17 Ocak 1950 — Salı
StYASİ İKTİSADİ
Say» 48 — 10 ,z
•TUŞ
k
A
1
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8
Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abono: Türkiye için seneliği 32. altı aylığı 17« üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
Telefon: 44756 - 44757 Sant.al
Telgraf Adresi- Hetlo. İstanbul
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden: HABİB EDİB TÖREHAN
İlânla r: 6 not sayfaua santimet resi 2 liradır. İlânlardan hiç bir mes'ulıyet kabul edilmez.
İÇ ve DIŞ
POLİTİKA
--- 16/1/1930 ~
Çin, yol ağzında...
CZ^OVYET Rusya, geçen hafta —' içinde, eski Çin delegesini kaldırarak, yerine Mao-Tse-Tung’un delegesini oturtmak için Birleşmiş Milletlerin Emniyet Konseyinde iki defa şiddetli taarruza geçmiş ve bunun tesirini arttırmak üzere de mûtat “kapıyı arkasına vurarak, içtima salonunu terketme’’ sahnesini tekrarlamıştır.
Bu esnada Mao-Tse-Tung, Mos-kovadadır. Ve bütün mesele, Çinin yeni liderine, Moskovanın teşebbüsü ile “Beş Büyükler" arasına girebileceğini ispat etmekten ibarettir. Hattâ, müstacelin bundan ibarettir. Çünkü yeni Çini, o her zamanki uzak görüşiyle, İngiltere, hem kendi karargâhının bütün itiraz ve hattâ tehditlerine rağmen tanımakta, hem de, ikna edebildiklerini tanımaya teşvik etmektedir.
Binaenaleyh, acele etmek lâzımdır. Aksi takdirde yeni Cin idaresi, Birleşmiş Milletlerle Emniyet Konseyindeki mevkiini, Moskovaya değil, İngiltere ve dostlarına medyun olacaktır.
Acele etmek lâzımdır, zira, Çini zaptederken, arkasını Moskovaya dayayan Mao-Tse-Tung, şerefiyle mütenasip bir şekilde dünyadaki yerini almak isterse, İngiltere ile ötekilerin kollarına girebilecektir. Ayrıca;. Rusya için pek öyle değildir ve bu memleket öteden beri, dünya ile olan tam teması ancak cihan harbinden cihan harbine tesis etmekle yetinmiştir ama, Çin için, hayat kaidesi bu değildir. Çin. kendi içine kapandı mı, nefes alamaz. Şu halde, dışarı ile olan bir teması mutlaka arayacaktır.
İşte bu tehlikeyi de sezinerek, Moskova. Çinin yeni liderini dünyaya takdim etmek vazifesini behemehal kendi üzerine almak kararındadır. Bu takdim işi, bittabi, Moskova teşrifat kaidelerine göre cereyan edecektir.
Bütün bunlar, Mao-Tse-Tung’-un Moskova ziyaretini olduğu kadar, bunun neden böyle bu kadar devam ettiğini de izah eylemektedir. O kadar ki, Çinin yeni lideri acaba bir tutak olarak mı. yoksa hareketlerine hâkim bir adam olarak mı, Moskovada ikamet eylemektedir suali, yerinde-dir.
Meselelere, karşı tarafın göziyle bakınca, şunu görüyoruz : İngiltere, refakatine daha başka devletleri de alarak, yeni Çin idaresini tanımıştır. Bu saj'ede, ta-nımıyanlar adına, bir nevi müzakereci ve elçi durumundadır. Bu .müzakerelerin yapılması ve neticelenmesi lâzımdır ki, tanıma sırası. Amerika başta olmak üzere, herkese gelsin. Çünkü Amerika, böyle bir şeyin pekâlâ kabil olduğunu, Çan-Kay-Şek grupu ile Formoza adasına karşı takındığı tavır ile, gereği gibi ima etmiştir.
Şu halde, yeni Çin idaresi, iki noktayı öğrenmiş bulunuyor: birincisi. Moskovanın tek taraflı teşebbüsiyle Birleşmiş Milletlerdeki büyük mevkiini alamıyaca-ğı; İkincisi de, ötekilerle eğer anlaşacak olursa, bu mevkii pek âlâ alabileceği.
Karan Çin verecektir, deyip geçemeyiz. Fakat Çin, ya Mos-kovayı tepip bu tarafa geçecektir, yahut Moskovayı da beraberinde sürükliyerek. Birleşmiş Milletlerin yolunu. Birleşmiş Milletlerin zihniyetiyle bulacaktır, diyebiliriz. Çünkü bu ikisinden biri olmazsa, ancak üçüncü ihtimal kalır. Bu ise, şimdiye kadar her müstevliyi temsil edebilmiş olan Çinin. Moskovanın ideolojik bir r otemlekesi olmak yolundan, I tek ve muazzam settlement haline gelmesidir.
★ ( ★★★
Devlet iktisadi Teşekkülleri Genel Kurulu toplandı Ankara, 16 (Humuhİ mü)ıablrln.İz-den) — Dcv>f lkttandl külle-
ri Genel Kurulu» bugün hihiî JO »İn B M Merih ı hiıtuphun* «inde I evlat Bakanı Cemil Hali Hartasın hf»jjknnh£in*'rı toplana n«h Toprak Mahsulleri Cftalnin Shmerbunk İplik ve Dokumu Fııhrikaln rlyle 1>«tİ vc Kundura Sanayii» Türkiye Bakır tşletmelorj ve Kıçtburİu Kükürtler! İnle ın^ıl nıüvNt«cdi.d( rınin 1916 yıh olla ııçotafinn nit muıı mele ve hrah ptarıot in* eleyen beş ko-miflVon rarorunn müzakere ve kabul et m İğ v h-.
Acheson, Adenauer ve Heuss’lc borater
Adenauer’in beyanatı
Saar meselesi ancak
plebisitle halledilebilir
Batı Almanya Başbakanı diyor ki : Sovyetler tarafından alınan toprakları istediğimiz gibi, Saar bölgesinin de iadesini istiyoruz
Londra, 16 (YIRS) — Batı Alman-
ya Hükümetinin Saar meselesine dair görüşünü açıklayan Başbakan A-denatıer demiştir ki:
“— Fransa Dışişleri Bakanı Mr. Schııman ile geçen konuşmalarımız, dürüstlük ve samimiyet havası içerisinde yapıldı. Almanya ve Fransa a-rasında bir anlaşmayı müşkülleştiren meseleler, milli görüşlerle değil fakat bir Avrupa zihniyetiyle mütalâa edilmelidir.
“Saar meselesi, ancak bir plebisitle halledilebilir.,,
Saar’ın koparriması
Londra, 16 (YTRS) — Batı Almanya Başbakanı Adenauer, Saar meselesi için hükümetinin noktai nazarını açıklamıştır. Adenauer demiştiı; ki:
"Saar’ı Almanyadan koparmak halk arasında bir infiali mucip olacaktır. Oder-Neisse gerisinde kalan ve Sovyetler taralından alınan toprakların iadesini istediğimiz gibi Saar bölgesinin de iadesini istiyoruz.,,
Adenauer. Saar bölgesindeki kömür ocaklarının 50 yıl müddetle Fransaya kiralanamıyacagını belirtmiştir.
Wiesbaden, 16 A.A. (AFP) — Batı Almanya, iki milliyetçi par!i başkanlar! tarafından Başbakan Ade-nauere çekilen telgrafta şöyle denilmektedir:
“Alman Milleti adına söz söylemek mecburiyetinde bulunduklarına InHn-
r--f • - - y
Kıral Faruk’un bir nutku ile
Mısır Parlamentosu merasimle açıldı
Nahas Paşa, İngiliz kuvvetlerinin Mısır topraklarından çekilmesi için Vafd Partisinin elinden gelen gayretleri sarfedeceğini söyledi
Londra» 16 (YİRSl — Mısır Par-
lâ men tosu bugün merasimle açılmış ve Kıral Faruk’un ııııtku. Başbakan Nahas Paşa tarafından okunmuştur. Kıral Faruk nutkunda ezcümle şunları belirtmiştir:
1 — Mısır topraklat undan lngilizle-rin çekilmesi (Bu hususta 1946 yılında müzakereler başlamışken, inkıtaa uğramıştır)
2 — Filisi inde ergeç bir Arap ıda-
Amerika - İngiltere silâh sevkıyatı için anlaştılar
Savunma plânına dahil sekiz memleketle ha Ha başında anlaşmalar imzalanacak
Montreal, 17 (YİRS) — VVushlng-torı’dan gelen haberlere nazaran. Ame rikn ile Atlantik Psku Savunma Plâna mensup diğer sekiz devlet arasında silâh sevkıyatı hususunda^, akte-d ilecek iki taraflı anıtlaşmalar önümüzdeki haftanın başına kadar ta-nıamlanmış olacak ve imza edilecektir.
Diğer taraftan aynı kaynaklardan gelen haberlere nazaran, evvelce A-ınorlka ile İngiltere arasında bazı şartlar hakkında ortaya çıkan anlaşmazlıklar tamamiylc izale edilmiştir ve bu iki memleket arasında (la and-1 aşman ın imzalanmasına arlık mâni kalmamıştır.

dıgımız, Reich Sosyalist Partisi ve Almanya Milli Demokrat Partisi, Federal Alman Hükümetinin, Almanların Alman Saar bölgesi Üzerindeki haklarını tok taraflı olarak terket-mek tasavvurunu protesto ederler.,, Telgraf şöyle devam etmektedir: Bu hakları terkedefek olanlar, bundan sonra Alman Milleti adına hareketten kendilerini menetmiş olacaklardır...
Schııman Berlinde
Berlin. 16 A.X? ıVniVed* Press' — Batı Almanyadan Berline gelen Fransız Dışişleri Bakanı Françols riobert Schııman. Berlin Belediye Reis Muavini Ferdinand Friedensburg’a Fransa ve Alnıanyamn anlaşmadan daha fazlasını yapmağa ve işbirliği tesisine mecbur olduğunu söylemiştir.
Schııman’ı Berlin idari makamları adına karşılayan Fricdenburg, ou ziyaretin Berlin meselesini hail? yardım edeceğini İfade etmiş ve Scbu-marı (ln vişte bunun İçindir ki, binaya gelmiş bulunuyorum'' cevabını -vermiştir.
Bıı gece Fransız Dışişleri Bakanının şerefine bir kabul resmi tertip edile-4 çektir.
Schuman Parlse hareket etti
Borün 16 A.A. (AFP) — Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman bugün Pariae gitmek üzere özel trenle Boründen hareket etmiştir.
ıcsı kuıınacak ve yapılan hazin haksızlık izale edilecektir.
3 — Mısır ordusu takviye edilecek ve yabancı memleketlere heyetler gönderilecektir.
1 Sanayi geliştirilecek, hayat pahalılığı ile mücadele edilecektir. İlk. orta ve teknik öğretim ücretsiz ol ara ktır.
.\alıas Paşanın izahatı
Şam. 16 iYİRS) — Bugün Parlâmentonun açılışında her iki Meclis n-nündo Kıral Faruk’un bir nutkunu okuyan ve aynı zamanda yeni kabinenin programını açıklayan Nnhas Paşa ezcümle şunları söylemiştir.
“Vafd Partisi Hükümeti. İngiliz kuvvetlerinin Mısır toprağından sllr-atle (,‘ekilmelerim temin etmek mak-sadiyle elinden gelen gayretleri saı fe-decek ve hu hususta müzakerelere girişecektir. Bu arada» bilhassa Nü vâ-dişinin her ıkı sahıünpı Mısır tahtına bağlanması ve Sudftn meselesinin halline gayret edilecektir.
"İngiltere dahil, bütün memleketlerle iyi münasebetler itızu eden Mısır Kıratlığı, bilhassa Arap Devletleri ile olan münasebetlerin daha da geliştir ilmesi ur ve siyasi rabıtaların inkişafına çaiışacaktır.
Nahas Paşa ''Fılisthr’in başına gelen felâketten duyulan kederi trba-ı üz ettirmiş ve bu meselenin süratle halimi istemiştir, Nabas Paşa, - devamla, Mısırda gerek sosyal, gerek sırıai sahalarda büyük tâdiller yapılacağını, bu arada aosynl yardım, sağlık ve eğitim sistemlerinin değiştirileceğini bildirmiştir.
Sözlü sorular cevaplandırılırken
Dün Mecliste hararetli münakaşalar cereyan etti
Kanuna aykırı nakil vasıtası alındığını iddia eden soru sahibi, Marshall yardımına sığınarak büyük israflar yapıldığını ileri sürdü.
Hiikûmet adına, Devlet Bakanı, Marsiıall Plânı tahsisatının memleket istihsaline sarfedildiğini söy-iiyerek iddiaları reddetti.
Büyük Millet Meclisinde dün, yeni Taşıt Kanunu münasebetiyle muayyen vasıflar ve maksatlar iışında nakil vasıtaları satın alınıp alınmadığı hakkındakı sual, sual sahibi ile Hükümet sözcüsü arasında haraıetü münakaşalara yol açtı.
Keza, Kâbe örtüsü hakkında sorulan hır sual yüzünden. Hükümet sözcüsü ile bu sualin sahibi amamda hararetli münakaşalar oldu.
Sual sahiplerinin beyanatı le Hükümet sözcüsünün izahlarını, ikinci savlamızda, Meclis müzakerelerine ait olan sütunda okuyacaksınız.
UK-M • - • fi , —* f 1 f ı T—1 --w iı •••n
(------------------------------
Komünist Çin
I B. Milletlere alınacak mı ?
Amerikan siyasi mahfillerine göre, Amerikan - Komünist Çin anlaşmazlığı, Birleşmiş Milletlerin istikbali için bir tehlike teşkil etnuditedir
Washington. 16 A.A. tUnited Press) - Amerikanın siyasi çevrelerine göre, Amerika ile Çin Komünistleri arasındaki , anlaşmazlık. Birleşmiş Milletlerin istikbali için bir tehlike teşkil etmektedir. Bıı çevreler A-merikanın Komünist Çin'i Birleşmiş Milletlere kabul edeceğini sanmıyorlar.
Cumhuriyet»;) say 1 a v i ar da rı VVjlliain Konowland ve Stles Bridges Dışişleri Bakam Dean Acheson’un istifa etmesini iste inişlerdir.
Diğerleri bu kadar ileriye gitmemekle beraber Amerikanın Asyada takıp etmekte olduğu siyasetin yeniden gözden geçirilmesini teklif etmektedirler.
OWen Brewster Achcsonu Kremlin politikasına müzaheret göstermekle itham etmiştir.
Ayanın demokrat lideri Scott tVlucas bu tenkillere cevap ver-ıniye hazır olduğunu kavile»Ir-rek demiştir kİ:
“Bu şekilde tenkidlorle her gün karşılaşıyoruz. Fakat şurası muhakkaktır ki. bugün ne yapmak lazım geldiği hakkında fikirleri birbirine uyan iki cumhuriyetçi savlav yoktur.
Cumhuriyetçilerin dışişleri sözcüsü Art hur Vandenberg, bu meseleler üzerinde konuş-mamı.şhr. Sanıldığına göre Van denberg de şu kanaatledir ki. Çin’deki askeri harekâta Amerikanın karışması bir harbe girmesine yol açabilir.
\______________________________/
Bcviıı’m bc\anatı “Ingiltere mali merkez olmaktan çıkmıştır,, lııgiltrre Dışişleri Bakanı, C'olonıbo Konferansını "çok
Önemli'* olarak vasıflandırıyor
Colomho. 16 A.A. (Reutcr) — İngiltere Dışişleri Bakanı Bevln, bugün burada Ingiltere milletler topluluğunun, ekonomik meselelerin bütününü tamanılylc ihata edemediğini söylemiştir.
Biı basın toplantısında konuşan Be-vin, “Ingiltere, bütün dünya mali merkezi olmaktan çıkmıştır ve artık eski roltlnü yapamamaktadır., demiş-I İr
Genel seçimlere temas eden Bevin, İşçi Partisinin hatırı sayılır bir çoğunlukla iktidarda kalacağı kanaatini göstermişti!
Bevin, bundan sonra en büyük aracı memleket haline gelmiş bulunan Birleşik Amerikanın bu rolüne «levam edeceğini biblırmiştır.
Bevin. Colomho Konferansını “çok önemli,, uiye tavsif etmiştir.
Ktbrıs için dün gençliğin Taksimde yaptığı mitingden bir görünüş
Seçim Kanunu
İnceleme Komisyonunda dünkü müzakereler
Devlet memurlarının adaylıklarını koymadan önce istifa etmeleri lüzumunu tesbit
eden madde görüşüldü
Ankara 16 (Hususi muhabirimizden) — Milletvekilleri - Seçim Kanunu İnceleme Komisyonu, bugün saat 10 da toplanarak 26 inci maddenin devlet memurlarının adaylıklarını koymadan önce istifa etmeleri lüzumunu tespit eden beşinci fıkrasını müzakere etti.
Oturum açılınca Adalet Bakanı Fuad Sumen söz aldı ve dedi kİ;
— Bu fıkra hakkında geçen oturumlardaki müzakere ve münakaşaları dikkate alarak yem bir rejim hazırladık. Metne göre, seçimlerden evvel istifa mecburiyeti yalnız mili! irade ile tâyin edilmiş bulunan memurin ra hasredilmektcdir.,.
Teklif edilen fıkra metni şudur:
“İllerin genel idare teşkilâtında milli irade ile tâyin edilen memurlar, genel veya ara seçimlerin başlangıcından İki ay önce seçimin yemlenmesine karar verilmesi halinde ise yenilenmenin ilâ tınıdan başlayarak 7 gün içinde istifa etmedikçe adaylıklarını koyamazlar, aday gösterilemezler ve seçilemezler. Meclis taara-riyle yapılacak ara seçimlerde de seçimin yenilenmesine karar verilmesi halindeki hüküm uygulanır.,, Bu fıkra üzerinde münakaşalar yapılmış ve ezcümle İktisadi Devlet. Teşekküllerinde çalışan memurların da bıı fıkraya alınması noktai nazarı müdafaa edilmiştir.
Fakat bu teklif reddedilerek fıkra aynen kabul edilmiştir.
Bunu müteakip bir adayın yalnız bir seçim bölgesinden gösterileceği, birden fazla yerden aday gösterildiği takdirde seçilse dahi reylerin muteber olamıyacağı hükmünü koyan 27 inci maddenin müzakeresine geçilmiş ve uzun münakaşalar olmuştur.
Bir kısım milletvekilleri birden fazla yerde adnjr gösterilmemesi halinde parti lideri ve sair yüksek şahsı-: yellerin kazanmaması muhtemel ol-oldugu ve bu takdirde partilerin Mecliste temsiline imkân verilmiyecoği noktai nazarını müdafaa etmişler ve j İki yerden aday gösterilmesinin ka-1 bıılünü İstemişlerdir. ı
Buna mukabil seçimin bir şans, bir ( kumar olmadığı İleri sürülerek lis- | tenin en çok kazanması imkânı bulu- 1 nan seçim bölgesinden namzed gös- ( (eritmesini İstemişlerdir.
Açıkta Bırakılan öğretmenlerin dununu
Ankara, 16 .HuhupI muhabirim ta den) — İlkokul öğretmenlerinin almak ta olduktan nylııc dereceleri hakkıntlnkı 5242 rtnvıh kanunun nçıkta bırnktığ bil kınım mıığdur öğretmenlerin «lururnbı rımn iHİnhı İçin Mıığln. Milletvekili Nın Okmid tarafından vapılnn kanun ı«klı finin görüşmelerine bugtln Milli Eğilin Komisyonunda ı« ıi)bınmıştır.
KnınD» ‘('n »rkhli verinde Inıhıralı lı-bir koııı ı »tin «»«ı Irçl bir neticeye I’h| InmnMi için çıılığınafiinı uygun gürınüg-tür.
dün miting yaptı
Büvük bir vakar içinde cereyan eden dünkü toplanııda. liirk Kibrisin Türk kalacağına bir kere daha işaret edildi
Kıbrısta Rum Ortodoks Kiitaexiq|n tcrllp L'ttlği plesibiti ve Atina gençliğinin, Kibrisin Yunanlatana ilhakını isteyen nümayişlerini protesto eiıneK için Milli Türk Talebe Birliği ile diğer gençlik teşekkülleri tarafından dün sabnh Sâat İti «la büyük bir miting tertip edilin iştir-
Mitinge Beyazıttıi. üniversite kaptaı Ö-nüııde İstiklâl Murşiyle baştanmış, nlkıllara bir İrs m vay ir» Üzerine çıkan Birlik Başkan Vnldlı heyecanlı bir hitabe İle mitingin basadığını bildirmiştir Daha sonra söz atan genç şairlerden Ali Hnydrır Yeşilyurt (Kıbrıaa seslenişler) İsimli şiirini çkurnuş ve bu şiirin coştu* ru« u tcRİrlyle harekele geçen büyük gençlik kafileni, hep bir agıztlpn (Dağ başını iclumun almış) ve (Barbaros) marşını sövieyorck, Taksim İstikametinde yürümeğe baştatnıştardır. Önde Türk bavraklıırı ve Kıbrıs hakkında yazılmış rıfiyierle vilavet önüne çelen penç-llk. hop bir ağızdan tatiklA) Ma.şını tekrar otnilştir. Bllâhaıa. Eminönü, Kara köy, Bankalar Caddesi» İstiklâl Caddesi tarikiyle Taksın» Abideni Önün ga* hnnıişiir. Bu Mtndn Qümüşsuyıı istika* metinden tstnnuul Teknik Ühlvoralteşl lir Edebiyat Fakültoal talebe kafilesi de meydana gelmiş bulumıyorılu. Abnleye çetank konmasını takiben hep bir nğız-«tan İNtlktal Maışı tekrar söylenııur v.e direğe Tilrk bavrnğı çekilmiştir. Bundan sonra hoparlörlü bir kamyonet llz( rlne çıkan Milli Türk Tntabo Blrlltti Başkam Suphi Baykaın he\r«-nnlı bir İfade ile ezcümle şunları söylemiştir:
”— Bir sene içinde dostluğumuza muhtaç bir gençliği protesto etmek maksadlyle İkinci defa toplanmış bulunuyoruz. ICtmın toprağı kime ilhak o-lunuyor? Karnını doyurmaktan, baca Hini tutuşturmaktan Aciz utan bir memleket nasıl olur ıhı Kıbrrsı ilhak edebi-
1
Bir gönçtik grupu Taksime doğru /ürüyor

İÇ SAYİALAKÖA
ÜÇÜNCÜ SAYFADA
Gelir Vergisinde ayırma prensipi
M. Orhan Dikmen
DÖRDÜNCÜ SAYFADA
Dilimiz ve ideallerimiz
M, Nermi
BEŞİNCİ SAYFADA
Kadın - Ev - Moda
En büyük hediye (Hikâye) Spor
lir? Yunan gençliği!. Biz haddini bil-miyenlerin haddini bildiririz. Kendini 1-dareden âcizlere 85 bin Türkü 'tenlim e-denıeylz...
Bitahara Kıbrıs karışıklığı tun komü-nİKttar tarafından idare edildiğini belirten hatip. “Yunanistan acz içindedir. Kızıllar orada istedikler! gibi at oyna* taraktardır. Eğer Kıbrıs Türklyeyo geçerce burada komünistlere’hayat hakkı ûnhnıvncakhr». diyerek. Türkiyenln om-perynltat bir siyaset gütmediğini söylemiş ve “Kıbrıs dâvam mevzii bir dâva olmaktan çıkmış.- bir Akdeniz hâkimiyeti mbaalesl haline gelmiştir,, demiştir
Paha sonra SÖZ alan gençler neve, anlı konuşmalar yaparak Kibrisin Türk olduğuna ve «tainm Türk kalacağına İşaret e tın işi erci İT-
BÜyük bir valuır içinde cereyan eden toplantı, kafilenin Teknik Üniversite istikametinde yaptıktan bir yürüyüş İle nihayete ermiştir.
İnönü armağanı kazanan Adnan Çin’in mükâfatını Vali verdi
KM9 senesi İnönü mükâfatının Büim. Sonat ve teknik dalında başarı kazanan Adnan Cin in mükâfatı, diolomatu ve madalyası dün sabah saat 10 do Vilâyet binnaında Vali ve Belediye Başkanı tarafından verilmiştir. Adnan Cin Amerlkada dahili duvar tezyinatı t/.hsll etmiş vc uzun zamandan beri memleketimizde kıymetli eserler vilcude getirmiştir .
Adnan Cin, ondtlleli kâğıt yapan makine ile her boyda ve kuturda komprime sayan ve ambalâj içine yerleştiren İki uıakln»’ Irat etmiştir

17 Odak 1050


Sayfa 2
Ingiliz seçimlerinde iki partinin parolası: Sosyal refah devresi
Herhalde bu seferki seçim yarışı, ancak “göğüs farkı” ile kazanılabilecek ve neticeyi de partisiz “seyyal” seçmen kütlesi tâyin edecektir.
Ingiliz politika hayatında bir müddottir devam odip o den sükûnet devresi, umumi seçimlerin İlân odilmeslylo birlikte birden nihayet buldu. Ingiliz mıllotİ 23 •şubatta tarihi kararını verecektir!.. Ya, umumi hayatı temelinden değiştiren politika slstemıno nihayet verilecok veya bu sistem, daha bcs yıl milli mukadderata hâkim olacaktır. Umumî efkâr, seçim tarihi üzerinde hiç zihin yormamaktadır. Basın, aylardan borl. bu tar h Üzerinde spekülâsyonlar yapmıştı. İşçi Partisinin kendisine uygun gc len bir seçim tarihini tâyin eoebil-mok için, her çareye baş vuracağı tabiiydi. Her İki karargâh, haftalardan ve hattâ aylardanberi, bu mücadeleye hazır bir halde beklediklerine göre, seçimin tarihi üzerinde niçin bu kadar kafa yorulduğunu izah etmek güçtür.
İşçi Parti* nin 23 şubatta yapılacağı İlân edilmiş olan 50 nel (urulun yıldönümü tehir edilmiştir. Parti haddi zatında 27 şubat 1900 dc tesis edildiğine göre, isçiler, bayram farım, umumi seçimi kazandıktan sonra tam gününde .tesıd etmek kararındadırlar.
Zaferin kendilerinde kalacağında partilerin hiçbirisi süpho etmiyor. Parti liderlerinin hususi kornet-gâhlarınde outün propaganda malzemesi hazırdır. Her İki tarafın propagandasına esas olan ana fikir şudur: Sosyal refah
Muhafazakârlar da, Işçile** gibi sosyal emniyetten, işçilerin tam randımanla çalıştırılmasından oem vuruyorlar ve iki taraf da meşhur “Wollfare State - Sosyal refah dev lcti”nin kurulmasına devam eco-ğinl ilân ediyorlar. Su halde, ayni gayeyi güden bu İki karargâh «caba niçin bu derece şiddetle seçim mücadelesine atılıyorlar? Bunun cevabım bulmak, hakikaten müşkül !••
Namzet sayısı 1945 teki kadar kalabalıktır. 635 milletvekilliği için 1670 namrot gösterilmiştir. Her iki partiı bütün kudretlerini sadede-rek mümkün mertebe yüksen bir iştirak nispeti temin etmek arzusundadır. Partiler mütereddit o-tanları, partisizleri, sandık başına
KISA
HABERLER
Japon Barış Andlasmu Komisyonu Tundrada toplanacak
Colombo, 16 AA. ıLPS) - Japon Barış Andlıışnıesı hnkkmdn demeçte bulunun M.MScvin, lıığifta Milletler Toplulu, u Dışışler: Baktınlni’inuı. bu meseledeki ı orıışk»i’l derleyip toplamak makimde i»? ı»ir inceleme komlayojıu (ekiciline Karar verdiklerini HÖylemiştir. Bu komin; on Lofidrada toplu nacaktır. Fakat komisyonun çalışmalarına bağlamasından ünce. Amerikan Hükümetinin bu hulustaki çörüşb bahsinde bası izahat almacı Kerekrr.ekİrdir
Milliyetçi Çin işinde Çekoslovakya ve Polonya ltuK\3\ı destekledi
Neu-York, 10 (YÎRSı - Milliyetçi Çin Hükümetinin Birleşmiş Milletler Kurulunda hâlA trmMİl edilmesine itiraz eden Rusya ya, Çekoslovakya ve Polon vm da katılmıştır.
Bugün üç tlill komitede yapılan toplantılarda. Sovyet Rusya. Polonya ve Çekoslovakya delecelcrl salonu terket-mlşlerdlr.
J(ıe fx>uis ringe dönüşür
New-York. 16 (Nofen) — Eski dünya boks şampiyonu Joe Louls'ln yeniden ringe çıkacağı bildirilmektedir. Joe Lou-is formda olduğunu. kendini çok iyi hissettiğini ve Ezzard Charles ile dövüşeceğini söviemlştir.
Filistin Uzlaştırma Komisyonu İlk toplantısını yaptı
Cenevre, 16 A A. (AFFI — Birleşmiş Milletler Filistin Uzlaştırma Komisyonu Fransız delegesi Boisanger. Türkiye delegesi Hüseyin Cahld Yalçın ve Birleşik Amerika delege yardımcısı Jıırnes Bar-co’nun İştirakiyle bu sabah ilk toplantı-sini yapmıştır.
Komisyon. Amerikan delegesi Clappun başkanlığındaki Ortadoğu llcttaat Heyetinin hazırladığı raporu tetkike başlamıştır.
G-u«tav Krupp öldü
Londra, 17 (YÎRS) — Krupp fabrikalarının sabık sahibi Guatav Krupp 79 yaşında Batı Almanyarnn bir küçük şehrinde vefat etmiştir.
M. Gasser
(Londra hususi muhabirimiz)
çekmek kararındadırlar. İşçi Partisinin seçim bürosu, namzetlerine, sarahaten bu gayeyi göstermiştir.
Muhalefet dc ayni gayey* takip otmektedir. Onlar da bütün gayretlerini sadederok “seyyal” soç-mon kütlesini kendi saflarına çekmek arzusundadır. Çünkü her ıkı partinin propaganda mekanizma* da zaten bu seçmenleri avhyabıl-mok kasdıylc kurulmuştur.
Geçen boş yıl zarfında, memleket ihtiyaçları kalkınmaya matuf, mahdut bAZ» esaslara irca edil» bil mışti vo muayyen bir programa sahip olan İşçi Partisi, disiplinli taraftarları sayesinde, bu müddet zarfında hiç bir ara seçimini kay betmomıçtı. Muhafazakârlar ise, öteden berk Ingilizlorin çok bağlı oldukları ferdiyetçiliğe dayanarak bu kıymotlı vasfın, İşçi Par ısı ta rafından yokedilmek ıstend'ğini iddia ediyorlar. Muhalefet, parti programı ilan etmiyor. Fakat İşçi Partisinin iktidar devresi sırasında kabul edilmiş olan butun sosy( I e-sasların devam ettirileceğin» temin ediyor.
Muhafazakârlar biliyor ki, ancak hesaba sığmıyan. seyyal olan seçmen kütlesi, münovverler, yukarı sınıf, politik emniyetsizliğin» rağmen. sorbost meslek erbabı bu seçimin belkımiğini teşkil odıcektir. Çünkü 1945 to de İşçi Partisine iktidarı kazandıranlar, harpten yılgın ve sıyası mantığı çok kuvveti* olan bu sınıftı. Bu seçimde dc. İşçi Partisinin iktidar devresi esnafında en ziyade hırpalanmış ve son iki üç seneden beri en çok homurdanmış olan bu sınıf halk neticeyi tâyin edecektir. Çünkü, iş çinin veya zenginin. 23 şubatta kimi seçecoğini tahmin etmek çok kolaydır. Zaten hor iki tarafın propaganda teşkilâtı da. karşı tara fin ötedenberı sAhibi bulunduğu seçim bölgelerinde hiç bir harekete girmemeği, bu yüzden prensip ittihaz etmiştir.
Herhalde, bu soferki seçim yarışı ancak “göğüs farkı” İle kazanılabilecek ve neticeyi de partisiz “seyyal” seçmen kütlesi tayin e-decektir.
Eski rekor 65.97.5 metre İle Arlhur Devlin’c alt bulunuyordu ve 1947 de tesis edilmişti.
Türk kayak ekibi Tııranto’dı»
Taranto, 16 A.A. (AFP) - Türk kayak ekibi. Türkiye Kış Sporları Fedo-riAyoîlü idaresinde Tarantoyn gelmiştir. Yakında Taranto da yapitacutk milletlerarası kayak müsabakalarına iştirak edecektir
Japon bııiırlyesl radarla alim arıyor
Sııaebo 16 A.A (United Press i — Radar ekipleri tarafından idnrc edilen Japon dalgıçlan*İOÜ.OÖO.ÜOO dolar kıynıctın-do Rua altın çubuklarını bulmak ümidiyle yarın Sasebo koyunda araştırmalara bağlıyacaklardır. İhtiyar bir Japon balıkçısının, 1904 Rua - Japon Harbi oh-nnsındu, Rua denizcilerinin gemilerinin ele geçeceğini görünce kova altın külçeleri attıklarını bizzat gördüCÜnli açık-IsjnaMi son zamanlarda İlgiyi yeniden bu hâdiseye çekmektedir.
Japon bahrlycsl 1032 de bu altınları aramış fakat birşey bulamamıştı.
1 »irin» ııznıanlnrıınn Atina toplantısı
Londra. 16 (YİRS) — Birleşik Amerika hesabına Akdeniz bölgelerinde bulunan tarım uzmanlan bugün Atlnada toplanmıştır. Türkiye. Yunanistan. İtalya. Tricste ve Portekızden delegeler gelmiştir
Amerlkad» iki sahil arnu telsiz şebekesi kurulacak
Waehlngton, iö (A.P ı - Birleşik A-merika !.)»•• len. şimdiye kadar Ikı as hil| arasında Kullaıııhnnkuı olan tahdfp âletlerinin yerini Mİmnk için, hu telsiz şebekesi ivaialne karar vermiştir I martta açılacak oinrı bu ycııl haı in bin mil mesafeyi katedecek ve 4(» knılnr A-mrrlksn şehrini birbirine buglıv»ı.(aktır.
İsveç Kıralı GlİKtav İyileşti
Brazzaville. 16 (YİRSı — îttveç Kıran GilMnv’ın sıhhi durumu düzelmişi ir 91 varımla olan Kirtil, bükün yazıhanesinde bir kaç «ant çalışmış vo misafir kabul etmiştir.
T F V 1 t ? T A N P TT L
R. Ayduı Inıın muhakemesi
Denizli Milletvekilinin mahkemede verdiği ifade ile evvelki lıeyanat ve ifadeleri birbirini tutmuyor
Ankara, 16 (Hususi ınııhab rıııılz-dcnı — İftira suçundan sanık Reşat Aydınlının davasına bugün »nal
14.30 da Birinci Afiliye Ceza Mahkemesinde haşlandı ve duruşma, ibrt saat devam etti.
Aydınlı, neşen, biraz da müstehzi idi. H4kim, önce »anık avukatının reddi hâkim talebini tetkik eden mahkemenin ret kararını ökutUı ve bu kanır karşısında »anık ve avımatımn hır dıyrcekleri olup nlınndıgım sordu Her ikisi dc, suylıyoıjeklüri bıı şey bulunmadı#) cevabını verdiler.
Mtıteakıljun, iddianame oKiındıı Sanık, bundan soma. Milli Emniyet Başkam ve Başbakanla vâki görüşmesinin plağa alındılı ıd lm»ım da ccaaröl ve so; ukkanlılıklA rt ddc-durek şunları ilâve etti:
Böyle bir şey konuşma.ımı ki, plâ^u çekmiş olsıın, bıı plakların mahkemede dinlenmesi, ibrel veric btr hadise olacaktır
Reşat Aydınlının mahkemede okuduğu yazılı ifadesi çok muğlaktı. Ve e«kı ifadeleriyim mübayenet araedı-yordu.
Bunun üzerine yargıç, ifadede sık sık geçen “Cumhurbaşkanının tasfiye etmek" sözünden ne kaatcdlldıftinl sordu.
Aydınlı, huna cevaben;
Bundan maksat, Reisi Cumhuru, seçim surej’ le tasfiye etnutkiır.” dedi.
Müteakiben yargıç, sanığın eski ifadelerim oku .tu.
Aydınlı, bu ifadelerinde Milli Emniyet Rnşkanlyle yalnız bir dem gö-rlişi Igünü. fakat Başbakanla nala temas etmediğim iddia ediyor hı Reşat Aydınlı, bu mübayenetl şöyle izah etti! ~J|
Başbakan ile görüşmemizin aramızda kalmasını Milli Emniyet Başkanı istemişti. Ben de. keyfiyetin ve makamın mahremiyetine ııünneı gösterdim. Başbakanla görüşmedim demedim, bu zaman içinde yanı seyahat esnasında görüşmedim, dedim."
Halbuki sanık, eski İfadesinde ve gazetelere verdimi beyanatlarda Milli Emniyetten sı\ sık bahsetmiş, sadece bina meselesine temas etmemişti Yargıç, tunun sebebini sor-du- I!
Aydınlı, “Lüzum görmedim” demekle İktifa etti.
Yargıç, bilâhare müdabil Avukatlara söz verdi.
Bundan sonra Milli Emniyet «Safkanının Başbakana yazdığı yazılarla Cumhuriyet Savcılığının sanık hak-kındakı ademi takıp kararı ve N»illet Partisi Başkanlığından C. Savcılığı na gönderilen pazılar okundu, rfı yazılarla Aydınlının ifadeleri arasında gene bazı mübayenetler görülüyordu. Neticede vaktin geç olduğu na ara alınarak yarın saat 14.30 da devam edilmek üzere duruşmaya son veril di.
buluşmadan sonra, Reşat Aydınımın avukatiyle görüştüm ve bazı gazetelerde intişar eden plâğın metni karşısında bil diyeceği olup olmadığını sordum. Evvelâ, cevap 'ermek istemedi. Fa»cat sonra şunu söyledi?
”— Neşredilen metni henüz görmedim. fakat bı hareket, Matbuat Kanununun 35 inci maddesine aykırıdır Dâva ı^g alâkalı bir ev»rm ve vesika, mahkemede okunmadan gazetelerde nrşredıbnnez Maaınnfih. bunun cevabını sırası geldıgı zanan mahkemede vereceğim "
Fikir İşçileri Kanını tasarısı
AUkııra 16 ı Hususi muhabirimizden» Çalışma Komisyonu bugdn fıkır işçileri kantin tasarısının müzakeresine devam etmiş ve 35 inci maddeye kacteı gelmiştir.
Maddeler, tadilâtsız kabul edilmiştir
Sözlü sorulur cevaplandırılırken
Diin Mecliste hararetli
münakaşalar cereyan etti
Ankııra. 16 (Hususi muhabirimizden) Büyük Millet Meclisi bugün Raif Karaderılzln haşkanlıâmda toplandı Yeni bir taşıt lumuıııınun Meclisi- getirilmemesi sebebiyle» 3827 sayılı kanuna aykırı taşıt alınıp alınmadığına ve resmi taşıtları saha! maksatlar için kııihınmılaı hakkında soruşturma yopdıp 5-apıiıımdıgınıı (hıir İstanbul Millet vekili Sondu Yürütenin «özlü soru önergesine Başbakanlık adına (’»ınil Sait Barla» cevap vererek Bakanhıra tahsis edilen oto-nıobitlcrin şahıslarına ait olduğunu, Kullanma yetkim tahdit edilnıedlffl-nı. kanunun bıı hususta mm nm sahiplerini serltâat lurîîktıgını, yeni hır taşıt kanununun Hükümetçe hazırlanmış ve Meclise sovfcodıtıniu olduğunu, kanıma aykırı hıçbıı taşıt alınmadığım söv İçmiştir.
Bakandan sonra söz alan soru sahihi fiyat, miat ve tip iııç düşünülmeden lüks otnırobiller alınmış olduğunu işaret ederek demiştir ki:
Lüks ve pahalı otomobiller a-ıınmaaı, almış yürümüştür. Hattâ Meclis reteıinıze bile 31 bin liralık bir otomobil mubayaası, bütçe kon piyonunda görüşülmektedir. Kaloriferli. sogiiK hava icrtibath, radyolu, pence-ı elen dekirikle açılıp kapanan otomo bilice alınmıştır Bu İsraf nedir? Mar-shali Yardım Pftnına sığınarak lüks yapıyoruz! Bu borçları evlâtlarımız dcgıi, torunlarımız bile ödiyemez, ls-tanbulda slııema, tiyatro, lokanta gazino ve hattâ bar önünde bekli yen resmi otomobillerin plaka numaralarını mavi listeleri görsünler. Aynı zamanda Ankaıada, Istanbulda. aynı plâka ile ıkl otomobil kultenıldıgını . görsünler.
Valiler, emniyet müdürleri, devlet arabaianylc uzak yerlere hususi seyahat yapmakladırlar Bunları görsünler. Bıı millet, artık bu israflara bu otomobil saltanatına nihayet verilmesini İstiyor.,,
Soru sahibinin bu cevapları, C. H. P. vekilleri arasında gürültülere sebep oldu. Muhalefet safları, hatibi teşci ediyorlardı. Cemil Sait Barla», küsriye gelerek, içtüzüğün soru maddesini ilgilendiren maddelerini o-kudu ve Senıhı Yürütenin tenkldlerl-ni cevaplandırdı. Ve bu arada: “Bu teşrii ahlâka mugayirdir. Biz, Mar-shall Yardımını lükse değil, memleketin inkişafına hasrediyoruz,, dedi.
İçişleri Bakanı da söz alarak dedi ki:
Bu şekilde lsnadlar yersizdir. Valilerin otomobili vardır. Kaymakamlara da. jandarmaya da otomobil ve Jip vereceğim. Bu bana nasıp o-lursa ebediyen şeref duyacağını.,,
Bakan, kendisine sarih ıslın veril-,ıgi takdirde •akıp ve tahkik eutee-gınl bildirdi. Balıkesir Valisinin eski otomobilinde, kış gününde sırt.nda yorgan ve battaniye ile seyahat ettiğini anlattı., isnatların, politik ıı.ah-zuru yanında, insan kalbini kırması tehlikesi olduğunu da belirtti ve şunları söyledi:
— Ben onu -unu bilmem. B ı kabil yolsuzluklar, önlenmelidir. Daha evvel, bir devlet memurunun kamyon
Yollar Genel Müdürlüğü kanun tasarısının müzakeresi
Ankara 16 ı Hususi muhabirimizden) — Bütçe Komisyonu, Yöllar Genel Müdürlüğü kuııilması hakkında hazırlanan kanun tasalısının müzakeresine başlanmıştır. Kanun tusa-i’isiylc Bcyaıulıi’lık Bakanlığımı bağlı hükmi şahsiyeti hn:z mülhak bütçeli bir yollar umum müdürlüğü kurulmaktadır. Şahıslardan alınan yol vergisi, benzine yapılan zam, akaryakıt Itırdan alınan gümrük ve istihlâk resimleri bıı umum müdürlüğün
plâkasıyle lüks araba kullandığını söylemiş ve bunu fotoğraflarla tes-bit ederek Başbakana vermişimi. ) zat, ysrândan olduğu için cezalaTıdı-rdmadı."
Devlet Bakanı Cemil Salt Badas, asabileşmiş görünüyor ve kendisini Ulaştırma Bakanı Konisi Satırla Baş bakan teskine çalışıyorlardı.
Kâbe örtUfiÜ
Bir gazetede Mekkeden getlrtlldigi yazılan KAbe n’tüsü hokkındaki soruya da Başbakan Adına gene Cemil Sait Bartea cevap verdi:
— HÜkfmıet bunu bir vatandaşla hır gazete Arasında şahsi bir mesele olarak görmemiş ve bunun için tekzip etmiştir. Çünkü, gazete Cumhurbaşkanımızın raidesin!, o büyük adamı doğuran seksen beş yaşındaki bir muhterem hanımefendiyi diline dolamıştı Bu havadis üzerine birçok vatandaşlar, masrafa/katlanarak Kâbe örtüsü getirtmeğe teşebbüs etm.şler ve bu vesile ile de Cumhurbaşkanımızın valdeler n' nıhatsız etmişlerdi! d.-dl.
Bakan, gazetenin havadisin sıhhatindi* ısrar etmesi üzerine keyfiyeti Şeyh ŞcyhlMcn sordııktennı. alınan cevapta böyle l iı taleple kArşdaşn>a dıftını, ancak luıç vesilesiyle Mekke-ye gelen üç Türk gazetecisinin böyle bir öı tu göndoı.lirse, çok makbule go-çevegimien bahsettikleri anlaşıldıâ-ı nı sözlerine ilâve etli
Soru sahibi Haşan Dinçer, kendisi run bu soruyu bir prensip meselesi olarak sorduğunu, Cıımhuı başkamnın vakfesinin de her Türk anası gibi, muhterem olduğunu, fnkat bu hÜımetin bir derecesi olup hükümeti) bu işe karışmasın.n doğru olamıyaı ağını belirterek dedi kı
— Örtü istenilmiş veya istenilmemiş Gelmiş v?ya gelmemiş, ben bunu sormadım Cumhurbaşkanının ailesi ıı;ın anayasa hiçbir ımi ivaz tanımamıştır. Ben bu harekette bir hanedan kokıuuı seziyorum. Bu Cumhuriyet müessesesi için doğru oIr-nıaz
Barlaa, tekrar röz aldı ve:
— Şu noktayı bilmek lâzımdır tn-ban tek başına bir mahlûk değil, a-ıle içinde bir parçadır. Siyasî hayatta bir insanı vurmak mümkün olmaz sa onun ailesine hücum etmek âdet olmuştur Buım bildiğimiz için «.edlıir-lerimızt ona gör • alacağız ve böyle halterde tekziplerden, hakikatleri bildirmekten çekmmıyeccgiz drüi
Alınmış ve alınacak olan gemilerin tip ve vasıflarıyle Denizyolları işletmeciliğine. genel müdürlük kuruluşunda değişiklik yapılmasına ve A-merikadan 1947 de satın alınan altı gemi ile gemi «atın almakta da görevli heyete dair olan ve Yerli Uıimler Türk Anonim Ortaklığının 1-46-1947 mahsulün len satın alınan tütünler hakkmdakı sorular gen hıra-kıldu
Uludağda inşaata müsaade edilmesi ne dair utan kanun tasarısı da \hmet Remzi Yüreğirın teklifiyle tetkik e dilmek üzere Maliye ve Adalet Komisyonlarına havale edilerek oturuma son verildi.
gelir ka\naklarmı teşkil edecektir.
Kanun tasarısı Türkiye yollarının geniş hır plân dahilinde inşasını derpiş et im Ktvdıı. Bu işlerde nlhğanüs-(Ü hiz.nırl ve hmlıyı-lh ı ı görlllrfilere ikramiye verıh'ttMir, İkramiye verilecek ıııuınurtann sayısı bu ununu müdıhluktc çalışan bütün memurlar sayısının yarışı rı geçinlyecektir
Tasarı, genl$ münakaşalara yol açmış Ve ıııUZhkeîCtet sona erdirileme-m iştir.
"Vatandaşın işi süratle intaç edilmelidir”
Vnllnln diiııkü temasları
Dün uabah Vali ve Belediye Bn*knnı mühtÜİtf dairelerin nıürlhrlrrir.ı toplamış ve kendilerine vatandaşın işieruıl aürat-Ic ln»nc etmeleri hakkında direkt d vermiştir.
Vali, dun ayrıca Aknaray pazarı İle, Aksaray Tramvay Deposunu toftig etmiş. il erin durumu hakkında izahat almıştır.
Kibrin heyeti ile Amerikanın taranbul Kanaolnau Mr Gorrlon Lee Burke dc dün Vali ve Bele(llyc Balkanını makamında ziyaret etmişlerdir.
Yeni tip “Birinci Nevi,, sigaralar Inıgiin satışa çıkarılacak Tekel Idnrc.dnln uzun müddetten beri hnzırlnınnktıı cıldugu yeni t ip Birine» Nevi Aİgnralar bugllndan İtibaren »atışa çıkarılacaktır Bu münnecbotle Tekel Umum Müdürü bir arkadaşımıza şu izahatı vermiştir:
“— Halkın en fazla rnfcbct gösterdiği Birinci Nevi algaralan gerek kalite, gerek nnbalfıj bakımından ınltıh etmek ü-zere uzun müddetten beri devam eden çalışmalarımız aonu ermiştir. Yarından itibaren antışa arzcdllccek olan bu sigaraların huHusiyetleri şunlardır:
Harmanları İtina İte hazırlanmıştır. Kalın parçalar ve tozlar huaual âletlerle temizlenmiş ve yeni getirilen Amerikan makineleriyle İmâl edilmiş, iç ambalajları. sigaraları hararet ve rutubetten muhafaza eden huauııl bir kâğıtla yapılmış, kalibresi dc arttırılmıştır.
İmalinde gösterilen büyük itina dola-ytslyle mahvet fiyatının bir havil yükselmiş olmasına rağmen bu eigarnlann satış fiyatları yükseltllmemlşlir.
Bu suretle devam edilen şikâyetleri kıemen önllycbüdlğimlze kaniim.,,
Misafir Amerikan komutanının basına beyanatı
iki günden beri limanımızda bulunan Amerikan filosu Komutanı Albay Dor-nll dün basın mensuplarına bir kokteyl vermiş ve kendı.-tine sorulan sualleri şu şekilde cevaplandırmıştır:
SclAnlk Limanına kadar gelmişken mürettebatın İstanbul Limanını da görmek İçin gösterdikleri arzu Üzerine A-miral Shcrnıtın ın müsaadesiyle şehrinize gelmiş bulunuyoruz.
Akdenlzde yaptığımız ziyaretler Amerikalıları tanıtmak gayesine matuftur.,,
Bu denizdeki Amerikan filosunun takviyesinin. Vaşlnglon H ü küme t inin bu bölgede müdafaa birliklerini küveti i bir haldi* bulundurmak hususunda aldığı karar gereğince yapıldığını anlatan A-mvrlknn Albayı bundan sonra gerek hatam ve gerek deniz komutanlığının kendilerint* gösterdiği bllyûk alaka ve misafirperverlikten çok mütvhuasls kaldıklarını söylemiş ve Türk halkının dünya sulhunu kavuşmak İçin Amerikan halkı gibi ayın ideallere ve emellere sahip olduğunu, hcrıkl memleket halkının hürriyet Aşıkı olduklarını bildirmiştir
/\lbny Ddirıll, sözlerine «levam ederek Tilrk denizcileri hakkında şunlan söylemiştir :
Türk bahrlvesı çok mükemmel bir durumda bulunmakta ve 'azıfeslni tam m.ına/üyle başarmaktadır
Balırivrnlzlo ne kııdar öğünseniz yeridir. Ziyur«*tl»Tinılz iki memleket uranındaki dostluğu bir kat daha arttıracaktır I
Çalışma Bakanlığı Bütçesi kabul edildi
Ankara 16 ı Hususi nıunabırımiz-den) Bütçe Konıisyunu bugün Çalıcına Bukanhğı bütçesini tetkik ve müzakere etmiştir. Söz alan hatiplerden Ahmet Remzi tarım işçi talinin iş Kanunu hükümlerine tâbi olmaları. İş ve işçi Bulma Kurumu, ihtiyarlık »igoıiası tatbikatı, sanat mektebi mezunu işçilerin durumu, hakkında sualler sorarak hasta işçilerin hastahanelerde gördüğü fena muamelelerden şikayet etmiştir.
Doktor Adnan Adıvar, iş yerleri doktorlarının devamsızlığından, Ahmet Tahtakılıç. asgari ücret meselesinin halledil memesinden ve Şevket Turgut, kalifiye işçi yetiştirilmesi İşinde plânlı hareket edilmediğinden bahsetmişler. Celâl SAlt iren, grev meselesine temas ederek izahat İstemişlerdir.
Tcnkldlere cevap veren Çalışma Bakanı "tarım işçilerine ait kanun tasni ısının yakında Meclise sunulacağını, afigerl ücret meselesinin halli hakkımla İş Kanununda yapılan tâdi-lâtııı çatışma komisyonundan geçerek Meclise »rvkedüdiğıni. grev ıne-scirsinin işçi sendikaları tarafından ı.stcnıhıivdığinı ve kalifiye işçi yetiştirmek mevzuunda ciddi bir şekildi' çil 1 ışılat uğ mı bildirin iştir.
Bunun üzerine bütçe kabul * edilmiştir
Yüksek Ekonomi ve
Ticaret Okulunun
67nci yıldönümü
İstanbul Yüksnk Ekonomi ve Ticaret Mektebinin 67 İnci yıldönümü mÜnaae-heriyle dün «nal 15 to mektebin konfe-rnıiM salonunda bir mcrruılm yapılmıştır. Toplantıda Vali vo Belediye Başkam İta profoHö.-tar «gazetorllor ve kalaba hk bir talebe kütlesi hazır bulunmuştur.
MornHbnl vccte bir hitabe İle ftçnn Mektep Müdürü Nihat Savar rrrıfikte-bln tarlhçenlnl yaparak geçirdiği > U-luıtatar! tebarüz ettirmiş, dahn sonra muhtelif profesörler ve talebeler ı. ınün ehemmiyetini belirten konuşmalar vnp-mışlardır. BIlAhnro talebelerin ar?,u*U İle kürsüye gelen Vali ve Belediye Başkanı. Ekonomi VO Ticaret Mektebinin Önemi üzerinde durarak, iktisadi meselelerin zamanımızda ön planda bulunduğuna hatırlatmış vo bu dâva.arın başanlmnaınıla Ekonomi Mektebi men-uupla tının oynnyacaklnn mttapet role biİbııSSA işaret etmiştir
Avrıen öğleden aonra Taksim Belcdlvg Gazinosunda bir danslı çay verilmiştir. Mektebin müdür ve profesörleri ve davetli olarak, bulunan Teknik Üniversite Rektörü, okulun eski ve yeni mezunları ııamlml bir hava içinde cRicnmiş-lerdir. t
Yahya Kemal Beyatlı hastalıaneye yattı
Uzun zamandnnberi hafif bir rahat» sizlik geçirmekte olan şair Yahya Kemal Boyath dün tedavi edilmek Üzere Cerrahpaşa hastahanezlne yatırılmıştın
Vnll ve Belediye Başkanı B, Savatlının rakfi t sizliği ITc bizzat alAkadar olmaktadır. Huatahaneden bize verilen malûmata ğöro. hastanın aıhhl durumunda endişe edilecek bir mahiyet yoktur. Kıymetli şairimize Acil şifalar temenni ederiz.
Teknik Üniversitesi Talebe Birliğinin yıllık biiyük kongresi
İstanbul Teknik üniversitesi Talebe Birliğinin yıllık büyük kongresi 21 ocak cumarteşl günü uaat 10 te Teknta Ü-niversite konferans salonunla yapılacaktır.
Halide Edib Adıvarın konferansı
Teknik üniversite Talebe Birliğinin tertiplediği seri konferanslardan dördüncüsü. cuma günü sent 17.36 da Teknik Üniversite konferans salonunda prof Hı ■ l’Mio Adıvar taralından verilecektir Konferansın mevzuu: XIX uncu asır ve bugün dür
Giriş serbesttir.
İnşaat Fakültesi kongresi geri kaldı
t.T.Ü. trendi Eukülteal Talebe Cemi-yeti 4congıcst nıcap temin eülteınr 'iğinden Önümüzdeki perşembe günü ^aat
16,30 a tehir edilmiştir
İstanbul, 27 milletvekili çıkaracak
Önümüzdeki scçınnerae İstanbul şehri 23 verine 27 milletvekili çıkaracaktır.
Dişçi Okulu talebelerinin eğlenceleri
Dün ınt 17 n- ismlnönü Halkecınde Dişçi GkUltı raicbvlerlnın eğlence günü yapılmıştır. Toplantıya şahrlrateta tanınmış birçok e natkârları iştirak etmişlerdir
Makine Fakültesi Talebe Derneği kongresi
İstanbul Tvkr.ık Üniversite Makine kültem Talebe Cemiyetinin fevkalâde kongresi önllmüfideki perşembe günü
13.15 tr mektep Llnaamdn yapılacak vo Birliğe delege »cçllecektir.
Feslıane yangınının raporu savcılığa verildi
Feshane yangınının neden çıktığım tahkik eden ehli vukuf raporunu dün savcılığa vermiştir.
Savcılık makamı rapor mündenvatı» m incelemekte ve şimdilik bu hususta bir şey söylemek İstememektedir.
Rolce Royce’ün müdürü memleketine döndü
Hükümet İm tav tayyare motoru saU inak Üzere bir müddetten beri Ankara» dıı temaslar yapmakta olan îngilterenin ( t. büj Ük motör fabrikalarından Rolce köyce müvasvsesinln Umum Müdürü H Hlnes ile mllncndİslerden Stocks ile Suıllb dün sabah Ankaradan şehrimize gelerek hava voliyle lngiitercye dönmüşlerdir.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
PANORAMA
- 48 -
“Halka doğru gideceğim. Fakat, ona ne vermek, ona ne söylemek için? Belki, benim ona vermek iatedigim şey ya hiç işine yaramı-yacak, yahut da onun için bir zehir olacaktır ve sözüm, belki onu, yanlış bir yola sevkedecek-tlr. Zira, ben, bir vakitler bu halkın içinden çıkmış olmamla beraber ondan o karlar uzaklaşmışım, onun gözle görülmeyen, kulakla işitilmeyen dcrûni âlemiyle o kadar bağlarımı kesmişim ki, sesimin bile oraya kadar irişe-bileceğine zerrece güvenim kalmamıştır.
“Senin geçirmekte olduğun İmtihan İse benim bu tereddüt ve şüphelerimi, benim bu çekingenliğimi, bu fikir ve ruh titizliğimi ancak haklı gösterebilir. Kaç yıldır, her fırsat düştükçe sana kendimi tarif etnıek itiyadını, artık, nezaketsizliğe kadar götürdüm sanırım. FakAt, ne yaparsın, ben sana kendimi tarif e-derken. biraz da kendi kendimi keşfeder gibi oluyorum. Gerçekten ben bu muyum? Gerçekten benim hareketsizliğimin yegâne sebebi böyle bir “fikri mesuliyet" endişesi midir? (Gördün mü, tahlilden tahlile, tariften tarife geçerken nihayet, mea-culpa'ını teşkil eden hukuki formülü buldum.) Fikri mesuliyet endişesi! Evet, bir enteliektüel herşeyden evvel haJ-ka doğru gitmek, yahut, halkı kendine doğru 236
çekmek; sanatını, bilgisini, itikadını halka yaymak, sözün kısası, kafasını ve ruhunu halkın menfaatlerine vakfetmek vazifesiyle mükelleftir. Bu noktada seninle tam bıı anlayış halin» deyini; daha doğrusu bu noktıulıı, seninle (prensip bakımından! hiç bir ayrı gayrılığım yoktur. Hele bu memleket gll«l her şeyin yeni baştan yapılması, topraklar kadar kafaların da sürülüp işlenmesi, ekilip yeşertllmesi, âdeta, bir yangına yetişmek derecesinde “âcil!” zaruret şeklini aldığı bir yerde bu. istilâya uğramış bir vatanı kurtarmaya koşmak vazifesi kadar lâf götürmez, itiraz ve itizar kabul etmez bıı boyun borcudur. Bunun içindir kİ. çok defa, tarihin büyük fikir, lıuaıı ve İdeal fedaileri banu, cenk meydanlarında eıı yüksek yiğitlik hârikaları göstermiş kahra inanlardan çok da ulvi görünmüştür.
“İstiklâl harbi esmısmua mektepten kaçıp hemen yalınayak ve buşıkabak bir halde A-nadolu'ya gcçtiğmıiz zaman da. ben, kendi i-çiınden bir toprak parçasını değil, bir ’fıkF’i, bir iman ı müdafaa edenler arasına katılmanın gururunu duyuyordum. Gerçi, şimdi de, birbirimize. — hattâ sen bana, hen sana — “İstiklâl harbü'nln ekonomi, kültür ve medeniyet sahasında, hâlâ, durmadan devam etmekte olduğunu söylüyoruz ve bırhirindzl durmadan silâh başına davet ediyoruz ama, yine içimden bir ses bana diyor ki: “Bu, tastamam aynı şey değildir.” Neden tastamam aynı şey değildir? Çünkü, “IstiklAJ harbinin” ilk safhasında hepimizi harekete getiren bir tek emir, bir tek “Mot d’ordre" vardı: — Ya kurtuluş, ya ölüm!— Bu basit bir sözdü ve basit olduğu derecede münakaşa götürmezdi. Halbuki, şimdi, yani bizim tabirimiz üzere — İstiklâl harbimizin bu ikinci safhasında — Mot d’ordre’lar bir iken İhı. İki 237
iken üç. üç iken onilç oldu ve sayılan arttığı nispette cevherlerindeki safiyet dc bulandı O kadaı bulandı ki, artık suyuıı dibini göremez, unsurunu tayin edemez oldum. Bilmem. Fransızların büyük dâcudcnt şairi Charles Bvaude-iair’i taun mısın? Devrinin romantik edebi* yutma ilk sıtmalı iaşeyi getiren bu hastalıklı dehanın doğuşunu, yine o devrin eıı büyük mü-nekkitierihıien biri olan Sabite Bcuve şöyle bu idjıyenik endişeyle karşılamıştı: “Zavallı çocuğum» senin herşeyden evvel güneşe, açık havaya ihtiyacın vaı thluün birinde bir deniz kı yisında seninle beraber dolaşmak fırsatım bulursam, bil kİ, ayağına bir çelme yurup seni uıurnanın dalgaları içine itmekten kendimi güç zaplede» ( gnn.” Sainte Reuvc, bu metfor-hı genç şfurl, havata, tabiata, hayat ve tabin-tın sonsuz ve ezeli güzelliklerine çağırmak istiyordu. Şâirin, hu tcrrlibeli ve ihtiyar Itetâd sözüne kulak akmadığını v»? öltlneeye kadar korkunç bahtının pehçe.',ind«* kıvranıp kaldığını biliyorum; fakat, onu hır cevap verip vermediğinden hn herim yoktur Ben onun yerinde olsaydım Bu ivnizm sulum çok bulanık, Us* lâdım Dibim görmediğim bir sevin ipine atılmak istemem!” deıdiııı.
“İşle, sen. bir başkasının çelmesine bile ihtiyaç hisselıne(lın hy deniz denilen şevin İçine gözü kapalı ntılıvvrdin Korka ıh iu kı, düştüğün yer bir bıılaldık olmasın! Herhalde, suna. Tanrıdan selâmet diterim
¥
İzmir’de Dış Ticâret Ofisi Müdürü Cahit Haht, Diyarbakır Lisesi Edrhivat Hocası Ahmet Naznıl've» yazıyor:
“işlerimin ba-uıdmı aştığı on sınıda çırpıştırıp göndermiş olduCıım biı uc’ldubıı» k>ı-238
nşik Jiadvsi, görüyorum kı, seni lüzumsuz yere telâşa düşilı muş. Zira, bu karışık ıfııdcvı, el yazısından karakter ve talih keşfine çıkaıı lal-cıhu gibi, talibi ede ede. mha>et. bir siıur bühtanı geçirmekte olduğuma ve hattâ daha ileriye giderek, akhmın. ruhumun bütün duruluğunu kaybettiğııne hüküm vermişsin. Kendimi mlhtefaa için dt?ğil, fakat, senin bu endişelerini gidermek için hemen söyleyiın kı. sinirlerim, \ ıııe bıldıgm gibi sapasağlamdır ve hı-ndo mevcudiyetini sezmek lûtfııiKlo bulunduğun kafa ve yürek .--»rreııltr’sıne hiçbir halel gelmemiştir. Hallfı. ne de gehnvk uzeredıı Tıım ıersine, gün geçtikçe — son mektubunda kullandığın bir tâbire göre — dnluı ziyade pişiyorum, olgunlaşıyorum ve içimdeki azmin, gun gc(iık«;e. Adeta bir çelik kırılmaziığı aldığını htesedivoı ıım. ÇÜnkU realitelerle daha yakından temasa gel-mekteyiTU Çünkü, inkılap prensipleri, binim için artık kâğıt üstünde birer formül (»imttMan çıkıyor; kâh seninle, k(dı buradaki «ıı kada jlar-la aranıra münakaşa edip bırak t iğimiz bireı akademili mevzu halinde kalmaktan kurtuluyor; ıbivla. gündelik havalımın kaygılâıı lirasına uııı\(iı, âdem, etime ve kanıma kaıı.şıyoi' ve hııin.«m dolayuhr ki. onları müdafaa ederken biraz da kendimi müdafaa etmiş gibi oluyorum. Hiçbir valili, .seninle birlikte “ınillı kurtuluş., savacına iştirak için Anadoiuya kaçtığımız ınita >ııa devri hosalaı katmazsak — diyebiliri m ki. hiçbir vnkil, hendek! şevk ve heyecan kavnağı bu derece gürlükte coşup taşmanııştır. Hayatımın bu en ınv.sut hâdisesini, sana, geçen ınekiııbuında bııhseitIğiıu reaksiyonlardan başka neye borçlu olabilirim?
••Rıı uıermııavı çıkarırken bizim, en çok l(ı.tkm ir uız şey, umunu bir kayıtsızlıkla kar-HilnMinik I»'bilkeşiydi Eğoı* böyle bir felâkete 239
uğramış olsaydık her birimizin hali, tamtakır bir saide konferans veren bir hatibin durumu kadar hazin ve gülünç olacaktı. Şimdi, bu tehlikeyi tamamlyle atlatmış bulunuyoruz ve sıra sıra gelip söz söylediğimiz kürsüden, bir takım »özlerin bizi sempatiyle dinlediğini, bir kısım kimselerin de surat asıp diş gıcırdattığını görüyoruz. Bazaıı da sokaktan geçen bir kaç âvârenin kapııulz önünde durup bize küfürler savuracağı tutuyor. Bunların kaba nûralan ilk zamanlar bizim sükûnetimizi bozar gibi oldu; iııkut. bu yüzden düşüncelerimiz ve sözlerimiz insini mim asla kaybetmedi, Eğer arasıra işimizi. gürümüzü bırakıp bunlara karşı bir takım inzibat tedbirleri almak mecburiyetinde kalıyorsak. mı, âııcak, evimizdeki davetlilerin bizi rahatça işit ehil melerini temin içindir.
•'İhından başka, muarızlarımız bize şunu da ıKpat etmişlerdir ki, inkılâp dâvası öyle, ken-lıiığmdcn yürümekte olan bir şey değildir. Ve bunun yüksek prensipleri henüz bütün kafalarda — hatla bütün ileri telâkki edilen kafalarda — tamamiyle yer tutmuş bulunmaktan uzaktır. Şıı halde, bunları çepçevro sıkı bir inkılâp mantığının clemlr çemberi İçine almak ve hiç birine kaçacak en ufuk bir delik bile bırakmamak zaruretine, bugün, her zamandan ziyade kanaat getirmemiz lâzım geliyor.
”Bu demir çemberi kimler dövecek? Bu çemberin demirini Kemalizma’nın akıncı gençlerinden başka kim dövebilir? Ve, onların mücadele silâhlan — bizim mecmua gibi — fikir organlarından başka ne olabilir? Bu itibarla, şimdi, öyle bir kanaate varmış bulunuyoruz ki, bu mecmuıının çıkması zaruri, mukadder, vazgeçilemez. ihmal edilemez bir şevdir.
(Dcvıunı var)
240
İT Ocak 1950
YBNÎ İSTANBUL_____
Savfa 8
GÜNÜN
KONOMiK HAREKETLERİ

4

Gelir Vergisinde ayırma prensipi
MODERN vergiciliğin ballıca esaslarından bin “verginin iktidara uydurulması,, şeklinde formüle edilebilir. Bu suretle “fedakârlıkta müsavat,, esası gerçekleştirilmek istenir. Vergiyi» mükellefin vergi ödeme kabiliyetine uydurmak ve herkesin vergi borcunu öderken ayın nispette fedakârlığa katlanmasını temini etmek üzere, modern vergiciliğin kullandığı usuller anısında, bilhassa, biri kemini (kantitatif), diğeri keyfi ıkalîtatıf) mahiyette iki tedbir vardır.
Kantitatif tedbir, “vergide müterakkilik,. esasıdır. Başlarda, mütenasip vergi, iktidara uygunluğu temine kâfi addediliyordu. Herkesin, iradının aynı nispette bir kısmını devlete vermesi, vergi adaletine uygun bulunuyordu. Halbuki, 19 uncu asırdan beri, bir taraftan gittikçe gelişen sosyal ve sosyalist görüşlerin tesiri, diğer taraftan da gittikçe artan varidat ihtiyacı karşısında, çok kuvvetli bir müterakkilik esasına geçilmiş, hattâ kanaatimizce bunda ifrata dahi varılmıştır. Bilindiği gibi, müterakki vergi fikrine göre, vergi Ödeme kabiliyeti, gelirle mütenasip olarak değil, fakat mütenasipten fazla artar. Bu itibarla da, fedakârlıkta müsavatın temini için, verginin jpütepasip değil, müterakki olması lftımdır. Ancak, müterakkilik esası, fcugun tetkik etmek istediğimiz mesele ile, doğrudan doğruya değil, ancak vasıtalı olarak alâkalıdır.
Verginin iktidara uydurulmasında ikinci ve kalitatif tedbir ise, “ayırma prensipi,, dir ki bugün bu mevzu üzerinde biraz durmak istiyoruz.
VERGİCİLİK dilinde “ayırma prensipi,,, emek ve sermaye gelirleri arasında, nispet bakımından bir fark gözetmek demektir. Umumiyetle, gelirler bu bakımdan: a) Emek geliri; b) Sermaye geliri ve c> Menızuç yahut muhtelit mahiyette gelir olmak üzere üçe ayrılabilir.
“Ayırma prensipi., nin dayandığı esas ve ana müşahede şudur: Emek geliri müstakar değildir. Emek unsuru, sahibinin fikri veya bedenî ça-hşmasiyle sıkı sıkıya bağlıdır; binaenaleyh, hastalık, sakatlık gibi sıhhi ve fizyolojik sebeplerle, yahut buhran ve işsizlik gibi İktisadî ve sosyal sebeplerle her zaman kesintiye uğrayabilir. Halbuki sermaye geliri çok daha sağlam ve müstakardır; Adetâ mukaddes bir mahiyet taşi-yan mülkiyet müessesesine dayanır.
Şu halde, vergi ödeme kabiliyeti bakımından, muhtelif gelirler arasında, sadece müterakkiyet yoliyle miktara dayanan bir farklılık gözetmek kâfi değildir; miktarca aynı olan gelirler dahi, emek veya sermayeden tahassül ettiklerine göre, vergi ödeme kabiliyeti İtibariyle fark arzederler ve bu fark, emek geliri aleyhine ve
Doçent M. Orhan DİKMEN
sermaye geliri lehinedir. Bu vazıyete göre. İstikrar arzetrneyen emek geliri, saglnın ve müstakar sermaye gelirinden daha düşük nispetlerde vergiye tâbi tutulmalıdır ki, fedakârlıkta müsavilik kaidesi tam olarak gerçekleştirilmiş olabilsin.
işte bu fikirlerden hareketle, yeni Gelir Vergimizin tedvini sıralarında, mümkün mertebe bıı prensipin tatbik ve tahakkuku cihetine gidilmek istenmiştir. Kanunun, hükümet tarafından hazırlanan mucip sebepler lâyihasından aşağıya aklığımız kısımlar bunu açık olarak göstermektedir. Meselâ bir yerde şöyle demliyor; “Adalete uygun bir vergi sistemi tesis edilirken "ayırma prensip!,, ne gereken ehemmiyetin verilmesi zaruridir. Vergi tarihi boyunca şu veya bu şekilde her zaman ve her yerde gözönilnde tutulmuş olan bu ana prensipin modern vergicilik devresine giren TÜrkiyede de burulan böyle ihmal edilmesi bittabi varld olamaz.,, Diğer bir yerde, ayırma pıensipının gerçekleştirilmesi için cari olan usullerden bahsolunıırkcn: “İkinci usul, şahsî gelir vergisinin yanında sermaye şirketleri (kurumlar), bina, arazi ve sanat (İşletme) vergileri gibi reel vergilerin tatbik olunmasıdır.,,
ÖRÜLÜYOR Kİ. yeni Gelir Vergisi sistemimiz kurulurken, “ayırma prensipi,, ne geniş
Ölçüde yer verilmiş ve hattâ buna dayanan bir ahenk ve tenazür göz-önünde tutulmuştur. Halbuki, lâyihada zıkredildiği gibi “her zaman ve her yerde,, değil, fakat ancak 19 uncu asırdaki sosyal cereyanlar neticesinde vergi prensipleri arasına giren bu esas, zamanımızda ehemmiyetini ve hattâ bir dereceye kadar mânasını kaybetmiş bulunmaktadır.
İki taraflı bir inkişaf, bugün bu neticeyi vermiş bulunmaktadır. Bir taraftan, emek geliri, hususiyle sosyal tedbir ve sigortalar sayesinde, gittikçe daha sağlam ve müstakar bir mahiyet kazanırken, diğer taraftan da, türlü müdahale ve takyitler ve ayrıca İktisadî buhran ve harpler neticesinde, sermaye geliri gittikçe daha az sağlam ve daha az müstakar bir hale gelmiştir, öyle ki. bugün sağlamlık ve istikrar (devamlılık) bakımından, emek ve sermaye gelirleri arasında bir fark kalmamış gibidir. Emek gelirinin nispeten mahdut, sermaye gelirinin ise çok daha büyük olabileceği de bu bakımdan ileri sürülemez; zira bu cihet, kalıta-tlf mahiyetteki ayırma prensipin! değil. fakat kantitatif müterakkilik prensipin! alâkadar edebilir.
Hulâsa etmek İcap ederse, “ayırma prensipi., ancak müsavi miktarlar itibariyledir ve bugün istikrar itibariyle sâv ve sermaye gelirleri arasında tahassül etmiş bulunan muvazene vaziyeti, böyle bir ayırmayı ta-mamiyle lüzumsuz kılmış bulunmaktadır.
Holândanın dış ticaret durumu
Amsterdam (Hususi) — İstatistik Bürosunun neşriyatına göre, Almanva Holândamn en iyi müşterisi haline gelmiştir. Ingiltere, Holânda dış ticare-tinde şimdi üçüncü derecede gelmektedir.
Kasım ayınm kati rakamlarına göre, Holftndanm ihracatı 399 milyon florine, ithalâtı ise 451,7 milyon florine çıkmıştır. Mamafih ithalât rakamlarının yüksekliği florin devalüasyonundan ileri gelmektedir
Holândanın alıcılar», ehemmiyetleri sırasiyle,, Almanya, Belçika. Ingiltere. Endonezya, Norveç ve Birleşik Amerikedır. Satıcılarına gelince. Birleşik Amerika. Belçika, İngiltere, Endonezya, Fransa ve Almanyadır
| Î6/İ/1950 Pazartesi |
(forsalarda Vaziyet
İstanbul :
Ticaret Borsaaında fındık fiatieri sağlamlığını muhafaza etmektedir. Nebati yağ gTupunda yeniden bir canlılık baş-göstermlştlr. Ayçiçeği ve pamukyağı, fındık yağı gibi maddeler üzerine muameleler olmuş ve fiailerini sağlam bir hale getirmiştir.
Beyaz peynir ve Trakya kaşarlarında da fiat gerilemeleri başlamıştır. Bu yıl bol peynir istihsal edileceği yolundaki haberlerin, Hallere tesir ettiği anlaşılmaktadır.
Esham ve Tahvilât Borsacında kayde değer birşey yoktur. Altın piyasası İse durgun geçmektedir.
İzmir :
Hafta başında çekirdeksiz kuru üzüm piyasası; değişiklik göstermiştir. İncir sağlamlığını muhafaza etmektedir. Birinci Akala pamuğunun aranmasına mukabil alıcılar ikinci ve üçüncü kalitelerle alâkalanmamışiardır. Pamuk yağının fi-atinde yükselme temayülü görülmektedir. Satıcı pamuk çekirdeği arzında nazlı davrandığından muamele olamamıştır.
Adana :
Bugün boranda kayde değer bir muamele olmamıştır.
1
100
100
100
10(1
100 ıoo
100
100
100
Ham ve mamul dokuma maddelerine dair haberler
Muhtelif piyasalardaki hususî muhabirlerimiz bildiriyor
İSTİHSAL PAZARLARINDA
Birleşik Amerikada :
Ne'v-Y ork ı Hıısıısl ı — Amerikan pamuklu mensucat endüstrisi sun 12 ay zarfında olduğundan daha iyi biı durumdadır. Hanı madde fabrikaları istihsale stuksuz başlamışlar, 90 -120 gün arasında değişen vâdvlı satışlar yapmışlardır, Fiyat sistemi sağlamdır.
Mamul madde satıcıları 1950 senesinin İlk çeyreğine ait kontratlar yapmışlardır. 1919 senesinin yazından ben fiyatlar düşüklük temayülün* den kurtulup yükselmeye yüz tutmuştur. İstihlâk merkezlerinde, perakendecilerden pamuk toplayıcılara ve toptancılardan komisyonculara kadar herkes fiyatla tın sağlam olduğunu ve piyasanın ahengini bozacak stoklar bulunmadığını bildiriyorlar.
Fanilik ipliği dokumacıları 1950 senesine gayet az bir stokla girmişlerdir. Kaydedilmemiş ve senenin ilk üç ayına ait elde mevcut stoklar da gittikçe azalmaktadır. Gelecek birkaç hafta içinde talepler esaslı bir surette hızlanacaktır.
iplik stoku sahipleri, ilkbahar ihtiyaçlarını karşılıyabilmek için ipliğe ihtiyacı olanların şimdiden harekete geçmeleri icap ettiğini söylemiştir. Diğer taraftan iplik kullanan tüccarlar stoklarını âzami ihtiyatla kullanmaktadırlar.
İplikçılere göre Noel arifesinde bol miktarda pamuklu kumaş ve elbise satıldığından, baharda perakende satışlar kuvvetlenecektir.
Ne w-York (Hususî) — Bu sene ekilecek olan pamuk sahası hakkın-daki hususi tahminlere göre, çiftçilerin, geçenlerde Birleşik Amerika Ziraat Nezaretinin tebliğ ettiği 21.000.000 dönümlük arazi yerine daha az kur sahada ekim yapacakları anlaşılmaktadır.
“Dailj’ News Record,, gazetesi tahmin! sahanın 20.322.000 dönümlük olduğunu iler! sürüyor. Bu miktar 1949 da ekilen 27.359.000 dönümlük araziye nispeten % 26 daha azdır.
Geçen sene ekilen araziden 16.034.000 balyahk bir mahsul alınmıştı. Bu miktar 1937 de elde edilen 18.946.000 balyadan daha az olmakla beraber diğer senelere nazaran 1937 rekoruna en yakın olanıdır. Brezilyada :
Rio de Janeiro (Hususi) — Tarım Bakanlığının emri üzerine 1949 yılında “Ziraat Enstitüsü,, tarafından 62.700 kilo jüt tohumu dağıtılmıştır. Bu miktar 1948 de dağıtılanın beş mislidir.
Amazon vadisinin 1950 yılında 25.000 ton jüt çıkaracağı tahmin edilmektedir.
Avustralyada :
Sidney (Hususi) — Yün satışları durgundur, fakat tüccar ve müstahsil 1950 yılının ikinci yarısı için dada 1yi bir durum ve fiyat istikrarı ümit etmektedir.
Her ne kadar bazı mahfillerde, İngiltere Kırallığı ve diğer memleketler halkının yüksek fiyatlı giyecek eşyasına karşı mukavemetinden kork makta iseler de. bura tüccarları 1950 yılı yün fiyatları hakkında nikbin görünüyorlar.
Japonyada :
Tokyo (Hususi» — Bir Japon dokumacısı, Japon pamuklu dokumalarına artan talepler dolayısiyle. 1950 yılında Japonyanın bir milyar yarda kare pamuklu giyim eşyası ihraç
edebileceğini söylemiştir.
Japon dokuma sanayiinin gelişmesi şartlarına (lıı temas etleri dokumacı, bunları şu suretle sıralamıştır: Hususi teşebbüsün canlanması, cif fiyat usulüne doniiş, ticari muamelelerin basitleştirilmesi. Japon iş tulumlarının yabancı memleketlere serbestçe seyahat edebilmeleri ve Birleşik Amerika ile daha sıkı ticari münasebetler kurulması.
Yeni Zelândada :
İnvercargill (Hususi) — Satırı memleketlerin çetin rekabetlerine rağmen. Yem Zelanda 30.000 balyayı geçen yün satışı yapmaya muvaffak olmuştur Satış esnasında piyasa sağlam bir durumdaydı.
Bilhassa karışık yün arzı fazla olmuş fakat talep o derece artmıştır ki fiyatlar evvelki satışlara nazaran bazan yüzde yüz yükselmiştir.
İnce yünler de iyi fiyatlara satılmıştır Merinos yünü libre başına 70 peni artmıştır.
İfolyada ;
Milan (Hususi) — ipekli piyasasında fiyatlar, kaliteye göre değişik olarak, kilo başına 5.500 - 5.800 liret arasında takarrür etmiştir.
Milano (Hususi ı — İtalya ham ipek 1949 ihracatı 1948 yılına nazaran yüzde seksen eksiktir “İtalyan Milli İpek Cemiyetinin,, neşrettiği istatistiklere nazaran 1949 yılı hanı ipek ihracatı 247.357 kilodur. 1948 ihracatı ise: 1.479.000 kilo idi.
Son ayın satışları Almanya, Haiti, Avusturya. Fransa, Arjantin,z Birleşik Amerika, Belçika, İngiltere, Fas, Tunus ve İsvıçreye yapılmıştır.
İSTİHLÂK PAZARLARINDA
Birleşik Amerikada :
Boston (Hususi) — Yerli yün satışlarında görülen fiyat değişmeleri haricinde piyasa durgundur.
Uruguay mallan üzerindeki muamele, iyi durumunu muhafaza etmektedir.
Yün ipliği piyasasında bir canlılık görülmekte, siparişler gittikçe artmaktadır.
Fiyat tesbiti güçtür, fakat vaziyet fiyatların düşmediğini ve bilâkis kuvvetlendiğini gösteriyor.
New-York (Hususi) — Dün pamuklu mensucat piyasasında senenin İlk iki ayında teslim edilecek mallar fiyatlarının libre başına 8 de 1 den bir çeyreğe kadar bir yükseliş kaydedilmiştir. Bu, taleplerin çoğaldığım gösterir. Talep fazlalığı dolayısiyle, mart ayı için siparişler başlamıştır.
Hindistanda :
Yeni Delhi (Hususi) — Hindistan Hükümeti ham ipekten advaloren olarak alınan ithal resmin! yüzde otuz indirmeye karar vermiştir Ticaret Bakanı, Japonyadan yapılacak ham ipek ithalâtının hükümet tarafından yapılacağını bildirmiştir.
Bombay (Hususi) — Pamuk piyasasında muamele hacmi çok dar devam etmektedir.
Hint pamuğu Üzerine hemen hiç muamele olmamış ve başlıca satışlar CalltnrrılH pamuğu üzerinde cereyan etmişi ir.
Peru pamuğu fiyatlarında yükseliş kaydedilmiştir; Mısır pamuğu henüz piyasada yoktur.
Boırıbayda tüccar elinde bulurfhn bütün pamıık stokları lisansa tâbi tutulmuş ve ancak mensucat âmirinin müsaadesi İle satış veya teslimat yapmak imkânı ihdas edilmiştir.
Devlet İktisadî teşekküllerinin vaziyeti
__________|___
l
Dün, beş işletme raporu kabul edildi
Ankara, 16 (Hususî muhabirimiz bildiriyor)
Toprak Mahsulleri Ofisi
İktisadi Devlet Teşekkülleri Umumî Heyeti bugün Toprak Mahsulleri Ofisine ait muamelâtı gözden geçir mi.ştlr Bu rapora göre Ofisin 1948 yılındaki hububat alımı, bir evvelki seneye or zarun 95 bin ton bir fazla hkla 733 bin tona yükselmiş ise (1(? dahilî satışlar, 230 bin ton bir eksilme ile 457 hin tona, harici satışlar da 280 bin vondon 15 bin tona (’üş m üş tür.
Harici hububat Hatışların dan 947 de 35 milyon lira ya yakın bir kâr elde edil* inişti. 948 de bu, yalnız 2 milyon liradır.
Afyon ahrnlaıı 947 yo nazaran 61 ve satışları % 9 nispetinde arlrnış. bun ların harice satışlarından tahassül eden kâr 6 milyon lirayı bulmuştur.
Buğdayda vasati stok alım fiatı ^4,21 kuruş olup buna 6.8R kuruş İşletme masrafı ilâve edilince beher kilonun maliyet fiyatı 31,1 kuruşa baliğ olmaktadır
Toprak Mahsulleri Ofisi, geçen senenin 16 milyon lirayı aşrın kârına mukabil 194.8 bilançosunu 19 ınılyor lira zararla kapatmıştır.
Bu zararın sebepleri arasında şehir ve kasabalara ekmeklik hububatın maliyet bedelinden aşağıya satılma sı ı vasati 25,01 kuruş), 194? de harici satışların yalnız 15 bin ton arpaya inhisar etmesi, dahili satışların alıma nazaran azlığı. Devlet Demiryollarının Ofis nakliyatına tüccar malına nispetle daha yüksek bir iari fe tatlılk etmesi vardır.
Hububat stokları, bir ev
ve İki yıla nazaran 220 bin tondan 479 bin tona yükselmiş ise de bu miktar memleketin her tarafında hububat fiyatlarını muayyen seviyede tutabilmek İçin piyasada, tanzim vc müdahale satışları yapmaya kâfi gelmediğinden birçok yerlerde fiyatlar Ofis fiyatının üstüne çıkmıştır.
Murakabe raporu. görüşülürken Siirt Milletvekili Ali Rıza Esen, bazı ter.kid lerde bulunmuş, mı arada Amerikaya gldcıı tetkik heyetinin esas raporunu vermediğini. muhasebe İşleri düzgün gitmekle beraber eskiden bozuk olan tarafların, zaman zaman umumî İşleri aksatmakta bulunduğunu, aynı masada çalışan memurlara vekâlet ücreti verilmesinin bir israf olduğunu, bunun önünün alınması ve inşaat işlerim. ı (IÜ-
z.eltilmesi bâzını geddiğini söylemiştir.
Müteakiben soz alan Ofis Umum Müdürü Necati Top-çuoğlu, Amerikaya giden heyetin raporunu birkaç ay içinde lamamhyac.ağını. muhasebe İşlerinin son senelerde muntazam olduğunu, geçen senek! bilânçontın örnek olacak şekilde ve tam zamanında hazırlandığını, aynı masada çalışan memurlara vekâlet ücreti verilmesi usulünün kaldırıldığını ve tohum standardizasyon işinin halledilmiş bulunduğunu söyledi.
Neticede umumî heyet kendisine arzolunan raporu tasvip ile memurlara temettü ikramiyesi verilmesini kabul etti
S. B. İplik ve Dokuma Miiessesesi
Raporda belirtildiğine göre, Sümerbank İplik ve Dokuma Fabrikaları Mües-sesesi. yedi pamuklu, beş yünlü, bir suni ipek bıı kendir soyma, iki çırçn fab rikasiyle bir satın alma bürosu. on dört toplan atı: deposu ve perakende satn-mağazası ve bir merkezi teşkilâttan mürekkeptir 1948 yılında vasatı. /82.r memur ve 20219 işçi çalış tırmış ve mayıs 1949 sonun da lâğvedilerek 12 um.lât çj alım ve satım ve bir pa mıık satın alma müesseses kurulmuştur.
îplik Dokuma müessesesı 1948 Mİmda 96,7 nıilvon li ralık mübavaada bulunu uş tur. Bu ahmların 14 nıılyor kilosu sâf pamuk. 20.x mil yon kilosu çiğitli pamuk ve 6,5 milyon kilosu da ’»irl: vapa.yıdır.
Mücssesenin ham madde ve stoklarının umumi değeri 71,8 milyon Hra dır. 1948 yı lında 14 bin ton pamuk İp llği, 4175 ton yün İpliği, 285 ton suni ipek, 89 bin metre pamuklu, 5.3 milyon metr» yünlü kumaş dokunmuştur
Yıl sonundaki mamul stok ları umumi değeri 98.5 nıll yon lira gibi düşündüriiri bir miktara yükselmiştir
Haziran 1949 da faaliyet* geçen alını ve satım mües sesesi. 105.5 milyon liralık mamul stokunu satmak gibi müşkül durum arzvdcn biı 2aııınn(bı işe başlamıştır.
Mücssescnfn getirdiği ya bancı menşeli mallar hak kında murakabe raporunda
şöyle denilmektedir:
“Memleket ihtiyacından fazla miktarda olan ithal inalları, getirildikleri zaman, küçük bir fiyat farklyle hemen satılmaları mümkün iken bu. yapılmamıştır.
Piyasa etüdlerine göre elde mevcut stokların fiyatları, bugünkü piyasa fiyatlarından yüksektir. Muhtelif kalitelerde tekrar bir fiyat indirilmesine zaruret vardır.
Miıessesenin satış kârları •ekûntı 37.7 milyon liradır.
Raporun müzakeresi sırasında Milletvekillerinden Ziya Erzin Cezaroğlu, yapağı ithali sebepleri. 98 milyon liralık stokun hemen satılması halinde 32 milyon Hra olarak gösterilen kârın azalıp azalmıyacağı ve müesse-senln teftiş edilmemesi hakkında izahat istedi Sümerbank Umum Müdürü, yalnız Avushtalyadan Merinos vapağıları satın alındığını, iyi kalite için fazla para ö-dendiğini. daha ucuz yapağı ithal edildiği takdirde maliyet t e % 10 • 15 ucuzluk -sağlanabileceğini ve yerli Merinos cinsinin ıslahı ve istihsalin çoğaltılması için bir milyon lira tahsisat ayrılmış bulunduğunu, stok tıuılın alış llyatiylc bilançoda kıymetlendirilmiş olduğunu söyledi.
İplik vn Dokuma mûesse-Meni hnkkındakl rapor, komisyonun tavsiyeleriyle birlikte kabul çelildi Bu müessese m»-mııı hırına da temettü Ikrarıılvnsl verilecektir.
Deri ve Kundura Sanayii
iplik ve Dokuma müessese-sinin muamelâtından sonra bugün fktlsadi Devlet Teşekkülleri Umumi Heyeti Sümerbank Deri ve Kundura sanayii müessesesinln 1948 yılı hesap ve muamelelerini inceleyen komisyon raporunu müzakere etmiştir
Bu rapora göre müessese, 1948 yılında 11 milyon 995 bin küsur liralık mubayaa 20 milyon 497 bin küsur liralık satış yapmış ve bu muamelelerden 2 milyon 818
hin liralık safi kâr tc-min etmiştir.
Müessese geçen sene zararları bu kârdan mahsup edildikten sonra 1948 yılı bilânçosunu 156 bin küsur Hra kârla kapatmış bulunmaktadır.
Hesapları inceleyen komisyonun 7 maddelik tavsiyelerinden sonra söz İsteyen kimse olmadığından rapor aynen kabul edilmiştir:
Müessese memurları, temettü İkramiyesi alacaklardır.
Türkiye Bakır İşletmesi
Bu rapora göre, 1948 yı lında Türkiye Bakır İşletmeleri rnüeasesesi, topluluğuna gireri isletme ve madenlerden yalnız Ergani Bakır İşletmesinde istihsal yapılmış ve bu yıl müessese-nln İstihsali, kuruluşundan beri en yüksek miktar olan 10,970 tona yükselmiştir. Buna mukabil aynı yıl İçinde satılan bakır. 12196 tondur. Bunun 1244 tonu yabancı memleketlere satılmıştır.
Murgul İşletmesinin 1948 yılı çalışmaları, kuruluşun hızlandırılmasına münhasır kalmıştır. Kuvarshan madeninde İse tasfiye işine devam olunmuştur, müessesinin 25 milyon liradan ibaret numinal sermayesinin 8 milyon lirası ödenmiş bulunmaktadır. Umumi sermaye 1948 yılında 1947 ye nazaran % 12,6 artmış ve yabancı kaynaklar nispeti azalmıştır. Bu suretle müessesenln esasen iyi olan mali durumu, daha da düzelmiştir.
Ergani bakır işletmesi, 1947 de devrolunan stokla-riyle 1948 yılı istihsalinden aynı yıl içinde 16 milyon 126 bin küsur lira bedelle 11,27 milyon ton blister, 600 bin lira bedelle, 412 ton rafiha bakır satmıştır.
1948 yılından 1949 yılma 2,352 ton blister ve 258 ton bakır stoku devredilmiştir. Rapordan öğrenildiğine göre memleketimiz İhraç ettiği işlenmemiş bakır miktarından fazlasını mamul halinde ithal etmektedir. Tür
kiye bakır İşletmeleri mü-essesesi, 1948 yılı bilançosunu 8 milyon 805 bin Hra kârla kapatmıştır.
Raporun okunmasını müteakip AH Rıza Esen, Murgul ve Ergani işletme kadrosunun ne halde oludu-ğunu ve personelin lojman ve hayat şartlarının bugünkü durumunu, işletmede kalanlarla akşamlan evlerine dönen işçilerin aldıkları gıda kalorileri arasında bir fark olup olmadığını sordu. Etlbank Umum Müdürü, Murgul’da tesis ve Ergani'de işletme kadroları olduğunu, evlerine dönen İşçilere çiy-den erzak verildiğini, bakır imalâtının tetkik halinde bulunduğunu ve bu sanayiin dış kredi bakmmdan ikinci plâna bırakılmış olduğunu bildirdi. Cevher maliyeti üzerinde hassasiyetle durulması ve diğer âmiller üzerindeki tetkiklerin bir an evvel neticelendirilerek ma-liyetin düşürülmesi1, bu arada diğer memleketlerdeki bakır maliyetleri He mukayeseler yapılarak elde edilecek neticelere göre gerekli tedbirlerin alınması, mamul halde ithal edilen bakırdan tel, boru, levha ve saire gibi basit olanlarının memleketimizde yapılması, Murgul-x da kuruluşun, Kuvarshanda tasfiyenin bir an evvel sona erdirilmesi ve safi kârın 3460 sayılı kanun mucibince tevzii tavsiye ve temennilerini ihtiva eden bu rapor da aynen kabul edildi.
Keçiburlu Kükürt İşletmesi
Son olarak Etlbank Keçiburlu, kükürtleri İşletmesi miiessesesi hakkındaki rapo-
ra geçildi. Bu
1948 de 11,716 cevher ve 2407
müessese, ton ham ton saf
kükürt İstihsal çtmiştlr. 1946 yılı ortasından itiba-
ren satılanuyan stoklar do-layıslyle işletmede bağ kü-
kürdü istihsali durdurmuş-
tur. Sınai maliyeti 13.35 Hra olan büyük bir torba saf kükürdün satış maliyeti 15,37 liraya ve geçen soneki
stokların da tesiriyle 16.26 liraya yükseltilmiştir.
1946 sonuna kadar normal
hir seyir takip eden kükürt satışları Türkiye Zirai Do natım Kurumunun müessese ile bir anlaşmaya girıneyip üstelik kükürt ithal etmesi kükürt müessesesini donatım
ve ithalâtçı tüccarın reka bet! ile karşılaştırmış ve müessese, piyasaya uyarak satış maliyeti 11 liraya baliğ olan bağ kükürdünü 6,5 ve yine 16,24 liraya mal olan saf kükürdü 1.3 liraya sat mak mecburiyetinde kalmış ve tabiatiylo zarar görmüş tür
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
KAMBİYO
İstanbul Borsası
Steriing ....
Dolar .......
Fr. Frangı... laviçre Fr.... Helç. Fr. ... İnveç Kr.....
Florin ......
Liret .....
Drahmi ......
EscnuCkMi
790.50
28U .25 0 80 «4.03
5.60
54.12 5ü
73.68 40
Od 128
0.01 876
9 73.90
Altınlar
Buglln
Lira
Kapanış
7.90 50
280.60
0.u"
64 03
5
54 12 5u
73 OH m
0.41.128 •1 01 876
9. 73 90
En ki hur
Lırıı
ESHAM VE TAHVİLÂT
Devlet Tahvilleri
MEMLEKET TİCA
İstanbul Ticaret Borsası
ET BORSALARI
%5
Yo 5
*5.5
f55
%4
llcrnınlyrll tahviller 1933 Ergani 11138 İkramiyen MIHI Mlıdııfan 1941 1911
1/2
Kıı pn niş
(•)
I ........
IV ...
V.........
Külçe Yerli (ir. Külçe Degımsa,
Cumhuriyet ...
Reşat .........
Hiiiııit ......
Gulden ........
tngıliz .......
Fransız kok..,. Nap(»lcon III... İHVlçre ......
\>w-Ynrk’tH
6 20 l> 30 42 20 44 70 41 85 41.20 5( wı 45.50 12 90 41 80
6.21
0.32
12 30
4 l 50 •11 90 41.— 51.84
15 50
12 60
42.50
%6
-.0
%6
%7
Tr7
%7 %7 r(7
%7
Y«7
(TÎ7
oiihu : $ 35
Gümüş, Plâtin
Gümtlş Gr. Platin ,,
• ♦ t
• • • • • t
En uşnğı
Fin yukarı
jo -
H.-
Zürich Borsası (Serbest)
İsviçre Frangı
En aşağı
En yukarı
Türle liram ...
Dolar .........
Sterllng Fransız Frangı
0.8Ö
4.28
10 05 ı 09

1945 yılına kadar bilânço-sunu kârla kapatan müessese, bu tarihten sonra tevali eden zararlarını kâr yıllarında tefrik ettiği ihtiyatlardan karışlamak imkânı bulmuş ve malî sarsıntılar geçirmemizse de satış zararları devam ederse, elinde ancak 1949 yılı zararını kapatacak kadar ihtiyat kalmıştır.
Miıessesenin 1949 senesine eski ve yeni sahalardan devrettiği ihtiyat miktarı görünen muhtemel ham cevher olarak 850 bin ton, saf kükürt olarak da 403 bin tondur.
Umumi Heyet Amenajman plânlarının hazırlanması, satışın memleketin her tararına teşmili İçin tedbir alınması. hariçten gelen kükürtlerle rekabet için maliyetin düşürülmesine çalışılması temennisinde bulunmuş, ve rapor genel kurulca kabul edilmiştir.
Bu karara göre, müessese mensupları da temettü ikramiyesi alacaklardır.
YABANCI BORSALAR
İzmir Ticare t Borsası
Bugün Son kapanış
(Jztlm çaldrdck.siz No.9 56.- 56 75
İncir A «erİRİ No. 8 .. 54.— 51.—
.. B Ferisi No. 108 43.— 43.-
Pamuk A kain 1 235.— 235.-
Pamuk Alcnta il 222 — 222.—
Pamuk Akan IU 205.— 205.-
Pamukvnğı (rutine) ... 150 — 150.—
Pamuk çekirdeği ıe.50 16.50
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akıı Iıı ı 200.—
ramak Akala 11 162 5 16C.—
Pamuk Akala III. 150.-
Pamuk Yeril I. ...... 155.— 150.—
Pamuk Yerli (I ■
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak 35.— 34.-
Buğday sert 82.50 32.-
New-York Borsası
Dün
Eski Inır
llııhııbııl: Bııgıın Efikl Kapanış
Rııgdny Yumuşak 31 35 31 35
Buû»lnv Seri 29.30 3ü.—
Aiihi Bırnlılı . 24.- 25.10
Aıpıı Yemlik ••löhırıo) 25— 25.10
Mısır (Sarı.» çuvallı 21.15 24.30
Fagulya Tomlnıl (çuvallı) M — 33.-
FnMiılyo Çilli teri (ddkıne) 37.— —
k !>; .(• ini U.- 36.
Mercimek Kırmızı İç çuval 17.— 15.—
Mercimek Yeşil çuvallı ... 51.— 56 —
N'»hu( natlU*(4 23.30 22.—
1 ııgll înhıınılıır:
Ayçiçeği tohumu 34.— 37.—
Kehuılnhumu 12.— 11.—
Keiıdlrtohumu 39.— 42 —
82.— 83.-
Yır fıstığı kabuklu 75.— 70.—
Kuru Meyvnlıır:
Fındık (kabuklu sivri) 15n.— :i59.-
Fin»lıl( (İç tombul) 155.— 159.—
Ceviz (kabuklu) 50.— 50.-
Ceviz (iç nal üre!) 115.— 170.—
Dukıırıın Ihını Maddeleri:
Tiftik atın mal 27.5.— 275.—
Tiftik (Na(ürel) 305.- 2.85.—
Yapak Anadolu (Kırkım) 205.— 170.—
ılııııı deriler:
Sığır salamura kilotu ... 170 - 170.—
Keçi tıızhı kuru kilosu .. 200.— 2(10.—
Koyun hava kurusu kilosu 200.— 200.—
Mezbaha aıfiır vnş kilosu. 123.- 120.—
Sehati Yağlar:
Zeytinyağı (Ekstra rknlral 230.— 230.—
Avcİgcyl (Rafine) tenekelt 162.— KiG —
Fındık '7t£ı irto.— 165—
Hıığday (Buşc1i=JSent) .........
Sert Kış ma.haulÜ No. 2 ....
Kırmızı .. ,, No. 2 ......
Paınıık Mlddilng (Llbre.HİzrScnt)
Mart .......................
Mayi* ......................
Temmuz .....................
Ekim .......................
23.
21.20
70. Ö0
102.60
96 10
05.50
23-(1.26
20.50
102.5(1
96 50
95.60
259.5
233 -
262 -
•235 -
1911 Kalkınma 1948
1918 1918 1931 1931 1911 p'll
1911 Milli
«V
• •
M
30.93
30.90
30.53
28.02
30.75
30.60
30.08
28 16
Demiryolu Demiryolu 1919 ikramı /eli
Diğerleri
Demlrvohı VI......
l. .......
H........
11!........
lal ikrazı I.....
H .......
Slvas-Erzurıım 1. .. H-VH.
Demiryolu L.......
II.....
III.....
MUrln laa
• •
I.......
H........
;1I.......
V
v 9 «*••••
00.50
16.30
96 25
97.-
97.50
UT.
•0 65
20 75
20.90
2L60
21.20
21
21 65
31 90
20 *40
Şirket Tahvilleri
Anadolu D.Y. Teri ip A/B.
••
99
99
• •
• •
• >
M C
. «0
M ilme ; Senet
lüh 50
öp.70
67,00
Şirket Hisse Senetleri
T. C, Merkez Bankam Türkiye İş Bankası .......
Türk Tk-areî Bnrikn.ii ......
Aralan Çimento
Şark Değirmencilik .......
Milli RenaOrana .........
120.—
U.90
5.—
16.—
23.25
Ecnebi Tahviller
MiNir Kredi foiıah e İ903
1911
• •
• •
dti.ÖO
96.30
96.25
97-
97 50
97.-
M Iİ5
20.76
20.90
21.60
21 20
21.-
21 70
22-2(i 60
107.—
63.-
68.—
120.-
25-
5.-
16.-
23.50
Tiftik ıLıhrealzzSent) .........
Tckxa(ı No, 1.................
Fındık (Libr(tM“Sent) ..........
Kabuklu Yeril iri ..........
.. iî orta ..........
Levanr iç İthal mail .......
Ekstra İri İç malı ...........
hıını üzüm (Llbrcal—SrnD .......
Thompson çekirdeksiz neçme Keten lohıımıı (Buşeli=:Dolnr) ...
Minneapoliıı ................
Kalay (Libreni— Sent) .......
Levha-teneke (.100 libre dolar)
6Ü.—
23.—
22.5
37.—
39-40
11.5-12
3.90-3.99
77.75-78
7.50
68-60
23 -
22.6
37.—
39-40
11.5-12
3.90-3.99
77.76-78
7.50
Londra Borsası
Keten tohumu (T(»nu~Sterlln) ...
Bombay .....................
Kalküta ...................
Yer fmiıisı Hindistan .........
Bradford Piyasası
63.—
62.—
63.—
63-
62-
61.5
Tiftik lvl mal (Libresi — peni) ... 34.— 34.—
vl Sıra malı ., • • ••• 30.— 30.—
Yün Anadolu ,, • • ••• 18.50 19.50
99 Trakya •i ••• —
İskenderiye Borsası
Pamuk (Klıntarı=Talları) ........
Aflhmounl Kuta ey allı F/G... Karnik Uzun elyaflı F/G.
(•j Gününde Burcuda muamcleel leecil odılnıemU tahvilât ve eshamın arz ve taleplere göre taayyün eden takribi piyasa değerleri.
85.50
99.—
87.70
100.25
Sayfa 4
YENİ İSTANBUL
17 Ocak İPSO
ttjrmstt
HiiHMifmııııı— «h w # mm»
Siyasî meseleler ve muhabir mektupları
- ■ - - —M ■■ ırrııı— llll—ll- JI,lll.->IIIIIMinWIIUllUI1 HIM T- IMt» I IIIIIH
Paris hususî büromuz bildiriyor:
REVERS MESELESİ
Hâdise, Paristeki Amerikalılar arasında
teessür uyandırdı
Dil meseleleri:
Dilimiz ve ideallerimiz
Yeni bir hayat nizamı, yeni bir kültür sezgisi; elbette kendine göre bir dil ister.
M. Nermî
Çin'de Tiyatro
Çinli seyirci, sahneden tam bir sanat, hareketlerde bütü imkânlardan faydalanan bir mükemmellik, şarkılarda ve sözlerde incelik ister
Dr. Muhaddere Nabi özerdim
Genoral Revers
Paris, 15 (Hususi büromuzdan) — Salâhiyet-li bir askeri şahsiyetten öğrenerek, herkesten evvel haber verdiğimiz Revers raporları meselesinin, Paristeki Amerikan siyasi çevrelerinde ve bütün A-merikalılar arasında uyandırdığı heyecan devam etmektedir.
Evvelce de söylediğimiz gibi, bıı eski Fransız Genelkurmay Başkanı general hakkında VVashingtorı’da
gayet iyi bir hatıra beslenmekte ve onun bir vatan haini olabileceğine asla ihtimal verilmemekteydi. Son zamanlarda yarı rtfınü bir asker1, tebliğde de, onun lehinde bazı kanaatler belirtiliyordu.
Hindiçinl hakkında mahut raporun ifşa edilmesinin ise, Birleşik A-merika hükümet mahfillerinde çok acı bir intiba yarattığı muhakkaktır. Paristeki Amerikan sefareti ile temas etmekte olan Amerikalılar da, ne derece müteessir olduklarını bize izhar etmişlerdir. General Revers tarafından kaleme alman bazı ••mahrem,, vesikaların Hindtçinidekl komünist şefi Hoi Şi Minh’e telgrafla gönderilmesi, sonra da bunların Ran-Dai ve Fransız birliği aleyhine bir propaganda vasıtası olarak kullanılması keyfiyeti, Amerikalılarca bilhassa vahim telâkki edilmiştir. Ve onlar, bu vesikaların metninin yalnızca 2 nci büroya ve askeri mahkemeye gönderilmeyip, aynı zamanda, zaruri olarak siyasî müdahalelere maruz iki sivil makama yani Başbakanlığa ve İçişleri Bakanlığına da tebliğ edilmesine mâna verememektedirler. Bu suretle bir çok kişiler bundan haberdar olmuşlardır. Haberlerin dışarı sızmasma mâni o-lunamadığından, bunun mesuliyeti, affedilmez bir tedbirsizlik yapmış o-
General Mast
lan yüksek aittir.
sanın müttefiki o-lan milletler halkının gitgide büyüyen nefreti karşısında, bazı mühim siyaset adamlarının İsimleri bu işe karışmış olsa bile, mesul makanuarın bütün hakikatleri ortaya koymaları zamanı gelmiştir.
“MONDE" GAZETESİNİN BİR MAKALESİ
Dalma tedbirli hareket etmesiyle tanınmış olan ‘•Monde’* gazetesi de, nihayet Revers meselesinde, usulünü bozaran lhtl-
mevkideki
şahsiyetlere
yatkârlık hudutlarından dışarı nuştır.
Paristeki Amerikalılar şöyle de. mektedirler: “Raporu kimin açığa vurduğu bizce mühim değildir. Vazifesini iyi bilen bir hükümet ve bir polis teşkilâtı, en cüretli casusları bile zarar veremiyecek hale getirebilmelidir. Fakat Öyle anlaşılıyor ki, bu casusların İşlerini kolaylaştırmak için ne kabilse yapılmıştır. Bu hâdiseden sonra, Amerikan idarecilerinin. Fransa hükümetine bazı askeri sırlan vermekte tereddüt ettiklerini görürseniz şaşmayınız.,,
St. Etienno’de çıkan bir gazeteye göre, Revers’in raporlarını Ho Şi Minh’in adamına, büyük bir ithalât ve ihracat şirketinin müdürü olan Peyrö isiıhli birisi tevdi etmiştir. Bu adam, evvelce Almanlarla işbirliği yaptığı İçin tevkif edilmiş, fakat sonradan İki taraflı bir rol oynadığını, bu suretle mukavemetçi milis kuvvetlerine hizmet ettiğini isbata muvaffak olarak 1948 de beraet etmişti. Bu defa da onun tevkifine lüzum olmadığı kararı verilmiş ve Cenubi Amerikaya gitmesine müsade edilmiştir.
Bu Revers meselesi bir çok sürprizler saklamaktadır. Ve artık gerek Fransız halkının, gerekse Fran-
Bu gazete, meslekdnşlarından daha az müsamahakâr olan Amerikan Time mecmuasının bir makalesini sahifcierlne geçirmiştir. Time, bu makalesinde, General Revcrs'l, “e-saslı askeri sırları muhafazada feci bir ihmalcilik göstermekle,, takbih etmektedir, Monde gazetesi İse, Bi-dault hükümetinden “açık ve sarih bir vaziyet almasını, harp ve İşgal dolnyısiyle lüzumundan fazla çoğaltılmış ulan gizil teşkilâtı tahdit etmesini ve nizama koymasını, bunları halka hizmet zihniyetine göre yeniden kurmasını,. istemektedir.
Ayni zamanda bu gazete; Hindlçl-nt’de Fransız temsilcisi Pignoln’i gözden düşürmek ve onun yerini almak maksudlyle General Mast’ın, General Revers raporlarını Peyrâ’ye bizzat verdiği hakkında dolaşan şayiaları da açığa vurmaktan çekinmemektedir.
Monde gazetesinin bu şekilde harekete geçmesi; en mutedil siyasi çevrelerde bile, artık böyle hâdiselere karşı ciddi tedbirler alınacağına, bu meselenin kat’l surette kesilip a-tılacağına ve çok uzun zamandnnbe-rt geciktirilen cezaların tatblkına karar verileceğine alâmet sayılıyor.
Pakistan ve komşuları
Jessup’ün yayınlanmıyau bir basın konuşması
Keşmir mefhumu, Pokistanda fırtınalar yaratmakta ve her yabancıya sorulan ilk suali Keşmir mevzuu teşkil etmektedir
Karaşi Ocak (Hususi muhabirimiz P. F. bildiriyor) — Pakistan dünyanın en mesut memleketlerinden biri olabıılı.Yiyeceği boldur, bütün dünyanın kapıştığı pamuk ve jüt gibi ham maddeleri yetiş- I tirir, Hele jüt bakımından r.ün-ya çapında Kir inhisara sahip gibidir. Halk memnundur ve ileri görüştü bir hükümet, memleKetin gelişmesine sükûnetle çalışmaktadır. Buna rağmen, Pâkistanlılar huzura kavuşamamışlardır. Harici tehlike büyüktür. Zaten bütçe tahsisatının % 75 inin milli savunmaya sarıedil-mesl, bunu açıkça gösteriyor.
Genç devlet, kendini tehlikeli iki komşuya karşı korumak zorunda kalmıştır; Türkistan ve Efganistan üzerinden gelmek ihtimali olan Rusya He aksi istikametteki Hindistan!.. Hintliler, memleketin taksimini ve Pâkistanın ayrılmasını, bugüne kadar hazmetmiş değillerdir. 1947 a-ğustosunda, Pâkistan ehemmiyetsiz ve tabi bir komşu olarak tasavvur edilirken, vaziyetin birdenbire değişmesi, Hintlilerin bu kırgınlığını büsbütün arttıı maktadır. Pâkıstan şu sırada, istikbali parlak, mesut bir | memleket haline geldiği halde, Hindistan, muazzam sanayiine rağmen sefildir ve fakirliğin bütün zorlukları He uğraşmaktadır. Mamafih, bu neticeyi Önceden tahmin etmek mümkündü» Memleketin taksimi neticesinde, zirai istihsali ve fazlasını temin eden bölgeler Pâklstana ve bütün bu serveti işlemekte olan fabrikalar da Hindistana kaldı, Hindistan, tngiltereyi takiben parasını düşürdüğünden, Pâkistan ise buna uymadığından beri, her iki taraf için çok feyizli neticeler verebilecek olan ticarî mübadele tamamen durmuştur. Hindistan, karşı tarafın istediği pahalı fiyatları ödememekte ısrar ediyor, Pâkistan ise istihsalini başkasına satmakla beraber kendi mensucat ve jüt sanayiini geliştirmeye çalışıyor. Hindistan ise, ham madde kaynaklan tıkandığından, işsizlikle mücadele ediyor ve suni tedbirlerle vaziyeti normale çevirmeye çalışıyor.
Bu duruma nazaran, her iki kardeş memleket arasındaki münasebetlerin, bidayetten beri, mütemadiyen bozulmasını tabii görmek icap eder.
Her halde Pâkistan, Keşmir halkının büyük ekseriyetinin ınüslümun
1947 ağustosunda Pakistan, ehemmiyetsiz ve tâbi bir komşu olarak tasavvur edilirken, vaziyetin birdenbire değişmesi, Hintlilerin bugünkü kırgınlığını hazırlamıştır.
olması ve memleketin. coğraf' ve iktisadi bakımdan, Pakıstamn devamından ibaret bulunmas do-layısiyle Kcşmi-rln kendisine verilmesinde ısrar ve aksi falda Hindistanın, Pa-kistanı zayıflatarak cenahından sa-rablleceğinl iddia ediyor, “Keşmir,, mefhumu, Pâkıstanda fırtınalar yaratmakta ve her yabancıya ilk sorulan suali Keşmir mevzuu teşkil etmektedir.
Hindistanın nüfus üstünlüğüne ıag-men, Pakistan, her hangi silânh bir ihtilâftan çekinmemektedir. Tokls-tanlı bir dostum mağrur bir edâ ile: “İki günde Delhıye varırız/’ diyordu. Hakikat şu ki, memleketin taksimi. yalnız toprak servetini değil muharip halkın ekseriyetini de Pa-kistana bırakmıştır. İngılteremn eski Hint ordusunun büyük ekseriyeti, Pencab ve Kuzey Batı eyaletinin milslüman cengâverlerirden müteşekkildi. Hindistan bunlara mukabil Sıkh'ler, Gurkalar, Racputiar ve Mahratlar gibi, muharip bazı kabilelere sahip bulunuyorsa da, bunların başlıca kusuru, bırbirlerly-le barışmaz derecede düşman olmaları ve bu itibarla aynı ordu kadrosu İçerisinde çalışmaktan kaçınmalarıdır. Pakistan kabileleri İse, ırk Plba-riyle ne kadar ayrı olurlarsa olsunlar, din bağlarlyle birbirlerine bağlıdırlar. Asırlardan' beri Hİndulara karşı kendilerini koruyan İslâmiyet, bun dan böyle de aralarındaki büyük irtibatı temin etmekte devam edecektir.
Şu varkl, Pakistanın çok zayıf bir cephesi hiç bir suretle ortadan kaldırılmış değildir. Pakistanın bir yarısı, Hind kıtasının batısında ve daha zengin olan diğer yansı ise, kıtanın doğıısundadır. Bengaller, Pencab ve Sindliler, lisanlarını bile anlaya-mıyacak kadar ayrıdır, Bu iki halk grupunun, coğrafi ve ırki ayrılığı, din birliği ile bile telâfi edilemıyecek kadar vahimdir. Ancak Karaşi hükümeti bunu takdir e-derok, Doğu Bengal eyaletine geniş bir idari muhtariyet tanımıştır. Bundan başka çok akıllı bir jest yaparak, devlet reisliğine Bongalli Khawja Nazımüddin’i intihap etmek suretiyle federalist muhtariyetle bir-, İlkte birbirinden tama men ayr* iki varlığın tek şahsiyet taralından temsili cihetine gidilmiş ve hiç olmazsa sembolik bir vahdet yaratılabilmiştir.
Taipeh. 16 A. A, (United Press) — Amerikan Fevkalâde Büyük Elçisi Philip Jessup bugün bir basın konferansı tertip etmiş, fakat basın muhabirlerinden, söyllyeceğl sözleri yayınlamamalarını İstemiş, hattâ Scripps Howard grupu gazeteleri muhabirinden sesi manyetik bir tel üzerine kaydeden diktafonunu mülâkat vasıtası olarak tavsif eden muhabir, Jessup'un bu muhalefeti karşısında, konferansı terketmiştir. Jessup yalnız ilerde yapacağı seyahatin! açıklamış ve Ma-nilla, Cakarta, Singapur, Rangon. Bangkok, Seylan Adası ve Pakistanı ziyaret edeceğini beyan etmiştir.
ESKİ OsmanlI cemiyetinin hayal nizamını temelinden değiştiren büyük Türk Devrimi, tek tük cemiyet dâvalarını rille getiren devrinılere benzemez. Bizim devrimlmlz, talihin bize anlattığı devrimlerden, her bakımdan, ayrılan geniş bir hayat hamlesi, kendisine yalnız çağdaş topluluk değerlerini kılavuz edinen eşsiz bir kültür hareketidir. Dilimizi kendi gelişimine, kendi haline bırakılmış görmek İHtiyenler, Türk Devrimin! büyük bir kültür hamlesi şeklinde değerlendirmekten henüz çekinenlerdir. Yeni bir hayat nizamı, yeni bir kültür sezgisi elbette kendine göre bir dil İster ve eski defterlere göre ayarlanmış, eski kavramlarla bezenmiş bir irade tarzından kurtulmaya çalışır. O-nun İçin Dil Devrimi, devrim bütünlüğümüzün ayrılmaz bir parçasıdır ve onun için Dil Kurultayına gönderdiği bir mesajda. İsmet İnönü, dil dâvasından değil, bütün işkilleri giderecek bir aydınlıkla Dil Çevriminden bahsetmiş ve Dil Kurultayım devrimin bekrisi olarak değerlendirdiğini bildirmiştir. Demek ohıvor kl, dil dâvası aynı zamanda bir devrim dâvasıdır ve bundan ayrılmamıza da İmkân yoktur.
Her kültür dâvasında olduğu gibi dil dâvasında da safta, sola kayanlar, ortalarda birikenler o-labillr Son Dil Kurultayımızda zümrelenişlerin belirmesini tabiî görmek lâzımdır. Fakat bütün bu görüş ayrılıklarına rağmen Kurultay, Dil Devrıminin ruhundan ayrılmamış ve dilimizin kendi kendini yaratması lüzumunda ısrarla durmuştur. Biz bunu yapılan birtakım tekliflerin hemen reddedilmiş olmasından anlıya-bilirlz.
Kurultayda öne sürülen fikirlere göre dilimize girecek olan sözlerin şivemize uyması lâzımdır. Bu fikrin son derecede yerinde olduğunu söyliyebilirlz. Dilimize aşırı ölçüde eski türkçe sözlerin girmesini istemiyenlcrln bu fikri benimsediklerini düşünürsek ileriye doğru atılmış olan adımın ehemmiyetini bir kat daha anla mış oluruz. Çünkü, şive sözü her mânaya gelen bir söz değildir. Bu, daha ziyade sözlerin fonetik yapısı ile ilgilidir. Dilimize yabancı dillerden giren, bütün sözler, çok ufak istisnalarla, dilimi zın öz yapısına, şivesine büsbütün aykırıdır Hattâ kulağımız yüzyıllarca alıştığı halde arapça ve acemce sözler bile en başta gelir. Halbuki henüz bir türlü Kınamadığımız Türk lehçelerinin sözleri, fonetik bakımdan, dilimi zin yapısına biçilmiş kaftan gibi uymaktadır. Çünkü; dilimiz ne Hind-Avfrupa, ne de Sam oğulları dili değildir. Fonetik ve şive üzerinde duruşumuza bakılırsa, dilimizin gelişme imkânlarını yine Turan dilleri çerçevesi içinde aramak zorunda kalacağımızı anlamak kolaydır. Her halde zaman, bize bu görüşün ne gibi neticeler vereceğini daha açık gösterecektir.
Dil Kurultayının bir tezine göre terimlerin, daha türkeesi. bil-gi-sözlerinin gramerimize, konuşulan dilimize aykırı düşmemesi lâzımdır. Fikrimize göre, Dil Dev-
rimlmlzin en çetin ve en dikenli dâvası da bııdıır. Bu dâvada şair vo bilgin birbirinden ayrı birer dünyadır. Biz buna İstanbul Şi-resi dâvaaını da katarsak ne kadar tehlikeli bir çıkmaza girdiğimizi hemen anlarız. Onun için dil dâvamızın gösterdiği bu üç safhaya kısaca göz gezdirmek isteriz:
A — Eski edebiyatımızın sözlüğünü incelersek bütün edebiyat ürünlerimizin mini mini bir sözlükle beslendiğini görürüz. L aha sonraki edebiyatımız da başka türlü değildir, çünkü, edebiyatımızın seçtiği konular dardır zaten Avrupa edebiyatları da başlangıçlarında böyledlr. Bizim e-deblyatımız bugün bile halk hayatı He henüz istediğimiz gibi kaynaşamamıştır. Ve onun için şimdiki sözlüğü He henüz gül gibi geçinmektedir. Yarırı böyle ol-miyacaktır. Anadolu köyünün İçini anlatan bir romanımız, elbette onun renklerini dile getirmeye çalışacaktır. Ve İşte o zaman birçok yerli sözler edebiyatımıza katılmak fırsatını bulacaktır. Şimdiki halde edebiyatımız henüz hayat enginlerine açılmaktan şöyle böyle ürkmektedir Edebiyat nasıl sözlüğünü yeni sözlerle zenginleştirmekten çekiniyor ve bunu zevk geleneğine apaykın bir şey sayıyorsa bilginin de öyle yapmasını istiyor.
B — Halbuki, bilginin dili venl yeni keşiflerle her gün genişlemektedir. Böyle bir durum karşısında bilginin edebiyatçılarla danışması mı lâzımdır? Bizim edebiyatçılarımızın pekçoğu boyuna gelişen fikir ve teknik dünyasına büsbütün yabancı olmasalar bile, bu dünya ile temasları çok azdır. Her meslek kendi İfade ihtiyaçlarım başkalarından daha iyi bilir. Bizim anyacağımız şey, bu sözlerin gramerimize aykırı olmamasıdır. O kadar. Yoksa edebiyatçı teknik terimlerde nasıl hakem olabilir? Edebiyatçı İçin böyle bir hak tanımak fikir ve teknik sözlüğümüzün teşekkülüne imkân verememek demektir
C — Bilgin He edebiyatçı arasındaki görüş ayrılığından çok daha ehemmiyetli ve aynı zamanda dilimizin gelişmesi bakımından en tehlikeli nokta, hiç şüphesiz. İstanbul şivesi meselesidir Biz İstanbul şivesinden, çok kere. İstanbul sözlüğü mânasını çıkarıyoruz Bu yüzden İstanbullunun bilmediği bir söz, isterse bütün Tilrkiyede bilinsin, yazı dilimizin dışında kalmaktadır. Bu sözlerin çok büyük bir kısmı bizim istihsal hayatımızla, köylerimizin defter yaratma sistemleriyle ilgilidir Dilimizin bu büyük hâzinesine karşı fikir ve sanat dünyamızda bir boykot havası esmektedir İstanbul şivesine karşı hiç kimsenin bir diyeceği yok tur Fakat bu şive, doğrudan doğruya Türk sözlüğü mü demek tir? işte asıl çözülmesi gereken nokta da bııdıır. Türkçe, acaba, osmanlıca gibi yalnız bir avuç seçkin bir zümrenin dili mi olacak ve halk diline karşı çekingen mİ kalacaktır? Böyle bir görüş Dil Devrımıne uygun mudur, aykırı mıdır? Gelecek Dil Kurultayı, belki, bu dâvayı incelemek fırsatım bulacaktır.
ÇİNLİLER tiyatroya hararetle I Aşıktırlar. H*men bütün bü- I yük caddelere bakan sokaklarda, kapıları renk renk afl.ş.’erle, kırmızı fenerlerle süslü, davul ve gonk sesleriyle çınlayan tiyatro binalarına rastlarsınız. Bu binaların ö-nünde kundaktaki çocuklariyle kadınlar, her yaşta erkekler ve öğrenciler daimi bir kalabalık halinde kaynaşır.
Bu tiyatro sevgisi onlara daha baba ocağında büyükleri, masalcılar, halk kitapları ve romanlar tarafından anlatılmış ve kıymetlendinlmiş-tir. Sonra oyunlar, konularının ve ifade tarzlarının kuvvetli halkçılığı, taklit ve aun’ilLkten uzak kalarak orijinalliğini muhafaza etmesi do-layıalylo do halk kitlesinin llglainl çekmiştir.
Avrupa dramı He hiç bir surette mukayese edilmiyecek kadar farklı olan Çin tiyatrosu yalnız kendine hâs hâdiseleri ve tipleri yarattığı için hâlâ bütün lhtişamlyle ayakta durmaktadır. PeypLng’de, Tlençip‘de, Şanghay'da, Nankln'de gördüğüm modern teknik ve usulde temslUer yanında, klâsik tiyatro temsilleri Çinin milli ruhunu aksettirecek mahiyette idi. Fakat klâsik tiyatronun sanatlnl anlıyabilmek için Çin sahne tekniğini bilmek lâzımdır. Çin tiyatrosu tamamlyle müzik üzerine kurulmuştur, operayı hatırlatır. Müziksiz parça yok gibidir. Bu müzik ise Çinin yabajıcısı olanlar tarafından güç anlaşılır. Çin tiyatrosunun cehennemi andıran hail bir Batılı seyirciyi şaşkına çevirir. Onun için Çin sahnesini sathi bir görüşle lnceliyenler onu bir sanat olarak kabul etmek Lstemezler. Zira Çin ruhuna nüfuz etmek, tiyatroya hâkim olan sembolleri karayabilmek bir meseledir.
Çinli seyirci sahneden tam bir sanat, hareketlerde bütün imkânlardan faydalanan bir mükemmellik, şarkılarda ve sözlerde incelik ister. Artistin şahsiyetinin, seyirciyi teshir etmesi bakımından büyük rolü vardır.
Çin'de gördüğüm bir kısmı maçadan tercüme ve çoğu telif modern temsillerden bahsetmlyeceğim. Nan-ktng'de bulunduğum esnada seyrettiğim “Catay'da bir akşam,, adlı piyes Çin klAsik tiyatrosunu en iyi bir şekilde aksettiren bir oyundu
Temsil başlamadan önce, eski çtn tiyatro geleneğine göre, “Tiyatro Ruhu,, nu (Ja Kwan) temsil eden, sırmalı ve renkli ipeklerle işli beyaz ipek saten bir kimono giymiş ve başında da süslü bir başlık taşıyan, yüzü maskeli bir aktör mtlziğe uyarak dansetti. Dansı bitirince elindeki beyaz ipek tornan açıp bize gösterdi. Burada yaldızlı Çin harfleriyle “Birleşmiş Milletlere uzun ömürler,. cümlesi yazılıydı. Sonra yine dansetmeye başladı. Bu dansın sonunda ipekten kırmızı bir tomarı açtı. Bunda “Çin’e saadetler,, ve sonra “Çan-Kay-Şek„ e uzun ömürler., yazılıydı. Bu arada çalının müzik kulakları tırmalayıcı bir âbenlc-te idi. Daha ziyade gonk, tenbal ve davul sesleri duyuluyordu.
Temsil 9 tablodan ibaretti. Her tablonun ele aldığı konular başka
idi. Çin tiyatrosunun tipik bir olan dekor yok denilecek dere az ve sembolikti. Bir değnek bıı bir çift tekerlek bir arabayı, bi( va su da denizi İfade ediyordu, tablolardan bazılarım kısaca ı tayım:
“Yol üstündeki Gurbet Hanı,, tablo. Sung sülâlesi (M.S. 960-1 zamanına alt bir hâdiseyi tema diyordu. Han, boş sahnede yataP zifesinl gören bir masadan ibaı FaJcat artistlerin giydikleri elbl gözleri kamaştıracak derecede gln ve güzeldi. İki artistin döği lerken (gûya düello ediyorlardıı tıklan el hareketleri şaşılacak k ustaca İdi ve takip etmekten g rlmlz yorulmuştu. Bu hareketle fode eden müzik, Batılı arkadaş miza çok melânkolik gelmişti. F ben bu müzikte bizim klâsik mü mizüı semai ve peşrevlerindeki tlfleri andmr melodiler bulmuş Müzik âletleri Pl-p’a (kltar), (kanun), keman, flüt, yang c (harp), davul ve gonglardan ibı tl.
“Tüllerle Dans,, tablosunda, 1 O adında, uzun ömür meyvasını mlş semavî kız, kötü bir İlâh I fından kovalanıyor, kız da aya ca ediyordu. Parlak renkte çi-bir kimono (eski Çin kıyafeti) mIş, başı çiçeklerle süslü, iri ç gözlü bir Çin güzeli, elinde tut iki uzun (on dörder metre) b tülü gayet mahlrane bir şekilde ratle hareket ettirerek dansetti dans, bulutların seyrini temsil yordu. Mimikleri de gayet mân dı ve müziğin ifadesine uygv Müzik, ruhu okşoyıoı ve derin 11 llydl.
“Chu devletinin çöküşü,, adlı lo ise, M.ö. 300' lerde Çin’e hl olan İki devlet (Hân ve Chu) smda geçen bir harp sahnesini sil ediyordu. Chu devletinin ka manlıklarlyle ün salmış Prens nag Yu mağlûp olmak üzer Sevgilisi Yu Chi, prensin mâneı tını kuvvetlendirmek için Çin t rosunda önemli bir yeri olan me kılıç dansım yapıyor. Bu dansa dece bir Pi-p a refakat ederek savaş şarkısı çalıyor. Fakat Pi-p’anın tellerinde, orduların ı şiıü, davul, boru, nal seslerini, ba gürültülerini duyuyoruz. K( mizi hakikaten bir harp sahneı zannediyoruz. Neticede, mağlûl nedir bHmiyen prens bu acı ha} karşısında intihar ediyor, sevi ise göz yaşlan içinde dansım b yor.
Genç kızın nâdir görülen bir talıktaki kılıç dansı, kitaracımn tenliği eşsiz sanat kudreti, elbi nn gözler kamaştırıcı güzelliği sik Çin tiyatrosunun üstünlü) göstermeye yeterdi. Geleneklere lı bir millet olan Çinliler bugün modern temslUerden ziyade bu sik temsillere rağbet göstermf dirler. Modern oyunlar bugünkü yatlarım aksettirmek bakımı değerli ise de geçmişteki yüksek deniyetlerini ve parlak zafer dolu tarihlerini canlandırdığı onlar klâsik oyunlarda bir Lfl vesilesi bulmaktadırlar.
Sovyet dış politikasının
l C Y ’J Z !İ
Bu mütalâa, yalnız Vlşinskinin müzakere taktiğini tenkid etmemektedir. Bu mütalâa, çok daha ileri giderek, “bazı tâvizler,, politikasının tenkididir. Fakat Stalln tenkid edl-lemıyeceğine göre, çorap, Vişinski-nin başına örülecektir. Yeni Dışişleri Bakanı, Sovyetler Birliğinin komünist Çinle birlikte, Uzakşarkta kendisine uygun gelmiyen her türlü tanzim faaliyetine engel olabileceği hususunu kâfi sarahatle tebarüz et-tirememiş *yanl kâfi celâdet gösterememiştir.
Vlşlnskl Paristen döner dönmez, kendisini şiddetle müdafaaya başlıyor “Batı devletlerinden daha lılç birisi komünist Çim tanımadı!.. Eğer Çin kozunu .da oynasa idim, Batı He anlaşma Ümitleri tamamen suya düşecekti.,.
Vişlnski, haklıdır. Ve PolitbÜro, şimdi, Vlşinskiye Parlste daha geniş salâhiyet vermenin doğruluğunu acı acı takdir etmeye başlıyor. Belki, daha serbest hareket edebilse idi, biraz bir şeyler koparabilirdi. PolitbÜro şimdi şunu da düşünüyor: “Mu-vaffakıyetslzlik politikasının mesulü kimdir?,,
Herkes. Stnlln’in mesul olduğunu biliyor. Fakat söylemek kimin haddine? Çünkü, “yüksek mehafll,, Stalinin her muvaffakiyeti kendisine, nıuvaffnkıyeLsizlıkleri ise daima başkalarına mal ettiğini çoktan biliyor.
Vişlnski de, Stalini ima etmeye yanaşmıyor. Buna mukabil hem dış politika komisyonunda, hem do Po-litbüro heyeti umum İyesinde, kendisini şiddetle müdafaa ederken, konferansta postacı menzilesine İndirilmemiş olsa idi, Paris muvaffakiyet-sizliğinin husule gelmlyeceğini heyecanla ileri sürüyor.
Artık Sovyetler Birliği, Bonn hâ-
IffUlll lifini
Pierre Loti'nin
Yazan:
CURT RIESS
(Avrupa nususı muhnbıritnig)
Türkiyedc neşir hakkı •‘Yeııi iatanbuPa aittir.
- 6 -
dıselerine cevaben, daJıa aJctif bir Almanya politikasına başlamak mevkiindedir Temmuz başlangıcında Berimde toplanan Üçüncü Halk Kongresinde “Millî cephe,, tesis ediliyor. Doğu bölgesindeki Uç partinin işbirliğinden doğduğu söylenen bu cephe, komünist diktatörlüğünü Örten bir “perde,, den başka bir şey değildir. Karadenizdeki Sohi’clen dönen ihtiyar Wilhelııı Pleck, son talimatı beraber getirmiştir. Resmen Kominfornı, hakikatte ise Kremlin mahsulü olan bu talimata göre. Al-mnnyanın batısı, doğudan zaptedıle-cpktlr. Bu itibarla kurulacak olan hükümet, Doğuya münhasır kalmı-yacak, bilâkis bütün Alınanyava şamil olacaktır.
Vakaa, bütün Aıınanyuya şamil bu devletin anayasası, şimdilik tasarı halinde kalacaktır. Eğer batılı müttefikler akıllarını başlarına devşirirlerse bu tasandan pekâlâ vazgeçilebilir. Kremlin hâlâ, Almanya meselesini Potsdanı formülüne göre, kül halinde, Vişlnskinin Patisteki teklifi dairesinde halledebilmeyi ü-mit etmektedir.
Bunun tek mânası. Kreınlin’in SED'yi (Alman komünist partisi) - şimdilik olsa bile - gözden çıkarmaya karar vermiş olmasıdır.
Bu arada Stalln’in “sııih taarruzu,, âzami velvele He devam ediyor.
Pıcasson’ıın beyaz güvercini, dünyanın her yanma yayılmıştır. Her tarafta sulh için nümayişler yapılmaktadır. Vakaa tertip edenler komünisttir, fakat onlar perde arkasında kalmayı tercih ediyorlar. Ön plânda hep tanınmış muharrirler, sanatkârlar, âlimler var,.
Kulis arkasında Çin mücadelesi devam ediyor. Kremlin, bu sayede 460 milyon insanı nüfuzu altına a-labileceğıni sanıyor.
Kulis arkasında: Tl toy a karşı hazırlık! Politbürodan Kominforma, Koıninformdan peyklere talimat gidiyor. Macaristan, Yugoslavya He arasında mevcut beş senelik ticaret anlaşmasını haziran ortasında feshediyor. 150 hin Rus askeriyle takviye edilen müteaddit Rumen - Macar ordusunun kumandasını Mareşal Konief doruhte ediyor.
Konılnformun, kilise aleyhindeki Asap hozueıı mücadelesi de, kulis gerisinde hâlâ devanı edip gidiyor.
Josef Stıılin 23 haziranda onüçüncü kalb krizini geçiriyor; harp bittiğinden heri en ağır kriz!.. Dışişleri Bakanlığı. Başkumandanın “sürmenâi* dHn„ mustarip olduğunu bildiriyor.
Halbuki Stalin, “bazı tâvizler,, politikasının, zamanla, doğru çıkacağından hâlâ emindir.
III
Asya dâvası
Politbüronun politika komisyonu, 19 ocakta, Çin harekâtını lâcil etmek kararını vermiştir. Bu karara sebep, Büyük Elçi CyrHl Novikof’un Yeni Delhi konferansı hakkında Hln-distandan getirdiği haberlerdi, Evvelce de temas edildiği üzere, bu konferansta, komünizme karşı, Asyada bir cephe kurulması görüşülmüştü.
(Devamı vur)
hususiyetleri
75 sene evvel Lâtin harfleriyle türkçe yazar, “Azade” nlı mezar taşını, vapurunun kamarasında saklardı
Pierre Lotı îstanbula ilk geldiği zaman, türkçe öğ>en istemişti. Buraya, 1 ağustos 1S1G da ^Gladiateur' yem Ic gelmiş bulunuyordu. Kendisine tilrkçe öğretmek işini, ki Megamız üzerine almıştı. Zeki Megamız ın arapçadun t çeyc tercüme birçok eserleri vardır. Kendisi İkdam re hah gazetelerinde yazılar naşrederdi. 193i de vefat etms lan Zeki Megamız P. Loti hakkmdaki bir makalesinde ( şahsiyeti ve hususiyetleri hakkında şunları söylüyo-':
Pierre Lotı muntazam hareket e-den bir adamdı. Burada bulunduğu zaman maiyet vapurunda askeri vazifesini yapıyordu Sabah erken kalkar, öğleye kadar yazı ile meşgul olur, nadiren bir kimseyi kabul e-derdi. Kapanıp yazı yazdığı odaya kimse giremezdi. Yazılan doğruca matbaaya getirirdi, Hususi kâtibi evvelâ beyaza çekerdi. Bu kâtip mahremi esrarı olan Hnsman idi. Hasman Pierre Loti'nin yirmi senelik bir müdürü, teşrifatçısı, her şeyidir.
Loti güzel giyinmesini severdi. Askerliğe hakiki bir incizabı vardı» Nâzik olmakla beraber zorbalığı da vardır. Vazifesi bitince öğle yemeği yerken ekseriya dâvetlileri bulunurdu. Yemeklerin en nefisini yerdi. Bunun için gemiye Fransadan hususi bir aşçı getirtmişti. Vapurda her zaman komutam ile beraber yemek yerdi. Bir de piyanosu vardı. İşi bittikten sonra piyanosuna oturur ve çok güzel çalardı. Gezintilerini Boğaziçi. Eyüp ve tstanbulun eski mahallelerinde yapardı.
İstanbııla çıktığı zaman fes ile gezmek isterdi. Fakat gemiden fesle çıkmazdı. Fesi, bir kutu içinde
Sirkeciye getirilir, bir ermeni k çının dükkânında giyer, şapk; kutuya koyup orada bırakırdı, ra, beraberce gezerdik. Yanın: ya Hasman bulunur yahut bu hizmetine aldığı Şükrü adında uşak olurdu. Şükrü dalma sır bir elbise giyerdi, kavas kılığ İdi.
Şükrü, ekseriya sofra hizmet bulunurdu. DâvetHlerin huzurı Şükrü He ekseriya türkçe konuşı Türkçesi bir ecneb! türkçesi idi.e dimler, tehirler yapardı. Yalnız lerle, paşalarla türkçe konuşma
Türkçe öğrenmek arzusu avan temas ederken ifadei meram ed mesi içindir. Lâtin harfleriyle t çe kelimeler, cümleler yazardı.
Sırf Göksu eğlencelerini seyret için bir sandal yaptırtmıştı. Saı cıları beyaz giyinirdi. “Azade,, mezar taşını vapurunun kaman da saklardı. Bunu sonradan evin Şark tarzında döşettiği odasına lürmüştür.
Çok güzel konuşurdu. Şivesi mamıyle hususî bh' Fransız şive.-Yazısı pek güzeldir. Yazmaya bı dığı zaman durmak bilmez, hokl bile kalemi az batırırdı.
Y E N t İSTANBUL
Savfa: 5
İT Ocak 1950
HİKÂYE
En büyük hediye
GENE eski halini almıştı. Köşeyi kıvrılınca karşıma çıktı. Bana arkası dönüktik Fakat, mantosunun ııoıız kumaşı altında bile gururla yükselen hu ince omuzları o kadar iyi tanıyor-«lıını ki... Bir dükkanın camrkânı «müride duruyordu. Rüzgâr saçının bir perçemini dağıttı. Elinin zarif bir hareketiyle (»nıı tekrar modası urçıııiş şapkasının İçine soktu. O zartıan gördüm kİ sol elimle yüzük yoktu.
Yüzünü görebilmek için kııhıba-ligin içinden acele ilerlledim. Birden boğazıma hlr şey tıkandı. O.. Gene eski halini almıştı!
Ona giydirmiş olduğum o hüzün mantosu artık üzerinden sıyrılmıştı. Neye baktığının farkında değildim. Ben yalnız nnıı görüyordum. Istırapların izlerini taşıyan ince kemikli bir yüz görüyordum. Vaktinden evvel içine gümüş teller karışan siyah, gür saçlar görüyordum. Bir çocugunkİ kadar tatlı bir ciddiyetle bükülen bir ağız görüyordum. Dudakları ıstırapla titrerken bile mağrur ifadesini kaybetmeyen o zarif çeneyi görüyordum. Fakat bana öğrenmek Iste-dlfrim şeyi söyleyen gözleri oldu.
Onları yalnız bir saniye kadar görebildim. Sakin, berrak göllere
SPOR
Genç Millî Takımımızın kadrosu tesbit ediliyor
2 nisanda Italyada, genç millî takımlar karşılaşması için hazırlıklara başlandı
tki ay sonra İtalya’da İtalyan genç milli takımiyle yapılacak millî maç için futbol fedarasyonumuz genç takımımızın kadrosunu hemen hemen tesbit etmiş gibidir, 2 nisan 1950 tarihinde İtalyan millî futbol takımına karşı çıkacak futbolcuların antrenmanla riylc yakından alâkadar o-lan fedarasyondan salahiyetli bir zat. çağrılması muhtemel futbolcuların a-şağıda isimleri yazılı kimselerdin seçileceğini söylemiştir:
Galatasaray'dan: Turgay. îsfendi-yar, Muhtar, Doğan. Garbis.
Beşıktaştan* Ali İhsan, Fahreddin. Bülent.
Fenerbahçedon: Erol, Samim, Nüs-ret.
Ankaradnn Mustafa Ertan.
Vefadan: Şükrü. Melih.
Diğer üç futbolcunun da Bcşlktaş-
$u acayip dünya! Uçakla kurt avı
Kışın ormanları, bayırları dolduran bitmez tükenmez kurt sürülerinin imhası Ruslar için senelerden beri devam eden mühim bir mesele-dir. Avcıların yer yer kurdukları tuzaklar bu iş için kâfi gelmiyordu. Fakat birkaç seneden beri kullanılmakta olan uçakla imha usulü çok iyi neticeler verdi.
Uçak mümkün olduğu kadar alçaktan uçuyor ve avcı, hafif maki-nalıtüfekle sürüleri yok ediyor. U-çağm alt kısmına yerleştirilmiş skiler vasıtasiyle yere İnen âlet, karların üzerinden kurtların ölülerini topluyor. Bu iş için hususi avcı pilot
Yazan : Robert Carse
benziyorlardı.
Hareketlerimle İçlerine kattığım o şaşkınlık ve ıstırap sillnmik, yerine sükun gelmişti. Acele geri döndüm. Kalbim onun İçin sızladı ve işimde hiç dinmemiş olan hüzün alevlendi. Yanına koşmak ve ona., içindeki güzel şeylerle beraber bütün eamekânı satın almak İstedim... Ve bilhassa., ona dokunmak... Bir zamanlar yaptığım gibi onu gene kollarımın arasına almak ve kalbimin o baş döndürücü çarpıntısını tekrar duymak istedim.
Bir saniye kadar bıı dik omuzlara, şapkanın altından görünen siyah perçeme, yıpranmış ayak-knpları içindeki zarif ayaklara baktım.
Bu omuzlara kıymetli kürkler giydirebilir, kollnrını lüks eşyalarla doldurabilir... Başına bir taç satın alabilirdim. Fakat ben onn bundan çok daha fazlasını borçlu İdim. Kalbine verdiğini yeis ve ümitsizliğe, soldurduğum gençliğine karşılık ona huzur ve siikûıı vermeye borçlu idim. Bu, ona verebileceğim en büyük hediye idi. Hemen oradan uzaklaştım. Bir zamanlar karım olan kadından kaçtım. Ve geldiğim yere döndüm. Çeviren: Nuriye Miiştakiıııoğhı
/
tan Şükrü ile GalatasaraylI Bülent ve Naci olacakı söylenmekledir.
FENERBAHÇE İSRAİL’E GİDECEK
İsrail’den davet edilen Fenerbahçe futbol takımı, fedarasyon müsaade etliği takdirde şubat ayı ortalarında tarnile giderek orada 4 karşılaşma yapacaktır.
ANKARA GÜREŞ TAKIMI
SEÇİLDİ
Bu hafta Fransız güreş takımı İle yapılacak olan karşılaşmaya Ankara güreş takımı şu kadro ile iştirak edecektir:
52: Hallt Palamir, 57 kilo Mehmet Koç, 62 kilo Ahmet Bulut. 67 kilo Tevfik Yüce, 73 kilo Osman Canbulat veya Ali özdemir. 79 kilo Celâl Atik, 37 kilo Yaşar Doğu. Ağır sıklet Adil Candemir.
yetiştiren bir okul açılmıştır.
Bu usul tabiatiyle, sadece Kuşlara münhasır değildir. Finlandiya ve Laponyada Ren geyikleri kullanan kimseler kurtlan öldürmek için ayni çareye baş vuruyorlardı. Fakat geçenlerde FinlandiyalIların bu kurt avı Huşlarda şüphe uyandırdı. Tam teçhizat! 1 Fin uçaklarının Moskova Üzerinde uçtuğunu gören Ruslar, bunların kurt avından başka bir gayeye hizmet ettiği zannına kapıldılar. Moskovadan alınan son haberlere göre FinlandiyalIlar artık uçakla kurt avı yapmıyacaklamuş...
Siyah elbiseler ve...
üzerindeki değişiklikler
şapkaları
Paris büromuzdan bildiriliyor
• (
uğruna, Altı
Halbuki Paris’te Paris modası (iı yo bir şey yok!„
z /d
mevsim başında ateş pahasına moda mecmuaları alır birkaçdefâ Beyoğlu mağazalarını üç aşağı, beş yukarı taşıyor diye, kumaşın metresine 60 lira veririz. Paris kocamızla yoksa, kesemizle daima "soğuk harp,, ha-
Paris modasının içyüzünü Parisi görmiyenler bilmezler
PARİS modası, ne sihlrü söz! Biz kadınların sadece giyimine değil, çoğu zaman hayatına da müessir olan, o, her dediği dedik, hâklnı-i mutlak Paris modası,,.
Bukab-mon gibi dakikada bir renk değiştiren bu nazlı şehzadenin fermanlarına uymak için, her karıştırırız Haftada dolaşır. "Rodler., adını modası uğruna, varsa.
ündeyiz. Paris modası ayda bir elbisemizi, paltomuzu, çantamızı yenilemek arzusunu duyarız paramız yetmezse, eskileri üzüle üzü-le. bazan da utana utana taşırız Pa ris modası, uğrunda kul köle olduğu muz hlr hükümdardır.
— Cahil! Bak ne hezeyanlar savu ruyor., diye hayret etmeyin hemcins lerlm! İnanın bana. Paris modası bir yalan, büyük Paris terzilerinin bizi yani Parisli olmıyan kadınları çarp mak İçin buldukları bir istibdat reji midir. Ama Paris’ll, oklum olasıya istibdattan nefret eder, bu yüzden Jaques Fath, Christlan Dior vaşak beylerin düdüğü Paris’te ötmez. Emirlerinde çalışan o desinatör, moda ga. zetecisi, manken ordusu da, yine sizi bizi çarpmak için, vaiz kürsüsüne yakışır bir ciddiyetle "Bu mevsim şu giyiliyor, bu mevsim etekler yerden otuz santimetre, şapkalar şöyle, pal tolar böyle,, diye hikmet savuruyor sonra makale yazıldı, defile bitti mİ. gider bütün bu yalanlan bir köşeye bırakarak, hiçbir modaya uymayan pratik etek ve bluzunu sırtına geçirir yutturabildiyse, sizi bir güzel alaya da çeker üstelik...
Paris’e gelmeden önce, bu senenin yüksek yakaları, reverslble palto kumaşları, Meflsto pelerinleri, sivri külâiıları ile kafam dolmuştu. Geldim aradım., yok. Bir vazife yaparcasına gittim. Opera Meydanındaki, büyül Boulevard'lardaki kahvelerde otur dum. gazetem İçin Paris modasını: ana hatlarını çıkarayım dedim. Nere de... Orta halli, hemen her kadınır sırtında bir kürk, çoğu kahve rengi "moııton dore„ , kısa caket veya uzun manto, hemen hepsinin ayağında kalırı, İçi kürklü potinler... Sandal gibi, hantal mı, hantal. Ondan Ötesi alabildiğine değişiklik, alabildiğine serbest.. Şapkalısı var, berelisi var, başörtülü veya başı açık gezenler sürü ile, hele gençler. Yaşlı hanımlar eski zamanın yiıklU şapkalarına sadık, süslü püslü geziyorlar Yaşlı kadınların gençler den çok daha itina ile giyinmiş olma lan dikkatimi çekti. Ne garip şey! Gençlerin kimi pantolon giyiyor, kimi etek, kimi muşamba, kimi kanadyon. kimi kadife caket... Giydikleri şeyler de besbelli enuıktar, birkaç sene gi yllmekle epeyce aşınmış şeyler. Herkes öyle serbest, öyle hür ki. Kimsenin kıyafeti yolda gezenlerin gözüne çarpmıyor. Bizim lstanbulda dolaşan tsâ gibi uzun saçlı, geniş adını-h bir Existentialiste kız, yeşil pantolon, beyaz liftik tüyünden caketl ile metrodan çıktığı zaman kimse dönüp bakmıyor. Herkes kendi işinde, kendi keyfinde, moda vız geliyor, sadece üşümemeye. ıslanmamaya, rahat yol yürümeye bakıyor.
Hele o büyük konfeksyon mağazalarına girince, kendimi 15 sene evvel Paris'e geldiğim zamanda sandım Hiç bir şey değişmemiş; modadan eser yok. yine o bolluk, o camda güzel görünen, ele alınınca dikişleri sırıtan surum malları.
Çunla mağazalarına Laktım, onlar da pek değişmemiş: normal boyda, klâsik şekilde renk renk çantalar...

AYŞE NUN
Fıatiarı da derilerine göre değişiyor. Aman Allahım, geçen sene bizde ü-niforma olmuş, sucuk biçimi, içine bir şey almaz, açılıp kapanmaz çantalardan çektiklerimizi hatırladım. Koca Boyoğlunda başka türlüsünü bulmak imkânı yoktu, ya bu deveyi güdersin, ya bu diyardan göçersin, dercesine başkası yok... Modanın bütün kaprislerini gütmek bize kaklı sahir...
Kumaş mağazalarına gittim: Aynı renk ve çeşit serbestliği... Burada da hâkim bir unsur bulamadım. Nerede bizim payetli ipeklilere bürünmüş Be-voğlu caddesi!
Tiyatrolara gittim, herkesi çok dalla itina ile giyinmiş gördüm. Fakat orada da mevsim modasının hiç bir hususiyetine raslıyamadım.
Başka yerlere de gitmedim. Gitmeye de ne hacet? Bu gördüklerim ba na Paris kadınının hiç bir modaya esir olmıyan, sadece kendi keyif ve ihtiyaçlarına göre giyinen, dedikoduya karşı hür. komşu hanımın zevkine aldırış etmiyen, tamamen serbest ve kendi halinde bir insan olduğunu bana anlatmaya yetti. Fakat hür Parisliye nazını geçlremlyen Paris terzilerinin, Fransızlara has nıüstem-lekeci zihniyet ile Paris’ten gayrı, bütün dünyada ne insafsızca hüküm sürdüklerini düşünmek do bir hayli gücüme gitti.

Kara kış İçinde olmamıza rağmen Paris modacıları şimdiden ilkbaharın şapkalarını hazırlamakla meşguller; bu «ene her zamankinden daha güzel ve hoş şapkalar giyebileceğiz. Françoiso Ray'ln bu releve modeli kırmızı hasırdandır. Arka tarafta ve kenarlarda süs olarak bir demet kiraz var. Bu gidişle ük- i baharda yemişlere ve çiçeklere her şapkada ve her emprimede sık sık rasllıyacağız.

Bu hafta Parisin büyük moda evlerinde göze çarpan yenilikler
★ Jeaıınc Lafaurie’de İki büyük astragan cebi olan siyah "amazon,. kumaştan yapılmış bir gece tayyörü.
★ Molyneus’de: Klâsik tayyörlerin üzerine giyilen ayni kumaştan küçük paltolara çok rastlan-maktadır. Bunların arka kısımlarında daima geniş ve büyük kemerler var.
★ Gcnevteve Bernard’da: Eldivenler kumaştandır. İçlerinde biletleri koymaya yarayan küçük bir cep bulunmaktadır.
★ Manguln’de: Dar tayyörlerin zarafetini bir kat daha arttıran:
— Huni şeklinde küçük bereler,
— Sutaşı ile süslü boneler,
— Fötr’den bereler, gibi hoş şapkalara rastlanmak-tadır.
Dantelle Darrieux’nün giydiği en son şapka kahve rengi ve san renkte kadife yapraklardan yapılmış bir huni şeklinde idi.
★ Bugünlerde Paris'te, eldivenlere benzeyen hor parmağı ayn çoraplar meydana çıkmıştır.
I
Bir ay içinde grip salgınlarını yenebileceğiz
Pasteur Enstitüsünde tavuk yumurtası sayesinde mütemadi surette grip virüsleri yetiştirilmektedir
Geçenlerde Doktor Rom sokağındaki muazzam binada Paateur Enstitüsü direktörü M. Trâfoul gazetecileri kabul etmiş ve ‘‘Fransa dünyanın en iyi tüberkülinlerine sahiptir’* demiştir. Nihayet gazeteciler, elektronik mikroskopun bulunduğu hücreyi, keza grip virüslerinin yetiştiril-mekte oldukları küçük odayı rahatça tetkik etmek fırsatını buldular.
Pasteur Enstitüsü faaliyet bakımından, diğer memleketlerin rakip enstitülerinden hiç de aşağı kalmıyor. Uzun çalışmalar sonunda elde ettiği neticeleri kısaca hulâsa e-delim,
1. Fransa dünyanın en İyi tüberkülinlerinden birine sahiptir.
Bilindiği gibi prensip! Koch tarafından bulunan tüberküllnik reaksiyon, bir vücutte tüberküloz toksinlerinin bulunup bulunmadığını meyaana çıkarmağa yarar. Fakat bir veremli vücudün metabolizmasının mahsulü olan tüberkülinin irnali hayli nazik bir iştir.
Pasteur Enstitüsü Verem Servisi Şefi M. Breley, geçen gün yem bir tüberkülinin keşfolunduğunu ve Fran-sada tecrübe edilerek muv&ffaklyeV 11 neticeler alındığını bildirdi. Fazla enjeksiyonlara, kesip biçmelere meydan vermeden sadece bir defa bu tüberkülini tatbik etmek kâfi: Uç gün sonra menfi veya müspet bir reaksiyon göze çarpıyor.
2. Bir ayda herhangi hlr grip salgını İle mücadele edilerek müspet netice alınabiliyor
Hali hazırda, 300 grip virüsü tanıyoruz. Geçen kış "İtalyan” grip salgınının tahribatını gözönünde tutarak yeni bir salgınla mücadele etmenin hiç de kolay bir şey olmadığın ıhe-plmiz, kolaylıkla tahmin edebiliriz.
Evet! Pasteur Enstitüsünde, tavuk yumurtaları sayesinde mütemadi surette grip virüsleri yetiştirilmektedir.
Ortaya çıkacak her hangi bir salgın neticesinde karakteristik grip virüsünü ele alarak, diğer bilinen virüslerin yardımı ile hastalığın nevini teşhis etmek mümkün olabilecek, M. Trâfoııl yanlış olarak gençleştirici addedilen Bogomoletz serumu hakkında::
”— Bazı sinir hastalılarına iyi ge-, len bir serum imal ettik. Faxat bu ilâcın gençleştirici bir hassası yoktur” demiştir.
(Aurore’dan)
Tramvaylarda radyo
VVashington’daki 1500 tramvay ve otobüse, pek yakında radyolar konacaktır.
Belediye tarafından tayin edilen komisyonun tetkikleri neticesinde, ekseriyetin" müsbet cevap vermesine rağmen arada itirazlar da olmuştur. İtiraz edenler, böylece Anayasanın en mühim maddelerinden birine aykırı hareket edilmiş olacağını iddia etmektedirler; yani ferdî hürriyet kalmayacaktır. İnsanlar, radyo işitmek isteyip istemediklerini kendileri tayin edemiyecekierdir; umumun nakil vasıtalarına radyo koymak, “fikir kontrolü,, ne başlamak demektir.
Fakat komisyonun kararı geçen ekim ayında yapılan bir ankete da-yanamamaktadır; bunun neticesi % 76.3 radyo konulması lehine ve % 6.6 ise aleyhinedir.
Hicri 1950 Runıı
R. evvel OCAK K. fi ani
28 17 4
1369 Salı 1365
Vakit Vasati Ezani
Güneş 7.21 2.15
Öğle 12.24 7.18
İkindi 14.53 9.47
Akşam 17.07 12.00
Yata) 18.41 1.36
İmsak 5.30 12.33
Atatürk inkılâp Müzesi: Perşembeden manda her gün 10-12 ve 1-1-17. ’ 1
Topkapı Sarayı: Pfizartcal-Çar-şamba - Cumartesi saal 13.30-17 TclL (21090).
Ayuenfya; Pazartesi - Halı - Çarşamba - Perşembe - Cuınıt, naat 10 - 16; Cumartesi. Pazar, saat 13 - 16. Telt. (ZİÎSOj.
Arkmlojl Çarşamba. Cuma. Pazar günleri 13 ten 16 ya kadar
Eski Şnrk Enerleri Şııbml: Çarşamba Cuına Pazar, 10 dan 12 ye kadar. Tclf. (21682 ı.
Türle ve İ«dâm Ederleri: Halı. FcrV’inbf». Pazar hant 13.30-16.30.
Tclf. (ZÛ&M;
1 »olnmbnht (• Deniz Mür-eM; Uu-
marizi cm»t 13-J7. Pazar 9-18.
Telf (81284 ı.
Hricdlyr Müzeni; Atatürk Bul-
vatı Pcxşrmhfden maada her
gün 10-12 ve 14-17.
Tevfik Fikret Miyim Müzeni* Bebek. Pcrşcınhedcn maada her gün ln-12 ve U-17.
İzmir:
Antikite Muxc«l ((WD, Hrr gün 9-12 13 30-17 Cunıart'CNİ: 11-17 a-çıklır.
İblrtrjhul \»ı.-
Amıdnltı vuUhai 60530
Ankara 91
İzmir 2261
İzmir 2222, Kargtyaku
ŞEHİR TİVATROLARIî
Saat 20.30 da.
DRAM KISMİ; (42157) Tebeşir Dairesi.
KOMEDİ KISMI: (40409) Bu akşam temsil yoktur.
MCAMMER KAKACA OPERETİ: Bizim Sokak.
YENİ SES OPERETİ : (40369)
20.45 de Hediyelik Gelin.
ANKARA TİYATROLARI: Saat 20 de.
Bt YI KTE (10310-40) Bir Komiser Geldi.
KtCl-KTE (11169) Antlgon ve Scü.pin ln Dolaptan.
İZMİR
ŞEHİR TİYATROSU: (2364) HIb-ııei Çayla.
TAKSİM B. GAZİNOSU: Frltz Kerten urkentraHi. Trln Batıma, n. Duı Gürümlny ı Biaiklet akropcıtİHrih Yan (Sihirbaz).
PAVYON- Trio d«* .Morcmı
BE1OÛLI CİHETİ
AKIN (M)71S) I Düğün Gecesi. 2 - Çöl Develeri.
ALKAZAR (12562 i 1 - Çfiylâk Hufiyo Zindanda. 2 — Utah
AR (11301» Muayn Verdu.
ATLAS (4()?35) Meçhul Arluunş. fJ.HAMRA U3595) Yaban Gülü.
İNCİ («55051 1 - Ateş Çemberi.
2 — RlgOİctto.
if*EK • H2h!ö Harrov Kumarbazı (Türkçe ı.
LALE (43595) Mösyö Vordiı MELEK .40MW) Hnrrov Kumarbazı »Orijinali.
SARAY 111656) Cehennem Zln-»htnı.
s( MER (42SM) DcfiU Kızının Aşkı.
sr Af PARK (63143) I - Yaşa-müİA Arzum 2 — Tarzun Ormanlar Pronai.
SARK (403MJ) Er meydanı
ŞIK 143726) I - Üç Ahbap Çavuşlar Caaıın Peşinde. 2 — Korkusuz Lassl.
TAKSİM (43191) Zehirli Şüphe.
TAN (80740) 1 — Kadın Düşmanı. 2 — Gece Yarısı.
YENİ (84137) 1 — Bir Dulun Ha-salı. 2 —• Tatlı Yalan.
YILDIZ (42847) Aaılr.ado Silâh-şör.
('NAL (49306) 1 — Kılıçların Gölgelinde. 2 — Enirler Gomlal.
ÇİÇEK SİNEMASI; 1 — Lasay nİn Yavrusu. Vahşi Ormanlar İçinde. 2 — Mickey’ln Son saati.
İSTAMM L C İHETİ
ALEMDAR (23683) Pranga Kft-Çağı.
ÇEMHEKLİTAŞ (22513) Asilzade Sllâhşör.
FERAH: 1 - Kadın Severse. 2— Babam Suçludur.
HALK (21904) 1 - Dana DAhesl.
2 — Gönüller Melikesi.
IsT \ mm I, (22367) 1 - iki Başlı Kartal 2 — Monte Krlstonun Miranı.
AZAK 123M2) 1 - İki Açıkgöz
Tahsildar 2 — Ölüm Melodini.
TI KAN (22127) 1 - iki Açıkgöz Tahsildar. 2 — ölüm Melodisi.
M ARMARA (23660) Anüzû ic Sb lûhşor.
MİLLİ (22962) Pranga Kaçağı.
KISMET (21904) 1 — Ali Baba. Kırk Hararniiar. 2 — Yeşil Yunun Sokağı.
YEM (Bakırköy 16-126» ) — Kaptan Kld. 2 — Cimi yet Saati.
KADIKÖY CİHETİ
HÂLE ((>ull2ı 1 — Çnrnıvtkızı Polis Kâfiyesi 2 - Günahkâr Balta.
OPERA »60921ı i — Gömüden sesler, 2 — Tehdit mektupları,
SI REY ya (6()f»2) 1 — Ümltalz
Aıjk. 2 — Alhukrek Fatihi.
YELDEâİlCMENİ: 1 — K/ırakıır-(al. 2 — Kardeş İntikamı. 3 — İnsiz vâdl
( SKİ DAR CİHETİ
HALE »»9m»(»2i İ r— Fedakar Ana-2 — Kızıl Irmak,
St’NAK: AHhınlarırı pcnçculnde ANKARA
ANKARA (23132) Berlin Ekspresi.
151 \ I K H5031) Ölümden Kuvvetli.
PARK (11131) Bir Yabancı (Türkçe).
RLMER (14072) 1 — Kaplan Pençeni. 2 — Kendi Kurşuniyle
I Ll S (22294) istiklâl Fedaileri, sı s (14071) Bir Yabancı (Türkçe).
YENİ (11010) ihtiras Kurbama-rı.
GAR GAZİNOsl ; Solcra De Es-pkna. (Inpanyol koro atraks-yonu).
ANKAKAPALAN PAVİYONU : Viyana SlaVlgnus Revüsü.
İZMİR
ELHAMKA: İlk Arzular. TAYYARE: Aşıklar Yolu. YENİ SİNEMA: Ayşciıln Duası. LALE: i - Yalnız Gidenler. 2—
Ormanlar Aslanı,
TAN: 1 — Yalnız Gidenler. 2 — Ormanlar Ablanı.
KARŞIYAKA ( ÎHETİ
S (‘M ER: Gönül Yaraları. MELEK: 1 — Hint Kaplam. 2 —
Sarışınlar Yağmur»
••YENİ Lsi.VMML,, un ImirUn için tııvnlyr» ettiği programlar: Dahilde:
Saat: loo îstanbul: So«j vo Saz birliği konseri. — 19.20 İstanbul: Cemal R Rey blnrr-slııde Radyo Senfoni nrkea-ıra«ı Piyanoda. Ferdi Ştatznr. Programda: Llszt. J. S. Bach, VVn gner. — 21.15 lalım bul . Fasıl heyeti konseri (Hicaz F,). — 22.15 Ankara; Chophı “Trio.. Fcrhufule Erkin (piyano), Necdet Renizi Atıık lkemimi. An-tnnlo Saldarelll (vlyolo »sel) triosu tarafından.
Ilnrlçte:
Suat: 17.15 Londra: Sopıano ElIznbrtıı Schvvnrlz Kopf un inn nrtitah. 20.30 Londra*. OperaI irdim parçalar.
Tt’RK MI ZİGİ;
Saat s .ısı Ankara; Kö« ekçoicr (Fi ). IL30 Anknn« Şarkılar.
13.13 IslHitbul Karışık memleket türküleri (Pl.j. — 13.50
İstanbul; Şarkı ve türküler O-kuynn: Susan Güven. 18.0ü Ankara: Beste ve şarkıİAr IS.30 İstanbul. Sadi Yaver Atanan, Ses ve Ssz Birliğinin konseri. — 19.20 Ankara : Yurttan sesler. — 20.00 İstanbul: Memleket türküleri. Çalan ’ e SOVİI-yen: Hahl Kahraman — 20.30 Ankara: Bestenlg/ır Faslı.
21.00 İstanbul: Şarkı ve türküler i Pl 1 — 21.15 İstanbul: Hi-
caz Faslı.
KLASİK BATI Mt’Zir.l:
Saat .* 9.311 Londra : Senfoni konseri. Şjr^Maluohn Şargent İdaren IndeBÖC Senfoni orkrstruıtY —17 l?r tnnMra ; Soprano EÛ-zabeth Schuartz Kopf'un şan resitali. — 18.30 Anknrıı; Radyo Salon orkestrası konseri
10.20 îsı inimi: Radyo Scnıonl orkestrası. İdare: Cemal Reşit Ray. Solist: Ferdi Ştulzor (piyano». Programda: J. S. Bach, Wn.gnei’ ve Liazf'ln 1 No. hı piyano konçertosu. — 20.30 Londra: Operalardan parçalar. — 22.00 tatanbuf: Oda müziği (Pli Mozart ve Beethoven kentet ve kuartetler. — 22.15 Anluını:
Chopln*. Trio. Çalanlar: F. Erkin (piyano) N K Atak (kemanı ve A. Salda i rili tvlvolon-sel). — 21.00 Londra: Konçertolar (Pl.),
HAFİF MCZIK;
Saat 7.81 Ankara (Pl.) — 6.30 Ankara: Hafif orkestra eserleri (PL). — 11 30 Londı'n: Hafif orkestra eserleri» — 13.15 Ankara: Hafif melodiler (P) ) —
13.15. Londra: Hnflf orkestra vHcrlcrl — İL 10 İstanbul (Pl.) — 18.15 Londra; Akordeonca hafif parçalar. — 20.15 İstanbul: Llr.l I. I (PI ) 1.15 I i-
tanbul: Hafif piyano soloları
(Pl.ı. — 23.15 İstanbul: Hafif gece m üz Kİ. — 23.15 Londra: Sinema orgu İle hnflf parçalar. DANS Mt ZİCİ:
Şıınt: 1.1...0 İstanbul (Pl ). —
13.15 Ankara: Rltinciler (Pl.h — IH.00 İstanbul (PL). — 16,30 Londra: Gcrıiîdo orkestrası —
19.30 Londra fobn Bull ve or-k(oı»rnu. 23.(10 Ankara; Film yıldızlan söylüyor. — 23.00 İstanbul (P1.).
III SI sî PROGRAMLAR:
Kımıısmnlnr:
Saat: 11.30 İstanbul: Ev kadı» mhhii Konuşan Solma Coner.
IH 30 l -re Türkçe ne^rhntı: Radyo He İngilizce. - 20.45 İstanbul. Şeyh Galip hakkında.
Tcmnlllerı
San t . 11.1)0 Ankara. — 21.30 Londra Pus lıı Bootbj, opereti
Müzik:
Saat: 11.16 LoncJru: Müzik hatıraları. — 20.30 İstanbul: Müzik bHınecolcri.
TlRKÇE HABERLERİ
Ankara ve istunhul Radyoları ; Saal- 7.45. 13.00: 19.00; 22.45. 13 30 Ankara: öğln Gazetesi.
20.15 Ankara; Radyo Gazetesi.
"Amerikanın Seul., Saat 10,15 (13 16 vu 19 metre).
Londra Radyosu: San t 7.15; İh. 45 vo 23.00 (19.91; 2192; 31.32 ve 10 49 met «•. »
(.|.I.E( hh ULAN I (.AKLAR
12.50 D H.Y. (Tl)rli) Ankara. İL— T.H.K. (Türk) tzmir.
15.10 L.A.t. (İtalya) Roma, Atina.
15.40 C Y. (Kıbrıs) Lefkoşe, A-llna.
16.20 D.H.Y. (Türk) İskenderun, Adnnn, Malatya, D. Bakır. Elâzığ. Ankara.
19.30 P.A.A. (Amerikan) Hong-Kong, Bangkok, KalkÜta, Delhi, Karuşl, Basra. Şam.
GİDECEK OLAN (ÇAKLAR
9.— D.H.Y. dnrıa. (Türk) Ankara, A-
13.50 D H.Y. (Türk) îzmlr.
14.30 D.H.Y. (Türk» Ankara.
22.— P A A. (Amerikan) Brük-
sel. Londra, Gander, Noxv-York.
(t EI. EC E K O LA N V A PÜR LA R
IH.— Mersin, Mndanyadan.
H».— Seyyar. Kara biradan
GİDECEK Dİ A N VAPl RLAK
9— Sus. Mudanynya
19.— Seyyar, Kurablgaya.

GEI E( EK (»LAN EKSPRESLER 6 15 Sernplon Avrupa
8.30 An kuru.
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
18.10 Ankara
21.30 Scmpİm» Avrupa.
Eınhuiııli: SalAhaddh» Çarşjkapı. Sadullnh. Eminönü, Yorgl. Un kapa m. Arif Neşet.
Eyüp:
EvÜpsultan.
Beşiktaş:
Vldln. KÖylçl.
Beyoğlu:
Beyoğlu Kinynl, Trpobaşı C. 7 Sıhhat. Rostanbaşı C. 136 Toknlın Kemal Rnloıl IstİKlâl C. OL
Gahıta Findlkh. Fındıklı C. 31 ,, Tuna Arpacmlnl 179
ŞlslI Asım Hıılâskargıızi C. 02. Nlşanlaş, Teşvikiye C. 139-1 HuskÖy Haiıcıoğhı.
KıiMiııpıışM Yeni Turan.
Fatih:
Muharrem, Şohzndehnşt El hem Pertev, Aksaray. Yedlkıilo Samntya. Hamdl, Şehremini.
M. Fuat KnragOmrük. o Avcıoğlu, Fener.
tlfckiidnr:
Selimiye
Kadıköy ;
R. Muhtar Kımltoprak. Göztepe. Bostancı.
Hey beilnthı:
Halk.
BIK - Ü kınla:
Halk.
ANKARA
Cebeci (1*0841 .
Çankaya (22790) Başkent 113683 i İZMİR
Çankaya. AIsnncak. Şifa, Kcmeraltı. Tilkilik. Basımı ha ne. Kurâhtina. Yalılar. Yeni, Eşref paşa.
Hece - Bulmaca —
A - AK - MA — AV — AZ — BAL - Bf? - CA — CE - DA
— DE - DE — E — F. — EK — EŞ — FES GÖZ — HA - HA
— HAT - H1 — 1 — î - İÇ — tö — 1 - KAT — Kİ — LA — LÂ - LAL — Lt - MAM -MEK — MON — MUM — NAM
— NAZ — NEK — O — RA — RAK — RAK — RAT — RED — Rt — RI — SA - SU — ŞEK — TEY — TO - VÎL - VUÇ — YAR - YI - Yİ — YIL — YÜK
ZE.
Yukarıda yazılı hecelerden aşağıda mAnnlnrı sorulan kelimeleri bulunuz. Bu kelimelerin sıra numaralarına göre baş bnrflerlndcn bir ATASÖZÜ çıkacaktır.
j — Çiftçi aracı. 2 — Vitamini bol bir meyve. 3 — Aydınlanma aracı. — 4 — Bir hayvan. 5 — Sene. 6 — Çok değil 7 — Bli”tik baba. 8 — Bir hayvan 0 — Köşk 10 — Bir renle. 11 — Somun 19— Şamar. 13 — İrin 14 — Dahili 15 — Sakatlık. 16 — Kan. 17 -Cilve. 18 — Kuşyaml. 19 - Bir renk 20 — trl. 21 — Çarpuk. 22 — Kabul etmeme. 23 — Ün. 24 — Bir göz rengi. 25 — Bir nevi şapka 26 — Aynı. 27 — İçtiklerimizden. 28 — Adet. 29 — Bir
memleket. 30 — Bir sebze, di — Banyo. 32 — Babamın erkek kardeşi. 33 — Annemin kız kunleşl. 34 — pir uzvumuz. 35 — Bir savı. 36 — Onu tutun parmak yalar. 37 — Bir hayvan,
DC N’Kf IH LM AÇANIN HALLİ HAYATTA EN HAKİKÎ Mt'KSÎT tLt.MDİR.
Kelimeler
1 — Hububat 2 — Acı. 3 — Yaz, i — Ankara, 5 — Tire. 6 — Telve. 7 — Aziz. 8 — Esir. 9 — Nehir. 10 — Hali. 11 — An. 12— Keçi. 13 — iplik. 14 — Kar. 15 — îsîm. 16 — Mine. 17 — üzüm. İh — Rakı. 19 — Şıra. 20 — İbik. 21 — Topuk. 22 — îlrtvo. 23 -LevlAk. 2 i — lori 25 — M Ani 28 - Deniz 27 — îrl 28 — Rica
Be\ o^lıı Hâl * İstanbul 24222
Ankara 00, İzmir 2
Öl)
Üaküdar 6W

I
K.yaaa ö(>
Sayfa 6
YENİ İSTANBUL
17 Ocak 1050
Basıldığı yer:
Y ENİ İSTANBUL MATBAACILIK LtMtTED ŞİRKETİ MATBAASI
ZEVKLE TRAŞ OLMAK İSTER MİSİNİZ
Aşirefendi caddesi No: 35/37
tevdiatına % 4,5
Vadesiz tasarruf
Faiz verilir ve vâdeii mevduat faizleri aylık olarak ödenir
KULLANINIZ
SABUNU
mır
GRIP1N
GER HEDİYELERİ
Nigantaşı. Vali konağı Caddesi. Tel. 84242
25 yıldan beri muvaffakiyetle imal edilmekte olan
MTlsttriK üsmacimu O/^LEDİ BEYAZLATIR AĞIZDA GÜZÜ DİZ RAİ!HA BIRAKIR
GIBBS Tro) Sobununu ktllorı horikulode
Fiyat tenzilâtından istifade ederek, kendi arabalarını şimdiden ayırtmak iizere Sayın Müşterilerimizin Bürolarımızı teşrif etmeleri rica olunur.
tevdiatına % 6
Yeni Postahane arkasındö
Dr. HAFIZ CEMAL LOKMAN HEKİM
Önden
bir parti, İstanbula müteveccihen yola çıkmıştır
/>’* yoğlu Parmakkapı, İmam sokağı No. 2, Tel: $1553
Dr Murad
almayı İhmal etmeyiniz.
Dört saat ara İle üründe 3 kaşe alınabilir
ikinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki İktisadî, dördüncü sayfamızdaki kültürel başmakalelerde ileti sürülecek fikirler tama men yazarlarına aittiı
'er gri yeri ve yedek parça deposu
Vadeli tasarruf
Saatler, mücevherler, mutena çeşitler ve modeller
r CITROEN
Hususiyet ve evsafı itibarile tamamen ayrı bir mevki sahibi Fransız arabası
Dahiliye Mütehassısı Pazardan başka her gün saaı 14 ten 17 ye kadar tstanbul Divanyolu No 104.
/-------------------- -
Türkiye Eski Muharipler Bankası
Sermayesi: 1.500.000 Kuruluşu
ANKARA — Parkpalaa jrnnH
İSTANBUL — Eminönü, Arpacılar No. 8
Baş, Diş, Aezıe, Konıauzma, Adan ağrılarını geçirir.
SOĞUK ALGINLIĞINDA ve GRİP başlangıcında İHistalığı önlemek İçin
îppebaşı Caddesi. Tel. 49482
Alemdar Nüfus Memurluğundan çıkartmış olduğum Nüfus Hüviyet cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Kan«. Çıldır kazasından Yâain oğlu İsmet Yılmaz
FRANS - OTO LtMlTED
ŞİRKETİ
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ZİRAAT BANKASI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN
CITROEN
Türkiye Mümessilleri FRANS - OTO LIMITED
ŞİRKETİ
Galata, Kuto Han. Tel 41717
ö L Ü M
Merhume Sıdıkn öner’in eşi. Bursa Erkek Lisesi Coğrafya öğretmeni Meaadet Koşar. Bursa Kız Lisesi Tarih öğretmeni Melâ-hat Öner ve Dr. Vedat Öner’in bahaları. Bursa As. Hastahanesi Cilt Mütehassısı Dr. Hilmi Koşar ın kayınpederi
Matbaacı
(SABRI KAMI ÖNER) kısa bir hastalığı müteakip vefat etmiştir. Cenazesi 17.1.1950 salı günü öğle Üzeri Maçka Teşvikiye Caddesinde No. 88 3 evinden kaldırılarak öğle namazı Teşvikiye Camiinde kılındıktan sonra Feriköy Mezarlığında aile kabristanındaki ebedi istirahatgâhına tevdi edilecektir. Mevlâ rahmet ey-leye.
Çekişli" CITROEN arabalarından mahdut
BAŞ. DİŞ I ROMATİZMA | AĞRILARINA — GRİP NEZLE plNEVRALJİYE A _ KARSI
İstanbul ve Anadolu’daki müşterilerimizin ısrarla vukubulan taleplerine uyularak aralarındaki münasebetleri kolaylaştırmak için:
Tasarruf ve ticari mevduat, havale, cari hesaplar, tahsil so-netleri, çek, serbest depo, emtia, esharn ve tahvilât kabulü... gibi her türlü banka hizmetleri ve kredi muameleleriyle iştigal etmek üzere İstanbul'da Bahçekapı'da Sümerhnnda yeniden tesis ettiğimiz
T. C. ZİRAAT BANKASI BAHÇEKAPI ŞUBESİ
30.1.950 tarihinden İtibaren sayın müşterilerinin emrine Amade olacaktır.
İstanbul şubemizle Tahmis Büromuz yine eskisi gibi faaliyetine devanı edecektir.
Zati iknınctgAhlnrı veya ticari merkezleri bakımından Bnh-çeknpı şubemizle muamele yapmayı arzu eden Sayın Müşterilerimizin bu husustaki emirlerini tstanbul veya Bahçekapı şubelerimize bildirmelerini rica ederiz.
Türkiye Eski Muharipler Bankası resmen kurulmuştur Anasözleşme 9.12.1949 tarihli Resmi Gazetede neşredilmiş ve I .birer nüsha sayın ortakların adreslerine gönderilmiştir Almı yanlar Genel Müdürlükten alabilirler. Kendilerine ayrıca mek-Itupla bildirildiği veçhile, taahhüt ettikleri hisselerin 2 nel taksiti olaj. dörtte birlerin ocak 1950 sonuna kadar anashz teşme hükümleri dahilinde ödenmesini rica ederiz
tstanbul ve Ankaradakl ortaklar Sümerbank gişelerine diğer yerlerdeki ortaklar İse Ziraat Bankası vasıtnsiyle hisse be-ieüerliıî vatırabllirler-
Ortaklarımızın adres değişikliklerini muntazaman bildirmeli’ ayrıca rica olunur
Adres: farktı Han. Ankara P. K. fil Tel: Adresi: Mııhııhank Ankara
Telefon• IG 440
.—
CITROEN SERVİS İSTASYONU
KEKEMELERE: Kekemelik hususî bir metotla ıslah olunur. Fazla tafsilât için Bayan A. Narter, Şişli, posta kutusu No. 32 ye mektupla müracaat.
SİYASİ LKT1SAD]
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER Bu sayıda, yaa İslerini fiilen idare eden : SACİT ÖGET
DEVLET
DENİZYOLLARI
ra
emislik Eğlence
/ /
En nefis yemekler . en itinal. servis
Sürat* Konfor* T
v &
Boh Akdeniz Hath . Isianhul Pi,e Napoli Ha,siiya Ceno.a Doj)U Güney Akdeniz Hattı . |slanb„ı |Imi, pjre lima|o|
Beyrut İskenderiye Napoli Marsilya Cenova
"Yeni Itionbul" At«|yeıl
Çok sanlam, işletme ekonomisine çok uygun, ağırlık itibariyle hafi ve teçhizat bakımından da mükemmeldir.
Resimde görülen otobüs, 33
oturma v
17 ayakta durma
yeri olan ve Krupp şasisi üzerine kurulmuş çelik bir
UERDINGER
caroserini göstermektedir.
Düsseldorf ve Uerdingen’deki fabrikalarımızda :
Dizel ve benzin otobüsleri (her türlü şasiler için) Henschel şasilerine mahsus otobüsler, her nevi otobüs ve remork imal edilmektedir.
KREFELD — UERDINGEN
V
ile beraber çalışmaktadır.
TÜRKİYE MÜMESSİLİ:
Taylan - Etker, İstanbul - Galata, Tabir Han 31 z33
I
7

Comments (0)