16 Eylül 1950 — Cumartesi
W ÎSttANBUL 75.000 4jra dağıtıyor
Hedireta kuponu
Nî İSTANBUL 75.000 liraTinğıtıyo
b
I
i
YENİ İSTANBUL 75.000 Hra dağıtıyor
»r
itiyor
Tesis eden: Hablb Edlb - TÖREHAN
Yıl 1 — Sayı 290 — 10 kuruş
Aboner Türkiye İçin seneliği 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler İki misildir •
hânlar î 6 ncı sayfada santimetremi B Liradır, hânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8 — Posta Kutusu : 447 . İstanbul
Telefon ı 44756 - 44757 Santral — Telgraf Adresi : Hetlo. İstanbul
Dış politika
Atlantik Paktı ve Türkiye
BU seferki müracaatımız da netice vermedi. Atlantik Paktına, bu sefer de alınmadık. Acaba yanlış kapı mı çalıyoruz, yoksa gnrp medeniyetinin emniyet evine girmenin yolunu mu yantış seçiyoruz?
Bildiğimize göre. bizim bu hususta yaptığımız müracaatların her ikini de, dostlarımızın ehemmiyetli politika adamları tarafından olduğu kadar gn-zetelrri tarafından da teşvik görmüştür. Buna rağmen her İki müracaatımıza menfî cevap verilmiştir. Bıı yüzden, Türk âmme efkârı hem üzüntü hem de müdafaamızı sağlayacak kuvvetli bir emniyet formülü bulunamamış olması yüzünden endişededir.
Yalnız, bu seferki müracaatımıza» kabul etmek lâzımdır kİ kaçamaklı bir cevap verllmiyerek. aynı zamanda Atlantik Paktının aslında ne olduğunu ve ne olmak lâzım geldiğini bildiren vâzıh bir red cevabı verilmiştir.
Bu cevaba göre:
Atlantik Paktı, garp medeniyetinin göbek parçasını kati bir şekilde taarruzdan mâsun tutmaya mâtuf bir anlaşmadır. Dairevi şekilde çizilmiş, her tarafı kapalı bir .Maglnot hattıdır. Hem askerî hem siyasîdir. Kapalıdır ve herhangi bir düşman sızmasına mtisait değildir.
Birinci Cihan Harbinde, Almanlar. Belçika üzerinden yüıüyerek Fransız topraklarına girdiler, ikinci Cihan Harbinde, Maglnot ve bunun Belçl-kadaki tamamlayıcı parçasını arkadan çevirmek yahut mafsal noktalarından zorlayıp parçalamak için hem Felemenk’e hem Lüksemburg’a hücum ettiler. İşte, bu tecrübelerden de istifade ederek. İçine batı medeniyetinin en has parçalarını alan ve Atlantik’in fki şimal kıyısını ayrıca emniyet altında bulunduran, daha şümullü ve daha sağlam bir siyasî ve askerî, modern Seddl-Çin yaratmak fikri bu suretle meydana gelmiştir. Hiç şüphe yok ki, Atlantik Paktına dahil devletlerden birine dokunmak, bunu yapacak olan yahut olanlar İçin, hazır bir koalisyonu karşılarında bulmak demektir. Yani, üçüncü cihan harbi!
Yine bize verilen cevaba göre, paktın kudreti, keza şüphesiz olarak, mabdudlye findedir. Bunu başka memleketlere yahut dünyanın öteki bölgelerine teşmil etmek, başlıca İki mahzur arzedecektir.
Birinci mahzur, her yeni alman devletin arkasından bir başkası talip olacağına göre, paktın bir nevi enflasyona uğraması ve binaenaleyh fiili değerini kaybetmesidir. İkinci mahzur İse, eski ve yeni coğrafya bölgeleri tablatiyle birbirine bağlı bulunacağından, esasında hiç kimsenin aleyhine müteveccih bulunmayan Paktın, birdenbire bir “encerdement” (muhasara) politikasına esas gibi görünmesi ve kendini muhasara edilmekte hisseden devleti bir “Önleyici iıarb”e sevketmesldir.
Bu sebeplerden dolayı Atlantik Paktı akitleri, kendi aralarına başkalarını almak istemiyorlar. Bunun böyle olduğunu, bu defasında artık adamakıllı anlamış bulunuyoruz.
Hazır zaman ve şartlar müsait İken, onların da bizi anlamaları lâzamdır. kanaatindeyiz. Biz Atlantik Paktına, bir kere her defasında bir nevi teşvik görerek talip olduk. Ne Atlantlkli bir devlet olmamak ne de Avrupa ve dünya barışına hizmet etmek bahsinde, Italyadan geri kalır bir tarafımız olmadığına da kani İdik. İkincisi, biz bu Pakta evvelâ kendi emniyetimizi sağlama bağlamak arkasından da, Akdeniz - Yakındoğu ve dünya emniyeti adına giriştiğimiz fedakârlık ve taahhütlerin bizzat bu sahalar adına olan ehemmiyetini bildiğimiz İçin talip olduk. Maksadımız ille şu yahut bu pakta dahil olmak değil, dünyanın bu yoldaki emniyetini kendimizinki ile birlikte sağlam esaslara İstinat ettirmektir. I
Çünkü bizim İngiltere ve Fransa İle olan geçen harpten kalma anlaşmalarımız, ne dünyanın ne do bizim emniyetimizi koruyacak cinsten değildir. Mutlaka, değişen şartlara göre yeni emniyet tertibatına lüzum vardır. Bu nokta bizim Atlantik Paktına alınmamız yolundan temin edilemlyereğine göre, bir başka şey düşünmek lâzımdır. Bij başka şey ne olabilir?
Bizce bunun en kestirme yolu, evvelâ İngiltere ve Fransa İle olun anlaşmalarımızı yeniden ve bugünkü şartlara göre kaleme almak. İkincisi de bu yeni ahdi anlaşmanın mutlak kefaletini, Amcrikaya kabul ettirmektir.
Atlantik Paktına, neden alınamıya-eağımızı, bıı Paktın târifinl vermekle izah eden üç büyük ve dost devlete, müsaadeleri Ur, şu hakikati hatırlatmak isteriz:
Biz bu üç büyük devletin ya Akde-nlzdeki veyahut Ortadoğudakl menfaatlerine tek başımıza kalkan olmaktayız.
Bu üç devlet, aramızdaki fiili emniyet ve mukadderat iştirakine, hukuki ve ahdi bir şekil versinler, kâfidir.
Biz artık Atlantik Paktının kapılarını ne önden ne de arkadan kurcalamak niyetinde değiliz. Fakat, kendi bölgemizin ve kendi topraklarımızın emniyeti üzerinde, bilhassa Amerika ve İngiltere İle, artık mutabık kalmak mecburiyetindeyiz.
Burhan BELGE
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar dünkü geçit resmini seyrediyor
Kara kuvvetlerinin Sevindlklide yaptıkları geçit-resminde tank blrUklerl
Kore’de mukabil taarruz başladı
Seul’un limanına
çıkarma yapıldı
Mac Arthur, harekâtı yerinde
bizzat idare etmektedir
Gaye, cenuptaki Kızıl kuvvetlerin ikmalini keserek, bunların topyekûn imhasına gitmektir
Tokyo. 15 (YÎRS) — Kore harbinin en büyük armadası, Mlssouri'nln de dahil olduğu 216 gemiden müteşekkil filo, uçakların da iştirakiyle, Wolml Adasını 45 dakika bombalayarak buraya çıkartma yapan birliklerin İşini kolaylaştırmıştır. Sahile İlk çıkan birlik 30 dakika sonra adanın en hâkim noktasına Amerikan bayrağını çekmiştir. Adanın işgalini müteakip în-chon’a çıkartma yapılmıştır. Kısa bir müddet sonra Seul'dan 18 mil uzaktaki bu limanın merkezine girilmiştir. Bu sırada doğu sahilindeki deniz kuvvetleri Yongdok civarını bombalamış ve Yongdok’un cenubuna Güney Kore birlikleri çıkartma yapmışlardır. Wolmi Adası iki gün donanma ve hava kuvvetleri tarafından bombalanmıştı, çıkartma günü de 45 dakika ateş altında kaldıktan sonra bir alev yığını haline dönmüştü.
Harekât hakkında demeçte bulunan Mac Arthur “Düşmana hücum cesaretini veren kara kuvvetlerinin faikıyeti idi, fakat biz bu cesareti deniz ve hava kuvvetlerimizin yardı-
Edinbugh Dükü şerefine Emirgânda bir ziyafet verildi
Vali ve Belediye Başkanı Profesör Fahreddin Kerim GÖkay ve Bayan Gökay tarafından şehrimizde bulunmakta olan Edinburgh Dükü Altes Philip Mounthatten şerefine dün sarıt 21 de Emirgân Köşkünde bir akşam yemeği verilmiştir;
Yemekte Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan. bazı milletvekilleri. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut, Birinci Ordu Müfettiş Vekili Korgeneral Şükrü Kanatlı, deniz. kara ve hava kuvvetleri komutanları, üniversite rektör, dekan ve profesörleri. İngiltere Büyükelçisi Sir Noel Charles ve eşi. Kanada, Pakistan ve Hindistan büyükelçileri ve eşleri. İngiliz basın ve deniz ataşeleri, protokol genel müdürlüğünden Yümnü Sedes He şehrimizde çıkan gazeteler başyazarları hazır bulunmuşlardır.
__ f
Onikilerin
toplantısı
Diin b a ş 11 y a n Atlantik Paktı Konseyinde Alman-yanın silâhlanması işi birinci plâna alındı
açı» yar-
1 inci Ordunun dünkü
Genelkurmay Başkam diyor ki: »Birliklerin azim ve canlılığını güven verici bir şekilde gördük//
mim sağlıyarak kıracağız. Harp tarihi ikmal yolları kesilen 10 ordudan 9 unun mahvolduğunu kaydetmektedir. Biz de bunu yapszağiK Düşman mühim kuvvetlerini güneye indirmiştir, bunların yegâne takviye yolu ise Seul. Hypvn ve inc^oi) bölgesinden geçmektedir, bu yol kesildiği takdirde • düşman için yardım almak çok güçleşecektir." demiştir.
Mac Arthur çıkartmayı müteakip sahile çıkmış ve idareyi bizzat ele almıştır.
Komünistlerin doğudaki arazinin &-rızalı oluşundan istifade ederek güneye yardım yollamaları deniz ve hava bombardımanlariyle kilit noktalarının işgal altına alınmaslyle önlenecektir.
Son dakika
Kimpo, havadan indirme yapılarak işgal edildi
Tokyo, 15 (YÎRS) — Korenin en mükemmel hava alapı olan Seul’a 16 mil mesafedeki Kimpo, havadan İndirilen birliklerin baskını neticesinde İşgal edilmiştir.
Ne w-York 15 A. A. (Afp) — Atlantik Paktı Konseyinin bu sabah VValdorf Astoria Otelinde yaptığı ilk toplantı sonunda, 12 lerin müzakereleri esnasında üzerinde en fazla durulacak hususun Almanyanın silâhlanması meselesi olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Filhakika Acheson'un nutkundan sonra Bakan
dımcılarının uzun ve karışık raporu çok kısa bir zamanda kabul edilmiştir.
Raporun kabul edilmesinden hemen sonra HolAnda Dışişleri Bakanı Van Splkker. enerjik bir konuşma yaparak, umumi bir harp vukuunda Batı Avrupa memleketlerinin kendilerini ne şartlar altında müdafaa cdecck-*TWthr ^rârak^rtaya esaslı bir mesele atmıştır.
Ncw-York 15 (YÎRS) — Dışişleri Bakanı Acheson’un Amerikanın evvelâ Almanyadaki as-• kerî birliklerinin arttırılması için gösterebileceği gayreti, saniyen Atlahtik Paktına dahil Avrupa memleketlerinin • harp malzemesi İstihsaline yardım ve iştiraki ve bu istihsalin mali imkânlarını sağlaması, salisen Avrupa devletlerinden asker toplama bakımından beklediği gayretler ve dördüncü olarak da Doğudan gelebilecek bir hücuma karşı Batı Avrupanm muhtemel savunmasına iştirak etmek üzere Alman birliklerinin seferber edilmesi mevzuu hakkında A-morikan görüşünü mufassalan İzah etmek niyetinde olduğu öğrenilmiştir.
Acheson aynı zamanda. Atlantik Paktına dahil devletler askeri ve sınaî sahada kâfi bir gayret gösterdikleri takdirde Alman askerlerine müracaat etmenin mutlak bir zaruret olmaktan çıkacağını belirtecektir.
e»
5 gündür devam eden 1 inci Ordunun sonbahar müşterek tatbikatı evvelki gün bitmiş ve dün. deniz, hava, kara kuvvetlerinin İştirakiyle muhteşem bir geçit resmi yapılmıştır. Geçit resminde Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı. Bakanlar vc Genelkurmay Başkanı, yüksek komuta heyeti ve yabancı müşahitler hazır bulunmuşlardır.
Genelkurmay Kankanının beyanatı
Gebze. 15 (A.A.) — Askeri tatbikatı takip eden Anadolu Ajansı muhabiri bildiriyor:
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut, tatbikat sonunda intihalarını eoran basın mensuplarına şunları söylemiştir:
“Tatbikat için seçilen arazi gördüğünüz vo bildiğiniz dağlık, ormanlık ve kayalıklardan teşekkül etmiş bir
bölge idi. Görmek ve almak istediğimiz başlıca neticeler şunlardı:
a) Birliklerin harekâta tahammülü:
Beş- günlük devamlı tatbikattan sonra altıncı günü yapılan geçit resminde birliklerin tahammül kudretini, azmini ve canlılığını güven verici şekilde gördük.
b) Müşterek harekât ve irtibat:
Sarp arazide ve müşkül şartlar altında dahi emniyetle devam etti ve hiçbir İnkıta göstermedi.
c) Hususî bir karakter arzeden bu
arazide silâh ve teçhizatın kullanılması kendine has ve tamamiyle ayrı sevk ve idareyi İcap ettirdi. Birliklerin buna çabuk intibak ettikleri görüldü. t
d) Bu tatbikatla çok faydalı ders ve tecrübeler edindik. İlmî vo teknik
esaslara dayanan tenkidler tatbikat raporlarının toplanmasından sonra garnizonda ayrıca yapılacaktır.
Tatbikatın devamı müddetine® bütün birliklerimiz silâh ve teçhizatımız harekâtımız ve karargâh çalışmalarımızın hiçbiri misafir kara, hava ve deniz ataşelerinden gizlenmeden görüşlerine ve tetkiklerine açık tutuldu."
(Geçit resminin tafsilâtını 8 üncü sayfamızda bulacaksınız.)
Japonya ile yapılacak
barış andlaşması
Amerika, andlaşmanm imzalanmasını istiyor
VVashlngton, 15 (YtRS) — Yetkili bir Amerikan kaynağından bildirildiğine göre Amerika Japonya He yapılacak olan sulh andlaşmasının biran evvel İmzalanmam için ısrar etmektedir. Hükümet çevreleri aşağıdaki hususlarda mutabık kalmışlardır:
■ ■ , , ■ — ■ 1 ■■Oll
Atlantik Paktı ve Türkiye
Ankara Onikilerin kararını bekliyor
Resmî çevreler, şimdiden bu mevzuda bir mütalâa serdetmenin mevsimsiz olacağını ileri sürmekledirler
%
*
-------★★★------------
"Her takdirin fevkında bir muvaffakiyet"
Amerikan Askeri Yardım
Heyeti Başkanı General Arnold, erlerimizin harp kabiliyetinden sitayişle
Tekaüde sevkedilen orta tedrisat öğretmenleri
Ankara 15 (Türk Ajansı t — Milli Eğitim Bakanlığı, 30 hizmet yılını doldurmuş olan öğretmenlerin emekliye sevk muamelesine başlamıştır. Bakanlık Müdürler Encümeni tarafından haklarında emekli kararı alınmış olan İstanbul öğretmenlerinin İlk listesi aşağıdadır.
Beyoğlu Kız Lisesi tÜrkçe öğretmeni Pakize Özer, Vefa Lisesi tarih coğrafya öğretmeni Hamdi Mengüç, Beyoğlu Kız Lisesi tarih öğretmeni fimin Âli Çavlı. Haydarpaşa Lisesi edebiyat Öğretmeni Kemal Karabet. Mir-R'in ortaokul dikiş biçki öğretmeni Fahrünnlsa Öztan. Ciba.ll Kız Orta. O kulu tarih coğrafya öğretmeni Murat /Doğan. Heybe İlada Ortaokulu biçki dikiş öğretmeni Şükriye özbll c-laekliye ayrılmışlardır.
Adam
âleminde
Sinema hakiki bir sanat hâdisesi teşkil eden filmin çıkarıldığı bu meşhur roman
GKAHAM
GREENE
nln kaleminden çıkmıştır.
Çeviren :
Reşad Nuri Darago
YARIN
Gazetemizde takip ediniz.
1) Japon silahlanmasının tahdit o-dllmemesi,
2) Muahede İmzalandıktan sonra da Amerikan birliklerinin Japonyada kalmasının sağlanması.
3) Oklnava Rclkuyu ve diğer bazı adalarda kurulacak Birleşmiş Millot-ler vesayetinin Amerlkaya verilmesi »Bu bir dereceyo kadar bu adaların Amerikaya ilhakı demok olacaktır, şu farkla kİ, Amerika Birleşmiş Milletlere bıı bölgelerin durumu hakkında rapor verecektir. Fakat askerî tahkimat yapılan yerlerin Birleşmiş Milletlere ait kimseler tarafından da kontrolüne müsaade etmiyecektlr).
4 ı Japonya üstünde İktisadi veya başka bir tahdit koymamak.
Burada hiç kimse Rusların böyle bir muahedeye İmza koyacaklarını zannetmiyor. Fakat Amerika Rusya İstemese dr> Japon sulh muahedesini im-zalafna.va karar vermiştir. Bu çevreler Japonyanın komünist hâkimiyet sahası dışında kalmasının elzem olduğunu. zira Rusların kavuşmaya uğraştıkları emellerinden birinin Japonya diğerinin de Almanya olduğunu, bu İkisinin kaybedilmesinin ise sulh ve zafere veda demek olacağını kaydediyorlar, Jnponynnın ilerde Birleşmiş Milletlere alınmasını da mümkün görmektedirler.
Resmi şahsiyetler ise, matbuatta A-merikanın Japonyadn daimi askerî üsler kuracağı hakkında çıkan haberlerin doğru olmadığını, fakat gelecek senelerde bazı yerlerde Amerikan birlikleri İçin imtiyazlı bölgeler isteneceğini ve bunların şimdi Avrupada bulunan Amerikan birliklerinden farklı olmiyacağını söylemişlerdir. Çinin sulh konferansında kim tarafından temsil ^dileceği hakkında ise, Milliyetçilerin destekleneceği bildirilmiştir.
Tedavüldeki para
Ankara, 15 (Türk Ajansı) — Tedavüldeki para miktarı bu defa 14 milyon Hra yükselerek 932.836.357 lira olmuştur.
Batı Avrupa müdafaasının kurulması hakkında karara varan üç dışişleri bakanlan son toplantılarında
Ankara 15 (Hususî muhabirimiz bildiriyor)—Üç dışişleri bakanının Nc-w Yorkta Türklycnin Atlantik Paktına âza sıfutiylo iştirak etmek yolundaki teşebbüsünü mevsimsiz karşıladıkları-
na dair bugünkü gazetelerde intişar eden ajans haberleri şehrimiz umumi efkârında hayal kırıklığına sebep ol-
değil bir kuvvet olacaktır. Çünkü pakt 2 milyonluk bir ordu ile daha sağlamlaşacak ve Birleşmiş Milletlerin barış ülküsü daha kuvvetle korunmuş olacaktır. -
bahsediyor
Gebze. 15 (A.A.) — Askeri
tatbikatı takip eden Anadolu .Ajansı muhabiri Sevlndikli bölgesinden bildiriyor:
Amerikan Askerî Heyeti Başkanı General Arnold tatbikat hakkında intibaını soran basın mensuplarına bugün öğle vakti verdiği demeçte generaUerl-nln raporlarını henüz almadığını, şahsi görüşünün memnuniyet verici olduğunu, tatbikatın organizasyon ve faaliyet bakımından mükemmel bulunduğunu. geçen sene tatbikatta bulunan hazı arkadaşlarının bu se-nekl tatbikatın ilaha mükemmel plânlaştırılmış olduğunu kendisine söylediklerini, nıotörlü birliklerin İdare tarzlarının bilhassa dikkati çekecek mükemmeliyette olduğunu, gece hareket yapan birliklerin faaliyetinin çok takdire değer olduğunu, zırhlı birliklere geUnce münferiden İdaresinin her türlü takdirin fevkında görüldüğünü söylemiş, erlerimizin atılganlıkları, zindelikleri ve harp kabiliyetlerinin sitayişle öğünülecek değerde olduğunu sözlerine İlâve etmiştir.
muştur.
Atlantik Paktına dahil memleketlerde zemini yoklamadan Türk Hükümetinin cesur taleplerde bulunarak memleketimizin de bu pakta dahil e-dilmcsl için resmi teşebbüsler yapmayacağım kaydeden mahfiller İse bu haberleri şüphe ile. karşılumakta ve pakta dahil 12 devletin bugün yapacakları toplantının Atlantik Paktına glrnu k IsteyişlmiMİp sebebi Korey.c göndereceğimiz aHkerlorimlze mukabil bir tavız değil belki butun dünya barışını bir İdenle bağlı bulunan demokrasi âlemi ile beraber korumnlc-tiri Herkes bilmelidir kİ eğer Türkiye maazallah bir İstilâ tehdidi altında kalırsa bütün Akdeniz devletleri vc Afrika kıtası tehlikeye girer. Bundan ötesi İspanyadır. Daha garbı Bakardır. O Halde kuvvetli bir Türkiye cl-hnp barışının cn mühim bir garantisidir.
Eğer Atlantik Paktı devletleri nra-sında hâlâ Türklycye yapılacak bir taarruzla kendi vaziyetlerinin tehlikeye düşmeyeceğini tahmin edenler varsa bu kanaatlerini derhal değiştirmelidirler. Çünkü istilacının hırsı sadece Türkiye değil bütün Avrupa devletleri üzerinde toplanmaktadır.
Neticesine merakla İntizar etmektedirler.
Resmi çevreler İse şimdiden bu mevzuda b|r mütalâa serdetmenin mevsimsiz olacağını ileri sürmekte Ve sebep olarak henüz hiç bir resmî ma Ifımata sahip bulunmadıklarını belirtmektedirler. Hattâ bu çevreler Tür-kiyenin ergeç Atlantik Paktına alınacak! inancını muhafaza etmekledirler ve siyasi mahfiller kendilerine bu kanaati telkin eden sebepleri şöyle sı-rajumaİctadırlar.
Türklyonln Atlantik Paktına girmesi bu pakt devletleri için bir zaaf
Futbol maçlan geceleri yapılacak (Gazeteler)
Bilet karaborsacıları — Yaşadık ahi.».. Karanlıkta bizim bordayı daha iyi yürütürüz,,.
Sayla 2
Atlantik Paktına alınmamamız münasebetiyle
Siyasette dostluk değil,
13 eylül cuma sabahı, gazetelerini okuyan Türk hnlkı, Türkiyenln Atlantik Paktına ahnamıyacaftı hnkkın-dakl Üç Büyükler kararını hayretle Öğrendiler. O güne kadar yapılım neşriyat o katlar eyimaordl kİ. Türk Hükümeti dahi, muhtemel bir ret kararına karşı efkârı ıınıuhılyeyl hatırlamak lüzumunu hıanetnıcdl.
Kendileriyle konuştuğum «sansürcü. terzi, avukat, Imkkal, asker, hakim. herkes kanaatini şu cümlelerle İfade etmektedir:
demek kİ, demokrat milletlerin Türklyeyr karsı gösterdiği a-İnka sahtedir. Kendileri bizi, brr müşkül zamanımızda yalnız bımkııuıh hazırdırlar”.
Bu sözlerdir kİ hana, yukarıda başlısını koyduğum yazıyı ele almak fikrini ilham etti.
Umumi tarihi, beşer tarihini üç kelime ile hulâsa etmek mümkündür: Huğdular. ıstırap erkliler. Öldüler. Bunun gibi tarihi siyasi dr üç kelime İfa formüle edilebilir: Slvasetto donduk drfcll. menfaatler hâkimdir.
Bütün tarihi, hu prensinin ışığı altında tetkik edersek, birçok muammaların çözüldüğünü, karanlıkların yırtıklığını ve müşküllerin hallolunduğunu eörüriiz. Nasıl kİ bir cinayet vakası karşısında, “Kadın ve parıı nerededir?” metodu İle hareket etmek birleri dalma doğru neticelere götürürse, bir siyasi hâdise karşınında da “Menfaat nerededir?” prensini İle hareket etmek, aynı şekilde doğru neticelere isal eder.” Yeter kİ ortada menfaatini müdrik olmayan insanlar bulunduğu gibi, menfaatinin nerede olduğunu göreıııiyen devletler bulunmasın.
İkinci Cihan Harbinden sonra, Türkiye, komünist âlemi İfa demokrat â-famlnl birleştiren bir köprübaşı mevkiinde bulunduğunu gönlü. Bu mevki kendisine birçok imkanlar bahşettiği gibi, pek çnk vazife ve mesuliyetler de yüklemiş oldu.
31 (ıstakil ve hur yaşamaktan başka bir gayesi bulunmayan hükümetlerimiz ve milletimiz, yalnızca bu İyi niyetin, neticeyi elde etmek Üzere kâfi olmadığını pekâlâ biliyordu.
Türkiyenln coğrafi ve siyasi durumu. komünist Alemi İfa demokrasi filemi arasında yapılmağa çalışılan siyasi muvazenenin en hassas İbresini teşkil eder. Filhakika memleketimizi Balkanların, İran. Irak, Suriye. Mısır. Basra Körfezi. Şimali Afrika, t-talya ve hattâ Cenubi Frangının İstilâ yolu üzerinde bulunan bir kaledir. Bu kalenin düşmedi. bütün Akdeniz devletlerini bu memleketlerin zenginlikleri ve medeniyeti İle birlikte müstevlinin kucağına düşürür.
Şimali Afrikayı elde eden bir müstevli yalnız Ingiitrrryl tehdit etmekle kalmaz. Fakat ayni zamanda bütün Avrupa medeniyet ve imkânlarını e-llne geçirdiği İçin Şimali Amerika bakımından da yakın bir tehlike teşkil eder.
Cenubi Amerikanın Afrlkadan u-zaklıftt, şimali Ameri kadarı daha fazla değildir. Cenubi .Amerika ve biraz evvel bahsettiğimiz yerler (İngiltere müstesna), askeri bakımdan hiç de ciddi bir kuvvet arzctmedlklerinden. netice Şimali .Amerika için telâfisi gayri mümkün bir mahiyet taşır. Esasen bütün diinva pafartarı elinden giden Amerikanın, askeri İstiklâlini muhafaza etse bile, iktisadi IstiklâH-ni ne kadar zaman m al uı faza edebileceği dalma bir münakaşa konusu o-lur.
Şu halde: üçüncü bir cihan harbinde Türkiye, Birleşik /Amerika ve demokrasi ufaml için İmkân nispetinde sağlam tutulması İcap eden İleri bir kuledir. Formoza Adası. Pasifik Okyanusunda kurulmak İstenilen müdafaa zincirinin bir halkası ise, Türkiye,. At-lantikte kurulmak İstenilen müdafaa zincirinin kilididir. Muhtemel bir harp halinde hu kalenin muhafazası, büyük İnsan kayıpla rina ve aztronomik masraflara nuılolabllir. Eğer Amerika, ileride yapması melhuz olun mas rafların yüzde birini silili zamanında yapmak ve hiçbir İnsan kaybına katlanmamak suretiyle bu kaleyi elinde tutabiliyorsa çok isabetli ve çok men-faatli bir iş yapmış demektir.
Taarruz harbine gelince; en büyük •İlâhı, mesafelerin sonsuzluğuna dayanmak olan, bir müstevli, Türk iyeden daha kolay vurulabilir. Bütün petrol kaynakları ve endüstri sabaları Türkiyeden çok yakındır. Türkiyenin müsaadesiyle Karadenlzden yapılacak bir çıkartma Ren ve Sen nehirleri kenarlarında çarpışacak müstevlilerin arkasında bir hançer darbesi tesiri yapar. Taarruz yapılmadan müdafaa olamıyncağınn göre, tiçünril bir cihan harbinde Türkiye muhakkak ekle bulundurulması icap eden bir atlama tahtasıdır.
Ne yazık kİ Türkiyenln bu mühlın coğrafî durumu ve ürerinde yaşayan halkın enerjisi, zekâsı, cesareti ve hür yaşamak yolundaki azmi, lâyikı veçhile takdir edilemedi. Bunda hiç şüphe yok kİ demokratik âleminin henüz menfaatlerinin nerede olduğunu görememesinin tesiri vardır. Nasıl görsünler kİ bugün Amerika ve İngll-tereden maada diğer garp demokrasileri hûfan kendi müdafaalarını temin etmek zahmetine katlanmak İstememektedirler. İktisadi bakımdım
Yazan : Avukat Balıa AKEL
bıı kadar yıpranmış olan Türkiye, milli gelirinin yüzde ellisinden fazlasını savunma İşlerine ayırdığı halde, diğer devletler hu nişindin yüzde ona çıkanlmusını henüz münakaşa ct-mektedlrfar.
Türklyeyr. Mnrslınll yardımından çok cüzi bir miktar ayrılmasına rağmen bıı yardımın milyon vn milyarla rını kendilerine çeken hııtı demokrasileri. nıeınlekctlmizden beş misil dnlıa İyi olan hayat standartlarının kâfi derecede yükselmediği kannntln-dedlrler,
Türkiyenln. Atlantik Paktı’na alınmasından müteessir alanlara şu ciheti belirtmek İsteriz kİ. bu pakt yapılmış oİMi.vdı bile netice Türkiye İçin bir fayda temin ctmlyccektl. Pakta dahil devletlerden Amerika ve İm gilteredcıı nuındası, koııdl «avunmalarını dalıl temlıı edecek bir durumda olnıadıkhırınn göre, muhtemel bir harp vukuunda Türklyoye fiilen yardım edeceklerini ummamak icap c-(lerdl.
Devletlerin menfaati, lüzum göstermediği zaman İmzalanmış muahedelere na«>ıl istisnalar bulunduğunu ve bu muahedelerin nasıl kendi çıkarlarına tefsir edildiğini bir çok misallerle günlük. Anıcrlkadnn yüz- milyonlarca dolar alan Batı Demokrasileri, Kore harbine dun ve temenni farla İştirak ederek, Amerlknyn karjı şükran ve dostluk borçlarını Ödediler Bu ödeme tarzının garip bir şekilde yapıl-musı neticeyi hiç bir zaıunn değiştirmez,
Türk İstiklâlinin muhafazası ve Türk askeri gücünün arttırılması demokrasi Alemi İçin yalnız bir dostluk İrabı değil, hakiki bir menfaat meselesi olduğunun anlaşılması hftUnln-dr taraflar huzura kavuşabilir. Bıı karşılıklı menfaatin her İki tarafça açıkça görülüp bütün halka anlatılması. dostluk namını vereceğimiz karşılıklı bağların devamı hususunda en Mğlmn garantiyi teşkil eder. Halka kadar İnmiş ve halk tarafından lâyık! veçhile anlaşılmış menfaat rabıtaları. değişen hükümet şekilleri ne olursa olsun, dostluğun bozulması tehlikesini ortadan kaldırır.
Uç Büyükler Dıs Bakanlarının. Türkiyenln. Atlantik Paktına ıdınma-KiiHi»*-|tnrİQ nn^tcni'’’*pri mucip sebeplere İnanmıyoruz. Diyorlar kl: (Türkiye. Atlantik Bölgesine dahil değildir.) Bövfa bir prensip varından evvel, Atlantik Bölgesinin sarahaten tâyin ve tahdidi ve sonra da üye devlet-farln hu bofarye T'a«d girdiklerinin tavzihi İcap eder. Bahis konusu pakt yalnıifrca coğrafi mülâhazalardan mı, yoksa şly&ftl ve nakerl endişelerden mİ meydana gelmiştir? Bunun da anlatılması lâzım gelir.
İkinci mucip sebebe gelince (Atlantik Devletleri nndfasmn taahhütlerini ren»*’ehnekte teyakkuzla hareket etmelidir.)
Yani, Türkiye öyle bir mevkide ve durumdadır kİ. onun pakta alınması akld devletler İçin yakın bir tehlike teşkil ettiğinden şimdiden feda edilmesi daha doğru olur.
Ne yazık kl. bu tarz düşünceler Birinci Cihan Harbinde Belçika ve kıa-nıen Fransa'yı ve İkinci Cihan Harbinde de (İngiltere ve Amerika ınÜa-trsmO bütlin pakt üyelerini İstilâdan kurtaramadı. Bu İki dergin dahi kâfi derecede müsmir olamadığını görüyoruz. Mrsrlo, kurdun, sarı öküzü yemesi hikâyesinde olduğu gibi, herkesin rahatını düşünmesinde Ve menfaatlerini gtirmenıeKİndnlIr.
Atlantik Paktına alınmak hususunda resmi müracMt vııpıldığı zaman, gazetede konuştuğumuz arkadaşlarla, bu pakta kabul edllmlyeceğlmlz hususunda hemfikir ofınuştıır. Bu flk-r’mfal kııvvetlendire^^U pek çok mucip sebepler vardı. Bilhassa endişemiz, muhtemel bir red vukuunda umumi efkârın kâfi derecede hazırlanmamış olmasında toplanıyordu.
Devlet menfaati, susmayı İcap ettiriyor mülâhazası İle herhangi bir fikir beyanından sarfınazar ettik. Fakat bugün İki noktan belirtmeyi lüzumlu görüyoruz. Hâriciyemiz gerekil yoklamaları ynpmadan aleni bir müracaat yapmakta birinci hatayı ve muhtemel bir red fikrine karşı efkârı unıumlyeyl hazırlamamakla ikinci hatavı yapmıştır. Hâriciyemize teyakkuz tavalye ederiz
•
Bu yıl Üniversiteye girecek öğrenciler imtihana tâbi tutulmıyacaklar
İstanbul Üniversitesinin bütün fakültelerine yeni Öğrenci kaydına dün sabahtan itibaren başlanmıştır. Senato bu yıl alınacak öğrencilerin imtihana tâbi tutulmamalanna karar vermiştir.
Üniversite senatosu bu sene Tıp Fakültesine 300, Dişçiye 60 ve Eczacıya 8Ö talebe alınmasına karar vermiştir. Gelecek sene bu son iki mektebe imtihanla talebe alınması fim-dlden kararlaştırılmıştır.
YENİ İSTANBUL
Şehir köşesi
Ünce, yol, sonra meydan
Tayyare Meydanı yapılıyor. ve bayfik hlr
meydan olacak. Şimdiye kadar İstanbul (jtbi bir merkezin krııdlMnr Myık bir meydandan mahrum edilmiş bulunmam «c-brplrrbıi arayarak dcyiliz. Xr-tık bugün bu nokran tcldfi rdh llyor.
Fakat hali hazırda bu mey-dana gidrn ytdun ne feci variyette olduğunu biliyor mumunuz f Rüyük bir rkerriyrt, tayyare ile eryahat etmedifii için gayet tabii bilemez^ Siz onu bir de yolculara eorunuz. insanlar, dünyanın dört bucağından, Amcrikadan, fngilteredrn, Htniten, Çindcn, saman uğrusu üstünden kayan birer tayt ra-hatlığiylc buraya kadar geliyorlar da, Ycşilköyden, asfalta kadar çıkan yol parçası üzerinde, krndiferini zelzele yo uğramış bir gecekondu içinde sanıyorlar, vr, *'sihrimizi nasıl buldunuz f „ teranesiyle karşılayanlara ftacaba tayyare ile iUe* rinde uçarken gördüğümüz güzel şehir burası mı idi,» der gibi haurrtle bakarak “inanılmaz şey/*» diyorlar.
Kvet, inanılır pibi değil* Muazzam bıY meydan yapıyoruz. Fakat yolu yok. Olacak!., diyeceksiniz. Evet ama. mtudauın bitmesine daha vakit var. Önümüz de kış, bugünkü “vıehma-emken., yol,Kbatak olacak.
BİR İSTANBULLU
Şehrin sağlık durumu hakkında Dr. Faik Yargıcının beyanatı
Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürü Dr. Faik Yargıcı kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza şunları söylemiştir: îstanbulun sağlık durumu her zamankinden farklı değildir. Ağustos i-çinde tifo vakaları diğer aylara nazaran biraz daha çoğalmak istidadını göstermiş, bu arada tifoya yakalananlar 20 yi bulmuştur. Eylül 15 e kadar tesblt edilen tifo sayısının a-zalmaya başladığını söyllyebilirlm. Bunların tecrit ve tedavisi ve iüzum görülenlere aşı tatbikatı yapılmıştır.
Paristeki talebelerimizin, aileler
Matbaamın ziyaret eden Türk - Fransız Dostluk Cemiyeti Reisi etraflı bir beyanat verdi
On beş günden beri memleketimizde bulunan Türk . Fransız Dostluk Cemiyeti Reisi M. Hermlte bugün Fransaya müteveccihen şehrimizden ayrılacaktır. M. Hermlte dün refikası İle birlikte matbaamızı ziyaret etmelç nezaketinde bulunmuş ve kendisi He konuşan bir arkadaşımıza aşağıdaki beyanatı vermiştir:
"Memleketinizde bulunduğum müddet zarfında her yerde gördüğüm sempatiden çok mütehassis
Kısa zamanda mucizevi bir kl kaydetmiş olan Ankarayı bir hayranlıkla gördüm. Hem hem de siyaset bakımından
zam olan bu işin 15 seneye sığdırılması hakikaten bir mucizedir, Anka-ranın resimlerini evvelce görmüş olmama rağmen hakikisi bizim için tam mânaslyle bir sürpriz teşkil etti.
Dışişleri Bakanı Köprülü, Dükü karşılamak için latanbulda bulunduğundan kendisi ile görüşemedik. Fakat sayın Bakan bize otomobilini tahsis etmek ve karıma çiçek yollamak nezaketinde bulundu. Bunu hiçbir zaman unutamıyacağız. Dışişleri Ba-
oldum, terak-hakiki sanat, muaz-
Sinemacılarla yerli film
yapanların dünkü toplantısı
SİNEMACILAR VE FİLMCİLER KONGRESİNDE VERGİLERİN AĞIRLIĞINDAN BAHSEDİLDİ. HAVANIN ELEKTRİKLİ OLMASINA RAĞMEN SÜKÛNETLE MÜNAKAŞA EDİLDİ
Sinemacılar ve Filmciler Cemiyeti, dün, Sümer Sinemasında senelik kongresini yaparak yeni Idrıro heyetini seçti. Kongrede okunan eski İdare heyeti raporu derhal havayı eleklrlk-İendlrdi. Zira, raporda. Cemiyetin resmi makamlar nczdlnda biletlerden a-lınan vergilerin indirilmesi İçin yaptığı teşebbüslere Yeril Film Yapanlar Cemiyetinin mâni olduğu bildiriliyordu. Bu mevzu üzerinde İstizahlar vo müdafaalar yapıldı. Bir sinema sahibi:
— Biz. dedi, yerli film gösterdiğimiz zaman halk alay ediyor. Ne teknik bakımdan ne do sürükleylclllk bakımından yeril filmler tatmin edicidir. Olduğunu tarzotsek dahi, bizim film İhtiyacımızın ancak yüzde beşini temin edebilir. Geri kalan yüzde doksan beş İçin yabancı film göstermeğe mecburuz. Bugün, aldığımız paradan film kirasını veriyoruz. Belediye rüsumunu veriyoruz, bize, kazanç namına birşey kalmıyor.
Yerli film yapanlardan ajmı zamanda Sinemacılar ve Filmciler Cemlye-tindo Aza olanlar, cemiyetin vorglle-
Rauf Orbay ve Londra Elçiliği
Cumhurbaşkanının davetlisi olarak dün sabaha karşı Gebzeye giden Ofbay, geçit resminde hazır bulundu
Sabık başbakanlardan eski Londra Büyükelçisi Rauf Orbay evvelki gece yarısı Cumhurbaşkanı CelAl Bayar tarafından davet edilerek dün sabah saat 6 da Gebzeye gitmiştir. Rauf Orbay, deniz ve kara birliklerinin geçit resminde hazır bulunmuştur.
Orbayın Londra Büyükelçiliğine tâyin edileceği söylenmekte ve Cumhurbaşkanının bu daveti manidar görülmektedir.
Sanat Dostları Cemiyetinin Kongresi
Sanat Dostlan Cemiyeti 21 eylül perşembe günü Topkapı Sarayı müzesinde bir toplantı tertip etmiştir. Aza heyeti umumiye halinde yeni İdare heyetini seçecek ve müzede harem dairesini gazeceklerdir.
kanlığında Genel Sekreter Faik Zihni Akdıırta görüştük. Milli Eğitim Bakam Tevfik tleri ve Sağlık Bakanı Nihat Reşat Belger ile de konuştuk.
Milli Eğitim Bakanı He konuşmamızın mevzuu Fransadaki Türk talebeleri idi. Eskiden beri düşünülen, Parlste üniversite sitesinde Türk talebeleri için bir yurt tahsisi meselesine temas ettik ve Paristeki talebelerin her türlü kötü tesirlerden uzak kalmalarını temin için onları iyi aileler nezdlnde yerleştirme imkânları hakkında fikir teatilerinde bulunduk. Ayrıca kendisinden bir sene sonra Parlste açılacak olan Türk Sanat Sergisine yardımlarını rica ettim.
Türk ve Fransız tıp Alemlerini birbirlerine tanıtmak maksadlyle bir çok doktorlarınızla da temas ettim. Bu a-rada Prof. Dr. Tevfik Remzi Kazan-cıgH, önümüzdeki kış Pariste bir kon-ferans vermeyi vadetti. Memleketimizden çok iyi intibalarla ayrılıyorum. Bana yardım ve nlâkalanm esir-gemiyenlere bilhassa Türk - Fransız Cemiyeti Başkanı Reşit Saffet Ata-blnene teşekkürlerimi sunarım.,,
rln azaltılması husUHundnki Icşrbbiis-farlnn katiyen mâni olmadıklarını İspat vaziyetinde olduklarını, muhaberatın herkes tarafından tetkik edilebileceğini söylediler. Bunun üzerine. Cemiyet Reisi tekrar hÖx rt’larak:
— Bşn, dedi, yeril filmcilerin Hükümet nezdlnde yuptığı şedit müracaatların bu işi durdurduğunu söyledim, tekrar ediyorum. Meclise hu hususta bir kanun tasarısı verilmişti.Geri alın' masına en büyük Arrıll bu müdahale oldu. Eğer yeril filmciler do bizimle birlik otarak hareket etselerdi, bujrün sinemacıları ezen ağır vergiler İndirilmiş olacaıtı,
idare heyeti raporunda kongreyi meraklandıran bir noktada da, Yerli Filmler Yapanlar Cemiyeti Reisi olup bu cemiyette de idare heyetine dahil bulunan muhasebecinin kongreden on gün evvel İstifa etmesi İdi. Kendisinden sebebi sorulunca:
— Buna .dedi, iki sebep var. Birinci sebep benim Yeril Film Yapanlar Cemiyeti Başkanı oluşumdur. Bu sıfatını, İdare heyeti toplanı Harında diğer âzayı sıkıyordu. Yerli filmcilere karşı bir cephe alındığını hissediyordum. İkinci sebep İse. idare heyetinde aldığımız kararların tatbik edilmemesidir. Meselâ film kaçakçılığı-yapanlara karşı alınan tedbirlere bazıları riayet etmiyor, el alUndan film vermekte devam ediyordu.
Bu izahattan sonra geçen kongrede bnhİR mevzuu edilen yeni bir nizamnamenin yapılması işinin t(4crar ele alınarak bu sefer sini'mactlnrla yeril film yapanların uzlaştırılması hususuna gayret sarfedilmeBİ İstendi. Ekseriyet her iki cemiyetin menfaatlerinin müşterek olduğu kanaatinde İdi.
Neticede, hazırtahncak yeni nizamname taslağının bütün alâkadarlara gönderilmesine, acne sonuna kadar gönderilecek mütalâaların fevkalâde bir kongre yapılarak tetklkına karar verildi, ve idare heyeti seçimine geçildi. Yeni idare heyeti şu zevattan mürekkeptir: Cemil İpekçi, Kâzım Yurdakul. Cemal Pekin Cevat Boycr. Fornando Franco. Sedûd ve Oaman Gülsen.
KISA HABERLER
★ ŞEHRİMİZİN muhtelif yerlerin-de günlük hava değişmelerini bildirmek üzere hava tara^ut kuleleri inşa etmek için bir şirket tarafından yapılan müracaat Vali ve Belediye Başkanlığınca uygun görülerek üzerinde etüd yapılması için ilgililere havale edilmiştir. Bu şirket şehrin beş muhtelif yerinde parasız olarak kuleler yapacaktır,
★ YAPILAN teftişler neticesinde vazifelerinde lakaydilerl görülen bir nahiye müdürü ile bir komise^ muavinine lşden el çektirilmiştir. Nahiye müdürlükleriyle karakollarda Ani teftişlere devam edilmektedir.
f
Salp
Claude Farrûre’nln ressam tarafından yapılmış bir portresi
£ Ü
Claude Farrere bugün gidiyor müddetten beri büyük Fransız
Claude Farrdre
Bir
lunan
dostu
Vapuru ile Fransaya
memleketimizden ayrılacaktır.
şehrimizde bu-edibi ve Türk bugün Ankara müteveccihen
Millî Piyango dün çekildi
Kazanan numaraların tam listesini veriyoruz
Milli Piyangonun 15 eylül çekilişi dün Ankarada yapılmıştır. Bu keşidede en büyük İkramiye otan 100.000 Hra tzmlrde satılan bir bilete çıkmıştır. Numaraların listesi aşağıdadır: 100.000 ifan kazanan numara:
191153
20.000 lira kazanan numara: 160360
10.000 lira kazanan numaralar:
051418 052999 153137 221967 476422 5.000 Hra kazanan numaralar: 132295 150936 168316 17184I 176966 177262 247552 255586 355875 368224 1.000 lira kazanını numaralar: 001316 008051 022941 026552 030211 033820 051208 0538869 057001 057010 072784 075933 088911 088943 089842 090946 002287 098790 100056 101150 101421 102774 103422 121515 128104 130624 154539 162929 181427 188563 202638 203422 207377 220259 221922 227039 231200 247404 247540 253570 281343 287815 292143 299183 327859
336505 338879 348547 362147 365670
367490 372344 400779 428861 439134
447446 448916 456652 464795 478079
500 Ura kazanan numaralar:
004180 005744 008454 012255 013967
026744 027623 030979 033909 035791
037485 049509 050978 051826 068433
088620 090367 091702 094831 095590
1 fal 552 109365 113125 114500 115702
118626 118930 123527 124777 140517
141209 141629 141108 150159 151406
153526 158125 167005 167465 167540
172548 178025 178500 180140 194101
127853 199049 204586 207826 213755
217478 220678 228923 230975 238051
239925 243072 243732 245279 246509
253412 256723 263493 280904 285827
289219 289331 292121 296619 301687
305582 312010 314294 316095 323012
323323 338236 341279 354478 368607
371463 371937 375280 384470 384701
386616 401393 404632 405909 420491
430090 437611 442748 416960 451423
452289 453120 463451 475833 477683
100 Hra kazanan numaralar:
Son üç rakamı (399, 544 > ile nihayet bulan 1.000 numara yüzer lira, 40 lira kazanan numaralar:
Son üç rakamı (159. 175, 592, 999» ile nihayet bulan 20.000 numara kırkar lira,
20 lira kazanan numaralar:
Son iki rakamı (47) İle nihayet bulan 5.000 numara yirmişer lira,
10 lira kazanan numaralar:
Son iki rakamı (05, 65) ile nihayet bulan 10.000 numara onar Hra»
5 lira kazanan numaralar:
Son rakamı t3 ve 6) İle nihayet bulan 100.000 numara beşer lira İkramiye alırlar.
1.000 lira tenelll mükâfatı kazanan numaralar
191450 191451 191452 191454 191455
191456 191457 191458 191459 19140.8
191413 191423 191433 191443 191463
191473 191483 191493 191053 191153
191253 191353 191553 191653 191753
191853 191953 190453 192453 193453
191453 195453 196453 197453 198453
199453 101453 111453 121453 131453
141453 151453 161453 171453 181453
091453 291453 391453 491453
İkramiyelerin satıldığı yerler:
100.000 liralık büyük ikramiyeyi kazanan 191453 numaralı bilet İzmi-re, 20.000 lira kazanan büet Konya Ereğllsine, Onarbin Hra İkramiye kazanan biletler İstanbul. İzmir, Tuı hal-h, Polatlı ve Bucağa. 5.000 Ura ikramiye kazanan biletlerin beşi îstanbu-la, üçü İzmire diğerleri Giresun, Küre ve Küçük Kujnıya satılmıştır.
Dünkü sebze ve meyva fiyatları
Meyva ve Sebze Halinde dün toptan satılan yaş meyva ve sebzelerin fiyatları şöyle idi: Bamya 70» patlıcan 15, domates 10-25, fasulya 15-30. lahana 25, ıspanak 15, asma kabağı 30. sakız kabağı 10, karnıbahar 35, şeftali 12-225, üzüm 12-110, incir 30-70, ceviz 35-70, armut 40-150, elma 25-70 kuruştu.
İS Evlûl 1950
Şehir seyrüseferindeki kontrol sistemsizliğimiz
Nlşnntaşmdan veya Şişliden belediyenin kırmızı kuşaklı sarı otobüsüne binersiniz. Pek tabii olarak gideceğiniz yere göre parasını verir biletinizi alırsınız, Araba Üç yüz metre İlerideki ilk durağa uğrar uğramaz azametli bir bilet kontrolörü otobüse atlar. “Biletler kontrol” diye herkesin ve bu arada slîfln de biletinizi yırtar. Bunu da gayet tabi! karşılarsınız... Taksimde arabaya hücum eden yolcularla birlikte omuz omuza bir tane daha kontrolörün bindiğini görürsünüz. ünden, arka tarafta bulunan biletçiye, ‘Biletçi efendi, kâ. gıdını gönder” diye bağırdığını duyarsınız. Bu lâf üzerine, uzaktan uzağa mânasını anlıyamadıgınız askeri selâmlar teati edilir Amirle memur arasındaki, otoriteyi temin etmek istiyorlar, diyeceğiniz gelLr ama, kantar içerisindeki yakası sarkmış biletçinin haline bakınca, bu dekor içerisindeki baştan sav. ma selâmın otoriteyle de bir alâkası olmadığına kani olursunuz. Biletçinin, kâğıdı elden ele kontrolörün eline vâsıl olur.
itişe kakışa biletler tekrar bir revizyona tâbi tutulur..»
Şişhaneden bir kontrol, Fatihte diğer bir kontrol "Irng” seferi sırasında sizin elinizdeki bileti tekrar tekrar yırtar durur.
Aynı manzara, tramvaylar için de mevzuu bahistir. Orada da çifter çifter kontroller, kalabalık arasında biletçilerin gidip gelmeleri yetmiyormuş gibi, vatandaşları defalarca rahatsız eder.
Ya vapurlar? O da ayn bir yürekler acısıdır. Gişeden sıra bekli-yerek biletinizi alırsınız. Birinci mevki biletinizle ikinci mevkide zor yer bularak ayakta seyahat edersiniz. Bu sırada elinde bir zımba makinesi olan kontrolör karşınıza dikilir, biletinizi deler, fakat, "Sizin hakkınız birinci mevktde oturarak seyahat etmektir, niçin buralardasınız?” demez. Zaten zavallının bu kadar kalabalık arasında bu sözleri söylemeğe ne mecali ve ne de vakti müsaittir. Biletinizin tarihine dahi bakamaz. Vazifesini görüp geçer.^ Kazasız belâsız çıktığınız iskelede, biletinizi, gene tarihine, mevkiine bakmadan toplarlar, torbalara doldurup mühürlerler, bu ameliye yüzünden vapurunuz iskeleden üç,beş dakika geç kalkar...
Düşünürsünüz, devlet ve belediye, lere alt olan bu işletmelerde, devlet ve belediye memurları tarafından kesilen biletlerin, sistemsiz bir şekilde tekrar tekrar kontrolü, müşteriye mi, yoksa devletin kendi memurlarına karşı mı itimatsızlığını gösterir?
Bu husus belki bir teferruattır. Ama, üzerine parmak basılarak düşünülmesi sistemsizlikten kurlara, rak normal bir sisteme bağtanması gereken bir teferruattır. Hem müşterileri, hem kontrol edilen memurları ve hattâ hem de kontrolleri bu azaptan bir an evvel kurtarmak lâzımdır.
Şevket EvUyagU
YENİ İSTANBUL
SİYASÎ İKTİSADÎ MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LtMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. SAKLICA
Yazı islerini fiilen idare eden mesul müdür:
SACİD ÖGET
Nesredilmiycn yazılar iade edilme».
Btunldılh yer : yeni İstanbul matbaaci-LIK LIMITED ŞÎRKETÎ MATBAASI
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
5
sesle
kim-
mu?
25
lüz u msuz yere tekrarlanmıştı r. ile anlaşılabilecek bir iki dizgi daha yardır. Düzeltir ve öşür di-
gelsen, §ey
— Simeranyada anneler böyle ölmezler ve kızlar böyle yalnız kalmazlar. Çünkü orada başka bir nizam yâr.
— Kapa gözlerini.
— Ben İlk defa oraya rüyamda bir yelkenli He gittim. Sis vardı. Sonra açıldı. Engin bir denizin masmavi aynası her tarafımda parlıyordu. Sonra birdenbire, iki tarafı ağaçlık, dere gibi bir yere girdik. Güpegündüzmüş de karanlık. Ve çok uzun bir dere. Gittik, gittik. Beni biri elimden tutup bir iskeleye çıkardı. Çok net bir rüya. Sonra başka biri kulağıma Simeran-ya gibi bir şey söyledi. Tem Öyle değil. Sonraları ben tamamladım, uydurdum bu kelimeyi.
— Uyu, belki yine gidersin oraya»
— Hayır. Artık onu rüyamda görmüyorum. Uyanıkken düşünüyorum. İçime ferahlık veriyor bu hayal.
Kız arada bir yüzünü Samimin yüzüne yaklaştırıyor, sonra birden bire çekiyordu.
— Ne olur, sen bazı bazı buraya
tenezzül etsen, böyle uzunsan... Başka bir istemem.
— Hayır, yavrum, bir dahQ birbirimizi remeyiz. Bilmezsin. Sorma-
Birdenbire doğruldu ve masaya baktı.
Kız ona yarıya kadar dolu bir kadeh uzattı, içtikten sonra bağını tekrar yastığa bırakan Samim gözlerini kapadı.
— Uyursam, beni bir saat sonra uyandır.
Kız cevap vermedi, onun saçlarını okşamaya ve yüzüne üflemeye başladı.
Samım gözlerini açtığı zaman oda karanlıktı. Kız yoktu. Perdelerin kenarında sabah, yukarıdan aşağı İnen parlak bir mavi çizgi halinde görünüyordu. Sabah! Dikkat etti. Evet, sabah!
Birdenbire doğrulamadı. Belinden kürek kemiklerine doğru bir agn sıçramıştı. Rütubet Üstünde bir yorgan vardı. Davrandı vo oturdu, iskarpinleri ayağında değildi, fakat elbisesiyle uyumuştu. Sabaha kadar, hiç uyanmadan. Kalktı ve perdenin kenarından dışarıya baktı. Eski apartmanların arka çepheleri arasında öyle kiril ve buruşuk bir sabah vardı klt elektriği yakmayı tercih etti.
Kız annesinin odasında, bir koltukta uyuklamış olacaktı. Samim iskarpinlerini giyerken, ona haber vermeden çıkıp gitmeyi düşünüyordu. İki güzel kelime bırakmak istedi. Bir kâğıt parçası bulmak için elini caketlnin İç cebine attı ve cüzdanını aradı. Şaşırdı. Yorgam kaldırdı, divana, sonra yerlere baktı. Yok.
Hemen koridora çıktı ve karşıki oda kapısının topuzunu çevfadi. Kilitli. Hafifçe kanada vurdu ve bekledi. Bir daha vurdu. Cevap yok. Şüphesi büyüyordu.
Karanlık basamaklardan trabzanlara tutuna tutuna ve sallanarak İndi. Alt kat sofadaki oda kapısına gitti. Topuzu çevirdi. Kilitli. Sol tarafına baktı. Bodurum katına inen merdivenin başında, karanlığın Üzerine, bir insan uzunlu-22
günde, fakat ensiz, beyaz vo soluk bir leke yapışmıştı. Kımıldadı, yaklaştı. İhtiyar ve sıska bir kadın. Ak suçlan tırnaklanmış gibi tel tel kabarık ve dağınık. Çukura kaçmış fersiz-gözlerinde insanlara ve yeni doğan güne bakma korkusu var. tnce boynunun üstündeki deri, bir İskeletin ayağına geçirilmiş çorap gtbl buruşuk ve sarkıyor.
— Nerede... Yukanki hanım? Siz kimsiniz? İhtiyar kadın, hiç kımıldamadan cevap verdi: — Gitti. Biraz evvel.
— Nereye? Gelmiyccek mİ?
— Gelmez artık. t . ! ' ■
— Annesi burada değil mi? Hasta değil mi?
— Annesi yok onun.
Ve oda kapısını göstererek daha alçak ilâve etti:
— Burada bizim madam yatar» Başka se yoktur bizde.
•— O kız her zaman burada oturmuyor
— Hayır. Dün gece seninle geldi, sabahleyin erkenden gitti.
Samim İhtiyar kadına bakakaldı. Gecenin İğrenç realitesi bu kocakarının derisinde vo kemiğinde heykellcşiyor, ortalıkla beraber aydınlanıyordu: Kız dikişçi filân da değilmiş, bar artisti imiş bir zamanlar. Fakat localara çektiği ve sarhoş ettiği müşterilerin cebinden bir iki defa böyle cüzdanlarını aşırdığı için hiç bir yerde çalışamaz olmuş. Nerede oturduğu belli değil. Aylar var ki, uğramamış buraya.
Şişman madam uyandırıldı. Kapının aralığında görünen tombul ve tekerlek bir yüzde yağlı 23
bakışlar, tam uyanmadıkları halde, vakayı hemen kavrayan ve zengin tecrübelerin kategorilerinden biri içine koyan pişkin bir idrakin canlılığiyle Samime dikilmişti.
İki kadın arasındaki ermenice sohbetin neticesini beklemek lüzumsuzdu. Samlm kol saatini rehin bıraktı ve evden çıktı.
Prologun sonu BİRÎNCl BÖLÜM
I
Cesareti yoktu. Kardeşi küçük ve yuvarlak bir francala diliminin tfatüne saat camı takar gibi dikkatle yerleştirdiği jambona tereyağını sürerken hiç bir meseleyi ciddi konuşamazdı. Bir ka^h yukarı kalkmıştı, iri mavi gözlerinde parlayan iştahtan yüzünün niçin güldüğünü, onu hiç tanımayanlar da bir bakışta anlayabilirlerdi. Fakat söylemeliyim. Yoksa çıldıracağım. Dün gece uyumadım.
Yüksek sesle:
— Dün gece uyumadım, Besim» dedi.
Kardeşi dilimi ısırmadan evvel, ona gözünün kuyruğlylo fırlattığı bir bakışla, eğer büyük bir mesele açacaksa, fena bir an seçtiğini hatırlatmak istedi, sonra dilimi ısırdı. Yutkunurken bu İlâhi lezzet anının safiyetini hiç bir düşünce He bulandırmağa razı olmadığını anlatmak İçin de kaşlarını çattı. Bir İki kere daha yutkunduktan sonra, ikinci lokmadan evvel sordu:
— Niçin abla? Tavşan gibi korkak uykular vardır. En küçük bir endişe ruhta çıt çıkarsa dört nala kaçarlar. Senin de uykuların Öyledir, bilirim.
— Değil Besim. Seninle ciddi konuşmak İstiyorum. Küçük değil endişem. Bak, Sclmln
yine inmedi sofraya. Üç sabahtır böyle. Sabahları midesi bulanıyor ve bRşı dönüyor. Dün sabah kahvaltıda yüzü sapsarıydı. Dikkat etmedin mi ?
Besim, konuşurken düşünceyi sevmeyen a-d&mlann süratiyle cevap verdi;
— Henüz ona bir ebe göziyle bakmadım. Anlamam da. Yalnız şüpheni anlıyorum. Olağan şeyler. Ciddi konuşulacak bir mesele de-
— Besim, rica ederim.
Küçük çatalını yeşil zeytin tabağına uzatan Besim yine bir kaşını kaldırarak:
— Vallahi Mefharet Abla, dedi, sen şu tombul zeytinleri nereden aldığını söylersen daha ciddi bir bahse girmiş olursun, insan vücudunda lüzumsuz bir organ yoktur. Selminın bunları İstediği gibi çalıştırmasını niçin tabii bulmuyorsun? Nefes alması kadar tabii. Yirmi yaşını geçmiş güzel bir kızın, vücuduna beşinci derecede bir belediye memurunun tasdikinden sonra tasarruf etmesi âdetine elli sene sonra ne kadar gülecekler, biliyor musun? Bu yaşa kadar sabretmesi budalalık.
(Deryamı var) DÜZELTME — Dünkü tcfrikanıuın birinci sütununda ^kendimizi açmak da istemiyoruz" şeklinde çıkan cümlenin aslı şudur: ••kendimizi aşnıuK* da isHyoniZ1*. 1-MüCİ sütunda 9‘boğulacağımız mıwı>ı aslı “boşalacağımız an \lır. Üçüncü sütunda ^kalbimi kırdılar” cümlesi birbirinin peşinden Karine yanlışı leriz.
9
16 Evlûl 1950
Sayfa 3
&
• • • *
1 F7«
Bediî FAİK
Akademisinin tamirine KİrifjIMİK ini bir penç mimarı tebrik edecek oldum. Kosterdi: "Ya buradaki yanıcın taml-
VANIK Güzel Sanatlar
■ dııyar duymaz., asistan Acı İle gülerek, göğsünü rl?„
önce edebiyat yapıyor sandım. Fakat konuşur konuşmaz anladım ki. halis realite 11e karşı karşıyayını. Garip şeylere meraklı İseniz “size de söyliyeylın: Meğer bizim '‘Akademimiz,.de kariyer yapmak kabil değilmiş! Asistan nusımz, doçent olamazsınız! Yaşınız altmışı, sakalınız dizlerinizi bulabilir. Fakat mertebeniz hiçbir zaman bir üst basamağa ulaşamaz. Hoca İseniz, adınız •‘profesör,, değil, sadece “muallim,,dir. Dahası var. Akademinin mimari şubesi asistanı memur sayılıyor. Hariçte iş de alamaz. Buna mukabil, apartman kapıcılarının topladığı miktarın çok altında maaş alır. Ama gelin beri yana. Teknik Üniversitenin Mimari Fakültesine girip çıktınız mı. doçent de olursunuz. “profesör,, de...
tşte size İki cins mimar kİ, bor İkisi de Myük>ek”tlr. Her İkisinin de bilgileri, tahsil programları, yetişme sistemleri arasında geniş farklar yoktur. Fakat bir tanesi, bilmem hangi talimatnamenin yahut kanunun duvarları içine hnpscdillrken. diğerine İlim merdiveni, ipek halılar döşenerek açık bırakılır,..
Valery’nln mimar Eupalinos’ıı Atina sitesindeki binaları, susanlar, konuşanlar ve şarkı söyllyenler olarak üçe ayırır. Biz binalarımızın seslerine bakmadan, mimarlarımızı tasnif etmişiz. Ağlıyanlarla gülenler olarak...
Devlet, kendi eliyle yetiştirdiği makta tereddüt geçirdikten sonra, açmasına, şehirlerin karma karışık artık niye şoşnıalı?
Anlamıyorum, bu kadar haksızlık karşısında, demokrasinin uykusu nasıl kaçmıyor?!..
Suriye Hükümetinin resmi tebliği
Şanı 15 (AP) — Resmî bir tebliğ, dün. Suriye Hükümetinin Filistin’de herhangi bir olup bittiye istinat eden görüşmeler için herhangi bir yabancı devletin teklifini kabul etmiyeceğinl ve bu "Millî Arap meselesini., alâkadar eden mevzularda hiç bir anlaşmaya yalnız başına girmiyeceğinl bildirmektedir.
Bu tebliğ. Amerikan çevrelerinde pek dostane yazılar yazmadığı kabul edilen ."Annasr., gazetesinin bir haberi üzerine neşredilmiştir.
Gamete, Suriyenin 7,500,000 dolarlık bir kredi için müracaat etmiş olduğu İthalât - İhracat Bankasının kredinin verilmesi için dört şart ileri sürdüğünü İddia etmiştir:
1 — Komünist propagandası
mücadele ve komünist faaliyetlerine son vermek,
2 — Şimdiki halde yapılmakta olan Amerikan harp gayretine yardım ve bunun için de Surlyeyi. zamanı gelince kullanılması melhuz kuvvetli bir ordu ile teçhiz etmek.
3 — Filistin'deki Yahudi Devletini bir olun bitti gibi kabul etmek.
4 — İsrail He bir barış andlaşma-sı imza etmek.
Kibrisin Yunanistana ilhakı teşebbüsleri
ilhak taraftarları Amerikada propaganda gezileri yapıyorlar
YVashington. 15 (AP)
Enosla
fikrinin —Kıbrıs’ın Yunanistana İlhakı— müdafaası maksadiylc Amerikada bir propaganda seyahati yapmakta olan Yunan heyetine. Amerikan senatörleri, esas itibariyle fikre taraftar olduklarını söylemişler fakat, şimdiki halde Amerikan müdahalesinin mevsimsiz olacağını ilâve etmişlerdir.
İle
Bakanlığı müateşarların-K. McFalI da, heyete, bu İngiltere He Yunanistan görünmesinden duyacağını
mimarları tanıyıp taıııına-şehirlinin “kalfa’*ya kucak inşaatla dolup taşmasına.
B. Shovv’un sıhhi durumu kötüleşiyor
Londra 15 A A. (Afp) — Shaw’un tedavide bulunduğu Hnstahanesinden öğle üzeri
nan tebliğe göre, bü^'ük muharririn sıhhî durumu umumiyetle daha az müsâlt bulunmaktadır.
Dışişleri dan John meselenin, arasında halledilmiş büyük bir memnuniyet
belirtmiş ve Amerikanın şimdiki hal-do bu karara tesir edcmiyeccğini kaydetmiştir.
Kıbrıs heyeti, ingilterenln 1878 den beri elinde bulundurduğu adayı geri vermek İstememesi karşısında şayet Amerika. 420 bin Yunanlı namına şahsen harekete geçmezse, meselenin Birleşmiş Milletlere vazedileceğini söylemiştir.
fTürkiyeye gönderilen
Tokyo 15 A.A. (Afp) — Lake Suc-ceas’(! gitmekte olan Güney Kore delegasyonu bugün buraya gelmiştir.
Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna iştirak edecek olan bu delegasyonun başkanı Millî Meclis Başkan Yardımcısı Şung’dir.
Dışişleri Bakanı Llmp heyete re-
fakat etmektedir.
Basına demeçte bulunan Llmb, şun-
ları söylemiştir:
1 — Kaybedilen toprakların eylül sonundan evvel geri alınacağı ümidindeyim.
2 — 38 inci arz dairesi diye bir hattı fasıl yoktur. Kore Cumhuriyeti Hükümeti bütün Koreyi İçine alan bir Hükümettir.
3 — Birleşmiş Milletlerin Kore üzerine herhangi bir vesayeti fikrine şld-dctlo muhalifim.
4 — Harp sona erer ermez. Hükümet memleketin güney ve kuzeyinde komünistlerle kimlerin işbirliğinde bulunacağını tesbit edecektir.
700 çingenenin durumu
Bir partinin daha Bulgaristana iadesi muhtemel
1 inci Ordunun dünkü
muhteşem geçit resmi
Ege Vapuru, 15 A .A. «Askeri tatbikatı takip eden hususi telsizle bildiriyor) — 1 inci Ordunun 1950 sonbahar müşterek tatbikatına iştirak eden deniz ve hava kuvvetlerimiz bugün saat 10.30 da muhteşem bir geçit resmi yapmışlardır.
Geçit resmi Hersekll ile Dilburnu çırasında yapılmış. Cumhurbaşkanı. Büyük Millet Meclisi Başkam, bakanlar, Cienelkurmay Başkanı. Yüksek Komuta Heyeti ve yabancı müşahitler pAçtt resmini Ege Vapurundan seyretmişlerdir.
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar saat 9 40 da Arar Motöriı He Ege Vapuruna gelmiş ve Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan. Milli Savunma Bakanı Refik Şevket ince. Ulaştırma Bakanı Seyfi Kurt bek, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Y’amut, bazı milletvekilleri, orgeneraller, kara, deniz ve hava kuvvetleri komutanları, generaller, Amerikan Yardım Heyeti mensupları ve yabancı ataşemiliterler tarafından karşılanmıştır.
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Eğenin üst güvertesinde bir müddet dinlendikten sonra beraberindeki zevatla geminin sancak tarafına geçmiş ve geçit resmi saat tam 10.30 da başlamıştır. Deniz ve hava kuvvetleri şem geçit resmini birlikte dır Hersekliden hareket niz kuvvetleri, gayet muntazam Gaziantep.
Demirhisar
kiben Kilimli
4 arama-tarama gemisi, 2 denizaltı, 4 avcı botu ve en arkada dün limanımıza gelen Kurtaran Denizaltı kurtarma gemisi geçmişlerdir.
Deniz kuvvetlerimizin güvertelerinde beyazlar giymiş mürettebat selâm vaziyetinde bulunuyorlardı.
Deniz kuvvetleri geçerken önde bir alay avcı, bir alay bombardıman, bir a«ay keşif ve bir alay nakliye uçağı da alçaktan uçarak tam bir intizamla geçide iştirak ediyorlardı.
Deniz ve hava kuvvetlerinin göğüsleri kabartan muhteşem geçidi yarım saat devam etti.
öğleden sonra da saat 15 te Sevln-dikli bölgesinde askeri tatbikata iştirak etmiş olan kara kuvvetleri bir geçit resmi yapacaklardır.
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, kuvvetlerinin geçit resminde bulunduktan sonra buradan îstanbula gideceklerdir.
Kara kuvvetlerinin geçit resmi
Gebze, 15 (A.A.) — Askerî tatbikatı takip eden Anadolu Ajansı muhabiri Sevindikti bölgesinden bildiriyor:
Müşterek tatbikata iştirak eden ka-saat 15 te Se-bir geçit, resmi
muhabirimiz
bu muhte-yapmışlar-eden de-ardı sıra
birbiri bir seyirle önde Gemlik, Muavenet ve muhripleri, onları taşınılma mensup
• 4
• •
büyük
kara hazır
Müşterek tatbikata ra kuvvetleri bugün vindlklide muhteşem yapmıştır.
Geçit resminde Celâl Bay ar, Büyük Başkanı Refik Koraltan. Milli Savun-
Cumhurbaşkanı Millet Meclisi
Pamuk ihracı
lisansa tâbi
tutuluyor
ey-
Ankara 15 (Ankara Ajansı) — 1 lül tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan yeni ihraç rejiminde serbest ithal listesine dahil olan pamuğun, kontenjan ve lisansa tâbi tutulacağı haber alınmıştır.
Bu yıl dünya pamuk rekoltesi çok düşük olduğundan Amerika ve Hindistan pamuk ihracını yasnk etmiştir. Mısır da hâlâ pamuk satışı için bir karar vermiş değildir. Avrupa dokuma sanayii İse başta İngiltere. Fransa ve Almanya olmak üzere büyük mikyasta pamuk talebinde bulunmaktadırlar. Meselâ bu üç memleket bu yıl pamuk rekoltemizin yüksek oluşu karşısında bize de mühim taleplerde bulunmuşlardır. Yalnız Almanya pamuk balyalarımızın İçinden taş çıktığı İçin pek hevesli görülmemektedir. Filhakika her üç memleketin de zaman zaman pamuk balyalarımızdan taşlar çıktığı yolunda Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına müteaddit şikâyetleri vardır.
Bu mahzuru önlemek üzere, geçenlerde hazırlanan ve 1 ağustos tarihinde yürürlüğe girecek olan yeni pamuk standardizasyon nizamnamesi, bu iş için lâzım olan 1 milyon 400 bin liranın temin edilememesi dolayısiyle. Bakanlar Kurulunun kararı gereğince şimdilik tatbik edilememektedir. Her sene memleketimize 120 milyon liralık döviz sağlayan pamuklarımızın dış piyasaların büyük ihtiyacı karşısında dahi alıcı bulamaması tehlikesi vardır.
Dünya pamuk piyasasında fiyatların her gün biraz daha yükselmekte oluşunu gözonüne alan Bakanlık, pamuklarımızın düşük fiyatlarla satılmasını önlemek üzen», ihracını kontenjana bağlamaya karar vermiştir. Bu suretle yerli dokuma sanayiine de lüzumu kadar pamuk kalması imkânı sağ lanın ıa olacaktır.
Bornard Luton yayınla-
Heyetin yanında adanın Yunanistana iadesini talep eden 215.000 Yunanlının imzasını havi bir koca cilt vardır. Bu, 15 ocak tarihinde yapılmış olan "plebisitin,, neticesi olarak ifade edilmektedir.
Mareşal Smuts’ın cenaze töreni
Pnrtoria. 15 A. A. (LPS) — Mareşal Smuts’ın cenazesi bugün büyük bir törenle kaldırılacaktır. Tabut önce Güney Afrika Birliğinin bayrağına sarılı ve «üzerinde Mareşalin sopası, kılıcı ve kasketi olduğu hakle kiliseye götürülecektir. Dini merasimi müteakip 1000 asker ve 24 zırhlı arabadan müteşekkil bir birlik tabutu alarak gara götürecek ve burada Johannesburg*a gönderilmek üzere trene konulacaktır.
Edirne 15 (Hususi surette gönderdiğimiz arkadaşımız bildiriyor) — izinsiz olarak Tiırkiyeye ağustostan beri Bulgarların göndermiş olduğu 700 çingenenin durumu bir mesele halini almıştır. Bu işi görüşmek üzere Ankaraya gitmiş olan Edirne Valisi Emin Akıncı bugün buraya dönmüş ve doğruca göçmen evine giderek çingenelerle bizzat ayrı ayrı meşgul olmuştur. Geçenlerde komünist ajanı olduğu şüphesiyle hudut harici edilen 57 kişiyi Bulgarlar Kapıkule hududundan tekrar hududumuza bırakmışlardı. Bu vaziyette, memleketimize girmeleri arzu cdllme-
* •
Kahve ithalinde bir iddia
yenlerin iadesi çok müşkül almıştır. Yarın, yeniden bir Bulgaristana inde edilmeleri meldlr. Ayrıca Ankarada Bakanlığımızla Bulgar Sefareti Ara-
sında bu hususta temaslar yapılacağı sanılmaktadır.
bir hal partinin muhte-Dışlşlerl
Geyve yolunda kamyon kazası
C Galatasarayın İngilterede yaptığı maçlardan resimler J
Ankara, 15 (ANKA) — 1949 yılı a-ralık ayı içinde kahve ithali için o zamanki Ekonomi vc Ticaret Bakanlığı, ithalâtçı firmalara 50 şer tonluk ithal kontenjanı ayırdığını bildirmiş ve bunun dışında hiçbir tahsis yapılmayacağını da ilâve etmişti.
Halbuki, bunun akabinde "iki firmaya hususi bir muamele yapılarak 150 şer tonluk yeni müsaadeler verilmiş. bu hal de diğer ithalâtçıların itirazlarını mucip olmuştu. İthalâtçılar, simdi, bu iki firmaya tanınan 42 şer bin sterlindik tahsislerin, tahkikini ve bu İşle bazı kimselerin menfaattar olduklarını Heri sürerek Bakanlığa müracaatta bulunmuşlardır.
50 yolcudan biri öldü, diğer biri de ağır yaralı
Geyve 15 «Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Bugün sabah saat 8,15 te Geyve 13 plâka sayılı şoför Nevzat Kuvvet idaresindeki kamyon Pamuk-ova ile Ali Fuat Paşa arasında yolcuslyle devrilmiştir.
Yolculardan Pamukovah 25 rındA Cavit Bayraktar ve 17
rında Safa adlı bir kız feci şekilde muhtelif yerlerinden yaralanmışlardır. Yaralılar Adapazarı Memleke.t Hastahanesinn kaldırılmışlar, az sonra iki yıllık evli ve 7 aylık bir kız çocuğu bulunan Cavit ölmüştür
Şoför Nevzat, Geyve jandarması tarafından yakalananak derhal tevkif edilmiştir.
50-60
yaşla-yaşla-
ma Bakam Refik Şevket İnce. Ulaştırma Bakanı Seyfi Kurtbek, bazı milletvekilleri, orgeneraller ve generaller, Kocaeli Valisi. Amerikan askerî yardım heyeti Başkanı General Arnold. deniz kısmı başkanı A-miral Glnder. hava kısmı başkanı General Tate. yabancı misafirler, yüksek rütbeli subaylar, kalabalık bir halk kütlesi bulunmuştur.
Öğle yemeğini Ege vapurunda yiyen Cumhurbaşkanı Celâl Bayar. saat 14 te Darımdan otomobille hareket ederek 14.50 de Sevlndikli’de geçit resminin yapılacağı alana gelmiştir.
Saat 15 te başlıyan geçit resmi bir saatten fazla devam etmiş ve İlk olarak piyadeler, onları takiben motör-lü kıtalar, tanksavarlar. uçaksavar birlikleri. motorize birlikler geçmiş ve tankların geçişi He geçit resmine son verilmiştir.
Beş günlük yorucu tatbikata rağmen kara kuvvetlerimiz çok zinde, canlı ve hareketli bir geçit resmi yapmışlardır.
Geçit resmini müteakip Cumhurbaşkanımız otomobille Darıcaya gelmiş ve Daııcadan Acar motörlyle ls-tanbula hareket etmiştir.
• •
Avukathk yapan öğretmenler
Bunların, vazifelerini tanı yapıp yapmadıkla n kontrol edilecek
Ankara 15 «Ankara Ajansı) — Millî Eğitim Bakanı Tevflk îlerİ, dün kendisiyle görüşen Ankara Ajansı muhabirine muhtelif meseleler etrafında a-şağıdaki beyanatta bulunmuştur:
”— Avukatlık yapan öğretmenlerin merkezlerden uzaklaştırılacağı hak-kındakl haber, doğru değildir. Şimdilik verilmiş böyle bir kararımız yoktur. Ancak, ben. bir öğretmenin bütün varlığı He kendisini büyük vazifesine hasretmesini isterim. Bir öğretmenin aynı zamanda avukatlık yapması ile öğretmenlik hizmetinde bir çok fedakârlıklarda bulunacağına inananlardanım.
öğretmene avukatlık yapmak hakkını kanun tanımıştıı Şu dakikada kanunun değiştirilmesi İçin bir teşebbüsümüz yoktur. Bununla beraber, bilhassa avukatlık yapan öğretmenlerin vazifelerini tam yapıp yapmadıkları dikkatle takip edilecektir. Avukatlık İşi yüzünden öğretmenlik vazifesini aksatanlar hakkında gereken tedbirler derhal alınacaktır.
Orta ve lise tahsilinin paralı olması hakkında çıkan haberler mevsimsizdir. Bu yolda şu dakikada, alınmış hiçbir karar yoktur. Böyle olmakla beraber bunu, üzerinde durulacak mühim bir mesele olarak telâkki ediyoruz. Ancak, çok esaslı tetkikler yapıldıktan ve bu konuda yetkili fikir erbabının fikirleri öğrenildikten, bu işin dünyada ne şekilde halledilmekte olduğu araştırıldıktan sonra memleketimiz için zarurî ve faydalı bir neticeye varılacaktır.
Bakanlık emrine aldığımız öğretmenler hakkında katî delillerimiz vardır. Tabiatlyle mahkemeye sevke-dileceklerdir. Bir de öğretmenlik mesleği İçin zararlı olduklarına dair kuvvetli vesikalar bulunanlar vardır ki bunlar, hoca olmak vasfından uzaktırlar .Bu gibileri do kanunun verdiği yetkilere dayanarak öğretmenlik safı dışında tutacağız."
• •
Türkiye - Irak Eğitim Komisyonu toplandı
Ankara 16 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — Türkiye - Irak dostluk anlaşmasına bağlı 3 numaralı protokol mucibince Türkiye - Irak Eğitim tibirHC'i Komisyonu bugün saat 15 te Millî Eğitim Bakanı Tevflk Îlerinîn Başkanlığında toplanmıştır.
Toplantıda, iki memleket arasında kültür yakınlığını ııağlayacak karşılıklı yardımlar, öğrenci ve öğretmen mübadelesi, kültür ve tarih araştırmaları işlerinde kolaylıklar gösterilmesi. eğitim ve öğretim sahasında İki memleket arasında işbirliğini gerçekleştirmek mevzuları üzerinde müzakere cereyan etmiştir
Bir Ingiliz okul tatbikat kruvazörü limanımıza gelecek
Ankara 15 (Türk Ajansı) — Genelkurmay Başkanlığından bildirildiğine Tora. Ingilİ2 bahriyeaine mensup Do-vonshire isimli bir okul tatbikat kruvazörü 5 ekim He 9 ekim arasında İstanbul Limanını ziyaret edecektir.
Kaptan Constohes idaresinde bulu-an kruvazöre İstanbuldakl Deniz kuvvetleri Komutanlığı tarafından bir c.ırşılama töreni tertip edilecektir. Kruvazör Istanbulda kaldığı müddetçe. spor karşılaşmaları da yapılacaktır.
8 kişilik bir Türk heyeti Islâm dini üzerinde tetkikler yapmak üzere Mısıra gitti
Adana 15 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Kahlrede Camiülezher’de Islâm dini hakkında tetkikler yapmak ve bu sahadaki bilgilerini ilerletmek üzere 8 kişilik bir Türk heyeti Adana Şam tarikiyle birkaç gün evvel Mısıra gitmiştir.
Çerkesköy Belediye Başkanlığı
Çerkesköy 15 ( Hususî) - Bu aahah saat 11 de Halil Cambazın başkanlığında toplanan Belediye Meclis Grupıı, Plrlmli özcanı belediye reisliğine. AH Sancak İle Kadri Ercan’ı da encümen âzalıklanna seçmişlerdir.
Şamda Türk hacılarına çıkarılan müşkülât
Adana 15 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Hâlen Şamda bulunan bir kaç bin Türk harı namzedi müşkülâta mâruz bırakılmaktadır Tiirktyeda tifo, HfiİR ve çiçek arromlan yaptırdıklarına dair ellerinde rrsmî vesikalar bulunan binlerce Türk fuzuli şekilde İkamete mecbur tutulmakta ve yeniden verilecek sağlık kâğıtları İçin 6 şar lira İstenmektedir Türk hacı namzetleri Şam otellerinde perişanlık içerisindedirler. Diğer taraftan Suudi Arabistan uçakları Şam - Cidde İçin gidiş ve dönüş 900 lira ücret İsteyerek Tiirkleri bir nevi boğuntuya getirmektedirler.
yukarda
G a! a ta saray İngilterede İlk maçını İkinci küme takımlarından Hull C’lty-ye karşı oynamış ve maçı 2-0 kaybetmiştir. Resimde. GalatasaraylIlar sahaya ellerinde gül demdiler! ve Ingiliz bayrağı okluğu halde girerken görülmektedir.
Ortada
Galatasaray üçüncü maçını Queens Park Rangers tokımlyle yapmış ve bunu da 4-1 kaybetmiştir. Betilinde. Turgavı Q.P. Rangers santrforu Addl-naPın başı üstünden topu uzaklaştırırken görüyorsunuz.
Y'ıında
beğenilen o-Tıırgay sayı-takımını * > Resimde Rangers sol açığını İkinci golü attıktan sonra görüyorsunuz.
• e
Galatasaray şerefine verilen ziyafet
Londra, 15 A.A (özel muhabirimizden) — Dün akşam Galatasaray Futbol Takımı ile dünkü muçta galip gelen İngiliz “Queens Park Rangers” takımı şerefine bir veda ziyafeti verilmiştir.
Türkiyenln Londra Büyükelçisi Cc-vat Açıkalın ve Galatasaray Takımı I-darecİMİ Suphi Batur türkçe ve tnglliz Takımı İdarecisi Hittlnger tarafından da İngilizce nutuklar verilmiştir.
Galatanarayın en çok ^uncularından biri olun sız kurtarışlarına rağmen mağlûbiyetten kurtaramam ıstır.
Muşta toprak dağıtımı
Muş 15 (A.A.) — İlimizde toprak dağıtımı işi hızla devam etmektedir. Evvelce dağıtılanlardan başka Gazli-van köyünde 55 aileye 6.772. Htrgıfti köyünde 77 aileye 7 543. Korniş köyünde 123 aileye 13.218 dönüm toprak tevzi edilmiştir. Bugüne kadar yapılan tevzi 488 aileye Ş1J31 dönümdür.
Birleşmiş Milletler, memleketimizden iki doktor istedi
Ankara. 15 (ANKA) — Birleşmiş Milletler Sağlık Teşkilâtı dünya halkının sağlığı He alâkalanmak üzere ihtisaslarını yapmak için memleketimizden İki doktor istemiştir. Sağlık Bakanlığı Dr. Tevflk Alanla Dr. Ca-vlt Çorbacıoğlunu halk sağlığı ihtisası yapmak üzere göndermeye karar vermiştir.
yapmak İmkAnı-Aynca 9 okuyu-ımatler hediye e-aylık abone ko-
f r ’
1* V
■
Ali Süha Delilbaşı tekaüde sevkedildi
Ankara 15 «Ankara Ajanın) — Sağlık Bakanlığı Danışma Kurulu Başkanı olan ve eski milletvekillerinden All Süha Delilbaşı tekaüde sevkedilmlştir. Diğer taraftan Ali Süha Delilbaşı hayli kıymetli olan kütüphanesini Bakanlığa hediye etmiştir.
Türkiye garsonlarından şikâyet
Ankara, 15 (ANKA) — Birkaç ay önce Türk iyeye gelerek An karayı da ziyaret etmiş olan bir turist dönüşünde îsviçreden geçerken oradaki Milletlerarası Otelcilik Birliğine şikâyette bulunmuş ve "Türkîyedekl garsonlar sık sık karşıma dikilip boyunlarını bükerek bahşiş istiyorlardı. Otelcilik mesleği namına uygun bulmadığım bu hareketi size bildiriyorum,, demiştir.
İsviçredeki Otelcilik Birliği, bunun üzerine Ankara Garsonlar Sendikası Başkanlığına bir mektup göndererek vaziyeti bildirmiştir.
Bu satırları dikkatle okumalısınız^
bir istikbal
hazırlıyabilir
YENİ İSTANBUL- neşir hayatının yıldönümü olan 1 Aralıkta çekilmek üzere bir tahsil kurası tertip etmişti. Bu kurada kazanacak bir okuyucumuz 3 sene Avru-pnda, diğer bir okuyucumuz 3 sene Türk İyede tahsil nı elde edecekti, dini uza kıymetli derektlk. Evvelâ paklariyle başladığımız bu kuraya, sonradan büyük bir okuyucu kütlesinin arzusu Üzerine gazetemizde bir kupon neşrederek devam etmeye başladık.
1 aralık 1950 tarihi yaklaşmakta olduğundan, neşir hayatımızın başladığı Tünlerde geniş geniş İzah ettiğimiz hu kura hakkında okuyucularımıza l/ııhat verelim:
Kuramızda birinciliği kazanan 1 kişi Avrupada 3 senelik tahsil masrafı olan
AYRICA
3 altın saat
3 gümüş saat
3 çelik saat
Bu kuramızda diğer dokuz dereceyi kazanacak olanlara sırasiyle 9 kıymetli saatten birini hediye e-dcceğlz. Aşağıdaki küçük kupon size bir istikbal hazırlıyabilir. Her gün iki makas darbesiyle bir kenara koyacağınız
90 kupon, size bir şans getirebilir
10.000
gazetemiz tarafından ödenmek ü-zero yabancı memlekette okumak İmkânını elde edecektir. Okuyucumuz tahsil çağında olmadığı veya tahsile gitmek İstemediği takdirde bu miktar % 20 noksanlyle defaten kendisine tediye edilecektir.
Bu kuponlar numarasızdır. 90 tanesini getiren okuyucumuz, bir kura numarasına hak kazanır. Ayrıca. aylık abone karnelerimizin her kapağı da 30 kupon değerindedir. Kuponların kura nuııınralarly-Ic değiştirilmesine 15 kasım 1050 ye kadar her gün matbaamızda devam edilecektir.
TAHSİL KUPONU
Kuramızda İkinciliği kazanan o-kuyucumuzun Türkiyede 3 sene tahsil yapmak üzere gazetemiz tarafından ödenecek
l aralık 1950 de çekilecek büyük kuramıza İştirak İçin a-şağıdukl kuponlardan 90 tane getirerek bir kııre numarası a-Inbllecckslnlz.
5.000 liraya
hakkı olacaktır. Yukarıda olduğu gibi, tahs|l Istemlyenlere bu meblâğ da defaten yüzde yirmi noksa-niyle odoneccktir.
} eni İstanbul'un
KUPONU
*. 1 ♦ • t
7
V 9
r
Sayfa 4
YENİ İSTANBUL
16 Eylül 1950
GÜNÜN
KONOMiK
Maden mevzuatımız tâdil edilirken
TİCARET ve Ekonomi Bakanımız, ■ İzmir Fuarını açış nutuklarında hükümetin ekonomik siyasetini izah eder ve yapılacak işlerden bahsederken. eskimiş olan maden mevzuatımızın yeni baştan ele alınarak, zamanımızın icaplarına uyacak şekilde ha-zırlanmakta olduğunu belirttiler. Biz bu kısa ve fakat Önemli haberi, memleket ekonomisi namına sevinçle karşıladık. Çünkü miadını çoktan doldurmuş olan. Osmanlı İmparatorluğu zamanından kalma bir maadin nizamnamesi ile, yirminci asrın ekonomik yürüyüşüne ayak uydurmak imkânsız bir hale gelmiştir.
Filhakika, bizde ilk maadin nizamnamesi rumt 1278 tarihinde neşredilmiştir. Daha sonra bu nizamnamenin İhtiyaçları karşılayamadığı görülmüş ve bir çok tadil ve ilâvelerden sonra, Fransız mevzuatından mülhem olarak yeni bir nizamname hazırlanmıştır. Hükümleri bugün dahi yaşayan bu 1322 tarihli maadin nizamnamesi de bir çok değişikliklere uğramıştır. Her geçen Üç-bcş senelik bir zaman zarfında tadil edilmesi ve ilâveler görmesi mûtat hale gelen maden mevzuatımız bugün o hale gelmiştir ki, devlet dairelerindeki yetkili memurlar bile, mevzuatın inceliklerine hak-kivle vakıf olamamaktadırlar. Maden işlerini sırası düştükçe takip eden hususi şahısların hail İse. tam nulnasiy-le haraptır. Çünkü müstakar bir mahiyet arzetmeyen bu kadar eski ve çeşitli müdevvenatı bilmek, bunları şerh ve izah eden Yargıtay ve Danıştay kararlarını takip etmek Adeta imkânsız bir hale gelmiştir.
İşte bu duruma düşen maden mevzuatımızın. yeni baştan ve esaslı surette ele alınarak, modern temellere istinad ettirileceği haberi, madenciler ve iktisatçılarımız arasında büyük bir ehemmiyet uyandırmıştır. Bununla beraber şu noktayı gözden uzak tutmamak icap eder ki. bu iş öyle kısa bir zaman zarfında hnlledillverecek bir mevzu değildir. Çünkü en ufak bir dikkatsizlik ve basiretsizlik büyük kayıplara yol açabilir. Madenlerimizin rasyonel bir şekilde işletümesi, bu venl vazedilecek hukuki rejimin 1-yi bir şekilde hazırlanmasına bağlıdır. Çünkü maden mevzuatının kuruluş şekli, bu istihsal şubesini ileri veya geri götürebileceği gibi, ona doğru veya yanlış bir İstikamet dahi verebilir. Bu sebeple, bilhassa şu umumi e-sasların gözönünde tutulması zaruridir:
Evvelâ, madenlerimizin muayyen hususi veya hükmi şahıslan hiç yoktan zengin ediveren bir vasıta olmasına mâni olunmalı ve bu sahada elde edilecek menfaatlerin cemiyete de racl olmasına çalışılmalıdır. Çünkü madenler, orman ve su serveti gibi, bir memleketin tabii servetleri arasındadır. Beşer emeği İle değil, tabiat kuvvetiyle halk edilmişlerdir. Bir arazinin kıymet kazanmasında, bir tarla haline gelmesinde sahibinin alın teri vardır. Fakat madenlerde bu böyle değildir. Bu sebepledir ki, madeni keşfedene (lnventcur) bir hak tanımak ve maden bulunan arazinin sahibine satıh için bir tazminat vermek ne kadar makul ise. mülkiyetinin devlete ait olmasını esas ittihaz etmek o kadar doğrudur.
îklncl esas, madenlerin fena idaresine ve israf edilmelerine mâni olmaktır. Çünkü madenler, toprak gibi daima hasılât veren ve kuvvetleri mütemadiyen artan servetlerden değillerdir. Muayyen bir müddet sonunda tükenmeye mahkûmdurlar. Tabiatın milyonlarca senede halketmiş ol-duğu bu servetleri arttırmak da mümkün değildir. Bu sebeple endüstrinin temelini teşkil eden madenlerin rasyonel bir tarzda İşletilmeleri elzemdir. Bizde bu hususun şimdiye kadar temin edildiği iddia edilemez. Hususi şahıslar tarafından pek çok müracaatlar olduğu halde, işletilen ve
• • *
Yazan : Ömer Terzioglu
hele iyi işletilen madenler pek iz olmuştur. Teknik bilgisi ve mali kudreti zayıf ve hattâ hiç mevcut olmayan kimseler bir çok sahaları kapatmışlar. fakat pek azı işletme safhasına geçebilmiştir İşletenlerin bazıları İse, teknik bilgi ve sermaye fıkdanı yüzünden işi yarıda terketmek zorunda kalmışlardır. Böylecc hem cevher hakkiylo istismar edilememiş, hem de o şahsın yerin altına giren binlerce lirası heba olup gitmiştir.
Bazılarının gayesi ise spekülâsyondur. İmtiyazı alıp, bunu bulacağı sermayedara satarak para yapmaktır. Bir çoğu bu spekülâsyon gayesinde muvaffak olamayınca, imtiyazı elde edinceye kadar sarfettiği binlerce lira heba olmakta ve böylece hem kendisi ve hem de milli ekonominin sermaye gücü zarar görmektedir.
Spekülâtörlrrln diğer bir zararı da, madenlerin değerini ekseriya olduğundan üstün ve hazan da aşağı tanıtmış olmalarıdır. Esaslı bir tetkik yapamadıkları veya yaptıramadıkları için, muhtelif nııntakalardaki madenler hakkında yanlış malûmat elde e-dllmekte ve bundan memleket maden.
* ciliği zarar görmektedir. Bunun diğer bir sebebi de memleketimizin madencilik bakımından inceden inceye tetkik edilmemiş olmasıdır. Fakat Maden Tetkik ve Arama Enstitüsünün bu salındaki gayretlerini şükranla anmadan geçcmlyeceğiz. Bu tempo ile çalışıldığı takdirde, yalan bir istikbalde bu eksiğimiz de tamamlanacaktır.
îşte yukarıdaki esasları gözönünde tutarak, madenciliğimizin temelini atmamız gerekmektedir. Serbestiye doğru mu gideceğiz? İmtiyaz (con-session) usulünü mü seçeceğiz? Yoksa doğrudan doğruya devlet işletmeciliği mi yapacağız? Veyahut bazı madenler İçin başka, bazıları İçin başka usuller mi tatbik edeceğiz? Bütün bu suallerin cevabını verebilmek için esaslı tetkikler lâzımdır. Fa-kat şunu da söylemeden geçemeyiz ki. madencilik sahasında tam bir serbesti sistemi vazedilemez. Buna ne hususi teşebbüsün sermayesi ve teknik bilgisi, ne de memleketin ekonomik şartları müsaittir. Kanaatimizce en doğru yol. imtiyaz ve devlet İşletmeciliği usullerini muhtevi muhtelit bir usûl seçmektir. Fakat bunu yaparken. kati hudutlar çizilmeli ve hususi teşebbüse bırakılan sahalara ol atılmayacağı teminat altına alınmalıdır.
Diğer mühim bir mesele de, ecnebi sermaye işidir. Fazla sermaye plasmanına lüzum gösteren madencilikte, ecnebi sermayesine olan ihtiyacımız aşikârdır. Teknik bilgilerinden istifade meselesi de bu arada mühimdir. Yeni hazırlanacak mevzuata, bu hususa uygun esaslar koymak ihmal e-dilmemelldir.
Hususi şahıslan şirketler halinde birleşmeye teşvik edecek hükümlerin vazı meselesi de bu arada zikredilebilir.
Velhasıl, yazımızın başında da İşaret ettiğimiz gibi. İş mühimdir ve zamana vabestedir. Madencilik sahasında ileri gitmiş memleketlerin maden mevzuatını incelemek, elde edilecek neticelerden memleketimizin e* konomik şartlarına uyanlarını ayırmak ve nihayet geçmiş tecrübelerden faydalanarak yeni* bir maden rejimi hazırlamak uzunca ve yorucu bir İştir. Fakat ancak bu sayededir ki, bizde de bir (code minier) vazedile-bilecek, üç-beş sene geçince yeni bir tadil zarureti İle karşı karşıya kalmı-yacagız. Aynı zamanda kanunların en mühim vasıflarından biri olan (daimilik) esasına uymuş olacağız.
Suriye, Dünya Bankasından borç istedi
Şam, 15 (YÎRS) — Suriye Hükümeti Dünya Bankasından borç para istemiştir. Hükümet bu para ile iktisadi kalkınmasını sağlıyacaktır.
Dış ticaret rejimi nasıl tatbik ediliyor ?
Dün banka müdürleri bir toplantı yaparak, yeni rejimin zorluklarım tetkik ettiler
Yakında bir ek kararname çıkacağından bahsediliyor
Dış ticaret rejimine ait kararnamenin tatbiki etrafında tetkiklere devanı edilmektedir. Dün şehrimizdeki banka direktörleri kararnamenin talhıkındaki zorlukları gözönünde tutarak aralarında bir toplantı yapmışlardır. Bu toplantıda on beş günden fazla bir zaman zarfında, T. C. Merkez Bankasının ithal lisansı vermek hususunda çektiği zorluklar tetkik edilmiştir.
Dün de İthal lisansı almak için, T. C. Merkez Bankasının koridorları kuyruk halinde sıra bekleyen tacirler, İş adamlariyle doluydu. Alâkadarların ifadesine göre, ay başında ithal lisansı İçin müracaat eden tacirlerin bile, kendilerine henüz müspet veya menfi bir cevap verilmemiştir. Tüccar. Ticaret Odasında bu vazifeyle uğraşan İthalât bürolarının, daha kısa zamanda müracuatlcrlni tatmin ettiğini hatırlamaktadır.
Dün de yazdığımız gibi, kararnameye bağlı ithal listelerinde unutulan maddeler hakkında İstanbul 'Ticaret Odası. Bölge Sanayi Birliği, E-konomi ve Ticaret Bakanlığına acele birer rapor göndermişlerdir. İthal listelerinde demir çiviye yer verilmediği için, yerli çivi fiyatları 80 -90 kuruşa kadar yükselmiştir. Gön-•
DÜNYA ÇELİK DURUMU
Londra (Husus!) — Çelik endüstrisinin son zamanlarda aldığı vaziyet, hakikaten pek şaşırtıcı ve hazindir. Daha birkaç ay önce Avrupa müstahsilleri ellerindeki fazla malı çıkarmak İçin çelik fiyatlarını düşürmüşler ve bunun Ingiliz piyasasında ciddi akisleri olmuştu. Fakat şimdi vaziyet tamamiyle değişmiştir. Fransız, Alınan ve Belçika müstahsilleri bir sürü taahhütlere girmiş ve fiyatlar birden fırlamıştır. Bu değişikliğe sebep, şüphesiz, savunma işlerine verilen ehemmiyet olmuştur. İleri gelen gemi tersaneleri pek fazla tanker tonajı için sipariş aldıklarını açıklamaktadırlar.
Kömür, çelik ve petrol teçhizatı ile uğraşan mühendislerin elinde muazzam iş programları vardır.
Amerika ile îngilterenin çelik İs. tihlâklni kıyaslarsak, 1949 da îngilterenin motor, motosiklet ve bisiklet ve hava endüstrisinin kullanıldığı mamûl çelik % 10 dur. Halbu. kl Amerikada bu miktar % 27 dir. let ve hava endüstrisinin kulla- t-nılan çelik, îngllterede Amerikada olduğundan daha fazladır.
Fransada
Paris (Hususî) — İstatistik bürosunun bildirdiğine göre, Fransa ve Saar bölgesi haziran ayında 227.000 metrik ton çelik ihraç etmiştir. Almanyada
Berlin (Hususî) — Alman ekonomi haberler ajansının bildirdiğine göre, 30 eylüle kadar 11.100.000 ton çelik İstihsal edecektir. Frankfurt, ta bulunan bir Amerikan resmi memurunun söylediğine göre, Alman-yanın çelik İstihsali pek yakında artacaktır. Bunu meydana getirmek I. çln de İstihsal tahditlerinin Kaldırılması lâzımdır. Bildirildiğine göre, ağustos ayında alınan siparişler 2 milyon tonu bulmuştur. Halbuki temmuzda 1.5 milyon ton idi. Fakat ağustos ayında ecnebi taleplerden yalnız 250 bin tonu kabul edil, mlş ve geriye kalanı dahili ihtiyaçlar için kullanılmıştır.
derilen raporlarda fiyat yükselişine ve yeni bir hayat pahalılığına m» y-dnn vermemek maksadlyle, İthal listelerinin yeniden gözden geçlrılnıesl ileri sürülmektedir.
Ek kararname mi çıkacak ?
Son dakikada piyasada çıkan bir habere göre, Ekonomi ve Ticaret Ba-
Trabzon fındık piyasası
Fındık Tarım Kooperatifi, ortaklarına nasıl kredi veriyor?
Trabzon (Hususi) — Fındık fiyatlarının eylül ilk haftasındaki grafiği geçen haftanın tamamen aksi bir seyir takip etmiştir.
Evvelki hafta 113 kuruştan 130 kuruşa kadar düşen fiyatlara mukabil bu hafta 130 kuruştan açılan fiyatlar 141/142 kuruşa kadar yükselerek evvelki haddi tekrar bulmuştur.
Bu haftanın göze çarpan en mühim hususiyeti, menşe piyasalarının İstanbul fiyatlarının tesirine tâbi kaimıyarak, tamamen kendi inisya-tifinl kullanması olmuştur.
Görünen vaziyet şudur ki, bundan sonrası için menşe fiyatları, stok vaziyeti, mahsulün piyasaya arzedll-mesi nispet ve miktarına göre kendi kendini tanzim ve ayarlama kudretini iktisap etmektedir.
Bu neticeyi doğuran âmillerden biri ve başlıcaaı, mahsul azlığının husule getirdiği İmkânla stokçuların vaziyete hâJtlm olmak iktidarını ele almalarıdır.
Hafta içinde îstanbuldaki İç fındık fiyatlariyle bölgedeki kabuklu fındık fiyatlarının arzettiği İnkişaf bu kanaati takviye etmiştir.
Fındık Kooperatifleri Birliği de bu mevsim sabit avans sisteminden vazgeçmiş ve piyasayı takip ederek elâstiki avans sistemini tatbik tarzım ihtiyar etmiştir.
Yüzde elli randımanlı kabuklu
İzmir piyasamda ithal mallarının fiyatları
İzmir 15 (Hususi) — Dünya fiyatlarında yeni bir harp konjonktürünü andıran umumi fiyat yükselişleri bir kaç günden beri ticaret Aleminin dikkatinden kaçmamaktadır. Bilhassa Amerikada kakao, kahve ve buna benzer maddeler fiyatlarındaki yükselişleri sanayi şubelerine İntikal edince pamuk fiyatı 31 sentten 42 sente yükselince çelik, bakır ve çinko fiyatları yükseldikten başka vadeli sipariş kabulüne başlanınca ticaret Alemi bu maddelerin memlekette stok edilmesi lüzumu ile bazı teşebbüslere girişmiştir. Amerika ve dünya playsalarındakl bu fiyat atlamaları bizde üzüm, pamuk gibi mahdut maddelerde fiyat yükselişlerini mucip olmuştur.
Yine bu hafta içinde bazı memleketlerin bazı mahdut maddelerin ihracatına takyitler koymağa başladığı da nazara çarpmıştır. Ticaret O-dası ile İlgili tacirler Hükümetin bugünlerde müdahalesi değil fakat tanzim edici hattâ bazı maddilerin istihlâkini düzenleyici bazı tedbirlerine İntizar edilmesi gerektiğini söylüyorlar. Ekonomi ve Ticaret Bakanlığınca bu yolda bazı hazırlıklar olduğuna işaret edilmektedir.
kanlığı dış ticaret rejimine alt kararnamenin tatbiki hakkında elde ettiği fikirler üzerine, bir ek kararname çıkarmağa lüzum görmüştür. Şimdiye kadar kararnamenin tatbikinden alınan neticeler gözönünde tutularak, bütün noksanlıkların telâfi edileceği, bir şikâyete mahal ve-rilmlyeccğl ileri sürülmektedir.
fındığın kilo fiyatı olarak 135 kuruşla piyasaya giren Kooperatif de. piyasanın seyir ve inkişafına tâbi olarak 140 kuruşa kadar mubayaa etmiştir.
Kısmen yayla mevsiminde bulunul-ması ve kısmen mevsimlik ziraat işleriyle meşgul olmak yüzünden köylünün devamlı olarak şehre inmek için vakit bulamaması piyasaya fazla miktarda mahsul indirilmesine mâni olmaktadır. Fiyatların yükselmesine bunun da bir sebep teşkil etmesi tabii ise de, normal bir mahsul indirilme halinde dahi, bugünkü fiyatların daha ziyade düşmesi mümkün görülmemektedir. Artık mevsim başındaki ucuz alivre satışların teslimine ihtimal verilmemekte ve önümüzdeki hafta içinde hazırlama ve sevk işlerine başlanacak olan eylül satışlarının temini gayretinin fiyatların bir miktar daha yükselmesine sebebiyet vereceği kuvvetle tahmin edilmektedir.
B. O.
Kalay fiyatları yükseliyor
Dünya kalay fiyatlarında yeniden bir yükselme olmuştur. Borsalara ait yabancı borsalar sütununda da görüldüğü veçhile. New-York piyasasında libresi 99 sent olan kalay, bir İki gün İçinde 105 sente kadar yükselmiştir.
Piyasamızda kalay sarfiyat mevsimi olmadığı için fiyatlar durgundur. Tahmis sokağı piyasasında külçe kalayın kilosu 875 kuruştur.
Sadeyağ fiyatları ucuzluyor '
Piyasada Trabzon yağlan toptan 300 - 310 kuruş arasında, muamele görmektedir. Fiyatlar gün geçtikçe düşmektedir. Trabzondan piyasamıza gelen haberlere göre Akçeabatta sadeyağ fiyatı 280 - 290 kuruş arasındadır.
Doğu ve Güney Asya memleketlerine Amerikan
- yardımı
Washlngton 15 (YÎRS) — Yük. sek hükümet makamlarından bildirildiğine göre, Orta Doğu ve Güney Asyanın iktisadi kalkınması İçin A-merika Hükümeti gelecek beş yıl içindeki tahsisatı 300 milyon dolara kadar yükseltecektir. Yardım bilhassa bu bölgelerdeki ylyece durumunun düzeltilmesi, sulama tesisatının geliştirilmesi üstüne teksif edilecektir. Yardım görecek devletler a-rasında Hindistan, Pakistan, İran, Seylan^ Afganistan, İsrail ve Mısır vardır.
1 PARİS 1 M 1 E 1 K T 1 U B l F
Fransada asgarî işçi ücreti tesbit edildi
Pnris (Hususi) — Fransa Hükümeti, 22 AğııstostA bKûmıım Fransa endüstrisinde çalışan işçiye ödenecek asgari ücreti tesbit etti. Şimdiye kadar Fransada tAyin edilmiş bir asgari Üer?t haddi mevcut olmadığı için Hükümetin koyduğu bu yeni ücret nizamında asgari ücretin arttırılıp eksilmesi meselesi tabiatlyle mevzuu bahsolamaz. Birkaç ay evvel müşterek Anlaşma hakkında mer’iyet mevkiine konulan bir kanunda Fransada sanayi ve ticarette çalışan işçi ve müstahdem ücretlerinin işçi İle işveren arasında yapılacak karşılıklı anlaşma ile serbestçe tâyin edilmesi e-sası kabul edilmişti.
Bu defa yeni ıısgarl ücret esasında memleket muhtelif pahalılık mınta-kalarına ayrılmış en pahalı mıntaka olan Barisin asgari ücreti tesbit edilerek diğer daha az pahalı olan mın-takalarda pahalılığın azlığına göre indirimler yapılmıştır.
Parlsle Fransanın en pahalı mın-takalan olan Marsilya ve Lyon’da usta olmayan bekâr bir işçinin ssati ücreti 78 franktır. Bu sun iki şehirde bir eylülden itibaren ödenmeğe başlayan asgari ücretin Parlste aynı durumda bir ameleye marttan beri verilmekte olan ücrete uygun olduğu Fransa İstatistik Bürosu tarafından tesbit edilmiştir, istatistik Dairesinin tesbit ettiği bu neticeye, Fransadaki komünist temayüllü sendikaların usta olmayan işçilere verilecek asgari ücretin onların yaşamalarına kâfi olmadığı şeklinde yaptıkları propagandaların asılsızlığını ortaya koyduğu için büyük ehemmiyet verilmektedir. Marsilya ve Lyon’dan sonra hayat şartlan daha az pahalı olan Nice. Metz, Strasborug, Nancy ve Lille’de usta olmayan bekâr bir işçiye verilecek asgari ücret 64 - 70.20 franktır.
Hükümet asgari ücret meselesini ele alırken daha evvel C.G.T. Sendikasının mevcut geçim şartlanna göre bir ameleye en aşağı ayda 17500 frank verilmesi lâzım geidiği hususundaki iddialannı bazı teknik ve sosyal politika sebeplerinden dolan na-zan itibara almamışı.ı. Endüstri ve ticarette aylık asgarî ücret tâyini meeslesi şimdilik mevzuu bahsoiama-yacaktır. Çünkü Fransada kati olarak tâyin edilmiş bir çalışma müddeti artık mevcut değildir, işverenle işçi arasında yapılan ücret anlaşmalarında haftalık 40 saat iş. esas olarak alınmakta ve buna verilen ücret 48 saate kadar % 25, 48 saatten fazla için de % 50 zam yapılmaktadır.
Dünya Bankası, Habeşistana kredi verdi
Wwhlngton 15 (YÎRS) — Dünya Bankası» dün Habeşistana yeril milyon dolarlık bir kredi açmışıtır. Bu, Amerikada herhangi bir devlete ya. pılan İlk yardımdır. Kredi % 3 faizli olup, İlk ödeme 1956 da başlıya-çaktır.
Yunanistan, Belçika tediye muameleleri
Atina (Uçakla) — Yunan Millî Ekonomi Bakanlığı, Paristeki İktisadî İşbirliği Teşkilâtının Yunan delegesi tarafından bildirildiğine göre, 1 eylülde Yunanistan ile Belçika arasında bir protokol imzalanmıştır. Bu portokol hükümlerine göre Avrupa tediye anlaşması yürürlüğe girinceye kadar her iki memleket arasındaki münasebetleri kolaylaştırmak için 350 milyon Belçika franklık bir meblâğın kullanılması mümkün olmuştur.
Pariste ve daha bir çok eyaletlerde bugün haftada en aşağı 45 saat, Alsace gibi çok çalışkan sanayi bölgesinde haftada hattâ 48 saat çalışıldığını nazarı «itibara alırsak amelenin saat Ücreti 78 frank olduğuna göre aylığı 15600 frank tutmaktadır. MevĞut ahkâma göre her ameleye iş yerine gidip gelmesi için de ayda 800 frank yol Ücreti verildiğine göre meselâ Paris banliyösünde ikamet edip Paristeki bir endüstri mü-essesesinde çalışan bjr işçinin eline ayda 16400 frank geçmektedir. Fransa Hükümetinin memleketteki işçinin asgari ücretini tâyin etmesinin bazı sosyal politik sebepleri mevcuttur. Az Ücretle çalışan işçilerin şimdiye kadar mâruz kaldıkları haksızlıklara mâni olmak, bunların kazançlarında bir müsavat yaratmak ve bilhassa küçük şehirlerde İşçinin istismar edilmesine, işverenler tarafından tâyin edilen cüz’l saat ücretlerini ve götürü Ücretleri bertaraf etmek bıı sosyal politik sebeplerin başında gelmektedir. Hükümetin bu meselede amele Ücretlerinin Azaltılması maksadını eütmüş olması mevzuu bahsolmayacağı gibi memlekette bugün mevcut ekonomik şerait de esasen buna müsait değildir.
Hükümet memleketin muhtelif şehirlerindeki hayat pahalılığına göre değişen bir asgari ücret haddi tâyin etmiş olmakla beraber şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da memleketin sanayi ve ticarî müesse-selerinde çalışan kadın ve erkek işçilerin alacaktan saat Ücreti İşverenler Birliği ile muhtelif zihniyete sahip amele sendikalannın serbest pa-zarhklariyle taayyün edecektir. Hükümetin tâyin ettiği had ancak işverenin daha aşağı teklif edemlyeceğf en asgari ücrettir.
Bu asgari had devlet elindeki endüstride, ticaret filosunda, ziraatta ve Fransa Birliği ile Güney Cezayir eyaletlerinde şimdilik tatbik edllml-yecektir.
Belçikanın ticarî protestosu
(Ankara ajansı) — Belçika Hükümetiyle memleketimiz arasındaki ticari münasebetler bakımından bir takım aksaklıkların vukua geldiği, bilhassa ithal ettiğimiz mal bedellerinin ödeme şartlannda bazı anlaşmazlıklar olduğu ileri sürülerek Belçika Hükümeti tarafından ticari bir protestoda bulunulduğu bildiril, mektedir. Belçika Hükümeti protestosunda, mevcut aksaklıkların düzeltilmesini talep etmektedir.
Kanaviçe ithalâtı
(Ankara ajansı) — 1950 jnh için Hindistandan memleketimize verilen beş bin tonluk kanaviçe ve çuval kotasından 2.500 tonunun bedeli, gümrüklerimize vüsulünden en geç iki ay içinde ödenmek şartiyle, tevzi© tâbi tutulmaksızın ithalâtçı ta. cirlerimizce serbestçe ithali kararlaştırılmıştır. Bu şartlarla Hindistandan çuval ve kanaviçe ithal etmek isteyen firmaların talepleri, 2.500 tonluk bir had dahilinde, Merkez Bankasına müracaat sırasına göre muameleye konacağından, ilgililerin müracaatlarını adı geçen bankaya yapmaları tavsiye olunur.
İzmir Fuarına rağbet fazla
İzmir 15 (Hususi) — îzmir Fuan her gece ziyaretçi kütlelerinin büyük ilgisi ile karşılanmaktadır. Şimdiye kadar îzmir Fuannı 1 milyon 53 bin 536 kişi ziyaret etmiştir.
J5/IX/1950 Cuma
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
Devlet Tahvilleri
New-York Borsası
BUglİD
Londra Borsası
Trabzon Ticaret Borsası
Eskişehir Ticaret Borsası
İskenderiye Borsası
Ecnebi Tahviller
Son Kapanı
Krtcn tohumu (Tonu = Slerllng)
Som bııy
K al kil ta ..........
Yer hatifi Hindistan .............*....
Dokuma linm Maddeleriı
l'irtlk (ana mnJ) riftlk (Natürel) ......-
Yapalı lYakya (Kırkım)
Borsacında tiftik ve yapa-tescil muamelesi olmamış-ve satıcılar aralarında fiyat yapmak tadı r-Fmdığ fiyatları ise sağlam duru-
••
İNt1knu*.ı İstikrar.)
MUdofaa
Üzüm çekirdekti* No.v tnelr A serisi No. a...
B serisi No. 10b Akala i .........
Ak&İA LI
Akala (1_1 w.... yeri) .........
yağı (rarine) ... çekirdeği
bflvunt iç
Ekstra İri
Kuru ürllm
Thompson
Kelen (uhumıı (Buşellzz MlnncapoHs ...........
Kula? (Llbrcsl=Sont) Levha-tencke (100 libre dolar)
Pamuk (Kantarı='lalları) Ashmouni Kısa elyaJiı F*Q Karnak Uzun elyaflı F/G
I&4)
KaJkınma
Bradford Piyasası
M
Pamuk
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
Ticaret ğı üzerine tır. Alıcılar hususunda müzakereler lar munu muhafaza etmektedir. Zeytin yağı piyasası canlıdır.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Bordasında dün az muamele* olmuştur Altın piyasası yine durgundur.
Müdafaa it
Gününde Boraada muamelvai l eseli edilmemi i tahvilât ve eslıanun ara ye taleplere göre taayyüA eden takribi piyonu değorlerl,
Nebati Yağları
Zeytinyağı (E.E. Sunamyağı (Raf. Ayçiçeği (Rafine
Fındık yağı (Çilrllk)
İzmir :
Üzüm satışlan isteksiz devam etmekte ve piyasada bayram arefeslnde görülen para darlığı yüzünden mahdut mubayaalar yapılmakladır. Alâkalıların beyanlarına nazaran alıcıların mail kifayetsizliği yüzünden iizüvı fiyatları düşme temayülü göstermiştir. İncir satışları da azdır. Pamuk satışlarında bir değişiklik yoktur. Hazır piyasası 305, alivre 308-310 kuruştur.
Adana :
Adana Borsasında ve pazar yerindeki pamuk satışları hararetini muhafaza etmektedir. Günlük mubayaalar miktar itibariyle oldukça mühimdir. Fiyat 260 kuruşa kadar yükselmiştir. Çiğitli 90 - 95 kuruştur.
İki İngiliz temsilcisi pamuk almak üzere Adanaya gelerek başlıca firmalarla temasa geçmiştir.________
İL»
■
1 I ...
Sivas-Erzurum 1... *’ U.-VU...
Demiryolu 1...
Borsalarda vaziyet
İstanbul :
Müdafım i Demiryolu IV .....
Demiryolu V ......
1049 Ikramiyell Diğerleri Demiryolu VI
I
II ....
11 i
Buğday yumuşak Buğday sert
Arpa ^(»«.■■•^«»■^11. ■
Buğday (Büşell=Sent)
Sert Kış mahsulü No. 2 Kırmızı M M No. 2 ------------
Pamuk Mlddllng (Dİbresi=Sent) Ekim ••••••••••• •••••••
Aralık
Mnrt
Tiftik (L1bresl=Sent)__________
reksas No. 1 .....
handık (L.I bresin Sent)
Kabuklu veri) iri ............
ona ithal malı iç ithal malı (Llbres)=Sent) ...... çeUirdcksls seçme ...
Dolar) ...
Hububatı
Buğday yumuşak (Tüc.)
Buğday Ufls ...........
Arpa yemlik (dökme) ....
Mısır san (çuvalı) .....
Fasulye tombul ..
Fasulye Cali eert .....
Kuşycml ................
Mercimek kırmızı kabule Mercimek yeşil .........
Nohut nn türel
Ikrnmlyell tahviller 1933 Ergani ................
I93Ş İkramiyen •••sesesaeesa Milli
1941 1941
V2
Tnğlı tohumlar ı
Ayçiçeği tohumu .........
Keten tohumu
Kendir tohumu ...........
Susam
Yer fıstığı kabuklu
KAMBİYO
istanbu 1 Borsası
Açılış Kapanıl)
1 Sterlin# 7.84 7.84
100 Dolar 280 — 2.80
100 Fr F rangı 0.80 0.80
100 İsviçre Fr.... 61.03 64.03
100 Belç. Ft 6.60 6.60
100 İsveç Kr..^« 54.12.60 54.12.60
100 Klorla 73.68.40 73 68.40
100 Liret 0.44.12K 0.44.128
100 Drahmi . 0.01.876 0.01.875
100 Eacouoos 9.73.90 9.73.90
Altınlar
Bugün Eski Kur
Lira Lira
Külçe Yeıt Gr. 4.81 4.83
Külçe DeguRfca 4.84 4.85
Cumhuriyet — —•
36.80 37.—
Hamlt — —
Guiaen 30.— 29.90
tnx1İ)> — 44.— 44.—
Fransız kok ... — —
NapolAon ILI .. —
tsviçre — —
Gümüş, Platin
En aşağı En yukan
Gümüş Gr. — —
PlMtİD U aeee4ae4 10.- LL-
Zürich Borsası (Serbest)
Z3.6 1960 İsviçre Frangı
Dururno En (upıR1 En yukarı
Türk Lirası 1.- LdJ
OOİUF 4.33 4.34
8terllng 10 70 10.90
Fransız Franm 1.16 1.1ü
Mirir Kredi Fonslye UX)3 | 172
Kapanış (•)
22.50 34.—
20.25 20.-
21.20 31.-
97.60 98.-
98.60 98.45
05.30 100.-
05.60 100.—
96.50 98.-
96.40 98.-
96.50 99.—
96 40 98.-
96.50 100.-
97.50 99.-
21.30 22.-
21.05 20.3û
20.40 21.-
20.25 21.61
20.— 22.-
20.30 • 25-
21.50 21.46
20.40 22.-
21.10 20,90
21.20 21.20
Kuru Moyvalar ı
Fındık (kubuklu bTvtİ)
Fındık (îç tombul 1050)
Cevle (kabuklu) ........
Ccvlı (İç natüroi)
Şirket Tahvilleri
P.C. Ziraat Bankası Anadolu D.Y. Tertip A/B. 20.55 111.— 22.30 63.— 20.20 LL1.- 69.- 67.50
• 4 •• ••
•• M
w M MÜmes. 8enot.
Şirket Hisse Senetleri
T.C. Morkez Bankası 124.— 120.26
Türkiye İş Bankası 30.- —
Türk Ticaret Bankası 5.— 6.-
Aralan Çimento —... 15.20 15 25
Sark Değirmencilik 23.25 23.60
MIH) Reasürans 18.- 16.25
İlam derileri
Sığır salamura (kasap) Kl. Koç) tuşlu kuru kilosu Koyun bava kurusu kilosu
lonokell) sıra) çıplak)
Bugün Es id Kapanış
29.05 29.27
29.30 29.—
18.10
— 23.—
32.— 30.—
* 40.—
35.— 33.—
31.— 32.-
43.— 45.—
21.— 21.—
35.— 84.20 ’
45.— 47.— 34.—
70.— 72.—
•• 100.-
75.— 320.—
300.— 300.—
555.—
650.— 600.—
— 320.—
183.—
200.— 205.—
105.— 200.—
245.— 235.—
200.—
150.— 150.—
180.—
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala l(Halay) 256.— 245.—
Pamuk Akala (Adana) — —
Pamuk Akala L1 — —
Pamuk Akala IU —
Pamuk yeril 1 —
Pamuk veril IL ^....
FINDIK ’ •
a) %50 randımanlı 135.— 100.—
kabuklu tombul ...... — —
b) tç sıra kontrollü • 290.— 280.-
Dün Es W kuı
257.— 258.—
230.— 231.—
40.. 42 40.48
40.50 40.60
40.50 40.55
105.— 105.—
—1
—
59.— 52.—
65.— 51.—
U V4 U V4
3.65 8.85
102.— 101.—
1.30 7.30
Tiftik İyi mnl (Ulbre»l=Flyat) — •
*• 8ıra malı M
Tün Anadolu ” •• — —
• • Trakya •• •t eee — —
16 Eylül 1950
YENİ 1 S T A N b U L
Sayfa ö
Cehennemden cennete
I
z
devletlerinin kuvveti nedir?
Batı
General Bradley, istilâ karşısında Atlantik Paktını atom bombasından daha tesirli görüyor
Arnavut futbolcular arkadaşımıza İzahat veriyorlar.
Bir harp olması ihtimali
Hürriyeti seçen iki Arnavut genci
Bu sezon Galatasaray forması altında seyredeceğimiz iki Arnavut futbolcunun anlattıkları
Konuşan i Abdi İPEKÇİ
etse, geçin a-
bin uçağa ma-denizaltı filola-kuvvetlendiğini
boş gürültülerî-Amerikadan demokratik
Acaba siz de» “Bugünkü soğuk harp hakikî bir harbe intikal Rusya bir ay içinde Atlantiği meye muvaffak olur” sözüne nanlardan mısınız?
Eğer böyle bir kanaatiniz varsa, bunun menşei yapılan propaganda mıdır, yoksa hakikî faktörlere mi istinat etmektedir?
Gerek (taşardaki ve gerekse demirperde gerisindeki komünistler, silâhlı kuvvetlerinin azametini her ta. rafta şişirerek anlatmakta ve ordularının Batı Avrupa Devlet’erinin-kinden İki misli fazla olduğunu, hava kuvvetlerinin 30 İlk bulunduğunu ve nnın da durmadan söylemektedirler.
Komünistlerin bu
ne bir cevap olarak başka, muhtelif on bir milletin iştirakiyle Şimalî Atlantik I Paktı meydana geldi. Bu devletlerden birine yapılacak bir taarruzun diğer bütün devletlere karşı yapılmış gibi addedileceğine dair verilen karar neticesi olarak meydana gelen on iki devletin orduları bu Atlantik Paktının dişleri mesabesindedir.
Tam teçhiz edilmemiş, sayıca üs- I tünlügü olmayan, harp ve istilâ do-1 ayış iyi e zayıf durumda gözüken Batı Avrupa pişdarımız acaba, Rusya için kolay yutulur bir lokma mıdır?
Hürriyet için beslenmekte olan savaş arzusu ve metanet gibi elle tutu- I lam a yan şeyleri istatistiklerle mey-1 dana koymak mümkün olmadığından I gerekli tetkikAtı yapmak üzere Li-verpoola, oradan Danimarkaya. Fran-1 saya ve şarka doğru uzanan demok-1 rasi cephesinin dış merkezlerine ka-1 dar gitmek icap etti.
ilk uğrağımız olan İngiltere harbin nihayetinde mali bakımdan hemen hemen iflâsa gitmiş ve bunun neticesi olarak ordularını tenkis etmiş. donanma gemilerini azaltmış ve hava kuvveti bakımından ancak bir nüveyi elde tutmuştur. R. A. F. Hava Bakanlığı, askerî yardım programı gereğince Amerikanın kendilerine vereceği 70 adet B. 29 uçağının masraflarını karşılayamamak korkusu ile bu uçakların kabulü hususunda günlerce müzakerelerde bulunmuştur.
Havacılık bakımından Ingiltere bir çok cephelerde Amerikadan üstündür. Bombardımanları bakımından zayıf bulunan bu kuvvet 250,000 kişiyi aşmamakta ve dünyada mevcut en üstün jet avcılahyle teçhiz edilmiş bulunmakta ve hattâ kıtalararası hava kuvvetlerini tepkili Vampire ve Meteor avcılariyle teçhiz etme mesuliyetini üzerine almaktadır.
Ingiltere, içtima! ve sıhhi kalkınma programlarına rağmen müdafaası için diğerlerine kıyasla 34 milyon dolar daha fazla harcamaktadır. Buna rağmen ancak denizaşırı müdafaa kuvvetlerini gerek kemiyet gerekse keyfiyet bakımından muvazenede tutabilmiş, kara ordusunu, harpteki en yüksek zirvesine kıyasla onda bire indirmiş fakat buna mukabil donanmasını Amerikadan sonra İkinci sayılabilecek şekilde muhafaza etmiştir.
Chicago şehrinin nüfusu kadar bir nüfusa malik bulunan Danimarka, nın askeri ehemmiyeti, Baltık Denizi ağzını kapıyan stratejik vazıyeti do-layısiyledir.
Danimarka 1849 da meriyete giren Mecburi Askerlik Kanununa dayanarak millî müdafaasını teşkülendlr-mektedlr. Harp halinde seferberlik Hâniyle Danimarka ordusu 100.000 kişilik bir kuvvet haline gelebilir.
Danimarkanın Atlantik Paktına yapmış olduğu en önemli yardım A-merika İle Avrupa arasında donmuş bir basamak taşı vazifesini gören, mesahası itibariyle Mississlppl’de bulunan 26 eyalet kadar büyüklüğü o-lan Grönland’ın müttefik kuvvetlerce kullanılabilmesi olmuştur. Harp içerisinde Grönland’ın Amerikalılar tarafından kullanılmaslyle üç şey kazanılmıştır: Mevcut bulunan önemli müdafaa üsleri, kriolit madenleri ve hava kuvvetlerine Almanya üzerindeki meteorolojik durumu bildirebilen önemli hava İstasyonları.
Rus bombardımanları ister New-York’a. ister San Franclsco’ya müteveccihen yola çıkmış olsunlar rotaları
Bir roketli Vampir uçağı, uçuşa hazırlanmak üzere uçak gemisinin ambarından
bu önemli ada üzerinden geçeceğinden bu adayı çok kıymetli bir duruma sokar. Fakat bu ada Üzerine varmadan, Moskova - New.York rotası üzerinden uçan uçakların İzlanda ü-zerlnden geçmesi icap etmektedir. Bu memleket Danimarka Kıratlığına bağlı olarak 17 haziran 1944 e kadar müstakil bir devlet olarak yaşamış ve Paktın bir âzası olmuştur
Rusya İle hemhudut bulunan ve Pakla dahil olmadan evvel Ruslar tarafından çok fazla tazyik gören Norveç, sahibi bulunduğu Spıtzber-gen Adası ile Rusyanın Atlantik Denizine açılan Murmansk-Archangelsk kapılarını kapamış vaziyettedir.
Norveç, Rusyanın tâ
bombardıman edecek olan uçaklara üsler temin edebilir, rika, Ingiltere ve Kanadanın yer alacağı bir savaşta Norveç, Atlantik Paktı hava kuvvetlerindeki vurucu kuvvetin mihrak noktası olacaktır.
Norveçte mecburî askerlik sistemi caridir ve Anavatan kuvvetine büyük bir güven mevcuttur. Hâlen 100,000 kişilik bir orduya sahip bulunan Norveçliler İcap ettiği zaman bu kuvveti dört misline çıkartabilirler.
Belçika, LÜksemburg ve Felemenk mukadderatını birleştirmiş ve müşterek tatbikat yapmakla kalmayıp endüstrilerini birleştirmişlerdir.
Fransa, ufacık Norveç’ten bir ay önce, otuz dokuz gün zarfında Hlt-
kalbini
Anne-
Şehrln İkinci sınıf caddelerinden birinde möblcce zengin, tertip bakımından zevksif bir apartman dairesi.. Salonun bir. bölüğünde, çoğu kadın olmak üzere, şamatacı bir misafir kütlesi.. Kim söylüyor, kim dinliyor, belli değil. Beriki bölükte de. aksine, derin bir aessizlik.. Dört kişi yuvarlak bir masanın başında poker oynuyorlar. Vakit vakit öteki gruptan tek tük bu tarafa geçenler, hattâ lâf atanlar oluyor. Fakat oyuncuların umursadığı yok. Onlar her şeye kulaklarını tıkamışlar; sonuna kadar boşuna yanan sigaralarını arada bir çekmeye bila fırsat bulamıyorlar. Oyun kızışmıştır:
— Pas
— Bob
— Rölans.. Beş lira!
— Rest!..
“Peki,, diyen üç kişinin Önündeki fişler, olduğu gibi, bir tarafa aktarıldı. Turhan Bey küfürle karışık bir kahkahu bastı. Ziyanlılardan İkisi "Bir ufak seans daha..,, diye söylendiler. Kazançlı bu teklife yanaşmadı:
— Mümkün değil; akşama bir yere davetliyim. Beni mazur görün.
Bu defa. İki çift göz Mimar Turbanın yüzüne çevrildi:
— Siz ne diyorsunuz?
— Bana bakmayın.. Ev sahibiyim. Nasıl isterseniz..
Fişler paraya çevrilirken oyunun neticesi daha iyi belirdi. Çoğu on Hra-lık. fakat arasında üç dört elliliğin de sıkıştığı bir tomar para kârlının cebine inerken kapı çalındı. Hizmetçi: Beyefendi, sizi bir polis görmek İstiyor, dedi.
— Evde yok desene.
— Burada olduğunuzu söyledim.
Turhan Bey, kararsız bir an geçirdikten sonra kapıya doğru yürüdü:
— Hayrola!
— Efendim, hakkınızda bir tevkif kararı var; simdi beraber gideceğiz.
— Ne münasebet!
— Başka bir şey inilmiyorum efendim; ben sizi götürmeye memurum
Ev sahihi şaşkın, sinirli, snlnna döndü ve
— Hay Allah kahretsin, dedi. Zaten daha oyuna otururken çektiğim maça asından uğursuzluk belliydi..
Yandaki salondan beri tarafa geçen bir kaç misafir, ev sahibinin sinirli halinden bir şey sezemediler. Oyuncu-
arttırmak zo-sözlerine ilâve
L-
esasını Fransa
Amerikan silâh
çıkarılıyor.
lere teslim olmuştu. Müstakbel bir harpte Batı devletleri karaordulan komutanı olması ihtimali bulunan General Jean de Lattre de Tassigny, “Böyle bir fiyasko bir daha tekerrür etmiyecektlr” demekte ve “kazanma arzusunun İçlerinde yer edebilmesi için eratın kendilerine güven hissini, tedricen rundayız” cümlesini etmektedir.
Kara kuvvetlerinin temin edeceğinden
yardımının büyük bir kısmı da Fran-saya verilmiştir. General Tassigny ile görüştükten sonra Fransızların bu silâhlan bihakkın kullanabilecek kudret ve kabiliyette olacağına kimse şüphe edemezse de rey verme hakkına sahip Fransızlardan beşte birinin komünist olduğunu duyduktan sonra Fransızların bu kabiliyetlerinden istifade edip etmiyecekleri hususunda İnsan şüpheye düşüyor. Fakat General Tassigny “Fransızlar harp etmez,, diyenleri küfretmekle itham ediyor.
Fransa, bir kısım gemilerinin Almanlar eline geçmesine mâni olunmak maksadiyle îngilizler tarafından batırılmasına ve bir kısmının da savaş esnasında zayi olmasına rağmen Avrupada lnglltereden sonra ikinci sayılabilecek kudrette bir donanmaya sahiptir. Bugün Fransızlar İki harp gemisi, iki uçak gemisi, on bir kruvazör, 28 destroyer ve tor-
lara gelince: onlar, hiç değilse, bu ça-ğırdışın bir kumar baskını ile alâkalı olmadığını anlayarak biraz ferahladılar.
O sırada misafirlerine çay yetiştirmeye çalıdan hanımını Turhan Bey bir kenara çekerek:
— Ben emniyete kadar gidiyorum. Gecikirsem ayrıca haher yollarım» dedi.
Nüfustaki kaydı eğer doğru İse. Mimar Turhan Topaz şimdi altmışına yaklaşan bir adamdır. Kısa Ömürlü bir kaç çocuğunu kaybettikten sonra anası ona “Duran,, adını koymuştu. İç Anadolunun küçük, fakat uyanık bir kasabasında geçen çocukluğu sırasında Duran, yarım yamalak bir rnahalle mektebi tahsili gördü. BlruZ da rüştiyede okudu. Bu »ırada önce ananı göçtü. Aranı çok geçmeden babası da bir gün atehler içinde yatağa (iü»>tü. Hastalığı tifüsmüş., O da ldr hafta içinde toparlanınca. Duran, pek de hoşlanmadığı tahsil hayatına son vermek zorunda kaldı. Epeyce köhneleşmiş evinde yalnız başına hıtrınama-yacağını anladığı İçin hayırsız bir dayının yanına sığındı.
Babası fakir, fakat namuslu bir ça
pitobotlarla müteaddit denizaltılan-na sahiptir. İtalyanın bugün elinde kalmış olan İki muharebe gemisi, dört kruvazör ve ufak çaptaki diğer gemileriyle birlikle Fransız donan ması Atlantik Paktı donanmasının Akdeniz filosunu teşkil etmektedir ve Rus filosunun Karadenızden Ak-denlze ve oradan da Atlantiğe açılmasına mâni olacaktır.
Atlantik Paktının Akdenizde bulunan yegâne âzası Italvada da komünist meselesi mevcuttur. Siyasi güçlükler İtalyanın sava? kudretine dalma tesir eder.
1947 sulh muahedesi mucibince İtalya 250,000 kişilik bir ordu. 25 bin kişilik personeli ve 350 uçağı bulunan bir hava kuvveti, 22.500 kişiden müteşekkil bir donanma kuvvetinden fazlasını silâh altına çağıramaz. Elde mevcut olan kuvvetin teçhizatı çok zayıftır.
Askerliğin mecburî bir hizmet o-larak kabul edildiği Portckizde otuz beş aJaydan müteşekkil kara ordusu, 600 kadar uçağı bulunan bir hava kuvveti ve 5 destroyer, İki firkateyn ve 6 denizaltıdan müteşekkil bir donanma kuvveti mevcuttur.
Aşağıya dercedılenler birer hakikattir: General Omar Bradley, Rusya-nın dört milyonluk kara ve 4000 u-çaklı bir hava kuvveti bulunduğunu tahmin etmektedir. Hâlen 175 tümen-
Koketli Vampir uçağı, gemiden
hııvnlaııırkrn.
Jürinin seçtiği 30 hikâyeden biri
Muharrirlerin soyadı alfabe sıraslylo her gün bir tanesi neşrolunacaktır
ÇÜRÜKÇÜ
Yazan t Şevket Tezel
naftı. Civardaki köylüden bir çoğu yağ. yumurta, yapağı gibi mallarını pazarlıksız, onun dükkânına bırakırlardı. Duran babasından kalan pek az sermayeyi evvelâ bu eski düzen Üzerinde İşletmeyi düşünüyordu. Fakat adamcağızın Ölümünden sonra hiç kimso dükkânın semtine uğramadı. Duran gençti; güçlü kuvvetliydi; kendisi onların ayağına kadar gidebilirdi ve Öyle yaptı. Eski âşinâların bulunduğu köyleri bir bir dolaştı. Tavuk, yumurta. yapağı toplamakla geçen seyyar esnaflık, yorgunluğu nispetinde yüzünü güldürrnediyso de hayırsız dayısına minnet etmeksizin ekmeğini çıkarabileceğini ona Öğretti.
Baba dostu, eski san Efendi bir gün çağ ır(lı:
— Oğlum, Duran.
şln sonu yoldur. Sana daha iyi bir kazanç yohı göstereyim.. Bnk. şu karşındaki çiirük yapı müzayedeye çıkıyor. Bunu al.. Enkazını odun diye satsan gene, sermayenin iki misli para kazanırsın..
— Gücüm yetmez, efendi amca.
— Zararı yok, bunalırsan ben de yardım ederim..
Müzayede komisyonu, bu İşin arka-
âgarcılnrdnn Hakemlisini yanına
dedi. Tuttuğun I-
Çeviren : Ş. METE den müteşekkil olan bu kuvveti altmış gün zarfında üç yüze iblâğ etmek mümkündür. Rusya peyklerinin de bunlara ilâveten 100 tümenlik bir kuvvet temin edebileceklerini yine aynı general söylemiştir. Amerika ve Kanada hariç Atlantik Paktı devletleri bugün 12 tümene sahip olmakla beraber 1952 de bu kuvveti .30 tümene iblağ edebileceklerdir. Yalnız Amerika ve İngiliz hava kuvvetlerinin birleştirilmesiyle Rusyaya eşit bir kuvvet elde edilmiş olur.
Fakat, Batı devletlerinin morali düzgündür ve her geçen gün daha da düzelmektedir. Şu anda Amerika depolarında 25 tümeni tam olarak ve 89 tümeni de kısmen teçhiz edebilecek kadar malzeme mevcuttur.
Şunu da unutmayalım kİ, bir taraftan tenzil edilenler ilâve edilecektir. Onbir kıymetinde olup geçen yaya gönderilmiş olan
ve 7000 tank gelecek sefere hürriyeti seven Batı demokrasilerine çektir.
diğer tarafa milyar dolar harpte Rua-14.700 uçak
verile-
bir Is-Paktını
General Bradley, herhangi tilâyı durdurmakta Atlantik atom bombasından daha tesirli görmekte ve “Şimdi, silâhlara ilâveten, kuvvetini, sulhun idamesi yolunda çalışan ve hürriyeti seven insanlardan alan bir teşkilâta sahip bulunmaktayız” demektedir.
■ » ***-• T
i. âb:
tunda duran ihtiyar âşarcının biraz hatırını mı saydı; yoksa etraftan InAtçı istekli ml çıkmadı; ne okluysa oldu, ihale Duranın üzerinde kaldı. Kısa zamanda mühlmsenecek kadar kâr bırakan bu alışveriş. Duranı yeni teşebbüslere şevketti. Bir tecrübeyi de babadan kalma eski ev üzerinde yaptı. Koca binayı yıktırdı. Kerestesini ayrı, taşını, kiremidini ayrı sattı. Bu yüzden dayısı ile araları da açıldı. O:
— Babanın ocağını olsun yıkına, diye yalvarıyordu. Fakat, yeğenine menim anlatmak nıüıııkün değil.
— Dükkândan no hayır gördüm kl, evi bırakayım, diyordu.
Duran, bir İki yıl hep bu kazancın peşini kovaladı. Kaybettiği da oldu. Fakat İşlerin daha gün gitti. Konu komşusu, unu artık başka bir İsimle
kırdı. Kasabada, çocuk İshalinden cnnı yanmış anaların sayısı kadar adaşlarının sayısı da boldu. Onun için kendisini öteki Duranlardan ayırdetmck isteyenler ekseriya Yıkıcı Durun. Çürükçü Duran, yahut kısaca, “Çürükçü" diye anıyorlardı.
Günün birinde Balkan Harbi koptu. Kasaba, gerçi bunun sarsıntılarından çok uzaktaydı. Tek tük askere çağın-
zamanlar çoğu ddz-akranlan çağırıyor-
DUNDAN bir hafta kadar önce Ar-® navutköyü önünde İki Arnavut futbolcusunun hürriyeti seçtigri malûmdur. Bu iki Amavudun ilticasından sonra peşlerine Emniyet Teşkilâtı memurları lübü İdarecileri
11e beraber spor ku-de düşmüş!
YEN t İSTANBUL
Mültecilerle adına bir konuşma yapmak istediğim vakit emniyet memurlannm yardımına mukabil spor idarecilerinin çemberi He karşılaştım ve bu çemberi yanp Arnavut futbolcuları He temasa geçebilmek İçin bir hayli zorluk çektim. Galatasaray Kulübü idarecileri rakiplerini atlatmışlar ve Arnavutların bütün muamelelerini ikmal edip, onların Galatasaray namına tescilini yaptırmışlardı. Buna rağmen iki futbolcuyu, büyük bir kıskançlıkla, kimse İle görüştürmüyorlardı. Bu kıskançlığı tanımadıkları birine karşı gösterselerdi müsamaha ile karşıhyacaktım. Halbuki ben, G. kulübünün eski sayılabilecek bir âzası idim. Ayrıca kulübün müzesi için senelerden beri de çalışmaktaydım. Fakat Galatasaray Lisesinde 7 yıl talebeliğini ettiğim Muslih Hoca benim, bu iki futbolcu He konuşmama razı nlmıyacak kadar titizlik gösteriyordu. Onu kandırmak güç oldu. Nihayet ikna edebildim. Beni kulübün bir odasında oturmakta olan iki Arnavut mültecinin yanına aldılar.
★
Arnavut futbolcuları, lisan bilmemelerine rağmen kulübün muhitine hemen alışmışlar, yakalarına da birer Galatasaray rozeti ilişUrmişlerdi:
Niyetim kendileriyle siyasi bir konuşma yapmaktı. Fakat tercümanımız bunu sezmiş olacak ki, daha ağzımı açmağa vakit bulmadan bana siyasi sualler sormamamı, bunun mültecileri müşkül mevkie sokacağını esasen cevap alamıyacağımı söyledi. Mecburen söze havai şeylerden ve spordan başladım. Süleyman Vat-hl 24 yaşında imiş. Sağ veya sol iç oynuyor. Bahri Kavaya 26 yaşında... O da sağ veya sol haf mevkilerinde oynuyormuş. Her ikisi do 4 seneden beri milli takımda yer alıyorlarmış. 16 defa beynelmilel olmuşlar. Yaptıkları maçlar tabii hep peyk devletlere karşı: Bulgaristan, Kumanya, Macaristan, Çekoslovakya, Yugoslavya» Polonya... Arnavutluğun Yugos-lavyalarla berabere kaldığı ve Maca-rlstanla Çekoslovakyayı yendiği maçlarda bu iki futbolcu oynamışlar.
lanlar oldu. Kasabanın eşrafından birinin oğlu İçin de tezkere çıkmıştı. Oğlanın babası, âşarcı Haşan Efendi ağzından Durana bir haber yolladı: “On altına razı ise bizimkinin yerine bedelli gitsin,,. Duran düşündü, taşındı; teklifi reddedemedi. Bu sayede bir çok yerler tanıyacaktı; Istanbulu görecekti. Asker ocağında da elbette bir şeyler öğrenecekti. Yaşı henüz askerlik çağına varmamıştı ama. şube muayenesinde “bedenî neşvünemasının hizmeti askeriyeye elverişli olduğu.,na dair bir de rapor uyduruldu. Duran, üç. dört sene içinde biriktirdiği paranın yanına bir o kadar altın kattıktan sonra küçük bir asker kafileslylo yola çıktı.
İstanbul sokaklarında saatlerce süren şaşkın bir yürüyüşten sonra muhafız onbaşıları kafileyi Boğaz semtindeki depo alayına teslim edebildi. Buradaki acemi efrat kısa, üstünkörü bir talim görür görmez hemen Trak-yaya sovkedillyordu.
Duran, muharebe safına vardığı sıralarda ordu bozgun hallndo idi. Geri çekildikleri Çatalca istihkâmları üze-rlndo bile tutunmak çok güç oldu. Her gun vagonlar dolusu yaralı Istan bula gönderiliyordu. Üstelik, yağmur altında, çamurlu siperlerde barınmaya çalışan birliklerin arasında nlbnyct kolera belâsı dn çıktı. Birer avuç kireç tozu serpilmiş çukurlara bazı günler üstüste yirmi otuz kişinin gömüldüğü oluyordu. Velhasıl cephenin ilerisinde do, gerisinde de ölümden daha yakın bir şeyi düşünmeye imkân vok..
Bir akşam vakti, iki üç manga arkadaşı bir araya gelmiş konuşuyorlardı. Bunlardan biri. Sileli, şöyle anlatıyordu:
— Yahu, biz burada ne yapıyoruz? Vattın İçin dövüşüyoruz, diyeceksiniz, değil mi? Yalan.. Bakın, ben size anlatayım: Geçenlerde Darülfünun talebesi, bütün medreseliler Babıâllnin önünde toplanmışlar: ekil, vükelâ balkona çıksın diye haber yollamışlar. “Harp isteriz,, diye bağırıp çağırmışlar. Onlar da “Ya. öyle mi?., demişler. Harbiye Nazırı da “Yakalayın şu softaları, derhal cepheye «evkcdeylnı,, diye emir vermiş. Polisler bunları enselemek için dört bir yanı kuşatmışlar.. Kuşatmışlar ama, meydanda kim varaa hepsi çil yavrusu gibi dağılmış..
(Dcvatnı varj
zaferlerde büyük hisseleri
Derken kendilerine nasıl nnı sordum. Güldüler. Bu diklerinden beri belki onuncu defa
soruluyormuş. Süleyman ftdetâ ezberlemiş gibi anlatmaya başladı:
varmif. kaçtıkla-sual gel-
•'—Arnavutlukta, kaçmayı herkes arzu eder. Fakat fırsat bulamaz. Biz futbolcular, yabancı temas vesilesiyle memleketten dtşan çıkabildiğimiz için bu fırsatı elde edebilen nadir vatandaşlardanız. Nitekim Arnavut futbolculardan şimdiye kadar yabancı devletlere İltica eden çok olmuştur. Biz de 4 sene evvel maç için Çekoslovakyaya gittiğimiz zaman kaçmayı arzulamış fakat zemin bulamamıştık. Nihayet bu sefer Bulgaristanda maç yapmak üzere bir Sovyet gemisiyle yola çıkınca» o zaman başaramadığımız bu işi artık ne olursa olsun yapmağa karar verdik. Geminin îstanbulda bir an tevakkuf edeceğini ümit ediyorduk, işte o vakit kaçacaktık. Halbuki böyle olmadı. Gemi Boğaza girdi ve hiç durmadan yoluna devam etti. Bütün futbolcular güverteye çıkmıştık. Beşiktaş önlerinde iken arkadaşımın, geminin burnuna doğru İlerlediğini gördüm. Ben de onu takip edeceğim sırada takım kaptanımız yanıma yaklaştı ve nereye gittiğimi sordu. Arkadaşımı çağırmak istediğimi söyledim. Sesini çıkarmadı. Tehlikeyi atlatmıştım. Tam sırası idi. Arkadaşıma gözümle işaret ettim ve kendimizi denize attık. Boğazın dalgalan arasında can havliyle attığımız kulaçlar bizi kısa bir zaman sonra karaya ve hürriyete kavuşturdu. Kaçtığımız görülünce âlarm çalışmış, gemi durdurulmuş ve Sovyet konsolosluğu vasıtasiyle iademiz istemişti. Netice malûm...”
— Denize atladığınız yer, Boğazda akıntının en kuvvetli olduğu yermiş. Bu sizi korkutmadı mı?
“— Arnavutluktan kaçmak istiyen birini boğazın akıntısı durduramaz.”
— Demek ^Arnavutlukta hayat bu kadar fena...
”— Fena da ne demek... FecL^
I Bugün Arnavutların yaşadıkları hayat çekilir şey değildir. Hepsi açtırlar. Biz ayda sizin paranızla 600 lira kazandığımız halde gcçlneme. dik, kaçmak mecburiyetinde kaldık. Yalnız açlık olsa... Bugün Arnavutlukta o kadar büy ük terör vardır kİ. bir baba oğlu ile bile korkarak konuşur”.
— Peki* şimdi Türkiyede yaşanan hayatı- gördünüz. Arnavutluktaki ile bir mukayese yapar mısınız?
Arnavut futbolcunun verdiği cevaplar gittikçe kısalmağa başlamıştı. Bir cümle ile cevap verdi.
”— Orası cehennem, burası cennet.”
— Arnavut halkı Enver Hocanın rejimi hakkında ne düşünüyor? Enver Hocanın iktidarda halkın isteğiyle değil, fakat kuvvete dayanarak kaldığı doğru mu?
••— Yalnız Arnavutlukta değil, fakat komünist rejimin kurulduğu her yerdo diktatörlük vardır, iktidara halkın reyi ile değil, fakat kuvvet ve zor kullanarak gelinir.”
— Sovyetlerin, Arnavutluğun cenubunda denizaltılar için bir sığmak liman İnşa ettikleri doğru mu?
”—Böyle bir şeyden haberim yok. Esasen Arnavutlukta denizaltı gemisi yoktur.”
— Avlonyadan Ayrılırken Sovyet askeri kuşetleri gördünüz mü?
”— Hayır. Sovyetlerin Arnavut* lukta askerî kuvveti bulunmaz. Gizli ajanları vardır.”
— Arnavutlar Yunan halkı hakkında ne düşünüyor?
”— Arnavutlukta millet ve hükümet birbirinden tamamen ayrı iki şeydir. Hükümet nezdlnde Yunanistan bir düşman olabilir. Fakat böyle düşünmez.”
Siyasî suallerimin, Arnavut bolcıılarmı sıktığının farkına iniştim. Kendilerini daha fazla rahatsız etmek İstemedim. Bu yıl hepimizin sarı kırmızı forma altında seyredeceğimiz iki futbolcuya muvaffakiyetler dileyerek, yanlarından ayrıldım»
halk
fut-var-
Sayfa 6
YENİ İSTANBUL
16 Eylül 10150
İNGİLİZ İSTİHBARAT SERVİSİ
î l Ts" ?*lıK
Yazan: E. H. Cookridge "Intell!gence Service" Umumi Şefi
Çeviren: Meral Cumaoğlu
Amerikan limanlarına hareket eden
gemileri haber veren gizli kitap
Filhakika Britanya Gizli Servisi muazzam bir işle uğraşmağa mecburdu, çünkü Alman casuslarının lrlandadaki müthiş teşkilatına karşı güç ve çetin bir mücadeleye girişmiş bulunuyordu. Bu teşkilâtın birçok kollan Ulster vilâyetinin hudutlarını bile aşıyordu. Bu teşkilât Almanlar tarafından harpten çok zaman evvel hazırlanmıştı. Dublinde Northumberland Road’-da 58 numaralı binada bulunan Alman Sefareti bu teşkilâtın resmi merkezi İdi. Fakat, daha küçük olmakla beraber aynı derecede ehemmiyetli olan diğer birçok karargâhlar daha vardı. Sefarette, kısa boylu ve saçsız Alman Sefiri Dr. Eduard Hempel’in Nazi kadrolarındaki mevkii L kinci derecede idi. Hakiki şef S.S.lor binbaşısı Henning Thomsen idi. Amerikada gizli ajan olarak çalıştığı zamanlar dikkati çeken bu adam, Amiral Canarls’in en parlak elemanlarından biri idi kİ. sefaretteki o-d as inin kapısı üzerinde "Matbuat Ataşesi” kelimeleri yazılıydı. Hakikatte kendisi, Dublindeki İngiliz düşmanı münevverlerle en mühim irtibatı temin ediyordu. Bu münevverler arasında Petersen, Nazi casuslun teşkilâtı için en iyi yardımcılarını bulabiliyordu.
Petersen. Marion Square*daki lüks a-partmanmda sık sık tertip ettiği neşeli toplantılarda, İngiliz Gizli Servisine mensup hiç olmazsa bir ajanın da bulunduğunu her halde aklından bile geçiremezdi!..
Ekseriya bütün davetlilerin sızacak kadar sarhoş olmalariyle neticelenen bu mükellef ziyafetlerin tafsilâtını hâlâ hatırlarım. Petersen, Nazi partisinin ileri gelenlerinden biri olmadan evvel, Hamburg Limanında bir barda saksafoncu olarak çalışmıştı. Dublindeki ziyafetlerde acaba ne yapıyordu? Bu toplantılarda Petersen, armoniğini alarak hazin İrlanda melodileri çalmağa başlıyordu ki bu havalar, e-sasen alkol tesiriyle havli kendinden geçmiş olan misafirlerin ruhi durumları üzerinde derin tesirler yapmaktan geri kalmıyordu. Bu mutantan ziyafet ve gece toplantılarında kendisinin güzel karısı Kay Lynch çok misafirperver ve nazik bir ev hanımı oluyordu. Petersen bu kadınla, Füh-rer’in müsaade ve tasvibini elde ettikten sonra. Dublinde evlenmişti. Misafirler arasında Dublin’in sanat ve edebiyat mahfel-lerine mensup yüksek simalar bulunuyordu. Bunlar meyanında bilhassa meşhur İrlandalI romancı Francls Stuart ile kanal tanınmış şair lseult Gonne de yer alıyordu. Alman dostlan, bu müstesna çifti "Tristan ve lseult" diye çağırıyorlardı.
Marion Square’daki apartmanın salonla-n neşe içinde çalkalanırken ve Dublin de ışıklara boğulmuş şen hayatını yaşarken, müttefiklerin vapur kafileleri, Atlantiğln karanlıklan içinde, memleketin ihtiyaçlarını temin için gidip geliyorlardı. Peter-sen’in mükellef salonlannın rahat ve sıcak köşelerinde, şampanya bardaktan arasında alınıp verilen haberler sayesinde bu vapur-lann kaç tanesinin Alman denlzaltılan tarafından batınldığını katiyetle tabii kimse bilmiyecektir. Fakat şurası muhakkaktır ki, umumi kayıp yekûnu muazzam oldu ve bahşettiğimiz salonun müdavimleri arasındaki İngiliz düşmanlan ile maceraperestler arasında kadehler tokuşturulurken, geçmiş ve gelecek muvaffakiyetler için teati edilen tebrikler de aynı nispette çok oldu.
Yalnız şu noktayı da kabul ve teslim etmek lâzımdır kİ. İrlanda Hükümeti. İsmen ve fiilen bitaraf kalabilmek için elinden gelen bütün gayreti sarfetti ve muhtelif resmi makamlar da, olup bitenlerden tamamiyle bihaber gibi görünüyorlardı.
¥
Bir gün Dublindeki İngiliz Yüksek Ko-miserliğine mensup bazı yüksek memurlar Başvekil De Valera’ya bir takım garip hâdiselerden bahsettiler: Alınan haberlere göre Gall\vay‘da birçok Almanlar, Lufhvaffe*-ye ait uçaklardan paraşütlerle inmişler ve kendilerini evvelinden tâyin ve tesbit edilmiş saatlerde ve mahallerde bekleyen İrlandalI suç ortaklan tarafından karşılanıp Dubline getirilmişlerdi. Bu memurlar De Valera’ya aynı zamanda. Dublnide cereyan eden garip hâdiselerden de bahsettiler. De Valera tabii bu ifşaattan büyük hayretlere düştü ve derhal harekete geçmeği vadettt
İlk izler lseult Gonne’ın şık ve modem köşküne şevkettiler: Bu kadın îrlandanın en meşhur ve zengin ailelerinden birine mensuptu. (Kendisinin vaftiz babası Binbaşı McBrlde, vaktiyle "Paskalya İsyanın
Büyük bir tabaka kâğıdı levhanın üzerine çiviledi.
da” De Valera’nm arkadaşlarından biri olmuştu ve îngilizlcr tarafından ölüme mahkûm edilmişti.)
lseult Gonne, Dublin’in edebi ve modern mahfellerinde büyük bir nüfuz sahibi idi ve o gün. kendisinin karşısına çıkan dört polis memurunu alaycı bir gülüşle karşıladı. Gayet sakin bir tavırla: "Efendiler, burada ne bulmayı Ümit ediyorsunuz?" diye lseult kendilerine sordu. Polisler kütüphaneyi araştırmak İstediklerini söyleyince. "Şayet canınız okumak istiyorsa, burada birçok kitaplar var" dedi.
Filhakika kütüphanede bir çok kitaplar vardı ve polisler de o binlerce cilt ara-sında, siyah kaplı küçük bir kitabı buluncaya kadar hayli uğraştılar. Bu kitap. Ingiliz limanlarından Ameriknyn giden Britanya gemilerinin hareketlerine dair kısa dalgalar üzerinden haberler göndermek için lseult tarafından kullanılan gizli şfreyi ihtiva ediyordu. Fakat Ingiliz makamları tarafından bu araştırma için memurlara verilmiş olan malûmat çok esaslı ve sağlamdı, öyle klt köşke gelen ajan-lar, meşhur br miobilya üstadının Mlstrs Gonne İçin husus! resimler Üzerinden yapmış olduğu muhteşem gardroplarda, bir vizon manto ile diğer bir çok şık elbise ve kürkler arasında saflanmış paket halinde iki paraşütü bulmak İçin çok zahmet çekmediler!
Polis komiserliğine kadar gelmesi kendiline bildirildiği vakit lseult artık gülmüyordu. Bu kadın kısa bir müddet rpevkuf kaldı, sonra yüksek şahsiyetlerin kefaleti altında serbest bırakıldı. Birkaç hafta sonra lseult Gonne, "Îrlandanın emniyet kanunlarına aykırı hareket etmekle" itham edildi ve bazı ahbapları tarafından kendisine takdim edilmiş olan iki delika/ılıyı misafir
lseult: uEfendiler, burada ne bulmayı ümit ediyorsunuz ?n dedi. Polisler kütüphaneyi aramak istediler. uBuyurun arayın, eğer okumayı seviyorsanız burada çok kitap var,,
ettiğin! itiraf eyledi. Bundan başka, bu “sempatik delikanlıların” îrlandaya para-Üştle indiklerini ve üzerlerindeki eşyaların da, başlıca olarak, yüksek kudrette ve gayet hassas verici küçük bir radyo cihazı ile binlerce sterling ve dolan ihtiva eden bir kutudan ibaret olduğunu da İtiraf etti. Miss Gonne bundan başka, isimlerini vermekten imtina ettiği bu adamları evinde haftalarca misafir ettiğini ve kendisinin radyosunu hayli "kurcaladıklarını" da kabul ve Lkrar eyledi, fakat Berline haberler göndermek için verici cihazı bizzat kullanmış olduğunu inkâr etti. Bunun üzerine açılan dâvada, kendisinin kütüphanesinde ele geçirilen şifre kitabından pek az bahsedildi; Iseult’e âzami nezaket gösterildi; kocasının onun lehinde şahit olarak dinlenilmesi kabul edildi ve bu adam gerek karısının gerekse kendisinin vatanperverliği hakkında uzun bir hitabede bulundu ve bütün ailelerinin ve akrabalarının da memlekete çok bağlı insanlar olduklarını söyledi ve böylece muhakemeyi ve dâvayı. İngiltere aleyhinde bir propaganda vasıtası haline koymağa muvaffak oldu. Güzel lseult "şeklî" bir cezaya mahkûm edildi, mahkemede karısını müdafaa eden bu Mr. Stuart’m sesi de birkaç ay sonra, İrlanda için yayımlar yapan Bremen radyosunda duyulmağa başladı. Bu hain propagandada VVilliarn Joyce’ın yanında Stuart da, ikinci bir "Lord How-How” oldu.
★
S
Fakat Iseult’ün bukadar büyük bir samimiyetle evinde misafir ettiği bu "sempatik delikanlılar" acaba kimlerdi? Bunlardan birinin hüviyeti sonraları tesbit edildi. Pek de genç olmıyan bu adamın ismi Dr. Her-mann Goertz İdi; fakat GaUWay kontluğunun ıssız bir mıntakasına bir Alman uçağından indiği sırada bu ismi kullanmamıştı. Çünkü kendisinin ismi gerek Britanya makamlarınca gerekse Ingiliz gazetelerini takip eden birçok okuyucularca hiç de yabancı değildi.
4 mart 1936 günü Old Bailey mahkemesinde hâkim Greves’in karşısına, 42 yaşın
3FT U' . u . —------------
1
da, siyah saçlı, gözlüklü ve zayıf bir adam getirildi. Avukat vo romancı olduğunu söyliyen ve Broadstaires’te "turist" sıfa-tlyle oturan bu adam, isminin Dr. Hermann Goertz olduğunu söyledi. Kendisi İki suçla İtham ediliyordu: Birincisi. Broadstalres civarında Manşon Kent’te Ingiliz Hava Kuvvetleri "R. A. F." istasyonunun resimlerini yabancı bir devlet İçin çizmiş olmak ve ikincicl de Alman kadını Marianna Emig ile birlikte gizli, resmî kanunlara aykırı hareket etmiş olmak suçlan Idk
Goertz İngiltere ovalansın manzaralarından çok hoşlanıyordu ve bilhassa hava meydanları civarındaki güzel yerleri pek seviyordu. Suffolk havalisinde Milden-hall’da bir müddet yaşamış ve sonra Broadstaires’te bir köşk tutmuştu. Avrupa harplerinde îngilizler tarafından hava is. tasyonu olarak kullanılmış olan Manston ile civarı bu köşkten çok iyi görünüyordu. Bu adam bir motosiklet almış ve Lympne ve Hovvkinge gibi "turizm bakımındun" görülmeğe değer yerleri gezmişti. Buralarda, • Ingiliz Hava Kuvvetlerinin "R. A. F." en modern hava istasyonlarından bazıları inşa edilmekte idi.
28 ekim 1934 te Hambıırga kısa bir seyahat yapmıştı. Kendisinin bu seyahati esnasında köşke giren kimseler, onun bu gezintilerine ait bazı hâtıraları ele geçirdiler. Kasım ayında Aimanyadan döndüğü zaman Hadsvic.h’te tevkif edildi. Kendisinin muhakemesinde başlıca şahit, yarbay \Vllham E. Cook oldu kİ bu adam bir sene sonra Ingiliz Gizli Servisinin en becerikli casus avcısı olmuştur.
★
Dâvada Goertz kendisini iyi müdafaa edemedi. Goertz, Birinci Cihan Harbinde tayyarecilik yaptığım ve Luftwaffe’nin
istihbarat servisinde çalıştığım iftiharla ikrar etti. Tabii eski bir tayyareci olarak havacılıkla alâkadar olduğunu ve R. A. F. hava meydanlarını gezmenin yasak olduğu hakkındakl hükümlerden haberi olmadığım söyledi. Çizmiş olduğu kroki ve resimler hakkında da> bunları, yazmakta bulunduğu bir macera romanım süslemek gayesiyle yaptırdığını bildirdilr. Jüri heyeti, kendisinin yazdığı bu edebî romanda, hakiki hâdiselerden ziyade hayale müracaat edebileceği mütalâasında bulundu ve hâkim de onu dört sene hapse mahkûm ederek, bu nokta hakkında uzun uzadıya düşünebilmek imkânım kendisine vermiş oldu...
Ingiliz Gizli Servisi sadece, casusları ele geçirip onların zarar vermelerine mâni olmak gayesini güdüyordu. Bunların uzun veya kısa bir müddetle hapse mahkûm edilmelerinin ehemmiyeti yoktu, işte bu adam da bu sebeple, "iyi durumu" dola-vıslyle iki buçuk sene hapisten sonra serbest bırakıldı ve memleket haricine çıkarıldı.
Fakat müteakip hâdiseler. Goertz'in mahkûmiyetinin daha fazla devam etmesinin ve 3 eylül 1939 tarihinde elimizde bulunmasının çok daha isabetli olmuş olacağını gösterdiler!
Filhakika Goertz îngilteredeki faşist gru-pu ile yapmış olduğu bir çok temasları dolayıslyle, Almanlar için kıymetli bir yardımcı oldu. Bu temaslar kendisini lıianda-nm muhtelif mahfellerine soktular ki, Mr. Gonne Stuart ile Pamela O’Grady de bu mahfcllere mensup idiler. Pamela O’Grady adlı kadın, harbin ilk aylarında VVlght adasında casus olarak tevkif edilmişti.
Harp başlar başlamaz Aıman ajanı Goertz büyük bir faaliyet göstermeğe başladı ve faaliyet sahasını Almanya haricine nakletti.
BÖLÜM X ı i
GÖKTEN İNEN VE DENİZDEN GELEN CASUSLAR
Alman ajanı Goertz, lrlandanın başkenti Dublinde vazifelendirildi ve bu maksatla 1940 mayısında Neath Kontluğunun hücra bir köşesinde Balliver Köyüne paraşütle indirildi. Bu adam, İkinci Cihan Harbi esnasında Îrlandaya inen sayısız paraşütçülerden biri olmuştur. Kuzey İrlanda eyaletine Amerikan kıtaları gelmeğe başlayınca onların sayısı da gittikçe ve mühim derecede arttı. Gerek bunlar, gerekse Bantry Körfezine d en iz al t ılardan çıkarılan diğer Alman ajanları beraberlerinde çok miktarda dolar ve sterling getiriyorlardı. Bunlardan her biri geldikçe, Dubllnin Alman dostu mahfellerinde bir para bolluğu görülüyordu. Berni’nln muhteşem ve lüks barında şampanyalı ziyafetler ve toplantılar yapılıyordu ve Nazı faaliyetlerine ve teşebbüslerine iştirak edenlere pek çok para dağıtılıyordu. Bu gibi adamlar, her neviden pis İşlere giriyorlardı.
Goertz bütün bu faaliyetlerde mühim bir rol oynadı. Nihayet Britanya Hükümetinin şiddetli ve ısrarlı talepleri üzerine bu adamla bazı arkadaşları 1944 sonlarına doğru enterne edildiler. 1946 eylülünde İrlanda makamları, bu adamların mevkuf tutulmalarına artık bir sebep kalmamış olduğuna karar verdiler, fakat kendilerinin
her gün polis dairesine uğrayıp bir defa görünmelerin! şart koydular.
Goertz, Dublinde "Alman Çocuklarının Kurtarılması Cemlyetr’nin kâtibi oldu. Britanya Hükümeti müteaddit defalar kendisinin teslimini talep etti ve nihayet 12 nisan 1947 tarihinde Goertz İle arkadaşlarından beş Nazi ajanının Almanyada İngiliz işgal mıntakasına gönderilmeleri kararlaştırıldı. Goertz, polis dairesine her gün yaptığı gibi müracaat ettiği zaman, ertesi gün Aimunyaya gönderileceği kendisine tebliğ edildi. Goertz gülmeğe başladı. ağzından piposunu çıkardı ve ânl bir hareketle yelek cebinden küçük bir ampul çıkararak ağzına götürdü. Üç polis kendisinin bu hareketine mâni olmak için derhal üzerine fıtıklılarsa da Goertz ağzındaki ampulü kırmış ve içindeki mayii yutmuştu. Derhal hastahaneye götürüldüyso do ameliyat masası üstünde can verdi. Kullandığı zehir ampulü. Himmler’in tevkif edildiği dakikada ağzına götürdüğü ve hayatına son verdiği ampulün aynı idi.
★
Paraşütle İnen ajanlardan bazıları tevkif edildiler. Bu paraşütçülerden birinin hayatı aynı zamanda hem eğlendirici, hem do heyecanlıdır. lngiltereden gelen vo memleketlerindeki gıda maddeleri tahdidatı yüzünden çok fena durumlara düşmüş olan ziyaretçiler, Dublinde Hotel Es-planade’ın bol ve mütenevvi yemekleriyle midelerini mükemmelen tatmin imkânını bulabiliyorlardı, Parkgate Street Caddesinde bulunan bu otel, John Francis O’Rellly adında biri tarafından işletiliyordu. Bu a-dam burasını menfa’dan döndükten sonra 7.000 aterllng’e satın almıştı ve bu da kendisi için mükemmel bir İş olmuştu. Kendisinin bugünkü hayatı ile. 1944 temmuzundaki hayatı nrasındoki farkı ve tezadı her halde bizzat O’Rellly bile garip bulmaktadır. Bu adam o tarihte Clare Kontluğunda Moveen Köyünde bir kulübede bitap bir halde yatıyordu.
O’Rellly, Dublinde Arbour Hill Hapishanesinden henüz kaçmıştı ve Limerick’e kadar sekiz saat bir vagonun altında gizlenmiş olarak seyahat etmişti. Fakat tren buraya varınca O’Rellly millî müdafaa teşkilâtına mensup kuvvetli bir asker tarafından yakalanmış ve Dubline iade edilmişti. Esasen daha evvel, kendisini tevkif edecek olanlara 400 sterling mükâfat verileceği ilân edilmiş olduğundan, tabi! bu kadar parayı kazanmağa hevesli birçok kimseler vardı. Belki de O’Rellly, îrlandaya geldiğine pişman olmuştu, çünkü Bremen Radyosunda "Muhterem Rahip Pat O’Brien" adı altında çok para kazanmıştı. Almanlar kendisini Kanal Adalarında bulmuş ve beraberlerine alıp götürmüşlerdi. İhtimal kendisi de orada, onların gelmesini beklemişti.
O’Rellly, üç buçuk yıl müddetle Dr. Goebbels’in radyo propagandasına hizmet ettikten sonra, Almanyada bulunan İngiliz esirlerini bir araya toplayıp bunlaıı, hain Rusya aleyhine harbe İştirak ettirmek için bir "Sen Jorj alayı" teşkiline çalıştı, fakat bu teşebbüs muvaffakiyet» sizlikle neticelendi. Bunun üzerine O’Rellly Nazi patronlarına rica ederek, kendi memleketine gönderilmesini istedi. Orada Almanların lehine ve menfaatine daha İyi çalışabilecekti.
Fakat bu büyük bir hata oldu. 1944 o-cak ayında O’Rellly paraşütle babasının evinin yakınlarına indirildi. İrlanda polis kuvvetlerinde vaktiyle çavuş olarak bulunmuş olan babası Bernard O’Rellly, oğlunu görür görmez, derhal polise teslim edeceğini kendisine bildirdi. O anda ihtiyar baba, ihtimal uzak yılların buna çok benzlyen diğer bir hâdisesini hatırlamıştı: Filhakika 1916 da kendisi. Kerry sahiline bir Alman denlzaltısı tarafından çıkarılan İrlandalI ihtilâlci Sir Robert Case-ment’i yakalamıştı. Bu adam, ihtilâlciler için mühim miktarda cephane getirmişti, işte şimdi de ihtiyar O’Rellly bizzat kendi oğlunu yakalamıştı ve polise teslim etmek mecburiyetinde idi. Bu vazife, onun için çok acı olmakla beraber, oğlunun nihayet az veya çok bir müddet hapiste kaldıktan sonra hürriyetine kavuşabileceği düşüncesi ihtiyar babaya biraz teselli veriyordu.
★
Yukarıda anlattığımız hâdiselerden görüldüğü gibi, Alman İstihbarat Servisi, İrlandada çalıştırdığı ajanları için büyük miktarda para sarfedlyordu. Fakat gerek İngiliz Gizli Servisinin dalma tetikte bulunması, gerekse Kuzey irlandada Ulster eyaleti halkının dürüstlüğü sebebiyle, Belfast’taki harp sanayii İle Kuzey lrlandadaki büyük miktarda Amerikan kıtaları ve tesisatı, Nazilerin ve onlarla işbirliği yapanların mel’un plânlan yüzünden bir zarara uğramadılar.
¥
Bellinde Alman Başvekâlet Binasının ve Bendlerstrasse’de Alman Erkânı Har-biyeslnin metrûk binasının harabeleri arısında, Hitlerin siyasî ve askeri müşavir-riyle yapmış olduğu gizil harp toplantılarına ait binlerce gizli vesikayı ihtiva eden birçok dosyalar, müttefiklerin muhtelif istihbarat servislerine mensup memur ve subaylar tarafından bulunmuştur.
Bu vesikaların yalnız küçük bir kısmı neşredildi. Avrupanm İstikbalde ne gibi -
Uçağın pilotu, sıılnr üzerinde kıiçük bir motor görmüştü...
siyasi bir şekil ve vaziyete gireceği henüz belli olmadığından, bu "dosyalan" ele geçirmek fırsatını bulmuş olan bütün memleketler, böylece elde etmiş oldukları malûmat ve haberleri gizil tutmayı tercih ediyorlar. Bir müddet evvel, Amerika Birleşik Devletlerinin Askeri istihbarat Servisi olan O. S. S. Dairesinin, Bavyerada bulduğu büyük bir dosyayı Washington’a gönderdiğini gazeteler yazmıştı. Bu dosyada, 1939 da aktedilen Riıs-Alman Ademi Tecavüz Mlsakı’na ait bütün gizil vesikaların mevcut olduğu rivayet edildi. Bu vesikalara nazaran. Ingiltere istilâya uğradığı takdirde Rusya, A (manyayı bu Işde tamamiyle serbest bırakmayı taahhüd etmişti. Bu haberin ne derecede doğru olduğu malûm olmamakla beraber, tabiî hiçbir hükümet, Almanyada ele geçirmiş olduğu vesikaların hepsini neşretmek İstememiştir. Bu vesikaların gizil kalması daha faydalıdır. Filhakika bu vesikalann bazıları, Sovyetlerin 1946 yılı yazında ve sonbahannda Pariste toplanmış olan konferansa iştirak eden devlet adamları va-sıtasiyle Avrupanm bazı küçük memleketlerinde tatbik etmiş oldukları siyasetin mahiyetini aydınlatmaya yaramışlardır.
Sadece askeri harekâta ve muharebelere müteallik olan vesikalar şimdi tarihe karışmışlardır ve bir memleketin İstikbaldeki siyasetine artık zarar verebilecek bir mahiyette değildirler; yalnız, Alman-yaya karşı bir daha, lüzumundan fazla müsamahakâr olmamaları hususunda o memleketleri belki İkaz etmiş oldular. Bu sebeple, bu neviden olan vesikalar neşredilmişlerdir.
Al man yan in tesliminden birkaç hafta sonra, Relch’ln payitahtının harabelerini gezdiğim sırada, Hitlerin 1940 tâki istilâ plânına ait bazı vesikaları gözden geçirmek fırsatını elde ettim. Bu vesikalar a-rasındu en mühimlerinden biri de. 1940 ocak ayında hazırlanıp 176 sıra numarası ile işaretlenen ve "Smicker Plânı’’na müteallik olan vesika idi. Bu plân, îngllte-renin istilâsı İçin ihtimal ilk defa olarak 1937 de Mareşal Wemer von Blomberg Alman VVermacht’mm başında bulunduğu sırada hazırlanmış olan ilk istilâ plânının tevsi edilmiş yeni bir şekil İdi. O tarihlerde Hitlerin nutuklarında mütemadiyen, çok takdir ettiğini söylediği Ingiltere ile bir dostluk muahedesi yapmağı şiddetle arzu ettiğine dair işaretler vardı.
Bu plân, ahval ve şartlarda vaki olabilecek değişikliklere göre, yapılması lüzumlu görülen tadilât hakkında Alman Erkânı Harbiyeslnln fikir ve tavsiyelerini de ihtiva ediyordu. Bu plân üzerinde çalışmağa memur edilmiş şahıslar arasında General Von Fritsch. Mareşal Von Brau-chitsch. Mareşal Keitel, General Jodl, General Holder ve Mareşal Von Rundstedt bulunuyorlardı. Acaba bu plânın gayeleri nelerdi ?
*
BÖLÜM XI GOEBBELS’İN BÎR PROJESt -
Evvelki bölümde. Alman yüksek kumandasının. ingiltereyi istilâ maksadıyla hazırlamış olduğu plânın ne gibi gayeler takip ettiğini sormuştuk! Şimdi buna cevap verelim:
Bu plân başlıca üç mühim noktaya Is-tinad ediyordu:
1 — Büyük Britanya şehirlerine karşı kitle halinde hücumlar ve büyük limanlarla hava meydanlarının tahribi.
2 — Amme idaresini, nakliyatı ve memleket hayatını sekteye uğratmak için Ingiliz halkının maneviyatı üzerine sistematik bir tazyik yapılması.
3 — Büyük Britanyayn istilâ kuvvetleri ihracı için stratejik tedbirlerin alınması.
Bu üç noktadan her biri de tafsilâtlı ve teferruatlı talimatı ihtiva ediyordu. Bu tedbirlerin ilk kısımları tatbik mevkiine konuldu. Fakat ümit edilen neticeler elde edilemedi, çünkü hiç beklenilmedik bir mukavemet^ karşılaşıldı “Hurricane" ve "Spitfire" uçaklarının faikıyeti de şiddetle kendisini gösterdi. Plânın propagandaya dayanan ikLnc! kısmı Goebbelse tevdi e-dilmişti. icra ve tatbik Safhası Himmler’e yükletilmiş, tahrikçi ajanların, casusların ve beşinci kolun baltalama ajanlarının yerleştirilmesi ve idaresi işi de Canaris’e bırakılmıştı.
En küçük ve İnce bütün teferruatında bile büyük bir dikkat ve İhtimamla hazırlanmış olan bu istilâ plânından Hitler büyük bir gurur duyuyordu. 1940 ilkbaharında Hitleri Berchtesgaden’de ziyarete gitmiş olan bitaraf bir memleket sefirine Führer şöyle söylemişti: "16 ağustos günü Buckingham Sarayında zafer ziyafeti vereceğim.’’ Filhakika kendisi, Londranın istilâsı ve teslim alınması için âzamî 72 saatlik bir mühlet vermişti, istilânın başlangıç dakikası. 12/13 ağustos gecesi saat 1.45 olarak tesbit edilmişti ve bu işe 25.000 Luftlandcjaeger iştirak edecekti.
Berlinde Başvekâlet Binasının 322 Numaralı odasında bulunan vesikalar arasında en garibi, Goebbels’in tetkik ve tasvip edilmek üzere Hitlere sunmuş olduğu bir proje taslağıdır kİ bu, Nazilerin, en mühim plânlarını ne kadar büyük bîr hafifmeşreplikle ele aldıklarını gösterir. Bu vesika, hazırlanmış olan istilâ projesinin neticelerini İzah ediyor.
Dr. Goebbels’in çocukça beyninden çıkmış olan bu eserin ana hatlarını gözden geçirelim:
"Londranın tahribi nihayet bulduktan ve Güney Ingüterenin münakale yollan kesildikten sonra ve Manche sahilindeki limanlar da batırılan vapurlarla tıkandıktan sonra, Luftwaffe, bozgun halinde Birmingham’a doğru çekilmekte olan Ingiliz kıtalarını merhametsizce bombardımana devam edecek. Muazzam çıkarma işi muvaffakiyetle başarıldıktan ve birçok köprübaşlan temin edildikten sonra» Alman istilâ kuvvetleri Sussex ve Kent sahillerinden, payitahtın yanmakta olan harabelerine doğru süratle ilerliyorlar. Kıral ve hükümet payitahtı terketmişlerdlr. Portsmouth ve Selley köprübaşlarmdan. Aldershot ve Reading’e doğru taarruz şiddetle inkişaf ediyor ve düşman faaliyetinin ikinci hattı da yıkılıyor. İkinci vemü-hım bir çıkarma hareketi Portland ile Weymout mıntakasında ve üçüncü çıkarma da Dorset sahillerinde yapılıyor. Alman "Panzer” leri Salisbury Ovasını çiğniyorlar, Costovvolds’a varıyorlar, cenubu şarkiye doğru dönerek Ingiliz ve Kanada fırkalarmm bakiyelerini sarıyorlar. İngU-terenin istilâsı için son muharebe de kışın, şimali Galles dağlarında ve Iskoçyada cereyan ediyor. Esasen daha evvel, memleketin merkezi kısımları, sanayi mınta-kalannm müthiş surette bombaıdimanından sonra, istilâ edilmiş bulunuyordu. Burada nihayet bütün mukavemet kınlıyor. çünkü müdafaa halindeki kıtalar» yiyecek ve cephanelerin tükenmesi dola-yıslyle, tesli moluyorlar. Işde mihver devletlerine karşı plütokrasl mukavemetinin son kalası olan Britanya adalarının Almanlar tarafından İstilâsı böylece başarılmış o-luyor...".
Hitlerin müstakbel resmigeçitler ve şenlikler hakkındakl beyanatı ve Goebbels’in propaganda nutukları için yaptığı hazırlıklar, sadece bir megalomani mahsulü değildir. Gerek Hitler’in, gerekse Goebbels’in bu fazla nikbin iddia ve tahminleri. Ingiltere-nln kuvvet ve lmkânlariyle Ingiliz halkının maneviyatı hakkında Hiııımler ile Canaris -ln muntazaman vermiş olduğu raporlara istinat ediyordu. Bu tahminlerin ne derecede yanlış oldukları, 1940 eylülünde İngiltere o müthiş mücadeleden, bütün dünyayı hayretler içinde bırakan parlak netice İle çıktığı zaman anlaşıldı.
¥
Bununla beraber bir bakımdan Almanlar, müttefiklerden daha iyi bir durumda bu. tünüyorlardı. Onlar casusluk eşlerini harpten çok yıllar evvelinden teşkilâtlandırmış-lardı ve casuslarını İngiliz halk tabakalarının birçok muhitlerine kadar sokabü-mişlerdi. Bu iş öyle bir devirde vaki olmuştu ki, memleketimiz ne maddeten, ne de manen bu mücadeleyi karşıllyabilecek bir durumda bulunmuyordu. 1935 ile 1939 yıllan arasında karşılaşmış olduğumuz bir çok casusluk vakaları, Almanların niyetleri hakkında bir fikir verebilir. Sert ve kaba usullerle tatbik edilmiş olan bu plânlar, çok metodlu bir şekilde hazırlanmış olmalarına rağmen, muvaffakiyetle neticelenmediler. Bunlardan bazılarında kadınlar da mühim roller almışlardı. Maria Louisa Ingram ile Pamela O’Grady vakaları bunlar meyanmdadır.
SON
16 Eylül 1950
YENİ İSTANBUL
Sayfa 7
BULMAC
• f > • • T
- - LT
■
■i"
TT "Lz *
BAKIRKÖY - FLORYA
İstikametinde doldun fiyatla arazi alınacaktır. Müracaat: Çemberlita$ Garanti Bankası üstü.
ALTIN EVLER İNŞAAT KOL. Şti.
VAPURCULARA __
PELESENG
Ağaçlarımız gelmiştir
MİHRAN GESAR OĞULLARI HALEFİ
VAH RAM GESAR ve Ort.
Galata — Telefon : 40308
İstanbul Jandarma Satınalma
Komisyonu Başkanlığından:
Beher kilosuna 17 kuruş muhammen fiyat takdir edilen evsaf ve şartnamesine uygun 42 ton patates geçici mukavele İle 28.9.1950 perşembe günü saat 15 te Taksim Ayazpaşadaki kurulumuzda kapalı zarf usulü ile ihalesi yapılacaktır, tik teminatı 535 lira 50 kuruştur. Şartnamesi her gün kurulumuzda görülebilir. isteklilerin belli gün ve saatte İlk teminat makbuzu veya banka kefalet mektubu ve diğer vesaiki muhtevi teklif zarflarını eksütme saatinden bir saat evveline kadar kurulumuza vermeleri. (12130)
ÖDEME KOLAYLIKLARÎYLE
SATILIK ARSALAR
Bu arsalar Marmaranın Anadolu yakasında, Bağdat Caddesi üzerinde. Cevizli tren istasyonu karşısmdadır. Bilindiği gibi Anadolu sahilleri, plâjlar sitesi halinde, Pendige kadar uzanmakta olup bu sahillerin havası yumuşak, denizi ılık, İçme sulan çeşitli ve nefistir.
Cevizlide Dragostcpe. Ankara Yapı Kooperatifi tarafından vapur iskelesi, kotra limanı, camı, mektep, temaşa meydanları, çarşı, otel, plâj, gazino gibi tesislerle plânlaşbnlmış. şimdiden burada 50 ev de yapılmıştır. Bir yandan bu köşklerle, diğer yandan Tütün Enstitüsü müdür ve memur evleriyle, Cevizli bölgesi bugünden güzel bir ikamet yeri vasfını almıştır.
Arsaların bulunduğu Cevizli mevkii bu sahiller boyunda müstesna bir önem kazanmıştır.
Müracaat yeri: Küçükyalı ilerisinde, îdealtepe
otobüa durağı No. 93
(NOT: Küçükyahdan sonra tren îdealtepede durur).
Beyoğlu Kaymakamlığından:
3/Eylül/1950 tarihinde yapılan Belediye seçimlerinde kazamız çevresinde aşağıda adları ve soyadiariyle kazandıkları oy miktarı yazılan adayların asil ve yedek Üyeliğe seçildikleri ilân olunur.
Adı Soyadı Doğduğu yer ve T. Aldığı oy sayısı
Dr. Zakar 25403
Eşref Şefik 25400
Enver Berkman 25385
Salâh ad elin Karayavuz 25347
Dr. Naşlt Ereı 25322
Mlebah Münip Ursa 25304
Bülent Ege 25278
Salâhaddin Genç 25268
Sadun Galip Savcı 25239
Necml f Ateş 25236
Feyzi Kar ak el ta 25215
Cemal Tunceli! 25202
Nakl Hıncal 25172
Abdurrahman Ağaoğlu 25148
Dr. Fedon Sikuros 25115
Sadi Kaplancalı 25110
Saim Nuri Uray 25108
Yusuf Salmana 25106
Salâhaddln Güvendiren 25104
Niyarl Türkay 25099
Yedek üyeliğe seçilenlerin listesi
Nlzamettin Tezcan 25093
Zekâl Eriş 25075
Ülvlye Isvaa 25064
Halit Tecim 25015
Hayri Erdogdu 24956
Suat Ulug . 24954
8adettln Kalay 24926
Haşan * Keşkek 24922 •
Sami Ozan 24907
Mehmet Şişman 24901
Şerif Saydar 24882
Abdülkadir Tankut 24869
Turgut Altunbaşak 24840
Sami Dino 24819
Bekir özender 24798
Mahmut Özkan 24797
Nejat Kozal 24780
Sacit Yümer 24688
Zeki Cemal Bakiçclebioğlu 24669
Adnan Akın 24612
BAHÇE MERAKLILARINA
Villâlarınızı süslemek için büyük çamlar, palmiyeler, süs fidanları, manolyalar, kamelyalar, sarmaşık nevileri meyva ağaçlan, salon yeşillikleri vesaire. Ortaköy Ankara bahçesinde bulabilirsiniz. V A S t L
İstanbul Sular İdaresinden
İdare İhtiyacı İçin muhtelif ebad ve miktarda düz manşon satın alınacaktır. M&nşonlann teslim müddetinin kısalığı tercih sebebidir.
Şartnameni bedeli mukabilinde İdareden temin edilebilir, isteklilerin, teklif bedellerinin % 7,5 gu nispetinde yatıracAk-lan teminat makbuzlariyle şartnamesi daLrealnde hazırlıyacak-lan teklif mektuplarını en geç 27.9.1950 çarşamba günü saat il e kadar İdare muamelât dairesine vcrmelerL (12617)
Devlet Üretme Çiftlikleri Merkez Atelvesi Müdürlüğünden*.
GAZİ
1 — Muhtelif evsafta 56 adet uzak kumandalı otomatik elektrikli Şalter 3O-M950 günü saat 14 de açık eksiltme İle satın alı-
1
nacaktır.
2 — Muhammen bedeli 8.500 lira olup fennî ve İdarî şartnameler Ankarada ve İstanbul Eminönü, Balıkpazarı Süngerciler sokak 83 No. da Yollama Memurluğunda görülebilir.
3 — isteklilerin belirli gün ve saatte % 7.5 temlnatlariyle Komisyona müracaatları. (12534)
MİLLAS
Beyoğlu Pasaj Hacopulo No. 40. Yegâne ısmarlama trenç-kot mağazası. Zengin çeşit Kadın, erkek ve çocuklar için
Satılık Arsa
Sanayi mıntakasına dahil Taksimde Kocatepe mahallesinde 540 metrekare arsa satışa çıkarılmıştır. Müracaat: Her gün 9-19 arasında
Ömer Abit Han Kat- 1 No 4
P. T. T. işletme
Genel Müdürlüğünden:
1 — İdare ihtiyacı İçin şartnamesine İlişkin fennî şartnamelerinde vasıfları yazılı beş adet bir fabrikatonluk kapalı kamyonetle, altı adet 2,5 fabrika tonluk karoserll kamyon ve dört adet on kişilik kaptıkaçtı, her birine lüzumlu avadanlık İdarî şartnamenin 6 ncı maddesinde yazılı kayda göre teklifte bulunulmak şartlyle kapalı zarfla eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Beş adet bir fabrika tonluk kapalı kamyonetin muhammen bedeli (45.000) geçici teminatı (3375) lira, altı adet 2,5 fabri-katonluk karoserll kamyonun muhammen bedeli (66.000) ve go-çici teminatı (4550) lira, dört adet on kişilik kaptıkaçtının muhammen bedeli (50.800 geçici teminatı (3790) lira bu 3 kelemin muhammen bedeli (161.800ı geçici teminatı (9340) lira olup eksiltmesi 29.9.1950 cuma günü saat 16 da Ankarada Genel Müdürlüğümüz Fen Dairesi Başkanlığı odasında müteşekkil Satın Alma komisyonunda yapılacaktır.
3 — İstekliler geçici teminat makbuzu veya Banka teminat mektubu İle şartnamenin 4 üncü maddeslndo yazılı kanuni vesaik ve teklifi muhtevi kapalı zarflarını o gün saat on beşe kadar mezkûr komisyon başkanlığına vereceklerdir. Postada vaki olacak gecikmeler kabul olunmaz.
4 — Şartnameler Ankarada P. T. T. Emlâk ve Levazım Mü-
dürlüğünden, latanbulda Yeni Valde hanında P. T. T. Umumî Depo Muhasipliğinden bedelsiz olarak verilecektir. (12466)
GENERATÖR I
U S. Motors marka 10 ve 15 KW mazotlu generatörlerimlz I Anıerikadan geldi. Okey Ltd. Galata Havyar Han No. 48 I
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünden:
üniversitemize bağlı Tıp, Hukuk. İktisat, Edebiyat, Fen ve Orman fakülteleriyle Dişçi ve Eczacı okullarına 15 eylül 1950 de başlamak ve 15 ekim 1050 de sona ermek üzere öğrenci kayıt ve kabul edilecektir. Üniversiteye girebilmek için olgunluk imtihanını vermek şarttır.
Aranılan belgeler şunlardır:
a) Lise bitirme ve olgunluk diplomaları veya buna eşitliği tasdik edilmiş belgelerin asıllan.
b) Kimlik cüzdanı (Yabancı devlet uyruğunda olanlar İçin oturma tezkeresi Örneği ı.
c) Oturduğu yeri gösterir belge,
d) öğrencinin etrafı için tehlikeli ve bulaşıcı bir hastalığı olmadığını gösteren hükümet tabipliği raporu,
e) Üniversiteye yazılma harcına ait İstanbul Üniversitesi Saymanlığından alınmış vezne veya aynı saymanlığa 15 lira gönderildiğine dair posta makbuzu.
Üniversiteye yazılmak isteyenler bu belgeleri bir dilekçeye İliştirerek doğrudan doğruya rektörlüğe müracaat etmeli ve dilekçelerinde hangi fakültede ve bölümlere öğrenci yazılmak istediklerini belirtmelidirler.
Müracaat sayısı her fakülteye alınacak öğrenci miktarını aştığı takdirde yapılacak seçimin tarzı bilâhare ilân edilecektir.
NOT:
1 — Bir yıl öğrenime ara verdikten sonra üniversiteye kaydolunmak İsteyen ilse mezunlarının, bağlı bulundukları askerlik şubelerinden öğrencilikten başka bir sebeple ertelenmiş olduklarına dair belge getirmeleri lâzımdır.
2 — Yüksek bir öğrenimi bitirdikten sonra askerliğini yapmayanlar ikinci bir yüksek öğrenime kabul edilmiyeceklerdir.
3 — Dört sömestrlik süre sonunda üst sömestre geçmemiş olanlar askerlik ödevlerini bitirmedikçe yeniden immatrlkülâsyon işlemleri yapılmayacaktır.
4 — İmrnatrlkUlâsyon harcı verip kaydı yapılmamış veya fakültelere kayıt cdiiip inslaislyon harcı verdikten sonra ayrılmış olanlara bu harçlar hiçbir suretle geri veıilmiyeccktir.
5 — Liselerce verilecek belgelerin doğrudan doğruya rektörlüğe gönderilmesi ve öğrencinin hangi koldan mezun olduğunun da açıkça belirtilmesi lâzımdır.
6 — Müracaatlar muayyen haddi aştığı takdlrdo seçim yapılacağından dilekçelerde esas olarak girmek islenilen fakülte veya dala glrilemediği takdirde başka luuıgl fakülte veya dala girmek istendiğinin dilekçelerde belirt ilmesi.
7 — Orman Fakültesine girecek Öğrencilerden 30 una burs
verilecektir. Bunun için Üniversiteye namzet kaydedildikten sonra alınacak namzet kartlarıyla bu fakülto dekanlığına başvurul-ması, (12328)
SOLDAN SAC.A:
1 — Hile yapan. 2 — Büyük; Tersi aynı cinsinden bir ayakkabı. 3 — Gelir; rabıt edatı. 4 — Mİr’nl; Öğütülmüş buğday ahzet (iki kolime). 5 — Para; Bir jaka topluluğu, fi — Genişlik; Edeplendirme (aynı kökten arapça». 7 — Kapı, horu bo«I. 8 — Mayi haline gel iren; Aktörün yegâne işi. 9 — Yılan* Mazeret. 10 — Mabudeye secde ot (İki kelime).
YUKAKDADN AŞAĞIs
1 — Dell; Tembih edatı. 2 — Taharri eden; Tersi cemi. 3 — Bir edebi nevi, Bir içki. 4 — Toplanmak (eakl terim). 5 — Söz verme; Küçücük çocuk. fi — GÖz rengi; Nefesli sazlardan. 7 — Nem; Bir harfin okunuşu.
8 — Tersi bir harfin okunuşu; Pek seyrek bulunan (eski terim çoğul).
9 — Fiyakası mevcut; Galptekıne.
10 — Derunıı ağız ağzına dolu (iki kelline)*
DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ
SOLDAN SAĞA:
1 — ltlkaclrden. 2 — Saka; Alâka, 3 — Amirane; ly. 4 — Ka: Ada; A-iâ. 5 — Emıre; Atik, fi — Tır, Mala. 7 — Ak; Mek. 8 — Dirayet; Ya. 9 — Emin ol; Cay. 10 — Nafile tasa.
TUKARDAN AŞAĞI:
1 — işaret eden. 2 — Tamam; 1-nıa. 3 — İki; Firari. 4 — Karar; Kani. 5 — Adem; Yol. fi — Dana; A-rncle. 7 — Ele; Alet. 8 — Da; Atak; Ca, 9 — Ekili; Yas. lû — Ayağı kayan.
Galata Ç. E.
Kurumandan :
Galata Ç. E. Kurumu yararına 2 - 9 - 1950 günü akşamı Bebek Belediye Bahçesinde verilecek Kır Balosu 16 - 9 - 1950 cumartesi günü akşamı Beşiktaş Bahçesinde Kır Balosu ve dolayısiyle sünnet düğününe çevrilmiş olup davetiyemizi hamil bulunanların teşrifleri ilân olunur.
M TÜRKtYI UMUMÎ MÜMESSİLİ
EGE PETROL T.A.O.
T * m Cumhuriyet CaddMi No 31. Telefon 820Û7
Türk Bayanları
K I Z
ERKEK ORTA TERZİLİK OKULU
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI
BİÇKÎ-DÎKtŞ TERAKKİ YURDO
Kayıtlar başlamıştır. Pazardan maada her gün saat 10 dan 17 ye kadar müracaat kabul olunur. Altınbakkal (Radyoevi karşısında Bâbil sokak No. 63 . Teli.: 85700
ERKEK
Yeni öğrenci kaydına başlamıştır
Müracaat saatleri her gün 9 - 17 ye kadar
Telefon i 43471
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz Iıersey
Hicri . ,A 19 5 0 EYLÜL Rumi
ZLlhlc. Eylül
3 16 3 1
1869 • Cumartesi 1366
Al IH .
VAKİT VASATİ EZANİ
Güneş 6.39 11.19
OfcİB 13.09 5.49
ikindi 16.40 9.20
Akşam 19.19 12.00
Yatsı 20.51 1.32i
îmsAlt 5.00 9.40
UÇAK-TREN-VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
7.05 P. A. A. (Amerikan) New-York, Boston, Gander, Londra, BrÜkselden. — 7.30 K.L.M. (Holânda) Amster-dam, Romadan. — 9.45 D.H.Y. (Türk) Bursattan. — 9.50 D.H. Y. (Türk) İzmlrden. - 15.00 D. H.Y. (Türk) Van, D.Bakır. E-lAzığ, Sivas, Ankaradan -15.15 D.H.Y. (Türk) Urfa, G.Antop, Adana, Konya, Afyondan. — 15.35 D.H.Y. (Türk) İskenderun, Adana, Ankaradan. — 18.00 D.H.Y. (Türk) tamirden.
— 16 45 D.H.Y. (Türk) İzmir, Bahkcslrden. — 18 15 D.H.Y. (Türk) Burandan. —• 18.35 D. H. Y. (Türk) Anknradnn. — 20.20 P. A. A. (Amerikan) Hongkonğ» Bangkok, Kalkü-ta, Yeni Delhi. Karaşl. Tahran, Basra. Şam, Beyrut’tan.
— 21.10 P.A.A. (Amerikan) New-York, Roston. Gandcr. Londra, BrÜkscldon.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.15 P.A.A. (Amerikan) Şam, Beyrut. Baaraya. — 8.80 D H. Y, (Türk) Rnısaya. — 8 30
B E.A. (İngiliz) Atina. Roma. NIs, Londra ya. — 9.00 K.L.M. (Holânda) Tahrana) — 9.00 D. H.Y.(TÜrk) Ankara. Kayseri, MalAtva, ElAzığ, Erzurumn.
— 10.15 D.H.Y. (Türk) lzml-re. — 10.30 D.H.Y. (Türk) Ankara, Adana, Iskendoruna. — LL45 D.H.Y. (Türk) Ankarnyn
— 16.00 D.H.Y. (Türk) tamire. — 37.00 D.H.Y. (Türk) Anka ra ya. — 17.05 D. H. Y. (Türk) Bııraaya. — 21.35 P.A.
A. (Amerikan) Brüksel, Londra, Boatnn, Ntjw-York‘a — 22.10 P.A.A. (Amerikan) Şam, Bovrut, Karnşl, Yeni Delhi, Kniküla, Bangkok, Hong-kong'a.
GELECEK OLAN VAPURLAR
12.30 Sus, Mudanyadan. — 14.00 Bursa, Ayvalıktan. — 19.00 Saadet, İrnİrozdan. — 22.15 Marakaz. Nlud&nyadan.
GİDECEK OLAN VAPURLAR
9 00 Maraknz, Mııdanynya.
— 12.00 Ankara, B. Aİcdenlze.
— 14.00 Trabzon, tamire, — 17.00 Sus, Mudanynya. — 20.00 Konya, Ülgen, Bandırmaya.
GELECEK OLAN TRENLER
7.10 Doğu (Eka.). — 8.30 An-kara (Ek».). — 9.15 Ankara.
— 16.51 Ankaradan (Motöriü Tren).
GİDECEK OLAN TRENLER
18.10 Ankara Ekaproel. — 20 30 Ankara. — 21.40 GÜnoy. Eke.
SİNEM
BEYOĞLU CtHETÎ
ALKAZAR (42562) 1 — Or-
manlar Kıralı (renkli). 2 — t kİ Cingöz Haremde. 3 — Glzlt Vazife (tîlrkçe). AR (44894) Tamirat dolayısiy-le kapalı.
ATLAS (4Ö835) Tanca Güzeli. BEŞİKTAŞ B/1HÇESİ 1 -fancA Casuslar Yuvası. 2 — Kadın intikamı.
ELHAMRA 1 — Aşk Yolcuları. 2 — Mark Tsvain’ln Maceraları.
INC t 1 — Pamuk Prense» ve 7 Cüceler. 2 — İntikamımı A-lacnğım. 3 — Kafiyeler Kıralı.
t PEK 1 — öldüren Puse. 2 — Karışık İşler.
LALE (43595) 1 — Kahramanın İntikamı (Türkçe). 2 — Kahraman Doktar Vasscl (Renkli).
MELEK 1 — Sahte Melek. 2 — Aşksız Yaşanma». SARAY (41656) 1—BaV Tokln Atom Peşinde (24 kısım tek* mili birden).
SUAT PARK (83143) 1 — iki Başlı Kartal. 2 — Meçhul Kadının Mektupları.
SÜMER (42851) Tarzan Kara Kaplana Karşı.
ŞARK (40380) Kaptan Fra-kaa.
ŞIK 1 — Afyon KnçakçıLarı. 2 — Flesta.
TAKSİM (43191) Bırakılan Çocuk.
TAN 1 — Kutup Kâşifleri. 2 — Gel Bvlmıelim. 3 — Vahşi Kuvvet ÜNAL (Kışlık) Salâhaddlnl Eyyübl.
( NAL (Yazlık) 1 —Bavrağa Can Feda. 2 — Leylâ ile Mecnun.
YENÎ: 1 — Margle. 2 — Kördüğüm. 3 — Düşman Kardeşler.
YILDIZ (42847) 1 — Kara
Korsan. 2 — Aşk ve Para.
İSTANBUL CİHETİ ALEMDAR (23863) 1 — Asilzade SIlAhşör 2 — Filipin Aslnnlnrı (Türkçe).
AZAK 1 — Berlin Ekspresi, 2 — Mnzhıınun Ahi. 3 — Tarzan Çöllerde.
AYSU I - Namus Sözü. 2 — Ağır Ceza
ÇEMBJBRLtTAŞ 1 — Kanat-lordan Türbo 2 — Bir Ya-
n k m ıı
bancı (Türk filmi),
EMRE 1 — Kanlı Meyhane. 2 — Düşman Yumruğu Altında Paris. 3 — Bata ana Dönüş HALK 1 — Damgalı Doktor. 2 — Lcylftnın Aşkı.
İstanbul (22367) ı — Zoro. nun Kara Kamçısı (25 kısım)
2 — Tehlikeli Katim.
KISMET (26654) 1 — Tokyo
Gülü. 2 — Gönüllü Kahraman.
MARMARA (23860) 1 — Asilzade Siiûhgür. 2 — Filipin Aslanları.
MİLLİ (22962) 1 — önce Vatan. 2 — 3 Ahbap Çavuşlar.
3 — Casuslar Peşinde.
TIKAN (22127) l — Aslan Yütvlıll Çhviiş. 2 — Hak ve Adalet. 3 — Sayılı Kahramanlar.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 -Cehennem Zindanı. 2 — Rio Aşkları.
KADIKÖY CtHETÎ HALE (60U2) 1 — Renkli Rü-valar. 2 — Kaptan Siroko. OPERA (68714 1 — Bar İncisi (Renkli). 2 — ölüm Fırtınası. SÜREYYA (60802) 1 — Annemin Günahı (Türkçe). 2 — Dalavereciler
SUNAR 1 — Kara Güneş. 2 — Esrarlı Macera.
ANKARA:
ANKARA (23432) Kemanlar Kıralı.
hCyÇK (15031) Gülmeyen Kadın.
CEBECİ (13846) 1 — Gönül-
den Yaralılar, 2 — İstiklâl Madalyası.
PARK (11131) Kanunsuz Sokak.
SUS (14071) 1 — Vatan Kahramanı. 2 — Aşk ve Müzik. SÜMER (14072) Robenson A-dası.
ULUS (22294) Sihirli Ses. YENİ (14040) Modern Venüs. GAR GAZİNOSUNDA: İtalyan vo Ispanyol Revüleri.
İZMİR: TAYYARE Pranga Kaçağı. MELEK 1 — Gönlüımlekl Aslan. 2 — Ölmeyen Rüyalar. LALE 1 — Balıkçının Sevgilisi. 2 — Çöl Aşkı. 3 — Aslanlar Yolu.
TAN 1 — Balıkçının Sevgilisi. 2 — Çöl Aşla. 3 — Aslanlar Yolu.
EMİNÖNÜ: Beşlr Kemal (E-ınlnönü) — îlimad Satiri (Ktl-çükpazar) — Sultanahmet (A-lemdar) — Haydar Yeni (Lâleli)
BEYOĞLU: Dellasuda (Merkez) — Mihnt ı Taksim) — A-yazpnşa (Takrim) — Hayred-dln Tav (Galata) — Sporldls (Galata) — Atakan (Şişli) — Mecldiyeköy (Şişli) — Halıcı-oğlu (Hasköy) — Yeni Turan (Kasımpaşa)
FATİH: İbrahim Balmumcu (Şchzadebaşı) — Ziya Nuri (Aksaray) — Emin Rıdvan (Samatva) — Nazım Malkoç (Şehremini) — Gündoğdu (Karagümrllk) — Hayım Berk (Fener)
EYt-P: Ayvansaray Şifa BEŞİKTAŞ: Nail Halit (Beşiktaş) — Ortaköy — G. Dl-vanlıoğlu (A.v^nnaaray) — Merkez (Bebek)
KADIKÖY: Sıhhat — Fener-volu — Erenköy — A. Cafer Çağatay (Bostancı)
ÜSKÜDAR: Merkez HEYBEI.İAİIA: H. Halk BÜYÜK ADA; Halk
ANKARA: Sebat — üniversite — Sağlık
İZMİR: Sağlık (Alaancak) — AH Hnyreddln (Basmahane) — Iklçeşmellk (Eşrefpaşa) — Sıhhat (Kcmcraitı) — Kara-taş (Yalılar)
YENİ 1 — Kahraman Kılavuz. 2 — Ali Baba Hlndlatan-da. 3 — Kort-’ikah Kardeşler. ELHAMRA 1 — Güzel Do3t. 2 — Aşk vo Kıskançlık.
D
ANKARA :
7 28 Açılış ve program. — M. S Ayarı. — 7.31 Harry Horllck Orkestrası çalıyor (pl ).
— 7.45 Haberler. —8.00 Şarkı vo türküler.
— 8.15 Film müzikleri (pl.). — 8.25 Günün programı vo hava raporu. — 8 30 Brrthovon-Sol Majör Piyano Konçertosu (pl ) Çalan: Walt.ûr Glescklng. — 9.00 Kapanış.
12.28 Açılış vo program. — 12.30 M. S. A-yarı. — 12.30 Hafif Oılcestra eserleri. — 13.00 Haberler. — 13.15 Klâsik aax eserleri.
— 13.30 öğle gazetesi. — 13.15 Şnrlalnr. —
14 00 Elgar-SI Minör Keman Konçertosu (pl.). Çalan: Yohudi Menuhlm. — 14.55 Spor haberleri. — 15.Of) Kayıp mektupları, hava raporu? akşam programı ve kapanış.
16.58 Açılış ve program. — 17.00 Çocuk saati. — 18.00 M. S. Ayarı. — 18.00 Dans parçaları (pl.). — 18.30 Şarkılar. — 19,00 M. S. Ayarı vo haberler. — 19.15 Tarihten bir yaprak. — 19.20 Yuman «esler, — 10.15 Radyo ile İngilizce. — 20,00 Varyete müzikleri (pl.).
— 20.15 Radyo gnzotesl, — 20.30 Serbest saat, — 20,35 înccflA* (Mahur Faslı). — 21 15 Salon Orkestrasından klfıslk parçalar (pl.).
— 21 35 Sevilen Sesler (pl ). 22.00 Konuş-
ma. — 22.15 Şarkılar. — 22.45 M. S. Ayarı ve haberler. — 23.00 Dana müziği (pl.). —
23.30 Progran^ ve kapanış.
İSTANBUL t
12.57 Açılış ve programlar. — 13 00 Haberler. — 13.15 Dans müziği (pl.). — 13.45 Küme Sazdan saz ve eserleri vo oyun havaları
11.00 Radyo Salon Orkestrası Konseri. —
11.30 Serbest saat (Konuşma veya müzik).
14.40 Şarkılar. — 15 15 Dans müziği (pl.).
15 15 Karadeniz türküleri. — 16.00 Cnz şar-
kıları ve türkçe tangolar. — 16.15 Karışık hafif müzik (pl ). — 16.30 Saz eserleri. — 16,45 Haftanın programı. — 17.00 Dans Orkestraları Geçidi (pl.). — 17.30 Bestekâr Nev'cser KÖkdcşIn eserlerinden mürekkep Ö-zcl program. — 18 10 Kayıp Mektupları. — 18 15 Gönçler ve Arkadaşlarından dans müziği. — 18.45 Klâsik saz eserleri. — 19.00 Haberler. — 19.15 İstanbul haberleri. — 19.20 Hanımlar Fasıl Heyetinden şarkılar. — 2»).00 Dans müziği (pl ). — 20.15 Radyo gazetesi.
— 20.30 Necati Başaran Saz Topluluğundan oyun havaları. — 20.50 (*niverslte Postası. 21.00 Dinleyici İstekleri (Hafif batı müziği).
— 21.45 Şarkılar. — 22 30 Şehirde bu hafta (Hazırlayan: Orhan Boran). — 22.15 Haberler
— 23.00 Akordeonla hafif melodiler (Çalan: Doğan DolccD. — 23.15 Hafif müzik (pl.).
— 23.30 Dana müziği iph). — 24.00 Programlar ve kapanış.
LONDRA i
7.10 Klâsik müzik dinleyici İstekleri (19.85 m ). — 9.30 Frod Marllcy vo Orkestrasından hafif müzik (16.8-1 m.). — 11.00 Konçerln ıWeber, Turina) (16.84 n> ). — 12.30 Harold Collln» Orkestrası (19.85 m.). — 13.00 Haftanın şarlatan (10.85 m ). — 14.15 Sinema orguyla melodiler (11 49 m.). — 15.15 Dans müziği (11.49 nı.). — 16.15 Dinleyici istekleri (16.81 m.). — 17.15 Bale mülziğ (16.84 m.).
— 17.30 B.B.C. İskoç Orkestrası Konseri (16.81 m.). — 17.15 Bata müziği (16.84 m.).
— 19.45 Semprlnl ve Piyanosu (16.Si nı,). — 21 30 Promennd Konserlerinin Non akşamı (16.84-19.85 m ). — 23.15 Jack Traln plakları takdim ediyor (16.84 rn.). — 21.00 Dinleyici İstekleri (16.85 m,). — 21.30 1 aaat dans müziği (pl ). (19.85 m.l.
*
RAN AMERİKAN
DÜNYA HAVA-YOLLARI
şimdi de İSTANBUL dan
Beyrut ve Şam'a husûsi bir gidiş geliş
seyahat tarifesi tatbikine başlamıştır.
Beyrut’tan Kahire, Bajdal, Kıbrıs, Tahran ve Kuvaife MIDDLE EAST AIRLINES (Orta-Şark Hava-Yolları) ile yapılacak seyahatlerde de bu yeni tarifeden faydalanmak kabildir.
Seyahatin 15 Aralık 1950 gününe kadar ikmâl edilmiş olması gerektir.
Seyahat acentanııa veya “ PAN AMERİKAN’a „ müracaat ediniz.
Yeniçarşı 20, Galatasaray Tel. t 40522, 41219 İstanbul
AnkaraPalas Oteli
Tel. 4 13681
Ankara
I .
— BOYA—i
Amerikanın meşhur Devofc marka sentetik ve sellülozlk bo- I yalan mevcuttur. Okey Ltd. Galata Havyar Han No. 48 I
Ol KÖPÜKLÜ • NEFİS KOKULU
TUVALET SABUNU
100 de 100 saftır.
budur
Bu geceki muvaffakiyetimin sebebi, işte bu sabundur... Hiçbir baloda etrafımın bu kadar sarıldığını hatırlamıyorum. PURO TUVALET SABUNU 14 gün gibi kısa bir zamanda tenime yeni bir parlaklık, cildime yeni bir kadife yumuşaklığı ve vücuduma yeni bir parfüm verdi. Hususi bir formülle imal edilen
ŞİŞLİ TERAKKİ LİSESİ
Sirkeci, Demirkapı Kargılı sokakta ve köşe başında takriben 260 metrekare büyük lüğünde eski bir fabrika binası şahlıktır. Taliplerin aynı adreste Türkiye Eczacıları Lâbo-ratuvarına milracaatlerL Telefon : 22161
flna, tik, Orta ve Lise
5 Eylüle kadar kayıtlarını yenilememiş bulunan eski öğrencilerden boşalan yerlere yeni öğrenci alınmaktadır. Iş saati 9 dan 17 ye kadardır
NİŞANTAŞI, ÇINAR CADDESİ
Yatık - Yatısız
Kız-Erkek
— ANKARALILAR DİKKAT
II A II İ D KAD,N> ERKEK ELBİSE VE
İTİ A H I K TL HA FİYE MAGAZASI’nı
ZİYARET ETMELER t MENFAATLERİ İCABIDIR ADRES: Yeni Belediye, eski Nikâh Salonu altında No. 27. Telf. 18475 Ankara.
İSTANBUL - ROMA SWİSSAİR ve ALİTALİA DC.-4 (SKYMASTERI uçakları ile CUMA GENLERİ saat
99
rr
99
10.00
11.00
11.15
14.15
Yeşilköyden Atinaya varış Atinadan Romaya varış
İzahat almak için
Seyahat acentenize veya
S W I S S AI R, Ayazpaşa Kun Palas, Tel. 82857 ye müracaat
HER YERDE ARAYINIZ
Yeni ithal ve ihraç rej imi
için müracaat edilecek tek kitap,
İstatistik numaralarım da ihtiva etmek üzere hazırlanan
GÜMRÜK TARİFESİ KANONU
ve
İTHALÂT UMUMÎ TARİFESİ dlr
Safı» yerleri: îstanbulda, Cihan Kütüphaneni, Ankara Cad.
Galat ada, Melek Han No. 10 Telf.: 43721.
— SAYIN HALKIMIZA -
ZİYA BOYER ECZANESİ
Reçeteleriniz, tanınmış fabrikaların saf ilâçları ile itinalı olarak yapılır. Yerli ve ecnebi müstahzaratın muhtelif şekilleri emrinize âmadedir.
ZİYA BOYER ECZANESİ
Karaköy, Tünel yanı
Bahçekapı — Beyoğlu — Karaköy — Kadıköy - MISIR:ELKAHİRE
Teknik Okulu Müdürlüğünden:
Okulun mühendislik ve teknikerllk kısunlanna aşağıdaki şartlara göre imtihanla öğrenci alınacaktır.
Mühendislik kısmına girmek için: Sanat ve yapı enstitülerinin girecekleri mühendislik şubesiyle İlgili kısımlarından veya olgunluk imtihanını vermek şartiyle liselerden yahut kadastro lisesinden mezun olmak lâzımdır. Teknikerllk kısmına girmek için: Sanat ve Yapı Enstitülerinin, girecekleri teknikerllk şubesiyle ilgili kısımlarından mezun olmak lâzımdır.
Aday yazılmak için 1-30 eylül 1950 tarihleri arasında aşağıdaki belgelerin tam olarak okulda bulundurulması şarttır:
a) Okul Müdürlüğüne hitap eden dilekçe (gireceği bölüm ve şube belirtilmiş olacaktır), b) öğrenimini bitirdiği okuldan aldığı diploma veya geçici belge, c) öğrenimine ara vermiş olanların çalışma yerlerinden aldıkları iş kâğıtları; bir yerde çalışmamışsa usulüne göre alınmış iyi hal ve ahlâk belgesi (öğrenimine ara vermiş olanlardan askerlik çagınn girmiş ve askerlik görevini yapmamış olanlar şubelerinden kayıtlarında mahzur olmadığını belirten yaza getirmedikçe kaydedilmezler), d) 3X1 büyüklüğünde başı açık ve yeni çekilmiş 10 fotoğraf, e) Aşı kâğıdı ve teknik okuhı hekimliği yahut hükümet doktorlarından alınmış sağlık raporu, f) Nüfus kâğıdı onanlı örneği, g> Daha önceki öğrenimlerini bir kurum veya devlet hesabına yapmış olanların bu kurululardan veya bakanlıklardan alacakları muvafakat belgesi,
Bu hususların tahkiki İçin okulca hiçbir makama yazı yazıl-mıyacağından adayın muamelesini tam olarak yapması lâzımdır. Belgelerin postada geçlkmesi de Özür sayılmıyacaktır.
Kadastro lisesi mezunu olup ikinci sınıfa İmtihanla gireceklerin tâbi olacakları imtihanlar okulun eylül dönemi imtihanlarıyla beraber 18 eylülde başhyacaktır. Bu gibilerin kayıt işlemi 1-15 eylül tarihleri arasındadır. Diğer giriş imtihanları 5 ekimde başlıyncalc, gün ve yerleri eylül içinde okulda ilân edilecektir. Kayıt işlemini yaptıranların giriş imtihanlarına katılabilmek için giriş kartı alması lâzımdır. Okulda öğretime 16 ekim 1950 pazartesi günü başlanacaktır.
Fazla bilgi için okul müdürlüğüne (yazılı cevap alabilmek İçin gerekli posta pulu da yollanarak) müracaat edilmesi. (12024)
TÜRK EĞİTİM DERNEĞİ
ANKARA - YENİŞEHİR LİSESİ
İLK, ORTA, LİSE - YATILI, GÜNDÜZLÜ
Kayıtlar 20 eylüle kadar her gün saat 9-17 arasında yapılır. (11757)
İ. E. T. T. işletmelerinden:
1 — Muhammen bedeli 18750.— lira olan 5000 adet gabari çubuğu imali işi pazarlık suretiyle mubayaa edilecektin
2 — Bu işe ait şartnameler Levazımdan parasız tedarik edilebilir.
3 — İsteklilerin 1406.25 liralık geçici temtnatlariyle birlikte 21-9.1950 perşembe günü saat 10,45 te Metrohan 4 üncü katta toplanacak Arttırma, Eksiltme Komisyonunda hazır bulunmaları. (12575).
NİMET ERİM
Aile Biçki — Dikiş Yurdu talebe kaydına başladı Yıllarca Yurd idare etmiş olan NİMET ERİM, tecrübesi ve en ileri metodu ile biçki, dikiş talebesine kolaylıkla öğretir. Milli Eğitimden tasdikli diploma verilir.
Adres: Beşiktaş - Şair Nedim Caddesi No. 63
V a» • I â ı 1 W î * F ı — g
■■a Başaran Ap.
Comments (0)