AKŞAM
Yarın
Küçük ilânlar
Sene 31 — No. 11020 — Fiatl; her yerde 10 kuruttur.
PERŞEMBE 10 Haziran 1040
Sahibi; Neomeddln Sadak — Yazı İşlerini fiilen İdare eden: C. Bildik — Akşam Matbaası
Türk - Ingiliz - Fransız muahedesi mühim bir sükûn ve istikrar âmilidir
Fransızca İstanbul’un bir makalesi “Muahedenin meri oîduğunu teyid eden iki hükümetin bunu Amerika ile anlaştıktan sonra yapmış olmaları çok muhtemeldir,,
------------------
«Türkiye bir taarruza uğrarsa Ingiltere ve Fransa yanı başında bulunacaktır. Bunun, başta Amerika olmak üzere Atlantik paktına dahil memleketleri de harbe sevkedeceği şüphesizdir
Gizli liste rivayeti
Başbakanlık bunu kati şekilde yalanladı
Ankara 1.1 (A.A.) — ûajba kanlıktan tebliğ edilmiştir: İsmet İnönü'nün gizil listesi başlığı altındaki bir yazıda -C. H. P genel başkanı İnönü, Celâl Bayar vs şürekâsına D. P. den tasfiye edilmesini İstediği adamların ismini ihtiva eden bir liste vermiştir» denilmekte ve bir takım isimler sayılmaktadır. Cumhurbaşkanı, her hangi bir kimsenin D. P, den çıkması veya çıkarılması için hiç bir vakit D. P. Başkanın» veya başka bir zata gizil veya açık bir liste vermiş veya her hangi bir kimsenin D. P. den çıkması veya çıkarılması İçin hiç kimse ile her hangi bir konuşma yapmamıştır.
Kudret gazetesinin yazdığı bu haber tamamlyle uydurmadır, hiç bir asU ve esası yoktur.
Dört Dışişleri Bakanı kollarını sıvadılar
Konferansın tamamen neticesiz kalmamasını temine çalışıyorlar
Bugün yeni bir gizli toplantı var — Avusturya işinde anlaşma ihtimali arttı
“1939 muahedesi bu gün daha geniş anlaşmaya esas olmak üzme tekrar meriyete girmiştir,,
iu-ktvc Dışişleri Bakanı İngiltere Dışişleri Bakanı Fransız Dışişleri Bakanı
NecmedÂin Sadak Bevin Schumann
Ingıltereye giden heyet
Heyet âzasından üçü bu sabah döndü
Dört Dışişleri Bakanı toplantı halinde
Created by free version of 2PDF
tnglllz Parlamentosunun daveti Üzerine 23 mayısta Londra-ya gitmiş olan Büyük Millet Meclisi heyetinden emekli Aml-ra Şükrü Okan, Faik Kurdolgu ve Kânı ran örs bu sabah saat 5.45 te bir Panamerikan uçağıyla şehrimize dönmüşlerdir.
Amiral Şllkrii Okan, uçaktan İndikten sonra bir muharririmize, heyetin çok müspet İntibalarla tnglltereden avdet ettiğini belirterek şunları söylemiştir:
ParKden gelen telgraflar An-! girmiş olmamasının uyandırdığı k.ı Maki Fransız büyük elçlii- endişeleri bu suretle izale etmek ğiı i.» hükümetimize müracaat-l( 'TW tarihli Türk . İngiliz -F sız rnuanedcslnln ıner’i ol-df n.ınıı resmen ve yazılı ola-rat: bildirdiğini dün haber verin: tir Dışişleri Bakanı Nec-meddin Sadak gazetelere demecinde bu haberi teyid ederek yapılan tebliğin önemini belirt-m. .r İngiliz büyük elçisi daha evvel büyük bir tebliğde bulunmuştu.
İngiltere ve Fransanın teb-■ liftleri memleketimizde memnunlukla karşılanmıştır. Tur-' kı,j İle İngiliere ve Fransa a-‘nıerlyete girmiştir. Bu muahe-ra undaki bağlar bu suretle bir1 rtenln ne Rlbl şartlar İçinde lm-
Türif - İngiliz - Fransız mua-t hedeainln, dünyanın bugünkü karışık vaziyetinde Avrupada mühim bir sükun ve İstikrar â-nılll olacağı şüphesizdir.
Fransızca tstanbulun
makalesi
Fransızca İstanbul gazetesi bu münasebetle yazdığı bir makalede diyor kİ;
1W9 tarihli üç taraflı muahedenin mer'i olduğunun İngiltere ve Fransa tarafından kat! surette teyidi iki noktadan mühimdir.
. 1 — Bugünkü ehemmiyeti. Tıırklye her türlü taarruza karşı bugün kati surette emniyet aHtoa alınmıştır. Bir gün her hangi bir taraftan taarruza maruz kalırsa İngiltere ve Fransa yanı başında bulunacaktır.
Ingiltere ve Fransa Atlantik paktına dahil Avrupa menıle-k ■ ü rtodendlr. Bu lkl devletin İştirak edecekleri harbin pakta i dahil diğer memleketleri, başta1 Anı-rikayı (bu hükümet derhal kendiliğinden Türklyenin yardımına koşmadığı takdirde* kısa bir zaman zarfında harbe suru tüyeceği şüphesizdir.
İstemiştir.
2 — Fransa ve tngilterenin hareketleri bugünden ziyade çelecek bakımından mühimdir. Türkiye Dışişleri bakanı Nec-meddln Sadak beyanatında Fransanuı hareketinin gelecekte iki memleket arasında Işbir-1141 bakımından temin edecek mesut neticelerden bahsetmiştir
Filhakika fikrimizse 1939 Türk - İngiliz - Fransız muahedesi blrgün daha geniş anlaşmaya esas olmak üzere tekrar
gıar ou surene oır. ı^ımc ııu-
kuvvetlenmektedlr.' ?a edildiği hatırlardadır. Tür-t.jklye ve iki Batı demokrasisi o zaman lkl tehlike karşısında idi: Evvelâ Alman tehlikesi, sonra Sovyet tehlikesi Harbin İlânı üzerine Alman tehlikesi Aşikâr bir şekil almakla beraber 8ovyet tehlikesi henüz Aşikâr değildi. Sovyet Rusya Aimanyanın yanında mevki almıştı ve Sovyet hükümet adamları söyledikleri nutuklarda hem Batı demokrasisine. hem Türkiyeye hücum e-dlyorlardL Fakat vaziyette bir değişiklik olmam el ân mümkün görülüyordu.
Diğer taraftan Ttirk - Sovyet dostluk paktı meriyet ta İdi ve Saraçoftlunun Moskova seyahatinin neticesiz kalmasına rağmen iki memleket arasındaki dostluk paktı yakın ve canlı bir maziye dayanıyordu. Türkiye, İngiltere ve Fransa bu şartlar dahilinde Almanyaya karşı vaziyet almakta tereddüt edemezdi. Diğer taraftan Sövyetlerln şüphesine meydan vermekten çekinecek surette hareket etmek mecburiyetinde İdi.
Muahedeye İlâve edilen 2 numaralı protokol Türkiyev! Sovyet Rusya i'e harbe sürükilye-bllecfk her türlü mecburiyetler-
yordu. Türkiye Sovyet taarruzuna karşı İngiltere ve Fransa tarafından garanti ediliyordu. Fakat Sovyetlçr bu son lkl devLete taarruz ederlerse Türkiye tarafsız kalabilirdi
şimdi Alman tehlikesi kalmamıştır, yegâne hakiki tehlike Sovyet tehlikesidir. Bu sebeple üçlü muahede İngiltere ve Fran-sanın Türkiyeye karşı bir ta-rafh garantisi şeklini almakta Türkiye mütekabil taahhüde girmemektedir.
Malûmdur kl gerek Türkiye Büyük Millet Meclisinde, gerek Türk matbuatında 2 numaralı protokolün kaldırılması lehinde
t Arkası sahlfe t; sütun (1 dal
•— tngllterede büyük bir misafirperverlikle karşılandık. Seyahatimiz gayet İyi geçti, tngll-terenln birçok müesseşelerini ziyaret etmek ve birçok siyasi şahsiyetlerle tanışmak fırsatını elde ettik. Eski bir ahbabım olan Portsmouth üs kumandanı bize gayet alâkalı İzahat verdi. Meşhur Victoria gemisinde yemek yedik. Hasılı gayet İyi intibalarla memlekete dönüyoruz.
Hüseyin Cahit Yalçın tundradan Cenevreye gitti. Kasım Glilek, Abdurrahman Melek, Zekiye Maloftlu ve Sedat Dikmen arkadaşlarımız Londrada kaldılar; onlar da peyderpey memlekete döneceklerdir.»
Paris 18 ( R> — Dört Dışişleri Bakanı konfeamsı sona ermek üzeredir. Bugün, nihayet yarın toplantılara son verileceği tahmili ediliyor. Mamafih bu kati değildir. Dünden beri konferansta yeni bir çalışma havası esmeğe başlamıştır. Bir kısım meseleleri olsun halletmek, bu suretle toplantıların tamamen neticesiz kalmasına meydan vermemek İçin gayret sarfedll-mektedlr. Birbirini mütaakıp gizil celseler yapılması bununla alâkalıdır İngiliz mahfilleri «Dörtler şimdi kollarını sıvadılar» diyor
Dün yapılan toplantıda muhtelif teklifler Heri sürülmüştür Bunların tetkik edilmesi İçin içtima bugüne bırakılmıştır. Bugünkü toplantı da gizil olacaktır. Almanya işinden başka A vusturya ile barış da görüşülmektedir. Sovyet Rusya. Avus-turyanın tazminat vermesi ve bir kısım Avusturya topraklarının Yugoslavyaya katılması hususunda eskisi kadar alâka göstermemektedir. Şimdi ortada halli lâzım gelen bir nokta vardır kİ o da Avustury&dakl Alman emvalidir. Sovyctler bu emval üzerinde istekte bulunuyorlar. Bu isteğin mâkul bir şe-
kilde tatminine, fakat aynı zamanda Avusturyanın istiklâlinin teminine çalışılıyor
Almanya işine gelince, şimdi çürüşülen Bertin ablukasının fiilen kalkması, yani bütün nakli vasıtalarının serbesçe Şerline gidip gelmesL ve ticaret işlerinin yoluna girmesidir.
Bunlar halledilirse Dört Dışişleri Bakanı arasında datmt surette temasın muhafazasın^ ve Birleşmiş Milletler Kurulunun eylülde yapacağı toplanla mm. •'■ebeliyle o zaman müzakereye devam edilmesine karar verilecektir.
Gezme yerlerinin inzibatı
Piyasa vaziyeti
içişti .«.u-ı, . . , «'er lurıy meçounyetıer-
14 **!? muahcdenln merİ den âzadp kılıyordu' Taahhütler
. ıı unu -yld eden ingine-j ijajgjijkh idi Thtklye Almanya * Va rfân.sıının hıııiu imn.ıı., * , . , .
uğrarsa yardtmft -------------------------------------------------Batıda Türkiyeyej haşlamış olan muhasamat Ak-dûğrudan doğruya kati teminat deniz havzasına yayılırsa Tur-vercmlyecefc vaziyette olan A-'klye de bu IH devlete yardımı merJka Blrleılk hükf-netlerl kabul ediyordu Fakat Sovyr Türklyenin Atlantik paktına Rusyaya karşı taahhüde girmi-
w rrjnsmın bunu Amwlk»' tMrniM
....’"t hükümetleri ne anla,-tn^rıere w Pra„., tıklan sonra ,spmlî olmalar, mpcb„r olduk|ar, çok muhtemeldir. -1
Müstakil Demokratların broşürü çıktı
Broşürde Demokrat Parti idare heyetine, bilhassa Fuat Köprülü’ye şiddetli hücumlar var
Ankara 13 (Akşam) — Müstakil Demokratların hazırladıkları broşür: cDemokrat Partt kurucuları bu dâvanın adamı değildirler» ismini taşımaktadır. Bu broşürde yazıldığına göre Cumhuriyet Halk Partisi ile Demokrat Parti arasındaki ilk temaslar D. P nln Ankara başkanı Üzeyır Avunduk ile Vehbi Koç arasında yapılmıştır ve bunu Bayar - Peker görüşmeleri laklbeimlştLr. Bilâhare Bayar -İnönü görüşmeleri vuku bulmuş ve bu görüşmelerden sonra Bayar, ağzını tamamlyle değiştirmiştir. Gene aynı broşürde yazıldığına göre Bayar, tnönünlın bu tarzdaki hareketinin Halk Partisinin bir kısım mensupları tarafından beğenilmedlğlni, hattâ, Hilmi Uranın kendisi ne istir» teklifinde bulunduğunu söylemiştir
Celâl Bayar: «Bu şartlar altında înânüne yardım etmek bizim İçin borçtur» demiş, fn-önü de: »Celâl bey bana yardım ediniz» diye ricada bulun -muş (Bundan sonra broşürde u sutsuz haysiyet divanı teşkili, ve
müfrit demokratların ne şekilde temizlendiği bildirilmekte ve SÖZ Fuat Köprülüye nakledilmektedir.
Köprülünün Meclis Grupu başkanlığından atılması sebepleri de şöyle anlatılmaktadır: 'Hoş karşılanmıyan hal ve tavrı, Londra seyahatinden sonra Halk Partisi Genel başkanı ve Nihat Ertm'ie olan münasebetlerinin yazı ve resimlerle umumi efkâra intikali, Kenan öner ve Yusuf Kemal Tengirşenk a-leyhlne giriştiği mücadele, 12 Temmuz beyannamesinden sonra Halk Partisi Genel başkanını ve Nihat Erimi öven yazılar yazması. Grup mensubu milletvekilleri İçin »topyekün tesadüfün getirdiği insanlar» demiş buj unması ..
Broşür şu sözleîre nihayet bulmakladır:
«Tılrkiyedekt siyasi buhranın yeniden şiddetlenmesi. Demokrat Parti kurucularının iktidar partisi başındakilerle birleşmek suretiyle muhalefet dâvasına ihanet etmelerinden doğmaktadır •
Jandarma emekli albaşı bay Hüsnü T. yazıyor;
Sıcaklar başladı. Pazar ğürileri, halk, akın akın Fe-nerbahçevc doluyor. Orada asırlık ağaçların gölgelerinde, yeşil çimenlerin üstünde Marmaradan esen temiz deniz havasını almak ve böyle-ce bir haftalık yoTpunluğu gidermek zevki okşuyor: vatandaşa tekrar çalışmak için bir kuvvet verivor .
Fakat, buranın teiniz havasını bozan mikroplar vardır. Bunlar da, otomobillere binerek o güzelim veri tozutan beylerin insafsızlığı vc merhametsizliğidir ki. hu baylar kendi hodbinlikleri uğruna yüzlerce insanın, hele o çimenler üzerinde oynaşan körpe yavruların sıhhatlerini düşünmüyorlar. Açık saçık duran kır sofralarını telvis edip geçiyorlar.
Bu pazar günü mesirede bulunan iki emniyet memuru, otomobilleri yarım adaya girmekten menetmiş: çoluk çocuğun temiz hava almasına imkân vermiştir. Bir vatandaş sıfatiyle emniyet mensuplarının bıı alâkasına teşekkür etmeyi borç bildim.

İstanlıulun diğer mesire yerlerinde de vesaitin ve o-parlörieriıı taciz edici durumu aynî şekilde önlenmelidir. Adalarda kısmen muvaffak olundu. Fenerbahçe-de de başladı demektir. Barısı öbür mesirelerin başın»!
Banka müdürleri Merkez Bankasında kir toplantı yaptılar
Merkez Bankası İstanbul şubesi
Bir müddetten beri piyasada paı:» darlığından bahsedilmekte. hemen her yerde tüccar, elinde para bulunmadığı gibi
bankaların da arlık kredi vermediklerinden şikâyet etmektedir. Halbuki bankalar da bu v« (Arkası 1 nci ^ahifedö)
Sahlfe 2
ARSA M
16 Haziran 1949
$ÖZ^N CELİ
İşbirliği zihniyeti olmayınca...
Ebkiden daha sık olurdu, şimdi bira» seyrekleşti. Bakardık: Şehre ait bir mevıuda belediye evkafla us-laşamamtş, ikisi de mahkemeye düşmüş. Yahut yine şehre ait falan iş görülecek: Belediye evkafa, evkaf mü-■eler idaresine havale etmiş. Neticede ya işi kimin göreceği belli olmamış yahut her ilçü de kendi başlarına bir yol tutturmuş, ancak işbirliğiyle en mükemmel şekilde başarılması mümkün olan hizmet bolüm pörçük olmuş.
Haydi diyelim ki belediye şehre ait bir idaredir, evkaf hükümete bağlıdır. İhtilâflarım araya bir hakem girmeden halledemezler. Fakat her biri teker teker yan yana gelince hükümeti teşkil eden bakanlıkların durumu başka türlü müdür? Bakanlıklar arasında tam bir İş birliği olduğu iddia edilebilir mi? Kâğıt sanayii bahsinde,Tarım Bakanlığına bağlı Orman idaresi ile düne kadar İktisat Bakanlığına bağlı olan Sümerbank İdaresi ihtilâf halindedir. İzmit Kâğıt Fabrikası kâğıt yapmak için lâzım olan odunu orman İdaresinden diş söker gibi alır. İkisi de birbirinden şikâyetçidir. Başbakanlar bile bu iki idareyi ıızlaştıramamıştır. Çünkü orman mevzuunda Tarım bakanı başka türlü, kâğıt mevzuunda iktisat bakanı başka türlü düşünür. Biri ötekinin görüşünü kabul etmeğe, istediğini yapmağa bir türlü yanaşmaz. Yanarsa kendisini başka bakanın emrine girmiş sayar.
Milli Eğitim Bakanı okul binası sıkıntısını halletmek İçin dokut doğururken maliye bakanı betonarmeden tahsil şubesi binaları yükseltir. Onun için bütçe yapılırken bakanlar mümkün olduğu kadar falla tahsisat koparmağa çalışırlar, çünkü bilirler ki sıkışıp da «yandım Allah!» diye bağırsalar hiçbir bakanlık yardımlarına koşmıyacaktır; «Filân işi şöyle yaparsanız benim isim kolaylaşır» diyecek olsalar hiçbir bakanlık aldırmı-y araktır.
Hükümette o(ı küsûr bakanlık mı var? On küsûr müstakil idare var demektir. Hattâ aynî bakanlığın u-mwn müdürlükleri bile birbirlerine söz geçiremezler, sık sık çatışmalar olur. «Sen benim âmirim değilsin!» Sık sık tekrarlanan bu söz işbirliği zihniyetinin noksan olduğunu gösterir. Şevket RADO
Hububat durumu endişe verici değildir
Mamafih her ihtimale karşı dışarıdan hububat ithzli düşünülüyor
Ankara 18 — Yeni Ekonomi ve Ticaret Bakanı Vedat Dicleli, dün ilk demecini vermiştir. Yeni Bakan buğday rintlerinin teablUnl mütaakıp verdiği bu demeçte, evvelâ dünya buğday durumunu anlatmış re bu durumun normal olduğunu belirtmiştir. Bakan şöyle demiştir:
e— Bu yılkı dünya buğday durumu normaldir. Bütün dünyada bu sene istihsal edilecek buğdaylardan mübadeleye tabi tutulacak miktar aşağı yukarı 22 milyon ton tahmin edilmektedir. Bunun 18 milyon tonu Avrupaya. 8 milyon tonu Avrupa dışı memleketlere İhraç edilecektir »
Bakan Dicleli, bu 22 milyon
ton buğdayın ayrıca 12 milyonunun anlaşmalı memleketlere verileceğini, geri kalan 10 milyon tonunun da serbes mübadeleye bırakılacağını anlattıktan sonra kendi durumumuza geçme kterlr:
«— Hava şartlarının biraz gayrimüsalt gitmiş olmasına rağmen, bizde de endişe verici bir vaziyet görülmemektedir Hattâ vaziyet o kadar ı dişe verici değildir ki. hükümet Ofis tarafından bu yıl mübayaa edilecek buğday flütlerini geçen yılkl seviyesinde tutmağa karar vermiştir »
Bay Dicleli, bu münasebetle bazı gazetelerin yazdığı gibi, buğday rintlerini zam yapıl-
mıyocağını, francala İmalinin kaldınlmıyacağım kaydettikten sonra demiştir ki:
«— Elde mevcut hububat «toku bi2l daha 4 - 5 ay idare edecek durumdadır Bu İtibarla mahsulün İdrâk devresine gayet rahat bir şeklide girmiş olacağız»
Bakan beyanatını şöyle bitirmektedir:
«— Hükümet, vatandaşın esas gıdası olan ekmek mevzuu üzerinde en büyük hassasiyeti gös-termpktedtr. Bıı hususta o kadar azimliyiz kİ. her Ih tun ati düşünerek, dışarıdan buğday İthalin! dahi derpiş etmiş bulunuyoruz.»
Ankarada yeni sergi binası
Anltarada siiıasi faaliyet
Bsşbakan yarın geniş izahat verecek
Demokrat Partinin büyük kongresi için hazırlıklar devam ediyor
Ereğli limanı
înşaata hızla devam ediliyor
Ankara 15 — Bayındırlık Bakanlığı limanlar inşaatını hız landırmak İçin Icab eden tedbirleri almıştır.
Bu cümleden olarak ve İnşaatına başlanmış bulunan Ereğli limanı İnşaatına hızla devam edilmektedir. Limanın ön kısmına yapılan mendirek İnşaatının yansı İkmal edilmiştir. •
Limanda büyük bir antrepo bulunacak. ayrıca yükleme ve boşaltma tesisatı da yapılacaktır
Ereğli - Sinop arasındaki inebolu ve Amasra limanlarının dalgakıran İnşaatları İkmal e-di’mlştir.
Scmsun liman projesi de bitirilmiştir Yakında bu limanın da İnşaatına başlanacaktır Bir liman Karadenizln en büyük bir ticaret ve yolcu limanı olacaktır
Bu limanların inşaatını müteakip derhal Bartın. Gerze. Giresun vş Rize limanlarının inşaatına başlanacaktır. Bu suretle Karadenlzde 5 1 büyük, 6 n küçük olmak üzere 11 »man ve 7 barınak kurulmuş olacaktır.
Bir kadın kızkarde-şini kaçırmak isteyen genci yaraladı
Akhisar 15 — Çanakçı köyünde bir cinayet işlendi. Ali Bilgin adında biri, sevdiği km kaçırmak İstemiş, bunu haber alan kızxı ablası Ayşe Ayla, tabanca çekerek Aliyi bacaklarından ağırca surette yaralamıştır. Ayşe tevkif edilmiştir.
Veremin tedavisi
Salondan kapalı spor salonu olarak da istifade edilmesi düşünülüyor
İstanbul üniversitesi rektör seçimi
İstanbul üniversitesi rektör seçimi 24 temmuz cuma günü yapılacaktır. En kuvvetli namzet olarak Ord. Prof. Ömer Celâl 8arç gösterilmektedir.
Eminönü kazasında dünkü kontrol
Pahalılık ve ihtikârla mücadele faaliyetine devam edilmektedir, Eminönü kaymakam muavini Orhan Eyûpoğlunun İdaresinde 40 polis, 30 bekçi, kazaya bağlı nahiye müdürleri. Belediye mürakipleri ve hükümet doktoru dün öğleden sonra bir otobüsle flat ve satış kontrolüne çıkmışlardır.
Balık pazarı ve civarı, Çenı-berhiaş, SuJlanalynet, Kumka-pı. Yeni kapı pazarlan gezilmiş bine yakın esnaf, dört yüz mü-raaeee kontrol edilmiştir. 50 fırın noksan
cezalandırılmıştır Aynen, kadar esnaf da muhtelif lar«un cezalandırılmışlardır.
ölüm vakaları azalıyor
Londra id (Nafen) — Vereme karşı tatbik edilmekte olan B C. G. terkibi sayesinde 25 sene zarfında 7 milyon İnsan aşılanmıştır. Bunlardan 3 milyonu çocuktur Bu terkip vereme karşı kuvvetli bir müdafaa İlâcı olmaktadır. Bu aşıyı tatbik etmiş olanlardan pek azı vereme tutulmuşlardır. Her ne kadar bazı Ingiliz doktorları İlâcın kuvveti hakkında hâlen şüphe izhar etmekte iseler de, İlâcın kullanılmasının faydadan hali kalmıyacağı kanaatini de söylüyorlar.
Veremde ölüm vakaları 1847 senesinde 3 50 İken 1947 senesinde bu nispet 052 ye düşmüştür.
Streptomyclne İlâcının menenjit vakalarında tesiri sayesinde yüzde yüz olan ölüm nispeti yüzde 40 a düşmüştür Bununla beraber bu ilâç, çok ilerlemiş hastalıklarda tesir gös termenıektedlr., •
| Stpertomychle'nln kullanılmasında ekseriyetle beyin hum maları ve sağırlık gibi neticeler elde edilmektedir
Vereme karşı «M» et «B» tertiplerine dahil sulphetrona ve acld para - amino - salyclilk kullanılmakladır
Ankara 15 — Binasını devlete devrederek opera binası ha|Jne konulmasından sonra İktisat ve Tasarruf Cemiyetinin «erglevl olarak İnşa ettirdiği yen! bina tamamlanmış bulunmaktadır.
D. P. büyük kongresinin toplanacağı bu yen! bina, çok geniş bir salona malik bulunmaktadır.
Ulus gazetesinin ileri sürdüğü bir fikir olarak bu binanın yüksekliği 7 metre ve genişliği de 700 metrekare olan büyük salonunda kapalı spor salonu olarak istifade edilmesi meselesi gerek Ankara ValUlğince ve gerek Ankara spor mahfillerince ciddi olarak benimsenmiş bulunmaktadır.
Bununla beraber, Ankarada inşası düşünülmekte olan asıl kapalı spor sahasından da vazgeçilmiş değildir
Dünkü konsültasyon neticesinde şimdilik müdahaleye lüzum olmadığına karar verildi
Ankara 15 — Cumhuriyeti fellk bir broşür bastırmışlar-Hallc Partisi divanı yarınki cu- dır rna günü saat 10 dr. toplanıyor, öğrenildiğine göre Başbakan Şemseddnl Günaltay, bu toplantıda Ik aylık hükümet mesaisi halımda İzahat verecektir. Başbakan bu İzahatı arasında iç ve dış siyasetimizle İktisadi vaziyetimize de temas edecektir.
Aynı toplantıda aynca. üyelerin ileri sürecekleri çeşitli teklifleri üzerinde de görüşülecektir.
Başbakan, doğu seyahatine, divan toplantısından sonra, ağ-leb| İhtimal cumartesi günü çıkacaktır.
Müstakil demokratların faaliyeti
Ankara 15 — Demokrat Partinin büyük kongresi hazırlıklarına devam ediliyor. Haysiyet kanı Esat Dur divanı kararlyle partiden İhraç ■ -edilen 13 MiletveklU de faaliyetlerini arttırmış bulunmaktadırlar Bu milletvekilleri, İhraç karan hakkında kongreye itiraz etmişlerdir Kongre, tüzük hükümlerine göre, ihraç ka rarım ve Ittrazlan tetkik edecektir.
Diğer taraftan. Müstakil Demokratlar adı Ue bir grup teşkil etmiş bulunan 121er, dâvalarını umumi efkâr önünde İzah etmek maksadlyle 72 sahi-
İzmir delegeleri
İzmir 15 —w Demokrat Partinin 20 haziranda Ankarada yapacağı umum! kongreye Ege bölgesinden. 294, yalnıs tzrnlr-d en İse 68 delege iştirak edecektir. Delegelerden bir kısmı Ankaraya gitmiştir. Bir kısmı yarın (bugün) akşanıp hareket edecektir.
Ege deigeierl kongrede görüşülecek ve karara bağlanacak mevzularda müttefiktirler. Bununla becaber delegeler. Demokrat Partiden bet hangi suretle ayrılmış olanların âzalık hakalrını kaybettiklerinden büyük kongrede söz alamıyacak-lart fikrindedirler.
1950 seçimi hazırlığı
Dün İstanbul C. H P. il baş’ “ “ rusoy*un başkan-
lığında yapılan bir toplantıda, kurut üyelerinin, partili vatandaşımla sık sık görüşmelerine ve konferanslar tertibetmeleri-ne karar verilmiştir.
Esat Durusoy. bu toplantının ve kararın ara seçimleriyle hiç alâkası olmadığını «ÖyemJş ve;
(— Biz şimdiden 1950 seçimlerine hazılamycruz» demiştir,
Diğer taraftan, parti müfettişi Sadi İrmak da bugünlerde İstanbul İlçelerinde bir geziye çıkacaktır.
Created by free version of 2PDF
Seyyar satıcı ile Belediye zabıtası memuru arasında kanlı bir vaka
Dün Sirkecide Hocapaşa caddesinde bir Belediye zabıta me-muriyle bir »eyyar satıcı arasında kanlı bir vaka •olmuştur.
Eminönü Belediye zabıtasından 829 Haşan Belli taş, caddeyi İşgal etmekte olan Salâhaddln adında bir satıcıya oradan çekilmesi İçin İhtarda bulunmuş; Salâhaddln bunun üzerine cebinden bir jilet çıkararak memur* hücum etmiştir. Memurla satıcı arasında mücadele başlayınca, hırsını yenemlyen Salâhaddln, bu sefer kendi kendini göğsünden, boynundan ve diğer muhtelif yerlerinden yaralamıştır.
Yaralı satıcı Beyoğlu hastanesine kaldırılmıştır. Hâdise hakkında Icab eden soruşturmalar yapılmaktadır.
Matbuat dâvaları
«Gelincik» mecmuası sahibi Orhan Erklp İle bu mecmuayı basan Osman İlk basan asliye ikinci ceza mahkemesinde muhakeme edilmişler, ikisi de İkişer ay yedişer gün hapse, elli beşr Hra para cezasına mahkûm edilmişler, ecza tecil olunmuştur.
«Kazanovanın Aşk Maceraları* isimli kitaptan dolayı muharrir Kadircan Kaflı ile matbaacı Cemal Aralan da aynı mahkemede birer buçuk ay hapse, yirmi ikişer buçuk lira para cezasına mahkûm edilmiş ve cezaları tecil edilmiştir.
«Modern Stüdyo ve Aşk» İsimli dergideki açık saçık neşriyattan dolayı tevkif edilmiş olan Hayali Hançerlloğlu, Zeki özkandan sonra bu dergiyi basan matbaacı Selim Cavll Yazman. mürettiphane sablhl Sab-rl ÇeUk, makinist Steiyo ve mu-hrrirlerden Metin Erhan, İrfan Işık, Zafer Sülek haklarında da kanuni takibata girişilmiştir.
Bir otomobil çarpması neticesinde ciddi surette yaralanan Prof. Abdurrahman Münlp Barkan ın sıhhi durumunda hafif bir İyilik vardır. Abdurrahman Münlp Berkan kollarını hareket ettirebilmeğe başlamıştır.
Dün Prof. Cemil Topuzlu. Burhaneddln Tokcr, Kemal A-tay, Kâzım İsmail Gürhan. Fah-reddln Kerim Gökay. Şükrü Hâ-zım'ın ve diğer bazı doktorların iştirakiyle bir konsültasyon yapılmış, Üniversite Rektörü Prof Sıddık Sami Onar da hocası olan Abdurrahman Münlp Bcr-kan'ın sıhhî vaziyetiyle yakından alâkadar olarak bu konsültasyonda bulunmuştur.
Profesörlerden bir İkisi müdahale taraftarı olmuşlardır. Fakat ekseriyet, görülmeğe başlanan salâh üzerine, birkaç gün beklemeği münasip görmüştür. Ümid edildiği gibi İyilik devam ederse müdahaleye lüzum kal-mıyacakt-ır.
Kazanın vukua geldiği akşam yaralıyı hastaneye nakletmek İçin otomobil bulmak hususunda güçlük çekilmiş, mevcut taksiler ortadan kaybolmuştu. Bu sırada tenezziih İçin orada bu-
lun an Golatada tüccardan Prodromos Poliyenides, kendi hususi arabasiyle Abdurrahman Münlp Berkanı ve refikasını almış, hastaneye götürmüştür. B. Prodromos Poliyenides. aynca hastaneye kadar giderek yaralının sıhhi vaziyetini sormuştur. Bu İnsani hareket, yaralının a-lleslnl ve dostlarını çok mütehassis etmiştir.
Demokrat Parti ts tan bul İdare kurulu dün akşam neşrettiği bir tebliğde gerek Pollyenldcs'c. gerek diğer alâka gösterenlere şu suretle teşekkür ediyor:
«Başkanın sıhhi dtnumunu yakinen takib eden ve hastaneye gelmek, mektup yazmak, telgraf çekmek ve telefonla müra-cat etmek suretiyle alâka gösteren bütün teşkilât ve arkadaşlarımıza. üniversite erkânına ve diğer siyasi partiler başkan ve mensuplarına, İstanbul Barosuna. hastanede kendisine hudutsuz alâka göstermekte olan profesör, doçent, doktor ve hastabakıcılara ve kaza günü başkanı hususi otomobiliyle hastaneye kadar getirmek lûtfunda bulunan sayın bay Prodromos Po-llyenldes e alenen teşekkür edilmesine kurulumuzca karar verilmiştir.»
Türk-Ingiliz-Fransız
Pakistan
Benzin parladı
Elazığda
Şoför kasketi ve
numara
şehrimizdeki şoförlerin spor kasket taşımaları ve yakalarına sicil numaralarını gösterir bir rozet takmaları mecburileşin iştir. Yakalara takılan bu rozetler madenidir. Rozetlerin iîs-
ekmek çıkardığı İrin tünde bir otomobil resmi, ortada 200 sicil numarası, altta da İstanbul suç- o. ve şoförler Cemiyeti yazısı l bulunmaktadır.
Dün akşam bir çocuk otobüsün altında öldü
Dün Çarşıkapı tramvay durak yerinde 9 yaşında bir çocuğun parçalanmasile neticelenen feci bir otobüs kazası olmuştur,
O semtte köftecilik yapan Yeznigln oğlu Bilma Fırıncı, annesi İle birlikte durakta duran tramvayın arkasından karşı kaldırıma geçmek istemiş v« bu esnada aksi istikametten gelen 3149 plâka numaralı Bahçeli evler otobüsünün ânl sadmesine maruz kalmıştır. Bardakları dışarı fırlayan çocuk derhal ölmüştür.
şoför yakalanmış, nöbetçi savcılık İşe el koymuştur.
İki kişi muhtelif yerlerinden yaralandı
bir
Dün akşam üzeri benzin parlaması yüzünden şöyle bir vaka oldu. Dolmabahçedekl Havagazı müdürlüğünde teknik İşleri müdürü Hanrl Juanov’un refikası, ikametlerine tahsis edilen binanın mutfağında,
gaz tenekesi içine döktüğü benzinde elbise yıkarken, açık bulunan havagazı ocağının alevinden benzin ateş almıştır.
Teknik İşleri müdürü, refikasının feryadı üzerine derhal mutfağa koşmuş, söndürme ve kırarlarına esnasında ellerinden yanmıştır. Refikası da bacaklarının muhtelif yerlerinden yanmıştır. Alevler, mutfak pencerlerlnin tahta kısımlarını sardığı sırada bastırılmış ve yangın bu suretle önlenmiştir.
Hanrl Juanov İle refikası İmdadı sıhhi otmobili ile hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınmışlardır.
yangın
3 otel, bir depo, 30 dükkân yandı
Elâzığ 15 _ Dün akşam burada, benzin parlaması yüzünden çıkan yangında S otel. 1 depo, 30 dükkân yandı. 2 milyon liradan fazla saran mucip olan bu büyük yangın hakkında elde edilen malûmat şudur:
Yangın saat 18 de çarşı İçindeki Bolconi benzin satış acentesinden çıkmıştır. Havanın rüzgârlı olması, İtfaiyenin de tam vasıtalara malik bulunmaması yüzünden yangın süratle genişlemiş ve 3.38 saatte zarar bllânçosu yukarıdaki şeklide tesblt edilmiştir. Nüfusça zayiat yoktur.
(Baş tarafı 1 inci sahMede) olanlar vardır. Üçlü muahede o zaman bir taraflı teminat değil. hakiki bir İttifak muahedesi şeklini alacaktır. Bu hususta Türkiye. İngiltere ve Fransa-nın düşüncesi nedir? Bu nokta hakkında bir şey söylemek güçtür ve 1939 muahedesinin tâdili İçin görüşmelerin başlamak üzere olduğunu zannettirecek ortada hiç bir alâmet yoktur. Bununla beraber şunu söyliyellm kİ 1939 tarihli muahedenin meriyetinin kabulü bu muahedenin muhtemel tâdili İçin İlk şarttı ve bu tâdil şimdi düşünülebilir. Bu takdirde sadece 2 numaralı protokolün kaldırılması İle İktifa e-dümlyecek muahede, bugünün İcaplarına uygun şekilde yeniden kaleme alınacaktır.
Böyle bir tâdi’ yapılırsa Türkiye. ağlebl ihtimal Amerikanın şu veya bu şeklide, fakat mümkün olduğu kadar kati bir tarzda bu muahedeye müzaheretini Istlyecektlr. Bunun uzun ve nazik müzakerelere yol açacağı ft-şlkârdır. Bu sebeple yakın bir inkişaf beklenemez.
Bununla beraber fikrim İzce mesele ortaya konmuştur ve Türkiye İhtimal ki üçlü muahede yolu ile Akdeniz mıntakasın-da emniyet sistemine fiili bir surette İştirak edecektir. Aşikârdır kİ. 1939 muahedesinin yeni yazılış şekli ne olursa olsun. Türkiye, İngiltere ve Fransaya, ancak bu hükümetler Akdeniz havzasında bir Avrupa büyük devlet) İle harbe sürüklendikleri takdirde, yardıma mecbur olacaktır. Şu halde muahede sadece Türkiye, İngiltere ve Fransa arasında bir İttifak muahedesi olmakla kalnuyacak, Akdeniz havzasını alâkalandıran bir pakt olacaktır. Diğer memleketler de muhtemel olarak buna İştirak edebileceklerdir. Türk diplomasisinin hiç şüphesiz başlıca hedefi olan Akdeniz muıtakasında emniyet sisteminin esası bu suretle atılacaktır.

büyük elçisi
Dün uçakla şehrimize geldi
Pâklstanm İlk Ankara büyük elçisi Mlan Beşlr Ahmet dûn bir Panamerlkan uçağıyle Ka-raşi’den şehrimize gelmiştir.
Yeşilköy hava meydanında İngiliz Başkonsolosu Mr. Mead. İngiliz basın ataşesi Mr. Bert-word ve VUâyöt protokol müdürü Nazif Bölnkbaşi tarafından karşılanan büyük elçi basın temsilcilerine bey anaçta bulunarak mctnleketimiBB tâyin edilmekle büyük bir haz duyduğunu belirtmiş ve şöyle demiştir:
«— Türklyede aldığım vti2i.'ı Ue İki memleket arasındaki dostluk münasebetlerini takviye etmeğe çalışacağım, İstaıı-buîa İlk defa geliyorum. Şehrinizde bir gûn kaldıktan sonru yarın akşam Ankaraya hareket edeceğim. Türkiyeye ait birçok şeyler okuduğum İçin kendimi burada hiç yabancı hissetmiyu rum»
Hâlen 56 yaşında olan büyük elçi, oğlu Manzar Ahmet He birlikte gelimiştlr. Mlan Beşlr Ahmet 1913 te Oxford’dan mezun olmuştur 27 seneden beri PA-klstanda neşredilmekte olan Hümayun adlı aylık bir dercinin sahibidir. Mlan Beşlr Ahmet P&klstanın İstiklâline kavuşmasından evvel Müslüman Blr’if-.l İcra komitesi âzası olduğunu söylemişti r.
IMevlûd
Anne ve babalarımızın ruhlarını tftalz için 18 6/949 tarihine tesadüf eden cumartesi günü öğle namazını müteakip Beyoğ-lunda Ağa camisinde mevlfıd okutturulacaktır. Akraba ve dostlarımızla arzu buyuran zevat davetlidirler. Teşriflerin! rica ederiz.
Dr. Emin Er kul Belkis Erkul
Diploma alan garsonlar üçüncü devre garson kursunu bitiren 91 garson ve 17 komiye bugün saat 10 d* Taksim Belediye gazinosunda merasimle diplomaları verilmiştir.
Şüpheli iki ölüm
Ankara 15 — Cumhuriyet Merkez Bankası memurlarından Kemal Kaygılı ve Kaleciğin Ambardere köyünde oturan Ayşe İsminde bir genç ku bugün evlerinde ölü olarak bulunmuşlardır. Her IkJ ölümü şüpheli gören zabıta ve adliye hâdise etrafında tahkikata başlamıştır.
Dünkü yangın
Dün, Kasım paşada. Bira Berberler sokağında J8 numaralı binada yangın çıkmıştır. Bu binanın birinci katı lâstik, imalâthanesi, üstü de, imalâthane «ahlbi Hüsameddlnin İkametgâhıdır. Yangın, imalâthane bacasının ikinci kattan geçtiği bir noktada kıvılcımların bağdadileri tutuşturması 11» çıkmıştır.
itfaiyenin sürati* yetişmesi sayesinde yangın, büyümesine meydan verilmeden löndürüt-müştür.
[Tashih ve itizar: Dünkü nüshamızda Fransız büyük elçisinin adı yanlışlıkla Maugras yazılmıştır. M. Maugras geçende tekaüt olarak memleketimizden 'kyrılmıştır. Yeni büyük elçi M. Lescuyer'dlr ve Fransayı ziyaret etmekte olan Büyük Millet Meclisi heyetine refakat etmektedir. Bu yanlışlığı tashih eder ve özür dileriz ]
Mevlûd
Aramızdan ebediyen ayrılan sevgili babamız ve aile büyücümüz
HACI İ1AFIZ
RECEP AKBAŞOCLV'ııun
19 Haziran 1949 pazar günü 1-klndl namazını müteakip Kah-köy Kızıltoprak Zühlii paşa camiinde okunacak mevlûd He a-zlZ ruhu şâdedllecektlr.
Kendisini sever., tanıyan ».■-raba ve dostlarımızla arzu buyuran din kardeşlerimizin «is teşriflerini rica ederiz
AKBAŞ Alil:.-*
AKŞAM
Sahlfe S
16 Haziran 1949
[XkŞ'AMcfo,AKŞAMg]
Aurupanrn bu ucunda da aynı fekiide düşünüyoruz
— (Amerikalı fillmcllerin dikkatine» —
ingilterede. analar, babalar; gangster fillmlcrinin çocuklar üzerinde menfi tesir bıraktığına dair bir hükme varmışlar. Eserleri mii-rakabe eden heyetin bu hususta dikkatini çekmişler. İşkence ile öldürmek nevinden ve sadistliği kamçılıyan diğer sahnelerin de. çocuklara gösterilen (ilimlerde mevcut bulunmamasını istemişler.
Buna karşılık: perili vesa-ir fantezili mevzulara taraftar görünmüşler.

Bîr de. burada. Avrupanıri ınâkûs köşeciğinde İngiliz ana babalanıl hükümlerini aynen onaylarız.

Ben şahsen, her zaman, perili hikâyeler aleyhindey-dim. Bunlarla insanların maddi, realist görüşten u-zaklaştığını sanırdım. Belki de kısmen doğrudur: Yaşadığımız cemiyette, türlü çapraşık insanın düşünüş garabetine küçükken dinledikleri cin. peri, cadı, hortlak masalları az çok müessir olmuştur.
Bizde, münevver ailelerimizin anneleri, dadılara, hizmetçilere, ienbihat verirler:
— Öyle sacına sapan hikâyeleri çocuklara anlatmayın. Ürkek olur, geceleyin sofava çıkamazlar.
Bu nokta unutulmamak şartivle. seçme peri hikâyelerinin — (sihirli seccadelerin. billûr topların, ilh) — insan hayalini genişletmekte elbet büyük rolü vardır, onların yoğrula yoğrula, müstakbel müellifin, sanat-kârn, kâşifin, mucidin, ıslahatçının, inkılâbçının dimağı. «mevcut şartların dışa fırlamak^ Jimnastiğini yanmış olur.
Yeni tâbirle: «seçme peri masallarında iş var» dır.

Sadist duyguları kamçılı* yan sahnelerle gangster maceralarının çocuklara gösterilmemesi mevzuuna gelince. İngiliz ana babaları. yerden göğe kadar haklı bulmamak mümkün değildir.
Eğer eğitim diye bir şey tasavvur ediliyorsa: eğer terbiye ve telkinin (hele heyecanlandırma yoluyle) genç nesilleri şu veya hu yola sev-ketmesi diye bir mesele varsa; İngiliz ana babaları, menfi ve zararlı tesirler ü-zerinde isabetle parmak dokunduruyorlar demektir.
Biz Türkler. intihar haberlerinin bile — büyüklerin nıânevlyatını bozar zannly-!e — neşrini kanunen men etmiş bulunuyoruz. Büyükler bakımından kanaatimce ifrattır. Büyük insan artık hüviyetine kavuştuğundan; bu kadar bîr tesirle memlekette intiharların çoğalacağını tasavvur etmek abes olsa gerek. Fakat «tesir» İn rolü üzerinde bu kadar müfrit davranmışken, gangster (ilimlerini ve sadist sahneleri cvlâdlarımıza seyrettirecek kadar tefrite kaçmamız büsbütün abestir.
Herhalde. ölçülerimizde bir muvazenesizlik var. Nitekim. büyük insanlarımıza, olur olmaz sebeplerle ceza -lar kestiğimiz halde, yetişme çağındaki insanlarımızı ceza baskısından azade tutuyoruz. Ne tenakuz!
*
Bu mevzu, milletlerarası bir hal almış demektir. Çünkü gelecek nesilde herhangi bir memlekette bol sadist, bol kırıcı, dökiicü. hak yiyici zuhur etmesi, bütün dünya üzerinde müessirdir.
Amerikalı filim müstahsillerinden hu hususta hassasiyet istemekte, İngilizlerle beraberiz. Dünya sulhunu alâkalandıran mevzudur.
Geçen umumi harbten sonra, «kurşundan yapılı asker oyuncaklar satılmasın- çocukları harbcııluğa sevkediyor!» tarzında fikirler ileri sürülmüştü. Belki o kadarı gülünçtü. Fakat İngiliz ana babalarınki çok hakh, çok yerinde bir iddiadır.
(Vâ — Nû) ı
Akdenizde vapur seferleri
Denizyolları idaresinde yetkili bir zatın demeci
SahahGazeteleriNe Diyor?
Kongre
Nadir Nadl CUMHURİ YET*-lekl başmakalesinde birkaç gün sonra Ankarada toplanacak olan D. P. kongresine tema» ederek bu kongreden birçok müspet netice beklendiğini belirtmekte ve şöyle demektedir:
Son zamanlarda limanımıza gelen Mısır bandıralı bazı ge-| Biz. parti bünyesindeki haya-nıllerin Amerika seferleri yap- tlyet derecesini açığa vurmak malan ve bu seferler İçin Türk bakımından büyük kongreyi bir limanlarından yolcu toplamaları lmtlhan Say3yoruz. Yurdun her şehrimizin ilgili çevrelerinde bir. takım mütalâalara yol açmış-' tır. Buna göre, Ukdenizdeki yolcu gemileri rekabetine katılan ve Amerlkadan getirtmekte olduğu altı yeni yolcu gemisinin de yardımıyla bu rekabette baş rolü oynayan Denizyolları idaresi, şimdi Amerlkaya yolcu vapuru seferleri ihdas et-]tada mek suretile bu işte de yaban- ( cilan kendi başlarına bırakmamalıdır.
Bu hususta Denizyolları l-l dareslnden yetkili bir zat şunları söylemiştir:
•— Bizim İçin Amerlkaya devamlı yolcu gemisi seferleri şim d ilik doğru değildir, çünkü böyle bir teşebbüse girişmek’ için] elde onar bin tonluktan Lk! yolcu gemisi bulundurmak lâzımdır ki münavebe usullyle sefer yapılabUsin.
Bir kere bizim elimizde bugün için böyle gemiler yok. Bu İşi, yapabilecek «Tarsus» adında Amerlkadan gelecek yeni bir gemimiz var amma bu gemi de bir tanedir. Eşini nereden bulacağız? Bundan başka yolcu bulmak müşkülâtı da derhâl kendini gösterecektir. Bu iş olsa olsa muhacir nakliyatına münhasır kalır. Ondan da para kazanıp zarar etmemek mühim bir meseledir.
Bizim İçin asıl dâva Akdeniz' seferlerindeki mevkilinizi sağ- i lamlaştırmaktır, Bunun İçin de yeni gelecek gemilerimizle Akdenizde yeni bir güney - doğu hattı açıyoruz. Ayrıca Batı Akdeniz hattını da takviye ediyoruz. Ayrıca İç hatlarda da seferleri arttırmaya çalışıyoruz. Bütün bu İşleri henüz lâyikiyle başarmadan Amerika seferlerine girişmek hiç de doğru değildir^________

itfaiye
Tel&iztelefonla teçhiz edilecek
Mazot ve
ı bölgesinden gelen delegeler çeşitli konular üzerinde uzun boylu görüşecekler. Büyük meseleler ortaya atılacak, arada tartışmalar, hattâ şiddetli tartışmalar. belki kavgalar olacak.
Faîcat. kongre çalışmalarını . bitirip de dağıldığı zaman or-, tada ne kalacak? Partinin bün-.1 yesl bu İmtihandan zayıflıya-' rak nu. yoksa kuvvetlenerek mİ | çıkacak? Biz lklnci İhtimale da-|ha çok inanıyor ve onun geç-| çekleşmesini özlüyoruz. Çünkü /hürriyetimizin inkişafı her şeyden. önce bu şarta bağlıdır.
Ara seçimler lâzım mı?
YENİ SABAH’m başmakale-vinde ara seçimlerin 600.000 liraya mal olacağı belirtildikten sonra bu seçimlerin yapılmasının lâzım gelip gelmediği meselesi üstünde durulmakta ve şöyle denmektedir:
1940 nın umumi ve sonra Bra seçimindeki hususi tecrübe göz önünde birer heykel gibi dururken. muhalifleri ara seçimlerine İştirak ettirmeğe hâlâ çalışmak. beyhude bir gayrettir. Nitekim bu emekler boşa gitmiştir.
Daha doğrusu ve iyisi kısmi seçimlerle beyhude yere vak.lt kaybedileceğine umumi İntihap zamanı yaklaştırılır ve Meclis kasımda açılır açılmaz müsta-celen yeni bir seçim kanunu çıkarılarak derhal dağılma kararı verilir.
O vakit yapılacak masraf ve fedakârlık bu (800,000» liradan çok daha fazla olur amma memlekette siyasi havayı temizlemek ve milletin, tam ve
kâmll İradesinin tecellisine imkân ve fırsat vermek bakımlarından yurt İçin pek faydalı olur.

Muhalefeti parçalama gayreti Clhad Baban TASVİR’deki yazısında D. P yİ parçalamak için birçok çevrelerde çeşitli gayretler görüldüğünü beyan ettikten sonra şunları yazmaktadır:
Umumi kanaat şudur: Her ne pahasına olursa olsun, hürriyetin teminatı ve yarınımızın, İstikbalimizin tek mesulü olan muhalefeti kudretli olarak ayakla tutmak zarureti bir kere daha anlaşılmıştır... Bu büyük idealin yanında üst tarafı. teferruattan ibaret kalır... Yüreğinde memleket aşkı taşıyan her delege bu mebdedotı hareket ederek, kendisini küçük kavgaların içine sürüklemez...
Tahminlerimizde ne isabet olduğunu yakın bize gösterecektir...
derece günler
motorin
Dağ yürümezse?.
Türk Meclis heyeti
Cezairde
Heyet muhtelif yerleri gezdi, verilen ziyafette samimi nutuklar söylendi
Cezayir 15 (A.A) — Türkiye Büyük Millet Meclisi heyeti, dün öğle yemeğinde, Cezayir meclisi başkanı Seyit Abdillkadir'ir ve [başkanlık divanı üyelerinin misafiri olmuştur.
Ziyafetin smlarına dciru, genç Cezayir meclisinin İlk mas lünıan başkanı, Cezayir meclisi ve «Fransanın bir devamını teşkil eden Cezavir» adına Türk heyetine hoş f eldiniz, demiş vc nutkunda. Cezayirli bir mtislü-man için, büviik tarihi Türk milletinin vekillerini kabur etmenin ve bu suretle bütün dün yanın hayranlığını üzerinde lop lıyan Atatürk ün başardığı büyük eseri aleni surette tebcil etmenin büyük bir zevk teşkil ettiğini belirtmiştir. Hatip bundan sonra, ezcümle milli eğicimde Fransız dlllrln muhafaza ettiği büyük mevki sebebiyle. Fran sanın Türkiyeye minnettarlığını ve dostluğunu kaydetmiş ve ayrıca, Cezaylrde Fransızlsr ve mlislüman CezaylrUler arasında kl birlik sayesinde başarılan işleri hatırlatarak meydana getirilen uhuvvet ve kalkınma eserini Övmüştür.
Seyit Abdülkadlr nutkunun sonunda, Türk heyet indev, Cezayir meclisinin Türkiye Büyük Millet Meclisine selâmlarını i-letmeslnl rica etmiş ve kadehini Türkiye Cumhuriyetinin ve Cuın hurbaşkanı îsmet İnönü'nün şereflerine, yaptığı inkılâbın ' dünyada eşi bulunmıyatı Turfa s asırlık tı'r 1 dostlukla birbirlerine bagl. Tıır kiye ve Fransa şereflerine kaldırmıştır.
General AH Fuat Ceuesoy, Türk heyeti adına vedlftt cevap-
Belediye. İstanbul İtfaiyesinin gelişmesine çok ehemmiyet veriyor. Bu teşkilâta en yeni vasıta ve malzemenin temini hususunda hiç bir fedakârlıktan çeklnllmemektedlr. Belediyenin gösterdiği bu alâkaya karşı İtfaiye teşkilâtı da girdiği her işte büyük fedakârlıklarla şehri her an tehdit eden büyük yangınlardan korumaktadır.
Belediye, son üç yılda İtfaiye teşkilâtına temin ettiği modern malzeme ve vasıtaların tecrübelerini yaptırmağa karar vermiş il. Bu vesile ile halka bir tatbikat gösterisi yapılması da uy-, ,
gun görülmüştür. Bu gösteriler, b™ ®fcl, .,er*f v® /Inol lıı IrIa HI.'HIpla-l . yazdığımız gibi, ayın 13 inde cumartesi günü saat 15 de Beşiktaş stadında yapılacaktır.
Belediye, İtfaiyeyi telsiz telefonla da teçhize karar vermiştir. Bu maksatla müteaddit firmalardan teklifler alınmıştır. Önümüzdeki ay içinde satın alınacak cihazların tipleri üzerinde karar verilerek mubayaa edilecektir.
ta Türk - Fransız dostluğu Üze rinde İsrarla durmuş. Türe heyetinin Fransanın bir devent’.nı teşkil eden Cezaylrde bulunmak tan duyduğu memnunluğu belirtmiş. gösterilen hararetli kabulden dolayı Cezayir mecuşiııe teşekkür etmiş ve kadehini Cezayir ve Fransanın tealisine kal d it miştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi heyeti, dün öğleden sonra Metl-ca ovasını gezmiş ve Atlas dağlarının ilk tepelerine de çıvacak burada toprağın aşınmasına kar şı müessir surette mücadelede kullanılan yeni tekniklerle elde edilen başarılar üzerinde bilhassa durmuştur. Türk milletvekillerinin birçoğu, bu yem tek nlk karşısında hayranlığını bildirmiş ve aralarında ezeninle eski Ticaret ve Sağlık Bakanı Denizli milletvekili doktor Behçet uz bulunmak üzere bazı milletvekilleri, hattâ bu usullerin Türkiyenln bazı çorak bölgelerinde kullanılmasını gö*mek arzusunu izhar etmiştir.
Akşama doğru, heyet, İeirube bahçelerini gezmiş ve Urfa milletvekili Atalay Okan, sıcak memleketler nebatlarının göza-Iict zenginliğini Fransız usulü bahçe tenasüpleri va güzelliği İle temzlç eden ve kendi alanında bir misil daha bulunnu-yaıı bu eser karşısında hayrar -lığım ifade etmiştir.
Dün akşam, genel valinin ziyafetinde hazır bulunan Türkiye Büyiik Millet Meclisi heyeti üyeleri, bu sabah uçakla Bone şehrine hareket etmişlerdir. Heyet, Bone şehrini ziyaret edecektir.
Susuz bir mahalle
Muhtarlık Sular resine müracaat
ida-etti
ma-
Öğretmenler için
Bir istirahat kampı açılacak
Mini Eğitim müdürlüğü, tattı Üç yeni okul inşa
Haydarpaşa lisesinde diploma töreni
Haydarpaşalılar. mektepleri-
nin 15 nel yılı mezunlan için ____ . _ ____________
I8.'haziran/İ949 cumartesi gü- ber. şıt günlerde yağacak kuv-| nü saat 1’7,30 du liselerinde dip-! vctil yağmurların gene büyük loma tevzi töreni yapacaklardır.1 faydası olacaktır.
Haydarpaşa lisesinden yetişen-) Bozkır, Karaman ve Ereğli ter cemvletl, bu mutlu güne bü- ilçelerine yağmur düşmemiştir, tün Haydarpaşalı arkadaşlarını davet ediyor.
Konya havalisinde yağış az!
Yer. yer yağmur düşmektedir. Mevsimi epeyce geçmekle bera-
aylarında sayfiye semtlerindeki okul binalarından istifade etmeğe karar vermiştir, Bu binalardan bazıları, şehrimizde bulunan ve Anadoludan gelen zayıf bünyeli ve istirahate muhtaç öğretmenlere tahsis edilecektir. Müdürlüğün bu kararı EZS. “T"11 "“““'Hra™.,, bir k,™. bu Mtu.
y dırmış ır. | Jan |cısm( da önümüzdeki
Ayrıca şehrimizdeki öğret- . .. . .
menlerle Anadoludan tatili ge-lt)r~'' ...........
M,1’!.'!, eIle.0 °ere,raenl"1 Kbd.rg.dr h,» bdübbbk oku-ra at kanıp, açıl- jun g,,,, haaırtannug, ve artlır-v, , J »kulan
k“”P a‘,"‘sa ■»•araKan.un S» bin Hra çılm j Vb utirr.de temin MU- tut,„s, ,niaslim ■m,11 Müdürlük, bu «rrkl kam 3, h„lranda bir pın daha İyi olmasına gayret verilecektir ölmekledir. Kamp Fenerbahçe. oijer pkmtarm ihale.,! onu-de veya Göztepede açılacaktır, , müzdeki ay yapılacaktır.
edilecek
Vilâyet, bu sene şehrimizde, üç yeni Ukokul binamı İnşa ettirmeğe karar vermişti, Yeni o-kullar, Çamlıca, Fatih ve Kadırgada yapılacaktır. Bu maksatla bir milyon iki yüz bin Hra sar-fedlleceğl Hesaplanmıştır Bu paranın bir kısmı bu sene, ka-beledlye bütçesinden ödenecek-
tutacağı anlaşılmıştır İnşaat müteahhide
Haliç Gençlik kulübünün senelik kongresi
Haliç Gençlik Kulübü başkanlığından. Haliç Gençlik Ku-
Mısır hükümeti, bizim Evkaf İdaresine müracaat ederek Karakulak ve Taşdelen suyu satın almak istediğini bildirmiş.
Devlet Denizyolları İdaresi Bıı iki suyun memhafarı şimdi mühim bir dertle uğraş- Iştanbulda, burnumuzun di-makta ve bir çare bulmak İçin bindedir. Fakat İstanbul lüzumlu faaliyet ve teşebbüsle-; hcnışerilcrindcn kaç kişi re geçmiş bulunmaktadır. Bu Taşdelen, Karakulak suyu mesele şudur: İdarenin son se-, içebiliyor acaba?
nelerde satın aldığı veya yap- Yalnız ikisi değil, Is-tırttığı gemilerden birçoğu ma-l tahbulda daha birçok memat veya motorinle çalışacak'"3 s,llar> var Kaynakların-tarzda inşa edilmiş teknelerdir.' «^ruj gürül. a^'P^n Memleket dahilinde ne mazot ne de motorin istihsal edilme-] diği için bittabi idare bu muharrik maddeleri ithal etmekte ve bu sebeple de çok yüksek fiatler ödemektedir. Öyle kl,' İstanbutda kömürün tonu 30-32 lira civarında olduğu halde ma-tozun tonu 1ÖÛ-17Û liraya, motorinin tonuysa 250 liraya nıa-lolmaktadır. Şimdiye kadar mazotlu gemilerin en rasyonel seferlerinde bile zarar eden İdare. şimdi Amerikadan satın aldığı altı yolcu gemisinin motorinle işlemeleri neticesi bunlardan da zarar etmek tehlikesiyle, karşı karşıyadır.
Geçen sene Maliye Bakanlığına yapılan bLr müracaatla mazotun gümrük resminde tenzilât yapılması İstenmiş, fakat bu müracaattan müsbet bir netice çıkmamıştı, şimdi idarenin ba-1 şına mazottan başka bir de motorin derdi çıkmıştır. Yapılan hesaplara göre Amerikadaıı ge-
Denizyolları idaresi güç durumda
i
Beylerbeyinde Küplüce hailesi muhtarlığı tarafından Sular İdaresine müracaatla susuzluktan şikâyet edilmiştir. Bu müracaatta deniliyor kİ:
«Bir haftadan beri bir damla suya hasret çeken mahallemiz halkının sabır ve tahammül hududunu aşan ıstırabı kelimenin tam mftnaslyle feci bir hat ; almıştır.
Bütün mahalle halkı evlerinde ve çeşme başlarında su İçin akşamdan sabaha kadar saat usullyle nöbet tutmaktadır. Maalesef çeşme ve evlerde musluk başlarında uyuyanlar dahi vardır. Buna rağmen bir maşraba su bulamıyan halk teyemmümle abdest almakta ve susuzluk yüzünden yemek pişirmek İmkânı olmayınca halkın ekseriyeti kuru nevale İle övün savmaktadır.
Bilhassa küçük çocukları o-1up da günde bir kaç defa çocuk bezi yıkamak mecburiyetinde olan ailelerin durumu ise büsbütün fecidir. Bu hal bir müddet daha devanı ederse mahallemizde salgın halinde hastalık zuhur etmesi kuvvetle muhtemeldir Bu ihtimale binaen biz vazifemizi yapmış olmak İçin keyfiyeti Sağlık Teşkilâtına arzedeceğiz.
Saygılarımla Küplüce Matı. Muh.
Yunus Sevinç
bıı sular, iîç be? adımlık yerlerden şehre gelip miis-(_l tehlikin eline gccinciye kadar ateş pahasına çıkıyor; fakir halk şöyle dursun, fakir ve zengin sınıflar arasında eriyip kaybolmağa viis tutan orta sınıf halk da memba suyu şişelerini yutkunarak karşıdan seyrediyorlar. |j_
Memba suları yabancQ memleketlerden ithal edilse^ nakliye ve gümrük masrafkh larına rağmen, bugünkün*^ den daha ucuza malolacag *q na şüphe yok.
Su ihracına gelince: dahaÇr düne kadar İstanbul, Mısırlısı zenginlerin sayfiyesi ldî.|ft Şehrin suyundan. havasm-Qj dan, güzelliklerinden fayda-> lanmak için buraya akm derler, yaz mevsimini bura-Q da geçirirlerdi. Bu sayedçL-ı-| memlekete bir hayli para n rerdi.
() kaynağı da kaybettik.
,] Mısırlılar bugün İstanbtılaîU rrnlmi vürlor ıdonUnlnn cıl.(D
lecek gemiler süratleri sâyesln-j Mısırlılar bugün İslanbultiO de sefer âdetlerini (içte bir nls-’ gelmiyorlar. İstanbul'un su-ÇP betinde arttırabileceklerse -de' larım kendi menıleketlerineflj
seferde görülen bu yükselişe götürüp içiyorlar, mukabil yakıt masrafları da1 ~~ yüzde sekiz yüz nisbelinde artacaktır.
Bugünkü vaziyette İdare kömürle işliyen gemi de bulamamaktadır. çünkü artık bütün dünyada kömürle işliyen gemiler yerine motorlu gemiler inşa edilmektedir.
1948 yılında bütün dünyada'
791 bin ton ticaret gemisi yapılmış. bunun ancak 40 bin tonluk kısmı kömürle İşllyecek tarz da, geriye kalanı motörle işler vaziyette inşa edilmiştir. | ____________ ,____________
Bu müşkül durum karşısında ne işe yaradığına akıl ertlî-Denlzyolları idaresj hükümete remiyoruın. Rakamlar her müracaat ederek mazot ve mo- glün değiştiriliyor, hâldeki (örün dertlerine bir çare bulun-; toptan satış fiatleri ması, aksi halde idarenin ya za- vor. Bu rakamların rar edeceğini, veya bilet ücret- bilmem kaçını hesaplayıp lerlne yüksele zamlar yapmak perakendeci kârı olarak «lâ-zorunda kalacağını bildirmiştir, i vc e^eeesiz ye bu riyarive a-
Mithat paşanın büstü
Emniyet Sandığının kuruluşunun 81 inci yıldönümüne alt hazırlıklar hararetle devanı e-dlyor. Bandığın kurucusu büyük vatanperver Mithat Paşanın da bir büstii yaptırılmıştır. Büst, Emniyet Sandığının Cağaloğ-lundakl merkez binasının önüne yerleştirilmiştir. Hâlen örtülü bir halde bulunan büst, pazar günü yapılacak merasimle açılacaktır. O elin ayrıca Emniyet . Sandığının ikramiyeleri de çekilecektir.
lübünün senelik kongresi 2&.6.I Dr Paul Russel 94fl akşamı saat 21 de O. H. P. Fener bucağı salonunda yapılacağından rey sahibi âzantn teşrifleri rica olunur.
Yardımcı
öğret menler
Millî Eğitim Bakanlığı bu öğretmenliği kaldırdı
Eğltinı Bakanlığı,
„......„ ...._____ a>
Buııa da şükür. Kendinıiıbr doya doya içemiyoruz. Mı»** sırlıları da buraya getiremiyoruz. bari suyu biz oraya götürelim de alışveriş olsun!
Arap bacılar?
Belediyemizin mahut kara tahtaları, inci dişlerini ışıldatan Arap bacılar gibi sacda solda sırıtıyorlar.
tcad edildiği günden heri | düşünüyorum, ŞU levhaların
varili-yüzde
llıtt-
meliyesi neticesinde satıcıdan bir kilo kabağı kaça almamız lâzım geldiğini öğreneceğiz. Fiat levhası değil, imtihan suali!
Yazılan rakamlar doğru olsa bari. Hesaba da vursak, kitaba da baksak, levhadaki fiatler satıcınınkine uymuyor. Perakendeciler bizim hesabımızdan daha ucuz satıyorlar.
I1Bİ1I ve yetkili zatlar bunun sebebini de izah etmişler, Kaı-a tahtalara, hâlde
Mllll -------------------------—. ----------------------- ---------
yaç dolayıslyie ihdas ettiği yar-' sabahleyin erkenden yapı-dımcı öğretmenliği kaldırmıştır.] lan toptan satın fiatleri vazı-Hâlcn yardımcı olan öğretmen-' lıvornııış. Öğleye dogm leri de kısmen asıl olarak tâyin satışlar tavsadığı için fiatler etmekte, asıl olacak evsafta [ düşiivor. aradaki fark bun-bulunmıyantari da tasfiye et- dan ileri ^elivormuş. mektedir. İcap eden şartları!
haiz olduğu halde yardımcı'______________________„_______________„____
öğretmen olarak dört yıl çalış- bette bir hayli para sarfedıl-ınatnış olanlardan da lsttycnler “ Anadoluya tâyin edileceklerdir.
Levhaların yapılması ve dört bucağa asılması için el-
di. Her gün bunların fiat ra kain larını değiştirmek
I için de memurlar cahştınlı-Yeııiden şehrimizdeki yardım- para vc zaman lıarcanı-102 hfç! ac:l yOr
Hiçbir işe yaramadığım, . Bunlara ait kararnameler hiçbir fayda sağlamadığını , kçudinj-j de müşahede etti-j ğiniz halde bıı kadar külfet, 1 bu kadar masraf neye, sayın
Malarya mütehassı-
■. sının tetkikleri
' Birkaç günden beri şehrimiz- gt>lmW Kendllerlne tebllgal
• de bulunan Rockfeller muesse- j.apı|maktad,r.
' sesi malarya mütehassısı Dr.,
Paul Russel refakatinde Birleş-' Diğer taraftan ilse mezunu ||av|ar-F
m|ş Milletler sağlık teşkilâtı olup da kurs görerek yardımcı koruyucu hekimlik kısmı Yakın beden terbiyesi öğretmenliği ile Şark müdürü Dr. Bruce WUson| şehrimizdeki okullarda vazife, *......
olduğu halde ____—I_________________________ . ... - .
doğumevlnl, sağlık merkezini bir karar vermiştir, Bu karara reddiıı ve Çadırcı mahalleleri ve Balta limanı kemik ve maf-.göre bu durumda olan yardım- muhtarı Halld Ataç ve ihtiyar sal veremi hastanesini gezmiş- cı beden terbiyesi öğretmenleri kurulu İle İyilik, severlerden ba-tir. ' u ,,k“'Cfc"
cı öğretmenlerden 102 kişi asıl I öğretmen olarak tâyin edilmtş-' tir. Bunlara alt kararnameler
Cemal Refik
srııce wıısoıl| şvuruıuzuesı uii.uuu.nm »azue
Süleymaniye I görenler için de bakanlık yeni’ ★ Gedikpaşada Mimar Hav-■iz nmri-öTini h.ir ir-nrfiu* vormiıHr n,ı L-n.nra reddln v-? Çadırcı mahalleleri
.yakında Eğitim Enstitüsünde z» kimselerin, ocak başkanı
_____ ________ memleketi-1 açılacak Lklnci bir kursa tâbi. Suad Acar ve İdare kurulu üyemizdeki sıtma_____mücadelesi şekli, tutulacaklardır. Bu kursta ba-j leılnln yardımlarlle Gedikpaşa-
hakkında bir rapor hazırla-j şari gösterenler asıl öğretmen cln Hamam caddesinde beton
maktadır. Bu rapor Birleşmiş Milletler Sağlık Teşkilâtına sunulacaktır.
olarak tâyin edileceklerdir.
Turgut Reis anıtı
Bodrum 15 iA.A.) — Amiral Tarık Ersuna’r.ın teşebbüsü lıc Bodrum'un Karabağ köyünde kahraman Turfa denizcisi Turgut reis adına yapılan anıt dün saat 15.30 da büyük bir törenle' açılmıştır Biıyûk Türk denizcisi nl överek anan nutuklardan sonra bir saygı duruşu yapılanı ve törene son verilmiştir.
beton bir polis kulübesinin yapılmasına karar verilmiştir.
Kulübenin yapılmasına başlanmıştır. Bu, çevrede memnu-
Konyada da konser ve tiyatro Belediye resmi indirildi
Konya 15 (Akşam) — Belediye meclisi dünkü toplan t ısında konser ve tiyatro biletlerinden alınmakta olan yüzde 25 belediye resıutnl yüzde 10 a İndirmiştir. |
İzci kampları *_____„ ,_____,_______
şehrimizdeki liselerle ortao-' niyet uyandırmıştır Emniyet açılmasına komiseri B Recebin büyük kamplarına yardımı dokunmuştur.
' * Süleymaniye Gençtik Ku-
lübü başkanlığından: Kulübümüzün senelik kongresi 25 5/ 1049 cumartesi giinö saat İ6 da Seli zade başında Letafet apartı-inanındaki merkezinde tuplana-cağından bütün azanın teşrif-I İcri rica olunur.
kullar izcileri için karar verilen izci başlanacak gün teshil edilmiş-[
I tir Bu karara göre kamplar • Pendlkte 3 temmuzda başhya-- çaktır. Bu kamplara kız ve er-ı kek olmak üzere 300 İzci İştirak edecektir. Kampa başlarken ve dönüşte merasim yapı-
II aç aktır.
Sahile 4
U|AM
16 Haziran lü«ü
Kanser dâvası tıeniiz halledilmekten uzaktır
Kapılan araştırmalarda varılan neticelere şimdilik ipuçları denir
Köylüye dağıtılan toprak
Evvel zaman içinde :
Kanser hastalı# davasının halledilmek örere olduğu hakkında umumi bir zehabın kabul olunması üzerine bu hususta araştırmalar yapan fen adamları ve salahiyetli şahsiyetler ıımıımî efkârı aydınlatama lüzumunu hissetmişlerdir. Bu sahada yapılan araştırmalarda çok İlerlemeler kaydedildiği muhakkak ise de kati netice henüz elde edilememiştir. İşin bugünkü safhasından pek çok şey beklemek asin doğru değildir. Hekimler sadece kan tahlili ilk] küçük gizil bir kanserin mev-| cııt olup olmadığı baklanda bir mütalâa dSrmeyan edemedik !o ri gibi hastanın bünyesine z(t rar ika etmeden ve kanserli vücudun diğer nealçlerine dokunmadan sadece kanseri tahrip edehilecek bir ilâç ve müstahzar da henüz malûm tutanmamaktadır.
Maahaza kanserin teşhis ve büyümesini kontrol için Dugiın yapılmakta olan kan muayeneleri ve yeni tecrübeler netleo-Icrlne emniyet edllememaklc İse de bunlar çok cesaret ve ümit verici mahiyettedirler.
Çok ilerlemeden başlangıçta muayyen bir m et odla kanserin tâyin ve teşhisi İşi bugün do muğlâk bir mesele halindedir. Görünüşte sıhhatli bir adam kendisinde kanser olup olmadığı hakkında meraka düşerse bu şahıs möteverrlm bir adamın [X] şuaı marifetiyle derdini anlayabilmesi kabilinden ucuz Te seri bir şekilde vaziyetini öğrenemet Kanserin mevcudiyetini tâyine yarıyacak umumi bir metodun tatbik olunabilmesi kanser mütehassislan için henüz tahakkuk etmemiş bir hayaldir. Fakat bu husustaki •n son keşifler İle çok şey vadeden yeni ip uçlarının aiJe edilmiş olduğu söylenebilir.
Kan tahlili — Şlkago üniversitesi profesörlerinden CharJe» Hugglns tarafından kanserin teşhisi için yapılan kan tahlilleri mühim bir gelişme göstermekledir. Doktor tarafından 85 kanserli hasta üzerlı de Jodlae - acetlc hamızı ile yapılan teamülde bunların kanlarının sıhhatli insan kanına nazaran daha az pıhtılaştığı teı-blt olunmuştur.
şikagolu profesörün tesblt ettiği esası kıymetlendirmek içir, birçok lâboratuvarlarda ve üniversitelerde çalışılmağa başlar.-mıştır. Amerikan kanser cemiyetinin tahminlerine nazaran bu çalışmalardan altı ay sonra netice alınacaktır. Su sonuç, hastalığın ilk zamanlarda keşfolunması gibi fennin uzun zamandan beri aramakta olduğu usulü meydana koyacaktır. Kan tahlili vftdisindckl bu çalışmalardan müspet netice aJınuM kansere müptelâ o-Jup olmadığı hakkında üzüntü içinde bulunan bir hayli insan rahat nefes alacaktır. Çünkü ilk zamanlarda anlaşılan birseli kanserlerin tedavisi mllmitun bulunmaktadır.
Bilhassa bir kısım kadın kanserlerinin bidayette anlaşılmasına yarıyacak bazı vücut kısımları hücrelerinin tetkik yo tahlil altına alınmasından ibaret olan araştırmalarda da ehemmiyetli ilerlemeler kaydedilmiştir. Fakat bu İş her hekim tarafından yapılabilecek kolay bir muamele olmayıp bu usuJ için iâboratuvarlarda yetişmiş mütehassıs teknisyenlere lüzum vardır
Ciğer kanserlerinin İlk zamanlarda meydana çıkmasına hizmet edecek iûabın cytologic tahlile tabi tutulması üzerindeki çalışmalar henüz iptidai safhadadır.
Bugünkü tedavi şekli — Birçok yeni keşiflere rağmen hekimler kanser tedavisinde cerrahiye, X şuama ve radyoma itimat etmekledirler. Bir kısım, müstahzarat İJe alınan iyi sonuçlar fen adamlarını kanser için emniyetli ve müessir ilâçlar aramağa teşvik etmiştir, ürethon, Colchiclne ve Nitrojen mürekkebatı İle meydana getirilen müstahzarlar kanserin ilâç ile tedavi edilmesi bahsinde büyüle bir yenilik yaratmıştır.
Mazlıarı takdir ulan mühim müstahzarlar şunlardır:
Quanozola Aınherst kolle-J1 biyoloji profesörü doktor
Kldder tarafından kullanılan bu kimyevi müstahzar kanserli farelere rerkedillnce kanser çıbanının büyümesi tevakkuf etmektedir, Yalnız enjeksiyonlar kesilince kanser tekraT büyümeğe başlamaktadır. Bundan maada bu müstahzarın hem kanserli, hem sağlam hüceyre-ler üzerine tesir yapması gibi bir mahzuru vardır. Fen adanılan bu mahsuru bertaraf etmek İçin senelerden beri çalışmaktadırlar.
PodophyUn - Amerlkada yetişen bir nevi elma ile Üç çeşit portophylln mürekkebi ve 00 kadar sair maddeden meydana getirilen bu müstahzar farelerde kanserin büyümesini önlemektedir. Amerikan sıhhat işleri dairesi kanser enstitüsünce hazırlanan bu müstahzarın bin kadar çeşidi meydana getirilmiştir. Maahaza bu sahadaki araştırmalar henüz başlangıç safhasındadır. Keşfolunmuş ve olunacak iliçlann insan kanserlerine emniyetle tatbik olunabilmesi için aylar ve hattâ, senelerin geçmesi lâzımdır.
Cerrahide ve radyomla tedavi sahasında görülen devamlı tekâmül de çok cesaret verici mahiyettedir. 1839 senesine kadar ciğer kanserlerine gayri kabili tedavi nazariyle bakıldığı halde bugün bu hastalıkların çoğundan kurtulun makta ve birçok operatörler ciğerin kanserli kısmını veya bir ciğerin tamamım muvaffakiyetle ameliyat edebilmektedirler. Vücudun kanserli mıntakasına kan cereyanına muvakkaten mâni olunma şeklinde tatbik olunan tedavi usulü de birçok ahvalde muvaffakiyetli sonuçlar sağlamakta olduğu gibi atom enerjisinden faydalanılarak elde edilen bir kısım müstahzarlardan da kanser tedavisinde istifade olunmaktadır.
Kanserleri İlerlemiş hastaların ağrılarını tahfif için yeni bulunan Melopon, Amlnopterim ve Hcptalgln gibi müsekkin İlâçlar da morfinden daha az zararlı ve daha müessirdirler.
Kanser neden olur? Hastalık sebebi esrarlı mahiyetini muhafaza etmektedir. Hekimler, bu hastalığın tevarüs edilmediğini yalnız kanserli ana babadan doğan çocukların bu hastalıgn yakalanmak için biiyük bir has sasiyete malik bulunmaları gibi bir irsiyet rolü mevcut bulunduğunu söylemektedirler. Hekimler (x) şanına fazla mâruz ^ulunmaklığın ve bazı mualecelerln kanser yapmakta olduğu fikrindedirler. Kanserin neden İleri geldiği hakkmda klinik ve lâbora-tuvarlarda yapılmakta olan a-raştırmalara da büyük bir hız verilmiştir.
Son zamanlarda iarelerin vücudunda tesblt edilmiş olan bir kanser mikrobunun bu hastalığı doğurduğu hak kındaki keşif çok mühimdir. Kolumbla ünlver sitesinden doktor Samuel Oralı ın fare «ütünde keşfettiği bu mikrop, bir kısım insan vücutlarında mikrobun bu hastalığı tevlit ettiği hakkında bazı arayıcıların ileri sürdüğü nazarlye-yl takviye etmiştir. Fakat şimdiye kadar insan kanserlerinde böyle bir mikrop meydana çıka nlamamıştır. Kanserin İnsan cemiyetinde yaptığı tahribat — kalb hastalığından sonra, en l-lerlde gelmektedir — ve beş İnsanda bir insanın Amerlkada kanserden ölmekte olduğu göz önünde bulundurulursa bu husustaki araştırmaların daha faz la gelişmesine İntizar olunabilir.
Kanser meselesi gittikçe e-hemmlyet alan bir sıhhat meselesidir. Son keşflyata, bu vadide elde edilmiş mühim ipuçları denilebilir ise de bu hastalığın tedavisine yarıyacak buluşlar denilemez.
Bir Amerikan dergisinden
' çeviren :
B. AKSEL
Doludan 500 koyun öldü
Konya 15 (Akşam) — Cihanbeyli ilçesinin Karabag köyüne yağan devanın doludan beş yüze yakın koyun ölmüştür. D- -şen bir yıldırım da 98 koyunu öldürmüştür.
Bir kısım köylii bundan faydalana-madığından, bir kısmı da işleyecek vasıta olmadığından şikâyetçi
Babiâli hâtıraları
— 2 —
Eski Şurayı Devlet —Teşkilâtın ıslahı — Mülkiye dairesi — Kararsızlık
İS Haziran pazar günü Toprak Bayramı münaMflbâtiyle t«-tanbul Vilâyeti hudutları içinde bulunan Çatalca ve Silivri kazalarından beş köy halkı topraklandırıldı. Hiç toprağı bu-lunmıyan veya yeter derecede toprağa snhlb olmıyan köylüye dağıtılan bu topraklar, (Çifçlyl Topraklandırma Kanunu) gereğince tevzi edilmiş ve bundan böyle de edilecektir.
Bu münasebetle Çat&lcanın Çakıl köyünde yapılan töreni, pvartesi günü gazetelerde taf-sllâtlyle okudunuz. Benim burada bahsetmek İstediklerim, havadis çerçevesinin dışına çıkan noktalardır.
Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu Büyük Millet MecUslndo 1045 senesinde uzun müzakere ve münakaşalar sonunda kabul edilmiştir. O zamandanberi yurdun muhtelit yerlerinde ayrı »yn 13 Toprak Komisyonu kurulmuş, yani şimdiye kadar 13 vilâyette köylüyü topraklandırma faaliyetine girişilmiştir. Geçen seıiedenberl îsteııbulda 14 numaralı Toprak Komisyonu çalışmaktadır. Bıı yıl da pazar günkü dağıtımla İlk semerelerini vermiş oluyor. Artık bu dağıtma işinin, bayram günlerin! beklemeden peyderpey yapılacağı bildirilmektedir Ancak memlekette 63 vilâyet bulunduğunu ve pazar günü İst an bulda olduğu gibi ilk defa olarak dağıtım yapılan yerlerden bnşka daha birçok vilâyetin bu kanunun tatbikatını beklediğini u-nutmamak lâzım.
Boylece buraya kadar söylediklerimizden çıkan tik netice şudur: Bu iş ağır, hem de çok ağır gidiyor. Daha hızlı gidemez mt? Elbette gider. Neden gitmiyor? Orası bilinmiyor. Halbuki memlekette yapılacak ilk işin, köylü efendimizi» ekonomik a-datet dairesinde topraklandırmak olduğunu resmi ağızlar hor fırsatta tekrarlayıp duruyorltır Dağıtılan topraklar
Pazar günü yapılan törende SlhvTİnln merkez bucağına bağlı Kadıköy ünde 2410 dönüm devlet toprağı. 23 ü topraksız ve 18 1 az topraklı 41 aileye dağıtıldı. Bu dağıtmadan 306 nüfus faydalandı.
Ça talcanın İstimlâk edilen Er-menlköyü çitliğinin 7228 dönüm arazisi de Çakıl. Ova Yenice köyleriyle Sillvrinln Celâliye ve Ortaköylerindeki topraksız ve az topraklı 350 aileye dağıtıl-mıştır. Bu dağıtımdan 1287 nüfus faydalanmıştır Bu suretle Kadıköy’ünde her çlfçl ailesine 60 dönüm arazi verilmiştir, Devtet toprağı olan bu yerin dönümü 155 kuruştan hesab e-dllmlş ve ve buraları köylüye 20 «ene vadeli bono mukabili dağı tılmıştır. Diğer dört köyün faydalandığı Ermen lköyü çlfllfilyse istimlâk edildiği İçin dönümü 797 kuruştan dağıtılmıştır.
Burada beş nüfusa kadar her aileye 25 dönüm arazi verilmekte. beş nüfustan sonra nüfus başına yüzde on dönüm zammı hesaplanmaktadır. Bu arada, verilen toprağın İşlenebilmesi İçin köylülere kredi ve demirbaş vermek lüzumu kabul edilmiş, bu maksatla Ziraat Bankasında Ö2el bir fon açılmıştır. Bir defa olarak verilen kuruluş ve onarma kredisi 20 yıl vadeli, üç sene devamlı olarak verilen yıllık işletme kredisi de bir yıl vadelidir. Bu iki krediden birincisi binde yedi buçuk. İkincisi yüzde iki buçuk faizlidir. Kadıköyünde toprak dağılılan 41 aileye bu sebeple 8050 liralık kuruluş ve onarma yardımı yapılacaktır. |
Ermeni köyü çitliğinin dağıtıl- ı dığı diğer dört köyden 283 aile- I ye de 350.406 liralık kuruluş ve onarma kredisi verilecek Ur Bıı suretle bu vıl Çatalca ve Silivri- | den beş koy halkına yapılan, toprak dağıtımından 39» aile, yani 1333 nüfus faydalanmak-, tadır. Yapılan kredi yardımlarının yekûnu da 359,350 liradir.
Bu rakamlardan belli olduğuna göre. Ermenikoyü çlfliğlnln dağıtılın asiyle aile başına düşen 25 dönüm arazi azdır. Çünkü yerliler, o civarda bir ailenin doğru dürüst yaşıyabll-mesl için en az 50 dönümlük bir araziye sahlb olması lüzumunu belrtlyoriar. Bu adamlar her halde boşur.a konuşmuyorlar. öyle ya, bir araziden geçin-
Vali Dr. Lûtri Kırçlar köylüye dağıtılan arazinin tapularını veriyor
mek. o arazinin büyüklüğünden evvel verimine bağlıdır. Yani a-ruzl kısırsa 25 dönüme sahip bulunan bir ailenin geçimi (10 ona göre kuur kalır.
Kredi yardımı
Bundan başka yapılan kredi yardımı da pek azdır. Yukarıda verdiğimiz rakamlardan ania-şılftcağı gibi. Ermenlköyü çlfli-ğinln dağıtıldığı 350 aileden 263 üne yapılan yardım sonunda beher aileye 1332 lira düşüyor. 25 dönümlük arazînin bu parayla nasıl işleneceğini, hâlen bomboş duran toprakların nasıl «onarılacağını» tasavvur edin. Kadıköyündeyse vaziyet daha gariptir. Burada 41 aileye 8950 liralık kredi veriliyor. Bu suretle «İle başına 223 lira düşüyor. Yani beher dönüme 380 kuruş gibi bir para.
Burada 60 ar dönüm olarak yapılan dağıtımın nasıl semere vereceğin! düşünmek hayli alâka çekicidir. Unutmamak leab eder kİ. bu köylü son derece fakirdir. öyle kİ, Kadıköyünde dönümü 155 kuruştan, Ermenl-köyü çlfilğlndeyse dönümü 797 kuruştan hesaplanan araziyi, bedelini vererek alamamış 20 senelik bono vermeyi tercih etmiştir. Artık bu köylünün para bulup, kendisine yapılan sembolik yardıma ekliyerek toprağını onarmasını beklemek biraz abes olur gibi görünüyor.
Ziraat müdürüne sorarsanız, vaziyet iyidir.
— Aman efendim, diyor; bunlar mesele bile değlL Marshall plânından verilen traktörlerle diğer ziraat âletlerinin bir kısmı tstanbula tahsis edildi. Bir yandan Şeker şirketi, diğer yandan da Tarını Kredi Sandığı emrine ayrılan bu traktörlerden birkaçı köylünün kurduğu kooperatif vnsıtaslyle hemen toprağa intikal edecek. Traktör sürecek, makineler biçecek... Siz seneye mahsulü seyredin.
Köylünün derdi
İşin bir de başka tarafı var; Çakıl köyünde yapılan merasimden sonra köylüler yanıma geldiler:
— Beyim, dertliyiz, dediler.
Ve anlattılar:
— Biz, Balkanlardan hicret ederek, 25 yıl önce memleketimize geldik ve buraya yerleştik. O zaman bize onar dönüm arazi verdiler. Gençtik, bekârdık. Bu onar dönüm toprak işimiz! görüyordu. Fakat sonra evlendik, çoluk çocuğa kavuştuk. Zamanla bu on dönüm bize yetmez ol-
du. Zaten on dönüm dediğin de nedir ki? Üstüne hayat pahalılığı da geldi. Nihayet Brmcni-kiiy çlfllftinde ortakçı olarak çalışmak mecburiyetinde kaldık. Geçen sene dayanamadık. ÇlfLIk sahibine giderek bu araziyi parça parça blzlere satmasını, parasını zamanla ödlyeceğiml-zi. bono vereceğimizi söyledik. Adam kabul etmek üzereydi. O sırada Toprak Komisyonu üyeleri geldiler. rSIz bu İşten vaz geçin. Biz zaten bıı çiftliği istimlâk edip size dağıtacağı?.» dediler. Biz de memnun olup çekildik.
| Halbuki şimdi olanlar bize oldu. Çiftlik istimlâk edildi ama i blzlere bir dönümlük arazi bile j vermediler. Hep başkalarına gitti, şimdi biz ne yapacağız? .Eskiden çiftlik bir kişininken ' onun yanında ortakçı olarak ça-İlışabUl yorduk. Artık o İmkândan da mahrumuz. Çünkü arazi parça parça taksim edildi. Her-, kes kendi kısmını Işllyecek. Bl-1 zi yanında çalıştırmayacak. Bize de buradan yol göründü. Bu ' yaştan sonra kendimize başka İşler a oyacağız.
I Biz bu memleketin evlâdı değil miydik? Bize neden toprak : vermediler? Şimdiye kadar va-Itandaşlık vazifelerimizden hangisini yerine getirmedik? Vergimizi mİ vermedik? Yoksa askerlikten mİ kaçtık?
| Köylüleri dinledikten sonra 'şu İki mühim nokta belirdi:
I 1 — Tatbikine çok geç ve çok küçük mikyasta başlanan Top-
I rak Kanunundan hakkı olduğu halde faydalanaımyan köylüler l şikâyetçidirler
| 2 — Kendilerine toprak dağı-I ulan köylüler de bu toprağı Iş-ilyecck vasıtalardan mahrumdurlar.
RADYO
Bu akşamki program
17.58 Açılı» v» nr^şram, 1" M. S. «yarı ve Dun» mıizıt» İPİ.). ıı>.«5 Hanı melodiler IPI.I. 19 M. S. ayarı ve Haberler. 19 15 Geçmişle Bugün. 111.20 Yurtlan Sesler. 19,50 Ineesaı ' IBJ’siH Araban, faslı). ».15 Radyo G«-ıetecl, »30 S»çbe« raat. 70.3 S Şarkılar. 21 UNESCO Gıaeieai. 31.13 MU-rJk: «Fİ l. tl,« Sağlık Matı. M Dans mUalgl rPI.V, »43 M. S. ayar» va Haberler, 23 Program ve kapanış.
Yarın sabah to öflle programı
7.30 M. S. ayan, 741 Açılış İPİ.). | 7.-15 Haberler. » Sar eserleri !
«,I5 ÇeşltU parçalar (PI>, «,43 Tango, Rumba ve Koncalar (PL). O Kapanın.
I 13.30 Açılış ve program. 13.30 M S. 'ayarı. 13.30 Şarkılar. tûrkOler. 13 Haberler, 13,15 Mflstlc iPI.I, 13.30 öğle Gnıctcst. 13.45 Müzik: «PLİ. 74 Kapanı*.
Her hakkı mahfuzdur.
BAZI dostlar ve aldığım mektuplar eski Şûrayı devletin vazifelerine dair bildiklerimi lütfen, sordukları İçindir ki bundan bir evvelki yazıya (13 haziran) İlâveten bu malûmatı dahi bugün muhterem karilerime arzediyorunı... «Mülkiye memurlarının sulldare veya suiistimallerinden dolayı eldeki nizamname lklizasınca açılan dâvalar evvelâ bldayeten kaza ve gerek bldayeten ve istinaf en mutasarrıflık meclisi idarelerinde görülür olduğu gibi Şurayı devlet muhakemat dairesinde dahi bu nıisiılû dâvalar bidayete n ve lstlnafen Şûrayı devlet heyeti mafiş asasında müzakere edilirdi. Ve bu heyetin lstlnafen baktiğı dâvaların temyiz mercii de daire! mezkû-renin heyeti umumlyeslnce yapılırdı. (Heyeti mahsusa bazı Şûrayı devlet âzalarından; heyeti umumlyesiyse bütün daire reisleriyle o dairelerin bütün 5-za farından mürekkepti.
Teşkilâtın ıslahı
İkinci Abdülhamld (1312) senesinin kânûnusanislnde İdi; babıfdlye yolladığı bir İrade 1 se-nlye İle Şûrayı devlet teşkilâtının ıslahını istedL Epeyce devam eden bir müzakere ve münakaşadan sonra babıâllnin saraya arzettlği ve İradesini aldığı mazbata üzerine bir kararname sâdır oldu.
Şûrayı devlet muhakemat dairesi ve ona merbut bidayet mahkemesi bütün bütün müstakil oldular ,Vg bidayet ve İstinaf ve temyiz heyetleri na-miyle yeniden idari mahkemeler teşkil olundu, şûrayı devletin diğer kanunî vazifeleri mülkiye; maliye ve tanzlmat isimleriyle üç dâireye taksim ve tevdi kılındı. Ve yukarıda sik-, rettlğlm bidayet mahkemesi bir reisle dört âzatian ve İstinaf heyeti bir reisle alta âzadaıı: temyiz ise bir reisle sekiz ftza-dan terkip edildi.
Mülkiye dairesi
Bu daireye Şûrayı devlet reisi bizzat riyaset ederdi. Ve sâdır olan kararnameye göre Azası da sekiz zattan mürekkep o-laeaktı! Maliye ve tanzlmat daireleri de birer reisle altışar âzadan İbaret kalacaktı! Şûrayı devletin dahili nizamnamesinde yazılı vazifelerinden başka mülkiye dairesi maliye ve tanzimat dairelerinden sâdır olacak ka-1 rarlan ve aleltıusus İmtiyazlarla mukaveleleri ve bütün kanunlarla nizamlara müteallik maddeleri tetkik ederdi. Ve memurların ve ferdlerin şikâyet arzuhallerini kabul ederdi. Devlet idarelerince ahkâma muhalif yani kânunlara ve nizamlara muhalif icraattan ve muamelâttan dolayı alt oldukları devatrden tahkikat ys.pa.r-
Seınih Mümtaz S.
di ve neticesini bir mazbata ile sadarete yazar, mütalâasını bildirirdi. Sonra da devletçe e-hemmlyetl cihetiyle kendisine havale olunan İşleri uzun uzıln tetkik ve müzakere ederdi! İdare işlerinden hâdls olan İhtilâflara bakardı. tetkik eylerdi. Yeniden veya ilâveten tarholu-nacak tekâllifün icrası suretlerini müzakere İle tashih veya tâdil hakkını kullanırdı.
(Nâzırlar - vekiller haklarında vâki olan şikâyetleri de tetkik ve fezlekesini ihzar ettiği de bendeniz son zamanlarında bu daire âzasından İken dalı! jnü-kerreren vukubulmuştu. Ve e-peyce ağır mazbatalar sadarete gönderilmişti.)
Bahriye n&zırı Haşan Rami paşa aleyhindeki şikâyetlerden dolayı mülkiye dairesinin yazdığı mazbatanın o zaman dairenin lehinde olarak hayli killi kail mucip olduğu, gibi.
Kararsızlık
1312 kararnamesi ahkâmından biri de âza adedini l.ahdit ve takyit olduğuna ve münhal vukuunda bu adede vâsıl olması için başka tâyinler yapılmaması zlkrcdlldlğine rağmen neşrinden beş gün sonra tâdile uğrıyan yeni bir kararname İle mülkiye dairesi âzalarının reisle beraber on dört kişiye çıkarılması pek hoşa gitmemiş, fakat bundan maksat o daireye bir meb'usan meclis! başlangıcı gibi bir tecrübe mahiyeti veriliyor dedikoduları öteye beriye serpilmişti (?) 1908 meşru-' Üyelinden sonra ise Şraûyı devlet! tanzimat ve mülkiye ve maliye ve nafla daireler! namlyle yeni bir taksime tâbi ve her bir daireye bir reisle beş âza tâyin, ve bu işi eski âzadan bir çoğunu kadro harici telâkki ederek ve nısıf maaş vererek hüsnü tesviye ettik zannettiler. (İşte efendilerim; şûrayı devle! bu arzettltbn minval üzere teşekkül etmişti ve ilâ maşallah hâlâ berdevamdır. Şu fark İle ki bu defa ismi değişti) _____________________S. M. S.
Tarla ihtilâfından kavga
Konya 15 «Akşam) — Eğirin derbent kasabasında bir t.T'-. ihtilâfından çıkan kavgada bir kadın. Uti erkek öldürülmüş !>;r kadın, iki erkek de ağır yaralanmıştır. Suçlular yakalanmış iardır.
.Bir orman yangını
Artvin .15 IA.A i — Dün saat 10 da şehrin kuzey baU&ı.da bulunan kara armanda surı.ll* yayılmaya başlayan bir yanstın çıkmıştır. Mahallî orman tcşkl lûtuını ve halkın büyük gayretiyle ateşin söadüriilmeslııe huş lannııştır.
Kapanan yollar!
Kadıköy
1 — ZEVK
BALIKÇININ
PATRICİA ItÜC —

3) Bu Akşam SÜREYYA Sineması
2 film birden
KURBANLARI (Good Tiına Giril JEAN KENT
SEVGİLİSİ (Tüı ket) WİLL FYFFE
*
I

I. Al E de bugün matinelerden itibaren:
( 1 — AŞK KURBANI (Nora PRENTİSS) I
NS. Ann sHERİElAN
1Milyonlarca kişi tarafından okunan binlerce kişinin seyrine doyamadığı eşsiz film
2 — ÖLÜM YOLU (İstanbulda İlk «lefat Binblr heyecandan yaratılan müstesna fllm,|
«ı , k
Bugün matinelerden itibaren
1 — EBEDİYEN YAŞANMAZ
JOHN GARFIELD - Geraldlne Fılzgerald l Senenin en büyük macera filmi
2 — G E L EVLENELİM
JEAN I.ESI.İE - ROBEItT HUTTON
^E2S3iBBi ^ ji'kaha tufanı yaratan eşsiz film
SİNEMASINDA
flR
Yolları kapıyanlar, sadece seyyar satıcılar değildir. Hususi o-I tomobLllerle taksiler de şehrin en işlek cadde ve sokak başlarında, çok defa, saatlerce durarak halkın rahatça gelip geçmesine mâni olmaktadırlar. Bundan başka, inşaat sahipleri de son günlerde, pek başı boş bırakıldıkları için, bütün malzemelerini ortaya dökmek suretiyle sokaklar, tıkamaktadırlar.
Yukarıdaki resimde, İstiklâl caddesinde Oönül sokağındaki inşaata ait malzemenin yolu
nasıl tıkadığı görülmektedir.
Diğer taraftan İstanbul semtinde. Lâlelideki Çukur çeşme sokağına da bir gör. atılacak o-Iıırsa bu sokağın da-baştan sonuna kadar, iiç İnşaatın kum, kireç, çakıl taşı, tuğla yığınla- • riyle tıkandığı: âtıl bir vaka karşısında otomobil girmesins İmkân olmıyan bu sokakta yayaların bile güçlükle geçtikleri görülür.
İnşaat sahiplerinin, yol kapamağa hakları olmadığının' kendilerine bildirilmesini, alâ-kajılardaıı bekliyoruz.
Created by free version of 2PDF


r——1—' •• •• bunun
■ —
SfeoZH/arı ]
Ayşe, Yavuz oldu
Kömür stoku
Para darlığı
Piyasanın, bir kaç «umandır, | lige kaptumış ve İş adamlarını zor durumda olduğu, hattâ ban* genle siparişlere, stoklan art-inâslann beklendiği urarla id- (ırmağa şevketmiş oldukları din edilmekte ve bütün zorluk- müşahide edilir. Bankalar da. lar . para darlığı» İle tali edil-, kendileri İçin cazip olan akre-mtk istenmektedir. Bu izah'dltlf açma işlerinde âzami kolanı. bünyenin her hangi bir Jaylıklan göstermişler ve ttlo-h as ta lığını hararet derecesinin can bugün hareketsiz kalan stokları yapmağa sevketmlşler-dlr. Bugün İthal mallarının Hallerinin menşelerinde düşeceğini ve memleketteki alıcıların da, daha fazla bir sukut ümidi ile. Utlnkâfı tercih edeceğini tahmin etmek güç değil İdi ve kredi, istikbalde* İlhtl-mallere göre ayarlanması lâzım gelen İkraz lşlertle meşgul »>,_ ....____ , , olan bankaların konjonktürün
deflasyoncu bir politika takip muhtemel seyir ve inkişafını edip tedavüldeki para hacmini' düşünmeleri ve buna bilhassa ani olarak ve geniş ölçüde da- Merkez bankası tarafından eev-raitnuş olsa İdi. para darlığı kedllmeleri mümkün ve zaruri piyasanın zorluklarını doğuran İdi.
bir sebep olabilirdi. Fakat bu-f Fakat maalesef İşlerin lnki-günkü durumda para darlığı, ettiği devrede İmtihanda iktisadi hayatımızdaki bazı parlak not alan bankalarımız, şartlann ve bir dereceye kadar mevsimin her sene tekerrür eden hususiyetlerinin mahsulü, neticesidir.
Ancak mahsulün idrakinden ve şehirlere şevkinden sonradır kİ, ticaret merkezleri!» Anadolu arasında bir alış veriş hareketi başlar. müstahsil eline geçen ] para 11 e şehirlerde mubayaalarda bulunur ve bu sayede hem Ana doludan ticaret merkezlerine para akar, hem de bütün ticaret hayatı canlanır. Bı Sanma ancak temmuz ortalarında, ağustosta başlar Binaenaleyh bu mevsimdeki durgunluk, tiraat memleketlerinde görülen geçici, fakat her sene tekerrür eden durgunluktan başka bir şey değildir.
Fakat bu tabii, normal, mev- ( simi durgunluğu şiddetlendiren başka bazı sebeplerin de bulunduğunu zannederiz. Mevsimi buhranın vehametinl arttıran sebepler kısmen harb ekonomisi şartlan ve ruhiyatı 11e İzah edilebilir. Ticaret âlemini, bilhassa Bitlerin düşmeğe meylettiği devrelerde zor duruma okan, stokların terakümüdür. ts adamlarımız maalesef, bütün ikazlara rağmen, flatle-,-* rin mütemadiyen yükseldiği daha güç. bir çok bilgiler, me-devredeki itiyatlardan aynimi- kabiliyetler istiyen bir
yarak, siparişlerini, stoklarını istir. Bugünkü durum bizi lnti-ölçüsûz olarak arttırmış, alıcıların nihayet Istlnklfı, beklemeği tercih edeceklerini, piyataya hâkim olacaklarını tahmin cdemiyerek. kolay alıştığı nikbinliğe devam etmiş, bugün elindeki bol malın altında ezilme tehlikesine maruz kalmışlardır.
Alışılan ve bir müddet kazanç, bol kazanç temin eden bir zihniyetin kolay değiştirlt-memeslnl bir dereceye kadar, mazur değilse bile, tabii bulmak lâzımdır. Eğer İnsanlarda, bilhassa kazanç mevzuunda, ölçü ota, parlak neticelerin gecicl. her binişin inişi olduğunu anlama kabiliyeti bulunsa yalnız iş hayatında değil, fakat bütün içtimai, hattâ siyasî hayattaki buhranlar önlenir, talanlar, cemiyetler uçuruma yaklaşmadan uyanır ve hareketten sonra durmak, dinlenmek. işleri genişlettikten, büyüttükten sonra bir devre İçin daha mütevazı ölçülere İrca etmek ihtiyacını duyarlar ve bu aayede bir çok zorluklar, ıstıraplar v« ticaret hayatındaki iflâslar önlenir.
Fakat muvaffakiyet İnsanın banını döndürür ve kendisini yıldızına İnanmağa sevkeder ve fazla İyimserlik nihayet inhlza-
yükse kliğin e atfetmeği hatırlatır. Hattâ bu gidişle, hararetin yükseldiğini gösteren dereceyi mesul sayıp kırmağa teşebbüs eden bazı İnsanlara bile rastlayacağımın tahmin edebiliriz.
Evet tüccar para darlığından mustariptir. Fakat bu darlık bir sebep değil, bir neticedir. Eğer Devlet veya Merkez bankası,
can-
başta Cumhuriyet Merkez bankası, tlearet cihazını itidal ve İhtiyata aevketme vazifelerini yerine getirememişler ve. bu bakımdan, kötü not almışlardır.
Asıl şimdi, belki Basra harap olduktan sonra, hiç kimsenin, hazırlanmadan, öğrenmeden, bir çok tecrübe devreleri geçirmeden, hattâ muayyen bir tahsil ve kültürü olmadan, bankacı olanuyacağını anlamağa baş-Iıyacağız.
Bankacı yetiştirmenin kolay olduğu zehabımızın memlekete fazla pahalıya mal olmamasını temenni ederiz. Fakat bilhassa Merkez bankamızın, kredi cihazını ayarlamakla mükellef olan ve bankaların bankası o-lau bu müessesenln sipariş akışını ağırlaştırmak, hattâ durdurmak elinde iken, reeskont
«Evlenecek misin?» sualine karşı beyaz dişlerini göstererek güldü
Bu sene şehrimizde fazla stok yapılıyor
Ankara 14 — İstanbul'da geçen sene çekilen kömür sıkıntısına meydan vermemek üzere mühim kömür stoku yapmak için büyük bir gayret saffetin ekte ve halkı bir daha dar li-
Ankarada bir kızın, Numune hastanesinde yapılan ameliyat neticesinde erkek olduğunu yaz iniştik. Bu kız Boluya bağh Mu- ga düşürmemek imkânını te-durau İlçesinin Dolayız köyün- mıne çalışmaktadır. Geçen yıl don 17 yaşında Ayşedlr. Ulus tstanbulda ancak 12-13 bin ton diyor kİ: oıan stok bu yıl daha şlm-
Yavuz, hastaneye entariyle ve 20 bin tona varmşıtır. ı. nı._„tr Müessese bunu daha da art-
ı (ırmak kara rındadır ve bu maksatla Kuruçeşmede yeni bir depo kiralamak kararındadır.1
olduğu için naıa erzezııgını ya-1 Diğer taraftan burada gecen r dırgıyan bir hail var. Etrafına y1 ancak 8- 9 btu tonu bulabilen ürkek ürkek bakıyor ve konu- lö - 1~ * ’ — - 1
şurken gayrilhtlyarl kızarıyor 1 tUnılştir. Stok
Dün hastanede bir arkadaşı- nakliyatın büyük rolü mız kendisini ziyaret ettiği za- ’ '
man bu İntibaı edinmiştir.
Arkadoşunııla dünkü Ayşe ve bugünkü Yavuz arasında şu konuşma geçmiştir;
— Nasıl erkek olduğundan memnun musun?
— Memnunum tabii.
— Erkeklik m! iyi, kadınlık iiyata karıştıkları zaman stok
usun »açlı olarak gelmiş, fakat erkek olunca saçları keşlimi? ve erkeklere mahsus koğuşa yerleştirilmiştir. Daha resmen erkek olalı pek az vakit geçmiş olduğu İçin hâlâ erkekliğini ya-1
musluğunu biraz kısarak kendine müracaat eden ticari bankaları ihtiyata sevketmek vazifesini yapmadığı, imtihanda başarı elde etmediği muhakkaktır.
Bankacılık guç bir meslektir. Bele Merkez bankasını ve bunun kanalı Ue memleketin kredi siyasetini İdare etmek çaA
baha ve Merkez bankamızın bünyesinde esaslı bir refo&na şevke tm t İldir. Bu bankanın idare heyetinde milli banka müdürlerin» yer vermek ve bu sayede bu İdare heyetini kredi realitelerinin İzine sokmak zamanı artık gelmiştir.
Değil yalnız Merkez bankasının. belki bütün milli bankaların. hattâ şirketlerin idare heyetlerinin terkibi mevzuu artık ciddiyetle ele alınmak lâ-ı uradır. İleri bir cemiyette hiç bir İş bilgisiz, tecrübesiz, ihtisasa riayet edilmeden İdare edilemez. Boyacı küpüne girip çıkmakla, meselâ mühendis, şair, ressam, devlet adamı olunmadığı gibi, bankacı da olunamaz.
Stok enflâsyonuna kısmen sebep olan bankalarımız, iktisadi hareketsizlikten ürkerek, belki ifrattan tefrite kayarak, bugün de kredi musluklarını tamamen kapatmışlar ve piyasadaki kımıldanma imkânlarını da öldüren, belki yine gayri şuuri, bir nefis müdafaası kay-gusuna düşmüşlerdir.
İşte -para darlığı» adı verilen marazl durum bilhassa dünkü ifratların hesapsızlıkların ta- 1 bil neticesidir. Diğer taraftan, -------------------------------hareketsizlikten korkan kredi mı doğurur, Senelerle devan/cihazı da. azami İhtiyat ile, eden harb konjonktürü devre-' müdafaaya çekilmiş bulunmak-slnde elinde mal bulunan ka-1 tadır.
sanmış, stokların kıymeti ol-J Fakat şu veya bu sebeple duğıı yerde yükselmiş ve bu bankaların çalışma imkânları-«yede bllânçolar, gösterilenler olmasa bile, İş' adamlarının kendileri için hazırladıkları «mahrem?» bilançolar, parlak neticeler göstermiştir
Ticaret muhitimizde yeni, tecrübesiz elemanların ehemmiyetli bir yer işgal ettiği de düşünülecek olur İse, harb konjonktürü devrine alt zihniyetin, mümkün olduğu kadar fazla stok bulundurma temayülünün devam etmiş olmasını tabii bulmak icap eder.
Fhkat başka memleketlerde, bilhassa F'~:z;2. 2______—İL—2— -
görüldüğü gibi, bankalarımızın! da kendilerini umum) iyimser-

Spor sarayında bir
Millî Sergi açılacak
4
]
stok lfl - 17 bin tona yüksel-1 itilmiştir. Stok temini işinde n-Ulloaim Ki',•»İH» (ml«j OİdUğU da bu meyanda kaydedilmek- 1 tedir. Gemi sahipleri nakliyat işinde çalışmak üzere hükümete müracaat etmişlerse de henüz bir anlaşmaya varılamadığından. nakliyat şimdilik müessese tarafından ifa edilmektedir. Hususî firmaların da nak-
Yazan Cemaleddin Bildik
Binanın kısa bir tarihçesi — Pehlivanlarımızın şampiyon olduklar: minderde güreşen çocuklar — Kırılan camlar ve oturma yerleri parçalanan 1500 iskemle — Binada kaç salon var ve buralarda ne gibi spor gösterileri yapılacak? Fin hamamının da saraya nakli muhtemel—'Sergi hakkında Valinin izahatı — 6 ekim Istanbulun kurtuluş yıldönümü günü açılma töreni yapılacak
Spor re Sergi sarayının dıştan ve fçten görünüşü
ini?
— Erkeklik.
— Erkek olduğun nasıl mey-
dana çıktı?
— Meydana çıktı İşte.. Köyde
kız arkadaşlarımla beraber büyüdüm. Ben de kendimi onlar gibi kız sanıyordum Yemek pişirmesini, ortalık temizlemesini, yün örmesini, dikiş dikmesini bilirim. Tarlada da çalışırdım. Yalnız seneler ilerledikçe kendimde öbür kız arkadaşlarıma benzemiyen şeyler hissetmeğe başladım. Vücudum da onların vücuduna benzemiyordu. Annem de İşin farkına vardı. Nihayet babam beni Mudurnuya dirnılştlr. Bu müspet cevap ü-götürdü. Oradaki doktora gos-' zerine P. T. T. idaresi, 8 bölgelerdi. Doktor: «Bu kıs değil, oğ-j de faaliyette bulunacak hell-lan! Bunu al Ankaraya götür.1 kopterlerin iniş ve kalkış ma-ameliyat etsinler!» dedi. Bu halhalleriyle taşıma ücreti meşe* bere babam çok sevindi. Çün- j lelerlnl İncelemeğe başlamıştır, kü benden küçük bir oğlan kar Helikopterlerin ‘
deşim vardı, tsml Sabrl İdi. Geçen sene hastalanıp ( - — '
Babam olsun, annem olsun hep: J basta gelmektedir Hellkopter-«Ah bir erkek çocuğumuz olsa», ler, aynı zamanda bölge sağlık diyorlardı, fşte duaları kabul o- teşkilâtının doktorlarını da ica-1 unmuş ki ben erkek oldum.
— Peki köye nasıl gideceksin, ceket pantalonun yok?
— Alırız.
— Köydeki kız arkadaşların acaba seni nasıl karşılarlar?
— İyi karşılarlar. Şimdi bir çok erkek arkadaşım da olacak. Askere de gideceğim.
— Seni kızken kocaya vermek istememişler miydi?
— Hayır, istememişlerdi,
— Köye gidince evlenecek mİ-'
sin? | ... _____ , ....
Yeni deUkanluıın yüzü ye- ziyaretten maksat, iki memle- üzere İstikraz edilen iki buçuk nlden kızardı ve bey&z dişlerini ket arasında ....................
göstererek güldü. takviye etmektir.
Ank ara 14 — Memleke t i rnlzde posta nakliyatının helikopterlerle yapılabilmesi için çalışmalara başlanmıştı. Haber verildiğine göre bu husustaki temaslar bir hayli ilerlemiştir. İngiltere, posta nakline elverişli ve yakın mesafeler İçinde çalışabilecek helikopterlerin, memleketimize verileceğini bil-
çalışacakları
- . yerler arasında Hakkâri, Van, ölmüştü. I Muş, Urfa, Mardin ve havalisi isim hep- basta gelmektedir Hellkopter-
bında en ücra köşelere taşıyacaklardır.
Irak Kıral naibi Tahranda
. Tahran 14 (AA.) — Reuter: Irak naibi AbdiilllAh'ı, hava
: meydanında İran Şahı Mehmet IRıza Pehievi karşılamıştır.
Naip, şahın davet! üzerine I İrana gelmiştir. Basına göre bu
1947 de, Stokholmda yapılan Avrupa serbes güreş şampiyonası, müsabakalarında şampiyonluğu kazanan güreşçllerl-miz îstanbula döndükleri zaman Vali ve Belediye Başkanı Dr. Lütfi Kırdardan, şehrimizde bir «Kapalı güreş salonu» yapılmasını bir kere daha rica etmişlerdi. Zaten böyle bir salona ihtiyaç hasıl olduğu öteden beri belirtildiği İçin o giln güreşçilerimize böyle bir salonun yapılması kat! bir İfade He vAdohmmuş, İmkânların ehemmiyetle araştırılmasına başlanmıştı, tstanbulda bir sergi sarayı binasına da şiddetle ihtiyaç hissedildiği göz önünde i tutularak, bu İki İhtiyacın bir bina İle karşılanması muvafık görülmüş ve nihayet İller bankasından 15 yılda ödenmek
MÜZİK
İstanbul radyosu açılırken
■ I ’ •
mâliyeye(nı temin eden mevduatın da I azalması kredi hacminin kü-çûl tül meşini icap ettirmiş olabilir. Ancak bu husustu kat! ■ bir mütalâa yürütmek İçin lüzumlu doneler henüz
, mevcut değildir
Marizi bir durum ı Bunun düzeltilmesi rar mıdır? Bizce hfistahğı. bu devreye girdikten sonra, dur-• durmak güçtür. hattâ belki imkânsızdır.
Mevsime alt olan kısmı kendi kendine ortadan kalktıktan , sonra, vaziyeti yeniden Incele-Blrieşlk Amerlkada mek ve belki piyasanın sıhhate (Arka»ı 7 nel sahlfede; ---------------------1 Cevad NİZAMİ
elimizde
var dır.
İmkânı
Basın ve Yayın Umum Müdürünün haber verdiğine gdre, İstanbul Radyosu eylül ayından itibaren muntazam yayınlara başhyabileeektir. Gerek Ankara ve gerek İstanbul radyolarında program işine bir düzen vermek gayesiyle temmuz ayı başında Ankarada toplanacak olan selâhlyetlî bir komisyon bu mühim İşi görüşecek ve herhalde faydalı kararlar verecektir.
Radyo neşriyatının, bilhassa bizim meşgul olduğumuz müzik sahasında, ne kadar ehemmiyetli olduğunu tekrarlamayı za-id bulunu. Radyo sadece oyun, eğlence ve hoş vakit geçirme vasıtası değildir. Bütün dünyada olduğu gibi bizde de radyoya öğretici ve terbiye edici bir değer verildiği muhakkaktır. Radyo neşriyatını bir programa bağlıyacak olan komisyonun her şeyden evvel bu ciheti göz önünde tutacağına inanmak İstiyoruz.
Yıllarca önce Ankara radyosunun yaymlyle vakit vakit ilgilenmiş ve bir kaç yazı yenmiştim. (Akşam: 22 aguıtoa 1945 , 25, 27 eylül 1945 ve 27 e-klm 1946) O günden bugüne kadar bazı haklı dileklerimin yerine getirildiğini görmek şöyle dursun tamamiyle aksi tür iz-
tlkamet tutuldu ve neşriyatın kalitesi gün günden düştü.
Ankara Radyosu neşriyatmın ne kadar yeknesak ve ne kadar tek taraflı olduğunu belirtmek İçin küçük bir misal vereceğim: On bir yaşında bir kızını var. Küçük yaşından beri radyo dediğimiz bu nimetten faydalanıyor. Fakat son samanlarda radyonun düğmesin! Ankaraya doğru çevirmez oldu. Sebebin! sordum. Şu cevabı verdi: «Ankara radyosunu açmadan ben ilse programı ezberden söyleyivereyim: Karışık şarkı ve türkülerden sonra kanşık türkü kil ve şarkılar, fasıl musikisi, tarihi Türk muslkLsİ, yurtlan sesler, saz eserleri ve dönüp Uçlaşıp yine bunların tekrarı... İstanbul Teknik Üniversitesini açmak daha hayırLı...»
Çocuk belki mübalağa diyor. Fakat, programın yeknesaklığına bu suretle İşaret etmesi kâfidir sanırım.
Radyo neşriyatına ayırdığını yazılarda daha o vakitler koro musikisinin noksanlığına işaret etmiştim. 1945 yılından evvel radyoda konserler veren bir koro vardı: Ahmet Adnan Saygım'un idare ettiği «Ses ve tel birliği korosu». Aradan yıllar (Arkası 7 nc! salıiteJe) Fi liri ÇİÇEKOfilU
münasebetleri milyon lira İle, içinde «Kapalı güreş salonun da bulunan bugünkü «Spor ve sergi sarayı» in-l şa edilmiştir. Fakat bina, 3 milyon liraya ma! olacaktır. I
İşte, 1949 Avrupa serbes güreş şampiyonasını kazanan pehlivanlarımızın. İçinde geceli gündüzlü üç gün güreştikleri. «Spor ve Sergi Sarayı» nın böyle bir kısa tarihçesi vardır.
Kırılan camlar ve iskemleler
Kapalı güreş salonundan başka, hangi sporlar için salonlar bulunduğunu öğrenmek üzere evvelki gün gittiğim binada, güreş günlerinin heyecanını ya- | şanındım dersem hakikatten uzaklaşmış olurum, O ortadaki minderde, 12 - 14 yaşında on on beş çocuk güreşiyor. İçlerinden bir tanesi de onlara hakemlik ediyordu!
— Allah Allah!. Bu çocuklar da nereden girmişler buraya?
Yerdeki mozayıkları parlatan ustalardan biri cevap verdi:
— Bu civarın çocukları onlar, dedi, kapıyı arık buldukları için girmişler ve doğruca mindere giderek güreşe tutuşmuşlar... Biz de çocukların bu içlen gelen arzularına mani olmak istemedik... Bakın ne de güzel güreşiyorlar.
Hakikaten öyle de giızel güreşiyorlardı kİ... Usta ile birlikte bir müddet onları seyrettim.
Halkın güreşler esnasındaki heyecanının sebep olduğu zararın bilançosunu da bu arada öğrenmiş uluyorum. Tamaın sekiz tane büyük cam kırılmış, halkevlerinden, stadyumdan ve belediye nıüesseselerlnden toplanan 2000 iskemleden de ancık 500 tanesi sağlam kalabilmiş'.. 1500 iskemlenin halini bir görmelisiniz. güreşçileri daha İyi görebilmek için üstüne çıkılan J iskemlelerin oturma yerleri ol-i
dufiu gibi göçüvermlş!.. Herhalde hazmının sırtmı yere getiren pehlivanlarımız alkışlanırken bir zıplama, İskemleleri bu hale getirmiştir! Kınlan camların yerlerine yenileri takılmış. Diğer taraftan da iskemlelerin tamirine başlanmıştır.
Diğer salonlar
Binada, güreşlerin yapıldığı büyük salondan başka, iki küçük spor salonu daha vardır. Seyircisi fazla olacak müsabakalar bu büyük salonda yapılacak, seyircisi 500 den yukarıya çıkmasına İhtimal olmjyan müsabakalara da küçük salonlar tahsis edilecektir. Mesela, boks, basketbol, tenis gibi müsabakalar İçin, müsabakanın ehemmiyetine ve seyircisinin miktarına göre salon ayrılacaktır. Birbirine yakın olan bu salanların oturma yerleri sökülüp yeniden takılabilir vaziyette yapıldıgm-I dan seyircisi daha kalabalık o-iacak müsabaka, konser ve toplantılarda iki üç salon derhal birleştirilebilecektir. İcabında bu oturma yerleri sökülüp kal' dınlacak ve öbür sergilerde papyonlar kurulmasına tahsis o-1 lunabilecektlr Binada ayrıta pingpong, bllârdo salonları da vardır Müsabıklar için müteaddit soyunma od alan, büfeler de yapılmıştır. Plânında «Fin Hamamı» nın da bu binada bulunacağı kayıtlı ise de şimdilik Fin Ramamı İnönü stadyumunda (■*) yapılmıştır. Bu hama-
mm ilerde «Spor ve sergi ■-yı» na nakli muhtemeldir
Sergiler
Binanın sergiler için de el rişli bir şekilde İnşa edildiğine yukarıda işaret etmiştim Kendisi İle konuştuğum vali ve belediye başkanı doktor Kırdar sergi mevzuuna ederek diyor ki:
c— Türkiyenln en büyük ve dünya ölçüsünde mühim bir yert olan tstanbulda bir sergi binası yoktu. Yerli mallar sergisi ve diğer sergiler hep Galatasaray Lisesinin yemekhanelerinde. koridorlarında' ve bahçesiyle teneffüshanelerinde açılıyordu. Malûm olduğu veçhile bir defa da Taksim bahçesinde inşa edilen salaşlarda açılmıştı. Ne Galatasaray binası ve ne de Taksim bahçesi sergi olma-.a müsaittir. Ben tstanbııla tâyin edilir edilmez, bir sergi binası yaptırmak fikrinde İdim. Fakat daha âcil İdleri ön plâna alarak bunu sonraya bırakmıştım, araya harb de girince bu iş biriz gecikti Bir taraftan menılex«t sanayii ve güzel sanatlara alt eserleri teşhir İçin bir sergi binası inşasını bütün sanayicilerimizle ressamlarımız ve hey-keltraşlarunız. çok yerinde olarak isterlerken diğer teraitan da sporcu gençlerimiz pek haklı olarak bir kapalı spor salonu istiyorlardı. Nihayet bu ’ ve sergi sarayı» nı İnşa etlik. Şimdi burada, kışlan da ölçüde spor faaliyetleri yapılabilecektir.»
(Arkası 6 ncı sahi fi de)
Lütfi temas
«Spor
geniş
(W) — Fin Hamamı hnkkın-
daki tafsilât 10 haziran 949 ta-
rihli gazetede çıkmıştır.
tılıııııı ııııııııııııııııııınııııııııııııiıııııııtıırıııııııııııııııııııııııııuııılılılıIHılilllll lll millili III IH.inimi
Kendinize iftira etmeyiniz. .
«Yabancı dil öğrenmeğe kabiliyetim yok» diyerek kendinize karşı haksızlık etmeyiniz.. Zira anadilinizi veya yeni bir şarkıyı nasıl tekrar tekrar dinll-yerek öğrendenizse yabancı dilleri de tarıamlle> aynı suretle kavrayıp bellemek niçin mümkün olmasın ? İşle gramofon plöklı Lln-g u a fon metodu size bu İmkânı sistemli bir
de temin edecektir. Yaş veya tahsil derecesi mevzuu bahis değildir: Llnguafon Enstitüsüne metod-daıı muvaffakiyetle faydalanmış binlerce talebeden takdir ve teşekkür mektupları gelmektedir. Enstitünün AltınKltabı sayın ilgililerin teLklkine açıktır. Aşağıdaki kuponu derhal doldurup gön derere r ek tamamlayıcı izahat İsteyiniz.
S.-hlfe G
A K Ş A M
EV - KADIN - MODA
Spor Sarayında
Gül mevsimi
Kurumuş gül yapraklarından istifade edilebilir
Ayakkabı ve çantalar
Geçen harta gülden nasıl istifade edildiğini anla tııı iştik. Bugün de diğer birkaç reçeteden bahsedeceğiz
Bahçede gül ağacı üstünde kuruyup dökülen kokulu gül yapraklarını toplamalı, bunlara çiçekliklerde kuruyan kokulu gül yapraklarını ilâve etmeli, t.lı tabağa doldurmak Epeyce toplandığı zaman bunlardan çamaşır orasına konulacak, şaşe. uyku getiren kokulu saşe ve salon yastığı hazırlanabilir.
Aynı miktar kurumuş gül yaprağı. Iftvanta çiçeği ve fesleğeni karıştırıp ezmeli. İnce muslin, yahut tülbent torbalara doldurup ağzını dlkmell. çamaşırlar arasına yerleştirmeli Dolap ve çamaşırların kokusu iş açar.
Bir avuç dolusu kuru gul yaprağına bir tutam nane ve dövülmüş bir diş karanfil karıştırarak küçük bir torbacık İçine dikip bir saşe hazırlamalı.
Uykusu kaçanlar bu saşeyi bir müddet kolayınca uyurlarmış.
İnce bir ipekli yastık içine doldurulan gül yapraklarına bir avuç kurumuş fesleğen İlâve ederek ağzını dlkmell. Divan üzerine konulan bu yastık odayı hafifçe kokuttuğu gibi divanda oturan mis gibi koku içinde bulunur
Yiız yıkanılan suya beş on damla İlâve edilerek cildin berraklığını muhafaza eden sıcak havalarda enseye ve şakaklara sürunice serinlik veren, sivrisinek ve kara sinek ısırmasına sürülünce acısını gideren giil sirkesinin yapılması pek kolaydır:
59 gram kuru kokulu kırmızı gül yaprağı. 2a gram kuru yasemin çiçeğini bir kavanoza koymalı, üzerine 125 gram halt* gül suyu ve 500 gram beyaz sirke İlâve etmeli Ağzın* sıkı kapayarak on beş gün bırakmalı. Sonra filtre ederek şişelere taksim etmeli
Bir elbiseyi tamamlıyan ayakkabı He çantadır. Bu yaz giyilen ayakkabılarda yenilik yoktur. Birkaç seneden beri kullanılan modellerin aynıdır.
Halbuki çantalarda büyiik değişiklikler olmuştur. Deriden ziyadl hasırdan ve renkli Işıl-
dan örülmüş oantalnr kutlanılıyor.
1 — Renkli deriden akordeon biçimi çanta.
2 — İki yanı »azdan, ortası ve kulbu İpekli kumaştan yapılmış çanta.
3 — Pembe kıldan örülerek
yapılmış çanta
4 — ince hasırdan yapılan bu çantanın İçi ve kulpu renkli ketendir.
5 — Etrafı ha*ır. içi »e kulbu renkli podösüetten çanta.
B, 1, 8 — Beyaz yahut renkli deriden yapılmış ayakkabılar.
Faydalı bilgiler
16 Haziran 194!)
Mahkeme Koridorlarında
Baş ağrısından muztarlp olanlar bu sirkeyi yaparken gül ve yasemin yerine mellse yaprağı İle nane yaprağı koyarlarsa başı ve şakaklan uvalaym-ca çok İstifade ederler.
Beyaz ayakkabılar
Beyaz ayakkabılar ne kadar dikkatle boyansa, ekseriyetle boyasını verir, çoraplarda beyaz İzler bırakır Buna mâni olmak ve sabit bir boya elde etmek için satın alınan boya şişesi İçerisine İki kahve -kaşığı toz şeker atıp karıştırmak. B .ya sürüldüğü yerde katiyen İt bırakmaz.
Cildi karartan
MODA HABERLERİ
★ Bu yat mendilin büyük bir elıeıutniyeti vardır: tayör İla kol içerisine takılan keten mendil hafifçe görünüyor. Cepli elbisede büyük mutlln mendil cebe konularak uçları eteğin öterine sarkıyor. Plajlarda İse büyiik basma mendiller baş* bağlanıyor.
*■ Keten iayörler çok rağbet bulmaktadır.
★ Ayakkabılar için kullanılan deve kuşunun derisi pek beğeniliyor.
★ Renkli keten ve çiçekli batmadan tüllü, dantellilerine ka dar butun şemsiyeler revaçtadır.
bir ilâç
Çorap glymlyenler bacaklarını güneşte yakarek ayaklarında çorap varmış hissini vermeğe gayret ederler Plâjlara gitmeğe vakti müsait olmıynnlar her gün şu İlâçtan dizlerine, sürerler ve az müddet güneşte tutarlarsa pak çabuk ciltleri kararır.
Bir reçel kaşığı raflııe zeytin yağı, bir reçel kaşığı ceviz yağı, yarım reçel kaşifti defne yağı ve beş altı damla bergamot esansı
Kaşlardaki kepekler
Bazı kimselerin saçlarından maada kaşlarında bile kepek bulunur. Çirkin olan bu halin önüne geçmek için geceleri yaLarken bir kahve fincanı su içerisine bir tutam bikarbonat atarak karıştırmalL Bu su ile kaşlar güzelce yıkanıp silinme -11. Sonra kolonya akıtılmış bir pamukla kaşlara şekil vererek «ilmeli.
Enginar kotleti
Dört İri baş enginar seçmeli Temizledikten sonra diplerLnl dörde bölmeli, tuzlu ve limonlu suda hafifçe başlamalı
Diğer taraftan iki çorba kalığı sadeyağını ateş a koymalı, ısınınca içerisine bir kahve fincanı un atmalı, bir İki defa kayıkla karıştırarak un hafifçe pembeleşmeden evvel İçerisine bir bardak süt ilâve ederek karıştırarak pişirme 11 Koyu ma-hallebl haline gelince ateşten İndirmeli, İçerisine bir yumurta sarısı, elli gram rendelenmiş kayer peyniri, bir tııtam tuı atmalı. karıştırmalı.
Evvelce haşlanıp hazırlanan enginar parçalarını almalı, ku-rulanıalı, ve pişirilen beşama-lin İçerisine sokarak bulamalı, bir tabağa dlzmell. Beşamel artarsa ürerlerine dökmeil ta soğumağa bırakmalı
Soğuyunca her parçayı önoa do vülmûş yumurtaya sonra galeta tozuna bulayıp kızgın yağda kı-zartmalu her tarafı penbo olunca tabağa çekmeli üzerine doğranmış dere otu serpmell sofraya çıkarmalı yenirken üzerine Limon sıkılabilir.
SON ZAMANLARDA
Çok şık ve zarif giyinmekle tanınan bir bayana muvaffakiyetinin sırrını sormuşlar? Gülmüş... İsrar etmişler MUZAFFER ADAM’da giyiniyorum demiş. Tel: 40387
I Müşküllere cevap 1 ?...........................1
Çilek likörü
Fatih, Ktztnşı Ayşe Mellı: Bütün meyvalaıdan ve Çiçeklerden likör yapmak mümkündür. Bunların hepsini aynı gürde tarif etmek kabil değildir. Her meyvanın mevsimi gelince sl^r tarifini yazarız.
Çilek likörü: Olgun ve çürü' -süz çileklerin saplarını temlzlt-yerek yıkayınız, Hafifçe ezdik ten sonra bir kavanozun içine koyunuz, üzerini 45 derecele saf İspirto İle doldurunuz. Kavanozun ağzına önce yağ geçmez kâğıt, sonra kapağını koyarak sıkı sıkı kapayınız ve on beş gün kadar güneşte bırakınız.
Bu müddet geçtiklen sonra çilekli ispirtoyu süzerek filtre edinil. Bir litre çilekli İspirtoya ÎÖO gram şeker hesap ederek. şekeri pek az su ile gayet koyu şeker şerbeti kestiriniz şişelere taksim ederek saklayınız.
Bazı kimseler şeker şerbetini kaynatırken çubuk halinde tur-çın ilâve ederler. Bu kokuyu severseniz tarçını kullanabilirsiniz.
Göze sürülen rimel
Göze rimel sürüleceği zaman iptida kirpikler yağlanırsa rimel fevkalâde İyi tutar.
Yağlanan kirpikler uzerlııe ılık su İle ıslatılan rimel görülmelidir.
r
Kızlara Suikast
ZABITA ROMANI
Yavan; Agalha Christle Tercüme eden: Vfc - NÛ
- Tefrika NO. 19 - .
— Otelci belâlar dediğiniz nedir, küçük hanım"'
Kız. cevap vermeden evvel bir an sustu:
— Doğrusunu isterseniz pek tarife sığmaz. Belki de. asri he-yatm verdiği yorgunluk. Hani şu gazetelerin sık sık bahsettikleri vaziyet: Fazlaca kokteyl, fazlaca sigara İçmek... Ve bunlardan doğan neticeler... işte bende de böyle yılgın bir ruh hileli hasıl oldu
Kendini koltuğa rahatça bırakmıştı; ince uzun ve zarif parmaklarını asabiyetle birbirine kavuşturuyor. yine süzüyor, yine kavuşturuyordu
— Küçük hunim! 8,1.' benın • le açık ve samimi konuşmuyorsunuz Benden bir şey saklıyorsunuz
— Hayır, saklamıyorum Vallahi saklumıyurum
— Saklıyorsunuz. Mühim bir noktayı atladınız, bana söylemediniz.
— Her şeyi bütün teferruatına kadr anlattım, efendim.
Ciddi bir tavır takınmıştı Samimi görünüyordu
— şu kazalar meselesi... Uğradığınız suikastlar?...
— Peki, bu meselelere dair daha ne öğrenmek İstiyordunuz?
— Siz. bana kalbinizin sırrını açmadınız. Hayatınızın esrarını biliniyorum
— Lâkin efendim, galiba biraz da lüzumundan fazla sualler sormuş oluyorsunuz.
Polrot. âdeta muzalferane:
— Vay vay! — dedi. — tşte bu son sözleriniz itiraf sayılır
Kız, bw(ı> hafifçe aunu-lı Dostum, gözlerini ondan u/ır I iniyordu;
— Belki da sizin şahsınıza alt sır değil.
Gözlerinde fini ve mânldar bir kıvılcım sezdim Fakat, Nick. tam o esnada yerinden fırladı:
— Bay Polrot! Ben, size, bu yere batası İş hakkında her şeyi apâşlkâr hikâye ettim. Ta rafımdan gizlenmiş lıer ha’gl bir vaziyet var sanıyorsanız, a1-danıyorsunuz. Muayyen bir şahıstan şüphelenmeydim beni çıldırtıyor. Zira, ben budaıa değilim. Kaza diye vasıflandırdı ftınuz bu hâdiseler hakikatte kaza defti İre bu İşleri yapan muhakkak kİ beni pek yakından tanıyan bir şahıstır. Benim yakınlarımdan biridir. Beni en fazla yelse düşüren nokta da budur. Acaba bu şeklide kimin takibatına uğru yorum? Havsalam almıyır.
Tekrar pencereye yaklaşıp dışarının manzarasını seyretme-fie koyuldu Polrot. bana giz ı-ce bir İşaret çaktı: hiç ses çıkarmamamı bildirdi
Nefsi üzerindeki kontrolünü kaybetmiş olan genç kurdan yeni bir İfşaat bekliyordu, 0/1-anladım.
t Başla rafı S İnol nahif ede)
İlk sergi
Şimdi binanın Inoe işleri v« teferruatı üzerinde çalışılmaktadır. Bütün bu işler temmuz ortalarına doğru bitecek v« binada bir «Milli Sergi» açılacaktır. Serginin İstanbulun Kurtuluş gününün yıldönümü olan 8 ekimde açılması uygun görülmüştür.
Belediyede kurulan bir komisyon. sergi hazırlıklarına başlamıştır. Yakında, sergiye iş-tLrak edecek yerli firmaların müracaatlarını kabul edecek ve hazırlanan plân üzerinde bu firmalara yerlerini gösterecektir.
Her türlü salon sporları müsabakaları, sergiler, konserler ve diğer toplantılarda elde edilecek hâsılatla binanın İnşasına sarf edilen paranın kısa zamanda ödeneceği tahmin edilmektedir. Bina, uorcun ödenmesinden sonra, belediyeye mükemmel bir gelir kaynattı olacak-
fENİ YAYINA
SELAMET MECMUASI
öm»r Rio Dagruiun bsımübırrlrt duŞu bu ravcmusnın 13-31 İnci ■ym da çıkmıştır. 8u uyıda: Sark ve islim Alemine ait yatılar, tetkikler ve ibnl Sine m tlılS* İtiliri verdir. Tavalre ederlt.
Qrç«n bulmacanın halli
Soldan hJi: I — Karamel#, t — A-ıcrller, 3 — Parakete, 4 — Tren. Km. S — Uf ar, B - Ka. Nikel, 1 — Ama. Şule. S — Çnprnt. » — Sitece. 10 — itçleyen.
Yukarıdan aıaŞıya; I — Kaptıkac , * — Azarlıma. 3 — R«r«. Apse.
— Aranan. Rll. 5 — Bük. Risale,
— Elek Küre». T — Letafet, ee. 8 — ıctn. LcŞcn
ı0«: 1 — Şehit kurkyemls. Harbde t ritim olma. 3 — Bir aatın Bl. 4 — Damlanın irisi, 5 — Tartı nısddelen değil. • — Bey» - mutfak levazımından. T — Temi Üstü Adi dokumadır. 8 — Ta-nnkua edemer. 8 — Mecruh. 10 — Teni kırılmanın bajltnııeıdır - bir Mumvİ kadını.
Yukarıdan a*ağıya: I — Yalda Sili düşün kalabalığı. S — Mey vs yu - yakın delili. 1 — Zekiyi parır. ♦ — Tavassut edenler. S — Tersi bir Rum lıml - basına «A» gelirse (asile ver demektir. 4 — Ter*ı arpa mayasıdır - meyve, T — Tersi tekdir elmadır, S — Tersi meydan • çirkin detil
Kız, tekrar konuşmağa başladığı zaman sepinin perdesi artık başkalaşmıştı. Hayalftta dalmış gibiydi Sanki uzaklardan konuşuyordu:
— Biliyor musunuz, her zaman garip bir arzuya kapılırım EvLml çok seviyorum. Ben burada bir nevi Uyatro oynamak isterim. Malikânem bir dram havası İçindedir. Zihnimden türlü trajediler geçer. Faka: bugün, işte, bir piyes temsil ediliyor ki müellifi ben dBgİUrn Ben bu piyesin İçindeyim. Birinci rol de bana verilmemiştir Belki da birine! perde de ölmem İktiza edecek
Sesi hazinleşti.
Polrot. sevimli ve karartın vermiş bir ifade Ue:
— Haydi haydi, sinirlerinize hâkim olun, kızını — dedi. Eğer hâkim olmazsanız, asabi-leşe asabileşe tımarhaneye kadar gidersiniz, ona göre!
Kız dönüp arkadaşımın yüzüne dikkatle baktı
— Yoksa, Freddie Rıce, benim arada şuada slnLr buhranlarına yakala nd iftiradan size bahsetti mİ? — diye sordu — Rica ederim, kendisine luannıu-
İkimiz de bunu akıl edemedik!
Başı, boynu sanlı, gözlerl-. nin etrafı morarmış, burnu hindi İbiği gibi sarkmış, kot ıidordan geçenleri öfkeli . bakışlarla süzüyor, homurdanarak bileklerini gerip . kelepçeyi şıkırdatıyor. Yanı. na gittik:
— Geçmiş olsun, ahbap. Dik dik baktı, omuzunu . oynattı: ı — Bos ver. Vız gelir böyle . şevler. Sen git de o enayinin halini gör.
— Nerede o enayi dedl-
■ diğin?
— Ne bileyim ben? Ku-. Gaklayıp odadan çıkardılar amma nereye götürdüklerini bilmiyorum. Hastaneye sormalı.
— O da mı yaralıydı?
— Çocuk musun, bey kar-' gibi olmasın amma, zaten deşim’’ Benim kim olduğu- senin kafan biraz kahnea gi-mu biliyor musun sen? i bi geliyor, bana. Her ne ise.
— Hayır, şimdiye kadar, lâkırdıyı uzatmıyalım. Sami görüşemediğimiz İcln bile-iniyorum.
Gözlerini belertti:
— Şu İstanbul İçinde be-
ni tanımıvan yoktur.
— Biz de tanıyalım bari.
Çalımlı bir eda Ue omuzlarını kaldırdı, başını bir sağa. bir sola çevirerek kollarını bükün adalelerini oynattı:
— Bana adiyle saniyle Okkalı Yunus derler.
— Pehlivan mısın yoksa?
— Yok be yahu. O İşlere aklım ermez. Biztmktsi bilek meselesi .
— Boksör müsün yoksa?
— Bırak böyle şeyleri. On
■ ların hepsi çöcuk oyuncağı.
• — Senin şöhretin nedir
■ va?
’ — Bizi bilen bilir, beye-
' fendi kardeşim Rahmetli
• babamın bana nasihati vardır. ' Oğlum, ağır ol da batman cek» derdi. Okkalı Yu, nus dive boşuna nu söylü-
■ vorlar bana? însan dediğin - ağır olmalıdır.
’ — Sen kac kilo geliyor-
! sun?
. — Kilovu bırak, beyefen-
di birader. Mezbahada kesilecek Ynanda mıyım ben? Bilekteki kuvvete bak sen.
. Evvel Allahın izniyle etimi bir defa belime attım mı, bir
■ daha geriye çevirmem.
— Elin hep belinde mİ katır?
• — Ne konuşuyorsun, bey
• birader? Elime bıçağın do' kunmasivle karşıdakini n I barsamlarına saplanması bir
olur. Bilek dediğin budur İşte. İnanmazsan git de o enayiye sor.
— Ona da bıçak mı sapladın?
— Eyvallah, bey abl öyle enayilerin numarasınt yutar mıyım ben?
— Neden kavga ettiniz?
— Zar meselesi, bey birader.
— Kumar mı oynadınız?
— Sırasında onu da yaparı zamma bu seferki öyle değil. Sami benimle kumar oy-( nıvacak adam mı? Yatak za-. n atıyoruz onunla. Adlına , .
bakarsan bizim İşin I; yüzü. tndl kardeşim. Pisi pisine oda meselesi ! kanışmışız desene.
- çok karışık bir işe ben-' Mahkeme acildi, homur-I ziyor. Senin sözlerinden bir danarak kalktı.
1 şev anlıyamadım. Ce. Re.
— Sözlerimi bırak da asıl meseleye bak, bev abl. Yatak meselesinden Sami ile aramız acildi. Şimdi anladın mı?
— Gene anlıyamadım. Yatak meselesi dediğin nedir?
— Basbayağı yatak Lgto yahu, tkl aydan beri Sami İle bir odada oturuyoruz. Daracık bir veı. Ne yaparsın, geniş odanın kirası da fazla oluyor. Yallah devince otuz, kırk kâğıt istiyorlar Biz simdi oturduğumuz odayı yirmi kâğıda tuttuk, avda onar papel veriyoruz. Oda uzun, dar olduğu icln yatakları çaprazlamasına seriyoruz. Onu burada sana tarif edemem Görmeden antı-| vamazsın. Yüzüne söylemek
ile yatak meselesinde uyuşamıyoruz, Her zaman baş tarafa kendisi vatmak istiyor. Yatsın, bir sev değil amma, desturun, ayaklan rahatımı bozuyor İste bunun kindir ki kendisine: (UIan. Sami, bu odava senin gibi ben de on kâğıt veriyorum. Her daim bas tarafta yatmağa senin hakkın vok. Bu isi nöbete bindirelim. Her aksam zar atalım, hangimiz kazanırsak bas tarafta o vatsın dedim Ondan sonra başladık zar atmağa. Son günlerde üç akşam üst üste Sami kazandı, bas tarafta o vattı. Dün gece ben arkadaşlarla meyhaneye uğradığım için biraz gecikmişim. Odava gidince baktım kİ Sami gene yatağını baş tarafa sermls. yatıp uyumuş. Sen olsan içerlemez misin? Ayağımla 3irtına dürttüm, .Kalk bakalım ulan. dedim. Zar atmadan yatmak yok». Gözlerini açtı: «Beni bosu boşuna kaldırma. Zarı sen at. eğer sen kazanırsan o zaman ben kalk-kar. yatağımı aşağıva alırım. Çift zar benim, tek zar senin olsun- dedi. Zan attım. bes geldi. Bunun ûzert-ne; (Havdi bakalım, beş attım, zarı ben kazandım. Kalk da yatağını aşağıya çek. orava ben yatacağım» dedim. Olmaz. bu gece de burada yatacağım- diye dayatmağa başladı. Nihayet kapıştık. Pencerenin kenarına kovduğumuz tahtayı alm bana saldırdı, tşte. kafamın gözümün halini görüyorsun. Ben de bıçağa asıldım.
— Peki amma ikinizde ya-taklannızı ayak ayağa yapsanız olmaz mirdi?
— Ne dedin? Ayak ayağa mı?
Başını eğip derin derin düşündü, mırıldanarak bir takım işaretler yaptıktan sonra doğruldu:
— Vav dinine yandığımın işi vay! Senin dediğin çok iar. «*-' doSru gelelim, bunu Ikl-Aslına mlz de a^’' edemedik. beve-

O Û_ CM
O
O
2 0 >
0 P
"O 0 ra S? u
ymuı, çünkü, çok defa mübalâğaya kaçar.
Uzun bir sükûttan sonra, Polrot, genç kıza. tamam!ylB mevzu harici bir sual sordu
— Kuzum, küçük hanım! Netameli Ev dentlen malikâneni ze şimdiye kadar hiç alıcı çıktı mı?
— Şimdiye kadar hayır.
— Şayet iyi bir fiat taklit ederlerse satmağa razı olur musunuz?
Nick, bir an düşündü.
— Hayır, zannetmem. L&kl.ı, satmamak cinnet halini bulacak bir teklif olursa or&sıııı bilmem.
— Ben de onu eliyordum.
— Ben. bu eski evlini o kadar severim kİ, ayrılmak bana pek güç gelir.
— HLslerlntai anlıyorum.
Sonra, aheste adımlarla kapıya doğru yürürken. Nick bir an dönüp:
— Bu akşam havai fişekler atılacak. Saat sekizde yemek yıyecegLz, Koya nazır bahçemizde oturacağımız nokta harl-kulâdedir
— DaveCinia memnuniyetle kabul ederlıu.
— Tablatlyle dostunuzu da getireceksiniz?
— Çok teşekkür ederim. — diye cevap verdim
— Allak bullak oLnmş bir maneviyatın düzelmesi icln bir dost toplantısından âlâ bir usul yoktur. — dedikten sonra, genç kız. yine gülerek çıktı.
Polrot:
— Zavallı çocuk...
Dostum, .şapkasını aldı;, bir fiske vurup tozunu temizledi.
— Çıkıyor muyuz? — diye sor dum.
— Evet... Başka işlerimiz de var, azizim.
- Pekâlâ.
Bay Vyse ile Trevannlon ve Wynnard‘ın yazıhaneleri ana caddedeydi.
Birinci kala Çıktı. Buradaki yazıhanede üç memur çalışmaktaydı. Polrot. bunları, bay Charles Wyse görmek İstediğini söyledi.
Memurlardan biri, telefonda bazı şeyler mırıldandı. Görünüşe nazaran, müspet bir cevap aldığı İçin, birlikte koridorlardan geçtik. Memur, bir kapıya vurdu. Kenara çekilip bize yal açtL
Kâğıtlarla dolu olan yazıhanesinin arkasından, bay Wyse. ayağa kalkarak bizi selâmladı Uzun boylu, soluk benizli, sarışın ve yüzünden mâna okunamaz bir gençti bu. Şakaklarına hafifçe kır karışmıştı. Gözlük-lüklüydü.
Böyle bir buluşmayı önceden tasarladığı İçin, Polrot bir kontrat hazırlamıştı. Fikir almak üzere cebinden çıkardı.
Bay Wyse .fikirlerini gayet vâ zıh olarak söylüyordu. Kontratın müphem taraflarını aydınlatmağa uğraştı.
Poirot:
— Çok teşekkür ederim. — dedi. — Fakat ecnebi olduğum İçin, bazı hukukt tâbirlere akıl erdiremiyorum.
O sırada, avukat, kendisine bizi kimin gönderdiğini sordu
Polrot, aslâ tereddüt etmeksizin:
— Bayan Buckley... — dedi — Yanılmıyorsam kuzininiz olacak? Öyle değil mi?... Pek hoş bir küçük bayan... Gelip sizden fikir almamı söyledi. Cumartesi akşamı da, buraya uğramıştım. Fakat sia yoktunuz, (Arlıası vır)
16 Haşinin 3949
AKŞAM
Sahlfe 7
HEP. AKŞAM
^BTR I11KÂVE

Veremli
Piyasa vaziyeti
Soğuk 'vekasvetil bir sonbahar akşamı İdi. Halil bir yağmur Çiseliyordu, Muilre Albert sokağında. yegâne mobilyası demir bir karyola ayaklan çarpık bir masa ve hasırları yırtık olan üç İskemleden ibaret sefil bir odanın İçinde ellerini pantolonun ceplerine sokmuş bir genç, mekik dokuyordu. Bir aralık:
— Bu ne berbat bir hava! İnsan bu kadar pis bir harada sağlam bir kafa Jle nasıl düşünebilir? üstelik de bir paket sigara alabilecek param da yok. Bununla beraber bu akşam bir şarkının güftesini yazmağa mecburum Aksi takdirde yarın, yalnız tülünden değil. ekmekten de mahrum Utacağım. diye söylendi
Şarkıyı ibda için masanın başına oturdu Fakat nafile! Akima ilham gelmiyordu. Kalemi elinden atıp yerinden kalktı ve odanın içinde yeniden gerinmeğe başladığı sırada kapı açılarak İçeriye biri g'rdi:
— Selâm sana en şairim! Bu kasvetli odana perll ilhamı da beraberimde getiriyorum, diyerek dodunu, kollarının arasına alıp sıktı.
Gelen misafirin," şair diye selâmladığı arkadaşının adı Kirman idi. Kİ em an, arkadaşına bir sandalye gösterdi;
— Otur bakayım An tu an! Seni tekrar gördüğümden dolayı t-ılsen ne kadar memnunum, diyerek kendisi de bir sandalyeye oturduktan sonra tösüne devam etil.
— Nereden geliyorsun? Paris'te çok kalacak mısın?
Antuari:
— Hayır, dedi, ancak bir kaç gün kalacağım. Nice’den geliyorum. Lyon’a gideceğim. Orada bir angajmanım var!
— İşlerin nasıl gitti? Memnun musun?
— Şolye böyle... Uğradığım tki talihsizlikler sonra artık opera sahnesine çıkmamağa ve barlarda şarkı söylemeğe karar verdim. Vakıa eskisi kadar para kazanamıyorum Fakat şikâyete de hakkım yok.
• — Yine oestekârlık yapıyor musun?
— Bazı bazı... Şar kılan kendim yazıp, kendim besteliyor ve yine kendim okuyorum. Bu sayede iki misli para kazanıyorum. Sen de eskisi gibi şarkı yarabiliyor musun?
— Başka ne yapabilirim ki? Şarta yazıp satıyorum. Bu sahada şöhret kazandım amma, ekseriyetle Ceplerim boş kalıyor Fakat bu defa yalnız ceplerim değil, sigara tabakam da boş kaldı.
İki arkadaş gülmekten katıldılar. Antuvan, sigara paketin! çıkararak Klemana uzattı:
— Niçin sigarasız kaldığını daha evvel bana söylemedin. Sigarayı tüttürünce, perll İlham derhal sana gülümseyecek. Biliyor musun, ne düşünüyorum? ikimiz bir şarkı yazmalıyız. Senin bu hususta bir fikrin var mı? Hayır dostum.
— Benim de yok.
Yine gülmeğe başladılar. Bu tarzda konuşmaları daha bir müddet sürdü. Bir aralık oda kapısı çalındı. Gelen evin ihtiyar kapıcısı İdi. Şair Klemana hitap ederek:
— Affedersiniz mösyö! Size Virjlnden bahsetmek İstiyorum?
— Vlrjin nasıldır madara?
— Nasıl olsun? Doktor, ancak 8-10 günlük ömrü kaldığını söylüyor. Fakat fikrime göre o, daha evvel ölecek. Vlrjin, güldüğünüzü işitti ve kendisini görmek için bir kaç dakika odasına gidip gltmlyeceğinlzi sizden sormağa beni memur etti. Zavallı kız. o kadar bedbaht ve talihsiz kİ,.. Yalnız rica ederim onu konuşturmayınız ve güldürmeyiniz. çünkü bu hal, birdenbire Ölümüne sebebiyet verebilir.
Keman arkadaşına döndü:
— Haydi bakalım Antuan gel da «o savalı Vlrjlnln odasına gidelim?
— Bu Vlrjin kimdir. Keman?
— 20 yaşılnda bedbaht bir terzi tazı... Vaktiyle çok güzeldi. Bir ressamı sevdi. Fakat herif onu bırakıp kaçınca zavallı aşkından verem oldu. Üst kattaki odada üç aydanberl yavaş yavaş ötüyor.
— Hakkın var Kemani Onu ziyarete glddlnj-
Blr kaç dakika sonra İki arkadaş hasta kızın odasında bulunuyorlardı Demir karyolanın üzerin? uzanmış yatan Vlrjin onları se.inçle karşılara, çehresi ölü sarılığım taşımakla bcrab:r,
şıyordu
Genç kız. mutat takdimden sonra söze başladı:
-- Beni görmeğe geldiğinizden dolayı teşekkür ederim. Mösyö Keman mademki siz şairsiniz, arkadaşın» da bestekârdır. Bu karanlık odada yalnız başıma geçirdiğim uzun saatlerde ta-gannl edip biraz teselli bulmak üzere benim için bir şarta yazamaz mısınız?
Keman, esefle başını sallıya-rak cevap verdi:
— Heyhat! İkimiz de saatler-denberi kafa patlattığımız halde bir mevzu bulamıyoruz.
Genç ku:
— O halde ben size bir mevzu vereyim. Vaka geçen mayısta cereyan etmişti. Albertle beraber Monmoransi ormanında gezmeğe gitmiştim, dedi.
Vlrjin güçlükle konuşuyordu. Keman ellerinden tutarak yalvardı:
— Vlrjin rica ederim bu acı hâtıraları tazelemeyiniz. Sıhhatinize zarar verir, dedi.
— Hayır hayır, sıhhatime zarar vermek şöyle dursun beni teselli ediyor bile. Ah bilseniz, o gün hava ne kadar güzeldi. Kiraz ağaçlan, kırmızı tarazlarla dolu İdi Kuşlar, cıvıldaşıyorlardı. Sevinçten çıldırıyordum. Albert de çok neşeli idi. Bu güzel taraz mevsimini bir daha görecek miyim acaba? İşte şarkının başlığı «Kiraz mevsimli-olacak. Haydi bakayım, şu masaya oturunuz da yazmağa başlayınız.
tkl arkadaş derhal İşe başladılar. Şarkıyı bitirince Virjln yalvardı:
— Mösyö Antuari, siz bestekâr olduğunuz için rica ederim şarkıyı bir defa okuyunuz.
Antuan hasta kızın dileğini yerine getirdi. Fakat şarkının «Güzel ve unutulmaz kiraz mevsiminden talihsiz kalbimde daima kanayan bir yara kaldı» mısralarını okuyunca Vlrjlnln göğsü birdenbire sarsıldı, ağandan yastıkları kırmızıya boyayan kanlar boşandı ve birkaç dakika sonra da ruhunu teslim etti.
Bu şarkı, bütün Fıansada büyük bir rağbet gördü. Çünkü bu şarkı aşk ve kanla yazılmıştı. Bir müddet sonra şair Keman ile bestekâr Antuan şarkının adını değiştirdiler. Ve buna «Virjlnin şarkısı» İsmin! verdiler.
Bu şarkı, hâlâ sevdalıların kalblerlnl titretiyor.
Çeviren: A. HİLÂLİ
Kadıköy Sulh birinci hukuk mahkemesi baş kâtipliğinden: 948 372
Hakkı Zihni çakmakkaya İle Şükriye ve Hidayet Çakmakka-yanın şayian Ve müştereken mutasarrıf oldukları Kadıköy Merdiven köyünde eski 7 kardeşler yeni Çeşme sokağı üzerinde kâin 740 ada ve 22 parsel ve 47 kapı «ayılı şar kan 88 gar-ben 118/50 ve kısmen 25 şlmaien 128'50 cenuben 115 ve kısmen 37 metre uzunluk ve genişliğindeki 15044 metre kare ve 11000 Ura muhammen kıymetli tarlanın şuyuunun İzalesine karar verilmiş olduğundan İlân tarihinden itibaren 20 gün müddet le Kadıköy Birinci Sulh hukuk mahkemesi baş kâtipliğinde açık bulundurulacak olan satış şartnamesinde yazılı şartlar dairesinde 11/7/940 tarihine tesadüf eden Pazartesi günü saat 10 dan 12 ye kadar aleni müzayede İle satılacağından o gün muhammen kıymetin 100 de 7 buçuğu nlsbetinde pey akçeleri veya resmi bir bankanın teminat mektubu İle müracaat eylemeleri o giın muhammen kıymetin 100 de 75 ini bulmadığı takdirde en çok arttıranın taahhüdü bakı kalmak üzere satışın 10 gün daha uzatılarak 21-7-949 tarihinde Perşembe gil nil saat 10 dan 12 ve kadar en çok arttırana kesin ihalesi yapılacaktır. Müterakim vergiler ve 20 senelik evkaf tâvizi ve masarifi muhakeme hlssedarîa-nna aittir. Dell&llye resmi ile İhale pul bedeli müşterisine a-ittlr. ,
İcra ve İflâs kanununun 126 ncı maddesi mucibince İpotek sahibi alacaklılar İle diğer alâkadarların gayrı menkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz masraflar dahil olan İddialarını evrakı müsbiteleri ılo 15 gün t-çlnde mahkeme kalemine bildirmeleri aksi halde haklan tapu sicilleri ile sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalacakları ve daha fazla izahat isteyenlerin mahkemenin 948 372 numaralı dosyasına mii
I
(Baş tarafı 1 İnci sahifede) ziyetin tanı aksini iddia etmekte, piyasada para bulunduğunu, bankaların ItredJ vermeye devam ettiklerini söylemektedirler. Bu hususta Merkez Bankasından yetkili bir zat demiştir İd:
«— Piyasada bulunan para miktarı hiçbir zaman darlık gösterecek kadar değişmedi. Bundan İta ay önce 919 milyon lirayı bulan tedavüldeki para miktarı bugün 921 milyon Uradır. Hakikat şudur kİ, kârından fedakârlık yapmak islemlycn tüccar parasını bağlayıp getirttiği mallarına artık alıcı bulamamakta, veresiye mal vermemekte. hattâ veresiye verdiklerine dahi talip çıkmamaktadır.
Bu yüzden tamamen parasız kalan tüccar, şimdi bankalara müracaat ederek referanslarını kat kat aşan kredi taleplerinde bulunmakta, bittabi hiçbir ban ka da referans miktarından faz la kredi vermemektedir. Yoksa bankalar yine eritişi gibi normal referanslar çerçevesi İçinde borç vermektedirler. Bundan başka, tasarruf mevduatı da dahil olmak üzere bankalardan mevduat çekilişi diye blrşey de yoktur.» "
Banka müdürlerinin toplantısı
lArkez bankasından yetkili zat bu beyanatta , bulunurken evvelki gün Merkez Bankasında büyük bir toplantı yapılmış ve şehrimizdeki bütün bankaların temsilcilerinin İştirak ettikleri bu toplantıda son piyasa vaziyetleri görüşülmüştür. Bu hususta sorduğumuz suale cevaben Merkez Bankası, toplantıda aLınmış herhangi bir karar bulunmadığını. çünkü ortada böyle bir karar alır, masını İcap ettiren bir durum olmadığını soy içmiştir. Halbuki İlgililer bu mütalâaya İştirak etmemekte ve «madem ki vaziyette herhangi bir fevkalâdelik yoktu, o halde böyle büyük bir toptantı neden İcap etti?» diye sormaktadırlar
Para darlığı, kredi bukranı
Diğer taraftan söylendiğine göre bugün piyasada hakikaten hem para darlığı, hem de kredi buhranı vardır. Para darlığı tamamen sunidir. Tedavülde bulunan para miktarı değişmediği halde tüccarın bütün parasını mala yatırmış ve bu malı da satanınmış olması dolayısiyle böyle bir sun! para darlığı meydana gelmiştir. Kredi buhranı da mevcuttur. Filhakika para sıkıntısı çelTen tüccar, elindeki malları karşılık göstererek bankadan kTedl almak İstediği halde bankalar bu İşe yanaşmanı aktadırlar. ilgililer, bankaların yakında bir kriz İhtimalini göz önünde tutarak böyle bir hareket tarzına tevessül ettiklerini belirtmektedirler.
Bir yandan dünya plyasala rında aynı cins mâlların flütleri devamlı olarak düşmekte, diğer yandan da memleket dahilinde halkın iştira kabiliyeti mütemadiyen azalmakta oldu ğundan bankalar mala muka bil kredi vermeyi kendi vaziyetleri bakımından tehlikeli gör inektedirler. Mevcut kanaate göre harb yıllarında büyük kazançlar demin eden ve o hırsla büyiik stoklar yapan tüccar güç durumdadır. Ve bundan kolay ca kurtulamıyacaktır.
Paris ticaret ataşeliğinin raporu İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasına Paris Ticaret ataşeliğimizden gelen bir rapor burada çok şayanı dikkat bulunmuştur. Bu raporda ezcümle şöyle denilmektedir:
«Fransız piyasalarında umumiyetle bir durgunluk hüküm sürmektedir. Toptancı ticaret satışsızlık yüzünden büyük bir sadme ağırlığı altındadır. Perakende ticarette eldeki matların sürümüne çalışılmakta, m üs te h İlkler İse flat düşüklüğünü bek-liyerek alış verişlerini geclktıı-mektedlrler.»
SÜMERBANK
Alım ve Satım Müessesesi
Sermayesi: 25.000.000 T. L.
Merkezî — İstanbul: Bahçekapı • Sümer Han
Telefon: 24316
Tel adresi: Sümerteks
1 Haziran 1349 gününden İtibaren:
Merinos. Hereke. Defterdar, İsparta, Bünyan Yünlü ve Kayseri, Nazilli, Malatya. Ereğli, Bakırköy, Adana ve Hai-kapınar Pamuklu ve Taşköprü Kendir fabrika ve müesse-selerinln her türlü yün, pamuk, vlskon İplikleriyle yünlü, pamuklu dokuma, halı ve kendir mamullerinin toptan ve perakende satışlarına başlanmıştır.
İstanbul, Ankara, Adana, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, İzmir. Kayseri, Konya, Malatya. Samsun, Trabzon ve Zonguldaktakl satış teşkilâtımız sanayici ve manifaturacı firmaların her türlü İplik ve dokuma siparişlerini karşılamak üzere hizmete girmiş bulunmaktadır.
Büyük toptancı satışlarımızdan faydalanmak lstlyen firmaların Sümer Han methalindeki ilân yerinde yayınlanan «atış sirkülerlerimizle ilgilenmeleri lüzumunu hatırlatır».
(8251)
(Dinar Belediye Başkanlığından)
zrill^ııiıı o.-ıkıyelerini ta-, racaat eylemeleri ilân olunur.
Günün mevzuları
(B»ş tarafı 5 inci salıifedc) avdeti İçin bir çok tasfiyeleri, iflâsları tevekkül İle karşılamak lâzım gelecektir. Batmağa mahkûm olan sefineleri kurtarmağa çalışmak ekseriya müspet netice vermez, hattâ batan gemi İmdadına koşanlan da beraberinde sürükler
Ban İtalar İçin de, bugün, takip ettikleri politikadan başkası tavsiye edilemez. Mesuliyetleri muhakkak olmakla beraber. kendilerini batma tehlikesine maruz bırakmaları İstenemez.
Geniş olması mümkün olan tasfiyeden, bir nevi istifadan sonra, kredi politikamız, kredi cihazlarımızı mevzuunun. tecrübelerden, acı tecrübelerden ders alarak, yeni bir şekle bağlamak lâzım gelecektir.
Lâubaliliğe, akranlık zihniyetine tahammülü olnuyan bu İşi de. daha bir çok işlerimiz gibi, esaslı bir reforma tâbi tutmak mecburiyetindeyiz. Bunu yapmaz İsek, bir gün ticari çöküntünün bizi bankaların da lnhl-ifiUne götürmesi mümkün, hattâ muhtemeldir. O zaman para darlığı değil, umumi ve devamlı olarak kredi yokluğu ile karşılaşırız ve iktisadi gelişmemiz muhtaç olduğu en esaslı bir cihazdan mahrum olur.
Fakat öyle zannediyoruz ki. artık her sahada, tuluatçılık İflâs etmiştir ve cemiyetimiz hakiki ve ciddi bilgi devresine girmektedir. Bu inkılâpta bankacılığımızın da hissesi olmak lâzım gelir. Cevat NİZAMİ
Dinar kasabası elektrik şebekesi İçin aşağıda cins ve miktarı yazılı malzemeler mûbayaa edilecektir. (4768 sayılı kanune gfler hazırlanan yönetmeliğin 4 üncü maddesi mucibince)
Bu malzemeleri «atmağa talip olanlar satış şartlarını ve bedellerini âzami 23 haziran 1949 perşembe günü saat 14 de belediye chcümenlnln eline geçmek *uzere teklif mektuplarını postalamaları veya bizzat müracaatları İlân olunur.
Teklifler mubayaası mukarrer malzemenin hepsine veya bir kısmına alt olabilir. Teklif ettiği malin % 7.5 tutarında teminatını birlikte gönderen veya getirenler muamelenin sürati ba kurundan tercih olunacaktır. (8036)
Cinsi Miktarı
Bekiz buçuk metre uzunluğunda 20 No. lu normal profilli
putrel demiri 8 adet
> > » » » i» » » 34 »
» » > » > 16 > » 102 »
» > » > » 14 » k 22 s
10 mmt elektrik bakır tel 650 kilo
14 » » k > »00 »
25 » » > > IfllM) >
35 > * k » 1250 »
50 > > k > 3750 >
6 » > » » Bağlama teli 60 >
1000 voltluk 1mal serisinden N K B A alçak tevettür
kablosu 560 metre
DEVLET DEMİRYOLLARI İLANLARI
Bazı maddelerin taşıma ücretlerinde değişiklik yapıldığı hakkında
Devlet Demiryolları Genci Müdürlüğünden :
Palamut ve ağaç kabukları ile hububat, çeltik, pirinç, krom ve tiftik taşıma ücretleri 15.7.1M9 tarihinden İtibaren değiştirilmiştir. Fazla bilgi İstasyonlardan ve Hasılat dairesinden a-lınabllir. 18020)
Bayındırlık Fakanlığından:
Eksiltmeye konulan iş:
1 — Bursada Marmaracık bataklığının kurutulması İşi il* şedde inşaatı olup tahmin edilen keşif bedeli flat birimleri esası üzerinden (495 523) lira (73) kuruştur.
2 — Eksiltme 2.7.1949 tarihine raslıyan cumartesi günü saat (11) de Ankarada Bu işleri Reisliği binası İçinde toplanacak olan su eksiltme komisyonu odasında kapalı zarf usuliyle yapılacaktır.
3 — İsteklilerin eksiltme şartlaşmasını, «özleşme tasarısını özel teknik şartlaşma, flat birimleri ve keşif cetvelini, Bayındırlık işleri genel şartlaşmasını ve su işleri umum! fenni şartlaşmasını (24) lira (78) kuruş karşılığında Su İşleri Reisliğinden alabilirler.
4 — Eksiltmeye girebilmek için İsteklilerin (23570) lira (95) kuruş geçici teminat vermeleri ve bu İşin teknik ehemmiyetinde bulunan diğer bir işi muvaffakiyetle başardığını veya idare ve denetlediğini İşba ta yarar belgeleriyle birlikte eksiltmenin yapılacağı günden en az (tatil günleri hariç) üç gün evvel yazı İle Bayındırlık Bakanlığına başvurarak bu İşin eksiltmesine girmek İçin yeterlik belgeleri almaları ve bu belgeyi göstermeleri şarttır.
5 _ İsteklilerin teklif mektuplarını 2 inci maddede yazılı saatten bir saat öncesine kadar Bu İşleri Reisliğine makbuz karşılığında vermeleri lâzımdır.
Postada olan gecikmeler kabul edilmez. (8231 •
Basın ve yayın umum müdürlüğünden:
Umum Müdürlüğümüzün yeni teşkilâtı için İngilizceye çok iyi vakıf memur ve mütercim alınacaktır.
İsteklilerin İngilizceden Türkçeye ve Tiirkçeden İngilizceye İyi bir şekilde tercümeye muk-tedlr olması ve İngilizceyi düzg iin konuşması şarttır.
20 haziran 1949 pazartesi günü Ankara ve İstanbulda yapılacak olan müsabaka imtihanına girebilmek için memurin kanununun 4. üncü maddesindeki evsafı haiz olup askerliklerini yapmış bulunan İsteklilerin 18 haziran 1949 cumartesi günü saat on üçe kadar Ankarada Umum Müdürlüğe ve Istabulda Çemberli taşta Basın ve Yayın Umum Müdürlüğü Mıntaka müdürlüğüne dilekçelerine bağlıyacakları İki vesikalık fotoğ-raflarlyle birlikte müracaatları lâzımdır. İngilizceden başka İkinci veya üçüncü bir yabancı dil bilenler tercih olunur. 8272
Müzik
(Baş tarafı 5 inci sahefede) geçti: hâlâ o nefis musikinin hâtırasını unutamadık. Ne oldu, nasıl oldu bilmiyoruz; günün birinde bu güzel ve çok vâidli ses topluluğunun çanına ot tıkandı. Bundan sonra Mesud Cemil radyo sanatkârlarından müteşekkil dört sesil bir koro kurdu. Koroda yer alan bazı elemanlar hakkındakt görüşümü yine o yazılardan birisinde belirtmiştim. Sanat musikimizde solist tanınan bazı sanat-[ kârların ayni zamanda dört i sesli koroda yer almasını ya-ı dırgamıştım. Bu koronun lleri-I sİ için Mesud Cemilin o gün ne düşündüğünü bilemezdim. Bu I topluluktaki bazı elemanları bir tasfiyeye tâbi tutması belki
: beklenirdi.
| Aradan az bir zaman geçtikten sonra bu teşekkül de darmadağın oldu. Ve böylece koro musikisi o günden beri Ankara radyosunnn programından silindi. (Araşıra dinlediğimiz okul çocuk korolarını hesaba katmıyorum.) Aradan yıllar geçtikten sonra bir münasebetle öğrendiğime göre Mesud Cemil o dört sesli koroya büyük Ümldler bağlamış bulunuyordu «Ses ve tel birliği korosu* nun ikibetlnt hazırlıyan sebepleri bugün biliyorum. Mesud Cemilin kurduğu koronun da ocağına incir diken ayni çeşit düşünceler olduğunu tahmin etmek güç değil... Tarihi Türk musikisi eserlerini «oy-llyen ses topluluğunun yanı başında bugün dört beş yaşını doldurmuş dört sesli bir koronun bulunmasını gönül ne kadar arzu ederdi.
Ankara radyosuyla yen! açılacak olan İstanbul radyosu birbirine uymıyan şartlar İçinde bulunuyorlar. Bazı cihetlerde Ankara radyosu daha müsait durumdadır: bazı hususlarda İse İstanbul rasyosu Ankarayft Üstünlük gösterebilecektir. Başka bir yazıyle bu cihetleri de gözden geçireceğiz. Bugünkü yazımızın sonunda temennimiz, önümüzdeki aydan İtibaren her İki radyonun programını hazırlamak gayesiyle Ankarada toplanacak olan komisyonun, radyoyu abonelerin sadece zevkine hizmet eden basit bir âlet olmaktan kurtarmasıdır.
Fikri ÇİÇEK OĞLU
mannoena
ARMEMENT
FRATELLİ D’ AMİCO
ROMA limanımızda bulunan
FRANCESCA vapuru doğru NAPOLİ ve CENOVA İçin eşyal ticariye yüklemektedir Türkiye İçin umumi acentalan:
f.EVANT EKSPRES T.L.Ş.
Hüdavendlpâr Han, Galata
Tel: 447Dİ - 44792
10.000 ton hadde mamulü ihraç edilecek
Tilrkiye Demir ve Çelik Fabrikaları
Miiessesesinden:
Ticaret Bakanlığının 239 sayılı sirküleri hükümleri dahilinde ve lisansı bakanlıkça verilmek şartiyle:
12 den 50 kilometreye kadar yuvarlaklardan. 25X10 dan 100X10 milimetreye kadar Utmalardan. 16X16 dan 50X50 milimetreye kadar dört köşelerden, 50X50X5 65X65X7
80X80X10 Milimetrelik köşebentlerden
80X80X10
80X85X8
olmak üzere cem'an 10,000 ton hadde mamulü İhraç edilecektir.
Tediye serbest dövizle, anlaşmalı memleketlere anlaşma hükümleri dahilinde, anlaşmasız memleketlere Sterlingle yapılacaktır.
isteklilerin 29 Haziran 949 Çarşamba günü akşamına kadar müessesemize müracaatları rica olunur.
Müessesemlz satışı en müsait gördüğü flat, döviz ve teklife göre yapmakta veya hiç yapmamakta serbesttir, (8511 >
Dinar Belediye Başkanlığından
1 — Aşağıda cins ve miktarı yazılı ve «İta yüz seksen sekiz bin altı yüz seksen beş lira yirmi beş kuruş» keşif bedelli türbinlerle bunlara aküple jeneratör ve bunlara alt santral dairesine vazı İcap eden bilcümle elektrik malzemesi 4768 sayılı kanuna göre hazırlanan yönetmeliğin 4 cü maddesi gereğince teklif almak suretiyle eksiltmeye çıkarılmıştır. Taliplerin oy İrmiş bir bin allı yüz elU liralık» teminat mektupları ve lüzumlu belgeleriyle birlikte azam! 21Zt?mmuz7949 perşembe günü saat 14 e kadar belediye encümeninde bulunmâk üzere mezkûr makineleri hangi tarihte İşler bir vaziyette teslim edebileceklerini ve diğer şartlarını havi teklif mektuplarını postalamaları veya bizzat müracaatları şarttır.
2 — Taliplerin daha evvel projeleri keşifleri ve fenni evsaf ve şeraiti öğrenmek arzu ettikleri takdirde bunlan komple olarak belediyemizden «otuz lira, mukabilinde Istiyeblllrler.
3 — Yukarıda yazılı tarihte belediyemize teslim olunan tekliflerin, mecmuu Bayındırlık Bakanlığı şirket ve müessese-leri dairesi başkanlığının tetkik ve mütalâasını müteakip en-ciimenlmlzce İhalesi İcra kılınarak mukaveleye raptolunacaktır.
8035 Cinsi Miktarı
750 devirli 600 beygirlik komple Fransız tipi su türbünti 1 adet ve buna akuple «Direk*
Ayni devirde. 000 KVA. 231/410 Volt 50 Paryot trl-faze altematör Ue ayni mil üzerinde bulunan İka a dinamosu, saha reostrası, generatör ve ekslstatris ve regülâtörden tabloya giden yeraltı kabloları ve her türlü teferrüatiyle komple 1 »
750 devirli 220 beygirlik komple Fransız tipi su türbini ve buna aküple -Dlrelc» 1 »
Aynldevlrdc 190 KVA. 230/400 Volt 50 peryot trl-faze ftltornatör ve yukarıda 800 KVA lık âlet eme-törde yazılı teferrüat aynen ve komple 1 «
Yeraltı kablosu güzergâhı İçin baklavalı saç yetecek miktar ve kabloların altematöriere raptı İçin' • trlfaze kablo başlıkları, Üç adet İkaz devresi İçin . *
kablo başlığı üç adet 600 KVA. lık kontrdi panosu saçtan mamul. 2 ■
190 KVA. lık kontrol panosu «açtan mamul 1 »
Tevzi Panosu 1 »
Sınai tesisat için tesis edilen tevzi panosu 1 »
Komple senkronizasyon tertibatı. 1 »
Komple topraklama tertibatı 1 »
E) ile müteharrik S tonluk seyyar köprü tesisatı, köprü köprü rayı ve her türlıi teferrüatı komple montaj. ________________________________1 •
Yüksek Elektrik Mühendisi alınacak
Dinar Belediye Başkanlığından:
Hidrolik santral binası ve binaya monte edilecek Türbin, Jeneratör, Tevzi tabloları ve sair bütün teferruatı ile şehir elektrik şebekesi İnşaatlarını belediye adına kontrol edecek bir yüksek elektrik mühendisine ihtiyaç vardır. Taliplerin şartlarını ve belgelerini havi bir dilekçe ile âzami 23 Haziran 1949 perşembe giinü saall4 e kadar bizzat veya posLa ile belediye encümenine müracaatları ilân olunur. (8034)
Created by free version of 2PDF
Rahife 8
AKŞAM
16 Haziran 1949
1
1Ö TEAAMUZ TARİHİNDEKİ
BİRİ DÖŞELİ
İKİ EV
KUPASINA IŞTIPAK ETMEK İÇİN
24
Colombes
NEVROZ i
KIRIKLIK
a«ron
UZ?
ASPRO
TÜRKİYE EMLÂK KREDİ BANKASI
Eminönü Yağcılar Sokağı Karşıcında
|ıeonbul-ko«no-Ko(>»ı»h®fl-Nvvyork ve HeHvırt'o >9 dünlük PoraKt Seyyaha'
A- Frîgidaire Çamaşır Makinesi

4 Kapıl* B.$.A Moiosikie*
lüks bir Yalak Oda»' Takım)
VAUXHALl Dikiş Makinen Bisiklet... v s- • •
Otomobili. 1 ı
Senenin en zengi I ve en kısa
türeli eşya piyangosu, şimdiye kadar hi( bir piyangonun bahşetmediği şansı »‘te getiriyor... Acele edinti... 8u defa ikramiyeler “aslan ağımda" değil elinizin altındadır. Biletlerinizi alımı I Kaıanacaksına.

Fakir ve Yetim Çocuklara Yardım Eşya Piyangosu
DEVLET DENİZYOLLARI İLÂNLARI
İhalesi yapılacak olan tilerin mahiyet ve cinsi
Tasarlanmış Geçici gU- t Değeri venmesl
Lira Kr Lira Kr Şekli
Tarihi
Günü
Buall


NEVROZİN
Sür atla tesir eder.
Ku$ad resmi bugün saat 11 de yapılacağından çok kıymetli dost ve müşterilerimizin teşrifleri ile biz-lere şeref bahşetmelerini sanrılarımızla rica ederiz.
ÖNIZER KUMCŞ ŞİRKETİ Ömer Saygun ve
Şeriki Riza Er dönmez
İŞMARI A VIA
ÇÖMLEKÇİ Hakka Alpkonlar
KİNİMMDIR

İstanbul üçüncü İcra 31 tuğundan: 949 2033
BİR KUÇUK CARÎ HESAP AÇTIRINIZ
Ta t fi Tadı uyuduğu şaman
BıA. defada
ALIRSANIZ W

_..(«***
»AŞHIL. AŞ.KBA İM*,. egiy^’v-A
TÛAKİVI MÜMESSİLİ
İLVEK L-rp. SİKKC-rİ
AH 22 «ZTANSLH.
şule vapurunun satışı
Sebat vapurunun satışı
Zonguldak betonarme İskelesine yeniden usturmaça ya- pılınısı
«8836 00
55008 00
Pazarlık
Pazarlık
20 8'1949 2! 8 1949
Pazartesi Salı
210ÛO 78
$194 37
Pazarlık
22 8 1949
Çarşamba
İS
edi-
1 — Açık arttırma ve kapalı zarf usullertle arttırma ve eksiltmeye konulan ve teklif ten fiatlerin haddi lâyücında görülmemesi dolayıslyle pazarlığa çevrilmiş olan Yukarıdaki işlerin Pazarlığı hizalarında yazılı tarihlerde Tophanede Genel Müdürlük Alım Satım Komisyonunda yapılacaktır.
2 — İsteklilerin, pazarlıktan önce Komisyondan alacakları bir yazı İle güvenme paralarını İdare veznesine yatırmaları ve şartnamelerde yazılı belge ve makbuzlarlie birlikte belirli gün ve saatlerde komisyonda bulunmaları. Zonguldak işi İçin 20-6-1949 gunu akşamına kadar dilekçe ile Genel Müdürlüğe müracaatla ehliyet belgesi almaları, (Ancak bu İş içtn evvelce ehliyet betge&ı almış olanların yeniden belge almalarına lüzum yoktur.)
3 — Şule vapurunun şartnamesi 344 kuruş. Sebat vapurunun şartnamesi 275 kuruş bedel
mukabilinde Genel Müdürlük veznesinden alınabilir; Zonguldak İşinin şartnamesi de hergün Yapı şubesi müdürlüğünde görülebilir. t837>
Mahcuz olup paraya çevrilmesine karar verilen dosya dolabı. yedi parçadan ibaret maroken oda takımı. biiyıik yazı masası, Fllorasan avlzeli lâmba iki adet yazı makinesi, makinesi, halı, ratner büyük kasa, elektrikli kalorifer vesalr kıymetlerde menkul eşyanın birinci açık artırması 20-6-949 pazartesi günü Beyoğlunda İstiklâl caddesinde 388 numaralı narmanlı yur dunda Nihal Türmana alt yazıhanede saat 10 dun 13 ye kadar satılacaktır. Muhammen kıy metin % 75 ni bulmadığı takdirde İkinci açık arttırması 23-0-049 perşembe günü ayni mahal ve saatle yapılacağından taliplerin mahallinde bulunacak memuruna müracaatları İlân olunur. (4427»
hesap marka seyyar
ZAYt — İstanbul liman idaresinden aldığım 18 haziran 946 tarihli ve 946/52 numaralı liman Cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin -hükmü yultlür.
Ali oğlu Sefer Kan bur
Eczacı Kalfası
ARANIYOR
Taşra için pratiği kuvvetli eczacı kalfası aranıyor. Türkiye Eczacılar depasu-na müracaat.
ZAYİ — 2 No. lı park içinde Maçkada açıkta akan mecranın kapatılman hakkında Merkez' Bankasına teminat olarak ya-] tırdığun »11 lira 42 kurusa alt’ 21-8-948 gun ve 10179 No lı Banka makbuzunu kaybettim 1 Hükmü almadığı ilân olunur, | Burtıaneıtdiu Odcuan
Created by free version of 2PDF
İstanbul belediyesi Şehir Armonisi Şefliğinden
Şehir Armonisi heyeti 18 6 019 tarihinden, itibaren açık hava yaz konserlerine başlıyacaktır.
Konserler hafi anın cumartesi ve paza rgunleıl Taksim İnönü gezisinde ve perşembe günleri de Fatih Atatürk bulvarı parkında saat 18 den 20 ye kadar devam edecektir, tik İS günlük 1 inci program sayın halkımıza ilân olunut.
1 — Die Reglmenskinder, Marsche. Jullus Fucik
2 — Dle Stumme von partici Ouverture: D. F. E. Aubec
3 — Morgenblatter Valse: J. Strau»
4 — Alda Fantasie Verdi
5 — üncüne, Balletmusik «.Opera»• A, Loretzlng
9 — El Matador Marsche F. Andrio
7 — Tarihi 1 cl alay marşı
• Annem beni yetiştirdi
bu ellere yolladı-: Refet bey
ÖKSÜRÜK KOMPRlMELE»!
YENİ AMBALAJLA Piyasaya C> rıed itmiştir
TUR AL
KOMPRİMElERt .
ÖKSÜRÜK v« BRONŞİTİ
GEÇİRİR
Laboratuarı Müdüriiiğiinden
Laboratuvarımızda yaptırılmasına karar verilen deneme hayvanı odalım İstanbul Bayındırlık müdürlüğünce .manmış fenni şartnamesine uygun bir şekilde İnşaatı pazarlık sureti-, le eksiltmeye konulmuştur. Muhammen bedeli 1499 ' 1
ra 82 kuruş olup geçici teminatı 112 lira 49 kuruştur.
13.6.949 günü saat 15 te eksiltme ve İhalesi İstanbul Cağaloğ-lunda Yüksek okullar saymanlığında toplanan satınalma komisyonunda yapılacak olan eksiltmeye İşlekli çıkmadığından müddeti 20 3 949 pazartesi gıinane kadar uzatılmıştır.
İstekliler belirli günde teminatlarını yatırmaları ilân olunqr. Şartname yüksek okullar saymanlığında ve Laboratuvarda iş guıı ve saatte görülebilir. (8925)|
ı
lı-!
. I
8802
Bulunmaz Fırsat —
Buytıkada Altmördu caddesinde Plâj oteli karşı sırasında 38 numaralı tamamı muşamba döşeli yedi oda İki salonu' caddeye terası, tarhtı kameriye! çiçek bahçesi, tazyikli sujrul ve ayrıca sarnıcı ve oanvo ve elektrik tesisatı bulunan mü- I kemmel vazıyette ev boş teslim acele satılıktır İçindekilere | SMmrasıS» müracaat. Telefon: 80635.
İstanbul Sular idaresinden:
Şehrin İstanbul yakasına dalla fazla su vermek tnaksadlle ŞilÛlıtarağa İle Eyüp arasına döşenen biıyuk çaplı borular 19'8/ 1949 pazar gunu şebekeye bağ anacaktır. , .
Bu ameliyenln yapılabilmesi İçin 19 6 945 günü sabah saat ondan itibaren İstanbul yakasının bir boru Ue takviyesi zaruridir. Bu sebepten aynı gün. zarfında bu yakanın yüksek tnın-iakalarında su durumunun zayıf olmak ihtimali vardır.
Keyfiyet İstanbul yakasında '»turan sayın halka ilân olunur.
(89081

Comments (0)