğümüz yanlış tefsirleri Önlemek mtıksn-dlyle, dâvayı bu bakımdan da belirtmeyi lüzumlu görmekteyiz. Çağdaş e-konomlniıı ne olduğunu bilen Türk Milleti, panlslamlst bir İktisat sisteminin bugünkü gerçekliğe aykırı bir şc5 olduğunu anlayacak bir olgunluk-tadır.
Döviz meselesi, bir dlıı ve İman nıe. selesi olmadığı İçin, Müslümanı olduğu kadar Budanın. Musanın, isamn, kısacası, bütün yeryüzü dinlerinin müminlerini ilgilendiren bir meseledir. Onun için biz döviz politikasının geniş bir görüşle ele alınmasın», ekonomik gerçekliğe daha uygun bulmaktayız. Bu politika l«r öbür-dünyava bağlılıktan gelme duygulara göre değil, devlet ve milletin İstihsal ve para durumlarına gön* güdülebilir. Bir Islâm bankası kurulması fikri de yalnız böyle bir görüş çerçevesi içinde düşünülmelidir. İhracat vergilerinin a-zalması veya çoğalması, bunu herkes bilir, dünyanın genel ekonomik gelişimiyle İlgilidir. Dünya boranlarının, sermaye k’mıldaırşlarına düzen veren bankaların, kudretli teşebbüslerin merkezleri; İslâm ülkelerinde değildir. Bunların hepsi de, ekonomik bir dâvanın desteklenmesine girişilirken mutlaka gözönünde tutulması gereken şakaya gelmez gerçekliklerdir. Bir çok İslâm memleketlerinin ekonomileri. pnra bakımından, İslâm olmayan yabancı teşebbüslere bağlıdır. Biz, onun İçin, Tahran Kongresinin kararlarını çağımızın ekonomik gelişimine ve gerçekliğine göre İncelersek, elde edilecek neticenin ne olabileceğini, güçlük çekmeden anlayabiliriz. Bize karşı gösterilen dostluklarına İnandığımız Asya milletlerine aynı dostlukla hatırlatmak İsteriz kİ, her teşebbüste gerçeklikten ayrılmamak, başarının nesillerce denenmiş en büyük sırrıdır. Ve onun İçin gelecek kongrelerin, çağ ihtiyaçlarından doğmuş, tam mânasiyle birer milletlerarası kongresi olmasını dileriz. Bundan bizim Içlıı çıkarılacak bir netice payı varsa o da şu olabilir: Milli ekonominin ne olduğunu artık, vakit geçirmeden anlamaya çalışmak...
Balık yağı istihsalâtı
Doğu Karadenizdeki balıkçılara yardım edilecek
Fındık Tarım Satış Koopeıatifleri Birliği. Doğu Karadeniz bölgesinde yunus balığından yağ çıkaran müstahsillere daha geniş ölçüde yardım etmeye karar vermiştir. Kooperatif, müstahsillerin elindeki malı dış piyasalarda satmak için müzakerelere girişmiştir.
Doğu Karadeniz bölgesinde. Sürmene . Of İlçelerinde balık yağı is-tihsalfttı pek iptida! usullelrle elde edilmektedir. Kooperatif Mar-
shall Plânından da İstifade etmek suretiyle, balıkçılara modern istihsal vasıtaları teminine çalışmaktadır. Bu kabil olduğu takdirde, dış piyasalara daha ucuz fiyatla balık yağı satılacaktır. Şimdiki halde yunus balık yağının fiyatı 100 kuruştur.
Kahve fiyatları düşüyor
Piyasada kahve fiyatlarında yeniden düşüklük başlamıştır. Geçen hafta toptan kilosu 830 kuruşa satılan 3 numaralı kahve, son günlerde 785 kuruşa kadar düşmüştür. Buna sebep olan dış memleketlerden mühim mik. tarda mal gelmesidir.
Izmirde (A) listesinin tatbiki
İzmir 12 (Hususi) — Başla Merkez Bankası olmak üzere bütün bankalar A listesindeki maddelerin ithali İçin evvelce müracaatta bulunanların depozitolarını İade etmektedirler. Serbest ithal üstesindeki maddeler için Merkez Bankasına bugün bir çok müracaatlar yapılmış ve bunlar muameleye konulmuştur.
Dünya yün piyasasına umumî bir bakış
Londra yün müzayedeleri
Şehrimiz piyasasında yıkanmış yapağı 505 kuruş oldu
Londra 13 (Hususi) — Londramn ilk yün müzayedesinde. Avustralya ve Güney Afrika yün müzayedelerinde bu mevsim elde edilen fiyat seviyesi elde edilmiştir. Londrndakl müzayedede bilhassa iyi kaliteli Merinos yünleri çok alâka görmüş. İsviçre frankı ve Amerikan dolan ile satılmıştır. Bradfoıd mevcut fiyatlar karşısında büyük muamelelere girmemiştir
Avuatralvanm Marino - Sprinner ve Zugmachcr yünlerinin fiyatları tcmnuı^dnki fiyatlardan y izde 50. Yeni Zelândanın kiril aşı yünleri vüzde 80. Sterling yünleri yüzde 70-80. temizlenmiş aşı yünlerde yüzde 7u faz la idi.
Londra yün müzayedesinde satılığa çıkarılan 1Q51O balya yünden 16200 balyası satıldı. Güney Afrika-nın kiril tarak yünleri daha müzayedenin başında beher libre İçin 130 - 140 1 4 pençe fiyat elde ettiler Yıkanmış yün hesabiyle libresi 260 pence’e gelmektedir.

Brisbane (Avuatralyada) 13 (Hususi) — Brisbane yün piyasasında
D e n i z I i d
ekmek dâvası
Denizli (Hususi) — Bir türlü hal-ledilemeycn ekmek Işı, şehir ve kasabalarımızda zaman zaman hayati bir mevzu olmaktadır. Çünkü ekmek. halkın gündelik ve başlıca gıda unsurunu teşkil ediyor. Hususiyle bizim memlekette ekmek İşi ön safta gelir. Fazla ekmek istihlâk eden TÜrkiyede; bu bakımdan da ekmek dâvasının ciddi olarak yoluna konması hayati bir zarurettir.
Temiz, pişmiş, beyaz bir ekmek yemek âdeta bir mazhariyet sayılan zamanımızda ekmek kalitesini mutlaka ıslah etmek gibi bir vazifeyi üzerine almış olan belediyeler bu sahada çeşitli tedbirler almaktadırlar. Bütün bunlara rağmen, ekmek kalitesi kati olarak düz.eltilemiyor. Nitekim, un sanayi merkezi olan bir çok un fabrikalarına malik bulunan, Ege hinterlandına un satan Denizlide dahi devletin tâyin etmiş olduğu randıman üzerinde sıhhi bir ekmek temin etmek her zaman mümkün olamamaktadır. Karışık, küflü, acı, kurtlu, esmer, kepekli unlardan yapılmış; çiğ ve vezni noksan olarak çıkarılan ekmekler görülmektedir Bu nizam dışı hareket uyanık Denizli Belediyesi tarafından görülmekte, takip edilmekte ve gereken cezai cihete gidilmektedir. Bununla beraber bir taraftan da iyi un temini, sıhhi ekmek yapılması için de çalışılmaktadır.
Pamuk fiyatları düşüyor
Ziraat Bankası, müstahsili korumak için tedbirler alıyor
îzmlr 13 fHusus!) — Pamuk fiya-tının gerileme istidadı göstermesi ü-zerinc müstahsilin Hükümete bir müracaat yaptığını dün haber vermiştik. Ziraat Bankası Umum Müdürlüğü aldığı emre uyarak pamuk müstahsilini desteklemek üzere şubelerine gerekli talimatı göndermiştir.
Banka şub’eleri pamuk müstahsiline pamuk mukabili derhal % 50 nispetinde avans vermeye başlamışlardır.
temizlenmiş yünün beher yarım kilosu 280 pençe gibi çok yüksek bir seviyeye ulaşmıştır Temizlenmemiş yünlerin beher yarım kilo fiyatı ağustos içinde Sydneydekl müzayedelerde 107,50 ve temizlenmiş ham yünün beher yarım kilosunda 118.47 Avustralya peııce’l üzerinden satıl-mıştu. I
Geçen senek! fiyatlar temizlenmemiş yün İçin 41.68, temizlenmiş yün için de 60,02 pençe idi.

İstanbul Ticaret Borsacında günlerden beri tiftik nevileri Üzerine yeni bir tescil muamelesi olmamıştır. Tüccar eski satışların muameleleriyle meşgul olmakta, aynı zamanda Anadoludan yem mal beklemektedir. Alâkadarların verdiği malûmata göre stokların mühim bir kısmı da İstanbul piyasasındaki ihracatçıların eline geçmiştir. Bu itibarla tiftik satış mevsimi geçmeden, ortada mühim denilecek derecede stok mal kalmamıştır.
Ticaret Borsacında en ziyade yapağı ve keçi kılı üzerine mahdut miktarda işler olmaktadır. Fiyatlar yine İlerleme kaydetmektedir. Dün yıkanmış yapağı fiyatı 505 kurıışştan muamele görmüştür. Şimdiye kadar harp yıllarında bile yapağı bu fiyata yük8elmemlştl.
İsviçre saat endüstrisi
Bern, 13 (Hususi) — İsviçre anal endüstrisinin tanınmış çevreleri, Alman Saat Sanayii Birliğinin sekreteri Dr. Schwenker’in verdiği izahattan çok telâşa düşmüşlerdir. Dr. Schvvenker izahatında. Alman saat endüstrisinin memleket ihtiyaç m ta-manen karşılıyacak durumda olduğunu, çünkü yapılan devamlı çalışmalarla memleketteki bu sanayi şubesinin de harbin yaptığı zararlardan tamamen kurtulmuş bir hale getirildiğini beyan etmiştir.
Bilindiği gibi İsviçre saat endüstrisi her beş veya on senede bir iktisadi kriz geçirirdi. 1934 senesinde İsviçre saat endüstrisinin hükümet yardımına ve yeni teşkilâtlanmaya ihtiyaç duymasında bilhassa Alman saat endüstrisinin büyük rolü olmuştu. O zamanlar lsvlçredeki saat fabrikalarının bazı mühim kısımları hudut haricine çıkmış ve İsviçreli İşçilerin açıkta kalmasına sebep olmuştu. Bu vaziyet İsviçrede serbest! fikrini canlandırmış, bu da umumî menfaate uygun yeni bir iktisat ve ticaret politikası takibine yol açmıştı. İsviçre bundan sonra aldığı tedbirlerle memleketin mühim bir sanayi şubesi olan saatçiliğin harice muhaceret etmesine mâni oldu.
Alınan bu tedbirler sayesindedir ki İsviçre saat endüstrisinde konjonktür çöküntülerinin tekerrürüne mâni o-lunmuş ve bu işde çalışan 50 bin işçi-nin işsiz kalma tehlikesi bertaraf e-dilerek her defasında ağır masraflar yapmaya mecbur kalan devlet, kantonlar ve mahallî idareler de bu yükten kurtarılmışlardır.
Şimdi Almanya. Amerika ve sair memleketlerde İsviçre saat endüstrisine karşı beliren rakipler ona yapılmış birer ihtar mahiyetinde görülmekte ve devlet müdahalesine hacet kalmadan serbest bir düzenlenmenin icap ettiği kanaati efkân umumlye-ye yerleşmiş bulunmaktadır.
Amerikada çelik istihsali
Hükümet, askerî ve sivil ihtiyaçlara göre, yeni bir tevzi listesi yaptı VVanhinırton, 13 (YİRS) — A-rıltrlka Hükümeti çelik müMah-aillerlne normal latIhhhIIii yüzde yirmi beşini askeri İhtiyaçlar I-çln ayırmalarım emretmiştir. Bundan evvel mÜKtnhMİller sivil ihtiyaçlar için ıımııml Ictlhcalln yüzde doksan beşe kadar olan kıcmını kullanabiliyorlardı. Hükümet İlerde ackerl İhtiyaçlara ayrılacak olan miktarın daha da arttırılacağını söylemiştir.
Kısa Haberler
Otomobil lântlğl İstihsali
★ Waahinglon 13 (YİFtS) — Amerikan Ticaret Bakanlığından bildirildiğine göre, otomobil ve kamyonlar için istihsal edilmekte olan lâstiklerin istihsalinin azaldığım ve bundan sonra istihlâkin buna göre ayarlanmasının gerektiğini bildirmiştir. Otomobil sanayii tarafından kullanılmakta olan tüplerin istihsalinde bir daralma olmadığı da açıklanmıştır.
lsrnllln yeni istihsalât ve Ticaret Bakanları
★ Kudüs. 13 iAP) — İsrail Baş-
bakanı Ben Gourion, dün. Bakanlar Kurulu toplantısında, iki yeni Bakanlık tayinini teklif etmiştir.’ -
İşçi Partici Lideri Pinhaa Lu-bıanlker, Istljıaalât Bakanlığına ve tarafsız Şacke Gering İse, Ticaret ve Sanayi Bakanlığına getirilecektir.
Hindistan İle İspanya arssinda ticaret görüşmeleri
★ Yeni Delhi, 13 (Hıısusl) — Bir kaç günden beri Yeni Delhide Hindistan ile Ispanya delegeleri arasında yapılmakta olan ticaret görüşmeleri 10 ekim gününde sona ermiş bulunmaktadır. Hindistan Ticaret Bakanlığının bıı hususta neşrettiği tebliğ de iki memleket arasında ilk olarak yapılmakta olan bu görüşmelerin çok samimî bir hava İçinde devam ettiğini ve tam bir anlaşma ile sona erdiğini bildirmektedir. Konuşmalar neticesinde varılan anlaşmalar her iki taraf hükümetlerinin tasdlkma sunulmuş bulunmaktadır.
Askeri üniformaların kumaşları
VVashington 13 (YtRS) — Amerika Savunma Bakanlığından bildirildiğine göre, Bakanlık üniforma yapmak için 100,000 lıb-relık ham yün ve yünlü dokuma satın alacaktır. Savunma Bakanlığı bunu normal ticari kanallarla piyasadan temin edecektir, hükümetin satışlara iştirak edişinin yün ve yünlü kumaş fiyatlarını yükselteceği tahmin edilmektedir.
Ingiliz pnmıık sanayii müşkül durumda.u
c Londra 13 A A. (AFP) — Sanıldığına göre, hâlen \Vashington-da bulunan İngiliz Ekonomi Bakanı Hugh Gaitskell, Amerika makamlariylc pamuk ihracatı meselesine temas etmek üzere hükümetinden talimat almıştır. Filhakika Amerikan Hükümetinin mahsulün azlığı dolayı-siyle ihracatı mühim miktarda indirmesine karar vermesi neticesi, İngiliz patnuk sanayii müşkül bir mevkide kalmıştır. Bu müşkülât Amerikan Hükümetinin yabancı memleketlerden ve bilhassa Mısırdan mühim miktarda pamuk İthaline müsaade etmesiyle daha da artmış bulunmaktadır.
Trabzona yeni bir ticarî gelişme imkânı verebilecek mi?
Trabzon (Hususi) — Harp devresine münhasır mâniler ortadan kalkar kalkmaz, Avrupa piyosalariylc teessüs eden münasebetlerle doğrudan doğruya ithalât ve ihracat yollarının açılması, memleketin ekonomik hayatında büyük ve müspet tesirler yapmış ve Trabzon, arkasında her gün daha genişleyen bir sahaya kapı olmak vasfını tekrar iktisap ederek İkinci Cihan harbinin başladığı günlere kadar vaziyet böy-lcce devam etmiştir.
Ancak, İkinci Cihan Harbinin hu-Hule getirdiği şartlar ve zaruretlerle, bunlara karşı alınmış olan tedbirlerin —istiyerek veya Ictemıyerek — kurulması yoluna gidilen bütün icra ve kontrol mekanizmalarının Ankara ve lstanbulda tesisi neticesini ver. mealdir kİ, Trabzonun ticari sahadaki kıymet ve ehemmiyetinin bir anda kaybolmasına ve bugünkü perişanlığa düşmesine sebebi} et vermiştir.
Döviz ve kambiyo işleri, birlikler, lisans, permi ve tahsis muameleleri tamamen İstanbul veya Ankarada yürütülüyor. Harp halinin ecnebi vapurların Karadenlzde seyrüseferine mâni teşkil eden tezahürü İse, bütün İthal ve ihraç işlerinin Istanbul-da temerküz etmesini icap ettiriyor ve bu suretle Trabzon mahdut bir sahanın nihayet mutavassıt pazarı olmaktan ileri gidemiyordu.
Ne sermaye hareketi, ne de aktif bir teşebbüs sahası olmak bakımından tatminkâr olmayan bu vaziyet dolayısiyledir ki. bir hayli is adamı ya tamamen veya tâli derecede bir teşkilât bırakmak suretiyle Trabzon-dan ayrılmak ve kendi iş sahaları içinde istanbulda meşgul olmak mecburiyetinde kalmışlardır.
Harp devresinin ittihazını mazur kıldığı tedbirler ve bunlarla birlikte tatbik olunan girift formalitelerin aşağı yukarı bir iki merkezde toplanmasına sebebiyet verdiği ticaret hareketini çemberleyen bu mahzurların bir çoğu bugün zail olmuş gibidir.
Korenin kalkınması
ktisadî işbirliğinin bir heyeti Korenin yeniden imarı ve iktisaden kalkındırılması işlerini tetkik ediyor
Woshington. 13 A. A. (United Press) — İktisadî işbirliği idaresinden dün bildirildiğine göre, idarenin bir heyeti Korcde memleketin yeniden imarı ve İktisadın kalkındırılması imkânlarını tetkik etmektedir.
Başkan Truman, İktisadî işbirliği İdaresi Başkanı WIHlam Foster’e bu hafta başı yolladığı bir mektupda, Korenin kalkındırılması için yapılacak olan çalışmaların teksifini istemiştir.
iktisadi işbirliği tdaresi Kore He-yeti Başkanı Edwln Amold, yapılacak çok şey bulunduğundan bahsederek demiştir ki:
Seul. Taejon, Polonya ve daha bir çok şehirler harabe halindedir
İktisadî İşbirliği İdaresi. Kore için 80 milyon dolarlık bir fon ayırmıştır. Fakat memleketin imarının ve kalkındırılmasının bundan çok daha fazla pahalıya mal olacağını sanıyorum.
Tütüncüler Birliğinde seçimler
Tütüncüler Birliği idare heyeti top-lajıarak başkanlığa Celâl Umur, başkan vekilliğine Nazım Zeki Ekenor. umumi kâtipliğine Ihsan Ayar, muhasipliğine Şevket Kozluca, âzalığa Cemal Çayranığı seçmişlerdir.
Bu yıl başında Trabzonun ithalât mevzuuna bir hareket vermek ve ithal imkânlarını kolaylaştırmak maksadıyle Ekonomi ve Ticaret Bakanlığınca bir tecrübe mahiyetinde olarak tatbikına girişilen döviz kontenjanı tahsisi tedbiri, tüccarın teşebbüs fikrini derhal kamçılamış ve bu tedbirin müspet neticelen görülmeğe başlanmıştı.
Bugün ise. 'İktisadî işbirliği” esasını kabul eden 19 devlet arasında —uzun bir çalışma devresinden sonra— İlerde bütün münasebetlere trş. mil edilmek üzere kısmî bir serbest ticaret rejiminin tahakkuku safhasına girilmiştir.
Ticareti köstekleyen çenberlerın yarılarak, teşebbüsün bir iki merkezden kurtarılıp muhite yayılmasına İmkân hasıl olduğu ki. Trabzon eski parlak devrini yaşayacak ve u-zun bir hareketsizliğin husule getirdiği adalet ve rehavetten sıyrılmak ve silkinmek imkânını bulacaktır.
B. O.
Dünya fuarları
1951 yılı içinde açılacak fuarların listesi
Munlch 13 (Hususî) — 1951 yıh İçinde muhtelif memleketlerde açılacak bellibaşlı fuarların tarihlerini aşağıya yazıyoruz:
Kopenhag Sanayi Fuan: 9.18 şubat. Paris Ziraat Makineleri Fuarı: 25 şubat-4 mart. Hano-ver fuan 28 şubat-4 mart. Leip-zlng İlkbahar Fuan: 4-11 mart. Cenevre Milletlerarası O-feemobll Salonu: 8-18 mart. Frankfurt Fuarı: 11-16 mart. Llyun Fuan: 31 mart-9 nisan. Utreth Fuarı: 3-12 nisan. Basel Fuan: 7-17 nisan. Milâno Fuarı 12-19 nisan.
Brüksel Fuan: 21 ntsan-6 mayıs. Lütllh Fuan: 21 nısan-8 mayıs. Paris Fuarı: 28 nisan-14 mayıs. Lille Milletlerarası Mensucat Fuan: 28 nisan-20 mayıs. Hanover Teknik Fuarı: 29 nisan-8 mayıs. London-Bir-mingham Fuan: 30 niran-11 mayıs. Toronto Fuan: 28 ma-yıs-8 haziran. Detroit Fuan: 30 haziran-15 temmuz. Frankfurt Fuarı: 2-6 eylül. Lozan (Comp-tolr) Fuan: 8-23 eylül Chicago Fuarı 10-23 eylül.
İtalyanın serbest ithal listesi
İtalya, listeye yeni maddeler ilâve etti
Roma 13 (Hususî) — İtalya serbest ithalât listesine yeni bazı maddeler ilâve etmiştir. Böylece ithali serbestleşen maddelerin yekûnu % 75.6 ya yükselmiştir. Zirai maddelerin % 73.1 i, ham maddelerin % 81.9 u ve mamul maddelerin 66.2 si serbest ithal üstesine dahil olmaktadır.
Yeni listeye dahil olanlar: büyük ve küçük baş kasaplık hakanlar, domuz sucuğu. tuzlu, alazlı veya kuru balık, tereyag, peynir, kavrulmuş kahve, parfümeri için kullanılan maddeler, İlâç ve böcek Öldürücü maddeler, cıva, muhtelif asld-ler. hidrokarbonlar, dezenfektanlar, bazı odundan yapılmış maddeler, muhtelif ipek ve ra yon mamûlâtı, pamuklu dokuma, endüstride kullanılan elmas v.s. gibi maddelerdir.
MEMLEKET
I3/X/I950 Cuma
ESHAM VE TAHVİLÂT
Devlet Tahvilleri
Borsalarda vaziyet
Ecnebi Tahviller
bugün 304 ku-kuruşa kadar muameleler ol-başından önce
I
İstanbul :
Ticaret Borsasında Ahsam fiyatları üzerine hararetli muameleler olmuştur. Fiyatlar 90 kuruşa kadar yükselmiştir. Fındık piyasası şimdiki halde durgun bir duruma girmektedir.
Kambiyo. Esham ve Tahvilât Bor-sasında yine % 6 faizü Kalkınma Tahvilleri üzerine iş olmuştur. AKıv piyasası durgun geçmiştir.
İzmir ;
Hollandanın üzüm almaya talip olmasına rağmen piyasası dur-
gun bir gün geçirdi- Bununla beraber ıslanmamış mallar piyasam hareketli idi. İncirde bir yenilik yoktur. Pamuk piyasası nıştan açılarak 307 yükseldi ve mahdut du Pamukta hafta
esaslı bir değişme beklennıiyeceği belirtiliyor.
K A A O OD
İstanbul Borsası
Açılıp - KapMiıii)
i tfteriing 7.80.50 7.91.—
(U0 Unlat 280.— 280 -
KM) kt h rengi . 0,80 0.80
100 lavıçre Kr .. 64.08 61.0?
KHt I5rlç hT>... 5.60 5.60
HMJ leveç Kr .... 0.01.876 0,01.876
»oo Enirin 73 68.'10 73.68.40
l(M* | ••#••••* 0,44.128 0.44 128
100 UrMhml 0 01 K7( 0 Ol aî«
|(K) EKcmiHOM 9 73 W) W 73 9n
Altınlar
buğun Eakl kur
Lira Lira
Külçe Yeril Gr. 4.72 4.76
Kıılç» Druuui »4 —
U»ın hurlyet .. — 32 -
37.40 87.80
Hıtmll —
(Julden 29.15 29.10
hikllis ......... 43.60 43.70
Fransız kok ... —
Nnpoieon t İl . — —
î»viçre
Zürich Borsası (Serbest)
4-10-1950 İsviçre Pr«n(»
Durumu En En yukarı
Türk Uiraeı 1.05 I 15
Dolar 4.35 4.36
Stcrllng 10.80 10.95
Franatr Prang» 1.13 1/2 1.15 1/2
ve
ikraıiit^riı tnhvtllvı Kapanış
«et IMS Erkanı 22 65
lk3> ikramiyen 20.50
%6 Milli Müdafaa 1 ♦(••••• 2ü.05
IV4) Uenıirvnlu IV 98.00
UM) Demiryolu V 98.80
%■ 1/7 1949 ıkrarnıvell .. 95.50
Diterleri
İM 1 Demiryolu VI 96.30
Kalkınma 1 96 26
' e 11 e veee 96.20
ııı 96.50
% 6 1048 latlkrnzı I (11111 l«i 96.20
IIMh ıei Ikra/.ı 11.. 96.10
% A 1940 İMtİkrazı I 96 —
%7 ı93« »ivaa ttrKiırum l 20 20
%7 1934 •4 • M 11.-VII 20.70
%7 1941 uemtryolu 1 21.35
%7 1941 V* il 20 96
%7 194) uı 20 30
%7 MliH Müdafaa L. 20 40
%7 tf 88 u... 20.80
M ıu 20 75
%7 •e IV 21 30
Şirket Tahvilleri
İ'.C. Ziraat Bankanı 20 8(.
Anadolu D.Y Tertip A/B 109.25
• • c ° .... ... U2.5T
” .. Mümes Senet 63-
Şirk»»* Htsse Senetleri
P.C Merke» Bankası 123.50
I'tirkıve tş Bankanı 30.-
Iiırh l'lçaret Banksa» 5.-
Ar.o»« Çimento 6.50
Şark ı loftırmoncIllR 23 25
Milli Rcnsllran» 16.-
Mihk Kredi Fanslve l9O-( | 172. —
DÜNYA
BORSA
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
YABANCI BORSALAR
İstanbul Ticare t Borsası
II ubııhut t buğun Eski Kapanış
tfugday yumuşak (Ttlc.) 31.— 30.25
buğday Üfle 29.08 29.08
Arpe yemlik idhkmel .... 21.— 21.—
Mısır narı (çuvalı) 20.20 21.—
kııaulvM tombul . 33 10 34.—
H'aaıılvR Çalı sert ■ 40.—
K »işvemi . ..
Mercimek kırmışı kabuk
Mercimek yeşil 62.— •17
Nohut natürel
Tufch tohumlar ı
Ayçiçeği robumu 38.—
Kelen tohumu 48 — 47.—
Kendir tohumu * 34 —
Suaam 89/90 82.—
Yer hMigı kabuklu — —
Kuru MeyvnJar i
Eihdık (kabuklu atvrl) —
Fındık »K tombul 1950) 311/324 315 318
Çevir »kabuklu) .......... 64.— 6-1.—
Cevl? ı İç nal »ireli —
I*olcuma Ham Maddeleriı
İTftlk lana nıal) —-
Ciftik (Nfttürel) — —
Yapak Irakva ıKırkım» 340.— 330.—
Hum derileri
Sığır ealamure (kasap) Ki 160.— 160.—
Keçi tuzlu kuru kilosu .. 215.— 225.—
Kovun hava kıırueu kiloeu 220.—
Nebati Yafriurı 243.— 210.— 150.—
^cytlnyag» (EL. teneken» —
Suaamvagı ıRar cıra) —
Ayçiçeği (Hafine çıplak) Fındık vagı ıÇUriikt 153/1M
İzmir Ticare t Borsası
BUKUD Son Kapaniç
Üıllm çekirdektir No v 78.— 77.—
tnelr A eertai No. 6... 47.— 48.—
" B ■•nal No. 10b • 41.— 41.-
Pamuk Akala l .... 306.— 302.—
Pamuk Akala 11 .... İHÖ.- I8Ü.—
Pamuk Akala (11 160.- m-
Pamuk yeril ın.e Î80-
Pamuk vagı (rafine) , 109 - 110.-
Pamtik çaklrdefrl 17.— 17.-
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala 1( Halas » 289.-
Pamuk AkRİn (Adana) — —
Pamuk Akala U .... 270.—
Pamuk Akala LL1 .... — —
Pamuk veri) 1 M
Pam»ık veril II — —
Birinci Akala vâdell ... 280 — 285 —
Haaır 281 — 2A3 1'2
İkinci Akala yağmur 253.— 265 -
yemiş — 258 1/2
Trabzon Ticaret Borsası
FINDIK
a) randıman!) 150.— 145-
kabuklu tombul .... - —
f>> iç aira kontrollü 300 — 290.-
Eskişehir Ticaret Borsası
buğday yumuşak 28.- 29.-
Buğday nert 27.- 28.-
Arpa ..mk
Nevv-York Borsası
Huğdav (tfuşell=Senl)
Sert Kış mahsulü No. 2
Kırmışı ” '* No. 2 ......
Pamute Mlddllng (LJbreal = Sent)
Ekim ••••••••>•••••••••••••••••••••te
Aralık >•••••••••(• e•• aa• eee ••• ••
Mart
Myıs .................
rirtlM i Ulbres1 = 8ent)-------
Tekaa» No I ............
Kındık iUlhresl^Sent)
Kabuklu veril Irl
Lzevanl iç
Ekstra in
huru ıl»üm rhnmpaon
Keten luhumu ( Buşell = Dolar J Mlnneapoila .............
Kalay (LlbresIzıKent) bevha-teneke (100 llhre dolar)
orta ..•••■•m*»»*.-*.... ithal malı .......—......
iç ıthaj mal) (L1brcsl=bent) .........
çekirdekli* seçme
«e •
• •• •• ••••••
Düd
257.—
226.—
38.75
38.67
38.70
38.50
115.—
63,—
66.—
U U4
3 85
112.—
I 30
Londra Borsosı
Helen luhumu (Tonu—Sterli□>:)
Öombaj
Kalkma .....................
in fıetıAı Hindistan
rırdk
• •
TUd
• •
ItNkl kur
256.—
227.—
38.63
30.70
S9.44
115.—
59 —
65.-
U 1/4
8.80
111.25
7 dü
71.—
78.—
73.-
70.—
76.—
Bradford Piyasası
iyi mul (Libresi = Fiyat) 8ıra malı ••
Anadolu ••
l>akya *•

I*

İskenderiye Borsası
Pamuk (KantansTallan) Auhrnounl Kısa elyarh M7Q, . Kamnk Uxun elyafh F/U. ..
118.—
I
14 Ekim 1950
T E N t İSTANBUL
Sayfa 6
13 SENE MÜLTECİLER
A
RASINDA
TARİH SAYFALAR
Mülteci problemini halletmek
için yeni bir çare bulundu

Türkiyedeki yabancı mültecilerin başka memleketlere yerleştirilmesi meselesiyle uğraşmak üzere memleketimize gelen İngilizin anlattıkları
Abdi İPEKÇİ
r



1
Sarayı
alt üst eden arbade
levha
Mül-
beri
Beyoglunun arka sokaklarının loşluklarına gizlenmiş bir binanın ikinci katının kapısında şöyle bir vardır: I. R. O. (Milletlerarası teriler Organizasyonu)..
İşte bu evde bir kaç günden
hummalı bir faaliyet göze çarpmaktadır. Haddizatında esrarengiz gözüken fakat aslında insani hareketten başka bir şey olmıyan bu faaliyetin başına lngiltereden yeni gelen bir zat geçmiştir; Mr. Luscomb,.,
İkinci Cihan Harbinin nihayeti İle beraber ortaya çıkan mühim problemlerden biri de mülteciler meselesidir. Sovyctlprin. Avrupada işgal ettikleri topraklardan çekilirken onları hür dünyadan bir “demirperde" ile ayırdıkları ve kurdukları kukla hükümetlerle buralarda tahammülfer-sa bir rejini yarattıkları malûmdun içte bu rejimin tazyiki altında inleyenlerden bir çoklan demirperdenin gerisine kaçmağa muvaffak olmuşlar, hür memleketlere iltica etmişlerdir. Her gün adetleri biraz daha büyüyen bu mülteciler karşısında Birleşmiş Milletler harekete geçmiş ve on binlerce insanı sığındıktan yerlerde koruyabilmek için bir teşkilât kurmuştu. TeşkllAt birçok yerde, bürolar açmış, yabancı topraklarda, her türlü yardımdan mahrum mültecilere yiyecek, yemek ve yatscak yer te-,mln etmişti. Pek tabiî, bu yardıma llânihaye devam edilemezdi. Fakat I. R. O. tasfiyesine başlarken mültecilerin durumunu da nihai bir şekilde düzeltmeğe karar verdi
Mr. Luscomb da bu insani hareket uğrunda gayret sarfedenlerden biridir. Beyoglundaki erin mütevazı bir odasında, Ttlrkiyeye muhtelif peyk memleketlerden sığman mültecilerin durumuna bir hal çaresi bulmak için uğraşan bu zat diyor kİ:
"I. R. O. nun tasfiyesine başlanmıştır. Şimdiye kadar Ttlrkiyeye sığınmış olan mültecilerden bir kısmını, kendilerini kabul eden memleketlere yollamıştık. Fakat asıl güçlük şimdi başlıyor! Yaşları, cinsleri, meslekleri, dinleri gibi sebeplerden, hiçbir memleket tarafından kabul edilmemiş olan daha yüzlerce mülteci vardır. I. R. O. nun yardımı bittiği İçin bunlar perişan olacaklardır. İşte, bu gibileri, içLnde bulundukları müşkül vaziyetten kurtarmak için yeni bir servis ihdas ettik: Yerleştirme Servisi.. Sene başında kurulan servis her mülteci hakkında mufassal dosyalar hazırlar. Dosyalarda mültecinin fotoğrafı, mesleği, aile durumu, yabancı bir yerde İş görme kabiliyeti, ve bilhassa kusurları yazılır. Bunları yaparken her türlü teferruattan istifade olunur. Meselâ Türkiyede bir mülteci mimar için hazırladığımız dosyaya, yapmış olduğu binaların re-s -»ilerini ve bir kaç plânını da kovduk İşte ben memleketinize, bu «er-
Air. Luscomb. I.R.O. ıııın Bıyoğlundııkl büruaunda mültecilerle görüşürken

vlsln Türkiyedeki çalışmalarını tanzim için gelmiş bulunuyorum.
Dosyalar Cenevredeki merkeze gider, orası da mülteci talebinde bulu, nan memleketlere gönderir. Bugün bu sisteme göre Ingiltere, İrlanda, Norveç, Amerika. Hindistan, Pakistan, Kanada ve Fransa kolonileri ile Brezilya mülteci talebinde bulunmaktadır. Şimdiye kadar 5.000 mülteci yukarıdaki memleketlere gönderilmiştir. Ne bu 5 000 mülteciden, ne de onları kabul edenlerden şikâyet eden oldu.
Türkiyedeki mültecileri baskı memleketlere bir an evvel göndermek İçin hususi bir gayret «atfediyoruz Meselâ bir marangoz için talep vaki olsa ve Türkiyedeki mülteci bir marangozla Almanyadaki diğer bir mülteci marangozda aynı vasıflar bulunsa, Türklyedeklni göndeririz. Çünkü Türk Hükümeti güç bir durumdadır, yabancı mültecileri topraklarında ba-nndıramaz. Zira;
1) Türkiyentn kendi muhacir problemi vardır. Gayet tabii yabancı mültecilerden evvel Bulgaristandan gelecek 250.000 Türkü düşünecektir.
2) Türkiye Müslüman bir memlekettir. Halbuki buradaki mültecilerin hemen hepsi hırlstlyandır.
3) Dil meselesi- Mülteciler arasında İngilizce, Fransızca, almanca bilenler vardır. Fakat türkçe bilen hiç yoktur.
4) Türkiyede ecnebilerin girebilecekleri meslekler tahdit edilmiştir.
İşte gerek hükümeti, gerek mülte-
Meyve ağaçları
Nasıl ve ne şartlar altında yetiştirilir ?
Bahçenizdeki meyve ağaçlarını, diklminden. her mahsul yılının sonuna kadar birbirine bağlı çalışmaları takip ederseniz, her zaman bol meyve beklemekte hakkınız olur.
Fakat, bunlara dikkat etmeden bir çalı sıklığı ile dikeceğiniz meyve a-ğaçlannız çeşitli zararlıların yuvası olarak, mahsul zamanı beklediğiniz meyveleri dökülür, kurtlanır emekleriniz boşuna gider.
Evvelâ, meyvelik yapacağınız saha havadır, bol güneşlenebilen ve etrafı açık olmalıdır. Toprağın taşlı ve kireçli olmaması ve dikimden evvel 80-40 cm. derinliğinde kirizma edilmesi lâzımdır. Yeri iyi seçilmiş, top, rağı hazırlanmış meyvelikte sıra dikilecek fidanların seçimine gelir.
Dikilecek fidanların hastalıksız, kök ve gövdelerinin muntazam gelişmiş olması, seçilecek çeşitlerin iklim ve toprağa uygunlukları şarttır.
Meyve ağacı bol hava ve güneş ister, sık diklmlerle dallar blriblrine gireceğinden hava ve güneş giremez. Sık dikilen ağaçlar ise, hava ve güneş bulabilmek İçin boyuna uzayacağından çiçek gözeleri yerine yaprak gözeleri meydana gelir, meyve tutmazlar. Güneş ve hava alabilen dallarının ucunda verebildikleri az meyvede hem kuşlara yemlik ve hem de hastalık yuvası olur. Onun için dikeceğiniz fidan çeşitlerine göre fidanlar arasında verilecek aralıklar:
Elma: 5-6, şeftali: 3-4, kayısı? 4-5, vişne: 1-5. kiraz: 5. erik: 4-5 metre o’malıdır.
Yeni dikilen fidanları köklerinin sallanmaması için ilk yıllarda dikimle beraber herekle bağlamayı unutmamalıdır. Dikim işi bittikten sonra, çeşitli meyve ağacı parazitlerine karşı her mevsim yapılacak ilaçlamaları aksatmamalıdır. Kışlık ve yazlık llâç-lamalar yanında, muntazam mahsul alabilmek için meyve ağacınızın gelişimine göre budama ve aralamalar usta bir el tarafından yapılmalıdır,
Meyve ağacında her çiçek, bir meyvenin müjdecisidir. Fakat bir ağaç hepsini besleyemiyeceğlndon, olgunlaşmadan meyve dökülmesini önlemek ve aynı zamanda iri ve gosteriş-
11 meyve için seyreltme yapmak faydalıdır.
cileri. içinde bulundukları güç durumdan kurtarmak için onları bir an evvel dışarıya göndermeye çalışıyoruz.,, ★
Mr. Luscomb. 13 seneden beri mülteci meseleleri ile uğraşıyor, 1937 de Ispanya mültecileri için çalışmış. Harp çıkınca orduya İltihak etmiş. 1945 te yine eski vazifesine avdetle Yunanistan mültecileri ile alâkadnr olmuş. 1. R. O. kurulunca teşkilâtın Çin bürosunda çalışmaya başlamış. Nihayet yerleştirme servisi ihdas edilince Mr. Lescomb’ü servisi Al. manyadaki bürosunun başına getirmişler. Kendisinin bildirdiğine göre yalnız geçen sene, Almanyadukl İngiliz işgal bölgesinden Amcrikaya 40.000 mülteci gönderilmiş.
Hayatının 13 senesini mülteciler lirasında geçirmiş bu adama, bu vesile ile karşılaştığı enteresan bir vaka olup olmadığını vordum.
“Evet, dedi. Almanyadaki Kaimim muhacirleri çok enteresandır. Bunlar, hurbın sonunda Almanlar Rusyadan çekilirken, tekrar Rusların tahakkü ınüne girmemek için onlarla beraber Almanyaya gelmişlerdi. Sayıları 2000 den fazla olan bu Kalmuklar. kabile halinde İdiler, birbirlerinden ayrılmıyorlardı. Fakat işin tuhafı, yegâne düşündükleri şey attı. Attan başka hiçbir şeyle alâkadar olmuyorlardı. Kendilerini bir yere yerleştirmek icap ediyordu. Fakat at. diye tutturmuş-* lar. atsız hiçbir yere gitmeyiz diyorlardı. İsteklerine uygun yer bulmak için çok ugrastırk. Nihayet Uruguay) münasip gördük. Oraya giderek yerleştiler. ata da kavuştular.
Mülteciler mevzuunda size insanine namına iftihar ettiğim şu noktayı bilhassa söylemek İsterim: Milliyetler ne kadar ayrı olursa olsun reaksiyonlar aynı oluyor. Her yerde, bu evlerini barklarını kaybetmiş İnsanlara karşı kinlerini, düşmanlıklarını bile unutarak insani hislerini harekete getiren, yardıma koşan kimseleri buluyoruz...
“Zubaf" alayları adiyle askeri bir teşkilât vardı, öunhır "aarıkh" ve “fesli” olmak üzere iki kısımdan ibu-retti, Sultanın bir nevi muhafızlığını yaparlardı. Feslileri Arnavutlar-dan, sarıklıları Araplardan meydana gelmişti. Blrbirlcriyle hiç geçLnemez-lerdl... Her iki tarafın benlik iddiası, aralarındaki uçurumu gittikçe büyütüyordu. Bununla beraber iki alay da aynı vazife ve gaye ile (Yıldız) Sarayı civarında, burunburuna İki kışlaya yerleştlrlmllf bulunuyordu. Bu yüzden kavgaları eksik değildi. Çok defa istirahat halinde olsun, vazife başında olsun askerlik İnzibatını bozan olaylara «ebep olmuşlardı.
Bir ramazan bayramının İkinci günü kıyamet koptu. İki taraf bayramın verdiği neşe İle eğlenceler tertip ederek eğleniyorlardı. Kışlalarının et rafım bugün do olduğu gibi satıcılar, çalgıcılar, çengi, köçek gibi oyuncular sarmıştı. Fakat sarıklı Zühaf a-layi daha az mevcutlu olduğu İçin, çalgıcıların çoğu fazla kazanç düşüncesiyle feslilerin kışlası önünde çalmakta idi. Bunu bir izzetinefis meselesi yapan sarıklılar, çalgıcıların kendi kışlaları önüne getirilmesi için İki Üç arkadaşlarını gönderdiler. Zaten dolgun ve kinli bulunan bu erler fesli alayın kışlası önüne gidince çalgıcılara bağırdılar;
— Siz çokluğa bakmayın, paraya bakın’.. Bizim tarafa gelin, istediğinizi verelim!..
Çalgıcılar hemen İtaat etmek üzere durakladılar. Ama fesli Zühnf’lar derhal müdahale ettiler, çalgıcıları bırakmadılar. Gelirdi, gelmezdi; a-lırdık, Vermezdik, derken münakaşa büyüdü... İki taraf birbirlerine ağır söz söylemeğe kalktılar. Nihayet küfür, arkasından tokat, yumruk meydan aldı. Bunu gören iki tarafın arkadaşları yardıma koştular, iş sopaya. taşa inkılâp etti.. Başlar yarılmağa, dişler sökülmeğe, kan dökülmeğe başladı. Bilhassa sarıklılar az oldukları için dayağın fazlasını yiyorlardı, Fakat arbede hakiki bir cenk halini almaktaydı. İki taraf da düşmana saldırır gibiydi.
Tam bu sırada sarıklı alayın da, fesli alayın da borazanları uzun u-zun öttü. Bu, silâh başına demekti. Alaylar süratle kışlalarına koşarak silâhlandılar; evvelkinden daha ku-durmuşçasına vuruşmaya tutuştular. Karşı karşıya mütemadiyen ateş ediyorlardı. Kışlalarda nöbetçi bulunan zabitler, bu hal karşısında şaşkına dönmekle beraber hemen dışarı uğradılar; tarafların arasına girdiler, inzibatı tesise çalıştılar. Yazık ki, müdahalelerinin hiç bir kıymeti olmadı... Zira ortada cereyan eden bir kavga olmaktan çıkmış, harp manza-
Saraydaki bütün kadınlar da korku ve endişe içinde ağlayıp duruyorlardı
Kemal SAMANCIGİL
İki taraf o.ruırleriııe
»Kir «ozJere oaşiumı^lı.
rası almıştı. Derhal Sarayı haberdar ettiler.
Haber, Sarayın Harem ve Mabeyn Dairelerinde bomba tesiri yaptı. Sultan Abüdulhamld IX. sapsan kesilerek titremeğe başladı. Gazi Osman, Müşir Derviş ve Fuat Paşalar davet edilerek bunun bir ihtilâl olup olmadığı müzakereye kondu. Bir taraftan da gittikçe ses ve tesirini artıran vaka mahalline yaverler gönderildi. Bu arada silâh patırtıları hafifledi; Zühaf alaylarının kumandam Ferik İsmail Paşa da huzura girdi. Korkudan titriyordu: Sultanı teskin eylemek, kendisini itaptan kurtarmak için el bağlayıp şöyle konuştu:
— Vakanın hiç bir ehemmiyeti yoktur sultanım. Kullarınız bayramdan Önce aldıkları maaşlarının ve bayramın sevinci ile şerefinize, sıhhatinize ve saltanatınıza eğleniyorlar. Bu onların milli Adetleri imiş; Zatı devletlerini rahatsız ettikleri cihetle nümayişin bırakılması hususunu emrettim. Müsterih olunuz, şimdi sükûnet tamamen
Ve çıkıp gitti. Tabii bu, çakmaktan başka bir şey değildi. Paşa sözünü bitirdikten pek kısa bir zaman sonra silâh atışı daha korkunç şeklide tekrar başladı. Ortalığı saran gürültü ve duman eskisinden daha endişe vericiydi. AlAka-
h zabitler bu hengâmenin önüne geçmek gayretiyle kendilerini ateşin 1-çine attıkları halde bastırmaya muvaffak olamıyorlardı. Vurulanların acı ferya’dlyle manzara daha korkunçlaşıyordu. Artık ateşi ateşle bastırmaktan başka çare kalmamıştı. Derhal Beşlktaşa, komutanları İkinci Fırka Komutanı Ferik İsmail Paşaya haber salındı.
İsmail Paşa arbedenin bütün kuvvetiyle devam ettiğini öğrenince atı-
na bindi; bîr tabur nizamiye askeriyle bir süvari müfrezesi ve bir top bataryası alarak Yıldıza koştu. Ab-düihamit de Saraydan emirler, iradeler, yaverler göndererek vükelâyı, müşirleri, mabcyncileri. İsmail Paşanın yardımına koşturdu. Bütün korkusu âsilerin ne İstediklerini Öğrenmek, saraya karşı bir ayaklanma İse tedbir almaktan başka bir şey değildi. Çünkü kendisi gibi bütün »aray kadınları da korku ve endişe İçinde koyun sürüleri halinde toplanmışlar, ağlıyorlardı.
Nihayet zor kullanmak suretiyle arbede bastırıldı. Askeri İnzibat yoluna kondu. Meydan yaralı ve ölü İle dolu idi. Derhal doktorlar çağırıldı, yaralıların yaraları sardırıldı. Lüzum görülenler hastahaneye kaldırıldı Sonra umumî bir yoklama yapılarak yaralı ve ölülerin «ayılan teabit olun-du; yedi ölü, altmışa yakın yaralı... ölüler akşama doğru defnedildiler. Hastahaneye nakledilenlerden de Ö-lenler oldu. Netice tam alındıktan sonra Abdülhamid harekete geçti... Kavgaya sebebiyet verenlerle iyileşen yaralıların Hicaza sürülmelerini, kavganın başlangıçta bastırılmasında ihmalleri görülen zabitlerin mahkemeye sevkını irade eyledi.
Divanı harp kuruldu; tahkikatını çabucak yaptı; İsmail Paşayı Mr a-ya, diğerlerini de muhtelif cezalara çarptırdı. Fakat muhakeme «ırasında sanıklarla yargıçlar arasında hay. 11 çetin tartışma oldu... Verilen cezalar çok görülüyordu. A bd(İlhamîdi a tesiri altında bulunan yargıçlar, bu «efor cezalan arttırdılar ve Fırka Komutanı Ferik İsmail Paşanın bir aylık cezasını bir yıla çıkardılar. O devirde sık sık görüldüğü üzere, kimse ses çıkaramadı ve olay halka u-nutturuldu.

Ölüm hâdısesini, genç politikacı kocası bildirdikleri zapıau adamcağız yeisinden ne bilemez hale düşmüştü.
âdeta huşunetle, içi yana yana şu suali
ÇIKAN KISIMLARIN HULASASI
Madam Ahır t he Ohenevray kız kardeşi Mathildf Monrrvel'i kaybetmişti. Mathildr, otomobili ile yrz-mekteyken süratle ffiden bir tramvaya çarpmıştı.
Bu dul
Monrevel'e yapacağımı Bazan, soruyorau :
Acaba mesut mu idi dersiniz f Ve cevap beklemiyor, ilâve ediyordu: — IIrp işlerimi düşündüm. Saadeti vrrmryc de, mağa da vakit var sandım.
Marthe, onu, kocasiylc İspanyaya yitmeğe razı ti. Bir yün, bahçede çocukları seyrederken, yenç adam içeri pirdi ve onların yanında durdu. Sonra uşakla, hanımla görüşmek üzere haber yönderdv Ular-t he, aklı hep ölen kardeşinde, acaıp bir korku ile sa~ lo»Ki doğru yürüdü, yarıp misafirin yanma yivdi.
Gerçi bazıları, göründüklerinden daha değerlidirler ama unlan ayırdedebllmek de kolay iş değildir.
Şömineye dayanmış, hiç kımıldamadan, dalgın dalgın dııran genç adanı, Madam ( hrııevray'lıı İçeri girdiğini duy* ıııadı. O İse, misafirin yüzündeki yeisi, perişanlığı görünce şaşaladı. Aklındaki İnsan: Kadınların etrafımla dört dönen, güzel danseden, mânâsız, hissiz, kafasız biriydi. Şimdi karşısında, sanki hiç görmediği, tanımadığı bir yabancı duruyordu. Korkusu büsbütün arttı.
Adam oııu görünce, benlrlor gibi bir sıçradı. Ilcmeıı
• >/ür dilemece kalkıştı:
— Affedersiniz, sizi rahatsız ediyorum, İleni İstemiyordum...
Kekeliyor, söyllyccek söz bulamıyordu. Kadın şüphelenerek, derhal kocasının gölgeline sığınmak İstedi:
— Mösyö Chenevruy seyahatte. Mamafih varın dönüyor. Kendisine bir şey ml söylemek istiyorsunuz?
Genç adam, acele acele cevap verdi, bakışımla sesimle, İnsanı korkutan bir bul vardı:
— Evet Mııdam, Mösyö Chenevray Ih* mutlaka görüşmek İstiyorum.
— Koram Mösyö Moıırrvrl'le beraber ancak yarın rada olarak. Gelir gelmez kendisine söylerim,
Genç adam tekrar etti:
— Mösyö Moıırrvel’le beraber... Demek yarın!
Sonra da kendini tıılumıyarak;
— Çok geç kalmış oluruz, dedi.
Büyük bir heyecan İçimle bocaladığı halinden belli Marthe, yüreğini saran endişeye rağmen, zoraki bir nezaketle, karşısındakini teskine çalıştı.
— Yarına kadar bekllyemlyorsaııız bana söyleyin, irap edime, kocamın yrrlııl tutmasını bilirim... Ruyıının, dinliyorum.
ab
r 7-bir da,
kil-
idi.
avdet edecektir! hulûs
Yıldızın aurünüşü.
Bir müzik ve dram
şehri: Edinburgh
EDtNBURGH’un kendisi de drama-₺ tik bir şehirdir. Tepelerine hâkim granit renkli kuleler, bu dakika güneşte parlarken, bir an sonra hızla ilerleyen kara bulutların teşkil ettiği dekor İçinde esrarengiz bir tarzda kararır. Eski Şehirdeki yüksek gri evler, gayrı muntazam bir sıra halinde şatoya doğru uzanmaktadır. Vadinin öte tarafında zarif hatları. 200 yıl değişmiştir.
Buna rağmen 7-8 dar bütün bunların
mükellef bir dekor teşkil edebileceği,
"Yeni" şehrin zarfında pek az
yıl evveline kabir festival için


Henry Bordeaux
Düşen Maske
Çeviren : Mebnıre Alevok
3
blrfey söylemiyordu. üzüıı-
I’lerrc Emagny, ağzını açıp İÜ, halrcaıı vcrcıı »>lr andı bu.
Kadın tekrar etil:
— Haydi çabuk söyleyin, çocuklar beni bekliyor. Erkeğin yüzüne bir hüzün çöktü; önce:
— Kolay değil, dedi, iirkaaındnn: "İmkânı yok... Size söylemek... Büsbütün zor..." diye kekeledi.
Soııra da, heyecan ve teessürün şaşırtıcı elinde, birbirini tutmaz şeyler söylemeğe mahkûm bir bolde, “.\blu"nm —zaten İlk dakikadan lx»rl— korka korka beklediği kelimeleri ilâve etti:
— Aladaııı Afoıırevrl'e alt bir mesele
İçine doğmuştu; Ölü kardoşceğlzlnln çöktüğünü hissetmişti.
Adam, saııkl söylediği şeyden Ürkmüş
Martin» karşısındaki güzel erkeğe dehşetle, üstelik farkında olıııakHizıiı, nefretle. Ilkslııll İle bakıyordu. Adılını c-zen, çökerten, yerlıı dibine geçiren bir bakıştı hu.
— Madeni kİ mesele kardeşime alt, asıl bana söyleıııell-HİııIz. Ne var, çabuk söyleyin. ‘
Adanı hâlâ bocuk yordu:
— Söyllyemem, İleni doğrıı olıııır/..,
— Vok artık İş Iştcıı geçti, bilmek istiyorum.
— Nasıl anlatayım
— Anlatırı
Karşısına
yakasına yapışıp oıııı (lıı samrsmız...
— Zavallıyı yeııl
— Bundan sonra
kİ?
Günahı, sııçtı bilmeyen tertemiz gözleriyle, İrimle fazilet, sadakat okunan güzel gözleriyle adama bakıyordu.
O İse, erkekler arasına yeni karışfığı zamanlardan beri, “kadın" hakkımla öyle kötü hikâyeler dinlemişti kİ, "inanına, kanma, aldanma" yı hanidir düslıır etmişti.
Üzerine alınış olduğu müşkül vazifenin, çirkin tarafını;
vıır (hı... ünlüne bir tehlike
gibi, tekrar sustu.
• •e
... Ne var? Anlatın diyorum size...
dikilmiş tıış gibi duruyordu anıma, Minki söyletmek İçin çekellyor, tartaklıyor-
bir felâketten korumak lâzım.
daha ııe gibi bir felâkete uğrayabilir
ııneak şimdi, bu kndınııı karşısında kııvmMibilİA ordu,
Zorıınn duyulan bir saate, gözler yerde, bir sııçlu, mücrim gibi:
— Yazı fnıtsıutının canı dönmeden bunları
Madııııı C hrnrvrny
— Ya! diyebildi.
Ne yerinden kıpırdamış, ne İrkilmiş, ne de yüzü gö/.ü değişmişti. Sııçlıı gibi titreyen erkekse; ağır «Özler, gözyaşları hrkllyordıı. Fırtına kopmadan, peşin peşin başını eğiyor, amma fırtına kopmuyordu.
••Abla" hlrdöhhlrr dimdik ayağa kalkarak, bıız gibi bir «esle;
— Çıkın dışarı, dedi.
Önünde, kardeşiyle "yatmış" bir erkek vardı; böyle bir şeyin düşüncesine bile tnhıımnıül edemiyordu.
Sapıklık sevgileri anlamıyım, havsalıılarınıı «ığılınımiyon, hattâ bu çeşit "delilikleri", ancak romanlara, tiyatrolara yakışır şeyler sanarak, eşlerine hakikat dünyasında rastlaıu(-blleccğlnc pek Inanuııııyıuı kadınlardandı. Açıkçası, nasibi İle, hiç değilse pürüzsüz, kırışıksız bir hayat İle doğmuş, mutlu, mübarek İnsanlardandı.
Erkek de birden şaşırarak, ayağa kalktı. Fakat retl slııcye çekip, gözlerinin Önüne, "öleni" getirdi:
— Siz onu düşünmüyomınuz, dedi.
Daha bu lâfı İşitmeden evvel, “ talihsiz kardeşini hatırlamıştı; yine sesiyle, fakat hu sefer:
— Dıırıın, gitmeyin, diyordu, ölümün koyııııııdtı hile, üzerine hattâ Abhı'nııı nazarında ölümden zavallı verdi.
Oıııı korumalı, kurtarmalı değil rııl idi? Ömürsüz şiııln sağlığında bıışarumarnış olduğu vazifeyi, bıırl yapmalı değil iniydi? Nefsini yenmek İçin geçirdiği ruııl çarpışmadan yorgun düşmüşçesine oturdu ve başını a-vtıçlarımn içine kapatarak ağladı.
Plerre Eıııagııy , kendisini suçlandıran, “itham eden" bu ıstıraba, bir şey diyemeden baktı, durdu. Kısa bir zaman içlinle, İnsan aczinin tâ derinliklerine ulaşmış ve hislerimi/»* asıl kıymetlerini biçmekten yana, ölümün ne mahir bir kuvvet olduğunu öğrenmişti.
Ağlıyım kalbi yumuşatmağa yeltendi:
— Yaranızı deştiğimi anlıyorum. Affedin beni. Bana acıyabilirsiniz. Öylesine ıstırap çektim kİ...
Mnrthr hıı lâflara aldırmayınca, acılaşan bir sesle devanı etti:
bir
Ku-
çekmesinde, bazı mektuplar var. mutlaka yok etmeliyiz, diye fısıldadı, sadece:
eylül turihle-Uncü festival hariçten 100
«ıuıdet nasibi
haka-
Abla" da hemen deminki lıall. o
lâlı/a.
o emredici

silinmez bir kir beter l>lr şeye M 111hiIdr’ıı111 hin ali, s ân kİ bir an İçin önüne
bulaşan, illi rayan dlkill-
kürde-şlındl bu de-
f Devamı var)
Joan Littefield
kimsenin aklına gelmemişti. Harbin sonlarına doğru şimdi New-York Metropolitan Operasının genel direktörü olan ve festivalin İlk 3 yılı zarfında artistik direktörlük yapmış o-lan Rudolf Blng, karartma sırasında şehri ziyaret etmiştir. Parlak bir «y ışığı altında karakalem bir resim gibi duran tepedeki şatoya bakmış ve: Bir festival İçin ne dekor" demiştir. Böylece fikir, zihninde yer edinmiş, bunu şehrin belediye başkanı Glyndeboume Operası Direktörü o. lan John Chrlstie, böyle bir flkkla ilgilenmesi melhuz herkesle konuşmuş ve sonunda şimdi dünyanın bildiği netice doğmuştur.
Edinburghdaki ilk Milletlerarası Müzik ve Dram Festivali ağustos 1947 de tertiplenmiş ve muazzam bir başarı kazanmıştır. Bilhassa müzik alanında en üstün evsaftı seanslar tertip edilmiş ve şehrin bütün sakinleri, festivalin zihniyetini benimsemişlerdir, Edinburgh şimdi bir Avrupa festival merkezi olmak bakımından Venedik ve Saizburg’la e-şlt bir mevkidedir.
Bu yıl 20 ağustos • 9 rl arasında yapılan IV sırasında, Edlnburgh’u
bin kişi ziyaret etmiştir. Avrupnnm her tarafından, Birleşik Amerika, Kanada, Avustralya, Yeni Zelândıı ve Güney Afrikadan gelen bu ziyaretçiler Büyük Britanya, Fransa. Danimarka, İtalya, Ispanya, Birleşik Amerika, Macaristan. Almanya ve Avusturyaya mensup takriben 1630 artist tarafından eglendirilmlşlerdir.
Eılinburgh‘un Stratford-upon-Avnn gibi Shakcspearc’l, Snlzburg gibi Mozart’ı yoktur. Sanat ve sanatkârlarından ziyade yetiştirdiği müellifler, matbaacılık sanatiyle meşhur bir şehirdir. 1950 de festival münasebetiv-1c Glasgow’un Cltizens Theatep kumpanyası getirtilmiştir. Bu yıl aynı kumpanya Londralı birkaç artistin de takviyesiyle, tskoçyanın en lleı i gelen modern dram müelliflerinden James Bridle ve Erle Llnklater’ln yeni eserlerini sunmuş ve eski klâsiklerden birkaçını canlandırmıştır.
Londranın Old Vic kumpanyası da Ben Johnson'un "Bartolomew Falı" eseriyle, İngiliz tiyatrosunu temsil etmiştir, Bu eser, kumpanyanın repertuarına girmiş olup, kumpanya bunu önümüzdeki yaz Büyük Britanya Festivalinde tekrar oynıyacak-tıı*.
1950 Edinburgh Festivali artistler, ziyaretçi ve resmî şahsiyetlerin de iştirak ettikleri Ve St. Glles Katedralinde yapılan dini bir âyinle başlamış ve muazzam ateş oyunlu-rlyie sona ermiştir.



Sayfa 6
yenî İstanbul
14 Ekim 1050
British Museum’da faaliyet
Brltisb Mufteuro'ün Uzakdoğu antild (eleri pat İyonu yeni >»ir tasnife tâbi tu tül m ınt tur. Zengin koleksiyonun yüzlerce Buda heykeli arusıııda küçük bronz büstler yollara sıralanıp herblrl geniş bir Izalıatln teşhir edilmektedir.
Geyşalar’ın hediyesi
Amerikanın oldukça tanınmış artistlerinden Flörene© Marly Japonyada bir film çevirmiştir. Japon dansözleri tarafından çok sevilen artiste, geyşalar hâtıra olarak hususî bir peruka hediye etmişlerdir.
HİKÂYE
Bir sabah gezintisi
Necdet öknıen
“AtYİNtP hemen çıkayım soka-”ğa” dedim, kendi kendime ve havası ağırlaşmış, gecenin mânâsız rüyalariyle dolup taşmış o-damdan pırıl pırıl havaya, sabah saatlerine has, emsalsiz sükûnete koştum. Yalnız başıma olmak, tabiatı hissetmek ve düşünmen istiyordum. Güneş henüz dokmuş olmalıydı: Gökyüzünün u-çuk bir maviliği vardı. Ağaç lann, çiçeklerin renkleri hâlâ biraz buğulu görünüyordu.
Koşmalı, sıçramak, çiçeklerin arasında yuvarlanmalı, çılgınlar gibi gülmelî, aşk şarkıları söylemeli, velhasıl bir şeyler yapmalıydım. Yapmalıydım da kuşlar ve çiçekler kendilerini çok sevdiğimi, gökyüzünün maviliğinin beni de sarhoş etliğini, güneşin doğuşuna onlar kadar çok sevindiğimi anlamalıydılar. Farkında olmalıydılar. yalnızlığımın; koluma girecek, gözlerimin içine bakacak, hissettiklerini kulağıma fısıldıya-cak bir dostum olmadan yapayalnız geçip gittiğimin... Bir dosta uzatır gibi elimi bir köşkiin bahçe parmaklığı arasından beyaz bir leylâk dalma uzattım. Tam koparacağım sırada bir ses beni: “Günaydın, küçük hanım. Siz de benim gibi leylâkları çok seviyorsunuz galiba.” diye ürküttü.
Genç bir adam dudaklarında alaycı bir tebessümle bana doğiu yaklaşıyordu. Utancımdan kızardığımı hissettim; hattâ hafifçe titriyordum.
“Evet, öyle, pek severim leylâkları, diye mırıldandım. Fak ît rica ederim bir şey gelmesin aklınıza. Sadece koklıvacaktım.”
Güldü; gayet tabii bir tavırla:
“Rica ederim, dedi. Koparsanız ne çıkar. Güzel bir kız çiçeklerimi beğendi de kopardı diye ben ancak gurur duvarım.”
Ne söyliyecegimi bilemeden bir şeyler geveledim ağzımda. GÜ-lümsiyeyim dedim onu da yapamadım. Başımı hafifçe eğip yürümek istedim. O mâni oldu.
“Fakat daha koklamadınız bile, dedi. Bu.vrıın bahçeme sizi gezdireyim. Çeşitli leylâklar var. İstediğinizi koklayın, beğendiğinizi kopartın.”
Tanımadığım bir erkek, beni, sabahın bu erken saatinde bahçesine dâvet ediyordu. Tekrar kızardım. Ve içimde öyle bir korku belirdi ki. gayri ihtiyari “Dünyada olmaz.” diye hafifçe bağırdım. O gene güldü. Hem de bu sefer yüksek sesle güldü:
“Peki peki, dedi. Mademki istemiyorsunuz ısrar etmem. Fakat hiç olmazsa, müsaade edin de size bir buket leylâk takdim edeyim.”
Aklımdan, teşekkür edip hemen yürümeği geçlrdiysem de yerimden bile kıpırdayamadım. O, alışkın ellerle bir kucak leylâk toplayıp, döndü. Hepsini bahçe duvarının üzerine koyup aralarından iyilerini seçmeğe başladı. Zayıf, uzun boylu, esmer, gri gözlü bir adamdı. Zevkle giyinmişti. Onun bu kadar yakışıklı olduğunu keşfedince daha ziyade heyecanlandım. Kalbim beni yorgun bırakan bir aür’atle çarpmağa başladı. O, büyük bir dikkatle çiçekleri ayıklıyor, saplarını bir araya getiriyor, arasıca da bana bakıp gülümsüyordu. Nihayet nefis bir demet yapıp verdi.
“Kusura bakmayın, dedi. Size vermek istediğim kadar güzel değil, «ma acele ile ancak bu kadarı mümkün olabildi.,,
Teşekkür ettim ve ayrıldım. Zihnim hep onunla meşguldü:
“Çok yakışıklı çocuktu. Hem de ne güzel konuşuyordu. Ama, hep insanın gözünün içine bakıyor konuşurken. Büsbütün şaşırıyordum o öyle baktıkça. Pek aptal gibi hareket ettim. Ne vardı o kadar korkacak. kızarıp bağıracak sanki.. Bir sap çiçek koparmak hırsızlık sayılmaz ki. Ya bahçeye davet ettiği zamanki korkum. Eundan daha komik şey olabilir mi? O da güldü tabii, hem de kahkahalarla.. Sanki yiyecek miydi beni. Pekâla girmeliydim içeri. Beni bahçede gezdirirdi. Rengârenk çiçekleri yakından gösterirdi. Kimbillr neler anlatırdı ? Ben de kendimden geçmiş bir halde yanı sıra yürürdüm. Pelki de çiçeklerin en güzel koktuğu bir köşede beni kollarının a-rasına alırdı. Omuzlarımı sıkar, yüzünü yüzüme doğru eğer kurşuni gözlerini gözlerime yaklaştırırdı. Ben de yaban kedisi gibi değil icap ettiği şekilde hareket ederdim. Başımı ona doğru kaldırırdım. Öperdi dudaklarımdan. Sonra da kulağıma: “Ne güzel öpüşüyorsunuz. diye fısıldardı. Hiç slz’n gibisini görmemiştim. Gülllmsü-yörmuş gibi öpüşüyorsunuz. Hayret ediyorsunuz değil mİ? Halbuki. işte siz. Öyle, gülümser gibi o-püşüyoısunuz.,, Âh. ne budalaca söz; gülümser gibi de öpüşülür mü? Nereden uydurdun bunu. A-ma kimbilir. belki de övlcvimdlr: Gülümser gibi öpüşürüm. Hiç denemedim ki bileyim. Halbuki dudaklarım ne kadar güzeldir. Hiç boyamadığım halde kırmızıdır.
Aynada bakarım: Dururken, konuşurken. gülerken o kadar biçimli, canlı ve mânalıdır kl. Herkes benimle konuşurken hep dudaklarıma bakarlar. O da bakışlarını gözlerimden ayırdıkça dudaklarıma çeviriyordu. “Ne güzel öpülür,, diye düşünmüştür belki de. Bir kız on dokuz yaşında olsun, güzel dudakları bulunsun da hiç kimseyle öpüşmesin. Bu, olacak şey mi Ya-rabbim? Dudaklar ifadece yemek, içmek, konuşmak, gülmek için mİ yaratılmıştır? Dudakların en güzel içi öpüşmek değil midir?,.
Düşüncelerime kapıp koyuver-mııştum kendimi. Güneş bir hayli yükselmiş, renkler parlaklaşmıştı. Geldiğim yoldan geri döndüm. O-nu tekrar göreceğimi düşünerek l-çim içime sığmıyordu. Ama bu sefer deminki gibi hareket etmeyecek t İm. Gülerek selâm!lyaçaktim. Bir şey söylerse rahat ve normal cevaplar verecektim. Hâttâ, yorulduğumu düşünüp bahçede dinlenmemi teklif ederse derhal kabul edecektim. Bir an önce onu görebilmek için hızlı hızlı yürüyordum. Bahçenin hizasına geldiğim zaman bir hayli terlemiştlm. Heyecandan sık sık nefes alıyordum Adımlarımı yavaşlattım ve kendimi ona gll. lümsemek için hazırladım. Eski yerinde oturuyordu. Fakat. Allahım, bir kız vardı yanımda sarı saçları güneşte parıldayan bir kız. Konuşmaya öyle dalmıştı ki. ben! görmedi hile. Kendimi bahçe duvarına oturuverecek kadar yorgun hissediyordum. Adımlarımı sıklaştırdım. İçimde bir sızı kıpırdanıl-ya başladı. Bu kız onun nesi olursa olsun kıskanıyordum. O, beni dudaklarımdan öpecek, sonra da: “Ne güzel öpüşüyorsunuz,, diyecek olan adamdı. Ağlamak İstiyordum: kendimi tuttum. Fakat bir kaç damla göz yaşı yanaklarımdan süzülerek göğsümün üzerinde sıkıca tuttuğum demete damladı, Her şeye rağmen leylâklar o kadar güzel kokuyorlardı kl...
Seyahat notları
PANAYIR
Almanyadan Finlândiyaya geçiş
Alınıet Halil
■JARP geçiren memleketlerde dahil " olduğu halde bugünkü Avrupada seyahat İşlerinin arzettiğl kolaylık, blzdeki gezme ve soynhat İşleri ve iç turizm ile mukayese edilirse, pek düşündürücü ve şaşırtıcıdır. Bir takım para ve döviz güçlüklerine rağmen Almanyada dahi, herhangi bir turist teşkilâtı derhal arzunuza göre elinize en ucuz şekilde yapılabilecek bir seyahat plânı vermektedir*
Almanyada rastladığım bir arkadaş bir gün:
— Buralara gclnıLşken bir dost memleketi görmeden gitme!
Dedi. “Memleket” deyince ben bir başka Alman şehrini tavsiye ettiğini zannettim. Meğerse dostum, başka bir diyarı, tâ şimdileri, bilhassa Fin-landiyayı kasdetmlş. önümüzdeki haritaya baktım ve Almanynnın şimalinden Şimal memleketlerine nasıl geçilebileceğini düşündüm. Hele aradaki demirperdeyi düşünürseniz pasaport ve vize işleri tamam olsa da büyük bir cesaret lâzımdı. Gayri İhtı ya rt: •
— Nasıl ?
Diye sordum. Cevap olarak bu seyahatin gayot basit olduğunu soy-ledl. Beraberce bir turizm bürosuna gittik. Almanyaya gelmeden evvel yaptığım bir İstanbul - Konya seyahatinde karşılaştığım güçlüklerden bile eser yoktıı. Demirperde memleketlerinin ortaya attığı güçlük ve İmkânsızlıkları yenen bir seyahat plânı ile yola çıktım.

Kassel’de bindiğimiz tren sizi doğrudan doğruya Stockholm’a götürüyor. Treniniz arada birkaç defa vapurlara giriyor ve çıkıyor. Haberiniz olursa güvertelere çıkarsınız, olmazsa treninizden, Şimal denizlerinin durgun sularını mavi çiçeklerle süslü bir ova farzederek temaşa edebilirsiniz. Fakat Malmö’ye kadar olan yolda yolcuların hemen hepsi, vapurda trenleri boşaltıyor ve feribotların, şık. konforlu salonlarında âdeta, bir park gezintisi yapıyorlar. Yolcular arasında Türkü andıran bir Marsil-yalı Fransız, sarıklı bir Hintli, beş on Alman, birçok Şimalll dikkati çekmekte. Umumiyetle Şimaliilerin hepsi aynı kategoriye dahil. Galiba biz Türkler, Fransayı, hattâ Alman-yayı hiç yadırgamıyoruz da ŞimaJ memleketlerine ayak basınca bir başka kıtada olduğumuzu farkedlyoruz Şimal denizlerinde bir sülün gibi dolaşan. sandalyelerine varıncaya kadar her şeyi beyaz olan vapur içinde cenuplular bile konuşmalarının tonunu değiştirmek mecburiyetinde kalıyorlar. Sükûn ve sessizlik içindeki konuşmalar bize yahut bana, bir fısıltı gibi geliyor Birden, Karadeniz vapurlarının güvertelerini hatırladım. Daha sonra bir Ada vapurunun türkçe, rumca, ermenice, lspanyol-
Tıırku du miiuh .viu/.vm
ca karışık gürültülü konuşma tablosu gözlerimin önünde canlandı. Kulaklarım bana bu hâtıranın tesiriyle uğuldayor gibi geldi. Fakat bereket versin sessizlik ve sükûnet realitesi size bir başka iklimde olduğunuzu hatırlatıyor.
Bir başka diyarın İnsanları arasında memleket ve ırk farklarını düşünürken tren Malmö de karaya bastı. İstikamet Stockholm! Fakat burada dönüşte duraklamak İstediğim İçin doğruca Flnlandiyaya geçeceğim. Artık treni terkediyorsunuz. Sahilde vapurunuz sizi bekliyor. Bu sessiz şl--mal gecelerinden birini yola hasrederseniz soluğu Finlandiya sahillerinde alırsınız.
Gençliğimden beri gazetelerin, hâdiselerin haberdar ettiği bir Fin şehrini galiba adından dolayı her nedense merak ediyordum: Turku-Stockholmdan bindiğim vapur beni şimdi doğru bu şehre götürecek. Vapurda FinlandiyalI gazeteciler, bir çok muallimler ve tacirler var-dı. Hemen itiraf edeyim kl kendimi pek az sonra bir sevgi ve sempati hâlesi içinde hissettim. Yolcuların yüzleri, bana İstanbuldakl meselâ Kırımlı ırkdaşlanmızm yüzlerini hatırlatıyordu. Yumuk gözlerin içinde, Avrupanın hiç bir yerinde rastlaya-mıyacağınız bir sıcaklığın dalgası kaynaşıyor. Her taraftan:
— Türkiyedcn geliyorsunuz öyle mi?
Sualleri yükseliyor. Cevabınızı a-lanlardan bir kısmı:
— Sahi mİ?
Diyecek oluyor, arkasısıra sualler birbirini kovalıyor. Daha vapurda İken Finlandlyayı görmüş gibisiniz. Muhtelif Fin şehirlerinden olan adları pek güç öğrenilen bu yol arkadaşlarının davet vağmui’u karşısında ne yapacağımı şaşırıyorum. Kimisi Finlandlyanın şimalinde Ren geyik-
lerini kullanan İnsanların bulunduğu şehirlerin adresini veriyor, kimisi Helsinki civarındaki köylerin adresini yazıyor.
Stockholm İle Tıırku arasında işleyen bu vapurların yemek rejimi, biz cenupluları hem şaşırtan hem memnun eden bir manzara gösteriyor. Yemek zamanı hepinize birer masa numarası dağıtılıyor. Biraz sonra salona gidiyorsunuz, Mükellef bir düğün salonunun büfesi, içinizden “Herhalde bu bize alt değil,,, diyorsunuz. Meğerse bütün yolcuların bu büfe etrafında toplanması lâzım. Harp gören, istilâ gören, düşmana tazminat veren bir memleketin vapurundaki zengin yemek tablosu ancak gastrono-mlk bir tasvirin mevzuu olabilir. Is-tanbulun ekseriya hamur ekmeklerinin hâtırası karşısında vapur sofrasının kar gibi beyaz francaladan siyah çavdar ekmeğine kadar beş çeşit ekmeğini hayranlıkla temaşa etmemek mümkün mü?
Şimal memleketlerinin sakin geceleri. bu gecelar bilhassa bir vapurda geçerse büsbütün sessiz oluyor. Böyle bir gece sonunda şafakla beraber Turku şehrinin sahillerine kavuşuyoruz.

Elimdeki haritaya baktım, bu kadar uzun ve karışık mesafeyi, tayyare müstesna, en şairane bir şekilde ve en kolay surette geçirmiş olmanın verdiği düşüncelere daldım. Fakat kendilerini Turan'dan buralara gelmiş sayan insanların misafirperverlikleri, davet, ve teklifleri kar şısında dalmağa da pek vakit kalmıyor. Bana pek eskiden dost olduğumuz hissini veren bir FinlandiyalI yol arkadaşı gülerek:
— İşte Turku’da bir Türk!
Diyor ve kafilemizi iskeleden şehir İçine doğru götürüyor.
Gördüklerimi bundan sonraki mektubumda anlatacağım.
Fikriyat bahsi...
Fâzıl Ahmed AYRAÇ
— Sanatta yenilik ne güzel şeydir; gerçek olursa ve beşer gönlüne taze bir İdeal sevgisi getirebilirse!
— şüphe yok ki» Öyle; ancak en İç ezici durum şudur: Yenilik ve orijinalite bandrolleri ile fikir piyasasına sürülen eserlerin bir çoğu, hakikatte hem eskiliğin en solgunudur, ham de kalp bir boya sıvanarak, yenilik markası altında mahiyet gizlemek İsteyeni! Hele edebiyatta! Yıllardır gönlüm ezilerek görürüm ve söylerim; bizim dil ve irfRn sevgilerine sürdüğümüz (matahlar) arasında, bu ikinci bölüğe gl ı e( pirle) in sayısı, tahmin edilebileceğinden çok fazladır! i Aceleye, mağşıışe ve adiliğe doğnıi... Teessüfle ortaya koymak gerektir kİ, hayli uzun znmandanberl, bir çok fikri ve estetik İstihalemizin hazırlanma faaliyeti böyle üç maddcli bir program mucibince vücude geliyor diyebiliriz. Şımank ve insafsız bir zekâ madrabazlığı devam edip gidiyor!..
— Ben çok şey okumuyorum; fakat gördüğüm eserlerin nicesi üzerinde düşündükçe şöyle diyorum: Şayet milletlerin hir zevk ve irfan belediyesi olmak lâzım gelse, hayli kitabı çürük mpyva veya koleralı eşya gibi, ya denize dökmek veyahut kireçle, ateşle yakmak çorunda kalırdı! Adi üslûp, vıcık İfade, ham fikir ve gayrihim!.. Karileri, başka suretle alâkalandırmaktan ünılt kesip de var kuvveti pazıya vererek basın muhitini pornografi tezgâhına çevirmek gayreti de görülecek bir şey! Doğrusu acınacak bir haldir. Zavallı basın serbestliği gibi masum ve yüksek bir mefhum. Ruh şeffaflığını bulandıracak ve zekâ duruluğunu kirletecek “tmalât-ı kalemiye., nln âdeta kolculuğunu etmeye memur olmuş bulunuyor! Bilmiyorum, mübalâğa mı ediyorum? . ;
— Ben de şimdi onu düşünüyordum. Mademki bütün bir neslin fikir, vicdan ve karakter terbiyesi üzerinde en tecirli âmiller, o neslin okuduğu, okuyacağı kitaplardır ve bunların arasında da roman, tiyatro, nazın, İenkid, tarih, felsefe vesaire gibi şeyler, en mühim yeri tutar; blzdeki yayın faaliyeti hakkında söz söylerken, gözü kapalı konuşmamak, elbette ilk vazifedir. Her alandaki neşriyatı biz tamamiyle biliyor muyuz?
— Elbette bilmiyoruz; ancak şimdiye kadar bildiğimiz ve gördüğümüz şeyler, deminden beri gösterdiğimiz endişeleri izhar etmemiz için kâfidir. Zaten bugün söylediğimiz sözler, pek yenJ bir şey değil, kırk yılda ifade edegeldiğimiz teessürlerin bir tekrarından ibarettir! Ben (1908) tarihinde, yani Meşrutiyetle beraber yazı âlemine girdim. O zamandan beri muhitimizde artmamış olduğuna dikkat ve teessüf ettiğim mefhum şudur: Fikir iffeti!.. O sebepledir ki, bazı zaman pek azalmaya meylettiğini görerek eseflendiğim diğer ‘(hasiseler) şunlar olmuştur: Doğru, jyi ve güzel karşısında kinsiz, muhabbeti! ve hakkı hakikati bulmak aşkından doğma civanmert bir atılganlık!..
Kırk yıldır yazdıklarımı, okuduklarımı düşünüyorum: Bunların tyr çoğunda sevgi gibi, nefret de stinepe hır çehre taşıyor. Yeni nice eser hakkırıdakl tenkidlerimlz ve takdirlerimiz, hep o eserin sahibi-hakkındaki hususi muhabbetimize veya kıskançlıkla infialimize bağlı gibi bir şey... Ondan sonra nice yazı banknot halinde; yani Üzerinde beş yüz lira, bin lira yazıyor ama gerçek değeri bir kuruş bile değil! Bir çok genç arkadaşa bakıyorum; ne kadar tecrübesi az ve acelesi çok bir kararla hükümler veriyorlar. Âdeta mahalle mahalle edebiyat, sanat ve felsefe aşiretçikleri yetişmiş gibi! Ve herkes yalnız kendi mensup olduğu zümrenin âlimler, mütefekkirler ve dâhiler yuvası olduğuna kail!
— Yahut öyle görünüyor!
— On, on beş yıl evvel bir makale yazmış ve unvanını şöyle kovmuştum: “Mrtcroskopik dâhiler!,, ölçüsüz söz söylemiş olmak İstemem ama, bugün aynı yazıyı, hiç sıkılmadan neşredebilirim sanıyorum !
— Ancak haksızlık etmemek, ileri bir anlayışa yol vermemek İçin diğer bir noktayı da itiraf etmeli. Bahsi geçen kırk yıl içinde Türkiye İrfan ve edebiyatı, gerek yerli kalemlerin orijinal mahsulü olarak, gerek tercüme yoliyle bir çok nefise kazandı. Gerek şiir, gerek nesir ve fikir vadisinde! Temenni edelim kl, evlâtlarımızın dikkati ve muhabbeti, adım hepimizin övünerek andığımız o eserler üzerinde toplansın! Yoksa İçinde yabani ot bitmeyen hangi tarla vardır?
İR adam karısını öldürilr. Yargıç sanığa:
— Vakayı olduğu gibi anlat, belki bu suretle mahkemenin hük-
münü hafifletmek mümkün olur!
der.
hayatı için film hazırlanıyor
Filmin yıldızı Heddy Lamarr’dır
New-York, 13 (Amerika hususî muhabirimiz bildiriyor) — Müteaddit Amerikan gazetelerinin Hollywood muhabirliğini yapan Hedda Hop-per’in radyoda verdiği bir habere göre. Douglas Fairbanks, Kavalalı Mehmet Ali Paşanın beyanatını gösteren renkli bir filmde baş rolü oynayacaktır.
Bilindiği gibi, Kavalalı Mehmet Ali Paşa, aslen Türktür. OsmanlI ordu-
Ali Paşa rolünü yapacak olan Douglas Fairbanks’ın Istanbula gelmek ihtimali var
su İle beraber Mısıra gitmiş, zamanla orduda yükselerek vali olmuştur. Nihayet OsmanlI idaresine karşı isyan etmiş ve Mısırda bir kıratlık
Kavalalı Mehmet Ali Pasa
kurmaya muvaffak olmuştur.
Hollywood’dan verilen haberlere göre Douglas Fairbanks, filmde Mehmet Ali Paşayı canlandıracaktır. Baş kadın rolünü de Hedy Laınar'ın oynamasına karar verilmiştir. Evvelâ Jane Russell, Claudette Colbert ve Ava Gardnar’dcn birinin Douglas Faırbanks’a partönerhk etmesi düşünülüyordu. Fakat birdenbire şirket, Hedy Lamar üzerinde karar kılmışttr. Hnllyvvood’un sinema muhitinde dönen rivayetlere göre son zamanlarda Douglas Fairbanks İle Hedy Lamar arasında kuvvetlenen dostluk bu tercihe sebep gösteriliyor.
Renkli olarak çevrilecek filmde Mehmet Ali Paşanın gençliğine temas eden kısım, Yunanlstandnki Kavala şehrinde ve Mehmet Ali Paşanın oradaki evinde çevrilecektir. Diğer kısımları ise Mısırda ve Holly-wood da filme alınacaktır.
Bizzat Douglas Fairbanks’ın filme sermaye yatıracağı (prodııcer) bu abrada, Mısır Hükümetinin de masraflara iştirak edeceği anlaşılmaktadır. Mısır Dışişleri Bakanlığı, filme lüzumlu malûmatın toplanması İçin hususî bir komisyon kurmuştur. Mısır Dışişleri Bakanlığı memurlarından Vahit Rıfat ile tanınmış müverrihlerden Jak Tager bu komisyona âza olacaklardır.
O zamanın elbiseleri ve âdetlerini öğrenmek arzusu ile Douglas Fair-banks’ın Türk Hükümetine de müracaat etmesi muhtemel görülüyor. Bu maksatla kostüm desinatörü lrene’in tstanbula geleceği rivayeti de mevcuttur. *
Filme alınması düşünülen tarih! hâdiseler arasında Hünkâr İskelesi Muahedesinin imzalanması da vardır Kati bir karara varılmamış olmakla beraber Türk Hükümetinden kolaylık görülürse, filmin bu sahnelerini yerinde çekmek için Amerikalı artistlerin Türklyeyo gelmeleri kuvvetle muhtemeldir. Bu maksatla Douglas Fairbanks San Francisco Konsolosluğumuza müracaat etmiştir*
Kaatll:
— Bir gün eve döndüğüm zaman karınım elinde bir kitap gördüm, diye söze başlar. “Ne yapıyorsun” diye sordum.” Fran-sızcaya çalışıyorumî“ dedi. Sevinç İçinde: “Ne iyi. dedim. Bugün neler öğrendin bakayım?”
— El çantasının güneşliği onbe-şlncf dostun öğretmenidir.
Dehşet içinde, “Allah müstaha-kını versin! diye bağırdım.” Kitabı elinden aldım, şöyle tercüme etmen lâzım: “Markiz von Ponı-padour Onbeşınci Louis’nin metresiydi.”
Karım: “Neler saçmalıyorsun? Elbette doğru tercüme ediyorum, Liktor’nm bana öyle öğrendi’ dedi. “Bir kere öğrendi değil öğretti” dedim. “Sonra da Liktor esld Romalılarda mübaşirlere verilen isimdir. Senin ise bir transız-ca Lektör’ün var.” dedim. Karım alay ederek, “Lektör. Truvabların eski bir kahramanıdır” dedi.
Ben. biraz kızgın: “Onun adı
Hektor’du” dedim. O, “Amma da çok biliyorsun” diye benimle alay etti. “Hektar bir satıh ölçüsüdür!” Ben artık adamakıllı kızmıştım: “Hektar! Hektar!” diye bağırdım. Ama o bir türlü meram anlamadı: “Ne diye durmadan münakaşa ediyorsun? Hektar Yunan tanrılarının içtikleri bir İçkidir!” dedi.
“Hoyyr. onun adı Nektardı” diye bağırdım.
Karım, “Ha haha!” diye güldü. “Nektar, Alnıanyanın güneyinde akan bir nehirdir, bunu çocuklar bile bilirler!” dedi.
“Saçma!” diye haykırdım. “O nehrin adı Neckar dır.”
“Hayır Nektar! (Bazan Nektarda dolaşırdım, bazan Rende) şarkısını her gün arkadaşım So-phıe ile dütt yaparak söylüyorum, bilmez miyim hiç. ,
“Dütt değil dllett, düet t!”
Bu sefer de: “Düett diye bir kadın için iki erkeğin birbirini Öldürmesine derler!” diye bana ders vermlye kalkmaz mı? O zaman, masanın Üstünde duran tabancayı aldım ve karımı öldilrdüm.”
Yargıç mırıldandı: “Ben olsaydım bu İşi daha Hektor da iken yapardım!”
Duughu EalrbaiLks
14 Ekim 1050
Y E N î I 8 T A N B U L
Sayfa 7
FAN TAZI
BULMAC
------SEKERCİ --------
ALI IHUHIDDIN HACI BEKİR
KADIKÖY ŞUBESİ
Tevsi ve salon ilâve edilmiştir. Gayet lüks surette tefriş edilen salonların tezyinat) için
KADIKÖY ŞUBEMİN
Bir hnft.a kadar kapalı bulunacağım muhterem halkımıza ilân ederim . ALİ MUHİDDİN HACI BEKİR.
Toptan Satış Yeri:
„tPEKER„ Sultanhamam, Hacopulo Han karşısı No. 40
Samsun Erkek Sanat
Enstitüsü Müdürlüğünden
1 _ R|xe Yapı Enstitüsünde kullanılmak üzere (17.500) lira bedelli 89.» M3 çam kereste 10.10.1950 salı gününden itibaren (21) gün müddetle »çık ekaillıneye konulmuştur.
2 — İhale 31.10.1950 salı günü saat 15 te Samsun Milli Eğitim Müdürlümü odasında yapılacaktır.
3 — Kerestenin beher metreküpünün muhammen bedeli 195.50 liradır.
4 — Geçici teminat (1312.50) liradır.
5 — İsteklilerin ihale günü olan yukarıda yazılı günde Milli Eğitim Müdürlüğü odasında bulunmaları lâzımdır.
6 — Eksiltmeye gireceklerin 4 üncü maddede yazılı geçici teminatı Samsun Maliye veznesine yatırarak alacakları makbuzlarla ve 1950 yılına ait ticaret odası vesikaları ile eksiltme komisyonuna İbraz etmeleri lâzımdır.
▲▲▲▲▲▲▲▲▲▲▲a
Soldan *nfta:
1 — BüMkuldırmıi} paşa (İki kelline). 2 — Noksansız; Bir nota; Ced 3 — Bir pamuk cinai; Bnftlnnlı. 4 — Tersi sakat; Bir şair mahlası. 5 — Bir balık cinsi; Bağış. 6 — Konnk-
1 nıvhrm a. 7 — Dil Alimi. 8 — Kokulu bir ot; Birdenbire. 9 —Barsak; Cefa. 10 — Müsavatın kardeşi; Soru eki.
Yukarıdan nşaği:
1 — Chnteaubrinnd’ın bir eneri.
2 — Susan; Hırs. 3 — Aruz vezninde bir hata ; TemerrÜd. 4 — Tersi komut ahzot (mürekkep kelime). 5 — Bir göz rengi; îbrahl-nıe hazan Öyle de derler; Yed. 6 — Nofl edatı; Tahlil etmek. 7 — Baştaki harf okunmazım müdafaa tertibatlı bina olur; Bir hayvan. 8 — Bir İçki: Bir elkap. 0 — Eski m Anasına bir kadın İsmi; Şan. 10 — Şaka yapan.
DfNKf BVI.MACANIN HALLİ
Soldan sata:
1 — Muhasebe. 2 — Azade; Naz.
3 — Karı. 4 — Ehil ol. 5 — RekAt; Kol, 6 — Meyane; Ay. 7 — Talk Ab. 8 — Adeti »akil. 9 — Dut; Ka; Ana. 10 — Er; Kenııın.
Yukarıdan aşuğıı
1 — Ma kar; Bade 2 — Uza; Em; Dur. 3 — Hareket et. 4 — Adi hayat. 5 — Se; İtalik. 6 — Al; Nisan. 7 — Kolera. R — EnAlA; Kam. 9 — A); Kabine 10 — Azam; Yalak.
DEVLET DEMİRYOLLARI İLANLARI
Demir Gaz Borusu Alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satınalma Komisyonundan
1 _ Muhtelif cb’atta 3 gaz borusu açık eksiltme İle
2 — Muhammen bedeli
576 liradır.
kalemden ibaret 1800 metre demir satın alınacaktır.
3 — Buna ait şartname komisyondan parasız olarak damıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 3 kasım 1950 cuma günü saat 11 de Haydarpaşa gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satınalma Komisyonunda yapılacağından arzu edenlerin vaktinde komisyonda e hazır bulunmaları. (14055)
YENİ İSTANRIIL'un
BÜYÜK EŞYA KUR'ASINDA
Halil Naci Mıhçıoğlu
MAĞAZASINDAN
BEATTY
Marka
Çamaşır Makinesine
SAHİP OLACAKTIR


Meşhur Viyanalı Caz Piyanisti
İ G N A Z Z I Y A K ’ın her gece neşeli caz parçalarını
ÇINAR’
dinliyebilirsiniz
YEŞİLKÖY -ÇINAR
Telefon : 18 - 2

KADIKÖY DOĞUMEVİ ve KADIN HASTALIKLARI KLİNİĞİ nin sayın meslekdaş ve halkımızın hizmetine âmâde bulunduğunu arzetmekle şeref duyar.
Moda Caddesi Damacı Sok. No. 2/1 Tel: 61014
Nisaiye mütehassısı Operatör Dr. BEDRİ TAPUCU
İstanbul 3 üncü İcra
Memurluğundan
950 / 2530
ZAYİ — Fatih Nüfus Memurluğundan aldığım nüfus tezkeremi zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
YENİ ISTANRIll'UN
BÜYÜK EŞYA KUR’ASINDA
Bir okuyucumuz
TANCA
Mağazasından
1 çanta kazanacaktır
İngiliz, Alman, tfnly.ın
Çeşitlerimizi görmek ve fiyatlarımızı öğrenmek menfaatiniz icabıdır
ELHAMRAGİYİMEVİ
Beyoğlu Elhamra Pasajı m I inci kat - No. 11 m
7680 har olup muvakkat teminatı
derecede 15000 liraya İpotekli bulunan ve tamamına kıymet takdir olunan Beşiktaş Ortaköy mahallesinin Sokağında eski 19 yeni 23, 23/2, 23/1/1, 18, 20 pafta. 41 ada, 43 porsel sayılı ahşap ev, kârgir
kapı ima-açık
23/1
İma-»
Türkiye Kızılay Derneği Genel Merkezinden :
Türkiye Kızılay Derneği 1950 Yılı Kongresi 24 kasım cuma günü saat 10 da Ankaıada Yenişehir'le nasında toplanacaktır.
KONGRE GÜNDEMİ:
Kızılay bl-
1315 doğumlu Yııauf kızı Hatice Pckta>
NOT: Şartnameyi görmek isteyenler enstitü müdürlüğüne müracaat edebilir
Rumi
Hicri
Mu har
2
1370
Cumartesi
vasat!
VAKİT
EZANI
Kızı
GELECEK OLAN UÇAKLAR
da)
2
2
Haydut.
2
Haydut.
15.36
— Kanlı Al-
2
IIEYBEIJADA: Halk
BC1CKADA: Halk
Giden Birliğimi'
( İHETİ
Yeni
Nüımın*
L
A
R
A
Y
D
0
R
Öğrenmek ili ti yarında olduğumuz Iıer şey
SIHHÎ .İMDAT
_ ■ _ x L.
r
UÇAK-TREN-VAPUR
TİYATROLAR
17 05 D
21 35 P
Doktor. Devleri.
»Pazartesi geceleri temsil yoktur)
Nişantaşı
( Hanköy) paşa)
Tilkilik (Basmahane) — (AİHnncakı — Yani (Eş-Karantina (Yalılar)
1H«H
Ih 126) 1 -(Renkli).
Glliıeş öğle İkindi
Akşam Yatsı trnsAk
44HVE aaYib
H!
2251
TENİ SES TİYATROSU
Şam. Beyrut-(Amerikan » Ganden Lort
FATİH: zade başı» ray)
Nâzım Malkoç (Şehremini) — M Fuat Btıyer (Kanıgümrük) — İlayım Berk (Fener)
Ha-
2 -
Ekim
1
İZMİR: Çankaya rafpaşa) şifa ıKomernltı)
Beyoğlu H644 Arılotra latanbul 24222 tamir 2222
Üsküdar W4ö K köy H(kS72
Karşıvake 15055
GELECEK Ol.AN TltENLEK
Ada
3 -
ISTA MIV L BELEDİ V ESİ 40hlr Tl\ııl r»»lnrt
20,30 (la llrunı Kısmı
ANKARA:
Çankaya
(sianbui Beyoğlu Anadolu yakası Anka ra tz.mir
1231
6.26 e 33 12.00
1.30
10.58
9 00 K.L.M. (HolAndaı
Eyt'P: Eyüp Sultan BEŞİKTAŞ; Vldln (Beşiktaş) -Orlaköy — G. Dlvnnlınğlu (Arns vutkhyl — Merkez (Bobek)
12.30 K(»nyn Mudanvadan
14 00 Bur »a. Ayvalıktan, — 19 00 Antalya, inırosdan. — 22 15 Marn k/z Mııdn.nyaclan,
GİIH:( Eli OLA e YAPI ili.Al(
-»ihi MaralULz. Mudunyaya.
14 00 Ordu İzmir»? - 17.00 Konya M’îdanya' a. — 20 00 Erzurum
L-rıdırmaya.
Kaptan Kld Çetesi.
I - Renkli Aşk
E.MİNONİ5: Sadullah (Eminö-
nü» — Bonanaon ( Küçült pazar) — Ali Rıza (Alemdarı — SnlAhaddln (Çarşı kapı)
D. H. Y. ElAzığ. Sivas. D H.Y. (Türk) dana. Konva, D H.Y. (Türk)
Ankaradan. - 16 00 D H Y. (Türk» tamirden. - 16.45 D H T. (Türk) İzmir. Bahkealrden. — 18.15 D H Y. (Türk) Burundan. — 18 35 DH Y. (Türk) Ankaradan. - 20.20 P A.A. (Amerikan) — Hongkong. Bangkok, Kalküta, Yeni Delhi, Ka-raşl. Tahran. Basra, tan. - 21.10 P.A A New-York. Boston, dra, Brükaclden.
GİDECEK OLAN
7 10 Doğu lEkn ) — H 30 Anka
ra «Eka i - 0 10 Ankara — 16 51 Ankaradan (MulurJÜ Tren).
t.iDEC I K OLAN TRENLER
18.10 Ankara Ekspresi. — 20.3C Ank*- •>. — 21 10 Güney Eka,
KADIKÖY: R Muhtar (Kadı-
köy) — Feneryolu — Erenköy — A. Cafer Çağatay (Bostancı) — Selimiye (ÜakUdar)
müziği. — 18.45 Saz eserleri. — 10.00 Habor-19.15 Klan şehir haberleri — 10,20 Şarkılar.
Dana müziği (pl » - 20 15 Radyo kazetcRİ. —
Bağlamayla oyun havaları. — 20.50 Herbsnî __21 ihi Dlnlcvk i iHh'khn i. 21,45 Şarkılar Şehirde Bu Hafta 22 15 Haberler. 23.00 naklen yayın. — 24 00 Prog-
Mııharrern Tnnır (Şeh-— Ziya Nuri (Akan Yedi kule (Sama t ya)
Peşinde.
(49.306) (Kışlık) 1 - Kars 2 — Bir Yetimin Ahi.
(Yazlık) 1 - Sevimli Hay-Kara Güneş.
BKYOALt'ı Klnyoll (Herkes) — Sıhlınt (Merkez) — Kemal Rebul (Taksimi — Fındıklı (Gn)ntn) _ T.unnl — Amin -
(Şlıjlll — Hıılıcıoflı.ı — Yeni Turan (.Kanım*
1 — Monfekrtoto nun El-Vicdansız Kadvn.
(21904 ı 1 — Yılmaz Reis,
(îç GVVERCİN Operet 4 perde ülser: SZtGİLET» \IUz1k; Kaimen ve Brahma.
Tel » I9MIH)
6 08 12.00 15.07 17.32 19,02
4.32
7.05 P. A. A. (Amerikan) New-York. Boston, Gander, Londra Brükselden. — 7.30 K.L M. (Holân-da) Amit erdem. Komadan. — 9.45 D H.Y. (Türk Burandan- — 9.5a D. H. Y. (Türk) lzmlrden. — 15 00 (Türk) Van. D. Bakır.
Ankaradan — 15.15 Urfa. G. Antep. A-Afvondan
İskenderun. Adana.
DÇAKLAK
8.15 P.A.A. (Amerikan) Şam Beyrut, Basraya. — 8.30 D H. Y (Türk) Bursaya — 8.30 B E.A (İngiliz) Atina Roma. Niş, Lon-drAva.
Tahrana - 9 (K) D H.Y (Türk) An kara, Kayseri Malatya. Eluzığ Erzurumn. — 10 15 D.H.Y (Türk» Izrnire. — 10.30 D.H.Y (Türk) An-karA. Adana, lekendsrunn. — 14.45 D.H Y. (Türk) Ankaraya. — 16.00 D.H.Y (Türk) tamire. — 17.00 D H Y. (Tllrk) A n karaya H.Y. (Türk) Bureaya.
A A. (Amerikan) Brüksel. Londra EoMon New-York a — 22 10 PA A (Amerikan) Şam. Beyrut. Kara-şi Yeni Delhi. Kalküta. Bangkok Hong-kong’a.
GELECEK OLAN VAIM RI.AR
ALEMDAR (23663) 1 - Sovsuz
2 — Harman Sonu Dönüşü, AZAK (23542) 1 — Aniler Ülkesi. 2 — İki Yüzlü KıuHII. 3 — Ya aşk. Ya ölüm.
AY6U (21917) 1 — Kızıl Nehir. 2 -Vahşi Arzular.
ÇEMBFRLİTAŞ (22513) 1 - Hamlet (Türkçe). 2 — Frankeştaynın Nişanlısı.
EMRE
malları 2
HALK
2 — iki Açıkgöz Tahsildar. ISTANDI f. (22367) 1 — Çam Sakızı Polis Hafiycsl. 2 tın.
•KISMET (20654) i — 2 — Tomstdn Caniler MARMARA (23860)
Besteler 2 — Kazannvanın Maceraları.
MİLLÎ (22962) 1 - Soysuz. Harman Sonu Dönüşü.
TI KAN (22127) - Macera
«I ıRenkliı 2 - öldüren Sır. Yoınız Gidenler YENİ ı Bakırköy vanada Festival Dunv.'iıb Doktor İlâveten Küreye zhı Hareketi.
KADIKÖY
HALE (60112) Asilzade SIlAhşÖr.* OPERA (6S711) 1 - Hileli Yol
2 — İstırap Cenneti.
sfHEYYA (60862) I — Kahramanlar Alayı, 2 — Gangsterler Çemberi.
DON .11 AN
Hunıedl kısım GELİR VERGİSİ
19 5 0
EKİM



IIEKIGI I ı III ETİ
ALKAZAK (42562) 1 - Çul Kor-
sanlan. 2 — Hücum Eniri.
Ait (44394) Çılgın Kalbler (Üçüncü hafta).
ATLAS (40885) Tuna Ağlıyor.
BEŞİKTAŞ BAHÇESİ i - KAneı» Rüya. 2 — UahMHlurler Cehennem»
ELIIAMIIA (42235) Kumarbaz Kız İNCİ (84595) Üçüncü Adam Kim
İPEK (44280) Madama Bovary. LALE (43595) Aşk ve ölüm Vadisi
MELEK (40868) Madama Bovarv SARAY (41656) üç Ahbap Çavuşlar Elmas Peşinde,
SVATFARK (83143) 1 — Deniz Ejderi. 2 — Sürgün.
Stl HER (42851) üçüncü Adam Kim?
ŞARK (40380) Güzelli İntikamı. ŞIK (43726) 1 — Zaferler Arslanı. 2 — öldüren Para.
TAKSİM (43191) Çakırcah Mehmet Efe.
TAN* (80740) üç Ahbap Çavuşlar Elmas
ÜNAL
Güneş.
ÜNAL
1ut. 2 —
YENİ (84137) 1 — Tsrrjın Ormanlar Arslanı. 2 — Monte Krlatonun Miranı. 3 — Kan DA vasi. YII.DIZ 142847 ı Çlnieene Singoalla (Beşinci hafta).
İSTANHt I CİHETİ

BİZİM StNEMA (Üsküdar) 1 -Tarzan Kara Kaplana karşı. 2 — Şehrazat (Renkli).
HALE (Üsküdar) 1 — Aşk Dansı. 2 — Akdeniz Korsanları.
SUNAR (Üsküdar) 1 — Gençlerin Sevgilisi. 2 — Müthiş Korku.
YELDEC.İRMENt: 1 — Hacı Murat Geliyor. 2 — Kalbim Senin.
ANRARA
ANKARA (23432) Kanlı Göl. BfYt'K (15031) Kanun Karşısında CEBECİ • 13846) 1 — Kanlı Dövüş 2 — Altın Küpeler.
PARK (111311 Londra Kalesi. St'MER (11072) 1 — Kumarhane Çiçeği. 2 — Broadway'da Hortlak lar.
SUS (14071) Londra Kalesi. ULUS (22294 ) 8lhlrll Aşk.
TENİ (14040) Deniz Kızının Aşkı (JAR GAZİNOSUNDA İtalyan ve İspanyol Revüleri Mısırlı Akıo* ınilar.
riYATROİ.AR:
Bİ'Yİ K Hamlet
KÜÇÜK Şakacı (Saat: 20.30
İZM Ih
TAYYARE Damgalı MELEK 1 — Çöl Cennette Bir Gece. LALE 1 — Asilzade Rio Aşıkları. TAN 1 — Asilzade Rio Aşıkları
YENİ 1 — Harrov Kumarbazı. 2 — Portaalt.
ELI! AMR A Aramızdaki Şeytan.




ANKARA î
7.28 Açılış ve program. — 7 30 M. S Aysn — L31 Neşeli parçalar (pl.). — 7 45 Haberler. — 8.00 Türküler (pl ». — 8 15 Havul mllzIMerl (plj. — 8 25 Günün proı.nıını ve hıtva raporu. - 8.30 Beethovcn-31 Bemol Ma?Ör Kuartet. - 9.00 Kapanış.
12 28 Açılış ve program — 12 30 M. S Ayarı.
12 30 S/don Orkestraları çalıyor (pl.). — 13.00 Haberler — 13 15 Klı.alk saz eserleri. — 13 30 Öğle ga-
cteal - 13.46 Şarkılar H-00 Vanghan \vıihan»H-5 inci Senfoni Re Majör (pl L — 14.40 Pery Como ve Dlnah Shurc söylüyor (pl.). —* 14.55 Spor haberleri — 15.00 Kayıp mektupları, hava raporu, akşam programı vc kapanış.
16.58 Açılış ve program — 17.00 Çocuk saati. — 18.00 M S. Ayarı. - 18.00 Dans müziği (pl.) — 18 30 Şarkılar — 19.00 M. S. Ayarı ve haberler. — 19.15 Tarihten hlr yaprak. — 10.20 Yurtlan Öesler (İdare eden: Muzaffer Snrısözen) — 19 (5 Radyo İle İngilizce — 20.00 Ravel-lapanvol Rapsodisi (pl h — 20 15 Radyo gazat •«!. — 2f .30 Serbest »ant. — 20.35 İnce-kıları (pl ) 2135 Hafif müzik (pl.l. — 22 00 Ko-
nuşma — »2.J5 Şarkılar. — 22.45 M S. Ayarı vs haberler. — 23.00 D^na parçaları (pl.). — 23.30 Program ve kapanış.
İSTANBUL f
12.57 Açılış ve programlar. — 13.00 Haberler. —
13 W Dans müziği (pl.). — 13 45 Saz enerleri ve ovun havAİfi|fi. — ı4.0o Radyo Stilon Orkestrası Konsorl» -
14 30 Serbest soat. — 14 10 Şarkiler. — 15 15 Dana müziği (pl.j. — 15.45 Türküler. — 16.00 Caz müziği
(pl I. _ 16 30 Saz eserleri — 16 45 Haftanın prog-
ramı. — 17.00 Karışık hafif müzik (pl ). - 17.15 A-kordcıonla hııflf melodiler 17.30 Şarkılar. 18.10 Kayıp ırırktupalrL — 18.15 Gencer ve ArknUaşlarından dans ler. -20.00
20.30 naat.
22.30 Eğlence yerlerinden ramlar ve kapanış.
LONDRA ı
6 45 Plaklarla uvertürler (15 dakika) (31.55 m ). -7.45 Sandv Matpheraon’dan sinema orguyla parçalar (45 dakika) (31.55 m I. - 8 30 B. B C. Varyete Orkestranı »30 dakika) (19 85 m). - 9 3ü Dinleyici lateklerl-Konncr müziği (1 saal» (19.85 nıJ 12.00 Tlp-top-lııncs (30 dakika) (19.85 m.) — 12.30 Cenup
Sercnndhtrı (30 dakika) (16.84 m » l9 15 Pavyon Çalgıolıın (15 dakika) (16.84 m ) - 15.15 Dinleyici
İstekleri-Hafif müz.flı »15 dakika) (16.84 m ı. 16.15 B. B. C. Şimal OrkcetruM-Liazt, Korhukov (1 san»» (16.84 m ). — 17.45 PUıklnrla Uvertürler (45 dakika» (16.84 m )( — 19.10 10 • klknlık nın m.)* — 20.30 Müzik raamıgeçldl (1 saat) 22.15 Çeşitli müzik (15 dlklkni »31.55 Dinleyici İstekleri »31.55 m ). - 23 30
115 dakika» (31.55 *n ».
NElV-^orh (Kıra dalga 10.267 n«J
23 30 A FP S müzik (15 dnklkıı). — 21.00 Nuvs-Yurk Caz Orkestrası.
*2 nel 46490 lira GÜrcükızı No. lu 22
lâthane, garaj ve apartman 2004 No. lu kanuna tevfikan arttırma suretiyle paraya çevrilmesine karar verilmiştir.
GAYRI MENKUL: Ortaköy Gürcükızı sokağında 23, kapı sayılı kârgir garajla birleştirilmiş İmalâthane ve
lâthanenin üstünde kârgir apartman ve Muhasip sokağında 18, 20 numerotajlı kapıdan girilen garajla, apartmanın arka kısmında ahşap evden ibarettir. Elektrik, su tesisatı vardır.
AHŞAP EV: tkl katlıdır. Arka cephesiyle bir kısım yan duvan kârgir. diğer akşamı ahşap ve umumiyetle dışı dalu yağlı boyalıdır.
BODRUM KAT: Bahçeden çift kanatlı ahşap kapıdan girilen zemini kırmızı çini döşeli, sabit tezgâh, gömülü kazan, çift maltız ocaklı mutfak, arkadaki aralık da kömürlüktür. Ahşap merdivenle üstündeki kata çıkılmaktadır.
ÜSTÜNDEKİ KAT: Bahçeden mozaik merdivenle çıkılan sahanlık ve camlı kapıdan geçilen bir salon, arka cephede oda, bir aralık, ön cephede oda zemini kara mozaik döşeli, mozaik evlyell, davlunbazlı mutfak, salonİA öndeki oda Artısında duvan ve zemini fayans, fayans lavabo ve temıosifonlu hamam yeridir.
DİĞER BODRUM: Çift kanatlı ahşap kapıdan girilen zemini çimento şaplı taşlık, musluk taşı, iki oda. zemini kırmızı çini döşeli alaturka hclâdır.
AHŞAP EVİN DİĞER KISMI: Rahçeden arka cephedeki çift kanatlı kapıdan girilen bir koridor üzerinde içiçe iki oda ve ahşap merdivenle inilen bodrum katında zemini çimento şaplı taşlık üzerine bir oda. zemini çimento şaplı, mozaik eriyeli mutfak, alaturka helâdır.
APARTMAN: Yeni, tam kârgir, üç katlıdır.
ZEMİN KAT: Tek kanatlı demir kapıdan girilen zemini beton salon halinde olan bu yerde bir kuyu olııp bu salon garajla birleştirilmiştir. Apartmanın altındadır. Boştur.
BİRİNCİ KAT: Bahçeden mozaik merdivenle çıkılan sAğ taraftaki kısım, çift kanallı demir kapıdan girilen zemini mozaik antre üzerine biri pcncereslz üç oda, mozaik musluk taşî ve mozaik taşlı helâ ve mozaik tezgAhh eviydi mutfaktır.
SOL TARAFTAKİ KISIM: Çift kanatlı demir kapıdan girilen antre üzerine bir oda, zemini mozaik döşeli, eviydi, sabit tezgâhlı mutfak ve içinde helAsı vardır. Boştur.
tKİNCt KAT- Mozaik merdivenle çıkılan merdiven başında demir su deposu, bir oda. mozaik taşlı helâ ve bir koridor üzerine İçiçe iki oda, zemini mozaik döşeli sabit tezgâh ve eviydi mutfak ve hamam yerinden ibarettin
KÂRGİR GARAJ: Beden duvarları kârgir bir katlıdır. Çatı ahşap ve meri makaslıdır. Üstü Marsilya kalıbı bir kiremitle örtülüdür. Sokak cephesi biri tek diğeri çift demir kapılıdır. Boştur. Bu garajın bitişiğinde, bahçede kapısı olan kârgir bir oda, helâ metrûk ve boştur. Odanın üstü yerli kiremitlidir.
HUDUDU: Tapu kaydı gibidir.
YİİZÖLÇÜSÜ: Kadastronun 41 ada, 43 parsel sayılı Ma-bitine göre, 553.00 M2 olup 150.00 M2 ahşap ev 70.00 M2 kârgir apartman. 153,00 M2 kârgir garaj, 23,00 M2 kârgir odadır.
İşbu gayri menkulün şartnamesi 13.10.1950 tarihinden itibaren dairede herkesin görebilmesi için açıktır. Arttırmaya iştirak edecekler şartnameyi görmüş, okumuş ve lüzumlu malûmatı alınış ad ve itibar olunurlar.
Arttırmaya iştirak edecekler takdir edilen kıymetin yüzde yedi buçuk nispetinde pey akçesi veya milli hlr bankanın teminat mektubunu vermekle mükelleftirler
Birinci arttırması 7.11.1950 gününe gelen salı günü saat 11 doıı 12 ye kadar İstanbul 3 üncü İcra Memurluğunda yapılacaktır. Bıı arttırmada verilen bedel takdir edilen kıymetin yüzde 75 ini gcçınck ve bu gayri menkul üzerinde mevcut Emniyet Sandığının birinci derecedeki 15116 lira 65 kuruş İpotek bedeli İle satış ve paylaştırma masraflarını tecavüz etmek şnr-tlyîo en çok arttırana İhale edilir, böyle bir bedelle Alıcı çıkmadığı takdirde satış 10 gün dalın uzatılarafc 17,11.1950 üıri-hine gelen cuma günü aynı mahalde; ve tırnıası yapılacak bu arttırmada birinci ile «Atış ve paraya çevrilme masraflarını en çok arttırana ihnle edilecektir. Satış
ihtiyari olarak müşteriye 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Bedelin ödenmemesi halinde İcra iflâs Kanununun 133 Üncü maddesi hükümleri tatbik olunur.
İpotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların gayri menkul Üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dAlr olan iddialarını evrakı müsbltoleriyle 15 gün içinde dauenıize bildirmeleri lâzımdır. Aksi halde hakları tapu sicilli İle sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar Tellâllye rüsumu, İhale pullan, tapu harçları varsa 20 senelik javlz bedeli müşteriye, diğer vergiler borçluya aittir, tşbıı gayri menkulün ilân ve şartname dairasindc «Atılacağı fazla malûmat almak İsteyenlerin dairemizin 950/2530 sayılı dosyasına müracaatları ilân olunur. (14033)
1 — Kongrenin başkan ve başkan vekilleri rinin seçilmesi,
2 — Ana tüzüğün (40) inci madde-slnln (a) reğince. biri hesap ve diğeri dilekler İçin 7 şer kişilik iki komisyon seçilmesi,
3 — Bu komisyonların verecekleri raporlar üzerine, 1.1.1949-31.12.1949 tarihine kadar yapılan işler hakkında Genel Merkez Kurulu raporu ile bilânço ve kesin hesaplarının ve Denetleme Komisyonu raporunun incelenmesi ve kabulü halinde Genel Merkez kumlunun ibrası,
4 — 1951 yılı bütçesinin onanması,
5 — Ana tüzüğün 44 üncü maddesi gereğince Genel Merkez kurulundan kıdem sırasiyle çekilecek beş üyenin yerlerine beş asil ve beş de yedek üy seçilmesi,
6 — Denetleme Komisyonu üyelerinin ve yedeklerinin seçllnfcsl,
7 — Genel Merkez kurulu tarafından yapılan tekliflerin görüşülmesi.
İle kâtiple-
fıkrası ge-
İstanbul Sular İdaresi Memur ve
Müstahdemleri Yardım Birliğinden :
30 9.1950 günü yapılan fevkalâde toplantıda ekseriyet hâsıl olmadığından nizamnamenin 11 inci maddesi hükmüne tevfikan ikinci toplantının 21.10.1950 cumartesi günü saat 13 te İdare merkezi binasında yapılması kararlaştırılmıştır.
Birlik ftzasının o gün ve o saatte fevkalâde toplantıya gelmeleri rica olunur. . (14056)
ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN :
SATILIK OTOMOBİLLER
1916 model bir Plymuth, 1916 model bir Studebaker. 1938 model bir Hudaon ve bir VViilys-Ovorland kaptıkaçtı satılıktır. Arabalar Taksimde Senlhl Yürüten Garajında görülebilir. Taliplerin Galata eski yolcu salonu karşısında Anadolu Sigorta Hanındaki dalrcl mahsusasında mukim ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ MÜDÜRLÜĞÜNE müracaatlar» ilân olunur.
Sümerbank Alım ve Satım
Müessesesi Müdürlüğünden
Mektep talebesi için lüzumlu 1.40 Cm eninde siyah göğüslük satenin beher metresi 300 kuruştan Bahçekapı ve Beyoğlu Mağazalarımızda satılmakta olduğu sayın halka IIAn o-lunıır. (14059)
VCNI
İ C T A M R l| | ’ıın


müziği (16.81 (16 84 m.L — rn I 23 00 Dans müziği
aynı ana t te İkinci art-derecede İpotek bedeli tecavüz etmek şartiylc bedeli peşindir. Ancak
BÜYÜK EŞYA KUR’ASINDA
Talihli bir okuyucumuz
TEVFIK AYDIN
MflĞAZASZNDRN
Marka
J
1 1
bir kol saati kazanacaktır
Sa.vfa 8
Y E N î t S T A
N B U L
I
14 Ekim 1950
TAKSİ SAHİPLERİNİN NAZARI DİKKATİNE!!
TÜRKİYE UMUMİ VEKİLİ
EDGfiR KONSOLİ
hakkınızı korumakla kazancınızı artırır
Merkez : Galata. Adalet Han Ne. 33.36
Bilumum zayiatı bertaraf ettiğinden,
ıvı
ARGO Taksimetreleri
S^yrüttfer gitgide (Afl«İA!jmıık((ı. d»r. Doleyıtiylfi, ııfrrdo bulunur» •rıhınızın her dakikan ve hattâ tanlycsl İçin niramnamelerlmifc göre hak cttiginlî Ocroti. slıe ♦amîn eden bir "ARGO” tak • Imctr» aaatl kullanmadır elzem ve menfaatini! icabıdır.
31T kim. 29 Aralık.
19 5 0
Çekilişlerine konan
Her yere İngiliz uçaklarile uçunuz seyahat boyunca İ nğiliz misafirperverliğine sahid olursunuz
Atina, Ni* ve Lonrfrivn uçunuz Londra, botun dünyevi kaplayan
İngiliz Havayolları Kbckcının merkezidir Ingiliz Havayolları ’nın fBEA. ve B.O.A.C) hava hatbrı hnyuncj İnciliz nezaket ve misafir-pcnerlıfcı İle karşıb>jr, tum bir konfor içinde ıcyahıı ermıj olur ve *-fevkalâde »hrlmam gorur.unu,: Harikulade bir kara telkihti ile u birliği yapan dirayetli pilotlar uufindun sevk ve idare edilen tayyarelerle uçmuş olursunuz.
ÇOCUĞUNUZUN SÜT ANNESİDİR.
B E A^B’O At
Bfitlsh
Överimi Alrways
Corporation
KUN PALAS NO ı. AYAZFASA I57ANBUL TELEFONl Sıgftl. M)l«
İzmir Belediye Başkanlığından:
Modern ekmek fabrikası knrdurulacaktır.
Belediyemiz tarafından kurdurulacak olan İzmir modern ekmek fabrikası hakkında ilgili fabrika ve acentalıkların tekliflerini 27.10.1950 günü akşamına kadar Belediye İktisat Müdürlüsüne bildirmeleri i)An olunur.
DİŞ MACUNU
UMUMİ OEPOSI^:
Y.NÎYEGO Ketenciler-İstanbul Tel. 28I0S
2x2 = 4
Çocuklarınıza mektep için bir
JOCKEY
kalem kutusu alınız „
Her kutuda bir NURKALEM bedava olarak bulacaksınız '
r. • ;

A a
•A’tPj *
AA




w W


V. *’
Kapaöm arkasında kerrat cetveline Dikkat!
* /
• «
Ankara’da
rt
m
için
M
TÜRKİYE İŞ BANKASI
İstanbul Sergisinde ve îzmlr Enternasyonal Fuarında büyük rağbet kazanan RESTO Mucizeli Desen ve Harfleri

t | d

BEYOGIUNDA ELIŞ
Marazasında
Anadolu
— EGE MINTAKASI :

Satılmaktadır
Acentelerimiz :
Hikmet Güven ve Abldin Dilman Fevzi Faş8 Bulvarı 19 5 - İzmir
— ANKARA, ÇANKIRI. KIRŞEHİR, KAYSERİ. YOZGAT : CclAlcddln Rodoslu, Atatürk Bulvarı. PK 1056 -Ankara
— KÜTAHYA : Halit Balaban. İsmet Paşa Mahallesi 151 Serbest olan vilâyetler İçin acenteler arrımvor. Müracaat ;
“PRESTO”
M Ü E S S Eî S E S 1
İstanbul, Beyoğlu Balyoz sokak No. 21/2

Garanti Bankası
İÇİN HESAP AÇMAKTA ACELE EDİNİZ I. HER 1OO LİRAYA AYRI BİR KURA NUMARASI-
WhhHk
rt ^unâtctf
Punktal Dünyada
Birinci
■ Doktor - Operatör w
Halit Şevki flkyiiz
Kadın hastalıkları ve doğum mütehassısı Kadıköy Moda Cad. Sarraf Ali Sokak No. 9
_ Muayene 9-12 — 15-18 —
İSTANBUL - ROMA SWİSSAİR ve ALİTALİA DC.-4 (SKYMASTER) uçakları ile CUMA GÜNLERİ
Yeşilköyden Atinaya varış Atinadan Romaya varış İzahat almak
Seyahat acentenize veya
S W I S S A i R, Ayazpaşa
Kun Palas, Tel. 82857 ye müracaat
saat
99
10.00
11.00
11.15
14.15
İTALYANCA KURSLAR
İtalya İstanbul Baş Konsoloslusunun tertipledi£1 İtalyan ca kursları 15 ekim 1950 tarihinde başlayacaktır.
Kurslar hiç İtalyanca bilmeyenlerle az bilenler İçin nyr ayrı birer grup halinde yapılacaktır. Bu iki kurslardan başkr? yakında diğer kurslar da tertip edilecektir.
Dersler. Beyoglunda Tepebaşında Meşrutiyet Caddesi No. 161 ftalvan Kulübünde CASA D'ITALIA'da yapılacaktır Aynı lokalde Konsoloshane Kütüphanesi de kitap isteyenlere açıktır.
Kayıt için her gün saat 10 - 12 ve 17.30 - 19,30 arasında müracaat edilir. Bu hususta malûmat arzu edenler kütüphanenin müdürüne müracaat edebilirler.
tenvU otmuş , devir bilgisi Ancak parçasını göiürmck ZdîTldB, hududu tenvir basil ve tabilen nuşlur
s1RLAR BOYUNCA TENVİRAT
insanının g vabnış'»r-
hududunda kan
l mala»
\ gcnişlc’11'^’^ B
V\ vasıtalarının cn
en'Püdai tekli sav' M£Ş’A^d°C'
„ an ise, elektrik
vc bu
®Wrl r »•"•*ve
? ibüsadisi
amvu'l'" 'W' i lmekledi
____
■' p ı E dBLi İMi mh ■■■■■i
EN AZ PARAYA . EN BOL AYDINLIK

Comments (0)