13 Haziran 1950 — Salı
(
8
’ F*
Kütüphanesin
A SİYASİ İKTİSADİ
■ CLTTA
Sayı 195
10 kuruş
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8
Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone : Türkiye İçin seneliği 32. altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Teri» eden ı HABİB EDİB-TÖREHAN
-------------------------------r—
İlânlar: 6 ncı sayfada santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Telefon : 44756 - 44757 Santral
Telgraf Adresi : Hetlo, İstanbul
----- —..., ==
İç politika

Yeni iktidarın idari icraatı devam ediyor
Boyumuza göre yorgan


> * • s
BÜTÇEMİZİN çetin ve karışık du-® ı umundan bahseden C.H.P.U bir hükümet adamımız, bir zamanlar şöyle demişti: “Maliye politikamız bavlıbaşına bir mucizedir.,, Mucizeler devrinin çoktan kapandığını ve yalnız fertlerin değil, aynı zamanda Devletlerin de gelirlerini hesaplayarak tutumlu yaşamak zorunda olduklarını iyi bilenler; mâliyemizin bu mucizeli durumundan telâşlanmış ve ürkmüşlerdi. Adnan Menderes Kabinesi. nihayet, sırasına göre hayranlık ve ürküntü uyandıran Devlet mucizesinin büyüsünü dağıttı. Şimdi biliyoruz ki, Devlet borçları iki milyarı aşmıştır, bütçemizin açığı da. geçici tahminlere göre. 170 milyon lirayı bulmuştur.
Çocukken İşitirdik, eski veliler, keramet göstermek istedikleri zaman ellerini postlarının altına sokar ve kış ise oradan taze bakla, bardak inciri, ilh. çıkarırlarmış. Yazın da postun altından kış meyvalarmın çıkarılabileceğini biz kendimiz düşünebiliriz. Bu misalle aydınlatmak istediğimiz nokta şudur: Mucize ve keramet gibi şeyler, öteden beri gerçeklikle taban tabana zıt şeyler olmuştur. Bizim mali mucizemiz de. ü-zülerek söylüyoruz, bundan başka bir şey midir?
Büyük kalkınma işlerinin başarılması için paraya, hem de bol paraya ihtiyaç vardır. Kuvvetli bir maliyeci olmadan da bunu anlamak güç değildir. Fakat bütçede para yoksa, o zaman. girişilecek kalkınma işinin mahiyetini hiç olmazsa uzun uzadıya gözden geçirmek ve incelemek lâzımdır. Hususi ekonomide kılı kırka yarmayı gerektiren noktalar, bütün Devlet teşebbüslerinde de ilk plânda yer alır. Bütçenin darlığı veya genişliği bu noktaların unutulması için hiçbir zaman sebep teşkil edemez. Çünkü. Devlet de, çağdaş bir cemiyette, ekmek elden su gölden düsturu üzerine kurulmuş bir teşkilât değildir. Bu bakımdan her maliye politikası, yurdun genel ekonomik gelişmeleriyle sımsıkı ilgili bir politika olarak düşünülmelidir. Hattâ, onun için, bütçe kanunları her ülkede en ehemmiyetli bir kanun sayılmakta ve hazırlanması uğrunda çok büyük emekler harcanmaktadır. Yurdumuzda, şimdiye değin yapılmış olan bütçe kanun-lannm ne gibi görüşlere dayandığını, bütçe yılı İçindeki çeşit çeşit münakalelerden anlamak mümkündür. Her münakale ise tahminlerimizdeki isabetsizliği gösterir.
Devletimizin, her devlet gibi, borçlanmasında olağanüstü bir şey yoktur. Yapılması gereken Devlet işleri sürüncemede bırakılamaz. İşlerini savsaklayan, yarına, öbür güne bırakan Devlet, elbette ıdığımız Devlet değildir. Bizim, rgi veren vatandaş olarak, bilmek istediğimiz şey borcun yapılmış olmasından ziyade niçin yapılmış olmasıdır. Eğer borçlar lüks uğrunda, ekonomik denemeler uğrunda, Devlete ve cemiyete yepyeni para sıkıntıları yaratan teşebbüsler uğrunda yapılmışsa çok derin bir teessür duymakta ve buna benzer israflara hemen nihayet verilmesini istemekte tam mânasiyle hakkımız vardır. Yaptığı lüzumsuz borçlardan ötürü de Devleti idare edenlerin millete karşı sorumlu tutulması lâzımdır.
İki milyar liralık bir Devlet borcu herhalde küçümsenemez. Çünkü, bu horcun yalnız yıllık faizi, yüzde beş hesabiyle de, 100 milyon lira gibi bir şey eder kİ, şimdiki ekonomik durumumuza göre millet İçin çok ağır bir yüktür. Başka devletlerin borçlanmış olmaları, bizde dc borçlanmak hevesinin uyanmasını gerektirmez. Hattâ borçlarımızın başkalarınınkine göre az oluşu, bizi avunduracak bir şey de olamaz. Çünkü, borcun Devlet hayatındaki tesirini tâyin eden şey, borç miktarının azlığı veya çokluğu değil, milli iktisat kudretinin tam kendisidir. Ekonomik kudreti yerinde bir devlet borçlanmaktan korkmayabilir. Fakat borç, ufak da olsa, zayıf ekonomin bir devlet için çok ağır ve tehlikeli bir yüktür. Bundan milli istihsal büyük zararlar görebilir.
Yeni Demokrat Hükümetin gerek Devlet borçlan, gerekse yeni bir borç kapısından başka bir şey olmayan bütçe açığı üzerinde ehemmiyetle durması çok yerinde bir mali anlayışın artık belirdiğine iyi bir işaret sayılabilir. Demek oluyor kİ, İlkönce, milli gelirimize göre, denk bir bütçe, daha doğrusu, açıksız bir bütçe hazırlamaya çalışacağız. Halk dili 11e av ıhlarımızı yorganımızdan çıkarım y: cağız. Hayat pahalılığı dâvasını kökünden sökmek zorunda olduğumuzu düşünürsek, denk bir bütçe hazırlı manın ortaya atabileceği birçok dâvaları kavramak kolaydır. Kesintiler, kısıntılar yapmak ve bütün teşkilâtımızda sıkı bir tutumluluk prensip! gütmek şartlyle, bütçemizi denkleştirmek yolunda ehemmiyetli adımlar atmak İmkânları, hiç şüphesiz, elde edilmiş olur. Fakat bütçe taslağı yapılırken asıl düşünülmesi gereken şey, Devlet gelirinin, zaten acınacak bir duruma düşmüş olan milli e-konomimlzl biraz ferahlığa kavuşturacak bir ölçüde âyarlanabllmesldlrç Bu çok ehemmiyetli düğüm çözülmedikten sonra, denk bütçenin faydalan da nihayet idari çerçevenin ötelerine yayılamaz,
*
i

s *•.
1




•4L-* k*
¥
'.v
i



ç»

u*. • ■






i

I
((




İngiliz İşçi Partisi tarafından Planı reddedilen Fransız Dışişleri Bakanı Schuman, Dışişleri Bakanları konferansına riyaset ederken
Ingiliz İşçi Partisi, Schuman Plânını dün resmen reddetti
îşçi Partisine göre; Avrupamn siyasî ve İktisadî birliği, sosyalizm olmadan yürüyemez
Londra, 12 (YİRS) — Ingilterenin İşçi Partisi “Schuman Plânı” hak-kmdaki resmi ve kati düşüncelerini açıklamıştır: “Schuman Plâm”na girecek memleketlerin hepsi sosyalist kontrol esaslarını kabul etmedikçe bahsi geçen plânın muvaffak olmasına imkân yoktur.
İngiliz İşçi Partisi “Schuman Plânı” nın tatbikî bir kabiliyeti olabilmesi için “Âza memleketler., kömür ve çelik sanayiinin devletleştirilmesi
Ingiliz amiralinin çok esrarlı ölümü
Londra, 12 (A.P.ı — Büyük Britan-yanın İkinci Dünya Harbindeki deniz kahramanlarından Amiral Sir Henry Hanvood'un geçen hafta zarfında öldüğü Amirallik Dairesinden bugün bildirilmiştir. Amiral 62 yaşındaydı. Sir Henry. 1939 aralık ayında Plato Nehri mansabında Alman Graf Spee cep zırhlısını tahrip eden İngiliz kuvvetlerine kumanda etmiştir.
İngiliz AmiraJliği Dairesi. Sir Hen-ry’nin nerede öldüğünü ve ölümün sebebini açıklamamıştır.
lâzım geldiği kanaatindedir. Hususi teşebbüs, işe karışırsa, plânı kendi şahsi menfaatleri uğruna harcayacaktır.
îşçi Partisi, Avrupa Konseyine teşrii salâhiyetler verilmesine de muhaliftir. Çünkü bahsi geçen konsey anti-sosyalist bir ekseriyet tarafından kontrol edilecektir. “Schuman Plânı’ nda olduğu gibi, milliyetçi telâkkilerin fevkında idari bir otoriteye konstitüsyonel salâhiyetlerin tevdii fikrine de işçiler aynı sebeplerden dolayı itiraz etmektedirler.
' 'm
Batı Avrupamn coğrafî bir tarafsızlık siyaseti takip etmesiyle “Üçüncü bir kuvvet” teşkili ve Amerika İle Rusya arasında bir köprü kurulması fikri gayet tehlikeli ve şayanı kabul olmayan bir nazariyedir.
îşçi Partisi, daha bir müddet için Avrupamn ekonomik müvazenesinin ve stratejik müdafaasının Amerika i-le yapılacak işbirliğine bağlı olduğu kanaatindedir. Avrupamn tarafsızlığı mevzuubahis olamaz, çünkü Rusya esir İle düşmandan başka bir şekil tanımamaktadır.
15 Haziranda Başlıyoruz
Yazan
Falih Rıfkı fltay
AH Suavi
İngiliz Wikers tepkili


Baş Veren
M. NERMİ
İdare âmirleri arasında
Yeniden 15 kadar vali, nakil veya tekaüde sevkedilecek — Ezanın din lisanında okunması hakkındaki tasarı, ramazandan evvel görüşülecek
Yeni hububat kararnamesi Bakanlar Kurulunda
Kaymakamlar arasında da nakiller yapılacak
Ankara, 12 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Bakanlar Kurulu bu akşam 4 saat kadar süren bir toplantı yaparak İdare âmirleri arasında yeni değişiklikler için hazırlanan kararname projesini ve ezanın Arapça okunması meselesini müzakere etmiştir.
Yeniden 15 kadar valinin nakil ve tayinleri mevzuu bahistir. Bunlardan bazılarının emekliye ayrılması ihtimali de vardır.
Ezan meselesine gelince, yarın toplantıya çağırılmış olan D.P. Meclis Grupu bu hususta Kastamonu Milletvekili Muzaffer Mühto tarafından hazırlandığı anlaşılan bir takriri müzakere edeceği için Bakanlar Kurulu bugün bu meseleyi de incelemiştir.
Muzaffer Mühto. takririne ezanın Arapça okunmaya başlanması için Hükümetçe hazırlanacak tasarının ramazandan önce kanun halini almasını teklif etmektedir. Anlaşıldığına göre yarınki müzakereler neticesinde D.P. Grupunun tebellür edecek nokta! nazarına göre Hükümet gereken tasarının süratle hazırlanarak Meclise şevkine çalışacaktır.
Valiler arasında yapılmakta olan değişiklikleri takiben Kaymakamlar arasında da bazı nakiller olacağı zannedilmektedir.
Bakanlar Kurulu müteakip toplantılarında bu cihetin dc görüşüleceği haber veriliyor.
Yeni hububat fiyatları hakkındaki kararname projesi dc Bakanlar Ku-’
ruluna sevkolunmuştur. Yeni fiyatların bir iki gün İçinde ilânı beklenmektedir. Yeni mahsul bol olduğki için köylü eşki mahsulü elden çıkarmakta ve dolayısiyle fiyatlarda dü şüklük görülmektedir. Yakında ilân olunacak yeni fiyatların eskisine nazaran mühim bir fark arzctmiyeceği tahmin olupmaktadır.
Sinop Valisi, tekaütlüğünü
İstedi
Ankara, 12 (Türk Ajansı) — Sinop Valisi Muhtar Acar, İçişleri Bakan-

Üç büyükler New-Yorkta
toplanacak
Amerikada

Manchester’e
2 -1 yenildi
Kearny (Nvw Jerâty) 12» A.A.
nited Press) — İngiliz Manchester United futbol takımı dün Beşîktaşı 2-1 yenmiştir.
Manchester Unİted'in santrforu, birinci devrenin dokuzuncu dakikasında Beşiktaş kalecisi Feyzinin müdahalesine rağmen birinci golü kaydetmiştir. Gayet canlı bir oyun oynıyan Manchester United takımı 35 inci dakikada ikinci golünü kaydetmiştir. Birinci devrenin son dakikalarında Türk solacığı Şükrü Manchester takımının kalecisiyle çarpışarak yaralanmış ve oyundan çıkmıştır. Şükruyü muayene eden doktor onu hastahaneye göndermek istemişse dc Şürkii bunu reddetmiş ve ikinci devrenin başında yeniden oyuna girmiştir. Birkaç dakika sonra fazla ıstırap çektiği için oyunu terketmek mecburiyetinde kalmışsa da onbeş dakika sonra yeniden oyuna girmiştir, şükrü Oyunun mütebaki kısmını oynamış ve oyunun son dakikasında Manchester Unİted’in beki John Creg’in topu eliyel tutması üzerine Şükrü penaltıdan Beşiktaşm yegâne golünü yapmıştır.
İkinci devrede yedek kaleci Mehmet, Feyzinin yerine geçmiş Ve gayet güzel oynıyarak Türk takımına sön derece faydalı olmuştur.
Rusları toplantıya çağırmak için teşebbüse geçilmedi
Washington. 12 A.A. (United Press) — Dışişleri Bakanlığından bildirildiğine göre, üç büyük devlet Dışişleri Bakanları, geçenlerde Londrada yaptıkları konferansın neticelerini gözden geçirmek üzere muhtemelen ağustos ayında New-Yorkta toplanacaklardır.
Birleşik Amerika Dışişleri Bakanlığı •özgüsü beyanatta bulunarak Kusyayı bu müzakerelere davet için hiç bir teklif yapılmadığını ve gayret de sarfe-dilmediğini bildirmiştir.

Hava Kuvvetleri Komutanlığına Muzaffer Göksenin tâyin edildi
Ankara, 12 «Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Hava Kuvvetleri Komutanlığına Muzaffer Göksenin tayin edilmiş ve bugün vazifesine başlamıştır.
Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğüne 2 nci İşletme eski Müdürü Alâeddin Arısan’ın tayin edileceğinden bahsedilmektedir. Başbakanlık Muhasebe Müdürü Sadi Kıyak, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Muhasebe Müdürlüğüne, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Muhasebe Müdürü Mukbil Yula da Başbakanlık Muhasebe Müdürlüğüne nakledilmişlerdir.
On altı Amerikalı, Birleşik Amerikayı itham etmekteler
Âlim Einstein ve muharrir Bromfield’e göre Birleşik Amerika silâhsızlanmak islemiyor
Washlngton. 12 A A. (Afp) — Mecburi askerlik aleyhtarı milli konseyin himayesi altında neşredilen bir raporda aralarındaki âlim Al bert Einstein ve muharrir Louls Bromlleld'in de bulunduğu 16 şahsiyet. Birleşik Ame-rlkayı umumi silâhsızlanmayı
ı samimiyetle İstememek ve bu İşe ancak sözde alâka göstermekle itham etmişlerdir.
Raporda şöyle denilmektedir: Birleşmiş Milletlerdeki resmî Amc-
inkaraya geldi
uçağı
i
A


Ankara, 12 (AA.) — Şehrimize gelmeli beklenen İngiliz IVlkera rnucsscaesinc alt bir tepkili uçak bugün saat 14.25 te Etimesgut askeri hava alanına inmiş vc İngiliz Hava Ataşesiyle Türk hava subayları tarafından karşılan* miftır.
Yukarıdaki resimde tepkili uçak vc pilotu Ankara Etımcsğut hava meydanında görülmektedir.
lığına bir telgraf çekerek tekaütlüğünü istemiştir.
Acar, evvelce İstanbulda Belediye Reis Muavinliğinde ve Belediye Hesap İşleri Müdürlüğünde bulunmuştur.
ÎÇ SRYFRLflRDR
İKİNCİ
Tevkif, bir ceza değildir
Doçent Nurullah Kunter
ÜÇÜNCÜ
İtalya’yı hangi gözle görmeli ?
Burhan Belge DÖRDÜNCÜ
Doğu Karadeniz
Bölgesinden notlar : Bugiinkii Trabzonun umıımi görünüşü Said Bilâl Çakıroğlu Yağmur damlaları (Hikâye) BEŞİNCİ
Vergi ıslahı ve hayvanlar vergisi Prof. Dr. Ş. N. llkmen
Gazi Koşusu galibi Devlet Başkaniyle
Pazar günü Anka ra d a yapılan Gazi Koşusunda Cumhurbaşkanı Celâl Boyar da hazır bulunmuş ve yarışlardan sonra birinci gelen atıp sahibini Devlet Başkanı locasında kabul ederek bir kadeh şampanya İle muvaffakiyetini tesit etmiştir.
Millî Eğitim Bakanlığında tasfiyeye başlanıyor
Bakanlık,
arasında
teşkilâtına yolladığı bir tamimde ilköğretim müfettiş, öğretmen ve memurları tekaüde sevkolunabileceklerin listesini istedi
Ankarç, 12
Eğitim Bakanlığı» teşkilâtına ve mühim bir tâmirn göndermiştir. Bu timimde emekliye ayrılacak durumda olan ilk öğretim müfettiş, öğretmen ve memurlarının haziran sonuna kadar listelerinin Bakanlığa gönderilmeleri istenmiştir. Hazırlanacak listeler şu esaslar çerçevesinde yapılacaktır;
1 — îlk terfi süresi içinde âmirleri tarafından verilen teftiş raporlarında, kendilerinden artık hizmette faydalanma imkânı kılınmadığma kanaat getirilenler.
2 — Resmi Sağlık MÜesseseslnce verilmiş raporlarla tesbit edilecek veya edilmiş, devamlı ve başarılı ça-

(Türk Ajansı) — Milli yeni
lışmalarına, engel hastalığı olanla^
İ — Mesleki durumlarına halel ge» tlrecek şekilde kötü itiyatları olular. Bunların yaş hadleri nazarı itibara alınmadan yalnız 30 hizmet yılını doldurmuş olmaları kâfi görülerek listeye konulacaklardır.
30 Rus balıkçı gemisi dün Boğazdan geçti
Eskişehir Milletvekili İ. Hakkı Çevik öldü Ankara, 12
bildiriyor) — Eskişehir
İsmail Hakkı Çevik, bugün kalb sektesinden vefat etmiştir.
«Hususi muhabirimiz Milletvekili
Uzun bir müddetten beri Akdeniz ve Şimal Denizinde seyretmekte olan 30 Rus balıkçı gemisi ile bir şilep, bugün boğazdan geçerek Karadenize açılmıştır.
İngiliz ve Amerika siyasi çevreleri bu gemileri müttefik donanmalarının harekatını kontrol etmek maksadiyle tahrik edilen Rus kontrol gemileri o-lar&k tavsif etmektedirler.
noktayı ihtiva eden bir programı
ileri sürül-
bombaları
yapılmasının bomba stok-
rikan temsilcileri silâhsızlanmayı arzu ettiklerini, fakat buna Rufiyamn mâni olduğunu dünyaya ilân etmektedirler. Bununla beraber diğer memurlar bu yolda cesaret kırmak için ellerinden gelen her şeyi yapmaktadırlar. Birleşik Amerikada askerî bütçenin ehemmiyetine bağlı İktisadî mahiyettf menfaatleri mevcuttur.
Raporda, ö silâhsızlanma m ektedir:
1 — Atom
derhal durdurulması ve lannın Birleşmiş Milletlere nakli.
2 — Her türlü kitle halinde İstihsali meneden bir anlaşma İle atom bombasının milletlerarası değil, millî mal olarak kabulü yolunda Sovyet teklifinin kabulü.
3 — Atom stoklarının milletlerarası teftişe tâbi tutulmasına dair Amerikan plânının kabulü,
4 — Milletlerarası kontrolün yürürlüğe girmesinden evvel veya sonra stokların imhası,
5 — Atom silâhlarının imhası 11e muvazi gitmek üzere klâsik silâhların imhası.
Emekli Sandığı borç para tevziine cumartesi başlıyor
Ankara, 12 ı Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Emekli Sandığı. memurlara avans tevziine cumartesi gününden itibaren bağlıyacaktır. Yapılan müracaatların fazlalığı yüzünden önce ev yaptırmak istiyenlerle ev satın alanlara, hasta olan veya hastası bulunanlara, seylâp ve deprem felâketlerine uğrıyanlarn tercihan yardım yapılacaktır.
Türbelerin açılmasından sonra ezan dili meselesi ele alındı:
Halk — Gölge etmeyin, başka İhsan istemem!

O
S»x-fa B
Vh.NI İSTANBUL
tS Haziran İDM
Hukukî tetkikler:
Tevkif, bir ceza değildir
Yazan : Doçent Nurullah Kunfer
VENİ Hükümetin programlı BU-■ yük Millet Meclisinin tasvibine mazhar olmuştur. Bu programın, hdr nedense, gerek bizdoki ve gerek başka memleketlerdeki teamülün hilâfına olarak, sonlarına doğru yer a-lan adalet içleri bahsinde, çok mühim ve esaslı noktalar göze çarpmaktadır. “Teminatlı bir adaletin sağlanması’* gaye olarak kabul edilmiş "İnsan ana haklarının ve hürriyetlerinin tam korunabilmesi” çareleri derpiş olunmuştur. Adalet Bakanı Halil Özyörük’ün bir kaç gün önceki gazetelerde çıkan beyanatı bu programın izahı mahiyetindedir. Sayın Bakan. "Kişi hürriyetinin tam ve geniş mânası ile teminat altına sokulması için tevkif sebepleri açık olarak ve tok tok sayılmak sureliyle gösterilmelidir. Kanunlarımıza girmiş olan mecburi tevkif usulü yargıcın takdirine göre tatbik olunmak lâzımdır.” demiştir.
Kesinleşmiş bir mahkûmiyet olmadan bir kimsenin hürriyetinin tahdit edilmesi ancak pek istisna! hallerde ve zaruretlerin şevkiyle tecviz edilebilir. Bu hallerin başında “tevkif’ gelir. Tevkifin gayesi, ceza dâvasının görülebilmeğini, bir başka deyişle, usul! hükümlerin tatbik edilebilmesini sağlamaktır. Bilindiği gibi, suç işlediği hususunda kâfi şüpheler bulunan kimseler hakkında savcılar ceza dâvası açarlar. Borgıı hâkimleri ilk, mahkemeler son tahkikatı yaparlar. Neticede sanık ya beraet eder, ya mahkûm olur. İşte, bu ceza dâvâlının görülebilmesi İçin sanığın basan adllyenln eli altında bulunması icap eder. Filhakika, sanık serbest bırakılırsa kaçabilir ve kanunumu» gıyabi muhakemeyi kaide olarak kabul etmediğinden dâva görülemez hale gelir. Bazan da sanığın delilleri yoketmeal. değiştirmesi İhtimali vardır. Bu takdirde de ceza dâvasının selâmetle görülmesine, hakikatin anlaşılmasına imkân kalmaz. Görülüyor kİ, tevkifin gayesi tamamen u-eulldir. Bası müellifler. Hükümet o-torlteslni göstermek ve âmme efkârını yatıştırmak gibi gayelerde Heri sürmüşlerdir. Fakat bizce böyle bir gaye ile yapılan tevkif, usul! muamele olmaktan çıkar, ceza mahiyetini alır, çünkü bu gayeler, umumiyetle cezaların gayeleri arasında gösterilmektedir. Sanığın suçlu olduğu kati olarak anlaşılmadan yani mahkûmiyet hükmü verilip kesinleşmeden önce tevkiften böyle gayeler beklemeğe hakkımız olmamak icap eder. İstisnai hükümler, ancak İstisnayı gerektiren hallerde tatbik olunabileceğine göre, tevkif müesaesesi de ancak usul! mülâhazalarla kabul olunmalıdır. Kanunlarımızın bu bakımdan bir tâdile muhtaç olduğu Aşikârdır. Ceza Muhakemeleri Usulü Ka> nunumuzun 104 Üncü maddesinde tevkife imkân veren üç halden bah-solunmaktAdır. Bunlardan birincisi kaçma şüphesi, İkincisi delillerin kaybolması ve değiştirilmesi korkusudur. Üçüncllsü de işlenen «uçun Devlet veya Hükümet nüfuzunu kıran ve memleketin Asayişini bozan fiillerden bulunması veyahut âdabı umumiye aleyhinde olmasıdır. Birinci ve ikinci hallere bir diyeceğimiz yoktur, çünkü tamamen ' usul! gayelerle kabul edilmiştir. Fakat üçüncü hal sırf Devletin otoritesini göstermek ve âmme efkârım yatıştırmak gayesini gütmektedir. Tevkife cezai bir mahiyet veren bu hükmün kanundan çıkarılması lâzımdır. İlâve edelim ki. mehazımız olan Alman Usûl Kanununda, bizim Uç grup suçu ihtiva eden üçüncü halimize tekabül eden hal, suçun ağırlığı ve bu yüzden halk üzerinde hâsıl ettiği heyecan dolayısiyle sanığın serbest bırakılmasına tahammül editemiycceğinin anlaşılması halidir. Görülüyor ki suçun ağırlığı sebe-byilfe veya umumi efkârı tatmin mü-lAiıazalarlyle bir nevi peşin ceza verilmesi değil, gazaba gelmiş halkın elinden sanığı kurtarmak için bir tedbir alınması bahis mevzuudur.
Tevkif istisnai ve usull bir tedbir olunca, bu tedbire ancak zaruri halterde başvurulması lâzım geleceği kendiliğinden anlaşılır. Bu hallerin önceden kanun yapıldığı sırada ke
sin bîr surette tayinine imkân olmadığı için, tevkif kanunda yazılı hallerde ve şartlarda bile mecburi değildir. Hâkimin takdirine bağlı olmak Üzere ihtiyaridir. Bu kaide, ma’-hazımız olan Alman kanununda olduğu gibi bizim kanunumuzun İlk şeklinde de istisnasız İdi. Fakat 1938 yılında 200 üncü maddede yapılan bir değişiklik bazı hallerde tevkifi mecburi bir hale getirdi: “Türk Ceza Kanununun ikinci kitabının birinci babımla yazılı Ölüm veya ağır hapis cezasını müatclzım suçlarla maznun olanlar hakkında sorgu hâkimi, son tahkikatın ııçünınsı kara» riyle beraber, lıor halde tevkif kararı verir ve duruşma ınevkufen yapılır’*. Sözü geçen birinci bap, Devletin şahsiyeti aleyhine işlenen suçları İhtiva eder. Vatana hıyanet, casusluk, komünistlik gibi. Bunların zaten çoğunun cezası ağır hapistir. Hapis gibi nispeten hafif cezayı gerektirenler pke azdır.Duruşması mevkuten yapılması mecburî olan suçlar arasın» tin Cumhurbaşkanına hakaret, Türklüğü, Cumhuriyeti, Büyük Millet Meclisini. Hükümetin ve adllyenln mânevi şahsiyetini tahkir gibi suçlar da vardır. Görülüyor kİ, 200 üncü maddenin tadilinde usull gayelerle değil, bir nevi peşin ceza vermek arzularıyla hareket edilmiştir. Hâkimlerin dini kolunu bağlıyan bu tevkif mecburiyeti, bir başka vesile ile de bellrltlğlmia gibi d), bilhassa matbuat suçlarında ve siyasi gayelerle İşlenen suçlarda tedhiş vasıtası olmak tehlikesini arzetmekte-dlr. Muhakeme sonunda beraet edecek bir çok kimseler, sırf bu mecburilik yüzünden, günletce, aylarca mevkuf kalmaktadırlar. Tevkifin gayesinin lyl anlaşılmamâslyle İzah edebileceğimiz mecburi tevkif hallerine, milli korunma, kaçakçılık, meş-hud suçların muhakemesi usulü gibi hususi kanunlarda da rastlamakta-yır. Bunlarda da gayo usul! olmaktan çok uzaktır.
Bütün bu izahattan çıkaracağımız netice şu olacaktır ki tevkifin mecbur! olması, usul! gayelerle haklı gösterilemez ve şahsi hürriyetin lüzumsuz yere tahdidine sebep olur. Beraet eden mevkuflara, bir arkadaşımızın pek haklı olarak temenni ettiği (2) tazminatı vermeği mevzuatımız henüz kabul etmemiş olduğundan, mecburilik kaidesi bir kat daha mahzurlu olmaktadır. Şahsi hürriyeti hakikaten teminat altına almak istiyorsak, tevkifi bir ceza gibi görmekten vazgeçmemiz, mecburi tevkif usulünü lerkeylememiz lâzımdır.
(1) Nurullah Kunterî Yör-
gtrtnta VercbileetfH Asli Kararlar. İstanbul Hukuk Fakültesi Mecmuası, 1949, savı 4, sahlfe 946,
(2) Bahir Erman: Bu Büyük Adli Teminat. Cumhuriyet gazetesi, 2 haziran 1950.
Muallimler Birliği kampı
Her sene açılan Muallimler Birliği kampı, bu sene de Göztepe Yatılı İlkokulunda açılacaktır. Kamp Müdürü İhsan Kongar, her tllrlü hazırlıkları ikmal etmiştir. Anadoludan çok müracaat vgkj olmaktadır. Kayıtların ay sonuna kadar devamına karar verilmiştir. Fazla talep okluğu takdirde, bir ikinci kamp kurulup kurül-mıyacagtna ayrıca karar verilecektir.
Almanyodakl Tıp Kongresine iştirak eden doktorumu döndü
Almanyads toplanan Kulak, Boğaz Hekimleri Kongresine iştirak etmek üzere 8 hafta önce Avrupaya gldep Profesör Ekrem Behçet Istanbulâ dönmüştür.
üniversite Talebe Birliği Sekreterinin konferansı
Bugün Üniversite Talebe Birliği Genel Sekreteri Faik Güven saat 20 de İstanbul Radyosunda “İki seyahat ve iki müşahede,, adlı bir konuşma yapacaktır. Faik Güven’ln bu konuşması bilhassa İlse ve ilkokul öğretmenleriyle öğrencilerini çok yakından İlgilendirmektedir.
ŞEHİR HA It E R L E İt t
X;


Denizcilik Bayramı hazırlıklarına başlandı
Yapılacak gösterilerin her yıldan daha güzel olmasına çalışılacak
1 Temmuz Denizcilik Bayramının bu yil hor aonekindoîi daha parlak bir tören vo aöztnrl-loılo kutlanmağı için hazırlıklara şimdiden başlanmışıır.
Ulaştırma Bakanlığı tarafından İlgili makamlara aönderllon bir tamimde, yapılacak lürrnln ana hatları izah ndllmiştlr.
Yapılacak gösterilere ait hazırlıkları tamamlamak üzere Devlet Denizyolları Umum Müdürlüğünde bir komite kurulmuş vo dünden Klbaıon faaliyete geçmiştir. Şehirde yapılacak umumî tören programını hazırlamak üzere Vilâyette ayrı bir komisyon kurulmuştur.
Hor yıl olduğu gibi bu sone de 1 Temmuz cumartesi günü Moda Kuyunda deniz yarışları yapılacak vo denizciler tarafından Taksim Abidesine çelenk konulacaktır. Ayrıca Barbaros heykeli önünde bir geçit resmi yapılacaktır.
Denizyolları ldareşl tarafından varışları takip etmek istl-yen halk İçin özel vapurlar tahsis cdilocektir.
Şehir mektubu :
Neden vapurlar Köprüye yanaşırlar?
/
oldum kİ. Kadıköy İskelesine, S ile 9 arasında. Kadıköyünden, Adabı rda n, H a yda r paşada >ı, şu ra da n, buradan, mübalâğasız sekim, on vapur yanaşmaktadır. Buna Adalar ve Üsküdar iskelelerine yanaşanları da İlâve çdersenlu Köprünün 160 metreyi aşmayan bir kısmına, her gün on, onhcş dakika zarfında, asgari 16.000 insan çıkarılmakta vo vapura bindirilmektedir. Buna can mı dayanır, köprü mü dayanır, tarife mif
Hem düşünüyorum. Neden bütün vapurlar grlip Köprüye yanaşır ve oradan kalkar f Köprü, şeh-(■ CİH merteticHr diyeceksiniz. Hayır, Köprüye çlFan yolcular Eminönü ÜS Galata cihetine dağılıp giderler. Yasın sıcaktan, kışın yağmurdan bizar olurlar. Vapura binmeğe gelenler de öyle! Üstelik, her vapur yanuşışındu ve kalkışında du, köprü, sallanır, Ömründen mühim bir kısmı yıpranır. Bu âdet, vaktiyle Köprll parası zamanımlan kalmadır. Vapurlar kasdeu oraya ya-iiaştirilirdi kİ, blnllcccği zaman Köprüden geçmek vc böylucv "ınil-ruriyc,, vermek mecburiyeti olsun. Bugitn gûya Köprü parası kalkmıştır. Halbuki her tramvay ve vapur biletine bu, fazlasiyle zafnmcdılmiştir. Buna rağmen, vapurları eTan bir itiyat şevkiyle Köprüye yanaştırmakta inat ediyoruz, böylece şehrin e» dar yerini de en kalabalık yeri haline koymakta ısrar ediyoruz. Vapurlar, Birkeoi ve Karaköy rıhtımla* rina yanaştırıldığı takdirde, hem Köprünün hayatı uzatılmış, hem şehrin en işlek mıntakası feraha kavuşturulmuş olacak, hem dc yolcular işlerine, güçlerine daha rahat it daha kestirme yollavdan gitmiş olacaklardır.
DMü fin batı, Hnydarpa^aya gide-çektim.
Stw n do Takdimden hareket et-thn. Evvcld bir tramvaya binmek istedim. Inıkân^ıti Otobüsf Birbiri arkalıda (kİ Brtrdlye otnbll-sU geldi, ikini dr Unkapanı yoliy-|n gidiyordu. Dolmuşa hlııoylm dedim. Fakat nevrüeelrr mefiıurları, mrydam düdük eeehıe yarkctmlf-lerdl. o saatte dolmuş yaptirmiyorlardı Nihayet bir “huaual" o-tohüs geldi, hindim. Oturacak yor yoktu. Otobüs ayakta dahi duracak yır. kalmauıucuya kadar brk-Ifutb Iskarça olunca kalktık, Mpaâ-mollar Içind4? /fdıâ'kifıM deldik. Artık »aman vs mekün Ölfçllterlm kaybolmuştu. Trk gayemt bir (Mi errel, kendimi vapura atmaktı.
Kadıköy inknlcsine doğru yürll-ınege başladım. Fakat o ıtef Miting mİ vurf Yoksa Marrifulln cenazesi bir daha mı kuldırıhyorT Bir ermmi gafir, Kadıköy iskelesinden levç fevç yelmekte, iskeleyi lintiistfj Vapurlar yaııasmıe» buram butum dıtmuiı savuruyorlar. Seyrilm frr memuru, hır düdük öt-tUrüşUudr topaç gibi sağa, sola dönüp duruyor, Duruladım. Bu Inean selini yarıp tapara yaklaşmak bamı Imkdnaıe göründü, Amma çare yok, daldım, itile, kukıla., Kadıköy iskelesinin olduğu yere soku-lablldim. tim, lıvr yrrbrdf duruyor.
l’ö Haydarpaşaya gidecek vapurların harrkı ilerini bildiren saatlere luıkhm, KadıköyÜm 9 da Haydar-poşuyu da 9 da vapur olduğunu* göstf rıyorlardı. Bir kı nara çekilip durmadan yanaşan yrni yeni vapurlardan çıkan yolculara hım manı olmumuk. h» m dr çzilmrmrk it in .sırtımı bir yt m duyamuk te-şrbhUelludc butundum. Bir ses yaylı boya" diyr haykırdı. Topar* tandım, Harnmulın biri, cliııdo Us* tikli hlr araba tekerleği kendine yol açmak içlıı bu “râprlh, yİ yapmış. Vapıırlartlub çıkan kalabalık aruMiudun dostlar sclılm v( rlp gr-
Aaat obııaş/ıı. Hakin ınaa aşılı oldhl
hu nc/rr birer Ihla Bfiymıi knlthrip, Kadıköy

Millî Eğitim Bakanının muhtelif mevzuda beyanatı
Lise
üniversitelilerin durumu
152 öğretmen meselesi — Köy enstitüleri programları — Güzel Sanatlar Akademisi Okul kitapları — Teknik
İki günden beri şehrimizde bulunan Milli Eğitim Bakanı Avni B»ş-man dün kendisi ilo konuşan bir arkadaşımıza ezcümle şunları söylemiştir:
“— 152 öğretmenin derin akisler uyandıran nakli meselesi isabetli bir karardır. Dünkü beyanatımı yazan bazı gazeteler bu hususta, bidayette Isabetllydf, dlyo yazmışlar, bl-davette kelimesini bu vesile İle tas-hlh etmek İsterim. Evot bu karar İsabetli bir karardır. Fakat tatbikat çok fena ve bozuk olmuştur. Bunları tetkik edecek vo mezkûr nakillerin hangi esaslara göre yapıldığını araştıracağız. Mağdur olanlar için mümkün olan tashih keyfiyetine elbette gidilecektir.
Köy Enstitüleri, üzerinde duracağımız mühim mevzulardan biridir. Bunların programlarında bir değişiklik yaparak, buralarını köy öğretmeni yetiştiren birer moslek okulu haline getireceğiz.
Lise programlarını da ele almış bulunuyoruz. Bu programlarda da
çiyorlar. Bant kaçf Bakıyorum S.ÜS olmuş. Daha bilim vapurun kalkmasına beş dakika var amma, buna dair etrafta bir hareket yok, Haydarpuşaya kalkacak isketeye şimdi yeni bir vapur yanaştı. Yolcu boşaltıyor. Kadıköy tarafımla ise boş bir vapur vur. Amma yolcu almMmrlar. Hoş, hlr dikaka sonra iîstlhm bir vapur daha yanaşıyor.
O aralık bir ses yükseliyor:
•• Haydar poşuyu gidecekler Adalar iskelesinden binecekleri^ ve akabinde bir dakika tiUI Amtın, o tarafa seğirtiyorum. Kalabalık arasından, bir leıyma ■maklnraliit/c çekilirmiş gibi süzülerek Ada iskelesine varıyorum. Oraya da üstüste iki vapur yanaşmış, yolcu boşaltıyor. Ne saman bineceğiz, rötar var diye düşünürken, Kadıköy iskelesinin Haydarpaşa tarafındaki vapur, barasımlan dumanını tüttüre tüttü-re, bir cismi âşık gibi, ufaklaşıyor. Biz, hâlri, Ada iskelesinde yolcuların çıkmasını bekliyorum. Nihayet çıkıyorlar. Fakat kapılar açılmıyor, flaat 0 ıı beş geçiyor. Memura stslfiıiyorum. •'Acelenle ne» daha M dakikamın varlh diyor. "Nasıl olurf" "Evet, vapur 9,30 da kalkarak!"
Hayret! İskele baş memuruna gidiyorum, Derdimi unlatıyorum. İzahat veriyor: Haydarpuşaya 9A0 dan sonra 9,30 da vapur olduğunu, arada başkaca bir sefer bulunmadığını söylüyor. Fakat o koskocaman saatlerin bildirdikleri ıı* o-luyorf Baş memur hıkdr ediyor "olamast** diyor, Kendisini atıp saatin dibine götürüyoruım O dakikada saat 9,16 olduğu halde, Haydurpaşayu kalkan vapurların tarafındaki saat,
saat 9 da hareket olduğunu ilân rfmvk/edlr. Bunu, orad^ duran HOŞ numaralı polis memuru ile de teyit ettiriyorum. Baş mcmitr, bıı sefer: ^Efendim, diyor, bu iskeleden Kadıköyllnr Vapur kaldırdık!" Pes ediyorum Ve oturup şu satırları yamıyorum.
Hulâsa, dün sabah Hagdarpoşu-ya gidemedim. Fakat şunn şahit
Ha ydurpaşaya
*
vc
gerekli tashih yoluna gidilecek rasyonel bir sistem kurulacaktır.
Güzel Sanatlar Akademisine mü-nasip bir bina aramaktayız.
Mektep kitapları üzerinde de c-hommlyetlc durulacak ve gerekli ıslahat yapılacaktır. Okul kitapları şimdilik kısmen serbest bırakılmıştır. Gelecek yıl okul kitaplarının hepsi serbest bırakılacaktır.
Ayrıca Teknik Üniverslto tıılebole-rlnln dilekleri Üzerinde de hassasiyet-le duracağız.”
Bakan Avni Başman dün Milli Eğitim Müdürlüğüne gelerek Müdür Mu. rat Uray ilo uzun bir konuşma yap-mıştır.
Çalışma konferansı
Çalışma konferansına iştirak etmek Üzere Prof. Kâzım İsmail Gürken, Prof. Ferit Hakkı, Prof. Fındık-oğlu ve Doçent Dr. Eknıol Zadil bu akşam Ankarayn hareket edeceklerdir.
Köprüler idurcaiııbı» seyrüseferin, Dmiimgollarının bıı meseleyi tetkik ctıncterİHl hlr lırııışrrl sı-fatiylc rica ediyorum. Hem böyle-ce, insanlar, İnsan gibi şehir İçinde plıieceklcri yerlere gidebilirler.
fa.
«—
Şehrimizden transit geçen yolcular
Bu yolculara, Yolcu Salonunda bir meşher açılacak
Tâtil aylarının başlaması üzerine gerek hava, gereekao deniz yollyle şehrimize gelen veya transit olarak geçen yolcuların sayısı günden güne artmaktadır. Donlzyollyle gelen transit yolcular şchrimlzdo biraz fazla durmakta vo çarşıya kadar inebll-moktedlr. Hava yollyle geçen yolcular İse Yeşilköy moydaıunda pek kısa bir zaman tevakkuf etmektedir.
Memleketimizden bu şekilde transit olarak geçen yolcuların Türklyc-ye alt hâtırn eşyası, Tekel maddeleri veya sair lüzumlu şeyleri alabilmeleri İçin Galata Yolcu 8alonunda bir meşher açılması üzerinde tetkiklere başlanmıştır.
Yeşilköy Hava Meydanında ise transit yolcular büfe tarafından satışa arzodilen bu gibi maddeleri, döviz kabul edilmesi momnııiyotl
zünden, tedarik etmek hususunda zorluğa mâruz kalmakta vo bir şey alamamaktadırlar. Yabancı paraları tebdil eden gümrük idaresinin satış yerine uzak olması ve vakit darlığı dolayısiyle transit geçen yolcular Türk sigara vo İçkilerinden tedarik edememekten mütevellit bir üzüntü ile memleketimizden ayrılmaktadırlar. »
Bütün bu müşkülleri önlemek üzere hava alanında da serbest döviz kabul edecek bir satış yeri Açılması düşünülmektedir. Bu suretle memleketimize mühim miktarda döviz girmesi temin edilecek ve yolcuların arzulan yerine getirilmiş olacaktır.
yü-
Yunan öğretmen Akademisi profesörlerinin ziyareti
Istnnbula gelmiş olan Dedeağaç Yunan öğretmen Akdndomisl profesörleri, Vali ve Belediye Reisini ziyaret etmişler vo latanbulda gördükleri İyi kabulden ve kolaylıktan dolayı teşekkür etmişlerdir.
Cağaloğlu Enstitü
Kız Sanat Okulunun Sergisi
Sanat Okulu öğrencilerinden
bir grup Öğretmenleriyle birlikte
K w.
rn A

M t
Dün saat 17 de Cağaloğlu Kız Enstitüsü ve Akşam Kız Sanat Okulu binasında dikiş-moda-çiçek, kadın çamaşırı, erkek çamaşırı, nakıs ve çocuk eşyalarım İhtiva eden bir sergi açılmıştır.
Beyoğlu Akşam Kız Sanat Okulu gibi çalışan bu mektep sergisinde en çok alâka tophyan hususlar yağlı boya resim gibi canlı renklerle sUslü goblen örtüler, işli bluzlar, elbiseler, gece tuvaletleri ve gelinlikler idi. Talebelerin el emeği ve göz nuru He meydana getirdikleri bu sanat eserleri maalesef satılık değildi. Kız talebelerin bazıları nişanlı veya nikâhlı olduklarından kendi elleriyle gelinliklerini vo diğer elbiselerini hazırladıktan maada nişanlıları için çamaşır, gömlek ve rob dö şambr gibi eşyalar da yapmışlardır.
Büyüle bir emek neticesinde zevkle hazırlanan bu sergide talebeleri ba-
Marshall Plânı Türkiye Basın Sözcüsü, dün memleketimizden ayrıldı
Hinçinîde yeril bir vazifeye tayin edilmiş olan Marshall Plânı îda-rosinln Türklyodokl basın temsilcisi Leo Hochstctter, dün sabah Fransız Havayolları uçağlyle Perise hareket etmiştir Hareketinden evvel kendisiyle görüşen gazetecilere eski basın sözcüsü, memleketimiz hakkındaki ihtisaslarım şu şekilde İfade etmiştir: 1
“— 1943 senesinden bori Türkiye* do bulunduğum müddet zarfında bir çok ilerlemelere vo bir çok değişine-tere şahit oldum. Türkiycden çok tatlı hatıralarla ayrılıyorum ve Türk halkının misafirperverliğini hor zaman hntırlıyacüğım. Bugün bütün dünya, Türklyenln siyaset sahasında gösterdiği büyük gelişmeyi yakından takip etmiş ve demokratik inkişafı büyük takdirle karşılamıştır. Türkiye, muhakkak pek yakında ekonomik sahasında çeşitli gelişmeler yapacok vo hayat «eviyesi daha çok yükselecektir. Marshnll Yardım Plânının da Türkiycnln ekonomik gelişmesinde büyük yardımı olacaktır. Türklyenln yabancı sermayeyo ihtiyacı olduğu kadar yabancı sermayenin do Türkl-yeye ihtiyacı vardır?’
Sağlık Müdürlüğü röntgen filmi ithal ediyor
Sağlık Müdürlüğü tarafından ithal edilecek olan Röntgen fllimteri için beş Amerikan firmaslyle anlaşmaya varılmış yüz bin tır.
ve bu iş İçin gerekli olan liralık döviz temin edilmiş-
Prof.
A. Rustovv şerefine bir ziyafet verildi
17 seneden beri İktisat Fakültesinde tedris yapan vo yakında memleketimizi terkedecek olan Prof. Dr. A. Rustow şerefine dün akşam İktisat Fakültesi tarafından bir ziyafet verilmiştir.
Bestekâr Adnan Saygun Parise gitti
Yunus Emre Oratoryosu ve Kerem Operası bestekârı Adnan Saygun, dün sabah Fransız Havayolları uça* ftlyle Parise hareket etmiştir.

şaı ılnnndan dolayı tebrik eder, mektebin müdiresi ve diki, hocası Bayan Nuriye Uluözyurdu da ayrı ayn tebrik etmeyi bir vazife biliri».
SİYASÎ İKTİSADÎ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi ı
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LbfİTED ŞtRKETİ Müdürü: Kemal H. SAKLICA
Bu sayıda yazı işlerini fiilen idare eden : ^Mithat PERİN
Bnsildiği yer : YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
REŞAD NURİ GÜNTEKİN
Kavak Yelleri
— 13 —
Meeelâ ellerinde geçkince dullardan adayı bulunanlar, hole bu şimdiki zamanlarda, taze kızlarla evlenmekten çıkacak tehlikeleri sayıp döküyorlar, başkaları yine bu şimdiki zamanlarda geçkince kadınların yeni kızlardan çok daha fazla havalanıp azdıklarına dair vakalar anlatıyorlardı.
Kimin hesabına konuştuğunu bir türlü kes. Üremediğim bizim zavallı Müftü, bunların en ileri gidenlerinden biri idi. Her şeyi hepimizden fazla bilen peygamberlerin körpe kızları ötekilere tercih ettiklerine dair Eıılıl>a Tarihinden misaller getiriyor, dokuz yaşındaki Ayşe misâlini pek fazla karıştırmayı ihtiyatlı bulmadığı İçin ikide birde Davud peygamber hikâyesini tekrar ediyordu: Bu peygamberin vücuduna, seksenine doğru inin taraf illâ lı bir titreme yapışmış, cumhuru etiblm bunu tedaviden âciz kalmış, nihayet (Eski tarihin dört bin senesin, deki bütün ehemmiyetli tıp vakalarının hepsinde nasıl hazır bulunduğunu bir türlü kendime izah edemediğim) Lokman Hekim gelmiş ve İhtiyar peygamberin koynuna on dört yaşında bir kır koymaktan başka çare bulunmadığı hükmüne varmış. Müftü bu tedaviyi anlatırken kendisi iştahlandığı için değil, beni İştahlandırmak için 61
durmadan ağ2inı sulandırarak yerlere tükürüyordu. Müftü zeki ve aynı zamanda da vesveseli bir adamdır. Vilâyetin bir yerinde bir ialli ya-kalotamayan bir İrtica vakası çıkar da, resini sıfatından dolayı kendini yakalarlar koıkuslyle bizden daha İnkılâpçı bîr insan olmuştur. Yıllık Cumhuriyet balosunu aBİâ kaçırmaz, danaa kalkmazsa da eliyle ayuğiyle mızıkaya tempo tutar ve limonata bardaklarını içki kadehi gibi tokuşturarak fevkalâde neşeleniyor görünür. Hattâ eski güzel sakalını bile bir kaç günlük uzunca bir traş seviyesine indirmiştir. Sonra yine aynı endişe ile bazı kelimelerin dalma frenk-çelerini kullanır. Hükümete gabine, kasabadaki İlk mektep hocalarına proteHÜr, sulta toyu, besbelli kelimeyi türkçe sandığı için, kinin der. Fakat yeni icatların lıepslne dair Kur anda ve daha başka din kitaplarında işaretler bulmak huyundan da vazgeçemez. Bahsettiğim konuşmalarda parola bana hitap etmemek olduğu halde dayanamıyor: “Sen daha iyisini bilirsin Doktur Bey... Hani Davud Peygamberin vücuduna yakı gibi yapışıp ne kadar maraz varsa çekip emen körpe kız vücutlundaki vitamini Lokman Hekim daha o zamandan keşfetmiş olmasın” yolunda gevezeliklere koyuluyordu.
Bu böyle devam edip giderken öte yandan bir takım kollar dft Cemilenin tuılundugu Kara Sekili çiftliğini sarmağa başlamışlardı. Hiç akla gelmedik bir takım kadınlar, gûya karımın hatırasına hürmet olarak, çocuğu yoklamağa gidiyorlar, kutu kulu hediyeler, el örgüsü yün ceketlerle çocuğu kendilerine ısındırmağa çalışıyorlardı. Bu ziyaretlerin hemen arkasından çocuğu köyde pek iyi halde görmediklerine ve her halde bakıma muhtaç olduğuna dair hana haberler yetiştiriliyordu Tehlikeyi sezinleyerek 62
çocuğun etrafına kanat germiş olan üç ablaların mukabil raporuna gelince, misafirler gûya malûm parolaya İtaat ederek Cemileye anasından bahsetmiyorlar fakat aynı zamanda da yüzüne bakıp bakıp türlü kaş, göz, ağız, burun maska-ralıklariyle yalandan ağlıyorlardı. Kızımın çiftlikte ömründe hiç bir zaman eğlenmediği kadar eğlendiğine ve keyfini kaçıracak herhangi bir tehlikeye karşı bizden daha uyanık olduğuna kanaat getirmeğe başladığım için ablaların ciddî bir endişe ile anlattıkları bu şeylere pek kulak asmıyordum.
Hâsılı kasabada bir çok kimselerin benimle evlendirmek istedikleri bir gelinlik kızları yahut duvak düşkünü taze gelinlerden kırk beşlik» ellilik dullara kadar münhal bir adayları vardı. Fakat beni en çok hayrete düşüren bizim Hacı Omerln de bunlar arasında bulunduğunu Ve evlenecek kızı kalmadığı İçin torunlarından birini bana vermeyi ciddi surette düşündüğünü öğrenmem olmuştur Yaşı henüz on altıyı bile bulmamış olan bu kır, bir kaç sene evveline, yani daha düne kadar, salya sümüğe karışmış, çiftlikte toz toprak içinde yuvarlanıldı. Entarisinin aıkn eteğini başına örterek çocuklarla evcik o-yunu oynarken “Kız kapa kıçını.. utanmıyor musun son?” diye avaz avaz bağırdığımı hâlâ hatırlarım.
' XIV
CELİLENIN POLİTİKASI
Celile kıskanç bir kadındı. Fazla zeki olmamakla beraber genç kadınlarla ahbaplık etmeme mâni olmak İçin onun düşündüğü şeytanlıkları şeytanın kendisi düşünemezdi. Cumhuriyetin İlk senelerinde dans hastalığı Ve kadınlı erkekli aile toplantıları modası hor yor gibi bizim kasabayı la saldığı zaman, bunların bizim n.
eve girmemesi için he yaptığını hâlâ anlayama-ınışımdır. Halbuki kasaba münevverlerinin başında gelen bir fen adamı memur İçin bu bir parça resmi bir İnkılâp vazifesi idi. İlk zamanlarda biz de bazı aile toplantılarına ve yıllık Cumhuriyet balosuna gidiyorduk. Ben bir yandan meslek icabı, bir yandan du herkesçe sevilip sayılan babayani bir adam olarak Öteden beri kadın erkek farkı gözetmem. Celile bu toplantılarda bazı açıkça lâtifelerle kadınları etrafıma toplayıp güldürmemden pirelendi ve vetoyu bastırdı; “Ben erken yatıp erkek kalkmağa alışmış bir iş adamısın, diyordu, Üstelik çok da yemek yersin. Herkesin içinde ikide bir uyuyup horluyoraun. Alem «ana gillüyor... Sonra deli deli sözlerle herkesi güldürmen de kibrime dokunuyor» Ayıp suıın., sen doktorsun”
Yani açıkçası Celile beni kıskanıyordu. Halbuki etrafında alay alay kadın cıvıldaşırken çıplak başını ve kızarmış yüzünü göğsüne düşürüp horlayan bir koca için hiç Öyle olmamak lâzım gelirdi. No dersiniz kadınlık!
Bitim sosyeteye karşı bu l ııçıngnnlığıınız, kasabada ve hattâ vilâyette bil pnıçö dedikoduya sebep olmuştu. Ara «ıra bir iş »Çin vilâyete gittiğim zaman Vali ve Parti Reisi, anlamamaz-lıktan geldiğim, bazı lâstlkll lâkırdılarla bunu bana dokunduruyorlardı. Fakat zaman ilo bu meraklar tavsayınca ve hele ötede beride çıkan bir kaç uygunsuz vaka üzerine bir kaç büyük aile de bu toplantılara karşı bizim gibi ağır almağa başlayınca bana hak verildi ve hattâ diyebilirim ki halk arasındaki kredimin do ha fazla artmasına sebep oldu.

Uygunsuz dediğim vakalardan biri bir salon oyunu yüzünden çıkmıştır. Kadınlan yanya-61
na sandnlyalara oturtuyorlar, kocalan arkalarında ayakta duruyorlardı. Kadınların karşısına da yine bekârlardan ve karısı yanında olmayan erkeklerden bir kavalyeler grupu diziliyordu. Oyunun kaidesi şu İdi: Her dam karşısındaki kavalye ile gözgöze bakışacak; kavalye dama gözleriyle bir gizil HGel bana" işareti çakacak; sandalyenin arkasında bekçilik yapan koca bu işareti yakalayabilirse ne âlâ. Fakat bir dalgınlığına gelir yahut atik davranıp karısını vaktinde omuzlarından yakalayamazsa kadın birdenbire kuş gibi kavalyenin kollarına u-çaeak ve her ikisi ortada dansa başlayacaklar. Oyunu kaybeden koca da bil esnada el çırparak anırma, böğürme gibi hayvan sesleri çıkararak sosyeteyi eğlendirecek. Hâsılı “Gözünü aç,., Yoksa karıyı uçürduğunnun resmidir” mânasına gelen gayet terbiyevî bir sosyete oyunu. Bu oyunda bazan eğlenceli kazalar da olurdu. Meselâ koca kadını tutayım derken önündeki sandalyeye takılarak yuvarlanır yahut kadının bir yerini incitir veya yırtardı. Vo bu yüzden karı koca arasında çıkan kavgalar o kadar eğlenceli olur k| misafir kadınların ayakta duran bir kısmı gülmek için ellerini kasıklarına koyup yere çömellrler yahut avuçlariylc baldırlarını döverlerdi.
O tarihte aramızda kasaba plânını yapmağa gelmiş bir İki mühendis ve mimar bulunuyordu. Bunlardan biri Balon eğlencelerine pokeri de l-lâve etmiş bir genç inkılâpçı idi. İşte bu deli, kanlı kabul edildiği evlerde güzel güzel bu iskemle oyununu oynayıp dururken o vakllki kaymakamın genç karısına göz işaretlerinin daha ustacasııu çakıyor ve ertesi sabah ikisi birden kasabadan kaçıyorlardı. Tabii bir kaç gün sonra da Kaymakamın kendisi. (Devamı varı 65
13 Haziran 1950
Sayfa 3
Berlin
34 yaşındaki Almanya ko-et iniştir.
Propaganda
Yeni İstanbul İtalya'da
B U R O M U Z 6 I L D i R İ Y O R
Schuman Plânı etrafında
tefsirler devam ediyor
Almanya ve
Bir iddioyo göre
Avrupa konseyi
ŞAMPİYON
ÇOCUKLAR
İlâ 5 yaşındaki çocuklar
arasında yapılan şampiyonaya
bir alâkası bulunduğuna ve harpten sonrası, asıl ne gibi neticeler doğur-
İtalya'yı hangi gözle görmeli?
(İtalyada gazetemiz adına seyahat eden arkadaşımız Burhan Belge yazıyor)
ilâveler İtalyan
AVRUPANIN ileri memleketleri, ilk karşılaşmada müspet tesir yapar. Her şey, arzu ettiğiniz yahut hayalinizde yaşattığınız gibidir. Bu sebeple, meselâ İtalya gibi bir memleketin ne halde olduğunu, manzarasına bakarak tesbit edemezsiniz. Etmeğe kalkışırsanız, hata edersiniz Şehirler, arı kovanı gibi çalışmaktadır; camekönlar eşya ile doludur; lokantalar emrettiğinizi önünüze getirmeğe amadedir: garlar, yolcu ile doludur; şehirden şehre giden otomobil yolları, apartman koridorları gibi temiz ve mücellâdır. Bunun neresinden Italyan vatandaşı aleyhine bir hükme varabilirsiniz?
Halbuki, ayrı ayrı, herkes halinden şikâyetçidir.
Bir şey muhakkak. O da şu ki, i-talya, harp tahribatı namına ne varsa. tâmir etmiş, yıkıntıları ortadan kaldırmış; yol ve demiryollarını tertip ve nizamına koymuş; ziraat, sanayi ve ticaret yeniden ele almış. Yani, millet, vatan evini tâmir etmiş ve geçmiş içine oturmuş..
Bunun büyük bir başarı olduğuna şüphe yoktur. Hattâ, yeni binaları yakından tetkik ettiğiniz zaman görüyorsunuz ki, bunlar, baştan savma olarak inşa edilmekte değildir. Bilakis. İtalyan tekniğinin taze varışları, buluşları ve kudreti, bunlarda tecelli etmektedir. Meselâ Milâ-no’da yapılan bir yeni otel, hem inşa tekniği, hem sanat, hem de otel konforu bakımından. Avrupanın en ileri memleketlerine örnek olacak seviyededir. Hususi ikametgâhlarda. yeni gar binalarında (Roma gani aynı üstün gayreti görüyorsunuz.
Demek oluyor ki, İtalya, hem harbin yıkıntılarını ortadan kaldırmış hem de yeni zamanların yeni sanat ve teknik şartlarına göre yapmaya başlamıştır. Bu,
bilgi ve tekniğinin kifayeti sayesinde kabil olmaktadır. Çünkü nylon perdeden tutunuz da, suni mermerden yapacağınız döşemelere yahut duvar cidarlarına kadar yeni inşaat malzemesi olarak medeni dünyada ne varsa. İtalya bunu kendi yapacak durumdadır. Binaenaleyh, bir memleketin harici çehresini meydana getiren yapı sanayii, İtalyada, dünyadaki terakkiler ile atbaşı gidebilen ve memleketi, yabancı gözlerin önüne en elverişli bir şekilde çıkaran bir şube olmuştur.
Kılıf, bu olunca, bunun içinde takdim edilen eşya ve hizmetler de. ta-biatıyle, iyi tesir yapmaktadır. Çünkü bir camekân bir binanın, bir bina bir sokağın ve bir sokak bir şehrin parçasıdır. Oteller ve lokantalar, keza. Şehrin içinde dolaşan insanlar keza. Şehrin umumi manzarası ilen oldu mu, istisnasız olarak her şey ve herkes, size cazip görünmektedir.
Halbuki işte, bir AvrupalI için bu kılıfın ehemmiyeti, ikinci derecededir. Çünkü, kendinin ötedenberi alış tığı bir şeydir. İki büyük şehir ara sında geniş, muntazam ve asfalt bir caddenin bulunması, üzerinde durulacak bir nokta değildir. Başka türlüsü çünkü, kendince, kabili tasavvur değildir. Bu sebeple, İtalya gibi bir memleketi, hele bir çok yabancı meslekdaşlarımızla birlikte gezerken, aldığımız intibalar tamamiyle başkadır. Biz. karşımıza çıkan büyük şehir hususiyetleri ile ileri ziraat yapan insanların köylerine, köylü gibi bakıyoruz Ağzımız açık kalıyor. Onlar ise. bizi hayran bırakan ne varsa, şöyle kenara iterek, işin ö-te tarafını tetkik ediyorlar. Meselâ, son derece alelâde bir müşahede ola rak. Roma ve Milâno gibi dünya şehirlerinde, dükkâncıların pazarlığa
Altta:
t
I /A*
Türkiye Başpehlivanına «Yeni İstanbul» un hediyesi
Kırkpınarda boy Ölçüşen pehlivanlarımızın galibine gazetemiz de bir armağan vermek istemişti. Bu maksatla er meydanımı gönderdiğimiz arkadaşlarımız, hem güreşleri yakından takip ederek okuyucularımıza geniş tafsilât göndermişler ve hem de 1950 yılı Kırkpınar Başpehlivanına başa koyduğumuz koçu hediye etmişlerdir.
Kırkpınar güreşlerinde BiişiMİıllvurılığı kazamın
Hayrabolulu Süleymanla, ikinciliği kazanan Sındırgılı Şerli füreşe başlamadan evvel peşrev yaparlarken. Yanda: Güreşleri takip eden spor nıuhurrlrlmlz Vedat Etensen Kırk-pınarda Hayrabolıılıı Süleyman! tebrik ederek gazetemizin ortaya koyduğu koçu kendisine verirken görüyorsunuz Hayrubolulu Süleyman gazetemizin bu hareketini takdir ederek teşekkürler etmiş ve bu koçun ortaya konnınsiyh* işin İddiaya bindiğini söylemiştir.


yatkın olmasını ayıplıyorlar. Yahut bazı intizamsızlıkları ve ihmalleri müşahede ediyorlar.
Şurası muhakkak ki. bil memleket ilim ve teknikte muasır seviyede oldu mu. artık onun otelleri, sokakları. çarşıları ve eğlence ile turizm hususiyetleri, birer netice gibi, kolaylaşıyor. Binaenaleyh, İtalyamn kalkınması dâvasına göz atarken, bu gibi noktaları hiç kaale almamak, kanaatimizce yerinde bir harekettir.
İtalyan sanayii ile ziraati ne haldedir? Bu sahalarda bir kalkınma var mıdır?
İtalyada iki milyon işsiz mevcut olduğuna ve bunun demografik dâva ile sıkı göre, harp bu hususta muştur?
İtalyan milleti, muntazaman çoğalmaktadır. İtalyadaki imkânlar ı-se. ağır ve kifayetsiz bir şekilde artmaktadır. Cavour’dan beri. İtalyanları beslemek ve bunlara iş bulmak meselesi mevcuttur. Mussolini’yi dahi yayılmaya sevkeden âmil bu olmuştur. Bu âmil bugün ne vaziyettedir? Ve bunların tesiri altında kalmak üzere. İtalyan iç politikası ne gibi buhranlara gebedir?
Meselâ, yaptığımız ehemmiyetli seyahatlerden bir tanesi, pirinç mmta-kalanna oldu. Pirinç, İtalyan ziraati ile gıda sanayiinin belkemiğini teşkil etmektedir.
Novarro mıntakasım gezerken, bir tenhalık gözümüze çarptı. Anladık ki, toprak işçisi, grev yapmaktadır. Daha sonra öğrendik ki, pirinç meselesi şu esnada, hem maliyet fiati hem de istihlâk yahut ihraç imkânları bakımından, buhranlı bir durumdadır.
Halbuki, bizi mıntakaya götüren cadde. Avrupanın en güzel otostrad-1 arından biridir. Mıntakavı sulamakta olan kanal tesisatı. Avrupa memleketleri için dahi örnek teşkil etmektedir. Manzara, o kadar mükemmeldir.
İtalyada pirinç dâvası —hem de makarna yüzünden— müşkülât arzet-mekte ve İtalyan Komünist Partisi, faaliyetini köylere kadar götürerek, toprak işçilerini dahi geniş ölçüde greve sevkedebilmektedir.
İşte bunları görüp çıkarmak, bundan sonraki yazılarımızın mevzuunu teşkil edecektir.
Jessup'un demeci
nRusya ile bir barış yapma gayet zordur,,
"Atom kontroluna yanaşmayışı buna
Rusların delildir"
(AP) — Bir-
Clinton (New-York) 12 leşik Amerikanın Fevkalâde Büyükelçisi Dr. Philip Jessup, dün. Rusyamn, Birleşmiş Milletlerde yapılmak istenen atom enerjisi kontrolü müzakerelerinde takınmış olduğu durumun, Ruslarla "herhangi bir barış andlaşması yapmanın ne kadar güç olduğunu belirttiğini,, söylemiş ve fakat, Amerikanın müzakerelere başlamıya hazır olduğunu İlâve etmiştir.
Hamilton Kollejinde bir konuşma yapan Jessup, Rusyamn, Birleşmiş Milletlere mensup olan devletlerin, atom enerjisi kontrolü için hazırlamış oldukları plânlan akamete uğratmakla. "hem kendisi ve hem de diğer devletler için son derecede tehlikeli olan bir yol üzerinde hayli ilerlemiş olduğunu., isbat etmiş bulunduğunu kaydetmiştir.
Jessup, "Yalnız bombanın kullanılmasını menetmekle İktifa etmeyip, bunun tatbikim sağlayacak bir esas da bulmamız gerekmektedir,, demiştir.
nReuter„ in muhabiri komünistlere kaçtı
Ingiliz gazetecisi, Reuter’in Berlin Bürosu Müdürü idi
Frankfurt, 12 (YtRS) — Ingiliz Reuter Ajansının Bürosu Müdürü. John Peet, Doğu münistlerine iltica
Doğu Almanya
Başkanı Gerhart Eisler, dün hususi bir basın toplantısında gazetecilere Peet’i takdim etmiş, İngiliz gazetecisi de hareketinin sebeplerini bizzat anlatmıştır.
Peet, harp çıkarmaya uğraşan batı devletleri hesabına daha fazla çalışamıyncağını bildirmiştir. Eğer imkânı varsa bundan sonra Doğu Alman Basın Bakanlığında çalışmayı arzu etmektedir. İngiliz gazetecisi komünist fikirlere sahip olmadığını da sözlerine ilâve etmiştir.
Doğu Almanya hesabına konuşan Ei3İer de. batı gazetecilerini Peet’in yolunu takibe davet etmiştir.
Reuter’in tepkisi
Londra. 12 (YİRS) — Reuter Ajansı sözcüsü, Peet, hâdisesi dolayısiyle şaşkınlığını ifade etmiştir. Sözcüye göre Peet bitaraf ve doğru haber vermekle tanınan bir »muhabirdi.
uAmerikanın 400 ve Rusyamn 25 atom bombası mevcut
Moragon Fieid (Kentucky). 12 (AP) Dün burada bir konuşma yapmış olan Kentucky Valisi Earle Clements, Amerikanın hiç değilse 400 ve Rusya-nın da ancak 25 atom bombasına sahip olduklarını ileri sürmüştür.
Vali, bu malumatın, her zaman doğru söylediklerini ispat etmiş olan gayri resmi dünya neşriyatından almış olduğunu söylemiştir.
Almanyada ölen bir Türk taciri
Sigara fabrikatörü Veli Derviş mevkuf bulunuyordu
Luebeck (Almanya), 12 (AP) — Veli Derviş adlı zengin bir Türk sigara fabrikatörünün dün hapishane höcre-slnde asılı bulunduğu bugüp polisten Öğrenilmiştir. Yıllardan beri Almanyada yerleşip tütün ticaretiyle meşgul bulunan Veli Derviş, Batı Almanya vergi kanunlarını ihlâl suçundan mevkuf bulunmaktaydı. Müteveffanın Baltık sahili üzerindeki Bad Niendorf şehrinde büyük bir sigara fabrikası vardı.
NOT: Veli Derviş. Selânikte doğmuş ve Birinci Dünya Harbinden evvel Almanyada okumuştu. Kendisi. Almanyada muhtelif işlerle uğraşmış vc sonra bilhassa tütün işleriyle meşgul olmaya başlamıştı.
inkişafı harp zamanında ve harbi takip eden senelerde olmuştur. Bizim çapımızda büyük telâkki edilen hakikati halde Almanyaya nazaran küçük olan bu fabrikaların son zamanlarda kârları azalmış, maruz kaldıkları müşkülât çoğalmıştır. Almanyada bunlar eski güzel vaziyetlerini idame edebilmek için vergilerden bazı kaçamaklar aramaya çalışmaktadırlar. Veli Dervişin de |?u yola gitmiş ölıpası ihtimali fnuhakkak kfâ hariçte çâlışan vatandaşlarımızın faaliyetleri vp muvaffakiyetleri noktasından teessürümüzü mucip olacak bir hâdisedİA Faaliyetle geçen hir hayatın bu suretle nihayet bulmasına ayrıca müteessir olduğumuzu da bildirmek isteriz.
laponlar, uNobel Mükâfatı,, ndan vergi almıyorlar
Ncw-York, 12 (YİRS) — Japon Hükümeti Nobel Mükâfatını almakta 33 bin dolar kazanan Japon fizik âlimi Hidcki Yukava’nın bu kazancını vergiye tâbi tutmamaya karar vermiştir.
Bundan önce, Japon Hükümetinin bahsi geçen 33.000 doların yüzde 55 ini vergi olarak alması meselesi münakaşa edilmişti. Japon Maliye Bakanı, Nobei Mükâfatı ve ona benzer İlmî mükâfatlardan bundan böyle vergi a-lınmıyacağını resmen tebliğ etmiştir.


Tarlste 4
lcrce çocuk iştirak etmiştir. Yukarıda, şampiyonları görüyorsunuz.
lar arasında şampiyon olan 4 yaşındaki Colette Debıılre ile erkekler
sında şampiyon olan 4 buçuk yaşındaki Jean Bernard Neveu görülüyor.
■ —..II I - ■ I ■ ..— II .1 ■ i ■
Kızar ft-
Sesten süratli
Fransız uçağı
• •
• •
Hava festivaline yabancı pilotlar da katıldılar
Paris, 12 A.A. (Reuter) — Fransada şimdiye kadar yapılmamış ölçüde büyük millî hava festivalinde yüzden fazla tepkili uçak dün Orly hava alanı üzerinde uçmuştur.
Fransız Cumhurbaşkanı VinCent Auriol, Savunma Bakanı Rene Ple-ven ve bir çok yabancı diplomatların hazır bulundukları bu festivalde Fransız, Ingiliz, Belçikalı ve Amerikalı pilotlar en cüretkârane hünerlerini göstermişlerdir.
Üç binden fazla Parisli gösterileri takip etmişlerdir. Program, lngilterc-deki, Belçlkadaki, Hollandadftki, Da-nimarkada ve italyadaki yuvalarına dostluk mesajları götüren kırk bin güvercinin serbest bırak i İm asiyi e başlamıştır.
Fransada yapılmış tepkili uçakların gösterilerinde güvenlik programda -üratli ilk nuştur.
sebepleriyle bildirilmemiş olan sesten Fransız uçağı da bulun-
Uçan dairelere dair yeni bir haber
Eddie Rickenbacker’in uçan daireleri izah eden bir beyanatı tndiannapolis, 12 (Ap) — Birinci Cihan Harbinde Amerikan havacıları arasında kendisine dehşetli bir şöhret yapmış olan Yüzbaşı Eddie Ricken-backer. uçan dairelere inanmaktadır. "Hayallerle alâkası olmayan pek çok kimse onları gördü ve şayet hakikaten mevcutsalar, inanın ki, Birleşik Amerikanındırlar. Ne Merihten gelmedirler, ne de Rusyamn” kanaati Rickenbacker tarafından ileri sürülmüştür.

[ MEMLEKET HABERLERİ )
Mahkeme sükûnunu
Dünkü Meclis müzakereleri
ihlâl edenler
Dün, duruşma esnasında ve nezarethanede tekbir
getirmekte ısrar ettiler
Ankara, 12 (Hususi muhabirimi? bildiriyor) — Ticani tarikatçılığından sanık Kemal Pilâvoğlu İle müritlerinin duruşmaları yapılırken dinleyici o-larak mahkeme salonuna girerek mahkemenin sükûnunu ihlâl ve dâvanın görülmesini sekteye uğratmaktan sa nık Yusuf Özcan ile arkadaşlarının muhakemelerine bugün Asliye 4 üncü Ceza Mahkemesinde başlanmıştır.
Bunlar Kemal Pilâvoğlunun duruşmasını dinlerken vecde geldiklerini ve tekbir getirdiklerini itiraf etmişlerdir. Fakat duruşma esnasında sanıklardan Yusuf özcan ile arkadaşı Şakir birdenbire yine tekbir getirmeye başlamışlardır. Hâkim her ikisini de duruşmadan çıkararak nezarethaneye göndermiştir. Fakat bunlar, avazları çıktığı kadar bağırmak suretiyle tekbir getirmeye orada da devam etmişlerdir. Duruşma başka bir güne tâlik olunmuştur.
Aydında, yıldırımdan iki kişi öldü, yedi işçi de yaralandı
Aydın. 12 (AA.) — Yatağan ilçesine bağlı Hisararkası köyüne dün çok şiddetli yağmur yağmıştır. Bu sırada tütün tarlasında çalışan işçiler arasına yıldırım düşmesi neticesinde iki kişi ölmüş, 7 işçi de yaralanmıştır.

Ingiltere, Plânın İktisadî cephesini. Avrupa ise siyasî istikametini ehemmiyetle ele alıyorlar
Paris, 10 (Paris Hususî Büromuz bildiriyor) — Schuman Plânı etrafındaki Fransız - İngiliz ihtilâfı henüz devam etmektedir. Sanftyi Birliğine iştirak edecek olan altı Avrupa devletinin toplantıları arifesinde, Fransız mahafill ile resmî makamları. Pa-rlfde Londra arasındaki goriiş farkının siyasi ve kıtavî mahiyetine tekrar işaret etmektedirler. Bu mahafl-lin kanaatine göre İngilterenin, Fran-sız-Alman sanayi birliği hakkındaki menfi tavrını şimdilik değiştirmeye imkân bulunmamaktadır. Halbuki Fransız Dışişleri Bakanı Schuman, milli hükümranlık taassubuna ilk müessir darbeyi vurmak suretiyle bu sanayi birliği yoliyle Avrupa birliğine doğru en katı adımı atabilmiştir.
Buna mukabil Büyük Britanya, Avrupa kıtası üzerindeki böyle bir blo-ka İştirak edecek kadar kendisini AvrupalI hissetmemektedir. Schuman plânının en mühim hususiyeti, milletlerarası bir iktidar tesis etmesidir ki. Büyük Britanya bu iktidara iştirak etmek cesaretini kendisinde görememiştir. Paris mahafilinin dediğine göre, plânın hâkim fikri, çelik ve kömür birliği değil, milletlerarası kontrol idaresinin kurulmasıdır.
Bu birlik sayesinde Batı Almanya şimdi artık hem Batı Birliğinin yardımı İle kalkınabilecek, hem de bu suretle bütün Almanlar için . mukavemet edilmez bir birlik ve cazibe kutbu haline gelecektir.
Nihayet Paris mahafili Schuman’-ın. plânını ilân ederken söylediği sözleri hatırlatarak, bu plân sayesinde Fransa ile Almanya arasında her nevi harp ihtimallerinin bilfiil ortadan kalkmış olacağını ileri sürmektedir.
Fransa, Benelux ve İtalya hâlen Schumann Plânının politik cephesine ehemmiyet vererek tesis edilecek mil-ietlerüstü idareyi ön plâna alırlarken, bugünlerde tevdi edilen İngiliz mukabil projesi, istihsalin ışlâh] ve ıjıüşte-
Gümrük ve Ticaret Bakanlıklarından iki sözlü soru soruldu
Ankara. 12 (A.A.) — Büyük Millet Meclisi bugün saat on beşte Başkan-vekillerinden Balıkesir Milletvekili Sıtkı Yırcahnın başkanlığında toplanmıştır.
Oturum açılır açılmaz, Başbakan Yardımcılığına ve Devlet Bakanlığına Manisa Milletvekili Samet Ağaoğlu-nun tây|n edildiğine, Cumhurbaşkanlığı ve bazı milletvekillerine izin verilmesine dair Meclis Başkanlığı tezkereleri okunmuştur.
And içmiyen bazı milletvekillerinin ınd içmesini müteakip, Ordu Milletvekili Feyzi Boztepenin Karadeniz bölgesinin mısır ihtiyacı hakkında Ekonomi ve Ticaret Bakanlığından ve Kocaeli Milletvekili Mümtaz Ka-alcıoğlunun tütün konusunda Tekel
Eskişehir felâketzedeleri için tedbirler almıyor
Sonbahara kadar bütün mağdur vatandaşlar, bir çatı altına kavuşacaklar. Sarısu üzerinde bir set inşa edilecek
Porsuk Barajından elektrik istihsali düşünülüyor
Ankara, 12 (A. A.) — Eskişehirdc sel felâketine uğrıyanlar için yaptırılmakta olan evlerle Porsuk barajını mahallinde tetkik eden Bayındırlık Bakanı General Fahri Belen bu sabah uçakla şehrimize dönmüştür.
Tetkikat intihalarını öğrenmek ü-zere BakanTmakamında ziyaret eden Anadolu Ajansı muhabirine Fahri Belen şu izahati vermiştir:
"Sel felâketinden zarar gören vatandaşlarımız için 1000 kadar ikunıet-gâh inşa edilmektedir. Bunların yerleri. binaların yapılışı ve buna mümasil işler bir çok müracaatlara vesile oldu. Halkla görüşerek salim bir karara varmayı uygun buldum ve Eskişehire giderek tetkiklerde bulundum.
Seyahatim iki gün sürmüştür. Her meseleyi yerinde görmek, ve mevzua esas oian halkla dertleşmekten çok büyük istifadeler temin ettim. Vatandaşlarımın değerli mütalâalarından mülhem olarak teknik ve mali taka-tımızla bir çok kararlar aldık.
Butun çıplaklığlylc ortaya konan ıstıraplar müşterek çare aramamızı, muvaffakiyet İmkânımızı arttıracağına inanıyoı ve memnun oluyorum.
Sonbahara kadar hiç bir vatandaşın açıkta kalmamasına ve her vatandasın bir dam altında barınmasına butun hızımızla çalışmak azmindeyiz.
Muhtemel her hangi bir sel felâketine karşı ilk tedbir olmak üzere Eskişehir yakınında Sarısu üzerinde bir sed inşaat için hazırlıklarımız tamamlanmaktadır Yaz içerisinde bu işin bitirileceğini umuyorum.,,
Köprülü, Ankarada
Ankara, 12 (A.A) — Hariste toplanan iktisadi İşbirliği İdaresi Dışişleri Bakanları Konseyinde memleketimizi temsil eden Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü, bu sabahki Ankara siyin şehrimize dönmüştür.
Bakan, garda Başbakan Menderes. Bakanlar. Dışişleri lığı Umumî Kâtibi Faik Zihni
Protokol Umum Müdürü Tevfik Kâzım KemahlI, bazı milletvekilleri, Merkez Komutanı ile ileri gelenleri ve karşılanmıştır.
Cumhurbaşkanı
kanlığı Umumî Kâtibi Cemal Yeşil İh* Başyaver Yarbay Cevdet Tolgay Dışişleri Bakanına hoş geldiniz demişlerdir.
ckspre-
Adnan Bakan-Akdur,
Dışişleri Bakanlığı dostları tarafından
adına Cunıhurbaş-
reken tanzimi, gayri iktisadi teşebbüslerin tasfiyesi, gümrük resimlerinin indirilmesi, nakliye ücretlerinin aynı sçviyeye getirilmesi, cihan piyasalarının ve satışların taksimi, gibi tamamen teknik hususlara inhisar etmekte ve milletlerüstü idareye, yâni plânın «asıl mühim olan siyasi cephesine hiç yer vermemektedir.
Amerikaya gelince: Bu memleket Schuman Plânı ile Fransanın bu husustaki hattı hareketini kayıtsız şartsız desteklemektedir. Yüksek bir A-merikan şahsiyetinin dediği gibi, karar sahibi bir kaç devletten mürekkep bir grup, daha fazla miktarda devleti içerisinde toplayan fakat hâlâ tereddüt eden bir camiaya müreccahtır.
Sosyal Demokratlar aleyhte
Bonn, 12 A.A. (Lps) — Mebuslar Meclisi, Federal Almanya Cumhuriyetinin ortak üye sıfatiyle Avrupa Konseyine girip girmemesi hakkında bir karar alacaktır.
Sosyal Demokratlar, Konseye iştirak edilmesi aleyhinde oy vereceklerini bildirmişlerdir.
Spaak’ın teklifi
Londra, 12 (Nafcn^ — pün burada bir nutuk söyliyen Belçika Sosyalist Partisi Lideri Paul Henry Spaak, Batı Almanya sosyalistlerini Alman-yanın Avrupa Konseyine iştirakine muhalefet etmemeye davet etmiştir.
okun-
Zühtü Baka-husus-ve
soruları
Bakanlığından sözlü sorulan muştur.
Ekonomi ve Ticaret Bakam Velîbeşe ile Gümrük ve Tekel nı Nuri özsan. Hükümetin bu
lan tetkik ettirmekte olduğunu önümüzdeki pazartesi günü cevaplandıracaklarını bildirmişlerdir.
Bundan sonra Başkan, Bingöl Milletvekili Mustafa Nuri Okçuoğlu ve Tunceli Milletvekili Aydın Hıdır İle Haşan Remzi Kulunun seçim tutanaklarının geldiğini, fakat itiraz vâki olduğu için bu tutanakların İnceleme Komisyonuna havale edildiğini bildirmiştir.
Meclis, çarşamba günü toplanacaktır.
Porsuk barajına da temas eden Bakan, "Bir çok dedikodulara mevzu olmasına ve mesullerinin adalete teslim edilmesine rağmen, saydı Eskişehlrln daha
lâketle karşılaşacağını lirtmok isterim,, dedi,
General Fahri Belen rirken, Porsuk barajının
kaynağı olarak da etüd edileceğini ilâve etmiştir.
bu baraj olma-büyiik bir fe-bilhassa bo-
sözlerini biti-bir enerji
İzm irde C. H. P.
Kurultayına hazırlık
İzmir, 12 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — 29 haziranda Ankarada toplanmasına karar verilen C.H.P. büyük kurultayı hazırlıklarına lzmirde başlanmıştır. Kurultaya İzmir ilinden gidecek delegeler bugün saat 12 de C.H.P İzmir II binasında toplanarak kurultayda müdafaa edecekleri görüşlerini tesbit etmişlerdir, öğrendiğime göre bu toplantıda C.H.P. nin iktidarı kaybetme sebepleri üzerinde durulmuş iktidarın kaybından sonra partiden çekilenlerin partinin bünyesinde zaaf değil kuvvet teşkiline sebep oldukları tebarüz ettirilerek İnönünün şahsiyetine reva görülen muameleleri kurultay üyeleri yeisle not ettiklerini belirtmişlerdir. C.H.P. kurultayının gayet hararetli olacağı C.H.P. mehafi-linde beyan edilmektedir.
—------------- A
MÜSABAKA KUPONU

1 aralık 1050 de çekilecek büyük kuramıza iştirak için a-sağıdaki kuponlardan 90 tane getirerek bir kura numarası a-Inbllecokslniz.
Tafsilâtını her pazar günkü (YENİ İSTANBUL) da arayınız.

Yeni İstanbul'un
KII’OM
(• -w • * *

Sayfa 4
YENİ İSTANBUL/
Doğu Karadeniz Bölgesinden notlar
Paris mektubu:
Bugünkü umumi
Trabzonun
gorunuşu __
Yazan : Said Bilâl Çakıroğlu
Küçük Avrupalılar
Türkiye Elçiliğinde
Yazan : Ayşe Nur
ARADENİZ vilâyetlerinin yıl-. en mühim ticaret ve kül-rolünü yapmış olan küçülmüş ohnaJc-vasfı muhafaza et-yazıınızda (x> ya*
l/C tarca
^tür merkezi Trabzon, bugün, ta beraber, aym mektedir. Geçen nm asır evvel, ticari hareketlerinde büyük bir canlılılk görülen bu şehrin hangi sebepler Altında ehemmiyetini kaybettiğini ifade etmeğe çalışmıştık. Bugün de Knradenizin her bakımdan bu en büyük vilâyet merkezinin umumi görünüşünü tcsbil etmek İstiyoruz.
halinde yükselmiştir. itiraf ede-kİ memleketimizde en çok kitap bilhassa gazete okuyan vilâyet, iki büyük şehir hariç olmak ü-
Trabzon Sanat Enstitüsü atdyeMİ
Parla Büyükelçiliğimiz milletlerarası toplantıların en verimlisini yaşamıştır. Nurnan Menemencl-oglunun daveti üzerine Mme. Kel-lerzon’un Parlat© kurduğu Küçük AvrupalIlar Kulübünün yaş yaş, boy boy Azalan Türkiye toprağı üzerinde toplanıp, güzel bir gün geçirmişlerdir.
Davet Baat dörtte olduğu halde çocuklar İki buçukta akın etmeğe başladılar. Onlar protokol filân tanımazlar, Büyükelçiliğin güzel bahçesinde şöyle iyice tadını çıkarmak için vakit lâzım...
KÜTÜr hareketleri' Bu şehir her devirde Karadenizlilerin bir kültür ocağı olmuş ve bu muhitte okuma arzusu gönülleri fetheden bir kuvvet lim ve bir
«ere, Trabzondur. Zaman zaman devletin en yüksek kademelerinde mev. kiler alan bir çok kıymetli devlet a-damlarımız ya eski Trabzon Sultani si veya yeni lisesinde okumuş, bura da yetişmişlerdir.
Trabzon hâlen mektep İtibariyle de zengin sayılır. Büyük bir Erkek Lisesi, Muallim Mektebi. Ticaret Lisesi. Erkek ve Kız Sanat Enstitüleri. Kız ve Erkek orta okullan ve Köy Enstitüsü gibi henüz bir çok vilâyetlerimizde kuramadığımız irfan ocaklarına sahiptir. Hayat şartlarının müsaadeslzllğine rağmen burada talebeler okumaya karşı büyük bir alâka gösteriyorlar. Gerek mekteplerde gerekse mektep haricinde o-kumaya karşı beslenen bu büyük arzunun kökleri tamamen maddidir. Zira toprağın nüfusuna nispetle çok mahdut ve içinde yaşayanları bakmak kabiliyetinden mahrum olması yüzünden, gençler ileride devlet kapısında bir memuriyet elde etmek düşüncesiyle mektep kapılarına koşmaktadırlar. Burada sırası gelmişken işaret edelim ki, sanat okulları da, talebelerini pratik işlerden ziyade nazari derslerle meşgul ettiğinden. bu mekteplerden mezun olanlar ne tam bir marangoz veya tesviyeci ustası ne de öğrendikleri mesleğin hakiki sanatkârı olabiliyorlar. Ve tabiatiyle serbest İş sahasına atılanlar da. kısa bir zamanda, hayat şartlarının tasfiyesine tâbi oluyorlar Halbuki bu mekteplerin asli gayesi. gençleri devlet kapısı için değil, serbest meslek ve ticaret hayatı için hazırlamak ve her Türkün gönlünde yaşayan sanatkârlık ruhunu yeniden ateşlemektir.
Trabzon Nümune IIııstahHneri
haatahaneden başka şehirde bin askeri diğeri verem olmak üzere iki hastahane daha vardır.
Doğu Karedeniz sahillerinde ya-şıyantarın içtimai dertleri, hastalıktan çok olduğundan bu muhitte bilhassa devlet hastahanclerinln kurulması, ziyadesiyle sevinç ve memnuniyeti mucip olmuştur. Hattâ son defa Halk Partisi milletvekillerinin kazanmasında, bu devlet müesscsele-rinin sağtadığı hizmetlerin rolü olduğunu itiraf etmek doğru olur.
Ticaret durumu: Geçen yazımızda muhitten merkeze doğru küçülen bir dairenin son jıoktası haline geldiğini söylediğimiz Trabzonun bu son noktası bile senede 20 milyon liralık bir kıymet hareketini ifade eder. Her sene bunun 10 milyon lirasını fındık. 6 milyonunu tütün. 5 milyon lirasını da sadeyağ. fasulye, balıkya-ğı ve yumurta gibi muhtelif maddeler temin eder.
Büyük Elçimizin nezaketi perde perde, her dilde konuşmasını, her yaşa kendini sevdirmesini no kadar biliyor. Çocuklar sağa sola koşuşup, intıbatannı, sevinçlerini gelip ona anlatıyorlar... Kırk yıllık dostmuşlar gibi.
Bu sevimli toplantıyı kısmen de meslektaşım ‘'Vatan” muhabiri Rebla Tevflk Başokçuya medyunuz.
Rebla Tevflk Başokçu Küçük AvrupalIlar Kulübünün faal İdare âza-tarından biridir. Bu kadar milletten
~ Yakında ~ YENİ İSTANBUL’un okuyucularına bir sürprizi var
çocuktan küçük arkadaştan Idil'in bağlı olduğu Elçilikte toplamak ontın fikridir.
Büyük Elçi küçük misafirlerini Elçilik bahçesinin balkonunda karşıladı. her birini ayrı ayn sevip okşadıktan sonra, onlara kıaa ve canlı bir hitabede bulundu. Bundan sonra bütün Avrupa çocuklarına sembolik bir mesaj göndermek üzere İki tane kocaman balon uçuruldu. Balonlar çocukların sevinç çığlıktan İle yükselip gözden kaybolduktan sonra sı. ra Idil'e geldi. Idil küçük arkadaş-lanna Chopin’den bazı parçalar çaldı. Uzun uzun alkışlandıktan sonra, Mme. Kellerson bütün Avrupa milletlerinden âzası otan Küçük AvrupalIlar Kulübünün dışında yaptığı bu ilk toplantıyı Türkiye toprağı üzerinde yapmaktan ne kadar zevk duyduğunu. Türkiyenln karşılıklı anlayış ve sevgi Üzerine bina eden güzel bir memleket olduğunu anlattı, ve Büyük EElçlye nazik daveti İçin teşekkür etti.
Küçük Fransız Azatardan 8 yaşında sarışın bir oğlan "Sevin” (Aimczı isimli bir şiir okudu ve dünyada kardeşlerini genç yaşından birbirini sevmeğe ve böylece harp felâketlerinin önüne geçmeğe davet etti.
Bundan aonra çocuklar çil yavruları gibi bahçeye dağılıp oynadılar. İdil ile Suna evin kızlan sıfatiyle arkadaşlarına ikramda bulundular. Anneler, gazeteciler birblrleriyle konuşmak, anlaşmak fırsatını buldular. Mme. Kellerson Türklyede bir şube kurmaJc istediğini söyledi. HA. sili tatlı, güzel bir gün geçti.
Ne w-York Herald Tribüne’ün
4
Trabzon vilâyetinde meslek ve orta tedrisata devam eden 2501 erkek. 384 kız olmak Üzere 2885 talebe vardır. Dört kazasında birer orta mektebi olan bu vilâyette, umumi nüfusun yansından fazlası kadın olduğu halde, okuyan kız talebelerin nispeti erkeklere nazaran çok noksandır. Akçaabat Orta Okulunda yalnız 4. Sürmenede 9 kız talebe mevcuttur. Of ve Vakfıkebir kozala-nndakl orta okullarda ise bir tek kız talebe dahi yoktur. Bunda mahalli şartların, muhafazakârlık duygularının büyük ölçüde payı vardır.
cephesine ge-okulu 580 kö-köy okulu o-tahsil çağın-25262 si oku-
Vilâyetin ilk tahsil linçe: Merkezde 12 İlk yünün yansında birer lan Trabzonda 37.291 da bulunan çocukların
tulmakta ve bu suretle okuyanların nispeti %68 i bulmaktadır. Şüphesiz dâva yüzde yüze ulaşmaktır. Ancak ilk tahsil İçin mahrumiyet ve şartların ağırlığı düşünülecek olursa bu neticeyi parlak bir nispet olarak göstermek doğru olur.
Bağlık müessearleri: Geçen sene Büyük Millet Meclisi kürsüsüne kadar getirilmiş bulunan verem mevzuu bu mınUkamn en esaslı bir derdidir. Memleketimizin hiç bir tarafında. umum! nüfusa nispetle, açık veremli miktarı burada olduğundan fazla değildir. Hava şartlannın mü-saadesizllgl, besleyici gıda maddelerinden mahrumiyet, suiistimaller, ve bakımsızlık gibi çeşitli faktörler hu âfetin yayılıp genişlemesinde başlıca âmil olmuştur.
Karadenizde, bu acı hakikati müşahede eden rahmetli Atatürk, fotoğrafını dercettlğimlz büyük ha*-tahanenln Trabzonda yapılmaaıhı sağlamıştır, üç sene evvel vazife «ölmeğe başlayan Trabzon NÜmunc Hastahanesi, memleketimizin birinci sınıf baatahanelerinden biridir. İnşa tarzı, plânı, kullanış ve teçhizatı bakımından. Ankara Hastaha nesinden sonra, şem bir sıhhat
Trabzon Nümune Hastahancai gelir. Hopadan Orduya kadar geniş bir mıntakanın haatatannı kabul eden bu modern müessese, bugün bir bölge haatahanesl durumundadır.
Nümune en muhte-müeascsesı olmak
Trabzon Nümune Ha^inhaneslndc geçen sene 30 bin kişi muayeneye tâbi tutulmuş ve bunlardan 7.400 hasta tedavi edilmek üzere haatahaneye yatırılmıştır. Yatırılan lutriatardan 2500 üne muhtelif ameliyatlar yapılmıştır. Evvelce bu muhitte doğum için, taayaup dolayısiyle, hastahane lere pek az rağbet edilirdi. Ve nete-klm Üç sene evvel 80 doğum temin eden Trabzon Nümune Hastahancsln-de geçen sene 300 doğum tesblt e-dllmiştir.
Trabzon için paha biçilmez bir sıhhat kaynağı olan bu muazzam
(x) 5.6.1950 tarihli 187 sayılı (YENİ İSTANBUL).
Hicri
8ABA5
27
1869
VAKİ)
Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İmaAh
19 5 0 HAZİRAN
Salı
VASAT!
,5.26
13.14
17.15
20 41 22 44
3.09
Rumi
MAYIS
31
1866
EZANİ
8.45
4.33
8.34 12.00
2.03
6.29
BEYOĞLU CİHETİ
ALKAZAR (42562) 1 — Vahşet Salgını. 2 — Adalar Perisi.
AK (44394) 1 - Vefasız 2 -ölümden Kuvvetli.
ATLAS (40835) 1 — Aşk Boa-tesi. 2 — Betamı Arıyorum. BEŞİKTA8 BAHÇESİ 1 — A-sılsade BIlAhşör. 2 — Kartalı.
ELHAMRA (43596) 1
Kurbanı. 2 — Pasifik manı.
İNCİ (84595) 1 — Ölüm
2 — Aşk İmtihanı.
İPEK (44289ı 1 — Su Perileri
2 — Bir Dulun Hayatı.
LALE (43505) 1 — Aibukrek Fatihi (Türkçe). 2 — Beyaz inci.
MELEK (40868) 1 — Gönülden Sesler. 2 — Mllcrlm Gönlüler.
SARAY (41656) 1
Aşk. 2 —
SI ATPARK (83143) I — öldüren Para. 2 — Kara Sevda. 3— Kafkas Kartalı.
SÜMER (42861) 1 - Vatan
Kahramanı, 2 — Deniz Kızının Aşkı.
SARK (40380) 1 — Korsanın Adalotl. 2 — Nalme.
SİK (43726) Kara Mızrak. (31 kısım).
TAKSİM (43101) 1 - Fakir Kızı Leylâ. 2 - Ali Baba Kırk Haramiler.
TAN 1 — Saray Gözdeleri. 2— Boks Kıralb
( NAL (4981)6) 1 - Ekmekçi
Kadın. 2 — Yaşnmnk Arzusu.
YENİ 1 — Şarta Dlktstör. 2 — Denir. Yıldızları. 3 — Kanunsuz Şehir.
YILDIZ (42847) 1 — Swing Delileri. 2 — Yeşil Yunuz Sokağı.
1 Kafkas
— Aşk Kahra-
Zaferi.
ölmeyen İnci Korsanlan.
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23083) 1 — Morniş. 2 — Cennet Kuşu.
AZAK (23542) 1 — Kanun Harici. 2 — ÜÇ Ahbap Çavuşlar Casun Peşinde
ÇEMBERLİTAÖ (22513) 1 -Ormanlar Kiralı. 2 — Suçsun Katil. 3 — İntikam Kurşunları. FERAH 1 — Büyüklük Deliliği.
2 — Namus Sözü. 3 — Tarza-mn Hazineci.
Dünyanın en güzel hikâyesine
Edebi hikâyeciliği teşvik etmek maksadiyle NeVf-York Herald Tribüne Gazetesi tarafından bir dünya hikâyo müsabakası tertibine teşebbüs edilmiştir. New-York Herald Tribüne Gazetesi, Asya, Afrika, Avustralya, Avrupa, Orta Doğu ve Güney Amerlkada çıkmakla o-tan muhtelif gazete v© mecmualarla bu hususta İşbirliği yapmaktadır. Dünya hikaye müsabakasında birinciliği kazanacak otan hikâyenin sahibine 5.000 dolar verilecek, müsabakaya iştirak eden memleketlerin her birinde en ziyade beğenilecek otan hikâyeler için de ayrıca
5.000 dolar
20.000 dolar mükâfat dağıtılacaktır. Bu müsabakaya şimdiye kadar Türkiye, İngiltere, Birleşik Amerika, İtalya, Almanya, Holânda, İsviçre, İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya, İrlanda, İsrail, Güney Afrika. Avustralya, Yeni Zelanda. Hindistan, Şeytan vo Yunanistan İştirak etmeyi kabul etmiş bulundukları gibi, daha başka memleketlerin de iştirak edecekleri ümit edilmektedir. Müsabaka 30 nisanda başlamış o-lup 3 veya 4 ay devam edecektir.
UNESCO’nun Genel Müdürü M.Jaime Torrcs Bodot, bu teşebbüsün UNESCO tarafından

ikramiye verilecek deeteklenocogini v&dctmij ve bu hueımta »unları ebylemietlr:
"UNESCO, her türlü yaratıcı gayretleri, milli sınırları asarak. genle Ölçüde hızlandırmak hedefini güden milletlerarası bir teşebbüsü tcevlk etmek hususunda hiç bir fedakârlıktan çeklnmiyecektlr. Bu teşebbüs yollyle vukua gelecek olan fikir mübadelesi, milletler arasındaki anlayış zihniyetini artırmak suretiyle verimli sonuçlar dogurmıya namsettlr. Buna benzer teyebbllslerin dünya ölçüsündeki 1,birliği hareketinin diğer sahalarında da belirmesini temenni ederim."
ihtiyacında olduğumuz lıor şey
HALK 1 — Robeneon Adası. 2 — Çanlar Çalarken.
İSTANBUL (22367) 1 - Kıvırcık Paşa» 2 — Er Meydanı.
KISMET (26654) — Unutulmi-yan Aşk. 2 — Leylâ.
MARMARA (23860) 1 - Lekeli Hayat. 2 — Suçsuz Gangster.
Mil I Î (22962) 1 - Talih Kuşu 2 — Memiş.
TURAN (22127) 1 - Kanun Harici» 2 — 3 Ahbap Çavuşlar Casus Peşinde.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — Baba Katili. 2 — Efe Aşkı.
KADIKÖY CİHETİ
HALE (60112) 1 - Yarasa. 2 — Batakhane Kırallçesl.
OPERA (60821) 1 - Sarışın
Bülbüller. 2 — Macera Limanı. SÜREYYA (60862) 1 — Sürgün 2 — Hazin Aşk.
ANKARA
Y. (Türk) Kahire, Ankaradnn.
— 18.85 D.H.Y» (Türk) Anknra-dan. — «0.«0 P.A.A. (Amerikan) Hong-Kong, Bangkok, Kalküta, Delhi, Karaşi. Basra, Şamdan.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.30 D.H.Y. (Türk) Bursaya.
— 8.30 B.E.A. (Ingiliz) Atina, NIs, Londraya. — 0.00 D,H.Y. (Türk) Ankara, Kayseri, Malatya. Elâzığ. Erzurumlu — 0.30 D.H.Y’. (Türk) Ankaraya. — 10.15 D.H.Y. (Türk) tamire. -10.30 D.H.Y. (Türk) Ankara, A-dana, lzkonderuna. — 14.45 D. H.Y. (Türk) Ankaraya. — ıo.oo D.H.Y. (Türk) tamlro. - 21.35 P.A.A. (Amerikan) Brüksel. Londra, Gandev» Now-York’a.
33432)
(15031)
Gönlümdeki
S«vl|tlğlml«
Bir Yetimin
(13846)
Monte Krlatonun Ofc-
ANKARA
Aslan.
BÜYÜK
Günler.
CEBECİ
Ahi. 2 — lü.
1‘AHK (11131) 1 - Günahtan
Sonra. 2 — Büyük Aşk.
SUS (14071) Hasreti nın Yüzüğü.
SÜMER (14071) l —
Faciası. 2 — rında Bir Kıs.
ULUS (22240)
2 — Korkusuz
YENİ (140401 1 — Talihim Olsaydı. 2 — İlk Vals.
Sülvyma-
Şlmnl
1 -LrbI,
Bir Geco
Kutupla-
İCli Kız
tZMtR
ELHAMRA 1 - Zoraki Misafir. 2 — Casuslar Çarpışıyor. 8 —' 8u Perileri.
LALS 1 — Istırap Çocuğu. 2— Lcx l inin Kaderi. 3 - İntikam AİcmI.
TAYYARE l - Maymun 4(a« dm. 2 — ölüm Perisi.
TAN 1
Leytanın Kaderi. 3
Ateşi»
YEN t SİNEMA 1 - Bağdat HırhiRi. 2 — Buftnlo Bili. 3 Keloğlan.
KARşi'yAKA CİHETİ
MELEK I — Cezayir Dansözü 2 — Vahşi Ormanlar İçinde
— İstırap Çoouftu. 2 — ı Kaderi. 3 - întlkaın
UÇAK - TftEN - VAPUR
GELECEK ULA?» l(,AKI.ARı
9.45 D.H.Y, (Türlt) Bursndnnk - 0.50 D.H.Y. (Türk) tamirden. - 14.15 D.H.Y. (Tül’k) Gaziantep, Adana, Konya, Afyondan. — 15.10 L.A.l. (İtalya) Ro ma. Atlnadan. — 15.35 D.H.Y. (Türk) İskenderun, Adana, An-karadan. — 10.30 D.H.Y. (Türk) Van. Diyarbakır. Elâzığ. Sivas An karadan. — 18.05 D.H.Y.
(Türk) tamirden. — 18.25 D.H.
GELECEK OLAN VAPURLAR — 18,00 Necat. îneboludan. — 18.00 ülgen, Çanakkaloden. — «0.00 Sus, Mudanyadan.
GİDECEK OLAN VAPURLAR
9.00 Sun, Mudanyaya. — 11.00 Annfartai İnkenderuna. — 17.00 M a ra kaz» Mudanyaya. — 18.00 Güneysu» İnkcnderuna. — 19.00 Seyyar. Karzblgaya.
Şarkı vc türküler. •— 14.20 Ev kadını - Pastalar. Konuşan; E-sat İren. — 14.30 Şarkı ve tütektiler (pl). — 14.50 Art Van
Dttmmo Kentetinden Caz Müziği (pl). — 15.00 Programlar ve kapanış»
17.57 Açılış ve programlar. — 18.00 Dana münigi (pl). — 18.30 Sadi Yaver Ataman Memleket Havaları Sos ve 8as Birliği Konseri. — 10.oa Haberler — 10.15 İstanbul haberleri — 19.10 Radyo Senfoni Orkestrası Konseri. — 30.00 Konuşma: lııtsn-bul Üniversitesi Talebe Birliği adına. — 20.10 Piyano Soloları. Çalan; Piyanist Loulala Andro-nnl. — 00.30 Operalardan sahneler ve orkestra eserleri (pl.).
— 21.00 Fasıl heyeti konseri. —
— 21.40 Anadolu köj havalarından İzahlı Örnekler. Takdim eden; Yusuf Ziya Domlrcloftlu.
— «2.10 Oda müziği (pl.), — 22.40 Hafif ara müziği (pl.). — 22.45 Haberler. — M oo Karışık hafif gece müziği (pl.). 23.30 Programlar ve kapanış.
Soldnıı Riıftaı
1 — Hem cerrah hem romancı bir Fransız; İşaret sıfatı, 2 — İbadete d A vat eder: Hafiye. 3 — Büyük bir mayi mahfazası; Annemin kız kardeşi. I — Pa. Neferi İçeri çekme. 5 — Tersi AIA temizlenme yeri (İki kelime). 6 — BuuttaHlan; Mytfakta bulunur. 7 — Büyük yemek kabı. 8 — Mevsimin gönde İçkisi; Salıverme. 0 — Rüstemln babanı; Gazetede bulunur. 10 — Sonsun ıstırap (İki kolime).
2
3
5
6 ?
8
3 fc
YABANCI
SEÇME
radyolardan YAYINLAR:
GELECEK OLAN TRENLER
8.80 Ankaradan (Ek*.). —
ü.IS Ankaradan (Eks.). — 16.61 Ankaradan ımotörlü tren).
GİDECEK OLAN TRENLER
8.20 Semplon Eke. (Avrupa). — ıs.10 Ankaraya. (Ek*.). — «3.20 Ankaraya (Ek«.).
ANKARAt
Saati 7.80 M.S.Ayarı. — 7.31 Hafif müzik (pl.). - 7.45 Haberler. - 8.00 Sas eserleri (pl). — 8,15 Salon orkzatraeı (pl). ~ 8.25 Günün programı ve Hava raporu. — 8.80 Operetlerden
«nçmn palsalar (pl.). — 900 Kapanış.
12.28 Açılış ve program. — 12.80 M.S.Ayarı. - 11.30 Şarkılar. 13.00 Haberler. — 13.15 Melodiler (pl). — 13.30 Öğlo Ga-seteri. 18.45 Filim müzikleri. * 14.00 Akşam programı
Hava rapoıu ve kapanış.
17.58 Açılış ve program. — 18.00 M. 8. Ayarı, Klima analardan *an eserleri ve oyun havalan. 18.30 Radyo salon orkestrası. — 10.Ol) M.8.Ayarı vt Haberler. - 10.15 Geçmişte bugün, — 10.20 Yurttan sesler. —
10.15 Radyo He İngilizce — «0.00 Varyete müzikleri (pt). — «0.15 Radyo gnsetvri. — 20.80 İnce-has (BoyatI Araban Faslı). — 21.00 Tcınnll; "Ateş Hakkı" Çeviren; Servet LUnel. — «1.45 Serbest onat. — 2«.oo Konuşma.
82.15 Dans orkestraları çalıyor (pl.), - «8.45 M.S.Ayarı vo Haberler. 23.oo Program vo Kapanış
is I A\Hİ Ll
8nnt; 12.57 Açılış ve programlar. — 18.00 Haberler. —
13.15 Dana müziği (pl). — 13.15
LONDRAı Semti 7.40 müzik. — 8.45 Dinleyici istekleri. — 9.15 Operetlerden şarkılar. — 12.30 Robert Fnrnon Orkestrasından hafif mimik. —
11.15 Gerakta Konaer Orkestrası, — 15.30 BBC Senfoni Orkestranı Konseri (Bi*et senfoni No, 1) — 18.15 Jacquos Thlbaud keman resitali (Beethnvon No. 2 sonatı). 19.30 Dlnlcvlcl la-tnklerl. — «0.30 John Ruli Orkestrasından hafif müzik. —
23.15 Varyete müziği.
Banço ile hafif
EMİNÖNÜ: Mehmet Kâzını
(Eminönü) — Hikmet Güney (Küçükpnısr) — Sırrı Raslm (Alemdar) — Haydar Yeni (LA-lell)
HEYOÖLUı Beyoğlu (Merkon)
— İstiklâl (Merkez) — Taksim
— Merkez (Galata) — Halk (Şişil) - Haaköy (Kaaımpnşıı) PATİK t İbrahim (ŞnhaadobHşi) — Gürgen (C. Paşa» (Snmatya) mini) rük) ner) EYÜP: Eyüp Sultan BEŞİKTAŞ: Vldln Yeni (Oı-(n köy) — Arnavutköy — Merice* (Bebek)
KADIKÖYı Halk - KlZIllop-rak -■ Göztepe — Bostancı ÜSKÜDAR: İttihat HEYHELtADAı Heybelladn BÜYÜK ADA t Merkez
İZMtl(t Karantina (Yalılar) Sağlık (Alzzncak) — AH Hay-roddln Tav (Basmahane) — Sıhhat (Keınornilı) — îklçeş-molllc (Erefpafla) ANKARA: UIub
Sağlık
Mertte*
RhIiiHiiiivu Salı) hmltlln Yedi kuta Ham» l(l (Şohre-GÜndogdU (Knragüın-Orhnn Avcıoglu (Ft-
Ege
Yılkımdan ıışaği:
1 — Fasıla verme Gkl kelime); Bir harfin okunuşu. 2 — Boy atan; Kapı. 3 — Dini memnulyet; Bir ölçü. 4 — Birdenbire verilen teemmülden çıkan netice (İki kelime), 5 — Kırk taneni bir arada olur 6 — Edat; İade! afiyet; Küşat et. 7 — HolAndanın meşhur şehri. Hunul bulma. 8 — Balık; Noksanlaş, 9 — Güney Amerika devletlerinden biri; Feryat. 10— Servet-i Fünun neırlnin babanı.
DÜNKÜ BULMACANIN
HALLİ
boldan Biıftai
1 — Hayati saha. 2 — Alakanız. 3 — Yıkılan; Mz. 4 — A-kaini; Sile. 5 Lozan; Ba«i. 8 _ tyA|; Futaz. 7 - Vat; Def . Ya, 8 — Anı Keramet. 0 — Kel; Adil. 10 - İzini yok ot.
Yukarıdan nvııûıı
1 — Hayali vûri. 2 — Alıkoyan. 3 — Yakazat; Kl. 4 — A-kıl; Ten. 5 — Talan; Dell. 6 — tear; Fem. 7 — Sin: But alo. 8 - Az; Sal; K|ı\ 9 - Müna-yede. 10 -w- Aeaeı sakat.
Kadıköy 60872
Üsküdar 60043
Beyoğlu 41644 İstanbul 24222
Ankara 00, İzmir 2222 Karşıyaka 15055
İstanbul Beyoğlu Anadolu yakan Ankara
İzmir
4199b
6058S
91
2251
13 Haziran 1950
SÜT PARTİSİ
Londra Hayvanat Bahçesindeki dört Şempanze maymun bir araya getirilerek sÜt-partİBİ vermişlerdir. Gardiyana ve zincirlere bakıp da eğlene-medikleri zehabına sakın kapılmayın
HİKÂYE
Yağmur damlaları
Yazan : Feride ÖZPAY
ERKEK, "Evlenmemiz bir hata oldu, diye dükündü. Onun dik bnçlı olduğunu biliyordum. Böyle kadınlar evlenmek İçin yaratılmamışlardır." Yanında konuşmadan oturan kadını belli etmeden tetkike çalıştı. Güzel yüzü »olgun görünüyor, scbbIz fakat ciddi bir tavırla yola bakıyordu, sanki buralardan İlk defa geçiyormuş gibi.. Onun bu hcBaph. sakin hnllerl erkeği hor zaman kızdırmıştı. Demirden bir mantık çerçevesi içinde geçen bu hayat onu Bıkıyordu, hiçbir hâdise karşısında sarsılmayan bir kadınla yaşamakta artık tatlılık bulmuyordu, bıı kadın, karısı gibi gü2el bir kadın bile olsa...
Kadın, yeşil bir kadifenin bütün yumuşaklığını canlandıran yollara bakıyordu. Bahar başlamak üzereydi. Toprak kokusu o-tomobilin yarı açık camından içeri giriyor ve oııa geçmiş günleri hatırlatıyordu
Dün aljşamki hâdiseden sonra, evliliklerinin devamına imkân olmadığım anlamıştı. Bu izdavaca katar vermeden evvelki baharda, yani kocasını ilk tanıdığı günlerde, bu mahzun bakışlı genç adamı naBil beğendiğini düşündü. Pek mazbut bir terbiye İle yetiştirildiği için, hayatında hiç bir zaman maceraya yer vermek arzusunu duymamış, dalma, kendisine büyük bir şaşkuılık verecek bir erkek beklemişti. O soğuk nisan günü, bir dost evinde ona bu genç adamı tanıttıkları zaman, sadece beğenilen bir sinema eıke-ğirıe benzediğini düşünmüştü. Daha sonra ince yoldan beraber yürürlerken, biraz da lâf olsun diye, “Bakın, demişti. Yeni bir ay var". Hakikaten gökte zayıf bir ıştk çizgisi halinde genç ay görünüyordu.
Adam başını İhmalci bir tavırla evvelâ aya, sonra kendine çevirmiş ve kıs onun parlak gözlerinde. ilk defa kendisini şaşırtan bir bakış farketmişti.
Kadın sigarasın» yakarken kocasının ellerini gördü. Zarif, hafif tüylü kuvvetli esmer parmaklar itimatla direksiyonu tutuyor ve kendilerinden emin görünüyor, lardı. Znten o her zaman kendinden emin değil ıulydl? Kocasının bu nefsine İtimadı onu her zaman sinirlendirmişti. "Onunla evlenmekle hata ettim,, diye düşündü "Aşk güzel bir his. ama hisler dalma insana pahalıya mnlolu-yor" Belli etmeden aynadan kocasının yüzünü aradı, öteki yol ve direksiyondan başka her şeye Iftkavt, arabayı stlrilp gidiyi»dil.
DÜn akşam cehennemi bir hııs lgfndo. “Ben ukala kadınlardan nefret ederim" diye bağırmıştı Bunları bir dost grupıına söylediği halde, hedefin yalnız kendisi olduğunu biliyordu.
Erkek gaza basıp, sürati arttırdı. Kadın sigarasını söndürüp yakasını kaldırdı. Karşı tarafta kuvvetli bir şimşek çaktı ve çok u-znktan bir gök gürültüsü işittiler İlcisi de konuşmuyorlardı. Erkek, "Beni hiç sevmedi, diye dÜşlınaU, Her zaman mesleği, şöhreti ve kazanç onu meşgul ediyordu. _ Ay. rılmnlc onu üzmlyecek Halbuki kendisi, onun zoKâ bilgisinden başka her şeyine hayrandı, uzun boyunu, güzel gözlerine, tatlı çocuk gülüşlerine. Hattâ kızdığı zaman çatılan alnında meydana gelen inccick hatlara tr! yağmur damlaları ön cama vurmaya başlamıştı. Adam sürati yeniden art-tirdi. Kadın onun, arabayı nv kadar maharetle idare ettiğini garip bir gururla seyrediyordu. "Onu mesut edemedim, diye düşündü. Dalma ön plânda olmak İstiyor Belki de hakkı var., o kadar kuvvetli kl. Ama kendi»! do ideallerini feda edecek bir insan değildi. Ona sadece dişi insiyakları sivril-
miş güzel bir kadın lâzım,,. Sonra sinirli sinirli "Ama o bu kadar basit değildir, diye düşündü. O-nu anlamak, takdir etmek, sevmek ister.„
Yağmur artmış, ön cam suların tesiriyle buzlu bir hal almaştı. Seyrek yol lâmbaları vurdukça damlalar camı kıvılcımlar içinde bırakıyordu. Kadın gayri İhtiyari elini bu parlak satha dokundurdu. Kocası onun hareketini farket-ll ve birden İnce parmaklı ellerini öpmek arzusuna kapıldı. Ona "Başındaki bütün bilgileri at ve yalnız beni sev" diye yulvarsaydı. Fakat kadının bu ricaya sadece güleceğini biliyordu. Çünkü hiç bir zaman his flenllen şeye kıymet vermemişti.
Kadın birden konuştu. Sesi biraz pürüzlüydü. "Çocukken camlara vuran yağmur damlalarını birer lıısan olarak düşünürdüm. Ve tıpkı sahici İnsanlar gibi onların dn değişik kaderleri olduğuna inanmıştım." Erkek cevap vermedi ama bu kısık seBi dinlemek hoşuna gidiyordu. Kadın devam etti. "Meselâ şu iri damlanın meydan okuyan bir hail var. İnmeye başladı. İzi parlak... Biraz inceldi.. durdu., küçülüyor., tepeden daha kuvvetli bir çizgi geliyor, çarpıştılar.. çizgi eridi., zavallı ışık bilyesi.. bak şu yayvan damla ne kadar geniş, hem de süratli hareket ediyor. Büyüyor, önüne gelen damlaları yutarak yoluna devam ediyor., tıpkı insafsız cihangirler gibi..."
Erkek hayretle karısına baktı. Onu hiç bir zaman bu kadar içil görmemişti. Dalgın bir tavırla cama balcıyor, güzel boynu biraz eğilmiş, gözlerindeki hüzünle pek sevimli görünüyordu. Küçük, kimsesiz ve yolunu bulamıyan yağmur damlası gibi himayeye muhtaç bir hail vardı.
Erkek iri eliyle, onun hâlâ camın üstündeki elini tuttu. "Dam-laların kederi seni üzüyor mu? Kadın» "Her kader hazindir’' dedi "Birer damla tutalım, bakalım yollarını nasıl bitilecekler?,. Kadın, elini çekmeden konuştu. "Şu. camın kenarındaki küçük birikinti benim". Erkek onun gösterdiği damlardan epey uzak başka bir damlayı İşaret etti. "Bu da benim”. İkisi de dikkatle damlalara bakıyorlaıdı. Sanki bu küçük su zerreleri, bütün servetlerini oynadıkları bir kumar bilyeslydt.
Kadının damlası hafif bir sarsılışla yerinden ayrılıp aşağı doğru kaymağa başladı. Yalnız, öbür damlalardan ayrı, düz bir yol ü-zerlnden kayıyordu. Erkeğin damlası da harekete geçmiş, geniş münhanller çizerek İlerlemeye başlamıştı. Bir kaç küçük damlayı içine alıp daha büyüyerek yoluna devam ediyordu. Kadının damlası halâ muntazam bir hat takip ederek İniyordu. Camın ortalarına doğru» erkeğin damlası yolunu sanki bir itişle değiştirip kadının damlasına yaklaştı. İkisi de bir tereddüt ânı geçirir gibiydiler. Sonra erkeğin hattı ilerleyip kadmınklnl içine alda Ktta çük damla derhal büyüğün İçinde kayboldu, şimdi tek damla daha İrileşmiş bir halde ışıklı bir yol çlzorok aşağıya doğru kaydı ve camın keskin kenarında kayboldu.
Erkek âdeta sevinçle 'Birleştiler. diye bağırdı» Yolu beraber bitirdiler?* Kadın gülümsedi. ‘‘Çocukken en sevdiğim oyunlardan biri de buydu”. Erkek birden gazı kesip arabayı durdurdu. Sonra yola çıktıklarından beri ilk olarak kadına dönüp, "Yağmur artıyor, dedi. İstersen tekrar köye dönelim”. Kadın üşüyoı nııış gibi kocasına biraz daha sokularak cevap verdi, “Nasıl İstersen”
Erkek bir şey söylemeden ara-bayı çevirip geldikleri yola doğru sürmeye banladı.
P3 Hââlr&n 19150
TENÎ İSTANBUL
Sayfa B
GÜNÜN EKONOMİK HAREKETLERİ
Vergi ıslahı ve hayvanlar vergisi
Yazan : Prof. Dr. Şeref Nuri ilkmen
PARİS HUSUSÎ BÜROMUZ BİLDİRİYOR
HER siyasi parti memleketi en kısa yoldan ve en az masrafla kalkındırıp. halka on İyi şartlar içerisinde yaşama imkanlarını sağlamak mecburiyet inde olduğundan, programında da bol ve ucuz istihsalin teminini tahakkuk etUrtccek esaslara ve ferdân alım kabiliyetini yükseltecek hükümlere yor vermesi İktiza etmektedir. Gerçekten milletin ekseriyetine dayanarnk İktidara gelmiş olan Demokrat Partinin programında da, memleketimizin ziraatine, sanayiine, ticaretine ve orman İşlerine ait mevzular üzerinde durulduğu gibi, iktisadi bünyeye doğrudan doğruya veya dolay isiyle tesir eden mali meselelere de tema» edilerek. bunlarda ta Kip olunacak politikanın mahiyeti belirtilmiş bulunulmaktadır
Bir memleketin iktisadi gidişi üzerinde mali politikanın ve bu mayanda bütçe vaziyetinin ve vergi sisteminin önemi çok büyüktür. Bütçe açığının doğuracağı bir enflâsyon iktisadi hayat için ne kadar tehlikeli ise, fertlere tahmil olunan adaletsiz vergilerin tevlit edeceği mahzurlar da o kadar büyüktür. Vergi kamu müesseselerinln yapacağı hizmetlerin icap ettirttlği masraflara iştirak etmek üzere fertlerin ödemek zorunda bulundukları bir kıymet olmakla bornbor. aynı zamanda istihsalin de bir maliyet unsurudur. Ucuz ve hol istihsal yoliyle memleketin iktisadi kalkınmasını en kısa bir zamanda tahakkuk ettlrtme İşini üzerine almış bulunan yeni hükümet geniş halk tabakalarını sıkan ve istihsal hayatını baskı altında bulunduran bir takım vergilerden tenzilât yapılacağını, Muamele Vergisi. Yol Vergisi, hayvanlar vergisi mevzularının tekrardan ele alınarak, ıslâhları cihetine gidileceğini pek haklı ve isabetli olarak bildirmiş bulunmaktadır.
Bir memleketin mali durumu basit olmadığından vergi ıslâhatını da bir anda tahakkuk ettirtmek elbet de kolay değildir. Yeni irnt kaynakları bulunmadıkça, eskilerinden vaz gcçileml-yeceği de şüphesizdir. Fakat bu böyle olmakla beraber, devletin masraflarını karşılayan vergiler İçerisinde fertlerin iktisadi faaliyetlerini daraltarak, gelirlerinin azalmasına sebep olanlar mevcutsa, bunların ıslâh olunması vc vergi yükünün daha adilâne bir şekilde fertlere tevzi edilmesi hem fert e-konomUi ve hem de devlet mâliyesi bakımından lüzumlu ve zaruridir. Bugün vergi sistemimiz içerisinde yer alan bütün vergilerin sosyal adalet kaidelerine tamamen uygun olduğunu iddia etmek çok zordur Bilhassa bu vergiler içerisinde memleketimizin ziraat. hayvancılık ve maliye politikalarını müştereken İlgilendiren hayvanisi vergisinin hayvan başı üzerinden alınışı, verginin gelir ve Iraflıı mütenasip olarak ledlyezi İmkânını ortadan kaldırmaktadır.
Hayvanlar Vergisi. OsmanlI İmparatorluğundan önce İslâm memleketlerinde mevcut olan bir vergi İdi. Bu vergi vekât-ı «ovâim adını taşımakla beraber, muhtelif cins hayvanların vergi nispetleri de kademli bir esas dahilinde tanzim edilmiş bulunuyordu »D. Her ne kadar OsmanlI İmparatorluğunun uzunca süren bir devro-finde hayvanlardan alman vergi, ağnam resmi altında sadece koyun ve keçilere teşmil olunarak, atların, kısrakların, sığır ve develerin ziraat ve nakliye hicrindeki ehemmiyeti «özününde tutularak, bunların vergi harici bulundurulması kabul edilmiş ise de. sonraları devlet mâliyesinde vâki o-lan açıklıkları kapatmak maksadlyle, bu verginin ölçü nispetleri, tarh ve tahsil tarzları değiştirilmiş ve diğer hayvanlar da vergi mevzuu içerisine sokulmuştu. Cumhuriyet devrindo bütün içtimai ve iktisadi sahalarda olduğu gibi, vergi sisteminde de ıslâhat yapmak yoluna gidilmiş ve hu meyan-dâ 12.21340 tarih ve 510 «ayılı sayım kanunu ile ağnam talimatnameleri ve buna bağlı bulunan ağnam rüsumu tarifeleri ortadan kaldırılmıştı. Sayım kanunu verginin tahakkukunu hayvan sahiplerinin beyanına istinat et-tlrttiği gibi, koyun ve kıl keçiden 23. tiftik keçiden 20. deveden 100, canavardan 200 kuruş vergi alınması eaa-finı kabul etmişti. Fakat zirai istihsa-ln artmasını ve bilhassa entansif bir ziraat yapılmasını köstekleyen aşarın kaldırılması neticesinde, bütçe varidatında husule gelen açığı karşılamak maksadlyle hayvanlar vergini şümul-Iandlrilmh ve böylece tiftik keçiden 35. koyun, kıl keçi ve merkepten 31, öküz ve inekten 80, at, aygır. İğdiş. Kıtıra k ve katırdan 100. mandadan
10. deveden 150. domuzdan 200 kuruş «tınması kanunen kararlaştırıldığı gl-
I. bunu takip eden yıllarda da yeniden bazı zamlar yapılarak, hayvan sa
hiplerinin vergi yükü çoğaltılmıştı. Verginin nispetsiz şekilde yükseltilmiş olması tahakkuka! İle tahvilâtın arasını açmış ve varidat da beklenilen miktarda artmamıştı» Bunun üzerine 1839. 2897 ve 3843 sayılı kanunlarla hayvanlar vergisi esaslarında bazı değişiklikler meydana getirilmiş ve bütçe muvazenesini bozmayacak tarzda. ziraatte ve taşıma işlerinde büyük faydaları olan beygir, katır ve merkeplerin tamamen vergiden İstisna e-dilmesi cihetine gidilmişti. Ancak insandık âlomi için felâketlere kapı açan İkinci Cihan Harbinin çıkması memleketimizin milli savunma masraflarını da kabartmış ve bunun neticesinde 30.5,1941 tarih vo 4040 sayılı kanunla at, kAtır ve merkepler yeniden vergi mevzuuna alındığı gibi, fevkalâde vaziyet dolayisiylc bazı vergi ve resimlere zam icrasına dair olan 3828 ve 4040 numaralı kanunların bazı hükümlerinin değiştirilmesine vo bazı vergi ve resimlere yeniden zam icrasına dair kanunla vergi miktarları arttırılmıştı, 1946 yılında 28.9U3.806, 1947 yılında 31.069.866 ve 1948 yılında da 32.008009 Türk lirası gelir temin erten hayvanlar vergisinin hayvan başı üzerinden maktuan alınması, bu verginin irat ve safi hasıla İle olan bağlılığını tamamen kesmektedir. Gerçekten memleketimizin çeşitli ziraat, bölgeleri birbirinden ayrı şartlar arzetmektedir. Bu çeşitli şartlar altında yetiştirilen hayvanların kıymetleri ve hayvan mahsulleri fiyatları bölgeden bölgeye fark göstermektedir. Pazara yakın ve münakale imkânlarına sahip bulunan mıntıkalarda gerek hayvanların canlı olarak kıymetleri ve gerekse bunlardan elde olunan et, yapağı» kıl. tiftik. deri, süt ve sütten mamul maddelerin kıymetleri pazardan uzak ve henüz kapAİı bir ev ekonomisi şartlarının hüküm sürdüğü yerlere nazaran çok farklıdır. Hattâ aynı ekonomik şartlar içerisinde bulunan bölgelerde bile, hayvanların cins ve sıkletleri birbirine eşit olamıyacağından, taşıdıkları değer arasında fark olacaktır, Buna mukabil verginin baş üzerinden ve maktuan alınması her hayvan sahibine İsabet eden vergi yükünü de adaletsiz bir hale getirir.
Hayvanlar vergisinin müsavi fedakârlık esasına dayanmaması Ve saf hasıla İle irtibatının bulunmamam hayvancılık İşlerimizde de menfi bir tesir yaratmaktadır. Halbuki hayvancılığın ziraat işletmeleri, büyük vo küçük mensucat sanayii, deri endüstrisi sahalarında olduğu gibi, nakliyat işleri, ticaret bilânçosu ve gıda temini bakımından da ehemmiyeti büyüktür. Bu itibarla hayvancılığın inkişafını temin etmek ve bu suretle küçük ve büyük baş hayvanların miktarını arttırmak İçin iyi bitleme ve İyi bakım meselelerine alt teknik şartların tahakkuk ettlrtilmesl. hayvan sigortalarının tesisiyle hayvan yetiştiriciliğinin emniyet altına alınması zaruri olduğu gibi, İptidai bir karakteri hAlz olan hayvan vergisinin de ıslâh edilerek, bu verginin İrat ve safi hasıla esaslarına dayandırılmanı lâzımdır.
(1) M. Zihni “KltAbuzsekâf1 İstanbul 1328. S. 28-28.
Roma ve Amsterdamda tütün toplantıları
Roma» (Hububİi — 1950 eylülünde Komada toplanacak Milletlerarası Tüttln Konferanalyle 1951 yılında Amslerdam’da aktedilecek yine Milletlerarası Dünya Tütün Kongresinin programları arasında bir ahenk vü-cude getirmek üzere Amaterdam'da 15-16 mart 1950 de hır komite top-lanmiştir.
Memleketimiz delege»! (Şark tütünlerinin müstahsil memleketlerin kalkınmalarında hayati bir ehemmiyet taşıdığını vc binaenaleyh bu tütünlerin istihlâkinin arttırılması, fazla sürülmesi ve harman meselesi mevzularının gerek Roma konferansı ve gerekse Amsterdam Kongresi çalışmalarında en ön safta yor almasının gerektiğini) beyan etmiş ve bu beyanata komisyon Ittllâ keabeyle-mlştir.
Hükümetimizce Roma konferansına olduğu gibi Amsterdam Kongresine de İştirak edileceği ve şimdiden hazırlıklara başlanıldığı öğrenilmiştir.
Avrupanın müstakbel hesap parası EPUN İT
resine intlzaren, Bpunit, intikal devresini temin edecektir.
Bütün bu tasavvurlar. Avrupa İktisadi birliği hülyasına dayanmakta-
Paris. 12 (Hususi) :
Avareli Harrlman, geçenlerde Avrupa îktiagcli İşbirliği İdaresi merkezinde yaptığı bir basın toplantısında» Avrupa tediye birliğinin, Avrupa paralarının birbirlerine tahvilini temin hususunda mühim bir adım teşkil ettiğini ifade etmiştir.
Kllring'iıı hususiyetleri
E.C.A., Avrupa tediye birliği hakkında şu esasları şimdiden tesbit etmiş bulunmaktadır:
1 — Birliğe dahil her memleketin hususi bir hesabı" bulunacak ve bu hesaptan diğer Aza devletlere tediyede bulunacağı gibi, onlar tarafından yapılacak tediyeleri do bu hesaba kaydedecektir.
2 — Bu hesaplar» yeni bir Avrupa para vahidine kabili tahvil olacak ve bu yeni para da, kısmen altına tahvil edilebilecektir.
3 — Bu hesaplar sayesinde birlik Azasının milli psrAİarı birbirlerine ta-momen tahvil edilebilecek ve bu au-retle Avrupa ticareti daha büyük bir serbesti içerisinde cereyan edebilecektir.
4 — Müspet veya menfi hesap bakiyelerinin tasfiyesi için tesis edilecek hususi hükümler, borçlu ve alacaklı memleketlere, hesaplarını tevazün ettirmek İmkânını verecektir.
Borçlu memleket, diğer memleketlere ktrşi değil, para birliğine borçlanacak vo birlik de, bu memleketin girişeceği borçlara bir hâd tâyin edebilecektir. Bu hadde kadar olan borçları kısmen altın veya dolar olarak ödenebilecektir. Bu haddin fevkına çıkan borçların tamamı, ya altın, yahut da dolar olarak ödenecektir. Diğer taraftan, mukabilinde mal satm almaksızın satış yapmaya devam e-den alacaklı memleketlerin, alacakları, gittikçe azalan bir nispette altm veya dolarla karşılanacak ve bunların alacakları alelâde kredilere bağlanacaktır.
Çok satıp az almaya gayret eden memleketlerin bu temayülleri, bu suretle frenlenmiş olacaktır. EPüNtT
Avrupanın yeni para vahidi "EPU* * NİT„ olacaktır. Epıınit, milli paralarla altın arasında bir nevi perde olacaktır. Böyle bir perdenin lüzumu kabili izah olmadığına göre, Bpunlt, zamanla, Avrtıpada cari tok para vahidi olacaktır. Paraların tamamen birbirlerine tahvil odllebilmeal dev-
Mlâır »İtin satın alıyor
★ Kahire, ıHususi) — Mısır Maliye Bakam Zeki Abdel Metal Beyin söylediği gibi, Mısır, parasım takviye etmek üzere 61.201.000 dolar kıymetinde altın satın almıştır. Mısırın aterling muvazenesi için “hiçbir senelik anİRşma“ya razı olmıyacsğını bildirmiştir.
Amerikan suni ipek piyasası
★ New-York. (Hususî) — Sunî ipek iplikleri için talep fazladır. Yeni sendika kontrat müzakereleri müstahsillerin kazançlarına tesir etmedikçe, fiyatlarda bir artış mevzuu bahis değildir, ihracat 1-çin talep azdır. Yabancı memleketlerde bu ipliklerin fiyatları daha düşük olduğu gibi. İtalya Almanya ve Japonya ds piyasaya yeniden dahil olmuştur.
Almanyada Froıısız buğdayı
★ Paris, (Hususi) — Fransız Tarım Bakanlığının bir tebliğine göre, 2 haziran tarihinde, Al-manyaya 100.000 ton Fransız buğdayı sevkedllmcsl hususunda bir kontrat imzalanmıştır.
dir. Çünkü para, tedavül ettiği memleketin mail ve iktisadi politikasına sıkı sıkıya bağlıdır. Avrupa içindeki çeşitli politikalar arasında ahenk temini meselesi ise henüz çok şüphelidir. Bu yüzden EPUNİT’in, Keynes’ in Bancor’una yahut White’ın Uni-tas'ına benzemesi çok muhtemeldir. Bütün müzakerelere ve milletlerarası para fonunun bütün gayretlerine rağmen. altının tahtından inmek niyetinde olmadığı anlaşılıyor.
Marshall Yardımının kabul ettiği yeni tahsisat
Türklyenin de dahil oldupu 6 Batı Avrupa memleketine yeniden 8.217.000 dolar tahsisat verildi
Washlngton 12 (A.A.) — Marshall Plânı VVashington bürosunun bildirdiğine göre, altı Batı Avrupa memleketine yeniden 8.217.000 dolar tahsisat verilmiştir.
Bu memleketler Türkiye, Bolçi-ka, Fransa, Yunanistan, İzlanda ve Lüksemburg’dur.
Bu tahsisatla satın alınmasına müsaade edilen malların yüzde 55 i A-merika Birleşik Devletlerinden, geri kalan yüzde 45 i de Kanada ve LAtin Amerika memleketlerinden temin o-lunacaktır.
Bu son tahsisatla şimdiye kadar verilen Marshall Plânı tahsisatı yekûnu 9 milyar doları geçmiştir.
Bu yeni tahsisattan Türkiye için 249.000 dolar ayrılmıştır. Bu miktardan 100.000 dolarla demir ve çelik fabrikaları için malzeme, 4000 dolarla muhtelif demir ve çelik malzemesi, 79.000 dolarla bronz ve diğer halitalardan mâmul mallar ve 66,000 dolarla da elektrik malzemesi temin edilecektir.
Türkiyeye gidecek olan bu mallar Amerikan ve Kanada menşelidir.
Kısa Haberler
Avrupa tütün konferansı
★ Roma, (Hususi) — Avrupa tütün konferansı eylül ayında Romqda yapılacaktır. Konferansa iştirak eden delegeler arasında, hükümet memurları, bütün latihsal ve satış İşleriyle alâkalı şirket ve teşkilâtların mümessilleri ve bir çok teknik ve kültürel birliklerin temsilcileri de bulunacaktır.
Avustralya Merinos koyunu ihracatındaki tahdidat devam ediyor
★ Canberra (Hususî) — Ticaret ve Tarım Bakanı Mr. John Mc®-Wen*ln Mümessiller Meclisinde bildirdiğine göre, Avustralya Merinos koyuhlarinın ihracatı hususundaki 21 senelik yasağı kaldır-mak meselesini düşünmüş değildir. Bakan, Ncw-York’ta. Avustralya Yün Teşkilâtı Başkanı Mr. Douglas Boyd’un yasağın kaldırılması hakkında söyledikleri İçin hükümetin fikrini almış olmadığını açıklamıştır.
Batı Almanya sentetik
iplik endüstrisi
1


Nem kapma haspası çok az olan Perlon, yeni keyfedilen en mühim sııni dokuma ipliğidir

Frankfurt (Uçakla): Sonenin İlk üç ayı için, Batı Almanyada sunî ipek ipliği endüatrisl faaliyetini arttırmış ve istihsal ocak ayında 13.500 ton iken mart ayında 14.500 tona yükselmiştir. Senenin İlk üç ayında istihsal 40.900 ton olup senelik aşağı yukarı 164.000 tona müsavidir. 30 haziranda sona eren 1949-50 mevsimi için istihsal hedefi 145.000 tondur. Nisan ayında, paskalya tatili dolayisiylc Is-tihfial azalıp, 13.000 tona düşmüştür.
Bir cins suni İpek ipliği ihracatı ae-nenin İlk üç ayı için 1.032 tona, yani 9.348.000 Alman markı değerine düşmüştür. 1949 yılında bu müddet zarfında yapılan İhracat 1.264.2 ton o-lup 11.721.000 Alman markı kıymetinde idi. Diğer bir cins suni ipek ipliğinin ihracatı İse 552,7 ton ve 1 milyon 652 bin marka yükselmiştir.
Şimdi en mühim sunî İstihsal maddesi, nylona mukabil olan "perlonudur. Obernburg fabrikaları günde bir kaç yüz kilogram istihsal etmektedirler. İstihsal edilen ipliğin çoğu 60 denierlik ipliktir. Daha ince ve tek katlı İpliklerin istihsaline son zamanlarda başlanmıştır. Birleşik Devletler işgal bölgesi olan Bavyera’da istihsal edilen perlonun çoğu ihraç edilmektedir. Bu ihracat en fazla tsviç-re.ve ve bir miktar da Fransaya yapılmaktadır.
Perlonun nem kapma kabiliyeti çok az olduğu için, ancak başka maddelerle karışınca elbise ve giyecek eşyası İçin kullanılabilmektedir. Perlon istihsali nylon istihsali usul ve tecrübelerine göre yapılmaktadır» Paul M. Busch firması "penvollen” adında bir iplik istihsal etmektedir. Bu ipliğin yüzde 30 u perlon ve % 70 i taranmış merinos yünüdür. Yün ve perlon o şekilde karıştırılmaktadır ki. meydana gelen iplik yün ipliğinden farksız olmaktadır. Fakat, ancak muayyen incelikte perlon ipliği ytln İpliği ile karıştırılabilmektedir. Perlon’un nem kapma meselesinden de bir çok güçlükler doğmaktadır.
Karışık İpliklerden kumaş dokunurken de bir çok problemler ortaya çıkmaktadır. Karışık iplikler dolayı-siyle kumaşta defolar meydana gelmektedir.
Mamafih, yapılan tecrübeler per-wollen’in giyim eşyası için fevkalâde bir iplik bununla yapılan kumaşların çabuk eskimediği neticesine varılmıştır. Buna rağmen daha iyi neticeler elde edebilmek için aecrübe ve araştırmalara devam edilmektedir.
Holânda peynir istihsali
★ Lahey (Hususi) — Holânda peynir istihsali haftada 3.500 ton o-lup, bir kısmı, sonradan “eski peynir,, olarak satılmak Üzere depolara sevkedilmektedir. Geri kalan hem dahilde, hem do harici piyasalarda rrjüşteri bulmaktadır. Yeril piyasada fiyatlar son haftalar zarfında muntazaman arttığından, müstahsiller peynirleri Almanyaya ihraç edecekleri yerde dahilde satmayı tercih etmek-tedipler.
Son hafta zarfında Alkmaar peynirinin fiyatı kilo başına 2 florin İdi. Senenin başında depolara sevkedilmiş olan peynirler şimdi fiyatlar yükseldiğinden tekrar piyasaya çıkarılmn, tır.
Amerikan pirinç piyasaları sağlamdır
★ Netv-York (Hususî) — tarım Bakanlığının raporlarından anlaşıldığı üzere, son hafta zarfında pirinç piyasaları sağlamdır ve fiyatlar değişmemiştir, Çok nz miktarda kaba pirinç satılmadan kalmıştır. Mamul pirinç İçin talepler oldukça faaldir. Birinci kalite pirinç İçin satışa arzedllcn miktar
Buğday fiyatlarının baremi ilân edilecek
Bir İki güne kadar açıklanacak yeni barem tesbit edilirken, geçen seneki kuraklık yüzünden borçlu bulunan köylünün durumu gözönünde tutulacak
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı ö-nümüzdeki perşembe günü 1950 yılı buğday fiyatları baremini İlân edecektir. Toprak Mahsulleri Ofisi de, Bakanlığın bu fiyat bHremlno göre, muhtelif istihsal bölgelerinden buğday mübayaatına bağlıyacaktır.
Cenup bölgesinde, buğday mahsulü, diğer bölgelere nlsbetle daha erken idrak edildiği için, bir haftadan beri Toprak Mahaullerl Ofisi bu bölgelerde mübayaata başlamıştı. Ofis, Adana ve civarındaki buğday müstahsilinden geçen seneki fiyat baremine göre buğday satın almıştır. Bu seneki fiyat baremi ilân edildikten sonra, aradaki fark. Toprak Mahsulleri Ofisi He müstahsil arasındaki anlaşmaya göre, tasfiye edilecektir.
1050 buğday mahsulünün geçen seneye nazaran müstahsilden daha u-cuza alınacağı halkındaki haberler henüz teeyyüt etmemiştir. Vakaa tüccar malı, yeni sene buğdayı, İstanbul Ticaret Borsasmda 21.50 kuruştan muamele görmüştür. Yeni se-
Tarım kooperatiflerine yeni bir şekil verilecek
Ankara, 12 (Hususi) — Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı Tarım kooperatiflerinin nizamnameleri hakkında yeniden tetkiklere başlamıştır. Tatbik e-dilnıekte olan nizamnamelerin esaslarına göre, bu kooperatifler tamamiyle Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına bağlı bulunmaktadır. Kooperatif umumî heyetlerinin verdikleri kararların bile, İcabında Bakanlığın veto hakkı yüzünden reddedildiği çok defa görülmüştür.
Tarım kooperatiflerinin bulunduğu bölgelerdeki milletvekilleri de, kooperatiflerin bu tarzda yukarıdan a^ağı doğru idare edllmeAİne taraftar olmadıklarını söylemektedirler. Bugünkü demokratik zihniyetler dairesinde kooperatiflere yeni bir şekil verilmesi düşiinülnıok-todlr.
Sanayi Odası meselesi
Ticaret ve Sanayi Odasında kayıtlı bulunan sanayi erbabının müstakil olarak sanayi odası kuracağından bahsedilmişti, öğrendiğimize göre, Ticaret Odasına kayıtlı sanayi erbabının bu yoldaki dilekçeleri Ticaret Odası tarafından tetkik edilmektedir. Oda, bu dilekçeye imza atan zevatın sanayi erbabından olup olmadığını araştırmaktadır.
Ticaret Ofisinin tasfiyesi
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı, 1 temmuzdan itibaren Ticaret Ofisinin tasfiye edileceğini oı'ise bildirilmiştir.
az ölüp, talep yüksektir. Diğer kaliteler için talep vasat bir şekildedir.
Hindistan, Japonyadnn ipek Itlıal ediyor
★ Ahmedabad, Bombay (Hususi) — Bombay Hükümeti, Bombay Fabrika Birliğine verilmek üzere, Ja-ponyadan ve parası düşük olan memleketlerden yedi milyon rupo kıymetinde ham ipek ithal edecektir. Bu İthalâtın yarısı Japon-
ne buğday fiyatı bareminin bu fiyata yakın olacağı hatıra gelmemektedir. Zira Adana menşeli buğdaylar, kalite itibariyle, Orta Anadolu buğdaylarından daha aşağıdır. Bu bakımdan yeni yapılacak fiyat bareminde Orta Anadolu buğdaylarının esas olarak ele alınacağına şüphe yoktur.
Buğday müstahsillerinin, bu sene-kl fiyat baremi hakkındaki fikirleri şu suretle hulâsa edilebilir: :
Bilindiği gibi geçen yıl, kuraklık yüzünden muhtelif buğday bölgelerin, de mahsulün istihlâke kifayet etmediği görülmüş, bu yüzden dış piyasalarda buğday satın almak zarureti hâsıl olmuştu. Kurak geçen, yerlerde kâfi miktarda buğday istihsal e-demiyen köylüler borçlanmışlardır. Bu itibarla bereketli mahsul elde e-den bir kısım köylünün, kısmen eline para geçeceği, borcunu ödlyeceği anlaşılmaktadır. Yeni buğday baremi tesbit edilirken köylünün bu durumunun da gözönünde tutulması ileri sürülmektedir.
Ingilizler, Yunan üzümlerine daha yüksele fiyat verdiler îemlr, 12 (Hususi) — Ingiliz İaşe Nezaretinin Türk üzümlerine azamî 68 şilin ödemesiyle büyük ihracatçıların ve kısmen ellerinde üzüm kslan müstahsilin uğradığı zaralar münakaşa mevzuu olup tâclrler, memleketin ticarî şerefini kurtarmak için în-glllzlere teslimatta bulunurlarken, Yunanlstandan akseden haberler manidardır. Alınan ve Londrada teyit olunan haberlere göre İaşe Nezareti, Yunan üzümlerine 68 yerine 82 şilin ödemiştir. Bu hal üzüm ihracatçıları arasında haklı bir huzursuzluk havası yaratmıştır.
Ceviz ihracatı için tetkikler
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı, bir çok ihraç maddelerimizin standardizasyonu ile meşgul olmaktadır. Bu arada kabuklu cevizin standardizasyon şartlan içinde İhraç edilmesi düşünülmektedir. Bu hususta İstanbul, İzmir Ticaret Borsalannın fikirleri sorulmaktadır. İstanbul Ticaret Borsacında kimyagerlerin de iştirakiyle bu yolda bir komite toplanarak, ceviz ihracı için gereken şartlan tetkik edecektir»
Çukurovada hasat
Adana (Hususî) — Çukurovada hasat mevsiminin başlamasiyle çuval piyasası da hareketlenmiştir. Adana-da perakende satışlarda 2,5 llbrelik kırmızı kuşaklı sağlam jüt 260 kuruştan satılmaktadır.
Ziraat Bankası Ziraî Krediler Servisi de az kullanılmış 750 adet çuvalı satışa çıkarmıştır»
Orman yangını
Adana (Hususî) — Mersinin Tö-mük bucağının Köypınarı köyü Aşw tepe mevkiinde 22 saat süren bir orman yangını büyüle zararlara sebep olmuştur.
Ziraat makineleri kursları
Adana (Hususî) — Devlet Pamuk Islah İstasyonunun Hacıali çiftliğinde açılan tarım Alet ve makinelerini kullanma kursu sona ermiştir. Ta( rım âlet vo makinelerinin bakımım, kullanılmazım, hususiyetlerini, ayarlarını ve revizyon çalışmalarını öğreten bu kurs, beş aylık birinci devre faaliyetini böylece tamamlamış bulunmaktadır.
12/VI/1950 Pazartesi
Borsalarda vaziyet
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
Devlet Tahvilleri
Kapanış
İstanbul
Bugün
Bugün
Şirket Tahvilleri
Şirket Hisse Senetleri
Zürich Borsası (Serbest)
Ecnebi Tahviller
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
E «İd Kapanış
L>t»kıımn Mum Maddeleri: Tiftik lana mal) .........
Tiftik (Natürel) .........
Yapak Anadolu (Kırkım)
•./ı
Mütne», Senet
Adana :
Ticaret Borsacında kayde değer bir şey olmamıştır.
Trabzon :
Ticaret Bordasında fındık piyasası
ge ktır _______________
Uzum çoklrdoksla No.0 İncir A serisi No. 8.,,, “ ö aoriBİ No. 108 Akala I ..............
A kah 11 .....
Akala 111 yerli ........
yağı (raflno) ... çoldrdoğl ....
Nebati Yağlar;
Zeytinyağı (E.E KüBiımyağı (K«f Ayçiçeği (Ftnflno Fındık Vağı
Ikramlyell tahviller
1933 Ergani .....
tf5 1938 İkramiyen ....
(TC5 Mili) Müdafaa I %5 1Û41
7t5 1941
%4 1/2
1941 Kalkınma
İzmir :
Hafta başında Boranda İl t (İm. piyasası gevşek bir durum arzetmiş ve gayet az bir mubayaa olmuştur. Pamuk piyasasında geniş bil höraket göze çarpmaktadır. Alivre pamuk Üzerine işlcı genişlemiştir. Bnrsada /mt/ıitk.ı/ud» ylnr gevşek bir durum aızetmektedlr. Hafta başında pamuk çekinirdi İle dahili fabrikalar alâkadar olmuş vc bir miktar mubayaa yapmışlardır
Ticaret Bordasında natürcl fl/flfc ü-zerine hararetli muameleler olmuş, fiyat ilerleme kaydetmiştir Knbukhı glvrl hn-d\k için de, istekler devam etmektedir. Adana menşeli 20 ton kadar 1950 mahsulü buğday 21.25 kuruştan muamele görmüştür.
Kambiyo, Esham ve TahvilA Boraa-sında yüzde 6 faizli üçüncü Tertip Kalkınma tahvili Üzerine az miktarda iş olmuştur. AUuı piyasası yine kararsızlığını muhafaza etmektedir
İBtlkrazi istikrası Müdafaa
»I
(♦) Gününde Boranda rnuumolcaı toucil edilmemiş tahvilat vo cBbamm arz vo taleplere göro taayyün eden takribi piyasa değorlorl.
İlam deriler:
Sığır salamura (ka*ap) Kİ. Keçi tuzlu kuru kilosu ... Koyun hava kurusu kilosu
tunokali) sıra) çıplak) (Çürük) ...
Demiryolu IV MitlM Demiryolu V .....
1919 İkramiyen ... Diğerleri
Demiryolu VI .....••
Buğday yumuşak ••«ooo Buğday aort •...
Arpa ..............
Hububatı
Buğday yumuşak (Tüc.) Buğday sert (Ofialn) ........
Arpa yemlik (dökme) Mısır sarı (çuvalı) .........
Fasulya tombul ••.aoooooooooso Fasulya Çalı aort ...........
Kuşyeml
•••••o oo
Mercimek kırmızı kabuk. Mercimek yeşil ..............
Nohut natürel ...............
Kuru Meyvolar ı
Fındık (kabuklu sivri) ... Fındık (iç tombul) ......
Ceviz (kabuklu) .........
Ceviz (İç natürel) .....
T.C. Merkez Bankası ...... Türkiye İş Bankası .....
Türk Ticaret Bankası ...
Aralan Çimento .........
Şark Değirmencime
MIHI Rrnahran» .........
Tatlı Cubumlnr :
Ayçiçeği tohumu ..............
Keten tohumu .................
Kondlr tohumu •oooooooooooooo Susam ........................
Yer fıstığı kabuklu OOOOOO «00
T.C. Ziraat Bankası .... Anadolu D.Y. Tertip A/B I*
M
M
I .......
Sivas-Erzurum I... •• ıı.-vn...
Demiryolu I... “ II...
M III...
Müdafaa X.»ı
•» rr...
| İstanbul Borsası |
Açılı» K.p.nııı
i Sterling ....... 7.90.- T.»7
i 100 Dolar 2*0 50 280 80
100 Fr. Frangı ... avru t 0.80 o.m)
100 İsviçre Fr..,^ «4.03 61.03
100 Belç. Fr».,.... 5,80 6.60
100 îsveç Kr...... 54.1250 54.1250
100 Florin 73.6M0 73.(W 10
100 Liret »4 0.4412* 0.44128
100 Drahmi ........ 0.01875 0.01876 1
100 MİBCoudofl 0.7390 9.7390
| Altınlar
Bugün Eski kur
Lira Lira
Külçe Yeril Gr. 4.87 4.62
Klilçe Deguksa. — A
Cumhuriyot .... MI 81.5(1
38.— 36.60
Hami t ..
OUİ^ÎCn »••ataHeaa. 31.26 31. M
îııallla 41 — 41.— •
Fransız kok ....
Napolâon 111 .. — »M
İsviçre — —
New-Yürk’ta : onsu t S 38
I Gümüş, Plâtln
En aşağı En yukarı
Gümüş Gr — -■
| Platin •’ 10,- 11.-
23.5.1V50
Durumu
Türk Lirası ....
Dolar ,. .......
RterBng ........
Fransız Frangı
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala i ...... Pamuk Akala 11 Pamuk Akala III Pamuk yeril t Pamuk yeril U 180.— 180.—
Trabzon Ticaret Borsası
FİNDİK al %50 randımanlı kabuklu tombul b) îç sıra kontrollü 1. 1 s: x r- 85.— 180.—
Eskişehir Ticaret Borsası
Son Kapanış
YABANCI BORSALAR |
New-York Borsası
Dün E»kl lcur
BııĞday (Buşcil=:Sont) Şort Kış mahsulü No. 2 268.-
Kırmızı " M No. 2 — 251.-
Pamuk Middilng (Ubrest=Sent) i cmrnıj3 33.75 33.50
El Kiri) tet şstKeesO*» 33.50 32.75
Aralık 33.47 32.64
1 (l-/lbro3İ*Scnt) Tökflfuı No. 1 -
Fındık (Llbrcnl=:Sent) w. Kabuklu yeril İri 22.— 2250
“ orta 22.50 21.—
Lovnnc lç ithal malı 36.- 36.-
Ekstra Irl lç İthal malı «... 44.— 40.—
Kuru üzüm (LlbreslzsSent) Thompson çekirdeksiz seçme ... 11 1/4 H 1/4
Keten tohumu (Buşcll=Dolar) ... Minncapolls 3.22 3.85
Kalay (Llbres!=Sont) 78.— 73.25
Levha-tenolco (100 libre dolar) 7.30 7.30
Londra Borsası
Keten tohumu (Tonu=Storllng) Bombnv 65.- 65-
KallCÜtâ 63.50 63-
Ver fi»lifti Hindistan 61— 64 3/4 ||
Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal (LlbreslrzFIyat) 34.—Nom 1
Sıra malı “ •’ ... 30.— M i
Yün Anadolu ” H 20/21 20/21 °
“ Trakya H •• 18/21 18/21 •’ ||
İskenderiye Borsası
Pamuk (KanUrıssTalları)
Ashmouni Kısa elyafiı F/G. ... 126.— 128 -
Karnak Uzun elyaftı F/G. ... T? 92.- 1

13 Haziran 1050
t
ZEITUNG FDR D.EUTSCHLAND
t
r
Telgraf : HETLO - İSTANBUL
Telefon : 44756 - 57
Halen limanımızda bulunan
için eşya yiikliyecektir.
Vadeli, vadesiz, tasarruf mevduatı
Halen limanımızda bulunan
N.E.P. PIRAEUS SHIPPING Co., Piraeus
ftnuücuv ru nıa
Halen limanımızda bulunan
M3.
M3.
M3.
5.000 Liralık
2.000 Liralık
1.000 Liralık
muhtelif para İkramiyeleri
LAURO, NAPOLİ
Ağustos çekilişinde Adet Adet Adet liralık
I
i
i
i
Vadesiz Tasarruf Hesapları
1950 YILI İKRAMİYELERİ
İSTANBUL ve ANKARA’da
Ayrıca
PARA İKRAMİYELERİ
Ev kazanan isterse bedelini alabilir.
Acele 150 Liralık bir hesap açtırınız.
Her 150 lira için ayrı bir kur a numarası verilecektir 10 Mart, 15 Mayıs çekilişlerinde yalnız para İkramiyeleri, 80 Hazinin, 31 Temmuz, 20 Ağustos, 30 Eylül, 28 Ekim, 30 Aralık çekilişlerinde ise bazılarında ikişer ev olmak Üzere hem ev, hem para ikramiyeleri vardır.
ikramiye Giriş Şartlarını Bankalarımızdan öğreniniz.
DEUTSCHE LEVANTE-LINIE, HAMBURG
PERGAMON” vapuru
ANVERS - ROTTERDAM -
HAMBURG - BREMEN
“IROLLI" vapuru PİRE - MARSİLYA ve CENOVA
için Doğru Posta eşya yükliyecektir.

OGAR JAWA CZ
350 cem 250 cem 125 cem
“ T I N O S ”
TRİESTE ve
vapuru
VENEDİK
Almanyanın en mühim siyasî ve bilhassa iktisadi gazetesi
Dünya iktisadiyatı hakkında size en iyi malûmatı verir.

Alman sanayiinin mümessilliğini almak isteyenler ve Türk mahsullerini satmak arzusunda bulunan tüccarların bu gazeteye verecekleri ilânlar, kendilerine en büyük faydayı temin eder.
YENİ İSTANBUL TEVZİAT VE İLANCILIK LTD. ŞİRKETİ,
VERECEĞİNİZ İLÂNLARI KABUL VE HAZIRLAMA İŞLERİNE YARDIM EDER.
YENİ İKRAMİYE PLÂNI
2
1
1
• 1 ve ayrıca 10.500
30 HAZİRAN’a KADAR
100 liralık bir hesap açtırmakla temin edilir. Her yüz lira içlıı ayrı hlr kur’a numarası verilir. İkramiyelerin vergisi bankaya aittir.
en yüksek İsabet ihtimali — en müsait faiz


MADEN DİREĞİ TAHMİL VE NAKİL İŞÎ Ereğli Kömürleri İşletme Genel Müdürlüğünden:
DEVLET ORMAN İŞLETMELERİNDEN satın alınarak îşletmemlzce Alaplı bölgesi sahillerine depo edilen ve edilecek olan 2000 Akçakoca „ sahillerine depo edilen ve edilecek olan 1700 Karasu bölgesi sahillerine depo edilen ve edilecek olan 2300
EN ÜSTÜN EVSAFLI EN MÜTEKÂMİL EN UCUZ Çekoslovak MOTOSİKLETLERİ
için Doğru Posta
eşya yiikliyecektir.
KONTÜAR M A R İ T î M
İstanbul
Galata Hovugimyan Han Telefon: 40568
İzmir
Atatürk Bulvarı Telefon: 5956
[AYDA l GÜN PARASIZ KUMAŞ PİYANGOSUNA DEVAM EDİYORUZ Yazlık İngiliz Kuponları gelmiştir KUMAŞ ve İTHALÂT T. A. Ş.
Bahçekapı, 32 - Tel.: 25058
Buz Dolapları Gelmiştir
Meşhur Ingiliz Gamley - Leg marka Kondensatörlü buz dolapları gelmiştir. Mutlaka bir defa görünüz. Ekonomik ve her aileye elverişlidir. Tediyede azami kolaylık vardır.
SATIŞ YERLERİ: SİRKECİ. Kafkas geçidi 3 1
Taşraya da gönderilir. --------
ki ccm'an ve tahminen .... 6000
metreküp maden direğinin bulundukları istif mahallerinden alınarak deniz vasıtalarına tahmille Zonguldak kömür havzası iskele ağızlarına (Kandilli. Kozlu, Kasaptarla, İnağa, Kilimli, Büyükağız) nakli müteahhide verilecektir.
1 — Taliplerin şartnamesindeki esaslar dahilinde muvakkat teminat mektup veya akçesini, Ticaret Odası vesikasını ve evvelce bu mevzua müteallik iş yaptıkları takdirde, vesikalarını teklif mektuplarıyla birlikte tevdi etmeleri
2 — Bu işe ait şartname:
Ankarada : Etibank Genel Müdürlüğünden. İstanbulda : Etibank İstanbul Şubesinden.
Zonguldakta : İşletmemiz Ticaret Grup Müdürlüğünden alınabilir.
3 — İhale 1 Temmuz 1950 cumartesi günü saat 12 de yapılacağından, teklif ve teminatları havı kapalı zarfların aynı gün saat 11 e kadar İşletmemiz Başkâtipliğine verilmesi lâzımdır.
Müddet bittikten sonra verilecek teklifler kabul edilmi-yeceği gibi postada vukubulacak teahhurlar da nazarı itibara alınmıyacaktır.
4 — İşletme İdaresi ihaleyi dilediğine icrada serbesttir.
(7729)
A. MULLER
Und SOHN
MAKİNE FABRİKASI Ltd. Ş.
TÜRKİYE GENEL MÜMESSİLİ :
Kâzım Ozlap Cad. No. 1/9 İlgar Apt
Telefon: 16112 YENİŞEHİR
Ankara Tl
leri.vle Ankara
nırları dışında dahil) gayri menkul malların hükümlerine göre tapulanmasına 15-7-1950 tarihinden itibaren
başlanacağı ilân olunur. (7340)
Yeni İstanbul’un karnelerini alınız
Miinchen 8, Sedan Str. 35 - 37
YENİ I S T A N B U L’dan sorunuz
Yeni İstanbul’a derhal abone olunuz
EN BÜYÜĞÜNDEN EN KÜÇÜĞÜNE KADAR

Dünyada, kendi sınıflarında daima birinciliği muhafaza etmektedir. Tiirkiyenin büyük vilâyetlerindeki acentelerimizden izahat isteyiniz.
BOL YEDEK AKSAM
TESLİMAT HEMEN YAPILIR
Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğünden merkezinin belediye sınırları dışında kalan yerilme bağlı bütün ilçe merkezlerinin belediye sı-kalan yerlerindeki (bütün köyler ve bucaklar 5602 sayılı Tapulama Kanunu

MEHMET KAVALA
Galata, Tahir Han
Telefon: 40430 - 42673 Telgraf: Lamel İstanbul TEŞHİR VE SATIŞ YERİ Tenebası. A İd Oteli altında
•( • A
Ankara Okuyucularımıza...
Gazetemiz hergün İlk uçakla Ankaraya gönderilmekte ve derhal otomobil veya bisikletle evlere dağıtılmaktadır. Bütün gayretlerimize rağmen "YT3N1 ISTANBUL’’un ellerine geç veya intizamsız geçtiğinden şikâyeti olan abonelerimizin arzularını Ankara büromuza bildirmelerini rica ederiz.
Büromuz doğrudan doğruya abone kaydı yapmakta ve ilân kabul etmektedir. Acele ilânlar telefonla îstanbula bildirilmektedir. Ankara büromuzun adresi:

Hayatta muvaffakiyetin sırrı, iyi bir tahsildir
Avrupanın büyük ve meşhur üniversiteleriyle
İstanbul ve Ankara üniversitelerinde üç sene
müddetle meccanen tahsil etmek fırsatına nail olmak için YENİ İST ANBUL’un okuyucusu olmak kâfidir
Yeniîstanbul’un kuponlarını saklayınız Öğrenmek istediğiniz fazla bir şey varsa
I
Ankarada Kızılay karşısındaki REKLÂM KULEMİZ
Bu reklâm kulesi birkaç güne kadar Taksim Meydanında dikilecek ve en güzel ilânları canlı bir şekilde halka takdim edecektir.

Her nevi KANTAR ve TERAZİLER
♦ '♦


Arzu edildiği takdirde hususî tartma te-
Müller
sisatı yapılır. Dünyanın her köşesinde fabrikası mamulatı, uzun senelerden büyük rağbeti görmüştür. Türkiye
referanslar verecek vekil aranmaktadır.
beri en
için iyi

Comments (0)