Japonya'da Nagoya şehri bu sabah yeniden bombardıman edildi
KOÇ TİCARET T. A, Ş.
v. a. a,
«ER TÜRLÜ ELEKTRİK TE3İ8ATI, Sanayi tt-«ISRt, maklnalar, Elektrlik cihazları, v® malzemesi.. Ankara - İstanbul
Sene 27 — No, 9547 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
PERŞEMBE 17 Mayıs 1945
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaa®
Üçüncü harbden korkanlar var. Dünya çıldırdı mı?
Yiyecek azlığı
Bir Ingiliz gazetesi diyor ki:
M. Churclull în geçen pazar akşamı söylediği nutuk Ingiltere ve Ameı-ikada merakla karışık bir telâş uyandırdı.
Londradan gelen telgrfalar, Parlâmento çevrelerinde bu nutkun: «İhtiyatlı lisanla yazılmış bir ihtar» sayıldığım bildiriyor. Bu çevrelere göre İngiliz Başba-kanının sert sözleri Polonya, Macaristan. Avusturya hâdisele-rile ilgilidir. İngiliz mebusları, M. Churchill in. bu sözler arkasında ne gibi kaygılar gizlediğini açıkça sromaya karar vermişler.
Fransız Afi ajansının da Ame-rikadan bildirdiğine göre, Rusya hakkındaki müphemlik, Amerika halkının gözünde zaferin parlaklığını solduruyormşu. ve üçüncü dünya harbinden en çok bahsedilen yer Amerika imiş.
Bu görüşlerde belki mübalâğa vardır, fakat yazık ki çok hazin hakikat, harbi kazananların zaferden sonra birlik ve beraberlikten uzak olduklarıdır,
Amerika Dış İşleri Bakanı Müttefikler arasında pürüzlü otuz mesele bulunduğunu söylüyor,
İşin ehemmiyeti, ayıklanacak pürüzlerin sayısında değildir. Dünyayı altüst eden böyle çetin bir harbin ertesinde pek cok zor-luklar çıkması olağandır. Bunların ortadan klakması uzun sürebilir.
Manzaranın kötülüğü, ortaya çıkan meselelerin ağırlığında ve bu mesele'er karşısında İki tarafın aldığı dikbaşh tavırdadır,
Biı Polonya dâvası var kİ harbden önce Almanya ile başlamış, zaferden sonra, daha çetin bir şekilde Sovyet Rusya ile devam ediyor,
İngiliz ve Amerikalılara göre bu harb Polonyayı korumak yüzünden çıkmıştır. Müttefikler, zaferi kazandıktan sonra Polon-yayı feda edemezler,
Sovyet Rusyaya göre, kurtulan Polonya kendi demokrat hükümetini seçmiş, rahata, saadete ve istiklâline kavuşmuştur. Bir Polonya dâvası artık yoktur.
Ayrılık böylece sürüp giderken Huşlar tarafından tevkif edilmiş on altı demokrat parti şefleri meselesi çıktı. Sovyetler. birdenbire yok olan bu adamlar hakkında daha fazla malûmat vermekten çekindikleri İçin Ingiltere ve Amerika, Polonya meselesini artık konuşmak istemiyorlar.
Fakat zaten Sovyet Rusya böyle bir meseleyi konuşmaya can: atmadığı için bu pazarlıkta kazanan tarafın kim olduğunu anlamak güçtür.
Polonya işi bu çetrefil dönemde iken bir de Viyana meselesi çıktı, Sovyetler Viyanaya girince orada da bir hükümet kuruldu, Sovyetler bu hükümeti tanıdılar, Müttefikler Üçlü Kırım konferansı kararlarına aykırı buldukları bu olguya da kızdılar.
Bunlar yetişmiyormuş gibi, Mareşal Tito, kurmak üzere olduğu yeni büyük Federasyona Trlyeste limanın] ilhak ediverdi. Ingiltere ve Amerika, hudut meselelerinin gelecek sulh konferansında konuşulacağını İleri sürerek Triyesteyl İşgal ettiler ve Tltoya notalar yolladılar.
Bu gürültüler arasında, yarınki dünya emniyetini kurmaya Çalışan San - Franslsko konferansı, hızla ve heyecanla işe başladıktan sonra. Dış Bakanlan birer birer çekilip gittiler, eski usul parlak siyaset edebiyatı formülleri içine düşen konferans, İlk günlerdeki alevini kaybetti. Cenevre Milletler Cemiyeti tabl-Hle «gece kandili» gibi çabala-maya koyuldu. Burada küçük devletlerin emniyeti için harbi göze almamak karan etrafında birleşen büyük devletler, kendi aralarında yeni ayrılıklar çıkardılar: Sovyet Rusya Inglltereye karşı Hindistan meselesini. Ame-rikayı sıkmak İçin d? Pasifik üslerini kurcalıyor
Bütün bu anlaşmazlıkların
hepsi yok edilebilir, hattâ şaka olmayan bir dünya emniyet teşkilâtı bile kurulabilir. Elverir kİ üç devlet arasında bu dâvalar açık dil ve iyi niyetle konuşulsun.
Bütün Ingiliz Basını hoşnutsuzluklar ve sızıltılarla doludur. Hepsinde, halkı yeni güçlüklere alıştırmak İsteyen bLr eda var. Üç müttefik devlet adamının yeniden buluşmaları bekleniyor. Fakat şimdiye kadar olan ve hepsi tam anlaşmalarla bittiği ilân edilen buluşmalardan ne çıktı kl yenisinden büyük neticeler umulsun? Hasta, sakat Avru-panın muhtaç olduğu artık konuşma değil, herşeyln yeril yerine konmaya başlamaktır.
Bizce büyük tehlike, harbin sonu İle sulh arasına uzun bir devre sıkışmış olmasıdır. Avrupa sulhunu, ne kadar süreceği belli olmayan Japon harbinden sonraya bırakmak, sürüşmeleri arttıracaktır.
Müttefiklerin Sovyet Rusya-dan şikâyetleri Polonyaya, Avus-turyaya, Macaristan®, Çekoslovakya. Romanya ve Bulgarlstana tek başına hâkim olmasıdır. M. Eden geçen gün, bu yerlerden hiç bir haber alınamadığından şikâyet ediyordu.
Necmeddln Sadak (Arkası sahlfe 2. sütun 2 de)
Amerika, buğday stoklarının tükenmesinden korkuyor
Londra 17 fA.A.) — Evenlng Standard gazetesi, bütün dünyada et, pirinç vs diğer yiyecek maddelerindeki kıtlık dolayıslle her taraftan vaki olacak buğday taleplerinden bahseden bir yazısında diyor kİ:
«Harb esnasında biriktirilen buğday stoklarının yavaş yavaş tükenmesi mümkündür. Harb İçinde bu buğday stoklarının yapılabilmesi satış imkansızlığından değil, ancak fiat İtrin suni olarak yüksek tutulması arzusundan İleri geliyordu. Bu son 24 sene zarfında görülmüştür kİ, buğday flatlerl ne zaman normal hurilerden daha aşağı indirilmişse talepler hemen artmış ve daha fakir bölgelerd* çok miktarda buğday İstihlâk edilmiştir. Pirinç kıtlığının bugün buğday üzerinde büyük tesiri vardır.
Kanada’nın yardımı
Londra 17 (R.)— Kanada. Avrupa-dakl açlığa karşı bütün buğdaylarını Avrupaya göndermeğe karar vermiştir. Vapurlar buğday yüklemeğe baş-hyacakl ardır.
M. Herriot Şam’da
Brazzaville 17 (R) — Edouard Herriot dün Şam’a gelmiş ve orada general' Bennet İle Fransız kolonisi taralından karşılanmıştır. Fransız milli marşını dinleyen Herriot şöyle demiştir:
«31 aydan beri ilk defa olarak bu şarkıyı yeniden dinliyorum.»
Trieste meselesi
Durumda değişiklik yok — Mareşal Titonun notaya cevabı bekleniyor
Londra 17 (R) — Trieste meselesinde değişiklik yoktur. Mareşal Tito Yugoslav kıtalarının İzenzo nehrinin doğu kıyısına çekilmelerini emretmiştir, Bu emir Yugoslavlarla kalyanın daha ziyade İçerilerine girmelerin# mâni olacaktır, fakat Trieste, Oorlz-ya ve Mongalkone'nin durumunu de-ğlştirmlyecektk.
Mareşal Tito İngiliz - Amerikan notalarına henüz cevap vermemiştir. Bunun İçin bir iki gün geçmesi 1 tizini geleceği tahmin ediliyor. Belgrad'da açıkça kavgaya müheyya müfritler bulunması muhtemeldir. Fakat mareşal Tlto'nun mutedil hareket edeceği zannolunuyor.
Fransızlar italyanm batı kısmında işgal ettikleri yerlerden çekilmeğe başlamışlardır. Bu. vaziyeti Ulah edecektir.
Yugoslaviar Avusturya’ya girdiler Londra 17 (R) — Yugoslav kuvvetleri Avusturyada Karlntl vilâyetin* girmişlerdir. Burada Klagenfort şehrin d» Amerikan ki talar 11» boraber Yugoslav kıtaları da vardır. Bunların komutanı şehir duvarlarına beyannameler astırmış, şehir halkına emirler vermiştir. Yugoslavlarla hareketi kışkırtıcı mahiyette görülmektedir. Buna rağmen Müttefikler itidallerini muhafaza ediyorlar.
M. Welles’in bir makalesi
Washlngton lö (R) — Eski Amerikan Diş İşleri Bakan muavini M, Sumner Welles'ln New-York Herald Tribüne gazetesinde yazdığı bir başyazıda Yugoslavyanın Trieste üzerinde hiç bir hökfa olmadığını söyle-mektedir. M. Wellea diyor kİ:
Yugoslavya birleşmiş milletlerin beyannamesine İmza koymuştur. Binaenaleyh Atlantik beyannamesinin prensiplerine tâbi olmak Hlbarlla ahalinin büyük bir kısmı İtalyan olan Trieste gibi bir şehrin. Yugoslavyaya İlhakı bununla tezad teşkil edecektir. Yugoslavya bu suretle kendi taahhüt-
Mareşal Tito
lerlna sadık kalmayacak ve Avrupa-nın sulh İçerisinde yaşaması İçin mevcut prensipleri haleldar etmiş olacaktır. Tricşte'nln İtalyaya ne kadar lüzumlu olduğunu en küçük bir muhakeme İspat etmekte ve İtalya bü yük tesmiye edilen hükümetlerin yat-nu en fakiri olmakla kalmayıp bu hükümet Yugoslavyadan daha fakir bir hale gelecektir.
şayet İtalyan milleti Trlaste böL-gcslndetd madenleri kaybedecek olursa ve Trieste üzerinden yapılmakta olan şerhe» ticaretin kendisine temin ettiği servetten d8 nispeten mahrum kalacaktır. Bununla beraber İtalyan milletinin maruz kaldığı manevi darbe daha büyük maddi neticeleri tev-lidedecektlr.
İtalyan dsmdkroslslsln inkişafına meydan vermek ve İtalyan milletinin kararlı bir hükümete maille olabilme-i sİ İçin Italyan milletinin, birleşmiş milletlerin adaletinden şüphe etmemesi lftamgelmektedlr.
Toprak kanunu görüşmesi hararetlendi
Dün birçok Millet Vekilleri tenkidler-de bulundular. Bugün Tarım Bakanının ve Başbakanın söz almaları muhtemel
[Yazısı ikinci sahifemizde]
it
Ingiltere’de umumî efkâr ciddî surette heyecandadır „
“ Ruslar hakkındaki çok büyük teveccüh azalmak-^ tadır, halk hükümetin yatıştırma mahiyetinde herg -- -- — _ PJ
türlü uysallıktan çekinmesini istiyor „
Londra n (A. A.) — Manchester Guardian gazetesinin yazdığına göre, Polonyaya karşı Ruı politikası hakkında M. Churchlil tarafından yapılan telmihi hiç şüphede Ingiliz halkoyu desteklemektedir. •
Bütün sınıflara ve bütün partilere mensup kimseler M. Churchlll’in nutkundan evvel da Rusyamn bugünkü tavrını tenitldedlyorlardı. Bu hattı hareket, umumiyetle politika İle alâkadar olmıyan ve ancak kendilerini doğrudan doğruya ilgilendirdiği zaman siyasi meselelere alâka gösteren birçok kimseler Üzerinde tesir bırakmıştır.
Şahsi temaslar neticesinde hasıl olan intiba şudur kİ, umumi efkâr ciddi surette heyecana düşmüştür. Ruslar hakkında çok büyük olan teveccühün son birkaç gün zarfında çok azaldığına şüphe yoktur’ Büyük halk kütlesinin Rus anlaşmazlığı karşısında Ingiliz hükümetine gösterilebilecek ve bir «yatıştırma» olarak vasiflandırı-labllecek olan her türlü uysallıktan
İçtlnabetmeslnl arzu ettiğinden şüphe edilemez.
Londra’ya griden Müttefik komutanları
Londra 17 (R.) — General Elsen-hower ve mareşal Montgomery'den başka batı cephesindeki Amerikan komutanlarından birçoğu Londraya gelmişlerdir. Bunlardan Ol. Bradly Almanyaya dönmüştür. General El-aenhoner dün öğle yemeğini M.Chur-chlll İle birlikte yemiştir. Bu münasebetle Aimanyada kurulacak Müttefik idare şeklinin görüşüldüğü tahmin ediliyor.
Üçler görüşmeği
Vaşlngton 18 (A. A.) — Reuter: Va-şlngton’un en İyi haber alan mahfillerine göre, Truman - Churchlil -Stalln görüşmesi hakkmdakl son teşebbüs bugün mareşal Stallnln elinde bulunmaktadır. Bu görüşmenin Avrupada yapılacağı hemen hemen muhakkak değildir. Fakat mareşal Stalln’ln Rusya dışında bir seyahate ikna edilebileceği hftlft şüphelidir. Va-
(D
P
O
şlngton hükümet mahfilleri, görüş- q menin Londrada yapılmasını tercih-— etmektedirler. Bununla beraber, ftg- [£ renlldiğine göre, M. Truman ve M. Q) Churchlil, çok müstacel bir mahiyet >. alan Avrupa meselelerini halle başlamayı o derece arzu etmektedirler kl. M. Stalln İle buluşmak üzere uzun
bir seyahat yapmaya itiraz çtmlye-'*— çeklerdir. J>,
Sovyet Rusya’nın İngiliz^
hava kuvvetini tebriki Ö
Londra 17 (AA.) — Sovyetler Birli- CO ftlnln Londra büyük elçisi M. Gusev, (D İngiltere Hava Bakanına bir mesaj göndererek. Alman emperyalizmine,'**' bu müşterek düşmana karşı kazanılan büyük zafer münasebetlle, mareşal Stallnİn tebriklerini bildirmiş ve Sovyetler Birliği ile Büyük Britanya arasında harb esnasında kurulmuş olan dostça iş birliğinin harb sonrası devresinde de muvaffakiyetle devam ettirileceği ve inkişaf edeceği hususundaki ümidini belirtmiştir.
Mussolini’nin hâzinesi
Beraberindeki altınlar ve paralar ortadan kayboldu
Londra 17 (AA.) — Mussollnl 11e Faşist Bakanlarının İsviçre hududuna doğru kaçışları sırasında beraberlerinde getirdikleri 500 milyon liret tahmin edilen servet tamamen ortadan kaybolmuştur. Milano'da çıkan Avantl gazetesi de, Mussolini’nin vatanseverler tarafından tevkif edilmeden az evvel beraberlerinde altın ve yabancı dövizler bulunduğunu yazmaktadır. Altın 6Q kilo ağırlığında Id1 ve dövizler de şunlardı: fl milyon Fransız frangı, 2150 sterllng. 203 bin İsviçre frangı, lû bin peseta, 5 milyon liret, binlerce Amerikan doları ve sayısı bilinmeyen bir miktar Portekiz parası,
Bunlara İlâve olarak Mussollnl ile beraber kaçmış olan Faşist partisi sekreteri Pnyollni de. İçnde altın ve elmas bulunan birçok kutuyu birlikte götürüyordu. Mus»l1nl‘n1n metresi Claretfa petacct de yabancı döviz ve elmas dolu bir valizi beraberinde taşıyordu. Bütün bu servetlere nezarete memur edilmiş olan Mussolini’nin özel kâtibi Dr. Oattl, 23 nisan günü bunların hepsini alarak Como gölünden ayrılmıştır, 20 nisanda Gattl ve bu büyük servet Lombarrlya.dakl Me-nagglo şehrine gelmişse de o gönden sonra bu muazzam servet hazînesinin İri kaybolmuştur.
Almanya'nın idaresi
Şiddetli bir askerî idare kurulacak
DİKKATLER:
Garp usulü Türkçe musiki eserler
Radyoda üç nevi musiki olur: Alaturka dediğimiz nevi kl bütün milli eşkâl He; bir„. Klâsik garp musikisi, iki,,, ÜçüncüsU de garp usuilerilş bestelenmiş Türkçe şarkılar.
Bu üçüncülerde hiç bir suret-le isabet olmadığına dikkat ediyor musunuz? Ağlamış sesler, tecvidi bozuk Türkçe... Şimdi yazdır: Sahillere kulak veriniz. Gençler, bunları taklit ederek aygın baygın şarkılar söylüyor. «Alaturka, hilznile ruha kasavet verir; garp .musikisi kuvvet veriri» denirdi. Şimdiki garp usulü martı Türkçe eserler yanında tekmil peşrevler ve taksimler hayat mücadelesini aşılayan birer Wagner şehametlni arzedlyor.
Londra 17 (R.) — Almanyaııın akıbetinin ne olacağı hakkında dlün İki resmi beyanat yapılmıştır. Bu beyanatlardan birincisi M. Churchlil, İkincisi dc Müttefik umumi karargâhı tarafından yapılmıştır. Her İki beyanattan da çıkan mâna şudur: «Almanya şiddetli bir asker hükümete tabi tutulacaktır.»
Başbakan Churchlil. general Et-senhower ve mareşal Montgomery ile görüştükten sonra Avam kamarasında beyanatta bulunmuş ve demiştir kl: «Almanyayı, Almanlar bizim verdiğimiz direktiflerle İdare edeceklerdir. Almanyanin idaresi gibi külfetli bir İşi Müttefikler üzerlerine almak niyetinde değildirler.»
General Eiscn’hower,lıı muavini general cley de şöyle demiştir: «Amerikan kuvvetlerinin Aimanyada uzun müddet kalacakları anlaşılmaktadır. Aimanyada asker! bir hükümet kurulacaktır. Hedefimiz her şeyden önce harb suçlularını cezalandırmaktır. Amiral Doenltz harb esiridir.»
Paris 17 (A.A.) — Amiral Doenltz ile Müttefikler tarafından seçilmiş diğer bazı Alman subayları Alman kuvvetlerinin İaşesini, silâhtan tecridini ve sıhhi İhtiyaçlarını sağlamak işinde muvakkaten İstihdam edilmektedir. Bu Alman subayları tamamen Müttefik kontrolü altında olup Müttefik komutanları tarafından ve-rllen talimatı yerine getirmekle mükelleftirler.
Londra 17 (R) — Aimanyada, Müttefikler İlk mekteplerin dört sınıfını açmışlar ve dersler» başlanmıştır. Kitapların hepsi de yeni bastırılmış ve nazizm İle alâkası olmıyan eserlerdir. Harb suçluları hakkında tetkikler
New-York 17 (R) — Alman harb suçjuları hakkında tetkikte bulunmak üzere 31 mayısta Londra'da milletler arası bir komisyon toplanacaktır. Amerika, harb suçluları İçin dört kişilik bir komisyon tâyin etmiştir. Komisyonun başında başsavcı Cakson bulunmaktadır.
De Valera’nın nutku
Londra 17 (R) — İrlanda Başbakanı De Valera beyanatta bulunarak demiştir kl: «Ingiltere hiç bir vakit bizim bitaraflık siyasetimizi anlıya mamıştır Fakat hiç bir memlekette Ingiltere kadar bize karşı dürüstçe hareket etmemiştir,»
Bu sabahki yangın
Knap boyahanesinin bir kısmı yandı, bir ölü, 5 yaralı var
Bugün saat 10.30 da Kasmıpaşada Değirmen sokağında Knap boyahanesinde yangın çıkmıştır. Yanguı, benzin parlaması yüzünden çıktığa için çok çabuk genişlemiş ve binanın ahşap kısmım derhal alevler kaplamıştır. Bu sırada parlayan benzin yanında bulunan 35 yaşmda Yas*f adında biri vücudunun muhtelif yarlerinden yanmış ve onun aci feryadı Üzerine duman tabakasını yararak İçeriye girenler Yasefi ağır yaralı olarak ateş İçinden çıkarmışlarsa da zavallı adam az zaman İçinde ölmüştür. Alevler İçinde kalan Ömer, Hakkı, Hüseyin, Emin ve Mustafa adlarında beş amele de vücutlarının muhtelif yerlerinden ağır surette yanmışlardır. Yarları ağır olan bu beş amele hastaneye kaldırılmıştır.
itfaiye, ateşi etrafa sirayet ettirmeden söndürmüştür.
Lay yakalandı
Evvelâ hüviyetini inkâr etmiş!
Londra 17 (R) — Alınan 1f cephesi komutanı Robert Lüy Berchtesgaden civarında yedinci Amerikan ordusu tarafından yakalanmıştır, Löy iptida hüviyet tiiu İnkâr etmiş. sonra, itirafta bulunmuştur, Lay Hitler’ln çok yakınlanndandı, Hell Hitler selâmını bu adanı Icadetmlştl.
Doenitz ve Goerıng mevkuf
Londra 17 (R) — Amiral Doe-nltz ve mRreşal Goerlng tevkif edilmişlerdir. Mareşal Goerlng Coventry bombardımanının belû başlı tertipleyicisidir,
Yunanistanda bir dış işleri komisyonu kuruldu Atina 16 (A.A.) — îstişart
mahiyette olmak üzere bir dışişleri komisyonu kurulmuştur.
Bu komisyon isimleri aşağıda yazılı eski Başbakan ve Dışişleri Bakanlarından mürekkeptir: So-fulls, Kafandaris, Kontas, Tson-doros, Papandreou, Alexandrles, Maıdmos, Thoodokis. Rendls, Dragoumis ve Malas,
Sahile 2 __________________________ AKŞAM________________________________ 17 MaJls 1945
SÖZÜN GELİŞİ
Toprakla savaş
TJ üyük İstihsal memleketi Amerıkadan beş senedir Avrupa-ya gelen ve hürriyet zebanilerde savaşan milletlerin yününü güldüren haberler daima harb malzemesi istihsaline dairdi. Bunları her ajans telgrafı aşağı yukarı şu şekilde hülâsa ediyordu: «Birleşik Amerika’da tank istihsalâtma bilhassa ehemmiyet verilmektedir. Bundan başka harb meydanlarına her cins uçak, gemi, kamyon, top, tüfek yetiştirmek hususunda âzami gayret sarfcdilmekfedir.»
Avrupa’da harb bitmiştir Şimdi bütün hürriyet kuvvetleri Sulh denizindeki harb ateşini, o ateşi körükliyenlerle beraber söndürmek üzere Japonyanın üzerine yürümeğe hazırlanırken Amc-rikadan Avrupaya gelen bir haber evvelkilere benzemiyor Diinkii gazetelerde göze çarpan bu haber şöyle diyordu: «Birleşik Ame-rikadaki Zafer bahçelerinde domates istihsalâtına bilhassa ehemmiyet verilmektedir. Bundan sonra soğan, ve lâhana yetiştirmek hususunda gayret sarfedilecektir.»
Dünya topyekûncu Japonların da Naziler ve Faşistler gibi topyekıin teslim olduklarını yakında işitecek, topyekûn harbin topyekûn sulhle sona ereceği günleri görmekte geç kalnııyacak-tır. Fakat sulh de dünyayı yeni bir savaşa davet ediyor: Açlıkla, sefaletle, yoksunlukla savaş! İşte Amerıkadan, henüz diinya harbi sona ermeden gelen lıaber bu savaşın ilk İstihsal faaliyetine giriş ildiğini bildiriyor Hürriyet zebanilerini yere sermek için topa, uçağa, tanka, gemiye ihtiyaç vardı. Bu kasırgada yere serilmiş insanları ayağa kaldırıp saadete doğru yürütmek için domatese, soğana, lahanaya, pirince, fasulyeye, buğdaya İhtiyaç vardır.
Gestapo’nun kırbaçlarından kurtarılan Avrupayı önümüzdeki kıs en korkunç bir açlık tehdit etmektedir. Ğestapo'nun öldüremrdiklerini açlık, sefalet öldürebilir. Bunları da yenmek İrin, yine bütün hürriyet sever milletlerin elbirliği lâzımdır, Dünya, harbîn altıncı yılında en büyük harb istihsalâtını İdrâk etti Sulh ancak tarlalarda, bahçelerde en büyük istihsal İdrâk edildiği gün gelmiş sayılacaktır. Tarla ile savaş başlıyor Toprak bütün nimetlerini vermeğe hazırdır. Şevket Rado
Toprak kanunu görüşmesi hararetlendi
Dürt birçok mebuslar şiddetli tenkidler-de bulundular. Bugün 7 arım Bakanının ve Başbakanın söz almaları muhtemel
Fabrika kurmak için bir Amerikan firmasile görüşülüyor
Japonva’ya yeni akınlar
Yüzen buz dolapları
Nagoya bugün de bombardıman edildi
Pasifik savaşında kullanılacak yelken gemileri
Guam 17 (R) — 500 den fazla uçan kale bugün yeniden Nagoya'yj bombalamışlar ve burada bilhassa yangın bombalan kullanmış: ardır. Tayyareciler pazar günü yapılan bombardıman esnasında ateş alan Nagoya fabri-ka’a-ınin elân dumanlar İçinde oldukla» görülmüştür. Japon hava meydanlanna akınlar devam etmektedir
Jmonya’ya gitmekte olan bir denizaltı teslim oldu
Wnshîngton 16 (A.A.) — Alman hava kuvvetlerine mensup fır general, iki Japon subayı ve bazı uçak plânlan ve teehizatile Japonyaya gitmekte olan 1600 tori'âtolıik b’.r A'man denizaltını 13 mayısta Amerikan bahriye-8ine Atlantikte teslim olmuştur.
Amerikalılar denizaltının yanma geldikleri zaman İki Japon subayı harakiri yaparak kendileri-'5 öldürmüşlerdir.
Suriyenin isteği
Yabancı kuvvetlerin çekilmesini istiyor
Şam 17 ıAA) — Suriye Başbakanı bay Feyyaz - el - Huri, harbin bitmesiyle meydana çıkan meselelerden bahsederken, hükümetin bütün yabancı kuvvetlerin Suriyeden çekilmelerini Istlyeceğinl bildirmiştir. Eğer Japonyaya karşı yapılacak harb için bazı kuvvetlerin burada bırakılması lâzımsa, bunlar alâkadar devletlerle yapılmış antlaşmalar esasına dayanılarak kabul edileceklerdir.
Yugoslavya’da bütün mahsuller, dokuma, kereste ve madenî eşya kontrol altına alındı Belgrad 17 (A.A.) — Yugoslav hükümeti. Yugoslav ordu ve milletine eşit miktarlarda yiyecek ve giyecek temini için, toptan ve perakende olarak, bütün tarım mahsulünü, dokuma eşyasını, maden İstihsalâtını ve keresteyi, hükümetin kontrolü altına koyan bir karamam® yayınlamıştır.
Yunan göllerine canlı balık gönderildi Kahire 17 (A.A.) — İngiliz
hava kuvvetlerine mensup pilotlar, Almanlar tarafından sistemli surette boşaltılan bütün Yunan göllerinde yeniden balık yetiştirilmesini sağlamak rnaksa-dile Yunanistana yüz bin canlı balık taşımışlardır. Bu balıklar Mısır hükümeti tarafından Amerika yardım ve kalkınma idaresine verilmiştir.
D. D. T
Dün Yerli Mallar Pazarları müdürlüğünde bir toplantı yapıldı
Haşeratı öldüren D. D. T- tozu özerinde çalışmalar İlerlemektedir. Ha-şeratı itlâf ilâclyle Ekonomi Bakanlığı de İlgilenmiş ve bu yoldaki çalışmalarda bulunmak üzere Başmüşavlrinl ts tan bula göndermiştir.
Dün bu münasebetle Yerli Mallar Pazarları müessese*! müdürlüğünde bir toplantı yapılmıştır. Toplantının Yeril Mallarda yapılması, bu binanın merkezî bir yerde bulunmasından ileri gelmiştir.
D. D. .T. tozu çalışmasına aidolan dünkü toplantıda, Ekonomi Bakanlığı başmüşavirlnden başka. İzmit kâğıt sellıiloz sanayii müessesesl müdürü ve teknisyenler bulunmuşur. Toplantılara devam olunarak en kısa zamanda kati neticeye varılacaktır.
Anakra 18 — Malatya Milletvekili doktor C. özleri, Meclisin bugünkü toplantısında, ampul ve buna benzer maddelerin bulunmasında güçlük çekildiğini işaret ederek Ekonomi Bakanlığınca bir elektrik malzeme fabrikası kurulmajc İstenip İstenmediğini sormuştur.
Ekonomi Bakanı, memleketimizde hususi teşkiller İle kurulmuş bazı müesseseJerde elektrik pili, elektrik için izole ve teller gibi bazı malzemenin yapıldığını, fakat bunların evsaf ve mlkatr bakımından İhtiyacı karşılayamadığın söylediktim sonra memleketimizin sanayileşmesi İktisadi »e içtimai kalkınmasında elektriğin «nemine İşaret etmiş ve şunları söylemiştir:
■— Ekonomi Bakanlığı yeni hazırladığı makine, madenî eşya ve malzeme sanayii plânında bu gibi elektrik malzemesi yapacak tesisleri de düşünmüştür. Bu plân henüe Bakanlar kurulundan geçmemiştir: geçtikten sonra bu tesisler ehemmiyetlerine, mevzuTarma ve mahiyetlerine göre safha safha tatbik edilecektir. Ampul için lüzumlu maddeler dünya ölçüsünde bazı sınıfların elinde bulunduğundan plânımızda bir ampul fabrikası kurmağı düşünmedik. Bununla beraber hususi teşebbüslerin ampul fabrikası kurmak için vaki müracaat-lertni de hüsnü telâkki etmekte ve bu sahada kendilerini teşvik etmekteyiz. 943 de bu yolda bir müracaat ya pümıştiT Bu müracaat tetkik edilmiş ve hususî muafiyet temini kaydı bulamamak şartlle kendilerinin fabrika kurmasına prensip itibarile muvafakat edilmiştir. Diğer taraftan Bakanlık bu konu üzerinde bir Amerikan firmasile temas halindedir. Bu Uma, İM taraf arasında her hangi bir teah-hüdiî tatmin etmemek kaydfle mühendis ve mütehassıs göndereceklerini ve bunların hareket tarihini bildireceklerin! söylemiştir. Şimdi buna intizar etmekteyiz.»
Ankara ifl — Toprak kanunu üzerindeki görüşmelere meclisin bugünkü toplantısında da devam edilmiş ve söz alan millet vekilleri arasında hayli münakaşalar olmuştur. Bir kısım millet vekilleri kanun tasarısının lehinde, bir kısmı da aleyhinde söz söylemişlerdir. Başbakan B. şükrü Sara-coğlunun, komisyonun son toplantısına gelerek hükümet adına ileri sürdüğü bazı yeni teklifler de bugünkü toplantıda bir tartışma konusu olmuştur. Bu arada hükümete ve Tarım Bakanlığına hücumlarda bulunulmuştur. 9 millet vekili de yarınki (bugünt toplantıda söz alacaklarından hükümet adına henü2 cevap verilmemiştir.
Millet vekillerinin sözlerinin yarınki (bugün) toplantıda sonu almır-sa Tarım Bakanı İler! sürülen mütalâa ve endişelere cevap verecektir. Tasarı ile yakından İlgilenen Başbakan B. Şükrü Saracoğlunun da aynı konu üzerinde demeçte bulunacağı anlaşılmaktadır.
Bugünkü (dün) toplantıda söz alan hatiplerden Manisa millet vekili Fey-zullah Uslu, tasarıyı hukukî bakım-, dan tahlil ederek köylü kadar toprak sahibi vatandaşların da korunmuş olduğunu belirterek küçük işletmelerin köylünün refahında âmil olacağını İzah etti.
Ordu Millet vekili B. Hamdi Şarlan, tasarının çok güzel esasları İhtiva ettiğini. bununla beraber kargaşalık doğuracak hükümleri de bulunduğunu söyllyerek kanunun uygulanması İçin gereken mali fedakârlık ve ödeneklerden hiç bahsedilmemesi üzerinde durdu.
Tokat millet vekili B Emin Aslan Kaya, çlfçlye yalnız para vermekle maksadın haşıl olamıyacağım. tohum, ilâç, vasıta, bilgi, amele, zirai Asayiş ve sigorta gibi İşler düzene konmadıkça bugünkü durumun devam edip gideceğini söyledi.
Niğde millet vekili B. Rflseyin ülusoy bazı yurttaşlar aleyhinde bile ola», bu dâvanın bugün halledilmesi lüzumlu bir dâva olduğunu belirtti.
Aydın millet Vekili ve komisyon sözcüsü B. Adnan Menderes, her şeyi açık konuşmanın memlekete fayda vereceğine işaretle tasarının komisyonda iki defa görüşülmesi bittikten sonra Başbakan B. Şilkrü Saracoğlunun yeni teklifler yaptığını, bu suretle bazı maddelerin tüzüğe aykırı olarak üçüncü bir müzakereye tabi tutulmasına Iştlrâk etmediğin! ve eklenen maddelerle diğer hükümler arasında tezatlar husule geldiğini anlattı.
Adnan Menderes, bundan sonra Ta-nm Bakanı Şevket Raşlt Hatfboğlu-nun 8 yıl evvel Tarım Bakanlığı adına bu konuda hazırlamış olduğu raporu ele alarak kendisinin bu raporda, şimdi Tarım Bakanı olarak müdafaa ettiği mütalâalarla taban tabana zıt düşünceler İleri sürmüş olduğunu söyledi ve tasanda tenkidlere hedef olan maddelere Şevket Raşit Hatfboğ

Birleşik Amer ikada, buz dolabı tertibatlı yeni yelken gemileri vücuda getirilmiştir. Filo halinde kullanılacak olan bu gemiler, Pasif lkte kİ savaş cephelerine taze et, sebze, vesaire gibi nazik gıdaların naklinde kullanılacaktır.
Bu gemilerin her bir 11e 1.000 ton luk gıda maddesi nakletmek mümkün olduğu gibi, bunlarda ayrıca her gün 500 tonluk dondurma yapmak İçin tertibat vardır.
Yumurta büyüklüğündeki elmas Londra 17 (A.A.) — Afrika'da bulunan ve Londra’ya getirilen tavuk yumurtası büyüklüğündeki elmasın ağırlığı 170 kırattır ve buna «Zafer elması » adı verilecektir Elmasa 500 bin İngiliz lirası kıymet tahmin ediliyor.
Üçüncü harbden korkanlar var. Dünya çıldırdı mı?
(Baş tarafı 1 İnci sahi (ede)
Svoyet Rusyanın dayandığı hak, harbin bitmiş fakat sulhun henüz gerçekleşmemiş olmasıdır.
Alman işgalinden kurtulup başka yabancı bir işgal altına girmiş olan bütün bu memleketlerin — Kırımda verilen karara göre — serbes seçimler yaparak diledikleri demokratik hükümetleri kurmaları, bağınsız ve hür hayata kavuşarak yaralarım sarmalan İçin Avrupad sulh olması, herkesin kendi sınırlan gerisine çekilmesi gerekiyor Her halde Sovyet Rusyanın emeli. Avrupayı işgali altında tutmak yüküne ebediyen katlanmak de-ğiidir. O da kendi işine bakmak için sulhu bekliyor, ve Rusyanın işi herkesten daha ağırdır.
Bunun içindir kİ (iç büyük devletin hemen konuşacakları şey, ayn ayn şu veya bu mesele değil, ayrılmaz bir topluluk olan Avrupa sulhudur. Bu sulh şartları konuşulup tatbik edilmedikçe her gün yeni zorluklar çıkacaktır.
Dünyanın geçirdiği eşsiz felâketten sonra yeni bir harbden bahsetmek insanların ancak çıldırdığına alâmet olabilir. Fakat en yetkili devlet adamlarının sözlerine, dünya Basınının yazdıklarına, ve bunların hepsinden belâgatll olan hâdiselere bakıp da (irkmemek güçtür.
Tarihin en büyük zaferini kazananlar, dünyaya sulhu getirmekten yetkisiz midirler?
M. ChurchlH’in dediği gibi bu. gerçekten çok hazin olur.
Nccmeddln Sadak
lunun o raporundan parçalar okumak suertlle cevaplar verdi.
Adnan Menderes, bu vâdldeki konuşması sırasında eldeki tasarının nasyonal sosyallt rejiminin toprak kanununun tamamen aynı olduğunu İddia etti ve şu neticelere vardı:
1 — Hükümet, tasarının on beş senede olgunlaştığını beyan etmekte İse de Tarım Bakanının İfadesine nazaran İyi bir hazırlık mahsulü değildir.
2 — Hükümet tasarısının dayandığı mucip sebepler yerinde değildir.
3 — Geçici komisyon hükümet tasarısındaki blrçk hatalı ve zararlı hükümleri tâdil etmiş, yurttaşa teminat olacak yenilikler ilâve eylemiştir.
4 — İkinci müzakereden sonra bazı maddelerin 3 üncü müzakeresi usule ve İç tüzüğe aykırı olduğu gibi yapılan tâdiller de zararlı olmuştur.
5 — Vaktlle Tarım Bakanlığı adına bahsettiğim raporu yazan Hatlboğlu ile elimizdeki tasarıyı hazırlıyan Tarım Bakanı Hatlboğlu tezat halindedir*
Adnan Menderes sözlerinin sonunda başkanlığa verdiği takrirle tasarının tekrar geçiri komisyona havalesini teklif etti.
Bundan sonra Sabit Sağıroğlu söz almış ve demiştir kİ:
— Tasarıyı komisyonda İki defa müzakere ettik. Son gün Başbakan geldi ve tasarıyı altüst eden, memlekettik! birliği yıkacak ve nifak unsuru olacak bir teklif getirdiler. Ben bunun üzerine komisyondan ayrıldım. Bu hareket, ettiğimiz yemine aykırıdır. Elem duyarak söylüyorum. Böyle bir şey yapmağa Başbakanın hakkı yoktur.»
Halk Partisi İdare heyetinden B. Emin Erlşlrgll, bu önemli kanun hakkında tatbikat veya tesir İtibarile bir takım mahzurların ortaya konduğuna işaret ederek, bu mahzurların pek de bariz mahzurlar olmadığını sandığını söyledikten sonra, bu kanunun şahsi teşebbüsü korkutacağı yolundaki mütalâalara karşı şunları söyledi:
— Şahsi teşebbüsün İnkişafına bu kanun kadar İmkân veren kanun şimdiye kadar Meclisten pek az çıkmıştır, şahsî teşebbüse imkân vermek, 50 bin kişiye değil. 500 bin, 5 milyon kişiye İmkân vermektir. On dokuzuncu asrın ortasına kadar bir memleketin iktisadi refahı servetile ölçülür sanılırdı. Fakat sonradan iktisadi refahın muayyen zamandaki servetle İstihsal kuvvetinin arttırılması İle kabil olduğu anlaşıldı. Bu kanunla İstihsal kudreti arttırılmaktadır.»
B. Emin Erlşlrgü, bu tasarı ile Türk hukuk sisteminin İhlâl edilmediğim de kaydedecek:
— Meselâ madenler istimlâk edildiği zaman niçin arazî sahipleri şimdiki gibi telâş temedlJer7 Neden o zaman bu tedbirlerin emniyete dokunacağından bahsedilmedi?., dedi. Ve bundan sonra Meclis yarın (bugün) müzakereye devam etmek üzere ot uruma nihayet verdi.
Arkadaşını korkutmak istemiş!
Ankara 17 (Telefonla) — Kas-tamonudan bildirildiğine göre öğretmenlerden müdür muavini Şevki Aksoyun evinin köşesinde bir infilâk olmuş ve evin camlan kırılmıştır. Yapılan tahkikat sonunda bunun evin köşesine konan dinamitin ateşlenmesile meydana geldiği anlaşılmıştır. Sebebi ise şudur: Hüseyin Yakup oğlu adında bir genç, arası açık bulunan Cahit adında bir arkadaşım korkutmak istemiş ve Ca-hidin, Şevki Aksoyun evine misafir gittiği gece tedarik ettiği dinamiti bu evin köşesinden duvar altına koyarak ateşlemiştir. Nüfusça zayiat olmamıştır. Hüseyin hakkında kanunî takibata başlanmıştır.
Gizli silâhlar
Bir kısmı Londra’da halka teşhir ediliyor
Londra ı? (A. A.) — Almanı, .ya karşı kullanılmış ve liizunı kelmiş olsaydı kullanılması düşünülmüş olan gizil silâhlardan bazılarının halka teşhir edilmesin© başlanılmıştır. Bugünlerde Londrada halka gösterilmekte olan bir sil&lı bu mey andadır. MeVZUubahls olan silâh birçok büyük topları bulunan büyük bir bombardıman kulesidir. Bu kule düşman silâhlarına yakın bir yere kadar çekilerek götürülebilecek ve denizde durabilecek bir şekilde İnşa edilmiştir. Kuledeki toplar düşman hatlarının gerilerini bombardıman edebilecek uzun menzilli tolardandır.
Diğer teşhir edilecek gizil silâhlar arasında deniz kaleleri, yüzer doklar, yüzer hava meydanları gibi sJlâhlar da vardır, Bu silâhlardan bazıları ve gene gizi! listede bulunan başka silâhlar Japonyaya karşı yapılan harb-de kullanılacaktır.
Yunanistan Makedünyaya bir heyet gönderecek
Atına 17 (A.A.) — Basın haberlerinde bildirildiğine göre, bakanlar kurulu Bulgarlar tarafından Makedonya ve Trakyada-kİ Yunan halkına karşı yapılan mezalimi incelemek ve yerinde malûmat edinmek üzere profesörlerden mürekkep bir heyet gönderilmesi meseleslle meşgul olmaktadır Hükümet bu konuda alınacak malûmatı, Müttefik başkentlerini aydınlatmak ve barış konferansına sunmak mak-aadile kullanacaktır.
Mareşal Stalin
Yunan milletine selâmlarını gönderdi
Atina 16 (A.A.) — (Reuter) Mareşal Stalin bugün E.A.M.’ın merkez komitesi vasıtasile Yunanistana selâmlarını göndermiştir. Mareşal Stalin, zafer mü-nasebetlle yapılan tebriklere cevap teşkil eden bu mesajında şöyle demektedir:
«Faşistliğe ve ortaklarına karşı yapılan mücadelede çok ıstırap çekmiş olan Yunan milletine selâmlarımı söyleyiniz.»
Sahte diploma suçlusunun bir marifeti
Ankara 17 (Telefonla) — Sahte diploma suçlusu olup birinci sulh cezada yargılanmasına devam edildiğini evvelki giin yazdığımız Murat Tanca’mn yejü bir suçu daha meydana çıkmıştır. Murat, Kayserili Süleyman adında bir şahısla ortak olarak İşlettiği taksi otomobilini Süleyman aleyhine tanzim ettiği bir sahte senetle Istanbula kaçırmış, şaşkına dönen Süleymanın müracaatı üzerine sahtekârlık meydana çıkarılmıştır. Murat hakkında ayrıca bu suçtan dolayı da takibat yapılmaktadır.
KÜÇÜK HABERLER
A Milli korunma savcılığı tarafından tevkif edilen doktor Temelin duruşmasına dün üçüncü Milli korunma mahkemesinde devam edilecekti. Fakat doktorun ceza cvında hasta yattığına dair rapor göndermesi üzerine duruşması başka güne bırakılmıştır.
* Bir kısım kabzımallar. Milli korunma savcılığına müracaat ederek, aralarında intihap ettikleri Hat eksper heyetini şikâyet etmişler, bunların kendi alâkadar oldukları mahallerin meyvalarına yüksek, diğerlerine alçak Hat koyduklarını iddia etmişlerdir. Savcılık bu iddialar üzerine tahkikat ve tetklkata girişmiştir.
* Geçenlerde DoUbderede Kmalı-kekllk sokağında Kirkor isminde bir adamı, kadın yüzünden öldüren Ha-çiğin duruşması dün ikinci ağır ceza mahkcme.'inde bitirilmiş ve Klrkoru kasden ve tehevvüren Öldürdüğü sabit olduğundan on sekiz sene hamsine karar verilmiş, fakat cinayeti İşlzdlğl zaman yirmi bir yaşını bitirmediğinden bu cezası on beş sene ağır hapse indirilmiştir
ir Dün öğleden sonra Fenerbahçe stadyomunda kız ve erkek 3 bin kadar liseli 19 Mayıs gençlik bayramı hazırlıklarının son provasını yapmışlardır. 19 Mayıs gençli^ bayramı İçin hazırlanan proğranıa göre o gün merasim Fenerbahçe He şeref stad-yomlarında yapılacaktır. 19 Mayıs cumartesi günü Fenerbahçe stüdyomun da saat 10-10 da vali ve belediye reisi yanında mLlli eğitim müdürü olduğu halde sahada yerlerini alan liselileri teftiş edecek ue 1030 da söylenecek İstiklâl nıarşile törene başlanacaktır İstiklâl marşından s-mra vali ve belediye telsi Dr B. Lûtfl Kirdir bir söylev verecek, onu beden terbiyesi bölge başkanlığı ve okullar adına doz alan hatipler taklbedecek-tir. Söylevlerden sonra kız vr erkek talebenin geçit resmi yapılacak, ondan sonra da müzikli beden bereketlerine başlanacaktır
Şeref ştadyomuftdaki merasimi Beşiktaş kaymakamı B Sabrı Sözer İdare edecektir.
* Lezar derisinden yapılan kadın
ayakkapîarınm flatlerinde yakında değişiklik olacağı heri sürülüyor. Şimdiye kadar sipariş edilen Lezar derisinin uzunluğu otuz bin metredir. Kadınların Lezardan yapılmış iskarpin ve çantalara olan rağbetinin artmış olması bu kadar külliyetli bir mal siparişini doğurmuştur. Bu deri lüks eşyadan sayılmaktadır. Çok miktarda siparişte bulunulması hayret uyandırmıştır. Bur.a mukabil deri vo kösele siparişine henüz peciiememlş-tlr. ___________
Fransa’da grevler
Lyon 16 (A.A.) — Rhone bölgesinde umumî geev Hân edik iniştir.

M. Benes’ın bir nutku
Londra 17 (R) — Çekoslovak Cumhur Başbakanı bir nutuk söylemiş ve demiştir ki: «Memlekette Alman İşgal' izleri siline-çektir. Amerika, Ingiltere ve Sov-yetler Birliğine karşı şükran hisleri besliyoruz, İstikbale gelince, daima Çekoslovak ananelerimize ve büyük Rus miTletile ve diğer Slâv memlekctlerile dostluğa ve Slâv siyasetine asdık kalacağız?»
Et fiati düşüyor
Ankara 17 (Telefonal) — fiatlerinin düştüğüne dair berter gelmektedir. îzmirde kuzu etinin kilosu 200, koyun 180, An-karada da kuzu 200, kemikli sığır eti 130, kemiksizi 150, koyun etinin kilosu da 195 kuruştur
Et ha-
îngilteredeki ticaret heyetimiz
Ankara 16 (Telefonla) — tnglltere-de bulunan ticaret heyetimizden bir kısmı dün tayyare ile Anknraya gelmişlerdir. Gelenler arasında Dış İşleri Bakanlığı Ticaret ve İktisat dairesi müdürü B Kemal Kavur da bulunmaktadır.
Valinin Delmabahçede verdiği suare
AvTupa harbinin Zarefle bitmesi münas*5jetile vali ve belediye reisi doktor Lûtfl Kırdar tarafından dün
Telaviv’de altın fiati
yükseldi
Kudüs 10 (A.A.) — M. Ohurchlll'ln
son nutku Telaviv boısasmda altın
Hallerinin birdenbire yükselerek llya _
başına dört buçuk İngiliz lirasından, gece Dolmabahçe sarayında bir suare altı fnglllz lirasına fırlamasına sebep olmuştur. Borsa, bir çok kimselerin iflâsından sonra, mûtat saatten evvel kapanmıştır.
Bu yükselişin on bin İngiliz liralık kayıplara sebep olduğu bildiriliyor.
verilmiştir. Bu suarede şehrimizdeki milletvekilleri, komutanlar, Parti re-, isi ve Parti mensupları, daireler erfcâ Gulden m, konsoloslar ve sefaretler meri ı n-j Reşadiye lan, basın mümessilleri haar bul - İngiliz w...«ın»a— İRîllce
16/5/1945 fiatlerl Londra üzerine 1 sterlin Nevyork üzerine 100 dolar Cenevre 100 tsvlçre Fr Madrid üzerine 100 pezeta Stokholm üzerine 100 kuron
ESHAM VE TAHVİLAT
% 5 faizli ikramiyeler:
1933 Ergani 1938 İkramiyen Mili! Müdafaa D. Yolu ikramiyen % 7 faizli Tahvilleri Sivas - Erzurum I Sivas - Erzurum 2-7 1941 Demiryolu I 1941 Demiryolu H 1041 Demiryolu III Milli Müdafaa I Milli Müdafaa H Milli Müdafaa HI Anadolu Demiryolu Gruptt( Tahviller 1-2
Hisse senetleri % 60 Mümessil senet Hisse senetleri: Merkez Bankası İş Bankası
T. Ticaret Bankası Aslan Çimento
ALTIN
Borsa dışuıda
5.23 13050 30.3255 12.89 31.1325
64.—
35.—
50 ı/â
17 Mayıs 1945
AKŞAMDAN AKŞAMA
Şahsiyetlerimizi tapu senetlerinin kargaşalığına nu uğratalım?
Profesör Fmdıkoğlu, taşra gazetelerinin bazı memleket meseleleri hakkında isabetli fikirler ileri sürdüklerini yazıyor. .Misal olarak da şu soyadı işini ele alıyor. Son haftalar içinde biz 'Dikkatler' sütununda şöyle yazmıştık:
«Umumi hayatımızda soyadı hâlâ garp mânasında yerleşime. dİ Küçük isimlere kıyasla soyad-tarım ikinci ehemmiyette sayıyoruz ve lüzumsuz bir külfet sanıyoruz. Bari mekteplerde esaslı ıslahat yapsak: Muallimler talebelerine soyadJarile hitabetseler. Ordu hayatında da böyle olmalı...
Profesör, bu fikrimizi yerinde bulmuyor. Diyor ki:
— Soyadı Avrupadaki gibi kullanılmıyorsa daha evvel şu sualin cevabını vermek lâzımdır: Soyadlanmız Avrupadaki
gibi teşekkül etmiş midir ki onlarınki gibi kullanılsın?
Cevabîm verelim:
— Milletin çoğunluğunda soyadı vardı. Yalnız İstanbullularda ve tek tük bazı kimselerde yoktu. Avrupanın bir çok memleketlerinde kayıtlar intizama girerken, kısa bir zamanda nasıl soy adsızlara soyadı dağıtıldıysa, bizde de öyle yapılmıştır. Şimdi herkesin bir soyadı vardır. Modem dünyada olduğu gibi bizde de intizamla kullanılmalıdır. Mademki bu usu] kabul edildi, tam tatbik edilmeli.
Profesör devam ediyor:
— Mektep ve ordu, fert . gelip geçici bir misafirhanedir. Misafirhanedeki itiyat, hem de zor ve otoriteye dayanan soğuk ve köksüz bir itiyat hayatın heyeti umumiyesinde yaşıyabilir mi? İstanbul gazetecisinin bulamadığı, bulmak istemediği, yahut bulmak zahmetine girişmediği cevabı bir taşra gazetesinde buluyoruz
Profesör, »Yeni Yol» gazetesinden şu mütalâaları naklediyor:
— 1934 senesinde bir çok vatandaşlar o zaman şu veya bu sebepte yazdırmadıkları veya yazdıramadıklan köklü aile adlarını sonradan mahkemeye baş vurarak değiştirmektedirler. Şimdi hazır umumi nüfus yazımı ve sayımı yapılacaktır, s oyadı kanununu tadil ve tashih ile her vatandaşın öteden beri tanındığı aile adlarını da yeni kütüklere serbesçe yazdırması .sağlanırsa yerinde bir iş yapılmış olacaktır. Bu arada frenk taklidi özenti anlatan adlardan kurtulmuş olacağız. Bu mevzu üzerinde durulacak bir nokta da soyad-lannın öz adlardan önce kulla-ırlmasıdır.
Bekçiyi öldüren genç ölüm cezasına çarptırıldı
için
Bundan bir müddet evvel bir salkım üzüm yüzünden vukua gelen bir cinayet dün birinci ağır ceza mahkemesinde bir gencin Ölüm cezusuıa çarptırılması cazesUc sona ermiştir. Hâdise şöyle olmuştur:
Çatalcanuı Anaşe köyü civarında gelen MevlOt ve Bektaş İsimlerinde İki arkadaş o civardaki Müminin bağına gizilce girerek üzüm koparıp yemekteler iken bağ bekçsi Veli bun-lan görerek yakalamak istemiştir. Fakat iki arkadaştan MevlOt. bekçiye yakalanmamak için tek çare görmüş ve yanında taşıdığı silâhmı çekerek Veliye ateş etmiş ve öldürmüş!tir. Bu feci hâdise civarda şayi olunca Mev-lût ile Bektaş yakalanmış ve yargılanmak üzere birinci ağır ceza mahkemesine verilmişlerdir.
Bir müddetten beri devam eden duruşmalar dün sona ermiş ve başkan Nef’I Demlrlioğîu mahkemenin oy birliğiyle verdiği karan bildirmiştir.
Bu karara nazaran, suçlulardan Bektaşm cinayette alâkası olmadığı anlaşıldığından beraetine hükmedilmiş, Mevlûdun İse işlediği hırsızlık suçunun dellllerlnr ortadan yoketmek için Veliyi öldürdüğü sabit görüldüğünden Ceza kanununun dört yüz ellinci maddesinin yedine! bendine tevfikan ölüm cezasına çarptırılmasına, yalnız cinayeti yaptığı esnada yirmi bir yaşını bitirmediğinden ölüm cezasının otuz sene müddetle ağır hapse tahviline hükmol unmuş tur
Kararı dinleyen Mcvlût, olduğu yerde donmuş kalmış, adımlarını atamamış. muhafızları kollarına girmek su-rctlle dışarıya zor çıkarmışlar, dışarıda da bayılmış ve mahkeme odacısı İle mübaşir kendisini bin müşkülâtla ayıltabllcrek cezaevine İade etmişlerdir
Akşam licaret kursları
İstanbul Ticaret ve Esnaf odaları ve Ticaret borsası tarafından şehrimizde altı ay evvel açılmış olan Akşam Ticaret kurslarının birinci devresi sona ermiştir. Bu kurslara 219 kişi kaydolunmuş: bunlardan 123 kişi muntazam devam etmiştir. İstanbul Yüksek Ticaret mektebinin nezareti altında ve Ticaret Lisesinin mütehassıs öğretmenleri tarafından dersleri idare edilen bu kurslardan fayda gören yüzden fazla memur, tüccar ve müstahdem Yüksek Ticaret mektebinde yazılı imtihanlara İştirak etmiştir. Bunların sözlü imtihanları önümüzdeki cuma günü İstanbul Ticaret odasında teşekkül edecek bir komisyon tarafından yapılacaktır. Kursların İkinci devresine 28 mayıs 1945 tarihinde başlanacaktır
Zeytinyağı meselesi
Bir tüccar bu meselenin halli için alınması lâzımgelen tedbirleri anlatıyor
ithalât ve ihracat işleri
«Boyan buhranı karşısında!.
Ticaret odası tarafından tetkikler yapılıyor
Profesör bunları «ilini düşüncen buluyor. Gazetelerin koleksiyonları karıştırılırsa, biz vaktile bütün bunları — hem de zamanında — söyledik. Fakat ar-t»k olan olmuştur: Tornistan caiz değildir. Hele terkedilen o ' Hapı zade» li, «Hafız mahtum» lu taşra eşrafı soyadlarını kabullenip ismin başına takmağa imkân mı var? Şevket Rado'ya Ra-du Şevket, Lûtfi K'rdar'a Kırdar JLÜtfi mi diyeceğiz? Beni kavaf tıacı Salih mahtumu falanca diye mi arayıp bulacaklar? Gülünç ■ey! Neticede hepimizin hüviyeti. maazallah, «cedit», «atik» li tapu senetlerine döner. Birbirini iz i kaybederiz. ,
Ticaret hayatımız neye döner? Arsıulusal temaslarımızda ne de-jrece gülünç düşeriz! Böyle «ilmi düşünce» yerinde dursun!
En iyisi, — mektep, ordu, matbuat — bütün telkin vasıtalan-jjnızla zorlıyarak, beynelmilel pısuleri doğru dürüst kullanmadın yoluna bakmaktır. Evvelâ Jaim, sonra soyadı Ve resmi hayatta soyadını kullanmağa alışmak. Bunda âmil olan beynelmilel usulleri — tıpkı şapka gl-lbı — kabullenmek olduğu için, mevzuu da öyle görmek, tatbikatı öyle yürütmek gerekir
(Vâ . Nû>
Konya ve Karamandan koyun getirenlerin şikâyeti
Dün Konya, Karaman ve Bozkır bölgelerinden koyun getirerek tstan-bulda satan ve kendilerine hem müstahsil. hem de toptancı diyen 10 kadar tüccar Belediyeye müracaat ederek İstanbul toptancı kasaplarının kendilerini flat bakımından mağdur ettiklerinden şikâyette bulunmuşlardır. Reis muavini B Rlfat Yenal Mezbaha müdürünü çağırarak tüccarlarla bir konuşma yapmış, her iki taraf'n şikâyet ve cevaplarını dinlemiştir. Bu hususta tam bir fikir edinmek üzere, bugün gerek canlı hayvan borsasında, gerekse mezbahada tetkikler yapılacaktır.
Bu ay şehre pek çok koyun ve kuzu getirilmektedir. Gelen hayvanlar, geçen yılın mayıs ayıca nazaran iki misildir.
Bu fazlalık karşısında flatlerln kendi kendine düşeceği tahmin edilmektedir. Kuzu etlerine de narh konulması hususunda hazırlıklar ilerlemektedir. _______
Amerikada bir Türk gencinin muvaffakiyeti
Birleşik Amerika'da Florlda üniversitesi mimarlık şubesin! muvaffakiyetle bitiren genç mimarlarımızdan B. Ziya Nebloğlunun bu üniversitenin mimarlık profesörlüğüne seçildiği haber alınmıştır. Amerikan gazeteleri bu Türk gencinin kazandığı muvaffakiyetten sitayişle bahsetmektedirler. Kendisini biz de tebrik eder, başarılar dileriz.
, Zeytinyağı yokluğunun sebepleri . hakkında bazı alâkalıların düşüncc-J lerinl yazmıştık. Bugün de tüccarın mütalâalarını kaydediyoruz. Bir ta-
' cir diyor ki:
j — Her şeyden evvel halledilmesi , lâzım gelen mesele şudur: Ticaret " Bakanlığı zeytinyağı satışına müdahale etmekte devam etmemeli mİ. etmeli mi? Müdahale İyi sonuç ver’ memlştir. O halde satışları serbest ; bırakmak lâzımdır. Bugün zeytinya-’ ğının büyük bir kısmı Tarım Koope-
■ ratifinln elindedir. Bu kooperatif “ Türkiye'nin zeytinyağı işini İdare 1 edebilecek teşekkül değildir, Şu hal' de yeni zeytinyağı istihsal mevsimine ' kadm şu tedbirler alınmalıdır:
' 1 — Tüccarın elinde pek çok zey-
tinyağı kabı vardır Bunları alarak tzmirden buraya yağ şevkine önem ' vermelidir. Ulaştırma Bakanlığı İle 1 anlaşarak denizden nakliyatı kolay-laştırmahdır. Motörlerle memleket dışına ticaret eşyası nakli imkânı azaldığından limanda boş duran mo-
1 törlerl harekete getirmek surelile kooperatifin depolarında duran yağ-
■ larnıı İstanbula getirmeğe çalışma: İldir.
2 — Zeytinyağından sabun imali durdurulmalıdır. Böylece asidi yüksek yağlar, rafine edilerek halka yedirilmelidir. Sabuna satış flatı konmadığından yağlar, sabun haline konmak suretile ortadan kaldırılmaktadır.
3 — Fındık satışına müdahale edilmelidir. Elde bir Fındık Kooperatifi vardır. Bu kooperatif, ihracat yapılacak iimldl ile çok miktarda fındık toplamtş ve bir müddetten beri piyasaya mal çıkarmaktan vazgeçmiştir. Kooperatif, fındık satışım durdurduktan sonra mal azlığı karşısında fındık flatlerl yükseltilmiştir. İhracat başlasa bile stoklan kâmilen satmağa imkân yoktur Kooperatifin ve tüccarın elindeki fındık stoklarına müdahale etmemelidir. Elde ihracata ve dahili istihlâke yetecek kadar fındık bırakıp mütebakisin! yağ haline koymalıdır.
Yağ yapılacak fındığın iyi cinsten olması Icabetmez. Bu amellyeye derhal başlandığı takdirde halka, zeytinyağından ucuz fındık yağı yedirmek kabil olacağından yağ piyasasında bir ferahlık görülecektir
4 — Bu işi yaparken rafine fabrikalarını çalıştırmak isteklerini dinleyip yerine getirmelidir. Rafine edilmiş fındık yağı, zeytinyağından ucuz olarak temin olunursa halkı bu tara- ı fa çevirmek işi kolaylaşır.
5 — Fındtk yağından yapılan sabunlar pekâlâ İş görüyor. Bundan sonra zeytinyağından sabun yapılmı-yarak — bolluk zamanına kadar — | fındık yağından istifade etmelidir. Eldeki fındık stoku bu işi de başarmağa kâfidir.
6 — Müdahaleyi sadece fındığa inhisar ettirmemek. İşi daha çok kolaylaştıracaktır Ayçiçeği ve susamdan yaptırılacak yağlarla bolluk temini kabildir.
Üç .ay sonra ayçiçeği tohumu İstihsali başlıyacaktır. Ticaret ofisi ayçiçeği tohumlarını muayyen bir flat üzerinden satın alıp İstanbuldakl yağ fabrikalarında yağ haline koymalı ve serbest piyasaya çıkarmalıdır. Bugün bir kilo ayçiçeği tohumu 40 kuruş. bir kilo yağ ise 260 - 280 kuruştur. Ayçiçeği yağını zeytinyağı Batinden aşağı indirmek ancak bu yoldan gidilirse kabil olur. Rafine edilmiş ayçiçeği yağı, âdeta zeytinyağı lezzeti vermektedir.
7 — İngilizlere ihraç edileceği düşünülerek sekiz bin ton susam stoku yapılmıştır, ihracat yoktur. Üç ay sonra ‘a yeni susamlar çıkacaktır. Yine bunları da ticaret ofisi yolu İle yağ haline koymalı ve satışa çıkarılmalıdır.
8 — Flatler tesbit edilirken yapılacak yağların daima zeytinyağından daha ucuza mal olması esası güdül-melldlr.
9 — 510 numaralı kararname. zen-clrleme ticarete sekte verilmesi esasını kabul ederek satışa ancak lüzum gördüğü takdirde müdahale edecektir. Zenclrieme ticaretle mutavassıtların meşru olmıyan kazançlarına mâni olunmak istenmiştir. Tatbikatta maalesef gayeye ulaşılamamıştır. Mutavassıtlar, müstahsille anlaşarak kararnamenin bu gayesini hiçe İndirmeğe muvaffak olmuşlardır. M (İs-
taİLSİlin satış flatı yükseltilerek ara-, İstanbul Ticaret Odası umumi kâ-daki flat farkı mutavassıtla miistah-, tipliği, memleketimize nerelerden sil tarafından paylaşılmaktadır. İşte hangi çeşit İthalât malı getlrilebllece-sade yağ flütlerinin alabildiğine yük-|gfnl ve bunlara mukabil ne gibi mal-
se İt ilmesi bu sebepten ileri geliyor. Eğer Ticaret Bakanlığı da bu hususu tesbit etmişse — kİ hiç şüphemiz yoktur — sadeyağların yerindeki satışlarına hemen flat koymalıdır. İşi bu kadarla da bırakmamalı, İstihlâk pazarlanha her mevsimdeki kadar yağ gönderilmesini sağlamalıdır. Bu olmadığı takdirde zeytinyağı yokluğunun bir benzeri de sadeyağlarda görülecektir.
Alınacak tedbirlere en kısa zamanda başlnndığı takdirde yeni zeytinyağı İstihsal mevsimine kadar halkı yağsız bırakmamak kabil olacaktır.
Zeytinyağı durumu ıslah edilmezse yeni İstihsal mevsimine girildikten sonra bugünkü durumdan da kötü vaziyete düşülecektir.
daha
Kalay dağıtılmasına yeniden başlanacak
Memur, emekli, dul ve yetimlerle esnafa dağıtılmak üzere Yapı ve kredi bankasına verilen 7 ton kalayın yarım ton kadar miktarı -dağıtılmışken. kalayların başka madenlerle karışık olduğu iddiası üzerine vilâyet da ılıtmayı durdurmuştu. Dağıtılan ve dağıtılacak olan kalaylardan alınan nümuneler tahlil ettirilmek üzere Darbhaneye ve Ticaret Bakanlığının tahlil lâboratuvarına .gönderilmişti Tahlil neticeleri her İki lâboratuvar-dan Vilâyete bildirilmiştir. Gönderilen raporlarda kalayların hileli olmadığı bildirilmektedir. Kalayların dağıtılmasına yeniden başlanacaktır.
Difteri aşısı
Belediye Sıhhat İşleri jnild urluğu elinde bulunan difteri aşılarını sıhhat merkezlerine dağıtmıştır. Memleketimizde pek taanuniim etmemiş bulunan difteri aşuına bundan sonra önem verilecektir.
Bakim evlerindeki çocuklarla sıhhat merkezlerine müracaat eden çocuklara tatbik edilecek olan aşıdan bir miktar daha gönderilmesi hususunda Bthhat Bakanlığına müracaat edilmiştir Bir yıl kadar muafiyeti olan difteri aşısı on yaşına kadar olan çocuklara tatbik edilmektedir.
ların İhraç edilebileceğini tetkik n-meğe başlamıştır. İnceleme yapılırken . hartden önceki İhracat vc ithalât durumumuz da gözden geçirilmekte*. dlr. Ayrıca bugünkü duruma ve dünya vaziyetine göre harbden önce ithal ve ihraç edilen mallardan hangilerinin daha çok veya az getirilebileceği hususları da göz önünde bulundurulmaktadır. Toplanacak malûmat, Ticaret Bakanlığına yollanacaktır.
Hariçten getirilen mallar
Ticaret Bakanlığı, Anglosakson memleketleri İle İsveç. İsviçre Elbi tarafsız devletlerden fazla mal ithaline çalışmaktadır.
Ingiltere ve Amer ikadan Serbcs dövizle mal İthali yapıldığı ve buna mukabil tacirlerin İsveç ve İsviçre ile yaptığı işlerde daha ziyade takas yolu İle mal getirmeğe çalıştıkları malumdur. Takas yolu ile yapılan İthalât, mahsullerimizin iç piyasadaki flat yüksekliği yüzünden pahalıya mal olmaktadır. Halbuki serbes dövizle Anglosakson memleketlerinden getirilen ithalât malının «ati, diğerleri İle kıyas kabul ctmiyecek kadar ucuzdur.
Asıl mühim olan cihet, bu flat farkından, yani Anglosakson memleketlerinden getirilen mallardaki ucuzlukta müstehllğin faydalanamadığı-dır. Gene her çeşit İthalât malı — faturalı satışlarda — takas yolu ile getirilenlerin fiatt üzerinden satılmaktadır.
Bu şeklin önlenmesine bir çare aranmışsa da bulunamamıştır. Çünkü ithalâtçının ve tüccarın elinde Avrupp memleketlerinden yapılan İthalâta alt çeşitli faturalar mevcuttur O faturalarda yazılı mal'ardan Anglosakson memleketlerinden getirildiği takdirde hakiki faturalar ortadan kaybolarak yerlerine ellerde bulunanlar geçmekledir.
Sıtma savası
Boya yokmuş!.. Hem de hır türlüsü. Dudak boya sınıl ıın. kumaş ve saç boyasına kadar. ,’ ı-doluda bulunan, resim meraklısı bir akrabam başlad-ğı tablosunu tamamlamak üzere htanbul-dan bir kaç renk boya istemişti. Bulamadım.
Bizim hiç farketmediğimiz bu boya buhranı, erbabını kim bilir ne kadar üzmektedir Hele Ivi yüksek markah bir dudak boyası bilmem kaç liraya kadar satılıyormuş.
Boya buhranı içinde de galiba en ziyade kendini gösteren «saç boyası» dır. Zannederim kİ Av-rupadan tamamile gelmesi durmuş olacak kİ bizim memlekette hile bir beyaz saç modasıdır gidiyor Bugünlerde eşten, dosttan kimi görsem şakaklar ağarmış, hattâ kimi ak pak otmuş, bazıları da farkedilmesin diye şakak taraflarındaki saçlarını gayetle ince kestirmişler.,.
Beyaz saçlı adam eskiden belki gençlik bakımından İflâs etmiş addolunabilirdi Bir zamanlar ak pâk olmak en büyük ihtiyarlık alâmeti sayılırdı. Bugün bereket versin kİ estetik ölçülerimiz değişmiştir Zemane İnsanı beyaz saçın güzelliğine vardığı için kimse şakaklarının ağarmasından 19(1(1 delikanlısı gibi üzülmemektedir.
Mamafih saç ağarmış sakal ağarmış!.» Bu gibi şeylerle uğraşmağa vaktimiz var mı kİ?.. Fakat iki eli kızıl kanda olsa çoğu buna zaman bulabiliyor.
Abdülâzizin muhakemesi tafsilâtını okurken bir şey gözüme çarptı. Mahkeme reisi şöyle soruyor:
— Her halde kendisile mücadele edilmiş... Zira sakalının bir kısmı yoluk idi Bunu nasıl izah edersiniz?
Reise verilen cevap şudur:
— Abdülâzizin kendisini üzen şeylerden biri de sakalının ağar-nıasıvdı. Ve ağarmış olan taraflarını koparırdı O kadar çok ağarır ve o derecede çok koparırdı ki sakalı yoluk gibi dururdu.


c.
Kari mektuba
Apartman altında pekmez imalâthanesi olur mu?
—■-------
Kadıköyden birçok İmza 1 aldığımız bir mektupta deniliyor kİ:
»Kadıköyde, Kuşdlllnde, irfan-bey sokağında 3 numaralı İranl Tabirin apartmanının alt katındaki dükkân bir zaman ticarethane olarak tutulduğu halde üç senedenberl pekmez İmalâthanesi olarag kullanılmaktadır. Oerck adı geçen apartmanda oturanlar, gerek aynı sokak halkı bu imalâthanenin gece, gündüz, hattâ pazar, bayram demeden çıkardığı fena kokulu dumanlardan, gürültülerden ve sebep olduğu pisliklerden daimi şikâyet halindedir.
Kadıköy kaymakamına yapılan müracaat üzerine üç dört ay evvel imalâthanenin durumu tetkik edilerek resmen kapanması cmredlldiği ve imalâthanenin sa bibi elindeki bir miktar malın imalini müteakip kapayacağını noterden tasdikli taahhütname ile kabul etmişken aradan üç dört ay geçtiği halde İmalâthane harıl harıl İşlemektedir, Halk bizardır. 12-13 mayıs gecesi sokağımız bu imalâthane yününden bir de yangın tehlikesi geçirmiştir. Sıhhati ihlâl eden ve her bakımdan Belediye nizamlarına aykırı olarak Milyon bu İmalâthanenin zararlarından blal kurtarmaları İçin alâkadar makamların dikkatini çekmenizi rica ederiz.»
İle
Fatih bölgesinde hummalı bir savaş yapılıyor
Fatih kazası dahilinde sıtma ve sivrisinek savaşma faaliyetle başlanmıştır Su hususta alınan tedbirler şunlardır:
1 — Yenlkapı sahillerinde, ağzı açık bulunan lâğım borusu 15 metre denizin İçine uzatılacaktır.
2 — Fatih kazası dahilinde kara ve sivrisinek yatağı olan ahırlar kapatılmıştır
3 — Lâğım sularlyle sulanan ve Yedikııİr dışından Sillvrikapısma kadar uzanan bostanlarda bulunan sebzeler söktürülecektlr.
4 — Kazlıçesmedc Rekor pamuk fabrikasında mevcut 1000 metre mıı-rabbalık göl sulan aktarılacaktır.
5 — Sllivrlkapısı dışında ve Kule dibinde mevcut gayet geniş göl kuru-tuluncaya kadar nıazotlanmıştır.
Yine kaza dahilinde mevcut sahipli ve sahipsiz havuz, kuyular mazotlarıma ktad ir. Mahalle muhtarlarının ve diğer alâkadarların iştlraklle her hafta Fatih kaymakamının başkanlığında toplantılar yapılacak haftalık yapılacak İşler tesbit çektir.
Bir boya hikâyesi daha... -Vaktile meşhur şairlerden birinin çok genç yaşında sakalı ağarmış. O da ak sakalına boya çalar dururmuş. Bunu gören devrin sultanı şaire şöyle demiş:
— Sakalının beyaz nurunu, niçin kara zulmete çevirirsin?.. Bu güzel sakalın yiniinc kara çalıp onu mücrimler gibi neden ortaya koyuyorsun"*
Sair cevap verir:
— Talan söylüyor da ondan... Ben ne kadar gene olduğumu, yaşımı biliyorum. Bu ak sakal ise hakkımda mütemadiyen va-lan atıyor Onun için ben de yüzüne kara çalarak hem sözlerini tashih ediyor, hem de intikamımı alıyorum....
Bugünkü boyasızlik bu intikamı da İmkânsız bir hale sokmuştur. .
Hikmet Feridun F(
ve o edlle-
Basma dağıtımı
Ekmek karnelerindeki T kuponları ile beşer metre basma dağıtımına devam olunuyor. Şimdiye kadar yüz bin T kuponunun karşılığı ödenmiştir. Yerli Mallar Pazarları müdürlüğü, karaborsacıların faaliyetlerini azaltmak İçin basma alacakların ekmek karne-lorlnl beraberlerinde getirmelerini ve t kuponunu satıcının karşısında kesmelerini şart koşmuştu. Bunun üzerine T kuponu alanlar ortadan kaybolmuştu. Birkaç gllndenberi tekrar bir T kuponunun 75 kuruşa aimmağa başlandığı görülmüştür.
Tevziat, haziran sonunda bitecektir.
■fc Sümerbank mamulü yerli yünlU kumarların dağıtılmasına alt talimatname hazırlanmıştır. Dağıtma 30 hazirandan sonra bağlıyacaktır
TURAL I
ÖKSÜRÜK HAPLARI
Satışa çıkarılan ithal malları
Kazlıçeşme Demirhane Cad. de Mensucat Santrale makine kayışı. Haliç Karaağaç Şaklr 2ümre fabrikasına âlâtı clektrlkiye akşamı, torna aynası ve demir boru, İst. Sabrı Sefa Han'da Hayrullah Türkkan'a kerpeten, pens, Ankara Ulus meydanında Koç Ticarete oto yedek akşamı. Beyoğlu istiklâl cad, 23 da Ottaşa oto zinciri ve oto elektrik ampulü. GaL Tünel Cad. 68 da Ahmet Yapıcıya çini lâvabo, Gai. Bankalar Cad. Hellos mÜessesatına kösele kayış. Gal. Abcd Han'da Taml? Türk Ticarete külçe kurşun. İst. Ankara Cad. Basım İstihlâk Kooperatifine pirinç matris, Gal. Frank Handa Bedre» Kampana bagallt tozu. tat. İhsanlye Handa Tan Tecim Evine elbise düğmesi, Gal. Fermenecilerde İshak Zade Süleyman Sabite zımpara kâğıdı, tst. Saka Çeşme 10 da Davit Kasaviye anilin boya. Sirkeci Köprülü Handa İsmet Cengi-çe bl sülflt, Mimar Kemaleddin Cad. Anıranı Biraderlere asit formlk. Ye-dlkule Kaziı Çeşmede K, N. Tripoya krom şapı ve degrn yağı. Tahtakale Cedit Handa Gabriel A Mordoya tutkal. Gal. Manhainı Handa Mazhar Özyöneye sellklt dö sud ye toz is boya. Gal. Sigorta Handa İmperial Ke-mlkal’e suni gübre, Sütlüce Kara ağaçta Senar iplik fabrikasına yıkası mış ydpağı. îst. 4 üncü Vakıf Handa Üçer Ltd. merinos yapağı. Taksim Nizamiye Cad. Doluma ve Çorap fabrikasına merinos yapağı.
aanııe *
FRANSA NASIL ÇÖKTÜ?
Yazan: Pierre Lazarcff Çeviren: Şevket Rado
■■ ■ Tefrika No 40
Pierre Laval
alışverişinde parlak muvaffakiyetler gösterdiği gibi borsa oyunlarında da eşsiz bir seziş kabiliyeti vardı.
Mutedillerin yardimiyle 1930 da Ayan âzası seçilince 7 senelik bir rahata kavuştu. Bütün kabine şefleri onun koridorlarda çevireceği dalaverelerden korkarlardı. Parlâmentoya gelir gelmez etrafında hemen küçük guruplar teşekkül ederdi. Pierre Ln-val gözleri yarı kapalı olduğu halde panayır esnafı hareketleri, fevkalâde sezişi, mu' 'bini teshir edip yatıştırmak. zayii tarafım bulup hemen istifade etmek gibi kablllyetlerlle fikir cereyanlarını istediği yola sokmakta pek usta idi.
Pierre Laval herkesle teklifsiz konuşurdu, fakat onunla konüşurken içinde müphem bir sıkıntı hissetmemiş kimseye Taslamadım.
LOUİ6 Barbhou'nun ölümünden sonra Petaln'in israrlle Doumerguc kabinesinde Hariciye Nazırlığına gelen İerrç Laval, Flandfn hükümetinde ve ondan sonra 1935 ten İtibaren kendi Başvekilliğinde de aynı mevkii muhafaza edecektir.
İktidar mevkiine ulaşır ulaşmaz Pierre Laval _rtık kendi devrinin geldiğine Lükmetli. Yavaş yavaş, fakat ısrarla memleketin mutlak şefi olup onu istediği şekilde idare etmenin şortlarını hazırlamaya koyuldu. Önünde üç tehlike vardı: Hâd bir halde bulunan dahili buhran, gittikçe vahimleşen mali buhran ve Hit-
Birinci cihan harbinde
Bıı arada Thiers'de mebus ve radikal şefi olan Dr. Claussa'nın kiriyle evlenmişti. Sade, mütevazı, evine düşkün, halk arasında görünmekten, yahut kendisinden bahscttlrmekten nefret eden bu kadın kocasına en iyi öğütleri veriyor, aile ocağında onun mesleğinde ilerlemesini temine çalışıyordu.
4 ağustos 1914 te harb patladı. Taşıdığı fikirler dolayısile Pierre La-val’in adı. Emniyetin nezareti altında bulundurulmaları gereken şüpheli kimselere mahsus meşhur B listesine geçti. Kendisini taklbeden polisten yakasını kurtarmak İçin ona para verdiği, sonra da karşılıklı zar atarak polisten bu parayı geri aldığı rivayet edilir. Hikâyenin kendisinden dinlediğim hakiki şekli daha hoştur. Rahata kavuşmak için filhakika parayı vermiş, fakat adamın o kadar gözüne girmiş ki polis bir dâvâlı meseleyi ondan danışmaya gelmiş, aldığı parayı da kısmen avukat ücreti olarak, kısmen de Selne sosyalist partisine bir hediye olmak (izere İade etmiş!
Piyade yüzbaşısı olan kardeşi 1914 te öldürülen Pierre Laval. derhal ayrı bir sulh yapılması uğrundaki mücadelesinden vazgeçmedi. Eski Başvekil Joseph Calllaux'nun etrafındaki bozguncular gurupuna İltihak etti.
1917 de, giril bir oturum esnasında Mebuslar Meclisinin kürsüsüne çıkıp büyük bir askt i şefin orduda çıkan İsyanlara dair verdiği raporu okuyarak mebusları hayretler İçinde bırakan gene bu Pierre Laval'dlr. Bahsi geçen askerî s'fin adı general P6-tain'di ve rapor daha o sabah Milli Müdafaa Nezaretine gelmişti. Laval raporu nasıl eline geçirmişti? Bunu hüe kimse hiçbir zaman öğrenemedi-
Pierre Laval:
— Derhal sulh yapınız, yoksa ellerinde silâh cepheden gelecek askerler size içtimai bir devrimi kabul ettirecekler, diye bağırdı.
Clemeheeau iktidar mevkiine geçil. Joseph Calllaııs’yu derimi tevkif ettirdi. Pierre Laval'i tevkif ettirmemekle kalmadı, ona açık bir muhabbet gösterdi İhtiyar mücadeleci Chmenceau, Pierre Laval’ln cazibesine, zekâsına hayran kalmış, onunla dost olmanın faydasını anlamıştı. Cı zamanlar Clemenccaıı kabinesinin şefi olan Georges Mandel, sonradan benim önümde Laval ile bir pazarlığa giriştiğini, onun da bunu kabul ettiğini saklamadı. Laval hapishaneye gitmektense kendi partisinde gizilce ClcmenCeau’nun politikasını desteklemeyi ve Başvekile dostlarının en tehlikelilerini ihbar etmeyi tercih ediyordu.
Harb zaferle ve içtimai bir devrim olmadan sona erdi. Harbden sonraki ilk seçimlerde sosyalistler süpürüldü, Pierre Laval de mevkiini kaybetti. Fakat bu arada bir takım münasebetler kurmakla meşguldü joseph Caillaux onu günün adamlarlle. büyük sanayicilerle tanıştırmış, onlar da cerbezesini farkederek bu hukukçu He ahbaplığı çıkarlarına uygun bulmuşlardı. Demirciler Komitesi reisi Françols de Wemdel bunların arasında idi. Artık Laval İşçilerle sendikaların hukukunu değil, büyük iktisadi gurupların hukukunu müdafaa ediyordu. Harb zararlarının Lazmlnl İle meşgul hakem mahkemelerinin çoğuna reislik çimekte idi. Bu işlerde Mecliste. müfrit sağdan, müfrit 80la kadar hemen her guruptaki dostlarından faydalanmaya bakıyordu.
Tours kongresinde komünistlerle sosyalistlerin aralarında İhtilâf çıkmasını fırsat bilip gurup disiplininin bağlarından yakasını kurtardı ve büyük bir çoğunlukla kendini müstakil sosyalist olarak Aubervllllers Belediye Reisliğine seçtirdi.
1924 e doğru Pierre Laval tekrar mebus seçilmiş, Painlevâ onu Nafıa Nazın yapmıştı. Yavaş yavaş, fakat emin adımlarla sağa doğru kaymaya devam ediyordu. Artık büyük işler yapan zengin Mr avukattı. Eline biraz para geçer geçmez ecdadımdan kalma Auvergnatnı tutumluluğu kendini göstermeğe başlamıştı.
Bana bir gün.:
— İyi bir iş çevirdiğim. zaman güzel bLr nutuk söylediğim günden daha fazla memnun oluyorum. Aslına bakarsan politika demek İnsanın memleketi İçin ve kendi 1çfn iş becermesi demektir. Benim de hoşuma giden mesleğin bu taraftı demişti.
Pierre Laval ömründe fikirlere karşı büyük bir bağlılık beslememlştlr. O İnsanları severdi. Hem de onları hakir görerekten. Daha 1930 da:
— Bence halkı zorla mesudetmek lâıımdır! diyordu.
Halkı mesudetmek derken Pierre Laval kendi saadetlle meşguldü. Çünkü Fransız ata sözünün dediği gibi (Para saadeti temin etmezse de hiç olmazsa mesu dolmayı kolaylaştırır». Neleklm Lyon’daki lisenin fakir muallim muavini Fransız politikacıları-1 nuı en zenginlerinden biri, oldu. Bu servet» elde etmek İçin mevkiinden İstifade ediyor, nüfuzunu kullanıyordu. Zaman zaman ya bir maden İşletmesine veya bir maden suyuna el koyuyor — kİ bunların satışı derhal hastanelerde , vapurlarda , yemekli vagonlarda mecburî oluyordu — yahut taşra gazetelerinin birçoğunu ( Yeııl nuomuaM tebrik ile vauı emür- inglltereye karet bir aov tatamedlğlnl birden satın alıyordu. Gayrı menkul j ler dileriz. Isövlemls.]
Almanya ile ittifak meselesi
.... ... .... ... ................. ...
ler’in iktidar mevkiine geçuıeslle ka-'kanlarda nüfuzunu iade rderse o va-çınılmaz bir şekil alan harici buhran
Bence Pierre Laval dalma Andrâ Tardleu’nun tarif ettiği adamdır: Bilhassa harb çıkmasından korkar, memleketinde kuvvet sayesinde muvaffak olacağından emindir. Fakat evinde efendilik edebilmesi için önce hudutların ötesinde bir sükûna ihtiyaç vardı. Bunun için İlk hareketi Hltler'den doğrudan doğruya samimi bir mülakat istemek oldu. Fakat Führer henüz devlet adamlarını Berchtesgaden'de topliyacak hale gelmemişti. Pierre Laval’e bir zaman Champagne şaraplarının mümessili, şimdi naziUğin seyyar komüsyoncusu olan İş adamı von Rlbbentropu gönderdi. Laval von Ribbentrofa eskiden Başvekil Brunnlg’le temellerini attığı siyaseti Hitierle de takibetmek İstediğini bildirdi. Bu fırsattan istifade ederek «Almanyadakl büyük adama karşı» hayranlıklarını sunuyor ve Versailles antlaşmasında bazı değiştirmeler yapılması mümkün olduğuna dair de teminat veriyordu.
Pierre Laval 1935 yılı ocak ayında iki memleket arasındaki İhtilâfları halletmek üzere Romaya gitti. Mus-sollni İle tanıştığı zaman ikisi de sosyalist partisi saflarında mücadele ediyorlardı. O zamandan beri yolları ayrılmıştı. Pierre Laval harbe girmiş olan memleketine ayrı bir sulh İmzalatmaya çalışırken Mussollni. İtalyayı müttefiklerin yanında harbe sürüklemenin çaresini arıyordu. Fakat faşizmin iktidara gelişi Laval’ln gözünde Mussollni'nln değerini arttırmıştı.
Senelerce sonra, bir görüşme şurasında Laval Mussolinl He ne konuştuğuna bana şöyle anlattı:
— Mussölinlye dedim ki: «Aziz dostum biz buraya anlaşmaya geldik. Ne yazık kİ ben şirin kadar serbest değHlm. Siz İstediğiniz kararı verebilirsiniz. Halbuki bent buraya gönderen nazır! heyeti size verebileceğim İmtiyazları tahdldetti. Cebimde size fazla blrşey vermeme müsaade etmlyen küçük bir kâğıt parçası var. Eğer bunu aşacak olursam hükümetim tanımaz.»
«Bunları söylediğim zaman bir anlaşmaya varmak istlyen Mussollni bir takım mûsaadekârhklarda bulunmaya mecbur oldu, çünkü bunu ancak kendisinin yapabileceğini sanıyordu. Halbuki hakikatte kabinedeki arkadaşlarım beni İstediğimi yapmak salâhiyetlle göndermişlerdi. Trende karaladığım bu kâğıt parçası hikâyesinin fena bir buluş olmadığını her halde siz de tasdik edersiniz.>
Pierre Lava! Romadan herkesi memnun eden bir anlaşma İle dönüyordu. Birkaç karış çöle mukabil bir paket Adlsabeba - Cibuti tren! hisse senedini, Tunnstakl Italyanlaîa verilen bİTkaç imtiyaza karşılık olarak da Avusturya hudutlarının tanınmasını ve Almanyanm büyiik Avrupa devletlerine danışmadan silâhlanmasına mâni olacağına dair Duçenln kati te-rr.liıatajM elde etmişti.
Fakat Laval İle beraber Romaya giden siyasi muhabirimiz orada, ttnl--3.n diktatörünün yakın arkadaşlarından birinden Mussollni’nln La-val’e «eğer İtalya, Fransanın Faşta yaptığını Habcşistanda yapmak İsterse Fransa ne yapar?» sualini sorduğunu, Laval’ln de buna: «Fransanın hiç sesini çıkarmamasını, yahut sadece şeklen İtiraz etmesini temine çalışırım» tarzmda cevap verdiğin! öğrenmişti.
(Arkası var)
M. S.
İstanbul'da m. S. adlı Fransızca resimli mecmua çıkmağa başlamıştır. İlk niislıasında tanınmış İmzaladn birçok makaleler ve yazılar vardır.
Bu telgrafnameler kendisine ai’ze-dlllnce Kayser Vllhelm tarafından altına emJr yolunda şu mütalâa yazılıyor:
(Türkiye doğrudan doğjuya kendini arzedlyor. Rtd ve yahut dürüştane bir muamele onun Ruş - Fransız tarafına geçmesini mucip olur. Nüfuzumuzu ebediyycn kaybederiz. Vangenhclm İTilrklere Üçlü İttifaka girmeleri hu-
_ 2 —
Geçen makalemde Osmanh - Alman harb ittifakına dair İlk teklifin Al-nıanyadan geldiği hakkında OsmanlI vükelâsı tarafından vaki olan beyanattan bahsetmiştim. Bunda da bu İttifaka müteallik olarak Almanyada neşredilmiş bulunan vesikaların bu beyanatı nakzedecek malûnıçtı ihtiva > ettiğini göstereceğim . - . , - .
Bu vesikalımla sarih olarak blhlı- bohomrlml ve açıktan açışa
rlIdİBİne söre bu İttifak meMİclP'?1’'!1"'?,"1 “J""?11 ,’c »rMial'l“
I AS11n Hiza» hilrllrvm.il hralrlr» «w-
Bosna Saray cinayetinden sonra ev-( vdâ Avusturya Dış Bakanı Kont Berehtold tarafından ortaya atılmıştır.
Almanya Dj§ Bakımı Von Yagoıv tarafından İstanbul elçb-i Baron Vangenhelm'a gönderilen 14 temmuz 1914 tarihli mahrem telgratnamede mesele şöyle hikâye edilmiştir;
I Avuaturyanırf Berlin elçisi Kont Szögyeny'nin verdiği malûmata nazaran Kont Berehtold Türklyenin merkezi devletlere İltihak etmesinin mümkün eltip olmıyacağını İstanbul elçisi Marki Pallâvlçini'den sormuş. Pallâvlçlnl cevabında: (Bu sıralarda I-tanbulda İtalysnın Anadolu hak-kındakl şüpheli emellerine karşı Rusyaya yaklaşmağa temayül edlld’ğini vc takat Avusturya. Sırbl tan aleyhinde şlddftll bir müdahale İle Bal-
kıt TÛrklerin Avusturyaya ve üçlü ittifaka meyletmelerinin kuvvetle muhtemel bulunduğunu» .'öylem'ş.
Bfjehlold bu malûmatı verdikten sonra Türklyenin merkezi devletlere İltihakına teşebbüs edilmesinin bu malık münasip olup olmıyacağı hakkında mütalâamı soruyor. Cevaben dedim kl:
(İstanbul elçimizin de — Vangen-helm'ln — işllrâk ettiği zati mütalâama göre Türklyenin askeri durumu gayet fenadır. Şimdilik ancak gayri faal bir âmil gibi telâkki olunabilir; Rusya aleyhinde tfcavüzi bir harekete muktedir değildir- Kendisine birim zümreye İltihak teklif edersek o da bir takım şeyler lhtlyeccktlr. Halbuki meselâ Rusyanm Ermenistan cihetinden bir taarruzuna karşı biz Tûrkl-yeyl müdafa edemeyiz. Zannıma göre bu durumda Türkiye devletler arasında intizar durumunda kalarak nihayet muvaffakiyet, kazanacak en kuvvetli zümreye İltihak etmekten başka bir şey yapamaz. Romanya ve Bulgaristan bizim zümremize iltihak ederlerse bunun Türkiye. N hareset hattı üzerinde tesir göstereceği şüphesizdir.
Avusturyanın İstanbulda ihsas edilen şekilde bir teştbbüstc- bulunmasının tamamlle faydasız kalacağı, hattâ bir takım metalibata yol açacağı için tehlikeli olacağı zannındc m. I
Diğer taraftan Almanyanm İstanbul elçisi Vangenhclm da Almanya Diş Bakanlığına on se?.İz temmuz tarihinde şu telgrafnameyi çekiyor:
(Avusturya elçisi Marki Pallâvlçlnl Türklyenin Avusturyaya İltihakını arzu etmektedir. Ben bu mütalâaya Şiddetle itiraz etmekteyim. Türkiye-nln bugün İttifaka değer halde olmadığı şüphesizdir; müttefiklerine hiç bir fayda temin etmedikten ba*k ı onlara yük olur. Her şeydrn evvel Türklyeye her türlü siyasi maceralardan hazer ederek bütün d?vletler-le Ivi münasebetler İdamesine çalışması tavsiye olunmalıdır. Türkl- e tarafsız kaldığı takdirde de Ermenistan -hudutlarında birkaç Rus kolordusunu tutacaktır.]
Vangenhelm 21 temmuzda A'men-ya Dış Bakanlığına yazdığı bir te‘-grafnamede de diyor, ki:
[Dıüı Sadrâzam, Talât bey vc Enver paşa birlikte Marki Pall&vlçini'ye demişler kf: (Avusturyanın Balkan harbinde kaybettiği nüfuzu Balkanlılara ve Türklyeye karşı tekrar ka-ranması zamanı geldi. Eğer Avusturya Sırblstana İyi bir ders verüse yalnız Bulgaristan değil. Romanya vc Türkiye dahi kayıtsız, şartsız üçlü İttifaka İltihak ederler. Almanya ve Romanya tarafından lriıar edilen arzulara tevfikan Türkiye kanaati hilâfına Yunanlstanla bir İttifak akdet-m ek üzere bulunuyorsa da eğer Avusturya azimkârane bir hareketle Bulgnrlstanı kendtşine raptetmeğe muvaffak olursa bu ittifak husule gelmez.)]
Vangenhelm’ln 23 temmuz 1914 tarihli ve 364 numaralı bir telgrafna-meslnden:
[ Sadrâzam dün Enverin bana İzhar ettiği temenniyi Marki PaJlâvl-jinl'ye tekrar ederek Türklyenin üçlü İttifaka girmesinin kol ayl aştırıl masını rica etmiş. Meseleyi evvelce benimle müzakere etaılş bulunan Avusturya elçisi de bu arada Türkiye He bir İttifakın bize ağır şeyler talimi! edeceği, üçlü İttifakın Türidyeyl bütün dünyaya karşı müdafaa edBmlye-coğl cevabını vermiş.
Bunan üzerine Sadrâzam Türklye-nln İngiltere ve Fraıısaya karşı değil, yalnız Rusynya karşı müdfaa edlltneslnl arzu ettiğini ve Fransa ile
öğrelıip bize bildirmeli. Her halde on-
I ları fütura düşürmemeliyiz,]
imparatorun fikrini öğrenince Voıı Yagow 24 temmuz tarihinde Van-genhelme şu tclgrafnameyl gönderiyor;
[Türklyenin ittifaka kabiliyeti .hakkında mevcut tereddütlere rağmen Kayser hazretleri şimdiki durum İcabı olarak Türklyenin Üçlü İttifaka iltihak hususunda izhar ettiği arzudan İstifade edilmesinin muvafık olacağı mütalâasında dır lar. Buna binaen İs-tanbuldn bu suretle hareket edlnte. Ancak yalnız ahvali hazıraya göre bir ittifakın bahis konusu olabileceği bir takım geniş taahhütler altına glre-mJycceğimlz hususunda dikkat naza-rınızı celbederlm.l
Bu telgrafnameye Vangenhelm 271 temmuz 1914 tarihinde şu cevabı veriyor :
[TsJâkki ettiğim kati emir üzerine: Sarâzama karşı İzhar ettiğim tereddütlerden vazgeçince İttifak teklifi vuku buldu. Şimdiye kadar Bulgaristan Türklyeye karşı müspet hiç bir teklifle bulun nııyarak lâftan başka bir şey getirmemiştir.
Türk ordusuna Alman subaylar tarafından filen komuta edilirse müttefik sıfatlle Türkleşin kıymeti hak-tandaki fikrimi tashih etmvküğlm lâzım gelir. Bu suretle askeri kıymetleri üç misli artacaktır. General Liman bugün bana beş Türk ordusunu derhal hBrbc sevkedebileceğinl söyledi. Her halde kuvvetli bir surette dö-ğüşeblleceklerdir. Alman komutasının ptk ziyade kıymetli bir faydası olacaktır kİ bu da Türklyenin taahhütlerini İfaya meç bur kalacağıdır.]
Avusturyamn Sırblstana harb ilân ettiği 28 temmuz tarihinde Van-genhelm hükümetine şu olağanüstü mahrem telgrafı yazıyor;
IBiraz evvel Sadrâzam beni nezdl-ne çağırarak Almanyanm Türkiye ile kısa bir müddet İçin Rusya aleyhinde tedafüi ve tecavüz! bir gizli İttifak akdetmesi ve bu suretle ileride Üçlü İttifaka girmesine imkân hazırlanması hususunda padişah tarafından vuku bulan talebi Kaysere a etmekliğimizi rica etti.
Rusya Türklyeye yahut Almanya ve bittabi Avusturya - Macarlstana tecavüz ederse ve yahut Almanya ve bittabi Üçlü ittifak Rusya aleyhine hareket ederse ittifak şartları tahakkuk edecektir
Rıısyadan başka bir devlete karşı Türkiye himaye istemektedir. Kapitülâsyonlar ve düyunu umumiye... İlâh... gibi milletlerarası bütün meseleler oldukları gibi kalacaktır,
Türkiye şart olarak harb takdirinde Alman askeri heyetinin burada bırakılmasın) İstemektedir. Buna mukabil harb halinde ordusunun dörtte birinin bilfiil komutasını asker! heyete to.di edeceği gibi bütün ordunun vüks^k idaresini de bu heyete bırakmak için bir şekil bulacaktır.
Müzakereler Türk Bakanlarından gizli tutulduğu gibi Ğadr.iz.-m bu bahse dair arkadaşlarımdan — elçilerden — hiç birisi ile görüşmemekliğim! ve Bcrljndc Türkiye elçisi Mahmut Muhtar paşaya bir şey açılmaması elzem bulunduğunu söyledi.]
Aynı günde Almanya başvekili tarafından Vangenhelm'a şu talimat gönderiliyor:
[Kayser. Sadrâzamın teklifine muvafakat ediyor. Muahedenin aşağıdaki şartlar dairesinde akdi lâzımdır:
1 — Avusturya - Macaristan Sırbistan arasındaki harbde İki devlet tarafsızlığı muhafazayı taahhüt ederler.
2 — Rusya harbe askeri müdahalede bulunarak Almanyanın Avustur-yaya karşı taahhütlerini yapması lâzım gelirse Türklyenin de taahhüdünü İfa etmesi lâzım gelecektir.
3 — Harb takdirinde Almanya askeri heyetini Türkiyede bırakır. Türkiye de yüksem komutasının bu heyet tarafından bilfiil icracını temin eder.
4 — Almanya Türklyenin hâlen elin de bulunan memleketlerini Rusyaya karşı tekeffül eder.
5 — Muahede Sırbistan harbi ve bu hnrbden milletler arasında çıkabilecek ihtllâtlar müdcfietlnce ıner'l olacaktır. Eğer bu harb Almanya İle Rusya arasında bir harb tehacldüsü-ne müncer olmazsa muahede hükümden sakıt olacaktır.]
Vangenhelm buna S0 temmuzda şu cevabı yazıyor:
[Sadrâzam 1-4 noktaları tasvlbe-dlyor. Yalnız beşinciyi kabule imkân görmemektedir. Esasen Avusturya -Sırbistan harbi münasefcelllö Rusya Almanya arasında harb çıkıp çık-
Ha k evleri ve Kurumlar
TEŞEKKÜR
İstanbul Verem Mücadelesi cemi-tinden: Ziraat bankası İdare meclisi raportörü mülkiye baş müfettiş-i ğinden mütekait Hüsnü Toköz ve ı şl Fikriye Toköz tarafından kızı Mu-a.llâ Toköz ruhu İçin cemiyetimize beş yüz liralık bir tasarruf bonosu teberru edilmiştir. Veremli hastaların ıstıraplarına elden geldiği kadar müzahir olan cemiyetimize pek yakınlık gösteren Hüsnü Toköz ve eşine ve tasarruf bonosunu cemiyetimiz merkezine kadar getirmek zahmetinde bulunan bay Kadrl'ye teşekkürler ederiz.
* Beşiktaş Halkevinden: Hiç Türkçe bllmlyenlere mahsus Evimizde açılmış olan Türkçe kursları 29/V/1945 salı günü yapılacak İmtihanı müteakip sona erecektir, fkinci Türkçe kurslarımıza 3İ/V/1945 perşembe günü başlanacağından İsteklilerin a?e-le olarak Halkevi İdare müdürlüğüne müracaatla kayıtlarının yaptırılması
★ Şişil Halkevinden: 18/5/1845 cuma günü saat 18,30 da Halkevlmlzde Y. mühendis Ziya Arel tarafından (İktisadî malzeme savaşı) mevzuunda bir konferans verilecektir Herkes gelebilir.
DİKKAT: Bugün Matinelerden
İLAY
Memlck'ilinizin ; yazt ve resim bu- ( kınımdan «n zen- / gln, en büyük ' , mecmuasıdır. !
19 Mayıs cumar- AT ITT
I tesl günü kadın III II V
i erkek herkesin se- I 11 [
1 ve seve okuyacağı I II I / I I ı ^mecmuadır. /
* Şehir Tiyatrosu müdürlüğünden: ŞehJı Dram ve Komedi tiyatrolarının temsilleri nisan nihayetinde sona ermiştir- Bu tarihten sonra her İki tiyatroda verilen konrer ve temsiller le kuruımımuzun hiç bir ilgisi olmadığı sayın halkımıza blldirUlr.
Azerî .'■anatkârları tarafından
ARSIN MALALAN
)9 Mavi cumartesi akşamı saat 21 de
ŞEHİR TİYATROSU
Komedi kısmında
Vll.l.l !!■ ■/
İtibaren
SARAY SİNEMASINDA
Görülmemiş ve yeni iki
1 — AŞK,. VE ROMAN
DEHANIN
ZAFERİ
LINDA DARNELL ve
JOHN SHEPPERD
Amerikanın en büyük şairi ve hayatının kadını
Suare 8.45 te il
güzel filim birden:
2 — MACERA.. KORKU
DELİLER SALDIRIYOR BOR IS KAHLOFF ve PETER LORE (Mr. Motto) Seyircilerini titretecek korku ve dehşet filmi.
eİ filini birden
BUGÜN
İPEK
Sinemasında
1-SiLAHLI
2 BÜYÜK ve ÇOK GÜZEL filmi birden
HIRSIZLAR
2
Baş Rolde:
CHESTF.R MORRIS
KOVBOYUN ZAFERİ
Baş Rollerde:
LLOYD NOLAN - ANN AYARS
Amerika tarihinin en büyük
zaferi filim sanayiinin sarsılmaz şerefi... Sinema dünyasının f rakipsiz eseri olan
TÜRKÇE L
69 UNCU ALAY GEORGE BRENT - JAMES CAGNEY . PAT OBRtEN’njn I Harpten ateş, kahramanlıktan kudret toplayan en güzel I füimleri. |İ
BU AKŞAM LÂLE’de
Numaralı yerlerin lütfen önden kapatılması. Tel: 43595
Z-Kadıköy SÜREYYAMa Bu Akşam-^
; iki filim birden
JOHN GARFİELD
2 - KANATSIZ MELEKLER
VERA ZORİNA — .İLAN HALL
İlâveten en son Harb Jurnali.
TAKSİM Belediye Gazinosu
Halk Bahçesinde
BN. LİLİ ORKESTRASI
18 mayıs cuma gününden İtibaren
Her nkşanı saat 17.30 - 19.30 ve pazar günleri saat 11 - 13 e Kadar.
nuyacağını zaman ltlbarlle teablt et-meij müşküldür.
Avusturyanın asker! bir muvaffakiyeti neticesinde böyle bir harb bir,' hattâ İki sene sonra bile zuhur edebilir. Türk iyeden şimdi Almanya lehine taahhütler altına girmesi, fakat ileride bu hareketinden dolayı Rusya kendisinden İntikam, almağa kalkışacak olursa ya İniz başına kalması İstenemez. Türklyeyl Almanyaya bağlanmasının akıbetlerinden de korumamız lâzımdır.
Sadrâzam tasa bir müddet tâblri-le yedi senelik bir İttifak tasavvur etmişmiş. Fakat icabederso muahedenin general Limanın mukavelesi-le beraber 1918 nihayetinde bitmesine razı olacaktır.
Alman askeri heyeti vasıtaslle ıslahat İcrası matlup olduğuna göre! Sadrâzamın general Llman’ın faaliyetinin bir Rua taarruzu ile İnkıtaa uğramamasını İstemesi mantıkî bir taleptir.]
Başvekil Betman Holveg bu telgrafnameye 31 temmuzda şu cevabı göndermiştir:
[Muahede müddeti kabul edilmiştir. Ancak Türklyenin Rusyaya karşı müessir bir tecavüzde bulunmağa
kabiliyeti var İse muahedeyi aktedln: aksi takdirde İmzaya hacet yoktur.) Almanya ağustosun birinci günü saat on İkiyi elli İki geçe Rusyaya harb Hân ettiğini Rus hpkttmetlne tebliğinden biraz sonra saat iki buçukta İstanbul elçisi [Rusya İle harb takdirinde Türklyenin faal ve müessir bir surette müdahale edebileceğine general Llman’ın kanaati vardır. İttifakı 1918 senesine kadar ve uzatılması ihtimalini de derpiş ederek İmzaya mezunsunuz.] emrini alıyor.
Rusya İle Almanya arasında harbin resmen Hân ve zuhurundan sonra verilen bu mezuniyet üzerine İttifak muahedesi ağustosun ikinci günü sabahleyin sadrâzam Salt Halim paşa tarafından imzalanıyor ve İmzalı nüsha Almanya elçisine gönderiliyor. Elçi de İmzaladığı nüshnvı öğleden sonra Sait Hallim paşaya yollıyor ve keyfiyet! Berllne bu telgrafla ihbar ©diyor:
[İttifak muahedesi bugün öğleden sonra saat dörtte İmzalandı. Metni gönderilmek üzeredir.]
İşte neşrolunan Alman vesikalarına göre birinci cihan harbinde Osman’ı - Alman İttifakı böyle imzalandı.
8üleı/man Kdnl İrtem

İşlerimizde hesap
îklisaden ilerlemiş veya gelişmekte olan memleketlerde iş müesseslerinin kurulması kâfi görülmemekte, asıl bunlann rasyonel me fodla ra göre idaresine en büyük önem verilmektedir. Bir büyük fabrikayı kurmak, en muntazam bir binayı yapıp içine en modem makineleri yerleştirmek nispeten kolaydır. Fertlere veya devlete ait sermaye ile işta im kısmı kısa zamanda yapılır ve aslını veya resimlerini görenler? ihtişam manzarası arzeden. içinde en son terakkilerin, keşiflerin iradesi olan dev gibi maki-neler bulunan fabrikalar gurur verir.
Fakat asıl ehemmiyetli ve güç İş bundan sonra başlar. Bu fabrikaları firızasız, âzami randıman alarak, normal aşınma nispetinden fazla hiç bir makinenin aşınmamasını, bozulmamasını, tesisatın hiç bîr parçasının muattal, boş kalmamasını temin etmek, elde edilen mamûlleıin kusursuz olmasını sağlamak lâzımdır. Bütün bunlar teknisyenlerin işidir ve bu sahada da. her mevzu hakikî mütehassısına verilmek şartile, az çok tam başarı elde etmek mümkündür.
İdarenin en güç kısmı «ticarî idare» denilen saflı asıdır. İşin bu t? ra Ti, piyasa bilgisi, müstehlikin İsteklerini seziş ve süratli intibak kabiliyeti gibi unsurlara dayanır, fakat bunlann hepsinin üst tünde «hesap» rol oynar.
Şarkın en zayıf tarafı, «hesaba ve kitaba» lâyık olduğu yeri vermemektir. Yalnız umumî işlerde değil, hattâ hususî teşebbüslerde bile, el’an geniş bir takribilikle iktifa etmekteyiz.
Devletin takibettiğı kuvvetli himaye politikası ve son senelerde harb ekonomisi konjonktürü sayesinde şahsî teşebbüs ve sermaye ile de bir çok fabrikalar kuruldu; bunların bir çoklarında, sahiplerinin itiraflarile sabit olmuştur ki, tam. hattâ buna yakın maliyet hesaplan tutulmamaktadır. Halbuki sanayi işletmesinin temeli maliyet hesabıdır.
Hususî teşebbüs sahasında bu lâubalilik, bu ölçüsüzlük hâkim olunca, bir dereceye kadar ticarî ri’- niyete aykırı olarak idare eduen devlet müesseslerinde vaziyet acaba nasıldır?
Hattâ bazı bankalarımızda bile muhasebenin riyazi kaideleri dışına çıkıldığı, en büyük bir bankamızın sekiz on sene evveline kadar elindeki senetler İçin sene sonunda «reeskont» hesabı yapmadığı görüldükten, diğer bir büyük müessesenin bir ecnebi muhabirile arasındaki hesaptaki farkı, bunun menşeini aramak zahmetinden kurtulmak için, uydurma bir madde İle kapatmağa teşebbüs ettiği gibi hafiflikler veya bilgisizlikler duyulduktan sonra, bir çok devlet fabrikalarının hesap ve muhasebe teşkilâtlarının henüz çocukluk-devresinde olduğuna hükmetmek fazla kötümserlik olmaz.
Milyonlarla oymyan bazı devlet İktisadî teşekküllerinin Miçolarını bir. hattâ iki sene gecikme ile hazırladıkları, hattâ bu bilânçolann da bazan iki taraflı rakamları zorla birbirine uydurarak elde edildiği düşünülürse, hükmün menfi olması bir zaruret teşkil eder.
Sosyalizmin felsefi temeli olan, tarihin maddî hayatla, İktisat ile İzah veyp '. tıra ii mııayvani-
AYRICA Bü SAYIDA Turhan Beyden başka, Hol-lywood hangi erkekleri beğeniyor? Errol Flynn yeni karısından ayrılıyor. Akuduna! mllkAfatına kimler namzet? Susan Hayward. Hol-
lywood’dan getirttiğimi.'. imzalı huşu m resimler ra en yeni sinenin ba-
yet nazariyesi kabul edilmese bile, yükselmek İsteyen bir cemiyet, iktisadi faaliyete esaslı bir rol vermek mecburiyetindedir.
Biz de, medeniyetin mânevi, fikrî unsurlarını hattâ birinci safa geçirmekle beraber, İktisadî gelişmemize en büyük bir ehem miyet vermekteyiz Bu sahadaki ilerlemenin baş şartlarından biri, hesaba, muhasebeye lâyık olduğu yeri vermektir. îş hayatında, hattâ devletin maddî faaliyetinde her hareket bir matlup ve zimmet, bir kâr ve zarar hesabında ifadesini bulmalıdır.
Biz, hayatımızın her tezahürüne bir nevi bilanço ölçüsü tat-bik etmeği öğrenmeğe şiddetle muhtacız Kelimeler, süslü, tesirli cümleler, hitabet yerine uydurma, zorlama değil, fakat birbirini karşılıklı olarak kontrol eden kuru rakamlar geçtiği zaman şarklılıktan tamamen kurtulmuş olacağız.
Büyük komşumuz Sovyet Rusya, İktisadî hayatta hesabın, muhasebenin önemini çok İyi anlamıştır. Son günlerde elimize geçen bir kitap bize bu hükmü tereddütsüz olarak verdirmektedir. Amerika’da çıkan ve Gregorv Blenstok ve iki arkadaşı tarafından neşredilen «Management en Russian îndustry and agricul-ture» Rus endüstri ve tarımında İdare» adlı eserde, 1927 senesi başında bu memlekette «întelli-gentia» yani münevver tabakanın terkibi gösterilmektedir.
9,591.000 kişiden mürekkep olan bu zümrenin içinde agro-nomlar, zabitler, artistler, doktorlar, mühendislerin yanında en kabarık rakamlar, 822,000 lie iktisatçı ve istatistikçilere, 969 bin ile Öğretmenlere ve 1,617,000 ile defter tutanlara ve muhasebe mütehassıslarına aittir. Bütün mütehassıslar arasında en kalabalık zümreyi, altıda bir nıspeti-le. muhasebe mensuplan teşkil etmektedir.
Tarihin en geniş ölçüdeki ve en süratli kalkınmasını gerçek-leştirmiş olan bir memleketin hesabı, muhasebeyi en ehemmiyetli bir meslek olarak kabul etmiş olması sebepsiz değildir. Ancak hesaba dayanan bir idare sayesindedir ki gördüğümüz mucizeler yaratılmış ve Sovyet Rusya dünyanın ikinci sanayi memleketi olmuştur Bu eser, bütün bir çarlık devrinin çıplak bıraktığı topraklar üzerine 25 senede kurulmuştur Kuvvetli idare ve İman ancak metod ve hesapla beraber olursa bövle bir başarı elde edilebilir.
Biz de. hesabın, kupkuru, şiir-den mahrum, zimmet ve matlup, kâr ve zarar maddelerinin iş hayatında en yüksek teknik bilgiler kadar ehemmiyetli olduğunu kabul. edersek, hem devlet iktisadi teşekkülleri, hem hususî teşebbüsler şimdiki şark üslûpta d?rbeder-likten kurtulur. Yoksa en mükemmel tesirler bile, çocuk elinde otomatik tüfek gibi kalır.
Her işimiz. Asya telâkkisine uyarak söze değil, garp medeniyeti ölçülerine göre hesaba dayan m alidir.
CEVAT NİZAMÎ
1ANIMADIĞIMiZ MhŞHÜRL 4 '?:
Bir salon dolusu kadına ders veren çocuk..
Sezai, arkadaşı Abdülhak Hâmit vasıtasile kendi babasına ne rica ettirmişti?.
———-—---------—————. - - --——
1 Bir salon dolusu halayık — uEy kızlar!.. İşitiyor musunuz?.» — 10 ya- î ştndaki konferansçı — Ben tapu senedi yazmak için yaratılmadım!. — ıı Bizde ilk Maarif Nazırı ismini kim aldı?. — Zeynep hanımla Kâmil ) paşanın düğünleri için gönderilen hediyeler — Hususi vapur — Şaşıla- ! cak derecede büyük bir talih — Bebekteki yalı — Gümüş fenerler...
Konya’da bir cinayet
Kenya (Akşamı — Recep Ateş adında bir şahıs, kızını kendisine ver-mlyen Musa Tokur adında bir adamı tabanca ile öldürmüştür. A fır ceza mahkemesinde yargılanan kanttı Recep on dört yıl, sekiz ay, beş gün ağir hapis cezasına çarptırılmıştır.
Zeynep hanım konağının loş merdivenlerinden çıkarken, haremde sayısız salonlardan birinde oldukça acayip bir sahne göze çarpıyordu. Yerdeki tüylü halının üstüne sıra sıra, vanyana bir alay genç halayık dizilmişti, İçlerinde her tipte, her renkte, lıer boyda olanı vardı. Pembe beyazından, durusundan, topuklan döğen lepiska saçlısından, kara gözlüsünden, mavisinden, kuz-gunl arabına kadar... Yalnız bunlar arasında çirkinini bulamazdınız, Büyük perdeler inikti.
Bu bir salon dolusu halayık camide vaiz dinler gibi oturmuşlardı, Bunların karşısında, ayakta çıldır çıldır zekî bakışlı. 9 . 10 yaşlarında bir çocuk vardı, işte halayıkları böyle karşısına dizip de onlara küçük vaızlar, minimini konferanslar veren bu on yaşındaki çocuk Sami paşa zade Sezaiden başka kimse değildi. Elinde asla kimseye vurmak İçin kullanmadığı, süs mahiyetinde kamçısı vardı. Hemen her gün halayıkları böyle sıra sıra oturtur. va’zını verirdi.
Lâkin söylediği şeyler, konferansların mevzuları kızlan daima şaşırtırdı Zira bu parmak kadar çocuk hakikaten o devre göre pek acayip bir takım şeylerden bahsederdi. Serbes olmaktan, güneşe çıkmaktan, pencereleri örten kafeslerin mâna-sızhğmdan atıp tutardı. Ve kırk yıllık vaizler, konferansçılar gibi de her sözünün sonunda:
— Ey kızlar... işitiyor musunuz?,, diye bağırıyor ve ’küçük ayağını yere çarpıyordu. Heyecanı kızlara da sirayet ediyor, onlar da hep birden küçük kon-feransç'ya bağırarak cevap veriyorlardı:
— İşitiyoruz!.,
Anlaşılıyor kİ «hürriyet ve inkılâp aşkı» daha o yaşta iken Sami paşa zade Sezaldn ve âdeta gayri şuurl bir tarzda başlamıştır.
Bu kalem evkafta tapu senedi yazamaz’-..
Zaten sonralan bunu onun bütün hayatında göreceğiz. Meselâ pek gençliğinde; büyük bir şair olan babası Sami paşadan Lon-draya gitmek üzere izin istemişti. Ö kadar küçüktü ki Sami paşa buna razı olmadı. Bu sırada Abdülhak Hâmit, Farislsl pek kuvvetli olan Sami paşadan ders almaktaydı. Sezai Londraya gitmesine müsaade etmesi İçin arkadaşı Abdülhak Hâmit vasıtasl-Ie babasına rica ettirdi. Sami paşa yine razı olmadı.
İşte bunun üzerine Sezai babasına her cümlesi «Londraya gitmek istiyorum, zira..» diye baslıyan bir mektup yazdı.
Neşredilmemiş olan bu eski vesikayı okudum, 19 kânunuevvel 96 tarihini taşıyan bu mektupta edebiyat tarihini aydınlatacak. hiç bir yerde çıkmamış bazı malûmat görüyoruz. Mektuptan sergüzeşt muharririnin evkafta memur olarak hayata atıldığını ve vakıflar tapu senedat dairesinde çalıştığını öğreniyoruz. Babasına yazdığı «Londraya gitmek istiyorum, zira...» diye başlıyan cümlelerle dolu bu mektup şöyle bitiyor:
«Eğer bütün bunlara rağmen hâlâ muvafakat etmezseniz evkaftan İstifa edeceğim. Zira sa-nihatı flkriyenln tercümanı olmak için halkolunan Sezai’nin kalemi evkafta tapu yazamaz!.»
Sezai’nin hürriyet aşkı satırları arasında bellidir.
Bizde ilk Maarif Nazın
Memlekete, evlâtları ve torun-
ları arasında Suphi paşa Sezai, Hamdullah Suphi gibi büyük ve meşhur edebiyatçılar, ilim a damlan veren Abdürrahman Sami paşa kendi hayatını «Sergüzeşti Sami» ismile yazmağa başlamıştı. Çalışma hayatlarını tamam-lıyan garpli büyükler gibi o da hâtıralarını tesblt ediyordu, ölümünden iki sene evvel başladığı «Sergüzeşti Sami» yi ne yazık kİ tamamlıyamadı.
Yazılmış kısımlarını — ki bunlar neşredilmemiştir — okurken paşanın kendi hayatını anlattığı sırada gösterdiği samimiyete hayran olmamak kabil değildir. Bu hal tercümesine göre Sami paşa aslen Moralidir. Mustara Reşit paşa ile oradan, eski bir dostluğu vardır. Ondan önce «Mekâtibl umumiye nazırlığı» denildiği için bizde ilk «Maarif Nazırı» olan da yine Sami paşadır.
Sami paşa denilince Hkla İlk gelen isimlerden biri de muhakkak kİ Kâmil paşadır. Çok uzun zamandan beri tanışmaları vc ikisinin de edebiyata son derecede merakları dostluklarını büsbütün arttırmıştır.
Kâmil paşa - Zeynep hanım aynı zamanda o devrin en birbirine düşkün kan kocası olarak tanınmışlardı, Ve az mı badireler atlatmamışlardı?.. Onları birbirinden ayırtmak, boşatmak için az mı uğraşılmamış, tehditler edilmemişti?,.
Kâmil paşa - Zeynep hanım çifti gerek büyük servetleri ve gerek emsalsiz İyilikleri ve yaşayışları ltlbarile daima İstanbul halkının merakını, alâkasını ve
• Sami paşa zade Sezai İsviçrede
Yanındakiler hemşiresi Me lek hanını ve bir tanıdıkları
hürmetini üzerlerine çekmiştir.
Düğünleri pek şaşaalı bir tarzda Mısırda yapılmıştı. Padişah Istanbuldan tebrik için hediyelerle birlikte kendi tarafından bir zatı «Eseri Cedit, ismindeki hususî vapurla îskenderiyeye göndermişti.
Lâkin Mısır İdaresini Abbas paşa eline alınca (Kâmil - Zeynep) çifti için pek heyecanlı, günler başlamıştı. Zira onlan birbirinden ayırmak, boşatmak İçin ölümle tehdit ediyorlardı.
Yeni Mısır idaresi bu vefakâr kan kocayı birbirinden uzak tutmak için Kâmil paşayı Asvana sürmüşlerdi. Nihayet İstanbul hükümeti onlan kurtardı ve getirtti Şeyhülislâm Arif Hikmet bey nikâhlarını tazeledi. Yeniden saadete kavuştular. Zeynep hanım Sami paşaya hattâ başörtümüz çıkardı.
O kadar ihtişamlı bir hayatları vardı kİ Zeynep hanım konağının yalnız mobilyelerinin Fransa, İngiltere ve aynalarının İtalyadan getirtilmesi için 32000 altın lira harcandığı söylenir.
Evlerinin bu ihtişamına göre kan kocanın kendi üst başlan gayet sade İdi. Sandık sandık mücevherleri olan Zeynep hanımın kulağına bir tek küpe takmadığını söylerler.
Sami pasa, dostu Kâmil paşanın hayret verici talihinden daima bahsederdi. Ve bu hakîkaten Idç şaşılacak bir talihti. Kâmil paşanın gönlünden ne arzu geçse olmasıle meşhurdu.
Beş parasız ve henüz meçhul bir delikanlı iken Mısır valisi Mehmet AH paşanın kızile evlenmek arzusundan tutunuz da nelere kadar?.. Faraza bazan Sami paşa İle birlikte bir yalının önünden geçerlerken Kâmil paşa:
— Felek şu yalıyı bana verse bir şey istemem... dermiş.
Aradan bir müddet geçermiş, bir de bakarlarmış ki yalı Kâmil paşanin öz malı olmuş!.
Kâmil paşa: «Ne istese olan» insan diye tanınmış!.
Bebekteki yalıda
İşte Sezai’nin, çocukluğu devrin bu derecede enteresan çehreleri arasında geçmiştir.
Zaman zaman da anneslle birlikte — âdeta aralarında akrabalıktan fazla bir bağ olduğu İçin — Zeynep hanımın Bebekteki yalısına da giderlerdi. Buradan küçük Sezainln başının İçinde kalan hâtıralar arasında bir sürü gümüş fenerler vardı ki «Sergüzeşt müellifi» bunları son zamanlara kadar anlatırdı. İki candan dost, Sami ve Kâmil paşaların ölümleri de birer buçuk sene ara ile olmuştu...
Hikmet Feridun Es
SERBES SÜTUN
Mahkeme teşkilâtımızda tam bir i&tikrar yaratmadan, adliye sarayları inşa etmek tasavvurundan vazgeçmeliyiz
Ya.-an Arukal REŞAT KAYNAK
Akşam gazel esinin İki üç gün Önceki nüshalarından birinde, Adanada adliye sarayının yapılacağına dair satırları okuduğum zaman İçim sızladı. İnşa edilmesi kararlaştırılan, İstanbul adliye sarayının, arsasını seçmek hususunda gösterilen gayretleri düşündüm...
Arsa İçin ne münakaşalar yapılmış, ne gürültüler olmuştu. Bu münakaşaların değerini burada tartacak değilini, Arcak, İnanarak söyliyebillrlz kİ, bu tartışmaların uzamasiyle bir türlü yapılamıyan, adliye sarayının gecikmesi, mutlaka hayırlı oldu.
Meşhur yangından sonra, o zamanki teşkilâta göre bir adliye binası yapılmış olsaydı, milyonlar sarflyle meydana geleceği gayet tabi! olan bu sarayın, bugünkü teşkilâta uydurulması İçin gene yeniden İnşa edilmesi gerekecekti.
çünkü; o sıralarda, üç asliye ceza mahkemesi «rdı. Bugün sekize çıkmıştır
Evvelce alcı asliye hukuk vardı. Bugün on İkiyi bulmuştur. İki ticaret mahkemesi dörde, bir ağırceza da İki a’ cezaya yükselmiştir Sekiz yıl önceki rnniiKcme teşkilâtına uygun ve kâfi geJer adliye sarayının, sekiz yıl sonra, İki mislinden fazlaya yükselen mahkeme adedi karşısında, yet-miyeçeğl gayet tabii idi
Mahkemeler sayısını sekiz yıl içinde. bu kadar değişmiş gördükten sonra, hâlâ elimizde mahkeme teşkilâtına dair tekarrür etmiş bir plân bulunmadığına göre, sekiz yıl sonraki hal ve vaziyeti kesl5”-nlveeeöJnHz eibette kİ zaruri ve bedlhıdir
Bu düşünce’rrc. istinaf mahkemelerinin teşkiline dair bir türlü çözû-lemlyen büyük adliye meseleşl de eklenirse. adliye saraylarının şimdilik yapılmaması yolundaki taleplerin daha haklı oMııîu ır'k olarak anlaşılır.
İstlhHİ ü'a. Kurulma-
sına yahut kurulmamalına alt haklı ve gerçeğe uygun fikirler henüz tebellür etmemiş ve bu büyük adalet meselesi çözülememiştir Meseli, Adanada İnşası kabul edilen adliye sarayında, istinaf mahkemesine yer ayrılırsa ileride teşkilât kurulmazsa, binanın bu mahkemelere ayrılacak kısmı tamamlle boş kalarak ve harcanan emekler de beyhude olacaktır.
Eğer bugünkü teşkilâta göre adliye sarayını inşa etmeğe kalkar da. İstinaf teşkilâtına ait yann gerçekleşmesi pek mümkün, pek zaruri olan t: lelll meseleyi görmemezlikten gelirseniz. sulh İçin ayrı. asliye İçin ayrı ve ağırceza ile ticaret mahkemeleri İçin tamamlle başka kısımları İhtiva edecek bir İstinaf teşkilâtını bütün kalem mu»mB’M"" "■»»■eve sıs,'ı-racaksınız?..
Kısa söylemek gerekirse. ou sana-yjeşme alanında beş senelik plân yaparak bur.un müspet tesirlerini pekâlâ gördük. Neden adalet hayatımızı ve buna destek olan teşkilâtı bir plûn dahilinde tertlpllyemlyoruz? Cumhuriyet kurulduğundan İtibaren geçen (22) yıl içinde, durulmuş ve düzenlenmiş, dayanıklı, kısa fasılalarla değişmek hastalığından uzak bir mahkeme teşkilâtını kavuşmamız lâzımdı. Bunu yapamadık. Hiç olmazsa. bundan sonra adalet işlerinde muayyen devrelere ayrılmış plânların, gerçekleşmesine kentlimizi hasrederek çalışsak ve yirmi iki yıl içinde geçirdiğimiz denemelerden İbret alarak uzun ömürlü M’ "”>hkeme teşkilâtı yaratsak..
Re yol Kuynaı

4 yaşında bir sanatkâr
Karaman iAk-üam) — Ilçcmi-ze bağlı Kızıll ar köyünden Mustafa oğlu d yaşında Mehmet Kücükuğurlu henüz konuşmamaktadır. Dili söylem iyen bu
küçük çocuk el-lerllc konuşmakta »e İst ey t Merine resimde gcriil-diiğü gibi «Bağ-lamaslle» cevap vermektedir. Her duyduğu oyun millî havaları
derhal bağlamasında nok'ansız çalmaktadır.
Lokantaların zeytinyağı ihtiyaçları
Lokanta ve aşçıların zeytinyağı ihtiyacını Ticaret Bakanlığının karşılı-yacağını yasmıştık. Şelalede faaliyette bulunan bin kadar lokantacı esnafı vardır. Esnaf odası bunların listesini hazirhynxak Vilâyete göndermiştir. Lokantalara ne şekilde ve ne miktar yağ verileceği henüz, tesblt edilmemiştir.
Ticaret Bakanlığı hususi şahıslara kendi İhtiyaçları İçin istlbasl bölgelerinden zeytinyağı getirtmelerine İzin vermişti. Lokantaların da bu suretle yağlarını İstihsal bölgelerinden temin edip edemlyeceklerl Bakanlıktan »o-rulmuştur.
1 Eski güzellek
Etil gerdanında çizgiler beliren bir hareketle başını iki tarafa salladı» hâlâ eski günlerin tatlı hâtıralarını taşıyan kara, lyaygın gözlerini süzerek söze başladı:
— Ah, ah kardeşim... Ben ne idim!.. Ne idim!.. Nasıl bir âfeti devran olduğumu kendi ağzımla söylemeğe haya ederim Bir de ■ İnsan oğlu kuş misali# derler. Asıl insan oğlu İpek böceği misalidir. Acaba böcek İken kelebek olup pırrrrrrrr diye uçuveren ipek böceği bile İnsan kadar çok değişebilir mİ?.. Şu benim halime baksanıza ayol... Nerede o Perl padişahının en küçük kızı gibi dünyalar güzeli Hasene?.. Nerede şimdiki şu lampur lıımpur hatun?.. Bittim kardeş. mahvoldum. Bütün güzelliğimi, taravetimi kaybettim. Dalından kopmuş nazik zambaklar gibi soluverdim a dostlar!..
Hasene bunları söylerken odada öteki genç kadınlar gizli gizil gülüyorlardı. Zira her zaman pundunu bulup Hasene eski göz kamaştırıcı güzelliğinden bahsetmese dünyada yapamazdı. İşte bu sefer de fırsatı kaçırmamıştı.
Lâkin Hasenecik etrafındaki itimatsız bakışların üzerine doğru çevrildiğini görünce, hemen bir köşede uyuklamakta olan kocasını imdadına çağırdı:
— Ayol bey... Söylenen e... Hasene-ciğlnin vaktlle nasıl bir inci, ııa3ü bir çiçek olduğunu anlatsan a... Aç gözlerini yahu,-, çabuk söyle... Nasıldım ben vaktlle?.. Nasıldım?..
Ahmet Fani İçinden: »Hay olmaz olaydın hatun! » dedi, zira karısının bu «Ben nasıldım?..» suallle belki günde 5-6 kere karşılaşırdı. Bu hal senelerden beri böylece sürüp gidiyordu.
Ahmet Fani gözlerini oğuştürarak cevap verdi:
— Çok güzeldin hanımcığımı.. Çok güzel.. ■
Güzelliği hakkında lnanmıyanlara daima şahit gösterdiği kocasının bu sözleri üzerine derin derin İçini çekti. Sonra:
— Böyle kuru kuru «Güzeldin! * de-pıeklc olmaz... Tarif et bakalım... Nasıldım?
— İncecik bir bel... O endam!.. O yırüyüç!.. Uyku sersemliği İle aklına 1 ka birşey gelmiyor muş gibi Alı met 1. n'ı yutkundu ve tekrarladı:
— O yürüyüş .. Evet o yürüyüş... velhasıl çok güzeldin..
Hasene kocasını söyletmek İçin İmtihanda şaşıran talebesine yardım eden hoca gibi;
— Gözlerim nasıldı, gözlerim?.
— Aman efendim... Ne İdi onlar,.. Neydi onlar... Göz derim işte!.. Ben kimselerde öyle İnsan gözü görmedim... Daha doğrusu onlar göz değil dı de başka bir şeydi.,. Evet., Evet . Başka bir şey!.
Ahmet Fani'nin miskin miskin tekrar sustuğunu görünce Hasene kartal gibi atıldı:
— Oldu olacak, kirpiklerimi de anlatsan a Ahmet...
— Aman efendim aman... Kirpik derim size işte... Daha doğrusu kirpik değil de... Her biri birer ok!..
Uykusu bozulduğu İçin içinden de küfürler savuran Ahmet Fanî yine sustu Lâkin Hasme şaşmamıştı:
— Ya ağzım?..
— Bir hokka... Haza yazı hokkası..
— Burnum?.
— Haaaa... İşte bakın burası mühimdi... Burun değil efendim.. Burun değil... Bir hurma... Ta kendisi!. Burma!..
Odaöaidler kahkahaları patlatmamak için etlerini çimdikliyorlardı. Basene kentlisinden son derecede korkan kocasına hemen zorla her tarafını uzun uzun methettirdikten sonra başını iki tarafa salladı:
— Ah ah.. Ben böyle olacak kadın (ut idim!., dedi.
Hakikaten pek gençliğinde göz açıp kapayacak kadar kısa bir devirde gü-
I zel bir kızdı. Lâkin sonra sanki pompalarla her taraftan şişirilmiş gibi bir hal aidi. Yüzü değişti.'Arkasından bir hastalık geçirdi. Kirpiklerine katlar döküldü, Ve dedJğl gibi çok değişti. Çok çirkinleşti. Hayatında en büyük derdi, eski güzelliğine hiç kimsenin inanmaması idi.
Elâlem yalancı masallara İnanıyordu da, onun masal olan güzelliğine inanmıyordu.
Bir gün Hasene’nin evine bir yaşlı kadın misafir geldi. Hasene onu pek tanımıyordu. Lâkin yaşlı kadın:
— Ayol sen Sabbek teyzeni unuttun mu yumurcak?.. Kumrulu mescitteki mahallede parmak kadarken elimde büyümedin mİ?. Tırnaklarımın arasında hâlâ senin kirin, pisin durur ayol - Hey gidi minik Hasene hey!.. Ayol saııa ne olmuş böyle?.. Sen ne idin vaktlle?.. Ne cevahir parçası idin?.. O lepiska saçlar topukta! . O yumurta beli kadar incecik bel!.. O Huda'dan kıvırcık kirpikler!.. Aman Yarabbi!.. Ne idin sen?.. Niçin böyle oldun?. Daha yaşın ne, başın ne a hatun?.. -
Hasene ihtiyar kadını hiç tanımamıştı amma bu sözler kendisini âdeta büyülemişti:
— Gel Sabbek teyzeçlğlm gel... diyerek boynuna sarıldı. Onu içeri aldı. İhtiyar, cin gibi, gözleri fıldır fıldır dönen kadın ikide bir soruyordu:
— Ayol o çekme burun ne oldu?.. Ayol o kuğu gerdan» gibi beyaz gerdan nerede?., o altın yumağı saçları ne yaptın kadın?..
Hasene bunları duydukça zevkinden bayılacak gibi oluyordu. Bir daha İhtiyarın boynuna sarılacağı geliyordu. Gençliğinin, güzelliğinin bu ateşli şahidini Allah göndermişti. İhtiyar kadın diyordu ki:
— Bandırmadan bugün geldim. Haseneciğlme uğnyayım da gül yüzünü göreyim dedim.,.
____ Aman çok İyi ettin teyzeciğlm... Dünyada bu gece bırakmam senli,.
Gece kocasına:
— Bak Sabbek teyzecîğim benim kızlık zamanımı biliyor!., dedi.
Sabbek teyze baş köşeye oturtuldu. Ve ne İkramlar!..
Sabahleyin Hasene ile kocası kalktıkları zam on Sabbek teyzeyi meydanda bulamadılar. Ev baştan başa soyulmuştu!. Ahmet Fani polise haber verecekti. Fakat Hasene bir türlü güzelliğinin tek şahidine kıyamıyor-du. Kadın onu gönlünün en zayıf tarafından vurmuştu. Kocasına:
— Kimseye birşey söyleme Ahmet.. Belki kadıncağızın çok İhtiyacı vardı. Ne yapalım, başımızın gözümüzün sadakası, dedi.
Hattâ Sabbek teyze bir daha gelse Hasene onu belki yine de lerl alır, misafir ederdi. Ne tatlı dilil kadın!..
(Bir yıldız)
RADYO
ANKARA RADYOSU:
Bugünkü program
1«.00 Dans orkestrası, 18.45 Hafif şarkılar (pl.), 19.00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Fasıl, 19.50 Konuşma, 20.00 Müzik, 20.15 Radyo Gazetesi. 20.45 Semai şarkı ve türküler. 21.10 Opera aryaları (pl.), 21.30 Senfoni orkestrası, 22.30 Dans müziği (pl.), 22.45 Haberler.
YARIN SABAHKİ PROGRAM
7.30 Çeşitli müzik (pl), 7.45 Haberler, 8.00 Çeşitli müzik (pl.). 8.23 Gündelik spor servisi. 12-30 Şarkılar, 12.45 Haberler. 13.30 Salon orkestrası.
Kahır Yüzünden Lütuf
Yazan; P. Wentworth Tercüme eden: Vâ . Nû
■ Tefrika No. 26— —
Julien başka söyllyecek bir şey bulamadı.
— Her halde bu gece kilitlemeği Unultnuşsunuzdur. - dedi.
Amabe! cevap vermedi.
Erkek devamla:
— Korkusuzu tekrar buraya getirin imi istiyor musunuz? Şayet almak islersem geri döneceğimi onlara bildirmiştim.
— Bronson'lara ne anlattınız?
— Hakikati anlattım. Yani köpe-ftin-blr penceıeyi kırıp kaçtığını. Gidip getireyim mİ?
— Hayır.
— Niçin?
JuUen’ln sesi sertleşti.
Kadın ona elini uzattı:
— Ne faydası var? Hayvanın kudurmuş gibi bir hail vardı. Onu bir türlü saklnleştiremîyordum. Asabiyeti bu gece de zuhur eder, onu gene bu odada alıkoyamam.
Kadın geriye döndü, şömineye dayandı. Alçak sesle:
— Marmaduke de burada kalmak lstemediydi. —dedi.
— Korkusuzu zencirlerlz bir yere gldemte.
Kadın başını salladı:
— Hacet yok.
Sonra sesinin perdesini değiştirdi. Şimdi artık konuşan sanki o eskiden beri bilinen Amabel değildi. Madam Grey'di. Yabancı bir kadındı.
— Bana karşı pek lütûfkâr savran-dınız. .ut - rahatsız olmayınız. Kendinizi üzmeyiniz. Her İş yoluna girer.
Julien, kadının, kendisini hissen uzaklaştırdığını fakretti Bu hal de muhakkak birbirini takibeden asabiyet dalgalarından ileri geliyordu. O da asabiydi. Madam Grey'ie açıktan açığa kavga etmek arzusunu duyuyordu. Fakat, nefsine hükmetti. Gayet terbiyeli bir adam sıfatiyle veda etti, kapıya doğru yürüdü. Fakat, arkasından kadının seslendiğini duydu. Dönüp baktı. Bu sefer, o yabancı madam Grey silini vermiş, o sevimli Amabel yerine gelmiş.
— Julien! —dedi.— Bana dargın olarak buradan gitmeyiniz. Size karşı haKsızhk ettiğimi anlıyorum. Huysuz oluşumun kusuruna bakmayınız
Gözleri yaş doluydu.
Erkek döndü.
— Bir şey vaı kİ size söylemedim,
Emniyet meselesi
ve yeni
İkinci dünya harbine kadar üstün silâh, kuvvetli ordular harblerl çıkartmada birinci rolü oynamıştırlar. Elitlerin sağlam hesaplara dayaıımı-yan saldırganlığının en başla gelen sebebi; J939 eylülünde dünyada hiç bir devletin sahip olmadığı muazzam hava kuvvetini meydana çıkarmış olmasıdır. Vakıa bunun tamamen zahiri olduğu, gerek sanayi ve ham madde ve gerekse insan mevcudu iti-barlle Almanyanın karşısında bulunanların çok daha üstün olduklarını hesaplamak kabildi. Fakat İleriyi gören ve plânlaştırabllen mühendis hesabiyle değil de kaba taslak bakkal hesablle İş gören Nazller bunu yapamadılar ve bu hesap yanlışlığı onlara bir millet ve bir vatana, dünyaya İse altı senelik sonsuz kayıplara ve meşakkatlere mal oldu.
Bugün de geçen büyük harbin sonunda olduğu gibi hakiki kuvvet, ve kudretin kimde olduğu belli oldu. Geçen harbdeklnden daha üstün, daha kudretli silâhlar meydana çıktı. Öldürücü vasılalar geçen harbde-kl ve hattâ ikinci cihan harbinin başındakilerle kıyaslanamayacak kadar arttı. Bu şerait altında insanın aklına gelen şey, bunların da yeniden harbi teşvik edip etmiyeceklerldlr.
Vakıa kendisinde Hltler gibi yarı peygamber kudreti, milletinde her şeyin üstünde hasletler vehmeden yarı mecnunlar zuhur ettikçe her yeni keşif, ilmin bulduğu her kuvvet bir tehlike olabilir. Fakat dünya milletlerinin bugün San Franclsco’da azmetmiş göründükleri gibi bu canlya-ne fikirler, bu yarı mecnun tasavvurlar ortadan sökülüp kaldırılabilecek-' se o vakit bu yeni silâhların ve bu sonsuz kudretlerin sulh ve sükûn İşinde de İnsanlığa büyük hizmetler görebileceği anlaşılacaktır. Tıpkı hastalıkları ortadan kaldıran, yaralan deşip İyileştiren yeni ve keskin cerrhi âletler gibi.
Filhakika bugünün üstün vasıflı silâhları olan tayyare ve tank, işinde ve gücünde olan mastım milletleri, uykusunda bulunan sulh sever in-asnları bir anda parçalayıp öteki dünyaya göndermeğe sebep olabildiği gibi, bu çeşit hareketlere kalkışacak canileri ve onlara uymuş azgın toplulukları aynı süratle cezalandırarak bu câniyane fikirlerini meydana koymaya zaman ve fırsat vermeden olduğu yerde bastırmak kudretine de maliktirler. O derecede kİ bugünün faal zabıta sistemi nasıl birçok cinayet fikirlerinin doğmasına dahi imkân vermiyorlar, bu kudretli ve süratli silâhlar da bu çeşit tecavüz emellerinin meydana gelmesini dahi tamamen önliyebilirler. O vakit dünyada harb, medeni milletler içerisindeki cinayet vakaları gibi münferit, çabuk önlenir ve mutlaka cezası verilir istisnai bir hale sokulabilir.
Yeni silâhların bu hususta oynı-yacağı büyük rol şuradan geliyor: Hiç bir millet bir dünya topluluğunun meydana getireceği hava kuvvetine sahip olamaz. Binaenaleyh kurulacak ve adaletle işliyecek olan bir dünya emniyet teşkilâtı ve onun emrine amade hava kuvvetleri miktar itibarile dalma münferit saldırganlık fikirlerinin doğmasına dahi müsaade etmlyecek bir kudrette olabilir.
Sonra yeni silâhlar ve bilhassa hava kuvvetlerindeki fevkalâde yüksek sürat, cezanın müessiriyetinde en büyük rol cynıyan süratle tatbik imkânını da meydana getirecektir. Meselâ daha 1939 eylülünde bugün düşünüldüğü gibi tam bir birlik halinde ve ‘ecavüzü önllyecek Birleşmiş Milletler Başkomutanının emrinde Alman hava kuvvetleri ninkinden üstün hava kuvveti bulunmuş olsa ve altı sene sonra değil de Polonyaya harb açıldığı anda Berlin ve Berch-
Julieıı. Fakat bilmeniz lâzım.
— Nedir o?
— Cam. kıran Korkusuz değil.
— Nasü? Ne demek istiyorsunuz?
— Benimle beraber salona geliniz. Size izah edeceğim.
Aşağı indiler, Julien. omuzunu kapalı kapıya dayadı. Kapı tazylka dayandı, açılmadı. Her halde dün gece, köpek atılıp da içeri girmek istediği vakit, bu kapı aralıkmıştır.
İkisi de odaya girdiler. Her şey olduğu gibi duruyordu. Amabel, kapıyı itina İle kapattı. Şöminenin karşısındaki yumuşak sedire doğru ilerledi. Bu sedirde ipek yastıklar vardı. Kimi tenteneli, biri pembe, biri yeşil, bir! mavi. En yakında bulunanı, mavi yastıktı.
Amabel bunu eline aldı. Arkasını ç vlrip Julien'e gösterdi.
Bu kısımdaki ipek, yırtılmıştı. Ll-melerln arasına uzun bir cam parçası girmişti.
XII
Sessizce durdular. Uzun uzun, cam parçasına baktılar. İkisi de konuş-muy -rdu. Sanki birbirlerine söylenecek hiç bir sözleri yoktu.
Julien, nihayet döndü. Bakışları, sedirden pencereye çevrildi. Sonra, gene sedire baktı. Hafifçe bir ıslık çalıp tekrar baktı.
Aradaki mesafe, takriben, beş altı metreydi. Cam parçasını muayene etti; kaşları tekrar çatıldı; fakat bu
silâhlar
Yazan:
M. Şevki Yazman
tesgaden'ln fasılasız hava bombardımanlarına maruz kalacağı anlaşılmış bulunsaydı, Hitlcr bu İkinci cihan harbini zor çıkartırdı.
Daha bugünden anlaşılmıştır kİ hava kuvvetlerinde üstünlük sağlanmadan nc kara ordularının ne deniz kuvvetlerinin bir İş görmesine imkân yoktur, o halde daha bidayetten İtibaren mütearriz kuvvet, kara ve deniz kuvvetleri ne olursa olsun hava kuvveti itibarile' daimi surette aşağı durumda kalacağı, sanayiinin, şehirlerinin. münakale vasıtalarının tah-rlbolunacağını peşinen bilirse, onda-kl saldırganlık arzusu da ya hiç doğ-mıyacak veya doğmuşsa bile kendiliğinden sönecektir.
Hulâsa her kudretli vasıta gibi yc-ni silâhlar da kötülüğe olduğu kadar ı iyiliğe de hizmet edebilirler. Dünya milletleri çoğunluğunun İyilik, sulh , ve sükûn İçin çalıştığına şüphe edl-lemlyeceğine göre bu yeni vasıtalar da onlara İstedikleri ülküye ulaşmak hususunda çok hayırlı İşler görebilir-1er. Elverir ki çoğunluğun gayretleri samimi, adalete uygun ve Milli Şefl-mlz'in bir veclzeslnde buyurdukları gibi «bu erbabı namus hiç değilse şakiler kadar cesur» olsun. Bu takdirde yeni silâhlar ve vasıtalar şaki-ı lerl alt etmek İçin onların elinde güzel birer âlet olurlar.
YENİ YAYIN
Herbert N. Casspn’un yeni bir kitabı HAYAT ELLİSİNDE BAŞLAR
Akba kltabevinln pratik hayat bilgisi yolunda yayınlamağa başladığı yeni serinin bu İlk kitabı çıkmıştır. Gençleri olgunlaştırmak İçin olduğu kadar, orta yaşlıları da hayatın en büyük fırsatları karşısında başarıla-rınıarttırmak daha çok İlerlemek ve kazanmak imkânına kavuşturacak en dikkate değer klavuz fikirleri İhtiva etmektedir, Türkçeye çeviren Hikmet Münir Ebcloğlu. fiatı 100 kuruş.
SANSAROS (Karadeniz'll Sansar Osman»
Sansaros; evlâd sahiplerinin, gençlerin, hukukçuların, öğretmenlerin, .eğitim İşleriyle ilgili olanların, polis enstitüsünde çalışanların, psikolojL Ue uğraşanların mutlaka okumaları gereken bir romanıdır. (173) sahife, 1150> kuruş. İnkılâp Kitabevi, İstanbul.
HOLİVVT DÜNYASI
79 uıjfu sayısı yine renkli kapaklarla ve tablolarla süslü olarak çıktı. Bu sayıda Müzeyyen Sfnar. Michele Morgan, Ray Milland ve Dcanna Dur-: binin yeni bir filmi. Wanırf Brosden Holivut Dünyasına gelen mektup, resimli habtrler, Abidln Dav’erin hâtı-ratı. Biz Bize. Arcan Amcanın cevapları ve saire.
ALEVDEN SESLER
Bu şiirler, Parlste: {Çanakkale fırtınası) namı ile tanınmış; yurdumuzun eski ve maruf boksörü Nuri No-van ın kaleminden çıkmış olması İti-barile günün en orijinal bir eseridir.
BİTLER VE ARKADAŞLARI
ikinci dünya harbinin mühim bir safhası bitmiş olmasına rağmen, bu harbe ait bilmediğimiz daha nice nice meseleler vardır. İşte «Hltler ve Arkadaşları» kitabı size ikinci dünya harbinin bu esrarlı taraflarını öğretecek İlk eser olacaktır.
«Nebioğiu Yayınevi» nin renkli, güzel bir kap&k içinde bastığı ve Haşan ÂH Ediz’in dilimize çevirdiği «Hitter vc Arkadaşları» eseri 175 kuruş fiatle satılmaktadır.
sefer hiddetle değil.
— Bunu siz mi keşfettiniz?
Kadın, başiyle «evet, işareti yaptı.
— Nasıl keşfettiniz?
— Yerde, mini mini bir cam parçası vardı. Sedirden bir kaç santim ötede duruyordu. Karanlıkta pırıldadığı için bunu kaşfettlm. Etrafa bakındım. Başka bir parça daha gördüm. Bir tane de divanın üzerinde buldum. Derken bu yastığı kaldırdım. Size gösterdiğimi buldum. Her şeyi itina ile.yerine koydum. Zira, sizin, bizzat hükmünüzü vermenizi istiyordum.
Tekrar bir sükût!
Sonra, Julien, yeniden söze başladı.
Sonra, Julien, yeniden söze başladı:
— Düşünmeğe ihtiyacım var. Gidip bir dolaşacağını öğleden sonra gelirim. Sebebini bilemiyorum amma, demin pek kaba davrandım. Bundan dolayı sizL ğücendirmemlşimdir inşallah?
Kadın, gülümsiyerek başını salladı- Sofaya çıktılar.
Julien durdu.
— Jenny ile konuşmak İstiyorum. - dr ■’!.— Bıtna bir İtirazınız yok. ya?
— Niçin olsun? Nerede görüşeceksiniz? Ben de sokağa çıkacağım. Zira. köyden öteberi almam lâzım. Size Jenny'yi yukarı mı göndereyim?
— Hayır. Nerdeyse ben onu bulurum Esasen minesini de görmek istiyorum. Kendisini yoklamadım diye
Amerikada halk ziraat müşavirleri
Bunlar çifçilerin bütün dertlerini dinlerler, buna çare bulurlar, çifçiye yol gösterirler
Şimali Amerika Birleşik hükümetleri cumhuriyetinde ziraat son derece llerilemiştir. Bunda muhtelif âmiller vardır. Bu âmillerin başında halk ziraat müşavirleri gelir.
Halis ziraat müşavirleri 48 hükümetten hangisinde bulunursa o hükümetten ve vazife gördüğü sancağın hususi idaresinden maaş alırlar. Bu İtibarla bir nevi hükümet ve hususi idare memurudurlar. Fakat vazifeleri halka her türlü ziraat ve hayvan yetiştirmek, ziraat makineleri hakkında malûmat vermekten ibaret olduğundan halk bunları kendisinden sayar.
Halk ziraat müşavirlerinin memur sayılmadığına bir sebep de muayyen___________________._________
saatlerde ve hükümet dairelerinde meği veya koyunu hastalanırsa çalışmak gibi mahdut vazifeleri bu-’ —i------* -
lunmamasıdır. Bir müşavir evinde' gündüz olsun, gece olsun her zaman telefonu başında bulunur ve telefonla müracaat eden her İş sahibine derdine deva olacak fenni, idari ve kanunî malûmatı verir. Her müracâat sahibini, her saatte kabul eder, derdini dinler ve buna mutlaka bir çare bulur.
Müşavir kendi dairesi olan sancakta (buna Amerikada country denilir) her hangi köylü mezruatı veya hayvanatı hastalığa yahut ârızaya uğramasından sıkıntıya düşerse mutlaka bizzat bunui|.imdadına gider.
Halk ziraat müşavirleri teşkilâtı bundan 30 sene evvel meydana getirilmiştir. Müşavirler Birleşik Amerika devletinin Ziraat Nezaretinin kooperatifi genişletme servisinin azalandırlar. Bu teşkilât esas itibarile' maarif işi olduğundan tahsil hükümet kolejlerine bağlıdır.
hükümet veya sancakta umum halkın en ziyade tanıdığı ve kendisine minnettar bulunduğu bir simadır.
Bazıları yalnız bulunduğu hükümet ve sancak dahilinde değil, bütün Amerikayı şamil şöhret ve nüfua kazanmışlardır. Bunlardan biri Wls-con-sln hükümeti dahilindeki Done sancağına memur Hurley'dlr. Elli üç yaşında ulan bu müşavirin ziraat Ue alâkadar her hangi İşte cevap vermi-veceği mesele yoktur. Bir köylünün patateslerine hastalık arız olursa hemen bunu bertaraf etmeğe koşar. Köylünün biri mahsulünü muhafaza edecek yeni bir silo veya ağıl yaptırmak isterse hemen Hurley’den malumat ve plânlar alır, Bir köylünün I . ' ‘ he-
men müşavire müracaat eder. Çünkü11 müşavirler zirai yüksek tahsil sahibi oldukları gibi baytarlık da görmüş- br* lerdir. Jl-
Güler yüzlü vc sevimli olan bu*\l müşavirin yapmadığı iş yoktur. Bir*fc köylü yetiştirdiği nohut veya fasulye- O nin cinsini beğenmiyecek olursa bu- C nu müşavire gösterir, o da gelecek Q mahsulün daha nefis olmasını temin’” edecek yolları kendisine öğretir.
Çifçilerin her sene yüzlerce alını tedavi edeçek ölmekten kurtaran Hurleydir. Çifçinln harb dolayısile yenisini tedarike imkân olmıyan bozuk sapan ve orak makinesini yola, koyan gene bu adamdır.
Şehir ve kasaba ehalislnden olmak ve çiflik sah»», yen her adama yol gösteren gene bu"0 adamdır. Çlfçiler ile muamelesi olan 0 . i. ticaret erbabı da dalma müşavirden ciheti akıl öğrenmek zorundadırlar, velhasıl q v -------- I halk ziraat müşaviri ajanlar may- E_
Servisin Vaşlngtonda çok mahdut muncuk gibi olup çift ve çubuk sahi-Q âzalı bir merkez heyeti vardır. Her bi olanların her müşkülünü açan bir hükümette de bir heyeti olup bunlar adamdır. Bunun için memleketin hükümet ziraat kolejinde bulunurlar.' zirai inkişafında en ziyade lâzım olan Her sancakta da birer heyet vardır, adam ziraat müşaviridir -Fakat işin bütün ağırlığı halk ziraat müşaviri olan ajanların üzerindedir. Bunlar ekseriya tarla ve mer’ada olmak üzere Amerikan çlfçlleri ile dai-1 mi ve sıkı temasta bulunuyorlar. 1914 senesinde ajanlara her sancağın milyonlara baliğ çifçlierine şahsi müşavir unvan ve salâhiyeti mahsus bir kanun ile verilmiştir.
Bunların başlıca gayesi olarak istihsali' arttırmak ve ıslah etmek, ziraî geliri çoğaltmak ve toprağı iâyıkile işletmek ve korumak gösterilmiştir.
Hükümetin ziraat lâboratuvarla-rında yapılan bütün tecrübelerden ve elde edilen faydalı neticelerden çil- f çileri haberdar ederek bunlardan istifade yolunu göstermek bu müşavirlerin vazifesidir
Şimdiki harb dolayısile Şimali Ame-rikadaki ziraat işlerinde büyük değişiklikler yapılması zarureti hasıl ol-1 muştu, şimdiye kadar başka zirai maddeler yetiştiren tarlaların ve çeliklerin münhasıran hububat yetiştiren sahalara tahvili icabetmişti. Bun- j lata ait plânları tahakkuk ettirmekte halg ziraat müşavirlerinin büyük hizmeti olmuştur.
Müşavirlerin kendileri de çifçtlikten yetişmiş ve sonradan üniversite ve j _
İhtisas tahsilleri İle tekemmül etmiş-, g _ lerdir. Ekseriya kendilerinin de çif-likleri vardır. Fakat bunları bizzat idare etmeyip hususi müdürlerle bunlara bakıyorlar. Çünkü kendileri va- j zife icabı halka hizmete memur bu-) Umduklarından kendi hususi çiflik ve İşleri için vakit ayıramıyorlar.
şimdi Amerikada umum halk ziraat müşavirlerinin sayısı 3000 kişidir. Bu 3 — adımların geniş Şimali Amerikanın 5 —
:ı 'I
ı
2 0 > o P
s. enaıısınarn çifçi ıhibl bulunmak Lsti-^*
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — İnsan kanı emen bir hayvan -Lâtife.
• 2 — Tembellik ediyor
3 — Bulgar parası - İz
4 — Şöhret kazanan - Mâni olma.
5 — Bir edat - Kumanda verir bir tarzda.
ti _ Henüz evlenmiş bayan " - Uğursuz - Nota - Sahip u — Taharri etmeli - Benzer arkadaş.
9 — Tersi mideye İyice yerleşir demektir.
10 — Aşikâr olarak - Aslan. GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı.
1 — Kiraz. Soda, 2 — Itlmadeden. Riyazi, AV, 4 — Amâgibi, As» Marnlara - - ZVİ. BUU, S — DlUeslUm. 1 -
ziraat sahalarında yetişmedikleri yer Se. itibari, 8 — Oda, Ida, Al, 9 — yoktur. H*r bir müşavir bulunduğu Devaiera, 10 - An. Siniler.
kadıncağızın gönlü kırılmıştır.
Merdivenin alt kısmında ayrıldılar. Julien mutfağa doğru giden koridorda yürüdü. Fırının üzerine doğru eğilmiş. Jenny, orada meşguldü.
Genç âlim:
— Bonjur, Jenny! —dedi.
Kırmızı saçlı kız. yerinden sıçradı. Beti benzi solmuş, gözleri açılmıştı. Saçı başı karmakarışıktı.
Erkek kasten:
— Ben hortlak değilim, Jennvl —dedi.
Kız ona yaklaştı:
— Aman, efendim!
Julien masanın bir kenarına ilişti-Muzip muzip:
— Sanki hortlakmışım gibi korktun.
— Hayır, efendim, hayır- —diye Jenny tekrar kekeledi.
Julien, ona birdenbire şu suali sordu:
— Söyle bakayım, niçin yukarı kata çıkmıyorsun? Çay tepsisini aldıktan sonra, niçin ortalıkta görünmüyorsun’’ Madam Grey'in akşam yeme'ini niçin götürüp vermiyorsun?
Jenny de masaya yaklaştı. «Yapmam. Götüremem.» mânasına başını salladı.
— Niçin yapmazmışsın? Niçin götürmezmişsin?
Kız c-vap vermedi. Julien, elin! uzattı, onun buz kesilen parmaklarını yakaladı.
| -t- Söyle bakayım, Jenny, niçin?
Jenny boyuna başını sallayıp duruyordu. Kirpikleri ıslanmıştı. Yanaklarından yaşlar dökülüyordu. Ju-lîen doğruldu Maşanın etrafını dolaştı. Ona yaklaştı.
— Haydi bakayım. Jenny! Bu tarzda hareket etmenin sebebi nedir? Çünkü her halde bir sebep, bir mâna olacak! Madam Grey, sizin geceleri yukarı çıkmaktan korktuğunuzu söy-l yor. Doğru mu bu? Bu evde sizi ırkutan bazı şeyter mi var?
Jenny hıçkırmıya başladı.
— Ah, bay Julien! Ah. bay Julien!
— Canım ne gördünüz söylesenize! Kız, çılgıncasına ağlıyordu.
— Ah, rica ederim, anneme söylemeyiniz. Vallahi annem ölür.
— Annene ne söylenmlyccekmlş, Jenny?
— Annle'ydi... Annie’yl gördüm.
Bu sözleri güçlükle işitilebilir bir kilde mırıldandı.
Julien. onun İyilikle kollarından tuttu-
— Çocuğum! Kızım benim! Niye böyle şaşkın halin var? Ne biliyorsan, ne gördünse hepsini anlat. Gönlün f.rahiasın. Kardeşini nerede gördün?
— Rahmetli halanız matmazel Ge-orglna'nm odasında. Ortalık karanlıktı. Lâmbayı yakmamıştım.
— Öyleyse nasıl görm- "'■'bilirsin? (Arkası var)
V?---
n Majrm 1MS
Amerikanın en eski
musiki okulu
AKŞAM
T
Yarım asırda 30,000 talebe yetiştirdi
Okulun her cins musiki aletleri, 40 piyanosu ve 100 öğretmeni vardır
İŞ ARIYANLAR
MÜHASEtrâçi _ Rusûnkû mrvou-ııl* göre koranç. mu*»n*te rtrahevine ıırının müstakil muhasebe idare ederim. eski, yeni yo» ile FranaUr*. Rantça. İtalyanca Ultrtnı Telefon: 82470. M»2 — 1
KinıiK KOTRA — 7J m«trv boy kamaralı l yatakta tenle t lAtabo re n 'krnirriJ» komple, »par ve , denize mukavim r ilkem mel vaziyette bir kotra şahlıktır Pazarlık v« malûmat için 42101 No. yn telefonla müracaat fwto -
ACTR-K SATILIK — Cihangirin en guael yerinde denize naar yedi bftyûk odalı su hnvftkOJtl »yet İyi vaziyette löo Ura kira retlrir boe teslim O*la-İAMiray UM karpsmcia Eyüp Terzihaneye müracaat___________tüfi — 1
Birleşik Amcrikanm en vaki musiki okulu Muide Bchool «rnrslnin ekim ayında ikinci yarım asarhk faaliyetine başlamış tır, 1H4 •meşinde, okuldaki U lctw «ayısı 1,200 ü bulmuştu, Bü i in Birleşik Amcrikada bu gibi W okula model teşkil ederi Muta Söhooi Scttîrmenk terastar yılı olan 1894 den beri 30.000 ta-leb cyclLşUrmişllr 1894 yılında, yeni kurulduğu vakit okula an enk 10 talebe kaydedilmişti. Okulu devam eden okurlar, umu mıyet rtlbarik vaktlle buradan Bicrun olan talebelerin «pullan teya torunlandır,
34 seneden beri okulda faall-yvtt; bulunan ta 23 seneden beri de orasını dine alınış olan Melsat Oıatfec, bu hususta şun-î.ır. M>ylcn’.lşlir- .
-OkulumuTun psyesı. talebelere mıınğlı anlatıp takdir ettirdik-»en son m muhitlerine yaymak | bakunından bir temel teşkil et-1, enektir, Kutslanmıza protagro-l, nciler ırirmrmektedir Talim ve terbiye usul um ûı, talebrterın.
meulaaUerini koruyan ve zevklerini art uran bir aUieme Mtenat etmektedir,»
Okuldan uscıun olanların bir çoğu şimdi, Birleşik Amerika'da ramiye! gtfalermckte edan belli başlı senfonik orkestralarda yer «inuşlardM-, Okuldan mezun olanlar arasında büyük konser-vat livarlara meccani olarak de ram etmek hakkın: kapananlar pik çoktur. Yine okuldan mezun olanlar arasında koznpoaitûr olan ve musiki cdcuöannda öğretmenlik yapanlar da vardır, [ Hususi bir musiki tahsiline durum lan elverişli cimiyim bütün okurlara kapılan açık olan bu okul, her «ne 300 taleben bedava okutmaktadır. Olgunlaşma çağında bulunan okurlar müstesna tutulacak olursa, umumiyet ıtebarıle okula 8-17 yaşlan arasındaki talebeler devam etmektedir. Lâkin, esas İU-barJe okula devam edenler ara sında 4 . «5 yaşına kadar öğrenciler ranL, Okula giren talebelerden bir çoğu, evvçlce hiç bir musiki talar, ta terbi yerine tâbi tutulan yanlardan, müteşekkildir.
Okulun, Anthony di Bonavrn-tura isminde 14 yaşmda gayet kabiliyeti! bir piyanist* vardır. Son musiki sraonunda Amerikanın en tanınmış orkestralarından biri olan Mew York FUAr tnomğinde piyano sSolan çalmıştır.
Bugün okul mesurJanndan 84 0. Birleşik Amerika ordu fcuv. vrtterinde hısnet görmektedir,, ! Bunlann ekserisi, ordu bandola ruu İdare etmektedirler.
Okulda muhtelif kurtlar
Mûrfk olraîa el’Tîassna rağ men. n3Ü(sse$ede bir çok kurslar vardır. Saksofon müstesna olmak üıere. bütün musiki Aletleri için gerek nazari ve gerekse kulak'* Sğrettm kurstan vardır.
olan No York
SrtUcmanİ 1944
Aynca. nota ile garkı «eylemek, solle]. tahlil, kiMitrepuan, köm porizyon, orktalrasyotı. armoni ▼e diğer dramatik sanatı w küre lan mevcuttur Piyano, ritmik dans ve dramatik sanallar hak kında küçük çocuklar İçin ayn ca kurslar vardır. Talebeler, ek
KKUIDFR MARKA - iki |WÜ dondurma dolahı İle dört ayak bus dolabı milliktir. Şi|lı AbKlrthflrrtycl caddesi No. RM1 e müracaat
MM®
— >
ACMLE SATILIK DEĞİR MFN — 5 beygirlik SImens marka rnotAr İki tA|lı üç etevatör hava ctepo.ni
ambar 2,50 meyte boyunda İpek tel kalbur, baskül yazıhaneyi havi 18.0Û0 liraya nUhkt». Azmaaltı LA« han 58'33 »083 -
4taöû LİRATA — Nigantagrada apartman. 30H» liraya Meçrutlyit cadde:inde apartman, 24000 liraya Beyt-glunda apartman Türk Emlak Bürom. Örrierübii han 103. T-l 42388 •079 - 1
2~ İŞÇİ ARIYANLAR
OPERATÖR ARANIYOR __ Bir ln-
cn İUI5W ™vı(, ! ---
aeriya haftada bir defa Alet Gw? **»’ «n*rakx
.. K(- «UfTrf. n.sarf d-r« Telrhın 444ta-
rindi' ve bir defa da naaarf dere gftnntktadirldir.
Okulun 65 kişilik bir .«mfnnlk ortcrslrnsı vardır. Ayrıca, küçük Irrdrn vücuda getirilen bir orkestra daha mevcuttur. Her pa rar günü oktıldn. 35 kişiden mfl rekkep bly koro heyeti kon* r vennektedir.
Okuldaki konser bürosu kana ille talebeler, her harta Birledik Amerika ordu hastanesindeki yaraiı ericrl edendi önektedir.
Okulda 100 öğretmen vandır, Bunlar, musiki tedrisatında lam mJuıûıuU’ Ihtitas sahibi kimselerdir. Bu öğretmenlerden 8 l. Almanya ve Avusturya’dan hic ret etmişlerdir Dramatik fanll-yet, Madmn Stelll Riehard Hur lineer taralından idare eüü-Madam Hurllngtı mil-
IFI1K ROYAI1ANTSİ — Eşya ve lakunUri mtılık. dükkanı kiralık mûradaat - Bakırköy Yenimahalle On Tunmuş çn(idesi No. Ö MKJ3 —
SATILIK GENİŞ ARDALAR — Dendikte UtAsynnda ve hat boyunda taklitle de Terdir. Müracaat Pendik!» Stadvom vokak No 62 Şev» Atasayan »1« - 1
20044 — Osman beyde apartman, 13500 liraya An karada ffJ5 metre arsa. 18 bLn liraya Buyutadada arsa. Türk EmİMi Bûroıu. ömerkbıt ban 123. Tel 8040 — 1
T İMİK ÇALIŞKAN GENÇ BIK BAYAN = Muayenehane tein aranmak -lııdır. ücret dolgundur. Sirkeci H*-BiKl yv caddesi pr ateh met Ali Aksoy m(ır*ouw her gün saat uluda ww
— 1
I YAŞINDA IUR ÇDCVKLA — iki büyükten ibaret 3 kLyilik İçtimai mevki sahibi Ur ailenin or Ltfcrtnl görmek ve tvl İdare etmtk üzerv Ur bayana ihtiyaç vardır İst ektilerin 448CT telefon mı martsın dun Rıfat Ergani ammalnn. MX!7 — t
SATILIK ARSA — Meckuyeköyûn-de tramvaya yakın, imar plânına göre şerefli variyette. dört yol aŞrında. 011 M2> arsa ftSOO liraya acele satılıkta tDenejt Emlâk*?) m'Iraca* t. Galata. Rıhtım caddesi Keten Hüseyin han No 2. Telefon 43840.
9035 —
SATILIK AFARTMAN — TtHvlki-V'-de 4 daireli wne(te 1000 Ur» karnini kiralı yirmi Hn Ura. ipotekli M bin. İter irin » - II e kadar teKfata 2327». 9021 -
SAT1IJK EV Kadıköy Cevtaiık Ah ter R No 1( 9 od* havugan, elektrik. terkm. sarnıç v« kuyu. Suarflyı Arayel No. 40ft 2 yt müracâat
W27 _ 9
BOSTANCIDA — Kûçükyalıda asfalt ûıtim ete biri T ötekisi 0c odab kumm ecr*b konforlu Mefmlu fkl kr'nk kiralıktır îrtnd*kDwv müracaat tetefan 52-243 — »
YEŞİLKÖY DE ŞAHLIK YENİ KÖŞK — içi. di?» boya. 5 uda, 2 M,4a. gemi bahçe, kteriilyatı tM rak derhal teslim. I-lajyuna i, denire s dakika aMafede. Halkalı caddesi 19- Telefon 23Ö2 öânn** için » No_____________________________tali — 1
SATILIK AKSA — Oaiata Ar&bea-mlindc Dnffr» «e kakta hilen ■rdlr' olan 10 numaralı Kİ metre tnvrabbn-inda ana. Büyük pcatahane tutaannete Türkiye han ikinci kat. Avukat İhsan MokfailS müracaat. »70 - I
12444 LİRAYA - Beyothıntf* Tü-nri civarında tstiklll raddesini gören. 1 dükkinh. 4 daireli, üçer dörder odalı. IraUl. 2 dairesi boş testim, apartman satılıktır roeney Bnlkk'e) mü-racaai. Galata Rıh t Un caddesi Kefeli Ruvrytn han 2 Telefon 43840
9034
KİRALIK KAT — Erenköy Ehlem Efendi caddesinde büyük ve bol çamlı bahçe İçinde bütün konfora hart ayrıca telrf-n-a bulunan bir köşk katı yaz m evrimi İçin kiralıkta Tafsili t için 52 87 ye müracaat. »015 — 1
inektedir vaktile Viyana da tiyatro durluiû yapmakta kü.
Ailelerle işbirliği
Okulun içtimai programmda. akraba w aileler arasında muri kj dersi almak isteyenler için de ' hr tiresi brr fan üret mevruttur. 1 Oku:, taiebeiere iş bulmak huşu sunda da yardım etmektedir Yaan talebeler kamplara götü rillmekte ta m unla» m an sıhhi . durumları ftfaden geçirihnektr- ■ dlr
Okulun aynca bir ebeveynler birliği vardır. Azası 113 ye baliğ | olan bu ebeveynler birliği ayda ı bir defa toplanarak, savaş yar drm noerteleri Iç+n her türlü gi- ( yoeek temin etmektedir. Geçen yıl birlik, ayrıca 1.500 dolar toplamış ta bu para da müsabaka , İle Tntvcanl talebe okutmak İçin ■ hasredilen teberrulara ilâve edilmiştir
Musiki okulunda 40 piyango vuudır, Aynca, bir musiki Aleti , ■atin alamayacak kadar yoksul ; cilan çocuklara ödünç vermek i ûaerr mektepte musik: AleUeri mevcuttur. Okulun kıtabevi de ■ ehemmiyetEdlr Burada, 8,000 musiki paryası ve İ.500 nota var ■ dır. Okulda, pazartesiden eumar- : trsiye kadar her 3 gün sabah saat, 9 dân gece 10 a kadar tedrisata devam edilmektedir,


Göe Mütehaaaıai
Doktor Cemil Görür
SUMERBANK
İplik ve dokuma fabrikalaıiT müeutsesi
Bakırköy bez fabrikası müdürlüğünden:
1 — Fkbritamjeda btntaüç olan tahaunl srîkıarian hlzalannda gfu>ı rflen hardakkr a^k orttem* «arvUle saüliiakur
13 5 X5
>
3W Ad. 3ı » Ad.
500 ıwc

7 ürk Hava Kurumu Genel Merkezinden
Tur* Hara Koromc Oadtriı Haaırtema
taytı w tabniftne bariaBsuscr. Bu ytf ert* _ __________
tekk atasiter Hava Karma »tarifrlaıtaı kayıt ta tabiri mrtûnru (5*rene-
. rta Sev:'.«etıer. yei 3s*or*û*n H-ra Ksn-zma vubeteriB.?*-! c4-merta ta w. v pitaÇr ve parafe Hn',-™ - - - -
pem.efc talyenferttt
tafrtcefc
««scteırdtn
ıSMIK
MAlCtMtST ARANIYOR — DenLs metörtade «atamak Ürere makiniste ihtiyaç rarrftr Taliplerin Ehdılrtrl T A. Ş Ayırrfendi caddeni İmar han* mûritfaatbui-90(S -
CAĞALOC-LCMÜN F> tTt TERİNDE— Hastane, mektep, yurt, a partim an r Ubitecek 32» M- K üzerinde 40 odalı lld ahşap köşk şahlıktır B-yo0u. Büyük Parmaktapt W(xu: No. 4. kal X Sühutet Endik BÛro'nna Tel: Z arif ösaJp’a m.iraca?.’
M3« —

0 - SATILIK
EŞYA
SATILIK STİL ENDAM ATMASI — Stil ayaklı bir endim a > naşı satılık-tu, Tetefon 319ta No y* mûracak 8OM
■OCA21Ç1NDE KİRALIK TALİ -Ten'k-'yde. nhtomı k-ruHahte ait bir yata hemen ktrabkt - MJ57 y» telefon «040 -
ŞİŞLİ — Abldelhürriyrt raddesi 55/1 Nc U konforlu bir dü*klr. devren satılıktır. Dökkina müracaat
PARA — Sağlam ter gelir garanti verllettk bir sene müddetle tataitl» ödenmek îortile 8 - 19 bin Ura aranı-yor. Tekliflerin âcete .Borç» rünsu-nnı yaznuüart________________W73 ~ *

SATUJK ET OSSS) LİKAYA — Üskddar Sulun tepe töc( taa büyük bir bahçe içinde ajti ayn üç BMken BahçVİUpt H'jcildu rrO’anta-o «ahıhı-ne müracaat. 9C7g — 3
BEBEĞİN EN GtZEL YERİN DF. — Öç buçuk odalı çenlj balkonlu, verandan. telefonlu yx'3 »partımar. ta-tayla; BeVaaL UMI. Maçta ŞtşMe-U be* odalı apartımfui kalını. ev takiplerinin mu raf »katiyle değişmek Lfteyrnlerln 'Bebek caddesi 1«) a müracaattan TvRfcn: «!«
9043
BEYOĞLVNUA — Tarlabosı caddesinde biz baktateye dutkJLmnda evvelce bu frte rrtetrul clmnş Wt ortak arannor. Eminönü - Kömürcü soku N« » da T*iti Salih, müracaat.
4CM — 3
İNGİLİZCE DERSİ — Tecrübeli genç Mr bayan saat, biçtir, kaydoî-tnaksnm, tekili edflnı «at*. ««« ’r‘ ya yruplar* den.rarir P kutum 21» IstanbuL
FATİH. AKSARAY. RETOÜLC. BO-öAJriÇi — âcmlkrinde ev, ana, aport.iLacu clup da ntmak L’teyecle-rtn Sirkeci Ar.kar* caddesinde M ka-
pl Ma
ya mûrdcaatlan Tel: 3335
KM
— t
•£53
8P14
— 1
Muht İt
bıiû-
KİR ILIK
Birden 7 ye tadar
t-dab nwW« Menfurlu apar’.man tat-
lan müracaat trtlklAl caddesi Gaz'
şirketi tartışmışa 54 2 nida EznlAt
telefon 43376
9071
ACELE SATILIK EV ARANIYOR —
Kadıtay. Istanfial. Şiş'
mûsraku m katlı satjük
' Şia'da

•aıtr TalsHÜUa nıUn Caiata Fosta
katıuu. 1329 a Titr.lmrvn
nss

BEYAZIT — Üniversite caddesinin
lüks te en işlek ıtriyat ve tar-
Orava C' -minatacia kân.İr er Ve ta-lye devral satılıktır Te-
Tel tefa
23441 nı
müracUL
K77 —1| MW — 1
■HAŞAN FARE ZEHİPİ
Bahlfe 8
KİLOLAR
tabletler gibi erir.
[
İstanbul Belediyesi İlânları
İlk teminatı
Tahmin bedeli
IL
Igf
Zayi — Tıp fakültesinden aldığım hüviyeti kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Vehbi özen No. 4580
Lütfen rehberinizde düzeltiniz»
Sünnet mevsimi başladı.
ADRES: BEŞİKTAŞ ERİP APAR T İMANI Ev telefonu: 81773
Fenni Sünnetçi EMİN FİDAN
84395 tir.

ADA PALAS
Otel ve Banyosu
Bir çok yeniliklerle açıldığını sayın müşterilerimize bildiririz.
Bursa Çekirge Tel: 17
E İle Kandilli arasında ■■
içeli Yalı 1
evslml için kiralıktır.
Tel: 20376.
İstanbul Asliye 8 inci Hukuk Yargıçlığından: 943/9
Beyoğlu Ayaspaşa Rizabey sokak Elacibey apartıman 2 No. hı dairemde ikamet ve Beyoğlu Tünel pasaj to. 3 de icrayı sanat eyleyen Yahya Bener her İki adresi terk He semti pıeçhule gitmiş bulunduğu tebliğ memurunun meşruhatından anlaşılmış ve 22. 6. 945 gün ve 943/9 sayı ile 3000 lira alacağının temini İçin Kııt-frl Akkan tarafından İstihsal edilmiş ûian haciz kararı zımnında teminat Olarak yatırmış olduğu 300 liranın Jadesl hakkında 23. 9. 943 günlü İstida tebliğ edilememiş olduğundan mahkeme divanhanesine talik falınmış bulunmakla usulün 141 İnci maddesi mucibince tebliğ makamına kaini olmak üzere 15 gtln müddetle Hâilen tebliğ olunur. (6528)
İstanbul Milli Korunma Savcılığından İlâm: 945/803
Faturasız mal satmak suretti e Milli Korunma kanununa muhalefetten iuçlu İst. Sultanhamamında Camcı-başı hanı 39 No. da çalışır Avram oğ-İu 1329 doğumlu Nesim Masan hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (1) No. İl MIHI Korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonun-İd; Suçlunun sabit- görülen fiilinden (olayı hareketine uyan Milli Korunana K. nun muaddel 31-4, 89-5, 63 üncü maddelerine tevfikan elli lira ağır para cezasile tecziyesine, bir hafta fnüddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve bu müddet zarfında ticaretten menine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden Verilen 4/8/944 tarih te 44/844 Sayılı karar katileşmekie ilân olunur. Akşam gazeteslle neşrolunacaktır.
(8497ı

KAUYD.KARBON
Bulana “100,, lira ■»
Bu pazartesi günü 81rkecl tramvay durağında ikinci mevki arabayla Beyazıda gitmek üzere bindikten sonra kolumdaki ortası nal ve etrafında üçer çül yapraklı elmaa bileziğimi düşürdüm. Bulup getirene yüz lira mükâfat verilecektir. Taksim bahçesi karşısında beler apartıman fTll e müracaat.
Kabinenin yeni Telefon numarası
FAR HAŞAN FARE ZEHİRI

O .Ava.,

*

İMAR BANKASI
KURULUŞ TARİHİ, 1928
Tamamen ödenmiş sermayesi : 1.000.000 TL.
İhtiyat akçesi : 184-837 TL-
İstanbul Yenlpostaııe arkası. Aşlrefendl Cad. İmar han No. 35 - 37 Telgraf adresi: İSTANBUL İMAR — Telefon: 24527 - 24528
Her türlü banka muameleleri yapar, Demiryolu. Şose, Köprü, Binalar inşası İçin şirketler kurar, İnşaat müteahhitlerini finanse eder. Ticari muamelelerde bulunur.
Mevduata verilen yıllık faizler:
Ankara Belediyesinden :
1 — On beş gün müddetle ve kapalı zarf usulde iki adet seyyar mazotla işler motopomp gurubu satın alınacaktır,
2 — Muhammen bedeli «35,200» liradır.
3 — Teminatı «2,640» liradır,
4 — Teminat Su İşleri veznesine yaptırılacaktır,
5 — Bunun 29/5/945 Sah günü saat 11 de talibine ihalesi mukarrer bulunduğundan şartnamesini görmek isteyenlerin her gıın encümen kalemine müracaatları ve isteklilerin de 2490 numaralı kanunun 32 inci maddesi sarahati veçhile tanzim edecekleri teklif mektuplarını İhale günü olan 29/5/945 Salı günü saat Ona kadar Belediye dairesinde müteşekkil encümene vermeleri
(6336)
Türk Gümrük Komisyoncuları İstanbul Birliği
Senelik kongresi 14. 5. 945 gününde yapılması mukarrer iken ekseriyet olmadığından 31. 5. 945 tarihine rastlayan perşembe gününe talik edilmiştir, sözü edilen günde arkadaşların saat 17 de Birlik merkezine gelmeleri rica olunur.
ı— YEŞİL OT SATIŞI
Üsküdar Karacaahmet şehitlik ve mezarlığı duvarları
I bulunan bu senenin yeşil otları satılacağından İsteyenlerin__
I pazar günü sabah saat 10.30 da Üsküdarda İmraborda: (Karacaah-■ met mezarlığı ve şehitliğini güzelleştirme cemiyetine) gelmeleri ilân olunur.
İstanbul Defterdarlığından:
(SATILIK SAÇ)
Dosya No.
Cinsi
dahilinde
20 mayıs
Kıymeti Teminatı Lira* r Lira
51300.171 Meydancık, Alâlemcl Han 3 No. da Abdül-) kadir Çığın ardiyesinde beher kilosu 90 ku-) ru§ muhammen bedelli tahminen 1000 adet, ) 8000 kilo 1x2 metre eb’ad nda ve 0,50 m m) kalınlığında saçlar. ) 7200
51300/163 Mahmutpaşada Büyük Çorapçı han 11 No.-) da Yüncü Ahmet Kara’da bulunan metresi ) 140 kuruştan 26 topta 1300 metre Grlzet. ) metresi 115 kuruştan 6 topta 180 metre D1-) yagonal ve metresi 80 kuruştan 5 topta 150 ) . metre renkli patis. - ) 2147
Yukardakl eşya 28-'5'945 pazartesi saat 15,30 da Milli Emlâk lüğündeki komisyonda kapalı zarfla satılacaktır.
isteklilerin 2490 sayılı kanuna uygun olarak hazırlanmış teklif mektuplarım İhale günü saat 14.30 a kadar komisyon Başkanlığına vermeleri Fazla bilgi İçin sözü geçen müdürlüğe başvurmaları. 6092»
540
162 Müdür-
Kqç| 18 MUHTELİF RENHTE UULUNRN
CHPOMEKTO 5RC EOVRSINI ECZRNE .PRRFüMERı MRGRZfllRRINDHN RRRVINIZ. ' -
2280,00
604,73
333.10
111.00
45.35
Hoselü hastanesi İçin lüzumu olan gaz hidrofil ve eczanın alınması.
Eyüp İlçesi Daimi Tamirat İşleri İçin 240 metre mikâbı taş alınması. Mezarlıklar Müdürlüğüne alt İki arabanın tamiri İçin alınacak malzeme, miktarları yukarıda yazılı işler ayrı
Tahmin bedelleri İle ilk teminat _ ...
ayrı açık eksiltmeye konulmuştur. Şartnameleri Zabıt ve Muamelât Müdürlüğü kaleminde görülebilir. İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektupları ve şartname gereğince aranılacak diğer belgelerile 28 5 945 pazartesi giinii saat 14 de Daimi Ençümende bulunmaları lüzumu ilân olunur.
I «6352»
*
Belediye malı binalarla tahakkuk ve tahsil şubeleri İçin lüzumu olan temizlik malzemesinin satın alınması açık eksiltmeye konulmuştur. İhaleleri 28/5'945 pazartesi günü saat 14 de Daimi Encümende yapılacaktır. Tahmin bedeli 1102 lira 70 kuruş ve İlk teminatı 89 l\ra 45 kuruştur. Şartnamesi Zabıt ve Muamelât Müdürlüğü kaleminde görülebLllr. İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektupları ve şartname gereğince İbrazı lâzım gelen diğer belgelerlle ihale günü saat 14 de Daimi Encümende bulunmaları lüzumu İlân olunur. «0313»
İstanbul bölgesi sıtma mücadele Başkanlığından:
Bölgemiz İhtiyacı için yeni - hangi cins ve marka olursa olsun (7) ya-a makinesi İle 100 adet varil alınacak, amelelerimiz İçin de 220 takım U elbisesi yaptırılacaktır.
Şartlanma kâğıdı ve örnek her gün görülebilir.
Tüfeklilerin hemen bölge kalemine müracaat etmeleri 4707 numaralı kanun hükümleri dahilinde pazarlık için de 18/5/945 cuma günü saat 10 da Kadıköy Moda caddesi 01 numarada bulunmaları İlân olunur. n6456.
İSTANBUL DEFTERDARLIĞINDAN
Sıra No. Adı ve Soyadı
İsı
Ticaretgâh adresi
Matrah Kazanç F, Zam buhran Ceza Senesi İhbarname No.
Ali Katırcı Oğlu Kundura tamiri Necati bey 170 180.00 17.56 8.78 3 51 941 32/25
Kasım öztürk Kun. Eski ve kavaf > . 270 90.00 8.09 2.02 1.92 » 26/14
Mahmut Kemal Yılma İçkili lokanta Yemişçi Haşan 11 6600.00 27,04 13.52 5.41 6.90 38/21
Osman Açıl Kahve Mebus an 138 10.800 16.77 8.38 3.35 — > 38/39
Ahmet Çelikel Manav Mebusan yok. 32 36.00 3.43 1.71 069 0 87 38/40
Temel Aydın Yorgancı Mebusan yok. 34 24.00 5.70 2.85 1.14 1.45 38/41
Yaşar Korkmaa Kundura tamiri Boğazkesen 18 75.00 10.36 5.18 2.07 2.64 38/47
Llgor Katroço Kasap » 26 108.00 13.39 8,69 2 88 3.41 > 38/48
Cahit Can er Kund. tamircisi ve kira He bisiklet. Güneşli 28'1 135.00 14.42 3.00 2.88 3.18 » 39/5
Z. Zalklnds Ve HalmU Çorap ve fanilâ Havyar han İçi 58 - 1/1 36.00 ' 3.51 1.75 0.70 0.89 » 39/13
Sal m Kıran Kahvehane Akçe 4 - 6/8 90.00 15.62 7.81 3.12 3.98 > 39/25
Klmeş Anopyas Kahveci Gümüş han S 37.50 11.97 9.99 239 3.05 » 39/34
Oûstav Hofman Elektrik ve motör tamir v« tas. Mumhane 33 13200 19.80 9.90 3.98 » 39/37
Jrayir Apak Bilet ve nak. Sim. Bosfor han 1/2 24.66 » 40/25
Hüseyin Özgü leşçi İçkili gazino Necati bey 436/1 115 00 1531 7.65 3.06 > 39/7
■ ■ İçkili gazino » * 135,00 2.99 1.50 0.59 » 39/8
Mehmet çırpan Tavukçu Derici 22-24 —■ — 10.13 — > 39/30
Esat ve Koço Kahveci K. Keş 133 24000 50.63 25.31 10.13 » 39/41
Şiıkrü Tarmangll Manav Necati bey 842 50.00 1.28 40/45
Rıfat M uslu Kahveci Çıracı 11 45.00 2.45 1.22 0.49 38/45
Ali Kahraman ve Haşan Radar Kahveci Karantina 2 45.00 15.14 7.57 3.03 41/1
Maahar Masan Mühür Biraderle» Hırdavat T. Gümrük 13 480.00 85.69 32.84 13.14 • 40/48
Haşan Nuri Met* Kasa Tlc. ve nak. AcOntan Bosfor han 1/8 84.25 37.91 18.95 7.58 9.67 » 39/43
Çakar Yazar oğlu Ûlimrük Komla. çan akçıl han 5/7 7.81 2.34 1.17 0.47 > 40/31
Emin Pozan Mantar imalât. Hoca Thaln 70 225.00 0.49 0.24 0,10 » 40/7
Hüseyin Gülay Berber A. Paşa medresesi 28 60.00 0.46 0.28 0.09 0.12 > 39/33
Osman Tur Kalaycı Beytülmalcl 24 72.00 9.07 4.63 1.81 231 »• 39/23
Marya Oreta Kuyumcu Karadut 34 72.00 1083 5.41 2.17 2.78 » 39 '03
Veysl özdemlr Dilet K. Ali Meâc. 37 45.00 18.63 9.26 3.71 4.72 » 39/p
Artln Tarkan Ayakta bira Necati bey 334 48.00 5 84 1.48 1.17 > 40/43
Muammer Demir Kurt Demir TİO. Fransij htyp çık. 8 84.00 36.87 18.43 7.37 40/13
» »a Demir Tlc. ■ ■ • 90.00 30 98 15.48 8 18 7,89 t 40/16
Yorgl Kostantoplo Mezeci ve kartpostal tay. blL Necati bey 166 20.28 » 40/41
Sava amboğlu Bakkal ve kahv. • » 68 107.00 26.75 13.37 8.35 » 40/39
Yusuf Aklş kal Ses mecm. İdare. K. Keş 101 00.00 1041 8.20 2.08 3.68 » 40/35
Mehmet AkLskall Emanetçi > 101 81.68 28.59 14.29 3-72 7.29 aî 39/40
DtmJtro oğlu Hrlsto varislerine Güneşli 34 Kundura tamiri 04.00 14 59 3.65 2 92 3.17 » 39/8
bildirmemi* ve tebellüğ* salahiyetli bir kimse göster-
Tophane maliye şubesi mükelleflerinden yukarıda adı, İşi, ve tlcaretgâlı adresi yazılı şahıslar terki ticaretle yeni adreslerini ~i UUUiiSi bh kluuc
nıenılş ve yapılan araştırmada da bulunamamış olduklarından hizalarında gösterileli yıllara alt kazanç ve buhran vergilerini ve lamlarını havi ihbarnamelerin bizzat kendilerine tebliği mümkün olamamıştır. Keyfiyet 3692 8. lı kanunun 10 ve 11 inci maddelerine tevfikan tebliğ yerine geçmek üzere İlân olunur. (65341
DIŞ TABİBİ BEDRİ GÜRSOY
Kadıköy: Aitıyol, Tel. 60832 - , go833
Ticarethaneye memur aranıyor
Türk tebaası, İngilizceye orta, fransızca ve Türkçeye çok İyi vakıf, yaa makinesi, tüccarı muhabere, büro ve piyasa İşlerine hakklle vakıf tecrübeli İlse mezunu aranıyor. I. L. Ş. rumuzu İle posta kutusu 176 ya müra-cc ıt.
Zayi — İstanbul Emniyet Sandığı Kadıköy şubesine 8619 hesap numara-slle tevdi eylemiş olduğum para İçin kullandığım tablk mührümü zayi ettim. Yenisini yaptıracağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Kadıköy Kurbagahdert Kâmllefen-dl sokak 23 No. da İsmail km Bedlrha özdalgıç
Zayi — Tıp fakültesinden aldığım hüviyeti kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
No. 4695 M. Sıtkı Özkan
Kadıköy İkinci sulh hukuk mahkemesinden:
Kadıköy Cafer ağ a mahallesi Moda caddesi 268 No. da İkamet eden Fran-clsko kızı Klrtiid’ln hacriyle Kadıköy Mühürdar caddesi 131 Nq. da İkamet eden Jozef Rlgodyasın vasi tayin edilmiş bulunduğu yayınlanır.
«8473»
Zayi — Fener nüfua İdaresinden almış olduğum nüfus hüviyet cüzdanımı zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü olmadığı İlân olunur.
Mehmet oğlu 1323 Canip Şendll
Japonya'da Nagoya şehri bu sabah yeniden bombardıman edildi
KOÇ TİCARET T. A, Ş.
v. a. a,
«ER TÜRLÜ ELEKTRİK TE3İ8ATI, Sanayi tt-«ISRt, maklnalar, Elektrlik cihazları, v® malzemesi.. Ankara - İstanbul
Sene 27 — No, 9547 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
PERŞEMBE 17 Mayıs 1945
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaa®
Üçüncü harbden korkanlar var. Dünya çıldırdı mı?
Yiyecek azlığı
Bir Ingiliz gazetesi diyor ki:
M. Churclull în geçen pazar akşamı söylediği nutuk Ingiltere ve Ameı-ikada merakla karışık bir telâş uyandırdı.
Londradan gelen telgrfalar, Parlâmento çevrelerinde bu nutkun: «İhtiyatlı lisanla yazılmış bir ihtar» sayıldığım bildiriyor. Bu çevrelere göre İngiliz Başba-kanının sert sözleri Polonya, Macaristan. Avusturya hâdisele-rile ilgilidir. İngiliz mebusları, M. Churchill in. bu sözler arkasında ne gibi kaygılar gizlediğini açıkça sromaya karar vermişler.
Fransız Afi ajansının da Ame-rikadan bildirdiğine göre, Rusya hakkındaki müphemlik, Amerika halkının gözünde zaferin parlaklığını solduruyormşu. ve üçüncü dünya harbinden en çok bahsedilen yer Amerika imiş.
Bu görüşlerde belki mübalâğa vardır, fakat yazık ki çok hazin hakikat, harbi kazananların zaferden sonra birlik ve beraberlikten uzak olduklarıdır,
Amerika Dış İşleri Bakanı Müttefikler arasında pürüzlü otuz mesele bulunduğunu söylüyor,
İşin ehemmiyeti, ayıklanacak pürüzlerin sayısında değildir. Dünyayı altüst eden böyle çetin bir harbin ertesinde pek cok zor-luklar çıkması olağandır. Bunların ortadan klakması uzun sürebilir.
Manzaranın kötülüğü, ortaya çıkan meselelerin ağırlığında ve bu mesele'er karşısında İki tarafın aldığı dikbaşh tavırdadır,
Biı Polonya dâvası var kİ harbden önce Almanya ile başlamış, zaferden sonra, daha çetin bir şekilde Sovyet Rusya ile devam ediyor,
İngiliz ve Amerikalılara göre bu harb Polonyayı korumak yüzünden çıkmıştır. Müttefikler, zaferi kazandıktan sonra Polon-yayı feda edemezler,
Sovyet Rusyaya göre, kurtulan Polonya kendi demokrat hükümetini seçmiş, rahata, saadete ve istiklâline kavuşmuştur. Bir Polonya dâvası artık yoktur.
Ayrılık böylece sürüp giderken Huşlar tarafından tevkif edilmiş on altı demokrat parti şefleri meselesi çıktı. Sovyetler. birdenbire yok olan bu adamlar hakkında daha fazla malûmat vermekten çekindikleri İçin Ingiltere ve Amerika, Polonya meselesini artık konuşmak istemiyorlar.
Fakat zaten Sovyet Rusya böyle bir meseleyi konuşmaya can: atmadığı için bu pazarlıkta kazanan tarafın kim olduğunu anlamak güçtür.
Polonya işi bu çetrefil dönemde iken bir de Viyana meselesi çıktı, Sovyetler Viyanaya girince orada da bir hükümet kuruldu, Sovyetler bu hükümeti tanıdılar, Müttefikler Üçlü Kırım konferansı kararlarına aykırı buldukları bu olguya da kızdılar.
Bunlar yetişmiyormuş gibi, Mareşal Tito, kurmak üzere olduğu yeni büyük Federasyona Trlyeste limanın] ilhak ediverdi. Ingiltere ve Amerika, hudut meselelerinin gelecek sulh konferansında konuşulacağını İleri sürerek Triyesteyl İşgal ettiler ve Tltoya notalar yolladılar.
Bu gürültüler arasında, yarınki dünya emniyetini kurmaya Çalışan San - Franslsko konferansı, hızla ve heyecanla işe başladıktan sonra. Dış Bakanlan birer birer çekilip gittiler, eski usul parlak siyaset edebiyatı formülleri içine düşen konferans, İlk günlerdeki alevini kaybetti. Cenevre Milletler Cemiyeti tabl-Hle «gece kandili» gibi çabala-maya koyuldu. Burada küçük devletlerin emniyeti için harbi göze almamak karan etrafında birleşen büyük devletler, kendi aralarında yeni ayrılıklar çıkardılar: Sovyet Rusya Inglltereye karşı Hindistan meselesini. Ame-rikayı sıkmak İçin d? Pasifik üslerini kurcalıyor
Bütün bu anlaşmazlıkların
hepsi yok edilebilir, hattâ şaka olmayan bir dünya emniyet teşkilâtı bile kurulabilir. Elverir kİ üç devlet arasında bu dâvalar açık dil ve iyi niyetle konuşulsun.
Bütün Ingiliz Basını hoşnutsuzluklar ve sızıltılarla doludur. Hepsinde, halkı yeni güçlüklere alıştırmak İsteyen bLr eda var. Üç müttefik devlet adamının yeniden buluşmaları bekleniyor. Fakat şimdiye kadar olan ve hepsi tam anlaşmalarla bittiği ilân edilen buluşmalardan ne çıktı kl yenisinden büyük neticeler umulsun? Hasta, sakat Avru-panın muhtaç olduğu artık konuşma değil, herşeyln yeril yerine konmaya başlamaktır.
Bizce büyük tehlike, harbin sonu İle sulh arasına uzun bir devre sıkışmış olmasıdır. Avrupa sulhunu, ne kadar süreceği belli olmayan Japon harbinden sonraya bırakmak, sürüşmeleri arttıracaktır.
Müttefiklerin Sovyet Rusya-dan şikâyetleri Polonyaya, Avus-turyaya, Macaristan®, Çekoslovakya. Romanya ve Bulgarlstana tek başına hâkim olmasıdır. M. Eden geçen gün, bu yerlerden hiç bir haber alınamadığından şikâyet ediyordu.
Necmeddln Sadak (Arkası sahlfe 2. sütun 2 de)
Amerika, buğday stoklarının tükenmesinden korkuyor
Londra 17 fA.A.) — Evenlng Standard gazetesi, bütün dünyada et, pirinç vs diğer yiyecek maddelerindeki kıtlık dolayıslle her taraftan vaki olacak buğday taleplerinden bahseden bir yazısında diyor kİ:
«Harb esnasında biriktirilen buğday stoklarının yavaş yavaş tükenmesi mümkündür. Harb İçinde bu buğday stoklarının yapılabilmesi satış imkansızlığından değil, ancak fiat İtrin suni olarak yüksek tutulması arzusundan İleri geliyordu. Bu son 24 sene zarfında görülmüştür kİ, buğday flatlerl ne zaman normal hurilerden daha aşağı indirilmişse talepler hemen artmış ve daha fakir bölgelerd* çok miktarda buğday İstihlâk edilmiştir. Pirinç kıtlığının bugün buğday üzerinde büyük tesiri vardır.
Kanada’nın yardımı
Londra 17 (R.)— Kanada. Avrupa-dakl açlığa karşı bütün buğdaylarını Avrupaya göndermeğe karar vermiştir. Vapurlar buğday yüklemeğe baş-hyacakl ardır.
M. Herriot Şam’da
Brazzaville 17 (R) — Edouard Herriot dün Şam’a gelmiş ve orada general' Bennet İle Fransız kolonisi taralından karşılanmıştır. Fransız milli marşını dinleyen Herriot şöyle demiştir:
«31 aydan beri ilk defa olarak bu şarkıyı yeniden dinliyorum.»
Trieste meselesi
Durumda değişiklik yok — Mareşal Titonun notaya cevabı bekleniyor
Londra 17 (R) — Trieste meselesinde değişiklik yoktur. Mareşal Tito Yugoslav kıtalarının İzenzo nehrinin doğu kıyısına çekilmelerini emretmiştir, Bu emir Yugoslavlarla kalyanın daha ziyade İçerilerine girmelerin# mâni olacaktır, fakat Trieste, Oorlz-ya ve Mongalkone'nin durumunu de-ğlştirmlyecektk.
Mareşal Tito İngiliz - Amerikan notalarına henüz cevap vermemiştir. Bunun İçin bir iki gün geçmesi 1 tizini geleceği tahmin ediliyor. Belgrad'da açıkça kavgaya müheyya müfritler bulunması muhtemeldir. Fakat mareşal Tlto'nun mutedil hareket edeceği zannolunuyor.
Fransızlar italyanm batı kısmında işgal ettikleri yerlerden çekilmeğe başlamışlardır. Bu. vaziyeti Ulah edecektir.
Yugoslaviar Avusturya’ya girdiler Londra 17 (R) — Yugoslav kuvvetleri Avusturyada Karlntl vilâyetin* girmişlerdir. Burada Klagenfort şehrin d» Amerikan ki talar 11» boraber Yugoslav kıtaları da vardır. Bunların komutanı şehir duvarlarına beyannameler astırmış, şehir halkına emirler vermiştir. Yugoslavlarla hareketi kışkırtıcı mahiyette görülmektedir. Buna rağmen Müttefikler itidallerini muhafaza ediyorlar.
M. Welles’in bir makalesi
Washlngton lö (R) — Eski Amerikan Diş İşleri Bakan muavini M, Sumner Welles'ln New-York Herald Tribüne gazetesinde yazdığı bir başyazıda Yugoslavyanın Trieste üzerinde hiç bir hökfa olmadığını söyle-mektedir. M. Wellea diyor kİ:
Yugoslavya birleşmiş milletlerin beyannamesine İmza koymuştur. Binaenaleyh Atlantik beyannamesinin prensiplerine tâbi olmak Hlbarlla ahalinin büyük bir kısmı İtalyan olan Trieste gibi bir şehrin. Yugoslavyaya İlhakı bununla tezad teşkil edecektir. Yugoslavya bu suretle kendi taahhüt-
Mareşal Tito
lerlna sadık kalmayacak ve Avrupa-nın sulh İçerisinde yaşaması İçin mevcut prensipleri haleldar etmiş olacaktır. Tricşte'nln İtalyaya ne kadar lüzumlu olduğunu en küçük bir muhakeme İspat etmekte ve İtalya bü yük tesmiye edilen hükümetlerin yat-nu en fakiri olmakla kalmayıp bu hükümet Yugoslavyadan daha fakir bir hale gelecektir.
şayet İtalyan milleti Trlaste böL-gcslndetd madenleri kaybedecek olursa ve Trieste üzerinden yapılmakta olan şerhe» ticaretin kendisine temin ettiği servetten d8 nispeten mahrum kalacaktır. Bununla beraber İtalyan milletinin maruz kaldığı manevi darbe daha büyük maddi neticeleri tev-lidedecektlr.
İtalyan dsmdkroslslsln inkişafına meydan vermek ve İtalyan milletinin kararlı bir hükümete maille olabilme-i sİ İçin Italyan milletinin, birleşmiş milletlerin adaletinden şüphe etmemesi lftamgelmektedlr.
Toprak kanunu görüşmesi hararetlendi
Dün birçok Millet Vekilleri tenkidler-de bulundular. Bugün Tarım Bakanının ve Başbakanın söz almaları muhtemel
[Yazısı ikinci sahifemizde]
it
Ingiltere’de umumî efkâr ciddî surette heyecandadır „
“ Ruslar hakkındaki çok büyük teveccüh azalmak-^ tadır, halk hükümetin yatıştırma mahiyetinde herg -- -- — _ PJ
türlü uysallıktan çekinmesini istiyor „
Londra n (A. A.) — Manchester Guardian gazetesinin yazdığına göre, Polonyaya karşı Ruı politikası hakkında M. Churchlil tarafından yapılan telmihi hiç şüphede Ingiliz halkoyu desteklemektedir. •
Bütün sınıflara ve bütün partilere mensup kimseler M. Churchlll’in nutkundan evvel da Rusyamn bugünkü tavrını tenitldedlyorlardı. Bu hattı hareket, umumiyetle politika İle alâkadar olmıyan ve ancak kendilerini doğrudan doğruya ilgilendirdiği zaman siyasi meselelere alâka gösteren birçok kimseler Üzerinde tesir bırakmıştır.
Şahsi temaslar neticesinde hasıl olan intiba şudur kİ, umumi efkâr ciddi surette heyecana düşmüştür. Ruslar hakkında çok büyük olan teveccühün son birkaç gün zarfında çok azaldığına şüphe yoktur’ Büyük halk kütlesinin Rus anlaşmazlığı karşısında Ingiliz hükümetine gösterilebilecek ve bir «yatıştırma» olarak vasiflandırı-labllecek olan her türlü uysallıktan
İçtlnabetmeslnl arzu ettiğinden şüphe edilemez.
Londra’ya griden Müttefik komutanları
Londra 17 (R.) — General Elsen-hower ve mareşal Montgomery'den başka batı cephesindeki Amerikan komutanlarından birçoğu Londraya gelmişlerdir. Bunlardan Ol. Bradly Almanyaya dönmüştür. General El-aenhoner dün öğle yemeğini M.Chur-chlll İle birlikte yemiştir. Bu münasebetle Aimanyada kurulacak Müttefik idare şeklinin görüşüldüğü tahmin ediliyor.
Üçler görüşmeği
Vaşlngton 18 (A. A.) — Reuter: Va-şlngton’un en İyi haber alan mahfillerine göre, Truman - Churchlil -Stalln görüşmesi hakkmdakl son teşebbüs bugün mareşal Stallnln elinde bulunmaktadır. Bu görüşmenin Avrupada yapılacağı hemen hemen muhakkak değildir. Fakat mareşal Stalln’ln Rusya dışında bir seyahate ikna edilebileceği hftlft şüphelidir. Va-
(D
P
O
şlngton hükümet mahfilleri, görüş- q menin Londrada yapılmasını tercih-— etmektedirler. Bununla beraber, ftg- [£ renlldiğine göre, M. Truman ve M. Q) Churchlil, çok müstacel bir mahiyet >. alan Avrupa meselelerini halle başlamayı o derece arzu etmektedirler kl. M. Stalln İle buluşmak üzere uzun
bir seyahat yapmaya itiraz çtmlye-'*— çeklerdir. J>,
Sovyet Rusya’nın İngiliz^
hava kuvvetini tebriki Ö
Londra 17 (AA.) — Sovyetler Birli- CO ftlnln Londra büyük elçisi M. Gusev, (D İngiltere Hava Bakanına bir mesaj göndererek. Alman emperyalizmine,'**' bu müşterek düşmana karşı kazanılan büyük zafer münasebetlle, mareşal Stallnİn tebriklerini bildirmiş ve Sovyetler Birliği ile Büyük Britanya arasında harb esnasında kurulmuş olan dostça iş birliğinin harb sonrası devresinde de muvaffakiyetle devam ettirileceği ve inkişaf edeceği hususundaki ümidini belirtmiştir.
Mussolini’nin hâzinesi
Beraberindeki altınlar ve paralar ortadan kayboldu
Londra 17 (AA.) — Mussollnl 11e Faşist Bakanlarının İsviçre hududuna doğru kaçışları sırasında beraberlerinde getirdikleri 500 milyon liret tahmin edilen servet tamamen ortadan kaybolmuştur. Milano'da çıkan Avantl gazetesi de, Mussolini’nin vatanseverler tarafından tevkif edilmeden az evvel beraberlerinde altın ve yabancı dövizler bulunduğunu yazmaktadır. Altın 6Q kilo ağırlığında Id1 ve dövizler de şunlardı: fl milyon Fransız frangı, 2150 sterllng. 203 bin İsviçre frangı, lû bin peseta, 5 milyon liret, binlerce Amerikan doları ve sayısı bilinmeyen bir miktar Portekiz parası,
Bunlara İlâve olarak Mussollnl ile beraber kaçmış olan Faşist partisi sekreteri Pnyollni de. İçnde altın ve elmas bulunan birçok kutuyu birlikte götürüyordu. Mus»l1nl‘n1n metresi Claretfa petacct de yabancı döviz ve elmas dolu bir valizi beraberinde taşıyordu. Bütün bu servetlere nezarete memur edilmiş olan Mussolini’nin özel kâtibi Dr. Oattl, 23 nisan günü bunların hepsini alarak Como gölünden ayrılmıştır, 20 nisanda Gattl ve bu büyük servet Lombarrlya.dakl Me-nagglo şehrine gelmişse de o gönden sonra bu muazzam servet hazînesinin İri kaybolmuştur.
Almanya'nın idaresi
Şiddetli bir askerî idare kurulacak
DİKKATLER:
Garp usulü Türkçe musiki eserler
Radyoda üç nevi musiki olur: Alaturka dediğimiz nevi kl bütün milli eşkâl He; bir„. Klâsik garp musikisi, iki,,, ÜçüncüsU de garp usuilerilş bestelenmiş Türkçe şarkılar.
Bu üçüncülerde hiç bir suret-le isabet olmadığına dikkat ediyor musunuz? Ağlamış sesler, tecvidi bozuk Türkçe... Şimdi yazdır: Sahillere kulak veriniz. Gençler, bunları taklit ederek aygın baygın şarkılar söylüyor. «Alaturka, hilznile ruha kasavet verir; garp .musikisi kuvvet veriri» denirdi. Şimdiki garp usulü martı Türkçe eserler yanında tekmil peşrevler ve taksimler hayat mücadelesini aşılayan birer Wagner şehametlni arzedlyor.
Londra 17 (R.) — Almanyaııın akıbetinin ne olacağı hakkında dlün İki resmi beyanat yapılmıştır. Bu beyanatlardan birincisi M. Churchlil, İkincisi dc Müttefik umumi karargâhı tarafından yapılmıştır. Her İki beyanattan da çıkan mâna şudur: «Almanya şiddetli bir asker hükümete tabi tutulacaktır.»
Başbakan Churchlil. general Et-senhower ve mareşal Montgomery ile görüştükten sonra Avam kamarasında beyanatta bulunmuş ve demiştir kl: «Almanyayı, Almanlar bizim verdiğimiz direktiflerle İdare edeceklerdir. Almanyanin idaresi gibi külfetli bir İşi Müttefikler üzerlerine almak niyetinde değildirler.»
General Eiscn’hower,lıı muavini general cley de şöyle demiştir: «Amerikan kuvvetlerinin Aimanyada uzun müddet kalacakları anlaşılmaktadır. Aimanyada asker! bir hükümet kurulacaktır. Hedefimiz her şeyden önce harb suçlularını cezalandırmaktır. Amiral Doenltz harb esiridir.»
Paris 17 (A.A.) — Amiral Doenltz ile Müttefikler tarafından seçilmiş diğer bazı Alman subayları Alman kuvvetlerinin İaşesini, silâhtan tecridini ve sıhhi İhtiyaçlarını sağlamak işinde muvakkaten İstihdam edilmektedir. Bu Alman subayları tamamen Müttefik kontrolü altında olup Müttefik komutanları tarafından ve-rllen talimatı yerine getirmekle mükelleftirler.
Londra 17 (R) — Aimanyada, Müttefikler İlk mekteplerin dört sınıfını açmışlar ve dersler» başlanmıştır. Kitapların hepsi de yeni bastırılmış ve nazizm İle alâkası olmıyan eserlerdir. Harb suçluları hakkında tetkikler
New-York 17 (R) — Alman harb suçjuları hakkında tetkikte bulunmak üzere 31 mayısta Londra'da milletler arası bir komisyon toplanacaktır. Amerika, harb suçluları İçin dört kişilik bir komisyon tâyin etmiştir. Komisyonun başında başsavcı Cakson bulunmaktadır.
De Valera’nın nutku
Londra 17 (R) — İrlanda Başbakanı De Valera beyanatta bulunarak demiştir kl: «Ingiltere hiç bir vakit bizim bitaraflık siyasetimizi anlıya mamıştır Fakat hiç bir memlekette Ingiltere kadar bize karşı dürüstçe hareket etmemiştir,»
Bu sabahki yangın
Knap boyahanesinin bir kısmı yandı, bir ölü, 5 yaralı var
Bugün saat 10.30 da Kasmıpaşada Değirmen sokağında Knap boyahanesinde yangın çıkmıştır. Yanguı, benzin parlaması yüzünden çıktığa için çok çabuk genişlemiş ve binanın ahşap kısmım derhal alevler kaplamıştır. Bu sırada parlayan benzin yanında bulunan 35 yaşmda Yas*f adında biri vücudunun muhtelif yarlerinden yanmış ve onun aci feryadı Üzerine duman tabakasını yararak İçeriye girenler Yasefi ağır yaralı olarak ateş İçinden çıkarmışlarsa da zavallı adam az zaman İçinde ölmüştür. Alevler İçinde kalan Ömer, Hakkı, Hüseyin, Emin ve Mustafa adlarında beş amele de vücutlarının muhtelif yerlerinden ağır surette yanmışlardır. Yarları ağır olan bu beş amele hastaneye kaldırılmıştır.
itfaiye, ateşi etrafa sirayet ettirmeden söndürmüştür.
Lay yakalandı
Evvelâ hüviyetini inkâr etmiş!
Londra 17 (R) — Alınan 1f cephesi komutanı Robert Lüy Berchtesgaden civarında yedinci Amerikan ordusu tarafından yakalanmıştır, Löy iptida hüviyet tiiu İnkâr etmiş. sonra, itirafta bulunmuştur, Lay Hitler’ln çok yakınlanndandı, Hell Hitler selâmını bu adanı Icadetmlştl.
Doenitz ve Goerıng mevkuf
Londra 17 (R) — Amiral Doe-nltz ve mRreşal Goerlng tevkif edilmişlerdir. Mareşal Goerlng Coventry bombardımanının belû başlı tertipleyicisidir,
Yunanistanda bir dış işleri komisyonu kuruldu Atina 16 (A.A.) — îstişart
mahiyette olmak üzere bir dışişleri komisyonu kurulmuştur.
Bu komisyon isimleri aşağıda yazılı eski Başbakan ve Dışişleri Bakanlarından mürekkeptir: So-fulls, Kafandaris, Kontas, Tson-doros, Papandreou, Alexandrles, Maıdmos, Thoodokis. Rendls, Dragoumis ve Malas,
Sahile 2 __________________________ AKŞAM________________________________ 17 MaJls 1945
SÖZÜN GELİŞİ
Toprakla savaş
TJ üyük İstihsal memleketi Amerıkadan beş senedir Avrupa-ya gelen ve hürriyet zebanilerde savaşan milletlerin yününü güldüren haberler daima harb malzemesi istihsaline dairdi. Bunları her ajans telgrafı aşağı yukarı şu şekilde hülâsa ediyordu: «Birleşik Amerika’da tank istihsalâtma bilhassa ehemmiyet verilmektedir. Bundan başka harb meydanlarına her cins uçak, gemi, kamyon, top, tüfek yetiştirmek hususunda âzami gayret sarfcdilmekfedir.»
Avrupa’da harb bitmiştir Şimdi bütün hürriyet kuvvetleri Sulh denizindeki harb ateşini, o ateşi körükliyenlerle beraber söndürmek üzere Japonyanın üzerine yürümeğe hazırlanırken Amc-rikadan Avrupaya gelen bir haber evvelkilere benzemiyor Diinkii gazetelerde göze çarpan bu haber şöyle diyordu: «Birleşik Ame-rikadaki Zafer bahçelerinde domates istihsalâtına bilhassa ehemmiyet verilmektedir. Bundan sonra soğan, ve lâhana yetiştirmek hususunda gayret sarfedilecektir.»
Dünya topyekûncu Japonların da Naziler ve Faşistler gibi topyekıin teslim olduklarını yakında işitecek, topyekûn harbin topyekûn sulhle sona ereceği günleri görmekte geç kalnııyacak-tır. Fakat sulh de dünyayı yeni bir savaşa davet ediyor: Açlıkla, sefaletle, yoksunlukla savaş! İşte Amerıkadan, henüz diinya harbi sona ermeden gelen lıaber bu savaşın ilk İstihsal faaliyetine giriş ildiğini bildiriyor Hürriyet zebanilerini yere sermek için topa, uçağa, tanka, gemiye ihtiyaç vardı. Bu kasırgada yere serilmiş insanları ayağa kaldırıp saadete doğru yürütmek için domatese, soğana, lahanaya, pirince, fasulyeye, buğdaya İhtiyaç vardır.
Gestapo’nun kırbaçlarından kurtarılan Avrupayı önümüzdeki kıs en korkunç bir açlık tehdit etmektedir. Ğestapo'nun öldüremrdiklerini açlık, sefalet öldürebilir. Bunları da yenmek İrin, yine bütün hürriyet sever milletlerin elbirliği lâzımdır, Dünya, harbîn altıncı yılında en büyük harb istihsalâtını İdrâk etti Sulh ancak tarlalarda, bahçelerde en büyük istihsal İdrâk edildiği gün gelmiş sayılacaktır. Tarla ile savaş başlıyor Toprak bütün nimetlerini vermeğe hazırdır. Şevket Rado
Toprak kanunu görüşmesi hararetlendi
Dürt birçok mebuslar şiddetli tenkidler-de bulundular. Bugün 7 arım Bakanının ve Başbakanın söz almaları muhtemel
Fabrika kurmak için bir Amerikan firmasile görüşülüyor
Japonva’ya yeni akınlar
Yüzen buz dolapları
Nagoya bugün de bombardıman edildi
Pasifik savaşında kullanılacak yelken gemileri
Guam 17 (R) — 500 den fazla uçan kale bugün yeniden Nagoya'yj bombalamışlar ve burada bilhassa yangın bombalan kullanmış: ardır. Tayyareciler pazar günü yapılan bombardıman esnasında ateş alan Nagoya fabri-ka’a-ınin elân dumanlar İçinde oldukla» görülmüştür. Japon hava meydanlanna akınlar devam etmektedir
Jmonya’ya gitmekte olan bir denizaltı teslim oldu
Wnshîngton 16 (A.A.) — Alman hava kuvvetlerine mensup fır general, iki Japon subayı ve bazı uçak plânlan ve teehizatile Japonyaya gitmekte olan 1600 tori'âtolıik b’.r A'man denizaltını 13 mayısta Amerikan bahriye-8ine Atlantikte teslim olmuştur.
Amerikalılar denizaltının yanma geldikleri zaman İki Japon subayı harakiri yaparak kendileri-'5 öldürmüşlerdir.
Suriyenin isteği
Yabancı kuvvetlerin çekilmesini istiyor
Şam 17 ıAA) — Suriye Başbakanı bay Feyyaz - el - Huri, harbin bitmesiyle meydana çıkan meselelerden bahsederken, hükümetin bütün yabancı kuvvetlerin Suriyeden çekilmelerini Istlyeceğinl bildirmiştir. Eğer Japonyaya karşı yapılacak harb için bazı kuvvetlerin burada bırakılması lâzımsa, bunlar alâkadar devletlerle yapılmış antlaşmalar esasına dayanılarak kabul edileceklerdir.
Yugoslavya’da bütün mahsuller, dokuma, kereste ve madenî eşya kontrol altına alındı Belgrad 17 (A.A.) — Yugoslav hükümeti. Yugoslav ordu ve milletine eşit miktarlarda yiyecek ve giyecek temini için, toptan ve perakende olarak, bütün tarım mahsulünü, dokuma eşyasını, maden İstihsalâtını ve keresteyi, hükümetin kontrolü altına koyan bir karamam® yayınlamıştır.
Yunan göllerine canlı balık gönderildi Kahire 17 (A.A.) — İngiliz
hava kuvvetlerine mensup pilotlar, Almanlar tarafından sistemli surette boşaltılan bütün Yunan göllerinde yeniden balık yetiştirilmesini sağlamak rnaksa-dile Yunanistana yüz bin canlı balık taşımışlardır. Bu balıklar Mısır hükümeti tarafından Amerika yardım ve kalkınma idaresine verilmiştir.
D. D. T
Dün Yerli Mallar Pazarları müdürlüğünde bir toplantı yapıldı
Haşeratı öldüren D. D. T- tozu özerinde çalışmalar İlerlemektedir. Ha-şeratı itlâf ilâclyle Ekonomi Bakanlığı de İlgilenmiş ve bu yoldaki çalışmalarda bulunmak üzere Başmüşavlrinl ts tan bula göndermiştir.
Dün bu münasebetle Yerli Mallar Pazarları müessese*! müdürlüğünde bir toplantı yapılmıştır. Toplantının Yeril Mallarda yapılması, bu binanın merkezî bir yerde bulunmasından ileri gelmiştir.
D. D. .T. tozu çalışmasına aidolan dünkü toplantıda, Ekonomi Bakanlığı başmüşavirlnden başka. İzmit kâğıt sellıiloz sanayii müessesesl müdürü ve teknisyenler bulunmuşur. Toplantılara devam olunarak en kısa zamanda kati neticeye varılacaktır.
Anakra 18 — Malatya Milletvekili doktor C. özleri, Meclisin bugünkü toplantısında, ampul ve buna benzer maddelerin bulunmasında güçlük çekildiğini işaret ederek Ekonomi Bakanlığınca bir elektrik malzeme fabrikası kurulmajc İstenip İstenmediğini sormuştur.
Ekonomi Bakanı, memleketimizde hususi teşkiller İle kurulmuş bazı müesseseJerde elektrik pili, elektrik için izole ve teller gibi bazı malzemenin yapıldığını, fakat bunların evsaf ve mlkatr bakımından İhtiyacı karşılayamadığın söylediktim sonra memleketimizin sanayileşmesi İktisadi »e içtimai kalkınmasında elektriğin «nemine İşaret etmiş ve şunları söylemiştir:
■— Ekonomi Bakanlığı yeni hazırladığı makine, madenî eşya ve malzeme sanayii plânında bu gibi elektrik malzemesi yapacak tesisleri de düşünmüştür. Bu plân henüe Bakanlar kurulundan geçmemiştir: geçtikten sonra bu tesisler ehemmiyetlerine, mevzuTarma ve mahiyetlerine göre safha safha tatbik edilecektir. Ampul için lüzumlu maddeler dünya ölçüsünde bazı sınıfların elinde bulunduğundan plânımızda bir ampul fabrikası kurmağı düşünmedik. Bununla beraber hususi teşebbüslerin ampul fabrikası kurmak için vaki müracaat-lertni de hüsnü telâkki etmekte ve bu sahada kendilerini teşvik etmekteyiz. 943 de bu yolda bir müracaat ya pümıştiT Bu müracaat tetkik edilmiş ve hususî muafiyet temini kaydı bulamamak şartlle kendilerinin fabrika kurmasına prensip itibarile muvafakat edilmiştir. Diğer taraftan Bakanlık bu konu üzerinde bir Amerikan firmasile temas halindedir. Bu Uma, İM taraf arasında her hangi bir teah-hüdiî tatmin etmemek kaydfle mühendis ve mütehassıs göndereceklerini ve bunların hareket tarihini bildireceklerin! söylemiştir. Şimdi buna intizar etmekteyiz.»
Ankara ifl — Toprak kanunu üzerindeki görüşmelere meclisin bugünkü toplantısında da devam edilmiş ve söz alan millet vekilleri arasında hayli münakaşalar olmuştur. Bir kısım millet vekilleri kanun tasarısının lehinde, bir kısmı da aleyhinde söz söylemişlerdir. Başbakan B. şükrü Sara-coğlunun, komisyonun son toplantısına gelerek hükümet adına ileri sürdüğü bazı yeni teklifler de bugünkü toplantıda bir tartışma konusu olmuştur. Bu arada hükümete ve Tarım Bakanlığına hücumlarda bulunulmuştur. 9 millet vekili de yarınki (bugünt toplantıda söz alacaklarından hükümet adına henü2 cevap verilmemiştir.
Millet vekillerinin sözlerinin yarınki (bugün) toplantıda sonu almır-sa Tarım Bakanı İler! sürülen mütalâa ve endişelere cevap verecektir. Tasarı ile yakından İlgilenen Başbakan B. Şükrü Saracoğlunun da aynı konu üzerinde demeçte bulunacağı anlaşılmaktadır.
Bugünkü (dün) toplantıda söz alan hatiplerden Manisa millet vekili Fey-zullah Uslu, tasarıyı hukukî bakım-, dan tahlil ederek köylü kadar toprak sahibi vatandaşların da korunmuş olduğunu belirterek küçük işletmelerin köylünün refahında âmil olacağını İzah etti.
Ordu Millet vekili B. Hamdi Şarlan, tasarının çok güzel esasları İhtiva ettiğini. bununla beraber kargaşalık doğuracak hükümleri de bulunduğunu söyllyerek kanunun uygulanması İçin gereken mali fedakârlık ve ödeneklerden hiç bahsedilmemesi üzerinde durdu.
Tokat millet vekili B Emin Aslan Kaya, çlfçlye yalnız para vermekle maksadın haşıl olamıyacağım. tohum, ilâç, vasıta, bilgi, amele, zirai Asayiş ve sigorta gibi İşler düzene konmadıkça bugünkü durumun devam edip gideceğini söyledi.
Niğde millet vekili B. Rflseyin ülusoy bazı yurttaşlar aleyhinde bile ola», bu dâvanın bugün halledilmesi lüzumlu bir dâva olduğunu belirtti.
Aydın millet Vekili ve komisyon sözcüsü B. Adnan Menderes, her şeyi açık konuşmanın memlekete fayda vereceğine işaretle tasarının komisyonda iki defa görüşülmesi bittikten sonra Başbakan B. Şilkrü Saracoğlunun yeni teklifler yaptığını, bu suretle bazı maddelerin tüzüğe aykırı olarak üçüncü bir müzakereye tabi tutulmasına Iştlrâk etmediğin! ve eklenen maddelerle diğer hükümler arasında tezatlar husule geldiğini anlattı.
Adnan Menderes, bundan sonra Ta-nm Bakanı Şevket Raşlt Hatfboğlu-nun 8 yıl evvel Tarım Bakanlığı adına bu konuda hazırlamış olduğu raporu ele alarak kendisinin bu raporda, şimdi Tarım Bakanı olarak müdafaa ettiği mütalâalarla taban tabana zıt düşünceler İleri sürmüş olduğunu söyledi ve tasanda tenkidlere hedef olan maddelere Şevket Raşit Hatfboğ

Birleşik Amer ikada, buz dolabı tertibatlı yeni yelken gemileri vücuda getirilmiştir. Filo halinde kullanılacak olan bu gemiler, Pasif lkte kİ savaş cephelerine taze et, sebze, vesaire gibi nazik gıdaların naklinde kullanılacaktır.
Bu gemilerin her bir 11e 1.000 ton luk gıda maddesi nakletmek mümkün olduğu gibi, bunlarda ayrıca her gün 500 tonluk dondurma yapmak İçin tertibat vardır.
Yumurta büyüklüğündeki elmas Londra 17 (A.A.) — Afrika'da bulunan ve Londra’ya getirilen tavuk yumurtası büyüklüğündeki elmasın ağırlığı 170 kırattır ve buna «Zafer elması » adı verilecektir Elmasa 500 bin İngiliz lirası kıymet tahmin ediliyor.
Üçüncü harbden korkanlar var. Dünya çıldırdı mı?
(Baş tarafı 1 İnci sahi (ede)
Svoyet Rusyanın dayandığı hak, harbin bitmiş fakat sulhun henüz gerçekleşmemiş olmasıdır.
Alman işgalinden kurtulup başka yabancı bir işgal altına girmiş olan bütün bu memleketlerin — Kırımda verilen karara göre — serbes seçimler yaparak diledikleri demokratik hükümetleri kurmaları, bağınsız ve hür hayata kavuşarak yaralarım sarmalan İçin Avrupad sulh olması, herkesin kendi sınırlan gerisine çekilmesi gerekiyor Her halde Sovyet Rusyanın emeli. Avrupayı işgali altında tutmak yüküne ebediyen katlanmak de-ğiidir. O da kendi işine bakmak için sulhu bekliyor, ve Rusyanın işi herkesten daha ağırdır.
Bunun içindir kİ (iç büyük devletin hemen konuşacakları şey, ayn ayn şu veya bu mesele değil, ayrılmaz bir topluluk olan Avrupa sulhudur. Bu sulh şartları konuşulup tatbik edilmedikçe her gün yeni zorluklar çıkacaktır.
Dünyanın geçirdiği eşsiz felâketten sonra yeni bir harbden bahsetmek insanların ancak çıldırdığına alâmet olabilir. Fakat en yetkili devlet adamlarının sözlerine, dünya Basınının yazdıklarına, ve bunların hepsinden belâgatll olan hâdiselere bakıp da (irkmemek güçtür.
Tarihin en büyük zaferini kazananlar, dünyaya sulhu getirmekten yetkisiz midirler?
M. ChurchlH’in dediği gibi bu. gerçekten çok hazin olur.
Nccmeddln Sadak
lunun o raporundan parçalar okumak suertlle cevaplar verdi.
Adnan Menderes, bu vâdldeki konuşması sırasında eldeki tasarının nasyonal sosyallt rejiminin toprak kanununun tamamen aynı olduğunu İddia etti ve şu neticelere vardı:
1 — Hükümet, tasarının on beş senede olgunlaştığını beyan etmekte İse de Tarım Bakanının İfadesine nazaran İyi bir hazırlık mahsulü değildir.
2 — Hükümet tasarısının dayandığı mucip sebepler yerinde değildir.
3 — Geçici komisyon hükümet tasarısındaki blrçk hatalı ve zararlı hükümleri tâdil etmiş, yurttaşa teminat olacak yenilikler ilâve eylemiştir.
4 — İkinci müzakereden sonra bazı maddelerin 3 üncü müzakeresi usule ve İç tüzüğe aykırı olduğu gibi yapılan tâdiller de zararlı olmuştur.
5 — Vaktlle Tarım Bakanlığı adına bahsettiğim raporu yazan Hatlboğlu ile elimizdeki tasarıyı hazırlıyan Tarım Bakanı Hatlboğlu tezat halindedir*
Adnan Menderes sözlerinin sonunda başkanlığa verdiği takrirle tasarının tekrar geçiri komisyona havalesini teklif etti.
Bundan sonra Sabit Sağıroğlu söz almış ve demiştir kİ:
— Tasarıyı komisyonda İki defa müzakere ettik. Son gün Başbakan geldi ve tasarıyı altüst eden, memlekettik! birliği yıkacak ve nifak unsuru olacak bir teklif getirdiler. Ben bunun üzerine komisyondan ayrıldım. Bu hareket, ettiğimiz yemine aykırıdır. Elem duyarak söylüyorum. Böyle bir şey yapmağa Başbakanın hakkı yoktur.»
Halk Partisi İdare heyetinden B. Emin Erlşlrgll, bu önemli kanun hakkında tatbikat veya tesir İtibarile bir takım mahzurların ortaya konduğuna işaret ederek, bu mahzurların pek de bariz mahzurlar olmadığını sandığını söyledikten sonra, bu kanunun şahsi teşebbüsü korkutacağı yolundaki mütalâalara karşı şunları söyledi:
— Şahsi teşebbüsün İnkişafına bu kanun kadar İmkân veren kanun şimdiye kadar Meclisten pek az çıkmıştır, şahsî teşebbüse imkân vermek, 50 bin kişiye değil. 500 bin, 5 milyon kişiye İmkân vermektir. On dokuzuncu asrın ortasına kadar bir memleketin iktisadi refahı servetile ölçülür sanılırdı. Fakat sonradan iktisadi refahın muayyen zamandaki servetle İstihsal kuvvetinin arttırılması İle kabil olduğu anlaşıldı. Bu kanunla İstihsal kudreti arttırılmaktadır.»
B. Emin Erlşlrgü, bu tasarı ile Türk hukuk sisteminin İhlâl edilmediğim de kaydedecek:
— Meselâ madenler istimlâk edildiği zaman niçin arazî sahipleri şimdiki gibi telâş temedlJer7 Neden o zaman bu tedbirlerin emniyete dokunacağından bahsedilmedi?., dedi. Ve bundan sonra Meclis yarın (bugün) müzakereye devam etmek üzere ot uruma nihayet verdi.
Arkadaşını korkutmak istemiş!
Ankara 17 (Telefonla) — Kas-tamonudan bildirildiğine göre öğretmenlerden müdür muavini Şevki Aksoyun evinin köşesinde bir infilâk olmuş ve evin camlan kırılmıştır. Yapılan tahkikat sonunda bunun evin köşesine konan dinamitin ateşlenmesile meydana geldiği anlaşılmıştır. Sebebi ise şudur: Hüseyin Yakup oğlu adında bir genç, arası açık bulunan Cahit adında bir arkadaşım korkutmak istemiş ve Ca-hidin, Şevki Aksoyun evine misafir gittiği gece tedarik ettiği dinamiti bu evin köşesinden duvar altına koyarak ateşlemiştir. Nüfusça zayiat olmamıştır. Hüseyin hakkında kanunî takibata başlanmıştır.
Gizli silâhlar
Bir kısmı Londra’da halka teşhir ediliyor
Londra ı? (A. A.) — Almanı, .ya karşı kullanılmış ve liizunı kelmiş olsaydı kullanılması düşünülmüş olan gizil silâhlardan bazılarının halka teşhir edilmesin© başlanılmıştır. Bugünlerde Londrada halka gösterilmekte olan bir sil&lı bu mey andadır. MeVZUubahls olan silâh birçok büyük topları bulunan büyük bir bombardıman kulesidir. Bu kule düşman silâhlarına yakın bir yere kadar çekilerek götürülebilecek ve denizde durabilecek bir şekilde İnşa edilmiştir. Kuledeki toplar düşman hatlarının gerilerini bombardıman edebilecek uzun menzilli tolardandır.
Diğer teşhir edilecek gizil silâhlar arasında deniz kaleleri, yüzer doklar, yüzer hava meydanları gibi sJlâhlar da vardır, Bu silâhlardan bazıları ve gene gizi! listede bulunan başka silâhlar Japonyaya karşı yapılan harb-de kullanılacaktır.
Yunanistan Makedünyaya bir heyet gönderecek
Atına 17 (A.A.) — Basın haberlerinde bildirildiğine göre, bakanlar kurulu Bulgarlar tarafından Makedonya ve Trakyada-kİ Yunan halkına karşı yapılan mezalimi incelemek ve yerinde malûmat edinmek üzere profesörlerden mürekkep bir heyet gönderilmesi meseleslle meşgul olmaktadır Hükümet bu konuda alınacak malûmatı, Müttefik başkentlerini aydınlatmak ve barış konferansına sunmak mak-aadile kullanacaktır.
Mareşal Stalin
Yunan milletine selâmlarını gönderdi
Atina 16 (A.A.) — (Reuter) Mareşal Stalin bugün E.A.M.’ın merkez komitesi vasıtasile Yunanistana selâmlarını göndermiştir. Mareşal Stalin, zafer mü-nasebetlle yapılan tebriklere cevap teşkil eden bu mesajında şöyle demektedir:
«Faşistliğe ve ortaklarına karşı yapılan mücadelede çok ıstırap çekmiş olan Yunan milletine selâmlarımı söyleyiniz.»
Sahte diploma suçlusunun bir marifeti
Ankara 17 (Telefonla) — Sahte diploma suçlusu olup birinci sulh cezada yargılanmasına devam edildiğini evvelki giin yazdığımız Murat Tanca’mn yejü bir suçu daha meydana çıkmıştır. Murat, Kayserili Süleyman adında bir şahısla ortak olarak İşlettiği taksi otomobilini Süleyman aleyhine tanzim ettiği bir sahte senetle Istanbula kaçırmış, şaşkına dönen Süleymanın müracaatı üzerine sahtekârlık meydana çıkarılmıştır. Murat hakkında ayrıca bu suçtan dolayı da takibat yapılmaktadır.
KÜÇÜK HABERLER
A Milli korunma savcılığı tarafından tevkif edilen doktor Temelin duruşmasına dün üçüncü Milli korunma mahkemesinde devam edilecekti. Fakat doktorun ceza cvında hasta yattığına dair rapor göndermesi üzerine duruşması başka güne bırakılmıştır.
* Bir kısım kabzımallar. Milli korunma savcılığına müracaat ederek, aralarında intihap ettikleri Hat eksper heyetini şikâyet etmişler, bunların kendi alâkadar oldukları mahallerin meyvalarına yüksek, diğerlerine alçak Hat koyduklarını iddia etmişlerdir. Savcılık bu iddialar üzerine tahkikat ve tetklkata girişmiştir.
* Geçenlerde DoUbderede Kmalı-kekllk sokağında Kirkor isminde bir adamı, kadın yüzünden öldüren Ha-çiğin duruşması dün ikinci ağır ceza mahkcme.'inde bitirilmiş ve Klrkoru kasden ve tehevvüren Öldürdüğü sabit olduğundan on sekiz sene hamsine karar verilmiş, fakat cinayeti İşlzdlğl zaman yirmi bir yaşını bitirmediğinden bu cezası on beş sene ağır hapse indirilmiştir
ir Dün öğleden sonra Fenerbahçe stadyomunda kız ve erkek 3 bin kadar liseli 19 Mayıs gençlik bayramı hazırlıklarının son provasını yapmışlardır. 19 Mayıs gençli^ bayramı İçin hazırlanan proğranıa göre o gün merasim Fenerbahçe He şeref stad-yomlarında yapılacaktır. 19 Mayıs cumartesi günü Fenerbahçe stüdyomun da saat 10-10 da vali ve belediye reisi yanında mLlli eğitim müdürü olduğu halde sahada yerlerini alan liselileri teftiş edecek ue 1030 da söylenecek İstiklâl nıarşile törene başlanacaktır İstiklâl marşından s-mra vali ve belediye telsi Dr B. Lûtfl Kirdir bir söylev verecek, onu beden terbiyesi bölge başkanlığı ve okullar adına doz alan hatipler taklbedecek-tir. Söylevlerden sonra kız vr erkek talebenin geçit resmi yapılacak, ondan sonra da müzikli beden bereketlerine başlanacaktır
Şeref ştadyomuftdaki merasimi Beşiktaş kaymakamı B Sabrı Sözer İdare edecektir.
* Lezar derisinden yapılan kadın
ayakkapîarınm flatlerinde yakında değişiklik olacağı heri sürülüyor. Şimdiye kadar sipariş edilen Lezar derisinin uzunluğu otuz bin metredir. Kadınların Lezardan yapılmış iskarpin ve çantalara olan rağbetinin artmış olması bu kadar külliyetli bir mal siparişini doğurmuştur. Bu deri lüks eşyadan sayılmaktadır. Çok miktarda siparişte bulunulması hayret uyandırmıştır. Bur.a mukabil deri vo kösele siparişine henüz peciiememlş-tlr. ___________
Fransa’da grevler
Lyon 16 (A.A.) — Rhone bölgesinde umumî geev Hân edik iniştir.

M. Benes’ın bir nutku
Londra 17 (R) — Çekoslovak Cumhur Başbakanı bir nutuk söylemiş ve demiştir ki: «Memlekette Alman İşgal' izleri siline-çektir. Amerika, Ingiltere ve Sov-yetler Birliğine karşı şükran hisleri besliyoruz, İstikbale gelince, daima Çekoslovak ananelerimize ve büyük Rus miTletile ve diğer Slâv memlekctlerile dostluğa ve Slâv siyasetine asdık kalacağız?»
Et fiati düşüyor
Ankara 17 (Telefonal) — fiatlerinin düştüğüne dair berter gelmektedir. îzmirde kuzu etinin kilosu 200, koyun 180, An-karada da kuzu 200, kemikli sığır eti 130, kemiksizi 150, koyun etinin kilosu da 195 kuruştur
Et ha-
îngilteredeki ticaret heyetimiz
Ankara 16 (Telefonla) — tnglltere-de bulunan ticaret heyetimizden bir kısmı dün tayyare ile Anknraya gelmişlerdir. Gelenler arasında Dış İşleri Bakanlığı Ticaret ve İktisat dairesi müdürü B Kemal Kavur da bulunmaktadır.
Valinin Delmabahçede verdiği suare
AvTupa harbinin Zarefle bitmesi münas*5jetile vali ve belediye reisi doktor Lûtfl Kırdar tarafından dün
Telaviv’de altın fiati
yükseldi
Kudüs 10 (A.A.) — M. Ohurchlll'ln
son nutku Telaviv boısasmda altın
Hallerinin birdenbire yükselerek llya _
başına dört buçuk İngiliz lirasından, gece Dolmabahçe sarayında bir suare altı fnglllz lirasına fırlamasına sebep olmuştur. Borsa, bir çok kimselerin iflâsından sonra, mûtat saatten evvel kapanmıştır.
Bu yükselişin on bin İngiliz liralık kayıplara sebep olduğu bildiriliyor.
verilmiştir. Bu suarede şehrimizdeki milletvekilleri, komutanlar, Parti re-, isi ve Parti mensupları, daireler erfcâ Gulden m, konsoloslar ve sefaretler meri ı n-j Reşadiye lan, basın mümessilleri haar bul - İngiliz w...«ın»a— İRîllce
16/5/1945 fiatlerl Londra üzerine 1 sterlin Nevyork üzerine 100 dolar Cenevre 100 tsvlçre Fr Madrid üzerine 100 pezeta Stokholm üzerine 100 kuron
ESHAM VE TAHVİLAT
% 5 faizli ikramiyeler:
1933 Ergani 1938 İkramiyen Mili! Müdafaa D. Yolu ikramiyen % 7 faizli Tahvilleri Sivas - Erzurum I Sivas - Erzurum 2-7 1941 Demiryolu I 1941 Demiryolu H 1041 Demiryolu III Milli Müdafaa I Milli Müdafaa H Milli Müdafaa HI Anadolu Demiryolu Gruptt( Tahviller 1-2
Hisse senetleri % 60 Mümessil senet Hisse senetleri: Merkez Bankası İş Bankası
T. Ticaret Bankası Aslan Çimento
ALTIN
Borsa dışuıda
5.23 13050 30.3255 12.89 31.1325
64.—
35.—
50 ı/â
17 Mayıs 1945
AKŞAMDAN AKŞAMA
Şahsiyetlerimizi tapu senetlerinin kargaşalığına nu uğratalım?
Profesör Fmdıkoğlu, taşra gazetelerinin bazı memleket meseleleri hakkında isabetli fikirler ileri sürdüklerini yazıyor. .Misal olarak da şu soyadı işini ele alıyor. Son haftalar içinde biz 'Dikkatler' sütununda şöyle yazmıştık:
«Umumi hayatımızda soyadı hâlâ garp mânasında yerleşime. dİ Küçük isimlere kıyasla soyad-tarım ikinci ehemmiyette sayıyoruz ve lüzumsuz bir külfet sanıyoruz. Bari mekteplerde esaslı ıslahat yapsak: Muallimler talebelerine soyadJarile hitabetseler. Ordu hayatında da böyle olmalı...
Profesör, bu fikrimizi yerinde bulmuyor. Diyor ki:
— Soyadı Avrupadaki gibi kullanılmıyorsa daha evvel şu sualin cevabını vermek lâzımdır: Soyadlanmız Avrupadaki
gibi teşekkül etmiş midir ki onlarınki gibi kullanılsın?
Cevabîm verelim:
— Milletin çoğunluğunda soyadı vardı. Yalnız İstanbullularda ve tek tük bazı kimselerde yoktu. Avrupanın bir çok memleketlerinde kayıtlar intizama girerken, kısa bir zamanda nasıl soy adsızlara soyadı dağıtıldıysa, bizde de öyle yapılmıştır. Şimdi herkesin bir soyadı vardır. Modem dünyada olduğu gibi bizde de intizamla kullanılmalıdır. Mademki bu usu] kabul edildi, tam tatbik edilmeli.
Profesör devam ediyor:
— Mektep ve ordu, fert . gelip geçici bir misafirhanedir. Misafirhanedeki itiyat, hem de zor ve otoriteye dayanan soğuk ve köksüz bir itiyat hayatın heyeti umumiyesinde yaşıyabilir mi? İstanbul gazetecisinin bulamadığı, bulmak istemediği, yahut bulmak zahmetine girişmediği cevabı bir taşra gazetesinde buluyoruz
Profesör, »Yeni Yol» gazetesinden şu mütalâaları naklediyor:
— 1934 senesinde bir çok vatandaşlar o zaman şu veya bu sebepte yazdırmadıkları veya yazdıramadıklan köklü aile adlarını sonradan mahkemeye baş vurarak değiştirmektedirler. Şimdi hazır umumi nüfus yazımı ve sayımı yapılacaktır, s oyadı kanununu tadil ve tashih ile her vatandaşın öteden beri tanındığı aile adlarını da yeni kütüklere serbesçe yazdırması .sağlanırsa yerinde bir iş yapılmış olacaktır. Bu arada frenk taklidi özenti anlatan adlardan kurtulmuş olacağız. Bu mevzu üzerinde durulacak bir nokta da soyad-lannın öz adlardan önce kulla-ırlmasıdır.
Bekçiyi öldüren genç ölüm cezasına çarptırıldı
için
Bundan bir müddet evvel bir salkım üzüm yüzünden vukua gelen bir cinayet dün birinci ağır ceza mahkemesinde bir gencin Ölüm cezusuıa çarptırılması cazesUc sona ermiştir. Hâdise şöyle olmuştur:
Çatalcanuı Anaşe köyü civarında gelen MevlOt ve Bektaş İsimlerinde İki arkadaş o civardaki Müminin bağına gizilce girerek üzüm koparıp yemekteler iken bağ bekçsi Veli bun-lan görerek yakalamak istemiştir. Fakat iki arkadaştan MevlOt. bekçiye yakalanmamak için tek çare görmüş ve yanında taşıdığı silâhmı çekerek Veliye ateş etmiş ve öldürmüş!tir. Bu feci hâdise civarda şayi olunca Mev-lût ile Bektaş yakalanmış ve yargılanmak üzere birinci ağır ceza mahkemesine verilmişlerdir.
Bir müddetten beri devam eden duruşmalar dün sona ermiş ve başkan Nef’I Demlrlioğîu mahkemenin oy birliğiyle verdiği karan bildirmiştir.
Bu karara nazaran, suçlulardan Bektaşm cinayette alâkası olmadığı anlaşıldığından beraetine hükmedilmiş, Mevlûdun İse işlediği hırsızlık suçunun dellllerlnr ortadan yoketmek için Veliyi öldürdüğü sabit görüldüğünden Ceza kanununun dört yüz ellinci maddesinin yedine! bendine tevfikan ölüm cezasına çarptırılmasına, yalnız cinayeti yaptığı esnada yirmi bir yaşını bitirmediğinden ölüm cezasının otuz sene müddetle ağır hapse tahviline hükmol unmuş tur
Kararı dinleyen Mcvlût, olduğu yerde donmuş kalmış, adımlarını atamamış. muhafızları kollarına girmek su-rctlle dışarıya zor çıkarmışlar, dışarıda da bayılmış ve mahkeme odacısı İle mübaşir kendisini bin müşkülâtla ayıltabllcrek cezaevine İade etmişlerdir
Akşam licaret kursları
İstanbul Ticaret ve Esnaf odaları ve Ticaret borsası tarafından şehrimizde altı ay evvel açılmış olan Akşam Ticaret kurslarının birinci devresi sona ermiştir. Bu kurslara 219 kişi kaydolunmuş: bunlardan 123 kişi muntazam devam etmiştir. İstanbul Yüksek Ticaret mektebinin nezareti altında ve Ticaret Lisesinin mütehassıs öğretmenleri tarafından dersleri idare edilen bu kurslardan fayda gören yüzden fazla memur, tüccar ve müstahdem Yüksek Ticaret mektebinde yazılı imtihanlara İştirak etmiştir. Bunların sözlü imtihanları önümüzdeki cuma günü İstanbul Ticaret odasında teşekkül edecek bir komisyon tarafından yapılacaktır. Kursların İkinci devresine 28 mayıs 1945 tarihinde başlanacaktır
Zeytinyağı meselesi
Bir tüccar bu meselenin halli için alınması lâzımgelen tedbirleri anlatıyor
ithalât ve ihracat işleri
«Boyan buhranı karşısında!.
Ticaret odası tarafından tetkikler yapılıyor
Profesör bunları «ilini düşüncen buluyor. Gazetelerin koleksiyonları karıştırılırsa, biz vaktile bütün bunları — hem de zamanında — söyledik. Fakat ar-t»k olan olmuştur: Tornistan caiz değildir. Hele terkedilen o ' Hapı zade» li, «Hafız mahtum» lu taşra eşrafı soyadlarını kabullenip ismin başına takmağa imkân mı var? Şevket Rado'ya Ra-du Şevket, Lûtfi K'rdar'a Kırdar JLÜtfi mi diyeceğiz? Beni kavaf tıacı Salih mahtumu falanca diye mi arayıp bulacaklar? Gülünç ■ey! Neticede hepimizin hüviyeti. maazallah, «cedit», «atik» li tapu senetlerine döner. Birbirini iz i kaybederiz. ,
Ticaret hayatımız neye döner? Arsıulusal temaslarımızda ne de-jrece gülünç düşeriz! Böyle «ilmi düşünce» yerinde dursun!
En iyisi, — mektep, ordu, matbuat — bütün telkin vasıtalan-jjnızla zorlıyarak, beynelmilel pısuleri doğru dürüst kullanmadın yoluna bakmaktır. Evvelâ Jaim, sonra soyadı Ve resmi hayatta soyadını kullanmağa alışmak. Bunda âmil olan beynelmilel usulleri — tıpkı şapka gl-lbı — kabullenmek olduğu için, mevzuu da öyle görmek, tatbikatı öyle yürütmek gerekir
(Vâ . Nû>
Konya ve Karamandan koyun getirenlerin şikâyeti
Dün Konya, Karaman ve Bozkır bölgelerinden koyun getirerek tstan-bulda satan ve kendilerine hem müstahsil. hem de toptancı diyen 10 kadar tüccar Belediyeye müracaat ederek İstanbul toptancı kasaplarının kendilerini flat bakımından mağdur ettiklerinden şikâyette bulunmuşlardır. Reis muavini B Rlfat Yenal Mezbaha müdürünü çağırarak tüccarlarla bir konuşma yapmış, her iki taraf'n şikâyet ve cevaplarını dinlemiştir. Bu hususta tam bir fikir edinmek üzere, bugün gerek canlı hayvan borsasında, gerekse mezbahada tetkikler yapılacaktır.
Bu ay şehre pek çok koyun ve kuzu getirilmektedir. Gelen hayvanlar, geçen yılın mayıs ayıca nazaran iki misildir.
Bu fazlalık karşısında flatlerln kendi kendine düşeceği tahmin edilmektedir. Kuzu etlerine de narh konulması hususunda hazırlıklar ilerlemektedir. _______
Amerikada bir Türk gencinin muvaffakiyeti
Birleşik Amerika'da Florlda üniversitesi mimarlık şubesin! muvaffakiyetle bitiren genç mimarlarımızdan B. Ziya Nebloğlunun bu üniversitenin mimarlık profesörlüğüne seçildiği haber alınmıştır. Amerikan gazeteleri bu Türk gencinin kazandığı muvaffakiyetten sitayişle bahsetmektedirler. Kendisini biz de tebrik eder, başarılar dileriz.
, Zeytinyağı yokluğunun sebepleri . hakkında bazı alâkalıların düşüncc-J lerinl yazmıştık. Bugün de tüccarın mütalâalarını kaydediyoruz. Bir ta-
' cir diyor ki:
j — Her şeyden evvel halledilmesi , lâzım gelen mesele şudur: Ticaret " Bakanlığı zeytinyağı satışına müdahale etmekte devam etmemeli mİ. etmeli mi? Müdahale İyi sonuç ver’ memlştir. O halde satışları serbest ; bırakmak lâzımdır. Bugün zeytinya-’ ğının büyük bir kısmı Tarım Koope-
■ ratifinln elindedir. Bu kooperatif “ Türkiye'nin zeytinyağı işini İdare 1 edebilecek teşekkül değildir, Şu hal' de yeni zeytinyağı istihsal mevsimine ' kadm şu tedbirler alınmalıdır:
' 1 — Tüccarın elinde pek çok zey-
tinyağı kabı vardır Bunları alarak tzmirden buraya yağ şevkine önem ' vermelidir. Ulaştırma Bakanlığı İle 1 anlaşarak denizden nakliyatı kolay-laştırmahdır. Motörlerle memleket dışına ticaret eşyası nakli imkânı azaldığından limanda boş duran mo-
1 törlerl harekete getirmek surelile kooperatifin depolarında duran yağ-
■ larnıı İstanbula getirmeğe çalışma: İldir.
2 — Zeytinyağından sabun imali durdurulmalıdır. Böylece asidi yüksek yağlar, rafine edilerek halka yedirilmelidir. Sabuna satış flatı konmadığından yağlar, sabun haline konmak suretile ortadan kaldırılmaktadır.
3 — Fındık satışına müdahale edilmelidir. Elde bir Fındık Kooperatifi vardır. Bu kooperatif, ihracat yapılacak iimldl ile çok miktarda fındık toplamtş ve bir müddetten beri piyasaya mal çıkarmaktan vazgeçmiştir. Kooperatif, fındık satışım durdurduktan sonra mal azlığı karşısında fındık flatlerl yükseltilmiştir. İhracat başlasa bile stoklan kâmilen satmağa imkân yoktur Kooperatifin ve tüccarın elindeki fındık stoklarına müdahale etmemelidir. Elde ihracata ve dahili istihlâke yetecek kadar fındık bırakıp mütebakisin! yağ haline koymalıdır.
Yağ yapılacak fındığın iyi cinsten olması Icabetmez. Bu amellyeye derhal başlandığı takdirde halka, zeytinyağından ucuz fındık yağı yedirmek kabil olacağından yağ piyasasında bir ferahlık görülecektir
4 — Bu işi yaparken rafine fabrikalarını çalıştırmak isteklerini dinleyip yerine getirmelidir. Rafine edilmiş fındık yağı, zeytinyağından ucuz olarak temin olunursa halkı bu tara- ı fa çevirmek işi kolaylaşır.
5 — Fındtk yağından yapılan sabunlar pekâlâ İş görüyor. Bundan sonra zeytinyağından sabun yapılmı-yarak — bolluk zamanına kadar — | fındık yağından istifade etmelidir. Eldeki fındık stoku bu işi de başarmağa kâfidir.
6 — Müdahaleyi sadece fındığa inhisar ettirmemek. İşi daha çok kolaylaştıracaktır Ayçiçeği ve susamdan yaptırılacak yağlarla bolluk temini kabildir.
Üç .ay sonra ayçiçeği tohumu İstihsali başlıyacaktır. Ticaret ofisi ayçiçeği tohumlarını muayyen bir flat üzerinden satın alıp İstanbuldakl yağ fabrikalarında yağ haline koymalı ve serbest piyasaya çıkarmalıdır. Bugün bir kilo ayçiçeği tohumu 40 kuruş. bir kilo yağ ise 260 - 280 kuruştur. Ayçiçeği yağını zeytinyağı Batinden aşağı indirmek ancak bu yoldan gidilirse kabil olur. Rafine edilmiş ayçiçeği yağı, âdeta zeytinyağı lezzeti vermektedir.
7 — İngilizlere ihraç edileceği düşünülerek sekiz bin ton susam stoku yapılmıştır, ihracat yoktur. Üç ay sonra ‘a yeni susamlar çıkacaktır. Yine bunları da ticaret ofisi yolu İle yağ haline koymalı ve satışa çıkarılmalıdır.
8 — Flatler tesbit edilirken yapılacak yağların daima zeytinyağından daha ucuza mal olması esası güdül-melldlr.
9 — 510 numaralı kararname. zen-clrleme ticarete sekte verilmesi esasını kabul ederek satışa ancak lüzum gördüğü takdirde müdahale edecektir. Zenclrieme ticaretle mutavassıtların meşru olmıyan kazançlarına mâni olunmak istenmiştir. Tatbikatta maalesef gayeye ulaşılamamıştır. Mutavassıtlar, müstahsille anlaşarak kararnamenin bu gayesini hiçe İndirmeğe muvaffak olmuşlardır. M (İs-
taİLSİlin satış flatı yükseltilerek ara-, İstanbul Ticaret Odası umumi kâ-daki flat farkı mutavassıtla miistah-, tipliği, memleketimize nerelerden sil tarafından paylaşılmaktadır. İşte hangi çeşit İthalât malı getlrilebllece-sade yağ flütlerinin alabildiğine yük-|gfnl ve bunlara mukabil ne gibi mal-
se İt ilmesi bu sebepten ileri geliyor. Eğer Ticaret Bakanlığı da bu hususu tesbit etmişse — kİ hiç şüphemiz yoktur — sadeyağların yerindeki satışlarına hemen flat koymalıdır. İşi bu kadarla da bırakmamalı, İstihlâk pazarlanha her mevsimdeki kadar yağ gönderilmesini sağlamalıdır. Bu olmadığı takdirde zeytinyağı yokluğunun bir benzeri de sadeyağlarda görülecektir.
Alınacak tedbirlere en kısa zamanda başlnndığı takdirde yeni zeytinyağı İstihsal mevsimine kadar halkı yağsız bırakmamak kabil olacaktır.
Zeytinyağı durumu ıslah edilmezse yeni İstihsal mevsimine girildikten sonra bugünkü durumdan da kötü vaziyete düşülecektir.
daha
Kalay dağıtılmasına yeniden başlanacak
Memur, emekli, dul ve yetimlerle esnafa dağıtılmak üzere Yapı ve kredi bankasına verilen 7 ton kalayın yarım ton kadar miktarı -dağıtılmışken. kalayların başka madenlerle karışık olduğu iddiası üzerine vilâyet da ılıtmayı durdurmuştu. Dağıtılan ve dağıtılacak olan kalaylardan alınan nümuneler tahlil ettirilmek üzere Darbhaneye ve Ticaret Bakanlığının tahlil lâboratuvarına .gönderilmişti Tahlil neticeleri her İki lâboratuvar-dan Vilâyete bildirilmiştir. Gönderilen raporlarda kalayların hileli olmadığı bildirilmektedir. Kalayların dağıtılmasına yeniden başlanacaktır.
Difteri aşısı
Belediye Sıhhat İşleri jnild urluğu elinde bulunan difteri aşılarını sıhhat merkezlerine dağıtmıştır. Memleketimizde pek taanuniim etmemiş bulunan difteri aşuına bundan sonra önem verilecektir.
Bakim evlerindeki çocuklarla sıhhat merkezlerine müracaat eden çocuklara tatbik edilecek olan aşıdan bir miktar daha gönderilmesi hususunda Bthhat Bakanlığına müracaat edilmiştir Bir yıl kadar muafiyeti olan difteri aşısı on yaşına kadar olan çocuklara tatbik edilmektedir.
ların İhraç edilebileceğini tetkik n-meğe başlamıştır. İnceleme yapılırken . hartden önceki İhracat vc ithalât durumumuz da gözden geçirilmekte*. dlr. Ayrıca bugünkü duruma ve dünya vaziyetine göre harbden önce ithal ve ihraç edilen mallardan hangilerinin daha çok veya az getirilebileceği hususları da göz önünde bulundurulmaktadır. Toplanacak malûmat, Ticaret Bakanlığına yollanacaktır.
Hariçten getirilen mallar
Ticaret Bakanlığı, Anglosakson memleketleri İle İsveç. İsviçre Elbi tarafsız devletlerden fazla mal ithaline çalışmaktadır.
Ingiltere ve Amer ikadan Serbcs dövizle mal İthali yapıldığı ve buna mukabil tacirlerin İsveç ve İsviçre ile yaptığı işlerde daha ziyade takas yolu İle mal getirmeğe çalıştıkları malumdur. Takas yolu ile yapılan İthalât, mahsullerimizin iç piyasadaki flat yüksekliği yüzünden pahalıya mal olmaktadır. Halbuki serbes dövizle Anglosakson memleketlerinden getirilen ithalât malının «ati, diğerleri İle kıyas kabul ctmiyecek kadar ucuzdur.
Asıl mühim olan cihet, bu flat farkından, yani Anglosakson memleketlerinden getirilen mallardaki ucuzlukta müstehllğin faydalanamadığı-dır. Gene her çeşit İthalât malı — faturalı satışlarda — takas yolu ile getirilenlerin fiatt üzerinden satılmaktadır.
Bu şeklin önlenmesine bir çare aranmışsa da bulunamamıştır. Çünkü ithalâtçının ve tüccarın elinde Avrupp memleketlerinden yapılan İthalâta alt çeşitli faturalar mevcuttur O faturalarda yazılı mal'ardan Anglosakson memleketlerinden getirildiği takdirde hakiki faturalar ortadan kaybolarak yerlerine ellerde bulunanlar geçmekledir.
Sıtma savası
Boya yokmuş!.. Hem de hır türlüsü. Dudak boya sınıl ıın. kumaş ve saç boyasına kadar. ,’ ı-doluda bulunan, resim meraklısı bir akrabam başlad-ğı tablosunu tamamlamak üzere htanbul-dan bir kaç renk boya istemişti. Bulamadım.
Bizim hiç farketmediğimiz bu boya buhranı, erbabını kim bilir ne kadar üzmektedir Hele Ivi yüksek markah bir dudak boyası bilmem kaç liraya kadar satılıyormuş.
Boya buhranı içinde de galiba en ziyade kendini gösteren «saç boyası» dır. Zannederim kİ Av-rupadan tamamile gelmesi durmuş olacak kİ bizim memlekette hile bir beyaz saç modasıdır gidiyor Bugünlerde eşten, dosttan kimi görsem şakaklar ağarmış, hattâ kimi ak pak otmuş, bazıları da farkedilmesin diye şakak taraflarındaki saçlarını gayetle ince kestirmişler.,.
Beyaz saçlı adam eskiden belki gençlik bakımından İflâs etmiş addolunabilirdi Bir zamanlar ak pâk olmak en büyük ihtiyarlık alâmeti sayılırdı. Bugün bereket versin kİ estetik ölçülerimiz değişmiştir Zemane İnsanı beyaz saçın güzelliğine vardığı için kimse şakaklarının ağarmasından 19(1(1 delikanlısı gibi üzülmemektedir.
Mamafih saç ağarmış sakal ağarmış!.» Bu gibi şeylerle uğraşmağa vaktimiz var mı kİ?.. Fakat iki eli kızıl kanda olsa çoğu buna zaman bulabiliyor.
Abdülâzizin muhakemesi tafsilâtını okurken bir şey gözüme çarptı. Mahkeme reisi şöyle soruyor:
— Her halde kendisile mücadele edilmiş... Zira sakalının bir kısmı yoluk idi Bunu nasıl izah edersiniz?
Reise verilen cevap şudur:
— Abdülâzizin kendisini üzen şeylerden biri de sakalının ağar-nıasıvdı. Ve ağarmış olan taraflarını koparırdı O kadar çok ağarır ve o derecede çok koparırdı ki sakalı yoluk gibi dururdu.


c.
Kari mektuba
Apartman altında pekmez imalâthanesi olur mu?
—■-------
Kadıköyden birçok İmza 1 aldığımız bir mektupta deniliyor kİ:
»Kadıköyde, Kuşdlllnde, irfan-bey sokağında 3 numaralı İranl Tabirin apartmanının alt katındaki dükkân bir zaman ticarethane olarak tutulduğu halde üç senedenberl pekmez İmalâthanesi olarag kullanılmaktadır. Oerck adı geçen apartmanda oturanlar, gerek aynı sokak halkı bu imalâthanenin gece, gündüz, hattâ pazar, bayram demeden çıkardığı fena kokulu dumanlardan, gürültülerden ve sebep olduğu pisliklerden daimi şikâyet halindedir.
Kadıköy kaymakamına yapılan müracaat üzerine üç dört ay evvel imalâthanenin durumu tetkik edilerek resmen kapanması cmredlldiği ve imalâthanenin sa bibi elindeki bir miktar malın imalini müteakip kapayacağını noterden tasdikli taahhütname ile kabul etmişken aradan üç dört ay geçtiği halde İmalâthane harıl harıl İşlemektedir, Halk bizardır. 12-13 mayıs gecesi sokağımız bu imalâthane yününden bir de yangın tehlikesi geçirmiştir. Sıhhati ihlâl eden ve her bakımdan Belediye nizamlarına aykırı olarak Milyon bu İmalâthanenin zararlarından blal kurtarmaları İçin alâkadar makamların dikkatini çekmenizi rica ederiz.»
İle
Fatih bölgesinde hummalı bir savaş yapılıyor
Fatih kazası dahilinde sıtma ve sivrisinek savaşma faaliyetle başlanmıştır Su hususta alınan tedbirler şunlardır:
1 — Yenlkapı sahillerinde, ağzı açık bulunan lâğım borusu 15 metre denizin İçine uzatılacaktır.
2 — Fatih kazası dahilinde kara ve sivrisinek yatağı olan ahırlar kapatılmıştır
3 — Lâğım sularlyle sulanan ve Yedikııİr dışından Sillvrikapısma kadar uzanan bostanlarda bulunan sebzeler söktürülecektlr.
4 — Kazlıçesmedc Rekor pamuk fabrikasında mevcut 1000 metre mıı-rabbalık göl sulan aktarılacaktır.
5 — Sllivrlkapısı dışında ve Kule dibinde mevcut gayet geniş göl kuru-tuluncaya kadar nıazotlanmıştır.
Yine kaza dahilinde mevcut sahipli ve sahipsiz havuz, kuyular mazotlarıma ktad ir. Mahalle muhtarlarının ve diğer alâkadarların iştlraklle her hafta Fatih kaymakamının başkanlığında toplantılar yapılacak haftalık yapılacak İşler tesbit çektir.
Bir boya hikâyesi daha... -Vaktile meşhur şairlerden birinin çok genç yaşında sakalı ağarmış. O da ak sakalına boya çalar dururmuş. Bunu gören devrin sultanı şaire şöyle demiş:
— Sakalının beyaz nurunu, niçin kara zulmete çevirirsin?.. Bu güzel sakalın yiniinc kara çalıp onu mücrimler gibi neden ortaya koyuyorsun"*
Sair cevap verir:
— Talan söylüyor da ondan... Ben ne kadar gene olduğumu, yaşımı biliyorum. Bu ak sakal ise hakkımda mütemadiyen va-lan atıyor Onun için ben de yüzüne kara çalarak hem sözlerini tashih ediyor, hem de intikamımı alıyorum....
Bugünkü boyasızlik bu intikamı da İmkânsız bir hale sokmuştur. .
Hikmet Feridun F(
ve o edlle-
Basma dağıtımı
Ekmek karnelerindeki T kuponları ile beşer metre basma dağıtımına devam olunuyor. Şimdiye kadar yüz bin T kuponunun karşılığı ödenmiştir. Yerli Mallar Pazarları müdürlüğü, karaborsacıların faaliyetlerini azaltmak İçin basma alacakların ekmek karne-lorlnl beraberlerinde getirmelerini ve t kuponunu satıcının karşısında kesmelerini şart koşmuştu. Bunun üzerine T kuponu alanlar ortadan kaybolmuştu. Birkaç gllndenberi tekrar bir T kuponunun 75 kuruşa aimmağa başlandığı görülmüştür.
Tevziat, haziran sonunda bitecektir.
■fc Sümerbank mamulü yerli yünlU kumarların dağıtılmasına alt talimatname hazırlanmıştır. Dağıtma 30 hazirandan sonra bağlıyacaktır
TURAL I
ÖKSÜRÜK HAPLARI
Satışa çıkarılan ithal malları
Kazlıçeşme Demirhane Cad. de Mensucat Santrale makine kayışı. Haliç Karaağaç Şaklr 2ümre fabrikasına âlâtı clektrlkiye akşamı, torna aynası ve demir boru, İst. Sabrı Sefa Han'da Hayrullah Türkkan'a kerpeten, pens, Ankara Ulus meydanında Koç Ticarete oto yedek akşamı. Beyoğlu istiklâl cad, 23 da Ottaşa oto zinciri ve oto elektrik ampulü. GaL Tünel Cad. 68 da Ahmet Yapıcıya çini lâvabo, Gai. Bankalar Cad. Hellos mÜessesatına kösele kayış. Gal. Abcd Han'da Taml? Türk Ticarete külçe kurşun. İst. Ankara Cad. Basım İstihlâk Kooperatifine pirinç matris, Gal. Frank Handa Bedre» Kampana bagallt tozu. tat. İhsanlye Handa Tan Tecim Evine elbise düğmesi, Gal. Fermenecilerde İshak Zade Süleyman Sabite zımpara kâğıdı, tst. Saka Çeşme 10 da Davit Kasaviye anilin boya. Sirkeci Köprülü Handa İsmet Cengi-çe bl sülflt, Mimar Kemaleddin Cad. Anıranı Biraderlere asit formlk. Ye-dlkule Kaziı Çeşmede K, N. Tripoya krom şapı ve degrn yağı. Tahtakale Cedit Handa Gabriel A Mordoya tutkal. Gal. Manhainı Handa Mazhar Özyöneye sellklt dö sud ye toz is boya. Gal. Sigorta Handa İmperial Ke-mlkal’e suni gübre, Sütlüce Kara ağaçta Senar iplik fabrikasına yıkası mış ydpağı. îst. 4 üncü Vakıf Handa Üçer Ltd. merinos yapağı. Taksim Nizamiye Cad. Doluma ve Çorap fabrikasına merinos yapağı.
aanııe *
FRANSA NASIL ÇÖKTÜ?
Yazan: Pierre Lazarcff Çeviren: Şevket Rado
■■ ■ Tefrika No 40
Pierre Laval
alışverişinde parlak muvaffakiyetler gösterdiği gibi borsa oyunlarında da eşsiz bir seziş kabiliyeti vardı.
Mutedillerin yardimiyle 1930 da Ayan âzası seçilince 7 senelik bir rahata kavuştu. Bütün kabine şefleri onun koridorlarda çevireceği dalaverelerden korkarlardı. Parlâmentoya gelir gelmez etrafında hemen küçük guruplar teşekkül ederdi. Pierre Ln-val gözleri yarı kapalı olduğu halde panayır esnafı hareketleri, fevkalâde sezişi, mu' 'bini teshir edip yatıştırmak. zayii tarafım bulup hemen istifade etmek gibi kablllyetlerlle fikir cereyanlarını istediği yola sokmakta pek usta idi.
Pierre Laval herkesle teklifsiz konuşurdu, fakat onunla konüşurken içinde müphem bir sıkıntı hissetmemiş kimseye Taslamadım.
LOUİ6 Barbhou'nun ölümünden sonra Petaln'in israrlle Doumerguc kabinesinde Hariciye Nazırlığına gelen İerrç Laval, Flandfn hükümetinde ve ondan sonra 1935 ten İtibaren kendi Başvekilliğinde de aynı mevkii muhafaza edecektir.
İktidar mevkiine ulaşır ulaşmaz Pierre Laval _rtık kendi devrinin geldiğine Lükmetli. Yavaş yavaş, fakat ısrarla memleketin mutlak şefi olup onu istediği şekilde idare etmenin şortlarını hazırlamaya koyuldu. Önünde üç tehlike vardı: Hâd bir halde bulunan dahili buhran, gittikçe vahimleşen mali buhran ve Hit-
Birinci cihan harbinde
Bıı arada Thiers'de mebus ve radikal şefi olan Dr. Claussa'nın kiriyle evlenmişti. Sade, mütevazı, evine düşkün, halk arasında görünmekten, yahut kendisinden bahscttlrmekten nefret eden bu kadın kocasına en iyi öğütleri veriyor, aile ocağında onun mesleğinde ilerlemesini temine çalışıyordu.
4 ağustos 1914 te harb patladı. Taşıdığı fikirler dolayısile Pierre La-val’in adı. Emniyetin nezareti altında bulundurulmaları gereken şüpheli kimselere mahsus meşhur B listesine geçti. Kendisini taklbeden polisten yakasını kurtarmak İçin ona para verdiği, sonra da karşılıklı zar atarak polisten bu parayı geri aldığı rivayet edilir. Hikâyenin kendisinden dinlediğim hakiki şekli daha hoştur. Rahata kavuşmak için filhakika parayı vermiş, fakat adamın o kadar gözüne girmiş ki polis bir dâvâlı meseleyi ondan danışmaya gelmiş, aldığı parayı da kısmen avukat ücreti olarak, kısmen de Selne sosyalist partisine bir hediye olmak (izere İade etmiş!
Piyade yüzbaşısı olan kardeşi 1914 te öldürülen Pierre Laval. derhal ayrı bir sulh yapılması uğrundaki mücadelesinden vazgeçmedi. Eski Başvekil Joseph Calllaux'nun etrafındaki bozguncular gurupuna İltihak etti.
1917 de, giril bir oturum esnasında Mebuslar Meclisinin kürsüsüne çıkıp büyük bir askt i şefin orduda çıkan İsyanlara dair verdiği raporu okuyarak mebusları hayretler İçinde bırakan gene bu Pierre Laval'dlr. Bahsi geçen askerî s'fin adı general P6-tain'di ve rapor daha o sabah Milli Müdafaa Nezaretine gelmişti. Laval raporu nasıl eline geçirmişti? Bunu hüe kimse hiçbir zaman öğrenemedi-
Pierre Laval:
— Derhal sulh yapınız, yoksa ellerinde silâh cepheden gelecek askerler size içtimai bir devrimi kabul ettirecekler, diye bağırdı.
Clemeheeau iktidar mevkiine geçil. Joseph Calllaııs’yu derimi tevkif ettirdi. Pierre Laval'i tevkif ettirmemekle kalmadı, ona açık bir muhabbet gösterdi İhtiyar mücadeleci Chmenceau, Pierre Laval’ln cazibesine, zekâsına hayran kalmış, onunla dost olmanın faydasını anlamıştı. Cı zamanlar Clemenccaıı kabinesinin şefi olan Georges Mandel, sonradan benim önümde Laval ile bir pazarlığa giriştiğini, onun da bunu kabul ettiğini saklamadı. Laval hapishaneye gitmektense kendi partisinde gizilce ClcmenCeau’nun politikasını desteklemeyi ve Başvekile dostlarının en tehlikelilerini ihbar etmeyi tercih ediyordu.
Harb zaferle ve içtimai bir devrim olmadan sona erdi. Harbden sonraki ilk seçimlerde sosyalistler süpürüldü, Pierre Laval de mevkiini kaybetti. Fakat bu arada bir takım münasebetler kurmakla meşguldü joseph Caillaux onu günün adamlarlle. büyük sanayicilerle tanıştırmış, onlar da cerbezesini farkederek bu hukukçu He ahbaplığı çıkarlarına uygun bulmuşlardı. Demirciler Komitesi reisi Françols de Wemdel bunların arasında idi. Artık Laval İşçilerle sendikaların hukukunu değil, büyük iktisadi gurupların hukukunu müdafaa ediyordu. Harb zararlarının Lazmlnl İle meşgul hakem mahkemelerinin çoğuna reislik çimekte idi. Bu işlerde Mecliste. müfrit sağdan, müfrit 80la kadar hemen her guruptaki dostlarından faydalanmaya bakıyordu.
Tours kongresinde komünistlerle sosyalistlerin aralarında İhtilâf çıkmasını fırsat bilip gurup disiplininin bağlarından yakasını kurtardı ve büyük bir çoğunlukla kendini müstakil sosyalist olarak Aubervllllers Belediye Reisliğine seçtirdi.
1924 e doğru Pierre Laval tekrar mebus seçilmiş, Painlevâ onu Nafıa Nazın yapmıştı. Yavaş yavaş, fakat emin adımlarla sağa doğru kaymaya devam ediyordu. Artık büyük işler yapan zengin Mr avukattı. Eline biraz para geçer geçmez ecdadımdan kalma Auvergnatnı tutumluluğu kendini göstermeğe başlamıştı.
Bana bir gün.:
— İyi bir iş çevirdiğim. zaman güzel bLr nutuk söylediğim günden daha fazla memnun oluyorum. Aslına bakarsan politika demek İnsanın memleketi İçin ve kendi 1çfn iş becermesi demektir. Benim de hoşuma giden mesleğin bu taraftı demişti.
Pierre Laval ömründe fikirlere karşı büyük bir bağlılık beslememlştlr. O İnsanları severdi. Hem de onları hakir görerekten. Daha 1930 da:
— Bence halkı zorla mesudetmek lâıımdır! diyordu.
Halkı mesudetmek derken Pierre Laval kendi saadetlle meşguldü. Çünkü Fransız ata sözünün dediği gibi (Para saadeti temin etmezse de hiç olmazsa mesu dolmayı kolaylaştırır». Neleklm Lyon’daki lisenin fakir muallim muavini Fransız politikacıları-1 nuı en zenginlerinden biri, oldu. Bu servet» elde etmek İçin mevkiinden İstifade ediyor, nüfuzunu kullanıyordu. Zaman zaman ya bir maden İşletmesine veya bir maden suyuna el koyuyor — kİ bunların satışı derhal hastanelerde , vapurlarda , yemekli vagonlarda mecburî oluyordu — yahut taşra gazetelerinin birçoğunu ( Yeııl nuomuaM tebrik ile vauı emür- inglltereye karet bir aov tatamedlğlnl birden satın alıyordu. Gayrı menkul j ler dileriz. Isövlemls.]
Almanya ile ittifak meselesi
.... ... .... ... ................. ...
ler’in iktidar mevkiine geçuıeslle ka-'kanlarda nüfuzunu iade rderse o va-çınılmaz bir şekil alan harici buhran
Bence Pierre Laval dalma Andrâ Tardleu’nun tarif ettiği adamdır: Bilhassa harb çıkmasından korkar, memleketinde kuvvet sayesinde muvaffak olacağından emindir. Fakat evinde efendilik edebilmesi için önce hudutların ötesinde bir sükûna ihtiyaç vardı. Bunun için İlk hareketi Hltler'den doğrudan doğruya samimi bir mülakat istemek oldu. Fakat Führer henüz devlet adamlarını Berchtesgaden'de topliyacak hale gelmemişti. Pierre Laval’e bir zaman Champagne şaraplarının mümessili, şimdi naziUğin seyyar komüsyoncusu olan İş adamı von Rlbbentropu gönderdi. Laval von Ribbentrofa eskiden Başvekil Brunnlg’le temellerini attığı siyaseti Hitierle de takibetmek İstediğini bildirdi. Bu fırsattan istifade ederek «Almanyadakl büyük adama karşı» hayranlıklarını sunuyor ve Versailles antlaşmasında bazı değiştirmeler yapılması mümkün olduğuna dair de teminat veriyordu.
Pierre Laval 1935 yılı ocak ayında iki memleket arasındaki İhtilâfları halletmek üzere Romaya gitti. Mus-sollni İle tanıştığı zaman ikisi de sosyalist partisi saflarında mücadele ediyorlardı. O zamandan beri yolları ayrılmıştı. Pierre Laval harbe girmiş olan memleketine ayrı bir sulh İmzalatmaya çalışırken Mussollni. İtalyayı müttefiklerin yanında harbe sürüklemenin çaresini arıyordu. Fakat faşizmin iktidara gelişi Laval’ln gözünde Mussollni'nln değerini arttırmıştı.
Senelerce sonra, bir görüşme şurasında Laval Mussolinl He ne konuştuğuna bana şöyle anlattı:
— Mussölinlye dedim ki: «Aziz dostum biz buraya anlaşmaya geldik. Ne yazık kİ ben şirin kadar serbest değHlm. Siz İstediğiniz kararı verebilirsiniz. Halbuki bent buraya gönderen nazır! heyeti size verebileceğim İmtiyazları tahdldetti. Cebimde size fazla blrşey vermeme müsaade etmlyen küçük bir kâğıt parçası var. Eğer bunu aşacak olursam hükümetim tanımaz.»
«Bunları söylediğim zaman bir anlaşmaya varmak istlyen Mussollni bir takım mûsaadekârhklarda bulunmaya mecbur oldu, çünkü bunu ancak kendisinin yapabileceğini sanıyordu. Halbuki hakikatte kabinedeki arkadaşlarım beni İstediğimi yapmak salâhiyetlle göndermişlerdi. Trende karaladığım bu kâğıt parçası hikâyesinin fena bir buluş olmadığını her halde siz de tasdik edersiniz.>
Pierre Lava! Romadan herkesi memnun eden bir anlaşma İle dönüyordu. Birkaç karış çöle mukabil bir paket Adlsabeba - Cibuti tren! hisse senedini, Tunnstakl Italyanlaîa verilen bİTkaç imtiyaza karşılık olarak da Avusturya hudutlarının tanınmasını ve Almanyanm büyiik Avrupa devletlerine danışmadan silâhlanmasına mâni olacağına dair Duçenln kati te-rr.liıatajM elde etmişti.
Fakat Laval İle beraber Romaya giden siyasi muhabirimiz orada, ttnl--3.n diktatörünün yakın arkadaşlarından birinden Mussollni’nln La-val’e «eğer İtalya, Fransanın Faşta yaptığını Habcşistanda yapmak İsterse Fransa ne yapar?» sualini sorduğunu, Laval’ln de buna: «Fransanın hiç sesini çıkarmamasını, yahut sadece şeklen İtiraz etmesini temine çalışırım» tarzmda cevap verdiğin! öğrenmişti.
(Arkası var)
M. S.
İstanbul'da m. S. adlı Fransızca resimli mecmua çıkmağa başlamıştır. İlk niislıasında tanınmış İmzaladn birçok makaleler ve yazılar vardır.
Bu telgrafnameler kendisine ai’ze-dlllnce Kayser Vllhelm tarafından altına emJr yolunda şu mütalâa yazılıyor:
(Türkiye doğrudan doğjuya kendini arzedlyor. Rtd ve yahut dürüştane bir muamele onun Ruş - Fransız tarafına geçmesini mucip olur. Nüfuzumuzu ebediyycn kaybederiz. Vangenhclm İTilrklere Üçlü İttifaka girmeleri hu-
_ 2 —
Geçen makalemde Osmanh - Alman harb ittifakına dair İlk teklifin Al-nıanyadan geldiği hakkında OsmanlI vükelâsı tarafından vaki olan beyanattan bahsetmiştim. Bunda da bu İttifaka müteallik olarak Almanyada neşredilmiş bulunan vesikaların bu beyanatı nakzedecek malûnıçtı ihtiva > ettiğini göstereceğim . - . , - .
Bu vesikalımla sarih olarak blhlı- bohomrlml ve açıktan açışa
rlIdİBİne söre bu İttifak meMİclP'?1’'!1"'?,"1 “J""?11 ,’c »rMial'l“
I AS11n Hiza» hilrllrvm.il hralrlr» «w-
Bosna Saray cinayetinden sonra ev-( vdâ Avusturya Dış Bakanı Kont Berehtold tarafından ortaya atılmıştır.
Almanya Dj§ Bakımı Von Yagoıv tarafından İstanbul elçb-i Baron Vangenhelm'a gönderilen 14 temmuz 1914 tarihli mahrem telgratnamede mesele şöyle hikâye edilmiştir;
I Avuaturyanırf Berlin elçisi Kont Szögyeny'nin verdiği malûmata nazaran Kont Berehtold Türklyenin merkezi devletlere İltihak etmesinin mümkün eltip olmıyacağını İstanbul elçisi Marki Pallâvlçini'den sormuş. Pallâvlçlnl cevabında: (Bu sıralarda I-tanbulda İtalysnın Anadolu hak-kındakl şüpheli emellerine karşı Rusyaya yaklaşmağa temayül edlld’ğini vc takat Avusturya. Sırbl tan aleyhinde şlddftll bir müdahale İle Bal-
kıt TÛrklerin Avusturyaya ve üçlü ittifaka meyletmelerinin kuvvetle muhtemel bulunduğunu» .'öylem'ş.
Bfjehlold bu malûmatı verdikten sonra Türklyenin merkezi devletlere İltihakına teşebbüs edilmesinin bu malık münasip olup olmıyacağı hakkında mütalâamı soruyor. Cevaben dedim kl:
(İstanbul elçimizin de — Vangen-helm'ln — işllrâk ettiği zati mütalâama göre Türklyenin askeri durumu gayet fenadır. Şimdilik ancak gayri faal bir âmil gibi telâkki olunabilir; Rusya aleyhinde tfcavüzi bir harekete muktedir değildir- Kendisine birim zümreye İltihak teklif edersek o da bir takım şeyler lhtlyeccktlr. Halbuki meselâ Rusyanm Ermenistan cihetinden bir taarruzuna karşı biz Tûrkl-yeyl müdafa edemeyiz. Zannıma göre bu durumda Türkiye devletler arasında intizar durumunda kalarak nihayet muvaffakiyet, kazanacak en kuvvetli zümreye İltihak etmekten başka bir şey yapamaz. Romanya ve Bulgaristan bizim zümremize iltihak ederlerse bunun Türkiye. N hareset hattı üzerinde tesir göstereceği şüphesizdir.
Avusturyanın İstanbulda ihsas edilen şekilde bir teştbbüstc- bulunmasının tamamlle faydasız kalacağı, hattâ bir takım metalibata yol açacağı için tehlikeli olacağı zannındc m. I
Diğer taraftan Almanyanm İstanbul elçisi Vangenhclm da Almanya Diş Bakanlığına on se?.İz temmuz tarihinde şu telgrafnameyi çekiyor:
(Avusturya elçisi Marki Pallâvlçlnl Türklyenin Avusturyaya İltihakını arzu etmektedir. Ben bu mütalâaya Şiddetle itiraz etmekteyim. Türkiye-nln bugün İttifaka değer halde olmadığı şüphesizdir; müttefiklerine hiç bir fayda temin etmedikten ba*k ı onlara yük olur. Her şeydrn evvel Türklyeye her türlü siyasi maceralardan hazer ederek bütün d?vletler-le Ivi münasebetler İdamesine çalışması tavsiye olunmalıdır. Türkl- e tarafsız kaldığı takdirde de Ermenistan -hudutlarında birkaç Rus kolordusunu tutacaktır.]
Vangenhelm 21 temmuzda A'men-ya Dış Bakanlığına yazdığı bir te‘-grafnamede de diyor, ki:
[Dıüı Sadrâzam, Talât bey vc Enver paşa birlikte Marki Pall&vlçini'ye demişler kf: (Avusturyanın Balkan harbinde kaybettiği nüfuzu Balkanlılara ve Türklyeye karşı tekrar ka-ranması zamanı geldi. Eğer Avusturya Sırblstana İyi bir ders verüse yalnız Bulgaristan değil. Romanya vc Türkiye dahi kayıtsız, şartsız üçlü İttifaka İltihak ederler. Almanya ve Romanya tarafından lriıar edilen arzulara tevfikan Türkiye kanaati hilâfına Yunanlstanla bir İttifak akdet-m ek üzere bulunuyorsa da eğer Avusturya azimkârane bir hareketle Bulgnrlstanı kendtşine raptetmeğe muvaffak olursa bu ittifak husule gelmez.)]
Vangenhelm’ln 23 temmuz 1914 tarihli ve 364 numaralı bir telgrafna-meslnden:
[ Sadrâzam dün Enverin bana İzhar ettiği temenniyi Marki PaJlâvl-jinl'ye tekrar ederek Türklyenin üçlü İttifaka girmesinin kol ayl aştırıl masını rica etmiş. Meseleyi evvelce benimle müzakere etaılş bulunan Avusturya elçisi de bu arada Türkiye He bir İttifakın bize ağır şeyler talimi! edeceği, üçlü İttifakın Türidyeyl bütün dünyaya karşı müdafaa edBmlye-coğl cevabını vermiş.
Bunan üzerine Sadrâzam Türklye-nln İngiltere ve Fraıısaya karşı değil, yalnız Rusynya karşı müdfaa edlltneslnl arzu ettiğini ve Fransa ile
öğrelıip bize bildirmeli. Her halde on-
I ları fütura düşürmemeliyiz,]
imparatorun fikrini öğrenince Voıı Yagow 24 temmuz tarihinde Van-genhelme şu tclgrafnameyl gönderiyor;
[Türklyenin ittifaka kabiliyeti .hakkında mevcut tereddütlere rağmen Kayser hazretleri şimdiki durum İcabı olarak Türklyenin Üçlü İttifaka iltihak hususunda izhar ettiği arzudan İstifade edilmesinin muvafık olacağı mütalâasında dır lar. Buna binaen İs-tanbuldn bu suretle hareket edlnte. Ancak yalnız ahvali hazıraya göre bir ittifakın bahis konusu olabileceği bir takım geniş taahhütler altına glre-mJycceğimlz hususunda dikkat naza-rınızı celbederlm.l
Bu telgrafnameye Vangenhelm 271 temmuz 1914 tarihinde şu cevabı veriyor :
[TsJâkki ettiğim kati emir üzerine: Sarâzama karşı İzhar ettiğim tereddütlerden vazgeçince İttifak teklifi vuku buldu. Şimdiye kadar Bulgaristan Türklyeye karşı müspet hiç bir teklifle bulun nııyarak lâftan başka bir şey getirmemiştir.
Türk ordusuna Alman subaylar tarafından filen komuta edilirse müttefik sıfatlle Türkleşin kıymeti hak-tandaki fikrimi tashih etmvküğlm lâzım gelir. Bu suretle askeri kıymetleri üç misli artacaktır. General Liman bugün bana beş Türk ordusunu derhal hBrbc sevkedebileceğinl söyledi. Her halde kuvvetli bir surette dö-ğüşeblleceklerdir. Alman komutasının ptk ziyade kıymetli bir faydası olacaktır kİ bu da Türklyenin taahhütlerini İfaya meç bur kalacağıdır.]
Avusturyamn Sırblstana harb ilân ettiği 28 temmuz tarihinde Van-genhelm hükümetine şu olağanüstü mahrem telgrafı yazıyor;
IBiraz evvel Sadrâzam beni nezdl-ne çağırarak Almanyanm Türkiye ile kısa bir müddet İçin Rusya aleyhinde tedafüi ve tecavüz! bir gizli İttifak akdetmesi ve bu suretle ileride Üçlü İttifaka girmesine imkân hazırlanması hususunda padişah tarafından vuku bulan talebi Kaysere a etmekliğimizi rica etti.
Rusya Türklyeye yahut Almanya ve bittabi Avusturya - Macarlstana tecavüz ederse ve yahut Almanya ve bittabi Üçlü ittifak Rusya aleyhine hareket ederse ittifak şartları tahakkuk edecektir
Rıısyadan başka bir devlete karşı Türkiye himaye istemektedir. Kapitülâsyonlar ve düyunu umumiye... İlâh... gibi milletlerarası bütün meseleler oldukları gibi kalacaktır,
Türkiye şart olarak harb takdirinde Alman askeri heyetinin burada bırakılmasın) İstemektedir. Buna mukabil harb halinde ordusunun dörtte birinin bilfiil komutasını asker! heyete to.di edeceği gibi bütün ordunun vüks^k idaresini de bu heyete bırakmak için bir şekil bulacaktır.
Müzakereler Türk Bakanlarından gizli tutulduğu gibi Ğadr.iz.-m bu bahse dair arkadaşlarımdan — elçilerden — hiç birisi ile görüşmemekliğim! ve Bcrljndc Türkiye elçisi Mahmut Muhtar paşaya bir şey açılmaması elzem bulunduğunu söyledi.]
Aynı günde Almanya başvekili tarafından Vangenhelm'a şu talimat gönderiliyor:
[Kayser. Sadrâzamın teklifine muvafakat ediyor. Muahedenin aşağıdaki şartlar dairesinde akdi lâzımdır:
1 — Avusturya - Macaristan Sırbistan arasındaki harbde İki devlet tarafsızlığı muhafazayı taahhüt ederler.
2 — Rusya harbe askeri müdahalede bulunarak Almanyanın Avustur-yaya karşı taahhütlerini yapması lâzım gelirse Türklyenin de taahhüdünü İfa etmesi lâzım gelecektir.
3 — Harb takdirinde Almanya askeri heyetini Türkiyede bırakır. Türkiye de yüksem komutasının bu heyet tarafından bilfiil icracını temin eder.
4 — Almanya Türklyenin hâlen elin de bulunan memleketlerini Rusyaya karşı tekeffül eder.
5 — Muahede Sırbistan harbi ve bu hnrbden milletler arasında çıkabilecek ihtllâtlar müdcfietlnce ıner'l olacaktır. Eğer bu harb Almanya İle Rusya arasında bir harb tehacldüsü-ne müncer olmazsa muahede hükümden sakıt olacaktır.]
Vangenhelm buna S0 temmuzda şu cevabı yazıyor:
[Sadrâzam 1-4 noktaları tasvlbe-dlyor. Yalnız beşinciyi kabule imkân görmemektedir. Esasen Avusturya -Sırbistan harbi münasefcelllö Rusya Almanya arasında harb çıkıp çık-
Ha k evleri ve Kurumlar
TEŞEKKÜR
İstanbul Verem Mücadelesi cemi-tinden: Ziraat bankası İdare meclisi raportörü mülkiye baş müfettiş-i ğinden mütekait Hüsnü Toköz ve ı şl Fikriye Toköz tarafından kızı Mu-a.llâ Toköz ruhu İçin cemiyetimize beş yüz liralık bir tasarruf bonosu teberru edilmiştir. Veremli hastaların ıstıraplarına elden geldiği kadar müzahir olan cemiyetimize pek yakınlık gösteren Hüsnü Toköz ve eşine ve tasarruf bonosunu cemiyetimiz merkezine kadar getirmek zahmetinde bulunan bay Kadrl'ye teşekkürler ederiz.
* Beşiktaş Halkevinden: Hiç Türkçe bllmlyenlere mahsus Evimizde açılmış olan Türkçe kursları 29/V/1945 salı günü yapılacak İmtihanı müteakip sona erecektir, fkinci Türkçe kurslarımıza 3İ/V/1945 perşembe günü başlanacağından İsteklilerin a?e-le olarak Halkevi İdare müdürlüğüne müracaatla kayıtlarının yaptırılması
★ Şişil Halkevinden: 18/5/1845 cuma günü saat 18,30 da Halkevlmlzde Y. mühendis Ziya Arel tarafından (İktisadî malzeme savaşı) mevzuunda bir konferans verilecektir Herkes gelebilir.
DİKKAT: Bugün Matinelerden
İLAY
Memlck'ilinizin ; yazt ve resim bu- ( kınımdan «n zen- / gln, en büyük ' , mecmuasıdır. !
19 Mayıs cumar- AT ITT
I tesl günü kadın III II V
i erkek herkesin se- I 11 [
1 ve seve okuyacağı I II I / I I ı ^mecmuadır. /
* Şehir Tiyatrosu müdürlüğünden: ŞehJı Dram ve Komedi tiyatrolarının temsilleri nisan nihayetinde sona ermiştir- Bu tarihten sonra her İki tiyatroda verilen konrer ve temsiller le kuruımımuzun hiç bir ilgisi olmadığı sayın halkımıza blldirUlr.
Azerî .'■anatkârları tarafından
ARSIN MALALAN
)9 Mavi cumartesi akşamı saat 21 de
ŞEHİR TİYATROSU
Komedi kısmında
Vll.l.l !!■ ■/
İtibaren
SARAY SİNEMASINDA
Görülmemiş ve yeni iki
1 — AŞK,. VE ROMAN
DEHANIN
ZAFERİ
LINDA DARNELL ve
JOHN SHEPPERD
Amerikanın en büyük şairi ve hayatının kadını
Suare 8.45 te il
güzel filim birden:
2 — MACERA.. KORKU
DELİLER SALDIRIYOR BOR IS KAHLOFF ve PETER LORE (Mr. Motto) Seyircilerini titretecek korku ve dehşet filmi.
eİ filini birden
BUGÜN
İPEK
Sinemasında
1-SiLAHLI
2 BÜYÜK ve ÇOK GÜZEL filmi birden
HIRSIZLAR
2
Baş Rolde:
CHESTF.R MORRIS
KOVBOYUN ZAFERİ
Baş Rollerde:
LLOYD NOLAN - ANN AYARS
Amerika tarihinin en büyük
zaferi filim sanayiinin sarsılmaz şerefi... Sinema dünyasının f rakipsiz eseri olan
TÜRKÇE L
69 UNCU ALAY GEORGE BRENT - JAMES CAGNEY . PAT OBRtEN’njn I Harpten ateş, kahramanlıktan kudret toplayan en güzel I füimleri. |İ
BU AKŞAM LÂLE’de
Numaralı yerlerin lütfen önden kapatılması. Tel: 43595
Z-Kadıköy SÜREYYAMa Bu Akşam-^
; iki filim birden
JOHN GARFİELD
2 - KANATSIZ MELEKLER
VERA ZORİNA — .İLAN HALL
İlâveten en son Harb Jurnali.
TAKSİM Belediye Gazinosu
Halk Bahçesinde
BN. LİLİ ORKESTRASI
18 mayıs cuma gününden İtibaren
Her nkşanı saat 17.30 - 19.30 ve pazar günleri saat 11 - 13 e Kadar.
nuyacağını zaman ltlbarlle teablt et-meij müşküldür.
Avusturyanın asker! bir muvaffakiyeti neticesinde böyle bir harb bir,' hattâ İki sene sonra bile zuhur edebilir. Türk iyeden şimdi Almanya lehine taahhütler altına girmesi, fakat ileride bu hareketinden dolayı Rusya kendisinden İntikam, almağa kalkışacak olursa ya İniz başına kalması İstenemez. Türklyeyl Almanyaya bağlanmasının akıbetlerinden de korumamız lâzımdır.
Sadrâzam tasa bir müddet tâblri-le yedi senelik bir İttifak tasavvur etmişmiş. Fakat icabederso muahedenin general Limanın mukavelesi-le beraber 1918 nihayetinde bitmesine razı olacaktır.
Alman askeri heyeti vasıtaslle ıslahat İcrası matlup olduğuna göre! Sadrâzamın general Llman’ın faaliyetinin bir Rua taarruzu ile İnkıtaa uğramamasını İstemesi mantıkî bir taleptir.]
Başvekil Betman Holveg bu telgrafnameye 31 temmuzda şu cevabı göndermiştir:
[Muahede müddeti kabul edilmiştir. Ancak Türklyenin Rusyaya karşı müessir bir tecavüzde bulunmağa
kabiliyeti var İse muahedeyi aktedln: aksi takdirde İmzaya hacet yoktur.) Almanya ağustosun birinci günü saat on İkiyi elli İki geçe Rusyaya harb Hân ettiğini Rus hpkttmetlne tebliğinden biraz sonra saat iki buçukta İstanbul elçisi [Rusya İle harb takdirinde Türklyenin faal ve müessir bir surette müdahale edebileceğine general Llman’ın kanaati vardır. İttifakı 1918 senesine kadar ve uzatılması ihtimalini de derpiş ederek İmzaya mezunsunuz.] emrini alıyor.
Rusya İle Almanya arasında harbin resmen Hân ve zuhurundan sonra verilen bu mezuniyet üzerine İttifak muahedesi ağustosun ikinci günü sabahleyin sadrâzam Salt Halim paşa tarafından imzalanıyor ve İmzalı nüsha Almanya elçisine gönderiliyor. Elçi de İmzaladığı nüshnvı öğleden sonra Sait Hallim paşaya yollıyor ve keyfiyet! Berllne bu telgrafla ihbar ©diyor:
[İttifak muahedesi bugün öğleden sonra saat dörtte İmzalandı. Metni gönderilmek üzeredir.]
İşte neşrolunan Alman vesikalarına göre birinci cihan harbinde Osman’ı - Alman İttifakı böyle imzalandı.
8üleı/man Kdnl İrtem

İşlerimizde hesap
îklisaden ilerlemiş veya gelişmekte olan memleketlerde iş müesseslerinin kurulması kâfi görülmemekte, asıl bunlann rasyonel me fodla ra göre idaresine en büyük önem verilmektedir. Bir büyük fabrikayı kurmak, en muntazam bir binayı yapıp içine en modem makineleri yerleştirmek nispeten kolaydır. Fertlere veya devlete ait sermaye ile işta im kısmı kısa zamanda yapılır ve aslını veya resimlerini görenler? ihtişam manzarası arzeden. içinde en son terakkilerin, keşiflerin iradesi olan dev gibi maki-neler bulunan fabrikalar gurur verir.
Fakat asıl ehemmiyetli ve güç İş bundan sonra başlar. Bu fabrikaları firızasız, âzami randıman alarak, normal aşınma nispetinden fazla hiç bir makinenin aşınmamasını, bozulmamasını, tesisatın hiç bîr parçasının muattal, boş kalmamasını temin etmek, elde edilen mamûlleıin kusursuz olmasını sağlamak lâzımdır. Bütün bunlar teknisyenlerin işidir ve bu sahada da. her mevzu hakikî mütehassısına verilmek şartile, az çok tam başarı elde etmek mümkündür.
İdarenin en güç kısmı «ticarî idare» denilen saflı asıdır. İşin bu t? ra Ti, piyasa bilgisi, müstehlikin İsteklerini seziş ve süratli intibak kabiliyeti gibi unsurlara dayanır, fakat bunlann hepsinin üst tünde «hesap» rol oynar.
Şarkın en zayıf tarafı, «hesaba ve kitaba» lâyık olduğu yeri vermemektir. Yalnız umumî işlerde değil, hattâ hususî teşebbüslerde bile, el’an geniş bir takribilikle iktifa etmekteyiz.
Devletin takibettiğı kuvvetli himaye politikası ve son senelerde harb ekonomisi konjonktürü sayesinde şahsî teşebbüs ve sermaye ile de bir çok fabrikalar kuruldu; bunların bir çoklarında, sahiplerinin itiraflarile sabit olmuştur ki, tam. hattâ buna yakın maliyet hesaplan tutulmamaktadır. Halbuki sanayi işletmesinin temeli maliyet hesabıdır.
Hususî teşebbüs sahasında bu lâubalilik, bu ölçüsüzlük hâkim olunca, bir dereceye kadar ticarî ri’- niyete aykırı olarak idare eduen devlet müesseslerinde vaziyet acaba nasıldır?
Hattâ bazı bankalarımızda bile muhasebenin riyazi kaideleri dışına çıkıldığı, en büyük bir bankamızın sekiz on sene evveline kadar elindeki senetler İçin sene sonunda «reeskont» hesabı yapmadığı görüldükten, diğer bir büyük müessesenin bir ecnebi muhabirile arasındaki hesaptaki farkı, bunun menşeini aramak zahmetinden kurtulmak için, uydurma bir madde İle kapatmağa teşebbüs ettiği gibi hafiflikler veya bilgisizlikler duyulduktan sonra, bir çok devlet fabrikalarının hesap ve muhasebe teşkilâtlarının henüz çocukluk-devresinde olduğuna hükmetmek fazla kötümserlik olmaz.
Milyonlarla oymyan bazı devlet İktisadî teşekküllerinin Miçolarını bir. hattâ iki sene gecikme ile hazırladıkları, hattâ bu bilânçolann da bazan iki taraflı rakamları zorla birbirine uydurarak elde edildiği düşünülürse, hükmün menfi olması bir zaruret teşkil eder.
Sosyalizmin felsefi temeli olan, tarihin maddî hayatla, İktisat ile İzah veyp '. tıra ii mııayvani-
AYRICA Bü SAYIDA Turhan Beyden başka, Hol-lywood hangi erkekleri beğeniyor? Errol Flynn yeni karısından ayrılıyor. Akuduna! mllkAfatına kimler namzet? Susan Hayward. Hol-
lywood’dan getirttiğimi.'. imzalı huşu m resimler ra en yeni sinenin ba-
yet nazariyesi kabul edilmese bile, yükselmek İsteyen bir cemiyet, iktisadi faaliyete esaslı bir rol vermek mecburiyetindedir.
Biz de, medeniyetin mânevi, fikrî unsurlarını hattâ birinci safa geçirmekle beraber, İktisadî gelişmemize en büyük bir ehem miyet vermekteyiz Bu sahadaki ilerlemenin baş şartlarından biri, hesaba, muhasebeye lâyık olduğu yeri vermektir. îş hayatında, hattâ devletin maddî faaliyetinde her hareket bir matlup ve zimmet, bir kâr ve zarar hesabında ifadesini bulmalıdır.
Biz, hayatımızın her tezahürüne bir nevi bilanço ölçüsü tat-bik etmeği öğrenmeğe şiddetle muhtacız Kelimeler, süslü, tesirli cümleler, hitabet yerine uydurma, zorlama değil, fakat birbirini karşılıklı olarak kontrol eden kuru rakamlar geçtiği zaman şarklılıktan tamamen kurtulmuş olacağız.
Büyük komşumuz Sovyet Rusya, İktisadî hayatta hesabın, muhasebenin önemini çok İyi anlamıştır. Son günlerde elimize geçen bir kitap bize bu hükmü tereddütsüz olarak verdirmektedir. Amerika’da çıkan ve Gregorv Blenstok ve iki arkadaşı tarafından neşredilen «Management en Russian îndustry and agricul-ture» Rus endüstri ve tarımında İdare» adlı eserde, 1927 senesi başında bu memlekette «întelli-gentia» yani münevver tabakanın terkibi gösterilmektedir.
9,591.000 kişiden mürekkep olan bu zümrenin içinde agro-nomlar, zabitler, artistler, doktorlar, mühendislerin yanında en kabarık rakamlar, 822,000 lie iktisatçı ve istatistikçilere, 969 bin ile Öğretmenlere ve 1,617,000 ile defter tutanlara ve muhasebe mütehassıslarına aittir. Bütün mütehassıslar arasında en kalabalık zümreyi, altıda bir nıspeti-le. muhasebe mensuplan teşkil etmektedir.
Tarihin en geniş ölçüdeki ve en süratli kalkınmasını gerçek-leştirmiş olan bir memleketin hesabı, muhasebeyi en ehemmiyetli bir meslek olarak kabul etmiş olması sebepsiz değildir. Ancak hesaba dayanan bir idare sayesindedir ki gördüğümüz mucizeler yaratılmış ve Sovyet Rusya dünyanın ikinci sanayi memleketi olmuştur Bu eser, bütün bir çarlık devrinin çıplak bıraktığı topraklar üzerine 25 senede kurulmuştur Kuvvetli idare ve İman ancak metod ve hesapla beraber olursa bövle bir başarı elde edilebilir.
Biz de. hesabın, kupkuru, şiir-den mahrum, zimmet ve matlup, kâr ve zarar maddelerinin iş hayatında en yüksek teknik bilgiler kadar ehemmiyetli olduğunu kabul. edersek, hem devlet iktisadi teşekkülleri, hem hususî teşebbüsler şimdiki şark üslûpta d?rbeder-likten kurtulur. Yoksa en mükemmel tesirler bile, çocuk elinde otomatik tüfek gibi kalır.
Her işimiz. Asya telâkkisine uyarak söze değil, garp medeniyeti ölçülerine göre hesaba dayan m alidir.
CEVAT NİZAMÎ
1ANIMADIĞIMiZ MhŞHÜRL 4 '?:
Bir salon dolusu kadına ders veren çocuk..
Sezai, arkadaşı Abdülhak Hâmit vasıtasile kendi babasına ne rica ettirmişti?.
———-—---------—————. - - --——
1 Bir salon dolusu halayık — uEy kızlar!.. İşitiyor musunuz?.» — 10 ya- î ştndaki konferansçı — Ben tapu senedi yazmak için yaratılmadım!. — ıı Bizde ilk Maarif Nazırı ismini kim aldı?. — Zeynep hanımla Kâmil ) paşanın düğünleri için gönderilen hediyeler — Hususi vapur — Şaşıla- ! cak derecede büyük bir talih — Bebekteki yalı — Gümüş fenerler...
Konya’da bir cinayet
Kenya (Akşamı — Recep Ateş adında bir şahıs, kızını kendisine ver-mlyen Musa Tokur adında bir adamı tabanca ile öldürmüştür. A fır ceza mahkemesinde yargılanan kanttı Recep on dört yıl, sekiz ay, beş gün ağir hapis cezasına çarptırılmıştır.
Zeynep hanım konağının loş merdivenlerinden çıkarken, haremde sayısız salonlardan birinde oldukça acayip bir sahne göze çarpıyordu. Yerdeki tüylü halının üstüne sıra sıra, vanyana bir alay genç halayık dizilmişti, İçlerinde her tipte, her renkte, lıer boyda olanı vardı. Pembe beyazından, durusundan, topuklan döğen lepiska saçlısından, kara gözlüsünden, mavisinden, kuz-gunl arabına kadar... Yalnız bunlar arasında çirkinini bulamazdınız, Büyük perdeler inikti.
Bu bir salon dolusu halayık camide vaiz dinler gibi oturmuşlardı, Bunların karşısında, ayakta çıldır çıldır zekî bakışlı. 9 . 10 yaşlarında bir çocuk vardı, işte halayıkları böyle karşısına dizip de onlara küçük vaızlar, minimini konferanslar veren bu on yaşındaki çocuk Sami paşa zade Sezaiden başka kimse değildi. Elinde asla kimseye vurmak İçin kullanmadığı, süs mahiyetinde kamçısı vardı. Hemen her gün halayıkları böyle sıra sıra oturtur. va’zını verirdi.
Lâkin söylediği şeyler, konferansların mevzuları kızlan daima şaşırtırdı Zira bu parmak kadar çocuk hakikaten o devre göre pek acayip bir takım şeylerden bahsederdi. Serbes olmaktan, güneşe çıkmaktan, pencereleri örten kafeslerin mâna-sızhğmdan atıp tutardı. Ve kırk yıllık vaizler, konferansçılar gibi de her sözünün sonunda:
— Ey kızlar... işitiyor musunuz?,, diye bağırıyor ve ’küçük ayağını yere çarpıyordu. Heyecanı kızlara da sirayet ediyor, onlar da hep birden küçük kon-feransç'ya bağırarak cevap veriyorlardı:
— İşitiyoruz!.,
Anlaşılıyor kİ «hürriyet ve inkılâp aşkı» daha o yaşta iken Sami paşa zade Sezaldn ve âdeta gayri şuurl bir tarzda başlamıştır.
Bu kalem evkafta tapu senedi yazamaz’-..
Zaten sonralan bunu onun bütün hayatında göreceğiz. Meselâ pek gençliğinde; büyük bir şair olan babası Sami paşadan Lon-draya gitmek üzere izin istemişti. Ö kadar küçüktü ki Sami paşa buna razı olmadı. Bu sırada Abdülhak Hâmit, Farislsl pek kuvvetli olan Sami paşadan ders almaktaydı. Sezai Londraya gitmesine müsaade etmesi İçin arkadaşı Abdülhak Hâmit vasıtasl-Ie babasına rica ettirdi. Sami paşa yine razı olmadı.
İşte bunun üzerine Sezai babasına her cümlesi «Londraya gitmek istiyorum, zira..» diye baslıyan bir mektup yazdı.
Neşredilmemiş olan bu eski vesikayı okudum, 19 kânunuevvel 96 tarihini taşıyan bu mektupta edebiyat tarihini aydınlatacak. hiç bir yerde çıkmamış bazı malûmat görüyoruz. Mektuptan sergüzeşt muharririnin evkafta memur olarak hayata atıldığını ve vakıflar tapu senedat dairesinde çalıştığını öğreniyoruz. Babasına yazdığı «Londraya gitmek istiyorum, zira...» diye başlıyan cümlelerle dolu bu mektup şöyle bitiyor:
«Eğer bütün bunlara rağmen hâlâ muvafakat etmezseniz evkaftan İstifa edeceğim. Zira sa-nihatı flkriyenln tercümanı olmak için halkolunan Sezai’nin kalemi evkafta tapu yazamaz!.»
Sezai’nin hürriyet aşkı satırları arasında bellidir.
Bizde ilk Maarif Nazın
Memlekete, evlâtları ve torun-
ları arasında Suphi paşa Sezai, Hamdullah Suphi gibi büyük ve meşhur edebiyatçılar, ilim a damlan veren Abdürrahman Sami paşa kendi hayatını «Sergüzeşti Sami» ismile yazmağa başlamıştı. Çalışma hayatlarını tamam-lıyan garpli büyükler gibi o da hâtıralarını tesblt ediyordu, ölümünden iki sene evvel başladığı «Sergüzeşti Sami» yi ne yazık kİ tamamlıyamadı.
Yazılmış kısımlarını — ki bunlar neşredilmemiştir — okurken paşanın kendi hayatını anlattığı sırada gösterdiği samimiyete hayran olmamak kabil değildir. Bu hal tercümesine göre Sami paşa aslen Moralidir. Mustara Reşit paşa ile oradan, eski bir dostluğu vardır. Ondan önce «Mekâtibl umumiye nazırlığı» denildiği için bizde ilk «Maarif Nazırı» olan da yine Sami paşadır.
Sami paşa denilince Hkla İlk gelen isimlerden biri de muhakkak kİ Kâmil paşadır. Çok uzun zamandan beri tanışmaları vc ikisinin de edebiyata son derecede merakları dostluklarını büsbütün arttırmıştır.
Kâmil paşa - Zeynep hanım aynı zamanda o devrin en birbirine düşkün kan kocası olarak tanınmışlardı, Ve az mı badireler atlatmamışlardı?.. Onları birbirinden ayırtmak, boşatmak için az mı uğraşılmamış, tehditler edilmemişti?,.
Kâmil paşa - Zeynep hanım çifti gerek büyük servetleri ve gerek emsalsiz İyilikleri ve yaşayışları ltlbarile daima İstanbul halkının merakını, alâkasını ve
• Sami paşa zade Sezai İsviçrede
Yanındakiler hemşiresi Me lek hanını ve bir tanıdıkları
hürmetini üzerlerine çekmiştir.
Düğünleri pek şaşaalı bir tarzda Mısırda yapılmıştı. Padişah Istanbuldan tebrik için hediyelerle birlikte kendi tarafından bir zatı «Eseri Cedit, ismindeki hususî vapurla îskenderiyeye göndermişti.
Lâkin Mısır İdaresini Abbas paşa eline alınca (Kâmil - Zeynep) çifti için pek heyecanlı, günler başlamıştı. Zira onlan birbirinden ayırmak, boşatmak İçin ölümle tehdit ediyorlardı.
Yeni Mısır idaresi bu vefakâr kan kocayı birbirinden uzak tutmak için Kâmil paşayı Asvana sürmüşlerdi. Nihayet İstanbul hükümeti onlan kurtardı ve getirtti Şeyhülislâm Arif Hikmet bey nikâhlarını tazeledi. Yeniden saadete kavuştular. Zeynep hanım Sami paşaya hattâ başörtümüz çıkardı.
O kadar ihtişamlı bir hayatları vardı kİ Zeynep hanım konağının yalnız mobilyelerinin Fransa, İngiltere ve aynalarının İtalyadan getirtilmesi için 32000 altın lira harcandığı söylenir.
Evlerinin bu ihtişamına göre kan kocanın kendi üst başlan gayet sade İdi. Sandık sandık mücevherleri olan Zeynep hanımın kulağına bir tek küpe takmadığını söylerler.
Sami pasa, dostu Kâmil paşanın hayret verici talihinden daima bahsederdi. Ve bu hakîkaten Idç şaşılacak bir talihti. Kâmil paşanın gönlünden ne arzu geçse olmasıle meşhurdu.
Beş parasız ve henüz meçhul bir delikanlı iken Mısır valisi Mehmet AH paşanın kızile evlenmek arzusundan tutunuz da nelere kadar?.. Faraza bazan Sami paşa İle birlikte bir yalının önünden geçerlerken Kâmil paşa:
— Felek şu yalıyı bana verse bir şey istemem... dermiş.
Aradan bir müddet geçermiş, bir de bakarlarmış ki yalı Kâmil paşanin öz malı olmuş!.
Kâmil paşa: «Ne istese olan» insan diye tanınmış!.
Bebekteki yalıda
İşte Sezai’nin, çocukluğu devrin bu derecede enteresan çehreleri arasında geçmiştir.
Zaman zaman da anneslle birlikte — âdeta aralarında akrabalıktan fazla bir bağ olduğu İçin — Zeynep hanımın Bebekteki yalısına da giderlerdi. Buradan küçük Sezainln başının İçinde kalan hâtıralar arasında bir sürü gümüş fenerler vardı ki «Sergüzeşt müellifi» bunları son zamanlara kadar anlatırdı. İki candan dost, Sami ve Kâmil paşaların ölümleri de birer buçuk sene ara ile olmuştu...
Hikmet Feridun Es
SERBES SÜTUN
Mahkeme teşkilâtımızda tam bir i&tikrar yaratmadan, adliye sarayları inşa etmek tasavvurundan vazgeçmeliyiz
Ya.-an Arukal REŞAT KAYNAK
Akşam gazel esinin İki üç gün Önceki nüshalarından birinde, Adanada adliye sarayının yapılacağına dair satırları okuduğum zaman İçim sızladı. İnşa edilmesi kararlaştırılan, İstanbul adliye sarayının, arsasını seçmek hususunda gösterilen gayretleri düşündüm...
Arsa İçin ne münakaşalar yapılmış, ne gürültüler olmuştu. Bu münakaşaların değerini burada tartacak değilini, Arcak, İnanarak söyliyebillrlz kİ, bu tartışmaların uzamasiyle bir türlü yapılamıyan, adliye sarayının gecikmesi, mutlaka hayırlı oldu.
Meşhur yangından sonra, o zamanki teşkilâta göre bir adliye binası yapılmış olsaydı, milyonlar sarflyle meydana geleceği gayet tabi! olan bu sarayın, bugünkü teşkilâta uydurulması İçin gene yeniden İnşa edilmesi gerekecekti.
çünkü; o sıralarda, üç asliye ceza mahkemesi «rdı. Bugün sekize çıkmıştır
Evvelce alcı asliye hukuk vardı. Bugün on İkiyi bulmuştur. İki ticaret mahkemesi dörde, bir ağırceza da İki a’ cezaya yükselmiştir Sekiz yıl önceki rnniiKcme teşkilâtına uygun ve kâfi geJer adliye sarayının, sekiz yıl sonra, İki mislinden fazlaya yükselen mahkeme adedi karşısında, yet-miyeçeğl gayet tabii idi
Mahkemeler sayısını sekiz yıl içinde. bu kadar değişmiş gördükten sonra, hâlâ elimizde mahkeme teşkilâtına dair tekarrür etmiş bir plân bulunmadığına göre, sekiz yıl sonraki hal ve vaziyeti kesl5”-nlveeeöJnHz eibette kİ zaruri ve bedlhıdir
Bu düşünce’rrc. istinaf mahkemelerinin teşkiline dair bir türlü çözû-lemlyen büyük adliye meseleşl de eklenirse. adliye saraylarının şimdilik yapılmaması yolundaki taleplerin daha haklı oMııîu ır'k olarak anlaşılır.
İstlhHİ ü'a. Kurulma-
sına yahut kurulmamalına alt haklı ve gerçeğe uygun fikirler henüz tebellür etmemiş ve bu büyük adalet meselesi çözülememiştir Meseli, Adanada İnşası kabul edilen adliye sarayında, istinaf mahkemesine yer ayrılırsa ileride teşkilât kurulmazsa, binanın bu mahkemelere ayrılacak kısmı tamamlle boş kalarak ve harcanan emekler de beyhude olacaktır.
Eğer bugünkü teşkilâta göre adliye sarayını inşa etmeğe kalkar da. İstinaf teşkilâtına ait yann gerçekleşmesi pek mümkün, pek zaruri olan t: lelll meseleyi görmemezlikten gelirseniz. sulh İçin ayrı. asliye İçin ayrı ve ağırceza ile ticaret mahkemeleri İçin tamamlle başka kısımları İhtiva edecek bir İstinaf teşkilâtını bütün kalem mu»mB’M"" "■»»■eve sıs,'ı-racaksınız?..
Kısa söylemek gerekirse. ou sana-yjeşme alanında beş senelik plân yaparak bur.un müspet tesirlerini pekâlâ gördük. Neden adalet hayatımızı ve buna destek olan teşkilâtı bir plûn dahilinde tertlpllyemlyoruz? Cumhuriyet kurulduğundan İtibaren geçen (22) yıl içinde, durulmuş ve düzenlenmiş, dayanıklı, kısa fasılalarla değişmek hastalığından uzak bir mahkeme teşkilâtını kavuşmamız lâzımdı. Bunu yapamadık. Hiç olmazsa. bundan sonra adalet işlerinde muayyen devrelere ayrılmış plânların, gerçekleşmesine kentlimizi hasrederek çalışsak ve yirmi iki yıl içinde geçirdiğimiz denemelerden İbret alarak uzun ömürlü M’ "”>hkeme teşkilâtı yaratsak..
Re yol Kuynaı

4 yaşında bir sanatkâr
Karaman iAk-üam) — Ilçcmi-ze bağlı Kızıll ar köyünden Mustafa oğlu d yaşında Mehmet Kücükuğurlu henüz konuşmamaktadır. Dili söylem iyen bu
küçük çocuk el-lerllc konuşmakta »e İst ey t Merine resimde gcriil-diiğü gibi «Bağ-lamaslle» cevap vermektedir. Her duyduğu oyun millî havaları
derhal bağlamasında nok'ansız çalmaktadır.
Lokantaların zeytinyağı ihtiyaçları
Lokanta ve aşçıların zeytinyağı ihtiyacını Ticaret Bakanlığının karşılı-yacağını yasmıştık. Şelalede faaliyette bulunan bin kadar lokantacı esnafı vardır. Esnaf odası bunların listesini hazirhynxak Vilâyete göndermiştir. Lokantalara ne şekilde ve ne miktar yağ verileceği henüz, tesblt edilmemiştir.
Ticaret Bakanlığı hususi şahıslara kendi İhtiyaçları İçin istlbasl bölgelerinden zeytinyağı getirtmelerine İzin vermişti. Lokantaların da bu suretle yağlarını İstihsal bölgelerinden temin edip edemlyeceklerl Bakanlıktan »o-rulmuştur.
n Majrm 1MS
Amerikanın en eski
musiki okulu
AKŞAM
T
Yarım asırda 30,000 talebe yetiştirdi
Okulun her cins musiki aletleri, 40 piyanosu ve 100 öğretmeni vardır
İŞ ARIYANLAR
MÜHASEtrâçi _ Rusûnkû mrvou-ııl* göre koranç. mu*»n*te rtrahevine ıırının müstakil muhasebe idare ederim. eski, yeni yo» ile FranaUr*. Rantça. İtalyanca Ultrtnı Telefon: 82470. M»2 — 1
KinıiK KOTRA — 7J m«trv boy kamaralı l yatakta tenle t lAtabo re n 'krnirriJ» komple, »par ve , denize mukavim r ilkem mel vaziyette bir kotra şahlıktır Pazarlık v« malûmat için 42101 No. yn telefonla müracaat fwto -
ACTR-K SATILIK — Cihangirin en guael yerinde denize naar yedi bftyûk odalı su hnvftkOJtl »yet İyi vaziyette löo Ura kira retlrir boe teslim O*la-İAMiray UM karpsmcia Eyüp Terzihaneye müracaat___________tüfi — 1
Birleşik Amcrikanm en vaki musiki okulu Muide Bchool «rnrslnin ekim ayında ikinci yarım asarhk faaliyetine başlamış tır, 1H4 •meşinde, okuldaki U lctw «ayısı 1,200 ü bulmuştu, Bü i in Birleşik Amcrikada bu gibi W okula model teşkil ederi Muta Söhooi Scttîrmenk terastar yılı olan 1894 den beri 30.000 ta-leb cyclLşUrmişllr 1894 yılında, yeni kurulduğu vakit okula an enk 10 talebe kaydedilmişti. Okulu devam eden okurlar, umu mıyet rtlbarik vaktlle buradan Bicrun olan talebelerin «pullan teya torunlandır,
34 seneden beri okulda faall-yvtt; bulunan ta 23 seneden beri de orasını dine alınış olan Melsat Oıatfec, bu hususta şun-î.ır. M>ylcn’.lşlir- .
-OkulumuTun psyesı. talebelere mıınğlı anlatıp takdir ettirdik-»en son m muhitlerine yaymak | bakunından bir temel teşkil et-1, enektir, Kutslanmıza protagro-l, nciler ırirmrmektedir Talim ve terbiye usul um ûı, talebrterın.
meulaaUerini koruyan ve zevklerini art uran bir aUieme Mtenat etmektedir,»
Okuldan uscıun olanların bir çoğu şimdi, Birleşik Amerika'da ramiye! gtfalermckte edan belli başlı senfonik orkestralarda yer «inuşlardM-, Okuldan mezun olanlar arasında büyük konser-vat livarlara meccani olarak de ram etmek hakkın: kapananlar pik çoktur. Yine okuldan mezun olanlar arasında koznpoaitûr olan ve musiki cdcuöannda öğretmenlik yapanlar da vardır, [ Hususi bir musiki tahsiline durum lan elverişli cimiyim bütün okurlara kapılan açık olan bu okul, her «ne 300 taleben bedava okutmaktadır. Olgunlaşma çağında bulunan okurlar müstesna tutulacak olursa, umumiyet ıtebarıle okula 8-17 yaşlan arasındaki talebeler devam etmektedir. Lâkin, esas İU-barJe okula devam edenler ara sında 4 . «5 yaşına kadar öğrenciler ranL, Okula giren talebelerden bir çoğu, evvçlce hiç bir musiki talar, ta terbi yerine tâbi tutulan yanlardan, müteşekkildir.
Okulun, Anthony di Bonavrn-tura isminde 14 yaşmda gayet kabiliyeti! bir piyanist* vardır. Son musiki sraonunda Amerikanın en tanınmış orkestralarından biri olan Mew York FUAr tnomğinde piyano sSolan çalmıştır.
Bugün okul mesurJanndan 84 0. Birleşik Amerika ordu fcuv. vrtterinde hısnet görmektedir,, ! Bunlann ekserisi, ordu bandola ruu İdare etmektedirler.
Okulda muhtelif kurtlar
Mûrfk olraîa el’Tîassna rağ men. n3Ü(sse$ede bir çok kurslar vardır. Saksofon müstesna olmak üıere. bütün musiki Aletleri için gerek nazari ve gerekse kulak'* Sğrettm kurstan vardır.
olan No York
SrtUcmanİ 1944
Aynca. nota ile garkı «eylemek, solle]. tahlil, kiMitrepuan, köm porizyon, orktalrasyotı. armoni ▼e diğer dramatik sanatı w küre lan mevcuttur Piyano, ritmik dans ve dramatik sanallar hak kında küçük çocuklar İçin ayn ca kurslar vardır. Talebeler, ek
KKUIDFR MARKA - iki |WÜ dondurma dolahı İle dört ayak bus dolabı milliktir. Şi|lı AbKlrthflrrtycl caddesi No. RM1 e müracaat
MM®
— >
ACMLE SATILIK DEĞİR MFN — 5 beygirlik SImens marka rnotAr İki tA|lı üç etevatör hava ctepo.ni
ambar 2,50 meyte boyunda İpek tel kalbur, baskül yazıhaneyi havi 18.0Û0 liraya nUhkt». Azmaaltı LA« han 58'33 »083 -
4taöû LİRATA — Nigantagrada apartman. 30H» liraya Meçrutlyit cadde:inde apartman, 24000 liraya Beyt-glunda apartman Türk Emlak Bürom. Örrierübii han 103. T-l 42388 •079 - 1
2~ İŞÇİ ARIYANLAR
OPERATÖR ARANIYOR __ Bir ln-
cn İUI5W ™vı(, ! ---
aeriya haftada bir defa Alet Gw? **»’ «n*rakx
.. K(- «UfTrf. n.sarf d-r« Telrhın 444ta-
rindi' ve bir defa da naaarf dere gftnntktadirldir.
Okulun 65 kişilik bir .«mfnnlk ortcrslrnsı vardır. Ayrıca, küçük Irrdrn vücuda getirilen bir orkestra daha mevcuttur. Her pa rar günü oktıldn. 35 kişiden mfl rekkep bly koro heyeti kon* r vennektedir.
Okuldaki konser bürosu kana ille talebeler, her harta Birledik Amerika ordu hastanesindeki yaraiı ericrl edendi önektedir.
Okulda 100 öğretmen vandır, Bunlar, musiki tedrisatında lam mJuıûıuU’ Ihtitas sahibi kimselerdir. Bu öğretmenlerden 8 l. Almanya ve Avusturya’dan hic ret etmişlerdir Dramatik fanll-yet, Madmn Stelll Riehard Hur lineer taralından idare eüü-Madam Hurllngtı mil-
IFI1K ROYAI1ANTSİ — Eşya ve lakunUri mtılık. dükkanı kiralık mûradaat - Bakırköy Yenimahalle On Tunmuş çn(idesi No. Ö MKJ3 —
SATILIK GENİŞ ARDALAR — Dendikte UtAsynnda ve hat boyunda taklitle de Terdir. Müracaat Pendik!» Stadvom vokak No 62 Şev» Atasayan »1« - 1
20044 — Osman beyde apartman, 13500 liraya An karada ffJ5 metre arsa. 18 bLn liraya Buyutadada arsa. Türk EmİMi Bûroıu. ömerkbıt ban 123. Tel 8040 — 1
T İMİK ÇALIŞKAN GENÇ BIK BAYAN = Muayenehane tein aranmak -lııdır. ücret dolgundur. Sirkeci H*-BiKl yv caddesi pr ateh met Ali Aksoy m(ır*ouw her gün saat uluda ww
— 1
I YAŞINDA IUR ÇDCVKLA — iki büyükten ibaret 3 kLyilik İçtimai mevki sahibi Ur ailenin or Ltfcrtnl görmek ve tvl İdare etmtk üzerv Ur bayana ihtiyaç vardır İst ektilerin 448CT telefon mı martsın dun Rıfat Ergani ammalnn. MX!7 — t
SATILIK ARSA — Meckuyeköyûn-de tramvaya yakın, imar plânına göre şerefli variyette. dört yol aŞrında. 011 M2> arsa ftSOO liraya acele satılıkta tDenejt Emlâk*?) m'Iraca* t. Galata. Rıhtım caddesi Keten Hüseyin han No 2. Telefon 43840.
9035 —
SATILIK AFARTMAN — TtHvlki-V'-de 4 daireli wne(te 1000 Ur» karnini kiralı yirmi Hn Ura. ipotekli M bin. İter irin » - II e kadar teKfata 2327». 9021 -
SAT1IJK EV Kadıköy Cevtaiık Ah ter R No 1( 9 od* havugan, elektrik. terkm. sarnıç v« kuyu. Suarflyı Arayel No. 40ft 2 yt müracâat
W27 _ 9
BOSTANCIDA — Kûçükyalıda asfalt ûıtim ete biri T ötekisi 0c odab kumm ecr*b konforlu Mefmlu fkl kr'nk kiralıktır îrtnd*kDwv müracaat tetefan 52-243 — »
YEŞİLKÖY DE ŞAHLIK YENİ KÖŞK — içi. di?» boya. 5 uda, 2 M,4a. gemi bahçe, kteriilyatı tM rak derhal teslim. I-lajyuna i, denire s dakika aMafede. Halkalı caddesi 19- Telefon 23Ö2 öânn** için » No_____________________________tali — 1
SATILIK AKSA — Oaiata Ar&bea-mlindc Dnffr» «e kakta hilen ■rdlr' olan 10 numaralı Kİ metre tnvrabbn-inda ana. Büyük pcatahane tutaannete Türkiye han ikinci kat. Avukat İhsan MokfailS müracaat. »70 - I
12444 LİRAYA - Beyothıntf* Tü-nri civarında tstiklll raddesini gören. 1 dükkinh. 4 daireli, üçer dörder odalı. IraUl. 2 dairesi boş testim, apartman satılıktır roeney Bnlkk'e) mü-racaai. Galata Rıh t Un caddesi Kefeli Ruvrytn han 2 Telefon 43840
9034
KİRALIK KAT — Erenköy Ehlem Efendi caddesinde büyük ve bol çamlı bahçe İçinde bütün konfora hart ayrıca telrf-n-a bulunan bir köşk katı yaz m evrimi İçin kiralıkta Tafsili t için 52 87 ye müracaat. »015 — 1
inektedir vaktile Viyana da tiyatro durluiû yapmakta kü.
Ailelerle işbirliği
Okulun içtimai programmda. akraba w aileler arasında muri kj dersi almak isteyenler için de ' hr tiresi brr fan üret mevruttur. 1 Oku:, taiebeiere iş bulmak huşu sunda da yardım etmektedir Yaan talebeler kamplara götü rillmekte ta m unla» m an sıhhi . durumları ftfaden geçirihnektr- ■ dlr
Okulun aynca bir ebeveynler birliği vardır. Azası 113 ye baliğ | olan bu ebeveynler birliği ayda ı bir defa toplanarak, savaş yar drm noerteleri Iç+n her türlü gi- ( yoeek temin etmektedir. Geçen yıl birlik, ayrıca 1.500 dolar toplamış ta bu para da müsabaka , İle Tntvcanl talebe okutmak İçin ■ hasredilen teberrulara ilâve edilmiştir
Musiki okulunda 40 piyango vuudır, Aynca, bir musiki Aleti , ■atin alamayacak kadar yoksul ; cilan çocuklara ödünç vermek i ûaerr mektepte musik: AleUeri mevcuttur. Okulun kıtabevi de ■ ehemmiyetEdlr Burada, 8,000 musiki paryası ve İ.500 nota var ■ dır. Okulda, pazartesiden eumar- : trsiye kadar her 3 gün sabah saat, 9 dân gece 10 a kadar tedrisata devam edilmektedir,


Göe Mütehaaaıai
Doktor Cemil Görür
SUMERBANK
İplik ve dokuma fabrikalaıiT müeutsesi
Bakırköy bez fabrikası müdürlüğünden:
1 — Fkbritamjeda btntaüç olan tahaunl srîkıarian hlzalannda gfu>ı rflen hardakkr a^k orttem* «arvUle saüliiakur
13 5 X5
>
3W Ad. 3ı » Ad.
500 ıwc

7 ürk Hava Kurumu Genel Merkezinden
Tur* Hara Koromc Oadtriı Haaırtema
taytı w tabniftne bariaBsuscr. Bu ytf ert* _ __________
tekk atasiter Hava Karma »tarifrlaıtaı kayıt ta tabiri mrtûnru (5*rene-
. rta Sev:'.«etıer. yei 3s*or*û*n H-ra Ksn-zma vubeteriB.?*-! c4-merta ta w. v pitaÇr ve parafe Hn',-™ - - - -
pem.efc talyenferttt
tafrtcefc
««scteırdtn
ıSMIK
MAlCtMtST ARANIYOR — DenLs metörtade «atamak Ürere makiniste ihtiyaç rarrftr Taliplerin Ehdılrtrl T A. Ş Ayırrfendi caddeni İmar han* mûritfaatbui-90(S -
CAĞALOC-LCMÜN F> tTt TERİNDE— Hastane, mektep, yurt, a partim an r Ubitecek 32» M- K üzerinde 40 odalı lld ahşap köşk şahlıktır B-yo0u. Büyük Parmaktapt W(xu: No. 4. kal X Sühutet Endik BÛro'nna Tel: Z arif ösaJp’a m.iraca?.’
M3« —

0 - SATILIK
EŞYA
SATILIK STİL ENDAM ATMASI — Stil ayaklı bir endim a > naşı satılık-tu, Tetefon 319ta No y* mûracak 8OM
■OCA21Ç1NDE KİRALIK TALİ -Ten'k-'yde. nhtomı k-ruHahte ait bir yata hemen ktrabkt - MJ57 y» telefon «040 -
ŞİŞLİ — Abldelhürriyrt raddesi 55/1 Nc U konforlu bir dü*klr. devren satılıktır. Dökkina müracaat
PARA — Sağlam ter gelir garanti verllettk bir sene müddetle tataitl» ödenmek îortile 8 - 19 bin Ura aranı-yor. Tekliflerin âcete .Borç» rünsu-nnı yaznuüart________________W73 ~ *

SATUJK ET OSSS) LİKAYA — Üskddar Sulun tepe töc( taa büyük bir bahçe içinde ajti ayn üç BMken BahçVİUpt H'jcildu rrO’anta-o «ahıhı-ne müracaat. 9C7g — 3
BEBEĞİN EN GtZEL YERİN DF. — Öç buçuk odalı çenlj balkonlu, verandan. telefonlu yx'3 »partımar. ta-tayla; BeVaaL UMI. Maçta ŞtşMe-U be* odalı apartımfui kalını. ev takiplerinin mu raf »katiyle değişmek Lfteyrnlerln 'Bebek caddesi 1«) a müracaattan TvRfcn: «!«
9043
BEYOĞLVNUA — Tarlabosı caddesinde biz baktateye dutkJLmnda evvelce bu frte rrtetrul clmnş Wt ortak arannor. Eminönü - Kömürcü soku N« » da T*iti Salih, müracaat.
4CM — 3
İNGİLİZCE DERSİ — Tecrübeli genç Mr bayan saat, biçtir, kaydoî-tnaksnm, tekili edflnı «at*. ««« ’r‘ ya yruplar* den.rarir P kutum 21» IstanbuL
FATİH. AKSARAY. RETOÜLC. BO-öAJriÇi — âcmlkrinde ev, ana, aport.iLacu clup da ntmak L’teyecle-rtn Sirkeci Ar.kar* caddesinde M ka-
pl Ma
ya mûrdcaatlan Tel: 3335
KM
— t
•£53
8P14
— 1
Muht İt
bıiû-
KİR ILIK
Birden 7 ye tadar
t-dab nwW« Menfurlu apar’.man tat-
lan müracaat trtlklAl caddesi Gaz'
şirketi tartışmışa 54 2 nida EznlAt
telefon 43376
9071
ACELE SATILIK EV ARANIYOR —
Kadıtay. Istanfial. Şiş'
mûsraku m katlı satjük
' Şia'da

•aıtr TalsHÜUa nıUn Caiata Fosta
katıuu. 1329 a Titr.lmrvn
nss

BEYAZIT — Üniversite caddesinin
lüks te en işlek ıtriyat ve tar-
Orava C' -minatacia kân.İr er Ve ta-lye devral satılıktır Te-
Tel tefa
23441 nı
müracUL
K77 —1| MW — 1
■HAŞAN FARE ZEHİPİ
Bahlfe 8
KİLOLAR
tabletler gibi erir.
[
İstanbul Belediyesi İlânları
İlk teminatı
Tahmin bedeli
IL
Igf
Zayi — Tıp fakültesinden aldığım hüviyeti kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Vehbi özen No. 4580
Lütfen rehberinizde düzeltiniz»
Sünnet mevsimi başladı.
ADRES: BEŞİKTAŞ ERİP APAR T İMANI Ev telefonu: 81773
Fenni Sünnetçi EMİN FİDAN
84395 tir.

ADA PALAS
Otel ve Banyosu
Bir çok yeniliklerle açıldığını sayın müşterilerimize bildiririz.
Bursa Çekirge Tel: 17
E İle Kandilli arasında ■■
içeli Yalı 1
evslml için kiralıktır.
Tel: 20376.
İstanbul Asliye 8 inci Hukuk Yargıçlığından: 943/9
Beyoğlu Ayaspaşa Rizabey sokak Elacibey apartıman 2 No. hı dairemde ikamet ve Beyoğlu Tünel pasaj to. 3 de icrayı sanat eyleyen Yahya Bener her İki adresi terk He semti pıeçhule gitmiş bulunduğu tebliğ memurunun meşruhatından anlaşılmış ve 22. 6. 945 gün ve 943/9 sayı ile 3000 lira alacağının temini İçin Kııt-frl Akkan tarafından İstihsal edilmiş ûian haciz kararı zımnında teminat Olarak yatırmış olduğu 300 liranın Jadesl hakkında 23. 9. 943 günlü İstida tebliğ edilememiş olduğundan mahkeme divanhanesine talik falınmış bulunmakla usulün 141 İnci maddesi mucibince tebliğ makamına kaini olmak üzere 15 gtln müddetle Hâilen tebliğ olunur. (6528)
İstanbul Milli Korunma Savcılığından İlâm: 945/803
Faturasız mal satmak suretti e Milli Korunma kanununa muhalefetten iuçlu İst. Sultanhamamında Camcı-başı hanı 39 No. da çalışır Avram oğ-İu 1329 doğumlu Nesim Masan hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (1) No. İl MIHI Korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonun-İd; Suçlunun sabit- görülen fiilinden (olayı hareketine uyan Milli Korunana K. nun muaddel 31-4, 89-5, 63 üncü maddelerine tevfikan elli lira ağır para cezasile tecziyesine, bir hafta fnüddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve bu müddet zarfında ticaretten menine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden Verilen 4/8/944 tarih te 44/844 Sayılı karar katileşmekie ilân olunur. Akşam gazeteslle neşrolunacaktır.
(8497ı

KAUYD.KARBON
Bulana “100,, lira ■»
Bu pazartesi günü 81rkecl tramvay durağında ikinci mevki arabayla Beyazıda gitmek üzere bindikten sonra kolumdaki ortası nal ve etrafında üçer çül yapraklı elmaa bileziğimi düşürdüm. Bulup getirene yüz lira mükâfat verilecektir. Taksim bahçesi karşısında beler apartıman fTll e müracaat.
Kabinenin yeni Telefon numarası
FAR HAŞAN FARE ZEHİRI

O .Ava.,

*

İMAR BANKASI
KURULUŞ TARİHİ, 1928
Tamamen ödenmiş sermayesi : 1.000.000 TL.
İhtiyat akçesi : 184-837 TL-
İstanbul Yenlpostaııe arkası. Aşlrefendl Cad. İmar han No. 35 - 37 Telgraf adresi: İSTANBUL İMAR — Telefon: 24527 - 24528
Her türlü banka muameleleri yapar, Demiryolu. Şose, Köprü, Binalar inşası İçin şirketler kurar, İnşaat müteahhitlerini finanse eder. Ticari muamelelerde bulunur.
Mevduata verilen yıllık faizler:
Ankara Belediyesinden :
1 — On beş gün müddetle ve kapalı zarf usulde iki adet seyyar mazotla işler motopomp gurubu satın alınacaktır,
2 — Muhammen bedeli «35,200» liradır.
3 — Teminatı «2,640» liradır,
4 — Teminat Su İşleri veznesine yaptırılacaktır,
5 — Bunun 29/5/945 Sah günü saat 11 de talibine ihalesi mukarrer bulunduğundan şartnamesini görmek isteyenlerin her gıın encümen kalemine müracaatları ve isteklilerin de 2490 numaralı kanunun 32 inci maddesi sarahati veçhile tanzim edecekleri teklif mektuplarını İhale günü olan 29/5/945 Salı günü saat Ona kadar Belediye dairesinde müteşekkil encümene vermeleri
(6336)
Türk Gümrük Komisyoncuları İstanbul Birliği
Senelik kongresi 14. 5. 945 gününde yapılması mukarrer iken ekseriyet olmadığından 31. 5. 945 tarihine rastlayan perşembe gününe talik edilmiştir, sözü edilen günde arkadaşların saat 17 de Birlik merkezine gelmeleri rica olunur.
ı— YEŞİL OT SATIŞI
Üsküdar Karacaahmet şehitlik ve mezarlığı duvarları
I bulunan bu senenin yeşil otları satılacağından İsteyenlerin__
I pazar günü sabah saat 10.30 da Üsküdarda İmraborda: (Karacaah-■ met mezarlığı ve şehitliğini güzelleştirme cemiyetine) gelmeleri ilân olunur.
İstanbul Defterdarlığından:
(SATILIK SAÇ)
Dosya No.
Cinsi
dahilinde
20 mayıs
Kıymeti Teminatı Lira* r Lira
51300.171 Meydancık, Alâlemcl Han 3 No. da Abdül-) kadir Çığın ardiyesinde beher kilosu 90 ku-) ru§ muhammen bedelli tahminen 1000 adet, ) 8000 kilo 1x2 metre eb’ad nda ve 0,50 m m) kalınlığında saçlar. ) 7200
51300/163 Mahmutpaşada Büyük Çorapçı han 11 No.-) da Yüncü Ahmet Kara’da bulunan metresi ) 140 kuruştan 26 topta 1300 metre Grlzet. ) metresi 115 kuruştan 6 topta 180 metre D1-) yagonal ve metresi 80 kuruştan 5 topta 150 ) . metre renkli patis. - ) 2147
Yukardakl eşya 28-'5'945 pazartesi saat 15,30 da Milli Emlâk lüğündeki komisyonda kapalı zarfla satılacaktır.
isteklilerin 2490 sayılı kanuna uygun olarak hazırlanmış teklif mektuplarım İhale günü saat 14.30 a kadar komisyon Başkanlığına vermeleri Fazla bilgi İçin sözü geçen müdürlüğe başvurmaları. 6092»
540
162 Müdür-
Kqç| 18 MUHTELİF RENHTE UULUNRN
CHPOMEKTO 5RC EOVRSINI ECZRNE .PRRFüMERı MRGRZfllRRINDHN RRRVINIZ. ' -
2280,00
604,73
333.10
111.00
45.35
Hoselü hastanesi İçin lüzumu olan gaz hidrofil ve eczanın alınması.
Eyüp İlçesi Daimi Tamirat İşleri İçin 240 metre mikâbı taş alınması. Mezarlıklar Müdürlüğüne alt İki arabanın tamiri İçin alınacak malzeme, miktarları yukarıda yazılı işler ayrı
Tahmin bedelleri İle ilk teminat _ ...
ayrı açık eksiltmeye konulmuştur. Şartnameleri Zabıt ve Muamelât Müdürlüğü kaleminde görülebilir. İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektupları ve şartname gereğince aranılacak diğer belgelerile 28 5 945 pazartesi giinii saat 14 de Daimi Ençümende bulunmaları lüzumu ilân olunur.
I «6352»
*
Belediye malı binalarla tahakkuk ve tahsil şubeleri İçin lüzumu olan temizlik malzemesinin satın alınması açık eksiltmeye konulmuştur. İhaleleri 28/5'945 pazartesi günü saat 14 de Daimi Encümende yapılacaktır. Tahmin bedeli 1102 lira 70 kuruş ve İlk teminatı 89 l\ra 45 kuruştur. Şartnamesi Zabıt ve Muamelât Müdürlüğü kaleminde görülebLllr. İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektupları ve şartname gereğince İbrazı lâzım gelen diğer belgelerlle ihale günü saat 14 de Daimi Encümende bulunmaları lüzumu İlân olunur. «0313»
İstanbul bölgesi sıtma mücadele Başkanlığından:
Bölgemiz İhtiyacı için yeni - hangi cins ve marka olursa olsun (7) ya-a makinesi İle 100 adet varil alınacak, amelelerimiz İçin de 220 takım U elbisesi yaptırılacaktır.
Şartlanma kâğıdı ve örnek her gün görülebilir.
Tüfeklilerin hemen bölge kalemine müracaat etmeleri 4707 numaralı kanun hükümleri dahilinde pazarlık için de 18/5/945 cuma günü saat 10 da Kadıköy Moda caddesi 01 numarada bulunmaları İlân olunur. n6456.
İSTANBUL DEFTERDARLIĞINDAN
Sıra No. Adı ve Soyadı
İsı
Ticaretgâh adresi
Matrah Kazanç F, Zam buhran Ceza Senesi İhbarname No.
Ali Katırcı Oğlu Kundura tamiri Necati bey 170 180.00 17.56 8.78 3 51 941 32/25
Kasım öztürk Kun. Eski ve kavaf > . 270 90.00 8.09 2.02 1.92 » 26/14
Mahmut Kemal Yılma İçkili lokanta Yemişçi Haşan 11 6600.00 27,04 13.52 5.41 6.90 38/21
Osman Açıl Kahve Mebus an 138 10.800 16.77 8.38 3.35 — > 38/39
Ahmet Çelikel Manav Mebusan yok. 32 36.00 3.43 1.71 069 0 87 38/40
Temel Aydın Yorgancı Mebusan yok. 34 24.00 5.70 2.85 1.14 1.45 38/41
Yaşar Korkmaa Kundura tamiri Boğazkesen 18 75.00 10.36 5.18 2.07 2.64 38/47
Llgor Katroço Kasap » 26 108.00 13.39 8,69 2 88 3.41 > 38/48
Cahit Can er Kund. tamircisi ve kira He bisiklet. Güneşli 28'1 135.00 14.42 3.00 2.88 3.18 » 39/5
Z. Zalklnds Ve HalmU Çorap ve fanilâ Havyar han İçi 58 - 1/1 36.00 ' 3.51 1.75 0.70 0.89 » 39/13
Sal m Kıran Kahvehane Akçe 4 - 6/8 90.00 15.62 7.81 3.12 3.98 > 39/25
Klmeş Anopyas Kahveci Gümüş han S 37.50 11.97 9.99 239 3.05 » 39/34
Oûstav Hofman Elektrik ve motör tamir v« tas. Mumhane 33 13200 19.80 9.90 3.98 » 39/37
Jrayir Apak Bilet ve nak. Sim. Bosfor han 1/2 24.66 » 40/25
Hüseyin Özgü leşçi İçkili gazino Necati bey 436/1 115 00 1531 7.65 3.06 > 39/7
■ ■ İçkili gazino » * 135,00 2.99 1.50 0.59 » 39/8
Mehmet çırpan Tavukçu Derici 22-24 —■ — 10.13 — > 39/30
Esat ve Koço Kahveci K. Keş 133 24000 50.63 25.31 10.13 » 39/41
Şiıkrü Tarmangll Manav Necati bey 842 50.00 1.28 40/45
Rıfat M uslu Kahveci Çıracı 11 45.00 2.45 1.22 0.49 38/45
Ali Kahraman ve Haşan Radar Kahveci Karantina 2 45.00 15.14 7.57 3.03 41/1
Maahar Masan Mühür Biraderle» Hırdavat T. Gümrük 13 480.00 85.69 32.84 13.14 • 40/48
Haşan Nuri Met* Kasa Tlc. ve nak. AcOntan Bosfor han 1/8 84.25 37.91 18.95 7.58 9.67 » 39/43
Çakar Yazar oğlu Ûlimrük Komla. çan akçıl han 5/7 7.81 2.34 1.17 0.47 > 40/31
Emin Pozan Mantar imalât. Hoca Thaln 70 225.00 0.49 0.24 0,10 » 40/7
Hüseyin Gülay Berber A. Paşa medresesi 28 60.00 0.46 0.28 0.09 0.12 > 39/33
Osman Tur Kalaycı Beytülmalcl 24 72.00 9.07 4.63 1.81 231 »• 39/23
Marya Oreta Kuyumcu Karadut 34 72.00 1083 5.41 2.17 2.78 » 39 '03
Veysl özdemlr Dilet K. Ali Meâc. 37 45.00 18.63 9.26 3.71 4.72 » 39/p
Artln Tarkan Ayakta bira Necati bey 334 48.00 5 84 1.48 1.17 > 40/43
Muammer Demir Kurt Demir TİO. Fransij htyp çık. 8 84.00 36.87 18.43 7.37 40/13
» »a Demir Tlc. ■ ■ • 90.00 30 98 15.48 8 18 7,89 t 40/16
Yorgl Kostantoplo Mezeci ve kartpostal tay. blL Necati bey 166 20.28 » 40/41
Sava amboğlu Bakkal ve kahv. • » 68 107.00 26.75 13.37 8.35 » 40/39
Yusuf Aklş kal Ses mecm. İdare. K. Keş 101 00.00 1041 8.20 2.08 3.68 » 40/35
Mehmet AkLskall Emanetçi > 101 81.68 28.59 14.29 3-72 7.29 aî 39/40
DtmJtro oğlu Hrlsto varislerine Güneşli 34 Kundura tamiri 04.00 14 59 3.65 2 92 3.17 » 39/8
bildirmemi* ve tebellüğ* salahiyetli bir kimse göster-
Tophane maliye şubesi mükelleflerinden yukarıda adı, İşi, ve tlcaretgâlı adresi yazılı şahıslar terki ticaretle yeni adreslerini ~i UUUiiSi bh kluuc
nıenılş ve yapılan araştırmada da bulunamamış olduklarından hizalarında gösterileli yıllara alt kazanç ve buhran vergilerini ve lamlarını havi ihbarnamelerin bizzat kendilerine tebliği mümkün olamamıştır. Keyfiyet 3692 8. lı kanunun 10 ve 11 inci maddelerine tevfikan tebliğ yerine geçmek üzere İlân olunur. (65341
DIŞ TABİBİ BEDRİ GÜRSOY
Kadıköy: Aitıyol, Tel. 60832 - , go833
Ticarethaneye memur aranıyor
Türk tebaası, İngilizceye orta, fransızca ve Türkçeye çok İyi vakıf, yaa makinesi, tüccarı muhabere, büro ve piyasa İşlerine hakklle vakıf tecrübeli İlse mezunu aranıyor. I. L. Ş. rumuzu İle posta kutusu 176 ya müra-cc ıt.
Zayi — İstanbul Emniyet Sandığı Kadıköy şubesine 8619 hesap numara-slle tevdi eylemiş olduğum para İçin kullandığım tablk mührümü zayi ettim. Yenisini yaptıracağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Kadıköy Kurbagahdert Kâmllefen-dl sokak 23 No. da İsmail km Bedlrha özdalgıç
Zayi — Tıp fakültesinden aldığım hüviyeti kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
No. 4695 M. Sıtkı Özkan
Kadıköy İkinci sulh hukuk mahkemesinden:
Kadıköy Cafer ağ a mahallesi Moda caddesi 268 No. da İkamet eden Fran-clsko kızı Klrtiid’ln hacriyle Kadıköy Mühürdar caddesi 131 Nq. da İkamet eden Jozef Rlgodyasın vasi tayin edilmiş bulunduğu yayınlanır.
«8473»
Zayi — Fener nüfua İdaresinden almış olduğum nüfus hüviyet cüzdanımı zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü olmadığı İlân olunur.
Mehmet oğlu 1323 Canip Şendll

Comments (0)