16 Mart 1950
Perşembe

SİYASI

'I

t
F
1
İKTİSADI



1

Sayı 106
10 Kuru}
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8
Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Z
İÇ ve DIŞ POLiTiKA
_ 15/111/1950 -
Ziraat ve toprak dâvamız
M
ECLİSTE Toprak Kanununun bazı maddelerini ve ezcümle mülkiyet hakkına karşı bir nevi tecavüz mânası taşıyan 17 nci maddeyi değiştirmek yahut kaldırmak üzere yapılan müzakereler, birçok milletvekillerinin işin yalnız politika tarafı üzerinde durduğunu göstermiştir. Halbuki, iktisadiyatımızın temelini teşkil eden ziraatimizin gelişmesi için eğer bir unsur, her çiftçinin bir toprak sahibi olması ise. bundan herhalde daha az ehemmiyetli olmıyan öteki unsurlar da toprak mülkiyeti esasının sarsılmaması ve bu husustaki mal emniyeti esasının, can emniyeti kadar yüksek tutulmasıdır.
Tâdili lâzım maddeler hakkında izahatta bulunan Bakan, bu noktayı tebarüz ettirmekte kusur etmediği gibi, topraklandırma dâvasmı bir iç iskân hareketinin lüzumuna bağlamakla da, kanaatimizce, dâvanın şü-mûl ve ehemmiyetini bir başka zaviyeden ortaya koymuştur.
Bakanın beyanatına göre, memleketimizin kalabalık nüfuslu bölgelerinde toprak darlığı olmasına mukabil, kilometre mu-rabbaı başına iki nüfus isabet eden kısımlarında da toprak bolluğuna mukabil insan kıtlığı mevcuttur. Binaenaleyh, bütün bu işleri beraberce mütalâa etmek, 30 - 40 seneye şâmil bir dahilî iskân hareketiyle birlikte topraklandırma dâvasını kademe kademe halletmek lâzımdır.
tik nazarda göze çarpan manzara gerçekten budur.
Modern ziraat tekniği ile birlikte geniş istihsale ve bunu toplayıp satmak için liman ağızlarına kadar yollara asırİaıdan beri malik olamamamız yüzünden, iptidaî bir ziraatın yanı başında muvasala imkânsızlıkları devam edip gitmiş ve bu yüzden, toprak ile insan, birbirinden belki de cüda düşmüştür. Çünkü ve Bakanın dediği gibi, meselâ Karadeniz bölgemizde, elverişli toprakların mevcut olmamasına mukabil, kilometre murabbaı başına 90 insan isabet etmesi, ekilmek için insanını bekliyen doğu illerimiz kadar menfi bir durum sayılmak lâzımdır.
Halbuki Bakan, ayrıca, orman bölgelerimizin içinde ziraî istihsal imkânını bir türlü bulamı-yan iki buçuk milyon vatandaşımız mevcut olduğunu söylüyor ki, bu da, toprak ile insan arasındaki münasebetin bozukluğuna delâlet etse gerektir.
Şu hale nazaran, memleketimizdeki ziraate elverişli sahaların tesbiti, ileri ziraat usullerinin ufak, orta ve büyük işletmelere göre taammüm etmesi, topraklandırma işi ve en son olmak üzere de dahili iskân dâvası beraberce mütalâa edilmek lâzımdır. Çünkü Bakanın dediği gibi, başka memleketlerde de bu işin böyle şümullü bir şekilde yani teknik, ekonomik ve demografik unsurları bir arada tetkik olunarak halledildiğine şüphe yoktur.
Fakat, bu yoldan yürümek için de, çok hazırlıklı ve esaslı hareket etmek lâzımdır. Yani, elde rakamlara dayanan etüdler mevcut olmak lâzımdır.
Ziraat ve toprak işi, (sulamayı ve pazar bulmayı da ilâve edersek) memleketin hiç şüphesiz en büyük dâvasıdır. Bu dâva ne sathi müşahedelere dayanan bir istical, ne de toprak mülkiyeti üzerinde birtakım değişiklikler yapmakla hallolur. Çünkü bunda, hele dahilî iskân meselesi de ele alınınca, vatandaşın iki temel hakkı ön plâna çıkar : Can ve mal !
Fena neticelenmiş harpler yüzünden, Rumeli muhacirlerinin nasıl perişan insan demetleri halinde ayrıca yaralı olan öz vatan varlığımıza dayandıklarını ve bunları ikdar edemediğimizi, hep biliriz. Eğe,r teşhisin yüzzle yüz doğru olduğunu da kabul ederek, bir iç iskân dâvasını ele alırsak, bunun da bir "yaz - boz” tahtası haline gelmemesi için, prensip ve kararın yanma ihtisası koymalıyız. Zira bu memleket vatandaşını çalışmaya ve başarmaya sevkedecek en büyük âmil, can ve mal emniyet idi ı
t ★
★ ★★
»
11
l1
J
k





A

Lj

1
Abone: Türkiye İçin seneliği 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tosis eden: HABİS EDİB TÖREHAN
İlânlar: 6 ncı sahifedo santimetresi 2 Hradır. İlânlardan hiçbir mes’uliyot kabul edilmez.
Telefon: 44756 - 44757 Samtral
Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul
. r--- ■ ?____i,., -■ -r T.
Amerika, cenub - doğu Asya memleketlerine askeri, ekonomik ve teknik yardımda bulunmaya karar vermiştir
San Francisco, 15 A. A. (United Press) — “Comınonwealth” kulübünde bugün söz alan Dışişleri Bakanı Acheson. Asyanın diğer kısunlarına el uzatmamayı komünist Çin Hükümetine ve Rusyaya tavsiye ve ihtar etmiştir.
Birleşik Amerikanın Uzakdoğuda takip ettiği siyaseti izah eyliyen Dışişleri Bakam, Asyada ve Asya ötesinde hudutları dışındaki bölgelerde fesatçı ve tecavüzcü maceralara giriştikleri takdirde Çinlilerin yalnız kendilerine değil, aynı zamanda dostlarına da zarar vereceklerini söylemiş ve Güneydoğu Asya memleketlerinin Sovyet nüfuz, genişleme ve fesat baskısı yoluna açık olduklarını belirtmiştir.
Komünist nüfuz ve tahakkümünü kırıp atmak gayesiyle Amerikanın Asya memleketlerine askerî, iktisadi ve teknik sahada yardımda bulunacağını vâdeden Dışişleri Bakanı bu konuşmasında miştir:
“Amerika si duruma
kendi kaynaklarının imkânı Ölçüsünde yapılmak lâzımdır. Bazı hâdiselerde bu yardım askeri ve son günlerde Endonezyaya olduğu gibi, bazı hâdiselerde de mali olabilir. Bundan başka teknik yardım yapılması ihtiyacı da kendini duyurabilir. Amerikanın pek yakında Endonezya Birleşik Devletlerine 100 milyon dolarlık kredi verdiği malûmdur...
Amerika Dışişleri Bakanı sözlerine devam etmiş ve Çın - Rus andlaş-masını Çinlileri Sovyetlerin kölesi haline getiren bir vesika olarak vasıf-landırmıştır. Bu bahiste Acheson, ruble devalüasyonu ile 45 milyon dolara düşen Rus yardımı 1948 deki 400 milyon dolarlık Amerikan y&rdımiyle mukayese etmiştir.
Amerika Dışişleri Bakanı sözlerine şöyle devam etmiştir:
“Asya milletlerine yardım yapılma-
bilhassa şunları söyle-
yardımı her çeşit huşu-mutabık bulunmak ve

Sini derpiş eden Birleşik Amerikanın bilmesi lâzım gelen cihet. A ayada yeni bir devir kurulmuş olduğudur. Bu kıtada yeni devrin kurulmasına âmil olan nokta, Asyalı milletlerin derinliğine ihtilâlci hareketlere karışmış olmalarıdır.
İki esaslı unsur bu hareketi yaratmıştır:
1 — Fakirlik ve sefalet karşısında kendiliğinden meydana gelen tepki,
2 — Yabancı tahakkümünden bez ginliğin yarattığı aksülânıel.
Bunun ifade ettiği mâna, bugün i-çİn Asyada mevcut milli bağımsızlık ve kendiliğinden fışkırmış kuvvetin varlığıdır.
Birleşik Amerika, kendi kendine yardım arzusunda bulunan milletlerin bu isteklerini desteklemek suretiyle bu inkılâba müzahir olmalıdır.
Ailen Griffin’in başkanlığında Güneydoğu Asvaya gitmiş bulunan A-merika heyeti, bu bölgedeki muhtelif memleketlere daha tesirli ekonomik yardımda bulunmak üzere neler yapılması gerektiğini bildiren raporunu yakında verecektir.
Güneydoğu Asyada siyasi İstikrarı sağlamak üzere yeni bir gayret sarfı pek zaruri olmakla beraber bundan cesaretsizlenmeğe de lüzum yoktur. Bu durumda kendilerine da-yanılabilecek bazı elemanlar hâlen mevcut ve hayatiyetini muhafaza etmektedir. Benliklerini ve sorumlu-luklaqnı pek yeni elde etmiş olan bu milletler, kendi müesseslerinin desteklenmesini heyecan ve gururla talep etmektedirler.
Birleşik Amerika 150 yıl içinde tamamlanabilmiş halk ihtilâli hareketinin önderi olmuştur.
Birleşik Amerikanın dış siyasette esaslı hedefi, daha iyi bir hayata kavuşmak maksadiyle çalışmak arzusunda bulunan milletlere ve bu arada Asya milletlerine daha refahlı bir dünya muhiti içinde yer almak imkânlarını sağlamaktır.,,
(uı• nmıtttuf (ııımFB4îi

Belçika tahtı etrafında mücadele
Başbakanla Kıral arasında cereyan eden müzakereler bir neticeye varamıyor
Cenevre, 15 A.A. (United Press) — Yetkili kaynaklardan alınan haberler, menfada bulunan Kıral Leopold’ un Belçika ya dönmekte mütereddit olduğu yolundadır.
Pazar günkü referandumda zayıf bir ekseriyet kazanan Kiralın, bu vaziyet karşısında Brüksele dönünce kuvvetli bir hükümet kuramamak-tam endişe ettiği sanılmaktadır.
Başbakanın mensup bulunduğu Sos yal - Hıristiyan Partisi Leopold’un memlekete avdet etmesini istemektedir.
Görüşmelerin devam edeceğini söy-liyen Eykens, ne zaman ’ döneceğini bilmediğini m İştir.
Brüksele henüz belirt-
Kıral taraftarı bir genç, Brüksel polisi tarafından tevkif olunurken

Ortadoğu kaynaşma halinde
Suriye Meclisinde dün silâh çekildi
Şam 15 lHususi muhabirimiz bildiriyor) — Suriye Meclisinin bugünkü toplantısında mebuslar arasında kavga çıkaran milletvekillerinden biri Milli Müdafaa Vekiline tabanca çekmiştir
Hâdise Suriye ve Lübnan uı ayrılması meselesi Üzerine vuku bulmuş, bazı mebuslar hükümeti bu kararından dolayı tenkid etmişler ve aynı zamanda Suriyede ikinci hükümet darbesi yapan Htnnavi’nin hapisten çıka-nİmasını istemişh-ı dır
Bunun üzerine Milli Müdafaa Vekili söz almış, ikinci hükümet darbesi yapan şefin hükümetin ve milletinin mukadderatı aleyhinde çalıştığını ispat edcırgmı bildirmiştir.
Meclisin bıı gürültülü hail Üzerine Suriyede vaziyet nazik ve vahim bir hal almıştır. Gece geç vakit Bakanlar Kurulu toplantıya çağırılmıştır Sabaha kadar devam eden müzakerelerde durum tetkik edilmiştir.
.Hükümetin İstifası İtekleniyor.
Lübnan Barbakanına yapılan suikastten
394 kişi yakalandı
şanı 15 ı Hunijsi muhabirimiz b 'ııyor) Lübnan Barbakanına yapılan »on suikast hâdisesinden zardı olarak 3£4 kişi yakalanmıştır.
J!
Dün Ankaraya bir yabancı gazeteciler heyeti geldi

Heyet, Amerikan askerî yardımından faydalanan memleketlerde bir tetkik seyahati

r ■ - - - - - .
Bir İngiliz hafLf tankı Ad man iççtiertnüı ntaıayiştni

; B
1

1 „ Jk

O* • *


Alman fabrikalamm
sökülmesi meselesi
Amerika, Ingiltere ve Fransa
Bu hususta,
arasında ihtilâf yoktur
\Vashington, 15 A.A. (United Press)
— Dışişleri Bakanlığına mensup resmi şahsiyetler Birleşik Amerika yüksek komiseri John McCloy’un Alman fabrikalarının sökülmesinin durdurulması hususunda İngiltere nezehnde tavassutta bulunacağını, Ayan üyelerine vâdetmiş olduğunu yalanlamışlardır. McCloy’un birkaç gün evvel huzurunda şehadet etmiş olduğu A-yan Meclisi tahsisat komitesinin ismi bildirilmeyen bir üyesi böyle bıı vaadin bilhassa Salısditter’deki eski Herman Goering çelik faonkalan hakkında yapıldığını söylemişLr. Mamafih Dışişleri Bakanlığına mensup resmi şahsiyetler, şimdiki Almanya-da fabrikaların sökülmesi progtamının, aylarca evvel Birleşik Amerika, İngiltere ve Fransa tarafından bütün teferruatıyla kabul edilmiş olduğunu söylemişlerdir. Bu şahsiyetler, sökülecek fabrikaların listesinin Peters-bourg protokolunda tahâisen oıidirtl-mlş olduğunu ve bunun her üç Hükümetin rızası olmadan değiştirilcmiye-ceğini söylemişlerdir.
Bu resmi şahsiyetler, Biıleşik A-merlkanın sökülecek fabrikalar listesini yeniden gözden geçirmeyi düşündüğünü yalanlamışlardır. Ayzil şahsiyetler Salİsditter’deki fabrikanın yüzde 65 inin sökülmüş olduğunu ve artık İngiliz bölgesi komutam razı olsa dahi sökmenin durduruıamı-yacağını söylemişlerdir.
Birleşik Amerikalı Ayan üyesi James Eastland, İngıltercnin sökme hususunda takip ettiği siyasetin, Birle-
- . ..HU, . . - . lllrr mHİİ' ••Ulrdll^t
elementisin istifasını
Çekoslovakyada bir temizlik hareketi
Prag 15. A.A. (LPSl — Çekoslovak Radyosu Dışişleri Bakanı M. Clementis’ln İstifasının sebeplerini henüz söylememektedir.
Gazeteler sadece bu istifayı bildiren resmi tebliği yorumsuz neşretmış-lerdlr.
Temizlik hareketi başlıyor
Londra, 15 A.A. ıUnited Presö) — Londra siyasi mahfillerinde. buğu Avrııpnda Komünist Partisinde yeniden yapılacak büyük tasfiyede, dün istifa ettiği bildirilen Çekoslovak Dışişleri Bakanı Vladimir Clementis’ln de yargılanacağı kanaati hâkimdir
Eski bir komünist olan ve şimdi I ondradn bulunan bir Çekoslovak mültecisi, Clementis’ln herhalde tevkif dildiğini söylemisin
Diplomatlar, Clementıs'lrı Isllfası Üzerine, hatılı memleketlerde vazife gören ve memlekete döndükleri takdirde tasfiye edilmekten korkan birçok Çekoslovak diplomatının istifa e-deccfrlni tahmin etmektedirler, elementisin ış başından çekilmesiyle, Çekoslovakya "Moskova zihniyetiyle" hareket, eden komünistlerin elinde bulunmaktadır. Clementis’ln batılı emperyalistler menfaatine casusluk yapmış olmakla İtham edileceği sanılmaktadır.


YENİ İSTANBUL1 un Kuponu|
İÇ SAYFALARDA
ÜÇÜNCÜ
Modern bir ordudan ne gibi istifadeler temin edilir M. Şevki Yazman DÖRDÜNCÜ
Sanat, ve müzik hareketleri
Harold Bauer
: Ş î N C I
Atatürk çiftliklerinden
Devlet Üretme çiftliklerine doğru
Prof. Dr. K. Ö. Çağlar
u
Azami,
hava a-ılava,
yapmaktadır
Ankara, 15 (Hususi muhacirimiz 'ildiriyor) — Amerikan askerî yardımından faydalanan memleketleri zi-aret etmekte olan gazetecilerden uürekkep bir heyet bugün saat 11,15 e özel bir uçakla Etimesut hava alnına gelmiştir.
Heyette Amerikan. Alman, İngiliz, 'olândalı, Fransız. İsviçreli gazete iler bulunmaktadır. Kısmı merikalıdır.
Misafir gazeteciler heyeti . *nında Genelkurmay. Türk
ara vc Deniz Kuvvetleri, Aı;.enkan üyük Elçiliği mümessilleriyle Ame->kan Basın Ataşesi tarafından kar-lanmıştır.
Heyet Başkanı Ed. L. HaaKeı Ana-»>lu Ajansı muhabirine şunlsn söy-miştir:
“Bu ziyaret, ekserimizin Türklyeye k gelişidir. Birkaç seneden beri böy-j bir seyahati yapmayı çok Istıyor-luk. Çoğumuzun vazifesi Franklurt’-ta olduğundan seyahatimiz bu şehre yakın olan Wiesbaden’den başladı. Burada, bu ilk karşılaşmamızda bize gösterilen yakın alâkaya şahsım ve arkadaşlarım namına teşekkür e-derim.,,
Heyet alandan aoğrııca Harp O-kulunu ziyarete gitmiştir.
Misafir gazetecilerin Genelkurmay Balkanımız A. Nafiz Görmenle yaptıkları konuşmacı ikinci sayfamızda bulacaksınız.

331
Partiler, aday listelerini hazırlıyorlar
C. H. P. Müfettişi, bir liste taslağı ile Ankaraya hareket edecek
Seçimlerin yaklaşması münasebetiyle C.H.P. İstanbul teşkilâtında büyük bir faaliyet göze çarpmaktadır. Bu arada milletvekili olmak üzere partiye müracaat edenlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. C.H.P. Bölge müfettişi Prof. Dr. Sadi Irmak son durum hakkında temaslarda bulunmak İçin bu akşam Ankaraya gidecektir. Sadi Irmak’ın Ankaraya hazırlamış olduğu bir üste üe gideceği söylenmektedir. Liste muhteviyatı hakkında bir şey öğrenmek kabil olmamıştır.
“lö Mart,, ın yıldönümü
şık Amerikanın refah ve güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü söylemiştir. Resmi şahsiyetler sökme hususunda hâlen tatbik edilmekte olan siyasetin iyice incelenmiş olduğunu ve Alınan-ya hakkında üç müttefik devittin fi-Vırierını *n iyi hır şekilde temsH etmekle olduğunu söylemişlerdir. İyi haber alan diğer bazı kaynaklat ftyan üyelerinin, McCloy’un sökme siyaseti hususunda sorguya çekilmesi için sökülmenin sona erdirilmesini isteyen Birleşik Amcrikadaki bazı gruplar tarafından cesarericndirildiKlerınl sanmaktadırlar. Aynı kaynaklar, bu grupta tngıltereye zarar vermekten hoşlanan bazı şahısların bulunduğunu söylemişlerdir.
Eskişehir Valisinin teşekkür mesajı
Ankara, 15 (A.A.) — Eskişehir Valisi Ahmet Kınık ajansımıza şu mesajı göndermiştir:
“Güzel Eskişehirlmlzln uğradığı büyük seylâp felâketinin hemen ertesi gününden İtibaren komşu ilçe ve illerden bavlıyarak çok kısa bir zamanda aziz yurdumuzun en ücra köşelerinden akmakta olan çeşitli yardımların miktar ve mahiyetlerinin olduğu kadar bu yardımın her tabakadan vatandaşlarımızla hemen bütün müessese, kurul ve kurumlar tarafından yapılmış olması Eskişehirlilerin büyük acılarını daha şimdiden kesin olarak gidermiş ve onları mesut bir geleceğin sahibi kılmıştır.”
Bugün Eyüp Şehitliğinde bir anma merasimi yapılacak
16 mart şehitlerinin hâtırasını anmak için bugün saat 15 te Eyüp Şehitliğinde bir tö»n yapılacaktır.
Saat 13.15 te Köprünün Haliç iskelesinden kalkacak olan bir vapur, törene İştirak edecek olan zevatı Eyübe götürecektir.
Törende, şehir namına Umumi Meclis âzasından bir zatla Halkevi ve Üniversite adına birer konuşma yapılacaktır.
Nutuklardan sonra Bando matem havası çalacak, İstanbul Komutanlığı, Belediyeler ve Partiler namına Şehitliğe çelenkler konulacaktır. Bilâhare bir subayın komutası ile bir manga er havaya üç defa ateş edecektir.
Jose İturbi’nin jesti
Evvelki akşam geliri Eskişehir felaketzedelerin? hasredilmek Üzere Eminönü Halkevinde bir konser veren Jose îtur-bi, HalkevJne geldi ti zaman do^ru gişeye gitmiş, bu konsere bedava gireml-yeceğinl beyan ederek kendisine ve yanındaki arkadaşına 1000 er lira mukabilinde iki bilet almış ve bu suretle 2000 lira teberruda bulunmuştur. Bu güzel jestten haberdar olan halk, sanatkârı uzun uzun alkışlamışlardır.
Joae îturbi dün sabah uçakla Komaya hareket etmiştir.
Btl




z
Gazetemiz, okuyucularına mühim ve faydalı bir hizmet yapmayı kararlaştırmış ve bu maksatla
Stokholm'de yapılacak dünya Greko-Romen güreş müsabakalarını takip hazırlamıştır.
etmek üzere
kuvvetli bir ekip
Sacid
Gazetemizin
İH»)
size
bu-
caktır.
rırnızın gönderecekleri
ket edecektir. Arkadaşla
I InHI Kaya ve Ali Yücel bir güreş esnasında
Ali Yücel, kampta arkadaşımızla beraber
hususi foto
muhabirimle birlikte, dünya çapında ehemmiyeti olan hu müsabakaları takip etmek üzere Inıgün Stok-holnı’e müteveccihen hare-
yazı ve hol resimler, Stokholm güreşlerinin tün safhalarını canlandıra-
r/* * >
F A •t# ■ i
r
1
(»ünü gününe ve telsizle verilecek tafsilâttan başka, bıı güzel ve şirin Avrupa memleketi hakkında bol fotoğraflı röportajları da haytalarımızda bulacaksınız.
•YENt İSTANBUL” her zamanki şenlen ve rağbet gören yazılarını daha bol verebilmek İçin tertibat alınış bulunmaktadır.

Snyfn 3
— T E N t İSTANBUL —
1B Mart İPSO
Paris Hususî Büromuz bildiriyor |
Türkiyeye Amerikan yardımının 1952 den sonra artması çok muhtemel Amerika, Avrupayı silâhlı bir topluluk haline getirmeden
Rusya ile
Parla İS (Hamisi Büromuz bildiriyor)
Batı dünyasının takip ©dâöttfl ©I-yasetin umumi tatlarını çizmek maksadıyla Atlantik Paktı memleketleri yakında toplanacaklardır. Bahsi geçen toplantıda iki hâdiseye hususi bir ehemmiyet verileceği Pnrizln salahiyetli mehafili tarafından ileri sürülüyor:
1) Fransız Cumhurbaşkanı Vin-cent Auriol'un Löndraya yaptıtı seyahat. 2) Amerika Dışişleri Bakanı Dean Acheson’un 10 mart târihine kadar gizli tutulan nutku.
Acheson’un nutku hakkında şimdiye kadar resmî bir tefsirde bulunulmamıştır. Buna rağmen Fransız resmi çevrelerine göre Amerika Dışişleri Bakanının ısrarla talep ettiği siyasi - ekonomik gayretleri şu tekilde hulâsa etmek kabildin
Amerika, harp hazırlığını önlemek için
yakındoğuda. nüfuzunu kullanacaktır
itrail > Ürdün »ulh müzakereleri, barımın devam edeceğini göılermekledlr
W*ıhinjton 16 A.A. (United Pr««»)
— Dışişleri Bakanlığından, Ya kın doğuda herhangi bir harp hazırlığını durdurmak İçLn Birleşik Amerikanın bütün nüfuzunu süratle kullanacağı bildirilmiştir.
Dışişleri Bakanlığı, tngiltercnin A-rap devletlerine gönderdiği silâh hamulesinin silâhlı bir münazaa intaç edebileceği yolunda Dollinger’ln sar-fettıgi sözlere cevap vermekte idi.
McFall, elde mevcut bütün malûmatın "bu sahada barış ve istikrara doğru bir temayül mevcut olduğunu" gösterdiğini belirtmiş ve Birleşik A-merlka Hükümetince takip edilen siyasetin. 11 ağustosta Güvenlik Konseyinde varılan ve bu bölgede silâh ambargosunu kaldıran karara istinat ettiğini tasrih eylemiştir. O tarihte. Birleşik Amerika ve İngiltere, Yakındoğu silâh yanşnın inkişaf etmemesi temennisinde bulunmuşlardır. Dol-linger, Birleşik Amerikanın Ortado-guya silâh sevkıyatında bulunmasını da şikâyet etmiştir.
McFall mektubunda ezcümle şunları yazmaktadır:
"Bu siyaseti takip eden Birleşik A-merika Hükümeti, dahili asayişin muhafazası için elzem addedilen askeri teçhizatın gerek Arap devletle-
Lübnan Başbakanı, İsrail - Urdun andlaşmasını teyit ediyor
İsrail Dışişleri Bakanı, haberi tekrar tekzip ediyor
Beyrut, 15 (AP) — Lübnanın Ara
man Ortaelçisi dün gece verdiği bir demeçte. Haşlmî Urdünle İsrail arasında bir andlaşma imzalandığını tc-yid etmiştir. Beyrut gazeteleri henüz bu konuda herhangi bir yorumda bulunmamışlarsa da, Lübnan Başbakanı bir gazeteciye verdiği demeçte, Lübnan'ın Ürdün • İsrail andlaşması-nı gayri dostane bir hareket telâkki ettiğini ve Arap Birliğinin bu konudaki kanaatine İntizar edildiğini beyan etmiştir.
İsrail an d taşnıa ihtimalini kabul, fakat imzalandığını reddediyor
Hayfa, 15 (AP) — Bugün Hayfa-da demeç veren İnanılır ve iyi malûmat sahibi İsrailli bir diplomat, Ür-dünle İsrail arasında hâlen müzakereler cereyan ettiğini, bunun neticesinde herhangi şekilde bir andtaş-maya varılabilmesi halinde bunun, iki
Liibnanda örfi idare ilân edildi
Şam 15 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bugün Beyrutta halk arasında nümayişler olmuş, Lübnan halkı tekrar Suriye ile iktisadi alâkalarının ladesini istemişlerdir.
Bu nazik durum karşısında Lübnan Hükümeti örfi idare ilân etmiştir.
Diğer taraftan Suriye ve Lübnan-da bulunan Lübnan ve Suriyeli tüccarlar yerlerini. Lçlerinl terkederek memleketlerine avdet etmişlerdir. Riad El Sulh’un beyanatı
Beyrut 15 (YÎRS) — Bugün Lüb-
80.000 Alman, Gekoslovakyadan çıkarılacaklar
Bonn 15, A.A. (Afp) — Federal Hükümet sözcüsü dün hasına verdiği beyanatta, Çek Hükümetinin karaı-laştırmış olduğu 20.000 yerine 80.000 Alman tebaasını sürmek tasavvurunda olduğunu bildirmiştir.
müzakereye girmek
al Ekonomik bakımdan zayıf bulunan mıntakalars "dördüncü madde,, ismiyle anılan program vnaıtaalyle e-sazlı yardımfabdâ bulunulmalıdır. Bilhassa, Amerikalım seyyar elçisi Jeasup'un Uzakdoguda yaptığı seyahati müteakip Londra ya geldiği ve o-rada İngiliz İmparatorluğunun durumu hakkukte malûmat edlnlşl gayet mânalı telâkki edilmektedir. Söylenildiğine göre, Jessup, Trunıana hususi bir rapor verecek vs bu rapora İstinaden de Amerika Hükümeti Kongreden yardım kredisi isteyecektir. Bahsi geçen kredinin büyük bir kısminin Vietnam, Birmanya ve Malez-yaya ayrılması İhtimali çok kuvvetlidir. Gerek İngiliz Dışişleri Bakanı Bevin. gerekse Franâu Dışişleri Bakam Sehuman bu mevzuda Jessup u resmen desteklemişlerdir.
rine, gerekse îaraile sevkedllmesine müsaade etmiştir, Birleşik Amerika Hükümeti, meşrû tedafüi ihtiyaçları karşılamak mnksadlyle askerî teçhizat sevkıyatı İle alâkalı olarak. Ya-kınşark hükümetlerinin yapacakları teklifleri kabul etmeye devam edecek ve bahis mevzuu teklifleri yukarıda izah edilen siyasetin şümulü dahilinde nazarı itibara alacaktır.
Aşağıda zikredilen hâdiseler, bu bölgede bAnşın devam edeceğim göstermektedir:
1 — İsrail'le Ürdün arasında'başlayan barış müzakereleri.
2 — Arap memleketlerinin, Fills-tinde hasmane niyetler gütmediklerini bildiren ve geçenlerde yayınlanan resmi beyanatı.
3 — Pasaportlarında İsrail vizesi taşıyan yabancılara tatbik edilen tahditlerin Mısır Hükümetince geçenlerde kaldırılmam.
4 — Gaza civarında münakaşa mevzuu olan bölge hakkında 22 şubatta İsrail’le Mısır arasında varılan anlaşma.
5 — Geçenlerde İsrail'le Ürdün a-razında imzalanan ve iki memleket arasındaki mütareke hudutlarında bulundurulacak ağır silâhların miktarını tahdit eden anlaşma.,,
memleket arasında geçen yıl Kodoşta aktedllen İlk mütareke andlaşma-sini İmzalayan aynı temsilciler tarafından imzalanmasının kuvvetle muhtemel olduğunu beyan etmiştir.
İsrailli diplomat, andlaşmanın İmzalanmış olduğuna dair şayiaları kesin olarak yalanlamıştır.
Kudüs, 15 (AP) — Parlâmentoda bir münakaşa esnasında Dışişleri Bakanı Moshe Sharett, İsrail • Ürdün anlaşmasının henüz yumurtlanmamış bir yumurta olduğunu söylemiştir.
Bakan, kat! bir lisanla "Hiçbir and-taşma Imzalanmamıştır ve kabineye hiçbir anlaşma sunulmamıştır,, demiştir.
Parlâmento hâlen Ürdün İle yspı-lan müzakerelerin münakaşa edilme-
sini talep etmiş, hükümet de, bu müzakereler İçin hususi bir salâhiyete ihtiyaç olmadığını ileri sürmüştür.
nanJı ve ecnebi yüz kadar gazeteci önünde beyanatta bulunan Başbakan Riad El Sulh, Suriye İle Lübnan arasındaki gümrük ve ekonomi birliğinin lâğvedilmesini bir taraflı hareketin neticesi olarak vasıflandırmış ve Lübnan Hükümetinin, çokmahzurlu otan bu kararın tashihi için birçok tedbirler alacağını bildirmiştir. Diğer kabine âzalarının da hazır bulundu-duğu bu toplantıda Başbakan. Lübnan 1le Suriye münasebetlerinin 1943 ten beri olan safhalarını anlattıktan sonra, "Suriye Hükümetinin bu Ilga kararını bildiriş şekli de hiç kibarca yapılmamıştır. Zira hükümetimiz bu kararı ancak radyodan öğrenmiştir.,, demiştir. Riad El Sulh, bilhassa malların gümrükten hiçbir kayda tâbi olmadan serbestçe geçebilmesi için koruyucu tedbirler alınacağını ve Suriyelilerin her zaman İçin Lübnanda hüsnü kabul göreceğini söylemiş ve ©unları İlâve etmiştir:
"Suriye, şu sıralarda bilhassa nazik bir devre geçiriyor. Lübnan, kardeşçe muamelesi ve değerli tavsiyeleri İle, bu çıkmazdan kurtulması hususunda Suriyeye yardım etmek teşebbüsünde bulunacaktır.,,
istemiyor
B) 1952 senesinde, Marahall Plânı sona erdikten sonra, onun yerine nasıl bir yardım sistemi kabul edilmesi lâzım geldiğinin tosbitl.
En temkinli müşahitler bile bati demokrasilerinin çok mühim ve nazik bir siyasî devreyi atlatmış olduklarında ittifak etmektedirler.
1952 den sonra dahi Amerikan yardımının devam edeceğinden şüphe e-dilmiyor. Bilhassa Türkiye İçin 1952 den sonra yapılacak askerî ve ekonomik yardımın eskisinden daha da fazla otamağını salâhiyeti! ağızlardan haber aldık. Bugün Türkiye için kati bir mahiyet arzotmekte olan bu yardıma benzer bir yardımın şu veya bu şekilde Atlantik Avrupasına ve Ce-nııpdoğu saya memleketlerine de teşmil edileceği muhakkaktır.
c) Atlantik mıntakasma dahil o-lan memleketlerin ve Birleşik Amerikanın müdafaasını kuvvetlendir* mek lâzımdır. Bilhassa bu son nokta Acheson’un nutkunda ehemmiyetli bir yer almaktadır.
Paris mehafilinin,tahminlerine göre, gazetelere akseden ve Rusya İle konuşma yapılması lehindeki beyanata rağmen, Washlngton, hür Avrupa ve Atlantik memleketlerini silâhlı bir topluluk haline getirmeden önce Sovyetlerle temasa geçmek niyetinde değildir. Amerika, Sovyet bloku I-le ancak müsavi şartlar altında müzakereyi İmkân dahilinde görüyor. Bu şartın tahakkuku için ise demokrat memleketleri mütecanis ve kuvvetli bir blok halin© sokmak lâzımdır. Fransız Cumhurbaşkanı Auriol'un Londrayı ziyaretinden sonra Avru-panın merkezi sıkleti Paris-Berlinden Paris-Londraya naklolmuştur. Bu vakıa şimdi Amerikalılar tarafından (la kabul edilmişe benziyor. Bunun farkına varan Adenauer birinci plânda iken birdenbire ikinci plâna düşen memleketine ileride yapılacak milletlerarası konferanslarda bir yer ayırabilmek için elinden gelen gayreti sarfetmektedir.
Tapulama ve topraklandırma
I •• I •• ••
koyluyu tasarısı
Ankara 15 (Hususi muhabirimiz bildiriyor» — Bugün saat 15 de Feridun Fikri Düşünsel'in başkanlığında toplanan B. M. M. Çiftçiyi Topraklandırma Kanununa ait tadilât tasarısının müzakeresine devam etmiştir.
Cevdet Kerim tncedayı "Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten en az (10 yıl» önce bina ve tesisler yapmak suretiyle köy veya nıııhtaı-lık gibi bir topluluk vücude getirmiş bulunan vatandaşlara İşgalleri altındaki binalara ait arsa veya blnala» mal sahibi tarafından yapılmışsa kaim fiyatlariyle kamulaştınlarak çiftçiyi topraklandırma kanunu hükümleri dairesinde şagillorinc temlik,, e-d 11 m efil hakkında bir madde eklenmesini teklif etti, bu münakaşaları mucip oldu. Sabit Saâıroglu şrazi sahibi tarafından ortakçıları için yap; lan bu kabil evlerin içinde oturanlara temlik edilmesinin ihtilâflara yol a-çacagını lıelirtnıiş ve maddenin reddini istemiştir. Oy a konulan teklif kabul edilerek komisyona iade edildi.
Geçici 1 inci maddedeki "taşlık, pırnallık olup da İmar İçin masraı
ve emek sarfedilerek bağ ve meyvelik haline getirilmiş topraklar miktarı her ne olursa olsun imar edene parasız terkoluııarak adlarına tescil,, olunacağı hükmü Üzerine A. Rıza Arı;
"— Bu kanun ancak 30 - 40 sene-
i
Kısa haberler
Arnavutluk - BulgariMun
İşbirliği meriyete pirdi
Sofya, 15 (APı — Bulgaristan ve Arnavutluk dün. sosyal ve idari sahada işbirliği yapılmasına mütedair olarak İmzalanmış bulu-
nan bir andlaşmnnın tasdik edildiğim mübeyyin vesikalar teati etmişlerdir. Andlaşmn 14 kasım 1949 da lmzulanmıştı.
İngiliz Kimli telnuiMiıdan 8(H) kişiye ıılyııı verdi
Londra. 15 (APı — İngiliz Ki-ralı Gcorge, dün, tebaasından 3üü kişiye nişanlar ve rütbeler tevcih etmiştir.
Bunlar arasında, İngiliz Genelkurmay Başkanı Sir Wllllajm Slim ve geçenlerde gazetelerin tenkid-lerlne ınaruz kalmış olan İstihbarat Başkanı Sir Percy Slllltoe da vardır.
Bir futbol maçının çıkardığı siyasi hâdise
San Salvador, 15 A.A. (AFP) —-Guatamalanın merkezinde Salvadorlu futbolculara karsı yapılan şiddetli hareketler yüzünden. San Salvador İle Guatamaianın araları açılmış ve bu gerginlik dün akşam artmıştır. Filhakika iki memleket arasında diplomatik münasebetlerin kesilmesini istemek için Salvador sokaklarında mühim nümayişler yapılmıştır. Gazeteler de,
Yabancı gazeteciler, Amerikan yardım heyeti baştanlarından izahat aldılar
Türk Genelkurmay Başkanı gazetecilerle konuştu
__ ' s
Gl. Mac Briçle, Türk silâhlarının yüzde yetmiş beşinin
Amerikan
Ankai'tt. ]5 ı Husıısl muhabirimiz I bildiriyor j — Amerikan askeri yardı- | minin memleketimizdeki neticelerim mÜŞAheds etmek üzere şehrnır.ze gelen yabancı basın temsilcileri bu akşam Ahınct Şükrü Esmerin şereflerine verdimi kokteylde hazır I ulundular. Askeri erkânımızla ve Baka ularla uzun uzun temas ctınek fırsatım buldular. Oazeteciler grup şTlıp ol* muşlar, Milli Savunma Bakanımızla, Genelkurmay Balkanımızla kv Dev* lot Bakam, Başbakan Yardintciâi Vekili Cemil Sait Barlasla hasbıhalimdâ bulunuyorlardı. Yabancı bss»n muhabirlerinin bilhassa Genelkurmay Başkanı Orgeneral Abdurrahman Nafiz Görmene sordukları suallerden ve aldıkları cevaplardan enteresan bulduklarımızı bildiriyoruz.
S — Muhtemel bir tehlike kaıtısında Türk ordusunun takati ne olabilir?
C — Türk ordusu zuhur edebilecek bütün tecavüzleri önlemeye azmetmiş bulunmaktadır.
8 — önümüzdeki aylarda Kunun-forrnun harekete geçerek bitiıaaso Yunaniatanda kargaşalığa sebep olacağı tahmin ediliyor, Türkiye da böyle bir harekete sahne olabilir mı?
C — Türkiye daima bu kabil hareketlerin dışında kabnıştır. Bundan sonra da bu gibi tertiplere sahne o-lamaz.
8 — İlkbaharda narp olacağına ihtimal veriyor musunuz?
C — Hayır.
S — Amerikan yardımının müsmir oldujtıına kani misiniz?
C — Evet. |
8 — Bu yardım malzeme bakımından mı, yoksa eğitim bakımu.ıian nu daha çok faydalı olmaktadır f
C — Her iki yardım bir aruua yürüdükçe istifadenin daha büyük olacağı âgikârdır. Biz her Ikisıııder de âzami surette faydalanmağa çakışmaktayız ve çalışacağız,
S — Bu yardımların moral üzerinde tesiri oluyor mu?
C — Pek tabiî Türk ordusunun e-saaen kuvvetli olan moralinin Amerikan yardımı arttıkça daha da kuvvetleneceği şüphesizdir.
de tatbik edilebilecektir. Binaenaleyh bu hükmün bu müddet zarfında car» olması kanunun tatbikına ana gelinceye kadar o yerlerdeki imar hareketlerini başaranların da bu hükümden istifade ettirilmeleri lâzımdır. Yurdun iman için bu çok faydalı olacaktır.,, dedi ve bu maksatla bir önerge verdi.
Tapulama Kanununun müzakeresinde ilk sözü Eminüddin Çelikoz al« dı. Tasarının isabetini belirtti ve devamla: i
"— Bu tasarı arazinin malikleri adına tapulanmasını temin etmekle büyük bir boşluğu dolduracak, bunları kıymetlendirerek gerek Zıraal Bankasına ve gerek Kredi Kooperatiflerine terhini sureliyle çiftçimi» para bulmasını sağlayacaktır. Difteı taraftan ihtilâftan bertaraf edcıeu kanlı hâdiselere son verecek ve alım satımı kolaylaştıracaktır,, dedi.
Ahmet Remzi Yüreâlr de böyle bir kanunun zaruretini anlattı. Memleketteki çiftçilerin s 80 inin aıazun-n* ait tapuya malık olmadığına işaret ederek dedi ki
"— Kanun tapulamayı her yıl ta, vilâyet işlenerek 20 yılda bitirilecek şekilde hazırlanmıştır. Hükümet bunun için İlk sene 1.6 milyon Hra tahsisat ayırmaktadır. Mütaakıj. senelerde 5-7 milyon lira ayırmak suretiyle kanunun tatbikatı 110 milyon
Hra ile tamaıntanacaklır
Seyircileri ve uy uncuları koruyacağı yerde hnpalıyan Guatamaia jmjIisine şiddetle hücum ettikten sonra bunu benzer tedbirler İste-mekn-dırlcr
Başbakanlık, hâdiseler hakkında kesin malûmat elde etmeden herhangi bir beyanattan kaçınmaktadır.
Nelıru, Amerikan hayvanat bahçesine fil hediye etti
^'ashmgtun, 15 A.A. (United Press ı — Hindistan Büy ükelçiliği Başbakan Nebrunun ^taslıington hayvanat bahçesine hediye etmiş olduğu iki yavru filin 19 martta, Bombaydan hareket edeceğini bil-* (liı iniştir.
İki lepkill uçak çarpıştı
Albuquer(iue (Yeni Meksika), 15 A.A. (AFP) — Dibi öğleden sonra, Albuqucrque bölgeslndo Sandia üssü deneme sahasının bir kaç kilometre uzagfnda iki tepkili avcı uçağı çarpışmıştır. Üç kişilik mürettebat paraşütle atlamış ve ikisi hafif yaralanmıştır. Üçün cüstlne hiçbir şey' olmamıştır.
kudühte ıııııteııı
Kudüs, 15 |AP) — Kudüs dün matem içinde idi. Şehirde. 1948 senesinde harp şehitlerinin gömül
silâhları olduğunu
8 — Havacılık bakımından yapılan yardımların avcı uçaklarua ını, yoksa bombardıman uçakbırınn mı tahsisim daha faydalı buluyordunuz?
C —y İkisinin bir arada olması daha iyicıir. Fakat esas otan avcı uçaklarıdır.
S — B. 27, C. 27 tipi uçaklara sahip olmak ister mısınız?
C — Bu uçaktan vermek niyetinde iseniz memnuniyetle (gülüşmeler)
Gazeteciler Genelkurmay Başkanı Orgeneral Abdurrahman Naiiz Görmene bu mealde daha bir çok sual sordular. Teşekkür edip ayrılutarken bu defa Genelkurmay Başkanı dedi kİ:
— Tahmin ederim İçinizde belki şöyle bir sual Kurmak arzusu vardır: A-caba bütün bu tazyik ve tehdit havası karşısında Türk orduau ve şikârı umumiyesl ne haldedir. Sizi temin ederim kİ bütün Türk nılllet» bu baskılara karşı o kadar alışmıştıt ki sı tık âanbı harekete geçmiyor vc olup bitenlerde bir fevkalâdelik görmüyor. Mademki bu yola girmişiz, sonuna kadar dayanacağız."
Ankara, 15 (A.A.) — Bu sabahtan beri şehrimizde» bulunmakta otan ve muhtelif basın ve yayın müesseseler! temsilcilerinden mürekkep gazoteclleı grupu, Avrupa İktisadi İşbirliği idaresi binasında Amerikan Askeri Yardım Kara Grupu Başkanı General McBridc, Deniz Grupu Başkanı Amiral Gender, Hava Grupu Başkanı Albay Fcrguson, İktisadi İşbirliği Türkiye İcra Komitesi Başkanı Rusaol Dorr ve Yollar Dairesi Başkanı mua-rini Mr. Burdlng’in tertip ettiği basın toplantısında hazır bulunmuşlar ve Türklycnin Morshall Yardımından ne dereceye kadar faydalandığı hususu ile diğer konular üzerinde muhtelif sualler sormuşlardır.
Russel Dorr. muhabirlerin Türkl-ye.ve yapılan yardım ve Türkiyenin Avrupadakl iktisadi değeri hakkında sorulan suallere karşı Türkiyenin bilhassa yiyecek ve madenler bakımından Avrupaya büyük yardımlar saghyabitacrgıni, bunu Bağlamak maksadiyle Türkiyenin kalkınması I-
Tapulunun dönüm babına alınarak 50 kuruş harç yılda on milyon lııa gelir sağlamaktadır. Bunu dikkate atarak tatbikatın 10 yılda tamamlanmasını temin edelim,,
Başka hatipler muhtelif cephelcı-den tasarının faydalarım tebarüz et tirdiler. Ahmet Kemal Stlivrili göçmenlere yapılan toprak tevziatı sıra sında sahipli arazinin de verildiğini ve kanunun tatbikatında bıımın dikkate alınmasını istedi. Necati Erdem, tasarının esas İtibariyle lüzumlu ve faydalı hükümleri ihtiva ettiğini kaydettikten soma ;
M— Tasandaki bazı hükümler cshb kanunlardan biri olan Medeni Kanunun ayni haklar bahsini zedelemektedir. 50 liradan yukarı atacak dâvalarında şahit dlnlenilmedigı halde bu tasarının 13 üncü maddesi bel* geler ve bilirkişi sözleriyle 50 liradan çok daha büyük değerde olan gayri menkulün bir başkasına mal edebilmesi hükümlerini muhtevidir. Böyle mühim bir tasarının acufeye getirilerek en dar bir zamanda çıkarı İması asta doğru değildir.,, itirazında bulundu .
Komisyon sözcüsünün bu itirazı maddesinde karşılaması ve tasarının İvedilikle müzakeresi karariyic maclöclcre geçildi. 13 üncü maddeye kadar olan kısım aynen kabul edüd». Yarın saat 15 te tekrar toplanmak ü-zrre oturuma son verildi.
mest merasiminden sonra, en acı iki cenaze merasimi yapılmıştır.
israiliıı. Londıa Elçisi Mordehav Elias ve geçenlerde infilâk eden bir mayın yüzünden ölen altı çocuk dün gömülmüşlerdir Çocuklar Türkiyeden gelmiş muhacirlerdi ve zlıant tahsil etmekteydiler.
Suni Aiıgııııır İçhı 50.000 dolarhk tnhsİNat
*New-York. 15 (YİRSı — Ncw. York Belediyesi, suni yağmur için 50.000 ılui.ırlık tahsisatı kabul etmiştir.
Bilginler. altı ay içerisinde, Ne\v-Y(»rk ıı susuzluktan kurtarmak için suni yağmur yağdıracaklardır, İlk tecrübe, önümüzdeki hafta, hava durumu müsait olduğu takdirde, yapılacaktır.
İngiliz Kiralının pulları sergide
Londra, 15 lYIRS) — Londra-da kıuutacak otan mflletlerarası pul sergisinde, İngiltere İZuah Be» şınci Gcorge un bazı pulları gösterilecektir.
Teşhir edilecek olan yarım milyon pulun kıymeti, ıkı buçuk milyon stcriingten fazladır. Bazı pulların kıymeti. 5000 sterlim?ten fazladır.
açıkladı
çln çalışıldığını vc bunun için de önce ziraat sahasında ve sonra da madenlerde kalkınmayı saglamrık gayesiyle programlar yapıldıfrmı ve bunların tatbikına başlamldıftım söylemiş vo Tüı*kiyede başta krom gelmek üzoro en kıyrııetli madenlerin bulunduğunu işaret eylemişin.
General McBridc, ileri sürülen sorulara karşı, askeri yardım heyetinin Türkiyedoki vazifesinin. Türk askerlerine Amerikan yardımı olarak gönderilen harp araçlarının nasıl kullanıldığını öğretmek olduğunu hemen bütün askeri okullarda bu maksatta kurslar teşkil edildiğini, buradan yetişen asker ve subayların ordunun 1-çerisin© dağıtarak diğer silâh arkadaşlarına bu modern teçhizatın kullanılmasını Öğrettiklerini, hâlen Türk ordusunda muhtelif tip silâhların bulunmasına rağmen bunların miktarının gittikçe azalmakta olduğunu söylemiş ve bugün ordudaki silâhların yüzde 75 inin Amerikan silâhları ol-doâunu kaydederek askeri progTa-mın Türkıycdc muvaffakiyetle tatbik edildiğini bilhassa belirtmiştir.
Türklyed© şahsi teşebbüs hakkın-dnki bir suale karşı Russel Dorr "şahsi teşebbüsün ilerlemesi için çalışıldı-frını ve yeni kurutan sanayi kalkınma bankasının bilhassa buna çalışacağını söylemiş ve Türkiye ekonomisinde bir ilerleme olduğunu, fiyatların kontrol edildiğini, ihracatın arttığını, kömür istihsalinin fazlalaştığını,, bildirmiştir.
Albay Ferguson da, Türk pilotları hakkında sorulan bir soruya: "Türk pilotları iyi yetişmektedirler. Hepsi cesurdurlar, Türk gençlerinin hepsi muvaffak olmaktadırlar,, demiştir.
Boğazlara karşı bir hareketin İhtimal dahilinde bulunup bulunmadığı yolundaki bir soruyu da Amiral Gender. "zannetmem" diye karşdamıştır.
Ankara. 15 (A.A.) — 21 gazeteciden mürekkep heyet 11.30 da Harp Okulunu ziyaret etmişlerdir, öğle yemeğini okulda yiyen misafirler yemekten sonra Tank Okulunu gezmişlerdir.
İstanbulluların Eskişehire yardımı
Dün 44 bin 453 lira toplandı
Eskişehir sel felâketzedeleri için şehrimizde kurulan yardım komitesine bağışlar devam etmektedir. Dünkü bağışlar şunlardır:
Arnavutköy İlkokul öğrencileri 110.35, karyola fabrikası sahibi Sezai 500, İş Bankası İstanbul şubesi 2500. Etibank 2000. Süınerbank 2000, Merkez Bankası 3000, Güven Sigorta Şirketi 1000, Ali Coşansa 500, Sıtkı Bütün 500. Yeni İstanbul gazetesi sahibi Habib Edip 5000, Melba - Lion fabrikası 250. Bebek Fıkarapen-er Cemiyeti 25. Makine ve Elektrikevl Limited Şirketi 500. Gavriyel Gavriyeloğlu 500, İşçi Sami 2,5, Eminönü Büyük Reşid Paşa Okulu öğrencileri 08, Cahit Tanyoly 500, Nuri Kozlkoğlu 500. İstanbul Ticaret Borsası 25.000 Türkiye Kredi Bankası 500 lira.
İstanbul 15 A A. — Eskişehir Belediye Başkanlığından ilimiz Vali ve Belediye Başkanlığına bugün gelen telgrafta şehrimiz halkının felâketzedelere yaptığı yardım ve gösterdiği alâkaya teşekkür edilmektedir.
Millet Partisi İstanbul İl Kongresi yarın yapılıyor
Millet Partisi 11 kongresi yarın aamI 14 to LAtalide "Çiçek Pelua" salonunda yapılar ıı kur.
Ayrıca partinin Eminönü ilçemi kongreni do bugün saat 19,30 dan itibaren Bevaıaıtlnkl merkez binanındıı toplanacaktır
Diğer taraftan, il kongresinde hazır bulunmak İçin Millet Partisi Genel Başkanı Hikmet Buyur vc Millet Partisine meıiHup ınlUctvekhleriyl© Genci Kurul Üyeleri cuma snbnhı şehrimize gelmiş bulunacaklardır.
Hlkınet Bayurun kongrede ehemmiyetli hır nutuk vermesi beklenmektedir Kongreyi takıp etmek lır.vre civar vilâyetlerden şehrimize Millet Parııltler gelmeğe başla iniştir.
HAVA RAPORU
Son 21 wıat BOrfıiKİn yurdumuzda hava Trakya» Marmara ve Ege bölgesinde çok bulutlu vc yer yer yağışlı, diğer bölgelerde bulutlu geçmiştir.
Yaftıştar yugrnur şeklinde olmuştur.
Soıı 21 saat zarfında yurdumuza düşen yağış ınlklarları metre karede Kırk-tarellcîo 13. Sdlrnede H, Çorluda 7. Te-klvdııuım.ln 6. Bolu ve LUleburgazda 4, Bilecik Çanakkale, Kuetamonu, Kocaeli, Aydın» Burdur vc Kcşnnda 2, Kuradanı. Bodrum ve înpurtada i kg. dır
Kar kalınlıkları Karata 2S. Karako^e-üv 27. Erzurunnta 12 cm.dlr. En düşük ısı Karata sıfırın altında 19. en yüksele ısı sıfırın üalündo İskenderun ve Ada-nada 21 derecedir.
Doftucenup Avrupadaıı İskandinavya-ya kadar uzamın yüksek hava taz.Gkı devam edecektir. Berllnde hararet sum t Pi.uO «la 4 dereceydi. Barometre 766 milimetrelik t»lv tazyik gÖMormoktedir» Gündüzler gittikçe ısınacak, fakat geceleri h&fif bir don olacaktır.
Şehir Meclisi 1950 bütçesinin müzakeresini bitirdi
Dün Konservatuvor, Şehir tiyatroları ve Darülaceze bütçeleri kabul edileli
Şehir Muciisi dün sabah saat 10 dan itibaren gcco vnkto kadar toplana-rnk lorni yılı bliiçrıdnin mtlzskerelerini lılllrmlştir.
sabah ostaesind©, Darütaasstı muMss-şeninin DUtçe müsnketreni sırasında söz atan Vali ve Belediye Başkanı bu müpsaeaonln çalışması strnf»nd« geıd| İSnhât vermiş vo Meclis. rahalsuh|inı bildirerek müsrıIccrryn işi Irak ©tmoyen Durüluceaa Müdiirünita haş günlük ma-fişinin knalIrncMini ve kendisinin bir müddetta mı^ıın sayılmasını karar-lAşlirmiştıl»,
Konserve tu var bütçesinin konuşulma-ai ©ırasında nö« alan Ekrem Tur, Türk Musikisi İcra Heyetinin tahsise una od bin lira eklenmesini teklif elmiş ve bu teklif Meclisçe knbu) sdilmlştir.
Bilâhare Hâindi Rnsim Bütün, Kon* servatuvarın Milli Eğitim Bnkanlığına devredilmesini teklif etmiştir. 8ös alan Vali, Konscrvallivarın şehir için etaem bir müessese olduğunu belirterek, bll-hnsMn bir opera binasının ynpıtaıjfi şu günlvrda bu müessesenln na kadar elzem olduğuna işaret ederek sanatkârların korunması bahsinde ısrarla duıa-cngını ve bundan böyle hayır cemiyetlerinin (le murakabe edileceğini bildirmiş* tir.
öğleden sonraki celsede, Şehir Tiyatrosu bütçesi de müzakere edilmiş ve lûfio yılı bütçesinin heyeti mecmuası, bir muhalif reye karşı ekseriyetle kabul e-dllmlştlr.
Şohir Meclisi dünkü toplantısında ayrıca. sarı kart hâmili basın mensupla» rinın şehir otobüslerinde bedava seyahat etme esasını da kararlaştırmıştır.
İstanbul Üniversitesi Rektörü konferans vermek üzere Amerikaya gidiyor
İstanbul Üniversitesi Rektörü Ömer Celal Harç, muhtelif konferanslar vermek Üzere mayısın İlk haftasında Ame-rlkaya giderektir.
Milli Talebe Federasyonunun bir delegesi Avrupaya gidiyor
Türkiye Milli Talebe Federasyonu Turizm Komisyonu temelle!*! olarak Faruk Kanbav 24 martta Giresun vapuru ita Italyaya gidecektir. İtalya, İsviçre. Almanya ve Belçlkada mümasil teşekküllerle temasları yapacak, onlanû vasin TUrklveyl ziyaretlerini ve Türk yüksek tahsil gençliğiyle kültüre) temaslar ynpmalnn meselesini bir defa daha gölden geçirecektir.
Darüşşafakado mükâfat tevzii yapıldı
Dün rant 14,80 da Darüşşafaka Lisesinde 1048-10(9 ders yılında üstün başarı kazanan talebelere mûtat merasim İle mükâfatlar tevsi edilmiştir,
“Giresun” vapuru ile dün gelenler
Giresun vapuru Batı Akdeniz seferinden 130 yolcu, 250 ton yükle dÇn saat 15 te şehrimize dönmüştür.
Gelen yoîculor meyamnda bir müddeti ten beri Amerilcnds Milletlerarası Banks İh* temaslar vnpan Nurullab Esat Sümer Ottuvn ElçlIlğinL* 1 tüy in udılcn Vivana Elçimiz Numan Tahlr Se>mm Fransanın cmRI Türkiye Büyük Elçisi Sııint Qucnlin. ve Akdeniz liman v» hava meydtıntanndn İncelemeler yapan. Yeşil gümrük müdürünün başkanlığındaki 3 kişilik muayene memuru heyeti bulunmaktadır.
Giresun vapuru 1A maıt cumartesi günü saat 14 te İzmir sürat postacını yapacak ve 24 martta da Batı Akdeniz seferine hareket edecektir.
İngiliz münekkidi, ilk konferansını dün verdi
Şehrimizde bulunan Irıgllietvnın tanınmış münekkitlerinden M Atan Deııt dün anal 16.30 dn Galatasaray Lisesinde büyük bir katabulık huzurunda ”Sha-kcspcare ve Modem Tiyatro” İsimli ilk konferansını vermiştir. Konferans dinleyiciler tarafından büyük bir alAka İle takip olunmuştur.
M. Atan Dvnt saat 17 dc Eminönü Halkevinde "Tiyatro münekkidi olarak edindiğim tecrübeler" İsimli ikinci konferansını verecektir.
Millî Talebe Birliğinin yazı ve fotoğraf müsabakaları
Üniversite gençliğini memleket meseleleriyle daha yakından alâkadar edebilmek, memleketin hususiyetlerini daha iyi kavrayabiimelerinl teşvik maksa-dlyle Türkiye Milli Ttılebe Federasyonu Turizm Komisyonu, İki müsabaka açmıştır. Biri, memleketin bir k&jesinl tarihi, coğrafi, tabii, eosyal. sanat v.a. bukımtanndnn inceleyen yazı müsabakasıdır. Diğeri, memleket fotoğrafları müsabakasıdır. Birinci gelenlere birer Avrupa seyahati temin edilmiştir.
Karaya oturan Yunan vapuru
• e | •• | | •*
* yuzauruldu
Sivastopol dun buğday yüküyle gelmekte iken İRİ gece vel Kllyoe sahillerinde *1» yüzünden karaya oturan Richnrd adındaki Yunan ^ilepl Alemdar ve İmroz tahlisiye gemileri tarafından yüsdürülmüştür.
Gazeteciler balosu, cumartesi günü radyo ile yayınlanacak
Cumartesi günü akşamı verilecek o-lan Basın Balosunun en cazip kısımlarını İstanbul Radyosu yaymağa karar vermiştir Saat 23.30 ile 2 ı .ırasında radyo, balonun eğlence saatine ait, caz w Türk musikisi konflerteriyle, oaio m-llbalnrını »ulatan bir Slceç’l naklvde-celctir. O geceki piyango İçin şehrimizin büyük müesseseler! cidden kıymeti! hediyeler göndermiş bulunmakladırlar. Balonun bütün hazırlı kin rı sona ermiş, her senoklnden daha muhterem ulntAJ» için hiç bir fedak ırhktan çekınUmemış-tlr. Piyangoda luç bog 0Un15aUhkt.tr. Avrupa. Kahire vc memleket sevahat-leri, çamaşır vo süpürge makineleri, radyolar, ipekli kumaşlar gibi çeşitli zengin hediyeler (1500) ü geçmektedir.
Konferans
İstanbul Ansiklopedisi müellifi Reşat Ekrem Koçu .17 mıııt 1050 cuma günü saat 17,30 da Iaüınbul Teknik Üniversitesi yeni konferans salonunda projek-siyonlu (İstanbul Sokaklarında Kimsesiz Çocuktur) mevzuunda bir konferans verecektir. Giriş serbesttir.
isroilden iki meşhur sanatkâr geliyor
Berlin Beethoven Hal orkestrasının eski şefi lsrael Fitarmoni orkestrasının solisti Üstat viyolonist Baruch Llflnmn’ la Avrupada yaptığı turnede pek büyük bir muvaffakiyet kazanan meşhur pt.va-nhıt Esi her S. Hornstein x akındı konser vermek Üzere şehrimize geleceklerdir.
16 Mart 1950
YENİ İSTANBUL
Sayfa 3
t kinci Diinya Harbi içinde
• _ ---— - - - ——-------
Paris yıkılmaktan nasıl kurtuldu ?
Yatan?
Korgeneral Von Clıoltitz
Paris’in son Alman Komutanı
- 2 -
Çeviren:
Behçet Cemal
Pariste sanayi tesislerini yıkmak, işçiyi, bilerek sefalete ve zorla mukavemete sevketmek demekti
“—Paris komutanlığı birlikleri: Emniyet kıtalariyle Paristeki sabit u-çaksavar bataryalarından ibarettir. Muharebe kifayeti yoktur. Birlikler
tek komuta altında değildir. Teçhizat, talim ve terbiye noksandır”
-HAFİVELER KAÇIYOR”*
Parise gelir gelmez. Polis Generali
Fransanın Hava şehri Bu
henüz üç
askeri Korgenerali terket-askeri ına-
karargâhları
Paris varoşlarına, bir çok sabit uçaksavar bataryaları, yerleştirilmişti. Batarya mevzileri, hava müdafaasına göre tertiplendiğinden.
ka-
9 ağustosta Parise geldim, Fran-sadaki Hava Kuvvetleri Başkomutanı Mareşal Spc-er’le. Atlantik ve Akdeniz Deniz Kuvvetleri Başkomutanı ve komutam Kinzinger, memişlerdi.
kamın nispeten geniş ile geri hizmet kıtaları takriben 6000 kişiye baliğ oluyordu. Ayrıcar 88 milimetrelik birkaç uçaksavar bataryası da vardı. Hitler’in verdiği talimata göre. Pariste bulunan bütün kıtalar benim emrime girecekti. Halbuki vazıyetin böyle olmadıkı çabucak anlaşıldı. Kurmay heyetleri, şehirden ayrılmaya başlamışlar ve General Kinzinger’e. daha şimdiden. 1914 - 1918 harbinin mevzilerine yakın bir müdafaa hattı tesisi emredilmişti. Kinzınger’in karargâhından, şehirde pek az zabıt ve bir iki büro kalmıştı. Bu yüzden, şehirde üslenmiş olan kıtalardan başka, kuvvetim yoktu. Bu kıtaların esasını evvelce dört alaylı bir emniyet tümeni teşkil ediyordu. Alaylar yaşlı askerlerden müteşekkildi ve modern silâhlan ile topçuları yoktu. Alayların üçü. daha benden evvel, Normandie’deki vazıyet sıkışınca, teker teker cepheye sevkedilerek idaresizlik yüzünden düşmana kaptırılmıştı. Zaten bu a-laylar birinci hatta dönüşebilecek talim ve terbiyeyi görmedikleri gibi, silâhları da buna uygun değildi. Bu kıtaları, normal ahvalde, Pariste intizamı muhafaza edecek ve ordunun bu şehirde tesis ettiği muazzam stokları koruyacaktı. Tümenin komutanı, 20 temmuz hâdisesinde General Von Stülpnadel'in emriyle. Oberg’in maiyetindeki siyasi polisi tevkif ettiği için, Almanyaya geri çağırılmıştı. Onun peşinden. Parısin eski merkez komutanı da cephe gerisinde yem bir vazifeye tâyin olunduğundan, şehrin eski kurmay heyeti, olduğu gibi benim emrime girdi.
Kurmay heyeti ile eskiden tanışmamış olduğum için, bir çok müşküllerle karşılaştım. Çünkü heyet de bittabi görüşlerimi ve kanaatlerimi bilmiyor ve benden Şüphe ediyordu. Hıtlerin şahsen Parise tâyin ve vaktiyle Zat işleri Dairesinin menfi mütalâasına rağmen generalliğe yükselttiği bir komutan, en mantıksızına kadar, bütün emirleri elbetteki bılâ itiraz icra edecekti.
: ■ v-
* s • •• •: >> -
: ‘-'U;
VA


r rantız başkentinin en kıymetli Paris
ra atışlarına elverişli değildi. Topçular, ihzari askerî terbiyelerini gören
17 yaşında gençlerden müteşekkildi. Parise, ilk geldiğim sıralarda, cephe-
âbidelerinden Nötre Danıe de
Kilisesi
Oberg’i ziyaret ettim. Kendisine vazifemi anlatarak Hitler’in, Parısteki bütün makamları emrime verdiğini tebliğ ettim. Oberg, canı sıkılmış bir
Eiffel Kulesi yakınından ııçaıı bir ycıleıı tayyaresi
ye sevkedilen 17 tankbk ufak bir zırhlı birlik şehre geldi. Bu birliği hemen emrime alarak, Pariste tuttum. “Melûn., köprüsü düşman eline geçince, ordu komutanlığı bunları geri aldı ve elimde ancak 4 tank kaldı. Bunlardan başka, kuvvet olarak elimde. 1917 modeli 17 Fransız zırhlı otomobili, hafif makineli tüfekli iki bisiklet bölüğü ve 68 atım cephanesiyle, Birinci Harpten kalma bir Fransız topu vardı. “Muharebe kuvvetim,, işte bunlardır.
Bu birliklerin muharebe kifayeti hakkında. 1 inci Ordu Kurmay Başkanı Kurmay Albay Emmerich, şu mütalâada bulunmuştu.
tavırla, polis kuvvetlerinin, doğrudan doğruya ISS) Umumi Komutam Himmler’in emrinde bulunduğunu ileri sürerek itiraz etmek istediyse de, münakaşaya mahal bırakmadım. Zaten, Oberg’in kuvvetlerini de hiç hesaba katmıyordum.
Paris etrafındaki vazıyet ciddileştikçe, Oberg’in bana olan ihtiyacı arttı ve nihayet sık sık ziyaretime gelmeye başladı. Kendisine, almakta olduğum emirlerden hiç bahsetmiyor-durrn Bununla beraber emirler, alelâ-de askeri şifre ile verildiğinden, O-berg’in bunlardan haberdar bulunduğuna da şüphem yoktu.
Obeıg'ı ziyaretimden birkaç gün sonra, Polis âmirinin Başmuavim Neifeind geldi. Vakit öğleye yaklaşmıştı. Kendisiyle şahit huzurunda görüşebilmek için, öğle yemeğine davet ettim ve Kurmay Başkam mı da beraber aldım.
Yemek esnasında Neifeind’a askeri vaziyeti, kasden mübalaâğalı şekilde anlattım ve düşmanın, pek yakında, Par isi doğudan kuşatabileceğini söyledim. Neifeind, gittikçe heyecanlanıyordu.
Ben, kendi nııntakanıda tek başıma hâkim kalmak istiyordum; bunda da haklı idim.
(Devamı var)
Yunan seçimlerinden alınacak dersler : 2
Yunanistan, partilere değil, adamlara rey verdi
Şimdi, Yunanlıların nasıl ve kimin için rey verdiklerini bilmek meselesi kalıyor. Bazı kimseler; • ıhına ne lüzum var? Seçimin neticesi, Yunanlıların merkezi partilere olan itimatlarını ispat etmedi mi?,, diyeceklerdir. Hayır!. Çünkü Yunanlılar, siyasi teşekküllere ve gruplara değil, adamlara, daha doğrusu şeflere rey vermişlerdir. Meselâ onlar, Lıbeıal Partiyi ve Milli Terakki Birliğim değil, sırasiyle bu partilerin reisi olan Sofokles Venizelos’u ve Gl. Plasti-ras’ı seçmişlerdir. PapauJiCU ya gelince, onun partisini de sadece, Pa-paandreu Partisi diye isimlendirmişlerdir. Bu da gösteriyor ki, Yunan halkı İçin, birçok hallerde, fikirler ve siyasetlerden ziyade şahısların kıymeti vardır.
Zaten, eğer bu gürültülü seçim propagandaları arasında Atina sokaklarında dolaşmış olsaydınız, siz de benim gibi, her Yunanlının âdeta elinde fenerle gezen Diyojen halinde, namzed yığınları içinden memleketin idaresini eline tevdi edebileceği bir insanı aradığını müşahede ederdiniz. Şehrin duvarlarım kaplayan milyonlarca afişin üstünde bir partinin sıvası programını bulup okumak için çok güçlük çekerdiniz Belki afişlerde bunlarda mevcuttu. Fakat böyle siyası programlar, parti şeflerinin muazzam resimlerinden ve yine kocaman harflerle yazılmış isimlerinden mürekkep göz karartıcı kalabalığın içinde kaybolmuşlardı.
Amma şimdi sız; “Bu vazıyet, hazmedilmiş bir siyasi terbiyesi ve büyük bir demokrasi tecrübesi olduğu söylenen bir millet için garip değil mi?” diye soracaksınız. Hayır, değil... Çünkü bu millet, aynı zamanda son derece hassastır ve aksülâ-m e İleri de gayet canlıdır. Yunanlılar, şüphesiz Perikles’in tar.f ettiği demokrasideki Atinalı idealine bağlı kalmışlardır Fakat, idareciler tarafından bu ideale hürmet edilmediğini ve bunun tahakkuk ettirilmediğini gördüklerinden, kızmakta ve emniyet edilecek bir insan aramakta haklıdırlar. O zaman Eflâtun gibi düşünecek ve şöyle söyliyeceklerdir:
“Umumiyetle, bazı hükümetler hakkında, iktidarı elde tutmak kabiliyeti ile birlikte basiret ve ıtio(jû has-saları aynı adamda birleşirse, en sağlam emniyetin Ve en güzel kanunların ancak bundan doğacağım, ba^ka tüllü onların temin edılemıyeceğıni iddia etmek doğrudur.”
İşte, kısa bir seçim kampanyasından sonra kendisini ortaya koyan ve buna rağmen çok mühim miktarda rey kazanan Gl. Plastiras’ın muvaffakiyetini de, ancak bununla izah edebiliriz. Zaten bütün siyasi müşahitler, şunu teyld etmekte müttefiktirler: 5 mart seçimlerinde Plasti-ıas’ın elde ettiği muvaffakiyetin sebebi; onun bütün taraftarları gözünde, dürüst, basit, dalaverelere yukarıcı bir insan olarak tanınması, aynı zamanda memleketin idaresinde lüzumlu her türlü temizliği yapmaya muktedir kuvvetli bir yumruğa sahip olduğuna inanılmasıdır.
Bunun içindir ki, Yunanlıların büyük ekseriyetinin temennisini ve istikbal hakkında görüşünü şöyle hulâsa edebiliriz:
Eğer Plastiıas - Venizolos - Pa-paandreu tecrübesi başarılı olmazsa. yeni seçimlere kadar memleketi sıkıca avucu içine alması için Mareşal Papagos, siyaset sahasına gelmeye dâvet edilecektir. O zaman Yunanistan. eski ihtiyar Venizelos ile 1910 da yaptığı tecrübeyi tekrar edecek demektir Bilindiği gibi o tarihte, milli mevzularda yapılmış hatalı ve uygunsuz hareketler neticesi memleketin maruz kaldığı tehlikeleri gö-
M
ren halk, şimdiki Liberal Parti şefinin babası olan Venizelos’u iş başı- • na çağırmıştı
Robert Guyon
A Si herlik ı bahisleri
Modern bir ordudan ne gibi istifadeler temin edilir?
Şurası muhakkaktır ki dün olduğu gibi bugün de Türk ordusu, köylümüzün en bellibaşlı mektebi
olmuş, ona bir çok şeyler öğretmiştir
Yazan : M. Şevld YAZMAN
BUGÜNKÜ mânaslyle ordu; milletin meşru nefis müdafaasını sağlayan müessese demektir. Bu müessese için esas, muhtemel düşmanlarla mücadele olduğuna göre en ileri tekniği nefsinde cenıetnıesi birinci şarttır. Aksi takdirde ileri teknikli memleketlerin saldıran kuvvetleriyle çarpışma kabiliyetini haiz olamaz, yani hikmet-i vü-cudü kalmaz.
Ordunun, elinden geldiği ve imkân bulduğu aisbette ileri teknikle çalışan bir müessese olması, mahiyeti itibariyle şart olduğuna ve memleketimizin, halkımızın ise sanayi, ziraat, maarif ve daha doğrusu her sa hada modern ve ileri tekniğe olan ihtiyacı göz götürmez bir hakikat bu lunduğuna nazaran bu mecburiyetle öteki ihtiyacı telif etmek, büyük bir kazanç olur. Yani zaruri olarak silâh altına alınan ve bugünün motörlü, en ileri vasıtalarını öğrenmek ve kullanmak zorunda olan gençlerimize yarınki hayatlarında lâzım olan bilgileri de vermek, bir taraftan vatan müdafaası, diğer taraftan yurt kalkınması için iki taraflı bir kâr temin eder!
Şurası muhakkaktır ki. dün olduğu gibi bugün de Türk ordusu, köylümüzün en bellibaşlı mektebi olmuş, ona bir çok şeyler öğretmiştir ve öğretmektedir. Fakat kendiliğinden o-lup biten bu hâdise ayni zamanda halkımızı arzu ettiğimiz yüksek seviyeye çıkarmak için bir maarif, bir öğretme siyaseti olarak ele alınır ve ona göre Ayarlanırsa milletimizin ve bilhassa okuyup yazması kıt köylü gençlerimizin kazançları bugünkü ile kıyaslanamıyacak kadar büyük olabilir.
Amerikalıların bize yalnız ilk yardım senesinde verdikleri 7000 motörlü vasıta, 400 tank. 2000 uçaksavar topu. 7000 telsiz cihazı, 500 muhtelif tayyareyi kullanabilmek İçin birçok branşlarda binlerce insan yetiştirmemiz icap etmiştir. Amerikalıların da yardımıyle açılan mektepler ve kurslarda ilk ve orta tahsil gençlerinin nasıl plân ve hesapla çalıştıklarını
Harbin dalına en ağır .yükünü taşıyan üzerinde nakledilecek
Türk motorize kıtaları lıir resmi geçit esnasında Taksim Meydanındım geçiyor
görerek göğsüm kabarmış, ordudaki değişikliği fiilen tesbit etmiştim. Bu mektep ve kurslar binlerce gencimizi şoförlük, makinistlik, radar, telsiz vesaire sahalarında mütehassıs olarak yetiştirmiş ve onların hattâ ileriki hayat ve maişetlerini temin etmiştir. Bununla birlikte meselâ istihkâm birliklerindeki inşaat makinelerinde çalışan gençlerimizle aynı branşın sivil mümessilleri olan Bayındırlık Bakanlığının makineli yol dairelerinin mesaisini ahenkleştirmek re karşılıklı çalışmalar tetrtiplemek herhalde ordu için de, gençler ve do-layısiyle memleket için de çok faydalı olacaktır. Nasıl ki, tankçılarla Ziraat Bakanlığının açtığı traktör ve ziraat âletleri kursu da böyledir.
Misal olarak bizzat Birleşik Ame-rikayı zikredebiliriz: Amerikanın A-rizona gibi geri kalmış bazı nuntakalarında istihkâm birlikleri nafıa işlerini üzerlerine alarak hem memlekete hizmet ve hem de ordu için tatbikat yapmış oluyorlar. Bu, Ameri k ada böyle olduğuna göre bizde de bir çok sahalarda tatbik imkânı bulabilir.
Bu ve buna benzer hallerin bizde de düşünülmesi ve muhtelif makamlar arasında ahenk leştirılmesi her bakımdan çok faydalı olabilir.
Hele maarifle ordunun işbirliği yapması iki taraf için de inanılmayacak kadar fayda sağlar. Bir taraftan bütün köylüye bir an evvel okuyup yazma, basit de olsa fen, coğrafya ve tarih i bilgisi vermek is-, teyeli maarif, diğer , taraftan en basit harp vasıtalarının (ve meselâ tüfeğin) hakkiyle anlaşıp kullanılması İçin okuyup yazma, i rakam bilgisi istl-yen askerliğin bu en iptidai ihtiyacını karşılıklı olarak telif ne kadar kolaydır.
ve fakat artık motörlü vasi talar olan şanlı piyade
Bir sürü meseleler ki; bunda hem ordunun ve hem de memleketin ve milletin ihtiyaçları aşikâr olarak birleşmektedir. Maarif idaresinin her sene orduya alınan binlerce öğretmeni vardır. Bunlar birliklerde ve mü-esseselerde pekâlâ öğretmenlik vazifesini görerek okuyup yazma bil-miyen neferleri yetiştirmiş ve her her şeyden evvel ordunun müdafaa kudret ve kabiliyetini birkaç misli artırmış olurlar. Bu hal aynı zamanda maarif siyasetimizin esasım teşkil eden yüzde yüz ilk tahsili temin eder.
Hamiyetli Türk subayının yüzlerce seneden beri bu öğretmenlik vazifesini yaptığından tegafül edecek değiliz. Bizzat bu satırların muharriri de askerlik hayatının bu en şerefli kısmiyle daima iftihar eder. Fakat bugünün modern vasıtaları gibi bu öğretim ve yetiştirmede daha dakik ve hesaplı bir plân ister. Bizim göz-önüne koymak istediğimiz de budur. Öyle bir hesap ve plân ki; Türk yurdunun ve milletinin en sağlam, kuvvetli ve faal unsuru olan köylü çocukları orduya gelip bugünkü karışık siyasi ahval dolayısiyle burada hayli uzun bir müddet kalırken, diğer taraftan ihtiyaçları olan bilgilerle teçhiz edilerek ve herhalde okuyup yazma bilmemek gibi bugünkü asırda bir leke teşkil eden halden kurtarılarak köyüne ve yurduna aydın bir vaziyette dönsün. İyi bir hesapla bu iş temin olunduğu takdirde ordu için sarfettiğımiz yüz milyonlar iktisaden de heba olmuş addedilemez. Büyük kütlenin bilgi itibariyle bu yükseltilmesi, milli kalkınmamızda göstereceği akislerle bu jpüz milyonları pekâlâ telâfi edebilir, İstihsali aıtırır, insanca yaşamayı teşvik eder ve do-layısıyle fertleo çalışmaya sevkeder vesaire vesaire.
Hulâsa bugünün orduları başka memleketler için yalnız harp bilgisi veren müesseseler olabilir. Fakat hzim için bizzat modern bir harbin uılgısıni vermek demek, ileri bir teknik öğretmek demektir. Buna çok ihtiyacı olan halkımızın bu vesile ile bütün seviyesinin yükseltilmesi kabildir. Diğer bir tabirle köyde açamadığımız mektebin, ufak kasabada veremediğimiz teknik bilginin orduda verilmesi için imkân vardır ve bu bilgi de bizzat milli müdafaa için bir zaruret ve kazançt ır. Bunları bir ‘hesap ve plânla telif edersek başarımız da o nispette artar
Ahmet Hamdi Tanpınor
Sahnenin Dışındakiler
- 8 -
Bu dört büyük çiftlik ile ıkı konağın huşu-Biyetlerini. çiftliklerin ınahsullenni, hır kısnı» Bulgar, bir kısmı Sırp ortnkçıiannı, etrafından geçen yolları, ağıllarındaki hayvanların cinsini, meyva ağaçlarının ve bostanlarının lezzetini, konaklarının büyüklüğünü, geniş oda ve sofalarını, içlerinin tertibini, baktıkları manzaraları, civardaki evliya türbe lirini ve camileri, gündelik misafir ve dostlarıyle beraber yine o gece öğrendik
Sabıkanın annesininki kadar sarahatle işli yen bir hafıza pek az gördüm. Hayatında adını yalnız bir kere İşittiği bir insanı dahi unutmuş değildi. O kadar ki onu, ük defa dinlerken, babamın kütüphanesinde gördüğüm o vilâyt I. «âl-naınclerınd(»n birini, fakat tabiatiyle, daha geniş ve tafsilâtlısını okuyorum, sandım Dehâya hürmetsizlik olmasa SÜndüs Hamının konuşmasını insan Balzac'a benzetebilir derdim, Yarabbim neleri hatırlıyordu. Bütün çocukluğunu, isterseniz nanmayın buna, hattâ doğduğu zamanı dahi İnliyordu. . ,
”— O zaman Prevçzede İsmail Paşa mutasar» rıftı. Sız tanımazsınız öncağızıî Ne iyi adamdı 36
Alnında vardı küçük bir ıırcnğıı. Bekir Paganın yerine gelmişti...,. Burada uzun bir ınüterize açı lir, Bekir Paşanın kendi baldızım Arnavut Beylerinden Zeynelâbidin Beye vermek için çevirdiği dolaplar anlatılır, bu izdivaçtan sonra da zavallı Bekir Paşa baldızının bahtsızlıklarına geçilir, İki ortak ortasında ve yan vahşi bir kabilenin içinde bu içli İstanbul kızının macerasına, hele ikinci çocuğunu (l»>ğurıırken ölümüne epeyce ağlandıktan sonra yine İsmail Paşaya dönerdik:
“— Kır sakallı, şişman, bir ayaeığı aksar, ab-destinde, namazında bir müslümandı. Ama Rumeli toprağı başka şeydir, islemez, öyic mütekait, ayağı aksar adamı... İster ki devle» pAşaaı atlasın atına, sürsün ovaya...” Bu Evlâo i-Pall-han kızı ata, ovaya, bütün erkekçe oyunlara, bayılırdı. Kocasını da at üstünde görmüş vc sevmişti,
Bütün gece Sabiha annesinin yanında, bir eli şakağında ağzını açmadan oturdu. Hiç kimseye bakmadı. Tok bir kelime söylemedi. Yalnız giderken yavaşça bana “Dediğim doğru değil mi? Gördün işte...,, diye fısıldadı Onun, o akşam babasının ve annesinin ortasında, başı öne eğik, bir talih mahkûmu gibi gidişim hiç unutamadım. Bilmem bütün bunlardan sonra Sabihanın ana ve babasından daha o zamanlarda kopmuş bir insan olduğunu söylemeye lüzum var mı?
— VI —
O geceden hemen biraz sonra, Süleyman Bey Viyana ve Bosna İkametlerinde kadın ve genç kız terbiyesi hakkında edindiği fikirlerden vazgeçerek Sabihayı çarşafa soktu. Zaten mahallede hafif dedikodu başlamıştı. Gnvet gariptir ki erkeklere Rit her hnddin ayrı ayrı dualarla, düğünlerle tesit edildiği eski örfümüzde genç 37
kızların çarşafa glrıne hâdisesi çok sessiz şada sız geçerdi Bununla beraber Sabihamnkı öyle olmadı. Hiç olmazsa bizim evde., kahkaha la ı arasında ilk çarşafını giydi. Annemle ne kadar dost olduklarım yukarda söylemiştim. Bu çarşafın kumaşının seçilişi, dikilişi hep onun nezareti vc yardımıyle olmuştu. Ben de bu vesile ile ilk defa estetik müşavirliği yapmıştım.
Fakat Sabiha bu gibi kayıtlara kolay kolay alışamazdı tlç gün sonra onu yine çarşafsız, mahallede kaydırak oynarken gördüm. Fakat bugünlerde başımıza gelen bir hâdise, dostluğumuzun aleniliğine epeyce tesir etti. Anlattığım ge cedrn sonra ben de Şahikalara sık sık gitmeğe başlamıştım Bir gün evlerinin bahçesinde konuşuyorduk.
Sabiha babasının içki düşkünlğünü anlatı yordu: “Fena olmuyor, biliyor musun Cemal’ Kafasında kurduğu bir şey yoksa, hiç olmazsa ne şcleniyor. Hole tadını kaçırmazsaO zaman türkü söylüyor, eski Rumeli türküleri, Anadolu türküleri... Bizim bu sokaklarda mac unculardan, şşıkı satıcılarından dinlediklerimizden çok başka türlü şeyler... Süleyman Beyin bu halk türkü-
lerini mahallece bilirdik! Onıın sesi dııyıılıınca penceresi açılmı.vnn ev yoktu. Bunlar şehirli hayatının o küçük, yarı şaka, yarı alay ve hissilik bir Hüseyin Rahmi romanının sesle illüatrasyO' nıırm benziyen moda şarkılarından ayrı şeylerdi. Onları dinlerken bu ötesi yok gibi görünen dar hayat birdenbire gözümde aıllnir, kendimi büyük dağ boşlarında rüzgârlnrın elinde hırpalanır görmek isterdim.
Süleyman R«»yin son derecede erkek, gür, bütün mahalleyi, sanki benim futbol topummu? gibi bir kaç nefeste dolduran bir sesi vardı. Ve bu aes sanki Sabihanın ve annesinin hayatında 38
gördüğümüz, bizim evde yakından tanıdığım insandan çok ayrı bir şeydi. O üst üste hicretlerin, hasretlerin içinde yetişmiş, onların içtimai mira sıvdı, Bozan hır kaç nağmede etrafımızdaki her şey kül oluyor sanırdık. Bozan du hiç tatmadığımız bir hasretle her şev, hiç görmediğimiz Şekil de pırıl pırıl dirilirdi.
— Bilir inisin, hele bir tanesi var, bayılıyorum. 7 un(iHiıt ( rö rı... Ama bir tanesi ıın?
Ellerinin küçük, tıpkı babasının sesi gib», kendi gündelik hayatımın ayrı ve çok mesut işaretleriyle bana hu türküleri dinlerken içinden geçenleri anlatıyordu. Kinıbilır, belki babasının sesi de kızının konuşurken yaptığı el işaretlen gibiydi; ve Sabihanın o gürültü içinde, nasıl ken dişine mahsus, benliğinin çok derin vc gizli bir yerinde tükenmez bir saadet kaynağı varsa, ve bu el işaretleri., konuşurken yüzünde parlıyan o ince gülümseme ve gözlerinin parıltısı — bu parıltının nasıl bir şey olduğunu ancak sonra koyu yeşil yapraklarından ay ışığı sızarı zeytin ağaçları dibinde, onu düşünürken anladım; - oradan geliyorsa, Süleyman Beyin do benliğinde, sesinin rünbüşünü ve hüznünü idare eden böyle bir gizli ve zengin kaynak, bu biçare insan artığım geniş insanlıkla birleştiriyordu.
Bunu kendisine o yaşımın kelimeleriyle anlattım.
— Belki, dedi. Ama her halde başka türlü olsa gerek. Bilmiyorum. O kadar bilmediğim şey var ki... Mektepte durmadan Soeure’lore sual soruyorum. Hiç birisi doğru dürüst cevaplar vermiyor. Allah diyorlar, iman diyorlar, itaat diyorlar.., Razı ol. diyorlar! Bunun alt tarafı yok mu? — Sonra tekrar bir el işareti yaptı, — bunlar hep çıkmaz sokaklar gibi geliyor bana...
— Nerdon biliyorsun?
39
— Etrafımızdakilerden... Onlar da aynı kelimelerle konuşuyorlar, Görmüyor musun? Hepsi de çıkmaz sokak, sönmüş lâmba gibi insanlar. Ah, bizimle konuşacak bir adattı olsa, doğru dürüst bir adam. Bize bir cevap verse, anlatsa uun-lan... Niçin her şeyle ben böyle pençe pençeyim? Hiç kmıscyı beğenmeden yaşanır mı hiç?.. Tekrar aynı şikâyeti etti; konuşmadan da yapamıyorum bir türlü...
— Babam içki içince konuşuyor. İnsanları anlatıyor, gördüğü şeyleri anlatıyor, şarkı söylüyor; ama hep yarı yolda kalıyor... Çok içtiği için olacak hor halde... Niçin bu kadar çok içiyor?..
O gün Sabihanın büyük açılma günlerinden biriydi:
— Gel bak nc kadar çok içiyor... Ve beni bahçenin dibinde, içinde en aşağı otuz kadaı binlik şişe bııhınnıı küçük bir tavuk kümesinin önüne götürdü. Kümesin kapısı açıktı. Şişelerden birini eline aldı, kokladı. Sonra bana da koklattı. Sonra birdenbire dibinde kalmış bir kaç damla rakıyı sa Ilıyarak: *
— Acaba nasıl şeydir! diye sordu. Ne dersin. şnııların dlbindekini toplayıp içelim mi?
Gözlerinin ıçı bu âni ilhamla pırıl pırıldı. Demindenberi konuşması beni şaşırtmıştı. Onu yavaş yavaş kaylıettiğimi, artık ona ufuk ola-mıyacagmu anlıyordum. İçimde aramızdaki bütün münasebetin sadece benîm tarafımdan bir bağlanış olarak kalacağı duygusu vardı. Bu duygu bütün irademi yoketmişti. Zaten tanıdığımdan lıeri hep o teklif eder, ben yapardım; çok defasında cevabımı bile beklemezdi. Bu sefer de öyle oldu; koştu içerden büyük bir bardak getirdi. Şişeleri dikkatle boşaltmaya başladık.
— Deuaınt var —
40
teni İstanbul
16 Mart l^C
Sanat ve müzik hareketleri |
-Bv.-'g-^-rîdr-aaar-ls. sr-=- = ı ıt. ——■> .. — a - - ■ - - ; ->■ -,m ^—1
Çocuk hikayesi
I
famell edilen '‘Loıılee” plyrelndr, meşhur rrw«anı Mmırice
Oprra-Komlk'de
LTRlLLO'yu etrafında imuısını almak İsteyen fenç hamnıiariu berabvr görüyorsunuz.
Paris mektubu
Sanat Filmleri Kongresi ve Utrillo dâvası
Sanat Filmleri Kongresini müşkül bir duruma sokan hâdise boiı filmleri yaratmanın ne kadar zor ve nazik bir iş olduğunu göstermektedir.
Yazan: AYfjK NUK
AMATÖRLER, MÜZİĞİ SAKIN TERKETMEYİNİZ
Musiki ufuklarını labcliî ederek bankalarının çaldıklarını dinlemek de bana pek gayri mantıki gözüküyor.
insanın tabağındaki eti
koklayarak
Bu, yakınımızda yemek yiyen bir doymağa uğranmak değil inidir ?
hizan HAROLD BAV ER (VirtUm plyanlnt)
MÜZİK, eğlencelerin en iyisi vakit geçirtici v as itaların
ve en mükemmelidir. Yüz sene evvel insanlar güzel sanat İni dan bugünkü gibi uzak delildiler; ve müziği müşterek bir menfaat gibi telâkki ediyorlardı. Müzikle meşgul ulnınk, bir imtiyaz değil, ana baba mirası olan ve herkese vergi bir kabiliyetti. Mendelsaohn, bahasının evinde, dostlarından ve aile efradından müteşekkil bir orkestrayı idare etmekle işe başladı. Zaten o devirde, şehirlerde birlenerek »arkı söylemeyi sevmeyen yok gibiydi.
tnsanlar, birbirlerini ziyarete giderlerken, beraberlerinde ya flütlerini vey ahut da kemanlarını tanırlardı. Şayet, müziğin kültürümüzün gelinmeğinde tekrar lâyık olduğu sırayı almasını iRtiyuraak, kendimizi yeniden bu çeşit bir oyalanmaya ahftitinalıyız»
ha büyük bir can
ma.
sıkıntısına soka-1
Hayatımı kazanmama vanlımı do-kunmıyacagını düşündüğüm resim yapma ve resim çekme meşguliyetlerinden kendimi hiç bir zaman mahrum etmek İstemiyorum.
Musiki ufuklarını tahdit ederek başkalarının çaldıklarını dinlemek de bana pek gayri mantıki gözüküyor. Bu. yakınımızda venıck yiyen bir insanın tabağındaki eli koklayarak doymaya uğraşmak değil mlfllr?
Başkalarının her İşlinizi yapmasına müsaade edersek, bh asır sonra birbirimize söylıyecck hiç bir şeyimiz kalmıyavak.,. Zaten şimdiden ıııükâ-ieme sanatı kaybolmaya başladı. Bu gün lııaanlann, bütün bir geceyi, sadece karşılıklı konulma He geçirmeleri pek nadıı hır şey haline geldi.
ınanki kadar güzel bir zevk verml-yeccktir. Dostlarınızı, size refakat etmeye davet ederek, müzikal geceler tertip edin.
Sultan Süleyman ve
Küçük Ali
BeMde birkaç defa Avrupa şehirlerinin birinde bir film festivali olur, Bu feâttvaüârde birincilik kâxânan tümler ekseriya sinema sanatında birer merhale teşkil eden, yüksek evsafta eserlerdir. Bu sene Csnnes şehrinde hâlâ devam eden Fraıısis filmi festivalinden başka, Brük.selde 19 şubattan 22 şubata kadar süren bir Sanat Filmi Kongresi olmuştur.
Sanat filmleri iki türlüdür: Bir sanat kolunu veya devrini ele alıp, o Mnatı en parlak örneklerinin gösterilmesi İle tanıtan dokümanterler ile bir sanatkârın hayatını, sanatının inkişafı İle bir hikâye şeklinde canlandıran filmler.
Brüksel Kongresinde Uk neviden gösterilen filmler arasında “Kübizm denemesi” (İtalyan), Empresyonist ressamlar” (İtalyan), “Taşın Destanı” (Fransız), Ortaçağ manzaraları” bilhassa dikkati çekmiş ve İtalyan ile Fransız filmciliğinin bu yolda başta geldiklerini ispat etmiştir.
İkinci neviden filmler daha çok münakaşa mevzuudur. Hattâ Brüksel Kongresinde gösterildikten sonra, Parlste bir sanat gecesinde oynatılan “Utrillo’nun dramatik hayatı” Isunll film burada misli çok görülen sanat dâvalarının birine yol açmıştır. Gaz-pard-Huit tarafından sahneye konulan bu film, tanınmış romancı Rol and DorgeRs in “Bouçuet de Boheme” ad* lı hatıra kitabından mülhemdir. 20 nel asrın başında Montmartre’tn bohem hayatını tasvir eden bu eserde ressam Utrülo büyük bir yer tutmaktadır. Film İse Utrillo’nun korkunç bir aile muhitinde muztarlp çocukluğunu, genç yaşında resim sayesinde aklını tehdit eden irsi bir hastalıktan kurtulmasını, buna mukabil İçki Iptilâsına tutulup en güzel eserlerini sarhoşluk halinde, rezalet ve döğüşlerden sonra yaratmasını ve nihayet bugünkü sana t a vakfedilmiş Bakin ve münzevi hayatiyle 50 kadar reaminl göstermektedir. Filmin ilk kısmında bir aktör Utrillo’nun rolünü oynamakta, ikinci kısım İse Utrillo’nun kendi evinde Utrillo ile beraber şevTilmiştir.
Hâlâ jfMiyan bir adamın hayalını bütün çıplakhğ-ı ile bir film mevzuu yapmak, bilmem ne dereceye kadar İsabetlidir. Pek olmasa gerek, çünkü meşhur roasanı ve kanıtı filmi “bir rezalet” diye vasıflandırarak, Farla matbuatı nemlinde protesto etmişlerdir. Utrillo, filmin aenaryoauııun kendisine gösterilmediğini, Rolând Dnr-gelta'e Montmartre*de yaşadığı lx>-hem hayatı esnasında bir iki defa-dân fazla rastlamadığım, bu romancının kendi hayatını tasvire katiyen sâlâhiyettar olmadıkını beyan etmiş ve filmin bir hayli zevksiz olmaktan başka, hayatım birçok yalancı vakalarla tahrif ettiğini iddia etmiştir. Kendtsi ve karısı Filmciler Sendikasına müracaatla filmin yasak meşini istemişlerdir.
Sanat Filmleri Kongresine bir leke süren bu hâdise, bu
den filmler yaratmanın ne kadar zor ve nâzik bir iş olduğunu ispat etmektedir. Sinema, filmcilik icabı, hakikati aynen tasvir etmekten âcizdir. Schuberl, Mozart. Chopln vo geçmişin dalın birçok sanatkârları kendi hayat ve aşkları hakkında çevrilen filmleri görselerdi, herhalde Utrillo gibi dehşet ve hiddetle her biri bir film şirketini dâva etmekten geri kalmazlardı.
Buna rağmen maatteessüf her sene bu eski ananelerden gittikçe ayrılıyoruz. Zira muhakkak ki. çoğumuz. herhangi bir müzik âlemi, profesyonel bir müzisyen kadar iyi çalmadığımız takdirde hiç çalmamanın daha İyi olduğuna kendimizi İnandırmışız. Dünyada, profesyonel olmaksızın müziği seven milyonlarca İnsan mevcut Fakat bazıları için müzik memnu bir meyva haline girmiş: mahzun mahzun “müziği bıraktım” diyerek radyonun dürmesini kapatıyorlar. Halbuki onları, müziği bırakmaya zorlayan hiç bir şey mevcut değildi. Müzik, heyecan ve hislerimizi İfade etmenin en normal yolü-dur^ Bunun doğruluğunu hemen hemen hepimiz biraz olsun hissetmişizdir. Bazı profesyonel atletlerin muvaffakiyetlerini görerek, hangimiz, yüzmekten, tenis ve plng-pong oynamaktan vazgeçti? öyleyse, profesyonel müzisyenlerle boy ölçüşemiyoruz diyerek, neden müziği bırakalım?
Umumi hisleri, şahsi bir şekilde anlatmaya anlatmaya gittikçe sAthl-leşlyonız. Bıı hisleri en tabii ve hoş bir şekilde İfade etmeyi musiki sağlar. Şii halde, müziği terkcdenlere bir nasihntlm var: KenSl zevkiniz için, şarkı söylemeye veya çalgı çalmaya yeniden başlayan; İyi notalar alarak onlan çıkarmaya çalışınız. Şayet, başlangıçta çabuk “de chiffrer,, etmekte güçlük çekerseniz, müşkülleri yenmeye gayret ediniz. Bir futbol sahaMndft, oyununuzu mükemmelleştirmek için saı fettiğiniz gayretin teinin ettiği haz kadar zevk duyacağınıza şüphe yok... Kendi kendinize, bir şey yarattığınız hissine kapılacaksınız, bu da size büyük bir zevk tenıın edecektir.
Radyoda güzel bir konseri dinlemek bile size, Beethoven’in bazit bir menue’sllnü veya Chopln’ln bir vaizini (.almaya muvaffak olduğunuz za-
Şayet, çocuklannızı küçük yaştan bir musiki Aleti çalmaya veya şarkı söyletmeye alıştıracak olursanız, ileride onların mesut olmalarını sağlamış olursunuz. Müzikle meşgul olmak onlara tabii bir şey gibi gelerek, kalabalık Önünde çalniAnm verdiği u-tnnmA hissinden uzak olacaklardır. Çocuklara müziği boş vakitlerinin bir eğlencesi gibi kabul ettirmek gayet kolaydır. Ayni zamanda, çalgı çalmak veya şarkı söylemek, büyükler ve küçükler arasında bir bayram günü neşesi yaratmayı da temin eder. Söylediklerimi bütün bir milletin müzikal hayatının zaviyesinden tetkik edecek olursak, amatörlerin müziğine cesaret vererek, insanların daha mesut ve daha az sinirli olmalarını temin ederiz. Bununla da kalmayıp IktlsAdl şeraiti kolaylaştırarak hayatiyet dolu milli bir müziğin ortaya çıkmasına sebep oluruz. Şimdiye kadar bu çeşit gAyret gösterenler çok oldu. Tekrar ayni hamleleri yapmak yine mümkündür. Mekteplerde talebe korolarına fazla itina göstererek milli müziğin meydana çıkmasına yardım etmek lâzımdır. Çocuklar klâsik müzikle ünslyot peyda ederler; bir konserde duyduktan parçaların nasıl çahndıklanm bildikleri zaman. o eserlerin kıymetlerini daha İyi takdir etmeye başladıklarını anlayacaklardır. Fakat asıl temenni ettiğim bu küçüklerin mekteplerini terkettikleri zaman, müziği bırakmamalarıdır.
SULTAN Süleyman lılç lılr padişahtı* eşi bulunmayan bir tahtırevan yaptırmak İstiyordu. Fakat altından İmal e-dllerek hu tahtırrvnnı yapmak o kadar güçtü kİ, Nuraydaki İşçilerden hiç biri sultanın istediğini yapmaya yanaşmadı:
Canı atkılan Sultan:
— Demek lııı adamlardan bir tanemi olsun benim İstediğimi yapacak kabiliyette değil, bıı gidişle demirciliği öğrenip tahtırevanımı kendim yapAcagıtıı galiba, diyerek vezirini azarladı. O sırada hazinedar başı Ahınrt Ağa, bir adam göndererek Sultanla görüşmeyi arzu ettiğini bildirdi.
Sultan:
— Gelsin bakalım, dedi.
Ahmet Ağa, Sultanın yanına yaklaşarak:
— Yüce Sultanını, uzun zamandan İteri aramakta olduğumuz şeyi buldum: ihtiyar bir demirci, çırağı He beraber şimdiye kadar e-şlne hiç bir yerde nkstlavamıyaca-ğınız kadar güzel altından ve süslü taşlardan bir çiçek yapmış. Sultanım, bu çiçeğin güzelliğini size anlatmakla bltlremcm. dedi.
Sultan:
— Bana istediğim gibi bir tahtırevan yapa bileceklerine c-min misin? diye sorunca; İla zlnedar:
— Tabii Sultanım, diye cevap verdi.
Bunun üzerine Sultan:
— *Pek| git öyleyse bana İhtiyarı bul, dedi.

İhtiyar demirci, «araydan Üç gün uzak bir köyde oturu • yordu.o
Hazinedar, a* tına atladı ve dört nala saraydan uzak laştı. Fakat demircinin evlrıe vardığı zaman
onu ölüm döşeğinde buldu. Ona:
— İhtiyar demirci, Sultanımız keııdHIne altından bir tahtırevan ynpınam bitiyor, dediği zaman:
İhtiyar:
luynıetli taş gönderdi ve hemen İşe başlamasinı Mldirdl.

Bıı orada İhtiyar demirci ölmüştü. AH. kendisine sanatının bütün inceliğini öğreten ustamini kaybettiği İçin günlerce ağladı.
Sultanın yolladığı hazine gelince, Ali, demircinin ikinci çırağı lİAsanta birlikte hazîneyi sakladı, \e beraberce hemen işe haşladılar. Günler geçti, nihayet tahtırevanın bitmesi yaklaştı. AH. altınla taşların yarıcından çoğunun arttığını görerek bunları ne yapacağını düşünmeye ıhıldı. Hasaıı, genç ustası kadar namuslu ve dürüst ol-nuufığiîıdan, Aliye, fazla altınları saklayıp, paylaşmayı teklif etti. Fakat bu teklife çok sinlrte-. nen A1I, Ilasanı:
— Sen hlze İtimat eden insanları aldatmak mı iatlyorauıı? Utanmıyor musıın İkiyle bir şey düşünmeye. Git, neııl bir daha gözüm görmesin. Altınları ne yapacağımı ben bilirim, diyerek azarladı. Haşan. günün birinde Atiden İntikam olmaya and İçerek uzaklaştı.

Nihayet büyük gün gelmişti. Sultan Süleyman, vezirleri ve sarayın diğer büyükleri. memleketin büyük meydanında top landılar. Çok geçmeden Ali, beraberinde tah tı revan olduğu halde gözüktü. Bu güzel sanat eserini gören herkesin gözleri kamaşmış*!. Sultan, yerinden ImJktı, Alinin elini sıkarak onu tebrik etti. O sırada u-7ak t an Haşanın:
— Sultanım, asıl ona artan altınla kıymetli tuşları ne yaptığını sorun ! diye sesi yükseldi.
Sultan, şüphe İle Aliye baktı sonra Haşana

I
edil-
hafif ncvt-
Ne demeli? Yaşıyan sanatkârlar haklarını kendileri müdafaA edebilirler. Fakat, geniş halk kütlelerine tanıtılmak bahanealylc, hayatları ve e-scrleri tahrife uğnyan ölmüş sanatkârları kim müdafaa etsin? Sanat Filmleri Kongresinin, sanat filmlerini yaymak gibi dâvaların yanında, bu mesele üzerinde de ehemmiyetle durması gerekirdi, ümit edelim kİ. ikinci bir kongre bu dâvayı kökünden halletmek çarelerini Anır ve bulur.
— 40 —
Devrimizde, umumiyetle, amatör-leri aşağı görmeye doğru bir meyil var: Böylece kabiliyetlerimizi dumura uğratarak, küçük ihtirasımızın çerçevesini aşân hiç bir şeye cesaret edememe tehlikesine doğru koşuyoruz. Halbuki hiçbir şey ufuklarımızı bu kadar tahdit edemez ve bizi da-
Sanat hareketleri
»
Ki-
Flamande mektebinin bir şaheseri keyfedildi
Lllie yakınlarında Balnt-VVasl
lisesinin çan dâiresini ziyaret eden bir genç artist deliklerden birini tıkâ-mak için kullanılan “Çocuklu Baki-re”ye ait Flamanda ekolünün bir şaheserini keşfetmiştir.
Mütehassıslar, şimdi tabloyu tetkik edip kime ait olduğunu aramakla meşguldürler
Çeviren: 3. RONA
Vlyanıılı plyanht luıdy llnrewood’u piyanosunun haşındn görüyoruz, Kucmm Lor(l Harrw(MHİ Londradâ çıkmakta olan ,âNrw Ntııtr«ımıın and Natlon ’ adlı haftalık gnMteııln miizlk münekkididir.

— Görüyorsunuz kİ. efendimiz İhtiyarım, 85 yaşındayım ve ölmek* üzere bulunuyorum. fakat üzülmeyin. geride bir çırak yerme hirtus-ta bırakıyorum» Benim küçük çırağım Ali, iki elle dünyada yapılabileceğine iıuınuııııyacagımz derecede güzel şeyler yaratıyor diye cevap verdi.
Ali:
— Ben sultanımızın tahtırevanını yapmaya lâyık değilim, ben *a-dece bir çırağını diye mırıldanırken İhtiyar demirci onun sözünü keserek:
— Su*. sen Sultanımızın tahtırevanını yapacak kabiliyetimin, ve onu son yapacaksın, cevabını verdi.
Hazinedar, Aliye. Sultanın İstediğini anlattıktan sonra. Sultan Süleymanm yanına dönerek genç çırağı methetti. Süleyman. Aliye büyük bir miktar altınla |>ek çok
dönerek:
— Nasıl böyle konuşublliyoraun. bir bildiğin mi var? diye bordu.
Ha^aıı:
— Utun zaman Alinin yanında çalıştım. Altınların hecine sahip olmak için beni yanındun kovdu, diye cevap verdi.
Fenn halde sinirlenen Sultan:
— şayet yalan söylüyorsan bil kİ sonun ölümdür, dedikten sonra Aliye dönerek:
— Söyle bana AH. altınİArı ne yaptın? diye sordu.
Ali:
— Efendimiz, size fam onları ne yaptırımı söyllyece^im sırada hu adam lâfımı kesti. Fakat müsaade ederseniz size blrşey göstereceğim dedi ve tahtırevanın İçinden ötekinin eşi bir tahtırevan daha çıkardı. Kalabalığın içinden hayranlık sesleri yükselmiş ti.

Sultan Süleyman, hu dürüst İnsanı devletinin en büyük mevkile-rlndcn birini vererek mükâfatlandırdı. Ali de. kendisine terilen işi sonuna kııdar lAyıklyle yaptı ve ölünceye kadar herkes tarafından sevildi ve sayıldı.
Bulmacamızda hediye kazananlar
15 şubat 1050 tarihli bilmecemi* zln çözümü “YENİ 18TANBÜL”dur.
Bilmeceyi doğru çözenler arasında ad çekme suretiyle birinciliği alarak
bir dolma kalem kazanan:
1 — Toktamış Dorean. Pancar sok. No. 60, Bakırköy
hafiye âlâsının zaferi Um

Soldan safra:
1 — Bir eglenet yeri
4 — Sünbüle
6 — Gemi bakımından biri
5 — Kışın mevcut olan
0 — Satrançta bir tâbir
11 — Aptal
15 — Bir kuş
13 — Hayal
İA — Savur
14 — Açıklık
19 — Bir erkek laml
20 — Bir çoŞumua ondan teaelll umar
yukardan matı:
1 — Tabii tatlı
2 — öşürler
3 — Mutfak kısımlarından
4 — Sığınan
5 — Bir cins bıçak «at (İki kelime,
6 — Yontulmuş ağaç
7 — Kuvvet
8 — Kümes hayvanlarından biri
V) — Efaer
14 — Kıymet
17 — Çimall Afrika d a bir daft
18 — Durum.

I)t'NKt.' HİLMACAMN HALLİ
1 — Ankara. 2 — Linet, 3 — Yaver. 4 — Nazif. B — Sivrihisar, 6 — RUM*. 7 — Sltâyi|. 6 — Nekre. 9 — Saz. İÜ — Anane. 11 — Lâyık. 12 — Mısır. 13 — Yazıhane. 14 — Nakız. lf» — Darda, is — VuHcaz. 17 — Zurna. İS — NûmuH. 19 — Azlık.
ANL1YANA SİVRİSİNEK SAZ, AN LAMI YAN A DAVHJL ZURNA AZ.

i
Zim eşkâlimiz ”defter«l»a’mal”lmlzde gûya kayıtlı İmiş... Melekler kıyafet değiştirmeyi bu sebepten yAsak etmişlerdi. Ama, mademki emreden Hizsiniz, meleklerden de İyisini bildiğinize inanmak lâzımgellr. O halde diyeceğim yok... Nizama uygun bir iş sayılır. Paçavralarımı çıkarıyorum.., Onları şu Biska, mıymıntı herife verirsem olur mu? Kızmazsınız ya?
Yoksul IX. Charles': işaretle devam etti:
— Herif aşağı yukarı benim gibi bücürün biri... Onun sırma işlenmiş kadife cepkeni de bana şöyle böyle uyacağa benziyor!
Öbür fakirler. Yoksul gibi münakaşaya cesaret etmeden soyunmaya başladılar.
Diğer taraftan, gözlerinde okunan neşeyi sezdirmemeye güçlükle çalışan kıraUar ve ağ-nlya, aldatmaya muvaffak oldukları insanlara karşı sahte bir keder hâil takınarak mükellef elbiselerini çarçabuk çıkarıyorlar, bunlardan kurtulmaya can atıyorlar. •
Ormanın meydanlık yerinde oynanan menfur komedyanın hedefini düşündüğüm içindir ki, şimdi gözlerimin önünde geçen tuhaf sahne beni güldüremlyor. Knallar, zenginler ve serseriler karşılıklı elbiselerini trampa etmekle ve pek gülünç muhaverelerde bulunmakla meşguller. Lâkırdılar bana kadar geliyor.
Yoksul IX. Charles’ın şAhAne elbisesini çoktan sırtına geçirmiştir:
— Pek de düdük gibi durmadı, vallahi... Yalnız şu biçimsiz taç azıcık zor giriyor, başıma! Pabuçlara gelince aksine... Galiba sen 44 numara giyiyorsun, değil mi? Bana bir numara aşağısı lâzım. Neyse, üzülme... Zar zor da olsa yürütür beni! Şükret kİ, son benim salapuryalarımın içinde rahatsın... Zira baş tarafları havadardır, nefesliği var; istediğin kadar yer bulursun! İçinde darlık çektin mİ. şöyle İleriye doğru uzan; parmaklarını dışarıya, balkona çıkar; olur, biter. Nasıl, elbisemin genişliği hoşafına gitti mi?
— Biraz bol ama ziyanı yok
Böyle diyen IX, Charles, hükümdar libasını başka birine ciro ettiğine ve o serseri kıyafeti sayesinde aklınca Cehennemden yakasını kurtardığına memnundu.
Yoksul gevezeliğine devanı etmektedir:
MUHARRİRİ : CAM/
ve
koydukları fakir, fukara
KIYAMET GÜNÜ
TÜRKÇESİ : REFİK HALİD KARAY
a.
Artık cemiyeti
katidir.
Hepsi de, göz elbiselerine kavuşmuşlardır.
Sahte İsa bile son serserinin pırtısını sırtına geÇirdk
Menfur komedi o^Anmış oluyor. Borjiya haininin plânı cn ufak tefenüatına kadar tatbik edilmiştir. Kötü kıra Har ve kötü zenginler, fakirlerin yalnız paçavralarına el koymuş olmuyorlar; onlar büyük mahkemeyi adli hataya düşürecek vesaikn
ön maliktirler.
— Acayibime gitti doğrusu... Meğerse son benden de sıska imişsin. Ben senin gibi altın babası olsaydım günde iki koro işkembemi tıkabasa doldurur, böyle hırızması çıkıp çiroza dönmezdim!
Bir kenarda XI. Louis'yl, sırtına bir dilenci elbisesi geçirmiş halde görmekteyim. Bu evhamlı, batıl İtikatlara düşkün hükümdar, şapkamın dllcncinlnki ile değiştirmeden önce, etrafına dizili bir sürü nazarboncugu. muska vesaireyi çıkarmış, bundan sonra kafasını örtecek olan murdar serpuşun Üstüne iliştirmişti.
Yine Yoksulun sesi
— Dur, dur, bakayım. Hüviyet varakamla askerlik karnemi ceplerimde unuttum. Ahretlik! Uçlan, onları bana! Ben de seninkileri geri vereyim.
Öbürleri de bu düşünceyi yerinde bularak haykırıştılar: \
— Doğru! Pek doğru! Kftgıtcıklarımızı isteriz.
Sahte İsa derhal müdahale etti:
— Kuzularım, günahsız yavrularım! O kâğıtlardan dolayı üzülmeniz abes. Ben »izleri, hepinizi, birer birer tanırım. “Baba” mın ülkesine girmek İçin sîzlerin ne kâğıda, ne ve-sikayu, hiç bir şeye ihtiyacınız yoktur.
Düzme peygamberin verdiği bu ikna edici teminat üzerine fukara güruhu artık ısrardan vazgeçti. Zaten çoğu körkandll halde bulunuyordu; olup bitenleri ancak müphem surette anlıyordu.
Elbise deâiştokuşu hitama erdi.* Yalnız bir tek serseri, üzerindeki partallan muhafaza ediyordu.
Yalancı îsa, şaşmış taklidi yaptı. Zira, bu da önceden hazırlanmış “tertip” in bir numarası idi:
— Ne sebepten dolayı, sen, arkadaşlarının yaptığı gibi elbiseni bir zengininkl ile değiştirmedin ?
— Efondldğim, ben sanki bunu İstemiyor mu&ım? Can Atıyorum. Fakat herkes alacağını aldı; benimle elbisesini trampa edecek kalmadı. Talihsizlik burada da yakama yapıştı, İşte! Arkadaşlarımın hepsi de şimdi fiyakalı... “Şefaat Vadİsl”ne yırtık pırtık elbisesiyle süklüm püklüm gidecek bir bon'im!
— “Babam“ın sAltanatgâhmda Adaletsizliğe yer yoktur. Sen de büyük ınahkemo karşı-Bina arkadnşlarmınki kadar güzel, iyi giyinmiş hulde çıkacaksın. Al, betıim clbısvım de, mantomu da! Çobanı olduğum sürünün içinde unutulup kalmış, Ihınule uğramış tek kuzu bulunamaz, bıılummyacaktır. “Babam” in tahtı önüne götürdüğün^ sîzler arasında cn mütevazı giyinmişi ben olacağım!
— Haddim değil ama, bu is racona uymuyor. Blzlor, şimdi lordlar gibi giyinmişiz. Sizin süslü eski zaman kıyafetini değiştirip serseri kılığına girmenizi doğru bulmuyorum.
—• Durunuz! Dinleyiniz! Eğer ben sizleri sefaletten kurtaıdımsa, en geridekileri en ileriye geçirerek mevkilerinden sukut etmiş nüfuzluların elbiseleriyle “Babaın” ın huzuruna çıkaracaksam beni irsal buyuranın karşısında «izlerin HAh1 fakr-tl zaruretinizin bir timsali şeklinde görünmekliğim icap eder. Masum kuzularım, müsterih olunuz! Ve ey zavallı garip! PalaspArenl bana ver. sen benim libasımı al, giyin, kuşan!
münakaşa bile edlle-kalmadı. Lâkin ben
Ah... Evet, zaferleri mez; su götürür tarafı buradayım! Ben ki, İnanılmaz hud’anm göze görünmemiş bir şahidiyim, buradayım! İğrenç desiselerini kökünden yıkmak, bütün ümitlerini boşa çıkartmak için burada bulunuyorum!
Dula kurulmuş gözcü kulemde kendi kendime böyle söylenirken oraya Allah tarafından gönderildiğime, Borjiya’nın menfur kombinezonunu akamete mahkûm ve mücrimleri adalete teslim vazifesiyle mükellef kılındığıma inanıyorum. Günahlara müsamaha göstermeyen asil ve cesur melekler benim mısHsiz muvaffakiyetimi tesit için borularına sarılacaklar... Başka türlll olamaz?
Bu pöhpöhleyict düşüncelere dalmakla beraber, artık ayrılıp gitmeye hazırlanan aul-kastçilerle kurbanlarım da gözden kaçırmamaktayım. Kolay başansındun sarhoş haline gelen sahte İsa, yani aktör Sosten. biçare fukaraya pek acı bir istihza gızliyen son hitabede
bulundu:
Safa-yı hatırla gidiniz, kuzularım! ediyorum: “Saf kalbliler mesutturlar, onların olacak!”
Birkaç dakika sonra fakirler ve zenginler,
hainler ve kurbanları adadan uzaklaşmışlardı.
Meydan yine tenha... Tarassut mevkilinden kayıp indim; ayaklarım yere değdi.
Tekrar Cennet
Kayığımı bağladığım noktaya doğru süratle İlerliyorum. Sandala ayağımı ha attım, ha atacağım... Tam o sırada ağaçlar arasından İki kişi fırladı. Üstüme atıldılar ve bir an zarfında beni kıskıvrak bağladılar.
rDarauıı var)
Sıra ile kitap kazananlar:
2 — Zekerlya Cevher, Dereiçi, Kantarcı RÜstem sok., Tarabya.
3 — M. Ar, Haydarbey cad. No. 31. kat 3, Fatih.
4 — Sezer Ünerl, Kuşdili cad. No. 00, kat 3. KAdiköy.
5 — Haıiiye Yıldırım, Serencebey yokuşu. Hasırcı Veli sok. No. 5, Beşiktaş.
6 — Melâhat Yeniaydın, Yıldız. Yeni Posta cad.. No. 13/2, Beşiktaş
7 — Hüseyin Konuk, Kabataş. îz-zetpaşa sok. Ekselsiyor apt. No. 30/1 Tophane.
8 — Necdet Güvenç, lhdaniye alt. sok. No. 83. Üsküdar.
9 — Nczahet Kıldokıır. Cağaloğlu, Molla Fenarî sok. No. 22.
İÜ — inci Bayraktaroglu, Kovara-gıppaşa İlkokulu, sınıf 1-B, No. 600
11 — Balse Binbay, Yolcu Salon Gümrüğü Başmemuru nezdinde, İzmir
12 — Şener Orhon. Sakarya İlkokulu, sınıf 5. No. 55, Yozgat.
13 — Halil Yıldırım, Gürel Sineması üstü No. 21/2, Beşiktaş.
11 — Yekta Arsan. Bursa sok. No. 27. daıro 10. Beyoğlu.
15 — İlhan Borak. Hekimoğlu Ali Paşa İlkokulu, sınıf 2-A, No. 41. Aksaray.
3 No.lu bilmecemizi kazananların listesi 22 mart çarşamba günü ilân edilecektir.
Hicrî
C. Evvel
1950
MART

1869
Perşembe
Rumî
Mart
1366
VAKİT VASATİ EZANİ
Güneş e. ıo 11.54
öğle U.23 6.07
İkindi 15.11 9.29
Akşam 18.17 13.00
YnL-n 19.17 1.31
İmsak 4.34 10 19
»
2
27
16 Mart 1930
Rayfa 5
P
GÜNÜN
KONOMiK

Atatürk çiftliklerinden Devlet Üretme çiftliklerine doğru
• Yazan :
BİR gün Amerikalı gazetoci Rose Lea, Marmara havzasını gezdikten sonra. Atatürk hak* kındaki makalelerinden birinde şöyle demişti: “Büyük congâver, zaferi elde ettikten ve kılıcını kınına koyduktan sonra yorgunluğunu gideriyor. Kendi çiftliğini, zaferlerine birer şa-hit olan denizlerle süslüyor...,,
Ankara Orman Çiftliği ve onun deniz modeli havutları hakkındakl bu düşüncede zarafet yok değildi. Fakat Atatürk İle aynı devirde yaşamak ve onun yakınında veya uzağında olsun herhalde emrinde çalışmak imtiyazına nail olanlar için Orman Çiftliği ile havuzlarının hikâyesi, bir başka hikâyedir.
1925 senesi baharında bir gün Büyük Şef memleketin tanınmış ziraat-cilerinden bir grupu çağırttı, onlara ağaçsız ve toprağı kuru Ankaranın yanıbaşmda büyük bir çiftlik kurmak istediğini söyledi... Vakıanın üst tarafını anlatmaya lüzum yoktur. Çünkü her gün binlerce insanın içinden geçip gittiği Gazi Çiftliği ormanları, parkları, hayvanat bahçesini ve her türlü zirai tesisleri meydandadır.
Atatürk Ankara Orman çiftliğine sonradan kattığı Baltacı (Yalova), Dörtyol, Tarsus, Şövalye ve Tekir ı Silifke) çiftliklerini millete hediye ettikleri zaman Başbakanlığa yazdıkları 5/11/1937 tarihli mektuplarında şöyle diyorlardı:
“Ziraat ve ziraî iktisat sahasında fennî ve amelî tecrübeler yapmak makaadiyle muhtelif zamanlarda memleketin muhtelif mıntakalarında müteaddit çiftlikler tesis etmiştim. On üç «ene devam eden çetin çalışmaları esnasında faaliyetlerini, bulundukları iklimin yetiştirdiği her türlü mahsulâttan başka, her nevi ziraat sanatlarına da teşmil eden bu müesseseler, ilk senelerden başlayan bütün kazançlarını sarf ederek büyük küçük müteaddit fabrika ve i-malâthaneler tesis etmişler, bütün ziraat makine ve âletlerini yerinde ve faydalı şekilde kullanarak bunların hepsini tamir ve mühim bir kısmını yeniden imal edecek tesisat vÜcude getirmişler, yerli ve yabancı bir çok hayvan ırkları Üzerinde çift ve mahsul bakımından yaptıkları tetkikler neticesinde, bulların mühite en elve-rış)i ve verimli olanlarını tesblt etmişler, kooperatif teşkili suretiyle, veya aynı mahiyette başka suretlerle civar köylerle beraber faydalı şekilde çalışmışlar, bir tafaftan da iç ve dış piy.jsalarla daimi ve sıkı temasta bulunmak suretiyle, faaliyetlerini ve istihsallerini bunların isteklerine uydurmuşlar ve bugün her bakımdan verimli, olgun ve çok kıymetli birer varlık haline gelmişlerdir. Çiftliklerin, yerine göre araziyi ıslâh ve tanzim etmek, muhitlerini güzelleştirmek. halka gezecek, eğlenecek ve dinlenecek sıhhi yerler, hilesiz ve nefis gıda maddeleri temin eylemek, bazı yerlerde ihtikârla fiilî ve muvaffakiyetli mücadelelerde bulunmak gibi hizmetleri de zikre şayandır.
Bünyelerinin metanetini ve muvaffakiyetlerinin temelini teşkil eden geniş çalışma ve ticarî esaslar dahilinde idare edildikleri ve memleketin diğer mıntakalarında da mümasilleri tesis edildiği takdirde tecrübelerini müspet iş sahasından alan bu müeı-seselerln ziraat usullerini düzeltme, istihsalâtı arttırma ve köyleri kalkındırma yolunda devletçe alınan ve almacak olan tedbirlerin hüsnü İntihap ve inkişafına çok müsait birer âmil ve mesnet olacaklarına kani bulunuyorum ve bu kanaatle, tasarrufum altındaki bu çiftlikleri bütün tesisat, hayvanat ve demirbaşlariylc beraber hâzineye hediye ediyorum...,,
Atatürkün hâzineye teberrû ettlk-
ProL Dr. Kerim Ömer ÇAĞLAR
lan çiftlik ve müessirlerin İdaresi hususî bir kanuna ihtiyaç göstermiştir. Bu çiftlik ve müesseseler esas tutularak Ziraat Vekâletince Öteden beri İdare edilmekte olan diğer batı çiftlikleri de aynı verimli faaliyette birleştirmek ve ihtiyaca göre bütün ziraat bölgeleri için yenilerini kurmak ve bunların hepsini ticari usullerle 1-dare etmek ziraatlmiz için faydalı telâkki edilerek “Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu'* adı ile bir teşekkül meydana getirmek muvafık görülmüş ve bu maksadı temlnen de 1938 başında 3308 sayılı kanun yayınlanmıştır.
3308 sayılı kanun Atatürkün çiftlikler İçin verdiği direktifleri esas tutuyor ve kurumun itibari sermayesini 15 milyon lira olarak tesbit ediyordu. Maamafih bunun miktarı bir mislÇ arttınlabilecekti. Bu kanunun meriyette kaldığı 12 yıl zarfında Atatürkün hediye ettiği çiftliklere hâzinece yenileri katıldı. Başta Ankara Bira Fabrikası olmak üzere bir kısım tesisler ise bünyesinden çıkarıldı. Son yıl içinde kurumun çiftlik mevcudu dokuz olup ayrıca Rlzede bir çay fabrikası, Pazarda elma kurutma fabrikası, Nevşehirde bir şarap fabrikası da Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumunun mevcutları arasında yer almakta idi. Buna Ankara Ticari İşletmeler Müessesesini de katmak lâzımdır. *
Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu 7 haziran 1949 tarih ve 5433 sayılı kanunla ilga edilerek Zirai Kombinalar idaresiyle birlikte “Devlet Üretme Çiftlikleri” haline kalbedilmiştir. Bu vesileyle Ziraî Kombinaların da kısaca tarihçesine temas etmek ve ondan sonra yeni idarenin vadettiğl imkânlar üzerinde durmak faydalı o-lur.
İlk defa 3130 sayılı kanunla ziraat teşkilâtına katılan Ziraî Kombinalar İdaresi şimdiye kadar üç kere yön değiştirmiştir. 1937 de 3 milyon lira ödenek konmak suretiyle faaliyete geçirilen bu idare Türk çiftçisinin her nevi işletme vasıtalariyle teçhizini, hastalıklarla mücadeleyi ve makinalı ziraatın memlekette yayılmasını hedef tutmakta iki. 1780 sayılı Milli Korunma Kanununun yürürlüğe girmesiyle 1940 yılında mü-esseseye yeni bir istikamet verilmiştir. Yeni şekle göre idare, Rahipleri tarafından işlettim iyen araziyi bir bedel mukabilinde işletebilccekti. 1940 dan 1942 ye kadar süren devrede Zirai Kombinalara 2.5 milyon lira kredi tahsis edilerek bu krediyle dış memleketlerden ziraat alet ve maklnaları getirtilmiş ve bu makl-nalar daha çok halk hizmetinde çalıştırılmıştır. 19 10 1943 tarihinde çıkarılan 477 sayılı koordinasyon karariyle ise Zirai Kombine İdaresine çiftlikler kurmak ve zerlyat yapmak salâhiyeti verilmiştir.
Bugün Kombinaların İşgali altında memleketin muhtelif yerlerinde 14 çiftlik bir merkez atölyesi ve depo vardır, ve bunların varlıkları yekûnu 68,3 milyon liraya varmaktadır.
l/mart/1950 tarihinden itibaren içine Devlet Ziraat İşletmeleri Ku-rumu İle Ziraî Kombinalar İdaresini alarak faaliyete geçmiş olan “Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğünün,, gayelerine gelince; bu müessese yurt çiftçiliğinin ziraî verimini arttırmak, istihsalini çeşitlendirmek ve mahsulün kalitesini yükseltmek amaclyle iyi tohumluk, damızlık ve fidan İhtiyacını sağlamak, tarım, alanında çiftçiye Örneklik ve Öğreticilik etmek üzere Tarım Bakanlığına bağlı, şahsiyeti hükmlyeyi haiz, mülhak bütçeli bir müessese olarak çalışacaktır.
Kıs» halterler
Deıılz sigortası ücretleri İndirildi
★ Londra, -5 A.A. (AFP) — İngiliz nakliyatı sigorta şirketleri harp risklerine karşı sigorta Ücretlerini yüzde 25 indirmişlerdir.
Pakistan Milletlerarası Bankaya giriyor
★ Washlngton, 15 A. A. (United Press) — İyi haber alan kaynaklar Pakistanın Milletlerarası Banka ve para fonuna yakında İştirak etmesi beklendiğini dün bildirmişlerdir.
Polonya, Dünya Bankacından çekildi
★ Londra, 15 (YİRS) — Polonya, Dünya Bankasından çekilmiştir. Varşova Hükümeti, bu bankadan ayrılan ilk üye olmuştur.
Variste altın düşmekte devam ediyor
★ Paris, 15 (YİRS) — Fran9»ya gelen külliyetli miktarda altın^ Paris altın borsasında devamlı bir sukut yaratmıştır. Bugünkü bor-sada külçe 488.000 franktan ve Napolâon altım ise 3600 franktan muamele görmüştür.
Mübadele serbestlsl D&nlınarkadA tesirini gösteriyor
★ Kopenhag. (Hususi) — Kati rakamları alınan ocak ayı içinde Danimarka ithalâtı 475 milyon kuronu bulmuştur. Geçen sene aynı ay zarfında 325 milyon ku-ronluk ithalât yapılmıştı. Artışın kısmen mübadele serbestlsinden ileri geldiği tahmin olunmaktadır.
İsviçre, Holândaya
İkrazda bulunuyor
★ Cenevre (Reuter - Hususi) — Ho-lândaya alt 50 milyon İsviçre franklık dış İstikraz, İsviçre bankacıları grupu tarafından karşılanacaktır. Bankalar yakında halkı bu İstikraza kaydolunmağa davet edecektir.
Avusturya, Yunanistan ticaret anlaşması
★ Atina (Reuter - Hususî) — Avusturya İle Yunanistan arasında yeni bir ticaret anlaşması imzalandığı bildirilmektedir. Anlaşmanın metni henüz ilân edilmemiş ise de, Yunanıstanın Avusturyaya tütün, sünger, zeytinyağı, Kore üzümü, incir, şarap ve deri satacağı tahmin edilmektedir.
Yıınan tütünleri fiyatı
★ Atina (Reuter - Hususi) — Resmi makamlar 1949 mahsulü tütünün fîatlerini tesbit etmiştir. Yeni fi-atler. harpten evvelki üç yıl vasatisinin 230 mislidir. Vasati ticari fiat okka başına 14,500 drahmidir.
Chicago Fuarına Rusya da davet edilecek
★ \Vashington (Reuter - Hususi) — Ağustosta Chikago'da açılacak o-lan ilk Birleşik Amerika Milletlerarası Fuarına iştirake Rusya da davet edilecektir. Esasen. Illinois valisi, Birleşik Amerika ile diplomatik münasebetleri bulunan bütün memleketlere, Dışişleri Bakanlığı yoliyle, davet mektupları göndermektedir.
Dışişleri Bakanlığı, davetlerin Birleşik Amerika Hükümeti namına yapılmadığım tasrih etmektedir.
İngiliz • Mısır
ticaret anlatması
★ Kahire (Reuter - Hususi) — Mısır Devlet Bakanı, İngiltere ile yeni bir ticaret anlaşması müzakerelerinin üç aydan evvel başlanamı-yacağı kanatinde olduğunu beyan etmiştir. Bakana göre. İlci memleket arasında yapılacak oir anlaşma, Mısır için bir zihniyet zaferi ve İngiltere için ise maddî
Dünya yün Hatlarının istikrarı mümkün müdür?
Londrada toplanan İmparatorluk Yün Konferansının mahiyet ve kararları hakkında HCombat” gazetesinde Jacqueı Lassagne tarafından yazılan bir yazıyı aşağıda aynen veriyoruz.
Yün. son nylar içinde, çok büyük temevvüçler kAydeden hAm mAdde-lerden biridir. Hterllng’ln devalüasyonu yün fiyatlarında yüzde 40 nls-betinde bir yükselme husule getirmiş ve 1950 yılı başında, aşağı kaliteler fiyatlarındaki dalgalanmaya rağmen, bu cereyan devam etmiştir.
Avustralya piyasasında, AvrupalI, Amerikalı, Japon vc Rus alıcıların giriştikleri şiddetli rekabet bu durumu İzah edebilir. Esasen bu pazarın kuvvetli istatistik durumu, yükselmeyi icap ettirmektedir.
Filhakika! istihsal, iatlhlâki karşılayamamakta ve stoklar bidayette umulduğundan daha çabuk erimektedir, îçlnde bulunduğumuz mevsim için istihsal 3.844 milyon libre — takriben yarım kilo — (1948 -1949 mevsimine nazaran % 2 artış) ve istihlâk 4.357 milyon libre (Geçen mevsim 4.348 milyon libre) tahmin edilmektedir. Dünya stoklarına yani yedi aylık istihlâk karşılığıdır. Halbuki 1946 - 47 mevsim başı stokları 5,200 milyon libre idi.
Harp sonunda mevcut stoklar, harp İçinde İngiltere tarafından satın alınan yünlerin tasfiyesi maksa-dlyle 1945 de kurulan “United Klng-dom Dominion Wool Dlsposals Ltd.„ elinde bulunmakta idi.
Bu stokların U. K. D. W. D nin kuruluşu anında on milyon balya iken hâlen bir milyon balyadan daha azdır. Zamanında ancak on iki yılda tasfiye edilebileceği tahmin olunah stokların eritilmesi pek kısa müddet içinde başarılmış demektir. Londrada 30 ocaktan 2 marta kadar devam eden İngiliz İmparatorluğu yün konferansı bu meseleyi tetkik etmekle vazifelendirllmlştir.
înupar a torluk ylhı konferansı
U. K. D. W. D. nln \nzlfeslnl bitirdiği cihetle kaldırılması veya yeni bir şekil ve vazife ile devam ettirilmesi mevzuu bahis olmuştur. Londrada çeşitli teklifler Üzerinde münakaşa edildiği anlaşılmaktadır. Bunlardan bazıları, yün piyasasının tam serbestisi fikrine, bir kısmı da fl-atler üzerinde milletlerarası bir müdahale esasına istinat etmekte idi.
Dünya zeytin yağı rekoltesi
Bütün müstahsil memleketlerde bu yıl bol mahsul var
Paris 15 (Reuter - Hususî) — Fransız yağlı tohumlar gazetesi “L’Olivier“e göre. 1949-50 dünya zeytin yağı rekoltesi, geçen yıldan fazla olacaktır. Gazete, mahsul tahminlerini şöyle göstermektedir:
1949-50 Bin 1948-49 Bin
İspanya 280 Ton 200 Ton
İtalya 250 II 130 M
Yunanistan 150 50 H
Şimali Afrika 120 » 90 II
Portekiz 50 M 25 II
Türkiye 70 l> 35 n
Diğer memleketler 50 11 1 •t rbjhi juM
bir kazanç teşkil edecektir. Toskana şarapları
★ FTbransa (Reuter - Hususî) — FloransadA ve Slena’da şarap Ü-zerine yapılan işler durgundur vc her iki piyasada da fiyatlar müstakar bir mahıy etarzetmekte-dir.
Neticede, konferans “geçmişte piyasada görülen şiddetli ve muvakkat temevvüçler üzerinde tesir yapmak İmkânını,, tetkik ettikten sonra, yukarıdaki ikinci esasta karar kılınmıştır, Neşredilen tebliğ, konferansın “yün fiyatları uzun vâdeli te-mevvüçlerlni önlemeyi veya bunları diğer İptidai maddeler fiyatları dışında tutmayı istihdaf eden bir plân yapılmasını,, kabul etmediğini göstermektedir.
Buna mukabil konferans, “yün fiyatları düşük olduğu zaman temev-vüçlerl bir istikrar fonu sayesinde hafifletmenin mümkün olup olamı-yacağını bir plân dahilinde tetkik etmeyi,, kabul etmiştir. Fiyatların düşük olduğu sırada satın alınacak yün bilâhare piyasaya sürülerek yükselme hareketleri önlenebilecektir.
Milletlerarası bir konferans hnkdnı
Böyle bir İmkânın gözden geçirilmesi üzerinde durulmaya değer bir ehemmiyet taşımaktadır. Filhakika bu durum, şimdiye kadar üzerinde durulmamış olan yün piyasasının milletlerarası ölçüde teşkilâtlandırılmasını şart koşar.
Gerçi 1947 de, yün İstihsali, istihlâk ve ticaretiyle alâkalı memleketlerin iştirak ettikleri yün etüd grupu. hükûmetlerarası bir yün anlaşması yapılması mevzıiunu tetkik etmek üzere bir tâli komite kurmuştu. Fakat ertesi sene vaziyetin inkişafı ve yün stoklarının seri tasfiyesi dolayısiyle. komite dağılmıştı.
Bu tarihten beri, bazı millî ve milletlerarası teşekküller tarafından aynı fikir etrafında teklifler yapılmış, fakat bunların üzerinde durulmamıştı. Binaenaleyh, imparatorluk yün konferansı ve aldığı kararlar mevcut konjonktör içinde ehemmiyeti haiz bulunmaktadır.
Fakat bütün yün müstahsili memleketlerin. bilhassa Cenubî Amerika memleketlerinin dahil olmadıkları bir fon teşkili müessir tedbirler temin edebilecek midir? Mesele buradadır.
Çukurovada mey vacılık gelişiyor
Adanada 30.000 meyva fidanı dağıtıldı
Adana, (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Adana bölgesinde, meyva-cılık da. büyük bir ehemmiyetle ele alınmıştır. Portakalcılığın devamlı inkişaflar kaydettiği bu bölgede, mey-vacılığın elma, armut, şeftali, kaysı ve erik cinslerini de teşvik maksadıy-le. Tanm Müdürlüğü 30 bin meyvalı ağaç fidanı tevziine başlamıştır. Bu meyva ağacı fidanlarıyla meydana getirilecek fidanlıklar, Teknik Tarım Müdürlüğünce kontrol edilerek lüzumlu bilgi ve bakım şartlan İçinde hareket edilmesine yardım olunacaktır. Meyvecilik sahasında da Çukurovada artık ciddî adımlar atılmış bulunmaktadır.
Teknik Tanm Müdürlüğü, ayrıca, 15 bin adet de meyvasız ağaç fidanı tevzi etmektedir.
Tütün ticaretinin teşkilâtlanması Eğede bir tütüncüler birliği kuruluyor tzmir 15 (Hususi muhabirimiz bil-diriyor) — Ticaret Bakanlığı Müşavirlerinden Mahmut Şeyda bugün saat 15 te Ticaret Odası salonunda yerli ve yabancı tüccar ve ihracatçılarıyla İstifadeli bir konuşmada bulundu. Bakanlığın, her maddenin ihraç imkânları üzerinde dururken bu yıl 259 milyon lira İle memleket dış ticaretinde % 37 bir nlsbet İşgal eden tütün bahsine hususi bir önem verdiğini anlatarak Türkiyenln diğer Birleşmiş Milletler Üyeleri ^me-yanında serbest ticaret ve rekabet rejimini kabul etmekte olduğuna işaret etti. Harp yıllarında rakiplerimizin İstihsalleri düştüğü İçin Türkiyenln tütünlerini kolaylıkla sattığım belirterek bugün gümrük kolaylıkları, İstihsal fazlalığı ve meşru rekabetle birlikte para konuları karşısında yarın tütünlerimizin bu kadar kolay satamamak tehlikesine maruz bulunulduğunu İfade ettikten sonra yeni müşteriler arasına Paklatan ve Endonezya gibi memleketlerin katıldığını söyledi. Buna mukabil düne kadar tütün ithalâtçısı olan İtalyanm bugün İhracata başladığını Inglüzlerln rfodezyada Türk tipi tütün yetiştirdiklerini anlattı. Virjinya tütünlerinin rekabeti karşısında diğer şark tütünü satan memleketlerle birlikte tedbir alınmasına ihtiyaç bulunduğunu ifade etti.
Bakanlık Müşaviri, daha sonra tütün müstahsillerinin bir ortaklık kurarak teşkilâtlandıklarını, tütün işçilerinin de sigorta gibi konularla teşkilâta doğru gittiklerini anlatarak ihracatçının da teşkilâtlanması gerektiğini anlatıp, hükümetin bundan böyle tüccarı koruyucu tedbirler alacağını sanmamalarını işaret etti.
Mahmut Şeyda hükümetin serbest ticaretin icaplarına uymak zorunda olduğunu anlatarak mahallî tedbirlerle bu kadar önemli konuların bundan böyle hal yoluna gidemlyeceğine tüccarın dikkatini çektL
Tütünlerimizin revacını teinin için propaganda ve hariçte neşriyat gibi konulara önem verilmesini istedi. Bundan sonra Ticaret Odası Başkanı Türkiye Tütüncüler Birliği Umumi Kâtibi Celâl Umur’un İzahat vermesini istedi. Umur, tütün ihracatımızın geçirmekte olduğu krizden bahsederek meselâ Trabzon tütürue*mln alıcısı olan Mısırın devalüasyondan sonra fiatlerlmlzi yüksek buluuğunu anlattı, tzmir tütün ihracatçılarının bazı suallerine cevap veren Mahmut Sevdft, Hükümetin dirije otonomi şeklinde bir teşkilât tasavvuı etmediğini, bunun tamamen aksine olarak aşağıdan yukarıya doğru ihtiyaçtan doğmuş bir teşkilât kurulmasını tavsiye ettiğini ve böyle bir teşkilâta her türlü müzaheret göstereceğini anlat-1 ti. Türk ve Yunan tütünlerinin müştereken Virjinla tütünlerine karşı rekabet sahasında beraber yürüdüklerini ifade etti ve şöyle dedi:
“Siz Hükümetten neler istediğinizi tesbit edersiniz. Hükümet, yardımını esirgemıyecektir. Fakat asıl çalışma ve teşebbüsleri en liberal bir düşünce ile sizler yapacaksınız. Teşkilâtınızı kurun, komşularınız rekabet sahasında faaliyet gösterirlerken sizler (istim) misali durursanız harpten evvelki miktarda dahi tütün satamazsınız.”
Tüccardan Kâzım Gürel tng^ızicrın tütün mubayaasını azalttıklarından ve bir kısım Türk tütünlerim işleyerek başka memleketlere sattıklarından bahsetti ve tngilterenin tütünlerimizde %18 e kadar rutubet bulduğunu. bunun 10 a inmesi gerektiğini anlattı. Neticede 7 kişilik bir müteşebbis heyet kurulmuş ve bıı heyetin kurulacak “Ege tütüncüler birliği,, statüsünü hazırlaması karsr-laşmıştır. Mahmut Şeyda yarınki uçakla lstanbula gidecektir.
Meslek gruplarının toplantıları
Ticaret Odası, bu toplantılar için meslek sıratiyle bir liste hazırladı
Ticaret Odasının serbest ithal rejimi hakkında, fikirlerini öğrenmek üzere, meslek gruplan sırasına göre tüccar ve sanayi erbabını toplantılara davet edeceği yazılmıştı, Oda meslek gruplarının liatealnl hazırlamıştır. Bu listeye göre, ayın 20 nci günü zücca-elye ve madeni eşya tacir ve fabrikatörleri, ayın 22 nci günü makine ve yedek akşamı ile meşgul tacil ve fabrikatörler, deri tacirleri, ayın 24 üncü günü kâğıt tacirleri, matbaacılar, ayın 27 nel günü pamuklu Itlîalâtçı-larlylc fabrikatörleri, ayın 28 inci günü Jüt mamulleri ithalâtçıları, ayın 30 uncu günü de zeytinyağ ve nebat! yağ fabrikatörleri Oda salonunda toplanacaklardır.
Ayın sonuna kadar devam edecek olan bu toplantılardan alman neticeler, bir rapor halinde Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına bildirilecektir.
Kuru meyva fiyatları düşüyor
Piyasada kuru meyva sarfiyat mevsimi geçtiği için, flatlerde düşüklük görülmektedir. Bunlardan taraklı tipi kuru erik toptan 65 kuruşa, perakende olarak da 100 kuruşa satılmaktadır. Halbuki bîr ay evvel kuru e-rfk perakende piyasada 160 kuruşa satılıyordu. Uryani eriği de perakende olarak 200 kuruştan 120 kuruşa kadar düşmüştür.
Bundan başka kaysı, zerdali de muayyen nispet dahilinde ucuzlamaktadır.
Kalaylar muayene ediliyor
Kalay ithalâtının yalnız Ticaret O-ftsine inhisar etmiyerek, tüccar tarafından da getirileceği yazılmıştı. Şimdiye kadar serbest olarak piyasaya kalay gelmiştir. 24 tonun da yolda bulunduğu anlaşılmaktadır. Yeıu ithal edilen kalayların iaşe maddeleri nizamnamesinin 377 ncî maddesine uygun olup olmadığı Sağlık Tcçkılâ-tı tarafından kontrol edilmektedir. Bundan bir müddet evvel tahlil edilen kalaylarda on binde birden fazla arsenik bulunduğu için, kalay satanlar hakkında kanuni takibata başlanmıştır.
Sinopta görülmemiş hamsi bolluğu
Sinop, 15 (A.A.) — Liman, şimdiye kadar misli görülmemiş derecede çok hamsi ile dolmuştur. Dün tutulan hamsi 60,000 kiloyu bulmuştur. Denizden Samsuna, kamyonlarla da Ankara, Boyabat. Taşköprü ve Kasta-monuya hamsi şevkine başlanmıştır.
Orman işletmelerinin sayısı azaltılacak
Hakikî İşletme durumunda olmayan muhafaza yerlerine masrafsız bir hüviyet verilecek
Ankara (Hususi muhabinınizuen) — Hâlen yurdun her yanma dağılmış bulunan 113 orman işletmesinin miktarlarının azaltılması için bir cereyan mevcuttur. Bu 113 işletmenin bir kısmı Dursunbey, Karabük, Zın-gal işletmeleri gibi hakikî orman işletmesidir. Diğer bir kısmı oradaki ormanın durumuna göre, yalnız bakım ve muhafaza vazifesi görmektedir. Mevcut yeni cereyan, iktisadi kıymeti olan, hem istihsal, hem satış yapan müesseselerin işletme oıarak muhafazası ve diğerlerinin birer bölge veya çevirge müdürlüğü şeklinde idaresidir. Bu takdirde teşkilâttan mühim tasarruflar elde edileceği tahmin olunmaktadır.

I lS/lll/1950Çor,ombo |
BORSA
Borsalarda vaziyet
İstanbul
Ticaret Borsasında fındık gevşek durumunu muhafaza etmektedir. Alıcıların mala karşı nazlı davrandıkları anlaşılmaktadır. Yağlı tohumlar grupunda İş olmamıştır. Nebati yağlara gelince: zeytin yağının muhtelif kaliteleri üzerine mahdut miktarda muamele cereyan etmiştir. Alıcılar, fiyatlpnn düşeceğini tahmin ederek ihtiyatlı hareket etmektedirler.
Kambiyo. Esham ve Tahvilât Bor-saaında. düne nazaran muhtelif tertipteki Devlet Tahvilleri Üzerine hararetli işler olmuştur. Altın plyaaası lae yine kararsızlık içindedir.
İzmir
Tarış ve Tekel müdahale mubayaalarına devam ettiklerinden müstahsiller Uziinıb rıniıı ellerinde kalacağı endîşesini artık izhar etmemektedirler, bıcirin durumunda bir değişiklik yoktur. Geçen hafta pamuk fiyatlarının ânı olarak yükselmesi üzerine hariçten siparişler kesildiğinden horsada sükûnet hüküm sürmektedir. Pamuk yayı piyasasındaki gevşeklik devam ediyor Borsada bugün pamuk çekirdey iüzerine muamele olmamıştır.
Adana :
Ticaret Boraaaında yalnız Birbiri akala pamuk üzerine iş olmuştur. Fiyatlarda lor fark görülmemiştir,
KAMBİYO
İstanbul Borsası
Açılış
Kapanış
1 100 100 100 100 hm îoo ıoo 100 100
âterllng
Dolar .......
Fr. Frangı... İsviçre Fr... Belç. Fr.....
İsveç Kr.... Florin ......
Liret .......
Drahmi ......
Eacoudos ...
7. M
280.25
0.80 (H 03.—
5 00.— 64.125u 73.68.40 0 4 i. 128 0.01.876
8.7390
Altınlar
Bugün
L-lrs
Eakl kur
Ura
Külçe Terli Gr
Külçe Dcşuısa.
Cumhuriyet ...
Reşat .......
Hamlt mm.....
Gulden ......
İngiliz .....
Fransız kok ...
Napolâon IH İsviçre
Neu-York’ta ; onau: Ş 35
6 — 6.03 44 60 41.4(1 44.80 39.50 o-. 30 (4 35 41.20 4İ.—
Gümüş, Platin
Gümüş Gr. PlAUn
••••••
En aşağı
10.-
6.02
6 07
44.40
44.»
40.20
39.70
52.25
44-
41.25
41.25
En yukarı
11.—
Zürich Borsası (Serbest)
1. III.1050
Durumu
Türk Lirası .....
Dolar ...........
BlûrlİTijf Fransız Fran
İKVİçre Fraufi
En aşağı
En yukarı
Töâ
4 .50
10. .»5
1.13
ESHAM VE TAHVİLÂT
Devlet Tch villeri
tlcramlyell tahviller Kapanış (•)
%5 1933 Ergani 23.20 24.-
r(5 1938 ikramlycli 21.50 22.-
(75 Milli Müdafaa 1 21.30
$c5 1911 Demiryolu IV ... ği 35 08-
Ç*c5 1941 Demiryolu V 98 75 100.—
1/2 1949 Ikramiyell ...» Olğerlrri 97.35 43.-
«eh 1911 Demiryolu VI 98.25 97.50
Kalkınma (.....•••m.». 08.15 09—
(r(6 11 98.— 09.-
%6 .. 111 98.30 , ı 00—
1918 İstikrazı I 98,03 U8—
%6 1948 11 98.00 99—
%6 Milli MUdataa t 96 35 —
%6 1940 .. 1 ... 97.80 08.-
%7 1931 Sivas* Erzurum I. 20.30 20.30
%7 İfiM „ II.-VII. 21.— 20.40
T®7 1941 Demiryolu l 21.111 21.61
7 1941 .. 11 20.82 21.85
*7 1941 „ U1 • 20.85 21.20
T(7 MÜÜ Müdafaa I 20.70 21.20
ec fle eeaaşş 22.— 23—
%7 .. .. III 20.75 20.60
Ki .. rv 21.10 22—
Şirket Tahvilleri
T. C. Ziraat Bankası 20.25 20.30
Anadolu D.Y. Tertip A/B. 111.— 109—
•» »• *, C. -
«• /ÇHO •••••• 69.- 60.-
„ „ Mümeıı. Senet. 67,90 67.50
Şirket Hisse Senetleri
T. C. Morkez Bankası ... 130 — 131 —
Türkiye İş Bankası 27.50 27—
Türk Ticaret Bnnkaaı 5.— 6—
Artılan Çimento 17 25 17—
Şark Değirmencilik 23 25 23 60
Milli Reasürans 8.— 16.25
Ecnebi Tahviller
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İstanbul Ticaret Borsası
Hububatı
Buğday yumuşak (Tüc.) Bıığdnv yumuşak (Ofisin).. Arpa Yemlik (dökme) .... Mısır (Sarı) çuvalı ......
FftftUİya Horoz ..........
Faaul.VA Çalı yumuşak.....
Kuşyemi ............ ...
Mercimek kırmızı iç çu. Mercimek yeşil
Nohut Kabuklu ...........
Tııfclı t(>iı(ımIibr ı
Ayçiçeği tohumu ...........
Keteni ımu ,...............
Kcndirtohumu ..............
Sunam (Bandırma) ...........
Yer Cır»Uğı kabuklu
Kuru AfeyvaJar ı
Fındık (kabuklu sivri) .....
Fındık ıh; tombul) .......
Ceviz (kabuklu.» .........
Ceviz (îç natürel) ........
Dokumu İlam Maddeleri t
Tiftik (nna mal) .........
Tiftik (Natürel) ..........
Yapak Anadolu (Kırkım)
Ihım dcrllor/i
Sığıı sAİnmura (kasap) kİ Keçi tuzlu kuru kilosu....
Koyun hava kurusu kilosu
Nebati Yağlnr ;
Zeytinyağı (Ekstra ekstra) SuHanıyaçı (Raf. tenekeli) Ayçiçeği (Rafine teneken)
Mısır Kredi fonalve 1003
172-
Bugün Esld Kapanış
29.20 3ıı.2O
31— 31—
- 21.-
20.40 *20.25
* 49—
■M 27 20
* 41 —
li>. 20
* 55.-
2b—
33—
M 41.-
— 39—
78—
76—
al— 78—
178/1»2 178/183
38— 40—
170/140 215—
80ü.—
330—
— 200—
150— 176—
«M 178.-^
160—
250—
205.— 210—
160—
165— 165—
İzmir Ticaret Borsası
İskenderiye Borsası
80.85
92.—
Bugün Son Kapanış
Özüm çekirdeksiz No.9 51 75 u2—
tnoir A fiorİRİ No. 8.... 43— 43—
,, B serisi No. 108 56.— 56—
Pamuk Akala 1 234— 235—
Pamuk A kain II 217— 217—
Pamuk Akala III 193— 193—
Pamuk yeril 185— 143—
Pamukyağı (rafine) ... 140— 140—
Pamuk çekirdeği 15— 1 15.50
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala 1 18U/165 185—
Pamuk Akala D. ...... •— 159—
Pamuk yerli I — 135—
Pamuk makine parlağı 152.—
Trabzon Ticaret Borsası
FINDIK: a) r%50 randımanlı 82— 84—
kabuklu tombul b) İç sıra kontrollü ... 172— 172—
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak — 30—
Buğday sert Sİ—
Pamuk (KantarüTaJlan .......
Ashınounl Kısa elyaftı F/G. Karnak Uzun clyaflı F/G.
YABANCI BORSALAR
New-York Borsası
Dün Eski kur
Buğdnj ((Huşcil=8cnt) Sert Kış mahsulü No. 2 ... 269 1/4 268 L4
Kırmızı No. 2 ... 242 1/8 240 1/4
ramıık Mlddllng (Ubrc91=Sont) Mart 31.62 31.68
«M QV1fl şeeset 32.17 32.19
lenımuz 32.16 32.08
İlR1 m «••*•••••••••»••••••(•••••••>(•(> — 30.33
Tiftik (Libreal=Sont) Tokuna No. 1 58/60 56—
Fındık (LlbrcNİ=Sent) Kabuklu yerli iri 23.- 21—
«• •• Ort& seeeeaaM^e» 22.50 23.50
uovant iç İthal malı 36.— 37—
Ekstra iri İç İthal malı •12— 42—
Kuru üzüm (Llbresl=:Sent) Thompson çekirdeksiz seçme 111/4 111/4
Keten tohuma (Buşcli=Dolar)... 3.75 3,80
Mlnncapolla 3.80 3.80
Kalay (L1bresî=:Sent) 74 50 74.75
Levha-teneko (100 libre dolar) 7.30 7.30
Londra Borsası
Keten tohumu (Tonu=Starllng) Bombay 68— 68—
Kal kil ta 67.— 67—
Yer fıstığı Hindistan — M 3/4
Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal (Ubrcsl=Pcnt) «M. 34.—Nom
,, Sıra malı .. .. m — 80.— ,»
Ytln Anadolu .. w 20/21 20/21 „
„ Trakya ,» 18/21 u
£•) Gününde Borsada muamelealtescil edilmemiş tahvilât ve eshamın arz ve taleplere göre taayyün eden takribi piyasa değerleri.
Sayfa 6
V E N t tSTANBVL
16 Mar. 1v5g
SİYASI İKTİSADÎ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yazı işlerini fiilen İdare eden : FARUK A. SUNTER
Basıldığı yer :
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK -.JTT£x) ŞİRKETİ MATBAASI
ikinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki kültürel, beşinci sayfamızdaki İktisadî başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamen yazarlarına aittir.
BA$.Dİ$. NEZLE. ADALE .SİNİR ROMATİZMA ve butun ağrılara karşı — GÜNDE 3 KASE ALINABİLİR.
RÜTTNER
r- SULTAN AZİZ —ı
Son asır OsmanlI Devletinin en tantanalı ve en heyecanlı vakalarını geçirdiği Sultan Aziz devri ve merhumun ölümünden sonraki tarihi hâdiseleri bütün vesaik ve tafsilâtivk en doğru bir surette tasvir eden bu eser zamanının bir çok resimlerini de ihtiva etmektedir.
Sultan Azizin hayatı, hal i ve ölümü hakkında esaslı malûmat edinmek istiyenlere tavsiye olunur.
Eserin müellifi tanınmış tarihçilerimizden Bay Halûk Y. Şrhsuvaroftlu. Fiati 250 kuruş
HİLMİ KİTABEYİ
YENİ
TEKEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İLANLARI
Malzeme Alım Şubesinden :
1 — İstanbul Bira Fabrikası için 17.2,1950 gününde pazar hgı yapılan “Arpa temizleme tasnif tesisatı ile malt temizleme parlatma filiz ve malt kırma tesisatı*’ için elde edilen fiatler lâyık hadde görülmediğinden ve şartnamesinde de tâdilât ve mevcut krokilere İlâve yapıldığından sözü geçen tesisat yeniden
pazarhğa konmuştur.
2 — Pazarlık. 12.5.1950 cuma günü saat 10,30 da KabataşU Genel Müdürlük binasında Malzeme Alım Şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
3 — Şartname ve krokiler her gün sözü geçen şubeden 17.50 hra mukabilinde tedarik edilebilir. Ankara ve İzmir Başmüdürlüklerinde görülebilir.
4 — İhaleye iştirak edecek firmaların orijinal ve tasdikli Türkçe tercümelerini havi tekliflerini ihale gününden 15 gün evveline kadar Genel Müdürlük Müskirat Fabrikalar Şubesine vererek pazarlığa iştirak vesikası almaları lâzımdır.
5 — İsteklilerin belirli gün ve saatte 26.250 liralık ilk güvenme parası makbuzu ve kanun! vesikalanyle birlikte mezkûr komisyona müracaatleri ilân olunur.
6 — İdare tesisatı ihale edip etmemekte serbesttir 3022
Istan bil dördüncü İcra MEMI RLl Ğl NDAN: »49 16*3.
Türbon Olgun: Beyoğlu H&taplı Bekir sokak No. 9 da İken hâlen ikametgâhı meçhul bulunan;
Ali YUkselİn mesreftan hariç 550 lira alacalından dolayı aleyhinize yapmış olduğu »erat takibe müsteniden bÜA tebliğ gelen ödeme emrinin H. U. M. kanununun 141 mel vo İcra ve İflâs Kanununun 57ncl maddesi delâletiyle işbu UAnın neşrinden itibaren 50 gün zarfında borcu ödemeniz, bir İtirazınız varsa yine bu emrin tebliğinden (|l»nındnn> itıbaıen 27 gün içinde bildirmeniz, müddetinde borcu ödemez veya itiraz etmezdeniz vevahut itirazınız tetkik mercii tarııfından rrfedliırse alacaklının tetkik merciinden tahliyenin icrasını latlyeceğlnl, Adi kira ve hAsıtat kiralarına ait takip taleplerine latınadrn İşbu ih-tnrlı ödeme emri tebliğ makamına kaiın olmak Üzere llAnen tebliğ olunur.
İSTANBUL ASLİYE ALTINCI HUKUK YARGIÇLIĞINDAN: 9)9/1813.
Dâvacı. Pangaltı, Bilezikçi sokak Şeref apartmanı 4 No,da Nebile Özsoy tarafından açılan gaiplik dâvasında: Gaipliğine karar istenilen ve Erzmcana nefyolunan ve muhtelif Anadolu şehirlerinde gezmiş ve kendisinden en son Mısırda 1939 tarihinde öldüğü haber verilen dâvacının kardeşi Tev-fik Paşaoğhı Tereddinin bayat ve mematından haberdar olanların bir sene içinde İstanbul Asliye Altıncı Hukuk Mahkemesinde 949 1213 sayılı dosyasına bildirmeleri Hân olunur.


un
devamlı okuyucularına hediyeleri
YENİ İSTANBUL'U!) devamlı okuyucuları arasında tertiplediği mÜBAbaka büyük rağbet görmektedir. Bilindiği gibi, gazetemizin devamlı okuyucularından kura üe seçilecek biri ••10” bin lira sarfedilerek Avrupa da. bir difteri de •‘5** bin hra ile yurdumuzda üç sene müddetle tahsil ettirilecek ve ayrıca dokuz okuyucumuza da altın, gümüş ve madeni saatler hediye edüecektir. Kendisi veya yakınlarından biri tahsil edecek durumda değilse, tahsil hakkı kazanan kimseye bu ikramiyenin karşılığı % 20 noksaniyle hediye edilecektir. Abonelerimizden başka, devamlı okuyucularımızı tespit için, aylık abonman karneleri çıkardık. Bu karneler her ayın beşinci gününe kadar 280 kuruşa satılmakta ve bir aylık gazetenizi tenziltâtlı olarak temin etmektedir. Boylere abonelerimizle heral»er bu karne sahibi okuyucularımız da kuraya girmeğe hak kazanmış oldular. Bir senelik abonelerimize (4), altı aylıklara (2) ve Üç oylıklara da (1 > kura numarası verildiği İçin sürekli üç aylık abonman karnesini getiren okuyucularımız* da birer kura numarası vermeyi kararlaştırmış bulunuyoruz.
Kuponla müsabakaya İştirak edebilecek olan
Son günlerde abonesi olmayan ve karne de alanııyan okuyucularımızın sürekli müracaatları İle karşıtaşmaktayız. Bu okuyucularımız, bulundukları yerlerin hususiyetlerini ve şahsen dolaşmalarını icap ettiren işlerini İleri sürerek, gazeteyi fiilen okuduklarım İspat edeceklerine göre, kendilerine de ayni hakkın tanınmasını ve kuraya dahil edilmelerini istiyorlar. Bu müracaatları da haklı gördüğümüz için gazetemize — birinci sayfanın sağ sütun başına — bir küçük kupon ilâve ediyoruz. Bunlan biriktiren devamlı o kuyu fularımızı da abonelerimiz ve karne sahibi okuyucularımız gibi kuraya sokacağız. Bu kuponlardan (90) tane getirene bir kura numarası verilecektir. Kuponla birlikte kısmen karne kapağı olan okuyucuların karne kapaklarının beheri (30ı kupon karşılığı olarak kabul edilecektir.
Türkiye İmar Bankası
Sermayesi: 1.500.000 - Kuruluşu: 1928
Yeni Postahane arkasında Aştrefendl cadde si No. 35/37
Vadesiz tasarruf tevdiatına % 4,5
Vadeli tasarruf tevdiatına % 6
eaız verilir vo vâdell mevduat faizleri aylık olarak ödenir
TÜCCARLARIN DİKKAT NAZARINA İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasından :
4855 sayılı kanunun 33 üncü maddesi Odalarda kayıtlı azanın senelik aidatını üç ay zarfında ödemelerini, aksi halde bu aldatın üç misli tahakkuk ve tahsil olunacağı hükmünü tazammun etmektedir.
1950 aidatım henüz ödememiş bulunan* Azalanınızın üç misli tediyeye mahal kalmamak için aldatın son ınehlini teşkil eden 31.3.1950 akşamına kadar - Tahsildar göndermek imkânı bulunamadığından- Odamız Muhasebe Şubesine müracaatla işbu aidatlarım ödemeleri lüzumu arz ve rica olunur. (2623)
Müteharrik ve sabit, her türlü zirai mahsul için kullanılan tamburlu kurutma makinesi
Mümessili»
Nejat ve Ferruh Şeşbeş
Galata: Hazeran Han. 3 üncü kat
İstanbul
T
L



PHILCO
Telefon : 21571
Telgraf : N A T E S K
Bilhassa Anadolu içindir. Çünkü şehir cereyanının kuvveti ne kadar düşse bile, her zaman aynı kuvvet ve hassasiyetle çalışan 3 DALGALI ve GARANTİLİ
Toptan Satış Deposu :
Marpuççular, Barnatan Han, No. 37
MÜZELER
BUGÜN AÇIK OLA> MCZELEK IBTA-NPITL
^>asofy»; (Telf. 21750) 10-16. Türk ve'îtiâm eserleri: 13 30-16 o0
İZMİR
Arkeoloji Müıctıl: (Telf. 3324)
9-12. 13.30-17.
TİYATROLAR
İSTANBUL
ÖEHİR TİYATROLARI:
DBA3I KISMI (42157) Gece 20,3ü da Katil.
KOMEDİ KISMI: 20.30 da Kadınlar Terzihanesi
MUAMMER KARACA UF ERK-
Tİ: Gece 20.30 da Osman Elken.
YENÎ SES OPERETİ: Gece 20.(5 te Evvel Zaman İçinde.
TAKSİM BELEDİYE PAVkUNU: (Telf. 62904) Parisli Şantöz Roae AvriL
KONAK PAVÎYUNl: Her akşam. Yunan Şantörü ZOZO
ANKARA
BCYtK TİYATRO: Saat 20 de (Peer Gynt).
>CÇt‘K TİYATRO (11169) Saat: 20 de 1 - Dûnyn Gaziyle. 2 — Tüccar.
İZMİR
BEKİR TİVATROSÜ ; Oyuncu 0Come4U.
ÖĞRENMEK İHTİYACINDA OLDUĞUMUZ HERŞEY
KONFERANSLAR
Eminönü Hulkcvındc 17.00. İnciliz Tiyatro Münekkidi Mr. Alan Dent. "Tiyatro münekkidi olarak edindiğim tecrübeler...
SİNEMALAR
BEYOĞLU ( İH ETİ
AKIN (W)718i 1 — Çingene Baron
2 — Kalbime Doğmuştu. ATLAS (40835) Vatan Haini. ALKAZAR (425621 Sarışın Şeytan AR (44994) Zafere Doğru.
EL H AMR A (43595) Caauaiar Savaşı, Suare: Vatan Kurtaran Anlan.
İNCİ (65595) Zehzade Azmi
Suare: Şehzade Azmi
İI’EK (14269» Düşman Kardeşler. I. \1.E (13595) Caaualnr Snv&şı
Suare: Vatan Kurtaran Aaınn. MELEK (40868) Genç Kız Kalbı SARAY (11656* Öldüren Pare SI ARE: Kadın CellAdi
(LOVE EKOM A
STRANGER)
SYLVİA SIDNEY -
JOHN HODİAK k-
Kadın Cellâdı
81 Al PARK (153113) ı Kucam öldürmedi. 2 — Ölümden Firar.
Nİ M ER (12851) Şehzade Azmi SARK (4O3W) Korkunç Akın.
Suare: Üvey Baba (yeril)
SİK (43726ı 1 — Tonun Paşa. 2 — Kerimin Çileni.
TAKSİM (43191) Bir Fırtına Ge-ceei
TAN: 1 — Yaban Gülü. 2 - Kanlı Buza.
YENİ (84137) 1 - Aşk ve Müzik. 2 — Atlatılan Tehlike,
l’NAL (49306) 1 — Tarzan Ormanlar Aslanı — Eflki Ef-lenceler.
YILDIZ (42847) Ahret Yolcuları
(STANHCI (’tlIETI
ALEMDAR (23683) — Nesiınaçl Amerikada. 2 — Günahkar Baba
AYSU (21917) 1 - Asil Ruhlar.
2 - Kara Ok.
AZAK (23542) 1 — Tulaa, 2 —
Balıkçının Sevgilini
ÇEMHERLİTAS (22513» (hey Baba
» •’ MI t t.nrumii Liv^riı
>1 M K (21994) 1 — Damgalı Ganga-te)\: 2 Yedi Deniz Galipleri
Istan öl I. »22367) 1 — Tarzan Ormanlar Aratanı, 2 — Renkli Sürprizler
KISMET (219(Hı 1 — Haçlı Seferleri. 2 - At Cambazına
MARMARA (23860) J— Gönülden Şenler. 2 — Altın Kelcpç»»
MİLLİ (22962) 1 Günahkûr Baba, 2 — Nr^ımaçl Am»*rlkndn
Tİ RAN (22127» I - Balıkçının SrvsrilMi. 2 Tutan
i EM (Bakırköy 16126) l Yuvan (Arap ilimi). 2 — ihtiraz Kurbanları.
HADIKOl CİHEII
HALE (60112) 1 — Fedailer Kalesi, 2 — Aptal Aşık.
OPERA (60821) 1 — Haydut Aşkı. 2 — Ekspres Cinayeti.
Sİ REYVA (60682) 1 - Sihirli
Sea 2 — Hamlet. Suare: 1 — Monte Krtatn. 2 — Casuslar Savaşı
YELDEGİRMENİ 1 — Bir Yabancı, 2 — Kanatlardan Türbe,
ANKARA
ANKARA Açk Adası, ötYt’K Bedelin.
CEBECİ Saygun (Türkçe,.
PARK l'çurumn Doğru (yeril).
I I t S Havnnnda festival
st* M EK l — Masken süvarinin intikamı. 2 — Şeytanın Pençesi
SVS Uçuruma doğru.
YENİ Uçuruma doğru
İZMİR
LLiiA.MR.4i Harrov Kumarbazı
LÂLE: 1 — Yanlış Numara. 2 — Sporun Zaferi.
TAN: 1 — Yanlış Numara. 2 — Sporun Zaferi.
TA YA A RE: Kadın I nr ika mı.
YENİ- 1 - İki Ynvru, 2 — Kara Ok
nAKMYAKA CİHETİ
MEI.EK I — Kalbime Doğmuştu 2 — Susan Dudaklar
S C M ER: Zafer Marşı.
♦•YENİ tSTANBlL”vn bugün İçin tavsiye ettlfcl pro(r*ımtar:.
DAHİLDE:
18.00 Ankara: İnce Saz — 19 45 Ankara: Beethoven No. 2 »cn-fontal (Pl.) — 20.35 Ankara: Tanburla saz eserleri Mesut Cemil.
HARİÇTE:
11.30 Londra : Boy d Neci Orkestranı konara.
ANKARA.
7.80 M S. Ayarı. — 7.31 Hafif Uvertürler (Pl.) — 7.45 Haberler ve Hava Raporu. — IL60 Türküler (Pl.) — 8.15 10 Dakika Salon orkestra»! (Pl ) — M.25 Günün programı — 6.30 Çeşitli Hafif müzik (Pl.) — 9.00 Kapanış. — 12.28 Açılış ve program. — 12.30 M.S Ayarı. — 12.30 Şarkılar I.'I.ih) Haberler
13.15 Radyo Salon Orkestrası
13.30 Hg|r (;azormi. — 15.15 Radyo Salon orkestrasının devamı. — lioo Akşam programı. Hava Raporu ve Kapanış»
17.M Açılış vo Program. — IM.no M. S Ayan. — 18.on İnce Saz (FerahnAk Faslı) — 18,15 Piyano ile Caz Parçaları »r*ı. >— ih.imy M.S Avnrı vo Haberler. — ta.15 Geçmiştş Bugün. — 19.20 Yurttan Sesler — 19.45 Beethoven -Re Majör 2 nçl Senfoni . r| ı Clomrns Krnusa idaresinde Viyana Fıtarrnonl Orkestrası. — Î0.L5 Radyo Gazetesi. 20 80 Serbest Saat — 20.35 Taııbur-ta Saz Eserleri (M. Cemil) —
20.50 Halk riirkulen. — HAH» (’nepko Gazetesi. — Jl.i.5 Dans Müzikleri (Pl > — îl.15 Konuşma: «Sağlık Saati) — 32.00 Müzikseverin aaatt. — 8’5.45 M. S. Ayarı ve Haberler — 23.00 Program ve Kapanış.
|sT ANIM l DA:
12.57 Açılış ve programlar. — 13.0(1 Haberler — 13.(5 Şarki ve Türküler (Fl. ı — 13.30 Çeşitli hafif müzik (Pl.) — 13.50 Ev kadını - Çocuklarda müzik ve Usan terbiyesi. — II.no Şarkı ve türküler. — 14.10 Dans müziui »Fİ )
I5.no Programlar ve Kapanış
17.57 Açılış ve programla ı
18.00 Cnz müziği (Pl.) — 18.30 Kabare şarkıları (Pl ) — 18.15 Saz eserleri. — ta.00 Haberler — 10.15 Sevilmiş tangolar »Pl.» — 19 85 Şan soloları — 19.15 Şatkı ve Hiı-kÜler. 20.15 TnınaU -•'Pelleas ve Mellannde — 21.15 Fasıl heyeti konseri. — 22.00 Küçük orkestradan melodiler. 22.00 Dans müziftl (Pl ) - 22.15
Haberler — 23.00 Hafif müzik (Pl.» — 23.30 Programlar ve kapanış,
Y ABANC1 R AUYOLAHDAN SEÇME YAYIN I.AR
7 15 Londra : Dinleyici istekleri.
— 8.15 lx>ndrs : Palm Court (Jrk.
— 9.30 Londra : Dinleyici istek-
leri. — it.oo Londra: Geraldo ve konser nrk. — 11.30 Londra Boyd Neci Orke.HtrHa konseri — ITOJ AFN (240,2 m» - Senfonik konser, «Beethoven. VVeber. Mı?n-dctaaohn» — 17.15 Londra: Ray Martin Ork. — 18.15 Londra
Yeril plaklar. — ta.(M) AF N : I saat ptak resrnigaçlfi 20.30 Londra: Temsil «İngilizce» — 80.40 İtalya 1221,1 m’ı - Oz r*-vtjau — 21.50 Franna (278,6 mı -Senfonik konser. — 32.15 Lon
dra : Philip Grvcıı ve Ork. — *3.30 Almanya (862.6 mi - Büyük bestekârlardan parçalar. — 1.00 Münih (405.4 m» - Wilhclm Kempff’drn Beethoven ve Schu-bort piyano sonattan ti anatı.
UÇAK - IftEN . VAPUR
DİKKAT: llava duta>isiyle seferlerde değişiklik utabilir.
ĞKI I ( EK OL w I ( VKLAK
9.30 DH.Y*. (Türk» Ankaradan. 12.50 D H.Y. (Türk) Ankaradan.
13.30 B E A. (İngiliz) Londra Nis, Roma. .A t İmadan.
14.— D.H.Y. »Türk» lzmirden
14 (5 S.A S. (İskandinav) Kopenhag. Amsterdam, Münih. Komadan
16.- S.R. (İsviçre) Zürıh. Cenevre, Atina. Ankaradan.
16.20 D.H.Y. (Türk) İskenderun. Adana, D Bakır, Malatya, Ankaradan.
G1DE( EK OLAN t Ç AKLAR
9 — d.h V «Tıırk) Ankaraya.
10 10 D.H.Y (Türk» Ankara,
Kıbrıs. Bevruta.
14.30 RE.A (Ingiliz) Atina. Roma Nls. Londraya.
I I.30 D H Y (Türk) Ankarnya. 16 50 S.A S ı İskandinav) Roma.
Münih Amsterdam. Kopenhag’a.
gelecek olan V AIMRLAK 20 30 Marakaz (Mudanyadan).
GİDECEK OLAN \APfULAR
5.— Cumhuriyet t Knradenlze». 0.— Mnntkaz ıMudnnvnya).
(.El E( EK OLAN EKSPRESLER 6 45* Semplon (Avrupa).
7.10 Doğu.
8 30 Ankara
(.tlıl ( EK (H AN EKSPRESLER
9.— Torna.
18 10 Ankara.
21.30 Semplon (Avrupa),
ECZANE
EM 1 NÜN( :
Cemil (Beyazıt) — Ankaı* (E-mınönü)—Sırrı Başdoğan (Ku-çtlkpazar) — Esat (Divanvolu). BEYOĞLU:
t.uneş ‘Merkezi — Rarunak (Taksimi — Badst Tülbentçi (Taksim) — Şapkalar »Galata) — Necdet Ekrem (ŞİŞİ!) — Çubukçu (Şişli) — Hahcmğlu (Hnskoy) — Yeni Turan (Kasımpaşa).
FATİH:
İbrahim H ilil (Şehradcb-ı^t • — Ziya Nuri »Aksaray) — Samat-ya — Nazım Malkoç (Şehremini» — Ulupınar (Knragümruk) — Gülkeren Sipnhioğlu ( Fener). EYtP: Arif Beşer.
BEŞİKTAŞ:
S. Recep Orta köy Gıy » ;ct-tın «Dıvanlıoğlu (Arnavutkov) — Merkez (Bebek».
( SK( D\R: AbmedBe KADIKÖY:
Büyük ecz Feneryolu Ltetı-köy — A. Cafer Çağa ta »Bostancı).
HEYRELtADA: Halk. Bt Y( K \DA: Halk.
ANKARA
Sağlık — Derman — İstanbul
IZ.MÎR
Tarlan (Ataııncak» — Güzelsah — Eşref paşa — Yeni İzmir (Bas-mnhnne» — Millet (Kemeraltı).
Gcşuglu (tan AHdikOy 6U872
İstanbul 24222 Üsküdar 60945
Ankara 00. tzmtı 4222 K. vaka 15055
İstanbul Beyoğlu Anadolu vakası Ankara
İzmir
14993 80536
91

Comments (0)