15 Ocak 1950
Pazar
SİYASİ İKTİSADİ
Sayı 46
10 K
Be yoğlu - Müellif Caddesi 6-8 Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Türkiyeiçlr seneliği 32 altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır Hariç memleketler iki mislidir
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden : HABİB EDİB TÖREHAN
İlânlar: 6 ncı sayfada santime! resi 2 liradır. İlânlardan hiç bir mes’ullyet kabul edilmez
Telefon: 44756 - 44757 S
Telgraf Adresi: Hetlo. İst
ve DIŞ ?
Sovyet Delegesinin Konseyi ikinci defa terketmesi üzerine
POLİTİKA
14/1/1950 -'
D. P.’nin beyannamesi
[“"> EMOKRATLARIN "Küçük *—Kongre" leri, haftanın 1 numaralı hâdisesiydi. Bunda neler görüşüldüğünü, herkes ikin-
ci elden öğrendi, çünkü Demokratlar, kendi aralarında halvet olmuşlardı. Fakat, toplantı dağıldıktan sonra neşredilen beyannamenin ikinci umumî kongreden beri devam edegelen gergin ve sinirli havayı yatıştırıcı bir mahiyet taşıdığı görülünce, artık "Küçük Kongre" de nelerin konuşulmuş olduğu, ehemmiyetini kaybetti. Mühim olan, beyannamede ifadesini bulmuş olan politika idi.
Bu politikayı tahlil edersek, iki şey görürüz :
Birincisi, husumet maddesinin sessizce cereyan eden merasimi tedfiniyesi, yani mükemmel bir ricat ve cephe kısaltması, diğeri de, tutulan yeni cephe üzerinde birtakım yeni emniyet tedbirlerinin düşünülmüş olmasıdır.
Bu tedbirleri, geçen seferki yazımızda da kaydettiğimiz gibi "kanunî obstrüksyon" başlığı altında toplayabiliriz. Çünkü bu istikamette yapılabilecek olan hareketler, beyannamede gösterildiği gibi, iki şıkka, yani icabında seçimlerden çekilmeye ve icabında Meclise girmem iye inhisar etmiye de bilir.
Politikasına en kuvvetli mesnet olarak obstrüksyonu almış olan bir parti, bu çareye nasıl ve ne zaman başvuracağını önceden kestiremez. Netekim arkada bıraktığımız devre zarfında da, D. P., hep obstrüksyon esası üzerinden çalışmıştır. Psikopatlar sahnesinden sonra içtimai terket-mesi. yahut buna takaddüm etmek üzere, yani 21 Temmuz seçimlerinden sonra Mecliste kalmanın mı, yoksa kalmamanın mı daha doğru olacağını teemmül etmiş bulunması, yahut hattâ, birinci umumî kongresinden "hürriyet misakı" ile çıkması, hep obstrüksyon tâbiyesinin irili u-fakh misalleridir.
D. P-, obstrüksyon tâbıyesine bağlandığı içindir ki, seçim emniyeti bahsini, bugüne kadar elinden bırakmış değildir. Bu husustaki ısrarı, karşı tarafın, husumet maddesini yahut Millet Partisinin muvazaa isnadını bir türlü elinden ve dilinden bırakmamış olmasından farksızdır. Şurası da muhakkaktır ki, her üç partinin bu meseleleri birer altın madeni gibi birbirlerine karşı işlettiklerini. sivasi tarihimiz kavdedecek-tir.
Hükümet Partisi, Yeni Seçim Kanunu ve bir de Memurin Mu-hakemat Kanununda 1948 de yaptığı ehemmiyetli tadilât ile. bizce D. P.’nin işletmekte olduğu altın madenini yani bunun önümüzdeki seçimleri daima şüpheli gösterme tâbiyesini bir hayli kör-letmiştir.
Buna mukabil D. P.’nin bu seferki beyannamesi, C. H. P.’nin altın madenini yani husumet isnadını körletmeye matuf olarak kaleme alınmıştır.
Millet Partisinin hususi maden işletmesine gelince, muvazaa metal. eski revaç ve sürümünü kaybetmiştir. Bunda, husumet kararının bütün vatandaşlar üzerinde yaptığı tesir, muhakkak ki, rol oynamıştır. Çünkü bu kararın kaleme alınması yüzünden muvazaanın mevcut olmadığı ne kadar rabit olmuşsa, bu karardan en son D. P. beyannamesiyle dönüldükten sonra, bir memleketi idare edecek olan partiler arasında nihayet bazı noktalar üzerinde bir anlaşmanın şart olduğu da, o nispette herkese mâkul görünmeye başlamıştır.
C. H. P. ile D. P. arasında, öyle sanıyoruz ki. bir hususta artık mutabakat hâsıl olmuştur. Bu da, önümüzdeki seçimlerin sadece teknik bir emniyet içinde değil, aynı zamanda ve hattâ bundan da daha mühim olmak üzere, ruhi bir emniyet havası içinde cereyan etmeleri zaruretidir.
Bu, bugün için bir kazançtır.
★ ★★★
Güvenlik Konseyi çıkmazda
Hindistan, Güvenlik Konseyindeki devlet temsilcilerine müteallik hükümlerin tâyinini
isteyecek
Amerikan ticaret âleminin en
mühim siması şehrimizde
İÇ SAYFALARDA
nüm
Güvenlik Konseyine müracaat edeceği bildirilen Hindistan Başb.nkanı Nehru

Gl. Revers hâdisesi, Fransada bir buhran yaratacak mı?
Başbakan Bidault, bu meseleyi görüşmek üzere bakanlarını toplantıya çağırdı
Paris 14 t A.A.) (Afp)- — Başba-«an Georges Bidault, bugün öğleden sonra birçok Bakan ve bu arada Millî Savunma Bakanı Rene Pie-ven’le görüşecektir. Toplantıda Başbakan Yardımcıları Queuille ve Moch ve Devlet Bakanı Henri Teitgen’in bulunmaları mümkündür.
Yetkili bir kaynaktan söylendiğine göre, Bnşballanla bakanlar, Fransız ve yabancı basınında yüksek rütbeli askerî şahsiyetleri ilgilendiren bazı tefsirlerin neşrinden doğan durumu inceliyeceklerdir.
Mesele şundan ibarettir:
General Revers’e Fransız ordusu Kurrııavbaşkanı sıfatiyle Çin Hındis-tanında tahkikatta bulunması vazifesi verilmiştir. General Revers, Pa-rıse dönüşünde, Fransızların Çin Hmdıstanında gerek askeri, gerek
VVinston Churchill, seçim kamponyasını parti safla-rında yapacak
Muhafazakârlar, müca deleyi onun adı etrafında toplamıyacaklar
LondrJ 14 (A.A.) (Afp) — Chıır-chilTin hasırlanmakta olan seçim mücadelesinde oynamak tasavvurunda olduğu koz, eski Başbakanın Lon-draya dönüşünden beri siyasi yazarlara belli başlı yorum ve faraziye konusu teşkil etmektedir.
Muhafazakâr gazeteler. - dünkü gibi, bugün de kendi propaganda yardımcıları ile görüşmelerine devam edecek olan - Churchill'in başlıca. CardiH, Edimbourg ve Kuzey İn-gilterenin birkaç şehrinde birkaç demeç vereceğini yazıyorlar.
Daily Herald gazetesinin bu konuda haber aldığına göre, 1945 senesi propaganda taktikasını bırakarak muhalefet şefi, bu sefer memleket içinde tantanalı bir turneye çıkmayacak ve seçim propagandası tama-nıiyle kendi şahsiyeti etrafında ya-pılmıyacaktır.
Wınston Churchıll. spn nutuklarından birini söylerken

sivil işlerde tatbik ettikleri siyaseti bir hayli hırpalıyan bir rapor kaleme almış bulunuyordu. Gizli mahiyette olan bu vesika neşredilmiye-cekti. Halbuki Çin Hindistanından dönen bir askerle kavgaya tutuşan bir VietnamlInın üstünde bu raporun eşi bulunmuştur. Emniyetin tahkikatı üzerine sözü geçen raporun teksir edilmiş birçok nüshası olduğu ve elden ele gezdiği anlaşılmıştır. O derece ki, raporun hulâsası, Çin Hin-dıstanı Komünist Şefinin Radyosu tarafından yayınlandığı bile söylenmektedir.

Lake Süccess 14 (A.A.) AFP — Milliyetçi Çin delegesi Güvenlik Konseyinde kaldıkça Malikin Konseyde bulunmayı reddetmesi her şeyden önce ortaya bir usul meselesi atmaktadır.
Güvenlik Konseyinin kararlan, beşi daimi olan yedi üyenin çoğunlu-ğivle alınır. Sovyet Rıısyanın iştirak etmemesi acaba Konseyin çalışmalarını tamamen felce uğratacak mıdır? Sovyet Rusya delegeleri ile Birleşmiş Milletlere bağlı diğer teşekküllerin de aynı hareket tarzına ı.vup meselâ 19 ocakta Cenevre Vesayet Konseyine iştirak etmemeleri hatıra gelebilir. Birçok devletlerin endişeleri işte bu yüzdendir.
Bilhassa Hindistan. Güvenlik Konseyinin salı günü yapacağı toplantıda, Güvenlik Konseyindeki devlet temsilcilerine müteallik usule ait hükümlerin tâyin edilmesini istemek tasa vvn nındadır.
Bazıları Çin meselesini halletmek üzere, fevkalâde umumi heyetin toplanmasını istemektedir, filhakika bu ışın tanzim edilmesi zamana, yani tiye memlekeletlerin Çin Halk Cumhuriyetini tanıma temposuna bağlıdır. Rıısyanın bu isteğine rağmen, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi salı günü toplanacaktır. Bu ilk toplantının gündeminde atonı bombası hariç, bütün silâhların sayılması hakkında-ki Fransız teklifi vardır.
irmiHmmMiıtnnııınııuınıınmıiHiKHww|iımMDiH«MiDnwnumı»H«nnunwıımwHiüfnMHi»wm
Yunanistanda Hizmet Kabinesi
Bu ya-
Bu bir ga-
Londra 14 (A.A.) (Lps) — sabahki Tribüne, Yunanistanda pılacak seçimleri yorumluyor, seçimlerin İngiliz seçimlerinden kaç gün önce yapılacağını yazan
zete, o tarihe kadar Üniversite Profesörlerinden müteşekkil olan hiz met kabinesinin memleketi idare e-deceğini ye partilerin de seçim pro-pagandasiyle meşgul olacaklarını kaydederek diyor ki:
“Yabancı memleketlerin tahmil ettiği bir iç harpten barışa ve demokratik bir siyaset istikrarına dönmek kolay bir şey değildir.,,
Fransa ile Almanya arasında mühim müzakereler
Alman Başbakanı Adenauer, Sarre hakkındaki Fransız plânına karşı mukavemet edecek

Gl. William H. Draper “Johnson ve Barker’in hazırladıkları plân tahakkuk ederse, Türkiyeye geniş bir şekilde Amerikan sermayesi akacaktır,, diyor
Amerikanın en büyük finansman müesseselerinden New-York*ta Dillon Read Co şirketinin Meclisi İdare Reis Muavini Geneıal Wjllianı H. Draper dün sabah Ankaradan ekspresle şehrimize gelmiştir.
Evvelki yıl. Harbiye müsteşarı olarak memleketimize gelmiş olan General, Japonya, Pakistan ve Hindistan’ı dolaştıktan sonra memleketimize gelerek Ankarada Hükümet erkâniyle temaslar yapmış ve temil etmekte olduğu müessese namına Amerikan sermayesinin bu memleketlerde nasıl plâse edilebileceği imkânlarını tetkik etmiştir .
Dün kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza General Draper, seyahati ve memleketimizdeki tetkikleri hakkında şunları söylemiştir.
"— Amerikanın en büyük Finansman Müessesesini temsilen Japonya, Pakistan ve Hindistan’ı dolaştıktan sonra Türkiyeye geldim. Bu memleketlerdeki umumî iktisadi vaziyetleri tetkik ederek plasman imkânlarını araştırdım. Türkiyede gerek hükümet, gerekse iş adamlarınız tarafından Amerikan sermayesinin plasmanı mevzuu üzerine geniş bir alâka gördüm. Ancak henüz bu husustaki lüzumlu kanunların meclisten çıkmadığını öğrendim. Bir müddet evvel memleketinize gelmiş olan milletlerarası banka temsilcilerinden Con3on ve Barker’in hazırladıkları plân tahakkuk ederse, Türkiyeye geniş bir
-•a‘-ur rnnpınu. •» mmıı&4H*uitfiıii|üMuliw>lın

şekilde Amerikan sermayesi akacaktır.
Türkiye ile ne şekilde işbirliği yapılacağını Amerikan sermayesinin müstakil olarak mı. Devlet müesse-seleriyle veya hususi teşebbüs sahipleriyle müştereken mi çalışması lâzım geldiğini şimdiden tespit etmeye imkân yoktur. Fakat bence Amerikan Fabrikalarının bütün teknik bilgi ve mali imkânlariyle en iyi bir şekilde, Türkiyede çalışmaları gerekir. Benim anladığıma göre hükümetiniz hususî teşebbüsün gelişmesini ve yabancı sermaye ile teşriki mesai etmesini arzu ediyor. Fakat bütün bunlar Milletlerarası Bankanın raporu tatbik mevkiine konduktan sonra tahakkuk edebilecektir. Ve bu suretle ilk adım atılmış olacaktır. Hükümetinizin hususî kapitali teşvik bakımından bazı kararlar alması ikinci faydalı adımı teşkil edecek; en mühim 3 üncü adımda Amerikan ve Türk müesseselerinin birlikte çalışmaları olacaktır.
’erek Hükümet ve gerekse hususî müesseseler ve bütün Türkiye halkı tarafından gösterilen büyük misafirperverliği hiçbir yerde göremedim ve buna aynı şekilde mukabele etmek imkânına malik olamıyacağımızdan korkarım.,,
General Draper bugün, Brüksel’e hareket edecek, Pariste de bir müddet kaldıktan sonra Amerikaya dönecektir.
İKİNCİ SAYFAD-1950 de ilim ve UNES Frank J. Malina
ÜÇÜNCÜSAYFAD
Hususi teşebbüsün car ması için iktisadi emn lâzımdır
DÖRDÜNCÜ SAYFA
Pierre Lotî’nin 100. dOj yıldönümünde Claude Farrere
Resim sergisi H
Nurullah Berk
BEŞÎNCİ SAYFAD Bir günlük bekleyiş
I (Hikâye)
Spor

t
Türk dostu Pierre Loti'nrn
dün hatırası anıldı
Bu münasebetle tanınmış muharrir Claude Farrere’in Türk milletine yolladığı bir mesaj dünkü merasimde okundu
C. H. P seçimlere dair bir şey söylenwo
• •
Halk Partisi Kurultayı mayıs ayında toplanaca
C. H. P. İstanbul Kongresinden ra Ankaraya giden Parti müfettişi Sadi Irmak. İstanbul 11 îdare Kurt dakl anlaşmazlık halleri Üzerine şehrimize gelmiştir. Böyle bir Ihtı varld olup olmadığını sorduğumuz fettiş "fikir ihtilâfı olduğunun yoktur., demiş İse de Demokrat I intişarı kongresi hakkında fikirli sorunca bize şunları söylemiştir:
"Milli bünyede hayati rollerine i dığımız siyasi partiler arasında bir itimat esası kurulması, siyasi rr delelerin huzur ve sükûn havası i( yapılması partimizin şiarıdır. Deme Partinin de beyannamesinde bu ! mu tevid edişi isabetlidir. Ancak be namede şahsen 3 noktayı tenkid eti teyim:
1 — Milli se\gi ve idealizmden »edilmesine rağmen milli husumet hunıu sarih olarak ortadan kaldın iniştir.
2 — Eiblrliğiyle gtizel bir Seçim nunu yapmakta olduğumuz şu bi durup dururken seçime girmemek didinin ileri sürülmesi yersizdir.
3 — Böyle bir kongrede hiçbir bc ve ekonomik meselemize temas ed miş olması da büyük bir eksiklikti! marım ki demokrasimizin bu ilk ( f:rızaları çabuk geçsin, normal ve f şahsi bir fikir idealine girelim.a
— Selimlerin i ne alınacağını dalı borler hakkında fikriniz nedir?
— Bu hususta bir şey söyliyecek rumda değilim.
— Parti Kurultayı ne zaman topi cak?
— Kurultay mayıs ayı içerisinde lanacaktır.
Dün, Türk - Fransız Kültür Cemiyetinin teşebbüslyle kurulan “Pierre Loti’yi Anma Komitesi” kıymetli Fransız muharriri ve büyük Türk dostunun yüzüncü yıldönümü için "Union Françaıse”de bir merasını tertip etmişti. Merasimde İstanbul Valisi ve Belediye Reisi, şehrimizin tanınmış şahsiyetleri. Üniversite ıneha-filine mensup zevat ve Türk - Fransız Kültür Cemiyeti Azalan ile üçyü-zü mütecaviz Loti dostları hazır bulunmuştur.
Komite başkanı R. Saffet Atabineıı, anma törenini himayesi altına almış bulunan Milli Eğitim Bakanının bir mesajını okuyarak, merasimi açtı. Bakanın mesajında ezcümle şöyle deniyordu:
“Vefakâr Türk dostu ve değerli Fransız yazarı Pierre Lotinin doğumunun yüzüncü yıldönümü dolavı-siyle bugün yapılmakta olan tören. Türk - Fransız dostluğunun kültüı sahasında da ebediliğinin hır misalini teşkil etmektedir. Pierre Lotinin Fransız edebiyatında yarattığı ananevi dostluk kültür hayatımızda bütün sıcaklığiyle yaşamaktadır.”
Bunu müteakip Reşit Saffet Ata-binen, merasim için C. Farrdre’in bilhassa göndermiş olduğu bir hitabeyi okumuştur. ( Bu hitabenin metni bu gün dödüncü sahifemizdedir.)
Sonra Fransa elçiliğine bağlı Fransız Kültür Heyeti Başkanı Mösyö Bergeaııd söz almış, hazıruna teşekkür ederek. Pierre Lotiyi en son ziyaret eden vatandaşımız Bayan Müfide Ferit Teki kürsüye davet etmiştir. Büyük Millet Meclisi hükümeti-
nin 1921 senesinde Framjaya gönderdiği ilk mümessilin eşi olan Bayan Tek, Pierre Lotiyi nasıl ziyaret ettiğini ve intihalarını anlattı. (Bu intibaları dünkü sayımızda neşretmiş bulunuyoruz.) Hararetle alkışlanan Bayan Tek i kürsüde AbdÜlhak Sınası Hisar istihlâf etti. Kıymetli muharririmiz “Loti ve biz” mevzuu üzerinde uzun bir tahlil yaparak haklı alkışlar topladı. Nihayet, merasimi kapatmak üzere sözü. İstanbul Üniversitesi E-debiyat Fakültesi Fransız filolojisi Müdürü profesör Guy Michaud aklı ve Loti ile İstanbul arasındaki münasebetleri belirten bir konuşma yaptı. (Yarın gazetemizde profesörün bir makalesini göreceksiniz.)
Merasim nihayetinde “Union Fran-çaise” başkanı davetlileri bir büfede izaz etti ve Lotinin Türk - Fransız münasebetleri üzerinde nasıl müessir olduğunu izah ederek kadehini İstanbul Valisi ve Belediye Reisi ve hazırım şerefine kaldırdı.
Profesör doktor Fahreddln Kerim verdiği cevapta Pierre Loti’yi Türk-l(?ri olduğu kadar İstanbulıı en iyi duymuş dostumuz? diye vasıflandırarak yüzüncü doğum yıl dönümü münasebetiyle onun memleket çocuklarına' fikir ve vicdan hürriyeti kazandıran Fransız kültürü mümessilleri arasında mümtaz bir mevkii olduğunu belirtecek Fransızlar arasında bulunmaktan duyduğu bahtiyarlığı ifade ederek:
— Her ne kadar ben kadeh kaldı-ranuyorsanı da temennilerimi ifadeden bahtiyarlık duyuyorum.
Diye sözlerine son verdi.
Mehmet Emin Yurdakul için yapılan merasim
Türk Kültür Çalışmaları Dernei muharrir Şair Mehmet Emin Yurda anmak üzere tertip ettiği merasime saat 15 te başlanmıştır. 2.5 saat s toplantıda muhtelif hatipler tarafın merhumun hayatından bahsedilirde serlerinden bazı parçalar okunmuş
Ani
uıımmtıınMMimauı
ııiHgîinfRMmd ••«••••(» ujııx«nnn jh •n ıuiR R'.iHiLUD’i.
l'NESCO'nım Tabiî ilimler kısmı Bileklin -M mirini Amerikalı
Fransız Dışişleri Bakanı. Alm.ınyaya h.ırekot ederken
Bugün, Kıbrıs için bir toplantı yapılacak Yunan Talebe Birliğinin geçen n Kıbrıs için Atmada yaptığı mitinge-vap olarak Milli Türk Talebe Bi tarafından, şehrimizdeki bütün ta; teşekküllerinin İştirakiyle büyük bir tlnjg tertip edilmiştir Ayrıca öğrenildiğine göre,
yüksek tahsil gençliğinden, Eski^ gençliğinden, İzmit ve Bursa gençl rinden de birer grup mitinge iştirak fstanbula geleceklerini telgrafla b» nılşlerdlr.
Bugün Eminönü H&Jkevtndb yaj cak ulun akademik toplantıda Kıbt tarihi, milli, siyasi ve kültürel çepfy Prof. Hâmit Ongunsu, Derviş Mani: ve Kıbrıstan hususi surette rncmleV mlzc gelmiş olan heyet başkanı Fazıl KÜçtık tarafından yapılacak nuşmalarda belirtilecektir.

Bonn 14 (AA.) (Afp) — Fransa Dışişleri Bakam Schumann, dün sabah 9.20 de Mayence’den Bonn’a gelmiştir. Fransa Dışişleri Bakanını garda Başbakan Adenauer» yardımcısı Blucher, İktisat Bakanı Ekrard. Ulaştırma Bakanı Ebohm. Federal Alman Hükümetinin birçok erkânı ve Almanyadaki Fransız Yüksek Komiserliği memurları karşılamıştır.
Londra 14 (A.A.ı — Bonn’dan a-iınan haberlere göre, Sarre kömür madenlerinin 50 yıl müddetle Fran-saya verilmesine muarız bulunan Başbakan Adenauer’!. bütün siyasi Alınan partileri liderleri desteklemektedir.
Dün akşam Başbakan Adenauer, Alman - Fransız görüşmelerinde bilhassa Sarre müzakerelerinde tek cephe kurmak için Parlâmento liderleriyle konuşmuştur.
Times gazetesinin Bonn muhabiri diyor ki:
"Alman halk efkârı. Fransız Dışişleri Bakanı Schumann’ın ziyaretini hem memnunluk, hem de çekingen-
likle karşılamıştır. Alman - Fransız dostluğunu sağlam temeller üzerine kurmak için, Schumann'ın cesaretle ele aldığı siyaset övülmektedlr. Bununla beraber, Alman Hükümeti, Fransa İle Sarre arasındaki müzakereleri endişe ile takıp etmekte ve Sarre bölgesine ancak Ruhr rejimine benzer bir rejim verildiği takdirdedir kı, her iki tarafın tatmin edilmiş olacağı mütalâasında bulunmaktadır.
Bonn 14 (A.A.) (Afp) —Adenauer İle Fransız Dışişleri Bakanı pazar günü Öğleden sonra üç saat sürecek bir mülakat yapacaklardır.
Dr. Frank J. MALİNA gazetemize ıııahsııs olmak üzere bir makale yazmıştır. l)r. Mall-ııa’nın “1950 de İlim ve l NFS-( O„ adını taşıyan makalesini bııgiin İkinci Mihlfemlzdo bulacak ve büyük bir alıika İle o-kııyııcııksırıız.


Sayfa 2
Y E N t İSTANBUL
15 Ocak İM)
1950 de ilim ve Unesco
UNESCO faaliyete geçeli dört sene oluyor. Bu dört sene içindo 51 âzA’devlet talimi terbiye» İlim ve kültür Bahasında devamlı bir işbirliği kurmağa muvaffak oldular. Bahis mevzuu o* lan İşbirliği, mütekabil anlayışa ve dünya nimetlerinden her milletin müetoroken istifadesi fikrine dayanmaktadır. Hulâsa etmek lâzım gelirse. UNESCO. Birlenmiş Milletler teşkilâtının ilimle İştigal eden bir şubesi olup, milletlerarası sulhun elde edilmeli İçin kond sahası dahilinde faaliyotto bulunan bir tevekküldür.
Malzemesi ilim olan UNESCO-nun başlıca iki gayesi vardır: Bi rinci gaye. Birlejmiı Milletloro âza olan ve İlmi sahada nispeten geri kalmış bulunan devletlere İlmin en son terakkilerini sunmaktır. I-kinci gaye ise. bu oibi memleketlerin halkına ilmi metod vo görüş tarzını anlamağa çalışmaktır. Bu mevzuda, üzerinde bilhassa durulması lâzım gelen nokta, ilm» terakkiler neticesinde hayat şartlarının nasıl yükseleceğini halka belirtmektir. Çünkü bir faaliyetin müspet neticeler vereceğine kânl olmadan o uğurda âzami gayret sarfetmok mümkün olamaz.
Yukarıda sıraladığımız iki hedefe varabilmek İçin beş muhtelif yol takip ediliyor: (1), Hükümetlere bağlı oimıyan İlmi Teşekkülleri (2), Milletlerarası Araştırma Merkezleri; (3), İlim Edebiyatı ve Malzeme; (4), İlmi İşbirliği Büroları; (5), İlmin tedrisi vo her sınıf halk arasına yayılması.
Bütün bu faaliyete karsı Turkl-yenin gösterdiği alâka derin olmuştur. Meselâ, milletlerarası Tatbiki Mekanik Kongresi 1952-sone-sinde Istanbulda toplanacaktır. Modern endüstri ve ziraatın terakkisi için elzem olan Aerodinamik. Mekanik ve Elâstieite mevzuları üzerindeki en yeni nazariyeler Kongrenin bu toplantısında münakaşa edilecektir. Bu arada |unu da İlâve edelim ki, ismi geçen kongrenin alâkalı bulunduğu milletlerarası Nazari vo Tatbiki Mekanik Birliği UNESCO'dan devamlı bir tekilde yardım görüyor.
KISA
HABERLER
Avusturya barı* muilaşma*> müzakereleri neticesiz kaldı
Londra 14 (AA.). CUsiı) — Amerika Blrloşlk Devletleri mUmesnllI Samuel Rober, Avusturya barış andlaşmaju müzakerelerine devamı reddeden Rus mü-mesaili Zarübln'ln bu hareketini "müessif., olarak vasıflandırmış!ır.
Sovyetler Birliğinin yeni bir geciktirme politikası yüzünden Dışişleri Bakan yardımcıları toplnntısı hiçbir netice elde ödemeden bir daha talik edilmiştir, Rober demiştir ki:
Bu geciktirme Av ub t üryanın bağım-aır.lıfra kavuşmasına vo hükümranlık haklarını elde etmeırine mğııl oluyor. Bu, işgal kuvvetlerinin geri çekilmesini Önlemek demektir. Belki do Sovyetler Birliğinin arzusu budur.
Komünist hasının bu gecikmelerden Batı devletlerinin mesul olduğu bıkkındaki ithamlarının “mânâsız., lığını belirten Rcbcr. ‘'Amerika Birleşik Devletleri» Büyük Britanya ve Fransa’da Servetlerin mühim gördüğü istekleri karşılamaya çalışacaklarını vazetmekle bir anlaşmaya varmak İstediklerini İspat etmişlerdir,, demiştir.
Anırrikıı - Japonya tlrarct münasebetleri genişliyor
Wnshington 14 (A.A.) (United Press) — İnanılır kaynaklardan bildirildiğine göre. Amerika Hükümeti, Jnponyanın Amerikada varı konsolosluk mahiyetinde tevekküller kurmasına 15 güne kadar müsaade edeceğini Uznkdnğunun 13 memleketine bildirecektir. Bu teşekküller Japonya üe ticaret münasebetlerini geliştirmeye ve diğer meseleleri hnJlet-meye çalışacaklardır
Batan denlzultı tuhklkatı dc\3m ediyor.
Chatham 14 A A. (United PrtM) — Donanma tahkikat meclisi, bugün Tru-culent denlza Itısımn batışı hâdİBŞJiini incelemek üzere bir toplantıya çağırılmıştır .
Donanma sösclijünün bildirdiğine göre. müzakereler ve elde edilen netlcelor hakkında malûmat verilmlyşcektlr. Denizaltulan kurtulan 15 kişinin de sorguları bugün yapılacaktır .
Diğer taraftan denizaltının kurtarılması için* de çalışmalar devam çimektedir. Bahriye Nezaretinin söıcüsû, tahkikat hakkında demiştir ki:
“Eğer kurtarma gemilerine erken haber verilseydi, dalın bir çok insan kurtarılabilirdi. îlk haber ancak çarpışmadan 1 eaat 20 dakika sonra alınmıştır. Sorguya çekilenler arasında Dlvlr.anın tayfaları da bulunmaktadır.
Yazan: Frank J. Malina
UNESCO Tabi! lllmlar Kınım Başkan Muavini
Hindistan tarafından teklif edilen Kurak Mıntaka projesini U-NESCO’nun Goncl Direktörüne ar-zetmek maksadiylo bir Eksperler Komitesi son zamanlarda Parlsta toplandı. Eksperler, bir Milletlerarası Kurak Mıntaka Arnşt»rms Heyeti kurulmasını teklif ettiler. Bu heyot, biyoloji, toprak altı su tekniği, rüzgâr vo su erozyonu» güneş enerjisinin kullanılması ve İnsanları kurak muhite intibak ottirmo motodlan bahsindo cldo mevcut en yeni malumatı, kurak veya yarı nurak momlokotloro vo-rocoktir.
Nazarî ve tatbikî İlimler üzerinde çalışan vc dünyaya dağılmış â-limlcr arasında tornası takviye maksadiylo UNESCO büyük gayretler sarfetmoktedir. Bu uğurda, Lâtin Amorİka için Montovİaeo’da. Uzakşark için Şanghay vo Manila’da, Cenubi Asya için Delhi'de» Ortaşark İçin Kahire ve Istanbulda İlmi İşbirliği Büroları açılmıştır. Son zamanlarda kJ^ulan İstanbul Bürosu, İstanbul Teknik üniversitesinden Prof. Ratlp Borktr’ln gayreti ilo golişmoktodlr.
Halkın alâkasını kazanmak maksadiylo 1949-1960 soneleri için U-NESCO geniş bir program hazırlamıştır. Salâhiyeti! şahısların "Gıda ve İnsanlar" mevzuu Üzerinde konferanslar vermeleri temin edilmiş; gıda durumunu düzoltmek i-çin broşürler bastırılmıştır. Halk kütlelerini yakından alâkadar eden bu program Birleşmiş Milletlerin Nüfus Dairesi ve Gıda • Ziraat Teşkilâtı ile beraberce tatbik olunmaktadır.
UNESCO. Türkiyede Milli Eğitim Bakanlığı vo UNESCO nun Türk Milli Komisyonu vasıtaslylo çalışmaktadır. Programın muvaffakiyetle tatbiki için UNESCO bu teşkilâta güvonlyor. Sunu da memnuniyeti* ilâve etmeli kİ Komisyonun Başkanı Prof. Tevfik Sağlam, Türkiyenin sadece JNES-CO faaliyetinden istifade etmekle kalmıyacağını, fakat UNESCO'nun gayelerine hizmet için elinden geleni osirgerrîycceğini de belirtmiştir.
Japon suylavlıırina Amsrlkada drmjkrnıl kursu
VVaahlııgton 14 A.A. (United Press) — 14 Japon saylavı pazartesi günü u-çakln San Franclscoya gelerek 15 gün sürecek olan Amerika gezisine başlıya-Gaklardır. Pnrlâmonlo üyeleri bu gezi sırasında Amerlkada demokrasinin tatbikatını göreceklerdir, üyeler için geniş bir program hazırlanmıştır.
Feri pldndr kazası New-York. 14 A.A. (United Press) — ColümbuH Hava Okulunda, İçinde 17 paraşütçü bulunan bir plAnör. bağlı bu-lunduftu uçaktan ayrıldıktan sonra düşmüş vo parça tanınıştır. Paraşütçüler diplomalarını almadan Önceki son uçuşlarını yapıyorlardı. 11 paraşütçünün Öl-düşü bildirilmektedir.
Müttefikler Konseyi Ilus teklifini rrddrtti
Viyana 14. A.A (Lps) — Müttefikler Knnacylnln dünkü toplantısında, Avus-turyada Naziliği terviç edenler İçin toplama kampları kurulması hakkında Sovyet delegesi tarafından yapılan teklifi Amerikan. İngiliz, ve Fransız delegeleri reddetmişlerdir.
Dl£cr taraftan, cinayet İşleyenlere karşı bunlar işgal kuvvetleri mensupları da olsalar, Avusturya polisinin silâh kullanabilmesi İçin Avusturya Başbakanı tarafından yapılan ve Fransız, İngiliz ve Amerikan delegelerince desteklenen teklifi do Sovyet delegesi derhal reddetmiştir.
Eski Kunuıııyn Kıralı New-York'ta pullarını pazara çıkardı New-York. A.A. (AFP> — Enkl Ru-mnnva Kıralı Carol’un meşhur pul koleksiyonunun bir kısmını satmak üzere New-York pulcularına talimat vcrdlfcl haber alınmıştır. Satışa çıkarılacak pullar arasında her biri 25 bin dolar kıymetinde çok nadir pullar bulunmaktadır. Geçen mayısta Carol’un kız kardeşi Prenses Elcna'nın Baler'de 60.000 dolara bir taç snttiki hatırlatılmakladır.
rolon>nnın Ingiltcrryr harp öncewl borçları İşi hııll(*(lllrnır(ll
Londra A.A. (Rouler) — Ingiltere İle Polonpa arasında. Polonyanın Ingll-terove ulan hıırp Öncesi borçlarının tasfiyesi ve İngiltere tebaasının Polonya tarafııvlan devletleştirilmiş bulunan mallarının tazminine mntuf 11 aydır süren konuşmaJar, müspet hiçbir neticeye varılmadan bitmiştir.
Bu haberi d|)n bildiren Maliye Bakanlığı tebliği "teklif edilen para miktarı yetersizliğinin, müzakerelere devam İmkânı bırakmadığını" belirtmektedir.
D. Acheson, Mao - Çe - Tung’un ergeç bir Tito olacağı kanaatinde
Amerikan mallarının müsaderesi, Komünist Çin'e karşı Ayanda bir hiddet uyandırdı, Senatörler, mesullerin istifasını istediler
İlkokul başöğretmenlerinin makam tahsisatı arttırıldı
Bundan, 14.500 başöğretmen istifade edecek
Washingtnn II (A.A.) (United Pres s) — Dışişleri Bnknnı Denn Acheson, Çinde başgösteron "Tito-cu„ hareketinin Çinin Rusyadıın ayrılmasına buşlangıç sayılabileceğini söylemiştir.
Acheson. Senato Dış Münasebetler Komitesine, bu ayrılmanın, Çin komünist lideri Mao-Çe-Ttıng’un Mos-kovaya yaptığı son ziyaretin nihaî neticesi olabileceğini bildirmiştir. 1-kl gündür komiteye İzahat vermekte olan Acheson, Çinde hâdiselerin Yugoslavyada oldııgıı gibi inkişaf edebileceğini kaydetmiştir. Acheson, bu ayrılmanın İki şekilde olabileceğine işaret ederek demiştir ki:
“Mao-Çc-Tung. Sovyetierln komünist Çine vâsi olmak arzularını kabul eder, bir taraftan da Çinde Rusynya karşı düşmanlık tohumları nı eker vc nihayet Rusyanm aleyhine dönerek Çinin nihai kurtuluşu için çalışır.
Yahut da Moskovanın arzularına boyun eğmez vo Çinin "Tlto„ su olarak kendi bildiği yolda yürür, btı yolun da Amerika İle dostane münasebetlerin idamesi olacağı tahmin edilebilir. Amerika şimdi dikkatle beklemektedir.
JctvMip Formozaya gidiyor
VVaahington 14 (A.A.) (Afp) — Dışişleri Bakanlığı sözcücü Uzakdo-guda tetkik seyahatine devam etmekte olan fevkalâde büyük elçi Philip Jeaaup’ün Okinava ve Fornıo-zaya gitmek üzere Korcden hareket ettiğini bildirmiştir.
Jessup’ün Formozada kiminle görüşeceği sualine, sözcü: "Orada bulunan Amerikan diplomatları ve kendisiyle görüşmek istiyen herkesle,, cevabım vermiştir.
Amerika, Çlndeki diplomatlarını geri çadırdı
Montreal 15 (YİRS) — Amerikan Dışişleri Bakanlığından bildirildiğine göre. Çinden geri çağrılmış olan Amerikan diplomatlarının komünist Çini terketmelerinde hiçbir zorluk yapılnnyacak, zira komünistler A-merikulılann memleketi terketmele-rini istemektedirler,
Diğer taraftan resmen bildirildiğine göre, İngiltere Dışişleri Bakanlığı, komünist Çin dahilinde Ameri-
Colombo Konferansının neticeleri ilân edildi
İngiliz milletleri topluluğu, komünizme ancak “yeter bir hayat seviyesinin idamesi" ile karşı konulabileceğini kararlaştırdılar
Colombo 11 (A.A.) (Lps)- — İngiliz Milletler Topluluğu Dışişleri Bakanları, bu sabah kısa bir gizli oturumdan sonra, açık oturum halinde toplanmışlardır. Gizli toplantıda son tebliğin metni onaylanmıştır. Bu tebliğde, tartışmaların topluluk memleketleri arasında milletlerarası İşlerdeki fikir vc görüş birliğini belirttiği kaydiyle şöyle denilmektedir:
"Konusu Uzakdoğu meselelerini incelemek olan bu konferansın Seylan'da toplanması bilhassa mesut bir hâdisedir. Zira bütün dünyada ilgi bilhassa Asya üzerinde toplanmaktadır. Dışişleri Bakanlan, Asya-da vukua gelen değişiklikler sebebiyle, terakkilerin esas itibariyle iktisadi şartların düzelmesine bağlı bulunduğunu tesblt etmişlerdir.
Güneydoğu Asyada hayat şartlan-nı düzeltmeye mAtuf usulleri incelemek üzere bir "İngiliz Milletler Topluluğu Komisyonu,, nun kurulması hakkındaki teklif, hükümetlere sunulacak olan tavsiyeler arasında yer almıştır. Bu komisyon İlk toplantısını Avustralyada yupacaktır.
Gene tebliğde, Dışişleri Bakanlarının Endonezya meselesinin hallinden dolayı memnunluklarını İfade ettikleri ve Malezya, Hindiçinl ve U-zakdogudaki durumu inceledikleri
kan cnterelorinl korumak vazifesini üzerine alınıştır.
Amerika Senatosunda kopan fırtına
Paris 15 (YİRS) — Amerikan Ayan Meclisi Abalarından Senatör Kaya Komünist Çin Hükümetinin Amerikan konsolosluk cmlAklni müsadere hususunda vermiş olduğu karara temas ederek, Amerika bu hakaretten sonra Çin komnistlerlnl tanımamak mecburiyetinde olduklurını belirtmiştir.
Diğer taraftan, bu hareket Amerikan Kongresinde bir fırtına koparmıştır. Bazı Azalar, Amerikanın Çin siyasetinden mesul olanların hemen İstifa etmelerini talep etmiştir.
Pcklng’dcn gelen başka haberlere nazaran Çin komünist Hükümeti aynı kararı Fransız vc Hollanda konsolosluklarına da tatbik etmektedir, Lcyto uçak geuılsl dönüyor
Londra 14 (YİRS) — İki seneye yakın bir zamandan bert Akdenizde bulunan Amerikan Ley te uçak gemisi vc Deş Moincs kruvazörü pazartesi günü Amerlkaya dönmek üzere Cebelitarık limanına gelmiştir. Ley-te vc Des Molncs'nın yerini alacak olan yeni Amerikan birlikleri şunlardır: MldWay uçak gemisi, 2 ağır kruvazör, 1 muhrip flotlllAsı ve bundan maada ufak çapta yedek gemiler.
eoamttMPMMOMBMMMMMİİH V- SSMUBMI Marshall Plânı İdarecisi Paul Hoffmann’ın demeci
VVashlnglon II tAP» ~ Mnrshnll Plânı İdarecisi Paul Hoffînnnn Başkan Tru manın kâfi derecede gelişmemle bölgelere IktİMiıdl yardıma müteallik olan dördüncü nokta programının İktisadi .işbirliği programı İle tenakusa düşınl-ycccginl ve onun İslemesini bosınıyaca-gtnı bildirmiştir.
Ayan Meclisinin Dışişleri Komisyonunda verdiği IznhHt «anasında, Hoff-mnnn, bu programın hakikatte îktlsad) lşblrl ip İn I dcHtekhyeceglnl bvllrtınıştlr.
Hoflmnnn, Marahnll Yardımının evvelce kararlaş!ıııhnış olduğu veçhile 30 haziran 1052 do «ona ereceğini, fakat bu müddet sarfında bütün devletlerin tamamen kalkma marnı* olacaklarım söyle dikten sonra: “Onları bugünden yırına torkodlp kendi hallerine bırakamayız,, demiştir.
Hofffnann, devamla; "Amerikan yatırımlarım icap ettiren durumlarla karşılaşmamız mümkündür, fakat bu. ferden bir devleti alâkadar eden bir vaziyet o-lacaktır ki, bunu da dördüncü nokta programı vasıtaalyle gerçekleştireceği»., demiştir.
bildirilmektedir.
İngiliz Milletler Topluluğu memleketleri arasında karşılıklı yardıma dair olan ve Dışişleri Bakanlan tarafından prensip itibariyle kabul e-dllmiş bulunan Avustralya projesinin bilhassa Güney ve Güneydoğu Asyada komünizmi durdurmaya elverişli çarelerden biri olduğu kaydedilmektedir. Bu proje, yeter bir hayat seviyesi idamesine yanyacak bir ticaret cereyanı, teknik yardım vo sermaye yatırımı sağlamaya yarayacaktır. Bakanlar, müteakiben Amerika Birleşik Devletlerinin yardımını sağlamak ümidindediıier. Fakat Ingiliz Milletler Topluluğunun kendi kendisine yardım İçin elinden geleni yapmış olduğunu ispat etmeden önce Amerlkaya başvurmıyacagını hesaba katmaktadırlar.
Bu sabahki açık oturumda söz a-lan Ingiliz Dışişleri Bakanı Bevln, altı hafta İçinde, İngiliz seçimlerinden sonra, kendisinden artık İngiliz milletini temsil etmesinin İstenmemesi mümkün bulunduğunu, fakat Colombo'da başarılan İşin bozulıımı-yacagım söylemiş, başlanan işin bütün anlaşmazlıklar ortadan kalkıncaya ve topluluk memleketleri arasında sağlam bağlar kuruluncaya kadar devam edeceğini ilâve etmiştir.
Ankara 14 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Büyük Millet Meclisi Bütçe Komisyonu, bugünkü toplantısında 11500 İlkokul başöğretmenini yakından ilgilendiren bir Kanun tasarısını Incolemlş vo ittlfkla kabul etmiştir. Trabzon Milletvekili Reşit Tarakçıoglu tarafından hazırlanan bu teklif 1926 yılında kabul edilen Maarif VckAlcti Teşkilât Kanununun 13 üncü maddesinin tâdili ve bu maddeye müsteniden ilkokul başöğretmenlerine 10 ilâ 20 lira üzerinden verilmekte olan makam tahsisatının çoğaltılmasını Istihdof etmektedir. Aynı kamımın 14 üncü maddesiyle ortaokul ve lise müdürlerine verilmesi kabul edilmiş olan 20-30 liralık makam tahsisatı bilâhare 40 İlâ 100
Seçim kanunu tasarısı müzakerelerinde
Devlet memurlarının durumu hakkındaki maddeler görüşülüyor
Ankara 14 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Seçim Kanununu ince-liydtı goçlel komisyon, bugün Behçet Uzun Başkanlığında toplanarak 26 ncı maddenin memurlara taallûk e-den fıkrası üzerinde müzakerelerde bulundu. Tasarıdaki hükme göre. Devlet memurları, seçimin başlangıcından altı ay önce istifa etmedikçe, vazifeli bulundukları seçim çevresinden adaylıklarım koyamıyacaklar. aday gösterlleınlyecckler ve seçiie-miycceklerdir. Bu istifa müddeti, Belediye Başkanları İçin 2 ay olarak tesbit edilmiştir. Milletvekillerinin birçoğu Devlet memurlarının nüfuz ve tesirleri olmaması için böyle bir takyide lüzum olduğu*' söylediler. Fakat Belediye Başkan^r nm şimdiki tasarıda no Seçim Kailli Başkanlığında ve ne de kurul üyeliğinde bir vazifeleri olmadığı için böyle bir takyidin onlara teşmil edilmemesini istediler. Bu fikrin lehinde ve aleyhinde konuşmalar oldu. Neticede Be-lediyo Başkunlarının adaylıklarını koymak için seçim başlangıcından 2 ay önce istifa etmelorl lâzım geldiğine dair hüküm maddeden çıkarıldı.
Devlet memurları hükmü içine iktisadi Devirt teşekkülleri, Belediye ve özel idare memurlarının girip girmediği soruldu. Adalet Bakanı cevaben: “Buradaki Devlet memurundan kasdedllen, genel vo katma bütçeden moAş alanlardır. Gnıın İçin bu 3 kategori mensupları bu hükmüfı dışın-
Üniversiteliler Arası
Diın. Spor vo Sorul Sarayında üniver-SI telli ora ra sı ferdi güreş birinciliklerinin final knrşıln^mahırına knlabııhk bir meraklı kütlesi önünde saat 14 te bakrındı. Baıjtan sonuna kadar heyecanlı geçen karşılaşmalardan sonra güreşçiler aşağıdaki dereceleri almışlardır:
52 kilo: 1 — Rıfat (Hukuk). 2 — İrfan (Tip), 3 — Ferit (Dt.H.O.1.
.57 kilo: 1 — Osman (Eczacı), 2 — Gündüz (Tıp). 3 — Nojıtt (Y.T.O,).
62 Icllo: 1 — Kemal (Dz-H.O.) 2 — Ü-mi! (Orman), 3 — Tırık (Fen).
67 kilo: 1 — Yılmaz (Tıpı. 2 — Tür-kay (Fen), 3 — Ertugrul (Fen).
73 kilo: 1 — Cemi) (Tıp), 2 — Hakkı
Pakistanda sigara fabrikası yapılması uygun görüldü
PnldMtandn nçılınnsı düşünülen sigara fabrikanı hakkında Karaşlyo yaptığı tetkik Maya ha Ünden dönen Tokel Satış Müdürü Muavini Abdullah Zornn, bu hu-•USta hazırlamakta olduğu raporu U-mum Müdürlüğe bu günlerde verecektir.
öğrendiğimize göro, Pııklstanda bir fabrika kurulması eı»a* itibariyle muvafık görülmüştür. Fakat bunun için bası şartların hnaırlanmnNi lAsımdır. Ingiliz dominyonları ve anavatan ithalatı İçin tatbik edilmekle olan müsamahalı gümrük tarifelinin Türklyeye de teşmili İcap etmektedir. Paklstanın yetkili şahsiyetleri esas İtibariyle bunu da yapacaklarını vâdetmlşlcrdlr.
liraya çıkarılmış, ilkokul başöğretmenlerinin ise aynı miktarda bırakılmıştı. Bu adaletsizliği ortadan kaldırmak gayesini güden teklifin Bütçe Komisyonunca kabul edilen metnino göre:
1000 başöğretmene 40, 1200 başöğretmene 30, 3000 başöğretmene 20, $)300 başöğretmene de 10 lira makam tahsisatı verilecektir.
Bu tahsisatın dağıtılması şekil, talebenin kalabahklığı, öğretmen sayısının çokluğu dikkate alınarak Milli Eğitim Bakanlığınca tesblt e-dlloccktir. Bu kanunun sarfını gerektirdiği para temin odllmlş olduğundan, mart 1950 don İtibaren makam tahsisatının bu miktarlar üzerinden tediyesine başlanacaktır.
dadır.,, dedi. Adalet Bakanı bundan sonra maddede bir eksik olduğunu fiöyliyerck, Hükümet adına bir fıkra teklif etti, Bu da "Subaylar, askerî memur ve yargıçlar» seçim başlamadan önce adaylıklarını koymak için istifa etmek mecburiyetindedirler.,» hükmü idi. Neticede bu hüküm, bir fıkra şeklinde yazılmak üzere Redaksiyon Heyetino verildi.
Komisyon âzalarından biri, teklifte bulunarak, İktisadî Devlet teşekkülü mensupları da, seçimin başlangıcından altı ay önce istifa etmedikçe, vazifelerinin bulunduğu seçim çevresinden adaylıklarını köye m amalarını isledi. Bazı milletvekilleri, “Anayasa muayyen ve mahdut şartlar altında vatandaşları adaylık hakkından mahrum etmiştir. Bu gibi mahrumiyetleri genişletmemek lâzımdır,, mütalâasında bulundular, bir kısım milletvekilleri de “En küçük bir memurun tâbi olacağı bir takyide bu gibi iktisadi kudreti e-llnde tutan, meselâ bir Devlet fabrikası müdürünün tâbi olmaması gayrı mantıki olur. Maksat, Hükümetin tesirinden uzak kalınarak seçimin yapıldığını vatandaşlara temin etmek olduğuna göre, bu gibi iktisadi müesseselerin mensupları da aday olmadan önce memurlar gibi istifa etmelidir.,, dediler.
Vskit hayli geçmiş bulunuyordu. Bu yüzden komisyon, pazartesi günü toplanmak üzere çalışmalarına son verdi,
Güreş birincilikleri
(Fen), 3 — Bülent (Fen) *
70 kilo; 1 — Avnl (Tıp), 2 — Rıza (Dz.H.O.), 3 — Fevzi (Y.T.O.).
87 kilo: 1 — Servet (Tıpı, 2 — Ayhan (Hukuk), 3 — E(iip (Dz.H.O.)
Ağır: 1 — Kılıç (Hukuk), 2 — Müfit (Y.T.O.).
Memlckotimlsde iik defa üniverslleH-leraı aaında yapılan bu güreş karşılaşma-lan büvük bir alaka toplamış ve sporumuzun bu şubesi İçin mokteplvrlınlsde bir kalkınma vesilesi olmuştur. Milli güreş antrenörü Nuri Baytorun'un da takip ettiği bu güreş müsabakalarında yarın için büyük ünütlor vâdeden birçok güreşçiler temayüz etmiştir. Kozacıdan Osman öz. Tıp Fak ü i teninden Gündüz, Yılmaz, Cemil, Servet, Fen Fakültesinden Türkay İle Hakkı. Hukuktan Kılıç ve bilhassa Deniş Harp Okulundan Kemal dün büyük bir varlık göztardile.' .
Takım tasnifinde Tıp Fakültesi birinci, Hukuk Fakülteni ikinci, Deniz Harp Okulu üçüncü oldular .
First Wienna, Askerî karmayı 3-2 mağlûp etti
Ankara 14 A,A — Bugün öguden sonra şehrimizde Askeri Güçler karmacı ile Avusturynnm First Wienna takımı arasında bir futbol maçı yapılmıştır. Sıfırın altında 12 derece softuk olmasına rağmen stadyoında 7000 den fazla seyirci bulunuyordu. Avusturya takımı birinci devrede 3 gol atmıştır. İkinci devrede Askeri Güçler Karması iki gol atabilmiş ve maç 3-2 VI/ana lehine sona ermiştir.
Türkiye Hukukçular Derneğinin toplantısı dün yapıldı
Yeni teşekkül cdon Türkiye Hukuk-Îular Derneği ilk yıllık toplantısını dün kinci Ağır Ceza Mahkemeni aalonunda yapmıştır. Çok sakin v«* olgun bir hava içinde corrynn eden toplantı sonunda Dernek İçin bir İlmi heyet. İdare heyeti, haysiyet divanı VC murakıplar sş-çllmlştlr.
Seçim şu şeklldo neticelenmiştir:
Birinci Başkanlığa avukat Hürci İn Sadoddfo Arel. İkinci başkanlığa Rüştü Ölgcn, idare kurulu: Profesör AMül-hak Kemal Yürük, avukat Haydar Ar-Seven. avuknt Fuat Bilgin, profesör Hıfzı Timur, avukat Tuğrul Vidîn.
İlmi heyet: Ordinaryüs profesörler, Sıddık Sami Onar, Snmlm GÖntnaay, Tabir Taner, profesörler, Mazhar Nedim Göknll. Abdülhnk Kemal Yürük, Dördüncü Tlcbret Mahkemesi Başkanı Tabir Çı»ft, profcartr Recaf Oknndan. Birinci Aftır Ceza Mahkemeli Balkanı Nef'i Domlrliofclu. üçüncü Ticaret Başkanı Salt önen, profesör Sulhl Dönmo-xer.
Hayilyot divanı: Ordinaryüs profesörler; Sıddık Sami Onar. Tabir Taner, Sarnlm Gönenaay/ Birinci Aftır Ceza Başkanı Nef’i DnmlrHoftlu, profesör Mazhar Nedim Göknll.
Murakıplar: Avukat Muzaffer Erer, &-vuknt Cahit Tunger,
Seçilen heyetlere vazifelerinde başarılar dileriz.
Fatih için âbide ner
e
dikilecek ?
îatanbulun 5ü0 üncü fetih yılı dön imli münasebetiyle dikilmesi tasavvur hslir> de olan Fatih heykeli İçin sanatkârlar dün Türkocnftında bir toplantı yapmışlardır. Ayrıca bir sanat defteri taşımacı da icap eden Fatih heykelinin meydana getırılmost İçin çok az zaman kaldığı tesblt edildikten sonra, dünkü konuşmaların neticesinde bası tedbirler alınmasına karar verilmiştir.
Bu kararlara töre, Abidenin yeri biran evvel tesblt edilmeli, Abide için konulabilecek tahsisatın miktarı anlaşılmalı. bundan sonra da derhal müsabakaya geçilmelidir.
Heyet ayrıca. 500 üncü yılın kutlanması tasavvuru Üzerinde sadece hükû-mot mahfillerinde bir hnreket göze çarptığını, halkın bu İşe hazırlanmadığını tesblt etmiş ve bu hususta çalışılması İcap ettiği kanaatine varmıştır.
Bu münevverler heyeti, Fatihin Abidesi için toplantılarına sık sık devam edecektir.
İki Amerikan muhribi limanımıza geldi
Birleşik Amerikanın Akdeniz donanmasından Waldern vc Wvcka muhripleri dün sabah saat dokuzda limanımıza gelerek Dolmabahço önlerine demirlemişlerdir.
Misafir Amerikan denizcileri gruplar halinde şehri gezmişler ve akşam, gemiler mürettebatı şerefine Amerikan deniz ataşesi tarafından Parkotelds bir kokteyl verilmiştir.
Albay M.E. Dornln kumandasındaki filo, limanımızda 3 gün kalacaktır.
Bir hayır sahibinin ucuz kömür satışı
Hilmi Toksoy anındaki bir vatandaş İstanbul Belediyesine müracaat ederek,, halka 16 kuruştan mangal kömürü satmak İstediğini bildirmiştir. Bu tekliz Belediyece kabul edildiğinden pazartesi gününden itibaren iki mavna kömür, Unkapanı köprüsü yanında halka bu fi-atle satılacaktır.
Ahmet Şükrü Esmer, bugün Amerikaya gidiyor yV’nshlngton'dn torllp edilen milletler» ar/un turizm konferansında memleketimizi temsil edecek olun Basın - Yayın v« I urizın Genel Müdürü Ahmet Şükrü Esmer dün uçakla Ankaradan şehrimize gelmiştir. Bu akşam PanamerH can uçağiyle Amerlkaya hareket edecektir ____________
Adnan Çin'in mükâfatını Vali verecek
İnönü Armağanı fen ve İhtira kısmından. 3.000 lira kuzunun Adnan Cin» Î5-tnnbulda bulunduğu için kendisine mü-kAfatı yarın İstanbul Vali ve Belediye Reisi tarafından vilâyette merasimle verilecektir.
Mustafa Sururl vefat etti
Anadolu Ajansı eski Atina muhabiri Mustafa Sururlnin ailesiyle birlikte ikamet etmekte olduğu Ankarada Seyhan Otelinde bu gece vefat ettiği teessürle haber alınmıştır.
Meslckdaşımıza Tanrıdan rahmet diler, kederli ailesine teessürlerimizi bildiririz.
Bir asansör kazası
Karaköydekl Italyan Bankası mımuıv Itırından 60 yaşlarındaki Yorgiadıs Bah-çekapıda Ayniye hanındaki yük asan-söriyle 3 üncü kata çıktıktan sonra dışarı çıkacağı sırada tepetaklak düşerek feci bir şekilde ölmüştür.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
PANORAMA
EDEBİ ROMAN
-46-
Se^dm. bir derin uykudan uyandırılmış gibi silkindi ve uzun bir müddet dalgın dalgın Ra-gıp Beyin yüzüne baktıktan sonra hafifçe gülümsedi. Bundan cesaret alan ve başlanmış bir konuşmayı kesmemek istiyen genç mühendis, Sevime deminki sözüyle hiç münasebeti olmı-yan bir şey sordu:
"— Bir bardak limonata da mı içmezsiniz?
Sevim’in, bu teklifi reddetmeylfl üzerine Ragıp Bey, onu bağlayan büyüyü bir tarafından çözmeye muvaffak olmuşçasına büsbütün ferahlanarak konuşmasına devam etti:
"— Yarından sonra seyahate çıkacağımız aklıma geldikçe âdeta çocuk gibi seviniyorum. Kaç zamandır burada o kadar küflenmiş ve o kadar bunalmıştım ki. bir Avrupa havası almakla on yaş daha gençleşeceğim, sanıyorum. Siz kİ, Avrupayı ilk defa göreceksiniz; İçinizde hJç bir heyecan duymuyor musunuz?
Sevim, yine o deminki hafif tebessümiyle gülümâedl:
"— Bilmem... herhalde sıhhatim biraz düzelir zannederim.
"— Sıhhatiniz mİ? sıhhatinizde ne var ki... hele onu şöyle bir yana, bırakalım. Göreceksiniz. ne kadar eğleneceğiz. Bir kaç ay sonra buraya döndüğümüz zaman eski kuvvetinizi, es-226
kl neşenizi temamiyle...
Genç kız. yavaş, fakat helecanlı bir sesle Ragip Beyin sözünü kesti:
"— Tekrar buraya dönmek mİ? Hayır, hayır... dedi.
Bunun üzerine Ragıp Beyi bir düşünce aldı ve dalgın dalgın Önüne bakarak:
"— İsterseniz dönmeyiz; diye mırıldandı. Tam bu sırada Sırrı Boy, kafasını onlara doğru uzatıyor:
"— Hanımefendi acıkmışlar, sofraya buyurun; diyordu.
Sofraya gideceklerdi. Fakat, Nedim ortadan kaybolmuştu. Naşide Hanım bunu işitince kıskıs gülmeye başladı:
"— Kâfir oğlanın kokusunu aldılar. Burada da kâfir oğlanın kokusunu aldılar.
"— Kimler Hanımefendi, kimler?
Sırrı Beyin bu tuhaf suali üzerine Naşide Hanım bir kahkaha salıverdi i
“— Kimler nîactık, a Sırrı Bey; 1yi saatte olasunlar.
Hayat ve Mektuplar II

İzmir’de Dış Ticaret Ofisi Müdürü Cahit Hallt, Diyarbakır lisesi edebiyat vc felsefe hocası Ahmet Nazmi’yo yazıyor;
“Birader, ne dersin! Şu bizim mecmua günün en mühim siyasî meselelerinden biri oldu. İlk nüshaları, biliyorsun, hemen hiç kimsenin rağbet ve alâkasını çekmek mazhariyetine erememiştl, »Şimdi ise, her çıkışında kimini hayranlığa, kimini hayrete, kimini heyecana, kimini merak ve tecessüse düşürüyor. Bazı kimseleri ise ya kızdırıyor, ya işkillendiriyor ve yahut sadece sinirlendiriyor, İlk zamanlar. bu çeşit çeşit reaksiyonlar, bizi çok sevin-227
dirdi; bizim çok hoşumuzu gitti; bize âdeta bir muvaffakiyet sorhoşlugu verdiydi. Zira, senin de pek iyi bildiğin gibi bir kaç arkadaşla bc-' raber bu mecmuayı çıkarırken güttüğümüz başlıca hedef muhitte — velev pek dar bir muhitte — bir fikir hareketliliğine önayak olmak, inandığımız bazı prensipler üzerine bir “İçtihat kapısı,,ıun açılmasına yardım etmekti. Başlıca hedef, dedim. Tabii bunun yanısııa bazı müsbet maksatlarımız, millet ve memleket ölçüsünde bazı iddialarımız da yok değildi. İstiyorduk kl. vo hâlâ İstemekteyiz ki. şu yurdun henüz halledilmemiş, hattâ henüz adları konulmamış hayati davalnn, gündelik politika cereyanları dışında, bürokratik görüş ve anlayışların üstünde bir yüksek mıntakaya çıkarılsın vo orada yalnız ilmin aydınlığı ile tahlil ve tefsir edilsin.
"Ncteklm, şimdiye kadar, çıkan yazılarımızın da kâfi bir vuzuhla göstermiş olacağı gibi, biz, bu mıntnknnın bir parmak aşağıya kaymamak için uğraşıp durmaktayız. Fakat, nedendir bilmiyoruz, bir lakım gözle görülmez eller bizi, eteklerimizden yakalamış — demin politik vc bürokratik diye vasıflandırdığım — tabakalara doğru çekip sürüklemeye çalkalıyor Eğer, sana yolladığım son nüshaları okumaya vakit huldunsa mutlaka sezmiş olacaksın kl, şimdiden, hiç «övmediğim bir polemik to-nlyle bunlara karşı kendimizi, lstemiyerek müdafaa etmek istirarında kalmıya başlamamızdır. Istırarında, diyorum, Çünkü bilmezsin, son zamanlarda sağdan soldan ne sinsi sinsi hücumlara uğrayıp durmaktayız. Garibi şu ki. bu hücumlara doğrudan doğruya hedef olan fikirlerimiz değil şahıslarımızdır. önce bunları işitnıeınezlikten, bilmemczllkten gelmeye, bunları hiçe saymıya karar vermişken bir de bak-228
tık kl, fikirlerimizin müdafaası keyfiyeti ancak şahıslarımızın müdafaası şartına bağlanıp kalmıştır. Sana, canını sıkmazsam bu “ın-carnatlon,. hâdiselerine dair bir kaç misal vereyim: Meselâ arkadaşlardan biri, geçenki nüshalarımızda. memleketin baştan başa elektrik enerjisine kavuşturulması için bir fennt proje ebosu mahiyetinde Üç makale neşretmişti. Bu makaleler o kadar teknik, o kadar rakam, grafik ve hattâ cebir muadelelorini andırır şeylerle yüklü idi ki. ben bile okumakta müşkülât çekip yarıda bırakmıştır. Bu arkadaş Almanya’da Pollteknik tahsilini yapmış, Almanyanın en maruf sanayi müosseselorinden birinde staj görmüş gönç bir elektrik mühendisidir ve memlekete döneli iki yılı geçtiği halde kendi ihtisas snhssındn bir vazife başına geçebilmek şöylo dursun hattâ nafakasını tedarik İçin herhangi bir iş dahi bulamamıştır. Buna rağmen içi, yurdun kalkınma hareketine en ufak bir hizmette bulunmak ateşiyle yanıp tutuşmaktadır ve eminim ki, bahsettiğim o üç makaleyi bu heyecanın tesirinden başka hiç bir saike kapılmaksızm yazmıştır. Halbuki, muarızlarımızdan birinin ortaya attığı bir iddiaya — daha doğrusu bir iftiraya — göre bu neşrıyatlyle bir büyük Alman firmasının reklâmını yapmakta ve Türkiyede ona geniş bir teşebbüs sahası açmak dilemekteymiş. Delil ini Istorsintz? Çünkü genç mühendisimiz tahsilini bitirir bitirmez, memlekete döneceği yerde yıllarca bu mtlessesede çalışmış iınlş ve şimdi dc — kimbillr belki — burada, yine bu müessesinin menfaatlerini temsil vazifesini almış İmiş!
"Şimdi, böyle bir iftira karşısında bizim için vurdum duymazlıktan gelmeye imkân kalır nnydı? Ve o kadar emek sarflyle, o kadar derin bir toprak aşkıyle yazılmış olan bu yazıla-229
nn — zira, genç mühendis bunları masasının başında bir takını kitaplar karıştırarak değil, Anadolunun geniş bir sahasını gezip dolaştıktan sonra yazmıştır. Adi bir reklâm olmadığını ispat için muharririnin şahsına, hüviyetine ve ilmi fornıatıon’una ait bazı noktaları aydınlatmaktan nasıl vazgeçebilirdik? Bir defa, bu genç mühendis İftiracının adını söylediği müessesede bulunmadığı gibi tahsilini de o müessescnın faaliyet merkezi olan şehirden çok uzak bir yerde yapmıştır. Sonra çalıştığı fabrikada da aylıkla, ücretle değil, hükümetimizin verdiği talebe tah-sisatiyle, hükümetimizin tasvip ve müsaadesiyle stajyer olarak çalışmıştır. Daha sonra bu staj devri yıllarca değil, ancak yine hükümetin tâyin ettiği üzere, ancak bir yıl sürmüştür.
“Sana, bu acayip polemik örneklerinden birini daha zikretmeden geçemıyeccğim: Diğer bir arkadaşımız, sanayileşme hareketimiz hakkında uzun etüdier ve birçok istatistik malûmat mahsulü olan bir sıra makale yazmıştı ve bunların sonunda şu neticeye varmıştı: Kurduğumuz bazı endüstri tesisleri bize pek pahalıya malol-muştur; çünkll. makineler alınır ve tesisler kurulurken işe birçok tufeyli aracılar karıştırılmıştır; Avrupanın birçok yerlerinde İşsizlik yüzünden nice fabrikalar haraç mezat satılığa çıkarıldığı vc sahiplerinin kapı kapı dolaşarak müşteri aradıkları sırada biz her yana kol kol heyetler göndererek, bunlara hiç bir hesap ve kitaba stğmıyacak gündeliklerle yol harçlıkları Ihsan ederek, ve iki taraftan komisyonlara kondurarak her bir makineyi ağırlığınca altın pahasına maletınenln yolunu bulduk. Sonra bunları en "irratlonel,, şartlar altında mirasyedice işletmeye başladık.
(Devamı var)
230
15 Ocak 1950
YENt İSTANBUL
Sayfa S
EKONOMİK
G U N U N
Roma Ticaret
Eski Muharipler Bankası
Odaları kongresi
merasimle açıldı
Yeni plân sayesinde tarım tamamiyle modernleşmektedir
va-
ortaklarının
meselenin
doldurulmasına
O
ıslahına



ve
¥
İtalyan serbest ithal listesi
bu
Lübnana fıstık ihraç edilecek
nıü-teş-
• Hususi muhabirimiz
26 aralık 1949 da açı-
ma-
Pa-bil-
bugüne istikbal
ço-de-do-ne-
kredi daha zaten sana-
Mıttendoıf. dün, kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza şu izahatı vermiştir:
bu memleket Ahenk daire alacaktır.
açılmasını temin kurmayı da
Ankara 14 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı Lübnana 100 ton gaziantep fıstığı ihracı için vâki talebi yerine getirmeyi uygun görmüştür
maden istihsalini ve ih-
iştirak etmek uçakla Roma ya
Maden işletmelerimiz
Sanayi Odası meselesi
«SOK
emniyetle bakmak teşebbüslerin ge-yoktur. Bugün, bir başka bir mevzuat
den İkincisi olarak gösterdiğimiz, hususî sanayiin kalkınmasına lüzumlu, fakat eksik olan hususlar dır. Bunların başında sermaye geliyor.
sektör arasında eşit haklör ve şartlarla hür rekabetin mey-alması meselesi kalıyor ki, buda teminiyle, bugün söz gelimi ayakla ilerleyen
cüzî kısmını temin edebilecek teşekkül belki olabilecektir. Bi-buradaki kasdimiz çok daha ge-ölçüde (tesis) kredileri verebi-
Bu böyle olmakla beraber, bizim asıl burada üstünde durmak İstediğimiz. hususi teşebbüslerin memleketimizde canlanamaması sebeplerin- I
görüşeceğiz, ancak Ro-
YABANCI BORSALAR
ESHAM VE TAHVİLAT
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İzmir Ticaret Borsası
Devlet Tahvilleri
İstanbul :
Bugün
• • •
• ••
Adana Ticaret Borsası
Eskişehir Ticaret Borsası
Adana
Ecnebi Tahviller
I
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
Akala Akala Akala Yeril Yerli
ı ,
IV
V. .
Bordada pamuk üzerine yeni bir muamele olmamıştır. Ellerinde mal olanlar ümitli görünmektedir.
B tığda? yumuşak Buğday sert ..
••••••
1.......
II........
LII........
V........
(•) Gününde Borsada muamelesi tescil edilmemle tahvilât ve eshamın arz ve taleplere göre taayyün eden takribi piyasa değerleri.
200.—
16Q>-
J50.—
No. 8 .
No. 11)8 l........
ır.......
III.......
Hususi teşebbüsün canlanması için iktisadi emniyet lâzımdır
u memlekette hususî teşebbüs için yapacak pek çok şey vardır. Memleket baştanbaşa çalışkan, bilgili ve sermayeli müteşebbislerin iş görebilecekleri sahalarla doludur. Memleket içinde yapılacak kısa bir seyahatte bile el dokunmamış ne kadar bâkir iş sahalarının açıkta durduğu görülmektedir. Bu hakikati herkes böy-lece kabul ve tasdik ettiği halde neden dolayı hususi teşebbüs canlanamıyor. görüp müteessir olmamak kabil değildir. Bunun herhalde sebepleri olacaktır. Sanayi Birlikleri ve ticaret derneklerinin bir çok toplantıları oldu, bu teşekküller birçok muhtıralar ve raporlar neşrettiler. Bunlara ilâve olarak memleketimize zaman zaman yabancı mütehassıslar geldi. konferanslar verdiler, makale, kitap yazdılar. Bütün bu faaliyetlerden iyice anlaşılıyor ki. bu memlekette hususi teşebbüsün geniş ölçüde canlanması için esaslar ya mevcuttur, fakat türlü şekillerde engellenmektedir; yahut da eksiktir, fakat himmet edildiği takdirde kolayca tamamlanabilecektir.

İngilterede tarım faaliyeti arttırılıyor
Memleketimizde sermaye, bilindiği vc her gün tezahürüne şahit olunduğu gibi dardır, öyle sanıyoruz ki, darlığın sebepleri arasında bu memleketi ötedenberi kıvrandıran bol miktarda iş sahaları olmaması ve bu yüzden sermayenin teraküm edememesi geliyor. îş sahaları ğalmadıkça da vaziyet böylece vam edip gidecektir. Burada kuıımak istediğimiz,
den ve niçini değil, sermaye boşluğumuzun süratle işarettir. Bizce, bunun İmkânı vardır ve temini de güçlük arzetmez. Devlet hususî sanayi için bir bankası vücude getirir, yahut kolayı bugünkü Sümcrbankın kanununda yeri olan hususi
yie kredi vermek vazifesini bu bankaya hatırlatır ve banka sermayesini de ona göre arttırır. Devletin, kendi nanı ve hesabına sanayi teşebbüsleri kurması ve işletmesi devanı ededursun. bu faaliyetin yanı başında bir de hususi sanayii sermaye ile beslemek, ona uygun şartlarla kredi açmak fonksiyonunu yaptığı gün. memleketin çehresi birdenbire değişecek, yukarda bahsi geçen teşebbüs kabiliyetli unsurlar kabiliyetlerini gösterebileceklerdir. Halbuki, bugün o kabiliyetler sermayesizlik yüzünden körlenmeğe mahkûm kalmaktadır.
Mevcut olan esasların başında kâfi teşebbüs kabiliyeti gelmektedir. Memleketimizde teşebbüs kabiliyetli atılgan unsur miktarının tahminin üstünde olduğu şöyle bir etrafa bakmakla anlaşılabilir. Müsait olmayan birçok şartlara rağmen bu müteşebbislerin, hattâ orta büyüklükteki işletmelerin pek âlâ kurup idare ettikleri görülüyor. Lâkin, o işletmelerin daha da büyümesi, bunlara yenilerinin de ilâve edilmesi lâzımdır. İşte buna imkân olamıyor. Biz bunun sebebini bilhassa (emniyet) te arıyoruz. Zira, biliyoruz ki, yakın İstikbale kabil olmadıkça üşmesine imkân mevzuat, yarın
olursa ve bilhassa devlet işletmelerinin yarın nerelere kadar ileri götürüleceği, daha hangi sektörleri ne nispette istilâ edeceği malûm olmazsa, öyle bir memlekette hususi teşebbüse hür ve serbest cevelân imkânı bırakılmamış demektir ve bunun neticesi olarak da hususî teşebbüs gelişemez. İktisadi emniyet olmayan bir muhitte hususî teşebbüsün inkişafına imkân tasavvuru güçtür. Bilhassa, sanayii ele alalım. Sanayi için lüzumlu ham maddenin alımında türlü tak>ritler oldukça ve bu takyitlerin nev’i müstakar bulunmadıkça sanayie atılmak kolay değildir. Hele mamulün satışında fi-at engelleri karşıya çıktıkça ve gümrük tarifeleri ve nakliye şartlan yüzünden yabancı yerlerden gelen eşya ile rekabet işi, ihatalı ve uzağı görür surette icaplara uygun olmadıkça, hususî sanayiin bu yenilmez müşküller karşısında rücu hareketleri yapacağı tabiidir.
Roma (Comtel) — İktisadi İşbirliğine dahil memleketlerden serbestçe ithal edilebilecek emtiaya ait ikinci Üstenin tam metni verilmiştir. Bu listede başlıca şu mallar vardır:
Fındık, vanilya, karanfil, kara ve kırmızı biber, kuru sebzeler, tütün, yağlı tohumlar, ham kendir, ham
14/1/1950 Cumartesi
Borsalarda Vaziyet
Biz teşebbüs kabiliyeti var, fakat sermayesi mahdut unsurların bu memlekete zannedildiğinden fazla hizmetler yapacaklarına kâni bulunuyoruz. Bir kere devlet bu tecrübeye girişecek olursa, görülecektir ki, memleket sanayiinin kalkınması şimdikinden fazla süratle ileri gidecektir. Son zamanda, kredi temini işini, hususî sanayiin bizzat kendisinin ele aldığı görülüyor. İstanbul Sanayi Birliğinde bir sanayi kredi bankası kurmak için toplantılar yapıldığı, hattâ 1 milyon liralık bir sermayenin toplandığı haber veriliyor. Fakat, sermaye miktarından da anlaşıldığı gibi, bu ancak bir (iş. letme) sermayesini, o da lâzım olanın bir zim niş
lecek bir müessesedir ki. bunu ancak devletin ortaya ehemmiyetli miktarda dökeceği sermaye ile sağlamak mümkündür ve böyle bir mü-esseseye lüzum vardır.
Yukarki iki dilek yerine getirildikten sonra, devlet sektörü ile hususi eşit dan nun tek
iktisadı, muvazene ve sinde çift ayakla hız
pamuk, kirli ve temizlenmiş yünler, yün döküntüleri, ipek döküntüleri, pamuk döküntüleri, kurşun, bakır, boksit, demli ve çelik, makine ve elektrik levazımı, adese, dürbün, fotoğraf malzemesi, telsiz tesisatı, petrol, lâstik, kimyevi maddeler, kürkler, kâğıt, kıymetli madenler
Ticaret Bordasında fındık piyasası gene hararetini muhafaza etmektedir. Karatenizdeki fırtına yüzünden, vapurlar muayyen iskelelerden fındık atama, dıkları için, satıcılar vadeli satışları gününde teslim edemiyecek)erinden endişe duymaktadırlar.
Hafta sonu tiftik ve yapağı piyasası sakin geçmiştir. Hazırda maı olmadığı için, istihsal bölgelerinde kalan stoklar, piyasamıza getirilmektedir.
Esham ve Tahvilât Borsacında kayda değer bir şey yoktur. Devlet Tahvilleri sağlamlığını muhafaza etmektedir. Altın fiatlerinde düşüklük görülmektedir.
İzmir :
Halta sonunda çekirdeksiz kııru üzüm piyasası gevşek olarak kapanmıştır, incir fıatlcri sağlam bir durumdadır. Pamuk piyasasında ümitler azalmamıştır. Pamukyağı piyasası ise zeytinyağının tesiri altında sağlam bir hale girmiştir. Pamuk çekirdeği piyasasında satıcı çekingen davranmaktadır.
Büyük - Britanya’da arazi sahiplerinin sadece kira tahsildarı olmamalarını sağlayan bir gelenek mevcuttur. Filhakika toprak sahipleri 18 İnci asırdanbcri zirai terakkide gerek çiftlik idaresi ve gerek tngllterenin zengin hayvan yetiştirilmesinde çığır açmışlardır.
işçi Hükümeti şimdi, toprağın devletleştirilmesini Önlîyecek yegâne çare olarak arazi sahipliğinin bir meslek haline getirilmesi yolunu göstermiş, yani arazi sahiplerinin topraklarını işletmekte fiilen çalışmalarını mecburi kılacak tedbirler almıştır. Geçen yıl kabul edilen Tarım Kanununda. toprak sahiplerinin oymyaca-ğı rol tâviıı ve kendisine bazı mecburiyetler tahmil edilmiş, bu mecburiyetleri karşılıyabilmesi için toprak sahiplerine imkân ve vasıtalar sağlanmış. buna mukabil, mecburiyetlerin yerine getirilmemesi halinde verilecek cezalar da gösterilmiştir. Kanunun hükümleri, çiftçi, tarım işçileri ve toprak sahiplerinden müteşekkil eyalet Tarım îcıa Komiteleri tarafından tatbik edilmektedir.
Toprak sahibinin başlıca mükellefiyeti, kiraladığı çiftlikler için gerekli demirbaş teçhizatı temin etmektir. Bu demirbaş teçhizat esas itibariyle çiftlik binaları şeklinde ise de, aynı kaide çiftlik yolları, su kaynakları, toprak kurutmanın bazı şekilleri ve iyi tarım için lüzumlu diğer hizmetler için de caridir. Mahalli bir komite, muayyen bir çiftliğin bu konudaki demirbaşı uygun standartları haiz olmadığını kararlaştıracak olursa, çiftlik sahibine ne gibi ıslahat yapması lâ-zımgeldiği bildirilir ve kendisine bunu başarmak için makul bir müddet ve-
M«»ta «IH»


Türk tüccarları Mısır’ı ziyaret edecek ir İskenderiye (Comtel) — İstanbul Tüccar Derneği, asalarından mürekkep altmış kişilik bir grupun şubat ortalarına doğru Kahire ve îskenderiyeyi ziyaret etmek kararında bulunduklarını İskenderiye Ticaret Odasına bildirmiştir. Dernek, mektubunda, bu âzaların İki memleket arasındaki ticari münasebetleri geliştirmek gayesiyle. Mısırlı tüccar ve sanayicilerle temasa gelmek arzusunda bulunduğunu de belirtmiştir.
Ayrıca, hususi bir program ha-zırlanarak sınaî merkezlerin ziyaret ve beli i başlı tüccar ve sanayicilerle görüşme işlerinin tanzim edilmesinin istenildiği de bildirilmektedir.
Yuııan sanayii finanse ediliyor
★ Atina, (Comtel) — Yunan Hükümeti ile ekonomik işbirliği idaresi arasında bir anlaşma imzalanmış ve bu anlaşmaya göre, 1949 - 1950 inşaat programı İçin tespit edilen işleri ifa edecek hususi teşebbüslerin finansmanı hususunda evvelce ak (edilmiş olan bir mukavele tadil edilmiştir. Yeni anlaşma mucibince, 72 187 000 dolar veya 123.245 milyon drahmiye varan krediler, madencilik, âmme sıhhati, ulaştırma, turizm vc ziraat sahalarını finanse etmek İçin tahsis olunmuşlardır.
Milletlerarası Demin olu Birliği loplanı.v (>r
ir Utreht, (Comtel) -Milletlerarası Demiryolu Birliği Umumi (şler Komisyonunun senelik Loplanl ısı harada 16 ve 17 ocakla toplana-caktır İngiltere. Belçika Fran-
KAMBİYO
• İstanbul Borsası
1 Sterlin# 100 Dolur Açılış Kapanış
7.90.50 280,25 0.80 04.03 6.6(1 61.12 50 73.68.40 0.V1J28 (Kil M76 .1 73.00 7.(Hı.50 2W).5i) 0.80 64.03 5.60 54.12.54) 73.68.40 0.41 128 0.01 876 9 73.90
100 1' r. Frangı... 100 İMvIçrc Fr.... 100 Bclç. Fr. ... HM) laveç Kr HM) Florin
100 Liret
HM) Drahmi ...... 100 E&coudûfl ...
Altınlar
Kilh;c Yeril (ir. Külçe Cumhuriyet ... Reaai Bugün Eski kur
Lira Lira
6 20 6 30 42.20 «50 41 85 41 - 54 80 45.50 42.50 11.80 6,21 6.32 42.30 44.(J0 11.90 41.10 54.84 45.50 42.50 42.50
Hamil
Gutdon İnciliz
Fransız kok.,.. Napûkron İli... İsviçre
Nrw-Yurk’ta : oıınu : $35
Gümüş, Platin
Gümüş Gr PJAtin En aşağı En yuluırı
10 — İL—
Zürich Borsası (Serbest)
Türk lirası Dola r îaviçro Frangı
En uşağı En yukarı
0.85 4.28 10 05 1 09 0.95 4.29.50 10.25 1 12
Sterlin#
Fransız Frangı
r 'r 6
?r6
•. r
'.7
^7
r‘.7
fi.7
T-7
(• '7
Ikramlyell tıılıvhler
1933 Ergani . 1938 Ikrnmiyvll Milli Müdafiin 1911 Dt*miry(du 1911 Dcmırvnhı
1/2 1049 Ikraınl /eli ...
Diğerleri
1941 Demiryolu vı........
Kalkınma 1918
I918
1948
1934
1934
1911
1041
1941
Milli
M
•9
• I
l.........
II........
111.........
İstikrazı 1........
II........
SlvaN-Erzurum I.
.. IJ-VlI.
Demiryolu l........
.. II.
III.
Müdafaa
• e
99
99

rilir. Bu ıslahatı yapmaz veya yapmak istemezse, sahiplik hakkı İftğv ve arazisini satmak zorunda bırakılır. Bununla beraber arazi sahibi böyle bir durum karşısında bağımsız bir mahkemeye müracaat etmek hakkını haizdir. Aynı tarzda kanun, arazi sahibine, bu gibi ıslahat: için sar-fetmek zorunda bulunduğu parayı temin edebilmesi İçin, emlâki üzerinde kiralar toplamak hakkını da tanımıştır.
Bu plân şimdiden İyi neticeler vermeye başlamıştır. Malzeme ve işçilikte şimdi rastlanılan güçlüklere rağmen, toprak sahipleri, arazilerimle gerekli ıslahatı yapmak İçin geçen mail -yıl zarfında, bu arazilerin bakımı İçin sarfedilen para hariç yalnız ıslahat için 16 milyon sterlin sarf etmişlerdir. Bunun büyük bir kısmı binaların ve bilhassa ahırların harcanmıştır.
Şimdi toprağı seven fakat karlar toprak mülkiyetinde
göremiyenler yeniden Ümitlenmişler ve paralarını tarım işlerine yatırmaya başlamışlardır. Arazi sahipleri, işlerini dalın iyi başarma yolları bulmak için kendi aralarında mesleki eğitim kursları kurmuşlardır. BÜ-yük-Brltanva’daki büyük üniversitelerde arazi idaresi kursları şimdiye kadar lılç bu derecede kalabalık olmamıştır. Her ne kadar yüz yıldan-beri sürüp gitmekte olan cereyan bir veya iki yıl zarfında tamamiyle seyrini değiştirmemişse de, yeni tarım siyaseti alanında kesin adımlar atılmış ve ilk neticeler fazlasiyle ümit verici olmuştur.
F Easterbrook - Ne w
Chronicle’den
sa, İtalya, İsviçre Holânda, ve muhtemelen Batı Almanya murahhas heyetler, umumi olarak, demiryolları için teknik ve ilmi araştırma meselesini münakaşa e-decektır.
Ingiliz - Alman ticaret görüşmeleri şubatta bavlıyacak Berlin 14 (YİRS) — İngiltere ile Federal Almanya arasındaki ticaret görüşmeleri 25 şubat tarihinde Frankfurt şehrinde yapılacaktır Bu görüşmelerin hedefi, iki devlet arasında mevcut ticareti geliştirmektir
Almanyaııın Aınerlkadan pamuk alımı
VVashington 14 lA.A.) (United Press) — iktisadi İşbirliği İdaresinin bildirdiğine göre, Almanya haziranda teslim edilmek üzere Amerlkadan 10 milyon dolarlık pamuk satın alacaktır.
Fransa, İtalya ve Benelus maliye hakanları Parlste toplanıyor
Paris 14 ıA.A.1 (Afp) — Fransa, İtalya ve Benelux memleketleri arasında İktisadî ve para birliği ihdası meselesini tetkik etmek üzere, hu memleketler lıye bakanlarının 23 ocakta riste tnpUi’incakları resmen dirilmektedir.
Maliye Hakanlarından evvel,
beş nıcınlrket eksperleri toplananı k. geren aralık aynıda yapılan konferonst.ı başlanılan ihzari mesaiyi tnmanıhyaca Ulardır
Diğer tavaftan. Avrupa İktisadî İşbirliği Teşkilâtı İstişare Grupu, 26 ocakta Pariste bir toplantı vapaeakt ır.
Santa, köylüye ucuz giyim eşyası safmak içîn muhtelif yerlerde pazarlar açacak
Ankara 14 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Panka muameleleri, sigortacılık, her çeşit ticaret, komisyonculuk ve temsilcilik yapmak ve bu işlerle ilgili başka teşebbüslerde bulunmak maksadiyle kurulan Türkiye Eski Muharipler Bankası bugün merasimle açılmıştır. Yukarda da belirtildiği gibi banka, normal banka muameleleri dışında endüstri, madencilik. haritacılık, bayındırlık, sulama ve ulaştırma uıevzulariyle de uğraşacak, ayrıca tarım ve hayvan mahsulleriyle au mahsullerine müteallik endüstri ve tesislerinin kurulmasına, gelişmesine ve bu mahsullerin ıç ve dış ticaretlerim sağla-
mağa çalışacaktır. Banka, bu mevzular dışında bilhassa köylümüzün giyim ihtiyaçlarını en ucuza karşılayacak şekilde sabit veya seyyar muharipler pazarları edecek ortaklıklar zife edinecektir.
Kurucularının ve him bir kısmını ordu mensupları kil eden Eski Muharipler Bankası 500 bin Hra sermayesi tamam olmadan mevduat kabulüne ve mühim banka muamelâtı icrasına başlamıyacaktır.
Bankanın umum müdürlüğüne eski Sünıerbank Umum Müdür Muavini Nazif inan getirilmiştir.

İstanbul Ticaret Odası, Kongreye iştirak için bir karar veremedi
Komada Milletlerarası Ticaret O-dalan Kongresi toplanacağı yazılmıştı. Kongrenin toplantı günü henüz belli olmadığı için. İstanbul Ticaret Odası Kongreye iştirak etmek için bir karar verememiştir.
Roma Kongresinin gündeminde yer alacak meseleler başında, Odalar a-rasmda haber mübadelesi mevzuu da bulunmaktadır. Esasen İstanbul Ticaret Odasının neşrettiği dergi, vc bültenleri dünya ticaret odalarına gönderdiği için hu vazifeyi ifa etmektedir.
Kapanış
2.3
21.241
20.5ü
102.60
96 40
95.5Ü
L*2
23.-2! 25
2lt.5(1
10250
116.5(1
05.50
Uü.ftO »n.3(ı
96 25
97.-97.50 07-
40.65
20.75
20.90
21 (U) 21 20
21.—
21.70
22.—
20.60
Şirket Tahvilleri
Anadolu D.Y. Tertip A/B. 108.50 69.70 67.00 107.— 63.- 68-
•» «» c.
n „ %6U
>, ,, Mürnca» Senet,
Şirket Hisse Senetleri
T. C. Merkez Bankam 120.— 120.—
Türkiye İş Bankam £1.90 25.-
Türk Ticaret Bankam 5.— 5.-
Aralım Çimento 16.— 16 —
Şark Drğirmeneilllc 23.26 23.50
Milli Reuâürnna — —
Mısır Kredi fonilivo 1903
.. .. .. İ9H
İstanbul ve İzmir sanayicileri pazartesi günii Ankaraya gidiyorlar
İzmir 14 (Hususi muhabirimizden)
— İstanbul ve îzmirde müstakil sanayi odaları kurulmasının. Millet Meclici Ticaret Encümeninde kabulü İzmir sanayicileri arasında derin memnunluk uyandırmışken, İstanbul Ticaret Odasının sanayi vasfını kaybetmemek endişesiyle Ankaraya bir heyet izamına karar verdiği anlaşılmıştır. Bu haber üzerine İstanbul ve İzmir Sanayi Birlikleri aralarında anlaşarak, beş kişilik bir heyetin Ankaraya gönderilmesini kararlaştırmışlardır. Bu heyet, pazartesi akşamı Ankaraya hareket edecektir. Sanayiciler Heyeti salı günü Ekonomi ve Ticaret Bakanını, Ticaret Encümeni Başkan ve üyelerini ziyaretle kurulduğu günden beri memleket sanayii lehine bir adım atmamış olan ticaret odalarının sanayi zümresini temsil yetkisinde olannyacağı fikrini savunacaktır.
Marshall yardımı, maden kısmı mümessilleri Komada toplanıyor
Marshall Yardımı Türkiye Bürosu Maden Müşaviri Mıttendorf, dün sabah Ankaradan ekspresle şehrimize gelmiştir. Amerikan Müşaviri, Mar-shall Plânından istifade eden Avrupa devletlerinin
arttırmak, istihsal durum tiyaçlarını tesbit İçin toplanacak olan konferansa üzere, bugün
hareket edecektir.
Çuval fiyatları ucuzluyor
Piyasada çuval fiatlerinde gerilemeler olduğu halde, kanaviçe halleri sağlamlığını muhafaza etmektedir. İngiliz devalüasyonundan sonra, Hindibandan yapılan çuval siparişleri yüzde 20 nispetimle ııcuzlamış-tır. Bu yeni siparişler, piyasamızda tesirini göstermiş, iki buçuk librelik Knlkfıta çuvalı son bir iki hafta içinde 310 kuruştan 290 kuruşa kadar düşmüştür,
Hindistan Hükümeti, kanaviçe ihracatına müsaade etmediği için, yukarıda yazdığımız gibi kanaviçe fiat-lerl eski seviyesini muhafaza etmektedir.
*•— Türkıyede maden işletmelerinin hemen hemen Hükümet elinde toplandığını müşahede ettim. Bu hal madenciliğinizin inkişafını tam bir şekilde temin edemez. Amerikada madenler hususî sermaye tarafından işletilmektedir. Hükümet kolay kolay riske giremez, fakat şahsî teşebbüs sahipleri, bunu göze aldığından daha fazla istihsal yapmak imkânı hâsıl olur.
Karadeniz tütün piyasası hazırlıkları Ege tütün satışlarında vasati fiyatın 200 kuruştan fazla olduğu anlaşılıyor
Ankara 14 bildiriyor) —
lan Ege tütün piyasasında bugüne kadar 95 milyon lira değerinde 45 milyon kilo tütün satılmıştır.
30 ocak 1950 de açılacak olan Karadeniz tütün piyasası için Bakanlık gerekli hazırlıklara başlamıştır.
Ege tütünler' tamamen satılmış vaziyettedir. Geride kalan miktar üç milyon kilo civarındadır.
Ambarlama neticesinde rekoPenin 48 milyon kilo civarımla olduğu ve kesin vasati satış fıatinın 200 kuruştan yüksek bulunduğu görülmüştür.
Türkiyenln en karakteristik çehresini Kaıabükte gördüm. Burası şimdi çok mükemmel bir şekilde çalışmaktadır. Bir tarafta ağır sanayi fabrikasının bacaları tüterken, beri yanında sebzesini satan köylü, çok enteresan bir manzara arzedlyor. Bu. ziraatle sanayiin kucaklaşması demektir. Türkiye madenlerinin inkişafını sağlamak için daha fazla yardıma ihtiyaç olduğunu, malzeme ve teknik sahasındaki geniş ihtiyaçlara göre, yardımın arttırılmasını, Romada bütün Avrupa devletlerindeki arkadaşlarımın iştirakiyle yapacağımız toplantıda temine çalışacağım. Bu me-yanda hususî teşebbüslere de yapacağımız yardımları Krom müstahsillerinizle
madan döndükten sonra görüşebileceğim. Bugün için yardımın ne şekilde tahsis edileceği ve hususî teşebbüs sahiplerinin nasıl istifade ettirileceği hakkında henüz bir karara varılmış değildir. Türkiyeyi nasıl bulduğuma gelince. bu husustaki fikrimi şu cümleyle izah etmeyi kâfi görüyorum: Ankaraya İlk geldiğimiz zaman, burada oturamıyacağını söyliyen karım, şimdi memleketinizden ayrılmak istemiyor.,,
İstanbul balıkçıları, Balıkhaneye yeni bir şekil verilmesini istiyorlar
Önümüzdeki cuma günü Balıkçılar Cemiyeti, Eminönü Halkevjnde yıllık toplantısını yapacaktır. Bu loplaritıda İdare Heyeti tarafından balıkçılığın gelişmesi için, Ekonomi ve Ticaret Bakanlığında yapılan toplantılarda görüşülen meseleler hakkında izahat verilecektir.
Görüşülecek meseleler arasında, balıkçıların kredi işi de bulunmaktadır. Bundan başka balık rusûmunun kaldırılmasından sonra. Balıkhaneye verilecek şekil de mevzuu bahis olacaktır. Balıkçılar, buranın bir satış salonu olarak kullanılmasını istemektedirler
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığının tebliği
Ankara 14 (A.A.) — Ekonomi
Ticaret Bakanlığından tebliğ edilmiştir:
Askerî fabrikaların islediği evsafı haiz olmayan ve Tanın Bakanlığı tarafından usulü dairesinde tesbit edilen Bakanlar Kurulunun 15.12.1949 tarihli 3/10213 sayılı karıcına ilişik listede isimleri ve adresleri belirtilenler tarafından ceviz kütüğü aksa-miylc kaplama stoklarının, dış ticaret işlerine dair 11.1.1950 tarihli 356 Sayılı sirküler hükümleri dahilinde 1.2.1950 tarihinde başlamak ve fiilen 15 l 1950 tarihinde nihayetlenmek üzere 2.5 ay zarfında ihracına müsaade olunmuştur.
Akdeniz dev'e^'eri, Marshall ziraî yardım mümessilleri Atinada toplanıyor
Türklyedeki Amerikan yardım heyetinde Ziraat Müşaviri Richwin dün sabah ekpresle Ankaradan şehrimize gelmiştir.
Akdeniz bölgesinde Marshall Plânına dahil bulunan devletlere ziraî sahada yapılacak vardım ihtiyaçlarının tespiti İçin Atinada toplanacak olan konferansa iştirak etmek üzere dün sabah uçakla Yunanistana hareket eren RichWJn hareketinden evvel bir arkadaşımıza şunları söylemiştir:
“— Marshall Yardımına dahil bulunan Portekiz. İtalya vc Türkiyede-ki E. C. A. delegelerinin iştirak edeceği toplantıda bulunmak üzere Ati-naya gidiyorum Bilhassa Türkiyenln zirai istihsalini arttırmak İçin daha fazla yardım yapılmasını temine çalışacağım. Tetkiklerim neticesinde tespit etmiş olduğum ihtiyaçlara göre bu yardımın ayarlanmasını temin edebileceğimi ümit etmekt»-im.
Yüksek Ticaretin
67 nci yıldönümü
Yarın öğleden sonra. Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulunun 67 nci yıl dönümü münasebetiyle. Okulda merasim yapılacaktır.
İstanbul Ticare 1 Borsası
Hububat: Bugün Eski Kapanış
Hııpdav Yumuşak . 31 35 31 35
Rııkday Seri 30.— 3L—
Arpa Biralık 24.— 25 10
Arpa Yenilik Idokmc) 25 — 25 10
Mıaır (Sarı) çuvallı 21.15 24 30
Familya. Tombul (çuvallıı 34.- 33.-
Fııaulyr Çalı sert (dökme) 37.- —
Kjşycıni 34.— 36.—
\I»’K ım( k Kırınızı iç çuval 47.- 45,—
Mcrvlnudc Yeşil çuvallı ... 50.— 60.—
Nohut ııiitürel 23.30 22.—
Viiûlı t(»hıırııhır: ^>7.—
Ayçiçeği mluınıu 33.—
Keten tohum ıı 1L— 17 —
Kemli r t oh umu 32.— 42 —
Suıtam 82,— 85.—
Yer fişliği kabuklu 70.— 72.-
Kıırıı Meyvnlarî
Fındık (kabuklu sivri) ... 158.— 159.—
Fındık (Iç tombul) 159.— 149.—
Ceviz (kabuklu) 50.— 50.—
Ceviz (İQ natürel) 116 — 170.—
Dokıınuı Hanı Maddeleri:
Tiftik ana mal 27f.— 275.—
Tiftik (Natiirci) 305.— 285.—
Yapak Anadolu (Kırkım) 205.- 170.—
Ilımı deriler:
Sıtır Halarnurn klloau 170 - 170.—
Keçi tuzlu kuru kilosu ... 200.— 200.—
Kovun hava kurusu kilosu 190.— 180.—
Mezbaha sığır yaş kilonu. 123.— 120.—
Nebati Yağlar:
Zeytinyağı (Ekstra ckatra) 230.— 280.—
Ayçiçeği (Rafine) tenolceli 160.— 165.—
^i'ölık vnğı 165. II.Y 1
Üzüm çcklrdlekHiz No.9 incir A serisi
B snrlal
Paınulc Aktı la
Pamuk Akala
Pamuk A kain
1 ’amukvaÇı (rafine) Pamuk çekirdeği
56 —
51.—
13 —
235.—
222 — 205.— 160.—
İC 50
Son
kapnnış
r>T. 75
51
13.—
235,— 222. — 205.-
350.—
16.50
ı. ti. m.
i. n.
35.— 34.
32.50 32.
New-York Borsası
Dün Eski kur
Bıı£(bt> tBuşell=:Sent) Ser) Kış mahauîÜ No. 2 259 5 262.-
I\ ırıııızı •• 233.- 235.-
Paııııık Middlhıg (Libresi —Sent i Mnrt 30.93 30.76
Mayi» 30.90 30.60
Teminim 30.53 30 08
Ekim 28.62 28.46
Tiftik (Lıbrcal^Sen t) Toksa 4 No. 1 60.— 58-60
Fındık (Libreni Sent) Kııbuldu Yt rli iri 23.— 23.-
.. .. orta 22.5 22.5
Lovant (ç ithal mıı.11 37.— 37.-
Ekstra iri iç malı 39-40 39-40
Kuru lı/ıhıı (Libresi Sent) Thompson çekirdeksiz seçme 11.5-12 11.5-12
Keton hıhıınııı (Bıışeli~Dolar) ... Minncapull,* 3.90-3.99 3.90-3.99
Kalııv ıLibreal^Sent) 77.75-78 77.75-78
Levha-teneke (lOOÎIhve dolar) 7.50 7.50
Londra Borsası
Keten tohumu (Tonu=Sterlln) ... Bombay 63.— 63.—
Knlklıta 62.— 62.—
Yer fıstığı Hindistan 63.— 6L5
Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal (Llbrcsi=Peni) ... 34.— 34*-
,, Sıra nmlı „ 30.— 30.-
Yün Anadolu 18.50 19.50
,, Trakya ., — X
İskenderiye Borsası
Pamuk (Knnturı=Taüan) Aflhmounl Kısa eynflı F/G... 85.50 87.70
Karmık Uzun elyafh F/G 99.— 100.25 |
Sayfa 4
/
Y E Nt İSTANBUL
15 Ocak 1950
Pierre Loti’nin 100. doğum yıldönümünde
Claude Farrere'in Türk Milletine mesajı
“O, Fatih’in ve haleflerinin mağrur bir kahramanlıkla fethettikleri
Türk topraklarını seviyordu.

Akademi Fransez Azalarından Claude Farröre, fikir ve meslek arkadaşı Pierre Loti’nin 100 üncü dogıım yıldönümü münasebetiyle, "Türk - Fransız Kültür Co-miyetT'ne aşağıkl mesajı göndermiştir:
Sayın baylar,
Fransız olarak doğan, fakat bütün Islâm dünyasına ve bilhassa Türkle-re çok derin sevgi histeriyle bağlı kalan Pierre Loti’rJn 100 üncü doğum yıldönümünü tesit ettiğiniz şu saatlerde. sizin aranızda bulunamadığım için son derece müteessirim. Bu büyük adam, Türkleri o kadar çok sevmiştir ki; 1877 de Rus Çarının taarruzu sırasında, 1911 de İtalyanların Trablusgarba hücumu esnasında ve 1912-1913 te Balkan Harbi de-vamınca. bütün bu kötü günlerde Türk milleti için kanını bile akıtmağa hazır olduğunu söylemiş ve hakikaten İstırap çekmiştir.
1911 de o, 60 yaşını geçmiş bulunuyordu. Bunun için, 1877 de yapmak istediği gibi, ay yıldızlı bayrak altında döğüşmeğe teşebbüs edemedi. Fakat, bütün Fransız matbuatında bu millet lehine şiddetli bir mücadele açtı. Birkaç sene evvel Mısır milleti hakkında ona vardım ettiğimi hatırlayarak, bu mücadelede de onun yanında yer almam için beni çağırdı. Ben de, Paul do Cassagnac ve diğerleri gibi cesur ve iyi kolbü olan bu insanlar arasına katılmaktan büyük saadet duydum. Ve Pierre Loti’nin yanında bizler, Batı dünyacının fikrini değiştirmeğe muvaffak olduk. Zira Batıklar, evvelâ Balkan milletlerini destekliyorlardı. Fakat, bir müddet sonra, taarruz eden o milletler vahşete ve barbarlıklara te-vereül ettikleri ve aynı yolda misalleri çoğalttıkları için. Loti ve arkadaşlarının bunu bütün medeniyet
*
Pierre Loti’nin oturduğu ev
“Türklerin saadet ve felâket zamanlarında necip ve sadık dostu Fransız Encümeni Dâniş âzasından Pierre Loti bin üç yüz yirmi sekiz tarihinde bu evde ikamet etmiştir,, 1328 1910
YUKARIYA naklettiğimiz sa-tırlar, arap harfleriyle mermer bir levhaya hakkedilmiş-tir ve altında fransızca olarak tercümesi vardır. Yazıyı hattat "Necmed-din Efendi,, yazmıştı. Bu levha Di-vanyolunda 45 numaralı evin Üstündedir, ve filhakika Loti bu evde bir müddet oturmuştu*
Bir muharririmiz, hâlen burada İkamet eden zatı gidip görmüştür. Kapıyı kendisine açanlar, emekli Tümgeneral Cemal Bükey ile hemşiresi Bayan Nadir Bükey oldular. Tanımadıkları bu ziyaretçiye iyi bir kabul gösteren General ile hemşiresi ziyaret sebebini Öğrenince muharririmize memnuniyetle izahat verdiler. General:
— Bizim, dedi, bir kardeşimiz vardı: Erkânıharp Yüzbaşısı Kemal. Kendisi, Tayyareci Salim, Mısır’a ilk muvaffakiyetli uçuşu yaptığı zaman beraberinde râsıt olarak bulunmuştu.
Kemal. Loti ile tanışmış. 1326 senesi temmuzunda idi. Loti camiler arasında bir ev anyormuş. Görüyor- I sunuz, etrafımız cami ve medrese doludur: Atikailpaşa. Karababa,
Arap Camii, Nuruoamaniye. O esnada peder rahatsızdı, valide, hemşire ve biraderlerle Kadıköy tarafına sayfiyeye gitmiştik. Kemal valideden İzin alarak Loti’nin burada oturmasını temin etmiş, burada yirmi gün oturmuş. Kemal, bilâhare harp başlayınca ikinci fırkada erkânıharp olarak Çanakkaleye gitti ve orada şehit oldu. Loti bunu haber alınca çok müteessir olmuştu. Valideye bir taziyet mektubu da yazmıştır. Ev, bizimdir, valideden intikal etmiştir. |
Emekli General Cemal Bükey, üç katlı olan evin İçinde bazı tadilat yaptırtmıştır. General, Loti için bir sergi tertibinin düşünüldüğünü söyleyen muharririmize bu hususta mümkün olan yardımı yapacağını söylemiştir. Emekli Generalin biraderlerinden biri de şehrimizin tanınmış şahsiyetlerinden merhum Doktor Asaf Derviş Paşa idi. îkl kardeşi daha vardır: Bay Celâl Derviş ve Rıza Derviş. Valideleri, Tepedelenli ahfadından Aslıdil Hanım idi. Tam Pierre Loti’nin ruhuna uygun bir İsim.
Muharririmiz, çıkarken General Bükey’in Loti’nin ikametine dair verdiği 1326 senesi tarihi ile dinardaki levhada yazılı 1328 senesi kaydının arasında mevcut mübayeneti görmüş bu sonuncu tarihin hicri sene olduğunu tesbit ethıiştlr. Zira 1910 senesi ruml 1326 ya isabet etmektedir ve doğrudur, Yalnız, Loti’nin bu evde yirmi gün ikamet ettiği söyleniyor. Halbuki, Loti, latanbulda çok yakından tanıdığı Keçecizade Fuad '‘Beye., yazdığı ve hâlen Salih Fuad Keçe-ci'nln koleksiyonundu mahfuz 3 ağustos 1919 tarihli bir mektupta, bu eve 29 ağustos 1910 da girdiğini, üç ay o. turmak niyetinde olduğu halde ancak altı hafta kalabildiğini tasrih etmektedir.
Bundan başka Loti, kıymetli bir
dünyasının gözleri önüno sermeleri üzerine, Batı umumi efkârı, Balkanlılar aleyhine ayaklandı ve onları takbih etti.
"Türk Edirne İçin” giriştiğimiz kampanyayı hatırlatmağa lüzum var mı? Neteklm sonunda bu şohir kurtarılmış oldu. Halkının cüzi bir kısmı Hıristiyan olmakla beraber, baştan başa hakikî bir Türk şehri olan cesur ve fevkalâde güzel Edirne’niz, gene sizlere, Türk milletine kaldı.
Loti, o kadar çok sevdiği ve son nefesine kadar da sevmeğe devam ettiği bu memlekete 1913 te tekrar dönmeğe imkân bulabildi. Edirneye gittiği zaman muhteşem ve mübarek “Sultan Selim" camiine uğrayan ve orada ulema bir hocanın minberin üstünden "Bu iyi kalbli Fransız? 'Allahın takdis etmesi için dua ettiğini gören Loti, coşkun bir saadet duymuş ve hudutsuz sevincini, zaferle neticelenen mücadelesinde kendisine yardım etmiş olan arkadaşlaı ma — bu arada bana da — mektupla bildirmiş .böylece aynı saadeti onunla paylaşmamızı istemişti. Kendisinin en sadık yardımcısı olduğum için bana teşekkür etmek üzere gönderdiği bu harikulâde mektubu hâlâ saklamaktayım. Ben de kendi şahsıma, dokuz sene sonra, îstnnbulu ziyaret ettiğim zaman, 1914-1918 seneleri a-rasında bile sevmekten ve müdafaa etmekten bir an geri kalmadığım Türk milletinin, hakkımda gösterdiği hararetli hüsnü kabulü, ömrümün sonuna kadar unutmıy«cağım. Birinci Dünya Harbi sırasında, memleketime karşı olan vazifemde de kusur etmiyerek. geniş halk kütlelerini dilimle ve kalemimle iknaa çalışmış, Türklerin, kendi arzu ve iradeleri hilâfına, bize düşman olanların safına doğru sürüklendiklerini iddia
vesika olan aynı mektupta 1913 senesi 27 ağustosunda, Sultan Selim’de Fethiye Camii yanında bir evin. Harbiye Nezareti tarafından ikametine tahsis edildiğini ve burada eylül sonuna kadar oturduğunu da kaydetmektedir.
Bir muharririmiz bu evi gidip bulmuş ve şu malûmatı toplamıştır:
Çarşamba’da Kâtip Muslihiddİn Mahallesi Muhtan Hüseyin Bayrak', ın anlattığına göre, Pierre Loti, Fethiye Caddesinde, camiye kıvrılan köşedeki 2 katlı, 30 numaralı, Posta ve Telgraf Müdürlerinden Nezih Beyin evinde altı ay kadar misafir kalmıştır. Fakat Nezih Bey, birkaç sene evvel öldüğü için, bu hususta fazla malûmat yoktur. Bu mahallenin en eskilerinden sayılan Hâşim Duru-su'nun söylediğine göre, az aşağıda, Yazıcı Baba Camii sokağında, mâ-bedin hemen bitişiğindeki 17 ve 19 sayılı, İkinci Daire Müdürü Rlfat Beyin evinde bir ay kadar misafir kalmıştır. Loti’nin gösterdiği arzu Üzerine, o zamanın en güzel seslilerinden Hâfız Cemal, her sabah erkenden camiden Esselât verirmiş ve Fransız edibi, tanyeri ağarırken, u-yanır, bu dini bestoyi dinlemekten büyük zevk alırmış. Bazurı kahveye çıkar, mahallenin eşrefiyle sohbet edermiş. Her iki ev, bugün çok iyi vaziyettedir. Yazıcı Baba Camii sokağındaki konak, ahşap Türk mimarisinin en güzel eserlerinden biridir. Bugün zamanla siyahlaşmış boyasız tahtaları ve çok ince bir zevkle yapılmış kapıları, hiç bozulmamış bir halde olduğu gibi duruyor.
Türk Ocağı Pierre Loti'yi anıyor
Türk Ocağı, dün yapılan anma töreni münasebetiyle şu mesajı neş-retmiştlr: a
"Doğumunun 100 üncü yıldönümü bugün merasimle tes’it edilen büyük Fransız kalem üstadı Pierre Loti*. nln hâtırasını hürmetle anmayı Türk Ocağı, kendine çok aziz bir vazife bilir. (
Pierre Loti, bizimle ilk defa temasa geldiği 1876 senesinden beri, medeniyetimizin ruhi üstünlüğünü takdir etmiş ve biz Türkleri milli faziletlerimiz ve insani meziyetlerimiz için övmüştür. 1906 senesine kadar geçen bu İlk 30 yıl içinde Loti, roman, hikâye, seyahatname tarzında bize dair sevgi ile dolu birçok eserler neşretmişti. Lâkin 1911 de îta.1-yanın Trablusgarba hücumu İle Av-rupanın vatanımızı parçalamak teşebbüsleri başlar başlamaz derhal kalemini ve faaliyetini doğrudan doğruya hukukumuzu müdafaaya tahsis etmiş ve gazete makaleleri, mektuplu rf beyannameler, halka hitaplar neşretmeye koyularak 1923 ten ölü-
etmiştim. Bu yüzden, onları büsbütün zincire vurmak değil, hürriyete kavuşmaları için kurtarmak lâzım geldiği fikrini müdafaa etmiştim.
Fakat hakikatte ben, Loti’nin, bende bulunmasına İmkân olmayan, yüz defa daha büyük bir belûgac ve kuvvetle haykırdığı şeyleri tekrnr etmekten başka bir çey yapmamıştım. Çünkü o, yolu üzerinde, Türk milletine karşı yapılan bir hakuızlı-ğa vo insafsızlığa rastladıkça kalbinden taşan büyük nefret hissiyle foryat etmiş, dehâsının bütün kudretiyle, bu mazlum milletin imdadına koşulması İçin gayret sorfet-mişti.
O halde, yüz sene evvel bııgün doğmuş olan bu adam; bütün dünyanın bildiği gibi, sadece asrının en büyük Fransız şairi ve hepsi de tekildi imkânsız birer şaheser sayılan kırk tane eserin müellifi değildir. O. bundan çok dalın mühim olarak; dünya yüzünde tanıdığım en asil kalbli insandır. O, adalet ve şeref bahis mevzuu olduğu zaman, her şeyini ieda etmekten ve kendisini tehlikeye atmaktan aslâ geri kalmayan bir insandır.
Bilindiği gibi, bir bahriyeli id: ve bütün hayatında asker kaldı. Ben, "Vautour” isimli küçük kruvazörde ve gene Türk sularında onun emrinde çalıştım. Bu 1903 ve 1904 senelerinde idi. Vo bizzat şahit oldum kİ, onun kumandası altında hizmet görenlerden hiç biri, onun emirlerini yerine getirmekte bir an tereddü: etmiyorlar, hattâ bir işaretiyle kendilerini seve seve ölüme atmağa bilo hazır bulunuyorlardı.
Ve gene bilinmektedir kİ, kendisi dindar olmadığı halde, başkalarının dini kanaatlerine son deroce hürmet gösterir ve bunu takdir ederdi. Birçok defalar, akşamları, o ve birkaç subayı ile şehirde yaptığımız uzun gezintilerden dönerken, Mahmut Paşa cami inin yanındaki çınarın altına bilhassa oturur, bir fincan kahve içer ve nargilemizi tokurdatıldık. Bu esnada, cami müezzininin akşam veya yatsı namazları için müslümanlan ibadete çağırdığım duyunca, çok defa biz de, örf ve âdete uyarak başlarımıza beyaş yahut yeşil birer sarık sarar ve Loti’nin itikatlarına ve imanlarına gıpta etliği dindarların bıı toplantısına derin bir huşu ile iştirak etmek üzere, camiden içeri girerdik. Çünkü o, insanların "Dieu, Jâhovah, Christ” gibi çeşit çeşit isimler verdikleri ”Allah”a bütün ruhiyle ve tam bir imanla inanmak isterdi. Fakat yaradılışı ve kanaatleri, buna imkân vermemekte idi.
O. Falih Sultan Mehmedln vo haleflerinin mağrur bir kahramanlıkla fethettikleri Türk topraklarını seviyordu. O. Türkleri. bütün sadelikleri, asaletleri, cesaretleri ve müsanıaha-lariyle birlikte seviyordu. Loti, ken-d»sino gönül v^ren ve vâdottiğl gibi kendisine dönmesini çok uzun zaman bekledikten sonra bu yüzden ölen küçük ve müşfik Çerkeş kızını hiçbir an unutmadı. Fakat ne yazık ki Loti, sevgilisine döndüğü zaman, onun ancak mezarını bulabildi. Ve işte bu sırada -ve bu sevgili için, eserlerinin en harıkıılâdesl, en ebedisi olan "Fantome d’Orient = Şarkın Hayaleti” romanını yazdı. -
O, ruhunun en mükemmel tarafını Türklyeye vermişti, Türk milleti, o-nu anladığı ve onun şefkate şefkatle mukabele ettiği için teşekküre lâyıktır. İşte, onun namına. Ölümü sırasında ynında bulunduğum ve son sözlerini işittiğim için, ben teşekkür o-diyorum.
Loti, ölürken bile Türkiyeyi düşünmüş ve bıı milletin istiklâli, hürriyeti, büyüklük ve saadeti uğruna mücadeleye nevam edeceğini söylemişti. Onun son sözleri şu oldu: "Yemin ettim, yeminimi tuttum ve daima tutacağım."
Claude Farrâre
müne kadar devam eden seneler zarfında münhasıran haklarımızı müdafaa sadedinde, doğrudan doğruya siyasi mahiyette dört beş mühim eser daha neşretmiş ve tarihimizin en talihsiz laalında Garp âleminde, bizim en belli başlı müdafh-miz olmuştur. Fransız kültüründen pek çok istifade etmiş olan Türk milleti, Pierre Loti’nin şahsında bu milleti temyiz eden birçok asil seciyeleri toplu bir halde görmüştür. Biz Pierre Loti’ye muhabbetimizi ifade ederken, bütün dünya üzerine hayırlı tesirleri intişar etmiş olan Fransız kültürüne ve bu kültürün sahibi olan Fransız milletine de muhabbetimizi ve bağlılığımızı söylemiş oluruz. Türkleri ve Türklyeyi en İyi takdir etmiş, en çok sevmiş, sevgisinin sebeplerini en güzel anlatmış ve bu s(‘Vglslne sonuna kadar sadık kalmış olan bu asil üstadın aziz hâtırasını Türk Ocağı, hiçbir zaınnn unutmıyacak ve ona şükran ve minnetle dalma candan bağlı kalacaktır.; «T ................... I
Sanat ve bayat:
İnönü Armağanları münasebetiyle:
“Resim sergisi,,
SOKAK başında, yahut binanın iki penceresi arasında, piyango, at yarışı, boks müsabakası İlânlarına benzer, rüzgârdan yırtılmasın diye üzerine yuvarlaklar kesilmiş bir bez sallanır: "Resim Sergisi,,. Altında hazan "giriş serbesttir,, Ibu-resl okunur. Bez sohmış, eskimiş, yazılar silinmiştir. İpleri yer yer düğümlüdür. Bu İlâm nerede görsem İçim burkulur, onu asanları, gençlik hatıralarımı düşünürüm. Sonra dünle bugün arnsınra biı kıyas yapar, vardığım netice karşısınla bu düşünceyi zihnimden atmaya çalışırım. Bu gayreti de, artık yaşlanmaya başlayan bir İnsanın aynada kendi aksini fazla seyirden kaçışına benzetirim.
"Resim Sergisi,,! Bez, melûl mo-lûl, sokak başında, iki pencere ortasında sallanır. İlk gün gergin, ümitlidir. O gün bir çok şeyler o-lacagını sanan hayalperest bir a-damın sabahleyin dıştın çıkarken duyduğu zindeliğe benzer bir gerilişi vardır. Günler geçtikçe bez gevşer, bedbin bedbin sallanmaya başlar. Sergi kapanırken ü-mıt bir paçavradır. Onu, bir dahaki sergiye kadar katlarlar, bir köşeye utarlar. İlân, ressamın kendisi gibi, dünyadan uzak, yeni ümitlerle açılacak gelecek sergiyi bekler.
Bizde, Avrupa memleketleriyle nisbet kabul etmlyecek kadar silik olmakla beraber, her sanatın "mutavassıt,, lan, halk İle sanat adamı arasında arabulucuları vardır. Plâstik sanatlar en az para getiren meta olduğu için kimse onları ele alarak halka sunman düşünmez.
Bundan dolayı "Resim Sergisi,, hikâyesi gerçekten hazin bir hikâyedir. Burada ressam, her rolünü kendi oynayan bir komedinin -dramatik pantomlnanın diyeceğim geliyor- tek aktörüdür. Resim, masrafı çok bir sanat olduğundan şase, çerçeve, cam gibi zarurî şeylerin tedariki meseledir. Sonra büyük dert, yer bulma derdi başlar. Ressam yer bulmak l-çin şehri dört döner. Çok kere bulamaz, sergiden vazgeçer. Bozan bir yabancı devlet onıı acır, konsolosluğunun iki ders, iki konferans arası boş bir salonunu verir. Ressam biraz utanır ama. kabul eder. Resimler asılır, davetiyeler basılır. Bez gerilir. Bez ve sanatkâr, bu sergi müddetince muhakkak bir şeyler olacağına inanmışlardır. Ne? diye sorarsanız pek de bilmezler ama.
Açılış günü baznn hareketli, bozun hazin olur. Ressam tanınmış, -yani fedakârlığım yıllar-danberı elden bırkanıamış ise -eş dost gelir. "Vernısaj,, lorda kendilerini göstererek sanat dostu oldukları tesirini vermek isteyen bazı kimseler süslü tuvaletlerle çıkagelirler. Her eserin ö-nünde hayran hayran haykırtır, hiç bir şey satın almadan giderler. Onlarca sanatkârın iyi olması için evvelâ AvrupalI olması
dış politikasının
YÜZÜ
Vakit kalmıyor
9 nisan akşamı, Moskova, Malik’! telefon başına çağırıyor vo Jessup’la tekrar temas ötmesini emrediyor. Ertesi günü hemen Jessup’a koşan Malik, vaziyetin bundan sonra nasıl inkişaf etmesi icap ettiği hakkında Birleşik Amerikanın ne düşündüğünü, Amerikan delegesinden Öğreniyor.
Amerika, Büyük Britanya ve Frwi-sa ile görüşmeden. Dışişleri Bakanları toplantısı ve ruznanıesl hakkında hiçbir mütalâa beyan edemez!..
Malik bundan hiç hoşlaınnamıştır. Moskova, son dakikaya kadar. Berim ablukasını, Dışişleri Bakanlarının toplantısından sonra veya hiç olmazsa toplantı sırasında kaldırarak, ablukayı, elde bir koz olarak tutmak arzusunda idi. Bundan başka, Kremlin. Birleşik Amerika ilo buşbuşa müzukere etmekle, Batılı müttefiklerin arasını açmayı umuyordu. Hakikaten de, Fransız ve İngiliz gazeteleri, bu "müstakil müzakereleri,, sanki Amerika tahrik ediyormuş gibi, şiddetli protestolarda bulunmuşlardı.
Malik - .Jessup nıülâkatmdan sonra, bir müddet hiç hareket olmadı. Cihan umumi efkârı bir sürü tahminler yürütüyor. Kremlin, ığno üzerinde oturuyor. Sovyet Dışişleri Bakanlığı ortalığa rivayetler salıyor... Rusya, Berlin ablukasını zaten ciddiye almamış.Abluka, bütün dünyayı meşgul ederek. Çindo serbest kalmaya matuf bir manevradan ibaretmiş... Bütün bu balonlar şu hakikati ortadan kaldırmamaktadır: İnisiyatif artık Moskovada değil, VVashtngton iladır!... Dean Acheson’dan 27 nisanda gelen bir nota, bu ueı hakikati bir daha Kremlln’in suratına çarpıyor. Nota sarih bir sual ve ondan da sarih bir karardan İbarettir. Berlin ablukası ne zaman kaldırılacaktır? Dışişleri Bakanları, ancak ablukanın kuldınlmasnu müteakip toplanabiliri..
Ablukanın kaldırılması
Nota, Batının kendini ne kadar kuvvetli hissettiğini bir daha göstermektedir. "Pravdu,, , Amerikan "inadı,, ndnn bahsediyor. Vişinski dehşet içindedir ve önüne gelen Politbüro âzasına. şlındl sakın yersiz gurur
NURULLAH BERK
şarttır. Yalnız, sergide görünmekle, ressama şeref verdiklerine kanidirler. Ressam henüz genç, yani onbeş, yirmi yıllık bir çileyi doldurmamış İse, açılışa arkadaşlarından başka kimse gelmez. Dı-şarıdukl bezi gören birkaç kişi, İzinli iki nefer, elinden çocuğunu tutan bir kadın, mektepten çıkmış çocuklar davetlilere karışır. Çocuklar, panodan panoya koş. maca oynarlar. Ressam, davetliler arasında, çağırdığı muharrirleri, gazetecileri arar. Gelmemişlerdir. Davetliler sanatkârı tebrik ederek çay ve pasta saatlerini kuçırnıaıııak için giderler. İlle gün böylece sona erer.
Ertesi gün ressam, gazetelerde sergisinin akislerini arar. Çeşitli cinayet, macera havadisleri arasında gezinen gözleri sergisine alt tek satır bulamaz. Ressam bilmez ki kaynanasını kesen tornacı Ah-medin hikâyesi, gazeteler için, bir sanat hâdisesinden çok daha mühimdir. Ressam günlerce sergisi hakkında bir yazı, bir tcnldd bekler. Resim münekkidi, "ananas., yemişi gibi bizim topraklarda yetişmez. Bu nankör vazifeyi üzerine ulınış olan bir gazeteci arkadaş da o sıra patronla kavgalı, yahut hastadır, yahut "Bıktım, yazmam, herkesi kendime düşman ediyorum,, demiştir Nihayet eli kulem tutan ressam arkadaşlardan biri, İkisi, sergi sahibine acırlar, bir şeyler yazarlar, bıı yazıları okuyanlar do, gülüm-slyerek, "Şeyhlerin kerameti kendilerinden menkul., derler.
Bazan sergi, beklenmedik bir ilgi uyandırır. Ama bu ilgi, yüzde seksen, menfidir. O gün mevzu bulamayan bir karikatürcü, bir fıkra yazıcısı sergiyi ele alırlar. Karikatürcü sergiyi gezenlerin modern resimler karşısında akıllarını oynatarak Bakırköyüne götürülmelerini tasvir ederken yazıcı, dört yaşındaki oğlunun daha iyi resim yaptığı hakikatini bir kere daha belirtir.
Sergi, hava güzel ise. epey insan tarafından gezilir. Gelenler çeşitlidir: Ürkek ürkek etraflarına bakan ve resimler, her an patlaması beklenen bombalar imiş gibi fazla durmadan kaçarlar; İçeride ne olduğunu bilmeden, tesadüfen gelerek etrafı hayretle seyredenler: ressamdan "izahat,, isteyenler yahut çatanlar. Baznn, ecnebi oldukları hallerinden belli kimseler uzun uzun tabloları seyrettikten sonra ressamı bulur ve derler kİ: "Biz Türkiyede ressamlık olduğunu bilmiyorduk. Müze ve galeri göremedik. Davet edildiğimiz salonlarda poker ve briçten başka, tuvalet ve otomobil, Avrupa ya seyahat lâkırdısından başka bir şey dinlemedik.,,
Ressam acı acı güler ve “Bu da geçer yahu,, der gibi bir jest yapar.
Bu da geçer yahu, ebediyete kadar!
Yazan :
CURT RlESS
(Avrupa hususi muhabirimi»)
Türkiyede ııeşir hakkı "Y’eni İHİanhııl"a aittir.
gösterilmemesini yaymaktadır. Sililin tamamen Vişınskıyi tutmakta ve mümkün olanı kurtarmak icap ettiği düşüncesindedir.
Bu arada, lüzumundan fazla bek. Icndlği takdirde, neler vukua gelebileceğini önceden söylemiş olan Vi-şınskinln bütün korktukları başına geliyor. 8 mayısta, Almanyanın yeni anayasası, Bonn'da kabul edilecektir. Bu hâdise, Rus dış politikası İçin ağır bir darbe olacaktır. Çünkü Vi-şınski, tabii, Almanya meselesini bütün tefonuatıylc, Dışişleri Bakanları toplantısından sonraya tehir etmek arzusundadır.
Sovyet propaganda mekanizması yeniden çalışmaya başlıyor. Peyklerin ataşe ve diplomatları, tekrar harekete geçiriliyor. "United Press,, in Berimden haber verdiğine göre, General Robcrtson, Almanya-nııı bütününe şâmil bir hükümet kurmak hususunda Ruslarla anlaşmaya varılabilecek olursa, Batılı müttefiklerin Batı Alnıanyada ayrı bir hükümet kurmaktan vazgeçebileceklerini söylemiş. Acaba. Rus propagandası bu yolda, bir muvaffakiyet mi kaydetti? Dünya efkârı, bin çeşit rivayetlerle meşgul!.. Bütün bu rivayetler, Rusların, her meselede rücu edeceklerini gösteriyor. Hariçte çalışan hor Rus memuru ve her yüksek Sovyet subayına, bu istika-mette fikir beyan etmek hususunda salâhiyet verilmiştir.
Fakat, bütün bunlar. Vişinskinln istediğinin tam aksini temin etti. Müzakereleri günlerle uzatan Bonn Konferansı, Rusya müdahale eder korkusu ile, bir gecede anlaşma temin etti.
12 mayıs gece yansında, Berlin ablukası kaldırıldı. Sovyetler Birliği boyun eğmek zorunda kalmış vo kar-
Himayesiz bırakılan
edebiyat ve sanat
DÜNYANIN her tarafında bir takım sanatsever ve hayırsever zenginler çıkar, vakıf halinde ortaya bir mükâfat koyarlar. Artık gerek o adamın sağlığında, gerekse ölümünden sonra nesiller ve asırlar boyunca, her sene muayyen bir sanat, veya edebiyat şubesinde en güzel eseri yaratmış olana, son do-rece bitaraf ve salâhiyetll bir jüri kararlyle bu mükâfat verilir. Onu İhdas eden zatın İsmi de, böylece tarihe İntikal eder ve ebedileşir. İşte Nobel mükâfatı, İşte Fransadakl meşhur Prix Gongouro, Prlx Fomlna ve saire... ıı
Bizde bugüne kadar, maalesef böy-lo bir hayır sahibi çıkmadı. Zenginlerimiz, ellerindeki servetleri, edebiyat ve sanat gibi "havai şeyler,, ile meşgul olmamak, hattâ Ömürlerinde edebi veya ilmi tek bir kitap okumamak sayesinde yaptıklarını iddia edecek kadar, bu işlerden habersiz ve maddi kimselerdir. Eskiler, hiç olmazsa camı ve çeşme yaptırırlarmış. Şimdikiler buna da lüzum görmeyerek, kendileri için apartman diktirmekle İktifa ediyorlar. Zorla güzellik olmaz... Esasen müellif ve sanatkârlarımız da, bu düşüncedeki insanların vereceği hediyeyi kabul etmezler.
O halde edebiyatçılarımızın ve sanatkârlarımızın bütün ümidi, devletin alâka ve himayesine kalmıştır. Halbuki devlet de, bu mevzuda katiyen cömert davranmamaya karar vermiş gibi görünüyor. Serbest piyasadaki mücadele şeklinin, müollif ve sanatkârlar için ne kadar yıpratıcı ve ezici olduğu malûmdur. Bu vaziyette, hükümetin harekete geçmesi, memleket edebiyat ve sanatını kurtaracak bazı tedbirler alması, himaye ve teşvik çareleri bulması beklenirdi.
Senelerce böyle bir memleket dâvasına karşı lâkayt kalmdıktan sonra. nihayet son defa 13 haziran 1946 tarih ve 4933 sajnlı kanunla "İnönü Armağanları,, ihdas edildi. Bu, fevkalâde güzel düşünülmüş ve başarılmış bir İş idi. Çünkü sanatkâr, müellif, ilim ve fen adamı, memleketimizde hakikaten nadir yetişmekte ve onlar da çok güç şartlar İçinde birer fedai gibi çalışmaktadırlar. Hukkiy-le ve zamanında verilecek daimi ve resmi bir mükâfat, onlan teşvik etmek, cesaretlendirmek ve daha mükemmel eserler vermelerini temin etmek bakımından son derece lüzumludur.
Bilindiği gibi "İnönü Armağanları,, , devlet hâzinesinden ayrılmış iki milyon liralık bîr fon yani ana para-ranın senelik faizi olan 160 bin liranın, her yıl sanatın muhtelif şubelerinde, ilimde ve ihtirada kıymetli bir eser yaratanlar arasında taksimini hedef tutmaktadır. Bu çok güzel teşebbüs, nedense iki sene müddetle
şılığında ise hiçbir şey alamamıştır. Çünkü Dışişleri Bakanlan, ablukanın kalkmasından ancak on bir gün sonra Parlste toplanacaktır.
Paris toplantısı :
Moskovada, Paris toplantısının stratejisi müzakere ediliyor. Stahn artık acele etmiyor. Mademki Berlin meselesinde boyun eğmek icabetmiş. Batı Almanyada netice alınmış ve Kremlin bunlara mâni, yahut hiç olmazsa müessir olamamıştır, şıı halde Stahn bekleyebilir. Zaten şimdi, artık, zamanın Sovyetler Birliği lehine çalıştığı kanaatindedir.
Böyle düşünürken, aklından bilhassa Çin’i geçirmektedir. Şanghay’ın düşmesi, Sovyctlerin Paristekl vaziyetini herhalde takviye edecektir. Çan-Kay-Şek, Formozaya kaçmıştır. İki komünist ordusu, Kanton üzerine yürüyor.
22 mayıs 1949!.. KromILn’de bütün Bakanlar Kurulu, fevkalâde toplantıya çağırılmıştır. Politbüro hükümete, yeni dış politikayı bildirmek zamanının geldiği kararındadır. Bu politikanın esusları nelerdir?
Sovyetlrrin ümidi yeniden artmıştır. Toplantıdan evvel Stalin, Batıya yapılan "bazı taviz,, lerin semereli olduğunu beyan ediyor. Batı âleminin ablukanın kaldırılmasına bu derece alâka göstermesi memnuniyet uyandırmıştır. Bu alâka (Stalın'in hususi arzusu ile) dünyanın her tarafından hemen her saat gelen raporlardan anlaşılmaktadır. Bu raporlar. Stalln ilo Vişinskinln tezlerini teyid ediyorlar. Batı Alemi, Sovyetler Birliğinin hüsnüniyetine yeniden inajı-nıaya başlamıştır.
Başbakan yardımcısı Malenkof’un nutku, son hâdiseleri müspet göstermektedir. Çünkü, itimat eden Batıyı sıkıştırmak daha kolay olacaktır.
Malenkof şunları söylüyor;
"Batı ile dostane işbirliği devrinin artık geçtiğini hatırda tutmanız lâzımdır.
(Devamı var)
tatbik sahasına konulmadı. Nihayet geçen sene, yani üçüncü yılında bir şaire, bir bestekâra, bir piyes muharririne ve iki de ilim adamına cem'an 23 bin lira verildi. Bu sene de sadece ilim ve ihtira ile meşgul dört kişiye, evvelki gün topu topu 14 bin lira dağıtıldı.
"Niçin şu zata değil de, bu zata verildi?,, şeklinde bir münakaşa yapmak asla hatırımızdan geçmez. îllm | ve ihtira şubeleri İse, mevzuuinuz vo . salâhiyetimiz haricinde olduğundan, 18 ona dair de hiçbir şey söyleyemeyiz. ! Fakat sanat ve edebiyat; yalnız şiir, beste ve sahne eserinden ibaret değildir. Bu dört sene zarfındu, sanatın geri kalan resim, heykel, mimari, I dekorasyon ve temsil kollarından İ hiçbirine mükâfat verilmemesi, edebiyat kısmında da roman, senaryo, hikâye, seyahat notu ve biyografi nevllerinln tamamen unutulması, bütün münevverler arasında teessür ve hayret uyandırmıştır. Bu şubelerin hiçbirinde şimdiye kadar mükâfata lâyık bir eser veren görülmedi mi?
"İnönü Armağanları,, mevzuunda, l| hükümetin daha cömert davranması İ| icap etmez mi idi? Dört seneden beri • birikmiş duran ve kanunen başka ta- f rafa sarfedllmeslne de imkân olma- I yan paranın tamamını, yani 640 bini lirayı, buna liyakat gösteren müellif, I. sanatkâr ve ilim adamlan arasında l taksim ettirmesi lâzım gelmez miydi? Hükümetin, jüri heyeti tarafından teklif edilen mükâfata lâyık kimseler listesindeki isimleri bir biri! »ilmesi değil, daha geniş bir liste yapmaları için jüriyi teşvik etmesi, memleket hesabına herhalde daha | faydalı olurdu. Halbuki hükümet, ' yalnız bu iş için ayrılıp dört seneden beri toplanmış olan 640 bin lira- j nın. bugüne kadar ancak 37 bin li- ı rasını gözünden çıkarabildi ve onu da daha ziyade ilim adamlarına dağıttı.
Öyle sanılmaktadır kİ, hükümet j veya jüri âzaları, edebiyat ve sanat! şubelerine mükâfat vermek için mutlaka dünya çapında eserler bekle-mektedirler. Bu yanlış bir düşünce-1 dır. Esasen verilen armağanların, | bugünkü hayat pahalılığı yanında, | maddi bir kıymeti bulunmayıp, çok I büyük mânavi değeri vardır. Onun] için, yukarıda saydığım sanat ve ede-1 biyat şubelerinden her birinde, her I sene, mevcutlar arasında en güzel val en değerli eseri meydana getirmiş I olanlara da bu "özendirme,, mükâ-. tatlarından verilirse, onlar da daha
iyilerini yapmağa teşvik edilmiş olurlar. Evvelâ memleket çapında kıyme
ti olanları mükâfatlandıralım ki, o i eserlerin sahipleri de. bir glln dünya çapında değerli birer varlık olabilsinler. Muvaffak îhwan GARAN
Paris notları
Parisin meşhur opera binası
5 ocak perşembe günü Parisin büyük opera binası 75 yaşma gırdL Charles Gramer adlı mimarın inşa etmiş olduğu bu muazzam bina ikinci Ampir sthnin ölmez şahidi o-larak şehri süslemektedir.
Bu jübile münasebetiyle Fransız gazeteleri birkaç günden beri sütunlarını peranın tarihçesine hasrettiler; mühim senelerin meşhur gala geceleri, devlet temsilleri, âbidevi andıran merdivenler, beyaz moyolar, parlak potinler, beyaz eldivenler herkesin dilinde.. ,
Fakat tuhaf bir tesadüf veya hayatın komik bir cilvesi diyelim: O-peranın müzisyenleri 38 günden beri grev halindedir. Operanın 75 yılı kutlanırken böyle bir hâdisenin ortaya çıkması halkı heyecana getirdi. Milli Eğitim Bakanı, grevcilerle bir konuşma yaptı, onları yatıştırmak için çabalayıp duruyor.
5 ocak 1875 senesinde cumhuriyetin ikinci reisicumhuru Nao-Nahon




zamanında tesis edilen opera binası. 1900 senesinden itibaren Parisin sanat âleminde mühim bir yer işgal etmeye başlamıştır.
Dün, opera binasına gidip ziyaret
ettim. Sessizlik içinde, yumuşak kırmızı halılı merdivenleri ile bLna bir
kat daha muazzam görünüyordu. Ekseriyetle hiç kimse, opera sahnesinin Parisin en büyük ve dünyanın sayılı büyük sahnelerinden biri ol-
duğunu de 37
bilmez. 52 metre genişliğin-metre derinliğinde olan
Pleyel sahnesinin opera sahnesinden büyük olruğunu zanneden*
ler bile vardır. Halbuki hakikat aksinedir. 1870 senesinde Fran^ızlar, binanın eksik olan kısımlarını tamamlamak için faaliyete geçtikleri vakit 52 milyon altın paraya ihtiyaç hâsıl olmuştu. Bu dn binanın büyüklüğü hakkında bir fikir veriyor değil mi ?
Yumıf î. MUTLU

YENİ NEŞRİYAT:
FEN DERGİSİ
Lise ve ortaokul Öğrencilerini fen derslerine çalıştırmak ve bu dersılf-rln hakiriyle öğretilmesini temin ötmek gayesiyle (Fen Dergisi) adı altında bir mecmua İntişara başlamıştır. Bu mecmua bilhassa öğrenci* lor için istifadelidir.
15 Ocak 1P50
YENt İSTANBUL
S&yfn B
HİKÂYE
Bir günlük bekleyiş
Erne^t HJEMtNGWAY
BİZ henüz yataktaydık. Pencereleri kapatmak için odaya girdiği zaman hasta olduğunu farkettim. Titriyordu. Yüzü solmuştu ve yürümek ona azap veriyormuş gibi adımlarını gayet yavaş atıyordu.
“Nen var, Schatz?,,
"Başım ağrıyor Mf
“Sen tekrar yatağa glraen İyi edersin..,
“Yok. iyiyim..,
“Yatsan iyi olur. Ben giyindikten sonra seni görürüm...
Fakat aşağı İndiğim vakit, o, giyinmişti. Ateşin yanında oturmuştu. Hasta olduğu belliydi. Dokuz yaşlarında görünüyordu. Elimi alnına koydum: Ateşi vardı.
"Sen yatmalısın, dedim. Hastasın...
“Bir şeyim yok, İyiyim,,, diye cevap verdi.
Doktor gelince çocuğun ateşine baktı.
“Kaç?,, dlyo sordum.
“Yüz İkll>p dedi.
Aşağıda, doktor, başka başka renkli, üzerlerinde nasıl kullanılacakları yazılı üç çeşit ilâç bırakmıştı: Bir tanesi ateş düşürmok, diğeri bir pürgatif, ÜçÜncÜsC de “asit kondisyonu,, nun önüne geçmek içindi. Doktor, influenza mikroplarının ancak asit kondisyonunda barınabileceğim izah otmişti. Hastalığın mahiyetini anlamış a-Im yüz dört dereceyi gcçmodlkçe telâş edilecek bir şey olmadığını söylemişti. Bu, henüz nezlenin başlangıcıydı ve zatürrie önlondikten sonra tehlike yoktu.
Arka odada , çocuğun ateşini kaydederek haplarını vereceğim saatleri not ettim.
“Sana bir şey okuyayım mı?„ “Pekâlâ. İstersen oku,, diye cevap verdi. Yüzü bemboyaz» gözlerinin altı mosmor, etrafiyle tamamın ilgisiz, yatağında kıpırdamadan yatıyordu.
Howar Pyle’ın “Korsanlar Kitabı,, m yüksek sesle okuyordum. Fakat, beni dinlemiyordu.
“Nasıl hissediyorsun kendini, dehatz?,. diyo sordum.
“Hep öyle ..., dedi.
Yatağın ucunda oturarak ikinci hapın zamanı geljnceyo kadar i-çimden okudum. Uyumuş olması lâzımken başımı kaldırdığım zaman, o. yatağının ucuna garip garip bakıyordu.
“Neden uyumuyorsun? İlâç için ben seni uyandırırım.,,
“Uyumasam daha İyi.,,
Biraz sonra:
“Baba., dedi. “Seni rahatsız ediyorsa benimle oturma.,,
“Niye rahatsız olayım..,
“Hayır, yani seni rahatsız edecekse benimle oturma diyorum.,,
Yalnız kalmak istediğini tahmin oderek saat on birde hapları verdikten sonra biraz dışarı çıktım.
Parlak, soğuk bir geceydi. Yağmur yerde öylesine donmuştu ki âdeta bütün çıplak ağaçlar, bodur ağaçlar, kıta çalılar ve tekmil çimenli yerler buzla cilâlanmış gibiydi. Av köpeğimi alarak tepeye doğru küçük bir gezinti yaptım. Fakat cilâlı yolda durmak veya yürümek çok zordu: Kırmızı tüylü köpeğim her adımda bir kayıyordu; ben de iki kere fena halde düştüm; hattâ bir keresinde, tüfek bile elimden düşerek buz üzerinde yılan gibi kaydı.
Türk kadınının
kâ ve başarısı
Ankara 14 (A.A.) — İnönü Armağanını kazanmış olan İstanbul Üniversiteli Fen Fakültesi Profesörlerinden Fazıla Şevket Diz’in bu büyük başarısını Türk kadın Birliği, Türk
Nehir kıyısındaki çalılıktan birkaç bıldırcın kalktı. Üstümüzden göçerlerken ikisini vurdum. Birkaçı ağaçlara dağılmıştı. Fakat çoğu çalılıkların arasına gizlendiler. Onları ürkütmek için buzla örtülü arazide gezinmek icap ediyordu. Siz buz üzerinde muvazeneyi güç temin ederken onlar, çalılıktan ok gibi fırlıyorlar ve tabii vurulması zor oluyordu. Buna rağmen iki tane vurdum ama beş tane kaçırdım. Maamafih oturduğumuz yere yakın bir küme keşfettiğimden dolayı memnun ve başka bir gün birçoklarını bulacağımı umarak eve yollandım.
Evde, çocuğun, odasına kimsenin girmesine müsaade etmediğini söylediler.
“Içorl giremezsiniz. Bende olan size geçmemeli., diyormuş.
Yukarı çıktığım zaman onu bıraktığım gibi buldum: Yüzıi renksiz. yanakları ateşten al al, yatağının ucuna gözlerini kırpmadan bakıyordu.
Atoşlno baktım.
“Kaç?., dedi.
“Yüz derece kadar., dedim. Halbuki yüz iki. onda dörttü.
"Yüz iki idi,, dedi.
“Kim: demiş?., “Doktor.,, “Ateşin fazla değil,, dedim. "Te-lâş odllecek birşey yok.,,
“Telâş etmiyorum ama,, dedi. “Düşünmokten de kendimi adamıyorum..,
“Düşünme, dedim. Aldırma.,
“Aldırış etmiyorum,, dedi ve u-laklara doğru baktı. Dilinin altında muhakkak bir şey vardı; kendini zor tutuyordu.
“Şunu suyla içiver.,,
“Bir işe yarıyacak mı, dersin?., “Tabii yarıyacak.,.
Oturdum ve “Korsan., kitabını alarak okumaya başladım. Fakat dinlemediğini görünce durdum.
“Ne zaman öleceğimi tahmin e-diyorsun?., diye sordu.
"Ne?,,
“Ne zamana kadar ölürüm?,, “ölecek falan değilsin. Ne oluyor sana böyle?,,
“Evet. evet, öleceğim. Yüz iki derece dediğini pekâlâ duydum.,,
“İnsan yüz iki derece ateşle ölmez ki. Saçmalıyorsun...
“Ölür, ben biliyorum. Fransada mektepteyken çocuklar bana kırk dört derece ile yaşıyamazsın demişlerdi. Benim ise ateşim yüz iki,,
Butun bir gün, sabah saat dokuzdan beri ölümü bekliyordu
“Vah zavallı, Schatz, dedim. Vah zavallı, vah. Bu. mil ile kilometre gibi bir şey. ölecek falan değilsin. O. başka bir çeşit termometredir. Onda otuz yedi derece normaldir. Bunda ise normal doksan sekiz dir.„
"Emin misin?,,
“Tabii,, dedim. “Bu. mil ile kilometreye benzer. Hani, otomobille yetmiş mil gidersek, kaç kilometre yapmış oluruz. işte onun gibi.,,
“Oooohh......
Yatağının ucuna bakışı yavaş yavaş yumuşadı. Sıkılan vücudu rahatlandı. Nihayet, ertesi gün gevşedi ve artık, ehemmiyetsiz şeylerle uğraşmaya başladı.
Nazml AKIMAN
kadınının herkesçe malûm olan zekâ, çalışma, sistemli takip ve ilmi araştırma kabiliyetinin yeni bir zaferi telâkki etmiştir.
S
S
1950 dünya kupasının yapılacağı Brezilyada futbol nasıl oynanır ?
Dünya kupası için inşa edilmekte olan 155 bin kişilik stadyumda halk ile oyuncuların arasını derin bir hendek ayıracaktır
VASAT bir Avrupai), Brezilya hakkında - çok miktarda kahve ve fıstık İstihsal ettiğinden, Rio de Jgnelro adlı hır İdare merkezi olduğundan vo dünyaca meşhur Amazon adlı bir nehri bulunduğundan ba§ka - ne bilir. Halbuki Brezilya yakında 1950 Dünya Futbol şampiyonalıgı için yapılacak olan final maçlarına »ahne olacaktır.
Brezilyanın tropikal iklimi Çiçeklerin ve nebatların çabuk büyümesine elverişli olduğu gibi insanların da fazla gayretli olmasına sebep o-lur. İşte bundan dolayı çok kısa bir zamanda futbol, Brezilyanın halk sporu halini aldı.
Futbolun bu şayanı hayret tekâmülüne başlıca Anili Brezilyada ln-glllzlcrln futbol İlki gibi bir teşekkülü bulunması ve Brezilyada buna kaim olan teşekkülün memleketin coğrafi durumu nazarı itibara alınarak tesis edilmiş olmasıdır.
Memleket 20 devlet ve 5 eyaletten müteşekkildir. Her birinin kendi futbol İlki vardır. Fakat hepsinde iyi futbol oynadığını iddia etmek imkânsızdır. En iyi futbol orta ve cenup devletlerinde oynanır.
Brezilyanın mesahası ve genişlisi yüzünden Dünya Şampiyonluğu turnuvasının finallerinin temmuz ayın-dn burada yapılması kararlaştırılmıştır. Brezilyalılar finallerde karşılaşacak takınılan gruplara ayırmayı tercih etmişlerdir. Bu grupların her birinde bir iyi takım yer alacak ve bu takımlar sadece finallerde karşılaşacaklardır. Her grup meşhur bir şehir ayrılacaktır.
Böylere dört gün içinde 58 maç yapılacak ve memleketin dört bir tarafında halk enternasyonal futbol maçları seyredebilecektir. Kazanılan para organizatörler ve oyuncular a-rasında taksim edilecektir.
tngilterenin futbol teşkilâtına hayran olmakla beraber Brezilya genel sporlar teşkilâtının da ondan aşağı kalmadığını itiraf etmemiz icap e-der. Merkezi Rio de Jenairo’da olan Confedcrocao Brasllelra dr Drapor-tos tC. B. D.) adlı bir teşkilât 20 devlet ve 5 eyalette, baskebol hariç, bütün spor hareketlerini idare eder. Mesafenin uzaklığı ve temasın güçlüğü, dolayısıyla, Brezilyada futbol geliştikçe her devlet kendi hususi İlklerini teşkil etmeye başlamıştır,
Brezilyada en iyi futbol, büyük şehirlerde. meselâ Rio. Sao Paulo, Rio Grandr do Sut Mlnas Gerals, Bahta ve Pernambuco’da oynanmak ta ır. Her devlette futbolun şekli biraz değişiktir. Meselâ Sao PauIoTIa İtalyan ırkı hâkim olduğundan, burada oynan futbol İtalyan futbolu karakterini taşımaktadır. Kısaca, Sao Pa-ulo’lu oyuncular gayet sert oyun çıkarırlar.
Rio De Janclro'da daha başka çeşit bir oyun sistemi vardır. İyi oyuncuların çoğu zencidir. Hepsi 1938 dünya şampiyonu Leonıdas’ın ve DonıingosdB Guıa’nın stilini takip etmektedirler.
Devletlerin arasındaki mesafenin çok uzun olması dolayıslyle federal futbol likl kurmak hemen hemen İmkânsızdır. En büyük (kİ şehir olan Rio ile Sao Paıılo’nun arası, tayyare İle iki saattir. Her saatte bir şehir, den diğerine İki tayyare hareket etmektedir. Buna Arjantin ve Uruguay’a gidenler dahil değildir.
P
O
(
A
1

Âk
/
(



/





* A

Brezilya’nın meşhur santrforlarından Holono (solda) ile Uruguay hafbekl Beracocha aralında bir çekişme. Heleno hâlen Vasco da Gama oynamaktadır.
takımında
Sııo Paulo'da 12 klüp birbirlcriylc [ mücadele halindedirler. Bunların 8' tanesi Sao Paulo da, 3 tanesi San-tos’da. 1 tanesi de yukarı taraftadır. Rio’da 11 klüp vardır. 10 tanesi Ri-o’da. bir tanesi de Nltroi’dedlr.
Her klübün kendi sahası vardır ve hepsi de Avrupa sahalarına göre yapılmış ve teşkilâtlandırıl m ıştır. Rio’da Vasco de Gama klübü en büyük salıaya maliktir. Bu stad 70 bin seyirci alabilir. Sao Paulo’daki Pa-caembu Munlcipal satyom 80 bin kişiyi rahatça alabilir. En mühim maçlar buralarda yapılır. Rlöda îhşaai tamamlanmak üzere olan yeni stat-yom 155 bin seyirci alabilecek kadar geniştir. Bunun 120 bin kişilik kısmı kapalı tribündür.
C. B. D. gelirini kısmen âza aidatından ve en fazla enternasyonal maçlardan kazandığı para ile temin eder. Bu teşkilâttan başka bir de ıC. N. D.) Conselho Naclonal’de Des-portos adlı teşkilât vardır. Bunun ft-zaları cumhurbaşkanı tarafından seçilir. Vazifesi hükümetle spor kurulları arasında bir irtibat temin etmektir. Yarı siyasi bir teşkilâttır.
Brezilyalı seyirciler, iyi oyun çıkaran misafir takımları gayet hararetle alkışlarlar. Bu sözlerimi Ar-sena! ve Rapid. Vıonna takımlarının teyit edeceğinden eminim.
Brezilya ve Arjantinde yapılan bütün mühim maçların İngiliz hakemler tarafından İdare edildiğini gozonünde bulundurursak organizatörlerin seyircileri terbiye etmek hususunda ne kadar gayret gösterdiklerini anlarız.
Maamafih bir çok tedbirler alın-
R



4





4






F *

f
V

W ( *
>* i
ıj
.. ■
a'J
L. I*-
« i «r-'

1
’i


e

41 -V >"1

mıştır. Ekseri tribünler yüksek örgülerle sahadan ayrılmıştır. Rio de Janeiro’da inşa edilen yeni stat-yomda ise halkla oyuncuların arasında derin bir hendek vardır.
Geraldo Romualdo Da Silva
Rio do Janelroda çıkan “Jornal dos Sports,. gazetesi muharrirlerinden

1950 de yapılacak milletlerarası atletizm müsabakaları
Mnrt 20, MÜletJorarası kır koşusu şampiyonaları (Brükselı.
Mayı» 27 vş 20. Bütün dünya atletlerine açık olan Eyaletlerarası Atletizm Birliği Şampiyonaları (Londra).
Haziran 10. Gln»kow polisleri mlllet-lerarnaı atletizm müsabakaları IGlaa-kow).
Haziran 17 - 18 Beigrad Porls
(Belgrad),
lln/.lran 18. Milletlerarası nıüsııba-knları (Olimpiyat günü) (Amstordamh
Haziran 18. Luksembourg olhnplyad günü müsabakaları (Lükwvmbourg).
IIu/dnın 21. Milletlerarası gece mil-sabalcıdı, (Brüksel).
Haziran 26. M ilan • Paris (Paris) î milletlerarası müsabakalar, Brüksel, Racing kulübü (Brüksel): İtalya -Avusturya (Kadınları, (İtalya).
Haziran 30. A.A.A. Dekatlon Şampiyonaları.
Teinimiz 1. A.A.A. Doknt.lon Şampiyonaları.
Temınııt 1. Oxford vo Cambridge Prlnceton vo Cornel! (Londra).
Temmuz 1-2. Yugoslavya - Belçika (Beigrad); Polonya - Romanya (Kadınlar); Kumanya - Polonya - Çe-koslmakya (Bükr»-^»
Temmuz 5. Avusturya-Belçika (Wi-enna).
Temmuz 8-9 İtalya - İsviçre - Tür-
Yıldızlar konuşuyor . ★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★
İnsanın tâlih ve mukadderatı üzerinde yıldızların büyük bir rol oynamakta olduğunu İddia edenler ve buna inananlar çoktur. Bu telâkki ve bilgiye göre her insan muayyen bir yıldız altında doğar, dünyaya geldiği yerde ve anda başı üstünde bulunan bu yıldızın bütün hayatı boyunca derin tesirleri altında bulunur. Bir kimsenin kendi yıldızına göre bir haftalık, iki haftalık, bir aylık veya bütün ömrü için mukadderatını tâyin ve tesbit etmeğe, oroekopunu yapmak, eski tabirle, “zalçeslni tanzim etmek” denir.
Gazetemiz karilerine muayyen zamanlarda bu hizmeti yapacaktır. Doğduğunuz ayı ilk sütunda arayınız, aşağıdaki işaretlere bakınız, onların ifado ettiği mânayı altta bulacaktınız. Yıldızınızın söylediği umumî hüküm son sütundadır.
Ooak 31 e kadar.

tel
Hamel (Koç) 21 Mart • 19 Ntaan
Sevir (Boğa) 20 Nisan - 20 Mayıs
& ikizler 21 Mayıs • 20 Haziran
■;w S er a tan (Yengeç) 21 Haziran -21 Temmus
Arılan 2 Temmuz - 22 Aguatos
t Sünbülo 23 Ağuatos - 22 Eylül
n Mizan 23 Eylül - 22 Ekim
Akrep 23 Ekim ( 21 Kasım
$ Kava (Yay) 22 Kasım • 22 Aralık
Cedi (Yaban-keçlsi) 23 Aralık -19 Ocak
A Dellv (Saka) 20 Ocak • 18 Şubat
W Hut (Balık) 19 Şubat * 20 Mart
Doğduğunuz tariho göro yıldızınız.
3 û, EJ Af i 3 3 T c S
t O .o O
o O ((> O 0 & 1
o K 0 18 $
R y Ö O 0 u
i. 0 0 o
o i d 2>
1 ff Ö 0 £
ra o 0 0 ü
O ■J t O
0 o 0
i w
o O c i— O O •
Q - Şans = Ümit Q
- Sıkıntı
Sürpriz Derişiklik


kiye (İtalya): Bulgaristan • Polonya (Sofya ı.
Teni mırz 11-15. A.A.A. Şampiyonaları (Londra)
Temmuz 16. Fransa - Hollanda (Kadınlar); (Clrcassonne); Lorraine - Lük-sembourg (Lorraine).
Temmuz 22. Newcaıılle Futbol Kulübü Birliği Milletlerarası mÜNûbakaları (Newcasllo).
Temmuz 22-23. Fransa milli şampiyonaları (Paris»; Belçika (Brüksel); Polonya (Varşova); İsviçre tBerne); Lük-sembourg (Luksembourg); Hollanda: Avusturya - Yugoslavya (VVlenna).
Temmuz 29. A.A.A. şampiyonaları (Fort Sunllght).
Temmuz 29-30. Belçika - Fransa -Hollanda (Trcobeck); İsviçre - Fransa (İsviçre); Luksembourg • İsviçre Ö. Iİsviçre); Yugoslavya şampiyonaları (Beigrad).
Aftustos 5-7. Çekoslovakya - Polonya (Kadınlar); (Çekoslovakya); Ingiltere - Amerika - Benelux (Londra); Macaristan - Polonya (Kadınlar) (Budapeşte).
Ağustos 12-13. Polonya - Macaristan (Varşova).
Ağustos 13. Belçika - Fransa (Gençler) (Belçika).
15 gününüz rahat geçecek. İşinizin lyl 1 aş e c afifini bildiren iyi bir mektup alacaksınız.
~ ■ ■ ■ ' "
Yakında bir seyahat yapmanız çok muhtemel. Takip etmekte olduğunuz bir İşten İyi netloe olacaksınız.
Aşkta büyük muvaffaklvot: Bu »İze diğer bütün sıkıntılarınızı unuttursun.
Çok 1yi bir 15 gün geçireceksiniz. Bir mektup belki canınızı sıkacak, fakat mühim bir şey yok._______________
Bir çanesıslığa uğrayacak olursanız kendiniz) bırakmayın; bütün kusurunuz her şr-in doğrusunu söylemeniz..
Fena bir haber alacaksınız, fakat büyüklerinize akıl danışarak her şeyi halledebilir-alniz .
Vasiyetinizde bir değişiklik olacak. Paraya alt bir kaç Ümitli haber var.
15 gün zarfında büyük bir şans var. İstikbaliniz İçin bundan faydalanmağa çalışın
Sıkıntılı bir yolculuk bu 15 gün İçinde biraz canınızı sıkacak, fakat çabuk gelip geçecek.
Sakin ve mesut bir onbeş gün geçireceksiniz.
Büyük muvaffakiyetler. küçük »ıkıntılar: İkincileri unutarak birincilerden İstifadeye bakın.
Muvazeneli bir İnsansınız, bir aya kadar mail durumunuza alt İyi bir haber alacaksınız ,
Hiç fevkalâdelik yoı Müşkülât
^=7 - Muvaffak!.vet


Ağustos 19-20. Hollanda - Norveğ (Hollanda).
AğustDH 23-27. Avrupa ısmplyonala-rı (Brüksel).
Ağustos 28-29, 30. Milletlerarası müsabakalar (Belçika).
AğııMo» 30. Milletlerarası gece müsabakaları (Amstcrdam).
Ağustos 30. Hollanda - İngiltere • Fransa (Kadınlar», (Amsterdam),
Eylül 1-2. Milletlerarası müsabakaları (İsviçre).
Eylfıl 2 Belçika - Hollanda - Fransa - Luksembourg (Lıile).
Eylül 3. Milletlerarası müsabakalar (Milano).
Eylül 9-10. Belçika-Hollanda (Gençler). (Outenarde). Fransa - îngiltero (Paris); Macaristan - Polonya (Gençleri. (Budapeşte).
Eylül 16-17. İsveç - Fransa (Stok-holm); İtalya - Finlandiya - Yugoslavya (Milano).
Eylül 21-22. Norveç veya Danimarka - Fransa (Norveç veya Danimarka).
Eylül 24. Gothenbuorg-Londra (Go-thenbourg); Varşova - Prag (Varşova); Yugoslavya - Finlandiya (Beigrad); Yugoslavya - Avusturya (Kadınlar), (Beigrad).
Eylül 30. Fransa - Finlandiya (Paris).
Ekim 1. Fransa Finlandiya (Paris).
Hicri 1950 OCAK 15 PAZAR Rumi
R. evvel 26 1369 K. «ani 2 1365
Vakit VMKatl Ezani
Güneş 7.22 2 18
drı. 12 24 7 20
îklndt 14 51 7.4?
Akfam 17.05 12.00
Yatsı 18 42 1 37
îmsâk 0.40 12.36
Atatürk inkılâp Müsesi: Per-gemheden maada her gün 10-12 ve 14-17.
Topkapı Sarayı: Pazarteai-Çar-ğamba - Cumartesi saat 13.30-17 Tslf. (21090).
Ayaaofya; Pazartesi - Hah - Çar-ismbn - Perşembe - Cumu, «aat 10 - 16; Cumartesi, Pazar, saat 13- 16. Telf. (21750).
Arkeoloji ; Çarşamba, Cuma, Pazar günleri 13 ten 16 ya kadar.
Ewkl Hark Eserleri Şubesi: Çur-famba Cuma. Pazar. 10 dan 12 ye kadar. Telf. (21682).
Türk ve İslâm Eserleri; Halı, Perşembe. Pâxar saat 13.30-16.30, Trlf. (21HKH)
DolmHbııbçr Donla Müzesi: Cumartesi MttHt 13-17. Pazar 0-18, Telf. (H12M).
Belediye* Müzesi; Atatürk Bulvarı PcrşâtnMdon maada bor gün 10-F2 vo H-17.
Tevfik Fikret Aslynti Müzesi: Bröok. Perşembeden maada her gün 10-12 ve 14-17.
İzmir:
Antikite Müzesi (3824), Hor gün 9-12, 13,30-17. Cumartesi; 14-17 a-çıktır.
İstanbul Beyoğlu 44998
Anadolu* yakası 60586
Ankara
tonlr . 22M
İzmir 2222. Karşıyaka Ni55
BoyoğlU Hol» .ndiKuy 60872
İstanbul 24222 RskUdar 60945
Ankara Uu, 2222,
GİDECEK OLAN VAPURLAR
Hece - Bulmaca —

İPEK (Türkçe)
ŞEHİR riYATROLAHl:
Saat 20.30 da.
DRAM KISMI: (42157) Tebeşir Dairesi.
KOMEDİ KISMI: (40409) Kayseri Gülleri.
MI AM.MER KARACA OPERETİ: Sizin Sokak.
YEM SES OPERETİ : (49369)
15 te ve 20.45 te Hediyelik Gelin.
ANKARA TİYATROLARI t 8aat 20 da.
Bt’VCKTE (10870-40) Bir Komiser Geldi.
KfÇÜKTE (11169) Antlgon ve Scnpln'ln Dolakları.
İZMİR
ŞEHİR TİYATROSU; (2364) Hissel Şayia.
TAKSİM B. GAZİNOSU: Frltx Trio Baumnn Kerten Orkestrası Dun Gûrûmlny (Bisiklet akropatlarıı. Yıın (Sihirbaz).
PAVYON Trh, de M*ır«,na.
BEY OGLl ( İIIETİ
AKIN («07JH1 1 - Düğün Geccal. 2 - Çöl Develeri.
Al.KAZAR (42562) 1 - Çaylftk
Hafiye Zindanda. 2 — ülah
AR (44394) MÜsyö Vcrdü,
ATLAS
AŞK
ve CÜRÜM
(CAUGHT) artistler;
James Mason — Barbara Del-geddetı — Hobrrt Ryun I Tel: 4Ö88?
EEHAMKA (-Uö0S) Yaban GllJtı İNCİ (85390) 1 — Atci) Çembori.
2 — Rlgoletto.
İPEK (442*9) Hnrrov Kumnrba-zi,
LALE (43095) Mösyö Verdu
MI'IÎF.K (1U868) Harrov Kuırıur-
H a r r (>v K ıı m a r baz ı
(FOXBS OF HARROW)
Artistler: Kez liarrlsun
Maııreeıı O’llnrrn
İPEK (14289). MELEK (40668)
— MELEK (Orijinal
SARAY (11650) Cehennem Zindanı.
SÜMER «2881) Kocam Öldürmedi.
kİ ATPAKK (83143) 1 - Yuvamı Yıkamazaın. 2 — Fedakâr Ana
ŞARK (40380) Er meydanı,
ŞIK (13726» 1 — üç Ahbap Ça-
vuglnr Casua Peçlpdo. 2 — Korsunuz Lnsfli.
TAKSİM 113101» Zehirli Şüphe.
TAN (80740) ı - Vatan Kahramanları. 2 — ölümden Firar.
TENİ (841371 I - Ağk ve Para. 2 — Büvhlenmls Adam.
YILDIZ (42847) Animde Silııh-ğör.
ÜNAL ( ÜIİİUO) i - Kılıçların Gölgesinde. 2 — Esirler Gutnlai.
ÇİÇEK SİNEMASI: ı Laaav nln Yavrusu. Vnhğl Ormanlar İçinde, 2 — Mirkry’nln Son Saati, İSTANBI L CİIIE1I
ALEMDAR (23683) Pranga Ka-çağı.
ÇEMBERLİTAŞ (22018) Aaılzade âllıihğür,
EI X Ali: i Kadın Severse. 2— Babam Suçludur.
HALK (219ıın 1 — Şeyh Ahmet. 2 — Sahte evlât.
İST AN III L (22367) I - İki Bani) Kfirtal, 2 — Montekrlstunun Mirası.
AZAK (20043.1 1 - İki Açıkgöz
Tahsildar 2 — ölüm Melodisi
TİIMV (22127) 1 - İki AçikgÖt Tnhalldar 2 — ölüm Melodisi
MARMARA 12,3860» Asilzalr Silil hşor.
MİLLİ '22.»K2i Pranga Kaçağı
KISMET (21904) 1 - Ah P.nbn Kırlı Haramiler. 2 - Yelil Yu nııı Sokağı.
1 I Nb ni. . r«: 16-126» I
lor Çarpılıyor. 2 — Hayal Yolu.
KADIKÖY CİHETİ
HALE (60112) 1 — Ç&msakızı Polis Hafiycsi. 2 — Günahkâr Baba.
OPERA (6G821) (1 — Gönülden şenler. 2 — Tehdit mektupları.
SÜREYYA (60682) 1 — Ümitsiz
Aşk. 2 — Albukrek Fatihi.
TELDEfttlCMENt: 1 — Kara kartal. 2 — Kardeş İntikamı. 3 — İssız vüdl.
ÜSKÜDAR ( İIIETİ
HALE (600t»2) l — Fedakâr Ana-2 — Kızıl Irmak.
Sl’NAR: AMrıııların pençelinde, ANKARA
ANKARA (23432 i Aşk Yuvanı. BÜYÜK (15031) Huy BİRS.
PARK (11131) Kaptan Kicl.
SÜMEK (14072) 1 — Üç Ahbap
Çavuşlar. 2 — Fedai Denizaltı. I I I S (22294) Hazin Aşk, SI S (HO7İ4 I - (İönülhT Kırall-
çomI 2 - Kadınlar Çiftliği. YENİ (14040) Kanlı Bıme. GAR GAZİNOM ı Solcru Do Es-psno.
AN KARA I* İI.AS l»AV İYONU t Vlvann Stnvlgnus Revünü.
İZMİR
EIJIA.MICA; İlk Arzular. TAYYARE: Atfiklar Yolu.
YENİ SİNEMA: Avgrnln Duam, LÂLE; 1 Yalnız Gidenler. 3—
Ornıaninr Anlam.
TAN: I — Yalnız Gidenler, 2 — Ormanlar Anlnııı
KARŞIYAKA CİHETİ
S( MEI(: Gönül Yaralan.
MELEK: I - Hini Kaplanı. 2 —
Sarışınlar Yağmuru
“YENİ İSTANBI L„ m» buglln İçin tavsiye etliği programlar: Dahilde:
Saat: 11.30 Ankara. Seiün (»r-l(cHtra>ıı ia.no Nıhavond fa it-
li — 20,15 latarıhul: Wlll> vo Arkadaşları (hafif müzik». — 71.15 İstanbul: Fasıl heyeti konseri.
Ilnrlçte:
Suat 11.00 Londra: Hu lif or-lif tıtra ederleri, — 1.3.15 Lon-
dra: Seı-enadlar. Peter Yorke vo orkOHinım t a rafından
I IRK MI ZİC lı
S ıiı t. 10 75 An hara Makamlardan bir doınot (PLj. — 12.00
Ankara: Yurttun sesler korosu.
— 12.30 Ankara: Telden tele.
— 12.50 Ankara: Bağlama takımı. — 14.00 İstanbul: Saz e-serieri, şarkı ve türküler. O-kuyan: Mustafa Kovancı. — 15.on İstanbul: Karıcık /jarkdar vo türküler (Pl ) — IM0 Ankara: Nlhavcnd F’hhIj — 10.25 İHtanhul: Saz eserleri, tjnrkı ve türküler. — 19.50 Ankara: (PL) Karıcık şarkılar. — 20.15 İstanbul: Karıcık şarkılar (Pl.)
— 21.15 İstanbul; Fasıl Heyeti köhHarl, “ŞeVk-i Efzıı”.
KLASİK BATI MÜZİĞİ:
Saat: 11.80 Anlc/ını; Salon or-keetraaı. 13.16 Londra: Opera Aryaları (PLİ. 10.80 İstanbul: Mozart'ın do minör konçertosu. Robort CasadeaıiH (ri-yanfii vo E. Blgot İdaresinde Paris senfoni orkestram «Pl.).
— 2S.00 İstanbul: îî Berlioz: “J^—ŞyiiıpNujJ*1 Fanhtatlmlfv,. Bruno \Valter Tdarealmlç^JSarls Konun» vRtıınr sosyetesi orkestrası. (Pl ».
HAFİF BATI MÜZİĞİ:
Saat; 11 m» îx>ndra: Hafif or-Keatrn cİrrlorl. — 15.15 Lnnılra Peter Ym ke orkestra m». - 18.30
İstanbul: Varyete nıüzlirl (Pl.)
— 10.13 Jslanbul: Hafif orkestra borleri (Pl ». — 23.00 İstanbul: N’nrmaı» Clmıtler oıkea-traaı (Pl.) — 23.15 l'’t'i»ıhul: Karıcık hafif müzik (Pl ».
DANS MÜZİĞİ:
Satıl: 8.80 Lmıdru : R ıv Mn»*tln orkestrası (PI ). — 18.10 Ankara (PI.L — 18.20 İstanbul: Orhan Av$ur Tango nrk«»(ıaaı.
— 13.16 İstanbul: Tex Baneko orkestrası (Pl.) — 13,46 Ankara (Pl.ı. — 11.13 İstanbul (PL).
16 15 İstanbul (Pl » — 18 00 latnnbul (PLİ. — 10.20 Ankara (Pl ı — 30.10 İstanbul: Wif|y v»- nrlıadn îlarıııtlan dana müziği — 22,15 Ankara (PL). —
23.15 İstanbul (PL).
II t >1 Sİ PROGRAMLAR;
Koııııııma t
Saat; im.îio RBC Türkçe ny^ri-‘'•ıtı Slr Wyndhııııı DcctU'ln “Anadolu Haiınılnrı..
Mıl/lh:
Suat; ı».15 Ankaıa: Dıoleyici is-
tekleri. — îo.oo Londra: Dinleyici İstekleri. — 21.00 Ankara: Müzikle gezi (PL).
Temsil:
Sııatî 11.05 Ankara: Pazar «keçi. — 21.00 Londra: Arnold
Bonnett'in “The Card., romanının temsili Kısım 3; ”Seva-bat,,.
HABERLER:
Ankara vo İstanbul Radyoları:
8 30. 13.1X1. 10 00 ,22.45.
8nnt: 13.80 Anknra: öğle Gazeteci.
20.10 Ankara: Pazar Gazetesi.
"Amerikanın Seul,, Rsdvoâu Türkçe neşriyatı; Saat 10.16.
(13. 16 ve 19 metrelerden .dinlenebilir).
BBC RhdyoNurııın Türkçe »»esri-5 atı; Saat 7,10, 18.45 ve 23.00 (Bu program 19.91, 24 92, 31 32, 19.19 metrelerden dinlenebilir).
Sl’OR HABERLERİ:
7.30 Londra.
Ih 15 BBC Türkçe neşriyata.
21. (»lı İstanbul.
22.00 Ankara
5.— Çorum. Karadenlse.
9.— Sus. Mudanynya.
18.— Mersin/ Çnnakkaleye.
GELECEK OLAN EKSPRESLER
6.40 Semplon (Avrupa).
8.30 Ankara.
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
18.10 Ankara.
21 30 Remplnn (Avrupa),
(«KLEC EK ULAN ((.AKLAR
12.39 K.L.M. (HolAnda) Tahran VO Atlımdan,
12.50 D.H.Y. (Türk) izmlrden.
13 30 P.A A (Amerikan) Basra, Şamdan.
14.15 A F. (Fransız) Paris, Roma ve A rinadan,
16.20 D.H.Y (Türk) Adana, Anka radan.
GİDEC EK OLAN VÇAKLAR
8.30 A.F. (Franeu) Atina Roma, Parlan.
13.30 K L.M, (Hâlânda) Roma. Amatei’daına-
13.50 DHY (Türkı Umire.
14.30 P.A.A, (Amerikan) Brüksel, Londra, Boston, Ne\v-York’a.
16.20 D.H.Y (Türk) Ankara, A-dannya.
(.EI.E( EK OLAN V Al t RLAlt
16.30 Eirü/ik, tamirden.
21.— Sus, Mudaııyadan.
EnılnÖnli:
Cemil. Boyazıt.
Ankara, Eminönü.
Sırrı. Küçükpaıar.
Esat, (Divanvolu) Alemdar.
Eyüp:
Arif Beser.
Beşiktaş:
S. Recep, Köylçl.
Beyoğlu:
Beyoğlu Günc|, Daire Tram. durağı 132.
Takdim Barunak, Yenişehir C 08.
Batisi, Talimhane Avdetle C Galata Bankalar Okçumusa C, Shll Necdet, Kurtuluş C. 10.
Çubukçu. Bulgar çarşıaı 51 llı(-«kıi) Hahcıoğlu.
Kıi'tınıpMsn Yeni Turan.
Fatih:
İbrahim Halil. ŞehsadobağL
Ziya Nuri. Aksaray.
Sıı mn Ivıı, Snınatva.
Nazını. Şehremini.
( lupınnr. Knrncümrük. GtHseren, Fener.
Üsküdar;
Ahmetliye,
Kııdı köy:
Kadıköy ers.
Kızıltoprsk ecs.
Göztepe er».
Bostancı ecs.
Bllxük(idıı:
Halk.
liri lırllııda:
Halk.
ANKARA
N«muine ' 15550)
Sağlık (23656)
Hayat (1359*0
İZMİR
Tarlan, Alsıtncnk.
Millet. Kvmorat».
Yrni tantlr, Basmahane.
GUzelyalı. Yalılar.
EgrefpNga, Egrefpasa.
A — A - CA - DIR - DÎR - î - î - İC - Ki - Kî -KÎZ - KI - LE - Lt — MA — ME — NA — RA — RA — RA — RET — SA - TAK — TAL — TAN — Tl — TlF — VA — ZAN.
Yukarıda yaaill hecelerden aşağıda mânaları sorulan kelimeleri bulunu». Bulduğunu* kelimelerin «ıra numaralarına göre bas harflerinden bir ATASÖZÜ çıkacaktır.
1 — Doğup büyüdüğünüz yer. 2 — Bir erkek adı. 3 — Usun değil. 4 — Bir «ayı. 5 — Alıçverig sanatı, 6 — Az bulunur. T — î$-el. 8 — Evi olnuyanlnrın baş derdi. 9 — Beraber doğan. 10 — Mü-kAfatlancbrma. 11 -- Beğenmek. 12 — Adaletin para tahsil eden bir kolu. 13 - Bir ay.
DÜNKÜ Bl LMAl ANİN HALLİ
Soldan «ağa:
1 — Sabite Tur. 2 — Ulus. Keten*
3 — Lal, Aşk. 4 — Uyan, imdat,
5 — Koni, Ha 6 — Iraklı. 7 — Lekeci. SI. 8 — Es. Fe, Altı. 9 — Aralama. 10 — Asa. Akba
luknrdııu asnğoa:
1 — Sulukule. 2 — Alayo, Eeas.
3 — Bulanık, Ra. 4 — ta. Nlrefa.
5 — Acele, fl - Ek-;». Kİ. 7 — Tekmil, Anıa. 8 — Ut. talak. 9 — Refah. ît. 10 — Tat, Ira.
Fen i Htşriıjat:
HANIMELİ
En güzel kadın dergisi
1 - Ocak 1950 sayısiyle
3
ya^uıa girdi
Bu sayısında HANIMELİ, 1950 senesinin Paris modasını birçok resimlerle anlatmaktadır.
Bunlardan başka HANINELİ’n-de en yeni ve pratik moda, model, ev, el, ydn iğleri. Biçki, dikıç. çiçek dersleri. Fıkra, hikâye, roman.
İstanbul TAN Matbaam t



Y E N t İSTANBUL
15 Ocak 1950
• i
Sayfa 6
SİYASI İKTİSADİ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKÎL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER Bu savada yazı işlerini fiilen idare eden : SACİT ÖGET
Basıldığı yer :
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
ikinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki İktisadî, dördüncü sayfamızdaki kültürel başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamen yazarlarına aittir.


İN

HEDİYELERİ

HUSUSÎ DERS
Saati 2 liradan Avrupada tahsil etmiş yüksek mühendis Almanca ve riyaziye dersi veriyor. Posta kutusu 2100 de mil-hehdis rümuzuna.
1
Saatler, mticevherler, mutena çeşitler ve modeller
İSTANBUL — Eminönü, Arpacılar No. 8. ANKARA — Parkpalas yanı.

KEKEMELERE : Kekemelik husus) bir metotla ıslah olunur. Fazla tafsilât için: Bayan A-Narter. Şişil, posta kutusu No. 32 yo mektupla müracaat
ıf
lîtrtMf
’V
• unaın-MM »ur* ruttütnnnit» ınrtffltıtrfflHnr' (mMn»ttittn:îtmirt«»tutmıınınttt:!',rtH:!tîtttıWMrtittHiHWitmffitttnnıııımf!nfitm,nNttnmtttfrotiıtımıttttin«ıwwnm^^^ ıtjpnnr,»(i|(nt
n(
*
f
fitreyenler iki m
rtıman,ar°a.t
horusun


devaf’1'1
24 s*3' ° 8 Uf a°'U'“',|(l"l’rti'eMA2ZOT


Artık kar ve tipiden ve her türlü soğukalgınlıklarından hiç
korkmayınız
I
• ’ ı r(
•ı(c«O
*>' V O •!« O
- ► M *
O»-'V
>:(c
»:(«>>
74V, s«t
70 "y.’.
1 2 Çift ocak,'d"
^odel 3^74sa3(
8»'u laı«wrd«

ı2 l,tre
'a u» a litre
(akdine S
uand'9'
GAZ *cya
MiZOT
y 3^

Borulu borusuz, mazot veya gazla işleyen son sistem otomatik Amerikan sobaları
Bu sobalardan herhangi biri, kış mevsimini en ideal şekilde yaza çevirir. Amerikanın, kendi branşında, en büyük fabrikası olan American Stove Company'nin MAGIC CHEF şubesinin imal ettiği bu QUICK-HEAT otomatik sobaları, evinizi ısıtma derdini kati bir şekilde kökünden
halletmektedir. Son derece iktisadi
pratik, anide yanar ve çabucak ısıtır, sıcaklığı kontrol için otomatik düğmelidir.
t
Duman, is ve koku yapmaz. Tertemiz ve en tatlı gül-bej rengi emaye ile muhat bu şık sobalardan mahdut miktarda ithal edilmiştir. Bu sobaları mutlaka görünüz!
Toptan ve Perakende Sat/ş Yeri: KOÇ TİCOTGt T> A. Ş. İstanbul, Galata, Fermeneciler 90 Diğer Satış Yerleri: KOÇ TİCARET T. A. Ş. (Galata. Bankalar cod.) — ( Ankara, Ulus Meydanı 1 — ( Eskişehir, Köprübaşı)

BAŞ, DİŞ
ROMATİZMA AĞRILARINA _GRIP. NEZLE
NEVRALJİYE KARSJ
Türkiye İmar Bankası
Sermayesi:
Yeni Postahane
1.500.000 Kuruluşu: 1928
arkasında
Aşirefendı caddesi No: 35/3*
İşçi Sigortaları Müdürlüğünden:
İhtiyarlık ve diğer sosyal sigortalar mevzuunda alâkalıları tenvir etmek vc yapılacak kanunî muameleleri izah j?tmek maksadiy-le tertip edilen konferanslara devam edilmektedir.
AMERİKAN MECMUALARI _
Michel-Ange’ın 22 tablosunu muhtevi, dünyanın en çok okunan Amerikan
LİFE

Vadesiz
tasarruf
tevdiatına % 4,5
Vadeli
tasarruf
tevdiatına % 6
Faiz verilir ve vâdell mevduat taızlerı aylık olarak ödemi

mecmuasının 2 ocak 1950 özel nüshası dünya mecmuacdık tarihinde silinmez bir iz bırakacaktır.
Amerikanın en kuvvetli muharrirlerinin yazılarını, en enteresan olay ve fotoğrafları sayfalarında toplayan LİFE, sızı her bakımdan tatmin edecek yegâne mecmuadır. Baylinlzden ısrarla arayınız. Fiyatı 85 kuruştur.
Şehrimizin her kitapçı ve tütüncü dükkânında ve Anadolunun bütün şehirlerinde satılmaktadır
Dün de işçi Sigortaları Müdürü Nedim Güven. Fırıncılar Cemiyetinde İstanbul fırıııcıhırlyle bir konuşma yapmış ve yeni kabul edilen İhtiyarlık Sigortasıyla diğer sosyal sigortalar karşısında fırıncıların durumunu etraflı bir şekilde izah etmiştir
Diğer taraftan bugüne kadar şehrimizde 73.000 işçi ihtiyarlık Sigortasına tescil edilmiştir. Bu miktarın ay sonuna kadar 80 bini bulacağı tahmin edilmektedir, şimdiye kadar tescil işini yaptırmamış olan iş yerleri ay sonuna kadar işçilerini tescil ettirmedikleri takdirde bu gibi müesseseler i» in kanunun cezai müeyyidesi tatbik edilecektir.
Askerlik muamelesini ihtiva eden nüfus hüviyet varakamı zayi ettiğimden yenisini çıkarttım. Eskisinin hükmü yoktur.
326 doğumlu Harutun oğlu Yeğişe Sahil
SATILIK OTOMOBİL
»ıi.........İlli I rtı
Austin. 16 Cv. motOi ve karoseri
İyi durumda. 5 venl lastik
Tel: 80677
Hudson 1948
İKRAMİYELERİ
NEOKALMÎNA kaşeleri
Her eczahanede bol miktarda bulunmaktadır.
ıı
Radyolu kaloriferli az kullanılmış iyi vaziyette lüks taksi müsait fiyatla acele satı tıktır. Iş saatlerinde 29266 ya telefon
PERİHAN ÜÇER ile FARUK AYGÜN evlendiler
14.1 . 1950
Iskenoot iye
KULLANINIZ!
'•Y«nl blonbul ’ AlclytM
Balı Akdeniz Haltı • İstanbul Pire Napoli Marsilya-uenove Doğu Güney Akdeniz Hatlı • İstanbul -İzmir Pire Limasol • Beyrut
• -f Ck *




DEVLET DENİZYOLLARI
/I
'"'""«M..;,

C.ZİRAAT BANKASI
VADESİZ TASARRUF HESAPLARI 1950 YILI

SATILIK OTOMOBİL
Chevrolet marka tek kapılı iyi bir vaziyette 948 modeli kalorifer. radyo ve bütün konforu havi bir otomobil .saldıktır Müracaat:
Tel: 41272
A™
. 11 l * t ** * * » Z Cnlît r*-’w


Siirat • Konfor • Temizlik . Eğlence
En nefis yemekler • en itinalı servis
İSTANBUL VE ANKARA’DA . 8 EV ayrica 200000 LİRA EV KAZANAN İSTERSE BEDELİNİ ALABİLİR!. ACELE 150 LİRALIK BlR HESAP AÇTIRINIZ!.. HER ISO URA İÇİH AYRI BİR KURA NUMARAM VERiltCEKTıRI.
ULTRAMİN
DİŞ KREMİ
İKRAMİYEYE GİRİŞ ŞARTLARINI BANKALARIMIZDAN ÖĞRENİNİZ ÇEKİLİŞ TARİHLERİ:10 MART, 15 MAYIS; 3OHAZ1RAN;31 TEMMUZ;
29 AĞUSTOS; 30 EYLÜL, 28 EKİM; 30 ARALIK —

Comments (0)