18 Ocak 1950
Çarşamba


SİYASİ İKTİSADİ
Sayı 49
10 Kuruş





I
=
S
-

1
r

F




1




1
1
5





• •
B oğlu - Müellif Caddesi 6-8
Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden: HABİB EDİB TÖREHAN
İlânla r: 6 nci sayfaoa santimet resi 2 liradır. İlânlardan hiç bir mesüliyet kabul edilmez.
Telefon: 44756 - 44757 SântraJ
Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul
z

POLİTİKA
17/1/1950
Vafd Partisi iş başında ;

ON seçimlerden muzaffer çıkan Vafd Partisi, iş ba-geçmiş bulunuyor Par-münase-Faruk’un Na-
şma geçmiş bulunuyor lâmentonun açılışı betijie, Mısır Kıralı mektubunu, yeni Başvekil has Paşa okumuştur.
Mektupta, İngiliz kuvvetlerinin Mısır'dan çekilmesi, Sudan işinin halledilmesi ve Filistin meselesinde Araplara karşı yapılan haksızlığın tamiri istenmektedir. Ayrıca, arap memleketleri ile sıkı dostluk bağlan tesis e-dileceği ve İçtimaî, İktisadî sahada geniş ıslahata geçileceği bildirilmektedir.
Demek oluyor ki, Kiralın şahsı, yahut hattâ Kıratlık makamı ile Vafd Partisi arasında derhal bağlıyacağından bahsedilen çatışma, her iki tarafın mâkul noktalar üzerinde anlaşması sayesinde, önlenmiştir. Ve bu suretle Vafd’ın yeniden iktidar mevkiine gelmesi, Mısır için, yeni bir buhranlar devresinin başlangıcı değil bilâkis, kuvvetli bir millî vahdet ve İçtimaî, İktisadî ıslahat devresinin müjdecisi olmuştur.
Bunu ayrıca Nahas Paşanın, Bevin’in Ingiltereye dönerken Mısır'a uğnyarak kendini ziyaret edeceğini söyliyen İngiltere Büyük Elçisine verdiği cevaptan da anlıyoruz. Mısır Başvekili, bu ziyaret haberi vesilesiyle şu cevabı veriyor: "Mister Bevin, benden önce Mısır Kıralı Faruk’u ziyaret etmelidir.”
Demek oluyor ki Kırallık ile Vafd Partisi arasında herhangi bir ihtilâfın mevcut olması şöyle dursun, bilâkis gayet sıkı bir cephe birliği teessüs etmiştir.
Beklenmiyen yahut en az ihtimal verilen hâdise de. budur. Fakat, Kıralnı mektubu ile Başvekilin her iki meclise verdiği i-zahatta, bizce bu noktanın izalıı mevcuttur. Şöyle ki, eğer Mısır için lüzumlu olan ıslahatın ve bilhassa toprak reformunun tatbik mevkiine konmasında, Kıral ile vafdist hükümet arasında bir mutabakat hâsıl olmuş ise, anlaşma için en iyi zemin bulunmuş demektir.
Bu işde, Kıral Faruk da kazanmıştır. Çünkü, aleyhinde olarak yola çıkanları evin içine dostça sokabilmekle, kendi vaziyetini takviye etmiştir.
Finlândiyadaki seçimler
koylunun
Finlândiya seçimleri, bu şimali! memleketin kış mevsimindeki hususiyeti icabı olarak kar fırtınaları içinde yapılmaktadır. Verilen haberlere göre, tipi yüzünden,
rey sandıkları başına gelmesi, büyük müşkülât ile mümkün olmaktadır. Seçimlerin mevzuu, kimin cumhurreisi olacağını tâyin etmektir; ve bunlar, bilindiği gibi, iki derece üzerinden yapılacak. yani ilkin müntelıibi sa-niler seçilecektir.
Şimdiye kadarki tahminlere göre, Sovyetlerin mevcut Fin idaresi aleyhine tevcih ettikleri bütün hücumlara rağmen, şimdiki Cumhurreisi Paasekivi yeniden devlet reisi seçilecektir. Çünkü Muhafazakâr, Liberal, İsveç ve Sosyal Demokrat Partileri kendini tutmaktadır.
Finlândiyadaki Komünistler, bilindiği gibi, böyle bir neticenin aleyhindedirler. Fakat, Çiftçi Partisinin 56, Sosyal Demokrat Partisinin 55, Muhafazakârların 33. İsveç Partisinin 14 ve Liberallerin 5 âzasından teşekkül eden bugünkü mecliste, Komünistler ancak 37 reye sahiptir. Binaenaleyh, tek başlarına bir şey yapmalarına imkân yoktur. Komünistler, daha ziyade Çiftçi Partisine, daha doğrusu bu partinin kendi lideri Kekkonen'i seçtirmek kararına bel bağlamış bulunuyorlar.
Bu seferki seçimlerin ehemmiyetini, bizce, şunun yahut bunun devlet reisliğine gelmesinden ziyade, kahraman Fin milletinin demokrasiye olan bağlılığını, Rusyanın bir kulaç ötesinde yaşadığı halde, azim ve sebat ile ifade etmesinde aramak lâzımdır.
★ ★★★
Abone: Türkiye için seneliği 32. altı aylığı 17, üç a>lığı 9 liradır Hariç memleketler iki mislidir
r
Muhafazakâr Partinin seçim kampanyasını idare edecek olanlardan Lord Woolton, Maxwell Fyfe ve Eden
Ingiliz seçimleri
Churchill müşavirleriyle bir toplantı yaptı
Lnndra 17 A.A. (United Press) — Churchill vi müşavirleri bugün, eski başbakanın evinde toplanarak seçimler münasebetiyle gelecek hafta yayınlanacak olan Muhafazakar Parti beyannamesini tasvip etmişlerdir. Churchill bundan sonra seçim mücadelesinde söyliyeceği ve cumartesi akşamı radyo ile yayınlanacak olan ilk nutkunu hazırlamak üzere çekilmiştir. Bu arada İşçi Partisi de dün gece Başbakan Yardımcısı Herbert Morrison vasıtasiyle orta sınıf halka hitap etmiş ve iktidarda kalmak için yardımlarını istemiştir. Sanıldığına göre orta sınıfa yapılan bu davet İşçi Partisinin başlıca stratejisi olacaktır.
Bevkı, SeylAndan ayrüdı
Londra 17 (YİRSı — Ingiltere Dışişleri Bakanı Mr. Bevin. bugün Birmingham kruvazörü İle Seylândan ayrılmıştır. Kruvazörle Süveyşe ka-
dar gidecek olan Bevin, oradan kara .voliyle Kahire^ geçecektir. Bakan, kendisini tskenderivede hokliyecek olan Birmingham kruvazöriyle Na-poliye m e den çaktır.
uğrayacak ve Londraya dön-evvel, Roma ve Pariste kala-
Altlee'nin istişareleri
Londra 17 (YİRS) — İngiltere genel seçimlerinin kampanyası ha-raretlenmiştir. Başbakan Attlee, bugün işçi Partisi ileri gelenleriyle u-zun istişarelerde bulunmuştur.
Diğer taraftan Churchill de malikânesinden Londraya gelerek muhafazakârlarla görüşmüş ve parti programını tetkik etmiştir.
Liberal Partisi ise. genel seçimlerde 400 aday göstermiştir ki. bu rakam Liberallerin 20 seneden beri göstermiş olduğu en kabarık aday listesidir.
hUrmMaviNliiftrtMHU
İktisadî bakımdan

İngiltere Saar’ın Fransaya bağlanmasına taraftar
Saar meselesinin Londra ve Paris arasında temaslara mevzu olduğu söyleniyor Londra, 17 A.A. iAFPi — İngiltere, Saar bölgesinin iktısaden Fran-saya bağlanmasına taraftardır.
Başbakan Dr. Adenauer’in bu bölgenin Almanyadan ayrılmasına karşı yaptığı beyanatın ertesi günü İngiliz resmi çevrelerinin kanaati budur.
Yetkili hır Ingiliz kaynağından bildirildiğine göre, Saar meselesi geçenlerde Londra ile Paris arasında temaslar^ mevzu teşkil etmiştir.
Alman Başbakanı Adenauer'ln beklenmedik bir tavır takmışı Ernest Bevin’ln temsilcisini bugün Alman a-
nayasaşmûı mer'i olacağı memleketleri bildiren 23 üncü maddesinde Saar bölgesinin zıkrcdllrnedigmi hatırlatmaya merbut etmiştir.
Yetkili İngiliz çevrelerinde Saaı’in nihai statüsünün bsrış konferansında tanzim edileceği tasrih edilmekle beraber son seneler zarfında bu konu-de Emeat Bevin tarafından yapılan müteaddit beyanat hatırlatılmakta* dır.
Bu beyanattan, İngiliz Hükümetinin Saar bölgesinin daima İktlsaden Fransaya bağlanmasına taraftar olduğu anlaşılmaktadır.
Dünya barışı için

Başkan T r um an maliyecilerden yardım istedi
Dünyanın en kudretli mali miiessesesini temsil ediyorsunuz. Sîzler ve ben, diinya barışı ve refahını temine ulaşabiliriz,,
\Vashıngton 17 A A. (Afp) — (Federal Reserve Svsteme) i-darecilerlnin ziyafetine yaptığı "âni ziyareti” esnasında Başkan Trııman, maliyeci ve bankacılardan dünya barış ve refahını temin için sarfettiği gayrette kendisini desteklemeleri için kuvvetlerini memleket hizmetine arzetmelerını İstemiştir.
Truman irticai! olarak verdiği nutukta şunları söylemiştir:
••Ben, dünyada en büyük mesuliyeti taşıyan büyük cumhuriyetimizin alelâde bir ferdiyim. Bu mesuliyet aynı zamanda sîzindir. Siz dünyanın en kudretli malî müessesesıni temsil ediyorsunuz. Sîzler ve ben dünya barış ve refahını temine ulaşabiliriz.,,

___/
Fin Cumhurbaşkanı Paasikivı
Finlandiya’da
seçimler
Helsinki 17 lA.A.) (Afp) — Finlandiya'da seçimlerin ilk günü sakin geçmiştir. Seçmenler her yerde aynı tehalükü göstermemişlerdir. Helsin-kide kalabalık bir kütle ıırdsız arasız oy sandıkları başına gelmiş ve dün akşam başkent nüfusunun yüzde 15.7 sinin seçime anlaşılmıştır. Oyların şanı yapılacaktır.
iştirak ettiği tasnifi bu ak-
Rt. da ksıyoııu u ııotu: tarihindi Pinlâııdıya Oumhurhnykan-lu'fuıa seçilen Pauxtkiın'nin serim devrisi önu-»ıtrı(lrkı martta suna erecektir, Dlyvr (araltan Moskova Radyosuna atfen Londradan verilen haberlere yöre *'Finlandiya r konnmisi çok mıtşkyl bir durumda ' imiş, t^ou-d ra, bu haberi tefsir / ıtr rkciı Rus bas-kisımu başlama fif'/ımı bir alâmet o-hırak ynstf rıyıo
Paasikivı müstakildir ro h'lnlândı-yaniıı Muhafazakâr^ Liberal, İsveç. ıe Sosyal • Dt mokrut partileri tarafından dvstf kİ' ııib( kt» dır
Paa^ikivi’nin rakipleri ise H, K. K'kkomn ib Manan Pekkala'dır, Kf kknıi' ıı, Çiftçi Partisinin Lideri rr purlâmt »tonun balkanıdır.
Pekkalu ise sol cenah J)ı mokrattk Halkçı Ff pht Hinin adayıdır.
Muhtelif yarld^rin kudreti Dut de hu I u nd ıı rd u kla n m it m»,x ,n t He rı n ttdr d i ib ölçulitr ist : Çiftçi Partisi 5U, Sosyal-/)• mokraflar 5S. Demokrat Halk rı Cephesi D Muhafazakârlar fko-ahsyoncıı I 33, Isvfç Partisi bf ralb r (tt rakklprri f r ,7.
Barbakan K. A, Fay t rholm, al isyan mey t tr
// mart l^ıi
kabfaıesi beklediğini

M. Lı-
bir kübiktir-
*****
Geçenlerde Taymla nehri ağzında bir İsveç gemisiyle çarpışarak "Truculont" Ingiliz deniz.ı battığını
biIdırmijtık, 79 kimilik murettcbatiyle sulara gömülen denızaltıcJan ancak 15 kışı kurtulabilmiştir. Resimde,
"Truculont” son »oferine çıkarken görülmektedir.
Seçim kanunu müzakerelerinde
miisbet ve faydalı istikamet
Mahallî seçim kurulları salâhiyetinin, formalitelere ait hususların tetkikına inhisar ettirilmesi kabul olundu
değil, bir teşri işidir. Hükümetin bunda ısrar etmesi bahis mevzuu olamaz. Böyle bir ifade, doğru delildir Bir vatandaşın
Karma komisyonun mesai şekli tenkidlere uğradı Komisyon, pazarlar hariç, her gün iki toplantı yapacak
Ankara 17 (Hususi muhabirimizden) — Seçim Kanunu tasarısını İn-celiyen Karma Komisyon, bugün öğleden evvel ve sonra çalışmalarına devam etmiştir. Milletvekili adaylığına müracaat için 20 gün müddet veren 28 inci maddeden başlıyan müzakereler çok hararetli olmuş, bil-
hassa muhalefet hatipleri, bu müddetin gayrı kâfi olduğu üzerinde ir-rar etmişler ve bu suretle muhalif partilere adaylar hakkında tetkikat yapmak için ancak 10 günlük bir mühlet bırakıldığını tebarüz ettirmişlerdir. Uzun münakaşalardan sonra bu maddedeki müddetlerin müteakip maddelere göre tesbiti için müzakeresi tehir edilmiştir.
Seçim kurullarına adaylık için müracaat edenler, hakkında yapılacak itirazların tetkiki ve bir neticeye bağlanması yetkisinin verilmesini tesbit eden 29 uncu madde de, şiddetli münakaşalara yol açmıştır.
Nuri Özsan. mahallî seçim kurullarınca adayın seçilmeğe ehil olup olmadığının karara bağlanmasının doğru olamıyacağınj. kurulun ancak kanuni formalitelere riayet edilip e-dilmediğinın tesbitîne salâhiyetli olması icap edeceği noktasını müdafaa etmiş ve Belçika seçim kanunundan misaller vermiştir.
Ahmet Kemal Varınca, seçim kurullarına bu kadar yetki tanıyan t-lim Heyetine tâvizlerde bulunmuş, A-dalet Bakanı; itirazın dilekçeye bağlanacak kati vesikalarla yapılacağı için, bunda bir mahzur olmadığını belirtmiştir.
Hükümetin bu madde üzerinde ısrar ettiği anlaşılınca Tahsin Bekir Balta: "Seçim Kanunu bir icra ışı
İÇ SAYFALABDA
İKİNCİ SAYFADA
1950 senesinde dünya askeri .jeopolitik durumuna bakış
M. S.
ÜÇÜNCÜ SAYFADA Başkan Trııman'ın iktisat di raporu
DÖRDÜNCÜ SAYFADA
17 nci yüzyılda medreselilerle fekkeliler
Canip Yöntem
BEŞİNCİ SAYFADA Tipinin getirdiği yolcu (hikâye) Çocuk
Ali
seçilmeğe ehil olup olmadığına ka -rar vermek ancak Meclisin hakkıdır., dedi.
Emin Halim Er-fun, Yüksek Seçim Mahkemesinin tesis edilip edilmiye» ceğınin prensip olarak kararlaştırılmasını islemiş. Feridun Fikri Düşünsel bu hakkın B M. Meclisinde olduğunu tebarüz ettirmiştir. Hulkl Karagülle ise, milletvekilliğine ehliyet şartlarının anayasanın 12 nci maddesiyle tasrih edildiğini, bu maddenin bu hükme aykırı olduğunu ileri sürmüştür
Uzun münakaşalardan sonra 29 uncu madde, Nuri Özsanm teklifi veçhile mahalli seçim kurulları yetkisinin ancak lomalitelere ait hususların tetkik ve noksanlarının tamamlanmasına inhisar ettirilmesi, ve maddenin ehliyete ait hususlar hakkında karar verememeoı şeklinde tâdili te-karrür etmiş ve bu şekilde hazırlanmak üzere Redaction Heyetine havale edilmiştir.
öğleden sonra komisyonun mesaî şekli ve müzakerelerin yürümemesi üzerinde durulmuş, pazarlar da dahil olmak üzere her gün üç celse yapılması ve beş dakikadan fazla konuşulmaması teklifleri ileri sürülmüştür. Bu teklifler üzerine yapılan sert tartışmalar sonunda komisyonun pazarları hariç, her gün öğleden evvel ve sonra toplanması kararlaştırılmıştır. Seçim propagandasına ait müteakip 31-35 inci maddeleri münakaşamız kabul olunmuş ve vaktin geçıkmesi yüzünden oturuma son verilmiştir.
■ ■amıe rtn«—* w—

D. Parti Başkanı seçim kanunundan memnun
Kırşehir D. P. Kongresinde konuşan başkan: dürüst yapılsın, millet iradesi tecelli etsin. O zaman biz Mecliste bir tek sandalye bile kazanmasak bahtiyar addederiz,, diyor
sonra iktidarın, çalışmaları kar-mektepleri mese-Ormarı Kanunun-
Ankara 17 (Hususî muhabirimizden) — Celâl Bayaruı dün Kırşehir kongresinde söylediği nutuk, bugün geç vakit Ankaraya gelmiştir Kongrede söz ahin Celâl Kayar, delegelerin üzerimle durdukları orta Anadolu İktisadiyatı hakkında düşüncelerini belirt İlkten Demokrat Partinin şısıruhi gerek köy leşimle ve gerekse
da ricatlar yaptığını anİAt.mış, ilmi Heyetten çıkan Seçim Kar.uıın üzerinde şikâyetleri bulunmadığını ilâve ederek, seçimlerin bir kanun mevzuu olarak, bir de tatbikat olarak mütalâa edilmesi lâzım geldiğini söylemiştir.
Celâl Kayar: '‘Seçimler, emniyetle yapılmalıdır. İktidar. 21 temmuzdaki usullere başvurmamalıdır. Biz, hakkımızı cumhuriyet, kanunlarının
Kıbrıs için Ankarada bugün miting yapılacak
Ankara 17 ı Husus! muhabirimiz* den) Ankara Üniversite öğrencileri, varın Kıbrıs için bir miting yapacaklardır, Saat 11.3(1 da Yenlşe-hırdekı Atatürk heykeli önünde baş-byarak olan mitingde Kıbrıs hasreti anılacak ve Atina Üniversitelilerine karşı teessür ifade edilecektir
B. M. M. Çalışma Komisyonunda fikir işçileri kanun tasarısının müzakereleri bitti
17 ı Hususi muhubirinıiz-B M. Meclisi Çnlışnıs K(> toplu nt: Ki;» Kanun ta tamamlı.
Ankara den) — J misyonu bugün yaptığı fikir işçilerine dp.lr olan -'arısının müzakeresini iniştir.
Tasarıda yapılan esaslı ler, fikir İşçilerinin de kümlerinden faydalanması, lerin de sendika kurabilmeleri ve bn iş yerinde çalışan fikir işçisinin ni aksatmadığı takdirde, başka İş yerinde do çalışabilmesi gibi atışlardır.
Çalışma Korııiayonu Başkanlık vanı, perşembe gliııü toplanarak sarının tâdil edilen şekline göre daksiyomınu yapacaktır.
değişikli! sigorta hli işveren-
İ9i“ bir hu-
Dİ-ta
“Seçimler
kendimizi
esasları dahilinde arıyoruz ve arıva-cağız. Seçimler dürüst yapılsın, millet ıracVîsi, hakiki şekilde tecelli etsin, o zaman, biz Mecliste bir tek saııdalyA kazanmasak bile kendimizi bahtiyar addederiz,, demiştir.
Kayar, sözlerini şu cümlelerle bitirmiştir:
Evet! Hakkımızı koruyacağız. Kanunların bize verdiği haklar dairesinde haksızlığa göz yummıyaca-ğız. çünkü, haksızlığa göz yummak, bizzat haksızlık irtikâp etmek demektir. İktidar, kendisi için en müsait gördüğü bir anda seçim yapacaktır Herhalde muhit ve iklim şartlan itibariyle halkın seçimlere iştirakine mâni olabilecek bir mevsimi seçmek gafletini göstermiyeceğinl ü-mlt ederiz. Mamafih, biz şimdiden seçimlere hazırlanmalıyız.,,

Birleşik Amerikanın Balkan ataşemiliterleri şehrimizde toplanıyor
Bu hafta içinde yapılacak toplantıya Yunanistan ve Bulgaristandaki ataşeler de iştirak edecek
Ytınanistandakl Amerikan Ataşemi-lıteri Binbaşı Buraley dün sabah uçakla şehrimize gelmiştir. Yarın Yunanlstan-daki deniz ataşesinin, öbürgün de Bul-garistandakı ataşelerin şehrimize gelmesi beklenmektedir.
Bu hafta içinde Türkiyedeki Amerikan ataşelerinin de iştirakiyle şehrimizde bir konferans toplanacağına muhakkak nazariyle bakılmaktadır.
Basın suçlarının affı hakkındaki haber
Dünkü akşam gazetelerinden birinde aşağıdaki haberi gördük:
“İnanılır kaynaklardan öğrendiğime göre. 1950 seçimlerinden evvel. basın vasıtaalyie işlenmiş olan suçlar hakkında ayrı bir af kanunu çıkarılacaktır.
Bu kanun çıktıktan sonra, mevcut mahkûmiyetler infaz edilmiyecck, takip safhasında olan basın »uçlarının da takibi durdurulacaktır.,.
Bu haberin sıhhat derecesini tahkik etmek üzere Adalet Bakanına müracaat etik. Adalet Bakanı bize:
‘ Bu hususta hiçbir malûmatım yoktur,. dedi.
Mesken bir
derdini hal için büyük toplantı yapılacak
cuma günü muhtelif falculte-menken
20 ocak lerin alâkalı profesörleriyle, dâvasının halledilmesi yolunda vilâyette büyük bir toplantı yapılacaktır.
Bu topluntlda Profesör Kcsslor'lıı programı üzerinde görüşmelerde bulunulacaktır. Haber aldığımıza göre Prof. Orhan Tijiul da şehrimizdeki mesken dâvasının kısa yoldan halledilmesini temin için bir proje hazırlamakladır.
Dün kendiliyle konuşan hır arkadaşımıza Vali ve Belediye Başkanı: “Mesken sıkıntısını gidermek ve hemşerllerf bu üzüntüden kurtarmak İçin elimizden gelen herşeyi yapacağız. Bu hafta içinde şehrimize gelecek olan Çalışma Bakanı ile işçi evleri yapımının biran evvel tahakkuk etmesini sağlamak için görüşeceğim. İşletmeler Bakanlığı da, İstanbul'la bir mahalle inşa edecektir. ’ demiştir
İdari işleri kolaylaştırma
Dün Vali ve Belediye Balkanının riyasetinde şehrin blltlin nahiye müdürleri toplanmışlar ve amme hikmetlerinin l-fası içlo gerekli olan vasıtalar mevzuunda etraflı bir konuşma yapmışlardır. Bu vesile İle söz alan Val'.. vatandaşların hizmetinde bulunduklarını tebarüz ettirmiş ve bu hizmetlerin en iyi ve kısa yoldan başarılması için direktifler vermiştir.
Dünkü lodos
Dün şiddetli lodos tesiriyle ..u*eın -Salacak, Beşiktaş - Üsküdar seferleri yapılamamı!;. Kadıköy - Haydarpaşa seferlerinde de birkaç dakikalık gecikmeler olmuştur.
Lodos yüzünden, şehirdeki karlar e-rlmeğe başlamış ve dün bütün gün caddeler âdeta sular altında kalmıştır.
Albay Çiçekli Arap memleketlerini dolaşıyor (Gazetelerde»
1
— Çiçekli olmaıın!..

Kavfa 2

Y TC N t tSTANPTTL
1950 senesinde dünya askerî jeopolitik durumuna bakış
M. 8.
Rusların, Clau®ewltı ve profesör gnnornl Haushoftr’ln prensiplerinden istltado ettikleri ve bunları kendi ideolojilerine uydurarak kullandıkları, hâdiselerin gidisinden anlaşılmaktadır. ClausovviU’in "Harp, aiyaRe-tin başka vasıtalarla devamından başka bir şey değildir" naıarİyeıl* ni Rusların ‘'Siyaset harbin başka vasıta ve yollardan devamı” formülüne göre tatblka geçmiş olduklarını vakalar göstorlyor.
Şüphesiz eski devirlerin komşu düşmanlığına dayanan ve civardaki birkaç devleti İlgilendiren mahdut hedefi harpleri artık tarihe karışmıştır. Şimdiki dâvada bütün dünye milletleri alâkadardır, Böyle olusu ise uçağın icadiyle mesafenin kısalmasının “Sahaya hâkim olmak için mesafeyi kıealtmak lâsımdır” Jeopolitik düsturunun tabiî bir neticesidir.
(Rusya = Sahada genişlik 4- A-dette çokluk) demektir. Bütün kuvvetini ve teşebbüs dinamiğini bu kaynaklardan alır. Adet çokluğuna güvenleri fasladır; na*sriyolor|ndo ve taktiklerinde bu güvenin izleri görülür.
Soğuk harbin idaresinde mahira-nc tedbirler vo teşkiller İcadında güçlük çekmedikleri aşikârdır. Buna karşı muvazeneyi sağlayan, doğru fikir ve kanaatlerin çabuk hâ-kim olmasında vo akabinde tatbı» ka goçilmeeindo Amerikalıların gösterdikleri büyük kabiliyettir.
Büyük bir uçak gemisi yapılması ve donanmanın takviyesi gibi çok önemli vo Amerika efkarını işgal eden bir meşalede denlrcîlerln kara ve havacılar arasında çıkan İhtilâf .nispeten pek kısa bir zamanda kara ve havacıların galebesiyle neticelenmiş, uçak gemisinin imasından vazgeçilmiş ve gazetelere göre deniz bütçesinden biraz tenzilât yapılmıştır.
Büyük petrol tröstleriyle Savunma Bakanlığı arasında sentetik benzin imali meselesinde çıkan fikir ihtilâfının, nihayet askorlorln petrol programlarının tatbikine geçilmesi scklindo halledilmiş bulunması. Amerikada doğru fikir ve kanaatlerin hâkim olmasında hiç bir kuvvetin mâni olamadığını gösteren parlak bir misaldir. Yalnız
Amerikalıların zayıf tarafı, müte-arrız olmadıklarından, hakikî demokrasi icabı olarak hep müdafaada kalmaları, (Initiativa — Şahsi tesobbüsîü Rusların eline bırakmış olmalarıdır. Bu esaslı olomanlara dayanarak 1950 senesine girorken dünyanın askerî Jeopolitik durumunu söyle hulâsa edebilirin
Avrupa cophesinde Borün ablukasının kaldırılması. Birleşik A-merika ve Ingiltere havacılığının parlak bir zaferidir. Atlantik Paktı, Avrupa devletlerinde Komünü, min gerilemesi. Amerika vo demokratik dovlotler lehine kaydodh len muvaffakiyetlerdir»
Balkan Yarımadasında Rusya-nın hakiki Komünizme aykırı emperyalist emelleri karsısında ilk çatlağın Yugoslavyada gözükmesi mühim bir vakadır. Yunan komünistleri vasıtaslylo Yunanıstanı istilâ ederek Ege denişi adalarına, oradan da Kıbrısa atlıyarak Çanakkale Boğazını ve bütün Türkl-yeyl batıdan ve güneyden tamamen nötralize ederek Amerika ve Ingiliz harp potanslyol kudretinin ehemmiyetli kaynaklarına vo doğu Akdenlzdon geçen stratejik petrol yollarına hâkim olmak, dolayıslyle Atlantik Paktının savunma kudretini baltalamak esasına göre, kurulmuş pok mükemmel ve ustalıklı plân suya düşmüştür. Bu muazzam plânın ön Asyanın doğu kısmında, tıpkı Yunanlstanda tatbik edilen taktik ile. Iran Aserbaycamnın ve güneyindeki kürtlerl kukla olarak kullanmak suretiyle Iran körfezine vo Doğu Akdenizo İnmek ve Zağros dağları petrol havzasını elde etmeyi İstihdaf eden teşebbüs de İnkişaf edememiştir.
Irandaki sosyal durumun hususiyeti ve Arap devletleri arasındaki kararsızlık vo zıddiyet, buna ilâveten bir do İsrail devletinin ortaya çıkması gibi hâdiselerin bu bölgeyi novraljlk bir durumda bıraktığını da unutmamak lâzımdır. Buna mukabil Uzakdo-ğuda Çınde, Ruslar lehine çok mühim bir ilerleme ve İndifa kaydedilmiş vo Komünizm akını Pasifik sahillerine ulaşmış olduğun dan Amerikanın dikkati bu cihete çekilmiş ve buna karsı yeni tedbir ler almAk mecburiyetinde kalınmıştır.
KISA HABERLER
■ A. - - . ■
Avrupa - Amerika ticareti gelişiyor
Lake Succesa: 17 A.A. (LPS) — Birlenmiş Milletler Avrupa îktiaat Komisyonunun yayınladığı raporda, 1949 yılının İlk Üç ayında, devalüasyonlar henüz tesirlerini göstermeden de Avrupa-mn Amerika ile olan ticaretinde beklenmedik bir iyilik hnaıl olduğu kaydedilmektedir.
Bu rapora göre. Avrupanın Amerika-dan yaptığı İthalât mühim surette azalmış ve Amerikaya İhracatı da hafifçe artmıştır. Öyle İd, Avrupanın Amerika ile olan tİcarcD açığı 1946 sonundan beri asla bu derece kapanmamıştı.

İtilaların ısrarı
Yunnnlhtandnki Ingiliz birlikleri vntnnn dbnÜjnr
Atina, 1,7 A A. (Atina Ajansı) — İngiltere Elçiliği Haberler Servisinden öğrenildiğine göre, Yunanlstanda bulunan son İngiliz birlikleri, Bedfordahire ve Hertforehlro taburları, şubatın birinde “Enıplrc WlndruBh” gemisi 1.1© Selftnlk-ten lngiltereye hareket edecektir. Bu münasebetle 22 ocakta Selânlkte bir geçit resmi yapılacaktır.
Spaak'ın İngiltere politiklisi etrafında yorumları
Londra. 17 A.A. (Reutor) — Daily Te-legraph gazetesinin bugünkü sayısında yayınladığı bir yazıda. Belçika eski Dışişleri Bakanı Spank:
”îngüterenin güdeceği tek sağlam politika, Avrupa kıtasında faal bir rol oynamak ve Batı Birliği tasarısını tahakkuk et» irmek üzere Avrupa hareketinin başına geçmektir., diyor.
Spaak bilindiği gibi, Avrupa Konseyi Meclis) başkamdir.
Çlndeki Aoıerikun temsilcileri Amerlkııyn dönüyor
Washington, 17 A.A. (United Press) — Dışişleri Bakanlığından öğrenildiğine göre, komünist kontrolü altındaki Çin-de vazife gören Amerikan temsilcilerini almak üzere yakında Şanghay Limanına Özel bir gemi gönderilecektir. Bu temsilcilerin sayısı 135 tir, Bunların gitmesiyle komünist makamlar nezdin dc hiçbir Amerikan memuru kalmayacaktır.
Motıntbnttrn Mısır'da
Londra 17 (YİRSı —Visamiral Mount-batten, dört günlük resmi bir ziyarette bulunmak üzere bugün Llverpool Kruvazörü ile Mısır’a gelmiştr.
Melbourne, 17 (YİRS) — Ruslar. Birleşmiş Milletler Kurulunda Milliyetçi Çinin temsil edildiği bütün toplantılara boykot etmeğe karar vermişlerdir.
Ruslar bu hattı harekeli eriyle Birleşmiş Milletler Kurulunun vaziyetini nn-zlkleştlrmişlerdir
Amerikada Mlchlguu'dn uraniııın bulundu
VVashlnglon. 17 A. A. (AFP) — Mı-chtgan eyaletinin kuzey bölgesinde "u-ranium a akın1' başlamış. Birleşik Amerikanın her bucağından gelen arayıcılar, Anso kasabnsı yakınında Hu ran nehri boyunu doldurmuştur.
Meydana yeni çıkarılan uranium deposu ehemmiyetli bir dnmnrdır. Bu bölge sık ağaçlık) ve 2-3 hin uüfuslu küçük kasaba dışı, hemen hemen imsiz olduğundan maden arayıcıları barakalar yapmak, ayı eti yemek zorundadırlar.
Mİssoıırl sığlığa oturdu
\Vashlngton, 17 (A.P. ı — Miesourl
zırhlısının, Virginlu sahilleri açıklarında, Norfolk yakınlurıııda “Thimble Shoals" adı verilen bataklık bir sığlığa oturduğu bugün Birleşik Amerika Donanmasından bildirilmiştir.
12 römorkör İmiş yere zırhlıyı bataklıktan çekip kurtarmağa uğraşmışlardır. Yeni bir kurtarma teşebbüsüne girişilmek için akşama doğru denizin yükselmesi beklenilmektedir. Japonya teslim muahedesinin İmzalanışına sahne olan “MİBBourl" zırhlısı Türkiye saatiyle 15.45 te sığlığa oturmuştur.
Amerika, ordusunda ırk, din ve renk farkını kaldırdı
VVahhington. 17 A.A (AFP) — Ame-rika Ordu Komutanlığı «1ün yayınladığı bir emirde, nubai ainıriuıı vo birliklerde bütün ırk ve din rnAnlalarının knldırıl-ınaaını bildirmiştir. Bu prensip kararı daha önce yayınlanmıştı. Dün Ordu Bakanı Ooriİon Cray tarafından bildirilen bu emir, kararın yeniden teyididir
Grny’ın açıkladığına göre, bundan sonra ilerltmv inıkânkırt. ırk, din ve renk gözetmeden herkes İçin aynı olacaktır. Bu karar askeri birliklerde beyazlarla zencileri ayrı bölüklerde tutmak usulüne «on vermektedir.
Yüksek Subaylar Komisyonu^ emirnamenin tatbikiyle vazltelondlrllmlştlr.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
PANORAMA
_ 49 -
Başlangıçta, bilirsin, bu kadar büyük bir iddiamız yoktu. Bundan bir buçuk, iki yıl evvel, aana yazdığım bir mektupta bu teşebbüsten ne kadar tevazu ile bahsettiğimi hatırlarsın. Sana, — aşağı yukarı — şöyle demiştim: "Burada bazı arkadaşlarla Türk inkılâbının prensip ve karakterleri hakkında bir takım şeyler konuşuyoruz: düşünüp söylediklerimiz hep havada kaybolup gidiyor. Bari bunları yazı halinde araşma çıkan bir mecmuada toplayıp tesblt etsek..." Şimdi, görüyorsun ki, bu "bari,, ile İfade edilen küçücük niyet bir büyük karar halini almıştır. Farzımuhal, biz, istesek de artık bundan dönmeğe imkâjı kalmamıştır. Zira, saçtığımız fikirlerin birer vakıaya, birer "fiilce inkılâp edip önümüz sıra yürümekte olduğunu görmekteyiz, öteden beri, sana tekrarlamaktan bıkıp usanmadığım bir kanaate göre, dar veya geniş herhangi bir sirayet dairesinden mahrum fikirlerin, itikatların ve sözlerin bence zerre kadar kıymeti olmadığını oilirsin. Şimdiye kadar "sanat sanat içindir.,, nazaıiye-slni biç anlamayan bir adamın, bundan sonra, "düşünmek düşünmek içindir.,, tarzında bir Sofisma’ya ciddi bir lâf nazariyle bakacağını nasıl talimin edebilirsin?
"Bu suali, sana, boş yere ve gelişi güzel sormuyorum. (Zira, korkarım kİ, yine benim 241
İR Orak 10R0
• •
tlantik Paktına aıkerı yardım merika silâh yardımı bakımından Ingiltereyi


ön plânda tutuyor
Amerikan ordusunun harp fazlası malzemesinden lngiltereye 450 milyon dolarlık silâh gönderilecek
Wnshington 17 (AP) — Atlantik Paktına dahil devletlere yapılması mukarrer olan askeri yardıma dahil malzemenin sevkı, ingütereııln, Birleşik Amerika tarafından İleri sürülmüş olan teklifleri roddetmesinin neticem olarak, takriben üç ay kadar gecikmiştir.
Hüviyetlerinin açıklanmamasını istemiş olan resmi şahsiyetler, tngil-terenln, gözden geçirilmiş olan şartlarla tatmin edilmiş olduğunu bıldimıışlerdir.
Büyük Britanyamn son itirazlarının da cuma günü ve dün yapılan müzakereler sırasında kırıldığı tahmin ediliyor. Alâkadarlar tarafından verilen bilgiye göre, İngilizlerle yapılacak anlaşma, şimdi bir terminoloji meselesi haline gelmiş ve prensip ayrılıkları ortadan kaldırılmıştır.
Revers meselesi
tahkikatı başlıyor
Fransız meclisinde münakaşalardan sonra bir parlâmento fahklk komisyonunun kurulmasına karar verildi
Parla, 17 A A. (AFPı — Son samanlarda Fmaşız ve ecnebi basınının bilyük ybr verdiği ^Generaller Meselesi" bugün Milli Mecliste müzakere mevzuu teşkil etmiştir.
Başbakan Georges Bidault, bu mesele hakkında hükümetin beyannamesini okumuştur.
Komünist hücumlarının şiddeti neticesinde çok hararetli geçen görüşmelerden sonra bu mesele hakkında tetkiklerde bulunmak üzere bir parlamento tahkik komisyonunun teşkili kararlaştırılımştır,
Georges Bidault bu meseleyi hulâsa eden aşağıdaki noktaları belirtmiştir :
1 — Bazı VietnamlIlar üzerinde çok miktarda kopyaları bulunan Hİndiçinl hakkında "Revers" raporu milli savunmayı İlgilendiren hiçbir devlet sırrım ihtiva etmiyordu.. Bu vesika raporun yalnız siyasi kısmından ibaret.
2 — General Xuşn Hükümetinin Paris temsilcisinin evinde bulunan rapor General Mast’ın adaylığını takviye etmek için bir gazete*ve şahıslara verilen bir kaç milyon frangın ciheti sarfını ihtiva ediyordu.
Bundan sonra Başbakan Bidault bu vesikaların hiçbir kıymeti olmadığım bildirmiştir.
3 — Revers raporunun yayımından sorumlu şüpheli adanı her iki veya her üç tarafa birden hizmet eden şüpheli ve sabıkalı bir şahıs olan ve hâlen Arjantine sığınmış bulunan Re-vers'ın muvafakatiyle General Mast-tan almıştır.
Amerika vesayet kongresine iştirak edecek
Washington lî (A.A.) tüsis) — Amerika Birleşik Devletleri, Kudüs’ün milletlerarası statüsünü hazırlayacak olan Birleşmiş Milletler V’esayet Konseyinin Cenevre deki çalışmalarına faal bir surette iştirak edecektir.
Amerika Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mc Dermott. Amerikan Hükümetinin Birleşmiş Milletler Genel Assamblesınln 9 aralık 1919 da Kip düs bölgesinin milletlerarası bir rejime tâbi tutulmam hakkındakl kararı aleyhinde oy vermiş olmasına rağmen, Birleşmiş Milletlerin bu kararına uyacağını, çünkü Amerikan siyasetinin Birleşmiş Milletler ka-rarına uymak olduğunu söylemiştir.
abuk sabuk konuştuğuma hükmetmeyesin!) Bu suali, sana, soruşumun sebebi, son mektubundaki cümlelerinden biridir; "Bırak bent. Dicle kıyılarındaki âvârellklerime. bırak beni, Amed surları etrafındaki hülyalarıma. diyorsun ve ilâve ediyorsun: "Belki bunlar, sizin hareketliliklerinizden daha müspet meyva-lar verecektir." Güzel "cümle" doğrusu! Fakat, bu, nihayet, bir "güzel cümlemden ibarettir ve seninle benim aramda öyle kalacaktır. Buna benzer nice "güzel cümleler" hayatta, hiç bir İz bırakmadan gelip gittiler; bir çokları da havada, renkli ve ışıklı birer balon gibi sallanıp durmaktadırlar. Bazı insanlar, işsiz güçsüz zamanlarında başlarını kaldırıp bunlara bakarlar; "Baki kalan bu kubbede bir hoş seda imiş!" derler. Öyle uma, iki gözüm; bu kubbenin altında bir de kara toprak vardır. Bir sürü ausız sansız kimseler bu kara toprağı dişleri, hrnaktariyle kazıyarak meydana, insanlığın şerefini, saadetini, insanlığın bekasını temin eden nice heybetli, ihtişamlı eserler çıkarmışlardır. Bunların başında yiirüyenlerin, bunları İtip harekete getirenlerin çoğu da Ömürlerinde bir defa tek bir "güzel cümle" yapmasını bilmeyen bir takım sert ve kuru dehalardı. Fichte, bugünkü Alman birliğinin, bugünkü Alman medeniyetinin kurucusu olan Fichte, İşte, bunlardan biridir. Napolöon orduları vatanını ezip çiğnediği sıralarda bu adam; her türlü e-debl sanattan mahrum "nutuklar” ’iyle milletine. bugün varmış olduğu hedef) işaret ediyor ve ona bu hedefe İleten "Milli Mücadele” ve "Millî Kalkınış” yolunu açıyordu.
"Saglıcıkla kal. iki gözüm.
★★ ★
Diyarbakır Lisesi edebiyat hocası Ahmet 242


Bayındırlık Bütçesi müzakere ediliyor
Reşad Aydınlı’nın dünkü muhakemesi
Bayındırlık Bakanı, tstanbulla Üsküdar nranında yapılacak köprü için “Bu meseleyi l>en de gazetelerde okudum» dedi
Diinkü celsede »aıuğın, diktafonla zaptcdllerek ehlivukufça yağıya çevrilen konulması dinlenildi
Maımura Lokalinde toplan-
divanının saçlmlndnn sonra houap varon eski İdare ho.vell
Aynı yardımdan faydalanacak o-lan diğer yedi devlet do şunlardır: Fransa, Belçika, Holânda, Lüksem-burg, Danimarka, Norveç vo İtalya. Bu devletler, Ingiltcrcnin itirazlarının bir neticeye bağlanmasını beklemekteydiler.
Anlaşıldığına göro, Birleşik Amerika, paktta, lngiltorenın iktisadi kalkınmasının her türlü askeri mülâhazanın üstünde telâkki ndiloceğl-no dair bir hüküm bulunmasını kabul etmiştir,
Bu lar ak.
nıın harp fazlası 150.000.000 dolar gönderilecektir 70 bardımen uçağının
le tngilteıoyı» kiralanacağı yolundaki haberler teyicî olunmamıştır.
4
yardım cümlesinden o-İlk defa. Amerikan ordusu* malzemesinden tutarında «İlâh Amerikan bom-talım maksndly-
Acheson’un istifası
Siyasi çevrelere göre Pekin konsolosluğunun İşgali Acheson için büyük sürpriz olmuştur
\Vashington 17 A.A ı United Press) — Bugün beyanatta bulunan Cumhuriyetçi senatörlerden WUllam Jen-ııer, "Çin ınİMalınin" her İki partiye dayanan dış siyaset usulünün terke-dihncsı gerekliğini ispata yeter olduğunu söylemiştir.
Milliyetçi Çine taraftar olan grup başkanı Cumhuriyetçi saylav Wilbam Kouland da Acheson’un istifasını istemiş. fakat bu hususta kanun! yetkisini kullanmıyacağınt ilâve etmiştir
Siyasi çevrelerin kanaatine göre, Acheson’un siyasi hayatında karşılaştığı en büyük sürpriz, Pekin konsolosluğunun Komünistler tarafından işgali olmuştur.
Avrupaııııı savunma masrafı
\Vashington 17 (AA) (United Press) — Yetkili Amerikan şahsiyetlerinin kanaatine göre, Avrupayn yapılacak olan bir milyar dolarlık silâh yardımı Avrupanın muhtaç olduğu emniyeti sağlamaya kâfi değildir. Hatta Atlantik Paktına dahil memleketlere verilecek 1.900 milyon dolarlık silâhla dahi Avrupa bir istilâ hareketine karşı koyamaz.
Bu şahsiyetlerden biri, yeter derecede bir silâhlanmanın ne kadar zaman alacağı sualine şu cevabı vermiştir:
"Gedecek sene programı bu senc-kinln 3, 4 misli olacaktır. Bu vaziyete göre, zaman da kısalacaktır.
ba-cz-
ilk
General Marshal - Marsall Plânından memnun
Boston 17 (A.A.) (Afpı — General Marshall, Bostonda yaptığı sın toplantısındaki demecinde cümle demiştir ki:
"Avrupa İktisadi işbirliğinin
iki senede elde ettiği neticeler bütün tahminleri aşmıştır. Fakat önümüzdeki iki sene nazik yıllar olacaktır.,,
Eski Dışişleri Bakanı, Amerikanın dış siyasetine, bilhassa Çin ve For-mozuyn ait soruların birçoğuna karşı, artık hükümete mensup olmadığını belirtmekle yetinmiştir. Bununla beraber, General Marshall, verdiği beyanatta, dünya gerginliğinin Berlin ablukası zamanından daluı az tehlikeli olduğu kanaatinde bulunduğunu ve fakat Önceden görlllmiyen bir lıftdlseuin durumu değiştirebileceğim söylemiştir.
Ankara 17 (Hususi muhabirimizden V — Bayındırlık Bakanlığı bütçesini müzakereye başlıynn Bütçe Komisyonunda heyeti umumiyo hakkında söz alan Ahmot Remzi Yüreğin, Abldln Potuoglu. Kemal Zeytin-oğlu ve Ahmet Ali Çınar; küçük ve büyük sulama İşleri, Mersin limanı, yeni Mocİİh binası, İskenderun - Er. surum yolu, hava alanları, Anıt-Ka-blr, muhtelif barajlar vo elektrik sııntrallan İnşaatı, Doğunun kalkındırılması. Erzincan felâketzedelerine yaptırılan ovlor ve İstanbullu Üsküdar arasında yapılacağı söylenen köprü meselesi gibi mevzular üzerinde tonkldlcrde bulunmuş ve Bakandan izahat İstemişlerdir.
Bayındırlık Bakanının verdiği cevaplara göre, küçük sulama Işlerlno bir buçuk, büyük sulama İğlerine de 12ı milyon lira aarfodllmiştir.
Samsun vo Mersinde yapılması kararlaştırılan limanlardan Mersindeki ikinci plâna alınmış olmakla beraber, Samsun limanında İşi biten maklnalar Mersine nakledilerek orada da İnşnnta başlanacaktır. Yeni Büyük Millet Meclisi binası inşaatına, bugüne kadar 32 milyon fedümlştir. Hâlen 10 milyon fodllmcktedir. Bu inşaata milyon Hra harcanacak ve milyon liraya malolacaktır.
Yeşilköy hava alanının
Ankara civarında Eaenboğa’da yapılacak olan hava meydanının inşası için 7 milyon lira sarfedllecektir. Bundan başka Adana, İzmir ve Erzurum hava meydanları genişletilecek ve. Trabzondu yeniden bir hava meydanı inşa edilecektir.
Anıt-Kablr İçin 10 milyon Hra sar-tadihnışln, inşaat, daha 12 milyon liraya ihtiyaç göstermektedir.
Seyhan barajı İçin rak inşaat projesi, ca tasdik edilmiş ve letlerarası İmar ve'
kasından 15 milyon dolar sağlanmıştır.
Bugüne kadaı. bir iki milyon Hra sarfedilen Sarıyer hidroelektrik santralı tur. 5 ğunun deva m
işi, vatandaşlara müşkülatı yüzünden rolunmuştur.
Bakan. Istanbıılda inşa edilecek köprü hakkında "Bu meseleyi ben de gazetelerde okudum Köprü hakkında başkaca bir malûmatım yoktur.., demiştir.
Bunun üzerine soru sahibi Yüreğin Bayındırlık Bakanının bundan haberdar olmamasına hayretini belirtmiş ve: "Şu halde İstanbul Valisi, müjdelerini crl- n veriyor,, mukabelesinde bulunmuştur.
Bayındırlık bütçesi müzakerelerine yarın da devam edilecektir.
mııhabirinıiz-otmekton aa-duruşmajına Ceza Mahke-Yargıç, hazır-
Ankara 17 (Hususi den) — Bilerek iftira nık Reşat Aydmlmın bugün Birinci Asliye meşinde devam edildi.
Iık tahkikatına alt evrakı okuttuktan sonra diktafonla zaptvdllen vo ehlivukufça yazıya çevrilen sanığın, Bnşbaknn ve Mili! Eınniyot Başka-niylo vâki konuşması dinlenildi.
Sanık, soal tosbit eden plâğın aslinin dinlenmesini ietlyerck Milli Emniyet Bnşkanınm ifadesi hakkında şuninrı söyledi:
— Başkanla böyle bir şoy konuşmadım. Yalan söyledi demiyorum. Anlayışında zühül var.
Aydınlıdan sonra avukatı söz aldı vo iki talepte bulundu. Savunma vekili bu taleplerinde evvelâ mahkemeden Milli Emniyet Teşkilâtının hangi hususî kanunla teşkil edilip görevlendirildiğini ve kanuni salâhiyetlerinin ne olduğunu soruyor, İkinci olarak da sanığın yordu.
Gereğini düşünen Emniyet Bnşkanının hazırlık tahkikatına
adlarının mahkemeye celbine, diktafonun mahkeme odasında dinlenilmesine imkân olup olmadığının yetkili kaynaklardan tahkikine, tahliye talebinin reddine ve duruşmanın 23 o-cak gününe tâllkine karar verdi.
tahüycalni Jeti-
yargıç, Milli dlnlenllmenlne, ait evrakın a-
lira snr-lira aar-dahn bina
tevali
10
52
ve
hazırlanan top-Amerikalılar-bu İş için Mll-Kalkınma Ban-
şimdilik tehir olunmuş* milyon liralık tahsisatla Do-kalkındırıiması laahyctıne edilmektedir Erzincan evleri temlik edilmesi mâliyeye dev-
Tarsus vapurundaki yangın hâdisesi
Macetnslnln dünkü aa-Toraua vapurundaki yan-aslı şudur:
«aat 10 da Tarsus vapu-dalrenine bitişik saç böl-yapdırkrH (avlııanıı miiçid
Cumhuriyet yısıiKla çıkan gın haberinin
Pazar günü runun dümen mede kaynak dümen daircklnflvkl sathı üzerinde bulunan boyalardan çıkan dumanın manika ve iomboZ’lan dışarı sızdığını görenler itfaiyeye haber vermişlerse de, gelen itfaiye çavuşu He polis komiserinin mahallinde yaptıkları muayenede bunun bir vangın hnşlııncu t «ılmadığı günlük tamlrut işlerinden ibaret bulunduğu nn-inşılnuştır. Esasen demirle ktıph alan bu yerde yanımıgn tuü-nıt herhangi bir madde dr btılunmamnkra idi, keyfiyet bu şekilde bir zubitin edilmiştir.
Bir nıotör kurtarıldı
Şileden limanımıza gelmekte olan Kâzım Kaptan idaresindeki 71 tonluk U-Iuhu tnntörhnÜrı boğazdan İçeri girerpğl sırada maklîıeal bozulduğundan dalgaların tesiriyle kavııiıkbira doğru aürük-lonnıogv başlamıştır
Motörden verilen İmdat işaretlerini gören r»enizynlbırina alt Demir vapuru, motoru yedeğe alarak Büyülcdere Önleİlm* getirmiştir;
4

SPOR

Galatasaray Kulübü yeni bir antrenör getirecek
Galatasaray Kulübü İdare Heyeti İs-koçvada.n yeni hır antrenör getirmeye karar vermiş ve bu hususta Ingiliz Futbol Federasyonu lîc temasa geçmiştir. İdarecilerin 'söylediğine göre, yeni antrenör şubat ayı içinde vazifesine baş-hyacaktır»
Türk - Fransız güreş karşılaşmaları
Yarın uçakla gelecek olan Fransız güreş takımı, cumarfcfll ve pazar günleri İstanbul ve Ankara tA.cımlarlyle lld lemsÜl karşılaşma yapacaktır. Avrupa Grekoromen şampiyonası arifesinde yapılarak olan bu ınüsabaknlar büyük bir ehemmiyet, taşımaktadır. Bu mi) a aba katara İştirak edecek olan Türk vo Fransız güreşçilerinin isimlerini veriyoruz
52 kilo; Faule Edmond (1948 Londra Ohmplyarlarına İştirak edip 13 kişi amamda 9 uncu olmuştur). 57 kilo: Bru-notlni (Fransa 1949 serbest güreş şampiyonu» 62 kih» Birlto Roger (Fransa 1919 Grekoromen UçüncüsU), 67 kilo: VedHİnr Andrâ tFnunoö 1949 Grekoromen şampiyonu», 73 kilo: Chcsneaü Re-nâ (1040 Fransa serbest güreş ÜçÜncU-öiı Bu güreşçi 1948 Londra Ollmpiya-dında 73 kiloda Grekoromen müsabakasına iştirak etmiş vo 16 kişi arasında beşinci olmuştur). 79 kilo: ‘ Brunaud Andre: 1919 senesi Fransa Grekoromen şampiyonu. Bu güreşçi 1918 Londra O-lımpiyııdmriA f9 kiloda serbest gllroş mtısabnkalnrınn iştirak etmiş. 16 müsabık arasında 6 ncı olmuştur), 87 kilo: Davıdovlci Mtchcl. Ağır: Gantzcr Jo-seph (1918 Fransa Grekoromen şampiyon u I.
I Clth GfKKŞ( İLERİ
ANKARA TAKIMI:
52 kilo Hnllt Balamir, 57 kilo; KemaJ Özkan. «2 kilo: Ahmet Bulut 67 kilo: Tevfik Yüce. 7S kilo; CelM Atik. 79 kilo: Alı öademir. 87 kilo: Adil Candemır. A-ı:ırî Muharrem Candaş
İstanbul takımı yarın akşam seçilecektir Takımda yer alacağı ihtimali o-lanlur şunlardır:
Kcnnn Olcay. Halil Kaya, Ah Yücel, Mehmet Oktav. Haydar Zafer. Kande-mir. Bektaş, Rızzık. Sabri ve Kılıç.
Vali ve Belediye Başkanımn temasları
Dün Vali ve Belediye Balkanını Un-cuIot Kasaplar.* Sporcuları Koruma Cemiyetlerinden birer beyci ziyaret etmiştir.
Uncular Cemiyeti. Validen uncu işçilerinin teşkilâtlandırılmasını. Sporcuları Koruma Cemiyeti ise 19 Maviş Bayramı gösterilerinin ücret mukabilinde yapılmasını istemişlerdir. Kasaplar Cemiyeti de et flyatlnnndn hır artış olmadığını, son günlerde görülen hafif bir artışın. hayvanların besili olmasından ileri geldiğini İzah ederek. Mezbahada yapılacak olan pay mahallinin planlarını göstermişlerdir.
İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Kongresi îstanbuî ÜnivcrHllüttl Talebe Birliği knngreMİ dün saat 11 don itibaren Be-y muttaki mistir.
Riyaset kongreye
raporunda; birliğin temsil vaslfeslnl lâ-yıklylc başardığı bahrllKyor, 14 şubat 9in tarihinde Londra.la toplanan Dllnva Gançlilc Dirliği (leşle! Konseyinde Birliğin t. -darının ngnlşledlğl anlatılıyor, otabüalerdo tonsIlAth tıırifonin latblğı İçin yapılan çalışmalardan bahsediliyor, A. F. K. (Anndoluyu Fikren Knhlın-dirma) fikrinin rıumılnkctt- uyandırdığı iyi tesirler vo bu vadideki çulışmnl'itın müspet neticeleri anlatılarak gerek llfl.ç vo gorekao verilen konferansların faydalarına İşaret olunuyordu.
Kibrin dAvanını dn Birliğin ön plânda tuttuğunu açıklayan rapor münazarn-hırdan ve dlğor fnaliyetlordon bahsediyordu.
Raporun okunmasını müteakip söz a-lan kongre delegeleri, vnpılnn faaliyeti kifayet*!? bulduklarını söyleyerek eski idare heyetinI şiddetle tenkid ermişler vo bilhassa. Anrtdchıyu Fikren Kalkındırma mevzuunda giriştikleri mücadelede takanların bol hol valdlordo bulunduklarını. fnkııt bu valilerini tahakkuk ottlrmodlklnrlni belirterek. üniversite tah«ll harçlarının ağırlığından V« Atatürk ihtifallerinin sönük geçtiğinden bahaetmlşlvrdlr.
Bllâharo idare hoyetl yapılan İtirazla* ra cevap vermiş, bu cnvapl&rın tatminkâr olup olmadığı münakaşa edilmiş ve vakit çok geçtiğinden kongre bu güne taJlk edilmiştir.
Şehir hatları vapnr neferlerinde derişiklikler
Şehir hatlarında tatbik edilmokte olan seyrüsefer tarifesinde 23.1.1950 pazartesi sabahından İtibaren bazı değişiklik ve ilâveler yapılacaktır. Değişiklikler şunlardır:
Heybellndadan naat 6.45 te hareketle Büyükadnya ve Maltepeden İtibaren A-nadolu İskelelerine uğrayıp köprüye saat 0 da gelen vapur, yarım saat evvele alınarak Heybeliden saat 6.15, BOyUka» dndan 6.30. Maltepeden 6.50, Bostancı* dan 7.10, Öuadlyeden 7.20. Caddebosta-nından 7.30, Kulamtştan 7.50, Modadan 8.00 de hareketle köprüye saat 8.30 da varacaktır.
Köprüden Kınalı ve Burgaz adalan için saat 17.20 de hareket eden 348 No.lu seferle bu seferin dönüşü bulunan ve Kınalıdan anut 18.05 ve Burgazdan saat IS 20 de hareket eden 369 No.lu sefer ya-pılmıyacak ve köprüden saat 17.35 te Heybeli ve Büyükadaya olan 352 No.lu sefer pazardan başka günlerde Kınalı ve Burgaz İskelelerine uğrayacaktır. A-dı geçen seferin vapuru köprüden saat 17.35 te ve Kınalıdan saat 18.15, Bur-g&zdan 18 30. Heybeliden 18.45 te hareket edecek ve Büyükadaya saat 18.55 te varacaktır.
Emniyet teşkilâtında yeni tâyinler
Emniyet Müdürlüğü kadrosunda çok mühim değişiklikler yapılmışbr. Yapılan nakil ve tâyinlerin üstesini veriyoruz: 4 Üncü şube müdürü Hamdi Ülker. 1 İnci şubeye, Denlxll emniyet müdürü Mehmet 4 üncü şube müdürlüğüne, EminÖ* nü Kaymakamlığı ve belediye şube müdür muavini Orhan Eyüboğlu ayni va» zife uhdesinde kalmak Üzere 6 mcı şube müdür vekilliğine. 6 ncı şube müdür muavini Ferit Sözen 1 inci şube müdür muavinliğine. Adalar emniyet Amiri Zeki Şahin Eminönü emniyet ftmirüğlne. Eminönü emniyet âmiri Âb-bas Sözcr Beşiktaş emniyet âmlrhğine, 2 nel şube müdür muavini Hilmi Orhon Bakırköy emniyet amirliğine. Beşiktaş emniyet Amiri Şnklr ICarabay 2 nci şube müdür muavinliğine, 6 ncı şube emniyet Amiri Ihsan Çetlnkaya Beykoz emniyet Amirliğine, 4 üncü şube emniyet Amiri Muzaffer Arıkan 6 ncı şubeye. Beykoz emniyet Amiri Nuri 4 üncü şube emniyet Amirliğine, 3 üncü şube müdür muavini Fevzi Tangü Adalar emniyet Amirliğine. 2 nci şube müdür muavini İsmet Başkan 3 üncü şube müdür muavinliğine nakil ve tâyin edilmişlerdir.
Papa vekilinin Valiyi ziyareti
Vali ve Belediye Başkanı dün öğle yemeğini Papa Vekili Andrea CaauUo-nun davetlisi olarak yemiştir. Bu buluşmada söz abın papa vekili. Türkiyede halk hizmetinin ve bilhassa sosyal yardımın çok ileri götürülmüş bulunduğunu tebarüz ettirmiş, validen Cumhurbaşkanı ve Hükümete karşı beslediği iyi dilekleri İletmesini rica etmiştir. Buna karşılık Vali teşekkürlerle mukabelede bulunmuştur.
İngiliz yeni basın ataşesinin gazetecilere beyanatı
İngiliz basın ataşesi tarafından dün akşam konsolosluk paviyonunda bir tanışma kokleyü verilmiştir.
Şehrimizdeki bütün gazete muhabirlerinin hazır bulunduğu toplantı samimi bir hava İçinde geçmiş bilhassa basın ataşesinin çok iyi türkçe konuşması gazeteciler İçin bir sürpriz 01-olnıuştur.
Naznd, İzmir Dış Ticaret Ofisi Müdürü Cahit HaJlcPe yazıyor^
"Son zamanlarda, Fransa fikir âleminde epeyce gürültü çıkarmış bir küçük kitap var* dır. Bunan adı, "Lu Trnhlaon des Clercs"dlr Kitabın müellifi Julien Banda, bu "Clerc” kelimesiyle çağdaşlarına yeni bh "doktrin” telkin etmek İsteyen veya telkin etmiş olan bütün kulem ve fikir sahiplerini kasdedlyor. Bu nevi muharrirler arasında Rendu’mn en merhametsizce çattığı şahsiyetler koyu milliyetçilikleri veya sağ cereyanlara bağlılıklariyle tanınmış kimseler olmakla berabHi p» k ileri solcuların da onun tarafından hemen aynı şiddetle tartaklandığı görülür. Neden diyeceksin. Zira, bu filozofa göre, halkı herhangi bir taassuba sürükleyen bütün kalem sahipleri, farkında «dmıyarak bh sosyal ihanet işlemekte ve neticesi pek şüpheli bir "yeni nizam” için mevcut nizamın temellerini sarsmaktadırlar. Bundan başka, çok defa, bunhır, şahsi ihtiraslarını, şahsi kin ve nefretlerim ve yahut, sâdece, kendi ütopiklerini, halka, siyasi ve telsen bir sistem şeklinde aşılamaktan da çekinmezler. Julien Benda'nın kanaatine? "elere” ler, en büyük günahı a-sıl bu hareketleriyle işlemiş olurlar. Tarihin kaydettiği nice felâketler, — sınıflar arasındaki kanlı kavgalardan tutun da milletler arasındaki muharebelere kadar — çok defa, bu yüzden, bu fena "clerc’üerln halk kütlelerini hu tarzda zehirleyip, kışkırtıp dalâlete şevket-meleri yüzünden vukubulmuştıır. Şu halde, âmmenin ruhu üzerinde nüfuz sahibi olmak sana-tini bilen ve âmmenin fikirlerini İstediği yere sürüklemek kudretine ermiş bir şamil kâr veya bir muharririn tarih önündeki mcsıılh » ti hlr milletin mukadderatım idare eden herhangi bir 243
devlet adamının o millet önündeki mesuliyetinden daha ağır, daha büyük olması lâzım gelir. Şu cihetten daha büyük, şu cihetten daha ağır ki. devlet adamı işlediği halanın cezasını görür; fakat, muharrir, tikir hürriyeti namına, kanun önünde daima sorumsuzdur.
Senin Fichte nı de -- müsaadenle — ben bunların arasına sokacağım. Zira. o. Alman milletini, yalnız düşman istilâsına karşı koymak gibi haklı ve yüksek bir cidale davet etmekle kalmadı; koyu bir NasiyonaJızm namına, ona, İstiklâlini kazıındıktan sonra bütün Avrupa kıl asına hâkim olmak, yanı öbür milletlerin fatiklâlUıf çiğnemek ihtirasını da verdi. Bugün, Avrupanın göbeğinde Hıtler cenaplarının gırtlağım tırıuahyarak etrafa yayılan ve milyonlarca insanın rahat ve huzurunu kaçıran sözlerin pek çoğu, bana öyle geliyor ki. bundan yüz oluz yıl evvel. Berlin Akadeıniya-sının büyük Anfîtesro’sıında söylemiş o uzun,* derin ve derinlikleri nlsbetinde karanlık "nutuklar" ’ın vulgnris^ parçalarından başka bir şey değildir. Ve zavallı Alman milleti, işte, senin o kadar hayranlıkla yadettlğin hu edebiyatın mertliğiyle yeni bir maceraya hazırlanıyor. Ve bu suretlo, Fichte; büyük Kant in bu coşkun çırağı, ola ola nihayet nazlllk gibi bir sokak politikacılığının telkinclsi ve kurucusu o-luyor. Gördün mü bir kere, belki en iyi niyetlerle söylenmiş sözler, ortaya atılmış fikirler âmmenin mülkiyetine geçince ne acayip, ne tanınmaz şekiller alıyor!,. r
Sana fikirlerin bu l'aııtasmauorle'si hakkında bir başka misâl daha: Fransa’da bütün ömrünü bir vilâyet köşesinde nafıa mühendisi olarak geçirmiş, sûkin ve yumuşak, mizaçlı hır adamcağız, hayatının sonuna doğru meydana 244
bir yepyeni ve son derece orijinal bir sosyalistlik sistemi çıkarmak sevdasına düşüyor ve "Râflexions sur la Violence” diye bir kitap yazıyor. Yıllarca bir köşede adsız sansız, bir varım Intelicctuel ömrü sürmeye mahkûm kalmanın acısı yüreğini kim bihr ne kadar hınç ve isyan ile doldurmuş olacak kl. 450 s&hifeyi geçen bu kocaman ve kesif eserini, "zor kullanmadan hiç bir sosyal reformun gerçekleş-UrHemiyeceği" tezinin isbalına hasrediyor. Bütün orijinalliğine rağmen — zira, o tarihlerde ilk harp sonrası ihtilâl rejimlerinden hiçbiri henüz mevcut değildi - bu kitap, uzun yıllar hiç kimsenin dikkatini çekemedi. Fakat, bir giln MuSsohıu bütün Fasclsme metodlarını bundan öğrendi ve bu Italyan Dlktatör’ü on beş yıldan beri, 40 milyon kişilik koca bir Avrupa ülkesi üstünde bu metodlurla hüküm sürüyor- Sana, biltUn bunları neden anlatıyorum? Emin ol ki. maksadım ne malûmat satmak, ne ukalâlık etmek. ne de "gelinim sana söylttvorum, kızım sen dinle!., kabilinden Üstü örtülü bir nasihat vermive kalkışmaktır. Ben. bütün bunlarla, sana karşı, ancak kendimi müdafaaya çalışıyorum. Beni her inkılâp ve fikir mücadelesin? çağırışında irkilip kaçınmalarımın. — daha doğrusu — kafamı Ürkmüş bir kaplumbağa gibi kabuğum içine çekmelerimin asıl sebebini, şu iki misâl etrafındaki tahlillerimle bir parça be-‘lirtebildlmse kendimi bahtiyar addedebileceğim.
Senin azmin, imanın, nefesine emniyetin ve hattâ bozan bana pek masum görünen "iyimserliğin"... (bu kelimenin optimizm karşılığı olarak yeni İcadediktiğinl tabii blliyorsundur.)
(Devamı var)
( . . 245


18 Ocnk 1950
YENÎ İSTANBUL
Sayfa 3


I

I


•w


GUNUN
Başkan Truman’ın
iktisadı raporu
Başkan, memleketinin
durumda olacağından
yakın bir istikbalde iktisaden daha iyi
emin bulunduğu kanaatini belirtmiştir
Amerikan mali ve
gözönünde bıılunduru-hesaba göre bu istik-yanı gayri safi milli yılına nazaran yüzde
ve yüzde dokuzu
iç yatırı m-e nazaran, Başkan bu-tasfiyesinde tasfiye ha-
AŞICAN Truman. Kongresini ve 1950 iktisadi yılını açarken söylediği nutkunda, üzerinde durulmaya değer malûmat vermiştir.
Başkanın iktisadi beyanatı iki kısımda mütalâa edilebilir. Bunlardan birincisi Birleşik Amerikanın iktisadi durumunu, diğer bir deyişle Birleşik Amerika milli iktisadını, ıkin-cist ise milletlerarası iktisadi durumu ve bu sahada Amerikaya ,düşen vazifelen göstermektedir.
1949 yılı zarfında Amerikada hizmet ve servet istihsali değeri 259 milyar dolara baliğ olmuştur. Fiyat değişiklikleri larak yapılan sal hacminin, gelirin, 1948
iki düşük olduğu neticesine varılmaktadır. Azalma en fazla sınai istihsal sahasında olmuş bulmuştur. Zirai mahsuller miktan
ise yüzde bir düşmüş, buna mukabil inşaat yüzde beş, elektrik ve havagazı yüzde iki yükseliş kaydetmişlerdir.
Tasarruf durumu ve sermaye teşekkülü mevzuunda 1949 yılı bir evvelki yıla nazaran üstün mevkide-dir. Zira, 1948 yılında 12 milyar dolar olarak hesaplanan şahsi tasarruflar yekûnu. 1949 yılında 14,4 milyar dolara yükselmiştir. Burada bir nokta dikkati çekmektedir ki o da son yıla ait tasarruf münhanisinin iniş sçyri göstermesidir. Filhakika yılın ilk üç ayındaki tasarruf durumuna göre yapılan hesaplar 16.3 milyar dolarlık bir tasarruf yekûnu beklenmesini haklı göstermekteyken, son hç ay için yapılan hesaplar şahsi tasarrufların 13,1 milyar dolar sağlıya bilecek şekilde cereyan ettiğini göstermiştir.
Diğer taraftan hususi lar 1949 yılında, 1948 yüzde on sekiz eksiktir, nun sebebini stokların görmekle beraber, stok
reketlerinin yavaşlamış bulunmasına rağmen, işletme yatırımlarının yıl sonuna kadar düşmekte devam ettiğim de teslim etmektedir. Buna mukabil, tesis yatırımları harpten sonraki en yüksek seviyesine ulaşmış bulunmaktadır.
Fiyat hareketlerine gelince, Başkan 1949 yılının ilk yarısında umumi fakat mûtedıl bir düşüklük kaydedildiğini ve yılın ikinci yarısında istikrar hâsıl olduğunu söylemiştir. Bahsolunan düşüklük umumî olarak yüzde yedi rakamı ile ifade ve ziraat mahsulleri fiyatlarında hâsıl olan yüzde yirmi üç nispetindeki tenezzülün ehemmiyetine işaret edilmektedir.
Umumi ücret seviyesi 1948 yılına nazaran hafifçe yüksektir. Fakat ücret olarak ödenen fazlalıktan küçük bir işçi kitlesi faydalanabilmiştir.
1949 yılında kâr hadleri de 1948 den daha düşüktür. Düşüş nispeti yüzde yirmi bir ve 1949 yılının tahmin olunan kâr yekûnu 27.6 milyar dolardır. Çiftçi geliri en fazla tehlikeye maruz kalan gelir nev'i olmuş-. tur. Yüzde on beşi bulan bu tenezzülün dalıa fazla artmasına ziraatı himaye tahsisatı sayesinde mânı o-lunabilmlştir.
Faiz nispetlerinin kaydettiği düşüklük neticesi olarak, sermaye gelirlerinde de azalma
Birleşik Amerika julı İçindeki İstihlâk Ünce, kabili istimal
hâsıl olmuştur, halkının durumuna müstehlik
1949 ge-ge-
bir yıl öncesine nazaran
lirlerînin
iki milyar ıazlasiyle 192.9 milyar dolara baliğ olduğu ve her iki yılın fiili sarfiyatının aynı olup 179 milyar tuttuğu bildirilmektedir. Ancak, 1949 yılı fiyatlarındaki hafif düşüklük gözönüne alınırsa, müstehliklerin aynı para geliri mukabilinde daha fazla mal ve hizmet elde ettikleri meydana çıkar.
Başkanın nutkunun dikkate değer bir kısmı da. devlet mâliyesi ila millet iktisadı atasındaki bağlara ait sözlerdir. Federal bütçeyi millî iktisadın mühim bir kısmı olarak vasıflandıran Başkan, durbin bir bütçe politikası sayesinde iktisadi istikrar, azami istihsal ve istihdam sağlanabileceğini söylemiştir.
Diğer taraftan Başkan Truman, memleketinin yakın istikbalde iktisaden daha iyi durumda olacağı hususundaki kanaatini belirtmiştir. Başkanı bu kanaate sevkeden müşahede, Birleşik Amerika iktisadının müsmir faaliyet devresine girmiş olmasıdır.
Filhakika, 1948 ekim ayından 1949 haziranına kadar muhtelif branşlarda görülen istihsal noksanı, mühim mikyasta telâfi edilmiş bulunmaktadır. Ancak denebilir ki Başkan, memleketinin İktisadî geleceği hakkında ihtiyatkâr bir nikbinlik göstermiştir. Zira Başkan, bugün gayri faal bulunan insan ve makine gücünün. enfilâsyona meydan vermeden kullanılması için mtıayyen bir zamana ihtiyaç olduğunu saklamamış-tır.
Başkan Truman, tam ekonomik bir gelişmenin sağlanabilmesi için beş şartın gerçekleştirilmesi lâzım-geldiğini de belirtmiştir. Bu şartlar şunlardır: Tam istihdam, mütevazin mkisam, ferdi randımanın arttırılması. uygun malî politika ve az gelirli sınıfların himayesi sayesinde sosyal ihtilâfların önlenmesi.

Dünya ekonomisi mevzuunda Başkan Truman, dost memleketlere yapılan yardımların bu memleketlerde “İstihsali arttırmak, ticareti geliştirmek ve hayat seviyesini yükseltmek gibi meyvalar vermeye başladığını,, söylemiş ve “Dünyanın ekonomik inkişafı için Amerikan seıma-ye ve teknik yardımının bir zaruret haline geldiğini,, İfade etmiştir. Diğer taraftan Başkan, iktisaden geri kalmış memleketlere yapılacak teknik yardımlar sayesinde temin olunacak ekonomik kalkınmanın Amerikan iktisadiyatı için lüzumlu ve faydalı olduğunu da beyan etmiştir.
Yabancı memleketlere yapılacak sermaye yardımlarının, ancak Amerikanın hususi sermaye ihracı meselesini halletmesi ile müessir bir mahiyet alacağı kanaatinde bulunan Başkan, hükümetin, dış memleketlere gidecek Amerikan sermayesini himaye mevzuunda gerekli temaslara girişeceğini söylemiş, kongrenin mevzuatta lüzumlu değişikliklere vessül etmesini tavsiye etmiştir.
Birleşik Amerika iktisadının
mamıyle massedernediği hususi tasarruflardan bir kısmının sermaye olarak yabancı memleketlere gönderilmesinin Amerikan menfaatlerine de uygun düşeceği gözönüne getirilirse, gerekli siyasi ve iktisadi emniyet şartlarını temine muvaffak olucak memleketlerin Amerikan sermayesinden faydalanabilecekleri neticesine varılabilir.
de te-
ta-
EKONOMİK
Türkiye
Almanya
ticaret muvazenesi
Lehimize 22 milyon dolarlık bir fark görülüyor
muhabiri-
son-nıü-ha-olan
bitecek derpiş ettiği ınubayaatmın kapat-
Buna mukabil, Türklyenın
Frankfurt 16 (Hususi miz bildiriyor) — Türkiyenin baharda açılan İhracat mevsimi nascbetiyle Batı Almanya, 30 ziran 1950 tarihinde ticaret mukavelesinin 50,2 milyon dolarlık
30 milyon dolarlık kısmını mıştır.
Alman.vadan ithalâtı şimdiye kadar ancak 8 milyon doları bulduğundan, Alman ihracatçıları endişeye düşmüş bulunmaktadırlar. Bu büyük farka rağmen, tediye muamelelerinde bugüne kadar herhangi bir aksaklık görülmemiştir.
İyi haber alan mehafiliıı işaret ettiğine göre, Alrnanyadan Türkıyeye yapılan ihracat, hemen tamamen mânini maddelerden ibarettir ve sınai mâmulâtın mubayaası ise uzun boylu hazırlıklara mütevakkıftır. Diğer taraftan Alman parasının devalüasyonu dolayısıyla ticaret mukavelesinin derpiş ettiği mal hacmi de beşte bir nispetinde artmıştır.
Ingiltere mallarının Amerikada sürümü
VVashington, (Hususi) — On iki satış eksperinden müteşekkil bir grıı-pun mart ayında İngiltereye giderek. İngiliz mallarının Amerikada sürümünü temin usulleri hakkında tavsiyelerde bulunacağı bildirilmektedir. Bu ziyaret hususi surette American National Sales Executives ile İngiliz İntorporated Sales Managers teşekkülleri arasında tertip edilmiş olup. İktisadi İşbirliğinin de müzaheretini haizdir.
Nitional Sales Executives Board Başkanı, bu ziyaretin Amerikan sanayii için oldugıı kadar İngiliz sanayii için de, faydalı görüş teatisine imkân vereceğini söylemiştir. Başkan, Londra-da 13 ve 14 mart günleri bir toplantı yapılacağını, İngiliz mümessillerinin de gelecek sene mukabil ziyarette bulunacaklarını Ümit ettiğini sözlerine ilâve etmiştir.
Londradaki toplantıda, pazar temini, müstehlik menfaatleri, toptan ve perakende satış metodları, Amerikan satıcılarının tatbik etmekte oldukları usuller ve mahallî pazarlar meseleleri görüşülecektir. Amerikan eksperleri, Ingilterede bulundukları sırada, muhtelif şehirleri dolaşmak niyetindedirler.
HAREKETLERİ
Dış Ticaret Dairesi Başkanının
demeci
İthalât ve ihracat
muvazenemiz
Ticaret Odası ve Sanayi Birliği Ankaraya birer heyet gönderdi
Batı Almanyanın Hollanda, Danimarka ve diğer Batı Avrupa devletleriyle olan ticari münasebetleri. Almanya aleyhine gösterdiği açık karşısında, Türk - Alınan ticaret muvazenesinde şimdilik mevcut fark, hiçbir suretle endişeyi mucip sayılamaz. Diğer memleketlere karşı vukua gelen borçlanma, mevsime tâbi ithalât yüzünden değil, ticaret münasebetlerinin “liberalizasyonu.. ni ithalâtın yansının den vareste kılınması kua gelmiştir.
Türkiyeden yapılan
yük kısmını tütün, bakliyat ve ra meyvalar teşkil etmektedir. Türk pamuklarının Amerikaya nazaran çok pahalı olması, bu mallar üzerindeki muameleyi zorlaştırmaktadır. Bu itibarla, iplik fabrikaları mahdut miktarda Türk pamuğu satın almışlar ve ECA tahsisatından verilecek 40 milyon dolarlık pamukların tamamen teslim edilmemesi ihtimaline karşı ihtiyat stoklan tesis etmişlerdir.
ya-lisans usulün-sebeblyie
vu-
it halâ tın
bü-ku-
Avusturya, imal ettiği halılara mahreç arıyor
Viyana. (Hususî) yalı halı ve döşeme fabrikaları, yeni pazarlar bulabilmek için, Avrupa dahili ticaretinin, serbestleştirilmesini beklemektedirler. İstihsal kapasitesi, dahilî ihtiyacı kat kat geçen Avusturya halı sanayii, harpten evvel, mamullerini Birleşik Devletlere, Isviçreye, lskandinavyava ve muhtelif Cenubi Amerika memleketlerine satmaktaydı. Şimdi ise, birçok memleketlerin, lüks maddeler üzerine koydukları ithalât tahdidatı yüzünden, İsviçre ve Amerika başta olmak üzere, mâmullerinin ancak yüzde onunu ihraç edebilmektedir. Avus-
turya, muhtelif cins halılardan başka, elle dokunmuş kilimler de imal etmektedir. El ile yapılan halılar başlıca Amerikaya satılmaktadır. A-vusturya fabrikaları makina ile imal edilen halıların satışı bakımından, Amerikan ve İngiliz fabrikalariyle rekabet edememektedir. Çünkü, ma-kinaları eskimiş ve bu itibarla maliyet masrafları yükselmiştir.
Döşeme fabrikalarının istihsali 1948 de 600.000 metre iken 1949 un ilk yedi ayında 815.000 metreye yükselmiştir. Halı istihsali de aynı devreler zarfında 350.000 metreden 390.000 metreye yükselmiştir.
Avustur-
Marshall yardımından ithal
Ankara 17 (Hususi muhabirimizden) — Dış Ticaret Dairesi Başkanı, bugün bir basın toplantısı yaparak ticaret muvazenemizin 149 milyon lira raddesinde açık verdiği yolunda gazetelerde intişar eden haberleri, şöyle cevaplandırmıştır:
— Filhakika 1949 yılının 11 inci ayı sonundaki istatistik rakamlarına göre, fiili ithalâtımız 741 milyon 35 bin 55 lira, ihracatımız da 591 milyon 446 bin 354 lira olarak görülmekte ve arada 119 milyon 588 bin 701 liralık aleyhte bir fark müşahede olunmaktadır. Bu açık geçen senenin aynı tarihinde 213 milyon 965 bin lira olduğuna göre, bu yıl lehimize azalmıştır. Ancak, 49 milyonluk aleyhteki farkı tevlit eden ithalât miktarının üzerinde durarak bunu tahlil etmek ve içinde tediye muvazenesine aksetmiyecek unsurlar varsa bunları ayıklamak icap eder. Bu senenin ithalât rakamları arasında bu neviden unsurlar geniş nispette yer almıştır.
Bu unsurlar şunlardır:
1
edilen malzeme,
2 — Tiraj haklarının 11 inci ay sonunda kullanılmış olan kısmı.
Bu iki unsur, bizi döviz tediyesine mecbur etmemiş olan; bir kısmı mukabili ödenmemek üzere, bir kısmı da uzun vadeli taksitli tediyelerle ö-denecek ithalftttu.
Filhakika Marshall yardımından mukayesemize esaş olan tarihe kadar gelen malzemenin Türk lirası ile kıymeti 64 milyon lirayı bulmaktadır.
Gene o tarihe kadar kullanılmış o-lan tiraj haklan 13 milyon 272 bin dolar ki, bunun Türk lirası karşılığı 35 milyon civarındadır. O halde, 119 milyon liralık açıktan, bu iki rakamın mecmuu olan 99 milyon lirayı tenzil edersek hakikî ticaret muvazenesi farkım elde etmiş oluruz ki, bu da elli milyon Türk lirasıdır.
Burada mukabili döviz olarak ö-denmiş bulunduğu halde, normal zamanların ticaret muvazenesinde yer almıyacak olan hububat ithalâtına da işaret etmek faydalı olur. Bu ithalâtın Türk lirası mukabili de 28 milyondur. O halde, normal fark, 32 milyon gibi muvazeneye yakın bir a-çık ifade edecek miktardadır.
Aralık ayının istatistik rakamları, henüz elimizde bulunmamasına rağmen, ihracat seyrimize bakılırsa, bu farkın da kapatılmış olacağını tahmin edebiliriz.
Bu nevi, az çok muvazeneye varan bir rakama: ithalâtın tahdidi gibi kolay ve piyasayı tazyik eden bir tedbirle değil, ihracatın arttırılması suretiyle varılmıştır.
Batı Avnıpa Federal Bankası kurulacak
* Philadelphia (AP) — Batı Avrupa Federal Bankasının yakında kurulacağı, Batı Avrupa Birliği Başkanı Paul Henri Spaak tarafından bildirilmiştir. Bu banka sayesinde, Batı Avrupa devletleri birbirlerinden alacakları malzemenin bedelini millî paralariyle ödemek imkânını elde edeceklerdir.
Spaak, bu şekilde, Batılı devletlerin. kalkınmalarını önlemekte bulunan döviz meselesini halletmiş olduklarını bildirmiştir.
Belçika ticaret muvazenesindeki açık
★ Brüksel (Hususi) — Belçika ticaret muvazenesi açığı, kasım ayı kati rakamlarına göre, 1.388 milyon Belçika frangıdır. Açık,
758 milyon frank-biri, son-bu memleketten
otomobil almış
rnünasebetlcrin-


ekim ayında tı. Artışın sebeplerinden İngiltere devalüasyonundan ra, Belçikanın fazla miktarda bulunmasıdır.
Fransa ile olan
de de, Belçikanın açığının arttığı belirtilmektedir. Yalnız Holânda ile mevcut münasebetlerde Belçika lehine inkişaflar görülmüştür. Amerikada çedik istihsali artıyor Ne w - York 17 (A.A.) (United Press) — 1919 nisanından beri çelik istihsali, bu hafta en yüksek seviyesine varmıştır. Bu haftanın çelik istihsali 1.810.300 tondur.
Norveç’in sınai istihMili arttı Oslo ı Hususi i — Norveç’in sınai istihsali, 1938 yılı 100 itibariyle, 143 e çıkmış bulunmaktadır.


Başbakanlıkta yapılacak toplantıda Sanayi Bankası, Sanayi Ddası meseleleri görüşülecek
Başbakanlığın daveti üzerine, Ticaret ve Sanayi Odasından, Bölge Sanayi Birliğinden, birer heyet dün akşam Ankaraya hareket etmiştir. Her iki heyet de yakında kurulacak olan Sanayi Bankasına verilecek şekil hakkında Başbakanla görüşeceklerdir.
Marshall yardım plânı fonundan istifade etmek Üzere. Sanayi Bankasının hususî müteşebbislerin malı olacağı, bu müesseseyle devlet sermaye-
sinin bir alâkası bulunmıyacagı anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi Bölge Sanayi Birliğinin teşebbüsiyle fabrikatörler Bankanın tesis sermayesine 250 bin lira ayırmışlardır.
Ankaradaki toplantılarda. Ticaret ve Sanayi Odasından ayrı olarak, bir Sanayi Odası kurulması yolunda, son zamanlarda ileriye sürülen ve birçok münakaşalara yol açan fikirlerin bahis mevzuu olacağı anlaşılmaktadır.

İranla ticaretimiz yakında gelişecek
Endonezya ile ticaretimiz
Brezü-alınan Ameri-bu yıl
Brezilya’nın kahve rekoltesi tahmini
VVashington ı Hususi) — ya resmi kaynaklarından haberlere atfen, Birleşik ka Dışişleri Bakanlığı,
Brezilya kahve rekoltesinin 11.650.000 çuval tahmin edildiğini bildirmektedir. Bu miktar, 1949 rekoltesinden tahminen 600.000 çuval fazladır.
Birleşik Amerika ticarî mehafili, bu rekoltenin 13.650.000 çuvalının ihraç edileceği kanaatindedir. Amerika He Lübnan anısında müzakerelere haşlandı
Beyrut 17 (A.A.) (Reuter) — merika İle Lübnan dostluk.
masının kerelere mıştır.
A-araaında bir ticaret ve kültür andlaş-akdı hakkındaki müza-burada yeniden başlan-
I
İstanbul Borsası
İstanbul Ticaret Borsası
forsalarda
Vaziyet
Bugün
İstanbul
24.—
38.—
Altınlar
Bugün
Eniri kur
Lira
İzmir :
305.—
En aşağı
En yukarı
(Kırkım)
10 —
11.—
Zürich Borsası (Serbest)
140.—
îaviçre Frangı
Adana
En yukarı
215.—
fındık fiatleri sabretmektedir. Mala azaldığı hissedil-
«9 —
148.—
41.— 140.—
Eski Kapanış
170.—
200 —
200.— 123.—
70.— 101».—
5ü.— 145.—
Türk lirası .....
Dolar ...........
Sterling ........
Franııjz Frangı
Kıırtı Meyvıılnr:
Findik (kabuklu alvri) Fındık (İç tombul)
Ceviz (kabuklu) .......
Ceviz ılç nnıürel)
220 — 162. -|6(l
Buğday yumuşak
Buğday aort ...
275.—
285.—
205.—
0.95
1.20.50 lıt 25
I 12
31.35
30.—
31.—
12 —
42 —
82.—
75.—
Borsada pamuk üzerine ^yenl işler beklenmektedir. Fiatler sağlam bir durumdadır.
12.20
42.20
85-
.. B
Pamuk Pa m ıık Pamuk
Pamukyağı (rafine) Pamuk çekirdeği
Gümüş, Platin
Gümüş Gr. Plâtln
Dokumu linin Mııddrlrrl! Tiftik ana inal ............
Tiftik (Natürel) ...........
Yapak Anadolu
Ilıım deriler:
Sıiiır aa İn m ura KIIhhu ..
Keçi tuzlu kuru kilomı ... Kovun hava kııruau kilonu Mezbaha »ıftır yaş kilonu.
.\««luıtî Yııthır;
Zeytinyağı (Natura! çıplak V-rirogı ıp.nflnr) tonckeli *»• fth «ı
En aşağı
0.85
1.28 h> 05
I 09
ı
100
105
100
100
100
100
100
100
100
1 nfclı tohumları Ayçiçeği tohumu . ıc. . ntohumu ......
Kendlrtohıınıu Sııaarn ........
Yer fıstığı kabuklu
621.—
628.—
42 20
44.60
41 85
41 10
54.80
45.50
42.50
41.80
7.ÎKI.50
280.50
Ü.80 61.03'
5.60
54 12.50
73 68.40
0.41.128
Ü.01.876
9.73.90
Üzüm çekirdeksiz No.9 incir A aerlsl
Rorlfll Akala ARn>a Akala
N’o. 8...
No. 108
l......
II......
IH.......
7.90.5ü
280.25
0.80
64.03
5.60
54 12.50
73.68.40
0.14.128
0.01.876 i» 73.90
Klllçe Yeril Gr. Külçe Deguotı,
Cumhuriyet ...
Reşat ........
Hamil .......
Gulden .....
İngiliz .....
Fransız kok....
Nupolöon III...
İavlçre
New-Yurk’trt : onau : I 35
17/1/1950 Salı
— ■ 1 ■1

Adana, (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — İran - Türkiye arasındaki transit anlaşmasının yürürlüğe girmek üzere bulunduğu şu günlerde, gerek bu feyizli inkişafın sıklet merkezini teşkil eden Iskenderunda, gerek İran'ın hudut şehri Bazergan’da faaliyete geçilmiştir.
Tüccar bir millet olan îran’lılar, Tahran’da, Türkiye - İran transit şirketi adı altında 10 milyon riyal sermayeli bir şirket kurmuşlardır. Büyük hazırlıklara girişmiş bulunan dostumuz İranlIlar, Bazeryan’da antrepolar vesair tesisler meydana getirmeğe. transit yollarım ıslâha başlamışlardır.
İran’ın İskenderun Konsolosu Bay Nimetullah Felah, gümrük ve transit işlerinin sekteye uğramadan, karşılıklı bütün işlerin selâmetle yürüyebilmesi için Türk makamları nezdindeki temaslarına devam etmektedir.
İran - Türkiye transit anlaşması dünya ölçüsünde ehemmiyet taşımakta ve Yakındoğu ticaret âleminde büyük bir inkılâp sayılmaktadır.
tskenderunun. İran için en kısa transit yolu olması ve bu kardeş milletle aramızdaki aşınmaz dostluk, İran - Türkiye anlaşmasını nihai surette halletmiştir. Komşu Arap devletleri. bilhassa Akdenizde mühim limanlara ve tesislere sahip bulunan Lübnan. İranın dikkat ve rağbetini çekmek için büyük fedakârlıklara katlanmış. Beratta bir de “İran Halıları Sarayı,, meydana getirmişse de Iskenderunun tarih boyunca oynadığı eşsiz rolü, köprü vazifesini elinden almağa muvaffak olamamıştır.
Holândadan sonra İsveç de üzüm alacak
İzmir 17 (Hususi muhabirimizden I — Bugün Holânda ile 1500 ton üzüm için yeni bir anlaşmaya varıldığı haber verilmekledir, lsveçle bu üztlm için muhaberat devam etmekte ise de, İsveçte devalüasyondan sonra, ihracatçılarımızın taahhütlerim yerine getirmedikleri söylenmektedir. Bununla beraber İsveçe 600 tonluk bir parti satılması beklenmektedir.
T. M. O. buğday ve resminden
nun ithal edeceği unlar gümrük muaf tutuluyor
(Hususi muhabirimiz-Meclisi Maliye Komis-Mahsulleri Ofisi tara-
Türk ve EndonezyalI tacirler birbirleriyle tanışmak istiyor
Piyasada, kalay, kahve ve karabiber gibi kolonyal eşya üzerinde iş yapan tâcırler. Endonezya ile doğrudan aoğ rüya ticari münasebetlere girişmek imkânlarını aramaktadırlar. Bilindiği gibi, şimdiye kadar bu me ole-ketle olan ticari münasebetler, Ho-lândadaki müesseseler vasıtasiyle mümkün olmaktaydı. Endonezyamn istiklâli üzerine, doğrudan doğruya bu memleketin yerli tâcirlerıyle tanışmak henüz kabil olamamıştır. Son günlerde jpivasaya teklif edilen Endonezya kalayları, gene Holândada-kı bilinen firmalar tarafından ”âki olmaktadır.
Şehrimizde kolonyal eşya satan bazı müesseseiere, Endonezyadan gelen mektuplarda da, doğrudan doğruya Türk tâcirleriyle tanışmak arzusundan bahsedilmektedir. TAcırle-rimiz, her iki memleket tâcırlerinl birbirine yakınlaştırmak için. Ticaret Odasının yardımını beklemektedirler.
Fıstık karşılığında kahve gelecek
Piyasada kahve fiatleri eski seviyesini muhafaza etmektedir. Toptan 3 numaralı kahve 770 kuruştur. Bir firma, Bey ruftan 100 ton fıstık korşı-ligi olarak kahve takasına t.eşehhüs etmiştir. Ticaret Bakanlığı ou taka-sa müsaade vermiştir
Tüccar Derneğinin aylık toplantısı
Tüccar Derneği bugün öğleden sonra Liman Lokantasında aylık toplantısını yapacağından, bu toplantıda, Vali ve Belediye Başkanı da bulunarak. şehrin iaşe işlerini, ve şehir e-konomısıni alâkadar eden mevzular hakkında Dernek âzalanyle görüşecektir.
s — ■—
t
İzmir sanayicileri Ankaraya hareket etti
unun
Ankara 17 den) — B. M. yonu, Toprak fından 1950 yılı sonuna kadar ithal olunacak her nevi hububat ve
gümrük resmi ve Muamele Vergisi ile sair vergi ve resimlerden muaf tutulması hakkındaki Kanun tasarısını müzakere ve kabul etmiştir.
İzmir 17 ı Hususi muhabirimizden) — İzmir Sanayi Birliğini tem silen bir heyet, Muamele Vergisi, Müstakil Sanayi Odaları, Sanayi Bankası ve İzin irde kurulacak olan Çimento Fabrikası mevzularında ilgili makamlarla temas etmek Üzere bugün Ankara-ya hareket etmiştir.
tzmir heyeti. İstanbul Sanayi Birliği temsilcileriyle A nk ar ada buluşacak ve dâvalarının tahakkuku için müşterek hareket edeceklerdir.
KAMBİYO
ESHAM VE TAHVİLAT
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İzmir Ticaret Borsası
Açılış
Kapanış
Bugün
Son kapanış
Sterlin^ Dolar
Fr. Frangı... İsviçre Fr.... Belç. Fr. ... I «ç Kr.......
Florin ......
Liret .......
Drahmi ...... Eficoudüg ...



Ticaret Borsacında lamlığım muhafaza karşı olan isteklerin inektedir. Yağlı tohum grupunda keteıı-
tolıumtiı kendir tohumu üzerine hararetli işler olmuştur. Diğer maddeler durumunda kayda değer birşey yoktur.
Esham ve Tahvilât Borsacında devlet tahvilleri üzerine mahdut miktarda muamele olmuştur. Altın piyasası durgun bir haldedir. Alıcı azdır.
Piyasaya üzüm gelmemektedir. Fiat-lerln yükselmesi yüzünden, dış piyasalardan da isteklerin azaldığı görülmüştür. Rintlerde yeniden bir gerileme beklenmektedir. İncir fiatleri sağlamlığını muhafaza etmektedir. Pamuk piyasasında İse fazla bir hareket görülmemektedir. Yegâne abcı olan Fransa, siparişlerinde teenni İle hareket etmektedir. Buna rağmen pamuk fiatleri ve buna muvazi olarak pamukyağı ve pamukçe-kirdeği fiatleri sağlamdır.
Lira
631.—
630 —
42 30
I I 70
41 90
41 2ü 54,84
15 50
42 50 42.50




Devlet Tahvilleri

İkrıımi^rli tahviller Kapanış (•)
%5 1033 Ergani ... 23.- 23.-
1938 tkramiyell 21.20 21.26
%5 Milli Müdafaa i 90.50 20.50
1911 Demiryolu IV ... 102.50 102.50
%5 1941 Demiryolu V 96 10 90.50
%4 1/2 1949 İkrami yeli ... 95.50 95.50
Diğerleri 1011 Demiryolu VI 06.50 dtf.50
C76 Kalkınma 1. 86.30 06.30
1948 .. 11 96.25 96.25
%6 .. 111 97.- 97.-
%0 1948 İstikrazı 1 97.50 07,50
#6 1948 H 97.- 97.-
%7 1934 Sivas-Erzuruın I. .'0.65 20.65
%7 1034 “ „ ll-VIl. 20 75 20.75
Trî 1941 Demiryolu 1 20.00 20.90
$77 1041 ll 21.60 21.60
%7 1041 .. III 21.20 21 2ü
rc7 Miül Müdafaa 1 2L- 21.—
$77 „ 11. ...... 21 65 21.70
., ., IH 21 00 2'2.-
^7 v 20.00 20 60
Şirket Tahvilleri
Anadolu D.Y. Tertip A/B. 108 50 107.—
•• »t »t c. ■ü —
.. '60 59.70 63.-
M «» Müm(m. Senet. 67.00 68.—
Şirket Hisse Senetleri
T. C. Merkez Bankam 120.— 120.-
Tllrklyc İş Bankası ...... 14.90 25.-
Türk Ticaret Bankacı 5 — 5.—
Aralan Çimento 16.— 16.—
Şark Değirmencilik 23.25 23.50
Milli ReasliranH — —
Ecnebi Tahviller
Mısır Kredi fonsiv«* 1903 M»
• 11
ll ıı ini but:
Bıı^day Yumuşak ...........
Buâday Sert ...............
Arpa Biralık .............
Arpa Yemlik (dttknıe) .....
Mitur (Sari) çuvallı ......
Fnaulya Tombul (çuvallı) Fahulv»* Çalı aert (dökme) l( j , . ( nıl
Mercimek Kırmızı İç çuval Mercimek Yeşil çuvallı ... Nohut rın türel ...........


31.35
20.30
25 10
21.15 .24.30
34.—
37.—
34.—
17.—
51.—
22.—
• ••
55.—
54.—
1.3 —
235.—
222.—
205.— 155.—
16.50
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala 1.
Pamuk Akala 11.
Pamuk A kala III.
Pa m ıık Yeril I.
Pamuk Yeril II.
162.25
155.—
155.—
Eskişehir Ticaret Borsası
35.—
32.50
200.—
162.25
155 —
150.—
34.—
32.—
56.—
51 -
43.—
235 —
222.—
205.— 150.-
16.50
YABANCI BORSALAR
New-York Borsası
Dün Eski kur
liııfedıiY iBıışcli—Sent)
Sert Kış mahaulü No. 2 259.5 262.-
Kırmızı .. .. No. 2 233.- 235 -
Famıık Mlddtlng (Llbre»l=Sont)
Mart 31) 93 30 75
Mııvıs Mv«vU 30 *X) 30 60
Temmuz w» W* 30 (W*
Ekim 28.62 ov. w 28.46
Tiftik ı Librosi“Sent)
Tekııa* No. 1 60.— 58-60
Fındık (Llbreal—Sent)
Kabuklu Yerli iri 23.— *2X—
,, ,, orta 22.5 22.5
Levıınt İç ithal malı 37.— 37.—
Ekstra, iri Ic malı 39-40 39-40
Kuru li/dm (LlbriNll=:Sent)
Thompson çekirdeksiz seçme 11.5-12 U.5-12
Keten lulııtmıı (Buşelt=Dolnr) ...
Minncnnolifl ... ... 3.90-3.99 3.90-3.99
Kalas' (Libresi—Sent) 77.75-78 77.75-78
LevhA-tencke (100 libre dolar) 7.50 7.50
Londra Borsası
Keten tohumu (Tonu=Stcrlin I ...
B o m K»i \ •«•••••••••••••••»•••«•«•*•••• 63.— 63.-
Kalkütn 62.— 62 —
Yer fıstığı Hindistan 83.- 61.5
Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal (Libre«l=Feni) ... 34.— 34.—
,, Sıra malı 30.— 30.—
Yün Anadolu ., .. 18.50 19.50
,, Trakya — —
İskenderiye Borsası
85.50
87.70
100.25
Fanııık (Kantnrı=Talları) .....
Ashmoutıi Kına eyaflı F/G... Karnak Urun elyaflı F/G...
(♦) Gunundo Borsada muamelesi tescil edilmemio tahvilât ve eshamın arz ve taleplere göre taayyün eden takribi piyasa değerleri.

TE NÎ İSTANBUL
18 Ocak 1950
I*
Sayfa 4
Siyasî meseleler ve muhabir mektupları
-- .... '.j^yTT—iil BM ■ — --—r'-— • ı -n —•
Sovyet Komünist Partisinde yeni temizlikler başlıyor
1939 dan sonra toplanmamış olan umumî kongre, harp
bittiğinden beri her sene bekleniyordu
Hususî muhabirimiz LB. Stokholm’den bildiriyor
Stokholm, (Husus! muhabirimiz LB bildiriyor) — Sovyetler Birliği Komünist Partisinin 19 cu kongresi 1949 da da toplantıya çağırılmadı. Halbuki bu kongre, harp sonundan beri her sene bekleniyordu. Partinin mart 1939 da toplanan son umumi kongresinde seçilen merkez komitesinin çoktan yenilenmesi İcap eder. Politbüro âzasının sayısı is? on ikiye kadar düşmüştür. En salAhiyetü parti organının bu şekilde ihmal e-dilmesi, Anayasaya açıkça muhaliftir.
%
Kremlin’in, kendi anayasasını ve parti Asasının kanaatini bu derece hiçe saymoRinın etbcllekı mühim sebepleri vardır. Şimdiye kadar hâkim olan kanaate göre, Parti Gene) Sok-rotor! Malonkof, parti kongresini, ancak, selefi Jndonov’un bütün taraftarlarını tomlalcdikten ve partinin bütün kademelerine hâkim olduktan
sonra toplayacaktır. Bu temizlik, geçen sene, partinin en ufak kademelerine kadar teşmil edilmiştir.
Komünist partisi çok genişledi:
Fakat bu arada başka bir mesele daha ortaya çıktı. Lenln, keyfiyete dogil, kemmiyele ohommiyet verilmesi icap ettiği düsturunu vazettiği için, parti kadroları 1939 a kadar, nisbeten dar tutuluyordu. Halbuki Aza mevcudu, 1939 dan beri çok artmış ve 1949 sonunda altı milyonu geçmiştir. 1910 da ancak 3.4 milyon partili varken, 1944 nihayetinde bu rakam 5,7 milyonu aşmıştır.
Malenkof’un 32 ncl ihtilâl yıldönümünde söylediği bir nutukla Stali-nin. doğum günü münasebetiyle 21 aralıkta Prnvda da neşrettiği bir makalenin metnine bakılarak, "radikal bir âza deflasyonu,, politikasına avdet edilmek IstcnlldljH neticesine varılmaktadır. Malonkof, Stallnln
daha harpten Önce vazettiği kaideye atfen, parti dışındakilerden daha fazla istifade edilmesi icap ettiğini ileri sürdüjfü gibi, mesuliyetten ziyade hak sahibi olduklarını, imtiyazlı bir zümreye mensup bulunduk, larını zanneden ve devlete hizmetten zlyado kendi menfaatlerini düşünen parti Azıuuna şiddetle hücum etmiştir.
1935 den bert yapılan en büytlk temizlik:
İşlerin İçyüzünü İyi bilenlerin kanaatine göre, bu iki mütalâa, partide en geniş ölçüde temizlik yapılacağına ve parti kongresinin de ancak bu temizlikten sonra toplana-cadına delâlot etmektedir. Bu temizliğin, Sovyetler Birllftl tarihinde yapılmış en geniş hareket olncAgı ve ancak. Kirof un katlinden sonra 1935 do yapılan büyük temizlik hareketiyle kabili mukayese olacağı tahmin edilmektedir.

W. Lippmann'ın mütalâası
 merika, U zakşarkta 2nel plânda kalmalıdır
“A*ıynnın biitiin milliyetçi liderlerinin itlınndını kaybetmektense, i orınoxa yı feda etmek daha doğrudur.”
New-Yoık, ı Hususi ınuhn-birlrniz "SP“ den) — Wglt«r Lippmann, "Öi«w-York Herald Tribüne” gazetesinde. Formoza meselesi ile Mao Çc Tung’un Amerika tarıUuulnn tanınması yahut tanınmaması dâvasının, j Amerikanın Asyadakl durumu üzerine yapacağı tesir hakkında şunları yazmaktadır:
"Asya kıtas». Amerikan kuvvetlerinin (ilil taşır sahası dışında olduğu için, harekât serbestisine malik bulunmamaktayız. Mao Çe Tung’u düşüremeyiz. HoJigkong u müdafaa veya Hin-dlçlnl. Siyuın yahut Birmanya-nm hudutlarını muhafaza edebi' lecek durumda değiliz. Bu itibarla, işin umunu idaresini ele alamayız ve ancak, kendi menfaatleri, bizimkilerden çok daha büyük ulan alâkalı memleketlerin, bu menfaatlerini müzakere yolu ile muhafaza ve müdafaa etmeğe temayül ettikleri müddetçe peşler) sıra gitmek mecburiyetindeyiz. Formoza’yı doğrudan doğruya müdafaa etmeğe kalkacak cılursak, Asyaüa esasen geniş bir propaganda yürüten Sovyetlerc, Amerikan emperyalizminin de. diğer hepsi gibi, alâkalı milletlere Aldırış etmeden. tepeden aşağı hareket etmek itiyadında olduğu hususunda, AsyalIları İkna etmesine yardım etmiş oluruz. A ayanın bütün mHHyetçi liderlerinin itimadını kay)çelmek tense, For-moza yı feda etmek daha doğrudur.,.
Tarih görüşleri
LOTİ VE ESERLERİ
Amerika ile Rusya arasında anlaşma ihtimali zayıf
Trygve Lie. Çin konıiinistlerile Amerikanın arasını bulmağa çalışıyor
Doğu ile Balı münasebetleri kısmen Stalin - Mao-Tse-Tung mülâkatının neticesine bağlı görülüyor
ParİM lıUMUHÎ büromuz bildiriyor
Rusya ile Amerika arasındaki gerginliğin gevşediğine dair ortaya atılan rivayetleri büyük bir İhtiyat, la karşılamak icap ediyor. Her senenin başında, hüsnüniyet sahibi kimseler aulh mevzuunda temennilerde bulunurlar. Diğer taraftan dn son derece İnsancıl olan Amerikan efkârı umuınlyvsl kadar bu gibi mesajlara müsait bir mevzu tasavvur edilemez.
Bahsi geçen sulh taarruzunun a-kinleri Birleşmiş Milletlerde, bilhassa Asamble ve onun Umumi Kâtibi Trygve Lıe'nin muhitinde hissediliyor. Lie, zamanımızın en samimi sulh taraftarı ve milletler arasında yakınlaşmayı temin için on çok gayret sarfeden bir insan olarak tanınır. Bu uğurda en küçük bir fırsatı bil© kaçırmamayı kendisine prensip edinmiştir.
Milliyetçi Çin delegasyonunun Güvenlik Konseyinde yer Alışından dolayı Sovyet delegelerinin memnuniyetsizliklerini izhar ettikleri şu saatte, Lie ve arkadaşları, Mao-Tse* Tung’un mümessilleri ile Amerikan ve Batı delegeleri arasında teması temin etmeye uğraşıyorlar..
Bu faaliyetten pek çok ümitlere kapılan bazı kimseler Batı ile Doğu arasındaki gerginliğin gevşeyeceği neticesini çıkarıyorlar. Hattâ daha ileri giderek başkan muavini ve Dışişleri Bakam Acheaon un ileri sürdükleri demokratik tezin "Pentagon,, lâkabı ile anılan Milli Savunma Bakanlığı erkânı İle Bakan hıhııson’ıın cumhuriyetçi tezine gnlıp geldiği hır zamanda, havanın, bir batı, doğu ya-kınhışııuiNimı. yani Rusya İle Arno-rikniııtı dosfane rnl)n(ış'bH lor kurmalarına. çok nılHait olduğunu İlâve ediyorlar
Muhakkak ki, Louaıa ve U'ııshıng-ton, Moskova ile müzakereye girmeyi çok İsler. Stalın'i dünya fiulhü yoluna sokmak için ilen iki demokrat m» ınleketln merkezi hükümetleri ellerinden gelen her şeyi yapmaya hazırdırlar. Fakat Fransız siyasi mehafili. siyasi gerginliği azalta-
Jessup Çan Kay Şekle Formozada
bir saatlik bir görüşme yaptı
Görüşme hakkında hiçbir şey söylenmemekle beraber, bütün Asya siyasetinin mevzuubahis edildiği tahmin olunuyor Taipeh 17 (United Press) — Amerikan Fevkalâde Büyük Elçisi Philip Jeahup, Mareşal Çan Kay Şek vc diğer Milliyetçi Çin ileri gelenleri He gizli görüşmelerde bulunduktan sonra bugün uçakla Hong Kong a hareket etmiştir.
Jessup. Çan Kay Şek’le malikâ-nealnda bir saat kadar konuşmuştur. Müşahitler bu görüşmenin 1947 den-beri Amerika İle Çin arasında yapılan en önemli müzakere olduğunu i-leri sürmektedirler. Bilindiği gibi 1947 de General MArshall. hususi bir vazife ile Çin'e gelmişti.
Jessup - Çan Kay Şek görtlşme-
Jeri hakkında resmi hiçbir bilgi edi-
nılememış olmakla beraber, Inlhassa Güneydoğu Asya, Forınoza, Japonya. Çın ve Kore dahil olmak Ürere bütün Asya siyasetinin mevzuu ğu anlaşılmaktadır.
inanılır bir kaynaktan habere göre, ne Jessup. Kay Şek hiçbir tvklıf ve lunınamıştır.
Jessup, uçak alanında kendisine sorulan suallere cevap vermemiş, sadece Formoza çok güzel bir ada” demiştir.
Hava alanında Başbakan Yen Şı Şan, generaller ve Amerikan maslahatgüzarı ile Amerikalılar Büyük El çiyi uğurlamışlardır.
bahis oldu-
^erilen bir ne üe Çan vaadde bu-
Onyedinci yüzyılda medreselilerle tekkeliler
OrtiKuğda Avrıtpada görülen diıı azgınlıkları TUrklyede vukua gelmemiştir. Bıına sebep, felsefe ve tasavvufun, medres4Mİen yetişenlerin geniş düşünmelerine yol açmasıdır.
Onun kitapları ve şiirleri bir ıstırap feryadı ile değil, bilâkis seyahat etme ve yeni ufuklar görme sevinciyle başlar ve hepsi sukutu hayal ve acı bir teessürle biter
Yazan: Henry Bordaaux
ki. bir An-du-uy-
XVII ncl asırda, medreseler bozulmaya başlamıştır. M» teınatlk. astronomi, felsefe gibi bilgiler büsbütün kallvna» mışlı; fakat şer') ve nakli ilimlere nazaran ikinci plâna atılmıştı. Bu asrın kültür vaziyetini meşhur Koçi Beyle Kâtip Çelebiden a» çıkça öğronlyoruz; Koçi Bey Dördüncü Murada sunduğu lâyihasında der ki: "Eskiden (*1 âlım adamlar Şeyhülislâm olabilirdi Ve bir kere bu makama erişti mı, yıllarca kalırdı. Rumeli ve Anadolu Kazaskerleri de böyle idi Her Alim o makamlara yük-»demezdi. Bunlar, padişaha bile nasihat edebilirlerdi, şimdi bu gibi adamlara ve bu gibi usullere riayet edilmiyor 1003 yılından sonra işler tamamen bozuldu: evvol re sülıan makilerinin — yani asistanları — müderrisler — yani profesörler kadar itibarı vardı. Böyleykcn kolay kolay mülâzım aşağı yukarı doçent olamazlardı. Herkes, yoliyle ilerlerdi. Şimdi rüşvetle, iltimasla müderrislik başladı. İlme çalışmaya lüzum kalmadı. Beşikteki çocuklar bile müderrislik pâyes) a-lir (»l(luhır ...
Kâtip Çelebi de "Mizan-lll-hak,, adlı risalesinde meseleyi şövlo anlatır; “Fatih meşhur sekiz medreseyi yapınca kanuna görü hareket edilmesini şart koydu. Felsefe derslerine birinci derecede ehemmiyet verili Sonra gelenler bu daralar! kaldırdılar. Medresede okuyanlar cahil kaldı, öyle ki A-nadolunun Şark taraflarından gelen basit adamlar. İştanbulda tafra satar oklu,», Medreselerde felsefenin. pozitif ilimlerin ihnmliy le kadıların ne kadar cahllânc hükümler verdiklerini Kâtip Çelebi bu risâloainde misallerle gösterir.
İçte bu hengâmede medreselilerin en ileri geleni "Kadimde., diye anılan Mehmet efendi adında bir hocadır. Bu natuk bu a damdı. Hem medresede ders ve rir, hem Camilerde vaaı ederdi Kâtip Çelebi Kadızadenln de dersinde bulunmuş, hoca akil i-llmlere ehemmiyet vermediği, hep nakliyatla meşgul olduğu için Çelebi dersine gitmez olmuştur İşle bu Adam felsefe ve lwawu-fan Amansız bir düşmanıydı. Camideki vaazlarında dervişler için tahta tepenler, düdük çalanlardı ye hakaret ederdi
O devirde tekkolüorln de başın-
Yazan: Ali Canip YÖNTEM
da meşhur Sivaslı Abdülmecit e-fendi vardı. Tasavvufa dayanan Abdülmecit efendi de, devri için çok bilgili bir adamdı. İşte Onye-dinci asır bu İlci ayrı düşünceli şefin taraftarlarıyla doluydu. Her taraf kendi fikrini müdafaa için camilerde birbiri peşinden kürsüye çıkmış, münakaşa etmişlerdir kİ Naima tarihinde bize hayli malûmat verir.
Kadızadcnin ölümünden sonra iki tarafın münakaşası devam etmiştir Ayaaotya camiinde direk dibinde ve direğe dayanarak vaaz ettiği için ıl’stüvanlı diye anılan ağzı kalabalık bir hoca - e-sasen Şamlıdır — etrafına saray mensuplarını dn toplamış, büyük bir şöhret almıştır. O aralık Şeyhülislam ve meşhur şair Yahya efendi bir gazel yasmıştır kİ şöyle lıaşiar.
Mrsrılfrt rtyd pişdar Usibı. A o.
riyayı gel Mm »ıs riya var ur aürayi
Softalar: "Ümmeti Muhamıned bu beyti kim okursa kâfir ulur!., diye yaygarayı kopardılar. Fakat aynı zamanda sözünü sakınmaz cesur adamlar da vardı. İşte bunlardan biri: “Yahya efendi, zamanımızın m büyük Alimidir, öyle bir adama bu no hakarettir. A-yıptır!»» deul. Daha İleri varamadılar. Aynı taassup, daha sonra Şeyhülislâm olan Şair Batı al e-fendinin de başına gelmiştir. Baha! de Yahva efendi gibi nudre «eden yetişmiş almakla beraber tasavvuf terbiyesi sayesinde taassuptan kurtulmuş olduğu İçin tütün içmenin haram olmadığına dair fotva vermişti.
Dikkate değer ciheti şudur kİ kör nuHİroso taaımubu bası dervişleri iz’aç etmekle beraber daha ilen varamamıştır. Ortaçağda Av-rupada görülen din azgınlıkları Türk İyede vukua gelmemiştir Buna sebep, felsefe ve tasavvufun, medreseden yetisen adamlardan en ileri gelenlerinin geniş düşünmelerine yol açmasıdır. Hükümet adamları böyle liyakatli Alimlerin varlığından İstifade etmişi sözü büsbütnü avnga düşürmekten, memleketi ihtilâlden sı.vanel etmişlerdir. Noteklın daha senra. Köprülü Mehmet Paşa Sadrâzam olunca porvasızca dar kafalı hocaları sürmüş. keşmekeşe son vermiştir.
NUN yüzünoü yıldönümü: 14 ocak 1950. Bu yıldönümünü 1A-yıkiyle kutlamak için bir komite kuruldu. Barthu ve Claude Farrâre’in aıraalyle başkanlığını yaptıkları "Pierre Lotl Dostlarının Beynelmilel Teşekkülü., bana da kaydolunma şerefini verdi. -*
Pierre Lotl! Eskiden bu heceler bizi nasıl heyecandan tltretirdi! Benim için bugün de öyle. Hiç unutmam, rimden olan mea adlı edebi birinde, onu met-hetmlştim. Öyle mütehassis olmuştu kİ, seyahate çıkmadan, vapura bineceği esnada bana minnettarlığını bildiren uzun bir telgraf çekmişti. 1892 veya 1803 aenesiydi. Bir müddet sonra, Parlsten geçerken 11 otellerinden biri Fontaine,, e boni davet etti. M. Da-
Hiç ilk CMorle-"A.
Modemvs,, kitabımdaki etütlerimden
olduğundan hizmetten tutulmuştu, ve Noyon ilkba-
Piarra Lotİ Hİr 1876 da î^taııbulda çıkarttığı reami.
a ettiğimizi aniamıyan ve sonra pişmanlık duyan .insanların önünde ge-ne kendisinden bahsedeceğimi bildiği gibi. İfrata, sempatiye ve haksızlığa karşı olan hassasiyetiyle, lüzumundan fazla bir minnettarlık gösteriyordu. Yaşlı ve hasta askeri muaf Relms
civarında hurda, Almanların çekilip giderken, harap elmn ağaçlarının gövdelerinde, ölümün içinde dahi çiçeklenen dallar görmüştü. Bu yerler hakkında sahifeler dolusu güzel yazılar yazdı.
Hlndiatanda bir sabah, Lotl. bir intibaını, defterine şöyle kaydetmişti: "Işıldayan güneşin karşısında bir karga, penceremin altında var kuvvetiyle bağırarak, beni uyandırdı.,,
Matemli bir şarkı ve ışıldıyan tabiat, bu, onun bütün ruhunun izahı değil midir?
aol sahilin giz-olan "Bon La
nlel adını kullanarak oaıl hüviyetini bir sır gibi saklıyordu. Ya. genç mu-hayyelemde onu fevkalâde tnaavvur ettiğimden veya hakikaten hayal kırıcı olduğu için mi bilmem, onu beklediğim gibi bulamadım. Bir lise talebesi gibi m Analı mânâsız küçük şeylorle eğleniyor; baları birdenbire ağırlaşarak dalgın dalgın uzaklara bakıyor, »anki bir hayal veya bir hâtıra onu rahalaız ediyordu.
Araya uzun fasılalar girdi» onunla pek karşılaşamadık. Kendisine
"Robe de laine.» i ithaf ettiğim zaman bana samimiyetle ve uzun uzun

Başka bir kitabında, Madrid'de bir gece, tanınmış kabaralardan btrtae girdiğini anlatır. Ananeler memleketi olan İspanyada danalar ve şarkılar, blzdekl gibi çılgın bir terakkiye mâruz kalmadığından» kahve konserlerinin meydana çıkmazına sebep olmamıştır. Asırlar geçtiği halde, hâlâ orada mistik ve şehevi Arabiz-tanın izlerine rastlarız. Bir şarkıcı kadın sahneye çıktı:
"Bir dişi kurdun feryadiyle şarkı, sına başladı. Bu seste insanı titre-
enk yeni unsurlarıA mevcudiyetine İnanmamaktadır.
Bazı resmi çevrelerde, Stalin ile Mao-Tse-Tung arasındaki konuşmalar ne kadar uzarsa Amerikalılar He Rualııı arasında yakınlık ihtimalinin o kadar artnenğım söylüyorlar. Çünkü Mâu-Tse-Tung hâlâ Moako-vadıı bulunduğuna göro. demek iki komünist lideri daha "tam anlhşma., ya varamamışlardır, iaşmn tam olmazsa Rusya zayıf ruma düşecek ve neticede daha
sn| hareket etmeye mecbur kalacaktır
Bitaraf müşahitlerin belirttiklerine göre taraflar zarlarım atmışlardır ve artık Avıupada mühim değişiklikler beklemek lüzumsuzdur. Tabii. Asya. tamamıyle başka bir manzara aızediyor. Parıateki İntibalar» göre, Asyada bile sulhü muhafaza etmenin en doğru yolu hürriyetlerine kavuşan cenubi Asya memleketleri He komünistseylâbı arasına sağlam bir mânla kurmaktır.
it


U. N. E. S. 0. 0. Parislilere modern Mısır sanatını tanıtmaya çalışıyor
Orada resim yapmasını, doğrudan doğruya taş üzerinde çalışmayı, dokumacılığı ve halıcılığı öğrendiler. Muvaffakiyetli neticeyi bu sergide görmek mümkündür. Eserlerde bayağı olmayan bir realizm, zarafet var. Sanatkârlar, vun devrindeki cedlerlnin taşıyorlar
Bir müddet evvel Mısır Konsolosluğu. dekoratif Sanatlar Müzesinde btr sergi açmıştı. Bu defa Parlslper. U.N.ESC.O nun tavassutu ile Mısır sanatını daha iyi tanıma fırsatını buldular.
Profesör Habip Geri, sergide eserleri teşhir olunan genç sanatkârları 1942 senesinde Kahire çivaı ındu kurduğu sanat merkezinde toplanmıştı.
IİMWı(
•il



plâstik bir sanki fira-dehalarını
O. G.
1 û K 0 -Sovyet dtş politikrısının
I □ 4 U I C Y Ü Z Ü
unılt
Blr-Yeni yeni
Bu itibarla Kreııılin'in süratle harekete geçerek Çindekl Kuomlntang hükümetinin bu cepheye karılmasına mânı olması lâzımdır. Çünkü Man . Tse - Tung’un. nisan bidayetinde. üt|tün Çın) ele geçirmiş olacağı edilmektedir.
Hu takdirde ise Hlodıalnn. mu uy a. bıyam» Hijııliçinl ve Zıdıınflu, Asyadıı teşekkül eden
bit komümşt merkezi karşıtında bu-lııruıcakiHr vc Sovyet aleyhtarı polı-uk Jaııiu değiştirmek zorunda kalacak in ı dır.
Sovyet Dışişleri Bakanlığı protokol şcıIcı inden Kuçet kol un dediklerine bakılacak oluısa. Harbindeki iMançoryn) komünist istihbarat bürosu dn, bu memleketlerde çalışan komünist partilerinin, gayretlerini bılhasân arttıracaklarını vâdetmlş-ür Bangkok'taki Sovyet Elçisi Nyenıçiu. Hındlçinl komünist partisi merkez kom î(si reişı Ho-H-Minlc’e 70.000 dolar vermek hususunda şimdiden talimat almıştır. Ayrıca, merkezi Tökyoda bulunan ”Rusya He Japonya arasında dostluk yaratına cemiyeti” emrine de mühim tahsisat verilecektir.
ait bir
Molotofun yeni vazifeni
Pohtbürnnun bu toplantısına protokolün bir sureti Molotof’a, diğeri de Jttkob Malık’c gönderilmiş-
tir. Malik, protokolü bilhassa, alâka ile okumaktadır. Çünkü, o sıralarda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde, Hindlçinl hükümetini ele geçirmeye çalışan mahalli komünist partisinin, Sovyetler tarafından desteklendiği hakkında şiddetli münakaşalar cereyan etmekte idi.
Molotof, Moskovaya dönmek Üzere yoldadır. İlci aydım beri devlet merkezinden uzak bulunuyor ve huduttaki Novoalbirsk'dcn Çin İşlerini i(iarc ediyordu. Çünkü Molotof. şimdi, Stalın'm Çin işlerine memur etti-

r

Yazan
CURT RlESS
(Avrupa lll|MU>H IlHlhH lliritltlAl
(asıl, müstemlekelerde çıkan ihtilâlin hazırlanması hususunda Lamnin vazettiği esasları hulâsa ediyordu:
TÜrki\c(h* nc-.li "Yrnl İManhuT'a
hakkı aittir
7
«i ne
Bu yüzden.
sulh et-çok nıii-
yeni mülcha.HSislır.
Polilbııronun çol( ehemmiyetli o-lan «cne sonu toplan!mıııa iştirak e-debıimlş, ne de Çin meselesinin kül halinde münakaşa edilmekte olduğu 20 ocak toplanırına vet işe bilmiştir.
Çan-Kay-Şek hükümeti, harp hareketlerinin kayıtsız şartsız durdurulmasını tekin elmiş ve Mao-Tse-Tung. prensip İtibariyle um uru i m üza kıratına girişmeyi kabul miştiı. Politbüro. bu hâdiseye sinirlenmişti. Acaba, Molotof, bü
lâyıın politika ile ne kasdcdiyoı du ? Dış Politika Komisyonu, Mulotof'ıın avdetini beklemeden, Mao-Tse-Tung’ un bu hareketini reddederek, harbin hemen devnm ettirilmesini talep etti. Bu şiddetin esbabı ınuclhesine gelince; Sovyet Rusya, son dakikada nihai zaferden feragat etmek İçin mi Çine hu kndar para ve malzeme verdi?
Sovyet Dışişleri Bakan lifti, hu karara ancak omuz sllknıiştlr. Çünkü Bakanlık, StaMrfln, Çin harbine devanı etmek kararında olduğunu çoktan biliyordu. Dışişleri komisyonunun bu kurarı, formaliteden ibaretti ve Stalın’i Molotofla kutşılaşmadan evvel takviye için alınmıştı.
Zaten Stalırı, daha takriben iki sene evvel, 1917 bidayetinde Politbüro Dışişleri komisyonuna Snvvetlvrııı Asya pnlitHvîisım. "Nazari ve tatbiki Lcnı izm,, adlı Ivtabunn b|ı faslına aHeo Asalı etmemiş miydi? Buj
IV
Bir sııllı kampanyasının sonu
5 temmuzda Senato, Atlantik Paktının müzakeresine başlıyor. Ayni gün Vişınski, Washlngton‘daıı aldığı sun hususi malûmatla Dışişleri Komitesi huzuruna çıkarak, Amerikan senatosunun paktı tasdik etmlyece-ğini soylHvor.
Toplantıya. Kırımda yeni bir te-davı geçirmekte olan Stalin’e vekâleten Molotof riyaset ediyor. Müzakereler, nikbin bir hava İçinde üç saat devam etmiştir. Amerika, paktı tasdik etmezse. Fransamn (ta yıkılacağı tahmin edilmektedir En muvafık tedbir Sovyetler Birliğinin mevcudiyetini hatırlat mnktır.
Bcılıne emir gidiyor. Abluka mengenesi biraz sıkıştırılacaktır. Birden Boründe, Batı - Doğu münakalâtın, da yeni müşküller çıkıyor; yeni kâğıtlara yem mühürler basılmak icap ediyor. Marienborn’daki Rus karakolu önünde, yüzlerce kiyor.
Vişinskı. komiteye, edilmemesi sebeplerini
heplerle İspat etmeye ‘‘Amerikalı vergi mükellefi, parasının, yeni bu harp uğruna israf edilmesine astık razı değildir, Truman hükümeti bile, Sovyetler Birliğinin cihan için tehlike teşkil ettiği huşu-sunda, halkı ikna edememektedir.,,
Vişınski, haklı çıkacağa benzer. Senatonun 9 ve 10 temmuz müzakereleri, tasdik İçin, lüzumlu ekseriyetin bulunamıyucagı zehubım u-yandırıyor. Senatörler bilhassa, paktla beraber bir de silah yardımı programının tusd k edilmesine muhalefet etmek! r isr
kamyon biri-
paktın tasdik şu mucip se-çalışrmşU:
yazdı. Buna rağmen, “Pascal,, ı iyi tanımadığından şüphelendiğimi kendisine izhar ederek, istemiyerek onu İncittim. Sonraları bu hatamı affetti. Onu cn son gördüğüm Orsay rıhtımı otelinde gene başka bir İsimle İkamet ediyordu. Orada bana, hâtırasını asla unutamıyacağım kıymetli bir dostluk gözlerdi. Zira o. hakikaten gençliğimizin bedbin sihirbazı olmuştu. Harp içinde kendisinden bahsetmek fusatını bulduğumu biliyordu, tıpkı birgün, edebi mâlimizi unutan ve Raclne'in. La Fontaine’in ve Pierre Loti’nin memleket! olan toprağımızı ve köylerimizi müdafa-
ten, içini altüst eden bir şey, sonsuz ve. şarkvârl bir hüsün vardı. Eski Endülüs şarkılın dalına hayallerinin sâfiyetinl, sevmenin ve ölmenin Azabını tekrarlar dururlar.,»
Loti’nin kitapları ve şiirleri bir ıstırap feryadı ile değil, bilâkis seyahat etme ve yeni ufuklar görme sevinciyle başlarlar ve hepsi, sukutu hayal ve acı bir teessürle biler. Çünkü bu kitaplarında, Lotl, grzll yahut aşikâr, her zaman, yüreğe dokunan bir ısrarla sevmek ve ÖlOır azabından bahseder. Onlarda ekai\ olan ebedi ümittir.
Çeviren: S. R.
Sanat hareketleri:
Sanat hareketlerine önayak ' olan teşekküller
istanbulda 1948 yılında kurulan, Sanat Dostları Comiyofi, birinci yıldönümünü kutlarken
İstanbul Sanat
Dostları Cemiyeti
Şehrimizde 1948 sonesinde kurulmuş olan "Sanat Dostları Cemiyeti,, bu perşembe günü üç yaşına basıyor. Hâlen üç yüz kadar âzası olan Cemiyet, şehrimizin sanatkâriariyle dostlarını bir araya getirmekte ve bu bakımdan bir boşluğu doldurmaktadır. Filhakika, evvelce muharrirlerin, şairlerin, ressamların buluştukları yerler vardı, fakat zamanla buraları meşhur olarak yabancılarla ve sanatkârları merak edenlerle dolduğu İçin» bu sonuncular da dağılmışlardı. "Sanat Dostları Cemiyeti,, bu ciheti gözönünde tuttuğu için ilk iş olarak Beyoğlunda bir lokal temin etti ve orada aynı zamanda bir de restin galerisi tesis etti. Bu da bir boşluğu dolduruyordu. Zira, ressamlar. eserlerini teşhir için herkesin gelip görebilecekleri bir yer bulamıyorlardı. Cemiyet bu galeride kısa bir zamanda altı resini sergisi açmıştır. Bunlardan bilhassa Türk kadın ressamları sergisi büyük biı muvaffakiyet kazandı.
Bu faaliyete muvazi olarak. Cemiyette yedi konferans, üç konser verilmiş, “Karagöz., oynatılmış, bir "Aşık Veysel,, geresi tertip edilmiştir. Ayrıca âzası ile dostlarını bir a-raya getiren on iki yemekli toplantı yapılmıştır. Bu toplantılar esnasında tanınmış şairler, ses sanatkârları eserlerinden parçalar okumuşlardır. Bundan başka, İstanbul Bale Mektebi Müdürü Mis Newton, bir konferans vermiş ve bir de bale filmi gösterilmiştir.
Cemiyet mensupları arasında bugün güzel sanatlara mensup 98 âza vardır. Muharrir vc şairlerin sayısı 76 dır. Diğer azalar atasında 15 dok-
tor, 14 hukukçu, 37 tüccar veya bankacı sayılıyor.
Sanat Dostlan Cemiyeti, perşenu be günü Beyoğlundaki lokalinde saat 20 den itibaren bir yemekli toplantı yaparak yıldönümünü tes it edecektir.
Eskişehir’de
Sanat Severler Derneği
Haber aldığımıza göre, Eskişehir* de, “Sanat Severler Demeği,, adiyle yeni bir cemiyet kurulmuştur.
Cemiyet Başkanmdan, Sanat Dostlan Cemiyeti ne gelen bir mektupta» Cemiyetin inkişafı için ne gihi gayretler sarf edildiği sorulmakta, i. zahat istenmektedir. Başkan. ayn« ca, Derneklerinin kurulmasında. “Sanat Dostlan Cemiyeti,, nin matbuata akseden faaliyetinin mühim bir rol olmadığını belirtmektedir.
Ankara ve İzmir'deki
sanat cemiyetleri
Bu yeni Derneği, sanat vâdisınde yaptığı bu hareketten dolayı tebrik ederken, Ankarada 1916 da böyle bir cemiyet için teşebbüslere girişilmiş olduğunu hatırlıyoruz. Bu teşebbüs cemiyet şeklinde taazzüv etmiş olmamakla beraber Azalan daim! -bir topluluk halinde faaliyet sarfet-mektedirler.
İzm irde, "Tiyatro Sevenler Cemiyeti,, ismiyle bir cemiyet vardır. Sanat gayesiyle kurulmuş olan bu cemiyet hayli hararetli içtimalar akdetmiş ve faaliyet göstermiştir.
Memleketin diğer şehirlerinde di çoğalmasını temenni ettiğimiz bı | tarz cemiyetlerin sanat ve kültü | hayatımızda mühim birer rol oyna yacaklaruıa şüphe etmiyoruz. - ta.
Ocak 1M0
YENt İSTANBUL
Sayfa: B
i HÎKAYE
ç
ÇOCUK
- - , r j,-
Şehir mektubu
Kar topu
Tipinin getirdiği yolcu
KOCA Cinınn gölgelediği kahve. benim rlhi. eıeak yaı günlari bo$ vakitlerin» (atlı bir avarelikle geçirmek iatlyonle-rin uğrağıdır
Orada oturur, gazeteleri d’dik-ler. geleni geceni seyreder, duşUn-ce ve hülyalara dalarsın ta,
îşte önümden yine bir sürü insan geçiyor, güvercinler mısır Batan kadının etrafında bir havalanıp bir vere konuyorlar. Komi kaldırımda neşeli çıtlıklarla oyun oynıyan birkaç çocuk konuluyor. Zaman gibi, hayat da akıp gidiyor.
Nedenıo. oturup düeünccloro daldığım anlar hâil unutmak tat er. istikbali düşünmekten çekinir, daha çok mazinin acı. tatlı hatırata-rina dalarım. Hele, geçmişi hatır latan bir köşe. âşinâ bir yüzle karşılaşırsam... Bu derin bir kuyuda unutulan ou dolu kovanın, bir â-şînamn ellnlzo tutuşturuverdlfrl çengelli İple çekip çıknnhvermesl gibi bir leydir.
Şu karşıda, oradan oraya koşuşan küçüklerin oynadığı kbeoba-Orada yıllarca Önce bir baba katilini nemiFİardı. Acaba, şu yavrucaklar şimdi ayaklarının baktığı yerde geçen o faciayı görselerdi ne hata gelirlerdi diye düşünüyorum. Ben, çocukluk merakiyle, pek yakınına sokulduğum o manzaradan ne kadar ürkmüştüm. Hele. uzun siyah bir gömleğe bölünmüş. sakallan uzamış korkunç mahkumun:
— Ben babamı öldürmedim, masumum.
diye bağırarak sallanışından sonra günlerce uykum kaçmıştı. Muhakkak ki. böyle ağır bir sucun failini delilsiz, »patsız aşmazlardı: ama o adam, acaba ne için öyle bağırmıştı diye düşünürdüm. Şu anda, bunları hatırlayıp, insan adaleti mutlak olabilir mi diye felsefi düşüncelere dalmak üzereyken, yanımızdaki büyük camide İkindi ezanı okunmaya başladı. Kahveden, iki üç kişi şadırvana doğru gidiyorlardı:
"— Tanrı u’udur,. Aklım, ilahi ve mutlak bir adaletin olup olmadığını incelemeye başladı şimdi de.. Her halde tam ve mutlak bir adalet ancak Allaha mahsus olabilir. Ama, faili meçhul kalmış nice cinayetler, yapanı cezalandırılmamış nice suçlar, asırlardan t eri. işlenip durmuyor mu? Demek Tan rı da, çokluk, göz yumuyor. Fa kat. bozan hiç umulmadık bir anda. uyuyan bir yanardağın gürleyişi gibi, akla durgunluk veren öyle İlâhî tecelliler oluyor ki... Bunlara, oir tesadüf demeye dil varmıyor. 1$te. kafamdaki tedai çengeline takılıp, şuurun yüzüne çıkan bir misal...
*
Bir yaylı arabanın içinde, askerliğimi yapmak üzere Erzuruma gid»vorum. Trabzondan kalktık, yollarda konaklıya konaklıya Zıvanaları asıyoruz Seyahatin bilmem kaçıncı günü, ben arkada u-yuklarken. ihtiyar arabacımın sesiyle kendime geldim:
— Bey. diyor; benim köye bir saat kaldı; sen bizim (Kar savuran ı ı bir görsen... Varalım da hem geceyi geçiririz, hem de sana bir çorbamızı içirelim.
Demek bizim tunç yüzlü, kırçıl sakallı Ahmet ağa bu civar köylerinden... Büzüldüsrüm kösede doğrulup, manzaranın ihtişamına dalıyorum. Solumuzdaki dik sırtta çam ormanları uzanıyor Sarımız korkunç bir uçurum. Atlar yavaş yavaş yol alıyor. Bir ara uçurumun o kadar yakınından gediyoruz ki. aşağıda, hafif bir sisle tüllenmiş çam kümelerini ve »falanndan gümüş bir şerit gibi kıvrılıp gecen dereyi, bütün güzelliğiyle görüyorum. Sonra şose ger işlemeye başladı; çıktığımız düzl üğün kenarında kocaman bir bina enkazı İle karşılaşıyoruz
Bu binanın ne okluğunu soracağım anda, ihtiyar arabacının hayvanları asabi darbelerle kırbaçladığını ve dudaklarının arasından tükürür gibi;
— Lânet olası uğursuz han... di
ye mırıldandığını duyuyorum.
O akşam Ahmet ağadan dlnledi-ğim bu uğursuz hanın hikâyesi, şuuraltıma öyle kuvvetle yazılmış kİ. işte yıllardan sonra bile, aynı canlılıkla, kendisini hatırlatıyor.

Bir vakitler «Kar savuran) köyüne bir saat uzaklık!n, sarp dağları aşan şosenin bir kenarında Tahir ağanın hanı yükselirdi. Trah sondan Erzııruma. oradan 3a İrana kadar uzanan bu transit yolu yazın durmadan işler, Tabir ağanın kesesiyle beraber yüzü de gülerdi. Zaten bu dine ihtiyarın dini, imanı paraydı. Rolkl hakkı da vardı ya. Çünkü kışın ille karı o dağlara düştükten sonra bir 1aha kalkmak bitmez, ardından 5 ollar kapanır, müşterinin ayağı kesilirdi. O zaman hancı kendisi glhl ihtiyar karısı ve vaktiyle Dersim dağlarında eaklyahk edip tövbekar olmuş usnklnrı Hnsso İle o kasvetli binada avlarca kapanıp kalırlardı. Zaten bu üç kişinin, birbirlerinden avn, dünvn yüzünde kimsecikleri yoktu. İhtiyar karı koca, biricik oğullarını, (Kar savuran) lı akranlariyle birlikte seferberliğe göndermişler, sonra da Moskoflara karşı «Sarıkamış) ö-nündeki savaşta şehit olduğunu haber almışlardı.
Tahir ağa. yazın büyük bir hırsla biriktirdiği naraların bir kısmiyle o bitip tükenmek btlmlyen kıs aylarını geçirir, gerisin de saklardı.
Koca bir kış hana ağrıyanlar, arada yolların biraz açılmasından faydalanıp postayı katırlarla götüren birkaç sürücüyle, devriyeye çıkan Jandarmalardan ibaretti. Bu nun dışında, o kar kıyamet yolları göze alan bir iki yolcu gelirse, bu büyük bir fevkalâdelik sayılırdı. Gazan aylarca «Kar savuran) la bile irtibat kesilirdi. O müthiş tipilerde kim yola çıkabilirdi ki. Çünkü, bir köşede donup kalmak, çığ altında ezilmek, aç kurl’ara yem olmak ve uçurumlara yuvarlanmak olağan şeylerdendi. Daha İki yıl önce. Tabir ağanın hanına pek uzak olmıyan bir yerde, müthiş bir tipiden günlerce sonra, a-tlyle beraber uçurumun dibine yuvarlanmış ve canavarlara yem olmuş bir yolcunun, arta kalan kemikleriyle, didiklenmiş eşyasını bulmuşlardı Kim olduğu bir türlü öğrenllemiyen o zavallı, her halde tipinin içinde hana varmaya çabalamış. fakat kazara atiyle beraber uçuruma uçmuş olacaktı.

O kazadan iki yıl sonra Şat km amansız kışı yine yüzüp.ü gösterdiği bir gündü ikindiye doğru, iki atlı, lâpa lapa yağan karlan ya Taraktan hana doğu yol alıyordu. Binlerce be\az çiçek gibi ondan orayp. savrulmaya başlıyan karlar yollan kapatıyor, yolda kalanlara geceye doğru kopacak amansız tipiyi haber veriyordu, tki yolcu çam ormanını geride bıraktıktan sonra hanın önüne vardılar; biri orada durdu, otelci eliyle arkadaşını selâmlayıp yoluna devam etti. Hanın Önünde atından inen kaşları gür, siyah sakal ve bıyığı buz tutmuş yorgun yolcu han kapısını yumruklamaya başladı.
Hassonun ve ardından seğirten hancının hayretten şaşırmış gözleri önünde ocağın önüne çöktü. Hasso hayvanı ahıra götürmüştü. Yolcunun butun yorgunluğuna rağmen gözleri keyifle parlıyor, büyük bir sevinç içinde olduğu görülüyordu. Bu. her halde o tavada sığınacak bir yer bulduğundan ileri geliyordu. Üstünü basını silkeledikten sonra çorba istedi ve hancının karısının hazırladığı sıcak çorbayı İçti. Dışarıda hava kararıyordu. Şimdi hanclyle beraber, ocağın karşısında oturan yolcunun dili çözülmüştü. Karmakarışık saçı sakaliyle çevrelenmiş kırışık dolu sert yüzünü yumuşatan candan bir gülümseyişle:
— Çok uzaklardan geliyorum emmi, diyor. Bilemlyeceğin kadar
uzaklardan» Yıllarca gurbetten sonra yerime, yurduma kavurmaya kıl kadir mesafe kaldı.
— Nerelisin oğul?
— öğrenip de nldecckaln baba. Az bir yolumuz var işte. Bana izin ver de hemen yatayım, zira yorgunluktan ölüyorum. Hele .varını bulalım, o zaman bol bol konuşuruz Hancı bu ne garip adam diye düşünürken volen ayağa kalktı ve Tabir ağayı da. kapının dlbindoki hasıra çom elmiş bakliyen Hasso-yu da hayretlere boğan bir hareket yaptı O kaba saba boz ceketinin altından aöğsünc dolanmış koca bir mvşlp kemeri çekti, çıkardı. Sonra İhtiyar hancıya uzatarak :
— Hey enimi Gurbet İllerde biriktirdiğimiz iki vüı altın var içinde. Sana teslim İyi bir yerde yarına kadar saklayıvor onları..
Sonra yatacağı yukarı odaya doğru gitti.
Saatler geçiyor; aşağıda, ocağın karşısında uç kişi, baykuş gibi tünemiş. susup düşünüyorlar. Yukarıdan yolcunun horlaması geliyor, thtlyar kadın gözlerini yummuş u-yuklar gibi, fakat hanclyle u*nğı, alevlerin yankısiyle aydınlanan gergin yüzleriyle, gece yarısı han kapısını tırmalıyan aç kurtlarınki gibi, canavarca bakışıyorlar. Üçü de iki yıl öncesini, böyle tiplü bir gecede çıkagelen öteki yolcuyu düşünüyorlar. Onu nasıl boğmuş, soymuş ve gece yarısı atiyle hera ber uçuruma yuvarlamışlardı. Üçü de İçi altın dolu kemerle gelen ve bunu onlara teslim etmekle idam fermanını imzalamış olan yukarıda yatan bu İkincisinin Akıbetiyle meşgul. Nihayet ihtiyar korkunç sükûtu bozdu:
— Geçen sefer Jandarmalar işi çok Inceledilerdl. Bunu nasıl etsek
Haâsonun yüzü meşum bir sırıtışla genişliyor:
— Ağam, kurtlar jandarmalardan korkmazlar
Bu sükût ve o sözler idam fermanının tasdikidir. Çam ormanlarından hana doğru tipiyi süriikli yen rüzgâr, kurt ulumalarını da getiriyor.

tki gün sonra tipi dinmiş, daha sonra da (Kar savuranı köylüleri, hana doğru, yolu az çok açmışlardı. Tahir ağanın yanma İlk gelen Ahmet oldu. Kapıdan girer ghmez ihtiyarın elerine sarılarak:
— Hey kcca emmi Beni tanımadın mı? «Kar savuran) lı Ah-medl. Hoş böyle yıllardan aonra ortaya çıkan bir mezar kaçkınını tanımak da kolay değil ya... Osman nerede Osman.
— Sen hangi Ahmetsin. Osman da kim a oğul?
— İlâhi Tahir ağa. sen de amma kocamışzun ha. Hadi beni tanımadın. Kura Osmanını da hâlâ tanıyamadın ba. Hele seslen de gelsin. Hâlâ mı oyun ediyor tana. Senin biricik oğlun Osman yahu.. Onunla seferberlikte askere beraber gitmedik mi? Sarıkamış boz gununda Mcskoflara esir düşmüştük. Burada herkes bizi şehit sanmış, On beş yıl esarette. Slhir>ada neler çektik: ama Allaha şükür yurdumuza, ocağımıza kavuştuk işte. Bizim hududu astıktan sonra Osmanla durup dinlenmeden yol aldık. Hey koca Osnıan. Yolda heo seni ve anasını anardı:
— Ahmet, derdi Beni bu kılık ve spratla tanımaz onlar. Be’a de ilk akşamı onlara bir oyun edeceğim. Kendimden hiç lâf açmıya-cağım bakalım oğullarını önce hangisi tanıyacak. Ertesi gün. biraz zevklendikten sonra, kendimi tanıtınca nasıl sevineceklerdir garipler.
Evvelisi gün o hana vardı. Ben ocağımın hasretiyle yandığımdan durmadan köye ulaktım. Bak şu Osmanm ettiğine Demek hâlâ kendini tanıtmadı ha.,. Çağır şu düzenbaz oğlunu da biraz keyiflenelim....
TARİK OZDEMtR
ALt ve Haşan adlı İki arkadaş, altın aramak için Amerikaya gitmişlerdi. Uzun müddet çalışıp çabaladıktan sonra, nihayet birer torba altınla memleket
lerine dönüyorlardı. Bütün gün yürüdükten sonra, yorgun argın, bir o-duncu kulübesine geldiler. Geceyi rahatça burada geçirebileceklerini düşünerek çantalarından yemeklerini çıkarıp masanın başına geçtiler. AH, tam ekmek kesmek için hazırlanırken. arkadaşı Hasan’ın gözlerini faltaşı gibi a-çnrak, odanın bir köşesine baktığmı gördü. O da kor
ku ile başını o ya- $ na çevirince, bir de ne görsün? Uzun bir çıngıraklı yılan, köşedeki delikten çıkmış, kendilerine doğru gelmiyor mu? İkisini de bir korku aldı. Fakat Allahtân, Haşan çevik davranarak daima yanında taşıdığı bastonu yılanın başına indirdi. “Yılanlar hep çift gezerler, inşallah bunun eşi yoktur,, diyerek köşeyi bucağı iyice aradılar.
Sonra, tekrar masanın başına geçip, rahat rahat yemeklerim yediler. Ortalık kararınca, kulübede buldukları petrol lâmbasını yakıp, tavana astılar. Yapacak başka şey olmadığından, AU arkadaşına iskambil oynamayı teklif etti. Haşan, biriktirdiği paralan kaybetmek korkusu He buna pek razı olmadıysa da, nihayet hır el oynamayı kabul etti. Ali, iskambiller üzerinde hile yaptığından, birkaç oyun sonra. Haşanın bütün paralarım torbasına indirmişti. Zavallı Haşan, artık fakirdi! Fakat
\A(İU
16 15
52
n’>
__
A5

Çıngıraklı yılan
Ali arkadaşını teselli ederek, onun bütün seyahat masraflarını ödeyeceğini vaadetti. Sonra yatağına girerek. rahat bir uykuya daldı. Fakat fena bir rüya az sonra rahatım kaçırmıştı. Rüyası şuydu: Ali, Haşandan çaldığı bir torba allım sırtına vükllyerok yola koyuluyor, fakat yol o kadar çamurlu ki. bir tur
lü UerliyenHyor. Tam u sırada Haşan, elinde bastonu ile beliriyor ve onu sanki Aliye indirecekmiş gibi havaya kaldırıyor Dikkatle bakınca Ali, arkadaşının elindekinin baston değil bir yılan olduğunu görüyor. Bunun üzerine daha hızlı koşmaya çalışırken, sımsıkı tuttuğu altın torba-şlyle birlikte dalgınlıkla önündokl nehrin köpüklü sularına gömülüyor,
Heyecanla uyanan Ali, arkadaşına seslendi» fakat cevap alamadı. Doğrulup, etrafına bakınınca, Haşanın yatağını bomboş gördü. Herhalde e-linl yüzünü yıkamağa çıktmıştır, diye düşündü. Tam kalkmağa hazırlanırken korku ile geri sıçradı. Yatağının biraz ötesinde, dün akşam öldürdükleri yılanın bir eşi. gözlerini Aliye dikmiş, hiç kıpırdamadan duruyordu. Ali ecel terleri dökmeye başladı. Acaba şimdi ne yapsa? Haşana seslense, belki uzak




ta idi, duyımyacaktı.. Aman Allahım!. Yılanların bakışlarıyla insanları uyuttuklarını ne de çok duymuştu! İşte şimdi yılan onu uyutacak ve sonra da öldürecekti.,, demeye kalmadı bayılıverdi...
Aklı başına geldiği vakit, yılanın hâlâ orada durduğunu görünce, Ali son cesaretini toplayarak, yataktan fırladı. Fakat, hayret!.. Yılan hiç kıpırdamıyor, hâlâ yatağa bakmakta devam e-
diyordu. Yavaş yavaş yılana yaklaştı Bir de ne görsün?. Ona korku terleri döktüren şey dün akşam öldürdükleri yılan değil miy-
miş. favandaki lâmbaya bir İnce iple tutturulduğundan, canlı gibi duruyordu!! Fakat bunun mânası ne olabilirdi? Acaba arkadaşı ona bir şaka mı yapmıştı? Birden Alinin beyninde bir şimşek çaktı: Zira her şeyi anlamıştı. Yerinden telâşla fırladı, hemen altın torbalarının durduğu çantasını karıştırmaya gitti. Fakat, torbalardan eser yoktu... Onların yerine, Haşanın yazıp bıraktığı, şu kâğıdı buldu: “Eğer bir daha hileli oyun oynayacaksan, daha dikkatli ol! Allah yardımcın olsun.,, Sevgili arkadaşın Haşan
Mektubun altında ayrıca şu satırlar vardı:
“Haşiye: Yılanı mahsus yatağının önüne astım, böylelikle acele bir iş yapmana mâni olmak istedim. İstersen onu bir hâtıra olarak saklıyabi-lirsin. Tekrar Allaha ısmarladık...”.
N.
ALTIN
PEŞİNDE
Bu oyunu iki üç ar-(ada$ ve bir tek zar-a, aşağıdaki şartlara riayet etmek suretiyle oynıyabilirler:
A) îkl taraf karşılıklı zar atarlar ve pullarını çıkan sayıların adedine göre ileri sürerler.
B) (10) numara ü-zerine gelenler (6) ya gerilerler.
C) (22) de kızılde-rililer pusu kurmuşlardır, pulun sahibi müsabakaya (1) numaradan başlar.
D) (28) e gelen istirahat eder. Arkadaşları zan birer kere fazla atarlar.
E) - (33) Yanlış yola sapmıştır, müsabakayı terkeder.
F) (37) Ye gelen müsabakaya yeniden başlar.
G) (39) numaraya isabet eden pul doğrudan doğruya (50) numaraya atlar.
H) (46) Kızılderililere esir düşer, bir nu-maradan başlar.
t) (55) e ilk varan altın madeninin sahibi olur.
stanbula kar yaffth, Derhal lıava^ I (la bir dirilil^ bir aıhhat peyda oldu, kırıklıklar, ın(Unviıı nesneler aiUnİUordi, ka(luüar pantnlonfaruu, roketlerini olydUer, erkekler ucn demirli kar bastonlarım ellerine aldılar, çocuklar, sokaklara kartopu oynamaya fırladılar.
Fakat bütün bunlar İM yün atirdil. Bir ladoe her qeyiu keyfini kaçırdı, Evet, evet, keyfini diyorum. Zira, yolların kapanmasına, şoförlerin bu-ruularınıu Kaf dağına çıkmasına, tramvayların enderlesmelerine, vapurların tipiden işliyemcmesine, kayıp düşenlere rağmen, karın bir keyfi vardır. Hattâ, daha ileri yiderok diyeceğim ki, kar, bize bir ders verir; zavallı birer insan, tabiat hâdiseleri karşısında âeis birer mahlûk olduğumuzu hatırlatır. — Vc Cenab SjahabeddMin * Flhau-ı şitâ,f sim—
Lodos, diyorum, hırizUyaıüarın Noelde, herkesin 3/ılbaşında beklediği bu geç kalmış karın zevkine mâni oldu, üstelik bütün yollan çamurdan bir nehir haline getirerek yolcuları, camekânları sifos içinde bıraktı.şeh-re pis bir manzara verdi. İnsanların âciz kaldıkları yerde Belediye ne yapsın f Belediye de insanlardan mürekkep bir idare değil mi? Amma, diyeceksiniz, işte, Belediye böyle vaziyetler içindir, elinde vasıta var, şehri, yollan temizlemekle mükelleftir. Doğrudur. f]u koskoca İstanbul-da, esasen işlek olarak kaç ana cadde vardırî Tramvay ve otobüs güzergâhını gözönüne getirirsem^, bu sualin cevaım bulursunuz. Ne çare ki Belediye, buralarda ancak muazzam bir canavarın uzanıp giden parçalamış fıkraları gibi öbekler teşkil edebilmiştir, bîr türlü bunları kamyonlarına, çöp arabalarına yükleyip denize dökemiyor. Deniz her şeyi temizler. O halde karlan neden temizlemesin ? Belediyenin arozözleri var. Gece, pekâlâ ana caddeleri, hazır lodos da varken, yıkayabilir, sokaklar da temizlenir. Acaba bu, kimsenin akima gelmiyor mu? Yoksa, tuzlu su, karı sıkıştırır da dondurma mı olur diye endişe ediyorlar? Böyle olsa dahi endişeye lüzum yoktur, ayrıca bir tfVaridat membai^ o-lur. Sanki şehirde bu neviden sa-ılan şeyler kontrol mü ediliyor? Edilebiliyor ki soğukluk bahsinde kimse sesini yükseltebilsin?
Ah! Bir kar daha yağsa da şu çirkinlikleri, pislikleri yine örtse, aczimizi bir kere daha anlasak, o zaman belki gelecek seferki Şehir Meclisini daha iyi unsurlardan seçerdik.
Bir İstanbullu
Çocuk Fıkraları
Büyükanne — Söyle bakalım yavrum, bugün hayvanlara iyi muamele ettin mi?
Çocuk — Evet büyükanne, kanaryayı sevmek İçin kafesten çıkarmıştım, kedi görmüş, atlayınca kaptı. Ben de kanaryayı kurtarmak içta arkasından bizim Bobi’yi saldırttım.

Çocuk — Anne, bana bir çekiç verir misin? Marangozluk oynıyaca-gım.
Anne — Dikkat et, eline vurursun!
Çocuk — Vurmam anneciğim. Çi-»viyi kardeşim tutacak.


Küçük çocuk: (Kendi kendine) — Gürültü yaparsam dayak yiyorum» sesim çıkmazsa ateşime bakıyorlar! ?..
Hicri lp50 Rıımf
H evvel OCAK K. sanl
29 18 5
1369 Çarşamba 1365
Vakit Vasati Ezani
Güneş 7.21 2 13
öğle 12 25 7 17
İkindi 14 54 9.47
Akşam 1709 12.00
Yataı 18 15 1.36
İm a Ak 5.39 12.31
Atatürk inkılâp Per-
şembeden maada her gün 10-12 ve 14-17.
Topkapı Suruyı: Pazarte^l-Çar-şamba - Cumartesi sazı t 13.30-17 Teif. (21090).
A>asuf) a; Pazartesi - Sah - Çarşamba - Perşembe - Cumıu saat 10 - 16; CumartCMl, Pazar, saat 13 - 16. Telf. (21750),
Arkeoloji : Çarşamba, cuma. Pazar günleri 13 Un 16 ya kadar.
EskJ $ıırk Eterleri Şubrwl: Çarşamba. Cuma, Pazar, 10 dan 12 ye kadar. Teli. (21682).
Türk ve Ifclâm Eterleri: Salı.
Perşembe, Pazar saat 13 30-16.30. Telf. (21SÖ8).
Dolmubahçe Denli Müzeni: Cu-
martesi R*wt 13-17. Telf. (81284). Pazar 9-18.
Belediye Müzeci: Atatürk Bnf-
veri Perşembeden gün 10-12 ve 14-17. maada her
Tevflk Fikret Atlyan Mtızeti: Bebek. Perşembeden maada her gün 10-12 vo 14-17.
İzmir:
Antikite Müzeni (3324), Her gün ft-12. 13.30-17. Cumartesi: 11-17 a-çıktır.
İMtanbui Beyoğlu 4İD98
Anadolu yakıuu 00536
Ankara pı
İzmir 2251
İzmir 2222, Karşıyaka 5055
SEİIİK I n A I KOLAKI
Saat 20.30 da.
DRAM K.ISHJ; (12157) Daireni.
KOMEDİ KISMI: (40109) rı Gülleri.
Tebeşir
Kayse-
MIAMMEK KAKACA OPERETİ; Bizim Sokak.
YENİ SES Ol'EKETİ : (49369)
15 de ve 20 15 de Hediyelik Gelin.
ANKARA TİYATROLARI:* Saat 20 de.
Hl YIKTI (1O37O~4O> Bir Komiser Geldi.
Kt’ÇtKTE (1U69> Antigon ve Scapin ln Dolaptan.
İZMİR
8EH1K TİYATROM : (2304) Hta-fioi Şayia._______
TAKSİSİ B GAZİNOM erliz Kerten vrkeetrası. Trio Bau-man. Duy Gürümiay ıBısıalet akropnttarıl Yan (Sihirbaz).
PAVYON- v.,ı„fW
REİ OGL( ( ıHr/H
AKIN 1*0716) i — Yuvnrn ‘Arap filmi I; 2 — Kovboylar Kırnlı.
Al.KAZAR (426112) 1 - İntikam
Kurşunları. 2 — Kanlı Pençe
AR (14394) Mösyö Vrrdu
ATLAS i4n-.351 Meçhul A ika f uş. ELIIAMRA (48696) Yaban GUlü. İNC İ (85395) 1 - Ate«# Çemberi
2 — Rlgolvtto
İPEK
lllllllllllllllllllllllllll
Vahşi intikam
(Corurıer Creelc) Randtdph Scolt
Margaretlı ( hapmun
LALE 14364)51 Mönyo • er(iu
MIJ.EK (4(Mh) Hürrı-v Kumar--b/ızı (Orijinal).
bARAY (LL656J Cehouücın Zindanı.
S( M EH (42«öl) Deniz Kızının Aşkı.
SVATPARK (83143) 1 — Yaşa-
mak Arzunu. 2 — Tarzan Ormanlar Prensi.
SARK 140380) Er meydanı.
ŞIK (13726ı 1 - Yeşil Yuhtta St>-Ûnğı. 2 — Talihim Ol’sa^dı
TAKSİM «I319D Zehirli Şbpho.
TAN (807411) I - Kadın Düşmanı 2 — Gece Yansı.
TENİ (84137) I - Bir Dulun Havalı 2 — Tatlı Yalan,
YILDIZ (428*17) Aflilza(le Silfıh-şör.
I NAL (49306) I — Senta Antonyo Ablanı 2 — Denizler Kırallçesl. (KICK SİNEMASI: 1 — Yılanlı M/ıhude. 2 — Sanfranetako Güzeli
İSTANBUL CİIIKTİ
ALEMDAR «23683) l — Ana İstırabı. 2 — Debrcll Haşan Sl-nemncılar Kıralı .
C E M B ER LİT A S ,22513 ı AoiZOdo Sılâhşör,
FERAH: ı Kadın Severae. 2— Babam Suçludur.
HALK ,21901) ı - Dana ftabenl. 2 — Gönüller M«*likc4İ.
İSTANBI I. (22367) I — Ca?»uetar C«»pişiyor 2 — Sevimli Ruvn
AZAK (23512, 1 - Mağlûp Edil-miyenter 2 - ölüm Ko’îuum
Tİ RAN 127127) 1 — Mh^lup E-dllmh enler 2 — Ölüm Korku-HU.
MARMARA (21860) Kafkaa Kahramanı.
51 İLLİ (22962) 1 — Ana letıinbl. 2 Debtân Hnunn Sinemacılar Kıralı.
KISMET (21904) l — şarlo Aener. 2 — Kör (Arap filmi).
YENİ (Bakırköy 16-126» ı — K«p-tan K.ıd. 2 — tlnavet Saati
KADIKÖY CİIIET!
HALE (60112) 1 — ölmeyen Aşk, 2 — Filipin Aalam,
o ı*ER A ıtJu821) ı — Gömüden aciller 2 — Tahdit mektuptan
SI RE YY A (flüf&2) 1 - Ümltata Aşk 2 — Albukrek Fatihi.
YELDECİRMBNt: 1 — Ktırakar-tal. 2 - Kardeş İntikamı 4 — laaız vöd)
I SKİ l)AR ( İHETI
ııAı.e ı Unütulmıvan
Mazi. 2 — Partain Son Günleri. SVNAR: Artanların pençetunae.
ANKARA
ANKARA (23432) Berlin Ekspresi.
Bt YfK (15031) Ölümden Kuvvetli.
PARK (11131) Bir Yabuncı (Türkçe).
S( M ER (11072) 1 — Kaplan ren-çp8İ. 2 — Kendi Kurşuniyle
I LI S (22291 • IstlktaJ Fednileıl
SIS (14O7D Bir Yabancı (Türkçe).
YENİ (1I0İU) Ihtiraâ Kurbtimn-rı.
GAR GAZİNOM î Subra 1‘» ÖJft-pana. (lapanyol koro ntraks-yonu).
ANKARAEAI.AS FA Vl YON t : Viyana âtavlgmı» Re\ uaü.
İZMİR
ELHA.MRA; İlk Aızuhır
TAYYARE: Aşıklar Yohı YEN! SİNEMA: Ayşenin Duası. LÂLE: I Yalnız Gktanlrr 2—
Orm/ınîar AmIiiih
TAN: 1 Yalnız Gidenler. 2 — Ormanlar Aalunı
KARŞIYA K t CİHETİ
Sl'MER: Gönül Yaratan.
M El EK: 1 - Hım Kaptanı. 2 —
r»■ >
■•YENİ İSTANBll.,, un busrdn İrin lat H(' e ettiği prı»Rrıimlıır: Türk Mn/i^h
Sanı: 10.20 İstanbul: t:»uı.nbuı Konservktuarı Türk Müziği İcra He*. cH konseri. - W Ankara Tarihi Türk müzl.;l Balı Müziği:
Saat: 19.20 Ankara: Bach Bt> Minör Partlta, (Yahudi Menü-hin tarafından) — 20.16 Jilâh-bul: Radyo Salon orke-trııaı koımerl.
T İ RK Mt'ZİĞt:
Saat: 3.00 Ankara: Türküler (PI.). — 12.30 Ankara: Şı»»*kı-tar. — 13.15 İMtanbııl B|I * k «enlerinden şarkı va (ÜrkÜ)er ,P1 » — 13.60 tsfanl (>: Surkı
ve Ih, killer. Okuv/ınlMr. Halice Yüz: »ç Mllzevyen Tamer, Abdullah Orman w NizamrHin Tum.hil is.fin Ankara ş^rkı-» tar. — 15.13 Ankara: Halk tiır-
külerl. — IH.(5 İstanbul: Şarkı ve türküler (Pl ). — 19.20 İs-
tanbul Konservatuarı Türk MÜ-zlfci İcra Heyeti konaerl «Ali ■Rıza Şfangâl'bl btarcalndei. — 80.00 Ankara: Şarkılar. — 20,35 * Ankara: Tarihi Türk müziği.—
21.15 İstanbul: Şarkı ve l (irktiler «İleri Türk Müziği Koneer-vatunn).
Kî.AslK BATI MC7.İGI:
Suni: 7.31 Ankara* Hafif uvertürler (Pl.). — 13.15 Ankara: Salon orkMtrnlarından melodiler (Pl ı — m.2ü Ankara: Bach re minör partlta. Çatan Yahudi Mcntıhln «Pl.ı. — 20.00 İntan-bul; Piyano aololnrı. (1—Cho-pln’djm Bnltade No, 3. Grleg-«leıı "Kelebek Op 13. Melodi Op. 47 vo- Münzevi Seyyah Op. 43» Çalan- Ellrcn Joycc). — 20.15 îrttiinbnl: Radyo anlon orkestram konaerl (Brrliot'nun Macar maıtı. BrahınsTn Macar danstan. Greçan İnal* dan Ninni. Dvnrak’ıı I No. hı vatal ve Frnnz L«harm Altın ve Gümüş vatan. — ?l.3() Ankara: Opera havalan ve düetler (Pl.)» — 2I.I.> ÎMinnbul: Operada hır saat.
II MTF 11.1 n Mt’ztûl
Sii.t: H,30 Ankara: Çeşitli mü-«lk (Pl ). — 13.30 l(innbul: Çe-•|hll müzik (Pl.ı — IH.30 İstanbul: Ce.ıhll müzik (Pl ) — 10.13
I. 'stanhul: Ara müziği (Pl.)- —
23.15 İHtnnbul: Karıcık Gece müziği (Pl ).
DANS MCzICI:
Saat: 4.15 Ankara Tangolar (Pl,). — 13.15 Ankara: Cugat orkestrası ıPL». — 11.30 tatıtnbul: StrnuM^'flan valeler (Pil). —
II. 45 İstanbul Çeşitli (PİJ. —
IH.Ol) tatanhu): Gitar kuarteti •Pl » - im I Htnbul: 1 »an»
müziği. - ih. 15 Aııkura: Caz orkvatrnmrı. Samrny Kaye (Pl.)
— ?! 15 Ankara ÇcŞİtJl (PL). — 23.00 İstanbul: Çeşitli (PL).
III SI Sİ EROt.R AMI. AR: Kominin ıı;
Saat im.30 Anknr,: Çiftçilerle lıa Iba.wa (15 dakika) — .'0 30 Ankara: Serbest Kii.it M. 15 Ankara; Konuşma «15 dakika h
— 22.00 Ankara: B M.M. aaati.
.Müzik:
Saat: 18.30 Londra: Dinleyici istekleri (Türk müziği. — 30.45 İstanbul: Dinleyici iateklerhHafif Batı müziği)
TCRKÇE HABERLER:
Aııknru ve İstanbul Radyoları :
Suat: 7.45; 13.00; 19.00; 22.4v
13.30 Ankara: Öğle Gazetesi.
20.15 Ankara: Radyo Gazetesi. “AmerİJcnnm ScmI., Saat 19.15 (13 16 ve 19 metre).
Londra Radyocu: Saat. 7.15; 18.45 ve 23.Û0 (19.91; 24.92; 31.32 ve 19 19 metro).
GELECEK OLAN UÇAKLAR
4.45 P.A D (Brezilya) Buenos-Alres. Rio de Jnnelro, Dakar. Lizbon ve Romad.ın.
10.50 D H.Y’. (Türk) Ankaradan. 12 50 D.H.Y (Türk) İzmirden.
16.20 D.H.Y. (Türk) Adana. Anka radon.
19.50 P.A A. (Amerikan) New-York. Gandor, Londra.Boston. Brhkscldcn.
GİDECEK OLW l ÇARLAR
7.— P A.D «Brezilya) Roma. Llzb*m, Dakar. Rio de Ja-nolro. Buenos Aires.
9. — L A I (İtalya) Atına. Ko-
maya.
9.— D H Y (Türk) Ankara Nfa-laf.ı Elâmjg D Bakır. A-dana. lkkeiKİeruna.
10, — c Y (Kıbns) Atina. Tef-
koşeye-
11.20 D H.Y (Türk) îzmiro 1350 D.H.Y (Türk) Ankarava. 21 40 P A A (Amerikan) î?am.
Karacı, Delhi. Kalküta. Bangkok, Hongkoa;
GH E( EK Ol.AN EKSPRESLER
6.15 Semptan (Avrupa).
8.30 Ankara.
(.İDE( EK OLAN EKSPRESLER
13.10 Ankara Ekspresi.
21 30 Senmlon lOkspresI
(.11 I ( EK OLAN 1 \Pl RLAR
6.3') Konya (Bandırmadan).
0.00 Adana (D.G. Akdenizdtn)
11.30 TraDZon (tzmirdan).
15.35 Sus (Mudanyads n).
17.— Aksu (Hopadan).
GİDECEK OLAN VAPURLAR
5.— Dumlupmar (Karadcrdze).
9.— Saadet (Ayvalığa).
11.— Etrüsk (îzmire).
1§.— Mersin (lmroza).
2»)— Konya (Bandırmaya).
Eminoııü;
Asadur (Gedlkpaşa) Beyazıt
Eminönü. E. Ö.
Bcnsason. Kilçükpazar.
Alt Rıza, zYlenıdar.
Eyüp:
Arif Beşer.
Bollum:
S, Recep. Tramvay C.
Beyoğlu:
Bryoftlıı Cemal Atasoy, Yük-sekknldırım 115,
Taksim Llmonor. ÎMIktal C. 56 ,, Cihangir, Akarsu C. 34.
Galata Sağlık, Nccatibey C 181 Zıya Boy er. Kara köy Mcr-tebanl C. 5.
Şişli Merkez. OMmanbey 90. ,, Kurtuluş. Kurtuluş C. 231.
Hnskfty Hasköy ecz
Kaaıınpnşa Merkez ecz.
Fatihi
Vniveralte, Şehzadebaşı.
Sarım. Akşaray.
Samatya, Samatva.
Nür.hrt Onat. Şehremini.
Edirm kapı, Karağümrük. HüuaınetUn. Fener.
Üsküdar:
Ömer Kenan.
Kndikö> :
Yeni Moda.
Fcncryolu.
Göztepe.
A Cafer (Bostancı).
Heybellada:
Heybellatla.
Büy likada:
Merkez.
AN K.1RA
Dcrrnan • lâl75)
Guray (22324) lametpa$a (15175)
Hece - Bulmaca
Bt _ Bl — DAM — DİN — DIR — DÎ.Ş — EC — EL — ERKEK — KI — LA — LA — LALE — MA — NA — NE — NE — RO — SA — SE — TA — TA — TÜ — Ü — Ü — ÖÇ — VEZ — ZÜN.
Yukarıda vazıh hecelerden aşağıda mânaları sorutan kelimeleri bulunuz. Bu kelimelerin sıra numaralarına göre baî? harflerinden bir ATASÖZÜ çıkacaktır.
1 — Yabancı. 2 — Bir çiçek. 3 — Giydiklerimizden. 4 — Bir nota. 5 — Aıizınıızdsdır. 6 — Er. 7 — Eski sairlerden. 8 — Bir meyva. 9 — Yemeklerde İştah a-çar. 10 — Ek. 11 — Bir sayı. 12— Az bulunur. 13 — Çatı. 14 — Sıkıntı. 15 — Bir yabancı başkent.
DÜNKÜ BULMACANIN HAT.Lt
OLMAYA DEVLET CİHANDA BÎR NEFES SIHHAT GİBİ
Kelimeler.
I — Orak. 2 — Limon. 3 — Mum. 4 — Ayı. 5 — Yıl. 6 — Az. 7 — Dede. 8 — Eşek. 9 — Villâ, 10 — LAL 11 — Ekmek. 12 — Tokat. 13 — Cerahat. 11 — İç. 15 — Hıyar. 16 — Avrat. 17 — Naz. 18 — Dan. 19 — Ak. 20 — Büyük. 21 — îğri. 22 — Red. 23 — Nam, 24 — Elû. 25 — Fen. 26 — Eş. 27 — Su. 28 — Sayı. 29 — Irak. 30 — Havuç. 31 — Hamam. 32 — Amca. 33 — Teyze. 34 — Gos» 35 — İki. 36 — Bnl. 37 — lnelfc
Beyoğlu 44644 Kadıköy 60872
İstanbul 24222 Üsküdar 00945
Ankara 00. İzmir 2222. K.yaaca 5056
İZMİR
Ataaneak. Ataancak. Hilâl. Kemerallı.
Ege, Basmahane. Güzelvatı, â’nlılar.
Asri. Eşreipaşa,
Sayfa 6
Y E N t İSTANBUL
1* Orak 1950

SİYASI tKTÎSADl
YENİ İSTANBUL
müstakil günlük gazete
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ! FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yazı işlerini fiilen İdare eden : SACİT ÖGET
Basıldığı yer :
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
ikinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki İktisadî, dördüncü sayfamızdaki kültürel başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamen yazarlarına aittir.
İngiliz lirasının kıymetinde bir düşme Mayer patlarında baş döndürücü bir indirme!..,

k -
2 —
Ru-içkl ba-
Yukarda sayılan sahalar, Beyoğlu - İstanbul - Anadolu yakası (Adalar dahil) olmak üzere üç bölgeye ayrılmış olup her bîri ayn ayn taahhüde bağlanacaktır.
■ .
- - -
Z K
1 — İstanbul şehri Belediye hudutlariyle Küçükçekmece, Küçükyalı. Maltepe, Kartal, Pendik ve Yakacık, Anadolu ve melikavağı mıntakalan dahilindeki her türlü şişeli ve ispirtoların (Bira ve Şarap hariç) fabrikalardan yilere tevzii üç yıl müddetle taahhüde bağlanacaktır.
-
Tekel İstanbul
Başmüdürlüğünden

3 —
Bu husustaki taahhüt esaslarını ihtiva eden sözleşme tasarısı Başmüdürlüğümüzde mevcut olup, talep halinde İlgililere bedelsiz olarak verilecektir.






4 —
Sözleşme dışında ve sözleşme konusu ile İlgili olan her türlü İzahat ve malûmatı arzu edenler, Başmüdürlüğümüzden alabilirler.
5 — İlgililerin, yazılı tekliflerini en geç 2-2-1950 tarihine tesadüf eden perşembe günü akşamı saat 17 ye kadar Başmüdürlüğümüze vermeleri lâzımdır.
6 — Teklif sahipleri haklarında nerelerden referans lstenilebile-ceğinl, teklif mektuplarında kaydetmelidirler. *
• — İdaremiz, tekliflerden en müsait telâkki ettiğini seçmekte serbesttir. (567)


MZIYER
7,50TL
İhtiyat yakalı.
20 muhtelif renk
Poplin gömlekler
MZIYER
9,90 T.L.
Hahs yünden, muhtelif renk, yem desenli « •
Örme bluzlar

MZIYER
1 T.L.
Birinci kalite Ingiliz malı
Erkek mendilleri
MZIYER
69.50tl
Kadın için İki taraflı, Erkek için çift katlı
Ingiliz trençkotları

M/IYER
9,75 T.L.
Bol biçilmiş,
12 renk. Amerikan
Erkek pijamaları

M/ıYER 150 T.L Halis yün.
Çekoslovak malı, öeş renk
Erkek paltoları
• /
mallar 1001 çeşit eşyamızın ANCAK bir kısmını teşkil etmektedir
4





SINGER HEDİYELERİ
Saatler, mücevherler, mutena çeşitler ve modeller
»
GRİP-BAS'DİŞ ve ROMATİZMA
AĞRILARINA KARŞI

İSTANBUL — Eminönü, Arpacılar
ANKARA — Parkpalaa yanı.
Taklitlerinden sakınınız. Her yerde pullu kutuları ısrarla isteyiniz.
Geçen toplantı zaptı-
Hudson 1948
NjooIİ - Marsilya * Cenova
*Yenj lıianfed"
9
Radyolu kaloriferli az kullanılmış iyi vaziyette lüks taksi müsait fiyatla acele satılıktır. tş saatlerinde 29266 ya telefon
Boh Akdeniz Holh • htsnbul Pir» Napoli Marsilya Uenova
Do^u Güney Akdeniz Hottı • İstanbul Imlr Pir» Llmasol Beyrul İskenderiye
DEVLET DENİZYOLLARI
•. • •— •.**-. _ * .........
resimlerin klişeleri
Klimsch - Horika
FRANKFURT/ M Al N
Beyoğlu - Parmakkapı, İmam sokağı No. 2, Tel: MS63
• n M I* | p ,
> «•
Galata. Aslan han, 6 ncı kat Poata K. Galata; IlOfl
TELEFON: 44356
GÖZ HEKİMİ
Her yerde olduğu gibi, dünyanın en büyük, milyonlarca lira değerindeki:

I
5dd(
Türkiye Mason Derneği
Genel Kurulu 29-ocak-1950 pazar günü saat on beşte Sıraserviler caddesinde No. 66/3 lokalinde adiven toplanacaktır.
Gündem:
1
nın okunması.
2 — idare Kurulu Raporunun okunması.
3 — Dernek hesaplarının tetkiki.
4 — Bütçenin tasdiki.
5 — Hesap müfettişlerinin seçilmesi.

QÜEEN MERY - QUEEN ELtZABETH SAVARONA, ANKARA, TARSUS
GHH TRANSATLANTİK. YAT, LÜKS YOLCU GAZ, BENZİN, YAĞ TANKERLERİ, GAZLI. OTOMATİK ÇALIŞAN
Kidde
GEMİLERİ.
SÖNDÜRME MAKİNELERİYLE. YANGINA KARSI EMNİYET ALTINA ALINMIŞTIR.
Walter Kİdde & CompanyvInc
TÜRKİYE UMUMİ VEKİLİ :
TEVFtK RAGIP ÜLER
ULTRAMİN
DİS KREMİ
t
KULLANINIZ!


KEKEMELERE: Kekemelik hu-susî bir metotla ıslah olunur. Fazla tafsilât için: Bayan A. Narter, Şişli, posta kutusu No. 32 ye mektupla müracaat.
AKŞAJVT MİSAFİRLERİNİZE EN MAKBULE GEÇECEK İKRAMINIZ Vnutmaym\z kİ, Türkiyenin ycgûnc tanınmış Baklavacısı (GVLLÜOĞLU) nun Gül kokan baklavaları olacaktır
ÇEŞİTLİ BAKLAVA — KURABİYE — FISTIK EZMESİ — BÖREK
Karakoyt Haşan Deposu yanında Halil Pasa sokak No. 12 Hiçbir yerde şubesi yoktur

Dr. HAFIZ CEMAL LOKMAN HEKİM
Dahiliye Mütehassısı Pazardan başka her gün saat 14 ten 17 ye kadar İstanbul Divanyolu No. 104-
Dr. Mıırad Rami Avdın
ENGLÎSH STENOGRAPHER with perfect kno'vfedge of Ger-man and basic kno\vledge of Ttırkish with several ycars of experience İs desırous to work at a serious business concern.
Apply under No. 356
«A

Sürat • Konfor • Temizlik • Eğlence
En nefis yemekler • en itinalı servis






Gazetemizde neşrolunan bütün
Tarafından teçhiz edilmiş, modern ve kifayetli klişe atelyemizde hazırlanmıştır
*IIOK^TV PÜON'** Radyolarının Bntiin Modellerini
KIMIZDA VE ACENTELERİMİZDE GÖRÜNÜZ


Türkiye Umumî Mümes*
HALİL NACİ MIHÇIOĞLU
ANKARA — İSTANBUL

Comments (0)