16 Kasım 1950 Perşembe
SİYASİ İKTİSADÎ, MÜSTAKİL
Yıll — Sayı 351
10 kuruş
teni İstanbul'un
KIPOM
TAHSİL KUPONU
(





Beynğla - Müellif Caddesi 8-8. Telefon ı 44758 - 44757 Rantra!
Tesis edeni HaMb EdTb . TÖREHAN
A boneı Türkiye için seneliği 32, Blfr aylığı 17, ttç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler İki misildir.
hânlar t
1 Hradır.
0 ncı sayfada santimetresi İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Posta Knfrısn t 447 - İstanbul. Telgraf
Adresi t Hetlo, tstanbnl
İki yeni muhrib*
Başbakan hiçbir
Batı Akdeniz seyahati
l
Gemilerimiz, Amerikan - Italyan donanmalarının
müşterek manevralarında Tarantoda bulunacak
Yapıcı millet
ASIRLAR boyunca İhmale uğramış ve ıstırap çekmiş bir milletin, blr-pok şeyleri inkılâp, İdare ve teşkilâtından beklemesi tabiî görülmelidir. Onan için bizde de her şey İnkılâptan beklenmiş ve bilhassa acemisi bıılıın-dağunıuz yeni hayat İçin dalına bir önderin olması lüzumuna kanaat getirilmişti. Devletçiliğin büyük laiklerinden birinin de bu okluğunu söylersek pek yanılmamış oluruz. Fakat aradan geçen oldukça uzun bir nman artık İnkılâbımızı normal bir yola kavuşturarak memleketimizde do, her yerde olduğu gibi, bütün hayat sahalarımızda tabii bir üslûp yaratımı olmak lâzım gelirdi. Bugünkü endişelerimiz ve birçok üzüntülerimiz bu emelin gerçekleşememiş olmaslyle doğrudan doğruya İlgilidir. Çünkü bu işlerde millet kendi başına bir teşebbüse glrişememlş ve Hükümetle kay-naşamaması yüzünden de böyle bir imkân bulamamıştır. Milletin, bütün kalkınma faaliyetini Hükümetten beklemesi, Hükümetin her şeyi benimsemiş olmasından İleri gelmiş İse de, bu hususta milletin hazırlanmamış olnşu ve yapacağı bir çok şeylerin mevcut bulunduğunu İyice kavrayamaması da fena neticeler husule getirmiştir. Filhakika asırlarca yeryüzünün hükümdarı ve bu fâni dünyada Allah’ın gölgesi (?) olduklarını İddia eden sultanların idaresi altında yaşamış bir milletin birdenbire kavuştuğu bir inkılâp İle derhal şahsî teşebbüs sahasına geçmesi o kadar kolay bir şey değildir. Fakat aradan geçen senelerin uzunluğu düşünülürse herhalde bizde de milletin nrtık yapıcı bir kudret ve vasıf kazanmış olması, lâzım geleceği takdir olunur. Bunun elde edilememesini her halde millete yükletilecek bir kusur savmâk doğru Olamaz. Çünkü zekâ-slvle, mazide yarattığı eserleriyle dünyanın en iyi vasıflarına sahip bir milletin yapıcılık kudretini kaybetmesi ihtimali bile düşünülemez. Eğer bu nokta ciddi bir tetkik ve tahlilden geçirilecek olursa bu husustaki sorumluluklardan en büyüğünün inkılâptan sonra gelen hükümetlere düştüğü görülür. Çünkü bu hükümetler icraatlariyle hâdiselere lâyık olduğu ehemmiyeti vermemiş ve bilhassa hükümlerini hep dış görünüşlere İstinat ettirmiştir. Bir taraftan memleketin umumi ahvalinde seviyenin yükseldiğine dair en ufak bir işaret yokken öte taraftan en lüks bir hayat modeline göre kendimizi ayarlamak İsteyişimiz bizi yolumuzdan çıkarmıştır. Seviyenin yükselememesi ve kültür hamlemizin yavaş .vavaş gevşemesi bizi müşkül bir duruma koymuş ve yapıcı kudretimizin İnkişafını çok geciktirmiştir.
Herhalde muhakkak olan bîr şey rarsa o da bir memleketin ilerlemesi İçin her şeyden evvel o topraklar tt-gerlnde yaşayan milletin yapıcı bir topluluk olması ve bir çok işleri kendiliğinden başarmasıdır. Bunun aksine hareket edilir, her şeyin hükümetten geleceği beklenir ve hükümet de bunu böyle sanarak üstüne almak İsterse bu takdirde müspet bir netice elde olunamaz. Totaliter sistemler bunun çok güzel bir misalini ▼ermektedirler. Yugoslavya gibi büyük bir ziraat memleketi şlındl her şeyi hükümetin yapacağı vehmi içinde büyük bir kıtlığa düşmüş bulunmakta ve Arnerlkadan alacuğı yüz on milyon dolarlık gıda maddeleriyle bundan kurtulacağını ummaktadır. Herhalde harbin dıırdıığıı gündenbe-rl komünizm ile karışık bir idare sistemi kabul eden bu memleket, halka yapıcı olmak serbestliğini vermiş olsaydı bugünkü elim durumla karşı karşıya kalmazdı.
Memleketimiz bıı gibi memleketlerle mukayese olunamaz. Bizde serbest teşebbüsü doğrudan doğruya meneden usul ve nizamlar yoktur. Ancak serbest teşebbüsün himaye ve yardım göreceğine dair de sağlam e-saslardan mahrum bulunuyoruz. O-nıın İçin zaten almış olduğumuz terbiye her şeyi Hükümetten beklemek anlayışına istinat ettiğinden milletimiz de hu suretle Iceııdl yapıcılık meziyetlerini geliştirmeye İmkân bulamamıştır.
Şimdi Türk milleti son seçimde Demokrat Partiyi tutmakla memleket idaresinde artık daha tesirli âmil olmak İstediğini göstermiştir. Hususî teşebbüse ehemmiyet verecek ve memleket idaresinde milletle lıeralıer çalışacali olan bir rejime erişmiş olmak yüzünden artık milletlinizin de yapıcı bir millet olmak yolunda İnkişaf edeceğine kuvvetle inanıyoruz. Çünkü bundan başka bir yolun mevcut olabileceğini aannetmemekteylz. Bütün ilerlemiş ve şimdi ilerlemekte âdeta yarışa çıkmış uluıı memleketlerin yaptıkları İşlerde Hükümetin hissesi, milletin hissesine göre çok daha azdır. Bıı suretle memleket mukadderatında millete de bir sorumluluk düşmekte ve hükümetler için de, yapılacak İşlerin azalması bakımından, daha çok düşünerek karar vermek İmkânı hâsıl olmaktadır. Şimdi biz Türk milletinin, kendi toprakları Itaerlnde yapıcılığını göstereceğine ve Hükümetin de ona her noktadan yardım etmesi sayesinde iyi ve bahtiyar bir geleceğe kavuşacağına inanıyoruz,
Hablb Edlb - Törehan
Bu manevralar, Atlantik Paktı işbirliği çerçevesine dahildir
Atina, 15 A.A. (AFP) — Atina Ajansının bu sabah bildirdiğine göre. Akdenlzde sefer yapan ve içinde 80 askeri talebe bulunan "Demirhlsar,, ve "Sııltanhisar,, adlı iki Türk muhribi bu sabah Phalere Koyunda demirlemiştir. Gemiler burada üç gün kalacaklardır. Bahriye Bakanı Phokio Zaimis bu akşam Türk subayları şerefine bir ziyafet verecektir.
Anadolu Ajansının notu:
Sııltanhisar ve Demlrhisar torpltolanmızın yapmakta oldukları seyahat deniz mektep talebelerimizin tatbikat görmeleri İçin tertip edilmiş bulunmaktadır.
Dün sabah Istanbııldan hareket etmiş bulunan torpitolanmız hâlen "Phalere., e yaptıkları bu ziyaretten sonra Taranto’ya. oradan da Cenova ya gideceklerdir.
Torpitolanmız daha sonra Fransız deniz üssü olan Toulon’u ziyaret e-decek ve tekrar İtalyan sularına dönerek İtalyan Deniz Harp Okulunun bulunduğu Uvorno’ya gidecektir.
Sultanhlsar ve Demlrhisar torplto-lanmız müteakiben Malta’ya gidecek ve oradan sularımıza dönerek tsken-derundan itibaren muhtelif limanlarımıza uğrıyarak Istanbula dönecektir. Bu seyahat bir ay dört gün sürecektir.
Taranto» 15 A.A. (AFP) — Akdenlzde seferde bulunan "Demlrhisar,, ve "Sultanhlsar,. torpitolarının önü müzdeki günler İçinde Tarantn’ya gelmeleri beklenmektedir. Muhripler buradan sonra Ccnova’ya gideceklerdir.
Acheson, Çinlilere
teminat veriyor
Dışişleri Bakanı, Mançurya hududundaki hidro-elektrik merkezine dokunuimıyacagını teyit etti
Washlngton. 15 (YlRS) — Amerikan Dışişleri Bakanı Acheson bugün tekrar Komünist Çinlilere teminat vererek Amerikalıların Çin topraklarında hiçbir askerî ve siyasî emelleri olmadığını söylemiştir. Bakan. Kore - Mançurya hududundaki Çin menfaatlerine de hürmet edileceğini belirtmiştir. Acheson, Çinlilerin hudut bölgesindeki hidroelektrik te-sl*lçr.LyUzUnden Korğ işi^e karıştıklarını tahmin ederek. Milletlerarası Akarsular Hukukuna Amerikalıların gayet titizlikle riayet ettiklerini bunun misallerinin de
nabileceğlnl söyllyerek hududundaki hidroelektrik tesislerindeki Çin menfaatlerinin ihlâl edilml-yeceğin! tekrar etmiştir.
Acheson, Çinlilerin Kore İşine bir cehalet eseri olarak kanştıklannı zannettiğini söylemiş ve "Çinliler Kore meselesini bahane ederek bir dünya krizi yaratmak istiyorlarsa o takdirde takınacağımız tavır farklı olacaktır." demiştir. Bakan. Korede müstevliyi cezalandırmakta Birleşmiş Milletler Anayasasına göre hareket edilmekte olduğunu sözlerine İlâve etmiştir.
Amerikan - İtalyan
deniz manevraları
ve tarihte bulu-Mançurya
Roma, 15 A.A. (AFP) — Gazetelerin bildirdiğine göre, Amerikan ve Italyan birliklerinin iştirak edeceği deniz tûthikatr önümüzdeki günlerde Taranto limanında başlıyacaktır. 17 kasımda gelmesi beklenen Amerikan gemilerinin içinde 45.000 tonluk 1'Corel Sea„ uçak gemisi ve 17.000 tonluk ”Des Molsnes,, ağır kruvazörü bulunmaktadır. Bu manevralar, Atlantik Paktı işbirliği çerçevesine dahildir.
Atina, 15 A.A. (Atina Ajansı bildiriyor) — Türkiyenin Atina Büyükelçisi Ruşen Eşref Onaydın, Alcde-nlzde sefer yapın ve bu sabah Pha-lere Koyunda demirliyen Demırhisar ve Sııltanhisar muhriplerinin komutanlarını Başbakan Venlzclos İle General Papagos ve Bahriye Bakanı Zalmia’e takdim etmiştir. Gemide bulunan 80 askerî talebe bu arada Atina ve Akropolü gezecektir.
bulunmuş değil
Başbakan Adnan Menderesin Aydında 1951 bütçesi ve Hükümetin yapmak tasavvurunda bulunduğu hamleler üzerinde çalışmakta olduğunu dün Avdın muhabirimizin telefon haberiyle bildirmiştik. Yine dün Başbakan Adııaıı Menderesin muhalefeti çalışmağa davet eder şekilde bir Iteyanntta bulunduğunu bazı sabah refiklerimiz haber vermişler ve bıı beyanatı neşretmlşîcrdl. Başbakan dün Anadolu Ajansı va-sıtaslyle yayınlıulığı bir açıklamada son zamanlarda hiç bir beyanatla bulunmadığım bildirmiştir. Bazı okııyııculan-ıııi7in bize telefonla müracaat ederek Başbakanın beyanatını niçin koymadığımızı sormuş olmalarına verilecek cevap ğıdakl açıklamadadır!
Ankara, 15 (A.A.) — bakan Adnan Mendebes, zamanlarda hiçbir gazete
habirine hiçbir beyanatta bulunmadığının açıklanmasını A-nadolu Ajansından rica etmiştir.
Böyle bir açıklama yapmak mecburiyetinde kaldığından dolayı Başbakan Adnan Menderes, ayrıca teessürlerini de İfade etmektedir.
nşa-
Baş-aon mu-
C .H. P. Milletvekilleri dün
Millet Meclisini terkettiler
Hâdiseye, dil mevzuundaki sorular münakaşa edilirken
soru sahibinin eski iktidara hücumu sebebiyet verdi
Ankara, 15 (Hususî muhabirimizden) — Bugün Sıtkı Yırcalının başkanlığında toplanan Meclis geçen top lantıda görüşüiemiyen sözlü soruları müzakere etti. Bu cümleden olarak önce gündemde bulunan Afyonkara-hisar Milletvekili Gazi Yiğitbaşkmr. 4 aözlh soru önergesi münakaşa edildi.
Bunlardan biri Türk dili namı altında dilimize karıştırılan kelimelere taallûk ediyordu. MÜH Eğitim Bakam, mevzuun ehemmiyetini ve elâstlklye-tini nazara almış olacak kİ mûtadı hilâfına İrticalen cevap veremiyereg meseleyi yazılı olarak temkinli bir şekilde izah etti ve dil meselesinin bir akademi İşi olduğunu tebarüz ettirdi. Hükümetçe de bu mevzuda titiz davranılacağını ve ihtiyatlı hareket edileceğini anlattı. Bakanın bu izahatını tatminkâr bulmıyan soru sahibi, eski iktidarın vücuda getirdiği bir te-
roma görüşmeleri hakkinda
Fuat Köprülünün basın toplantısı
"Yeni İstanbul,, u dikkatle-tetkik' ediniz
Gazetemiz hakkındaki
fikirleriniz nedir ?
Bilmek İstiyoruz, çllııkll, biz ancak bunu öğrendikten sonra, sizin arzularınızı yerine yetirebiliriz. Gazetemize karşı gösterdiğini» büyük teveccüh bizim güvenimizi arttırmıştır. Fakat bir. bu kadarla yetinmeyi kendimi» İçin as görüyoruz. Slrl daha çok memnun edebilmek başlıca emelimizdir.
Bu emeğinizi
karşılamak İçin
1.000 tane saat
hediye edeceğiz
Gazetemiz bıı ayın sonunda ilk yadını doldurmuş olacaktır. İkinci yaşırni7a girerken sizi daha memnun edrcclc yenilikler yapmayı düşünüyoruz. Vereceğiniz karar, vazifemizi ehemmiyetli surette kolaylaştırmış olacaktır, hakkındaki knrarınız
olsa, rnerıfi de olsa, bunu şükranla karşılıyacağız.
Gar e temiz müspet de

hediye
YENÎ İSTANBVI/ıın okuyucularına gördüğünüz âletle Neıırlıâtcl Rasatlıancftlnde garanti vesIkıiM almıştır.
edeceği hassasiyeti
1000 muit, muayene
resimde edilerek
Gazetemizde 1 aralık 1950 İtibaren bir kuponlar 90 tiğimiz gün (Gazetemizi
cuma gününden kupon neşretmeğe banlayacağız. Bu tane olacaktır. 90 inci kuponu neşret-kuponları yapıştıracağınız listedeki beğeniyor musunuz, beğenmiyor mu-
Bugün üçüncü sahifemizde hediye edeceğimiz
sunuzT) sualine (Evet) veya (Hayır)ls cevap vereceksiniz. Bu emeğiniz mukabilinde alacağınız bir kur’a numarası, talihiniz yardım ederse elzt kıymetli bir saat sahibi yapacaktır.
saatlerden batılarının resmini bulacaksınız


Romada Avrupa Konseyi toplantısından dönen Dışişleri Bakanımız Fuat Köprülü dün Gazeteciler Cemiye tinde bir bAsin toplantısı yapmıştır. Köprülü. İnsan Haklan Mukavelesinin imzalanması llo ileri bir adım atılmış olduğunu söylemiş. Bulgaris-rımdan tehrtlr edf-lon ırkdaşlarımız hakkında Hükümetimize mânevi müzaheret göstermek hususunda vermiş oldukları kararın ehemmiyetini llrtmlştlr.
Müteakiben rulan sualleri vaplandıran
Buigaristan-muhaclrlcrl-meselesinde
be-
80-ce-Ba-
kan, daki mis yakında Birleşmiş
Milletlere de müracaat edileceğini bildirmiştir.
Bu husustaki tafsilâtı üçüncü sayfamızda bulacağısınız.
Koreye dair Resmî Tebliğ
Tllrk Birliği, (88 İnci arz dairesinin kuzeyinde çetecilere karşı savaşıyor Ankara, 15 (A.A.) — Millî Savunma Bakanlığından tebliğ edilmiştir:
5 No. h resmi tebliğ:
Türk Savaş Birliği, 88 İnci arz dairesi kuzeyinde çeteci gruplarını temizlemek görevini almıştır.
Halk Partisinden geri alınacak mallar
Ankara 15 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Halk Partisinin vak-tiyle haksız yere iktisap ve hattâ gasbettlğl iddia olunan malların ve mülklerin millete iade olunacağı hak-kındnkl haberler teeyyüt etmiş bulunmaktadır.
Haber aldığımıza göre Ankara imar Müdürlüğü yeni bir plân tanzim ederek Meclis arsası ve dahilinde bulunan binaların şüyuunu İzaleye karar vermiştir. Halk Partisinin böy-lcce hissel şayiası Büyük Millet Meclisi, kendi oturduğu bina, Sayıştay, Meclis Matbaası arsaları üzerinden kaldırılmakta ye bu partinin arkadaki sığınak yapılan yerdeki hakkı da kendisine verilmektedir.
Ankara imar Müdürlüğü tarafından tanzim edilen bu İmar plânı An-karanın imarı hakkındaki kanun gereğince Bakanlar Kurulunca tasdik edilince bu arazi üzerindeki mülkiyet tamamlyle ayrılmış olacak. C. H. P. kendisine nlt olan arkadaki kısmı alacak ve Genel Sekreterlik binası ile diğer binaların arsaları üzerindeki şayi hissesi kalkacaktır.
-
Henry Laufenbonrger
Altın, emin bir
vasıta mıdır ?
Değerli profesörün gazetemiz için hazırladığı bu makalesini cumartesi günü İktisat sayfamızda bulacaksınız.
şekkül olan Türk Dil Kuruntunun, milletin paresiyle milletin diline suikast yaptığını iddia etti ve misaller getirdi. Yapılan İşin dilde inkılâp değil, bilakis ihtilâl olduğunu ifadeye çalıştı fakat bu fikrini izah ederker. ihtilâl yerine anarşi kelimesini kullanması gülüşmelere yol açtı. Soru sahibi sözlerinin sonunda ölçüyü kaçırarak ‘'Türk dilini bugünkü haline sokanların kanından ve milliyetinden şüphe etmek gerektir" dcdl.Şüpheslz bu sözler muhalefetin şiddetli itiraz* lanna sebebiyet verdi. Avnl Doğan ve Haşan Refik Tankut ayağa kalkarak bağırmak suretiyle hatibi protesto ettiler ve toru sahibinden sözlerini geri almasını istediler. Bu arzular neticesiz kalınca da Meclisi terkettiler.
Mesele kapandı zannediliyordu Halbuki bir müddet sonra verilen 15 dakikalık tatili müteakip celse yeniden açılınca C.H.P. Grup Başkan Vekillerinden Avnl Doğanın söz istediği görüldü. Başkan söz vermeden önce Gazi Yiğltbaşının bahsi geçen konuşmasını hatırlatarak Başkanlık Divanının bıı sözleri zabıttan çıkarmaya karar verdiğini beyan etti. Kürsüye gelen Avnl Doğan ise C.H. P. Grupunun , Başkanın bu tashihim kâfi bulmadığını ifade ederek Ylğit-baştmn kürsüye gelip sözlerini geri almasını istedi. Fakat Başkanlık, hâ diseye sebep teşkil eden sözler zabıttan çıkarılmaya karar verildiği 1-çln bu itirazı yerinde görmedi. Bunun üzerine C.H.P. liler 15 dakikalık ara esnasında almış oldukları karaı gereğince bir obstrüksiyon yaparak hep bir arada salonu terkettiler Bu harekete Malatya Milletvekili Nuri Ocakçıoğlunun iştirak etmediği müşa hede olunuyordu. Arkadaşları da bunu farketmiş olacaklar kİ kendisini ikaz ettiler, hademe göndererek çağırdılar fakat red cevabı aldılar. Neticede bütün Meclisin nazarlarının kendisine tevcih edilmiş olduğunu gören Ocakçıdğlu rfâ blrnî sör.ra salonu ter ketti. Kanaat odur ki, Gazi
Ylğltbaşının s özlerinden rencide olan C.H.P. İller, Avnl Doğanın sevk vs İdaresinde olarak bu hâdiseyi kendi bakımlarından istismar ettiler. Demokratlar İse kendileri de hoş karşılamadıkları halde Ylğitbaşını özür dilemeye mecbur etmekten kaçındılar. Fakat bir arkadaşlarının kırdığı potu da mümkün mertebe tamire çalıştılar.
Şair Orhan Veli dün vefat etti
Orhan Veli
aleyhtarlığı
Öğrenciler, İngiliz askerlerinin Mısırı derhal terketnıelerini İstediler
Kahire, 15 (YÎRS) — Ingiliz askerlerinin Sllveyş Kanalı civarından çekilmeleri için yapılmakta olan Ingiliz - Mısır görüşmelerinin neticesiz kaldığına dair haberlerin çıkması ü-zerlne bugün Kahirede bazı nümayişler yapılmıştır. Yüzlerce talebe Ingiliz ve Amerikan sefaretlerinin ö-nünda birikerek Ingiliz askerlerinin derhal Mısın terketmelerini talep etmişlerdir. Bu sırada nümayişçileri dağıtmaya çalışan polisle çarpışmalar olmuş ve talebelerden biri ölmüş, S6 m yaralanmıştır.
Genç ve kıymetli şairlerimizden Orhan Veli Kanık dün sabah maalesef vefat etmiştir.
Orhan Veli, evvelki gece bir ahbabının evinde fazla miktarda içki kullanmıştır. Bir müddet sonra şaire birdenbire fenalık gelmiş ve koma halinde Cerrahpaşa Hastahanesine kaldırılmıştır. Orada gösterilen bütün ihtimama rağmen Orhan Veliyi kurtarmak mümkün olmamış ve şair, dün sabaha karşı hayata gözlerini yummuştur.
Cesedi, otopsi yapılmak 11-zere morga kaldırılmıştır. O-topsi bu sabah Morg Müdürü Dr. Halis Sarıkadıoğlu tarafından yapılacaktır.
Son neslin en kuvvetli şairi olan Orhan Velinin vakitsiz ve Ant kaybı çok derin bir teessür uyandırmıştır.
Şairin biyografisini ve eserlerinin isimlerini ikinci sahi-femizde bulacaksınız.
yeni İstanbul, ailesine ▼e bütün sevenlerine başsağlığı diler.
Muzaffer Kayalıbay hâdisesi
duruşmasına dün başlandı
Ömer înönü dünkü duruşmada
11 mart 1915 gecest Taksimde bir otomobilin sadmesi neticesinde ifade veremeden kaldırıldığı Amerikan Hastahanesinde ölen Teknik Ü-ntverslte pansiyon Amiri Muzaffer Kayalıbay hâdlses|ne alt dâvaya dün şehrimiz İkinci Ağır Ceza Mahkemesinde başlanmıştır.
Hatırlarda olduğu gibi o tarihte yapılan tahkikat neticesinde hâdisenin Robert Mu ra ty an adında bir şahıs tarafından işlendiği anlaşılmış, ikinci Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan duruşma sonunda sanığm cezayı müstelzlm hareketi sabit ol-madığmdan beraetine karar verilmişti ve bu karar Yargıtay tarafın-
dan tasdik edilerek kesinleşmişti.
Bu tarihten üç yıl sonra Demokrat Parti Tokat Milletvekili Ahmet Gllrsan tarafından Millet Metlisine 15 haziran 1950 tarihinde verilen bir önergede katilin Robert olmadığı ve suçun Ömer İnönü tarafından işlendiği belirtilmişti. Bunun üzerine Adalet Bakanlığının emri mucibince yeniden tahkikat açılmış ve sorgu yargıçlığı tarafından övrak “delillerin takdirinin muhakemeye bırakılması., mülâhazaslyle Ağır Ceza Mahkemesine verilmiştir.
Dün başlayan duruşmanın tafsilâtını İkinci sayfamızda bulacaksınız.
Y E N î İSTANBUL
16 Kasım 1950
Sayfa 2
■ 5 r e t i 'î i I k l e r *
İnsan hakları ve manevî silâhlanma
AVRUPA Konseyi Dışişleri Bnkanln-f I n Komitesi, kasım ayının haşln-rında, Komadaki Berberini Sarayında İnsan Hakları tndlıı*mnMiıı imzaladı-
lar. Bu mukaveleye göre öşrümle; İnsan hakları ve tenini lıürrlyeflar IfO rıuiHegk, İcabında tahkikat yapacak ve MkAyrilrri dlnllyccek bir İnsan hakları Avrııpa komisyonu kurulacak, kısan hakları mahkemesi tesis edilecektir. Bıı aiKİlıı^mamn şıı esnalarımı bir göz KOtdlnlIâhnlz vakit edinilecek İlk intiha, Avrupa milletlerinin gayet büyük, fakat büyüklüğü nispetimle tir Şerefli bir vazife daha yüklendikler) merkezindedir.
Bir nndlaşmanm kıymetinin, sanıl* * taşmanın ihtiva ettiği esasların kâğıt üzerinde kalmayıp, fiiliyatta tatbik kabiliyeti bulunması nispetinde tezahür edeceği açıktır. Tatbik kabiliyeti nispeti ise, o aııılJıiMiıa ile Miluh'f e-diJeıı gayeye miivuzi olarak müsııil şartların mevcut olma veyıı olabilme İmkânlarına bnğlhlır. Bıı miisniL şartlar nelerdir? Bugün mevcut nıııdıır? No nispette mevcuttur? Veya mevcut olabilir mİ? Bu meseleler İncelendiği takdirdedir kİ, adı geçen andlaşıııunııı İmzadıuı sonra gelen tatbik devresi-nin şans denvj*»İni tâyin mümkün o-bıbib’ivMIr. Şıı halde öne(*. mÜNMİl rar Hardım ne kaydettiğimizi açıklıya-
hm.
Bııgün İnsan haklan ve temel hürriyetleri bir dâva olarak, kendini tekrar kabul ettirmiştir. Dünya tarihine •Öyle bir baktığımız zaman görüyoruz kİ, insanlık ne vakit bir çıkmazu doğru yolunu sAMrıntŞba. kurtuluşu haklarına ve temel hürriyetlerine su rıirııaktu bulmuştur. Bunun İçin değil midir kİ. bir taraftan cihanşümul dinler, diğer taraftan felsefe sistemleri ve İlim hep Ihmiiui alt nıoscielcre, İnsanın saadetine yönelmiştir. Fakat yirminci yüzyılın ortasında da yine İnsim haklarının, tenıel hürriyetlerin korunmasından hahasUnekte ve bunun Içlıı DiıdlaşniMİsr İmzalamaktayız. Bu vakıa dulıl. İnsan haklarının ve temel hürriyetlerinin hâili teminat altına alınanınmış okluğuna Idr delil değil midir? Öyleyse bu neticenin sebepleri nedir?
Yukarıda işaret ettiğimiz gibi, gsye hep İnsana sit nıeseleİerİ muhtelit yönlerden çözerek unun şandrilnj temin etmektir. Yani gayenin seçimin-d.* bir yanılma (ilfnumıMır. İ akal gaye Mihanırulaki bu olgunluk vasıta sahasına intikal edince, derece derece kaybolmuştur. Zira dışa gözlerini kapatmış fildişi kulelerde kurulun nı(-mriyeler, realitenin girintili çıkıntılı o doğlşik zeminine uymamış, uyanuı-mıştır. Bu gibi tecrltlcştlrme gayretleri hasbi bir surette fikir »uhusında kaldıkça faydalı olmuş; fakat bu hizayı aşınca insanların huzurunu bozmakta gecikmemiştir. Ancak iıpr aksiyondun bir netice elde edilebileceğine binaen, bu ‘ fildişi kule-rralite çatışması.. ndan (lu bir fikir elde edilmiştir kİ. o da “içtimai üçliilük-trl-nite sociologiuuc.. denilen fikirdir. Filhakika fildişi kuleden dalına birbirine zıt İlci fikir çıkmış; realitede ise bu iki zıt fikir o ânın şartlarına uygun nispetlerde telif edilerek — ki edilebildiği vakit İnsanlık huzura kavuşmuştur — üçüncü fikir husule gelmiştir. İşte nurarlyelcrin bizatihi haiz oldukları kıymet de bu noktada belirmektedir. Zira bunlar, realiteye uygun terkip ve telif edici hal çarelerinin bulunmasını temin etmektedir.
Bahis konusu olan İnsan hak ve hürriyetleri hususunda dıı bugüne kadar fildişi kuleden serde d İten görüşler İlk çağlardan bugüne kadar türlü isimler altında sayısız olmakla beraber biz “içtimai üçlülük,, fikrine dayanarak bunları, Insun-oemiyet münasebetinde insanı “her şey., olarak kabul etmiş veya "bir şey,, olarak dahi kabul etmemiş görüşler sıfatiyle İki tipe irca edebiliriz. Bu iki görüşten ilkinin hâkim olması aşırı hürriyetçiliğe, ıınıır-şlzme; beriki görüşün hâkim olması Igc totalitarizme müncer olıır. Bunların hâkim hini» dereceleri tabl-ntiyte farklı olmaktadır; fakat netice d».İma aynı olmıış, bu iki zıt görüşü temsil edenlerin arasında mücadele kendini göstermekte gecikmemiştir İşte o anda hu İki tnnssııpkâr göriişiı telif edici °üçürıcü„ yakalanır ve hakim kılınabillrbc mı mutlu!.
Şu görüşler altında bugüne bakarsak, dünya limanları artık bu “üçüncü,. yü yakalamayı ve hâkim kılmayı,, millet çopuıda değil de. dünya çapında gerçekleştirmek İstemektedirler. Bunun birinci sebebi şudur: dünyasında yine aşırı ferdiyetçi temayüller, anarşist görüşler mevcut tur; yine totalitarizme hizmetinde olun görüşler bulunmaktadır kİ, bugün In-sanhk cemiyetini dünya çapında yıkmak tehdidinde bulunan dıı bUhaasa bu görüşlerdir. Diğer taraftan, bir araşürıcınifi dediği gibi; teknik terakkiler mürekkep faizin üst kanununa benzer şekildi' hızla İnkişaf etmektedir. Bıı tekıılk İnkişafın milli hudutları aşarak doğurabileceği tehlikeleri ve mııvazcrıcslzlllderl önlemek bakımın dun sosyal nizamı da yeni go-
Yazan : Menıduh BALABAN
llşmelcrn göre ayarlamanın İnsanlığın geleceği İçin gerekli olduğu İzahtan müstağnidir. İşte bu iki taraflı zaruret» ferdin bencil ıııvııfoat-terinin tesiri altında maruz luılmabilon bozuklukları ıslah edici vs bııgünön mükellef kıldığı hjHı. ı vg milletlerarası vnrlfeleıi müdrik bir hür nizam etrafında sağduyuya sahip Irısanlıırı dünya çapında birivslirmc>o »ınkcdiyur. Boylu bir nizam İçinde ise, Insaıı hakları ve temel hürriyetleri önem|ııl her zji-mnııklııden fazla blseattlrmcktodlr. Yani hür düşünceli lıısuıılur yalnız askeri silâhlanmanın değil, mâııevl sllfdılanmıının da lüzumunu anhııııış-lardır. Bu İkinci mânadaki silâhlanma du hor şeyden önce insan hak ve hürriyetlerine riayet etmekle haşlar ve cehalet, zulüm, müsaıııaluısızlıkla mücadeledeki bnşarİyle kuvvet bıılup. kanım önünde İnsan vaknnrıı sağlıya-rıık müsavi bir surette yaşamalarını temin etmekle olgunluğuna erişir. İşte böyle bir ideale ııhışnbllnıck İçin a-tılan bir başka adım olmak itibariyle İnsan Kakları Andhışnıası ne kadar tebcil edilse azılır! Tatbik bakımından ise müsait şartların elde e(JI lebilmgsl moMdesinin. Birleşmiş MJJ-İr t lef İdeali yolunda atılmış diğer birleştirici ve zarııri adımların nıuvaffs^ kıyct şartlariyle homahenk olduğu söylenebilir.
Evet. İnsan haklarını ve temel hür-rlyethırlni teminat altımı ulucuk and* InşiHHiıın tatbiki, mânevi silâhlanmanın ve onun gerçekleştireceği İdealin en mühim bir parçasıdır. Mııddt sllâh-hınmayt destekliyerck böyle bir İdealin tamamlayıcı ve birleştirici rolünü hiç do küçümsememelidir. Filhakika Georges Rigassi’nin söylediği gt» bi; eğer kalblarln ve ruhların birliği bulunmaz ve savaşanlar Imanlnrlylr, müdafaa edilmeye şayan bir İdeal İçin hayatlarını fedaya hazır olmazlarsa, hür dünyayı temsil eden milletlerin İşbirliği hayali kalır.
İşte, sonraları hiç şüphesiz tatbik muhitini genişletecek olan son nnd-laşniM, böyle bir İdeali dalış kuvvetle tebarüz ettirmoMİ bakımından dikkate şayandır. Andbışmunın önümüzdeki tatbik safhasının başarısını bağlıyacak İdeali seıdlrip. benimsetmek (|e hür milletlere vs aydın çevrelere düşen bir varJfcdlr.
“Savarona” Yatının tâdili meselesi
Savarona Yatının tadil edilmesinin teklifleri devam etmoktedir.
İtalyan gemi inşaiye firmalarından “Moifankone,, nln mümessili yatın tadili hususunda proje hazırlamak üzere geminin plânlarını istemiştir.
Bu firmanın da Savarona'nın yolcu gemisi haline getirilip getlrilmi-yeccğl hususunda etüdler yapacağı anlaşılmaktadır.
Karoya oturan HSaadetM vapuru yüzdürüldü
Denizyolları İdaresinin saadet vapuru evvelki gün sis yüzünden Midil-bank civarında karaya oturmuştur.
Gemi bir müddet sonra yüzdürülmüş ve ciddi bir hasar olmadığı için seferine devam etmiştir.
CEMİYET HAYATI
.. *.1 ■ \•" ti *
Ös e
L U M
Eski Hariciye memurlarından Celâl Beyin o£lu, Mihribsın Celâl, Bakırköy Akıl Hastahanesi Başhekimi Dr. Fahri Celâl. Ticaret Odası Umumi Kâtip MuavLnt Hayri Celâl, Tekel memurlarından Kadri Celâl’ln ağabeyleri, Kemal Benk’ln yeğeni ve Nezih. Metin ve Adnan Benk’ln amcaları avukat
SIRRI CELÂL ATAMER
14-15 gecesi Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 16 kasım 1950 perşembe günü Kadıköy Osmanaga Camiinden öğle namazını müteakip kaldırılarak Karacaahmettekl aile kabristanına defnolunacaktır.
SEVİM KIR AL
ile
MEHMET SAİT GAZİOÖLU EVLENDİLER
15 - 11 - 1950
Şeh/r köşefl
Kitabe - i Seng - i mezar
Cç gündür, sİji, şr/ıri beynz ve yumnwk tül perdegi içinde bozuyordu.
Üç gündür 8ls, İstanbul un üfi-tibıe bir kefen gibi örtülmüştü. Acaba kim içinf
Dün belli oldu: Orhan Veli I-ginmitl.
t/itanbulun ve şiirin bu o> rı> Mdi, aynn*l3 ecel şerbetini içti, Kiuışc.vi rahatnıt etmeden, ken-dielne vedd inıkdnını dahi vrr-meden nişlere bürünüverdi: **Vazge.çemedimtt Mİm/İ şiir kitabında:
istanbııldn, Boğnzlçlmle Bir fakir Orhnıı Vell’yim VrU’nin oğluyum Târlfslz kederler Jçhıde Diyru şair, bu İstanbullu. İstanbul dşıkı, bitleri tarifsiz kederler içinde bırakıyor.
Sıelnr dadtlnıaeaydı, gişli gizli adlardık.
Hoş kendisini tamuanlann, tanırnıynnlann yüreklerini hûıı ederek giden bu halis İstanbul efendisinin arkasından yine dr hava sisli görünüyor: Hepimizin gözleri yaşlarla perdeli. Pek, pek yarık oldu Orhan Ycli’ye.
Allah gani gani rahmet eylesin.
BİR İSTANBULLU
Orhan Veli Kanık’ın hayatı ve eserleri
1914 te îstanbulda doğmuştur. Mu-sikil Hümayun Azası Veli Beyin oğludur. Ankara Lisesinden mezun olduktan sonra 1934 te Edebiyat Fakültesinin Felsefe şubesine girmiş ve aynı sene de neşriyat hayatına atılmıştır.
İlk şiirleri “Varlık,, mecmuasında hece vezni ile cıkmıgtın “Yazık Oldu Süleyman Efendiye,, şiiri ile meşhur olmuş ve bu şiiri Adeta bir darbımesel haline gelmiştir.
Eserleri şunlardır:
Şiir kitapları: Garip, Destan Gibi. Vazgeçemediğim. Nasreddin Hoca.
tercümeleri: Tercüme Dergisi Şiir Nüshası (1946). Fransız şiir Antolojisi, La Fantaine 1 ve II. MoHâre’in Tartuffe’ü. Scapin’ln Dolapları, Ver-ssillea Tulûatı, Musset’den tercümeler.
Tiyatro eserleri: Geçen yıl Şehir Tiyatrosunda oynanan ”Ant|gone„,
Son yıllarda Ankarada çıkan “Yaprak,, dergisinin yazı işleri mü-düdüğünü yapmıştır.
Merhum Orhan Veli, memleket dışında da tanınmış bir şairdi. Bir çok şiirleri. Fransızcaya, İngilizceye, Almancıya ve Yunancaya tercüme edilmiştir. Büyük Fransız Şairi Philippc Sonpaull “Dalgacı Mahmut,, isimli şiirini Türkiyeye geldiği zaman bizzat tercüme etmiştir.
KISA HABERLER
★ Denizyollarına verilecek müstakbel idare şekli hakkında, önümüzdeki hafta içinde Ulaştırma Bakanlığında bir komisyon toplanacaktır.
Bu toplantıda Denizyolları Genel Müdürü ile alAkalı şahıslar da hazır bulunacaklardır.
Bu komisyon çalışmalarının bir hafta kadar süreceği ve kati karara varılacağı tahmin edilmektedir.
ie Denizyolları Genel Müdür Yardımcıları, dün Fabrika ve Havuzlara giderek çalışmaları tetkik etmişler ve bilâhare. Haliçte gümrüklere gelen malların konulabileceği mıntakalan gözden geçirmişlerdir.
öğrenildiğine göre Camialtı mın-takasından muvakkaten istifade edilecektir,
A* Kuruçeşme Kömür » Depolan mıntakasında, beş adet seyyar silo yapılmasına karar verilmiştir.
inşaata yakında başlanacaktır.
★ Yumurta ihracatı artmakta olduğumdan, yumurta sandıklannın yükleme ve boşaltma işinde dikkatli davranılması tebliğ edilmiştir.
Yükleme işlerine itina edilmediği takdirde, sandıklardaki kırık nispetinin arttığı, bu yüzden de yumurtalarımızın alıcı bulmaması tehlikesi başgöstereceği ilâve edilmektedir.
Bu ayın 17 İle 20 tarihleri arasında Amerikan donanmasına mensup Albny4 Columbus, Tumey, Cesil, Perry harp gemileri İskenderun. Mersin, İzmir Limanlarını ziyaret edecektir.
SPOR
Dünya Telif Hakları
nlaşması çalışmaları

IVasbington toplantısında Tiirk tezleri ittifakla kahııl edildi
Dünya Telif Haklan Anlaşmasının esaslarını tesblt etmek üzere 23 ekimde tVaahlııgton’dn toplanmış olaıı Milletlerarası Telif Hakimi Konferansı çalışmalarını bitirmiş ve görüşmelere iştirak eden Türk delegesi Dr. Amil Artııs dün uçakla memleketimize dönmüştür.
Dr. Amil ArtıiH kendisiyle konuşan bir arkadaşımıza şunları aöylomiştir:
4‘— Konferansa alâkalı devletlerin mümessillerinden başka. Bern va panamerikan Telif Haklan Büroları temsilcileri, blitlln Amerika Baroları. film şirketleri, radyo şirketleri. gazeteciler, lûbller. Birleşmiş Mlllotlar delegeleri ve telif haklarıyla alâkalı bir çok cemiyet ve teşek. küller de müşahit sıfutlyle iştirak etmişlerdir.
Hükümetimizin geçen haziranda UNESCO’ya verdiği cevapta İleri sürdüğü mütalaalardan mühim bir kısmı ittifakla kabul edilmiştir.
Dünya Telif Haklarının hâlen yürürlükte olun Bern ve Panamcrl-kan anlaşmalarına ve telif haklarına dair iki taraflı sözleşmelere halel getirmemesini temin edecek hükümlerin kabulü, telif kanununun belli-başlı mevzularında asgari bir himayenin sağlanması, tercüme hususunda muayyen bir süreden sonra, serbest tercüme imkânını temin gibi esaslar, kabul edilen tekili terimiz arasındadır.
Amerika Birleşik Devletlerinin de-tegelori do konferansta büyük bir anlayış göstererek, yabancı eserler hakkında telif kanununun Amcri-kada tanınması için, bugün aranmakta olan şekil şartlarını ortadan kaldıran bir teklif Heri sürmüşler ve bu teklif. Dünya Telif Hakları anlaşmasının vücude getirile bilmesi hususu şimdiye kadar mevcut en büyük mâjıitarden birini ortadan kaldırmış oluvor...
Hukuk İşleri Umum Müdürü Dr. Amil Artus dün akşam Ankanıya hareket etmiştir.
Şehir Meclisi üyeleri bugün halkın dileklerini dinliyecekler
Şehir Meclisi üyeleri bugün şehrin muhtelif mıntakalurında halkın dileklerini dinleyeceklerdir. Bu münasebette yapılacak toplantıda hasın mensuplan da hazır bulunacaklardır. Üyeler ve gazeteciler Sabah saat 10 da Belediye daimi komisyonu salonunda buluşacaklardır.
Mısır Sağlık Bakanı şehrimizde
Mısırın Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı M. El Mahmut, Muhommed Ali Elkcbir vapuru He şehrimize gelmiştir.
Bakan, dün konsolosun refakatinde şehrimizi gezmiştir. Bugün şehrimizden ayrılacaktır.
Büyük eşya kıır’amıtda İtulya seyahatini kazanan talihli okuyucularımızdan Kemal özer, dün İtalya “L.A.l.,, Havayollarının bir uçağı ila Komaya hareket (»tıniştir.
Talihli okuyucumuz Komada bir hafta müddetle gazetemiz henabına katacak ve bütün masraf tart gazctamlza alt olacaktır.
Talihli okuyucumuz Kemal Özer, dün Komaya hareket ederken uçağa binmeden evvel arkadaş muza şunları söylemiştir:
— “Yeni İstanbul,, gibi bir gazetenin talihli okuyucusu olarak ttalyayn seyahat etmek ve Komada bir hafta kalmak benim İçin unutuljmnz bir hatıra olacaktır.,,
Resimde» “L.A.L,, İtalyan Havayolları Türkiye mürn(»*»HI, Komaya gidip gelme biletini. “Yeni istaııbul,» ııanuna gazeteden arkadaşımıza verirken görülmektedir.
Muzaffer Kayalıbay hâdisesi duruşmasına dün başlandı
Sanık Ömer İnönü, vaka ile hiç ilgisi olmadığını söyledi
1945(yıh mnrtında bir gece yatısı Avaspaşadn Barlo apartmanının ö-niinde göçen bir münakaşalı kavga sonunda yvro düşen Teknik Üniveral
te panaiyorı amiri Muzaffer Kayalı bayı otomobille üzerinden geçerek öldürmekten nanik ömor İnönü'nün muhakemesine dün «adı 9.30 da İstanbul İkinci AğırccZa Mahkornctdnd»* başlanmıştır.
Saat taın 9,30. (Ja celse açıldığı za man, Ömer Inönunün avukatlığını eski Adalet Bakam Ali Rıza Türel, C.H.P, İl Burkanı İlhanı! Sııneor vo Asım Ruracamn üzerlerine aldıkları görülmekteydi. Davacı muvkllntte ise merhum Muzafferin annesi ve babası bulunuyordu. Muzafferin karısı Olga* yi, avukatı temsil ediyordu.
Hüviyetler tesbİt edildiği zaman Ömer inonünün Bayındırlık Bakanlı ğı Karayolları Umum Müdürlüğünde mühendis olarak çalıştığı anlaşıldı.
Okunan kararnsuuu* Öım-r İnönü Muzaffer Kayalıbayı Öldürmekten sanık olarak gösteriliyor vo Türk Ceza Kanununun 448, &G. 31 vo 33 ünciı maddcderlne göre cezalandırılması İsteniyordu. Gösterilen şahitler meya nında bilgileri görgüye dayanan şahit olarak lamt geçenler şunlardı:
Merhum Ankara Valisi Nevzat Tan-doğanın oğlu Haldun Tundoğan, eakı Mudurnu Kaynı ak anlı Cevat Çapanoğlu, Muzafferin karısı Olga çBmll Kayalıbay), Numen Turhan, Rober Murntyan, İsmet Scrtküçükkaya. Abdü)vah)t Emen, bekç) Mustafa Kıt. 8abri Şimşek, posta müvezzii Ahmet Haindi Urnl, Selim Tırtıl, Feridun Karay, Aliye Koray, Vcra Adroviç vo şoför Şaban Civan.
Şuhadctlerl rlvuycte dayanan şahitler arasında da eski MIHI Eğitim Ba kanı Haşan Ali Yücel ve eşi bulunmakta İdi. Üçüncü Sorgu Yurgıcı tarafından hazırlanan kararnamede, bilhassa cn mühim görgü şahidi otan Haldun Tandoğan ın bu hâdisenin Cereyanından 3 gün sonra failin Rober Muratyun olduğunu söylediği ve ö sene evvel yapılan muhakeme sırasında da aynı şeyi tekrarladığı halde bu de-fakı soruşturma sırasında İfadesini değiştirerek, şoför mahallinde gözlüklü ve şişmanca bir zatın oturduğunu beyan ettiği belirtilmektedir, Aynı kararnamede evvelki muhakemeye ait ifadeleri okunan 50 ye yakın şahitten hiç birisi vaka gecesi Ömer İnönüyü sarahaten gördüklerini beyan etmemekteydiler. Yalnız bu defaki tahkikat sırasında Şaban Civan adındak* bir şoför, Ömer İnönüyü otomobilde Muzafferi çiğnerken gördüğünü İfade etmiştir.
Bir aaat süren tahkikat evrakının okunması, bittikten sonra Olganın vekili, kendilerinin dâvaya miidahll o-larak İthal edilmelerini talep etmiş, Kayalıbay ailesinin avukatları d/ı şimdiye kadar şahit mevkiinde olan Olganın bu talebini hayrette karşılı-yurak itiraz etmişlerdir. Ömer lnönü-nün müdafllerinden AH Rıza Türel Olganın tateblni desteklemiş, neticede bu istek heyeti hâkimece kabul edilmiştir.
Ömer İnönü, hâdise gecesi oradan geçmediğini, vakaya yalcın her hangi bir yerde bulunmadığını, o tarihte Teknik Üniversitede yatılı talebe o* targlc bulunduğunu ve ne Muzafferi ne de Olgayı tanımadığını İfade etmiştir. Yargıcın sorduğu bir sual üzerine:
“1945 yılının mart ayında tslanbul-da Cumhurbaşkanlığına ve şahsına münhasır bir otomobil bulunmadığını ve saraylara alt yegâne otomobili dr hiç kullanmadığını. 12 şene evvel An karadan ehliyet aldığını. 1948 senesinde Amerlkadoıı döndükten sonra bu Isa adının karıştırıldığını öğrendiğini İfade etmiştir.
Bunun üzerine reis:
Vaka hakkında ne düşünüyordu nuz?„ diye sormuştur. Ömer İnönü: Hiç bir şey söyllyemiycccğlm çünkü yapmadım,, demiştir.
Muzafferin onncsl Ömer İnonünün oğlunun gozumı yumrukla çürüttü* ğürıo dair bir sıhhat müfettişini şahit göstereceğini söylemiştir.
Bundan sonra okunan keşif raporunda, şoförün iddiasının yerinde olmadığı. zira tarif edilen mesafenin böyle bir hâdisenin projektörle bile görülmesine müsait olmadığı hususu belirtilmekte idi.
Maktulün annesi fenalık geçirdiğin den dışarı çıkarılmıştır.
Neticede hâdisede adı geçen 104 şahidin ve Olganın celbi için duruşmanın 8 ocağa talikine ve üç gün arka arkaya devam edilmesine karar verilmiştir.
Hukuk öğrencilerinin protesto toplantısı
İstanbul Hukuk Fakültesi Öğrencileri dün sabah eaat 10.30 da fakülte bahçesinde son imtihanlarla İlgili olmak Üzere bir toplantı yapmışlardır. Talebeler Jdareden bazı husustan bir an evvel tehlerfne halletmesini talep etmişlerdir. Bu arada 1.2 sömestre talebelerinden eylülde bir dersten kalanlar kendilerine tanınan şubat hakkına ilâve olarak haziranda 3 - 4 sömestre derslerinin hepsinden enskripsiyon verilmesini istemişlerdir.
Bazı derslerden muvaffak olamu yan ve bu yüzden 5 . 6 sömestre için enskripsiyon atamıyan diğer bazı talebeler de kendilerine şubatta yeniden bir imtihan hakkı tanınmasını talep etmektedirler.
7-8 sömestre talebeleri ise 1948 yılında kabul edilen talimatnameden fakülteye yazıldıklarından dolayı eski talimatnamenin müktesep haklarından İstifade edememektedirler.
Üniversite senatosu son hâdiselerle ilgili olmak üzere bir toplantı yapacaktır.
Üniversite Rektörü Ömer Celâl Sarç, dün üniversite yönetim kuru, lu toplantısını müteakip, kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza, imtihanlarda muvaffak olamadıklarını kayıt müddeti sonunda öğrenen birinci kısım öğrencilerinin bu ay sonuna ka-dar kayıtlarını yaptırabllmeleri kararlaştırıldığını söylemiştir.
Yüksek okullarda tek dersten kalan öğrenciler
Türklve MilH Talebe Federasvo-nu, yüksek okullarda üssümizanı doldurdukları halde tek dersten sınıfta kalan talebelerin üst sınıfa devam edebilmeleri İçin MilU Eğitim Bakanlığına müracaatta bulunmuştur. MilU Eğitim Bakanlığı keyfiyeti incelemiş ve bu şekilde bulunan talebelerin müteakip sınıfa devamlarında Talim ve Terbiye Heyeti tarafından bir mahzur görülmemiştir. Keyfiyet karar haline iktiran etmiş ve alâkalılara tebliğ edilmiştir. Bu vaziyete göre Federasyon camiası İçinde temsil edilmekte bulunan İstanbul Yüksek Ticaret ve Ekonomi Okulu, Teknik Okulu, Güzel Sanatlar Akademisi, Zonguldak Teknik Okulu, İzmir Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulunda üssümizanı dolduıdukları halde yalnız bir dersten zayıf not a-lan talebeler müteakip sınıfa devam etmlye başlamışlardır. Aynı şekilde Yüksek Denizcilik Okulundaki talebeler İçin Ulaştırma Bakanlığı nez-dinde yapılan müracaat müspet olarak neticelenmiştir. Karar bütün yüksek okul talebelerinde memnuniyet uyandırmıştır.
F(r1 şekilde mağlûp olduktan sonra
Woodcook boks hayatını bırakıyor
Londra 15 tAP) — Bir tavuk çiftliğinin sahibi olan Jack Gardnor dün akşam, İngiliz adaları ve imparatorluğu ağır siklet boks şampiyonu otan Brucc Woodcook un 15 raundluk maçın 11. raundunda maçı terketmesl üzerine, unvana sahip olmuş ve bahsi müşterek altüst bir hale gslmlştir-
tVnorjcook’un ağzından ve burnundan kan gelmekte ve sol gözü bir kan çanağı halinde idi.
Maçtan sonra, VVoodcaok’un soyunma odasında, menacert “Bruce VVoodeook’un tekrar dövüşmesi İmkânsız gibidir'1 demiştir.
Daha sonra da, maçı organize etmiş olan Jack Solomons da, Wood-cook'un ringden çekilme karan katidir,, demiştir.
Dünya Güreş Şampiyonası
2 aralıkta yapılacak
Milletlerarası Güreş Federasyonu tarafından her sene yapılması kararlaştırılan dünya güreş şampiyonası rövanş maçları aralık ayının 2 ve 3 cumartesi, pazar geceleri şehrimizde Bpor ve Sergi Sarayında yapılacaktır.
Karşılaşmalara 6 milletin şampl. yontan iştirak edecek ve Mısır 2, Finlandiya 1, Iran 1, Lübnan 1, İsveç 4, Türkiye 7 güreşçi He müsabakalara katılacaktır.
Maçlarda en fazla puvan atan millet. şampiyonluğu kazanacaktır.
İlk geceki güreşler şu şekilde yapılacaktır:
52 kilo: Ali Yüeel (TUrklye) — Abdüihamid El Vart (Mısır),
57 kilo: Nasuh Akar (Türkiye) — H$san (Mısır).
62 kilo: 6uadyan (İran) — Taha (Lübnan).
67 kilo: Servet Meriç (Türkiye) — FrelJ daveçı.
73 kilo: Celâl Atik (Türkiye) — Siman ( Finlandiya).
79 kilo; Yaşar Doğu (Türkiye) — Groenberg (İsveç).
87 kilo: Candaş (Türkiye) — Palm (İsveç) .
Ağır: Antonson (İsveç) — Adil Candemlr (Türkiye).
Elfsborg Futbol Takımı yarın geliyor
Şehrimizde 4 maç yapacak olan İs-veç Öçüncüsü Elfsborg Futbol Takımı yarın saat 17 de şehrimize gelecektir. Elfsborg takımı cumartesi günü Fenerbahçe He, pazar günü de Be-şiktaşla oynayacaktır.
Gazetecilik Enstitüsü 20 kasımda törenle açılıyor
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesine bağlı olarak kurulan Gazete-clHk Enstitüsü 20 kasım pazartesi ginÜ törenle açılacaktır. Enstitüde niverslte hocalarından başka tamınmış muharrirler de ders okutacak, terdir. Gazetecilerden bir kaçı müstesna diğerleri bir sömestr için ders vereceklerdir, öğretim heyetine alınan bir gazetecinin kifayetsiz oldu-duğu yolunda İktisat Fakültesi Dekanı Profesör Ömer Lûtfi Barkana bazı şikâyetler yapılmıştır. Kurul bugün toplanarak bu gazetecinin durumu üzerinde bir karara varacaktır.
YENİ İSTANBUL siyasî İktisadî müstakil günlük gazete
Sahibi:
YENİ İSTANBİ L NEŞRÎYAT , I.tMÎTEI) ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. S ARLICA
Yazı işlerini fiilen İdare eden mesul müdür; Sacld ÖGET
Neşredttmiyen gaddar iade edilme*.
Basıldığı yer : yenî İstanbul matbaaci-LIK LIMITED şîRKETİ MATBAASI
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
— 66 —
— Ben senin yerinde olsaydım, vaktiyle dünyaya bir av köpeği olarak geldiğimden şüphe ederdim. Müthiş adamsın ağabey. Fakat bana öyle geliyor ki, kadın bHe, senin a-raştırma zevkinin bir vasıtasından başka bir pey değil.
— Hayır, ben her kadında bu kadar âdi cinsten bir tecessüs duymam.
Telefon çaldı.
İki kardeş de âlete baktılar.
Şamilin Besime dedi kİ:
— Bakıver, kuzum. Beni arıyorlarsa idare et.
Telefonda Meral soruyordu:
— Samlm Bey orada mı? Kimsiniz siz?
1 Besi m cevap verdi:
— Hürmetkârıruz Besim. Ağabeyim hak-kmdaki mütalâam şudur: Yaşlanıp da hâtıralarınızı yazmaya karar vermeden evvel onu düşünmenizi doğru bulmuyorum.
— Evde yok mu?
b— Cevabımı tekrar ederim.
— Lütfen ona söyler misiniz? Kendisini mutlaka, mutlaka görmek istiyorum.
— Hay ha...y!
— Bir de size dün geceki ricamı tekrar etmek İsterim.
824
— Estağfirullah. Fakat hatırlamak lût-funda bulunur musunuz? Sız ki. şüphesiz güzel bir kuşsunuz, fakat... Dün gece de söyledim, belki hatırlarsınız. Deve kuşuna benzemekte ısrar etmemelisiniz. Bu dünyada en bahtiyar ve zeki kadınlar kimlerdir, bilir misiniz? Hiç bir sim olmıyanlardır.
Besim telefonu kapadı ve Samlme döndü;
— Nasıl? diye »ordu.
Belmin içeriye giriyordu. Durdu, iki dayısına da baktı. Bir şey söylemek istediği hissediliyordu. Büyük dayısı anladı ve ona sordu:
— Ne var Selmin?
— 6ize„. Bir şey söylemek istiyordum.
— Peki. Odama çıkalım.
Samim önden yürüdü ve 8clmln onu takip etti. Saatine bakan Besim de mırıldandı;
— Çerkeş tavuğuna daha bir saat var. Ben de istasyona kadar gidip geleyim.
Samlm odasında bir koltuğa uzanıp sigarasını yaktığı zaman, ayakta duran ve arkasını yazıhaneye dayıyan Selmine dikkatte baktıktan sonra:
— Anlıyorum, dedi, Ferhat meselesi.
Kız gülümsedi:
— Evet, çok buhran İçindeyim. Dün gece yine uyumadım.
Samlm hafifçe başını salladı ve Selmin devam ettJ:
— Onu ya unutmak İstiyorum tamamıyla; veya... İntikam almak İstiyorum. Çünkü dün Süheylâ He buluştuklarını biliyorum. Tahammülüm kalmadı artık. Emin olunuz ki, dayı, kıskançlık değil. Meselâ, mllhlm değil mi bu, bakınız, ben Sühaylâya hiç kızmıyorum. Acıyorum hatta ona. Çünkü aldanıyor.
825
Fakat... Bazı anlarım var ki Ferhadı boğacağım geliyor. Emin olunuz İd aşk değil bu. Gurur da değil. Adilikten nefretim benim.
Dayısına doğru yürüdü ve karşısındaki sandalyeye oturdu:
— Bu dünyada hiç temiz bir his kalmasın mı? Ben kendimden de utanıyorum. Anneme yaptığım o oyun çirkindi, mânasızdı. Bir kaç günden beri çok değiştim ben. Sizin büyük tesirleriniz oJdu. Daha evvel Besim dayımı haklı bulurdum. Anladım İd şimdi, onunkisi dünyaya kedi veya kuş gözleriyle bakmak. İnsan öyle düşünürse niçin insan olduğunu anlamıyor. Artık his entrikalarından İğreniyorum. Zaten sevmezdim dayı. Meselâ ben Ferhalta hiç yalan söylemedim. Flirt bakımından kredisi olmıyan bir kız değilim. İstesem dört beş gençle birden fingirderim. Fakat bakınız, sözleri bile ne kadar çirkin bu şeylerin, istemedim, İstemiyorum. Ferhatta ısrarım niçin? Biliyor musunuz, bu beni çok düşündürmüştür. Ferhat gibi basit bir tip. Nedir? Erkek olarak mı beni meşgul etmiştir o kadar? Çünkü anlaşılmaz bir şey. Bilhassa bunu konuşmak İstiyorum sizinle. Ben Ferhadı sev* mlyorum. Bunun kendime karşı bir ispatı var. Çünkll ben Ferhadı görmek istemiyorum. E-vet, onunla buluşacağımız gün bir sıkıntı basıyor içime. Böyle sevgi olur mu? Onun bende hiç bir estetik imajı yok. İnanınız buna. Zaaflarımı sizden gizlemem. Meselâ bakınız, itiraf ederim ki her gün, her saat onu düşünüyorum. Bu bir alâkadır değil mİ? Ne mâna verirsiniz buna? Ben anlamıyorum. Düşünürken fikirlerim karışıyor. Onu hem görmek İstemiyorum, hem de düşünüyorum. Ne demek-326
Ur bu? Adı nedir bu alâkanın? Fakat aşk değil bence. Bu muhakkak.
Selmin gülümsemeye başlıyan dayısının yüzüne dikkatte baktı ve bekledi. Fakat Sa-mim başını hafif hafif sallıyor ve bir şey söylemiyordu.
Selmin devam etti:
— Onu unutmak veyahut da ondan İntikam almak. Birincisi nasıl olur, bilmiyorum. Fakat intikam almak da kolay. Ben Ferhadın herkesten gizlediği bir çok çirkinliklerini bilirim. Çok çirkin şeyler, dayı. Bunları ben aradım ve buldum. Bazılarını bildiğimi o da bilmez. Vesikaları da var bende. Rezil edebilirim onu. Sonra, İnanınız, öldürebilirim de onu. Siz ne derseniz deyiniz, bende Arnan.it kanı var.
Samlm, uzamasını istemediği İçin hemen zaptettiği tek boğumlu bir kahkahadan sonra dedi kİ;
— O kan sence o kadar kıymetli İse, ziyan etme. Kanlı kavgalara lüzum yok. His münasebetlerinde, halkta bizim aramızdaki fark budur. Halk sevginin veya alâkanın objesini ortadan kaldırmakla meseleyi kestirme halledeceğini sanır ve sevdiğini öldürür. Biz meselenin dışarıda değil, içimizde halledilebileceğini daha çok anlarız. Çünkü dâva yalnız sevgili İle kendimiz arasında değil, hattâ senin meselende olduğu gibi hiç değil, asıl dâva kendimizle kendimiz arasındadır. Sevgiliyi dışarıda öldürmek neye yarar? İçimizde yaşadığı müddetçe, biz sadece bir şeklin kaatlll olmakla kalırız. Onu içimizde öldilrebilmeliyiz. Unutmak budur. Tereddüdün lüzumsuz. Rezil etmek veya öldünnek, yani mânen veya mad-327
deten öldürmek, verdiği zafer gururu ne olursa olsun, meseleyi halletmez.
Dayısını nefes tıkayıcı bir dikkatle dinil-yen Selmin, zayıf bir protesto silkinişiyle itiraz etti:
— Fakat benim sevgilim değil Ferhat.
— Isım ve sıfat münakaşasını bırakalım. Ne olursa olsun, her gün düşündüğün insandır ve bu obsesyon, itiraf et ki, sana ıstırap kadar zevk de veriyor. Bak işte, burada sevgilinin maddi prezansını. vücudunu lüzilmsüz bırakan garip bir alâka önündeyiz. Onu görmek istemiyorsun, çünkü sana lâzını olan şey onun kendisi değil. Aranızda esaslı bir cinsi temas yok; olduğu kattan da — eğer varsa — asıl meselenin yanında ehemmlyetaiz kalıyor. Asıl mesele senin İçindeki mücadeledir. Fakat kiminle? Düşman bir hayal var ve adı Ferhat-tır. Onu yenmek istiyorsun. Silâhın kin ve nefrettir. Bunları bcsliyecek unsurları kudurmuş bir tecessüsle arıyorsun. Çirkinlik arıyor ve buluyorsun. Vaktiyle de bir kere söylemiştim sana galiba, değil mi, bu bir aşk mücadelesi değil, mücadele aşkıdır. Gayesini kendi kendinde bulur. Ferhat veya bir başkası, bu gayeyi konkre bir hale getirmekten fazla rolü ve değeri olmıyan sembolik bir unsurdur. Onun kendisine değil, hayaline ihtiyacın var. Buluşmak istemiyorsun onunla; yahut da bunu arzu ettiğin zaman, sadece, zihin plânında hücum ettiğin bir hayalin konkre muhtevasiylc karşılaşmak ve onu kendi maddesi içinde de hırpalamak istiyorsun.
— Çok doğru. Çünkü buluştukça hep kavga ediyoruz.
(Devamı var)
828
16 Kasım 1950
• Y E N t İSTANBUL
Sayfa 8
Meb'usluk mesleği
Bediî FAİK
DÖRT «ene evvel. Ege’yi dolaşıyorum. Ödemiş’ten trenle tamire dönerken, yolda tanıştığını koınpartman arkadaşım yaşlı hlr ecracı. daima politikanın gayyâsında kalan konuşmalarımızın bir yerinde:
— Bir tarafına yaz, demişti, bu memlekette kırk tane parti doğabilir. Fakat milletvekilliğini meslek edinme zihniyeti Ölmedikçe, demokrasi tor gelir!
Hafta İçinde, haksız tekaütlüğüne karşı Danıştayda açtığı dâvayı kazanıp da, milletvekilliğinden ayrılacağını açıklı yan bir doktor-mebusun Örnek hareketini duyar duymaz, yol arkadaşım eczacıyı hatırladım. Millet Meclisinde alkışlarla karşılanan bu güzel davranışı, şimdi astm’lı göğsünü nerelerde dövdüğünü bilmediğim ihtiyar dostum, demokrasinin yerleşmesine bir işaret aaydı mı, bilmiyorum. Fakat o doktor mebusun, bu hareketiyle. Parlâmento arkadaşları İçin canlı bir ihtar teşkil ettiğinden eminim.
Tek parti devrinin, mebusu tâyin eden zihniyeti ve usulleri, her mesleğin sivrilmiş şöhretini Parlâmentoya doldurmakla övünmüştür. Sessiz kaldıkları, yahut da şefe uygun ses verdikleri nispette, teşriî devreleri kolay atlayıp yerlerinde ka-lıveren bu zevat» hakiki mesleklerini bırakarak, mebusluğu meslek edlne edlne 14 mayısa kadar sürüklendiler. Bugün şurada burada ne yapacağını şaşırmış mütekait doktor-mebu», mü-hendis-mebus, tâcir-mebus varsa» hepsi de bu zihniyetin oyuncaklarıdır.
Parlâmento hayatının dağdağası içinde, bîr avukatın dâvalarım, bir tâclrîn işlerini yakından takip etmesine hiç şüphesiz İhtimal verilemez. Ama, İspanyaya çıktığı ân, bütün ricat vasıtalarım tutuşturan Tarık gibi, Parlâmentoya ayak basar basmaz mesleği ile olan bütün bağlarını koparan bir milletvekili topluluğunun da arzcdeceği psikolojik mahzurlar olsa gerektir. İğrenmezseniz, yakın tarihin sayfalarım açınız. Bütlln yapraklar, altlarındaki iskemleye tırnaklarını geçirip de yerlerinden kalkmamak için her hareketi mubah sayan milletvekllle-rlyle doludur.
Tıp Fakültesinde çok hürmet ettiğimiz bir hoca bilirim kİ, Allah taksiratım affetsin, bütün Parlâmento hayatında “Nesi var bu memleketin? Gül gibi idare oluyor” cümlesini başka başka şekillerle ifadeden öteye geçememişti. Bir gün bir arkadaşım, kendisini Taksimdeki evinde ziyarete giderek: "Hoca* der, içinde bulunduğun parti, gittikçe halkın İtimadım kaybediyor. Çekil şu mebusluktan otur muayenehanene; en az yirmi misli kazanırsın.” Rahmetli hocamızın kar yağmış başını sallıya r ak verdiği cevap şu: "Oğlum, benim mesleğim artık mebusluktur.”
1940 seçimlerinde, gazeteye yer yer baskı haberleri yağıyordu. Ege’nin bir köşesinden aldığımız bir muhabir telgrafı aynen hatırımda. O devrin milletvekillerinden biri kaymakama şöyle bağırırı "Jandarmalarına söyle, benim aç kalmağa niyetim yok !”
14 Mayısın Ankaraya sevkettiği milletvekilleri içinde, artık bu zihniyetin esiri olan tek şahsın dahi bulunduğunu sanmıyorum. Onlar ki. bu gidişin mücadelesi içinde pişip kotarıldılar, şimdi elbettekl bambaşka bir İstikamet alacaklardır. Zira Türk Parlâmentosu, sadece milletvekilinin değil, milletvekilliğinin de değişmesine intizar ediyordu. Bu İtibarla, esas mesleğine dönme imkânını kazanır kazanmaz, daha faydalı olacağını kestirdiği tarafa atlamakta aslâ tereddüt etmlyen muhterem mebusun Parlâmentomuz İçin unutulmaz bir örnek olacağını zannediyorum.
Yollan, Sıraselvl asfaltından geçenler farketmlşlerdir. Sağlık Bakanı olduğu zaman mütevazı tabelâsını kaldıran bir şöhretimiz» vekillikten ayrılır ayrılmaz adını tekrar kapısına çiviledi. Bundan büyük rahatlık mı olur? Söyler misiniz banaı Aynı zat bu güven içinde olmasaydı, prensip! diye tutturarak istifa edebilir miydi?
Evet» mebusluğu ve vekilliği meslek edinmeyen politikacı bu memlekete bereket yağdıracak kudrettir 1
Mecliste görüşülen sözlü sorular
Ankara, 15 (T.H.A.) — Meclis bugün saat 15 te Sıtkı Yırcalının başkanlığında toplanmıştır. Evvelâ 1s-tanbuldakl Tekel Genel Müdürlüğü binasının yapımı işleri dolayıslyle Gümrük ve Tekel eski Bakanı Suat Hayri Ürgüplünün Kabataştakl binanın yapımında bir mesuliyeti bulunmadığı anlaşıldığından ve bu binanın yapımında mesuliyeti bulunan Hürrem Şerenin Af Kanununun çıkmasından sonraki vaziyetlerinin tetkik ve tesbiti için dosyanın geri istendiğine dair Başbakanlık tezkeresi okunmuş ve Başkan dosyayı İade ettiğini bildirmiştir. Müteakiben, soruların alâkalı bakanlar tarafından cevaplandırılmasına geçilmiştir. Birinci sözlü sorunun sahibi Kâmil Taycı izinli olduğundan İkinci sözlü* soruya geçilmiştir. Gümüşhane milletvekili Kemal Yllrükoğlu mahkeme zabıt kâtipliğinin hususî bir meslek haline konulmasına ve işlerin artması dolayıslyle kadroların İş hacmi esasına göre tezyit ve işlerin ona göre ayarlanmasına dair sözlü sorusuna Adalet Bakanı Halil özyörük kürsüye gelerek cevap vermiştir.
özyörük. zabıt kâtiplerinin yargıcın en büyük yardımcıları olduğunu, adaletin hassasiyetle ve kolaylıkla tecellisi imkânının zabıt kâtiplerinin yargıçlara büro işlerinde yapacakları yardım nispetinde artacağını ve kolaylaşacağını belirterek, yeni bir kanun tasarısının hazırlanmakta olduğunu. bu tasarıda zabıt kâtipleri için steno bilmek şartının konulacağını ve kendilerine yeni mahreç imkânları temin edildiğini, bunlar me-yanında yargıtay raportörlüğüne kadar çıkabileceklerini ifade etmiş ve hâlen adalet mekanizmamızın zabıt kâtiplerine olan ihtiyacını rakamlarla İfade ile bugün mevcut kadrolara zabıt kâtibi temin etmenin en azından 6 milyon liralık bir tahsisata lü-gum gösterdiğini İlâve etmiştir.
Gündemde bulunan • üçüncü sözlü •orunun cevaplandırılmasına geçilmiştir. Çankın Milletvekili CelAJ Ot-manın. koruyucu tâbipler ile bulaşıcı
vahlm-tehlike
y aşama söylemiş-
hıfzıssıh-emsalleri
I
Rusların yeni bir iddiası
Millî Piyango dün çekildi
Kazanan numaraların tam
üstesini veriyorum
1950
te yapılmıştır, aşağıda
Millî Piyangonun 15 kasım çekilişi dün saat 13 Kazanan numaralan yoruz:
kazanan
099549
bildlri-
Fuat Köprülünün basıntoplantısı
050630
319676
022391 118278 196720
288335
357408
417472
Dışişleri Bakanı, Komada toplanan Avrupa Konseyinde alınan kararları ve görüşülen meseleleri izah etti
Evvelki gece vapurla limanımıza gelen Dışişleri Bakanımız Fuat Köprülü, sis yüzünden geceyi vapurda geçirmiş ve dün sabah karaya çıkmıştır.
Dışişleri Bakanı, dün Gazeteciler Cemiyetinde bir basın toplantısı yaparak şu izahatı vermiştir:
“— Komada yapılan Avrupa Konseyinin mûtat toplantısına İngiliz Dışişleri Bakanından başka Birliğe dahil bütün memleketlerin Dışişleri Bakanlan iştirak etti. Mr. Bevin parlâmento çahşmalannda bulunmak mecburiyetinde olduğu için gelemedi. O-nu temsılen Parlâmento Müsteşan Mr. Davıs bulundu.
Komitenin mûtat işlerinden başka insan Haklan Mukavelesi de muvakkaten İmzalandı. Mukavele, iştirak eden hükümetler parlâmentolannır. tasdikinden sonra katiyet kesbede-cektir. Diyebilirim ki bu mukavele şimdiye kadar Konseyin meydana çıkardığı en müspet iştir.
Avrupa milletlerinin mebuslann-dan müteşekkil İstişari Asamble İle Dış Bakanlar Konseyi arasında bazı ihtilâflar vardı. İstişari Asamble mukavelenin daha muhtasar olmasını istiyordu. Halbuki Dışişleri BakanLa-n ancak hükümetlerinin tasdik edebilecekleri anlaşmalara İmza atabilirler. Bu bakımdan mesuliyetlerine binaen daha muhafazakâr davrandılar. Böyle tenkid edilebilecek eksikliklere rağmen bu mukavelenin ileri bir adım olduğu kabul edilebilir.
Memleketimiz bakımından ikinci mühim mesele, Bulgaristandan gelen muhacirlere dair yaptığım temaslar oldu. Bu mevzuda Nazırlar Komitesine etraflı izahat verdim, vesikalar tevdi ettim. Meselenin Avrupayı alâkadar etmesi ve Bulgarların takındığı gayri hukuki durum dolayıslyle kendilerinden mânevi müzaheret istedim. İzahatımı büyük alâka ile karşıladılar ve malûm karar kabul edildi. Bıı suretle Avrupa Konseyinin Nazırlar Komitesi, AvrupalIlar arasındaki mânevi birliğin bir tezahürünü göstermiş oldular.
Toplantıdan istifade ile meslekdaş-larımla hususî ve faydalı görüşmeler yaptım. Toplantıya riyaset etmiş o-lan Italyan Dışişleri Bakanı Comte Sforza memleketimizin eski bir dostudur. Bu itibarla kendisiyle bir kere daha görüşmekten memnun ve müstefit oldum.,,
Bundan sonra Fuat Köprülü kendisine gazeteciler tarafından sorulan aşağıdaki sualleri şu şekilde cevaplandırmıştır:
S. "— General Bradle/ln Amerikan basınında çıkan yazısı hakkında ne düşünüyorsunuz?,,
C. “— Ben bu yazıyı franınzea Le Monde gazetesinde okudum. Oradaki tefsir, burada çıkarılan mealde de-
ğildi. Esasen Bradley, Amerikan Hâriciyesinin salâhiyeti! bir sözcüsü değildir.,,
S. "— Bulgaristandan tehcir edilen ırkdaşlanmız hakkında Birleşmiş Milletler nezdinde bir teşebbüste bulunulacak mı?„
C. "— Tehcir hareketine zorla devam olunduğu takdirde buna tevessül edeceğiz. Biz. işin başlangıcında Bulgarlarla uzlaşmak için hakeme gitmeyi teklif ettik. Bunu yapmazlarsa beynelmilel teşekküllere müracaat edeceğimizi söyledik. Teklifimizi nazan itibara almadıklarına göre, bu yola başvurmuş bulunuyoruz. Evvelâ Avrupa Konseyinin mânevi müzaheretini temin ettik. Şimdi Birleşmiş Milletlere müracaat edeceğiz.„
S. "— Bir ajans haberinde Arap, Yunan ve Türk Genelkurmaylarının Ankarada toplantı yapacakları bildirildi. Bu haberin sıhhati hakkında malûmat verir rrisiniz?,,
C. “— Bunlar olmıyacak şeyler değildir. Fakat bugün için bu haberin aslı yoktur. Sulhun muhafazası için komşularımız bizim İyi niyetlerimizden emindirler. Ve bu emniyetleri günden güne artmaktadır.,,
S. "— Yunan Başbakanı Venlzelo-sıın memleketimizi ziyaret edeceği doğru mudur?,,
C. '*— Venlzelosun ziyareti hakkında resmî malûmat yoktur. Fakat dost Yunanistanın dost Başbakanı memleketimize gelirse kendisini mem nuniyet ve samimiyetle karşılıyaca ğız.,,
Fuat Köprülü bu akşam Ankaraya dönecektir.
Kore mevzuunda
Şevki Yazmanın musahabesi
Tahrir ailemizden Elâzığ Milletvekili muharrir Şevki Yazman tarafından Koredekl Birliğimize hitaben radyoda bir konuşma yapılmıştır.
34 sene evvel vatan dışında Galiç-yaya gönderilen birliğin karşısındaki düşmanın yine Rus olduğunu belirterek söze başlıyan Yazman, o zaman kimsenin bu vaziyetten haberi olmadığı halde bugün bütün Türk Milletinin kalbinin Koredekl Birliği* mizle beraber olduğunu söylemiştir. Kahraman Türk yavru lan nın katıldıkları her savaşta olduğu gibi bu defa da zaferler kazanacaklarına e-min olduğumuzu ifade ederek» yabancı iklimlerdeki cazip hayat safhalarına da İşaret etmlş"Cedlerimlzln çok eskiden Çinde döğüştükleri için sîzlerin Koreyi yadırgıyacağımzı zannetmiyorum.” demiştir» ----- s
100.000 Lira
063258
Lira kazanan 165451
Lira kazanan 149266
Lira kazanan
240475 248381
Lira kazanan
117187 159526
425540 439975
30.000
20.000
255954
203726
477885
050744 132450 229914 310819
396493
423687
086473 159084 255291
337005
404431 426667
100062
168817
275613
352202
416797
446856
009592 069129 121686 163635 205542 232757 265026 307165 337588 381735
044739 115823 127099 168818 223441 239250 275738 329714 339773 470883
051347 116881 152726 179248 228656 251702 275747 332772 360938 475809
068459
121232
158096
181258
229337
263010 279651 333458 370389 485439
hastalıklara karşı köylülerimizin sağ İlk durumlarının ıslahı için sorusuna Sağlık Bakanı Ekrem Hayri Üstün-dağ ezcümle şu cevabı vermiştir:
"Arkadaşlar Avrupa ve Amerikada yapılan İstatistikler gereğince vasati yaşama haddi 65 yaş olarak tesblt edilmiştir. Hatlft bu had bazı memleketlerde yetmiş beşe kadar yükselmektedir. Türk iyede bu mevzuda yapılmış kat! bir İstatistik mevcut olmamakla beraber bir kaç büyük şehrimizdeki istatistiklerden elde edilen netice cidden üzücü ve dir. Maalesef bu yakın bir işaretidir.*’
Bakan Türklyedekl vasati haddlnln 37 sene olduğunu tir.
Ekrem Hayri Üstündağ, ha okullarının Avrupadakl
gibi yeni bir sistemle kurulması için bir kanun tasarısının hazırlanmakta oluduğunu haber vermiş ve hâlen memlekette mevcut 22 sağlık merkezinin ihtiyaca kâfi gelmediğine ve 200 bin kişiye bir sağlık merkezi açmak ve bu suretle memleketin sağlık dâvasını kökünden halletmek imkânının hâsıl olacağını beyanla Meclisin bu dâvayı desteklemesini istemiştir.
Soru sahibi Celâl Otman Sağlık Bakanının bu izahatını kifayetsiz bulduğunu ve bundan evvelki gelmiş geçmiş bakanların İfade şeklini kullanarak "yapacağız, edeceğiz,, şeklinde istikbale ait valtlerde bulunulduğunu. müspet hiç bir İşe başlanamadığını, hastahanelerimizln çok feci durumda olduklarını söylemiş ve bu arada Bitlis, Van ve Muş illerimiz gibi bir çok illerde tek katlı, kerpiç duvarlı ve üstü hasırla örtülü hasta-haneler bulunduğunu söylemiştir.
Emir erlerinin kaldırılması meselesi
Ankara. 15 (T.H.A.) — Bugünkü Mecliste, Afyon Milletvekili Gazi Yiğitbaşının. emir erlerinin kaldırılması hakkındaki Savunma Bakanlığından sözlü sorusu konuşulurken, Bakanla «oru sahibi arasında bazı münakaşalar geçmiştir. Savunma Bakanı Refik Şevket ince, soruyu cevaplandırmak için kürsüye gelmiş ve şunları söylemiştir:
"Arkadaşımın bahsettiği bu hâdise teşriî hayatımızda her sene tekrar edilir. Hâdiseler, seyri tabiîsini takip ederek devam edip gider. Fakat bir hal çaresi bulunamaz. Bu bahsi İşitmekten ordu gına getirmiştir. Meselenin halli başka, bahsedilmesi başkadır. Evlâtlarını askerlik Öğrensin diye gönderen babaların, evlâtlarının askerlikten başka yerlerde ve İşlerde kullanılmasından mütevellit üzüntü içindedirler.
Kendi evinde üç beş hizmetçi kullanan İnsanların hizmetçi kılığına ve mevkiine düşmesi kadar üzücü bir şey yoktur.”
Bundan sonra Bakan, emir erlerinin OsmanlI tarihinden bugüne kadar olan vaziyetlerinin bir tarihçesini yaparak, Dahili Hizmet Talimatnamesinin emir erleri hakkındaki maddesini İzahla, bugün dünya devletleri İçinde tetkik ve tesbit edilmiş oldukları memleketlerdeki emir erleri variyetini şu şekilde izah etmiştir:
“Bulgarlstanda yok, Rumanyada vardı, şimdi bilinmiyor, ispanyada yalnız kıta subaylarına var. Fran-sada ve îsviçrede yok. Finlândlya ve Yunanlstanda yalnız seferdo var. A-merlkada generallere bir tane ve beş subaya bir tane verildiğini söyllye-blllrim.”
Refik Şevket ince müteakiben bu İşde yaptığı anketi anlatmış ve bunun memleket için çok ciddi bir mesele olduğunu söylemiştir.
Mecliste konuşulan diğer sorular
Ankara, 15 (T.H.A.) — Bugün
Meclis müzakereleri sırasında Sağlık Bakanı, Adalet Bakanı, Maliye Bakanı ve Millî Eğitim Bakanı kendi bakanlıklarına ait çeşitli sorulan cevaplandırmışlardır.
Uzakdoğuda vuku balan bava hâdiseleri Şosetlerin toprak bütünlüğü haklarını ayaklar altına alıyormuş
Moskova. 15 A.A. (Reuter) — Sovyet donanmasının organı olan "Kızıl Donanma” mecmuası bugün Sovyet İdaresi altında bulunan bir ada veya herhangi bir topraktan İtibaren 12 milin kara sularına dahil olduğunu İddia eden Rus İddialarını resmon tekrarlamaktadır.
Amerikalılar tarafından Kore sularında tatbik edilen deniz ablukasını makale gayri kanunî olarak tAvaif etmekte ve Baltık Denizi üzerinde, San Denizde, Rus Uzakdoğusunda vuku bulan hava hâdiselerini Sov-yetlerin toprak bütünlüğü haklarını ayaklar altına aldığını belirtmektedir.
futbol maçı
Runderland 15 (AP) — Ingiltere temsilî futbol takımı bugün Sunder-land şehrinde karşılaştığı Gal Futbol Takımını, süratli ve güzel bir oyun neticesinde 4-2 yenmiştir. Ingiliz for hattının mütemadi tazyiki karşısında Gal’ln sağlam müdafaası bir hayli müşkül dakikalar geçirmiştir. Ingiliz takımının gollerinden ikisini Eddy Baily (Tottenham Hotspur-un soliçi), birini sağiç Wllf Man-nton ve diğerini santrfor Jack Bil-bum atmışlardır.
Bakanların vazife
Si-ncı hu-ba-
Bakanlıklar Teşkilât Kanun-dlğer kanunlarda da gösterll-
Başbakan ve bakanlar görev-
ve mesuliyetleri
Ankara, 15 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Seyhan Milletvekili nan Tekelloğlu Anayasanın 46 maddesinde yazılı olduğu halde susî bir kanunla tesblt edilmeyen
kanların vazife ve mesuliyetlerini tasrih etmek maksadlyle “Başbakan ve bakanların görev ve sorumlulukları” adı ile bir tasan hazırlamıştır. Sinan Tekclloğlunun Meclis Başkanlığına sunduğu bu teklifin metni şudur:
1 — Başbakan ve bakanların vazifeleri lariyle mlştlr.

lerinl veya makam ve nüfuzı memuriyetlerini kötüye kullanmak suretiyle işledikleri suçlardan dolayı Türk Ceza Kanunu ile diğer kanunlarda Devlet memurlarına verileceği yazılı olan cezalarla cczalandınlırlar.
3 — Mal Beyannamesi Kanunu ve Haksız Mal iktisap Edenler Haklarındaki Kanun hükümleri Başbakan, bakanlar ve milletvekilleri haklarında da uygulanır. Bunda zaman aşımı nazan itibara alınmaz.
4 — Başbakan ve bakanlar, müsteşar ve daire âmirleriyle veya diğer bakanlarla birlikte yaptıklan İşlerden dolayı müştereken mesuldürler. Bu hareketleri bir suç teşkil ettiği takdirde bunlardan faili aslî durumunda olmayanlar herhalde asıl failin şeriki cürmü sayılırlar.
Dolmabahçe Camii halka açılıyor
— îstanbulda-bundan bir Müzesi haline bakımdan da
Fransa, Avrupa Birliğinin süratle kurulmasını istiyor
Reynaud ve Bidault, Ingilterenln muhalefetine rağmen birliğin kurulması İçin teşebbüse girişilmesini İstediler
Paris 15 (YİRS) — Fransız Millî Meclisi bugün 184 e karşı 393 reyle 15 devletten müteşekkil Avrupa Konseyinin kuvvet ve salâhiyetinin arttırılmasını talep etmeye karar ver-
Batı Almanyanın silâhlanması
i

mlştlr. Eski Barbakanlardan Rey-naud ve BkJaulfnun Avrupa Birliği kurulması yolunda acele edilmesini tavsiye eden sözlerinden sonra reye müracaat edilmiştir. Reynaud ve Bl-dault, Ingllterenln muhalefetine rağmen böyle bir birliğin bir an evvel kurulmasının gerektiğini ve bunun da Fransanın acele olarak teşebbüse girişmesiyle tahakkuk edebileceğini belirtmişlerdir. Sosyalistler teklif a-leyhinde rey vermişlerdir.
Devletlerine Almanyanın
Bat\ f?e Bovyetler ara^rulaki
Paris. 15 (YİRS) — Bugün Fran-fianın, Atlantik Paktı bir muhtıra vererek, silâhlanması ve Alman askerlerinin
Avrupa ordusuna kabulü hakkındaki görüşünü açıkladığı bildirilmiştir. Yetkili Fransız çevreleri, bu projenin Fransa İle Atlantik Paktı Devletleri arasındaki soğukluğu gidereceğini tahmin etmektedirler. Fransız Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Almanyanın 5 ilâ 6,000 kişilik bir askeri kuvvet toplamasına müsaade edileceğini a-çıklamıştır, Projede Alman askerlerinin diğer müttefik birlikleriyle birlikte çarpışmaları da kabul edilmektedir.
Italyan kadınlarının dekolte yakaları
Roma, 15 (AP) — Dün, İtalyan Mebusan Mecllrtndo» Italyan kadınlarının dekolte yakalan ve çıplak erkek heykellerine konmuş olan incir yapraklan münakaşa mevzuu edilmiştir.
Münakaşa, geçen yaz, Romah btr ev kadını olan Signortna Edltb Toussan’ın» bir lokantada giymiş olduğu çok açık yakalı elbiseden çıkmış ve hatipler, Italyan kadınlarının ahlâkı tereddiye uğramaktadır iddiasını serdetmişlerdir. Bu sırada sa-miln locasında, hâdiseye sebep olmuş bulunan Slgnorina Toussan müzakereleri takip etmekte îdi.
Bayan Toussan, lokantada iki mebusun ihtanna maruz kalmış ve son-ra dâva açmıştır, içişleri Bakanlığı Müsteşan İzahat vererek, mahkeme karar vermeden Meclisin herhangi bir netice alamıyacağl cihetini açıklamıştır.
Bundan sonra sosyalist mebus Francesco Geraci, Foro îtalico (eski Foro Mussolini) de bulunan 66 çıplak atlet heykeline incir yapraklan konduğunu belirterek. ,rbu hareket faşist idaresinde bile yapılmamıştı., demiştir.
îran Küsçe re-kala*
Soğuk harpte Iran bitaraf kalacak
Tahran 15 A.A. (A.F.P.) — Dün Bakanlar Kurulunca alman ve bugün Tahran Radyosu tarafından resmen yayınlanan karar mucibince Hükümeti bundan böyle Sovyet ya ile batılı devletler arasında yan eden soğukharpte bitaraf
rak herhangi bir propagandaya giriş-miyecektir.
4/11/1950 tarihinde Iranla Sovyet Rusya arasında bir ticaret anlaşması imzalanıncaya kadar Tahran Radyosu “Amerikanın Sesi,, tarafından yapılan tefsirleri yayınlıyordu.
Bundan ,üç gün evvel, Tahran Rad> yosunun "Amerikanın Sesi,, tarafnv dan Sovyet Rusya ve Irandaki Sovyet Büyükelçiliği aleyhine verilen bazı haberleri yayınlaması üzerine, Sovyet Büyükelçisi îvan Sadçlkov hâdiseyi protesto etmiştir.
Libya Federal Devleti bir kıratlık olacak
Emfr Sald îdris El Sttnnsfnîn kıral olması ihtimali var
Londra 15 (AP) — îngllts diplomatik çevrelerinden bugün verilen malûmata göre, Birleşmiş Milletler Teşkilâtının kararına müsteniden pek yakında kurulacak Libya Devleti muhtemel olarak Slrenayka, Trablus ve Fizan eyaletlerinden müteşekkil Federal bir devlet olacak ve bir KV rai tarafından idare edilecektir.
Bu gelişmeden evvel bir anayasa hazırlanacak ve muvakkat bir hükümet kurulacaktır. Bu vazifeler, 25 kasımda Trablus'ta toplanacak olan bir Kurucu Meclise tevdi edilmiştir»
B. Millet Meclisine sunuldu
008713 055432 083985 131487 152339 171142 184135 214807 226123 237363 258433 268247 289928 301230 322271 833425 376243 405689 443694 484926
10.000
101945
5.000
085161
387002
2.000 Lira kazananlar
044815
124824
223277
291523
389637
421485
1.000 Lira kazananlar
026958
098808
132271
167939
212458
236514
265338
312088
339055
430760
500 Lira kazananlar
012178
057789
088736
131762
153561
172761
195672
217471
227450
238444
258473
274180
294415
304302
327257
346253
392857
406041
446853
485208
100 lira ikramiye
Ankara 15 (ANKA) kİ Dolmabahçe Camii müddet evvel Bahriye getirilmişti. Mimarî
güzel bir sanat eseri olan camiin tahliye edilerek halka açılmasına karar verilmiştir.
1 ■ 1
Tasarının doğuracağı tepkiler göze alınarak bunun evvelâ Grupta
Ankara, 15 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Tokat Milletvekili Ahmet Gürkon Büyük Millet Meclis! Başkanlığına Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 61 ve 339 uncu maddelerin! tâdil etmek maksadlyle bir kanun teklifi sunmuştur. Ahmet Gürkan Başkanlıktan bu teklifinin Kamutaya müstaceliyetle arzı için
müzakeresi muhtemel
020870 059567 102922 140932 153904 175377 204438 221896 228707 239493 260515 276951 295310 308127 329472 353407 402406 407085 456558 487884
054432 071824 129272 151935 170466 183720 210419 224700 237248 255730 261384 282802 299415 321827 330196 366702 404141 426189 483665 490250
035479 061369 121206 145224 167469 182950 207044 222868 230122 240478 261328 277838 298563 319805 329698 359251 404089 417532 480763 488348
kazanan numaraları
Son üç rakamı (513, 785) Üs nihayet bulan 1.000 numara yüzer lira,
20 lira İkramiye kazanan numaralar:
Son iki rakamı (70) İle nihayet bulan 5.000 numara yirmişer lira,
10 lira İkramiye kazanan numaralar:
Son İki rakamı (42, 92) île nihayet bulan 10.000 numara onar lira,
5 lira ikramiye kazanan numaralar:
Son rakamı (4, 7) ile nihayet bulan 100.000 numara beşer lira ikramiye alır,
1.000 lira teselli mükâfatı kazanan numaraları
013258 060258 063208 063250 063255 063278 063558 064258 069258 263258
023258 061258 063218 063251 063256 063288 063658 065258 073258 363258
033258 062258 063228 063252 063257 063208 063758 066258 083258 463258.
043258 063058 063238 063253 063259 063358 063858 067258 003258
003258 053258 063158 063248 063254 063268 068458 063958 088258 163258
İkramiyelerin satıldığı yerlert
100.000 lira büyük İkramiyeyi kazanan 063258 numaralı bilet îstanbu-la, 50.000 Ura kazanan bilet Diyarbakır^ 20.000 lira kazanan bilet lzmt-re, 10.000 lira kazanan biletler Adana, Eskişehir ve Araca sevkedllmlş. 3 tanesi Ankarada satılmıştır. 5.000 lira ikramiye kazanan biletlerden 6 tanesi Istanbula, diğerleri Afyon, Kastamonu, Urla, Fatsa ye Kayserime
gerekli komisyona havalesini İstemekte ise de teklifin doğuracağı tepkiler göze alınarak önce Grupta müzakere edilmeden komisyonlardan pirine sevkedllmlyeceğl anlaşılmaktadır. Ahmet Gürkanın. Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 61 ve 339 uncu maddelerinin aşağıdaki şekilde tâdilini teklif etmektedir.
Madde 61 — Vekil, Baroda resmen mukayyet bulunan avukatlardan ve Baro teşekkül etmemiş yerlerde en aşağı 3 avukat veya dâva vekili varsa bunlardan veyahut da kan koca usûl, füruğ ve kardeşlerle damat, kaynana ve kayınbabadan intihap olunmalıdır.
Baro teşekkül etmiş ve birinci fıkra veçhile avukat veya dâva vekili bulunmayan mahallerde herkes dilediği kimseyi tevkil edebilir.
Madde 33? — Gerek iki taraftan birinin talebi ile ve gerek resen teklif olunan yemin mahkeme huzurunda alenen icra olunur. Tahkikat hâkimi sorulacak suali okuyup hal ve vaziyetin ehemmiyeti ve yalan yere yeminin maddi ve mânevi zararlı neticeleri hakkında yemin edecek kimsenin nazan dikkatini celbederek salonda bulunanlan ayağa kaldınr. Sonra (Size sorulan sualler hakkında hakikate muvafık cevap vereceğinize ve hiç blrşeyi saklamayacağınıza dair Allahınıza yemin eder misiniz) ve o kimse de (Allahıma yemin ediyorum) der.
Eğer hâkim ve hasım taraf dilerse yemLn edecek kimse bu yemini akl-deslnce mukaddes tanıdığı kitap veya başka şeylere el basmak veyahut da “Allahıma kelimesi yerine” “Vallahi, billahi ve tallahi” kelimelerini bir arada veya ayrı ayn telâffuz etmek suretiyle ifa eder»
r ■*
Kars - Paslı yolunda bir soygunculuk
muhabirimi» 40 kilometre
Senede tize bir
kazandıran
gördüğünü! bir defa ku-blr defa gü-
Yeni İstanbul’un hediye
edeceği kıymetli saatler
‘TTENÎ İSTANBUL” un talihli okııyuculanna hediye edeceği 1.000 saatin İçinde yakanda resmini gördüğünüz saatler de vardır. Iîunlann büyük hususiyeti, bütün hayatınız müddetine© hiç kurulmaya lüzum göstermeden size her an vaktinizi en doğru şekilde bildirmesidir

ti

gününürO saat
Yukarıda resmini saat» senede yainıı rulm akta dır. Senede nü geldiği znınnn kurmayı unutur-
sanız saat bir ay daha İşler. Böyle bir saati her gün kurmak lüzumu olsaydı, fânusunu çıkarıp kurmak vo tekrar yerine koymak için en az 8 dakika kaybedecektiniz. Bu da vasati bir hesapla her sene saat kurmak IçLn 1 gününüzün israfı demektir. Yukarıdaki saat* size vaktinizi en doğru şekilde bildirdikten başka» her sene bir gününüzü de kazandırmış olacaktır.
Kars, 15 (Hususî bildiriyor) — Karsa mesafede bulunan Paslı mevkiinde 5 silâhlı, İki kamyonun önüne çıkarak durmaya mecbur etmişlerdir. Kamyonlardan bir tanesinin tekrar yoluna devam etmesine eden mütecavizler, diğer kİ üç yolcu ile şoförünü dit ederek soymuşlardır.
Hâdise, etrafta büvük
uyandırmıştır. Kaçan mütecavizlerden biri yakalanmıştır. Tahkikata ehemmiyetle devam edilmektedir.
müsaade kamyonda-sllâhla teh-
bir teessür
Taraklıda define aranacak
îzmlt 15 (Hususi muhabirimizden) Ahmet SUel İsminde birisi Taraklıda Bizans devrinden kalma bir defineyi Çıkarmak için gerekil müsaadeyi almış ve hafriyata başlamıştır. Defi, nenin 8 ton kadar çubuk altın oldu. £u söylenmektedir.
tayfa ♦
YENİ İSTANBUL
16 Kasım 1950
GÜNÜN
KONOMiK
Ormanlarımız ve ormancılığımıza dair yabancıların görüşleri
Yazan :
Muhsin Zekftl BAYER
Yüksek Orman MilhendM
— I
Memleketimizde orman ve ormancılık mevzularını tetkik edenler, Orman Mektebi Alisinin 18Ö7 de kurulması İle Avrupai tarzda orrmıncdığa haslanmış olduğunu ve bunun bir başlangıç halinde kaldığını görürler. Bu devirlerde orman îhcrkrMn serbest Ç8 İstifade ctleblleeeğl ve hlr maden ocağı glhl İşletebileceği genel ö-lnrak cebeli mubah saydığı t»lr matahtı. Bu devirlerdeki orman teşkilâtının başlangıcında Prangadan getirilen mütehassıs ormancılardan Brl-cognc’nln 1876 da yacdığı raporunda (1); Slnobıın do^ıı tflraflnrındnkl ormanların deniz İnşaatı Içlıı çok güzel sarıçam ve kayın yetiştirdiğini, birçok ahalinin münhasıran ormanlardan kati,vat yaparak iskelelerde İstanbul tacirlerine yok pahasına sattıklarını, halkın tarımı İhmal ederek ağaççılıkla İştigal etmelerinin hayat şartlarında bir İyilik meydana grtlrnuMİlğhıl belirttikten sonra razısına dcvıımla: İni halkın bir gün şimdilik neft) bir surette kendisinin yaşamasına medar olan bıı ıı>mablln tükendiğine, medarı maişetini ya tarımda aramak veya dalı» uzak ormanlara hücum etmek mecburiyetinde kaldığım göreceğiz, demektedir.
— II —
Memleketimizde 1937 yılında çıkarılan ve o t:linkli ihtiyaçlarımıza gü- I re uygulanan 8116 sayılı kanunla modern ormancılık anlamında ileri fikirli orman İşletmeciliğine başlandı. .Mezkûr kanlımın esası. Tarım Bakanlığı mütehassıs müşaviri Profesör Berııhard’ın Hükümete verdiği rapordaki ana fikirleri İhtiva etmektedir. Profesörün 1935 yılında o devirlerin ormancılığı hakkında A-tstürk'e gönderdiği mektup çok enteresandır (2). Profesör mektubunda, urrnanlnrın genel faydalarını İT«ah etlikten sonra memleketimizdeki orman işletmelerine temas ediyor ve diyor kİ; “Türklyenln her tarafında ormanların müteahhitler tarafın-dan İşletilmesi için İmtiyazlar verilmiştir. Bu türlü İşletmelerin orman İçin feci Akıbetini en iyi şekilde Bozüyük ormanlarında görmek mümkündür. Buradaki dunun kısma orman tahribi kelimeleri İle ifade edilir. Eğer Türk ormanlarının korunması ve Iktlsaden faal kalınası arzu ediliyorsa, bu takdirde mukaveleli şirketlerin x apt ıklan gibi ormandan kıymetlendirilmesi mümkün olan bütün ağaç vnr-lığınııı kısa bir zamanda ve bir defada çıkarılmasına müsaade etmemek lâzımdır.”
— IH —
1948 yılında memleketimize orman ve ormancılığımız hakkında rapor vermek üzere davet edilen İsveç Orman Araştırma Enstitüsü Müdürü Profesör Manfert Nâslund’un Tarım Bakanlığına verdiği ön ruftor şu satırlarla başlamaktadır. (3).
Türklycde ormanların dıırumundn görülen en bârlz vasıf, tahrip edilmiş çok geniş orman sahalarındı mevcudiyetidir. Yakın gelecekte Türkl.ve-ııin geri kalan ormanlarının tamamen ortadan kalkınası sur.2i.vle telâfisi mümkün olmayan bir zararla karşılaşması arzu edilmiyorsa, bu İş raman kaybedilmeden yapılmalıdır.Profesör raporunda ormanların ıslahı İçin şu mütalâayı yürütmektedir : Türk ormanlarını kalkındırmak İçin çok esualı ve geniş tedbirlerin alınmasında zaruret bulunduğundan, bu maksatla özel plânların hazırlanması ve bunların tatbikat sahasına konulmağı için 50-60 yıl beklemek lâzımdır. Dev hamleleri yapılmalının zarureti açıkça görülmektedir.
isveçli Profesör raporunu şu cümlelerle bitirmektedir: “Netice olarak şunu arzetmek isterim ki Türk İyede ormanlara uzun bir ömür sağlamak İçin süratle ve devamlı olarak tahrip eden âmillerin ortadan kaldırılmasında bir zaruret mevcuttur. Eğer Türk milletinin feragat edemlyeceği büyük | menfaatlerin rnemek arzu politikasında pılmaljdır.”
ziyama meydan veril-ediliyorsa, genel orman cezri değişiklikler ya-
— rv —
lngllterede çıkan The Geographlcal Magazine mecmuasının son nüshasında Ann Bridge’ln “Anadoluda Neler Gördüm” isimli makalesi ormancılık bakımından da çok enteresandır. Muharrir makalesinde, Ankara şehrinden bahsetmekte ve Anadolu Yaylasındaki gezIntİMİnl uzun uzun anlattıktan sonra Çankırıdan Kastamo-nu.va gidişini şöyle hikâye etmektedir: “Yol ağaçlıklı dağlara tırmanıp iniyordu. Köylüler hablre ağaç kesmekle meşgul oldukları halde, buralarını tekrar ağaçlandırmak İçin yapılan hiçbir teşebbüs gözüme İlişmedi/* Muharrir, yazısına devamla: “Ağaç dikmek şarttır. Yaylftnm a-gaçlandırılmaAi buraya gereken rutu-betl vereceği gibi, köylülere de yakıt teinin edecektir. Türkiye her sene a-vuç dolusu para ile maden direği İthal etmektedir. Halbuki Karadeniz boyunca uzanan arazi ağaç yetiştirmeğe elverişlidir.” w
— V —
Orman dâvası, memleket ve milli servet dAvasf olduğuna göre, üzerinde hassasiyetle durulması icap e-den bir mevzudur. Bu dâvanın hal7 1 edilmesi yolunda geçen her zaman, ormanlarımız için zararlı olmaktadır.
Memleketimizde orman mevzuunu etüd ederken, ornııınlurımızın ve ormancılığımızın şimdiye kadar geçirdiği muhtelif sistemlere dayanan devirlerini İnsaflı ve teknik bir muha-sebeye tâbi tutmak lâzımdır. Ancak .buralardan alacağımız ibret verici derslerle ilerisi İçin hayırlı kararlara varabiliri^.
Bütün bu kararları alırken, ormancılık ınevzuıınuıı sene İşi olmayıp a-sırlık olduğunu ve ani olarak verilecek kararlardaki hatalardan blzleriıı değil torunlarımızın dahi zarar görecesini unutmamak lâzımdır.
(1) Ziraat Vekâleti mütehassıs raporları.
(2) 1 kasım tarihli Orman Postası.
(3) Orman Genel Müdürlüğü yayınlarından No: 85.
*
Ulaştırma
r '■E?
-A L
(B. C) listelerine yeniden tahsisler yapıldı
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı piyasanın muhtaç olduğu mallar hakkında yeni tahsisler ayırdığını T. C. Merkez Bankasına bildirdi
Vlnştırnm
Bakanı, baaıfl toplantısında ulaştırma işleri hakkında izahat veriyor.
Bakanının dünkü basın toplantısı
Ulaştırma Bakanı, ulaştırma işlerinin
Ulaştırma teşkilâtında asgarî bir ihtiyacı tatmin edebilmek için neler yapılacak ?
bir plânlama malzeme çok ancak aksn-ihtly açların acele, dağı-
Ankara, 15 (A.A.) — Ulaştırma Bakanı Seyfj Kurtbek, bugün bir basın toplantısı yaparak şu demeçte bulunmuştur:
“Ulaştırma teşkilâtımız üzerinde yapmakta olduğum tetkikler genel olarak bitmiştir. Şu kanaate varmış bulunuyorum kİ. ulaştırma teşkilatımızın hakiki durumunu millet bilmemektedir. Bu sebeple her şeyden önce, Demokrat Parti Hükümetinin ulaştırma İşlerini ne vaziyette tealim almış olduğunu ve ulaştırmanın kah kınmaaı İçin takip edeceği politikanın ana hatlarını millete açıklamayı vazife «ayıyorum:
Demiryolları, Deniz ve Havayolları, Posta Telgraf ve Telefon İşletmelerinin bütçeleri her yıl milyonlarca açık ile kapanmaktadır.
1950 bütçelinde Demiryollarının açığı 32.000 000 lira. Denizyollarının 18.000.000. Havayollarının 550.000, P. T.T. nin 25.000.000 liradır.
Bu işletmelerin hiç birisinde malzemenin yenilenmesi ve milletin hik.-la artan ihtiyaçlarını vaktinde karşılamak İçin lüzumlu genişlemeleri temin edecek esaslı
mevcut değildir. Eldeki yıpranmış ve vazifesini yarak görebilmektedir, sıkıştırması karşısında nık ve palyatlf tedbirler alınmış ve
bu plânmzhk durumu büsbütün karış-tırmıştır. Ulaştırma teşkilâtını memleketin inkişaflyle mütenasip normal ve asgari bir kifayete yükseltmek İçin kısa zamanda 7-8 milyon lira sarfetmek icap ediyor.
Bu durumun baş sebebi, ulaştırmanın gerek milli ekonomi, gerekse milli savunma ve sosyal ve kültürel gelişmemiz İçin taşıdığı hayati ehemmiyetle mütenasip bir dikkat ve İhtimam görmemiş olmasıdır. Ulaştırmanın yüksek sevk ve İdaresi tama-miyle kifayetsiz derecede bir merkezi organizasyona maliktir.
Simdi tafsilâtını arzedlncç durumun ağırlığı daha iyi anlaşılacaktır.
DEMİRYOLLARI
Mevcut tesisler ve malzeme milletin ihtiyacını tamamiyle karşılayacak bir durumda değildir. Yurdun her tarafından yüklerini taşıtmak İçin istasyonlarda günlerce bekleyen vatandaşlardan şikâyet telgrafları yağmaktadır. Yolcu vagonları hem miktar, hem de kalite bakımından İhtiyacı karşılamaktan uzaktır. İzdiham son haddindedir. Ve hususiyle fortra-fik mevsiminde vagon darlığı hâd dereceyi bulmaktadır. Lokomotif ve vagonların çok mühim bir kısmı tamire muhtaçtır. Tâmir kapasitemiz İse düşütktlr ve bunu yükseltmek için eldeki imkânlardan istifade edilememiştir. 2400 kilometrelik demiryolu hattımız tamamiyle Ömrünü doldurmuş ve bunların yenilenmesi için vaktiyle tedbir alınması tamamiyle
ihmal edilmiştir. Daim» bütçeyi denk göstermek düşüncesiyle bu maksat için para ayrılmamıştır. Bu yıldan İtibaren yalnız hat yenilenmesine senede 20 milyon lira ayırmak İcap e-dlyor.
Köprülerimizin bir kısmı da ömürlerini doldurmuştur. Diğer bir kısım İse ufak dingil ağırlığına dayanabildi» ginden yenilenmesine lcatt zaruret vardır. Bir çok şehir ve kasabalarımızda ihtiyacı karşılayacak İstasyon binaları olmadığı gibi mevcutların da mühim bir kısmı çok fena durumdadır. Memurlarımız ve halk bu yüzden çok sıkıntı çekmektedir. Bina bakımı işi de çok İhmal edilmiştir. Senelerden beri bakım İçin lüzumlu tahsisat ayrılmadığından bugün bakımsızlık hail çok İlerlemiş bulunuyor ve bu yıldan İtibaren birikmiş bakımsızlıkları telâfi ederek normal bir bakım seviyesine ulaşmak için her yıl yalnız bina bakımına İki buçuk milyon lira ayırmak İcap ediyor.
İdarenin malt durumu fenadır. Teçhizat ve tesislerin eskiliği ve kifayetsizliği, malzeme fiyatları ve el emeğinin pahalılaşması maliyeti çok yükseltmiştir, Tenzilâtlı ve maliyet altında olan tarifeler idare gelirini mühim Ölçüde düşürmektedir. 7 eylül kararları demiryollarına 67 milyon liraya malolmuştur. İdarenin birikmiş borçlan 130 milyon kadardır. Gelir! İşletme masrafını karşılayamamaktadır.
Demlryollonmızın bu kadar ihmal edilmiş olması personelin moraline hissedilir derecede tesir etmiştir.”
Ulaştırma Bakanı, demlryolların-dakl noksanlıklara rağmen, seferlerin muntazam bir auıette cereyan ettiğini söylemiş, ve sözlerine devam ederek demiştir ki:
“Demiryolculuğumuzun hu hale gelmesinin baş sebebi şimdiye kadar sarih ve makûl bir demiryolu politikamızın mevcut olmayışıdır. Sadece “Mümkün olduğu kadar çok hat döşemek” arzusu ile hareket edilmiş ve demiryolculuktaki muvaffakiyetimiz yalnız döşenmiş hatların uzunluğunu gösteren rakamlarla İfade edilmeğe çalışılmıştır. İşletme potansiyelinin takviyesine Ve döşenmiş hatlar üzerinde milletin ihtiyaçlarını kifayetli bir şekilde karşılayacak bir işletme tesisine lüzumu kadar ehemmiyet verilmemiştir. İlmî olmayan, konjonktürü takip etmeyen daima maliyetin altında bulunan tarifeler aşırı derecede arttırılan paso, permi ve tenzilât usulleri idarenin mail durumunu günden güne kötülemiştlr.
Demiryollanmızın bu halden kurtarılması ve mümkün olduğu kadar kısa zamanda kalkındırılması için şu tedbirlere başvuruyoruz:
1 — İdare tam bir reforma ve yeniden organizasyona tâbi tutulacaktır. Yeni teşkilâtımıza “İktisadî bir
Ekonomi vo Ticaret Bakanlığı İthalâtı genişletmek, piyasanın ihtiyaçlarını sağlamak maksadiyle B, C listelerin de yeni tahsisler yapmıştır.
öğrendiğimize göre, yeni tahsislerde pamuk İpliğine, manifatura çeşitlerine. tıbbi eczaya büyük bir yer ayrılmıştır. Bakanlık bu yeni tahsisleri .yaparken, İstanbul, İzmir Ticaret Odalarının da fikrini sormuştur. Odalar, piyasada miktarı azalan ve fiyatları yükselen maddeler hakkın-da Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına haftada bir dçfa rapor vermektedirler. Diğer taraftan da Bölge Ticaret Mtldürîük 1 ( de --
trolü yaparken, çitler hakkında vermektedirler.
Ekonomi ve muhtelif kaynaklardan aldığı raporlar üzerine ithalâtı genişletmek mak. »adiyle B, C listelerine tahsller yapmıştır, öğrendiğimize göre, yakında madenî eşya İçin de tahsisler yapılacaktır.
Son haftalar İçinde piyasada galvanizli saç miktarı azaldığı İçin fiyatlarda yükselmeler olmuştur. Bu malı ithal eden tacirler B. listesine tahsisler yapılması İçin Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına müracaat etmişlerdi. Yukarıda yazdığımız gibi bu müracaatlara müspet bir cevap verildiği anlaşılmaktadır.
piyasada fiyat kon. piyasada azalan çe-Bakanlığa malûmat
Ticaret Bakanlığı
r ■ ■
Alman - Fransız
çelik anlaşması
Bonn, 15 A.A. (AFP) — Bonndan dün akşam haber verildiğine göre kömür ve çelik fiyatları üzerinde Fransız ve Alman nokta! nazarlarını telif kabil olduğundan Schuman Plânı etrafında cereyan eden Fransız • Alman müzakerelerinde bir anlaşmaya varılmak Üzeredir.
Bu uzlaşma, yakında kömürü fiyatının ton başına artmasiyle kolaylaşacaktır,
tışla Alman fiyatı Fransız fiyatı seviyesine ulaşacaktır.
Alman ve Belçika fiyatlarında devam edecek olan fiyat farkı bir nevi “set" sistemi ile azaltılacaktır. Kömür, Çelik İstihsal Birliği yüksek makamının gelecek sene bnşında işe başlaması derpiş edilmektedir.
Alman 6 mark Bu ar-
İşletme” mahiyeti vermek hedefimizdir.
2 — Malzememizin yenilenmesine, tâmlr kapasitemizin arttırılmasına ve hattâ yeni vagon inşasına ait cezri tedbirler alacağız.
3 — Personel statüsünü yeni baştan yapacağız. Yeni statüde ehliyete dayanan bir vazife taksimi yapılacaktır. Verimsizler tasfiye olunacak, ehliyet ve liyakatliler değerlendirilecektir. Bilhassa mesleki kabiliyete ehemmiyet verilecektir. Ceza sistemi ve İkramiye İşleri yeniden düzenlenecektir.
4 — Yeni barem esasen hazırlanmıştır. Hat üzerindeki personelimizin terfihini bilhassa dikkate alıyoruz. Baremdeki mühim aksaklıkları düzeltmek üzere bir kanun tasarısı hazırlanmıştır. Bu arada katar personelinin yol tazminatı da yeni ve bugünkü hayat şartlarına uygun bir şekilde ayarlanmaktadır.
5 — Sosyal yardım işleri program-laştırılmaktadır. Yeni lojmanlar yapılması ve mevcut kan iye t dairesinde tedbirler alıyoruz.
Fakat personelin
personelinin çalışma saatlerini normal hadlerine indireceğiz.
Nispeten rahat vazife ve İşlerle yıpratıcı hizmetlerde çalışmaları yeniden tanzim etmek suretiyle vazife taksiminde adaleti tesis edeceğiz.”
lojmanların hak-dağıtılması İçin
ve bilhassa katar

Sıimerbankın işletmeleri neden hususî teşebbüse devrolamıyor ?
Sümerbank Umum Müdürü, alıcı olarak bir sermayedarın ortaya çıkmadığım söylüyor
Yarın Bölge Sanayi Birliğinde sanayiciler bir toplantı yaparak, sanayie ait muhtelif meselelerle pamukipliği meselesini görüşecekler
Ankara, 15 (ANKA) — İşletmeler Bakanı Muhlis Ete, hususi teşebbüse devredilecek devlet fabrikalarından bahsederken bunlardan bir kısmının gayri İktisadi olarak İnşa edildiğini söylemiş ve “Bıı fabrikalar kurulmamış olsaydı çok daha İyi olurdu., demiştir. Bakarı, gayri iktisadi olarak inşa edilmiş fabrikalar arasında en önemlilerinin işletmeye geçen yıl a-çılmış olan Filyos Ateş Tuğlası Fabrikası, Taşköprü Kendir Fabrikası. Sivas Tuğla ve Kiremit Fabrikası, îzmlr Holkapınar Fabrikası, üçüncü kâğıt fabrikası olduklarını söylemiştir. Bakan, asıl fabrika dışında İÜ-
zııınsuz tesisler yapıldığını açıklamış ve "Bu fabrikalardan bir kısmı da uygunsuz yerlere kurulduğundan ham madde temini büyük nakliyat masraflarına sebep olmakta, bu yüzden fabrikaların satışını zorf aştırmaktadır. Buralara yatırılmış olan 50 milyon liralık sermayeye yazık olmuş sayılabilir., demiştir. Adı geçen fabrikalar Sümer banka alt olduklarından bu konu etrafında Sümerbank Genel Müdürünün de mütalâasını almayı uygun gördük. Gayri iktisadi oldukları iddia edilen fabrikalar hakkında kendisiyle görüşen Ankara A-j ana inin bir muhabirine genel müdür
hadleri biraz
BAHÇELİ EV
ve işlek bir senitte
DÜKKÂN
29 ARALIK
1 DÜKKAN
2 E V
ve dolgun para
ikramiyeleri.
Hiç bir masraf ihtiyar etmeden Ankara'da kullanışlı, zarif ve sağlam
sahibi olmak İsterseniz, talihinizi deneyiniz! 1950 ikramiye plânının son çekilişi:
EV ve Dükkânların Veraset ve İntikal vergilerini Bankamız öder.
150 lira imkiyeli TASARRUF HESAPLARI bu çekilişten faydalanırlar. Her 500 lira için ayn bir kura numarası verilir.
şunlan söylemiştir:
”— Bu fabrikalar kurulurken iktisadi ve sosyal olmalarına büyük Ö-nem verilmiştir ve hakikaten de öyledir. Eskiden inşa edilmiş oLan fabrikaların. hepsi masrafların] çıkarmışlardır. Yeni kurulmuş olanlar da harp yılları içinde yapılmış olduklarından amortisman yüksek olmuştur.
Ayrıca bunlardan biri İşletmeye dahi açılmamıştır. Çalışmaya başlamamış bir fabrikanın iktisadi olup olmadığı hakkında hüküm vermek de biraz müşküldür. Bunların hususi teşebbüse devrinde zorluk bulunduğn-nı İddia edebilmek için de, alıcılarla müzakerelere ginşmek, karşılıklı tartışmak lâzımdır. Halbuki alıcı o-larak karşımıza çıkmış hiç kimse mevcut değildir. Ben bu fabrikalara yatınljmş olan sermayenin heder olduğuna kani değilim. Hepsi de memleketin sermayesini^ servetini teşkil eden kıymetli birer tesistir, hepsi de yerinde olarak kurulmuştur.,,
İstanbul sanayicileri toplantı yapıyor
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Umum Müdürü Ankaradan şehrimize gelerek İstanbul sanayicilerinin toplantısında hazır bulunacaktır. Yarın Öğleden evvel yapılacak olan toplantıda sanayii alâkadar eden muhtelif mevzular görüşülecektir. Bu toplanUda; çorap, havlu, trikotaj, fanila sanayi erbabının ihtiyaçları üzerinde görüşmeler olacaktır. Öğleden sonra yapılacak ikinci bir toplantıda da pamuk ipliği tedariki ve fiyatlar hakkında müzakereler olacaktır.
Bilindiği gibi pamuk fiyatlarının yükselişi karşısında, pamuk ipliği fiyatları da yükselmiştir. Sanayiciler, B listesine fazla miktarda pamuk İpliği tahsisini istiyeceklerdir. Halbuki pamuk ipliği imal eden müesseseler de, dışandan ihtiyaçtan fazla Pamuk ipliği ithaline taraftar değildir. Netice itibariyle sanayiciler arasında görüş farktan bulunmaktadır. Bölge Sanayi Birliği her iki sanayi grupu arasında yekdiğerine aykırı cilan bu fikirleri telif etmeye çalışmaktadır.
'j

9
İthalât ve ihracat
hareketleri
En iyi ve en ucuz ev mahrukudur.
Tecrübe ediniz
TÜRKİYE KÖMÜR SATIŞ
VE TEVZİ MÜESSESESİ

1 5/XI/1950 Çarşamba
İzmir Ticaret Borsası
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
KAMBİYO ve ESHAM
AÇMIŞ Kapanış
1 Sterllııg 7.84.50 7.84
100 Dolur 280.— 280.—
100 Fr. Frangı . 0.80 0.80
100 İsviçre Fr. . 64.03 64.03
100 Belçika Fr. 5.60 5.60
100 İsveç Kr. ... M.12.50 54.12.50
100 Florin 73.68.40 73.68.40
100 Liret 0.44.128 0.44.128
100 Drubml 0.01.876 0.01.876
100 hUcoûdoe .... 9.73.90 9.73 90
1933 Ergani ... 22.45
%ö 1938 î krnmly.il 20.30
Millî Müdafaa I 20.20
1941 Demiryolu IV 21.45
1941 Demiryolu V 99.75
Şt4 V2 1949 Ikramlycil ..... 21.40
1911 Demiryolu VI 97.10
%6 Kalkınma 1 97.10
Kalkınma 11 ...M 97.25
%6 Kalkınma 111 97.75
%6 1948 İstikrazı 1 97.—
%6 1948 İAtlItrazı 11 97.20
1919 İstikrazı I 06.—
%7 MIII1 Müdafaa IV 20.20
%7 1934 Slvas-Erzurum 1 . 21.26
%7 1934 H-VIl 21.40
%7 10U Demiryolu I 21.—
%7 1941 Demiryolu II 21.—
%7 1941 Demiryolu III 20.52
%7 Milli Müdafaa I 20.20
%7 Milli Müdafaa II 20.95
%7 Milli MUdufna 111 21.18
Millî Müdafaa VI. 21.42
Şirket Tahvilleri
T.C. Ziraat Bankası 20.60
Anadolu D.Y. Tertip A/J3. 109.80
*’ ** %«0 112. ÖC
„ M Mümea. Senet 61.—
| Şirket Hisse Senetleri
T.C. Merkez Banausı 124.—
Türkiye İş Bankauı 3ü.-
> Türk Ticaret Bankaaı 6.-
ı âr«lnn Çimontc . ♦ ••••••9■•• 6 50
İstanbul Ticaret Borsası
Hububat ı Bügün £sld Kapanış
Buğday yumuşak (Tüc.) . 32.10 , 33.20
Buğday Ofia 29.08 29.08
Arpa yemlik (dökme) 21.60 22.—
Mwır ’/ın içuvaiı) 24.30 24.—
Fasuivıı tombul — —
Fasulya Çalı sert 55.—
Kuşyemt 38 30 38.20
Mercimek kırmızı kabuk. . 85.— 31.—
Mercimek yeşil 55.— 49.—
Nohut natürel F- 22.—
Yıı£h tohumları
Ayçiçeği tohumu 86.20 36.—
Keten tohumu — 49.50
Kendir tohumu — —
Sunam * 94.— 06.—
Y?er fiHtığı kabuklu 76.—
Kuru MoyraJar t
Fındık kabuklu ıdvri) —
Eırılık (İç tombul 1950) ... 325/332 323/332
Ceviz (kabuklu) — 47.—
Ceviz (tç natürel) 165.— 175.—
Dokumu ham maddeleri ı
Tiftik ınnn mal -a 625 —
Tiftik 'Natürel) — 680.—
Yapak Trakya (Kırkım) .. — 360.—
Ham deriler j
Sığır Halanı ura (kasap) Ki 180.— 180.—
Keçi tuzlu kuru kilosu .... — 105.—
Koyun hava kurusu kilosu 270.— —
Nebati Yağlar ı 245.—
Zeytinyağı (12.E. teneke.11) 242.—
Susamyaftı (Raf. sıra) — 200.—
Ayçiçeği (Rufino çıplak) .. — 160 —
Fındık vrğı (Çürük) 157.—
Bugün Son Kapanış
üzüm çekirdeksiz No.9 72.5 73 —
tnelr A Berisi No.4 47.— 47.—
încir H serisi No. 108 45.— 35.—
Pamuk Akala I 391.— 395.—
Pamuk Akala 11 — ââ*
Pamuk Akala, III... — —
Pamuk 'eril —
Pamuk vağı (rafine) , — —•
Pam ık «-eklrrlegi 17 — 17.—
Adana Ticaret Borsas 1
Birinci Akala 370/380
İkinci 340/357 —
BlrJncn Akala vâdclt ...
Hazır •M
tklncl Akala yağmur yemiş — —
Altınlar
Bugün Eski kur
_ Ldra Lira
Külçe Vorli Or. 4.62 4.53
Külçe IJi^kumro. — —
Cumhuriyet ... 87.30 —
Reşat 37 50 37.65
Hamlt — —
Gulden 28 55 28 55
İngiliz 41.75 41.15
Fransız kok — «— —
Napoiâon III . — —
tsvlçre —
iYABANCI BORSALAR
New-York Borsası
Dün tüakl Kuı
Buğday (Buşell=Sent)
Sert Kış mahsulü No. 2 259.— 260.—
Kırmızı Kış mahsulü No. 2 231.— 231.—
Pamuk Mlddllng (IJhresk=:Sent)
la*■•• •• • |9I• II VII t • 1 ■ 42 26 41 98
Mart 42 J1 41 86
İS •••••••••••«••••••••••••••••••••••«•••« 41.72 41.05
Tiftik (Llbreıl-Sent) —
Teksaa No. 1 135.— 120.—
Fındık (Libresi—S^nt)
Kabuklu yerli İri — —
” *’ orta * *
Levant İç 'thal malı 59.-
Ekarrn İri «ç ıthıu malı 66.— 65.—
Kuru UKİlm I.ibresi —Sent) .....
Thunıp.ıon çekirdeksiz seçme U 1/4 U L/4
Keten luhumu t Bu)CİI = Dolari
Minncupoila 8.85 8,85
Kalny (Libre—Sent) 140.— 130.—
Levha-teneko (100 llbro dolar) L30 7.30
Londra Borsası
Keten luhumu (Tunu=Sterllııg) 73.-
Bombay —
Kaiküta 71.- 70.—
Yer fıstığı Hindistan 78.- 76.-
Bradford Piyasası
Tiftik iyi mal •Ubreei=Fb -
•• Sıra matı — —
Yün Anadolu " —
“ Trakya — —■
İskenderiye Borsası
Pamuk (Kantarı—ToUerı)
Aahmounl Kısa olvaflı F/G. — 143.—
Karmık Usun elvaflı F/G. — 110 —
Ticaret Odasının hesaplarına göre, ticarî faaliyet artıyor
Vapur acenteleri tarafından Ticaret Odasına verilen biyannamelerde. ağustos ayı İçinde limanımıza 16 milyon 184 bin 778 liralık mal geldiği anlaşılmaktadır. Bu malların başında motörlü vasıtalar, makineler, yedek âlet ve akşamı gelmektedir.
İhracata gelince, bir ay içinde muhtelif memleketlere 19 milyon 202 bin 017 liralık İhracat yapılmıştır. İhraç edilen malların başında fındık, tiftik, ikinci derecede kalan maljar ise deri, ham afyon, yaprak tüttln gelmektedir.
Amerikada fevkalâde kâr vergisi
Washlngton. 15 A^A. (AFP) — Başkan Truman, Temsilciler Meclisi Tahsisat Komisyonu Başkanı Kuzey Carolina Eyaleti Temsilcisi Ro-bert Douglas'a gönderdiği mektupta olağanüstü kâr üzerinden 4 milyar munzam vergi tarhedilmeslni İstemekte ve Kongre tarafından tasvip edilecek bu yeni vergilerin geçen temmuzdan itibaren tatbik edilmesi tavsiyesinde bulunmaktadır.
BaşkanTruman bu münasebetle mezkûr tarihten İtibaren İş hacminin ve fiyatların süratle arttığını hatırlatmakta, bunun da savunma programının genişletilmesinden ileri geldiğini ve kâr hadlerinin de buna muvazi arttığını belirtmektedir.
Başkan Truman mektubuna şöyle devam etmektedir:
“Askeri güvenliği lâzımgelen tahsisatın tâyin edilmemişse de
üzerinden alınan verginin de zamme-dilmesiyle bunun yürürlükte olan vergilerin yekûnunu geçeceği Aşikârdır.
Kabul edilen bu vergi programı enflâsyona mâni olacak en mükemmel sllâhımızdır. Bu noktada süratli hareket etmek lâzımdır.,,
sağlanıak için yekûnu henüz olağanüstü kâr
Amerikada pamuk tahminleri
Washlngton 15 (Hususi) — Amerikan Tarım Bakanlığından bildirildiğine göre, bu seııeki pamuk İstihsali 9.945,000 balya olarak tahmin edilmektedir. Bu rakam bundan bir ay evvelki tahminde ileri sürülen miktardan 76,000 balya daha fazladır. Mamafih bu senek! mahsul geçen sene mahsulünden muhakkak su-rette daha az olacaktır. Geçen sene İstihsali 16,128.000 balya idi. Bu sc-neki mahsulün az olmasından dolayı, ihracat miktarı 2.146.000 balya olarak tesblt edilmiştir. Her balya 225 kilo gelmektedir.
16 Kasım 1950
YENİ İSTANBUL
Sayfa 8
Felsefî bahisler
k hakkında
yeni.bi
r gorıış
Yazan : Oswald Spengler
Çeviren : Nerınin Abadan
BtLÎNDtGÎ üzere Osvvnld Spenglcr daha Birinci Dünya Harbinden önce "Garp Medeniyetinin inkırazı” adlı eseriyle bütün cihanda son derece büyük bir hayret ve alâka uyandırmış bîr filozoftur. Kendtei hayat kudretinin cevherini, insan varlığının asli ve iptidaî hususiyetlerini muhafaza etmesinde gören bir fikir adar mı olduğu için garp medeniyetinin zaruri bir çöküntüye namzet olduğu noktasında bir yandan Marx'ın temsil ettiği materyalist fatalizm, diğer yandan Hegel’in temsil ettiği felsefi idealizm ile birleşen bazı noktalan sahiptir. Medeniyetin tarihi tekâmül neticesinde kendi kendine intihara sürüklenmekte olduğu telâkkisinde de zaıpanımızın fikir adamlarından Alsace’lı filozof Sch'veltzer ile tarihçi Ingiliz Toynbee’ye fikir karabeti arzetmektedlr. Kendisi insan varlığında asli cevherin hayatiyet ve tekâmül kaynağı olması düşüncesinden hareket etmekle ırkî hususiyetlere büyük bir değer vermektedir. Bununla beraber Spengler’in ırk hak-kındaki düşüncelerinin nasyonal sosyalizmin soysuzlaştırdığı maddî ve fizik hususiyetlere bağlı ırkçılık 1e-lâkkisinden ne kadar uzak olduğunu bu yazı açık bir şekilde göstermektedir.
Irk üzerinde yapılan bütün araştırmaların belli başlı kusuru, bu alam materyalizmin doğuş devri sayılan 19 uncu asrın ortasına rastlamasıdır. Aslında ırkçılık. Goethe’nln anlayışının aksine olarak bir sembol değil de kaba ve maddi olanı, görülebilen ve dokunulabileni hareket noktası olarak seçmiştir. O zamanki rasyonel zihniyete göre madde dışında bir varlık olarak yalnız zekâ kabul edildiğinden kemik ve kafataslar. ilk insanların en önemli unsuru sayılmıştır. Taşıyan ırklarda bunlara clld, saç ve göz rengi ilâve edilmiştir.
tâ-
tip ol-
tüccar, rahip, esnaf ve bahriyeli tipleri. yerli ve göçebe tipleri olarak dat edilebilir.
3 — “Sof ırk insanları”. Bu asil insanlara zenciler de dahil
mak üzere her toplulukta rastlanabilir.
4 — Andogami yolu ile çoğalan bir toplulukta tek insan çeşidi.
Irkçılık üzerinde araştırma yapanların düştükleri diğer bir fahiş hata da ırkla ırkın tezahürünü, bizatihi ırkla ırki görünüşün insan gözü üzerinde hıraktığı tesiri birbirine karıştırmalarıdır. Hayat cereyanının bir ifadesi sayılan ırk. yaşıyan bir ritnı, konin kudreti, insanın diliyle güç ifade edilen bir şeydir.
g*-bil-
Onunla asla karıştırılmaması teken tarafı. ırkın tezahürünün hassa insanın görme hassası üzerin de yarattığı intihaldir. Diğer hassalar
ilmi bir rol oynamazlar, halbuki en basit bir göçebe ve köylü bile insan ve hayvanın sesinden, kokusundan, v.s. hangi ırka mensup olduğunu tşs-bit edebilir.
Cildin rengi, saçlar, kafatası, kafa teşekkülü, v.s. gözün farkedeblle-ccği ûrazlardır, fakat bunların bir önem taşıyıp taşımamaları henüz ispat edilmemiştir. Yürüyüş, duruş, yüz İfadeleri çok daha mühimdir, ne çare kİ İlim yalnız durgun, hareketli olmıyan hususiyetler tasnifine dahil ediyor.
Oysaki ırk bir ruh hâletidir. Bir ırki hat ne kadar fazla fark taşıyorsa o nispette önemlidir.
Irkçılar en çok kafatası üzerinde araştırma yapmaktan hoşlanırlar, çünkü kafa cansız ve kaskatı olduğundan en kolayca matematik bir sisteme sokulabilmektedir. İşte İÜ sistem ilmin gayesidir.
Bir kadın, gerçekten mensup ğu ırkının tam mânasıyla bir
silgisi olduğunu kafatasının şekli l-le değil bakışı, raksı, duruşu ve nor şeyden önce Sükûnet hali rattığı tesir, d es i. başın nemlidir.
bu ö-
oldu-tem-
Fakat ırk, hayat ve ruhun, insanın hassaları üzerindeki tesiridir. Diğer bir deyimle, ırk haasalarca ^n-eak kısmen fiziki yolda duyulabilen metafizik bir tesirdir.
Materyalizmin bir diğer özelliği Je değişiklikleri Danvin’in izahına uygun olarak ancak causol, yani fiziki yolda vuku bulduğunu kabul etmesidir. Fakat canlılar * sebepsiz olarak” kendi içlerinde de değişirler.
Alıştığımız mânada ırk yoktur, yalnız aşağıdaki Özellikler sıralanabilir
yürüyüşü ile belli eder, değil, hareketliliğin ya-yanl bakış, yüzün ifa-duruşu, adım atılışı ö-
Irktan, eskiden bir ruh haletinin ifadesi olup bugün birçok hatlar bakımından fosil haline gelip ancak şekliyle devam eden bedeni görünüşün gayri şuuri bir vahdetini anlıyorum.
1 — Topluluklarda birbirine karışan ve gözle farkedilen “renk” saç şekli, cilt, v.s.” gibi münferit tezahürler.
2 — Geniş bölgelerde farkedilen çeşitli tipler. Bunlar sima, meslek ve vücut tipleri, taşra ve şehirli tipleri.
belll bir topluluğun İnsanlar bıraktığı iz. meselâ, muay-bölge ve şehrin doğurduğu
Buna, üzerinde yen bir özellikler katılmalıdır. Tıpkı bitkiler
kosmos adlı âlemde nasıl bir mik-rokosma teşkil ediyorsa, onun gibi bütün hayvanlarla insanlar da bulundukları toprak parçasının unsuru sb-
Kadın ve psikanaliz
MUHTELİF konuların, en ziyade psikanalizden pedagojiye giden
konferanslarında, dinleyicilerin ço-
ğunluğunu kadınlar teşkil ettiğine dikkat etmişsinizdir. Bu, kadınların öğrenmek arzu ve ihtiyaçlarının er-keklerinklnden daha büyük olduğunu mu gösterir? Zannetmiyorum. Bu iş de doğrudan doğruya .bir psikanaliz meselesidir. Bundan dolayıdır kl ruhi hastalıklar miltehassıalarının müşterilerinin çoğu kadındır. Bu problem hissiyat bakımından incelenebilir: Bekâr kadın, mahrumiyetlerinin. hayal sükûtlarının sebeplerini, İzdivaca kadar bir türlü götüreıniven, erkekler nezdindeki muvaffakiyet veya muvaffakiyet sizliklerinin Amillerini araştırır. Evli kadın, hazan kocası tarafından anlaşılamadığını zanneder, bedbahttır ve bütün bu meselelerin süratle çözülmesini ister. Çocuklari.vle kendisi arasındaki geçimsizliklerin sebeplerini anlayamı-yan »anne dahi, bu güçlüklerin çarelerini psikanalizde arar. Talihinden memnun olmıyan memur kadın ve bllhaaaa çekingen kadınlar hayatta muvaffak olmak için birkaç psikanalize dair konferans tnkibetmenin fi olduğunu zannederler...
• •
kâ-
bir
«c-
Psikanaliz bilgisinde her hale çare olduğunu görüyoruz ve son nelerde herkes bununla alâkalı olmak icap ettiği fikrinde. Falcat en meşhur ‘•Psychanalystc” lerl tııklbedenlerin çoğu fazla birşoy anlamamışlardır.
Son günlerde '‘Cenevre’* de bu kabil seri halinde konferanslar idare edenlere, genç, sprltüe] bir kadın şu notu göndermiş: Efendim, gelecek konferansta, ne yapıp yapıp dinleyicilerinizin çoğunun erkek olmasını ve her erkeğin ait olduğu kadınla meşgul olmasını temin ediniz! Bu suretle. göreceksiniz kl kılı kırka varmanıza lüzum knlmıyacak ve problem kendiliğinden çözülmüş olacaktır.
Gülsüm Niyazi DALİRAR

yılırlar. Bölgenin ruhu değişince mikrokosm da şekil değiştirir. Bu Danvin’in İddia ettiği gibi “basit bir intibak” değil, kendisinin metafizik birliğinin ifadesidir.
Irk, bölgenin kudretiyle karışabilir. Bir hayat cereyanının ruhu, “nesillerin zinciri” içinde teneffüs ettiği bölgenin ruhunu daima aksettirir, A-sü ve âdi ırklar yoktur. Yalniz her ırkta asî) ve adi tip ve nümuneler vardır.
Bir kültür çevresinin canlı kalıp çevresine giren ırklar gelişirler, şekil değiştirirler, olağanüstü neticeler başarırlar, fakat bunu bedenî olan çok ruhî ölümler pahasınn öderler.
Yalnız ^ok yüksek kültürlerde milletlerin hastalıklı mantar ve bataklıklara döndüğü müşahede edilebilir. Şu gerçeği İnsafsız ve katı bir şekilde ifade etmelidir: Kemmiyetln artmasiyle İç değer azalıyor. Bu glşİm sırasında köylü, uzviyetine mıyan bütün yabancı maddeleri şan atma yolunu bulduğundan tabii halini muhafaza ettiğinden
tü kıymetler fazla gelenlerin çöplüğü sayılan şehre dökülmektedir.
de-uy-dı-ve kö-
Her şehir kültürü bütün ırklara mensup proletler tipini yaratır.
Son temsil
• ••
parmağiyle, itti, köşedeki
Yazan : Afif YESARÎ
Efcs hıı rn beleri
Eski sanatlar ve müzelerimiz
Efeste Meryemin merkadi
Topkapı Sarayı Müzesinde de Yahya’nın kafatası ve eli bulunuyor
Yazan : Tahsin ÖZ
Geçen yazımızda, dünya müzeciliğinde hergün büyük İlerlemeler ve yeni İnkılâplar olduğuna işaret etmiştik. Bunlardan biri de Frnnsada kurulan Lc Paiais de la D^couverte-tir. Yirmi beş bin metre murabbaı bir sahayı kaplayan ou sarayda, İlmin hemen her şubesine ait tekmil çalışma ve araştırmalar görülebilir. Burada 1938 senesinden itibaren her yıl ayrıca muazzam sergiler yapılmaktadır kl bunlardan birisi pönl-cllline mevzuuna hasredilmiştir.
Görülüyor kl dünya müzeciliği, yalnız on binlerce yıl evvelki tarihi eserler üzerinde durmuyor. Yarının hattâ yüzlerce yıl ilerisinin de zeminini hazırlıyor. Her halde biz de, kendi ölçümüzde bir mesai programı hazırlamak mecburiyetindeyiz Yoksa bu Um! teşekküllerle temas etmek imkânı yoktur. Kezaiik üniversitelerimiz ve yüksek müessesele-rimiz. muayyen mevzuların içinde çırpınmaktan kendilerini kurtaramazlar.
Mamafih müzecilik hiç bir vakit eskiyi bırakmış değildir. Hattâ antropologlar şimdi mevzularını milyonlarca sene evvel diye vasıflandırıyorlar. Elimizde pek kıymetli ve nadir antropolojik maddeler bulunduğu halde, bugüne kadar bir müze salonu bile kurulamadı.
Bugünün mühim meselelerinden biri de, Hasreti Meryemln Efes’teki e-
ki hu-
—■
— Kanun Harici, 2 —
a
to
Macera Limanı.
Set». 2 —
Rc-
A
D
L
R
0
R
A
2 — îöimfllz
Hay-
UÇAK-TtEN-VAPUR
Gtçldb Baba.
Ycti-Kah-
75 İnci vesile-
1 — Kamçılı Kurtlan*
SÜREYYA Orkestrası.
dakika) (3155 du kılca) (10.85 (19,85 m ). —
(1 naat) (10.85 dakika) (19.85
İstanbul Be.soğiu Anadolu yakası Ankara İzmir
41008
60530
01
2251
Ge-At-
M. S, Ayan. —
13.15 Radyo Sa-
8.J6 — 8.25 Günün Bale müzikleri
MÜn«t«r
Profesörü Ritter’in ait Huri konfornnRİarının
bugün naat 17 da Edebiyat Fa-kÜl!e»İTiln 14 No. hı florannesinde verilecektir. Kon forana lilrkçeye •tercüme edilecektir.
Dünya
Kordag
YENİ SES TİYATROSU 20.45
LEBLEBİCİ HOKHORAĞA Opera Komik 3 ponio Ener: D. ÇU«ACIYAN Ravnhnrd motodlanna göro sahneye konmuştur. Tel.4 493119
.MUAMMER KABACA TİYATROSU B E L A M İ
PAY İYONU: İspanyol
İZMİR
yazılışının yıldönümü sl.vle
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşey
ELİIA.M RA LAl.E 1 — Raklbeler.
MELEK 1
Bu Ccce Seninle.
TAYYARE Kahraman Yüzbaşı.
TAN 1 — Zaferden Üstün. 2 — Ra ki beler.
YENİ 1 — Tarzan M&yrnunadam. 2 — Bufolobil Şarkım.
Madam Bovarl.
Zaferden üstün. 2 —
İSTANBUL BELEDİ 1 ESİ ttohlr Tiyatroları 20.30 (la Dram Kı«mı İhtiras Tramvayı Tclf. j 42157
KumMI kivimi Tersine
Nuri
ünlvrrMİtcsl Felsefe Ord. Prof. Joachim “Akademik öğretime" İkincini
Y


Hicri 19 5 0 R tınıl
8tıf*r KASIM T.Suni
5 16 3
1370 Perşembe 13«fi
VAKİT VASATİ EZANİ
Güneş 6 17 1.55
öftl» İL 50 7.07
îklndl 14.35 9 43
Akşam 16Ş1 12 00
Yatw 18 25 1.36
îm&rth 5.06 12 04
GELECEK OLAN UÇAKLAR
11.40 Ismirdcn. — 11.50 An kuradan — 14.50 Adana, Ankaradan. — 16.10 Diyarbakır. Elâzığ. Malatya, Ankaradan. — 2) 05 (S.A.5.) Kopenhag, Münih’ten.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.30 Ankara, Kibrin. Beyruta. — 8.30 Ankara. Adanaya. — 9.30 Ba-likeıılr, İzmir, An kara ya. — 12 30 An haraya. — 14.20 İzmir®, — 22.00 Lldda’ya.
GELECEK OLAN VAPURLAR
9.00 Mersin, Ayvalıktan. — 12.00 Giresun, Karadenizdcn.
GİDECEK OLAN VAPURLAR
5.00 Güneysu, Karadonize. — 9 00 Suh, Mudanvaya.
GELECEK OLAN EKSPRESLER
8.30 Ankaradan. — 9.15 Anknra-dan (Ek».).
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
10.00 Ankara (Motörlüı. — 18.10 Ankara Ekspresi. — 22.20 Scm-plon Ekspresi (Avrupa).
ÇEMBERLİTAŞ (22513) Kırallço Krietln.
AYSU (21917) 1 — Ananın Günahı. 2 — Kara Şvvtan.
EMRE 1 — Vazife Kurbanı. 3 — Varyetede Cinayet.
HALK (21901) ’l — Vatan Kurtaran Arslnn. 2 — Ölümden Firar. İSTANBUL (22367) 1 — Yılmaz Reis. 2 — Vatan Haini.
KIMMET (2»kMW) 1 — üvey Baba. I — Leblebici Horhor.
MARMARA (23860) Kıraliçe KrJetin.
MİLLÎ (22962) 1 — Aşk Adaeı.
1 — Aşılmaz Duvar.
TURAN (22127) 1 — Deniz Kurtları. 2 — Kamçılı Haydut.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — Ponj-pelnln Son Günleri. 2 — Tabancalar Patlarken.
KADIKÖY
BİZİM SİNEMA (Üsküdar) 1 — Nehirler Kıraliçeııl. 2 — Ateş Bekçileri.
HÂLE (Kadıköy) 1 — Singoalla.
2 — Kanlı Göl.
OPERA (68714) 1 — Genç Kız Kalbi. 2 — Tarzan Maymun Adam. SUNAR: 1 — Vatana Dönüş. 2 — Kızıl Nehir.
SÜREYYA (60862) 1 — Bağdat
(Renkli). 2 — Deniz Kızı, YELDEGÎRMENİ 1—Monte Krle-t.onun İntikamı. 2 — Bir Hizmetçi Kızın HAtır/ılan.
ANKARA
ANKARA (23234) Üçüncü Adam Kim?
BÜYÜK (150311 Denizlerin Sevgilisi.
CEBECİ (13846) 1 — Tnrznn May mun Adam. 2
PARK (11131) Harrow Kumurbnzı, SUS (11071) Çete,
Sf.MER 1 — Ertrarcngiz Serseriler Yurdu.
ULUS (22294) Cehennem YENİ (14O10) Günahkâr BÜYÜK Hile ve Sevgi.
K( Ç(‘K Melekler vc Şeytanlar. GAR GAZİNOSU 7 Bryanua vüeü.
ANKrtRA PALAS PAVYONU zol Şeydi tdaresindo Viyana rnkavon Orkeetrası»

Boyofrlu 44644 Ankara 00 İstanbul 21222 İzmir 2222 Üsküdar 60045 K.köy 00572 Karşıyaka 13056
BEYOGl.U
(42562) 1 — Şarlonun — Kızıl Nehir. Korkak Kahraman.
rt T,KAZAR
Festivali. 2
AR (44394)
ATLAS (40835) öldüren Hatıralar.
KIHAHRA (42235ı 1 — Şahane Vals. 2 — Her Şafakta ölürüm. Gt'REL 1 — Çnkırrah Mehmet E-fe .2 Çakırcalı Mehmet Efe Nasıl Vuruldu.
İNCİ (44595) Kırallçe Krletln. İPEK (44289ı Tüccar Hom.
LALE (43395) Korkak Kahraman. MELEK (40808) Ayrılmaz Gönüller.
SARAY Yunan Opereti. 3UATPARK (83113) 1 — Mnnon.
2 — EararengU At.
St-MEll (42851) Nam-ı dlfcer Parmaksız Salih.
ŞARK (40380) Kırallçe Krlatln. SIK (43726) 1 — Gangster Hafiye.
1 — Lorel Hardı Silâh Arkadaşı TAKSİM (43191) Allah Kerim.
TAN (80710) 1 — Kumarbaz Kız.
2 — Lorul Hardy Rüyalar Dikeninde.
('NAL (40306) 1 — Haydutlar Kı-tailçcui. 2 — öldüren Buhg.
YENİ (81137) 1 — Venedik Kah-
ramanlan. 2 — Gençlerin Sevgilisi. YILDIZ (428’17) Lady Hamilton, İSTANBUL
ALEMDAR (23853), 1 — Bir menin Romanı.
romanlar.
AZAK (23512) dut. 2 — Dente


ANKARA :
7.28 Açılış ve program, — 7.30 M. S. Aynn. — 7.31 Vals, polka vc pano doblolor (pl.)« — 7.45 Haberler. — 8 00 Saz ©«erleri - Şarkılar (pD. Normnn Cloutler Orkorttrası (pl ). programı 'vc hava raporu. — 8.30 (pl.). — 9.00 Kapanış.
12.28 Açılış vc program. — 12.30 12.30 Şarkılar. — 13.00 Haberler, —
ton Orkestranı (Sedat Edlz ve Arkadaşları). — 13.30 öftlo gazel esi. — 13.15 Radyo Salon Orkest.rasımn devamı. — 14.00 Hava raporu, akşam programı ve kapanış,
17 58 Açılış ve program. — 18a00 M. S, Ayarı. 18 00 Operet müzikleri (pl.). — 18.30 lncoaıız, — 10 00 M. S. Ayarı ve haberler. — 19 15 Tarihten bir yaprak. — 19.20 Yurttan fiesler, — 19 45 Radyo İle İngilizce. — 20.00 Elgar-MI Minör Serenadı (pl.). — 20 15 Radyo gazctoal. — 20.30 Serbest saat. — 20.35 Şarkılar. — 21.00 Kahramanlar Geçiyor. — 21 15 Dana müziği (pl.). — 21.45 Sağlık aaati, — 22,00 Müzikseverin saat), — 22.45 M, S. Ayan ve haberler. — 23.00 Program ve kapanış
İSTANBUL;
12.57 Açılış vc prpr um ılar. 13.00 Haberler. — 13.15 Öğle konseri (pl.) Fauat Operasından balo rnü-ziği-Wagner “Rlenzi” uvertürü — 13 15 Sami Tnker -den şarkılar. — 14.20 Dana müziği (pl.). — 11.15 Programlar ve şarkılar. — 15.00 Kapanış.
EMlNÖNCı Mchınot KAxım (E-minönü) — Hikmet Güney (Kü-çükpazar) — Sırrı Rjınlm (Alemdar) — Cemil (Beyazıt)
REYOf.ru: Beyoğlu (Merkez) — lat.lldAl (Merkez) — Takeim (Tak-HİiTi) — Merkez (Galata) — Halk (Şişil) — HalltyOğlu (HaskÖy) — Mrrkos (Kammpnşa)
I'Altılı îbrnhlm Halil (Şehzade-başı) — Snbıhrtddtn Gürgen (Aksaray) — Yedütule (Samntya) — Hneokl (Şuhreııılnl) — Ulupın&r (Karaıçümrük) — Orhan Avcıoğlu (Fener)
EYÜP: Eyüp Sultan
BEŞİKTAŞ: Vidln (Beşiktaş) — Ortaköy — G. Divanlıoğlu (Arna-vutköy) — Merkez (Bebek)
KADIKÖY: SÖgütlüÇOşme — Fe-neryolu — Erenköy —- A. Cafer Çağatay (Boatnncı) — ittihat (Üsküdar)
ll EY BELİ AD A: Heybcllada bCyCkadAi Merkez
ANKARA: înmetpnşa — Çanka-
ya — Ankara
İZMİR: Yeni İzmir (Raamnha-no) — Millet (Kemeraltı) — Tar-‘an (AİMnncnk) — Eşrefpaşa (Eg-refp&şa) — Karantina (Yalılar)
vl ve merkadi dâvasıdır. Şimdi Selçuk ismini tagıyan ve daha evvel lAyos - TeologoüHan istihale geçirerek Ayasluğ denilen Efes, lzmiro 18 mil mesafede dünyaca tanınmış en mühim harabelerdendir.
Efes şehri harabesi, geniş caddeleri, meydanları, çarşısı, tiyatrosu, jimnam, kütüphanesi ve mâbedlerly-ie muazzam bir medeniyeti bütün mâ nasjyle belirtmektedir. Burada bulunan Aydınoğlu İsa Bey Camii ise, cidden bir şaheserdir. Bir de buraya tabiatin coşkun güzelliğini İlâve etmek lâzımdır. İşte tarih İle tabletin bu zengin dekoru arasında Bülbül Dağının tepesinde birinci asırdan kalma olan exün Meryeme alt olduğu mevzuu bahistir.
İzmir Müzesinin değerli müdürü, Hakkı Gültekin burada Meryeme ait bronz bir heykelin bulunduğunu bildiriyor. Selüs Kütüphanesi İse bu sa-hanın Hıristiyanlık Aleminde ne kadar ehemmiyetli ve kutsal olduğunu gösteriyor. Zaten Hozreti İsa, annesini Havariyundan Saint Jean’a e-nıanct etmiş ve SaLnt Jean da bir müddet, sonra Efes’e gitmiştir Meslhin anasının da beraberce
lunması pek tabiîdir. İşte bu suretle Meryemln burada İkameti, dolaştığı anlaşılıyor. Bazı gazeteler de Papa, nın Meryemln Cennete gittiği hak-kında beyanatını yazmaktadırlar.Ha-kikaten böyle bir beyanatta bulunulmuş olsa bile mevzuun esasını değiştirecek mahiyette olmadığı Aşikârdır. Zaten Meryemln Cennete gittiğine îslâmlar da inanır. Hattâ bu Cennete gidiş bazı Hıristiyan zümrelerin itikadı veçhile göğe çıkmak suretiyle olsa, urucun Bülbül Dağından olacağına nazaran yine burası mahalli ziyarettir. Zaten bu gibi dinî mevzularda esas itikattır. îslâm-lar ise. çok geniş bir düşünce ile Hazret! Muhammcü’den evvel gelen bütün peygamberleri tanımakta ve hürmet etmektedirler. Hattâ onlara ait eşyayı da kendi dini eşyası gibi saklamışlardır. Netekim Topkapı Sarayı Müzesinde tâmitçl Yahyaya ait bir kafa kemiği ile bir el .parçası bulunmaktadır. BIlLndiği veçhile Yahya, Meryemln amcazadesidir. Ve tannın peygamberliğine İlk defa I-nanmış ve onu vaftiz etmiştir.
Kafa kemiği; altından ve üzerinde kıymetli taşlar bulunan bir mahfaza İçerisindedir. Fakat bu rölik Hâzineye İntikal ettikten sonra her ta-rafı tunçtan ve çerçeveleri altından bir mahfaza yaptırılmış, bu altın çerçevelerin üstü zümrüt ve yakutlarla bezenerek, muhteşem bir sanat eseri meydana getirilmiştir.
Ele gelince; bunun da gümüşten gayet sanatkârnne bir mahfazası bulunmaktadır. Bu mahfaza bir kolun nihayetinde bulunan el şeklindedir. Ortasındaki dört köşo yerden el iskeleti görülmektedir. Tâmitçl Yah-yanın elinin tstanbulun fethini müteakip Kıbnsa nasıl kaçınldığını ve
İkinci perdede onu Öldürüyordum, dakikalar heyecanla geçti.,, kulisin köşesinde duruyordu, reflektörün yeşil ışığı altında, içinin olanca kötülüğü gözlerinden okunuyordu. Ağır ağır yaklaştım, salonda çıt yoktu, soğuk soğuk terlediğimi hissediyordum. Döğüş? hazırlanan iki horoz ırihl bir müddet birbirimizi süzdük. O, dudakları arasından, ıslık çalar gibi, kin ve nefretle fısıldadı:
—” Haydi... ne duruyorsun, n-tılsana üzerime... haydi boğ beni,,, ns bekliyorsun ?...”
Şuurum, allak bullak pacağımı şaşırmış, Suflör, kulisin ediyor.
Bütün netle:
—” Üzülme...” dedim: “Bu İş, nasıl olsa olacak... Hele biraz bekle,.. Her şeyin sırası var...”
Parmaklarım gırtlağına geçtiği vakit, kuvvetli elleriyle bileklerimi yakaladı, sıktı, herif İri yarıydı. Herkül gibi kuvvetliydi. Bileklerim mengeneye sıkışmış gibi sızlıyordu, parmaklarımı gevşetmeğe mecbur oldum. O, alaylı, beni çileden çıkaran bir gülüşle seyircilere duyurmadan: —“ Yeter...” dedi: —" Oldu işte... artık ölüyorum..." Yüzü bana, sırtı seyircilere dönük, yavaş yavaş çöktü, sırtüstü yuvarlandı ve hareketsiz kaldı, ikinci perde de böy-lere kapandı.
ly| oynamıştı, halk onu çılgınca, alkışlıyordu... Beni çileden çıkaran şey. sevdiğim aktrisin, kulisten bütün bu olup bitenleri seyredişiydi. Herif, açıktan açığa benimle alay ederken o. bunu görüyordu. kin ve nefretimi, çaresizlikler içinde bunaldığımı görüyordu..."
Omuzlan çökmüş, gözleri dolu dolu devam etti: —“ Herifte ruh yok ki... Ona kaç defa söyledim, bu kadını rahat bırak” diye... Hattâ rica, bile ettim, oralı olmadı... Kuvvetine, yakışıklı olusuna güveniyor, bundan gurur duyuyor..."
Sonbahar akşamıydı... Sinsi bir yağmur caddeyi ıslatmıştu. Yakında bir kilisenin çanı, ağır ağır geceyarısınt saydı; rüzgâr yapışkan ve ıslaktı:
—“ Görüyorsun, ufak tefek bir adamım, yaradılıştan bövleylm, tipim jön, oynamıya elverişli değil... Bana hep hain adam rolleri verirler... Halbuki Ömrümde oir tavuk bile kesmedim. Ve öbürü, o dev bozuntusu, yakışıklı, hattâ güzel bir adam olduğu için hep iyi tipleri oynar... halbuki aksine, böyle ruhsuz, gaddar bir adam tanımadım..."
Köşe başına gelmiştik, dostuma veda etmem lâzımdı:
—" Bana baksana, bu İş midemi bulandırdı benim... Amerikan filmlerine benzer bir şey bu... Ha-nl geniş bir muhayyile bu işi pekâlâ süsleyip püsliyerek, sahne üzerinde işlenen bir cinayete kadar götürebilir... Birader, bana kalırsa bu işi tatlılıkla halletmek daha ehven, sen dediğin aktrisi seviyorsun, iyi, güzel, bunu rakibine anlat, budala değil ya. elbet eninde sonunda vazgeçecek bu işten, mesele de halledilmiş olacak..,"
... Ne ya-kalakaldım. elindeki defter) »allıyor, köşesinden elleriyle işaret halk sabırsızlanıyordu, irademi toplıyarak sükâ-
Bağ elinin İşaret şapkasını geriye havagazı fenerinin üeşillmtrck ı-şığı altında gözleri bir tuhaf bakıyordu:
—” Hayır, hayır... bildiğin gibi değil... duyacaksın, günün birinde bu iş, ya onun, ya benim hayatıma malolarak...”
—“ Çocukluk etme” dedim, vedalaştık, yağmurlu caddede omuzları düşmüş, bitkin uzaklaştı...

“Tiyatroya gideyim de. şunlann oyununu bir seyredeyim” dedim. Doeturn, halim selim bir insandı, onu çileden çıkaran adamı merak ediyordum, bir yandari da "Müthiş şey...” diye düşünüyordum: “Sahnede işlenen bîr cinayet...” Bizim tiyatro tarihinde görülmemiş bir hâdise... Sahnede bir piyesin katledildiği çok görülmüştür. fakat bir aktörün asla...”
Oyunu, dostumun halini, “iri yarı” dediği rakibini merak ediyordum, ön sırada bir koltuk kapatmıştım.
Perde açıldı, sırası gelince dostum, sahneye çıktı. Rolünü iyi oynuyordu amma, sinirli olduğu da belliydi. Birinci perdeyi» sükûnetle atlattık, İkinci perde de. dostumun birkaç gece evvel anlattığı sahne geldi çattı: “HerkÜl” dediği iri yarı aktör, hakikaten iyi oynuyordu. Boğuşma sahnesinde birbirlerinin boğazına öyle bir sarıklılar ki, iri yanlığına rağmen, dostumun rakibi kendini güç kurtardı... Telâşa düştüm. Bu gece temsilin son gecesiydi, kendi kendime: “ister misin...” diyordum; '’tş fenaya varsın..."
Neyse, cinayet filan olmadan piyes bitti. Alelâcele çıkış kaplama koştum, biraz bekledim, artistler yavaş yavaş tiyatroyu ter-ketmeğe başladılar, dostumu görüp tescili etmek istiyordum. Nihayet arkadaş kapıda göründü, yanında iki kişi daha vardı; genç, güzelce bir kadın, bir de o iri yarı aktör... Fakat, tuhaf... Kolkola girmişler. gülüşerek, tatlı tatlı konuşarak geliyorlar...
Dostum beni görünce koştu, yanıma geldi, neşeliydi:
— “Ne güzel tesadüf... Ben de «eni arayacak, güzel bir havadis verecektim...
öbürküler de yaklaşmışlardı, arkadaş bizi tanıştırdı; konuşmak, çene çalmak için bîr pas-tahaneye girdik, işin içyüzünü merak ediyordum...
Hikâyenin sonunu, dostumun raktbi. o İri yarı aktör anlattı:
—“ Dostumuz, bu piyeste bir türlü rolüne giremiyordu, rejisörle düşündük, taşındık ve şu çareyi bulduk: Ben, dostumuzun seviştiği aktris arkadaşla alâkadar oluyormuş, kur yapıyormuş gibi davranacak, bu suretle onu hakikaten kıskandıracaktık, rolleri de bu suretle tevzi ettik, mesele bundan İbaret.,."
— “İyi kl. birinizden biri cenneti boylamadı..." dedim: “Böyle şaka olur mu ya...”
Dostum, yanındaki genç kadına bakarak, keyifli keyifli gülüyordu:
—” Yakında evleneceğiz...”
îrl van aktör:
— “Şahitlerden biri de benim...” dedi...
17.57 Açılış ve programlar. — 18.00 Dans mür.lgl (pl.). — 18.80 Scrbust «aat. — 18,-10 Türküler (Cemil Cnnkat). — 19 00 Haberler. — 10 15 Kıta şehir haberleri. — 19 2u Franalsco Canaro ve Carioa Dİ Sarİl OrkvHtrauından tangolar (pl.). — 19,10 Şarkılar (Müzeyyen Sonar Işıl). — 20.10 Serbest saat. — 20 15 Radyo gazetesi. — 20.30 Goto konrerl (pl.), — 20 50 Tiyatro saati: Sinan Korle. — 21.00 latanbul Konacr-vatuvurı Türk MuaIUİmI icra Heyeti Konacri, — 21.40 Küçük OrkcatriKİnn melodiler. — 22.00 BoatekAr Sc-Icerci Cemü Beyin Ölüm Yıldönümü münnnebctlyle merhumun oscrtoriııdon nıUrckkcp program. — 22.30 Soprano Ernn Snck'dnn şarkılar (pl.). — 22 45 Haberler. — 23.00 Programlar vc dana müziği (pl.). — 23 30 Kapanış.
LONDRA :
645 Monia Üter Quıtrtet‘l (15 m ). — 7.00 Revülerden şarkılar (45 m ) — 7.45 Çeşitli müzik 116 dakika) 9,30 Beethoven’in Keman Konçertosu m ). — 10 30 Goçmlşten parçalar (15
m.). — 11.30 B. B. C. Hafif Orkentrajıı (45 dakika) (19.85 m ). — 12.30 Dinleyici Utektori-KIAsik müzik (30 dakika) (16.81 m.). — 11 15 Tenor Surya Svna’dnn parçalar (15 dakika) (16 .84 m.). — 15.30 B. B. C. Varyete OrkeRtrauı (30 dnklkfl) (IA84 m ). — İS 15 Revülerden şarkılar (13 dakika) (16.84 m.). — 17.15 Moura Lvmpa.ny piyanoda (16 dakika) (16.81 m ) — 18 18 Dinleyici l/Ruklvri-Haflf müzik (43 dakika) (16.84 m.).
tekrar ne suretle Saray Hâzinesine grtirifdlğlni snp günlerde Başbakanlık Arşivinde bulunan bir vesika belirtmektedir. Mamafih şunu da söy-liyelim ki bu gibi rölikler üzerinde tetkiklerde bulunan Avrupnlı bir â-llm, bazı kilise ve katedrallerde bulunan ve Hazret i Yahyaya izafe edilen eller üzerinde yaptığı incelemeler sonunda bunların sayısının on kadar olduğunu fakat bunlardan Hazînede bulunan parçanın otantik olması gerektiğini açıklamıştı. Şüphesiz bu gün bu ellerin hepsi de ziyaret ve takdis edilmektedir. Halbuki Meryem ev| ve merkadi daha kuvvetli delillere dayanmakta ve zamanla bu mevzuu tamamlayan eserler de buluna bilecektir.
Orada. müzelerimizde bulunan İkonalardan mürekkep ufak bir galeri de teşkil edilebilir. Her halde Efes, muhtelif medeniyetlere sahne olmuş bu güzel saha, adyaretçi col-bedecek harabelerin en ön safına geçmiş oluyor.
Yeni neşriyat
Öğretmenlere üç yeni meslek kitabı
Yazan: İlköğretim Müfettişi Fikret özgönenç
Okıddn Şerri ve Müzeler sergilerinin gayeleri, sergi etrafında müteaddit reslm-
Denemelerl bütün tahrir şekilleri ayn
1 -
Okul tekniği lerle geniş bilgiler vermektedir. Ay-
rıca okul müzeleri meselesi de etraflıca ele alınmıştır.
2 - Okulda Tahrir
Programın İstediği çeşitlerinin uygulama
ayn gösterilmekte ve çocuklardan alınmış birçok tahrir vazifesi ve resimlerle örnekler verilmektedir.
3 - Okulda Ders Hazırlıkları
Tik ve ortaokullarda ders plânlarının nasıl hazırlanacağı yazılmıştır. Yıllık ve ünite plânları ile faal metot ders plânlarının yapılış ve uygulanış şekilleri, birçok örnekler verilmek suretiyle gösterilmektedir.
*
MARY MEADE
1
PEK YAKINDA
GÖRMEK ve DİNLEMEK
FIRSATINI DOLACAĞINIZ
T.MEN" FİLMİNDEKİ B.A$ KADIN ROİÜNÜ OYNAMIŞ.
• KOMPOZİTÖR ve PİYANİST "TED GROUYA” PİYANODA .KENDİSİNE REFAKAT EDECEKTİR
yeni İstanbul
Sayfa 6
KARSI
GRİPİN
4 SAAT ARA.İLE GÜNDE J ADET ALINABİLİR
KONFERANS
Tıp Fakültesi Dekanlığından:
Profesör Dr. Husfeldt ve mesai arkadaşlarından Dr. Han-sen ve Dr. Andersen tarafından Fakültemizde verilecek 5 konferansın tarih ve mevzuları aşağıda bildirilmiştir.
Dr. Andersen — 13 kasım 1950 pazartesi günü saat 11,30 da Cerrahpaşa Hastahanesi Birinci Cerrahi Kliniğinde "Göğüs cerrahisinde anestezi",
Dr. Husfeldt — 14 kasım 1950 salı günü saat 9.30 da Birinci Cerrahî Kliniğinde "Akciğer tüberkülozu cerrahisinin durumu”,
Dr. Husfeldt — 17 kasım 1950 cuma günü saat 9.30 da İkinci Cerrahî Kliniğinde ıGuraba) "Göğüs cerrahisinin fizyo-patolojlk esasları”.
Dr. Hansen — 21 kasım 1950 salı günü saat 9,30 da Birinci Cerrahi Kliniğinde "Kaib cerrahisinde ameliyattan evvel fonksiyonel teşhis”,
Dr. Hansen — 22 kasım 1950 çarşamba günü saat 9,30 da İkinci Cerrahî Kliniğinde "Pulmonal Stenezda teşhis problemleri" (15557)
Oksuruk ve bronşiti derhal geçirir Temiz • Sıhhî ‘Ucuz
Bu mevsimde öksürük ve bronşitin onunu almalısınız, zira kışa kalan göğüs nezleleri en vahim neticeleri doğurabilir.
BULUNMUŞ EŞYA
1950 Ekim ayında Tramvay, Tünel ve Otobüslerde bulunan eşyanın müfredatlı listesidir
Muhtelif cins çantalar . .
Tek ve çift kadın ve erkek eldivenleri .
Tek ve çift kadın ve erkek ayakkabı ve çocuk Kadın ve erkek şemsiyeleri .
Şapka, bere ve kasketler
Baston ....... Kitap ve evraklar........................
Sefer taslan............................
Yün atkı ve eşarplar .... Gözlükler ........................
Dolma kalemler •
Hırdavat ve muhtelif eşya Röntgen filmi B^r miktar para

patikleri
Adedi
34~
19
10
17
13
1
21
22
12
6
4
123
1
• • • •
Bu eşya sahiplerinin hareket dairesine müracaatları.
Galata Tünel arkasında
950/25
Magdallnl, Odeaia ve
TUVALET SABUNU
SON ÇIKAN ALAFRANGA PLAKLAR
DEVLET DENİZYOLLARI İLÂNLARI
ALMAN TAM DİZEL TRAKTÖRLER!
müstahzar
bitmek üzeredir. Acel
ediniz
Bilumum büyük vilâyetlerdeki acentelerimizde
kayıtlarınızı yaptırabilirsiniz
arkasından ve pudra vermesine
Piyasada \ hissedilen şiddetli ihtiyaç dolayısıyla HARRİS fırçalan uçakla geliyor
Galata - Thlıir Han
Telefon : 40430 - 42673
Dördüncü Saflı Yargıçlığından 1
Sizin İçindir. Cildinizi besler, yüzünüzü kırışıksız gösterir, teninize kadife yumuşak-lığı verir
GAYRİMENKUL SATIŞI
Royoftln
Hukuk
Telgraf : Lanıet - İst
BEYGİRLİK TİPLERİN ikinci partisi yakında gelerek teslimata başlanacaktır. MARSHALL PLÂNI KREDİLERİ DAHİLİNDE 5 SENE TAKSİTLE satılacak olan bu traktörler için kayıtlara başlanmıştır. Büyük bir miktar gelmekle beraber mevcudumuz
ksmiAR ■’°W'1CAJENVX1
ARTIK BİR TRAKTÖR SAHİBİ OLMANIN ZAMANI GELMİŞTİR
Katina,
Vasonun İştirak halinde sahip bulundukları Beyoğlu Yenişehir Mahallesi Knaap Hurşit ve latifçi sokak en eski 21 eski 27 taj 27,16 kapı sayılı ev, mahkememiz tarafından açık arttırma suretiyle 11/12/1950 tarihine müsadif pazartesi günü saat 10 dan 11 e kadar satılacaktır. Arttırma bedeli haddi lâylkını bulmadığı veyahut müşteri çıkmadığı takdirde İkinci arttırması 21/12/1950 tarihine müsadif perşembe günü saat 10 dan 11 e kadar icra edilecektir. Arttırmaya girebilmek için % 7,5 nispetinde pey akçesi yatırmak lâzımdır. Satış saatinden sonra pey akçesi kabul edilemez. Tellâlİve resmi İhale pulu, taviz bedeli, kadastro harcı müşterisine, satış gününe kadar vergiler hissedarlara aittir. Satış tapu kaydı mucibince yapılacaktır. Tamamının kıymeti 7200 liradır.
Tafsilât: Mezkûr ev Kasap Hurşit sokağından Ikl katlı latifçi sokağındnn üç katlıdır. Evin kapısı Kasap Hurşit sokağında olup İçeri girildikte, bir taşlık, sokak tarafında bir oda, dolap, yük vardır. Arkada bir odası vardır, taşlıktan malta taşlı merdivenle mutfağa inilir, dolap, kömürlük ve kuyu vardır, bir kapı ile Istifçi sokağına çıkılır. Taşlıktan ahşap merdivenle yukarı kata çıkılır, sokak ve arka tarafta olmak üzere İki odası mevcuttur. Is-tlfçl sokağında tahta balkonu vardır. Evde terkos ve elektrik mevcuttur.
ipotekli alacaklarla İrtifak hakkı sahiplerinin hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddia-larını evrakı mtlsbi tel eriyle birlikte satış gününden evvel mahkemeye bildirmeleri, aksi takdirde haklan tapu siciliyle sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar.
İsteklilerin yukarıda gösterilen gün ve saatte Sirkeci Yolcu Salonunda Beyoğlu Dördüncü Sulh Hukuk Mahkemesine gelmeleri ilân olunur.
Çeşitlen gayet çok olan bir takım kremler, pudralar ve al. Iıklar kullanarak bayanlar yüzlerine cazip bir parlaklık vermektedirler. Fakat böyle geçici bir parlaklığın çok defa zararlı neticeler verdiği görülmektedir. Çünkü en iyi clns-den Tuvalet müstahzarlan dahi doğrudan doğruya ve cildi hiç hazırlamadan tatbik edildikleri takdirde deriyi kurutarak çizgilerin ve buruşuklukların meydana çıkmasını kolaylaştırır. Binaenaleyh yalnis bugünü değil de yannı da düşünüyorsanız. yüzünüzün tuvaletini yapmadan evvel,
LA IT IN NOXA ile cildinizi temizlemeği ve beslemeği ihmal etmeyiniz. Cildin sağlığını bozmadan yüzünüze devamlı bir parlaklık veren bir makyaj ancak LAIT LNNOXA kullandıkdan sonra yapılabilir. Bunun için tuvalete başlamadan evvel yüzünüzü LAIT IN-NOXA ile ıslatılmış bir pamuk İle İyice temizleyiniz. Bu müstahzar cildi en iyi bir sabun kadar temizler ve kullanılacak krem ve sal renin zarar mani olur.
İhtar. — lait lNNOXA*nın istimalinden sonra behemehal INNOXA krem ve pudrala* rint tercihan kullanmalıdır Bunlar birbirini tamamlayan ve tesirleri-^ m kuvvetlendiren' en temiz ve sıhhi lardır.
. ,r sokaklar» karankk
Utun ',oyUn“cd„l,r hUn>«llerin«e kalnuS'"-Gccc. bulundururla"!'-Bu
hâl, f’»"’ lndc bir
wkaja bak." P'"' Min>M kadar d«»">
imPERIO ARGENT1NA
V/ CA8ULO HMO
BOL YEDEK AKSAM
TÜRKİYE GENEL MÜMESSİLİ :
MEHMET KAVALA
«t FXD3 FiACII » poteWrto tnçşle»
Q THK HAftRY LIM8 THtVK *na O«cha»tr» M (Üçüncü Adam filminin »arkıaı»
OKSURUGU ve BRONŞİTİ keser
YVES MONTAND er u fere co^rısus
. (t kun*nt'rnâ^a
Bu,On '« el'W"V 4ta»
b„ lâmMl»"" - ’* adlim*»*"
TUNGSRAM
Balıkesir Valiliğinden:
1 — Balıkesir — Şamlı — Ilıca yolu kim. 164-000—304-000 arasında yapılacak toprak tesviyesi İşi (40175.00) lira keşif bedeli üzerinden kapalı r.arf usullyle eksiltmeye konulmuştur. 10 bin lirası 1950 de, bakiyesi 1951 de Ödenecektir.
2 — İhalesi 25 kasım 1950 cumartesi günü saat 11 de Î1 Daim! Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Bu İşe alt bütün evrak her gün Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
4 — isteklilerin 3013 Hra 13 kuruş teminat yatırmaları veya bıı miktar banka mektubu veya makbuzu İle ticaret odası vesikası ve İhale gününden en az üç gün evvel (tatil günleri dahil) buna benzer 30 bin liralık İş yaptığını gösterir belge İle valiliğe müracaatla ehliyet vesikası almaları ve 2490 sayılı kanunun hükümlerine göre hazırlayacakları teklif mektuplarını ihale günü saat 10 a kadar komisyon başkanlığına makbuz mukabili vermeleri lâzımdır. Postada olan gecikmeler kabul edilmez. (15157)
Ingiliz sanayiinin çok pratik ve faydalı bir buluşu.
Baca ve soba borularını kurumdan derhal temizler.
Tutuşmuş bacaları derhal söndürür.
rOPTAN »SATIŞ MERKEZİ
Galata, Yemlşçlhasan Sokak Trlpo Han No. 3..
Perakende Satış Yerleri
Beyoğlu :
N E A AGORA
Beyoğlu :
JAPON PAZARI Taksim :
ANKARA PAZARI
Şişli:
PÜZANT H O V N A N
Devlet Denizyolları ve Limanları
İşletme Genel Müdürlüğünden ı
1. — Bakır vapurunda yapılacak olan soğuk hava odalarının tesisatı işi kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
2. — Eksiltme 22/11 1950 çarşamba günü saat 15 te Topu hanede Genel Müdürlük Alım Satım Komisyonunda yapılacaktır.
3. — Tasarlanmış değeri 11400 lira, geçici güvenmesi de 855 liradır.
4. — isteklilerin, eksiltmeden önce güvenme paralarını İdare veznesine yatırmaları ve şartnamenin 3 üncü maddesinin C fıkrasında yazılı olduğu şekilde hazırlıyacaklan belgeleriyle güvenme makbuzlarını ve diğer belgelerini, teklif mektuplarını ihtiva eden kapalı zarflarına koymaları lâzımdır.
5. — Şartnamesi her gün parasız olarak komisyondan ali-nabilir.
5. — Kapalı zarflar eksiltme günü saat 14 e kadar inak-buz mukablltnde Komisyon Başkanlığına verilmiş olmalıdır. (15369)
WES MONTAND
ECZANELERDE BULUNUR
EN AZ PARAYA . EN BOL AYDINLIK

Comments (0)