16 Ocak 1950
Pazartesi
SİYASİ İKTİSADİ

Sayı 47
10 Kuru]
’ 1
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8 Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Türkıyoiçir seneliği 32 altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır Hariç memleketler iki mislidir
r

George Ailen 'in yeni beyanatı
POLİTİKA
15/1/1950 -
Kıbrıs etrafındaki tahrikler
I 1 ÎÇ yoktan bir Kıbns me-* * selesi karşısında bulu-
nuyoruz.
Buna sebep, adadaki ortodoks halkın Yunanistana ilhak lehinde bir harekete girişmesi ve bu hareketin, bir kısım Yunanlılar tarafından, türlü neşriyat, ayn-ca da, mitingler yoÛyle desteklenmesidir. Yalnız, her şeyden önce, bir noktanın daha bilinmesine lüzum vardır. O da şu ki, Adada 350.000 kadar tutan bu ortodokslann. yansından fazlası, Akel Komünist Partisine mensup olduğu ve daha düne kadar ilhakın aleyhinde ve müstakil idarenin lehinde bulunduğu halde, birdenbire, öteki dindaşlariyle birlikte, ilhakın lehinde karar vermişlerdir.
Gelen haberlere göre, bu ânî zihniyet t ’ avvülünde. kilisenin propagand;.. ı âmil olmuştur. Binaenaleyh, Kıbrıs etrafında koparılan gürültülerden, Moskova eliyle idare edilmekte olan yeni kilise politikasının bir muvaffakiyeti mânasını çıkarabiliriz. Moskova, eski "ortodoks hâmiliği" politikasını, kızıla boyayarak, yeniden ele alıyor ve Balkanlarla Ortadoğu-yu, hususî surette imal ettiği bu tahtadan at ile fethetmeye hazırlanıyor, demektir.


Türk âmme efkârı, şimdilik Kıbrıs üzerinde oynanmak istenen bu oyunun mükemmelen farkındadır. Netekim, dün Eminönü Halkevinde yapılan toplantıda, malûm çehrenin yeni peçesi aşağı alınarak, altında gizlediği sırıtık ifade, bütün çirkinliğiyle teşhir edilmiştir.
Şu var ki, bunu yalnız Türk âmme efkârının anlaması kâfi değildir. Yunanlı komşularımızın da. bu işi bizim gibi görmeleri ve hem kendilerinin olmıyan, hem de uhdesinden gelemiyecekleri bir kötü rolü oynamaya kalkışmamaları lâzımdır.
Dünya ve Akdeniz barışı, bu gibi kötü meselelere müsait değildir. Eğer Kıbrıs adaşım bizden. Kırım harbinde emaneten teslim almış olan İngiltere, buradaki alâkasını kesmek isterse, bunun en mâkul ve en emniyetli yolu, adayı, eski sahibine yani Tür-kiyeye iade etmesidir.
Çünkü Kıbrıs adasının yarınki siyasî ve stratejik statüsünü, oradaki nüfusun nispetine istinat ettirilecek bir plebisit değil, Akdeniz ve dünya barışında Türkiye-nin mi, yoksa Yunanistanm mı en sağlam cenah müdafaasını temin edeceği meselesi tâyin edecektir.
Fransa ile Almanya arasında,
Saar meselesi
I__ RANSA Dışişleri Bakanı
• Schuman, Bonn'daki Almanya Hükümeti ve ezcümle Federal Hükümetin Reisi Adenauer ile bazı görüşmelerde bulunmak üzere Almaııyadadır. Ancak, iki meleketi daha çok birbirine yaklaştırması lâzım gelen bu seyahatin arızalan, erken başlamıştır, şöyle ki :
Schuman, daha yola çıkmadan önce, Almanya Cumhur Reisi Heuss'un, "Saar bölgesi, Alınandır ve Alman kalacaktır.” yollu bir beyanat yapması, Fransızlar tarafından, Schuman'a, "Nafile gelme, Saar üzerinde anlamamayız.’’ şeklinde tevcih edilmiş bir ihtar telâkki edilmiş ve bir soğuk duş tesiri yapmıştır.
Halbuki, Fransanın, Almanya ile anlaşmak için en başa yazdığı şart, Saar meselesi yani, bu bölgenin 1947 Moskova Anlaşmasında kararlaştığı gibi, Fransız iktisadiyatına ve çelik sanayiine hizmet etmesidir. Ki, Fransa ile Almanya arasında, evvelâ kömür, arkasından da çelik istihsalâtı bakımından az çok muvazene teessüs edebilsin.
Gelen haberler gösteriyor ki, Fransa Dışişleri Bakanının seyahati, bu bakımdan, şimdilik neticesiz kalmıştır.
★ ★ ★★
> A
'A
21
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden: HABİB EDİB TÖREHAN
İlânlar: 6 ncı sayfada santimnt resi 2 liradır. İlânlardan hiç bir mes’uliyet kabul edilmez
Telefon: 44756- 44757 Santral Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul








İÇ SAYFALARDA

A merika, Yugoslavyaya
fiilî yardıma geçiyor
Hariçten yardım gören dahilî bir hareket bile tecavüz telâkki edilecektir
Belgrad 15 (A.A.). (United Press) — Yetkili kaynaklardan bildirildiğine göre, Amerika bir taarruz vukuunda Yugoslavya Amerikadan vardım istiyecektir. Amerikanın bu kararı son günlerde Birleşmiş Milletler Gü-ventlk Konseyince de teyid edilmiştir.
Diğer taraftan bu kararın sıhhatinden şüphe eden yabancı ve yerli müşahitler de Amerikanın yeni Belgrad Elçisi George Ailen in sözlerinden sonra bunu tamamiyle inanmışlardır.



*

9
w. •

1
c
e
»
-
(
*
i

A a

^(2





tr

*/
w
>
K
1 i» .■
■ - -,
___•
ı ’ VF
Si.^1
T-
I ı
I
>



i
I




I

Ailen demiştir ki:
"Amerika bir taarruzun yapılmasını dahi beklemiyecektir. Yabancı kuvvetlerden yardım gören bir dahili tilâl hile Amerika tarafından bir cavüz telâkki edilecektir.


J-.-
1 •

I


4"

W.
ih-te-
"S

r-
* jfefc
f


X-
w
( • JW
BM

-aA'
5






Yugoslavya Hükümeti Rusya peyk devletlere ait uçaklarının goslavya üzerinden uçmalarına mânı olmak için bütün hava naktiyatı sisteminde değişiklik yapmaya karar vermiştir.
i


Colombo Konferansı kapanırken Ingiltere

■» (’irrw’
s
I
X






ve
Yu-
iti
I
*
t-
.(* *
' " ______


s


M

A 'A


Türk Kıbrıs’ın merkezi Lefkoşe’den bir görünüş
Ingiltere Kıbrısı
terketmiyor
M.1T.B. nin



^M

Dışişleri Bakanı Ernest Bevin (solda) ve Seylan Başbakanı Dan Shephen Senanayke. konferansın ton celsesine iştirak etmek üzere Seylan’ın merkezinde Senato binasına giriyorlar.
Colombo Konferansının aldığı kararlar
Komünizmle mücadele için Asya halkı kalkındırılacak
Japonya ile barış andlaşması için vaktin henüz gelmediği ileri sürülüyor
Londra 15 (A.A.) (Lps) — Bütün Ingiliz haftalık dergileri, bu sabahki nüshalarında Colomboda toplanan ve işlerini bitiren Dışişleri Bakanları Konferansını yorumlamaktadırlar. Spectator şunları yazıyor:
"Seylan Başbakanı Sananavka, açış nutkunda, "Halk kitlelerinin yakında hayat seviyelerinin yüksel, tikceğıne dair emniyet verilebilirse komünistlik tutunamaz,, demiştir. Demek oluyor ki. konferanstan sonra alınacak bütün tedbirler, aynı noktada toplanmaktadır: Güney -Doğu Asya ahalisinin kalkındırılması.
Ekonomist dergisi, konferansın en hararetli safhasını, Japonya ile barış andlaşrnasımn müzakeresi teşkil
ettiğini belirterek diyor ki:
"Herkes barış andlaşmasının İmzalanmasını istiyor, fakat bunun için vakit henüz gelmemiştir. Bu mesele daha birçok münakaşalara yol açacaktır.
Time and Tide de diğer dergilerle aynı fikirde bulunuyor ve şunları ilâve ediyor:
"İngiltere, Ingiliz milletleri topluluğu memleketleri İle işbirliği yapmakta devam ederek, birleşik bir Avrupa kurulması İçin Batı Avrupa ile de işbirliği yapabilmelidir. Bu mesele Colombo konferansında oy birliğiyle kabul edilmiştir ve İngiltere şimdi birleşik bir Avrupa ile Birleşik İngiliz milletleri topluluğu arasında bir bağ teşkil etmektedir.
Komünist Çinin İngilterede şüphe uyandıran teklifi
Çinliler, münasebetlerin tesisi için konuşmalar yapmak üzere Pekin'e bir temsilci
gönderilmesini istiyorlar.
“Ortodoks kilisesi, komünistlerin yaptığı tahrikâta âlet olmamalıdır,,
Londra, 15 A.A. (L.P.S.) — Glascow Herald gazetesi Kıbrıs’taki durumu inceliyerek şunları yazıyor:
Kıbrıs’a İngiliz takviyelerinin gelmesi, burada ciddi kargaşalıkların beklendiğine delâlet etmez. Ancak, kilisenin himayesi altında tertip edüen plebisit münasebetiyle bugün bazı hâdiseler çıkması mümkündür ve bu yüzden burada fazla asker bulunması faydalıdır. Hatırlardadır ki, Kıbrıs garnizonunu bir tuğbay mevcuduna yükseltmek karan birkaç ay önce verilmişti ve Selânikten İngiliz kuvvetlerinin tahliyesi Îngilterenin Kıbrıs’a daha çok kuvvet göndermesini mümkün kılmıştır.
Gelelim plebisit meselesine. Adanın Yunan Kırallığı-na İlhakını isteyen Kıbrıs Yunanlılarının ihtirası hiçbiı tarihi köke dayanmamaktadır. Ortodoks kilisesi Kıbrıs Yunanlılarının hislerini kamçılamıştır. Türk azınlığı Yu-nanistanla birleşme aleyhindedir. Son zamanlara kadar Adâhm tam bağımsızlığı i(İh çarpışan komünistler, mümkün olduğu kadar çok karışıklık çıkarabilmek ümidimle şimdi Ortodoks kilisesi ile birleşmişlerdir. Komünistlerin bu taktiği Ortodoks kİlfşesirtf ikaz etmeli idi Ye tuttuğu yolun tehlikelerim anlamış olması gerekirdi. Kibrisin Yunanistanla birleşmesi ihtimali yoktur. Demek ki her türlü tahrik zararlıdır. Bizzat Atina Hükümeti bu kargaşalığın Yunanistan’ın milletlerarası durumuna zarar vermesinden korktuğu için endişelenmiştir. Gelecek seneler zarfında Yunanistan’ın, yıkıcı bir iç harpten sonra, memleketin kalkmmasiyle meşgul olması lâzımdır. Ruslar dikkatlerini başka tarafa çevirdikleri içindir ki, Atina biraz nefes alabilmiştir. Fakat Yakın-doğunun diğer bir noktasında yeni tazyikler olabileceği İhtimalini unutmamak lâzımdır. İngiltere’nin askerî durumunu zayıf düşürmek herhalde Yunanistan için kiyasetli bir siyaset olmaz. Ortodoks kilisesinin de bunu anlaması lâzımdır.
Dünkü plebisitin neticeleri
Paris, 16 ı YİRS) — Kıbrıs Adasında Enosls Solcu Partisi ve Ortodoks kilisesi tarafından Adanın Yunanista-na ilhakı hususunda tertip edilen gayrı resmi plebisitin neticesi ocak a-yının 29 unu doğru neşredilecektir. Plebisit neticesi o tarihte Yunan kabinesine ve Birleşmiş Milletlere gönderilecektir.
Dün Atina Başpiskoposu Mgr. Spl-ridon bütün kiliselerde Adanın Yuna-nistana ilhakı hususunda dua edilmesini istemiştir. r


I




Rus Kilisesi,
Şefine karşı isyan ediyor
Londra, 1.5 (YlRSy — Îngilterenin tanıma teklifine mukabele eden Komünist Çın Hükümetinin cevabı. İngiltere tarafından şüpheli bulunduğu için, cevabi muhtırada mevcut bir cümlenin tasrihi İstenmiştir. Tasrihi İstenen cümle gudur: "İstenen siyasi münasebetlerin tesisi için konuşmalar yapmak üzere Pekin'e bir temsilci gönderilmesi..,,,
İngiliz makamları, bu cümlenin, siyasi münasebetlerin kurulması için bazı şartlara dayanılacağı intihamı yarattığından. kaydettiği mânnnın aydınlatılması için Pekin e müracaat

edildiğini âçıklanuşlnnlır.
îngilterenin Pekine tâyin ettiği maslahatgüzar, cümle izah edilinceye kadar Nankin’de kalacaktır.
Amerikanın HomüniM Çini tanıması felâket olacaktır!.
Washington 15 A A. (United Preaa) Cumhuriyetçi senatörlerden Alexan-der Snılth, dün geceki beyanatında demiştir ki:
"Amerikanın Kızıl Çin’i tanımayacağını limit ediyorum. Amerikanın Komünist Çini tanıması zamanımızın (*n büyük facialarından biri olacaktır.,,
İstanbul Patriğinin nüfuzunu zayıflatmak için, biitüıı peyk deAİetlerdekj kilise şefleri bir konferansa çağırılıyor
Paris 15 (Paris hususi büromuz bildiriyorı — Balkan meseleleri hakkında iyi haber alan Paris mahfillerinin Sofyadan öğrendiklerine göre. Moskova Patriği Alexei’nın bir murahhası, Yunan Ortodoks Kilisesi Patriği Cristoforus II ile temas etmek üzere, son günlerde Iskenderıye-ye gönderilmiştir. Patrik Alexei’ nın Doğu Avrupa milletlerindeki Hıristiyanların dini hislerini takviye etmek yolunda müşterek bir hareket tâyini için. Patrik Cristoforus ile görünmek arzusunu gösterdiği anlaşılmaktadır.
Patrik Cristoforus mutabık olduğunu bildirmiş ve İskenderiye-de toplanacak olan bu konferansın hazırlıklarına şimdiden başlanmıştır. Butun peyk devletlerdeki kilise şefleri de bu konfe-feransa iştirak edeceklerdir.
Bu konferansın, gaye olarak, hem İstanbul Patriğinin mevki ve nüfuzunu zayıflatmak ürere harekete geçmeyi, hem de kilise vasilisiyle Doğu Avrupa koylu kütlelerini kazanmayı hedef tuttuğunu gösteren işaretler mevcuttur
k___________________________________
Gençlik, bütün İstanhulu bugünkü mitinge davet ediyor Vatandaş!
Milli şuuru milli heyecan yaşatır. KIBRIS senin yakın alâkanı bekliyor.
Bu sabah saat 10 da Beyazıt-la bavlıyacak Büyük Mitıng'e iştirak ederek, kaderin senden ayırdığı 85.000 Türk kardeşini bayrına basmış, vazifeni yaymış olacaksın
Bu arada mitingimizin sırf bazı "ilhak,, iddialarını protesto içip tcrHplcndiğij şehrimizde bulunan hiçbir teşekkül ve toplulu ya katiyen müteveccih olmadığı, Türk gençliğine yakışır bir vrkar re olgunluk havası içinde geçmesi gerektiği «n-
yelle hatırlatılır.
Talebe Birliğine geletı telgraf
Milli Türk Talebe Birliği Merkezine Kıbrıstan aşağıdaki tel-yraf gelmiştir:
Dâvamızı destekleyen gençliğe sonsuz minnettarlığımızı iletiriz.
Poli re civar Tiirk köyleri halkı

İtti

İKÎNCÎ SAYFADA Kıbrıs bir emanettir. İngiltere çekilirse, bu emanet, sahihine iade edilmelidir
Burhan Belge Milli Piyango dün çekildi
ÜÇÜNCÜ SAYFADA Haftanın iktisadi hâdiselerine bakış
DÖRDÜNCÜ SAYFADA Loti ve İstanbul Guy Michaud Kitaplar arasında: Huzur
Cevdet Perin İNCİ SAYFADA Hâtıra dolabı (Hikâye) Spor
BEŞ
Gençliğin Kıbrıs
için mitingi
Bugün saat 10 da iki kol halinde gençlik Taksime bir yürüyüş yapacak
Yunan Talebe Birliğinin geçen hafta Kıbrıs için Ati-nada yaptığı mitinge cevap olarak Millî Türk Talebe Birliği tarafından dün saat 15 te Eminönü Hakevinde. bugün yapılacak olan mitinge hazırlık olmak üzere, akademik bir toplantı tertip edilmiştir. Toplantıda C.H.P. Müfettişi, C H P. Vilâyet idare Heyeti üyeleri, profesörler, gazeteciler ve 700 ü mütecaviz bir halk ve gençlik kütlesi hazır bulunmuştur.
Milli Türk Talebe Birliği adına konuşmayı açan Birlik Başkanı; "Bugünkü vaziyette bir Kıbrıs meselesi değil. bir Türklük dâvası mevzuu bahistir. Yeşilada Yunanlılar tarafından ilhak edilmek isteniyor. Bu cereyanın bir komünist hareketi olduğunu zannediyoruz. Kıbrıs üzerinde bir Yunan bayrağının dalgalanmasına müsaade edemeyiz. Burada hür bir bayrağın dalgalanması mukadderse o da ancak Türk bayrağıdır,, demiş ve sözü Kıbnstan gelen Heyetin Başkanı Dr. Fâzıl Küçük'e bırakmıştır.
• **
Büyük bir f-zahürat arasında kürsüye gelen doktor, son 71 yıl içinde Kıbrısta bulunan 85 bin Türk vatandaşın, minnettarlığım, sevgi ve selâmlarını getirdiğini söylemiş ve adanın umumi durumu hakkında geniş izahat vererek, "Türk oluşumuz, Türk doğuşumuz bizi mücadeleye sev-kediyordu. Milliyetimizden ve dinimizden bir şey kaybetmiş değiliz. 71 sene evvel ne isek, bugün de oyuz Bu müddet zarfında komünizm tehlikesinden dalma uzak kaldık. Kıbrista bir tek Türk dahi komünist olmamıştır,, demiş ve Ada hakkındaki geniş ızahatiyle sözlerini bitirmiştir,
Bilâhare kürsüye gelen Dr. Derviş Manizade, Kibrisin bir tarihçesini yapmış ve buranın 310 yıl evvel Türkler tarafından zaptedildiğini ve bu fetihten sonra adaya on binlerce anayurttan gönderilen Türkün yerleştirildiğini söyliyerek, "— Kıbrıs Türkleri müslüman olmak suretiyle
Amerika Kızıl Çinle
münasebetlerini kesti
Pekindeki Amerikan Konsolosluğunun işgali üzerine Washingtonda büyük infial...
Amerikan Hükümeti, Çindeki menfaatlerinin korunmasını, Komünist Çini tanımış olan İngiliz Hükümetinden rica etti
Loıulra, 15 (YİKSı — Amerika Dışişleri Bakanlığı, Pekindeki Amerikan Konsoloshanesinin dün sabah komünist Çin polisi ve siviller tarafından zaptedilrııcsi hâdisesi üzerine. Pekin, Tien-Tsın. Şanghay ve Tsing-Tau’daki konsoloshanelerini kapatmak ve personelini komünist. Çinden çıkarmak için bir talimat hazırlandığını bu sabah açıklamıştır.
Dışişleri Bakanlığına mensup bir sözcü. Pekin Hükümetinin bu hareketini, milletlerarası kaidelere çok aykırı ve “kabile" geleneklerine uygun olduğunu belirtmiştir.
" aslıiııgtoıı’da hıfial
Paris, 15 tYİRS) — Pekindeki A-merikan konsolosluk binasının Komünist. Çın Hükümeti ta lafından müsadere ve işgali hâdisesi, Washing-ton’da heyecan vo hiddet yaratmıştır. Amerika, hâdiseyi Pekin Hükümeti nezdinde şiddetle protesto etmiştir Mao-Çc-Tung’un Moskovadâ fazla kalması, Stalın ve komünist liderinin arasında bir anlaşmazlık çıktığına •dair yorumlara vesile vermiştir. Yorumların İsabetsizliği, Pekindeki hâdiseyle anlaşılmıştır. Mao-Ço-Tımg. hu hareketiyle, Birleşik Amerika ile siyasi münasebetleri tesise yarayacak en son bağları koparını? oluyor.
Amerikan menf aat terini Ingiltere koruyacak
Monte Carlo, 15 (Y1RS) — İngiltere Hükümeti, Amerikanın Çindeki menfaatlerini korumak için \Vashing-tnn tarafından yapılan teklifi bugün kabııl etmiştir.
Pekindeki Amerikan Konsoloshanesinin işgali hâdisesini protesto e-den Amerikan notasının Pekindeki
lngîllz temsilcisi tarafından Komünist Çin Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanına verilmesi teklifi de kabul edilmiştir.
Hongkong tan verilen habere göre, Komünist Çin Hükümeti, Çindekl A-merikan. Fransız ve Hollanda konsoloshanelerini kapatmağa karar vermiştir.
1 Türk olmuş kimseler değildir. Bunlar kanbekan Türktür. Onun için Türküm diyen herkesin bunları korumak millî vazifesidir,, demiştir.
Daha sonra söz alan Burhan Belge. Kıbrıs hakkında itidalli olmasına rağmen, diniyenleri heyecan içersinde bırakan siyasî bir konuşma yapmıştır. Bu beyanatı ikinci sahifemizin başmakale sütunlarına aynen almış bulunuyoruz.
Bugünkü miting
Millî Türk Talebe Birliği tarafından bugün Kıbrıs için bir miting tertiplenmiştir.
Miting sabah saat onda, bir taraftan Beyazıtta bütün Üniversite, yüksek okul ve diğer derneklerin iştirakiyle başlayıp Çenıberlitaş, Bâbıâll, Eminönü, Karaköy, Bankalar. Şişhane. Tarlabaşı tarikiyle Taksime çıkılacaktır. Diğer taraftan Edebiyat Fakültesi, Teknik Üniversite, Teknik Okul. OrmBn Fakültesi ve Güzel Sanatların teşkil edecekleri ikinci grup da Gümüşsüyü yoluyla Taksime gelecek ve iki grup orada dır.
Taksim Meydanında şını müteakip. Atatürk lenk konulacak, muhtelif hatipler konuşacak, şiirler okunacaktır. Mitingi müteakip şehrin muhtelif yerlerine gerekli nakil vasıtaları M T T B tarafından temin edilmiştir.
buluşacaklar-
İstiklâl Mar-âbldesine çe-

— Vaz geç bu sevdadan.., Bardağı taşıracaksın.
Sayfa 2
Y E N t f S T A N B TT L
Tft Ocak 1P90
Kıbrıs bir emanettir
İngiltere çekilirse, bu emanet
Kıbrıs mektupları
Fransız Dikleri Bakanının
Almanya seyahati
sahibine iade edilmelidir
H
EPİMİZİN bildiği gibi. Kıbrıs adası Kırım haroinden ber) IngilUlorln dindedir.
O tarihte, IngÜizier. bizim müt-tefikimizdi. Bugün do öyledir. Zaten, Türklyenin Akdenizdek durumu ile dünya politikasındaki yort ve vazifeleri değişmemiş glbld.r.
Adayı Ingiliz müttefiklerimize emnnot ederken, Rus emperyalizmini karalarda ve denizlerde dur-durmak üzere onlarla, ayrıca da Fransa vo İtalya ile birlikte silâha sarılmış bulunuyorduk. Bu-qtln, yalnız çok daha genişlemiş bir dostlar halkası ilo birlikte göne dünya ve Akdeniz sulhunun nöbetini beklemekteyiz.
Tuhafı şurada ki. bu dost nöbetçiler arasında bugün Yunanistan da vardır. Halbuki, adanın kendine ilhak edilmesi talebi, ortad.a fol yok yumurta yokken, komşularımızdan gelmektedir.
Eğer ’_______
mızda sıkı Lir süs gibi zın, terok ----- - _
muhafaza edorek, Kıbrıs meselesini, onlara vc dünyaya, Cumhuriyet TOrkiyesinln yeni, ileri ve idealist görüşüne göre izah otmollyiz:
Cumhuriyet Türkiyelinin dünya-ya ve hayata bakısını, bizim büyük bir tarihi vesikamız tâyir ve tespit eder. Bu vesika genç devletimizi temin edon “Milli Misak, dır.
Bizim “Milli Misak,, imiz, dünya siyaset tarihinde o kadar ileri görüşlü bir vesikadır ki, biz, bundaki görüşü ve bu görüşü bir yığın birbirinden mantıki ve tabii siyasi ve askerî zaferlerle tatbik mevkiine koymuş olan Atatürk’ün bîzlere aşıladığı geniş kavrayışlı fakat milliyotçi akide sayesinde, ne Birleşmiş Millotler fikrini ne de içine girdiğimiz ve Yunanistan gibi âzası bulunduğumuz Avrupa Konseyi teşkilâtını yadırgadık. Bilâkis ve “Millî Misak.. sayesinde, bu gfbî cihanşümul medeniyet hamlolerini kavramak, son dedece kolayımıza geldi.
Başka memleketlerin dia politika görüşlerini bir milli politika haline ondan sonra dn bir dünya politikası haline getirmek, görüyoruz kl, o kadar kolay bir iş değildir.
Biz halbuki, “Millî Misak,, ı ka-lemo alırkon, istiklâlimizi vo topraklarımızı, Yunanistan dahil, birçok düşmanlara karşı müdafaa ettiğimiz halde, gayelorimize vo mi-sak'da tasrih edilen hedeflere vâsıl olduğumuz gün, yani Lozan’dan sonra, herkese dost elimiz! uzattık.
Haksız ve mağlûp bir Yunanistan», bu dost elimizi uzatırken, kılıç henüz öbür elimizde İdi. Çünkü bunu kınına koymak için lâzım gelen zamanın dahi geçmesini beklemeden. onunla dost olmak vo her iki tarafa da ancak zarar vermiş tarihi bir çekişmeye son vermek istiyorduk.
Ve bugün de. komşularımızın dostuyuz. Goçirdlkieri tehlikeleri yakından takip ettik. Başkalarının yaptığı gibi kendilerini arkadan vurmadık. Bizden Italyaya vo Ital-yadan kendilerine geçen Oniki ada işin! bir mesele yapmadık. Sahillerimizin iki kulaç ötesindeki bu adalara başkaları tecavüz edecek olursa. merak etmesinler, yardım gene bizden gelecektir.
Kıbrıs adasının no olacağı meselesinden önce, bir Boğazlar emniyeti, buna bitişik bir Akdeniz emniyeti vo buna bağlı bir dünya emniyeti meselesi vardır.
Geçen dünya harbinde, Yunanistan, tü.
ta sayede kırıldı. Keza, son yıllar içinde. Demir perdenin saçakları. Yunanlı komşularımızın varlığına fasılasız bir şekilde dolandı. Türkiye bundan masun kaldı vo daima masun kalacaktır. Hattâ Kıbrıs adasındaki rumların yarısından fazlası komünist olduğu halde, bizdeki-ler bizimdir.
Bütün bu misaller, bu deliller, bu sohbetler, Kıbrıs'ın bugünkü ve yarınki hesabında ve mukadderatında elbette rol oynayacaktır.
Kaldı ki, Kıbrıs adasındaki 350.090 rum nüfusunun büyük bir kısmı, çalışkan vo tüccar Yunan milletinin bir asırdan beri sistemli bir şekilde devam eden yayılma hareketinin bir muhassalasıdır. Bizden ise. kimse gitmemiştir. Oradaki 85.000 Türk, orayı fethedenlerin ahfadıdır.
Meseleyi, adadaki nüfus nispot-leri zaviyesinden yahut gürültü ile halletmeye kalkışmak, bizce köhnemi*, tehlikeli ve çirkin bir görüştür.
Çünkü millotlerin toprak talepleri eski biçim devam etti mi, bunun sonu gelmez. Hem sonra bir ada
ara-toos-unlar
Yunanlılarla bizim dostluğun etmoBİnl letlyorsak, hissiyatımıza kapılma ksı-yani, hom aklımızı ıs’e-hem do soğukkanlılığımızı
Girid adasına kadar dü«-Ama Türkiye düşmedi, ayak-kaldı. Ve İstilânın beli bu-
üıorindoki hükümranlık hakkı, o-radaki nufus nispeti ile teossüî etmez kil Is karşılıklı dostluk yerine karşılıklı düşmanlık çıbanının işletilmesine blnlnco, bu aefor 350.000 o k(ırşı 85.000 ile adada aleyhimize olan nispet, ada dışındaki hesapta, 6 milyona karsı 18 milyon ile korkunç bir şoklldo Yunanlı dostlarımızın aloyhlne dönorl Çünkü adaları da. toprakları da denizleri de. milli nüfus durumları değil, milletlorin mcknl ve tarihi kudretleri (sual yahut tahliye eder. Kıbrısa dair olan Yunan taleplerinin resmî bir mahlyot taşımadığını biliyoruz. Buna rağmon bu ta-leplorl yersiz ve dünya sulhu adına, bilhassa oarplılar cephesinin vahdeti adına tehlikeli buluyoruz. Hattâ dahili harp yüzünden son derece kanamış ve zayıf düşmüş olan Yunanlstanda, acaba bütün bu modası geçmiş Irrendentisme, her-hangi bir parti İçin bir seçim oyunu dogll midir diye sorup soruşturuyoruz.
Dahası var!
Düne kadar Kıbrıs adasındaki nüfusun yarısından fazlası üzerinde hâkim olan komünistlor. İlhakın aleyhinde oldukları halde, bugün blrdonbiro lehine geçmişlerdir. Acaba maksatları nedir? Hem Ortodoksluğun betokrar hâmisi hom do Moskovaya göre ayarlanmış bir milliyetçiliğin müşevvik! olarak Türkiye ile Yunanistanın durup dururken arasını mı açmaktır?
Biz bütün bunları düşünüyoruz. Yunanistandan yükselen mânâsız ve tehlikeli bir şovenizmi, vakarımızla, soğukkanlılığımızla ve dünya barışına olan bağlılığımızla ön-lomeye çalışıyoruz. Çünkü biz, Birleşmiş Milletlerde olsun, Avrupa konseyinde clsun, mesuliyetlerini idrak ederek yerini almış bir milletiz!
Eğer Mustafa Kemal bizim hayatımızdan geçmemiş olaydı, eğer Millî Mücadelemizi yapmamış ve Milli Misakı kaleme alarak tatbik etmemiş olsaydık, biz Birleşmiş Milletlerin sahte bir âzası olurduk.
Eğer eski alâkalara ve tarihî İrtibatlara ve hattâ hattâ, kan kardeşlerimizin şurada ve burada ve dizlerden uzak bir şekildo yaşamakta olmalarına dayanarak bir takım taleplerde bulunmayı muvafık görecek, eğer sadece yaygara ile işlorin yürüyeceğine İnanacak olsak, ifade cdecoğimız taleplere, eski imparatorluğun arsası dar gelebilir.
Biz,
Milletler ve memleketler arasın-sında. medeni münasebetlerin artık teeaüs edobilecegino. azlıkların esir muamelesi görmesinin mutlak olarak nihayet bulacağına inanıyoruz.
Ne istiyor Kıbrıs’ı Istiycn komşumuz? Daha doğrusu oradaki bir avuç eski biçim ve dar kafalı, dar görüşlü şovenist no istiyor?
Kıbrıs, her ikimizin müttefiki Ingllizlerin ıdarcsindedir. On.arın da bizimkilerin de mekteplerimiz vardır. Onlardan da bizden de hâkimler ve memurlar vardır. Yani, Türk Yunan dostluğu ve bunur fiilen iglek bir hale gelmesi için, Kıbrıs başlıbaıına bir misal ve bir işbirliği, görüş birliği, medeniyet dâvasında bir dilek birliği sahasıdır. Bunun örneklerini verrıekto
devam etseler ya!
Eski kapalı hisler yüzünden,
birbirimize etmediğimiz fenalık kalmadı. Mora’dan Dumlupınar’a kadar, durmadan kan aktı. Ve nihayet o meşhur nüfus mübadelesini de yaparak, insanlarımızı d«ğup büyüdükleri topraklardan ayırdık. Bu yetmedi isteniyor?
Yunanistan dostluğundan
gümrük birliğine kadar gidon anlaşmalardan dem vurulur. Ondan sonra da bir Kıbrıs meselesi çıkarılır.
Bütün bunların sebebi bizce, balkanlı görüş vo ortodoks taassubudur. İmparatorluğun bütün garp kanadı bu yüzden çökmüştür. Ve bizden ayrılmak için bize karsı yapmadıkları kalmayanlar, önco almanlığın şimdi de Demirperde felsefesinin kurbanı olmuşlardır. Yunanistan bunu görmüyor mu? Biz, bu dar, köhno ve gayrı medeni görüşton, çoktan kurtulduk. Türk inkılâp tarihinde başlıbaşına bir merhalo teşkil eden “Milli Ml-sak., a bugün dahi sadıkız!
Fakat bu demek değildir kl, MI-sak’ın mütemadiyen aleyhimize istismar edilmesine müsaade edilecektir. Millî Misak, Türkün bir medeniyet andıdır, bir harp «indiği vakası değildir.
Ada. Kırını harbinde Ingllizlerc bir emanet olarak verilmiştir. Eğer Ingiltere buradan ayrılırsa, ki Ingiliz politikası bunu icap ettirebilir, o zaman emanet sahibine yani Türkıycyo iade edilmelidir.
Burhan Belge (*)
(•) Beyanat Milli TUrk Talebe Birliğinin dün Eminönü Halkevinde yaptığı toplantıda verilmiştir.
mi ki, devam etmen
mütemadiyen Türk bahseder. Hattâ
• •
Kıbrıs’da siyasî durum
Plebisite iştirakleri için, propagandacılar, Türk köylüsünü kandırmaya uğraşıyorlar. Fakat bunlara kulak asan yoktur
LEFKOŞE, (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Ortodoksların plebisit teşebbüsleri karşısında, Türk efkârı derin bir heyecan ve kaynaşma içindedir. Kıbrıs Valisi Sir Andre\v Wrighfln Sen Slnod Meclisine ihtar mahiyetinde gönderdiği bir mektupta; hu konuya domns edilmekte ve böyle bir teşebbüs karşısında kilisenin sorumlu bulunacağı sarih olarak bildirilmektedir.
Hakikat bu merkezde olduğu halde. Sen Slnod Meclisi 15 ocakta plebisiti kati surette yapacağını ve bu maksat için de hükümetten murakabe talep olunacağı, eğer hükümet bu teklifi reddedecek olursa; kanunlar dışında olmakla beraber, teşebbüslerinden hiçbir fedakârlık yapmıyacak-larını İleri sürüyorlarT
Ortodoksların sağcı ve solcu partileri bu dâvada blrleşerok, kilisenin direktifleriyle harekete geçmiş bulunuyorlar. Birçok Türk köylerinde, Rum propagandistlerl gizli teşviklerle, Türk köylüsünü plebisit e İştirak ettirmeleri için, fuzuli gayretler vc akla hayale gelmlyen valdlerle Ikna-ya "çalışmaktadırlar. Fakat, zeki ve kavrayışlı köylülerimiz bu gibi telkinlere kulak asmamakta
İradenin kendilerine verdiği hızla hareket etmektedirler.
Bu maksat için hükümetin neşrettiği resmi bir tebliğe göre; memurlar öğretmenler ve polisler plebUlte iştirak edenüyecekierdir. Halbuki Ortodoks Öğretmenleri hükümetin bu resmi tebliğine karşı itiraz etmekte ve kendilerinin memur olmadıkları iddi-asiyle, plebisite iştirak edeceklerini bildirmektedirler. Ortodoks öğretmenler memurin kadrosunda bulunmadıklarını ileri sürerek, hükümetin bu resmi tebliğini protesto ediyorlar.
Plebisiti yakından takip etmek ve müşahit eıfatiyle plebisitte hazır bu-
vc milli
lunmak maksadlyle Yunanistandan bazı gazeteciler buraya gelmiş bulunmaktadırlar. Yine siyasi Yunan sözcülerinden bir şahıs da Ortodokstlan plebisitten vaz geçirmek maksadlyle birkaç haftadan beri burada bulunmakta ve Ortodoks siyasi çevrelerinde temaslar yapmaktadır. Gerek kilise. grrekac sağcı ve solcu partiler, birçok resmi ve gayri resmi ikazlara rağmen plebisit fikrimle ısrar ediyorlar.
Kıbrıs Türklerini kandırmak mak-sadlyle komünist Aket Partisi Türk halkına hitaben bir beyanname hazırlamış ve bunu perşembe günü gizli bir şekilde elden dağıtmıştır. Bahsi geçen beyannamede Kıbrıs Rumlarının İngiliz boyunduruğundan kurtulup hürriyete kavuşmak İçin vc sükûnet içinde bir plebisit yapmağa karar verdikleri bildirilmektedir.
Beyannameyi yazanlar daha da ileri giderek tngillzlerln, Türkler ile Yunanlıların arasını açmak istediklerini. bu uğurda bazı Türk zenginlerini Alet gibi kullandıklarım söylüyorlar.
Bu iddia tamamen asılsız olup ko-rnünistlerln uydurdukları bir yalandır, Ne Türk, ne Ingiliz, ne de Yunan hükümetleri Kıbrıs üzerinde bir hâdise çıkarmakla bir şey kazanamaz, bilâkis çok şey kaybederler Bulanık havadan İstifade etmeyi umanlar İse Rusların emrinde çalışan komünist unsurlardır, istikbalde Ortaşarkın en mühim müttefik üssünü teşkil edebilecek Kıbrıs'ı Sovyctler içeriden vurmağa çalışıyorlar.
Plebisiti müteakip. Kıbrıs Rumları dâvalarını Birleşmiş Milletler Konseyine arzetmek düşüncesindedirler.
Türk efkârı umuml.vesinln birer tercümanı olan Türk basını, devamlı surette plebisit aleyhinde yazılar neşrederek. Türk halkını sükûta davet etmektedirler,

Robert Schuman
Milli Piyango dün çekildi
Kar ve tipiden sonra lodos fırtınası
Saar üzerinde
ısrar ediyor
Alnıaıı - Fransız dostluğu buna bağlı görülüyor
Bern, 15 (YİRS) — Fransız Dışişleri Bakanı Shuman Bonn-da Bntı Almanya Başbakanı A-dennuer İle görüşmüştür.
iki memleket araınndaki dostluğun bütün dünyanın menfaati icabı okluğunu ileri süren A-denaııer. Saar kömür ocaklarının 5ü sene müddetle kiralanmasını dörtler anlaşmasına muhalif bulmuştur.
Buna mukabil Schuman, Alman - Fransız dostluğunu kurarken, iki millet ni'HMindakl psikolojik durumun daima hatırda tutulması icabettlğini söyleniştir. Saar meselesinin ancak barış müzakereleri sırasında ele alına bileceğini ileri süren Schuman. “Saar meselesi, Alman - Fransız yakınlaşmasını bozmamalıdır,, demiştir.
Berlin, 15 lYİRS) — Fransız Dışişleri Bakam Schuman, Bonn’da basın mensuplarına Almanca beyanatta bulunarak, Alnıanyanın silâhlanması hakkında şunları söylemiştir:
“Henüz silâhsızlandırdığımız bir memleketi, hemen silâhlandırmak garip olur. Batı Alman-y/nın emniyeti, batılı müttefikler tarafından emniyete alınmalıdır.,.
Kazanan numaraların tam listesini neşrediyoruz
Ankara 15 (Hususî muhabirimizden) — Millî piyangoda kazanan numalan bildiriyorum:
100 bin lira kazanan numara: 281048
20 bin lira kazanan numara: 72184
10 bin lira kazanan numaralar: 34143, 277832
5 bin Ura kazananlar: 116422, 234363,
li 2205, 107068,
2 bin lira kazanan numaralar. 13821. 17380, 55116, 87256. 99341. 119685, 112951, 155796, 18(5656.
240764, 337381.
178121,
251420,
190765,
441441,
Fin Cumhurbaşkanı seçimine başlandı
Salâhiyettar çevreler, şimdiki Cumhurbaşkanının yeniden seçileceğini ileri sürüyorlar
New-York, 15 (YİRS) — Finler, şubatta yapılacak Cumhurbaşkanlığı geçimi için, bugün vc yarın 300 ikinci seçmen seçeceklerdir.
Yetkili çevreler, şimdiki Cumhurbaşkanı Paasikivi'nin yeniden seçilmesi ihtimalini çok kuvvetli görüyorlar.
Jessup, Formoza’da: Amerikanın, Çin siyasetini değiştirmiyeceğini teyit etti
Taipeh 15 (A.A.) (United Pres) — Philip Jessup bugün uçakla buraya gelmiştir. Jessup. Çindekl son vaziyeti tetkik edecektir.
Çin milliyetçilerinin Başbakanı Yen-Şi-Şan, Jessup’tan, milliyetçilerin yalnız başlarına “Çin komünistleri ve Rus bolşevlkleri İle bir ölüm kalım harbine giriştiklerini Amerikalılara hatırlatmasını istemiştir.
Jessup, komünistlerin Pekindeki Amerikan konsolosluğunu İşgal etmelerini yorumlamaktan “Bu hususta bir şey böyle ;bir şey miştir.
Jessup'un ması bir saat konuşmada zftn Robert muştur.
Milliyetçi
recek olan bu ziyaret sırasında Jes-sup'un Formoza hakkında yeter derecede bilgi edinemtyeceğini söylemektedirler.
kaçınmış, söyliyemem, beklemiyordum., de-
Yen-Şi-Şan'la konuş-kadar sürmüş ve bu Amerikan Strong da
maslahatgü-hıızır bulun-
makamlar
48 saat sü-
234269, 287990.
417959,
97285, 164752, 237715, 319574,
44356,
Nahds Paşa Hükümeti harekete geçiyor
Spaak, Ingiltereyi de Avrupa Birliğinde görmek istiyor
Leopoldville 15 (YİRS) — Amerikanın Pensylvanla Üniversitesinde bir nutuk veren eski Belçika Başbakanı Spaak, lngilterenin Avrupa Birliğine iştirak etmesini tavsiye etmiştir. Sabık Başbakan, Ingilterere-nln Avrupa Birliğine seyirci kalmasının yanlış olduğunu belirtmiştir.
Kayseri C. H. P. Kongresi

Hükümet, programının ana hatları açıklandı. Mısırda öğretim parasız olacak
Devlet Bakanı ile
Kahire, 15 A.A. (AFP) — Barbakan Nahas Paçanın, yarın Kıral Faruk’un huzuru ile toplanacak her iki meclisin dnllnde okuyacağı nutkun a-na hatları şunlardır:
1 — Hükümetin Mısır - İngiltere münasebetlerini normalleştirmek ve Nll vâdielnin her iki yönünü Mısır Kırallığı himayesinde birleştirmek suretiyle, Sudân meselesini halletmek için İngiltere ile kesin olarak müzakereye girmek istediği,
2 — Arap memleketleri müşterek güvenlik tasarısının tahakkuk ettirileceği,
3 — Halkın güvenliği ile ilgili bazı kanunlar hazırlanması şartı İle sıkı yönetimin kaldırılacağı,
4 — Enterne edilenlere mahsus kampların kaldırılacağı ve siyasi bakımdan enterne edilmiş bulunanların serbest bırakılacakları.
o — öğretimin parasız olacağı.
Mao-Çe-Tungt Moskova ziyaretini uzattı
Yeni Delhi 15 (YIRS) — Yetkili kaynaklardan sızan haberlere göre, Komünist Çin Hükümeti Başkanı Mao-Çe-Tung, daha birkaç hafta Moslcovada kalacaktır. Stalinln yetmişinci doğum günü münasebetiyle, Moskovaya giden komünist Çin li-blr Rus-ede-
deri, oradaki ikametini, yeni Sovyet - Çin paktı kurmak ve lardan iktisadi yardım temin bilmek için uzatmıştır.

Ticaret ve Ekonomi
Bakanı konuştular
Kayseri, 15 (Hususi muhabirimizden) — C. H. P. kongresi için şehrimize gelen Devlet Bakaniyle Ticaret ve Ekonomi Bakam kongrede birer konuşma yapmışlardır. Ticaret ve Ekonomi Bakam bu senek» tohumluk vaziyetinin iyi oluşundan bahisle Suriyeden 50 bin ton buğdayın teslim alınmaya başlandığını bildirmiştir. Bakan devalüasyon hareketine katılmamakla hükümetin Türk parasının değerini korumak için hassas hareket ettiğine işaretle dış ticaretimizin normal yolda gittiğini anlatmış ve ticaret sahasında bundan sonra harp yılları içindeki gibi büyük kazançlar olamıyacağıru. çünkü bütün dünyada fiyatların indirilmesi yoluna gidildiğini söylemiştir
Başbakan Yardımcısının beyanatı
Kayseri. 15 (A.A.) — C.H.P. Kayseri 11 Kongresinde söz alan Başbakan Yardımcısı Nihat Erim, iç politika hakkında şunları söylemiştir:
”BUjrük Millet Meclisinin geçici komisyonu. Seçim Kanunu üzerinde çalışmaktadır. Bu tasarı seçim mekanizmasını şu esas dayamaktadır: Vatandaş oylarının kullanılmasında ve neticesinin belirmesinde hiçbir şüpheye yer bıraknnyacak bir emniyet!..,.
Başbakan Yardımcısı, Seçim Kanunu tasarısını izah ederek. Hükümetin bu suretle, seçime ait bütün muameleleri tarafsız organlara bi-
214709, 25143u 387857.
J000 Hra kazananlar:
2851. 16185, 18457, 24589, 67387, 10418.1. 116390, 119119 127129, 180110.
217724. 220987.
243038. 298375, 315581, 323389, 365496,
382456, 450766.
4019. 40302, 53477. 62532. 74901, 100042. 114353, 151789. 166129, 199523, 215472, 240261, 257451. 267885, 280480, 296020, 309054, 348681, 363847, 380996, 399449, 445188, 454053. 469835.
130731, 204608. 219523, 239880. 260273. 308413, 324 477. 35774 1, 373877. 406945, 481053,
56312. 126381, 158025, 207790. 220152, 214399, 275025, 312816, 326959, 359706, 377646, 412195, 486282,
Hava rasat istasyonu havada bir değişiklik olmıyarağını vo karın devam edeceğin! bildiriyor
Dün şehrimizde hava yağışsız geçmiştir. Bfrfedlye temizlik işleri ekipleri evvelki enbaha kıdar ve dUn de bütün gtln çalışarak büyük cnd«1olerdekl karları knmvonlarhı. kaldırmışlardır
Fakat ara sakaklardaki karlar yumuşayarak erimeye başladığjııdan buruları çamurdan geçilmez bir hnl tılınib*ır. Yerlorln kaygan olmanı vllzündeıı lıın.ok kimseler ayakları kayarak düşmüşlerdir
Tipi durduğundan bilumum vesaiti nnıu.o Hi‘fı-ri».rj ı.ırır-ı. - göre yapıl* nuştır. Yalnız Karndonİzde şıudoth tıııa hüküm dürdüğünden gemiler gazlardan çıkamamaktadır,
Çlddıjtll ludoa fırtınam yüzünden şilkny açıklarında bocalayan bir kenhden İmdat işaretleri verilmesi rlno liman kontrol dairesi tarafından tahrik edüen bir vanıta İle yelkenlinin yardımına yetişilmiş ve yelkenli karaya çekilmiştir.
insanca zayiat yoktur. Derhıcode karaya oturan Ingiliz gemisi denizin dibinin batak vo çamur olması yüzünden henüz yüzdürülememlştlr. Tahlisiye amcllyeslne devam edilmektedir. Yeşilköy hava rasat istasyonundan aldığımız malûmata göre evvelki gece sıfırın altında 7 dereceye kadar düşen sühunet dün znld 3 dereceye kadar yükselmiştir. Mumtemel olarak bugün sühunette bir değişiklik olmayacak fakat hafif kar yağacaktır.
tır-Bo-
Ye-el-üxe-
3028,
47710,
55734,
72152,
92004
40178, 51674, 57786, 72116, 94410, 111473, 149033, 168768, 197899, 206232. 239364, 256661, 261454, 278112, 293223, 308055, 332263, 358051, 378019, 395419, 421491, 449092, 466490, 498648,
28217.
47086,
54619,
67474.
88100.
105430, 142599, 161768, 180364, 205794, 233168, 248611, 259867, 273564, 292125, 297875, 329362, 357101, 376680, 394175, 410529.
, 448692,
459835,
. 497868.
kazananlar: ile nihayetlenen bl-lira kazanmışlardır, kazananlar:
(970) İle nihayetle-
129538.
198127,
219338,
226530.
258152.
306094,
322805,
341807,
365496,
101750,
4|6907,
500 Hra kazananlar: 10138, 45809.
54216.
62629.
85111.
102865,
139168,
152799,
174549,
204140.
223180.
245932,
257532, 269215.
281109, 297133.
312255,
353068.
369024,
392461,
414819,
447028,
454807,
472924,
200 Hra Sonlan (160) letler iki yüzer 100 lira 1 Sonlan (050) ;
nen biletler yüzer lira kazanmışlardır.
Vazifelerine geç gelen memurlara para cezası
Rouml dairelerde çalışan memurların devamları daha «ıkı bir kontrol altına alınacaktır. Bundan sonra İmza defterleri nahakları 0.15 don sonra kaldırılacak ve geç kalanlardan para cezası kesilecektir. Yafulan tetkiknta göre geç kalma rekoru cn fazla kadın memurlar arasındadır.
Doktor Naci Doğancı’nın hatırası anıldı .
Bundan 8 sone evvel vazifesi başında vefat eden Haeekl Hastahanesl S er tabibi Dr. Naci Doğancı nın hâtırası dün anılmış ve memlekete yapmış olduğu hizmetler tebarüz ettirilmiştir.
Şiir gecesi
Eminönü Halkevi Dil-Edeblyat Şubesi tarafından tertiplenen (Sür Gecesi) düq akşam saat 20.30 dan İtibaren kalabalık bir dinleyici kütlesi huzurunda yapılmış ve çok beğenilmiştir. Halkevi bu faali* yetini idame ettirecektir.
20 lira kazananlar:
Sonlan (66) İle nihayetlenen biletler yirmişer Hra kazanmışlardır.
10 lira kazananlar;
Sonlan (16) ile nihayetlenen ’ Jetler onar lira kazanmışlardır.
5 lira kazananlar;
Sonlan (1)- ve (9) ile nihayetlenen biletler beşer lira amorti alacaklardır.
bl-
Arabacılar Cemiyetinin kongresi
Arabacılar Cemiyetinin senelik kongresi dün «aat 10 da Eminönü Halkevın-de çok gürültüm ve münakaşalı olarak cereyan etmiştir.
ko-
Mahalleler arasında odun satışı
Uzak nemtlcrdo oturan halka bir laylık olmak Üzere Balediye kamyonlar-
la mahallelerde iyi evsafta ucua odun satmaya karar vermiştir.
Geçen hafta tik defa olarak Kazhçeş-medrkl Gecekondu «jikinlerine bu suretle mühim miktarda »atış yapılmıştır. Bu usul rağbet gördüğü takdirde seyyar depoların sayısı arttırılacaktır.
raktığını söyledikten sonra, muhalefetin andının ifade ettiği ihtilâl temayülünden rücû ederek seçime girmemek tehdidini ileri sürmek suretiyle obstrüksiyona sapmak istediğini, fakat, seçime girmiyecek olan muhalefetin yerini başka millî teşekküllerin alacağını ve memleketimizde çok partili demokrasinin be-hemahal inkişaf edeceğini tebarüz ettirmiştir.
Basın, Yayın ve Turi
U. Müdürü Anıerikaya gitti
Basın. Yayın ve Turizm Umum Müdü* rü Ahmet Şükrü Esmer dün bir Pan-A» merikan uçağiylo Washington'a hareket etmiştir.
Ahmet Şükrü Esmer aynı uçakla bu seyahate iltihak edecek olan diğer tu* rıatik Avrupa memleketlerinin delegeleriyle birlikte Amerlltada toplanacak o-lan E. G. A. turizm komitesi içtimamda memleketimizi temsil edecek ve Avrupa otellerinin Amerlkaduki otelcilik sanayiine göre bugünkü turistik ihtiyaçlar gözönündo tutularak teşkilâtlandırılması için Amerikan şehirlerinde yapılacak tetkiklere iştirak edecektir.
Mil
Verem aşısı istasyonları bugün faaliyete geçiyor
Halka parasız verern cupsı tatbikma ait bütün hazırlıklar tamamlanmıştır. Bugünden itibaren 14 Q Verem Savaş Dispanseri, 9 u yeni açılan istasyonlar olmak üzere 23 yerde B.C.G. aşısı tatbikatına başlanacaktır.
Kumkapı, Şehremini. Edimekapı, Beykoz. Süloymanlye. Eyüp. Üsküdar, Kasımpaşa, Unkapanı, Erenköy, Sultanahmet. Kocamuata.fapnşa, Kadıköy, Baht Verem Savaş Dispanserlerindeki doktorlar civarlarında bulunan okul -rencllcrlyle, fabrika işçilerine ve isteyen halka aşı tatbik edeceklerdir.
Ayrıca, Şişil Halkevi, eski Beyoğlu Belediye Hastahanesi binası. Kuledtbl Şehir Hıfzıasıhba Müesseseaİ, Beşiktaş Halkevi. Sarıyer Dispanseri, Kartal Hükümet Tabipliği, Büyükada Belediye Tabipliği, Bakırköy Halkevi vc Üsküdar Sağlık Merkezinde kurulan B. C. G. ve* rem-aşısı istasyonları da bugünden itibaren faaliyete geçeceklerdir.
Her semtte aşı yapacak olan doktor ve yardımcılarına. Sağlık Müdürlüğünce, gerekil malzeme temin edilmiştir.
Esnaf, daimî bir kontrolü tabi tutuluyor
Beledlye murakıpları tarafından 101 i odun ve kömürcü olmak ü-zere 338 esnaf kontrol edilmiş, 11 I hakkında zabıt tutulmuş ve 5 1 de Milli Korunma Mahkemesine verilmiştir.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
PANORAMA
EDEBİ roman
- 47 -
“Vay. bunu söyliyen sen misin? Hemen buranın küçük simsar muhitlerinden bavlıyarak ts-tanbulda çıkan bir gündelik gazeteye, oradan Ankaranın birkaç vurguncu politikacısına kadar üstümüze dört yandan yumruklar sıkılmaya, tükürükle bulaşık küfürler savrulmaya başladı. Bunların kimi tarafından milli kalkınma düşmanı, kimi tarafından sanayileşme hareketimizin aleyhtarı, kimi tarafından da komünistlikle itham edildik. Derken bunlar arasından bir tanesi çıkıp da makale sahibi arkadaşımıza, bir vakitler Avrupaya gönderilen heyetlerden birine girmek isteyip reddedilmiş olmanın hinciyle kıvranan bir “Fasıkı mahrum,, maskesi takmaya kalkışmasın mı? Gel de pirincin taşını ayıkla! Milli kalkınma düşmanlığı, sanayileşme a-leyhtarlıgı, komünistlik gibi lekelerin bizim üstümüzde bir an için yer tutmayıp btlinlverece-ğinden emindik. Onun için bu hezeyanlara gülüp geçtik. Fakat, bu sonuncu iftirayı cevapsız bırakamazdık. Mecmuanın önümüzdeki nüshasında buna ne kadar şiddetle mukabele ettiğimizi göreceksin. Sakın, bu münasebetle kullanmak mecburiyetinde kaldığımız lisan seni hayrete düşürmesin. Bunlara da ne oluyor deıniycsin! Zaten sana bütün bu çirkin hadiselerden, bu mahalle kahvesi dedikodularından bahsetmek lüzu-231
munu hissedişim mecmuamız hakkında bir hayal kırıklığına düşmenin önünü alınak içindir. Zira, son zamanlarda, bu mecmuanın dürüst, asil ve temiz kıyafetinde, arası ra, bizim de hüzünle müşahede etmeye başladığımız bu derbederlikler mutlaka senin gözünden kaçmıyor ve bizi bıı hallere sokan sebepler sence hiç malûm olmadığından bize acıyorsundur.
“Bereket versin ki. içLne atılmış bulunduğumuz bu mücadelede bizi teselli eden ve gayretimizi arttıran faktörler çoktur. Bunların en başında arkamızdan yürüyen gençliğin bizi bir sıcak hava gibi saran heyecanım ve başımızda bulunan emektar inkılâp ekipiniıı yıpranmak. aşınmak nedir bilmeyen, her vakit u-yanık, her dem taze enerjileriyle azimlerini saymak lâzımgelir.
“Bütün bu işler arasında beni Üzen bir şey varsa, o da, senin gittikçe artan füturun ve hareketsizliğindir. Bize ne vakit yazı göndereceksin? Hani ilil meselesine ılair bir etüd hazırladığını ve İlk fırsatta bana yollayacağını vadetmlştin, Etüd, makale şöyle dursun; artık mektup bile yazmaz oldun. Seni sarsmak için mutlaka bizim atıldığımız şu mücadeleye benzer bir şeyin içine kakmak İcap ediyor, kanaatindeyim. Zira, herşeydeıı evvel ne kadar po-lemıkçi bir karakterin olduğunu pek iyi bilirim,“
¥¥¥
Diyarbakır Lisesinde edebiyat hocası Ahmet Nazın!, İzmir’de Dış Ticaret Ofisi Müdürü Cahit Hnllt’e yazıyor:
“inanır mısın ki. bir haftadan beri hep mektubunun tesiri altındayım? Anlattığın hâdiselerin, benim gözümde, birer kâbustan farkı yoktur. Sen İse bunun karanlık ivicaçları arasında buna, aksak adımlarla yürüyen bir som-naııhül, görünüyorsun. İlk defa olarak İfade
232
J ~ —
tarzında da bir artma nöbeti içinde sayıklayan İnsanın birbirini tutmaz, karışık, bulanık soy-lenı.şlrı ınl sezer gibi oldum Evvelâ, halinden memnun bir adam edasiylo konuşmaya başlıyorsun; nıecmmunn kazandığı rağbet ve mu vai lak iyot ten sevine sevine bahsediyorsun. Soma birden, tonun değişiveriyor. Sende, şimdiye kmlaı hır görmediğim bir sinirlilikle — bul-tâ bir hınçla mahut hâdiselerin hikâyesine girişiyorsun. Hikayesine, dedim, i'elsiı ve teşrihine diyecektim Zira, mektubunun son satırlarına kmlaı fttlela kime hitap etliğini unutup ve hem de mecmuanızın yüzleice, binlerce karıı arasında bir karı yerine koyup size hücum edenlerin muhakemesini vc arkadaşlarının müdafaasını yapmiya kalkışıyorsun. Bütün bu izahlara, hu teminata ne lüzum vardı? Serim ve arkadaşlarının hu fikir hareketine ne yüksek, no a.sil, ne masum heyecanla atılmış olduğunuza bütün mevcudiyetimle kani hulundu-ğumdan acaba kâfi derecede emin mi değildin? Gerçi, sizin aleyhinizde söylenen sözlerden ve . yazılan yazılardan Jİr tanesini işitmedim ve görmedim. Fakat, işitip gorseydim, dahi kendimi • velev bir on İçin olsun - bunlara hedef olanlar hakkında şüpheye benzer herhangi bir hisse kaptırmanın imkânı olamazdı.
“İşte. — bunun böyle olduğunu sen de pek iyi bildiğin halde — arkadaşlarını benim gözümde temize çıkarmaya ve düşmanlarım yere batırmaya uğraşır gibi ağızlar kullanışını, tavırlar alışını, bundan dolayıdır kl. bir ruh krizi geçirmekte olduğunun bariz alâmetleri telakki ettim. Üzüntüm de yine bundan dolayıdır. Sen ki. muvazene ve sârânitâ denilen şeylerin ta kendisi idin. Kaç yıllık dostluk münasebetimiz esnasında bir kerecik. ne bir tezat ve tenakuza düştüğHnü. ne de herhangi biı mü-233
nakaşada — öfkelenmek şöyle dursun - kafanın kızıştığını hatırlıyorum. Dünyayı öyle ilmi bıı bitaraflıkla görüşlerin, en complexe hâdiseleri oyie bir basite irca edişlerin vardı kı, beni bazını hayrete, birçok defa da hayranlığa düşürürdü. Sakın, bir kaç aylık bir matbuat polemiği, kuru gürültüleriyle senden, bütün bu meziyetleri, bütün bu zekâ ve ruh saadetini alıp götürmüş olmasın? İlcin de ne polemik, iki gözüm!. Böyle bir aşağılık kavgadan senin gibi bir fikir ve lymıın adamı yüz defa yenerek çıksa da yine yenilmiş sayılır.
“SöıU bu nuıcvraya sürükleyen o güzel op-tnnizma'mn yanında benim hazin peşimiz* inam, itiraf edeyim kı, buna şimdi hâkimliğin ve doğru görlırlügün tam bir mürudift gibi geliyor. Bıı de bıkmadan, usânmıtdan beni, hâlâ aksiyona ve iıarekele davet elliyorsun. Maksadın beni de ellerim kollarım sığanmış olarak yambaşindu. boylu hır kördogüşünu atılmaya hazıı görmek ııpdır? Efteı bu sahada herhangi bir İşe yarayacağımı bilsem heınen size katıl- . makta bir dakika tereddüt göstermezi hm. Zira, dostlukta fedakârlığı kendim ivin bir zevk bilirim. Fakat, ben mektubunda anlattığın şarlhır altında — sizin safınızda yer aldığım gün, korkarım kı, fedakârlığı göze almak zorunda kalacak sizler olmayasınız.
“Meselâ, dil meselesi hakkında yazdığım etüdü, şimdiye kadar göndermiş bulunmaydım, sen de buııu neşre başlamış olsaydın, size, atfedilen cürümlere bir tanesi ıhılın İlâve edilecek ve bunun adına da “mürtecilik" denilecekti. Yani bir yandan sanayileşme aleyhtarlığı, bir yandan komünistlik, öbür yandan (la mürteci-likî.. Binbirilerlmn tam zıddı olan bu üç vasıf, aynı fikir el rafımla toplandıklarını söyleyen bir grup insan veya muayyen bir maksatla 234
çıkmak iddiasında bulunan bir mecmua üzerinde nasıl toplanır? Ben. yalnız bu bilmece karşısında hayretlere düşmekle kalacaktım; sîzlere de benim “mürteci" olmadığımı ispat vazifesi düşecekti.
“Yok, yok; bırak beni azizim, Dicle kenarındaki avarelikIciimv. bırak beni, Amed surları etrafındaki hülyaları ma Belki bunlar, günün birinde sizin fikir hareketlerinizden daha özlü meyvalar verecektir, belki de tek meyva vermeyecektir. Fakat, her iki ihtimal sonunda da şununla teselli bulacağım kl. büyük ¥u-nus’un “Bir ben vardır I,»undan içeru“ dediği “şeye" bir lakım kirli ve sakar eller dokunmak fırsatım bulamıyacnktır.
“Bu satırları okurken dudaklarında yine o acayip gülümseyişin belirdiğini görür gibi o-hıyorum. Bilirim, sen bende daima küçük bir egoist hüviyeti bulmuş ve beni daima “fildişi kuleleri., içme çekilen intelektüellerle karış-tırmışsmdır. Fakat, e.ınin ol ki, beni bu hale sokan, l»whl bu halde kanır kılmaya sevkeden hısle, o kendini beğenmişlerin complexe’leri ara-sıııdu hiç bir münasebet yoktur. Benim, bir kenarda. herkesten uzak kalmayı tercih edişim —onlarda olduğu gibi — herkesi kendimden • aşağı görmek illetinden ileri gelnılvor. Bunun yegâne sebebi — sana kaç defa itiraf ettim!— kendi nefsime, kendi kıymetime, kendi bilgime olan itımatsızlıgımdır. Daha doğrusu, bu kadar mesuliyeti!, bu kadar zor ve bu kadar tehlikeli bir teşebbüse girişmek için kendimi henüz kâfi derecede plşnıiş, olgunlaşmış bulamıyışınıdır. Her halka doğru gitmek isteyişimde ayaklarımı köstekliyen, beni geri geri basnııya mecbur eden w(le budun
(Devnmı var)
235 ı
115 Ocak l^O
v e n t İstanbul
Sayfa 3
UNUN
EKONOMİK
I
Haftanın İktisadî
hâdiselerine bakış
Ekonomik işbirliği idaresi yıllık raporunu hazırlıyor
Ankarada et
fiyatları yükseliyor
Dünya rekabeti karşısında pamuklarımız buhrana maruz
İngiliz ekonomisinde gelişme - Birleşik Amerikanın düııya iktisadi kalkınmasına yardımları - Milletlerarası yeni ticaret anlaşmaları - Kumanyanın Doğu Avrupa iktisadi sistemine mukavemeti - Ulaştırma Bakanının deniz işlerimiz hakkında beyanatı - Yeni sosyal kanunlarımız - Bazı ihraç mallarımızın durumu
Rapor, evvelâ, Ekonomik İşbirliğine dahil memleketler mümessillerine, sonra Ekonomik İşbirliği İdaresine ve nihayet, Amerikan Kongresine sunulacaktır
j NG1LIZ Maliye Bakanı, son haf-I ta içinde de beyanatta bulunarak, ingıltereııin iktisadi durumuna dair açıklamalar yapmıştır. Ingilterenin 1949 yılındaki iktisadi gelişmesini öven Sir Stafford Cripps, sınai istihsalin geçen senelere nazaran yüzde elli nispetinde arttığına işaret ederek, bilhassa kömür istihsalinde görünen randıman fazlalığı üzerinde durmuş ve ticaret muvazenesinin müspet inkişaflar kaydettiğini, ihracatın bir evvelki yıla nazaran yüzde 13 arttığını, ithalatta ise eksilme görüldüğünü bildirmiştir. Ayrıca, Ingilterenin altın stoklarında bir artış olduğu ve bu memleketin altın ve dolar kaybı sahasında bir nevi duraklama elde eylediği yolundaki haber de, dünya iktisadi mehafillnde alâka uyandırmıştır.
Birleşik Amerikanın hafta içinde arzettiği duruma gelince, Ticaret Bakanlığının harp sonu jTardımları tutanma 30 milyar dolara yaklaştığını açıklaması, Birleşik Amerikanın Avnıpanın iktisadi kalkınması için sarfettiği büyük gayretlerin canlı bir nişanesidir. Aynı cümleden olmak üzere Birleşik Devletlerin hafta içinde bu sahada kaydettiği faaliyet de zikre değer. Netekim, İktisadî İşbirliği İdaresi tarafından petrol tasfiyehaneleri için Marshall yardım tahsisatından lnglltereye 2 milyon dolar değerinde malzeme verilmesine müsaade edilmesi, Fransaya ise petrol tahsisatı olarak 9.5 milyon dolar ayrılması, EirlcşLk Amerika Tarım Bakanlığının gayretiyle, milletlerarası ziraî maddeler ticaretini hızlandırmaya yarayacak bir teklif programı hazırlanması. Amerikanın zirai ithalatını arttırması ve böylece ziraî madde ihracı durumunda o-lan birçok Avrupa memleketlerinin dolar temini ile kalkınmalarını sağlaması, ticari mânilerin kaldırılmasının talep edilmesi, Ingilterenin bloke edilmiş sterlıng borçları meselesinin halli, hariçte Amerikan şahsı plasmanlarının teşviki, ılh... hep beynelmilel işbirliği gayelerinin tahakkuku mülâhazasının ümit verici tecellileridir. Bu faaliyet zümresinden olmak üzere, Akdeniz Devletleri nezdindeki Amerikan tarım uzmanlarının Atinada bugün toplanmalarını ve bundan maksadın Marshall Plânı memleketlerinin rıın usullerindeki ıslahatı temin
duğunu ilâve edebiliriz. Diğer taraftan. Birleşik Amerikada ham petrol istihsalinin artışı. Meksika petrol endüstrisinin inkişaflar göstermesi. Alman sentetik petrol sanayiinin yeniden kurulması hususunda görüşmelere girişilmesi, Kanadadaki petrol istihsalinde artışlar kaydedilmesi, Rusyanın harpten beri ilk defa Tuna üzerinde Yugoslav gemilerinin seyrine müsaade etmesi, hep hafta içinde dünya milletlerinin kalkınma yolunda sarfettikleri hamleleri belirten vaitkâr hâdiselerdir.
Bu iktisadi hamle haberlerine karşı. hafta içinde Birleşik Amerikada-ki madencilerle amele arasındaki ihtilâfın Başkan Truman’a kadar intikal edişi, Batı Almanyada işsizliğin artması, lsviçrede zirai bölgelerin daralması gibi haberler de geçen haftanın iktisadi durgunluk yaratabilecek belli başlı hâdiseleridir.

Memleketimizi alâkadar eden mühim iktisadi hâdiseler ırıe-yanında, hatta başında Ulaştırma Bakanının gazetemize yaptığı beyanat ve gemi inşa tezgâhlarının kurulması bakımından yapılan ilk a-dım, çok enteresandır.
Önce Türkiyede gemi yapılması konusuna temas eden Bakan, şimdilik büyük gemi tezgâhlarının kurulması mevzuu bahis olanııyacağmı, zira bunların fazla masrafı icap ettireceğini, lâkin ufak Boğaziçi tipi yolcu vapurlarının lüzumlu malzemesini dışardan getirerek. burada
olacağını ve tezgâhlarının adımın atılmış
Paris 15 (Coınteli — Avrupa E-konomik İşbirliği İdaresi eksperleri, teşkilâtın Marshall Plânı bidayetinden beri kaydettiği inkişafı gösterir muvakkat bir raporu ocak ayı sonundan evvel bitirmek için hararetle çalışmaktadırlar.
Rapor evvelâ Ekonomik İşbirliğine dahil 18 memleket mümessilleri meclisine, sonra Ekonomik İşbirliği İdaresine ve nihayet Amçrikaıı Kongresine verilecektir. Raporun ihtiva edeceği başlıca kısımlar şunlardır:
1 — iki yıl önce, Marshall Plânı tatblkına başlandığından beri yapı-işlcrin tahlili
2 — Marshall Yardım Plânından faydalanan memleketler İçin hazırlanan 1950-51 tahsisatı programları.
3 — Dolur açıklan, Avrupa memleketleri paralarının tahvil kabiliyeti, ticaretin serbestleştirilmesi gibi Ekonomik İşbirli Teşkilâtını meşgul eden meseleler,
4 — Teşkilâtın çalışma programı.
ilihtlMtHflHHHMIlili.UMlHı iU
Yapılacak zammın asgari hadde inmesi için, önce sakatat fiyatları arttırıldı
Ankara 15 (Hususi muhabirimizden) — Şehrimiz Kasaplar Cemiyeti ile Sakatçılar Derneği. Belediye Başkanlığına birer dilekçe ile başvurarak et, ciğer, beyin, baş, dil vesaire-nin fiatlerine zam yapılmasını istemiştir.
birçok memleketlerde azalmıştır
Belediye Başkanlığı, bu Önemli mevzuu müstehlik halkın menfaati bakımından tetkik ettirmeyi lüzumlu görmüş ve Belediye Teftiş Heyeti Başkanı, iktisat İşleri Müdürü ve Veteriner. Mezbaha Müdürleri, Fiat Bürosu Şefi, Kasaplar Cemiyeti Reisi, Sakatçılar Derneği Başkanı ve celeplerin bir temsilcisinden mürekkep bir komisyon kurmuştur.
Bu sene Adana bölgesinde Sümerbank pamuk almadığından, Adana pamukçuları
endişe duymaktadır
da ta-ol-
ve bu vermeğe Devlet Denizyolları-noktaları üzerinde İktisadi konulma-
yapılmalarının kabil böylece gemi inşaat kurulması yolunda ilk olacağını söylemiştir.
Bundan sonra. Denızbank ın kurulması meselesine temas eden Ulaştırma Bakanı, deniz işlerimize veçhe verecek olan bu mali müessese üzerinde etiidlerin devam etmekte olduğunu bildirmiştir.
Ayrıca armatörlerimizin limanlarımız arasında yük taşımalarına mütedair Kanun tasarısının Meclisten çıkmak üzere olduğunu açıklayan Bakan, armatörlere, yıkıcı bir rekabete meydan vermemelerini tavsiye etmiştir.
Devlet Denizyollarının bir iktisadi Devlet teşekkülü haline getirilmesi hususundaki tasarının da Bakanlar Kurulunda son şeklini aldığım bildiren Ulaştırma Bakam, kalan işin sadece mali mevzuun* halli meselesi olduğunu söylemiştir.
Bir müddetten heri esaslı bir oga-nizasyon hareketine geçmiş harekette güzel örnekler başlamış olan
nın yarını için ümit verici İhtiva eden bu beyanatın durmayı yerinde görürüz, bir Devlet teşekkülü haline sına çalışılan bu müessesenin rasyo-
nel iş görmenin ne olduğunu bilen insanlar elinde istenilen inkişafı göstermesi beklenmektedir.
HAFTA içinde tütün piyasamızda hareket eksik olmamıştır. Tekel Mubayaa Heyeti Başka-nının beyanatına göre, hafta bidayetinde 10 günlük Ege bölgesi tütün satışı 44 bin tonu bulmuştur. Ege tütünlerinin büyük kısmının satıldığı ve elde kalan tütütnün 3 bin ton kadar olduğu da bildirilmektedir. Tütün mevzuunda Yerli Ürünler Ortaklığının aldığı 1946 - 1947 yılı mahsulü tütünlerinden yüzde 2 komisyon verilmesi hususunda Meclise verilen sözlü soru da haftanın manidar İktisadî hâdiselerinden biridir. Hafta sonunda Karadeniz tütün piyasası hazırlıkları da başlamıştır.
Geçen haftanın memleketimiz için hususuiyet arzeden İktisadî faaliyetlerinden biri de sosyal bakımdan a-lınan kararlardır. Bu cümleden olmak üzere bir yandan İş Kanununda yapılan yeni tâdilât ile çalışma emniyeti bakımından esaslı hükümlerin vâzoluiması, işçinin durumunu kuvevtlendirmiş, bir yandan da özel etşebbüs müstahdemlerinin iş ve hayat emniyetini istihdaf eden Kanun tasarısı, memleketimizde sosyal sahadaki faaliyetin en mühimlerinden biri olmuştur. Bu mevzuda bilhassa hafta sonunda Devlet Demiryolları işçilerinin durumu hakkında. Ulaştırma Bakanının Mecliste yaptığı açıklamalarda, işçilerin durumlarını ıslah bakımından, sosyal sahada alınmış iktisadi tedbirlerin şümû-lünü gösterir.
Memleketimiz arzeden mizde
yetleri açıklamak 30 bin ton küspe ihraç edileceğini, çikolata ihracatımıza talepler çoğaldığını, kuru üzüm fiatlerinin yeniden tanzim olunacağım, tohumlukların ıslah işinin ele alındığını, palamut ihracı mevzuundaki çalışmaların arttığını, maden istihsalimizi arttırmak hususunda Marshall Yardımı Türkiye Bürosu Maden Müşavirinin, yardıma ihtiyacımız olduğu noktasındaki beyanatı ve yakında yardım teşkilâtının Komada yapacağı toplantıda bu cihet üzerinde ısrar edeceğini bildirmesi, memleketimizin istikbaldeki istihsal kudretinin artması bakımından çok mühimdir.
Karadeniz bölgesi halkına 25 bin ton mısır verilmesi karan. Suriye-den buğday ve Amerikadan da buğday ve un ithali, haftanın hububat mevzuundaki mühim haberlerini teşkil etmektedir.
haricî görülen
için ehemmiyet ticaret maddelerı-iktisadi faali-icap ederse
İSTANBUL ve İzmir borsalannda ihracat bakımından I beklenen ümitlerin tamamiyle tahakkuk etmediği görülmüştür. Geçen hafta, Yılbaşı tatili, sene sonu hesapları, Gelir Vergisine intibak etmek gibi muhtelif âmiller, piyasaları durgun bir hale getirmişti, bu durgunluk içinde, ocak ayının ortalarına doğru, dış piyasalardan teklifler geleceği de ümit edilmişti. İstanbul ve İzmir borsalannda bir iki madde istisna edilecek olursa, diğer maddelerin durumunda yeni bir inkişaf olmadığı görülmüştür.
Piyasadaki ilgili tacirlerin görüşlerine göre, muhtelif memleketlerle, bilhassa Almanya ile aramızda klering hesaplannda yeni gelişmeler olduğu takdirde, piyasalar daha harekeli bir hale gelebilecektir.
İstanbul :
İstanbul Ticaret Borsasında haftanın ilk günleri sakin geçmişti. Fakat hafta ortasında Fındık Tarım Kooperatifinin 1.000 tonluk fındık satışı, bu sükûneti tamamiyle bozmuş, fındık piyasasını hafta sonuna kadar hareketli bir hale getirmiştir. Kooperatifin hissesine düşen takaslı malı, bir tüccara devretmesi, fındık fiyatını 258 kuruşa kadar çıkarmıştır. Hafta sonuna kadar fındık, bu fiyattan aşağı düşmemiştir.
Fındık fiyatının bu seviyede kalışındaki sebebi, yalnız Kooperatifin 1.000 tonluk takaslı malı satmasında aramak doğru değildir. Bu piyasanın harekelli bir hale gelişinde, başka âmiller de oldr ma kaniiz. IT *r şey. den evvel İstanbul piyasasında lıazn mal olmaması,
Vashingtön (Conıtel) — 1949 yılı dünya Soya fasulyesi istihsali, ilk tahminlere göıe 501.7 milyon bushel olacaktır. Bu miktar, 558.4 milyon bushel olan 1948 istihsalinden yüzde on eksik ve 1935 - 39 rekolteleri vasatisi olarak 464 milyon boshcl’den yüksektir.
İstihsal birçok müstahsil memleketlerde azalmıştır. Kanada’nın, 1949 istihsali bir rekor teşkil etmektedir. Birleşik Amerika istihsali 215 milyon bushel olup 1948 istihsalinden yüzde İki eksiktir. Çin rekoltesi ise, bir evvelki yıla nazaran yüzde on beş eksiği ile 179 milyon bushel’dır. Mançurya istihsali 66 milyon ve Japonya istinsah 9 milyon busheldir
Avtlıpa memleketleri rekolteleri yekûnu ise. 130 bin bushcl’dir ve bu miktar 1948 yekûnundan 32 bin bushel fazladır
«a
HUniHIfHUtaaılir* .limillUU ...................................................

Fransız dış ticaret sistemindeki değişiklik K
Paris 15 (Conıtel) — Fransa ithalât resimlerinde ve ihracat lisanslarında yapılan değişiklikler ilân edilmiştir.
Bazı ithal maddelerinden alınmakta olan gümrük resimlerinde yapılmıştır. Tohum ve meyva rı, şeker, kimyevi maddeler, bunlar arasındadır.
ihraç lisansı istenmesine
bulunmayan maddeler ise. taze balık, otomobil lâstiği, mobilya, kâğıt ve mukavva» çuval, yün. pamuk döküntüleri. ipek ve sunî ipek iplikleri, jüt iplikleri, pamuklu maddeler vesairedir. Kimyevî maddeler, dizel mo-törleri, pompa ve kompresörler lisansa tâbi kalmaktadır.
E-
tadilât yağla-lâstik
lüzum
V Avusturya - İsveç ticareti gelişiyor
Viyana 15 (Conıtel) — Avrupa
konomik İşbirliği Teşkilâtı tavsiyelerine uyarak Avııstııryanm Isveçle o-lan ticaretinin serbesti rejimine doğru gidişi iki memleket arasında yeni bir ticaret anlaşmasının akdine müncer olmuştur. Resmî tebliğ, VI-yanada aralık ayının 12 ve 19 u arasında cereyan eden müzakereler esnasında bir anlaşmaya varıldığını, ve bu anlaşma mucibince Avusturya-dan Isveçe yapılan ihracatın yüzde 67,5 u ve Isveçten gelen ithalâtın yüzde 65.4 ünün serbesti rejimi dahilinde yapıldığını açıklamıştır. Serbest ticaret listelerinde mevcut ol-mıyan mallar için yeni kontenjanlar kabul olunmuştur.
DÜNYA





Komisyon. dün ilk toplantısını Belediyede yapmıştır. İlgililerin et fiatlerine bir zam yapılması, yahut yapılacak zammın asgari bir hadde kalması için, önce sakatat fiatlerinin tesbitini lüzumlu görmüşler ve bu mevzu üzerinde görüşmelerde bulunmuşlardır.
Neticede sakat fiatlerine bir miktar zam yapılması kararlaştırılmıştır. Komisyon, yarın da toplanarak yapılacak zammın et fiatlerine ne suretle ve no miktarda akis yapacağını tesbit edecektir.
Pamuk ekimini teşvik ve ıslah yolundaki faaliyet
Ankara, 15 (Hususi muhabirimizden) — Yurtta pamuk ekimini teşvik ve ekicilere iyi cins akala tohumu vermek maksâdiyle Tarım Bakanlığının açtığı pamuk nüveliklerınden büyük faydalar sağlanmıştır. Bu nüve-liklerden biı sene zarfında 120 ton pamuk istihsal edilmiştir. Bunlardan bir kısmının genişletilerek üretme ve denence çiftlikleri haline getirilmesi kararlaştırılmıştır.
İlk defa Marmara havzası ihtiyacını karşılayan 40 söğüt nüveliği tevsi edilerek deneme çiftliği haline getirilecektir.
HABERLERİ

Adana, 15 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Marshall Plânı gereğince Amerikanın Avrupa memleketlerine 43 milyon dolarlık pamuk yardımı yapacağı haberi, Adana'da hissedilir bir telâşa sebep oldu. Bu ciddi vaziyet karşısında alâkalılar endişe edilecek bir şey olmadığını söylemekte iseler de hakikat bu merkezde değildir. Zira, Adanaya kadar gelen tanınmış İngiliz ithalâtçılarından Mr. Douglas Alfred, fiyatları yüksek gördüğünden pamuk almamıştır.
Ayrıca, başta Almanya ve Fransa olmak üzere belli başlı Avrupa memleketleri Adanadan alimime ve fiyat istemişler, fakat fiyatları fazla görerek mübayaa yapmamışlardır. Adana pamuklarının öteden beri birinci derecede alıcısı olan Almanya, maalesef. Mısırla 40 milyon dolarlık bir pamuk anlaşması yapmıştır. Böylece Almanya elden kaçmış bulunuyor. İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan ise Marshall Plânının 43 milyon dolarlık pamuk yardımından fay-

Toprakofis Çukurovadan pirinç alıyor Adana 15 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Toprak Mahsulleri O-fisi Adana. Ceyhan. İskenderun ve Maraşta külliyetli miktarda pirinç mubayaa etmiştir. Bu pirinçler cins ve kalite itibariyle ayrı ayrı isimler taşımaktadır. Ofisin verdiği fiat 90 ilâ 95 kuruştur.
Tosya pirinci bu sene dibek pirinciyle karışık olduğundan, düşmüştür, denilmektedir, yasasının normal gittiği, ve tüccarın iyi vaziyette ilâve edilmektedir.
rağbetten Pirinç pi-nı Üs tahsil oldukları
(
dnlanacaklardır. Bugünkü budur:
Bu sene Adana bölgesinde bank pamuk almadığından, nazaran Adana pamukçuları duymakta haklıdırlar.
Mersin limanında Umumi Mağazalar depolarında bekleyen tüccara ve pamuk kooperatiflerine ait binlerce balya pamuğun ihracı için çalışılmakta ise de henüz müspet bir neticeye varılmış değildir. Türk pamukla» inin evsaf İtibariyle Mısır ve Amerika pamuklarından üstün olduğu da tasrih edilmektedir.
Adana pamuk borsasında fiyat hâlen, 1 inci Akala 200 - 205 kuruş arasında oynamaktadır. 2 ncı Akile ise 165 - 185 kuruştur. Bu fiyatlar tüccarın müstahsilden mubayaa fiyatı dır, Avrupadan pamuk isteyen firmalar ise tüccar »dindeki 1 inci Akalaya azami 200 kuruş vermektedirler. Buna nazaran, tüccarı 200 kuruş fiyat asla tatmin etmemekte ve endişe artmaktadır.
vaziyet
Silıner-
Ege'ye endişe
İzmir Deniz
Ingiltere - Almanya ticaret görüşmeleri
Londra, 15 (YİRSı — İngiltere ve Birleşik Almanya, şubat ortalarında ticaret görüşmelerine başlayacaktır.
Avustralyanın buğday ve un durumu
Melbourne. 15 (YİRS) - Avus-tralyanın yeni buğday mahsulü 185 ilâ 190 milyon bushel (yanı takriben 5 milyon ton) daha şimdiden satılmıştır.
Avustralvaya ıın sahasında rekabet eden memleketler Kanada ve Birleşik Amerikadır. Rekabetin karşılanması için, un fiyatları asgari hadde indirilmiştir.
Fraıibada kahve serlıest bırakıldı
Paris 15 (YİRS) — Fransada kahve satışı dünden beri serbest bırakılmıştır. Kahvenin kilosu, 625 ilâ 650 frank arasında satılmaktadır.
Times*İn bir görüşü
New - York 15 (A.A.) ıUnited
Press) — Times, bugünkü başyazısında, Sir Stafford Cripps’ln Ingiltereniıı son haftalar içinde altın kaybının bir kısmıYu karşıladığına layarak “Bunda yoktur.
bozuk giden bir tücar gibi nihayet vaziyetini düzeltecekti. Fakat, asıl mesele, Ingilterenin doları sahası memleketleriyle olan tlca-1 rî münasebetleridir.,,
Surlyede, asgari ücret seviyesi tesbit olunuyor
Şam 15 (YİRS) — Suriye İçiş-
dair beyanatını yorum-şöyle elemektedir.
hayret edilecek bir şey Esasen İngiltere, işleri




mil-yüz-
mil-
leri Bakanlığı, memlekette asgari bir ücret seviyesi tesbit etmek ve bu suretle işçi ve memur olarak çalışanların hakkını koruyabilmek için bir -komite teşkiline karar vermiştir.
Fransanm 1949 yılı ithalât
ve İhracatı
Paris 15 (YİRS) — Fransa, 1949 yılında, 921.791.000,000 franklık İt- | haliltta bulunmuştur. Bu rakam,
1948 yılında 672 milyar 673 yon frank tutan ithalâttan de 37 nispetinde fazladır.
1949 da yapılan ihracat, 782
yar 22 milyon franga yükselmiştir. 1918 senesinde yapılan ihracat 434 milyar 17 milyon franktı. Aradaki nispet yüzde seksendir.
I’artekiz., bazı maddelerin ithal tahditlerini kaldırdı
Bern, 15 (YİRS) — Portekiz Hükümeti, Marshall Yardım Plânına dahil memleketlere uyarak kömür, demir, çimento, çelik, makine. buğday gibi mallar üzerindeki İthalât tahditlerini kaldırdığını bildirmiştir
Milliyetçi Çin Hükümetinin altınları
Londra 15 iYirs) — Milliyetçi Çin Hükümetine ait 13.700.000 dolar kıymetinde çubuk altını. Birleşik Amerika "Federal Reserve" Bankasına emaneten teslim etmiştir. Naktiyat hava yolu İle yapılmıştır.
Siyam'ın Aınerlkaya nöııdı-rdiğl altınlar
Bangkong. 15 A.A. (United Press) İnanılır kaynaklardan bildirildiğine göre, Siyam parasının karşılığı




olarak 50 milyon dolar kıymetinde altın “Federal Reserve" Ban-kasının kasalarında muhafaza e-dilmek üzere Amerikaya gönderilmiştir.
İngiltere - İskandinavya ticaret görüşmeleri Londra. 15 (YlRSı — Stokholm-da başlayan İngiltere - İskandinavya ticaret görüşmeleri yarın ıbugünı Londrada yeniden başlayacaktır.
İngiltere, Avııstralyadarı un / alıyor
Londra 15 (tlRS) — İngiltere. A-vustralyadan 100.000 ton buğday unu satın almıştır.
Fransa ve Birleşik Almanya ticari münasebetleri Berlin, 15 (YÎRS) — Uzun
mandan beri Fransa ve Birleşik Almanya arasında Pariste yapılan ticaret görüşmelerinden müspet neticeler elde edilmiştir. İki memleket arasındaki ticari anlaşma, Dışişleri Bakanı Schuınan seyahatinden döndükten imzalanacaktır. Bu memleket arasında milyon dolarlık bir
leşim temin edecektir.
Avustııryn ile Y'ııııanistnıı arasında ticari görüşme beklenly or
Atina, ıConıtel) — Bir Yunan ticaret heyetinin yakında Viyonaya hareket etmesi beklenmektedir. Tahmin edildiğine göre bu heyet Avusturya ile Clearlng esasına dayan bir anlaşma müzakere edecektir. Yunanistan tütün ve zirai mahsuller satacak ve mukabilinde sınai maddeler alacaktır.
za-
Kuru üzüm, pamuk ve buğday piyasaları
Ankara 15 (Hususi muhabirimizden) — Uzun zamandan beri umumiyetle düşük ve kararsız bir seyir takip eden kuru üzüm fıatlcri dünden itibaren bir miktar yükselmeğe başlamıştır. Ege rekoltesi 60 bin ton kadardır ve bunun 40 bin tonu çok iyi fiatle satılmıştır.
Geri kalan 20-25 bin tonun 5000 tonu* iç istihlâke arzedildiğinden ihracı gereken âzami 20 bin ton mal mevcuttur. Elimizde çok fazla mal bulunduğu kanaatiyle ergeç fiatleri düşürerek zararına satacağımızı zanneden birçok yabancı alıcılar, bekledikleri fiat düşüklüğünün tahakkukunu görmediklerinden yeniden piyasaya girerek bol miktarda mal almaya başlamışlardır.
Bu yüzden ocak başında 57 kuruşa kadar düşen 10 numara üzüm fiati. 62 kuruşa yükselmiştir.
Bugüne kadar yapılan satışlardan tahminen 24 milyon lira gelir sağlanmıştır. Mevcut miktar da satıldıktan sonra bu dövizin 38 milyon liraya yükseleceği hesaplanmaktadır.
Diğer taraftan akala pamuk fiatleri normal bir seviyede şüklük veya fazla fiat kaydedilmemiştir.
Hububat ve bakliyat
kararlı gitmiştir. Buğday rintlerindeki düşüklük durmuş, son bir haftadan beri normal fiat seviyesi teessüs etmiştir.
işçilerinin yıllık kongresi
İzmir 15 (Hususi muhabirimizden) — Deniz İşçileri Sendikasının yıllık kongresi, bugün toplanmış ve başından sonuna kadar memnuniyetsizlik havası içinde geçmiştir. Sendika idare Kurulunun faaliyet raporu okunmuş, fakat müzakeresine ve tenkidine meydan verilmeden dileklere geçilerek yeni idare Kurulu seçilmiştir. Yeni İdare Kuruluna eski heyetteki üyeler aynen getirildiği i-çin bu toplantının verdiği intiba, eski heyetin vazifeye devamının nizyolları İdaresi ve Hükümetçe vip edildiği merkezindedir.
Netekim sendika toplantısına kişi ile başlanmış iken üyelere
nuşma hakkı verilmediği için seçim sırasında salonda ancak 40 kişi kalmıştı. Toplantının bu şekilde tecelli etmiş olması Deniz İşçileri Sendikacıları arasında rahatsızlıklar uyandırmaya meyyaldir.
Toplantıdaki Hükümet komiserinin kongre müzakerelerine müdahale etmesi de ayrıca şikâyet mevzuu olmaktadır.
De-tas-
300 ko-
Hidrofil pamuk ihraç ediyoruz
Ticaret ve Ekonomi Bakanlığının, eczalı pamuk ihracını serbest bırakan karan üzerine hidrofil pamuk imal eden fabrikalar, Orta ve Yakın-şark memleketlerine ihracat yapmak üzere teşebbüse geçmişlerdir.
kalmış, dü-yüksekligi
liatlerı de
sonra Paris te anlaşma, iki senede 300 mal mübade-
İşçi Sendikaları Birliği dün bir toplantı yaptı
İstanbul işçi Sendikaları Birliği dün İstanbul Milletvekili Ali Rıza Ari’nin iştirakiyle bir toplantı yapmıştır. Söz alan muhtelif hatipler ihtiyarlık sigortası primlerini karşılamak için Paralı Hafta Tatili Kanununun behemehal Meclisten çıkarılması üzerinde ısrarla durmuşlar, ve bu kanunun primlerin ödenmesine başlangıç tarihi olan 1 nisandan itibaren tatbikim istemişlerdir.
İşçilerin dertlerini alâka ile dinleyen Ali Rıza An dilekleri not etmiş ve elinden geldiği kadar çalışacağını vadetnıiştir.
İhrakıyelik prina ihracına müsaade olundu
Ankara 15 (Hususi muhabirimizden) — Ekonomi ve Ticaret Bakanlığınca yerli istihlâkten artan 30 bin ton küspenin ihracına müsaade olunduğunu evvelce bildirmiştik. Bugün öğrendiğimize göre Bakanlık ayrıca yüzde bir buçuk yağı ihtiva eden ih-rakıyelik pnne ihracına da müsaade etmiştir.
İstanbul ve İzmirde haftalık piyasa vazıyeti
hafta içinde Karadeııizde devam eden fırtınalar yüzünden, vapurların muayyen iskelelerden mal alamaması, fındık mevzuunu, spekülâsyona müsait bir hale getirdiğine de kaniiz.
Tiftik ve yapağı da haftanın ilk günlerinde, fındıkta olduğu gibi, durgun bir devre geçirmiştir. Fakat hafta ortasında miihtelif kalitelerde tiftik satışları, Yılbaşından evvel olduğu gibi hararetli bir devreye girmiş; ana mal 310 kuruşa kadar muamele görmüştür, ilgili tacirlerin ifadesine göre, İstanbul piyasasında hazırda mal yoktur. Tüccar, ihracatçılara mal satmak için, istihsal bölgelerinde köylü ve küçük tüccar elinde kalan son partileri toplamaktadır.
Hafta içinde yerli fabrikaların yıkanmış yapağı alması, yapağı piyasasını daha sağlam bir şekle sokmuştur.
Nebatî yağ grupuna gelince : Evvelce yazıldığı gibi, yiyecek maddeleri grupurıda tedricî bir surette düşüklük müşahede edilmektedir. Bunların arasında başta zeytin yağı olduğu halde, diğer nebatî yağ fiyatları da düşmekteydi. Fakat zeytin yağı ihraç edileceği hakkın-daki haberlerin, bu düşüklüğü önlediği görülmüştür. Bu bı’-r iriyle müstahsi1!n mı' -i* »'ren, zh
hareket eltıgı anlaşılmaktadır. Bu halta içinde yeni
sene mahsulü Ayvalık yağı, 230 kuruştan muamele görmüştür. Buna muvazi olarak çoktanberi durgun bir devre geçiren ayçiçeği yağı da sağlam bir hale gelmiştir.
Sade yağlarda geçen haftaya nispetle yeni bir fark yoktur. Fırtına yüzünden Karadenizden beklenen Trabzon menşeli yağların gelmemesi de, fiyatlara tesir etmemiştir. Fiyat, 550 kuruştur.
Kaşar ve beyazpeynir fiyatları da gene eski seviyesini muhafaza etmektedir. Kaşar, toptan 400 kuruş, beyazpeynir ise 220 kuruştur. Diğer maddelerin durumunda kayda değer bir şey yoktur.
İzmir :
Hafta zarfında çekirdeksiz kıırıı üzüm piyasası, kararsız bir manazra arzetmektedir. Evvelce Hollan-daya yapılmış olan 1.500 tonluk üzüm satışına ait teslimat devam ettiğinden bu satışla alakalı ihracat evleri borsada alıcı duruma geçtikçe fiyat yükselmiş, aksi olunca gerilemiştir. Borsanın bu şekildeki istikrarsızlığı, dış satışlara da tesirden hali kalmamaktadır. Alıcılar, vaziyetin inkişafını beklemeyi tercih ettikleri gibi ihracat evleri do, enorinde mal buludurmadan, kati satışlara girmekten kaçınmak istemektedirler.
Amerika sermayesine finansman imkânları
Bir müddetten beri memleketimizin iktisadi durumunu incelemek ve A-nıerikan sermayesine finansman imkânları aramak üzere Ankara ve Is-tanbulda temaslar yapan Amerikanın tanınmış iş adamlarından General Droper dün hava yolu ile Brüksel’e gitmiştir.
İncir piyasasındaki sağlamlık, geçen hafta da devam etmiştir. Havanın soğuması üzerine iç pazarlar fazla miktarda incir çekmeye başlamışlardır. Büyük kısmı itibariyle (B) serisi, küçük kıtali incirlerden terekküp eden ve 800 ton kadar olduğu tahmin edilen incir stokunun, kısa bir zaman içinde eriyeceği kabul olunmaktadır.
Hafta başında sakin bir durum arzeden pamuk piyasası, hafta sonuna doğru hareketlenmiş ve dış taleplere muvazi olarak borsada birinci kalite mallar aranmaya başlamıştır. Bunun neticesinde, esasen miktarı azalmış olan ve kuvvetli ellerde bulunan bu gibi malların fiyatı da yükselme kaydetmiştir. Bugün için, alıcısı daha ziyade yerli fabrikalar olan, ikinci ve üçüncü kalite mallarda fazla bir hareket görülmemiştir. Alâkalılar, pamuk piyasası hakkında önümüzdeki günler için ümitli görünmektedirler.
Hafta içinde zeytin yağı’nın tesiri altında pamuk yağı piyasası da yükselme temayülü göstermiştir. Çukurova ve Hataydan İzmiıe pamuk yağı sevkiyatmın azalması da bunda, ayrıca âmil olmuştur.
Zeytin yağı ve diğer nebatî yağ fiyatlarında hâsıl olan yükselmeler, pamuk çekirdeği satıcılarını da nazlı davranmaya sevketmiştir.
Hafta başında 16 kuruşa alıcısız olan çekirdeğe fabrikalar, hafta sonunda 16,5 kuruş verdikleri halde satıcı, fazla istekli görünmemıştir.
Sayfa 4
Y W N t t 8 T A N R U L
18 Ocak 1950
Siyasî meseleler ve muhabir mektupları
~ __ , y—__ , __r__ . | ' * "•• B • — ***^*^Ft-* ı 1 t*t ^İ™** * —* *^**?^ * T *1*^1 ■ ••»- —
I..4 • ■ I — • •
Almanyada temaslarına devam eden
Schuman müfrit taleplere karşı garanti arıyor
____ - ■.■ -4-- ■
Dışişleri Bakanı, müspet bir netice elde edebilirse; Fransa, Âlmanyanm Avrupa Konseyine alınmasını destekleyecek
Paris hususî büromuzdan
Kitaplar arasında
HUZUR
Romanın en kuvvetli taraflarından biri lirizmidir
Fransız Dışişleri Bakanı Schumanın Almanyayı ziyaret edeceği haberi ve Alman Cumhurbaşkanı Heuss’ün Cob-lence’dc verdiği son nutuk Frunsız . Alman münasebetlerini yeniden birinci plâna sokmaktadır.
Schuman’ın ne maksatla bu seyahati yaptığı her tarafta soruluyor. Quai d’Orsuy’in ileri sürdüğü teze göre verilecek garantilere mukabil Fransa, Almanyamn Garbi Avrupa Birliğine alınması için lüzumlu gayretleri sarfetmef.i kabul etmiştir. Başka bir teze göre Schuman; yüksek komisyondaki Fransız teşkilatını teftiş etmek için Almanyayı ziyaret edecektir.
Tahminimize göre Fransız Bakanının seyahati başka bir maksat takıp ediyor. Fransızların Almanya ile sıkı bir işbirliği kurmağa haklı olarak karar verememiş olmaları Alman zimamdarları arasında hayal sukutu
Almonyadaki hususi muhabirimiz bildiriyor
Almanyamn dış politika taazzuvu
Almanların, yakın geçmişteki tecrübeleri, kendilerine hatırlamayı veya hatırlatmayı pek de zevkli kılmıyor
Frankfurt (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Alman politikasının» salahiyetli tek merci tarafından İlân ve tefsir edildiği devir artık tarihe karışmıştır. Yirminci asrın ikinci yarısı bidayetinde Alman radyo ve matbuatında rastlanan sözcü çokluğu bu hakikati meydana vurmaktadır.
Amerikan, İngiliz ve Fransız yüksek komiserleri. Sovyet hususi büyük elçisi, Batı ve Doğu Almanya cumhuriyetleri başkanlar: ile hükümetleri ve Doğu ve Batı Almanyamn muhtelif mahalli başbakan ve hükümetleri aynı cömertlikle umumi efkara beyanatta bulunmaktadırlar. Politikacıların beyanatı ile bunların halk üzerindeki tesirini basite irca etmek icap ederse, politikacıların ü-mttli, halkın iso hayale kapılmaksı-zın soğukkanlı olduğunu söylemek doğru olur.
Almanlar da, resmi nutuk ve beyanatın metin, üslûp ve temayülüne bakarak hakikati keşfetmenin artık imkânsız olduğuna kanaat getirmişlerdir. Bu itibarla her taraftan yağan ümitli tahminler büyük bir tereddütle karşılanmakta, Fransız ve İngiliz mümessillerinin mühim sözlerLne, Doğu Almanya Devlet Reisi Pleck’in, doğu mıntakasmda gelecek yıl hayat şartlarının düzeleceğine dair verdiği teminat kadar bile ehemmiyet verilmemektedir.
Amerikalıların maddî yardımı, bedelsiz ithalâtın hacmi ve bu ithalâttan hâsıl olarak Almanya dahilin* de kullanılacak sermayenin miktarı. Fransızların AvrupadakJ mukadderat birliğine yaptıkları atıftan çok daha fazla ehemmiyet verilmektedir. Bu yüzdendir ki, McCloy’un Boründe neşrettiği yeni yıl mesajı, bütün Almanlar tarafından dikkatle mütalâa edilmiştir. McCloy’un geçmişteki muvaffakiyetlere, yakın geleceğin gayelerinden fazla yer vermesi Alınanlarda bir dereceye kadar hayal
Hususî muhabirimiz Martin G.
Amerika, fakirliği ortadan kaldırmaya doğru gidiyor
Marshall Plânının kredilerini taksim etme imtiyazını bundan böyle Amerika kendisine saklamaktadır.
Marshall Planı Baş İdarecisi Paul Hoffman, tarihi henüz tesbit edilmemiş olmakla beraber, bu ayın sonuna doğru Perise yeni bir seyahat yapmayı düşünüyor. Bu ziyaretin maksadı, Avrupa İktisadi işbirliğine tam bir şekilde dahil olmaları için, bazı memleketleri davet etmektir. Hoffman, VVashmgton’da verilen ve ilân edilen kararların şümul çevresini gayet sarih olarak çizecektir. Bu karara göre Marshall Plânının kredilerini, geçen sene olduğu gibi, AvrupalIlar aralarında taksim etmiye-ceklerdir. Bundan böyle, onu taksim etme imtiyazını Amerika kendisine saklayacaktır. Krediler, % 25 nlsbe-tindo kesintiye uğrayacaktır. Herhalde, Avrupa Birliğine dahil olmak hususunda bazı "söz dinlemez,, memleketler, bu pastadaki hisselerinin % 25 den daha fazla azaldığını göreceklerdir. Bu yeni usul, Washlng-ton’a, kumandanlık manivelasını elinde tutmak imkânını vermektedir.
Diğer taraftan, Bakan Acheson, evvelâ gelecek «alı günü Senatonun Dışişleri Komisyonu gizil celsesinde, sonra da gelecek hafta sonlarında radyo vasıtasiyle Amerika halkına yapacağı beyanatta, kendi dış politikacını İzah edecektir.
yaratmıştır ve Schuman işte bu menfi tesiri izale etmek istemektedir.
Alman Cumhurbaşkanı Heuss'ün son nutkuna kadar, Bonn Hükümetinin, Fransızların duyduklar: tarihî şüpheyi izale için ellerinden geleni yapacakları, hatta garantiler göstermekten çokinmiyeceklerl zannediliyordu. Halbuki Almanların son günlerde ileri sürdükleri istekler durumu tamamivle tersine çevirmiştir. Almanlar, Fransanın muhalefeti yüzünden ekonomik birliğe giremediklerinden, Alman - Fransız ticaret müzakerelerinde Fransanın müşkülât çıkardığından şikâyet ediyorlardı* Fransanın yüksek komiserlik kanalı ile Alman kömür fiyatlarında bir miktar İndirilme yapılmasını istemesi Ruhr Bölgesinde şiddetli itirazları davet etmiştir.
Alman Cumhurbaşkanı Heuss’lin. Schuman’ın Bonn şehrini ziyaretinden
kırıklığı yaratmıştır.
Alınanların yakın geçmişteki tec-rübclerl, kendilerine hatırlamayı ve. ya hatırlatılmayı pek de zevkli kılmıyor. Meselâ devlet rejiminin bir evvelki seneye nazaran değişmesi dolayıslyle, umumi efkârda hâsıl o-lan memnuniyet. Bonn ve Boründeki resmi makamların tahmininden daha azdır.
İşte Batı Almanya Hükümeti ile parlâmentosu, yılbaşı tatilinden sonra böyle bir hava içerisinde yeni yıl mesaisine başlamak üzeredir. Batı Almanya Hükümetinin karşılaştığı ilk iş. hariçte konsolosluklar açmak meselesidir. Eski Dışişleri Bakanlığının genç memurlarından mürekkep ufak bir kadro, mebusların sıkı murakabesi altında, Başbakanın emri ile bazı hazırlıklar yapmıştır. Her ne kadar gönderilecek olan konsolosluk memurları, müstakil politik vazifeler deruhte etmiyccck ve daha ziyade,, mutavassıt ve müşahit olarak hizmet edeceklerse de, memur intihabı, mevcut şahsiyet darlığı karşısında bilhassa güçtür. Alman Demokrat Cumhuriyetinin Boründeki hükümeti, demirperde gerisindeki memleketlere yalnız sadık komünistler göndermek suretiyle işini kolaylaştırmıştır. Batı Almanya Hükümeti için memur seçmek meselesi iki bakımdan müşküldür. Bir kere, hükümet politikasına bağlı ve bu politika disiplinine tâbi memurlar yoktur ve böyle memurlar da zaten makbul sayılmıyor.
Batı Devletleri İse, Dışişleri Bakanlığının eski kadrosundan yetişmiş şahsiyetlerin tâyinine rıza göstermiyorlar. Bu İtibarla elçilik ataşelerinden itibaren yüksekçe dereceli bütün eski memurlar, yeni konsolosluklar için mevzuu bahsolamıyor. İyi haber alan mehafll, haklı olarak lüzumlu memurların nasıl seçileceğini soruyorlar. Anlaşılan her İşte olduğu gibi bunda da “idare! maslahat,, cihetine gidilecektir.
H. bildiriyor :
1


Truman iae, "Fa|r-deal„ ismi verilen İktisadî programına yeni bir şekil vermeye çalışıyor. Başkan, “Amerika, fakirliği ortadan kaldırmaya doğru yürüyor,, demektedir. O, 1950 senesi içinde fiyatların istikrar kazanacağını ve sınai istihsallerin bir rekor halini alacağını tahmin etmekte ve fazla nikbin görünmektedir. Truman, bu sene, İki yıl evveline nazaran 2 milyondan daha fazla bir artışla, 61 milyon işçinin haftalıkla çalışabileceği ümidindedir.
Daha uzaktaki hedef şudur; 5 sene sonra, millî ekonomide çalışan haftalıklı el işçisi miktarı 6i milyon kişiyi bulacaktır. Başkanın fikrine göre, bu takdirde Amerikanın milli geliri 300 milyon dolara yükselecektir. Şahsi gelirler hakkındaki görüş çok daha mühimdir; Her ailenin kazancı da, yabana atılmaz bir nlsbet-te artacak ve aileler vasati olarak senede bin dolar fazla kazanmak imkânını bulacaklardır.
Bu Amerikan nikbinliği, bugünkü umumî refahın bir sebebi ve neticesi olduğuna göre, Avrupa İçin de çok mühimdir. Çünkü Amerıkadaki ikti» sadl hayatta bir gerileme voya yavaşlamanın, Avrupada işsizlik buhranı yaratması İhtimalleri vardır.
tam 2 i saat önco Coblence şehrinde “Saar Almandır ve yakında bize inde edileceğini ümit ediyoruz,, demesi, durumu büsbütün zor bir mecraya sokmuştur. Fransız mehafill bu «öz-kui çok yersiz, “kabili münakaşa” ve •‘acemice” bulmaktadırlar. Bilhassa Cumhurbaşkanının gayri mesul durumu ısrarla belirtiliyor.
Heuss beyanatta bulunurken, Schuman. Saar Başbakanı Johannes Hoff-mnnıı ile görüşüyordu. Gerek Fransız Bakanının, gerekse Hoffmann'ın. Saar - Fransız münasebetleri üzerinde tam bir fikir birliği kurmuş olmaları Fransız efkârının Heuss’ün nutkuna karşı aksülatncUni büsbütün arltınııiştir.
Fransızların fikrine göre .Saar havzasının statükosu milletlerarası bir idare olaıak kabul edilmiştir ve şimdi Sarr’ı İstemek, Hitler’in Avus-tutyayı istemesinden farksızdır. Fransızlar, daha Avrupa Birliğine kabul edilmeden her gün bir şey İstediğine dikkati çekiyorlar. Dün Saar havzasını, evvelsi gün fabrikaların a-çılmasuu, geçen hafta da kömür fiyatlarının tashihini istediklerini söylüyorlar,
Bunun için, ecnebi mahfiller, Schıı-man’m Almanya ile daha enerjik bir şekilde konuşacağından ve Bonn Hükümeti Saar havzasını istediği müddetçe, Federal Cumhuriyette hiçbir hususta müzakereye girişmemek kararında olduğunu bildireceğinden e-ıııin bulunuyorlar. Çünkü Fransız Bakanı, artık toprak talep etmek devrinin geçtiği ve şimdi her şeyden evvel Avnıpa Birliğini anlamak ve buna yaklaşmak lâzım geldiği fikrindedir Schuman bu husustaki azmini belirtmek üzere. Almanyada bulunan müttefik devletler mümessilleri ile dc konuşacaktır.
Paristekl ecnebi gazeteciler. Dr. Heuss’ün bu beyanatının sebeplerini anlamağa çalışıyorlar. Bu acaba, son zamanlarda Fransanın Alınan silâhlanmasına şiddetle muhalif kalması karşısında Almanların hoşnutsuzluk duygularından mı İleri geliyor? Yoksa sadece, müttefiklerin 1917 de Mos-kovada karar verdikleri gibi, Saar meselesinin, yeniden gözden geçirilmesini mi istiyor? Bu hususta Fransız tezi. Saar’ın iktisadi bakımdan Fran-aaya ilhakını, siyasî bakımdan tamamen hür kalmasını müdafaa etmekle idi,
Almanyamn, kısa bir mühlet içinde Saar meselesi üzerine milletlerarası bir münakaşa açmak istediği anlaşılıyor. Fakat Almanyamn, henüz Avrupa Birliğine alınmadığı ve batı müttefik devletleri ite bu millet arasında kal’i bir sulh ilân edilmediği bir sırada böyle taleplere kalkışmasının doğru olmadığı düşünülüyor.
rnavutlukta
tethiş artıyor
Büyük Elçi Çuvakim, Enver Hoca’ya muhalif
Trleste (Husus! muhabirimiz MZB bildiriyor) — Kasım ayı bidayetinde, Sovyet Büyük Elçisi Çuvakim'in ısrariyle Moskova’ya gitmiş olan Arnavutluk Diktatörü Enver Hocanın avdetinden sonra da Arnavutluk ahvali hiç bir suretle vuzuh bulamamıştır. Alınan haberlere göre terör artmaktadır ve gerek komünist partisi içerisinde devam eden İktidar mücadelesi gerekse şimali Arnavutluktaki milliyetçi çetelerin yaptığı baskı, halkın ekseriyetini huzursuz, iuk içerisinde bırakan bir hava yaratmaktadır. Hiç kimse ani aramalardan masun bulunmamakta ve siyasi temizlik hareketleriyle her gün tekerrür eden aleni İdamlar, gerginliği gittikçe arttırmaktadır.
Enver Hoca itham ediliyor
Vakaa Enver Hoca Moşkovadnn selâmetle dönebiimişse dc, avdetinde diktatöre karşı şlddeth bir kampanya yürüten radikal komünistlerin açık düşmanlığı ile karşılaşmıştır, Tiranda dağıtılan bir vesikaya göre, Enver Hoca 1941 dc verdiği bir nutukla o zamanki İtalyan İşgal kuvvetlerini methetmiş! ir. Enver Hocayı müdafaa edenlere göre, bu nutuk, o zamanki Arnavut komünist partisini kominternde temsil eden Hlmor Disnlça tarafından telkin o-dılnılştir. Bununla beraber Enver Hocanın muhalifleri, ellerinde En-verln vaktiyle Balkanlara momıır İtalyan Başkumandanı General Ro-alta’nın askeri İstihbarat servisinde gizil ajan olarak hizmet ettiğine dair vesikalar bulunduğunu da söylüyorlar.
Blldlrüdiğlııe göre, Büyük Elçi Çu-vaknn de Enver Hocayı, yaşadığı debdebeli hayat, vo Arnavutluğun, Korfo'da mavine çarparak batan İngiliz destroyeri için ödenecek tazminat dolayısiyle Milletlerarası Adalet Divanı huzurunda uğradığı siyasi nıuvaffakiyotsizliktcn dolayı kusıırhı görerek Arnavut diktatörünün sukutunu hazırlamaktadır.
100 üncü yıldönümü ;
Loti ve İstanbul
Edebiyat Fakültesi ProfesörlerinderK
Ouy Michaud
saJıillcruH/e oturduğum sırada, tslâmhğm artık tesirinden kurtulmama imkân olmıyan cazibesini tanıdım,»
P. Loti (Fantome d’Orlent)
(1) Loti, 1910 da “ITyuyan Or-mnndnkl Perl Kızının Şatosu” romanını neşretmlştlr.
Clevelandds toplanan dünya iğleri konıeyino iştirak eden Caıo Enıtitü'ündeki Türk talobelorl
KENDİ nesilerinin hislerini ve derin hassasiyetlerini çok güzel aksettirmesini bilmiş bütün muharrirler gibi, u-zun znmun ismi bulutlar arkasında Örtülü kalmış olan Loti’nln de elli senelik şöhretli hayatından, elimizde ne kalmıştır? Tayyare ve sinemanın, memleketleri bütün esrarlı havalarından sıyırarak herkesin doya doya seyredebileceği bir hale koyduğu sırada, şüphesiz onun, hususiyet dolu bazı Ülkeleri tasvir edişteki mehabetine hayran değiliz. No onu. bütün felsefesini içinde topladığı hulâsa halindeki bedbinliği İçin takdir ediyoruz, ne de onun, dayanıksız bir sadelik muhafaza etmesine rağmen, solmuş çiçeklerin neşrettikleri titrek kokuyu andıran renksiz üslûbunu beğeniyoruz.
Loti nin eserlerinde, âdeta irademiz haricinde olarak, her okuyuşumuzda bize biraz daha nüfuz eden ve bizi teshire devam eden bambaşka şeyler vardır. Bu izah edilmesi imkânsız kudret yüzün-dendlr kİ, ’Plorre Loti’nln ”tarir o-dilmez sihri,, nden bahsetmeye kalkıştıkça .onun gitgide daha ıız tarif edilebildiği görülmektedir,
Onun eserleri içine girdiğimiz anda, meselâ “Aziyade”nln daha ilk sayfasını okuduğumuz sırada bizi kavrıyan bu cazibe; onun, belki kentlisi de bilmeksizin, eserini tamamlamaya uğraşan bir romancı gibi değil, hor halde yaşamış olduğu ve hissettiği şeyleri yalnız kendine snklıyamıyan bir insan gibi yazmasından ve artık elinden kurtulamadığı garip bir büyü 1-çinde kalmasından ileri gelir. O, hiç fasılası^ şeklide dolaştığı dünyanın diğer taraflarında, muhtelif köşelerde de kendisi için başka ilham kaynaklan aramış ve “Lotl-nln Evlenmesi”, ‘ Madam Krizantem” ve “İzlanda Balıkçıları,, isimli eserlerini yazmıştı. Fakat, Fran-sanın ve kendi memleketi olan Charante vilâyetinin dışında, “kendi kendini bulabildiği” ancak tek bir memleket, tek bir şehir mevcut olduğunu o çok iyi biliyordu: Türkiye vo İstanbul...
Nihayet Loti. günün birinde şöyle demiştir: “Oraya (İstanbul »a tekrar dönememek düşüncesinin
Sovyet dış politikasının
I C Y Ü Z U
Son harp sırasında en büyük müttefikimiz olan Şimali Amerika, Birleşmiş Milletler statüsünü açıkça ihlâl ederek, hürriyet ve terakkinin tek vatanı ulun Sovyctler Birliğini imha etmek için Batı AvrupalI kapitalistlerle bir pakt akdetmek su-retiylo Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliğine ihanet etmiştir. Bugün artık Amerikanın harp kundakçılığı 1le. yeni bir cihan harbi İştirakiyle yanıp tutuşun, kudurmuş peykleri karşımda tek engel Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliğidir. Yalnız, dost halk cumhuriyetlerinin işçileri değil, İngiltere, Fransa. 1 tulya ve hattâ Amerika milletleri bile, musııf-fer Sovyetler Birliğinin, son sulh ümitlerin! temsil ettiğini biliyorlar. Başında büyük Stabnınıız bulunan devletimiz, Birleşmiş Milletler huzurundu söz hakkından mahrum olan küçük milletlerin istiklâli ve cihan sulhu uğruna bu defa da mücadele edecektir. Yarın Pariste, Dışişleri Konferansı, Almanya meselesini müzakere etmek için toplanırken, Sov-yetlcr, sulh uğrundaki uzun mücadelelerinin yeni bir tecrübesine girişecektir, SSCB Dışişleri Balenin. -Sov-yetler Birliğinin tekinlerini, Pots-dnm anlaşması hükümleri dulreslndc ortaya koyacaktır.
Venl bir mııvaffakıyeteizlik :
Yani °bazı tâvizler,, sayesinde cihana, Sovyetler Birliğinin sulh arzuları hakkında ıtimut telkin edilmiştir. (Yahut öyle zannediliyor». Şimdi artık Batılı müttefikler PnrJste, Sovyet ter Birliğinin tekliflerini reddetmeye cesaret edemezler ve Yai-
beni bu liıuut muazzep etmesi ve oradan gelen hvrşeyin, bir Şark silâhını/!. bir Türk kumaşının veya bir kokunun, beni derhal, yurdundan uzak kalmış insanlara mahsus bir rüya âlemine garkederek gözümde hemen Istnnbulu canlandırması için, mutlaka, kapkara bir hııyal oyunu olan hayatıma ait en unutulmaz saiınenin orada cereyan etmiş olması lâzımdır.,,
O, eğer “Funtone d‘Orient”ı yazdı ise, bunu, unutulmuş bir aşkın doğduğu ülkeye tekrar dönmek ar-zusiylc değil, daha ziyade, kaybolmuş zumum ve kaybolmuş vatanı yeniden aramaya gitmek emeliyle yapmıştı. Çünkü bu vatanda Loti uzun ayların devamınca, üniformasından, kumandanlık şahsiyetinden, hattâ kendi isminden sıyrılarak, uyumakla olan bir mahallenin ruhunu keşfetmeye çalışırken, kendi benliği içinde uyuklayan birtakım şeyleri meydana çıkarmasını bilmişti,
Uyuyan ormandaki peri kızını uyandıran bu yen: “Prince Char-mıınt”(l) böylece o peri kızının tesiri atlında kalmış ve teshir olmuştur. Ondun başkıı hangi müellif, bütün itiyatlarım unutup, bir memleketin kıyafetini, dilini ve ruhunu benimsiyerek bu ülkenin halkı içinde yaşamasını bilmiş ve hangisi, nargilesini içerken, bir ırkın veya bir şehrin uçucu kokusunu duyabilmiş, bu kokuyu kavrayıp hayallere dalmıştır? Loti, evvelâ kendini tetanbula teslim etti, vücudunu ve ruhunu ona verdi. İstanbul da aynı şekilde mukabele etti.
Loti hakiki izdivacını, bize an-luttığı gibi Tahıti’ll genç kızların yanında yapmamış, o, Boğaziçi sahillerinde ve Haliçte evlenmiştir. Türklyeye olan aşkı ise. ona şu sihirli esrarı öğretmiştir: Harici görünüşün altındaki şeylerin ve geçen saatlerin esasını, ruhunu keşfedebilmek ve bunları hatıraların konuştuğu dille, hiç eskimiyen c-bedl bir zamana tespit edebilmek sanatı...
Yazan:
CURT RIESS
(Avrupa hU3W»l muhabirimizi
TÜrklyede neşir hakkı ••Yeni İstanbul”a aittir.
- 5 -
ta - Potsdam vaziyetine rücıı edilmiş olur!.. Vişmski Perise hareket ederken. kendisine verilen direktifin esası budur.
Kremlinde nikbinlik gittikçe artıyor. Vakıa, Berlin meselesinde boyun eğilmiştir. Fakat, bu surette Bellinde ancak statüko yeniden tesis edilmiştir. Eğer bütün cihan, Boründe statükonun yeniden tesisinden dolayı bayram yapıyorsa, niçin bütün Almanyada statükonun yeniden tesisine gidilmesin? Stalln bile. Balı ile yapılan müzakerelerin böyle esaslara irca edilebileceğine ciddiyetle kanidir.
Vişlnskiniıı vll kolu talimatla başlıdır. Pariste hem bu yüzden, hem de Dışişleri Bakanlığı Orta Avrupa şubesinin sabık müdürü: dış politika komisyonu âzasından VVlaulimir Pnv-lof'un bütün işlerine müdahale etmesi yüzünden uıüstakiüen tek adım atamıyor.
Fakat Moskova zaferden o derece emindir ki. Vişlnsklnln konuşmalarda niçin hareket serbestlsl İstediğine bir türlü akıl crdlremlyor, Batı nasıl olsa boyun eğecektir. Vişinski, hazırlanan projeleri masaıııu Üzerine koyar koymaz, kurşı tarul kaleme sa-
ÖYLE romanlar vardır kİ, üzerimizdeki tesirleri kolay kolay kaybolmaz, Bu kitaplar bize kendimizden bahseden, ifade edemediğimiz nice duygu ve düşünceleri mükemmel bir üslûpla ifade eden c-serterdir. Tanpınar’ın Huzur'u (!•) işte bunlardan biridir.
Huzur, günlük hâdteolertn arkasındaki derin mânalan meydana çıkaran, eşyayı dile getiren, kaderin saadetle felâket arasında ezelî ralcsedi-şlnl tevekkülle seyreden bir muharririn hayata bakışıdır. Mevzu: Bir adamın yirmi dört saatidir. Yirmi dört saatlik bir zamana üç yüz seksen sayfalık bir roman sığar mı ? demeyiniz. Bazan bir günde, hattâ bir saatte insan bütün bir mâzlyi, bütün bir ömrü yaşar. Marcel Proust un Bergson’un zaman mefhumundan İlham alarak, bitmek tükenmek bil-mlyen o nefis tedâller sllsileslylo yazdığı on dört cildi okuyanlar, — Abdülhak Şlnasl Hlsar'ın eserlerinde olduğu gibi — //uzur’da da bu tekniğin yeni, fakat daha başka bir örneğini bulacaklardır. "İnsan oğlu, zamanın bu mahpusu, onun dışına fırlamaya çalışan bir bîçare İdi. O-nun İçinde kaybolacağı, geniş ve biteviye akan nehrinde herşeyle beraber akacağı yerde, onu dışa: dan seyre çalışıyordu...,, Zamanın nehrinde herşeyle beraber akmak! Ne mutlu buna muvaffak olanlara.
Roman dört bölümden ibaret. Her bölüm mühim şahıslardan birinin a-dını taşıyor: İhsan, Nuran. Suat ve Mümtaz. Fakat» hikâyenin mihveri Mümtazdır. O kâh bir aktördür, kâh bir seyirci. Tıpkı Stendhal’in içinden konuşan kahramanlan gibi, îstanbıı-lun pitoresk semtlerinde dolaşırken, kafasında, ruhunda, kalbinde yıllan aşan hâdiseler tekrar cereyan eder, düşünceler doğar ve kaybolur, ve biz de onunla beraber bütün bunlan yaşarız.
Şu halde Huzur'a psikolojik bir roman diyebilir miyiz? Kısmen Çünkü bu kitapta, umumiyetle psikolojik romanlarda rastlanmıyacak kadar realist şöyle pasajlar da var: “Hastanın göğsü, fena lşliyen bir körük gibi inip çıkıyor, kurtarıcı, devam ettirici nefesi bir türlü yetecek miktarda bulamıyor, ağız, yutarcasma bir iştiha ile aldığını, belirsiz bir harekette, delik bir lâstiğin havasım bırakması gibi, hiç farkettirmeden boşanıyor, yutma ne kadaı çabuk o-İtiyorsa ve ne kader göze görünüyorsa, kusma da o kadar belirsiz oluyordu...,,
Fakat romanın en kuvvetli taraf-lanndan biri lirizmidir. Bir şairin ka-
★ ★
Son çıkan tercüme romanlar
ROMALI DİLBER, yazan: Alberto Moravla, çeviren: Semih Yazıcı-oğlu. İtalyan romancısı Moravla bugün kırk İki yaşında olan, fakat Avrupanın yirmi yıldanberi tanıdığı bir muharrirdir. Çünkü, 1032 do İngilizceye "The lndlffe-rent Ones„ adı altında çevrilen “Gli Infiffercnti,, adlı ilk romanını daha yirmi iki yaşında iken yazmış ve edebiyat âleminde büyük münakaşalara yol açmıştı. O zaman başlayan realizmi "Romalı Dilber,, de insafsız denecek bir mahiyet almış bulunuyor. Roman, kendisini fuhşa teşvik eden dejenere bir ana ile kızı Adriana arasındaki mücadeleden ibarettir. Bütün erkeklerin elde etmek için uğraştıkları bu şehvetli kadın, güzelliği yüzünden korkunç bir Akıbete sürükleniyor. D. Annunzio
rılıp imzayı basacaktır.
Ve nihayet Vlşlnskl de aynı havaya kapılıyor! Potsdanı anlaşmasında Almanya için derpiş edilen Kontrol Şûrasının yeniden tesisinden o derece emindir kİ, Doğu Almanya bölgesi komutanı General Çuykeı i Parise getirtiyor ve daha şimdiden şûra kararlarının oy birliği ile verilmesinde ısrar etmeye başlıyor.
Vlşlnski diğer noktalarda cömert davranmak niyetindedir. Alınanyaya şâmil merkezi hükümetin teşkilinde musir değildir. Kontrol şûrası emrinde çalışan bir Alman ekonomi konseyinin kurulması ile iktifa edecektir.
Fakat, karşısındaki üç Dışişleri Bakanı “Hayır., deyince, Vişinskl. rüyasından dehşetle uyandı. Vlşins-kı. şaşkın, Rus murahhasları şaşkın ve bilhassa Moskova şaşkındır.
Muvaffakiyetsizlik politikası
Moskovumm Alman ınesolesini kül halinde halledebileceğine bu derece İnanmış olması, cidden şayanı hayrettir. Çünkü, böyle bir hal çaresinin gayri mümkün olduğunu. Rus Dışişleri Bakanlığının tam bu sıralarda Bonn’dan aldığı raporla sabit oluyordu. Fakat, Sovyet Rusyanın. Fartste hemen hiç bir muvaffakiyet kaztı nmnıyacagına kimse İhtimal vermemişti. Molotof, Polltbüronun dış politika komisyonunda esefle yu neticeye varıyor: "Batı Dovletlerinln Avrupadaki durumu, en az Sovyat-lorin, Ur.akşarktaki durumu kadar kuvvetlenmiştir. Paris konferansının tek neticesi budur!..,.
(Devamı var)
teminden çıkan bir romanda bu unsurun mühim bir yor işgal etmesi kadar tabi! bir şey olamaz; "Akşam oldu rnu pencerenin yanına otururdu. Kaç gündür sokakta küçük bir çocuk peyda olmuştu. Her akşam elinde boş bir şişe veya başka bir kap, evlerinin Önünden türkü söyliyerek geçerdi. Mümtaz, daha sokağın başındayken onun sesini tanırdı:
Aksam oldu yakamadım yasımı, Ktuitr Mevtten böyle jrazmıs yasımı. Doya doya sevemedim kuzumu. Ben ölürsem yavrum seni döverbnr.
"Mümtazın, anneHİnin hor başını kaldırdıkça Üstüne dikilmiş bakışlarında bu türkünün güftesine benzer bir mâna bulunduğunu zannederek, iç! sızlardı. Bununla beraber onu dinlemekten (te vazgeçemezdi. Çocuğun sesi güzel ve gürdü. Fakat henüz çok küçük, onun için tam nağmenin ortasında ağlayışa benziyen garip yırtılışları olurdu....,, |
İkinci Cihan Harbinin patladığı o mcş’um günde, evde ölüm halinde bıraktığı ağaboyaini, vaktiyle bir çocuğunu otomobil çiğnediği için lohu-sa yatağında akıl müvazeneslni kaybeden iyi kalbü, dertli yengesini, yeğenlerini, iki ay önco kendisini bırakıp vefasız kocasına dönen Nuran’a olan temiz aşkını düşünerek, zihni perişan bir holde, İstanbul sokaklarında dolaşırken, bir taraftan Mâhur beste ile kendinden geçen, diğer taraftan Baudelaire’in mısralarını mırıldanan, Şark ve Garp kültürlerini harikulâde bir şekilde mezceden bu iki cepheli genç adam kim? Mümtaz. Hayır, sadece Mümtaz değil, onun varlığında kendisini bulan Türk münevveri. Mümtaz, yeni duygular, düşünceler ve problemlerle, yarım asır sonra Türk edebiyatına dönen Afaı ve Siyah-ın Ahmet Cemili olmasın? Fakat, bu yeni Ahmet Cemil bakalım bu defa kendi benliğini aşabilecek mİ? Zira, bize öyle geliyor ki, huzura kavuşmak istiyen Mümtazın çilesi henüz dolmamıştır. Romanın bir verinde Gide’i "zavallı,, diyerek müdafaa eden Tanpuıar’ın. Dünya NhnctlerVıün bazı pasajlarını hatır-lıyarak, yarattığı bu "Yeni Adam,, a tam bir hürriyet vermesi, onu fikirler ve duygular âleminde olduğu gibi. insiyaklar ve arzular âleminde de dolaştırması lâzımdı. O zaman Mümtaz daha beşerî olur ve romanı hayal diyarından hakikat sahasına doğru biraz daha sürüklerdi.
Cevdet PERtN
(1) Ahmet Hamdi Tanpnıar,' Huzur .Remzi Kitabeyi, İstanbul, 1950.
★ ’ I
Pirandello ve Pitlgrllll’den sonra, Türk okuyucusu büyük bir Italyan muharriri İte daha karşılaşmaktadır. (Yayınlayan: Nebioğlu Yayınevi).
DAMGALI KADIN, yazan: Fanny Hurst. çeviren: Leylâ Soykut Seven, fakat hiçbir sucu olmadığı halde cemiyet dışında yaşamaya mahkûm edilen bir kadının acıklı ve heyecan dolu macerasıdır. (Yayınlayan: Ncbioglu Yayınevi). I
EIOIEĞİMI KAZANIRKEN, yazan: Maksim Gorki, çeviren: Haeaıı Ali Ediz, Muharririn otobiyografik eserlerinden biridir. “Çocukluğum,, ve “Benim Üniversitelerim,. te bir bütün teşkil eden bu romanın tercümesiyle triloji tamamlanmış oluyor. Gorki'nin hayatı ve sanatı hakkında mütercimin oldukça etraflı bir rnukad-demesi de var. 1937 denberl büyük Rus roman ve hikayecilerinin e-
serlerini dilimize daima artan bir titizlikle çoviren Haşan Âli Edl-zin tercüme s&n&tmd&ki ustalığının bu kitapta en mükemmel «eklini aldığını kaydetmek isteriz. (Yayınlayan: Remzi Kltabevi».
ALLAHA ADANAN TOPRAK. yazan: Ersklne Cold\velle» çeviren: Fikret Uray. Avrupa’da çok okunan bu Amerikalı romancıyı Türk okuyucuları ancak son zamanlarda çevrilon meşhur “Tütün Yoluır adlı oseriyle tanıdılar. Coldwell daima artan realizmiyle kaleme aldığı “Allaha Adanan Toprak.^ yüzünden kendi memleketinde mahkemeye verilmiş, fakat so -nunda eser buraot etmiştir. Bu-! nunla beraber, sıcak bir iklimde, j işsizlikten kendilerini şehvetin
baş döndürücü uçurumuna kaptıran inıınnların garip hayatını |
nakledon bu roman henüz alışılmamış bir realizmin mahsulüdür. , (Yayınlayan: Remzi Kitabevik
AŞK EMKEDtYOR. yasan; Peari S. Buck. çeviren: Vahdet Gülte-kin. Bu defa da büyük romancı, | hikâyesini nakletmek İvin Çin’in pitoresk dekorunu seçmiştir. Fakat, Çin olsun veya herhangi bir memleket olsun, insan kalbi heri yerde bir değil midir? Pearl S | Buck insan kalbinin romanaifli* dır. Ana sevgini, baba şefkati, ev lâı muhabbeti, kardeş tyığlıhğk saf bir aşk. şehvot vo İhtiras, bu romanda çarpışmaktadırlar. Vahdet Gültekln’ln hor gün biraz da-hu güsnlleşon tercüme tanı, bu I eserin zevkine varmamızı sağlıyor. (Yayınlayan: Arif Bolat Kitabeyi). 1
AŞK BİR RÜYA MİDİR? yazan I
A. J. Crontn, çeviren: Vahdet | GÜlteklrt. Kendisini Türk ok uyu- ı cularına “Şahika,, ile tanıtan Cro* I nin. mifltlalzml v.e şarkın fatalU- i mini hatırlatan sürükleyici vaka* I fıtriyle bu romanını du korkunç | bir reaUsmle yazmıştır. Heyecan- I lı hâdiseler arasında. Cronln, derin psikolojik lehliler yapmayı da ! İhmal otmlyor. Iç âlemle diş â- I lem bu eserde bir birleriyle m Uca* delo halindedirler. (Yayınlayan; Arif Bolat KlUbevi).
1« Ocnk 1P50
HİKÂYE |
Hatıra dolabı
MARİE Anne yeni golini öptü. ağaboysİno kendi yana* ğtnı uzattı, ve hareket eden otomobilin arkasından elindeki pembe karanfil demetini sallarken derin bir nofes alarak:
— Çok şükür, bitti! dedi.
Zavallı Marie Anne! Şimdi artık yapayalnız kalmış, hattâ doğup büyüdüğü evinden bile neze* ketle atılmıştı, zira çok modern ve her istediğini yapmaya alışık olan yeni gelin, evindeki hâkimiyetini bir görümce He paylatmak isteme* diğin! daha evlenme kararlaştırılmadan açıkça Söylemişti. “Artık bitti, bugünden sonra hayatımda hiç bir erkek olmıyacak...
Halbuki Marie Anne çok güzel, sarısın, koyu mavi gözlü, hiç boya ve pudra kullanmak hitiyacında olmıyan, ayrıca da sevimli bir genç kızdı. On bet yasında anne ve babasını kaybettiğinden — yakında yirmi ikisine basacaktı — ağabeylerine bakmak vazifesi ona kalmış* yemek, çamaşır, tamir, hulâsa bir ovde kadına düsen bütün isleri yapmış veya yaptırmış* altı delikanlıya analık etmişti.
“Artık benden paso, ne isterlerse yapsınlar,, diye düşünmeye devam etti, “Bana bir veya iki odalı, minicik mutfaklı, aydınlık, tertemiz, yerleri çamursuz, sigara kokmıyan, bilhassa içinde eksi, yaranılması güç erkek bulunmıyan bir daire lâzım... Oh, ne rahat o-lacakl,,
Altı orkek kardeşin kimisi evlenerek, kimisi vazife alarak dağılmışlar, en sonuncusu İse o gün evlenmişti.
Bu yedi sene içinde Marie Anne, eti kıvamında pişirmesini, 17 türlü kokteyl ve likör yapmasını, sabahları traş suyunu sıcak bulundurmak, gece yatmadan önce ertesi günün giyilecek oşyalarını gözden geçirmek gibi işleri mükemmelen öğrenmişti.
Birkaç gun aradıktan sonra Marie Anne istediğini buldu, yeni bir mahallede geniş, ferah, tek odalı, ufacık mutfaklı müstakil bir daire.
Altı kardeşin paraca yardım ettiği genç kız, evini istediği gibi rahat koltuklar, yumuşak seccadeler, kuştüyü yastıklarla çok hoş ve sevimli bir tarzda döşedi. Eski evdeki odasından yegâne eşya olarak getirdiği, içinde kısa fakat kendisi için çok kıymetli bir maziyi hatırlatan ufaktefeğin bulunduğu .snnesinden kalma beyaz la* ke dolabı da köşoye aşmıştı. "Hâtıra Dolabı,, ismini verdiği bu dolapta annesi ile babasının resimleri, ilkmektepte aldığı mükâfatlar. yaşlı bir dayının getirdiği İki üç Çin kâsesi, ve meydana konulursa evi süslemiyecek olan fakat ayrılmak istemediği bir sürü ufak tefek bulunuyordu .
Evine yerleştikten sonra arkadaşlarını dâvet etti. Genç kızlar aralarında çok hoş vakit geçirmişler, Marie Anne'ın hazırladığı nefis pastaları, çörekleri zevkle ye-mişlerdl. Ertesi hafta toplantı tekrarlandı. Gelen kızlardan biri, e* ündeki minicik böreği ağzına atarak:
— Peki ama, Marie Anne, biz hep böyle orkeksiz toplantı mı yapacağız? dedi.
Genç kız omuzlarını kaldırarak:
— Aman erkek mi? Bıktım u-sandım artık.
Aynı fikirde olmıyan bir arkadaşı:
— Her halde bu bıkkınlığa sebep kardeşlerin olmuştur, dedi.
Fakat Marie Anne cevap vermeden, ustalıkla lâfı değiştirmişti.
Yalnız kalınca, bu arkadaşların belki de tamamen haksız olmadıklarını, yedikleri gatolar ne derece güzel olsa, nihayet kız kavalyelerle dansetmekten bıkacaklarını ve yavaş yavaş evinden ayaklarını
Yazan : O’N6ves çekeceklerini düşündü. Büsbütün yalnız kalmaktan korkarak, onlara eğer İsterlerse erkek arkadaş da getirebileceklerini söyledi.
Kızların yakın akrabaları ve bunların arkadaşları olarak toplantılara iştirak etmeye başlıyan gençler. Marie Anne’ın güzel yüzüne, hazırladığı cici şeylere hayran oldular. Bugünler daha canlı olmaya başlamıştı.
Ev sahibesine ovlenme teklif e-denler de oldu. Marie Anne bu teklifleri nezaketle reddederken, hepti için birer kız kardoş olacağını vaadediyordu.
Zihninden do eski günlorl geçirerek ağabeylerinin “Marie Anne, pipom nerede? Buz gibi su ile do traş olunur mu? Yine mi patates yiyoruz, sen başkA yemek bilmez misin? Marie Anne ayakaplarım nerede? Eldivenlerimi gördün mü? Bu gece yemeğe geç geleceğim... Bu sabah erken kahvaltı etmem lâzım... Marie Anne. Marie Anne. Marie Anne..,
Yalnız Paul Nervillo, genç kıza arkadaş, ağabey muamelesi etmiş, fakat hiçbir gününü de kaçırma-miştı, hattâ ötokilerden Önce gole-rek kızı yalnız bulduğu da olmuştu. Marie Anne bir seferinde köşedeki beyaz dolaptan bahsederek I-çindeki eşyayı göstermiş ve bunların kendisi İçin büyük kıymet' olduğunu söylemişti.
Norvİllc bir aralık kıza:
— Oldukça kalabalık bir aile hayatından sonra böyle tek başınıza sıkılmıyor musunuz? diye sordu.
— Hayır, katiyen. Çok memnunum. BÖyleco istediğim gibi ynşı-yabillyorum. Kimse hareketlerime, giyiniş tarzıma, yemeğime. görmek istediğim filme karışmıyor. Sonra arkadaşlarım da var.
Büyük bir doktorun asistanı o-lan Nerville aynı vaziyette değildi, tatsız bir mahallede, kalabalık evinde pek de imrenilecek tarzda yaşamıyordu. Genç kızın sözlerinin samimiyetinden şüphe etmedi.
Aradan dört beş hafta goçmiş, birbirlerini görmemişlerdi. Yine bir cumartesi herkesten Önce gelen doktor memnun görünüyordu.
— Yakında “Basse Bretagnc,, da hususi bir muayenehanem olacak.
Marie Anne'ın sözünün önüne dalgalı bir deniz, gri kayalıklar, ilim adamlarının istifade edemi-yeceği tabii güzellikler gelmişti.
— No zaman gideceksiniz?
— Derhal, yerime yeni asistan gelir gelmez. Deniz kenarındaki bu küçücük şehirde, pek çok müşteri bulacağımı söylüyorlar.
— Pek memnun oldum, muvaffakiyetler dilerim.
Başka şeylerden bahsettiler. Bir aralık Marie Anne:
— Beyaz dolabımın kilidi bozulmuş, epey zamandır açamadım, bir de siz tecrübe eder misiniz? dedi?
— Ya! Demek arada bir erkekler de işe yararlarmış?
Fazla uğraştırmadan anahtar döndü, fakat dolap kapağının a-çılmasiyle, kızın kendisini genç doktorun kollarında havada hissetmesi bir oldu. İtiraz ötmek için çabalıyan Marie Anne, Norville’in piposunu dolabın içerisinde sevdiğini söylediği eşyalar arasında ‘görünce sasırdı.
Ertesi gün her zam.ınki gibi evi temizlemeye gelen işçi kadın meseleyi aydınlatmıştı.
— Ortalığı toplarken pipoyu o-raya ben koymuştum.
— Çok İntizamlı bir kadınsınız, ben yakında evlenip gidiyorum. Sizin de beraber gelmemeniz için hiç bir sebep yok, değil mi?
Çeviren: Nihal Ay kar

Y E N î İSTANBUL
Amerikada iptilâ derecesine varan garip bir spor: Catch
Amerikada meşhur güreşçi “Güzel George” u görmek için, her sene
24 milyon Amerikalı, 120 milyon lira sarfediyor
S P
Amerikalıların “Catch” dedikleri güreş, her türlü hareketin serbest ve makbul olduğu gayet sert bir spordur. Bu sporda ekseriya sporcular arasında anlaşmalar vardır. Fakat bu danışıklı dövüşleri anlamak seyirciler için pek kolay değildir. Çünkü iki taraf da binblr türlü sonıuı tu-lar ve yüz ekşitmeleri içinde inlerken bunun bir anlaşma olduğunu anlamak mümkün olamaz. Bu güreşlerin de, sinemalarda olduğu gibi, yıldızları vardır. Bunlardan bir tanesi de (Güzel George)dur. Bir güreş salonundn:
“Baylar, Güzel George ile Asalet ınaap Lord Blears’ın mücadelesine şahit olacaksınız,, cümlesi herkesi heyecana getirmeğe kAfidlr.
Ringin etrafı ancak en büyük maçlarda görülen kalabalık bir halk kütlesi ile kaplı. Jeo Louls veya Dem-sey’in maçları hiçbir zaman b\ı kadar kalabalık toplamamıştı.
Bu oyunu organize eden, zamanında ismi dilden dile dolaşan eski İtalyan ağır sıklet şampiyonu Prlmo Carnera’dır.
Güzel George ringe çıkınca halkın partırtısı artıyor. Kadınlar - hu gibi maçlara gelenlerin yüzde 50 sinden fazlası kadındır - pek çok heyecanlıdırlar. Fakat seyirci kadınları alâkadar eden güreşçinin vücudu veya adaleleri değildir. Herşeyden evvel:
— Bugün saçının rengi nedir? diye soruyorlar.
Çünkü Güzel George’un muntazam profili pernıanantlı saçları ile çer çevelenmektedir. Aslanları kıskandıracak olan bu yele, her defasında başka bir renge boyanır. Altın rengi., pembe vesaire. Şampiyonun ortaya attığı modalardır.
Tabii gayet mahirane bir şekilde i-dare edilen reklâm kampanyası sayesinde permanantlı ve boyalı saçları ile Güzel George 10 milyon insana mevzu oluyor. George da bu uğurda
elinden geleni esirgememektedir. Ringe geldiği vakit saçı bigudilerle kap-
Dünya şampiyonu Yaşar Doğu, Pakiatana tatbikat gezisine çıkacak olan Türk Üniversite talebelerine refakat edecektir. Yaşar Doğu Pakistanda birkaç güreş yaparak tayyare ile avdet edecek ve kampa girecektir. Doğunun yapacağı güreller Pakistanda merakla beklenmektedir. Kendisi için büyük bir karşılama programı hazırlanmıştır. Resim dünya şampiyonu Doğuyu, Pakistan Sefiri Mian Beşir Ahmetle konuşurken ve Pakistan haknında malûmat alırken göstermektedir.
İldir Üzerlfıde en meşhur uir terzinin diktiği dantelâlı bir kadın geceliği vardır. Smokin giymiş bir uşak büyük bir ciddiyetle Güzel George’a
doğru ilerler, sanki dini bir merasimde imiş gibi huşu içinde bigudileri
J
tekeı teker çıkarır, fakat geceliği birdenbire George’un Üzerinden alır. Böylece ringe çıkan züppe ile geceliğin altından çıkan erkek güzeli bir
birine hoş bir tezat teşkil ederler.
Bütün bu m Anasızlık] ara rağmen Güzel George her sene 50.000 Türk lirası kazanıyor. 1949 senesinde 24 milyon insan Güzel Geoıge’u ve ona benziyen diğer maskara güreşçileri görmek için 120 milyon Türk lirası harcamışlardır.
Amerikalılarla dün gece yapılan basketbol maçtan
Şehrimizde bulunan misafir Amerikalı denizcilerle dün Teknik Üniversite salonunda basketbol karşılaş-ması yapılmıştır. İlk maçı Teknik U-niversite takımı Wahers’i 46-43 yenmiştir, İkinci karşılaşmayı Galatasaray VValdron'la yapmıştır. Sarı -Kırmızdılar bu maçı 110 - 32 kazanmıştır.
Galatasaray takımı bu maçla 24 saat içinde üç müsabaka yapmıştır.
İzmir lik maçları
İzmir, 15 (Hususi muhabirimizden) —
Bugün Alfmncak Stadında gayet soğuk bir havada yapılan İlk maçlarında Göztepe takımı, çok güzel ve heyecanlı bir uyundun sonra. Altınorduya bire karşı dört gollo galip gelerek şampiyonluğu gnrenti etti.
Altay da Yünmenaucat takımına aıfı-ra karşı bir golle galip geldi.
Sayfa: B
Uçak - gemi rekabeti
Her iki nakil vasıtası da daha uzun zaman
aynı derecede lüzumlu
DEMİRYOLLORI yeni kurul-maya başladığı vakit Fransa İlimler Akademisi üyelerinden biri, beşer uzviyetinin saatte kırk beş kilometreden fazla bir sürate dayanamıyacAğını söylemişti! Son harp esnasında nakil veyahut savaş uçaklarının sürati öyle bir artış arttı ki, gemilerin bundan sonra, yavaş gitmelerinden dolayı rağbet görmi-yeceğine hükmedenler oldu.
Gerçekten, en çabuk giden yolcu gemisi Queen Elizabeth saatte ancak elli beş kilometre katedeblllyor. Buna karşılık Constellation ve Stra-tormlser uçaklsnnm sürati saatte 425 ve 475 kilometredir.
Harpten sonra ilk “normal,, işletme yılı olan 1917 de kuzey Atlantik-te uçak nakliyatı 194.000 yolcunun taşınmasına İmkân vermiştir ki, bu, ayni devre içinde o yol üzerinde seyahat edenler yekûnunun yüzde o-tuzunu teşkil eder. Ertesi sene (1948) uçak yolcu sayıcı da 252.000 e; gemi yolcusu sayısı da 620.000 e çıkmıştır.
Uçağın kaydettiği bu terakki ayni ölçüde devam edecek mi?
Harp olmasaydı, tayyarecilik, teknik sahada bu kadar ilerliyemezdi; çünkü harp hal! ona pek geniş mali imkânlar vermiş bulunuyordu, Halbuki banş devrinde gerek uçak, gerek gemi kumpanyaları herhangi bir teşebbüse para ayırmadan evvel o-nun ne getireceğini düşünmek zorundaydı.
Savaf bittikten sonra büyük yolcu gemileri yine işlemeye başlayıncaya kadar tayyarecilik hakiki bir imtiyaz sahibi oldu. Fakat 1946 senesinin sonunou günü elinde yalnız on beş gemi bulunduran Atlantik ticaret filosu bir yıl sonra 575,000 tonilâtoluk 30 gemiye sahipti. 31 aralık 1948 de bu sayı 46 gemi ve 837.000 tonllAtoya çıktı. Ayni yılda deniz nakil vasıtalarında 830.000 yolcu yeri, hava nakil vasıtalarında da 460.000 yolcu yeri vardı.
• Yolcular uçağa neden daha fazla rağbet etmiyor? Emniyet bakımından otomobilden daha tehlikeli değildir (bin yolcuda bir ölüm vakası kaybodllmştlr). New - York Times gazetesi geçen sene okuyucularına “Avrupaya turist olarak gitmek için uçağı mı tercih edersiniz, gemiyi ml?„ sualinde bulunmuştu. Gelen cevaplardan, okuyuculardan yüzde 73 ünün gemiyi tercih ettikleri anlaşıldı.
Bunun başlıca sebebi hava yolcu-
Arjantinliler dünya kupasına Kİrmiyorlar
Buenos Aires. 15 A.A. (United Press) Arjantin Futbol Federasyonu ile yakın İlgisi bulunan kaynaklara göre. Arjantin önümüzdeki temmuzda Rio de Janclro'da • yapılması kararlaştırılan dünya kupası futbol müsabakalarından çekilecektir. Rcarn! makamlar bu hususta malûmat, vermekten çekinmekte ve bu haberi ne tekzip, ne de teyİd etmektedirler.
Greko Romen güreşte Fransa mağlûp oldu
Bologne. 15 A.A. (AFP) — Greko-ro-men gürellerde İtalya takımı Franeaya 5-3 galip gelmiştir.
First Wienna’nın Ankaradaki
maçı
Ankara, 15 (A.A.) — First Wlenna bugün Ankarada Gençlerbirliğini 4-1 yenmiştir.
ve faydalı kalacaktır
luğunun pahalılığı olsa gerek. Kuzey Atlantik tek sınıf uçak tarifesi 350 dolardır. Halbuki gemilerde üçüncü sınıf tarifesi 190 dolar ve hattâ daha aşağıdır.
Hava ve deniz nakil vasıtalarının işletme maliyeti arasında da muazzam farklar vardır. Bu sebeplerle dc-ğll midir ki, uçak şirketleri hâlâ devletin yardımiyle tutunabiliyorlar?
Pek büyük bir darbe yediği ve kal-kınamıyacağı sanılan gemi kendini şiddetle müdafaa etti. 1947 ile 1948 arasında uçak yolculuğu % 28 nispetinde artmışsa gemi yolculuğu da yüzde 35 nispetinde artmıştır.
Uçak, eskiden yalnız geminin işlediği sahalarA nüfuz etmiş ve yolcu yekûnunun üçte birini kendi tarafına çekmiştir; bununla beraber hızının yavaşladığı görülüyor; daha da yavaşlamaması, uçak kumpanyalarının tarifeleri indirme imkânlarına ve öte tarafından da tayyareciliğe yardım eden devletlerin mail kudretine bağlıdır.
Uçak süratinin kıyas kabul etmi-yecek derecede üstün olması, geminin dahi kendi süratini arttırmasına engel teşkil etmez. Harpten önce, Atlantik yolcularının yansı en çabuk gemilere rağbet ederdi. Mümkün olduğu kadar az yavaş giden gemi kullanmak armatörlerin de menfaati !• cebidir; onlar, uçakla rekAbet yanşı yaparken, çok süratli ve ayni zamanda sürati pek pahalıya mal olmayan gemiler vücude getirmeye çalışacaklardır herhalde.
Eşya nakliyatı meselesi de ayn bir konudur. Bazı Amerikan uzmanları, eşya nakliyatının üç veya beş şene-ye kadar bugünkü yolcu nakliyatı nispetine erişeceğini tahmin ediyorlar.
Hava ve deniz vasıtaları arasında bir mukayesede bulunan Amefikan Amirali Blandy’ye göre, aralarında 6500 millik bir mesafe bulunan San Franclaco’dan Sydney limanına denizden 100,000 tonluk eşya nakledebilmek için 44 kargo, 3200 adam. 165,000 varil mazot lâzımdır. Ayni miktarı havadan nakletmek İçin de 10,000 tane eşya nakline mahsus u-çak. 120,000 uzman ve 5 milyon varil benzine ihtiyaç vardır.
Her iki nakil vasıtası da daha u-zun zaman ayni derecede lüzumlu ve faydalı kalacaklardır. Fakat şüphesizdir kİ, hâlâ aralarında, devletlerin bütçelerine çok pahalıya mal olan boş ve verimsiz cenkleşmeler devam ediyor.
R. K.
Joe IValcott H. Koch ile dönüşecek
Berlin, 15 (YİRS) — Amerikan Ağır sıklet boksörü Heınlel Koch, Joe VVal-cott İle anlaşmaya varıldığını açıklamıştır.
Anlaşmaya göre, iki boksör. 10 mayısta Stuttgrat şehrinde karşılaşacaklar/ dır.
Yüksek Okullar Spor Komitesi seçildi
YUkaek okullara mensup spor murahhasları dün Teknik Okulda toplanarak bu sene yapılacak çeşitli müsabakaları organize etmek üzere. Askeri Tıptan Tarık Çıkın. Teknik Okuldan Demir Kantar. Deniz Harp Okulundan Beliğ Beleri tertip komitesino seçmişlerdir.
Basketbol maçları
Dün sabah Teknik Üniversite spor salonunda yapılan Galatasarayla Fenerbahçe arasındaki basketbol karşılaşmasında Galatasaray takımı Fenerbah-çeyt 105-39 mağlûp etmiştir.
Hicri 1950 Hu mi
R. evvel OCAK K. sanl
27 16 3
1369 Pazartesi 1365
Vakit Vıieatl Ezani
Güneş 7.22 2.17
ÖC-le 12.24 7.19
İkindi 14.52 9.47
Akşam 17.06 12.00
Yatsı 18.43 1 37
îmsA-k 5.39 12.34
Atatürk İnkılap Müzeci: Perşembeden maada her gün 10-12 ve 14-17.
Topkapı Sarayı: P/ızartcai-Çarşamba - Cumartesi /gaat 13.30-17 Telf. (21090).
Ayn^ofya; Pazartesi - Sah - Çarşamba - Perşembe - Cuma, saat 10 - 16; Cumartesi, Pazar, saat 13-16, Telf. (21750).
Arkeoloji : Çarşamba. Cuma, Pazar günleri 13 ten 16 ya kadar.
Eski Sark Eserleri ŞubcMİ: Çarşamba. Cuma. Pazar. 10 dan 12 ye kadar. Telf. (21682).
Türk ve IslAm Eserleri: Sah,
Perşembe. Pazar saat 13.30-16.30, Telf. (21886ı.
Dolnınbıılıçc Deniz .Müzesi: Cuma rtcr.ı saat 13-17, Pazar 9-18, Telf. (*12M).
Belediye Müzesi: Atatürk Bulvarı Perşembeden maada her gün z10-12 ve 14-17,
Terfik Fikret Ariyan .Müzesi: Bebek. Perşembeden manda her gün 10-12 vc 14-17.
İzmir:
Antikite Müzesi (33241, Her gtın 9-15. 13.30-17. Cumartesi: 14-17 a-çıktır.
İstanbul Beyoğlu
Anadolu yakası
Ankara
İzmir
İzmir 2222. Karşıyaka
11998
91 2251 5055
tor Hl 44U44 aUlHOy 6OM72
İstanbul 24222 Üsküdar 60915
Ankara 00, İzmir 2222, K.yaıca 5u55
ŞEHİK TİYATROLARI:
Saat 20.30 da.
DRAM KlhMI: (42157) Bu akım temsil yoktur.
KOMEDt KISMI: (40400) Kayseri Gülleri.
MVAMMER KAKACA OPERETİ: Bu akşam temsil yoktur, YENİ SES OPERETİ : (49369)
Bu akşam temsil yoktur.
ANKARA TİYATROLARI: Saat 20 de.
»PVİ KTE (10870-40) Blf Komiser Geldi.
KÜÇÜKTE (11169) Antlron vo Scapln'in Dolapları.
İZMİR
8EH1R TİYATKOSV: (2364) HU-aeL Şayia.
TAKSİM B. GAZİNÖSV: Fritz Trio Baumnn Kerten Orkestrası. Dun Gûrûmlnv «Bisiklet nkropatlan). Yan (Sihirbazı.
PAVYONi Trio de Morcna.
BE1OÛLIJ CİHETİ
AKIN (80718) 1 — Düğün Gecesi. 2 — Çöl Develeri.
AL KAZAK (42662) 1 — Çay lâk
Hafiye Zindanda. 2 — Ulah
AR (44394) Mosyo Verdu.
ATLAS

Meçhul Arkadaş
(Comrade — X )
Clark Gnble - lleddy Lamarr
Tel: I0H85
ELIIAMKA (43595) Yaban Gülü.
İNCİ (85595) 1 — Ateş Çemberi, 2 — Rlgolctto.
İPEK (44289ı Harrov Kumarbazı.
LALE (43595) Mösyö Ver(lu .MELEK (40868) Hurrov Kiımar-baca.
İPEK (44289) Hıırrov Kıımarba-11. • > .MELEK (40808) Harrov Kumarbazı,
SARAY (41656) Cehennem Zindanı.
St'MER (42851) Kocam öldürmedi.
8VATPARK (83143) 1 — Yaşa-
mak Arzusu. 2 — Tarzan Ormanlar Prenal.
SARK (40380) Er meydanı.
ŞIK (43726) 1 — üç Ahbap Ça-
vuşlar Casus Peşinde. 2 — Kor-auHuz LushJ.
TAKSİM (43191) Zehirli Şüphe.
TAN (80740) 1 — Kadın Düşmanı. 2 — Gece Ynrım.
YENİ (84137) I — Bir Dulun Hayatı. 2 — Tatlı Yalan.
YILDIZ (42847) Asilzade» Silâh-şör.
( NAL (40306) 1 — Kılıçların Gölgesinde. 2 — Esirler Geınial.
ÇİÇEK SİNEMASI: 1 — Laasy'nln Yavrusu. Vahşi Ormanlar içinde. 2 — Mlckey’nln Son aantl.
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23683) Pranga Kaçağı*
ÇEMBERLİTAŞ (22513) Asilzade SllâhşOr.
FERAH: 1 - Kadın Severse. 2— Babam Suçludur
HALK (21904ı 1 Dans llfthoaL 2 — Gönüller Melikesi.
ISTANIM L (22367) I — iki Başlı Kartal. 2 — Montekrlatonun Mirası.
AZAK (23542) 1 - İki Açıkgöz
Tahsildar 2 — ÖRlm MvlodlaL
TI KAN (22127) 1 - İki Açıkgöz Tahsildar. 2 — ölüm Melodisi.
MARMARA (28360) Asilzade Silâhşor.
MİLLİ (22962) Pranga Kaçağı.
KISMET (21004) 1 — Ali Baba, Kırk Haramiler. 2 — Yeşil Yunus Sokağı.
A ENİ (Bakırköy 16-126) i — Kap. tan Kıd. 2 — Cinayet Saati.
KADIK(>Y CİHETİ
HÂLE (6OJ12) 1 — Çamsııkızı Polis Hafiyeal 2 — GünahlcAr Baha.
OPERA («0821» (1 — Gönülden A seMjor. 2 — Tehdit mektupları, SI REY YA (60682» I - Ümitsiz
Aşk. 2 — Allıukrek Fatihi
YKLDRGİICMKNİİ ı — Kacaktır-tal 2 - Kardeş İntikamı. 3 — Isfiiz vâdi.
CSKCDAR CİHETİ
HALE (60062) 1 — Fedakâr Arıa-2 — Kızıl İrmak.
SUNAR: Aslanların pençealnde.
ANKARA
ANKARA (23432) Aşk Yuvası. BfYt'K (15031) Huy Bla«.
TARK (11131) Kaptan Kid.
SfMER (14072) 1 — Üç Ahbap
Çavuşlar. 2 — Fedai Denizaltı. ULUS (22294) Hazin Aşk.
SUS (14071) 1 — Gönüller Kırali-çaal. 2 — Kadınlar Çiftliği-YENİ (14040) Kanlı Buae.
GAR GAZİNOSU: Solero De £■-pano.
A N KARAPALAS PA V1 YON U : Viyann Stnvlgnus Revüsü.
İZMİR ELHAMRA: ilk Arzular TAYYARE: Aşıklar Yolu YENİ SİNEMA: Ayşonin Dua»». LALE: l — Yalnız Gidenler. 2— Ormanlar Aslanı.
TAN: 1 — Yalnız Gidenler. 2 — Ormanlar Afdanı.
KARŞIYAKA CİHETİ Sİ’MER: Gönül Yaraları. MELEK: 1 lbnt Kaplanı. 2 — Sarışınlar Ynk'mtırı»
••YENİ ISTANIM L., un luıgün İçin favşiyc c1İİği programdır:
Dahilde:
Saat: Rı.40 W. A Mozart Keman ve plynııo İçin “SI dıeınol., — 10.15 Ankara: Tarihi T.ırk ınlIZİği. — 20.30 Ankara: Kad’ yo senfoni orkestralı, — 21.15 İstanbul: Faml Heyeti kunao rl.
Hariçle:
Saat: 10.11 Londra: Konçertolar. — 18.18 Londra: Grıınd Hoteklcn müzik. - 22.15 Londra ; Swoet serenada.
t Irk MÜZİĞİ t
Saat- 8.00 Ankara. Stız eserleri (Pl.) 12,80 Ankara: Bes-
te w şarkılar. — 13.15 latan bul: Karışık »arkı ve türküler ıl*J ) 11.00 Idlanbul: Karışık ınvm-lekei türküleri (PI ». — is.oo
lalanbul- Memleket türküler). Okuyan ve ç«lanlar: Aşık AH ve Aşık Hamli Şeker. 18,20 I lalanbul, Kunşık şarkı vc idr- I
küler (PL). — 10.20 Ankara:
Şarkılar, türküler. — 19.15 Ankara: Tarihi Ttırk müziği. — 20.İ0 İstanbul: Kadın aanntkArlar grupundnn şarkı, türkü ve saz eserleri: 1—Suzinak peşreve 2—Nedir bu çevri legal IH (H. Yusuf). 3—Yeter hicrsnlı (Lcml Allı)* t—Ne çok çektim (Şcdnt bey). &—Yalağını gülçon vrıpsam (Faiz Kapııncı). « — Eline almış kavalı (M. Şahaba» tin) 7 — Şeddernban «omnl (Refik TnlAt). 8— Zeybek (Udi Sedat ). — 21.15 İstanbul: Fasıl he veli konseri “Uşşak).
klAsIr bati mCZİGİ:
Saat: 10,11 Londra: Knnçeıto-Jar — 13.15 Ankara: Potburllcr (Fİ ». — ii.mo İstanbul* Serbest anut ıorkestra eserleri) (FI.1, Franz Lmzt İspanyol Raps. di-sF Çalanlar F^Piv anlat Egon Pctri vc Mlnnnnpıdirt senfoni orkestrası. - 17.15 BBC West of
Enginnd orkestrası (30 dakika)
— 10,15 İstanbul: Sonatlar (P1, W.A Mozart “Do majör.,. Çalan: Piyanist Ekhvln Fisoher. Mnıırlee Rnvcl. “Piyano çln sona tine.,, Çalnıı: Piyanist Al-fred Cnrtot. — 10.40 İstanbul: W A. Mozart. Kornan Ve piyonu için “Si bemol,,. Çakınlar : Enline Erol (keman). Ferdi Stat-zer (plyarıcı). — 110.80 Ankara: Radyo acnfonl orkestrası: I — Beethoven (4 üncü senfoni), 2— -\Vagnc r ıLohengrlıı FAnteziMİ),
— 22,00 Dinleyici istekleri (MA-«lk Batı müziği).
HAFİK BATI Mt’ZİC.İ:
Saat; 815 Londra: Souvonlm of Musir. ‘BBC Rcvııo orkestra. — 8.15 Ankara; Hafif sololar (Fİ ı. — 8.30 Ankara : Hatif mvkaiılcr. — J8.8O İstanbul; Hafif melodiler. Viyolonist Kutula s ve arkadaşları. — 13.15
Ankara: Polkalar (PL). —14.15 İstanbul: Org ve piyano ile hafif melodiler (Pl.) — 18.18
Londra: Grand Hotelden müzik. — 18.15 Ankara: Sinema orguyla mcioıtllör (PL). — 20.10 İstanbul: Küçük orkestradan
melodiler. 21.30 Ankara: Hafif şarkılar ve varyete müziği. (Pl ). — 22.16 Londra: Sweot nerenad — 23,15 Karışık hafif gece ıııuzK'I (Fit. — M.15 Lor dra: Akordeon parçaları
DANS M C Zifti;
Saat; 7.31 Ankuru. Harry Hor-
llck orkestrası (PL). — 11.30
Londra: Dans müziği (45 dakika), — 14.15 İstanbul: Dana müziği (Pl.). — 11.45 Londra: Dnns müziği (15 dakika). — 18.(M) Ankara: Dans müziği (Pl)
— 22.15 Ankara * Dana müziği (PL). — 23.00 İstanbul: Dans müziği (PL).
ÎH’SVNÎ PROGRAMLAR:
Saat: 1315 Londra: Dinleyici İstekleri (45 dakika). — 18.30
Londra: “Dinleyicilerimizle haşhaşa., AktüaUte programı. — 18,00 Ankara; Kitap saati. —
10.15 Ankara: Geçmişte bugün.
— 20.00 İstanbul: Müzeleri ge-
ziyoruz — Tnpknpı Sarayı Müzesi Hazırhyan: Tnhaln öz. —
20.30 İstanbul: Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulunun 67 nci yıl kuruluş dönümü münasebetiyle konuşma. — 21.15 Ankara: Konuşma. — 22.(»0 Ankara :
BM.M. saati. — 23.00 Londra: Dinleyici istekleri (15 dakika).
II KBERLER:
Ankara vr İstanbul Rntl\olurı :
7 15. 13.00 19.00, 22.45
Saat: 13.30 Ankara: öğle Gazeteni.
20.15 Ankara: Radyo Gazetesi. "Amerikanı Sesi,, Radyosu Türkçe neşriyatı: Saat 19.15.
(13. 16 vo 10 metrelenlon dinlenebilir).
BBC Radyocunun Türkçe neşriyatı: S/ıac 7.15, 18.45 vc 23.00.
(Bu program 19 91. 24.92, 31.32,
40.19 metrelerden dinlenebilir.)
i
(.ELEC EK OLAN UÇAKLAR
10,60 D.H.Y. (Türk) Anknraılan.
12 50 D.H.Y. (Türk) îımlrden
13.30 B.E.A (İngiliz) Lonlra, NIs, Roma vo At İnadan.
16.20 D.H.Y. (Türk) Adnna, An-karadan. .
GİDEC EK OI.AN I (. AKLAR
8.20 A.F. (Fransız) ma. Carise. Atina, Ro-
9.— D H Y. (Türk) Ankarrı, Ma-
la ı ya, Elftzığ, Diyarbakır,
Adana, İHkcnderıınn.
11 20 D H.Y. (Türk) izmlre.
13.50 D.H.Y. (Türk) An karaya.
11.30 BE. A. ı İngiliz ) Atina, Ro-
ma. NIs, Londraya.
GELECEK OLAN VAPURLAR
6.30 KONTA t Bandırmadan).
7.— SEYYAR (Karabigadan).
22.— SUS (Bandırmadan ı.
GİDECEK OLAN VAPURLAR
8.15 SUS (Bandırmaya).
20.— KONYA (Bandırmaya).
GELECEK OLAN EKSPRESLER
6.45 Seınplon (Avrupa).
8.30 Ankara.
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
9.— Tarsus.
18.10 Ankara ekspresi.
21.30 Semplon ekspresi.
21 40 Doğu ekspresi
I mlrıünü:
Süreyya (Kumkapn Beyazıt. İstanbul. Küçükpnzar. Abdüikadir, Alemdar.
I \ tip:
Ayvansaray, Şifa.
Beşlktac:
Nail Hallt, Köylçl. Beyoğlu l
Malkovlç, îatlklAl C. 402. Galatasaray, lctlklAl C. 241 ErtuğTul» Flrusaga, 27. İsmet, Cumhuriyet C. H9. KnrnkÖy, Kara köy C. 5. Maçka, Maçka C. 87. Feriköy, Ergrneknn C. 76. HaskÖy, Ha »köy.
Merkez, Kasımpaşa.
Fatih: lsmsll Hakkı, Şehzadebaşı. SalAhattln. Aksaray. E. Rıdvan, Samatya. Haseki, Şehremini.
A. Suat, Karagümrük. Havim Berk, Fener.,
(’ sklldnr:
Çamlıyurt.
Kadıköy:
Sıhhat.
Fenervolu. Erenköy. A. Cafer. Bostancı.
Hcybrlladn:
Heybellada.
BUylikada: Merkez.
ANKARA
Ankara (11193» Yenişehir (21863) Ulus.
İZMİR Yardım. Alcancak. Birlik, Kvıneraltı. Halk. Basmahane. Karataş, Yalılar. Cumhuriyet, Eşrefpaşa.
— Hece - Bulmaca -
A — A — A — AN — BAT — BİK — BU — CA — Ct — CI — Çî — DE — E — HA — HIP. — HU - î — 1 - î — î — İN _ İP — KA — KAR — KE — KILA — LAK — LEY — LÎT — LI — MA — Mt — NE — NE — Nt — NIZ — PUK — RA — RA
— RA — RE — Rt — Rt — RI — StM — SİR — SI — TEL — Tt
— TO — Ü — VE _ ve _ YAZ
— ZIZ — ZÜM.
* M*
Yukarıda yazılı hecelerden aşağıda mAnaları sorulan kelimeleri bulunuz. Bu kelimelerin «ıra numaralarına göre baş harflerinden bir ATASÖZÜ çıkacaktır.
1 — Tahıl. 2 — Tatlı değil. 3 — Bir mevsim. 4 — Bir başkent. İplik. 6 — Kahve tortusu. 7 Bir erkek adı. 8 — Hür olmayan,
9 — Derenin bilydlğü. 10 — Ev eş-yasından. 11 — Bir böcek. 12 — Bir hayvan. 13 — Tire. 14 — Kışın süsü. 15 — Ad. .16 — Bir çiçek, 17 — Bir meyvn. 18 — îçkl. 19 — üzüm suyu. 20 — Horozlarda bulunur. 21 — Ayağın bir kısmı. 22 — Ek. 23 — Bir çiçek. 24 — Denizden çıkardan kıymetli bir cisim. 25 — Engel. 26 — Dünyanın dörtte üçü. 27 — Büyük. 28 — Yalvarma.
DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ VAKİT NAKITTIR
1 — Vatan. 2 — Ali. 3 — Kısa. 4 İki.*5 — Ticarot, 6 — Nadir. 7 — Amele. 8 — Kira. 9 — îkiz.
10 — Taltif. 11 — Takdir. 12 — İcra. 13 — Ramazan.
\ÜUmcU Ticaret çayı.
Taksim (14.30- 19.30)
Yeni neşriyat:
' HANIMELİ
En güzel kadın dergisi
1 - Ocak 1950 sayı siyle
3
yaşına girdi
Bu sayısında HANIMELİ 1950 senesinin Paris modasını birçok (resimlerle anlatmaktadır.
İstanbul TAN Matbaa
Bayttı A
y e n t İstanbul
16 Oeâk 1950
SİYASÎ İKTİSADÎ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yazı işlerini fllltn idare eden : SACİT ÖGET
Basıldığı yor: YENİ İSTANBUL MATB/VACILIK LtMİTED ŞİRKETİ MATBAASI
îkinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki İktisadî, dördüncü sayfamızdaki kültüre! başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamen yazarlarına aittir.

I •
r
bJ.u



25 yıldan beri muvaffakiyetle imal edilmekte olan
A
Çelik
73

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ZİRAAT BANKASI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN
İstanbul ve Anadolu’daki müşterilerimizin ısrarla vukubulan taleplerine uyularak aralarındaki münasebetleri kolaylaştırmak için:
Tasarruf ve ticAri mevduat, havale, cari hesaplar, tahsil senetleri. çek. serbest depo, emtia, esham ve tahvilât kabulü... gibi her türlü banka hizmetleri ve kredi muameleleriyle İştigal etmek üzere İstanbul’da Bahçekapı’da Sümerhanda yeniden tesis ettiğimiz
T. C. ZİRAAT BANKASI BAHÇEKAPI ŞUBESİ
30.1.950 tarihinden itibaren sayın müşterilerinin emrine Amade olacaktır.
İstanbul şubemizle Tahmis Büromuz yine eskisi gibi faaliyetine devam edecektir.
Zati ikametgâhları veya ticari merkezleri bakımından Bah-çekapı şubemizle muamele yapmayı arzu eden Sayın Müşterilerimizin bu husustaki emirlerini İstanbul veya Bahçekapı şubelerimize bildirmelerini rica ederiz.

o
o
o o
| $
•7(t-




l
I
l
|l







t


- Si

GÖZ HEKİMİ
Dr. Murad Rami
Aydın
Beyoğlu - Parmakkapı, imam
sokağı No. S, Tel; 41553
KM
Hudson 1948
Radyolu kaloriferli uz kullanılmış iyi vaziyette lüks taksi müsait fiyatla acele satılıktır. İş saatlerinde 29266 ya telefon
Dr. HAFIZ CEMAL LOKMAM HEKlM



*
K
5-A ' m i * •
*



M d
-
(
”BAGDAT”IN TATLILARIDIR.
Beyoğlu, Galatasaray No. 18
s
ZABITA VE MUAMELE MEMURU
ALINACAK
Ankara Belediyesi Başkanlığından
1 — Belediyemiz Zabıtası teşkilât kadrosunda açık bulunan 20 şçr lira kadro maaşlı Zabıta ve Muamele Memurluklarına aşağıda yazılı nitelikleri haiz olanlar arasından yarış sınavı ile memur alınacaktır.
A) desin de
Belediye Memur ve Hizmetlileri Tüzüğünün 3 üncü mad-y azılı nitelikleri haiz olmak.
B)
C) lunmak,
En az ortaokul mezunu bulunmak
Fiili askerlik ödevini yapmış, ihtiyata kaydolunmuş
Ç)
D)
E)
30 yaşından yukarı yaşta olmamak.
Boyu bir metre yetmiş santimden aşağı olmamak, Fena hallerle tanınmış bulunmamak.
Namus ve haysiyeti muhli bir suçla mahkûm edilmiş
F) .
mamak,
G) Ecnebi kız veya kadınla evli
H) Vücutça sağlam olduğu tam sağlık kurulunca muayene neticesinde
Dahiliye Mütehassısı Pazardan başka her gün saat 14 ten 17 ye kadar İstanbul Dıvanyolu No. 104.
HUSUSÎ DERS
Saati 2 liradan Avrupada tahsil etmiş yüksek mühendis Almanca ve riyaziye dersi veriyor. Posta kutusu 2100 de mühendis rümuzuna.

Çok sağlam, işletme ekonomisine çok uygun, ağırlık itibariyle hafif ve teçhizat bakımından da mükemmeldir.
Resimde görülen otobüs, 33 oturma ve 17 ayakta durma yeri olan ve Krupp şasisi üzerine kurulmuş çelik bir





9


■ • J
t























*3






*


l

M




ÎT





V



UERDINGER
karoserini göstermektedir
Düsseldorf ve IJerdingen’deki fabrikalarımızda:
Dizel ve benzin otobüsleri
(her türlü şasiler için)
Henschel şasilerine mahsus otobüsler, her nevi otobüs ve remork imal edilmektedir.



ıe
. t »
-’Yveİfc■
■ f • * 4 ’ ” * '







HAGGONFABRIK UERDINGEN A. G.
İl


w
KREFELD
UERDINGEN
ile beraber çalışmaktadır
TÜRKİYE MÜMESSİLİ

Taylan • Etker, İstanbul • Galata, Tabir Han 31 z33
Telefon: 40162
Türkiye Eski Muharipler Bankası
kurulmuştur.
adreslerine gönderilmiştir. Alnu-

I
bulun
G/88S Tro| Sobununu ve kılları horikulâde
Bütün gun kullanınız, bir şekilde kılların cilt
taze îraşlı kalmak için
■ (
Ozlu kopuğu doyonır yumuşatır. Bu itibarla GIBBS Troş Sabunu hizasından kesilmesini vs yüzünüzün
gün taze Irajlı kalmasını temin eder.
A. 0. Genel Müdürlüğünden;
ZEVKLE TRAŞ OLMAK İSTER MISINIZ ?



veya yaşar bulunmamak,
teşekküllü bir hastahane sabit olmak»
Bu şartları tevsik eden belgeler ibraz edilmedikçe talipler sınava kabul edilemezler.
2 — Yukarıda yazılı şartlan haiz bulunanların en geç 21.1.1950 cumartesi günü saat 13 e kadar dilekçelerine bağlıyacakları kimlik belgesi, askerlik terhis tezkeresi, bitirdiği okul diploması, aşı kâğıdı, hal tercümesi, 9x12 eb'adında dört adet fotoğrafları İle birlikte Ankara Belediye Başkanlığına başvurmaları ve 28.1.1950 cumartesi günü saat 9 da sınavları yapılmak üzere Ankara Halkevi Kitaplığında hazır bulunmaları İlân olunur.
l
NOT:
AKŞAMI MlS^kFIRLERlNIZE
GEÇECEK İKRAAHNIZ
EN MAKBULE
Unutmayınız ki, Türkiyenln yegâne tanınmış Baklavacısı (GÜLLÜOĞLU) nun Gül kokan baklavaları olacaktır.
ÇEŞİTLİ BAKLAVA — KURABİYE FISTIK EZMESİ — BÖREK
Karaköy, Basan Deposu yanında Halil Paşa sokak No. 12 Hiçbir yerde şubesi yoktur.
DEVLET DENİZYOLLARI
Türkiye Eski Muharipler Bankası resmen Anasözleşme 9.12.19 9 tarihli Resmi Gazetede neşredilmiş ve birer nüshö sayın ortakların yanlar Genel Müdürlükten alabilirler. Kendilerine ayrıca mek-
tupla bildirildiği veçhile, taahhüt ettikleri hisselerin 2 nd taksiti olan dörtte birlerin ocak 1950 sonuna kadar anasöc-leşme hükümlerXdahlUnde Ödenmesini rica ederiz.
İstanbul ve Ankaradakl ortaklar Sümerbank gişelerine di ğer yerlerdeki ortaklar ise Ziraat Bankası vasıtasiyle hisse bedellerini yatırabilirler. •
Ortaklarımızın adres değişikliklerini muntazaman bildirmeleri ayrıca rica olunur.
Adres: Tarko Han, Ankara P. K. 64 Tel: Adresi: Mu ha bank. Ankara
Telefon: 16-440



(SATILIK EMLAK)

TRAS
SABUNU
KULLANINIZ...
lüuıûtıyt
Balı Aldenu Holt. • UuıW Put m»i»ü M»rviy> c««ıv» Doğu Güney Aldenu Haltı. • hiınbul lımh Flt« ıı^ıul l«ynıl
fcııılı Maıııivt Cimi*
20 DAMLASI DERHAL FERAHLANDIRIR. ENLERİNİZDE MUTLAKA BULUNDURUNUZ
teessürle bayılanlara. Çarpıntıya. Sinir buhranlarına
j
Süral • Konfor • Temizlik . Eğlvıu'v
En nefiı yemekler • en ilimli ıeni»

HHHI
-U
Belediye Zabıta Memurluğu için şimdiye kadar müracaat etmiş olup da dilekçeleri intizarda bekleyenler arasından yukarıdaki şartları haiz olanların İşbu ilânımız üzerine tekrar dilekçe ile müracaatları zaruridir.
- . (311)
SPEZIALFABRIK UND GROSSHANDLUNG FÜR REPRODUKTIONSBEDARF
e‘
LI « t M
(4> • 19




Kiimsch - Horika

Tarafından teçhiz
t
,,
ktanbul Defterdarlığından

511-3084
5M-17&9
512-2002
512-2003
512-2004
512-2080
Cinsi
Kıymeti
M
Kınalıada. Yarbaşı ve Tevfikiye 80. 136 ada, 3 parsel 279 M2 arsa.
Kınalıda. Kınadı Hamam so. 16 ada» 2 parsel 282.50 M2 arsa.
Bakırköy, Yeşilköy. (Şenlik Florya çiftliği arazisinden 11 parsel 2900 M2 tarla.
Bakırköy, Yeşilköy, (Şenlik
Florya çiftliği arazisinden 11 parsel 2900 M2 tarla.
Bakırköy, Yeşilköy, ı Şenlik
Florya çiftliği arazisinden 11 parsel 2900 M2 tarla.
844
4297

köyü) ada. 20
köyüı) ada, 21
köyü»)
ada, 19
I
5800
5800
5803
«5
485
485
Gazetemizde neşrolunan bütün
resimlerin klişeleri
FRANKFURT/MAIN • ALTE MAİNZER (5ASSE 57
edilmiş, modern ve kifayetli klişe atelyemizde hazırlanmıştır
51-2-511
516-15036
518-1*459
518-15004
52M-1147
Bakırköy, Yeşilköy. (Şenlik
Florya çiftliği arazisinden 5 ada, 2 parsel 2950 M2 tarla.
Bakırköy, Zeytinlik mah.
so. eski 17. yeni 33 kapı M2 evin 1 6 payı.
köyü)
2000
150
Ekrem bey sayılı 72-42
250
19
Eminönü, (Sultanahmet) mah. Şadırvan so. 78 ada, yeni 31/1 kapı sayılı 82 M2 arsa.
Cankurtaran
71 parsel
820
62
Eminönü, (Yenikapı) Yalı mah. Kumsal so. 840 ada. 1 parsel eski 232 yem 79 kapı sayılı 53 M2 kârgir evin 3/16 payı
Fatih, (Bala t) Kasım Günani mah. Sultan çeşmesi cad. 1828 ada. 17 parsel en eski 66 eski yeni ve taj 72 kapı sayılı 276 M2 bahçeli ahşap evin 1/3 payı.
Kartal, (»Pendik) Doğu
646 ada. 11 parsel 57.50
mah. Lâle so.
M2 arsa
563
43
101
287 \

Yııkamds yazılı gayrımenkuller
T5 te Milli Emlâk Müdürlüğündeki
arttırma ile satılacaktır. İsteklilerin nihayet saat 15 e kadar yatıracakları teminat makbuzları ve nüfus cüzctanlariyle satış günü komisyona, fazla bilgi için sözü geçen müdürlüğe başvurmaları.
(Teminatlar önceden de yatırılabilir.)
1 2 950 çarşamba günüi komisyonda ayrı ayrı
saat açık
1548)

Comments (0)