13 Ocak 1950
Cuma
SİYASİ
İKTİSADÎ
Snyı 44
10 Kuru|
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 - 8
Posta Kutusu 2100 Beyoğlu


POLıTıKA
J
12/1/1950
Amerika dış siyaseti beliriyor
I I ZAKDOGU Amerikan siyase-U tinde son zamanlarda bir duraklama seziliyor gibiydi. Fakat tVashıngton'dan gelen haberlerden anlaşılıyor ki, bu mevzuda katî bir istikamet tutulmak üzeredir.
Acheson. Amerika müdafaa hattının Japonya, Okinava ve Filipinlerden geçtiğini ve Birleşik Devletlerin, Asyamn Güneydoğu devletlerine icabında askerî yardımda bulunacağını söylemiş olduğu gibi, bu yardımın bazı şartlar altında belki de Yugoslavyaya bile teşmil edilebileceğim açıklamıştır.
Diğer taraftan, en ciddî bir İngiliz gazetesi sayılan Daily Te-legraph, Amerikanın, Madride bir elçi yollamak suretiyle. İspanya hakkında 1946 senesinde Birleşmiş Milletlerce verilmiş olan siyasi boykot kararını da ortadan kaldıracağını yazmıştır.
Görülüyor ki, Amerika. Atlantik anlaşmasının imzasiyle, kurmaya başladığı müdafaa cephesini tamamlamak ve takviye etmek kararındadır. Amerika, bu mevzuda çok geniş davranacağa benziyor. Meselâ, Hindiçinî müdafaasına Fransa ile birlikte iştiraki kabul etmekle, bu ülkede bugüne kadar tatbik etmekte olduğu siyasetini temelinden değiştirmiştir. Halbuki Atlantik sahasına mahsus olmak üzere Fı aıı-saya verilen silâhların, başka yerlerde de kullanılmasına bugüne kadar müsaade etmiyordu: (Viet-Namî istiklâlini ilân etmesine rağmen, Fransanın Hindiçi-nijre karşı emperyalist emeller bes liyeceğine bile inanıyordu. Amerikanın bu mevzuda fikrini değiştirmesinin sebebi, Hındiçini-yi de bu geniş müdafaa sisteminin içine sokmak arzusundan ileri gelmektedir.
Tito'ya muvakkat kaydiyle bile olsa, askerî bir yardım yapılması ihtimali, küçümsenmesi kabil olmıyacak derecede mühim bir hâdisedir. Etraftan yükselen birçok ses, Yugoslav Diktatörünün hakikatte (Stalin) den ayrılmamak olduğunu ve demokratları aldattığım ilân ve Washiııg-ton'a uyanık kalma lüzumunu ihtar ediyor. Buna rağmen. Birleşik Devletler Dışişleri Teşkilâtı kararında ısrar edecek gibidir; Amerika, bu şekilde hareket etmek için herhalde çok kuvvetli sebeplere dayanmaktadır.
Nihayet, Franco ile diplomatik münasebetin yeniden başlaması, İspanyanın da günün birinde muayyen şartlarla ve hattâ belki de müttefik sıfatiyle Atlantik And-laşmasına kabul edilebileceğine bir delil sayılamaz mı?
Bütün bunlar gözönünde tutulacak olursa, Amerika Birleşik Devletlerinin dış siyasetini belli bir istikamete doğru sevk etmpye başladığı açıkça anlaşılır.
Komünizm âleminde
[__ CNEBİ menşeli son gelen
*--- haberlerden anlaşıldığına
göre, Moskovada toplantı halinde olduğu söylenen konferans, ya sona ermiştir veya kapanmak üzeredir.
Bu konferansta en çok dikkati çeken nokta, müzakerelere komünizm âleminde tanınmış bel-lihaşh iktisatçıların da iştirak etmiş olmasıdır.
Mühim ve kati mahiyeti haiz bir malûmat henüz sızmış telâkki edilemez. Ancak Sovyetlere bağlı olan veya Sovyetlerle beraber hareket eden memleketlerin iktisaden kuvvetlenmelerini temin yolları araştırıldığı muhakkaktır. Bu suretle Batı devletlerinin ve bilhassa Amerikanın cazip yardım tesirlerine karşı, Demirperde gerisi herhalde bir nevi muhafaza altına alınmak isteniyor.
Bu maksatla komünizm âlemine mensup devletlerin ancak bır-biriyle ticarî temas halinde bulunmaları temin edilmeye çalışılıyor.
Bu hareket de gösteriyor ki. Sovyetler, infiratçı siyasetlerinden katiyen vazgeçmek niyetinde değildirler. Bu şerait hiçbir sahada anlaşmalarına ğını esefle kaydetmek lâzımdır.


altında
demokrasilerle ihtimal olmadı-
A

MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis öden ; HABİB EDİB TÖREHAN
Abone: Türkiye içir seneliği 32. altı aylığı 17, üç nylığı 9 liradır Hariç memleketler iki mislidir
Ingiltere seçimlerinde iki rakip: Attlee ve Churchill
İngilterede seçim
kampanyası başlıyor
Tayyare ile Londraya dönen Churchill, Partisinin seçim için hazırladığı propaganda risalelerini derhal tetkika başladı
Londra 12 (YİRS) — Muhafazakâr Partisi Lideri Churchill Madeira Adasından tayyare ile hareketle Londraya dönmüştür. Muhafazakâr Partisinin seçim kampanyası, Chur-chill'in gaybubeti esnasında sabık Dışişleri Bakanı Eden tarafından idare edilmekte idi.
Churchill İş başında
Londra. 12 (YİRS) — Uçakla Londraya dönen Muhafazakâr Parti Başkanı Mr. Churchill, partinin seçim l-çin hazırladığı propaganda risalelerini tetkik etmek için derhal çalışmalara başlamıştır.
Londra, 12 (YİRS) — İngilterelin Anglikan Kilisesinin başı olan Cant.e-bury Başpiskoposu, halka yaptığı bir hitabe ile. genel seçimlerde birbirlerine karşı tam bir kardeşlik ve iyiniyet duygulan beslenmesini ve hiçbir düş- |
manhk beslenmemesini istemiştir Seçimlerin ilân edilen tarihte yapılmasına temas eden Başpiskopos, o gıiniin büyük pehrizin başlamasına tesadüf etmesinden dolayı üzüldüğünü. de ayrıca belirtmiştir.
Churchill'in beyanatı
Londra, 13 (YİRS) — Londraya varmış bulunan eski İngiliz Başbakanlarından ve Muhafazakâr Partisi Lideri Winston Churchill. hava meydanında verdiği bir beyanatta, genel seçimlerin yapılacağına temas ederek, bunun vaktinin çoktan gelmiş olduğunu gülerek söylemiştir.
Seçime hasırlanmağa 6 haftalık bir mühlet verilmiş okluğuna temas e-den Churchill, bunun gayet doğru olduğunu söyliyerek. kendisinin de 1945 te ancak bu kadar bir mühlet vermiş olduğunu hatırlattı.

Amerikanın
Yugoslavyaya askerî yardımı
Achesoıı, bazı şartlar altında mahdut bir askeri yardımda bulunulacağım bildirdi
VVaahıngton, 12 A A. lAFPi — İyi haber alan kaynaklardan Öğrenildiğine göre, Dışişleri Bakanı Dean A-eheson, dün Meclis Dışişleri Komisyonunda. Birleşik Amerikanın Yugoslavya ya muhtemelen ve bazı şartlar altında mahdut bir askeri yardım yapmağa karar verdiğini teyld etmiştir.
Sanıldığına göre, bu karar. Amerika Milli Güvenlik Konseyinin incelemesini müteakip alınmıştır Bu incelemenin vardığı neticeye göre, ancak kütle halinde Sovyet cephe taarruzu Titoyıı mağlûp edebilir Filhakika A-merikan askeri şeflerinin Kanaat »ne göre, Sovyet Rusyadan sonra Bal) Avrupanın en büyük hava kuvvetine mâlik bulunan ve peyklerin müşterek kuvvetlerinden üst liri bu orduya sahip olan Yugoslavya, Rusyamn doğrudan doğruya iştirak etrniyer.egi her taarruzu başarı İle karşılıya İd lir
Bununla beraber. Milli Güvenlik Konseyine göre, Macaristan. Rumurı-va ve Bulgarıstandan gelecek çete-eller tarafından Yugoslavya m ıı mııh-lerııel istilâsı Yugoslav ordusu İhtiyatlarının süratle seferber edilmesi zaruretini göstermektedir. İşte Amerika Hükümeti, böyle bir istilânın meydana getireceği durumu karşılamak için, Belgracl Hükümetine bazı şartlar altında, az miktarda askeri malzeme vermeği derpiş etmektedir.
Yıınaıı Hükümeti, seçim sırasında nümayişi yasak etti
İlânlar: 6 ncı sayfada santimet resi 2 liradır, İlânlardan hiç bir mes’ullyet kabul edilmez
Telefon: 44756 - 44757 Santra
Telgraf Adresi: Hetlo, îstanbu
D. Parti merakla beklenen
tebliği dün gece neşretti
Tebliğde, 1946 ile 1950 arasında millî hâkimiyet şuurunun, memlekette yarım asırlık
bir terakki merhalesi almış olduğu ileri sürülüyor
“D. P., kötü ve hileli bir seçim neticesinde teşekkül edecek bir meclise iştirakten istiııkâfı. yüksek memleket menfaatine daha uygun bulabilir,,
Ankara toplantılarından sonra Demokrat Parti tarafından neşredilmesi beklenen tebliğ, dün geç vakit matbuata verilmiştir. Bu tebliğde, toplantının sebebi, mahiyeti ve hangi şartlar altında çalıştığı izah olunduktan sonra, kapalı
müzakerelerin, yanlış akisler çekinilerek, efkârı utnumiyeye
cereyan eden yapmasından
arzında fayda görülen esas noktalara geçilmekte ve bunlar birer birer açıklanmak-tadır.
Okuyucularımız, bu tebliğin tam metnini bugün 2 nci sayfamızda bulacaklardır.

nılı
İNliHliH


IÇ SAYFALARDA
1K1NCÎ SAYFADA I, Yugoslavya ve Batı devletleri nıünasebatı Jean-Jacque Chauet Demokrat Partinin neşrettiği tebliğ ÜÇÜNCÜ SAYFADA Şeker istihsalimiz karşısında ziraatimiz Prof. Dr. Kerim Ö. Çağlaı DÖRDÜNCÜ SAYFADA
Edebiyattan ne anlıyoruz?] M. Nermi Itri Mustafa Efendi Lâika Karabey BEŞİNCİ SAYFADA
Sal (Hikâye) İlhan Tarus
Sağlık - Gençlik - Güzeli

Bazı rivayetlere göre
Moskova'da
Komünist
konferansı
Harbin sonundan beri en mühim komünist konferansı Moskovada nihayet buldu
Londra 12 A.A. (Reuter) — Daily Telcgraph gazetesi muhabiri, Viyanadan gelen haberlere göre harbin sonundan beri en mühiûı Komünist Konferansının Moskovada sona erdiğini bildirmektedir.
Muhabir, bu toplantı Stalin’in doğum yıldönümü genlikleri esnasında sahne arkasında yapılmıştır, diyor.
Yıldönümü tebriklerini sunmak üzere Moskovaya gönderilen her heyete komin form rejimi tarafından tajunmuı iktisatçıların jla-hil edilmesi sadece bir tesanüf eseri değildir. Mühim birçok gelişmeler beklenilmektedir:
• •
ı
Meclis, Martta fesholunacak
Yeni meclisin hasaddan önce toplanması muhtemel
görülüyor
Tipi ve fırtına devam ediyor
Şehirde kar her tarafı kapladı. Bu yüzden ıımunıi sejTü^feı intizamını kaybetti
Evvelki akşamdan beri devam ©deı tipi şehrin tamemi; 1e karla örtülmesin sebep olmuştur. Dün bu yüzden şehird münakale bir hayli güçleşmiş ve yavaş lamıştır. Tipi sabahtan itibaren fasıla sız devam etmiştir.
Tipi ile karışık karayel fırtınası yü zilnden Karadeniz* hareket **tmek üzer yola çıkan birçok vapurlar Boğazda geri dönmek zorunda kalmışlardır
Ülgen vapuru. Bandırma iskelenin yanaşarnayarak. civarda bulunan A yandra adası koyuna sığınmak zorundı kalmıştır.
Tipi yüzünden şehir hatları vapurla rında da beşer onar dakika gecikmek olmuşsa da bu hatta hiçbir sefer rat edilmemiştir.
KarRdenizde tipi devam etmektedir.
haberlere göre. Büyük Millet mart ayının ilk haftasında feshedecektir.
takip eden 45 günlük kanuni


Nahas Paşa Kabinesi
Londra. 12 «YlRSj — Mısır Vafd Partisi Başkanı Nahas Paşa bugün Kıra! Faruk’la bir saat kadar görüşmüştür.
Kahire. 12 iA.Pi Muştala El Nahna Paganın Başbakanlığında la-mandyle Vafdçdardan müteşekkil 17 kişilik bir kabinenin kurulduğu bu gere resmen ilân edilmiştir.
1927 d( n beri Vafd Partisinin lideri bulunan Nahas Paşanın bu kurduğu altıncı kabinedir. Yeni kabine ü-yelcri şunlardır:
Başbakan: Nahas Paşa, Harbiye ve Bahriye Bakanı: Mustafa Nıısret,

kuruldu
Dışişleri Baltanı Mohammed Selâ-haddin, içişler! Bakanı; Fuad Sara-ceddln, Bayımbrlık Osman Muharrem. Adalet: Abdülfettah El TavJl, Devlet Bakanı liaınid Zeki, Umumi Hizmetler İbrahim Farac. Sıhhat Bakanı: AbdÛllâtlf Mııhmud. Tarım Bakam: Ahmet Ibıınza. Ticaret ve Endüstri: Mahınud Gannan, Sosyal İşler: Almıcl Hüseyin, Ulaştırma: Mahmut Alı Zeki Orabl, Eğitim: Taba Hüseyin, Maliye: Abdtllınütaal, Milli Ekonomi: Mohammed El VakIL Vakıflar Bakanı: Yasin Ahmet, iaşe Bakanı Mohamed Morsi Farah’tir.
Hainan Adasına
••
kullanması
tutulan si-gayesinin
1950 seçimlerinin evvele alınması hakkında ki söylentiler, şehrimizdeki emin alâkalı mahfillerden sızan haberlere göre gerçekleşmek üzeredir.
Sızan Meclisi kendini
Feshi
müddetten sonra ve muhtemelen 20-30 nisan arasındaki bir pazar günü, büyük seçimler yapılacaktır,
C. H, P. merkezinde yeni milletvekilleri namzetlerinin Uma iniyle mahalli teşkilâtlara bırakılması hususundaki cereyan kuvvetlenmiştir. Yakında bu mevzuda bir karar alınması ve merkezin yüzde 30 nispetindeki namzet gösterme hakkını beklenmektedir.
Vllâyetlerce sevilen ve maların Meclise girmesi
güdüldüğü söylenmektedir.
Ayrıca C. H. P., önümüzdeki günlerden itibaren büyük ölçüde seçim mücadelesine de girecektir. Bu cümleden olarak bütün teşkilâta, işçi ve esnaf gibi geniş halk topluluklaı iyle daha yakından alâkadar olunması tebliğ edilmiştir. Diğer taraftan, parti müfettişleri sayısının da çoğaltılması ve bölgelere değil, her vilâyete bir parti müfettişi gönderilmesi teklifi kabul edilmek üzeredir.
Verilen mütemmim izahata göre, seçimler, yeni yıl bütçesini, yeni Meclis ve Hükümetin, hiç el dokunulmadan ele almasını, icraatını daha geni? imkânlar dahilinde yapmasını temin için öne alınmaktadır.
Ankaradaki tefsirler
Ankara 12 (Hususi muhabirimizden ı — Meclisin 950 bütçesinin kabulünden önce fasih kararı vereceği, C.H.P. Kurultayının yakında toplanacağı, namzetlerin hepsinin mahalli teşkilât tarafından teshil edileceği. tüzük ve programın değiştirilmesine başlandığı hakkında çıkan fâyiaları tahkik etmek üzere sözüne inanılır muhtelif zevatla temas ettik. Aldığımız malûmat, bunların ya tamamen asılsız, veya mevsimsiz olduğu merkezindedir.
Şöyle ki; Büyük Millet.
her zaman fesih kararı verip seçimleri yenilemek yetkisine maliktir. Fakat bütçe gibi Devletin bünyesine taallûk eden bir varidat ve masraf Kanununu çıkarmadan Meclisin bu yola gitmesi asla vârit görülmemektedir. Binaenaleyh, marttan önce böyle bir karar alınması mevzuuba-hls olamaz.
C.H.P. Kurultayının seçimlerden evvel mi, sonra mı toplanacağı meselesi filhakika günün mevzuunu teşkil etniktedir.
Buna ihtimal verenler bulunduğu gibi, böyle bir hareketi imkânsız görenler de vardır. İkinci ihtimal, daha kuvvetli ve daha mâkul görülmektedir. Bu cihet, herhalde şubatın 10 undaki divan toplantısından sonra belli olacaktır.
Namzetlerin yüzde yüzünün halli teşkilât tarafından tesbiti fiyeti kendisini memleketinde vetli görenler tarafından arzu
inekte ise de, parti idarecileri böyle bir şeyin, partinin kendi kendini ritmesî, yiyip bitirmesi, mütemadi tasfiyelere gitmesi demek olacağını ve dünyanın hiçbir yerinde bunun misali bulunmadığını ileri sürerek bu haberi sarahatle yalanlamaktadırlar.
Ancak bu münasebetle bir cihet açıklanmıştır ki, o da merkezle mahalli teşkilâtın aday ayırma nispeti üzerinde esaslı şekilde dır.
Bu mesele şlklığiııe ve toplanmasına çevrelerinden
H.P. tüzük ve programlan üzerinde çalışmalara başlanmıştır. Fakat bu çalışmalar, daha ziyade ihzari mahiyet taşımakta ve vazifelilerin mesaisine inhisar etmektedir. Ancak bu ayın sonlarına doğru veya gelecek ay başlarında bu hususta komisyonlar halinde çalışmalara başlanacak ve değişiklik teklifleri Divanca tetkik edildikten sonra Kurultaya sunulacaktır. Bıı münasebetle, Partinin A-tntürk aleyhinde yazılmış dini propaganda yapan bir kitabı satın aldığı hakkındakl haber de yalanlanmaktadır.
Temin edildiğine göre, ne C.H.P., ne de Halkevleri tarafından böyle bir kitap satın alınmamıştır.
Union Française Ral« töreni yapılacaktıı.
- Fransız Kültür De tertip edilmiştir. To|
tanınmış Fransız mühim Farr^re hı bu derneğe Pıen anma günü münasebetiyle yöı bir mesaj dernek başkanı tan
Meclisi,
I ■ i

Sanat okullarına
Marshall yanlımı
Memleketin muhtelif yerlerinde ıçılan sanat okullarının malzeme ihtiyacına sarfolunmak üzeri» Milli Eğitim Bakanlığı Marahal Plânından tahsisat ayrılmasını istemiştir. Devlet Bakanlığınca
liinılnıak şartiylo Teknik lığın verdiği listeler için dolarlık yanı (8.200.0001 hk bir tahsis yapılmıştır.
m—•« IBM • — pı ('( m iıı • ı‘
2 senede kul-
Müsteşıır-
3 milyon
Türk lira-
ma-key-kuv-edil-
Yarın Pierre Loti’yi anma töreni yapılacak
Türk dostu Pierre Lotl nin doğumu nıın 100 üncü yıldönümü münasebetivl yarın saat 16 da nundu bir anma
Bu tören Türk neğl tarafından lanttda Cl&ude Lotlvi derdiği
tından okunacaktır.
C.H.P. İl Başkanıııın, ,
Vilâyet . Belediye ve umumi affa dair sözleri
C. H. P. yeni il idare Kurulu Balkıt.: İlham! Sancar. vil/ıvetle belediyenin ra nlnuısı hususunda neden D. P nin d fikrinin alınmadığı yolundaki Runlimlt ?u cevabı vermiştir:
°— Onlar şehir ve memleket ınta( ipleriyle pek aathl bir şekilde alâkada olmaktadırlar. Biz bu işi 1917 e nesir den beri takip fel (işimize rica Ük. Tetkik ve yanmaktadır..
Yeni başkan umumi nl hakkında da ”— Bence umumî affın zamanı ge miştir. Fevkalâde ahval dolayıslylc >u telâkki edilen sebeplerden dolaın ba; vatandaşlarımız kanuni takibata maru kalmışlardır. Artık fevkalâde ahval ac na erdiğine göre bir af yoluna gitme doğru olacaktır., demiştir.
etmekleyiz. Parti mE ettik ve tasarıyı getir teklifimiz bu esasa df
durulacağı-
t tizlik deği-
Kurultayın Gene parti
de, ancak binnetice bağlıdır, öğrendiğimize göre C.
Rektörler ve dekanlar Ankaradaıı döndüler
Kendilerin! alâkadar eden bütçe mt zakerelerindo bulunmak için Ankaray gitmiş olan İstanbul Üniversitesi ve h tnnbul Teknik Üniversitesi Rektör v dekanları dün şehrimize dönmüşlerdi! öğrendiğimize ıvöre. Teknik i nlv-M sitenin İnşaat ve Mimarlık Fakülteler m içine atacak ölen Taksimdeki Taşta) lıı binasının tamir ve tâdili için eı bütçeye tahsisat konmamıştır. Bu s( heple inşaat mart ayından itibaren duı durulacaktır.
Bir ay kadar evvel bu binaya taşır iniş bulunan Mimarlık Fakültesinin nl vaziyet karşısında yeni yerinde ka Itp kalmayacağı talebeler arasında sö> tenlilere yol açmıştır.
C.H.P. İl İdare Kuruluna dair haberler
Buz t .ıabnh gaze t (ilerinde C. H. F e nl II İdare Kurulu Azabın arasında ar laşmnzlık olduğu vc bunlardan bazik rının istifa dahi ettikleri yolundaki İmi berler. >nlAkalı)arı nezdlnde yaptığımı soruşturmada tekzip edilmiştir.
Fakat tahkikatımız, istifalar olmas bile ezalar arasında geniş ihtilâflar bu lunduğunu ortaya koymuştur.
miting yaptılar (Gazeteleri
Atina 12 lA.Aj (United Press» — Yunan Hükfımeti, gelecek seçimler dolayiHİyle açık havada yapılacak her türlü toplantılarla nümayişleri yasak etmiştir Hükümet diğer bir emirle de özel müsaade almadıkça. salonlarda toplantı yapılmasını mrnelnılştir. Yalnız trk biı partiye herhangi bir gün toplant ı yapmak niüsaûdesı verilmekl/’dir. Seçim günü mağaza, otel ve sinemalar kapalı kala arık ve alkollü ırkı satışı me-nedıleccktir. Yalnız cenaze detin işleriyle meşgul olnn müesseseler, fırınlar. »;ijçekçl dükkânları Ve ecza-nefer arık knlarnkîn Lokantalar da ( v*« akşamları kısa bit müd-
det açılabileceklerdir.
çıkarma yapıldı
Adada bulunan 17.000 komünist çeteci, 5 inci kol vazifesi görmeye başladı
MUnchen. 13 «YİRS» — Komünist Çin ordusu, sahılÖen 2(« mil mesafede bulunan Haimın Adasına taarruza geçmişlerdir. Çıkarma, Moğol İst andan getirilen seçme birlikler tarafından yapılmakladır.
Milliyetçi kaynakların bildirdiğine göre,
hl'n irnmÜftİHİ cm •» G* h» • inci kol
Hainan Âdâsında bulunun 17 vn-zifeHinı göreıek çıkarmayı koi.ıyia^-
tırmıştır,
Aclıcühn Sovyet Kusyayı İtham ediyor
Londfa, 13 iYIRSi — Basın Kulübünde beyana H a bulunan Amerikan Dışişleri Bakanı Achcson. Sovyet Rıısyayı itham ederek ve Çinin kuzey '•ilâyetlerini Cm Iconıüzıi itlerinin e-finden 'dinde Snvvrl Pn^yavn ilhak el!binekle olduğunu açıklamıştır.
Sayın İstanbul halkına
İstanbul Vali ve Belediye Başkanlığından :
Kar şiddetle yağıyor. Daha da devanı edebilir. Her vatanda? evini, a-partmaninin, dükkânının önünü kar birikmeden, don yapmadan evvel te-miziiyerek kaldırım kenarına kadar götürmelidir. Belediye temizlik vesaiti âheek «izin biriktirdiğiniz karlan toplayıp nakledebilir, Yolda rahat yürüyebilmemiz belediye ile elelc vererek çalışmanızla mümkün olacaktır.
Bacalara, «oba ve mangallara çok dikkat edilmesi de aynen chemmiyte-le halkımızın -S’zarı dikkatine arzulunun .Şehirli />». ı una bihakkın sahip • itan sa vın hı merilerimiz için cezai müeyyideleri olr dakika bile (İliştin-inek i d(‘iue i? ‘ ıizı işaret etmeyi de lüzumsuz göı Uyuruz.
RIBII
Yun -ırıi*tar»da U nivernılrlıler Kibri

— Ko vadi* dostum?!..
W
-
Sayfa 2
Y E N t İSTANBUL
13 Oralı 195(1
Yugoslavya ve Batı devletleri münasebatı
Jean-Jaeaue Clıauet
Son günlerde üç hâdise, Yugoslavya İle Anglo Snkson devletlerinin karşılıklı durumlarını oldukça vazıh bir seklide tesbit etmiş bulunuyor.
Bunlardan birincisi yonl Amerikan Büyük Elçisi Oeorge Allen’in Belgrad’a hareketi münasebetiyle Washington’un Moskovaya yaptığı İhtardır. Cumhurbaşkanının ifade sekli ve bu sözlor etrafında bililtizam yapılan gürültü Birleşik Amerikanın Tlto • Kominform ihtilâfında sadoco bir soylrci olmadığını, bilâkis harokct hattını kemali azimle tesbit ettiğini, Sovyet hükümetine anlatmak maksadına matuftur.
Dikkato değer olan ikinci hâdise Bolgrad'la Washîngton arasında havacılık sahasında aktedi-len muvakkat anlaşmadır. Yugoslavya ile Batı arasında esasen yabancı hava seferleri vo bu arada bir İsviçre hava hattı mevcut olduğuna göre, bu anlaşma drmir perdede gedik açmış sayılamazsa da Tİto’nun memleketi İle Truma-nın memleketi arasındaki münasebetlere şimdiye kadar görülmemiş bir genişlik ve intizam voroce-ği muhakkaktır.
Üçüncü hâdise, yani Londra ile Belgrad arasında aktedilen ticaret anlaşması son derece faal bir mübadele coreyanına yol açacak. Ingiliz endüstrisine faydalı olmakla beraber, diğer tarafa daha önemli faydalar sağlayacaktır.
Batı devletleri, Kominfornıdan kopan bu ilk devletle aralarında, dünya Ölçüsünde münasebetleri kolay!Astıran ve Akit tarafların hor birine ayrı bir fayda sağlayan*bu
KISA
HABERLER
Grev IIAn etlen fulboleuİAF
Mftdrlt 12 (A.A.) (Afp) — ispanyanın ?ordova Real Kulübü futbolcuları gTev UAn etmişlerdir. Antrenör tarafından intıenmnna çağrılan oyuncular, külü-oün kendilerine borçlu tylunduğu ara-ak aylıkları primi almadan oyna-•nıyocaklarmı söylemişlerdir.
Müdüriyet derhal parayı bulmuştur
Fakat bazı oyuncular bunu kâfi gör-nlyerek antrenman yapmamışla rdn.
Churchlll. IstlraJmtlnl (nmunıln anındı
Funchal - Madlre 12 (A.A.) ıReutorı — Burada tatilini geçirmekte olan CVIneton Churchlll, gene acçlm mücadelesine iştirak etmek Üzere bugün uçakla Ingiltereye hareket etmiştir.
Avrupanın en büyük şahmerdanı söküldü
Ek sen 12 (A.A.) (Reuter) — Eski Krupp Fabrikalarında bulunan Avrupa-Inın en büyük şahmerdanının sökülmesi 'işi bitmiştir. Bu. tazminat olarak Yu-0 çoslavy&ya tahsis edilmişti. Fakat buradaki uzmanlar onu tekrar kurmanın mümkün olabileceğinde şüphe etmekte-] dlrler .
1670 ton ağırlığındaki bu şahmerdanın eski Alm&nyanın en büyük İki gemisi Bremen ile Ouropa'nın şaft yataklarının dökülmesinde kullanılmıştır
YuıiHiıManda terhU
Paris 12 (YlFtS) — Yunan Harbiye Bakanlığının neşrettiği bir tebliğe nazaran. sivil harp esnasında askere alınan ve 32 aylık görev yapmış olan bütün askerler terhis edilecektir.
Seylân - Avustralya hava servisi açılacak
S id ney: 12 A. A. (United Press) — A-vustralya Havacılık Bakanlığının bildirdiğine göre, Seylân ve Avustralya arasında muntazam bir hava servisi kurulması hakkında bir anlaşma imzalanmıştır.
Afgan Kıralı Paris'te
Paris. 12 A. A. (AFP) — Afganistan Kıralı Muhammet Zahir bugün Crillon Otelinde Cumhurbaşkanı Vincent Au-riol şerefine bir öğle ziyafeti vermiştir.
İngiliz denizaşırı hava yollarının yeni seferleri
Londra. 12 A.A. (United Prensi — İngiliz Denizaşırı Havayolları Kumpanyasından bildirildiğine göre. Londra -Malta - Kalk Uta seferlerini yapan 40 kişilik ••Argonaut” uçakları Roma -Kal kil ta yolcularının artmasından doğan talebi karşılamak için 10 ocaktan itibaren Komaya uğrayacaklardır. 21 o-| caktan İtibaren de Londra - Kahire seferlerini yapan Argonaut uçukları Mal-ı taya uğrayacaklardır. Londra - Trub-lus - Kahire arasında İşleyen •'York" uçakları l*c 17 ocaktan sonra hizmetten kaldırılacaklardır.
kabil serbost cereyanlar kurmakla büyük bir basarı elde etmişler-dir. Milletlerarası Komünizmin no tehditleri ,ne de manevraları bu başarıya ongel olamamıştır.
Fakat İki taraf da oyunlarını oynamaktan henüz uzaktır. Emsalsiz Stalln güneşinin Yugos-lavyada oynadığı Küsuf, Komln-form’u o kadar kızdırmıştır kİ o artık niyetlerini giılomoği bile ihmal etmemekte ve Bulgaristan. Romanya ve Macaristan’dan alacağı âcil ve topyekûn yardımla Tito aleyhinde İhtilâl çıkarmak emelindo olduğunu açıkça İlân etmektedir. Bolgrad bu hazırliKİar-dan endişolenirse yeridir........
Böyle olmakla beraber Yugoslavya Riyasetinin ânı bir surette soldan gorı etmesi ihtimalini hesaba katmak lâzımdır. Unutmayalım ki Tito rejimi Stalin rejimi kadar sıkı komünisttir. Bu hal. dünkü arkadaşlar vo bugünkü düşmanlar Arasında Batıda kıymetini küçümsemeğe mütomayil olduğumuz bir ideoloji birliğinin, Tito'nun bugünkü is ortaklarını ihtiyata sovketmesi icap eder bir gaye ayniyetinin devamına sebep olmaktadır. Bugüne kadar Yugoa-lavyanın Batılı Ortakları ona fazla bağlanmayacak kadar basiret* li, fakat Yugoslav Maroşalı şimdiki yolundan yüz geri otmosino de meydan vermeyecek kadar n-zimll davranmışlardır. Demir perdenin arkasından Bolgrada karsı taşkınlığında bile bir garabet eksik olmayan aşırı bir düşman lık izhar edildiği şu günlerde bu akıllıca siyasete devama her za-mandan daha kati lüzum vardır.
Dünyanın en bil> lik ticaret uçagınıa tecrübeleri
Londra. 12 A.A ıUnited Prua») — İyi haber alan kaynaklardan öğrenildiğine göre, dünyanın en büyük ticaret uçağı Brlstul Brabnr.on, dnümüzdeki llkbnhnr-dn Atlantik tc bir tecrübe uçuşu yapacaktır. Bu uçuşu yapı ıklan sonra bu İngiliz uçağının pistonlu molörtari sökülerek yerlerine tepkili motorlar konacaktır.
Fransız Camhurbaskani ve et! Ingllterrde 3 gün kalncıık
Londra, 12 A A. (LPSi — Buckln-gham Sarayı tarafından yayınlanan bir tebliğde, Fransız Cumhurbaşkanı Aurinl ile eşinin Londrayı 7 martta ziyaret edecekleri bildirilmektedir. Bay ve Bayan Aurtol Bucklngharn Sarayında üç gün kalacaklardır.
Büyük Elçi Ailen Brlgrad’dıı
Paris, 12 A.A. (AFP) — Birleşik A-merlkanın Bolgrad Büyük Elçisi AHen, bugün Öğleden sonra uçakla vazifesi başına dönmüştür.,
Gundlıl müzesi açılacak
Yeni Delhi, 12 (A, A.) — Mahatma Gandhl'nln tâ beşikten mezara kadar kullanmış olduğu şeyleri İhtiva edecek olan bir "Gandhl Müzesi0 açılacaktır. Bu Dombaydaki Prince of Wales Müzesinde ayrılacak bir odada muhafaza edilecektir. Gandhl'den yadigâr olarak kalan İplikten yapılmış pamuklu kumaş, giydiği .sandallar, çıkrık, bastonu vesaire burada muhafaza edilecektir.
Trıınıan'ın Kongreye verdiği rapor
Washington, 12 A. A. (AFPı — Truman, îktlsndl İşbirliği idarese tarafından hazırlanan raporu bugün Kongreye vermiştir.
Rapor 270 milyon immnı Idr araya toplayan tek bir İstihsal ve ticaret bölgesi vücuda getirmek üzere. Marshall plânına iştirak eden memleketler ekonomisinin birleşmesini derpiş etmektedir.
Truınan'ııı beyanatı
s,
New-York. 13 iYİRSI — Bugün haftalık basın konferansında gazetecilerin sunilerine cevap veren Başkan Truman. geçen hAfüı Formozıı Azlanma yardım yapıl m ty arağına dair verdiği kararın hâlâ muteber olduğunu vo bu hususta "bir açık kapı politikasının,, güdldmrdiglnl belirtmiştir. Amerika Çinin iç savaşına karışmamak hususunda verdiği karnn azlınkârlıkla yerine getirecektir, diyen Başkan Truman. bu meselenin de böyle kapatılmnnını ve kendİMİnr bu hususta fazla sual sorul-mamasım istemiştir.
Bir İngiliz denizaltını battı
Londra. 13 (Y1RS» — •’TrueeuJont,, Ingiliz denizultısının bir çarpışmu nr tl(esinde naftığını İlk haber veren Hollanda şilebi. ırıurettebrıttarı boş Idşivi kurtarmış olduğunu bildirmiştir
İngiliz Deniz lx»rd'lııâu bu fnri.tdnn henüz bihaberdir, Denlzah inin Themnc Nehri nâmında battığı bltdırıhnckfcdır.
Yunanistan’da Kıbrıs için dün bir miting yapıldı
Demokrat Partinin
neşrettiği tebliğ
1000 kadar taleb
Amerikan ve Ingiliz Elçiliğine
yürümeğe kalkmak istediler
Atina, 12 (A.P > — 1.000 kadar ta-h?be bugün Atina Üniversitcainde toplanarak Kıbnaın Yunanlatana ilhakı lehinde gösteriler yapmışlardır. Sopa kullanan Atina polial, göstericilerin İngiliz Elçülfti binası önünde ve Atmanın diğer ıncvdnnlannda toplanmalarım önlemiştir.
Üniversitedeki gösteriler sırasında kabul edilen bir takrirde şunlar kaydedilmiştir ' Elen Kibrisin çektiği e-za vo cefa hakkında sükûtu muhafaza (Mİccek olursak, uğrunda çarpışmış bulunduğumuz İdealleri İnkâr etmiş oluruz...
İngiliz ve Amerikan Elçilikleriyle yabancı Ünlvorsltnlere günderllecck O-lan takririn onaylanmasını müteakip, talebeler her iki elçiliğe. M(?(;hfıl Muharip Mezarına toplu bir halde yürü-
[Ju ıı A tikurupulfJ^tfi
Israilin Türkiye Elçisi, bir basın toplantısı yaptı
Ankaıa 12 (Hususi muhaDlrımiz-dem - Bugün Ankara Palasta bir basın toplantısı yapan İsrail Elçisi Ehalıtı Sıusson, Türk basınım Övdükten sonra demiştir kİ:
"Bundan iki gün evvel Atatürk’ün muvakkat kabrini ziyaret 'ederek o-ra.vn bir çelenk koymak şerefine nail oldum, yüksek hâtırası Önünde e-ğildlglm zaman modern Türkiyenin kurucusunun hayatı hayalimde canlandı ve gözlerimin önünde onun yarattığı ve İsmet İnönü gibi büyük bir devlet adamının metanetle devam ve inkişaf ettirdiği muazzam eseri gördüm Orta - Şark’ın müstakil ve Rijlhçü bir memleketi olarak ve Birleşmiş Milletler leşki-lAtının Azası sıfatlyle Türkiye - İsrail muhtelif hayat sahalarında kader ve menfaatlerinin emretigt müşterek vazifelerle mükellef bulunmaktadırlar
“— Mülteci meselesini hal için Birleşmiş Milletlerin bir teşkilât) var. İsrail bu teşkilâta bütün kolaylığı göstermeye hazırdır.
Benim inandığım İsrail istatistiklerine göre devletimizin kuruluşu dolayıslyle yer değiştiren 550 bin Arap vardır. Bunların yurtlarına neden dönmediğini Araplardan sormak İcap eder. Biz bunu önlemek için bütün gayretimizi sarfedlyo-ruz.„
Şarkta bir istikrar unsuru olmak gayesindeylz, bu makNada ulaşmak İçin Ulaştırma Komisyonuna değil, daha ziyade Arap memleketleriyle resen temasa güveniyoruz.,,
Seçim Kanununu incelemeye memur komisyonda şiddetli münakaşalar oldu
Ankara, 12 (Hususi muhabirimizden) — Seçim Kanununu İncelemeğe memur Geçici Komisyon, bugün de Öğleden evvel ve sopra faaliyetine devam etmiştir. Komisyon, bugünkü müzakerelerine seçimin istlnad ettirileceği genel nüfus sayımına dair 5 inci madde ile başlamış ve neticede bir geçici madde ile 1946 seçimindeki milletvekili adetlerinin, olduğu gibi muhafazası kararlaştırılmıştır.
Seçimin başlangıcını ve oy verme gününü tesbit eden altıncı maddeye Demokrat Partiden Nuri özsan, "Seçime kendi tabinin en müsait olduğu zaman karar verecek olan İktidar Partisinin muhalefeti dar bir zamana sıkıştıracağını" ileri sürerek, İlmi Heyetin bildirdiği 45 günün aynen kabulünü İstemiş, fakat bu madde, 30 günlük müddet esası üzerinden onanmıştır.
24 ve 25 inci maddelerin münakaşa-sız kabulünden sonra, 26 na maddeye geçildi, fakat, vaktin darlığı sebebiyle müzakere yarınki toplantıya bırakıldı.
meğe ve sokaklarda geçit resmi yapmaca teşebbüs etmişlerdir. Polis kendilerini durdumıak için cop kullanmış ve nihayet göstericileri dağıtmağa muvaffak olmuştur.
Lcfköşede Amerikan Konsolosluğu bugün Kıbrıstu ikamet eden Amerikalılara hitaben bir tebliğ yayınlamıştır. Tebliğde, Amerikan tabalarının yabancı memleketlerdeki siyasi İşlere iştirak etmelerinin tAblyet kanununa aykırı olduğu hatırlatılmıştır.
Tebliğ, gelecek pazar Kibarın Yu-nanistAnla birleşmesi meselesi hakkımla yapılacak gensoru münasebetiyle yayınlanmıştır. Bıı gensoru Kıbrıs Adasındaki Komünist Partisinin yardımivle kilise tarafından tertiplenmiştir.
Biıtçt. Komisyonundu
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı bütçetsi müzakere ediliyor
Ankara, 12 ı Hususi muhabirimizden) — B. M. Meclisi Bütçe Komisyonu, bugünkü toplantısında Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı bütçesini müzakereye başlamıştır Bu mevzu etrafında muhtelif hatipler söz almışlardır.
Ahidın Potoglu, Devletçilik mev-z ıı un dan ne anlaşıldığını, Ziraat Bankası sermayesinin yükseltilmesine rağmen, kredi ihtiyacını neden karşılıyamadıgmı. Adnan Adı var, balıkçılık ve et kombinaları faaliyet ve inşuntının ne halde olduğunu, Haşan Polatkan, bizdekl hayat şartla-riyle komşu ve başka memleketlerdeki durumu, Ahmet Remzi Yüregir de kooperatif faaliyetlerinin halka emniyet temin edemedikten sonra yer yer suiistimaller yapılmasının ö-nüne neden geçilemediğini ve Petrol Ofisinin fazla masrafa bozulmasının ne suretle izah edileceğini sormuşlardır.
Bakan Vedat Dicleli, vtrdigi cevaplarda demiştir kfî
— Ziraat Bankası sermayesinin arttırılması filhakika kanuniyet kes-betmiştir. Faka te bu, henüz tahakkuk ettirilememiştir. Bizdekl hayat pahtthlıgı, mümasil memleketlerde-kine nazaran halkımızın aleyhinedir. Bu yıl dış ticaretimiz, buğday darlığı yüzünden 149 milyon lira aleyhe bir netice vermiştir.
Kooperatif mevzuunda, bazı tatbikat aksaklıkları olmakta ve mü-sebbiblerınin muhakemesi yapılmaktadır.,,
Ahmet Oğuz (Eskişehir) ticari politikamızın Marshal) Yardım Plâniy-le alâkalı olması itibariyle Devlet Bakanlığı; İktisadi Anlaşmalar Dairesini bünyesinde taşıması bakımından Dışişleri Bakanlığı Devlet işletmelerini sevk ve idare etmesi do-layısiyle İşletmeler Bakanlığı ve nihayet bizzat Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı tarafından idaresinin bir keşmekeş arzvttiğini, bu yüzden Şcm-seddin GUnaltay Hükümetinin bir prensipsizdik içinde bulunduğunu iddia etmiş ve toprak mahsullerini ele alarak demiştir kİ:
— Toprak Mnhsulleri Ofisi. İsraf içinde konfeksiyonunu kaybetmiştir. Bugün Amerıkadnn 23 kuruşa satın aldığımız buğday. Istanbula gelince 25 kuruşa mal oluyor. Buna mukabil buğday, 6 kuruş 87 santim değirmen payı ilâvesiyle 31 kuruş m7 santime natılmaktjRdır. Bu suretle halkın ekmeğine zammedilerek Ofisin iş görmlyen kocaman teşkilâtının masrafı karşılanmaktadır.
Bir tüccar, onda bir kâr edince ona vurguncu vr nıuhlrkıı diyoruz, mahkemeye veriyoruz. Bizzat Hükümet bunu yaparsa ne denir?,.
Vakit gecikmiş olduğundan bu tenkid ve sorulara Bakanın cevap vermesi yarma bırakılmıştır.
Demokrat Parti Başkanlığından tebliğ edilmiştir.
Partinin umumi faaliyet ve siyaseti hakkında teşkilâtı tenvir etmek. Genel idare Kurulunun mahallî vazıyetler Üzorlndc tenevvürünü sağlamak ve icabında bazı meselelerde teşkilâtın fikir vo mütalâalarını almak makna-dlyle tüzüğümüzün 20 nel nıadd(-slnfl göre, yılda iki defa yapılması lâzım gelen toplantıların birincisi, bütün vilâyetlerden gelen 153 delegenin İştirakiyle 7-9 ocak 9Ö0 günlcrindo An-knratla yapılmıştır.
Toplantıda Genel İdare Kurulu İle Parti Meclis Grupu Yüksek ve Merkez Haysiyet Divanı âzoları ve parti müfettişleri hazır bulunmuşlardır. Parti Başbakanın İkinci Büyük Kongreden bugüne kadar, unıurnl vaziyeti İzah eden açış nutku İle çalışmağa boşlayan heyet, gerek komİHyonlarda, gerek umumi celselerde tam bir unml-mlyet ve tcanuüt havası İçinde cereyan eden müzakere ve münakaşalar sonunda, komisyonlarca hazırlanan raporları, bazı küçük tâdillerle kabul ederek Genel İdare Kuruluna tevdi etmiş, teşkilât mümessillerinin verdikleri malûmatı ehemmiyetle dinlemiş ve son celsede Partinin Umumi siyaseti hakkjpda Genel İdare Kurulunca mütteflkan tesbit edilmiş fikirleri ve görüşleri ifade vden beyanatı sürekli alkışlarla karşılamak suretiylo onlara tamamıyla İştirakini gösterdikten sonra çalışmalarına son vermiştir.
Bir tebliğ neşri lüzumu
Partinin İlk teşkilâtına alt tali ve t eknik meselelerin umumi al kân alâ-kalari'ljrrnıyııcnğinı gözönüne alarak vo esasen tüzük bakımındım bir kongre mahiyeti arzetmiyen bu toplantıyı kapalı yapmağa karar veren Genel İdare Kurulumuz, bir taraftan yanlış tahminlere ve sızıltılara dayanılmak suretiyle matbuata aksettirilen b*rta-kım şayialara ve iyi niyete Istina’ et-miyen tefsirlere mahal bırakmamak, diğer taraftan da partimizin umumi siyaset! hakkında tarafsız efkârı aydınlatmak maksadıyla bu toplantıda kendi namına yapılan beyanatın ruhunu teşkil eden vc Genel Kurulca mütteflkan kabul edilmiş bulunan a-na görüşlerin kısa vc en vâzıh şekilde umumî efkâra aramı zaruri bulmuştur.
Milli husumet aııdı
Mahiyeti herkesçe malûm olan 1946 8eçın)h?rlnln ruhi bir nksillâmeli olarak ikinci Büyük Kongremizde iuihaz edilen bir kararı ımlllî husumet endi) diye adlandıran ve bunu izlediği şekillerde tefsir ederek bir tehdit ve tahrik vasıtası olarak kullanmağa kAİ-knn iktidara bu hususta yeni bir cevap vermek lüzumunu hmJû duymuyoruz Şimdiye kadar partimiz adına yapılan muhtelif oeyanlarda hakiki mahiyeti İzah edilen bu kararı, hahı bir silâh gibi kullönmnk Istiyonlerin hakiki maksallkrı umumi efkârca artık uçukça anlaşılmış bulunuyor.
iktidar erkânının her gün türle tür-1 lii vesilelerle bu körle ;miş »ilâhı kul-1 lan makta lııılû ısrar etmeleri öyle görünüyor kİ. önümüzdeki umumi seçimlere karanlık vc sinirli bir hava içinde gitmek ve asayişi mubahı .o bıı-hanesiyle seçin./eri ağır bir baskı altında yapmak imkânını elde etmek için.lir
Karşılaşılun •'Tehdit ve tubrikler,, Kurulusundan bugüne kndur memleket menfaati Ölçüsünü her şeyin üstünde tutarak türlü tahrikler, iftiralar. tehditler karşısında dahi vekar ve temkinini elden bırnkmıyan D P karşılaşmakla' okluğu bu gibi tehdit vc tahriklere hiçbir ehenımlyet vermemekte ve bunları İktidarın değişmesi ihtimalinin kurşımızdakllerde yarattığı bir asabiyet eseri gibi telâkki etmektedir.
Vatandaş hak ve hürriyetleri
Kanunların demokratik bir anlayışla hâkimiyetini, hukuk devleti mefhumunun artık bu topraklarda da gerçekleşmesini, vatandaş hak ve hürriyetlerinin lam olarak sağlanmasını g/ıyç ittihaz eden Partimizin dört yıllık hayatında memlekette kuvvetli bir nizam vc sükun âmili olduğunu hiç kimse inkâr vılemez
Bu dört yıl zarfında memleketimizde görülen demokratik İnkişafın sarsıntısız bir şekilde ve milli birliği za-yıflatmak değil, bilâkis kuvvetlendirmek suretiyle verçekleşmesi. parti m izin bu vatanperver ileri ve geniş görüşül siyasi lüılâk esaslarına riıı yet kâr hareket hattı sayesinde kabil olmuştur.
TUrklyede muhalefetin temsili Bugim Türlciyedo muhalefeti lenısll
eden rek teşkilâtlı büyük kuvvet olan Partimizin bu dürüst ve samimi hareket hattı karşısında İktidarın da yersiz ve insafsız tecavüzlerinden hiçbir menfaat elde edcmlyeceğini anlamanı, vo demokratik rejimi memlekette temiz vo nnğlnm lomeller üzerinde kurmak hususunda dürüst ve samimi yola girmesi lâzımdır.
D.P. gibi iktidar da mlllotin hakemliğine rıza gösterdiği takdirde memleketin süratle mesut bir latfkba-l(ı kavuşacağından emin olabiliriz.
Yonl fieçlm Kanunu tasarısının, mevcut kanuna nazaran şüphoslz ileri bir demokratik adım teşkil e»mlş olmasını. İktidarın bu İstikamette güzel bir başlangıç olarak kullanması çok hayırlı olur.
Seçimler
Demokrasilerde seçimlerin sükûn ve siyasi emniyet havası içinde cereyan etmesi şarttır.
Hükümetlerin bu ana şartı tahakkuk ettirmeleri on mühim vazifeleridir.
Bize gelince; memleketimizin geçirmekte olduğu istihaleleri bir siyasî emnlyot buhranı haline getiren sebep ve âmiller, gözönünc getirilecek olursa, bugünkü İktidarın, yaklaşmakta ohın seçimler karşısındaki mesuliyetinin ehemmiyet ve büyüklüğü derhal anlaşılır.
l'rnuml seçimlere doğru...
Hal böyle ikon ve vatandaşlar arasında husumet değil, bilâkis bir muhabbet havası ynratmak ve karşılıklı parti münasebetlerinin mütfkabil bir anlayış ve saygı havası içinde cereyanını sağlamak İçin dört yıldan beri bütün samimiyetiyle çalışan Partimiz, umumi seçimlere doğru gittiğimiz şu sırada, iktidarın haksız ve yersiz bir tecavüz ve tehdit politikası takibine kalkışmasını, mcm,eket hesabına çok zararlı gördüğünü açıklamak zorundadır.
Umumi seçimlere girmemek
Seçlmlero öyle bir tehdit ve baskı havası İçinde gitmeyi kendi hesabına muvaffakiyetli netice verecek bir u-bûI zanneden iktidarın şimdiden bilmesi ve düşünmesi icap eder kİ; Demokrat Parti, memleket hesabına çok ağır vc felâketli neticeler yartabilecek böyle bir vaziyette vatanın selâmeti namına umumî seçimlere girmemek kararını vermek zorunda kalabilir. Yahut, kötü vc hileli bir seçim notleesinde teşekkül edecek bir Meclise iştirakten istlnkâfı, yüksek memleket menfaatine daha uygun bulabilir. Işto iktidar mevkiinde bulunanların bugiın bu İhtimalleri şimdiden gözönündn bulundurmaları ve dar düşüncelere, küçük hesaplara kapılarak memleketi fena âkibetlerr götürecek bir hareket hattı takibinden ihtiraz etmeleri lâzımdır kanaatindeyiz.
"Snmlml bir İkaz,,
Mülâhazalarımızın asin bir tehdit değil, fakat sadece samimi bir ikazdan ibaret olduğunu tasrih edelim. Bütün vicdanları tatmin edebilecek bir Seçim Kanunu yapıldıktan sonra, umumi seçimlere, bütün vatandaş ruhlarında sükûn vo emniyet hisleri hâkim olarak neşeli bir idealizm havası içinde gidilmesi, memleketimizin tarihinde büyük bir dönüm noktası olacak, normal bir sij'asi hayat vo hakiki bir demokratik rejim, ancak böyle bir secimden »cnra memlekette gerçekleşecektir
Partimiz gibi İktidarın da bu hakikati idrak edeceğini, partili partisiz bütün vntjındnşlnrın vo vazifeşinas bütün memurların yalnız vatan endişesi vo kanun duygusu İle vicdanlarının emrine uyacaklarını biz hâlâ kuvvetle ümit etmekteyiz.
Yanın asırlık bir terakki merhalesi
1946 ile 1950 anısında memlekette, milli hakimiyet şuuru. hiç olmazsa yarım asırlık bir terakki merhalesi almış bulunuyor.
Bu hakikati vc yukarda arzadMen zaruretleri anlamamakta hâlâ ısrar edenler olursa, bunlar tarihin ağır hükmünden asla kendilerini kurtara-mıyacaklnrdır Biz, hiçbir vatandaşın hiçbir siyasi partinin böyle ağır bir mesuliyet yükü altında kalmak iRtiyecoğlnl tasavvur edemiyoruz.,,
Hiç okuma yazma bilmiyenler için kura
Beyoğlu Halkevi hiç okunul yazma bılmoven v*iaı diMİwr İçin 1 şubat tarihinden ll|K|. m Ucçetals olarak bir kıını uçacak lir
Zeynep-Kâmil Hastahanesi genişletiliyor
3u maksatla doğumevinin yanındaki 17 dönüm arazi satın alındı
Anadoludan ve Trakyndan gelen hastalar yür.ündan ihtiyacı karşıtayamfeVAn şehir hBStnhanelcrinln genişletUmeslne kurar verilmiştir. Bıı maksatla, üskü-dardaki Zeynep Kamil Doğumevi tam teşkilâtlı vc 20i) yataklı bir hestahane şekline getirilecektir.
Bu itibarla, yapılacak binalar için doğumevinin yanında bulunan 17 dönüm arazi satın ahnrnıjtır.
Hâlen burada dahiliye vo röntgen mütehassislan bulunduğu Kin müesse-«eyl tam teşekküllü lı&stahanc haline getirmek için pek fazla bir ma«raf İhtiyar edllmlvoce^rt sanılmaktadır Bununla beraber 20n yataklı bir hantaha-nenln yapıl ması İçin bin Uranın ■arfedltecegi hesaplanmıştır. Avnca, teçhizat ve mefruşat içir» do 470 bin küsur liraya ihtiyaç olduğu tespit edilmiştir.
Belediye bu paranın yansım bu sene, diğer yarısını da gelecek sene bütçelerine koymak şartlyle bu yeni saflık müeaseeeeini kurmayı kararlaştırmıştır.
Diğer hastahanelerde yeni tesisler
Balıklıda kurulmakta olan 300 yataklı yeni verem hAatahancAlnln ihtiyacı olan su. aıdeziyen kuyularından temin edilecektir. Sağlık Müdürlüğü, kuyu sularının. toplanıp müesseseşre dağılılmadı İçin yapılacak havuz ve eu deposiyle tesisatının bir an evvel bitirilmelin) a-îakahlardan istemiştir.
Bıı İşler de sona erince yeni hastaha-ne hemen açıla* aktır.
Esnaf Hastahanesini Koruma Derneğinin fevkalâde kongresi Esnaf Hastuhanealnl Koruma Derneğinin fevkalâde kongresi dün çok gürültülü bir hava İçinde cereyan etmiştir. Kongrede hazır bulunan Vali vc Belediye Reisi, Kongreyi t*şkll eden bütün esnaf delegelerine hitaben yaptığı uzun bir konuşmadan sonra salonu ter-kettlğl zaman hava birdenbire değişmiştir. Bilhassa seçim yapıldığı sırada idare heyetinde taraftarlarının bulunmasını İsteyen zümreler arasında ihitlAf çıkmış, Azalar birbirinin Üstüne yürümüş vc bilhassa genç ve eski arabacılar ve şoförler arasında çok gergin hır vaziyet hâsıl olmuş Esnaf Hastahrınest murakıbı Müeyyet Sezjdnmert'in ara buluculuğu ve polisin müdahaleciyle hadise önlenmiştir.
Hukuk ve İktisat Fakültelerinin yeni binaları yakında tamamlanıyor
İstanbul Üniversitesi merkez binasının arkasında asaa binaya bagh olarak iki kanat halinde inşa edilen Hukuk vo İktisat Fakdhclerlnin vrnl binnlsrı şubat nihayetinde tamamlanmış olacaktır. Bu yani binalardan birinde ders yıh ba-şındaıı bari tedrisat bnelamîfsn da inşaatın henüz tnmaınlanma/nış bııfun-mjıMi yÜŞÜndon talebe Ve »•••çalardan bazılarının hsuılA oldukları görülmüştür.
R. bu kaı ı n birini Hu-
kuk ve iktİHHt takültfh’rlmn der* salonlarına, diğerini de her İki fakülteye bağlı muhtelit enstitülere tahsis edecektir Aynen bu kısımda talebeler için bir lokanıa vv bir de kantin vücude getirilmektedir.
Yeni cnstllülerlv talebe lokantası ve kantini ikinci söıne tr başı olnn 1 marttan itibaren (naüyele geçecektir.
Jeanne Marie Darre Teknik C nivereitede bir konser verdi
Şehrimizde bulunan Jeanne Marle • Darrâ. dün. Teknik Üniversitede Dr. Bülent Tarcan tarafından takdim olunun bir konser vermiştir.
İkinci okunıa . yazma kursu da açıldı
Okul cağı dışında olup şimdiye kadar okumak ve yazma öğrenmemiş yurddıışiarımız İçin Kadıkötl Halkevlnde pnntetz olarak okuma ve yasma kursu açılmıştır. Dı.rs günleri: Pazartesi ve perşembe saat IH-19,
Bugün "Kurak mıntaka" mevzulu bir konferans verilecek
Unnaco MfMpefc ve Tabii Bilimler kıa-mı .Müdürlerinden Dr. Frank Malına tarafından bugün Mat lâ da Teknik üniversitede -Uncsco, bilim ve kurak mın-tnka mevzulu bir konferans verilecektir.
Karadeniz çayı
Trabzon Lisesinden Yetişenler Cemiyeti 14 ocak cumartesi günü (Karadeniz Çnytı ismi altında bir gün tertiplemişlerdir. Cemiyet menfaatine verilecek bu çay 14.80 - 16.30 arasında Taksimde, Kristal Salonunda verilecektir.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
EDEBİ ROMAN
* - 44 -
Nebile. nihayet, göğsünün U derinliklerinden bir hafif sı-a söküp çıkarahikH:
°— Evet Efendini; anindim Efendim...
K— Bu nasıl sesi işitemiyorum, hiç işitemiyorum. Lütfen biraz daha hızlı konuşur musun.
’*— Peki Efendim.
Fakat, yine arkasını getiremiyordu. Bunun üzerine Komiser Hamdı Beyin sesi de âletin i-çlnde bir lâmbanın şişesi etrafındaki pervanenin kanaUan gibi titrek titrek vızıldamaya başladı. Adamcağızın pek büyük bir heyecana kapıldığı seziliyordu:
•’— Cicim, »yoklarından öpeyim; söyle, nen var. Söyle, hasta mısın?
Lâkin, bu "ayaklarından öpeyim!” sözü Ü-zerine kızcağız, kısa bir baygınlık geçirdi vc o sırada âh İze elinden kayıp düşüverdi.
Bir çeyrek, yirmi dakika sonra Hamdi Bey, genç kızın başı uçundaydı. Nebile, hemen kendine gelmiş ve tekrar telefona sarılmıştı ama, iş işten geçmişti. İşle, dün gecenin o acayip, korkunç hcyûlası, o cellat, o işkenceci, etten kemikten bir gerçek İnsan halinde yatogınm kenarına oturuyor, ellerini elleri içine alıyor, ona bir şefkatli ana gözleriyle bakıyordu:
M— Her İşlini yüzüstü bırakıp geldim. Ak-
216
lım başımdan gitti; diyordu.
Genç karısı, onu teşkin için gülmeye çalışıyor, bir ân evvel kalkıp yarım bıraktığı işine dönsün ve kendisini rahat bıraksın diye bütün kuvvetini sesinde tophyarak yemin, yemin üstüne ediyordu:
”— Vallahi bir şeyim yok; Billahi bir şeyim yok. Uyku sersemliği, no yaptığımı bilmedim. Annemin başı üzerine sl2l temin ederim kb..
"— öyleyse, kalk, giyin. Reni şöyle ayak üstü pür sıhhat dolaşırken göreyim. Yoksa, nk-hm yine hep burada Icahr .
"— Siz biraz yandaki odnyn geçin. On dakikaya varmaz, beni karşınızda bulursunuz.
"— Neden beni yandaki odaya yollamak İstiyorsun ?
Nebile, yüzünü yatak urlüsürtün çarşafı altında gizllyorok utangaç blı küçük kız sesiyle: Çmlçıplafım. olmaz olmaz.,, dedi
Hamdı Bey, Komiseı üniformasının içimle, göğsünü vekarla kabnrLnak yatak odasından dışarıya çıktı. Dudakları, kendinden memnun bir erkeğin İtminan)) tebcssftınlyfe gergin yandaki odaya geçti. Sıyrık kadınları hiç sevmezdi. Hamdolsıın. Allah, ona dil* diği ^ıbl iffet ve hicap sahibi bir kızcağızla evlenmek saadetini nasip etmişti.
★ ★ ★
Mütcaiıhlt Sırrı Bey. hu akşam, Tnrab-ya’dn, Servet Bey ailesi şerefine bir tantanalı ziyafet tertip etmişti. Valinin kendi emrine verdiği bir molor-boat, misafirlerini Kadıköy iskelesinden alarak oturduğu yalının ta önüne kadar getirecek ve gece, > emekten sonra, mehtapla yine aynı vasıtayla, aynı yoldan, fakat bu sefer, hep birlik Kadıköy'üne dönülecekti. Hem sofrada, hem de bu mntor-boat’ta şam-217
panya su gibi alçaraktı. Sırrı Bey, bir tstan-bul çocuğu değildi, hiç de Avrupa görmemişti ama, bu gibi muaşeret ve mondsnllâ işlerinde herhangi bir kibar vc alafranga istanhuriudan aşağı kalmazdı. En iyi, en taze Isfakozhır nereden bulunup getirtilir; en hâlle, en teiniz Is-tridyeler nasıl tedarik olunur, mevsimin en turfanda yemfşleri hangileridir o bilirdi. Hattâ bazılormı gidip kendi eliyle- «eçer alınlı Gerçi, her şeyde olduğu gibi Hırn H*y, bunda da şoförü Hayri Efendinin yardımından faydalanmaktadır. Fakat, bu açıkgöz İstanbul Külhanbeyinin yardımlım, ona yol göstermekten, şunu bunu sağlık vermekten ihaıet kalırdı Nitekim, hu sefer de sofrada hizmet edecek garsonları o btılup getlrmlftl ama, Sırrı Beyin gözü hiç birini tutmadı. O, bir defa, Ankara’da. bihülc evlerinden birini kiraya verdiği bir elçiliğe davet edilmişti de firaklı vo elleri beyaz eldivenli takım takım garsonlar görmüştü. Hattâ bunlardan biri bnnjm vo çizgili pan-talon giymiş, elleri arkasında dolaman öyle vakarlı biı- adamdı kİ, Sırrı Bey. onu elçinin ta kendisi sanıp yerlere kadar eğilerek selâmlamış ve elim uzatmak üzere iken herifin geri geri («Kiliîi üzerine vazgeçin t ti Meğer bu. ö beyaz eldivenli garsonların başı imiş.
Müteahhit Sırrı Bey. nice eyyam görmüş bu eski ve muhtcwm yalıda işle, lıövle bir badem ve huşem dekmıı ıslıyordu. Zira, bu akşamki ziyafet, yalnız pek sevip saydığı Servet Urvefendinln haremiyle çocuklarının Avrupa svynVıai leri vesilesiyle değil, aynı zamanda, en yüksek "Lüks" hayat zirvesine vardığını hissettiği bu yalırla kendi görgüsünü ve kendi hanedanlığın: Aleme ispal h(*vrsl\ le verilmekteydi.
Gerçekten bu Sırrı Bey. yarsddışta hâne* ?T8
dandı; dünyaya öyle bir "her şeyi iyi kapmak” İstidadı île gelmişti ki, bunda adeta kazanç iş-* terinden ziyade mütehassıs kesilmişti. In.^ıı-Anaıiolu nun ücra bir kasabasında hemen hemen yoksul denilecek bir ailenin içinden çıktığı, ancak (»rla tahsilini bitirebildiği ve büyük şehir inaanlariyle ancak yirmi yaşından sonra düşüp kalkmaya bıışladıgı halde gösterişte, şimdi, hepsini geçmiş bulunuyordu. Fa.rn. elinden mu gibi akıp gidiyordu. Fakat, bu paranın, bazı fukaranın vüzlınü güldürmek, memleket hayrımı bazı hizmetlerde hııhınmnk yolumla akıp gittiğini zannetmeıuvlhlır. Sırrı Bey, hemen her somadan görmüş adanı yibi gurur ve nahvetlni okşanuyucak ve yüze bin getirmi.ve-rek yerlere zmuk vermezdi. Nitekim, şu akşam ziyafeti için keseninin ağzını sanki bir düğün ınitar&fı gorili gibi açmış bulunması da gittikçe karışıp içinden çıkılmaz oh hale giren banka hes/ıpkınıım SörVül Heyviemîı taı dmdan i»ir yolbn.ı kMimlavıığı ümidine dayanıyordu
Fakat, yazık ki, Servet Beyefendi, bu ziyafete hdlrrıkten son dakikada Vazgeçmiş, yal-mz karisiyle çorukl-ınnı gönderiyordu. Halbuki. Sırrı ) yaz nı( vsinıi gelip de herkes An-kara'dün dağılıp gideli işte, neredeyse İki aydır — Servet Beyin yüzünü görmemiş ve o-na llycrekb rmi hep hu akşama saklamıştı. Mübarek adam, ne içkiden, nr cClenccden. ne gezip tozmadan hohlanır. Hele bu çeşit şatafatlı toplantılardan n kadar çekinir, o kadar kaçar kİ, basan Naride Hanımın zorlu iradesi hile onu böyle yerlere sürüklemekten Aciz kalır.
Ama. Sırrı Beyi, müteessir eden vc biraz da K;|n rt( -rn sebep doğrudan doğruya Servet ndlrln jjiyofetinc gelmemesi değildi;
219
zira, onun bu halini Sim Bey de herkes kadar biliyordu Ancak şu var ki, ...... Bankası i-(iftie Meclisi Reisi, önce gelirim demişken, son dakikada vuzgeçivermişti. Acaba neden ? Müteahhit Sim Beyin zihnini, işte, bu sual kurcalıyordu. Sırrı Bey. "MuUaka, diyordu,, bankadaki kredim son günlerde o kadar düşmüş olacak kı, Servet Bey, kendi üzerine herhangi bir dcdlkcKiuya sebebiyet verir endişesiyle a-rnmızdaki dostluk ve hususiyeti açığa vurmaktan korktu.” Zira. Servet Bey. İçki, eğlence A-iemlerini ve şatafatlı toplantıları sevmediği kadar, işi yolunda gitmlyen veya nüfuz ve itibardan düşmüş kimselerle ahbaplık etmeyi de sevmezdi. Hatta... «Bu mesele dolayı^yle Sim Beyin kafasında, şimdi, hır takım hâtıralar u-yamyordu.) hattâ, yine, belki bu yüzden değil midir kı. Servet Beyefendi, son zamanlarda o-nun hk semtine uğramaz, eskiden sık sık yaptığı gibi vazifesinden çıkınca onun yazıhanesine gelerek bir kahvesini h.mcz olmuştu.
Sırrı Bey böyle düşünürken, daha doğrusu (çini böyle yiyip dururken mühendis Ragıp Boy’ çıkageldi vc onu gönlı görmez ilk sözü şu oldu:
4’— Yahu, ne dersin; Servet Bey bu sabah telefonla gelemiyeceğim söyledi! Biraz keyifsizim, falan diyor anın, bcıı inanmıyorum.
Ve ona öyle geldi ki, bu haberi işitince Ra-gıp Beyin suratı da biraz ekşir gibi oldu:
••— Çoluk çocuğu da göndermiyor mu? ••— Yok. onlar geliyorlar. İki saat oluyor, ben motörti yollıyah...
— Ne motörü, birader:
“— "Şimşek motdrü**! VAH Bey hu akşam İçin benim emrime vermişti. Tabii misafirlerim M ırnı.rra sahillerinden buraya kadar uçarak gelip gidecek değillerdi yn...
(Devamı var)
220
13 Ocak 1950
YENİ İSTANBUL

Sayfa 3
G U N U N

EKONOMİK
HAREKETLERİ

e
Şeker istihsalimiz karşısında
Almanya hususî muhabirimiz bildiriyor
ziraatımız
Çukurovada yapılan şekerkamışı tecrübeleri, Türkiyenin bu mevzuda başarı ile çalışma imkânlarını göstereli seneler olduğu halde henüz bir fabrika kurulmamıştır
Prof. Dr. Kerim Ömer Çağlar
Sene başında Alman ekonomisinin durumu
c-------------------
Dünya Haberleri
______________>

Milletlerarası Ticaret
ört fabrikamızın şeker istihsali 1947 do 96 bin ton iken 1948 de 21 bin ton fazhısıyle 118 bin tona yükselmiş ve birkaç gün ewel .sona eren 1919 kampanyası da geçen senekinden 16 bin ton bir artışla 134 bin ton şekerle kapanmıştır. Alakalılardan mürekkep bir heyetin yaptığı hesaba göre Tilrkiye-nin yıllık şeker sarfiyatı pek yakında 2Û0 bin tona çıkacaktır. Bu hesabın tam olarak neye dayatıldığını bilmemekle beraber daha çok 1947 de lık sarfiyat üzerinden çıkarılan saplara ve son yıllarda yükselen ker sarfiyatına istinat ettirildiği
taşılıyor. Yoksa eğer istatistiklerde gördüğümüz bizdeki şeker istihlâki gözönüne alınsaydı bu rakamın daha çok düşük, insanların gıda maddesi olarak şeker ihtiyaçları düşünül-seydi o zaman da daha yüksek olması gerekirdi. O halde Up 200 bin ton şeker piyasa gidişlerinden çıkarılmış bir neticedir.
ay-he-
gc-an-
Şeker fabrikalarımızın istihsal tempoları, son yıllarda alınan tedbirler sayesinde, bir hayli artmış ve bu artış son iki sene zarfında 38 bin tonluk bir istihsal fazlasına kadar gitmiştir. Şeker istihsalini mevcut şartlar İçinde bir miktar daha artırmak kabil olsa bile dört şeker fabrikasının 200 bin ton şekeri, hele yakın bir istikbalin daha da fazlalaşması muhtemel ihtiyaçlarını karşılaması mümkün değildir. Aradaki farkın her zaman yabancı şeker satın alınarak kapatılmasının bizim gibi imkânları geniş bir memleket İçin doğru olamıyacağını, Türkiyenin bilâkis sahip olduğu müsait vazıyetle şeker ihraç eden bir memleket haline gelmesi gerektiğini işba ta ve i-zaha lüzum yoktur. Bu hususun münakaşasına gitmeksizin şeker sanayiimizin memleket ziraatiyle olan münasebetlerini gözden geçirmek faydalı olur.
Turhal, Uşak, Eskişehir ve Alpullu-da bufunan dört şeker fabrikası bölgesinde dokuz yıllık ortalama rakamlara göre 1932 köyde 91 400 çiftçi 460 bin dönüm pancar ziraati yapmaktadır. 1948 de köy sayısı 11 bir fazlalıkla 2204 e. çiftçi miktarı 20 artışla 110 bine, pancar ekim sahası da % 16 genişleme bin dönüme çıkmıştır. 1948 edilen parcar mahsulü 708 tutarla dönüm başına 1481
Bu vasati rakam pancar bölgelerin-(le 900 kilo ile 2000 kilo arasında değişen dönüm başına hasılatın ortalamasından çıkarılmıştır.
ile 536 de eble bin ton kilodur.
Memlekette açtığı yeni zirai çığır ve köylüye sağladığı fayda bakımından şeker fabrikalarının faaliyetlerini ancak takdir etmek doğru olur. Şeker şirketi her sene köylüye 30 ile 35 milyon lira arasında pancar parası vermektedir. 1948 de 40 milyonu da geçmiş olması gereken bu parayı aslâ azımsamamak gerektir. Kaldı ki dünyanın her tarafında öğretici nebat olarak tanınan şeker pancarının ekimi bizde köylünün hem teknik bilgisini arttırmış ve hem boş durmaya mahkûm topraklarımızdan fayda elde etmemizi sağlamıştır.
SJcker pancarı ziraatinin bu muvaffakiyetlerine kargılık tenkide şayan tarafları da yok değildir. Meselâ blz-deki dönüm başına hasılât, pancardan şeker istihsali maksadiyle bu nebatın
I2///Î950 Perşembe
forsalarda
zlraatlni yapan memleketlere nazaran yan yarıyadır Bu hasıl&l vasatisi düşüklüğünün sebepleri İçinde tohum cinsinin, türlü hastalıkların ve bilhassa pancar nebatının muhtaç olduğu yetiştirme ve bakım şartlarına gerektiği katlar layet ohmmamanm hissesi vardır
Bu, dönüm başına hasılât düşüklüğü şeker fabrikularınTizı işliyecek madde bulmak maksadıylv başka şekerci memleketlerin bazısına göre iki. bazısına nazaran Üç ve hattâ ilaha fazla bir ekim sahası genişliğine götürmüştür. Diğer memleketler fabrikalarının ekim alanları 15-50 bin dönüm arasında tahavvüi ederken bizde Uşak en az. Alptıllu en fazla olmak üzere 87-109 bin dönüm anısında değişmekte ve fabrikalar vasatisi 100 bin dönüme çıkmaktadır. Bu vaziyet zaten pahalıya nıalolan şeker imalâtımız üzerine müessir olmaktan hâli kalmamaktadır. Başka yerlerde âzami 10-80 kilometre kabul edilen istihsal bölgeleriyle toplama merkezleri arasındaki mesafe bizde 159 kilometreden başlayıp 315 kilometreye kadar uzanmaktadır Üstelik bu mesafeler sadece toplama merkezlerine ve demiryolu hatlarına ait olup köylerin bu merkezlere olan uzaklıkları rakamın içine dahil değildir. Verilen hesaplara göre şeker şirketi hu yüzden meselâ 1948 de kilogram şeker başına 2.5 kuruş olarak inikâs eden bir pancar nakliye parası ödemiştir. Buna rağmen biz yine de az evvel belirttiğimiz müspet neticeleri dolayı-siyle memleketin başka bölgelerinde de yeni şeker fabrikalarının açılmasına taraftarız. Şüphesiz fabrikaların zirai faaliyetlerini rasyonelleştirmek şartiyle.
Biz şekeri 60 kuruşa vakm bir fiyata malediyoruz. Bunun pahalılığı şüphe götürmez. Ancak Türkiye daha ucuza şeker elde etmek imkânlarına sahip bulunduğu için bu fiyatı düşürmek zor değildir. Pancardan istihsal edilen şeker, miktar itibariyle de millî ihtiyaçlarımızı karşılayamadığına göre hem şeker açığımızı kapatmak ve hem şekeri ucuzulatmak için iklim şartları müsait olan memleketimizde şekerkamışı ziraatine yer vermek İ-cap eder. Şeker şirketi senelerden beri bu mevzu üzerinde çalışmakta olduğundan bizim bu husustaki ikazımız yenç bir şey sayılamaz. Buna ve şekerkamışıııın denemelerle sabit o-lan yüksek verimlilik kabiliyetine rağmen idari bazı anlaşmazlıklar yüzünden hâlâ şekerkamışından şeker istihsal eden bir fabrikanın kurulamamış olması bize bu konu üzerinde bir defa daha durmak lüzumunu hissettirdi. Çukıırovada yapılan şekerkamışı tecrübeleri. Türkiyenin bu mesfzuda başarı ile çalışma imkânlarını göstereli seneler olduğu halde henüz bir fabrika kurulma yolumla müspet herhangi bir adım atılmamıştır. Bir tarihte bir hiç yüzünden köylü ile şirket arasımla çıkan anlaşmazlık bertaraf edilip Çukurovadaki şe-kerkanıışına elverişli arazi satın alı-nabilseydi bugün hem şekeri daha ucuza yiyebilir ve hem şeker dolayı-siyle dışarıya vermeye mecbur olduğumuz kıymetli dövizlerimizi tasarruf edebilirdik. Bu arada belki de şimdi şeker ihraç eden bir memleket olurduk. Zararın neresinden dönülürse kârdır.
İstanbul :
Ticaret Borsasında fındık fiatleri (Borsaya ait sütunda görüleceği gibi) ümit edılmiyecek bir seviyeye çıkmıştır. Buna sebep olarak, hazırda mal bulunmaması, Karadenizdekl fırtına yüzünden. hamulesi arasında fındık bulunan vapurların limanımıza gelememesi ileri sürülmektedir. Bu hâdiselerin, fındık piyasasında bir spekülâsyona âmil olduğu İddia olunmaktadır.
Esham ve Tahvilât Bordasında kay-de değer bir şey yoktur. Altın piyasası ise durgundur.
1
100 İUü ıbo ıno lüü
10ü
100
100
KMI
Batı Almanya ekonomik kalkınması ziraat ve gıda maddelerinin fiati bakımından ciddî tehlikelere maruz iken, malî durumun bir dereceye kadar istikrar kazandığını söylemek
mümkündür
İzmir :
Son fiat yükselmeleri üzerine hariçten yeni talepler durduğundan çekirdeksiz huni üzüm piyasası sakinleşmek temayülünü göstermektedir. Havaların soğuması üzerine İç pazarlar fazla miktarda hırlr çekmeye başlamıştır. Piyasa sağlamdır, Hariçten gelen talepler birinci kalite pamuklara taallûk etmektedir. Çukurova’dan İzmir’e pamukyağı gelmektedir. Pamuk çekirdeği üzerine muamele olmamıştır.
Adana :
Dış piyasalardan yeni teklifler beklenmekte olduğundan, pamuk fiatleri sağlam bir duruma girmiştir.
Almanyuıun umumi gelişme istikameti. siyasi olmaktan ziyade İktisadî ve malidir. Batı Almanya ekonomisi geçen yıl. işgal makamlarının mutlak vesayetın(len kurtulmak hususunda ilk ihtiyatlı tecrübelere girişmiştir. Devlet müdahalesine maruz bir iç ve dış ekonomi sisteminden serbest sisteme intikal sırasında, bazı aksamalar ve zararlar meydana geleceği Önceden malûmdu. Umumiyetle denilebilir ki, tabii inkişaf, galebe çalmıştır. Vakaa halka tam bir ış sanası açıklığı henüz söylenemez. Zira, Batı Almanya işçilerinin hemen yüzde 15 i İşsizdir: 1949 yılına mahsus istihsal endeksi, nüfus başına, 1936 endeksinin vasati yüzde 75 i seviyesindedir. Bıına rağmen serbest ve hususi ellet tarafından idare edilen iktisat mekanizması yuvarlak hesap iki milyar dolara Varan ithalâtı kıymetlendirmesini bilmiştir. İhracat ise
1948 yılında 592 milyon dolar iken.
1949 da bir milyar doları bulmuştur.
ithalât ve ihracat arasındaki bir milyar dolarlık açık. Batı Almanya ekonomik durumunu açıkça göstermektedir: Şimdilik ithalât fazlasının müspet tesirleri galiptir, çünkü bunlar için döviz ödenmemektedir,
Durumun tamamen normalleştirile-bilmesi Alman ekonomisinin kudreti dahilinde değildir. Gerçi Marshall Plânı devletleri arasındaki dış ticaretin liberalleştirilmesi prensipi. Batı Almanya ekonomisine de bazı imkânlar vermektedir. Ancak. Batı Almanya mamullerinin tabii piyasası sayılan Avrupa memleketleriyle sıkı münasebetler kurmağa giderken, ihtiyatlı hareket etmek doğru olacaktır. Bu sahadaki en büyük müşkül. Batı Al manyaya yapılan ithalâtın ancak yarı yarıya ödenebilmeğidir. Çünkü en büyük satıcı olan Amerikanın. Alman mamullerine pek fazla ihtiyacı yoktur.
Yakın âtinin en mühim meselesi şilini ilik dış ticaret bilançosunun tevazünü değildir; ikiyle bir muvazene tesisine hâlen imkân da yoktur. E-sasen Batı Almanya ekonomisinin endüstri sektörü, mal nefasetine âzami derecede dikkat etmek suretiyle muvaffak olmaya çalışacaktır. Büyük endişe veren asıl mestle zirai sektördür. 1919 yılının İthalâtında gıda maddeleri hemen 900 milyon dolarla başta gelmekledir. Batı Almanyada hububat, yağ ve şeker gibi başlıca gıda maddeleri henüz tahdide tâbidir ve fiyatlar da kontrol edilmektedir. Endüstri sn hasımla çok muvaffak cilan serbest piyasa hareketinin zirai sahaya da teşmili şimdilik gayri mümkün sayılabilir. Umumi bütçeler, nispeten aşağı olan dahili hububat
fiyatlarını tutabilmek için büyiik süb-vansyonlara katlanmak mecburiyetindedir. t
Şimdilik Almanyada, fiyat dâvasının nasıl halledilebileceğini Kimse bilmiyor. Belki en kolay hal çaresi, a-norınal olan İthalât sübvansyonun-dan vazgeçmektir. Şu var ki, bu takdirde. gıda maddeleri fiyatının yükselmesinden mütevellit maliyet farkı, sınaî nıaınûiât fiyatlarına aksettirilecek olursa, ihracat fiyatlarının durumu tehlikeye girer. Bu mesele hakkında umumî bir fikir edinebilmek için, bütün zirai mamûller fiyatlarının, 1938 endeksine nazaran 68 pııvan yükseldiğini ve yövmiycle-rin ise bıı yükselme seviyesinin çok dûnunda kaldığını her zaman gözününde bulundurmak lâzımdır.
Batı Almanya ekonomik kalkınması zirai ve gıda maddelerinin fiyatı bakımından ciddi tehlikelere maru? İken, mail durumun bir dereceye katlar istikıaı kazandığım söylemek mümkündür. Kredi tahditleri sonbahardan beri gevşetilmiş ve öyle görünüyor ki, deflasyonlst bir politika İle ekonomiyi âzami rasvonnlizasyon tedbirlerine zorlamak gayretleri sona ermiştir.
Eatı Almanyada neşrolunan istatistikler sayesinde, oldukça vazıh fikirler edinmeye imkân varsa da, Doğu Almanya için bu gibi malûmat, elde etmeğe imkân yoktur. Batı Almanya ekonomisinin mümeyyiz vasfı şudur: Hibe edilen ithalâta dayanarak Azami gayretle kalkınmağa çalışılıyor: alacaklı, çalışkan borçlusuna, gayretiyle mütenasip asgari bir gelir temin edecek kadar makûldür. Doğu Almanyada ise kalkınma, “kendi yağiyle kavrulmak” suretiyle yanı mali veya ayni kredilere dayanmadan yapılmak isteniyor.
İstihsal fazlasının memlekette mi kaldığı* yoksa doğuya doğru mu sev-kedildiğini kimse bilmiyor. Millileştirilmiş endüstri tesislerinin Leipzing-(le kasıın ayında yaptıkları toplantıda ilân edilen reşınî rakamlara inanılmayacak olsa bile. Doğu Alma riyanın, bu yıl geçen yıla nazaran ina-nılmıyacak nispette fazla istihsal yaptığı muhakkaktır. Bu mamûllor-den ihraç edilenler gösteriyor kı. eski nefasete erişmek hususundaki gayret: de kabili inkâr değildir.
Doğu Almanya ekonomisi Bolşevik plânlaştırma esaslarına göre idare edildikçe, bu m ın ta kay a ait istihsal veya dış ticaret istatistiğinin neşrini beklemek abestir. Devlet mâliyesi mııntazamdır ve vergi geliri tatmin cdicldiı Fakat bunlar tabii piyasa münasebetlerinden ziyade programa konulan hadlerin iyi hesaplandığını gösterir.




J



*

(Comtel) Servisimiz
Reuter Ajansının delâletiyle aldığımız (Comtel) İktisadî Haberler Servisinin, Okuyucularımızın takdirine mazhaı olduğunu görmekle memnun bulunmaktayız.
Bu vesile ile — iltibasa meydan vermemek için — bu servisin Türkiyede neşir hakkı (A. A.) na ait olan Reuter Umumî İktisat Servisiyle ve bilhassa fiyat kotasyonlariyie alâkalı bulunmadığını ve Reuter’in doğrudan doğruya bize gönderdiği seçme İktisadî havadislerden mürekkep hususî bir hava servisi olduğunu arzederiz.
Birleşik Amerika Maliye Bakanı, İngiliz dolar krizi konferansından haberdar değil
Washİngton, 12 (A.P.) — Birleşik Amerika Maliye Bakam John Snyder, kendisine İngiliz Maliye Bakanı Sir Stafford Cripps veya İngiliz Hükümetine dahil herhangi bir resmî şahsiyet tarafından Ingiltere ile Amerika arasında ln-gilterenin dolar krizine ait yeni bir konferans akdinin teklif c-dllmemi.ş olduğunu bildirmiştir.
Snyder, İngiliz genel seçimlerinin yapılacağı 23 şubat tarihinden evvel, Inglllere tararından böyle bir konferans akdi teklif edildiği takdirde Amerikanın bunu kabul edip etmiyeceği hususunda bir şey söylemek istememiştir.
Siyasi çevreler seçimlerden evvel. böyle bir teklif yapılacağı veya konferans akdedileceğine ihtimal vermemektedirler.
Avustralya, Japonya ve Al-ıııaııyaya gıda maddesi satacak Berlin. 12 (YİRS) — Avustralya Hükümeti, memleketindeki ihti-maddelcrini, Japonyaya
plânda aştı
çe-ra-sa-ta-
olarak
yaçtan fazla gıda Birleşik Almanya ve ihraç edecektir.
Ingiliz çelik İstihsali gösterilen miktarı
Londra, 12 (YÎRS) — İngiliz lik idaresi taralından verilen kamlara nazaran. Ingiliz çelik nayii 1919 senesinde hükümet rafından evvelce takribi
tespit edilen istihsal pistonunu 53 bin ton aşarak 15,5 milyon ton çelik istihsal etmiştir. Bu miktar 1918 senesinin istihsal rekorunu varım milyon ton ile aşmış bulunuyor.
Birleşik Aınerikada sentetik mika yapılıyor
Washington, 12 A. A. (AFP) — Ticaret Bakam Charles Sa vyer’ln bildirdiğine göre. Amerikalı âlimler sentetik mika yapmağa muvaffak olmuşlardır. Dr. bısley, Van Valkenbıırg ve Pike tarafından yapılan bu mika tabii mikanın haiz okluğu elektrik vasıflarına sahip olduktan başka ötekinden daha yüksek sıcaklığa dayanabilmektedir.
başlıyacağına dair bir da-almıştır. Norveç heyetine Arne Skang riyaset ede Kendisi İngiliz mümessil* birinci toplantısında ve mem-heyet
Ingiliz - Iskandinuvya ticareti
Oslo ı Comtel ı — Norveç Dış Ticaret Dairesi, İngiliz - İskandinavya Devletleri iktisadi görüşmelerinin en geç 16 ocakta Lon-Irada rtıye nösyö ektir, erinin
;tokhohndeki İskandinav •»ketleri toplantısında da reisi idi.
Mösyö Skang şimdi Paristedır; omdan, gelecek görüşmeler için, Londra ya hareket edecektir.
Mınanya ile Japonya ınlllet,İcranızı huğtlay anlaşmasına alınacaklar mı?
Londra 12 (A.A.) (Alp) — Milletlerarası Buğday Konseyi. bu sabah Loncirada toplanarak Almanya ile Japonyanın Milletlerarası Buğday Anlaşması üyeliğine kabul edilmesini müzakere etmiştir.
Konsey, aynı zamanda hu anlaşmanın tasdiki için verilen mühletin uzatılması hakkında da karara verecektir. Bu mühlet, 28 şubatta sona vrmeklediı Buğday ihraç eden UruguVay ile ithal e-den memleketlerden Çin. Kolombiya, Liberya ve anlaşmayı henüz lardır.
Müzakereler gizli tedlr ve iki gün
tir. Bu konferansla Konseyin 12 üyesi temsil olunmaktadır.
Filipinler bu IiuzhIhiiuiiihş-
cereyan etmek-devam edecek-
I
Odaları Kongresi
Romada toplanacak olan ticaret odaları
Kongreye İstanbul, İzmir davet edildi
Romada toplanacak olan Milletlerarası Ticaret Odaları Kongresine İstanbul Ticaret Odası da davet e-dilmiştir. Odaya bu yolda gelen bir mektupta, Kongrenin toplantı tarihinin ayrıca yazılacağı bildirilmektedir. Kongrede, görüşülecek meseleler şunlardır:
1 — Ticaret Odaları idarecileri a-rasında şahsi tanışmayı temin etmek,
2 — Odalar arasında haber mübadelesi,


İzmir fabrikatörleri
Devletçiliğin hududunun kanunen tâyin edilmesini istiyorlar
İzmir 12 (Hususi muhabirimizden) — İzmir Sanayi Birliğinin Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına gönderdiği bir raporun büyük ilgi topladığı gelen haberlerden anlaşılmaktadır.
İzmir Sanayi Birliği bu raporda, yapılan teşvik ve vaidlere rağmen, hususi sermayeye emniyet verici şartların hâlâ hazırlanmamış olmasını ve Devlet işletmeciliğinin hududunun bir kanunla tâyin edilmesini istemektedir.
Bütün iyi niyete rağmen, harici sermayenin Türkiyede çalışamamasının vuzuhun fıkdanından neş‘et ettiği, şahsi teşebbüs elindeki firmalarda çalışan nınkinaların tabii ö-mürlerini tükettiği halde bu makina-larnı yenilenmesi için gönderilen ithal müsaadesi taleplerinin geri çevrilmesinin de cesaret kırıcı olduğu belirtilmektedir.
âl • to-
• •
o-
Tohumlukların ıslahı işi ele alındı
Ankara 12 • Ihısusl) Habeı dığtınıza göre. Tarım Bakanlığı, hınnlııkların ıslah işine verdiği
nem karşısında hır taraftan tohum müessese ve çiftliklerini yeniden organize ederken diğer taraftan er iyi tohum temizleme makinelerini tefrik etmek ?(zere bir de müsabaka aç.navı karar altına almıştır. Bıı mlls&oaka önümüzdeki nisan ayında Ankarada yapılacak ve bh jüri tohumu er. İyi ve en ucuz bir şekilde süratle temizleyen makineleri ayırarak bunlara mükâfatlar ve dereceler verecektir. Müsabakaya katılmalar, için yerli ve yabancı 70 kanar müesese ve fit maya davetiyeler gönderilerek nisanda Ankarada bulunmaları bildirilmiştir. Bu hafta içinde günü tesbıt edilecek olan müsabakaya henüz hangi firmaların katılacağı belli olmamakla beraber ınüsabaKanın bir hayli rağbet göreceği şıni’ünen tahmin edilnıeKte-dn. Müsabakada derece alaca.c makineler çiftçiye tavsiye olunacaktır.
Fikir işçileri kanını tasarısı, önümüzdeki hafta umumî heyete sevkediliyor
Ankara 12 ı Hususi muhabirimizden) - Çalışma Komisyonu bugün de Fikir işçileri Kanun tasansınm müzakeresine devam etmiştir. Dün bildirdiğimiz gibi bugünkü toplantıda fikir işçilerinin de sigorta kanunlarından istifade etmeleri hususu kabul edilmiştir.
57 maddeden ibaret tasarının bugün 13 maddesi, bazı ufuk tâdillerle kabul edilmiştir. Tasarının önümüzdeki hafta başımla ıımııml heyete sevkedlleceği tahmin edilmektedir.
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
KAMBİYO
İstanbul Borsası
Stcrllııg ... Dolar ......
Fr. Frangı lavıçro Fr. Bclç. Fr.
İsveç Kr.... Florin .....
Liret ......
Drahmi ... Eacoudofl





Açılış
7.9O.5Ö
281.—
0 H0
«W 03
5.00
54.12 50 73. HH 10
0.MJ28 0.01.876
J 73,90
Altınlar
Bugün
Lhıı
Llrn

ESHAM VE TAHVİLÂT
Devlet Tahvilleri
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
Külçe Veril Gr.
Külçe
Cumhuriyet ...
Reşat .........
Hamlt
Gulden ............
Intrillz ......
Fransır. kok....
Napolkan III... lavlçrr
e.2i
6.32
12.50
14.76 41.90 41.20 55 — 15 .Vı
42.50 41 SO
Xr«.bırk lH : ûnHu ; $35
Plâtin
En nşağı


Gümüş Gr.......
Plâtin ........
in.—
11.—
Zürich Borsası (Serbest)
İsviçre Frangı
En aşağı


Türk llrnRi
Dolar .......
Sterlin#
Fransız Frangı

o.îh)
1.IIR
0.95
4.29.50 Kı.ld
1 D
3 — Her memleketteki ticari makamları yekdiğerine bildirmek.
Ticaret Odası, kongrede görü.şü-lecek mevzular etrafında şimdiden tetkiklere başlamıştır.
İzmir Ticareti Odası dıı davet edildi
İzmir 12 ı Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Romada toplanacak olan Milletlerarası Ticaret Odaları Kongresine. İzmir Odası da davet e-dllmiştir. Oda, İdare Heyeti bugünlerde toplanarak Roma Ticaret O-daları Kongresinde görüşülecek meseleleri tetkik edecektir.
Fırtınanın ilk tesiri
Dün, Hayvan Borsasında kasaplık hayı^an fiyatları yükseldi
Havaların bozması, İlk tesirini canlı hayvan fiatleri üzerinde göstermiştir Bir iki günden beri devam e-den fırtına yüzünden Trabzon iskelesinden vapurlara yüklenen kasaplık hayvanlar, limanımıza getirilememiştir. Diğer taraftan Erztırum-dan da Haydarpaşaya eskisine nispetle daha az kızıl karaman koyunu gelmektedir.
Canlı hayvan müvaredatının azalması neticesi olarak, dün Hayvan Kornasının Sütlücedeki pay yerinde, kızıl karaman koyununun kilosu 100 kuruştan 125 kuruşa kadar yükselmiştir. Diğer koyun cinslerinde de aynı nispette yükselişler olduğu görülmüştür. Kış, şiddetini muhafaza ettiği takdirde, kasaplık hayvan fi-atlerinin daha ziyade artacağına ihtimal verilmektedir.
Toptan diri hayvan satışlarındaki bu yükselişler, henüz perakende satışlara intikal etmemiştir.
Şehrimizin iaşe meseleleri
Derneğinin önümüzdeki günü yapılacak olan aylık tamamiyle şehir ekono-mevzıılara inhisar edecek-
\ akıııdn Tüccar Derneğindeki toplantıda görüşülecek
Tüccar çarşamba toplantısı, misine ait
tir. Bu toplantıda Vali ve Belediye Başkanı ile birlikte, Belediye iktisat Müdürü. Elektrik, Havagazı, Tramvay İşletmeleri Umum Müdürü, Karaağaç Mezbahası Müdürü, Sular î-daresi Müdürü de bulunacaktır. Toplantıya ayrıca toptan yiyecek maddeleri satan tacirler de iştirak edecek. şehrin iaşesi, fiat meseleleri hakkında cereyan »edecek müzakerelerde söz alacaklardır. Dernek, şehrin ekonomik meseleleri etrafında bir rapor da hazırlamaktadır.
Şehrimize hol miktarda narenciye geldi
Hopa vapuru, lskenderundan 5000 sandık narenciye ve karışık yükle dün saat 11 de limanımıza gelmiştir. Vapur, bu dönüş seferinde fırtınadan birçok limanlara uğraya* mamış ve bu arada Mersinden yük alamamıştır.
Ziraat Bankasının yeni şubesi
Ziraat Bankası, Bahçekapıda bir şube açmıva karar vermiştir. Ziraat Bankasının bu şubesi avın sonuna doğru faaliyete geçecektir.
Kapanış
Eski kur
7 91
282.»
0.HO 64.08
5 60 54.12.60 73 6H.40 0.14.128 0.01.876
9 73.00
6.22
6.3ü
42.30
I I HO 42—
II 40
55 —
16 —
12.50
41 HO
İkramlyell tahviller Kapanış (•)
%5 1933 Ergani 23.- 28.—
1938 Ilcra rnivell 21.2(i 21.25
%5 Milli Müdafaa l 20.50 20.5ü
o nnı Demiryolu IV • •• 102.50 102,50
1941 Demiryolu V. .. 95.30 05.80
1/2 1019 ikram)veli Diğerler) • • • 95 50 95.50
1911 Demiryolu VI. .. 96.50 »6.50
»İ6 Kalkınma I. H6.3II 96.3(1
'7 6 1948 ., II 96 25 96.25
G6 • • III 97.— 97.—
^İO mm istikrazı I. ır .... 97.50 97.50
mm 97.— 97.—
•(7 mrjı Sİvas-Erzurtım I. 20.65 30 tv>
(^7 1934 ° rı-vn. 20.65 20.65
r47 1941 Demiryolu 1. .. 20.90 20.1HI
7r7 191 i II. .. 21.60 21.60
%7 1941 İD. .. 21.— 21.—
*77 Milli Müdafaa J. .. 21.— 21.—
%7 • • o JH. .. 21 50 21.50
fr î •• m DL .. 21 66 21.70
%7 • 1 V. .. 20.75 20.75
En yukarı
_______Şirket Tahvilleri
Anadolu D.Y. Tertip AZB. 106- 107.—
u 99 99 C» — —
Vf. O ‘ S 60 03.50 63.—
İt. Müınva. Senet. 67.00 68.—
En yukan
____ Şirket Hisse Senetleri
T. C, Merkez Bankanı 120.— f 120,—
Tlırkiye İş Bankımı 21.90 25.-
Türk Ticaret Bankanı 5- 5.—
Aratan Çimenin 16.— W —
$aık Değirmencilik 23.25
Milli Ren şûrana
______________Ecnebi Tahviller
Mısır Kredi fonal.ve 1903 • — I —
.. .. .. mu

• • • •

Nebati Yağlar:
Zeytinyağı (Ekstra ekali'a) Aveiceğl (Rnflnr) tpnekrh Fındık vrıği
Vıığlı tohumlar:
Ayçiçeği tohumu ..............
Keten hılııı rnıı ...........
Kendlrtohumu .................
Sun H-iıı ............
Yer fıstığı kabuklu .........
Dokumu Hanı Maddeleri; Tiftik ana mal ..........
Tiftik (NntüroD
Yapak Anadolu (Kırkım)
İlam deriler:
Sığır salamura kiloatı ...
Keçi tuzlu kııru kilnau Koyun hava kurusu kilosu MezhnJıa sığır yaş kilosu.
Kilimlini:
Buğday Yumuşak ...........
Buğday Sert Aıpa Biralık
Arpa. Yemlik (»lökme) ....
Mısır ıSiLm çuvaltı . ... FtiHulya Tombul (çuvallı) Fmnıive Çalı aert (dökme) l( ı . rni
Mercimek JCırmiMt iç çuval Mcrclmok Yeşil çuxnllı ... Nohut nstilrel
Kliril .Mejviilnrî
Fındık (kabuklu sivri) ... Fındık (İç tombul)
Ceviz (kabuklu)
Ceviz (tç natürel)
Bugün Eski Kapanış
31.35 31.35
.30— 31.23
21— 25. m
25— 25 10
24.15 24.80
34 — 33—
37— —
34— 36—
17— 15.—
56— 60—
23 30 22—
33— 32—
40— 12—
42— 42 30
8L — 85—
70— 72—
65— 65—
156 20 149—
50— 50—
145— 170—
275— • 290—
2W5— 300—
205— no.—
170 — no.—
200— 190—
190— 180—
123— 120—
235— 240—
Kk5 J65 —
117 117
Ozıım çokirdekaıa No.» jrtclr A
.. B
Pamtık
I’nmuk
Pnınuk
Pamukyağı (rafine) Pamuk çekirdeği
serİMl Merisi Akala Akala Akala
No. 8...
No. 108
1......
İT.......
İli......
• • •
Bugün
56.75
54.—
13.— 235 — 222.— 205.—
J50 —
16.50
Adana Ticaret Borsası
Pamuk A kata 1.
Pamuk Akala 11.
Pamuk Akala HI.
Pamuk Yeril I.
Pamuk Yeril II.
ı
••••>>
200. -
160 170
145.—

Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuçak
Buğday sert ...
35 —
32.50

34.—
32.—
Son kapanış
180/205
16(»
157.50
57.25
64.—
13.— 233. -222.— 205.— 150.—
16.'-
YABANCI B0RSALA1 R
New-York Borsası
Dün. Eski kuı
Buğday iBuşell—Sent) Sert Kış mahsulü No. 2 259.5 262—
Kırınızı No. 2 233 — 235—
Pnmıık Middllnp (Librvsl=:Scnt) Mart 30.93 30.75
Mayıs 30.90 30.00
Temmuz 30.53 30.08
Ekim m, 28.62 28.16
liftik (Lıbrc$j==Sont) t * l\ s 14 1 • «••••••••••••••••«•• 60 — 58-60
Fındık (LihrvsfzzSent) Kabuklu Yeril İri 23— 23 -
.. orta. 22 5 22.5
Levan t iç ithal malı . 37— 37—
Ekstra İri iç irinli 39-40 39-10
Kuru li/dm (Llbresir:Sent) Thompson çekirdeksiz seçme lt.5-12 11.5-12
Keten tııhıımıı (RuşoU = Dolar> ... M in nenpol ıs 3.90-3.99 3.90-3 99
Kalay (Llbreai=Svnt) 77.75-78 77.75-7Ş
Levhn-leneko (100 libre dolar) 7.50 r 7.50 1
Londra Borsası
Keten tabumu (Tonu—Sterlin) ... Bombay 6S— 63—
Kttlklitn 62— 62—
Y'er fıstığı Hindistan 63.- 61 5
Bradford Piyasası
Tiftik iyi mal (Llbresl=Penl) ... 31. - 34—
,, Sıra malı ,, 30— 30—
Y'iln Anadolu ,, ,, 18.50 19.50
,, Trakya „ — --
İskenderiye Borsası
Pamuk (KanUkrı—Tnltarı)
Ashmmınl Kısa eyafh F/G... 85.60. 87.70
Karn’ık Uzun elyaflı F/G.. 99— 100.25
Gününde Boraada muamelem tebcil cdllmomia tahvilât ve eshamın arz ve taleplere göre taayyün eden takribi piyasa değerleri.
%
t
ftayfft 4



İsviçre husus» muhabirimiz O. L. bildiriyor
Batı devletleri Asyanın güneyi, güneydoğusu için verecekleri kararları, edebilecek durumda değildirler |
Asyadaki hâdiseler, pek yakında Kati hır karar verilmesini icap etti reye başladığı istikrara kavuşmuş o-Uçaktır, cek olguııluğM gelmek üzere olduğu halde, maalesef hiç bir hareket görülmemektedir. İngllere ile Amerika, henüz sağlam veya yarı sağlam Içalan Asya memleketlerinin nasıl korunacağım düşünüp bu hususta anlaşacaklarına, komünist Çinin tanınması meselesi üzerinde çekişip duruyorlar. Amerika İse. en muktedir diplomatlarından Philip Caryl Jeaaup'u Uzakşarka göndermiş bulunuyor. Jessup, Vışınskl nın ifadesine göre “milletlerarası hukuk sahasında tek otorite,, olmakla beraber, daha bir çok meziyetlere de sahiptir. Bu itibarla Amerikanın bu hareketini takdirle karşılamak lâzımdır. Fakat Amerikalıların en kafalı a-damlarını Uzakşarka göndermeleri ilk değildir. SliHwell. VVedvmeyvr ve Marshall gibi generallerden de ıvi malumat alınmıştı. Fakat her biri, sinin Uzakşarka gönderilmesi, Amerikanın henüz karar vermediğini ve yeniden malûmat toplamak İstediğini göstermiştir. Şimdi de Jessup gidiyor. Evvelâ General MacArtnur ile görüşecek olan Jessup. bilhassa For-muza meselesini tetkik edecek ve Honkong ile cenubi Korea’yı ziyaret ettikten sonra, şubatla Bafıgkokdâ bulunarak, llzakşark’takl Anıc-ııkan diplomatlarının toplantısına riyaset edecektir. Görülüyor ki. Jessup’ıın misyonu dA. karar vermek için mAlûınal toplamak, yani karan yeniden tehir etmek gayesine matuf-tur.
Halbuki, Batı Devletleri, Asyanın güneyi ve güneydoğusu için verecekleri kararları, arlık tehir edebilecek dunımdn değildirler. Vakan Asya e-konornisini harekete getirmek. Av-rupanınkıni kamçılamaktan çok daha zordur. Asya ekonomisine hemen yardım edilse bile, bunun semere verebilmesi uzun zamana mütevakkıftır. Fakat, ne yazık kİ, Birleşik A-merikA da, yeni vaziyetlere uyabil-mek için zamana muhtaç görünüyor. Amerikanın, nz zaman evveline kadar, nlsbi bir “tecerrüd” içerisinde yaşayabildiği pek çabuk unutuluyor. Büyük bir cihan devletinin bu “dar görüşlü., vaziyetinin neticelerinden endişe eden bir çok Amerikalı VVa-shington Hükümetini “tereddüt politikası., gütmekle mütemadiyen itham etmektedirler. Bunların başında, kısa zaman evvel “The Struggle for Ihı? World - Cihan uğrunda mücadele,. isimli kitabiyle, Amerikanın politikasını bu bakımdan şiddetle ten-kld eden tanınmış Amerikalı sosyolog James Bumham bulunmaktadır.
Buna mukabil, Rusyanın. Asya politikasında büyük tecrübeleri vardır. Asırlnrdanberi Asyada da devlet sahibi bulunduğundan, Asya milletlerine nasıl hitap edilmesi icap ettiğim Rusya çok iyi bilir. Zaten daima mütehavvil bir politika takip etmek fırsatını da bu sayede bulabilmiştir. Çarlık devrinden bcıi, Avrupa fütuhatı plânlarının fazla mukavemetle karşılaştığını görür görmez, hemen Aayaya dönmüştür. Bunun İçindir ki. Marshall plânının Avrupada muvaffak olması, Rusyayı, Asya politikasına kuvvet vermeye mecbur bırakmıştır. Halbuki, Asyanın en ziyade muhtaç olduğunu, vanl istihsal vasıtalarının geniş ölçüde Arttırılmasını da Rusya temin edecek du-rıımda değildir.
artık tehir
Zürih, (Hususi muhabirimiz O. L. bildiriyorı — Asyanın bugünkü vaziyeti. 1947 Avrupasını andırıyor. O tarihlerde, Elbe ötesindeki komünist dalgası, beriye geçmek istidadını gösteriyor, Fransız ve İtalyan hükümetlerinin zaafı, Almanya-daki işgal rejimi, harp sonrasının vahim iktisadi ve içtimai kargaşalıkları. istikbal için hiç de hayra a-lâmet sayılmıyordu. Bugün ise komünistler Çinde büyük bir muvaffakiyet kazanmışlardır ve komünist dalgasının, yoluna devam edeceği anlaşılıyor. Başlıca mesele şudur: Güneydoğu Asyanın uçsuz bucaksız topraklarında. Hindistan ve Hindi-çinide neler cereyan edecektir? U-zakşarkta şimdiden komünist hâkimiyeti altına giren 500 milyon insana, cenup ve cenubuşarklde, öteki 500 milyon da katılacak mı ? Böyle bir hâdise, Asyadaki kuvvetler muvazenesini Sovyet Rusya lehine o derece değiştirecektir ki, Marshall plânının büyük muvaffakiyetleriyle Batı Avrupada kurulabilen istikrar, hiç mesabesine inecektir.
1947 Avrupacı ile bugünkü Asya arasında mevcut büyük fark şudur: Marshall plânı, o zsmunın Rusyası-na karşı yegâne doğru politika olan cömert bir ekonomik görüşe dayanıyordu. Halbuki Asyaya karşı şimdi bu zaviyeden hareket edilmemektedir. Mübalâğa etmeden iddia edilebilir ki, Anglo-Sakaon devletleri, ve bilhassa Amerika, - uzun zamandan beri - esaslı bir Asya kip etmemektedirler. Arthur’un Japonyada tatbik ettiği politika,
mumî bir politika, görüşünün noksanlığını telâfi edemez. Ehemmiyeti katiyen küçümsenemiyecek olan Çin muvaffaklyetsizllglnin başlıca sebebi, gemiyi, muayyen rotasında tutan kuvvetli bir serdümenin noksanlığıdır. Halbuki Amerikanın Avrupa politikasında Marshall, bugünkü Dışişleri Bakanı Dean Acheson’un kıymetli yardımıyla, böyle bir serdümenin büyük kıymetini fiilen ispat edebilmişti.
Diğer taraftan, yapılması gerekli işler hakkında fazla düşünmeye bile lüzum yok. İktisadi ve teknik üstünlük, bugünkü gibi bariz olarak Birleşik Amerika elinde bulunduğu '
politikası ta-Oeneral Mac kendi baş^a şüphesiz, u-
müddetçe, Rusya harp edemez ve etmek istemez. Propaganda yaparak başka memleketlerde iç harpler çıkarmak Lse başkadır. Buna mukabil, Rusyanın elinde, istismar edilebilecek bUVÜk bir koz vardır: Mil-yanlarca Asyalının sonsuz sefaleti..* İktisadi ve içtimai nizamın oldukça düzgün olduğu, meselâ her köylünün toprak sahibi olup, kıtlık çekmeyen Siyam gibi - yerlerde, komünist propagandası pek ışlcyemmektc ve dahili harp tahrlkâtı boşa gitmektedir.
Şu halde Aaya mücadelesi, şimdilik. Batılı devlelterin Rusya ile pek âlâ boy ölçüşebilecekleri iktisadi Sahada cereyan edebilir. “Yabancıları kovalım, kahrolsun dolar emperya-Mzmi,, gibi milliyetçi komünist parolaların hepsi, köylü açken ve halk küLleleri açlık ve hastalığa karşı korunmamış iken tesir eder. Herhalde Asya meselesinin başlıca veçhesi ne politik ve hattâ ne de sosyaldir. AsyA dâvası, ekonomiktir
Bu dâva, ancak geniş ölçüde tatbik edilecek bir sanayileşme programı, çok genişletilmiş ve Asyamn hususiyetlerine uydurulmuş bir Mar-shaJJ plânı yardımıyla iuılled i lebdir. Asyanın bu derece muhtaç olduğu sanayi branşları ya yeniden kurulacak veya çok iptidai bir seviyeden geliştirilecektir. Rooaevelt’ln /'kirala* ma ve ödünç verme anlnşnıasf,, ile bavlıyarak. Marshalfın E.R.P. ile devam ettirdiği politika, şimdi artık Güneydoğu Asya ve Hındistana tatbik edilmelidir.
Bu arada tesadüf edilebilecek hazı müşkülât, kolayca ortadan kaldırılabilir. Batı Avrupa daha bugünden, bir ”Asya kalkınma plAnı„na başlangıç olabilecek bir çok mallar teslim edebilir. Halbuki Avrupa ekonomisi. şu günlerde, dolar temin edebilmek için, Amerikan piyasasına mal sürmek gayretiyle şiddetli bir rekabete gınşmiş bulunmaktadır. Amerka-ya mal satılacağına, Güneydoğu Asya ve Hindlstana ihracat yapılarak,bunların bedeli. Amerikanın finanse edeceği bir “Asya kalkınma programı” dan dolar olarak ödense, hem komü-1st olmayan cihan için mühim dolar kaynakları temin edilerek, İktisadi istikrarın kurulmasına hizmet edilmiş olacak, hem de Asya, Avrupa-nın daha şimdiden semeresini görme-



Finlândiyaya karşı sinir harbi
Moskovanın her hareketini soğukkanlı bir sükûnetle karşılayan Fin Milleti, yalnız sinir kuvvetine değil, büyük siyasi bir olgunluğa da sahip bulunduğunu göstermiştir.
Oslo, 6 (Husus! muhabirimiz E. Th. bildiriyor) — Moskova’nın son günlerde. Finlândiyaya karşı tatbik et-rtıege başladığı sinir harbi karşısında. Fin Milletinin gösterdiği soğukkanlı sükûnet, yalnız sinir kuvvetine değil, büyük bir siyasi olgunluğa da delâlet eder. Moskovanın, Finlândiyaya karşı emsali görülmemiş bir şiddetle açtığı bu kampanyada, ,'Pravda“nın kullandığı lisan bile herkesi hayrete düşürmektedir. Fagerholm Hükümeti •‘Rus - Fin dostluk ve yardımlaşma paktının lâfzına ve ruhuna muhalif hareket etmek” ve “Flnlândiyayı kanlı ve gayesiz bir sergüzeşte sü-rüklemek’le itham edilmektedir.
“Pravda” aynı yazısında, Finlândl-yanm son yıllarda hemen sıfıra irca edilmiş olan müdafaa bütçesini ele alarak, bû memleketin son zamanlarda, “harp masraflarını arttırdığı,, neticesine varmaktadır. Fagerholm Hükümetinin, beynelmilel harp kundakçılarına yardakçılık ettiği ithamı da, tabi! eksik edilmemektedir.
Moskovanın açtığı bu polemik, her türlü müfrit milliyetçiliğin şüphesiz üstünde kalan Başbakan Fjıger-holm’un, Finlândlyada maalesef “vatanperverliğin alfabesini öğrenmemiş” bazı zümreler bulunduğuna dair olan beyanatına bir cevap olmaktan çok daha geniş mânada telâkki edil-

İngiltere Orta Doğu müdafaasını yeniden teşkilâtlandırdı
Süveyş Kanalında toplanan yeni genel karargâh, Cebe-litarıktan, Andamanlara ve Atinadan Nairobiye kadar bütün Ortadogunun müdafaasını teinin edecek.
mek lâzımdır. Bu itibarla, hücumların hakiki sebebi araştırılmaktadır. Memleket, ocak ayı içerisinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin arifesindedir. Büyük tehlikeler karşısında olan bu memlekette, Cumhurbaşkanlığı dâvası, mukadderat meselesi halini alabilir. Paasikivl, tecrübeli ve müktedir bir devlet adamıdır. Memleketin kendisine itimadı vardır. Paasikivinin rakibi İse. çiftçi Partisinden Kekkonen, sırf seçim mücadelesi için ortaya çıkarılmıştır. Komünistlerin kendi namzetleri seçimde İliç şanslı olmadığı için, birinci seçimde herhalde Kekkonen’e oy vereceklerdir. Acaba Moskovanın bu kesif taarruzları sırf Fin Milletini, seçimler sırasında baskı altında tutmak maksadına mı matuftur? Yoksa Fin-lâdiyada siyasi kargaşalık ve tereddüt yaratmak suretiyle Finlândlya-nın. Rusyaya Ödemeğe taahhüt etmiş bulunduğu tazminatı vaktinde vermesini gayri mümkün kılarak, memleketin içişlerine karışmak için vesile mi hazırlamak isteniyor?
Memleket, iç politika bakımından da, huzursuz bir yıldönümü geçirmiştir. Çiftçilerle komünistler, ücret ve kiraları tanzim eden kanunları kaldırmak ve bu suretle, memlekette, daha seçimden evvel hükümet buhranı yaratmak İstiyorlar. Aynı zamanda sendikalar da işçi ücretlerinin yüzde 5 arttırılmasını istemişlerdir. Bu talep, gittikçe artan hayat pahalılığı dolayıslyle, işçi ve memurların düştüğü müşkül durum karşısında çok makul İse de. Fin ekonomisinin bu günkü vaziyetinde, memleketi bir para buhranına götürebilecek vehamet-tedir.

yen! İstanbul
13 ocak ıor»o
Asya için devam eden mücadele
M
Siyasî meseleler ve muhabir mektupları
Musiki hayatımız
M. Nerml
debiyattan ne anlıyoruz?
GÜZEL bir yazıya karşı yürütülen tenkidler. sırası gelir. sizi hayretlere düşürür Ya bir dergide okursunuz veya kendi kulağınızla işitirsiniz.
Bu yazının nasıl edebi bir değed olabilir? İçinde fikir var, felsefe var. tuhaf tuhaf kelimeler var*
bir dün-mİ düşü-
klâsikle-
Edehiynt sözünden biz, hemen hemen, yalnız mavi gökleıın, rü-yalara dalmış denizlerin, çağlayan ormanların, uçuşan kelebeklerin. serin kaynakların dekorlarını animiz Bunun ötesi bizim için karanlık ve anlaşılmaz yadır. Eskiler de böyle nüyoriardı acaba?
Edebiyatımızın İran
riyle no kadar ilgili olduğunu burada İncelemek fikrinde değiliz. Fakat biliyonız ki. fikir, no San-«li’vi. ne Hafız’ı. ne de HayyAm’ı küçültmemiştlr Eserlerini Iran dilinde yAzan büyük Celftleddin no kadar derinleşmesini bilmişse o nispette daha kudretli nır şair olabilmiştir. Dante, başka türlü müdür sanki? Taarıaal Komedi* ler*ı bütün İncelikleriyle anlaya-blliııok için no büyük bilgilere ihtiyaç vardır Divan edebiyatımızda dâ, kendi hallerine göre, filozoflaşan şairlerimiz az mıdır?
O halde biz bir yazıyı okurken hangi edebiyat ölçülerine göre düşünüyoruz ve hükümlerimizi veriyoruz? Bıı çetin soruyu hemen cevaplandırmak kolay değildir. Çağdaş dünya edebiyatına varan edebiyat gelişimine gelişigüzel göz gezdirecek olursak bu sorunun hattâ konusuz kaldığını sezmek mümkündür îbsen, Strindberg, Tolstoy, Destoyevski, Thomas Mann, ilh.. öyle geniş nıh tahlillerine, fikir ve bilgi dâvalarına giıişmışleıxhr ki, birçoğumuzu büyüleyen edebiyat görüşlerine göre, onlar, edebiyatın kuLsal ülkesine artık bir daha ayak brısamanialıdırlar. Halbuki; yazıları yalnız kupkuru edebiyat anlayışına göre değerlendirenler, nedense, büyük kalem üstadlarının otoritesinden ürkerek tenkidlerini dalın ulaklara yöneltmekten çekinmiyorlar Bundan da anlayabiliriz ki, ede biyat hükümlerimiz daha ziyade keyfimizden ilham Almaktadır Hayatın, kökleri yeryüzünün ötesinde. yıldız uçurumlarında beslenen ve gürbüzleşen belirirleri ifa-delenişleri. dâvaları yoktur. Edebiyat da, nihayet, toprağın çocuğudur, insanın dile gelen gönlüdür ve onun gibi yaşayan bir bittüa'ûn bn damlasıdır. Bu damlada bizi kuşatan dünyanın elbette renkleri vardır. Hayat. hiçbir hâdisesini Öteki hâdisesinden ayırmam ıştır, tnsan cu mticcrrcd dünyasını bile yalnız kendi harcı İle yapabilir. Tanrısına kavuşmak İçin yıllarca çöl kazığı Üstümle yaşayan Pafnuciua bile güzel Thais’i görünce toprağın yenilmez kudretini duymuştur.
Biz edebiyatı bulut gibi yerle gök arasında yüzen bir hayal dünyası şeklinde düşünüyoruz. Periler. şairlere görünmez ülkelerden ilhamlar taşır dururlar. Edebiyatın bu tarzda kavramlısında, hiç şüphesiz, eski Arap edebiyatının şiir telâkkilerini ve onların izlerini sezmek mümkündür. Edebiyatı Cedlde’ye kadar uzanan ode-
ffûTFı'’
‘.um

ılı

üvıııi1


İlim hareketleri
bİyatımızda da hemen İyiyle bir gelenek kokusu vardır. Şair ona derler kİ, bir oturuşta en aşağı 50 beyit yazar. Bunu kimin söylediğini, sız de benim gibi, niz.
billrsi-
edebi-kavra-temelli Onlara hemen
Daha sonraları yazılan yat tarihlerimiz edebiyat minin tahlili bakımından yenilikler göstermezler, göre de edebiyat hemen
Hadım'dan İbarettir. Edebiyat tarihlerimize giren trktük nesirler, hikâyeler, uıflcrrm/ bir edebiyat zihniyetine göre seçilmiştir. Halbuki; türkçüiük fikrinin yayılması ile ister istemez değerlendirilmeye haşlanan halk edebiyatımız sa-nAt edebiyatımıza göre ne kadar canlıdır ve kuvvetini ne kadar serin bir hayat kaynağından almaktadır.
Yurdumuzda çağdaş anlayışa uygun bir edebiyat telâkkisinin henüz yerleşememiş olmasının en ehemmiyetli sebeplerinden biri de edebiyat tarihlerimizde göze çarpan görüş kararsızlığıdır. Edebiyat tarihi nedir? Yalnız >ı(urım ue hflfdı// tarihi midir? Güzel bir yazının, daha doğnıeu herhangi bir yazının edebiyat çerçevesi içerisine girip gircmiyeceği bizim bu somya vereceğimiz cevaba göre de değişir. Bu dâvanın İncelenmesini başka bir yazımıza bırakarak diyebiliriz ki, büyük çağdaş milletlerin edebiyat tarihleri, yazılan değerlendirmek rakımından, bizim anlayışımıza apaykın bir görüşle yazılmışlardır. Biz, sözgelişi, Lan-son'ın Fransız Edebiyatı Tarihi (Hlstolre de la Uttâratur fran-çalse) ni üstünkörü karıştırırsak bu konu üzerine hemen temelli bir fikir edinmiş oluruz. Kiz burada Descartes’ı, BossueVyl, Mon-tc.sqııiou*yü, Bııffon'u. Gulzot’yu, Tocqucvıllr’l, Micheki’yi. Ih . bulabilirsiniz. Bizim edebiyat anlayışımıza «öre bunların hiçbiri edebiyat tarihine giremez.
Yazımızın müsaadesi nispetinde şimdi de îngilizlerin edebiyat tarihlerine bir göz gezdirelim: George Sampson’un Pirece Canı* bridye Hıfttory of Enylish Lifrra^ tün deki görüşü He l^anscn’ın görüşü arasında hemen hemen hiçbir fark yoktur. Biz burada uzaklara açılmamak için yalnız en çok tanıdığımız kalem ve fikir üstadlarından bahsedeceğiz. Kitabın sayfalarını açalım: Roger Ba-con bir filozoftur, büyük bir Roma tarihi yazan Gihbon tarihçidir, Adam Smitl; iktisatçıdır, Gıbron -dan sonra kendi başına en büyük tarih kitab.nl yazan ve burada kültürlerin çöküşünü inceleyen Toybe tarihçidir Bu edebiyat tarihi; siyasî hatıralarım yazanları hile unutmamıştır (bakınız, ayni eser, sayfa S33I. Yerimizin kıtlığı yüzünden size Alman ve îtalyAn edebiyat tarihlerinden de ufak örnekler veremiyeceğlmlze üzülmekteyiz. Bu satırları yazarken edebiyat tarihimizin anlaşılmaz bir gururla kapıdışan ettiği kalcm-üstadiarı gözümüzün önüne geliyor ve düşünüyoruz. Bir milletin bütün kültürünü kucaklayan bir edebiyat tarihi yazmak kolay değildir. Bunu ynpanuyor-sak. hiç olmazsa, hükümlerimizi verirken edebiyatın ne olduğunu sezmeye de nü çalışanlayız?




1 û A û Sovyet dış politikasının
I JJ4 U I C Y İl Z Ü
2



• l ;j" tıl'it ',-V Türkiyede neşir hakkı
t
Itri
Esat
Atrab-ül
tâyin etmiştir. Sesi güzel de-fakat üstatlığı yüksekli. Bes-nakışları, kârları binden faz-Muaikıden başka şiirle de iş-
Itrî Mustafa Efendi
ÜYÜK Türk bestekârı hakkında Şeyhülislâm Efendi merhum “
Asar,, do şu ın&lûmab veriyor: “İsmi Mustafa, mahlâsı Itridir, lstnhbuldn Yaylftk semtinde doğmuş ve yerleşmiştir* Dördüncü Sultan Mehmet (1618 - 1687) zamanında büyük üstat olarak iştihar etmiş ve bestelediği eserlerdeki muvaffakiyeti nazarı dikkati çekmiştir. Padişahın huzurunda müteaddit defalar fasıl İcra ederek kendisini beğendirdiğinden, padişah onu Esirciler Kâhyalığına ğlldi: telerl, ladır.
tigal ederdi. Muamma ilmine vâkıftı. Ayrıca hattatlığı da vardı; güzel ta lik yazardı. Hüseyni makamından darb-ı-fetih usulündeki bir bestesinin güftesi şudur: “Dilber dilbere, dil dilber-i fettane münasip = Gül bülbüle, bülbül gül-1 handâne münasip.,. Hicrî 1124 senesinde vefat etmiştir. Vefatına şu mısra tarihtir: “Buhûrt zadeyi bûya-l bezm-i adn ile Allah,,.
Veled Çelebi Izbudak “Arab-Ül Âsar’ı” 1893 senesinde “Mektep“mec-muaslyle ve sadeleşmiş bir üslûpla neşrettikten sonra Jtrî’nln çirkin sesliliği mevzuuna dokunuyor; bir okuyucuda şada güzelliğinden ziyade edâ güzelliği aranmak lâzım geldiğine, pek haklı olarak işaret ediyor ve “Nasıl ki. Itri nin güzel sesli olmayışı padişah huzurunda binlerce fasıl okumasına mâni olmamıştır,, diyor. Bununla beraber o sırada yaşamış olan Tezkere sahibi Salim, It-rl’nln sesinden ve okuyuşundan takdirle bahsetmektedir.
Merhumun “Itri,, mahlâaını şiirde kullanmak İçin aldığı tahmin edilebilir.
“Türk Meşhurlan Ansiklopedisinde şu izahat var:
“Itri, zengin ve seviyeli bir aileye mensup olup zamanına göre iyi tahsil görmüş, bestekârlık ve şairlikte tanınmıştır. Musikide üstad-ı Vâkıf Halhali diye tanınan Nasruüah Efendidir. Musikideki kudretinden dolayı Dördüncü Mehmede nedim olmuş, 1691 de Esirciler Kethüdalığına tâyin edilmiştir. Bu vazifeyi İstemekten maksadı Kafkasyn’don esircilere gelen bir güzel sesli güzeli seçerek kendine evlât edinmek ve ona musiki öğretmek imiş. Bunu Nuri Şcydâ bir makalesinde yazmıştı.
“Itri nin İstanbul surları dışarısında çiçek ve meyvelerfle meşhur bir bahçesi olduğunu ve orada refah ve zevk İle yaşayarak görülmemiş çiçekler ve meyveler yetiştirmekte bulunduğunu, hattâ “Mustafabey or-mudu„ diye meşhur olan armut çeşidim Istanbula fidanını getirerek ilk defa onun yetiştirdiğini, onun zamanına yakın yıllarda yazılmış olduğu tahmin edilen bir ya sâna mecmuada görmüştüm. Ona zamanında Mustafa Çelebi derlermiş.,,
Itrî’nln doğum tarihi belli değilse de vefat tarihi 1121 olarak gösterilmektedir. Mezarı Edlrnekapı dışarısında Mııstafapaşa dergâhı civarında olarak tarif ediliyor. Bine yakın bestesi olduğu halde bugün elimizde ne yazık kİ. ancak 28 parça eserinin notası bulunmaktadır.
IAlka KARABEY
a n :
a z
CURT RIESS
(Avrupa hUMuıd
nıuhrt birini İz ı
F
PAKSA Cerrahi Akad^mie ; uy*ti Profesör D Atloiiies Fi- rl j f/aro IAtthrnlrn
(rrrohhf/iH kor^ıla^tı()ı mıthitıı meşe c lelmr vr kesifler hakkında adttfltdak satırları neşrediyor;
Londra, (Husıısl muhabirimiz DSP bildiriyor) - Büyük Brilanyanın silâhlı kuvvetleri (Kara, hava, deniz) Ortadoğunun müdafAası İçin müşterek bir teşkilât kurmuşlardır. Bu teşkilât hem harpte heın de sulh-te, çok büyük ehemmiyeti haizdir. Çünkü. Ortadoğu ile bu bölgede münakalât, kıta kaydırmaları, ham maddeler ve bilhassa petrol istihsal ve nakliyatı için kurulmuş üslerin müdafaası, Büyük Brltanyanın At-lantik paktı çerçevesi içerisinde deruhte ettiği vazifelerin en mühimlerinden bilişidir. Esas itibariyle Orta-doğudaki İngiliz hava kuvvetlerine dayanan bu teşkilâtın koruyacağı bölge fevkalâde geniştir; çünkü Ce-belitarik’tan Hint Okyanusundaki Andamân adalarına ve Atinadun Kenyanın payitahtı Nairobiye kadar uzanmalı tadır. Bu bölgenin müdafaa merkezi tabla tiyle ancak Mısır olabilirdi ve hakikaten Ortadoğu genel karargâhı da Süveyş kanalı kıyılarında tesis edilmiştir.
Fhılâııdi.va'ya yupılan şantaj
Moskovanın yeni notası, Finlftndl-yaya atfedilen, Mharp kundakçılığı” nı az çok İzah ediyor. Kremlin, Fin-lândiyanuı, sulh ve yardımlaşma paktı hilâfına, en ağır har psuçiarını işlemiş 300 Sovyet vatandaşım barındırdığını iddia etmektedir. Bu ••mücrimler., Ballık memleketlerine mensup İken, Finlândiyaya kaçıp, Sovyetlerin de malûmatı tahtında orada yaşayan bazı kimselerdir. Bunlar u-zun zamandan beri orada yaşıyor ve Moskova, şimdiye kadar bun lan ne harp mücrimi, ne de “sulh bozguncusu” telâkki ediyordu. Finler çok misafirperverdir. Acaba, bu huylarını değiştirmeleri mi İsteniyor?
Sovyet notasının, daha h in Hükümetinin eline geçmeden, Moskova Radyosu tarafından neşredilmiş olması, Helsinkide “haysiyet kinci” telâkki edilmiştir. Anlaşılan Moskova, Finlandiya Hükümetini müşkül vaziyete sokmak. oLoritcsini şüpheye düşürerek zayıflatmak ve Fin Milletini, eski liderlerini tehlikeli bularak yeni seçimlerde Cumhurbaşkanı Paasikivl ile Başkan Fagerholm’un mutedil politikasından ayrılmağa ve siyesi sergüzeşt lerc atılmağa sevket-rnek arzusundadır,
Bu beyanat. Stallne göre, bütün ı dünyanın yeknazarda anladığından çok daha büyük bir taviz teşkil etmektedir. Bu beyanat, Sovyetler Birliğinin Batı ile anlaşmaya varmak istediğini yani buna muhtaç olduğu mânasını taşımaktadır. Bu beyanatın arkasında Vişınskı, daha doğrusu Vişınskinin Politbüroya ocak a-yı ikinci yarısında verdiği yirmi hh-hifelik rapor vardır.
Bu muhtırada. semeresiz kalan Berim ablukasından, hava köprüsünün Amerikalılara kazandırdığı büyük itibardan, kurulmak üzere bulunan bir Batı Almanya Devletinden ve Rusyanın Avrupada gittikçe zayıflayan nüfuzundan bahsedilmektedir. Muhtıra, Dışişleri Bakanı Molo-tot’a karşı hazırlanmış müthiş bir ithamnamedir. Aralık toplantısında, Stalin “bazı tavizler,, den bahsetmiştir. Vişinskİ şimdi bunları açıkça ifade ediyor. Vişınski'ye göre, Batı ile varılacak her türlü anlaşmanın ön şartı, Berlin ablukasının kaldı-ninıaaıdır Bundan başka Vlşinski, Şiıtıdiyc kadın yapılanların, Batıyı, Sovyetler Birliğinin inandırmaya hiç Kâfi nnatindedir. Atlantik sini geciktirmek ve
Devletinin kurulmasına engel olmak için, bizzat Stnlin in, sulh arzusunu açıkça irade etmesi Jâzımdır
Eğer Stalin, «özlerini fiiliyatla teyit eder, yani Berlin ablukasını kaldırırsa, bütün bu gayeler tahakkuk ederek ve Dışişleri Bakanları hemen toplanacaktır.
Vişinski bu muhtırasında, tehirine muvaffakiyet elverirse, Atlantik Paktının imzulannuısına da engel o-lunabikceğini yazıyor, çünkü Söv-yetlerln iyi niyetine olun itimat çoğaldıkça, Amerika umumi efkârı Atlantik Paktının lüzumu hakkında menfi düşünmeye bağlıyacaktır. Zaten. paktın tasvibi de sonetoda büyük gürültülere sebep olacaktır.
Vişinskl. muhtırasının sonunda Sevyrtlcr Birliğinin, harbin son muharebesini ve halâ harbi kaybetmemesi için, çok acele edilmesi icap ettiğim, çünkü Sovyetlerin bütün dünyadan tecrit edilmesi tehlikesinin hiç bir zaman bu derece veha-met kesbelmedlgıni bilhassa ettirmektedir.
Bu muhtıra, biri;aç halta Vişınski’yı Dışişleri Bakanı çaktır.
tebarüz
sonra, yapa-
Sııilı teminatı arkasında dunundan

başlarında, Polonya
çalışı*
Emnı*
hüsnüniyetine gelmediği ka-puktıııırı imza-Batı Almanya
Kulis lıyor.
Şubat yet Bakanı General Sfnnlslav Ra-
kievlez, Varşnvndnkı Amerikan askerî ataşesi ile başbaşa konuşurken, Soveytlcr Birliğinin, Berlin ablukasını kaldırarak mtlttcfiklrr arası iyi münasebetleri yeniden tesis etmeye can attığını ima ediyor.
Bellinde, Sevyet askeri idaresinin “Halet Efendisi,,, Alhıanyada radikal bir politikanın tatbikini destekleyen Albay Tulpanrıf’un degişlli’iJc-ceğj h/ıklanda rivayetler dolaşıyor; bu rivayetler oldukça ciddi telâkki edilmekledir. Komünist matbuat, e-ğer Amerikalılar hava köprüsü kahramanlığını benimsemese idiler, “münakalât tahditleri., nin kfimünistçesi) çoktan olacağını yazıyor.
VVashlngton’dn. Sovyet, mensup İki askeri ataşe, Dışişleri Bakanlığı
Rusyanın bu sefer işi ciddi tuttuğunu söylüyorlar.
Amerikanın, Moskova ya yeniden elçi tâyin edeceğini duyıınc^ lln bayram yapıyor; yeni e^l
pişmiş aşa soğuk su katıyor: Yeni elçi, Kirk, Amiral, yani askerdir. Halbuki, askerler, Amerikan diplomatları kadrosundan çoktan ayrılmaya başlamışlardı.
Yeni bir sükutu hayal: Stalin nıü-
tabiukanın kaldırılmış
peyklerine
Amerikan memurlarına,
Krem-nin adı,
. Ji'' «M *' Cerrahi, yirminci asrın ikinci yard sında belki bazı sahalardan çek ile- ./(' cek fakat başka alanlarda hudutsui diyeceğimiz şekilde gelişecektir.
di*
Urları cerrahi yollardan tedavi u| T., mılü yavaş yavaş bırakılacak. Bugün] kanserin yahut hafif urların tek ya hut en uygun tedavi tarzı ameliyat tır. Halbuki hasta bir uzvun vb’ m1* 1 cııttan çıkarılması, çaresizi)kteıj
katlanılan ve mantığın kabul etme dlğl bir şeydir. Urların sebebim ke sin olarak anladığımız gün - o gül I belki de pek geclkmlyecek - tedavi si için ameliyata başvurmaya, vü cudü bir uzuvdan mahrum etmey lüzum kalmıyacak.
Meselâ; şimdi bile, sülfanılt, penisi lln,streptomisin va. gibi “antibiyotik denilen ve boyuna yeni yeni “tiple rı„ yaratılan ilâçlar sayesinde ente nl ârızaların cerrahlık vaaıtaslyi tedavisi yavaş yavaş terkedllmekt olup tamamen vazgeçilmesi ihtlma de vardır.
Fakat büsbütün başka alanlard I cerrahinin esaslı surette İlerlediği! ı görüyoruz. e
Gerçekten, son seneler zarfınd yapılan keşifler sayesinde cerrahlı I tekniğinin gelenekleri tamamen ğişti. Elimizde yeni yeni vasıln u vardır; bunların başlıcalarını ana' hm: [
Bugün zehirsiz uyuşturucu ma(| deler bulunuyor. Bu maddelerin tâ slr müddeti hudutsuz olduğu giıl hasta için hiç bir suretle tehlike| değildir. |
Diğer taraftan, uyuşturucu İlâçJ uyutulmuş hastayı uyandırma usul lerl, ameliyat ne kadar ağır veya >4 zurı olursa olsun dermansızlık ân larını önlemek imkânını veriyor, itibarla ameliyatın çabuk yapılm artık ehemmiyetini kaybetmişti hattâ bazı bakımlardan zararlıdır Dikkatli, yavaş ve ihthnamlı mü haleler usulünün tatbiki ile ce lıkta yeni bir devir açılmış bulun yor. Zamanın ehemmiyeti kaim mıştır; mühim olan, âzami Rikkat itina gibi şeylerdir ki. bunlar m vnffakiyetin âmilleridir.
Asrımız cerrahlığının istikameti iyice sezmek İstersek şunu hatırl malıyız: Vücudün bazı uzuvları İşlemez bir hale gelmesi öltlm t ilkesini doğurur. Biyoloji Alimle meselâ bir ameliyatın başarılm için vazifesini görmekten alıkon veyahut vazifesini göremiyen bir vun yerine birkaç saat ve höttâ kaç gün çalışacak yapma uzuvl yaratma çarelerini aradılar. Bun rın en meşhuru sun! ciğerdir. Fa şimdi sunî böbrek de günden daha çok kullanılmakta olduğu incelemeler konusu bulunan» kalb dahi birkaç seneye kadar yecek bir hale getirilecektir.
Kalb cerrahlığı, suni kalb sayesi de, muazzam bir ilerleyiş kayded çektir. Şimdilik kalbin en yakın çe relerine inhisar ediyor. Fakat a kalb üzerinde yapılacak müdahale fevkalâde mühim neticelere v çaktır. Meselâ, bir çok kalb hasta larının başlangıçta basit mih sebeplerden Heri geldiğini bilen dır: Yani kalb dessnmelerinin daralması, yahut da genişlemesin ibarettir.
Operatörün, sunî kalbin yardım le, kalbi açarak hasta desaamel açacağı yahut kısacağı ve bu sur le onları tekrar tabii hale getl ği gün yalcındır.
Yapma uzuvlar cerrahlığı şım( den neticeler vermeye başladı. İsti baii çok zengindir. Şimdiden, go^ dış tabakası, kemik, atardamar uzuvların yerine sunileri konmak dır. Böbreğin tamamen çıkanla verine yeni bir böbrek konması t rübeleri pek üıııit verici ncticel ulaştı.
Sinir merkezleri cerrahlığı §im| den hudutsuz imkânlar göstermek! dir. O artık beyin yahut ilik urls, mn çıkarılmasına İnhisar etme gün geçtikçe bir nevi fizyoloji C rahhğı yolunu tutuyor ve bu sure* uzviyetin hareket ve duygu ne temas ediyor. Şimdiden bilir ki. ileride, ilâçla tedavi yen bütün ağrılar cerrahlık de yok edilecektir.
Bu son aylar zarfında yeni bir diseye daha şahit olduk: O da cerrahlığıdır.” Bu şual. ferdin h siyet ve dimağ unsurları üzeı müessir olmak imkânını verme dir. Tabii, henüz işin başhıngı bulunuyoruz, bazı anatomi esasi mn kesin olarak tâyin edilmesi j zınıdır ki, bu usul inkişaf edebi Fakat heyecanın, hafızanın, rin beyindeki merkezleri keşfe ği gün cerrahlık bu sahada yeni t rakkiier kaydedecek.
Böylece, pek uzak olmayan bir tikbalde “ruh • yalnız şeklini ve boyunu değil. !-l ve dimağı hayatını dahi değiştir^ lecektir. • J
Böyle mühim bir alauıa el usa* cerrahlık ogııhırı dindirmek ve Pİ kozları tedavi etmek gibi yalnız 9*1 lojik vakalara mı inhisar e^ej yoksa ruhi ve fikri unsurlar rinde ıslah veya tadil ameliyatına I girişecek?




işimi
D* pdi tır. I
iıb
4in
“Yeni İstanbul” a aittir.
kalât tahditleri., ni kaldırmaya razı olduğunu Amerlkaya resmen bildirsin mİ? Vlşinski, bilâkaydü şart taraftardır. Ötekiler, münakaşa ediyor.
Stalin dört saat dinledikten sonra söz alarak, şöyle bir ortalama teklif yapıyor: Güvenlik Konseyindeki Rus delegesi. Amerikan delegesine Sovyet hükümetinin tasavvurunu açıkça bildirecektir. Sovyetlerin gayesi “her İki büyük devlet a-rasında yeni ve tam bir anlaşmaya varmak ve Dışişleri Bakanlarının yeni bir toplantısında bütün anlaşmazlıkları ortadan kaldırmaktır”. Dışişleri Bakanları toplantısından sonra. Berlin ablukası kaldırılacaktır.
Stalin bu suretle, ilk hedefinden de daha ileri gitmiştir. Dünyanın kendisine karşı takındığı sükrtti tavır yüzünden en büyük tavizlerde bulunmak zorundadır -yani. cihana. Sovyetlerin Batı ile iyi geçinmeye mecbur olduğunu ve Atlantik Paktından korktuğunu İlân etmeye mecbur kalmıştır.
Va- j
lâkatı hiç bir tesir yaralamadı, kııa gazeteler uzun boylu tefsirler yapıyor. Fakat Amerikan Dışişleri Bakanlığı, bu mülakatı bllmenıezllk-ten geliyor. Hiç harekete geçmiyor. Kıymetli vakitler heba olup gidiyor. Polltbilronıın Dışişleri Komisyonu A-zalan, bu sefer zamanın Amerika lehine çalıştığını mütemadiyen tekrar eden Vişinskmln hakkını teslim etmek mecburiyetinde kalıyorlar
Şaşkınlık
Sovyet I.hşışk-ri Bakanlığında şaşkınlık ve knrarsızlık hüküm sürüyor. Nerede, dokuz, hattâ altı ay evvel, Berlin ablukasına karar verildiği sıradaki muzaffernne itimat! Herkes neve inanacağını şaşırmış vaziyette!. En inanılmaz rivayetler dolaşıyor. Günde birkaç kere, Birleşik Aıhcrikanın, ablukayı kaldırmasını Sovyetler Birliğinden rica ettiğini söyhyenler türeyor. Haberlerin hiç birisi teeyyüt etmiyor.
Berlin ablukasına gelince: Dalla onbeş gün evvel, münakalât tahditlerinin hakiki mahiyetini ancak Almanya İle doğrudan doğruya alâkalı şube müdürleri, biliyorlardı. Bugün en acemi daktilo bile biliyor. Herkes Atlantik Paktının, ablukaya cevap olduğunu biliyor. Bugün herkes, Atlantik Paktının tehlikeli olabileceğine İnanıyor. Çünkü “yukarısı,, her gün bu paktı konuşuyor, ridlkühze ediyor ve kötülüyor.
Vışinskı her sabah Karar ânımla hazır yor. Tezinin kabulü ediyor.
15 şubatta, Politbüro umumi heyeti, Çınden dönen Molotof’un iştl-raklle toplanıyor. Ruznaıne yüklüdür. Atlantik Paktı, Berlin ablukası, Batı Almanya hükümeti, Yeni Delhi Konferansı görüşülecektir. En mühim sual, henüz ortaya konmamıştır. Sovyetler Birliği, Şerlindeki “Müna-
dörtte yatıyor, bulunmak isti* Içln mücadele

Aletle* söyle edile say
JesBup'un hatası
Ertesi gün vaziyet değişiyor. A-merikanın Birleşmiş Milletlerdeki delegesi. Dr. Philipp Jessup, Sovyet delegesi Jakob Malikten, Stalin'm Klngsbııry Smith’e verdiği mülâ-katta, Berlin bölgesinin para meselesine kasıtla mı teınas etmediğini soruyor.
Ne tesadüf!.. Ve Rııaya için ne şans!.. Malikün, Jessup’a nıüracat etmesi için tesbit edilmiş olan tarihten bir iki gün evvel, bizzat Jessup konuşmaları açıyor. Malik, kendisine tevdi edilmiş olan vazifenin esaslarına vâkıf olmakla beraber, teferruatı bilmiyor; bu husustaki şifreler. VVnshington elçiliğinde açılmak üzeredir.
(Arkam var)

uzak olmayan bir s cerrahlığı,, ferdik |
•14
*
i


*
13 Ocak mo
YENİ İSTANBUL
Sayfa: B

HİKÂYE
A L
İlhan Tarus
SABAHLEYİN korku İçinde uyandtğım çok olur. Buna sebep radyodur. Çoğunuz duymuşsunuzdur: Radyo, günün
ilk seslerim etrafa yaymaya baslarken. başında bulunduğumuz yirmi dört saatin dramatik bir hülâsasını yapar: İtlerinizde basarılar, hayırlı sonuçlar dileriz, dor. Urpe-rorek doğrulurum. İçimde bir tereddüt, bir endişe, bir korku belirir. Günümün nasıl geçeceğini, nelerle ve kimlerle kartılatacağımı. kimlerin benim hakkımda neler yapacağını, neler konulacağını, ne kararlar vereceğini tahmine çalışırım. Hiçbir suçum, günahım, hattâ hatam olmadığını İyice bildiğim halde, yolumun üzerine yüzlerce düşmanların dıkİlecâğİ. her birinin bir plân, bir tuzak, bir pusu kuracağı vehmi içimi sarar. Bu radyodaki kızın ümit vermeye çalışan sesinde bile bir şüphe, bir toreddüt ve bir İhtar gizlidir sanki.. "Sakın, der, kendini eakın, adımlarını sağlam at, benim temennim ve arzum, geceye yine şimdiki gibi sağlıkla, emniyetle vırmandır. Lâkin is bununla bitmez: Ayağını denk al!.„ , Giyinirken, kahvemi Içorken, bu eeain gittikçe sönen aksini kulaklarımda duyarım. Tamamen söner mİ? Ne gezer? Yolda, İade, ye-mokte, kahvede hep sıkılırım, hep düşünürüm. Batkalariyle konuşurken. hattâ asabileşirken, kavga ederken ve gülerken o endişe, o korku içimdedir. Durmadan varlığını belli eder, durmadan kımıldar, durmadan “buradayım,, der. Bu, yalnız bir vehimden, bir duygudan mı İbarettir? Hayır, asla— Her insan, her arkadaş, her hâdise ve her şey, İçimdeki çekinmenin hak-' h olduğunu ispat eden delilleriyle karsımda dindir. Ufak bir ahf verişte karşımdakinin türlü yönlerden, türlü hileler ve dolaplarla beni aldatmaya çalıştığı bir gerçektir. Ufak bir konuşmada arkadaşımın düşüncesinin ayrı, lâkırdısının ayrı olduğunu sezerim. Gülerken düşünür, hücum ederken sever, düşünürken dls biler ve okşarken yumruk sıkar. Bunu açık açık bildiğim İçin hiddetino aldırmam. itifatına bos veririm.
Birisi, günün saatlerinden birinde:
— Ilhan, bugün çok kederliyim.. İçimde bir sıkıntı var...
Dedi mİ. kararımı veririm: Bir yerden ummadığı bir para almıştır. Bu paranın mevcudiyetini, miktarını, kaynağını gizler. Çünkü o da benim gibidir: İnsanların onun geçici de olsa rahatlığına, genişliğine düşman olduklarını bilir.
— Bugün çok mesudum. Belki hayatımın en mesut günü...
Diye söze baslıyan adamlardan da iğrenirim: Bunlar ,olduğu gibi görünmemek gayesi uğruna ,en aziz sermayelerini koz olarak kullanan budalalardır. Hiç rahat etmezler mi? Biz hiç mesut olmaz mıyız? Biz hep böyle, her dakika çözülmeye hazır bir sal üzerinde. sonsuz bir ırmak boyunca sürüklenmeye mi mahkûmuz? Hayır.
Bakın, size bir şey anlatayım: Bir gaye uğruna değil de, bir zevk olarak, bir zamanlar, yaşadığım şehrin köylerini dolaşırdım. İşten vakit buldukça, şehrin demir çenberinİ kırıp dışarıya, dıs tarafa bir fırlayışım vardı, değme fanilere nasip olmamıştır. Bir gün, bu şehrin en göze batar adamı. Valisi, usulca yanıma geldi ve bir pazar, benimle beraber bir tarafa gitmek arzusunu gösterdi. Bu adamdan pek hoşlanmazdım. Sebebini araştırırsam bulurum ya, şimdi vakit yok. Evet, pazar sabahı gizlice bir talikaya bindik ve belli bir hedef tâyin etmeden, yollara vurduk.
Arabacı ihtiyar, kendi halinde, arkasına bile bakmıya takati, hevesi olmıyan bir adamdı. Onun kendisini huzurundan ayırmıyacağına İyice kanaat getirdikten sonra Vali bey, ceketini ve yeleğinin düğmelerini açtı. Kravatını gevşetip göğsüne indirdi ve basını havaya kal-
dırarak geniş ve soluklu bir “ohhhhh.,.,, çekti. Uzunca bir müddet kuru, kıraç topraklan, yolun İki yakası boyunca uzanan geven, diken dizilerini seyrettikten sonra:
—Oğlum, sen benden çok gençsin. Fakat işitiyorum kİ zevklerimiz birbirine yakın. Her pazar köylore gidip hava alıyorsun. No bahtiyarsın!.. Bizim için mümkün mü? Bin türlü sebep, bin türlü dert. Halbuki köylerin, köylülerin yaşayışı kadar beni alâkadar eden, kendine çeken bir şey yoktur... Bilmem farkeder misin? Onların dünyası bizden ayrıdır, ayrıdır ya.. Dünyayı görüşleri de bizden ayrıdır. Şartlar, hayat tarzı, vasıtalar falan değil: Dünya, onlar İçin başka bir şeydir. Başka türlü görürler dünyayı..
Bir tarihte Yozgatta bulundum Orada de senden daha yaşlı, ama senin gibi düşünen bir arkadaşım vardı. Zengince bir çiftçiydi ya. zenginliği bir araya geldiğimiz zaman silinirdi. Günün birinde beni bir yaylanın başına götürdü...
Vali durdu, yüzüne baktım: Etrafı kırış kırıt olmuş, feri solmus gözlerinin tâ içi. ama tâ İçi gülüyordu. Mesut bir İnsanın bundan başka türlü bir delil vereceğini ummam. Sol etmedim. O, sevdiği, gönül verdiği bir insandan hah-»ediyormuş gibi, fısıl fısıl, devamla:
— Allahın kırında üç kıl çadır. Arkadaşımı tanıdılar ve bir kenara kilim serdiler. Simdi o kilim bütün renkleriyle gözümün önünde ama, anlatamıyacağım. Artık o dtrmın kalmadı bizde... Neyse, hoşbeş ettik. Kadınlar, kızlar da geldiler. Bizden kaçmadıkları gibi, gocunmadılar da.. Hiçbir zaman, ne ondan evvel, ne de ondan sonra ,o kadınların benim yanımda takındıkları tavrı başka yerde göremedim, bulamadım. Kırk yıl dairede bir arada çalışan, kırk yıl şohir kadınlariylo arkadaşlık etsen, sen de göremezsin, bulamazsın! Yirmi boş yaşında, örgülü saçlı, periler gibi güzel gelinin bize bir dostluğu, bir yakınlığı vardı. anlatılmaz. Neyse... Yedik, içtik. Ben yaylaya çıkışı, geri dönüşü bilirim, çok gördüm. Anadolu-nun belki dörtte üçü yazın yaylaya çıkmadan edemez. Çok mu sıcak olur? Yoooo.. Fakat yayla, üu milletin, hürriyete doğru bir açılışıdır, bir yayılışıdır...
Gene sustu: Kıymetli, çok kıymetli bir hediyeyi ole gösterirken acemi bir kızın takındığı tavırları takınıyordu. Ya gözleri.. Hep öyle: Gülüyor... Gülüyor...
— Meğer bu üç çadır, yaz kış burada kalırmış. Hiç köye inmezlermiş. Baltan inanmadım. Baba anlattı: İnanmazsınız. Çok vardır ya, görmemişsiniz boy,- Dört yıl evvol çoluk çocuğu alıp buraya göçtüğüm zaman bonim de niyetim dönmekti. Anamızdan babamızdan böyle görmüşüz. Lâkin o yaz işler iyi gitti. Koyunlarımız arttı. Gelin de ikiz doğurdu. Hava esmeye başlayınca çadırımızı bir duman bürüdü: Köyün o karanlık, o sıkıntılı damlarını düşünmeye başladık. Birkaç gün sürdü düşüncemiz.. Sonra...
Vali gene sustu. Kabına sığmıyordu. İkide bir göğüs geçiriyor, sağına soluna bakınıyordu:
— Sonra ne olmuş bilir misin? Kalmışlar orada. Kalmışlar... Canım niye şaştın? Kalmışlar işte!...
Benim yastığım yoktu: Fakat o, saadetini ve keyfini tamamlamak için, benim hayrete düştüğümü farzediyordu:
— Kalmışlar.. Her yıl bir çadır artıyorlar. Yarın, öbürgün köy olacaklar... Ne tatlı değil mi?
Ne tatlı gerçekten, Simdi bir düşünün: Radyonun sabah sabah kulağımıza üflediği korkunç ihtarı, günümüzü... Bütün günümüzü bir gözönüne getirin.. Ayağımızın altında, daima çözülecekmiş gibi sallanan, yalpa vuran ve gıcırdı-yan salı bir hayal edin. Mesut insanlar yok mu sanki dünyada?..
[^BAĞLIK - GENÇLİK - GÜZELLİk|
Tifonun ilâcı
bulundu
Streptomisin ve Penisilin gibi tüberküloza karşı kullanılan ilâçlardan biri olan Kloromiaelin de küften elde edilir Fakat Amerikalı genç bir doktor kadın, Mıldred Hebatncu, suni olarak Klnromisetin elde etmeye muvaffak olmuştur
Klnromlsetln tifü», tifo ve buna mümasil hastalıklar olan Japon humması, Hindistan vebasını iyileştirdiği gibi, boğmaca ve zatÜrrieye de iyi gelmektedir.
Yukarda «aydığımız hastalıklar İçin de Kloroml*etln‘in en çok şifa temin ettiği hastalık tifodur. Bu ilâç 20 gr. alındığı takdirde hastalığı yıldırım hızı ile durdurur. Fransa her ay Amerıkadan vaaat! olarak 50 Kg. Kloromlsetln getirtmektedir. Böylece her ay 2500 kişiyi iyi etmek mümkün oluyor Fakat hastalığın ilk 20 gününden sonra tatbik edilen Kloro-miaetın’in hiçbir tesiri görülmemektedir.
Sigaranın zararları
Ağzımızı dolduran ve içimize çektiğimiz zaman ciğerlerimizin tâ içlerine kadar işli-yen sigara dumanının
nasıl bir şey olduğunu hiç düşündünüz mü? İçinde nikotin olan sigaranın maalesef bütün dünyadA tiryaki, leri çoktur Geçen sene Amerlkada 600 milyon kişinin 400 milyar sigara içtiğini biliyor muydunuz?
Hepimizin bildiği gibi tütünün esası. tütünü tütün yapan Nikotindir.
Sigarayı İçerken nikotinin çoğu ha-veya dağılır ve ancak üçte biri ağza
girer; bunun da sadece bir miktan ciğerlerimize kadar gider.
Puroya gelince; tesiri 4 veya 0 sigaraya bedeldir Pipo ise, bir insana purodaki nikotinden biraz daha fazla nikotin verir.
Şunu da unutmayalım ki bir insan sigarayı ne kadar hızlı içerse o kadar fazla nikotin alır. Hem sigarayı küçülene kadar içmemeye gayret etmeliyiz. Zira sigaranın son kısmı fazla nikotinlidir. Onun için içimi çok zararlıdır.
Nikotin kendi başına şiddetli bir zehirdir. Bir tavşana iğne ile bir damla nikotin verecek olsak hayvan Anide ölür. Keza sigara yoluyla tedricen aldığımız nikotin vücudümüze birden zerkedllecok olsa biz de Anide ölürüz.
Sigara nefes borumuzu tahriş eder mi T
Bazı doktorlar bu suale evet, bazıları da hayır diyorlar. Fakat, herhalde bu anlaşmamAzhk tiryakileri alâkadar etse gerek.. Onun için bu mevzu hakkında söylenenleri hatırlamaya çalışalım:
Bir defa, her şeyden evvel, doktorların birleştikleri bir nokta var: sigara nefes borularını yumuşatmaz..
Sigaranın dumanını mendilimize liflediğimiz zaman hâsı! olan sarımtırak renk nikotin değildir,. Zira nikotin renksiz bir maddedir, ağızlıklarınızdaki pislikler, sigaranın tamamen yanmamış kâğıdının artıklarıdır, ve ocaklardaki isi andırır. Birçok doktorlar bu maddenin hem zehir ve hem de tahriş edici bir madde olan benzo-pyrene olduğunda mutabıktırlar.
Tütün kalbe zararlı mıdır f
Sigara nabzı, normalden 28 defa daha fazla attırır; böyleee tedrici olarak kalbi yorar, aritmi denen bir hastalığın ortaya çıkmasına sebep olur. Kalb gayri muntazam atmaya başlar
Bu şehirden akisler
Küçük Ahmet’in hikâyesi
9por, gönç vo güıol kalmanın kartlarındandır. Spor yapmak İçin yaş kaydı dıyo bir şeyin mevcut olmadığına en gürel misal. İsveç Kiralıdır. Sporlar içinde en güreli Şüphesiz ki koşudur. Birçok sporlar gibi koşu da şimdiye kadar yalnız erkeklere maheua bir spor sayılırdı. Fakat, bugün kadınlar da her türlü epora katılmaktadırlar. Yukarkl resimde görülen gönç kırlar, bu güzel sporu kanlarında taşır gibidilre
★ ★ ★
Sıhhat, neşe ve güzellik spor

ve hareketle elde edilir
UMUMİYETLE biz Türkler, çok yemek yeriz, fakat buna mukabil az hareket eder ve yediklerimizi yakmasını bilmeyiz. Ecdadımızın "bir dirhem et» bin ayıp örter,, sözünü ileri sürerek kendi kendilerini teselli edenler de çoktur. Bunlar etraftan da teşvik görerek yerler de yerler!. Bir yere misafirliğe gittiğimiz vakit ev şahinin “Al-lahaşkına buyurun, hatırım için yiyin,, sözlerini hiç de yadırgamayız, değil mi?* Zira Türklerln misafirperverliği meşhurdur. Fakat neden-
se bizler bu misafirperverliği daha çok yemek sofrasında gösteririz. Demek ki hakikaten hepimiz yemek yemeyi mühim bir zevk olarak telâkki ediyoruz. Hattâ içimizde “Yegâne saadetim yemek yemek,, diyenler de yok değildir! , (
Midelerim seven bu insanların kendilerini bu •‘yegâne zevk,, lerln-den mahrum etmeleri bir zulüm o-lur, vücutlarının bozulduğunu gören kadın veya erkek herkesin ilk aklına gelen şey, perhiz fikridir. Böyle-leri bir müddet için az jjemek yemeğe karar vererek nefisleriyle daimî bir mücadeleye girerler. Neticede sinirleri zayıflar, bu yüzden yüzleri öyle yorgun bir İfade alır ki, gören hallerine acır.
Neticede perhizin harap edici olduğunu görerek, kimisi eski haline döner, ve rahat rahat yemeğini yemeğe başlar. Kimisi de daha sebatkâr çıkarak perhizden vazgeçer, fakat yediğini yakmaya karar verir. Bu gibilerine bazı şeyler tavsiye et-
meyi faydalı buluyoruz.
1 — Evde, işde, her yerde mümkün olduğu kadar az oturmaya gayret ediniz. Fakat; sabahleyin 15 veya 30 dakikalık Jimnastiği müteakip bütün gün oturursanız sabahki yorgunluğunuzun dünüze faydası
zerre kadar vüeu-dokunmaz.
çıktığınız zaman şa-
2 — Sokağa
yet vaktiniz varsa yürüyerek gitmeye gayret ediniz. Her gün veya hiç olmazsa haftada üç gün hakikaten yorulduğunuzu hissedinceye kadar yürüyünüz. Fakat soğuk havalarda hasta olmaktan korkarak rUmektcn vazgeçtiğiniz takdirde bah veya akşam - kalbiniz zayıf ğilâe - İp atlayınız. Vücudun her
rafını birden ayni derecede çalıştıran bu küçük sporun çok faydasını göreceğinizi tahmin ediyoruz.
j STANBUL’un karanlık ve ıslak ı I günlerinden birisi İdi. Galatada | Tünelden çıkarak Köprüden geçi-1 yordum. Saat dört ile beş arasında idi. Köprü üşünün kendine mahsus bir havası vardır, Beyoğlu ve İstanbul gibi İki semti birbirine bağlayan bu yerden ne zaman geçsem, nedendir bilmem İstanbul şehrinin blnbir çeşitli derdi hatırıma gelir. İhtimal köprü altında yersiz yurtsuz vatandaşların barınması, İşsiz güçsüz serazat kimselerin parmaklıklara dayanarak saatlerce etrafı temâşa etmeleri bu hatırlayışla yakından ilgili idi. Bu düşüncelerle Gül hane parkına kadar çıkmıştır. Hava kararmıştı. Parkın kapısına yakın caddenin bir köşesinde dokuz on yaşlarında kadar bir çocuk etrafını alg.n kendi çağında çocuklarla kavga ediyordu. Hepsi ona karşı haşin bir tavır almıştı. Çocuk yüzünde kin dolu bir İfade ile arkadaşlarına küfürle mukabele ediyordu. Küçücük yumurcakların ağzından işittiğim bu küfür dolu ağız kavgası merakımı mucip oldu. Tramvay bekler gibi yaparak yavaşça durak yerine sokuldum.
Biraz sonra oradan geçen bir polis küçüklerin kavgasına müdahale ederek hepsini dağıttı, fakat kavganın kahramanı “Annem bir yere kadar gitti, çimdi gelip beni buradan alacak., deyince polis de kendi yolunda yürümeye devam etti. Fakat her nedense ben oradan aynlamadım. Çocuk olduğu yerde duruyordu. Anne hâlâ gözükmemişti. Küçük, gözlerini bir noktaya dikmiş sabit nazarlarla bakıyordu. Yanına yaklaşarak:
“Annen galiba gehniyecek, hava da bir hayli karardı,, dedim. Ters ters yüzüme bakarak:
“Gelmezse gelmesin, beni yemezler ya.„ dedi. Ben konuşmaya devam ettim: I
“Hava da çok soğuk, yağmur çiseliyor. üşüyeceksin..,
“İlâhi abla, tuz değilim kı eriyeyim, hem sana göre ne var. Sen yoluna devam et, yürü git..,
Onun, ıstırap çekmiş bir insanın ifadesini taşıyan sesi beni daha çok alâkadar etti.
Bir İki müşfik soz. çocuğu biraz yumuşattı Kesik kesik cümlelerle hikâyesini anlattı Mahallenin çocukları ona "Hırsız Ahmet,, » derlermiş. Pek küçük yaşında babası
evden çıkmış gitmiş ve bir daha gel» memiş. Annesi çalışmak mecburiye* tinde kalmış. Bazı günler eve çok geç gelirmiş, geldiği zaman da sallanarak yatağa yıkılırmış. Ahmet, tencerenin içinde duran soğuk yemeği kendi kendine yer. yatağa yatarmış. Fakat bazı geceler loş ışıklı küçük, harap evde sesler İşitir, müb* hlş bir korku ile kendini sokağa a-tar, oyuna dalarmış. Evsiz sokakta uyuyan serseri çocuklarla bazan kavga eder, dövüşürlermiş. Bir gün öğleden sonra sokakta yalnız başına dolaşırken bir aktar dükkânına girmiş, ondan çikolata çalarak eve koş. muş ve kendine bir tatlı ziyafeti çekmiş.
Anne dışarıda oğluna ekmek parası kazanırken, oğlu annesinin temin edemediği şeyleri, kendi tâbiri ile “bir erkek gibi,, elde etmlye başlamış. Bazan yakalanmış, fakat kaçmış, bazan da mahallenin büyük oğlanlarının sopası İle canı yanmış. Yanında küçük bir çakı taşımaya başlıyarak icabında nefsini müdafaa etmiş. Farkında olmıyarak âdet e-dlndiğl bu kötü ahlâklar onu daha nerelere kadar sevjceder bilmiyorum. On yaşına gelinceye kadar mektep-siz. himayesiz ve yalnız büyüyen bu çocuğu hangi müessese veya teşkilât kurtarabilir diye kendi kendime düşündüm. Ona para vermek, nasihat etmek hiç bir fayda temin etmiye-cekti. Onun fikirlerine yeni bir istikamet verebilen, ruhuna nüfuz ederek İç Alemini aydınlığa kavuştum-bilecek bir tedaviye ihtiyacı vardu Küçük Ahmetlin tavsiyesini dinliye-rek kendi yolumda yürümeye devam ettim.
Bu hikâyede yeni ve İşitilmemiş bir hâdise mevcut değil. Bilâkis bu hikâye binlerce, milyonlarca Ahmetlin hikâyesi, dünyanın her tarafında, köşede kalmış ücra yerlerde ya^ çıyan Ahmetlerin hikâyesi. Fakat bazı ülkelerde Ahmetlerin derdine çare arayan, onları cemiyete faydalı bir unsur yapmaya çalışan çocuk yuvalan, çocuk sıhhat merkezleri ve ıslahevleri sayısızdır ve her gün adetleri artmaktadır. Memleketimizde de bu alanda eskiye nisbeten bir hayli faaliyet vardır. Fakat bu faaliyetin daha hızlanması ve geniş çapta fiiliyata geçilmesi herhalde umumi bir arzu ve istektir.
Leylâ KARA
yü-sa-de-ta-
SPOR
A
merikalılarm
3 — Sabahtan akşama kadar bir büroda oturmak mecburiyetinde cilan insanlar çok geçmeden göbek-lennıeye başlarlar ve gitgide şiş-manlıyarak sıhhatlerini kaybederler. Fakat yapacakları birkaç hareket onları bu kötü İstikballerinden kurtarabilir.
al Eller arkaya dayalı ve bacak-
lar
nır.
»in çeviriyormuş gibi hareket olunur
bükülü olarak esas vaziyeti alı-Bu şekilde ayak burunları ger-olarak, bisiklet üzerinde pedal
b) Bacaklar bükülür, oturuş vazıyetinden sırtüstü vaziyetine geçilir. Birden kollar ve bacaklar gerilir ve aynı zamanda eller yanlara açık o-larak ikinci bir vaziyet alınır.
Fransızlarla karşılaşacak güreş takımımızın seçmesi
Fransız güreş takımı He yapılacak güreşlere çıkacak İstanbul karması seçmelerine dünden İtibaren başlanmıştır. Seçilen güreliler ynpılnn karşılaşmalardan sonra ilân edilecektir İstanbul karması aşağıdaki güreşçilerden ayrılacaktır.
52 kilo — Olcay Kenan, Hllyükmut-lu. Fehmi, fcrsoy Kemal, Yücel Ali, Tokay Yalçın, Karman Süha, Demir-süren Cemil.
57 kilo — Demirsüren Kemal. E-rünsal Ilışan, Yüresea Halil, Öz Osman. Türel Hayret.
62 kilo — Kaya Hafi!, Zafer Nu-reddin, Saııçiçek Haşan. Tezel Salih. Dince! Ersan.
67 kilo — Kalkan Yahya. Tiril Sultan. Yolcu Bekir, Öktav Mehmet. Elmas Servet. Şurdıım İzzet
73 kilo - Kandemlr Ahmet. Zafer Haydar, Bllgllay AtHâ. Kök Ö-zer. Hekimhan Müfit. SÖzer Nevzat.
79 kilo — Demir Rızık, Oktav Bns-ri. Gökmen İbrahim. Nuri. Talisin.
87 kilo — Can Bek taş
Ağır — Yurdner Adnan, Kılıç, Dendrsoy Sabri
kıral Faruk’a ait dedikoduları
Amerikada Lake Succes'de “Cafe-teria” adlı meşhur bir kahve vardır. Daktilolardan tutun da, orta hizmetinde kullanılan adamlara kadar küçük büroların bütün halkı, bir fincan kahve İçmek Üzere burada toplanır. An kovanından farksız olan bu kahvenin masaları başında sene sonu dedikoduları yapılırken birden “Faruk ve Zeki” isimleri ortaya çıktı; mevzu gittikçe kızıştı.'
Kıtal Faruk’un. NeW-Tork gazetelerinin dediği gibi “aşk haydutluğu., olan son macerası Amerikalıların pek alâkasını çekti. Hanedana mensup İnsanların hareketleriyle, İşin i-çinde yalnız bir aşk macerası olduğu zaman alâkadar olan halk bu macerayı “Amerikalılara haa“ diye vasıflandırmaktadırlar.
Tebaasından birinin nişanlısını kaçırmış olan Faruk’un; bu işi yapmak İçin haşvurduğu çareyi Mısırlılar gizli tuttukları halde etrafa yayılan bu haberi duyan herkes, nefretle karşılamaktadır.
Hicri 1950 Rumi
R- evvel OCAK K. evvel
24 13 31
1869 Cuma 1805
Vakit Vasati Ezani
Güneş 7.23 2.21
ö*u 12.23 7.21
Tklndl 14.49 9 47
Akşam 17 03 12.00
Yaün 18 40 1.37
lmsâk 6.40 12 38
Atatürk inkılâp Per-
şembeden manda her gtlıf 10-12 ve 14-17.
Topkupı knrayı: P a zar te* i-Çarşamba - Cumartesi eaat 12 30-17 1 olf. (21090).
A>u«of>a: Pazartesi - Sah - Çarşamba - Perşembe - Cuma, aasC 30 - 36; Cumartesi, Pazar, aoal 13 - 16. Tolf. (21760),
Arkeoloji : Çarşamba. Cıırnjı, Pazar günleri 13 ten 16 ya kadnr.
E»kl 9urk Enerleri bu beni: Çor-fjfttnbıı, Cuıııu, Pazar. 10 dan 32 ye kadar. Tclf. (21682).
Türk ve Lliîm Enerleri: Salı, Perşembe, Pazar anar 13.30-36.3u(
Tclf. (21888).
Jlolmubjıhçc Deniz Müzeni: Cu-
martesl aruıt 13-17, Telf. (81284). Pazur 9-18.
Belediye Müzezl: varı Perşembeden gün 10-12 ve 14-17. At>ıiürk manda Hul-her
Tffvflk Fikret Atiynrı Müzesi: Bebek. Perşembeden maada her gün 10-32 ve 14-17.
İzmir:
Antikite Müzeni (3824), Her gün 0 12 13.30-17. Cumarteal: l i-17 a-çıklır. |
latan bul Beyoğlu 44908
Anadolu yakası 60636
Ankara 91
İzmir 2251
İzmir 2222, Karşıyaka
8EIIİH rl YATHOLAltl:
Hant 20.30 da.
DIMM KISMI: (42167) Tebeşir DalreeL
KOMEDİ KISMI: (40409) Kayseri Gülleri,
MI AMMEM KAKACA OPERETİ j Sizin Hoknk.
TEMİ REM OPERETİ ı (40369) 20 46 te Hediyelik Gelin.
A5KAKA TİYATROLARI: Saat 20 de.
Bl’Yf* KTE flfflm-IO) Bir Ko-mMer Geldi.
Kİ çTkte ınioo) Antlgon ve »rapin'ln DoMpMn.
İZMtR
8EHİI( Tl T Al HOM* f (2264) Hln-eel öayia. _________
TAKSİM K. GAZİMOSVt FrHz Trio Banman
Kerten OrknatrsHi.
Duo Gurumlay (Bialklet akro-patları).
Yan (Sihirbazı
PAVYON: Trio dr ?Jnrrna.
ISEİOĞI.I ( IIIE l I
AKIN ISU7)H» ı — Düğün Gecesi. 2 — Çöl Develeri.
ALKAZAİC (42562) 1 — ÇayJâk
Hafiyi* Zındarıdo. 2 — Utııh
\IC ( 1-1394» MoHyiı Vcrdu.
ATLAS (40S36) Ajk ve CÜrÜm* ELHAMKA (43/M6) Yaban Gülü.
İNCİ (86306) î — Ateş Çemberi. 2 — RlgolcUo.
İPEK (44289) Harrûv Kumarbazı.
LALE (43693) Mösyö Verdir.
MELEK (IG868) Hnrrnv Kumarbazı.
hAR\y (11656) Cehennem Zindanı.
Kİ M Ek (42föl) Korum öldürmedi.
bl All’Allh (83148) 1 - Yuvamı Yıknmazjıın 2 — Ana.
ŞARK (40880) Er modanı
ÖIK • 13726) 1 - Ahbap Ça-
vuşlar Casus Peşinde. 2 — Kordunuz Lıınaı.
TAKSİM (131MD Zehirli flüphe TAN (V/740) 1 — Vatan Kahramanları 2 — ölümden Firar.
TENİ (84137) 1 — Aşk ve Pars. 2 — BÜVİHrnmJş Adam.
YILDIZ (42M47) Asilzade HllAh-şör.
(’NAL (40806) 1 — Kılıçların Oöl-genindo. 2 — Esirler Oemlal, ÇİÇEK MİNEM AKI s 1 — Lumy'nln Yavrusu. Vnhıjl Ormanlar içinde, 2 —* Mkkey nin Kon esatl.
İHTANBt L (İHEzTl
ALEMDAK (236A3) Pranga Kaçağı.
ÇEMtlEllljTAŞ A dünde
Sllâhşör.
FERAIIt I — Kadın Reveree. 2— Babam fiuçludur.
HALK (21904) 1 — geyh Ahmet. 2 —- Knhte evi At,
İS'TANBI L (22367ı 1 — iki Raeh Kartal. 2 — Montekrlntonnn Mirası,
AZAK (23642) 1 - iki Açıkgöz
Tahnlldar 2 — ölüm Melodisi.
TI KAN (22127) 1 — İki Açıkgöz Tnhnlldar. 2 — Ölüm Mrlodini.
MAllMâHA «23HOO) Asilzade* 81-lâhşor.
MİLLİ (22962) Pranga Kaçağı. KIRMET «21004) 1 — Ali Baba,
Kırk Hnramiler. 2 — Yeşil Yu nus Sokalı.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 Cn unlar ÇnrniMp (>r 2 Havai Yolu
KADIKÖY CİHETİ
HÂLE (hO112> I — ÇamunkiSı Pelin HaHycel, 2 — Günahkâr Baba.
OPERA (60*2)1 t! — Ghnl)>dnn Sesler. 2 — Tehdit mektupları.
8İKEYY/1 (flOŞfC!) I - TbnUniz Aşk 2 — Albukrek Fatihi
YEM)EĞİRMEN t; 1 — Kanı kar-t/ıl 2 — KıırdtR İntikamı. 3 — lanız v.ıdl,
t Slil DAR ClflETt
HALE ((JüuiCı ) F«dalcâr Anu-2 — Kızıl Irmak
81 N .AK: Atilini ir rm peııçrMnde.
A X K l IH
ANKARA Gİ3432' Aşk Yuyası. Bt \( K (1AO3İJ Huy Uhm
PARK (111311 Knpbın Kid.
Sİ M Elt (14072) I Ahbap
Çavuşlar. 2 Fedai Denizaltı,
VLl s (22204) Hazin A^k.
RVS 111071 > 1 — Gönüller Kırul!-çe«l. 2 — Kadınlar Çiftliği.
YENİ (34040) Kanlı Buse.
OAR ĞAZÎNOSl : Solcro De Es-pano.
ANKAKAIALAS PAY İYONU î Viyana Stavlgnua Revüsü.
İZMİR
EI.ilA.MRA: İlk Arzular. TAYYARE: Aşıklar Yolu.
YENİ HİN EM A: Avşenln E’uobi.
LALEı 1 — Yalnız Gidenler. 2—
Ormanlar Anlanı.
TAN; 1 — Yalnız Gidenler. 2 — Ormanlnr Aslanı.
K ARŞI A AKA CİHETİ
Rt'MERs Gönül Yaraları.
MELEK: 1 Hint Kaplanı. 2 —
Sarışınlar Yağmuru
"Acul Klıııılıur'uıı luigıirı İçin tııvıdyc ettiği programlar: Dahilde:
18 — Ankara: Rıızldll fa Mı. —
10.20 İstanbul; Rndvn aenfo-nl orkestram konaori (Beethoven 7 nri senfoni». — 21.16 laianbul: F’ııaıl heyeti konseri (Sulhınl yegâh faali».
Ilarhle ı
28.10 Münih - (406.4 mı —
Senfoni kunacrı. Programda: Beethoven'in 3 üncü Leonore uvertürü.
Tİ’RK M( ZİĞlt
Suat x ihi Ankara: Ovun ha vidaları (|*iı 12.80 Ankara: Ka-
rışık şarkılar -• I3>lft latımbul: Müzeyyen Sonardan şarkılar 18.50 Irijınhııt Şarkı ve türküler: Okuyanlar: Aliye Oon-cer ve Nadir Hilkat Çulha (PI» — iM.na Ankara: İnce #hz. Suzidil (nalı. — 18.45 latarıbul: Ksrışılc şarkı ve türküler. — 10.2(1 Ankara: Tarihi Tıbk Müziği. ‘30.00 İstanbul Memleket türküleri, — ÎLI6 iaianbul: F‘.» ıl hev«|ii konevriı Sultani yc-g/fh faslı,
KLASİK l’.A'll Mf/h.lr
Sn • • 0 30 Lnndı ı Slr î.ıh ulm Snr.caat IdareHİiYdc BBC Senfoni Orkeeirueı konseri, Ph»Hı.«
Celllck piyanoda. Program d a : Svlıumann'ın La Minör piyano konçertomu. — 14.80 tatanbııl: VY. A. Mozart'ın Do Minör Serenadı (Pli. — 18.30 İstanbul: Jai|iıea Thlbaud vı» Ginette Nevrau'dan keman soloları (Pİ). — 19.2li İstanbul: Radyo senfoni orkestrası knıiRorl. Beethoven'in 7 nel senfonini — 21.15 Ankara;
Svhubert mİ b(un«ıl nınjdr Trloaıı (Pİ). — 21.30 Stul.gıırtl (.522.6 m) - Sinil gart Senfoni orkcHİrası honaori Programda:
R. Sıransa — 72.30 Bomınüna-ter: 1689.6 m) - Mnnh'n Hııher tarafından Mad realuüi. Prog* ramda: Rrabms vn Schtımıınh* — M la Münih ı Iü5 İm» ŞŞÖ-fon.1 konaerl. Programda: Sira-
g vlnakf, Mozart ve Buethoven «lan parkalar, - 22.iki t utan bul
Plaklarla Iconçeılobır,
HAEİP BATI AlCZİGİ:
S. m» 8.3h Ankara Hafif mü-
zik (P|) — lf.80 Lomira: Vb tor .Sv1veMİ>r orkestranı. — 13.15
Ankara Opnı-rt şarkıları (P>L — 11.16 Londra: II a lif orheMra enerlrrl —> 18.15 Ankara Vıır*
Itllız;. ı ( PI, M» mı Ankara: Çitun havaları (PI). — 20.18 letanbul; Heflf orkestra «Herb’rl (P1»
DA x- M I /h. I :
Hıuıt 7.3i Ankara: Harrv Har-Ik’k orke tranından plâklar* — 8.15 Ankara: Tangolar (PI» — 18.3(1 kıianbııl: Tango Hiımha ve rumintler (PI). — 13.15 Anlın ra: Sinema orkıı ile dans müziği (PI). — 1145 İMUınhul: Caz müziği (PI). — 17.15 Londra Caz kulübü — irt.no tnlanbuj; Da nu müziği (PI). — 2i.O(»
Hlıiflgnrl; Daıı» müzlf l. — 22.15 Ankara: Dana mi)zl£l (PI) — 23JHI İHanbtil: Dana müziği
( PI • 28.10 Rtu»t»rnrt : Dana
rnl l H’L -ınn ALX (210.2) - Donu miU ftt — 2L3O Münih - 1106.4 mi - Dana rnÜ-ziftl.
Kanılıma:
■;? (»0 Ankara: BMM «anU. M l’ZİK:
Si’dl IH.30 Luııdrn Türkçe neşriyat. Türk musikisi dinleyici
istekleri — 10.90 İstanbul î Din-İoytcl leteklerl (Türk muıiklel). — 7.15, 11,30, 18,00 Londra: Dlnh cirl leteklorl.
Tr'bl l
Suni 23.05 AFN • (240.2 m)
temeli.
HAHERLER:
Ankara ve ivtanhnl radyolarıı 7.45, 13.00, 19 00, 22.46
Saat 13.30 Ankara: öğle gaze-teni.
Saat 20.95 Ankara: Radyo gazete»).
“ Amerikanın Sesi., Radyosu ...Türkçe neşriyat: Saae 10.15 (13. 1ü ve 19 motralordon dinlenebilir).
...BBC llııdyoftiDiun Türkçe neşriyatı: Sual 7.15; 18.30 ve L3.00 (Bu program 10.01; 24.02; 31.32; Ü). I!) ıtırlrelerden dinlenebilir).
Dik i\ > ı (iavn »edaviîdVlu şoförlerde deı.işikllk olabilir Ghl K( EK OLAN I Ç ARLAR 10.6ü D.H.Y. (Türk) Ankaradan 12.5u ., lzmlrden,
14 46 M L (Mınır) Kahire, Laf-koşeden.
16.2u 1).H Y. karıma ı (Türk) 1. Adana, An-
16.35 D H.Y. (Türk) Boyrut, Lef-
koşa; Anknradan.
Gll»E4 EK OLAN lÇAKLAK
0 — S.R. (! av iç re.» Atina. Cc-
nevre. Zhrıh.
9.- D.H.Y. (Türk) Anlcnra.
11.2ı) (« İzmir?
13,50 iş Ankara.
G ı; I.KCKK OLAN ’ 1 ARI KI.Alt
6.3u KONYA (Bandırmadan)
7- SEYYAR ıKaıublgudnn»
17.— BAKİR (Karadenlzden)
17 ( ı AfHURlli ı 1
22 - Si »S (thiinnrmadıın )
GİIIEC I K OL A N A AVI RL Alt
4.- AN AFARTA Hnrl.nluya),
8 15 S VS (İlandı rnm ya).
17- f'Lc.EN (Avvahl -İzmir).
19 HEVTA R (Katniıl »78 », Gİ J E( I H OLAN EKM’RE$LER
a 15 dcnıplun (Avrupudon)
7.10 Toroa.
8 30 Ankara.
GİDECEK OLAN EKRPRERLEK
18.10 Ankara. t
2l..’l»l Semi !»•••
EnıinOnü i
A^adıır (GcdikpaşA) Bov&zıt. Be*jlrkcınal Eminönü.
İtimat. Küçükpatar.
Sultanahmet. Alemdar.
Eyüp:
AyvAnısray. şifa
Beglkta»;
Nail Hallt. KöylÇİ,
Beyoğlu:
Bevnrhı Dollaauda İstiklâl
Cm! 244.
Takalm. Nihat, Tnrlabaşı 03. 92 AynspiMR, Gümüteuyu Cd Galatı* Hayrettin Tan, Sair Ziya Cd. 2i)
Sporldla. Necati boy Cd .
ŞİŞİl: Atakan, Halâakârgoal
Cd. 163
Mccalıı eköy, MecİdlvakÖy Cd. 4 Hayhuy: Halıcıoğlu.
Kaaımpılşn; Yont Turan. Fatih: g
Vnlvervite: Şehzade.
Ethcın Pertev, Akıaray.
Emin Rıdvan, Samntya. Hamdı Emşcıı Şehremini. Edırnekapı, Kııragüınf Ük. I lÜH.'irııvttlıı, Fener.
CelkÜdar:
Merkez Ecx.
Kadıköy:
A’vldvr İrmeni Ecz.
Kızıl toprak Ecz.
Göztepe Ecz.
A Cafer Ecz.
Bilyükııdn:
Halk Cd.
Hej bolinda:
Hııllı Evx
ANKARA
Halk 11550
Çankaya 22790
Sebat 11099
İZMİR
Alaancak. AİMB.ncak.
Hilâl. Knmnraltı.
Eu’Oi Ba mu» hu ne.
Kara t aş Yalılar.
Asri. E^relpu^a.
Soldun miûu:
1 — Uzman. 2 — Kwr. Avuç IqL Bir harfin okunuşu. 8 — Kirpik sürmeai. Boyun eğme, 4 — Bir çnJ-gı. Gölgeler. 5 — Duygu, Kabaca evet. 6 — Tcmlzlosdoi bir toz. 7 — Bir nrnp şehri, içki. Sıfat ek!.
8 — (Terzi) ilgi. ÎMmlerl aynı olun. 9 — Zarar. Bir nota. 10 — (Tcrai) Eekl bir devlet lalenmiş mallar.
Yukardan sesti:
1 — Bir salata. Bir erkek adı. 2 — Umut. Zaman. 2 — Eksiksiz. Koruma. 4 — Rlr ay udi. Bir nota 5 — Kurtuluş. Engel 6 — Kamer. Bir nota. 7 — Günün kı-zunbırındnn. Ek s — Neşir. Ll^an,
9 — (Teral> İlAve. Bir nota. 16 — Para mukabilli oldun çıkarılmış.
DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ
Soldan Aiıgıi'
1 — Kelebek, şu. 2 — /Anadolu. Az. 3 — Sadaret. 4 — z\lo. Anut. 5 — Pas. Rami. 6 — Lira. Rol. 7 — İtikatlı. 8 — Nn. it. Akın. 9 — Akilftne. 10 — Nazik. Mavi.
Yukardan aşağı:
1 — Kasap inan, 2 EnnlA. Taka. 3 — LAdoall. İz. 4 — Eda. îltiU. 5 — Bora. Ratak. 6 — Elen. At. 7 —- Kutur Tuıenı 8 — Tank. 9 — Som Mn. 10 — V«. Silinti,
F)(wnrlu II' .4 iady 6us72
latanbu) 24222 Csküdar Ö0915 Ankara OU. İzmir 2222, K.yuaa 6055
Sayfa 6
yenî İstanbul
M Ocak 195.0
YAZIHANE
■>
ve Ardiye aranıyor
Galata, Sirkeci veya Beyoğlu Tünel civarında tercihan ka-löriferlı, üç dört odalı, mobilyalı veya boş Şirket yazıhanesi olmaya uygun daire İle ayrıca bir ardiye aranıyor. Galata posta kutusu 1716 - Telefon; 44338.
T Yi
SİYASÎ İKTİSADI
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yazı İşlerini fiilen İdare eden : SACİT ÖGET
Basıldığı yor : YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
İkinci sayfamızdaki siyasi, üçüncü sayfamızdaki İktisadî, dördüncü sayfamızdaki kültürel başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamen yazarlarına aittir.
Türkiye Eski Muharipler Bankası
anvKVEÇ BERGEN şehrinde kâin
”S IVII T S” Fabrikası tarafından
hususi surette imal edilen ve Nöfvcç kontrol dairesinin bandrolü İle kapatılmış orijinali şişelerde, Gayet #m.f, içilmesi hoş Vitaminli
TIBBİ BALIKYAĞI
Bllfınnıın depolıırina tevzi e(lihnİştİr.
Eczanelerden "SMÎTS,. Norveç Balıkyn-gını tercihen isteyiniz.
Toptan Satış Yeri:
İstanbul. Yenipostane arkası 31 numaralı
Marmara Ecza Deposu
ve bilûmum ecza depoları.
Türkiye Acentası: D. HABÎB, Bahçekapı Rıdvan Han No. 12 t S T A N B T L
Türkiye Eski Muharipler Bankası resmen kurulmuştur Anasözleşme 9.12.1949 tarihli Resmî Gazetede neşredilmiş ve birer nüsha sayın ortakların adreslerine gönderilmiştir Almı yanlar Genel Müdürlükten alabilirler Kendilerine ayrıca mek tupla bildirildiği veçhile, taahhüt ettikleri hisselerin 2 nel laksitl olaj. dörtte birlerin ocak 1950 sonuna kadar anasöz •eşme hükümleri dahilinde ödenmesini rica ederiz
tstanbul ve Ankaradakl ortaklar Sümcrbank gişelerine dİ-ger yerlerdeki ortaklar İse Ziraat Bankası vasıtaslyle hisse be-hielleriiH yatırabilirler.
Ortaklarımızın adres değişikliklerini muntazaman bildirmele
» aynca rica olupur.
Adres: Tarko Han. Ankara P. K. 61 Tel: Adresi: Muhabank. /Ankara
Telefon: 16 440
V

ZABITA VE MUAMELE MEMURU ALINACAK
Ankara Belediyesi Başkanlığından :
1 _ Belediyemiz Zabıtası teşkilât kadrosunda açık bulunan 20 şer lira kadro maaşlı Zabıta ve Muamele Memurluklarına aşa--gıda yazılı nitelikleri haiz olanlar arasından yarış sınavı ile memur alınacaktır.
A)İ desinde
Belediye Memur ve Hizmetlileri Tüzüğünün 3 üncü mad-yazılı nitelikleri haiz olmak.
B)

lunmak,
En az ortaokul mezunu bulunmak
Fiili askerlik ödevini yapmış, ihtiyata kaydolunmuş
Ç> D)

30 yaşından yukarı yaşta olmamak.
Boyu bir metre yetmiş santimden aşağı olmamak, Fena hallerle tanınmış bulunmamak,
Namus ve haysiyeti muhil bir suçla mahkûm edilmiş
F) mam ak.
Gı Ecnebi kız veya kadınla evli veya yaşar bulunmamak.
Hı Vücutça sağlam olduğu tam teşekküllü bir hastahane sağlık kurulunca muayene neticesinde sabit olmak
Bu şartları tevsik eden belgeler ibraz edilmedikçe talipler sınava kabul edilemezler.
2 — Yukarıda yazılı şartları naız bulunanların en geç 21.1.1950 cumartesi günü saat 13 e kadar dilekçelerine bağlıyacakları kiın-hk belgesi, askerlik terhis tezkeresi, bitirdiği okul diploması, aşı kâğıdı, hal tercümesi, 9x12 eb’adında dört adet fotoğrafları İle birlikte Ankara Belediye Başkanlığına başvurmaları ve 28.1.1950 cumartesi günü saat 9 da sınavları yapılmak üzere Ankara Halkevi Kitaplığında hazır bulunmaları ilân olunur
NOT:
Belediye Zabıta Memurluğu için şimdiye kadar müracaat etmiş olup da dilekçeleri intizarda bekleyenler arasından yıkandaki şartları haiz olanların işbu ilânımız üzerine tekrar dilekçe ile müracaatları zaruridir.
(311)
”BflGDAT”IN TATLILARIDIR
Beyoğlu, Galatasaray No. 18 — Telefon: 40162


Çeşitli kitap satışı, mâkul fiyatlar ; büyüklere
ve küçüklere hitap eden eserler.
Austria Kitap Evi
Beyoğlu, Kumbaracı Yokuşu 124, Lebon yanında
îlmî ve edebî kitaplar için her türlü sipariş, gazete ve mecmualara abone kabul edilir.
Tektaş Teknik Vasıtalar Ticaret Türk Anonim Şirketi
Yönetim Kurulu Başkanlığından
Tek taş Teknik Vasıtalar Ticaret Türk Anonim Şirketi sayın ortakları. Genel Kurulu, aşağıda yazılı gündemdeki hususatm müzakeresi ve gereken kararların alınması için 30 ocak 1950 pazartesi günü saat 11 de Beyoğlunda istiklâl caddesinde 103 numarada kâin Şirket merkezinde alelâde olarak toplanacaklardır.
Sayın ortaklarımızın sahibi bulundukları hisse senetlerini toplantı gününden en az bir hafta evvel Şirket merkezine makbuz mukabilinde tevdi ederek giriş kartlarını almaları rica olunur.
GÜNDEM:
*
1. — 1949 yılı muamelâtına ait Yönetim Kurulu Denetçiler raporunun okunması ve bunların onanması,
BAŞ, DtŞ, NEZLE, ADALE ROMATİZMA ağrılarına karşı daima muvaffakiyetle kullanılmaktadır.
raporu İle
I.KII’IA
2. — 1949 yılı bilânşo ve kâr ve zarar hesaplarının tetkiki ve bunlnrın onanması.
3. — 1949 yılı kârının sureti tevzii hakkında karar İttihazı,
4. — Yönetim Kurulu Başkan ve üyeleri ile Denetçilerin 1949 yılı muamelâtından dolayı ibraları,
5, — Kur’a İsabeti suretiyle ayrılacak Yönetim Kurulu üyesi yerine bir diğerinin intihabı.
GRİP, NEZLE gibi hastalridann başlangıcında birçok fenalıkların önüne geçer.
4 saat ara ile günde 3 kaşe alınabilir.
6. — 1950 yılı İçin mürakıp İntihabı ve ücretinin tâyini.
KULLANINIZ!
Karaköy. Haşan Deposu yanında Halil Paşa sokak â’r> 12
Hiçbir yerde şubesi yoktur
GÖZ HEKİMİ
::ı
Dahiliye Mütehassıs» Pazardan başka her gün saat 14 ten 17 ye kadar İstanbul Dlvanyolu No. 104.
ULTRAMİN
DİS KREMİ
Dr. HAFIZ CEMAL LOKMAN HEKİM

AKŞAM' MİSAFİRLERİNİZE EN MAKBULE GEÇECEK İKRAMINIZ
Unutmayınız ki, Tiirkiyenin yegâne tanınmış Baklavacısı (GÜLLÜOĞLU) nun Gül kokan baklavaları olacaktır
ÇEŞİTLİ BAKLAVA — KURABİYE FISTIK EZMESİ — BÖREK

Dr. Murad Ramı Aydın
25 yıldan beri muvaffakiyetle imal edilmekte olan
Beyoğlu - Parnıakkapı, imam
sokağı No. 2, Tel: 416S2
ikramiye kazanan
numaralar
Çeşitli lügat
(4)
Traş takımı
(4)
Düzine defter
(8)
Sun
üç rakamlarına
Türk Meşhurlan Ansiklopedisi (2)
karoserini Göstermektedir
dolma kalem dergi abonesi
M
II
M
M
99
99
99
99
M
99
99
99
Çeşitli haritalar (20) Jilet bıçağı (20) Kurşun
Yeşilay
ÜÇ
99
99
rakamı
99
99
göre
YEŞİLAY OKUMAYI TEŞVİK PİYANGOSU
Hudson 1948
Radyolu kaloriferli az kullanılmış iyi vaziyette lüks tak-6İ müsait fiyatla acele satılıktır. İş saatlerinde 29266 ya telefon
Çok sağlam, işletme ekonomisine çok uygun, ağırlık itibariyle hafi* ve teçhizat bakımından da mükemmeldir
İpekli kumaş (1)
Radyo (1)
Yazı makinesi (1)
Bisiklet m
Lingofon XI)
Fotoğraf makinesi (1)
Hayat Ansiklopedisi (1)
Altın dolma kalem (1)
* Çanta (1)
Hokka takımı (1)
Kol saati (1)
Çocuk Ansiklopedisi ı2)
Futbol topu (2)
Pergel takımı (2)
Çalar masa saati (2)
19785
13109
00648
06259
16595
05013
15743
13142
05431
18001
07059
13904
15189 05287 14674 09204 03916
11850
12952
16104
13893




4520 5435 5934 8756 991 1 0177 2245 4035
Naylon
kemer (40)
Erkek çorabı (40)
Çeşitli kravat (60)
SON RAKAMLARINA GÖRE HEDİYE
Diş fırçası (60)
KAZANANLAR
Çeşitli
Dolma kalem (4)
Sulu boya takımı (4)
Yağlı boya lakımı (40
Son dört rakamı
II
H

l>
n
»I

n
Kadın çorabı (4)
Makineli defter (-H
Renkli kalem takımı
4
o n t»
•r w
f9 »t
*1

H
n
H

tl »
ft
İt »t
H »f M
10
II
5169
9424
2532 1625
3635
9920
0835
1890
1356
0617
9233
8833
mendil (80)
■P
Son
II
(20)
(40)
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
99
101
508
575
895
455
494
005
245
492
442
320
202
199
276
196
91 ■
226
§08
396
Resimde görülen otobüs, 33 oturma ve 17 avakta durma veri olan ve Krıınn sasis» üzerine kıırnlmus çelik bfr
UERDINGER
Düsseldorf ve Uerdingen’deki fabrikalarımızda :
Dizel ve benzin otobüsleri
(her türlü şasiler için)
Son İki rakamlarına
Tarak
Çeşitli
Diş macunu (200)
Çeşitli kitap (800)
(200) kokulu sabun
Son (200 ı
I»»
H
H
»•
ft
göre
iki
II
99
II
II
II
fi
rakamı
99
99
99
99
99
99
08
79
67
47
17
88
41
Henschel şasilerine mahsus otobüsler, her nevi otobüs ve remork imal edilmektedir.
VVAGGONFABRIK UERDINGEF A. G
KREFELD
UERDINGEN
ile beraber çalışmaktadır
TÜRKİYE MÜMESSİLİ
I
Taylan ■ Etker, İstanbul - Galata, Tabir Han 31 7 38

Comments (0)