MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
T„i« eden: HABİB EDİB TÖREHAN
Sayı 136 — 10 Kuruj
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8
Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Türkiye İçin eoneliği 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
llânl arı 6 ncı aahifede santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Telefon: 44756-44757 Santral
Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul
İÇ ve DIŞ POLiTiKA
(___ 7 4/ IV/1950 -'
"Soğuk harp”i idare edecek müttefik genelkurmayı
A MERİKA Hükümeti, Dışiş-leri Bakanlığında, “Soğuk harbe tatbik edilecek Amerikan stratejisini tâyin edecex„ bir “yüksek şûra” kurmaya karar vermiştir. Eğer bu şûra, münhasıran. bu sahada alınması gerekli tedbirleri tâyin ve tavsiye etmekle kalmaz ve tatbikatı da idare ve temin edebilirse, Amerikanın bıı karan, alkışlanmaya cidden lâyıktır. Nev’ine münhasır olan bu çok garip harbi kazanabilmek için, az çok akademik mahiyette bir “yüksek şûra., değil, bütün teknisyenleri, harekât müdürleriyle, hakikî bir genelkurmay tesis etmek lâzımdır.
Biz daha da ileri giderek, yalnız Amerikanın böyle bir genelkurmaya sahip olmasını kâfi bulmuyoruz. Sovyetler Birliğine müteveccih olan “soğuk harp"e bir çok milletler iştirak ve Atlantik Paktı kaııaliyle hattâ ittifak halindedirler. Bunun dışında, bu büyük savunma sistemine, şu veya bu sebeple dahil olmamakla beraber. Türkiye gibi, demokrasi âleminin savunmasında başta yer alan memleketler de var. Bütün bu memleketler. Amerikada kurulan teşekkülün genişletilerek, milletlerarası kuvvetli bir teşkilât haline getirilmesinde menfaat sahibidirler. Bu itibarla, “soğuk harp genelkurmayı”, müttefiklerarası bir mahiyet almalıdır.
Şüphe yok ki, müttefiklerara-sı bu genelkurmay, hakikî harbe olduğu gibi müşterek ve tek başkomutana da sahip olmalı ve bu başkomutana geniş salâhiyetler verilmelidir.
Haber verildiğine göre, tesisi bildirilen yüksek strateji şûrasının başına Mr. Philip Jessup getirilecektir. Mr. Jessup, dün verdiği beyanatında, düşüncelerini şu suretle ifade etmektedir: “Asya memleketlerini dolaşırken. harp içinde bulunduğunuzu gayri ihtiyarî hissediyorsunuz.,,
Jessup “soğuk” kelimesini kullanmaya lüzum görmemiş ve sadece “harp” ten ve Hindiçinî ile Koredeki mücadeleden bahsetmiştir. Zaten, şu “soğuk harp,, tâbirini tamamen terket-mek zamanı acaba gelmedi mi ?.
İçinde yaşadığımız devirde, milletlerarası ihtilâfları tâyin ve tarif eden klâsik mefhumlar artık hiçbir mâna ifade etmemektedir. Şüphesiz, ordular hâlâ ayaktadır ve bir gün gelir, kapışabilirler. Fakat, Sovyetler Birliğinin de bir gün, kızılordu-yu hiç harekete geçirmeye lüzum görmeden, sırf, diğer memleketlerdeki — sözde millî — komünist partileri ve "beşinci kollar”ı kullanarak batı demokrasilerini yıkmaya teşebbüs etmesi de pekâlâ tasavvur edilebilir. Zaten bu “beşinci kollar”, yalnız Hindiçinî ve Korede değil, hemen bütün dünyada daha şimdiden harekete geçmişlerdir. Bunların yalnız tabiyesi, mahallî şartların icabettirdiği farkları göstermektedir. Şu halde, bu kuvvetleri yoketmek için girişilecek harpte, kullanılacak kuvvetlere ve bunların harekâtına mahsus bir plâna ihtiyaç vardır. Philip Jessup’un riyasetinde teşekkül edecek şûranın, ilk iş olarak bu karara varacağı şüphesizdir. Bu karar alındıktan sonra ise, hemen yukarıda bahsettiğimiz müttefiklerarası genelkurmayın teşkiline geçilebilir.

Yaz saatinin bu gece
Bu gece yansı saatlerinizi
1 saat ileri alınız
Cumartesiyi pazara bağlayan gece yansından İtibaren yaz saati tatbik edilecektir. Bu itibarla okuyucularımızın saatlerini bu gece yansı bir saat ilen almayı unutmamalarını nca ederiz.
______________________________>
i
Birleşik Amerika soğuk harp yüksek konseyi kuruluyor
Jessup konseyin başına getirildi
Amerikanın Asya siyaseti 6 prensipe istinat ettirildi -Jessup, Japon barış andlaşmasmın zamanı geldiği fikrinde
A
Philip Jessup, Amerikanın fevkalâde Büyükelçisi
Nevv-York, 14 AA. (AFP) — New-York Times gazetesi siyasi muhabirinin bildirdiğine göre, Dışişleri Bakanı Acheson, Bakanlıkta "soğuk harp”te Amerikanın tabiyesini tesbit etmekle vazifeli bir yüksek konsey ihdasına karar vermiştir.
Bu suretle Amerikanın Sovyet teşebbüslerine karşı harekete geçecek tek memleket ^olarak kalması önlenecektir. .
Muharrir, strateji komitesinin başına Fevkalâde Büyükelçi Philip? Jessup’un getirileceğini ve kendisine Dışişleri Bakanlığı yüksek memurlarının yardım edeceklerini bildirmektedir.
Asyadaki Amerikan siyasetinin altı temeli
Washıngton, 14 A.A. (AFP) — Birleşik Amerika Fevkalâde Büyükelçisi Philip/» Jessup dün akşam yaptığı radyo konuşmasında. Birleşik Amerikanın Asya siyasetinin dayandığı 6 prensipi belirtmiştir:
1 — Birleşik Amerika her milletin müstakil olmaya, kendi kendini idare etmeye ve seçeceği vasıtalara göre kendi meselelerini halle hakkı olduğu kanaatindedir
2 — Birleşik Amerika demokratik hükümet şekli taraftarıdır ve bu şeklin tatbiki mümkün olan her yerde bunu teşvik edeı.
3 — Birleşik Amerika, istiklâllerini muhafazaya azmetmiş olan hür milletlerin kendilerinin hür kalmasını sağlayacak .olan askeri yardımı hakkettikleri kanaatindedir.
4 — Birleşik Amerika kendi gücünün hududu içinde teknik müzaheretinim arzu edildiği her yere ödünç verme şeklinde, iktisaden yardım eder.
5 — Birleşik Amerika zihniyet ve siyasetini tanıtmak ve komünistlerin giriştikleri iftira hücumlarından
Venizelos, istifa sebebini bir tebliğle açıkladı
Plastiras, yeni kabineyi bugün kurmak ümidinde bulunuyor
Londra 14 »YtRS» — Üç beri Yunanistandaki idareyi y tutan Venizelos Hükümeti, dü şam İstifasını vermiş ve Kıral Paul, yeni Kabinenin kurulmasını General Plastiras’tan istemiştir.
General Plastiras, daha geniş bir Parlâmento zümresine dayanan bir koalisyon kabinesi kurmak için çalışmalarına başlamıştır. Yeni Kabineye, General Plastiras, Çuderos ve Papaan-dreu’nun Partileri de alınacaktır.
Venlzeloa’un Tebliği
Atina 14 (AP) — Venizelos Kabinesi yayınladığı bir tebliğde. İstifa sebeplerini şu şekilde belirtmiştir:
1. — “Müttefik faktör,, (Amerikalılar) başka bir hükümet tercih etmiştir.
2. — Aynı cihetin, müşkül meselelere derhal bir hal çaresi bulunması hususundaki talebi ve bunun daha geniş bir hükümet tarafından başarılabileceğine dair tavsiyesi. (Bu, Amerikan elçisi Henry Grady’nin geçenlerde verdiği muhtıraya bir telmihtir. Elçi, bazı idari ve mali reformlar yapılmaması halinde Amerikan yardımının kesilebileceğini belirtmiştir.)
3. — General Plastiras’ın dün Kabi-
haftadan elinde n ak-
W
Ruhr meselesinde
Fransa ekalliyette
Mülkiyet meselesini
Almanlar halledeceklermiş
Paris 14 (YİRS) — Rhur endüstrisinin mülkiyeti bahsinde. Alman-yadaki Müttefik Yüksek Komiserleri arasında anlaşmazlık başgöster-mlştir. Ekalliyette kalan Fransız mümessili François Poncet’dır.
Poncet, hükümetine müracaat ederek, Rııhr endüstrisinin mülkiyetini tâyin hakkının Almanlara bırakılmasını protesto etmiştir.

Trygve Lie’nin Rusyaya gideceği söyleniyor Lake Success 14 AA. (United Press) — Bugünkü basın toplantısında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygve Lle, dünya teşkilâtı çıkmazı ile ilgili ve önemi haiz bir meseleyi Kremlinle görüşmek üzere önümüzdeki ay içinde Moskovava gitmesi ihtimalinin bulunduğunu söylemiştir. Bununla beraber Genel Sekreter üç haftalık Avrupa seyahati esnasında Sovyet başşehrini ziyaret et rneaı hususunda kat! bir karar a-( hnmadığını belirtmiştir.
Şimdi, partilerin tam listeleri bekleniyor
C. H. P. nin tam aday listeleri 18 nisanda İlân olunacak - D. P., Yargıtay Başkanını İstanbul ve Izmirden aday gösterecek
İzmir 14 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — C. H. P. Divanının yapacağı olağanüstü-toplantıda bulunmak üzere İzmirdekl Divan üyeleri bugün Ankaraya hareket etmişlerdir. Divan üyeleri, Divanın bilhassa illerden seçilmeyen % 30 lan kararlaştıracağını, yoklamada kazanmayan adayların Divanca, seçim kabiliyeti olmamalan itibariyle, seçileceklerini zannettiklerini beyan etmişlerdir. % 30 1ar tesbit edildikten sonra C. H. P. nin listesi yakın bir ihtimalle 18 nisan günü gazetelere tebllg> olunacaktır.
Ankara 14 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — D. P. merkezinden öğrendiğimize göre Yargıtay Birinci Başkanı Halil Özyürük bu parti tarafından İstanbul ve Izmirden namzet gösterilmiştir.
luntmmiiimuTtlmmîwHûııgı|HHiüdlHlMi|lUiHltwullliurtituttımumitıiıtmhh*ıüHiiııııırııuT-*ıLt il mu Mimimi ııkum ' ^ ınr«-ıılıu^i!iMjt I»üiiıuü»rr_-J-UMUU1M1WX —♦uırr:
tÇ SAYFALARDA
ÎKÎNCÎ
İnkılâpta istikraT
ir-ir-k
ÜÇÜNCÜ
Bugünkü Suriye partileri Said Bilâl Çakıroğlu Ortaokul ve liselerde yeni imtihan prensipleri hakkında teklifler Dr. H. Fikret Kanad
DÖRDÜNCÜ
Mezarı bekliyen adam (Hikâye)
Spor
BEŞİNCİ
Orman nedir ?
Prof. Dr. Ş. N. tlkmen
Son hâdiseler münasebetiyle
İstanbul gazetecileri, irticaa karşı müttehit cephe aldılar
Gazeteler, Hükümetten gelecek baskıya karşı olduğu kadar, sokaktan gelecek gayrimesul tazyiklere karşı koymaya da azmettiler
14 nisan 1950 cuma günü “Gazeteciler Cemiyeti” binasında toplanan ve aşağıda İmzaları bulunan biz İstanbul gazeteleri mümesilleri, İstanbul ve Ankarada cereyan eden bazı hâdiseler üzerinde görüşerek şu prensipleri yayınlamaya karar verdik:
1 — Yarım asırlık askeri hayatı 1-çinde bu yurda büyük va memleketi kendisine minnettar bırakacak değerde hizmetlerde bulunan ve kahramanlıklar gösteren rahmetli Mareşal Fevzi Çakmak’ın şerefli hâtırasını andıktan sonra, bu büyük kayıp önünde.
korunmak üzere geniş haber alma programının tatbikına devam edecektir.
6 — Birleşik Amerika dünya barış ve istikrarını tehlikeye sokan ihtilâfların halli için Birleşmiş Milletler tarafından sarf edilen gayretlere iştirake devam edecektir.
Bilhassa Japonya hakkında, Jessup, Japon Milletinin kendi işlerini idare mesuliyetini verecek olan barış and-laşmasma hak kazanacak kadar te-
neye tevdi ettiği mektup (Plastiras bu mektubunda, hükümetin karşılaştığı meseleleri hal gayesiyle Kabineye iştirak etmek arzusunda okluğunu bildirmiştir.)
4. — Liberal Parti üyelerinin belirttikleri arzu, »Liberaller hükümet işlerinin bir an evvel halledilebilmesi için Kabinenin genişletilmesi lüzumunu belirtmişlerdir.)
General Plastiras, Associated Prees’e verdiği demeçte, yeni kabineyi varına kadar kurmak ümidinde olduğunu ve kabine mensuplarının pazartesi günü açılacak Parlâmentoya takdim edileceklerini söylemiştir. Plasti-ras. Kısalın kendisine, 12 mart anlaşmasına müsteniden bir merkez koalisyon kabinesi kurmak hususunda tam yetki verdiğini beyan etmiştir.
• A

rakki kaydettiği kanaatinin Birleşik Amerikada hâkim olduğu fikrindedir.
Bundan sonra Uzakdoğuda yaptığı Üç aylık seyahatini yorumlayan Jessup demiştir ki:
“Harp durumu mevcut olduğu hissi uyanmadan Asya gezitemez. Meselâ Korede, Güney Kore ile Kuzey Kore-yi ayıran hudut hattı, bazan 1000 -2000 kişinin çarpıştığı bir cephe haline gelmektedir.
Aynı harp durumu Hindiçlnlde de mevcuttur. Burada da Moakovanm talebesi Hoşi-Mln'in idare ettiği komünist isyanı vardır.
Bütün bu memleketlerde, çeşitli veçheleri ne olursa olsun komünizm meselesinin meselâ iç kargaşalıklar, halk kütlelerinin sefaleti ve komünist kontrolü altında bulunan topraklarla müşterek bir hududun olması gibi müşterek Amilleri bulunmaktadır.,,

Üstat, bugün seyahatine başlıyor
Anadoluda
Anndolııya dair — j okul kltaplnrıruı girmiş bir yazısında — muharrir demişti ki: “ Anadolu ' Günlerce içinde dolattığınız zaman ı meskûn olduğunu nanmıulığınız, fa- ! kat hudutlarında ordularının kaynattığını görünce u I kadar halkın nere-don çıktığına şaştığınız sihirli ülke! Burası hakikaten bir masal memleketidir; ahalisl.saıı ki. efsunlu külahlar giydikleri içlıı göz** görünmeden ekip biçen, koşııp yetişen lejand ıı-danılnrıdır. İçin doyken sc\inek İ-çln İliç bir sebep göremediğiniz halde tizdik düşünce yemyeşil, siılak ve serin bulduğunuz kavruk, kuru, ya- I kıçı ve dondurucu yer.,, (‘atünden bakınca yavan ve. ya- . ban sanılan, fakat | İç yüzünü gösterdiği zaman bir mahşeri andıran kalabalık ve bereketli kit’a .. Yok görünen hlr varlık, boş sanılan hlr çokluk!,.
İşte, Refik Halld Karay yok görünen bn varlığı ve hoş sanılan o çokluğu tekrar görmek, sihirli ülkeyi İçinden ve dışmdan bir da-
»v Tkv * C*’ ı


*
ha seyrederek kırk sene evvelki vaziyetiyle yenisi arHMiruln bir mukayese yapmak İçin, gazetemin namına yola çıkıyor. İntihalarını yakında YENİ İSTANBUL sütunla-nnda nknynrnkmınjz. Cumartesi günü hareket ederek.
Amerikada hüküm giyen komünistler: H. Wlnston («olda) ve E. Dennis
Amerikalı Rus easusu mahkemeye verildi
IVlenbaden. 14 (AP) — Amerikan İstihbarat servisi öğrencilerinden genç bir havacı, Ruslarla “temas” etmekle itham edilmiştir. Kendisi bugün askeri mahkemeye sevkedilecektir.
Bir sözcünün bildirdiğine göre, bu havacı geçen eklin ayında, telgrafla Rusların Berpe Konsolosluğuna davet edilmişti.
>MMin»««nMnnM|i«ymımanraınnmHimnwwniNm>n(uuNii>«!tnımaKHauvmMts*r
Dün dikkate şayan bir münazara yapıldı
Türk Milletinin ve şuurlu gençliğimizin göstermiş bulundukları hassasiyeti, millî şereflere karşı duyulması icap eden saygı bakımından, takdir ve iftiharla karşıladığımızı belirtiriz.
2 — Bu pek yerinde olan hassasiyeti derhal sezerek, vatandaşların elemli duyguları istikametinde gerekli tezahürleri yapmakta gecikmek suretiyle bir takım karışıklıklara meydan bırakan alâkadar makamların da bu husustaki mesuliyetlerine işaret etmeyi lüzumlu telâkki etmekteyiz.
3 — Biz. aşağıda imzaları bulunan İstanbul gazeteleri mümessilleri, millî matemler karşısında gençliğin ve halkımızın gösterdiği hassasiyeti ne derece büyük bir tasviple karcılarsak, yüz binleri aşan kalabalıklar ortasında hâdiseleri maksatlarına göre istismara cüret eden ve bu gibi tezahürleri tereddi ettirmeye kalkan bir takım mahiyetleri meçhûl unsurların da hareketlerini, o derece şiddetle takbih ettiğimizi açıklarız.
4 — Bu prensipleri ortaya atarken, kimden gelirse gelsin anarşiye kaçan hareketleri asla tasvip etmediğimiz gibi, memleketimizde bir buçuk asırlık bir mücadele mevzuu olan ve başarılı merhalesinde Atatürkten emanet alınan inkılâp prensiplerine, her-hal ve şartta bağlı kalacağımıza ve bunlara tevcih edilecek kast ve ihanetlere karşı parti ve zümre farkı gözetmeksizin şiddetle savaşacağımızı tekrar ve kuvvetle teyit ederiz. Bu bakımdan İstanbul gazetecileri, demokratik nizamın muhafazası yolunda, hükümetten gelecek baskıya karşı olduğu kadar, sokaktan geleetfk, gayri mesul tazyıklara karşı koymaya da aynı derecede azmetmiş bulunmaktadırlar,
5 — Yukarıdaki esasları umumî efkâra arzederken, bilhassa bugünkü ahval ve şartlar İçinde inkılâp ve demokrasi prensiplerinin muhafazası yolundaki duyduğumuz meslek tesanü-dünün kati ifadesi olarak yayınlamayı da borç biliriz,
lmzahyanları
Akşam gazetesi mümessiliı (Enis Tahsin TU), Cumhuriyet gazetesi sahip ve Başmuharriri! (Nadir Nadi), Hergün gazetesi sahip ve Başmuharriri! (Faruk Gürtunca), Geco Postası mümessili! (Halûk Cemal Beydeş-man), Son Saat gazetesi mümessili: (Cihad Baban), Son Posta gazetesi sahip ve Başmuharriri (Selim Ragıp Emeç), Son Telgraf gazetesi mümessili (Nureddiu Oıyan), Vatan gazeteci Başmuharriri (Ahmet Emin Yalman), Yeni İstanbul gazetesi mümessili (Refik Halld Karay) ve Zaman * Akşam Postası sahip vo Başmuharriri (Nusrot Safa Coşkun).
ti;: nnı ı muıın *m:uı;ıuuıı uaano•! ttssap MKSâ
Amerikaya gönderilecek sivil havacılar
davisi kabil olmıyan hastalar
öldürülmeli
mi, öldürülmemeli mi ?
Dün saat 16 te Hukuk ve Tıp Fakülteleri talebesi arasında Eminönü Halkevinde (Tedavisi kabi! olmayan hastalar öldürülmeli midir, Öldürülmemeli midir?» mevzuunda çok enteresan ve alâka toplayan bir münazara yapılmıştır. Salonu dolduran yüzlerce meraklının huzurunda söz alan vt menfi tezi müdafaa eden Hukuk Fakültesi eklpi, bütün imkânlara baş vurduktan sonra Ümit kesilen bl rvaziyette bulunan haslım öldürülmesini ve bunun cemiyet için bir zaruret olduğunu muhtelif bakımlardan mütalâa etmiştir. Ayrıca ekip, bir şahsı cezalandırmak için kast ve ahlâkî zayıflık arandığını halbuki haatayı öldürmenin tama-men merhamet ve zarurete dayandığını bildirmiştir
Müspet tezi müdafaa eden Tıp Fakültesi eklpi ise böyle bir hakkın bütün İlmi neticeleri ihlâl edeceğini, her* hastada bir İyileşme ümidi hu-hınduğunu, tccrühe ile sabit olduğu-ğuna göre ümit kesilmiş olan birçok hastalann hayata avdet ettiklerini ifade ve müdafaa etmiştir.’
Neticede, Prof. Halide Edip Adı-var, Doçent Dr. Nurııllnh Kunter, Fuat Alper, Prof Dr. Tevfık Remzi
ve Prof. Dr. Kâzım İsmail Gürkan-dan müteşekkil bulunan jüri heyeti ittifakla müspet tezi müdafaa eden Tıp heyetini İttifakla galip ilân etmiştir.
Memleketimizdeki hava seferlerinin günden güne arttığım nazarı dikkate alan Devlet Hava Yolları Umum Müdürü, personelinin bilgilerini kuvvetlendirmek ve tecrübelerini arttırmak üzere pilot, telsizci ve makinistlerden 16 kişi daha Amerikaya göndermeye karar vermiştir. Bunlardan 6 kişilik birinci parti yakında hava yoliyle hareket edecek ve Amerika-da bir sene kalacaktır.



4
y a z / s ı z
Sayfa 2
Y E N I İSTANBUL
15 Nisan 1W5O
Zaman zaman
İnkılâpta istikrar
Biz, tamamen bitaraf ve müstakil bir insan olarak şunu söyliyebiliriz ki, Hükümetin ve idare teşkilâtımızın son hâdisede büyük hataları olmuştur
eden bü-aldı-gerl
ak-
hu-tit-
Asırların dış memleketlerden gelen harp hareketleriyle sillelerini yemiş olan Türk Milleti düştüğü aciz zamanlarında en fena düşme hareketlerini saraydan görmüş, dünyada Allahın gölgesi olduğunu iddia zavallı sultanlar kendilerinin en yük yardımcısı olan hocalardan ğı kuvvetlerle bu memleketin
kalmasına, dünyanın en zeki insanları olan Türk Milletinin bedbaht ve bilgisiz bir hale gelmesine sebep olmuştur. Biz şuna eminiz ki bu işde şahsi menfaati olmayan veya bilgisizliği yüzünden işi takdir edemiyen hiçbir kimse bu sözlerin İfade ettiği hakikati inkâr edemez ve bunun sine bir misal gösteremez.
Yirminci asrın bütün dünyada şule getirdiği değişiklikler zaten
reyon bir gölge gibi kalmış olan Tür-kiyeyi devletler camiası arasında yaşayan bir uzuv olmaktan çıkarmıştı; olsa, olsa o, ecnebi devletlerin menfaatleri için birinden diğerine peşkeş çekilecek bir yer olmuştu. Dünyada Allahın gölgesi olduğunu kendi de inanmasa bile iddia eden saray ise zaafı arttıkça zülmunu çoğaltıyor, onun kuvvetini halkın cehaletinden istifade ederek tezyide çalışan hocalarsa, zavallı menfaatleri için her şeyi yapmakta bir cesaret görüyorlardı. Ben kendi hesabıma bunların büyük bir kısmını zavallı addederim, çünkü bunların da büyük bir kısmı bilgisizliğin derinlikleri içine gömülmüş koca cahiller idi.
Gençliğimin henüz çocukluktan ayrılmış devresinde tesadüf beni medreselerin gömüldükleri cehaletten ayrılmaları için kurulmuş olan ıfünunu cedide) dershanelerine hoca yapmıştı. Orada on beş sene medrese içinde yaşamış Konyanm herhangi bir kazasından olan halis Türk evlâdı kırk yaşında kadar (talebei ulûm) denilen insanlara rastgeldim ve bunlar bana hiç sıkılmadan türkçe yazmayı bilmediklerini, arapça yazacaklarını söylemişlerdi. Cumhuriyet inkılâbının en güzel tarafı bu yerinde olmayan kuvveti ortadan kaldırmış olmasıdır.
Dumlupınar zaferi ve Lozan muahedesiyle büyük ve küçük bütün devletler arasında yer almış olan Türkiye Cumhuriyeti artık başlı başına müstakil bir camia olmuş ve onun bugün beynelmilel müzakerelerde mevkii büyük bir ehemmiyet kazanmıştır. Bunu yapan zafere hiçbir Türk evlâdı şükrandan başka bir şey söyliyemez ve ona dokunmak kimsenin hakkı değildir.
Zaferler milletlerin hayatında gelmiş ve geçmiştir. Bütün tarih hep bunların tafsllâtiyle doludur. Zaferlerin yaşaması ve kıymetlenmesi ancak ondan sonra yapılacak inkılâpla olmuştur. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının en büyük hizmeti de bu-dur. inkılâbı yapanların ve inkılâbı yapana yardım edenlerin, ya bizzat kendi kalblerlnde yahut da ailelerinin muhitinde, bilerek veya bilmiyerek,


Barbaros, Kanunî ve Yavuzun da türbeleri açılıyor
Türk büyüklerinin türbelerinin a-ç ıl m ası hakkındaki kanun hükümleri dairesinde 18 nisan salı günü saat 12,20 de Barbaros, 19 nisan çarşamba günü 12,20 de Kanuni Süleyman ve 21 nisan cuma günü saat 12,20 de de Yavuz Selimin türbeleri törenle halkın ziyaretine açılacaktır.
Evvelce açılmış olan Büyük Reşit Paşa, Gazi Osman Paşa, ve Mimar Sinan türbeleriyle bu hafta açılacak olan Barbaros, Kanuni ve Yavuz Selim türbeleri çarşamba ve cumartesi günleri 14-17 arasında halka açık bulundurulacaktır.
B. B. C. nin Doğu Avrupa Müdürü Ankaraya gidiyor
Bir müddetten beri şehrimizde bulunan B.B.C. nin Doğu Avrupa müdürü Mr. Greene bu sabah Ankaraya gidecektir. Mr. Greene Ankarada Basın • Yayın ve Turizm Umum Müdürü Ahmet Şükrü Esmer ile ve sair resmî zevatla görüşecektir
=
çok ciddi davranılmış ve bilhassa hoca denilen ve kısmı bilgiden uzak olan hareketlerinin önüne ge-
ananeye dayanmış bir fedakârlık lüzumunu icap ettirdiğinden bu noktalarda dahi bu suretle büyük bir İnsanların çilmiştir.
Biz yukarıda söylediğimiz zafer ve inkılâbın büyük rükünlerinden biri olan Sayın Mareşal Fevzi Çakmak’ın cenaze merasimi esnasında İstanbul gibi bir şehirde yapılan haıeketlcrl gördüğümüz zaman, itiraf edelim kİ, bir çok düşüncelerin İçine daldık ve yirmi yedi sene gibi bir zamanda inkılâbın ne kadar istikrar peyda edebildiğini kendimize sormaya başjadık, Bugünün otuz beş ve hattâ kırk yaşına kadar gelen bir Türk evlâdı tamamen Cumhuriyet rejimi içinde yetişmiş bir nesildir. Onun dinine ve 1-lfihi kuvvete bağlılığını muhafaza etmesi şüphesiz ki, çok iyi bir şeydir. Zaten insanı Allahından ve saf itikadından ayıracak hiçbir kuvvet yoktur. Fakat Cumhuriyet evlâdının hep bir ağızdan okuduğu tekbirleri bilmesi kabil değildir, çünkü o bunu TÜrkiyede eğer öğrendiyse türkçe öğrenmiştir ve o çok iyi bilir ki dinin lisanı yoktur. Kendi kendime düşündüm, yirmi yedi sene evvelki softanın şimdi ağarmış saç ve sakalı ile bu cemaate şeyhlik edip etmemiş olmazı keyfiyeti beni korkuttu.
Biz tamamen bitaraf ve müstakil bir insan olarak şunu söyliyebiliriz ki, hükümetin ve idare teşkilâtımızın bu hususta büyük hataları olmuştur. Hükümet bu gibi tedbirleri evvelinden alır ve kararlarını verir, fakat verdiği karan artık değiştiremiyerek tatbik etmekle mükelleftir. Herkesin mal ve canı hükümete emanet edildiği için bizim en çok istediğimiz şey hükümetin kuvvetli olmasıdır. Hükümetin aldığı tedbirin doğru olup olmadığı ayrı bir tetkik mevzuudur. Madem ki hâkimiyet millettedir, onun timsali olacak Millet Meclisi, Hükümetini seçer, fakat ona riayet etmek, onun kararlarını dinlemek ferdin ve cemaatlerin en büyük vazifesidir. Aksi halde heyecanlı dakikalarda, halkın harekete geçmesi memleket nizamını bozar ve eski tâbiri İle kazan kaldırma veya “lstemezük” usulünü ortaya çıkarır. Bilhassa bizim burada pazarı dikkatimizi celbeden ve bitaraf bir gazete olarak söylemekten çekinmediğimiz nokta bu heyecanlı hareket esnasında cürüm vaki ise cürmü işleyenlerin cürmümeşhut halinde yakalanmış olmalarının lâzım gelmesidir. Bunun sonradan yapılması bir çok iftira ve tezvirlerin ortaya çıkması ihtimalini verir. Herhalde biz burada hükümetin icraatını tenkld-den ziyade istediğimiz, hiç olmazsa bu hâdiseden sonra tedbir ve ihtiyatlı hareketlerimizi yalnız hükümet kuvveti ve sakin insanların korkularının izalesi için değil, rejimin muhafazası için yapmanın arttk zamanı geldiğini tekrar etmektir.
★★★

"Tarsus" vapuru, 24 nisanda Hayfaya turistik sefer yapacak
Tarsus vapuru 24 nisanda hareket ederek İstanbul, İzmir, Hayfa, Lima-sol, Rodos, Pire, İzmir, İstanbul arasında turistik bir sefer yapacaktır.
Diğer taraftan Devlet Denizyolla-riyle Amerikan Ekspres Seyahat Şirketinin katolik hacılar için müştereken tertip eyledikleri turistik seferler 10 temmuzda bağlıyacaktır.
"Albatros” İsveç mektep gemisi limanımıza geldi
Stajlyer deniz ticaret personelinin bilgilerini kuvvetlendirmek veya tecrübelerini arttırmak Üzere devri âlem seyahati yapmakta olan İsveç armatörlerine ait “Albatros” talim gemisi dün akşam saat 17 de 27 talebe ve 500 ton yükle limanımıza gelmiştir.
Evvelce de limanımıza gelmiş olan bu gemi yarın şehrimizden ayrılacaktır. •

M
1E İHI II İlli
Teknik Üniversite Mimari Fakültesi Talebe Cemiyetinin teşebbüsü ile aynı fakültenin 4 üncü sınıf öğrencilerinden Can Egeli tarafından yapılan Mimar Binanın alçıdan bir büstü dün saat 15 te Teknik Üniversitede yapılan bir törenle açılmıştır. Talebe Cemiyeti adına Doğan Tekelinin yaptığı bir konuşmadan sonra Teknik Ü-niversite Rektörü Ord. Prof. Hulki Erem, genç sanatkâr ve Öğrenci Can Egelinin muvaffakiyetini takdir ve tebrik ederek büstü açmıştır.
Can Egeli bu büstü 24,5 İş saatinde ve 4 gün gibi kısa bir zamanda yapmıştır. Ayrıca küçük ebatta teksir edilen büstler Talebe Cemiyeti tarafından satışa çıkarılarak Fakülte holündeki büyük büstün tunç haline getirilmesi sağlanacaktır.
Yukarıda büstün resmi görülmektedir.
İstanbul Radyosunda yaz programı tatbik edilecek
t
1

Radyo Müdürü: “Halkın rağbetine mazhar olmaya çalışmaktayız,, diyor
İstanbul Radyosu Müdürü Haşan Refik Ertuğ, radyo programlarında yapılacak değişiklik hakkında dün kendisi ile konuşan bir arkadaşımıza demiştir ki:
“— Yaz mevsimi dolayıeiyle 30 nisandan itibaren radyoda yonl programın tatbikına başlanacaktır. Yeni programda alaturka ve alafranga müzik nevilerlnln yerleri değişecektir. On beşer dakikalık programlar yirmişer dakika olacak, bunun neticesinde aaat başlan düzeltilecektir. Meselâ 15, 15.15, 15.30, 15.45, 16 yerine 15. 15.20, 15.40, 16 olacaktır. Bu değişikliği şu düşünce ile yaptık: 15 dakikalık program, bilhassa canlı müzikte iyi netice vermiyor, zira sanatkâr bu müddet zarfında adapte olamıyor.
Bundan başka solistlerin 45 er dakikalık programı 30 dakikaya indirilecektir. Cumartesi geceleri, komedi eserlerinden seçilmek üzere yarım saatlik bir skeç temsil olunacaktır. Naklen yapılan spor yayınları eskisi gibi devam edecektir. Sinema saati, mevsimin bitmesi dolayısiyle bu haftadan itibaren kalkacaktır.
Yukardakl değişiklikler daha ziyade mevsim icabı olarak yapılmıştır. Bunun haricinde kaliteyi mümkün olduğu şekilde düzeltip halkın rağbetine daha ziyade mazhar olmıya helan çalışmaktayız.”
Bundan sonra İstanbul Radyosunun dalgalarında bir değişiklik yapılıp yapılmıyacağı sualine cevaben Haşan Refik Ertuğ demiştir ki:
H— Çalışmakta olduğumuz dalgada kalmak hususunda ısrar ediyoruz. Esasen bu hususta henüz bir şikâyet olmamıştır. Vaziyet yeni bir milletlerarası anlaşma yapılıncaya kadar bu şekilde devam edecektir.”
Meşhur bir filmci şehrimize geliyor
Amerikanın en büyük film şirketlerinden "Paramount" un sahiplerinden biri olan Mr. Meclintoch önümüzdeki hafta şehrimize gelecek gün kalacaktır.
ve 3
mı a\ jii: )E »ıt il il ım fi
Nümayiş hâdiselerinin tahkikatı neticeleniyor
Suç faillerinin dün de sorgularına devam edildi
Üniversite Talebe Birliğinin İdare Heyeti, bugün bazı mühim kararlar verecek
Mareşal Fevzi Çakmak’ın vefat ettiği günden, ebedi istiraha«gâhınn tevdi edildiği âna kadar vukua gelen hâdiselerden sanık olarak tutulanların sorgularına dün de devam edilmiştir, Bilhassa Radyoevi Önünde cereyan eden hâdisenin ilk tahkikatı bitmek üzeredir. Bu mevzudakl bütün deliller dün geç vakte kadar toplanmış bulunmaktadır.
Arapça kamet getirenlerle ezan o-kuyanlar hakkında da açılan tahkikata devam edilmektedir. Bilhassa bu suçlular hakkında savcılık elindeki bütün imkân ve vasıtalarla ve büyük bir hassasiyetle durmaktadır. Bu hareketlerin failleri ve işledikleri suçları üzerinde ayrı ayrı tetkikler yapılmakta, işin mahiyet ve şümulü inceden inceye araştırılmaktadır. Suç faillerinin teker teker ifadeleri alınmaktadır. Savcılık tahkikatın bir an evvel bitirilmesine çalışmaktadır.
üniversite Talebe Birliğinde
• Dün akşam geç vakit kendileriyle temas ettiğimiz İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği mümessilleri, iki arkadaşlarının daha nezaret altına alındığını bildirmişlerdir. Ayrıca Birlik. mevkuf bulunan arkadaşlarının müdafaalarını üzerlerine alacak olan avukatları tesblt etmiştir. Bu avukatlar arasında bir de Üniversite profesörümüzün olduğu Öğrenilmiştir.
Vali Kerim söylemiştir:

Vallnin beyanatı ve Belediye Başkanı Fahreddln GÖlcay dûn gazetecilere şunları
'•îstnnbula şâmil olarak 10 binlerin İlgilendiği bir merasimde t*k İnsanın burnu kanamadan hükümet otoritesi ve millet birliği —bir kaç tahrikçi mün-t esna— zedelenmeden tören sona erdiği İçin bahtiyarım. Cenaze töreninden evvel tecemmÛat kanununa muhalif olarak yapılan toplantılarda nizama aykırı harekette bulunanlara zamanında zabıtaca gerekil muamele tatbik edilmiş, bunlar Adllyeyr verilmiştir. Bütün bu İşlerde, elde mevcut kuvvetlerden faydanılmış. fevkalâde vasıta ve tedbirlere müracaata lüzum görülmemiştir.
Gençlerin, sinema ve eğlence yerlerinin möteme iştirakini teminde tehdit yoluna gitmemeleri İçin hâdiseleri yakından takip ettik; tahrik ve Izrar yoluna düşenlere müdahalede bulunduk, latanbulda böyle büyük bir törende zabıtanın aldığı tedbirlerden memnunum. Muhtelif çovrelrre mensup kurullarla siyasi teşekküller bana memnunluklarını bildirdiler *
öğrendiğimize göre İçişleri Bakanı Emin Erlşlrgll son hâdiselerde İstanbul zabıtasının hnsauslyetinl teşekkürle karşıladığını Valiye bildirmiştir.
YENİ İSTANBUL : Sayın Valimizin beyanatını yukarıya yazdık.
Buglln dercettiğimiz Gazeteciler Cemiyetinin beyannameni buna bir cevap teykll etmektedir. YENİ İSTANBUL gazetesinin tek hedefi memleketin her tnrafındA elduğıt gibi hllhaNsa en knln-bniık bir şehrimiz olan isttınbuldA nizam ve İntizamın teminidir. Devlet ve Hükümet otoritesinin kendini gltatrre-ceftl, ancak hıı gibi «amnnlnrdır. Biz tekrar temenni ederiz kİ. Cumhuriyetin 27 nel senesini geçirirken bir daha buna mümasil hâdiselere maruz kaimija-lım.
Fransız tersaneleri temsilcisinin beyanatı
“Akdeniz seferlerinde, Italyan ve Fransızlar size rakip oluyorlar,,
Devlet Denizyolları, gemi inşaat programını gerçekleştirmeğe çalışıyor
Bütün Fransız tersanelerini temai-len şehrimizde bulunan M. Lemares-quler bir müddetten beri D. Denizyolları ile temasta bulunmaktadır. M. Lemaresquier dün bu hususta kendisi ile görüşen bir arkadaşımıza demiştir ki:
yalnızdılar. Fakat şimdi Italyanlar da seferlere başladı. Yakında Fran-sızlar da Akdeniz servisleri ihdas e-deceklerdir. Bu vaziyette Türk gemileri Akdenizde yalnız kalmayacakları için vaziyet eskisine nazaran daha az müsaittir.”
ŞEHİR MEKTUBU [
nereye dikilecek?
zemln üstüne tas-ketebesi, nemekası ne olmaz!., Malûm da var, vakaa pek
var-şehir saha göz-
“— Devlet Denizyolları, büyük bir “gemi inşaat programı” hazırlamıştır. Bu programda ufak römorkörler, otomobil taşımak için feribotlardan şehirlerarası vapurlara kadar muhtelif tip gemiler vardır. Türk hükümeti bıı gemilerin inşası için bütün Avrupa endüstriyellerini davet etti. Bugüne kadar İngiltere, Holânda, 1“ talya, Danimarka ve biz, yani Fransa bu davete uyduk ve projelerimizi yolladık. Şimdi mesele Denlzyolların-’ca, Cemil Parman’ın riyasetinde kurulan bir heyet tarafından tetkik edilmektedir. Bizim yaptığımız teklifte bazı tip gemiler için diğer tekliflere nazaran daha ucuz, bazdan İçin de daha pahalı fiatler verilmektedir. Bu vaziyette kanaatimce. Denizyolları bu inşaat işini, her tip gemi İçin yapılan en müsait teklifi nazarı itibara alarak muhtelif hükümetlere taksim edecektir. Seçilen komisyon kati hal tarzını bir an önce kararlaştıracaktır. Çünkü hükümet bu gemilerin inşaatı için önümüzdeki haziranda malt yılı bitecek olan Mar-shall plânı yardımından faydalanmak istemektedir.”
Bundan sonra M. Lemaresquler vaziyet Ijelli olduktan sonra gemileri 2 ilâ 2 1/2 sene zarfında teslim etmek imkânı bulunduğunu söylemiş ve Türk yolcu gemilerinin Akdenizdeki durumuna temasla demiştir ki:
iki yıldan beri Türk vapurları Akdeniz seferlerinde hemen hemen
Kuruçeşme Kömür Deposu bugün törenle açılıyor
Yeni tesislerde 6 gemi aynı anda boşaltılabilecekti
Devlet Denizyolları ve Limanları İşletme Genel Müdürlüğünce vücuda getirilen Kuruçeşme kömür yükleme ve boşaltma tesisleri bugün saat 11 de VaJi ve Belediye Başkam Prof. Dr. Gökayın kısa bir konuşmasiyle ve törenle işletmeye açılacaktır.
Tesisler, 35 bin metre karelik bir saha üzerine kurulmuş ve arsa bedeliyle birlikte 6 milyon 600 bin liraya malolmuştur. Bu tesisler sayesinde 370 metrelik rıhtıma yanaşabilecek 6 geminin 5 büyük vinç ve müteaddit otomatik basküllerle diğer yardımcı vasıtalar kullanılarak aynı zamanda ve saatte bin tonluk bir süratle tahliyesi ve kara nakil vasıtalarına da aynı süratle kömür yüklenmesi mümkün olacak ve bu sahada 80 bin tonluk bir stok vücuda getirilebilecektir. Bu suretle şehrin ve bilhassa güzel Boğaziçi kıyılarının muhtelif yerlerine -serpilmiş iptidaî, çirkin, gayrı sıhhi ve gayrı iktisadi kömür depolarının büyük ölçüde ortadan kaldırılması kabil olacaktır.
Heyet, âbide için Saraçlıanebatını uygun görüyor
tstanbulun fethinin beşyüzüncü ve müteakip yıllarını kutlama derneğinin teşebbüsü üzerine Vilâyet ve Belediye makamı nezdinde vaki ricası dolayısiyle belediye şehircilik mütehassislan ile tanınmış ve salâhiyettir kimselerden mürekkep aeç-me bir heyet Fatih heykelinin; tarih, şehircilik, estetik bakımından şehrin hangi semtinde dikilmesi hakkında müzakerelerde bulunmuşlar ve şehir dahilinde gezintiler yaparak neticede tetkik ve mütalâalarını havi bir rapor hazırlamışlardır.
Bu rapora göre heyet Ayasofya ve Sultanahmet arasında ne büyüklükte olursa olsun yapılacak bir âbidenin tarih noktal nazarından doğru olsa bile şehircilik bakımından ve bilhassa bu iki muazzam, kubbeli minareli âbideler arasında Fatihin azamet ve haşmetini bihakkın temsil edebilecek bir anıt yapılmasının uygun olamıyacağı neticesine mıştır. Aynı zamanda yeni plânında burasının arkeolojik olarak ayrılmış olmasının da
önünde tutulmaya değer bir mesele olduğu düşünülmüştür.
Saraçhanebaşında Belediyece yeniden yapılmakta olan tevsi amellye-leri neticesinde bir kat daha genlş-liyecek olan bu meydanın Yenikapı, Aksaray, Beyoğlu, Beyazıt, Sultanahmet, Fatih ve Edirnekapı yollarının mültekasında olduğu gibi turistik bir yol üzerinde de bulunduğu ve yeni imar plânında Yedikuleden itibaren açılacak yeni büyük bir yolun buradan geçirileceği ve gelecekte de İstanbulun en kesif ve işlek bir yeri olacağı ve Fatih’in cami, türbesine do yakın bir mıntakada bulunması itibariyle burasının uygun olacağı fikir ve mütalâasında bulunulmuştur.
Fatih monümanının dikileceği yer tespit; Hükümet ve Şehir Meclisince de tasvip ve kabul olunduktan sonra dernek, sanatkârlara monü-man mevzuu hakkında müracaatta bulunacaktır. Bununla beraber dernek idare kurulu tanınmış kimselerin de fikirlerine müracaat etmeyi ve bu mevzuda her yurttaşın fikir ve mülâhazalaruıı alenen istemeyi uygun bulmuştur.
İstanbulun 500 üncü yıldönümü programı neşredildi
tstanbulun 500 üncü fetih yılının kutlanması için hazırlanan program Bakanlar Kurulu tarafından tasdik edildiğinden, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından neşredilmiştir. Bu işle meşgul olan dahili komisyon yakında toplanarak programın tatbiki işlerini inceleyecektir. Millî Eğitim Bakanlığı kendi sahasındaki işlere ait programda yer alan kısımların gerçekleştirilmesi hususunda ilgililere gerekli emirleri vermiştir. Programa göre 12 kadar devlet dairesi ve kurum kutlama hazırlıklarında vazife alacaktın
Seçim propagandası hakkında Valiliğin tebliği
"İstanbul Valiliğinden:
Yeni Seçim Kanunu gereğince partiler ve müstakil adaylarca seçim propagandası yapılacak yerler Belediyece tesblt ve il seçim kurulunca tasvip olunarak alâkalılara tebliğ e-dilmiştir.
Siyasî -olgunluklarına emin olduğum hemşerilerimin bu toplantılarda gözetilmesi icap eden kanuni mevzularda kendilerine düşen vazifelerini yapacaklarına şüphem yoktur.”
MEVLİT
Profesör Hazım Atıf Kuyucak ın kain validesi salihatı nisvnndan Fatma Naz Hanımefendinin irtlh&linln kırkıncı gününe müsadif 16 nisan pazar günü öğle namazını müteakip Teşvikiye Camii şerifinde mevlidi nebevi okunacağından, akraba ve ahıbbası He arzu edenlerin teşrifleri rica olunur.
Ailesi
*
Fatihin heykeli) KarıncaDUHSI
BİZ, daima ifrattan te/fite düJfa» riz. Şunun ikisin* •rtasıus Mr bulabılsek...
Şimdi de moda oldu. Nereye git* seııis. karşınıza bir kaba sofu çıkıyor. Tramvaya mt bindiniz, kaklarını çatmış, gözleri bir tarafa kaymış, dudaklarını kıpırdatarak geçen son çeyrek asrın borcunu ödermiş gibi dualar terfi! eden ve aynı zamanda daracık geçiti tıkvyan insanlar görü» yorsunuz. Geçmek için müsaade iste* şeniz, buna cesaret, ne diyorum, cüret edecek olsanız, o sanki maslra-daki gözlerinin akını üzerinize şöyle bir devirir ve suratınıza geğirir bu herifler!...
— Madem ki bu kadar rahatsız ö-luyorsuııuz, otomobile bfııiııU beyefendi,
Der veya diyecekler bulunur. Hay* di öyle yapalım ve bir, neuzü btîldh, otomobile, bu gâvur İcadına binelim. Oh. Yarabbi şükür! Karşınıza bir dini bUtUnü çıktı, otomobil, otomobil değil, seyyar mescit. Her tarafı âyetlerle süslü. Yeşil Hr edilmiş fakat yok. Eh, ne olur, ya, yasak, kanun
tatbik edildiği yok amma, bir edileceği tutarsa!
Fakat o ne T Tam yolun ortasında otomobil duruyor. Şoför sise:
— Burada, diyor, hıbtis, ben eve gideceğim.
— Nasıl olur. Ben vapura yetişeceğim..
— Başka bir otomobile binin.
— Fakat ne diye,^ ı|
— Kısa kes„ Eve gideceği* de- I dik a...
Sinirleniyorsunuz. Numaras^ns lıp, şikâyet edeceğinizi, ceza yasara- j cağınızı söylüyorsunuz. O, sünneti seniyy* üzere kcMlmiş hafif bıyıklan4 ile tebessüm eylıyerek —Malûm olduğu veçhile tebessüm namazı bozar amma abdesti bozmaz— size şöyle cevap veriyor t
— Evvelallah kazanan, oeeayı (a öderiz.
Çaresiz, İniyorsunuz. Seyyar dük* kânına âyet asmakla cennetini temin ettiğini sanan bu biçarenin bir Derviş Vahdeti'den farkı var mıdır f
Vapurunuza yetişiyorsunuz Karşınıza elinde, sürü ile matbua, başlarında inâdıye çocuklar çıkıyor. Bu "inâdiyef> nedir diyeceksiniz. Bunların asıl adı "bere” dir, bir nevi çuha* dan yapılmış serpuşlardır* KeMrlan yoktur. Bu itibarla kaba sofular onu şapka telâkki etmiyorlar, Avrupada ekseriya talebenin ve sporcuların giydikleri bu serpuşu, inat olsun diye giydiklerinden ona bu adı vermişler. Çocuklar Arap harfleriyle basılmış ammeler, lâhavleler filân satarlar. Hayır, satmazlar, "hediye,i ederler. Kaç para diye soracak olursanız, “Gönlünüzden ne koparsa” derler, ısrar edersem* dahi etmediği kuruş” derler.
Geçen gün,
kamarasında bir çocuk böyle bir şeyler satıyordu.
özü, sözü bütün bir dostun karşısına dikildi. O almak istemediği halde, ısrar etti. Nihayet, dostum, kendisine:
— Oğlum, dedi, sen bunları git, Denizyollarına sat.
Çocuğun gözleri faltaşı gibi açıldı
— Alırlar mı dersin, bey amcaf
— Elbet alırlar. Sen sattıklarının ne olduğunu bilmiyor musun T
— Bilmez olur muyum.. dua.~
— Ne duası f
— Ne bileyim beni
— Sana söyliyeylm. Buna "Kamca Duası3 derler. Haşerata karşı gelir. Denizyolları şimdi D.D.T. kullanıyor, kamaralarım, .gemilerini öy* le temizliyor. Sen gider, bunları teklif edersin. Hem dersin ki, "Karınca Duası” yerli mahsulüdür, D.D.T. yabancı memleketten ithal e* diliyor, bunlun alırsam», harice dd-vi.3 de çıkmış olmaz.
İnâdiyeli çocuk ağzı açık dinliyordu.
Galilm dostumun sözlerine inandı ki, onu bırakıp koşa koşa gitti* Ne günlere kaldık!.*
BİR İSTANBULLU
hakikatte bir kuruş halde "hediyesi beş
Ada vapurunun, lüks
Ahmet Hamdi Tanpınar
Sahnenin
Dışındakiler
- 38 -
Ama «tein hatıruuz yetmez. Arif Efendiyi de götürün!" dedim. İheana iyi idare etmi». Aferin İhsana...
— Memuriyet hikâyesi yalan olduğuna göre o kadar münakaşa nlçindi?
— Gençsin, daha anlamazsın! Bazan insanlara, haklarında ne düşündüğünüzü söylemek ihtiyacını yenemezsiniz. Maamafih İhsanın elbette bir düşündüğü vardır. Meselâ sinirlendirmek, çileden çıkarmak için yapmış olabilirler.
— Ben, dedim, ne yalan söyllyeyim, bu sabah İbrahim Beye acıdım...
Tevfik Bey kaşlarını çatarak:
— Höt! Orada kal! dedi, öylesi İnsanlara acınmaz, İyi tarafları vardır. Fakat âdi tarafı da çoktur. •
— Peki, o gidecek adam?
— Mühimce bir zat! Yarın sen, zaten onunla meşgul olacaksın! Sonra büyük bir ciddiyetle İlâve etti. Yarın Anadoluhifiannda Sami Beyin yalısına gideceksin. Orada kendisini bulamazsan evde ihtiyar bir hizmetçi kadın bulursun. O zaman araba nasıldır? dersin. O sana tarif eder. Hisar iskelesinde arabayı beklersim çiftliğe gidersin.
186
Bellibaşlı yollarımızdan birisi orasıdır. En aşağı beş yüz zabit, ihtiyat zabiti kaçırdık oradan. Bey-kozdan da malzeme işini hallediyoruz. Maama-fih bakma, her taraftan oluyor bu işler... İstanbul tarafında İhsanla birkaç arkadaşı var. Muhlis Kadıköyde çalışır, bazan da Beykozda. Asıl evi de Beyoğlundadır. Sami Beyle ben de buraları tutuyoruz. Bütün Boğazlçlnde köy köy teşkilât var. Türkler geceleri mahallelerini bekliyorlar. Her an bir azgınlık olabilir.
— Bari silâh var mı?
— Şehir içLn tabiî var. Boğazda herkes aşağı yukarı silâhlıdır, işgal orduları silâh toplamağa epeyce çalıştılar. Her gece birkaç kahve basılıyor, yollar tutularak gelen geçenin üstü aranıyor amma para etmiyor. Zaten lüzum da görmüyorlar. Asıl mücadele öbür tarafta, Anadoluda oluyor. Biz burada sadece herhangi bir ihtimale karşı müdafaa vaziyetindeyiz. Vaka, falan çıkarmıyor, belki vaka çıkmasını önlüyoruz. Vatan meselesi çıkınca insan oğlu değişiyor. Galetayı tutanlar kimlerdir, bilir misin? Polis, sabıkalılar, külhanbeyler. falan. Evet polisle eîele verdi. Garip değil mi? Ama
sabıkalı adı üstünde, Milli Mücadele bu! Bu ateşte sabıka falan kalmaz, hrısl temizlenir!
Tevfik Beyi hayretle dinliyordum. Bu eBki İttihatçıyı hepimiz İşinde gücünde, ve biraz da eğlencesinde sanıyorduk. İşin garibi böyle idi de. O günlerde Tevfik Bey, ticaretine devam ediyor, yani mukadder bir iflâea doğru çok muntazam bir şekilde yürüyordu. Karısını, tıpkı yirmi sene evvel olduğu gibi kıskançlıktan çıldırtıyordu. Üstelik de bu işleri görüyordu.
— Yüzüme öyle ne bakıyorsun? İçeride bir fotoğrafım var, al götür; evde doya doya seyret! 187
Bu da doğru idi. Ona İlk defa görüyormuşum gibi bakıyordum. Elli altı, elli yedi yaşlarında olmalıydı. Bununla beraber kırkından fazla görünmüyordu. Esmer yüzü, kara» kalkık kaşları, büyük kestane rengi gözleriyle hâlâ güzel adanı denebilirdi. Bütün yüzünden irade akıyordu.
Birdenbire aklıma Sabihayı Tevfik Beyden sormak geldi.
— Bugün, dedim. Bizim mahallede hiç bir yere uğrayamadımt Bizim Süleyman Beylere gidecektim... Ihsan o kadar acele etti kİ, unuttum...
Tevfik Bey “bizedo mİ 7” der gibi yüzüme baktı, benim sır sandığım şey epeyce malûm olmalıydı. Çaresiz görmemezlikten geldim.
— Süleyman Bey mahallenizde oturmuyor artık! Beyoğlunda bir yerde oturuyor. Karısı öldüğünden beri vur patlasın, çal oynasın eğleniyor.
akrabasından onunla evlendi, bilmiyorum! O
— Kızı, kızı ne oldu?
— Kızı, sizin Kudret Beyin Muhtar diyo bir çocuk vardır, Ama ne yapıyorlar, nasıldır?
Muhtar da acayip bir adam ya... Kadıköyüne geçince Kudret Beyden sorarsın! O da Talimhanemde oturuyor şimdi. Eski sütnlncsinin evinde. Muhlise sık sık gelip gidiyor. Sen otur, ben şu aşağıya bakayım! Raslm neredeyse gelir... Adamcağıza ağzının tadiylo bir rakı içireyim... Bir aycığı, yaz dolayısiyle camekânı kaldırılmış merdiveninin bir basamağında ilâve etti: yani İstakoz getirecekti. Bulamamış, sünepe herif. Fakat Istrati güzel bartuny getirdi. Açanıdır çu Istrati vesse-lâm!..
Oturduğum sofa, akşamla dolmuştu. Karşı tepelerin üstü bir şahdamarı kesilmiş gibi kan içindeydi. Biraz ileride, aşağıda deniz, kuşbakışı süzülüyordu.
içimde garip bir çöküntü vardı. Göztepede o gece Behçet Beye niçin o kadar acıdığımı şimdi biliyordum. Ben de onun gibi ebediyen kaybedilmiş şeylerin arkasından ağlıyacaktım!
Birdenbire İçimde bir ses yükseldi. Sabiha bana kendi içimdenı
"— Şimdi adım öğrendin değil mi? diyordu. Kim olduğunu biliyorsun artık. Unutma! Onu sevmeğe mecbur olduğunu unutmazsın değil mi? Beni sevdiğin gibi seveceksin! Zaten bana vâdet-tin.”
m
Sofayı saran ten rengi ve bulanık akşam havası içinde Muhtarın çehresini hatırlamağa çalışıyordum. Benim kendisini gördüğüm zamanlar - Kudret Beyin İstanbul dönüşünden sonra, -yirmi iki, yirmi üç yaşlarında sarışın, ince, san bıyıklı, dar alınlı, daima kısık göz kapaklarının arasından etrafa bir nevi istiğna ile baltan bir delikanlıydı. Bol ve kıvırcık saçları, çok düzgün burnu ve toplu dudaklariyle kendine mahsus bir güzelliği vardı. Daha o zamanlarda kadınlarla fazla düşüp kalktığı söyleniyordu. Bir aralık da oyun merakından bahsetmişlerdi.
Vefayı, daha mektebimiz idadi iken bitirmişti. Fakat talebe abasında, bilhassa sınıf mubassırımız Galip Efendide çok canlı hatıraları vardı. Mektebin bakkalı ise ona borç olarak verdiği kırk lirayı hiç unutmadığı İçin her vesile ile hatırlar, hele, “Nasıl yaptın bu işi Ramazan Efendi?..” dediğimiz zaman, hiç üşenmeden, Muhtarın kendisine gelip: “Ramazan, yarın bana kırk lira getireceksin, anladın mı? Kırk, otuz dokuz değil!,, deyişini, ertesi günü on beşi karısının boynundan alınan bu kırk lirayı ona eliyle 189
“vah, vah.w*
varsa ve»i-
kadar sinir-
toplar: Bey. yine istesin,
Galip Efendiyi o
İbrahim Beyin, -babamla Kudret Bey konuşurken, - anlattığı hikâye daha kor-Gûya daha on. on iki yaşlarında iken bacaklarına sürtilnen ve kendisini o ka-
teslim ettiğini anlatırdı. Fakat biz deyince kendisini
— O Muhtar rim... derdi.
Mubassırımız
lendiren şey de Ramazanın bu haliydi. Biçare bir sıkıntı zamanında kimseden iki lira ödünç alamadığını yana yakıla söylerdi.
Galip Efendinin, elinden o kadar sıkıntı çektiği Muhtarda bulduğu kusurlardan biri de ânt hiddetleriydi. Ben bir gün bu hiddetlerden birisine şahit olmuştum. Yüzü birdenbire sararmış, sesi değişmiş, korkunç hır mahlûk olmuştu. Muhtar için üzerinde kıınçtu. sokakta
dar seven bir köpeği, kör bir kuyuya bacaklarından asmıştı. Bunu ilk defa işittiğim zaman tüylerim ürpermiş, yüzü, kılığı kıyafeti hoşuma giden bu delikanlıya düşman olmuştum.
işte benim, Sabiha ile evlendiği için sevmeğe mecbur olduğum insan böyle bir insandı,
Sabıhanın evlendiğini “M.„ de, babama gelen bir mektuptan öğrenmiştim, Babam, bu mektubu harbin üçüncü senesinde İbrahim Beyden almıştı. Fakat Sabihaya ait İşlerde o kadar hassas o-lan, dedikoduyu seven İbrahim Bey, beklenmedik bir şey yapmış, sadece havadisi vermekle kalmıştı. Zaten mektup daha ziyade İbrahim Beyin değişen vazıyetini anlatmak için yazılmıştı.
Fakirlik, gözü tok. muvazeneli, seciyeli İnsanlarda bir nevi asaleto benzer. Muhteris ve hava-ü hevesine düşkünlerde İse daim küçültücü olur. İbrahim Bey bu sonunculardandı.
(Devamı var)'
190
188
%

Arap âleminden notlar :
Amerikan
Bugünkü Suriye partileri
muhalifetinin
tenkidleri
Dün
8) Cumhuriyet Partisi:
3) Şaiy (Halk) Partisi:
ra sadece da tekrar bir arada
Şaip ve Cumhuriyet namlanyle ayrı
ayrı müstakil birer yeni parti teşkil ettiler.
Saki Bilâl Çakıroğlu Vatan Partisi namı altın* faalivete geçti ve evvelce çalışan siyasi şefler dc
Yazan :
hata, iki partili siyaset terketmektir. Bu prensipi samimiyetle tatbik etmek.
©URİVEDE siyasi partilerin ve par-tilılerin hayatı umumiyetle pek kısa sürmektedir. Komşu memlekette sık sık yeni partiler kurulmakta ve siyaset adamları, ekseriyetle maddi ve şahsi mülâhazalarla senede birkaç defa parti değiştirmektedirler. Mevcut siyasi partiler de, memleket ihtiyacı ve umumi arzudan doğmadığı için pek fazladır. Daha ziyade yabancı devletlerin tesirleri ve bu devletler arasında mevcut menfaat ayrılıkları yüzünden dört milyon nüfuslu Stıriyede bugün (12) siyasi parti vardır. Fakat, bu partilerin mühim bir kısmı devamlı ve esaslı bir faaliyetten mahrumdurlar; umu-r yetle intihap günlerinde faaliyette bulunurlar. Bunun haricinde kalan zamanlarda, siyasî partilerde hemen hemen h:.r hır faaliyet görülmez; bunlara günlük, muvakkat nazariyle bakabiliriz.
Bu yem ve zayıf bir partidir. Şükrü El Kuvvetlinin adamları tarafından bir ay evvel kurulmuştur; Şam-da Cumhuriyet adlı bir gazete çıkarmak için hazırlık yapmakta olduğu öğrenilmiştir.
Bu parti, bugün Suriye siyasi partilerinin en kuvvetlisi olup Mecliste (65) mebusu vardır. Halen devlet Başkanı olan Hâsım El Atasi, Meclis Reisi Rüştü Kehya ile Adliye, İktisat ve Maarif Vekilleri bu partidendir.
Serbest sütun
Ortaokul ve liselerde
yeni imtihan prensipleri
hakkında teklifler
Cumhuriyetçiler, Asya ve Almanya politikalarına şiddetle hücum ediyorlar
Suriyede mevcut siyasi partileri, hedef ve gayeleri it.ibarı\’le, iki grupta mütalâa etmek mümkündür; Birisi muayyen fikir ve prensipi o-lan partiler, diğeri sırf siyasî menfaat temini maksadıyle kurulan partilerdir. Fikir prensipi güden parti vardır:
1)
2) 3ı
4 ) Bu
sip ve siyasî gayelerini kısaca gözden geçirelim:
Bat s Arabi Partisi:
dört
Baıs Arabi Partisi,
Arabi İştiraki Partisi, Komünist Partisi,
Kavmi Sııri İçtimai Partisi, partilerin takıp ettikleri pıen-
Daha ziyade âzası üniversite ve yüksek tahsil münevverlerinden teşekkül eden bu parti 1940 senesinde kurulmuştur. Hâlen Mecliste Üç mebusu olup Baıs adlı yevmi bir gazetesi de vardır. Tamamen sosyalist prensipler takip eden bu reisi Mişel Aflak'tır. Gayesi le. Suriye - Irak birleşmesi ndır.
2) Arabi İştiraki Partisi:
Bıı da diğer partinin takip ettiği prensip ve gayelere sadık sosyalist bir partidir. Evvelce tek bir parti halinde çalışan bu iki partinin tekrar yeniden birleşmesi bahis mevzuudur
partinin itibany-tarafta-
Şaip Partisi, Suriyede ikinci hükümet darbesini yapan Hinnanyi teyit ve müdafaa eden partidir. Böyle olduğu halde bugün Hinnavi hapistedir. Zira Suriyede siyasi partilerin ve hattâ Meclisin hüküm ve nüfuzu pek mahduttur; faaliyet ve hâkimiyet tamamen ordunun elindedir. Netekİm Mecliste (65ı mebusiyie ekseriyette bulunan bu parti, aynı zamanda devlet reisliği vazifesini ifa eden zat da bu partinin şefi olduğu halde, ikinci hükümet darbesini yapan ve kendilerini iş başına getiren Hınnaviyi hapisten çıkarmaya muvaffak olamamıştır. Suriyede siyasî partilerle işbaşında bulunan hükümet adamları müstakil değildirler; devlet işlerinde salâhiyet ve infaz kudreti yalnız askerlerin elindedir. Netekım son defa Kahirede yapılan Arap Birliği içtimaına Başvekil, üçüncü hükümet darbesini yapan Edib Çiçeklinin itimat ettiği üç askerle birlikte gönderilmiştir. Bu bahsi ayrıca ordu ve hükümet başlığı altında başka bir yazımızda müstakillen tetkike çalışacağız.
Attlce, seçmenlerine teşekkür ederken
Prınceton 13 AA. (Afp) akşam Princeton Üniversitesinde Amerikan milletine hitaben yaptığı bir konuşmada New-York Eyaleti Valisi Thomas Dewey demiştir ki: İlerlemesini, göbeğini seyreden bir Buda heykeli sükûneti ile temaşa etmektedir.
Başlıoa prensipini derhal ve
yani kararlar verildikten sonra değil alınmadan önce cumhuriyetçi şahsiyetlerle istişarede bulunmak lâzımdır.
İki partili siyaset prensipi, sadece bu politikanın muvafık görüldüğü yerde değil, dış siyasetin her önemli sahasında tatbik edilmelidir
Hükümetin takınacağı böyle bir tavır, Cumhuriyet Partisinde infialleri ve bu infiallerin doğuracağı tenkitleri bertaraf edecektir.
İktidarda kalmanın
iki mühim şartı
La Haye. 14 (AP) — İngiliz Muhafazakâr Partisinin mensuplarından R. A. Butler, dün, İşçi Hükümetinin, “E'oğru hareket etmek ve taraftarlarından bazılarının hastalanmamaları şartivle bir müddet daha ik-
tidarda kalmaya muvaffak olacağını,, söylemiştin.
Butler, '‘Muhafazakârların galebeden emin olmadan yeni bir seçime gitmiyeceklerıni., kaydetmiştir.
Mareşal Petain affını istiyor
Iran Şahının kızkardeşi Amerikalı bir talebe ile evlendi
Bu partinin Melciste dört mebusu olup bunlardan ikisi hükümet âzası-dır. Biri Millî Müdafaa Vekili Ekrem Horanî. diğeri Ziraat Vekili Ab-dülbaki Nızameddin’dir. Milli Müdafaa Vekili bu partinin reisidir. Bundan dolayı ordu da bu partiyi tutar; aynı zamanda Millet Meclisinde aşiret mebusları da partiyi daima destekler.
4? Müslüman Kardeşler Partisi : İsminden de anlaşılacağı üzere bu parti doğrudan doğruya Müslüman-lardan teşekkül etmiştir; gayesi Müslüman dininin yayılmasını ve hükümet dininin İslâm olmasını temin etmektir. Suriyer.in kuvvetli partilerinden biri sayılan Müslüman Kardeşler Partisinin Mısırda, Irakta, tjr-diinde, Lübnaııda, Filistinde (Tabii şimdi Kudüsün Araplara ait kısmında) Pakıstanda şubeleri vardır.
Paris, 14 - A A. (AFP) — Mareşal Petain dâvasının Yüksek Mahkemede yeniden görülmesi hususundaki talep sabık "Fransız devlet şefi’ nin müda-fileri tarafından mayıs ayının sonunda yapılacaktır.
Mayısta 365.000 Amerikalı turist Avrupaya gelecek
300 milyon dolar bırakacakları kuvvetle tahmin ediliyor
Roma 14 A.A. 'Reutor) — Romanın küçük Civitaveschla limanının Belediye dairesinde İran Şahının 21 yaşındaki güzel kızkardeşi Prenses Fatma Pchlevi. bir Amerikalı talebe İle dün akşam evlenmiştir .
Galifornia’da Los Banos’da oturan 25 yaşındaki güvey Vincent Lee GÜL yerdir.
Mahallî Belediye memurunun kirli yazıhanesinde bir iki dakika içinde kıydığı nikâhta sadece güveyinin ana ve babam şahit olarak bulunmuşlardır.
Yeni evliler balaylarını geçirmek üzere otomobille ismi gizli tutulan bir yere hareket etmişlerdir.
Türkiye, giriş vizesini kaldırmak istemiyor
dev-
Arabi İştiraki Partisi de Irak - Suriye birleşmesi taraftarıdır. Ancak bugünkü siyasi durum itibariyle bu birleşmeye şimdilik ister görünmüyor.
S) Komünist Partisi:
Orta Şarkta komünizmin serbestçe yayılıp yerleştiği ve teşkilâtlı bir şekilde faaliyette bulunduğu en müsait saha Suriye ve Lübnandır. Bilhassa Beyrut komünist teşkilâtının yayın merkezidir. Komünist propaganda ve neşriyatı burada serbestçe yapılmaktadır. Tas Ajansının ve diğer komünist organların, Arap devletleri camiasında en çok faaliyet gösterdikleri yer Beyruttur. Surlye-deki komünist partisi de talimatı Beyrut merkezinden almaktadır. Eksen âzası işçi, öğretmen ve lerden müteşekkil bulunan Komünist Partisi, tabiatiyle Amerikan ve Türk siyaseti
tandır. Bu yüzden Azalan arasında Kürt, Ermeni ve Çerkeş unsurlar pek çoktur. Esasen bu partinin de müte-kabilen en fazla itimat ettiği unsurlar da bunlardır Arap camiasından ve kavmiyet prensipînden hoşlanmayan ve kendilerini ekalliyette gören Ermeni, Çerkeş ve Kürtler, Suriyede, komünist partisinde toplanmışlardır.
Yevmi bir gazetesi ve Mecliste mebusları bulunan Müslüman Kardeşler-Partısi de maalesef diğer siyasi partiler gibi Türkiyenin ve Müslüman Türklerin aleyhtarıdır.
Bugün Suriyede mevcut bu (8) siyasi parti haricinde kalan diğer (4) partinin bizce tetkike değer bir e-hemmiyetı yoktur.
■t r
Kahraman kedi için büyük merasim
talebe-Suriye Anglo-alevh-
için dün açılış tö-
Amethyst komünist Simon
Kavini Suriye Partisi:
Bu parti. Suriyemn tabii coğrafya hudutları içinde büyümesini, büyük Suriye dâvasının tahakkukunu ister Toroslardan itibaren lakende runu ve Ürdün. Filistin, Lübnan topraklarını tabii Suriye sayar ve diğer Arap devletlerine bir kardeş gözüyle değil, bir komşu gözüyle bakar.
Mecliste bir mebusu olan bu parti, şefleri olan Antuvan Sadi’nin Lübnan Hükümetine tesüminden sonra, halk arasında daha ziyade sevUıroğc başlamıştır. Hattâ en zayıf bir mebus namzedi gösterdikleri halde, intihapta bu namzet kazanmıştır,
Amertkada bulunan zengin A çaplardan tahsisat alan bıı partinin ca-kıden Lühnanda gazeteleri vn di. Şimdi yeniden Suriyede gür.l k bir gazete çıkarmak üzeredir.
Lünan Başvekili Riad El Sulh u suikast teşebbüsünde bu partinin âmil olduğu iddia edilmektedir.
Baş tarafta yaptığımız ta ranır göre ikinci kısımda mütalâa edilmedi lâzımgelen akideslz partilerden en mühimmj Vatani, Cumhuriyet, Şâlp (Halk) ve Müslüman Kardeşler Paı tileridir.
1) Vatani Partisi:
Fransızların idaresi zamanında bu parti, Kütlc-i Vataniye namı altında sonradan birer müstakil parti kuran siyasi unsurlarla bir blok halinde faaliyette bulunuyordu, Suriyeliler, Fransızlara karşı bu parti İle 1936 den 1939 senesine kadar, tek cephe halinde kuvvetli çıkmışlardır. Fakat 1939 Kenesinde Fransızlar bu partiyi dağıttıklarından parti mensupları ayrı ayrı ve gizlice çalışmaya başlamışlardır.
1943 de Suriye istiklâlini alınca, Kütle-i Vataniye Partial bundan son-
Londra 14 A.A. (Afp) — lngilt.e renin en tanınmış kedisi olan Si-rnon’un hâtırasını taziz Plymouth’ta bir plâkanın reni yapılmıştır.
Geçen haziran ayında gemisi Yangtse nehrinde
ablukasını zorladığı zaman gemide bulunuyordu. Gemi Londra-ya geldiği zaman Simon’a kahraman hayvanlar için harp nişanı olan “Dick’in madalyası,, verilmiştir.
Filhakika Simon, yaralı olduğu halde, abluka esnasında gemideki fareleri avlayarak mürettebatın gıdasını muhafaza etmiş ve böylece kıtlığa mâni olmuştu. Fakat resmi makamlar tarafından karantinaya alınan kedi ölmüştür. Simon, İngiliz renklerinden yapılmış bir bayrağa sarılarak hayvan mezarlığına gömülmüştür.
Merasimde Amethyst’in komutanı olan üsteğmen, bir kedi başını temsil
eden mermer plâkayı açmıştır.
Pakistan Başbakanı Amerikaya gidiyor
Karaşl 14 »APı — Pakistan ı-dfr-mltanı Liyakat Ali Han’ın, Başkan rnmoıı’ın davetlisi sıfatiyle Birleşik Vmerıkayı ziyareti mÜddetlnce ken-İfalne Dışişleri Bakanı Zafrullah Harun vekâlet edeceği bugün resmen i-lân edilmiştir.
Icponyoda 1.015 bino yandı
Tokyo, 11 - A.A. (United Press) — 3ir sigara ateşinden başladığı riien yangın, Tokyonun 80 mil \v batısındaki AtanıTnin en işlek um kül haline koymuştur.
1015 bina yanmıştır. Zarar T,5 •on dolar tahmin edilmektedir.
Dün akşam vuıcuhulan yangında ö-i olmamakla beraber 100 den fazla ran yaralanmış ve 4817 kişi evsiz almıştır.
Yangın neticesi 47 apon oteli harap olmuştur.
bil-ffü-kıs-
mll-

Sadak, Ankaraya döndü
Ankara 14 (AA.) — Dışişleri Barını Necmeddin Sadak, beraberinde 5e İkafam müdürü Necdet Kent olduğu halde bu sabahki ekspresle Istanbuldan şehrimize gelmiştir.
Dışişleri Bakanı, garda Dışişleri Bakanlığı Umumi Kâtibi Faik Zihni Akdur, Dışişleri Bakanlığı ileri gelenleri, İtalya Büyükelçisi ile elçilik ileri gelenleri tarafından karşılanmıştır.
Bu talebi kanuni usul veçhile des-teklemiye yarayacak vesikaları topladıklarını çok önce bildirmiş olan a-vukat Jacques Isorni ve avukat Le-maire dâva esnasında yüksek mahkemenin ıttılaına arzedilmiyen vakaları ortaya koyabilecek durumda olduklarını teyid etmişlerdir.
Hatırlandığı gibi Yüksek Mahkeme 14 ağustos 1945 te Mareşal Petaın’i ölüme mahkûm ve fakat bu ceza derhal müebbet hapse tahvil edilmişti.
Ne\v-York 14 A.A. (Afp) — Perşembe günü Parıaten dönen Avrupa İktisadi Yardım Teşkilâtı Dairesi Şefi, önümüzdeki yaz içinde takriben 365.000 Amerikalı turistin Av-rupayı ziyaret edeceğim ve 300 milyon dolar bırakacağını bildirmiştir. Turizm dairesi müdürü, ölü mevsimde, yani 1 ekimden 1 mayısa kadar olan devrede Avrupada turizmin gelişmesi meselesini incelemek üzere VVashington’a gidecektir.
Londra 14, A.A. (LPS) — 19 let, bir memlekette üç aydan fazla kalmıyacak bütün seyyahlar için pasaport vizelerini kaldırmak çarelerini aramaktadırlar. Avrupa İktisadi İşbirliği teşkilâtı konseyi üye memleketlerden bu plânın mümkün olduğu kadar çabuk tatbik Konmasını istemiştir .
Yunanistan. Türkiye ve bütün seyyahlardan giriş inektedirler. Danimarka,
Lüksemburg ve Norveç’ten İtalyaya giden ziyaretçiler için de vize lâzım gelmektedir.
İngiltere, 9 memleket ile vizelerin kaldırılmasına dair anlaşmalar imzalamıştır. Bu memleketler Fransa, Belçika. Lüksemburg, Danimarka, Holânda, İsveç, İsviçre, İtalya ve irfandadır.
mevkiine
Portekiz, vizesi iste-tzfanda.
Ortaokul ve liselerin imtihan yönetmeliklerinde bazı zayıf noktalar vardır ki, bunların süratle değiştirilmesi bugün İçin âdeta pedagojik bir zarurettir.
Zayıf noktalar şunlardır:
I — Bütünlemedeki ders sayısı;
II — Bir tek dersten sınıfta kalma;
III — Bitirme ve olgunluk imtihanlarının ayrı oluşu. |
I — Yönetmeliğe göre Üç dersten
zayıf not alan öğrenciler bütünlemeye bırakılırlar. Kati olmamakla beraber, eldeki rakamlara bakılırsa bütünleme imtihanlarında sınıf geçenlerin sayısı yüzde 70 den fazladır. Bu bakımdan tatil zamanlarında çalışmaya imkân bulan çocukların sınıf geçme şanslarını çoğaltmak için bütünleme derslerini üçten dörde çıkarmak çok faydalı olacaktır. 1
II — Bütünlemede bir tek dersten başarı gösteremiyenler sınıfta bırakılır. Bu noktayı muayyen kayıtlarla temelinden değiştirmek lâzımdır.
Ilkın şu noktayı belirtelim. Tek bir dersten sınıfta kalan bir çocuk:!
a) Mânen çok sarsılır ve kendini aşağılık duygusuna kaptırarak kendi nefsine güveni azalır;
b) iyi not aldığı dersleri bir yıl daha okumakla ve tekrar etmekle çocukta dikkatsizlik ve gevşeklik başgösterir;
oı Çocukta zamanla vurdumduymazlık gibi bir kayıtsızlık ve haşarılık hail belirir;
d) Çocuğun bir yıllık mânevi e-nerjisi ve zamanı israf edilir;
e) Sınıfta kaldığı dersten yıl sonunda iyi not aldığı halde bu sefer bambaşka bir dersten zayıf not a-larak yeniden sınıfta kalma tehlikesiyle karşılaşır.
Ne yapalım? Gelenek böyledir. diye bıı nokta üzerinde taşlaşıp kalalım mı? Daha elverişli usuller varsa bunları tatbik etmiyelim mi?
Bence bu mahzurları kısmen olsun önlemek mümkündür. Akla gelen tedbirler şunlardırı
İlkin bir üst sınıfta takip edilebilecek derslerle edilemiyecekleri birbirinden ayırmalıdır. Meselâ, matematik ve türkçe bir üst sınıftaki dersleri takip etmek İçin şarttır. Biri konuları zincirleme şeklinde olduğundan, diğeri kavramları anlamaya yaradığından. Bu gibi dersler dışında kalan bir iki dersten çocukları bütünleme imtihanında zayıf not aldıklarından dolayı sınıfta bırakmamalı, onların bir üst sınıfta okumasına imkân ve fırsat vermelidir; yani çocuklara bütünlemede zayıf not
aldığı bir iki dersten mânevi kredi açmalıdır.
Çocuk aıwu ederse krediyi bir yıl sonraki imtihanlarda öder, isterse son sınıfın bitirme imtihanlarına bırakır. Bunda çocuğun kendi kendine çalışma azmi ve iradesi hâkim olacaktır.
Şu var ki, bitirme imtihanlarında bir, iki ve hattâ üç dersten borcu o-- lan çocuğa borcunu, muayyen İmtihan devrelerinde ödeyinceye kadar diploma vermemelidir.
Bu suretle çocuklar:
aı Kendi kendilerine çalışma hamlesi yapmak zorunda kalırlar.
b) Bu hamleyi yapacak kurdetta olmayanlara aileleri şu veya bu şekilde yardımda bulunur;
c) Çocuk kendi istikbalini ve mu* kadderatını kendisi tâyin etmek gibi bir durumla haşhaşa kalarak zorlukları yenme maharetini ve kudretini kazanır.
Bu noktaların olgunlaşma, İradeli ve azimli olma bakımından kendine mahsus büyük önemi vardır. Azim-sizler ve iradesizler ise ortaokulu veya liseyi bir türlü bitirememekle tabii cezasını görmüş olurlar.
İÜ — Bugünkü yönetmeliğe göre liselerde ilkin bütün derslerden bitirme imtihanı ve bir hafta sonra da üç dersten ayrıca yazılı bir olgunluk imtihanı yapılır.
Bitirme imtihanında iyi veya orta derecede not alan bir kısım Öğrencilerin aynı derslerin olgunluğundan zayıf not aldıkları çok defa görülmüştür. Böyle bir adaletsizliğin Ve haksızlığın düzeltilmesi yerinde olur*
Çaresi, her iki İmtihanın bir arada yapılmasıdır Şöyle ki, bitirme imtihanları sözlü olarak yapılırken arada Bakanlıktan gelen sopylair muayyen günlerde yazılı olarak cevaplan Bu suretle çocuklar bir iki h(
çinde İki ağır imtihan geçirmek kâ> busundan kurtulmuş olur.
Herhangi bir sebeple yüksek bir okula girmek ve bu sebepten olgunluk İmtihanı vermek istemîyen Öğrencilere Bakanlıktan gelen sorufap sorulmaz. Bu gibiler diğer dersle? gibi sözlü imtihana tâbi tutularak 1/Se bitirme diploması ahrlan Bu suretle bitirme imtihanının, mezunlara verdiği kanunî haklar olduğu gibi muhar-faza edilmiş olur.
Geçen yıl Eğitim Şûrasından önce Bakanlığın teşkil ettiği bir komisyonda bu noktalar incelenmiş ve tavsiyeler bir rapor halinde Bakanlığa bildirilmişti. Şimdi Milli Eğitim Kurulunun bu meseleyi biran evvel ele alması ve bir neticeye bağlaması çok yerinde bir tedbir olacaktır sanırım.
Dr. H. Fikret KANA*

*•

■ • ■
rttx=5c4-.u>
C MEMLEKET HABERLERİ
Bn. Russell Dorr’un hakkımızdaki düşünceleri
Anana (Hususi muhabirimiz bildi-ıyor) — İktisadî İşbirliği idaresi Türkiye İcra Komitesi Başkanı Bay Russell Dorr’un, eşiyle birlikte yaptığı, son Adana gezisi sırasında tanınmış hır sanatkâr olan Bayan Ruth M. Dorr’un bizi ilgilendiren muhtelif mevzular üzerindeki fikirlerini de öğrenmek mümkün oldu.
— Türk kadınları çok zekidirler. Öğrenmek arzuları büyüktür. İlk görünüşte mahcup gibidirler. Kendileriyle konuştukça açılıyor, ne kadar samimî ve mütevazı olduklarını ispat ediyorlar, dedi.
Bay Kasım Gülek in annesi Bayan Tayyibe Gülek’in ellerini ve omuzunu okşıyarak ilâve etti;
— İşte delili!
Bayan Ruth M. Dorr sözü kendi hayatına getirerek dedi ki:
üzerinde iken, Haşan hakkındaki düşüncelerini de Bayan Ruth M. Dorr; dedi, harika bir çocuktur, ressamların fevkinde reslın
pl-
— Boston’da Güzel Sanatlar Akademisinden mezunum. Eserlerim bana bir gezi mükâfatı kazandırdı. Bu suretle bütün Avrupayı gezmiş oldum. Amerikaya dönünce ticari tablo ve afişler yaptım. New-York’taki Güzel Sanatlar Akademisinde altı yıl ders verdim. Bu arada bir çok resimler yaptım. New-Yorkta, Bostonda resim sergileri açtım. Türkiyede diğer memleketlerde olduğu kadar resim yapamadım. Çünkü çok meşgulüm, memleketi elüd ediyorum.
Söz resim
Kaptan belirten

Değme
yapıyor. Türk - Amerikan Kadınlar Cemiyeti vasıtnKiyle bu çocuğun resimlerim Anıerıkada teşhir etmek istiyoruz, Hasrın Kaptanı dünya çapında bir kabiliyet olarak 4(abul ediyorum, Böy leşine ömrümde rastlamadım Ümit ederim ki, çalışmalarına bu şekilde devam eder.
Çerkeş tavuğu, kuru fasulye,
lâv, baklava, yoğurt ve ayranı çok seven sayın Ruth M Dorr. Adana in-tıbbalartnı da şu sözlerle anlattı:
— Mersin ve civariyle Adana turistik bir ehemmiyeti haizdir. Buraları tarihi eserlerle doludur. Adanayı binalarının yapısı itibariyle çok iyi buldum. Halkın yaşama tarzı ise, Türkiyenin bazı bölgelerine nazaran • laha iyi.
Sipahi Pazarını da gezdim. Çok hoşuma git ti. Yalnız umraım ki, halk biz Amerikalıları daima garip ve tuhaf şeyler ariyan insanlar olarak tanımış olmasın!
Yusuf AYHAN
Mersinli Ahmetli şahsan Mısıra davet Men Kıra) Faruk Ingiliz General ve Amirallerini bizzat otomobilde sezdirirken.
u

Mersinli Ahmet, Mısır
seyahati için uğurlandı
Kıral Faruk’un davetlisi olarak yola çıkan pehlivan : “Ayyıldızlı Türk mayosunu Mısırda yere düşürmiyeceğim,, diyor
Adana (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Mısır Kıralı Majeste Faruk tarafından Kahııeye dâvet edilen Greko-Romen dünya ağır sıklet şampiyonumuz Mersinli Ahmet, parlak bir şekilde uğurlanmışlır. Mersinde Olimpiyat Gazinosunu işleten ünlü güreşçimiz, Kahireye Kıra! Faruk’un gönderdiği otomobille gitmiştir.
Mersinli Ahmedi hareketinden az önce gördüm. Sempatik pehlivanımız “YEbrt İstanbul,, için şunian söyledi:
“— Mısıra Majeste Kıral Faruk’un dâvetlisi olarak gidiyorum. Nitekim, yolculuk yaptığım otomobil de kıral tarafından gönderilmiştir. Kahirede dört güreş yapacağım. Sırtımda şimdiye kadar daima şerefle taşıdığım Ayyıldızlı Türk mayosunu, Mısırda da yere düşürmiyeceğim. Mindere çıkarken, arkamda Türkün şeref ve gururunun mevcudiyetini h«-tırlıyacağım. Allahın izniyle, Mısır güreşlerinde yenilmiyeceğlme ümidim tamdır. Majeste Faruk’un gösterdiği
teveccüh, şahsımdan önce Türk güreşine ve azız milletime aittir. Bu bakımdan; Mısırda Türklycyl tenisi-len mindere çıkmanın mânası ve gururu içinde güreşeceğim. Mısır güreşlerimin Kahire radyosundan mümkün olduğu kadar genişçe yayınlanmasına ve kısa türkçe seanslar da yapılmasına çalışacağım.
Bu dost memlekette yapacağım dört güreşten sonra, Frnnsnya geçeceğim. Fransız güreşçilerine de pes dedirteceğime şüphe etmiyorum. Fransadan sonra, imkân bulursan*. Amerikaya da gitmek arzusundayım İnşaallan Amerikan aslarının, diğer tâbiriyle Amerikan dev güreşçilerinin de sırtını yere getirmek bana nasip olacak, böylece Koca Yusufların ruhu da şâdedilnnş bulunacaktır..
İki ay sonra yurduma dönerek Mersindeki işime devam edeceğim. “YENt İSTANBUL,, vasıtasiyle bütün İstanbullulara selâm! Allahaısmarladık...
Silivri, Çanta köyünde büyük bir yangın
10
Silivri 14 (AA.) Dün akşam saat sıralarında Çanta köyünde Raif Gümüşe ait içi 1500 saman balyası dolu bir ardiyeden çıkan yangın ani olarak çatıyı sarmış ve bir tarafındaki motorlu değirmen ile diğer tarafındaki ev ve samanlığa sirayet etmiştir. Bütün köylü yangını önlemeğe çalışmış ise. de başa çıkamıyarak ilçeyi telefonla haberdar etmişler ve derhal yardım ekipleri gönderilerek yangının slyarctl önlenmiştir. Bu yangında mülk sahibine ait hangar ile içinde bulunan iki adet harman makinesi ve 1500 balya saman ve bir traktör ve civarındaki köy kâhyasına alt bir samanlık ile bir ev ve değirmenin bir kısmı tamamen yanmıştır. Hasar tahminen 60,000 lira kadardır. Nüfusça zayiat yoktur .
Birleşmiş Milletler Teşkilâtının açtığı iş mevzulu kurslar
Ankara 14 'Hususi muhabirimiz bildiriyor ı — Birleşmiş Milletler teşkilâtı tarafından İngiltere Fransa ve Holândada Sosyal Servisler Teşkilâtı ve İdaresi, çocukların korunması, sosyal istatistikler, İş evleri ve iş ihtilâfları, iş ve işçi bulma ve sosyal sigorta sahaları için öğretici kursları açılmış bulunmaktadır. Çalışma Bakanlığı kursları takip etmek mnk-sadlyİe kendi teşkilâtından ikisi ln-giltereye, ikisi Fransaya, biri Holân-dava olmak üznrr beş memurunu Av-rupaya göndermiştir. Kurslar 4 ay kadar devam edecektir.
»S
Harp sonrası ticaretimiz ve Ankaranın görüşü
“Yeni İstanbul0 un İktisadî başmakalesi Ankarada dikkat ve alâka uyandırdı
14 (Hususi muhabirimizden): İSTANBUL” un evvelki
Ankara “YENt günkü nüshasında intişar eden ^Harp sonrası ticaretimiz,, başlıklı İktisadî başmakale memleket ticaret ve iktisadiyatına veçhe veren makamların dikkatle alâkasını çekmiş bulunmaktadır. Bu çevrelerde makalede belirtildiği gibi “yakın veya uzak fak&t muhakkak olarak bir iktisadi buhranın ufuklarda belirdiğini göstergen emarelerle,, karşı karşıya bulunduğumuzu kabul etmekte ve bu hali mümkün mertebe önleyebilmek için tek çarenin çok istihsal, ucuz maliyetli istihsal, muayyen vasıflı istihsal olduğunda ittifak etmektedirler. Bu parolanın, gerçekleşmesi meselesini plânlı, programlı ve sistemli bir faaliyet zaviyesinden müşahede eden bu çevreler hâlâ harp yıllarının rehaveti içinde bulunuşumuzun bizi iktisadi felâkete götüreceğinden endîşe etmektedirler. Ancak temas ettiğimiz bazı salâhiyeti! zevat bunun devasını dış ticaret siyasetimizdeki prensiplerin tanı mânasiyle tatbik edilmesiyle mümkün görmekte, fakat bunun için de tek taraflı anlayış yerine tüccar ve ziraat in de hüsnüniyet göstermesini ikinci esas telâkki etmektedirler ve şurada burada kalmış stoklarımızın bir an evvel eritilmesi için ekonomik yollardan giderek tabii neticelere varacağımıza, devlet kapışım çalmamızı müdahale mubayaası veya ihraç imtiyazı istememizi tek taraflı hüsnüniyet zihniyeti içinde mütalâa etmektedirler. Bir ikinci ve tanıamiyle zıt bir görüşe göre memleket ekonomisi kül halinde ele alınıp organize edilmedikçe bugünkü buhrana doğru gidiş mukadder ve tabiidir. Bu mütalâayı serdedenler E-konomi Genel Meclisinin lüzumuna bir kere daha işaret etmekte, gelecek Meclisin bunu gerçekleştirmesini dilemektedirler.
Siyasal Bilgiler Fakültesinin bir açıklaması
Ankara 14 (AA.) — îâtanbuldaki şon hâdiseler dolayısiyle tevkif edilen lor arasında İbrahim Ura! adında biri de zikredilmektedir. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanlığından alınan 4 '545 sayı ve 14.4.1950 tarihlî tezkerede tevkif edilenin, aynı Fakültenin ikinci sınıf öğrencilerinden İbrahim Ural ile bir alâkası olmadığı ve bu öğrencinin îstanbula dahi gitmemiş olduğu bildirilmektedir.
Tekel İdaresi, Tarsusta tütün yetiştirecek
Ankara 14 (Husysî muhabirimiz bildiriyor) — Tekel Bakanlığı Tarsus bölgesinin tutun ekimine müsait olup olmadığını anlamak ve yetişecek mahsulün kalitesini tayin vq tesblt etmek maksadlylo ilçenin üç köyünde tiitün ekim denemesi yapmağı kararlaştırmıştır.
Bölge Tekel Müdürlüğünce tayin e-dllecek üç kişilik bir heyet deneme yapılacak köyleri tesbıt edecektir.
Sayfa 4
YENİ 18 T AN BU L
15 Ninen 1980
ile son konuşmamız
BEN DE OIIAİIA İIH3I! j
Yalta’da babul
Roosevelt’ten tonsa Trunıan Başkan olunca Amiral Leahy onun da Huşum büyüklerin toplantılarına İştirak etti.
r
yazan: Oramiral VVHliam D. Leahy
Çevireni Halûk TANSl’G
7
Franklin D. Roosevelt
Çindeki Amerikan askeri heyetimiz arasında anlaşmazlık çıktı
KurmaybaşkaııhğıiKİn kaldı
ÜÇ
28 mart tarihinde İngiliz İstihbarat Servisinden alınan bir rapor Polonya meselesine çok tuhaf bir çeşni veriyordu. OSS den General Do-novan. Washington’daki Polonya sefiriyle görüşürken, telâşa hiç mahal olmadığını, çünkü Polonyadaki Rus-lar meselesini nisanda toplanacak o-lan San Francisco Konferansında halledeceğimizi söylemiş. O zamanlar Donovan’m durumdan çok ümıt-var olduğu anlaşılıyor.
ÇİNLİLERİN TELÂŞI
Gizli tutulmalarına rağmen, her halde Çinliler Yalta’da Çin ile ilgili kararlar alındığını öğrenmişlerdi. Dönüşümüzden iki gün sonra Wa-shingtondaki Çin Askeri Komisyonu Şefi General Şang-Şen beni ziyaret etti ve Kırım Konferansı hakkında malûmat istedi. Tabii, gizli tutulan kararlan kendisine söyleyemezdim. Şang-Şen’in neden bana müracaat ettiğini de merak ettim. Aradan bir müddet geçtikten sonra, şahsi dostum ve Çin’in Ingilteredeki elçisi Dr. Wellington Koo, Port Arthur ve Dairen limanlarının Rusya tarafından kiralanacağına dair duyduğu rivayetlerin doğru olup olmadığını benden sordu. Koo böyle bir durumun hükümetince müsait karşılana-mıyacağını tebarüz ettiriyordu. Rivayetin doğru olduğunu Koo’ya söy-liyemezdim, çünkü Roosevelt daha Çan-Kay-Şek ile konuşup bir neticeye varmamıştı.
HURLEY ve UTDEMEYERİN İNTİBALARI
çilik memurları Huley ile tam bir işbirliği yapmak İstememişler, gayet mücadeleci bir insan olan General Hurley durumu düzeltmeye muvaffak olmuş. Bu hikâyeden ben şahsen şu neticeyi çıkardım: Dışişleri Bakanlığının esas memurlarından ol-mıyan Hurley'e karşı bir “mukavemet teşkilâtı,, kurulmak istenmişti.
Mart 27 de ve Kurmay Başkanla-n lüzumunda, Hurley, General We-demeyer ve Komodor Miles, Çindeki askeri durumu münakaşa ettiler. Her üçü de Çinde çıkacak («yanın Çan-Kay-Şek’e yapılacak nispeten küçük bir yardımla bastırılacağına kani idiler. General Wedemeyer. Japonların bundan sonra Çin kıtasında büyük bir ilerleme yapamayacaklarını söyledi. Fakat Çin derebeylerlni, siyasi liderlerini, Asyada vazife gören Ingiliz resmi memurlarım ve emrinde çalışan bazı Amerikan generallerini kontrol etmekte büyük zorluk çektiğini belirtti. Wedemeyer. kabiliyetli ve becerikli bir askerdir. Bir batılı için Çin gibi anlaşılması zor bir memlekette muvaffakiyet ihtimali olsaydı, eminim ki Wedemeyer bu müspet neticeyi sağlardı.
KONGRE AZALARIBAŞKANLA KONUŞUYORLAR
daha ileri bir tada iki fazla rey
O zamanlar Amerikanın Çin elçisi olan General Hurley mart içinde Washington’a gelmişti. Çin elçiliğindeki müşkül durumunu bana tafsilâ-tiyle anlattı. General SUlVpll’jn A-merlkaya çağrılışından sonra Stil-well’ln emrinde çalışmış olan bazı Amerikalı subaylar ile diğer bazı el-
23 mart tarihindç. Amerikayı San Francisco Konferansında temsil edecek beş Kongre Azası Başkanla buluştular. Toplantıya dışişleri bakanına vekâlet eden Joseph GreW, dışişleri bakanlığı memurlarından James Dunn ile Charles Bohlen ve ben iştirak ettik.
Roosevelt toplantıda hazır bulunan bizlere Yalta’da alınan kararları anlattı. Birleşmiş Milletler Asamblesinde Rusyaya iki fazla rey tanınmasını, yani Ukrayna İle Beyaz Ruayanın Kurucu Aza olarak Konseye alınmasını gerek kendisi gerekse
İngiliz Başbakanı etmişlerdi.
Cumhurbaşkanı, rihte, Amerikanın
sahibi olmasını arzu ettiğini belirtti. Roosevelt, Birleşmiş Milletler Teşkilâtını faal ve müsmir bir hale sokmak için azami gayreti sarfetmek azminde idi.
Bahsi geçen bu toplantı sırasında daha çok başkan konuştu ve sözlerinin dışarıya aksetmemesini istedi. Toplantının sonuna kadar herkes sükûtu muhafaza etti ve başkanı dinledi. Kimsenin her hangi bir itirazda bulunduğunu hatırlamıyorum. Rusyaya iki fazla rey hakkı tanınması fikri münakaşayı dâvet etmedi. Bununla beraber konferanstan bir iki gün sonra “Rusyaya yapılan tâviz.. dışarı sızmış ve Kırım Konferansında almış olduğu kararlardan dolayı cumhurbaşkanı şiddetli bir hücuma maruz kalmaya başlamıştı.
ROOSEVELT’İN ÖLÜMÜ
Cuma akşamı*, başkan Hyde Park’-a gitti. Uzun bir istirahate ihtiyacı olduğu belli idi. Nihayet, doktorlarının tavsiyesini kabul ederek Warm Sprlngs’de üç haftalık bir tatil yapmayı kabul etti ve mart 29 perşembe günü Beyaz Saraya uğradı.
Warm Springs’e gitmek üzere Beyaz Saraydan ayrılırken otomobiline kadar kendisini teşyi ettim. Roose-velt’e şu sözleri söylediğimi gayet ivi hatırlıyorum: “Başkanım. tatil yapmanız sizin için gayet iyi oldu. Hakikati söylemek lâzımsa bizim için do iyi oldu. Çünkü siz yokken istirahat ve eğlenceye daha ayırabiliyoruz.,,
Roosevelt gülerek şu dl: “Ziyanı yok Leahy.
fazla zaman
cevabı ver-Ben yokken iyi eğlenmeye bak, çünkü döndüğüm vakit üzerine bir hayli iş yığaca^
f Devamı var)

bakan eden diğer ufak bir tl-vermelerine türbeden u-

gücen-
camiin halkın
SOLDAN SA(’.A;
1 — Bir yemiş. 2 — Kimya verilen mülk, 3 — Bir noru - Serbest bırakma - Bir nota. ı — En yüksek - Bir hayvan - Leke bırakan rüzgâr. 5 — Koşut olrmyan yazî veya aöz 6 — Na-max kıldıran - latan bulda "bir semt 7 — Çevirmekten bir emir - iki harf -Fikir. 8 — Kıaa zaman - Çoğalt al) - inim. 9 — İştah açan bir 10 — Yirmi dört tanem.
YLKAKDAN AŞAÖ1:
1 — Bir ay. 2 — l’rmur. 3 — doymamış olan - Eserler - Bir
4 — Afca - Ayı yuvam - Beş duyu’dan biri. 5 — Muharrir - (Tersli Denizyolları iç hat vapurlarından birinin lami. 6 — Rütbesiz ve rütbeli aakerier - A-zıcık. 7 ~ Kabarma - (Tersli Bir renk - Tevsi vuaıtalarındun. 8 — Köpek -Bir «Un - Kısa laman. 9 — Bir nebze. 10 — Oturan.
(Ter-çerez.
Karnı nota.
DÜNMl) BULMACANIN HALLİ SOLDAN SAĞA:
1 — Gelenek 2 — Adali — A|i 3 — Femlnlzlrn 4 — İvedelik ö — Lak, Ayân 6 — Tâk. Neyi 7 — Nal. Em 8 — 11. (Tersi) İtiraz 0 — Keramet. YUKARDAN A8AĞI1
, 1 — Gafil, Kik İ — Edevat, Cfferefl SI 3 — LamckAn 4 — (Teral) Dil«s Ka-
1,5 — Nine. (Tersi) Mal 6 — llâq. Re 7 _ Kaziye. İt 8 — Şik’-yct 8 «r Kim, Nimlk


görse acıklı
karıştı o gün
Avlunun her köşesinde işlerine ve iyi bir kalabalık teşkil mülteciler, tatlı tatlı konuşmak, caret bile kurmak fırsatını dahi rağmen korkusunu yenemiyerek
zaklaşmaya razı olmadı, ötekiler tehlikeyi göze alabilirlerdi elbet! Zira ne etmişlerdi? Bir tücparın malını çalmak mı? Efendilerini dolandırmak mı? Küçük bir memuru dirmek mi?
Bu gibi ufak tefek suçlar yüzünden kudsiyetl bozulmıyacağı, ulemanın ve
d&manna basümıyacağı tabii idi. Fakat Kamber Ali, kan dökmüş, üstelik de o alçak Ferraş başının düşmanlığını kazanmıştı. Onu bu mübarek imam koruyabilirdi ancak; hattâ mezarından çıkıp başında durması bile gerekirdi. Musa Rızadan ayrılmamakta ısrar etti.
Bu iki kahraman daim! bir korku içinde yaşıyorlardı. Camie tanımadıkları biri girse hafiye sanırlar, Kamber AH, kimi valinin adamıdır derdi. Hulâsa iki ömür! Zavallılar âdeta erlmketeydiler.
Derken bir sabah ortalık birbirine ve mahvolduklarına hükmettiler. Şahın
camie gelip dua edeceği bildirildiğini hademelerden öğrendiler. Ortalık şöyle biraz temizlendi, üstünkörü toz alındı, halılar serildi. Kasaba halkı hep ayakta idi.
Musa Rıza, arkadaşına akla yakın bir sözde bulundu, şöyle ki: Şah hazretlerinin gelmesi, camide bulunması ve çıkması esnasında hâsıl olacak kalabalık ve kargaşalık, fırsat bilinerek her ikisinin düşmanları tarafından kaçırılmaları ihtimali vardı. Bibi Canem’in oğlu bu fikri pek doğru buldu ve zihni ona takıldığı esnadan itlbaron türbenin taşma âdeta yapıştı.
Bu aralık dışarıda gürültü müthiş bir hal almaktaydı. Deve sırtında taşınan küçük topların sesi her yerde duyulduğu gibi topçu kıta-
a
★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★ Yıldızlar konuşuyor ★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★
İntanın tüllh ve mukadderatı üzerinde yıldızların büyük bir rol oynamakta olduğunu iddia edonler ve buna inananlar çoktur. Bu telâkki ve bilgiye göre her İntan muayyon bir yıldız altında doğar, dünyaya geldiği yerde ve anda başı üttünde bulunan bu yıldızın bütün hayatı boyunca derin tosirleri altında bulunur. Bir kimtonin kendi yıldızına göro bir haftalık, İki haftalık, bir aylık veya bütün ömrü için mukadderatını tâyin vo tesbit etmoğe, orotkopunu yapmak, etki tabirle, “zalçotini tanzim etmek” donlr.
Gazetemiz karilerine muayyon zamanlarda bu hizmeti yapacaktır. Doğduğunuz ayı ilk sütunda arayınız, aşağıdaki İgarotlero bakınız, onların ifade ottiği mânayı altta bulacaktınız. Yıldızınızın töyledlğl umumi hüküm ton tütundadır.
Doğduğunu* tarihe göre yıldızınız. 5 •s 1 D. S 0 İM ö a & W 1 (15 nisandım 80 nlnana kadarı
Hamel (Koo) _ Sıkıntılı bir devre geçiriyorsunuz. Fakat, İçinde iyi haber ulun bir mektup ıdııcııkzınız.
21 Mart • 19 Nisan $ 0 // O m O
Sevir (Boğa) 20 Nisan • 20 Mayıs Sâlcln bir on beş gün geçireceksiniz, fakat ilerde yapacağınız bir seyahat size para kaşandıracak.
0 O O ü
îklrier 21 Mapa 20 Haziran Çok şansınız var, İstikbaliniz do çok |yl. Seviliyorsunuz, sizi seven İnsanı kendinizden soğut mamaya gavret edin.
□ 0 u
M Öcratan (Yengeç) 21 Haziran • 21 Temmuz L ü O Büvtlk memnuniyetlerle dolu bîr on beş gün geçireceksiniz. (W Fakat açık sözlülüğünüz başı-niza sıkıntılar getirecek.
ıA Aralan 22 Temmuz 22 Ağustos O © Kalbiniz tamamen müsterih değil. Yeni hissi bir heyecan-la karşınlşmıinız ihtimali fazla.
% Sünbülo 23 Ağustos - 22 Eylül O 0 O t Mümkünse bu Volu veya bu ^7 .ver değiştirmeyi yapmaktan vazgeçin ve sabırlı olun.
Mizan 23 JEylûJ 22 Ekim -M © O 0 a Değişikliklerle dolu bir on beş gün. Dikkat edin, bir iş nı-kadarınız «İzin kötülüğünüzü istiyor.
Akrep 23 Elcim 21 Kasım 0 0 0 2^- Mesut ve ümitlisiniz. Yakında küçük bir yol yapacaksınız.
JIY Kava (Yay) 22 Kasım • 22 Aralık 0 ü 0 0 u Size uğur getiren rakamlar 6 İh* 13. Bugünlerde şansınız çok açık olacak.
Cedi (Yaban-keçisi) 23 Aralık 19 Ocak • & 0 0
Sabırsızsınız. Hissi sıkıntılarınızın sebebi de bu zaten.
A Dcliv (Saka) 20 Ocak • 18 Şubat 0 0 O Para sıkıntısı geçiriyorsunuz Fukal yapacağınız bir seyahatle İşleriniz düzelecek.
Hut (Balık) 10 Şubat • 20 Mart a. © 0 0 O Bir mektup. İşinize bsşka bir // Istlknmet verecek. Hissi sı-. kıntılarınız için kendinizi çok 2 _ * ««meyin.
Müşkülât
Sürpriz Q HİQ fevkalâdelik v
U ’ 5*“
S - Sıkınıl f = Uml>
Değişiklik
t
t
Muvaffakiyet

te


Mezarı bekliyen kadın
Yazan : J. R.
Çeviren : Namık Güpgün
Bayan Yvcttöten Bayan Louise'e mektuplar:
Birinci
mektup
Parla, 15-ocnk-193. sevgili dostum beni mail Avot in izi kabul etmek
Galatasaray Fenerbahçe ile, Vefa Beşiktaşla karşılaşıyor
Bu haftaki maçların en mühim noktası, alınacak neticelerin, takımların şampiyonadaki vaziyetlerini aşağı yukarı belli edeceğidir
Millî Eğitim Mükâfatı maçlarının bu haftaki karşılaşmalarında üç şehrin mahalli takımları kendi araların-a* I da birbirlerlyle oynıyacaklardır. Bugün Istanbulda Betiştaş - Vefa ile, Galatasaray da Fenerbahçe ile karşılaşacak; yarın da Galatasaray - Vefa. Betiktaş - Fenerbahçe. Ankarada Demirspor - Gençlerblrliğl; îzmirde Göztepe - Altayla ovnıyacnktir.
Milli Eğitim Mükâfatının beşinci haftasına kadar her takım sürprizlerle karşılaşmış olduğundan; bugünkü ve yarınki maçlar takımların durumunu aşağı yukarı tâyin edeceği bakımından ehemmiyetlidir.
İnönü Stadyomunda bugünkü ilk maç saat 14 te Beşiktaşla Vefa arasındadır. Bu maçın hakemleri Feridun Kılıç He Samlh Duransoy ve Mçhmet Reşat Nayırdır. Günün ikinci ve en mühim maçı hiç şüphesiz ki, Galatasaray ile Fenerbahçe karşılaşmasıdır. Gerek Sarı-Kırmızılılar, gerekse San-LAclvertliler bu mühim
maça en kuvvetli kadrolarivle çıkacaklardır. Yalnız Fenerbahçe takımında geçen hafta Ankarada sakatlanan sol açık Halit’in yer alamıya-cağı söylenmektedir. Buna mukabil Sarı-Kırmızılılarda da sakat tutunan tsfendiyar ve Muhtarın oynıyacağı şüphelidir. Bu maçta takımların galibiyeti Fenerbahçeli Defterle GalatasaraylI Gündüzün çıkaracağı oyuna bağlıdır. Gerek Lefter ve Gerekse Gündüz takımlarının bütün yükünü üzerlerine almış bulunmaktadır. Bu maçın hakemleri Sulhi Garan ile Mustafa Güventürk ve Selâm! Akaidin
Beden Terbiyesi İstanbul Bölge Başkanlığı, yarın Fenerbahçe Stadında yapılacak olan Galatasaray - Vefa ve Beşiktaş Fenerbahçe maçlarını stadyumun istiab haddini ve uzaklığını nazarı itibara alarak, İnönü Stad-yomuna almıştır. Bu maçlara alt biletler bugiln saat 9 dan itibaren İnönü Stadyomu gişelerinde satışa çıkarılacaktır.
flSYfi HİKAYELERİ
KAMBER ALI
Yazan : A. de Gobineau
S____________________
sının ^zenburek^ dedikleri çalgı takımlarının düdük ve trampete akisleri uzaktan, sonra yakından, büyüye büyüye işitildi. Kırmızı cop-kenlt, pullu başlıklı habercilerle şahın ferraş-larından mürekkep bir kalabalık camie girip, arkalarından daha ağır adımlarla, omuzlarında tüfek ve boyunlarında gümüş gerdanlık taşıyan gulam yahut sipahiler, yaverler, kurona, yani şaha yaklaşanlarla şahın huzuruna çıkanlar girdJ. En sonra gelen şahın kendisi, şah oğlu, şah torunu, Kaçar Nasreddin Şah doğru mukaddes emanete yaklaştı.
Mübarek ayakları altına bir namaz seccadesi serdiler, ve devletin sahibi olan bu zat, imanına, şahsi vaziyetine ve o dakikadaki ruh haletine uyarak bir takım eğilip bükül-melerde, secdelenmelerde bulundu.
Şahın dini vazifesini görmesine rağmen dlnmiyen gürültü İçinde bile, bizzat şefaatini dilemeğe geldiği evliyaya sığınmış iki soluk benizli adamı görmemiş olması imkânsızdı. Bunlardan biri olan Musa Rızayı tanımakla beraber işine karışmak istemiyordu, ötekini İse bilmezdi. Fakat güzel yüzü, gençliği, perişanlığı alâkasını çekerek, namaz ve niyazın tamamladıktan sonra, bu adamın kim olduğunu, türbeden niçin ayrılmadığını imama sordu.
11

Çeviren : Reşat Nuri Darago
r
Merhametli bir zat olan imam, Kamber Alinin maceramı şahın da merhametini çekecek şekilde anlattı. Şah da acınarak zavallıyı çağırıp:
— Bismillah, dedi. Kalk buradan git. Sana kimse dokunmaz!
Bu söz yeterdi herhalde; Kamber Ali, mucize kabilinden şahın himayesine mazhar olmayı nimet sayacaktı. Fakat anlamadı. O kadar ürkekti ki, aklına olmaz şeyler geldi; şah ona bunları söylemekle sığındığı yerden çıkarmak istediği, cami kapısında öldürülmesi emri verildiği zannına kapıldı. Efendisi nasıl olur da Kerimin soyu sopu yerine geçmeğe tenezzül eder? Bunu düşünmemişti: hasta ruhlar öyle çılgınlık geçirir. Kendisini affeden şahın ayaklarına kapanıp teşekkür, hamd-ü sena edeceğine - böyle etseydi üstelik Ihsan da alırdı - avazı çıktığı kadar haykırmağa, peygamberi ve bütün evliyaları şahit tutmağa koyulup, bulunduğu yerde kesilmeğe razı olduğunu ve fakat bir yere gitmeyeceğini bildirdi.
Şah lütfedip Kamber AH İle görüştü; teskin etmeğe çalışarak, kimseden korkusu olmaması lâzımgeldiglne, kendisine kıyılmıyaca-ğına İnandırmağa uğraştıysa da muvaffak olamadı. Sabn tükenen hükümdar hazretleri Kamber Aliye pek hiddetli gözlerle bakıp ha-şLn bir surette;
“Hnyır zur gör; benim için imkânsızdır. Çok yaralıyım; (;ok bedbahtım ve zavallı kocamın mezarı başından ayrılmak, buradan uzaklaşmak İstemiyorum. Bundan böyle hayalım burada geçmelidir; hep onu düşünüyorum, asla teselli bulomıyaca-gımo.
Sevgili Paul, no mükemmel koca idi! Ne iyi bir insan! O, bana on sene saadet verdi.
Evet sevgili kardeşim, ben srlık ancak onun hâtırasıyla ya sıyabilirim. Oh!. Allahım nc kadar bitkinim, beni anlıyorsun değil mi sevgili dostum?,,
İkinci mektup
Paris. Subnt 2
“Sevgili Louiso, senin uzaktan gelen şefkatin benim için ne kıymetli şey! Ah, hayatım bilil: za manimi dalma maziyi karıştırmakla geçiriyorum Zavallı Paul, beni t.crkedell yedi hafta oldu Mümkün mü? Geçen «cne bu günlerde onunla Suint Raobael’de beraberdik!
Şimdi teselli bulduğum yegâne şey, mezarına gidip çiçekler koy mnk... çiçekleri ne kadar severdi... Sonra çiçek getiren yalnız ben de ğiHm; mezarı başında, şüphesiz ar-kada.ılarından birinin bıraktığı karanfiller buluyorum. Zavallı Paul! $imdl yalnız hüznü kaldı.”
Üçüneu mektup
Paris, şubat 27
“Evet daima kederliyim. Fakat benim en İyi dostum, aklıma gelen müthiş bir şüpheyi sana itimatla haber verebilir miyim? Geçen gün sana çiçeklerden bahsetmiştim ya... Evet... Mezarlığa her gidişimde benim çiçeklerin yanında bir buket karanfil buluyorum. Bunlar en nadide olanlardan, sonra hu mevsimde ne kadar pahalı olduklarını da bilirsin.
Hatıraya bu kadar sadakat evvelâ beni şaşırttı, sonra da telâş etmeye başladım. Benim zavallı kocamın mezarına kim buket koymaya gelir? Erkeklerde bu kadar vefakârlık yoktur. Eğer bu bir kadınsa! Loulse kalbim çarpıyor, bir şey düşünemiyorum. Eğer Paul’ün bir kadınla münasebeti var idiyse, eğer bana İhanet etti ise... Oh... bunu düşünemiyorum, bu pek müthiş olur. Ben bu işde kalbimi temiz tutup mezarına buket koyanı közetiiyeceğim...
Dördüncü mektup
Paris, 20 mart
“Gayretlerim boşa gitti dostum: geçen mektubumda bahsettiğim şahsı görmek mümkün olmadı. Fakat her gidişimde karanfiller orada» daima taze ve sanki şimdi toplanmış gibi.
Artık eminim, Paul beni aldattı, demek onun bir metresi vardı ve çiçekleri getiren de odur. Bu hâdiseyi, evvelce aramızda geçmiş bazı hâtıralarla karşılaştırıyorum da... Evet İki sene evveldi bir sayfiyede tatil aylarını geçiriyorduk, acele bir telgraf onu hemen Pari-se çağrıyordu. Ertesi günü gitti. Bu gidiş, şüphesiz onu bulmak i-
Par İse döndü-gayct tuhaf bul-vc buna karşı slâ-onu no kadar sev-ne kadar ağlamış-
çlndi ve nihayet hem>n dönmemek için de dehşetli sebepler icat ediyordu. Sonra ben ğÜmde koramı dunı; kederli kamzdı. Bonkl mİM, onun için
tim. Ne hazin şey! O zaman senin nasihatini tutmuş ve kendimi teselliye çalışmıştım.
Her hafta geceleri geçirmek İçin dostumuz Moran'lara gidiyordum. Bunlar gayet; sıcak ve samimi gecelerdi. Goorge adında sevimli bir ahbapları vardı, son seyahatinde sana da takdim edilmiş okluğunu sanıyorum. İri, esmer ve güzel bir genç, bir otomobil fabrikasında mühendistir. Gayet güzel konuşur ve mükemmel piyano çalar. Onu, Kreutzer sonatı çalarken dinleme-H... O zamanlar hana yapmıştı, felâketimden birimi tazeler diye bir İrmedi.,,
Beşinci mektup
Paris, 5 nisan
“Paul’ün İhanetine ait dellİİ nihayet yakaladım. Fakat bıraktığı vesikalardan filân değil. Geçen gün mezarın yanında ve çiçekler İçinde bir tek kadın eldiveni buldum. Orlgan kokan, bir kadın eldiveni idi bu.
İyice hatırlıyorum, üç sene evvel Paul bu kokuyu kullanmam için beni ne kadar zorlamıştı, hilesini anlıyorsun değil mi? Brn de orlgan kullanırsam koku değişmi-yecegi için ihanetin tehlikesi o kadar büyük olmıyacaktı.
Bu eldiven, bu kadın, bu mel’un mahlûk kocamı, artık benim için tamamen mahvetti. Mamafih artık bitti, ben çekiliyorum, artık ona, sevgilisine yalnız ağlasın.
Fakat önümüzdeki ay Tours’a, senin yanına gelemiyeccğimî Dostumuz Moranlarda bir hafta gs-çirmek üzere yapılan daveti kabul etlim. Bay Goorge da orada olacak. Tuvaletim hakkmdakl tavsiyelerini eslrgemiyrceğinden emin alabilirim değil mi? Beni yaşlı gösteren bu siyahları artık terketmsk İstiyorum. Mühendis George, mavinin gözlerimdeki rengi daha çok derinleştireceğini iddia ediyordu, nasıl, bir zevk adamı değil ml?„ Altıncı mektup
Bay
blraz kur beri, yara-kellmo söy-
George’dan Bay Marton’a Lyons la Foret, 10 mayıs dostum, şey tamam, sene sonunda karım olacak, ne saadet,
Aziz
Her Yvette ne zevk! Fakat aziz dostum artık
sana, içinde bülbüller şakıyan bir kalb İle bağlıyım. Bana bu şeytanca fikri veren şendin.
Çılgın! Kadınları ne kadar da İyi tanıyorsun. Sonra mezarlıktaki bekçinin, her gün çiçekleri tazelemesi gayet hoştu, bu sayede zavallı Paul’ün mezarı her gün çiçeklerle bezenmiş oldu. Ayrıca küçük Nan’m eldivenini mezarlıktaki çiçekler arasına saklamak fikrini de veren yine sensin.
Yvette, Yvette! Moran’larda ona rastlıyalı tam üç sene oldu. Onu, üç sene hiç bir şey söylemeye cesaret edemeden sevdim. Şüphesiz şimdi kullandığım usul pek de zarif bir şey değil, fakat onu, Yvette’ imi bahtiyar edersem günahımın yarısı affolmıyacak mı?„
YENİ KEŞİFLER
Kanser araştırmalarında yeni neticeler
Yazan: RtT
2 — Hücre tahavvülü sırasında, hücre tabiatının tetkiki,
3 — Kanser hücresine tahavv»ll etmiş bulunan bir hücreyi, tekrar sıhhatli bir hücre haline tahvil edebilmek İçin bir usûl bulunması.
Tabii kauçuktan yapılan yollar.
Amerikada yapılan araştırmalar, tabii kauçukla döşenmiş bulunan yolların, sentetik kauçukla döşenmiş olana nazaran daha fazla dayandığım göstermiştir.
İlk kauçuk döşenmiş yol, bundan 12 sene evveL Holiandada yapılmış ve İkinci Dünya Savaşı esnasında. Alman harp vesaitinin üzerinden geçirilmesiyle mükemmel bir denemeye tâbi tutulmuştu.
Alman neticeye göre, asfalt ile karıştırılmış olan toz kauçuk, bir n\i-limetre kalınlığında bile olsa» urun süren bir ömür sağlamaktadır»
Dr. Braun tarafından yapılan a-raştırmaların şu neticelen ortaya koyduğu anlaşılmış bulunmakladır;
1 — Aşılandıktan sonra kanser hücrelerinin tekessürU 24 saatte başlamaktadır.
2 — Hücre tekessürünüıı sühunetle yakın bir alâkası mevcuttur.
3 — Tekcssür şöyle vuku bulmaktadır: Evvelâ sıhhatli hücreler, kanser hücrelerine tahavvtll etmekte, bilâhare bir hormon sayesinde kanser hücreleri çoğalmaktadır.
4 _ 3o°C lık bir sühunette, kanser hücrelerinin tekessürü azalmakta ve 28.8°C de tamamen durmaktadır.
Doktor Braun’a göre halli icap -den üç mühim nokta vardır:
1 _ Normal hücrelerin, kanser hücrelerine tahavvülünü tahrik eden Amilin karakter ve hangi prensipler dahilinde tesir ettiği.
— Canın Ölmek istiyorsa öl, köpoğlu köpek!
Ve bunun üzerine maiyetiyle birlikte camiden çıktı. Son dakikalarını yaşadığına hükmeden Kamber AH, son kozunu da kullanmak istıyerek, vakit kaçırmaksızın, kuşağını çözüp parçaladı ve bir parçasiyle kendini evliyanın sandukasına bağladı. Onu Öldürmeğe geldikleri zaman böylece mukavemetini uzatacaktı. Sonra İçine bir korku daha girdi, - zaten neden korkmuyordu kl? - O da kendisini gürültüsüz patırbsız götürebilmek için yemeğine uyutucu bir madde konulması idi. Ve hiç bir şey yememeğe karar verdi.
İşte bu sebeple getirilen yemeği kabul etmedi; hocaların, cemaatin ricalarına aldırmı-yarak İnat etti.
Ertesi günü, taşların üstüne uzanmış olarak geçirdi; ara sıra başını kaldırıp bağının çözülüp çözülmediğine bakıyor, sonra yine başını ellerinin üstüne dayıyor ve tehditle, korku ile dolu bir yarı uykuya dalıyordu.
O aralık Tahranın bütün ev, çarşı, meydan ve hamamlarında Kamber Alinin macerasından başka bir şeyden bahsedilmez olmuştu. Şahla konuşması, bir çok ilâvelerle süslenmiş, türlü şekillere girmiş olarak sonu gel-miyen tefsirlere meydan veiTnekteydi. Bazıları Kerimi kasden öldürdüğü, kimi de Kerimin onu öldürmek isteyip de nefsini müdafaa ettiğini Heri sürüyor; başka biri ise Kerim adında
Ferraş başı He Esadullah tarafından uydurulmuş bir u ıraya kurban gittiğini iddia ediyordu.
Şah Abdülazimin türbesine sığınmış gencin emsalsiz güzelliğini işiten kadınlar, onun tarafım tutmakta, hepsi de görmek istiyor-lardıı
kimse bulunmayıp Kamber Alinin
Devamı var



Hicrî 1950 NİSAN 15 Cumartesi Rumî
C. Ahir 27 1369 ■ ■ ■ ■ ( NİSMf 1 1366
VAKİT VASATİ EZANİ Güne, 5.İl lo.M öçle 12.14 527 İkindi 15.58 9.11 Akşam 18.48 12.00 Yatsı 20.26 l.JT İmsılk 3.37 ş.so

StYASÎ tKTÎSADÎ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ : FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yan İslerini fiilen İdare eden : Sacld ÖC.ET
Basıldığı yer :
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK iuMİTED ŞİRKETİ MATBAASI
İkinci sayfamızdaki siyasi, üçüncü sayfamızdaki kültürel, beşinci sayfamızdaki iktisadi başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamiyle yazarlarına aittir.
15 Nisan 1050
Y E N î İSTANBUL
Sayfa 5
GÜNÜN EKONOMİK HAREKETLERİ
Orıııaıı nedir?
BÜYÜK Millet Meclisinin acele ola-rak çıkarttığı son kanunlar arasında, 3116 sayılı Orman Kanununun bazı hükümlerini değiştiren bir kanunun da çıktığım görüyoruz. 5653 sayıyı taşıyan bu kanun ormanın tarifini yapmak suretiyle, memleketimizde nelerin orman olduğunu ve nelerin de onmandan sayılamıyacağım açıkça belirtmiş bulunmaktadır. Ormanın bünyesine, kuruluşuna, imar Ve ıslahına müteallik mevzularla iştigal eden silvikültür İlmi, ormanı u-muml mahiyette tarif ettiği halde, ormanların idare ve işletilmelerini düzenleyen, memleket ormanlarım muayyen bir rejim altına sokan orman kanunları, ormanı, memleketin arazı ve orman durumuna göre tarif etmektedir. Bu itibarla silvikültürdeki tarif tamamen ilmi hüviyette olduğu halde, orman kanunlarındaki tarif daha ziyade politik karakterdedir. Bu İtibarla muhtelif memleketlerin orman kanunlarındaki tarifler birbirinin aynı olmadığı gibi, bazılarında ormanın tarifini bulmak bile mümkün değildir.
Memleketimiz ormanlarında geniş tetkikler yaparak, hükümete çok e-saalı raporlar vermiş ve ay m zamanda 3116 sayılı Orman Kanununun iskeletini de vücuda getirmiş bulunan Prof. Bernhard, ormanı tarif ederken, ormanlarımızın kuruluş şartlarını ve bu şartların gösterdiği hususiyetlerle agaçlandırrma imkânlarını hesaba katmış bulunmaktadır. Ona göre orman “ağaçlar ve ağaççıklarla örtülü sahalarla kısmen veya tamamen ormanla muhat bulunan boşluklar ve orman kenarlarına mücavir arazi! haliyenin şümullü bir İfadesidir." (1). Halbuki son çıkan kanunda orman tarif edilirken, “kendi kendine yetişmiş veya emekle yetiştirilmiş olup herhangi bir çeşit orman hasılatı veren ağaç ve ağaççıkların toplu halleri yerleriyle birlikte orman sayılır.” denilmektedir. Şu halde bu iki tarif arasındaki en mühim fark, birisinde
topraklarına dahil boş ve çıplak sa baların ormandan addedilmesi, ğe rinde de hariç tutulmasıdır.
mutlak orman
di-
çıp-ha-
Devamlı tahripler neticesinde laklaştınlmış sahalar ormandan riç tutulur, orman zabıtası ve orman I rejimine ithal olunmazsa, ağaçlan- | dırma işlerini gerçekleştirmek, memleketteki orman nisbetini artırmak ve ayrı bir makale ile yine bu sütunlarda belirtmiş olduğumuz (2) orman içi ve orman kenarındaki köyleri elverişli yerlere nakletmek bir hayal olur. Kaldı ki. yeni kanun koyduğu istisnalarla, ağaç ve ağaççıklarla örtülü bulunan bütün sahaları da orman olarak kabul etmemiştir. Çünkü kanunun birinci maddesinde “her çeşit dikenlikler, parklarla şehir, kasaba ve köy mezarlıklarındaki ağaçlıklar; sahipli her çeşit ziraat arazisi içinde emekle yetiştirilen ve tabiî olarak ormanlarda yetişmiven kavak, okaliptüs, söğüt, akasya gibi ağaçlıklar; maki cinsinden her türlü ağaççıklarla örütü yerler," ormandan savılmaktadır. Mezarlıklardaki ağaçlıkların- ve parkların ormandan addolunamıyacağı âşikâr olduğu gibi, ziraat işletmeleri İçerisindeki anaçlıkların da orman rejimine sokularmyacağı tabiîdir. Çünkü bu nevi ağaçlıklar doğrudan doğruya ziraat işletmelerinin bünyelerine bağlı bulunduklarından, daha serbest bir İdare ve kesim şartlarına tâbi tutulmalıdırlar. Aksi halde İşletme sahibi konjonktürün müsait olmadığı ve ziraî mahsul fiyatlarının düşük bulunduğu anlarda, bunlardan faydalanma imkânını bulamaz. Fakat buna mukabil devlet ormanlarına mesafesi en az üç kilometre olan grup halindeki her nevi ağaçlıkları ve bilhassa makilerle mestur sahaları ormandan hariç tutmak için ortaya a-tılacak sebepleri kabul etmek çok zordur.
uymamaktadır. Semader, Fla-
Yazon : Prof. Dr. Şeref Nuri llkmen
İtalyanların "Macchla", Portekizlilerin ‘’Matto", KorsikalIların da “Maquis“ diye adlandırdıkları makiler esas itibariyle Akdeniz kıyılarına mahsus ve 1-3 metre boyundaki a-ğaççıklann meydana getirdiği bir bitki formasyonu olmakla beraber, bunun menşei hakkındakl görüşler birbirine tamamen Chodot. Adamovlç,
hault’a göre makiler tahrip olunmuş Mâditerranâe ormanlarının alt tabakasından kalma bakiyelerdir. Buna mukabil Flich. Briquet ve Rilke ise makilerin başlıbaşına bir bitki formasyonu olduğunu söylemektedirler. Küçük Asyanın batı taraflarında n-raştırmalar yapmış olan A. Phİlipp-son makinin primer olarak meydana geldiğine işaret etmekle beraber, kaybolan bir çok ormanların yerlerine geçtiğim de söylemektedir «3».
Bu suretle ge-yapmakla mil-vazifeleri de Her ne kadar
Memleketimizde mevcut makilerden ekserisinin, orman tahripleri neticesinde meydana geldiklerine hiç şüphe yoktur. Bu itibarla bunlarla birlikte Prof. Bernhardın teklifi üzerine. çıplak ve yarı çıplak mutlak orman topraklarını orman rejimi altına alıp, sıkı bir inzibata sokmazsak, ağaçlandırma işlerini aksattırır, sel ve su baskını gibi Afetlere geniş kapılar açmış oluruz, lecek nesillere karşı kellef bulunduğumuz ihmal etmiş sayılırız,
demokratik rejimlerde her siyasi parti iktidara gelmek ve yapılacak seçimlerde reyleri kendi Üzerinde toplamak için halkı memnun etmeyi düşünür, onun günlük menfaatlerini yerine getirmeğe çalışırsa da, ayrıca tabiat şartlarının dikte ettiği zaruretleri de küçümsememesi lâzım-gellr. Hiç şüphe yok ki. bir topluluk içerisinde ekseriyeti tatmin etmek ve ekseriyetin emellerine mutavaat etmek doğru ve isabetli bir yoludur. Ancak çoğunluğun geçici ihtiyaçlarının giderilmesi yanında, memleketin mekân şarklarının doğurduğu zaruretler de gözönünde bulundurulmaksa, bugünkü neslin çıkarlarıyla yarınki neslin menfaatleri telif edilmiş olmaz, işte bu bakımdan çıkacak kanunlarda bu keyfiyet telif edilirse, hem çocuk ve torunlarımızın yaşama imkânları emniyet altına alınmış ve hem de kanunlarımız sık sık değişme talihsizliğine uğramadan uzun ömürlü olmuş olurlar.
(I) T. C. Ziraat Vekâleti mütehassıs raporları. İstanbul 1927. s. 147
(2) Y«nl İstanbul 23.3.1950.
(3) Dr. H. Kayacık "Grundlağen der Aufforstung 1m Mittelmergeblet ünler besondercr Berückalchtlgung von lta-llen un»i der Türkei. Dresden 1941. s 04


Amerika gümrük tarifelerini indirecek
Wa«hington, 11 A.A. (AFP» — Dışişleri Bakanlığından bildirildiğine göre lngilterenin şehrinde toplanacak feı ansında Birleşik
temsil edecek olan memleketle gümrük indirilmesi hakkında yetkisi verilmiştir.
40 devletin iştirak konferans 28 eylülde tır Birleşik Amerika
2500 çeşit maddenin gümrük ücretini indirmeye çalışacaktır. Gümrük tarifesinde tenzilâta mev. zu teşkil edecek olan yabancı emtia meyanmda bilhassa buharlı motörier, yün. şarap, viski, kâğıt, balık ve mensucat mevcuttur.
Torguav ticaret kon-Anıcrikayı heyete 17 tarifelerinin müzakere
edeceği bu toplanacak-takrlben
Avrupa Kliring ittihadı yeni piyasalar yaratacak
pı-ogramımn İnkişaf ve dekinden daha az
SON 12 ay zarfında Avrupa kal- I klBtHfl fM'Arrra minin Inblaaf oa terakkisi, 1948 göz alıcı olmakla beraber sürekli olmuştur.
1949 un başlangıcında programın ilk safhası, harb yüzünden zarar gören fabrika ve sınai müesseseleri yeniden kurmak İşi, hemen hemen ta-mamiyle bitmiş bulunmaktaydı. Avrupa kalkınma programına dahil memleketlerdeki top.vekûn sınaî İstihsal. harb öncesi devri seviyesinin fevkine çıkmış ve bütün yıl emtia istihsali» bir kaç ay evvelkine nazaran daha yavaş bir tempo takip etmekle beraber, yükselmekte devam etmiştir.
Fakat Batı Avrupa memleketleri o zaman yeni bir mesele ile karşılaşmışlardır; artan istihsale piyasalar bulmak. 1939 yılından evvel Avrupa kıtası, devletler arasındaki emtia teatisine mâni olan gümrük tarifelerinden müteşekkil girift bir sistem altında âdeta bunalmıştı. Acaba Avrupa kalkınması yine bu hale mi müncer olacaktı? Her halde ön plânda gelen bir ihtiyaç, münhasıran milli veya şahsi sebeplere dayanan engelleri ortadan kaldırmaktı. Zira bu engeller ticaret ve mâliyeye müdahale etmekte olup. Batı Avrupayı, İktisadi olmayan küçük birliklere ayırmaktaydı.
TİCARET MESELESİ ÖN PLÂNDA
Bu engeller nasıl ortadan kaldırılacaktı? Avrupa Ekonomik İşbirliği Teşkilâtının, bütün devletleri müşterek bir sınai envestlsman ve geliştirme programı üzerinde uzlaştırmayı göz önünde tutan ilk plânı büyük terakkiler kaydetmemişti. Açıkça diğer bir metod lâzımdı. Bazı memleketler. Avrupa ekonomisinin gelişmesine başlıca engelin döviz tahditleri olduğun» inanmaktaydılar. BÜ-yük-Britanya ise. döviz tahditlerinin bilhassa Avrupa ve dünya ticaretinin ayarsızlığından doğduğuna kani idi.
Büyük-Bı itanya Avrupa ekonomik meselesi hakkındakl görüşü. Fransa veya Belçika gibi devletlerle herhangi bir aslî prensip ihtilâfından ileri gelmekteydi Görüş farkı hakikatte, tngilterenln bu gibi meselelerdeki pratik tecrübelerinden doğmaktaydı, zira Büyük-Britanya Sterlin# Bölgesinde bu gibi meseleleri muvaffakiyetle halletmiştir.
Sterling bölgesinde müşterek bir altın stoku, dövizlerin serbest konverti-bllitesi ve tahditsiz sermaye hareketi mevcut olup, Avrupa plâncıları buna son derecede muhtaçdırlar. Sterling bölgesinin inkişaf sırrı, üyelerinin yıllardan beri aralarında vapmak-ta oldukları ve her tarafın menfa-atma uygun olan ticaretinin geniş yekûnudur.
’ntrr
Kısa haberler
Torguay konferansı, gümrük tarifelerini indirmek maksadiyle üç seneden beri yapılan 3 üncü ve en mühim milletlerarası toplantıdır. Sovyet Rusya ve peyk devletlerin herhalde iştirak etmeyecekleri bu konferansta Batı Almanya, Avusturya ve Güney Kore temsil edileceklerdir.
Birleşik Amerikanın arzusuna rağmen Japonya, birçok devletler mevcudiyetine muhalif olduğu İçin konferansa iştirak etmiyecektir.
Parlate altın hafifçe

yükseldi
Paris, 14 (YİRSi — Altın fiyat-lan bugünkü borsa muamelelerinde hafif bir yükseklik kaydetmiştir. Külçe 471.000, NapolAon 3230 ve dolar 782 franktan satılmıştır. İsviçre Louis altını 3140
Yazan : Andrew Shonfield
Bu itibarla Avrupa Ekonomik İşbirliği Teşkilâtlıdaki İngiliz temsilcileri, Avrupada emtia teatisi tahditlerinin tedricen ortadan kaldırılmasını göz önünde tutan bir plân teklif etmişlerdir. İkinci Dünya Harbinden beri ticarete sed çeken başlıca engel İthalât kontenjanları olmuştur.
İTHALAT TAHDİTLERİ AZALTILIYOR
BÜyÜk-Britanyanın Avrupa ticaretini serbestleştirmek için 1949 yazında Avrupa Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı konseyine sunduğu teklif, bu sistemi gevşetmeye matuftu. Neticede Marshall Yardımı memleketleri, ilk adım olarak ithalât lisans tahditlerini yüzde 50 nispette azaltmayı kararlaştırmışlardır. Bu karar, ilgili devletlerin normal olarak özel hesapla birbirlerinden ithal ettikleri emtiaya şâmildir. Bu yüzde 50 indirme hesabına esas olarak alman normal yıl 1948 yılıdır.
Diğer memleketlerin iki misil fazla ithalât yapan Büyük-Brltanva, 1949 da ekim ve aralık aylarında iki müteakip safhada, ithalâtının yüzde 70 ini serbest bırakmıştır. 1950 başlangıcında Fransa ile diğer Marshall Yardımı memleketlerinden ekserisi (Je, ithalât kontanjanlarım İndirmek hususundaki anlaşmaya ittiba etmişlerdir.
Bu arada Avrupa meselesinin malt ciheti unutulmamıştır. Ticaretin serbestleştirilmesi için alınan yeni tedbirlerle birlikte Avrupa Ekonomik İşbirliği İdaresi, döviz tahditlerini lâğvetmek için bir usul araştırmaya devam emiştir. ^Bu tahditler, esasen azalmış olan altın ve dolar stoklarını daha fazla eritmemek için gerekli telâkki edilmekteydi. Bu İtibarla, bu tehlikeyi önllyecek yeni bir mail mekanizma kurmak elzemdi.
1950 yılında Ekonomik İşbirliği Teşkilâtının ön plândaki ödevi bu o-lacaktır. Şimdiden kendi başlarına harekete geçen Avrupa memleketlerinden müteşekkil ayrı ayrı gruplar döviz tahditlerini gevşetmek için bazı teşebbüslere atılmışlardır. Fakat, teşkilâtın halen hazırlamakta olduğu daha şumullü plân muhtemel olarak bu bölge anlaşmalarının yerine geçecektir. Bundan bir Avrupa Kliring Birliği doğması beklenilmektedir. Bu teşekkül emrine Marshall Plânı tahsislerinden bir asli dolar ihtiyat fon u verilecek ve Avrupa için, ferdi, milli dövizlerden herhangi birine serbestçe tahvil edilecek müşterek bir döviz kabul edilecektir. Bu şekilde mücehhez olacak Ekonomik İşbirliği Teşkilâtının önümüzdeki yıl zarfında, halen Batı Avrupada teati ve ödemeler akışına mâni olan engellerden bir çoklarını ortadan kaldırması kuvvetle muhtemeldir.

franktan muamele görmüştür.
Almanyaya giriş kolaylıkları

(Türkiye Turizm Kuruntunun Frankfurt’taki muhabiri Azası »yazıyor) — Yüksek Komiserler Meclisi namına Almanlara çıkış vizesi ve Batı Almanyayı ziyaret edecek iş adamlarına giriş vizesi vermekle vazifelendirilmiş bulunan (Com-bined Travel Board”, yapmış olduğu bir tAmimle, muhtelif memleketlerde bulunan “Mllitary Per-mlt Office’ler tarafından giriş
vizeleri müddetinin bundan böyle 60 günöen 120 güne çıkarıldığını, lüzumunda bu müddetin ae uzatılabileceğini alâkalılara bildirmiştir.
A------------x
Danimarkada yakılan sigaralar
Danimarkada yakılan Türk sigaraları hakkında Kopenhag’da yaptırdığımız tahkikatı dün hu sütunlarda bildirmiştik. Bu hususta Hari-ciyemiz de tahkikat yaptırmış ve. aynı neticeye varmış* * tır. Keyfiyeti teyit eden hu tavzihi aşağıda aynen veriyoruz :
Ankara, 14 (A.A.) — Dışişleri Bakanlığından tebliğ edilmiştir:
Türk tütünlerinden mamûl külliyetli miktarda sigaranın halk tarafından İçilmemesi sebebiyle, Danimarkada yakılarak imha edilmiş olduğuna dair Kopenhag menşeli bir Rcuter A-jansı telgrafına atfen 23 mart 1950 tarihinde bazı gazetelerimizde yayınlanan bir haber ü-zerine Bakanlığımızca derhal gerekli soruşturmalarda bulunulmuş ve mesele üzerinde hassasiyetle durularak Danimarka makamlarından malûmat talep edilmişti.
Bu hususta alınan malûmata göre mesele aşağıdaki şekilde açıklanmış bulunmaktadır:
1 — İçinde bir miktar Türk tütününün de bulunduğu Bulgar ve Yunan tütünleri harmanından Danimarkada imal edilmiş sigaralardan iki bin kiloluk bir stok uzun müddet rutubetli bir mahalde beklemesi dolayısiyle bozulup küflenmiş ve içllemez bir hale gelmiştir.
2 — Bu sigaraları imal eden müessesenin Danimarka Hükümetine peşin ödemiş olduğu bandrol resmini geriye alabilmesi için mahallî mevzuatça mezkûr sigaraların imha edilmesi gerektiğinden bu İmha işi sigaralar yakılmak suretiyle yapılmıştır.
ZİRAÎ SİGORTA VE
İsviçreli mütehassıs Emil Fah, görüşlerini anlatıyor
Adana, l Hususi muhabirimiz bildiriyor» — Zirai sigortanın memleketimizde de ihdası için, davetlimiz bulunan İsviçre Sigorta Şirketi Müdürü Bay Emil Fah, Adanaya gelmiş ve bölgemizde incelemelerine başlamıştır. Bay Emil Fah’a Ekonomi ve Ticaret 'Bakanlığı Sigortalar Müdürü refakat ediyor.
Zirai Sigortanın Adanada da ihdası ve tatbiki hakkımîaki fikirlerini söyleyen Bay Emil Fah dedi ki:
“— Dünyada eşine az rastlanan güzel ve münbit Adana ovasını hayranlıkla dolaştım. Bütün bölgede ziraatın gelişmiş olduğunu, ziraî teşekküllerin mevcut bulunduğunu memnunlukla gördüm. Aradığımız şartların bölgenizde mevcut olması, zirai sigortanın mümkün olacağı hak-kmdakı kanaatimi kuvvetlendirdi. Zirai sigortanın bir an evvel yapılması arzu ediliyor. Bu umumi arzu bana büyük cesaret verdi ve zirai sigortanın zaruri olduğuna dair fikirleri-
İktisadî ihtiyaçlara da elverişli
Memleket haritası
Kısa zamanda ikmal edilecek
Ankara. (Hususî muhabirimizden) — Memleket ana nirengi şebekesinin 1951 yılında yitirilmesi İçin Harita Genel Müdürlüğünde hummalı bir şekilde çalışılmağa başlanmıştır. Memlekette İktisadî kalkınma mevzuları etrafında çalışmalara başlandıkça büyük mlkyash kültür haritalarına birinci derecede ihtiyaç duyulmaktadır. Bu arada bilhassa 1/25.000 mikyaslı haritaya olan ihtiyaç pek büyüktür. Başka memleketler bu mikyastaki haritalarını 50-60 senede ikmal etmişlerdir. Bizde bunun 120 senede yapılabileceği düşünülmüş ve faaliyete o tarzda başlanmış ise de. iktisadi konularda, petrol ve maden aramalarında, santral işlerinde, su tesisatında, balıkçılık işlerinde, yol dâvasında ve ormanda, ve türlü zirai mevzularda tafsilâtlı harita ihtiyacı kaçınılmaz derecede ve acele olarak kendini göstermiş olduğundan hükümet 1/25.000 İlk memleket haritasının 20 senede ikmali için gereken tedbirleri almıştır. 1965 yılında tamamen bitirilmek üzere yapılan en seri plânlara rağmen Harita Genel Müdürlüğü mesaisini büsbütün artırarak bu haritayı 1960 te tamamen bitirmeye karar vermiştir. Hâlen yurdun en hayatî ve işlek kısımları haritaya alınmış ve paftalar halin-
Harita Genel Müdürlüğünün, tayyareden çekilen hara fotoğraflarını haritaya tahvil eden Stereoplaııigraph kıymetlendirme makinelerinden biri.
Manisa buzhanesi işletmeye açıldı
Manisa, 14 (AA.) — Manisa Belediyesinin yeniden kurduğu soğuk hava depolariyle buzhanenin açılış töreni bugün saat 10 da Belediye Balkanının bir konuşmaslyle yapılmıştır.
105 bin kaloriyi havi bulunan bu tesisat yirmi saatte on ton buz çıkaracak, soğuk hava depolarında 15 ton et, 15.000 teneke peynir ve yağ muhafaza edebilecektir.
Memleketin büyük ihtiyacım kar-şılıyan bu tesis, Manisada derin bir memnunluk uyandırmıştır.
mi. kanaatimi takviye etti.
Adana bölgesinde zirai sigortaya pamuk, narenciye ve hububattan başlamayı düşünüyoruz. Teknik şartlan ve imkânları tesbit ettikten sonra, ub mahsullerin hangi sekil ve şaıtlar altında sigorta edilebileceğini kararlaştıracağız.,,
Bay Emil Fah İncelemelerine Konya ve Eskişehir bölgelerinde de devam edecektir.
de Bakanlıkların ve resmî dairelerin emrine verilmeye başlanmıştır.
Esasen 1/25.000 lik memleket haritası, bizim duvarlara asmakta olduğumuz 1 800.000 ve 1/500.000 gibi coğrafya haritalarının bin mlall kadar geniş olup hiç bir duvara a-sılamıyacak kadar büyüktür, bunlar palta pafta ve mıntaka mıntaka ihtiyaca göre kullanılacaktır.
Harita Genel Müdüriyetinin yaptığı 1. 200.000 ve daha büyük mıkyash haritalardan çeşitli resmi devlet işlerinde istifade olunmaktadır.
1/1.000.000 mikyaslı beynelmilel sivil hava seyir haritası da bitmiş olup bu hafta baskıya verilmiştir. Bu harita uçakların havada kolaylıkla seyredebilmelerine yarayacaktır.
İktisadi hayatın inkişafı karşısında büyük mikyaslı haritalara fevkalâde acele ile ihtiyaç duyulması karşısında Harita Genel Müdürlüğü teşkilâtı, dünyanın en modern makineleriyle takviye edilmiştir. Halen 1/25.000 lık harita uçaklarla çekilen fotoğraflar sayesinde gayet presiz olarak ve süratle yapılmaktadır. Hususi uçaklarla ve âletlerle çekilen fotoğraflar, Genel Müdürlükte mevcut stereoplamigraf âletleriyle ve otomatikman haritaya tahvil edilmektedir.
Kalay fiatları yine yükseldi
Tüccar tarafından serbest bir surette ithal edilen kalaylann sarfiyatı bittiği için, kalayın kilosu 875 kuruştan 910 kuruşa kadar yükselmiştir. Bilindiği gibi kalay ithaline ait yeni lisans verilmediği için tüccar, Ticaret Ofisinden kalay almaktadır.
DÜNYA BANKASI VE ORMANLARIMIZ
Dünya Bankası Mümessillerinden Mr. Richnrd Robinson dün Orman Fakültesine giderek Türkiyenln orman durumu, problemleri ve ihtiyaç» lan Üzerinde ilgili profesörlerle konuşmalar yapmışlardır.
Mr. Richard, zirai kalkınmayı verimli bir hale koyabilmek için sel felâketlerini ve toprak taşınmalan-rını önlemek maksadlyle yapılması zaruri olan geniş orman yetiştirme imkânları üzerinde durmuş ve memleketimize gelecek olan Dünya Bankası mütehassıs heyetinin bu yoldaki çalışmalarına hazırlık olmak Uze* re bazı esaslar tespit etmiştir.
Son Kapanı#
14/IV/1950 Cuma
ESHAM VE TAHVİLÂT
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
Borsalarda vaziyet
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
Devlet Tahvilleri
New-York Borsası
Dün
Bugün
Bugün
36.—
ıı 1/4
67.—
Londra Borsası
280 —
220.—
Bradford Piyasası
206 —
İskenderiye Borsası
271.-
274.—
3 85
76.75
7.30
240.—
100 —
•>
H
99
99
99
Sıra malı Anadolu Trakya
245.— 1ÜO._ 157.— 152.—
105.15 05 Ö5
20/21
18/21
26 —
40.—
170.—
200.—
200 —
330.—
300.—
190.—
Dukuma Hum Maddelorl:
Tiftik Oina mal) ........
Tiftik (Natürcl) ........
Yapak Anadolu (Kırkım)
Eski Kapanış
28,30
31.—
24 —
Trabzon :
Piyasa istekli bir duruma geçmiştir. Satıcı nazlıdır.
İncir A acrİHİ B aerisi Akala Akala Akala yeril .
M.— İM.—
35 —
146.—
29. —
31.—
21.—
23.—
27. — W-
30. —
39.—
37.—
28. —
47.—
58 —
13.— 227.-200.— 185.— 185.— 127.—
12,50
Nebati Yufilar: Zeytinyağı (E E. Susaınyaftı (Raf. Ayçiçeği (Rafine Fındık yagi (Çıplak)
47.50 56 — 43.—
226.— 190 — 175.— 185— 127—
12.50
83 -
183 —
22—
22.50
38.—
40.—
32.50
32.69
30.74
(♦) Gününde Boreada muamele»! tescil edilmemiş tahvilât ve eehamın ara ve taloplero göre taayyün eden takribi piyana değerleri.
28—
40.—
30—
63— 63—
Hububat:
Buğday yumuşak (TÜc.)
Buğday «ert (Ofisin) ....
Arpa yemlik (dökme) .....
Mıaır (San) çuvalı ......
Faiulya tombul ........
Faeulya Çalı »ert ......
Kuş,ve mİ ...............
Mercimek kırmızı kabuk. Mercimek yeşil
Nohut natürel ..........
Tııfh tohumlar :
Ayçiçeği tohumu ..........
Keton tohumu «...
Kendir tohumu
SuHom ....................
Yer fıslıftı kabuklu ....
tenokelı) tonekeli) çıplak)
••••••
Kııru Meyvalar ;
Fındık (kabuklu «ivri) ...
Findik (İç tombul) ......
Ceviz (kabuklu) .........
Ceviz (İç natürel) ......
Mısır Kredi FonMye 1(HI3..| 172—
Tiftik İyi mal (L|breal=Fiyat) Bf
Yün
(I
Levaılt İç Ekıtra iri
Kurıı U*üm
Thompson çekirdeksiz seçme
Keten tohumu (Buşell=Dolar) ... Minnoapolls .....................
Kalay (Libresl=Sent) ..........
Levha-teneke (100 llbro dolar)
Ütüm çekirdeksiz No.O
— ~ - - - - — — — — - — 1 o. 8.,«•
No. 108 I
IX «•*•«* III .....
Hnm deriler;
Sığır salamura (kasap) Kİ. Keçi tuzlu kuru kilosu ... Koyun hava kurusu kilosu
99
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
Pamuk yağı (rafine) ... Pamuk çekirdeği ......
Buğday (Buşell=Sent) ............
Sert Kış mahsulü No. 2 ........
Kırınızı M M No. 2 .............
Pamuk Mlddhng (Llbrcai^Sent) Mayıs ...........................
Teıııınuz
Ekini .........................
liftik (LibresizzScnt)
Teksâs No. 1 ..................
Fındık (Libresin:Sent) ..........
Kabuklu yeril iri .............
M orta ............
İthal malı .........
İç ithal inalı .....
(Libresi = Sont) ...
• •a
Pamuk (Kantarı=Talian) Aıhmounl Kısa eb’afh F/G. ... Karnsk Uzun elyaftı F'G. ...
o
İstanbul :
Ticaret Borsasmda /uu/ık fiatlerl eski mevkiini muhafaza etmekledir. Dış piyasalardan yeni bir istek yoktur.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Bor-sasında işler azdır. Altın piyasasında ise düşüklük dAha bârlz bir şekil almıştır. Paristen düşük fiat geldiği için, altına karşı istekler azalmıştır.
İzmir :
Son günlerde Borsada çekirdek^lt kuru uzum flatlennin gösterdiği müsait durum üzerine Fransa. Mısır ve Holân-dvlan siparişler alan ihraç evlerinin alıcı vazıyete geçmeleri satıcıları teenni ile harekete şevketmiş ve fiatlerde 50 san-l.ınlik bir yükselme olmuştur. Mısıra ve Kan&days (noir ve hıcir sevkıyatı
devam ettiğinden piyasa sağlandığını muhafaza eylemektedir. Hariçten gelme-ğe başlayan pamuk siparişlerinin fiatle-rıne muvazi olarak Borsada bilhassa 2 ucf ve üçühoü akalaların fiatlerinde gerilemeler kaydedilmiştir. Pamvfc j/ad» piyasasındaki gevşeklik devam ediyor
KAMBİYO •
istanbu 1 Borsası
Açılış Kapanış
1 Sterling 7.88— 7.90.50
100 Dolar 2H0 25 280 25
100 Fr. Frangı ... 0.80 0.80
100 ÎBVlçre Fr 64.03— «4.03—
100 Belç. Fr ....... 5.60.— 5.60.-
100 İsveç Kr 54.1250 M.1250
100 Florin 73 68 10 73 66.40
100 Iwlr(ît •(((•••>••>( ■ M» ’IU • 0.44.128 0.44.128
100 Drahmi 0.01.876 0.01 H79
100 Escoudo» ..... 0.7390 9 7300
Altınlar
Bugün Eski kur
Lira Lira
Külçe Yeril Gr. 5.75 5.70
Külçe DegURaa, 5,80 5 «0
Cumhuriyet .... 38.50 39.60
Reşat 11 — 41.35
Hftnılt tterss 38— 41.20
Gulden 37.R5 37 90
İngiliz 50— 50 70
Fransız kok .... 40.— 42 İM
Napolton III .. 38.50 40.50
İsviçre 40.— 40.-
>eu-lurk’ta : onsu: $ 35
Gümüş, Platin
En a*jağı En yukarı
Gümüş Gr — —
PUtin ° 10— 11—
Zürich Borsası (Serbest)
10.IV.1950 İsviçre Frangı
Durumu En aşağı En yukarı
Türk Llra.i 0 93 1.03
Dolar 4 28 1/2 4 29 1/2
Sterling 10.40 10 60
Fransız Frangı 1 22 1.24
Ikrnmlvell tahviller Kapanış (•)
1933 Ergani 23.10 24—
®r5 1938 ikramlyeli 21.50 22—
-“.S Milli MtldnUa I 31.30
1041 Demiryolu IV 08— 100—
^,5 1941 Dcmlrvolu V 98. bO 00,20
Trl 1/2 1940 Ikrnmlyoll ... Diğerleri 08 35 08—
rço 1941 Demiryolu VI 98.80 07.50
^6 Kalkınma I 99.30 08.55
rc6 ı« II •«•••«« 08 50 09,80
W .> TÎI 09.85 100—
1948 İstikrazı I 90.65 99,10
^6 1948 ı, II 09.10 08—
Milli Müdafaa I 06.35 09—
'■rn 1040 ” i 98—
Çfr7 1934 Slvas-Erzurum T... 21.15 20 30
%7 1084 “ ° IL-VTl... 21.15 20.40
r,7 1041 Demiryolu I... 21.30 2161
%7 1041 ” II... 20.80 21 —
1941 ” (II... 21.70 22—
(X7 Millî Müdafaa T,„ 20.60 21.45
*Ç7 u ’* II... 21.70 20 60
%7 ” ’ III... 21.06 21 —
%7 M M IV... 21.30 21.05
Şirket Tahvilleri
T.C. Ziraat Banknaı 20.40 20.20
Anadolu D Y. Tertip A/B. 112— İH—
° ° c — —
•• ° 62 25 59—
m Mürnee. Senet. 67.00 67.50
Şirket Hisse Senetleri
T.C. Merkez Bankanı 130,— 120.25
Türkiye İş Bankanı 30— 20 50
Türk Ticaret Bankası 5— 5—
Arılan Çimento 17.25 16.75
Şark Değirmencilik 23 25 23.50
Millî Reasürans 8— 16.25
Ecnebi Tahviller
Adana :
Ticaret Borsasında birinci ve lobici akala pamukları üzerine İş olmuştur. Evvelce de yazdığımız gibi, yegâne alıcı SUmerbank bulunmaktadır.

YABANCI BORSALAR
Eski kur
272.—
274.—
32.50
3367
58.60
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala I Pamuk Akala II Pamuk Akala III Pamuk yeril II Pamuk kozacı 185— 10.85 14.75 154— 180/185 150— ı 14T— 152—
Trabzon Ticaret Borsası
FINDIK a) *%50 randımandı kabuklu tombul b) İç sıra kontrollü 72 — 174— 78— J 1«8— |
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak Buğday sert Arpa 32.25 31— 32.25 31— 21.50

Keten tohumu (Tonu=Sterlln»j)
Bombay ..................
Kalküta ....................
Yer fıatığı Hindistan ........
22 50 21.— 36.—
40—
11 V4
3.80
77.25
7,30
M—
67.—
84 3/4
34—Nom
30— M 20/21 ” 18/21 M
04.—
91.25
15 Nisa*
Kinim
Balıkesir Valiliğinden
4
ı •*
Alırken etiketteki
ijljtra •• • - U iİÜ» i ’ îU MM) UM Jl it* liftti 1.: !W 111U ti* ti I *11111HI İt tt M »t 1111UOt 111 ttlM I
Senelerden beri yediğiniz nefis
NAMLI TÜRK
SUCUKLARI’nı nezeci ve bakkaldan ısrarla isteyiniz
GÜNEŞ alâmeti farikasına
DİKKAT EDİNİZ !
HİÇBİR YERDE HALEFİ ve ŞUBESİ YOKTUR

EKONOMlDlS
BİRİNCİ SINIF
ERKEK TERZİSİ
Türkiye GARANTİ BANKASI A. 0
KÜÇÜK CARİ HESAPLARA MAHSUS
1950 Yılı İkramiye Plânı
100.000 Lira
3 apartman dairesi
28 Nisan 1950 Çekilişinde
Beyoğlu» İstiklâl Cad. 447
2
3
3
4
ADET
w
M
19


W
1000 Liralık
500
250
150
Ve aynıca | QQ Lira ile Lira
33 adet çeşitli para ikramiyeleri
Her 100 liraya ayrı bir kura numarası
arasında
Bankamızda hesabınız yoksa ACELE EDİNİZ!.
Keşide gününden evvel hesaplarını düşürmüş olanlar ikramiyelerden istifade edemezler.


İstanbul P. T. T. Bölge Başmüdürlüğünden
1 — Büyük Postahane binası çatı ve dereleri onarımı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Eksiltme 24.4.950 pazartesi günü saat on beşte Başmüdürlük Alım Satım Komisyonunda yapılacaktır.
3 _ Muhammen bedel. (25476) lira 81 kunış. Geçici teminatı (1910) lira 76 kuruştur.
4 — Taliplerin mezkûr işe alt keşif, şartnameyi 127 kuruş bedeli mukabilinde almak ve muvakkat teminatlarını yatırmak üzere çalışma günlerinde Başmüdürlük Levazım Şefliğine ve eksiltme gününden üç gün evveline kadar da bu işe benzer 15000 liralık iş yaptığına dair vesikalarını ihraz ederek belge almaları ve belli gün ve saatten bir saat evveline kadar da 2490 sayılı Arttırma Eksiltme Kanununun 32 nci maddesi gereğince hazırlıyacaklan teklif mektuplarını makbuz mukabilinde Komisyon Başkanlığına tevdi eylemeleri İlân olunur. (4198)
NDA’nın
VELUVİNE
Yağlı boyaları dünyanın en mükemmel Lake boyasıdır. Toptan satış yeri:
TÜRK — ELLAS T. A.Ş.
Galata, Gümrük sokak Yeni Han — Tel: 41410
T. IŞ BANKASI
TASARRUF HESAPLARI
1 HAZİRAN ÎKRAMÎYE ÇEKtLlŞt
Biiyükada’da KÖŞK Ankara’da DÜKKAN
ve çeşitli para ikramiyeleri...
Bankamızda 1 MAYIS 1950 tarihine kadar açılmış 150 Lira bakiyeli tasarruf hesapları, bu çekilişten faydalanırlar. Hesaplarında 650 Lira ve bundan fazla mevduatı olanlar, her 500 Lira için ayrı bir kura numarası alırlar. Ev ve dükânların veraset intikal vergisini Bankamız öder.
ÇEKOSLOVAK ELEKTRİK SAYAÇLARI GELMİŞTİR

MONOFA2E ve
TRİFAZE ÇEŞİTLERİMİZ DEPOMUZDA MEVCU11UR
, Nez/e,
Soğuk atğın lığı, Romatizma Baş, Diş ağn/ar/m giderir
Bandırma Özel İdare Akarlarından, şehir istasyonu yanında ve sahile (20-25) metre mesafede (490) metrekare arsa üzerine betonarme olarak İnşa edilmiş üç katlı ve alt katında (2) dükkânı (1) gazino il) lokanta, (2) oda (3) kurnalı bir banyo dairesiyle (3) halâ, İkinci katında (15) oda, (3) duşlu banyo ile ayrı ayn halâ, üçüncü katında (14ı oda. (2) duşlu banyo, ayrı ayn (3) halâ ve ayrıca (1) kule odası ve (2ı koridoru ve (1) tavanarası ile. (50) metre karelik bahçesi bulunan otel binasının mülkiyeti kapalı zarf usûliyle satışa çıkarılmıştır.
Binanın tahmin bedeli (222.770) lira geçici teminatı (12389ı liradır. İhale bedelinin birinci taksiti peşin, yanı ihale tarihinden itibaren 15 gün İçinde, bakiyesi altışar ay ara ile iki taksitte ödenecek ve para tamamen Özel İdare veznesine ödeninceye kadar otel binası Özel İdare namına birinci sıra ve birinci derecede ipotek edilmek şartiyle ferağ olunacaktır.
Otel binasının ikinci katında Özel İdarenin İşgal ettiği (4) oda İhale tarihinden itibaren üç ay içinde boşaltılacaktır. Alt kattaki İki dükkân kirada olup bunun haricindeki kat ve odalar boştur.
Şartnamesi her gün İl Daimî Komisyonunda görülebilir.
İhale 4.5.1950 tarihine rastlayan perşembe günü saat 15.30 da Balıkesir 11 Daimi Komisyonunda yapılacak ve teklif mektupları ihaleden bir saat evveline kadar komisyona verilmiş bulunacaktır. (4677).
.. •
SAYIN HALKIMIZA
Türkiye Kömür Satış ve
Tevzi Müessesesinden :
1949 50 Tevzi kampanyası sona erdiğinden 15. .4 .1950 sabahından itibaren sobalar için kok kömürü satışlarına nihayet verilmiştir. Bilgi edinilmesi rica olunur. (4716)
Y A K I N D
YENİ İSTANBUL*
çıkacak ilânlara dikkat ediniz. Bu ilânlar reklâm sanatının en son esaslarına göre, Türk ve ecnebi mütehassıslarımız tarafından yapılmaktadır.
Fabrika ve ticari müesseselerimize en büyük hizmeti yapacaktır. Satışlarını arttıracak ve bu yüzden umumi masraflarını azaltacaktır.
Yeni İstanbul İlâncılık
Limited Şirketi
Beyoğlu Kaymakamlığı karşısı ııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııın


ANKARA Okuyucularımıza
Gazetemiz hergün ilk uçakla Ankaraya gönderilmekte ve derhal otomobil veya bisikletle evlere dağıtılmaktadır. Bütün gayretlerimize rağmen • YENÎ ÎSTANBUL’ un ellerine geç veya intizamsız geçtiğinden şikâyeti olan abonelerimizin arzularını Ankara Büromuza bildirmelerini rica ederiz.
Büromuz doğrudan doğruya abone kaydı yapmakta ve Oân kabul etmektedir. Acele ilânlar telefonla lstanbula blldiı ilmektedir.
Ankara Büromuzun adresi:
Kâzım Özalp Cad. No. 1 9 Ilgar Apt.
Telefon: 16112 YENİŞEHİR
4
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığından :
Gaziantep ilinin İslâhiye ilçesine bağlı Örtülü, Perviyanlı ve Belikanlı (diğer İsmi Güllühüyük) köyleri civarında.
KUZEYİ:
Belikanlı ı diğer ismi Güllühüyük) köyünün KızılsöğÜt mev-kiindekı memba suyu pınarından başlayıp Yelliburun harabesi tepesine dikili beton sütundan geçerek Örtülü köyü pınarına kırık hat.
DOĞUSU:
Örtülü köyü pınarından Perviyanlı köyü pınarına doğru hat, GÜNEYİ ve BATISI:
Perviyanlı köyü pınarından hudut başlangıcı olan KızılsöğÜt mevkiindeki memba suyu pınarına doğru hat.
Sinirleriyle çevrili (951) hektarlık sahada 19.4.1949 tarihli ve 109 1 numaralı ruhsatnameye müsteniden aramakla meydana çıkarılan krom madeninin (45> yıl süre İle işletilmesi imtiyazı arayıcısı İstanbul, Galata Ahit Han No. 30 da Mustafa. AJımet ve Muhlis Çanakçık Kardeşler Kollektif Şirketi uhdesine ihale kılınacaktır.
Bu İhaleye itirazları olanların maadin nizamnamesinin 36 ve 37 nel maddeleri uyarınca 7.3.1950 tarihinden itibaren iki ay içinde Ankarada Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına veya mahallinde il makamına bir dilekçe ile başvurmaları lüzumu ilân olunur
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünden
1 — Tapu ve Kadastro idarelerinin ihtiyacı için aşağıda cinsi, miktarı ve muhammen bedel ile muvakkat teminatları yazılı fen âlâtı kapalı zarf usuliyle satın alınacaktır.
2 — ihale 20.4.1950 tarihine rastlayan perşembe günü saat 15 te Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Satın Alma Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Teklif mektupları ihaleden bir saat evveline kadar komisyona verilmiş olacaktır.
Postadaki gecikmeler nazara alınmaz.
4 — Satın alınacak âletlerin her cinsi ayn ayn ihale edilebileceği gibi bir cinsten matlup miktarda elinde âlet bulunmayan taliplerin ellerinde mevcut miktarlar üzerinden yapacakları tekliflerde uygun görüldüğü takdirde o suretle de ihale edilebilecektir.
5 — Şartnamesi her gün komisyonda görülebilir.
6 — isteklilerin muayyen gün ve saatte komisyona gelmeleri.
Alınacak Aletin cinai
Miktarı Beherinin adet muhammen bedeli Lira Kr.
Hepsinin mu- BLr adedinin mu hammen vakkat teminatı bedeli
Lira Kr. Lira Kr.
(3989j
Hepsinin teminat tutarı
Lira Kr.
Teodolit T. 2 Vild Marka Grat saniyeli.
Takeometre T. 1 Wild marka santigratla-
Zenıt Pirizması T. 2 Teodolit için.
Çelik şerit 20 metrelik saplı.
Tırilin. ucu açılır kapanır.
Kara plâğı 70X0,90 özel iğnesiyle. Pantograf plânimetre aslar marka
9 4250 00 .38250 00
2 3000 00 6000 00
3 400 00 1200 00
100 45 00 4500 00
100 5 25 525 00
2 330 00 660 00
10 575 00 5750 00
318 75 2868 75
225 00 450 00
30 00 90 00
3 37,5 151 87,50
santim
00 39.37.5 39 37.50
24 75 49 50
43 12,5 431 25
BAŞ. DIŞ. NEZLE. ADALE. SİNİR ROMATİZMA ve butun ağrılara karşı — Günde 3 kaşe alinabilir.
M Ü Z
BUGtN A(lh ULAN »M t ZELER
İSTANBUL
Atatürk İnkılâp M (İzeM 10-12, 14-17.
D olma bahçe Deniz Müzesi (Telf 81284) 13.30-17.00.
Topkapı Sarayı (Telf. 21090) 13.30-17.00.
Belediye Müzesi 10-12. 14-17.
Tevfllc Fikret Aeijan Müzesi 10-12, 14-17.
İZMİR
Arkeoloji Müzesi 13324) 14-17.
TİYATROLAR
İSTANBUL
SEHlR TİYATHOLAB1 :
DRAM KISMI: 20.30 da Dell Sa-raylj.
KOMEDİ KISMI: 20.30 da Üvey Kardeşler.
ÇOCl K Tİ1ATBOSV: 14 30 da MUAMMER KARACA OPERETİ: 20.30 da Kiralık Urlalar. Matine 15 te.
TENİ SES OPERETİ: 21 de Dell Gönül. Matine 15 te.
KONAK PAVYONU: Ispanyol *t-raksyon trupu.
ANKARA
Bt'Yl'K TİYATRO (10370) 20 de Peer Gynt.
KfçlK TİYATRO (11168) 20 de Kıskançlar.
GAR GAZİNOSU — Paris Revü Heyeti. ‘
PAVYONDA — İtalyan Akrobatları.
İZMİR
6EHİR TİYATROSU: Oyuncu.
SIHHÎ İMDAT
leumouj Beyoğlu Anadolu yakara Ankara İzmir
449VÖ
60536
91

ÖĞRENMEK İHTİYACINDA OLDUĞUMUZ HERSEY
BEYOĞLU CİHETİ
ATLAS (40835) Knn Dâvası.
AKIN (80718) 1—Leylâ ile Selma. 2 — Yeşil Korsanın Kızı.
ALKAZAR (42562) 1 — Yılmaz
Kahraman. 2 — Yeşil Cehennem Kahramanları.
AR (44394) Karanlık Geçit.
ELHAMRA (43595) Karanlık Geçit.
İPEK (44280) Haydutlar Kıraliçesl Renkli - Türkçe
İNCİ (84595) 1 — Kahraman Yüzbaşı. 2 — Asilzade Silâhşor.
LÂLE (43595) Ateşten Gömlek (Türk filmi).
MELEK (40868) Aşk Adası.
SARAY (41659ı 1 — Kanlı İzdivaç 2 — Geceler HA kimi.
SLATPARK (83143) 1 — Korkunç Akın. 2 — Neşeli Hayat.
St MER (42851) Üç Aşk Aracında.
SARK (40380) İstanbul Geceleri.
ŞIK (43726) 1 — Aslan Yürekli
Çavuş. 2 — Yarışlar Kıralı.
TAKSİM (43191) Karadeniz Posta «ı.
TAN 1 — Monte Kriato Kontesi. 2 — Kanlı Dö^Oç.
TENİ (84137) 1 — Hint Esrarı.
2 — Bestekâr Denizci, t'NAJL (49306) 1 — Kara Korsan.
2 — Ateş Çemberi. YILDIZ (42847) Sevimli Haydut.
İstanbul cîhetİ
ALEMDAR (23683) 1 — İntikam
(Arap filmi). 2 — Bu Kadın Mücrimdir.
AYSU (21917) 1 — Fedakar Doktor. 2 — Cehennem Zindanı.
AZAK (23542) 1 — Vatan Kurtaran Aslan. 2 — Kadın Cellâdı.
Ç EMBERLİTAŞ (22513) İstanbul Geceleri.
FERAH İstanbul Geceleri.
HALK 1 — Aslan Adam. 2 — Beş Parmaklı Canavar.
ISTANDI L (22367) 1 — Akdeniz Korsanları 2 — Kaptan Siroko. 3 — İki Cingöz Haremde
KISMET (21904) 1 — Mihracenin
Gözdesi. 2 — Hint Mezarı.
MARMARA (23860) 1 — Aşk Bestesi. 2 — Yanlış Hüküm.
MİLLÎ (22962) Bu Kadın Mücrimdir. 2 — İntikam.
TL RAN (22127) 1 — Vatan Kurtaran Aslan. 2 — Kadın Cellâdı.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — Ne-slmaçl Amerikada. 2 — Aşk Kurbanı.
KADIKÖY CİHETİ
HÂLE (6*1112) 1 — Vatan Haini. 2 — Bir Sipahinin Romanı.
OPERA 1 — Kanunsuz Sokak. 2 — Bel Aml.
St’REYYA (60682) 1 — Rakibeler. 2 — Her Şafakta ölürüm.
YELDEGİRMENİ; 1 — Korsanın Aşkı. 2 — Günahımı ödüyorum.
ANKARA I
ANKARA (23432) Yıldızlar Ban.
BtYÜK (15031) Sefiller.
CEBEC İ (13846) Kahraman öncü.
FARK (11131) Lüküs Hayat.
SI S (14071) Lüküs Hayat. SÜMER (14072) Kanlı Hayalet ULUS (22294) Zafere Dofrru. TENİ (14040) Yeni Güneş.
İZMİR
ELHAMRA; Şanghayh Kadın.
LALE 1 — Çöl Silâhşorları. 2 — Günah Çocuğu.
TAYYARE; Lüküs Hayat.
TA> I — Çol Silâhşorları. 2 — Günah Çocuğu.
YENİ Lüküs Hayat.
HAK^IYAKA OİrlETl
MELEK: 1 Kan Kalesi. 2 — Öldü
ren Gözler,
SÜMER: kılıçların Gölgesinde.
••YENİ ISTANDI L”ıın bugün İçin tavsiye ettiği programlar:
DAHİLDE:
14 00 İstanbul: Saz eserleri, şarkı ve türküler. Ahmet üs* tün. — 19.45 İstanbul: Şarkı vo türküler. Necmi Rıza Ahıskan.
HARİÇTE:
4515 Londra: BBC opera orkestrası konseri. — 23.15 Hamburg (308.9- 189 2 m ı Mozart keman konçertosu.
ANKARA:
7.30 M. S. Ayarı. — 7.31 Neşeli parçalar (PL). — 7.45 Haberler ve Hn.va raporu. — 8.00 Şarkılar tPl ). — 8.15 10 dakika piyano (PL). — 8 25 Günün programı. — 8 30 Çeşitli hafif melodiler vPl.ı. — 9.00 Kapanış 12.28 Açılış ve program. — 12.30
M. S. Ayarı. — 12.30 Ra(i.v(> Salon orkestrası — 13.00 Haberler. — 13.15 Klâsik saz eserleri. — 18.30 öğle Gazetesi. —
13.45 Şarkılar. — 14.00 Cumhurbaşkanlığı Armoni muzlkası. — 14-40 Polkacılar (PL). — 14.55
Konuşma (Spor haberleri). — 15.00 Kayıp mektupları, akşam programı, Hava raporu ve kapanış.
16.58 Açılış ve program. — 17 00 M. S. Ayarı. — 17.00 Çocuk saati. — 18.00 Dans müziği (PL).
— 18.30 Karışık şarkılar — 19.00 M. S. Ayarı ve I-Iaberler. — 19.15 Geçmişte Bugün. — 19.20 Yurttan sesler. — 19.45 Radyo İle İngilizce. — 20.00 Orkestra e-serlerl (PL). — 2(l. 15 Radyo Gazetesi. — 20 30 Serbest saat., — 20.35 ince saz (HicazkAr faslı).
— 21.15 Konuşma: Kanun konuları. — 21.30 Sinema orguyla melodiler ve şen parçalar (Fİ i.
— 22.15 Şarkılar, — 22.45 M. S. Ayarı ve haberler. — 23.00 Dnns parçaları (PL). — 23.30 Program ve kapanış.
İSTANBUL:
12.57 Açılış ve programlar. —
13.00 Haberler. — 13.15 Dans
müziği (PL). — 13.80 Yurdun
her köşesinden deyişler ve söyleyişler. — 14 00 Saz eserleri,
şarkı ve türküler. — 14.45 A-tnm enerjisi hakkımla, — 15.(Kl Memleket türküleri. — 15 15
İnönü Stadından naklen Milli Eğitim Kupası maçlarının yayını. (Hitamında program ve kapanış).
17.57 Açılış ve programlar. —
18.00 Caz müziği (PL). — 18 20 Serbest sAal (konuşma veya müzik). — 18.30 Dans mtlzıgl
(P1J. — 18 45 Haftanın prog
ramı. — 19.0Ü Haberler. — 19 15 Hafif ara müziği (PL). — 19.20 Karışık dans müziği ve türkçe tangolar. — 19.45 Şarkı ve türküler. — 20.15 Radyo salon orkestrası konseri. — 20.15 Şevlimiz caz ve kabare şarkıları ıPl)
— 21.15 İnce saz heyeti konseri.
— 22.(H) Dans orkestraları geçidi (PL). — 22.15 Haberler. — 23.00 Dan» müziği (PL). — 23 30 Hafif gece müziği (PL). — 24.00 Programlar ve kapanış.’
YABANCI RADYOLARDAN
SEÇME YAYINLAR:
LONDRA:
7.45 Dinleyici istekleri.
S.15 Klâsik müzik dinleyici istekleri.
10.00 Londra Filarmoni orkesta-aı konseri.
12.00 Haftanın şarkıları.
14.15 John Bull orkestrasından hafif müzik.
15.15 BBC Opera orkestrası konseri.
16.15 Filim müziği.
20.30 Varyete programı.
22.15 Filim müziği
23.00 Dinleyici istekleri.
24 00 1 saat dans müziği.
STUTTGART (521.7 m.)
21.45 Franz Lehardan melodiler.
23.15 Ta» inmiş orkestralardan
dans müziği.
HAMDI RG (308.9 . 189.2 m.)
23.15 Mozart keman konçertosu.
Beyoğlu 44644 Kadıköy 60S72
İstanbul 24222 Üsküdar 60945
Ankara 00. İzmir 2222. K. yalın 15055
UÇAK - TREN . VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
7.10 P.A.A, (Amerikan) Nexv-York. Boston. Gander. ShR-non. Londra. Brükselden.
8. — K.L.M. (Hollanda) Ams-
lerdam. Komadan»
12.50 D H.Y. (Türk) Anknradan.
13.30 B.E.A. (İngiliz) Londra.
NIs, Roınn ve Atmadan.
İL— D H Y. (Türk) Izmırden.
14— D H.Y. (Türk> İskenderun.
Adana D. Bakır. Elâzığ, Malatya. Ankaradan.
GİDECEK OLAN lÇAKLAR
8.25 P A A. (Amerikan) Şam. Basra? a.
9. — K.L.M (Hollanda) Tahra-
na.
9— M.R. (Mısır) Lefkoşe. Ka-hlreye.
9.— D H Y. (Türk) Ankara. A-danava.
13.50 D H.Y. (Türk) Izınıre.
14.30 D.H.Y. (Türk) Ankaraya.
14.30 B E.A. (Ingiliz) Atina» Roma. Nis. Londraya.
GELECEK OLAN VAPURLAR
14.— Bursa (Ayvalıktan).
17.— Çorum. Necat (Karadeniz-den).
19.— Antalya (tmrozden).
19.45 Marakaz (Mudanyadan).
GİDECEK OLAN V.APl RLAR
9.— Marakaz (Mudanyaya).
14.— Ordu (îzndre).
20»— Konya (Bandırma: a). GELECEK OLAN EKSPRESLER 0.45 Semplon (Avrupa) •
7.10 Doğu (Eks.) f 30 Ankara (Eks )
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
18.10 Ankara Ekspresi.
21 30 Semplon (Avrupa).
21.40 Güney. (
EMİN ÖN C ;
C Z A N
Ankam (Eminönü) — Sırrı Baş-doğan (Küçükpazar) — Esat ıDivanvoluj — Cemil (Beyazıt).
BEYOĞLU:
Güneş ı Merkez) — Barunak (Taksim) — Batlst Tülbentçi (Taksim) — Bankalar (Galata) — Necdet Ekrem (Şişli) — Çubukçu (Şişli j — Hahcıoglu (Has köy) — Yeni Turan (Kasımpaşa).
FATİH:
İbrahim Halil (Şshzadcbaşıı — Eteni Pertcs* (Aksaray) — Sa-matya — Hamdi Emgen (Şehremini) — Ulupmar (Karagümrük) — Orhan Avcıoğlu (Fener)
EYÜP: Arif Beşer.
BEŞİKTAŞ:
S. Recep — Yeni (Ortaköy) — Arnavutkoy — Merkez (Bebek)
■ •
KADIKÖY:
Kadıköy — Kızıltoprak — Göztepe — Bostancı.
ÜSKÜDAR: Ahmediye.
HEYBELİADA: H. Halk.
Bt YÜKADA: Halk.
ANKARA
Yenişehir — Cebeci — Hayat.
İZMİR
Yeni İzmir (Basmahane) — Millet (Kemeraltı) — Eşrefpaşa — GÜ-zelvalı (Yalılan) — Tarlan 6A1* eancak).

Comments (0)