15 Aralık 1949
Perşembe
SİYASÎ I K T I S A ?
Soyı 15
10 Kuruj
1

«

■ k
A 21
1
»

L
•9
r
1
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 - 8 Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Turkıyoıçin se» eliği 3c altı aylığı 17. üç ay lığı 9 liradır Hariç memleketler iki mislidir
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis cdon : HABİB EDİÖ TÖREHAN
İlânlar: 6 net sayfada santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mes’uliyct kabul edilmez.


Foster Dulles'un beyanatı
Dünkü Meclis müzakereleri
Telefoû 44756 . 44757 Santral
Telgraf Adresi : Hetlo. İstanbul
İÇ SAYFALARDA
POLİTİKA
14/XII/1949
D
evletçi bir iktisat politikası ile ferdî teşebbüse yer verilmesi prensipi, hiç değilse yirmi seneden beri birbiriyle a-İâkasını kesmiş iki kapı komşusudur. Bu iki dargın kapı komşusu, birbirinin aleyhinde konuşup aleyhinde çalışmak ve her-biri kendi yolunda yürümek neticesinde birer ayrı çıkmaza girmişlerdir. Ve şu sırada, birbirlerinden istimdat eylemektedirler.
Devletçi politika, ilk tesislerini yapıp bitirdikten sonra, kendi mâmul fiatlerine fiskal zamlar ilâve etmek suretiyle; ferdî teşebbüs sahasına düşen sınaî istihsal müesseselerivle ithalât müesseseler! ise, devlet maliyet ve satış fi-atleri için tanınmış geniş himaye hadlerinden kendi hesaplarına faydalanmak suretiyle, vakit geçirmişlerdir.
Bu arada, vergi ile sermayenin sıkı irtibatı üzerinde durulmadığından, herhangi bir sermaye terakümü olmuş dahi olsa bundan: devlet istifade edememiştir, çünkü dahilî istikrazlar yolundan ancak bütçe açıklarım kapamış; piyasa istifade edememiştir, çünkü reeskont cihazı işlememiştir.
Neticeyi, bugün herkes görmektedir: devlet, vergi tahvilâtını yoluna koyabilmek için bir vergi reformuna gitmeye mecbur kalmış; serbest piyasa ise. elindeki mallarla, iştira kudretini haiz müşterilerini beklemektedir. Tıpkı bunun gibi, devlet de, ötede, k-endi malları için müşteri beklemektedir.
Binaenaleyh, şu hükümlere varabiliriz: eğer devlet iyi çalışmış olsaydı, bir kere, piyasadan gelecek rasadlara kıymet vererek tedbirlerini, hattâ kendi sahasında, buna göre ayarlardı. Ancak, bu vazifenin görülebilmesi için hem bir “Plân Dairesi,,ne. hem de bir ‘Konjonktür Dairesi" ne lüzum o-lacağmdan, bu iki mühim şubeyi kurmakta, elbette ki istical ederdi.
Buna mukabil, eğer piyasa iyi çalışmış olsaydı, bütün hesaplarını, devletin "hatalı,, iktisat ve maliye politikasına değil, iktisat ve mâliyenin değişmiyen kaidelerine istinat ettirir ve bu takdirde meselâ, devletin mevzuatı müsaittir diye, uydurma sanayi tesislerine geçmez yahut uluorta istihlâk eşyası ithalâtına teşebbüs etmezdi.
Bir zamandan beri, her iki taraf hatasını anlamıştır. Müfrit görüşlülere göre, açık ile zararı, ya piyasa uğruna devlet yahut devlet uğruna piyasa ödemelidir. Halbuki, şu sırada en doğru hareket, her iki tarafın, memleket menfaatini düşünerek birbirine yardım etmesidir. Çünkü bu seferki C. H. P. Grup müzakeresinde ziyadesiyle ehemmiyetli bir nokta meydana çıkmıştır. O da şu ki, tam yeni bir Devlet Plânının tanzimi ve bunun için de bir Plân Dairesi’nin tesisi düşünülmekte olduğu ve bu bahiste hattâ bir miktar a-merikan yardımının da temin e-dilmiş bulunduğu bir sırada, bu sefer de kendi bölgeleri adına konuşan milletvekilleri, İktisadî midir değil midir meselesini hiç nazarı itibara almadan, ne bahasına olursa olsun, kendi bölgelerini yeni Devlet Plânına sokmak niyetlisidir! Yani, devlet ile piyasa arasında senelerden beri sürüp gelen plânsız bir çekişmeden sonra, şimdi de, en tehlikeli şekilde bir rejyonalizm, muhakkak ki, seçimlerde şunun yahut bunun intihap kabiliyetini m ksadiyle, harekete bulunmaktadır.
İşte, bu bakımdan,
Yardımcısının, hem, tesis edilecek dairesi ile birlikte ekonomik vasıftaki bir Devlet Plânından hem de bu işin bölgeler arasında bir çekişme mevzuu yapılamıyaca-an bâhis beyanatını, takdir ile karşılamak lâzımdır.
Eğer C.H.P., yeni Devlet Plânını bir seçim oyuncağı yapar ve bununla şu yahut bu bölgenin oynayıp oyalanması tâbiyesine müsaade ederse, memlekete çok büyük bir fenalık yapmış olur. Aksini yapmaya gayret ederse, en büyük iyiliği yapmış olacağı gibi!
★ ★★★
Amerika, Rus nüfuz sahalarını
Amerikan halkı bir kruvazörü ugurluyor
Amerika Akdeniz filosunu
parçalamakta serbesttir,,
"Kuvvet altında ezilmiş Doğu Avrupa ve Asyadaki milyonlarca insana açıkça bildirmeliyiz ki; kendilerine Komünist Rıısya tarafından zorla kabul ettirilen köle lik statükosunu Amerika asla kabul etmiyecektir.”
arttırmak getirilmiş
Başvekil
U 1
i

takviyeye karar verdi
45 bin tonluk en büyük uçak gemisi
Midway bu filoya iltihak ediyor
VVashıngton 14 (A.A.) (Usis) — A-merika Bahriye Bakanlığının bildirdiğine göre, hâlen hizmette bulunan 45.000 tonluk en büyük uçak gemisi "U.S.S. Mıdway" Amerikanın Akde-nizde bulunan 6 nci deniz filosuna iltihak edecektir.
Midway‘ın refakatinde 19 parça kruvazör, torpito muhribi, akaryakıt gemisi olduğu halde önümüzdeki ayın ortalarına doğru Akdenizde bulunacağı sanılmaktadır.
Midway, 6 nci uçak gemisi filosu komutanı Amiral John C Clark’ın, Roanoke kruvazörU, kruvazörler filosu
komutanı Amiral John H Carson’un forsunu taşıyacaklardır.
Visamiral John J. Ballontıne İrtibat gemilerine komuta edecektir.
Londra. 14 (YİRS) — Amerikan Akdeniz filosunun bu şekilde takviyesi. Atlantik Paktını imzalıyan 12 devlet bakanlan konferansının ilk neticesi olarak telâkki edilmektedir. Bu konferansta verilen kararların yalnız Avrupaya silâh yardımına inhisar etmeyip, Avrupanın derhal müdafaası lüzumlu görülen yerlerine Amerikan kuvvetlerinin naklini de derpiş ettiği anlaşılmaktadır.
New - York 14 (YÎRS, A.A.) — Ayan-dan John Foster Dulles, Birleşik Avrupa Milli Komitesi tarafından tertiplenen seri konferansların Honunda şun-i »arı söylemiştir:
"Yatta Anlaşmasının Ruslar taralından ihlâli, Doğu Avrupa ve Asya’da yüz milyonlarca insanı içine alan Sovyet nüfuz sahalarını parçalamak hususunda Birleşik Amvrikayı her türlü bağdan azade ve hür kılmaktadır.,,
Dulles, 11 ay önce ileri sürdüğü teklifin mahiyetini İzah ve bu teklifinde, hürriyetlerinden mahrum edilmiş bulunan milletlere tekrar hürriyetlerinin ladesini Bağlıyacak bir teşkilât kurulmasını, bundan başka, vatanlarından çıkarılmış vatansever liderlere iltica hakkı tanınmasını ve kendilerine memleketlerinde hürriyet bayrağını çekmek fırsatı bahşedilmesin! istediğini söylemiştir. Dulles’un bu teklifi “casusluk tertibi,, olarak tavsif edilmiş ve reddedilmişti. Dulles nutkunda, komünizmle manevî mücadeleye girişilmesi lüzumundan bahsetmiş ve demiştir ki:
“Kuvvet altında ezilmiş Doğu Avrupa ve Asyadaki milyonlarca İnsana açıkça bildirmeliyiz kİ; kendilerine komünist Rusya tarafından zorla kabul ettirilen kölelik statükosunu, Amerika asla kabul etmiyecektir.,,
Bundan sonra Dulles; “Doğu Avrupa ile Akdeniz memleketlerinin Amerikanın siyasi ve stratejik menfaatleri hududunu teşkil eylediğini vo Rusyanın başka yerlere el atması gerektiğini,, ifade etmiştir-
Müşterek Genelkurmay Başkanları tarafından en son olarak Formoza’nın stratejik önemi haiz bulunmadığına dair yapılmış olan demece temas eden Dulles, bu demecin resmi mahiyette olmadığını söylemiş ve böyle olmamasını da temenni eylemiştir.
Dulles sözlerine devamla: •'Şimdiki halde harp, derhal vukubulmıyacaktır. Bunun sebebi de, Rusyanın bilhassa şimdiki durumunu sağlamlaştırmamış olmasıdır,, demiş ve şunları İlâve etmiştir:
“Büyük harp tehlikesi Sovyet liderlerinin siyasî, sınaî ve askeri birlik kurarak Asya ve Doğu Avrupan muvaffakiyetle takviye ettikleri zaman gelip çatacaktır.,,



Sofya Mahkemesi kararını bildirdi
Kostof idama mahkûm edildi
Diğer on sanıktan beşi müebbet, beşi de muhtelif ağır hapis cezasına mahkûm oldu
Londra 14 (YİRS) — Bugün Sofya ima. eski Bakanlardan İvan Stepanof Mahkemesi. Kostof ve arkadaşları | ve Nikola Pavlof. Nikola Neçef, ivan hakkında kabıü temyiz olmıyan aşağıdaki kararlan vermiştir:
Karar okunmadan evvel, Kostof a-yaga kalkarak: "— Ben
suçlu değilim,, diye haykırmış, fakat mütebaki sözleri, mahkeme salonundaki dinleyicilerin yuhalariyle boğulmuştur. Kostof, asılmak suretiyle ida-... ı ■■İlil ı İ1... —rwımr- ı—
mâuumum,
Genof, İvan Tutyef ile birlikte müebbet hapse mahkûm edilmiştir.
Diğer cezalar ise şu şekildedir:
İstefanof Çeçof 15 sene. Borla Hris-tof 15 sene, Blagoy Hacıpansof 15 sene, Va8İI İvanovski 12 sene ve Uya Boyatsalyef 8 sene.
be-
ya-et-
Londra 14 (YİRS)- — Aylardan ri Moskovanın peyk devletlerinde pılan temizlik hareketlerini takip mekte olan milletlerarası müşahitler
için Koatofun İdamı haberi hiçbir surette sürpriz telâkki edilmemiştir. E-sasen "suçlar,, ını inkâr edecek yerde itiraf etmiş olsaydı da netice yine hiç değişmlyccekti.
Vişinski Berlinde
Bakan, Birleşmiş Milletlerin kararlarından memnun değil
Londra, 14 (YİRS) — Le Havrc 11-manına varan Rus Dışişleri Bakanı Vişinski, sorulan suallere cevap vererek, Genel Kurul kararlarından hiç de memnun olmadığını söylemişti!.
Çin hakkında konuşan Vişinski. Komünist Çin Hükümetinin yakında bütün devletler tarafından tanınacağını ümit ettiğini bildirmiştir.
Leopoldville, 14 (YİRS) — Bugün Paristen Moskovaya hareket eden Sovyet Dışişleri Bakanı Andrey Vişinski Doğu Almanya Hükümetinin İsteği üzerine, Berline gitmiştir. Bu ziyaret, evvelce Acheson’un Batı Alına nyaya yaptığı seyahate bir cevaptır
Fronsız sosyalistleri kabineden ayrılmıyor
Brazzaville 14 (YİRS) — Fransız beri yapmış olduğu İkinci genel içti-Sosyalist Partisinin son beş aydan mada, Bidault kabinesinin desteklenip desteklenmiyeceği ve kabine dahilinde bulunan sosyalist bakanların yerlerini muhafaza edip etmiyecekleri meselesi görüşülmüştür.
Verilen karara göre, bazı şerait dahilinde kabinede bulunan sosyalist bakanların yerlerini muhafaza etmeleri münasip görülmüştür.
Birleşmiş Milletlerin vesayetine girdikten sonra
Kudüs meselesi vahimleşiyor
Bu şehir için bir anayasa hazırlanırken, İsrail Hükümeti de Kudüse yerleşti
Londra 14 (YİRSı Birleşmiş Milletler Vesayet Komisyonu. Kudüs'ün boynelmllelleştirilnıeslnden sonra, idaresi İçin tanzim edilecek anayasanın mÜHtacclen görüşülmesine karar vermiştir.
İngiltere, Amerika ve diğer bazı memleketler bıı müzakerenin gelecek ay Cenevrede yapılacak toplantı osnasın-da müzakere edilmesini teklif ^etmişlerdir. Buna cevap veren Irak delegesi, o zamana kadar Vesayet Komisyonunun bir emrivaki İle karşı karşıya bırakılmış olacağına dair bütün emarelerin mevcut olduğunu söylemiştir.
Vesayet Komisyonu perşembe günü hususi bir toplantı yaparak hu yİ yeniden ele alacaktır
Diplomatik tefsirciter, Kudüs dnkl plânın tatbikine şimdilik
görmemekte ve bu hususun talik edilmesinin doğru olacağına kanaat getirmiş bulunmaktadırlar
Karışıklıklara doğru
Lake Suceess 14 (APı — 1949 Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun Başkanlığını yapmış olaıı General Cnrlos Ra* mulo, ' Şayet bildirildiği gibi, İsrail, Ku-
ise, hüs-
mesele*
lıakkın-inıkân
dÜs'Ü başkenti yapmak niyetinde bu, zaten karışık olan bir durumu bütün karıştıracaktır,, demiştir.
Bildirildiğine göre, Birleşik Amerika İsrail ve Lübnana herhangi bir şiddet göstermesinin iyi neticeler vrrmiyeceği-ni İhtar etmiştir
İsrail Kudüs'e (aşındı
Kudus 14 (A.A.ı (Afpı — İsrail Başbakanlığı, bu sabah, resmen Kudüs’e taşınmıştır.
İsrail Ürdün’le bir barış anlaşması yapacak
Tel • Aviv 14 (A.A.ı (United Press) — » Müşahitlerin kanantlerino göre, Birleşmiş Mülctlcrc meydan okuyarak hükümet merkezini Kudüs’e nakletmek niyetinde olduğunu bildirmiş olan İsrail Devleti. Kudüs meselesinin muhtemel bir hal sureti olarak, Ürdün ile bir barış anlaşması yapacaktır. Lake Success’ ta. Pariste, An karada ve daha birçok başkentlerde İsrail ve Ürdün temsilcileri argomda son zamanlarda cereyan elmiş ol.ın gayri resmi müzakerelerin resmî hır anlaşma tevlit etmesi muhtemeldir.

Cenup hudutlarındaki kaçakçılık önlenecek
Türkiye - Yugoslavya arasındaki ticaret ve ödeme anlaşmasının müddeti uzatıldı
Ankara 14 »Hususi muhabirimiz bildiriyor/ — Büyük Millet Meclisi bugün Feridun Fikri Düşünscl’in başkanlığında toplanarak önce Van milletvekili Muzaffer Koçağın Başkalcdcki birliklerin erzak ve eşya nakliyatı hakkında Milli Sııvunnıa Bakanlığından sözlü sorusu görüşülmüştür.
Milli Savunma Bakanı, bu hususta tahkikat yapıldığını İfade etmiştir.
Bundan sonra yine aynı milletvekilinin Iran sınırında yapılmakta olan soygunculuk ve talanın önlenmesi için no gibi tedbirler alındığına dair İçişleri Bakanlığından sözlü sorusu görüşülmüştür.
içişleri Bakanı, İran sınırında çapulculuk teşebbüslerinde bulunulduğu iddiasının hakikate uygun olduğunu, bu teşebbüslerin tamamen önlenememosini, Iran ve Irak hudutlarımızın yalnız bizim tarafımızdan kontrol edilmesine hamletmiş, mamafih bugünlerde Van hudut mntakasmda İran ve Irak gümrük temsilcileriyle bir toplantı yapılarak çapulculuğun önlenmesine çalışılacağını söylemiş ve şunları ilâve etmiştir :
— Mamafih kanaatimize göre, bu. kâfi değildir. Hükümetimiz. Dış işleri kanaliyie yakında dost Iran ve Irak Hükümetleriyle temasa geçip 950 yılında bu işi kökünden halletmeye çalışacaktır.
Müteakiben Hâkimler Kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesi hak-kmdaki kanun tasarısının ikinci müza-
nci
verilmesi hususu eklene-ikinci müzakeresi t amam-
şuabatl sanatlarının tarzı olan 1219 sayılı kanuna hakkmdaki Komisyonuna
memleketleri anlaşması ile hakkmdaki
keresine geçilmiş, tasarıdaki 57 madde tabedilerek madde aynen bırakılmıştır.
Yapılan diğer bir teklifte muaddel ikinci maddeye ikinci ve üçüncü sınıf hâkimlikte on seneyi dolduranlara 100 liralık kadro rek tasarının lanmıştır.
Tababet ve icrasına dair
bazı maddeler eklenmesi kanun tasarısı Dışişleri havale edilmiştir.
Bundan sonra Avrupa arasında ödeme ve takas eki, protokolün onanması
5358 sayılı kanuna ek olarak imzalanan ek protokolün onanmasına dair kanun tasarısı müzakere ve kabul edilmiştir.
Türkiye - Yugoslavya ticaret ve ödeme anlaşmalarının yürürlük müddetlerinin uzatılması, Türkiye - İsveç ticaret anlaşmasının yedinci maddesindeki fesih ihbarı müddetinin bir aya indirilmesi hususunda teati olunan mektupların onanması hakkmdaki kanun tasarıları müzakere ve kabul olunmuştur. Türkiye ile Belçika - Lüksemburg Ekonomik Birliği arasındaki ticaret ve ödeme anlaşmalariyle eklerinin; yürürlük müddetlerinin uzatılması hakkmdaki kanun tasarısının müzakeresi de Ticaret Komisyonu sözcüsünün teklifi üzerine tehir edilmiştir.
Dün geceki güreşleri 5 - 3 kazandık
52 kilo:
57 kilo:
62 kilo: Nurettin Zafer - Sjeoiin (Nurettin ittifakla galip)
67
Ali Yücel - Moeller (Ali Yücel hışla galip) Kemal Özkan - Petersen (Kemal hışla galip)
kilo:
kilo: kilo: kilo:
Andenberg - Servet Meriç
(Andenberg sayı ile galip) Berlin - Müfit Ekinhan (Berlin ittifakla galip) Celâl Atik - Ekstroem (Celâl hükmen galip) Yaşar Doğu - Johaıı Wong (Yaşar tuşla galip)
73
79
87
Ağır: Antonson - Bektaş (Antonson tuşla galip) Müsabakaların tafsilâtını 2 nci sayfamızda bulacaksınız.
Geçen glmiz eski dan kondisine binbaşılık rütbesi tevcih

gün Hindiçıni’do Hükümet kuvvotlorino teslim olduğundan bahsetti* çeteci Dap-Şuon, yukard.ıki resimde Kıral Norodom Sihanuk tarafın-odilirkon görülüyor. •
i-
Endonezyanın istiklâli
Maııchf -ster Guardian, FraHNaııın Hindıçbliyi tahliyesinin şimdilik mümkün almaıhyınt söylüyor
Berlin 14 (YİRS) — Onaltı Asya memleketinden müteşekkil Federal Endonezya Cumhuriyeti, Lâhoy’do hazırlanan ve Endonezya Cumhuriyetine istiklâl veren anlaşmayı bugün Batavyada tasdik etmiştir.
Geçici Parlâmento, Endonezya teşkilâtı esasiyeaini merasimle tasdik etmiştir. Holândn, ıdart salâhiyeti, 27 aralık gününde. Endonczyaya devredecektir.
Federal Endonezya Cumhuriyetine mensup vatandaşlar arasında tanı bir 'müsavat hakkı tanınacaktır. Din ve söz hürriyeti, bu Cumhuriyet vatandaşlarının malik olacakları imtiyazlar arasındadır.
11 i n(l içi n 1 meselesi
Londra , 1-1 A.A. (Lps) — Liberal Manchester Guardian gazetesi bu sabahki başyazısında HoHandahlarm Endonezya'yı tahliye kararı vermiş olmaları gibi Fransa'nın da Çin Hin-dlstanmı boşaltmak kararını vermesinin şimdilik iınkân dahilinde olmadığı-1 uı belirtmektedir.
IKİNCÎ SAYFADA
Papagos, bir Yunan
(De Gaulle) ti mü olacak?
Selim Sabit
ÜÇÜNCÜ SAYFADA İşsizliğe yol açmıyalım
DÖRDÜNCÜ SAYFAM
Günler geçerken: Sefertasına dönüş Refik Halid Karay
( İNCÎ SAYFADA
Bir yağmur yüzünden (Hikâye) ismet Bozdağ İstatistiklere göre Türkiyede mahkeme faaliyeti gün geçtikçe artıyor
Haşan Sosyal
40 bin yabancı turist talebe Türkiyeye gelecek
Milli Talebe Federasyonu turistik teşebbüslere girişti
Türkiye Milli Talebe Federasyonu, talebeler arasında turistik faaliyeti teşvik ve tanzim için bir Turizm Bürosu kurmuştur. Şimdiden 40.000 ecnebi talebenin ilkbahar ve yaz aylarında Türkiyeyi ziyareti temin edilmiştir. Hükümetimizin müsaadesi alındığı takdirde mübadele esasına dayanarak Türk talebelerinin de yabancı memleketlerde tetkik seyahat* lerl yapmaları kabil olacaktır.
Unesco, Türkiye Bilim Şubesi bugün açılıyor
Unesco’nun Türkiye Bilim Şubesi bugün Teknik Üniversitede yapılacak olan bir törenle açılacaktır. Unosco’run Türkiye kolu. Kahire teşkilâtına bağlı olarak çalışacaktır. Bugünkü merasimde bulunmak üzere Teşkilâtın Kahire mümessili, Norveçli Matematik Profesörü Cari Borch şehrimize gelmiştir.
tJl-
Kıbrıs Türkleri için yapılan toplantı
Kıbrıs adasının plebisit yoliyle ne rafa verileceği yolunda Rum Ortodoks
kilisesi tarafından yapılan teklifi protesto etmek gayesiyle dün Türk Gençlik Teşkilâtı tarafından Eminönü HaJkevmda bir toplantı tertip edilmiştir. Toplantıda söz alan gençler, Kibrisin Türk olduğunu ve daima Türk kalacağını belirt inişlerdir.
Şakir Paşanın hâtırası anıldı
Tıp Fakültesinin eski Hocalarından merhum Şakir Paşanın, doğumunun 100 üncü ve Ölümünün 40 mcı yıldönümünü anmak için dün Tıp Tarihi Enstitüsünde bir tören tertip edilmiştir. Toplantıda söz alan hatipler merhumun şahsiyetini ve tıbba olan hizmetlerini belirtmişlerdir.
C. H. P. 11 Kongresi
Ç.H.P. 11 Kongresinin 24 aralık günü yapılacağı bildirilmişti. Öğrendiğimize göre bu tarih biraz daha İleri alınacaktır. Diğer taraftan Parti Müfettişi 23 aralık Cuma günü Eminoun Halkevinde partisi mensuplarlylc etraflı bir konuşma yapacaktır. C.H.P. mahafilinde bu konfçrans büyük bir alâka ile beklenmektedir.
Teknik Kitaplar Sergisi
Fransız Kültür Heyeti, tarafından İt aralık cuma günü İstanbul Teknik Üniversitesinde bir hafta müddetle "Teknik Kitaplar Sergisi,, açılacaktır. Sergi her gün saat 9-17 arasında gezilebilecektir. Glrig serbesttir.
Ucuz erzak dağıtımı
Emniyet memurlarına uzun vâoe ile erzak vermek İçin. Polis Yardım Sandığı tarafından girişilen teşebbüsler müspet netice vermiştir. İlk parti erzak, bugünlerde alınış fiutino emniyet mensuplarına dağıtılacaktır.


-A
Bir Amerikan firması Üsküdara köprü yapmak istiyor (Gnzotelordcn)
Eh!.. Şu kopru sayesinde
Uskudara geçebilirim artık...
HE ( 1
( it «* “OV- ta( . •n1
ı •\mi;4Iiiw
Mareşal Papagos, bir Yunan (De Gaulle) ii mü olacak?
YUNAN Hükümeti birçok vesilelerle, gerek Yunan Mîlletine, gerekse Birlenmiş Milletlere şu teminatı vermiştir; Harp yüzünden takyit edilmiş bulunan demokratik hürriyetler, durum müsait olur olmaz aynen geri verllecoktlr va hükümet memleketin emniyeti İle uygun düşmeei şartiylo, İcap eden husuelarda icap eden müsamahayı göstere çektir.
Asilere karşı kazanılan zaferden sonra Yunan Hükümeti sözünü tutmaya başlamıştır: Her şeyden evvel umumi seçimlerin 1950 sonesi nisanında yapılması kararlaştırılmıştır. Sonra, milli müczdelo sıralarında, hapsedilmiş olan komünistler veya komünistlerle İşbirliği yapanlar serbest bırakılmaya başlanmıştır,
Seçimlorde yine eskisi gibi aynı partiler karşı karşıya gülecekler, dir — Liberaller ile Halkçılar — vo çok muhtemeldir kİ, seçimi Halkçı (Krallık taraftarı) Çaldaris kazanacaktır.
Bununla beraber, seçim mücadelesinin henüz başlamamış bulunduğu bu günlerde ortaya çıkan bir rakibin ehemmiyotle nazarı itibara alınması lâzımdır. Mareşal Papagos şüphoslz kİ epey rey top-Uyacaktır. Mareşal, kendi namzetliğini bizzat koymuş değildir. Daima politikadan uzak kalmakta ısrar etmiş vo milli kuvvotlerln idaresini alıp zaferi tomin ettikten sonra da, memleketin savunmasını kondino yegâno gaye edinmişti. Fakat ileri gelonlerdon çoğu, memleketin yeniden geçen senelerdeki gibi feci siyasi İhtiraslara kurban olmaması için tek çare olarak, iktidarı Mareşal Papagos’a tevdi etmekten başka yol görememektedirler, Ve bu maksatla da (Mareşalin) etrafında, vaktiyle (De Gaulle) için yapılmış olduğu gibi bir grup teşkiline uğraşmaktadırlar.
Doğruyu söylemek tazını gelirse. Papagos'un etrafında "toplanma,, fikrini haklı görmek lâzımdır.
Harp sonundan beri Yunsnlsta-nı âdeta felce uğratan sayısız siyasi buhranları gözönünde tutarsak durumun kötülüğü daha açıkça meydana çıkmış olur. Papagos lehine harekete geçmeye hazırla-nanlar herhalde şu noktayı düşünmektedirler: Dahili harp bittikten ve komünist âsilerin tehdidi ortadan kalktıktan sonra, milli birliğin kurulmaya yüz tutmuş olduğu şu anda herşeyln yeniden karışmas, vo eski mücadelelerin yeniden başlaması muhakkak önlenilmeli-dir. Yunanlstanın kondlne gelebil mesi için durumda uzun müddet devam edebilecek bir İstikrarın temini do horhalde bir şart sayılmaktadır. Bu gayeyo varmak İçin ise iktidarın, horkesin muhabbet ve takdirini kazanmış olan ve aynı ra/nanda sözünü de dinletebilecek olan birine tevdi edllmosi lâzımdır, Bu noktai nazar, kendileri hakiki demokrat olarak tanınmak istiyen-ler tarafından tenkit edilerek bu şekilde kurulacak bir (yarım oto-
rite) nln günün birinde tabii olarak dlktatörlüklo neticeleneceği iddia edllmekto ve diktatörlük teessüs ottiği takdirde de hor türlü hakların yeniden ka/bodiloceğl İleri sürülmektedir.
Liberallerin Lldorl M. Vonlzelos da birkaç gün ovvol aşağı yukarı aynı şeyleri şu sözlerle İfade etmiştir:
••Bu "toplanma,, harekotl muvaffak olursa, memleket, sonu şimdiden takdiri İmkânsız bir çıkmaza girecektir. Hor şeyden evvel Yuna-nidanın diğer memlekotlrrle alâkası kesilecek vo sonra da, uzun fedakârlıklar sonunda kazanılmış olan bir milli birlik feda odilmis olacaktır.,,
M. Vonizoloe daha da İleri gide-rok: "Ordu, vazlfosino bağlılığın. İspat etmiştir. Bu İtibarla no tabii olmayan tedbirleri vo no do dahili bir harpte pay almayı artık kabul odomez,, demiştir.
Ancak şu nokta unutulmamalıdır kİ, ordunun bugün nasihate hiç İhtiyacı yoktur; çünkü ordu denince akla Mareşal Papagos gelmek tedlr, onun da hiç siyasi İhtirası olmadığı malûmdur.
Bundan başka, Mareşali daha mühim İşler beklediği unutulmamalıdır: bunu bizzat kendisi do geçen gün bir Fransız gazetecisine söylemiş ve dahili harbin sona ermiş olduğuna inanmadığım açıkça beyan etmiştir. Mareşale göre, asiler, yeniden silâhlanmış ve hazırlanmışlardır; hudutlardan İçeriye dalmak ve İç harbi yeniden canlandırmak İçin emir beklemektedirler.
Mareşal bilhassa demiştir klı
"Haklarımız şayet korunabllmiş olsaydı, İç durumda bir İstikrar kurulacaktı vo tehlikeli günlere mahsus tedbirlerin kaldırılmasında daha müsait davranmak imkân dahiline girmiş olacaktı. Fakat â-silorl cezalandırmak kabil olama dığından dolayı, Yunanistan kendini, bugün, kendi silâhlı kuvvetleri İle korumak zorunda bırakılmış-tır»n
Bu sözlerden da açıkça anlaşılıyor kİ Mareşalin, Ordu Kumandanlığını bırakmaya hiç niyeti yok-tur. Bu İtibarla Papagos'un ilorido bir Yunanistan (De Gaulle) ü olması, bugünlük, bahis mevzuu olamaz. Simdi iş, siyaset adamlarının. memleketi, sükûnet İçinde, yeniden imar edebileceklerini, ispat etmelerine kalmaktadır.
$u nokta hatırda tutulmalıdır kİ. seçim sırasında veya sonradan, ancak bir daha o müzmin hastalığı tutulur ve anarşi yeniden başlarsa, Papagos'un Is başına gotirilmosi artık bir şart halini alır, ve bu hareket o zaman İhtimal ki, Yunan millotinin ekseriyeti tarafından tasvip edilir.
İdarenin, bu şartlar altında. Pa-pağos'a tovdiinln, Doğu Akdeniz de sulhün yerleşmesini arzu eden bütün devletler tarafından da müsait karşılanacağına inanmak lâ simdir.
6ELİM 8ABİT
KISA
O
HABERLER
Amerikada bir fabrika infilâk etti
New-York 15 (YlRS) — Iowft eyaletinin Sioux City şehrinde bir et konservesi ve sucuk fabrikasında vuku bulan bir infilâk neticesinde 35 kişi ölmüştür ve 200’e yakın işçi yanmak suretiyle ağır yaralanmıştır.
İnfilâk, fabrikanın amonyak deposunun ateş almasından ileri gelmiştir. İnfilâk o kadar kuvvetli olmuştur ki, be§ katlı beton binanın cephesi tamamlyle yıkılmıştır.
Yakmşarkm müdafii: Türkiye
Paris 14 (YlRS) — Birleşik Amerika. Yakmşarkta Türkiyeye daha ehemmiyetli bir mevki bahşetmek için yardımlarını arttırmaya devam etmeye karar vermiştir.
Türkiye, Yakmşarkta, Birleşik Amerikanın menfaatlerini en iyi koruyabilecek durumdadır.
Birleşik Amenka, Yakın ve Orta-şarkta Amerikanın siyasi menfaatlerini temsil etmek için Türklyeyi seçmiş ve Türklyeyi, bu havalinin en modem ve kudretli memleketi yapmak İçin hiçbir şeyi esirgememeye karar vermiştir.
Hâşinı Ata*wi, Suriye Devlet
Reisi seçildi
Şam 14 A.A. (Afp) — Muvakkat aııayaaada tâdil teklifi projeatnln kabulünden aonra te,ril meclla devlet jetinin seçimine geçmiştir.
Hâjim Atassl, 10 çekimser. 0 muhalife kar,ı 89 oyla devlet bafkanı seçilmiştir.
H&jim Atasal cumartesi günü mec-llsto and içecektir.
Bonn hükümeti Berline taşınacak
Londra 14 (YlRS) — Federal Alman Hükümetinin muvakkat merkebinin Bonn'dan Berlin'in Bat» kesimine takınması meselesini tetkik etmek Üzere te,kil edilen komisyon, vazifesine yakında bağlıyacaktır.
Marsilyadaki Çekoslovak Konsolosluğu memurları da “Hürriyeti seçtiler"
Paris 14 (YlRS) — "France,, gazetesinin bildirdiğine göre, Mnrsllyada-kl Çekoslovak konsoloshanesine men-Bup S memur, istifa ederek, Fransız makamlarına İltica etmişlerdir.
Dünya Haberleri
Memleket Haberleri
1 Şehir Haberleri
Batı Almanya Marshall plânına dahil oluyor
Bugün imzalanacak anlaşma ile Amerika, Bonn Hükümetine senede 2 milyar marklık malzeme verecek
Berlin 14 (YlRS) — Federal Almanya Cumhuriyeti, yarın anot on sekizde harbin «onundan beri ilk anlaşmasını, Birleşik Amerika ile iııızulıyncaktir.
Bu anlaşma, Federal Almanyanın, Marshall Yardım Plânından istifadesini ■ağhyncnk, bu surotlo Birleşik Amerika gelecek nıııli yıl İçinde Batı Almnnynyn 500 bin dolar, yani 2 milyar marklık mnlzomo verecektir. Anlaşma. Birleşik Amerika namına, Alnıanyadaki Yüksek Amerikan temsilcisi Mr. Mc. Clay ve Federal Almanya Cumhuriyeti namına Dr. Adonaucr tarafından Bonn şehrinde imzalanacaktır,
Mukavele muhteviyatı, yarın. Wa-ehlngton, Berlin ve Bonn şehirlerinde, aynı zamanda açıklanacaktır.
VVashlnglon 14 (A.A.) (Usla) — Dışişleri Bakanlığı Alınan işleri Dairesi Müdürü albay Henry A. Byrondo, Av-rupnrnn müstakbel muvazenesini muhafaza etmenin en iyi şekli "Hür milletler camiasında Aiınanyanın tecridine,, son vermek olduğunu söylemiştir,
Frankfurt 14 (A.A.) (Reutor) — Bun-destnng'ın müstakil demokrat üyesi Martin Enler, dun beyanatta bulunarak Batı Almanyanın tam hâkimiyetini elde edince, diğer vazifeleri gibi memleketi ve Rntı Almnnyayı her türlü tecavüze karşı savunma vazifesini dr deruhte edeceğini bildirmiştir,
Enler, Alınan ordusunun, ancak Almanya bütün haklarını kazandığı zaman kurulabileceğini ilâve otmiştlr.
Hoflmun'ın ıniilıım beyanatı "Marshall plânı sayesinde Rus istilâ siyasetine mâni olunuyor,,
Londra, Cleveland li (YlRS, A.A„ UP.) — Avrupa İktisadi Kalkınma Programı Başkanı Paul Hoffman, dün verdiği bir demeçte, Batı Avrupıının zavunması için, «enodo hâlen 30 milyon dolar aarfedllmekte olduğunu söylemiş ve bir harp ihtimalinde bu meblâğın İki misline çıkacağını söylemiştir.
Marshall Plânının devamını Istiyen Hoffman, yardım devam ettikçe komünistlerin yaptıktan yayılma siyasetlerine mâni olmanın imkân dahiline gireceğini belirtmiş ve şunları söylemiştir:
"Batı Avrupa Kremlin tahakkümü altına girerse, Amerika Önüne geçilmez şekilde bir garnizon devlet haline gelecektir. Önümüzdeki boş seno içinde Avrupada olup biteceklerin Önümüzdeki elli sene içinde Arnertkada vuku-bulacak olaylar üzerinde mutlaka ke-1 sin bir tnslri olacaktır. Şayet Sovyet-let Birliği Batı Avrupayı işgal ederse, »avunmamız İçin masraflarımızı büyük) ölçüde arttırmaklığımız gerekecektir. Eğer Amerika bir garnizon devlet durumuna girerse, savunmamız lö milyara değil, 25, hattâ 30 milyara malola-caktır.,,
Avustralya seçimlerinin neticesi
Eski kabine istifa
derken, Komünistler
gizli teşkilât kurmaya hazırlanıyorlar
Roma 14 (YlRS) — Avustrolyadan alman haberlere göre, Başbakan Chief-ley kabinesi, bugün son toplantısını yaptıktan sonra İstifa edecek ve yeni kabineyi Liberal Parti lideri Menzles kuracaktır.
Diğer taraftan haber alındığına göre, Komünist Partisinin kanun dışı addedilmesi karşısında, Avustralya komünistleri bir toplantı yaparak, yeraltı hareketlerine girişmek üzere gizli bir
İngilterede elektrik işçileri grev halinde
Londra 14 (YlRS) — Elektrik İdare-Bİ, Londranın en büyük dört elektrik santralı İşçilerinin grev ilân etmeni ü-zerlne şehre verilen elektrik miktarının kifayetsiz olduğunu vo elektrik sarfiyatının âzami derecede tahdit e-dilmesi gerektiğini halka bildirmiştir.
Hükümet dahilinde bir Bakanlıklar-arası Komisyon, elektrik işçileri grevi ile meşgul olmaktadır. Yapılan ihtarlara rağmen grevcllorln işlerine dönmemekte ısrar etmeleri yüzünden Günoy lngiltcronln büyük bir kısmında elektrik cereyanı kesilmiştir. Bu vaziyet bilhassa fabrikalara, hastahanelero ve sinemalara tesir etmiştir.
"Almanyayı on sene işgal altında tutmalıyız*'
Washlngton 14 (AP) — Mümessiller Mecltainln Cumhuriyetçi âzlarından Jacob K. Javlts, dün Avrupa eeyabatinden dönüşünde, "Almanyanin on sene işgal altında kalması İçin plânlar yapmamız İcap eder,, demiştir.
Javlts ve diğer Üç Dış Münasebetler Jâli Komisyonu âzasının Almanyanın tekrar silâhlanmaması icap ottigri mevzuunda mutabık olduklarını belirtmiştir.
merkez tesiB etmeye karar vermişlerdir.
Londra 14 (YlRS) — Atnjatralyanın yeni başbakanı Menzles, kabinesinin iki yeni Azasım ilân etmiştir. Maliye Bakanlığını Memleket Partisi lideri Radden deruhte edecektir, Fadden 1940 senesinde Avustralya kabinesinde Maliye Bakanı bulunmaktaydı.
Ticaret ve Gümrük Bakanlığına ge-teirüen R. Haıınon, Liberal Partisi ikinci başkanı bulunmaktadır.
Belçika Kıralı için plebisit
»Brüksel 14, (AP) — MÜmesBiller Meclisinin özel bir komitesi dün, Kral Leopold’un memlekete avdeti meselesini tayin etmek üzere bir plebisit yapılmasına karar vermiştir.
Bu karar sureti Senato tarafından tasdik edilmiş olup, şimdi de Mümessiller Meclisinde müzakere edilecektir.
Kabul edildiği takdirde referandum* un, şubat ayında yapılması beklenmektedir.
Fransız Komünistleri arasında
temizlik
Paris, Berlin 14 (YİR8) — Fransız Komünist Partisi Merkez Komitesinin toplantısı hakkında “Figaro,, gazetesi şunları yazmaktadır:
“Temizlik sırası Fransız komünistlerine gelmiştir. Kremlinden aldığı e-mir üzerine toplanan Fransız Komünist Partisi Merkez Komitesi propagandaları yeter derecede semereli o1-mıyanlara, Anayasanın tahmL ettiği ( cezaların verileceğini kaı ar)açtırmıştır. Fransız Ra.ik vo Koalof’ları tâyin edilmiştir..,
Pariaten haber verildiğine göre, Fransız Komünist Partisindeki “temizlik,, devam etmektedir ve yakında tanınmış şahsiyetlerin partiden ıskat edilmeleri muhtemel addolunmaktadır.
İzmir mektubu:
Partiler seçim mücadelesi için tertiplerini alıyorlar İzmir 13 Aralık — C.H.P. İzmir Toş- Bu olay manalı olduğu kadar, C H P. kllâtı 17 aralık cumartesi akşamı İz- nln İzmir teşkilât: İçin düşundürücü-mirde Fuar Gazinosunda mükellef bir dür de... Çünkü bu grup İçinde yorulmak bilmez particiler vardır. Bu zevat D.P. il Heyetinde vazife başına geçerlerce, hem mutedil tarafları ile daha mâkul olacaklar, hem de atılgan ve çalışkanlık vasıfları ile 1950 seçimlerinde
balo hazırladı. Bu balonun mânanı yalnız bir eğlenti olmaktan ziyade, h^nı partiye hatırı sayılır bir gelir tomin etmek, hem do C.H P. nln Demokrat Partiyi hırpaladıktan aonra İzm İrde no nispette bir varlık olduğunu herkese göstnrmektir.
Bir taraftan komiteler eğlence plânları hazırlayp dururken, öto yandan da bu balonun Önemi ve mânası herkese anlatılmak isteniyor. C.H.P. tarafı kendi işleriyle böylcce meşgulken, Demokrat Partinin sarsılmış olan lzmlr-dokl bünyesini son hafta İçinde bir hayli kuvvetlendirmek yolunda yürüdüğü görülmektedir. Tahmine göre, gençlerden teşekkül eden bir grup, lznürdu D P. nln idare makinnsını eline alacaktır. tl Kongresine kadar geçecek günler içinde yeni değişmeler olmazsa. Haydar Dündar - Muhittin Er^ner - Hüsameddin Petek grupunun vilâyet heyetinde vazife simaları kuvvetli bir ihtimal dahilindedir.
C H.P. yl evvelce olduğu gibi güç duruma sokabileceklerdir. Belki, bu heyetin içındo Dr, Ekrem Hayrİ ÜstÜndağ da vazife alabilecektir.
Son hafta zarfında Dr. üstünda# ve Halim Alnnyalı gibi D.P. de hizmetleri geçmiş simaların gençlere mağlûp olarak İstifaya kalktıkları bir hakikattir. D.P. Genel Başknnının lltlmam İle bu zeval, 11 Kongresine kadar İstifalarım geri almışlardır. Fakat bu zevat. 11 Heyetinden İstifa etse dahi, parti çalışmaları içindeki yorlerinl asla drğiştlrml-yeceklorlnl temin etmektedirler Her İki partinin ileri gelenleri ile bu sabah yapmış olduğum temaslardan edindiğim İntiba bu merkezdedir.
Adnan GİLGET
Yaşar Doğu, İsveçli gi
Dün geceki İsveçlileri 5
İstanbul Güreş Kulübünün davotlylo, seçme ve çok kuvvetli bir takımla şehrimize gelen isveçli güreşçiler, son karşılaşmalarını dün akşam saat 21*don İtibaren Spor vo Sergi Sarayında yapmış-
lardır.
İlk iki intisaba kıtlarda mağlup olan İstanbul Güreş Kulübü, dün akşamki karşılaşmalara Uıkvlyoll hır rakımla çıkmış vo güreşleri 6 - 3 kazanmıştır.
İstanbul takımının muvaffakiyetini görmek için akın eden binlerce kişi iyi tedbir alınamaması ününden glçe ve kapı önlerinde çok sıkımı çekmişler ve bunlardan birçoğu da, ellerinde bilet veya dnvctlyclrrl olduğu halde geri dönmek mecburiyetinde kalmışlardır. Nitekim bu sırada bir atlı polisin altındaki beton dn çökmüş ve memur, hayvaniyle beraber enkazın İçine yuvarlanmışsa da etraftan yetişenler taralından kurtanimıtır. İtfaiye geç vakte kadar atın çıkarılması için uğraşmıştır.
51 Kil.O — MOELI.KIt — ALİ 1 ( C EL; Ali yücel tınla galip
Hakem İsveçli. Oyun iki tarafın birbirini denemesiyle başladı İkinci dakika sonumla güzel bir ayak oyuniylc hnsııunı altına abın Ali, çok teknik bir hareketle ikinci dakikanın sonunda Moellcr'in sırtını mindere getirdi.
ftT KİLO — İETTEKNON — KEMAL ÖZKAN:
Kemal Özkan tıışln galip
Hakem Türk. Birinci dakikada İsveçli, Kenmi‘1 az daha tuşa getiriyordu. Fakat bundun kurtulmasını bilen Özkan, kısa zamanda raklbj üzerinde hnkirnlyvtini kurdu vo sarmasını sararak rakibini beşinci dakikada tuşa getirdi. Fakat alâkalılar tarafından, tuş olmamıştır, İtirazı Üzerine güreşe yeniden haşlandı.
ikinci devrede Kemal fevkalâde bir ovun çıkararak Pettoraon u tekrar tuşla yendL G2 KİLO — KJOF.LİN — N( KEODİ.V ZAFEK:
Nureddln Zafer İttifakla galip
Hakem isveçli. Müsabaka Nurrddln Ze-
güreşlerde -3 yendik ferin hamlelerimle başladı. Müsabakanın İlk devresi Türk güreşçisinin hâkimiyeti altında geçti. İkinci devrede de çok hâkim güreşen Zafer, oyunun sonunda ittifakla vo sayı hesabiyle galip ilân edildi.
İÜ KİLO — ANDENBBIİG — HEliVET M EK İt. :
Andcntmrg »ayı hesabiyle galip
Hakem Türk. Oyun İki oyuncunun birbirini dcnemeslylo başladı. Müsabakanın dördüncü dakikasında Atıdcnberg'in koluna şiddetli bir kramp girdiği İçin kendisine üç dakika İçin nizami dinlenme Verildi, istirahatı takioen buşlıynn güreşin birinci devresi berabere bitti, İkinci dovredo misafir güreşçinin kolunu sakınarak oynadığı görülüyordu. Güreşin sonlarına doğru İsveçli kendine geldi ve Andenberg 2 - 1 sayı hesabiyle galip İhın edildi.
73 KİLO — BEKLİN — MİTHAT MÜFİT:
Berlin Itllfııkla galip
Hakem İsveçli. Birinci devre her iki tarafın denemesiyle berabere bitti. İkinci devrede alla düşen İsveçliyi Müfidin çok iyi sıkıştırdığı görülüyordu. Fakat devrenin İkinci kısmında altta güreşen Türk güreşçisinin nefesi kesilmişti. Neticede Berlin» İttifakla, ve «ayı hesabiyle galip geldi.
7Ö KİLO — EKKTHOF.M — CELAL ATİK:
Celâl Atik İttifakla calip
Hakem Türk, Güreş Celâl Atik'in ezici hâkimiyeti altında başladı. Ünlü Türk güreşçisi oyundan oyuna geçiyor vo rakibine çok müşkül aniar yaşatıyordu. Birinci devre Celâl Atfk'lıı galibiyetiyle bitti, İkinci devre de Celâl'in hamleleriyle başladı. Müsabakanın on İkinci daklkaaında başı minder kenarına çarpan İsveçli minderi terkettlğind(m Celâl Atik ittifakla galip geldi.
HT KİI.O — (AKL-JOIIAN IVONG — YAbAK BOÛV:
Yaşar Doğu tuşlu znllp
Hakem İsveçli. Spor Sarayını doldu-
Seyrüsefer kaideleri yakında tatbik edilecek Birkaç hafl&rlnn beri toplanmakta olan peyrüaefer komisyonu çalışmalarını bitirmiştir. Alınan kararlar arasında; otomobil ve ntoblİRİerln akşam karanlığı başlar başlamaz khıkson çalmamaları, şehir dahilindeki bütün durakların son vo kati bir revizyona tâbi tutulması, seyrüsefer memurlarının kıyafotl ve İşaret şekilleri, ile yeni yolların açılması vardır.
Bütün bu esasları İhtiva eden rapor emniyet teşkilât; tarafından da tetkik edilecek ve Vali Ankaradan döndükten sonra tatbik mevkiine konacaktır
Sirkecide otobüs izdihamı
Son altı gün İçerisinde yalnız Trakya-dnn şehir merkezine 460 tane otobüsün geldiği tesbit edilmiştir. Bllha sa. Sirkeci ve civarında izdihama sebep veren bu vasıtaların bundan böyle, tayin edilecek olan daha geniş bir ysrde durmaları kararlaştırılmıştır.
Motörlü trenlerin seferleri arttırılıyor
Devlet Domiryollnn Umum Müdürlüğü yeniden 6 motörlü tren almaya karar vermiştir. Ankara. İstanbul arasındaki motorlü trsn seferleri arttırılacak ve ayrıca Haj’darpaşa - Adapazarı arastada da bu trenler işletilecektir.
Diğer taraftan İstanbul banliyöleri a-rnsında doğru neferler tertibi de düşünülmektedir.
Tehdit mektuplarını psikopatlar mı gönderiyor?
Son günlerde şehrimizin bazı tanınmış kimselerine tehdit mektupları gönderilmekte ve bu mevzuda gazetelerde geniş ölçüde neşriyat yapılmaktadır. Vali ve Bt tediye Başkanı bu hususta şunları söylemiştir: Her zaman ve her yerde
psikopatlar mevcuttur. Bunlar, alay için keyif için böyle yollara haçvururlar. Mühim olan kimsenin burnunun kanamama-sıdır. Gazetelerin bu kabil haber-lorc sütunlarında yer vermemesini rica ederim.,,
htanbııl Üniversitesinde yeni Alman profesörleri Boründe Humbolt üniversitesi Eczacılık Enstitüsü Müdürü Profesör Saba-liuchka ve Hamburg Üniversitesi ormancılık Enstitüsü Müdürü Profesör Dr. Frank Heske, İstanbul Üniversitesinde vazife almışlardır.
İzmir D. Partisindeki ihtilâf halledildi
İzmir (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Demokrat Parti İzmir İl heyetinde mevcudiyeti kati surette tes-bit olunan ihtilâfa Genel İdare Kurulu el yokmuş ve Ankaraya davet olunan Haydar Dündar, Muhiddin Erener ve Osman Kibar Genel idare Kuruluna İzmir 11 heyeti ile aralapnda mevcut anlaşmazlıkların mahiyetini anlatmışlardır. Dört saat süren konuşmalar sonunda her iki taraf, prensiplerinden en ufak fedakârlık yapmamış, fakat 950 seçimlerini idare edecek olan Demokrat Parti yeni 11 heyetinin kongrede çoğunluk kazanacak olanlar tarafından İdare edilmesinde mutabık kalmışlardır.
İhtilâf, bilindiği gibi genç ve daha yaşlı gruptan hangisinin idare kurulunu ele alması mevzuundan çıkmış ve tunu bir izzeti nefis meselesi yapan şimdiki Başkan Ekrem Hayri ÜstÜndağ istifa etmiştir.
Bu akşam uçakla Ankaradan dönen vo Genel İdare Kurulunca dinlenen genç grup Doktor Ekrem Hayri-yl ziyaretle aradaki ihtilâfı fiilen ortadan kaldırmış oldular.
Bursa şoförlerinin toplantını şehirde bir taksi buhranı yarattı
Bursa 14 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bütün Bursa şoförleri bu akşam Halkevi salonunda toplanarak içişleri Bakanının seyrüsefer talimatnamesini incelıyecek komisyonu seçmek ve cemiyetin işlerini düzeltmek için müzakerelere başlamışlardır,
Taksi merkezlerinde yalnız birer nöbetçi araba vardır. 2,5 saatten beri şehirde şlddetlt bir taksi sıkıntısı baş-göstermiştir.
ren binlnrcc kişinin coşkun ttıahüratly-|e mindere çıkan büyük Türk güreşçla! Yaşar Doğu, rakibini eze eze on İkinci dakikada tuşa getirdi.
A6IK — AMONSSON — BEKTAS CAN*:
Antonuton tu>la galip
Hakem Türk, Müsabaka Bektaşm şiddetli hllcumlarlyle başladı. Genç Türk güreşçtai dünyaca meşhur rakibiyle âdeta oynuyordu. Fııkat müsabakanın beşinci dakikasında isveçlinin bir ovunun-dan kurtulamayan Bcktaş beşinci dakikada minder kenarında tuşa geldi.
T
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
PANORAMA
EDEBİ roman
- 15 -
BAZI ZABITA VAKALARI
Pertev’le Zlver, hemen İki üç saatten beri dir kl, İstanbul sokaklarında başıboş dolaşmakta idiler. Her ikisi de yarı çıplak, yan aç olmakla beraber dağbaşlannda kayadan kayaya zıp-lıyan (keçl yavrulan gibi hafif ve çevik adımlarla kâh yanyana gelip neşeli neşeli bir şeyler konuşarak, kâh blr^öne geçip öbürü arkada kalarak o kaldırımdan bu kaldınma sekiyorlardı. Bazan, Ziver, bir mahallebicl camekânını seyre dalarken, Pertev, halkın İçine karışıp kayboluyor ve İki arkadaş birkaç dakikalık bir ayrılmadan aonra ya bir tramvay durağında, ya herhangi bir köşe başında tekrar buluşuyordu. Ara «ıra, arkalarını bir duvara dayıyarak, sanki halkın içinde bir aradıkları varmış gibi sokaktan gelip geçenlere bakıyorlardı. Eğer bunlardan birini koltuğunun altında kocaman bir paket taşıyan yaşlı bir adam veya ihtiyar bir kadınna İkisi birden ‘‘Götürelim, beybaba,..,, yahut “Taşıyalım hanımnine ..,, nidalarlyle o geçe-tqn üstüne atılıp sırnaşıyor ve her defasında red Ue karşılanıp hiç gücenmekalzln yollarına devam ediyorlardı .
Pertev, iki üç köre dirseğiyle Ziveri dürtüp Önlerinde yürüyen veya karşı kaldırımda duran bazı kimseleri işaret etti ve Ziver, koşarak bunlara yaklaştı:
71
°— Vallahi, dün sabahtan beri ağzıma bir lokma ekmek koymadım, amca bey...
M— On kuruş verir misin, hanım teyze? Anneme ilâç alacağım.
Kimi, onu, elinin tersiyle itti; kimi, görmemezlikten gelerek yürüyüp gitti. Nihayet bir tanesi, çıkarıp ona bir beş kuruşluk uzattı. Zl-ver, koyacak yeri olmadığı için parayı avucunun içinde tutuyordu. Derken, biraz ötede bir gezici turşucuya rastladılar:
“— Hıyar mı? Biber mı?
İki tüne küçücük hıyar turşusu aldılar; birer bardak da suyundan içtiler. Ziver, şimdi boş kalan avcunu yırtık pantalonuna sürtüyordu. Pertev, ağzını hazla şapırdatarak bir uzun “ooh„ çekti ve keyfinden ne yapacağım bilemiyerele küçük arkadaşının ensesine bir tokat indirdi. Bu, sanki canı çok yanmışçasına “vay annm...” diye bir çığlık kopardı ve tabanları kaldırıp kaçıyor gibi yaptı; öbürü arkasından koşmağa başladı. Böyleco birbirlerini kovahyarak ve Emin-önü’nün tramvay, otomobil, otobüs, kamyon, a-roha kaynaşmaları içinden sıyrılıp geçerek köp-rüye geldiler. Pertev, Ziver’i, büründüğü bez ve çuha parçalarının sarkan bir diliminden yakalamış, sarsıyordu.
Ziver:
“— Çekme bee, üstümü başımı yırtacaksın... diyordu.
“— Ulan, neyi yırtaeakmışım? Sanki yırtılmamış bir yanın mı var ki...
Böyle söyliyen Pertev, hor halde, Ziver’den daha iyi giyimli değildi. Fakat, bunu, bir do Zl-ver’e sormalı.., Ziver. onu, şimdiye kadar rastlayıp tanıdığı insanların en kusursuzu, en akıllısı. en kuvvetlisi, en yakışıklısı olduğu kadar en şık giyinmişi bilirdi. Hoşuna gitmiyon hiçbir tarafı. beğenip imrenmediği hiçbir hail yoktu. Her 72
hususta ona benzemek arzusiyle için için yanıp tutuşurdu. Arasıra, çıplak gerdanına sarıp düğümlediği bir kirli mendil, ona, bahşişlerini veya sadakalarını aldığı nice kalantor beyefendilerin türlü renkler, türlü çiçeklerle bezenmiş - ve Allah bilir ne kadar pahalı - ipek kravatlarından daha güzel görünürdü. Hele, elleriyle bacaklarının Öyle bir kıvraklığı, öyle bir baş tutuşu, kumral perçeminin ildde bir sağ kaşının Üstüne öyle bir sarkışı vardı ki, Ziver'e, sınemu ilfuılarındn hayran hayran seyrettiği delikanlı resimleri derecesinde taklidi İmkânsız gelirdi ve Pertevin eliyle bu hırpalanışlardan, bu itilip kak dışlardan adetâ bir zevk ve iftihar duyardı.
Onun içindir kl, her tokat ve yuınıuk yiyişte, her tartaklanışta bu “çekme bee. ilme bee„ diye söylenişlerinin altından “hele, biraz daha göreyim seni, biraz daha." manası çıkıyordu. Zaten, Pertevin küçük arkadaşına karşı bu muamelelerinin sebebi herhangi bir kötülüğe, herhangi bir hınç ve Öfkoyo hamledilemez. Bu hareketler, tam tersine, onun keyifli unlarına mahsus birtakım neşe ve şetaret gösterileridir. Nitekim fazla aç.^vorgun veya mahzun olduğu zaman-Itırda. Pertev, bir kuzu gibi sakinleşir; saatlerce sessiz ve hareketsiz kalır yahut da bir duvar dibine büzülüp uykuya dalardı. O vakit, onu sarsmak, eğlendirmek, harekete getirmek vazifesi küçük Ziver'e düşerdi.
O, zaten. Perteve ilk defa olarak bundan bir kaç ay evvel, soğuk bir kış gecesinin ilerlemiş bir saatinde, Tokatlıyan lokantasının önündeki buhar menfezlerinin sıcak ıskaraları üstünde yusyuvarlak kıvrılmış yatarken rastladı ve yavaşçacık gelip yanına büzüldü idi. Bu, Zivcr’ta, tanımadığı sokak çocuklarının yanına ilk sokuluşu değildi. Gecenin bir saatinden sonra kendine sıcak bir yer de bulmuş olsa, orada yalnız 73
başına yatmaktan korkardı.
Pertev, sabaha karşı gözlerini açınca, onu, gövdesinin bütün ağırhğiyle böğrüne yaslanmış olarak bir ana koynunda gibi mışıl muşd ııyur buldu. Bir ana koynunda gibi dedik. Hıkat, bu temsil ne Pertev, ne de Ziver için hiçbir mâna ifade edemez. Zira, her ikisi de. belki, ana koy-nu nedir hiç bilmem işlerdir Buna rağmen. Pertev. böğrünün üstünde yatan bu >rabancı çocuğa karşı, gûya onu çok eskiden tanıyormuş, gûya »/«m m beri kayıp, dolaşan bir küçük kardeşiymiş de birdenbire karşısına çıkı vermiş gibi, içinde şefkat ve rikkatle karışık -ve onca şimdiye kadar meçhul- bir acayip duyguya kapılmıştı ve Zlver‘1 hafifçe dürterek:
Ulan, kalk; şimdi neredeyse polisler sökün eder, başımıza bir belâ çıkarırlar; demişti.
Ve Ziver’in hâlâ uyumakta devam ettiğini, derken alacakaranlıkta Galatasaray karakolu köşesinden iki insan gölgesinin bulundukları tarafa doğru yürüdüğünü görünce, büsbütün telâşa düşerek, onu, sarsmağa başlamıştı. Ziver, nihayet gözlerini açmış, bir müddet şaşkın şaşkın Portev'in yüzüne bakarak:
“— Ağabey, rahat bırak bent, diye söylenmişti.
“— Ulan, polisler geliyor, haydi kalk.
Ziver, bu “polisler geliyor,, sözü üzerine hızla davranıp kalkarken koynunun İçinden yere bir şeyler yuvarlanmış; fakat, o, bunun asla farkına varmadan yarı uyku sersemliği, yan korku ile tabanları kaldırıp bir solukta Tokatlıyan otelinin dirseğini dönmüştü. Pertev, el yorda-mlyle bu dökülen şeyleri topladı; bir kısmını koynuna tıktı ve çocuğun arkasından koştu. Ziver, bu kış sabahının bulanık aydınlığı içinde, duvar kenarlarından bir gölge gibi kayıp gidiyordu Pertev, onu. nihayet, Tarlnbaşı hl-74
zasmdakl dar sokaklardan biri içinde yakaladı.
“— Ulan, amma da ödlekmişsin. Dur, hele şu yerlere saçıp kaçtığın zımbırtılar da neymiş bakalım., dedi.
Ziver’in o vakit aklı başına gelir gibi oldu. Üstünü başını yoklayıp da birkaç saat evvel Balıkpazarındn dükkân önlerinden ve kaldırımlar arasından topladığı yiyecek kırıntılarının yerinde yeller estiğini anlayınca boynunu büküp mırıldandı:
— Senin olsun, ağabey; ben istemem.
Fakat, Pertev, bu ihsanı kabul etmedi;
— Öyle şey olmaz, paylaşırız, dedi.
Ve işte bu andan ltlbarendlr kl, her İkisi arasında, sevk ve idaresi daima Pertevdin elinde olmak üzere ortaklaşa bir geçim rejimi kurulmuş bulunuyordu.
Pertev, koca İstanbul şehrini karış karış bilirdi. Kış gecelerinde nerelerde barınılır, yaz geceleri en rahat yatılıp kalkılır ve saatine göre en verimli faaliyet merkezleri nereleridir, o, bulur, o tâyin ederdi. Semt semt bütün polis karakollarının sıkılığı veya gevşekliği hakkında da büyük tecrübesi vardı. Bazı zabıta memurlarını, hattâ komiserleri mizaçlarının bütün hususiyetleriyle şahsen tanır ve herbirlne göre tedbirlerini alırdı. Başlıca prensipl, yatıp kalktıği yerleri, daima, nafakasını tedarik için dolaştığı sahaların pek çok uzağında bulundurmaktır. Meselâ, kış gecelerini Boğazkesen civarının külhanlarında geçirmeyi pek sever; mayısın başmdanberl de nıe’va kurduğu noktalar Aksaray’la Yenikapı arasındaki ıssız yangın viranelikleridir. Buralarda onu hiç kimseler tanımaz. tanıyanlar varsa hür» hiçbir kötülüğünü görmemişleri
“ 75
I AsL VMtââğl 1((A4 4
I —■ ■■ ■ ■
15 Arajık 1949
YENÎ İSTANBUL
Sayfa 5





GÜNÜN

İRK AÇ giln evvel İstanbul mensucat sanayii işçilerinden 38 bin kişinin işsizlik tehlikesine düştüğünü gazetelerimiz haber verdi. Bunun piyasada ihtiyaçtan fazla mal olma sından ileri geldiği bildiriliyor ve işsizliğin hususi sanayii tehdit ettiği, devlet sektörünün bundan müteessir olmadığı da ilâve ediliyordu. Biz bu hâdiseyi birkaç cepheden ehemmiyetli buluruz ve onu halletmek için süratli ve radikal tedbirlerin alınmasını zaruri görürüz.
Hâdisenin ehemmiyeti birinci derecede olarak, bu harp sonunda Avrupa ve Amerika memleketlerinde gittikçe ilerlediği istatistiklerden görülen ve anlaşılan işsizliğin memleketimizde ilk defa olarak mevcudiyetinden bahsedllmesindedir.
Yine gazetelere akseden ve tek-okınmayan rakamlara göre, Dev-mensucat fabrikalarının stoklan-yekûnu 80 milyon liralık kadar-Eğer hakikatte bundan da fazla
Bildiğimize göre, işsizliklerin çıkış sebepleri, hakkında kaç türlü izah tarzı olursa olsun, bunun esaslı bir sebebinin yeni istihsallere gitmenin imkânsızlığında olduğu muhakkaktır. Bu imkânsızlık ise ya mevcut stokların fazlalığından veyahut daralan milli gelirden dolayı milli tasarrufa ve dolayısiyle yeni işletmelere normal sermayelerin tahsis edilememesinden ileri gelir. Bizde bu iki âmilden müstacel olarak tesir eden birincisi, yani stokların fazlalığıdır.
MENSUCAT stoklarımızın fazlalığı bugün artık bir sır olmaktan çıkmıştır. Yalnız, burada dikkati çeken nokta bu stokla-irın gümrüklerden ziyade, bilhassa Devlet sanayiinde toplanmış olması-[dır. rip [let ^nın ‘dır.
değilse
işte parmağımızı üzerine koyacağımız ehemmiyetli yarayı biz* burada »görüyoruz. Bu stoklar nasıl toplanmıştır T Sebepler aranıp bulunmadan, ne mevzuu hakkivle anlamak kabil, ne de beklenen âcil tedbirleri bulmak mümkün olur.
Bu stokların toplanması tâ harp yıllarından başlar, o zamandan beri de bugüne kadar sürüklenip gelmektedir. Hatırlandığı gibi, harp yıllarında her eşya fiyatı gibi mensucat fiatleri de artmıştı. Fakat, mensucat fiatleri bilhassa devlet fabrikalarının üstüste yığılan ve büyük yekûnlar tutan İçtimai masraflarla, kısmen Zonguldak kömür açığını kapamak, kısmen de gelecekteki harp sonu muhtemel fiyat stoklarını karşılamak üzere ayrılan fevkalâde ihtiyatlardan dolayı ayrıca artmıştır. Dış memleketlerden daha ucuza mensucat getirerek bunlarla mevcutlan harman etmek ve böylece halkın satın alma gücü seciyelerine inmek gayesiyle, dış memleketlere mubayaa ekipleri gönderilmiş, büyücek miktarlarda mal celbedilmişti. işte, bir taraftan bunların bugün hâlâ satılmayan kısınılan, bir taraftan da o zamandan beri imal edilip satılamıyanlar bîr a-raya toplanarak mevcut stokları vü-

I
4

EKONOMİK
cüda getirmiştir zannediyoruz. Zaman zaman ve hattâ yine şu son günlerde başvurulacağı işitilen yüzde mahdut nispetlerdeki fiyat indirmelerine rağmen. esasen hayli düşen halk satın alma gücüne İntibaksızlıktan dolayı duran stokların sihirli surette birdenbire eriyeceğini ummak bir hayale kapılmaktan başka bir şey olmıyacaktır.
İZ bu hâdisenin ikinci derecede ehemmiyetini işsizlik tehlikesinin yalnız hususi sanayide baş göstermesinde, devlet fabrikalarının bundan müteessir olmamasında görmekteyiz. Bunun bir izahını yapmak da pek güç olmasa gerektir. O izah şöyle olabilir ki. herhangi bir iktisadi buhran karşısında hesaba dayanan ve sermayesi elden kaçtıkça onun acısını şiddetle duyan hususi teşebbüs tedbirini hemen işini daraltmakta bulmaktadır. Bu. dünyanın her yerinde yürüyen bir kaidedir. Yine dünyanın her yerinde yürüyen bir diğer kaide de, devletin buhranlara karşı dayanma kabiliyetinin çok daha fazla olmasıdır. Lâkin, bu demek değildir kl, buhranın tesiri er veya geç görülmesin. Buhran, Devlet teşebbüslerine de tesir edecektir. Lâkin, belki biraz daha sonra ve belki dc çifte faiziyle beraber. o
NİHAYET, hâdisenin üçüncü e-hemmiyetli noktası gösterilen çare ve tedbirde görülüyor. Haber alındığına göre, hususi teşebbüslere şöyle bir teklifte bulunulmuştur. Fabrikalarınızı kapamayın, İşçileriniz yine çalışmakta devam etsin. Fakat, eskisi gibi 8 değil, 5 saat. Bu suretle hususi sanayiin bacaları tütmekte. istihsaller mahdut da olsa yapılmakta ve bilhassa işçiler ücretlerinin bir kısmını almakta devam edeceklerdir. Gerçi, bu neviden çare ve tedbirlere Batı memleketlerinde de başvurulmamış değildir. Fakat pek müstesna hallerde böyle olmuştur, önde açık ve emin bir istikbal olduğu konjonktürün süratli geçen kısa dalgaları karşısında hal usulleri daima ortaya miştir. Ancak, bizim karşısında bulunduğumuz durum böylesi değildir. Bugünkü halk satın alma gücünün mevcut geniş stoklan süratle eritme yetkisine malik olup anlaşamamasından re septik nazarla kendini alamıyor.
FIKR1M1ZCE paliatif ve bir kökünden hal Biz böyle bir
Nihayet, i
lıemmiyetli
takdirde, nenden bu türlü atılagel-
olmadığının kolay dolayı, bu usulle-bakmaktan
insan
Almonyodaki hususî muhabirimiz Rechenberg bildiriyor J
Almanyanın istihsal kudreti
ve yabancı sermaye
Ecnebi sermayenin iştirak şekilleri hakkında Dr. Hjalmar Schacht’ın düşündükleri
İkinci Dünya Harbinir. sonundan iki sene geçtikten sonra mağlûp Alman-yanın tâbi olacağı iktisadi muamele tâyin edilmiş gibi görünüyor Almanya-nın istihsal kuvvetini, Avrupanın kalkınması emrinde yapılan projeler manzumesine tekrar katmak için gayretler sarfediInıeve başlanmıştır.
Bu son iki buçuk sene içinde Marshall Plânının yardınriyle Batı Almanya halkı için bir iaşe esâsı bulunmuştur. Ancak Batı Almanyanın İstihsal kudretini canlandırmak ve sürüm du-r&khklarına, işsizlik vesalr buhran’a-ra meydan vermemek üzere Almanya bünyesine, ecnebi sermaye kanı aşılamak lâzımdır. İşin fasılasız devamı ancak bu suretle sağlanabilir.
Her ne kadar, ccebı sermayenin Batı Almanyava nasıl girip kullanılacağı hakkında işgal kuvvetlerince verilmiş bir karar yoksa da yakın bir gelecekte. ecnebi sermayelerin Batı Alnıan-yanın imdadına yetişeceği resmi nıe-hafilde kuvvetle ümit ediliyor. Vâkıa Amerika Yüksek Komiseri Mc Clay ecnebi sermayeler hususunda aşırı ü-mitlerin beslenmemesini ihtar etmiştir. Ancak aylardanberi Şimali Amerika, Fransa ve İsviçre malî grupları, vaziyeti dikkatle takip ediyorlar. Teklif edilecek envestmanlar, finansmanlar uzun vadeli olacaktır
Eski Reichsbank Reisi Dr. Hjalmar Schacht, Almanyayı iktisadi bir kalkınmaya götürecek şartlan §ı. suretle telhis etmiştir:.

yapılacak muvakkat müdahale
şey. nevi-olmama-ve fas-hal ve
den lı. dâvayı letmelidir. fasıl ameliyesini mevcut olduğu bildi-
rilen stokların fiyatlarını halkın satın alma gücü seviyesine kadar indirmek ve böylece o stoklan eritmekte buluruz. Ama bunun için maliyetten de a-şağı inmek lâzım gelecekmiş. Bunu dahi, üstüste binen faizlerle stok değerinin büsbütün yaklaşılmaz derecelerde yükselmesine nazaran, milli iktisat bakımından, çok daha ehven bulmaktayız. ★
HAREKETLERİ
Özel teşebbüs müstahdemleri
İçin hazırlanan kanun
tasarısı
Beyaz peynir ihracına
neden müsaade edilmiyor ?
1. Bir mâkul barış muahedesi imzalanması,
2. Her türlü tâmirat ve tazminattan vazgeçilmesi,
3. Almanyanın iktisadi hâkimiyetinin tekrar iade edilmesi.
Resmi Almanya ve yabancı memleketlerin. Dr. Schacht’ın fikriyle harekete geçmıyeceği tabii olmakla beraber. 70 inci hayat yılına basmış çok tecrübeli bir adamın sözü elbet te gözö-nünde tutulacaktır Bilgisinin hamulesiyle hürmet celbeden ve ıııa'l tecrübesine kalem kudretini de katan bu zatı ne diktatör, ne de harp sonrası demokrasisi sustıırabılnıiştir
Schacht, beraat edip d** hapisten çıktığı vakit. 1923-1924 sonelerinde kendi şalisi teşebbüsüyle stabilize edilen eski Mark idi. Fakat ne de işgal 'etek para
kanının mütalâasını sormaya görmemişlerdir. Schachl'ın mevkii Bıs-mark’ın azlinden sonraki mevkiini andırıyor. İhtiyar prensin inziva köşesinden gelen sözü, bir meşale gibi gidilecek yolu aydınlatırdı. İktisadiyat sahasında Schacht buna benzer bir İhtiram pâyesine varmıştır.
Schacht herşeyden evvel Almanya ekonomik bünyesinin ecnebi kapital ile takviye edilmesini ısrarla ta’.ep ediyor. Bunun bir zaruret olduğu ergeç anlaşılacaktır.
İzmir 14 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — İzmir Bölgesi Sanayi Birliği idare Kurulu, yaptığı toplantıda, fikren çalışan müstahdemlere tatbik edilmek üzere Çalışma Bakaiığınca hazırlanan “Özel Teşebbüs Müstahdemleri Hakkındaki Kanun Tasarısı,, nı tetkik etmiş ve bir komisyon ayırmıştır. Bu komisyon, incelemelerini en sn
günlcrde ikmal edecektir.
Aydın kooperatiflerinde
Birlik fikri
kı-
tedavülden kalkmak üzere ne Alman resmi mercileri, makamları, yeni ihdas edi-için eski Reîchsbank baş-lüzum
kuvvetleniyor
Aydın 14 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Özüm, İncir, pamuk ve zeytinyağı olmak üzere dört birliğe ayrılmış olan Kooperatifler Birliği Ortakları arasında iki gündenberi bazı temaslar yapıldığı dikkati çekiyor.
incir Kooperatifleri Birliği ortaklarının da önümüzdeki umumi heyet toplantısında diğer 3 birlikle beraber tekrar bir birlik çatısı altında toplanma karam vermek n söyleniyor.
Buna sebep.
İncir İşletmesi
göstermeyip boş bulunduğu halde, ayni müstahsile ait bu İşletme binasında pamukların çırçırlanmasına incir Birliğinin müsaade etmesidir.

arzusunda bulundukla-
«Ortakları bucağında bu mevsimde faaliyet
Bu sene ekim durumunun iyi olduğu söyleniyor
Bu yıl bilhassa hububat ekiminin geçen yıla nispetle fazla olduğu bildiriliyor.
DÜNYA
Belçika ve Fransadan kendir piyasa haberleri
Brüksel 14 (Comtel) — Belçikanın Courtrai mıntakasındaki kendir müstahsilleri fazla istihsal yüzünden mahsullerini maliyetten aşağı fiyatlarla satmak mecburiyetinde kaldıklarından işlerine son vermişlerdir.
Yüksek kalitede taranmış kendirin miktarı azdır. Düşük kalitede ketenler ise endüstri için elverişli değildir. Bundan başka müstahsiller, memleket dahilinde fiyatlarşn harice nisbetle çok daha düşük olduğunu görmüşlerdir Danimarkada keten fiyatlarındaki yükseklik buna misal olarak gösterilmekte ve Belçika kendir sanayi mahfillerinin dikkatini çekmektedir.
İşlerini bırakmış olan kendir müstahsilleri, dış memleketlerdeki fi-

HABERLERİ
yatlarla yakında bir muvazene kurulabileceğini ummaktadırlar Kendir iplikçilerine göre Ingiltere-ye yapılan satışlar artmıştır.
Bu arada, Fransadan bildirildiğine göre, Fransız kendir müstahsilleri geniç miktarda taranmış kendiri ellerinde bulundurmakta ve bunları pek güç satabilmektedirler. Calva-dos ve Pas-de-Calais mıntıkasındaki mahsulün hemen hepsi olduğu gibi durmaktadır.
Hollandada da, kendir satışları daralmıştır. Burada ise fiyatlar diğer yerlerdeklne nisbeten yüksektir.
Vıınanistanda bir |>etrol tasfiyehanesi kuruluyor
Atina 14 (Comtel) — Avrupa İktisadi İşbirliği Komitesi, Yunanistan-da bir petrol tasfiyehanesi tesisine muvafakate etmiş ve iş eksiltmeye konmuştur. Merkez İkraz Komite-
since tesbit olunan şartlara göre, bu tasfiyehanenin kurulması için 24 aralığa kadar yapılacak teklifler kabuj olunacaktır. Şimdiden takarrür eden esaslar şunlardır:
A) Günlük kapasite 10 bin fıçı o-lacaktır.
B) Ham petrolden; motör gazolin, kreosin, Diesel yağı, mahrukat petrolü çıkarılacaktır.
Tasfiyede, Orta-Doğu petrolünün kullanılması tercih edilecektir.
Aıııerikada gıda maddeleri fiatleri dürüyor

New-York, 14 (Comtel) — Gıda maddelerinin toptan fiyat indeksi biraz düşerek, 6 aralıkta 5.76 dolara inmiştir. Bir hafta evvel bu indeks 5.79 dolardı. Geçen sene ise aynı indeks 6.53 dolardı.
Son zamanlarda beyaz peynirin istihlâkinin azaldığını ileriye sürerek ellerindeki peynir stoklarının ihraç e-dilmesine müsaade olunması için peynirciler Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına başvurmağa başlamışalrdır.
Öğrendiğimize göre alâkadarlar tarafından bu talep haklı karşılanmamış bulunmaktadır. Çünkü bugün peynircilerin elinde bulunan stokların satıla-mamasının sebebi satış fiatlerinln yüksek tutulmuş olmasındandır. Nete-kim hâlâ buzhanelerde bulunan peynirlerin tenekesi, tüccara cinslerine göre 25 - 30 lira arasında malolmuş-tur. Bunlar bu peynirlerini toptan o-larak 40 liraya satmaktadırlar. Yâni kilosu 180 kuruşa tüccara malolmuş olan bir peyniri perakendecilere (235)e satmakta ve perakendeciler de bunu (280) kuruşa kadar satmaktadırlar. Bu suretle peynir tüccarları beher ki-
-- - ı— _ n-_-| T
loda 45-55 kuruş kazanmak istediklerinden fiyatlar yükselmekte ve bu yüzden de istihlâk azalmaktadır. Bu suretle peynir, az gelirli vatandaşların gıdası olmaktan çıkarak lüks bir gıda maddesi haline gelmiş bulunmaktadır. Esasen ihracına müsaade olunduğu takdirde dahi peynircilerin dahili İstihlâkteki fiyatlarla dışardan müşteri bulmaları da meşkûktür. Zira havaların müsait gitmesi yüzünden önümüzdeki istihsal mevsimini çabuk idrak etmek durumuna kavuşmuş olan Holânda» İsviçre gibi peynir ihracatçısı memleketlerin ucuz fiyatları karşısında bizim pahalı peynirlerimizin nl tutabileceği şüphelidir.
Bu dururn karşısında, iç peynirin pahalılaşmasına
vermemek için, peynir ihracatının uygun görülmediği anlaşılmaktadır.
kendileri -
piyasada meydan
Ticaret - Telgraf
(Comtel) Servisimiz
Yeni İstanbul, İktisat Servisi için İngiliz Reuter Ajan-siyle bir anlaşma yapmış ve bu ajansın Ticaret-Telgraf Servisinin Türkiyedeki neşir hakkını temin eylemiştir. Bu sayfalarda bundan böyle (Comtel) işaretli hususî telgraflarımızı okuyucularımızın istifade ile karşılıyacak-larııu ümit ediyoruz.
EĞEDE SULAMA
Manisa ve Aydında ümitli çalışmalar var
Manisa 14 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Marmara gölü sularından faydalanılarak vücuda getirilecek büyü sulama barajı ve hidroelektrik santralı etütleri tamamlandı. Şimdi, yeraltı sularının sulama işlerinde kullanılıp kullanılamıyacağı ve sulanacak mahsule zararlı olup olmıyacağı inceleniyor. Burada kurulacak elektrik santralından köyleri ve ilçeleriyle birlikte bütün Manisa vilâyeti faydalanacak, sulamadan sonra burada pamuk istih-salâtınm on misli artacağı hesaplanıyor.
Yarın fabrikatörler Ticaret Odasında toplanacak
Sanayi Bankası teşkili hakkında görüşmeler olacak
Şehrimizdeki fabrikatörler, yarın Ticaret Odası salonunda ikinci bir toplantı daha yapacaklardır. Evvelce de yazdığımız gibi, geçen cuma günü Ticaret Odasında, fabrikatörleri alâkadar eden birkaç mevzu etrafında toplantı olmuştu. Bu arada, endüstri sahasında hususi teşebbüsleri desteklemek, hususî saaylin muhtaç olduğu krediyi temin etmek için bir Sanayi Bankasının kurulmasına karar verilmiş, Bankanın esaslarını hazırlamak için de bir komite kurulmuştu.
Yarınki fabrikatörler toplantısında Komitenin Sanayi Bankası hazırladığı rapor etrafında ler cereyan edecektir.
Geçen haftaki toplantıda,
gisinln tatbikatı bakımından, sanayide amortisman nispetlerini tetkik etmek üzere bir komite toplanmıştı. Yarınki toplantıda bu komitenin de raporu okunacaktır.
hakkında müzakere-
Gelir ver-
GELİRİN ÇEŞİDİ
Fazlası
Eksiği
Fazlası
264.004
408.278
-
i
6:S59.764
50.573.065
1.143.248.100
1.099 534 709
36.125.280
91.643.964
9.704.803
9.075.897
346.832
23.718.120
396.019
34.210.798
46729
17 297 851
49.187
10.102.678
1949
Tahvilâtı
1948
Tahsilâtı
Bütçe tahminlerine nazaran
6
7
8
1.087 -29.416
1.143 248.100
TOPLAM
I
2
3
4
5
412.631.260
393.134.701
64 092.585
140.245.279
16.585.022
9.089.172
442.748
51 508.649
396.019
34 210 798
422.772.031 470.319.214 68.002987 130.540 476 7.509.125
9 497.450
Maliye Bakanlığından (1949 Kasım ayı tahsilat durumu)
Geçen sene İle mukayesesi «Kasım ayı sonu itibariyle)
Tahsili hızım gelen
Tahsil edilen
Ekıılği

rat ve Servet Vergileri Muamele ve istihlâk ver Tedavül ver. ve harçlar Tekel Gelirleri Devlet malları gelirleri Devletçe idare edilen kurumlar gelirleri Genel Kurumlar ve şirketler gelirlerinden devlet payı Çeşitli gelirler ve cezalar
| 14/XII/1949 Çarşamba
isteklerin bir 1lerle-
tiftik ve sene, elde
Borsalarda Vaziyet
İstanbul:
Ticaret Borsasmda fındık satışları düne nisbetle daha hararetli bir devreye girmiştir. Yeni alıcılar arasında, İsveç firmalarından başka. Fransızlar da bulunmaktadır. Bu suretle dış piyasalardan genişlemesi, iç fındık fiyatında me kaydetmiştir.
Dokuma ham maddelerinden keçi kılı fiyatları sağlamdır. Bu
istok kalmıyacagındon bahsedilmektedir.
Nebati yağlarda umumiyet itibariyle fiyat gerilemesi devam etmektedir. Dün Gemlik birinci zetlnyağında iki kuruş kadar gerileme olmuştur, yağlı tohumlar grupunda, İzmit malı keten tohımılan üzerine 22 ton kadar muamele olmuştur. Diğerlerinde yeni bir şey yoktur,
Esham ve Tahvilât Borsasında, Devlet satışlarına olan istekler fazladır. Fakat satıcı azdır.
Altın piyasasında durgunluk hissedilmektedir..
İzmir:
Borsada üzüm fiyatlarındaki gerilemelerden sonra, dış piyasalarda siparişler başlamıştır, Bu siparişlere göre dün borsada 2100 çuval üzüm satılmıştır. Böyle olmakla beraber fiyatlarda gerileme henüz durmuş değildir.
Borsada İncir piyasası sakin bir manzara arzetmektedlr. Fiyatlar eski seviyesinde bulunmaktadır.
Adana:
Pamuk fiyatlarında ufak bir gerileme kaydedilmiştir.
100
100 100
100
100 100 100
100
100
10.140.771
77.184.513
3.910.402
112 755.007 448959.350
59 612.679
(x) 130.540476
14.363.839
9.233.446
422 772.031
470.319.214 68.002.987 (X) 130.540.476 7.509.125
9.497.450
10.017.024
,21 359.864
8.390.308

(x) Tekel idaresince ödenen miktar aynen alınmıştır.
(17452)
Menderes havzasında
Aydın 14 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Marshall Plânından ayrılacak tahsisatla Büyük Menderes havzasında sulama tesisleri ve hidroelektrik santralı yapılması kararlaşmış olduğu Aydın Valiliğine bildirildi.
Meydana getirilecek sulama tesisleri ve elektrik santralı, Büyük Menderes havzasından aşağıya doğru Küçük Menderes ilçelerini de hudutları içine alacak ve bu muazzam tesislerin masrafı senelere taksim edilmek suretiyle, bu tesislerden faydalanacak olan köylüden alınacaktır. Bu hususta Aydın Milletvekilleri tarafından bir kanun tasarısı hazırlanmış ve tasarıda bu tesislerin Aydın ve İzmir illerinin ve bütün kooperatif ortaklarının hissedar olacakları bir anonim şirkete idare ettirilmesi teklif olunmuştur.
Manisa üzümcüleri endişede
Manisa 14 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Manisa bağcıları Ankaraya bir heyet göndererek In-gillzlere Karabük Fabrikası taksit partisiyle Üzüm satışının ve bugünkü fiatlerin tutulmasının teminini istemeyi kararlaştırdılar.
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
KAMBİYO
İstanbul Borsası
1 Sterlin ....
Dolar .......
Fr. Frangı
İsviçre Fr. . Öelç. Fr.
İsveç Kr. ... Florin ......
Lîrel ......
Drahmi
Escoudon
Açılış
7.87
282.25
0.8ü 64.03
5.60
(3.68,40
0.44 128
0.01.876
9.73.90
Altınlar
Külçe Yerli Gr.
Külçe Degmuıa •• Cumhuriyet Reşat ..........
Ham i t .....
Gulden 9999999^
Ingiliz .....
Napoleon III. tsvlçre .....

Bugün
Lira
6.25
6.35
42.70
44.90
42.60
10.90
57.—
43.—
42 50
Kapanış
7.87
282.25
0.80
64.03
5.00
73.68.40
0,44.128
U.Ü1.87O
9.73.90
Eski kur
Lira
6.25
6.35
42 50
45.—
42.50
41.20
57.10
43.50
42.80
Nevr-York’ta:
onsu: | 35
Gümüş, Platin
En aşağı En yukarı
ESHAM VE TAHVİLÂT
Devlet Tahvilleri
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
Gümüş Gr Plfttin
10.-
Zürich Borsası (Serbest)
Türk lirası.....
Dolar .........
Sterlin .....
Fransız Frangı
İsviçre Frangı
En aşağı
0,75
4.28
10.25
1.07
%5 %5 re5
%5 %4
%6 %6 %0 %6
%6 (rtü %7 %7 %7
%7 %7 %7 %7
•7
Ikramiyelı tahvillor
1933 Ergani 1938 İkramiyen Milli Müdafaa 1. 194i Demiryolu IV 1941 Demiryolu V 1/2 1949 Ikrıımİveli
Ölçerleri 1911 Demiryolu
L İL İLL
1948 istikrazı 1918 Millî Müdafaa
1949
1934 1934 1941 1941 1941 Mili)
u
•9
Kalkınma
•9
•f
••99999
9
VL
L
IL
I
t.
• •
Slvaa-Erzurum
Demiryolu
Müdafaa
• •

••••
••• •
• •• •
I. u-vu. L
İL O.L.
L
11. III.
o
9
Kapanış
23.50
20.50
100.25
99 85
95.70
95.50
ci. 7ü
96.75
97.35
97.75
96.80
98.25
19.65
06.00
20.60
19.85
19.75
20.85
21.20
20.40
20.40
19.86
(•>
23.60
20.50
100 25
99 90
95.70
95.50
U6.75
9675
96.90
97.-
96.85
98.25
19.60
c6.40
20.74
19.85
20.95
20.46
20.-
20.40
20.40
19.86
%7 ’• VL 20.85 20.90
Şirket Tahvilleri
Anadolu D.Y Tertip A/B. 106.- 107.-
ft M *’ C. . —
•• %6U 48.- 64
° MUmes. Senet 68 50 69.50
irket Hisse Senetleri
11.-
En yukarı
0.90
4.30
10.45
ı m
T. C. Merkez Bunknsı. 118 W 118.50
Türkiye Iş Bankası 24.hû 25.-
Türk Ticaret Bankası .... 5.— 5.10
Arslan Çimento 16.— 16.30
Sark Doğirmencllk 23.25 23.60
Millî Reasürans
Ecnebi Tahville?
Mısır Kredi fnnplvr 1903 —
IHII j» •
Bugün
rtububai
Buğday Yumuşak ••99999999999 Buğday Sert...................
Arpo Biralık • •••••• »••••99999 Arpı* yemlik (dökmo) •••• Mum (San)
Fosulyo tombul ...............
.•’asıılvs Çalı nert .........
Kuşyoml ......................
Mercimek (Kırmızı kabuklu Mercimek Yeşil ...............
Nohut aıra ..................
Yağlı tohumları
Ayçiçeği tohumu .........
Kctentnhumu »•••••••«99 Kendlrtohumu ............
Suaam ..................
Yor fıstığı kabuklu
t
K«ım Mcyvular
Fındık (kabuklu sivri) .. Fındık (Iç tombul) 9999999 Ceviz (kabuklu) .
Ceviz (İç natllrel)
9
Dukııma Hum Maddeleriı Tiftik ana mnl ..........
Tiftik İnce mal .........
Yapak Anadolu (Kırkım)
İlanı derileri
Siğu aalutnura Kilosu ( Keçi tuzlu kuru kilonu Koyun tuzlu kuru Mezbaha sığır vaş
Nebatı yağları
Zeytinyağı (Ekstra Ayçiçeği Rafine Fındık yağı
JEakl kapanış
Bugün
31.35
31.23
• •99
I • •• • kilosu KJİOSU
ekstra

25.05
24.20
34—
45.—
34.—
57.—
22.10
36.20
42—
37—
83.20
77.—
60 —
140 —
45—
150
260.—
195.—
145— 200— 150.— 120.—
255—
ı.mı —
25.30
24—
38.—
41.50
36—
55—
35—
43.—
38.—
81—
02 20
136.20
50—
270—
—932
130— 215—
255 —
Üzüm çeidrdeKfllz No. 9 incir A serisi No. 8
° B
Pamuk
Pamuk
Pamukyağı (rafine) Pamuk çekirdeği ..
aerİBİ No. 108 Akala L
Akala El.
62.50
53—
43.— 234— 224— 157—
16.50
Adana Ticaret Borsast
Pamuk Akala Eka Ekstra ,, Akala I .............
,, az yağmur yemiş.. „ yeril makine parlağı
205
179/195 160/175
140.—
Eskişehiı Ticaret Borsası
Buğday yumuşak
Buğday sert
32.50
85.—
Karaağaç Mezbahasının perişan durumu
Vali ve Belediye Başkanı dün yanında alâkalı zevat olduğu halde Karaağaç mezbahasını tetkik etmiştir. Vali, mezbahanın bilhassa pay- yerini çol: perişan bulmuş, yerlerin çamurlu olmasından dolayı hayvanların perişan olduklarını ve uzun müddet beklemeleri yüzünden kilo kaybettiklerini tesbit etmiştir, ranın ıslahını istedikten sonra celeplerle konuşarak onların dinlemiştir.
ValI bu-kasap ve dertlerini
Pazar satıcılarım kontrol için yeni bir usul
Dün. memleketimizde pazar, satıcıları ilk defa olarak bir tArtı kontroluna tAM tutulmuşlardır.
Alemdar nahiye müdürü yanına bir komiser üc iki zAbıta memurunu da alarak Sultanahmet çarşamba pazarı ne gitmiş ve derhal tosla ettiğt bir ile. esnafın terazilerinden şüphe vatandaşların arzusu üxerlne alınan ların tartı kontrolünü yaptırmıştır.
Nahiye müdürü Remzi Glray’ın bu kontrol usulü halk tarafından çok iyi karşılanmış ve vatandaşlar tarafından teşvik görmüştür.
yeri* usul eden mal-
O
Yeni alınacak gemiler için toplantı
Devlet Denizyollarının Marshall Plânından göreceği yardımlarla satın alacağı gemi ve vasıtalar hakkında bugün Devlet Bakanlığında bir toplantı yapılmaktadır.
Devlet Denizyolları Umum Müdür Muavini de bu toplantıda hazır bulunmak üzere dün akşam ekspresle Ankaraya gitmiştir.
200/205
162.5/175
82.
84.-
Son kapanış
53.—
53.—
43.—
235.—
226.—
165.—
17.—
YABANCI BORSALAR
New-York Borsası
Dün Eski kur
Baâdnj (Buşoil = Bent) Sert Kış mahsulü No. X ... 263 263,
Kırmışı *’ ” No. 2 ... 288.— 235.—
Pamuk Middlkif (Libresi = Seat) A rr( 111c »« 30.22 30.24
M lir t ^99 999 999999 99999999 9999999 999 9 99 999 30.17 30.16
M ıı yıs ••• ••••••»•• 30.02 30.02
lommııı 30.01 30.01
Tiftik (Libresi = Sent) 58-60 68-60
Fındık (Libresi = Sent) Kabuklu Yeril iri 19-23.5 19-22.5
orta 17,5-21 17-21.5
Levant ÎQ ithal malı 36-37 36-37
Ekstra İri İç ithal mail 87-38 37-38
Kuru ÜKlIm (Libresi = Seat) Thompson çekirdeksiz seçme. 115-12 11.5-12
Keten tuhumu (Buşell = Dolar) MlnnöApolis 3.70-3.90 3.70-3.95
— Kalay (Llbreal - Sont) 83.— 83.—
— Levhu-tenekcd(H) libresi dolar) | 7.50 7.50
Londra Borsası
Keten tohumu (Tonu = Sterlin) Bombay 63.— 62.—
Kalküta 62.— 61.—
Yer fıstığı Hindistan «••»•••••••»•••••• 61.— 61.—
Bradford Piyasası
Tiftik tyl mal (Libresi = Peni) ... 84.- 84.-
Sıra mnlı 80.— 80.—
YUn Anadolu 18.50 18.50
»• Trakya ' ” ... — w
İskenderiye Borsası
Pamuk (Kantarı — Tailari) Ashmmınl Kum «ivafh ı* ’G 3
»VH M||, » /Hlı .• '» »• •
(•) Günllndo Borsada muamelesi tescil edilmemiş tahvilât vv eıhemıo arz vö taleplere ğörâ taayyün odon taklibi uU4u»a
I
/
yenî İstanbul
Sayfa 4
15 Arabi:
Siyasi meseleleı ve muhabir mektupları 1 EDEBİ t Y fi T 1 1 L î M SANAT TEKNİK
Kahire muhabirimiz bildiriyor
Mısır 1950
seçimlerinin heyecanı içinde
Mebus adaylarının adodi simdidon 1010 u buldu. BunİAr 1,5 milyon lira teminat yatırdılar.
Kahire — (Hususi muhabirimiz Osman H. Tat bildiriyor) :
19Ö0 seçimleri için adaylık müddeti dün akşam nihayet bulmuş vo bugünden itibaren seçim mücadelesi fiilen başlamıştır. Adaylık için yatırılan teminat akçesi 1.5 milyon lirayı geçmiş* tir. Hor aday 1,500 Türk lirası teminat yatırmak mecburiyetindedir. 1010 şahıs seçime katılmakla adaylığını ilân etmiştir. Seçim Kanununa göre, seçimde kazananı!yan aday teminat akçesini kaybeder, Bıı para hazîneye varidat kaydedilir. Seçmen adedi çok yüksek tır. Şimdiye kadar görülmemiş bir a-lâka ile seçmenler seçim listelerine isimlerini ısrarla kaydettirmektedirler. 3 ocak 1950 de yapılacak seçimler referandum mahiyetini almaktadır. Bazı bölgelerde bir mebusluk için sekiz kişi adaylığını koymuştur. Bu adet Mısır seçim tarihinde bir rekor teşkil etmektedir. Yeni Mecliste 319 sandalye bulunacaktır. Bu sandalyelerden 16 sim işgal edecek mebuslar şimdiden belli olmuştur. Bu belli olan mebuslar rakipsiz adaylardır. Mebuslukları katidır. Rakpisiz 16 mebusun parti nts-betl şudur; 8 Vcfdcl (Vefd Fırkası reisi Nahas Paşa dahildir),, 2 Sa’di, 2 Düstur!, 1 Vatani, 3 müstakil 3 ocakta verilecek oylarla 303 mebus daha seçilecektir. Vefd Fırkası Reisi seçim hakkında bir demeç vermiştir. Serbest bir seçim yapmak zaruretini belirttikten sonra demiştir ki:
— Seçim hakkı milletin en mukaddes haklarının başında gelir. Anayasamız meşruti bir seçim yapmak hakkını millete vermiştir. Gayri meşrû bir seçim, milletin hakkını gosbetmek demektir. Böyle bir seçim karşısında Vefd’in durumu açıklanmıştı. BizVefd’ çiler böyle bir seçime giremeyiz. Meşruiyet esasına dayanmayan seçimleri katiyen kabul edemeyiz.
Ssçim mücadelesinin başladığı bu günlerde matbuatta çok kuvvetli münakaşalara tesadüf edilmekledir. Başarı sağlamak için her gazete takip ettiği prensiplere göre yazılar yazmaktadır. Bütün gazetelerin müdafaa ettikleri nokta seçim serbestisinin temin edilmesidir. Bu konuya dair yabancı matbuatta tesadüf edilen yazılar, Mısır gazetelerinden bir kısmını bir hayli sinirlendirmiştir. Bu arada Times gazetesinin muhabirinin yazısı dikkati çekmiştir. Muhabir gazetesine şunu bildirmiştir: “Mısırda serbest seçim yoktur. Seçim ya polisin ya da kabadayıların tehdidi altında yapılacaktır.,,
Journal d’Egypte gazetesi kuvvetli bir lisan serbestiaı yük bir kutsiyeti
lannı feda edenlerin hatıralarını ve bu meyanda Salih Lamlum Paşanın şahadetini Heri sürerek; “Mısırda seçim serbesttir,, fikrinde ısrar ediyor. Gazete mütalâasını şöyle bitirmektedir : “1950 seçimleri tam mânasiyle serbest olacaktır. Ne polisin ve ne de kabadayıların müdahalesiyle karşılaşmıyaca-gız. Seçimde yegâne hâkim kuvvet, millet iradesinin tecellisi olacaktır. Çeşitli partilerin adaylarından yspılaca.c bu seçimin çok sert, çok heyecanlı olacağını biliyoruz. Fakat her ne olursa olsun, bitaraf Hüseyin Sırrı Paşanın kabinesi, milletin mukaddes haklarının bekçiliğini tam mânaslyie ifa edecektir.,,
kullanarak “Mısırda seçim aleyhinde yazı yazmak bü-haksızlıktır,, diyor. Seçimin uğrunla geçen seçimde kan-
Paris muhabirimiz bildiriyor
t
Fransız kabinesi buhranlı günler geçiriyor
Paris (Hususî muhabirimiz Yusuf
Mutlu bildiriyor) — Meclisteki bütçe müzakereleri sırasında Bidault kabinesi büyük gayretler sarfetmektedir. Kabine, mântaJarı adım adım aşıyor; dün eski muharipler meselesi, yarın kollektif konvansiyonlar meselesi. Bütün bunlara. Maliye Komisyonunda yapılan mücadeleleri ve devletleştirilmiş olan demiryollarının sübvansiyonu mevzuunda 20 milyonluk bir azaltma yapılacağa ilân edilmesi üzerine meydana gelen sosyal kaynaşmaları da ilâve etmelidir. Radikal grupu kollektif konvansiyonlar meselesinde hükümetle mücadele edecektir. Fakat daha başlangıcında olan bu yıpratma harbi hükümetin aksülâmelinl doğurmadan devam etmiyecektlr. Kendisine tevcih edilen hücumlar zayıflamaya başlar başlamaz hükümet de İtimat meselesini ortaya atmaya karar vermiştir. Bidault kabinesi için en kritik ânın Hakem Meclisindeki münakaşalar ve asgari ücretlerin tayini şartlarının konuşulması sırasında tahaddüs edeceği tahmin olunuyor.

Çin dahilî harbi sona ererken
FRANSA. HİNDtÇlNÎ’DE DİKKATLE BEKLİYOR
Paris hususî muhabirimiz KS bildiriyor
Şimdi bütün nazarlar hudutta dolaşan çetelerin hareket tarzına çevrilmiş bulunuyor
Paris, (Hususi muhabirimiz KS bildiriyor) — Çin dahili harbi artık son safhasına gelmiştir. Çeng-Tu şehri de milliyetçi hükümet tarafından boşaltılmış ve komünist kuvvetleri bu şehre çok yaklaşmışlardır. Kuoming-tang hükümeti, son Uticagâhı olan For-moza'ya çekilmiştir.
Eğer Amerika Hariciye Nezareti. A-merlkan askeri erkânının görüşünü benimseyerek Formoza’nın. askeri üs olarak Amerlkayı alâkalandırmadığı kararına varırsa, Amerika, adanın komünist kıtalar tarafından işgaline lakayt kalacak demektir. General Mac Art hur, Formoza’nın eskiden Japonya elinde bulunduğunu ileri sürerek burasının “tarafsızlaştırılmasını,, ısrarİB talep ettiği halde. VVnshington’dan gelen haberler. Amerikanın Formoza ile pek de alâkalanmıyacagını gösteriyor.
Milliyetçi Çin Hükümeti, Amerika-dan yardım görmezse, Formoza’da pek tutunabllcccge benzemiyor. Formoza halkı bu hükümeti tutmuyor ve milliyetçi Çin ordusunun denizde ve havada haiz oldukları hâkimiyete rağmen Formoza’ya yapılacak herhangi bir komünist ihraç hareketini* durdurabilecekleri ihtimal dahilinde görülmüyor. Kaldı kİ, milliyetçi Çin deniz ve hava kuvvetlerinin hükümete sadakati de çok şüphelidir.
Fransa, Hlndlçlniye civar olup hâlen milliyetçi Çin kuvvetlerinin elinde bulunan Kvangsl ve Kvangtung vilâyetlerindeki harekâtın İnkişafını bilhassa alâka İle takip etmektedir. Bu kuvvetler, Yünnan vilâyetine çekilmeğe çalışıyorlar. Arazisi İtibariyle müdafaaya çok müsait olan bu vilâyet, komünist taarruzlarına daha bir müddet dayanabilir. Fakat milliyetçi kuvvetlerin, Yünnan’a geçebileceği çok şüphelidir. Çünkü Kvangsi’nin batı ucundaki Tunglan, komünist kıtalar tarafından işgal edilmiş ve bu kıtalar Kvangsi’nln merkezi Nannlng’e doğru ileri hareketlerine devam etmekte


GÜNLER GEÇERKEN
“Sefertası
M
na dönüş
Musiki hayatımız
Turizm bahisleri
Neden böyle?
Turizm işlerinde en mühim nokta
İngiltere Kıralı 54 yaşında
Londra 14 (YÎRS) — İngiltere Kıralı Altıncı George bugün nun 54 üncü yıldönümünü tadır.
Dünyanın her tarafından
graflan Buckingham sarayına gelmektedir. Bugün ögrle üzeri Hyde Farkta 41 pare top atılacaktır.
dog’umu-kutlamak-
tebrlk tel-
Bir sahtekâr doktor mahkûm oldu
fituttgsrd — “35., adı verilen ve bütün dünyadaki tıp çevrelerini heyecanlandıran vereme karşı yeni bir ilâcın muhteviyatının, defne tohumlun v(- bal oldu-du. Dr. Von Bach namı müstearı İle ı ınınan mucirli Rudolf GraşgVin sııhte-kârhk yüzünden i sone hapse mahkum olduğu cıada meydana çıkmıştır.
bulunmuşlardır. Bu itibarla Çin kuvvetlerinin, komünist kıskacından kur-tulnmıynrak yakalanıp imha edilme-lori çok muhtemeldir.
Hindicini - Çin hududu üzerinde, Ka-obang ve Monkay arasındaki (4 numaralı yol) boyunca, kuvvetli istihkâmlara yerleşerek hududu muhafaza eden Fransız kıtaları, önümüzdeki günlerde, hududu geçen milliyetçi Çin askerlerini silâhsızlandırmak ve gözaltı etmekle meşgul olacaklardır. Fronsa-nın mutlak bir tarafsızlık muhafaza edeceği malûmdur. Şu kadar ki, Fransız kıtalarının vazifesi, ötedenberi bu mıntakada, Kızıl Nehir deltası ile Çin hududu arasında dolaşan çetelerin yüzünden çok güçleşecektir. Bu çeteler, Milliyetçi Çin askerlerini silâhsızlandırmak suretiyle bedavadan vo kolaycacık silâh elde etmeye çalışacaklardır.
Milliyetçi Çinlilerin silahsızlandırılması sırasında, herhangi bir hâdise çıkabileceği zannedilmiyor. Fakat acaba aaıl tehlikeyi teşkil eden komünistler bunun karşısında ne tavır takınacaklardır? Mao-Tse-Tung, ordusunu Hindicini hudutlarından geçirmek suretiyle etmogi mühim re kâh
leden ve komünistler tarafından icabında isyan çıkarmak hususunda pek âlâ kullanılabilecek olan hudut boyu çetlerlne mütemadiyen silâh verilmesidir.
Bu mmtaka, çetecilik için ne kadar müsaitse, büyük askeri kıtaların harekâtı için de o derece elverişsizdir. Bu vahşi mıntakadan Çin hududuna doğru ancak Uç yol geçer. Bu yollar, doğudan gelen bütün İstilâların İstikametini tayin etmiştir. Fransızların yaptığı (4 numaralı müstemleke yolu) her üç geçidin nihayetini birleştirmekte ve bu itibarla milliyetçi olsun, komüniat olaun, Çinden gelecek kıtaları karşılamağa imkân vermektedir.
nılllotlerarası meseleler ihdas göze alacak mı acaba? Daha bir tehlike, menfaatlerine gö-şu tarafa, kâh Öte tarafa mey-
Suriye hıısu kİ muhabirimiz bildiriyor
İNGİLİZ POLİTİKASINDA "ÜRDÜN
Şam, 8 (Suriyedeki Husub! muhabl-ldokl çorak çölde, son İki yıldanberi rlmiz LED bildiriyor) — Bugünlerde | on iki büyük yeşil vaha vücuda geldi: Ürdün Krallığı 11e İsrail Devleti arasında ufak arazi parçaları mübadele edilirken, Kral Abdullah, bizzat işin başında bulundu. Geçen sene Kral, daha müstakil hareket edebiliyordu. O zaman, Eriha'da köy muhtarlarını toplayarak, işgali altında bulunan Filistin topraklarının büyük kısmını ilhak etti ve “Şark-ül Ürdün Emirliği,,, “Ürdün Krallığı,, oldu. Şimdi Hâşimî oğlu, geri kalan işgal mıntakasını da resmen ilhak arzusundadır. Fakat böyle bir hareket, şu dakikada Arap Birliği için çok çetin bir tecrübe olur.
Memleketin büyük kısmı dümdüz kum çölü, dağlar ve nihayetsiz taşlıklardan ibarettir. Büyük müşkülâtla İnşa edilen modem ve geniş yollar, en yeni haritalarda bile gösterilmemiştir, Ürdün vadisinde, şimalden cenuba 180 kilometrelik verimli bir arazi parçası uzanır, Ürdünün 350 bin nüfusunu besleyen ve hattâ ihracat yapma imkânını veren bütün mahsul burada yetişir. Fakat bağlarla vahalar gittikçe genişletilecektir. Memleketin merkezi Amman ile Kızıldeniz arasın-
Hükümet merkezi Amman’ın nüfusu 1936 da ancak beş bin kişiydi. Bugün bu rakam 20 bine yaklaşmıştır. Fa-'kat geniş ve yarı yuvarlak ova, daha büyük bir şehrin kurulmazına imkân vermektedir. Betonarme, modem İnşaat tarzında, yüzden fazla yeni bina parlak bir istikbali İşaret etmektedir. Kerpiç binalardan müteşekkil eski şehir merkezi yeni mamurenin gittikçe kenarına kayıyor. Neon ışıklı reklâm ve lüks otomobil; Ammanda artık yadırganmıyor. Çöl arabı, kendi payitahtının karşısında hayrandır. Yalnız birkaç yabancı teknisyen, tüccar ve diplomat Amman’ı pek iptidai bulmaktadır. .
Fakat Ürdünün başlıca kıymeti ordusu ile stratejik ehemmiyeti büyük olan Akabe limanından doğmak tadır. Ve belki de bu devlet sırf bu sebepten kurulmuştur. Bu ordu ve bu liman Büyük Britanya'ya, kanal bölgesi ve Kıbrıslh birlikte bütün Yakınşarkı kontrol etmek imkânlarını veriyor.

—■

Yazan;
Pat Frank
r
I * X'
Zile bastım; o-tomatik t e r ti-batla kapı açıl-dı. İyi semtler, •fon birinde. İyi bir apartmanın ınlrosindoy I m . İçeriye girince gozümo çarpan kaplıyan cilâlı
kapıda bokliyen hususi ve sürdükleri şatafatlı hayatından anladığımız
bey, ne duvarları mermerler, ne merdivenlere eorili yol halıları, ne kenardaki sevimli asansör, ne de tavana asılı cicili bicili fener oldu. Yer© dizilmiş dört adet sofertasıne bakakaldım.
Sefertası? Çocukluğumda bev vapların sırığa geçirip tnirbe ka filesi arasında mektobr taşıdıkları sefertaslarıI Eski de/irlorde kır gezintilerine giderken bkür araba sının nevale kısmında duran doi ma yahut helva yerleçtirilmiş se-fertaslarıl Yine çok yıl önce Anadolu yolculuklarımda bize hizmoti dokunan — kimi yuvarlak, kimi sahan biçimi — sefertaslarıI Hey benin arkadaşı sefertaeıl
Bunların orada, o konforlu v« modorn apartman holünde işi ne? Şu yataklı vagon ve tayyare des rinde neye yarayacaklar? Ortaçağ ueulü bir sefere çıkacaklar mı var? Tabii, değildir, ve pek tabii olarak anladınız kİ apartmanda oturanla rın dördüne sefertaelariyle günlük gıdaları gelmiştir. Yani ayda asgari üç yüz Ura ov kirası voren vo hayatları o mikyas üzerinden yürümesi lâzımgelen bu ailelerin mutfağı sessizdir, hareketsizdir şevksizdir, kısacası yoktur
Yemek zamanı yaklaşınca hizmetçi kız sefertnelarını havagazi ocağı üzerine koyacak. Meselâ kabak dolmasının donmuş yağı ağ r ağır eriyecek ve piliçti pilâvın buzu güçlükle çözülecek Sofraya pahalı tabaklara aktarılarak konulacak yemekler bunlardır. Bunlarla o refahlı elle hem gıda ihtiyacını, hem yemek zevkini temin, tatmin edecek!
Soğuduktan sonra içine larak ısıtılan bir kabak nın, hele pilâvın — pek pişirilmiş olsa yine de —
den ne derece kaybedeceğini çok damak zevkine sahip herkes bilir.
Haydi, zor geçim «cabı karı koca işde çalışır, kese hizmetçi ve aşçı tutumaya elvermez, övdü yar
su katı-dolması-de nefis lezzotin-az
Refik Halit Karay
dımcı bir hnnım bulunmazsa dıŞAr* dan sof er t ası ile yomok getirtme şeklini mazur görelim, Lâkin var hklı olduklarını oturdukları apart mandan, arabadan eğlence
alleloro sefertası yemeğiyle kifaf-ı neH otmok yakışır mı? Seferin sındnn çıkmış yemekler bir sofra yı doldurur, süsler vo etrafına dı zilmişlorin zevkini tatmine yoto' mi?
Değil refahlısının, geçim itlba rlyle en darda kalmışının bile mut fak bacası tütmoll. ocağında ye mek tenceresi kaynamalıdır “Aile mefhumuna ilişik kelımelorden bi ri do “mutfak,, tır.
Mutfak, ailede çocuğa yakın do ğerdo bir bağ sayılabilir. Hattâ bazan çocuğun boşluğunu hile dolduran luzumlu bir moşguhyet ola bilir, (stor aşçı çalışsın, ister ha mm, bir ovde mutfak işlemelidir Mutfaktaki ateş aile arasındaki sevginin hararetini arttıran birsi çeklik kaynağıdır. Aile, ancak «of ra başında toplandığı zamun tecel* li eder. Fakat hariçten gelmiş, ne kadar ısıtılsa yine soğukluğu du yulan yemeklerin konulduğu bir sofrada değil. aynı dam altında fıkırdayan tencerelerdon sıcak sı cak getirilmiş yemoklerln dumanı, buğusu, rayihası İle ısınmış, ısınıl» mış sofralarda!
Su girdiğim apartmandaki gibi sırf ev muhabbetslzliğl ve ev dışı hayata kapılma salkasiyle mutfağı İhmal eden aileler kökleşmiş, Is* fıkrar bulmuş sayılamaz. Ev kadını aşçı ve yemek dordlne — •* ğer bir dert ise — katlanmak ve bunu vazifelerinin, hattâ zevklerinin üstünde tutmak mecburiyetindedir. O mocburlyeti yahut zevki duymayan kadın ailo kurmaya istidatsızdır. Filmlerde en hoşlandı gımız sahnelor, yaşayış seviyesi ne olursa olsun, aynı evde pişen ya-mokierin getirildiği bir masa başındaki aile topluluğudur.
Pek osaslı ve muvakkat sebeplere dayanmadıkça mutfağı işleml-yen vo akşam yemeğinde toplanamayan bir ailenin dovAmlılığını güvenmeyiniz. Zira dikkat ettim: Çok defa talâk dâvaları açılmadan önco mutfak kapanıyor vo sofn başı toplantısı dağılıyor.
Yeni sulama tesislerinin eserleri!...

Dünya Sağlık asırda Avrupada or-veba salgınının Asya bugün hâlâ “çok va-teşkil etmekte oldu-
37 senede 2 milyar insan öldüren veba
Birleşmiş Milletler
Teşkilâtı, 18 inci tadan kaldırılan memleketlerinde mlh bir mesele"
gıınu bildirmektedir.
1950 senesi başlangıcında Hindlsta-nın Bombay eyaletinde veba ile mücadeleye başlıyacak olan Dünya Sağlık Teşkilâtı, ondan sonra Fas, Belçika Kongosu ve Çinde bu programın tatbikatına devam etmek tasavvurun-dadır.
14 ve 18 inci asırlar arasında yüz binlerce AvrupalInın ölümüne sebep
olan veba salgınından 1947-48 senesinde Çinde ve Hmdistanda 9.5 bin kişi ölmüştür, Vebaya tutulanlarda ölüm nispeti umumiyetle yüzde ellidir. 1898-1935 seneleri arasında 2 milyon AsyalI vebadan ölmüştür. Güney Amerika memleketleri de bu hastalıktan muaf değildir.
Şu son seneler zarfında keşfedilen ilâçlar, bu hastalığın tedavisinde esaslı terakki kaydedilmesine âmil olmuştur. D. D. T, nev'inden haşarat öldürücü ilâçlarla sülfamidli ilâçların, ve ctroptoınicin’in keşfi sayesinde bu meş'um hastalığın yenileceği kuvvetle ümit edilmektedir.
İstanbul Radyonuhuh lu^rıyaf proff-ramında Türk nıunikminn Ankarada-kından ziyade yer verilmiş olmanı halkımızın pek büyük bir çoğunluğunu memnun etti, Bu votıı/ef, Radyo İdareni m n kemiyet bakımından bir mu-va//akıyefldir. Her halde takdire de-0er,
Fakat İşin. Radyo İdaresine taallûk etmiyon bir de keyfiyet tarafı var. ty-tn benim buyiln biraz incelemek istediğim nokta bııdur.
Batı heyetlerin radyo konserlerinde KEYFİYbt itibariyle fförülen aksaklıklar yalnız o heyetleri kusurlu yös-termekle kalmıyor, Türk musikisinin de sânına halel getiriyor, bu sebepten de bizlere söz hakkt veriyor.
Göze çarpan eksikliklerin bajjlıcala-H, fikrimce şunlardır:
1 — NOTASIZLIK : Okuyan ve çalanların, hattâ solistlerin, arasında hiç nota bilmiyenlere sık sık tesadüf edilmektedir. öyle ki, bir tek heyetin içinde birbirine benzemiyen lâhinlerin çar-P^ttğı Vâkıdır. Yirminci asırda nota bilmeden konser vermeye Icalkujnıak cesaretim gösterebilenlere, doğrusu hayret edilir.
£ — PROGRAMSIZLIK : Sanki eser kıtlığı varmış gibi muhtelif heyetler mahdut bir çerçeve İçinde hareket ederek beş on beste ve ^drkıdan öteye geçemiyorlar. Birinin dün okuyup çaldığını öteki bugün okuyup çalıyor. Basan bu hal aynı günde vukua geliyor. Halbuki heyetler programlara daha fazla dikkat etseler tekerrürlerin ö-nüne geçilebilir.
3 — ÇALI9MAZLIK : Çok defa eserlerin -husuai tâbiriyle- henüz ^pij-meden,, dinlet ildiği intibaı hâsıl olmaktadır. Beraberlikteki noksanlar, icradaki acemilikler bunun şahididir,
4 — BİLGİSİZLİK : Güzeli çirkin-den ay irde de mey ip bir kerpiçle bir pırlantayı ganyana koymak, makamlarda ve eserlerde yerleşmiş duygu nevilerinden habersiz olarak rast gele musiki parçalarını sıralamak, birbirinden uzak makarnaları paldır küldür ardarda getirip aralarına hiç bir yak-laştırun bağ koymamak gibi şeyler hep bilgisizlikten ileri gelir.
5 — METOTSUZLUK : Ne saz çalışta, nc da beste ve şarkı okuyuşta metod bulunmadığı için birkaç kişinin bir yere gelişinden birlik değil, ikilik ve üçlük doğmaktadır.
6 — ZEVKSİZLİK : Bazı heyetler peşrev ve saz semaisi gibi eserleri, sanki arkalarından biri kovalıyormuş-çasına, zerre kadar sükûta yer vermeksizin habire çalıp bir an önce, bitirmek ister gibi icra ediyorlar. Diğer bazıları musikide ^nuansfl denilen bir unsur bulunduğunu tamamiyle u-nutarak bir düziye “forte,, halinde eser çalmaya inhimâk gösteriyorlar. Daha başkaları ise ''forte,, ve "piano,, nüanslarını en yakışmıyan yerlere ifratla tatbik etmeyi bir maharet sanıyorlar. Bir İngiliz tanıdığımla konuştuğumuz sırada söz musikiye infi-kal etti. Türk musikisini henüz işitmemiş olduğunu, fakat Fas ve Cezayir taraflarında uzunca memuriyetler yaptığı İçin oralardaki musikiyi dinkmiş bulunduğunu söyliyerek sordu:
— Türk musikisinde dr "eş., yok mudur f Araplar sukuta hiç lüzum görmüyorlar. Hem daima "forte,, çalıyorlar. Sizin musikide de böyle mi yapılır?
Adamcağızın bazı Türk musikisi konser heyetlerini dinlememiş olmasına içimden sevindim.
Su saydığım sebeplerin çoğu birbiri-ieriyle girift ve mütedahıldır: Birinin doğurduğu neticede ötekinin de hissesi bulunabilir. Lâkin ne yazık ki, hepsi birden, kötü tesirler uyandırmakta elbirliği ediyorlar.
LAİKA KAKABEY
H. RADIK Dl Kl KAL
İR memlekette turistik trafik yaratmak ve yaratılan trafiği geliştirmek inhisarcılık zihniyetine saplanmakla ve inhisarcı teşekküller meydana getirmekle değil, bilâkis Özel teşebbüsleri teşvik etmekle, bu teşekküllere kıymet ve ehemmiyet verilmekle kabil olduğu başka memleketlerde yapılan tecrübelerle anlaşılmıştır. Gerçekten Birinci Cihan Harbinden sonraki yıllarda harp dolayısi-le bozulmuş olan iktisadi vaziyetlerini düzeltmek isteyen memleketlerden bazıları turizm işini ele almışlardı. Bu işe, “Organlsme â monopole,, adı verilen inhisarcı teşekküller meydana getirmekle başladılar. Aynı zamanda bu teşekküllerden turizmin gelişmesi için fayda umdular. Vücude getirilen bu inhisarcı teşekküllere İlkönce, demiryolları idareleriyle serbest çalışan acenteler arasında şimendifer biletlerinin satışı için aracılık vazifesi verildi. Mili! birer seyahat müessesesi namı altında faaliyete geçirilen bu inhisarcı teşekküller gerek tren biletlerini, gerek diğer nakil vasıtaları biletlerini nakliyat idarelerinden alarak satılmak üzere serbest çalışan seyahat acentelerine tevzi edecekler ve bilet hesaplarını da tutacaklardı. Tabi! bu a-racılık hizmetinden dolayı da seyahat acentelerine verilecek komisyonlardan pay alacaklardı.
Alacakları bu pay He bir taraftan masraflarını karşılayacaklar, diğer taraftan da turizm lehine propoganda yapacaklardır. İşin en cazip noktası da parasız olarak yapılacak bu propaganda ile yabancı turistler bu mües-seselerin kurulduğu memleketlere akın edecekti.
Bu arzu ve ümitle faaliyete geçirilen bu müesseselerin az bir zaman sonra aldıkları komisyon hissesiyle dış turizm lehine propaganda yapacak yerde yaşamak için hükümetlerinden tahsisat istemek durumuna düştükleri görülür. Bu inhisarcı teşekküllerin yabancı memleketlerden turist celbetmek hususunda başka memleketlerde acenteler açmak veya o mem-lektlerdeki benzeri teşekküllerle İşbirliği yapmak gibi teşebbüslere girişmeleri de müspet bir netice vermedi. Nihayet bu hususta yapılan tecrübeler turistik trafiğin inkişafı inhisarcı zihniyete saplanmakla değil, tamamiyle liberal bir zihniyetle, özci teşebbüsleri korumak ve teşvik etmekle temin edilebileceği hakikatini meydana koymuş oldu. Her ne kadar, Çekoslovakya, Yugoslavya, Macaristan ve Polonyada Çedok, Putnik, thıız, Orbis gibi bilet satışlarını İnhisarları altında tutan milli müesseseler mevcut İse de, hariçten turist celoi işinde bunların tesirli bir propaganda cihazı olduklarına ve mühim rol oynadıklarına inanmak biraz güçtür. Buna mukabil. Avrupa memleketlerinden bugün aracılık yapan inhisarcı teşekküller bulunmıyan Fransa, İsviçre, İtalya, İspanya ve İngiltere gibi memleketlerin en çok dış turizmden istifade ettiklerini görüyoruz. Bu memleketlerde yerli ve yabancı seyahat a-centelerine eşit muamele yapıldığı ve bunların faaliyetleri tahdit edilmediği. serbestçe çalışmak imkânları verildiği içindir ki, bu acentelerin çalıştıkları memleketlere hariçten çok miktarda turist gelmesine kıymetli yardımları dokunmaktadır.

-


Başka memleketlerde yapıldığını söledlgimlz tecrübeler, milli servetlerinin kaynağı olan turizmin gelişmesi hususunun daha ziyade bu sahada ö-zel teşebbüslerin teşvik edilmesiyle kabil olduğunu artık, tamamiyle ispat etmiş bulunuyor. Bu sebeple, memleketimizde turizm işlerine verilecek istikamet tayin ve tespit edilirken alınacak tedbirlerin bu esaslı noktaya aykırı olmamasına çok dikkati! davranmalıyız. Şu veya bu şekilde inhisarcılık zihniyetine dayanacak her hAngl bir teşkilât kurulmasına heves etmemeliyiz. Esasen, turizm işlerinin başına getirilen sayın Şükrü Esmer, çok realist ve turizmin diğer memleketlerde geçirdiği çeşitli şekilleri yakından bildiği cihetle turizmi teşvik maksadiyle hazırladığını geçenlerde ga zetelerdeki beyanatından Öğrendiğimiz kanun projelerinde bu esaslı noktan onun gözönünde bulundurmuş olacakına şphe etmiyoruz.
Zürriyetsiz Dünya
Çeviren:
Yaşar Nabl


• -s.

- 15 -
— Neden mi? Staltn veya Churchlll kadar kolaylıkla tanınacak İnsanlardır da ondan. Hattâ daha da fazla. Nereden geçseler derhal tanıtacaklar. Bahusus kİ, bugün S. D. günü. Meselâ Cansas City’ye gittiklerini farzedin. Biri çıkıp: “Ai B. Adamla Kathy Riddel! diye bağıracak. S. D. nin Hk günü, Adam ın Washington’da olması icap ederdi!” ve derhal bir rezalet çıkacak.
— Doğru.
— Doğrudur, dedi Tex Root, ama önceden halkı haberdar etmemiz şartlyle. Haberi yayarsak altı saate kalmadan onları ele geçirmemiz pek muhtemeldir.
Gableman odada aşağı yukarı dolaşmaya başladı.
— İyi ama, Adam’ın kaybolduğu radyo ile bildirilirse neler olacağını bir gözönüne getiriyor musunuz? Hey Ya-rabbim!
Böyle bir ifşaatı takip edecek neticeler gözünün önünde belirmiş gibi sesi kısıldı.
Tex Root düşünüyordu. Zayıf parmaklarını koltuğun kolu üstünde tıkırdatıyordu.
— Onıi bulmak, hem de kabil olduğu kadar çabuk bulmak dairemizin vazifesidir, dedi. Tıpkı bir insan kaçırma hâdisesi karşısındaymışım gibi hareket edeceğim, Adam ce yarısı dönnılyecek olur ve husus! memurlarımız izini bulamazlarsa İşi açığa vurmak zorunda kalacağız.
— Fena bir fikir değil, dedim.
Oturdum ve Homer Adam’la Kltty hakkında bütün
diklerimi kaleme alıp onu verdim. Homer'le Kltty arasındaki telefon muhaverelerini de bildirmiştim. Otelin santralına indik, Memurlardan biri Mis Riddel'in bir gün evvel telefon ettiğini hatırladı. Uzaktan değil, şehirden telefon edilmişti. Ama nereden olduğunu bilmiyordu. Umumiyetle Mis Riddel, Washington’dan telefon etmiyordu. Yalnız bu son günler müstesna.
Yerimize dönerken Root:
— Bir şey öğrendik, dedi. Kltty dün gece buradaymış. Washlngton‘a geldigl zaman nerede kalır?
Otelin ismini söyledim. Telefon etti. Kimse Mis Rlddel'i görmemişti, bir şey bilmiyorlardı.
Root;
— Saklanıyor, dedi. Bu da işin bilerek hazırlanmış olduğuna delâlet eder. Onları bulmak İçin belki (lc çok zaman f f« dpccgiz. O, çok zeki bir kızdıı ( ı*ı*i« n zeki bir kızdn
gc-da
biL
ye
Telefon çaldı. Jane Ziller cevap verdi:
— M. Z. P. lâboratuvanndan telefon ediyorlar, dedi. Doktorlar hazırmış, B. Adam': bekliyorlar.
Vakit öğleyi geçmişti. Ben onları unutmuştum.
— Söyleyin, dedim, söyleyin... Ne söylesin, Gableman? Gabi e man:
— Aman Yarabbi, aman Yarabbi! diye inledi. Düşünmek için vakit verin bana.
Marge ortaya bir fikir attı:
— Acaba Milletlerarası bir güçlük çıktığını söylemez misiniz?
— Tamam, dedi Gııblcman. Milletlerarası bir güçlük. Adanı’m, bir takını milletlerarası anlaşmazlıklar yüzünden bugün oraya gidemiyeceginl söyleyin.
Jane, lâboratuvard bu haberi bildirdi.
— Nedir bu Milletlerarası anlaşmazlık? dedim. Vesile-biraz inanılır bir mahiyet vermek lâzım.
— Kolay, dedi Gableman. Aydınlatılması gereken yüz
lerce nokta var. Dosyalarımız yığın yığın protestolarla dolu. Meselâ daha dün gece Kuşlardan bir nota aldık. Fay Sum-mer'in fiovyetler Birliğine Icnrşı düşmanca sözler söylemiş olduğunu iddia ediyorlar*, 2at.cn listelerimiz içinde Sovyetler Birliğine taraftar tek kişi yok. onun için, topyekûn her şeye itiraz ediyorlar. Fransızlara gelince onlar da gücenmiş vaziyette. Çinliler keza. Hepsi de, ülger nıillotlvrln hakları tanıl-madıkça, Birleşik Amerikanın tok taraflı bir politika takip etmediğinden emin olamıyacaklarını söylüyorlar.
— Bu vesile işimize yarar, dedim, hiç değilse şimdilik, Nasıl olsa bu sayede gece yansını buluruz.
Gableman;
— Pekâlâ, dedi, daireye gidiyorum, bir mühlet ekle etmeye çalışacağım.
öğleden sonra telefon durmadan çaldı, her seferinde Tex Root’u aradıklarını umdyordum, ama ümidim hep boşa çıkıyordu.
Yemek yedik. Tex Root, Marge ve Jtınv, tavuktu sandviçleri mideye indirdiler ve sütlerini içtiler, Fakat benim iştahım yoktu. Gece yarısı yaklaşıyordu Başını dönmeye başlamıştı. Az sonra dünyanın en aevilndyen insanı haline geleceğimi hissediyordum.
Saat onda Tex Root. umum! emniyete telefon etti* Hıı* sual memurları bir İz bile bulamamışlardı. Dört gün evvel
VVashington’a gelir gelmez. Kathy Riddel ortadan kaybolu-vermlşti» tıpkı Adam’ın kayboluşu gibi. Rock Creek Park ağaçlan arasına girişinden sonra ne olduğunu bilen yoktu.
— Beklemekten ne fayda var? dedim. Derhal haber veı sok daha iyi ederiz... Belki de onu otomobille kaçırmıştır, haberi yaymakta ne kadar gecikirsek, onları bulmak ihtimal, o kadar azalır.
Tex Root, masadan bir mecmua aldı ve kat! bir tavırlu dedi kı:
— Hayır, gece yarısına kadar bekliyeceglz, Nasıl olsa karanlıkta buranın polisi büyük bir iş göremiyecek.
— Buranın polisi mi?
— Evet, parkın araştırılması, derenin taranması lâzım Yapılacak İş budıır.
— Ne? Onu öldürdüklerine mi ihtimal veriyorsunuz?
Root mecmuasından gözlerini kaldırdı.
— Pek mümkündür, dedi.
— Kathy’nin böyle bir şey yapabileceğini sanmıyorum. Bu sözleri söylerken bir müddetten beri şuurumda belirmeye çalışan orıdtşrlerc karşı son ve zayıf bir İsyanda bulun* maya kalkıştığımı hissettim. Tekrar hava meydanında yüzünün aldığı şekli, beni ürpertmiş olan o taaccüp ifadesini hatırladım. Nihayet:
— Tex, dedim, Kathy Riddel’in belki de Adam’ı öldürme yi uldına koymuş olduğunu söylersem delirdiğime mi bük medersinlz. Bu maceranın göründüğü kadar basit olmadığı* ııı, işin içinde, yoşatıldıgı hayattan iğrenerek Kathy ye âşık olduğunu sanıp onunla kaçan Adam’dan daha başka şcylcı bulunduğunu söylersem bana deli der misiniz? Raporunuzda dürüstlüğünden ve vatanperverliğinden şüphe cdllemlyeccfrinl söylemiş olduğunuza göre delirdiğime hükmetmez misiniz?
— Ne domek istiyorsunuz?
— Söyllyeyimt Tabii bu bir faraziyeden ibaret: Bir bil finler grııpunun Hoıner Adam’ı değil, bütllrı medeniyeti ortadan kaldırmıya çalıştığını farzedin. Misslslpl infilâkının bir kaza neticesi olmadığını farzedin. Bu infilâka kasten meydan verilmiş olduğunu. Adam’ın felâketten kurtulmakla bütün plânları altüst ettiğini farzedin. Maksutlarına erişmek İçin bilginlerin S.D.ye mâni olmaları, yani, Adem’i ortadan kaldırmaları icabederdl.
Root’un cılız yüzünde çizgiler peyda oldu.
(Devamı var)
Profesör Perroux’nıın
Ankaradaki konferansı

Ankara 14 (Hususi) — Memleketimizde misafir bulunan Fransız Ekonomi profesörü Fr&nçoia Perroux bugün “İktisadın milllleştinlmesi,, konulu İkinci konferansını Siyasal Bilgiler Okulu konferans salonunda vermiştir.
Konferansta Ticaret ve Ekonomi Bakanı, milletvekilleri, üniversite dekan ve profesörleri ile Fransa büyük elçisi, elçilik mensupları ve kalabalık bir dinleyici kütlesi hazır bulunmuıtur.
Profesör Perroııx bugün saat 17.30 da ayni salonda “Milli gelir,, hakkında üçüncü konferansım verecektir.
YENİ KİTAPLAR



A

A
TÜRKİYE İKTİSAT MECMUASI: Çıkaran: İstanbul Tüccar Derneği. Aylık Dergi, sayı: 22. fiyatı 100 kuruş.
SERBEST FIRKA HATIRALARI: Ahmet Agııoglu. Nebıoglu Yayınevi. 250 kuruş.
NASREDDtN HOCA: Nazma çeviren Orhan Veli Kanık. Doğan Kardeş Yayınevi. Fiyatı 100 kuruş.
15 Aralık 1949
yen! İstanbul


güne?

Bir yağmur yüzünden
l
Maraşh Halil gözlerini açtığı zaman, başının ucunda
değildi. Yatağın dan doğruldu ve duvara gömülmüş kalın meşr kütüğüne bir tebeşir çekti; bu. onun takvimiydi.
Koğuşta kendisi ile beraber yatan 20 kişiden
14 ü ayakta idi. Konyak Rıza İle Güdük Mehmet, odanın dışardan bakıldığı zaman görülmiyen bir köşesine. çoktan yorganı sermişler ve avuçlarında hohladıkları varl amaya raşlı Halil, işleyen rutubeti gerine gerine yenmeğe çalışarak, tel örgülü ve kalın demir parmaklıklı pençere-den gökyüzüne baktı. Bulunduğu yerden küçük bir parçası görülen gök, bulutlarla şişmiş, kabarmış, akacak bir damla gibi, ağırlaşmıştı. “Yağmur yağacak., diye kendi kendine söylendi.
Konyalının barbut oynamağa çağıran sesine kulak asmadı; ve koğuşun biricik tahta iskemlesine çıkarak dışarıya sey^re koyuldu.
Cezaevinin yüksek duvarının arkasında alabilidiğino uzayan ova, susuzluktan parça parça olmuş topraklarlle çatırdıyormuş gibi idL Bir şimşek yandı, söndü; arkasından, demirli bir köprüden görülmemiş ağırlıkta bir araba geçmiş gibi, gök gürledi; söğütlerin yapraklan kımıldadı ve bir sel boşandı.
■ a

dakikalarca sallayıp zarları ihtirasla yu-başlamışlardı.
kemiklerine
Ma-kad&ı

I







MoraşLı Halil, demir parmaklıklara sımsıkı Banlmış avuçlarının terlediğini duydu. Kör Ah-metferin Salihl, böyle bir havada yedi yerinden vurmuş, aonra kaah bıçağını otlarda temizleyip harman yolunu tuttuğu zaman, böyle bir yağmurun kemiklerine işleriğini duymuştu.
Ellerini parmaklıklardan dışarıya uzattı. Eğri yağan yağmurun serpintileri avuçlarına, bilek lerine düşüyor, ve içinin bilmediği bir yerini, şehvet gibi bir zevkle dolduruyordu.
Dört yıldır içinde yattığı hapishane ona hiç koymamıştı, tik günler biraz sıkılmış, biraz sinirlenmişti ama, d işardaki zaman mefhumu silinip, cezaevinin kendisine mahsus zaman fikri kafasına ve alışkanlıklarına yerleşince, yatmaktan şikâyet etmez olmuştu. Hiç bir şeye imrenmiyordu. öteki arkadaşları gibi, duvarların arkasında başlayan sahici gökyüzünü, cezasız insanları ve üzerinde taze ot bitmiş toprağı görmek, çiğnemek uğrunda, angaryalara yazılmağa can atmıyordu. Hürriyet onun için değersiz bir şeydi.
Fakat bugün, deli gibi bir yağmurun oluktan boşanırcasına toprağa döküldüğü bu saatte, içinin anlaşılmaz bir tarafı, parmaklıkların arasından kaydı gitti. Dışarıda olmak, bu iri damlaların altında iliklerine kadar ıslanmak, bu gökyüzü serinliğini yüzünde, saçlarında, vücudunda alabildiğine duymak isteğiyle yanıyordu.
Karşısındaki taş duvarın cil-

r

X
ve gnr-•’Angar-dışanya.»
dışarı-
başka görün-
Yazan: ismet Bozdağ
binden bir jandarma, yağmurda ıslanmamak için büyük adımlarla koşarak geçti. Sonra bir kedi, şaşkın ve telâşlı, sanki arkasından odunla kovalayan varmış gibi, avluyu baştanbaşa aşarak mutfağa sığındı.
Kollan omuz başına kadar yağmura uzanmış olan Maraşlı Halil, damlaların bütün lezzetini şiddetle hissediyor, ve şu an, bir kedi değil de bir insan yaratılmış olduğuna yanıyordu.

Koğuşun kapısı açıldı diyanın duygusuz sesi: yaya gönüllü gidecekler,
diye bağırdı. Koğuştakilcr, evvelâ gökyüzüne, sonra gökyüzü kadar kaskatı kesilmiş gardiyanın çehresine baktılar vc köşelerine sindiler. Yalnız Maraşlı Halil döndü. pençere ile kapı arasındaki mesafeyi arkadaşlarının dikkatli bakışları altında geçti ve va çıktı.
Gardiyan, bir kişiden kimsenin kımıldamadığını
ce, elindeki sopanın ucu ile göstererek, sen, sen diye sekiz kişiyi ayırdı ve iki jandarmanın yedekleyip koruduğu bir manga halinde sekizini de dışarı çıkardı.
Yağmur, alabildiğine yağıyor, ve zorla cezaevinin suyunu çekmeğe götürülenler, alabildiğine içlerinden küfür ediyorlardı. Yalnız Maraşlı Halil sakindi.
Kocaman demir parmaklıklı kapıyı geçtiler ve yola çıktılar. Yağmur hızlandı. Arada bir dolu düşmeğe başladı. Tekrar bir şimşek çaktı, yeniden bir gök gürledi ve jandarmalar, süngülerinin ucunu toprağa çevirdiler.
Mar&şlb zevkten, saadetten çıldırıyor, alnından ve yanaklarından süzülen damlaları dili ile yalayarak, yağmurun kekremsi lezzetini ağzında hissediyordu. Bir an. biraz evvelk; şimşeğe ve gök gürlemesine benzer bir gürültü oldu. Fakat bu gürültüyü Maraş-lıdan başka hiç kimse İşitmedi, Yağmur Maraşlıyı bir kara sevda gibi sarmıştı.
Su başına yaklaştıkları sırada. Marazlının elindeki kovalar yağmura karışan bir gürültü ile düştü; ve Halil, çıplak ayaklarUe çamurlu sulara basjt basa, bütün gücü İle koşmağa başladı. Jandarmalar: "Dur!,, diye ler. Sonra bîr silâh, bir ha.. Maraşlı kaçmıştı.
seslendi» silâh da-


il
Jiinyaca tanınmış bir ngiliz heykeltraşmın
bir eseri
İngiliz heykeltraşı H e n r y -loore’un eserlerini bütün Avru->a milletleri görmek istemişlerim. Bu istek karşısında İngiliz CiiltUr Heyeti, 7 ekimde Brüksel-le bir sergi açmak mecburiyetinle kaldı. Bu sergi, şimdi Parise Geçirilecek, yılbaşında da Ams-erdam, Hamburg, Dusseldorf ve Beme’e taşınacaktır. Mr. Moore.
898 de doğmuş olup Ingilterede •e Avrupada birçok sergiler aç-nıştır. Dünyanın her tarafındaki nüzelerde eserleri mevcuttur. Fa cat birçok kimseler sanatkârın ■serleri karşısında heyecanlanmakla beraber tam mânasını kav-rıyamamaktadırlar. “National Gallery" nin direktörü Mr. Philip Hendy, radyoda yaptığı bir konuşmada Moore’un dehâsını izaha çalışmıştır. Yukardaki resim, Moore ile en güzel eserlerinden birini göstermektedir.



temizlen-
Yağmur kesilip gök mlş bir ayna gibi parladığı sırada, yakın karakollardan birine, elbisesi çamur içinde, sırsıklam bir adam girdi, yürüyüşünde içi rahatlamış, vazifesini yapmış bir İnsan hali vardı. Kapıdaki nöbetçinin bir şey sormasına vakit bırakmadan: “Ben cezaevinden
kaçtım.,, dedi.
Bir dakika içinde kendi ayağı ile gelmiş, kaçağın üstüne üç wjandarma abanmış ve onbaşılarının karşısına götürerek meseleyi bir nefeste anlatmışlardı. Onbaşı masasından doğrularak gürler gibi sordu:
— Ulan, neye kaçtın; zincire mİ hasrettin, yoksa..
Maraşlı, sakin ve kaderine razı olmuş bir sesle:
— Yok onbaşım, dedi.. Buna yağmur sebep oldu..


I r—
Yıldızlar konuşuyor
İnsanın tâlih ve mukadderatı Üzerinde yıldızların büyük bir rol cynamskU olduğunu İddia edenler ve buna İnananlar çoktur. Bu telâkki ve bilgiye göre hor inean muayyen bir yıldız altında doğar, dünyaya geldiği yerde ve anda bar üstünde bulunan bu yıldızın bütün hayatı boyunca derin tesirleri altında bı lunur. Bir kimsenin kendi yıldızına göre bir haftalık, iki haftalık, bir aylı veya bütün ömrü İçin mukadderatını tâyin ve tesbit etmeğe, oroskopunu yap mak. eski tabirle, “zaiçesini tanzim etmek” denir,
Gazetemiz karilerine muayyen zamanlarda bu hizmeti yapacaktır. Doğduğu nuz ayı ilk sütunda arayınız, aşağıdaki İşaretlere bakınız, onların İfade ettiği mânayı altta bulacaksınız, Yıldızınızın söylediği umumi hüküm son sütundadır,
Küçük çocukla kiliseye gidenlere kol ay Irk
Avustralyoda Brisbane şehrinde, annelerin küçük çocuklarını da kiliseye getirmeleri âdettir. Yakın bir zamana kadar bu hal kilisede aranılan sükûneti yaratmıyordu. Küçükler, kimseye aldırmıyorlar, akıllarına estiği zaman, ibadetin en sessiz anında, küçücük ciğerlerinden umulmayan bir kuvvetle Allah vergisi olan tabii "aryalarını” bağıra bağıra söylemeye başlıyorlardı.
İşte bu hale şimdi, gayet basit bir
çare bulunmuştur. Kiliselerde bir "bağırma odası,, ayırmışlardır. Çocuklarını beraber getiren anneler bu odaya gidiyorlar. Oda, diğer kimselerin oturduğu külse salonundan ses geçirmeyen bir camla ayrılmıştır. Anneler bu camdan, âyini takip edebiliyor ve içeri konulan bir oparlör vasıtasiyle de vâızın sözlerini ve şarkıları dinleyebiliyorlar. Bu suretle cemaet de rahatsız olmadan İbadetini yapabiliyor.
Dünyadan
9
eraklı bilgiler
GRETA GARBO OPERA SAHNESİNDE !
Yakında Paris Operasında ilk temsiline başlanacak olan, Jean Cocteau’ nun "Phaedre,, adlı balesinin baş rolüne, bir pantomim dansözü olarak Greta Garbo çıkacaktır. Greta Gaıbo-ya bu rolü vermek Jean Cocteau’nun fikridir. Opera müdürü ile bir anlaşmaya yarılamayınca. Cocteau âni bir kararla, büyük artiste bir telgıaf çekmiştir: "Sevgili Oreta Garbo, maalesef size orada alıştığınız dolarları ve-remlyeceğiz; fakat sanat İçin bir fe dakârlık yapın ve ne olursa olsun gelin!,, Bunun üzerine Garbo, rolü derhal kabul ettiğini bildirmiştir.
PARİS ŞEHRÎ ÎKÎ BÎN YAŞINA GİRİYOR
Paris, şimdiden 1951 yılında tesit e-deceği 2000 inci yıldönümüne hazırlanmadadır. "Işık şehri,, nin hazırlıklarından şimdilik meydanda olanı, neşrettiği bir alminaktır. Bir zevk e» seri olan almanağın hazırlanmasında Parısın 80 muharrir ve ressamının yardımı olmuştur. Bu tanınmış simalar arasında, Andrâ Maurols, Jean Cocteau, Alexandre Arnoux. Colette ve Maurice Chevalier gibi meşhur muharrirler, ve Fransa haricinde dahi beğenilen ressam Marie Laurencin vardır.
BASİRETLİ KANUNLAR!
îç Hindistandaki Moung kabilesinin, izdivacı suiistimal edenlere tatbik ettiği tuhaf bir kanun vardır: Bir kadın ilk defa olarak kocasına ihanet ederse kendi değil, sevgilisi cezalandırılır ve kadın serbest bırakılır. Çünkü kadını kandıran erkektir. Böyle bir vakanın tekrar edilmesinde bu sefer kadın ceza görür, çünkü erkeğin kendisini kandırmasına razı olmuştur. Fakat üçüncü seferde, kanun, kadının kocasının yakasına yapışır. Çüknü buna sebep, adamın karısını kendine bağlamasını becerememlş olmasıdır!
KUŞLARIN HİCRETİ VE ÇOCUK FELCİ
Amerikada hâlen, kuşların memleketten hicreti ile epidemi halinde gelen çocuk felci arasında bir münasebet olup olmadığı araştırılmaktadır.
, *
Bugüne kadar alınan neticeler, bazı cins kuşların bu hastalığı taşıdığı ihtimalini kuvvetlendirmiştir. Böyiece senenin muayyen bir zamanında hastalığın birdenbire başgöstenuesını İzah çpnek kabil olmakta ve Ordu Doktorlar Heyeti, araştırmalarına geniş mikyasta devam etmektedir
Arjantin Cumhurbaşkanının zevcesi Mme Peron. Buenos Aires Valisi Japorale de Mercante’nin zevcesi ile birlikte, Platada gezerken. Bayan Morcanto’ys, Arjantinln iki numaralı hanımefendisi unvanı varilmiş bulun maktadır. Mme Peron şıklığı İle olduğu kadar, memleketinin siyasetinde oynadığı rol ile de ün salmıştır.
21
21
Hamel (Kûçj
21 Mart
İ9 Nisan

Hut (Balık)
19 Şubat
▼ 20 Mart
Kava (Yay)
22 Kafi)m •
22 Aralık
Seratan (Yengeç) Haziran Temmuz
Sevir (Boğa)
20 Nisan
20 Mayıs
Deliv (Saka) 20 Ocak •
İS Şubat
Cedi (Yaban keçisi) 23 Aralık 19 Orak
İkizler 21 Mapa •
20 Haziran
Mizan
23 Eyiûl •
22 Ekim
Akrep
23 Ekim
21 Kasım
Sünbüle
23 Ağustos -
22 Evlûl
Aralan
2 Temmuz
22 Ağustos
Doğduğunuz tarihe göre yıldızınız.
O
o
o
$
o
L
o
o
1
o
o
&
o
c
W
ö
S
Aralık 30 n kadar





Sabırlı olun. Sevinçli bir mektup alacaksınız. Elinize ummadığınız bir yerden para geçecek.


o

0
I
On beş gününüz çok İyi ge-çccck. Yılbaşına kadar günüz gün olacak.
Büyüklerinizin gözüne girecek ve bu halden çok memnun olacaksınız. Durumunuz İyileşmek yolunda.




o
ü
Seviliyorsunuz. Bu sevgiyi hiçe »aymayın.
Jş hayatınızda ve parada talihiniz olacak. Onbeş gününüz İyi geçecek.
Geçmişte meraklı şeyler
ZAVALLI VARİSLER !
Eskiden ölen bir Çinlinin varisi şeh-•ın bütün erkeklerine birer beyaz elbise diktirip iki hafta herkese devamlı dyafetlor vermek mecburiyetlndeydl ')1U bundan sonra gömü 1c bilirdi
Şehirler no kadar az nüfuslu da oltalardı, yine bu ananeye riayet edn-ülecdklorin sayısı büyük olamazdı
Bozan zavallı ölü gomlllnırden evvel bir kireç suyu banyosunda aylar ca, senelerce vârisinin lâzım olan narayı tedarik etmesini beklerdi
Velhasıl; bir Çinlinin ölümü hokl-katte vârisinin mahvolması demekti.
LAPİTLERtN ZİYAFETİ
reasalya da ilk yaşayanlar Lapll • lerdlr Bu Lapltlcrln kralı Pıritosun evlehnıe törenine Kentavros’lar (yarı adam, yarı at efsanevi mahlûklar) da dâvet edildi Fakat bunlar şarabı içtikten sonra t^ıpillerin karılarına te cavüz ettiler ve öyle müthiş bir kavga çıktı kı, içilen şaraptan fazla kan dö küldü
O günden beri "Lapitlerin ytyafetL tâbiri edebi.vaf.tn çok kullanılır
&

o

^7
o
1
o

o
o
&

Küçük bir sıkıntınız olacak. Fakat »izin İçin bir seyahat ümidi var.
İşinizde büyük bir muvaffakiyete ulaşacaksınız, bu his hayatınızdaki bLr sıkıntıya gögüs germenize yardım e-decek.____________
Bu onbeş gün İçinde sizin 1-çin bir çok ümitler ve çabuk geçecek bazı küçük sıkıntılar var.
Mühim bir şeyler beklemeyin. 1950 senesi aizin için iyi geçecek.
Fevkalâde bir talihiniz var. Lfttifade etmesini bilmoÜBİnİz.
Farkına varmadığınız biri tarafından seviliyorsunuz. 1-jinlz düzelme yoluna giriyor.
HIhs! bakımdan bazı küçük karışıklıklar görünüyor. Fakat seneyi iyi bitireceksiniz.
• $ans = ümit r Hiç fevkaladelik vo» Müşkülât
x Sıkıntı Sürpriz 5^^ Değişiklik - Muvaffakiyet
İstatistiklere göre
ahkeıne faaliyeti gün
Türkiyede
Son zamanlarda yurdumuzu ziyaret eden Prof. Perrou.v’nun bir "cemiyet ve zümre” nazariyesi vardır. Bu zata göre cemiyet geniş anlamiyle insan topluluğudur ve temeli bakımından rasyonel menfaatçl, koyduğu hukuki nizamla da "sert"tir. Zümre ise sempati, şefkat ve duygululuğa dayanan a-ile gibi küçük toplulukları ifade etmektedir. Cemiyetle zümre arasında mahiyetleri gereği olarak tezat vardır, İnsanlığın tekâmülü hiç şüphe yok ki zümreden cemiyete doğrudur. Bir cemiyet ne kadar iptidaî ise hislere, merhamete ve sübjektif tesirlere o kadar açıktır. Medenileştiğimiz nisbet-te hisleri bir tarafa atar rasyonel ve ob Jektlf bir hareket tarzı takip ederiz.
Nletzsche’nin kudret felsefesini yakından hatırlatan Prof. Perroux‘nun görüşü aslında bu felsefe İle İlgisizdir. Hattâ Prof. PerroiDC bir nevi sosyalizme ulaşır. Onun görüşünü neticelerine kadar götürecek olursak çağdaş cemiyetin gerçek bir cephesini yani zümrelerin (aile, kilise, ümmet, tarikat v.S. teessür! kümelenmelerin) cemiyet l-çinde eridikleri vakıasını elde eder; herkesi eski bir alışkanlıkla dehşet ve hayret içinde bırakan boşanma, mahkeme faaliyetleri artışı ve ekonomik kesafet olaylarının medenileşme zarureti olduğunu görürüz. Bu yüzdendir kİ basında şişirilerek, heyecan verici manşetlerle Allahın günü yayınlanan boşanma, cinayet v.s. olaylar sadece
ıı
geçtikçe artıyor
bizim memleketimize has. anormal tezahürler değildir. Yurdumuzdaki bu tezahürler bütün medeni dünyada aynı şekil ve artışla cereyan etmekte ve bu umumilik bize Türkıyeye ait gayri tabiî bir oluşla karşı karşıya olmadığımızı ispat etmektedir. Hissiden akliye ve hasbiden menfaatçi görüşe doğru olan bu akış bizi fert olarak çok üzer, sarsar. Fakat ne yapalım kt ferdi arzular sosyal determinizmi değiştiremez, durduramaz. Olan olmaktadır.
Yurdumuzun - bu nokta anlaşıldıktan sonra- mahkeme faaliyetlerine bakınca boşanmalarda ^gördüğümüz hale benzer bir halle karşılaşırız:
I — Harpten önceki dört yılda açılan dava nııkdan 785.000 olup yıllık vasat! 196.250 dir... Harp sırasındaki dört yılda ise 896.000 dava açılmış o-lup yıllık vasati 224.000 dir.
II — Harpten önce yılda 75.000 mahkûmiyet karan verilirken harp* ten sonra yılda 93.750 mahkûmiyet karan verilmiştir.
HI — Harpten önce, açılan davaların yarısı beraetle neticelenirken^ harpten sonra bu nlsbet üçte bire kadar düşmüştür.
IV — Harpten sonra Istanbulda a-çılan davaların artışı harpten öncesine nazaran 19 500 vak alıktır. Bu artış îzmlrde 1.500, Ankarada 4.500 dür( HAŞAN SOSYAL
Hicri 1949 Rumi
BAFER ARALIK K. evvel
24 15 2
1369 Perfembe 1365
Vakit Vasat) Ezanı
Güneş 7.17 2.36
ötı« 12. 9 7.28
îklndl 14.29 9.48
Akşam 16.41 12.00
Y«t»ı 18.20 L30
lmeâk 5 82 13.51
Müzeler
Topkapı Karayı t Pazartcei-Çar-şamba - Cumartesi, saat 13.30-17 Telf (21090).
Ajaeofya: Pazartesi - Salı-Çar-şamba - Perşembe - Cuma, anat 13 - 16 00 Telf. (217ft0|
Arkeoloji: Çarşamba. Cuma,
Pazar günleri 13 ten İ6 ya kadar.
Eakl Şark Eserleri Bubeah Çarşamba, Cuma, Pazar, lü dan 12 ye kadar. Telf. (21682).
Türk ve IslAm Eserleri! Salı Perşembe - Pazar, saat 13.30 -16,30. Telf. (21888).
Dolmabuhçe Deniz Müzesi: Cumartesi saat 13-17, Pazar 9-18 Teli. (81284).
Sıhhî imdat
İstanbul Beyoğlu 44998
Anadolu yakası 60530
Ankara 91
İzmir 2251
tamir 2222 Karşıyaka 5053
tfaiye
Beyoğlu 4‘KMl KfldlM.v Ö0B72 l.tenbul 24222 «0948
▲ukajra ÛÜ. U&ur 2x22 iuM
olduğunuz herşey
Tiyatrolar
SEHtB TİYATROLARI:
Dram kısmı t (42167) Para uğrunda.
Komedi kısmı: (40409) Nemo Bankası.
MUAMMER KAKACA OPERETİ}
Sizin Sokak. Saat 20.30 da (43134) SES: Yunan Tiyatrosu 16 30 da
O Papadnros (tu Ksenopulu).
SES OPERETİ: 21 de Dell Gönül.
ANKARA
Büyük (10370-40) Knock. Saat 20 de.
Küçük (11169) Yalancı.
İZMİR: İzmir Şehir Tiyatrosu
Tel: 23M. Boş Beşik (Piyes 3 perde, 5 tablo).
Sinemalar
BEYOĞLU CİHETİ
ALKAZAR (42M2) 1 — Feliket
İncisi. 2 — Ormanlar Hu kimi.
AK (44394) Yalnız Gidenler.
ATLAS (40835) Büyük Günahkârlar.
EI.HAMHA (43595) Hazin Aşk. İNCİ (84595) İstiklâl Fedaileri. İPEK (44280) Çam Sakızı Polis Hnfiyesl.
LÂLE (43595) Yalnız Gidenler.
MELEK (40868) Büyük Vals (2 n-el Hafta).
SARAY (41656) ölümden Firar.
SÜMER (42851) Kanlı Buse.
8UATPARK (83143) 1 - Asya
Ateşler içinde, 2 — Lnrei-Hardl silâh arkadaşı. 3 — Tahiti Şarkısı.
6ARK (40380) Kalbime Doğmuştu î
SIK (13726) Kaçak Keşif Alayı.
TAKSİM (43191) KanuÜardnn Türbe.
TAN (80740) Korsanlar. 2 — Uygunsuz Kadın.
YEN! (84137) 1 - Brezilya Gece lerl, 2 — Ficıvtn.
YILDIZ (42847) Samba kralı (2 nci Hafta d )
Ka«unpnŞB ••
tj^AI-j Munts Krlsto ve İntikam
(2 devre).
ÇİÇEK 8. (ArnavutkÖy) 1 — Canavar Adam. 2 — Zoronun Kara Kamçısı.
İstanbul ciheti
ALEMDAR (23683) 1 — Alevden
Gönüller. 2 — Kaptan Kid.
ÇEMBERLİTAS (22513) 1 — Za-
ferler Arslanı. 2 — 7 Cüceler Pamuk Prenses.
FERAH; Sefaletin sonu, Korsanın kızı.
HALK (21904) 1 — Kanun Harici.
2 — Kalbim Senin.
HİLÂL (22717) Bugün açılacaktır.
İSTANBUL (22367) 1 — Altın Küpeler. 2 — MayerHng Esrarı.
AZAK (23542) 1 — Korkunç Vâ-dl. 2 — Çalınan Havat.
TURAN 22127) 1 — Korkunç V5-
dl. 2 — Çalınan Hayat. MARMARA (23860) 1 — Sevimli
Rüya. 2 — İki Yavru.
.MİLLİ (22962) 1 — Alevden Gö-
nüller. 2 — Kaptan Kld.
KISMET (21904) 1 - Soygun.2 — Kırmızı Fener.
YENİ (Bakırköy 16-126. 1 — Alevden Gönüller. 2 — Kaptan Kid.
KADIKÖY CİHETİ;
HALE (60112) 1 — Zehirli Kadın.
2 — Casuslar Çarpışıyor. OPERA (60821) Şöhret ve Para.
21 de Yunan Tiyatrosu; Mngda, SÜREYYA (60682) Periler Dün-
yası. Şanghay Ekspresi. YELDEf.İRMENİ (83143' 1 —
Zehra. 2 — Dehşet Klübü. 3 — Slhlrb/ız Kadın. •
ÜSKÜDAR CİHETİ! HALE (60062) 1 — Tehlikeli Ka-
dın, 2 — Kara Korsan. SUNAR: Knnh îftlrö (Türkçe).
Aşksız Yıllar
Ankara
ANKARA (23432) BHbn Katili. BtJYtlK (13031) ölmeyen Açk PARK (11131) Casuslar Çarpışıyor.
SÜMER (14072) 1 - Yeşil* Işıklar Arasında, 2 — RuMİ Casus Pe Şlnde
Stb tHU71) Canavar Tohumu.
VLUS (22294) Geceleıin Hftklml. YENİ (14040) Zafer Abldeel
GAR GAZİNOSU: Viyana Torno Revüsü.
İzmir
EI.HAMHA Fednkûr ana. TAYYARE 1 — İki Açıkgö, Tahsildar. 2 — Zehir Knçnkçılan.
YENİ SİNEMA Fedaidir Ana.
LÂLE 1 — Sala haddini Eyyubl (Haçlı seferleri). 2 — Dalma Aıjlc İçinde
TAN 1 — SalAhaddlni Eyyubl (Haçlı seferleri). 2 — Dalma A^k İçinde.
KARŞIYAKA CİHETÎl
SCMEK t)ç Mavi Melek.
MELEK 1 — Cezayir DaneÖzU. 2 — Kanunsuz Irk.
Radyo
Yeni iatunbul'uıı bugün Içlrı tav siye ettiAI İki progrıını.
Hariçte:
Saat 11.15 BBC. 31.25.10.16 m. Slr Adrian Boult İdaresinde BBC. Senfonik orkestrası. Ar-nold Bax, Bizet, Mendelasohn-dnn eserler.
Dahilde:
Saat 19.45 Ankara Radyosu. Haydn: Orkestra refakatinde viyolonsel konçertonu (Pl.)
Senfonik konserler:
Saat: 8.30 BBC, 31.25,19 m. Cllf-Corâ Curzon tarafından piyano soloları. — 11.15 BBC, Adrian Boult idaresinde BBC senfoni orkestrası, 12.15 BBC. BBC opera orkestrası. — I I İstanbul Radyosu (Pl.) — 15.lt BBC, •’Scottlsh orchestnfi,,. — 19 20 İstanbul Radyosu: Orhan Rötar - Ferdi Statzer (Beethoven'in keman vc piyano sonatı.
— 19.15 Ankara Radyosu (Pl.)
— 22.15 BBC. öperi» eserleri,
Hafif m ürik:
Snal: 8.30 Ankara Radyosu o-peretler t Fİ.) — 0.15 BBC. mu-
ılkl hatıraları. — 10.15 BBC Ingiliz hafif müzik eserleri (PL)
— 13.00 Ankara Radyonu salon
orkestrası. — 13.30 BBC. melodiler. — 17.15 BBC, minyatürden müzik. — 20.15 İstanbul
Radyosu, dinleyici İşteİderl (Pl)
— 22.00 İstanbul Radvm»|b luı-çülc orkestradan melodiler. —
22.30 İstanbul Radyosu, varyete müziği (Pl.) - 23. m BBC hafif orkeatra müziği.
Daim mü/Jği:
Saat: 10,30 BBC, dans urkeHtra-ları. — 13.30 İstanbul Radyosu (PI.) — 14.15 BBC (Pl ) - 16.15 BBC, Radyo rltm klübü. — 18.00 İstanbul Radyonu (Pl.) —
22.30 İstanbul Radyosu, lrwlnK Miller orkentranı (Pl.) — 21.15 Ankara Radyosu (Pl.) — 23.00 tstanbul Radyonu (Tl.) — 24.00 Amerikan İstasyonları 19.72, 15 21 Tanınmış dans orkestraları.
'lıiKitNİ Progrıımlurı
Suat: 20.30 BBC. Faust (Goo-the) 1 İnci kınım "Yeni senfoni orkestrası ve Doryan korosunun iştirakiyle.,,
22,00 Kemanın hikâyesi. Anlatan Bedii Sevin.
Müzik: Bach-La minör keman konçertosu.
Beethoven keman konçertosunun İki kadannı, Kreislor va Joacblm
Stravlnsky'nln Caprlclosu. 22.00 Amerikan İstasyonları 10. 72, 15.21 - PHİZ HARİS revüsü.
Alaturka müzik:
Saat; 8.00 Ankara Radyosu şarkılar (Pi.) — 12 30 Ankara Radyosu, şarkılar, türküler. — 13.15 İstanbul Radyosu, fasıl heyetlerinden şarkılar (Pl.) —
14.00 tstnnbul Radyosu, Türkü ve mayalar: Mofhııret Yıldırım.
— 18 (XJ Ankara Radyosu İnce-
saz (Şehnaz faslı) — 18.45 İstanbul Radyosu, şarkılar ve türküler»*. Mahmul Karıudaş — 19.20 Ankara Radyosu. Yurt-u-m Mudur. — 19.-15 İstanbul
Radyosu, İnce sazdan şarkılar v« türküler — 20.35 Ankara
Rndyoau: Karışık şarkılar. — 21 ıs» İstanbul Radyosu karışık memleket türküleri (PL) — 21.15 İstanbul Radyosu, fasıl (Nihavent faslı).
HABERLER:
Ankara ve İstanbul Radyoları; Saat 7.45. ia.00, 10.00, 22.45. Saat 2015 Radyo Gazetesi. Ankara.
BBC Radyosunun Türkçe neşriyatı: 7.15, 18.30. 28.00.
Bu haberler 31.32 v( il 19 metrelerden dinlenebilir
GpIpcpU vp gidecek uçak. ekMpreH ve vapurlar
GELK( EK OLAN UÇAKLAR
5.40 S A S. (İskandinav) Kopenhag. Amsterdam. Münih, Roma.
0.50 D.H Y. (Türk) Ankara.
12 ön D H Y. (Türk) Ankara.
11— D.H Y. (Türk) İzmir
13 30 B.S.A (İngiliz) Londra,
Nls, Roma, Atina
16.- S.K. (İsviçre) Zürih. Co-nevre, Atina. Arıkaıa.
16.20 D H.Y. (Türk) İskenderun. Adana, D.Bakır »V.alatya, Ankara.
GİDECEK OLAN (ÇAKLAR
10.10 D.H Y (Türlcı Ankara. Kıbrıs, Beyrut.
11.- S.A.S. (Jskandinâv» Roma, Münih. Amsterdsm. Kopenhag
1130 B.E.A. (Ingiliz) Atina. Romu, Nis, Londra.
tç SEFERLER
9— Ankara.
13.50 İzmir
14.30 Ankara
GELECEK OLAN VARIRLAR
20 30 SUS (Mudanyadani.
Gll)E( EK Ol \N V \l’l RLAR
5.— AKSU (Karadonlze'
9— SUS (Mudtınyaya)
GELEC EK Ol AN FKsJ llESLEK
5.45 Somplon (Avrupa).
7.10 Doğu.'
8 30 Ankara.
GİDECEK OLAN ERftEREftLER
9— Toros.
18.10 Ankara.
21.30 Semplon (Avrupa).
Erzalıaneler
Eminönü:
Beyazıt, Haydar (Yeni Lâleli.) Eminönü. M. KAzım Küçükpazar, Hikmet Güney. Alemdar. Sırrı R.
Eyüp:
Evüpı Eyüpaulıan.
Bakırköy:
Bakırköy ecz.
BrıiküiB:
Vıdln, Köylçl.
Beyoğlu:
Merkez: Bevoğ. Kalyoncu C. 76 İstiklâl C. 419. rakslrn: Taksim 1«t. C. 31. Galata: Merkez. Nşcaiibey C. 17
Şl-ıll: Halk, Hnl/'ıslcârgacl C. 111 Ktyftimpasn: Merkez. K. P. Fatih:
Şehzadcbaşı, İbrahim Balmumcu.
Fener. Hüsaıri. Gökengin,
Snnuıtya, Teofilos. (Y. KuJ Şehremini. Nilzhet. Onat. Aksaray, 6. Gürgen . Karngüm.. Çarşamba ecz.
Kadıköy:
Halk. Muvnkkıthano C.
( sküdnr;
İttihat. Hakim. M. C.
Hey brliadıtî
H Ad.. HeybMlnda,
SnriA er;
Nuri ecz.
ANKARA
Yenişehir (21863).
Ankara (in93r tsmetpnşa »15175».
İZMİR
Sağlık, Alsnııcak rnınt.
Sıhhat. KemerAİtı mınt.
Alı Hnyreddln. Basma hane mınt. Karantina, Yalılar mmt. lklçeşmellk. Eşrefpaşa mınt.
Soldan nii£a:
1 — Beynelmilel edebiyat mükâfatı. Bir soyadı» 2 — B!ı kadın adı. Ziyaretçi. 3 — Mikropları öldürmek İçin yapılır. 4 — Bir radyo markası. Dair. 5 — Bir yabancı erkek adı. İlâve. 6 — Bir köylü adı. 7 — Bir cetvel. Ay. 8 — tplİk. Bir renk. 9 — Bir vnbnncı kadın adi. Yeşillik. 10 — Kıymetli bir taş. Elekten geçirme
Yukardan aşağı:
I — Pişmanlık. Su. 2 — Bir saat markası. Dalkavukların öptükleri. 3 — Eski İstanbul. Büvlik, 4 — Genişliğe. Bir mevva. 5 — Bir cins kumaş, 6 — Kısaca fiyat. Bir renk. Bir harf İr. okunuşu. 7 — HÜlAsn. îç. 8 — Bir emir. Tespihlerde bulunur. 0 — Soğuktan husule gelen bir hal 10 — Nefere. Kız evlât.
n('NKt) BULMACANIN HALLİ
Soldan sata:
1 — Etnografya. 2 — Ara. Saat. 3 — Eftolva. Ma 4 — Maske. Rina. Eki. Taam. 6 — Frank. Az. 7 — La. ölü. 8 — îlik. Roma. 9— Kiraz. Peki. 10 — Ml, Ararat.
Yukardan atnfiı:
1 — Egemenlik. 2 — Fak. Alim. 3 — NatsiÇ îrl. I — Orak. Roka. 3 — Galeâ Za. 6 — Amir. 7 — Asarak. Opn. 8 — Fa. îm. Ömer, ö — Yama. Alaka. 10 — Atasözü.
Sayfa
e
YENt tSTANBUL
15 Aralık 1949
SIYASI İKTİSADİ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE


*
t
Sahibi :
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER
Bu sayıda yazı iğlerini fiilen idare eden: SACİD ÖGET
Banıldı^ yer:
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
îkinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki İktisadî, dördüncü sayfamızdaki kültürel başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamen yazarlarına aittir.

DAHİLİYE MÜTEHASSISI ARANIYOR
Divriği Demir madenleri m üessesemlz için dahiliye mütehas sisi bir doktora İhtiyaç vardır
İsteklilerin, Bankamız Personel işleri Müdürlüğüne müracaat-leri (17426)
Birinci nevi halis
MORİNA BALIK YAĞI
TfiKStM ECZANESİ’ne oelmiştiı.
IÜRKİYE GARANTİ BANKASI A. 0.
SARIYER AJANSI
Efibank Genel Müdürlüğü
S. HAIM
Narmanlı Ap. Avlu İçinde No. 4
Beyoğlu, fstiklftl Cad No 390
HALI ANTİKA KIYMETLİ KİTAP
4 0 0 7 1
(JbraritiK
Telcron: Telgraf*
4
Ortaçeşme Cad. 12 numarada bugünden itibaren
sayın müşterilerinin hizmetine girmiştir.
F
5
»
I
3
C
t
Doğum
Gazeteci arkadaşlarımızdan Vahit Orgun llo eşi DUrrHöohvar Orgun'un bir kızı dünyaya gelmiştir. Arkadaşımızı ve eşini tebrik eder; küçük Seval’e uzun ömürler dileriz.
Çakmakçılar Yokuşu Büyük Yeni Han orta kat 33.
Saç. "Kova ve soba borusu yapılabilir.”
Köşebent, “öküz nalı, kundura demiri, pencere menteşesi yapılabilir.”
Tel. “El feneri, oyuncak yapılabilir.”
c «
DEVLET DENİZYOLLARI İLÂNLARI
EMLAKJANK A SI
TELTİK EŞYA SATIŞI
Ofisimizin Bedesten Deposunda mevcut, levha teneke ambalâ-jından çıkmış:
2.509.— Kg.
6.261.— Kg.
215.— Kg. pazarlıkla satılacaktır.
isteklilerin 20 - 12 - 1949 Balı günü saat 15 te Yenivalde hanında îç Ticaret Müdürlüğünde hazır bulunmaları Lifim olunur.
(17674)
TİCARET OFİSİ
Yeni Valde Han, Kat 5
Telgraf adresi: TARFO Telefon No. 24236
VILBAfl
KEŞİDEMİZDE

16
ARALIK 1
AKŞAMINA KADAR
SİZ DE BU ÇEKİLİŞE İŞTİRAK EDİNİZ





*
a





İngiliz __
AĞ İPLİKLER!




1
1 — İdaremiz ihtiyacı için 31 adet gemi ışıldağı (Projektör) ka-
palı zarf usuUylo satın alınacaktır.
2 — Eksiltme, 9-1-1950 pazartesi günü saat 15 te Tophanede Genel Müdürlük Alım Satım Komisyonunda yapılacaktır.
— Tasarlanmış değeri olmıyan bu malzeme atımında, isteklilerin teklif edecekleri mal bedelinin %7,l/2 nispetini geçici güvenme olarak hesaplamaları ve eksiltmeden Önce Komisyondan alacakları bir yazı ile güvenme paralarını idare veznesine yatırmaları ve şartnamede yazılı belge ve makbuzlarını teklif mektuplarını ihtiva eden kapalı zarflarına koymaları.
— Şartnamesi her gün parasız olarak Komisyondan alınabilir.
— Kapalı zarflar eksiltme günü saat 14 e kadar Komisyon Başkanlığına makbuz mukabilinde verilmiş olmalıdır. (17691)
YILIN ANSİKLOPEDİSİ
Bütün tanınmış takvimciler, âlimler, şairler, filozoflar, mütefekkirler, doktorlar, muharrirler, hikayeciler bir araya gelerek çeşitli mevzular üzerinde hazırladıkları 2500 parça yazıyı bir tek eser içinde topladılar.
Bu eser, her yıl seve seve alıp bir ziynet eşyası gibi odanızı süslediğiniz, günlük yorgunluğunuzu yaprakları arasında dinlendirdiğini
Büyük S^tli Maarif Duvar Takvimi
daha büyük bir itina ile yakında çıkıyor.

Comments (0)