r
Zeytinyağı işini görüşmek üzere 23 temmuzda Ankara’da bir toplantı yapılacak
K
'l
Sene 27 — No. 9606 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
PAZAR 15 Temmuf 1945
TAKSİM
KRİSTAL SALONUNDA
HABltYET YtİCESES — SALÂİIADDİN PINAR, SAFİYE TOKAY, NEÇATİ TOKYAÎ, HAMDI TOKAY
AGYAZAR ve Kemençe ALEKO idaresinde muazzam FASIL. Şark musikisinin yegâne üstadla-rını ve emsalsiz okuyucularını yalnız KRİSTAL’-de dlnUyeblllrslnlz, Tel: «2699.J
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Üçler toplantısı başlıyor
Potsdam’da başlıca iki
Trieste anlaşması
mesele görüşülecek
Mareşal Tito bu anlaşmayı bozmuş
Mareşal Smuts dün bir nutuk söyledi
1 - Almanya’da normal bir Alman hükümeti kurulması, 2 - Avrupadaki açlık
Londra 15 (A.A,) — Daily
Mail gazetesinin yazdığına göre, mareşal Tito, İngiltere ile Trles-te hakkında aktetmiş olduğu anlaşmayı, buraya sivil kıyafette unsur sokmak suretlle bozmuştur. Gazete, bu sızışı harbden evvel Almanların Danzlg'e nüfuz edişlerine benzetmektedir.
Reuter’in siyasî muharriri diyorki “Avrupa’da hayat seviyesi daha felâketli bir hal alırsa hudutlar, demokrasi hürriyetleri, hükümetlerin serbesçe seçimi hiç bir kıymet ifade etmiyecektir,,
Amerikalılar ve
Ingilizler
Almanlarla dostluk tesisi yasağım kaldırdılar
Reuter’in siyasî muharririne göre Tanca, Türk - Rus müzakereleri, Yakın Şark durumu ikinci plâna geçmiştir, 3 büyük devletin bu meselelerdeki hareket hatları anlaşılmaya kadar mahallî müzakereler duracaktır
Londra 15 (R.> — Amerika Cumhur Başkanı M. Truman’ın bindiği Augusta kruvazörü bu sabah Anvers’e Varmıştır. Başkan karaya çıktıktan sonra otomobille Brüksel'e oradan Uçakla Potsdam'a gidecektir. Anvers’ ^Jen Brüksel yakınındaki hava meydanına giden yol Başkanın birinci cihan harbinde topçu yüzbaşısı olarak hizmet ettiği 137 nel Amerikan piyade alayına mensup 2.000 er tarafından muhafaza edilecektir.
Amerika Dış İşleri Bakanı ve Baş* şan Trumnn'a refakat edecek diğer zevat uçakla Paris'e gelmişlerdir. Bugün Pûtsdam’a hareket edeceklerdir. Amerika’nın Moskova Büyük Elçisi de uçakla Moskova'dan hareket etmiştir.
GL. Elsen h.ower daha evvel Potsdam'a hareket etmiştir. Başkan Tru-fiıtıh'ı hava alanında ’karşılıyacaktır. İngiliz Başbakanı M. Churchlll bugün uçakla Potsdam'a hareket edecektir. İngiliz heyeti erkânından bir kısmi şimdiden Potsdam’da bulunuyor. Moskova'dan gelen haberlere göre Mareşal Stalin, Molotof’la birlikte yola çıkmıştır.
Londra 15 (R.) — Augusta kruvazöründe bulunan Brltlsh United Press muhabirinin çektiği bir telgrafa göre Potsdam görüşmeleri yarın Vilhelm'ln sarayında başlıyacak-tar.
sadl meselelerle meşgul olmaları beklenebilir. Avrupa’daki hayat seviyesi önümüzdeki kış daha felâketli bir hal aldığı takdirde hudutlara müteallik meselelerle, demokrasi hürriyetleri ve hükümetlerin serbesçe İntihabı meseleleri hiç bir kıymet irade etmlyecektlr.
Amerikan gazetelerinin mütalâaları
Nevyork 15 (R.) — Austin American gazetesi üçlerin b^ı defa halletmeleri lâzım gelen meselelerin askerî gi birliği teminine nazaran çok güç olduğunu söylemekte, Amerika Baş-kanından bahisle: «Amerikan siluetinin bu adama İtimadı vardır» demektedir.
Washington Post gazetesi de bu
Paris 15 (R.) — General ElsOnho-wer ve Mareşal Montgomery, her İkisi de, Amerikan ve İngiliz askerlerinin Alman ahalisi İle dosluk tesisini meneden nizamnameler hakkında bir EÜnlilk emir neşretmelerdir, Eisenhower’ln günlük emrinde bildirildiğine göre, bundan böyle Amerikan askerlerine Almanlarla sokaklarda ve umııml konuşma İzni verilmiştir,
Paris 15 (R.) — General Elsenho-reer'ln Alman slvlllerlle olan münasebetler hakkındakl günlük emrinde şöyle denilmektedir: «Almanya'da Nazizmin ortadan kaldırılması ve Almanya’daki memuriyetlerden Mazilerin uzaklaştırılması İşinde görülen süratli terakkiler dolayıslle kumandam altında bulunanların slnnl rüşte gelmiş Almanlarla sokaklarda ve umumî meydanlarda konuşmaları arzu edilmekte ve zamanı gelmiş bulunmaktadır. Bu hususta lâzım gelen f mirler verilmiştir.
““ ’C"5S' Çekoslovakya’da büyük
Smuts güney Afrikalı askerlere ileride^ kendilerini bekliyen ödevlerden bahset
Londra 15 (R) — Güney Afrika Başbakanı mareşal Smuts dün Mısırdaki güney Afrikalı kıtaları teftiş etmiş ve bunlara hitaben bir nutuk söylemiştir. Mareşal demiştir ki:
«Bu harbin tahribatım tamir etmek için senelerce çalışmak lâzımdı. Bundan sonra harb ol-mıyacağına inananlardan değilim Fakat harb tehlikesini azaltabiliriz, San Franclsco’dakl çalışmamızın hedefi buydu Burada oldukça realist bir anayasa hazırlamağa muvaffak olduk. 26 sene evvel, birinci dünya harbi bittikten sonra işlenilen başlı-ca hata büyük küçük milletlere aynı suretle muamele etmekten doğmuştur, IÇüçük devletler şiddetle havlıyabillrler, fakat o kadar şiddetle ısıramazlar. San -Francisco’da yaptığımız Amerika, İngiltere ve Sovyetler Birliğinin bize polislik etmesini kabul etmek olmuştur,"
Mareşal askerlere, ileride kendilerini bekleyen ödevlerden bahsetmiştir. Mareşal bugün güney Afrika’ya hareket edecektir.
Londra 15 (R) — Reuter:
Amerikan parlâmentosu Birleşmiş Milletler mlsakını tasvibeder etmez misak imza için derhal Avrupa’ya, Başkan Truman'a gönderilecektir. Bu işin ağustosun ilk haftasında olması muhtemel-
Maerşal Smuts
dir. Üçlçr görüşmesi o zamana kadar bitmiş olabilir Fakat Tınman daha bir müddet Avrupa’da kalacağından misak uçakla gönderilecektir.
endüstri millileştiriliyor
Londra 15 (R.) — Paris’e gitmiş olan Prag belediye reisinin söylediğine göre. Çek - Alman hududunda evvelce Almanya'ya alt olan iki buçuk milyon hektarlık ara2İ Çek köylülerine dağıtılmıştır. Çekoslovakya’ da belli başlı endüstri mlllileştirll-mlştlr, Madenler, bankalar, sigortalar da millileştiriliyor. Çekoslovak hükümeti şimdilik seçim yaı nak niyetinde değildir.
Churchıll ve Stalin bu akşam görüşecekler
Brazzaville 15 (R.) — Bu akşam Potsdam’da * Mareşal Stalin ile Başbakan Churchlll ilk görüşmelerini yapacaklardır.
Potsdam konferansı, sulh konferansına bir mukaddime sayılmamalıdır. Bu sulh konferansının sonbahar aylarında Londra'da toplanacağı hakkındakl haberler esılsızdır. Söylenildiğine göre, sulh toplantısı gelecek seneye bırakılmıştır.
Sovyetlerin istekleri
Londra 14 (B. B. C.) — Londra
radyosunun Moskova muhabiri. Snv-yetlerin konferansın derpiş edeceği meselelerdeki gÖrüjünü hülâsa etmektedir. Buna göre Sovyetler Birliği şu iki nokta üzf rinde duruyorlar:
1) Sovyetler içendi sınırları boyunca bir «güvenlik bölgesi» teşkil itmekte ısrar edeceklerdir.
2) Sovyetler, dünyanın her hangi tarafında olursa olsun Faşizm ve irtica unsurlarının faaliyetinin ortadan kaldırılmasını istemektedirler.
Potsdam’dan bir görünüş
maların, inceleme mahiyetini aşmış olması şüphelidir.
Tanca meselesi İçin Parts'de yapılan müzakereler, Sovyetler Birliğinin İştiraki hakkında bir karar verilmesine intlzaren durmuş bulunuyor.
Suriye ve Lübnan meselesi, şimdiki safhası, bu memleketlerde bulunan Fransız kuvvetlerinin İstikbali meselesinden ibaret kalmaktadır.
Fransa'nın Yakın Şarktaki durumuna müteallik mesele hariç olmak üzere bütün meselesinde devletin bir ledllcblllr. (
Bundan maada Başkan Truman Mareşal Stalin ve ChurchllTln lktl-
Görüşülecek meseleler
Londra 15 (R.l — Pazar gazeteleri başmakalelerinde Potsdam görüşmelerinden ve bunun ehemmiyetinden' uzun uzadıya bahsediyorlar. Gazete-1 ler diyorlar ki:
Potsdam'da görüşülecek başlıca iki mesele vardır: 1 — Almanya’nın İstikbali, 2 — Avrupa'nın kışın aç kalmasına mâni olmak için tedbirler Ilınması.
Almanya’nın İstikbali İşinde normal bLr Alman -hükümeti kurulması Ve idareyi eline alması lâzımdır. Bunun için siyasi faaliyet yasağı kaldırılmalı. partiler teşkiline İzin ver-piell, basın hürriyeti kurulmalı, ma-nalll İdareler tesis edilmelidir.
Londra 15 fA A.l — Reuter ajansımın özel muhabiri bildiriyor: Berlin’ İh iaşe meselesinin halledilmiş olması Ingiltere'de zihinlerde bir ferahlık Uyandırmış ve Potsdam konferansı için hayırlı bir alâmet olarak telâkki edilmiştir. İktisadi alanda karşılıklı bağlılık meselesine Avusturya Sükûmetl ve Almanya'daki İşgal avretleri meselelerinin Potsdam'da halledileceği tahmin edilmektedir. Dundan başka Moskova'da toplanan tazminat komitesi tarafından teklif •dilen tesviye şekillerinin de konferansta müzakeresine intizar edll-Bâektedlr. Bu hususta Fransız ve Polonya murahhaslarının istedikleri tamamen siyasi mahiyettedir, iktisadi bakımdan ise başlıca İki mesele müzakere mevzuu teşkil edecektir. Şunlardan biri Almanya'nın tediye kudreti diğeri de bu memleket tarafından yapılacak t e d lya tin Müttefikler arasında terzil meselesidir.
Fena birer mahalli hâdise teşkil ftmlş olan ve bir tesviye tarzı beklemekte devam eden Tanca hakkında-fcl müzakereler. Rus - Türk müzakereleri ve hatla Yakın Şark durumıı aı ka plâna geçmişlerdir Potsdam konferansı bu meseleler üzerinde bir g“™“’ r‘ »Ut Büyük Millet MKU-
♦dildiğin, çore uç büyüt «■'l'--". 5lndc but mu,akerelerl cereyan et-bü meseleler kürşmnduM ^»rekc-lj lltl ,lrada raOfa,addll Bakan|„a ya. batları tebellür «dinciye kadar me- pllan t hüeumlar ml,_
,.le erin mahalli müra,.-releri dura- kendl bulmujı bas-
ladığını açıkça göstermektedir Bu
Türk Dış İşleri Bakanı Haşan Saktı tenkldlerln şiddetinde parti sİ3 te mille Anthony Eden arasındaki konuş-j nlû tohumu görülmektedir^
I
diğer meseleler Polonya olduğu gibi üç büyük anlaşma slyasetlle hal-
Türkiyenin siyaseti
Bir İngiliz gazetesinin makalesi
Londra 14 (A.A.J — Spectator gazetesi, «Türklyenln siyaseti» başlığı altında şunları yazmaktadır:
«Harb içinde, Türkiye, en büyük şehri İstanbulun sıkı yönelime tabi bulunduğu seferber bir memlekette kaçınılması İmkânsız zaruretler yüzünden basın, siyasi hürriyetlerinden mahrum bırakılmıştı. Fakat Avrupa'da harbin nihayet bülmasile beraber tahditlerde bir gevşeme görülmüş ve bu hal bilhassa parlâmento hayatında ve basında göze çarpmakta bulunmuştur.
Hükümetin, Meclis müzakere zabıtlarının tam metnini basında yayınlamak müsaadesini vermesi. Meclis müzakerelerine karşı halkın yeniden İlgi göstermesine ve gazetelerde bazan cüretkâr olabilen tenkldlere yol açan esaslı bir adım olmuştur.
Harbde, bazı muharip devletlerin Tiirk topraklarında propaganda olarak kendi fikirlerini yaymak İstedikleri bir zamanda basının kontrol edilmesi zaruri idi ve bütün gazeteler kapatılma tehlikesine maruz bulunu-
dikkatler
Zavallı Kurbağaltdere!
Alman ordusu
Ingilizler bazı kısımları terhis ediyorlar
Londra 15 (R) — İngilîzler
Alman ordusundan bir çok çif-lik, maden İşçisini, posta memurla nnı, yiyecek işlerde uğra-şanlan terhis edeceklerdir. Hava iyi giderse 1945 ekini iyice toplanacaktır, Amerikalılar şimdiye kadar 50 bin Nazi tevkif etmişlerdir. Her gün 700 Nazi tevkif ediliyor
Kurbağalıdere mizlciıecekmiş. Şİmdiki halde, bu dere amma ne pis? Tarif I________
mez... İstanbul gibi medeni bir şehrin hem de kesif bîr iskân bölgesi ortasında, tanınmış sayfiye köylerinin, deniz hamamlarının yakınında böyle bir murdar dere bulunmasını havsala almaz Te-nezziih kayıkları dolaşıyor; lâğım bakiyeleri suyun üstünde,
Kurbağabdere yakında temizlenecek, âlâ. Bu arada akıl ve iz’an ve insafın da avdeti lâzım: İstanbulda hemen hiç bir yerde pisuar voktur; ender mİ ender! Halbuki yeri burasıymış gibi bu derenin kenarında vardır Keza bütün civarda kanalizasyon yok. köşklerde çukurlar kullanılır, bu dere kenarındaki evler lâğımlarını kendi önlerindeki durgun suya akıtırlar
Evet, derenin temizlenmesi kâfi değil, akıl, İz’an ve İnsafımızın da harekete getirilmesi Icabeder.
yakınında te-Çok şükür!,., ! ne pis, kabul et-
Japonya’nın denizden bombar dımanı çok tesirli oldu, birçok
fabrikalar tahribedildi
Londra 15 (R) — İtalya, Japonya'ya harb ilân etmiştir, İtalya'nın Vaşington elçisi bu münasebetle demiştir ki: «İtalya bütün donanmasını Müttefiklerin emrine âmade bulunduruyor. Bir Italyan gönüllü kıtası da, Uzak Doğuda çarpışmak üzere, seferber edilecektir,'»
Londra 15 (R) — İçlerinde 45 bin tonluk 3 zırhlı da bulunan Amerikan deniz kuvvetleri Japonya'yı bombardıman etmeğe devam ediyor. Bu esnada uçaklar da hedeflere akınlar yapıyorlar Başlıca akınlar Hokaido kesimine karşıdır. Burada Ka-maiş çelik fabrikaları denizden yapılan bombardımanla tahrlbe-dllmiş, çıkan yangınlar rıhtımlara kadar yayılmıştır. Hakova-na’da rıhtım, Akaşi’de garlar tahrlbedilmiştir. 24 uçak imha edilmiş, 62 uçak hasara uğratıl-
maştır. 4 yük gemisi, 1 muhrip, 4 küçük gemi batırılmış, 24 gemi i hasara uğratılmıştır
Borneo adasında Balikpapan limanı gemilere açılmıştır. AvustralyalI kıtalar Balikpapan'dan 22 kilometre içeride bir uçak alanını zaptetm iştir.
Formoza adasında garlar, petrol tesisatı tahribedîlmiş, Çin'de Kanton limanına yapı'an akında ardiyelerde, depolarda yangınlar çıkarılmıştır. Selebes, Bls-mark, Solomon, Yeni Gine adalarında bir çok hedefler bombardıman edilmiştir.
Çin kuvvetleri Hindiçini’ye girdi
Londra 15 (R) — Çin kuvvetleri Fransız Hindiçinl'slne girmişlerdir. Amerikan uçakları Çin kuvvetlerini destekliyor.
Belçika buhranı
Londra 15 (R) — Belçika Başbakanı Van Aker dün gece Sals-burg’dan Brüksel’e dönmüştür. Kral naibi pres Charles ve Anne kıraliçe Salsburg’ta kalmışlardır. Başbakan henüz kati bir karar verilmediğini söylemiştir.
HAFTA KONUŞMASI
Boğaziçinin can damarı
Yazan: Refik Halid Karay
Bugün 5 inci sahifemizde
İtalyan donanmasının yeni gemilerinden Sıttorio dritnotu

ösJılfe 1
AKŞAM
15 Temmuz V
SÖZÜN GELİŞİ —
Kiralık çadır
Gazetede bir ilân gördüm. «Mühendis tipi, iki direkli yeni bir kamp çadırı satılıktır. Kiraya da verilebilir» diyor. Şehrin sayfiye yerlerinde oturan veya dolaşanlar da Fenerbahçe. Suadiye taraflarında çadırlardan âdeta küçük mahalleler kurulduğunu söylüyorlar.
Bir mevsim için iki direkli bir çadırın kaça kiralandığını bilmiyorum, Yalnız çadırın sayfiye evinden daha ucuz olduğunu tahmin etmek isterim. Yazlığı dört bin. üç bin lira olan sayfiye evlerinin gölgesinde kurulacak bir çadır beş altı yüz liraya kiralanıyorsa, harb fiatlerine alışmış olanlar için bu Hat sudan biraz dalıa ucuzdur!*
BÜYÜK DEVLETLER ARASINDA KARŞILIKLI^MÜNASEBETLER ■Times gazetesi günün en mühim meselesi bu olduğunu söylüyor
Time/e göre işbirliği için 2 şekil vardır: 1 — Devamlı istişare ve müşterek hareket, 2 — Her devletin kendi bölgesinde mesuliyeti üzerine almaşı
Ankara Tıp fakültesi
Amerikanın istiklâl bayramı
Dikkat edilecek İkinci nokta, sayfiyede köşk değil, ev değil, kat değil de ancak çadır kiralıyanlann geçim seviyesidir. Harb-den önce yaslık eve dört beş ay için beş yü® Ura kira verenler, orta halli ailelerdi. O zaman çadırda oturanlar, eğer sinemalarda görülen kamp hayatına özenmiş sporcu gençler değillerse, ya yol işçileri yahut da kır hayatının ezeli âşıkı çingenelerdir Yeni zenginler, vurguncular hesaptan çıkarılacak olursa harb öncesinin zengini orta halli, orta hallisi fakir olmuştur. O orta halli ki zengin sayılmamakla beraber yiyecek, içecek ve giyecek sıkıntısı çekmeden yaşıvahilir, arada bir eğlence yerlerini mütevazı bir durumla *iyar;t edebilir, misafir davet eder, yazın üç beş yüz lirayı pek fazla sıkıntıya düşmeksizin gözden çıkarıp sayfiyede birkaç odalık bir ev tutar, çoluk çocuğunu şehrin h?*"’sından. suyundan, derzinden faydalandırabilirdi Şimdi böyle î r aile yiyeceğini dara dar, giyeceğini ise bin müşkülâtla temin edebildiğinden sayfiyeye çıkmak emeliyle çoktan veflalaşmıştır. Bugün sayfiyede çadır kiralıyanlar pek muhtemel olarak doktor tavslyesile deniz kenarına yaklaşmak zorunda kalmış, harb İçinde vurgun yoluna sapmanrş eski zenginler olsa gerektir!
Şevket Rado
Dünkü yağmur
K nalıada’da bir genç yıldırım isabetile öldü
Dün öğ'eden sonra hava yan kapalı ve sıkıntılı bir halde devam etmiş. Adalar clvanna biraz yağmur yağmıştır. Yağmur bilhassa saat 15 sıralarında şiddetlenmiş, bu arada Kınalıada'ya düşen yıldırım bir genc.n ölümüne sebep olmuştur. Büyükada Sümer oteli önünde denize de bir yı’dınm düştüğü görülmüştür,
Kınahada manastın da denize giren beş arkadaş, yağmurun başlaması saklanacak yer aramışlardır. Arkadaşlardan bir kaçı ileriye doğru yürürlerken Emanoel Arvet adındaki genç de elbiselerini bıraktığı ağaç altına giderek yağmurun şiddeti geçinciye kadar orada kalmağı düşünmüştür. İşte bu sırada ağaca isabet eden yıldınm, elbiseleri koltuğunun altında yağmurun dinmesini bek1 iyen genci kömür haline getirmiştir.
Hava dün gece de akıntılı geçmiş. bu sabah serpinti halnide, öğleye doğru da şiddetlice yağmur yağmıştır. Hava kapalıdır.
ark asın-
üzerine
Sebze ve meyva fiatleri
Pahalılığı Önlemek için fiatlerîn tesbîti belediyelere bırakılmalıdır
Boğazlar
Londra radyosu spikerinin mütalâası
Londra 14 (R.) — Londra radyosunda Boğazlar ve Tanda hakkında bir konuşma yapan spiker demiştir kİ: 19 uncu asırda Fransa ve İngiltere, Rusların Boğazlara ve Akdenlze inmek siyasetine bütün kudretlerllc set çekinişlerdi. 20 nel asırda bu kadar hassas davranmadıkları görülmüştür. Birinci dünya harbinden evvel Fransız - Rus İttifakı Huşlara Boğazlarda açık kapı bıraktığı gibi İngiliz - Rus gizil antlaşmaları da tstanbulu Rus-lara bırakmakta İdi.
Kars, Ardahan'a gelince, bu mesele Suriye. Irak, Fransa ve İnglltereyl birinci derecede alâkadar eder. Ayrıca Boğazların İstikbaline Amerika ve Yunanistan da yabancı kalmamaktadır.
Stlln'Jn Potsdam konferansında kendi görüş tarzını açıkça izah edeceği beklenmektedir. İngiltere eskiden Rus isteklerine karşı koymuştu. Bugün İse Sovyet Rusyanin müttefikidir. Her halde önümüzdeki günlerde diplomatik münasebetlerde önemli gelişmelere şahidolaçağız.»
B. Haşan Saka şerefine verilen ziyafet
Londra 14 (A.A.) — Dış İşleri Bakanı Haşan Saka, ve refakatindeki Türk heyetine dün İngiliz Dış İçleri Bakanı Mr. Eden tarafından verilen ziyafete, İşçi partisi başkam Attlee İle Harb Nakliyat Bakanı Jord Ceathessi de hazır bulunmuşlardır.
Londra 15 (AJL) — Times gazetesi (Avrupa birliği» başlığı altında neşrettiği bir makalede şunları yarıyor:
San Franclsço’da başlanılmış olan sulhun düzenlenmesi İşine Potsdam’-da devam edilecektir. Yeni dünya nizamının az çok tamam bir şeklinin ortaya çıkabilmesi İçin daha birçok memleketlerde ve şehirlerde toplantılar yapılacağına şüphe yoktur.
Ancak Üç büyük şefin yapabilecekleri en büyük İş siyasette devamlılık ve ahengi temin etmek İşidir, şimdiye kadar üç büyük şefin kararları birçok ahvalde basirete ve uzak görür-lüğe dayanmış ve bu hal devamlı bir barış İçin tek teminatı teşkil eden üç büyük devlet arasında bir gaye birliğinin mevcudiyetine bütün dünyayı İnandırmıştır.
Fakat askeri harekâta temas eden mahiyetteki kararlar harlcolmak üzere, diğer kararların icrası İçin ortada bir mekanizmanın mevcut bulunmamam konferans bittikten sonra bazı defalar gecikmelere, karışıklıklara se-bebolmuştur. Bu defa görünüşe göre, verilecek kararların İcrasına nezaret İçin daha devamlı bazı teşkilâtın kurulmasını İcabettlrecek sebepler mevcuttur.
Yalta konferansında üç devletin Dış İşleri Bakanları arasında her üç veya dört ayda muntazam istişareler yapılmak üzere, devamlı bîr mekanizmanın kurulması karar altına alınmıştı. Bu kararın tatbiki İçin şimdiye kadar bir şey yapılmamış olması çok teessüre değer bir keyfiyettir.
Almanya İşi olduğu kadar kurtarılmış memleketler İşinin de konferans gündeminde yer alması muhtemeldir. Fakat günün meseleleri arkasında esaslı bir mesele bulunuyor kİ, bu da başlıca devletlerin karşılıklı münasebetlerini nasıl telâkki ettikleri meselesidir.
Barışın korunması işinde her üç büyük devletin karşılıklı müzaheret ve yardım İle i? birliğine mütemayil bu-
Yunan Başbakanının
Bulgarların tazyiklerinden şiddetle şikâyet etti
Belediye, sebze ve meyva flatlerlle meşgul olmağa başlamıştır. Bunların fevkalâde bol olduğu bu mevsimde fl-atjer çok yüksektir. Bu yüksekliğin de 1939 yılında İaşe teşkilâtı tarafından, tesbit edilen perakende kâr hadlerinden ileri geldiğine şüphe yoktur. Umumiyetle yüzde 50 olarak kabul edilen perakendeci kân, satılan mal ne kadar pahalı olursa o kadar fazladır. Bu yüzden satıcılar ucuz mal alıp satmağa yan aşma maktadır lar. Bugün bu yüzde 50 perkendecl kârı yüzde 25 e Indlrilse dahi meyva ve sebzelerin pahalı satılmasının önüne geçilmiş olunmayacaktır. Çünkü perakendeci esnaf mal sahibUe anlaşarak yüksek fatura almak yolunu tutacaktır. Evvelâ sebze ve meyvanın da et, ekmek ve mahrukat gibi halk İçin zaruri maddelerden olduğu kabul edilmeli ve flatlerinin tesbit! Belediyeye bırakılmalıdır. Şehrin yıllardanberl mühim bir derdi olan meyva ve sebze Hallerinin pahalılığı İle Belediye meşgul olurken, yarım tedbirlerin meseleyi tamamlle halledemiycceğlne şüphe yoktur.
Belediye bir rapor hazırlıyor
Belediye sağlık müdürlüğü
Belediye Sağlık müdür vekilliği bir müddettenberl Belediye hıfzıssihha mütehassısı Dr. B. Arif tarafından idare edilmekte idi. Sağlık Bakanlığından dön Belediyeye gelen bir emre göre, Belediye Sağlık müdürlüğü vazifesini de Vilâyet Sağlık müdürü B. Faik Yargıcı vekâleten yapacaktır, suretle hem Vilâyet, hem de Belediye sağlık İşleri bir elde birleşmiş ■laeoktır. Dr B Arif, asıl vazifesi olan hıfzıssihha mütehassıslığı vazifesine devam edecektir.
îstan bulda su sıkıntısı günden güne artıyor. Geçen akşam Alman hastanesi yangınında ihtiyacı tamamlle karşılyacak su bulunmaması üzerine, alâkalılar, şehir için pek hayati olan bu mevzuu yeniden ele almağa mecbur olmuşlardır.
İstanbulda yeni bina inşaatı harb-den evvelki derecede olmamakla beraber, tek tük bazı binalar da yapılmaktadır. Fakat Sular idaresi, şehre verilen suyun mevcut abonelere bile tamamlle yetmediğini düşünerek yeni abone İsteklerini kaoul etmemektedir. Buna mukabil su sarfiyatı her-glln biraz daha artmaktadır Meselâ bazı fabrikaların evvelce sanetlikleri günlük sut miktarı şimdi bir misil artmıştır.
Diğer taraftan Terkos gölünden Kâğıt hanedeki süzme havuzlarına kadar olan mesafede — kablo bozulç ve eski olduğu İçin — sızıntı bir hayli artmıştır. Suyun yoldaki zayiatı, şehrin muhtacolduğu miktardan bir kısmının bu suretle heba olmasına se-bebolmaktadır. Sular İdaresinin eski kabloyu tamir etmek için İnglltere-den getirtmeğe teşebbüs ettiği makineler henüz gelmemiştir.
Yeni bir şebekenin yapılması, yahut mevcut şebekenin tamiri büyük paraya İhtiyaç gösterdiğinden, malzeme flütlerinin çok yüksek olduğu bu zamanda bu İşin sonraya bırakılması muvafık görülmüştü.
Belediye su vaziyeti hakkında bir ranor hazırlamaktadır. Bu hususta
lunduklan muhakkaktır. Fakat müzakereler esnasında bu İş birliği bahsinde görüş ayrılıkları vakit vakit ortaya çıkmaktadır.
Şimdi ortaya çıkan mesele İki şekil iş birliği arasında bir seçim yapmaktır. Bunlardan bLrl devamlı İstişarelere ve müşterek harekete, diğeri İse her devletin kendi bölgesinde ve kendi meseleleri hususunda sorumluluğu üzerine almasına dayanmaktadır. Bu İki usulden hiçbiri tamamen bir tarafa atılamaz.
Almonyarun muhtelit Rus, İngiliz, Amerikan ve Fransız kıtaları tarafından bir kumanda altında müşterek işgal ve idaresini düzenlemek mümkün değildir. Dünya işlerinde Amerikalıların, meselâ Panama kanalına gösterdikleri İlgi kadar Polonya meselelerine ligi göster çeklerini veya İn-gllterenln Panama kan aliyle ilgisinin Süveyş kanalı kadar olacağını farzet-mek hayalperestlik olur. Bu mânada nüfuz bölgeleri, kökünü milletlerarası münasebetlerin coğrafi bünyesinden alan devamlı ve tabi! bir hâdisedir.
Diğer taraftan her türlü istişare ve müşterek iş birliği usulünü bir tarafa bırakmak da Almanyada olduğu kadar diğer yerlerde felâketlere yol açmak olur. Filhakika her İki usulün de iyi tarafları vardır. Her iki usul dc başka başka yerlerde ve zamanlarda tatbik edilmiş ve İyi neticeler vermiştir. Fakat eğer başlıca devletler tatbik edilmesi lcabedecek usul hakkında anlaşmazlarsa neticede bir karışıklık çıkması tabilidir.
Bununla beraber teferruata alt hiçbir mülâhaza üç büyük devlet adamını, aralarındaki İşbirliğinin tabi ola cağı prensipleri ve bu İş birliğinin mekanizmasını tesbit surctile üç büyük devlet arasında İstikbalde en sıkı münasebetlerin geliştirilmesi mecburiyetinden kurtaramaz. Bu prensipler hakkında ciddî hiçbir endişeye mahal yoktur.
Çin - Rus görüşmeleri
Neşredilen tebliğe göre yakında tekrar başlıyacak
Atina 14 (AA.) — Selânlkten dönen Yunan Başbakanı, millete hitaben .....
radyoda demiştir ki: (Yunan Make- Çm Cumhuriyeti İcra Kurulu donyası Alman ve Bulgar İşgal bo- Başkanı ve Dış İşleri Bakanı M. y undur uğu altında biiyük ıstıraplar ~ . -- - .......
çekmiştir. Bulgarlar bütün eski yaptıklarını geride bırakmışlar, müdafaasız bir milleti kana boğmuşlar ve çok alçakça şekilde ölüme sevketmlşlerdlr. Kütle halinde İdamlar, adam asmalar olmuştur. Mâkedonyanın Bulgar Barbarlığından hatırlıyacak çok şeyleri vardır.
Hudut bölgesinde tam sükûn vardır. Yunanlılar keyfi hiçbir harekette bulunmamışlardır, Yunanistan 3 cephede hiç zaıf hissetmeden savaşacaktır. Milli vazifemizin başarılmasında hiçbir fedakârlık kâfi derecede büyük sayılmıyacaktır. Yunanlstanda şimdiki iç durum, komşularımızla mukayese edilecek olursa gıpta edilecek vaziyettedir.
Yugoslavya İle çözülmez dostluk bağı He bağlıyız. Kendi milletlerinin hakiki ve meşru temsilcllerlle karşı karşıya geldikleri zaman Yunanistan ve Yugoslavyanın aralarında samimi münasebetler kuracakları muhakkaktır. Yugoslav milleti Ynsnjstamn toprak bütünlüğünü tehdldetmlyecek. Yunan isteklerine İtiraz etnılyecektlr. Gayretlerimiz son günlerde sunî olarak yaratılan bir heyecan havaslle karşılaşıyor. Bu bizi hiç korkutmuyor. Yunanistan dalma sağlam İttifaklara ve hakiki dostluklara bağlıdır ve kendi kendine güvenebilir.
Müttefiklerin teminatı
Atina 14 (R.) — Embros gazetesine göre, Müttefikler Yunanistan'a, hudutlarının dokunulmaz olduğuna dair teminat vermişlerdir.
Tass ne diyor?
Londra 14 (AJL.) — Tass ajansının bir haberi üzerinde yorumlarda bulunan Moskova radyosu, 8 temmuzda Atina’da yapılan milli Yunan mitinginde nutukların hepsinin Rusya, Yugoslavya, Arnavutluk ve Biılgarls-tana karşı kindarlıkla dolu olduğunu söylemekte ve nutukları sık sık «Kahrolsun komünistler ve Bulgarlar» seslerde kesildiği jıi İlâve etmektedir.
Sovyet halkının bu toplantıya büyük önem verdiği bütün nüfuzlu Sovyet gazetlerlnin bu mesleye yer ayırmış olmalarından anlaşılmaktadır. Yıınanlstanın takibettlği irtica siya-
Moskova 14 (A.A.)
Tass;
Soong’ıın Moskovadaki ikametine ait müşterek Sovyet - Çin tebliğinin. metni:
Son günlerde Moskova’da, bir taraftan, Sovyet Birliği Halk Komiserleri Kurulu Başkanı mareşal Stalin ve Sovyet Dış işleri Halk Komiseri M. Moiötov ile diğer taraftan. Çin Cumhuriyeti İcra Kurulu Başkanı ve Dış İşleri Bakanı M. Soong arasında görüşmelerde bulunulmuştur.
Müzakerelere Sovyetler a dian, Sovyet Dış İşleri Halk Komiseri muavini M. Lozovski ile Sovyet Birliğinin Çin büyük elçisi M. Petrov ve Çin Cumhuriyeti adına, Cin Dış İşleri Bakan muavini M. Hus-Hih-Tsei ile Çin'in Moskova büyük elçisi M Voping-Chang ve M. Chiang-Chin-Kue îştirâk etmişlerdir.
Müzakerelerin mevzuu, Sovyet - Çin münasebetlerinin ıslahını istihdaf eylemi? ve bu bakımdan iki tarafı İlgileyen en yüksek önemi haiz meselelere temas edilerk incelemeler yapılmıştır.
Müzakereler, dostane bir hava içinde cereyan etmiş ve karşılıklı geniş bir anlayış zihniyetinin mevcudiyetini ispat etmiştir.
Mareşal Stalin ile M. Molotov' un. üç büyük Şefin toplantısına iştirak maksadile hareket etmek üzere bulunmaları hesabile müzakereler tatil edilmiş Ve M, Soong bir müddet için Çin’e dönmüştür. Müzakerelere yakında tekrar başlanacaktır,
Dekan ve profesörler tâyin edildiler
Ankara 14 CA_AJ — Ankara Tıp fakültesi Dekanlığına, Milli Savunma Bakanlığı Sıhhat dairesi başkanlığından çekilen Prof. Dr. Abdülkadir No-yan tâyin olunarak yeni görevine başlamıştır.
Aynı zamanda Prof. Abdülkadlr Noyan fakültenin İç hastalıkları ordinaryüs profesörlüğü İle birinci iç hastalıkları polikliniği profesörlüğünü de deruhde etmiştir. Bundan başka fakültenin birinci İç hastalıkları kliniği profesörlüğüne Gülhane askeri doktor tatbikat okulu İç hastalıkları profesörü Dr. İrfan Titiz, İkinci İÇ hastalıkları kliniği profesörlüğüne Gülhane profesörlerinden Dr. Zeki Hakkı Pamlr, birinci dış hastalıkları profesörlüğüne Breslau cerrahî kliniği eski direktör ve profesörü ve hâlen Ankara Numune hastanesi dış hastalıkları servisi şefi Dr. E. Melchlor, İkinci dış hastalıkları kliniği profesörlüğüne Gülhane profesörlerinden Dr. Kâmil Sokullu, kadın - doğum hastalıkları kliniği profesörlüğüne Gülhane profesörlerinden Ali Esat Blrol, göz hastalıkları kliniği profesörlüğüne Gülhane profesörlerinden Dr. Süreyya Gördüren, çocuk hastalıkları kliniği profesörlüğüne Düsseldorf Medl-ziche Akadcmle çocuk kliniği eski şefi ve Ord. profesörü ve hâlen Ankara Numune hastanesi çocuk hastalıkları servisi şefi Dr, A. Sehstein, deri hastalıkları profesörlüğüne Freiburg Üniversitesi eski ordinaryüs profesörlerinden ve hâlen Ankara Numune hastanesi deri hastalıkları servisi şefi Dr. A, Marchlonini, sinir - akıl hastalıkları kliniği profesörlüğüne Gülhane profesörlerinden Dr. Nazım Şaklr, idrolojl kilini ği profesörlüğüne Gülhane profesörlerinden Dr. Kemal Süleyman Soravi, radyoloji kilLnlğl profesörlüğüne Gülhane profesörlerinden Dt. Eftal Aşar, fizyoterapi ve İdrolojl kliniği profesörlüğüne Gülhane profesörlerinden Dr. Niizhet Sa-klr Dirlsu, intaniye kliniği profesörlüğüne Gülhane profesörlerinden Dr. Kemal Hüseyin Plevne tâyin olunmuşlardır.
Dün fakültenin şimdiki merkezi olan Refik Saydam Hıfzıssihha Enstitülerindeki okul binasında Millî Eğitim Bakanı Haşan Âli Yücelin başkanlığında toplanıimıştır. Bakan, profesörleri kutlıyarak yeni görevlerinde basarılar dilemiştir.
İç işleri Bakanı Başbakana vekâlet ediyor
Ankara 14 — Başbakanımızın mezuniyeti sırasında, İç İşleri Bakanı Hilmi Uran. Başbakana vekâlet edecektir.
Tuğla ve kiremitlerde kâr haddi
Ankara 14 = İnşaatta kullanılan, kil veya balçıktan pişirilerek İmal olunan her nevi el. makine ve pres tuğLalarile delikli tuğlalar ve makine kiremitleri için imalâtçı kâr haddi yüzde iki buçuk olarak tesbit edilmiştir. _______ __
Yunan Basın birliği başkanı şehrimizde
Evvelki gün şehrinize gelen Yunan basm birliği başkanı Nlkola Zarif is dün öğleden evvel basın ve yaym umum müdürlüğü İstanbul bürosu şefi B. Strvc-r İskit İle basın birliği İstanbul başkanı B. Hakkı Tarık üs’u yerlerinde ziyaret ederek kanışmuş, Türk gazetecilerin Yunan gazetecl-lrlne yardımlarından dolayı teşekkür etmiştir. ___________
Bir bahçıvan dut ağacından düşerek öldü
Büyükadada Mlhail İsminde bir bahçıvan, dut toplamak üzere çıktığı ağaçtan düşere^ yaralanmış ve tedavi altına alınmış ise de ölmüştür.
Cumhur Başkam İsmet
İnönü ile B. Truman arasında teati edilen telgraflar
Ankara 14 (A.A.) Amerika Birleşik Devletlerinin İstiklâl yıldönümü münasebetile Cumhur Başkam îsmet İnönü Başkan Truman’a aşağıdaki telgrafı göndermişlerdir:
Ekselans Harry Truman Amerika Birleşi^ Devletleri
Başkanı
WAŞHİNGTON
Amerika Birleşik Devletlerinin istiklâl yıldönümü olan bugün size, bay Başkan, en hararetli tebriklerimi sunmakla bilhassa zevk duymaktayım.
Ekselansınızın şahsî saadeti vö büyük dost Amerikan milletinin refahı hususunda en samimî temennilerde bulunurum,
İSMET İNÖNÜ
'Başkan Truman şu karşılığa göndermiştir:
Ekselans İsmet İnönü
Türkiye Cumhuriyeti Başkanı
ANKARA
Amerikanın istiklâl yıldönümü münasebetile ekselânsmizin tebrik mesajlarından derin bir surette mütehassis oldum.
Ekselansınızın şahsım ve Amerika milletinin refahı hakkında vaki İyi dileklerinden dolayı samimî teşekkürümün kabulünü rica ederim,
HARRY TRUMAN

Filistin meselesi
Kudüs 15 (A.A.) — Filistin Arapları, Filistin topraklanma Yahudi mülkiyetine geçmesini önlemek üzere, yakında bir toplantı yapacaklardır. Zannedildiğine göre, müzakereler bilhassa Arap birliği taT fertiktesin W Ra-hire’de önümüzdeki tonlantisı hakkında cereyan edecektir
Petain’in idamı istenecek
Paris 14 (A.A.) — Paristek!
Reuter muhabirinin bildirdiğine göre, 1914 harbinden sonra meşhur kadın casuz Mata Harri’yl idama mahkûm ettiren ak saçlı Fransız savcısı Andre Momet, Petain’in idamım istiyecektlr. Dâvaya 23 temmuzda başlanacaktır.
•ft Sabıkalılardan Konyak Ahmetle arkadaşı Muşlara evvelki gün Kapalı çarşıda kuyumcu Davld’in dükkânına giderek mücevher almak İstediklerini söylemişler ve kendilerine göste-' rtien mücevherlerden beş tanesini gizilce ceplerine İndirmişlerdir. Neden sonra İşin farkına varan kuyumcu zabıtayı haberdar etmiş, iki sabıkalı dostlarının evlerinde yakalanmışlardır. Çaldıkları 10 bin lira d*-1 ğc rinde ki mücevherler üzerilerinde bulunarak sahibine iade edllmşitlr. Ahmet ve Mustafa adllyeye verilmişlerdir.
Moskovada tahmin edilmektedir.
Yunanistan’a giden çeteler
Brazzaville 15 CR.) — Yunanlstan-dan gelen haberlere göre, bazı Bulgar çete gurupları Yunan hududunu aşmışlar ve Yunan topraklarına girmiş-
alâkalı Bakanlıklar nezdinde teşeb-, setinden dolayı, Rusyanin Üçler kon- îerdir. Bu guruplar Yunan kuvvetleri [bıisler yapılacaktır jleransmda bu meşleyl İleri süreceği4 tarafından geri atılmıştır.
^ORBA
14/7/1945 fiatleri
Londra ilzerlne 1 sterlin 5-23
Neryork üzerine 100 dolar 130.50
Cenevre 100 tsvlçre Ft 30.675
Madrid üzerine 10Q pezeta 12.84
Stokbaim üzerine 100 Kuron 31.1325
ESHAM VE TAHVİLAT
% 5 faizli ikramiyeler:
1933 Ergani 24.60
1938 lkramiyell ' 22.—
Milli Müdafaa 22.—
Demiryolu Ikramlyeil 96.74
% 7 faizli Tahvilleri
Sivas - Erzurum I 20,10
Sivas - Erzurum 2-7 20.20
1941 Demiryolu I ' 1932
1941 Demiryolu H 19.3®
1941 Demiryolu UT 20.60
Mitil Müdafaa I 30.—
Millî Müdafaa n 19.50
Milli Müdafaa HI 19-53
Anadolu Demiryolu Grupu:
Tahviller 1-2 «—
Hisse senetleri % 6^
Mümessil senet 40-5®
Hisse senetleri:
Merkez Bankası 143.—
T. İş Bankası 14.ÇB
T. Ticaret Bankası 4.20
Aslan Çimento 9-—
Borsa Aşında
ALTIN FİATLERİ
Gulden 35.85
Reşadiye 38.40
İngiliz (4.10
Külçe (Bir gramı) 8.67
1946 yılı C. H. P. sanat mükâfatı müsabakası
1 — C. H. P. genel sekreterliğince mimar! tiyatro ve Şiir olmak üzere llç sanat mükâfatı müsabakası acil mı-tır.
2 — Mimari müsabakasının bl; -isine 4000. İkincisine 3000, flçüncü-süne 2000 lira ve bundan sonra g • '.ı dört projenin beherine de bln :r lira verilecektir.
3 — Tiyatro müsabakasını;, biri 'telsine 2000, İkincisine 1500, flçünc;-süne 1000 ve onuncuya kadar kazanan diğer yedi esere de 300 er lira verilecektir,
■1 — Şiir müsabakasının birincisine 2000, İkincisine 1500 ve üçflncüsü-ne de 1000 lira mükâfat verilecektir.
5 — Bıı müsabakaya katılma şartnameleri Afyon, Ankara, Antakya, ' Bolu, Bursa, Ceyhan. Diyarbakır. Edirne. Elâzığ. Eminönü, Erzurum, İzmir. Kocaeli, Konya, Samsun, Sivas re Tmbzan Hal.ıevl başkanlıklarında» , alınabilir. UadO)

15 Temmuz 1945
AHŞAM
Satıifp 3
AKŞAMDAN AKŞAMA Havludd dudak boyası
Çocuklarımızdaki «tahrip fikri» il» mücadeleye dair bir yazı yazmıştım. Bir dostum dedi kİ:
— Mücadele, amma, nasıl? Meselâ bahsettiğin o Kalamış iskelesinin parmaklıkları üzerine halk oturup demirleri kırmasın diye, ustalar âdeta orijinal bir parmaklık şekli icadetmiş: Dünyanın her yerinde parmaklık ya yuvarlak, dört köşedir. Dört köşelerde, üst satıh düz olur. Halbuki, i,oturana batsın!» düşünce-sile. bu parmaklıklarda, keskin köşeler üst yana getirilmiş. Bu da bir mücadele. Amma., hakiki mücadele, ruhlarda değişiklik husule getirmek suretinde olmalı. Buna da çocuklardan değil, büyüklerden, kendimizden başlamalıyız. Bilhassa annelerden... Yüksek medenî vasıfları haiz kadınlarımızın bazılarına lokantalarda dikkat ederim: Lokantaların keten peçetelerine rujlu du-duklannı siliverirler. Bu sabit boya, kaynatılır, kaynatılır çıkmaz, Alelade çamaşırdan dört kere fazla emek ister. Yine çıkmaz, Lekeli havluyu sonradan gören müşteri de: (rVay! Bana kullanılmış, İyi yıkanmamış peçete getirdiniz!., diye kavgaya başlar. İnsaf edilsin: Anneler böyle yapınca, onların yetiştirdiği çocuklar, parmaklıkları kırmaz mı, lâstikleri patlatmaz mı? Mücadele ise, biz kendimizden, büyüklerden başlıyahm.
iii
Orman yangınları
Birkaç gündür. İstanbulun doğu tarafında duman, duman, duman. Neymiş? Orman yangını. Askerliğimin bir kısmını şimdi yanan bölgede yapmıştım, O havaliyi pek sevmiştim Düşündükçe yüreğim sızlıyor. «Herkesin-kindeu fazla!» diye iddia edebilirim, Zira, ağaç, koru, hele orman Eevkinin, ne olduğunu çok kimseden fazla tatmışımdır,
Japonlar, (ağaç) mefhumunu yazmak için basit bir ağaç hiyeroglifi çiziyor, (Orman) mefhumunu yazmak içinse, aynı ağaç hiyerogliflerinden birkaçını yan yana getiriyorlar. Fakat hayır! Siyasi ve askerî kestirilerinde olduğu kadar bunda da yanılmışlar: Orman, «birçok ağaçlar» demek değildir. Denizin «birçok damla sular» olmadığı ve apayrı bir şahsiyet olduğu gibi, orman da apayrı bir denizdir.
Bazı insanlar vardır; Derecikler, gölcükler ve sair su birikintilerini görmüşler, hayatlarında denizle karşılaşmamışlar, o zevki tatmamışlardır. Biz Türklerin çoğumuz da öyleyiz: Vilâyet vilâyet sürüp giden, bir ucundan dalınca öbür ucu kolay kolay bu-lunmıyan o apayrı hayat kaynağı ormanı tanımayız. Ben şahsen, bu tarz dev ormanları, derya ormanları gördüğüm için (ve bunların meselâ yaya geçtiğim İlgaz’dan da pek farklı bir heybette olduğunu mukayese ile bildiğim için) sevgili Türkiyemi-zin o arık topraklarına — yeni kanundan sonra — gümrah ormanlar temenni ediyorum. Bunun da ilk tohumu orman sevgisidir.
Şu satırları yazdığım sırada karşımda dumanlar: Ormanlar yanıyor. Ormanları yakan ruh da havluya dudak boyasını süren, Kalamış iskelesinin parmaklıklarını büken o âvâre, lâkayt. tahripçi, İtinasız ruhun kabacası-dır. Evet, orman korumanın maddi şekli, fakat asıl »umumiyetle koruma sevgisinin gönüllere, kök salmış mânevi şekli».
(Vâ . NÛ)
kongrasi
Dün Darüşşafaka mektebinde toplandı
Dün Türk okutma kurum unun senelik umumi heyeti toplantısı Darüş-şafakada yapılmıştır.
Okunan İdare kurulu raporuna göre Maliye Bakanlığının bütçesine 60,000 lira yardım koyduğunu, Atatürk kızı Neblle trdelp’in vaslyetlle Kuruma 33.300 lira intikal ettiğini, geçenlerde vefat eden Şeyhlslâm Cemaleddln efendi oğlu Ahmet Muhtar Kevaklbl* nln çalışkan ve en ahlâklı bir talebenin İsviçrede tahsili için 8.500 lira terk ve teberrü ettiğini, Kızılayla müştereken mutasarrıf bulunulan bir çok emlâkin tasfiyeslle 11.222 Uranın kuruma devri, Tahran sefiri merhum Hüseyin Haslp bey ve Nevberl Hacı Mustafa bey tarafından nisse senetleri karşılığı olan 50.268 liranın % 4 faiz İle bankaya yatırdan ve bir sene içerisinde kurumun nak^i olarak muh telif şahıslarla müesseseler tarafından 35,512 lira, aynî olarak 2,320 liralık yardım gördüğü belirtilmiş ve mektep kadrosunda 395 talebe olduğu ve imtihan randımanlarının *$75 1 bulduğu bildirilmiştir.
Ayrıca mevcut kütüphanesinin ıslahı, sıhhat işlerine iuz verilmesi, okulun 72 senelik irfan ve Ilım hayatını belirten bir müzenin açılması için yapılan çalışmalar kaydedilmiştir.
Darüşşafakanm bu senekl gelir ve gider bütçesi 136,099 Ura İle kapatılmıştır. Kurumun ise gelir gider bütçesi 7,030 olarak tesblt edilmiştir.
Raporlar okunduktan, hesaplar tetkik ve bütçeler tesblt edildikten sonra Yönetim kurulu üyeleri seçimi yapılarak toplantıya son verilmiştir.
Ticaret Bakanının beyanatı
Millî korunma kontrolörlerinin vazifesine son verilecek
Bakanlık ağustosta yeni bir kontrolör kadrosu tetıliğ edecek, yağ durumunu incelemek için 23 temmuzda Ankarada toplanılacak, 510 numaralı kararnamenin tadili inceleniyor
ı
Bozuk ekmekler
«Söz» teneke devrini yaşıyor
Belediye, dört ihtimal üzerine tahkikat yapıyor
Şehir meclisinin son içtimai
Şehir meclisi, pazartesi günü »on İçtimaını yapacaktır Konuşulup bir karara bağlanması lcabeden yeni meseleler mevcut olmadığından on beş günlük içtima devresinin uzatılmasına lüğüm görülmemiştir.
‘RADYO|
Bu akşamki program
18,00 M, S. ayan, Dans orkestra», 18 45 Şarkılar. 19,00 M. 8. ayarı, Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Balon orkestrası, 20 15 Pazar Gazetesi, 20.30 Fası1. 21.00 Filim müziği (pil. 21.15 Semai ve şarkılar, 21.30 Dnns müziği (pL>. 22 15 Yurtta spor. 22,30 Dans müziği (PİJ, ,22,45 M. 8 »yarı Haberler.
Ticaret Bakanı B. Raif Karadeniz dün mıntaka ticaret müdürlüğünde Bakanlığı İlgilendiren hususlara dalı gazetecilere aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
— İstanbul'a gelişim burada Ticaret Bakanlığına bağlı müesseseler! yakından görmek ve Bakanlığı ilgilendiren konular üzerinde incelemeler yapmak İhtiyacından doğmuştur. Mümkün olan şekilde bu İncelemeleri yapmış, alâkadarlarla temas etmiş bulunuyorum.
Herkesin İstediği; ekonomi hayatımızda mevcut olan türlü kayıtların kaldırıl ması, İşlerin serbes şekilde cereyanına İmkân verilmesidir. Bu yalnız bizim değil, bütün dünyanın istediği bir şeydir. Fakat bu henüz sadece bir İstek halindedir. Malûm olan birşey varsa o da bu kayıtların dünya yüzünde devam etmekte bulunmasıdır.
Bu durum karşısında bize düşen vazife, İç ve dış pazarlardaki inkişafları yakından takibederek ekonomik faaliyetlerimizi daraltan bu kayıtları İmkân elverdiği nispette hafifletmek ve vazgeçilmesi mümkün olanları büsbütün ortadan, kaldırmak olacaktır.
Dış ticaretimizdeki kayıtlara gelince, bunlar da milletlerarası münasebetlerdeki gelişmelerle mütenazır olarak ayarlanacaktır. İşte bu esaslar, bizim yürüyeceğimiz yollardır. Umumi şekilde bu noktaları belirttikten sonra şimdi size günlük meselelerimiz hakkında da malûmat vereyim:
Toprak Mahsulleri ofisi
Umumi efkâr, toprak mahsulleri ofisinin İşleri ile İlgilenmektedir. Bir kısım gazetelerde bu müessesenln İyi çalışmadığı ve stoklarının çürütüldüğü şeklinde yazılar çıkmıştır. Hepinizin bildiği gibi hükümet, halkın ve ordunun iaşesini sağlamak İçin süratle ve geniş ölçüde hububat stokları yapmak zorunda kalmıştır. Halbuki memleket harbden evıtl bu ha-c.mde stoklar vücuda getirecek şekilde hazır değildi. Hububatı iyi muhafaza edecek silo ve ambarlar mahduttu. Toprak ofisi teşkilâtı küçüktü. Vazifeler, İmkânlardan daha süratle artınca, bazı tasımlarda kaçınılması mümkün olmıyan aksaklıklarla karşılaşıldı. Bu aksaklıklardan size bir misal vereyim;
Ofisin elindeki pirinç stoklarından bir kısmı uzun zaman muhafaza edilmiş olmak zaruretinden dolayı ,.v ______ hafif bir koku peyda etti. Ofis, bun-
Kardeşlere yün ipliği. Sultanhamam I 'arı partiler halinde İstanbul'da ti-Cad. 12 de Atana? Papadopulo’ya yün carl tahliller laboratuarında ve An-• ----- - Refik saydam hıfzıssıhha ens-
titüsünde muayene ettirerek İnsan sıhhatine muzır olmadıklarını tesblt ettirdikten sonra ucuz flatle piyasaya çıkardı. Bundan başka belki de diğer bazı maddeler İçin buna benzer muameleler yapmak zorunda kalacaktır. Fakat bununla beraber toprak ofisi artan İşlerinin hacimleri İle mütenasiben her bakımdan takviye edilmiştir. Teşkilâtı tamamlatılmak, tesisleri tekemmül ettirilmek sureti- . le geniş ödevini her gün biraz daha İyi başaran bir müessese haline girmekte bulunduğunu İfade etmeliyim.
Ofisin kendini zarardan vikaye İçin elinde çürüyen hububata ekmeğe ka- ı rıştırmak suretile halka yedirmek İstediğinden de bahsedildi. Cumhuriyet Tiirklyeslnde halkın sıhhati bü- . tiin maddi varlıkların üstünde bir , kıymettir. Bu kıymeti korumak baş : ödevimizdir. Hiç bir devlet müessese-sinin bu ödevi ihmal edeceğini zan-netmemellylz. Size verdiğim pirinç misali ofisin bu ödev üstündeki has-«aslyetlnt belirtmektedir.
Ticaret birliklerinin 1
ı durumu ı
Burada birlikler mevzuunu da tet- j kik ettim- Bu teşekküllere hükümetin dış ticaret faaliyetlerimizin tanzim '■ ve murakabesinin organları denebl- I lir. Hükümetin bu işi tanzim ve mü- ’ rakabe zarureti herkesçe teslim edil- ( dlgi üzere devam etmektedir. Hepiniz ı biliyorsunuz, İthalât İmkânları az ' olan bir memleketiz. Norma! zaman- i lorda bile ihtiyaçlarımız İştira huv-Yetimizin fevkinde bulunuyordu. Bu ( yüzden yabancı ülkelerden İthalât 1 yaparken ehemmi mühlmme, ucuzu 1 pahalıya tercihe dalma mecbur olu- ı yoruz. Bu İşlerde İse hükümetin tüc- t w_. carla İşbirliği yapmasını faydalı görü- sonra yazınız. Bunu yaptığınız tak-yorıız. işte, bugünkü birliklerimiz bu dlrd belki tirajınız artmaz amma, İşbirliğinin bir formülüdür. Bunların] o asının İtibarı artar. Ve bundan da
Yabancı dil öğretmeni yetiştirilecek
Milli Eğitim Bakanlığı bugün orta öğretim okullarında şiddetle hissedilen yabancı dil öğretmeni yetiştirmek üzere yeni bLr karar vermiştir. Bu karara göre, öğretmen okullarına seçildiği şekilde talebeler ayrılacaktır. Bunlar ortaokulların gerek ders bakımından, gerek ahlâk bakımından r iyi öğrencilerinden olacaklar ve lisan öğretmeni olarak yetiştirileceklerdir. Lisan öğretmen! yetiştirmek İçin şimdilik iki yerde öğretmen okullarına hususi kısımlar İlâve edilecektir. Bunlardan birisi İzmir kız öğretmen okulunda, diğeri de Balıkesir Necati Bey öğretmen okulunda olacaktır. Bu okulları basarı 11e bitiren öğrencili İstanbul Üniversitesinin filoloji kısmında öğretimlerini tamamlı yarak ortaokullarla liselerde öğretmenlik yapacaklardır.
Satışa çıkarılan ithal malları
Beyoğlu İstiklâl caddesinde Arşimt-dls müessesesine kaynak malzemesi, Sirkeci Demir kapı da Şark İspençiyari lâboratuvanna emetin hldroklor, Sirkeci Nur Han'da Turyağ Ltd şirketine kostik soda, Çlçekpazarında Refik Pürüngüz ve S. Kuşcana âdi pencere camı. Mahmut paşa 220 de Dilber
kaşkol. Bahçekapı Anadolu Han'da İzmir manifaturaya basma.
Yeni dört otobüsün motörleri çatlak imiş
Tramvay idaresinin İsveçten gelen dört otobüsünün gümrük muamelesi tamamlanmıştır. Ancak bundan evvel gelen ve şimdi Taksim - Boğaz seferlerinde kulllanılan otobüste olduğu gibi, bu dört otobüsün de motö-rünün İsveçte uzun müddet su içinde kalması bir takım çatlaklıklara sebe-bolduğu yapılan muayene neticesinde anlaşılmıştır. Tramvay idaresi, bu çatlaklıklar esaslı surette tamir edilmeden arabaların işUyemlyeceklerlnl anlamış ve tamir işine hemen başlamıştır. Bu bakımdan yeni dört otobüs ancak 15 gün sonra servise konulabilecektir tik otobüs de aynı surette tamir edilmişti,_______
B. Haşan Âli Yücel yarın bekleniyor
Milli eğitim müdürü B Halil Vedat Fıratlının pazartesi’ günü Ankaradan şehrimize gelmesi kuvvetle muhtemeldir Millî Eğitim Bakanı B. Haşan Ali Yücel de o gtin şehrimizde beklenmektedir.
Millî eğitim müdürü ve Millî eğitim müdürlüğü mensuplan Fenerbahcede bîr ay kadar devam edecek olan çadırlı bir kamp kuracaklardır. Kampta Milli Eğl-hat lan
Bakanı da bir müddet istlra-edecektlr Kampın hazırllk-sona ermek üzeredir,
Sivasta ilkokul mezunları
Sivas 13 /A A.) — Bu yıl İlkokulu bitirip diploma alan öğrenci sayısı 1370 dir.
: ştlerl çofc ve hakikaten çetin olduğu ı için dalma şikâyetleri muclb olmak: tadır. Bu şikâyetlerle meşgul oldum.
■ Bizzat dinledim. Bir çoklarının haklı olduğunu gördüm. Bunların hepsi
. işlerin gecikmesi, formalitelerin çokluğu gibi tatbikata ait aksakhklar-. dan neşet ediyor. Lâkin hiç birisi bir. ilklerin esas mevcudiyetine mütaallık değildir. Tatbikat usul ve noksanla, r in dan çoğunun ıslahım mümkün gö-, rüyorum. İşleri geciktiren formalite merhalelerinin çokluğunu da biliyorum. Bunlardan bizim elimizde olan ’ kısımların azaltılmasına çalışacağız. 1 Bugüne kadar kİ tecrübeleri bu saha’ da tüccala İşbirliğinden vazgeçme’ mizl gerektirecek mahiyette addet-‘ miyorum.
ı Zeytinyağı meselesi
' Günün meselelerinden birisi de ' zeytinyağı İşidir. Ticaret Bakanlığı, bu meseleyi sadece zeytinyağı işi ı olmaktan çıkararak memleketin yağ • İhtiyacı konusu halinde ele almıştır. ' Bu konu üzerinde önümüzdeki mevsim için hazırladığımız esaslar bu
■ ayın 23 ünde Ankara’da toplanacak 1 olan yağ fabrikatörler), t İcar «t oda; lan, İlgili bakanlıklar mümessillerinden mürekkep bir mütehassıslar heyetinin tetkikinden geçtikten sonra kesin kararlara bağlanacaktır. Yeni mahsul mevsiminden İtibaren bu kararların tatbikine geçeceğiz.
Yeni mahsul mevsimine kadar ordunun yağ İhtiyacı tamamen temin edilmiştir. Üç büyük şehrimizde her nüfus başına yarımşar litre zeytinyağı dağıtılması işini de sağlama bağlamış bulunuyoruz.
İhtikârla mücadele
İştigal mevzıılarımızdan birisi de ihtikârla mücadeledir. Bu mücadeleyi biri İktisadi diğeri zecri olmak üzere iki yönden devam ettirmekteyiz. İktisadi tedbirlerimiz meyanın-da byhassa miktarları az olduklarından dolayı İhtiyacını karşılayamtyan esaslı maddelerin hariçten tedarikine ehemmiyet vermekteyiz.
Zecri tedbirlerimize gelince; milli korunma kontrolörlerinin ihtikâr yapanları adalete teslim yolundaki ödevlerini daha verimli bir hale getirmek İçin yeni bLr kararla bunları valiler emrinden çıkararak Bakanlığımıza bağlamış bulunuyoruz. Bu 3uretle kontrol faaliyetinin bir merkezden İdaresi ve teknik şekilde çatışılarak mücade veriminin artması sağlanmış oluyor. İstanbul’da birlikler ve vilâyet milli korunma kontrolörleri bundan sonra bir başa bağlı olacak ve kırk kişilik bir ekip halinde çalışacaktır. Namuslu, seciyeli ve gayretli arkadaşları seçmekte büyük titizlik göstereceğiz.
Tacirlerle temas
İstanbul’daki tetkik zamanlarımın mühim bir kısmını birliklerde ve ticaret odasında tüccar arkadaşlarla İstişarelere hasrettim. Bu temaslarım da İyi İntibalar bıraktı. Görüştüğüm tüccar arkadaşların her birisini memieketlp um«mî İktisadi meseleler üzerinde düşünür, muhakeme yürütür, çareler arar durumda buldum. Fırsat elverdikçe bu temaslara devam etmenin faydalı olacağına kaniim. Pazartesi günü üç büyük ticaret odasının müşterek toplantısında bizzat bulunamıyacağun. Bu toplantıyı yapacak olan arkadaşlardan Bakanlığın bu sıralarda meşgul bulunduğu bazı konular üzerinde tetkikler yapılmasını rica ettim. *
Gazetelerin neşriyatı
Siz gazetecilerle konuşurken, gazeteciliğe alt bir noktaya da temas ct- ; m et istiyorum. Ticaret Bakanlığına ; bağlı teşekküller hakkında yazdıkla- | rınızla yakından ve günü gününe ; meşgul oluyorum. Tenkitleriniz nıüs- 1 pet olduğu müddetçe bandan fayda- ( lanıyorum. Bozan bu teşekküllerde yolsuzluklar olduğu haklındaki İh- ( barlar fibrinde de bizzat duruyorum. 1 Çok kere yaptırdığım tahkikat neti- 1 ceslnde bu haberlerin mühim bir kıs- ] minin hakikate ya hiç uymadığını 1 veya çok mübalâğalandırılmış olduğunu tesblt ediyorum. Gazete neşri- , yatını İnceden lnc#ye elemek İcabe- f diyor. Bizim eleklerimizin gözlerinin ( bir gün tıkanmaması için sizinle bir 1 İşbirliği yapalım. Bu kabil haberleri t ew-:l& bir kere siz de kendi eleğiniz- • den geçiriniz. Ve İcabederse ondan 1
Belediye, ekmeklerin birçok semtlerde bozuk çıkarılması üzerin^ yapılan şikâyetleri nazarı itibara almış ve mesulleri tesblt etmek için dört ayrı sahada tetkikler yaptırmağa başlamıştır. Hilenin evvelâ onlann öğiitüldü-ğü fabrikalarda yapılacağı düşünülerek fabrikalarda öğütülen unlardan, son ofis tarafından fırınlara verilen çuvallı unların da hileli olabileceği düşüncesile bu çuvallardan, daha sonra fırıncıların ofis unlarını harman ederken bunlara başka evsafta un karıştırmaları ihtimali bulunduğundan bu harmanlardan ve nihayet eksik vezinli olarak hazırlanan ekmekleri hamur çıkarmak suretile vezinlerindeki noksanlığı kapamakta oldukları da akla geldiğinden fırınlarda satılan ekmeklerden birçok nümuneler alınmış ve klmyahapeye gönderilmiştir Kimyahaneden belediyeye gönderilecek bu dört ayn rapordan ekmeklerde hilenin nerede yapıldığı meydana çıkarılacaktır. Fırıncılar, umumiyetle ofis tarafından verilen unların iyi evsafta olmadığını söv!?- ' te iseler de bu İşte en çok f • cılarin mesul tutulmaları icabet-tiği şimdiye kadar yapılan incelemelerden anlaşılmaktadır. Halkın sağlığiyle oynıyanlar meydana çıkarılacak ve şiddetle cezalandırılacaktır.
* Vefa Gençlik kulübü dün Park otel salonunda saat 16 dan 19 a kadar devam eden bir çay tertlbetml^tlr. Çok samimi bir hava İçinde devam ederi çayda eski ve yeni birçok Vefalılar bir arada toplanmıştı.
İzmir’de
KARŞIYAKA
Büromuz yarın açılıyor.
YAPI ve KREDİ BANKASI A. Ş.
neticede hem siz, hem de halkçı rejimimiz fayda görür.»
Vekilin beyanatı burada bitiyor.
Millî korunma kontrolörlerinin vazifelerine nihayet verilecek
Öğrendiğimize göre aybaşından itibaren milli korunma kontrolörlüklerinin vazifelerine nihayet verilecektir. Bakanlık bu tarihten sonra bir kadro yaparak tebliğ edecektir. Vazifesinde muvaffakıyetslzllk gösterenlerle ehliyetsizlere yeni kadroda yer verllmlyecek, onların yerine yenileri geçirilecektir.
Ayın 23 ünde Ankara'da yağ durumunu incelemek üzere toplanacak olan yağcılar, zeytin yağcılar dan başka margarin, tur, nebati yağ ve sadeyağ fabrikatörleridir.
Ticaret Baktınl/ğı 510 numaralı kararnameyi incelemektedir. Yakında netice anlaşılarak tâdil İşine geçilecektir.
İthalât ve İhracat İşlerinin kolaylaştırılmasına, Amerika ve İngiltere' ye sipariş edilen veya satın alınan malların en kısa zamanda formalitelerini İkmal edebilmelerini temin için formül aranmaktadır.
Halkın milli korunma teşkilâtına yardımını sağlamak İçin Ticaret Bakanlığı bir takım zorlukları ortadan kaldırmağa karar vermiştir, ihbarı yapanlar — şimdi olduğu gibi — uzun boylu rahatsız edilmlyecekler-dlr.
Ticaret Bakanının tâolrlerle yaptığı toplantılara gazetecilerin alınmadığını yazmıştık. Bu hususu B Ralf Karadeniz'e hatırlatan bir muharririmize Bakan şu cevabı vermiştir:
«TSclrlerle yaptığım toplantılara gazetecilerin alınmam asına dair bir emir vermiş değilim. Bilâkis İstifadeli olan bu toplantılarda bulunmanızı arzu ederdim. Çünkü bu toplantılarda çok enteresan konularla karşılaşılmıştır. Eğer bana müracaat etmiş olsaydınız sizi derhal İçeriye alırdım. Bıından sonra bu gibi hâdl seferin tekerrürüne meydan verdir- , mlyeccğlm.»
Güzel konuşma meraklısı olan eski Yunanlıların zamanından bahsedilirken: «Sözün altın devri» derler. Buna karşılık bugünkü diinya «sözün teneke devrindir. Hattâ belki ondan da daha düşiik bir zamandayız.
Konuşmak. lâkırdı etmek, söz söylemek belki de dünyanın hiç bir devrinde bu kadar zavallılaş-mamış, bu derecede sönük, biçare, güdük bir hale gelmemiştir.
Halbuki daha düne kadar «güzel konuşmak» güzel sanatların en mühim bir şubesi haline geliyordu. Gittikçe gelişiyor, gittikçe tekemmül ediyor, hattâ öteki bir kısım güzel sanattan arkasında bırakacakmış gibi mühim bir durum alıyordu İnsanlar arasında harikulade büyük konuşma *,il-natkârları çıkıyorlardı ki Û söylerken hakikaten ağızlarmıGL içlerine baktırıyorlardı. YavâÇM yavaş yalnız «konuşma sanatkâfe lan» değil, herkes mümkün olduğu kadar, kıvırabildiği ve dıluıirÇ döndüğü derecede buna dikkatS ediyordu Zira tabiî hayatmıızd^ hiç bir güzel sanat, ne edebiyat® ne resim, ne musiki, ne tnimarîS* ne heykel bize bunun kadar ya© km değildir. Belki hepsine «gü(D zellik hayatımızda pek lüzumtt yok!» demek kabildir amma ko>s nuşmak öyle mi Ona dirsriO çevirmemize imkân yoktur. "0
Bu itibarla güzel konuşmakO) güzel sanatlar içinde en umııni^ rağbete ulaşması pek tabii olanı(|) dır- ö
Lâkin son harb fırtınası btr güzel sanata öyle bir tekme attı ki artık onun yerinden kalkmasına değil, kıpırdanmasına bile imkân yoktur.
En fakir diyarından, en zengin memleketlere kadar bütün bir dünya bugün ne zavallı bir halde konuşuyor. Kadrosu ne kadar dar, mevzuları ne derecede sefil ve biçare bir konuşma. Ana hattı yalnız gırtlak mesplesî! En büyük konusu sadece açlık ve sefalettir. Nerede eski engin konuşma mevzuları?.. Nerede o alabildiğine. o ufuklar kadar geniş, uzanıp giden derinlik?.
Dört kişi bir araya gelince — en güzel konuşanlar da dahil — şöyle ışıl ışıl iki cümle işitip, bir şiirin, bir resmin, bir musikinin verdiği güzel heyecanı tatmak bugün kabil değildir.
Söz artık, yediği bu darbeden sonra eski haline de gelemez.
Dünyanın bundan sonra Pe-rikles’ler, Demosten’ler, Eşin’ler çıkarması beklenemez...
Söz, altın çağını değil teneke devrini yaşıyor
Hikmet Feridun Es
Kayışdağı yangını faili yakalandı
Kayışdağındaki fundalıkların tutuşmaslle meydana gelen yangının mesulleri aranmakta İdi. Dün tçerenköyiınde Osman isminde birinin bu yangına sebsp olduğu anlaşılması üzerine Osman tevkif edilmiştir, Üç gün devam ettikten sonra evvelki gün söndürülen Kartal yangınına " sebep olanlar aranmaktadır.
Üç ticaret odasının kongresi İzmir. Ankara ve İstanbul caret odaları mümessillerinin
da
ti-iştiraki İle pazartesi gününden itibaren başlıyacak olan ticaret odaları kongresine Ticaret Bakanlığınca önem verilmektedir. Mümessiller, toplantılardan sonra Ankarada yapılacak olan yağ fabrikatörleri toplantısında da bulunacaklardır.
Alman hastanesinde yatan hastalar üç gün evvel çıkan bir yangın neticesinde üst katı kısmen yanan Alman hastanesinde 29 hasta yatmakta İdi. Bunlardan birisi yangım mütaa-kıp evine gönderilmiştir. Geri kalan hastalardan 5 i Şişil Etfal hastanesine, 5 1 Amerikan hastanesine, 10 u İtalyan hastanesine, 3 ü Marmara kliniğine, 3 ü de Gümüşsüyü kliniğine yatırılmıştır, geri kalan İki hasta da Beyoğlu hastanesinde yatmaktadırlar. Bunlardan biri yangının çıktığı gün apandisitten, diğer! de gene o gün fıtıktan ameliyat olmuşlardı. Hastaların hepsinin sıhhati yerlnde-dlr. Nakledilen hastalara Sağlık müdürünün ve diğer hastane doktor ve başdoktorlanmn yakın alflkalarlle derhal yerler temin edilmiştir.
Alman hastanesinde 88 yatak vardı.
Şahit? 4
Tanca nasıl bir yerdir? Milletler arası idare nasıl kurulmuştur?
Almanya imparatoru ikinci Vilhelm’in 1905’de Tanca’ya seyahati ve söylediği nutuk
Tanca limanından bir göriinüş
rLnln tahakkuk etmesine itiraz etml-yeceğlnl temin eylemişti.
Bütün bu görüşmelerden Almanya haberdar edilmemişti. Gerçi Almanya, Fransanm müstemlekecilik siyasetine aleyhtar değildi. Hattâ Bls-mark, Fransa Alsas Loren'l almağı tekrar düşünmesin, gözlerini Rhin nehrinden çeksin diye Fransanm müstemlekeciliğine taraftardı Fakat 1905 te Başvekil bulunan BulöW bu fikirde değildi. Fransanm Avrupaya yakın yerlerde mühim kuvvetler temin etmesini hoş görmüyordu. Sonra bu zengin kaynaklardan kendisi de lktlsaden olsun, faydalanmak İstiyordu.
İşte bu düşünceler üzerine Alman İmparatoru İkinci Wllhelm, Akdeniz -de bir gezinti yaparken, 1905 senesi martının 31 İnci günü sabahı Tanca limanına uğradı. Fas'taki Alman maslahatgüzarı Kiihlmann tarafından karşılandı ve karaya çıkaıak beyaz bir at üzerinde şehirde bir gezinti yaptı. İmparator bu esnada Belediye dairesine uğrıyarak burada bir nutuk söyledi. Nutkun hulâsası şu İdi!
Almanya, Fas'ı müstakil bir hükümet tanır. Bu hükümetin İstiklâlini ihlâl edecek hareketler olur, Fransız askerleri Fas hududunu geçerse Alman kuvvetleri de Rhln nehrini aşarak Fransız topraklarına gireceklerdir.!
Bu nutuk dünyanın her tarafında bomba gibi patladn. Bilhassa Fransa-da büyük telâşa sebeboldu. Bu telâş neticesinde, kabine değişikliklerine rağmen, uzun sençlerdenberl İş başında bulunan ve Fransız politikasını İdare eden Dış İşleri Bakanı DeIcass«Ş istifa etmeğe mecbur oldu.
Elcezire konferansı
Ortalık bir parça sükûn bulunca devletler arasında Fas meselesi hakkında görüşmeler başladı. Görüşmeler neticesinde Cebelüttarık boğazı üzerinde, İspanyanın Elcezire şehrinde bir konferansın toplanması kararlaştırıldı. Konferans 190(5 senesi ocak ayında toplandı. İngiltere, Fransa, İspanya ve İtalyadan başka Almanya da konferansa Iştlrftk etti. Görüşmeler üç ay sürdü. Neticede Fas'ın mülki bütünlüğüne, sultanın istiklâline riayet edilmesi kararlaştırıldı. Fakat Fas'ta sükûn ve intizamın temini İşi Fransızlarla tspanyollara bırakıldı. Bu karar 7 nisan 1906 da ilân edildi.
Bu suretle Fransa gene Fas'a hâkim oluyordu. Almanyanın buna muvafakat etmesi, ötedenberl şiddetli bir Alman düşmanı olarak tanınan Del-casse'nln düşmesi, Fransa'nın muhtelif meselelerde Almanyaya miisaade-kârlık göstermesi neticesi İdi.
Elcezire konferansından sonra Fransa, Fas’ta çıkan bazı karışıklıklar üzerine, buraya asker şevketti, Fas’ı İşgal etmeğe başladı. Almanya iptida ses çıkarmadı, fakat. 1911 de Agadlr limanına Panther gambotunu göndererek, Fas'a müstakil bir memleket muamelesi yaptı. Fransa’da yeniden telâş başgösterdl. Yapılan görüşmeler üzerine 4 ocak 1911 de Al-manya ile yen! ve daha geniş bir anlaşma yapıldı. Bu anlaşma mucibince Almanya, Fransaya Fas'ta meydanı boş bırkıyordu.
Fransa bundan sonra işgal hareketine devam etti. Fakat bu sırada kanlı çarpışmalar oldu. 1914 te Fransa, Fas'taki bütün kuvvetlerini çekmeğe, Avrupa harb sahnesine göndermeğe mecbur kaldı. Fas umumi valisi olan Lyautey, buna rağmen memleketi İyi idare etti, arasına başgösteren küçük kıyamları; bastırdı. 1018 de Fas'ta İç harb bitti.
Tancanın idaresi
Elcezire konferansı Fas'ın mülkî ta-mamlyetlni tanımakla beraber Tan-ca"yı bundan İstisna etti ve bu şehirde milletlerarası bir idare kurdu. Verilen karar mucibince Tanca serbes şehir ilân edildi. Şehir Belediye meclisinin idaresi altına verildi. Belediye seçimine şehir ahalisini teşkil eden 20 millet, iştrftk ettiğinden, bu suretle şehir 20 millet tarafından İdare ediliyor demektir. Polis bir İngiliz, hudut muhafızları bir İtalyan subayının kontrolü altında bulunmakta, jan-
Bir müddettenberl gelen telgraflar Tanca meselesini halletmek türere bir konferansın toplanacağım haber veriyorlar. Evvelce konferansa İngiltere, Amerika, Fransa ve İspanyanın İştirak edeceği bildirilmişti. Son haberlere göre, Sovyetlcr Birliği de görüşmelerde bulunmak İstemiştir. Sovyet-lerln bu isteği diğer devletler tarafından tetkik edilmektedir.
Tanca meselesi nedir? Yapılacak toplantıda neler görüşülecektir?.. Bunu anlatmazdan evvel Tanca hakkında bazı malumat verelim:
Tanca limanı
Tanca, Fas'ın şimal batısında, Atlantik kıyısında, Cebelüttarık boğazının batı tarafına hâkim eski ve büyük bir Umandır. Nüfusu 70 bin kadardır, Şehir bir tepenin eteğindedir. Binaları beyaz ve kârgir, sokakları muntzam. çarşısı, pazarı büyüktür. Tanca bir zamanlar çok işlek bir limandı. Ortaçağda birçok İstilâlara uğradığından sönmilş, fakat son 100 sene zarfında yeniden ehemmiyet kazanmıştır. Burada bir dalgakıran, rıhtımlar İnşa edilmiş, depolar yapılmış, Batı Afrlkaya, yahut Güney Amerlkaya giden vapurların çoğu buraya uğramağa başlamıştır.
Tanea'iun çarşı pazarı çok kalabalıktır. Burada birçok kahvehaneler vardır. Yerli halk boş vakitlerini bu kahvehanelerde kahve, nargile içmekle geçirir. AvrupalIlar İse rıhtımda garp tarzında yapılmış gazinolarda, barlarda eğlenirler.
Tanca‘nın 70 bin nüfusunun 50 bini Araptır, Bundan sonra îspanyoll ar gelir. İspanyolların miktarı 10 - 12 bindir. Şehirde 1500 Fransız, 800 İngiliz. 800 İtalyan, 1000 kadar da muhtelif milletlere mensup AvrupalI vardır. Şehirde oturanlar 20 millete mensupturlar.
İspanya İç harbi esnasında İspaa-yollar iki kısma ayrılmışlardı. Bir kısmı Madrid hükümetini, bir kısmı İse FrancoYu tutuyordu. Blrlblrlne düşman göziyle bakan bu İspanyoJlar arasında kavga, dövüş eksik değildi. Bu hal senelerce sürdü. Nihayet Franco galip gelince, Madrid hükümetine taraftar olanlar Tanca'dan ayrılmağa başladılar. Bunlardan bir kısmı Mekslkaya, bir kısmı Amerlkaya Bir kısmı da Fransız Fasındaki Ka-zabianka Umanına gittiler. Tancahın yerU halkı bütün AvrupalIlarla hoş geçinir yalnız İtalyanları sevmez. Bunun sebebi Trablus’ta yeril halkı evlerinden, topraklarından çıkararak buralara zorla İtalyan muhaciri yerleştirmesidir. Kalyanın bir müslüman memleketi olan Arnavutluğa tecavüzü de fena tesir yapmış. İtalya aleyhindeki cereyanı arttırmıştır.
İlk ihtilâf
Asırlarca Sükûnet içinde yaşamış olan Tanca'nın şöhret kazanması ve adının her tarafta duyulması 1905 senesinde başlamıştır. Fransa, yirminci asrın iptidalarında Fas’a sulh yollle girerek bu memlekette yerleşmeğe, İdareyi dine almağa ve Fas’ın zengin kaynaklarından yalnız kendisi İstifade etmeğe çalışıyordu. Fransa, bu teşebbüsünde muvaffak olmak İçin Fas sultanının ismen hâkimiyetini kabul ediyordu. Sultanla yaptığı anlaşmalar mucibince İdare makinesinin mühim bir kısmını eline almıştı. Son olarak Fas ordusunu da Fransız zabitlerinin kumandası altına vermek istiyordu.
Fransa Fas sultanlle bu yolda görüşmeler yapar, Fas'ı himayesi altına alırken, İngiltere, İtalya ve İspanyaya müracaatta bunların muvafakatlerini elde etmiştir. Fransanm bu üç devlete başvurması İngllterenln Cebe-Klttarık.takl mevkii, İspanyanın Fasın kuzeyinde Melllâ ve Ceuta limanlarına sahlbolmaaı, İtalyanın Afrlkadakl genişlemek emeli yüzündendl. O zaman Fransız Dış Bakanı olan Del-cassA İngiltere İle samimi anlaşmayı yaparak İngilrenln Cebelüttarık'tâki imtiyazlı mevkiine dokunmak niyetinde olmadığına dair teminat vermişti. İspanyanın ses çıkaramamnsı için bu memlekete Fas'ın kuzey kısmındaki Rlf sahasını vadetmlş, İtal-yaya da Trablus hakksndakl emelle-
Rejimimizin bir prensibine gö-je devlete, endüstri sahasında da bir vazife verilmiş bulunmaktadır: Fertlerin yapamıyacakları fabrikaları kurmak.
Esas gaye sade ve açıktır. Fakat tatbikat müteşebbisleri ve sermaye salı iplerini tereddüde, hazan istlnkâfa sevk edicidir. Fert He devlete ayrılarım, hudutlarını, prensip gayet İyi çizdiği halde neden bir müphemiyet havası esmektedir?
Şimdiye kadar «Devlet sanayii» mefhumu hükümetçe bir türlü, fertlerce başka türlü anlaş! Imaktdaır, Devlet ancak Sümerbank manzumesine giren fabrikaları İktisadî devletçilik mahsulü saymaktadır. Halbuki fertler, gerek Sümerbank, gerek Tekel fabrikalarını bir kül olarak mütalâa etmektedirler. Bu İkinci görüş belki daha doğrudur. Her halde devletin bütün şubeleri aynı esas prensiplere uymak mecburiyetindedirler. Devlet ancak ve ancak fertlerin başaramı-yacağı işleri, fabrikaları kuracağına görg, hiç bir zaman aynı bir iş ve mamul için İki sanayi arasında rekabet, maddeten, mümkün olmamak gerektir, çünkü ancak aynı sahada çalışanlar arasmda rekabet olur.
Nazarî olarak, prensip İtibari-le böyle olmak lâzım geldiği halde, devlet sanayiinin rekabeti, ezici rekabeti hakkında yükselen şikâyetler nedir?
Tatbikat ekseriya nazariyata uymuyor. Tekel İdaresi, uzun zamandan beri fertler tarafından idare edilen bazı sahalara, hususî ticaret âleminde gayri meşru rekabet sayılabilecek şekillerde, kol uzatmakta İmiş.
Eğer daha iyi ve daha ucuz mal vermek gayesi tam ticarî bir zihniyet İle takibedilse müstehlikin menfaati bakımından bu teşebbüsler bir dereceye kadar müdafaa edilebilir. Fakat satıcılar üzerinde herhangi bir tazyik yapılarak, meselâ Tekel’in gazozları alınmaz ise. bira da verilmez gibi tehdit yollarına sapılır ise, iş dürüst rekabet hudutlarını aşmış olur. Memlekette yapılacak o kadar İş varken, fertler tarafından kurulmuş bulunan işleri ezip yıkacak tarzda hareket, her halde mevzuun tam vüzuh İle anlaşılmadığını gösterir,
Tekel’in takibettiği gelişme siyaseti, hususî teşebbüse karşı alınan vaziyet yüzünden, İktisadî devletçiliğimize çizilmiş olan hu-
darmaya bir Fransız bir İspanyol subayı kumanda etmektedir. Jandarma kuvveti 250 yerli Araptan mürekkeptir. iki bölüğe ayrılan jandarmanın talim ve terbiyesi blrlblrlne tamamen zıttır. Fransız subayının kumanda ettiği bölükte silâhlar sağ omuzda, İspanyol subay nın bölüğünde İse sol omuzdadır. Bu hal geçit resimlerinde göze çok garip görünmektedir.
Tancada mllleterarası İdare şekli 1940 senesine kadar sürdü. 1940 ta İspanya milletlerarası idare şekline son vererek Tancayı İspanyol Fasına ilhak etti. Bu hareketi o zaman sadece protesto eden İngiltere ve Fransa şimdi şiddetli teşebbüslere geçtiler ve Tanca'da tekrar eski nizamın İade edilmesini İstediler. Yeni yapılacak toplantı bu şehre gene milletlerarası idare vermek içindir.
BULMACA
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Dördüncü Murat.
2 — Cilt hastası - Birinci harfine bir kuyruk takılırsa buğdayile meşhur bir kasabamızdır.
3 — Bir nevî şiir yazan.
4 —■ Tekdir etmek
5 — İlletler - Şatr-ınç ıstılahlarından.
6 — Ters! Kaplan kalaylar - Nota,
7 — Bir hayvan hastalığı - Nalıncı âleti.
8 — Tersi küreğin arkadaşıdır -Zevk.
9 — Kafaya nazaran bir insan ırkı.
10 — Sonuna «E» gelirse yardım demektir- Sıralanmış.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa v« yukarıdan aşağı:
1 — Yalovasuyu, 2 — Arayıbozan. 3 — Lâfazan. Pu, 4 — Oyalı, Kart, 5 — Vızıldamak, 6 — Aba, Dlrlka, 7 — Son karar, 8 — Uz, Amiral, 9 — Yaprak, Lâf. 10 — Unutkan. Fa.
Acıklı bir ölüm
Mütekait mülkiye kaymakamlarından merhum Cemal Duran ve Saffet Duranın kızları Hopa Sümerbank şeflerinden Macld Duran ile Muazzez Duran’ın hemşireleri ve Cumhur Başkanlığı kalemi mahsus memurlarından Selim Arunun eşi
MELİHA ARU
13/7/945 gecesi Haydarpaşa NÜmune hasüahaneslnde rahmeti rahmana kavuşmuştur. Cenazesi 15/7/945 tarihine müsadif pazar günü Haydarpaşa iskelesinden eaat 11 de hareket edecek 55 numaralı vapur İle Bilyiik-adaya nakledilip öğle vakti namazı kılındıktan sonra vasiyeti mucibince merhum babası yanına defnedilecektir. Bütün ahlâk güzelliklerini nefsinde toplunuş olan merhumenin pek genç yaşta vuku bulan bu üfulü ebedisi ailesini ve kendisini tanıyanları büyük kederlere garketmiştlr. Merhumeye Tanrıdan gani gûnl rahmet diler ve kederdide ailesine sabırlar dileriz.
14 temmuz Fransız millî bayramı
Londra 14 (R.) — 14 temmuz Fransız milli bayramının dün gece yarısından itibaren, halkın sokaklarda, şarkılar söylemesi, dansa başlamasile kutlanmağa başlanmıştır
Fransız kadınları kara borsa ile mücadele için and içtiler
Londra 13 (A.A.) — Brltanova
ajansının Paris muhabiri bildiriyor:
Fransız ev kadınları ile bir kaç ay evvelsine kadar Buchenıvald kampında ölümle pençeleşen İnsanlar, kara borsaya açıkça harb İlân etmişlerdir. Bunlar, Fransa'yı boğan ve onun normal hayata kavuşmasına engel olan kimseleri ortadan kaldırmaya karar vermişlerdir. 24 saat şartında 50 bin ev kadını bu fâsit daireyi imha (?lmek için and içmiş-tli*.
Büyük tüccarlarla küçük esnaf çok sinirli görünmektedirler. Kara borsaya karşı girişilen bu savaş Paris' ı ten bütün Fransa’ya yayılmak isti-, - dadını göatermelrtrdlr.
A HJ IM
Devlet ve sanayi
dutlara tamamen rlayetkâr görünmemektedir.
Bazen rekabet İçin değil, olağanüstü hallerden İstifade edilerek bazı fabrikalara Tekel İdaresince el konduğu da vakidlr. Bu yüzdendir kİ sennayo sahipleri, yeni fabrikalar kurmak istiyen-ler, yalnız Sümerbank plânlarını değil, aynı zamanda ve bilhassa «Tekeln în kendilerince ölçüsüz sayılan gelişme imkânlarını hesaba katmak mecburiyetindedirler,
Sümerbank tarafından kurulacak yeni fabrikalara gelince: Bunlar için de bir plân yapmak, şahsî teşebbüse bırakılacak İşleri katî olarak tesbît etmek zamanı gelmiştir. Hattâ bizce, muhtelif vesilelerle yazdığımız gibi, Sümerbank münhasıran bir kurucu, başlayıcı olmalıdır. Herhangi bir fabrikası kendi kendine yaşıyabi-Ilr bir vaziyete girince bunu kısmen husûsî sermayeye devretmeli ve bu sayede elde edecğl memba! arla memleketin sınaî İnkişafını temin edici yeni müesseseler kurmalıdır.
Devlet fabrikaları bir kâr, irad vasıtası olmaktan ziyade ve belki münhasıran memleketin medenî çehresini değiştirmek, yaşayış seviyesini yükseltmek maksadile kurulmaktadır. Devlet bu işde tüccar değil, yol gösterici, hazırlayıcı, hususî İş hayatının yardımcısı olmalıdır Eğer yukarıdaki düşüncelerimiz doğru ise ve iktisat siyasetimizi İdare edenlerin fikirlerine uygun ise, zihinlerdeki müphemiyeti. tereddüdü ortadan kaMtmak güç olmasa gerektir.
Sermaye istikrar ve emniyet ister, bu iki unsurun bulunduğu yere cömertlikle akar. Fakat emniyet etmediği sahalara, en kuvvetli cebir vasıtaları da kullanılsa, girmez. Her halde memlekette teraküm etmiş olan büyük sermayeleri millî kalkınmamız İçin işletebilmek üzere devlet endüstrisini, Bakanlık farkı gözetmeksizin, bir kül olarak mütalâa etmek ve ferde bırakılacak, daha doğrusu bırakılmıyacak sahaları açık, ve katî olarak htıdutlandır-mak lâzımdır.
Devlet, iş hayatını İstilâ edici bir rakip değil, fakat memleketin çalışma İmkânlarını arttıran bir kurucudur. Böyle olduğuna bütün alâkalılar inanmalı, inan-dınlmahdıriar.
Cevat Nizami
Papazyan Biçki Yurdu mezunları
Maarif mümeyyizleri önünde yapılan İmtihanlarda muvaffakiyetle geçen mezunlar grupudur.
Ortada oturan müdürleri bayan papazyandır. Yaz devresine alt kayıtlar açıktır.
Deprem işleri bürosu iyi çalışıyor
Ankara 14 (Telefonla) — Bayındırlık Bakanlığı Deprem işleri bürosu, zelzelenin, yurdumuzdaki, zararlarını önlemek hususunda sistemli şekilde çalışmaktadır. Büro, bu çalışmalarında en İleri teknik metotlardan faydalanmaktadır. Çeşitli bölgelerdeki hususiyetlere uygun şekilde depreme dayanabilecek binaların yapılmasına başlanmıştır. Bu suretle yurdumuzda yeni bir inşaat sistemi doğmuş bulunmaktadır. 1945 yılı bütçesinden ayrılan 5,500,000 lira ödenek en faydalı şekilde harcanmaktadır. Evvelâ Adanada bir Adalet sarayı yapılacaktır, Bu bina 500 bin liradan fazlaya malolacaktır. Bundan sonra da deprem bölgelerinde yapılacak ilkokul ve hükümet binalarının projeleri müsabakaya çıkarılacaktır.
15 Temmuz 1045
Amerikadaki 17,000 A İman esiri için yeni bir tedrisat programı hazırlanıyor
Birleşik Amerikadaki Alman esirlerinin Nazi felsefesi! e İlgili âdetlerini ortadan kaldırmak için mufassal bir öğretim program hazırlanmıştır. Harvard, John Hopkins ve Stanford gibi çok tanınmış fakülteler de dahil olmak üzere başlıca 100 Amerikan üniversitesi tru sahada ordu ile işbirliği yapmağa hazır oldukların! bildirmişlerdir.
Bu projeye göre Birleşik Amerikadaki 150 kampta bulunan 170.000 Alman esiri yeni bir talim ve terbiyeye tâbi tutulacaktı r_ Geçen sonbaharda bu programın muhtelif safhaları hazır-lahmış bulunuyordu. Almanlar kayıtsız şartsız teslim olduktan sonra programın tamamlanmasına başlanmıştır.
Yukarda sözü geçen, üniversiteler bu iş için müşaverede bulunmak üzere bir komite teşkil etmiştir Diğer taraftan bazı üniversiteler de konferans serîleri hazırlamıştır.
Birleşik Amerikada ordu mensuplan Alman-esirlerine İngiliz lisanını öğretmesini programın ehemmiyetli bir safhası olarak kabul etmişlerdir.
Bu gayeyi tahakkuk ettirmek için gayet basit bir metod tatbik sahasına konmuşur. Alman esirinin kendi dilinde okuyacağı bir cümleyi ordu öğretmeni İngilizce olarak tekrar edecektir.

Nebatları büyük bir süratle büyüten kimyevî bir madde
Birleşik Amerikada Colchicino isminde yeni bir kimyevî madde bulunmuştur. Bu yeni madde sayesinde bir çok nebatların üreme kudretleri büyük mikyasta artacaktır. North Carolina üniversitesine mensup Earl H. Nevvco-mer’e göre bu maddeden az bir miktar kullanıldığı takdirde bir çok nebatların büyüme süratleri büyük mikyasta artmaktadır.
Newcomer, her gün genç meşe ve kestane ağaçlarının büyüme yerlerine bu maddeden bîr damla damlatıyordu. Bazı durumlarda bu tedavi elverişli neticeler vermemiştir. Fakat, bazı vaziyetlerde ağaçlar normal durumdan iki kere daha büyük bir süratle büyümüşlerdir
Meydanların etrafındaki binalar
Dükkân, mağaza, gazino olabilecek
İstanbul'un imar plânında meydan ve yeşil saha olarak gösterilen yerlerin etrafında inşa edilecek binaların mutlaka mesken olması İcabetmek-tedir. Bu mecburiyet, yapı yollar kanunu talimatnamesine ek talimatnamenin üçüncü maddeslle konulmuştur. Halbuki yeşil sahalara meydanların etrafında yapılacak inşaatın behemehal mesken olmasından iır.ar ve şehrin güzelliği bakımından bir zaruret görülmemektedir. Ancak fabrika, imalâthane gibi gerek gürültü çıkaran, gerek bacasından gas ve duman neşreden binaların bu gibi yerlerde yapılması mahzurlu telâkki ediliyor. Esasen fabrika V* imalâthanelerin şehrin Haliç sahihle sur haricine alınması plâna girmiştir.
Meydanlarla yeşil sahaların etrafında yapılacak binalar İçinde mesken dışında olarak dükkân, mağaza, gazino gibi binaların da bulunması muvafık görülmektedir. Ancak meydanlarla yeşil sahaların etrafında kasap dükkânı, sebzeci gibi dükkânlar açılamıyacaktır. Belediye, ta-lımatnamfnin üçüncü maddesinin yalnız meskenlere hasred İlmemesi İçin tadilin! umumî meclise teklir etmiştir- Tadil teklifi meclisin pazartesi günkü toplantısında müzaker» edilecektir.
Toprak işleri genel müdürlüğü faaliyete geçti
Ankara 14 — Çlfçlyl topraklandırma kanununun ııygulanmaslle meşgul olacak Toprak işleri genel müdürlüğünün görev ve kuruluşu hakandaki kanun yürürlüğe girmiştir. Tarım Bakanlığı şimdi çlfçlyl topraklandırma kanununun uygulanma şeklini gösterecek tüzüğü hazırlamağa başlamıştır.
Toprak İşleri genel müdürlüğüne alt kadrolar tasdikten çıktıktan sonra çlfçlyl topraklandırma İşine en kısa | bir zamanda başlanacaktır.
HAFTA KONUŞMASI
Boğaziçi’nin can damarı
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLA-?:
Pendiğe had ar koca bir bölgeyi şenlendirerek Boğaziçini büsbütün ölüme mahkûm eden adam Hügnen adında bir Alman iş ajanıydı. Fakat sırasını getirdi, gene o adam Boğaziçini de kurtarmağa kalkıştı, muhakkak kurtaracaktı. Aksi tesadüf, dayandığı rejiminömrü vefa etmedi Boğaz tekrar ümitsiz, öksüz kaldı
İskender’in mezarı Alman imparatorundan niçm saklanmıştı?
Sıcakların bastığı bugünlerde, daha doğrusu önü m tizdeki iki aylık yaz mevsiminde insan pek bunaldı mı Boğaziçini düşünür, Boğaziçini özler. Fakat burnunun dibindeki o gerçek mânada yazlık semte gidemez... Olsa olsa gittiği zaman. dan kalma hâtıralarına dalar, hâtıralarile hayal yolundan serinlemeğe gayret eder.
Zaten çoktan beri, artık yaşı-yan bir Boğaziçi hemen hemen yok gibidir. Hattâ daha Periye vararak diyeceğim ki nice zamandır biz Boğaziçinden eski tarihin izsiz. esersiz, hayatsız kalmış bir şehri ve bir bölgesiymiş gibi hep »mazi» sile bahsederiz ; sönen saltanatlı çağlarını anar, eğlence âlemlerini över, şiirini söyleşir. hikâyelerini yazarız Şimdiki Boğaziçinden konuşana çokluk raslanmaz ve edebiyatta Boğaziçi bir realite sayılmaz; efsanedir. Sanki orada yaşayanlar ve iki kıyıyı şenlendi-renler bizim dedelerimizle ninelerimiz değildi... Bir takım ilâhlar veya su perileriydi.
Şehir bir yandan Pendiğe uzanıyor. Dünyanın her yerindeki deniz kıyısına benzeyen bir dar hat üstüne İnsanlar üşüşüyor, servetler harcanıyor, öte yandan uzun ve sıkıntılı mesafeler göze alınarak Meşrutiyetten önce ve sonra bir Yeşilköy vucut buluyor ve bir Bakırköy genişliyor, Fakat Boğaziçinden el ayak büsbütün çekilmlyorsa bile gelişme de olamıyor. O, iki keçeli Mlometrelerce uzanmış güzellik ülkesinin genel nüfusu daha dün kurulmuş bir Bostancı — Sua-dlye çevresinden fazla değildir ve bu çevreye akan servetin ancak yüzde biri Boğaziçine ya damlamış, ya damlıyamamıştır.
Şaştığım bir nokta da şudur: Şairler ve edipler Boğaziçinden birer birer kaçmışlardır; yahut hiç yanaşmamışlardır. Meselâ Recal zade Ekrem. Boğaziçi çocuğu olduğu halde bir kere ayrıldıktan sonra semtine uğramamıştır, (Aşkı memnu) unda Boğaziçini romanın sahnesi yapan Halit Ziya gidip Ayastafanosa yerleşmiş, bir Boğaziçi yalısında ve köşkünde yaşamağa heveslen memiştlr, Geceler, gölgeler ve mevsimler şairi ve ince nakışlar, renkli oyalar nâsiri Cenab Şa-habeddln İse tabiatın bir çok güzelliklerinden mahrum yayvan ■ bir köyde pineklemîştir. Tevfik Fik retten başka Boğazda ftşiyan kuran ve ölümüne kadar barınan kimse, galiba, yoktur. Fakat onu da Boğaziçine bir mektep ve inziva ihtiyacı bağlamıştı; Fikret bir Boğaziçi şairi olmamıştır.
Serveti Fünun edebiyatından sonraki nesillerde beyledir: Yazılarında Boğozlçlnl az çok övmüşler, hasretle üzülür görünmüşler, lâkin orada doğdukları, büyüdükleri halde bile İlk fırsatta piliyi pırtıyı toplamış olmaktan ötürü aşın üzüntü duymamışlardır. Meselâ ben Beylerbeyinde doğmuşum; sanırım hececilerden bir şair de oralıdır; biri de Çengelköyü çocuğudur, Kendi hesabıma söylüyorum: îstanbulun her semtinde. Adalarda, Yeşilköyde, Erenkö-yünde, Caddebostanında. Fener yolunda. Kadıköyünde oturduğum halde daha bir yaz, bir yaz-cık olsun Boğaziçlnde ömür sürmek İmkânını — ne eskiden, ne bu seter — bulamadım. Koyun gibi sürüye katılmış, çoğunluğun aktığı tarafa gidiyorum... gidiyoruz.
Neden?
Elbette sebepleri vardır ve bu sebeplerin bir değil bir çok olması lâzımdır.
Bildiğime göre Boğaziçine İnen tik iki sersemleticl darbe demirdendir; yani demlryoludur; Rumeli ve hele Anadolu şimendiferleridir. Son yıkıcı yumruk da Kadıköy - Bostancı tramvaylarından gelmiştir. Pek İyi hatır-
larım, Anadolu hattı üzerinde banliyö trenleri tertemiz vagonlarla ve düzenle işlemeğe koyulunca bu bölgeye Boğaziçinden bir muhacirettir başladı... Propagandası da beraber işliyordu: — ..Efendim, diye vapurların yan kamaralarında sakallı zatlar birbirine anlatırdı, - hamdol-sun köşke taşınalı bacaklarımdaki sızılardan eser kalmadı. Boğaziçindekl yalıda üniformamın durduğu sandığı havalandırmak için açtıkları zaman sırmalarını küflenmiş bulurduk... Şimdi koyduğumuz gibi çıkıyor!» Bir başkası ukalâca söze karışırdı: «— Dikkat buyurdunuzsa görmüşsünüzdür, Boğaziçi küfü yemyeşildir, zehirli bir küftür, kazımakla çıkmaz. Bu havalide de bazı defa küfe tesadüf olunuyor ama rengi gülkurusu... şöyle dokundunuz mu uçup gider, zarar vermez!»
Tek alete ve bilgiye ihtiyaç göstermeden yapılan bu küf analizi Boğaziçlnln kûhîleşmesinde büyük rol oynamıştır. Alman de-miryollar şirketinin o propagandayı sezdirmeden körüklemesi ihtimali de akla gelmiyor değil.. Zira müdür Hügnen yaman bir teşkilâtçı İdi; âdeta yeni bölgenin umumî valisi gibi bir şeydi; sanki yeni bir sömürge kuruyordu. Haydarpaşa - Pendik hattının etrafı köşklerle, bağlar ve bahçelerle şenlenip nüfus arttıkça, hele vezir vüzera çoğalıp trenler vardakosta hanımlarla doldukça çapkın ve kurumlu İş adamı böbürleniyor, kabına sığa-mıyordu. Hiç unutmam, bir gün vagon penceresine dayanıp yeni gardan taşan refahlı, temiz halka yüksekten bir bakışı vardı âdeta: Bu küçük dünyayı ben yarattım! Bir çölü şehir ettim!» diyordu.
Hügnen, Boğaziçini ölüme mahkûm eden adamdı,
Sırasını getirdi, gene o adam Boğaziçini de kurtarmağa kalkıştı; muhakkak kurtaracaktı Aksi tesadüf, dayandığı rejimin ömrü vefa etmedi. Zavallı Boğaz tekrar ümitsiz, öksüz kaldı .
Hürriyetin ilânından az önceydi, Abdülhemit Boğaziçlnln Rumeli yakasını yamaçlardan aşmak ve denizi seyrede ede gitmek üzere bir tramvay yahut şehir treni İmtiyazı vermişti. Kime? Hügnenln temsil ettlğ bir Şirkete...
Hat kurulabllseydl — köprüler. setler aşarak kıvrıla dolana. Boğazı hâkim noktalarından gez-dire seyrettlre vç boşlukları bezeye süsleye giden — bu modem nakli vasıtası yüzünden Boğaziçi tepesinde bir sıra mamûre kurulmuş olacaktı. Boşluklar dolacaktı; sıhhate uygun, çok güzel manzaralı bir yükseklikte şimdikinden bin kat değerli bir Fe-neryolu - Bostancı bayındırlığı vücuda gelecekti ve zamanla yamaçlardaki mamûrluk kıyılara, kıyılardaki de yamaçlara İne tır-mana buraları — içinde ecinnilerin top oynadığı — ıssız dağ başları olmaktan kurtulacaktı.
Zira Boğaziçlnln yalnız kıyıdan işleyen nakil vasıtalarlle bir şerit halinde şenlenmesine İmkân yoktur. Deniz kenarlan çoktan dolmuştur; sırtlar ise yolsuzluk ve taşitsızlık yüzünden bildik bileli boştur. Eskiden yamaçlar büyük yalılara bağlı malikâne topraklanydı. Şimdi değişmiş, daralmış olan hayat tarzı öyle geniş araziyi kupkuru elde tutmağa elverişli değildir.
Yeni nesiller yalnızlığı ve tenhalığı sevmiyor; evinde vakit geçirmeği ise hiç bilmiyor. Yazlıkta bile kalabalık caddeler, kolayca doluveren gazinolar, yanyana köşkler, değişen çehreler, kır sinemaları ve tiyatroları, plajlar, dans yerleri istiyor, Boğaziçi köylerinin arasında boşluklar bulunan dar bir korniş şeklinde yalnız kıyı boyu kaldıkça ve ahalisini meselâ Büyükadadakl gibi belli bir noktaya, İskele başına, yahut Bağdat caddesindeki gibi iki yandan akarak bir geçit üzerine toplıyamadıkça. kısacası sırtlardan aşağı ve kıyılardan yukarıya dolmadıkça ıssızlığa mahkûmdur. Issızlığa mahkûm dur, zira ev yoktur; ev kuracak yerlerin nakil vasıtası yoktur. O bölge ancak küçük bir azınlığın dam altı bulduğu ve bir çoğunluğun da nihayet gündüz uğrayıp geceleyin bin zorlukla döneceği bir gezinti yeri olmaktan ileri gidemez
Şişli - Maslak asfaltından, hiç de zevk verici olmıyan uzun uzun boşlukları aşarak neden sonra Boğaziçinin ortasına inmek bir yolsuzluk demek tir,Düşününüz ki siz o yolda dümdüz tarlaların genişliğine kapılmış kupkuru giderken biraz Ötede dünyanın sayılı manzaralarından biri çukura gömülü yatmaktadır. Gene aşağı yoldan duvarlar, saray heyülâlan, antrepolar, kömür depolan arası su yüzü görmeden kilometrelerce sürüklenirken yanınızda Boğaziçi gizlenmektedir ve üstünüzde Boğaziçi yamaçlarının güzelliği serilmektedir.
Bunların ikisi de Boğaziçine yakışır yollar değildir. Bpğaziçi-nin asıl yolu sırttan, aşağılan seyrettlre ettire geçecek olan yoldur; ancak öyle bir yol Boğaziçini şenlendirecektir Görülüyor ki Hügnen de aynı şeyi düşünmüştü: icabeden yerlere köprüler, sütun-lu setler kurarak Boğaziçinin — başlangıç olarak — Rumeli yakasından bir kuşak yol geçirecek ve bu yolda modern bir nakil vasıtası İşletecekti. Meşrutî yet idaresi İstibdat devrinin o değerli projesine kıymet veremedi; daha doğrusu ardı arası kesilmeyen karışıklıklar yüzünden tatbik fırsatını bulamadı, îstanbulu İstanbul yapan eşsiz Boğaziçi ümitsizliğe düştü.
Sonradan, daha ucuza, kolaya maledildiği İçin Kadıköy - Bostancı tarmvaylan — İki yandan yabani otlar fışkırmış, yaya kaldırmışız, şiddetle dar ve acayip bir cadde ortasından — vızır vızır İşlemeğe koyuldu, Boğaziçi aleyhine yepyeni bir semt kurulmuş oldu.
Artık bugün Hügnen projesinin bir tramvay veya tren hattı olarak yürütülmesine lüzum yoktur. Fakat şayet Boğaziçini kurtarmak lâzım gelirse ve İstanbul çoktan beri hak ettiği çok geniş, zengin bir İmar plânından faydalanacağı devre kavuşacaksa — otobüslerin bekletmeden İşlİ-yeceğl — o can daman yol muhakkak yapılacaktır
Yapılınca da sanırım zaten bir özelliği, güzelliği olmıyan plânsız kurulmuş kübik ve komik Suadlye semtinin pabucu az zamanda dama atılacaktır.
Göreceklere, keyfini süreceklere ne mutlu!
Refik Halid Karay
HALİDE K D t R A D I V A R
MASKEVERUH
Bu eserde felsefe fle fantezi, büyük edibimizin kalemlle en gflcel ve en canlı terkibini bulmuştur. Plati 1 Uradır.
HEMZİ KİTABEVt
Hamdi Bey bu emsalsiz tarihî eseri imparatora göstermemek için neden çırpınıyordu?
İmparator müzede — Aman lâhidi hasırlarla örtünüz — Asarı atika nizamnamesi — Hamdi bey neden bol bol istifa ederdi? — Ya imparator mezarı beğenirse?. — Köylünün kazdığı kuyu — 20 metre derinlikte bir şehir — Dünyanın en süslü mezarları — Lâhitler Istanbula nasıl getirtildi? . — Geminin vinci bunları çekecek mi?. — Genç bahriye zabitinin sevimli hareketi — Lâhitler îstanbula geliyor
İçeriye giren memur, müze müdürü Hamdi beye müthiş bir haber verdi:
— Alman imparatoru müzeyi gezecek ve eserleri görecekmiş.
Hamdi bey beyninden vurulmuşa döndü:
— O halde çabuk büyük lâhl-di kapatınız. Çabuk. O şekle sokmalı ki lahit katiyen göze çarpmasın... İmparator onu farket-memeli...
Bunun üzerine müze idaresi-
nin adamları koşuştu O zamanlar henüz yeni bulunan ve uzun yıllardan beri yanlış olarak «îs-kenderin lâhidi» diye anılan o fevkalâde eserin etrafında baş döndürücü bir faaliyet başladı. Büyük hasırlan o tarzda örtüyorlardı ki bunun altında tarihî bir şaheser bulunduğunu kimse farkedemezdi..
Hamdi bey niçin bu kadar telâş ediyor ve Alman imparatoruna lâhidi göstermek istemiyordu?.. Bu her mânasile büyük adam telâşında yerden göğe kadar haklıydı, Kendisi müze müdürü olup da meşhur «âsarı atl-ka nizamnamesi» nl hazırlamadan önce memlekette bu 1ş gayet başıbozuk gidiyordu. Toprak altından çıkan baha biçilmez servet oluk oluk Avrupaya akıyordu. İşte meşhur nizamnamesile Hamdi bey İlk defa bu yağmama önüne geçti. Lâkin eldeki nizamnameye rağmen yine sefaretler doğrudan doğruya saraya müracaat ederek hususî surette, hafriyat için izin alıyorlardı Hattâ Abdülhamit bizzat beğendikleri şeyleri ecnebilere hediye ediyordu. Çünkü âsarj atika diye bir kıymet mefhumu henüz ortaya çıkmamıştı. Bunlar toprak altından çıkan kınk dökük taş par. çalan, bir takım âdi çanak çömlekti Avrupa keferesine verilip gönülleri hoş ediliyordu. îşte Hamdi beyi çileden çıkartan da Abdülhamld’in bu haliydi. Bu yüzden kaç kere istifa etmişti.
Hele Alman imparatorunun müzeyi görmek istediğini İşitince telâşı büsbütün artmıştı. Zira İmparator o zamanlar pek ağır basıyordu. Lâhit karşısında:
— Pek de beğendim..
Diye bir cümle sarfett! mî?. Meselesi tamamdı. Hamdi beyin Gaydada toprak altından çıakr-dığ1, canından fazla sevdiği bu harlkulâde tarihî eserin Berlin yolunu tutacağı muhakkaktır. Ve lâhit o derece güzeldi kİ İmparatorun ağzından böyle bir cümle çıkmamasına imkân yoktu.
İşte Hamdi beyin telâşı da bundan ileri geliyordu. Tedbirlerini de aldı. İmparator her tarafı gezdiği halde lâhidi göremedi.
Ve «haşmetlû misafir» gittikten sonra Hamdi bey derin bir nefes aldı:
— Bana bir soğuk su getirin!., dedi.
Yanlış da olsa «Büyük Isken-derln lâhidi» diye anılan mezarın Alman imparatorundan saklanışı kültür tarihimizin bilinmedik bir köşesidir.
20 merasın hikâyesi-.
Onları bulması, Sayda'dan buraya getirmesi hayatının en mühim hâdlsesîydl Bu 20 şahane mezarın, hikâyesi arkeoloji tarihimizin en meraklı faslını teşkil
Hamdi beyin resim ve heykel müzesindeki meşhur tablosu silâh tüccarı
köylü kendi kuyusunu kazmağa başladı. 19 metreye kadar indi. Nafile!. Su filân yok., yalnız kazma vurulurken gayet tuhaf bir takım sesler çıkıyordu. Sanki yerin altı boştu. Bir metre daha kazınca köylü dünyanın en büyük hayretine düştü, yer altında bir takım mezarlar!.. Gayet süslü mermerler!.
îstanbula çekilen telgaftan he-: men bir kaç gün sonra Hamdi bey oradaydı. Geceli gündüzlü bir çalışmadan sonra dünyanın en zengin, en güzel lâhit koliek-slyonunu buldu. Çıkardı, Lâkin bunları nakletmek hakikaten pek mühim bir meseleydi.
Genç bahriyeli..
Bu sırada tuhaf bir hâdise oldu, Lâhitleri Sayda’dan getirmek üzere Hamdi beyin emrine tersaneden bir vapur verilmişti. Bu vapurla beraber Hamdi bey Sayda'ya geldi. Ancak Sayda’nm İskelesi yoktu. Üstelik sular da sığdı. Büyük tonajlı vapurlar uzakça duruyorlardı .Tersaneden gelen vapurda epey heybet-liceydi. Sahilden uzakta durmuştu. Bugün müzemizi dünya müzeleri sırasına çıkaran o harlkulâde lâhitler tahtadan sallarla
Sayda'da bir köylünün ekinleri mütemadiyen kuruyordu. Tarlası susuzdu. Bir gün ahbaptan köylüye: .
Bu civarda bu bulmak kabildir. Kuyu kas!., dediler. Ve
Hamdi beyin pek tabii bir pozu

sahilden vapura götürülüyordu.
Vakıa bu sallan Hamdi bey bizzat kendisi inşa ettirmişti amma onların 24 tonu çekip çek-mlyecekleri şüpheliydi. Ve sallar suya batmış bir halde hareket ettikleri zaman büyük ilim ve sanat adamının içi gidiyor, heyecanla çırpmıyordu. Ve daima sahilden:
— Yavaş... Yavaş’,. Yavaş!., diye bağırıyordu.
Saı vapura yanaşınca Hamdi bey için daha büyük ve başka bir heyecan başladı. Böyle muazzam birer taş külçesini vapurun bu küçük vinci çekebilecek mi?.
Geminin süvarisi gaeyt sevimli. Genç bir zabitti. Hamdi beyin vinç meselesinde heyecan içinde çırpındığını görünce evvelâ teminat verdi:
— Korkmayınız efendim... Bu vinç çeker..
— Ya çekmezse?..
Genç zabit Hamdi beyi temin etmek ve heyecanını yatıştırmak için gayet Amerikanvari bir fikir buldu. Vincin üzerine atladı. Müthiş bir çeviklikle gemiden aşağıya, sala kaydı.
Hamdi bey:
____ Ne yapıyorsun oğlum?., diye aşağıya bağırdı. Genç süvari cevap verdi:
____ Beyefendiciğim... Lâhitler havaya kalktıktan sonra yolda Zincir kopacak, hepsi birden denize batacak, salı da. öteki lâhitleri de batıracak buyurmuyor musunuz0 Ben kendi zincirimden eminim.... Şimdi vinç işliyecek ve ben havaya kalkan lâhtlerin tam altında duracağım... Artık hava-timi sokakta bulmadım ya.. Havadan düşecek bir lâhidin a’t-ın-da durur muyum?. Sırf size itimat gelsin dive böyle yapıyorum.
Süvari böyle söyllyerek bağlanan lâhidi vince taktırmış, onu hareket ettirmişti.
Lâhitler saldan ayrıldı. Havaya kalktı. Hakikaten genç zabit onun altında duruyor!..
Hamdı beye emniyet gelmesi İçin sevimli denizcinn yaptığı bu hareket İlim adamını büsbütün telâşlandırdı. Üzüntüsü iki misil oldu. Heyecanı hem vincin kopup 1 âh itlerin gitmesinden, hem de onun altında bulunan genç bahriyelinin parçalanması düşüncesinden katmerleşti..
Lâhitler İstanbul geldi amma o da bitti..
Hikmet FeridT» Es
15 Temmuz 1945
Bahlfe 8
Benzlnslzllk yüzünden sayfiyedeki Ud otomobil dc görünmez olmuştu. Çimdi onların yerinde şimendifer istasyonunun arkasındaki güneşli so-kata fayton arabaları duruyordu Semra, tombul viicudlyle yürümesini hiç sevmezdi. Bunlardan birine binmeğe karar verdi. Eski faytonun basamağına çıktığı zaman araba ona doğru yattı. Her tarafından yüzlerce •İnek havalandı. İçeriye yerleşince güneşten kızmış kara muşambalar ona alaturka hamamda kurnaya oturmuş kadar sıcak geldi. Hareket ettiler.
Lâkin Semra birdenbire şaşaladı. Yüksek arabacı yerinde oturup kamçısını elinde tutan bu iri yarı, kara rafız adam otuz beş sene önce konaktaki meşhur a Civan arabacı» detil mi idi?..
Onu tetkik ederken âdeta içinde genç kızlık zamanının dalgalı heye-oan denizi kabarıp İniyordu. O!.. Ta kendisi l.. Civan arabacıl.
Ne günleri.. 35 yıl evvel Samra konakta 14 yaşında İdi. Vb oranın hizmetçi, halayık kadrosuna dahildi. Civan arabacı da 18 - 20 yaşlarında kadardı. İnanılmıyacak derecede gii-■tl bir çocuktu. Konaktaki hanım efendi ondan bahsederken:
— Çiçek gibi bir çocuk!- Oya gibi yüzü varl.. diyordu.
Divan arabacıya konakta herkesten ayrı hususi bir inuamele gösterilirdi. En İyi kumaşlardan ona gayet gık arabacı elbisesi yapılır, bir bebek ItlnasUe süslenirdi. «Hanımefendi» nln dediği gibi onun saksıda bir çiçekten pek farkı yoktu.
Civan arabacı konakta o kadar şımartılmıştı kİ âdeta bir miras yedi hayatı yaşıyordu.Hanımefendlnln şişman baldızlarından birinin onun İçin yanıp tutuştuğu bile söylenirdi. Fakat Civan arabacıyı asıl gizilden gizliye seven Semra İdi. Gelgelellm Civan arabacının etrafında o kadar çok dönen vardı kİ genç adamın gözlerinin bu küçük halayığı görmesine imkân yoktu.
Hattâ yalnız konakta değil, bütün divalda Civan arabacının tesiri dehşetti. Meselâ biraz ilerideki saray gibi köşkte oturan ve istediğin*, yaptırmakla şöhret kazanan Müşlr'ln karısı:
— İlle o süslü arabacıyı bit alacağız!.. diye diretmişti.
Hanımefendi de; »Ben arabacımı dünyada vermemi.» diye dayatınca iki kadın arasında bayağı bir mücadele başlamıştı. Dedikodu derhal etrafa yayılmıştı. Bu mücadeleye sebep olan «Civan arabacı» nın şöhreti bir kat daha etrafa yayılmıştı. Bütün bu parlak devrinde küçük Bemracık Civan arabacının dikkatin! bil a üzerine çekememlştl.
Konak dağılalı 35 sene olmuştu, İşte İlk defa onunla karşılaşıyordu. Erkek hâlâ arabacı İdi. Semra bir ihtiyar adamla evlenip konaktan çıkmıştı. Çok zengin olmuştu. Kendisine İyi bakmış, yüzüne büyük bir itina göstermişti. 40 yaşından fazla görünmüyordu. Vakıa eski kiraz dalı gibi ince, zarif kız değildi. şişman-lamiştı. Yumuşak bir ifadesi vardı. Lâkin hâlâ güzeldi. Halbuki Civan arabacı büsbütün değişmişti. T?ma-mile başka bir İnsan olmuştu *tan-ra o kız çehrell delikanlıdan bu iri yan ve korsan flllmlerlnde oynayan artistler gibi dev vücutlu, kara en-sel! adamın nasıl çıktığına bir türlü aklı yatmıyordu.
Mamafih Semra genç kızlık zamanında Civan arabacıyı güzel yüzü, kız suratile beğendiği gibi şimdi de bu inanılmıyacak değişiklikle onu tam mânaslle erkekleşmiş buluyordu. 35 sene güneş altında bulunmak bu adamı acayip bir Şekilde kavurmuş-tu. Sanki ensesi üstüste kahuklan-mış, tabaka tabaka deri hasıl olmuştu. Dükkânlarda mevcut hiç bir genişlikte gömlek bu enseyi kavrıya-mazdı.
Sesi bile değişmişti. Semra onu yan sokaktan birdenbire çıkan bir Kamyon şoförü İle kavga ederken işltmlş-
ti. Şimdi Civan arabacının boru groi kalın sesi vardı.
İşin tuhaf tarafı Semra bu pek ziyade kalın ses! d« beğendi ve erkek buldu.
«Civan arabacı» pek yash görünmesine rağmen, dört sencdenb-ırl dul kaldığı İçin kendisini lstlyen kırpık bıyıklı, sıska kâtipten ne kadar erkekti.
Aradan seneler değil, hemen hemen bütün bir ömür geçtiği halde bu genç kızlık Sevgilisine hâlâ dünün eksilmlyen heyecanı İle bakıyordu. «Aşkta bütün kusurlar meziyet haline gireri..» derler, şimdi Semra’ya Civan arabacının boru gibi seslle küfretmesi bile hoş geliyordu. İnanılmıyacak şey değil mi?..
Daha tuhafı vat şimdiye kadar erkeklerden daima nazik muamele görmeğe alışmış olan Semra 35 sene önce konakta tanıştığı bu kapı yoldaşı sevgilinin, şaşılacak derecede kararmış, kocaman, üstleri kıllı .ellerinden tokat yemenin bile belki bir zevk olacağını düşünüyordu.
Semra, da erkeğin tahakkümünü üzerinde hissetmek lstlyen İnsanlardandı.
Birdenbire araba durdu. Gelmişlerdi. Semra o kadar dalgındı kİ fark-etmedl:
— Niçin durdunuz?., diye sordu.
Arabaoı kocaman beyaz kaşlarının altından ona hayretle baktı. Kapkara yanmış açık göğsünü kamçıslle kaşırken:
— Geldig efendim... Cevabını verdi.
Semra yere atladı. Çantasını açarken bir yandan da sordu:
— Beni tamdın mı Ramazan?..
Hatırlanmaz bir gençlik rüyasını düşünür gibi arabacı dalgın baktı Hayır mânasına gelen, ağzlle bir «cık» sesi çıkardı. Tanımamıştı!.. Semra ona konakta, hanımefendiden paşadan bahsetti. Evet kendisi «Civan arabacı» İdi. Fakat Semra'yı tanımıyordu. Arabacı bu şimdi karşısındaki süslü püslü hanımefendiye derin bir hürmet gösteriyordu. Semra ona bir beş liralık verdi. Arabacı:
— Bozamam kİ hanımefendi!., deyince hemen cevap verdi:
— Kalsın!..
Arabacı şaşırmıştı. 125 kuruş alacaktı. Üstü bahşiş... Semra'yı sinirlendirecek bir tarzda dualar etti. Çol uğundan çocuğundan bahsetti. Sonra kamçısını şaklatarak uzaklaştı.
Giden bir araba değil bir gençlik rüyası İdi. Lâkin ekseriya gençlikte' gördüğümüz rüyalar gibi saçm» bir rüya!..
(Bir yıldız*
Türkiye Ecnebi
Senelik 2800 kuruş 5400 kuruş
8 Aylık 1500 > 2900 »
3 Aylık 800 » 1600 »
Adres tebdil! için elli kuruşluk pul gönderilmelidir. Aksi takdirde adres değiştirilmez.
Telefonlarımız Başmuharrir: 20585 Yazı İşleri: 20785 — İdare: 2Û881
Müdür: 20497
şaban 5 — Hızır 71
İmsak Güneş Öğle İkindi Ak Yata E. 6.48 9.01 4.39 8.39 12.00 1.58 V. 3.28 5.41 13.20 17.19 20.40 22.37
idarehane BabIâli civan
Acımusltıjc sokak No, 13
Gün Doğmadan Paris
EDEBİ ROMAN
Yazan: Louis Bromfield Tercüme eden: Vâ . Nû
— Tefrika No, 3
— Herif şaraplarına amma da kıymet veriyormuş ha! - dedi.
Mahzenin ortasında bir kere daha durdu; etrafına çepeçevre bakındı,
»**
(Chez Lulgi» dene yer, Place CU-chy civarında, bir pasajda küçük bir lokantaydı. Burasını bilen ecnebiler de azdı, Parisliler de azdı. Sade tiyatro mensupları buraya alışmışlardı. Onlar İçin bir nevi sığınaktı. Fenaı anlarında gelip başlarını dinlerlerdi. Polonya hokkabazları; Lyon, Llsleuz ve Dijon'un bir gün yıldız olmayı uman genç kızlan, Romanya perende-bazları, Rus gltaracıları. çingene kemancıları... Buraya gelirlerdi; çünkü pahalı değildi. Bacan da, Lulgi, tüccarla hesaplaşmak zorunda olmadığı takdirde, krediye yemek yiyebilirlerdi. Mesleğe atıldıkları devirlerin yüzü suyu hürmetine, buraya keza, yıldızlar ve zenginler de uVardı. Hattâ, sırf İyi yemek İçin geldi)ileri olurdu; 21ra bütün Paris’te, spashetti’yi, ra-Vloll'yl, mlneslrone'u Lulgi’nln karısı Marla'nın küçük mutfağında, lezzetle pişirdikleri kadar pişirilen başka yer
yoktu. Dizi dizi sarmısaklar, kırmızı biberler, tavanda asılı dururdu. Küçük mutfağın kapısı açılınca, tekmil İtalyanın rayihası, lokantaya dolardı. Hafifçe reçlnalı, kırmızı şarapla, sarmisak ve domates kokusu, limon çiçeklerinin ve güneş ışığının birbirlerine girift olmuş kokulan, hoş, zengin, lâtif, sevimli, sıcak bir hasret havası yaratırdı. Madam Lulgi’nln mutfağından sağnak sağnak çıkan bu kokuyu koklamak için, sırf bunun İçin, uzaklardan gelmek sezaydı.
İsmi kısaca Marla olan madam Lulgi, siyah gözlü, ufak tefek, çevik bir esmer kadındı; kuşa benzlyen bir mahlûktu. Kocası irlyarıydı; «rahatlık taraflısı» ydı. Rutubetin kaldırımlarda bacaklara sarıldığı gayet soğuk günler müstesna olmak şartlyle, asla ceket giymezdi. Gömleğinin üstünde gayet çarpıcı renk askılariyle ortada dolaştırdı. *
Lonkanta küçük bir odadan ibaretti. Duvar diplerinde sıralar. Önlerinde demir ve üzeri aşınmış, yağlanmış beyaz mermer masalar. Parke, yeni cllâlanmış. Duvarlarda, aynaların
______ Âgfjg _ ______
Kaplıcalar ve sn tedavisi
Su tedavisi kimler için zararlıdır ? Kaplıcaya gidenlerin dikkat etmeleri lâzım gelen noktalar
Geçen günkü nüshamızda kaplıca ve su tedavisinde büyük salâhiyet sahibi olan profesör doktor Nihat Reşat Belger'ln umumiyetle kaplıca ve bu arada kaplıcalarda romatizma tedavisi hakkında alâka çeken İzahatını yazmıştık.
Kaplıcalar konusu etrafında profesörün daha birçok kıymetli fikirleri olduğundan kendisini tekrar ziyaret ettim ve ilkönce şunu sordum:
— Geçen defa romatizma ile batındaki bazı hastalıkların Yalovada tedavi edildiğini söylediniz. Bu hastalıklar yalnız Yalovada mı tedavi edilir? Bu gibi hastalar, başka kaplıcalardan İstifade edemezler mİ?
— Romatizma altında anladığımız türlü türlü hastalıklar bütün sıcak kaplıca sularile edavi edilebilir. Bu gibi hastalar memleketin dört bucağında mevcut ılıclaTa giderek dertlerine derman bulabilirler; ılıcanın şlmlk terkibi ne olursa olsun..
Esasen ılıca sularının terkibine giren şfmlk unsurjar ne olursa olsun çok defa pek az miktarda bulunurlar. Ve bu sular, bilhassa fizik vasıflarl-le, yani sıcaklıkları, radyoaktiviteleri ve daha henüz meçhul başka hassalarlle vücudumuza tesir çimektedirler. Bp sebeple romatizmasını tedavi etmek istlyenler Yalova kaplıcası olduğu kadar Bursaya, Armutluya, Gönene, Haymanaya ve llh bütün kaplıcalarımıza gldebllk’er Ancak, her tedavi gibi, kaplıca teda Vİslnln de faydalı bir surette ve usu İti dairesinde tatbik edilmek için ba 21 şartların bulunması çok arzuya şayandır.
Kaplıcaya gldenerin bazılarında romatizmadan başka ârıza bulunabilir kİ bunlar, ya su tedavisine mâni olacak mahiyettedirler ve yahut hastanın pek sıla bir tıbbi müşahede altında bulundurulmasını lüzumlu gösterirler
Bu noktayı tefrik ve kür esnasında hastalara nezaret edecek bir hekime ihtiyaç vardır. Kaplıcada rahat yatacak otel ve çok defa hastaya lâ2im olan yemek rejiminin takibine elverişli lokantalar bulunması çok lüzumludur.
Kaplıcalarda lüzumlu tesisat
Bir de kaplıcanın teşkilât ve tesisatını düşünmek lâzım gelir. Birçok yerlerde yalnız hamam vardır. Bazı kaplıcalarda da yüzme havuzları bulunuyor. Fakat tedaviden en yüksek ölçüde istifade edebilmek için muhtelif duşlar, su altında masaj, banyo içinde hasta olan uzuvlar üzerine sıcak su tatblkına müsait âletler, buğu hamamları, yorgun ve suya tahammülünü azaltacak birtakım hastalıklarla malûl şahısların kollarına veya bacaklarına mevzii tedaviyi tatblka mahsus küçük etüvler, küçük yüzme havuzları llh bulunması lâzımdır. Bugünkü fennî icaplara göre tanzim edilen kaplıcalarda bu tesisattan maada fizyoterapi ve masajdan istifade edilmekte ve mahallinde icabe-den biyoloji tahlilleri yapmağa elverişli ifiboratuvarlar da bulundurulmaktadır.
— Bu dediğiniz tesisat Yalovada, bir dereceye kadar da Bursada vardır. Diğer kaplıcalarda bu tesisat olmadığına göre bu kaplıcalar hiç mİ İşe yaramaz?
— Hayır, bittabi i$e yararlar. Bu saydığım modem tesisat yapılmadan etvel insanlar asırlarca romatizma tedavisinde yalnız banyoya girip çıkmaktan faydalanmışlardır. Yukarıdaki tafsilâtı vermekten maksadım, hastaların âzami fayda görmesini temin edecek vasıtalardan bahsetmek ve yanlışlıklara meydan
verilip fana netlcderla karşılanmamasını hatırlatmaktı.
Kaplıcaya gitmemeleri lâzım gelenler
— Her romatizmalı kaplıcaya gidebilir mİ?
— Kürün tatblkına müsait olmı-yan arızalar mevcut olmadıkça evet... Meselâ hastada verem ve kanser mevcutsa kaplıca kürü mevzuu bahis olamaz. Bilâkis çok muzır olur Başlangıçta kansere müptelâ olup da bunu bllmtyen ve kaplıcalara giden hastalarda kanserin kaplıca sularının tesiriyle çarçabuk ilerleyip veha-met kesbettlğ! şeriri müşahedelerle tesbit edilmiştir. Buncan maada kalb kifayetsizlikleri. İlerlemiş karaciğer ve böbrek yetkisizlikleri, umumi durumun çok düşüklüğü küre mâni sebeplerdir.
Faydalı bazı tavsiyeler
— Hekim olmayan yerlerde tedaviye giden hastalara pratik bazı vesa-vada bulunabilir misiniz?
— Yorulmadan kür yapmak esaslı bir kaidedir. Bazı hastalar, hekimlerinin kendilerine tavsiye ettikleri 20 veya 25 banyoyu o kadar adet günde yapacakları yerde kaplıcada İkamet müddetini kısaltmak ve vaki1 kazanmak maksadile günde İki defa banyo .etmeğe kalkışıyorlar. Bu doğru değildir. Her gün bir banyo almak ve banyoda İlk günler 10-15 dakika kaldıktan sonra banyo müddetini tedricen 3-4 günde bir arttırmak ve meselâ kürün haftasına gelmeden 25 dakika ve yahut yarım saatlik banyo yapmamak Ve yorgunluk hissedince bir İki gün istirahatie banyoyu kesip yeniden başlamak lâzımdır. Banyolara sabahlan aç karnına girmek, banyodan çıktıktan sonra bir saat kadar yatakta yatıp istirahat etmek dikkat edilecek noktalar olduğu gibi banyonun hararet derecesini de doğru lşllyen bir termometre İle ölçmek, 36 buçuk dereceden aşağı ve 38. nihayet 38,5 dereceden fazla suda banyo yapmamak muvafıktır.
— Yalova kaplıcalarında roma tiz madan başka diğer hastalıkların tedavi edildiğinden bahsettiniz. Bu İkinci kısım hastalıklar, diğer kaplıcalarımızda tedavi edilemez mİ?
— Buna kesin cevap verememekte mazurum. Bazı kaplıcaların, bazı muayyen hastalıklar Üzerine sureti mahsusada speslfikman tesir ettiği bugün tıp Alemince kabul edilmiş bir hakikattir. Meşhur Mond’or kaplıcalarının nefes boruları hastalıklarında, bilhassa astm üzerindeki tesiri, Boyat kaplıcalarının yüksek tanslyon'a, Plomblyer kaplıcaların m sureti mahsusada barsak hastalıklarına müessir olmaları llh gibi. Hattâ bu nevi kaplıcaların her biri, muayyen bir veya birkaç hastalığın tedavisine tahsis edilmiştir.
İhtimal ki memleketimizin termal hazînesi içinde bu gibi muhtelif hastalıklarda tesiri mahsusu olan kaplıcalar mevcuttur. Fakat bunları, görenek ve geleneği nazarı llbara alarak yapılacak lâboratuvar araştırmalar ve klinik müşahedeler meydana çıkarabilir. Umalım kİ memleketimizde de yakında bu gibi İlmi araştırmalar yapılır ve bu cinsten birçok müessir sular bulunarak halkımızın bunlardan İstifadesi temin edilmiş olur.
Sayın profesör Nihat Reşat Belger. bundan sonra İstanbul ve civarındaki Jçnje sularından, ve bu arada Tuzla İçmesinden bahsedecektir.
M- R E.
Galatasaray Olimpiyakos’la
2 - 2 berabere kaldı
Oyunun 2 nci devresi çok heyecanlı oldu
sağ taraftan eşapelik bir alan sol açıklan yavaş lâkin urlu bir şütle takımını 1-0
Vali. Başbakan, Yunan konfolo sunun refikası ve konsolos seyre diyor
üç maç yapmak üzere şehrimize gelmiş bulunan Yunanistan .şampiyonu Olimpiyakos ilk maçını dün Şeref stadında Gala-tasarayla yapmış ve heyecanlı geçen bir çekişmeden sonra i-2 berabere kalmıştır.
Başvekil, Şükrü' Saracoğlunun ve Yunan konsolosluğu erkânının hazır bulunduğu bu maçı 15 bine yakın muazzam bir kalabalık takibetmîştlr. Havanın sıcak olmasına rağmen çoktan beri bir ecnebi maçı görmeye hasret kalan futbol meraklıları daha erken saatlerden itibaren stadı doldurmuşlardı.
Büyük maçtan evvel Beşiktaş ile Beyoğluspor takımları arasında husus! bir karşılaşma yapılmış ve Beşiktaşlılar 3-0 galip gelmişlerdir. Saat 18,30 da Yunan takımı oyuncularının büyük bir Türk bayrağının etrafından tutarak sahaya çıkıp halkı selâmlamaları çılgınca tezahürata sebep olmuş ve Yunanlı dostlarımızın bu hareketi dakikalarca alkışlanmıştır. Yunanlıları Galatasaray takibetmiş ve her iki takım kısa süren bir merasimden sonra şu şekilde dizilmişlerdir.
Olimpiyakos: Tavlas - Malevis, Muratis - Vayakos, Helmiş, Mi-nardaş . Apostolos, Pulas, Vazos, Hacıs. Depinidis,
Galatasaray: Erdoğan - İsmet, Salim - Mustafa. Arif, Eşfak M. Ali - Bülent. Reha, Muzaffer, Orhan.
Hâkem: Şazi Tezcan.
Oyuna Yunanlılar başladı. Bu akını hemen kesen Sankirmızı-lılar evvelâ soldan, sonra da sağdan iki hücuma geçtilerse de netice alamadılar Dakikalar İlerledikçe Yunanlıların münferit, GalatasaraylIların toplu akın imkânlarını denedikleri görülüyordu. Fakat bütün çalışmalar semeresiz geçiyor ve oyun vasat bir tempo ile devam ediyordu. 13 üncü dakikada Vazos mükemmel bir çevirişle topu Erdoğana havale ettiyse de İyi yer tutan Erdoğan bu muhakkak gole mâni oldu. Fakat beş dakika sonra
arasında, kötü ressamlar. Napoli, Kaprl ve Sorrente manzaralarını yapmışlar.
Lulgi ve Marla, Fransız hemşerlle-rlydl. Biri Nlce'te, Öbürü VlntimlUe’de, tam İtalyan hududunun karşısında, şehrin Fransız kısmında doğmuşlardı. Lâkin, damarlarında, bir damla bile İtalyan olmıyan kan dolaşmıyordu.
Amerikalı yıldız Roıde, «Marlm’s» • tercihen (Chex Lulgi» yİ İki sebepten dolayı İleri sürmüştü. Birincisi, Maxlm’s, dayanılmaz derecede Almanlarla, beşinci kol mensupl atiyle ve Fransız faşisti olan o farelerle doluydu. İkincisi de, tâ nerelerdeki va-şlngton sokağında Marlanın mutfağına kokusundan dolayı cezbedllmlştl Üç gtindenbert — yani Almanların geldiğinden ve ahçısının sır olduğun-danber! — gelişigüzel bir yerde, gelişigüzel öteberi yemişti. Sıhhati yerinde. İşi çetin bir kadındı o. Acıkmıştı; iştahı yalnız mlnestrone'ye ve ravloll-ye karşı kabarmıyor; aynı gamanda Lulgi müessesesl olan o küçük «bucak» tâki hararetli karşılanışa ve ikrama karşı bir açlık duyuyordu.
Barry sokağında metro'ya bindiler, Concorde'da aktarma yaptılar.
Kadın, hayretle farketti:
— On senedenberL ilk defa olarak metro'ya biniyorum.
Erkek ı
— Zaman değişti. - diye gülümsedi. Vagonlarda üç Alman asker, bazı Fransızlar vardı; aşağı tabakadan kimseler. Muhasipler, memurcuklar, lokanta servözlerl keza İş kılığında iki amele; bunların kaçmayışları, mallarını göz önünde bulundurmak kaygı-sındandı; yahut da Parlsten uzaklaşacak vasıta ve İmkân bulamamışlardı. Diğer bir sebep de, ihtimal bir nevi bezginlik. Kaçmak onlara mânâsız görünüvermlştl. Bu bezginlik. d’Ab-rlzzl’nln dikkatin» çarptı. Yenllenle-rin ?axLa bir hususiyeti; kinsiz, hırssız bir şenlde. hayattaki minimini ve yeknasak rolü kabul ediş. Azimli duran iki amele müstesna, hepsi küçük kırtasiyeciler, dünyanın bütün şehlr-lerlnderaslananlar, sanayi hayatının posaları, artıkları. Fena gıda almış, solgun, cesaretleri kırılmış bir halleri var.
D’Abrizzl, lâkayıt lâkayıt düşündü kİ;
«— İşte Almanyada Hltler'e sıçrama tahtası vazifesi gören insanlar fasilesi. Hitler, onlara, kendisiyle birlikte ilerlemek ümidi olduğunu telkin etti. Bunun doğru olmadığını biliyordu. Zamanı gelince da onlar aleyhine dönecekti. Kendi de onlardan biriydi. Lâkin daha kurnazı.»
İki Alman askeri, huzursuz görünüyordu. İçlerinden biri, uzun, İnce, kırmızı saçlı; altın çerçeveli gözlük tak-
mış, bir şehir rehberine göz atıyor. İkincisi, sarışın, lâgar, sersem bir hail var. Üçüncüsü de. ne miktar bira İçirirseniz içirin, ne kadar domuz sucuğu yedirirseniz yerin, bir türlü gell-şemlyen o ufak tefek, cılız Alman tip-lerLndendl. Yeşil karışık gri üniformaları, kendilerine hiç yakışmıyor. Genç olmalarına rağmen biçimsiz şeyler. Son derecede çirkinler.
D’Abrizzl:
«— Etten tasarruf edip top yapma neticesi!» diye düşündü.
Bu genç Almanların, metro'dan. Paris'ten şaşırmış oldukları anlaşılıyordu. Kendilerini, köylerinden, inlerinden dışarı fırlatan ve muharebelerle bu garip şehrin güzellikleri ortasına atan hâdiselerden dolayı sersem-lemlşlerdi. İşi anlıynmıyorlardı; zira, kanları, bu şehrin yuğuruluşuna asla karışmamıştı. Bu şehir onlara, tama-ndyle, baştan başa yabancıydı Mah-çup ve huzursuz görünüyorlar, vicdan azabı çeklyormuşçasına katı sıraların üstünde kıvranıyorlardı.
D’Abrizzl, düşüncesine devamla:
«— Almanlar ırk olarak son derece çirkin şeyler. Ekseriya gülünç. Ölçüleri bozuk, tenasüpsüz!»
Bu müşahedesi sayesinde kendi çirkinliğini unutuyordu. İhtimal, bu çirkinliğe alıştığından dolayı, artık o cihete ehemmiyet vermiyordu.
(Arkam var)
duruma soktu. __
Bu sayı GalatasaraylIları ne*-kadar bozduysa misafirlerimizi •£?* kadar düzgün oynamağa şevket^3 tl. Bu arada hücum hatlannınjp mükemmel şekilde paslaş aralc$B
Galatasaray kalesini tehdit et tik-(O lerl görülüyordu. GalatasaraymP iki açığı M. Ali ve Orhan büt(hr> akmlan felce uğratmakta âdeta* yekdiğerüe yarış ediyor ve onların bu hareketi bütün takıma M-rayet ediyordu.
Yunanlılar 18 nel dakikada* itibaren üstünlüklerini muhafaza ediyorlardı. Ne tekim 30 unea dakikada güç fakat çok nefte bv gol daha kazandılar Santrada* kaptıkları topu mükemmel m paslaşmadan sonra kale yakınına getirdiler ve sağaçıklanmp ortasını sol içleri geriden yetişerek mükemmel bir fûtta göte tahvil etti. ,
Daha birinci devrenin yarun saatinde İki farklı mağlûp duruma düşen Sankırmızılılar bu sayıdan sonra fazla enerji sarf», derek Yunan kalesine yerleşmek istedilerse de hücum haltındaki oyuncuların topu ayaklarında fazla bekletmeleri yüzünden bu teşebbüsleri akim kaldı. Ve devre bu netice değişmeden 2-0 OHm-piyakos lehine kapandı.
GalatasaraylIlar ikinci devreye Bülend'in yerine Cemili alarak çıktılar.
Misafirlerimizin bir iki hücumu müstesna ilk anlarda üstünlüğü kuran GalatasaraylIlar bilft fasıla rakip kaleyi tehdit ediyorlardı Seyircilerin de teşviklerile şahlanan Sankırmızılılar nihayet 26 ncı dakikada iki Yunan müda-fiinin şarjına rağmen mükemmel bir kafa vuruşile ilk Galatasaray golünü yaptı
Her an beklenen bu gol büyük tezahürata sebep olmuş ve GalatasaraylI oyuncular kendilerine mahsus bir parlayışla coşarak oynamağa başlamışlardı. Fakat bu kadar tazyika rağ^nen şanssızlıkları' devam ediyordu. Artıklan şütleri ya kaleci mükemmel kurtanşlaria bertaraf ediyor veya direklere çarpan top tesadüf! olarak Yunanlı oyuncular tarafından tekrar kale önünden geri çevriliyordu. Nihayet 27 nci dakikada Cemilin pasından Orhan va-sıtasile beraberliğe kavuştular. Taraftan berabere sokan bu gol Galatasarayı daha fazla hızlan-dırdıysa da misafirler de vaziyetin tehlikeye girdiğini hissettiklerinden müdafaaya fazla ehemmiyet vererek ve sık, sık ihtiyat oyuncu değiştirerek tehlikeyi savuşturmağa çalışıyorlardı.
Neteklm bu tâbiyelerinde muvaffak oldular. Sankırmızılılar son dakikalarda bütün hatlarlle Yunan kalesine yüklenditerse de galibiyeti temin edecek golü çıkaramadılar ve maç bu netice değişmeden 2-2 beraberlikle nihayettendi, ' Olimpiyakos ikinci maçını bugün yine Şeref stadında saat 18.30 da İstanbul şampiyonu Be-şiktaşla yapacaktır. Bu maçtan evvel de Galatasarayla Beyoğlu-i spor karşılaşacaktır
Sulhi Garan
15 Temmuz
AKŞAM

|- İŞ ARIYANLAR
DİKKAT — Yüksek ticaret mezunuyum. Fabrika, şirket ve kooperatiflerde re'sen muhasebecilik ve müdürlük yaptım. Anadoluya da gidebilirim. Müracaatların Akşamda (Taşra) riimuzuna yapılmam 647 “
TECRÜBELT TERZİ MAKASTAR — Bir terzihane İdare etmek, maaşla ya ortak gibi. Beyoğlu Yeni çarşı Galatasaray berber Hamdlye No. 6 müracaat. 670 — 1
TECRÜBELİ BİR DİŞÇİ KALFASI İş ARIYOR — İstanbulda çalışmak Üzere Sirkecide Dişçi Haçik Jamgoç-yten'a müracaat. 679 —
OTOMOBİL SAHİPLERİNE — Askerlikle UişiğL kalmamış, tamirden anlar, çalışkan ve ahlâkına güvenilir bir şoför İş aramaktadır. Akşamda •Şoför* rümueuna mektupla müracaat. 699 — 1
YENİ TERHİS EDİLDİM — Evvelce iki sene levazım ambar memurluğu yaptım. Hususi müesseselerde de çalışırım. Buna mümasil iş arıyorum. Akşamda (A B.) rümuzuna. 692 —• 1
MÂLİYEDE — Ve devlet İktisadi kurumlannda senelerce çalışmış, muhasebeye mali mevzuata vakıf muhaberat ve dosya tanzimine de âşinâ 34 yaşında ciddi bir zat daimi veya saat hesabi 1 e 1$ aramaktadır. Akşamda Ş. M. Öz rumuzuna mektupla müracaatları. 673 — 1
YÜKSEK MİMAR — Tecrübeli yarım veya tam gün çalışmak üzere müteahhitlerde her nevi hesap, proje veya nezaret aramaktadır. Akşamda Mimar'a yazılması. 658 —■ 1
EHVEN ÜCRETLE AHÇI ARİYAN-IARA — Apartman katları doktor vt hanelere nefis yemek pişirir öğleye kadar çalışır. Akşam ilân memuru bay Nur iden sorulması. 667 — 1
YÜNLÜ VE İPEKLİ — Satışında mütehassıs ve lisan bilen bir tezgâhtar İş arıyor. P. K. 214 V. Bilen vas. «.Tezgâhtar» adresine lütfen müracaat. 675 — 2
İŞÇİ ARIYANLAR
İKİ BAYAN KASİYER ARANIYOR — Orta okulu bitirmiş, iyi bir aileden referanslı, mağazalarımız için iki bayana ihtiyaç vardır. İyi bir maaş verilecektir. Görüşmek üzere Beyoğlu Avrupa Pasaj 21 No. ya acele müracaatları. 646 —
8 VE 1.2 YAŞINDA — İki kız çocuğu İçin İngilizceye vakıf bir müreb-biye aranıyor. Suadlye Şaşkın Bakkal 341 No- ya müracaat. 648 — 2
HİZMETÇİ ARANIYOR — 3 Kişilik bir ailenin ev hizmetini ve yemeğini pişirecek orta yaşlı bir hizmetçi aranıyor. Kadıköy eczanesine müracaat. 651 —
ACELE ECZACI KALFASI ARANIYOR — Pratiği kuvvetli Garbi Ana-dolunuö şirin bir kazasında çalışmak üzere eczacı kalfasına İhtiyaç vardır. Emirdağ merkez kaza eczanesine müracaatları. 664 — 5
FATURA YAPMAYA — Ve mektup yazmaya elverişli bir kâtip lâzımdır Yirmi beş yaşından kırk beş yaşına kadar. Kefili olmalıdır. Nerelerde çalıştığını, kısa tercüme! haille yazarak Maarif Kltaphaııesl vasıtaslle A K. Adresine göndermelidir. Maaş İyidir 677 — 1
KADIN AHÇI ARANIYOR — Dolgun maaşla daimi olarak iyi yemek ve temiz ütü yapan bir kadın tutulacaktır. Büyükada Maden 97 numarada küçük köşke acele müracaat. 681 — 2
ÇORAP TAMİR İŞÇİSİ ARANIYOR — Çorap fabrikasında çorapları tamir edebilecek kız İşçilere İhtiyaç vardır. Mahmutpaşa. Yeşildlrek, Set-yan Han No. 11 684 — 2
BAYAN DAKTİLO ARANIYOR — Büro muamelâtına vakıf bir daktilo bayana İhtiyaç vardır. Lisan bilenler tercih edilir. Sirkeci. Kafkas Geçidi 1Z3 müracaat. 707 _ 2
DOLGUN MAAŞLA — Ev işleri ve yemek pişiren çalışkan, temiz b.lr hizmetçiye İhtiyaç vardır, kteyenlc-rln her gün 14 ile 16 arasında Eminönü Haşan Deposuna müracaat etmeleri- 688 — 2
- SATILIK EŞYA
SATILIK GAZOJEN MOTÖR — Çalışır halde. 25 beygirlik bLr motor, gazojen takımlarllc ve linyit kömürü İle çalışmak İçin tasfiye dürbünü İle birlikte Uşak İstasyon teslimi. Uşakta Rıza Sıhcıya. İstanbulda 22807. 562 _
BAKKAL, MAHALLEBİCİ VEYA EVLERE — Satılık buz dolabı. General Elektrik beş ayaklı ü. S. A. marka bulunan. Aksaray Küçük Lân-ga tramvay caddesi 176 numaraya müracaat. 532 — 2
MACAR MALI — İÜ ot saman balya makinesi ucuz flatle satılacaktır. Galata Necatibey caddesi No. 409 Basri. «53 — 1
batilik değirmen — Bilhassa çocuk maması unları İmaline elverişli ince otomatik eleklerle mücehhez bir değirmen -ehven Haile satılıktır. Haşan Deposuna müracaatları. 689 — i
TOPTAN SATILIK — Flit pompası: Flit sinek İlâcı veya dezepteksl-yon pompaları ehven flatle toptan satılıktır. İsteklilerin Haşan Deposuna müracaatları. 690 — 2
SATILIK — Dondurma ve sair seyyar mal satanlara yarar, bakkal kasap, her türlü ufak tevziata elverişli üç tekerlekli az kullanılmış 2 velosplt ehven llatle satılıktır. Haşan Deposuna (Eminönü 25) müracaatları. 691 — 2
300 LİRAYA — Taburesi ile satılık Bord markalı piyano. Telefon: 16 - 60 Aymergen. 676 — 2
KOTRA ARANIYOR — Asgari iki yataklı, salonu, mutfak, tuvalet ve nıotörü bulunan kotra aranıyor. Sirkeci, Kafkas Geçidi 1/3 müracaat. 708 — 2
SATILIK ELEKTRİK KAYNAK MAKİNESİ — 310 - 220 - volt - 400 amperine kaynak makinesi müracaat adres: Galata Kalafatytrl Kürkçü-kapı caddesi No 6 kaynakçı Mesut Güngör. 687 — 5
SATILIK MOTOSİKLETLER — Sepetli ve sepetsiz. Müracaat Sultanahmet Yerebatan caddesi 50 No. ya, 710 — 4
— Kiralık — Satılık BÜYÜK İSTİFADELİ SATILIK EMLÂKLER — İstifade ediniz. Müracaat: Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Galata ömerâbit han kat 2 No. 23 Galata telefon 42368 574 — 24
3500 LİRAYA KELEPİR ARSA — Ayaspaşanın mutena bir yerinde 95 metrekare arsa denize tamamlle hâkimdir. Taksim - Kristal arkasında Milli Emlâkiş. Telefon: 82777. 656 —
SATILIK EMLÂK ARANIYOR — Apartman ve buna benzeri olup da almak ve satmak kârlı İşi olup da devretmek ortak olmak ve ipotek yapmak lstiyenler: İstiklâl caddesi Büyük Parmakkapı köşe başı 4 kat 2 Suhulet Emlâk Zarif Özalp telefon 42396 441 — 7
KIZILTOPRAKTA KİRALIK SAYFİYE — çamlar İçinde mobllyell dört oda elektrik havagazı güzel bahçe. Kızıltoprak bakkal Tevfik'e müracaat «65 — 2
SATILIK ÇAM KORUSU _ Çamlıca Altunîzade tramvay durağına beş dakika Koşuyolu asfaltında 6060 metrelik çamlık ile Fatih tramvay durağına yarım dakika 10 x 23 ebadında arsa şahlıktır. Kadıköy Kurba-ğalıdere İkballye mahallesi Rasim-paşa sokak 13 No. 641 — 1
ORTA, LİSE TALEBELERİNE — Evlerinde matematik - fizik - kimya dersleri verilir, İmtihanlara hazırlanır. Akşamda (G. M) rümuzuna müracaat. 663 — 1
SATILIK KÂGİR BOŞ EV — Dokuz odalı elektrik terkos sarnıç havagazı banyo, yeril bahçeli her konforu havi Altmbakkal çimen sokak No. 39 her yere yakın . 652 —
PANGALTI ALTINBAKKAL — Tramvaya bir dakika mesafede üç katlı İki katı müstakil İkişer oda birer heladan ibaret altında garajı olan bir ev acele satılıktır. Telefon: 82777 630 —
SATILIK TORNA ATELYESI — Tevsi e müsait ve piyasa yerindedir. Her gün saat 30-12 arası 22559 telefona müracaat. 654 — 1
KİRALIK İKİ KİŞİ İÇİN ÜCUZ YAZLIK — Müstesna manzara 2 oda, salon konforlu Göztepe tramvay durağına bir dakika İstasyon caddesi 15/2 yazı ile evvelâ randevu alınması. 655 —
LÂLELİDE SATILIK ARSA — Lâleli Mesih Paşa sokak 7 No. ya müracaat aracı kabul edilmez. 589 — 3
şişlide ev 25000 — Sultanahmet-te 9000. tarlabaşında iki ev ^000 liraya satılıktır. Sirkeci Ankara caddesi No. 66 Emlâklşleri telefon 20310 628 —
İLAN — Dlvanyolunda üzerinde üç oda bulunan ve İstimlâke tabi olmı-yan 112 numaralı lokanta binası sililiktir. Görmek için lokantacı bay Cemal ve Mehmede müracaat. 840 —
SATILIK — Cihangirde deniz manzarasına tamamlle hâkim arsa maktuan (2500> liraya Göztepede istasyona beş dakika ağaçlı şirin bir arsa metresi (3) liraya mutavassıt kabul edilmez Galata Blliûr han (6) No ya (42831) telefon «78 — 5
KİRALIK ODALAR — Yazıhane a tel ye İçin kullanılır telefon vardır Galata nhtımı eski şarap İskelesi sokak NO. 5 «37 _
SATILIK — Tophane Necatibey caddesinde denize karşı dükkânları olan on dört odalı kâgir konak uygun flatle Galata Billur han (5) numaraya (42831)) telefon 679 — 5
BEŞİKTAŞ — Tramvay caddesi Barbaros karşısında bir mağaza üzerinde üç oda kirası 6q lira, 22000 liraya acele satılıktır. Beşiktaş Akaretler tramvay durağı köşebaşi 2 numara. Ali Rıza ve Necailye müracaat 697 — 1
BEŞİKTAŞ — Çarşı içinde gayet işlek ve müşterisi bol bakkaliye dükkânı devren acele satılıktır. Beşiktaş Akaretler tramvay durağı köşe-başı 2. Ali Rıza ve Necatiye müracaat 698 - 2
20000 LİRADAN 150000 LİRAYA DAR — Her tarafta satılık evler. Müracaat Ferdi Selek Türk Emlâk Galata - ömerâbit han 2/23 Tel. 42338 700 — 2
16000 LİRADAN 200000 LİRAYA KADAR — Her tarafta satılık değerli apartmanlar. Ferdi Selek Türk Emlâk Galata - ömerâbit han 2/23 T’el: 42368 701 — 2
20000 LİRADAN 650000 LİRAYA KADAR — Sayfiye yerlerinde villâlar ve yalılar satılıktır. Ferdi Selek Türk Emlâk Galata - ömerâbit han 2/23 Tel. 42368 702 — 2
38000 LİRAYA — Büyukderede fevkalâde konforlu ve möbleli bahçeli denize nazır villâ satılıktır. Ferdi Selek Türk Bmlâk Galata - Ömerâbit han 2/23 Tel. 42368 703 — 2
95000 LİRAYA — Bebekte kaloriferli bahçeli manzaralı fevkalâde satılık villâ. Ferdi Selek Türk Emlâk Galata-Ömerâbit han 2/23 Tel. 42368 704 — 2
• GÖZTEPEDEN KÜÇÜK YALIYA KADAR — 45000 liradan 100000 liraya kadar satılık 30 parça villâ. Ferdi Selek Türk Emlâk Galata - Ömerâbit han 2/23 Tel. 42368 705 — 2
SATILIK ev — İstanbul Ortaköy -de tramvay yolufia on adım, Dere-boyu caddesinde 14 sayılı üç tarafa bakan ve İçinde elektrik ile suyundan maada karşısında Ha midiye çeşmesi bulunan kârgir ev satılıktır. Görmek ve flatini konuşmak lstiyenler perşembe ve cuma günleri saat (17) den sonra oraya müracaat ederler. 674 —
DEVREN SATILIK LOKANTA — Kadıköyüniin en iyi bir yerinde müşterisi mükemmel ve İşlek bir lokanta devren satılıktır. Galata Tünel caddesinde 33/1 No. Mustafa telefon 41853 Onguna. 680 — 3
SATILIK EV — Taksimde kagir 6 odalı, konforlu, üç ailenin oturmasına elverişli evkafı ödenmiştir. FlatJ maktuan 8000 lira. Akşamda (F. K) rümuzuna mektupla 683 —
ACELE SATILIK EV — Boş teslim. 3 oda, bahçeli, 30 ağaç meyvalı, kuyusu beton yeni. Fatih Hofızpsşa caddesi Yıkık minare karşısında 100 No. ya müracaat. «84 —
SATILIK EV — Şişhanede ayda eski konturatlarla 115 Ura getiren kagir ev 10 bin liraya. Ers Emlâk Ağa-caml 3. Telefon 40284 693 —
SATILIK APARTMAN — Beyoğ-unda merkezi yerde dört katlı olunda dükkânı bulunan ayda 116 lira kiralı apartman . 18500. Ers Emlâk Ağacaml 3. Telefon 40284 694 —
SATILIK EMLÂK ARANIYOR — Istanbulun her semtindeki emlâkini hemen satmak isteyenlerin 40284 numaraya telefonla müracaatları rica olunur. 595 „
SATILIK DÜKKÂN — Çarşuyuke-bir Sahaflar caddesi 88 No. lı dükkân 15000 lira satılıktır. Talip olanlar der ununa mürgcaat. 685 —
Sahife 7
5-müteferrik
ASRİ DANSLAR — Hususi olarak evlerinde öğrenmek İst i yenler Beyoğlu Anadaolu hanı geçidi karşısında Ali yon sokak 19. Prof. Panosyan 542
DAKTİLOGRAFİ — Yazı makinesinde on parmakla, mctodla yazmağı evinizde kendi kendinize öğrenerek bir meslek sahibi olunuz. (P. K. 1600 -Galata) a drezine yazınız. 308 — 4
10,000 LİRA SERMAYEDAR BİR ORTAK ARANIYOR — Sermaye olarak konulan para kendisinde kalmak sur etile ayda 1506 Be 2000 lira kazanç temin eden ve şahsi âlisin e engel vermiyen dürüst bir ortağa İhtiyaç vardır. Bu hususta tafsilât almak lstiyenler; Harbiye Halâskâr-gazi caddesinde 74 No. lı dükkâna her gün saat 5-7 arasında tahriri veya şifahi malûmat alabilirler.'Ali Sağlam. 662 —
ALMANCA DERSLERİ — AvrupalI öğretmen talebelere ve büyüklere verir, İkmal dersine hazırlar. Her tarafa gidebilir. Prau Siftar Hoca Zade sokak No. II kat 3 Taksim.
682 — 3
Türk değirmencilerine müjde
UN DEĞİRMENLERİ makine imalâtı ve tesisatında 108 senelik bir varlığile bütün dünyanın yüksek takdirini kazanmış olan ':l
THOMAS ROBINSON & SON, ROCHDALE fabrikaları Türkiye piyasasına büyük ölçüde ihracata karar vermiştir. Hâlen Türkiyede bir nüm un e değirmeninde İşllyen çok yüksek evsaftı makineleri vardır.
ÜN FABRİKALAR İnin tam ve kısmi tesisatını, her türlü değirmen yedek akşamım ve malzemesini İmal ve teslim etmeği
THOMAS ROBİNSON & SON, ROCHDALE
FABRİKALARI TAAHHÜD EDER.
Çok vûs'atll olan bu sahalarda her türlü fenni ve malî müşavereler için
LÂLELİ — Koska Mimar Kema-lettln mahallesinde Koca Ragıp caddesi ir numaralı beş katlı arsalı apartman ile bu apartmanın y anıtı-
MUNTAZAM EĞER TAKIMI SATI-, uparunan ıie ou apartmanın yanaı-L1KTIR Görmek için Beşiktaş daki I kapı numaralı arsalı ev sa.li-Köylçl Şehit Asım caddesi 82 No. ya bktır. 22827 telefon numarada Nihat ESracasî. 638 — | yener'e müracaat. 672 __
müracaat.
DANS — Fransızca ve Fransızca matematik dersleri, evlerde ehven fi-atle verilir. Müracaat: Kadıköy Yel-değirmenl İzzeddln sokak 23 numara C. A. B. 696 — 2
TEKNİK ÜNİVERSİTE TALEBESİ — Lise ve orta okul kız erkek talebelerine lizlk. kimya, cebir, geometri. derslerini verip İmtihanlara hazırlar. Müracaat: Akşam gazetesi Y. Ders. 686 _ 1
TEKNİK OKUL MEZUNU — Tecrübeli genç bir inşaat fen memuru İş arıyor. Akşam’da B. B. rumuzuna mektupla müracaat. 706 — 2
TEKNİK ÜNİVERSİTE _ Giriş lmtihanlarlyle lise ikmal imtihanlarına hazırlanan talebeye, geometri, cebir, fizik, kimya dersi vermekteyim. İsteyenlerin Akşam’da i. ç. rumuzuna mürcaatları. 671 — 1
MEKTUPLA» İNİZ! ALI»İKİNİZ
Gazetemiz idarehanesini adres olarak göstermiş olan karilerimizden
Memur — İngilizce — Y.T — A-G — Daktilo — CS — Eczacı—
G.ş — Talebe yetiştiririm namlarına gelen meKlııtılân idarehanemizden aldırmaları rica olunur.
Çocuğunuza Dadı
Bulmak için «Akşam» ın KÜÇÜK İLÂNLAR en süratli ve en ucuz vasıtadır.
Lokman Hekim (Dr. HAFIZ CEMAL) Dahiliye mütehassısı
Dîvan yolu 104
Muayene saatleri Pazar hariç her gün 2 5 — 5. Tel: 22398
■ Dr. A. Asım Onur ■
Ortaköy Şifa Yurdu Şehir gürültüsünden uzak bir yerde büyük bir parkın içinde ve çatnlann ortasında fevkalâde güzel manzaralı, çok temiz
■ e iyi bakımlı, kadın, erkek her türlü hastalara açık hususi hastane. Sinirlerini ve yorgunluğunu dinlendirmek ve :a«ka-hat devrini geçirmek iatiyen. iere mahsus yegâne müessese.
Telefon: 84421
Türkiye Umumî Mümessili
F İLİ.
BAHÇEKAPl — KUTULU HAN 22
TED 23857 P. K.
Müesses... sayın alâkadarların emrine amadedir.
>
5
745 İstanbul
(D
Demiryol Meslek okuluna talebe alınacak Devlet Demiryolları ve Limanları işletme genel müdürlüğünden: Devlet Demiryollarının muhtelif şubelerine memur yetiştirmek ûzfirtS Ankara’daki Demiryolu Meslek Okuluna müsabaka ile talebe alınacaktır^ ö
Okul parasız ve yatılıdu-,
A) Kayıt ve kabul şartlan,
1 — Türk olmak,
2 — Ortaokul mezunu olmak, —
3 — Okumağa ara vermemiş bulun met,
4 — 15 yaşından küçük. 18 yaşından büyük olmamak,
5 — En az 1,56 boyda olmak,
6 — idarece yaptırılacak muayenelerde sağlamlığı anlaşılmak,
B) Müsabaka imtihanları (Türkçe, Geometri, Cebir ve Fizikten) pllacaktır.
C) Müsabaka imtihanlarının yapılacağı yerler ve tarihler:
1 — Ankara, Haydarpaşa, Eskişehir, Balıkesir, Afyonkarahlsar, _ mir, Kayseri, Adana, Malatya, Erzurum. Sivas İşletme Müdürlüklerinde 15/Ağustos/1945 tarihinde yapılacaktır.
D) Kayıt ve kabul muamelesine İşletme Müdürlüklerinde 10/Tem-rauz/1945 pazartesi günü başlanacak: ve 11/Ağustos/ cumartesi günü son verilecektir.
Fazla tafsilât almak İsteyenler yukarıda yazılı İşletme Müdürlüklerine müracaat edebilirler. ($958)
ya-
İz-
Teknîk üniversite satın alma komisyonundan:
Teknık Üniversitemiz matbaasında tabettirilen kitapların tertip ücreti beher standart sahifesl İki Uradan kapalı 2arf usuliyle eksiltmeye konulmuştur. 5000 sahife olan bu tertip ücretinin ilk teminatı 750 liradır. Eksiltme 17/7/1945 tarihinde salı günü saat II de yapılacaktır. Fazla malûmat için rektörlüğe müracaat olunması. (8643)
Belediye Sular İdaresinden
Ölçü ve ayarlar haklındaki kanuna göre beş sene önce damgalanmış sayaçların yeniden muayeneleri gerektiğinden bu durumdaki sayaçlar yerlerinden çıkarılacaktır.
Saym abonelerimizin, çıkartma sırasında memurlarımızla bitikte sayacın işaretine dikkat etmeleri ve bu işareti gösterir kâğıdı imzalamaları rica olunur. Bırakılacak blldirik tarihinden itibaren üc gün geçtikten sonra yapılacak itirazların kabul etlilemi-yecegi önemle ilân olunur. 9171

Kapalı eksiltme ilânı
İstanbul bayındırlık müdürlüğünden:
1 — Halkalı Tarım okulu on arımı kapalı zarf usuilyie eksiltmeye çtka-nlmıştır. Keşif bedeli (17800) lira (99> kuruştur. Eksiltme 2/8/945 tarihinde perşembe günü saat 15 te Bayındırlık müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 -= Bu İşe alt evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme, Bayındırlık işleri genel, hususî, fenni şartnameleri, keşif hulâsaslyle buna müteferrl diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye Iştlr&k etmek için taliplerin (135) lira C07> kuruşluk
muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz İbraz etmesi ve 945 yılında ti çarp t. odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hâmil olması, eksiltme gününden, tatil günleri hariç, (3) gün evvel Vilâyet makamına müracaat ederek, ehliyet vesikası alması ve yukarıda ikinci maddede yasılan evrakı görüp kabul ettiğine adir İmzalaması ve buna alt 2400 sayılı kanun mucibince hazırhyacağı teklif zarflarını 2/8/945 perşembe günii saat 14 e kadar İstanbul Bayındırlık müdürlüğüne verilmesi lâzımdır. (93951
İstanbul vakıflar orman işletmesi müdürlüğün-
den:
Alemdar vakıf ormanının 6 No. li maktamda istifte mevcut % 80 kestane % 20 karışık olmak üzere 20000 kental odun şartnamesine göre ve pazarlıkla satılacaktır. Beher kentalin muhammen bedeli 60 kuruş ve muvakkat teminatı 900 liradır İsteklilerin 19. 7. 945 günü saat 15 Çemberlitaştaki büromuza müracaatları. (9398)
İstanbul Tekel başmüdürlüğünden:
Kızı laya ait Amerikan ve yerli oyun kâğıtları, isimleri aşağıda yazılı depolarda hiç bir kayda tabi olmıyarak Katılmaktadır,
İsteklilerin mezkûr depolara müracaatları ilân olunur
„ (9284)
Sirkeci Pangaltı
Beyazıt Beşiktaş
Aksaray Yeniköy
Kumkapı Üsküdar
Bala t Bakırköy
Galata Kadıköy
Kapıiçl Adalar
Beyoğlu Beykoz
Kalyoncu Erenköy
Teknik okulu satın alma komisyonundan:
Cinsi__________ Miktarı Tahmin Fi.
Kavun
Karpuz
Çavuş üzümü
Yapıncak üziim Müşküle üzüm Şeftali Amasya elması
Okulumuzun 31/12/945 gününe
62 Kr.
69 >
53 >
53 >
53 »
80 >
100 >
2000 Adet 2000 Adet 1500 Kilo
500 >
1000 »
500 >
3000 »
_____________________________ kadar İhtiyacı olan yukarıda cins, miktar ve tahmin fiatlerl yazılı olan yaş meyvanın 30/7/945 pazartesi günü saat 15 te Gümiişsuyunda Teknik ünlveısite muhasebeciliğinde toplanacak okul santmalma komisyonunda kapalı zarf suretllc eksiltmeleri yapılacaktır. İsteklilerin 571 liralık ilk teminat makbuzu, yeni yıl Ticaret veya Sanayi Odası ve gurup belgelerlle tekliflerini havi kapalı zarflarını sözü geçen saatten bir saat evveline kadar komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde vermeleri. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. Şartname Yıldızda bulunan okulda görülebilir. (9412)
Banife 8
AKŞAM
15 Temmuz 1945
Millî Eğitim Bakanlığından:
1 — Ekonomi. BnyındırUk, Çalışma Bakanlıklarıyla Şeker Fabrikaları Umum Müdürlüğü hesabına yabanoi memleketlere gönderilecek öğrenciler İçin, sayfa;, öğrenim dalı, yorl ve şartları aşağıda yasnlı esaslara «ör* seçim İmtihanı açılacaktır. Bu İmtihanlara girebilmek İçin gönderilecek memleketin dilini bilmek şarttır.
Hangi daire hesabına
Gönderileceği gideceği öğrenci sayısı Öğrenim dalı memleket
3000 Liradan 600,000 Liraya Kadar
Üsküdar ve Kadıköy havalisinde 100 parça, Beyoğlundan Büyükdtreve Bariyere kadar 300 parça, Istan -buldan Yeşilköye kadar 400 parça. Adalar ve havalislnds 100 parça, Ankarada 50 parça, Mersin, Adana ve havalisinde 50 parça, apartıman, er, villâ, arsa, han, otel, çiftlik, yalı ve saire gibi büyük istifadeli emlâk satışa çıkarılmıştır.
Müracaat: FERDİ SELEK TÜRK EMLÂK BÜROSÜ |
Oalata, Ömer Abld Han 2 nel kat. 28 numara Tel: 42368.
Ekonomi Bakanlığı 1
Bayındırlık Bakanlığı 2
Bayındırlık Bakanlığı 2
Çalışma Bakanlığı 3
Çalışma Bakanlığı 2
Seker Fabrikaları u. Md. 15
Şeker Fabrikaları U. Mm 10
Şeker Fabrikaları U. Md. 8
Şeker Fabrikaları U. Md. 8
Şeker Fabrikaları U. Md. 2
Makine Müh. Yapı Müh.
Makine Milhend. İş Hekimi, Sosyal Sigortacılık
İş Hakimi, Sosyal Sigortacılık Ziraat Mühen. Veteriner Kimya Müh. Makine Müh. Elektrik Müh.
Birleşik Amerika. Birleşik Amerika Birleşik Amerika
Birleşik Amerika
İsviçre
Blrleklj Amerika Birleşik Amerika Birleşik Amerika Birleşik Amerika Birleşik Amerika
P u^d rvajBxn 1 KULLANIYORUM
İstanbul gümrük koruma deniz bölge komutanlığı satın alma komisyonundan:
S2
2 — Ekonomi Bakanlığı hesabına Kaliforniya Teknoloji Enstitüsünde okuyacak alan öğrencide aranılan vâsıflar şunlardır:
aı Memurlar kanununun 4 üncü maddesinde yazılı şartlan haiz olmak,
b> 17 yaşını bitirmiş 25 yaşını aşmamış olmak,
c) Lise olgunluk veya lisenin üstünde bir teknik öğreniminden melun olmak.
3 — Bayındırlık Bakanlığa hesabına gönderilecek öğrencilerde aranılan vasıflar şunlardır:
a) Teknik Üniversitenin inşaat Makine Fakültelerinin üçüncü sınıfını pekiyi veya iyi derece ile bitirerek dördüncü sınıfa geçmiş olmak,
bı 24 yaşını aşmamış olmak.
c) Fakülteye yüklemle bağlı İse bu yüklemini yehl yüklemine eklemek.
4 — Çalışma Bakanlığı hesabına seçilecek öğrencilerde aranılan vasıflar şunlardır:
a> Memurlar kanununun 4 üncü maddesinde yazılı şartları haiz olmak,
b) Askerlikle İlgisi bulunmamak ve 35 yaşını aşmamış olmak,
c) Sağlık durumu memleketin her yerinde ödev görebilmesine elverişli olmak,
d> iş Hekimliği İçin açılacak imtihana gireceklerin İstanbul Üniversite Tıp Fakültesinden, Sigortacılık öğreneceklerin de Yüksek İktisat Ve Ticaret okulundan, Hukuk Fakültesinden ve Siyasal Bilgiler Okulundan pek İyi ve İyi derece İle mezun olmaları lâzımdır.
5 — Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi Umum Müdürlüğü he-sabuıa seçilecek öğrencilerde aranılan vasıflar şunlardır:
a i LİSc fen kolundan bitirme ve olgunluk diplomalarının dereceleri pek iyi ve İyi olmak,
b> Yaşları 18 den aşağı ve 21 den yukarı olmamak,
O Beden kabiliyetleri seçecekleri kollarda çalışmalarına uygun olduğu sağlık kurulu raporlyle belirtilmiş olmak,
d> Seçme imtihanlarını kazananların bağlı bulunacakları diğer hususi şartlar şunlardır:
(Öğrenciler okuma yerlerine gönderilmeden önce Umum Müdürlüğün göstereceği Fabrika ve Ziraat teşkilâtında en çok bir yıl süre ile staj göreceklerdir- esnasında öğrencilerin mesleklerine karşı İlgileri İn-
celenecek. muvaffak olamayanlar öğrenime gönderllmlyerek şirketle alâkalan kesilecektir. Stajyerlerin bulundukları yerden staja gidecekleri yerlere kadar yol giderleri, staj esnasında yiyip içmeleri ve yatmaları Şirketçe temin edilecektir. Stajda başarı göstererek okuma yerlerine gönderileceklerden bir öğrenim yılına karşılık iki yıl yükleme bağlı olduğuna dair senet alınacaktır.)
Mlkdarı Muhammen bedeli
çubuk 87,000
Prenses
ALLA TROUBETSKOY
Esbabını anlatıyor:
*■ Onun bir çok cO2lp ve yeni renkleri vardır.
A O. bütün kullandığım pudralardan daha ince ve daha harıftir.
* Ondakl hakiki çiçeklerin
nefis kokusuna pereıtb ediyorum. I
* O. bütün gün sabit kalır Çünkü terkibinde başka biç bir pudrada bulunmayan Krema köpüğü vardır,
» Yağmurlu, rüzgârlı havaya rağmen Yeni To-kalon Pudrası tenimi daima ierü taze muhafaza eder.
» Eminim kİ ner ne bahasına olursa olsun bun: dan daha iyi bir pudra bulmak İmkânı yoktur Z

Teminatı
Lira Kr.
Günü
Pazarlık Saati
Dakika
çelik tel Halat
Yeşil sabun
Beyaz üstübü Renkli . İnce bezir Kalın « Hasır süpürge
Demir saç Lama
Yuvarlak demir
3/4 demir somun
«1
27
77
50
43
50
19/7/945
19/7/945
19/7/045
14
14
15
00

&0
çıralı çam
Çlralı çam
Gürgen
1 — Yukarıda cins, mlkdan, muhammen tutan muvakkat ______ _____________________
Hasköyde Gümrük Koruma Deniz Bölge Komutanlığında toplanacak Komisyonumuzda pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Teslim yeri Komutanlık Levazım ve Atölye ambarıdır.
3 __ Nümune ve evsaf her gün komutanlığımızda görülebilir.
4 — Teminat Galata Mumhane caddesinde gümrük muhafaza Levazım âmlrlllg Muhasebeciliğine yatırılacak alınacak teminat makbuzu ve ticaret veya esnaf belgelerile komisyona müracaat edilecektir. (9400)

17
19/7/945
15
30
teminatı
ve pazarlık
günleri yazılı Levazım
Zayi — İstanbul Fen fakültesinden aldığım hüviyet ve şebekem! kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
1663 No. h Mustafa Öz

Zayi — Erenköy nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdımı ve beraberinde Kadıköy askerlik şubesinde kayıtlı askerlik tezkeremi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. 1328 doğumlu İbrahim oğlu Bayram Mardin
KENDİR ve KETEN SANAYİİ'
( T A R İ Ş) Telgraf adresi
İZMİR İNCİR VE ÜZÜM TARIM SATIŞ
Kooperatifleri Birliğinden:
Birliğimizin Telgraf adresi (TA R İ Ş) olarak tescil ettirilmiştir Müşterilerimizin bu kısa adresle muhabere etmeler! rica olunur.

6 — Yukarıda yazılı şartları taşıyan İsteklilerin en geç 31 Temmuz 1045 salı günü akşamına kadar aşağıda İşaret edilen belgeleriyle-Bakanlığımıza başvurmaları gerektir.
1 — Dilekçe. (Bu dilekçede hangi Makam ve Müessese adına ve hangi öğrenim kolundan İmtihana girilmek İstendiği açıkça yanılacaktır.)
2 — Öğrenim belgesi (İsteklilerin Lise olgunluk, Teknik Okulu ve Yüksrk Okul menünü olduklarına göre bu diplomaların Noterce tasdikli birer örneği. Teknik Üniversite öğrencisi ise Fakülte Dekanlığından tasdikli bir belge»
3 — Nüfus tezkeresinin Noterce tasdikli örneği.
4 — 6 adet 4x4 büyüklüğünde fotoğraf.
5 — Lise, Lisenin üstünde bir teknik okul ve yüksek öğrenim mües-seselerlndtn mezun olanların askerlik durumları bakımından yabancı memleketlere gitmelerinde bir sakınca olmadığını gösterir belge.
6 — Aesmi ve hususi bir mama karşı yüklemle bağlı olmadıklarına dair belge,
Seçme İmtihanları:
Ankarada tasfiye halinde Türkiye İş Bankası memurları tekaüt sandığı tasfiye heyetinden:
Adreslerinin bilinmemesi dolayıslle kendilerine Aktü«r raporuna göre şahsi hesapları gönderilmemiş olan Sandık âzalnrının açık adreslerini heyetimize bildirmeleri lüzumu İlân olunur.
7 ürk Anonim
a) İmtihanlar 20 Ağustos X6V> pazartesi günü saat 10 da Ankara'da Hukuk Fakültesinde. İstanbul'da Yüksek Öğretmen Okulunda bağlıyacaktır.
b) İmtihanlar Lise vc Teknik Okulu mezunları için (Türkçe kompo-Blsyon, Fizjk. Kimya, İngilizce)
c) Teknik Üniversite müdavimleri İçin (Türkçe kompozisyon «İnşaatçılar İçin» Zemin Mekaniği, Hidrolik «Makineciler için» Termodinamik. Makine elemanları, İngilizce)
d) Tıp Fakültesi mezunları için (Fizyoloji, Şlrurjl, Hljlyen, yabanoı dil)
e) Yüksek İktisat ve Ticaret okulu, Hukuk Fakültesi, Siyasal Bilgiler okulu mezunlan İçin (Maliye, Ekonomi, Kooperatifçilik, yabancı dil)
7 — Bakanlığımıza müracaat edenlerden belgeler! noksan olanların dilekleri dikkate almmıyacaktır, (9346)
Şirketinden
16/7/945 den itibaren mer’i Fabrikada tealim i S T E S i
F i A T L
NO, Kuruş Kendir ipleri ve kat-
1/2 365 ranlı ve katransız
3/4 ı 377 390 HALATLAR
1 1/4 403 Kendir ipi 4 - 5m/m 400 Kr.
1.1/2 415 Kendir ipi 6-7 m/m 386 Kr.
2 457 Kendir ipi 8 - 10 m/m 374 »
"2.1/2 517 Kendir ipi 11 - 12 m/m 361 »
3 590 Katranlı ve katransız
4 642 Kendir halat: 331 kuruş.
KIZILAY HEMŞİRE OKULU
Kızılay Hemşire Okulu, Mezun Hemşire olmak İsteyen genç kızlarımıza a senelik bir tahsil sağlar Tahsilin pratik kısnu, nezaret altında, Üniversite Kliniklerinde yapılır.
Kabul şartları şunlardır:
1 — Türg olmak
2 — Orta okul mezunu olmak
3 — Tam sıhhatte olmak
4 — 16-25 yaş arasında olmag
İsteklilerin yazı Ue veya şahsan aşağıdaki adrese müracaat etmeleri:
Kızılay Hemşire Okulu Direktörlüğü
Haseki caddesi — Aksaray - İstanbul
ELYAF
İSTANBUL'DA BU YÜKYAll’DAKt SAYFİYE YERt 24 AĞUSTOS ÇEKİLİŞİNDEKİ İKRAMİYELER ARASINDADIR.
UZUN
200 gramdan fazla (Krovaze çıkrıklama) bobinler, çileler ile alelûmum dokuma sanayiinde müstamel
Bobin, çile ve Turalar:
BOBİN VE ÇİLE HALİNDE REFE KUNDURACI İPLİĞİ YUMAKLAR VE CİLÂSIZ KINARLAR
istimal edilenler) (Sanayi harici İstimal edilenler)
200 gram ve 200 gramdan noksan (Krovaze çıkrıklama) Bobinler ve çileler ve 200 gramdan fazla olup da bölümlere ayrılmış olan
Çile ve Turalar:
(Sanayide
No Kuruş No. Kuruş
4 715
3 766 4 768
6 816 5 819
7 894
8 944 e 870
10 1046 7 946
12 1477
14 1579 8 997
1 N G i D i Z SİCİMİ
NO, Kuruş No. Kuruş
ı.ı/ı 2 602 627 5 780
2.1/1 653 6 831
3 680 8 959
4 730 10 1059
İkinci hamur vazı kâğıdı ve oelür kaildi almak istiyeıılerin dikkat nazarına;
SUMERBANK
YERLİ MALLAR
PAZARLARI
MÜSSESESİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN:
Sümerbank Sellüloz Sanayii Müessesesl İzmit Kâğıt Fabrikası mamulatından M2 60 - 75 gram ağırlığında İkinci hamur yazı kâğıdı ile M2 35 gram sıkletinde pelür kâğıdı Müessescmlzce satışa çıkarılmış bulunmaktadır.
Mecmua sahibi. Tâbi, Müellif, imalâtçı ve perakende kâğıtçılar-I dan bu kâğıdı almak isteyenlerin İstanbul'da Sütner hanında 3 üncü katta Müessesemlz Satış Servisine, az miktarda almak isteyenlerin de Müessesimizin İstanbul Merkez Mağazasına müracaat etmeleri açık-Iranır.
— Daktilo aranıyor —
Makinede çabuk yazabilir, İngilizce, Almanca veya Fransızca bilmesi şartlı bir daktilo bayan aranmaktadır. Galata Bankalar cddesi Assi-kürazlonl Han 38 - 42 ye müracaat olunması.
NOT: 81parlşln kabul edüebllmesi İçin!
1 — Kunduracı ipliği ve sanayide müstamel İplikler ve İngiliz sicimi İçin asgari 400 kilo
2 — Alelumum kınnap ve halatlar 2000 kilodan aşağı olmaması şarttır.
3 — Bunların dununda siparişler işin füzul! müracaat yapılmaması
4 — Sipariş verecek olanların 510 sayılı karar ahkâmı mucibince grup vesikalarını hâmil olmaları ve lbraı etmeleri mercuduir
*-
Maltepe Belediye Başkanlığından:
Belediyemiz Zabıta memurluğu münhaldlr. İsteyenlerin Belediye memur ve müstahdemleri nizamnamesinin 3 üncü maddesinin A. B, C. D. E. F fıkralarını haiz olanlar bu fıkralarda yazılı belgeleriyle birlikte 16-7-945 pazartesi günü saat 10.30 da dliek-çelerlle birlikte Belediye Encümenine müracaat etmeleri ilân olunur. 8076

Açık arttırma ilânı
Pendik Bakteriyoloji enstitüsü müdürlüğünden:
1 — Müessesimizde muaf çıkan koyunlard&n 20 başı «400» kilo tahmin suretile satılacaktır,
2 — Teminat akçesi 26 lira olup arttırma 30 temmuz 1045 pazartesi saat 16 da enstitü binasında yapılacaktır
3 — İstekliler koyunlan her gün müessesede görebilirler,
(4908)
İstanbul vakıflar orman işletmesi müdürlüğünden:
Çayırdere ve sinekll depolarında vagonda teslim şartile 10000 kental meşe odunu şartnamesine göre ve pazarlıkla satılacaktır.
Beher kentali muhammen bedeli 360 kuruş muvakkat teminatı 2700 Hradır.
tsteklilerin 19, 7 945 günü saat 16 da işletmemize müracaattan, (9397)

Comments (0)