14 Mayıs 1950
Pazar
SİYASİ İKTİSADİ
7
r
J
Beyoğlu Müellif Caddesi 6 • 8
Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Türkiye için seneliği 32, altı aylığı 17» üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki millidir.
İÇ ve DIŞ
POLİTİKA
_ 13/V/1950 -
Seçim hak ve vazifemiz
BİR çok hazırlıklardan, nutuklardan sonra bugün Türk milleti, kendi mukadderatını idare etmek için büyük bir imkân ve fırsat karşısında bulunuyor. Beş,asrı geçen Türk topraklan üzerindeki idarenin bugünkü tezahürü Türk milletinin büyük bir inkılâp yaşadığını göstermektedir. Büyük İnkılâpları sükûn ve \akar i-çinde geçiren Türk milletinin bugünkü mukadderatını idare etmek hususundaki imkâna lâyık olduğu ehemmiyeti vereceğine kuvvetle iman ediyoruz, çünkü ancak bu sayede herkes yarının idaresinde kendisine bir hisse ayırmış olacaktır.
Biz burada, seçimin bir hak ve vazife olduğunu uzun uzadıya tetkik etmek istemiyoruz. Hukuk kitaplarının nazariyelerinden sarfınazar, bugün artık tahakkuk etmiş umumi bir kanaat vardır ki, demokrasiyle idare olunan memleketlerde medeni haklarına sahip olan insanların bu hakları başında, seçmek kudreti gelir. Bunun olmaması veya tazyik gibi şekiller altında bulunması o memleketten demokrasi vasfını kaldırır. Gösterilen faaliyetler, söylenen nutuklar bizde artık seçimin çok serbest olduğu kanaatini sarsılmaz bir hale sokmuştur. Ve bundan dolayı Türk mületi şimdi demokrasiye sahip milletlerin bu en başta gelen haklarına malik bir millet olduğuna hem kendi inanmıştır ve hem de bütün cihanı inandırmaktadır. Memleketimize gelen muhtelif ecnebi muhbirlerle müşahede ve intihalarına dair uzun uzadıya görüşmek fırsatını bulduk, onlardan işittiklerimiz bizim kanaatimizi takviye etmektedir.
Sahip olduğumuz bu hakkın kullanılması bütün oy sahipleri için bir vazife telâkki edilmelidir. Ve ancak o zamandır ki bu hakkın ehemmiyeti daha ziyade tebarüz eder. Demirperde arkasiyle iptidai kabile halinde bulunan cemaatlerden sarfınazar edilecek olursa, bugün medeni memleketlerin cümlesinde, her milletin seçime karşı gösterdiği alâka ve seçim hakkını kullanması, bu vazifeyi ne kadar büyük bir ehemmiyetle idrak ettiğini gösterir. Bundan altı ay kadar evvel bir Alman dostumla seçim günü muhtelif muıtakaları dolaşıyordum. Dostum İmparatorluk devrini yaşamış, Birinci Harpten sonra Al-manyada adedi 48 e kadar çıkan siyasi fırka enflasyonunu görmüş, ondan sonra fırka enflasyonunun bir neticesi olan nazi istibdat! altında hayatım yıpratmıştı. Şimdi bütün siyasî cereyanlara uzak kalmak istiyor ve seçim günü olmasına rağmen bir alâka göstermek lüzumunu hissetmiyordu. Alâkadan sarfınazar, belki bu geçimde biraz da işgal kuvvetlerinin tesiri olduğu için, serbest zannetmediğinden bir huşuneti vardı. Yolda kendisine, nerede oy vereceğini sordum Rey vermekten sarfınazar, evde bulunan kaynanası ve zevcesine rey vermezlerse büyük bir hediye vadetti-ğinl söylemişti. Fakat bu sözlerin altında tatmin edilemiyen bir kanaatin ve yenilemiyen bir arzunun eserlerini hissediyordum. Yolda, asabiyeti artmaya başladı ve nihayet bulunduğumuz yerden evine telefon ederek hemen sandık başına koşmalarını ve hediyelerini hak edeceklerini telefon etti, kendisi de bir seçim yerme uğrayarak reyini verdi. Ondan sonra •eyahat ederken onun, kalbinde vazifesini ifa etmiş olanlara mahsus bir huzur ve sükûnun en bariz misalini gördüm.
Türk milleti, harbin dışında kalmakla ve harpten sonra komşusuna karşı mevcudiyetini göstermekle muhakkak ki en güzel işlerden birini yapmış ve bu suretle selâmetini temin etmiştir. Türk toprakları üzerinde yaşayan seçmenlerin hepsi blı-nu bilir ve bilmelidir. Şimdi yegâne dâva bu toprakların idaresinde daha güzel vaziyetler yapmak ve memleketin ilerlemesini kuvvetli bir millet olarak ve elele vererek temin etmektir. O halde yarının idaresini takdir veya tenkid ederek, bundan mesut veya mahzun olacak vatandaşların bugünkü seçim haklarını kullanmalarının da kudsl bir vazifeleri olduğunu unutmamaları ve seçim günü vakitlerinin kısa bir zamanım buna ayırmaları. demokrasi gibi büyük bir nimetten ne dereceye kadar İstifade etmeyi bildiğimizi hepimize ispat etmiş olacaktır.
■M
Yabancı gazetecilerin
•• • • «I
gozu ile
Türkiyedeki seçim kampanyası
Monde, BıiHPİfr Nuchrlch-t4>n gazetelerinin muhabirlerinden sonra bugün Yunan Vlma guzeb’Mİ muhabiri I'aleohıgoaün makalesini İkinci aııyfada neşrediyoruz.
( YENİ İSTANBUL'UN
I KUPONU \
& B. O
KOtüphanesî
'A /I
Sayı 165
10 kuruş
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden: HABİB EDİB - TOREHAN
İlânlar: önci sahifcdo santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mes’uliyet kabul edilmoz.
Millî iradenin tecellisi için, millet bugün oyunu kullanıyor
Londra ya hareketinden Önce Acheson Parlste
Üç Dışbakanlarımn
toplantısı dün bitti
Batı âlemi, Sovyet Rusyaya karşı
bir araya gelip işbirliği yapmalı
Almanyaya karşı takip edilecek siyaset bugün ilân edilecek
r
e
Telefon: 44756 - 44757 Santral Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul
İÇ SAYFALARDA
Radyolar, neticeleri peyderpey verecek
Seçimlerin emniyeti sağlanmıştır
Türk Milleti bugün ikinci defa olarak tek dereceli seçim yapacak. Bu seçimin ehemmiyetli noktalarından biri şudur ki; başlıca siyasi partiler mevcut Seçim Kanununun ana hatlarından memnundurlar ve artık ortada bir Seçim Kanunu münakaşası mevcut değildir. İdari makamların seçimlerde inzibatı temin etmekten başka bir vazifeleri bulunmadığına göre de artık bir idari baskıdan bahsolunamıyacağı iddia edilebilir.
Şimdi artık İnanmak lâzımdır ki de herkesin boynu büküktür.
karar milletindir ve milli İrade önün-
Seçim arifesinde
A rıkarada
tefsirler
İKİNCİ
Türkiyede seçim kampanyası P. Paleologos ÜÇÜNCÜ
Nasıl konuşmalı ?
Fâzıl Ahmet Aykaç
BEŞİNCİ
Memlekette tasarruf
Namık Zeki Aral
ALTINCI
Türkü, halkın şiiridir
Ayşe Nur
60 sene evvel biz nasıl spor yapardık ? Selim Sim Tarcan SEKİZİNCİ
Spor ve tahmin müsabakası
Şehrimizdeki siyasî toplantı
Londra, 13 (YİRS) — Üç büyüklerin dışişleri bakanlan cumartesi gecesi konferanslarına son vermişler ve “dünya yüzündeki yegâne askeri ve mütecaviz kuvvete" karşı batı âleminin bir araya gelerek işbirliği yapmasını istemişlerdir.
Üç dışişleri bakanları Cenupdoğu Asyada meydana yeni çıkan hükümeti desteklemeyi de üzerlerine vazife o-larak almışlardır. Pazar günü neşredilecek bir beyanname ile Acheson. Schuman ve Bevin, Almanyaya karşı takip edifecek siyasetin ana hatlarını açıklıyacakiardır.
Üç dışişleri bakanı kuvvetlerini tecavüz! maksatlar uğruna kullanmamaya söz vermişlerdir.
Resmi tebliğde Sovyet 1 Rusya işi her ne kadar tasrih edilmiyorsa da. “dünya yüzündeki yegâne askeri ve mütecaviz kuwetMten kimin kaydedildiği derhal anlaşılmaktadır.
Üç dışişleri bakanları konferansı saat 17 de sona ermiştir, önümüzdeki hafta gene Londrada Atlantik Paktı toplantısı yapılacaktır.
Almanya batı blokuna alınacak
Londra, 13 A A. (United Press) — Diplomatik kaynakların bildirdiğine göre üç dışişleri bakanı Almnnyayı ■ Rusyaya karşı batıyla birleştirmek 1-çin tatbik edecekleri siyasette ittifak etmişlerdir.'
Batı devletleri tarafından tetkik e-dilen siyasetin gayesi Almanysyı batı blokuna ithal etmek ve muhtemel o-larak da hiir ve birleşmiş bir Alman milleti kurmaktır
Müşahitler bu beyanatın, Alrnanya-nın istikbali bakımından 1915 teki Potşdam anlaşmasından sonra en fazla önemi haiz demeç olduğunu söylemektedirler
Amorikanın ne kadar ileri gideceği
Londra. 13 A.A. (United Press) — Birleşik Amerika Dışişleri Bakanı Dean Acheson, uç büyük dışişleri bakanları toplantısındaki meslekduşiarı-na, Güneydoğu Asyada Sovyet emperyalizmine nihayet vermek için İngiltere ve Fransaya yardımda Birleşik A-merikanın ne kadar ileri gitmeye hazır bulunduğunu bugün bildirmiştir.
Bakanlar üçlü toplantılarının son gününe başlarken Almanya Yüksek Komiserleri teh&BSiaları ler.
Bugünkü
neydoğu Asyadaki komünizm tehlikesi, Japon sulh anlaşması ve Atlantik Paktının genişletilmesi ve takviyesi hakkındaki görüşmelerin bir sonuca bağlanması konuları bulunmaktadır. Schuman'ın kendi teklifi hakkında beyanatı
Londra. 13 AA. (AFP) — Fransız Dışişleri Bakanı Robert Schuman, bugün. îngılteredeki Fransız gazetecileriyle Ingiliz basın cemiyetinin müşterek olarak şerefine verdikleri ziyafetle bulunmuştur.
Ziyafetten sonra kendisine sorulan suallere cevap veren Robert Schuman İngilterenin. Alman ve Fransız ağır sanayiinin beraber işletilmesi tasarısına iştirak edeceği ümidini İzhar etmiştir
Schuman. İngilterenin bu tasarıya derhal katılmıyacağını, projenin derin tetkiki istilzam ettiğini kabul etmiştir.
Sovyet Rusya ve Doğu Avrupa
memleketlerinin Fransız tasarısına katılmaları ihtimali hakkında sorulan suale verdiği cevapta Schuman, Rusların Lorraine ve İngiliz .sanayi merkezlerini murakabe hakları kabul edildiği takdirde batılı devletlerin, buna mukabil Ural ve Kafkasya havzalarında dahi murakabe haklarına sahip ol-
malan gerektiğini söylemiş ve şu noktayı belirtmiştir:
“Demirperdeyi yıktırmaya muvaffak olduğumuz takdirde ilk olarak kendi kendimi tebrik edeceğim. Esasen Demirperdeyi biz kurmadık. Bu teklif tehlikeyi göze almak, daha doğrusu bir talih denemesidir.,.
Liyakat Ali Han» IVHMhlııgtoıııı ziyareti eanaaında eşiyle beraber
Ankara, 13 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Seçim arifesi partilerin muhtelif teşkilât kademeleri açık propagandaya gitmeksizin ziyadesiyle faal bulunuyorlar. Hem Ankara merkez kazası hem de .Ankara vilâyeti içinde reyleri kendi taraflarına celbrtmek ve bir de muhtemel rey rıisbetlerl hakkında bir fikir sahibi olmak İçin seçimin teknisyenleri diyebileceğimiz teşkilât balkanları ve faal üyeleri durmadan çalışıyorlar.
Bilindiği gibi başka memleketlerde de seçim ânına takaddüm eden 10-24 saat zarfında bu gibi faaliyetler kanunların menettiği açık propaganda hissini bırakmamak şartlyle mevcuttur. Hattâ tngilterede siyasi partilerin bıı İş için muvazzaf kadroları vardır.
Sandıkların açılmasından bir gece yahut beş on saat öncesine kadar "canvasser” denilen faal partililer, mahallelerinde yahut köylerinde ev ev dolaşarak bir nevi rey rerrine çıkarlar. Bu gibilerin keslriil-ahbap, tatlı dilli ve hazırcevap olmasına itina e-dlllr. Maksat müteredditleri son birkaç saat İçinde parti adına kazanmaktır. Yaptıkları ziyaretler aynı zamanda hususî bir ziyaret mânasını ve manzarasını taşıdığından propaganda monı-nıılyetl maddesiyle tearuz et-nıez.
Bizde bu usul resmen mevcut olmasa bile insan cemiyetlerinin dalma aynı kaideye tâbi olup aynı ârazı göstermeleri itibariyle bir içtimai hal olarak tabla-tlyle mevcuttur.
Partilerin yine bu son 48 saat İçinde kendi memleket teşki-lâtlurlyle muhaverede bulunarak on son tahmin vaziyetleri hakkında bir fikir edindikleri yahut en son talimatı verdikleri şüphesizdir.
Aııknranın muhtelif semtlerinde yaptığımız sondajlara göre bazı semtler ve ezcümle Yenişehir seçmenleri daha ziyade karma liste taraftarı bulunmaktadır. Buna bazı muzipler daha şimdiden kokteyl İsmini takmış bulunuyorlar.
Umumiyette bıı seçirnterin, İştirak nlsbethıin uzun seneler I-çln bir rekoı teşkil edeceği kanaati mevcuttur. Seçimlerin neticesi hakkında (Mira girenler vardır.
Alâkanın büyük noktalarından biri de
avdet etmiş bııhıımn Devlet Reisimizin dün C.H.P. (te parti İleri gelenleriyle yaptığı toplantı ve bir de bugün Meclis Reisi Şükrü Saracoğlunıı evinde ziyaret etmiş olmasıdır.
Ankaranm dedikodu tezgâhları her iki hareketin maksadını tefsir hususunda hararetle İstihareye yatmış bulunuyorlarsa da bunlar da parti İşleri veya şahsi dostluk adına normalin Ötesinde bir hususiyet olmasa gerektir.
Bu aabah erken saatten itibaren seçmenler oy vermeye bağlıyacaklardır. Şehirdeki bütün resmi dairelere ait kamyon. Jeep, otomobil ve diğer nakil vasıtaları bugün için Emniyet Müdürlüğü emrine verilmiştir. Bütün bu vasıtalar dün 6 ncı Şube önüne gelerek polis bandlannı almışlardır. Diğer taraftan Emniyet teşkilâtına mensup hazır gruplar dün akşamdan itibaren 3 muhtelif kol halinde şehrin değişik semtlerindeki yerlerini almışlardır. Bundan başka telsizle teçhiz edilmiş polis arabaları şehirdeki üç grupla telsizle irtibat tesisi için dün tatbikat yapmışlardır. Böylece bu vesile ile polis telsizi faaliyete geçmiş bulunmaktadır. Ayrıca bindirilmiş polis jandarmalar da bugün vazife görecekleri mmtakalara akşamdan tevzi edilmişlerdir.
Î1 Seçim Kurulu da vatandaşları aydınlatma bakımından büyük gayretler sarfetmlştlr. 11 Seçim Kurulu Başkanı bu maksatla dün akşam İstanbul Radyosunda bir konuşma yapmıştır. Ayrıca, İl Seçim Kurulu üyeleri bugün üç grup halinde şehir hudutları dahilindeki kazalarda seçim yerlerini teftiş edeceklerdir. Saat 14 den itibaren kurul daimi toplantı halinde bulunacak ve seçimleri merkezden takip edecektir.
Memnuniyetle öğrendiğimize göre. Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü nezdinde bundan bir müddet evvel yaptığımız teşebbüs müspet bir netice vermiş ve Genel Müdürlükte seçimlerin neticelerini radyo ile peyderpey halka Hân etmek, üzere bir büro kurulmuş bulunuyor. Dün gece kendisiyle görüştüğümü^ *9t£n.bu2 Radyosu Müdürü Haşan Refik Ertuğ bu mevzuda demiştir ki:
“— Ankarada Basın, Yayın Müdürlüğünde seçimlerin neticesini takip etmek üzere bir büro kurulmuştur. Bu gece İstanbul Radyosu Ankaraya bağlanacak ve büro tarafından alınan neticeler peyderpey halka bildirilecektir. Neşriyata gece saat 1 e kadar devam edilecektir. Fakat icap ederse sabaha kadar neşriyat yapılması için gereken tedbirler alınmıştır. Pazartesi sabahı neticelerin verilmesine devam olunarak 7.30 dan 13 e kadar bütün katı neticeler bildirilecektir.,»
Gazetemiz, bu tarihi hâdiseyi okuyucularına doğru rakamlara İstinat ettirerek tarafsızca bildirmeyi kendisi için milli bir vazife telâkki ettiğinden bugün “Yeni İstanbul Haber Alma Eklpi,, Istanbulun her tarafında ve memleketin en mühim merkezlerinde hazır bulunacaktır. Okuyucularımıza on doğru neticeleri vermek hususunda büyük bir gayret sarfcdcceğlz.
"Seksen bin Kıbrısh Türkü unutmayın,,
llo halise
temerküz başkente
İngiliz gazetesinin Kıbrısh kızıllara yaptığı bir ihtar
Londra 13 (Nafen) — Daily Te-legraph gazetesinde çıkan bir yazıda Kıbrısta Enosis hareketi tarafından yapılmakta olan işler şiddetle tenkid edilmekte ve Yunanistana ilhak hususunda şöyle denilmektedir: ‘‘Enosis adada bulunun 80 000 Türkün bu ilhaka aleyhtar olduğunu unutuyor mu?”
ila Orta ve Uzakdoğu mü-da hazır bulunmakta idi-
gündemde Almanya, Gü-
ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııın
Dünya, en iyi hikâyesini arıyor
Birinciye 5000 dolar Mükâfat
YENİ İSTANBUL
Türkı'yenin en iyi otuz hikâyesini arıyor
30 hikâyeden seçilecek 2 hikâye, dünya müsabakasına girecektir. YENİ İSTANBUL milletlerarası bıı müsabakayı tertip eden ’*New-York Herald Tribüne,, ile bıı hususta anlaşmaya varmıştır.
Tafsilât 3 üncü sayfada
ııınnıııııııııııııııııınııııııınııııiHiııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı
Amerika Dışişleri Bakanlığı her ne kadar siyasi bir ehemmiyet atfetmiyorsa da siyasî mahafil, görüş teatisinde bulunulduğunu teyid ediyor
Wa8hington, 13 - A.A. (United Press) — Dışişleri Bakanlığına mensup şahsiyetler, Ortadoğudaki Amerikan diplomatlarının yaptıkları toplantıya siyasi bir mâna verilmemesi gerektiğini belirtmektedirler. İlâve edildiği veçhile, Ortadoğuda seyahat eden büyük elçiler ve orta elçiler tatillerinden istifade etmektedirler ve siyasi müzakereler cereyan etmişse Dışişleri Bakanlığı bundan haberdar değildir.
Amerikan gazetelerinde, Birleşik Amerikanın Kahire Büyük Elçisi Jefferson Caffery, İran Büyük Elçisi Johnwiley, urdün Orta Elçisi Gerald Drew, ve Lübnan Orta Elçisi Leowell Pinkerton’un yaptıkları toplantı hakkında muhtelif tahminler yürütülmüş ve bu toplantıya siyasi bir mahiyet atfedilmiştir.
Dışişleri Bakanlığından John \Viley’in tatilde olduğu, Birleşik Amerikanın Suriye Orta Elçisi James Keeley'le, Irak Büyük Elçisi Edward Croker’in tatillerini geçirmek üzere İst an buJ a gittikleri belirtilmektedir.
Jefferson Caffery. Suriye, Lübnan ve Iraktan başka bir Ortadoğu memleketini ziyaret etmek tasavvurunda değildir. Caffery’nin 13 mayısta Ka-hireye dönmesi gerekmektedir.
Maamafih, iyi haber alan mahfiller, Amerikan diplomatlarının görüş teatisinde bulunduklarına muhakkak nazariyle bakmaktadırlar. Hepsinin birleştikleri nokta şudur: Arap devletlerinde halihazırda Amerika aleyhtarı propagandaya girişilmektedir. A-merika Hükümetinin fikrince bu propaganda Birleşik Amerikanın İsrail taraftan olduğu kanaatinden doğmaktadır.
Dışişleri Bakanlığına mensup şahsiyetler bu isnadı ısrarla reddetmişlerdir.
Köy düğünü
— Ingiliz A-Frinaer ta-açıklandığına
Aniftterdam 13 ıAP| miralhk Birinci Lordu rafından dün burada göre, İngilterenin elinde tecrübe sa-
hasında olmak Üzere atom kudretiyle müteharrik denizaltı gemileri vardır.
Davetliler — Yazık geç kalmışız.
İngilterenin atom denizaltısı var
Holânda başkentinde resmi bir ziyaret İçin bulunan Lord Fraser, İngiliz donanmasının kudreti hakkında yapılan bir münakaşa esnasında bu haberi vermiş fakat tafsilâta girişmemiştir.
Selanik — Belgrad tren yolu açılıyor
Atina. 13 - A.A. (AFT) — Selâ-ııilcten gelen haberlere göre Yugoslav Hükümeti yapılan anlaşmaya uygun olarak 14 mayıstan İtibnren Yunanistan ile Yugoslavya arasındaki demiryolu münakalatının yeniden bnşlamaaı için gerekli bütün tertibatı almıgtır
14 Mayıs 1980
Sayfa 2
e*
T E N î 78TANBUL
Yabancı gazetecilerin gözü ile Türkiyede seçim kampanyası Seçim kampanyası sırasında, münakaşaların bir an bile çirkinliğe ve şahsiyata indirilmemiş olmasiyle Türk Milleti ne kadar iftihar etse azdır Yazan: P. Paleologos (“VÎMA" Yunan gazetesinin muhabiri)
Gazetemiz bir yandan kendi haber alnın tcşldlntlylc seçim hâdiselerini ve bu tarihi olayın ehemmiyetli noktalarını umumi cfkfırn arzeder-kcn. diğer taraftan memleketimize mrf bu Meçim münasebetiyle gelml, yabancı gazetelerin muhabirlerinden latlfadeyl faydalı bulmuştur. Bu yabancı muhabirler, bize verdikleri yazılarının aaıiUrını kendi gaactelerlna yollamışlardır. Bu muhabirlerin memleket imlada cereyan etmekte olan seçim kampanyanı hakkındakl görüşleri bizi yakından alâkadar ettiğinden yakılarını evvelki günden İtibaren neşre başladık. Bugün üçüncü ya tiyi neşrediyoruz
SEÇİM dâvası» Yeni Türklyenin bir galibiyetini teşkil eder. Demokrasi yolunda İlk adımları atan bir memlekette yapılan seçimleri takip maksa-diyle gelen yabancı müşahit mucibi memnuniyet ve hayret verici bir manzara ile karşılatır. İşbu manzara, hür insaıun en mukaddes vazifesini ifaya ciddiyet ve olgunlukla giden bir milletin manzarasıdır. Dost memleketin 25 sene zarfında katettiğl merhaleleri herkesten ziyade takdir edebilmek vaziyetinde bulunan Yunanlı ziyaretçi için işbu manzara fevkalâde memnun edicidir. Bundan bir sene evvel Atina (Vima) gazetesinde yazdığım makalelerde, Türki-yeden intihalarımı ve müşahede ettiğim sayanı hayret terakkiyatı kaydetmiştim. Her sahada hayranlığı mucip terakkiyat... Harf İnkılâbından tutun da, kadının yükseltilmesine kadar... Bahusus zihniyet değiştirilmesi hususundaki terakki... Garp olan şarkın manzarası... Şark ki. garp olmakla beraber kendine has fazileti, efendiliği, ananelerini hiç de kaybetmez...
Bugün Türk milletinin siyasi olgunluğunu dahi müşahede etmek fırsatını elde etmiş bulunuyorum, ts-tanbula vardığım gün Cumhurbaşkanı İsmet İnönü. Cumhuriyet Halk Partisi Başkanı s ifa tiyle Taksim Meydanında malûm nutkunu Irat ettiler. Geniş meydanda toplanan halk kütlesinin intizam ve terbiyesi medeniyet ve ölgünlükleriyle tanınmış bir çok memleketleri dahi imrendirecek mahiyette idi. Seçim mitinglerinde sık sık görülen taşkınlık ve çirkinliklerinden en ufak izi bile yok... Büyüklerinden birini lâyık olduğu dikkatle, dinleyen bir mületin gayet tabii manzarası...
Fakat parti reisleri dahi aynı terbiye ve itidali göstermelerdir. Dost bir memleketten dahi gelen bir
19 Mayıs Gençlik Bayramı büy ük törenle kutlanacak
İnönü ve Fenerbahçe Stadlarında yapılacak olan törenin tafsilâtını veriyoruz
Ebedi Şef Atatürkün Samsuna a-yak bastığının yıldönümü olan 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramı, İnönü ve Fenerbahçe statlarında yapılacaktır.
Törenlere saat tam 10 da başlanacak, İnönü stadındaki gösterilere kız ve erkek okulları, deniz ve kara askeri liseleri ve Beden Terbiyesi Teşkilâtına bağlı klüplerin sporcuları iştirak edecekler. Fenerbahçe stadındaki törene de sivil liselerle askeri liseler ve sporcular katılacaktır.
İnönü stadındaki törende Vali ve Belediye Başkanı beraberinde İstanbul Komutanı olduğu halde hazır bulunan sporcuları teftiş ettikten sonra tribündeki mevkiim alacak, müteakiben bütün sporcular bir ağızdan şehir bandosunun refakatiyle İstiklâl marşını söyliyecekler ve bu esnada stadyomun bayrak direğine okullardan ve gençlik klüplerinden ayrılacak dört sporcu tarafından Türk bayrağı çekilecek, aynı şekilde tertip edilen bir sporcu grupu da Taksim
yabancı, kendisini misafir eden memleketteki siyasî partiler hakkında fikirler İzhar etmek hakkını haiz değildir. Bununla beraber seçim kampanyasının bütün şiddetine rağmen siyasi liderlerin bir an bile terbiyenin hadlerini aşırmadıkları herkesçe malûm ve müsellem bir hakikattir. Seçim kampanyası çok hararetli olmuştur. Partiler birbirlerini tenkid etmişmişler. ithamlarda bulunmuşlardır ki, demokrasi rejiminde ya-şıyan bir millet için, bu pek tabiidir. Fakat münakaşalar bir an bile çirkinliğe ve şahsiyata indirilmemiş-tir. Bununla, Türk milleti ne kadar İftihar etse yeridir. Ve böylece seçim gününe yaklaştık. Seçimin hür bir memlekete lâyık bir surette cereyan edeceği muhakkak görülmektedir. Reylerin sayılmasına nezaret edecek heyetlerin teşkilini temin eden muaddel Seçim Kanunu, Türk Milletinin kararına hiçbir suretle müdahale edllemiyecegine dair kuvvetli bir teminat teşkil eder.
Seçim neticesi hakkında tahminlerde bulunmak tabii caiz değildir. Yeni Tyrkiyenin dostlan yalnız şunu temenni edebilirler kl rey sandıklarından ileri gelecek hükümet kuvvetli, demokratik İdeallerle meşbu ve Türk inkılâbının muazzam eserini idame ve itmam edebilecek kudrette olsun. Yunanlılara gelince: Bunlar, iki büyük şahsiyetin yani Venizelos ve Atatürkün temellerini attıkları Türk-Yun an dostluğunun yeni Türk Hükümeti tarafından dahi şefkatle himaye edilmesini temenni ederler. Türk-Yunan dostluğu henüz köklerini çok derinlere atamadığı genç bir ağaca benzer, her tkl tarafın şefkatine muhtaçtır. Yeni Türk Hükümetinin şefkatini e-sLrgemiyeceğine kaniiz. İşbu ümitle Türk Milletine lâyık olduğu hükümete kavuşmasını temenni ederiz.
Cumhuriyet âbidesine çelenk koyacaktır.
Daha sonra Vali ve Belediye Başkam ile okullar adına bir öğrenci 19 Mayıs gününün tarihî kıymetini ve beden terbiyesinin önemini belirten söylevler vereceklerdir.
Söylevlerde^ sonra bütün gençlik ve halk, Türk ulusu ve Cumhurbaşkanı için üç defa (sağol) çağırışı ile şeref gösterisi yapacak ve (Dağ başını duman almış) marşı söylenecektir. Marştan sonra stadyoma giriş sırasına göre tören geçişlsine başlanacaktır.
Fenerbahçe staduldaki törende Kadıköy ilçe başkam, bir askeri komutan ve Milli Eğitim Müdür muavini hazır bulunacaklardır.
Gençlik ve Spor bayramı dolayı-slyle vilâyet, ordu belediye, beden terbiyesi, Milli Eğitim Müdürlüğü ve siyasi partiler adına şehitlikler ziyaret edilecektir.
19 mayıs günü ve akşamı resmi ve hususi dairelerle gençlik klüpleri bayraklarla donatılacaktır.
.---. ----------
İstanbul Gençlik KonseyineDevietin para yardımı
Ağustos ayında toplanacak olan (WAY) Konseyine önem veriliyor
Dünya Gençlik Birliği (WAY) ikinci konseyinin 1950 ağustos ayın-as tstanbulda yapılması dolayıslyle, Türkiye Milli Talebe Federasyonunun Konsey Türk Tertip Komitesi, bu mevzuda devletin yapacağı para yardımı İçin tasarı hazırlamıştır. Hükümete sunulan bu tasarı prensip olarak kabul edilmiş ve dik plânda Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden Federasyona 8 bin lira para yardımı yapılmıştır. Para yardımının mütebaki kısmı için yeni Meclisten kanunla fevkalâde ödenek çıkarılacaktır. Ayrıca, Konsey hazırlrkları İçin İstanbul Vali ve Belediye Başkanı sayın Ord. Prof Dr. Gökay, İstanbul şehri adına gereken her türlü maddî ve mânevi muzahereti göstermeyi vâ-detmlştlr.
Misafir delegeler, tstanbulda Emlr-gân korusundaki köşklerde, Malta köşkünde, Yüksek Denizcilik Okulu ve Teknik üniversite Talebe Yurtlarında kalacaklardır. Millî Eğitim Bakanlığı Denizcilik Okulu ve Teknik Üniversite TAİebe Yurtlarında, ecnebi delegeleri misafir edebilmek İçin gerekil konforun ve mükemmelliğin temini için tahsisat ayırmış ve hemen faaliyete geçmiştir.
Yanan Norveç gemisinin durumu
Sahibi ve sigorta şirketi tarafından tamamen terkedildi
Bir kaç hafta evvel Haydarpaşa limanı önlerinde yanan Norveç bandıralı Bosphorua gemisi Oslo’dan gelen mütehassısların yaptığı tetklkat sonunda kaybedilmiş neticesine varıl dığından gerek acente ve gerekse sigorta şirketi tarafından tamamiyle terkedilmiştir. Yalnız İsveç Armatörler Birliğinin Istanbulda bulunan avukatı, kurtarılmasından ümit kesilen gemiyi bir Türk armatörüne satmak üzere çalışmaktadır.
200 bin İngiliz liralık sigorta primi geminin sahibine ödenmiştir. Bu vaziyette geminin Türkiyede kalacağı anlaşılmıştır.
Suriye Elçisi Ankaraya
Bir müddetten beri şehrimizde bulunan Suriye’nin Ankara Elçisi Emir Âdil Aralan, bu akşamki ekspresle Ankaraya avdet edecektir.
Marshall Plânı afiş müsabakasını kazanan Kenan Temizan, Parise gitti
Marshall Plânı İktisadî Yardım Heyeti tarafından Türkiyede açılan afiş müsabakasında birinciliği kazanan gazetemizin sanat müşaviri Prof. Kenan Temizan, Marshall Plâm İdaresinin misafiri olarak bir hafta kalmak üzere Ankara vapurlyle Parise hareket etmLştir.
Amerikan muhripleri dün gitti
Üç günden beri limanımızda misafir bulunan 42 nci muhrip filotillası kumutanı Komodor Kaplan komutasındaki Birleşik Amerikanın Akdeniz donanmasına mensup "Vogelge-sang” ve ’‘Elllson” muhripleri busa-bah saat 6.30 da Akdenlze müteveccihen limanımızdan ayrılmışlardır.
Adliye Sarayı inşaatı
Sultanahmetle Belediye arasına yapılacak olan Adliye Sarayı İnşaatının toprak tesviyesi için Vilâyete 250 bin lira ödenek gelmiştir.
İR HABEKLEBİJ Vatandaşlar oylarını nasıl kullanacaklar?
Oy verme işi, sabah saat 8 den akşam, saat 17 ye kadar devam edecek
İstanbul İl Seçim Kurulu ve Vilâyet, dün tebliğler neşrettiler, il Seçim Kurulu Başkanı Seyfettin Uğur, dün Radyoda bir konuşma yaptı
Bugün memleketin her tarafında milletvekili seçimi yapılacaktır. Kanunun 49 uncu maddesine göre oy vermeğe bu sabah saat 8 de başlanacak ve bu, akşam saat 17 ye kadar devam edecektir. Saat 17 ye geldiği halde sandık başlarında oylarını vermek üzere bekllyen seçmenler de oylarını kullanacaklardır.
Selçm Kanununun 7 nc| maddesine göre siyasî haklarını kullanmaktan menedilmiş bulunmayan ve 22 yaşını bitiren her vatandaş oy verecektir. 9 uncu maddeye göre emniyet müdürleri, emniyet âmirleri, komiser, komiser muavini ve polislerle askeri okul öğrencileri ve erler dahil bütün askerî şahıslar oy veremes-ler.
Bugün sut 8 den 17 ye kadar u-muml içkili yerlerle umumî mahallerde her çeşit alkollü içki verilmesi ve satılması yasaktır. Ayrıca gene oy verme müddetlnce bütün umumî eğlence yerleri ve sinemalar kapalıdır. Oy verme müddetince ordu ve zabıta mensuplarından başka hiç kimse silâh taşıy&maz
Oy vermek İçin sandık başına gelen seçmenler sıraya dizilir. Sandık kurulunun önüne alınan kimse sandık başkanına seçmen kartını verir. Başkan, seçmenin kütük listesinde atfını bulur ve masa üstünde duran zarflardan birini verip kapalı oy verme yerine giderek oy pusulasını hazırlayıp zarflamasını söyler. Ayrıca oy pusulasını zarfa koyduktan son-ra güzelce kapamadan çıkmamasını tenbih eder.
Oy pusulası ve zarf
Kapalı oy verme yerinde beyaz kâğıtlar bulunacaktır. Seçmen ister bu beyaz kâğıda istediği adayların ismini yazar, isterse siyasi partilerin veya bağımsız adayların seçmenlere dağıttığı matbu oy pusulalarını zarfa koyar.
Seçim Kanununun 89 uncu maddesine göre seçmen dilediği adayları yazarak oy pusulası doldurmakta ta-mamiyll serbesttir. Bu suretle hazırlanacak oy pusulası, zarfa konularak İyice kapatılır. Bu zarflar tek biçim ve renkte olur ve İçindeki oy pusulası farkedilmiyecek surette hükümetçe hazırlatılır.
Kapalı oy verme yeri
Kanunun 91 inci maddesine göre oy pusulasının kapalı oy verme yerinde zarfa konulup kapatılması mecburîdir, Kapalı oy verme yeri, dışarıdan gözetlenmiyecek ve seçmenin, oy pusulasını dilediği gibi hazırlayacak şekil ve vasıta olur Aday listelerinin levhalar halinde yazılıp basılmış metni kapalı oy verme yerinde asılı durur. Kapalı oy verme yerinde masa ve üstünde yazı yazılacak sabit bir rahle ve kalem bulundurulması mecburîdir.
Kapalı oy verme yerinde dilediği oy pusulasını zarfa koyup kapattıktan sonrA seçmen buradan çıkar ve hazırladığı zarfı sandığa bizzat atar. Körler ve meflûçlar bir seçmenin yardımlyle oylarım kullanabilirler.
Kanunun 99 uncu maddesine göre hiç bir seçmene sandık bM>nda müdahale, telkin veya tavsiyede bulunulamaz ve hiç bir seçmen oyunu kullandıktan sonra sandık başında kalamaz.
il Seçim Kurulundan tebliğ olunmuştur:
1 — Her ne kadar milletvekilleri seçimi hakkmdakl kanunun 77 ve 80 inci maddelerinde, zabıta memurlarının sandık kurulu başkanının daveti olmadan sandık yerine giremlye-
cekleri yazılı bulunmakta ise dv nüfus kesafeti ve mevkiin durumu İtibariyle bazı mahallelerde sandıkların ana caddede 100 metre mesafeden daha az mesafeye konması zarureti hâsıl olduğu, Beyoğlu İlçe seçim kurulu başkanlığından alınan şifahi I-zahattan anlaşılmıştır.
Kanunun gayesi seçim günü umumî yollardan gelip geçmeyi ve şehrin genel hayatını durdurmak olmadığına göre umumi caddelerden nakil vasıtalarının ve halkın sandık yakınlarında bir toplanma olmamak şartlyle gelip geçmeleri gerekeceği cihetle bu arada şehrin sükûn vs asa-yîşlnl muhafaza vazifesini alan zâbı-ta mensuplarının da bu kabil umumî yollardan, sandığın bulunduğu mahallere yakın yerlerde tevakkuf etmemek kayıt ve şartlarlyle gelip geçmelerinde kanunun maksadını İhlâl eden bir hal olmadığı neticesine varılarak bu hususta İlçe seçim kurulu başkanlıklarına ve ilgililere tebligat İfasına mezkûr kanunun 66/1 İnci maddesi gereğince,
2 — Basın ve Yayın Umum Müdürlüğü veya valilikçe tasdikli gazeteci cüzdanını hâmil olan gazetecilerin de sarı kart hâmili gazeteciler gibi seçimi takip edebilmelerine,
3 — Demokrat Parti 11 İdare Kurulundan alınan 12-5-1950 tarih ve 4271 sayılı yazıda seçim emniyetini İhlâl etmek emeliyle gizil tertipler hazırlayan bazı kötü ruhlu kimselerin şimdiye kadar duyulanlardan başka aşağıda yazılı teşebbüslere de girişmek kararında oldukları haber a-Immıştır.
a — Oy verme sırasında kendi a-damlannın hücrelere mevdu parti a-day listelerini alıp imha etmek.
b — Bu hücrelerdeki aday listelerini yine kendi adamları vasılasiy-le boya ile kirletmek.
c — Seçim zarflarına benzer taklit zarflar hazırlattırılarak sandık a-çılırken bu zarfları el çabukluğu İle oy zarflarına karıştırmak.
d — Halkı oy pusulalarını İmzaya teşvik etmek, denilmektedir.
Bu husus hakkında sandık başkan-larının ehemmiyetle dikkat nazarları çekilmek Üzere durumun İlçe Seçim Kurulu Başkanlıklarına tamimine.
Î1 Seçim Kurulunun 12-5-1950 tarihli toplantısında karar verilmiştir İstanbul il Seçim Kurulu Başkanlığından tebliğ olunmuştur
Aday listesinin bağımsızlar sütununda yazılı olan ve parti listelerinde bağımsız olarak yer almış bulunan bazı adayların sandık başlann-
Sınır toprağı dün törenle şehrimize getirildi
TOPRAK, YARIN SABAH PENDİKTE, KOCAELİ ATLETLERİNE EMANET EDİLECEK
Edlrneden gelen ve 19 mayısta Ankarada bulunacak olan sınır toprağı, dün saat 10 da Sllivrinin Çanta köyüne kadar Çorlu bisikletçileri tarafından getirilmiş ve burada Çorlu Kaymakamı, sınır toprağını Beden Terbiyesi İstanbul Bölge Başkanı Dr. Fahreddin Kerim Gökay adına hazır bulunan Bölge Müdürü Vahyi Oktay'a teslim etmiştir.
Müteakiben toprağı devralan İstanbul bisikletçileri derhal yola çıkmışlar ve şehre kadar yol boyunca sıra
da tutulacak listelerden ne tarzda yapılması Lâzım geleceği hakkında tereddüt edildiği anlaşılmıştır.
1 — Bağımsız olup partilerce desteklenen adayların aldıkları oy mlk- | tan bahis mevzuu olduğundan tasnif sırasında bunların bir defa yazılması ve hizalarına gerek parti listelerinden ve gerekse bağımsız olarak aldıkları oyların yazılması İcap etmektedir,
2 — Türk Sosyal Demokrat Partisi listesinde ismi bulunan Cafer Tayyar ile bağımsızlar listesinde yer alan Cafer Tayyar aynı şahıs değildir.
3 — Toprak. Emlâk ve Serbest Teşebbüs Partisi listesinde bağımsız o-larak İsmi bulunan Y. Fehmi Eren, bağımsızlar listesinde yazılı Fehmi Eren aynı şahıstır.
İstanbul Valiliğinden tebliğ olunmuştur:
Milletvekilleri Seçimi Kanununun 93 üncü maddesinin 2 nel fıkrası, oy verme günü oy verme müddetince tekmil eğlence yerlerinin kapalı bulundurulmasını âmirdir.
Bazı ilçelerde sinemaların bu madde şümulüne dahil olup olmadığında tereddüde düşüldüğü anlaşılmıştır.
Sinemalar Belediye Gelirleri Kanunu gereğince eğlence resmine tâbi olduğu gibi Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu da sinemaları sarahaten eğlence yerleri arasında tâdad etmektedir.
Bu sebeple sinemalar da oy verme günü oy verme müddetince yani 8 den 17 ye kadar kapalı kalacaklardır.
Tebliğ olunur.
İl Seçim Kumlu Başkanının radyo konuşması
îl Seçim Kurulu Başkanı Yargıç Seyfeddin Uğ-ur dün gece saat 21.45 te İstanbul Radyosunda yaptığı bir konuşmada, seçimin mukaddes, -bir vazife olduğunu vatandaşlara izah ederek ecdad ve ahfadlarına karşı o-lan mesuliyetlerini belirtmiştir.
Bundan sonra, yolda veya uzak yerlerde bulunmalarda zamanında listeleri tetkik ve itiraz edemiyen bazı vatandaşların seçim hakkını kazanmak için nasıl Adliyeye gelerek titiz bir şekilde uğraştıklarını memnuniyetle müşahede ve vatandaşın bu vazifesine verdiği büyük ehemmiyeti işaret eden hatip: "Kanun içinde â-zaml hürriyet kanun dışında hlc bir şey” diye oy verme şeklini izah ve vatandaşları tarihî vazifelerine davet etmiştir.
lanan halkın tezahürleri lle.uğurlan-mışlardır.
Saat 14 te şehre Topkapıdan giren bisikletçiler ana caddeyi takiben toprağı Şişlideki inkılâp Müzesine getirmişlerdir.
Toprak pazartesi sabahına kadaı müzede kalacak ve pazartesi günü yine şehrimiz sporcuları tarafından Pendiğe götürülerek vilâyet hududunda Kocaeli atletlerine tevdi edilecektir.
Selanik Üniversitesi talebeden valiye bir mektup gönderdiler
Türk öğrencilerinin de bu ziyareti iade etmeleri isteniyor
Belânlk Teknik Üniversitesinden hır müddet evvel şehrimizi ziyaret e-den heyet Vali ve Belediye Başkanı-na aşağıdaki mektubu göndermişlerdir:
"Güzel şehrinizde bulunduğumuz müddet zarfında mektebimizin öğrencilerine karşı göstermiş olduğunuz kabulden pek çok mütehassis oldum. Nezaketli ve nurlu irşadınız, öğrencilerimizin yüreklerinde derin İzler bırakmakla kalmadı, blzlerin kalble-rlni de teshir etti, öğrencilerimizi sinesinde barındırmak lûtfunda olan Çapa Lisesinde gösterilen dikkat ve itina necip Türk misafirperverliğinin hususi bir örneğini teşkil etmektedir. Türk öğrencilerinin şehrimize gelerek bu ziyareti İade suretiyle eşsiz misafirperverliğinize mukabele etmek fırsatını bize vermenizi rica ederim. Milli Eğitim Bakaniyle yüksek şahsiyetinize ve Çapa Lisesi İdarecilerine teşekkürlerimizi sunarken Türkiye Cumhuriyetinin taallsi İçin büyük Türk dostu olan bizlerin halis temennilerimizin lütfen kabulünü rica ede^ saygılarımızı sunarız..,
Selânik Teknik Ünlveniteal
Dekanı
Beynelmilel Sağlık Teşkilâtının dispanseri yarın açılacak Beynelmilel 8sğlık Teşkilâtı tarafından Yakınşark memleketleri İçin Sultanahmet Verem Dispanseri binasında kurulmuş bulunan dispanser yarın saat 15 te açılacaktır.
Kâzım İsmail Gürkan, Franzn Cerrahi Akademisine âza oldu
Fransız Cerrahi Akademisi 3 mayıs 1950 tarihli celsesinde, İstanbul üniversitesi Profesörlerinden doktor operatör Kâzım İsmail GÜrkanı ee-nebi âzalığa seçmiştir. Kendisi ejM lûlde Akademinin yapacağı bir toplantıya gidecektir.
HAVA RAPORU
Son 24 saat içinde yurdumuzda hava Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadoluda çok bulutlu ve yer yer yağışlı geçmiştir. Yağışlar yağmur şeklinde olmuştur.
24 saat içinde yurdumuza düşen yağış miktarları metre karede Tarsuata 27. Kangalda 19. SUrtte 18, Mersinde 18, SeyhAnda 15, îakenderunda 8. Giresun. Kırşehir, Hopa ve Şarkışlada 7. Rlzede 6, Van. Eraurum ve Sarışamışta 5, Karo, Bit İta ve Ardahanda 4. Artvin ve Dört-yoida 3. Yozgat. Malatya ve Antakyada 1 Kg. dır.
En düşük ısı Bolu ve Kütahyada Q, en yüksek ısı Antalyada 23 dererodlr.
Bugün şehrimizde havanın umumiyetle bulutlu geçmosl ve rüzgârların genel olarak kuzeydoğudan orta kuvvette esmesi. hava sıcaklık derecesinin düne nazaran biraz daha düşmesi muhtemeldir.
SİYASÎ İKTİSADI
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
TENİ İSTANBUL NESBİTAT LİMİT E D ŞİRKETİ
n:
MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNT
Bu eayıds yam İşlerini fiilen idare eden:
Sncld OGET
Gazetemize gönderilecek bi-(ünıuvı postların doğrudan loğruya yazı işleri müdürlüğü* ne gönderilmesi lâzımdır.
İkinci tayfamızdaki slyash üçüncü sayfamızdaki kültürel, beşinci «tayfamızdaki İktisadî başmakalelerde İleri sürülecek fikirler tamamiyle yazarlarına aittir.
Basıldığı yer :
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞIRKETÎ MATBAASI
Ahmet Hamdi Tanpınar
Sahnenin Dışındakiler
- 67 -
Ermeni tercüman önümde bir aksangrav gibi gerilmiş konuşuyor.
— Kepten cenapları, sizin böyle sarhoş herkesin evinin önünde oturmanızın yasAk olduğunu söylüyor. Siz muhakkak sarhoşsunuz! Bizimle gelin.
Ne ben sarhoşum, ne de önümdeki çavuş üniformalı adam kepten! Hattâ İngiliz bile değil. Fakat neye yarar? Cebimden birkaç para çıkarıp uzatıyorum.
— Paylaşın, benim çok işim var!..
Ve ben Nâsır Paşalara doğru koşuyorum. Beni yemeğe bekliyorlar...
Nâsır Paşaların kapısını çalarken içimde, sonuna doğru tahammül edllmfyccek bir kudretle duyduğum bugünü artık bitmiş ümit ediyordum. Şüphesiz tek başıma lâlettayln bir yemek yemeyi, Kadıköy vapurundaki sabahtan beri cebimde beyhude yere gezdirdiğim gazetelere göz atmayı ve derhal yatağa girip uyumayı, bu yemeğe tercih ederdim. Fakat ne olsa yine, beklenmiyen şeylerin her an taarruzundan kurtulmuş oluyordum. Şimdi dost insanlar arasında güzel bir ye-831
mek yiyebilecektim. Beni uzaktan, bir camdaki parıltı gibi alâkadar eden konuşmalar dlnllye-cektlm. Sonra evime gidip yatacaktım. İçeriye adım atar atmaz bu hayalin beyhudelLğinl gördüm.
Niçin, gün dediğimiz şey, hazan tahammül edemiyeceğimiz kadar uzar? Şüphesiz bunun sebeplerini etrafımızda geçen şeylerden ziyade kendi içimizde aramamız icap eder. Bununla beraber, bazan da bizde hususi bir çehreBi olmayan saf halinde vaka ile karşılaştığımız olur. Burada artık şu veya bu şekilde duyuşumuz, o günkü uyanık tarzımızla, gece gördüğümüz rüya ile, insanları ve hayatı alış tarzımızdaki hususiyetle alâkalı değildir.
Beni uzun zaman beklemişler ve nihayet gel-miyeceğiml sanarak sofraya oturmuşlardı. Nâ«ır Paşanın sinirli halini ilkönce buna atfettim ve mûtat şakamla özür diledim. Paşam, elimden ne gelir, ben saatin icadından evvel doğmuş olanlardanım...
Fakat Nâsır Paşa, her zaman olduğu gibi lâ-tifeme gülmedi» Dalgın, hareketlerini idare ede-mlyecek kadar sinirli idi. Birkaç defa elinden çatalını düşürdü» Bir iki defa da. ev sahipliği vazifelerini çekilmez bir hale getiren karısına hiddetle baktı. Evine, bir padişah yatağından aktarma olan bu kadına, bu tarzda muamelesini hiç görmemiştim. Fakat paşa, daha imkânsız şeyi yaptı. Bize Fransız şaraplarını büe medhetmeden ikram etti. Halbuki o:
— Bir parmak...
Diye kadehimize dökülecek kıymetli iksiri teklif ederken yanıbaşında behemehal şaraba, şarapçılığa, Fransız mutfağına dair bir yığın şey anlatırdı.
Ben Rezzanla, Leyl/ımn arasında oturmuş-
332
tum. Karşımızda daha geniş bir mekân içinde Kudret Beyin bir türlü, bu şaraplarla dahi kendisini en forme bulmaya - kendi tâbiriyle söylüyorum, - Kudret Beyin neşesi ve Sakine Hanımın bir burgu gibi etrafı delen bakışları vardı. O, her zamanki sükûneti ve kibarlığı İçinde idi. Kudret Bey ise, burnunun ucunda o geceye ait bütün ümitlerinin iflâsını ilân eden bir memnuniyetsizlik, İhtiyar bir ağaçkakan kuşuna benziyordu.
— Babamın nesi var?
Rezzan Hanımın auall bana idi: Fakat cevabı Leylâ verdi.
— Bu suali kâtip bey için de sorabilirsin.
Bu iki kızın bana kâtip bey demelerine yavaş yavaş kızıyordum. Etraftaki ağırlığı gideririm Ümidiyle onlara muhakemenin tafsilâtım belki de kendimden bahsetmek ihtiyacLyle bu vasiyle ile yazdığını yazıdan da bahsederek anlattım. Şurasını da söyliyeyim kl, bu yazıyı artık matbaadan çıktığım andaki kadar beğenmiyordum. Onu bana Muhlis Beyin dikte ettiğini sanıyordum. "Şüphesiz katil de, sandığım insan değil!”
Onu da bana Muhlis Bey ilham etmişti. Nitekim biraz sonra paşa da bana aynı şeyleri söyledi.
Nâsır Paşa, bütün dikkatiyle hikâyemi dinledi. Garip şey, ben söyledikçe yüzü sararıyordu. Bununla beraber paşayı o zamana kadar böyle bir sarahat İçinde görmemiştim. Kendisine anlattığım şeylerin bir kelimesini kaçırmıyor, ÜslÜate anallar soruyordu. Muhlis Beye tesadüfümü söyleyince bütün konuşmayı ayniyle istedi. Yazdığım yazıyı ise bana hemen hemen cümle cümle ezberden okuttu.
— Tovfik Bey, Tevflk Bey ne dedi?.
333
— Size selâmlan var... Bazı mahrem şeyler de söyledi. Sonra anlatırım.
Nâsır Paşa hemen yemek biter bitmez bizim kahvelerimizi çalışma odasına göndermelerini söyledi. Yukarıya çıktık. Akrabamın dediklerini ona anlattım. Başını sallayarak:
— Hakkı var, dedi. Sonra sualini bir daha tekrarladı. Aynen bunları söyledi değil mi? bir müddet düşündü. Yazıhanesinin başına kadar gitti. Uzun bir tereddütten sonra orada oturdu. O zaman yazı masasının üstündeki çok ince, zımbalı cep defterlerinden koparılmış kâğıtlar üzerinde bir takım hesaplar yapmış olduğunu gördüm. Ayrıca Sabihanırı fotoğrafı da masanın üstünde idi.
— Bunu ister misiniz? diye bana bu fotoğ>*ı-fı gösterdi. Size hediye edeyim» Mademki o kadar dostsunuz.
Yüzüm bir kan dalgası içinde, teşekkür ettim Fakat ben daha kelimeleri bulmadan o yazıhanenin gözlerini açarak büyükçe bir cüzdan uzattı:
— Bunlar da İhsan Beye bahsettiğim vesikalardır, dedi. Aralarında aize okuduklarımdan g(yri bir çok not vardır. Hattâ bazıları, günü gününe alınmış şeylerdir İhsan Bey, istediği zaman neşreder. Fakat ben buradan gidince... Ve büyük bir kurtuluş hissiyle sözünü tamamladı:
— Sîzlerin islediğinizi yapıyorum, demektir. Yalnız ben gidene kadar bekllyeceksiınz... Sonra, yine bana tek kelime söylemek imkânım vermeden masanın üstündeki küçük kâğıtları da güslererek:
— Bunları da alini dedi. Yarın, yahut öbür gün evvelâ Haşatı Beye gidersiniz, onunla konuşursunuz. sonra da sarrafıma... Para meselelerimi halledersiniz Zannediyorum ki, büsbütün aç kAİ-mam.
334
Yorulmuş gibi başını sandalyesinin arkasına dayadı, tavana baktı. Ancak o zaman kendisine sorabildim.
— Siz nereye gidiyorsunuz?
— ttalyn^va.. dedi, ttsdyaya. Dün Saraydan izin istedim. Bir müddet İstlrahate ihtiyacım var. Doğrusunu isterseniz artık bıktım. Siz o makaleyi yazmayacaktınız? Muhlis Bey size fikirlerini dikte etmiş. Hesaplarını tam bilmediğim adamların içinde yaşamaktan ben bıktım. Bir glln siz de bıkarsınız! Ama, belki siz de o cinstensiniz! Ben bıktım, artık ihtiyarladım da... öbür tarafa, bu notlar bir hizmet ederse çok memnun olurum. Bir hizmetim dokunmasını İsterim. Ben daha başka tüllüsünü umuyordum. Fakat vermediler, vcrmlyecekler... Lüzumlu görürse İhsan Bey istediği gibi kullansın...
O kadar yıkılmış görünüyordu ki, ne söyleyeceğimi şaşırmış, sadece dinliyordum. Bir müddet karşı karşıya sustuk. Sonra odanın ucundaki yuvarlak masaya gitti. Beni çağırarak:
— Yemekte hiç\ bir şey içmediniz. Bari şu fine'den İçin dedi. Allah kısmet ederse ben de bir ay sonra o kokulu Italyan şaraplarından içeceğim.
— Ama rakı Içemlyecekslnlz ?
Paşanın sofra Adabı dışında rakıyı çok sevdiğini biliyordum. Birkaç defa ihsanla, bir defa de Muhlis Beyle beraber bize bu yazıhanede rakı ikram etmişti. Muhlis Bey bir defasında evden çıkınca!
— Senin paşa hazretlerinin yanında rakı, kuş sütü oluyor, demişti.
Nâsır Paşa gülümsedi. Ben havanın değişmiş olmasından cesaret alarak:
(Devamı varı .
335
14 Mayıs 1950
8a.yfa 3
PANAYIR
Nasıl konuşmalı?
Yazan : Fâzıl Ahmet Aykaç
— ömrü biten Mecliste en ziyade İçiniz ezilerek gördüğünüz şey, ne oldu?
— Ciddi söz dinlemeye tahammül edilemeyişi! Hele bahis, bir parça da İlme temas ederse! Adanı çekiştirmek, (malâyani) söylemek pek tabii görünürdü; köşede bucakta dedikodu yapmak İse en cazibeli İş! Fakat bağıra bağıra saatlerce (abes) söylemekten çckinmiycnlerl dahi on beş dakika ciddiyet içinde konuşmaya dayanamaz görürdüm!
— Affedersiniz; bu İş her yerde az çok böyle değil midir? Sonra şu "ciddî söz,, dediğiniz şeyi lütfen bunu tarif eder misiniz?
— Siz de affedersiniz; bu iş her yerde böyle değildir! Yirmi yıllık müşahede ve tecrübe bana aksini gösterdi. (Ciddi söz) demekle ne anladığımı da kolayca İfade edebilirim. Ciddi söz, her gun esen havaya göre mahiyetini değlştlrmiyen, yalnız hoş görünmek ve külâlı kapmak gayesiyle söylc-nilmtven, İlgili olduğu konuya dair gerçek bilgiye dayanan ve şahsi menfaat gözetmlyerek memlekete faydalı olmak inaksadiyle söylenilen söze derler!
— Peki siz o muhitte böyle şey İşitmediniz mİ?
— Elbette işittim. Fakat az! Teessürümün de zaten az İşitilen bu türlü lâkırdıları dinlemeye fazla rağbet edilmemesinden geldiğini söyledim. Başka bir şikâyetim oldu mu?
— Bir kere şunu açıklıdanım kİ bütün kâinatta en az söylenilen şey, ciddi sözdür. Bu böyle olunca onu dinllyenlerin de pek kalabalık olmamasından fazla taaccüp etmeye lüzum var mı? Bir İkinci nokta Üzerine de dikkatinizi davet etmek isterim. Ben kendi hesabıma, bütün ömrümde en yüksek makamları işgal etmiş insanlardan hayllceslyle konuşurken şu hazin acibeyi gördüm. Farkına vardım ki hu "zevattan,, büyük bir kısmının oyun oynaması, havai konuşması, ciddi lâkırdı etmesinden çok hayırlı!.. Çünkü birinci durumda kendilerini alelade buluyorsunuz; fakat İkincisinde pek zavallı! İşte o zamandır kİ insana hüz.Ünler çöküyor ve ümitsizlik basıyor! Zaten lâfla dünya değişeceğine inananlardan da değilim! Siz daha Ümitli misiniz?
— Ben ne (heyûlâî) zıplamalara İnanırım; ne de bir cemiyeti bulunduğu yere İlelebet mıhlayıp onu kıpırdatmıyan bir mukadderat çekici bulunduğuna kaniim! Hiç de öyle değil! Bütün kâinat gibi biz de İster istemez hareketteyiz. Mesele, bu hareketin İstikametini hayra çevirmekte ve tehli-keye düşmeden hızını arttırmaktadır! Elbet biz de çalışıyoruz ve çalışacağız. Bugünkü cihanın en hususî vasfı bence şudur: Herkes dâvacı! Fert olarak ve cemiyet olarak! Hiç kimse halinden memnun değil ve herkes mesut olmak İştiyakında. Hem de pek kısa bir zamanda. Yani küre üzerinde ve dünyevi hayat İçinde! Zira kimsenin âhlretl beklemeye ne niyeti kalmış, bs de sabrı! Hepimiz ne olacaksa burada olsun ve çabuk olsun diyoruz!
— Her zaman bu böyle değil miydi? Ben sanıyorum kİ ortada yeni bir şey yoktur!
— Her zaman bu böyle İdi ama, sesler bu kadar duyulmazdı! Şimdi bütün ilim ciyak ciyak ötüyor ve ötecek! Ben de sanıyorum kİ asıl yeni şey budar. Yani e«kl şeyin, vaktiyle görülmemiş bir ölçü alışı!
— Peki ama bundan ne fayda olur?
______ Orası büsbütün başka dâva! Ve kanaatimce kimsenin haliedemlye-ceğl dâva! Kabul buyurursunuz; cihanın asırlar geçtikçe daha kördüğüm ettiği bir meseleyi ben tamamiyle çözdüm diyecek cürette bir İnsan değilim! Ona başkalarına bırakalım!
— Meselâ kimlere?
— Gülünç bir ukalâlıkla her mevzu üzerine atılarak mücerret bir düstur İçinde her hakikatin tılısımını hapsedebileceği vehminde olanlara!
— Peki. Şimdiden sonra Mecliste milletimizi temsil edecek olan sayın arkadaşlarımızdan ne beklersiniz?
— Çok söylemekten ziyade halkı dinlemeyi; dinledikten sonra da hatır İçin »aşmamayı! Avam Kamarasının zabıt ceridelerini arada sırada karıştırırım. "Kelâmın hayırlısı, boyu kısa ve delâleti uzun olan sözdür,, mânasındaki veclzeyi İngilizler kadar iyi anlamış karim ben görmedim. Keşke bizim de konuşma üsfûbumuz öyle olsaydı?
— Ba o kadar yerinde bir temennidir kİ ortaklaşmakta bir dakika bile gecikemem!
Marshall Plânı idarecisi, teklifi çok müspet bir adım şeklinde vasıflandırdı
hâdiselere
Siyasî nlkâhlyle tatlıya
sebep olan İran Prensesi Fa t m anın bir Amerikalı ile evlenmesi bağlanmıştır.
bir imam
meselesi, Parlste kıyılan
Soldaki resimde davetlilerden Rlta Hayvorth (Prenses Ail Han) ı, sağdaki resimde de gelinle Hanındı görüyorsunuz.
Başkan Trumamn iddiası
Komünistler, birbirini tutmıyan
yalanlar söyleyip duruyorlar
Amerika harbe girmek arzusunda değildir
Başkan Truman’ın hususi treninden, 13 (AP) — Başkan Truman bugün, komünistlerin “Birbirini .tutmaz yalanlar söylediklerini” iddia etmiştir.
Montana’nm Great Fails mevkiinde trenin yanında toplanmış olan 6.200 kişi kadar tahmin edilen bir kalabalığa hitap eden Başkan, Rus liderlerinin bir taraftan Birleşik A-
merikanın zayıf olduğunu, diğer taraftan da "Kuvvetli olduğumuzu ve harp tahrikçiliği yaptığımızı İddia ediyorlar. Bunlar birbirini tutmaz yalanlardır” demiştir.
Başkan. Amerikanın yalnız barış istediğini ve herhangi bir memleket ile harbe girmek arzusunda olmadığını tekrar belirtmiştir.
Yemen, Amerikaya petrol arama müsaadesi verdi
Londra 13 (Nafen) — Yemen Hükümetinin, Birleşik Amerikaya petrol araması için müsaade verdiği bildirilmektedir. Elde edilen petrolün yüzde 48 i Amerikaya ait olacaktır. Çalıştırılacak olan işçileri Yemen temin edecektir.
Kapalı daire uçak rekoru
Bir Profesörümüzün
Türkiye - Amerika yolcu seferleri
New-York. 13 (A.P.) — NeW. York Times gazetesi bııgün çıkan nüshasında, Türkiyenin, İstanbul ile New-York arasında muntazam yolcu seferleri ihdas edeceğini bildirmektedir.
Gazete, bu yaz bu sahada tecrübe seyahatlerinin yapılacağını ve eaki bir Amerikan gemisi olan Tarsus yolcu gemisinin de iki New-York seferi yapacağını ilâve etmektedir.
Tarsus, harbin sona ermesinden beri Türkiye tarafından satın alınmış olan yedi yolcu gemisinden biridir.
Tarsus bu seferinde aynı zamanda, Pire, Cenova ve Mar-silyaya da uğnyacaktır.
Gazete bir Türk kaynağına atfen, "Şayet Tarsus’un bu seferi muvaffakiyet temin ederse, muntazam seferlerin başlı-yacağını,, belirtmektedir.
GlouceBter, 13 (AP.) — Bir meteor avcı uçağı dün, muayyen bir saha üzerinde dönerek yapmış olduğu uçuş esnasında saatte 510.925 mil sürat yaparak yeni bir dünya rekoru teBİs etmiştir.
Amerikada beyanatı
Paris, 13 A.A. (LPS) — Fransız uzmanlarından M. Jean Monnet, Alman ve Fransız kömür ve çelik sanayilerini birleştirmek hedefini güden plânı tetkik etmek üzere Londra-ya hareket edecektir.
Fransız Sosyalistlerinin tebliği
Paris, 13 A.A. (AFP) — Sosyalist Parti idare Heyeti, Fransız - Alman kömür ve çelik sanayilerinin müşterek bir makama tevdiine ait Fransız Hükümetinin teklifini tefsir eden bir tebliğde ezcümle şunları yazmakta-a
‘Bu teşebbüs, yeni ve yapıcı plân hakkında yeni bir Fransız . Alman meselesi vazetmekte ve temel sanayilerde müşterek bir idare kurulmasını teklif ederken Avrupanın teşkilâtlanması meselesini ele almaktadır.,,
İdare heyeti, bu gibi bir idare içine mümkün olduğu kadar fazla sayıda memleket alınmasını zaruri görmekte ve hükümetten, daha başlangıçta tngllterenin iltihakını sağlaması için bilhassa çalışmasını istemektedir. I-dare heyeti daha sonra, müessir bir neticeye varmak için lüzumlu gördüğü muhtelif şartları sayarak bu 1-darelerin diğer Avrupa memleketlerine de yayılmasını, bahis konusu sanayi şubelerinin plânlaştırılması için bu İdareye yetki verilmesi ve kömür ve çelik sanayileriyle malt bağları olan şahısların idare makamlarından uzaklaştırılmalarını istemektedir.
Adenauer "en iyi çare” diyor
Bonn, 13 A. A. (Reuter) — Batı Almanya Başbakanı Dr. Konrad A-denauer, dün Fransız - Alman iktisadi işbirliğini sulhu kurtaracak en iyi çare olarak karşılamış ve diğer memleketleri de böyle faaliyetlere davet etmiştir.
Batı Almanya Haberler Ajansı Başmuharriri Fritz Laenger’le yaptığı görüşme esnasında Başbakan Avrupa ve dünya sulhü için Fransız -Alman işbirliğinden daha esaslı bir temel mevcut olmadığını söylemiş ve diğer memleketlerin de böyle iktisadi teşekküllere dahil olmaya karar vermelerinin memnuniyetle karşılanacağını belirtmiştir.
Schuman’m plânı ve Almanyanın sözlerine itimat edilmemesi hakkın-daki kötümser hükümleri yorumlıyan Başbakan dünyanın fiiliyatla ikna e-dilşbileceğini bildirmiş ve sözün lüzumsuz olduğunu ilâve etmiştir.
Hoffnıan, "teklif"! çok cesaret verici buluyor
Washington 13 A.A. (United Press) — Marshall Plânı idarecisi Paul Hoffman, Dışişleri Bakanı Robert Schuman’m Fransa ile Almanyanın çelik ve kömür sanayiinin birleştirilmesi yolunda teklif ettiği plânı öv-müş ve bu plânın "çok cesaret verici,, olduğunu ve Avrupa birliğinin tahakkukuna doğru atılmış bir adım teşkil ettiğini belirtmiştir.
Hoffman şunları ilâve etmiştir:
"Fransız Dışişleri Bakanının, Almanya ile Fransadaki kömür ve çelik istihsalinin müşterek yüksek bir İdare altında birleştirilmesi ve bu teşekkülün diğer Avrupa devletlerine açık olması yolundaki teklifi, Batı Avrupa hür devletlerinin iktisadiyatını birleştirmeye hakikaten azmedil-diğinl göstermektedir.,,
Radyo vasıtasiyle kopye uğruna mûcit oldular
İki İtalyan talebe radyo ile imtihanda kopye yapmaya teşebbüs edip yakalandılar
Roma, 13 (Nafen) — İtalyan MU-Eğitim Bakanlığı iki talebe hakkında kanuni takibata girişmiştir. Buna da sebep bu iki talebenin imtihanda sorulan suallere doğru dürüst cevap verebilmek maksadiyle hususî ve gayet küçük alıcı ve verici radyo istasyonları kullanmış olmalarıdır. Öğrenildiğine göre, alıcı makine başı sanlı bulunan gençte, verici makine de kolu askıda olan ikinci tabelede bulunmaktaymış.
11
VVashington, 13 - A.A. (USÎS) — Birleşik Amerikanın başkentinde bulunan ve Amerikan kolej ve ünl-
YENİ İSTANBUL, Dünya hikâye müsabakası. Birinciye 5000 dolar ★ YENİ İSTANBUL, Dünya hikâye |
b
E
E
a
•3
Tl
e
a o
O
Eİ
2
♦
5
1 ı
2
3
I ✓
5 c o
£
05
> C
C
£
§
f-
YENİ İSTANBUL, dünya edebiyatının kapılarını Türk edebiyatına açıyor
Dünya, en iyi hikâyesini arıyor
Birinciye 5.000 dolar
Müsabakaya
giriş şartları
S
w
I
2.
g s
û. o
i
♦
s s
Gazetemlz, öteden beri devamlı bir şikâyet ve arzunun yakın müşahidi bulunması hasebiyle, İçinde şüphesiz dünya çapında değerler bulunan Türk ediplerine, dünya edebiyatının kapılarını açmak zamanının çoktan geldiğine kani idi. İşte bu sebepledir kİ, Amerikada intişar etmekte olan New-York He rai d Tribüne gazetesinin tertip ettiği dünya hikâye müsabakası, bizi bu gazete İle İşbirliğine şevketti ve şimdiye kadar Türkiyede yapılmamış olan milli bir hikâye müsabakasını tertip etnikle de vazifelendirdi. Maksadımız, bu suretle dünya edebiyatının kapılarını Türk edebiyatına açmak ve dünyaya bizde de değerli muharrirler yetişebildiğin! isbat etmektir.
İşte bu düşünce iledir kİ, memleketimizin bütün değerli kalemlerini "Dünya Hikâye Müsabakasına" İştirake davet ediyoruz. Bu müsabakanın Türk edebiyatı için muvaffak olması ancak onlar sayesinde mümkün olabilecektir.
E
F
O
Muharrirler, müsabakaya İştirak İçin gönderdikleri hikâyeleri müsabaka neticesine kadar başka hiç bir yerde neşretmemeyl taahhüt ederler.
— Gazetemizin edebî heyeti, gelen hikâyeler arasından bir ilk seçme yaparak en İyi .30 hikâyeyi tes-blt edecektir. Bu hikâyeler gazetemizde neşredilecek ve her hikâyeye 30 lira ücret verilecektir.
— Memleketin tanınmış ediplerinden mürekkep büyük bir Jüri, neşredilen 30 hikâyeden en güzel İki tanenini sekecek, gazetemiz bunlara 300 er lira mükâfat verecektir.
— Türkiyede seçilen bu İki eser 5000 dolar mükâfattı Dünya Hikâye Müsabakasına girmek hak kını kazanarak gazetemiz tarafından Mllletlera-nı Jüriye tevdi edilecektir.
t»
a eı r
o
er»
3 ((
E
versltelerindeki eğitim ve çalışma u-sullerinl görmek üzere, Amerikada altı haftalık bir seyahate çıkacak o-lan İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Celâl Sarç, Washington’u aiya-reti sırasında Eğitim Bakanlığı İleri gelenleriyle temaslarda bulunmuş ve Georgetown, George Washington Ü-nlverBİtelerini ziyaret etmiştir.
Washlngtondakl Ortadoğu Enstitüsünde konuşan Prof. Sarç "Türkiye-dekl devletçiliğin menşe ve mahiyetini” izah etmiştir. Rektör devletçiliğin 1936 yılında kabul edilerek A-nayasaya dahil edildiğini ve bunun da sanayileşme cereyanım hızlandırmak ve hususî teşebbüslerin tehlikeli rekabetlerini önlemek maksadiyle yapılmış olduğunu izah eden Sarç şöyle demiştir:
Celâl
"özel teşebbüsler üzerine ağır vergiler tahmil edilmiş ve bunun neticesinde bir çok teşebbüs devlet inhisarına geçmiştir Rektöre göre, ilk zamanlar devletçiliği gayet kuvvetle müdafaa eden Cumhuriyet Halk Partisi 1917 de özel teşebbüslerin faaliyetlerine yer vermeğe başlamıştır. Türkiye bidayette bu şeklide harekete mecburdu. Zira, İktisadî sahada İlk adımlarım atıyordu.
gayet
MEMLEKET HABERLERİ
Adana seçim hazırlıkla* rını tamamladı
Adana 13 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Adanada seçimlerle ilgili bütün hazırlıklar ikmal edilmiş, köylerdeki sandık kurullarına başkanlık edecek olanlar vazifeleri başına hareket etmişlerdir. Sırf Adana içindeki sandık sayısı 130, seçmen miktarı ise 50 bindir.
Yann bütün Adana vilâyeti dahilinde 195 bin seçmen reyini kullanacaktır. Hazırlıklar îğel ve Hatay vilâyetlerinde de sükûnet ve inltzamla devam etmektedir. Mahallî gazeteler reylerin nasıl kullanılacağı, tasnif u-sûlü ve şikâyet şekilleri üzerinde vatandaşları aydınlatmaktadırlar. Adanada bu ana kadar tek seçim suçu işlenmemiştir.
Adana 13 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — Adana Valisi bugün parti başkanlannı vilâyete davet e-derek. seçimlerle ilgili meseleleri görüşmüştür. Yarın yapılacak seçimlerin emniyet ve huzur içinde cereyan etmesi hususunda partilere düşen vazifeler bir kere daha samimî bir hava içinde gözden geçirilerek mutabık kalınmıştır .
Dr. Hedley'in dünkü basın toplantısı
İktisadi iş birliğinin Yunanistan Sağlık Şefi ve Kemali Bayizid’ın beyanatı
Ankara, 13 (A. A.) — Bir haftadan beri memleketimizde bulunan iktisadi İşbirliği İdaresinin Yunanistandaki sağlık teşkilâtının şefi Dr. Hcdley bu radaki tetkiklorini bitirmiş bulunmaktadır.
Bu münasebetle bugün Sağlık Bakanlığında gazetecilere beyanatta bulunan Dr. Hedley ezcümle şunları söylemiştir:
" Türkiyede geçirdiğim bir benim için çok memnuniyet
olmuştur. Sağlık Bakanlığının çalışmalarında gösterdiği büyük anlayış ve başarının üzerimde husule getirdiği intibalar çok müspettir. Sıtma savaşı hususunda mevcut imkânlarla memnuniyet verici başarıların elde edileceği kanaatindeyim. Sağlık Bakanlığı nın sıtma savaşı çalışmalarına esaslı yardımlar yapıldığı takdirde sıtma dâ-
hafta verici
Müsabakaya giriş şartları
Dünya Hikâye Müsabakasına, aşağıdaki şartlar dahilinde iştirak olunacaktır:
A — Tanınmış veya tanınmamış her muharrir, kendi Imzaslyle veya müstear bir İsimle müsabakaya iştirak edebilir.
Müstear isim kullananlar hakiki İmzalarını hikâyelerinin bir nüshası altına atarak kapalı bir zarfla ve müsabaka nihayete erdiği tarihte açılmak üzere İdarehanemize tevdi edeceklerdir.
— Hikâyelerin en az 1500, en çok 1000 kelimelik ve daktilo ile İki nüsha olarak, sahlfenln bir tarafına yazılmaları şarttır. Mevzu tamamen serbesttir. Hikâyeler, canlı, hakiki hayattan alınmış, nşk, macera, harp, İş, esrar, din ve ırk mücadeleleri veya beşeri İhtiras gibi her türlü mevzua sahip olabilir. Hikâyelerin sade, tabii bir dille yazılmış bulunmaları ve zamanımızda cereyan etmiş olmaları tercih sebebi teşkil eder. Fakat tekrar ediyoruz, mevzu kat’lyyon tahdit edilmiş değildir.
— Müsabakaya İştirak edenlerin gönderecekleri hikâyelerin başka bir yerde çıkmamış olması şarttır. Muharrir, hu hususta hikâyesine bir de taahhütname ekllyecektlr.
— Hikâyelerin gazetemize 30 haziran 1950 tarihine kadar makbuz mukabilinde bizzat tevdi edilmiş veya taahhütlü mektupla gönderilmiş olması lâzımdır. Hikâyelerin üzerine "Dünya müsabakası" kaydi konulmalıdır.
B
c
D
Dünyanın en güzel
50 Hikâyesi
Dünyanın en güzel hikâyesi aranırken, bir taraftan da mü mi ha kay a iştirak eden milletler arasından en iyi 50 hikâye de tenblt edilmiş olacaktır.
YENİ İSTANBUL
Bu 50 seçme hikâyenin Türkiyede neşir hakkını şimdiden temin etmiş bulunuyoruz. Bunları okuyucularına ayrıca takdim edecektir.
Kimlerle yarışacağız?
Edebiyat tarihinin bıı çok mühim mÜNabnkasınıı daha şimdiden İştirak eden milletler şunlardır: Ingll tere, İtalya, Almanya, Hollanda, İsviçre, İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya, İrlanda, İsrail, Cenubi Afrika, Avustralya. Yeni Zelanda. Hindistan, Seylân ve Yunanistan.
Müsabakaya .Amerika «la İştirak etmektedir. Fakat orası İçin tertip heyeti başka bir şekil tatbik et» inekte ve ayrı bir mükâfat vermektedir.
*
w
W
5 o
2.
5
5?
'(
3
=
r
8
Gördüğünüz Celebcs li dıııısö/.lrr sulhü temsil rdly.orlnr. Eı velıı Japon İMtlIâsııiıı, sonra da dahili iıarbe sahne olun Endonezyada iıalk her hareketi ile sulbü istediğini anlatmaca çalışıyor.
> Z ec
-
o c 5
S
IK3A İr 4BIOP 0000 »A'puıiıa '«nvîqiî«nuı «Aufla /inaNVASl IN3A 4 J«I°P OOOfl oApuuıa |
d v •
vasinin üç sene içinde tamamen halledilmesi mümkün olabilir.
Türkiyede gördüğüm sağlık çalışmaları hakkında Amerikan Sağlık Bakanlığına vereceğim rapor Türkiyede-ki çalışmaların çok memnunluk verici olduğu müşahedesini ihtiva edecektir.
Dr. Hedley’in konuşmasını takiben Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Kemali Bayizit de demeçte bulunmuş ve demiştir ki:
"Amerikan İktisadî İşbirliği idarecinin Yunanistandaki sağlık misyonu şefi Dr. Hedley ve bir sağlık mühendisi arkadaşı bir haftadan beri Tür-kiyede bulunmaktadırlar. Kendileriyle Sağlık Bakanlığının muhtelif işleri üzerinde görüşmelerde bulunduk ve bilhassa sıtma mevzuu üzerinde çalıştık. Mevcut imkânlarımızla sıtma ile mücadelenin çok verimli olduğu uzmanların bize verdikleri raporla tes-bit edilmiş bulunmaktadır.
En kısa zamanda sıtmayı tamamen memleketimizden kaldırmak için gerekli yardım talebimiz beraberce mütalâa edilmiş ve bir mütabakata varılmıştır. Kendilerinin bize verdikleri nota göre, 195ı senesinde 1 milyon dolar karşılığı mücadele malzemesi tedarik edilmek gerektir, Bu işlerin başarı ile görülebilmesi için 3 sağlık mühen-Iİ3İ İsteyeceğiz 1 milyon doların ihtiva ettiği malzemeyi talep etmek üzere hazırlanan formülü iki güne kadar Devlet Bakanlığına sunacağız.
Bu yardım temin edilirse hakikaten kısa zamanda yurdumuzda sıtmanın kökünün kesileceğine ben de inanmaktayım.,,
Marshall Plânı ve Türkiyenin dahilî siyaseti
Ankara 13 (A A.) İktisadi işbirliği Türkiye icra Komitesi Başkanı Mr Russell Dorr. bugün Anadolu Ajansı muhabirine aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
29 nisan tarihinde îstanbulda bir basın topluntısı esnasında bedlhî bir vakıa olan bir noktaya temasla Marshall Plânının Türkiyenin dahilî siyasetiyle ilgili olmadığını ve Marshall Plânı fonlarının siyasi maksatlar için kullanılmadığım ve kullanı-lamıyacağım beyan etmiştim. Bu tarihten itibaren Türk matbuatına bu mevzu ile alâkadar hiçbir beyanatta bulunmadım. Bu hususta müracaat edenlere 29 nisan tarihli beyanatıma başvurmalarını tavsiye etmek hariç, kimseye ne kendi namıma ve ne de E. C. A. misyonu namına herhangi bir beyanatta bulunmak salâhiyetini de vermedim.
Sayfa 4
YENİ İSTANBUL
14 Mayın 1050
Bir Medeniyet i----------------------------------------------
Beşiğinden..^) İSVEÇ NOTLARI
Yarınki makale
5
Yazan: Saclt ÖGET
İsviçre harbe girmekten kendini nasıl kurtardı ?
Stockholm’da demir parmaklıklı bir tek pencereye tesadüf etmedik. Hapishanelerde demir parmaklık olup olmadığını aldığımız cevap,
sorduğumuz zaman.
Bir akfam. United Press’in Stock* holnı muhabiri M. Tord Maasequlst:
— Sizi bu gece tiyatroya davet ediyorum. Amma bu sizi eğlendirmek için değildir. Çünkü gideceğimiz yer basit bir tiyatrodur. 4 cü, ö İnci sınıf btr işçi tiyatrosu... Opera ve dram tiyatrosundan sonra Stockholmda bunlardan çok vardır. Görmek ister misiniz?
Dedi. Memnuniyetle kabul ettik.
Gittiğimiz tiyatro» gayet büyük bir binanın 6 ncı katında idi. Oyun başlamış olduğu için asansör İşlemiyordu. Merdivenleri yürüyerek çıktık. Muhabir bizi tiyatro müdürüne takdim etti.
bizi hayli düşündürdü
Yedinci makale
Çeviren: Selva Sezer
ÖLÜM TRENLERİ
Meğer geldiğimiz tiyatroda bu akşam son temsil veriliyormuş. Ertesi gün binanın iki katı dahilen yıkılacak ve buraya büyük bir işçi tiyatrosunun inşasına başlanacakmış^
Müdür bizi sahnenin yanındaki kapılardan birinden içeri soktu, Rö-vü devam etmekte olduğu İçin salonun içi karanlıktı, öndeki boş sıralara iliştik.
Rövüde komik muhaverelerin geçtiğini salonun mütemadi kahkahalarından anlıyorduk. Fakat gözlerimizle anladığımız ikinci nokta, bu (4 Üncü, 5 inci sınıf işçi tiyatrosu) diye geldiğimiz yerin, bizde, birinci plânda mevcut olanlardan çok ileride bulunduğu idi.-Müzik, ışık, ses, bilhassa ses bakımından bu sahaya henüz e-rişemediğimizl acı acı müşahede ettik. Biz, ne çare kl bütün dünya lügatlerindeki operet kelimesinin mânasını kendimize göre uydurmak yolunda ısrar ediyoruz. Yüzlerce sene önce temeli atılmış ve faaliyete geçmiş olan Stockholm Operastyle onun kadar eski ve büyük bir tesis olan dram tiyatrosu bîr kenara, fakat şu, bir apartmanın 6 ncı katındaki (5 inci sınıf işçi tiyatrosu) nun zevk ve anlayışına niçin ulaşamayız.
Bir aralık geldiğimiz yerin bize bahsedilen kalitesinden şüphe ettim. Bu şüphem, perde kapanıp ortalık aydınlandıktan sonra büsbütün arttı. Çünkü İşçi tiyatrosu denilen bu yer, fraklı, smokingli baylar, tuvaletli, kürk mantolu bayanlarla dolu İdi.
United Press muhabirine sordum:
— işçi tiyatrosu, demiştiniz ama..
— Evet... Evet.... işçi tiyatrosu.... Frak ve smoklngleri sizi şaşırttı galiba... Fakat şu yanınızdaki smo-kingil bayın ellerine baksanıza... Bir banker eli midir bunlar?.. Bakınız, bir de tanıdığa rastladık. Şu zat E-rikson fabrikasında usta başıdır. Gelin sizi ona takdim edeyim.
Erikson fabrikasında ustabaşı bulunan smokingli zatın avucumdaki e-11 iri, sert, ve yer yer nasırlı tam bir işçi eli idi. Çok dikkatli bakınca, buradaki seyircilerin görmek zor değildi.
Muhabir arkadaş:
— Sizde olmadığı ret edersiniz. Fakat
İşçiler gece eğlencelerine böyle giderler..
Cevap verdimi
— Doğru söylüyorsunuz. Fakat niçin unutuyorsunuz ki biri bütün imkân, kudret ve varlığlyle 150 milyonluk bir millettir. Halbuki burada karşınızdaki varlık 7 milyonu bulmaz...
United Press muhabiri cevap veremedi.
işçi taraflannı
içln belki hay-Amerikada de
★
Neon dediğimiz renkli ışıklar geceleri Stockholmu bir peri diyarı dekoruna büründürür. Hiç bir dükkân, mağaza, lokanta vesair ticarethane tasavvur edemezsiniz ki üzerinde renkli ışıklı bir reklâm bulunmasın... Renkli ışık isveçlinin âdeta tiryakisi olduğu şeydir. Mağazaların kepengi diye bir şey yoktur. Elektrik İsveç te en ucuz bir kuvvet olduğu için, Stockholmlu mağazasını terkederken, elektrik düğmelerini çevirmez. Mağaza, sanki açıkmış gibi İçi ve dışı ışıl ışıl sabaha kadar aydınlıktır..
Stockholmda demir parmaklıklı bir tek pencereye tesadüf etmedik. Hapishanelerinin de pencerelerinde demir olup olmadığını sorduğum Stockholmtu şu zarif cevabı verdi:
— Vardır... Fakat bu demir par-1 maklıklar mahkûmlar kaçmasın diye konulmamıştır. Eğer pencerelerinde de demir parmaklık olmasa idi, orasının bir hapishane olduğunu nasıl anlardınız?
Anlama seviyesi mevzuunda bir çok memleketlerle mukayese edildiği zaman grafiğin muhakkak ki: En yüksek noktasında yer alan lsveçte de bazı sarsıntılar olmamış değil... Bilhassa bu ikinci Dünya Harbinin meydana getirmiş olduğu sarsıntıların başında ebeveynle çocuklar arasındaki otorite, bozulmuş... Meselâ 15 sene önce;
fl8 yaşına geldim artık.. bana kimse karışamaz. İstediğim gibi harekette serbestim) düşüncesi bu gençlik kafasını pek kurcalamazken, bugün genç kız veya erkek herhangi bir münasebetle mevzuu düştüğü zaman:
— Ben kendi kendime harekette serbestim. 18 yaşımı bitirdim artık, diyor..
Stockholm'de bir asma köprü... Ildncl plânda gözüken 8 bin yataklı Şehir Hastaneli
Ebeveyn de 18 yaşım bitirmiş çocuğu üzerinde herhangi bir baskı tecrübe etmeği düşünmüyor. Hayat dediğimiz muamma He pek körpe yaşta karşı karşıya kalan bir genç hareketlerini tanzimde ne dereceye kadar muvaffak olabilecektir?
nun cevabını hemen vermek müşkül... Galiba İsveçte de bu lin cevabım zamana terkederek liyorlar..
İsveç bunun görecek. Fakat ğil..
pek sua-bek-
fayda veya zararını her halde
bugün de-
Bu-
Stockholm’ün Broodway’l KungsgataN
Bir de dikkat zım.
şu vakaya etmek lâ-
Me-arabanın i-dolaşarak paralarım etmiyor. Ka-önünde otu-herkes ö-
Harpten önce tramvaylarda biletçi yokmuş. Herkes bilet ücretini arabanın İçindeki bir kutuya atarmış.. Bugün, İkinci Dünya Harbi ÎBveçte, bu kutulan birer memurla değiştirmiş., mur çinde bilet tahsil pının ruyor,
nünden geçerken biletini alıyor. Üstelik bu vazifesini fevkalâde nezaketle yapıyor. Herkese ayrı ayrı teşekkür ediyor. Fakat ne olursa olsun, kutunun tarihe karışmış olması muhakkak ki bir kazanç değil...
(Devamt var)
Heydrich, 1942 de 4 milyon Yahudiyi "ölüm trenleri” ni kullanarak öldürdüğünü iftiharla nlatıyordu. Şayet, Hitler mâni olmasaydı, Heydrlch, Katolik kilisesini de ortadan kaldırcaktı
Fil
Şayet Hltler mâni olmasaydı Heydrich, Katolik Kilisesini de ortadan kaldıracaktı.
HIRİSTİYANLIĞI yoketmek İçin, önce Katolik Kilisesini ortadan kaldırmalı” Heydrich’in bütün plânlarını içine alan bu cümle, onun Hıristiyanlığa olan rnarazl klninm bariz bir emaresidir; haddi zatinde, her sahada soğuk harp ve tedbirli hareket etmesiyle maruf olan Heydrich, kilise mevzubahis olduğu zaman hislerine hâkim olamıyor ve hattâ müthiş mantığını bile kaybediyordu* Hıristiyanlığın Almanya İçin bir felâket olduğuna ve bütün dünyanın, Vatlka-nı kendilerine âlet ederek Alman milletini mahvetmeye uğraştıklarına l-ylce inanmıştı. Fakat katolik kilisesine doğrudan doğruya yapılacak herhangi bir hücum yüzünden Almanya-nın içinden meydana gelecek bir kargaşalığın nasyonal sosyalizmin esaslarını dahi sarsacağını anlayacak kadar da mantığını kaybetmedi.
Asıl gayesi, bu kiliseleri Almanların gözlerinden düşürmek, hareketlerini dahilî kargaşalıklarla uyuşturmak suretiyle, faaliyetlerine nihayet vermekti. Böylece sinde olduğu gibi de de bir ayrılık çekti.
• I
Protestan kilise-katolik kilisesin-meydana getirile-
içlndcn fetheden
Heydrlch, kaleyi bir Truva atı İmal ediyor.
DU münasebetle Heydrlch gizil teş-® kilâtı arasında, hususî bir servis ihdas etti. Bu şubedeki bütün ileri gelen şahıslar, hep kiliseden aynlmış eski katolik papazlardı. Şubenin şefi ise, Münihin eski Başpiskoposu S. Em. Mgr. Falhaber’di. Fakat. Heydrich’in mesleklerini terkeden bu papazları kullanma fikri iyi netice vermedi. Dönek insanlara has tipik bir inatla ve şahsî kinlerini düşünerek faaliyete geçmek, onlara etraflarındaki hakikatleri unutturarak beceriksizce hareket etmelerine sebep oldu. işte bü yüzden, kiliseye karşı a-çılan mücadele Heydrich’in istediği ve tahmin ettiği gibi neticelenmedi.
Nasyonal sosyalizmin kurulduğu ilk günden beri, ahlâksızlıkla veya döviz kaçakçılığı yapmakla itham e-dilen katolik papazları, kendilerini suçlu çıkaran delillerin Heydrlch tarafından hazırlatıldığını biliyorlardı. Buna rağmen, Heydrlch bu meselede tam bir muvaffakıyetsizllğe uğradı. Zira bu din meseleleri, Alman ve dünya efkârı umumiyesinde, Hitler rejiminin mahkeme ve polisine, kiliseye olduğundan daha muazzam bir itimatsızlık kazandırdı.
Bir din bombanı.
©U halde Heydrlch başka bir şey T bulmalıydı. Makiyavel’lnklleri andıran ve katolik kilisesi İçin öldürücü bir tehlike teşkil eden bir plân kurdu: En ateşli ve sadık, genç nas-yoncl-sosyalisticr arasından okumuş kimseleri seçerek kilise teşkilâtına sokup anarşi yaratmak; bu adamlar klikse teşkilâtı dahilinde yüksek mek-kileri işgal ettikleri vakit de onlara katolik müesscaolerinl dahilden yıkma emri verilecekti.
papaz elbisesi glydi-mensupmuşlar gibi etmek mümkün de-hlç bir şüphe uyan-
kill8eye girmeleri için,
Bu ajanları, rerek, kiliseye teşkilâta dahil ğildl: kimsede dırmaksızm
din mekteplerine giderek yükselmek için derece derece terfi etmeleri lâzım geliyordu.
Bittabi böyle bir plânı tatbik edebilmek için sıkı bir disiplin tesisine ve kuvvetli bir gizli teşkilâta ihtiyaç vardı. Bu yüzden, gençlik arasından, Fakültesine veya girebilecek zekî
gençleri seçmeye koyuldu. Heydrlch’-ln düşüncesine göre 10 veya 20 sene zarfında, ektlen tohum blçlleblle-cektı: °tohum sahipleri" kilisenin baş mevkilerini işgal etmiş olacak ve tahribat plânına başlıyabileceklerdl. Heydrlch âdeta yeni bir din bombası keşfetmişti.
Ecdadı tamamen arl ırka mensup olmadığı halde psikolojik bir sebeple ynhudilerden nefret ediyordu. Kendi geçmişine alt. nazlliğe göre lehe sayılan bir hakikatin izini silebilmek için Yahudileri öldürmenin kâfi geleceğine için İçin inanıyordu.
Hltler iktidara geçince yahudi ırkını ortadan kaldırmayı hiç düşünme, mlştl; plânı Yahudileri Almanyadan sürmekti. Bu maksatla Yahudi sevkıyatını idare edecek bir ofis bile kurulmuştu. Fakat yahudller Almanya-yı terkederken bütün mallarını bırakıp çıkmaya mecbur edileceklerdi Fransanın işgalinden sonra, bütün yahudileri Madagaskara toplamaya karar verdiler. Hattâ ba2i tüccarlar bu münasebetle anlaşmalar dahi
Vichy Hükümetiyle yaptılar.
harp uzadıkça Hit-ait fikirleri gittikçe
Heydrlch Hltlercl Alman Ilâhlyat din mekteplerine ve liyakat sahibi
Fakat Hltler bombayı patlatmak IstemedL
1J1TLER her nasılsa bu cesur te-■■ şebbüsü çok soğuk karşıladı. Heydrich’in, ordudan bir kaç genç zabiti çıkararak plânının tahakkuku için kullanmak istemesine şiddetle karşı geldi. Fakat Heydrich fikrini değiştirmedi, yalnız plânını tatblka geçirmeyi daha sonraya bırakmakla İktifa etti. Kendisini teselli etmek ve kilisenin içinde olup bitenleri öğrenmek için yeni bir istihbarat bürosu kurdu ve çok geçmeden papazların hayatına dair kıymetli vesikalar elde etti. Tahkikatını piskopos ve başpiskoposa kadar ilerletmek cesaretini bile gösterdi. Almanyada, içinde Heydrich’in emin bir ajanı bulunmayan piskoposluk dairesi, hemen hemen mevcut değildi. Berlinin Papa elçiliğinde hattâ ve hattâ Vatikanda dahi emin birer adamı vardı.
Buna rağmen, lerin Yahudilere değlşmlye başladı. 1941 senesinin ortasına doğru Heydrlch, Hitlerin yahudileri yoketmek arzusunda olduğu-nu öğrenir Öğrenmez, bütün teşkilâtçı zekâsını bu proje üzerine teksif etti. “Yahudi meselesinin radikal halli,, adını verdiği bu projenin plân, lannı en vahşi bir şekilde meydana getirmek için uzun uzadıya düşündü. Neticede, milyonlarca insanın Ölümüne sebep olan fecî makineyi keşfetti.
Bu şeytan! teşkilâtın esas prenslpi Yahudileri Yahudilere öldürtmekti. Bütün ameliye, bir kaç Gestapo memurunun nezaretinde bulunan Yahu-diler tarafından yapılıyordu. Zira bu metodun, Heydrich'e göre mühim bir avantajı vardı: icabında sır saklamak lüzumu hissedildiği vakit, makineleri işleten adamları kimse tarafından mesul tutulmaksızın yokedebllirdi. Heydrlch bu usulü Mısırlıların tarihinden öğrendiğini iftiharla anlatırdı: eski Mısırda, Firavunlarm mezarında çalışan işçileri, hazine ve mezarın yerini kimsenin bilmemesini istediklerinden yokederlermiş diyen Hey-drich, yaptığı hareketin pek eski bir maziye sahip olduğunu düşünmekle de tuhaf bir zevk duyardı. Berlin. Viyana, Prag, Frankfurt ve Avrupa-nın diğer büyük şehirlerindeki yahu-dı cemiyetleri, Polonyaya diye yola çıkan, fakat hakikatte ölüme giden ırkdaşlarmın listesini kendi elleriyle yolladılar.
Cinayetlerin gizlenmedi 1JEYDR1CH 1012 de Prag şehrinde ■■ Öldürüldüğü zaman, kurduğu teşkilât bıraktığı kadar mükemmel bir şekilde uzun seneler faaliyetine devam etti, öyle ki 194! de Alman ve Macar hükümeti arasında Yahudile-rirı "hicret,,i için bir anlaşma akdedildi. Bu anlaşma Heydrich m metodunun izlerini taşımakta İdi. Ya-hudllerln, Polonya topraklarına 9Ü-rülmeölne reaml olarak karar verilmişti.
Budapeştede Yahudllerin, şehri bırakarak köylere dağılmamasına dikkat etmeye başladılar. Tekmil a-meliyenin İfasından Macar Jandarması mesul olduğu halde, yokedilecek Yahudileri birlikler halinde toplamaya memur edilenler Yahudi idi. Her gün içinde 2.000 Yahudi olan bir tren Polonyaya hareket ediyordu. Zavallılar, kendilerini bekliyen akıbeti bilmiyorlar, itaatkâr ve masûm bir eda ile sıraya girerek vagonlara yerleştirilmelerini bekliyorlardı. Kendilerini nezarete memur edilen jandarma adedi o kadar azdı ki, lateselerdi pekâlâ dağlara kaçabilirlerdi, maalesef İçlerinde bunu akledenler çok az oldu...
Tren dolduğu zaman. Yahudileri bir Polonya istasyonuna kadar getirmekle vazlfedar bir polis, elindeki yazılı emir nn İneceği dan biraz smda treni
insan kütlesini bir başka şefe teslim ederdi. Sonra, ölüme mahkûm kafile, ormanların ortasından, doğru Ausch-witz yahut Maidenek'e benziyen bir ölüm meydanına getirilir ve son derecede kızgın fırınlarda yakılırdı-Yükünü boşaltan tren ise, geldiği istasyona geri döner ve arkadaşlarının akıbetinden haberdar olmıyan gardiyanlar da sakin bir şekilde halkın a-rasma karışırlardı.
Böylece hayatlarını kaybeden kaç milyon Yahudi var? Hakikî rakamı bulmak mümkün değil. Zira Heydrich bile bunu bilmiyordu. Fakat 1042 de yani öldüğü zaman ölü miktarının 14 nulyonu aştığı tespit edilmişti. Katliâma 1945 senesinin başına kadar devam edildiğine göre, Hitler ile Heydrich’in ölümünden mesul oldukları insan miktarı aşağı yukarı tahmin edilebilir.
yolcula-varılma-orta-
mucibince, istasyona önce, dağın durdurarak, emrindeki
BAHAR MODASI
Yuknrıdıın a^uğı:
1 — tEugün bütün Türklycde yapılacak. 2 — Bir yüzey ölçüsü. 3 — Kaba kumaş. 4 — Tersi vasıta. 5 — Bir rüxg>Lr. 6 — Yapamama. 7 — Lezzet. 10 — Hind hükümdarı. 11 — Böcekler. 13 — Bir üzüm nevi. 16 — Arnbiatan halkından. 18 — Balkan devletlerinden birinin başkenti. 20 — İngilizce evet 22— Ne kadar. 23 — Başına P gelirse içinde muden eritilen kab olur. 25 — Tersi ıcno taksimatından
1 — At takımı yapan. 5 — Kumaşın kırım yeri. 8 — Asker, 9 — tgred bina. 11 — Isı. 12 — Tersi bir hayvan. 14 — Tersi iskambilde bir kâğıt. 15— Ateş tutmaya yarar. 17 •— Kuran sûresi. 19 — Çok yaşamış bir Türk. 21 — Eski bir Türle devleti. 22 — Askeri veya «İvil emniyet noktası. 24 — Sonundaki harfi atarsanız bir Arap şehri. 25 — Hayret nidnzı. 26— Kamış ve ağaçtan yapılan engel. 27 — Yakup Kadrinin bir eseri.
*
Phlladelphia Hayvanat Bahçesinin en meşhur aralarından biri olan ehli Şempanze P on d o ra, bahar mevsimi için yeni bir elbteeye ihtijaç duymuş olacak ki alış verişe çıkmıştır. Çenesinin kuvveti sayesinde gayet ucuza almaya muvaffak olduğu elbiselerini gardrobıına yerleştiriyor.
Firavunların dersi
UIR1ST1YANLIÛA karşı giriştiği ■■ mücadele bile Heydrich’in içindeki fenalık etme hırsını dindlreme-mlştt.
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşey
Hicrî
RECEP
26
1369
VARİT
Güneş öğle İkindi Akşam Yatsı
İmsak
19 5 0 MAYIS
Pazar
Rumi
MAYIS
1
1866
VASATİ EZANÎ
13.10 17.06
5.43
30.18 22.08
3.43
4.53
8.49
9.26 12.00
1 50
7.26
İSTANBUL
de
TENİ SES OPERETİ: 8.45 Bankın.
KONAK PAVİYONU: Ispanyol Atraksiyon Trupu.
ANKARA
BÜYÜK TİYATRO : ShakespeArc’in Komedisi.
KÜÇÜK TİYATRO 6 Şahıs Muharririni Arıyor.
GAR GAZİNOSU : Paris Revü heyeti.
PAVlrONDA : İtalyan butları.
de
••Yanlışlıklar
İZMİR
21
Akro-
8EHİB TİYATRON!’ Tik Adım
ÜNAL 1 — Kapanan Gözler. 2— Yara.
YENİ 1 — Kaptan Kid. 2 — Siyah Gül.
YILDIZ (42847) 1 — Tatlı Rüya (Renkli). 2 — Önce Vatan.
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23683) 1 — Vahşi Koşu. 2 — Son Kısmet
AYSU (21017) 1 — Aslan Ahmet (Türkçe). 2 — Margie.
AZAK (23542) 1 — Batakhane Kıralı. 2 — Birleşen Kalblor.
ÇEMBERLİTAS (22513) 1—Felâket IncİBİ. 2 — Tomston Caniler Çetesi.
FERAH 1 — Zafer Aslanı. 2 — 2 — Vatan Aşktan Üstündür.
HALK 1 — Balıkçı Osman Bağda tta. 2 — Kırbaç Altında.
İSTANBUL (22367) 1 — Lükûs Hayat 2 — Dümbüllü Maceralar Peşinde.
KISMET (26654) 1 — Efe Aşkı. 2 — Sonsuz Acı.
MARMARA (23860) 1 — Güzel Dost. 2 — Tatlı Yıllar.
MİLLÎ (22962) 1 — Vahşi Koşu.
2 — Son Kısmet.
TURAN (22127) 1 - Vahşi Koşu. 2 — Son KısmeL
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — İntikam. 2 — Şanghaylı Kadın.
KADIKÖY CİHETİ
HALE (G01L2) 1 — Yılmaz Reis. 2 — Sen Beniınsin.
OPERA (60821) 1 — Kanunsuz Çete. 2 — Neshnaçi Amerikada. SÜREYYA (60862) 1 - Macera Adası. 2 — Bahar Olunca.
ANKARA
randan.
14.30 P.A.A. (Amerikan) Basra, Şarn, Beyruttnn. — 15.15 D.H.Y. (Türk) İskenderun, Adana, Anlı aradan.
15.15 A.F. (Fransu) Paris, Roma ve Ati nadan. — 15.50 B.E.A. (Ingiliz) Londra, Roma ve Ati-nadan. — 15.55 S.A.S. (İskandinav) Oslo, Kopenhag, Hamburg, Frankfurt, Münih, Roma, Ati-nadon. ~ l«.6b D.H.Y. (Türk) tamirden — 18.35 D. H. Y.
(Türk) Ankaradan.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.30 D.H.Y. (Türk) Bursaya —
9.30 D.H.Y. (Türk) An kara va— 10.15 D.H.Y. (Türk) İzmlro —
10.30 D.H.Y. (Türk) Ankara, A-d&nn, İskenderun^ — M. (HolAnda) Roma,
dama. — 15.30 P.A.A. kan) Brüksel. Londra, Ncw-Yorka. — 16.00 (Türk) tamire). — 17.25 S.A.S.
(İskandinav) Atina, Roma, Münih, Frankfurt, Hamburg, Kopenhag. Oalo'ya.
13.(M) K.L.
Amster-(Anıerl-Bonton, D.H.Y.
GELECEK OLAN VAPURLAR
16-30 EtrÜsk, tamirden. — 21.00 Sus, Mudany&dan.
GİDECEK OLAN VAPUBLAK
9.00 Sus (Mudanvuya). — 18.00 Ülgen (Çanakkaleyc).
22.15 Dans müziği (pl) — 22.15 M. S. Ayan ve haberler — 23.00 Program ve kapanış.
İSTANBUL:
12.57 Açılış ve programlar — 13.00 Haberler — 13.15 Keman ve piyano ile hafif melodiler — Darvaş ve Wagner — 13.30 Radyo tango orkestrası konseri — 13.50 Serbest saat. — 14.00 Saz eserleri şarkı ve türküler — 14.45 Karışık caz şarkıları 15.00 Konçerto - Brahma 2 nel piyano konçertosu - 16.00 Programlar ve kapanış.
17.57 Açılış ve programlar — 18.00 Çeşitli hafif müzik (pl) —
18.30 Dans müziği — 10.00 Haberler — 19.15 İstanbul haberleri — 19.20 Paso dobleler (pl) -
19.30 Saz eserleri (Söyleyen Safiye Ayla) — 20.15 Tangolar (pl) — 20.30 Radyofonik komedi
21.00 Hafif ura milzigl (pl) — 21.05 Spor hasbıhalleri. — 21.20 Fasıl heyeti konseri.
Dinleyici istekleri (klâsik mü-
zik). — 22.45 Haberler. — 23.00 Dans müziği (pl). — 23.3ü Katışık hafif gece müziği (pli — 24.00 Programlar ve kapanış.
Soldun *.ıı£a:
Teknik Hırsız Memo
22.00
YABANCI RADYOLARDAN
SEÇME YAYINLAR:
BEYOĞLU CİHETİ
ATLAS: (40835) Broadway’e
Belâm.
ALKAZAR (42562) 1 — Ateş
Çemberi. 2 — Pamuk Prense*. AKIN (80718) 1 — Sayılı Kahramanlar. 2 — Gün Baba -Leylâ (Türkçe).
AR (44394) 1 — Rio Yolu 2 — İsimsiz Katiller.
ELIIAMRA (43595) 1 - Zehirli Yalan. 2 — Zafer Ordusu.
İPEK (44289) 1 — Aslanlar
Pençesinde (Türkçe). 2—Kördüğüm.
İNCİ (84595) 1 — MeksikalI Kardeşler. 2 — Renkli Rüyalar LALE (43595) 1 — San Anto-nio Aslanı. *z — Ha vanada Festival.
MELEK (4C868) Knlbfliz Kadir SARAY: (41659) V«milis Lo-
gothetidüı Elen Komedi Trupu. SU AT PARK (83143) 1 — Mon-tery Korsanlan. 2 — Köy Güzeli (Türkçe).
SÜMEK (42851) 1 - Büyüklük Deliliği 2 — Esir Kız.
SARK- (40380) Kimsesizler.
ŞIK (43726) 1 — ALİ Baba Hln-dtstanda (Türkçe). 2 — Zorlu Aşık.
TAKSİM (43191) 1—Hind Kaplanı. 2 — Sefahatin Sonu.
TAN 1 — Vurun Kahpeye. 2 — LükÜs Hayat.
ANKARA: Yarışlar Kıralı. BÜYÜK Kadın Cellâdı. CEBECİ 1 — Ormanlar Kıralı. 2 — İki Açıkgöz Haremde.
PARK — Canavar Tohumu. 2 — Tehlikeli Kadın .
SUS Dağlar Kıralı. SÜMER 1 - İssız Vadi.
Garp Yolcuları.
ULUS Türk - Norveç güreş müsabakaları.
YENİ 1 — Unutulmuş Simalar. 2 — Aşktan Sonra.
İZMİR
2
ELIIAMRA Kan Dâvası.
LALE 1 — Aşktan Kaçılmaz. 2 — Makinalı Adamlar Diyan II. K/iim.
TAYYARE 1 — Geceler Hâkimi. 2 — Gençliği Takip Edelim. TAN 1 — Aşktan Kaçılmaz. 2 — Maktnalı Adamlar Diyan. II. Kıaını.
YENİ 1 — Haydutlar Kırallçe-«L 2 — Nesimaçi Amerikada.
KARŞIYAKA CÎHETÎ
MELEK 1 — Satılık Kadın. 2 — Kanlı Pençe.
SÜMER Mayerling Baran.
UÇAK - İREN - VAPUR
GKLECEK OLAN UÇAKLAR
0.45 D.H.Y. (Türk) Bu madan.
— (1.50 D.H.Y. (Tllrkı tamirden.
— 12.00 K.L.M. (Holânda) Tah-
GELECEK OLAN EKSPRESLER
8.30 Ankara. —- 9.15 Ankara. GİDECEK OLAN
EKSPRESLER
10.00 Ankara (Motörlü). —
18.10 Ankara. — 20.30 Ankara.
8.30 M. S. Ayarı, haberler ve hava raporu — 8.45 Günaydın (pl) — 9.10 Günün programı — 9.15 Radyo ile ingiliace — 9.30 Sevilmiş parçalar (pl) — 10.10 Konuşma — 10.25 Makamlardan bir demet — 11.05 Temail: Pazar »keçi ‘’Büyük Bir Aşk’* Andrc Birnbo — 11.30 Salon orkestranı (Şef: Necip Aşkın) -12.00 Hep Beraber SÖylİyellm (Yurttan 8ealcr) — 12.30 Telden Tele — 12.50 Oyun havaları (İnce saz takımı) — 13.00 M. S. a-yan ve haberler — 13.15 Dans müziği (pl) — 13.30 öğle gazetesi — 13.45 Dans müziği (pl) 14.00 Hava raporu, akjjam programı ve kapanış.
17.58 Açılış ve program — 18.00 M. S. Ayarı — 18.00 İnce saz (Karciğar faslı) — 19.00 M. S. Ayan ve haberler — 19.15
Geçmişte bugün — 19.20 Yan m saat dans (pl) — 18.50 Akşamın karma müziği (pl) — 20.15 Radyo gazetesi — 20.30 Sanat vcaHlcrl sıuıti; Azcrbeycan tür Heyeti Müzik Kolu — Genç müzlkçinln »esi — Müzikle Gezi (pl) — 22.00
»aati (Günün haberleri)
he-Kül-
20.15
21.15 Spor
LONDRA:
7.30 Dinleyici İstekleri. — 9.30 Küçük orkestradan melodiler.— 11.00 Klâsik müzik dinleyici istekleri. — 14.15 Operalardan
parçalar. — 15.15 Akordeonla müzik. — 16.15 Robert Farnon orkestrasından hafif müzik. — 17.15 Konçerto - Beethoven keman konçertosu. — 18.15 Donaid Peers’den şarkılar. — 21.30 Varyete programı. — 23.15 Keman soloları. — 24.30 BBC senfoni orkestrası konseri - Beethoven 6. ncı senofnl.
EMİNÖNÜ: Mehmet Kazım (E-mlnönü) — Hikmet Güney (Kü-çükpazar) — Sim Rastın (Çemberli taş) — Haydar (Lâleli). BEYOĞLU: Beyoğlu - İstiklâl (Merkez) — Taksim — Merkez (Galata) — Halk (Şişli) — Hım-köy - Merkez (Kasımpaşa). FATİH: İbrahim Balmumcu
ı) — Sarım (Aksaray) — dlkule (Samatya) —
Nüzhet nat (Şehremini) —
Gündoğdu (Karagümrük) — Güiaeren Slpahioğlu (Fener) — EYÜP: Eyüpsultan BEŞİKTAŞ: Vldln - Ortnköy -Gıyaııeddin Dlvanboğlu lArna-vutköy) — Merkez (Bebek).
KADIKÖY: R. Muhtar - Foner-yolu - Erenköy - A. Cafer Çağatay (Bostancı)
ÜSKÜDAR; İttihat HEYBELİ ADA: Heybellada
DÜNKÜ BULMACANIN
HALLİ
1 — Kamara. 2 — İmaret. 3 — Tefeci. 4 — Amiral. 5 — İtibar. 6 — Lâtife. 7 — Arara t. 8 — Harabe.
İstanbul Beyoğlu Anadolu yakaaj Ankara
İzmir
4409^ 60533
91 2251
Birleşik Amerikadayüksek öğretim sahasında kaydedilen gelişmeler
Kadıköy 0037;
Üsküdar 6094u
Beyoğlu 44614 İstanbul 24222
An İcara 00. İzmir 2222 Karşıyaka 15055
B ü Y ü K A DA: Merkez
İZMİR: Ali Hayretidir» (Basmahane) - Sıhhat (KemeraJtı) -tklçeşmelik (Eşrefpaşa) — Sağlık (Alsnncak) — Karantina (Yalılar).
ANKARA: Ulus — Merkez — Sağlık.
Birleşik Amerika öğretini Komiseri Earl J. McGrath’m bildirdiğine göre, Amerikada yüksek öğretim sağlayan okullara yazılan öğrencilerin sayısı günden güne artmaktadır. İçinde bulunduğumuz öğret ün yı-yında kolej, üniversite ve diğer profesyonel okullara 2.500.000 kadın ve erkek öğrenci kaydedilmiştir. Savaştan önce, bu rakam 1.500.000 i buluyordu. Bu senenin sonunda yüksek Öğretim sağladıkları resmen tasdik edilmiş olan yüksek okulların sayısı 1875 olacaktı. Halhulu, 1940 yılında bu gibi okulların sayısı 1709 u geçmiyordu.
Şimdiye kadar misline hiçbir suretle rastlanmamış olan bu İnkişaf hakkında Dr. McGrath şunları söylemiştir; “Demokratik bir cemiyette kendi menfaatlerini ve cemiyetimizi geliştirmek için gençliğimize bir fırsat verdiğimize eminiz. Onların bilgilerini arttırmaları nispetinde daha İyi vatandaş olacaklarına eminiz. Bu öğretim fırsatlarının artması, hürriyetlerimizin de ebedi bir şekilde idame ettirilmesi bakımından en emin muhafızlardan birini teşkil etmektedir.
14 Mayıs 1950
YENİ İSTANBUL
Sayfa 8
GÜNÜN EKONOMİK HAREKETLE R i
| Memlekette tasarruf
Yatan : Namık Zeki ARAL (İktibas hakkı mahfuzdur) Maliye Müsteşarı muhtereuı Gıya* Akdeniz İH nisan 1950 tarihli (YENİ İSTANBUL) da küçük tasarrufu ele alarak yazdığı bir makalede herhangi bir memlekette tasarrufun doğup büyüyerek o memleketin kalkınmasına yardımı dokunabilmesi için muhitiz! şartları saydığı sırada bıı şartların ikisini mi suretle tesbit eylemektedir:
••A — Tasarruf hareketinin inkişafı İçin terbiye sistemimizde tasarruf terbiyecine ehemmiyetli bir mevki ayırmak lâzımdır. Tasarruf zihniyetini fcrdlcrln şuuruna bir tabiatı a&nlye halinde yerleştirmek aııcak bu suretle kabil olur. B — Fcrdlere bütçe ve hesap fikrini aşılamak.”. Ve sonra ıııvslekdaşı bir maliye müfettişinin hususi bir tetkikinden de mülahazalarına şunları ilâve etmektedir: •'içtimai teşkilâtı zayıf ve tamanılyle taazzııv etmemiş bir memleket olan Tür-klyede İnsanlara tasarruf terbiyesi aşılamak okuma yazma öğret-mek kadar lüzumludur. Türkiyedc bolluk senelerinde İsraf, kıtlık senelerinde çaresizlik hâkimdir.,,
Altın rengi harflerle bir levhaya yazılıp Mâliyede Bakanlık makamının ve bütün bankalarımızda uınum müdür odalarının duvarlarına asılmaya setâ sözler! Niçin?
Hâlen bu mevzuda tutulan siyaset yu kan ki düsturları hiç de takviye edecek mahiyette değildir de onun içini
Bilhassa son senelerde bankalarımız tasarruf mevduatı İle alelâde mevduat arasında mevcut tutulması lâzım gelen hatları ortadan kaldırarak tasarruf mevduatım asli ve teknik hüviyetinden âdeta tecrit etmiş bulunmakta ve bununla İktifa etmiyerek halkta tasarruf fikrinin ve bütçe ve hesap fikrinin tam zıddı olan “baht oyunu** temayüllerin! teşrik ve tâmlm İçin kendi aralarında göz karartıcı bir müsabakaya girişmiş bulunmaktadırlar.
★
Tasarruf hesaplarını diğer alelâde mevduat hesaplarından ayırır bir hat hâlen kalmış mıdır? Tasarruf hesaplarımızda meselâ mudileri İşçi, esnaf, hizmetkâr, muallim... ilh. tabakalarına inhisar ettirmek gibi bir tahdit yoktur. Halbuki seksen iki sene mukaddem kurulan Emniyet Sandığının nizamnamesi dahi kabul edilecek tevdiatı: "Asker ve hademe ve amele ve e&naf takımının ve çocukların ve fıkaranın velhasıl her sınıf balkın arttırdıkları paralar** diye çerçevelerken “velhasıl her sınıf halk” tâbiriyle amele» esnaf» fukara mümasili servet ve refaha gayri sahip en mütevazı halk tabakalarım kasdeder görünmekte idi. Hâlen milyoner ile çöpçünün isimlerini Emniyet Sandığının defterlerinde veya herhangi bir bankanın tasarruf hesaplarında karşılıklı iki sayfada görmek müstebit olmasa gerektir. — Yakın senelere gelinceye kadar bankalarımızın tasarruf hesaplarında meblâğ tahdidi vardı: Bin lira, İki bin ’•*» üç bin Hra... gibi! Muayyen hadden fazla meblâğlar İçin ya fai iddi düşürülüyor veya hiç faiz verilmiyordu. Hali hazırda bu taudit tamamen kalkmış bulunmaktadır. — Tasarruf hesabına yatırılan 1 varalar için faiz meselâ teslimat gününü takip eden ayın İptidasından veya on beşinden itibaren İşlemeye başlamak ve istirdat gününden evvelki ay iptidası veya ay ortasında kesilmek gibi kaideler de bugün kalmamıştır. Nitekim bizim Emniyet Sandığımızda da İlk zamanlar “her teslim olunan akçenin güzeştesi İşlemek ay başlarından muteber oltıp.». ayın ortasına ve evâll ve evâhirine İtibar olunmaz*’ dİ. Kezallk 'Sahihine verilen akçeler kangı ay içinde ita olunur İse güzeştesi ol ayın iptidasından İtibaren İşledllür” idi. — istirdatlarda İhbar mecburi>eti kaidesi de hayliden hayliye zayıflamıştır. — Hulâsa tasarruf hesaplarında asıl gayenin âtiye ait ihti^vaçlan tatmlnen mevduatın emniyeti ve masuniyeti oldujtu noktası — hiç değilse başka memleketlere nazaran birde daha fazla — unutulmuş görünmektedir. Kezallk bizde meblâjt tahdidinin ortadan kaldMlmasİyle Bankalar Kanununun (alelâde mevduat) ile (tasarruf mevduatı) arasında tesis etti# hat-tı fâsıl dahi bir hayli rahneye uğramış, hu kanun zaviyesinden de “ticarî mevduat” ile “tasarruf mevduatı” tamamen birbirine karışmıştır, diyebiliriz. Bankalar Kanunu, tasarruf mevduatını mefhûm-] muhalifiyle şöyle tarif eder: (Devlet ve Devlet Müessesatı İle hususî idare ve belediyelerin ve bunlara alt müesseselerln. menafi i umu-miyey* hâdim cemiyetlerin ve alelıtlak banka ve şirketlerle ticarethanelere ait olmak üzere tacirlerin mevduatı haricindeki mevduat tasarruf mevduatı sayılır. — Madde 25). Bugünkü tatbikat muvacehesinde ise bir tacirin, tedvir sermayesinden yirmi bin. «tuz. bin, kırk» elli bin ilh. lirasını ayırıp şahsı namına bir tasarruf hesabına yatırmasına ve orada mümkün olan en yüksek faiz haddlyle onu işletmesine hiçbir mâni yoktur (bir bankanın iflâsı üzerine tasarruf mevduatından %40 imtiyazlı kısma müteallik hükümler muvacehesinde hu kabil tacirlere ait tasarruf mevduatının İleride ortaya atabileceği kılçıklı meseleler de bugünden tetkike değer bir mahiyeti haiz olsalar gerektir. — Bankalar Kanunu, madde 20).
İlâveye lüzum yoktur kİ, biz burada muayyen bir had fevkında veya muayyen bir tabakanın gayrisinden bankalar mevduat kabul etmesinler» gibi bir fikri müdafaa etmiyoruz. Takıldığımız nokta hakiki tasarruf İle, bilhassa küçük * tasarruf İle alâkası olmayan paraların tasarruf mevduatı kls\T»i İçine girebilmeleri ve neticede tasarruf fikrinin ve tajsarnıtu himaye ve teşvik siyasetinin — ortadan l*üsbütün kaybolması denilemeze de — zayıfladıkça zayıflaması noktacıdır. Bankalar her kimden olursa olsun ve hudutsuz mevduat kabul edebilirler ve kabul etmelidirler, fakat tasarruf mevduatı ile alelâde mevduatı birbirine karıştırmamak İçin mümkün olanı da yapmalıdırlar.
★
Bankalarımız ticari mevduatla tasarruf mevduatını birbirine karıştırmakla kalmıyorlar. Tasarruf fikri gibi sermayenin, yani bizzat medeniyetin ınüvvllldi bir fikre, kumar gibi insanda insanlık hay'sly’oti bıraknııyacak kadar tahripkâr bir sey'yienin öz kani eş i piyangoyla ip-tilây'i devletin gözü önünde ve müsamahası sayesinde munırran aşılamakta bulunuyorlar. Tutulmuş olan bu fona yoldu maalesef Emniyet Sandığımız da — tasarrufu himaye ve teşvik olan hlknıet-i tesisini unutarak — bir İki seneden beri bankalarımıza iltihak etmiş bulunuyor. Müesse^enin banisi Mithat Paşa merhum mezarından başını knldırsa da ••amele ve hademe takımı,, gibi hayatın nimetlerinden nasipsiz tabakaya tasarruf fikrini, tasarruf terbiyesini aşılamak üzere kurduğu sandığın hâlen sapmış olduğu yolu bir görse!
Haranı tatlıdır, lirle kumar! Bankalar bundun kendi kendilerine vazgeçmeye hiç mütemayil görünmüyorlar. Onları tutmuş oldukları yoldan çevirmek üzere Maliye Baknnlmızın son zamanlarda — Mecliste bir milletvekilinin sual takririne cevabı vesilesiyle — yapmış olduğu ihtar da pek zayıftır. Temenni olunur ki, mâliyemizin en yüksek idari nâzımı olan müsteşarımız Bakanlık makamı nezdlnde bütün nüfuzunu kullanarak en kısa bir zaman içtode evvelâ bu piyango denilen kötü bid'atl kökünden kazımak İçin icabında kanun! tedbirlerin İttihazını temine delâlet etsin ve onu müteakip da Millî Piyango İdaresinin ve. Devlet istikrazlarında ikramiye usulünün İlgasına alt tedbirlerle Bakanlığa ve memlekete unutulmıyacak hayırlı bir iş ve» İşler yapmış olsun! Ondan sonra da belki şu at yarışlarındaki çirkinlerin çirkini kumara sıra gelir.
LONDRA MEKTUBU
İngilterede kömür ve çelik
Dünya piyasalarında kömür fiyatlarının düşürülmesi Ingilte-rede büyük bir aksülamel uyandırırken, Fransız - Alman çelik anlaşması fikri müsait karşılanma temayülü gösteriyor
Londra 12. (Hususi muhabirimiz bildiriyor)
Kömür: Son zamanlarda kömür endüstrisi gene bahis mevzuu olmuştur. istihsal, geçen senekinden farklı olduğu halde, istihlâk çok chu ha fazla artmıştır. Maden liderleri, işçilerin madenlerden uzaklaşmalarını fena bir alâmet olarak göstermişler ve iççi sayısının bugünkü a-zalışında devam ettiği takdirde, endüstrideki istihdam seviyesinin 1946 senesininkinl bulacağına bilhassa işaret etmişlerdir,.
Millî kömür heyetinin fikrine göre, maden işçileri mekanik İstihsal terakkilerinden kâfi miktarda fay-dalanmamışlardır. Diğer taraftan sendika balkanları, az para alan işçilerin gündeliğinin memnun edici surette artmadığı, paralı tatil müddetinin uzatılmadığı ve diğer bazı sosyal şartların tatbik edilmediği müddetçe, istihsalin memnuniyet verici bir seviyeye gelemiyeceğlni iddia etmektedrler. Halbuki bu son arzular heyet tarafından tasvip edilmemiştir; zira masrafı arttırabilecek her şeyden kaçınmak mecburiyetindedir. Yabancı alıcılara, yerli alıcılardan daha yüksek fiyat söyliyerek, Ingiltere endüstrisinin masraflarının bir kısmını böylece dışardan temin eden çifte fiyat sistemi bundan son
ra yürüyemez. Eğer Avrupa kıtasından gelen haberler doğru ise, bu sistemin pek yakında kalkması lâzımdır. Avrupada istihsalin, talebi aşmak üzere olduğu işaret edilmektedir; Avrupa iktisadı Komisyonu, gelecek üç ay zarfında 3 milyon tona yakın istihsalin elde kalacağım söylemişlerdir.
Hâlen güney Afrlkanm kömür göndermesi hususunda bir şey bilinmemektedir; fakat Avrupada fiyat indirme harbi başlayacak olursa, uzun nakliye müddetine rağmen mevzuu bahis memleketten gelecek ucuz kömür akım, dinamit tesiri yaratabilir.
ÇELİK: Bazı işlenmiş çekme çelik ihracat fiyatları, Belçika, Fransa ve Almanyanın rekabeti karşısında bu hafta içerisinde düşürülmüştür. Hâlen ihracat fiyatları beher ton için 25J.0 sterling olup, yerli müstehliklere verilen 21.13.6 sterling fiyattan çok yüksektir. Yapılan fiyat tenzilâtı eskisine nazaran 8 düşük olmasına rağmen, mahduttur, çünkü Avrupab müstahsillerin aynı mallar için istedikleri fiyat yalnız 18 ster-lingdtr.Bu yüzden bazı resmi memurlar, hâlâ çeliğin yerli müstehliklere tahsis edilmesinden bahsetmektedirler; çünkü çelik bütün endüstrinin esasını teşkil etmektedir. Buna rağmen, bu tahsis sisteminim teneke levha ve saç hariç» diğer cinsler İçin biteceğine dair umumi kanaat kuvvetlidir. işçiler idarecilerle beraber, olarak. bu sistemin vakit ve randıman kaybından başka bir şey olmadığını söylemişlerdir; her ne kadar sosyalist bir hükümetin idarecilere karşı koyması kolay ise de, işçilerin tekliflerini reddetmek o. kadar kolay değildir. İngiliz çelik endüstrisi (kömür endüstrisinden farklı olarak) hâlen, diğer Avrupa memleketleri gibi» fazla istihsal devresine girmiş bulunmaktadır. Hafta içerisinde, Avrupada bir çelik kartelini tekrar kurmak teşebbüsü için teklif ortaya a-tılmıştır; istihsal ve istihlâk raporlarına bakılacak olursa, bu şaşılacak bir teklif değildir. Bazı mahfillere göre, harpten evvelki kartelizminin körleticl tesirlerine yapmaksızın her memleketteki istihsal miktarını a
yarlayacak bir nevi enternasyonal anlaşmaya vâsıl olunması kabildir. Yeni sistem dahilinde, mevzuubahis memleketler, konulacak tahditlerden haberdar olacaklar ve hemfikir olduklarını teyit edeceklerdir. Böylelikle, millileştirmiş olan Ingiliz çelik endüstrisi, husust teşebbüslerin de bulunduğu diğer memleketlerin iştirak edecekleri kartellere müsavi şartlar dahilinde, girebilecektir.
BOKSA: Bu iki esas endüstrinin aksi haller arzetmeslne rağmen, borsa oldukça sağlam bir manzara ar-zetmlştir. Yalnız altın borsasmda hafif bir huzursuzluk hissedilmiştir; fakat burada dahi vaziyet bilâhare İlk günlere nispeten düzelmiştir. Son zamanlara kadar, endüstri kârlarında ve bilvasıta hisselerde muazzam bir düşüklük olacağını İddia edenler çoktu, Fakat hisse senetleri muamelelerine göre, eski vaziyetin devam ettiği görülmekte ve bir çök müesseslerin, hisse senetlerine dokunmadan, kârlarından mühim fedakârlıklarda bulundukları görülmektedir. U-mumî efkâra göre, hisse senetlerinin resmen bloke edilme siyaseti olmasa, bir çok müesseseler daha yüksek kâr hissesi rağıtabileceklerdir.
Kısa Haberler
İhracatçı
Birleşik Amerika Hükümeti tröstleri kabııl etmiyor
★ \Vashington, 13 (Ap) — Birleşik Amerika» büyük yedi petrol şirketi aleyhine» tröstleri meneden kanuna muhalif haıeket ettikleri Iddiasiyle dâva açmıştır.
Başsavcı Harold J. McGrath» Los Angeles Federal mahkemesinde, “istihsal, nakliye, tasfiye, . pazara sevk" sahalarında kanunsuz hareket mevcut olduğunu belirtmiş ve bunun gerek ham petrol gerekse benzin için mevzuubahis olduğunu kaydetmiştir.
Birleşik Amerika İle Rusya
arasındaki mübadele
azalmakta
★ \Vashington, 13 A.A. (Reuter) — Bugün tVashlngton’dan açıklandığına göre Birleşik Amerikanın harp vukuunda Rusya blokunun işine yarar bir madde vermemek hususundaki siyaseti gereğince nıart ayı zarfında Rusya, Ameri-kadan ancak 15 bin dolarlık iaşe maddesi alabilmiştir,
tsvoçte ithalât kontrolü azaltılıyor
★ Stockholm, (Reuter - Husıısl) — İsveç Ticaret Bakanı, 'İsveç Ticareti** isimli magazinde yazdığı bir yazıda, memleketin ithalât fazlasından her türlü kontrolü kaldırıp bunları derhal serbest bırakabileceğini açıklamıştır. Bu, dahildeki müstehlikler için, daha alçak fiyatlar ve hariç memleketlerle ticaret mübadeleleri imkânlarının artması demektir.
Ürdün sterling bölgesine tekrar girmek istiyor
★ Londra, 13 A.A. (United Press)— Ürdün Maliye Bakam Salimon Sukk, cuma günü Ingiltere Hazine Bakanlığı şahsiyetleriyle ihzari görüşmelerine başlamıştır. Resmi
Bandırma vapuru dün limanımıza geldi
Devlet Denizyolları idaresinin îtalyada Annaldo tezgâhlarında yaptırdığı Marmara tipi gemilerden birincisi olan Bandırma vapuru dün saat 13 de limanımıza gelmiş ve orada hazır bulunan bütün deniz vasıtalnnnm selâm düdükleri aracında Galata Yolcu Salonu rıhtımına yanaşmıştır.
Türk ticaret filosuna katılan bu yeni geminin dış görünüşü zariftir. İçerisi çok sade bir tarzda döşenmiş bulunuyor. Birinci mevki yolcusu İçin hepsi çok rahat koltuklu yer vardır. İkinci mevkiler de aynı ferahlıkta fakat koltuksuzdur. Sigara ve yemek salonları, bar ve büfeleri İle gündüz ve yakın sahil seyahatleri İçin beğenilecek vasıflan câmidir. Birinci ve ikinci yerlerin mevcudu 800 kadardır. Hepsi numaralıdır. Yolculara mahsus kamarası olmamasına rağmen, hastalara tahsis olunabilecek dört kamarası vardır. 3000 tonluk olan gemi 97 metre uzunluğundadır. Çift uskuru tahrik eden türbinleri mazotla çalışmaktadır, italyadnn İstanbul» kadar yaptığı seferde makineler hiç bir ânza göstermemiş ve mürettebatın İfadesine göre kazanlar tatmin edici bir netice vermiştir. 18 milden fazla sürati olan gemi, seyir tecrübesi yapıldıktan sonra tstinye havuzlarında umumi muayeneye tâbi tutulacak ve yakında Bandırma hattına tahsis edilecektir. »
müzakereler gelecek hafta başlı-yacak ve muhtemelen on, onbeş gün devam edecektir.
Bu müzakereler esnasında sterling muvazenesi meselesiyle ve belki de Ürdünün sterling böige-gesine tekrar dahil olması keyfiyeti görüşülecektir.. Filistin ve Ürdün, Filistin harbi esnasında sterling bölgesinden ayrılmışlardır. •
İngiliz ihracat farkı
lebde olarak fazlalaştı
★ Londra, 13 (Ap) — Denizaşırı İhracat Bakanı Arthur Bottomley tarafından dün bildirildiğine göre, İngiltere için hayati ehemmiyeti haiz olan ihracat, İngilterenin ithalâtına nazaran ihracatı 55 milyon İngiliz lirası bir fazlalık göstermiştir kı, bu rakamt mart a-yına kıyasen 30,200.000 sterlinlik bir fazlalık ifâde etmektedir.
Hnnover Fuarı
* Hannover. (Reuter - Hususi) —
Harbin sonundan beri Batı Almanya firmaları taralından ar-zcdilon yeni tiftik mamullerin en büyük bir gösterisini teşkil eden Hannover Fuarı, martın 2 sinde açılmış bulunuyor. İştirak eden 1700 firına arasında takriben 50 tanesi tsvlçre, İtalya, İngiltere, İsveç, Belçika, Kuzey Amerika ve Japonya firmalarıdır.
Fuarda en büyük alâkayı makine imali teçhizatı, elektroteknik teçhizat, mensucat makineleri, radyolar ve presizyon âletleri çekmişlerdir. Kamyonlar ve ağır nakil vasıtaları, vinçler ve yol inşa teçhizatı gösterilen diğer mühim mallar meyanındadır.
Bir çok Almanya firmaları, bazı yenilikler meydana koymuşlardır, filhakika geçen sene bu firmalar, Almanya patente-lerinin himaye garantisinin eksikliğini duymakta idiler.
birlikleri
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı Kuru Meyva İhracatçı Birliğinin lâğv kararını tasdik etmedi İzmir, 14 (Hususi muhabirimiz bildiriyor ) ;•
Türkiye Kuru Meyve İhracatçıları Birliğinin lağvı hakkında bu birlik genel kurulunun verdiği karar Ticaret Bakanlığınca tetkik edilmiş ve adı geçen birlikten daha bazı malûmat istenmesi uygun görülmüştür. Bakanlık, genel kurulun ikna edici bir mucip set>ep göstermeden bu kararı almasının hissi olmasından ve gelecekte ihracatçıları düşündürmeğe sevketmesinden şüpheli görülmektedir. Bakanlık, bu konuym valmz kuru meyvecilere ait hususi bir mesele olmaktan ziyade İzm irde 6, Mersinde 3, Istanbulda 2. Gîre.sunda 1, Antepte 1, ve Adanada bir ihracatçı Birliğinin Akıbetleriyle birbirine prensip bakımından bağlı mütalâa etmektedir. Bu bakımdan mevzu, tamirdeki diğer beş birlikte de müzakere edilerek kesin bir karara varılacak ve bütün birliklerin işleri bir bütün halinde Ticaret Bakanlığının tetkikinden geçerek Bakanlar Kurulunun karanna arzedilecektir.
Haber alındığına göre Ticaret Bakanlığı mehafıli, kuru meyvecilerin pek acele bir karar aldığını zannetmektedirler. ______
Pamuk tohumu için kredi
telana, 13 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Sümerbank, pamuk tohumu dağıttığı çiftçilere yeni krediler açmıştır. Tarım Bakanlığınca da pamuk ve narenciye müstahsili için 400 bin liralık yeni bir kredi açılmıştır. Adana Ziraat Bankası bu kredilerin tevziine bugünlerde başlayacaktır.
Amerikada tetkikler
Tacirlerimizden başka, Devlet iktisadi Teşekkülleri mensuplan da Amerikaya gidecek
Ticaret Odasının tacirlerimiz için bir Amerika seyahati tertip ettiği yazılmıştı. Evvelce de yazdığımız gibi, seyahate iştirak edecek tacirler, yol paralarını kendileri tediye ede* * cek, Amerlkadaki masrafları Mar-shall Plânı tahsislerinden temin olunacaktır. 1
Tacirlerimizden başka, devlet İktisadî teşekküllerinden seçilen mf murlar da Amerikada tetkik seyahatine çıkacaktır. Memurların, bu seyahat masraflan mensup oldukları ^müesseseler tarafından ödenecektir. Devlet iktisadi teşekküllerine mensup memurlar Amerikada sanayi nıüesseselerini ve bunlara bağlı ticari teşkilâtı, standardizasyon işleri hakkında etüdler yapacaklardır.
Pamuk, üzüm ve incir ihracatı
İzmir, 13 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Mevsim başından 12 mayıs akşamına kadar İzmirden yapılan pamuk ihracatı 19,416 tondur» Bunun para kıymeti 48 milyon 288 bin 899 liradır. Bu 48 milyon liralık pamuk ihracatından 23 milyon liralığı A (manyaya, 11 milyonu Fransa-va. 9 milyonu da Çckoslovakyaya satılmıştır. Mevsim başından bugüne kadar İzmirden yapılan üzüm ihracatı ise 49 milyon 153 bin kilodur. Bunun değeri 35 milyon liradır. İncir ihracatı ise 13 milyon 296 bin kilodur. Para kıymeti 10 milyon liraya baliğ olmuştur. Ayrıca 1.000.400 lira kıymetinde 4 milyon kilo hurda incir ihraç edilmiştir.
Borsalarda vaziyet
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsast
Devlet Tahvilleri
New-York Borsası
İstanbul
Kapanış
Bugün
Bugün
Müdafaa
Şirket Tahvilleri
Anadolu
Bradford Piyasası
Şirket Hisse Senetleri
Adana
Kaydn değer bir şey yoktur
Trabzon
Fındık Üzerine İş azdır
İHtlIcrRr.ı isi İkram
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
ten e keli) sıra) çıplak)
Son Kapanış
Eski
Kapanış
%6Û .....
MÜmos. Sonot
Dokunuı Hanı Maddeleri: Tiftik (ana mal) .........
Tiftik (Natürel) ........
Yapak Anadolu (Kırkım)
Hububat:
Buğday yumuşak (Tüc.) Buğday aert (Ofisin) ...... Arpa yemlik (dökme) Mısır (Sarı) çuvalı Faaulya tombul .......
Faauly* Çalı sert ......
Kuşyeml ...............
Mercimek kırmızı kabuk. Mercimek yeşil.........
Nohut natürel ..........
T.C. Merkcs Bankası Türkiye İş Bnnkueı .. Türk Ticaret Bankası Aralan Çimento ......
Şark Değirmencilik ... Milli Rcnaürana .....
Nebati Yuflar:
Zeytinyağı (E.E. Suaanıyağı (Raf. Ayçiçeği (Rafine
Fındık yağı (Çıplak)
Üsüm çekirdekli» No.9
İncir A aerial No. 8,...
" B aerial No. 108 Akala 1 ..............
âkart 11 ......
Akala £11 yeril ..........
yağı (rafine) ... çekirdeği ......
1941
Kalkınma
fkramlyrll tahviller 1033 Ergani ........
1938 ikrumlycll ....
Milli Müdafaa 1 ... 1941
1941
1/2
13/V/1950 Cumartesi
Hafta sonunda forsada çeklrdekMİz ku ru üzüm hararetli durumunu muhafaza etmiştir, incirin sağlam durumunda bir değişiklik olmamıştır. Bugün Boranda pamuk üzerine muamele olmadı. Pamukyağı piyasası oldukça hareketlidir. Borsada pamuk çekirdeği sakin bir manzara arzetmekle beraber dış soruşturmalar devam ettiğinden durumun hareketleneceği ümidi kuvvetlidir.
Kuru Meyvalar :
Fındık (kabuklu ahnrl)
Fındık (İç tombul) .... Coviz (kabuklu) ......
Cevia (Iç natürel) ...
Ticaret Borsacında kabuklu fındık hararetli durumunu muhafaza etmektedir. Ayçiçeği, susam maddeleri üzerine mahdut miktarda İş olmuş, fiatlerde bir değişiklik görülmemiştir.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Bor-sasında yalnız f/c5 faizli 1941 beşinci tertip demiryolu tahvili İta %6 faizli 1941 istikrazı üzerine İş olmuştur. Altın piyasası iac kararsızlık içindedir. îş yoktur.
Ziraat Bankom ....
D.Y. Tertip A/B
1 ...
Slvaa-Erzurum I... •• •• n.-vn...
Demiryolu I...
Tıı£lı tohumlar :
Ayçiçeği tohumu ...........
Kelen tohumu •vaeaaaveete Kendir tohumu ............
Susam .....................
Yer fıstığı kabuklu ......
Hnru deriler:
Sığır salamura (kasap) Kİ. Keçi tuzlu kuru kilosu ... Koyun hav* kuruau kilosu
Buğday (Buşcll=Sent) ...............
Sert Kış mahsulü No. 2 ...........
Kırmızı “ *• No, 2 ..........
rumıık Mlddllng (Llbreal=Sen t)
Mayıs ••••••»v»av«vaat••••••••••••••••*•»•
Tvrnmua ..........................
Ekim ............................
Tiftik (Librcai=Sent) ..............
Telcsas No, 1 ......
Fındık (Libresi=Sent) ..............
Kabuklu yeril iri ...............
* orta ............
İthal malı
İç İthal malı .........
(Llbrosi=:Sent) .....
Demiryolu IV •»•••••
Demiryolu V ......
1949 ikrarnlyeh
Dikerleri
Demiryolu VI .....
I
II ....
III ...
(*) Gününde JÖ ora ad a muumelcsl tescil «dilmemiş tahvilat ve eshamın arz vo taleplere göro taayyün o den takribi piyasa değerleri.
KAMBİYO
Istanbu 1 Borsası
Açılı, Kapanış
1 Sterling 7.90.50 7.91
100 Dolnr 282.25 282.50
100 Er. Frangı ... 0.80 0.80
100 İsviçre Fr.^ 64.03 64.03
100 Beiç. Fr 5.60 5.60
100 İsveç Kr....^ 64.67 64 67
100 Florin 7X68.40 73.68.40
100 Liret 0.44.128 0.44.128
100 Drahmi 0.0LH76 0.L876
İJOO Eecoudos 9.73.90 9.73.90
Altınlar
Bugün Eski kur
Lira Lira
Külçe Yeril Gr. 5.12 5.2ü
Külçe DegusMa. 5.16 5.24
Cumhuriyet .... 35.75 35.50
Reşat 37.25 37.—
Hamit 35,— 36.—
Gulden 33.70 33.75
İngiliz - 46.25 46.50
Fransız kok 37.— 37.—
Nnpol6on 111 •. 34 — 34 —
İsviçre 34.75 35 —
New-York'ta 1 onsu: 1 35
*• i, Platin
En aşağı En yukarı
Gümüş Gr. w...w — —
Plâtln ” 10.- 11-
Zürich Borsası (Serbest)
li.5.1950 İHvIçre Frangı
Durumu En aşağı En yukarı
Türk Lirası 0.95 L10
Dolar 4.28 4.29
8u*rling 10.80 İL—
Fransız Frang» 1.20 1.23
Ecnebi Tahviller
Mısır Kredi Fonnlyo 1003 .1 172.— |
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Alenin 1 Pamuk Akala 11 Pamuk Akala III Pamuk yeril 1 Pamuk yeril II 175.— 167.— 140.— 180.— 175.— 167.— 140.— 140.— 180.—
Trabzon Ticaret Borsası
FINDIK a) %50 randımandı kabuklu tombul b) Iç sıra kontrollü • 80.— 172.— 81.— 173.—
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak Buğday sert ......
Arpa M,»*,*
Levant İç Ekstra İri
Kuru UKüm
Thompson ç e kirde kula aoçmo ...
Keten tohumu (Buşell=Dolar) ... Mlnncapolls ..........
Kulny (Llbr(uıl=Sent) ......
Levha-teneko (100 libre dolar)
Londra Borsası 1
Keten tohumu (Tonu=Sterling) Bombav 65.— 63. — 64. — 1 ı *
Kalküta
||Yor fıvtıjh Hindistan
TLftlk İyi mal (Llbresi=Fiyat) ” Sır* malı II Yün Anadolu “ " Trakya " 20,^1 18/21 34.—Noml 30.— “ 20/21 “ | 18/21 M j
İskenderiye Borsası 1
Pamuk (Kantan=T&U*n) Ashmounl Kısa elyaflı F/O. ... Karnak Urun clyaflı F/G. ...| 123.— 02.25 1.23.— II 91.70
Bavfa S
TBNt Î8TANBVL
14 Mayıs 1950
[ PARİS BÜROMUZDAN IJ
Türkü, halkın şiiridir
Paris gibi bir şehirde, türkünün sokaklara kadar yayılması, sokak müziği geleneğinin hâlâ yaşaması, şaşılacak şeydir
Yazan : Ayşe Nur
Edith Piaf örgü örüyor
Ç SPOR ALEMİNDE 60SENEJ
60 sene evvel biz
nasıl spor yapardık ?
Yazan : Selim Sırrı Tarcan
— DÎTH Pıafa türküler besteliyen Q Marguerite Monnot gibi bütün Paris halkı da “Türkü halkın şiiridir” sözünü benimsemiştir. Sinema, müzikhol, konser ve operanın bu kadar bol olduğu bir şehirde, türkünün sokaklara kadar yayılması, sokak müziği geleneğinin hâlâ yaşaması şaşılacak bir şeydir. Montmartre veya Montparnasse’da olsun. E-toile’a yakın hiç umulmadık bir sokakta olsun, günün her saatinde kör veya topal akordeomstlere. kemancılara raslarsııuz. Yüzleri boyalı tombul kadınlar, göğüsleri sefaletten
Edith Piaf şarkı söylerken bir çukur haline gelmiş sıska kızlar bütün bir mahalleye avazlarım duyuracak kadar bağırarak türkü söylerler. Derken sokakta yürüyenler durur, pencereler açılır. Türkücü şapkasını uzatır. Kimse beş on frank vermeden geçip gitmez, kimse bir kâğıda sanp sarmaladığı parayı atmadan penceresini kapatmaz. Bu sokak türkücüleri çok mu iyi söyler diye soracaksınız. Hiç de değil, fakat âdet yerini bulsun, gelenek gaybolmasın diye Paris halkı vazife payını öder. İkide bir sokak çalgıcıları arasmda bir dâhi çıkar, bir Maurice Chevalier, bir Yvette Guil-bert, bir Edith Piaf sivrilir, dünyayı fetheder.
Edith Piaf bundan 15 sene evvel Montmartre sokaklarında türkü söylermiş. Bir dansing sahibi otomobiliyle geçerken onu dinliyecek olmuş, o gece kızı alıp barına götürmüş ve angaje etmiş. O gün bugün Edith Piaf bir daha sokağa dönmedi. Fakat Montmartre kahvelerinde “Yavru Piaf” (la mome Piaf) diye anılan Edith eskiden ne ise bugün de odur: İnsanın iliklerine işliyen trajik sesi, sefalet görmüş çocuklar gibi hafif kambur sırtı, basık bacakları, büyükçe başı “Yavru Piaf’ın nereden geldiğini size hiç unutturmaz. Yalnız elleri, türkü söylerken binbir şekil alan o ince uzun hanımefendi elleri tabiatin tezat dolu mucizelerden hoşlandığına delildir.
Edith Piaf çok zeki olsa gerek, çünkü Amerikalan dolaştığı, dünyanın en meşhur şantözlerinden biri olduğu halde, kıyafetini ve pozlarını hiç değiştirmemiştir. Sırası gelince bomboş bir sahneye tıpış tıpış çıkı-veriyor. Üstünde yakası biraz dantelle süslenmiş, kısa bir siyah elbise var, iki cep, bir kemer, sade mi sade. Ayaklarında burnu açık, alçak to-
- Uc
t
/
Si
•y-
TAKSİM Fransız Konsoloshanesinin resim sergilerine tahsis ettiği salon, genç ressamlarımızdan Sevim Madra’nın ilk ferdi sergisini açmasına imkân verdi. Sevim Madra, açılan sergilerde bir hayli zamandır eser teşhir etmiyordu ve bu, kendisinin, bazı arkadaşları gibi, resme veda ettiği intibaını uyandırıyordu Bu sefer, yağlı boya ve desen olmak üzere altmış altı e-serle meydana çıkması, teşhir edilen tablolardan bir kısmının ilk eserle-
Edith Piaf barlu söylerken
★ DÜNYANIN EN MEŞHUR BALERİNASI
Meşhur İngiliz dansözü Molra Shearer Fransızların tanınmış l»ah* urtisti Rence Jean Mnlrc’ın Paris balesinin temsil edeceği “Cermen,. deki yerini almış bulunmaktadır. Temsil Mnrigııy Tiyatrosunda verilmiş ve görülmemiş bir muvaffakiyet kazanmıştır. Molra Shearer'İn Paris balesinde yer almasına, Rence Jean Maire'ln sol bacağından ameliyat olması sebebiyet vermiştir. Yukarıdaki resim de Molra Shearer’İn temsilden evvel Marlgny Tiyatrosunda partneri Rolaııd Petlt İle provasını göstermektedir.
puklu harcıâlem bir çift ayakkabı. Boynunda Marlene Dietrich’in hediyesi bir küçük elmas put O kadar. Dakikalarca süren alkışlara başını eğmiyor, reverans yapmıyor, bir sokak kızı gibi mahcup mahcup halka bakıyor.
Edith Piaf’ın okuduğu türküler de geldiği muhitin dertlerini, acı ve sevinçlerini anlatıyor. Terkedilmiş veya erkeğine âşık kızlar, aldatılmış erkekler, sokak çalgıcıları, Ümitsizler, intihar edenler, bal musette ve java dansları.... Parisin bohem ve sefalet dünyasının basit ve mânâ dolu hâdiseleri. Kırk kere dinlediğimiz bu hiç değişmiyen meseleler bizi yepyeni birer facia gibi heyecanlandırır, birdenbire romantikleşiveririz, gözlerimiz yaşarır. Evimize dönerken Parisin acayip çekiciliği üzerinde durur düşünürüz. Nasıl da bir incir çekirdeği doldurmıyan mevzuları canlandırmağı, bir insanlık meselesi haline getirmeği bilirler...
★-------BİR CUMHURBAŞKANININ DÜĞÜN SOFRASI 4
Endonezya Devletinin Cumhurbaşkanı Dr. Esat'ın düğününde ileri gelen Endonezya liderleri hazır bulunmuşlardır. Soldan sağa doğru: Federal Başbakan Mehmet Hatta; Federal Cumhurbaşkanı Soekarno; Dr. Esat ve ismi tasrih edilmiyen bir İmam. Dr. Esat, Endonezya Birleşik Devletleri dahilinde bu mühim mevkii İşgal eden Endonezya Cumhuriyetinin başkamdir
kî
Sevim Mndra’nın muvaffak portrelerinden Bayan Lüsiyen Abdülhak Hâmld
Sanat haberleri
Sevin Madra'nın
rini teşkil etmesine rağmen, sanat muhitinde gene de memnuniyet u-yandırm ıştır.
Serginin açılış merasimi bir hayli kalabalık oldu. Şehrimizin sanat ve yüksek muhitine mensup bir çok simalar orada idi. Bunun sebebi, sanat alâkası olduğu kadar, sergideki portrelerin bu muhite mensup kimselere ait olması idi. Filhakika bunlar muvaffak olmuş portrelerdi ve karşılarına bir hayli meraklı davet ediyordu. Sevim Madra'nın bu cepheden muvaffakiyeti kendisinin portre alâ-
Srvim Madra’nın alâka uyandıran eserlerinden Bayan Nükhet Borovuiı’ıım portresi
kası yoliyle bir çok muhite resim sevgisini aşılamak bakımından tebrike değer.
Sanatkârın Akademide çalıştığı zamana ve sonralarına ait desenleri, renkli bir gravüıü de dikkate çarpıyor. Fakat Ayvalık peyzajlarından mühim bir kısmı, onun bu vadide de iyi eserler vereceğini göstermektedir. Netekim, serginin en iyi iki tablosu, 44 numaralı “Akademiden pey
i
zaj” ile 52 numaralı “Bahçe kapısı” dır. Her iki tablonun, Sevim Madra-nın bir müddet evvelki çalışına devrelerine ait oluşu, kendisini bundan böyle daha büyük bir gayretle çalışmağa davet ediyor Kuvvetli bir resim istidadına ve çalışma İmkânlarına sahip olan Şevlin Madra kendisini bu işe ciddiyetle hasrettiği takdirde, sanat hayatımıza kıymetli bir unsur kazandırmış olacaktır.— fa.
BİZİM çocukluğumuzda yalnız fik-1 re kıymet verilir, derslerinde muvaffak olan gençler takdir edilir, mükâfatlandırılır, bedene ait faaliyetler İse, hakir görülürdü. Ne mahiyette olursa olsun koşan, atlayan, oyuna heves eden çocuklara yaramaz. haylaz denirdi. İstibdat devri, topluluğu yasak ettiğinden idman etmek için beş on gencin bir araya | gelmesi imkânsızdı. Kulüp, maç, ilk gibi lügatlerin mânasını bilen bile yoktu.
Biz mahalle çocukları arasıra buluşur. görenek suretiyle öğrendiğimiz vücut idmanlarını yaparak, birbirimize bazlılarımızın kuvvetini gösterir, onlarla iftihar ederdik.
Bizim yaptığımız sporlar şunlardı:
Taş atma - adım atlama - esir almaca . hamam kızdı - halat çekişme - pişti - tura - havalama - gülle kaldırma . güreş - yüzme.
Bu İdmanların ne hocası, ne antrenörü, ne kitabı, ne sahası vardı. Üs-küdarda. Kuşdilİnde, Modada, Bey-kozda, Sultanahmette ufak bir çayırda yaşlan on beşle yirmi arasında beş on arkadaş bir araya gelir, kantere batasıya kadr koşar, atlar, güreşirdık. Bu muhtelif idmanlardan ne sıhhi bir fayda, ne alkış, ne de maddi bir menfaat beklemezdik.
Bizim sporlarımızın çok demokratik bir mahiyeti vardı. Okmeydanın-da bir yüzbaşı ile bir manav güreşir, Salacakta bir kayıkçı ile bir doktor yüzme yarışı yapar, Kuşdilİnde bir kasap çırağı ile bir mektepli adım atlar, taş atardı.
Teneffüs fiilinin yüzmede, güreşte, kürek çekmede, esir almacada mühim bir rolü olduğundan hiç birimizin haberi yoktu. Biz yalnız bazu-larımızı düşündürdük.
Fikir egzersizleri ile vücut İdmanlarını aklı başında olanlar bagdaştı-ramazlardı. Daha doğrusu memleketin münevver zümresi, spora heves eden gençleri hakir görürler, kuvvetli adaleler yalnız cahil pehlivanlarda bulunur (!) derlerdi. Vaktiyle Avrupa âlemlerinde de bu kanaat vardı. Günün birinde yalnız kafalarını işleten. geceli gündüzlü durmadan çalışan gençlerin armut sapına dönen boyunları, balmumu gibi sararan benizleri. fazla inkişaf eden zekâlarının zararına çöken göğüsleri, kamburlaşan sırtları, nihayet zedelenen sıhhatleri çocuk terbiyesi ile meşgul olan pedagoji âlimlerinin dikkatini çekti. Başta tngilizler olduğu halde bütün medeni milletler hakir görülen spora teveccüh göstermeye ve onu fikir yorgunluklarına karşı bir nevi panzehir gibi kullanmaya başladılar.
Adalelerini kuvvetlendiren, koşan, atlayan, yüzen, güreşen gençlerin zannettikleri gibi tembel, haylâz değil, bilâkis çalışkan, becerikli, afi yetil. karakter sahibi insan olduklannı gören, takdir eden milletler kolejlerinde. üniversitelerinde ona da kapılarını açtılar, zekânın, hâfızanın, dikkatin tenmiyesine sporun da yardım ettiğine İnandılar. Eskiden çocuğunuz adam olsun istiyorsanız eline kitap veriniz! diyen terbiyeciler, bugün çocuğunuz adam olsun istiyorsanız onun bir eline kitap öteki eline bir raket veriniz! diyorlar.
Sporun vücuda ve dimağa faydalı tesirine inananlar şöyle düşünüyor: Dimağ ki fikri hayatın bir kaynağıdır. O da temiz kanla beslenen vücudun mühim bir uzvudur. Kanın cevelânına, tasfiyesine hizmet eden spor faaliyetleri dimağın da temiz kanla beslenmesine hâdimdir. diyorlar.
¥ İLK BULUŞMA ★
Patscy Mondcl’ln kedisi SNÎFFY kavunoa İçindeki bataklarla galiba tanınmak arzusunda İdi. Soldu yukarıda İlk defa çorduku kırmızı balığı hayretle tetkik ediyor, üstte mığdn ırönlüAÜ acayip mahlûkun mevcudiyetinden enıln olmak İçin bir de üstten bakıyor. Soldu altta sempatisini izhar İçin burnu ile temasa geçiyor. Altta sağda (kılıkların kendlslno yüz vermeyhino üzülerek mahzun bir lıuJde duruyor.
İşte sporla kazanılan kuvvet, kudret. beceriklilik, sıhhat sayesinde insan her tuttuğu işi başarır.
Yalnız vücut idmanlarının bir nevi edebiyatı olan sporun çok şümullü olan mânâsını iyi anlamak ve o-nu ihtiyaca göre nevi ve miktarını tâyin etmek şarttır, öyle olmazsa bu önemli faaliyetten tayda yerine zarar görülür.
Spor vücut egzersislerinin edebiyatı olduğundan vücudun teşekkül devrinde yapılması zaruri olan oyun ve jimnastiklerden sonra tatbiki iktiza eder. Yanı on yedi on sek^z yaşlarına kadar devam eden vücudun teşekkül devri bitip tekâmül devri başladığı zaman yapılmalıdır. Bugün memlekette bir ıptilâ halinde İlkokul çocuklarının viraneliklerde futbol oynadıklarını gördükçe yüreğim sızlıyor.
Vücudun tekâmül devresine ait cilan sporun icap ettirdiği şiddetli cchde o körpe vücutlar dayanamadı-ğı gibi birinci gelmek, rekor elde etmek. yenmek hevesi onları haris, kıskanç, hodbin yaparak ahlâklarını da zedeler. O sebepledir ki sporu ancak adam sırasına geçmiş olan gençler yapar. Çocuk oyun oynar, jimnastik yapar, fakat spor yapmaz. Çocuk büyük adamın küçülmüşü değildir. Çocuk çabuk müteessir olan, çabuk kınlabilen. çabuk sakatlanan bir mahlûktur.
Hayatta gayenin çok ve âfiyetli yaşamak, hem kendine, hem başkalarına faydalı olmak lâzım geldiğini bilmeli ve bunun İçin de fikirla vücut arasında tam bir muvazenet tesisine çalışmak icap ettiğini daha küçük yaşta çocuklara telkin etmelidir. Çok miktarda çok kuvvetli gıda çocuk midesini yorar, onlan hazımsızlığa uğratır. Spor da böyle!
Paris mektubu
Paris Fuarına hazırlık
|3 mayıstan 29 mayısa kadar Pa-■ risin kapılarında yeni bir şehir kurulacaktır, 30.000 kişi daimi nu-fusu olan bir küçük şehir. Gece gündüz hummalı bir faaliyet içinde ya-şıyan Paris Fuarına bu sene 18 millet ve 9.600 firma iştirak edecektir.
Porte de Versailles’da Sergiler Sahası denilen geniş arazi üzerine kurulacak olan Fuar Bahçeleriyle beraber 45 hektar üzerine yayılacaktır. 1949 Paris Fuanna 250.000 ecnebi ziyaretçi geldiği halde, bu sene bu rakamın daha da kabarık olacağı tahmin edilmektedir. Çünkü mukaddes yıl münasebetiyle Romaya giden bir çok yolcular, Parlsten geçip Fuarı ziyaret edeceklerdir. Şimdiden 250 kişüik bir Brezilyalı grupunun gelmesi beklenmektedir. Kanada, İsveç ve îngiltereden de böyle toplu seyyah gruplan beklenildiğinden Fuarda Kanada, İsveç, Güney Amerika v.s. günleri yapılacaktır.
Sergiye İştirak eden milletlerin sayısı Türkiyede dahil olmak üzere 18 dir. Bu sene elektrik endüstrisine ayrılmış olan standlann. bilhassa dikkati çekeceği şimdiden dülerde dolaşmaktadır.
Hk defa olarak 1904 de kurulan Paris Fuarı, ticarî mahiyetini hiç bir zaman kaybetmiyerek Fransa Fuarları arasında büyük bir gelişme kaydetmiştir. Bu sene iştirak edenlere ve gezicilere yapılacak olan kolaylıklar arasında şunlan sayalım: Fuann hususi postası. nakliye vasıtaları, birden 1.600 kap yemek çıkarabilen lokantası, metro istasyonu ve süriyle tercümanları bulunacaktır.
*
Savfa: 7
V Mayıs 1950
►
TENİ İSTANBUL
“YENİ İSTANBUL”a İlân Mı Vermek İstiyorsunuz?
44756-57 numaradan İlâncdık Büromuzu isteyiniz.
Arzu ettiğiniz malûmatı alabileceğiniz gibi, bir
memurumuzu müessesenize göndermeye de amadeyiz.
Bol Köpüklü
I---*1 «tf&U;1
—
İKS(®
pı)P®
b„ '>°d"e
• ciWinU*J. «•*• yUlbUS0'1' 9
,. 980î
rad'nll‘
*••***“ 9 j.
•uitVı b'’ 9
| te\Vık H*«‘n * ) M cd^n‘li 9°ye' Y' temUUt-
Cildiniz çamaşır değildir..
Beyaz sabun yerine
Tuvalet Sabunu Kullanınız!
Tuvalet Sabunu 100 de 100 saftır.
- Nefis Kokulu
îrl-/; M
KONFERANS
İstanbul Elektrik Fakültesi Dekanlığından:
Fakültemiz davet'bü olarak şehrimize gelmiş bulunan Berlin Teknik Üniversitesi eski Elektroteknik Ord. Profesörü, hilen Graz Teknik Üniversitesi elektrik tesisatı Ord, Profesörü Dr. Günther Oberdorfer "Enerji nakli,, konulu ikinci seri konfe-ranslannı Teknik Üniversitenin merkez binasında 15 mayıs pazartesi, 16 mayıs salı, 17 mayıs çarşamba günleri saat 17 de A 501 Anfislnde verecektir. Bu konferanslara İsteyen gelebilir.
(6325)
Dünyaca maruf İsveç çeliğinden mamul
VOLVO
KAMYONLARININ
1303/1304
201/ 202
MEHMET KAVALA
Tahir Han Galata
V
TÜRKİYE GENEL MÜMESSİLİ:
Telefon 40480-42678 Telgraf: Lamet İstanbul
Türklyedekl arazi ve yol vaziyeti gözönünde tutularak, getirttiğimiz en elveripli tiplerini aayın müşterilerimize arze-dlyoruz: Model Fabrika _____ tonajı
249
Motör Hususiyetler
cinsi
7 DİZEL 5 ileri 1 geri vitesli, uzun şaşı. 2200 devirde 100 fren beygir kuvveti
8.5 BENZİN Takvlyetl, orta ve uzun şayi, 3000 devirde 90 fren beygir kuvveti
2.5 BENZİN Kamyonet - kaptıkaçtı, şoför mahalli ve şoför mahalslz. 3600 devirde 90 fren beygir kuvvetinde
Kesik burunlu DİZEL ve normal burunlu BENZİN motorlu uzun otobüs şasileri.
---BUGÜN--------
TAKSİM Eczanesi
Açıktır.
Ankara Okuyucularımıza...
Gazetemiz hergün ilk uçakla Ankaraya gönderilmekte ve derhal otomobil veya bisikletle evlere dağıtılmaktadır. Bütün gayretlerimize rağmen "YENÎ ÎSTANBUL"un ellerine geç veya İntizamsız geçtiğinden şikâyeti olan abonelerimizin arzularını Ankara büromuza bildirmelerini rica ederiz.
Büromua doğrudan doğruya abone kaydı yapmakta ve İlân kabul etmektedir. Acele İlânlar telefonla îstanbula bildirilmektedir. Ankara büromuzun adresi:
Kâzım özlap Cad. No. 1/9 Ilgar Apt.
Telefon: 16112 YENİŞEHİR
ELEKTRİKLİ ÇAMAŞIR MAKİNELERİ ve
ELEKTRİK SÜPÜRGELERİ
En çok beğenilen
DÜĞÜN HEDİYELERİDİR
M ATAŞ
G AL AT A TAHİR HAN. Tel. s 44996
Sayın doktorlarımızla diş tabiplerimizin nazarı dikkatine Evsaf ve teknik üstünlükleri dolayısiy-le, az zamanda gördükleri büyük rağbet ve yakın alâkadan dolayı, her türlü dişçi âlet ve cihazlarımızla, tıbbi cihazlarımız bol miktarda temin edilmiştir. İhtiyaç sahiplerinin mağazamızı teşrifleri, menfaatleri icabıdır.
TÜRKİYE GENEL MÜMESSİLİ î
MEHMET KAVALA
Galata, Tahir Han
Telefon: 40430 - 42673 Telgraf: Lamel İstanbul TEŞHİR VE SATIŞ MAHALLİ :
Tepebaşı, Alp Oteli altında
Divriği Demir Madenleri
İşletmesi Müdürlüğünden :
1 — Sivas - Erzurum demiryolu üzerinde Cürek istasyonunda bulunan demir madenleri ambarlarında hiç kullanılmamış muhtelif cins malzeme kapalı zarf usulü ile 23 mayıs 1950 salı günü saat 15.30 da satılacaktır.
2 — Satış işletmenin Cürek'tekl merkez binasında Satın Alma Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartnamelerle malzemelerin nelere ait olduğuna dair listeler Sivas, Divriği, Erzincan belediyeleriyle Ankaraıla Eti-bank Genel Müdürlüğünde. Istanbulda Etlbank şubesinde ve Cü-rek’te işletme merkezinde her gün görülebilir. Her grup malzemenin muvakkat teminatları listelerde yazılıdır.
4 — isteklilerin belirli gün ve saatte makbuz ve teklif mek-tuplarlyle Komisyonda bulunmaları veya posta ile göndermeleri ilân olunur.
Kırklareli 11 Daimî
Komisyonu Başkanlığından:
1 — Kırklareli - Babaeski yolunun 264-066—29-1-294 (İncil kilometreleri arasında yapılacak esaslı şose Injaatı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Keşif bedeli 38401 lira 01 kuruştur.
3 — Eksiltme 26-5-1050 tarihine rastlayan cuma günü saat onaltıda II daimi komisyon odasında yapılacaktır.
4 — İsteklilerin (tatil günleri hariç) en az üç gün evvel valilik makamına müracaatla yeterlik belgesi almaları lâzımdır
5 — Eksiltmeye gireceklerin 2400 sayılı kanun hükümlerine göre hazırlayacakları ve buna bağlı 1050 yılına alt tlracet o-dası vesikası ve 2887 liralık geçici garanti mektubu veya makbuzlarını havi teklif mektuplarını eksiltme saatinden asgari bir saat evvel 11 daimi komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde vermeleri şarttır
6 — Bu İye alt tartname ve sair evrakları her gün il daimi komisyon ve Bayındırlık Müdürlüğü kaleminde görür vc bedelsiz olarak alabilirler
Güzel ve faydalı ilânlar
Postada vaki olacak gecikmeler nazarı dlkkata alınmaz.
(6038)
YENÎ İSTANBUL’da çıkar
KATRAN HAKKI EKREM
BA$.DİŞ. NEZLE. ADALE .SİNİR ROMATİZMA ve butun ağrılara karşı _ günde 3 kaşe aünabiür. ——_
Alınan Menseli ------
SIVA TELİ
İthal edildi.
Ralli Han No. 6/8
Telefon: 20166
Telg. CANKOÇ — İstanbul
V
W
Carnera 44 ünde tekrar
boks hayatına başlıyor
Eski dünya şampiyonu antrenman yapıyor
Dlinkü maçta Beşiktaş santraforu Bülent Sunderland lı ScotMtn'u geçmeğe çalışırken.
-•
B. T. G. Müd. Futbol Federasyonu Bakanlığımdan:
ıgilizler, kendilerini zorlamadan oynadılar
A*
i
New-York. 13 (AP) — Prlrno Car-nc a’nın tekrar boksa başlıyacağı hr beri, New-York boks mahfillerinde dolaşmaktadır.
Bu haber, hayret uyandırmıştır. Çünkü, Carnera hem artık yaşlan-m ştır. Kendisinin güreşten iyi para kazandığı bildlrilmegtedir.
Bazı çevreler, bunun, Carnera’nın güreş turnesinin muvaffakiyetini arttırmak için tertiplenmiş olduğunu 1-lerl sürmekte İseler de, müsabaka ha-z»Hayıcısı Billy Johnston, kardeşi Chaley’ln, Carnera ile Joe Louis’l karşılaştırmaya çalıştığını bildirmiş-
Beşiktaşlılar, bugün Amerikaya gidiyorlar
Beşiktaş takımı bu gün saat 15,30 da bir Amerikan uçağı ile New-Yor-ka hareket edecek ve Amerikada 10 maç yapacaktır. Beşiktaş takımı Sadri Usoğlu ve Hakkı Yetenin başkanlığında şu oyunculardan müteşekkildir.
Feyzi, Mehmet, Yavuz. Vediî, Hüseyin, Leon, Ali Ihsan, Süleyman. Bülent, Fahri, Kemal. Şükrü, Şevket.
Bir aydan fazla sürecek olan bu Amerika seyahatinden sonra Si-yah-Beyazlılann dönüşte Londra da da iki maç yapmak ihtimali vardır.
Paddy Young, Fusari’yi yendi
New-York, 13 (AP) — New-York-lu orta sıklet boks şampiyonu Paddy Young, dün akşam Charlie Fusari’yi sayı hesabiyle mağlûp etmiştir.
Joe Walcott, Ten Hoff’la
28 mayısta dövüşecek
Alman
Julius daha mayısta
Schwetzingen (Almanya), 13 (AP) — Joe Walcott, Alman şampiyonu Hein Ten Hoff ile yapacağı maç için antrenmanlarına başlamıştır.
Bir antrenmandan sonra, yan ağır boks şampiyonu Schmidt, "Walcott, Hoff’dan çetin" demiştir. Maç. 28 Manheimm’de yapılacaktır
Tahmin müsabakamız umduğumuzdan büyük bir rağbet gördü. Gönderilmiş olan 10.006den fazla kupon bunun en bârlz ölçüsüdür. Dünkü maçtan öncjB bazı okuyucularımız bize müracaatla henüz görmedikleri bir takım için tahmin yapmanın güç olduğunu İleri miirerek hiç değilse Beşiktaş maçından sonra da kupon kabul etmemizi istediler. Bu, hakikaten haldi bir istekti. Bu sebeple genç milli takımımızın karşılaşacağı Malı günü akşamına kadar kupon neşretmeye karar verdik. Bu suretle Beşiktaş takımı lebinde talimin yapmış ve dünkü neticeden sonra kaybetmiş okuyucularımızın da diğer müsabakaların tahminlerine iştirak etmeleri mümkün olabilecektir.
Dikkat
MÜSABAKA DEVAM EDİYOR
SunderJand'ın önümüzde-
ki 3 maçına aiı tahmin kuponlarını salı günü saat 16 ya kadar kabul edeceğiz. O günden sonra hiç bir kupon kabul edilmiyecektlr.
Bir radyo veya bir pikap kazanmak istemez misiniz ?
takımlarından biri otan SuııderlandTu I muhitimizde heyecanla karşılanan bir
İlk sualdeki "En çok golü hangi takım atacaktır?,, cümlesinden kaslt galibiyet değildir; İngiliz takımının kalesine hangi takımın en çok gol atacağı* dır. Meselâ Fener mağlûp olmasına rağmen İngiliz kalesine 3 gol atmaya muvaffak olursa, ve hu netice Türk takımları İçinde en çok goLlü netice İse kuponlarında (Fener — 3) olarak cevap vermiş olanlar tahmini doğru yap mıhlardır. Bundan sonraki safha, torbadan isimlerinin çıkma şansına kalmıştır
ingilterenin en kuvvetli profesyonel Türkiye seyahat! hiç şüphe yok ki spor hâdise olmuştur Gazetemiz, sporla alâkadar olan ve sporu seven okuyucularına bu heyecanın bir de eğlenceli tarafını U&ve etmeyi düşünerek maçların tahmin müsabakasını yapmıştır.
Tahminlerinde muvaffak olanlar arasında çekilecek kurada kazananlara listede bildirilen hediyeler verilecektir
MÜNabakamızın sualleri şöyledir :
1 — Sunderland'a en çok golü hıınx> takım atacaktır?
2 — Talimin ettiğiniz takım kaç gol atacaktır?
3 — Oyunlarda penaltı olacak mıdır? (Olacaksa adet yazılacak). Aşağıdaki kuponda takım İsmi ve gol adedi yazılacak yerler boş bırakıl mıhtır Ayrıca altında adres İçin de yer bırakılmıştır. Bu kupondaki sualleri cevaplandırarak mektuplarınızı İdarehanemize gönderiniz. (Mektupların üzerin»* ‘Sunderland*. kaydını ilâve etmeyi unutmayınız.
Müsabaka şartlan :
1 — İkinci müsabakanın vnpılucağı gün saat 16 ya kadar elimize geçen mektuplar tasnife tâbi tutulacaklardır. Geç kulunlar nazarı İtibara alınmı-yaraktır.
îstlyen bu kuponları 3 maç İçin ayrı ayrı kullanabildiği gibi, kuvvetle inandığı neticede isabet nispetini arttırmak için aynı neticeyi 3 defa yazabilir, ve istediği kadar kuponlu müsabakaya İştirak edebilir. Müsabakaya iştirak İçin kupon adedi bahis mevzuu
2 — Gazetemizden kesilmiş İtibara alınmaz.
3 — Taşradan gönderilecek
veriliş tarihine göre nazarı itibara alınacaktır.
İZAHAT:
Bu tahmin müsabakamıza İştirak edenler arasında İlk tasfiye yapıldıktan sonra neticeyi doğru tahmin edenler arasındaki kura noter huzurunda yapılacaktır-
değildir.
kuponlara yazılmamış olan tahminler nazarı
olan mektuplar elimize geç de geçse, postaya
e
Nııııdei'kııuL Iteşiküısı 3-0 nuıglıîp (4li
* ’ • *
Sunderland’ı
seyrederken
ingilterenin gol kıralı meşhur Dawis hasta olduğu için takımda yer almamıştı. Misafirlerin hücum hattı belki de bunun için beklendiği kadar güzel oynayamadı
tir.
Billy: "Ben ve kardeşim Carnera-nın mevcut ağır sıkletler içinde en I-yisi olduğunu ve ringe dönmesi icap ettiğini sanıyoruz., demiştir.
Carnera bugün batı sahilinden buraya gelecek ve pazartesi günü. A-merikanın en güzel vücutlu eıkeği seçilmiş olan Gene Stanley ile bir'güreş maçı yapacaktır. Fakat, Carnera 44 yaşında olduğu için. New-York’ta güreşememesi icap etmektedir zira. Ne\v-York Federasyonu 40 yaşını geçmiş olan kimselerin güreşmesine müsaade etmemektedir.
Genç millî takım namzetleri davet ediliyor
Suriyede ve tstanbulda yapılması mukarrer Türkiye - Suriye ve Türkiye - İran milli maçlarına hazırlık mahiyetinde olmak üzere İngiliz Sunderland takımına karşı oynıyacak o-lan aşağıda isimleri yazılı milli ve milli takıma namzet futbolcuların 16.5.1950 tarihine müsadif salı günü saat 15 te İnönü stadında futbol malzemeleriyle birlikte hazır bulunmaları ehemmiyetle tebliğ olunur.
Bu futbolcular Stad Müdürlüğü kapısından gireceklerdir.
Galatasaraydan: Turgay, Naci,
Muzaffer, Doğan. îsfendiyar. Reha.
Fenerbahçeden: Hilmi, Kâmil Ha-lit, Lefter, Erol. Samim.
Vefadan: Galip. Rahmi, Şükrü, Melih.
Demlr*por (Ankara): ismet. Mustafa.
Gençlerbirliği (Ankara): Ayhan.
İstanbul - Ankara atletizm yarışmaları yapılacak
Ankara bölgesi 27 mayısta İstanbul - Ankara puvanlı yarışması için 20 kişilik İstanbul takımını davet etmiştir. Ankarada yapılacak olan bu yanşmanışn hedefi millî takımı şimdiden seçme yoluna gitmektir. İstanbul takımını Atletizm Ajanı Ali Rıza Sözeralp götürecektir.
Sunderland Maçlarını tahmin
Okuyucularımıza zengin ikramiyeli ve çok zevkli bir müsabaka hazırladık
İngiliz profesyonel Sunderland takımı dün İnönü Stadyomunda 25 bini aşan bir seyirci önünde ilk maçını Beşlktaşa karşı yaptı. Profesyonel bir İngiliz takımının şehrimizde yapacağı maç geniş bir alâka mış olduğundan stadyom daha saatlerde dolmıya başlamıştı, tam 17 de Hakem Sulhi Garan
ya çıkarak takımları davet etti. İlk evvelâ misafir profesyonel Sunder-land’lılar ağır adımlarla sahaya girdiler ve halkı "sağol” diye selâmladılar. Misafirleri takiben de BeşLk-taşlılar gözüktüler. Her iki takımı seyirciler uzun uzun alkışladılar.
topla-erken Saat saha-
Sunderland
Mapson
Stelling, Hudgell
Ssotson, Walshe, A. Wright Duns, Broodis, T. Wright, Shackleton, Reynolds.
Beşiktaş
Mehmet
Kemal. Vedit
Ali İhsan, Kâmil. Hüseyin Süleyman, Recep, Bülent, Fahreddin Şükrü.
Oyuna tngilizler soldan seri bir akınla başladılar. Beşiktaş haf hattında kesilen bu hücuda top Süley-mana kadar geldi. Süleymanın havadan kaleye doğru ortaladığı topu İngiliz müdafii Stelling rahat bir vuruşla uzaklaştırdı. İkinci dakikada santrhaftan inkişaf eden bir akında sağiçe geçen topu çok ustalıkla çeken Wright Beşiktaşlı müdafilerin müdahalesine rağmen kale direğine çarptırdı. Direkten solaçığa kadar giden topu Reynolds tekrar ortaladı ise de Mehmet yakaladı. Onuncu da-
KARSAN
Vedat ETENSEL
HEDİYELERİNİZ
Sunderiundlı Broodls. Beşiktaşlı Kemalin yanından sıyrılırken
2 — Tahmin ettiğiniz takım kaç gol atacaktır ?
3 — Maçlarda kaç penaltı olacaktır ?
İsim
Adres
ı
2
3
4
5
6
1
8
9
İnciye: Philips marka bir radyo, nelye: Luxor marka bir pikap, üncüye: Shcaffer's marka altın uçlu dolma kalem, üncüye: Bir çift spor ayakkabı (Tanca mağazasından), inciye: Güzel bir spor gömlek (Mayer mağazasından), acıya: Yeni İstanbul'a bir yıllık abonman, nclye: Yeni İstanbul'a 6 aylık abonman.
İnciye: Yeni İstanbul'a fi aylık abonman, ve 10 uncuya Yeni İstanbul'a 3 er aylık nhonmnn
1 — Sunderland’a en çok golü hangi takım atacaktır ?
Beşiktaş, bütün eforunu sadetti. Fakat bilhassa böyle bir takım karşısında havadan oynaması
büyük bir hatâ idi
kikada Shackleton, Hüseyin! üzerine çekerek Wrighte müsait bir ras verdi, fakat VVrightin sıkı şutunu Mehmet kurtardı. Dakikalar ilerledikçe tngilizler oyunda nisbt bir hâkimiyet tesisine muvaffak oluyorlardı. On i-kinci dakikada Kâmil bir çarpışma neticesinde sakatlanarak oyundan çıktı, yerine Leon girdj. Üç dakika sonra sağaçık Süleyman kaleye tehlikeli bir akın yaptı. Stelling topu kaleciye çevirerek akını akim bıraktı. Beşiktaşlılar takımlarında ufak bir tadilât yaptılar. Bülent solaçıga. Şükrü de santrfora geçti. 23 üncü dakikada Siyah-Beyazlılar muhakkak bir gol kaçırdılar. Şükrü iki Sunderland müdafiin arasına girerek topu Bülent’e yuvarladı, fakat Bülent bir an durakladığı için topa olan hâkimiyetini kaybetti ve kaleci Mapson topu yakaladı. Bu suretle Beşiktaş muhakkak bir golden mahrum kaldı Birinci gol
Yirmi yedinci dakikada soldan in-şikaf eden bir akında santrfor Wriht topa girdi. Ceza sahasında Vedil yere yatarak kurtarmak istedi ise de Wrlght topa tekrar hâkim oldu ve sert bir vuruş yaptı. Kaleci Mehme-din göğsüne çarpan top, tekrar Wright’e geldi, eşape bir pas Sunderland’a ilk golü kazandırdı.
İkinci gol
36 ncı dakikada Shackleton ceza çizgisini nsagına kadar sürdüğü topu kalenin solundan ve üst köşeden İkin
ci golü kaydetti. Hemen akabinde Bülent yine Şükrünün hazırladığı bir fırsatı dışarı atarak kaçırdı. Ve devre 2-0 İngllizlerin galibiyetiyle kapandı.
İKtNCÎ DEVRE
İkinci devrede Beşiktaşlılar kaleye Mehrnedin yerine Feyziyi alarak çıktılar. Üçüncü dakikada Ingllizler güzel bir akınla Beşiktaş kalesi önüne kadar geldiler. Scotsondan VVnıshe ge çen topu Wâlshe güzel bir vücut ça-lımiyle Shackletona geçirdi. Shackleton kaleye şut çekeceği sırada Ali İhsan yetişerek topu kalesinden u-zaklaştırdı. Bu arada Bülent oyundan çıktı. Yerine Şevket girdi. Şevketin takıma ütihakı muhacim hattının bozulan ahengini biraz yerine getirir gibi oldu. Hüseyinden, Şükrüyü bulan topu Şükrü bekletmeden Şevkete aktardı, fakat Şevketin şutunu İngiliz kalecisi Mapson soğukkanlı bir hareketle kurtardı. Hakem ceza vuruşu verdi, İngiliz kalesinin önü karıştığı sırada Şüktü yetişti, fakat çektiği şut kalenin üstünden aştı gitti. On beşinci dakikada yine Shackleton çok güzel bir vücut çalımiyle i-kl Beşiktaşlı oyuncuyu ekartv ederek sıkı bir şut çekti, top kalenin üstünden dışarı çıktı.
İngllizlerin son golü
İki dakika sonra solaçık Reynolds, saghaf Wrightten uzanan topu ancak profesyonel oyuncuların yapabileceği bir hareketle, üç oyuncu atasından topu hiçbir oyuncuya değdirmeden
memnun eden cihet ve oyuncularımızın misafirlerimize karşı sempati tezahürü ve olmuştur.
geçirerek, ceza çizgisi içine girdi ve sıkı bir şutla üçüncü Sunderland golünü Beşiktaş ağlarına taktı. Yorulmadan. ağır ağır bir tarzda oyuna devam eden İngiliz profesyonelleri tekrar sagaçıkları vasıtasiyle kaleye sarktılar. Hüseyin Sunderland’lınm beline sarılarak durdurdu. Hakemin verdiği ceza vuruşunu Feyzi güzel bir plonjonla kurtardı. 23 üncü dakikada İngiliz takımının en iyi oyuncusu olan Shackleton, haflarından aldığı topla Beşiktaşlıları vücut hareketiyle atlattı ve daha iyi pozisyonda bekliyen santrfor \Vrighte geçirdi, Wrightin yavaş çektiği şutu Ali Ihsan çevik bir hareketle çeldi ve bu suretle Beşiktaşlılar bir golden kurtuldular. 30. dakikada Walshe sağ taraftan kaleye süzülürken Beşiktaş müdafii Kemal topu kornere çıkara rak önliyebildi. Sunderland ’lıların sağdan çektikleri fevkalâde korner kalenin tam içine süzülürken Vedii topun istikametini değiştirecek bir kafa vuruşiyle tehlikeyi önlemiş oldu. 38 nci dakikada yine soliç Shack-letonun. sağaçığa kadar gönderdiği uzun pasla sağaçık kaleye daldı, fakat bunu da yerinde bir hareketle u-zaklaştırdı. Rahat ve deplasmanlı bir oyun oynıyan Ingüizler Beşiktaş nısıf sahasında oynarlarken hakemin düdüğü oyunu sona erdirdi.
MAHŞERİ bir kalabalığa sahne olan dün İnönü stadında Ingiltere Federasyonunun müşahit olarak gönderdiği temsilcisinin önünde Sunterland takımının oyununu seyrederken beni en ziyade halkımızın kıymetli gösterdiği
sportmence hareket
Evvelce vukubulan bazı nâhoş hâdiselerin bıraktığı fena intihaların son izlerini de silmeğe vesile teşkil edecek ve Türk futbolu için iyi bir not olarak kaydedilecek olan bu hali burada spvlnçle helirtmeyi bir vazife bilirim. Maçın teknik tahliline gelince:
Dünkü maçı aeyretmiyenler için neticeye bakıp da oyunun veçhesi hakkında edinecekleri fikir hiç te hakikatin ifadesi olmıya-caktır. Gerçi maççı Sunderland açık sayı farkiyle kazanmıştır. Fakat maçta bizzat hazır bulunanlara oyunun cereyan tarzı Siyah-Beyazlılann böyle bir akıbete duçar olduğu hissini vermemiştir.
Birinci devrede rüzgârı arkasına alarak Şükrünün de takımda yerini almasının verdiği şevk ile oynayan Beşiktaş, hadımlarını bir hayli sıkıştırmış ve bütün devre müddetince hâkimiyet tesis etmeğe muvaffak olmuştur. İngiltere kupasını kazanan ArsenaTı bu mevsim İçinde dört defa yendiklerini, kendi ağızlariyle beyan eden ve Ingiltere İlk maçlarında daha bir hafta evvel üçüncülüğü kazanmış olarak şehrimize gelen Sun-terland’m birinci devrede Be-şiktaşm karşısında düştüğü â-clz vaziyet futbolumuzun küçümse nemiyec ek değerini bir kere daha ortaya koymuştur. Nt yazık ki, Siyah-Beyazlılar bu üstünlüklerinin semeresini elde e-demediler. Kale Önünde biraz daha becerikli olabilseydiler bir kaç gol ihtiyatı tesis etmeleri pekâlâ mümkün olabillrdL Hele Bülendin kalenin üç metre yakınında önünde kimse olmadığı halde yakaladığı topu gole tahvil edememesi bir talihsizlik eesri sayılabilir. Bu golün, o-yuncuların maneviyatı üzerine büyük tesir) olacaktı. Beşiktaş muhacimlerinin kuvvetle esen rüzgârı hesap etmiyerek paslaşmaları ve şüt çekmeleri ya topun ayaklarından açılmasına veya çekilen sütlerin havadan gitmesine sebep olmuş ve bu yüzden ele geçen bir çok bulunmaz fırsatlar heder olup gitmiştir. Birinci devrede Beşiktaş gü zel oynamış, fakat Sunterland' devreyi galip bitirmiştir. Bu dn futbolda gayenin yalnız güze! oynamak değil, sayı çıkarmak esasına dayandığının açık bir misalidir.
Beşiktaş idarecilerinin, takımın Amerikaya seyahati arifesinde bu nokta üzerinde durarak buna bir hal çaresi aramaları zannedersem yerinde olacaktır.
Beşlktaşın yediği üç golden ikinci golde hatası vardır, yan hakemi
türkün bayrak sallamasına rağmen ofsaytten yapılmıştır.
Oyun başlamadan evvel, iki takım sahaya çıkınca hakemin ortadan kaybolarak Şükrünün oynamasına müsaade edilip edil-miyeceği meselesini sahada halletmeye kalkması ve bu sebeple oyuncuları uzun müddet bekletmesini doğru bulmadık. Halkı hafif tertip haklı bir asabiyete sevkeden bu hale meydan verilmemesi ve bu işin içeride halledilmesi herhalde çok daha iyi olurdu.
kalecisinin bariz Üçüncü gol de Mustafa Güven-
Sunderland takımında soliç Shack-leton ve santrfor VVright fevkalâde bir oyun oynadılar. Bilhassa Shackle-ton bir futbol artisti gibi bütün o-yun müddetince nazarı dikkati çekiyordu Takımla beraber gelen gol kıralı Davjt, antrenmanda sakatlandığı için Beçiktaşa karşı takımındaki yerini alamamıştı.
M
4
Comments (0)