15 Ekim 1950 —
Paıor
SİYASİ İKTİSADÎ, MÜSTAKİL
Yıl 1 — Sayı 319 — 10 kuru,
1 eni îstnubııl'un KUPONU
TAHSİL KUPONU
Trsta eden: îîııblb Edlh - TÖREHAN
Ahoner Türkiye için seneliği 8$, »Ih aylığı 17, üç aylığı 9 liredir. Hariç memleketler İki misildir.
hânlar ı R nrı sayfada santimetre*! S liradır. ilânlardan hiçbir m es illiyet kabul edilmez.
Beyoğlu - Müellif Carldesl A - R. Telefon t 447141-44757 Santral
Po«ta Kutusu i 447 - tefanbul. Trlrrnf Adresi : Hetlo. tstanbnL
Parti münakaşaları fUJEMLEKETlMİZDE fek parti mev-rnt olduğu vakitler ne kazlar şikâyet ediyor ve hüzün d uyuyor duysak şimdi de bunun bir enfilâsyona uğramadığını görmekle sev İmi İğimizi •aklayanuyoruz. Bilhassa flon muhtar ve şehir meclisi meclis âzalarının seçimleri münasebetiyle söylenen nutukları. yapılan mücadeleleri gördüğümüz zaman düşüncelerimizde haksız olmadığımız kanaati bir kat daha artıyor. Eski İktidar sanki kaybettiği şeylerin bütün acısını çıkarmak İstiyormuş gibi yenisine hücum ediyor, yenisi de eskisinin geçmiş yıllardaki kabahat ve kusurlarını İzaha ve İspata çalışıyor.
Bizim kanaatimizce, İki tarafın da bu hususta asabiyet ve hassasiyeti fazladır ve bilhassa şimdi günlerimizin en büyük faaliyetini böyle bir çerçeve İçine alınmış gibi görmek hoş bir duygu değildir. Bllmünasclıe söylediğimiz gibi eski iktidar bir çeyrek a-sırdan fazda İş başında kalmıştır. Yapılan her şeyin toptan fena olduğunu söylemek doğru, haklı bir hareket o-lamaz. Ancak birçok şeylerin yapılmamış olduğu veya fena yapıldığı yine herkesin taallk ettiği hlr şeydir. Onun için millet hükmünü vermiş ve İktidarı başka bir partiye emanet etmiştir. Şimdi, uzun zamanlar iktidar azamet. ve biraz da saltanat zevki İçinde yaşamış olan bir partinin bunu hemen kabul ve hazmedebil eceğinl sanmak doğru olamaz. Bilhassa seçimlerde uğrayacağı mağlûbiyeti bu derecesiyle hiçbir zaınaıı hatırından geçirmediği İçin birdenbire bastıran bozgun, eski iktidar partisinin bünyesinde huzursuzluklar ve sinirlenmeler uyandırmışsa, bunu anlamak ve tabii bulmak İktiza eder. Şimdi onun nzun seneler fazla bir kuvvet ve gayret sarfetmeye lüzum görmeksizin muhafaza ettiği İktidarı en çabuk bir surette ele geçireceğini zannetmesine de hayret edilmemelidir.
Truman bir nutuk irat ederken ve Mac Artluır Kore cephesinde
Wake Adası görüşmeleri
İşletmeler Bakanının beyanatı
Ecnebi sermayeyi teşvik
kanunu tasarısı hazırlandı
Buna mukabil iktidarın İş başına gelmesinden henüz dört ay geçmemişken kendisine karşı yöneltilen tenkldlere tahammül edememesine de bir mâna veremiyoruz. Memleketimizin parlamento hayatında ilk defa o-larak particiliği hakiki nıûnuslyle kuran bugünkü iktidar partisidir. Onlar tenkide pek de müsait «ılmıyaıı zamanlarda, durumlarının güçlüğüne rağmen memleket dâvalarında teııkld ve itirazlarını yapmış ve hoşa gitmi-yen şeyleri ortaya koymuşlardır. Onların en büyük istinat noktaları kentlilerine ' tenlik) hakkının verilmemiş ««İması idi. İktidar partisinin, şimdi, ı maruzlarına bu teııkld hakkını faz-I isiyle vereceklerinden ve her çeşit tenkide tahammül edeceklerinden şüphe etmiyoruz. Zaten demokrasi hayatının Icabatı da bundan başka bir şey değildir.
Yeni iktidar 14 mayıs seçimi İle imtihanını kazanmış ve memleket 1-dareslnl eline aJmıştır. Ondan milletin beklediği hlr çok şeyler vardır. Türk Milleti bu seçimde röşdünü İspat ve hakikaten parlâmento hayatına sanki yüzlerce yıldan beri alışmış gibi hareket etmiştir. Onun aceleye de o kadar ihtiyacı yoktur. Türk Mmetl zaten hayalinde uzun yıllar boyunca yaşayan devlet şeklini derin bir özleyişle beklemiştir. Daha bir müddet bekleyebilir ve bunun İçin sabrı da vardır. Şimdi onun istediği İlk şey; hürriyet ve demokrasi rejiminin gelişmesini güçleştiren esaslarda hemen tadilâta girişilmesidir. Memlekette kanunun hâkini olması, mal ve can masuniyetinin temini ve şimdiye kadar tarakklslne nıâııl olan âmillerin vakit geçirmeksizin ortadan kaldırılmasıdır. D. P. İş başına geldiği günden beri bu husustaki İyi emellerini belirtmiş, bir çok engelleri kaldırmış ve İyi niyetini göstermiştir. Bu çok kısa ramanda bundun duba fazlasını beklemek de doğru değildir, hal tâ etraflı düşünülürse, belki de, zararlıdır.
verilen kararlardan değil, oıılurın acele verilmiş olanlarından zarar görmüşüzdür. Eğer yeni iktidar, çok ciddi ve sorumluluğu ağır memleket dâvalarında dikkatle hareket eder ve giriştiği işleri derin ve köklü incelemelerin bir mahsulü olarak hazırlarsa herhalde kazanacağı itlınat ve sevgi o nispette büyük olacaktır. Bunun I-çln de düşünmeye, çalışmaya ihtiyaç vardır ve bu da ancak zamanla olur. Bundan Ötürü biz şimdi yeni iktidarın, yapılan tenkldlere fazla hassasiyet göstererek nutuklarla vakit kaybedecek ve memlekette devamlı bir seçim devri ruhiyatı yaşatacak yerde bunları sükûn İçinde karşılamasını ve asıl memleket dâvalarını halletmek yolunda yürümesini münasip gördüğümüzü söylemeyi bir vazife biliyoruz.
Habib Edib - Törehan
Güney Kore Hükümeti Birleşmiş Milletler kararını reddetti
Seul, 14 (YİRS) — Güney Kore Hükümeti, salâhiyetlerinin Kuzey Kore-ye de rııcl olmaması, bütün Koredo genel seçimler yapılması baklandaki Birleşmiş Milletlerin ve Kore Komisyonunun kararını reddetmiştir. Hükümet. Birleşmiş Milletlere üye olan devletlere birer telgraf göndererek projenin kabul e.dllemlyeceğlnl, zira bunun Birletmiş Milletler emriyle kurulmuş olan hür Kore İle kabili telif olmadığını bildirmiştir.
Başkan Truman: “Müstakbel bir harbin
kaçınılmazlığına kaııi değilim" diyor
Honolulu, 14 A.A. (AFP) — Tnı-man’ın Mac Arthur ile Walce Adasında görüşeceği tahakkuk etti. Dün akşam bunun resmen blİdIriIınetfI kimsede hayret uyandırmadı. Mac Arlhııt Tokyodan lıareket ederken gitlrccği yeri -saki amanı »e tu
Birleşik Amerika Devletleri Başkanı. madununun ayağına gidiyor denebilir. Fakat Birleşmiş Milletlerin Kore harbinin idaresiyle mükellef kıldığı Birleşik Amerika Uzakdoğu kuvvetleri Başkomutanının geneikarar-gâhından uzun müddet uzaklaşamıya-cağı da gözönünde tutulmak lâzımdır.
VVake Adasında ehemmiyetli politik ve stratejik meseleler görüşüleceğine şüphe yoktur. Truman’ın müşavirlerinin hepsi bu yakınlarda U-zakdoğuyu ziyaret etmiş. Asya meselelerinde salâhiyet sahibi şu şahsiyetlerdir:
Truman’ın sağ eli Averell Harrl-man, dünyanın bu kısmını bir kaç kere mühim vazifelerle dolaşmış olan Philip Jessup, Uzakdpgu meselelerinde Dışişleri Bakan Yardımcısı Dean Rusk. Keredeki demokratik kuvvetler çoğunluğunu teşkil eden Amerikan ordusu mesulü Frank Pace.
İtimat edilir kaynaklara göre bu-
güne kadar hiç karşılaşmamış olan iki şahsiyet İlk önce şu İki esaslı meseleyi tetkik edeceklerdi?:
1 — Umumi bir harbe yol açmadan Asyaıhıkl lc(ımünistler müessir şekllılo ııasd nıağlûp edilebilir,
2 — Fnıuıoîyı tçln y(*ni l>Ar rejim tesisi demek olarak Çin ile barışçı münasebetler nasıl kurulabilir ve Çln-hindlne karşı Amerikan siyasetinin tarifi.
Pekin Hükümetinin tanınması İhtimali muhakkak ki halli en çetin noktalardan biridir. Mac Arthur bugüne kadar Mao-Tse-Tung rejimiyle her türlü münasebete kesin olarak muhalifti. buna mukabil VVaslıIngton Hükümeti bu rejimin tanınmasını kaçınılmaz telâkki etmeye meyyaldi. Bazı haberlere göre General Mac Ar-thıır. Formoza hususundaki görüşlerini son zamanlarda tadil etmiştir.
Fakat generalin Birleşmiş Milletler kadrosu İçinde müzakereyi derpişe hazır olup olmadığım ve daha geçenlerde bir dostluk ziyaretinde bulunduğu Çan-Kay-Şek’in son barınağı olan bu adada milletlerarası vesayet kurulması prensiplin kabul edip etmediğini anlamak kalıyor.
Çlnhlndlstanına gelince. Amerikan yardımının büyük mikyasta artması
Muhafazakârların kongresi dün Churchill’in nutku ile kapandı
Muhalefet Lideri, Uzakdoğuya kıyasen Avrupanm daha büyük tehlikelere maruz bulunduğunu söyledi
Blackpool (Ingiltere) 14 (APı — İngiliz Muhafazakâr Partisinin birkaç gtlndenheri devam eden yıllık kongresi bugün eski Başbakan ve Parti lideri Wlnston Churchill’in bir demeciyle kapanmıştır.
Churchlü, Batılı devletlerin Uzak-doğtıd.ıkl mahalli mllcndtdelere kendilerini “Aşın derecc(le kaptırmamaları’* lâzım geldiğini zira Avnıpada-kl tehlikenin daha bllyük olduğunu söylemiş ve şunları İlâve etmiştir:
'•Hükümetin belirttiği gibi Avrupa kıtası üzerinde dolaşan tehlikenin vüsatine kıyasen TTzakdoğudakl tehlikeler çok daha küçük mikyastadır”
Chıırchlll Korede vukua gelen hâdiselerin Rusya İle sulhçu bir anlaşmaya varmak Ihlİmallerini arttırdığı kanaatini belirtmiş ve MGÜney Kölenin maruz kaldığı Sovyet sahlırışı neticesinde birçok kimseler tdzlerl tehdit eden tehlikeleri İdrak etmiş-h rdlr.” «I. iniştir.
Eski Başbakan şunları İlâve etmiştir:
“Koredekl askeri harekâtın muvaffakiyeti bizde yalancı bir emniyet hissi uyandırmamalhbr. Harbin kaçınılmaz olduğunu zannetmiyorum Fakat kanaatimce Avnıpayı Sovyet komünizminin İhtiraslarından sadece koruyan Amerikanın atom bombalan İmalâtındaki üstünlüğüdür ”
Chıırchlll, înglllz îşçl Partisi Hükümetinin yeniden silâhlanma siyasetini tenkld ve bu hareketin “geç ve kifayetsiz” olduğunu söylemiştir.
Eski Başbakan bıı konuda .şunları söylemiştir:
”3 ay zarfında Koreve temsilî bir kuvvet mahiyetinde gönderilebilecek bir tugay bile bulamadılar. Bunun sebebini anlamak imkânsızdır. Fakat
esasen bir tugaydan fazla kuvvet göndermek haalretâizllk olurdu.”
Chıırchlll, bir saatten fazla süren derı.eıdnlıı ancak cüfc’l bir kısııııııı dış siyasete ve Doğıı-batı gerginliğine hasretmiştir. Bilhassa tngiiterunlıı iç siyasetine dair konuşmuştur. Komünizmi “Dünya için büyük tehlike” şeklinde tasvir etmiş ve sosyalizmin, î ııgliteredvkl kuııdhılzınln ilerleyişine zemin hazırlamak tehlikesi aızettlğınl söyleJmiştşir.
Ümidi pek azdır, meğer kİ Jul Moch İle Maıırice Petsche’in VVashlngton-dakl müvazl görüşmeleri dununu değiştirsin.
Mac Artbıır’e yakın ççvreler müstesna, Trumaıfa vmJv1’ çevrcIcrJs Çin hirıdt Frenannfh h) meMtfea! yânımak-ta ısrar ediliyor ve Amerikan kuvvetlerinin İştiraki tasavvur dahi edilmiyor.
Doğru olup olmadıklarını anlamak imkânsız söylentilere göre de Truman ile Mac Arthur ortaya atılan ve bir kaç ay önce çabucak vazgeçilen Pasifik paktı tasarısını da görüşeceklerdir.
Honolulu, 14 A.A. (Reuter) — General Mac Arthur, Başkan Truman İle görüşmek üzere bugün Türkiye .saatiyle 8 de Wake Adasına gelmiştir.
Trııııınıı’ın demeci
Honolulu. 14 A.A, (AFP) — Pasifik Donanması Başkomutanı Amiral Radporel'ln cuma günü şerefine verdiği öğle yemeğinden sonra Başkan Truman şunlan söylemiştir:
“Demirperde arkasındaki milletlerin de hizlm kadar başka bir harpten sakınmak ve dünya barışını kurmak İstediklerine burada bulunduğuma e-ınln olduğum kadar’enılnlm. Hakikati onlara ulaştırmalıyız. Ulaştıracağız da.. Ben, başka bir harbin kaçınılmaz olduğu kanaatini besleyenlerden değilim.,,
Başkan, bundan sonra New-Tork ve San Franclsco'da vereceği nutuklarda Birleşik Amerikanın durumunu bütün açıklığı İle izah edeceğini söylemiş ve arada sırada kongredeki muarızlarına hitap ediyormuş gibi konuşarak şöyle demiştir:
“Korede sulh tesis edildikten sonra milli müdafaa için lâzıın olan nmn. zam tahsisat yolalrının kapanacağından endişe ediyorum. Sulh supa ve taşla İdame ettlrclemcz. Bu sözlerimi kongre ve Amerikan Milletine dlnle-teblleceğiml umuyorum.,,
SON DAKİKA
Wake Adası. 14 (YtRS) — Truman Mac Arthur İle bir saat yalnız olarak görüşmüş, bunu müteakip bir «ant de diğer askerî ve siyasi şeflerin iştirakiyle henüz mahiyeti resmen açıklanmamış hıiHusInrı görüşmüşlerdir. Toplantı sonundu Truman hiç bir şey söylememiştir, Mac Arthur İse «ade-ce, “Ben hurp tarlhlndo Hükümetinin en fazla nıüzaharvtlne nıazhar ol-
muş bir knnıııtanım,, demiştir,
İtalyan Büyükelçisi
memleketimizden ayrıldı
İtalyan Büyükelçini Rerıııta Prıman dün memleketimizden ayrılarak tüılyayıı hareket etmiştir. Resimde, İtalyan Elçlnlnl Ankara vapurunda Vali ve Bayan Gökay lie beraber görüyorsunıı. Büyükelçinin memleketimiz hukkuıdukl lntı-baiaruıı İkinci »ahlfeııılzdc bulacaksınız.
Satılacak fabrikalar tesbif edilerek, listesi Bakanlar Kuruluna verildi. Bunlar arasında mensucat ve çimento fabrikalariyle Efibankın küçük maden işletmeleri de var
Ankara, 14 (ANKA) — İşletmeler Bakanı Dr. Muhlis Ete, Sivas Çimento Fabrikasının tevsii ve Bakanlıkla ilgili diğer meseleler etrafında Ajıkarn AJansımn bir muhabirine aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
“— Bakanlık Sivas Çimento Fabrikasının tevsii için getirilen makineleri hususî teşebbüse devretmek İslemiş, fakat vuku bulan taleplerde teklif edilen fiyatlar değerlerinin yarısı bile olmadığından, zaten başlanmış olan inşaatın devlet eliyle devamına karar verilmiştir. Başbakan Adnan Menderes de Sivnata yaptığı bir konuşmada bu hususu açıklamıştır.
Satılacak fabrikalar meselesine gelince, satılacak fabrikaları kesin hir şekilde tesblt ederek listesini Bakanlar Kuruluna verdik. Bu fabrikalar arasında mensucat, çimento fabrikaları İle Etibank’ın küçük maden işletmeleri de vardır. Bakanlar Kurulundan çıkacak olan kararı, kasım ayında toplanacak olan iktisadi Devlet Tevekkülleri Umumî heyetine sunacağız. Orada da mllzakert edildikten sonra, fabrikaların »atışa ar-zedılmesl İçin lüzumlu formalite tamamlanmış olacaktır.
Diğer taraftan î’atya, İsrail gibi devletlerin modem kanunlarını inceleyerek bir (Ecnebi Sermayeyi Teşvik Kanunu) tasarısı hazırlamış bulunuyoruz. Bu kanun sayesinde memlekete g1rDb;k, İsteyen yabancı sermayelerin tereddütleri bertaraf edilmiş olacaktır.
Daha şimdiden devlet fabrikaları için. Hollanda. Belçika. Amerika, în-
giltere ve Fransa firmalarından teklifler y&pdmıtır.
Kasım ayından sonra, satış formalitelerine resmen başlanabilecek ve uygun şartlan haiz müşteriler çıktıkça, bunlann almak istedikleri işletmeler anonim şirket haline getirilerek, hususi teşekküllere bu şekilde devredilecektir.
Bundan böyle devlet eliyle İşletme kurulmıyacak ve ancak özel teşebbüslerin faaliyetleri için lüzumlu tedbirleri almak, yollan yaptırmak, sulan getirmekle iktifa olunacaktır.
Ereğli Kömür Havzasının programlarını da yeni baştan gözden geçirdik. Kok kömürünü ihraç edip, dahilde linyit yakmak imkânlarını aramakta ve bu yolda çalışmaktayız.,,
İÇİNDEKİLER
İKİNCİ
Rııl^rlstarı Türklerinin çekilişi
Av’ikat H. Balkancı
ÜÇÜNCÜ
Maddi - Manevi
Şehir Tiyatrosu
Refik Halid Karay
Pazar Saatleri
Bedii Faik DÖRDÜNCÜ
Giinün para meseleleri
Prof. H. Laufenburger
BEŞ î NCÎ
İçtimai mevzular ı
Sanat, ahlâk ve cemiyetimiz
M. M. Balaban
Azaplı Köyü
K. Sadık Göğceli
SEKİZİNCİ
SPOR
5 ilçemizde bugün Genel Meclis üyeleri seçilecek
Seçlm yapılacak ilçeleri gezen Vali, kanunun gerektirdiği bütün tedbirlerin alınmış olduğunu bildirdi
gibi kanunun gerektirdiği bütün tedbirler alınmış bulunmaktadır.
Seçim günü devamınca Vali Muavinleri İle Emniyet Müdürü ve diğer idari Amirler seçimin huzur İçinde cereyanını temin etmek üzere vazifeleri başında kalacaklardır.
Cide’de sellerin
yaptığı tahribat
Cide 14 (AA) — B
sinde kasabamızı seller basmış, bîr takım yerler çökmüş, köprüler yı. kılmış, mahsulât hasara uğramıştır. İnsanca zayiat olmamıştır. Denizde hüküm süren fırtına devam etmektedir.
Bugün şehrimizin Çatalca, Silivri, Kartal, Şile ve Yalova İlçelerinde Gene! Meclis Üyeleri seçimi yapılarak 12 üye seçilecektir.
Blİ>ullği gibi, îstanbıılda Vilâyet ile Belediye ayrılmamış olduğundan, bugünkü meclis, hem belediye ve hem de Genel Meclis vazifelerini bir arada görmektedir. Yalnız Adaların, yukarıda yazılı İlçelerden ayn belediye teşkilâtı olduğu için, geçen şenlerde onların da belediye meclisleri teşekkül etmişti. Bu defakl seçimde bu ilçeler yalnız genel mec-İİB üyelerini seçecekler ve bu Üyeleri İstanbul Genel « lislna göndererek temalı ettireceklerdir
I M»jm münasebetiyle Va-ye "Başkan ı gazetecilere şunlan söylemiştir:
“Seçim yapılacak ilçeleri gezmiş bulünuyonim. Vatandaşlar huzur içinde haklannı kullanmaya hazırdırlar. Oyların serbestçe kullanılmasını temin İçin her seçimde olduğu
1951 bütçesi
tahminleri
Dün geceki boks müsabakaları

»
t
t






Maliye Bakanı, bütçenin geçen seneye nazaran daha fazla açık olaeagı haberlerinin şahsî tahminlerden ibaret bulunduğunu bildirdi
Ankara 14 (A A.) — Malîye Bakanı Halil Ayan, Anadolu Ajansının bir muhabirine aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
1951 bütçesinin geçen seneye nazaran daha büyük bir açık göstereceği yolunda matbuatta bazı neşriyata tesadüf edilmektedir.
Bütçe hakkmdaki görüşümüz. Büyük Millet Meclisinde okunan Hükümet programı ile Kamutaya ve umumi efkâra arzedllmlş olup 1951 bütçesini de bu görüşe ve tasarruf esasına sadık kalmak suretiyle hazırlamak kararındayız-
Bütçe üzerindeki mesaiye henüs başlamış bulunuyoruz. Bütçeyi Büyük Millet Meclisine sunmak için daha ö-nümüzde bir buçuk aydan fazla bir zamanımız vardır.
Buna aykırı olarak ve maledilmek suretiyle İleri kirler şahsî tahminlerden me>.
Hükümet* sürülen filleri geç*-
Kore Savaş Blrllğlmlt İçin özel radyo yayını
Ankara 14 (ANKA) — Bastn-Ya-ym ve Turizm Genel Müdürlüğü yarınki pazar günü saat 12.15 ten itibaren Koreye giden biriliğimiz için Ankara Radyosundan Özel bir yayına başlıyacaktır.
Kısa dalga üzerinden yapılacak olan bu yayın 12.50 ye kadar uzun dalga memleket postasından da verilecektir.
liıiıı gecenin yegâne galibi Haİlt ErgÖııül, Fmnsu profesyonel boksörü J^ıneüuler’l yellerken
Şehrimizde bulunan Ispanyol ve Fransız profesyonel boksörleri dün gece Spor ve Sergi Sarayında İlk karşılnşmnlnrıııı amatör boksörlerimize karsı yapmışlardır. llallt ErgÖnül, LenıeÜııler’I; Toııpd, /Vlekoyu; Perrot Gullbert’l sayı İle; Ferıınııdez, Ahdi Öz.kııtluyu; Anıranı, Necati Korkııtu teknik nakavtla rııa£İüp etnıl&lerdlr. Maçların tafsilâtı spor sahlfrmlzdtMİlr.
Ankara” vapuru gitti
Batı Akdeniz postasını yapan Ankara vapuru dün saat 12 de 247 yolcu ve 133 ton yükle Bari Akdeniz seferine çıkmıştır. Eski İtalyan Büyükelçisi ve Vali ve Belediye Başkanı Profesör Fahreddln Kerim Gö-kayın eşi. Şehir Tiyatrosu artistlerinden Şevkıye May gtden yolcular meyanmdadır.
Bakanlar Kurulu dün de toplandı
Ankara 14 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Bakanlar Kurulu öğleden sonra Cumhurbaşkanı Celâl Bayar’ııı Başkanlığında toplanarak güpdemlnde mevcut meseleleri müzakere etmiştir.
Kurul bugün de Bulgar notasına verilecek cevabı incelemiştir.
Cevabî notamızda eski görüşümüzün muhafaza edileceği anlaşılmakta olup nota Önümüzdeki günlerde Sofya maslahatgllzarınuz vaaıtaslyle Bulgurlara tevdi edilecektir.
Toplantıyı müteakip sızan haberlere göre Bakanlar Kurulu aynı zamanda üçüncü sayfamızda okuyacağınız Malatya hâdisesini de gözden geçirmiştir.
îçlşlerl Bakanı bu mesele hakkın, da kabine arkadaşlarına İzahat vermiştir.
Radyomuzda alafranga... Ve alaturkaI
Sayfa 2
Y E N t İSTANBUL
TETKİKLER|
Bulgaristan Türklerinin çekilişi
Yazan: Avukat Hüseyin Balkana
YCZ binlerce Türkün Tuna boylarından ve Balkanlardan anavatana sürüldüğü vakıanı karşısındayız. Bu Öz Türk evlâtları asırlardan beri yaşadıkları topraklardan koca çınarlar gibi sökülüp atılıyorlar. Mallarından hemen hiçbir şey getiremedikleri gibi canları da dalmt tehdit ve tehlike altında bulunuyor. Dâva, devlet ve devletler çapında büyük, esaslı ve müstacel tedbirleri İcap ettiren bir dâvadır. O topraklarda doğup büyümüş ve çileli kardeşlerimizin orasından çıkmış olmak itibariyle biz bu dâ. ranın gereken şümul ve ehemmiyetiyle ele alınmasını istiyor ve bunun için haykırıyoruz. No fazla bedbin, ne de fazla nikbin olalım. Milletimizin ve mületlor camiasının bu bapta alacacı tedbir ve yapacağı teşebbüsler no olursa olsun kış ağzında Balkan Türklerinin büyük bir çığ gibi topraklarımıza yuvarlanacağı muhakkaktır. Hükümetimizin göç dâvaslyle yakından İlgilendiğini şükranla kargılarız. Esasen böyle bir d Ava birinci derecede devlet meselesidir. Son günlerde bu dâva ile ilgili yazılara matbuatımızın da çok geniş bir surette yer verdiğini görerek memnun oluyoruz. Fakat şunu da İtiraf edelim kİ, bu dâva yani milyona yakın Bulgaristan Türkünün mukadderatı dâvası Öteden beri mevcut olup son hâdiselerle ancak ortaya çıkmış bulunuyor. Yıllardan beri Bulgaristan Türk-lerl muhtelif sebep ve âmiller tahtında yuvasında rahat değildi. Ve bir çareyi halâs için hazırlanmakta Idl. Bulgaristan Türkünün hakları ve menfaatleri öteden beri çiğııenegelmiştlr. Maalesef çok çalışkan, her şeye mütehammil ve muti olan bu kardeşlerimiz. kendi yurtlarındaki hak ve menfaatlerini arayacak, duyuracak hakiki rehberlerinden ve münevverlerinden de mahrum kalmıştı. Bulgaristan Türk münevverleri bidayette istikbal endişesiyle kendiliğinden ve sonraları da Bulgarların aistenılJ tazyikleri karşısında mecburen anavatana göç etmişti. Oralarda vazifesini yapa ını yan Bulgaristan Türk münevverlerini bugün anavatanda büyük vazifeler bekliyor. Hükümetimizin Bulgaristan Türklerini kabul İle sinesinde barındırmak İçin oradaki mallarının da tasfiyesi İçin çareler a-raşhrdığı böyle bir 7-amanda Bulgaristan Türkünün malî, İktisadî durumları ve hele Bulgaristanın hemen her büyük kasabasında mevcut ve hâlen cemaati Islâmiye denilen bazı ellerde kalmış atalar yadigârı mektep. medrese, cami, hayrat veaair mülk ve malları hakkında gerek hükümetimizi gerekse efkârı uınumlve-yi aydınlatıcı yazılar yazmak, konferanslar tertip etmek bu vazifelerinin başında gelmektedir. Şimdiye kadar matbuatımızda bu gibi yazılardan ziyade bilhassa bazı akşam gazetelerinde görüldüğü gibi Bulgarların Mihay-lof. Görgi.vcf ve PetkoHarlyle ilgili sansnslyonel havadisler yer almıştır Bulgaristan Türklerinin hal ve istikballeri hakkında maalesef esaslı bir malûmat elde etmek mümkün olmamıştır. Kendi kendimize ufak bir tariz ya|>arken Bulgaristandaki Türk konsolos ve memurlarının da bihakkın ve semereli bir şekilde çalışmadıklarına da İşaret etmek isterim. Hiç şüphesiz Bulgarların doğrudan doğruya veya dolayısiyle ayaklandırdıkları yüzbinlerce Türk arasında öteden beri anavatana göç etmek İçin kendi arzusiyle hazırlığını yapmış ve fakat tevali eden harpler ve Bulgar parasının kıymetini büsbütün kaybetmiş olması ve Bulgar Hükümetinin de av eşyasından maada eşya çıkarma ta müsaade etmemiş bulunması dolavı-aiyle vaktinde gelememiş olanlar vardır. Fakat bu, yüz. binler arasında mahdut miktardadır. İşte bu defa Bulgarların, hükümetimizin göçmenlere müşkülât çıkardığı yolundaki id-dialarna mesnet ittihaz ettikleri daha doğrusu kendi menfaatleri bakımından sürmek istedikleri Türklere paravana olarak kullandıkları Türkler bu kısma dahildir. Kaldı kİ Bulgarların zaman zaman hudutlarını kapamaları ve göç etmek İsteyenlere bin bir çeşit müşkülât çıkarmaları nazara alınacak olursa bunların da oralarda toplanmalarına sebep gene kendileri olmuştur. Bu İtibarla hükümetimiz göçmen dâvasını milletlerarası bir mesele olarak ortaya koyarken serbest göçmen için dilekçe İle müracaat edenlerin adedini ve bunlardan kaçın’iı muamelesinin intaç edilip kaçının anavatana geldiğini ve kaç kişinin geride kaldığını iskân Umum Müdürlüğünden ve konsolosluklarımızdan alınacak İstatistik malûmata İstinat ettirmelidir. Bu yolda yapılacak esaslı bir istatistik Bulgarların mugalatalarına muhakkak surette sed çekecektir. Bulgaristan Türkünün
anavatana çekilişi karşısında akla gelen bu esaslı iki noktaya iliştikten sonra asıl konuşulması, biran evvel halledilmesi gereken yardım mesele-sim temas edelim.
Yukarıda da belirtmek İstediğim gibi yüz binlerin aç, sefil bir vaziyette sınırlarımıza yığıldığı bir zamanda bunları karşılayıp ilk yardımı yapmak ve sonra da memleketin muhtelif yerlerine iskân edip müstahsil bir duruma sokmak her şeyden evvel bir devlet meselesidir. Hükümetimizin hu bapta almakta olduğu vc alacağı tedbirleri bir tarafa bırakarak milletçe yapılması gereken yardımları da vaziyetin icap ettirdiği geniş mikyasta tutmak ve bu bapta esaslı bir kampanya açmak gerektir. Milletimiz son harbe girmemekle beraber Iktlsaden harbe girmiş kadar zarar görmüştür. Fakat bu millet, sinesinde, son günlerde bahis konusu oları Süreyya Paşa gibi hayırsever zenginler de barındırmaktadır. Şöyle ki, milletçe bir yardım İyi organize ve propaganda edildiği takdirde çok büyük faydalar sağlanabilir. Başta Kızılay, Çocuk E-sirgeme Kurumu vesair teşekküllerin yardımlarını ve bazı gazetelerin teşebbüsü İle toplanan paralaır şük-ranln karşılamakla İM'rahrr bu suretle toplanacak yardımların beklenilen neticeyi verebileceğine kani bulunmuyoruz. Rant gele hlr teşekkül veya ferdin göçmenlere yardım diye ortaya çıkması milletimizin hayırseverliğini parçalamak ve zorlamak olur düşüncesindeyiz. Memleketi ınlzde son günlerde Uml İşitilmeye başlanan ve üç senelik bir mazisi bulunan (Göçmenlere Yardım Derneği) namında bir dernek mevcuttur. Merkezi Istanbul-da bulunan bu derneğin çalışkan Azalan muhtelif zamanlarda anavatana göç etmiş kimselerden ve bilhassa Bulgaristan göçmenlerinden müteşekkil olup yurdun bir çok yerlerinde şubeleri de vardır. Bu dernek son günlerde akdettiği fevkalâde bir toplantısında (Genel menfaatlere yarar) bir dernek olarak kabulünü hükümetimizden talep etmiş bulunuyor. Balkanlarda doğup büyümüş, onun İhtiyaç ve ıstıraplariyle hemhal olmuş kimselerden terekküp eden bu derneğin önayak olacağı esaslı yardım kampanyasını sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu suretle gerek teşekküllerin gerekse fertlerin göçmenlerimiz İçin yapacakları yardımlar bir kanala sokulmuş ve teşkilâtlanmış olmakla da. ha semereli neticeler verir kanaatindeyiz.
Kısara temas ettiğimiz bu bahse son verirken çok çileli ve yoksulluklara çok mütehammil olan Bulgaristan göçmenlerinin anavatanda tatlı söz ve sıcak bir ağuş İle karşılanması gibi mânevi yardımın onun indinde her türlü maddi yardım kadar vc hattâ hazan onun da üstünde bir yardım olarak telâkki edildiğini kaydetmekten de kendimi alamadım.
Birleşmiş Milletler Andlaşmasının yıldönümü
Birleşmiş Milletler andlaşmasının yürürlüğe girmesinin yıldönümü olan 24 ekim günü bütün dünyada Birleşmiş Milletler günü olarak kabul edilmiştir. Bu münasebetle o gün bütün okullarımızda Birleşmiş Milletler andlaşması esas tutularak öğrencilerin anlayış seviyesine göre. Birleşmiş Milletlerin tarihçesi, gayesi, prensipleri ve başarılan anlatılacaktır.
Polislerin yeni kıyafetleri
Emniyet Genel Müdürlüğü polislerin yeni kıyafetlerini tesbit etmiş bulunmaktadır. Yeni kıyafet açık yaka. uzun pantolondur. Ancak yeni elbiseleri yaptırabilmek için lüzumlu ödenek bu senek! bütçede bulunmadığından bu iş 1951 senesine bırakılmıştır. Bu hususta Genel Müdürlüğün bütçesine tahsisat konulmuştur.
İş ve İşçi Bulma Kurumuna yeni bir veçhe veriliyor
îş ve îşçi Bulma Kurumunun çalışmalarını daha verimli kılmak ve kuruma yeni bir şekil vermek mak-sadiyle teşkilâtın yeniden tanzimi kararlaştırılmıştır. Bu arada kurumun işsizliği önleyebilmek maksadiyle işçi İle iş veren arasında tam mânasiyle bir mütavassıt duruma girmesi de tetkik olunmaktadır.
Şehir köşesi
Konuşarak mı, Koklaşarak mı?
Arhfc Antcrikan veya tnuttUt» daha doğrum Türk dan gayrı nigara içenleri kefneye verecekler.
Sizin anlayacağınız burunlarından getirecekler!
Tiryakiler için pek ceza ea-yılmaz iee det değmen tuhafıma gitti. Biz hep yarını tedbir alırı*.
Aftıhafcemcr edllmeM İdemi gelenlerin babında, öyle zannada-rivı, yaeak olan maddideri satanlar gelir. Vakaa, satan da bir, alan da bir is# da, asıl kusur kaçakçılığı yapanda deflil midir f Yabancı sigara meraklıları, bunu daha ziyade bir nevi imrenme neticesi içmektedirler. Hem durunuz, aklıma geldi, sokakta giderken bir sigara içcnhı Türk sigarası mi yabancı sigarası mı içtiğini nasıl anlayacağız! Kokusundan olsa gerek. Bu takdirde, memlekete ithali memnu bir fakım "par-fum,t lori de meydana çıkarmak kabil olur., Amma çok tuhaf olur: Bütün şehir halkı kaçakçı yakalıyacağım diye birbirine sokulup koklaşacak, vs bu vesile ile bir nevi samimiyet peyda olacak.
BÎR İSTANBULLU
Nufus sayımı hazırlıkları ilerliyor
22 ekim pazar günü yapıl nüfus sayımı hazırlıkları ile meşgul olan ZühtÜ Çubukçuoğlunun başkanlığındaki il sayım kurulu çalışmalarına devam etmektedir.
Şehir dahilindeki numerotaj işleri tamamlanmış bulunmaktadır. Sayım günü sokağa çıkma yasağından İstisna edilecek kimselerin de tesbitl-ne devam edilmekte, miktarlarının asgarî hadde indirilmesi hususunda çok titiz çalışılmaktadır.
Diğer taraftan sayım memurlarının çalışmalarını kolaylaştırmak için açılan kurslar devam etmektedir.
Gazetecilik Enstitüsü 15 kasımda faaliyete geçecek
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesine bağlı olarak kurulan Gazetecilik Enstitüsü 15 kasımdan itibaren faaliyete geçecektir.
Enstitünün idare heyeti profesör Şükrü Bakanın Başkanlığında uzun bir toplantı yaparak bazı kararlar almıştır. Diğer taraftan Enstitüde İktisat derslerin! Profesör Refi Şükrü Suvla. Coğrafya derslerini Profesör Besim Darkot. hukuk derslerini de Ordinaryüs Profesör Şükrü Sami Onar İle Profesör Hıfzı Timur okutacaklardır.
Üniversiteye namzet kayıtları yarın akşam nihayet buluyor
Üniversitede namzet öğrenci kayıtlarına 16 ekim pazartesi akşamı son verilecektir. Pazartesi akşamına kadar kayıtlarını yaptırmayan öğrencilerin bu devre için Üniversiteye ka. bul olunmayacakları İstanbul Üniversitesinden Öğrenilmiştir.
Havacılık Kongresinin hazırlıkları bitti
17 ekim salı günü saat 15 te Şa-le Köşkünde açılacak olan Ortadoğu Havacılık Kongresinin son hazırlıkları dün ikmal edilmiştir. Bu arada muhtelif komisyonların raporları hazırlanmış ve kongrede görüşülecek mevzular da tesbit edilmiş bulunmaktadır.
Dün memleketimizden ayrılan
Eski Italyan Büyükelçisinin
“Türkiyenin beynelmilel sahadaki prestiji, son senelerde süratle artmaktadır. Güvenlik Konseyine kabulü bunun bariz bir delilidir"
Kahire Büyükelçiliğine tayini do-layısiylo dün Ankara vapuriyle memleketimizden ayrılan eski İtalyan Büyükelçisi Renato Prunas Türkiye hakkındaki ihtisaslarını soran bir arkadaşımıza şunlan söylemiştir:
"— Türklyede hayatımın dört soneye yakın bir zamanım geçirdim. Bu az değildir fakat çok da sayılamaz. Memleketinizi tanıdım diyebilmem 1-çin bu müddet hakikaten azdır. Memleketinizden ayrılmanın teessürünü şiddetle hissetmem İçin İse çoktur. Diplomatik hayatımız —30 senedir sürüyorum— his»! bakımdan hazindir. Zaman zaman hayatımızın bir safhası birdenbire kapanır. Bu bir ayrılık ve oradan alınmadır. Fazla düşünmeden âdetlerden vazgeçmek, hakiki dostlardan ayrılmak ve çalışma mclodlannı değiştirmek lâzımdır. Bugün, Türklyeye karşı ben de onun tarihini, yeniden kuruluşunu, ve sabırlı, azimli kalkınma gayretlerini bilenlerin hissettiği derin hayranlık ve hürmet hissi duymaktayım.
° —Türkiye İle İtalya arasındaki münasebetlerin bugünkü durumu hakkında ne düşünüyorsunuz."
"— Bugün memleketinizden ayrılmakla duyduğum teessürümü hafifleten bazı şeyler varsa o da aranızda yaşadığım müddet zarfında Türkiye ile İtalya arasındaki münasebetlerin, samimî ve dostane bir İşbirliği çerçevesi İçinde zamanla İnkişaf ederek devam edecek bir hale gelmesidir.
Biliyorsunuz ki bu sene nisan a-yında Romada Türk Dışişleri Bakanlığı ile, Avrupanın devlet adamlarından biri olan ve Türkiyeyi tanıyan ve seven Kont Sforza tarafından bir dostluk anlaşması İmzalanmıştı. Bu anlaşma bence muhteviyatından çok daha mühim bir mahiyet taşımaktadır. Çünkü memleketlerimiz arasındaki münasebetlere ait bir devrenin kapanışını ve istikbal için en iyi ümitleri vaadeden bir yenisinin açılışını göstermektedir. Diğer taraftan, her ifcl milleti birbirine daha fazla yaklaştıracak ve İleride sıkı temaslar temin edecek ve karşılıklı anlayış ufuklarını genişletecek olan Türk - İtalyan Kültür Anlaşmasının müzakeresine başlanacaktır.
Türk Milletinin Akdenlzdekl ehemmiyetli vazifesi bugün münakaşa götürmez bir hakikattir. Mükemmel 1-kl Akdeniz devleti olan Türkiye ile İtalya arasındaki fikri temasların bile arttırılmasını hiçbir şey bu vazife kadar her zaman daha şiddetle teyid edemlyecektlr.
Bugün sayısız tehditlere mânız bulunan Akdeniz medeniyeti asırlarca dünyayı aydınlatan bir hayat formülüdür. Ve böylece devam edeceğine eminim Eğer Avnıpa kelimesinin u-nutulmuş ve btltün mânasını kaybetmiş boş bir kelime olmasını hakikaten İstemiyorsak bütün çocuklarının onu yaşatmak için etrafında sıkı bir şekilde toplanması lâzımdır
İki memleket arasındaki dostluk muahedesi, esasen sabit olduğu veçhile. Italyanın, Türkiyenln safında o-lacağı ve onun yaşamasına alt zaruri ve meşru taleplerinde kendisine müzaheret ve Türkiyenln de aynı ahvalde ltalyaya karşı aynı şekilde hareket edeceği mânasını taşımaktadır. Yani dürüetlük ve itimatla birbirimize güvenebiliriz kİ bu hiç dc az bir keyfiyet sayılamaz.
Her iki memleket arasındaki umumi münasebetlerin en mühim kısmını teşkil eden ticari münasebetlere
gelince Türkiyenln iktisadi sabada yapacağı her kalkınmanın İtalyanlnr tarafından memnuniyetle karşılanacağı muhakkaktır. Ve bu ilerleyiş I-leride İki taraf arasındaki karşılıklı ticari mübadelenin artmasını sağlayacaktır.
Türkiye, ttalyanın muhtaç bulunduğu hububat, kömür, pamuk, demir gibi maddeleri ne kadar fazla İhraca muktedir olursa italyanın da Türklyeye, İhtiyacı olan maddeleri daha fazla satmak İmkânları da o nispette artacaktır. Bu Türk iktisadi kalkınmasının ve Türk - İtalyan menfaatlerinin tabiî bir icabıdır. Hattâ bu sabada bile müşterek menfaatlerimiz çok sıkı bir şekilde birbirine tekabül etmektedir."
"— Türkiyenln beynelmilel durumunu nasıl görüyorsunuz?
— Son senelerde Türkiyenln prestijinin hakikaten süratle arttığı bir vâkıadır. Bunun sebebi Türk halkının cesareti ve bütün memlekette kuvvetli İmar ve demokrasi İnkişafı ve milletlerarası sulh İçin katlandığı fedakârlıklardır. Türkiyenln son günlerde Güvenlik Konseyine kabul edilmesi bu ortan prestijin bâriz bir delilidir. Türkiyenln Atlantik müdafa-a plânlarına İştiraki büyük İnkişaflar vaadetmektedir. Benim ve sizin temennileriniz de esasen budur/*
Yeni İtalyan Büyükelçisi salı günü şehrimize gelecektir.
BALIKÇILIK MÜTEHASSISLARININ BASIN TOPLANTISI
iktisadi işbirliği üyeleri dünkü toplantıda.
Bir müddetten beri memleketimizde tetkiklerde bulunan iktisadi İşbirliği tO.E.C.E.) Tarım Komisyonu üyelerinden Hoffman Legarre ve Mr. Phorarinson dün Toprak Mahsulleri Ofisinde bir basın toplantısı yapmışlardır.
Toplantıda heyet adına konuşan Fransız delegesi Legarre, demiştir ki:
"Birleşmiş Milletler iktisadi İşbirliğinin ağustos ayında aldığı bir karar gereğince tarım komisyonundan bir heyet, Birliğe dahil devletlerin balıkçılık durumunu tetkik etmektedir.
Bu mevzuda ilk ziyaret etliğimiz devlet TUrkiyedlr. Her şeyden evvel şunu tebarüz ettireyim ki, gerek An-karada temas ettiğimiz hükümet çevrelerinden, gerekse şehrinizde temas ettiğimiz balık sanayicilerinden gördüğümüz hüsnü kabule canuan teşekkür ederiz.
Yaptığımız tetkikler sonunda anladık kİ, memleketin balıkları kalite bakımından dünyanın en İyi balıkla-rıdır. Bu, balıkçılığınızın İnkişafı bakımından büyük bir avantajdır. Memleketinizde nüfus başına ninede 1,5 kilo balık istihlâk edilmektedir. Bu diğer devletlere nazaran çok düşük bir nispettir.
Vali dün akşam Ankaraya gitti
Enkl Düyunuıımumlye • binasının İstanbul Belediyesine tahsisi düşünülüyor
Vali ve Belediye Başkanı Prof. Dr. Fahreddln Kerim Gökay dün akşam saat 16 da hava yolu ile Ankaraya gitmiştir.
Vali, bereketinden evvel seyahati hakkında bir muharririmize şunları söylemiştir;
M— Belediyeyi İlgilendiren bazı meseleler hakkında Hükümet, ile temaslarda bulunacağım. Bu arada beş yüzüncü fetih yıldönümü hazırlıklarını ve latanbulda göçmenlerin yerleştirilmesi hakkında alınan tedbirleri İzah edeceğim. Şehrin ekonomik meseleleri etrafında temaslar yapacağım.
Bu arada elimizde olan ofis yağı önümüzdeki kış devresinde yetlşml-yeceğl İçin yeniden ofis yağı imali-nl görüşeceğim.
Ayrıca İstanbul Belediyesinin bir belediye binasına kavuşması işiyle de alâkadar olacağım. Bundan evvel yapıjan temaslar neticesinde eski Dü-yunuumumiye binasının belediyeye tahsisi düşünülmüştü. Bu hususu da alâkalı bakanlıklarla konuşarak bir neticeye bağlıyacağım. Hâlen bu binada bulunan İstanbul Erkek Lisesi İçin de belediye hiç şüphesiz bir bina yaptıracaktır.
Ermeni Patrik seçimi hakkında da seçim şeklini belirten bir talimatname hazırlamış bulunuyoruz. Bunu da vekâlete göstereceğim.
Keza, çok ehemmiyet verdiğim Turizm meselesi hakkında da Turizm Müdürlüğü ile temaslar yapacağım..
Eğer vasıtalarınızı İnkişaf ettirip istihsalinizi arttırırsanız yakın bölgelere rekabetsiz İhracat yapabilirsiniz Ankarada yaptığımız temaslarda vasıtalarınızın genişletilmesi İçin hazırlanan programın çok iyi bir surette düzenlenmiş olduğunu gördük.
Marshall Plânı gereğince alınacak malzemeler geldikten sonra memleketinize has göçmen ve sahil balıkçılığından sonra dip balıkçılığına da başlayabilirsiniz. Üniversiteye bağlı olarak Baltalimanında kurulmuş o-lan Balıkçılık Enstitüsünün çalışmaları neticesinde başka memleketlerin düşmüş oldukları balık neslinin İmhası hatalarından kurtulacak ve balıklarınızın da, sularınızın da durumunu anlayabileceksiniz.,,
M. Legarre kendisinden balık ihracatımız hakkında sorulalı suallere şu cevabı vermiştir:
"Bu daha sonra düşünülecek bir meseledir. Esas olarak yapmanız lâ-zımgelen şey iç istihlâki arttırmaktır. Zira balığı bol bir memleket olmasına rağmen. Türkiye çok az balık yiyen bir memleket t .ir
Delegeler, bugün uçakla memleketimizden ayrılacaklardır.
Mütehassıslar raporlarını Pariste İşbirliği idaresine vereceklerdir.
Şehir Tiyatrosu iç:n alınacak kadın artistler dün imtihan edildi
Dün, saat 15 te İstanbul Şehir Tiyatrosu Dram Kısmında, tiyatroya kadın sanatkâr alınması için bir müsabaka yapılmıştır.
On kişilik bir Jüri, tiyatroya girmek İçin müracaat edenleri İmtihan ediyordu. Müracaat edenlerin sayısı yirmi üçtü. İmtihanda diksiyon, mimik ve kavrama, İntibak derecesi ü-zerinden not veriliyordu. Mevzu olarak, geçen tiyatro mevsimini kapatan arkadaşımız Fikret Adilin G1-raudoux‘dan adapte ettiği "Dell Saraylı” eserinden ‘‘Ayşe Gül"ün tiradı verilmişti.
İmtihan neticeleri birkaç gün İçinde belli olacaktır.
Sergi ve Spor Sarayının durumu
Sergi ve Spor Sarayının kullanılış şekli İle müsabakalarda alınması gereken tedbirleri bir esasa bağlamak üzere Vali Muavini Fazıl Uybad'ının başkanlığında Emniyet Müdürü Kemal Aygün, Belediye Reis Muavini Suad Kutat ve Beyoğlu Kaymakamından müteşekkil komisyon dün Vilâyette toplanarak çalışmalarına baş. lamıştır.
Komisyon dünkü toplantısında Spor Sarayına haddi istiabından fazla seyirci alınmaması ve sarayın temizliğinin müsabakaları tertip edenlerle belediyenin müştereken temtn etmelerini karar altına almıştır.
Ozansoy ailesinin teşekkürü
Kıymetli babamı» Faik ÂH OsanRoy» un vefatından mütevellit büyük kayb> mızla yakından a!Akadar olan muhterem dostumu» Başbakan Yardımcısı Ss* met Afcaoğlu ile Hükümetimi» erkânına, Cumhurbaşkanlığı Umumi Kâtibi sayın Cema! Yeşil e, Ankara Valisi sa^ yın Necati İlter’e İstanbul Vali ve Belediye Bıışkanı savın Profesör Doktor Fahreddln Kerim Gökay ve Muavinlerine. İstanbul ve Ankara Vilâyet ve Belediye erkânına, İstanbul üniversitesi Rektörü savın Profesör Ömer Celâl 8arç‘a, Ankara NUmune Hrutahanesl Başhekimi sayın Doktor Rüştü Çapcı-ya ve dalma olduğu gibi son hastalığında da müşfik İhtimamını esirgemlyen ve son nefesine kadar merhumun yanında bulunan değerli Doktor Muhtar Dermana, Ekonomi ve Ticaret Bakanlığındaki arkadaşlarımıza. Mülkiyeliler Birliği İle Galatasaray Kulübüne, kadirşinas matbuatımıza, gerek Ankara ve îstanbulda yapılan cenaze merasimine bizzat İştirak etmek veya çelenk göndermek ve gerek telefon, telgraf ve mektupla acımızı paylaşmak lûtfunda bulunan dostlarımıza, muhtelif teşekkül ve müesseselere ayn ayrı İblâğına İmkân bulamadığımız şükranlarımızın ailemiz adına bildirilmesine muhterem gazetenizin delâlet buyurmasını saygılarımızla rica ederi».
Oğlu Munis Folk Ozansoy Damadı Süreyya Anamur
TEŞEKKÜR
Validemiz, hemşiremiz, teyzemiz
NEFİSE KAPLANCALPnın
vefatı sebebiyle cenazesine gelmek, çelenk göndermek, telefon ve telgrafla ve bizzat gelmek suretiyle taziyede bulunan sayın dostlarımızı birer birer cevaplandırmaya acımız mâni olduğundan en yakın duygularla teşekkürlerimize gazetenizin delâletini rica ederiz.
Kaplancalı ailesi
* Behnesavi ailesi
GUlek ailesi
YENİ İSTANBUL
SİYASI İKTİSADÎ MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi :
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ
Müdürü: Kemal H. SAKLICA
Yazı İşlerini fiilen İdare eden mesul müdür:
Sacld ÖGET
Ncşredihniyen yazılar iade edilme*.
Basıldığı yer :
YENÎ tSTA.NBÜL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
— 34 —
yen eliyle bir sigara aldı ve dayısının çakmağını bekledi.
Samım onun ve kendİ8İnin sigaralarını yaktıktan sonra devam etti:
— Lisede ben arkadaşlanmır. — o zamanki tâbirle — lıâleti ruhıyelerinl anlamak merakında idim. Bu bende bir delilik halinde idi. Bahçeden sınıfa girdiğimiz zaman, yerlerine oturmak için yanımdan geçenlerin yüzlerine, dikkatimi sezdirmeden bakmak âdetimdi. Teneffüste, talebe gruplan içinde susar ve söylenen sözlerden ziyade gizlenen temayülleri anlamaya çalışırdım. Arkadaşlarımı kendime göre bir takım mizaç, huy, karakter zümrelerine ayırmıştım, O zaman yazdığım şeyleri hâlâ saklarım. Bu dikkatlerin ve bu notların sonı-alan lnaanlnn daha iyi anlamak İçin bana çok faydalan olmuştur. Tabiî, çok çeşitli karakterler vardı. Bunların içinde iki tanesi gayet basit bir tarzda birbirine zıttı, iki arkadaşım vardı ki biri doğru söylemesini, öteki de yalan söylemesini bilmezdi. Tabiî, umumi olarak. Yani birinin hor söylediği yalan, ötekinin her söylediği doğru idi demek istemiyorum. Umumî olarak.
Yalanı severi arkadaş. kİ adı SÜleyman-dı, mübalâğayı da severdi. Sık sık "Şerefsizim, najnussuzum,, diye yemin ederdi. Meselâ: 164
"Şerefsizim o kadar acıdım ki çocuğa, babamdan aldığım naflalığı olduğu gibi ona verdim,, yahut "Namussuzum, o kadar hayret ettim ki, kalbim durdu, yere yuvarlandım,,. Sözlerinde Ölçüden eser olmıyan Süleymanın bütün hareketleri ölçülüydü, önceden hesaplıydı, meselâ sokakta koluma girer: "Aman, dostum, galiba caddeyi süpürüyorlar, bu ne toz! Geriye dönelim. Saraçhanebaşına kadar yürür, oradan tramvaya bineriz,,. Maksadı Sa-raçharıebaşında bir dükkâna bıraktığı paketi almaktı. Bunu söylese, ben oraya kadar gitmez değildim. Fakat bir arzusunu yaptıran insanın küçük minnetinden kurtulmak istediği için, maksadını gizlerdi. Arkadaşlar arasında, yeni giydiğim elbiseyi büyük mübalâğalarla methettiği zaman, yahut bir münakaşada benim tarafımı hararetle tuttuğu zaman anlardım ki, yalnız kaldığımız zaman benden ödünç para alacaktır. Bir gün, yine bahçede, arkadaşlar arasında beni göklere çıkarıyordu. Yalnız kalınca, onu zahmetten kurtarmak için:
"— Süleyman, dedim, kaç paraya ihtiyacın var?
"Suçüstü yakalanmaktan kararcasına inkâr etti:
M— Hiç ihtiyacım yok.
"Israr ettim:
"— Süleyman, doğru söyle, çok memnun olurum.
"Bağırdı:
”— Şerefsizim, İhtiyacım yok. Babam bugün bana açıktan beş lira verdi.
"Yalan söylediği zaman, leblebi gibi küçük gözleri çok oynardı. Hangi hareketleri 165
yaptığını da bilirdim. İnanmadım. Israr edemezdim. öğle teneffüsünde cvino gitti. Döndüğü zaman bahçede beni bir kenara çekti:
"— İşte şimdi İhtiyacım oldu, dedi, teyzem bizde misafirdi. Apandisit krizi tutmuş. Ameliyat olacak hemen. Ben de verdim ce-bimdekini. üç lira eksik geliyor.
"İstediğini verdim. Doğruyu söyleseydi daha fazlasını alabilirdi. Bir hafta sonra, yalanını unutarak bir konuşma sırasında teyzesi olmadığım ağzından kaçırdı.
"Süleyman, aramızda, yalanı ve mübalâ-ğalariyJe meşhurdu. Dünya görüşü de mizacına uygundu. Hayatta her şeyin yalan ve palavra olduğunu tekrarlıyan vecizeler! vardı. Samimiydi. Hileyi muvaffakiyetin en büyük şartı sanıyordu.
"Bu arkadaş üniversiteyi bitirdikten sonra bir çok mesleklere girip çıktı: Hocalık, gazetecilik, komisyonculuk etti. Hiç birinde muvaffak olamadı. Bir aralık parti hayatına girdi, kısa süren bir şöhret yaptı, birdenbire söndü. Keskin hicivler yazdı, ihtiyar ve zengin bir kadınla evlendi, bir müddet onun parasını yedi ve jigololuğa bile devam edemedi. İntihar etti, Ölmedi. Şimdi saçlarının her teli bembeyaz, bütün neşesini, ümidini ve konuşma zevkini kaybetmiş, küskün ve Avare, iki ağabey-sinin yardımiyle yaşıyor vc "kurtarıcı bir hastalık,, bekliyor. Geçenlerde rastladım, İtiraf etti. "Kurtarıcı hastalık,, tâbiri onundur.
"öteki arkadaş, ki adı Fahreddlndlr, dikine doğru söylemeyi severdi. Fakat onun hakikat sevdasına başkalarını hayrete düşür-mek, Üzmek, sinirlendirmek arzulan da karı-166
şıyordu. Kendi kendisini yemek için de bu kör kadıcıiık yoluna sapardı. Hayret verici ve hazan onun hesabına insanı rahatsız edici itiraf-lan vardı. Adeta bu bir hakikat sadlzmi idi. Ufak tefek hırsızlıklarını, İtiraflarım, homoseksüel temayüllerini bir kaç kişi arasında açıkça söylerdi. Kendisinin ve başkalarının sırlarını saklamaydı. Tabii, anlarsın kİ, rahatsız edici derecede zevzek ve geveze idi. Çok tanıdığı vardı, hiç dostu yoktu. Bahçede, etrafında geçici alâka grupları toplanır ve dağılırdı.
"Tuhaftır, o da mektepten çıktıktan sonra, Süleyman gibi, hemen hemen aynı mesleklere girip çıktı. Hiç birinde tutunamadı. Ailevî bazı felâketler de geçirdi. Fakat bunların hepsinde onun hataları ve mesuliyetleri vardı. Hikâyesi çok uzundur. Klâsik Akıbete düştü: Kendini içkiye verdi. Fakat kurtarıcı hastalığı çok beklemedi, bir kalb sektesinden öldü.
Samlm kızın karşısındaki koltuğa oturdu. onun gözlerini aradı, buluncaya kadar sustu, Bakıştılar.
Devam etti:
— Bu misallerden bir netice çıkaralım mı? Yalancılığa da. doğruculuğa da tahammül etmiyen bir dünyadayız. Sırasına göre yalanla doğruyu kombine eden bir cemiyet ve ruh yapımız var İnsan realitesi tezatlıdır. Sen şimdi bunu anlamazsın. Bazan hakikat vahşidir, insanların arasına salıvermeye gel-• mez. Fakat o hakikatlere tasma takmak dururken yerlerine yalanları şürınek, neticeleri bakımından, daha tehlikelidir. Emin ol buna. Belki henüz kavrıyamıyorsıın. "Yaşamalıyım 167
kİ anlıyayım,, diyeceksin. Bunu anlıyacak kadar yaşadın. Geçmişi düşünmek kâfi. Zihnini yor biraz. Benim seni sevdiğimden şüphen yok, değil mİ? Senden fazla yaşadığımı da biliyorsun. Mutaassıp değilim. Beni böyle görürsen çok hata etmiş olursun. Dikkat et. Ben seni içinde çırpındığın buhrandan kurtaracağım»
Samım yazıhanesinin koltuğuna oturdu. Dirseklerini koydu ve ellerini kavuşturdu. Kaşları çatılan, dudakları uzayan, düşünceden ziyade hâlâ inadı içinde katılaşan Selminin bütün yüz ve beden ifadesinde bir inkılâp bekledi.
— Düşün! dedi ve sustu.
Biraz sonra:
— İyi düşün! dedi.
Fakat Selminin halinde bir İnkılâba doğru gittiğim umduracak hiç bir hazırlık yoktu.
Samım onu muayyen bir suale cevap vermek zaruretinin sarsıntısı içinde uyandırmayı denemek İstedi ve sordu:
— Düşündün mil? Hâlâ döviz İstiyor nnı-8im ?
Solmln derin bir nefes alarak başını ağır ağır yukarıya doğru kaldırdı. Yutkundu ve boğuk bir sesle mırıldandı:
— İstiyorum.
Samlm bir müddet daha sustu. Sonra, Öfkeye de, şefkate de çekilebilecek iki m A nah bir sesle:
— Sen buraya döviz için gelmedin, dedi. Selmin ümitsizliği kolayca sezilen bir ısrarla cevap verdi:
— Döviz için geldim.
168


18 ®Wm 1950
y en t İstanbul
r
Günler geçerken
Sayfa 9



• 1


Maddî - Manevî Şehir Tiyatrosu
Refik Halid KARAY
TAKStMPE inşasına başlanıp yarıda bıraktığımız binanın beş yilzünrü fetih yılına kadar İkmaline karar verilmiş, tnşnllah buz üstüne yanlan kararlardan değildir. Hem dünya ölçüsünde şöhretli, hem de her bakımdan bâlâ tek büyük ve hepsine üstün bir şehrimiz olan tstnnbıılun beş asırlık bir mnlsahlpllğlnden sonra öyle bir güne, tiyatro binasından hile mahrum vaziyette çıkması hemen hemen fethi kadar tarihi bir hâdise anılabilir. Fetih tahlatlyle parlak, tiyatrosuzîuk sönük tarihlerdendir.
Amma deniliyor kl hu şehirde daha neler eksik! Malûm. Onların eksikliğini İnkâr eden bulunmadığı gibi itmamını latamlyen de yoktur. Ancak başlanmış lüzumlu bir yapı bitirilememiş, yüzüstü bırakılmış variyette bırakılamaz; bekletilemez- Şehir İçin manzaraların kötüsü, çatısı alınıp çerçevesiz ve camsız pencere delikleri, sıvamız ve boyasız duvarları İle yan iskelet halinde metrûk dııran bir devlet, bir belediye binasıdır. Hele bu bina Taksim gibi büyükleri kutlama ve rejimi övme törenleri. geçit resimleri yapılan hlr meydana nazır bulunursa! İkmali memleket İçin sayılı bir mamurluk eseri olursa!
Beş^'üzüncü yıl bir çok yerler gezildikten sonra halk, çelenkleri ve çelenkler kadar elvan elvan nutukları — dört senedir İkmali temin edilememiş, aci» ve plânsız.lık timsali, bu çirkin dekor önündeki — Taksim âbidesi etrafına serecek! Bir ecnebi ziyaretçi soracak: “— Şu heyûlâ nedir?,,, “— Tahsisat bulamadığımız, tahsisatı sağlamadan İşe giriştiğimiz ve yıllardır bir türlü ikmal edemediğimiz tiyatro!,, cevabını nasıl vereceğiz? Bir İşe başlıyaınanmk başka şeydir, başlayınca yanda bırakmak büsbütün başka şey. Birincisi bir hesap ve bütçe meselesidir; öbürü sadece hesapsızlık, ölçüsüzlük ve hercaimeşreplik alâmeti!
Fakat beşyilziincü seneyi j-alnız mükellef bir tiyatro blnaslyle kuG lanıak da yetmez, içine ruh vermek, mahfazasına uygun mücevheri de yontup ışıldatmak gerektir. Yani tl.vatTo sanatını da aynı zamanda kılığına yakışır şekilde düzenlemek, bezemek şarttır. Halbuki bilhassa İstanbul Şehir Tiyatrosu hazin bir dııraklnma. belki do gerileme vazlyo-ttndodlr; her halde buhranlı bir devre geçiriyor. Sebeplerini soymak nnın sürer, önce tstanbul rmtıml Meclisince kabul edilmiş olan talimatname ile İçynsanın vaziyet Üzerinde Amil olduğu da söylenmektedir. Mümkündür. Nitekim o kanaate varan Dahiliye Bakanı da nizamnamenin tâdilini, banlan İse baştan yapılmasını doğru buldu. Bunun üzerine bir tanesi galiba hafifçe tâdil, öbürü esaslı tebdil şekillerinde Ikl tasan Şehir Meclisine verildi; tetkiki için usulen bir komisyon kuruldu. Yani eski meclisin hatasını tamir yenisine nasip olacak.
îşta yeni seçilip faaliyete geçen hemşerl mümessillerimize şimdi tstanbul Belediye Tiyatrosunun hem dış, lıcm İç yapılarını tamamlamak vazifesi düşüyor. Aralarında çoğu genç ve bizim meslekten münevver Azası da bulunan ter-ü-tâze meclis. Türklyenln en mühim kültür merkezine, maddi ve mânevî Ikl hizmet yapacak: Şehrimizi natamam kalmış bir tiyatro binasından ve cevherini kaybettiği İleri sürülen bir tiyatro teşekkülünden mrbmA emken kurtaracak. Mrhmâ emken diyoruz; zira nizamnameler nihayet bir düzen temin edebilir, kötü Amillerin hlr kısmını giderir. t)it tarafı umumi ahlâkın gidişine ve sannt bahis mevzuu olunca meslek asklyle gelişen kültür seviyesine bağlıdır. Kanunlar ve nizamnameler de bunlara göre zaman zaman ayarlanır.
Asıl İstediğimiz, meclis Azasım tiyatro binasının lüzumsuzluğu baklandaki Amiyane sözlere kulak vermemiş görmek re nhamnamelerl tetkik ederken de hususi heyet tarafından hazırlanan! ayrı bir dikkatle gözden geçirmelerine şahit olmaktır. Belediye Reisinin kurduğu o heyet tarafından iki ay sürekli çalışmalardan sonra vücuda getirilen nizamname projesi elbette tam mükemmeliyette değildir. LAkln eski bir Darlilbedayi’ İdare heyeti Azasından ve gerek yeril, gerek ecnebi sahne hareketlerini yarım asırdır ehemmiyetle takip den hakiki “tiyatro per-veran,, dan olmak «ıfatlyle biliyorum: Bundan İyisini yapacak mütehassıs bir heyetin teşkili şimdilik hemen hemen İmkânsızdır. Merllsln lâf-ü-güzafa aldırmış arak “bilirkişi,, lerln fikirlerine kıymet vereceğine güvenmekteyiz.
"Ihılgarlar artık insan haklarını tanımıyor"
“NeTv-Tork Herald Tribüne” gazetesi muhabiri* Bulgarların Tiirklere karşı giriştikleri tethlş hareketini, bir kaçırma siyaseti olarak İzah ediyor
New-York 14 A. A. (UStS) — New-York Herald Tribüne gazetesinin muhabiri A. T. Steele gazetesine yolladığı bir makalede Bulgarlstan-dakl Türk azınlığına karşı yapılan hareketlerin Bulgarların insan hakların* hiç ehemmiyet vermediklerinin yeni bir delil olduğunu yazmaktadır. Muhacirler, Bulgar rejiminin giriştiği tethlş seferberliğinden kaçtıklarını söylemektedirler. Steele, konuştuğu muhacirlerin bütün var-
Refik Koraltan
Mersinde
Tarsusta coşkun tezahüratla karşılanan Meclis Başkam, Tarsusluların dileklerini dinledi
lıklannın alındığını ve yardıma muhtaç bir halde Bulgarlstandan çıkarıldıklarını anlatı ıklarım yazıyor.
Muhacirlerin anlattıkları Bulga-rtatamn komünlstîeşt.İrilmesl İçin hükümetin devamlı bir tazyik siyaseti takip ettiğini göstermektedir.
Muhacirlere memleketi terketme-den evvel mal ve mülklerini tasfiye etmek için 10 İlâ 15 gün mühlet verilmiştir. Bunun neticesinde herşey yok pahasına satılmıştır. Muhacirler yanlarına ancak iki dolar kıymetinde eşya alabilmektedirler.
Bulgarlar muhacirlerin memleketi tarketmeden evvel sadakaya muhtaç bir hale gelmesi için bazı teknik sebepleri perde olarak kullanmaktadırlar.
T
7
Malatya belediye binasındaki
İnönü’nün resmi indirildi
Vali, zabıta kuvvetlerine emir verip resmi indirterek Bakanlar Kurulu kararının
yerine getirildiğini bildirdi
Yunan Başbakanı Washington’a gidiyor
Venlzelos, Marshall Yardımı ve Papagosıın İleri sHrdilğii ordu mevcudunun arttırılmasını Amerikan İdarecileriyle görüşecek
Atina 14 A A. (AFP) — Başbakan Venlzelos pazartesi sabahı uçakla VVAshlngtnnA hareket edecektir.
İyi haber alan çevrelere göre, Başbakan Amerikan İdarecilerine burada çok ehemmiyetli telâkki edilen iki meseleyi sunacaktır.
Bu meselelerden biri: Marshall plânı gereğince Yunanlstana tahsis edilen 67.000.000 dolarlık kredi kısmının yeniden yürülüğe konması.
İkincisi, Başkomutan Mareşal Pa-pagos tarafından ileri sürülen ordu mevcudunun arttırılması keyfiyeti.
Bu İkinci şıkkın gerek Amerikan ve gerek înglllz askerî heyetleri tarafından desteklendiği ayrıca belirtll-’ mektedir.
Evvelce
larak ne pagosı ve
Muavini General Kltrilakls Başbakana refakat etmeyeceklerdir.
bildirildiğinin hilâfına o-Başkomutan Mareşal Pa-ne de Genelkurmay Şef
Time and Tide’ln bir makalesi
Amerikalılar, 38 inci arz dairesini tasarlanan tarihten 12 gün önce geçerek harekete başlamışlardı
Bir Amerikan subayı diyor kİ : “38 Incî arz dairesini geçtiğimizin farkına bile varmadık! Arz dairesi dediğiniz şey haritada olur. Kore’de böyle bir şeye rastlamadık"
Yeni İstanbul’un KORE muhabiri bildiriyor
Malatya, 14 (ANKA) — Şehrimizde bugün, lnönünün Belediye Başkanlığından resminin İndirilmesi hâdisesini Belediye Başkanı Muzaffer Akalın şöyle anlatmaktadır:
— Bu sabah Malatya Vilâyeti Jandarma Alay Komutanı beraberinde vilâyetin jandarma ve polis kuvvetleri olduğu halde belediye binasına geldi. Bu kuvvetler binayı sardıktan sonra alay komutam ve subaylar, yanlarında komiserler olduğu halde belediyeye girerek makamıma çıktılar. JandArma Alay Komutanı bana çift aylı bir zarf uzattı. Bu emrin suretini almak istedim, İmkân vermedi.
Bunun üzerine Alay Komutam Albay Şükrü Akyola bu emrin kanunsuz ve aalâhiyetaiz olduğunu, yerine getirildiği takdirde şerefli bir hizmet olmayacağını, bununla beraber zabıtaya karşı gelinemiyeceğinı. fakat bu emri verenlerin tarih ve kanun karşısında mesuliyet taşıyacaklarım söyledim. Ayrıca resmin belediye meclisinin kararı ile asılmış bulunduğunu. yapılan bu hareketle genel meçtir seçimleri arifesinde tesir ve bas kı gayesi güdüldüğünü sözlerime ilâve ettim. Bu sırada valinin emrinin ecele İnfaz edileceği bildirildi. Bunun üzerine komiser ve subaylar sandalyelere çıkarak başkanlık odasındaki resmi İndirdiler.
Bundan sonra lnönünün salondaki büyük resmin indirilmesine girişildi. Emirde bundan bahsetmediğim söyledim. Komutan, bu hususta valinin şifahi emri bulunduğunu ifade etti. Bu resim de indirildi
lnönünün resimlerini temin eder etmez yeniden yerlerine asacağım. Malatya Valisi ne diyor?
Ankara, 14 (ANKA) Malatyada-kî hâdise dolayıslyle telefonla malûmatına müracaat ettiğimiz Malatya Valisi Turgut Babaoğlu bize şunları söyledi:
— Biliyorsunuz ki. Sayın Cumhurbaşkanı Elâzığ) ziyareti sırasında kendi resimlerini belediye binasında
görmüşler ve bu hususta Bakanlar Kurulu kararı olduğunu hatırlatarak resmi indlrtmlşlerdir. Biz de bütün memlekette olduğu gibi burada da aynı karara uyarak belediye başkanlığına^ lnönünün resmini indirtmesi I-çln tehllğat yaptık. Bu tebligat dinlenmeyince de İcra kuvvetlerimizle cmrj yerine getirdik. Hâdise bundan ibarettir. Bu münasebetle hiç bir vaka olmamış ve halk bu İşe alâka dahi göstermemiştir. Yalnız kabadayı geçinen bir kaç kişi bunu mühim bir hâdise şeklinde göstermek gayretine kapılmışlardır.
Mersin, 14 (AA.) — Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan, dün Toroa ekspresiyle Mersine gelmiştir. Daire âmirleri ve D.P. İllerden müteşekkil bir grup tarafından Yenicede hararetle karşılanan Refik Koraltan. gördüğü samimi tezahürattan ziyadesiyle mütehassis olarak teşekkür etmiş, kısa bir vakfeden sonra Tarsusn müteveccihen Yeniceden ayrılmıştır.
Adliye civarında Tarsus Halkevi bandosu, bandonun biraz ilerisinde de müteaddit davul ve zurnalarla karşılanarak şehir adına kendisine hoş geldin denilen Koraltan. ezcümlo şunları söylemiştir:
“Parti binasının İçine giriyoruz. Buradan itibaren artık politika başlar. Bunun İçin özür dileyerek size veda ediyorum. Milletimizin göz bebeği olan ordumuza milletçe gösterilen büyük sevgi ve rabıtanın bir nişanesi olarak sizi hürmetle selâmlar, inşallah başka bir vesile He tekrar görüşmeyi çok arzu ederim.”
Müteakiben Demokrat Parti binasının balkonuna çıkan Koraltan, Tarsuslu seçmenlerine hitaben şöyle demiştir:
“Sevgili hemşerllerlm. aziz Tarsuslular,
Demokrasi dâvasında İlk günlerden beri blnbir cefaya göğüs gerip katlanarak da örnek olan sîzlerle ne vakit konuşsam bunu hayatımın müstesna hatıralarından biri olarak daima yâdederim.
îstıraph. dertli günlerim İçinde sîzlerle beraber çok vakit geçlrdlrru 14 Mayısta büyük Türk milleti kahramanlık ve inkılâp tarihin* yaraşan eşsiz bir eser yaratarak yeryüzünün bütün İnsanlarına şâhâne bir Örnek vermiş oldu. Bu şâhâne eserin yaratıcıları ve müdafller! arasında kıymetli hisseleri bulunan Tarsuslulara, o ölmez eserin daimi muhafızı olmak bahtiyarlığını dilerim.”
Tarsuslulara karşı yaptığı konuşmadan sonra parti salonunda Tarsuslu vatandaşların şikâyet ve dileklerini dinleyen Refik Koraltan, bü-haasa İşçi meseleleri ve ücretler, orman dâvası, haksız İstimlâkler, çiftçi mallarının korunm»ısı, emniyet karakollarının durumu ve dayak vakaları. Aynaz bataklığının kurutulması, toprak tevzi ve ulaştırma İşleri ve teşkilât mevzuları üzerinde etraflı I-zahat Ve notlar almıştır.
Koraltan geç vakit Tarsustan Mersine hareket etmiştir Koraltanın Mersine alt tetkiklerini 4 üncü sayfamızda bulacaksınız.
Dayanabilecek miyiz ?
ftJASREDDtY Hocanın: “Bizim karı İyi kİ her gün bir hastalık Çıkarıyor» Yoksa evin İçinde neşo-den hastalanacağız,, demesi gibi, bizim Ankara dn her Allahın günü bir mesele İcat edip yurdA salmana. rahatımıza diyecek yok! A-ma ne yaparsınız kİ. bir türlü böyle olmuyor. İşte daha henüz “demokrasiyi koruma., bitmeden. “Fesatçılığı önleme., çıktı. İhtimal o da hallolmadan “muhalefeti yola getirme,. yahut “matbuatı sükûta davet., glh| yenileri İcat olacaktır.
Peki ama ne oluyoruz? İçimize girip do hepimizi kıvrım kıvrım ktvrandıran kurtlar neler? Rize birbirimizi kardeş ve dost değil do, zebani ve zelilin gibi duygu hnııglnl? Ben bir hafta evvel Anadolunun |w»k çok köşesinde halkçılarla demokratları sarmaş dolaş gördüm. Hele hlr yerde her Ikl taraf da hlr olup, memleket meselelerini öyle hlr deştiler kl, Aııkarannı gözü olup da görmeli, kulağı açılıp (Jrt Işltnıellydl. Şimdi “fesatçı,, diye hıı sarmaş dolnşı çözmeye kalkışanlara diyeceksek; eyvallah! Ama bunu nasıl ve kim teshil edecek?
Geçenlerde hlr başmuharrir doğru söylüyordu: “Fesatçılığın hııdut-
Türkiye ve Yunanistan, Atlantik
Paktına alınmaksızın bu Pakttan
istifade edebileceklerdir
Gazete, Türkiye ile Yunanistan arasında tedafüi bir askerî anlaşmanın da zarurî olduğu kanaatinde
Londra, 14 A.A. (LPS) — Türklye-nln Atlantik Paktından faydalandırılması hususundaki teklifi ele alan Time and Tide gazetesi şunları yazmaktadır:
Türkiye ve Yunanistan, Atlantik Paktı üyeliğine kabul edilmeksizin bu Pakttan istifnde ettirilecektir. Bu, çok büyük ehemmiyeti hak: bir adımdır ve Doğu Akdenlzde. Atlantik Paktı güney ve mahalli komisyonunun teşkil ettiği savunma »İstemine «ıkı surette bağlı bir sistemin teşkili gibi bir netice doğuracaktır.
Şimdi Doğu Akdenlzde, Türkiyeyl, Yunanistan! hem Atlantik ve hem de Akdeniz devletlerinden olması dolayı-içlne alan bir Doğu komutanlığı İhdas e-olmamız muhtemel-Yunanlstanın Atlan-Islifade ettirilmesi
• •
siyle Ingiltereyl Akdeniz askeri dilmesine şahit dlr. Türkiye ve tik Paktından hakkındaki talep derhal kabul edilmiştir. Zira Türkiye He Yunanistan arasında sıkı askerî İşbirliği tesisi hakkındaki bu fikir, taraflarca da müsait bir şeklide karşılanmıştır. Atina tarafından Türkiye He Yunanistan a-rasında tesisi arzu edilen askeri birliğin bir gün tahakkuk etmesinde her İki devlet İçin karşılıklı faatler doğması mümkündür, her iki memleket de Atlantik cihazına Akdeniz yasi ve lüzumlu nada bu la karşılanmıştır. Şimdiki halde birer Rus peyki olan Bulgaristan ve Arnavutluktan Bulgaristan, Yunanistan I-çln mevzii hlr tchlik* teşkil etmokte-dlr.
Gazete bundan sonra, Türkiye İle Yunanistan arasında tedafüi bir askeri anlaşmanın zaruri kıldığı müta-
men-zira Paktı Doğu He al-
bağlı bulunmaktadır, güvenliği İçin Türkiye askeri işbirliği yapılmasının bir şart telâkki edildiği Ati-Ihtimal bilhassa memnunluk-
lâaaında bulunduğu sebepleri kaydettikten sonra yazısına şöyle devam etmektedir:
Yunan genelkurmayı Bulgaristanda silâh altında tutulan sınıfların çokluğundan ve bu sınıfların hizmet müddetlerinin uzatılmasından haberdardır. Keza, Rusysnın bir zamandan beri Bulgaristana ağır tank ve harp malzemesi gönderdiğinden de malûmatlar bulunmaktadır. Bundan başka Bu.gnr - Yunan hududunda kızıl MakedonyalI çeteledln yayıldığını da haber almaktadır.
Pek mânalt olan diğer bir husus da şudur kl. demirperde gerisindeki muhtelif memleketlerde Gerillalar ö-zel bir eğitime tabi tutulmakladır. Bu eğitime hilhasşa Polonyada biiyuk bir önem verilmekte ve özel Gerilla okulları açılarak subaylar yetiştirilmektedir. Bunlara ders verenler arasında Rus subayları da bulunmaktadır.
Yunan kuvvetleri Başkomutanı General Papagos, bir peyk devlet tarafından yapılacak her hangi bir taarruza Yunan ordusunun mukavemet edeceğine emin olduğunu ifade etmiştir. fakat Şovyetlerln de müdahale etmeleri halinde vaziyetin değişeceği aşikârdır. General Papagos siyasi güvenlik prenslplne olan sonsuz İtimadını da belirtmiştir. Bu itimadında haklı olduğunu da Türkiye He Yuna-nlstanın Atlantik Paktından faydalanmaya davet edilmiş olması kcyfl-yetl ifade eder.
Kaesong, 9 (Husus! muhabirimiz Llonel Crane bildiriyor) — Amerikan birlikleri hu gece 38 inci arz dairesinin kuzeyinde dört muhtelif noktadan İlerlemektedirler. Yarın sabaha karşı Avustralya ve İngiliz kıtalan da Amerikalılara iltihak ederek Kuzey Korenin başşehri Pyongyang üstüne yapılan hücumu kuvvetlendireceklerdir. Birinci Süvari Tümenine mensup bazı birlikler bugün Kaesong ve buranın beş mil batısından olmak üzere İki koldan harekâta başladılar. Hücumlar Pyongyang ve Vonsana giden yolları kesmek gayesini gütmektedir.
Amerikalılar 38 İnci arz dairesini aşmak emrini esas tarihten 12 gün evvel almışlardır. Buna Güney Korelilerin doğu sahilindeki başarılan sebep olmuştur. Amerikan Genelkurmayına Güney Korelilerin 90 mil i-lerüyerek Vonsana ulaştıkları haberi geldiği vakit, batı cephesindeki birliklere vakit kaybetmeden derhal hücuma geçmeleri emredilmiştir.
Günlerce Taegu cephesinde çarpışmış ve yol boyunca kızıllardan geri kalanları temizlemiş olan bu kıtalar birkaç saatlik bir İstirahattan sonra yeniden otomobillere binerek cepheye hareket etmişlerdir. Bu kıtalar Kae-songdan yarım mil kuzeye geldikleri vakit düşman ateşiyle karşılaşmış ve çarpışmaya yeniden başlamışlardır.
Kuzeye doğnı giden ana yollar vadiler arasından geçmektedir. Kızıllar buraları tamamen birer mukavemet yuvası haline getirmişler. Bu yüzden Amerikalıların İlerlemesi her taraftan açılan ateş altında çok güç inkişaf etmektedir. Kızıllar bu vadilerde kazdıkları derin siperler içine türlü silâhlarını yerleştirmekte ve bunları yerlerinden çıkartmak bir hayli güçleşmektedir. Keşif raporları bu müdafaa mevkilerinin çok gerilere kadar uzandığını açıklamaktadır. Durum bu gece Amerikalıların Seul'dekl kanlı çarpışmalarından birine benzer bir şekilde hareket etmelerinin gerekeceğine delâlet etmektedir. Kızıllar siperlerde, mağara ve ağaç tepelerinde hasılı her yer> gizlenmekte ve ânl olarak hücum Emektedirler.
Bu gece Amerikan blrlLklerl 38 İnci arz dairesini geçerek Pyongyang yolu hovunca 1000 yarda İlerlemişlerdir. Tabur kumandanlarından biri, hududu geçtiklerinin farkına hile varmadıklarım, arz dairesi denen şeyin sadece harita üstünde bir çizgi olduğunu ve Kerede böyle bir şeye rastlamadıklarını söylemiştir.
Başlangıçta Amerikan zayiatı pek fazlaydı, buna mukabil kızıllardan pek az esir alınmıştır. Bu gece Seul İle ileri hatlar arasındaki 40 millik yol mühimmat taşıyan nakliye vaaı-talariyle doludur. Kızıllar ricat ederken yollan hiç tahrip etmemişlerdir. Bundan başka yığınlarla mühimmat ve silâh bırakmışlardır.
Müttefikler, Türkiyeye teminat vermelidirler
“The Economlst” gazetesi, Tiirkiyenln emniyetini ve Koreye askeri yardımda bulunmasını teşrih eden bir makale neşretti
Londra 14 A.A. (Reuter) — ,rThö Economlst’’ adlı haftalık gazetenin bugün yazdığına göre. Birleşik Amerika, Ingiltere ve Fransa bir tehlike ânında Türklyenln derhal yardımına koşacakları hususunda teminat veı> medlkçe, Türkiye lüzum olduğu tak* dlrde münasip yardım göreceğine •• mln olamayacaktır.
Gazetenin İlâve ettiğine görs, Aa merikanın giriştiği taahhütlerin, silâhlanma hususunda alınan kararların bugünkü vaziyetinde Türklyenln takip ettiği siyaset Amerikanın yardımını sağlamak yolunda mümkün olduğu kadar ilerlemiş bulunmakta* dır.
Gazete, Türklyenln Koreye gönder* dlğl 4,500 kişilik kuvvetten bahsede* rek ezcümle şunlan yazmaktadır:
Sovyet hududuna, Koreden daha yakın bulunan Türklyenln kendisine ne şekilde hareket edilirse o şekilde mukabelede bulunacağını anlamak !• çin aklıselim kâfidir.
Amman Kabinesi değişti
Eski Alman Dışişleri Genel Sekreteri tahliye edildi
Hoffman, Romaya vardı
Roma 14 A.A. (AFP) — Avrupa İktisadi işbirliği e ak i İdarecisi Paul Hoffman, dün Ankaradan RomAya gelmiştir.
Frankfurt 14 A A. (Reuter) — Amerikan Yüksek Komiseri John Mac Cloy, Alınanyanm eski devlet adamlarından Ernest von Wel Zaec-ker’in derhal hapisten çıkarılmasını emretmiştir.
Weizaerker, Nüremberg’te askeri mahkeme tarafından 25 temmuz 1917 de 7 sene hapse mahkûm edilmişti.


CJHL
Amman, 14 A A. (Reuter) — Amman Kabinesinde yakılan değişiklik bir resmî tebliğ ile bildirilmiştir: .
Yeni kabinenin aşağıda yazılı surette teşekkül ettiği aynı tebliğde bildirilmiştir.
Başbakan t Sald Paşa Müftü
Dışişleri Bakanı: Ruhi Paşa Abdttt-hadl.
İçişleri Bakanı: Abdurrahman Pasa Hal İfa
Adalet Bakan: Muhammet Paşa Şa-rlkl.
Eğitim Bakanı: Alımed Bey Turan. Tarım, Ticaret ve Sanayi Bakanı! \ hine t Ta ra vana h»
İmar Bakanı: Anastaa FIanan1a.
Ulaştırma Bakanı: Haştm yayguşL Savunma Bakanı: Fevzi Paşa Melek! Maliye Bakanı: Süleyman Paşa Suk-har.
Başsavcı: Şeyh Abdullah Gözem.
Sar Ay Bakanı; Müslim Şeria.
Kral Abdullah. Sald Paşa Müftü Kabinesinin istifasını 12 ekimde kabul etmişti.
Yeni kabine yarın vazifeye başlı yataktır.
da ben de vardım. Ama bugün üstada yerden göğe kadar hak veriyorum. Hattâ surun üzerine ne yapıp yapıp Ikl sahra tapu İle üç dört mltralyöz yerleştirirse, artık hiç hayret ctmlyeceğlm.
Bu asayiş bâhında hlr hikâye vardır kİ, bizim tedbirlerimizi ve hallinizi anlatmak İçin uydurulmuş sanırsınız:
Adamın biri, karısına boyuna Ö-vünürmüş: “Ben adamı şöyle keser, böyle biçerim,. Bir gün tenha hlr mezarlıktan geçiyorlar. Adam berınûtad gene haşlamış: “Sana elini sürerek olanın vay haline. Bacaklarını tuttuğum gibi hlr ayırırım kl.,„ Bıı esnada da tesadüf ya. külhanlnln hirl, mezar taşlarından birine yaslanarak dinleniyor. Külhanbeyi hu, /İdamın övünmesini duyar dııynmz, dıyvanamaz ve birden meydana çıkarak dikilir: "Bana bak ulan! der. Al karım da getir hura.va.„
Adam korkudan tltrlye tltrl.ve karısını götürür. Külhanbeyi bağırarak: “Dikkat et, der, şimdi ben karnım yanağını öpeceğim. Seıı yanda nbakacaksın; her Ikl dudağım aynı onda değiyor mu?., Ve kadını tutup, şap! diye öper.
/İdamda sevinci görmeyin:
— Aman efendim, der, nasıl yaptınız şaştım. Tam tamamına İkisi de aynı onda değiyor.
Ve külhanbeyinin kendilerini n-za( etmesi Üzerine uzaklaşırlar. Tam mezarlıktan çıkıyorlar, kadın bittabi siteme başlar:
— Aşkolsun, hani sen varken, kimse barın elini süremezdi?
Adam ne cevap verse beğenirsiniz:
— Ilay karı, der. aldattım
Ifer Ikl dudağı dn a>nı nnda değmiyordu ki !...
Şimdi asayişsizlikten şikâyetler Üzerine, biz de cllrette tedbirler alacağız ama. şehvet azgını ve na-
mus şaşkınları gene yapışıp, mezarlıktaki bize gülmeseler ve zabıtamız da o kahraman koca gibi “Her iki du-lağı da değmiyordu kl„ diye teselli bıılnıasn bari!..
Yazan:
/
gösteren
sarmaş
ek-
Yaşa cik cik
!
vıır mı
aı\ azlı
İM».
der, hl ♦
hll-
TM
etti •• •« «
aptal herifi ayni.
demiş, hiç var mı T
maya başlıyorlar, sözünü keserek:
— Bakın bakın, mektan bahsettiği
«lemokraalye külhan! gibi
dinlemeye öyle meraklı kİ, her politikacı durmadan konuşsa, hana mısın demlyecek.
Fakat
/m o
'V/ y £. T
Ekmekten bahsediyor mu 7 Şiî demokrasinin en eğlenceli ta rafı ıııııhakkak ki. nııhık faslıdır. Bu rejini çok »öylemeye ve çok
Cumhurbaşkanımız, memleketimizden ayrılmakta olan Danimarka Elçisini kabul etti
Ankara 14 (AA.) — Cumhurbaşkanı, bugün saat. 1630 da memleketimizden ayrılmakta olan Danimarka Elçisi M de Fnnienay’ı kabul buyurmuşlardır.
Bu kabul esnasında Dışişleri Bakanlığı umumi kâtibi Büyükelçi Faik Zihni Akdur hazır bulunmuştur.
Burs ödenekleri
Ankara. 14 IT.H.A.) Mili! Egl-tim Bakanlığı yeni ders yılının başla ması münasebetiyle. Üniversitede okuyan burslu öğrencilerin. Üniversite harçları ve İlk aylık burslarını karşılamaları için 45.000 lira göndermiştir. Bunu ikJnci ödenek takip edecektir Burs usulünün kaldırıldığı yolunda gazetelerde çıkan haberin a-sılsızbğı bu ödeneğin yollanması ile fiilen tekzip edilmiş bulunmaktadır.
ru söylüyordu:
lan belli nıl?,, Şimdi ben size: “Görüyor ulusunuz hâlâ iltimas kalkmadı,. derim ve bu hususta binlerce bildiğim, hudutsuz hüsnün!-5etim xardır dn. siz bunu gene de “Vay beni İfsat ediyor!,, diye kar şılayabllirsiıılz. Yahıı( siz bana: “.Akimı haşirin topla, doMtlarında en az İkişer adet meclisi idare Aza* hğı. yalıııt birer şirket hissesi var., derseniz ve hu hususla bildikleriniz diz boyu. hüsnüniyetiniz gırtlağınıza kadardır »la, beıı bunu gene de “Vay İrime fesat karıştırıyorlar şeklinde alablll rlm.
Bir halkçıya: “Arkadaş hâlâ İktidarda İmiş gibi durma,, veya bir demokrata: “Hemşerl uyan, mıı-haletle değil iktidardasın., deseniz; her İkisinin nazarında da o anda fesatçı olmanız mümkündür. İyisi mİ. yol çok yakınken bıı fesat lıl

Mısır Adalet Bakanı istifa etti
Dayanabilecek iniyiz? - Ekmekten bahsediyor mu ? - Yaşa cik cik
kâyeslnl kestirip atmalıyız. Yoksa bir yandan böyle acayip tedbirleri Hırtımıza geçirip diğer taraftan da demokrasiyi sırma kıışak gibi belimize dolayarak gezmemiz, değme garibelerden değildir.
Mtuımaflh galip hlr ihtimalle o zarif kuşağın daha İyi sıkılıp beli snrmaaı için, belki dr hıı gibi antikalıklar da lâzımdır.
Harıl adamın biri, oğlunun cebine varı ynğıı hlr kese altını kokarak Hicaza yollamış. Tabii oğlan altınları alır almaz doğru Istanhu-la. Aradan hlr hafta hile geçmeden ağaya hlr telgraf: “Baha hırsızlar soydu. Para gönder.,, Fakat a-damda fazla para yok kİ. Ne yapsın hemen konuya komşuya başvurarak hlr keseyi daha yola çıkarır. Çıkarır nına bir hafta sonra • bir telgraf daha: “Anıaıı baha gene soyuldum, para!,, Biçare adanı, çarnâçar tekrar paraları loplar %e artık vaziyeti de İyiden İyiye kat ramağa haşlar.
Bir gün konu komşu norarhır:
— Yahu oğlandan haber ağa? Hicaza varmış mı?
Zavallı İhtiyar, sakal ıı varak:
— Alı! Sormayın ağalar,
Zlm oğlan Illcaza varmasına vara cak ama, sîzler dayanacak ımsınr/ onu düşünüyorum!
İşle bıınnıı gibi, bizim demokra şlınlzln de yoluna girmesi, hedefi no varması Içlıı, Ilıt İmal bazı keseler harcamamız, bazı acaylpllklrıe göğlis germemiz lâzımdır ama dayanabilecek miyiz, nnıı düşün • ynrııın ’
A
Bediî FAtK
ne de olsa, demokraside de nutuk var, nutukcuk var. Meselâ Başbakan konuşunca mükemmel bir • nutuk oluyor da, muhalefetten biri nerede ağzını açarsa o sadece •‘konuşma” >*a-lıııt “demeç” tir. İşte bakın nerede pek hatırla-Menderes mütlılş
iniyorum, Sayın hlr ııııtıık çekerek, beş aydır millete ne vadedllmlşse yapıldığım a çıldnmış!
Bir İtirazınız var mı? Olamaz. Arapcıı ezan derseniz, yapıldı. Rad voda Kıır'an diye sorarsanız okut ililiyor. Mecburi din dersleri haşlıyor. Palm ne kaldı?
Hikâyeyi hatırlar mısınız
hieın: Bahçıvanın biri çırağını aç hlllâç mütemadiyen çalıştırırmış, çocuk hlr gün sabretmiş, hlr hafta sabretmiş, bakmış olacak gibi değil, nihayet kaçmaya karar vererek hlr fırsatını bulup soluğu şehirde alınış. Ve önüne İlk gelen kahveye dolarak başından geçen lerl ağlıya ağlıya hikâye etmiş. Et raftan oğlanın haline acayip: “l)Üş önümüze, demişler, şıı herife gidip haddini bildirelim.. Hep birden doğru bahçıvanın karşısına dikilmişler. Adam pabucun pahalı oldu-
ğtınu görür görmez hemen çocuğun karşısına geçerek:
— Ah! Seni nankör, demiş, Söyle bakayım neyin eksikti. Patlıcan mı yoktu? Biber mİ, donmteaslz mJ kaldın, yoksa lAhanasız mı?
Zeki çocuk hakmiş kİ. taraftarları gittikçe hahçlvanın lejılne kaymaya haşlıyorlar, hemen adamın
Dahiliye vekilimiz bir tünü, valimiz başka türlü ve çalışkan emniyet müdürümüz İse tamamen bizim gibi söyllye dursunlar; sarkıntılık, asayişsizlik alabildiğine yayılıp gidiyor. Cebinize nikâh cüzdanınızı değil, Ikl tane parabellumu da yerleştirmeniz gene para etmez. Eğer öyle olsa, bakmanıza polislerimizin, bekçilerimizin tabancaları burunlarına kadar uzanıyor. Kolları P.G. hazuhentll Jandarmalarımız aslanlar gibi caddeleri arşınlıyorlar. Fakat onlar ne yaparlarsa yapsınlar, külhanbeyi, sokak çocuğu, serkeş, mnrhoş, elhlrllğl e-dlp demokrasinin eteğine sarılmışlar, dilediklerini hırpalıyorlar. Beıı adliye vekilinin yerinde olmam: “Fesatçılığı önleme,, yahut ••Demokrasiyi koruma,, knmjnlarına e-İlmi mürmrden “Aile namuslarını koruma,, veya “Türk kadınlarını vikaye,, kanunu diye hlr yenisine uzanırdım. Yoksa hıı gidişle hepimizin evlerimize birer mazgal deliği ve asma köprüler yaptırıp, çe İlk zırhlar kuşanmamız vâclp ola cak. Bahiâllnln muvaffak patron larıııdan biri Rumellhisarındaki köşkünü koskocaman hlr hisarın I-çlne aldığı zaman şaşaalar arasın-
Kahire 14 A.A. (AFP) — Elahram gazetesi, meselenin Filistin harbi sırasındaki silâh alımı tahkikatı ile a-lâkadar olmadığını tasrih ederek A-dalet Bakanı Abdülfettah Tavil Paşanın istifasını teyid etmektedir.
Nahas Paşanın bugüne kadar A-dalet Bakanının İstifasını kabul etmediğini belirten gazete, '‘Tahkikatın sonuna kadar devam edeceğine ve suçlulann cezadan kurtulamıya-caklarına'* İşaret etmektedir. :deemoudıorto-lTah‘
• Yeni Is tanbul
pek yakında
bir sürpriz
hazırlıyor
9 •
Sayfa 4
YENÎ İSTANBUL.
İS Ekim 1050
Günün para meseleleri
T Sazan :
Umumi silâhlanma büyük devletleri, ya diğer umumi ve husual masrafları kısmak yahut da enflâsyonun artmasına katlanmak gibi iki şıktan birini tercih zorunda bırakıyor. Bunların birincisi epey müşküldür: Devletin ve şahısların geçinme ve yaşama tarzını mâkul bir seviyeye indirmek mümkün olmazsa imar ve teçhiz işlerini yavaşlatmak lâzım gelecek. Halbuki memleketi yeniden teçhiz meselesi harp sanayiinin başlıca unsurlarından biridir. Ancak demokrasilerde böyle bir zarurete yüzde yüz nispetinde uymak kabil olamadığına göre, silâhlanmanın İcap ettirdiği külfetlerin bir kısmı paraya yüklenecektir: Yani banknot, şimdiden tAhmin edllemiyen bir ölçüde kıymetten düşecek ve bu da irat sahipleri, memurlar ve hattâ ücretliler gibi sabit gelirlilerin yeni fedakârlıklara rıza göstermelerini intaç ey-liyecek..
Yakın bir gelecekte para sahasında karşılaşacag-ıınız kaygıların başında altınla doların nispetleri vardır. Bütün malların fiyatı dikme yükselirken meselâ altın gibi tek bir me-taın fiyatını ilânlhaye bloke etmek mümkün değildir. Şüphesiz Birleşik Devletler, stratejik maddelerin ai-lâhlanmava tahsisinden dogması mukadder olan fiyat yükselmesini durdurmağa çalışıyorlar; fakat madenlerin, dokuma nesiçlori ve sairenin milletlerarası bir pool’ü gerçekleşecek olsa dahi —buna şahsan İnanmıyoruz— müstahsillerin, gittikçe artan bir talebin sağladığı bütün kârlardan vazgeçmeğe nasıl razı o-lacakları suali varit olabilir. Diğer taraftan, Birleşik Devletlerin umum! bütçesi açığı günden güne genlşllye-cektlr.
Başkan Truman, ilk askeri tahsisat kararnamesini imza etmiş bulunuyor. Tahsisat, Amerikan kuvvetleri İçin 11 milyar dolar, müttefiklerin silâhlanması için de 4 milyar dolardan ibarettir.
Buna karşılık normal gelirler miktarı ancak 5 buçuk milyar kadar artacaktır, şöyle ki: İncome tax yüzde 3 nispetinde yükselerek 3 milyar. Corporation tax yüzde 7 yükselerek 1 buçuk milyar gelir fazlalığı sağlayacak ve diğer taraftan vergi tahsilinin tesrii de 1 milyar getirecektir.
Gerçi Birleşik Devletler, harbin sonundan beri devlet borçlarını hafif bir ölçüde indirmiş olmak itibariyle geniş bir istlkbaz imkânına sahiptir: fakat bununla beraber devlet borçlan milli gelirden fazladır. De-mek ki para ve kredi enflâsyonu her halde silâhlanmanın sermayesini temin hususunda yardımcı bir vasıta vazifesini görecektir. Serbest piyasalar şimdiden altın mlskal fiyatını 37-38 dolar olarak tesbit etmişlerdir ki bu, 35 dolarlık resmi rayice nispetle yüzde 8 prim teşkil eder.
Birleşik Devletlerin bundan bir veya iki sene sonra paranın kıymetini resmen yüzde 10-15 raddesinde düşürerek altın İhtiyatına kıymet fazlalığı vermek suretiyle mühim bir para kaynağı vücuda getirecekleri farz edilse dahi, Avrupa paraları aynı suretle yeniden kıymet bulmuş olacaklar mı? Sanmıyoruz. Hiç şüphesiz Batı Avrupaııtn mail vaziyeti yalnız devlet mâliyelerinin ıslahı değil, aynı zamanda tediye muvazenesinin düzelmesi sayesinde umumi olarak hissedilir bir ölçüde iyileşmiştir. Nete-kim 1950 yılının ikinci Uç aylık devresinde, Sterling Bölgesi ile Marshall Plânından faydalanan Avrupa memleketlerinin altın ve dolar ihtiyatı 600 milyon dolardan fazla bir mikyasta artmıştır. Ancak silâhlanma, paranın “sıhhati’* bakımından başlıca âmil olan bütçe muvazenesi meselesini ortaya atmaktadır. İngiltere, şimdiye kadar verimli teşebbüslere tahsis edilen kaynak fazlasından vazgeçmek zorunda kalıyor; Fransa ise yeni bir bütçe açığına doğru gitmektedir. 1951 bütçesinin şimdiki vaziyeti şöyle görünmektedir:
Prof. Dr. Henry Laııfenburger
Masraf bütçesi (Milyar frank olarak) faaliyeti 1.050
700 475 350
90
Sivil hizmetler Mili! Savunma Teçhiz
İmar Demiryolları
2,665
tindi, 100 milyon dolan bıılnn Maraban yardımı da hesaba katılmak şartiyte bugüne kadar umulan tahvilât yekûnu 1.900 milyarı geçmemektedir. Bu itibarla, tamamen önüne geçilmesi mümkün olmayan enflâsyonu tahdit edebilmek İçin Atlantik Andlaşması namına silâhlanma tahsisatı gibi bir kaynaktan faydalanmak ve halkın devlet hâzinesine yardım etmesini de sağlamak lâzımdır. Halbuki Fransız tasarruf sahiplerinin 1951 de devlete 100 İlâ 150 milyardan fazla verebilecekleri tahmin edilemez: Hattâ, milletlerarası bir istikraza iştirake davet edilseter bile (Bu maksatla müttefikler Almanya-nın Dtuves ve Young İstikrazdan gibi harici borçlarım tanımasını sağlamağa çalışırlar).
Bu şartlar altında ümit edilebilecek yegâne şey, Batı memleketlerinin kendi paralan için doların kıymetten düşme seyrini takip etmeleri ve o tempoyu geçmemeleridlr kİ bu sayede şimdiki parltoler umum! hatları itibariyle muhafaza edilmiş olur Fiyatların önüne geçilcmlyen yükselmesi lüzumu kadar uzunca bir devre içinde gelişecek olursa bu ihtimal yine az çok elverişlidir.
Refik Koraltanın
verdiği beyanat
Mersin liman meselesi halledilecek
Mersin 14 (A. A.) — Şehrimize
gelmiş «bulunan Büyük Millet Meclisi Başkanı İçel Milletvekili Refik Koraltan, dün Belediyede yaptığı temaslar sırasında Mersinlilerden ve Belediye Başkanı Bayan Müfide İlhandan Mersin limanının bugünkü hazin durumu hakkında geniş İzahat almıştır. Bilhassa son günlerde pamuk almak üzere limanımıza gelen bir çok yabancı vapurun limandaki yükleme vasıtalarının kifayetsizliği yüzünden günlerce orada kaldıkları, alelâcele on, on beş kadar mavnaya şiddetle ihtiyaç duyulduğu anlatılmıştır.
Bu müstacel ve ciddi vaziyet karşısında telefonla Başbakanla görüşen Koraltan, meselenin gayet nazik bir şekil aldığını izah ederek Ulaştırma Bakanının uçakla Mersine gönderilmesini istemiş, Başbakan da yarın Ulaştırma Bakanını uçakla Mersine göndereceğini vadetmlştır
Ayrıca liman bahsi üzerindeki şikâyetleri dinleyen Refik Koraltan, bu husustaki düşüncelerini de açık, layarak şunları ifade etmiştir:
"Mersin limanı meselesini boheme-hal halledeceğiz, Bunu yapmaya söz verdik. Bu sözümüzü tutacağız Eğer Mersin limanı meselesini gerçekleş-tlrmezsek Mersinlilere karşı vazifelerimiz yarım kalmış olacaktır. Biz sözümüzle, özümüzle tüm İnsanlarız.,.
Tekelin tütün alma kararı Bursahları sevindirdi
Bursa 14 (AA.) — Tütün mÜB-tahsili, elinde satılmadan kalmış bulunan iki milyon kilo tütünün Teke) Müdürlüğünce satın alınması hususunda Hükümetin emir vermesinden dolayı sevinç içindedir. Tekel İdaresi, ayrıca müstahsile avans da vermektedir.
Seyahat intibaları:
Denizyolları İdaresinin Karadeniz
hattında güverte yolcularının hali
1/ARADENİZDE ne zaman seyahat etsem, vapur yolcularının dalma çok büyük bir ekseriyetini teşkil e-den güverte halkı benim için bir ıstırap kaynağı olur. Güzel bir havada seyahat etmenin zevki bu ıstırabın İçinde heder olur gider. Bize ıstırap veren durum, bu yolda sık sık ras-lanan yabancılar tarafından hayretle seyredilir ve her halde Türkiye hakkında verilecek bilgiye malzeme teşkil edecek resimlere mevzu olur. Bu resimler çekilirken bizler çok defa oradan uzaklaşmayı tercih ederiz.
Istanbulun Hopaya kadar beş gün süren posta seferlerinde güverte bir mahşerdir. Çocuk; kadın, erkek ve ehli olmak şartiyle, her türlü hayvan: at. eşek, inek, koyun, tavuk hiç bir tasnife tâbi tutulmaksızın içtima halindedir. Yüzünü örtmeyi namuslu kalmanın hâlâ esas şartı sayan kadın, burada erkekler arasında uzanıp yatmaya, yolculuğun tabii bir İcabı sayarak katlanmaktadır. Çok şükür halkımız terbiyelidir. Bizde kadın her yerde, fakat blhassa yolculukta çok İtibar görür. Fena niyetli kimseler ise, kalabalığın daima şiddetli olacağını bildikleri tepkisinden korkar. Gene de bu yüzden kavgalar, münakaşalar eksik olmaz.
Yolcuların çoğunu genç yaşta erkekler teşkil eder. Toprağı hem dar, hem nispeten verimsiz Karadeniz mıntakasmın ezel! kaderini, yolcuların cinsiyet ve yaş itibariyle bu tezahürü belagntle konuşturmaktadır. Turunçgiller ve çay yetiştirmede kazanılan muvaffakiyet, fındık tarım ve ekonomisi sahalarında alınan tedbirler, bir zamanlar Rusya, Kumanya ve Polonyaya kadar giden Karadenizli vatandaşı, bu sefer memleket içinde daha müsait bir geçim sahası aramaya çıkmak mecburiyetinden kurtaramamıştır.
İl I 1 II n
Karatenize işleyen vapurlarda güverte mefhumu pek geniştir. Vinç aralan, anbar kapaklarının Üstü, yollar, iskele başları güverteye dahildir. Daha doğrusu yalnız buraları güverte sayılır. Büyük posta vapurlarının güverte yolcularına tahsis e-dilen bu sahası en çok yüz kişinin rahat yatmasına yetebilir. Denizyolları, böyle bir yere takriben 700 yolcu alınmasını normal telâkki eder. Bu hudut ekseriya çok aşılmakta ve bilhassa îstanbula dönüş seferlerinde 1500 e kadar çıktığı görülmektedir. Bu rakama aynı yerdeki eşya ve hayvanlar tabiatlyle dahil değildir. Tâyin edilen miktardan fazla yolcu a-lınması. Denizyolları idaresince gerçi menedilmiş ve para cezaslyle mü-eyyedelendirilmlştlr. Fakat, bulunduğu İskelede daha hiç değilse bir hafta beklemektense vapura zorla girerek ceza vermeyi yolcu daha az zararlı bulmaktadır. Bu hususta gemi adamlarının merhamet hislerinin tesiri olmadığı İddia olunamaz. Yalnız yasaklardan müteşekkil bir nizamın iflâsa mahkûm olduğuna bu da bir başka misal. "Zaruretlerin mahzurları mubah kıldığım" takdir etmekte, hukuk tahsil etmiş olmasalar bile, bu yasağı tatbika memur şahıslar da anlamakta pek gecikmezler.
Limanlarda anbar kapakları a-çıldığı ve vinçler de çalıştığı için •‘güverte" fiilen gittikçe daralır. Öyle zaman olur ki yolcular üçüncü bir şahıs tarafından ikişerli istif c-dllmiş hissini verir. Gerçekten, böyle bir İHtifle de daha fazla İnsan tıkıştırmak imkânsızdır. O kadar kİ, biraz ferahlık İçin hayvanların ayale-
Yazan
Dr. A. Menıdulı YAŞA
ları arasında kendilerine yer yapanlar ve kalabalığa tekrar dönmeye cesaretleri olmadığı için burayı yolculuğun sonuna kadar kıskançlıkla muhafaza edenler az değildir. Böyle bir yerde yatıp kalkmak insanlık haysiyetine uygun telâkki edilmese de, anbar kapaklarının her açılışında ve çok defa uyku sersemliği t-çlnde yeniden yer aramaya, açıkta ıslanmaya, vincin tehlikesine maruz kalmaya tercih edilebilir. Karade-nlzde üç Uman vardır derler: Sinop, Temmuz, Ağustos. Güverte yolcuları İçin Sinop bu bakımdan büyük bir hususiyet göstermez. Vapur, fırtınalı havalarda burada melce bulsa da onlar, sıcak ve umumiyetle yağışsız geçen temmuz ağustos aylarında. ne soğuktan, ne yağmurdan kolay kolay kendilerini kurtaramazlar.
III
Türk limanları arasında yolcu taşıma hakkı münhasıran Devlet Deniz Yollarına aittir. Zaten her türlü mâ-naslyle bu inhisar, devletin elinde olmasaydı halka bu şekilde eziyet çektiren herhangi bir nakliyecinin boğazına bizzat devlet, hukuku Am-mo namına, sarılmakta tereddüt göstermezdi. Başkası İçin günah saydığı bir hareketi kendisi İçin mubah saymak, hukuk devleti sistemi İçinde hoş görülür bir düşünce tarzı sayılamaz. Kaldı kl devlet, yalnız devlet olarak değil fakat İnhisarın sahibi bulunmak itibariyle ve bu vaziyete bir nihayet vermek, insanın İnsana yakışır şekilde seyahat etmesini temin etmek mecburiyetindedir.
Gerçekten, herhangi bir hizmetin İstihsal inhisarını hukukan elde tutma, o hezimetin mevcut İhtiyaç nispetinde istihsal mecburiyetini ts-zammun eder. Kendine göre en kârlı telâkki ettiği Hatlarla hizmetini satmak hakkını alan bir İşletme bu fi-atlarla olsun piyasadaki talebi karşılayamazsa, bir kısım ihtiyaçların tatmin edilmeden kalması ve bir kısmının da inhisar Hatlarının Üstünde bedeller tediye ettirmesi önlenemez. Hizmet istihsalinin bu itibarla ya serbest rekabete terkedilmesl yahut inhisarcının ihtiyaca yeter derecede İstihsalde bulunmasının sağlanması şarttır. İkinci yol, kanaatımıza göre daha güç olanıdır. İnhisarcı bir kere devlet oldu mu ne bu inhisarın şu veya bu şekilde suiistimal edilmesini önlemeye, ne de hizmet arzını talebin tahavvüllerlne uydurmaya İmkân vardır. Birincisine, devletin âmme menfaati ve piyasa nizamı adına başkasiyle mücadele edebildiği kadar kendi nefsiyle mücadele edebilmesi imkânsızlığı, İkincisine de bütçe formaliteleri mâni teşkil etmektedir.
Avustralya yünler)
AvustralyalIlar, fiyat hususunda rekor kırdılar
Brlsbarie (Avustralya) 13 (Hususi) Brlsbane'dekl yün müzayedelerinde kirli Merinos 198 ve temizlenmiş Merinos yünleri de 235 3/4 pence’den satılmıştır.
Fiyatlar bu şekilde devam ettiği takdirde bu seneki kırkımın getireceği safi hâsılat, 531 milyon Avustralya sterlingi olarak hesap edilmektedir.
Devlet işletmelerinin hususî teşebbüse devri
Adanada bir pamuk çekme fabrikası, taksitle bir sermayedar grupa satıldı
Adana, 14 (Hususi) — Satışa çıkarıldığını daha evvelce bildirdiğim Sümerbank’ın Cey-handakl pamuk çekme fabrikası, kapalı zarf usulü ile 450 bin liraya satılmuştır. Tevflk Coşkun, Hüsnü Coşkun. İsmail Pat, Abdll Dal, Kerim Caymaz adındaki alıcılar 200 bin lirayı peşin ödeyerek 250 bin lirayı da taksite bağlatmışlardır.
Adanada pamuk . fiyatları
Adana, 14 (Husus!) — Ticaret ve Ekonomi Bakanlığının Anadolu A-jansı vasıtnsiyle pamuk satışlarının tamamen serbest cereyan edeceğini açıklamış olması Adana piyasasını tekrar canlandırmıştır. Son günlerde, kl çeşitli söylentiler karşısında, Bakanlığın bu açıklamasına lüzum hisseden Adana piyasası bugün yeniden canlanmış olmakİH beraber, fiyatlarda da ilerlemeler olmuş ve Hatay malı çemberli birinci akala, Mersin teslimi 305 kuruşa yükselmiştir. A-dana malı birinci akala İse, hâlen 285 kuruşa muamele görmektedir. Alıcılar İsteklidir, müstahsil fiyatlar, dan memnundur.
Merkez Bankası Umum Müdürlüğü
Ankara 14 (ANKA) — Açık bulunan Berkez Bankası Genel Müdürlüğüne, Genel Müdür Muavini Reşat Akça’nın vekâleten bakması kararlaştırılmıştır. Kendisinin bu vazifeye asaleten tâyini muhtemeldir.
Uluborluda üzüm piyasası
Uluborlu 14 (A.A.) — ilçemizin başlıca Utlhsal maddelerini teşkil e-den kuru üzüm ve erik satışına bu hafta İçinde başlanmıştır. Piyasa 25 kuruştan açılmış İse de üç gün içinde 35 - 40 kuruşa yükselmiştir. Bu yıl 250-300 ton arasında ihracat yapılacağı tAhmin edilmektedir.
İzmir Belediyesi, Marshall Plânından yardım görecek
İzmir 14 (Husus!) — Belediye Başkanı Rauf Onursal, şehre alt çeşitti işleri ilgili bakanlıklar nez-dlnde takip İçin çarşamba günü An-k ara ya gidecek, bu arada B» tediyeler Kongresinin toplanması, İzmir şehir oteli İnşaatının Marshall Yardımından ikmali, îzmlrln su. elektrik İhtiyacını temin İçin îller Bankasından kredi temini İşlerini takip edecektir.
Almanya - Brezilya ticareti
Frankfurt 14 (Hususi) — Almanya, Brezilyadan yapılmakta olan ithalât miktarını 14 milyon doter olarak tesbit etmiştir, ithalât listesine dahil olan emtia arasında 1 milyon dolarlık pirinç, 2.990 000 dolarlık kahve, 2 milyon dolarlık hayvan derisi vardır.
Bursada fuar sahasını tesbit için bir komite kuruldu
Bursa 14 (A.A.) — Bursada açılacak fuar sahasını hazırlamak İçin bir teknik komite seçilmiştir. Komitede, mühendisler, ressamlar ve diğer alâkadar mütehassıslar bulunmaktadır.
Nebotı Yağ ve Sabun Kongresi hazırlıkları
Piyasadaki fena kalitede sabunlar
Yakın mazide uTürk sabunu,, diye flvrupaya bile satılan sabunlarımıza eski mevkiini verelim
Yakında Ankarada nebat! yağ ve sabun kongresinin toplanacağı yazılmıştı. Bölge Sanayi Birliği nebati yağ vc sabun fabrikalarının mütale-Hsını almak suretiyle kongreye bir rapor verecektir. Bu raporda en ziyade sabun imalâtı üzerinde durulmaktadır.
Bilindiği gibi «on zamanlarda piyasada fena kalitede sabunlara tesadüf edilmektedir. Bunların arasında rutubetli» hiç bir markası olmayan trnş sabunlarının seyyar satıcı-lar tarafından satıldığı görülmektedir. Harpten evvel Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı sabun İmalâtını kontrol etmek İçin sabun normu nizamnamesi tanzim etmişti. Bu nizamnamenin sanayii kontrol eden makamlar tarafından kontrol edilmediği anlaşılmaktadır.
Alâkadarların ifadesine göre burada ikinci bir mesele daha vardır. Bu da şudur: Nabatl yağ çeşitleri artmıştır. Yeni sabun tarifesi nizamnamesi yaparken bu ciheti de tetkik etmek lâzımdır. Netice itibariyle bazı sabun âmillerinin Türk sabununun şöhretini bozacak derecede sabun imal ettikleri aşikâr bir hnle girmiştir. Ankarada toplanacak olan nebati yağ ve sabun kongresinde bu cihetin gözönünde tutulacağına
Osmanlı Bankası hakkındaki şayialar
Maliye Bakanı, bir mukavele ile Hükümetimize bağlı bulunan Banka hakkında ileri sürülen iddiaların aslı olmadığını bildirdi
Ankara 14 (A.A.) — Maliye Bakanı Halil Ayan Anadolu Ajansına şu bey a’ia ita bulunmuştur.
Son günlerde bazı gazetelerde Os-mar.l. Fankası mukavelesinin tecd dİ mevzuu ele alınarak bu ır.Lessese a-leyhınde neşriyat yapılmakta olduğunu görüyorum.
Osmanh Bankası bir mukavele ite Hükümetimize bağlıdır* Bu mukavele 1933 senesinde tarafların nznlan ile nkd ve kanunla tasdik edilmiş olup ne müessesede ne de onu bize bağlayan mukavelede yukanda İşaret eylediğim neşriyatta vehmolunan haller ve vasıflar katiyen yoktur.
Ecnebi strır.a>esine karşı düşmanlık histeriyle meşbu kimselerin kaleminden çıktığı anlaşılan ve muayyen maksatlara .nstuf olduğu açıkça his-solunan bu neşriyat kanaatlerimize tamamen aykın olduğu gibi memleket menfaatlerine de halel verecek mahiyettedir.
Biz yabancı sermayenin İktisadi sahada faaliyet göstermek üzere yurdumuza gelmesini ve çalışmasını arzu ediyoruz. Hâlen tatbik mevkiinde olan 13 numaralı Türk parasını koruma karariyle 5583 numaralı kanun bu arzuyu tahakkuk ettirmeye matuf hükümleri ihtiva etmekte ve memnuniyette müşahede eylediğimize göre fiiliyatta da yer bulmaktadır.
Kadınhon çiftçilerine 700 tqn buğday gönderildi
Kadınhan 14 (A.AO — Bu sene mahsule ârız olan hastalıktan ve ku-raktıktan zor bir duruma düşen çiftçilere tevzi edilmek üzere Tan m Bakanlığından yedi yüz ton buğday gönderilmiş ve derhal tevziine başlanmıştır. Çiftçiler Hükûmct’n bu alâkasından çok memnundur.
emin bulunuyoruz. Hepimizin hatırladığı gibi. "Türk «ahunu,, diye bir şöhret vardı, Edlrnenln mis sabunlan, bir zamanlar Avrupaya bile İh-raç edilirdi Türk sabunculuğuna tekrar eski mevkiini vermek İçin, kongrede teknik kararlara varılmasını bekliyoruz.
Serbest ithal rejimi
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı, Ticaret Odalarının fikrini soruyor
Yeni ithal rejiminin tatbiki hakkında Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı İstanbul. İzmir Ticaret Odalarının fikrini sormuştu. Odalar, muhtelif gruplara mensup tacirlerin A üstesi hakkında ne düşündüklerini öğrenecektir.
Piyasadaki İntihalara göre,, tüccarın gümrük tanfe pozisyonlarının tatbik şeklinden şikâyet ettiği anlaşılmaktadır. Alâkadar makamların bilhassa Gümrük ve Tekel Bakanlığının tarife pozisyonlarında A listesine giren eşya ile, bu üs. te dışında kalan eşya arasındaki farkları tekrar gözden geçirmesi arzu edilmektedir.
Tüccarın ikinci bir şikâyeti şu merkezde toplanmaktadır. T. C. Merkez Bankası vâki o-lan müracaatları kısa zamanda tatmin edememektedir. Bu İtibarla bankanın teşkilâtını bu müracaatlara göre ayar etmesi istenilmektedir.
merika, dışarıdan pamuk alıyor

VVashington 14 (YİRS) — Beyaz Saray memleketteki pamuk ihtiyacını karşılamak İçin bir miktar daha pamuk ithaline izin verildiğini açıklamıştır. Askerî hizmetlere çalışan fabrikalar kâfi miktarda pamuk bulamadıklarından dolayı iatihsaîl kısmak zorunda kalmıştırlar. Bunun ü-zerine Hükümet 7.500.000 Hbrelik bir
ithal izni vermiştir. Amerikan tacirlerine memlekette pek az istihsal edilmekte olan İnce elyaflı pamuk lt-mal etmeleri bildirilmiştir. Bu pamuk dikiş ipliği imalinde kullanılacaktır.
Italyanın zeytinyağı kararları
Roma 14 (Hususî) — Italyan Dış Ticaret Bakanlığı memlekete tasfiye edilmek üzere sokulmakta olan zeytin yağlardan bir kısmının İhracına müsaade etmiştir. Zeytin yağı İhracına müsaade edilmiş olan memleketler arasında batı Almanya da vardır.
Konyada Tarım Kongresi
Konya, 14 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Konya Üçüncü Tarım Kongresinin bu ayda yapılması İçtn hazırlıklara başlanılmıştır.
Kongrede sulama ve tohumluk İşleri, meyvecilik, İpek böcekçiliği, mücadele ve veteriner İşleri görüşülecektir. Kongreye, Konya ve mülhakatı çiftçileri ve tarım uzmanlan iştirak edecektir.
14/X/1950 Cumartesi
ESHAM VE TAHVİLAT
KAMBİYO
Borsalarda vaziyet
İstanbul Borsası
Devlet Tahvilleri
İstanbul :
Ticaret Boraasında ceviz fiyatları gerileme kaydetmiş, fındık fiyatları kısa bir durgunluk devresinden sonra tekrar canlanmıştır.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Bordasında, hafta sonu olmasına rağmen, her günküne nazaran dnha çok muamete olmuştur. Altın piyasasında İse dllne nazaran ehemmiyetli bir fark görülmemiştir.
İzmir ;
Borsa da çekirdeksiz piyasası durgunluk geçirmektedir. Yeni işlere intizaren bugün az muamele olmuştur, İncirde iyi kaliteli mallara müşteri varsa da ikinci kaliteler alâkasızdır.
Pamuk piyasası bu aabah 312 kuruştan açılmış, hazır mallar 314, alivre satıcılar 318 kuruşa kadar çıkmıştır. Tarım Kooperatifinin, ortaklarına ve serbest müstahsillere ait pamuk baremini arttırmış elması fiyatların tutunmasını mucip olmuştur.
Açtım Kapanıl}
ı öleriıng 7.84 60 7 84
UM) Uular 260.26 280.25
KM) rr f rangı «. 0.M0 O.MO
100 lavıçre M r ... 64.03 64.0?
IUÜ Belç f T ...^. 6.60 5.60
l(K) îeveç Kf,.— 0.01.870 0,01.«76
UM» florin 73.6840 73.88 40
1LM I^İİVİ 0.44.128 0.44.128
lOV L^rtiTıtnl 0.01 ^71 0.01 «7»
100 Kmmuao» 9 73 2.Î3 İM»
Altınlar
Bugün haki kur
Lira Mra
Külçe lerll On 4 72 4 72
Killç* l>*KU«fca —
Cim.hıırival .«- —
Hcyat 37.50 37.40

Uıjhien 20.10 20.ıa
İncili* 43.60 43.60
FranRi* kok ... —
NhihiI^od U1 »» —
ÎAviçr#
Zürich Borsası (Serbest)
İsviçre Prans»
4-10-JU60
Uurumo
Türk L.ırtM»ı •etti Dulaı ««ı
dteriln^
Frenaır Frangı
%7 %7
•fe7
%7 %7
.7
%7 ^7
l,0(
4.35
10.80
1.13 1/2
hin yukarı
1.16
4.36
10.05
1.15 1/2

Ikmıiiivrlt Uıhtillrı
IU33 feîrgacıi
Ih3h ikrünıiyril
Mili) Mlldülhk
İMİ
İMİ
1/2
Uenıirvoiu Demiryolu
•••••»«••••
1
IV ....
V ,..M.
IMS ikram iveli ..
İUfierlrrl
Demiryolu VI ....
İMİ Kalkınma
*6
.......
% 6 1048 tetlkruzı 1 .......
ÜM8 istikran U_________
% 6 1919 istikrazı ı ........
SİVK3- trsıırum 1 IL-Vil i
il .. LLİ
1 ..
II .. ili IV
• • a»
Demiryolu
•t
Müdafaa
• e
KHpaııib
22 6.C
20 50 20.05 98.— 08.85
9650
95.30
96.25
90.20
9(1.60
96.30
96.40
95.50
20.20
20.70
21.36
20 96
20.30
19.70
20.65
20.H5
21.10
• •
Şirket Tahvilleri
T.C. Ziraat Bankam 20.84’
Anadolu D Y. Tertip A/B. 100.25
c
- ’• 112.N
, Mümen Senet «3.-
Şirke* H.'sse Senetleri
i C. Mcrkaz BanKuaı .... 123.50
Türkiye iş Bnnkaaı 30.-
rUrit Ticaret KanaaMi 5-
Aralan Çimenli. 6 50
Şark L)eglrnırnı ılı«
Milli RcHMüran- 16.-
Ecnebi Tahviller
Mihit Kredi Fonaive IUU3 | 172.—
U 1/4
69.—
65.—
DÜNYA
BORSA
New-York Borsası
DUd
115.—
u u«
Londra Borsası
Bradford Piyasası
İskenderiye Borsası
257.—
226.—
38.75
38.67
38.70
38.50
63 —
66.—
3.85
112.—
>.30
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
Devanı iç Kkatra İri
Kuru ÜtUra rhompaon
Helen U.humu (BuşeU=Dolar) MlnneapoUa ..............
Kula» (Llbresl=Bent) .......
L«evha-teneke (100 libre dolar)
İstanbul Ticare V» O V» O CD
14 u bu halı Bugün hiekJ Kapanış
Buğday yumuşak (TÜc.) 31.— 30.26
Buğday Ofla 29.08 29.08
Arpa yemlik (dökme) 21.— 21 —
Mıaır aan (çuvalı) 20.20 21.—
Kaaulve tombul 33.10 34.—
ranulvtı Çalı »eri «Ş 40—
Kıışyemı 38.—
Mercimek kırmızı kabuk. —
Mercimek yeşil 47.— 47.—
Nohut natürel
futb tabumlar ı
Ayçiçeği tohumu 38.—
tOİTlimU 48— 47 —
Kendir tohumu .......—— 34—
69— 82.—
Yer fıatığ) kabuklu — —
Kuru Me>valar t
M'ındık (kubuklu etvrl) — —
Fındık (l\ tombul 1050) 315 330 315 318
Ceviz «kabuklu) 60— 64—
Ceviz (îç natllrel) —
Onkumu Ham Maddeleriı
i 1 f t IK (flf)tl mtil) eeeeee«eaeee( —
1‘İftlk (Natnrcl) * —
Yapak Trakva (Kırkım) 340.— 330.—
Hum derileri
salamura (kasap) «1 160.— 160—
Keçi tuzlu kuru kilonu .. 215— 225.—
Kovun hava kurusu kilosu 220.—
Nebati Yağları 243.— 210.- 150.—
Zeytinyağı (t. K teneken» —
SuaumvHğı (Hal sıra)
Ayçiçeği (Rafine çıplak) İM 155
Fındık yağı (Çl)rUk)
YABANCI BORSALAR
İzmir Ticare t Borsası
BugUO Kon Kapanış
üıüm çeklrdekMlt No 9 78.- 78.—
tnolr A »eriai No. 47.— 48.—
B asrisi No. 10> 41.— 41.—
Knmuk Akala | 318.— 302.—
Pamuk AkaK 11 ...... 195.- İHU.—
Pamuk Akala (1) 160.— 160.-
Pamuk veril 172.0 180.—
Pamuk vafrı irnrine) 109.— Ilü.—
Pamuk ceklrdefh 17.— 17.-
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala H Hatay t 280.—
Pamuk Akaln (Adana)
Pamuk Akala U .... 270.— —
Pamuk Akala 111 — —
Pamuk veril l
Pamıık veril 1!
Birinci Akala vAdell ... 285.— 285-
Hazır 281.— 283 1/2
tklncl Akala yağmur 253.— 265.—
yemiş — 258 1/2
Trabzon Ticaret Borsası
FINDIK
a) %5( randımanlı 150.— 145—
kabuklu tombul .... •> —
ö) tc atra knntrnllü 300.— 290.—
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday vuınuşAk .... 2b. ZV—
Buğday ııeri 27.- 28.-
Arp fi ••••«••••••
Ku^day (Bükeli—Sent) —
Sert Kış mahsulü No. 2
Kırmızı *• ” No. 2
l'anıuk Mlddllng (Ubresl^Sent) Ekim a»»ew M•»•••••••••♦•»•••••a««a*4 Amille waweM«MaaMaMMeeea>Mewa»eaae Mart
Mayıs ........................
liftik ıL.!t>re«l — Kent)---
Tekaaa No. 1 .........
bindik (L!bresl=Sent)...........
Kabuldü yeril iri --------,,t,-
” orta .....
IthaJ malı İÇ Ithnl malı (Llbresl=8ent) ______
çeklrdekalı seçme

256.—
227.—
M63
39.70
39.44
115.
S.K5
111.25
7 «0
Keten ivhucnu (TonuxSlerlltıg)
«••••«••••» ••aaaeMo«aae — 73—
KAUÇUK® eaeaaeoeaaeeee «eeoMMMMMee 71.— 70.—
Yer hatifi Hindistan 78— 76—
liftik (yi mal (Ldbreals Fiyat)
• • Sıra malı M •d *•« M M
Yün Anadolu “ • •». MÎ
• • Trakya 99 aea — w
ranıub (Kanlan—Tellarıi Auhmounl Kıaa eiyariı F/Q. .. Karnak Usun elyaflı F/Q. ...
Sayfa 5
15 Ekim 1950
Nihayet esrarını çözebildiler
//

Birleşik Amerika bildiklerini gizliyor — Ingiltere, gazetelerdeki Ufrın daire yazılarını sansür ediyor — Uçan daireler ne şekildedirf — Daireler hangi aylarda gözükür — Uçan dairelerin tarihçesi — Uçan daireler gizli silâhlar değildir — Ateşten yuvarlakların kovaladığı uçun kaleler — Chicago Üniversitesinde uçan daire anka^ı — Ölüm şualarını tesirsiz yapan bir snaden — Yüzbaşı Mantrll'in esrarengiz ölümü — Uçan da.re ankazını ariyan iki pilot nasıl öldürüldü f — Havada bir uçak nasıl hareketsiz dururf — dairelerden yıldız insanları
Bir buhar bulutu dçlnde, gölde kayboldu.
“Yakındaki bir dik. Yanımızdaki parçası isabetiyle
sizce bulutlar içine girdi. Topladığımız birkaç maden parçası hâlâ çaktı.*'
Uçan
Birkaç zamandır gazeto sütunlarından, hükümetlerin araştırma aervla-lerine intikal eden “Uçan Daire" 1er hâlâ esrarını muhafaza etmektedir. Türkçemize yanlış tercüme edilen bu acaıp ve tılsımlı makinelere Ingiltere ve Amerlkada "Uçan tabaklar” ismi verilmiştir. Bunlar çeşitli kültür seviyelerinde o kadar çok insanlar tarafından görülmüştür kİ nihayet Birleşik Amerika hava kuvvetleri “Uçan daireier”İn esrarını öğrenmek için» bilgin ve mütehassıslardan müteşekkil bir büro kurmuştur. Bu te-kkül iki senelik araştırmalardan sonra. 1919 aralık ayında bütün bu şayiaların, “Tabii hadiselerin yanlış bir şekilde tefsirinden ibaret” olduğunu vo hakikatte “Uçan daire” diye bir uçak veya bir harp madiğini ilân etmiştir.
sllâhı bulun-
fileti miF
aşağıdaki
•İper al-nıaden
uçurumu kopek, bir Öldü. Brş daire ses-
Bir üniversitede uçan daire enkazı tetkik ediliyor I
31-
As-
an-
Amerika pilotu Bunların u-
Birleşik Amerika öğrendiklerini gizliyor
Fakat hükümetin bu canları yatıştırmam ıştır, harrirlerinden Harold yazısında şu sualleri sormuştur: “\Va-6hingtondaki Birleşik Amerika makamları, niçin elindeki raporları, yüksek rütbedeki havacılardan başkalarına göstermek istememiştir? Demirperde arkasında bile uçan daireler göründüğüne göre, bu hava makinelerinin esrarını hükümet niçin hâlâ gizlemektedir?”
1946 danberl İngiltere ve Amerika-da birçok münevverler, bu esrarengiz maddeyi araştırmaktadır. İşin a-sıl garip tarafı. VVİlkins îngilterenln büyük gazetelerinden birinin sekreterliğini yaptığı sıralarda, hükümet uçan daireler hakkında gelen yazıların mühim taraflarının neşrini me-netmlştir.
tebliği heye-Ingillz nıu-VVilklna bir
Bundan sonra Birleşik keri C&jiu.s Teşkilâtı, iki kaz aramaya gönderdi, çağının bir molörü. kaza yerinde a-teş aldı. Ateş söndürme cihazı esrarengiz bir şekilde İşlemedi. Uçak yanarak pilotlar Öldüler. Uçağın düştüğü yerde hiç bir enkaz parçası bulunamadı. Nihayet. Uçan dairenin enkazından bir uarça Chicago Üniversitesi lâboratuvarında tetkik edildi. Bunun 16 madenden mürekkep olduğu anlaşıldı. Halitanın içinde en fazla kalsiyum vardı. Bu dairenin dış kısmını kaplıyor ve radyoaktivitenin ve fezadan gelen öldürücü kozmik ışıkların tesirini yoketmek vazlfeaİ görüyordu.
Uçan daireler gizli silâhlar değildir
Böyle esrarengiz cisimlerin görülmesi yalnız zamanımıza münhasır değildir. 1836 da ve daha sonraları çıkan fen dergileri havada böyle acalp maddelerin görüldüğünü yazmışlardır.
)(U4 haziranında Flllplnler üzerinde uçan Amerikan uçaklarından birinin pilotu şunları anlatmıştır;
“Gökyüzünde koca ve acalp bir makine gördüm. Birdenbire 90 derecelik bir zaviye He yerinde döndü vc düşünmeme vakit bırakmadan bulutların İçinde kayboldu.”
Uçan daireleri harp esnasında Jüponlar da görmüşler, bunların Birleşik Amerika hava kuvvetlerine ait rasat âletleri olduğunu zannetmişlerdir. Bununla beraber Uçan dairelerin İngiliz, Amerikan veya Sovyet gizli silâhlan olmadığı anlaşılmıştır. Bu daireler muhtelif zamanlarda Batı Almanyada ve TÖrklyede Mersin taraflarında da görülmüştür. Şimdi bunlar hakkında verilen birkaç raporu çözden geçirelim:
“Birledik Amerikanın uçar kaleleri mürettebatı Japon somalarında “Ateşten toplnr” tarafından takip edllmiş-’ordlr. Bunlar harp uçaklarına yak-tp -mıs’a’- ve turuncu renginden beyaza çevrilmişlerdir.
Yüzbaşı Mantell’in esrarengiz ölümü
İkinci Dünya Harbinin en tecrübeli ve dikkatli pilotu Yüzbaşı Thomaa Monteli de bu Uçan dairelerin takibine kurban gitmiştir. 7 ocak 1948 de Yüzbaşıya ve diğer pilotlara Ken-tucky’dcki Fortknoz hava meydanında görülen uçan dairelerin takibi emredilmiştir. Emri hava meydanı komutanı Albay Hix vermiştir. Bir subayın raporunu okuyalım: “Hix tarassut kulesinin yukarısındaki acalp şeyi dürbünle takip ediyordu. Albay, yanm ay büyüklüğündeki cismin beyaz şemsiye şeklinde olduğunu, bir tarafında kırmızı bir dairenin döndüğünü söyledi. Mnntell’e ve diğer üç pilota uçan daireye yaklaşmalarını emretti. Bunlardan İki pilot buna İmkân bulamadı. Dairenin korkunç bir sürati vardı.
“Fakat Mantrll takipte ısrar etti. 18000 ayak yükseklikte kontrol kulesine şu radyoyu gönderdi: “Daireye yaklaşamıyorum. 370 km. süratle uçuyor. Artık vazgeçeceğim.” Biraz sonra. birinci sınıf Amerikan uçağı olan Mantell'ln tayyaresi havada parçalanarak bir çiftliğe düştü.”
Acaba Mantrll yaklaşmak İstediği zaman, uçan daire nefsini müdafaa için, bir ölüm suniyle uçağı parçaladı mı? Burası anlaşılamadı.
Havada hareketsiz duran uçak
Ateşten yuvarlakların kovaladığı uçaklar
Bu esrarengiz topların kanatları, gövdesi yoktu. Süratleri, bütün Amerikan uçakulnna yetişecek kadar fazladır. Atlantikıe Truk Adası üstünde bir B-24 tipi Liberator uçağı. 17000 ayak yükseklikte iki kızıl ışık tarafından kovaianmıştır. Aşağıdan uçan bu dairelerin süratleri sık sık değişmiştir. Seher vakti bir pilot bir (Top)un 15000 metre irttfaa yükseldiğini ve güneşin önünde sabit kaldığını görmüştür. Merkezinden idare edilen bu daireler saldırıcı bir tavır takınmamıştır.”
Birleşik Amerlkada Maury Adasında bir sahil tarassut motörünün macerası da çok heyecan vericidir. Bu . hâdise 1947 senesi 21 haziranında olmuştur. Şimdi tarassut memurlarından Dahl’la Crissnıan’ı dlnllyelim;
“Adanın sahillerini tarassut ederken 2000 ayak kadar yukarımızda 6 geniş halka gördük. Bunlar büyük çöreklere benziyordu. Bunlardan beşi. kazaya uğradığı anlaşılan bir dairenin etrafında dolaşıyordu. Ortadaki yavaş yavaş alçalıyordu. Nihayet 600 ayak (1500 metre) yukarımıza kadar indi.
“Her daire altın veya gümüşe benzeyen bir madde İle kaplanmıştı. Her birinin ortasında bir girinti ve dış kenarlarında büyük güverte pencereleri vardı. Gövdenin içinde tarassut odasına benzeyen bir kısım vardı. Dair»'-nln bir fotoğrafını almaya muvaffak olduk. Ansızın beş daireden biri kazazede daireye yaklaştı. Boğuk bir patlama İşitildi. İki ton teş kesilmiş maden, bir parlaklık içinde
Şimdi de Birleşik Amerikanın orta batı devletinde uçan bir pilotu dinliydim. Hâdise Mantell’in öldüğü ayda olmuştur*
“Yerden ISO metre yüksekteyim. Ansızın başımın üstünde bir ışık parladığını gördüm. ıMakincm öksürdü. Karbüratörü buz kapladı sandım. Fakat hayret! Makine durdu. Fakat, böyle hallerde olduğu gibi, u-Çttğın burnu a-^ağı eğilmedi. Tajyare boşlukta kımıldamadan duruyordu. Sanki arzın cazibeline meydan oku-yoMİu. Sürat gösteren ibreler “sıfır” gösteriyordu. Şaşırdım. Yukarıya baktım. Bir uçan daire gördüm. Kenarlarında kamara pencereleri vardı. Çey'rek mil uzakta barvkııtaiz duruyordu. Daha yukarıda bajka bir dal. re vardı. Bana bir his geldi. Manyeto düğmesine bastım. Makine tekrar işledi ve uçak yürümeye başladı.”
Bu hakikatler içinde, lete bir İnanılmayan vaka: “Meksiko şehri yakınındaki bir dağa bir uçan daire düşüyor. Dairenin zırhı, baltanın zedele-yemeyeceği kadar sağlamdır İçinden çıkan mahlûk 23 parmak boyunda.
R IN D A
dır.” Görünüyor ki bu da uçan dairelerin hayal kısmı!
Hulâsa uçan daireler bir hakikattir. Bu bir düşman silâhı değildir. Fakat Birleşik Amerikanın bu daireler hakkında gizlediği bir sır vardır. Muammanın anahtarı İşte buradadır.
K S. ALTINÇAÛ



kadar. beyaz a-koz kamaştırıcı etrafa dağıl*1’
( rın daireler hukl’indnkl halı rıı ııeyecan tu^ıdıgı devirlerde moda Ira! edenler bundan dn İMtilııdr etmişini unutmadılar, itenimde (uçan daire) gibi bir t>Mpku (!) görüyorsunuz.
M a da m e
Butterfly televizyonda
Londradfe, B.B.C. tara-(imlan Puccini’nin ‘‘Madam* Buttrrfly” operası televizyonda gösterilmektedir. Operada im eseri oynıyan Çin Sopranosu Liyan-Şin Yang 24 yaşındadır, 5 lisanda şarkı söylemekte, 4 lisan konuşmaktadır.
Aşağıdaki fotoğraf, Liyan-Şin Yang’ı televizyon objektifi önünde gösteriyor.
Haftanın büyük muvaffakiyeti ;
M A D A M E BOVARY
YARATICI
J E N N i F E R J O N E S
Türkçe nüshası
İPEK ■ MELEK
S î N E M A L A

Sanat, ahlâk ve cemiyetimiz
IJER meselede olduğu gibi, bu mev-■■ zılun münakaşasında da doğru neticelere varabilmek için tek cep-lı olmamak, yaııi, meseleyi muhtelif cihetlerden mütalâa etmek ve peşin “a prlori,, bir hüküm vermemek, gerektir.
Biz her şeyden önce şunu belirtmeliyiz İd, boş bir salon önünde Ham-loVin tiradlarını okuyan aktöre —haklı olarak— zariyle bakacak herkesten ziyade duğuna İnanmış
Binaenaleyh bu noktal hareket edince, bir sarıat esen vücuda getirmek üzere harekete geçen sanatkâr, eline kalemini veya fırçasını aldığı andan itibaren, cemiyete karşı büyük bir mesuliyet altına girmiş bulunmakladır.
Her şeyin ifrat derecede tatbik edilişi zarardır. Bu. mevznumuz için de vftrlttlr. Sanat sanat İçindir diyerek, bu nazariyeyi ifrat bir derecede tatbik ettiğimiz takdirde sanat ancak İfsat için olacaktır. Bu ise, hiç de özenilmiyecek bir neticedir. Filhakika bu türlü müfrit bir anlayış meselâ, Avrupada pek meşum tesirler İcra etmiş, bir çok biçareleri uçurumlara yuvarlamış, nice gençleri İntihara sürüklemiştir. Buna klâsik bir misâl olarak; Goethe* nin AVcrlher’lnl gösterebiliriz.
Aanmızda sanat eserleri, mevzularını cemiyetten —ki, bu cemiyet mahalli, milli olabildiği gibi daha geniş mânada beşeri de olabilir— aldıkları kadar o mevzulariyle, cemiyetin Üzerine geniş ölçüde tesir icra ederler (2). Şüphesiz bu tesir, sanatkârın büyüklüğü nispetinde artacaktır.
okuyan hakiki bir deli na-kad&r sanatkarın cemiyet adamı ol-bıılunuyoruz (1).
nazardan
Ancak, şimdi yerinde olarak şunu da belirtmek gerekir kİ, sanat-kânn ve meselâ bir romancının veya piyes muharririnin vazifesi bir ahlâk kitabı yazmak, bir ahlâk eseri vücuda getirmek, insanlara mut-lâka bir ibret sahnesi göstermek değildir. Edebi bakımdan mühim olan dinlerin metafizik esaslarındaki doğruluk veya ahlâk prensiplerindeki isabet değil, fertlere verebildikleri heyecanlar ve ruhi zevklerdir (3).
Sanatkârda —ilim adamları gibi— hür olduğu ve sanat dışı kaidelerden müştak,!! olduğu nispette eserlerini olgun verebilen İnsandır. Binaenaleyh sanatkârı ahlâki kaidelerle kayıtlı tutmak hakiki bir sanat eserinin meydana gelmesine engel olacaktır. Ortaya çıkacak eser belki bir "ahlâk sanatı" eseri olacak, zaman “sanat” eseri Zira ahlâk bir sanat sanat ahlâk olamaz!
fakat hiç bir olamıyacaktır. olabilir; fakat
Yazan : M. Memdııh
sevinen bir sanatkâr tasavvur olunamaz. Çünkü bu duygular müşahedelerin bitaraflıkla yapılmasına, vesikaların tarafsızlıkla incelonmesine engel olıır. Bir romandan, bir piyesten, kısaca bir sanat eserinden çıkacak ahlâk derai ancak o romanın, o piyesin, kısaca o sanat eserinin tabii neticesi olabilir.
Cemiyetin sanatkâr üzerine olan tesirini İnkâr edemeyiz. Sanatkârın da, cemiyet üzerine olan tesirini inkâr edemlyeceginıir gibi... Yani, bu hakikati formülliyecek olursak diyebiliriz ki; cemiyet İle sanatkâr arsamda — tesir bakımından — elâstiki bağlar mevcuttur. Vaziyet böyle olunca, şu veya bu zaman ve mekânda cemiyetinin meselâ yıkılan veya yıkılmak üzere oİAn ahlâki realite-sinden sanatkârın — hattâ herkesten fazla — müteessir olacağını inkâr e-demeytz. Binaenaleyh bu ahval ve şerait İçinde bulunan bir sanatkârın yarattığı eserin elbette ahlâkiye temayül eden bir tez taşıyacağı Aşikârdır. Ve bu lüzumludur da...
Ancak burada dahi ahlâkçı ile sanatkâr arasındaki İnce farka dikkat etmek gerekir. Ahlâkçıdaki gaye her saman "ahlâki., olduğu halde, sanatkârdaki temayül, bazı anlarda duyduğu "ahlâka hasret,, tir.
Ahlâk karşısında büyük sanatkâr ve hakiki sanat bu olsa gerek...
Bu hudutlar haricindeki eserler, nasıl sanat eseri olamazlarsa, bu hudutlar dahilindeki eserlere de “müstehcendir, musirdir,, demek, o kadar fuzuli bir gayretkeşlik olacaktır.
Yukarıdaki müşahedelerimizden vardığımız neticelere bakarak şöyle bir sual sormak yerindedir: Acaba cemiyetimizde hâlen bu sanat ve ahlâk meseleleri ne gibi bir veçhe ar-aediyor?
Meseleyi mümkün olduğu kadar içtimai cephesinden incelediğimiz I-çın. bu sualin cevabım da Türk cemiyetinin içinde bulunduğu hal ve şeraite bakarak verebiliriz: Cemiyetimiz, Tanzimattan beri ve fakat bilhassa 1923 ve sonrasında Cumhuriyet rejiminde yaptığı radikal inkılâplarla, altı yüz yıllık müesseseler!
BALABAN
değiştirmeye, maruf Ulaşmaya ve buna rak. kıymet hükümlerimiz de değişmeye başladı 1923 sonrasının ilk on, on beş yıllık devresi içinde ou garplılaşma bazı noktalarda cemiyetimizin bünyeni ne pek de uymayan veçheler arzetti. Bilhassa Osmanh rejiminde uzun asırlarca kıymet hükümlerinin dine bağlandığı Türk cemiyetinde, mânası ve muhtevası pek de anlatamamış bir lâikleşme cereyanı başlayınca yeni kıymet hükümlerimizi neye İstinat ettireceğimiz hususunda bocaladık, durduk. İkinci Dünya harbiyle cemiyette başhyan ve ar»an iktisadi «ıkıntı ise. vicdanları büsbütün endişeye düşürecek vaziyetler ihdas etti. Son bir. iki sene zarfında vicdanlarda uyanan reaksiyon, “laiclame,, in dinsizlik demek oiamıyacağı şeklinde parlmanter hayatımıza kadar akseden tezahürleri. ahlâkiye titizliği uyandırdı.
Bizim temennimiz, bu titizliğin ahlâk namına sanatın fedasına; başka bir deyişle, sanat bağımsızlığının fedasına yol açmamasıdır. Bunun için de her şeyden evvel, müşterek kıymet hükümlerinin cemiyette teessüsünü temin edecek terbiye sistemlerinin gelişmesi gerekir. Bir çok içtimai mc.selelerimlzln çözümü gibi, sanat meselelerimizin hallinin de bu çok önemli hususa bağlı olduğunu u-nutrnamalıyız.
Her özlü sanat esert bir tez taşır. Vücuda getirilen bir eser, cemiyette herkesin veya hiç olmazsa ekseriyetin tasvip edeceği müşterek kıymet hükümlerine istinat etmiyorsa, tez de sağlam olmaz ve bu takdirde sanat. eserinden de bahsedilemez. Böy-lece yeni sanat eserleri ya hiç gözükmez veya pek seyrek gözükür. Sanat münekkidleriın.zin bahis mevzuu edilen bu meseleler üzerinde düşünmelerini temenni etmekteyiz.
tâbiriyle garp-muvaai ola.
(1) Karaosmanoğlu. Yakup Kadril Kadro Mecmuası; mart 1932.
(2) Yöntem, AH Canlb; Edebiyat; 1942 îaL Sah. 36.
(3) Ayda, Adile; Edebiyatta tez me-
selesi; Cumhuriyet gazateai. 21-ocak-194K ıT^
14) Yetkin. Suut Kemal Prof.; Edebi Meslekler; 1943 îaU Sah. 41.
D fleml .eket röportaj lan |
AZAPLI KÖYÜ
Yazan : Kemal Sadık GÖGCELÎ
L A R I : -VAN H E F L I N
İngilizcesi

ÜÇÜNCÜ ADAM KİM?
ORSON WELLES - ALİDA VALLİ - JOSEPH COTTEN'in yarattıkları ve büyük muvaffakiyetle devam eden harika filmi mutlaka görünül
ÇIKAN KISIMLARIN HULASASI
Madam Marthe Chcnevray kn kardeşi Mathilde Monrcveri kaybetmişti. Mathihte, otomobili ile yrz-mekteyken süratle giden bir tramvaya çarpmıştı,
Bu dn( ölüm hddigesini, politikacı kocacı
Monrevtir bildirdikleri zaman adamca/jı» yeisiııdcıı ııe yapacağını bilemez hale düşmüştü.
Hazan, âdeta huşunetle, içi yana yana şu suali soruyordur
— Acaba mesut mu idi dersiniz T
Ve cevap beklemiyor, ilâve ediyordu:
— Hey tşltriml düşündüm. Saadeti vermeyr de, almağa da vakit var sandım.
Marthe, onu, kocasiyle İspanyaya gitmfiM ran etti. Bir gün, bahçede çocukları seyrederken, genç bir adam içeri girdi ve onların yanında durd&> Sonra da, uşakla, hanımla yorüşmek üzere hain r gönderdi. Marttır, aklı hep Ölen kardeşinde, aeaıy bir korku ık salona doğru yürüdü, garip misafirin yanına girdi,
Pierre Emagny — misafirin adı — bir çok tereddüt terden sonra:
—- Yazı masasının çekmesinde bazı mektuplar var. Kocası dönmeden bunları mutlaka yokt tmchyız, diye fısıldadı.
Madam Marthe, memül etmediği bu ifşaat karşısında derin bir yeise düşmüştü.
Misafir, ağlıya» bu kalbi yumuşatmana yeltendi:
— Yaranızı deştiğimi anlıyorum. Affedin 1>rnl. Bana acıyabilirsiniz, öylesine ıstırap çektim ki.„
Marthe bu lâflara aldırmayınca, acılaşan bir sesle devam etti:
4
Çeviren : Nehrime Alevok

— Hiç değllne »İz nç»k *Ç»k «ğlı.vablllyoraıınuz... ölümünü ancak evvelki gün, Komada duydum. Fransızca gazete o-kıımamıştmı. Konsolohluğun bir işi için Slrll.vays göndermişlerdi. Tam döndüğüm gün, aklımdan fikrimden geçmezken...
Marthe sözünü kesti:
— Mektup yazmıyor ııııı İdi?
— Parlstcn gidiyorum diye ofkrlcıunlştl. İntifa edip hâriciyeden n.\ rılmann İstiyordu. Zaten ben de yakında dönmeği, mesleğimi bırakmağı toaarlıyordum. Kendisinden tapu topu üç mcktııp aldım, undan »oıırn bir şey yazmaz, nldıı Ben
ger
Iıekler, ümit eder mcktııp yazmıyor diye üzülürken, mc-O«e«
— Siz de yazmıyor ınıı idiniz?
— Yazıyordum aınıım, evine değil. Oıılurı gorl almak ko-ögrenlnce, şeyi öğrenince... öleceğim »andım. Sonra da

kendimi bnıııen İlk trene attım. Yoldaki halimi ne »1/ sorun, ne ben aöyllyeyim! rarlar bu »abalı vardım, Möayö
SÜMER »e İNCİ
Henry Bordeaux
Allmln gayesi herhangi din! veya ahlâki endişenin dışında naaı) bir hakikati aramaksa, öylece romanı veya sahne eserini ilme istinat ettirmek isteyen romancının veya piyes muharririnin gayesi de. muayyen muhillerde yaşayan şahısların mukadderatını adım adım takip etmektir. Meselâ Emile Zola romanlarında bir âlim bitaraflığı ile realiteyi yaşatmak için konuşma tarzında açtığı yeni çığırda şahıslarına hangi sınıf dilini
hnlka mensup iseler o sınıfın konuşturmuştur (4).
sınıf. ahlâkçının nazarında cemiyetin en düşük seviyeli bir olabilir Ahlâkçı böyle bir «mı-
Bu belki sınıfı fin hayatının eserlerde akset t İrilme-
sine cevaz veremez. Fakat bunlara Zoia'nın vereceği cevap da yabana ahlamaz. Zola der ki; “hayata yara-madiği için azota kızan ve yaradığı İçin oksijene sevgi besüyen bir kimyacı tasavvur olunamaz." Yani dernek ister ki; düşkünlük karşısında öfkelenen, fakat fazilet karşısında
Düşen Maske
Monreverin seyahatte nldıığıınıı cpğlni söylediler.
— Kayır, yarın geliyor.
— Mösyö Chcaevray’lc beraber gittiklerini bilmiyordum. Kocanızla konuşmağa geldim. Sırrımı ele vermlycoeğlııe, beni erkekçe dlııll\ereğine emindim. Sİ/4 bu ıstıraba »okınnlc, lirle IçIrıİAtlekl gürel sevgiyi yaralamak, benim Içlıı de çok zor. Ne olıır, affedin beni.
Marthe bezgin bir el harekeli İle, hu ıııâııasu yalvarışı kesti;
— O yarı çocıık, tecrliln'slz lılr İnsandı. Asıl kabahatli M İzciniz.
— Seviyordum.
— Sizi fnıııınadnıı evvel mesuttu. Bıımı hiç düşünmediniz mİ?
— Iıısnıı »evdi mİ. sude sevgisini
— Bu kötüce sevmek
— Kötüsü, İyisi olıır ıııu, sevmek
— Hayır. Sevmek, kar^ısındaklıır
öğrendim. öbür gün gele-
llvııı çocugıı da vardı:
diişiiııür.
bir »uç orİJiuı gibi
Siz eve giremez ml-
HRvnıııdılı.
İşte!
huzur vermektir. Sizse onn mezarında bile rahat vermlyorshiıuz.
ildMİ de »ustular.
Nihayet Marthe. korkuyu tutulmuş sordu:
— Şimdi no yapacağız?
— Mektupları bil ukşnın yoketınell. siniz?
— Zaten kapalı değil; hizmetkârları
Erkek; müşkül “İtiraftan., sonra, harekete geçmek kııv-et ve İradesini. buluyordu.
— öyleyse,., hemen gitmeli... Oıııın hâtırasını, »İz, yalnız >lz kurtarabilİrnluta
I taııç dolu bir suskunluk vakfesinden sonra “ahla,, sordu: — Nerde o şeyler?
— Odasında.
— İyice biliyor musunuz?
Erken biran durakladı:
AZAPLI
Kadirli danaya
köyü, Seyhan tllnin kazasına bağlıdır, A-yüz. Kadirliye beş kilometre mesafededir. Göz alabildiği-
ne dümdüz uzanan bir ovanın ortasına kurulmuştur. Yanında, önünde ne tepe, ne höyük, hiç bir şey yoktur. Köy uzaktan bir top dut ağacı halinde gözükür. Ortasından, yazın kuruyan, kıyılarını sazlık sarmış bir dere akar.
Azaph, Fırka-i Tslâhiyeden önce, Aaaplı denilen yerde, burada kışlayarak koyunlannı otlatan koyun azaptan - bekârlar- tarafından kurulmuş tur. İlkin on iki ev olarak, Har-kaçtığı köyünün
lunan Tayıplı obası gelip yerleşmiştir. Daha sonraları da buraya Av-şarlar gelip yerleşmişlerdir. Şimdi bu köy (80) evli ve (450ı nüfusludur. Evlerin (40) kadarı huğdur. Huğun yan duvarları çitten ve üstü sazdan yapılır. Bir katlıdır ve tabanı da topraktır. Huğların el büyüklüğünde bir tek penceresi bulunur. Son yıllara gelinciye kadar bütün Çukurova köylerinin evleri huğdu. Son hır
yukarısında bu-

f

— Yorgun olduğu bir g4iıı, beni m İnama alınıştı. Ocağın Erkek bir nn dıırahulı:
başımla oturduk. Biranı kalktı. Onları hana gösterdi... Yazı ma«*R»ında kilitli tutuyordu.» Kapağı sçmnk lâzım... Solda, iç çekmelerin birinde ..
— Hepsi orada mı?
— Hapsi orada.
— Hepsi diyoruz, o kadar çok mu bunlar?
— Evet, kordelâ İle bağlı büyükçe hlr pnkeK
Bir şey daha »ornbünıek için kadının yunakları kızardı:
— Şey nıl bunlar... ani tehlikeli şeyler mi?
Adanı “evet,, iler gibi başını eğdi.
Madam Chrnevrsy ayağa kalktı|
— Gidiyorum, drıll.
Bıı sefer de öteki, sormak cesaretinde bulundu:
— Analılar slr.de mİ?
Kadın odaılan çıktı, elimle bir analılar destesiyle çabucak döndü. V üzüne bir üzgünlük çölmıüştü.
— Eşyaların bütün anahtarları Imııa teslim edilmişti...
— iyi >«•
— Amma yazıhanenlnki yok... Hatırlıyorum, onun kilidi bambaşka idi...
Emngııy (arife kalkıştı:
— I fncık lılr anahtardı, hep üzerinde taşırdı.
— Öyleyse bulamıyaoağıs demektir.
Birbirlerine bakıştılar ve gözleri hemen yere döndü: ikille Mathlldo'ıloıı kalan o yürekler arısı “şeyi,,, lllşemeden.

dnkıiHiıımulnn. olduğu gibi rıuuuırn yatırılan, — o et, kan, çamur külçesini — düşünüyorlardı.
Kndıncıığıı ikinci defa:
— Şimdi ne yapacağız? diye mırıldandı.
Fnınnny ona küçük lılr paket ıızatarnk:
— Bu İhtimali düşümlüm... Bakııı bunların hepsi d*' kaybolan anahtara benzer şeyler. Birinden biri muhakkak uyacaktır.
Marthe anahtar deatoalnl, âdeta tiksinerek eline aldı. Çirkin, İğrenç bir hırsızlığı, beraberce hnzırlıyan İki İnsana dön» ıııcnılşler miydi? Kaderin hu ne biçim, ne »evfflll Mntlıllde'lnl baştan çıkaran biri He. lığına sürüklüyovdu?
— Peki ya açnma/Mim? Her İhtimali
— Kilidin vidalarını »ökerslııiz.
— Bakalım yapabilecek iniyim*
— Ben size tarif ederim... Ama hacet tartardan biri ınunl olsa açacak.
Martlıe:
— Haydi «İz gidin. Ben de şimdi çıkıyorum, dedi.
Adanı, kapının eşiğinde durahyarak:
— Saat kaçla geliyorlar? diye sordu.
(Devamı var)
zalim cilvesi İdi ki, "ablayı,, »uç ortak-
düşünmek lâ/.ıııı.
knlııııynrak. «nah-


kaç yıl içinde. Am£1i köyünde, yirmi kadar taştan yeni bina yapılmış • tır. Bu binalardan yalnız bir tanesi iki katlıdır.
Bu köyün tarlalarının hemen hepsi bataklıktan kurutulmuştur. Tarlaların verimi bire kırk, bire ellidir. Görülmedik ekin olur. Bu yüzden köy halkı gittikçe ilerlemektedir.
(80 ı evlik köyün (30) evi tarlasıdır. Bu yıla gelinciye kadar yarıcılıkla geçiniyorlardı. Bu tarlasızla-nn çoğu. Doğu Anadoludan göçmen olarak gelmiştir. Diğerleri ise avlardır.
tlkokul, köye 1943 yılında yapılmıştır. öğretmen olarak iki köy enstitüsü mezunu bulunuyor. (20) yaşını geçmişler arasında okur yazar yok denecek kadar azdır. Bu yaştan aşa-ğıdak ilerin hemen hepsi okur yazardır. Okul çağındaki çocukların hepsi okula gidiyor.
Köye ilk makine, 1926 da girmiştir. Bu. bir dikiş makinesidir. Dikiş makinesinden sonra, 1930 da orak makinesi girmiş ve çoğalmıştır. Şimdi köyde 4 traktör, bir biçer-döğer vardır. Biçer-döğer ve traktörler, Mar-shall yard ınundandır. tik traktör 1947 de alınmıştır. Köyün hemen bütün toprağı birkaç kişinin elindedir. Motörlcrln sahipleri de onlardır.
Bütün köyden. 1940 dan bu yana karasnpan kalkmış, onun yerini atla çekilen köten almıştır.
En çok buğday, arpa, pamuk, susam edilir. Hele bir susam olur ki. içi» ne atlı girse gözükmez. Bir de, köyün büyük toprak sahipleri tarafından binlerce dönüm çeltik ekilir. Bu yüzden, yazın köyün havası o kadar a-gırlaşır, kötüleşir ki. insan yaşayamaz durumlara düşer. Pis bir bataklık kokusu hiç eksik olmaz. Sivrisinekler bulut halindedir, insanlardan çok. hayvanları rahatsız eder.
Eskiden, bura köylülerinin çoğu yaylâya çıkıyordu. Son yıllarda bu iş tcrkcdildl. Ancak, çeltik ekebllen-lor gidebiliyorlar. Çünkü yaylâya çıkmak bir çok masrafa bağlı. Eskiden herkesin çıkabilmesine sebep, malcı olduklarındandı. Şimdi matçılık yerini liran te bıraktı.
Yaylaya göçemiyen fakir fukara. Çukurovada. sineğin, batağın içinde kalır. Çok ağır iş şartlarına rağmen çabalar dururlar. Sıtma tutmayan parmakla gösterilecek kadar azdır. 450 nüfusun içinde sakalına ak düşmüş ancak bir iki kişidir. Genç genç giderler,
Helâ. hamam. çamaşırlık, böyle şeyler bu köyde bulunmaz. Kimsenin akıl edeceği de yok. Helâya, belki, İhtiyaçla n da yoktur. Her evin yanını, önünü İnsan boyu otlar ve böğürtlenler bürümüştür.
Köyde herkes birbirine akrabadır.
Bu yıl, toprağı olmayan, yarıcılıkla geçinen 30 ov, köye 4 traktörün ve biçer-döğerın girmesi yüzünden, işsiz kalmışlardır. Traktörü o-lan lopruk suhiplerinin yancıya ihtiyaçları kalmamıştır. Bu. topraktan atılmış köylüler, neye uğradıklarını bilmiyorlar Şaşırmış dürümdalar. Boyuna hükümete, kendilerine toprak verilmesi için müracaat etmektedirler.
8&yfa 6
YENÎ İSTANBUL
15 Ekim İBSMJ
Hayrını Görürsün
PÎYANO
İle RÎTMÎK
f ELECTRIC
GENERAL
Sayın Doktor ve
Eczacılara
VİTAMİNLİ
ANA SÜTÜNE
EN YAKIN
ÇOCUK MAMASI
FOTOĞRAF F/IM VE KÂĞITLARI;
FORD'dan Şaşma
bayanlar İçin
Flijoresant lâmbası alacaqım? zaman, mutlaka G-E ıstayım? Bulursam?, hiç tereddüt etmeden, hemen alım?
Çünkü. G-E almakla, dünyanın i en mükemmel ve en parlak I flüoresant lâmbasın?
| sahip ulursunuz Oayanma bakımından ise. hiçbir flüoresant G-E ayarında değildir (7500 saat/
Mucizeli Desen ve Harfleri
M Ü E S S E S E S I
Jatanbul, Beyoğlu Balyoz sokak No. 21/2
Para - Amino - Salicylate
500 adetlik şişelerde
Merkez Lftboratuvarı
İstanbul Sergisinde ve İzmir Enternasyonal Fuarında büyük rağbet kazanan
MENKUL SATIŞ İLÂNI
İstanbul İkinci İcra
Memurluğundan : 050/3898
Bir alacaktan dolayı satılmasına karar verilen gardrop, konsol, elektrik motörü ve ma-mûl dükkân tezgâhı 31/10/1950 tarihinde salı günü saat 32-13 e kadar Haliç Feneri Vcdina caddesi ve Balat köprübaşı Bereket sokak 19 No. da satılacaktır.
Satış sırasında verilen bedel muhammen kıymetinin % 75 ini bulmadığı takdirde 4.11.1950 cumartesi günü aynı saat ve aynı yerlerde ikinci arttırmalarının yapılacağı ilân olunur.
(14100)
İzmir Belediye Başkanlığından:
Modern ekmek fabrikası kıırdurulacaktır.
Belediyemiz tarafından kurdurulacak olan İzmir modern ekmek fabrikası hakkında ilgili fabrika ve acenteliklerin teklifleri ni 27,10.1950 günü akşamına kadar Belediye İktisat Müdürlüsüne bildirmeleri ilân olunur.
Bu 1,3 — 2 tonluk Ruhr tipi ve 523 Ûdoluk Taunu» tipi Alman FORD'lan, kaptıkaçtı veya ufak tonajda kamyon olarak, İşlerinizi mükemmelen görür. FORD almaklo, her on yedek parça bulabilmek garantilini de lafın almış olursunut. Çünkü Amerika, Kanada. Ingiltere. Fransa ve Ab
de soude drageleri piyasaya arzedllmiştir. İstanbul — Gedik paşa
Mağazasında Satılmaktadır
Anadolu Acentelerimiz :
— EGE MINTAKASI : Hikmet Güven ve Abldin Dllman
Fevzi Paşa Bulvarı 49/5 - İzmir
— ANKARA. ÇANKIRI, KIRŞEHİR, KAYSERİ, YOZGAT : Celâleddin Rodoslu, Atatürk Bulvarı» P.K 1056-Ankara
— KÜTAHYA : Hallt Balaban, ismet raşa Mahallesi 151 Serbest olan vilâyetler İçin acenlelrr aranıyor. Müracaat :
u n n r a t n 97
Çocuk ve
Ritmik Dans ve Jimnastik hususi kursları başlamıştır.
Pangaltı. Saksı Soknk 19-1 Telefon : 81970
Bilumum Ford Mamulatının Satıl. Yeri -
MOTOR LIMITED ŞİRKETİ
lamartin Caddesi, Doğu Pala» altında. - Telefon: 84089, Telgraf: MOLİM-lıtanbuf

F 7 irargSI
y } i

4 4 * T f
k z



Meşhur Viyanah Caz Piyanisti İGNAZ ZÎYAR’ın her gece neşeli caz parçalarını
ÇINAR'
dinliyebilirsinlz YEŞİLKÖY -ÇINAR Telefon : 18 - 2

YÜKLEME, BOŞALTMA ve TAŞIMA İŞLERİ YAPTIRILACAK
Toprak Mahsulleri Ofisi İstanbul Bölge Müdürlüğünden :
1 — Bölgemize bağlı Tekir-dağı ve Çorlu ambarlarına gelecek ve bu ambarlardan gönderilecek Ofisimize alt hububat, bakliyat ve sair emtianın bir yıl müddetle yükleme, boşaltma ve taşıma işleri açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Eksiltme Tekirdağında 18.10.1950 çarşamba günü saat 16 da ve Çorluda 23.10.1950 pazartesi günü saat 16 da mahallî Ambar Şefliği binasında kurulacak hususî komisyon önünde yapılacaktır.
3 — İsteklilerin Tekirdağ için 500 ve Çorlu ambarı için de 400 lira geçici teminatlarını eksiltme saatinden bir saat önceye kadar Ofis veznesine yatırmaları ve alacakları makbuzlarla komisyona baş vurmaları lâzımdır.
4 — Bu işe alt şartlaşma ve sözleşme tasarıları İstanbul Bölge Müdürlüğü Nakliyat Servisinde ve Mahallî Ambar Şefliklerinde görülebilir.
(13850)
GIĞMIS ZIPCIOĞLU
Beyoğlu. Kalvoncukulluk Caddesi No. 82 deki şapkacı dükkânını hastalık dolayınlyle torkedlyor. Savın müşterilerin bir hafta zarfında mallarını teslim almaları. Aksi halde mesuliyet ksbul edilmez.
Soyadı değiştirme
İstanbul Asliye 12 nel Hukuk Yargıçlığının 1T/3/1950 tarihli esas 950/180 ve 950/438 sayılı karar İle eski soyadım olan (îvanof) soyadımı (Suadıyeli) olarak değiştirdim. İlân ederim.
Gündüz Suadiyeli (îvanof)
Yüksek evsafta LüKs bir Radyoya sahip olmak için azami kolaylık:
• >
Lambalı Norveç mamülâtı
Yüksek evsafta lüks bir Radyoya
sahip olmak için azamî kolaylık:
İstanbulda Satış Miiesseseleri:
A. Keleşoğlu
T. GÜleryÜz
G. Alçıcı ve M.T.H. Gesar
Arman Allk
Fedon Uya dİ s
Mimar Vedat Cad. No. 30
Tramvay Durağı No. 84
(Yeni Şua) Haraççı Sok. No. 17
Gallpdede Cad. No. 42
Muvakkithane Cad. No. 11
Sirkeci Ç a r ş ı k a p i Galata
B e y o i I o Kadıköy
ve yurdumuzun her radyo satıcısında bulunur
KULLANINIZ
9
I
YUMUŞAK SAKALA OO8%
■OKER
PLAY
r*
» 5
%•
Türkiye için inhisar
JAR DEKALO ve ORTAKLARI

sahibi
T ah t ak al e No. 51
İstanbul Deniz Komutanlığından:
Komutanlığımızda mevcut fenni şartnamesine göre 95-105 hamule tonunda bir adet yük teknesi satın alınacaktır.
Satmaya istekli olacakların evsaf fiyat ve teslim müddetlen hakkındakl tekliflerini en geç 30 ekim 1950 tarihine kadar komutanlığımıza vermeleri (13944)
Muhtelif Malzeme Satışı
Siimcrbank Ateş Tuğlası Sanayii Müessesesinden
FİLYOS
Müessesemiz malzeme ambarlarında mevcut ve muhammen bedelleri 28357 yirmi sekiz bin üç yüz elli yedi TL. de • gerinde çeşitli malzeme, yağlı boya vesair avadanlıklarla, elektrik malzemesi, boş kaplar. 31 ekim 1950 sah günü saat 10 dan itibaren müessosemızde şartnamesi dahilinde açık arttırma suretiyle satılacaktır.
Mallar her gün mesai saatleri dahilinde müessesemiz ambarında, şartname ve geçici teminat miktarları Ticaret Servisimizde görülebilir.
İsteklilerin tâyin edilen günde geçici teminatlarını mües-sesemiz veznesine yatırmaları şarttır.
İstekliler her kalem malzeme için arttırmaya girebilirler.
Müessesemiz ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (13782)
1» Ekim İfiBO
TENİ İSTANBUL
Sayfa T
BULMACA
Fennin son icadı
CEM
TARH

Otomatik ZARP
Otomatik T A K S î M
K. SELVELLİ
Beyoğlu - Tünel. Gallpdedo C. 28
Dıvısumma 74
İstanbul Teknik Üniversitesi
Makine Fakültesi Dekanlığından
Avusturya
DİTMAR - DEMON
Gazyağı cihazları
Hem ocak hem soba olarak evinizin bütün ısı ihtiyaçlarını
En ucuz (saatte 200 gram)
En randımanlı, tamamen mavi a-levll, yanarken elektrik sobasından farksızdır
★Basit ve en kullanışlı
★ Kokusuz ve dumansız
★ Borusuz ve kolayca kabili nakildir.


Yapan ve kâğıda kaydeden yegâne elektrikli HESAP MAKİNE S i ’dir
Fennin bir hârikasıdır
Fakültemiz Isı Tekniği Kürsüsü ve Isı Kurumu için ayrı ayrı pirometre, higrometre, termostat, perssostal, higrostat, katran yatı yakıcısı, elektrikli buhar kazanı gaz analiz cihazı, teksir makinesi alınacaktır.
Bu cihazlar için teklif vermek isteyenlerin şartnameleri görmek üzere 1 kasıma kadar dekanlık bürosuna müracaatları.
(14080)
İSTANBUL A N K A R A ’da mevcuttur
TÜRKİYE UMUM MÜMESSİLİ :
VİTALİ BENBANASTE
KERVANSARAY
Saçlarınızın yerini hiçbir şey tutamaz.
Bütün eczane ve parfümörılerde satılır
Soç kendiliğinden pkor. bokımııılık yuıünden vaktinden önce d ö k ü I ü » Koşınfı ve kepekleri yokeden, taçlor»-nifin dökülmelini önleyen SAPİKSİN koli bu tedavidir
SAPİKSİN h

Millî Eğitim Bakanlığından
Soldun nnftn!
1 — Kalbi sert (İki kelime). 2 — Soğuktan müteessir olma; Çiftçinin Aletlerinden. 3 — Akıllı; Eski mektep seviyelerinden. 4 — Şöhret; Taret cemi edatı, 5 — Peygamberimizin vefat ettiği şehre mensup, 6 — Yeni dünyaya mensup. 7 — Rir nazım şekil; Nida. 8 — Yapma; Etrafa duyurma. 9 — Sözü anlamı haiz (İki kelime). 10 — Problem; Bir renk.
Yukarıdıın aşağı)
1 — Çehresi çirkin (İki kelime).
2 — Tembellik et; Memurun İş yeri.
3 — Teral sıhhi rejim; Uzaklık veya yakınlık derecesi. 4 — İrtibat neferi; Sahibi. 5 — Bir harfin okunuru; Teral göz; Bir harfin okunuşu. 6 — Teral mezru; Ahzot. 7 — Re-mlzll telgraf; Nefl edatı; Genişliği. 8 — Bir erkek ermeni Iam1; Bir nota. 0 — Lezzetine bak; Teral güzel «ene (İki kelime). 10 — İskambilde bir kâfini; Yâd edil.
Dt'NKÜ BULMACANIN HALLİ
Soldan na£n:
1 — AbI general. 2 — Tam; LA; Ata. 3 — Akala; Akit. 4 — Alil; A-şıkl. 5 — Aterina; Af. 6 — îbata. 7— Etimolog. 8 — Nane; Anî. 0 — E-ma; Eza. 10 — Adalet; MI.
Yukarıdan aenftı:
1 — Atnlnrene. 2 — SAklt; Tama. 3 — İmale; İnat. 4 — Emir al. 5 — EIA; tbo; El. 6 — Na; Analize. 7 — Şato; At. 8 — Rakı; Ani. 9 — Atî-ka; Nam. 10 — LAtifecl.
İORGULESKU
tarafından idare
KADRİ EROĞAN
tarafından hazır-
edilecektir.
Dekorasyonlar Yük. Mimar
lanmaktadır.
1 — Kendi paralarlyle yabancı memleketlerde öğrenim, doktora, uzmanlık yapmak isteyenlerin Ankarada Yüksek öfrretim Genel Müdürlüğünden İstanbul ve lzmirde Milli Eğitim Müdürlüklerinden alacakları dilekçe örneklerini doldurarak, ülger iller-dekllerln ise durumlarını açıklayan birer dilekçe ile 16 ekim 1950 tarihinden itibaren 6 kasım 1950 pazartesi günü akşamına kadar Bakanlığa başvurmaları.
2 — İngiltere, Amerika ve tsvlçreye gitmek İsteyenlerin dilekçelerine bu memleketlerde öğrenim, doktora veya uzmanlık yapacağı kurululardan getirecekleri kabul kâğıtlarının aslını ve türkçeye tercüme edilmiş noterlikçe veya resmî makamca onamlı bir örneğini Bakanlığa göndermeleri.
3 — Öğrenim maksadiyle yabancı memleketlere gitmek üze-
re bu tarihe kadar Bakanlığa başvurup da her ne sebeple olursa olsun dileği yerine getirilmemiş olanların da 16 ekim • 6 kasım tarihleri arasında yeniden müracaat etmeleri gerektiği ilân olunur. (14126)
ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN :
SATILIK OTOMOBİLLER
1046 model bir Plymuth, 1046 model bir Studebakcr, 1938 model bir Hudson ve bir NVlllya-Overland kaptıkaçtı satılıktır. Arabalar Taksimde Senlhl Yürüten Garajında görülebilir. Taliplerin Galata eski yolcu salonu karşısında Anadolu Sigorta Hanındaki dalrei mahsusaaında mukim ANADOLU ANONtM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ MÜDÜRLÜĞÜNE müracaatları İlân olunur.
Dünyaca Maruf


Hicri
Mu har
3
1370
VAKİT
Gtlnaş Ogle ikindi Akşam Yatsı Imaftk
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşey
ALMAN yapısı PLATİN uçlu
19 5 0 EKİM
15
Pazar
VASATİ
6.09 12.00 15.05 17.30 19.01
4.33
Rami
Ekim
2
136«
KZAM
12.37
6.28
9.33 12.00
1.30 1L01
UÇAK-TREN - VAPUR
GELECEK OLAN
UÇAKLAR
Burnadan. -izmirden. -Bahkeslrden
9.45 D.H.Y. (Türk) 950 D.H.Y. (Türk) 10.00 D.H.Y. (Türk) — 12.50 K.L.M. (HolAnda) Tahran-
dan. — 14 30 PAA (Amerikan) Bftwra, Şam. Beyruttan. — 15 35
D.H.Y. (Türk) İskenderun, Adana Ankaradan. — 15.45 sız) Parie. Roma ve 15.50 BE.A_ (ing)llz> ma ve A ti nadan — (İskandinav) Oslo. Hamburg. Frankfurt, ma, Atlnadan. -(Türk) îzmlrden.
(Türk) Buraadan. — 18.36 D.H (Türk) Ankaradan.
A.F. (Frtın Atlnndnn — Londra. Ro 16 55 S A S Kopenhag
M ün leh. Ro-
16 00 D.H - 18.15 DH
>UATPARK (83143) 1 — Deniz Ejderi. 2 —Sürgün.
SÜMER 142851» Üçüncü Adam Kim?
UAHK (40380) Gazeller İntikamı. ŞIK (43726) 1 — Zaferler Anılanı 2 — Öldüren Para,
TAKSİM (43191) Çakır cali Mehmet Efe.
TAN ($0740) üç Ahbap Çavuşlar Elmas Peşinde.
('NAL (49306) (Kışlık) 1 — Kara Güneş. 2 — Bir Yetimin Ahi.
Y-ENt (84137) 1 - Tarzan Ormanlar Aralan). 2 — Monte Krlutonun Mira»u. 3 — Kan Dâvası.
YILDIZ (47847) Çingene Sfngoalta (Beşinci hafta).
tSTANHUl rlIlETt
ALEMDAR (23863) 1 - Soysuz.
2 — Harman Sonu Dönüşü.
AZAK (23542) 1 — Asîler Ülkesi. 2 - îkl Yüzlü Kaat.ll, 3 - Ya aşk. Ya ölüm.
AYSV (21017) 1 — Kızıl Nehir. 2 -Vahşî Arzular.
ÇEMBERLtTAR (22613) 1 — Hamlet (Türkçe). 2 — Frankeştnymn Nişanlısı
EM RE mAalan HALK
2 — İki Açıkgöz Tahsildar İSTANBUL (22887) 1 - Çnm Sakızı Polla Haflyesl. 2 — Kanlı Alım.
KISMET 126654) i — Kaptan Kld 2 — Tomston Caniler Çetesi.
MARMARA w (23)^0» 1 - Renkli
Besteler 2 — Kuzanovnnın Aşk Maceraları
MİLLİ (22962) 1 - Soysuz. 2 — Harman Sonu Dönüşü.
TURAN (22127) - Macera Ada
41 (Renkli) 2 - Öldüron Sır. 3 -Yalnız Gidenler
YENİ (Bakırköy 16 126) 1 - Hn vanada Festival (Renkli). 2 — Danıaalı Doktor
İlâveten Kareye Giden Birliğimi dn Hareketi.
HÂLE (Üsküdar) 1 — Aşk Dana) 2 — Akdeniz Korsanlan.
SUNAR (Üsküdar) 1 — Gençlerin Sevgilili. 2 — Müthiş Korku. YELDEĞİRMENÎ: 1 — Fedorn. 2 — Günahkâr Kadın.
ANKARA

DOLMA KALEMLERİNİ
Kimi
1 — MonfekHMtoiHin El-
2 — Vicdansız Kadın (21904) 1 - Yılmaz Reli
Y
Y
Y
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
Balıkesir (Türk» (Türk» ı Türk j (Türk »
(Türk)
8 30 D H Y
10.00 D.H.Y.
- 10 16 D.H Y 10 30 l»H Y.
Adana. îakenderuna (HolAnda) Roma - 15 30 P A A. (A-Bonton (Türk» (Türk? (Türk»
8 00 D.H.Y tzmire. — Buran ya. Bahkenlre. tamire.
Anhara.
13.00 K.L.M. A mut ordrı ma merlkan) Brüksel. Londra, New-York a. - 10.00 D H Y tzmire. — 17 (X) D.H Y Anknraya — 17 05 DH Y
Bursaya. — 17 25 S A S (İskandı nav; Atina Homn Münich. Frank furt. HnmburK Krpcnhag. Ouloya
KADIKÖY CİHETİ
GELECEK OLAN VAPURLAR
11.00 Güneyau. Karadenlzdrn. — 16 30 Tırhan. İzmirden — 22.35 ma rakor,. Mudanya «lan.
GİDECEK DİAN V API RI.AR
9 00 NfHmknz. MtHİnrıvnva — 14 00 İstanbul, D Güney Akde-nlze — 18,00 Moraln Çanakkalaye
GELEC EK OI.AN TRENLER
8.30 Ankara. — 9.15 Ankara 23 20 Semplon.
GİDECEK ol.A N
TRENLER
8.2(ı Sempion — (Mulörlü). - I» .10 2ü 3u Ankara.
İh (X) Ankarr Ankara
r
BhHK.ll ıllihll
ALRAZAK 142562) I - Çöl Korsanlan. 2 — Hücum Emri
AR (44394) Çılgın Knlblcr (üçûnclı hafta).
ATLAS 14U635) Tuna Ahlıyor. ELHA.MRA (422361 Kumarbaz Kız İNCİ (84595) OçuııcÜ Adıırn Kim İPEK (14289) Madnmc Bovsry LALE (43595) Aşk vc Ölüm Vndtm MELEK (40868) Madaıne Bovarv 6ARAT (41656» üç Ahbap Çavuş lor Eİ/naa Peglndo.
HALE (60112) Asilzade 8IIAhşör OPERA (68714) 1 - Hileli Yol
2 — tel irap Cenneti.
SÜREYYA (60862) I - Kahraman (ar Alayı. 2 - Gsngsterlor Çemberi.
BİZİM «İNEMA (Üsküdar) 1 -Carsan Kara Kaplana karşı 2 -Sohraz«ıt (Rrnldl)
R
ANKARA (23432) Kanlı Göl.
öt’YÜK (15031) Kanun Karşısında CEBECİ 11384(1) 1 — Kanlı Dövüş 2 — Altın Küpeler.
PARK (111311 Londra Kalesi.
S ÖM ER (14072) 1 — Kumarhane Çiçeği. 2 — Broadway*da Hortlaklar.
SI S (14071) Londra Kalesi. ULUS (22294) Sihirli A.şk.
YENİ (14040) Deniz Kızının Aıjkı GAR GAZİNONUZDA Italyan ve Ispanyol Revüleri. Mısırlı Akıo-»atlar.
TİYATROLAR:
Bt’YCK Hamlet
KÜçCK Şakacı (Saat: 20 30


da).
tZMİfc
TAYYARE Damgalı MELEK 1 - ÇÖ1 Cennette Bir Gece. LÂLE 1 — Asilzade Rio Aşıkları. TAN 1 — Asilzade Rio Aşıkları.
YE’Nİ 1 — Hsrrov Kumarbazı. 2 — Porranlf.
ELIIAMHA Aramızdaki Şeytan.
Doktor. Devleri.
HnyduL
Haydut.
2 —
2 -
2 -
TİYATROLAR
İSTANBUL
BELEDİYESİ
Şehir Tiyatroları
*20.30 da
Dram Kmmı
DON .H AN
Kumrdi Icısni) GELİR VERGİMİ
YENİ KEA
TİYATROSU
ı Pazartesi geceleri temsil yoktur»
(İÇ GÜVERCİN Operet 1 perde elaer RZlcrLET; Müzik: Kalman ve Brahma
Tel : 11)360
D
Y
0
L
Beyoğlu (4644 Ankara J(.
İstanbul 24222 İzmir 2222
Üsküdar *W4O K köv
Karıjı vaka 16056
SIHHÎ İMDAT
tatanbuı Beyoğlu Anadolu yakası Ankara
İzmir
44Wt?
60536
91
2261
EMİNÖNÜ: Eminönü (Eminö-
nü) — Bennnnon (Küçükpazar) — Ali Rıza (Alemdar) — Aıadur (Godlkpaşa)
BEYOĞLU: Cemil Ataaoy (Merkez) — Llmoner (Taksim) — Cihangir (Takalım — Sağlık (Galata) — Zıya Bover (Galata) — Şark Merkez (Şişli) — Kurtuluş (Şlş-h) — Hn/ıköy (Hasköy) — Merkez (Kam m pıışa.)
FATİH: üniversite (Şehzadcbn-91) — SnlAhnddln Gürgen (Akaa-anray) — Samntya (Snmatya) — Haaekl (Şehremini) — Edlrnnknpı (KaragunırÜkı — Orhan Avooglu (Fener)
EYÜP; Arif Beşer (Eyüp)
BEŞİKTAŞ: S.Recep (Beşiktaş) — Yeni (Ortaköy) — ArnavutkÖy — Merkez (Bebek)
KADIKÖY: Yeni (Moda) — KıMıl-tonrak — Göztepe — Bostancı — Ömer Kanan (Üaklhlnr)
IIEYBE! t ADA: Halk
BCvCKADA: Halk
ANKARA: Hayat
Güray
İZMİR: Ege (Banma hane) — Alan ncak (Alaancıık) — A.ırî (Eşref-pasa) — Güzel Yalı (Yalılar) — H1İ6I (Kamera Ilı)
Ankara
ISR4RL/İ ARAYINIZ
FİYATLARA DİKKAT: 10 - 12.5 -
15 -20- 25 TL.
A
R
W do
TÜRKİYE
MÜMEMESSILIIÛI
CAM Ltd. Şİİ.
ÎZMİR-P.K. 293
İSTANBUL DEPOSU
TAHTAKALE
No. S
ecnebi
BÜYÜK BİR ŞİRKET
Teknik ve sınaî sahada İhtisası olan büyük ecnebi firma, depo, malaza ve tamir atölyesinden mütevekkil aynca yazıhane İçin yeri olan takriben 300 . 600 m2 lık blnııyı kiralamak veya satın almak İstemektedir. Fermeneciler, Pcrşembepazan, Tophane, Rıhtım caddesi veya Sirkeci tarafları tercihe şayandır.
Tekliflerin acele olarak P.K. 1053 Galata adresine yapılmam.
bir
ve bir


Beherinde 0.15 gr. Kinin vardır.

ANKARA :
8.28 Açılış. — 8.30 Saflt ayarı ve haberler. — .4.15 Günaydın (pli. — 9 10 Günün programı. — 0.15 Radyo ile Ingiltere — 9 30 Seçilmiş parçalar (p|).-10.10 Seçim Kanununun seçmelileri İlgilendiren hü-kümlrrı hakkında konuşma. — 10 25 makamlardan bir demet. - H.ü5 Pazar akeçl. —■ 11.30 Salon or-keotraaı. 12 00 Hep beraber söyllvellm. — 12 15 DaMin-Yavın Genel Müdürlüğünce Korcvc giden blr-liCimit için kıan dalga IsUayonunda bnalıyun yayının nakli — 12 50 Oyun havaları. 13.00 Haberler.
13.15 Dıınn müziği (pli, — 13 30 Ö£le Gazetesi — 13 45 Dana müziği (pl) — 14.00 Kapanış
İH (Mı Açılış ve inecaaz. — 19 0(1 Saat Ayarı ve haberler — 19 15 Tarihten bir yaprak. — 10 20 Yarım !«nai »lana. — 19 50 Akmamın knrnuı rııüzl^ı
20 15 Radvn Gazel esi . 20,30 şarkılar
Caz »hafif parçalar» — 21.15 Tıp Konvrnıı siyle konuşma. — 21 25 Müzik gezisi (pli Spor saati. 22 15 Dans müziği (pli -Ayarı ve haberler — 23.00 Kapan o*
İSTANBUL t
12 57 Açılış ve programlar 13 o 13.16 Butiton Pınmeund Orl«jMnp*in'’r' » ♦ 13.45 Saz eserleri ve oyun Inıvaln.rı Â*.(M» »mctl — 14 10 Dana müziği (pl ), 14,30 .-jırl.ıhır —
15 15 Dlntovici İHfeklerl Klltflk müzik 16 ü(ı Üniversite Koronu. — 16.30 İnönü Stadından naklen İlk


• t
♦7

ır
( p) 1
t|-
22 OU
-fin*
• 4
.»crbPMİ
maçlarının yayını. 17.15 Sevilmiş eserlerden melodiler (plJ, — 17,30 Dana müziği. — 15.00 BcatekAr simaları: L6o Delileş (pl ). — Ih 20 Fasıl Heyeti KonHorl "Kürdlli HieezkOr". — 19.IH) Haberler. — 19 15 Kısa şehir haberleri. 19 20 Şarkılar (Okuyan: Safiye Ayini. - 20 00 Serbeat anot. — 20 1U Hafif ara müziği (pl ). — 20.15 Radyo gazetesi. 20.30 Saz eserleri, — 20 16 Bing Crasby'den şarkılar (pL). — 21.00 Kavga Sonu-Radyofonik Komedi» - 21.35 Syl-valn David Orkeat ra sındım müzik (pl ı — 21 15 Şarkılar (Okuyan: Mefharet Yıldırım) - 22 15 Böethcı-von den iki plvano sonatı ipi ). — 22.45 Haberler — 28.00 Haftanın spor haberleri, — 23.10 Dans müziği »plJ — 23.45 Hafif müzik (pl.). — 24.00 Programlar ve kapnnış.
LONDRA :
6.4(ı Dinleyici Istelderi-Hnfjf rnüzik «50 dakika Jl 55 nı ı — 7.00 Mendelaaon un 1 No.lıı Piyano Kon çertosu (1 mat) (10.A6 m ), — 9 30 Dinleyici İMrklcrl-Haflf müzik (I saat) (16.84 m ). — 12.00 Semprinl piyanoda 115 dakika) (19 85 m ). — 13 16 Çeşitli melodiler ı ıö dnldkaı (16.84 m.). — 16.16 Ra( hmanln(»ff -urı 3 116 84
Iclkn • »31 55
NEW-V(jrk (Kum dalga 10 267 m).
23 30 A F R S den mülzllt (16 dakika). — 21.00 Now-York Caz Orkestrası (30 dakika).
No lu D Minör Piyano Konçortnzu (I naat) m.) — 17 15 Vaneana Loc rien şarkılar (30 da-1 W M nı • 32 15 Miızih Mıı ozln ı if» dakika
m ) -23 00 Mmılft Lltor ÇımrtH'I (flî.55 m 1

Muhasip ve Memur Alınacak
r
4
Ereğli Kömürleri İşletmesinden :
İşletmemiz Etüd-Tesis Servisinde vazife görmek Üzere çok İyi İngilizce bilen İki muhasip ve üç mütercim alınacaktıı Ücret İsteklilerin İbraz edecekleri vesaik ve liyakatlerine göro tAvirı olunacaktır.
İsteklilerin 30.10.1980 tarihine kadar Erebil Kömürleri işletmesi Personel Müdürlüğüne bir dilekçe İle müracaatları rica olunur. (13013)
Dünya haberleri, ecnebi muhabiı
mektupları, çeşitli mevzular
YENİ İSTANBUL’da çıkar

EN İYİ İŞÇİLİĞİ
EN GÜZEL SESİ İLE
DÜNYACA TANINMIŞ

ALMAN RADYOSU
Türkiye Mümessili t
Karaköy Palas, Kat 3 No. 16 - Tel. 42023 Ankara Satış Yeri :
RETtŞ MÜESSESESt
Anafartalar Caddesi, Vakıf lşharn No. 110
Posta kutusu : 334 Telefon : 16121
Ankara Valiliğinden:
1 — Bayındırlık Bakanlığınca 1 inci ve 2 nc! derecede ehliyetli yapı kalfası yetiştirmek maksadiyle (yapı kalfalığı) Anka-rada 3 üncü kursu 1 aralık 1950 cuma günü Samanpazaruıda İstiklâl ilkokulunda açılacaktır.
2 — Kursa öğrenci kayıt ve kabulüne 10 kasım 1950 cuma günü başlanacak 30 kasım 1950 gününe kadar devam edecektir.
3 — Kursa iştirak etmek İsteyenlerden aşağıdaki şartlar aranılacaktır:
aı Türkiye Cumhuriyeti tebaasından olmak,
b) 18 yaşını bitirmiş bulunmak,
c) Ahlâkı düzgün olmak,
d) En az 3 yıl mütemadi olarak dülger veya duvarcı ustası veyahut kalfa olarak çalışmış bulunmak.
e) En az İlkokul mezunu olmak.
f) Evvelce tedrisatına devam edip ikinci derecede elıliyetli kalfa diploması almağa muvaffak olamadığı kursların adedi ikiden ziyade olmamak.
4 — Kurs hakkında malûmat almak ve kayıt kabullerini yap-
tırmak isteyenlerin 10 kasım 1950 tarihinden 30 kasım 1950 tarihine kadar Bayındırlık Müdürlüğünde kurs idare memurluğuna pazartesi, çarşamba, cuma günleri saat 15 ton 18 e kudar müracaat etmeleri İlân olunur. (13916)
İstanbul Vali ve Belediye
Başkanlığından:
22 10 1950 pjızar günü genel nüfus sayımı yapılacağından mezkûr gün bu işlerle vazifeli vatandaşlardan gayrisinin sokağa çıkmaları yasak olduğu cihetle geçen sayımlarda olduğu gibi 21 10 1050 tarihine rastlayan cumartesi gününe mahsus olmak üzere dükkânların evvelce teshil olunan kapanma saatlerinden birer saat fazla açık bulunmak suretiyle hailem zaruri ihtiyaç maddelerini bir gün evvelden tedarik etmelerine Daimi Komisyonun 3.10.1950 tarihli toplantısında karar verilmiştir.
Keyfiyet sayın halka ve alâkalılara bildirilir. (1 1095)
İSTANBUL BELEDİYESİ İLÂNLARI
Her türlü bina ve müessese terdeki bacalarda yangına sebebiyet verecek miktarda kurum birikmesine mâni tedbirler alım-yarak halkın huzur ve selâmetini ihlâl edenler hakkında Belediye Zabıtası Talimat namesinin 120 nci maddesine aykırı hareket edildiğindim ’İMİayı umuru belediyeye mlltealltk ahkâmı cezaiye hakkında ISti sayılı kanuna tevfikan muamele ifa edileceği İlân olunur. (14006)

4
n t h 4
99 • • o
• • • 1
dün gece yapılan karşılaşmalar
Halit, sayı hesabiyle galip geldi. Aleko ezilmeden dövüştü, fakat diğer boksörlerimiz, profesyoneller karşısında tutunmaya uğraşmanın ne kadar müşkül ve yıpratıcı olduğunu gösterdiler

Şehrimize davet edilen Fransız -İspanyol profesyonel boksörleri dün gece ilk karşılaşmalarını Spor ve Sergi Sarayında kalabalık bir seyirci kütlesi önünde yaptılar.
(Halit sayı İle galip»
Gecenin ilk karşılaşmasını hakem Danvalın idaresinde Fransız profesyonel boksör Jack Lemeünler ile a-ınat.Ör boksörlerimizden Halit Ergönül yaptılar. İkişer dakikadan 6 ta-
vund üzerine yapılan hu müsabakada ile
Hali'l EıgönÜl Lemeüniere sayı galip geldi.
Fernandez - Abdi özkutlu (Fernandez teknik nakavtla galip)
Jack Lemeünler - Halit Ergönül
Fernandez - Abdi maçındım bir enstantane
Diiııya Spor Haberleri
Ay ışığında oynanan FUTBOL
Ingiliz Millî Takımının ıslahı
Av-Abdl
Gecenin ikinci müsabakasında nıpa nakavt kıralı Fernandez özkutluyu İkinci ravundun başında teknik nakavtla mağlûp etti. Fernandez bu suretle 585 inci nakavtla galibiyet! lstanbulda Abdi özkutlu karşısında kazanmış oldu.
A. Amram - Aleko (A. Amram sayı İle galip)
Fransa şampiyonu Amram, Aleko karşısında güzel bir maç çıkartarak rakibini sayı ile ma^ûp etti
Guy Toupâ - Necati Korkut (Toup$ teknik nakavtla galip)
Toup*. rakibi Necati Korkulu 0-çüncü ravundun sonunda abondone ettirerek maçı kazandı.
R. Gullbert - G. Perlot (Periot sayı ile galip)
Gecenin son maçı hakem Melih Açbanın idaresinde Guilbert ile Periot Arasında oidu. tik evvelâ 12 ravund Üzerine İlân edilen bu maç bilâhare acaip bir kArarla 10 ravund oİArak İlân edildi- Perlot bu maçta bftriz bir hâkimiyet tesis ederek müsabakayı sayı İle galip bitirdi.
Maçlara umumi bir takış
Dün gece seyrettiğimiz Fransız -İspanyol ve bizim boksörlerde göze çarpan en bâriz nokta ecnebi boksörlerin gayet nefesli oluşları ve gerek paradlarda ve gerekse gardlaıda bize olan fevkalâde hâkimiyetleridir.
Bilhassa Fernandez ile Amramın uperkütlerlc beraber boşluktan iyi görmeleri hakiki profesyonel boksun değerini ortaya koyuyordu.
Bizim boksörlerin en büyük noksanı nefes kabiliyetlerinin üçüncü ravunddan sonra buki Fransız ve 6 ve 10 ravundu tabiliyorlardı.
kesilmesi İdi. Hal-İspanyol boksörleri rahat rahat çıkar-
ve Ve-ve oynanmakt adır.
müsa-yapıl-çok tıklım
Cenubî Amerikanın çok kurak bicak memleketlerinden biri olan nezuela’da futbol ekseriya gece parlak ay ışığında Mehtap olmadığı gecelerde ise
bakalar elektrik ziyası altında maktadır. Halk futbola karşı düşkün olduğundan sahalar tıklım dolmakta ve karşılaşmalar çok İddialı bir şekilde cereyan etmektedir.
Son defa İki ezeli rakip takım arasında yapılan bir maçta galip çıkan kulüp taraftarları binlerce mum ya-karak basımlarının teessürünü İfade etmek üzere alay etmek makaadiyle âyini ruhaniyi andırır bir merasim tertip etmişlerdir.
Brezilyadaki mağlûbiyetlerinden ı;ok müteessir olan Ingilizlcr milli takımlarının ıslahı için büyük bir faaliyet sarfetnıekledirler. Eski Ingi lız futbol yıldızlarının da mütalâaları alınmak suretiyle büyük bir dikkat ve ihtimam ile teşkil edilen millî takımda her oyuncu bulunduğu mevki oyuncusunun ne gibi vasıfları haiz olma?) ve nasıl arkadaşlarlyle işbirliği yapması lâzım geleceği hakkında bir ntüd neşredecek ve bu etüd bilâhare bu yerlerde oynayan oyuncuların istifadelerine arzodimek üzere kitap halinde yayınlanacaktır.
Arnavut ve Çekoslovakya millî futbol maçı
Türkiye yüzme müsabakaları
Arnavutlukta futbol son seneler içinde büyük bir gelişme göstermektedir. TlranadA bugün 40 bin kişi alacak çok giizel hir stad inşa edilmiştir Titana şehrinin nüfusu bu rakamdan biraz fazla olmasına rağmen, civarlardan gelen seyircilerin de ilâvesiyle, milli müsabakalarda stad verinde boş yer kalmamak üzere dolmaktadır. Ar. navut takımını bir Rus antrenörü çalıştırmakta ve yetiştirmektedir. Bundan bir müddet evvel Arnavut Millî Takımı Mecar Millî Takımı İle Tira-nada yaptığı maçta 0-0 berabere mağa muvaffak otmustur. Fakat defa Çekoslovakyada cok bozuk oyundan sonra 2-0 yenilmiştir.
kal-snn bir
Oyuncuların halkı ikazı
Auana, 14 (A A.) — On vilâyet ü-zücülrrlnin katılması beklenen "Türkiye yüzme,, müsabakalarına yalnız yedi vilâyet katılmıştır.
Bugün saat 14 te Sevhan yüzme havuzunda yapılan müsabakaların ilk gününde alınan teknik neticeler şunlardır:
100 ınetre serbest:
1 — Şükrü Ağcaoğlu (Seyhan) 1,05,4/10.
2 — Halil Dalhan (Seyhan) 1.07. 5/10.
3 — Haldan tşman (İstanbul) 1,07. 9/10.
200 metre kurbağalama:
1 — Yüksel Göker (İzmir) 2.58.7/10.
2 — Ihsan SarinertSeyhAn)
3 — Ruhi Poglscl (Seyhan)
1500 metre serbest:
1 _ Halil Yüksel (Seyhan)
2 — Ali Tektaş (Seyhan) 23.16.9/10
3 — Nihat Yüksel (Seyhan) 24.05 8/10.
4 X 200 bayrak:
1 — Seyhan takımı: 10,22,4/10 (yeni Scyhar. rekoru).
2 — İstanbul takımı: 10,49,9/10.
Tramplen atlama:
1 — Mahir Canbakar
135.70 puvan
2 — İnal Tenglzman
117.43.3 puvan.
Müsabakalara pazartesi vam edilecektir.
3,17.8/10
3.26.00.
22,35,00.
hakemleri sokmakta de sebebi' buna
bir bir
Budapeştede eski Forencvafos'un yerine kaim olan Stade d’Edosz'ün yaptı ğı ekseri maçlarda ba kın aşırı derece de tezahüratta bulunması, çok müşkül vaziyetlere ve bazı müessif hâdiselere yet vermekle olduğundan
çare olmak üzere oyuncular şöyle formül bu’nıuşlardır:
Müsabakadan bir çeyrek evvel yuncular sabaya çıkarak tribünlerin etrafını dolaşmakla ve halktan her iki taraf oyuncularının da güzel hareketlerini. bitaraf bir srorüşle alkış lamaları, kendilerini asabiyete şevke-decek hallerden tevakki etmelerini o-yunıın selâmetle cereyanı bakımından rica etmektedirler
Bir iki defa tecrübe edilen bu tarzı hareketin müspet neticeleri görülmüş ve müsabakalarda hiçbir taşkınlık e-aeri müşahede edilmemiştir.
o-
tİstanbul)
(İstanbul)
günü de-
Ankarada yapılan Lik maçları
Televizyonun sporda faydaları
Futbol müsabakalarının televizyonla yayımlanmasının müsabakalar hâsılatı üzerine tealr edeceği düşünülerek bir çok memlekeilorde olduğu gibi ingilterede de müsabakaların televizyonla verilmeline müsaade edilmemektedir. Mamafih televizyon bilhassa lngilterede, Öğretici mahiyette kullanılmaktadır. BBC. idaresi haftanın mua>yen günlerinde halka futbol umumi kaideleri hakkında televizyonla dereler vermektedir Bu ara-dA lngiHrrenirı meşhur hakemleri tarafından tefsire muhtaç bazı mühim kaideler de şekliler ve resimlerle açıklanmak» ad ır.
• •
Ankara 14 (A.A) — Ankara lik maçlarına bugün saat 13 ten İtibaren 19 Mayıs Stadında başlanmıştır.
Birinci maç. Havagücü ile Maltepe arasında yapılmış ve Havagücü bütün maç müddet ince hâkim bir oyun çıkararak 8-1 galip gelmiştir. Maçın birinci devresi 4-0 idi.
İkinci maç, Gençlerbirllğl ile Hacettepe arasında idi. Birinci devreyi 2-1 galip bitiren Gençlerblrliği, ikinci devre daha gevşek oynamaya başlamış, bundan istifade eden Hacettepe iki gol daha atarak vaziyeti 3.2 lehlerine çevirmiştir. Maçın sonlarına doğru Gençler Bir»lğl bir gol daha atmıya muvaffaka olunca maç 3-3 berabere sona ermiştir.
Lik maçlarının 3 üncü haftası
Galatasaray Istanbulsporu 2-0 yendi. Fener, Beykoza güçlükle galip: 1 - 0
Gerek Galatasaray gerekse Fenerbahçe, taraftarlarını inkisarı hayale uğratan bozuk, zevksiz ve fena bir oyun çıkardılar. Beykoz, bir de penaltı kaçırdı
Fenerbahçeli Halit Beykoz kalesine yaptığı altınların birinde





Üçüncü hafta birinci küme lik maçlarına dün İnönü Stadında devam e-dllmlşllr.
İlk müsabaka. Fenerbahçe İle Beykoz arasında hakem Sulhl Garanın idaresinde saat 13.30 da yapılmıştır. Takımlar sahaya şu şekilde dizildiler:
FENERBAHÇE
Salapl Müjdat Hilmi Salâhaddın Kâmil Mehmet Ali Lefter Erol Ahmet Bahri Halit
BEYKOZ
Mehmet Fikri Haşan Tekin
Burhan
Osman
Mehmet Şükrü Enver Gazanfer Bedri
sarı numaralar yazılı
Arkalarında düz lâcivert forma ve pantalon giyerek sahaya çıkmış olan Fenerbahçe oyuncuları İlk vuruşu yaptılar. Hemen ortadan hücuma geçerek Beykoz kalesine kadar sarktılar. Top Leftere geçti. Çektiği şut kalenin üstünden dışarı çıktı. Biraz sonra mukabil a-ktna geçen Beykozluların hücumunu da Fener müdafaası zorlukla durdurabildi. Fenerbahçe mütemadiyen sağdan oytnyarak sol taıafı ihmal ettiği için oyun şimdilik yalnız bir taraftan İnkişaf gösteriyor. 12 ci dakikada hakem Fenerbahçeden SalâhAddinl karmak İster gibi bir Fenerbahçenln İtirazı oynamasına müsaade dakikada iki Beykoz
birine girmesi üzerine boş kalan topu Ahmet kaptı, önü bomboş olduğu halde kaleye kadar sürdü. Kale Ağzında ağır hareket etmesi yüzünden
Vedat ETENSEL
PUVAN CETVELİ
O. G. B. M. A. T. P
3 3-------
9 3 9
Çi-tavır takınınca üzerine tekrar etti. On beşinci müdafilnin bir-
Türk sporuna 10 seneden fazla hizmet etmiş olan Kırmızı-Beyaz spor mecmuasının yarından İtibaren tekrar nesir hayatına bnşlıyacağını hahrr aldık.
Fernandez rakibi Ahdi İle beraber
lbtanhuİMpur kalecisi Ichnıl bir Gulala>»aruy huciuııu.ıu yumrukla uzaklaştırıyor
kaleci yetişerek kurtardı. Beykozun enerjik oyunu Fenerin deplasmanlı ve kombine akınlannı kesmeye muvaffak oluyor, 17 nel dakikada Şalapinin lüzumsuz yere kaleden çıkışı az daha Fenerbahçeye bir gole maloluyordu. Ahmet bugün bir çok müstesna fırsatları kalenin önünde topu ya havaya dikmek veya İsabetsiz bir vuruşla dışarı atm&lc suretiyle heba ediyor. Nihayet 27 nel dakikada Ahmet sağa-çığa kaçarak bir pas aldı. Topu yine kaleye kadar sürdü. Solaçıktan ortaya kayan Halide güzel bir pas verdi. O da plâse bir vuruşla topu ağlara taktı. Bahri bugün durgun oynuyor. Fener sol cenahı oyun başladığından İtibaren tamamlyle muattal vaziyette. Golden sonra Fener tazyikinden kurtulan Beykoz, Fener kalesine bir kaç tehlikeli akın yaptıysa da bir netice alamadı. Beykoz muhacimlerinin kale önlerinde lüzumsuz bir telâşa ka.-pılnıaİArı ellerine geçen fırsatlardan İstifade edebilmelerine imkân vermiyor. 40 inci dakikada Beykoz sağaçı-ğının kalenin İçine kadar getirdiği topu kaleci kornere atmak suretiyle kurtarabildi Devrenin sonlarına doğru Beykoz Feneri sıkıştırıyor. Oyunda başka bir değişiklik olmadan birinci devre 1-0 Fenerin lehine bitti.
top güzel bir orta İle Gündüzün önO ne düştü ise de kaleci Fehmi daha evvel çıkarak topu kurtardı. Bu akuv dan sonra oyun mütevazln bir şekle girdi, hem Istanbulsporlular hem de GalatasaraylIlar gelişigüzel oynamıya başladılar. Oyunun bu durgunluğu esnasında San-kırmızıhlar Gündüı vasıtasiyle kaleye Ani bir hücum daha yaptı larsa da Gündüzden Muzaf. fere geçen top kalenin üst golpostuna çarparak dışarı çıktı. On yedinci dakikada mukabil bir hücuma geçen lstanbulsporlular soldan kaleye aktı-iarsa da kaleci Turgay güzel bir çıkışla bu akını akim bıraktı.
Fenerbahçe
Galatasaray 3 2 1 — 5 1 8
Beşiktaş 2 1 1 — 4 — 5
Vefa 2 1 — 1 2 2 4
Beykoz 3 — 1 2 2 4 4
îstanbulspor 3 — 1 2 — 8 4
Kasımpaşa 2 — 1 1 2 4 3
Emniyet 2 — 1 1 1 5 3
“KIRMIZI - BEYAZ’’ tekrar çıkıyor

İkinci devre başlar başlamaz müsait bir pozisyonda topu yakalıvan Lefter kaleye kadar sokuldu ise de kaleciye kaptırdı. Akabinde Erol de yüzde yüz gol olacak bir fırsatı kaçırdı. Fenerbahçe muhacimleri bugün âdeta birblrleriyle gol kaçırmak İddiasına girmiş gibiler. Ahmetlin ortada manevraları ve vücut hareketleri çok Ağır ve bati olduğundan Beykoz mü-dafileri kendisini mark e etmekte güçlük çekmiyor. Fenerin hâkim oynamasına rağmen bir netice alamadığını gören Beykozlular ümide kapılarak Fener kalesini tekrar zorlamaya başladılar, Oyun «İmdi karşılıklı »kınlarla ve mutavaata bir şekilde cereyan ediyor. Bilhassa solaçık Bedrinin gayretli oyunu dikkat nazarı çekiyor. Beykoz muhacimlerinde gol Atmak kabiliyetinin mefkut olması Fener muhacimlerinin de gol kaçırmak rekorunu kırmaları oyunun tatsız bir cereyan almasına sebep oluyor. 31 inci dakikada Beykoz sağaçığı şalisi bir gayretle Fener müdafaasını yararak topu kale çizgisinin üzerine kadar getirdi. Çektiği çaprazlama şut kalenin bir karış yanından dışarıya gitti. Lefter 35 Irci dakikada önü bomboş olduğu halde bir gol daha kaçırdı. 38 İnci dakikada hakemin Beykoz lehine verdiği penaltıyı çeken Fikri topu direğe çarptırarak beraberlik fırsatını kaçırmış oldu. 40 inci dakikada hakemin bir müddet oyunu terkedrrrk o-yuncularla görüşmesi hiç de iyi hir manzara arzetmıyordu. 43 üncü dakikada Beykoz muhacimlerinin üstüste çektikleri çok kuvveti» iki şütü Şalapı büyük müşkülâtla çelebildi. Oyunun sonlarına doğru hakemin, sahaya ayva ve taş atıldığı takdirde oyunu tatil edeceği hakkındaki ihtarı bereket versin ki ayva ve taş atılıp da btr hâdise çıkmasına ve bu suretle bir tarafın hakkının da yenilmesine sebep olunmadı, oyun da bu suretle 1-0 Fenerin galibiyetiyle sona erdi.
S. KARSAN
Otuz sekizinci dakikada »apaçıktan santrfora geçmiş bulunan Reha şahsi bir sürüşle kaleye kadar sokularak sıkı bir sut çekti, kuvvetli şutu elinden kaçıran kaleci Fehmi ikinci bir plonjona hazırlanırken Reha tekrar yetişerek kaleciden kurtulan topu Ağlara takdı. tik devre de bu şekilde (-1 . 0) Galatasarayın galibiyetiyle kapandı.
İkinci devreye îstanbulsporhılar başladı» hemen Galatasaray kalesine sarkan Sarı-siyahlılar Metin vasıtasıyla sıkı bir sut çektiler, fakat Metinin çektiği şutu kale direği İade etti. Oyun bundan sonra tama mi yİ e durgun bir safhaya girdi, Galatasaray Uç ortasının İsteksiz oynamam San-Kırmızılılan bir kaç golden mahrum etti. Yirminci dakikada »oldan Bülendln kaleye muvazi yaptığı ortaya Hikmedln yetişememesi Gala-tasarayı yine bir golden mahrum bıraktı. GalatasaraylIlar mütemadi »u-rette rakip nısıf sahasında oynamalarına rağmen bir netice elde edemiyorlardı. Devrenin ortalarına doğru Muzafferin sAğAçık verinden yaptığı ortayı Bülent tesadüf! bir kafa vuru-şlyle İkinci defa ağlara taktı (2 - 0). Bundan sonra oyun yine durgun btr »Afhaya girdi ve maç 2 . 0 Galata-»a rayın galibiyetiyle sona erdi.
GalatasaraylIlar dün de güzel btr oyun çıkaramadılar. Bütün oyuncularda büyük bir yorgunluk İlk nazarda belli oluyordu.
Galatasarayın bu sene Inglltereye yaptığı seyahat dolayısiyle futbol sezonunu yazın da devam ettirmesi takımının formunu bulamamasında başlıca âmil olmuştur.
V. ETENSEL
Galatasaray 2 — LMaııl>ııls|>or 0
Galatasaray ile lstanbulspor takımları günün ikinci maçım hakem Fenerbahçeli Mehmet Reşadın idaresinde saat 15.30 da oynamıştır
Takımlar sahaya çıktığı zaman Galatasarayda sakat olan Gündüzün verini tekrar aldığı, Rehanın da sağ. açıkta ovmadığı görülüyordu.
Galatasaray ı
Turgay — Naci. Necml — Musa, îülent, El hem. özcan — Reha» Hik-ct, Gündüz, Muzaffer, Bülent.
lstanbulspor:
Fehmi — Saim, Temel — Melih, K?nan, Nevruz — Yılmaz, H İşeyin, Metin, Toroz.
Oyuna GalatasaraylIlar santıiıaf Bülentten Rehaya
Aydın,
başladı, geçen
BUGÜNKÜ PROGRAM
ÎNÖNÜ STADI:
13.80 Kasımpaşa - Emniyet
15.80 Beşiktaş -Vefa
ŞEREF STADI
9.30 Beşiktaş - Vefa (B)
11.15 Galatasaray - tetapor (B)
13.15 Kasımpaşa - Emniyet (B) 15.00 Eyüp - A. Hisar.
FENERBAHÇE STADI
11 Hilâl . Kurtuluş
13 Adalar - Cihangir
15 Sarıyer - Kaıagümrük
A.HİSAR SAHASI
11 R. Hisar - Tarabya
18 Boğaziçi - Büy ükdere
15 Bey lerbeyi - Selimiye
EYÜP SAHASI
11 Klıçükpazar - Haliç '
18 Rami - Alemdar
15 istiklâl - ünkapanı
GÜREŞLER:
İstanbul Gürş Kulübünün Fatih salonunda saat 15 te güreş müsabakaları.
t

Comments (0)