17 Şubat 1950
Cuma
SİYASİ İKTİSADİ
A
A
1
t
Sayı 79
10 Kuruş
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 - 8 Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Aoone*. Türkiye için seneliği 32. altı aylığı 17. üç aylığı 9 liradır Hariç memleketler iki mislidir,
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden: HA8IB EOİB TÖREHAN
İlânlar: 6 net sahlfede aantlmet-resi 2 liradır. İlânlardan hiç* bir mes'uliyet kabul edilmez.
Telefon: 44756-44757 Santral
Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul
İÇ ve DIŞ POLiTiKA _ 16/11/1950 -
Churchill, Sfolin ile
kpnuşmak tarafları
CHURCHİLL in Sovyet Rusya ile görüşüp anlaşmak üzere, icap ederse Stalin ile bir mülakat yapacağını söylemesi, tabiatiyle her tarafta büyük alâka ile karşılanmıştır.
Bilindiği gibi Amerika Cumhurbaşkanı, üç yahut dört büyükler arasında yapılacak konuşmalara uzun bir zamandan beri muhalif bulunmakta, çünkü bunlardan müspet bir netice beklememektedir.
Bu işin hikâyesi bu iken, Churchill’in. Stalin ile bir mülakata taraftar olduğunu beyan etmesi, az ehemmiyetli bir hâdise değildir. Gerçi Muhafazakâr Parti’nin Lideri, bu fikrini bir seçim mücadelesi esnasında ortaya atmaktadır, bunun bir seçim manevrası olması ihtimali, ciddi bir kanaat ve niyeti aksettirmesi ihtimalinden daha kuvvetlidir.
Fakat, böyle dahi olsa, bu sözün* İngiliz seçmenleri üzerinde bir ehemmiyeti var demektir. Eğer böyle ise, niçin böyledir?
Ingiliz işçi Partisinin büyük şahsiyetleri, Sovyetlerle bir anlaşma politikasına, iktidara geldikleri günden beri, büyük bir yer ayırmış değillerdir. Bilâkis ve o tarihten itibaren bağlanıp müdafaa ettikleri politika. Amerikanın yanı başında tedbirli ve kuvvetli kalmaktır.
O kadar ki, aynen buna taraftar olduğunu söyliyerek. Sovyetlerin mütecaviz politikalarına karşı sağlam bir müdafaa cephesinin süratle tesisi lâzım geldiğini Fultonkiaki meşhur nutku ile ortaya atan Churchill, iktidara henüz gelmiş olan işçi Partisi ile bunun Dışişleri Bakanı Bevin'e, takip edecekleri dış politikayı ateşten harflerle çizerken söyledikleriyle İşçi Hükümetinin yaptıkları arasında, hiç fark yoktur.
Bu böyle olduğu içindir ki. gene Churchill, Bevin'i, Avam Kamarasının dış politikaya tahsis . edilmiş olan celselerinde daima hem tebrik etmiş, hem de desteklemiştir.
Bu böyle olduğu ve Fulton nutku da ortada durduğu halde, Mr. Churchill, nasıl oluyor da bugün, sanki İşçi Partisinin genç âsiler cenahına mensup imiş gibi bir tavır takınarak, Stalin ile görüşmek ve anlaşmaya çalışmak esasını müdafaa eylemektedir?
Çünkü Fulton nutkundan beri, bu nutukta tavsiye edilen tedbirlere ve bunların sadakatle tatbik edilmiş olmasına rağmen, Sovyet tecavüz politikası durmamış. bilâkis inkişaflar kaydetmiştir. Zaten, bu seferki "Stalin ile görüşme fikri’’ nin, gerek Londra, gerek Washington mahfillerinde bir nevi mesi ile karşılanmış bundandır.
Bizce. Churchill’in bütün mânasiyle bir nevrasıdır. Çünkü herkes her yerde, mümkün ve şerefli bir anlaşmaya daima taraftardır. Yani bu söz, İngiliz seçmenleri üzerinde müessir olabilir. Nete-kim, işçi Partisinin genç cenahı, bu kere de yani seçimler vesilesi ile neşrettiği bir broşürde, buna benzer mütalâalarda bulunmuştur. Fakat bu, nihayet bir hizbin görüşü kalmış ve işçi Partisi, bu noktayı kendi seçim mücadelesi programına almamıştır.
İşte, bazı işçi mahfillerinde anlaşma lehinde bazı arzular mevcut olup, işçi Partisinin sev-kü idaresi asla bu noktaya yanaşmadığı bir sırada, Churchill’in, anlaşılan birçoklan için cazip, olan bu fikri, Muhafazakâr Parti adına, bir seçim parolası ğını görüyoruz.
ötekiler için memnu Churchill ve partisi için, tiyle değildir. Çünkü anlaşmak istediler diye, kimse kendilerini komünizme dostluk göstermekle itham edemez.
Hulâsa edelim : Churchill’in bu sözü, bir seçim oyunundan
Binaenaleyh
omuz silk-olması da,
bu SÖZÜ, seçim ma-
yaptı-
olan, tabia-
ibarettir.
■
iv.
.-S
M
s
L’.
.•
S
c
> • -
I v
Barbakan Attlee. bir sirki ziyaret ediyor
J.
• «
i i ı
a
Atom bombası İngiliz seçimlerine de girdi
Churchill’in söylemiş olduğu son nutka, işçi Partisi adına flttlee cevap veriyor
Londra 16 (AP) — Dün söylediği bir nutukta Başbakan Attlee, daha evvel Edınbıırgh’ta konuşan Chtır-chill’e cevap vermiştir Bilindiği gibi Churchill, verdiği demeçte lngıltere-nin kendi atom bombasını yapamayarak bu sahada geri kalmış olmasına hayret etmişti.
Attlee buna cevaben dün şöyle demiştir.
“Bu husustaki andlaşmayı Amerika ile bizzat kendisi yaptığını Churchill hatırlamalıdır. Şunu da iyice hatırlamalıdır ki bu andlaşmaya binaen atom enerjisinin yalnız Birleşik Amerika ve Kanadada inkişaf ettirilmesi kararlaştırılmıştı.”
Daha evvel Attlee, Churchill’in batı ile doğu arasında yemden anlaşma imkânlarının araştırılması yolundaki teklifine cevap olarak atom enerjisinin milletlerarası kontrolü işinin Birleşmiş Milletler elinde bulunduğunu söylemişti.
Atom menuunda Bevln'in cevabı
Dünyanın diğer merkezlerinde faz? la akis uyandırmayan Churchill’in bu teklifi dün Londranın başlıca konusunu teşkil etmiştir.
Filhakika aynı mevzuda dün akşam •-radyoda bir demeç veren Dışişleri Bakam Bevin, atom enerjisi konusunun nutuklarda bir maharet vesilesi teşkil edenıiyeceğıni söylemiştir.
Bevin, bu işle Birleşmiş Milletlerin meşgul olmasına rağmen Ruslarla doğrudan doğruya müzakere ihtimallerinin ancak Rusyanın diğer bütün dâvaları halle hazır ve mütemayil bulunduğu takdirde mevcut olabileceğini söylemiştir.
fjlıerallerin görüşü
Londra. 16 A.A. (AFP) — Liberal Parti Başkanı Clement Davıes, bugün atom meselesini görüşmek üzere Churchill’in üçler toplantısı teklifini tasvip etmiş, ancak İngiltere Hükümetinin evvelâ İngiltere Milletler Topluluğu başbakanları ve Başkan Truman ile görüşmesi lâzım geldiğini söylemiştir.
Trunıun thıjnr ki.
"STALİN’LE ANCAK WASHINGTON’DA GÖRÜŞEBİLİRİZ”
New-York. 16 iYİRS) — Ba^kHn Truman. bugünkü basın konferansında Amerikanın Rusya ile sulh görülmeleri yapmak İçin daima hazır olduğunu söylemiş ve fakat, "Stalin ile ancak VVashington da görüşülebileceğini” ilâve etmiştir.
Churchill’in teklifine temas gazetecilere gülümsıyerek, vermek istemediğini söyliyen
man. Churchill’in bu nutku seçimler dolayısiyle rumlamnk
eden cevap
Tru-
verip vermediğini de yo-İStememlştlr.
Mecliste dün yapılan müzakereler
(Ç SAYFALARDA
Seçim Kanunu kabul edildi
Millet Partisi aleyhte rey kullanmasaydı7 Kanun ittifakla kabul edilmiş olacaktı
II
Churchill, Avrupa Birliği lstişari Meclisinde
Ankara, 16 (Hususi muhabirimizden) Mecliste bugün bütçenin tetkikına ara verilerek müstacel bazı kanunlar çıkarıldı. Bunların arasında Seçim Kanunu tasarısı da vardı. Ve bunun ikinci müzakeresi yapılacaktı.
Buna dair olan müzakereler sakin bir hava içinde başladı. Birinci otu-runıdn itirazı mucip olan bazı maddeler tadil görerek kabul edildi
Bunlardan bir tanesi kütüklerin tanzim ve tasdikına müteallik olarak ihtiyar heyetlerinin yapacağı bütün işlemlerde partilerin temsilci bulundurmalarına ve bu temsilcilerden fikir ve mütalâa alınmasına dair olandı. Bu hususta Demokrat Partiden Nuri Özsan ve C. H. P. don Said Koksal müşterek bir takrir verdiler, kısa bir izahtan sonra reye geçildi, müşterek takrir kabul edildi. Bu suretle geçen celsede müfrit görüşün reddettiği bir madde bu defasında itidal içinde ve karşılıklı mutabakatla desteklenerek kabul ediliyordu.
Müzakerenin bunu mütaakıp safhaları yeni Seçim Kanununun daha da lehinde sayılabilecek kanaat iştirakleri delilleri getirdi, Teklif edilen mâkul tâdiller, itirazsız kabul ediliyordu.
Nihayet, kanunun heyeti umumiye-
Başbakanın, kanunun kabulünden sonra, dürüst tatbik edileceği hususunda teminat ifade etlen sözleri inşirah uyandırdı
sinin kabulüne sıra gelmişti. Başkan, mûtat olduğu üzere, biri lehte diğeri de aleyhte konuşmak üzere iki milletvekiline, ondan sonra da Başbakana söz vereceğini bildirdi.
Havada gerçekten bir sıcaklık ve içlilik vardı. Siyasî hayatımızı tanzim edecek son derece ehemmiyetli bir vesikanın karşısında bulunulduğu besbelli idi.
Bir de görüldü kİ, lehte konuşacak olan milletvekili, Demokrat Partinin sözcüsü Adnan Menderestir. Bu. Millet Partisi saflarında hayret alâ metlerinin belirmesine yol açtı. C H P. İller son derece memnun, Demokratlar da. önceden haberdar oldukları için sakin görünüyorlardı.
Menderes, kanunun kabulü lehinde çok güzel bir beyanat yaptı. O, şimdiye kadarki siyasi mücadelenin, bütün sinirlilikleri ile hep bu kanun et-
rafında döndüğünü işaret etti doğruydu.
Arkasından, bu kanunla, vatandaşa ait en büyük haklardan birinin emniyet altına alınmış sayılacağını tebarüz ettirdi. Fakat her şeyin tatbikat neticesinde meydana çıkacağını hafifçe işaret etmeği de İhmal etmedi.
Ve, partisinin lehte rey vereceğini bildirdi. Menderes’ten sonra aleyhte söz alan, Millet Partisinden Haşan Dinçer oldu.
Haşan Dinçer de sakin, temkinli ve objektif konuştu. Ve esas itibariyle, ekseriyet esasına aleyhtar kalarak nisbi seçim esasını müdafaa etti. Ve partisinin kanuna bundan dolayı muarız olduğunu tasrih eyledi.
Demek oluyor ki. bu kanunla doğrudan doğruya alâkası olmıyan ekseriyet yahut nisbî seçim esasını bir kenarda bırakırsak. mevcut Seçim Kanunu âdeta ittifakla ve hiç değilse, esaslı bir itiraza mâruz kalmaksızın geçmiş bulunmaktadır.
Herhalde bu kanaatin tesirinde o-larak, Başbakanın her türlü endişeyi İzale edici beyanatı bu tarihî celseyi en güzel bir şekilde kapadı ve kanun reye konarak ittifaka yakın bir ekseriyet ile yürürlüğe girmiş oldu.
kİ.
ÎKÎNCÎ
Hidrojen bombası
M. Şevki Yazman ÜÇÜNCÜ
Devlet borçlan ve
Devlet muhasebesi
Namık Zeki Aral DÖRDÜNCÜ
Edebiyat tarihi ile asıl tarih arasındaki farklar Ali Canib Yöntem Geçmiş günlerden tablolar M. Nermi
B E Ş I N C I
Taklacı güvercin (Hikâye) Sağlık - Gençlik - Güzellik
ikinci seyyah kafilesi geliyor
rntMM»«HmMbN|HiMHnMMwiMimmtfmat44utiKuınuımıuıunı»tuiMmuwd
Bangkok’ta yapılan konferansın aldığı kararlar
Komünizme karşı koyacak her Asya devletine, Amerikanın yardım etmesi lüzumlu görülüyor
Bangkok, 16 (A.P.) — Amerikan diplomatlarının Bangkok konferansı sonunda. VVashinglon n. şu hususların bildirilmesi kararlaştırılmıştır:
1 — Amerika. Kom’inUnı üe mücâdele olrn*ek İsleyen Güneydoğu Asya devletlerine SİİAIİ ve para vererek yardım etmelidir.
2 — Çin, Vietnam’a taarruz et-nıivecek, fakat komünistlere yarılım edecektir.
3 — Cenubi Korca (ı>« «lıırum ciddidir
I — Milliyetçi Çinin Formoza-yı müdafaa eklememesi muhtemeldir.
Fransada Komünistlere
karşı ciddî tedbirler
Milletin maneviyatını bozacak her tiirlii teşebbüsü aman vermeden önlemelerini Kabine, yüksek memurlara emretti
Paris 16. AA. (United Press» — Fransız hükümet makamları, bugün memleketteki yüksek memurlara, sabotaj yapmak veya milletin maneviyatını bozmak maksadiyle Komünistlerin girişeceği her türlü teşebbüsü aman vermeden bastırmalarını emretmiştir.
Bu emirler Fransız kabinesinin dün geceki müstacel toplantısını müteaktp verilmiştir. Kabinenin dünkü toplantısında Komünistlerin tesiriyle menılc kette git gidi* artmakta olan grevler meselesi görüşülmüştür.
Fransa, doğu ile cut soğuk harpte maktadır.
Kabine üyeleri,
şı sert hareket etmelerini idari kamlara da emretmişlerdir.
Fransız Hükümetinin kanaati, nıünistlerin sabotaj yaparak
Halihazırda batı arasında m öven on «afta buhın-
Komünistlere
kar ma-
, Ko-grev-Irrle memleketi felce, ıığıat maya çalılıkları merkv/.trub dır.
Siyasi müşahitlerin fibrince münlatlerin kontrolü altında bulunan Genel Çalışma Konfederasyonunun en büyük gayeni, mart ayında Birleşik
Ko-
Amerikadan Fransa: a gelecek ilan silâh hamulesinin sevkıyatını durdurmaktır .
Londra 16 (YİRSı Nice’dc, Hınrl» Çinî'dcki Fransız kıtalarına gönderil mek üzere askeri malzemeyi ihtiva ettikleri zannedilen sandıkların gemilere yüklet ileceğine, komünist rıhtın, işçileri tarafından denize dökülmesi üzerine çıkan hâdise, Fransız hükümetini harekete geçirmiştir. Hükümet, limanlardaki komıınisl tedhiş veyn kargaşalıkların ezilmesi için emniyet makamlarına gerekli emirleri vermiştir.
Teessürle verilen hir haber
Londra, 16 (YİRS) — Fransız Bayındırlık Bakam bugün radyoda yaptığı bir konuşma esnasında, komünist sendikası emri altında bulunan Fransız Demiryolu işçilerinin yarın 1-kl saatlik bir grev yapacaklarını teessürle haber vermiştir. Komünist sendikalarından gayri sendikalara mensup olan İşçiler greve iştirak etmeyeceklerini söylediler.
Parlste leçl nendlknlnrının tertip ettiği bir mitingde polis, ıııımnyi&çilerl
dağıtmaya
uğralıyor
Dışişleri Bakanının Meclisteki beyanatı
ü
H
28 bin tonluk Britnnic gemisi, pazartesi günü limanımızda olacak
ikinci Dünya Harbinden lonra denize indirilmiş modern bîr transatlantik o-lan 28 bin tonluk Brltanlc gemisi 514 Amerikalı turistle pazartesi sabahı saat 7 de limanımıza gelmiş olacaktır.
Bu seyyahlardan 350 el doğrudan doğruya bir şirketin tertip eylediği, programa göre seyahate iştirak etmekte olduklarından diğer turistlerden ayrı olarak şehri tek bir kafile halinde otomobillerle gezeceklerdir.
Ayasofya ve Sultanahmet mıntıkasındaki cami ve müzeleri, surları ve Çarşıyı gezecekler, öğle yemeğini şehirde yiyeceklerdir.
Diğer turistler İse şehirde İstedikleri yerleri gezmekte serbesttirler.
Belediye Turizm Şubesi Müdürlüğü turistlerin karşılanması için gerekli hazırlıkları şimdiden tamamlamış bulunmaktadır. Diğer taraftan turistleri gezdirmek işini üniversite talebeleri fah-rlyen üzerlerine almışlardır.
Seyyahlar buradan Pire, İskenderiye, Palermo. Napoli. Lizbon. Scuthanıpton yoliyle Amerikaya dönmek üzere salı sabahı saat 7 de limanımızdan ayrılacaklardır.
“Hürriyet ve istiklâlimiz ve kendi emniyetimiz için müdafaa azmimiz hiçbir şarta bağlı değildir”
hun da. harbin de imkânsız olduğuna işaretle sözlerine şöyle devam etti:
— Amerikanın tek taraflı ittifaklaı İmza etmesine İmkân yoktur, Bunn Kongre müsaade etmemektedir Mil letlrr kendi aralarında belge anlaşmaları yaptıkları ve anlaşma Amerikan menfaatlerine uygun olduğu «ak-dirde buna iltihak etmektedir
Bizim durumumuza göre, böyle, bir bölge anlaşması mümkün miıdür*
Bakan, müteakiben Amerika ile işbirliğini arttırmak maksadiylc daimi temas halinde bulunduğumuzu iznnla sözlerini şöyle bitirdi:
— Bizim dış siyasetimizin temeli, milli müdafaa kudret imizdir. Türkiye hürriyeti ve istiklâli için her şeyden evvel kendi ordusuna dayanmakladır. Dostluklar ve ittifaklar, bunu anıak takviye eder. Hürriyet ve istiklâlimiz için, kendi emniyetimiz için mudaıaa azmimiz hiç bir şarta bağlı değildir. İcabında gücümüz yettiği kadar kendimizi müdafaa için herhangi bir şart ve kayıt koymuş değiliz. Böyle bir pazarlıktan dalma çekiniriz. Bütün dünyanın; tek başımıza kalsak dahi herkese karşı istiklâlimizi müdafaaya azmetmiş olduğumuza manmış obnaaî tek kuvvet kaynağımızdır."
Ankara 16 ( HususrfhtıhaKirimizden) — Dışişleri Bakanlığı bütçesinin ten-kidlcrinden sonra kürsüye gelen Dışişleri Bakanı Necnıcddin Sadak ezcümle şunları söylemiştir:
"— Demokrat Parti adına heyecanla konuşan arkadaşıma b.lhassa teşekkür ederim. Memleketin başlıca muhalefet partisi olan D.F nln Hükümetle bir ve beraber olması Tür klye Cumhuriyeti için dışarda büyük hır kudret kaynağı ve düşmanlar imiz için hüsran vesilesi olmakladır Bu birlik ve beraberliğe her zamandan ziyade muhtaç bir devrede yaşıyoruz Sulh ümitlerinin yaklaşmak şöyle dursun uzaklaştığı müşahede edilmekledir. Siyaset ufukları hor yıl daha faz la kararmaktadır. Bilhassa Türkiye, bir çok devamlı tehlikelerle çevrili bir palında yaşamaktadır.,.
Bakan, bundan sonra dünyanın bu kararsızlığının âmilleri üzerindi durdu. Blrbiriyle uyuşmaz ik« ideoloji zıddiyetinin mütemadiyen arttığını ve bu ihtilâfın sıklet’ merkezinin Avrupa ve Almanyadan Uzakdoğuya intikal ettiğini anlattı. Komünizmin nerede duracağı bilinmediğini, atomdan sonra hidrojen bombası dolayısiylc sul-
XI. Devlet Resim ve Heykel Sergisi nisanda açılacak
Milli Eğitim Bakanlığının tertip etil#! XI inci Devlet Kesim ve Heykel Sergisi bu sene 15 nisanda Ankaradt âçılacâktır.
Bakanlık, şehrimizdeki ressam ve hey-kehraşlara davetiyeler göndermiş , Ve »ergiye koyacakları eserleri geç 25 ışubnt 1950 tarihine kadar Ğlizci Sanatlar Akademisi Genel Müdürlüğüne yollamalarını bildirmişi ir.
Bayrağa karşı hassasiyet
Dünkü nüshamızda, dış sularda ı ürk bayrağını taşıyan gemilerin bayrak hususunda titiz davranmaları lüzumuna işaret eden bir yazı ile nizami Ölçülere uymıyan hır bayrakla limanımızı gelmiş olan bir geminin resmini neş-relınlştlk. Geminin mensup olduğu ı madan almış olduğumuz bir mektupta. Kemi A meri kadrin satın alındığı için u-iHdan tedarik edilen ve nlz/ımi ölçülere uvmıyun ini bayrağın limanımızda derimi değiştirildiği bildirilmektedir.
İkaz yniiıı hu tenkid yazımızın neşrinden evvel gösterilmiş olan hassasiyetten duyduğumuz memnuniyet hislerini izhar ederek, bayrak hususunda herkesin aynı titizlikle hareket etmesi lüzumuna bir kere daha işaret ederiz.
!•
Moskova andlaşmasının Amerikadaki akisleri
Acheson’a göre Çinliler, istediklerine yakın şartlar elde etmiş bulunuyorlar
VVaahington, 16 iA.P. i — Dünkü basın toplantısında beyanatta bulunan Birleşik Amerika Dışişleri Bakanı Dean Acheson, Komünist Çin’in Moskova ile vâki olan anlaşmasının Çin halkı için bir huzursuzluğun başlangıcını teşkil ettiğini söylemiştir.
Bakan, Çinin bir çok münhit bölgelerde mahsul şartlarının kötü şartlar altında bulunmasından bir açlık tehlikesi arifesinde bulunduğunu, 300 milyon dolar tutarındaki beş yıllık Rus yardımının Çin’in ihtiyaçları yanında bir hiç sayılabileceğini kaydetmiştir.
Rusların Avrupadaki peykleri ile buna benzer andlaşmalar imzaladıklarını söyleyen Acheson, bu andlaş-maların, Rusya taralından temin edilecek malzeme hususunda uzun münakaşalara yol açtığını ve bunlara, gecikme Amilinin de katılması ile yardımı tesirsiz bıraktığını belirtmiştir.
Acheson sözlerine devamla şöyle demiştir:
“Komünist Çin memurlarının Mos-kovada Rusyanın Avrupa komünist devletleri ile olan andlaşmalarına benzeyen bir muahede hazırlamak ü-zere dokuz hafta kalmadıkları aşikârdır.,.
Acheson bundan sonra Rusyanın Polonya, Çekoslovakya ve diğer ;\v-rupa komşuları ile andlaşmalar akdettiklerini hatırlatmış ve “bu memleketlerde olup bitenlere bakılırsa, gelecekteki İnkişaflar Çin için iyi bir alâmet sayılamasa gerek" demiştir.
Daha sonra bir soruyu cevaplandıran Dışişleri Bakam. Port Arthur,
Dairen ve Mançıırya demiryolu kontrolünün Çine İnde edilmesi için 1952 tarihinin tesbit edilmesindeki sebepler hakkında malûmatı olmadığını söylemiştir.
Üniversite Senatosu toplandı
isi an bul Üniversitesi Senatosu düiı g(»«; vakte kadar yaptığı hararetli toplantıda, P.of. Dr Muhıddin Erel. Prof. Dr Uovat Kerim İncedevı Prof, Dr. Muzaffer Esat Güçhan. Prof. Dr. Tev-fik Remzi Kazancıgll’i Ordinaryüslüğe terfi ettirmiş. Prof. Dr. Üveye Mazhar ile Prof. Dr. Naci Bengisu nun profesörlükte kalmasına karar vermiştir.
Ankaralı Üniversiteliler Valiyi ziyaret etti
Bir müddetten beri şehrimizde incelemeler yapmakta olan Ankara Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi öğrencileri dün Veli ve Belediye Başkantnı makamında ziyaret etmişlerdir.
Dünya tııruna çıkan gazeteci karlın
Vapurla dünya turuna çıkan 'Amerikalı kadın g&teteci Branctfort dün şehri* mlze gelmiştir.
-
M
Alimler hidrojen bombasının imaline muhalif (Gazeteler)
w * IBİİ
— Anıtın gayret! Hidrojen bombası sayesinde dünya rahata kavuşacak.
— Doğru!. PatlnriA yeryüzünde bir tek canlı kalmıynrnk.
Hidrojen bombası
Seçim hazırlıkları
Dışişleri bütçesi Mecliste
Yeni Seçim Kanunu, Mecliste
Prensip
Bunu bu etmek is-
rle bin ınİHİl, be# on bin mimli ola-
TOM bojnbasiyle Jnponyaya sonra ilim, bütün
Atom bombasiyle farkı — Büyüklük derecesi
M. Şevki YAZMAN
ATOM bombasiyle .injı dlr. çöktürüldükten büyük devletlerdeki teknik ve sanayi âleminin gayretlerini atomun parçalanmasına dayanan tahrip kudretini biraz daha arttırarak yeni yeni bombalar japmak yoluna dökmüş bulunduklarını görüyoruz.
İlk atom bombasının İnfilâk ve tahrip kudretinin bir misil, beş misil, hattâ on mlall arttırılarak Pasifik Adalarında tecrübeler yapıldığını duyduk. Şimdi i»e bunun bin. beş bin ve belki de on bin misline tekabül eden hidrojen bombasının tahakkuk ettirilmesine çalışıldığı artık bir sır değildir. Bombanın kudreti nasıl oluyor da bu derece büyüyebiliyor? Normal atom bombasına» yani uranyum bombasına nazaran fark nedir? Bu noktaları nozarlyelere ve İntişar etmiş mütehassıs yazılarına dayanarak İzaha çalışacağız.
Uranyumdan veya ona benzi-yen radyoaktif cisimlerden yapılan bombanın infilâk prensip! şöyledlr: Bu radyoaktif cisimlerin atom bünyeleri halde değildir. Bu çekirdeklerindeki bir kısmı dışarı ııraniyumun kitlesi haddi bulursa bu dışarı doğru fırlama artar, atomlardan bazılarının çekirdekleri kendililderiııden çözülerek haiz oldukları büyük enerjiyi serbest bırakırlar. Bu İse tekrar muazzam hararetin meydana gelmesine ve dolayıalyle birbiri ardınca diğer atomların- çözülerek enerjilerini serbest bırakmalarına sebep olur kİ boylece ve “zincirleme,, suretiyle muayyen kitledeki uranyum Atomlarının e-nerjlsl serbest kalarak bomba da etrafa malûm tahribatını yapar, yani hararet şekline İnkılâp eden enerji etrafını yakar, savurur, kırar, döker ve saire.
Uranyumdan yapılan bir atom bombasında bu zincirleme çözülüşe sebep olan kitle miktarı muay yendir. Bidayette bu kitleyi İki veya daha fazla parçalara bölerek muhafaza, tayyarelerle nakil ve tam arzu edilen yerde bir araya getirerek bombanın sebep olma keyfiyeti basının sırrını teşkil şurası muhakkak ki zilime ânını vücuda miktarı her halde bir kilodan azdır. Yani ondan fazlasını bir gövdede muhafaza edip sonra birleştirmek kabil olmuyor. Bu itibarla da atom bombasının kitlesi bir kilodan asla ziyade değildir. Şimdi hn zincirleme çözülmenin ıslah:
muvazenede olan
iş hali atomunun parçalanıp e-nerbcat bıraktıracak va-
KIS
D. P. sözcüsünün tasarı lehindeki sözleri şiddetle alkışlandı ve Seçim Kanunu üzerindeki bu beraberlik, Mecliste memnuniyet uyandırdı
miivazenell bir sebepten atom elektronlardan fırlar. Eğer muayyen bir
patlanın sına atom hnm-eden Yalnız bu kritik çö-getlren kitle
ve her atomun havi olduğu enerji çözülmeden hiç bir atomun havaya aavurulnıarnası keyfiyeti a-tom bombası üzerindeki terakkileri vücuda getirmektedir ki bu d» nihayet on misli veya Azami yüa mislinden fazla olamaz.
Halbuki hidrojen atomları muvazeneli bir halde bulunmaktadır. Bunlardan bir kilosu değil, bin kilosu, beş bin kilosu, hattâ bugünkü tayyarelerin taşıma kudretine göre on bin kilosu da bir nraya gel İrilip İstenilen yere naklolunabilir. Tam bu yerde hidrojen atomları zincir şeklinde çözülerek enerjilerini serbest bırakırlarsa o vakit hu hidrojen bombasının bir kiloluk atom bombasına nazaran kudreti bin misil hattâ bilir.
Şimdi hidrojen nerjisini
«itada kalıyor. Bu vasıta İse hararettir ve İlk büyük harareti tevlit edecek de bir kilo veya daha az ağır/ıktnki uranyumdan yapılan atom bombası olabilir. Yani bu iş-de esas atom bombası dinamiti patlatan kapsül vazifesi görecek, zincirleme çözülmenin İlk atomunu faaliyete getirecektir.
Bir kilo ağırlığında “uranyum 235% bombasının İnfilâkından 23 milyon kilovat saate tekabül eden bir enerji serbest kalmaktadır. Bu da kaloriye tahvil edilirse milyarlarca santigratlık hararet demektir. Bu vasıta İle çözülmeye başlıyaeak hidrojen atomları İse uranyum atomlarına nazaran iki buçuk misil daha fazla bir enerjiyi serbest bırakacaklarından nıe-selA İki tonluk bir hidrojen bombası kolaylı kin atom bombasının beş bin mlfill bir tahrip kudretine sahip olabilir. Bu sebeptendir kİ uranyum bombasının tahrip kudreti ancak beş on kilometre bir kuturla hesap edilirken orta büyüklükte bir hidrojen bombasının 200 kilometre kutrundaki bir sahada hiç bir hayat eseri bırakmı-yacağı katiyetle hesap edilebil mektodir.
Bu bombalar karşısında İnsanlığın en büyük talihsizliği ise, kalkanın artık silâh derecesinde terakkiye mazhar olamadığı ve insanlığın doğrudan doğruya felâket ve ölümle karşı karşıya gelmiş bulunmasıdır. Çok temenni olunur kİ aklıselim aradaki boşluğu doldursun. Yoksa bu zincirleme çözülüş bir gün dünyanın atomlarına da sirayet ederek bütün insanlığın sonunu getirmiş olabilir.
H
BERLER
0. P., iktidarın dış politikasını her zaman desteklediğini söyledi
Halk Partisi, İstanbul Yoklama Kurulu 300 - 350 kişi olacak
Hindistan Hariciye Müsteşarı Ankaraya maslahatgüzar oluyor
Yeni Delhi 16 (AP) — Hindistan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü dün. Hindlsta-nın Dışişleri Müsteşarı C. S. Jha.’yi Ankaraya maslahatgüzar olarak nisanda göndermek teklifinde, bulunduğunu söylemiştir.
Hlndlstanın Ankara Büyük Elçiliği geçen yıl Şaman Lal'm dönüşünden beri münhal bulunmaktadır.
Kumanya, Yugoslav Elçisine çıkış vizesi vermiyor
Belgrad 16 (AP) — İstihbarat Bakanlığı tarafından dün akşam bildirildiğine görç. Romanya Hükümeti Yugoslavya Büyük Elçisi Radcs Jovano-viç’e çıkış vizesi vermekten inektedir.
Yugoslavya, bu hareketi Hükümeti nezdlnde şiddetle etmiştir.
250 ncl toplantı da neticesiz kaldı
Londra 16 (AP) — Dün de Rusya İle Batı devletleri Avusturya barış antlaşması işinin uzaması mesuliyetini birbirlerinin üzerine atmışlardır.
Dört devlet Dışişleri Bakan Yardımcıları dün 250 ncl toplantılarını akdetmişler ve müzakereleri gene akim kalmış» ancak bir ■martta yeniden toplanılması huAUsunda anlaşmışlardır. Ingiliz tepkili uçakları Alaska'da manevra yapacak
Londra 16 A.A. (LPS) — îngilterede İmal edilen Vampire tipinde tepkili u-çaklar ilk defa olarak kutup iklim şartlan içinde Alaska hududunda yapılacak olan Amerikan - Kanada müşterek manevralarında kullanılacaktır.
ı Milletlerarası Adalet Divanı dün toplandı
La Haye. 16 A.A. (Reuter) — La Haye Milletlerarası Adalat Divanı bugün toplanarak Birleşmiş Milletler Üyeliği Jçin namzetlik mevzuu bahaolunca Güvenlik Konseyinde vqto kullanılmasının ve Güvenlik Konseyinin reddettiği bir namzedi genel kurulun kabul emeainin mevzuata uygun olup olmadığını müzakere etmiştir.
Birleşik Amerika, Mısır, Arjantin, Venezüella, Sovyet Rusya. Ukrayna ve Çekoslovakya hükümetleri yazılı bsya-namelerinl bugün vermişlerdir.
Komünizm ile nihaî mücadele
Melbourne. 17 (YÎRS) — Asyadakl komünist tehlikesine işaret eden A-vustralya Dışişleri Bakanı Mr. Spender demiştir ki:
"— Komünizm İle yapılacak nihai mücadele Avrupada değil, fakat Asyada vuku bulacaktır. Avustralyanın karşılaştığı en büyük müşkülât, bugünkü komünist tehlikesidir. Britanya, eski prestijini elde etmekle k&lmamah, fakat çok daha kudretli olmalıdır, zira Avus-tralyanm emniyeti, Ingilterenin kuvvetine bağlıdır.,,
Filipin Cumhurbaşkanı Amerikan askeri şefleriyle görüştü
MsniUo, 16 A.A. (United Press) — Fl-liplnler Başkanı Qulrino, Amerikan askeri şefleriyle İki saat süren gizli bir konuşma yapmışUr. Hükümet sözcüsü Fi-lipinlerin dahili durumunu ve Birleşlk-AmerlkiL askeri yardımının görüşüldüğünü bildirmiştir.
İngiliz - İtalyan görüşmeleri
Londra. 16 A.A. (Reuter) — Bevin’ln Romndft İtalyan Dışişleri' Bakanı Kont Cario Sforza ile yaptığı görüşmeden beri ilk defa olnrak İtalyan Londra Büyükelçisi Dük Tomoro Galleatl - Arallİ, bugün Dışişleri Bakanlığında Ernest Bevin'İ ziyaret etmiştir.
İtalyan ve hıgiHz resmi şahsiyetleri görülmenin İtalyan - İngiliz münasebetlerinin gözden geçirilmesine İnhisar ettiğini söylemektedirler.
âpmollnin lû sene müddetle Birleşmiş Milletler karan mucibince İtalyan vesayetine verilmesi hazırlıkları fiilen bitmiştir
4
imtina et-
Romanya protesto
Kalıirede mühim bir toplantı
Londra, 17 (YÎRS) — Batı devletleri nezdindeki Mısır diplomatları Kahlre-de Dışişleri Bakanı Muhammed Selâ-heddinMn riyasetinde bugün toplandılar.
Toplantıya Mısırın Londra, Paris. Washlngton, Ankara. Yeni Delhi büyükelçileriyle Roma. Vatikan ve Atina elçileri ve Mısırın Birleşmiş Milletler nezdindeki daimi delegesi iştirak etmektedir.
Benelux kurnıa.vbaşkanlan toplandı
Londra 16 (YÎRS) — Fransa, Belçika. HolAnda ve Lükacmburg Kurmay Balkanları Batı Avrupa müdafaası ü-zerinde görüşmelerde bulunmak üzere bugün Londrada toplanmışlardır.
Suriye Başbakanı Lazkiye’ye gitti
Şam. 16 A.A. (AFP) — Suriye Başbakanı Halis Azm, hareketinden önce basına şu demeci vermiştir:
”Lazkiye limanını yapmaktan maksA-dımız, Lübnan ile münasebetlerimizi keamek değil, Güney Suriye vilâyetinde bir liman tesis etmektir. Suriye. Lazkl-yede İrak, İran ve başka doğu memleketleri lehine açık bir bölge kuracaktır. Klmblllr belki de bir gün gelir Lübnan İle ayrılırız. O zaman elimizde bir Suriye limanı bulunur. Belki bir gün mevzuatla mukayyet bulunmayan gümrük birliğine bir son vermemiz icap e-der.,.
içişleri Bakanlığı, Genel Emniyet Servislerinin müstacel İzni olmadıkça yabancılara Mohafaza, Lazldye. Dcirez, Zor ve Cezire ye girmek yasağını tatbik mevkiine koymuştur.
Ankara 16 (Husus! muhabirimizden) — Seçim Kanununun ikinci müzakeresine Mecliste dün sabah haşlandı.
Kanunun ilk 15 maddesi aynen kabul edildikten sonra seçmen listelerinin tanzimi yetkisini vah ve kaymakamların vazifelendireceği kimse-
terden de faydalanmak »suretiyle mahalle ve köy muhtar ve ihtiyar heyet ve meclislerine tevdi eden 16 ncı maddenin okunması sırasında. Demokrat Partiden Nun Özsan ite C H P. den Sait Köksal, müşterek bir önerge vererek bu maddeye: "Kütüklerin tanzim ve taşdikına müteallik olarak ihtiyar heyetleı nin yapacağı bütün işlemlerde o bölgedeki partiler temsilci bulundurabilir. İşlemlerin yapılmasında bu temsilcilerin de fikir ve mütalâaları alınır." hükmünün ilâvesini istediler.
Komisyon sözcüsü ve Nuri Özsan önergeyi müdafaa etiller ve neticede madde bu şekilde tâdil edildi.
Seçim zamanında sözlü propaganda yapılması yasak olan yerleri gösteren ve belediyeye meydan tâyini salâhiyetini veren 14 İnci madde de geçici komisyonun tâdiline uyularak meydan gösterme salâhiyeti, mücerret olarak belediyenin takdirine bı-rakılmayıp: "Belediyeler, münakaleyi bozmıyacak ve pazarların kurulmasına engel olmıyacak surette top lantıların mûtat olarak yapıldığı ve varsa elektrik tesisatı bulunan meydanlarda toplu olarak sözlü propaganda yapılabileceğini seçim kurullarına bildirirler.” şeklinde tavzih e-dlldl.
İtirazların tutanağa geçirilmesin» reddeden kurul başkan ve üyelerinin bir yıla kadar hapis ve 500 liraya kadar ağır para cezasına çarptırılacaklarını gösteren 155 inci madde Tahsin Bekir Balta ve Ali Rıza Türelin teklifleriyle “Kurulların işlemlerine ve milletvekilliği yeterliğine makbul bir sebep olmaksızın kötü bir niyetle itirazda bulunanlar da aynı şekilde cezalandırılır" hükmünü taşıyan bir fıkranın ilâvesi suretiyle 160 mcı maddeye kadar olan nıüteakiü maddeler de aynen kabul olundu.
Geçici komisyon, taaanya 161 inci madde olarak şu hükmü getirmiştir: “Seçim zamanında gazete ve dergilerde zikr ve telmih sureliyle hak larında neşriyat yapılan özel ve tüzel kişiler nerede bulunuyorlarsa, ha-zırlıyacakları cevapla yargıca müracaat ederler. Sulh yargıcı cevabın verildiği gün, varsa hakaret kelimelerini çıkararak, altına neşredilmesi hakkında bir hüküm yazar ve onu gazete veya dergiye gönderir. Ga zete veya dergi, aldığı günün ertesi günü bu cevabı yazanın koyduğu bir başlıkla neşre mecburdur. Aksi halde cevabı emreden mahkemece, neşriyatı fiilen idare eden kimse bir aya kadar hapis cezasiyle cezalandırılır Matbuat Kanununun bu hükme mu-ğayir hükümleri kaldırılmıştır."
Tasarıya yeniden eklenen bu madde ile müteakip maddelerin okunuşuna itiraz eden olmadı.
Kanunun müzakeresini müteakip kürsüye gelen D. P. sözcüsü Adnan Menderes, bir memlekette milli hâkimiyet prensiplerinin tam olarak tatbik yeri bulabilmesinin, iktidarı tâyin eden seçimlerin serbest ve dürüst yapılmasına bağlı olduğuna, bunun için de Seçim Kanununun her türlü hile ve fesadı önleyecek ve vatandaş vicdanında tazyik ve tesirler yapabilmesi imkânlarını ortadan kaldıracak hükümleri ihtiva etmesi
nıuvadak
lâzım geldiğine işaretle:
“— Serbest ve dllraüt seçimlere temel olacak bir emniyetli seçim kanununun millete mal edilmesi meselesi, memleketimizde çok partili siyasi h$y&tın başladığı günden itibaren karşılaşılan birçok sebeplerle halli çok müşkül görülen büyük bir dâva olmuştur. Bu itibarla uzun zamandan beri devam eden siyasi mücadelelerin mihverini bu dâva teşkil elmlştlr, denilebilir.
Önümüzdeki seçimlerin, tam bir serbesti vc dürüstlük içinde cereyan edebilmesi, bu kanunun tanziminde galebe çalan anlayış ve zihniyetin seçimler esnasında da devamına .sıkı sıkıya bağlıdır." diyerek, sözlerini şu cümlelerle bitirdi :
“— Memlekette hürriyet nizamının tam teminat altına alınmazını ve demokrasi cephesini teşkil eden milletler arasında mevkiimizin bir İcat daha yükselmesi, 1950 seçimlerinde milletçe vereceğimiz büyük imtihanın muvaffakiyet derecesine bağlıdır
Ancak bu imtihanda
çıkmak sayesindedir ki, bugüne kadar siyasi hayatta hâkim olan buhran ve asabiyetin yerine huzur ve emniyet komi olacak ve demokratik rejimlere hâs olan normal siyasi şartlar ve hürriyet nizamı içinde istikrarlı bîr devlet hayatı, memleketimize de mal edilmiş olacaktır, tşte bu ümitle ve memleket hesabına mesut başlangıçlardan biri olması temennisiyle Partimiz, Seçim Kanununu kabul etmektedir.”
Millet Partisi adına konuşan Haşan Dincer, kanun hakkındaki görüş ve tenkidlennı hiçbir politik endişeye sapmadan samimiyetle aıze-deceğini, gizli oy ve aleni tasnif prensipinin hakikaten yerinde olduğunu kaydettikten sonra şöyle devam elti :
Kanunla kabul edilen ekseriyet usulü, bir tek rey faıkiyle butür. milletvekillerini bir tek partiye kazandırmak gibi bir netice veren çok mahzurlu bir usuldür.”
Tasarı, açık oya konularak. 351 iştirakten 10 redde mukabil 341 oyla kanunlaştı.
Başbakan konuşuyor
Kürsüye gelen Başbakan Günaltay. kabul edilen bu kanunun Anayasa kadar mühim olduğunu, bu kanunla Sekizinci Devre B. M. Meclisinin tarihte daima hürmetle anılacağını kaydetti, fikirlerini muayyen kelimelerle ifade edemiyen Türk vatandaşının dahi aklı seliminin sağlam olduğunu, bu hissin onun damarlarında mevcut bulunduğunu ve bunun, demokrasi için en büyük mesnet teşkil ettiğini söyledi ve bu kanunla halk idaresinin temelini attığımızı belirterek dedi ki :
“— Seçim işinde adalet cihazı büyük bir imtihan vermiş olacaktır. Hedefimiz, vatandaşın millet mukadderatını tâyinde endişeye düşmeksizin inandığı kimselere serbestçe rey vermesini temindir. Bu reyler, nasıl atılmışsa, öylece meydana konulacaktır. Seçim zamanında işbaşında bulunursam, ilk günden ortaya attığım bu hedef üzerinde yürüyeceğim. Bütün partiler de memleketin huzurunu bozmamak için Hükümete müzahir olurlarsa, vatani borçlarını ö-demiş olacaklardır. Biz. Türk Milletinin iradesini serbest olarak tecelli ettirmesinin bu memleket içir, mahzı hayır olacağı kanaatindeyim.”
.. . •
Başbakan sözlerini şöylt bitirdi:
"— Biz, hepimiz, Türk Milletinin izhar edeceği reylere inkıyat etmeyi şimdiden kabul etmiş olalım."
L_
Bir Geçmiş Zaman
6
Zira bütün iddialarına rağmen felsefe sistemleri bile, olsa olsa filozofların zamanlarını ve ruhî hâletlerini göstermek ve söylemek değil midir? Siz bütün kâinatın esaslı sırrını bulup asıl hikmetini söylediğinizi umarsınız. Halbuki ifade ettiğiniz ancak kâinatın bir tek köşesinde, bir an için açmış bir tek ve muvakkat hakikatten ibarettir, işte, muvaffak olunca, sanat da, en yüksek felsefe gibi, bunu mükemmel olarak gösterir!
Ali Nizami Bey çiçek meraklısıydı. Köşkünün arka tarafındaki her zaman güneşten ıstırap çeker gibi görünen ağaçsız ve kuru sahada meşhur olan büyük çiçek serleri vardı. Onun Adadaki bu serlerine ancak Suphi Paşazade Sami Beyin Boğaziçindeki serleri rekabet edebilirmiş. Burada yüksek maaşlı bir frenk bahçıvanının nezareti altında, her mevsim en nadide çiçekler yetiştirilirmiş. Ali Nizamî Beyin yakasının iliğinde her gün
■ — ■ *
muhtelif renkli ve acayip şekilli ve hattâ, bazan da, hakikî değil de kâğıttan veya ipekten yapılmış gibi suni olmak hissini yeren bir çiçek bulunurmuş. Hanımlar bunun orkide denilen nadir ve güç yetiştiği için pahalı bir çiçek olduğunu söylerlerdi. Ali Nizamî Bey Ada meraklılarınca meşhur olan bu kıymetli çiçeklerden her gün asıl sevdiği eşlerine, dostlarına ve münasebette bulunduğu velevki u-zak semtlerde oturan bazı hanımlara hediye edermiş. Ve bunların renklerinin ve biçimlerinin intihabında tıpkı zarif bir mektpula ifade edilir gibi nice mânalar, telmihler, işaretler bulunurmuş! Her şey gibi, bunu da anlayan anlarmış!
Ali Nizamî Bey, kuş meraklısıydı. Hele, belki de için için kendisiyle bir benzerliklerini sezerek, tavus kuşlarını pek severdi.
Köşk bahçesinin arka tarafında denize doğru inen, fakat, sahile varmadan, buradan geçen kör bir arka sokak yüzünden, bahçe duvariyle kesilen bakımsız, ağaçsız ve güneş altında yanık görünen bir parçası vardı ki bizim buraya, güneş çarpmasın diye, geniş kenarlı bahçe şapkalarımızı giymeden, açık başla gitmemize mâni olurlardı.
Buradaki meşhur çiçek serleriyle basık tavanlı iki odadan ibaret ayrı kâgir bir binaya yakın ve tel örgülerle ayrılmış, yerde gezinen ve ayak-22
D. P. namına konuşan Fuat Köprülü dedi kİ : “Komünizmin faaliyetine karşı yalnız Hükümetin dikkat ve hassasiyeti kâfi gelmez. Vatandaşlar ve partiler de buna aynı dikkatle karşı koymak mecburiyetindedirler.”
Ankara 16 (Hususi muhabirimizden) — Dün müzakereleri tamamlanamamış olan İçişleri bütçesi Mecliste bugün görüşüldü. Bütçenin tümü üzerindeki konuşmalar sırasında söz almış bulunan Kemal Zcytinoğlu, tiler Bankası tarafından kurulan tlsu Şirketi sermayesi miktarının, bankanın ve ortakların hissesini, ortakların kimler olduğunu, şirketin bankadan ne kadar iş aldığını, kâr miktarını ve mürakabe şeklini sordu. Bakan, şu cevabı verdi:
u— Çimento boru yapmak için patent alan bir mtlhendl», İller Bankasına müracaat
ihtiyacı olan banka rek 300 bin liralık muştur.
Sermayenin
20 sı mühendisle bir ortağınındır. Şirket, banka ile bugüne kadar 2 milyon 294 bin liralık İş yapmıştır. Şirket hakkında bazı şikâyetler olmuş ve keyfiyet 3 mülkiye müfettişi tarafından tahkik edilmiştir.,,
Bakan, yine Zeytinoğlunun elektrik projeleri ve tatbikat) hakkındaki sualine de gereken cevapları vermiş ve diğer hatiplerin mahallî suallerini de cevaplandırmışı ır. Fasıllarına geçi-
len Bakanlık Emniyet Müdürlüğü, Jandarma Umum Komutanlığı çeleri de kabul edilmiştir.
Yoklama kurullarının durumu hakkında fikri sorulan C. H. P. müfettişi Sadi Trmok gazetecilere şunları söylemiştir:
“— Adaylarımızın yüzde yetmişini İllerdeki yoklama kurulları seçecektir. Son divan toplantısında bu kurulların üye »»ayısı arttırılmıştır. Maksat, halkın temayüllerini daha laahetll bir şe-kıkte yoklayarak an ehliyetli şahsiyetleri seçime Hıfzetmektir. F/ı naat imce Önümüzdeki seçimlerde partilerin rnfı-nevl hüviyetleri kadar adayların şahsiyetleri de rol oynayacaktır.
Yoklama kurullarına yeniden girecek olan zevat şunlar olacaktır: 11 idare kurulu yedek üyeleri, ocak balkanları arasından acçlledek bir grup v* bazı teşekküllerin parti mensubu olan »mikanla r». Bu suretle İstanbul yoklama kurulunun üyesi 300-350 kişiyi bulacok-tır.”
P. ve D.P. alkışlandı.
Bugün Ayazağa köyüne elektrik verilecek
etmiş vc buna çok teklifi kabul edebil* şirket kurul-
%
80 i bankanın.
büt-
Dışişleri bütçeal
Vaktin gecikmesine rağmen, Dışişleri Bakanlığı bütçesine geçildi. Bütçe hakkında D. P. nin görüşünü Fuat Köprülü ifade etti. Köprülü, dünya siyasetinin iki cepheye ayrıldığını, birbirine zıd bu iki karargâhtan demokrasi grupunun Rus emperyalizminin faaliyetine karşı âtıl ve gafil kalmadığını söyledi ve partisinin dış politika bahsinde iktidarı desteklediğini izah ederek dedi ki:
“— Demokrat Parti, memleketin haysiyet, şeref ve istiklâlini koruyan Birleşmiş Milletler idealine sımsıkı bağlı bulunan iktidarın dış siyaseti-
ne tamamen mutabık ve müzahir olduğunu muhtelif vesilelerle dışarda vc bu kürsüde belirttik, vesile İle bir daha teyit terim.,,
Hatibin bu sözleri C. H. İller tarafından şiddetle
Salonda Millet Partisinden yalnız Osman Nuri KÖni bulunuyordu. Köprülü sözlerine devamla dedi ki:
••— Komünizmin propaganda faaliyeti, maddi faaliyetinin yapabileceği kötülüklerden daha ağırım yapar. Buna karşı koyma k için yalnız hükümetin dikkati ve hassasiyeti kâfi gelmez. Vatandaşlar ve partiler de buna aynı dikkatle, aynı hassasiyetle karşı koymak mecburiyetindedirler. Partileri ve vatandaşları böyle bir hassasiyet ve dikkat göstermeyen memleketler Komlnfoı m’un oyunlarına âlet olurlar ve istiklallerinden mahrum kalırlar. Bugün milletlerin demokrasi ve komünizm diye iki grupa ayrıldıkları bir vâkıa-dır. Biri insan haklarını ve medeniyeti. diğeri esareti ve vahşeti temsil eder. Bu gruplar arasında müstakil bir siyaset takip etmenin imkânı yoktur. Partimiz, demokrasiler cephesine katılan hükümet siyasetini hidayette olduğu gibi daima destekleyecektir.,,
Köprülüden sonra, Osman Nuri Kö-ni söz aldı ve hâriciyede meslekten olmayanların sefir tâyin edilmelerine itiraz ederek dış siyaset hakkında kendilerine malûmat verilmediği için bir mütalâa beyan edemiyecegini söyledi. Hilâli kanun ve meslek ne-zaheti haricinde hareketlerinden dolayı tasfiye edilen memurlar ve bunların açtıkları dâvalar hakkında malûmat istedi.
Bunu mütaakıp kürsiye gelen Dışişleri Bakanı Necmeddln Sadak, birinci sayfaya koyduğumuz nutkunu /erdi ve şiddetle alkışlandı.
Dışişleri Bakanlığı bütçesi fasıllarının okunması vaktin çok geçmiş olmasından dolayı yarına bırakıldı.
Bugün saat 18 de yapılacak olan bir torenlo Ayacağa köyüne elektrik cereyanı verilecektir.
Fakir halka tevzi için 105 bin kilo mangal kömürü
Belediye, yokfuıl ailelere dağıtılmak üzere 105 bin kilo mangal kömürü satın almağa karar vermiştir. Kömürleri vermeği taahhüt edenin malları evııafa uygun görülmiyerek reddedilmiştir. Haber aldığımıza göre. Belediye, bu I9I yeniden eksiltmeğe koymuştur. Ayın ylrmininde tekrar İhale yapılacaktır.
105 bin kilo kömür 19 bin lira tutmaktadır. Kömürlerin ayın 22 sinde fakir ailelere tevzi edileceği zannedilmektedir.
îşçi lıastahanesinln temeli yakında atılacak
Atatürk Bulvarında İnşa edilecek olta İşçi haatahaneeinin hazırlıkları İlerlemektedir. Temel atma töreni yakında yapılacaktır.
Veremle mücadele, gittikçe hızlanıyor
Öğrendlğlmlze göre, 1949 senesi İçerisinde vereni ravaşi İçin, Edlrnede 30, Konyada 30. Antakvada 20. Slvasta 50, Buranda 20 yataklı pavyonlar. Eskifle-hlrdc 60. Trabzondu 60 yAtaklı hasta-hancler Açılmıştır.
1950 senesinde de Samsun. Ordu ve KRveerlde dispanserler. AntAİya, Çorum, Zonguldak. Kayseri, Giresun, Malatya. Bolu. Erzurum. Mardin ve /cn-karadn pavyonla r. Anka ranın Kızıl* a-hamamtndR 100 yataklı bir preventor-yom açılacaktır.
Ayrıca, Kayserlde 50 yataklı Nuh Naci. latanbulda 300 yataklı Yedlkulc ve lspartada da 50 vatakh diğer bir .»os-tahane faaliyete geçirilecektir
Dün Mecliste görüşülen
muhtelif kanun tasarıları
Ermeni cemaati Valiyi yemeğe davet ettj
Ankara 16 (Hususi muhabirimizden) — B. M. Meclisi bugün saat 10 da Feridun Fikri Düşünsel'in başkanlığında toplandı.
Türk parasının kıymetini koruma hakkındaki kanunun birinci ve üçüncü maddelerinin değiştirilmesine ve bu kanun süresinin uzatılmasına dair tasarı, B. M. Meclisi 1949 yılı bütçesinde değişiklik yapılması hakkındaki kanun teklifi, Köy Enstitüleri Kanununun üçüncü maddesinin, küçük kasabalar ilkokullarından mezun olan çocukların da bu mües-seselere alınmasını sağlayacak şekilde değiştirilmesi hakkındaki kanun tasarısı, işsizlik hakkındaki 2 numaralı milletlerarası sözleşme ile denizde can emniyeti konferansı nihaî anlaşmasının B. İşaretli ekini teşkil eden denizde çarpışmayı önleme tüzüğünün taşdikına dair kanun teklif
Bir Amerikan muhribi İzmir limanında
İzmir, 16 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Yarbay VVıııianı idaresindeki Dlnvitfie Amerikan muhribi yarın sabah limanımıza gelecek beş gün kalacaktır. Bu muhribin ziyaretini mart sonunda bir Amerikan filosunun ziyareti takip edecektir. _
lan kadar sesleri de çirkin olan sekiz on tavus kuşunun bir nevi aksırmaya, kişnemeye benziyen seslerinin bana ne kadar dokunduğunu hâlâ hatırlarım. Çocukların gözleri dünyayı, gizli hayatiyle, ifratlı bir hassasiyette görürler. Bahçenin bu bakımsız ve yanık parçasında güneşin bilhassa kızgın olduğu öğle üstlerinin ağır saatlerinde burada ben onların iç çeker gibi seslerini duydukça insafsız güneşin zehriyle nefesi kesilen, nefes alamayan Afrikanın hıçkırıklarını duymakta olduğumu sanırdım.
Ve bu intibaı ikmal için gibi, kümes civarında metrûk görünen o küçük kâgir binanın basık odalarından birinde oturan, Ali Nizamî Beyin ihtiyar, mütekait ve somurtkan lâlası Hüseyin Ağayı da penceresinin önünde ne zaman görsem tacından mahrum edilmiş bir kabile reisi gibi, gazaplı, yorgun ve üzgün bulurdum. Bu kuşları hiç sevmeyen, abes ve kirli ve hatâ meşum bulan Hüseyin Ağaya karşı onlar, gûya Ali Nizamî Bey tarafından kurulmuşlar gibi, inadına penceresinin önünde kurumla dolaşırlar ve bu da biçare Hüseyin Ağayı çileden çıkartırdı.
Bu çirkin ayaklı ve çirkin sesli tavus kuşları, kimi büyükçe, kimi ufarak ve hepsi de oyun kâğıtları üstündekiler gibi kat kat, karmakarışık vücutleriyle, insanla hayli ünsiyet etmiş mahlûklardı. Biz onları görmek
ve taşanlarının ikinci müzakereleri bitirildi.
Belediye Gelirleri Kanununun 22 ncî maddesinin değiştirilmesine, kadın ticareti namiyle anılan cinai ticarete karşı müessir bir himayenin sağlanmasına ve müstehcen neşriyat tedavülünün zecren men’ine dair anlaşmaların onanması, Sivas Kongresince seçilen temsil heyeti üyeleriyle Birinci Büyük Millet Meclisi üyelerine vatani hizmet tertibinden bağlanan aylıkların hayat kaydiyle annelerine intikali, iş ve işçi bulma kurumunun kuruluş ve görevlerine dair tasarının bazı maddelerinin tadili hakkındaki kanun teklif ve tasarılarının birinci müzakereleri yapıldı. Erzincan ve Erzurum belediyelerine yapılan 3 milyon 300 bin liralık istikrazın affedilmemesi hakkındaki komisyon raporu okunarak uzun münakaşalardan sonra reddedildi.
Ermeni ve Rum cemaatleri tarafından seçilen mütevelliler bu hafta İçinde Vilâyet tarafından tasdik edildikten .-on-ra İşe başlayacaklardır.
Dün. Ermeni cemaati namına Vah ve BelediJ-e Başkanın! makamında ziyaret eden bir heyet Valiyi tertip ettikleri bir yemeğe davet etmiştir.
Yalovalıların dileği yerine getirildi
Ynlovada oturanların müracantl üzerine Şehir Hatları İdaresince yeni gemilerimizden Rumelihisarı vapuru bu hatta tahsis edilmiştir.
“Tarsus” un tânıir ve tâdili bitemiyor
at
Damştaya yeni tâyinler
Ankara, 16 (Hususi) — Bugünkü B. M. Meclisinde Danıştayda münhal bulunan Birinci Daire Başkanlığı ve bir tlyel’k için seçim yapılmıştır. 262 iştirakten 207 oyla Avni Türel başkanlığa. 289 iştirakten 188 oyla Danıştay kanun sözcülerinden Cemil Berkman üyeliğe seçilmişlerdir.
-
için te) örgülerine yanaştıkça bizden kaçınmak şöyle dursun, bilâkis yaklaşırlardı. Ve biz de onları uzun u-zun seyrederdik. Hakikat, bir tavus kuşunun vücudu çocukları da, büyükleri de hayran bırakmak için bezenmiş gibidir.
Dişileri erkekler gibi sadedir. Bunlar, daha küçük kalan vücutleriyle ve başlarının üstünde ancak üç telden ibikleriyle hindilerle akrabalıklarım meydana koyarlar. Erkekleriyse kadınlar gibi süslüdür. Ve tavus kuşu kelimesiyle asıl ifade edilen bunlardır. Kafalarının üstünde taşıdıkları ve bir çiçeğe benzeyen sorguçları kâse tabaklarının üstündekiler gibi sert bir madenden yapılmışa benzer. Yılanlarınla gibi yassı başlarının dörtte üçünü gözleri ve ucu sivri gagalan kaplar, öyle ki beynine yer kalmadığından büsbütün beyinsiz sanılacak bu başların gûya beyinlerini yedikleri rivayet edilen eski Roma imparatorlarının her kafada yiyecek çok bir şey bulmamış olduklarına hükmedilebilir.
Uzaktan. lâcivert ve yeşil ışıklardan örülmüş gibi görünen vücutlerin-de asıl bu iki renk hâkimdir. Göğüs, gövde, boğaz, ense ve sırt başları lâcivert ve sırt üstleriyle açılmaya hazır duran kabarık, şişkin kuyruk yeşil.
f De va mı var t
24
Tarsus vapuru bu avın «onuna doğru havuz temizliğinin yapılması ve boyanma işlerinin tamamlanması için Gölcük havuzlarına gidecek ve 10 gün kadar orada kalacaktır. Bundan sonra îstlnyeve dönecek olan gemide kamara tadilâtına devam edilecektir.
Denizyolları Şehir Hatları günde kaç yolcu taşır?
Şehir hatları gemileriyle taşınan yolcu miktarında herhangi bir değişiklik kaydedilmemiştir. Bu gemilerle vasati olarak taşman gündelik yolcu miktarı 80-100 bin kişidir. Nakliyat İdarenin elinde mevcut 31 gemi ile yapılmaktadır. Pazar günleri taşınan yolcu miktarında mevsim dolayıaiyle azalma vardır. Pazar günleri ortalama hesapla 60 bin yolcu taşınmaktadır. Yazın yolcu miktarının 250 ilA 300 bine kadar çıktığı görülmektedir.
Tekel yeni Hukuk Müşaviri
Tekel Umum Müdürlüğü Hukuk Müşavirliğine İstanbul Üçüncü Ticaret Mahkemesi üyelerinden Nedim Seylan tayin edilmiştir.
Milli oyunlar gösterisi
Halkevleri kuruluşunun 1b inci yıl. dönümü münasebetiyle önümüzdeki pazar günü Samatva Halkevlnde büyük bir milli oyunlar gösterisi tertip edilmiştir. Şehrimizdeki diğer halkevi vc odaları da hususi programlarla halkevleri yıldönümüne iştirak edeceklerdir
• •
Kıral Faruk'un doguın yıldönümü
Ankara, 16 (A.A.) — Cumhurbaşkanımızla Mısır Kıralı Majeste Birinci Faruk arasında, doğumunun yıldönümü münasebetiyle, tebrik ve teşekkür telgrafları teati edilmiştir.
İtalya ile hava anlaşması
Ankara. 16 (A. A.) — Hükümetimizle İtalya Hükümeti arasında 25 kasını 1919 tarihinde Ankarada akt ve imza edilip 6 şubat 1950 tarihinde 5525 »ayılı kanunla Türkiye Büyük Millet Meclisince onanmış olan hava ulaştırmaları anlaşması, 15 inci maddesi gereğince Dışişleri Bakanlığı ile İtalya Büyükelçiliği arasında nota te. ati edilmek suretiyle 16 şubat 1950 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.
İT Şubat 1950
T EN t t
S T A N B U L
Sayfa 3
G U N U N
EKONOMİK
HAREKETLERİ
Devlet borçları ve
Devlet muhasebesi
— iktibas hakkı mahfusüitr —
Yazan : Namık Zeki ARAL
Dünya ticaretini
İller Bankasının font boru siparişi
Endonezya ile ticaret imkânları
muvazenelendırmek
Dış memleketlerden mubayaaya karar verilmesi, İstanbul, İzmir ve Zonguldak sanayicilerini telâşa sürükledi
DEVLET muhasebemiz, hikmet-! vücudunu yerine getirecek seviyeye varmış olmaktan henüz uzaktır. Ezcümle Hazine aylık mizanlarında görülen hesap kalemlerinden mühim bir kısmının müfredatı bu mizanlara merbutan neşredil-mediği için mizan rakamları da ameli kıymetlerinden bir hayli zayiata uğramaktadır. Bu arada Devlet borçlarımıza ait rakamları bilhassa hatır-hyabilıriz.
Devlet borçlarımızın tam ve hakiki miktarı nedir? Bunu bize, bilfarz 1949 başından beri her ayın on beşinde (Ulusı gazetesinde muvakkat rakamlar halinde veya en aşağı altı aylık teahhurla çıkan aylık mizanlarda kati rakamlar halinde varidat tahsilâtı miktarları için olduğu şekilde vazıhan gösterecek bir vesika yoktur. Her sene bütçeyi tetkik için ele alan komisyonda hususi bir komite, Devlet borçlarına ait tahsisatı gözden geçirirken Düyunu Umumive-nin re’s-ül-mAl’ine dair mâliyeden bir cetvel arar ve alır. Ancak son seneler bütçe tasarılarında ve Bütçe Komisyonu raporlarında müfredatı da görülmekte ol^rı bu cetvel haddi zatında ne dereceye kadar tatmin edici mahiyeti haizdir, herhalde üzerinde durulmaya değer bir mesele teşkil eder.
larak veriyor. Halbuki bu rakamlar 1950 Bütçe Komisyonu raporunda —Devlete ait olarak— mütenazıran 759,4 milyon ve 615,2 milyon liradır; Devlet ve diğer bütçeler borçları bir arada yine mütenazıran 784.1 milyon ve 781,7 milyon liradır. Dalgalı borçlar aralık 1948 mizanında 223 - milyondur, halbuki 1950 Bütçe Komisyonu raporunda Devlete at t olarak 263.2 milyon ve Devletle diğer bütçelere ait olarak 539.3 milyon liradır. Yani bu cetveller muhteviyatı de muhasebe kayıtlarının verdiği rakamlar arasında da hiçbir münasebet yoktur.
Bir taraftan Bütçe Komisyonuna alt 1949 raporunun 31-10-1948 tarihine muzAfen verdiği müfredat kalemlerinden (S. 178) ve diğer taraf tan 1950 Hükümet bütçe tasarısı esbabı mucibe lâyihasının 30-11-1949 tarihine muzAfen verdiği müfredat kalemleri (S. 159) ile gene Bütçe Komisyonu 1950 raporunun 31-12-1949 tarihi itibariyle verdiği müfredat kalemlerinden (S. 284ı aşağı yu kan kati olarak anlaşılıyor ki geçen sene komisyon veya komite eline geçen cetvellerde maddî eksiklikler vardır. Meselâ şu:
İktisat uzmanları, 50 sayfalık bir rapor hazırlayarak, lnınu
18 devlet temsilcilerinden mürekkep Konseye sundular
> ★
Evvelâ 1950-51 bütçesine dair o-larak komisyondan çıkmış raporda (S. 10) en son Düyûnu Umumiye re’sül-mal vaziyetini gösteren rakamları bir sene evvelki rakamlarla mukayeseli olarak aşağı ki cetvelde bir gözden geçirelim:
Mb-unıı Umumiye vasiyet!
d&tly&TSlfi)
1949 gayesi
1948 gayesi
Dahil! Harldl Dahil! Hariç!
Yekûn
(•Mülhak
konsolide
II dalgalı
O
(Devletin)
666.8
467.2
252,6
13.4
759.4
615.2
263.2
'1.400,—
J.6.17.H
ve Belediyeler
Bütçeler
Bütçelerinin)
Dahili konsolide 15.9 24.7
Hariç! 145,1 166.5;
Dahilî dalgalı 244,1 206,5
Harici 77.1 69.6]
Yekûn 482.2 167.3
(Devlet İktisadi Teşekküllerinin)
Dalgalı hariç! 266,7 334,2
Yekûn 266.7 334. T
(Yekûnlar)
Devletin 1.400.— 1.637,8
Mülhak Bütçeler ve
Belediye Bütçelerinin 482.2 467.3
Yekûn 2.105.1
iktisadi Teşekküllerin 266.7 254,2
Imuml Yekûn 2.118.» 2.439,3
Yukarı ki cetvelden de anlaşılacağı veçhile 1948 sonunda Devlet Borçlan raporda 2.439,3 milyon Hradır. Halbuki yine aynı komisyonun 1949 bütçesine ait bir sene evvelki raporun-da borçlar 2.037,— milyon iıra olarak görülüyordu (S. 245). Aradaki 102 milyon liralık farkı, 1950 raporundaki cetvel veya cetvellere bakarak kısmen izah edebiliriz (S. 283-287). Bu sene cetvele Devlet İktisadî te-şekküllennın 334.2 milyonluk borçlan da —doğru yanlış— ilâve edilmiş bulunuyor. Fakat bu kısmi izah bizi yine tatmin edemiyor. Zira geride kalan 2.105 milyon rakamı da geçen senenin 2.037 milyon rakamından 68 milyon lira uzaktadır. Bütçe Komisyonu geçen seneye ait raporundaki 2.037 rakamının filân istikraz ve filân borç diye teker teker müfredatım vermediği için aradaki farkın nerelerden geldiğini tesbite imkân yoktur.
Muhasebe kayıtları ne diyor? A-ralık 1948 mizanı konsolide dahili ijorçlan 648.3 milyon ve konsolide harici borçları 667,8 milyon lira o-
1938 Türk borcu
1P39 .,
Ankara-Adana Elektrik ve Havagazı Şirketleri Mubayaa Bedelleri
Yekûn
(Milvon Lira)
14,7
1.3
3.4
Lake Success, 16 (A.P.) — Birleşmiş Milletler iktisatçıları bugün, dünya ticaretini muvazenelendirmek için sarfedilen bütün gayretlerin 1919 yılımla faydasız kaldığını ve durumun kötüleştiğini kaydetmişlerdir. İktisatçılar bu durum karşısında, dünya memleketleri ekonomik siyaset ve programlarının tamamiyle yeni baştan gözden geçirilmesini teklif etmişlerdir. Bu teklife. Avrupa Kalkınma Programının dahil bulunduğu tahmin edilmekte ise de, iktisatçılar bu ciheti tasrih etmemişlerdir.
İktisat uzmanlan, bu tekliflerini, 50 sayfalık bir rapor halinde, 18 devlet temsilcilerinden müteşekkil Ekonomik ve Sosyal Konseye sunmuşlardır.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine bağlı uzmanlar tarafından hazırlanıp. 1949 yılındaki önemli ekonomik hâdiseleri gözönünde tutan bu raporda dünya ticaretine büyük bir yer ayrılmıştır. Rapora göre, dünya sınai istihsali ve çalışanlar sayısı geçen vıl yüksek bir seviyede devam etmiştir. Bununla beraber raporda, dünya ticaretindeki kronik muvazenesizlik için "görünürde henüz bir çare” olmadığı kaydedilmiştir. Birleşik Amerikanın ithalâtını azaltması ve daha evvel nispeten az gelişmiş o-lan memleketlerin tedricen dünya piyasasında yer almaları durumu güçleştirmiştir.
Raporda, Batı Avrupa memleketlerinin. dünyanın diğer kısımlarında yer alan değişiklikler karşısında bütün istihsal programlarını yeniden A-varlanıak mecburiyetinde kalabilecekleri ve Birleşik Amerikanın ila. Avrupanın dolar darlığı karşısında bu kıta memleketlerine mali yardıma devam mecburiyetinde kalabileceği belirtilmiştir.
Raporda, bazı belli başlı ekonomik gelişmeler şu şekilde sıralanmıştır:
1 — 1949 da dünyanın sınai istihsal yekûnu. 1937 ye kıynsen hemen hemen yüzde 40 nispetinde artmıştır.
2 — Dünyanın bir çok kısımlarında enflasyon tazyiki yatışmıştır. Aynı zamanda, dünya piyasalarında gıda maddeleri ve ham maddeler fiyatları esaslı şekilde düşmüştür.
3 — Rusya, Doğu Avrupadaki or-taklariyle ticaretini arttırmış ve buna mukabil Batı Avrupa ile ticareti azaltmıştır.
4 — Uzakdoğuda en mühim gelişmelerden biri Japon İhracatının art-mış olmasıdır.
Rapora göre, geçen yıl Irak ve LÜbnanda ve daha az bir derecede ts-rairde hayat pahalılığı esaslı surette azalmıştır. Türkiye ve İranda, 1019 yılının ikinci 3 aylık devresinde hayat pahalılığı artmış ve bu devreyi müteakip inmeğe meyil göstermiştir. Türkiye, Mısır, İran ve İsrail'de inşaat faaliyeti fazlalaşmıştır.
tiler Bankası Umum Müdürlüğünce 71 şehir ve kasabada yaptırılacak su tesisatı İçin dış memleketlerden mu-baynası kararlaştırılan on hin ton civarında font boru işi bazı sanayiciler tarafından endişe ile karşılanmıştır. Bu mubayaanın memleket dökmeciliğini ve bu sanayide çalışan işçileri çok zor bir duruma sokacağını düşünen İstanbul, İzmir ve Zonguldak dökme sanayicileri buna meydan verilmemesi hakkında İçişleri ve İşletmeler Bakanlıkları ile bazı milletvekillerine telgraflar çekmişlerdir.
Bu hususta yaptığımız tahkikata göre işin mahiyeti şudur:
Memlekette font boru imalâtı yalnız Karabük Demir ve Çelik Fabrikalarında santrfüj esasına göre değil de dökme halinde yapılmaktadır. Bu fabrika memleket ihtiyacını karşılayamamakta ve yapılan siparişleri 1950 den itibaren teslim edebilecek w
■
ftü
★
Almanya İle Birleşik Endonezya arasındaki ticaret gelişiyor Hilversum, 16 (YİRS) — Frankfurt’tan bildirildiğine göre, Birleşik Endonezya Batı Al manyadan bir milyon gulden kıymetinde bisiklet ve bisiklet yedek parçaları satın almak üzere bir anlaşma imzalamıştır. Almanlar, Endn-nezyaya aynı zamanda suni diş ve takma diş sahasivle ilgili maddeler göndereceklerdir.
★
Mar^halI dolnrl.vle Amerlkadan buğday alınabilecek Washlngton, 16 A. A. (AFP) — Tarım Bakanlığı Marshall Plânına dahil memleketlerin, iktisadi İşbirliği İdaresince tahsis edilmiş o-lan dolarları “Commodity Credit Corporation” teşkilâtından, Amerikan piyasası fiyatına buğday, yulaf ve arpa mubayaatında kullanabileceklerini bildirmiştir.
Ücretli halta tatili
Meclis komisyonlarında bulunan bu kanun teklifi, tartışmalara yol açacak
bahsimiz kayıtları
10.4
kalemlerin geçen 1949 senesi raporuna lAhika ittihAz edilmiş Komite raporundaki cetvele (S. 178-181) hiç İthal edilmemiş olduğu anlaşılıyor. Herhalde bunlar gibi daha başka noksanlar veya farklar da vardır.
Muhasebenin bir hrkmet-1 vücûdu da "mürAkabe,.dir. En yüksek bir murakabe uzvu olan Meclis veya o-nun nam ve hesabına Bütçe Komisyonu, tetkikleri sırasında bir kere olsun kendilerine verilen cetvellerle muhasebe kayıtları arasında bir alâka tesis etseler —sadece yukaçlarda kaydettiğimiz farklar veya noksanlardan ibaret olmayan— boşluklar kendiliğinden zâil olur, veya tedricen zâil olmağa başlar.
Sonra burada mevzuu cetveller veya muhasebe
sadece Millet Meclisine veya Bütçe Komisyonuna veyahut onun komite-sine mahsus vesaik değil, belki tekmil milletin ıttılâına muntazam fasılalarla arzedılmeğe mahsus vesaiktir. Meclis aramasa dahi bunlar muntazaman neşredilip memleketin gözü önüne konulmak lâzım gelir. Komisyon âzası da dahil bütün milletvekilleri komisyondan senede bir defa rapor almak gibi bir iş! görmek veya nizami bir vazifeyi yerine getirmekten ziyade millete ve memlekete hesap vermeği temin için bu vesaiki Mâliyeye her ay bir intizam dahilinde ve süratle çıkarttırmak ve daha başkaca Düyunu Um um iyeye ait olarak hâlen muhasebe harici kalan bir takım hesabi hareketleri muhasebe dahili kayıtlara ithal ettirmelidirler
Teslim etmek lâzım gelir ki bu cetvelleri, kayıtları ve mümasillerini mâliyeden aramak hususunda Üniversitelerimiz de şimdiye kadar milletvekilleri mizden daha fazla bir a-lâka göstermemişlerdir. G(-çen ocak (kânunusani) ayı içinde Irtanbııl Fakültesine merbut olarak bir Maliye Enstitüsü kuruldu. Enstitü gayrine varabilmek için her şeyden evvel bu kabil vesaike muhtaçtır. Umarız ki müessese de resmi, mm resmi yollardan mâliyeyi rahatsız edercesine bu vesaikin arkasına düşerek hem kendi gayesine, hem de memlekete hizmet eder.
★
★
★
I ^6/11/1950 Perşembe |
Borsalarda vaziyet
İstanbul
Ticaret Borsasında iç ftnrhk flitlerinde gerileme olduğu halde, kabuklu sivri fındıkların flütlerinin yükseldiği görülmüştür. Buna sebep olarak. Arap memleketlerinin kabuklu fındık letediklerı ı-lerl sürülmektedir.
t kİ günden beri krçı kılı üzerine de hararetli işler olmaktadır. Alıcıların ihracat için mal topladıklarından bahsedilmektedir.
Esham
Müdafaa tahvilleri
yasasında ise, düne nispetle biraz daha canlılık başgöjrtermlştır.
ve Tahvilât Borsasında Mili! tahvilleri ve Merkez Bankası üzerine İş olmuştur. Altın pl-
İzmir :
Son fıat gerilemeleri üzerine Holânda ve Mısırdan gelmeğe başlıyan siparişler dolayısiyle Boranda çekirdeksiz kuru ti-zümde hareket görülmekle beraber eldeki 25 bin tonluk büyük stokun yapmakta olduğu baskı, piyasayı gevşeklikten kurtaramamakUdır. Eldeki çok küçük incir stoku, çeşit itibariyle hariçten gelen ufak siparişleri bile karştlıyanıadı-ğından piyasa sağlamlığını muhafaza etmektedir. Eski dış satışlara ait sevkıyat de/anı ettiğinden pamuk piyasası sıcaktır. Burnukyatfı ve pamuk çekirdeği piyasaları sakindir.
Adana
Ticaret Bordasında ikinci akala fiat-ier) İlerleme kaydetmiştir.
Pakhtarı Biri uy aya nakdi yardımda mıhınuyor
Londra, 16 (YİRS) — Haber verildiğine göre, Pakistan Hükümeti Birmanyaya yarım milyon ster-ling tutarında bir iktisadi yardım yapmak yetkisini parlâmentodan almıştır.
Bu yardım Birmanyanın çeltik sanayiinde kullanılacaktır.
Arjaııtİnde kuraklığın tesirleri Buenos-Aires (Reuter - Hususi) — Şiddetli kuraklık yüzünden mısır, ay çiçeği mahsulâtı ve çayırlar çok zarar görmüştür. Çiftçiler, iç ihtiyaçları karşılayacak kadar mısır elde edilenıiyeceğinden korkmaktadırlar. Bazı eyaletlerde hayvanat arasında telefat başlamıştır. ’ , i
Ziraat Bakanlığı tarafından neşredilen bir raporda vaziyetin ciddiyetine işaret olunmaktadır.
Hnlânda, ithalât lisansı muamelelerini basitleştirdi
La-Haye I Reuter - Hususi) — Holânda; İngiltere, Fransa, Danimarka. Norveç. Portekiz, İsveç, Belçika. Luksenıburg ve Endonez-yadan «atın alınacak mallar ıçiıı ithalât lisansı muamelelerini basitleştirmiştir. Yeni usule göre, ithalât taciri, fatura örneğini ekleyeceği bir talepte bulunacak ve bu talebe 48 saat içinde cevap verilecektir.
★
★
★
★
Milletlerarası zeytincilik toplantısı sona erdi
Madrid. 16 (AP) — Milletlerarası Zeytin Yetiştiricileri Federasyonunun İcra Konseyi dün altı gün süren konferansım bitirmiştir.
Türkiye, Fransa, İtalya, İspanya, Yunanistan. Lübnan, Birleşik A-merika ve Mısırın iştirak ettiği bu konferansta zeytin istihsali ve sarfiyatı hakkında bazı kararlar alınmıştır.
Kalyanın çelik İstihsali
Roma, 16 ıYİRSI — İtalya çelik sanayii, 1950-51 yılında 2.400.000 ton çelik temin edecektir. Fakat bu rakam, ihtiyaçtan bin ton kadar noksandır.
Avustralyanııı buğday rekoltesi
Kanbcrra (Reuter - Hususî) — Avustralyanın 1949 - 50 yılı buğday rekoltesi resmi tahminlere göre altı milyon tonu geçecektir. Bir yıl önceki rekolte beş milyon tondan biraz fazla idi ve bunun 1.6 milyon toııu İngiltere Kıratlığı tarafından satın alınmıştı.
Avustralya - İngiltere et anlaşması
Melbourne, 16 »YİRS) — Avus-tralyanuı ihraç ettiği etlerin fazlasını Inglltereye satabilmek için, iki memleket arasında 15 senelik bir anlaşma yapılacaktır.
vaziyette bulunmaktadır. İstanbul, İzmir ve Zonguldak dökme sanayicileri de font boruların kendilerini değil hususi akşamını imal etmektedirler.
İller Bankası bu sipariş ilânını 6 ay kadar evvel yapmıştır. Sipariş yekûnu 10 - 12 milyon lira tutmaktadır. Banka, bu bedeli defaten ve peşin olarak ödeyecek değildir. Sipariş şartları arasına 5 yılda ödemek kaydı da ilâve edilmiştir. Böyle muazzam bir siparişi bu kayıtla karşılayabilecek sanayicilerin memleketimizde bulunmamasına göre banka için başka bir yol görünmemekte idi. Aym zamanda sanayicilerimizin yapmakta oldukları bilezik ve köşebentler font borular siparişinde aııcak bir buçuk, iki milyon lira tutmaktadır. Müteahhitlerin font boruların bu hususi akşamını daima yerli müessese-lordcn temin ettikleri söylenmekte ve mubayaa tahakkuk ettiği takdirde yine bu şekilde hareket olunacağını tabi! bulmaktadır.
Adanada
Bölge Sanayi Birliği, Asya memleketlerine ne gibi z mamul maddelerimizin ihraç edileceğini tetkik ediyor
Bölge Sanayi Birliği, Hindistan, Pakistan ve Endonezya gibi memleketlere ihraç edilebilecek olan mAmûı maddelerimiz hakkında tetkiklere başlamıştır. Şimdiye kadar yapılan tetkikler neticesinde Birinci Dünya Harbinden evvel, Cavaya lataııbulda imal edilen işlemeler, bilhassa işlemeli. terlikler, tezhip eserler, kıymetli hattatlarımızın el yazılan, teşbihler gibi mahdut miktarda fAkat pahalı eşyanın satıldığı anlaşılmaktadır. Bugünkü şartlar altında bu memleketlere İstanbul esnafının vAptığ» kıymetli işlemelerin hattâ tstanbu-lun akide şekerlerinin, buraya gönderilmesi mümkün görülmektedir.
Bölge Sanayi Birliği şimdiki hal-ue. Istanbulıın hususiyetlerini ıntıva eden el sanayii mamûlâtının bu memleketlere gönderilebileceğine kAnidir. Bu mevzu üzerinde çalışmalara devam edilmektedir.
okaliptüs ve kavak
Zonguldak milletvekili Emin Erl-şirgil ve Sabri Koçel taraflarından hazırlanan ücretli hafta tatili kanun teklifi Meclis komisyonlarında beklemektedir. Bu karnınım leh ve aleyhinde kuvvetli münakaşalar okluğu söylenmektedir. Lehte mütalâa yürütenler, bu meselenin C.H.P. Ku-rultayınea kabul ve başka Avrupa memleketlerinde bunun tatbik edildiğine işaret etmektedirler. Aleyhte mütalâa yürütenlerin tezleri ise bunun maliyete tesir edeceği ve memleket müstehlikini sıkacağı, ÜcretU hafta tatilinin ancak dört Cenubi merika devletinde tatbik edildiği bunların da bu halden memnun madıkları esasına dayanmaktadır.
Hesap edildiğine göre, Ücretli hafta tâtilinin kabul olunmp” takdirinde bütçeye 8 milyon lira civAiın-da hır külfet tahmil edilecektir. £u-na ve bu hakkın ancak devamlı olarak 4 yıl çalışan işçilere inhisar ettirilmesindeki adaletsizliğe işaret e denler üçüncü bir noktai nazar ileri sürmektedirler.
Bunlara göre, ücretli tâtil bizde yalnız 29 ekim Cunmuri.vet Bayramına hasredilmiştir. O gün çalışını-yan işçiler tam yevmiyelerini, çalışanlar ise çift yevmiye alırlar. Bu hükmü bütün resmî tatil günlerine teşmil etmek ve her işçiye bu hakkı tanımak ayrıca ücretli senelik iznini de kabul etmek, maksadı temin eder. Birçok ileri memleketlerde bu usûlün tathik edilmekte olduğunu söyliyen bu grup arasında yıllık ücretli »znıı iktisadi vaziyetimizin İnkişafını beklemek üzere bir müddet daha tehir edilmesinin mümkün olduğu mütalâasında bulunanlar da vardır. Yarın Büyük Millet Meclisi Çalışma Komisyonunda görüşülecek olan bu meselenin sert tartışmalara sebep o-lacağı anlaşılmaktadır.
ormanları
Ticaret ve Sanayi işbirliği Cemiyeti
A-ve ol-
İnek cinsinin ıslahı
Marmara, Ege bölgesiyle Porsuk vâdisi ve Ankara merkezinde sütlü inek yetiştirilmesi için Tarım Ba kanhğmca yapılmakta olan Montafnn ve İsviçre esmer ırkı sığırların geniş ölçüde yetiştirilmesini sağlıyacak tedbirleri incelemek üzere bir ay müddetle davet edilen İsviçreli sığırcılık mütehassısı Dr. Engeler, Ankara’dan sonra Eskişehir'e giderek tetkiklerine başlamıştır?
Yakında Bursa, Balıkesir, Manisa, İzmir ve Aydın illerine de gidecektir.
Bu bölgenin oduniıık, kerestelik ve amhalâjlık ihtiyaçları bu ormanlardan kolaylıkla karşılanmaktadır
or-de
o-
Adana ıHususi muhabirimizden) — Adana bölgesinde Aynaz, Karaburun ve Akçasaz bataklıklarının okaliptüs ve kavak ormanları haline getirilme,-si, bir çok ekonomik faydalar sağlamıştır. Sıhhat bakımından olduğu kadar ziraat bakımından da faydalı olan bu teşebbüs sayesinde, Toros manialında senelik kesim nispeti azalmıştır.
Bu bölgelerdeki vatandaşların
dun. inşaat için kereste ve aınbalAj-lık ağaç ihtiyaçları şimdi bu ormanlardan kolayca sağlanabilmektedir.
Bu feyizli ve ekonomik teşebbüsün müspet neticeler vermesi üzerine, şimdi. Seyhan ve Ceyhan nehirleri a-rasında ziraate elverişli olmıy&n sahalarda da geniş okaliptüs ve kavak ormanları meydana getirmek için harekete geçilmiştir.
Okaliptüs ağacı bilhassa telefon, telgraf, elektrik direği, travers, inşaatta çatı ve döşeme kirişi olarak kullanıldığı gibi denizcilik ve madencilikte de büyük hizmetler görmektedir. Odunu oklukça yüksek hararetlidir. dumanı
Çııkurbvanm bol miktarda yetiştirdiği narenciye ve sebzenin şevki için lüzumlu olan ambalâj sandığı İmalinde kullanılmaktadır.
Asırlardan beri ihmal edilmiş ve birer sıtma yatağı haline gelmiş olan bataklıkların, orınan mühendislerimizin tekniğe ve lime dayanan faaliyetleriyle bugün birer ornıan manzarası alması. Çııkurovada yeni bir ekonomik hayatın başladığını müjdelemektedir.
kokusuzdur. Kavak ise
Takas teklifleri
İzmir 16 »Hususi muhabirimizden) — Serbest ticaret sistemine doğru çalışmalar devam ederken tzmırdeki bazı ihracatçılara muhtelif Avrupa memleketlerinden gelen mektuplarda yeniden takas sistemine dönülmekte olduğu tüccarlarımızın bu bahiste çalışılmak üzere Hükümetimiz nez-dinde teşebbüse geçmeleri istendiği anlaşılmıştır. İtalya ve Fransa dahil olmak üzere birçok Avrupa memleketleri yeniden takasla çalışmağa başlamışlardır.
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
KAMBİYO
İstanbul Borsası
Açılış Kapanış
1 Sterlin^ 7.89 7.87
100 Dolar 281.50 281 —
100 Fr. Frangı... 0.80 0.80
100 İsviçre Fr... 64.03— 64.03—
100 Belç. Fr 5.60— 5.60—
100 İsveç ICr 04.12.50 54.12.50
10») Florin 13.68.40 73.68.40
100 Liret 0.14.128 0 14 12>
1(M) Drahmi 0.01.876 0.01.867
100 Escoudos ... 9.73.90 9.73.90
Altınlar
Bugün Eski kur
Lira Lira
Külçe Veril Gr. 5.82 6.79
Kıilçe Dezıjesa, 5.66 5.86
Cumhuriyet ... 39.80 40.80
R^şat 14 55 • 4 8ü
Hsrnlt 40.70 40.70
Gulden ......... 39 (5
İngiliz 52.55 (>u. 111 52 40
Fransız kok ... 45.40 45.50
Napolâon III... 42.50 42.60
İsviçre 41 — 41—
Nru-Yurk’İH : onsu ; 3 35
Gumuş, Platin
En aşağı En yu kar.
Gümüş Gr
PlâtJn 10.- 11—
Zürich Borsası (Serbest)
İsviçre Frangı
En aşağı En yukarı
Türk lirası o,95 1 05
Dolar 4 28 5/8 4 20 3'8
Ste.rling 10 25 JO 45
Fransız Frangı... 1 09 1/2 1.11 12
ESHAM VE TAHVİLÂT
Devlet Tahvilleri
tkramlyell tahviller
%5 1933 %5 1938 Milli
fr 5
°İ4
1911 1911
1/2
Ergani Ikranııyell Müdafaa »
Demiryolu Demiryolu
Kapanış I (•)
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
(S6 %6
(rc6
re6
%6
%7
%7
%7
%7
%7
r«7
^7
%7
Cemiyet Başkanı rr idare Heyeti Ankara ya yitti
Yeni kurulan Ticaret ve Sanayi İşbirliği Cemiyeti, tüccarla fabrikatörler arasındaki ihtilâfları halletmek, her iki zümrenin menfaatlerini telife çalışmak gibi mevzularla da uğraşacaktır.
Cemiyetin Başkanı ve idare Heyeti Azalarından bir kısmı. Cemiyetin teşekkülündeki gayeler hakkında alâkadar makamlara izahat, vermek ü-zere, Ankaraya hareket etmişlerdir Heyetin Ankarada yeni kurulacak o-lan Sanayi Kredi Bankanı işi de de meşgul olacağı anlaşılmaktadır.
Ziraat Bankası tahvillerinin satışı bitti
Dün de yazdığımız gibi yüzde yedi faizli Ziraat Bankası tahvilleri büyük bir ıağbet görmüş, ilk gün sekiz milyon liralık satış olmuştur,. Geriye kalan iki milyon liralık tahvil de dün tamamiyle satılmıştır.
Ziraat Bankası tanbnla iki milyon derilmiştir ki. bu velki gün iki saat
tahvillerinden Is-liralık tahvil gön-mlktar tahvıı ev-ıçinde satılmıştı.
Karadeniz tütün piyasası durgun geçiyor
Havslann fazla soğuk ve karlı gitmesi dolayısıyle Karadeniz dizi tütün piyasasındaki satışlar çok durgun geçmiştir.
Samsun bölgesindeki Maden, Evkaf, Cânik maden. Bafra, Alaçam. Çarşamba ve Gerzede elde bulunan 13 milyon kilo mahsulün yalnız 2 milyon kilosu satılabilmiştir.
Havaların düzelmesi üzerine bugünlerde satışın hararetleneceğine muhakkak nazariyle bakılmaktadır
Pakistandan alınan buğdayları
Tiirk gemileri getirecek
Toprak Ofis tıesa Karaşi limanından için
Ofis
Denizyolları arasında te-Bu temaslar takdirde Ço-
Çoruh şilepının bina Hlndlstanın buğday getirmesi İdaresiyle Toprak
maşlar yapılmaktadır, müspet netice verdiği ruh Karaviden 8 bin ton buğday alıp limanımıza getirecektir.
YABANCI BORSALAR
New-York Borsası
Son
Kapanış
51.75
56—
43— 235— 215—
Eski kur
Dün
Bugün
Kapanıl
BugUh
23.25
21.30
21—
07—
1*7.90
47.36
24 -
21.30
20.80
98.—
98.-
48.-
Hııbutmt;
Buğday yumuşak ıTue.ı...
Buğday yumuşak »Ofisin).. Arpa BlrnJık
Arpa Yemlik (Dökma) ...... Mısır (Beyaz) çuvalı ......
Fasulytt horoz (Çuvalı) ... Familya. Çalı sert (Dökme) Kuşyemı
Mercimek Kırmızı iç (Çu.) Mercimek yeşil (Yozçat) Nohut natürel .............
*
3! 31.35
Bıığdav ((BuşelIzzSent) .......
Sert Kış mahsulü No. 2 ... Kırmızı No. 2 ...
Pnmıık Middilng (Libresi=Sent) Mart ............................
Mayıs .....................
Temmuz ••••••••••••••••••«t••99•••
Ekim ........................
Tiftik (Llbresl=Sent) ...........
Teksas No. 1 .............
Fındık (Llbresİ=Sent) ...........
Büyük Barselon (Kabuklu Domeatlc) ....................
.. orta .......
Levant iç İthal malı ........
Ekstra iri iç malı ..........
Kuru ÜTüm (Llbresl=:Srnt) .......
Thompson çekirdeksiz seçme
Keten tohumu (Bugeli—Dolar)... Minncapolis .....................
Kalay (Llbresl=:Sent) .......
Levha-teneke (100 libre dolar)
262.—
281 1/4
262.—
281 1/4
5! 75
56—
43— 235— 215—
30.—
:;ı -
27-
23.20
19.20
49.—
30.—
41.70
19.—
fiilin çekirdeksiz No.O
incir A serisi No.
B serisi No. 108
Pn muk Akala I.
Pamuk Akala II. («••••
Pamuk Akala İli. ••••••
Pamuk yerli .
• M
Pamukyağı »rafine) Pamuk çekirdeği ...
1941
Kalkınma
1948 1948 1934 1934 194J 1041 1911 Mili!
• 9
99
99
99
• • istikrazı
IV ...
V ...
1949 ikramlyalJ »...
Diğerleri
Demiryolu VI........
II ......
III .....
I.......
II.....
Sivaa-Erzurum I.
M „ II.-VII.
Demiryolu I........
II.....
III ....
I.....
II.....
III. •••«••
IV .....
99
99
Müdafaa
99
99
• I
97.25
21—
97.70
07.75
97.85
97 75
20.00
20 70
21—
21 —
21.25
21.15
21.40
20. W)
20.65
97.25
97.90
98.-
98.—
20.90
20.85
21.
21 86
21.20
21.15
21.40
20.50
20.65
Tatlı îolııınılnr :
Ayçiçeği tohumu ..........
Ketontohumu .............
Kendirtnhumu .............
Silesin (Bandırma) .......
Yer fıstığı kabuklu ....
20.30
57 —
25.20
23.—
36.—
43.20
50.—
86—
75—
Şirket Tahvilleri
Anadolu D.Y, Tertip A/B.
• 9
• 9»
99
• * I, C»
1»60 .......
.. Miline». Senet.
109.—
W.-
60.—
67.50
Şirket Hisse Senetleri
T. C. Merkez Bankası ... Türkiye İş Bankom .......
Tiirk Ticaret Bankası ...
Aralan Çimento ..........
Şark Değirmencilik ....
Mili! Reasürans .......
130.50
25.10
5.-
17.-
28.25
1625
t
Ecnebi Tahviller
172.-152-
60.—
67.50
132.-
25.10
6.-
17.—
23.50
?on —
150.-
16.50
200 —
150.—
16.50
31-75
31.77
31.34
29.45
58/60
23.—
22.50
37.—
39.40
Adana Ticaret Borsası
11.50
3175
31.77
31.34
29.45
58'60
23.—
22.50
37. —
38. —
11.50
Kuru Mey * ıılıır :
Fındık (kabuklu sivri) .....
Fındık ı tç tombul) .......
Ceviz (Kabukluı ...........
Ceviz (iç natürel) ........
Dokııınıı Hıırn Bfadcîeterl:
Tiftik (Ana mal) ...........
Tiftik (Natürel) ...........
Yapak Anadolu (Kırkım)
İlanı deriler :
Sığır salamura (yaş) kilosu Keçi tuzlu kuru kilosu......
Koyun hava kurusu kilosu Mezbaha sığır yaş kilosu..
Nrhiltf Yııftlıır ;
Zeytinyağı (Ekstra r kat ra) SıınnınyagH Rafine) (frn(* )
Ayçl^ği »Rafine tenekell) Fındık vağı _________;......
76 —
166 175
55.—
370.—
175.—
115.—
260.—
76 — 171/178
50.—
190.—
Pn ııı uk Pamuk Pamuk Pamuk
Akala Akala Akala yerli
1.........
11.........
IH* *«•»•»
185 — ‘
165.—
180/190
153.—
3.80/3.99
75.50
7.30
3.80
74.50
7.30
290.—
360.—
200.—
15n_-
170.—
184.—
103.—
260 —
222 —
160.—
169
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak
Buğday nert ..
33.—
33.
Mısır Kredi fonslye 1003
1011
(‘j Gününde Borsada muamelemtescil edilmemiş tahvilât ve eshamın arz ve taleplere göre taayyün eden takribi piyasa değerleri.
32.—
Londra Borsası
4 Keten tohıımu (Tonu=Stecling) Bombay Kalküta Yer fıstıtı Hindistan 64— 62.50 64.50 64— 63.50 64.50
Bradford Piyasası
Tiftik 1yi mal tLibreai=Peni)... ,, Sıra malı Yiln Anadolu ,, „ ... „ Trakya 34— 30— 120/21 18/21 •34.— 30— 30.— 18—
İskenderiye Borsası
ramıık (KantarısTallan Ashmoııni Kısa elyafiı F/G. Kamak Uzun elyafiı F/G. — 86.78 101.5
i
Sayfa 4
YENt tSTANBUL
17 Şubat 10B0
fitti
■
Siyasî meseleler ve muhabir mektupları
w t» umm
fUl
Pıerre Loti'nin 100 üncü doğum yılı dolayısiyle :
Geçmiş günlerden
Edebiyat tarihi ile asıl tarih
tablolar
arasındaki farklar
Yastan: ALİ CANİB YÖNTEM
Edebiyat ve tardı görüşleri
Yazan : M. Nerml
Ingiliz işçi Partisinin
liderliği meselesi
ÎY A SETTE, hayatın başka sahalarında olduğu gibi, umumi ve şahsi menfaatler karılıktır ve birbirlerini İhata ederler. Partilerin iç kavgaları arasında, bir de başka bir mücadele sürüp gider - fertlerin mutlak hâkimiyet hırsı -. Bu hırs, hâkimiyeti elinde tutan şahsın iktidar mevkiini bırakacağı sırada çok şiddetlenir.
Attlee çekiliyor mu?
Bir müddet evvel Mr. Attlee sayfiyede bîr ev satın aldı. Geçen pazar bir gazetenin bildirdiğine göre mesai arkadaşlarına ikinci seçimden sonra başvekillikten çekileceğini söylemiştir. Ev satın aldığı bir hakikattir; fakat İkincisi sadece bundun mülhem bir tahmin olabilir.
büyük şans,
Bugünkü vaziyette en mutedillerden Morrison ile, müfritlerden Bevan üzerinde toplanmış bulunmaktadır
cağını hesaplamıştır. Komünist olmayışı, komünizm rejimine karşı o-lan nefretinden ziyade, iktidarı ehle etmek için İşçi Partisinin Komünist Partisinden daha iyi bir vasıta olmasıdır. Mr. Shinvvell ile geçenlerde Sovyet sefarethanesinde Rus ihtilâlinin şenel devriyesini tesit etmişlerdi. O, işçi Partisi dahilinde rın elebaşısıdır. Vaziyetirfln gi yüzünden ileride bu parti geçtiği takdirde kendisinin olacağını tasarlamıştır.
solcula-nazikli-iktidara başkan
glbi halada mİ a-
Fakat kaza-ümit yoktur. Çünkü
etmektedir
ehemmiyeti haiz Morrison ve Sir Bir iki sene ev-
Partinin yaşlı şefleri
Muhafazakâr işçi liderleri arasında Mr. Attlee’nin yanında Mr. Bevin ve Mr. Ale.vander'i görüyoruz, ikisinin de parti liderliğini nacağından
Mr. Ale.xander bu mevki için kâfi derecede silâhlı değildir. Mr. Bevin ise bu işi başarabilir, fakat sıhhati mâni teşkil “Orta yaşlılar”
ikinci derecede olan namzetler Mr. Stafford Cripps’dir.
vel bu iki rakip aşağı yukarı aynı vaziyette idiler. Sir Stafford partisinde mutlak bir otorite kurmuştu ve nahoş hakikatleri açıkkalplilikle karşılaması yüzünden parti dışında da müspet bir tesir yaratmıştı. Mr. Morrison’un ise şöhreti Londra Belediye Meclisi siyasetini İyi idare etmesine ve bundan önceki seçimlerin muvaffakiyetini temin edenlerden biri olmasına dayanıyordu. Fakat son ayların hâdiseleri Sir Staf-ford’un parti dahilinde ve haricindeki iyi şöhretini sarsmıştır. Parti dışında hareketleri ile sözleri arasında büyük fark olduğu tesbil edilmiş ve parti içinde de daima fena havadis habercisi olarak tanınmıştır.
“Genç” Bevan
Sir Stafford’un şansı döndükçe talih, Mr. Bevan ın yüzüne gülmeye başladı. Mr. Bevan, İşçi Partisinin en parlak hatibi olup Churchill'in yanında kendini her bakımdan küçük görmeyen tek parti Azasıdır.
Bu itibarla Mr. Bevan, Mr. Attlee’nin yerini alacak namzetler arasında, Mr Morrison’un en kuvvetli rakibi olarak görünüyor. Be van ve Morrison
Karakter ve düşünüş tarzı bakımından bu iki namzet arasında çok büyük farklar vardır. Mr. Morrison daima idari vazifelerde bulunmuştur ve eli bu İşe yatkındır. Yâlnız matbuata şiddetli bir garaz besler. Daima temkini; ve çekingen bir llssn kullanır ve tâbir caizse hiç bir zaman “baklayı ağzından çıkarmaz!,,
Mr. Bevan, buhranlı bir devrin çocuğudur. Parti teşkilâtına geç karışmış ve vazifesinden sıkılmıştır. Nihal hedefi günlük maksatlarına tâbi değildir. Onca nihai hedef iktidar yani mutlak hâkimiyettir. Hayatının ilk bedbaht muhiti ruhunu karartmış ve ancak en yüksek mertebeye eriştiği takdirde mânen aydınlığa kavuşmuş olacaktır. Neticede ya bir Sezar olacak, veya hiçbir •ey...
bir den
çok aşağı Bevan ve İn tik bal
Onlar bugünün ve yarının meseleleri ile alâkadardırlar; halbuki Be-van’in kafası istikbalin doğurabileceği dâvalarla meşguldür. Onlar nasıl cIba Sosy&lLzm ile Demokrasinin ergeç evlenip İlelebet mesut yaşayacaklarına kanidirler; Bevan, Sosyalizmin mantıki neticesi olarak, totaliter ve otoriter bir devletin kurulacağına inanmaktadır. Bu neticeden korkmamakla beraber bunu a-çikça da söylememektedir. Bevan’in Sosyalizm hakkındaki fikirleri kin ile karışık hesaplı düşüncelerden müteşekkildir. Kapitalist sınıfa hücumla küçükken çektiği sefaletin hıncını almaktadır. Hesaplı düşüncelerine gelince, liberal cemiyet ile devletçi cemiyet arasındaki mücadele neticesinde İkinci şıkkın ağır basa-
Morrison’un vakıfları
Mr. Morrison. Mr. Bevan kı cezbeden atılgan siyaset nndan biri değildir. Partideki otori-
tesini her işi başarmaya muktedir ve ne yaptığını bilen bir tesir yaratmasına borçludur. Kulağı daimA kiriştedir ve partinin temayüllerini çok yakından takip eder. İngiliz siyasetinde “müstakil reyin,, (seyyal seçmen kütlesi» nin “floatlng vote” e-hemmiyetini bildiğinden onu dalma desteklemeye çalışır. Her ' zaman temkinli bir partici olarak kalmıştır; hiç bir zaman; Mr, Bevan gibi, coşup kendi partisinin mekanizması Aleyhine atıp tutmamıştır. Metodlu ve ihtiyatlı bir ilerleme ile bir mevkiden daha yüksek bir mevkie geçtikten sonra, yavaş yavaş tesir ve nüfuz çerçevesini genişletmektedir. En son menzili olan başvekillik mertebesine bu gidişle yaklaştığı hissedilmektedir. Bir tek kusuru, işçi sendikasında (Trade Union) âza olmamasıdır. Fakat bu da modern İşçi Partisi zihniyetine göre çok mühim bir mâni teşkil etmemektedir.
Bevaıı, buhran devrinin lideridir
İkisinden hangisinin parti başkanlığına geçeceği kendilerinden ziyade hâdisatın gidişine bağlıdır. İktisadî ve içtimai dâvaları Mr. Morrison’un kolayca halledebileceği tahmin edilmektedir. Mr. Bevan’a gelince, o fırtınalı ve buhranlı anlarda an! ve kati kararlar verebilecek bir karakter göstermektedir. O, Mr. Morrison gibi
— 19 —
İyi inaan bütün
huylu ve müsamahakâr gibi görünürse de için-meslektaşlannı kendinden görmektedir.
hâdiseleri ağır a-ğır tartıp partiye danışmadan, harekete geçebilir. Dur, gun bir denizde i-ki rakip de aynı derecede iyi yüzerler; fakat deniz Bevan’a daha çok
dalgalanınca, Mr. emniyet edilir.
Bu iki namzedin değişik görüş ve maksatları, ifadelerinden de bellidir. Mr. Moırisor. şiddetli bir lisan kullanmaya muarızdır; daima dinleyicilerin aklıselimine hitap eder, ve tem-kinli bir idareci siyaseti güder. Mr. Bevan ve Mr. ShinwcH’ln rey toplamak için muhalifleri hakkında kötüleyici bir litan kullanmalarını hiç beğenmez. Mr. Bevan “uslanmaz” ve inatçı bir sosyalist olarak tanınmıştır. Dalma keskin bir lisan kullanır; iğneli ve kinayeli sözleri İle meşhur Demos'un kulaklarını çınlatır.
İşçiler kaybederse?
Şimdiye kadar söylediklerimizden gelecek nin
maktadır, daha var. ların seçimi münazarayı
Partisı-anlaşıl-ihtimal
seçimde işçi muzaffer olacağı Fakat iki Biri Muhafazakâr-
kazAnması; o takdirde seven Mr Bevan muha liflerin lideri olabilir. İkinci tahmine göre, iki parti arasında muvakkat bir uzlaşma tahakkuk etmesidir. O zaman Mr. Bevan ın solcuların reisi olarak ortaya çıkacağı tahmin olunur.
şahıs varsa ve kazanması parçalanacaksa o zaman mühim bir şahıs başa geti-Partlnin birliği idame İşte Mr. Attlee bu önce İşçi Partisinin
sonra da Başvekil oldu.
Bir üçüncü ihtimal daha var. Eğer bir parti dahilinde aynı siyasi kuvvet ve kudreti haiz iki herhangi birinin seçimi İle parti daha az rilerek ettirilir, suretle reisi.
Belki de ne Mr. Morrison ne de Mr. Bevan başkan seçilemezler. Böylece “Tarih bir tekerrürden ibarettir,, sözünün doğru olduğunu bir kere daha müşahede edebiliriz. O takdirde, kuvvetle tahmin olunur ki, Mr. Bevan siyasetten çekilerek ruhunu Shakespeare'in karanlık trajedilerinde teskin etmeye teşebbüs edecektir.
Tam birkaç çiçek daha gÖtüı*üıken mezarlık bekçisi çıkagelmesin mi? Yakamdan tutup sürüklemek İstedi. Suratının ortası bu-dur diye bir Bayrampaşa çektim, ipt kırdım. Herifçioğlu peşimden başladı kovalamaya.. Bir taraftan da “Hırsız var!,, diye bağırıyor. Büsbütün afalladım, arşınları açtım, kapıcı göğüslemek İstedi, bir tos vurdum, sokağa fırladım amma tam o sırada, dördüncü vitesle geçen bir otomobilin önünden kaçamadım, beni altına aldı, gözlerimin Önünde mavi bir şimşek çaktı ve “hakkını helâl et Yoksul!., demeye bile vakit kalmadı. Bu sabah kendime geldim.,. Meğerse mortoyu çekmişiz; burnumun dibine bir boru dayayıp uyandırdılar Kalıbı amma da dinlendirmişiz, ne dersin ahretlik? Ne o, uyudun mu? Eh öyleyse Allah rahatlık versin cümleye!
Serseri susunca bütün koğuş derin uykuya dalmakta gecikmedi.
bir
I
XI
Nötre Daıne’da Ayin — Bay Rikikl memnun değil — Jül Anflör İle Kamelyalı Kadının aşkları — Rikikl ailesinin pazar gezintisi — Meçhul sivil
Bugün pazar... Notre-Dame büyük bir Ayin var. Halam, yeğen karısı, hep beraber gittik. Bu ilk rası için, Parisin bir sürü sabık kardinal ve başpiskoposu arasında münazaa çıktı. Fakat “Melekler İdaresi,, âyini, ihtiyar ve mütevazı bir köy papasına yaptırtmak suretiyle hepsinin hevesini kursaklarında bıraktı. Kardinaller ve piskoposlar bu karara şiddetle itiraz ettilerse de “Melekler İdaresi,, onlara, îsâ Peygamberin “çok evvelkiler sonraki ve sonrakiler evvelki olacaktır., sözünü hatırla-tınca susmaya mecbur oldular.
kilisesinde Marsel ve Ayinin ic-
Köy papası Konstantin. âyini icra ederken heyecanlıydı. Bütün ömründe fakir ve küçük köy kilisesinde yaşamış olan Papasın karşısında muazzam bir cemaat toplanmıştı Hem ne cemaat!
İYASÎ, askeri, iktıaadi tarihlerle - umumî bir tâbir kullanayım - asıl tarihle edebiyat tarihi arasında, uğraşılan madde bakımından mühim farklar vardır. Vakaa asıl tarihin de mevzuu mazi,, dlr. Fakat Lanson’un dediği gibi öyle bir mâzi kı, bugün kendisinden eser yoktur. Yalnız iııdleeH emareleri, yahut debris döküntüleri kalmıştır. Aaıl tarihle uğraşanlar, eserlerini işte bu emarelerin, bıı- döküntülerin yardımiyle meydana koyabilirler. Meselâ Fatihin İstanbulu zaptı, Kanuni’nln Viyanayı muhasarası, Nevşehirli İbrahim Paşanın on üç yıllık sadareti bugün gözlerimizin önündo değildir. Tarihçiler o devirleri bir takını vesikalara dayanarak yeniden inşa edebiliyorlar. Edebiyat tarihçisinin de uğraştığı madde “rnâzi,, dlr. Fakat bu mâzl ortadan kalkmış değildir. Meselâ, Fatihin şiirleri, Bftkl’nin Kanuni hakkmdaki mersiyesi, Nedim’in Sa’dâbâd kasidesi gözlerimizin önündedir. Vakaa bunlar da geçmişe aittir, fakat canlı olarak durmaktadırlar. Mimari âbideler, musiki parçalan, yani bütün güzel sanat mahsulleri de böyledir. Sinan’ın Sülcymaniyesi, İtrinin tekbiri v.b. gibi... Edebiyat tarihçisi de bir çok yazma ve basmaları karıştırır, fakat bütün bunlar, asıl mevzuu olan eserleri, yani edebi eserleri iyice kavrayabilmesine sadece hizmet içindir.
Dikkat ediniz: Asıl tarihçi, elindeki vesikada mevcut şahsi unsurları atmaya çabalar, edebiyatçı onun aksine olarak bıı unsurları muhafazaya gayret eder. Meselâ bir tarihçi Evliya Çelebi nin bir hâdise veya bir yer hakkındaki görüşlerini kontrol ve tashih etmek zorundadır. O hâdise veya o yer hakkındaki hakikate ermek için Çelebinin şahsi ifadesini, mübalâğalarını atmaya çabalar. E-debiyat tarihçisine bilâkis bu şahsi ifadeler, bu mübalâğalar lâzımdır. Burada şunu da kaydetmeliyiz ki: En orijinal bir muharririn benliği, büyük bir kısmı itibariyle hem kendinden evvel gelen nesillerin bir deposu, hem de çağdaş cereyanların bir coilecteur’Ü. toplayıcısıdır. Edebiyatçı bunların her ikisini de ortaya koymak zorundadır kİ, o muharririn orijinalitesini meydana çıkarabilsin. Ziya PaşA “Harâbât., mukad-demesinde şair Nedimden bahsederken onu bir kısım seleflerinin taklitçisi olarak gösterir. Namık Kemal “Tahrib-i Harâbât,, ında. Paşanın bıı hükmünü şiddetle tenkid eder ve Nedimden birkaç beyit misal getirdikten sonra: “Şeyhülislâm Arif Hikmet Bey merhum, lisan-ı Osmanide Nedimden başka Arab ve Acem taklidinden ben bir vadl-l mahsus açmış şair olmadığım daima söyler, dururdu,, diye Arif Hikmet Beyi de kendi fikrine mesnet olarak göste-
gelmez. Her şairin ve kendisinin yaptığı Onseklzinei asrın en Voltaire'in ve bütün
altında tesirler orijinal o asır
rir. Biz, Ziya Paşadan ziyade rahmetli Namık Kemalin fikrine yaklaşırız: Onsekızinci asrın mümtaz dehâsı olan Nedim, Divan Edebiyatı içinde orijinalite İtibariyle bir mislini bulmak çok güç bir şahsiyettir. Fakat bu demek değildir ki, Nedim mâzıden hiç bir şey almamıştır. Bir kere “dil,, denilen unsur vaıdır ki, o işlene işlene Nedime kadar gelmiştir. Hiç şüphe yok Nedim oıiHckiziııci asırda değil de, onbeşlnei asırda gelmiş olsaydı, hayran olduğumuz o edebi beyana sahip olamazdı. Nedim’in edebi şahalyetinde, BAkl'den, Yahya Efendiden, hattâ başkalarına karşı müstağni davrandığı hakle bir gazelini tahmis etmek sureliyle beğendiğini anladığımız Neşatl'den izler bulunabilir. Ayni zamanda İran edebiyatında Şaibe karşı tamamiyle alâkasız kulan Nedim’in imajları arasında Şevket'! hatırlatanlar araştırılır ve gösterilirse bu onun orijinalliğine bir şüphe, bir hürmetsizlik mânasına kaldığı vardır.
kafası
şairlerinin trajedi örnekleri Racine’-dl. Bourget, Steıulhal'in; Valery, Ma-lermû’nln tesiri altındadır. Hulûsa edebi eserleri muhtelif unsurların bir terkibi telâkki etmek lâzımdır. Fakat Teexte llttûraire’i alelâde tarih vesikasından ayırdetmek mecburiyetindeyiz, O, canlı bir varlıktır, öyle bir kuvveti vardır kı, daima estetik ve santimantal tepkiler uyandırır. Lanson'un dediği gibi şarabı tanımak için tatmak lâzımdır. Ne kimya tahlili, ne eksperin tarifi onu bize anlatamaz. Yani sübjektif unsurları inkâr edemeyiz. Hattâ bunu tasavvur ve arzu da etmeyiz. Bu bahiste dikkat edilecek şey: Ayni zamanda bir tarihçi olmak haysiyetiyle edebiyat müverrihinin, bu unsurlara bütün eseri istilâ ettirmemeye çabalamağıdır. Edebiyat tarihiyle asıl tarih arasındaki yaklaşıüak ve ayrılmak noktası İşte buradadır. Bir eseri tetebbu ederken edebiyatçının da zevki bu tetebkua katışır, kâfi kı faaliyeti esnasında kendisini (merkez) telâkki etmesin. Bizim yazı âlemimiz de bilerek bilmiyerek içine düşebileceğimiz bir şeyde üslûp fantezisine tevarüs etmiş olmamızdır. Şark dekorasyonu, hâlâ yazı sevkımıza hâkim dır. hiç olmazsa müessirdir. Servet-I Fünun edebiyatçıları arasında en garplı terbiyesi almış farzedilen Ce-nap'tır. (Hac Yolunda) sı şöyle dursun (Avrupa Mektupları» bile görüş unsurlarından ziyade kelime ve ifade oyunlarına boğulmuştur. İşte bu mirası hiç olmazsa edebiyat tarihinde kullanmamak, eserlerimizde kendi kalem maharetimizi değil, üstünde çalıştığımız metinlerin ve şahsiyetlerin mahiyetini göstermeye çalışmak icap eder. Objektif metodun rolü buradadır.
^Hakikat serumu” müptelâları
Suisse - Press — Fransız tıbbi çevrelerinden bildirildiğine göre, çok bahis mevzuu olan “Hakikat serumu,, pentothal, esrar müptelâları tarafından kokain, morfin ve esrar kadar beğenilip, kullanılmaktadır.
Son zamanlarda Fransız psi-kiatristlerıne, iyileşmiş olan haslatar yeniden başvurmaya başlamışlardır. Bu hastalar doktordan kendilerine tekrar pentothal verilmesini ısrar-
la istemişlerdir. Uykusuzluktan mustarip bir kadın hasla, yalnız pentot-hal verildiği takdirde hasretini çektiği uykuya dalabileceğim söylemiş ve tekrar tekrar serumun yapılması için yalvarmıştır. Neden sonra, pen-tothal müptelâlarının da, morfin ve esrarda da olduğu gibi, derin ve tatlı uykudan uyandıktan sonra kuvvetli bir yaşama arzusu hissettiği ve canlandığı anlaşılmıştır.
1911 .. Paris’teyim. Ziya Gökalp’ın benden Sürnerliier üzerine notlar istiyor. Ben. onları, yalnız Bibllotûque Natlonal’de bulabilirini. Fakat oraya herkes giremiyor. Müdürle görüştüm:
— Türkiye Büyükelçiliğinden bir mektup getirmelisiniz., dedi.
Bir hafta önce büyükelçiliğimize uğramıştım. Bana:
—Oğlum, Biblluthdqııe Naltonale’de ne yapacaksınız? Şaşarım sizin merakınıza. Devletin daha bir İki yıllık ömrü var. Niçin çalışıyorsunuz?
Damarlarım tutuşmuştu sanki,
— OsmanlIlar böyle düşünebilirler, ama, biz Türklor milli hayatımızı e-bediyetleıie ölçmeye alışmışızdır, demiş ve hemen dışarıya çıkmıştım.
Düşünüyorum: böyle büyükel-
çileri olan bir ülkenin tarih boyunca yaşaması bile bir mucize değil miydi?
Kapıma vurulduktan sonra otelin hizmetçisi odama girdi ve bana iki mektup uzattı. Bir tan esi Bib-llothâque Natlnoale’den. Büyükelçi fikrini ml değiştirdi acaba? Zarfı açtım:
KlıtÜph&nemhden İstifade edebilirsiniz. Bugünlerde müdürlüğümüze uğrayarak kartınızı almanızı rica e-derlz.
Ne kadar sevinmiştim. Artık Ziya’-nın"istediği etüdleri hazırlayabilirdim. Demek ki. büyükelçi benim tahmin ettiğim gibi kötü bir Lnsan değilmiş?
öteki mektubun zarfını daha heyecansız açtım. Tanımadığım bir elya-zısı.. imza Plerre Lotl. Bir kaç gün önce yazdığım mektuba cevap veriyor. Mektubun Özü şöyle:
t zülmvylııiz. Bibllothâqıje Nati-onale Müdürlüğüne yazdım. Herhalde müdürlükten cevap aiııuşNinizdir. Beni görmenizi rica ederim, selâmlar..
Gözlerim doldu:
OsmanlIlar inanmayabilirler, ama, biz Türkler elbette yaşayacağız.
• • •
1913... Paris gazeteleri heyecanlı haberler veriyor. Torkuırı adında bir ermeni zabiti gelmiş ve Plerre Loti’-yi düelloya davet etmiş. Biliyorum, Fransız Akademisinden Torkum’u kahraman sananlar var. Fransız sosyalistlerinin piri Jean Jaur&s de bizi sevmeyenlerin arasında. Ziya Gök-alp’ın bir mektubu üzerine kendisiyle görüştüğüm ve Balkanlarda Türk-lero karşı yapılan vahşiliklerden bahsettiğim zaman bana;
— Evet korkunç şeyler bunlar, demişti. Kalemimden başka bir şeyim yok benim. Elimden gelse, bunları önlemek İstemez miyim? Fakat yüzlerce yıl sizin zulmünüz altında inlemiş milletler muzaffer olunca böyle yaparlar. Bunu da anlamalısınız.
Plerre Loti’nin büyük şahsiyeti olmasa Torkum’un yoluna çiçekler serpilecek. Gazetelerden bunu anlıyorum. Odamda yalnızım ve Türk ordusunun coşkun bir genç subayını, Sadık’ı (•) bekliyorum. Sadık; Torkunı’la düello yapmak İçin İstanbul’dan gelmiştir. Sadık alevden yaratılmış bir Türatür. Ona göre Plerre Loti, bütün İnsanlık için lâzımdır ve bizim dâvamızı güdüyor. Bu da bir vatan dâvasıdır. Balkan harbinde ölmediğine ü-zülen Sadık, hiç olmazsa Torkum’la çarpışmalıdır. Sadık’ı bu fikrinden vazgeçirmek imkânsızdır. Pierre Loti; Sadık’a henüz müsbet bir cevap ermemiştir. Bugün Loti’nin davetli-siyiz. Nihayet Sadık geldi. İlk sözü şu oldu:
— Ben Torkum’la düello yapamazsam ne yüzle İstanbul’a dönerim. Sen
MUHARRİRİ ; CAMI
KIYAMET GÜNÜ
TÜRKÇESİ : REFİK HALİD KARAY
Her asırdan, her tabakadan karmaktırı-bir cemaat. Kırallar, imparatorlar, prens-büyük adamlar, eskiden olduğu gibi, en İstemişlerdi. Fakat
şık ler, ön sıraları işgal etmek “Melekler İdaresi,, yine müdahale etmiş; fa-
kirleri Ön sıralara yerleştirmişti. Aralarında bizim yatakhane komşusu, sevimli Yoksul da bulunuyordu.
Meşhur “Matem marşı - Marche Funöbre,, bestekârı dâdl Shopln, en son bestesi, “Kıyamet Marşı,, nı bizzat org’da çalıyordu. Koro da, operanın muhtelif tarihlerde en meşhur şantörleri ve şantözleri vardı. Mallbrau tara fından solo olarak söylenen bir İlâhi, dinleyicilere Adeta gökyüzünün kapılarını açmıştı Sıra hutbelere gelince, kürsüye ilk olarak “Plerre l’Ermite,, çıktı ve itiyadın şevkiyle halkı haçlı seferlerine davete başladı. Fakat biraz sonra aklı başına gelerek hayatının en güzel hutbelerinden birini verdi. Ondan sonra Bossuet, Fenebon ve daha bir çok hatip min beri işgal etmişti.
Halam ile yeğen Marsel hayran hayran âyini takip ederken ben Monik'i görürüm ümidiyle etrafıma bakıyordum. Lâkin olsa bile bu kalabalık arasında bulmak kabil mİ?
Ayin çıkışında, Bay Rikıki'ye rastgcldlk Yine hiddetliydi.
— Bu melekler, diyordu, saygı nedir bil mlyorhır. Bir melek - kayyum’a gittim, bize, ön sıralarda yer vermesini söyledim. Bana “Hayatta mevkllniz küçük müydü?,, diye sordu. — Hayır, ne münasebet dedim, müsaade nlzlc birinci sınıf mümeyyizdim — ”0 halde ön sıralara hakkınız yok. bununla beraber, sekizinci sırada, akıl fıkaralariyle beraber o
tutmanıza müsaade ediyorum,, demesin mi
Bayan Rlklki:
— İyi etmiş, dedi, itirazlarınla durmadan, dır dır herkesin başını şişirmesen başına böyle şeyler gelmez.
Hep beraber, otele dönmek üzere, yola koyuluyoruz. Rikikl yine homurdanıyor:
— Sorarım size! Bu kıyamet İyi tertip edilmiş olsaydı tramvay, otobüs, tünel İşlemez miydi?
Yeğen Marsel;
— O da olur Bay Rikikl. diyor, şunun şurasında dirileli bir hafta oldu. Bu kadar kısa bir zamanda her şeyin evvelki zamandaki tıkırında gitmesini istemek haksızlık olmaz mı? “Melekler İdaresi,, yakında para dağıtacak, O vakit işler düzelir. Hattâ, düşündüm. berber dükkânımı yeniden açaca« ğım. Müşterim olur musun Bay Rikikl?
— Elbet. H ıttâ mümkün olduğu kadar .abuk olmasını timdir, haftada buçuk ayda bir lanın da saçları çocuğun saçları
dır. doğru değil,..
Bay Rikiki sözlerini
eslendi:
— Sana kaç defa söylemedim mi kaldı» rımdan yürü diye? Cadde arabalar İçindir, kaldırımlar da insanlar için!
— Peki amma babacığım... Ne otomobli vur, ne araba...
— Olmasın, işte insan böyle fena Adetler edinir. Henüz ortada otomobil falan yok amma, birkaç «üne kadar hor türlüsü işle
temenni ederim. Zira. Ade-iki defa tıraş olurum, bir de saç kestiririm. Bizim oğuza maya
makine
başladı. O yaşla bir ile kesilmiş olmalı
kesti ve Daniyel»
meye başlayacak... Çık kaldırıma bakayım! öğle yemeği oldukça neşeli geçiyor. Yemekten sonra Jül Anflör geliyor; soruyorum:
— Ey, Kamelyalı Kadınla işlerin yolunda mı?
— Ümit ettiğim kadar iyi değil. Mahkeme huzuruna çıkmak endişesini bir türlü aklından atamıyor. Kendisine beyhude yere anlatmaya çalıştım ki, bugünkü günahımızın hesabı sorulacak değildir, sadece, dirildiğimiz zamana kadar olan hayatımızdan ipesul olacağız. îş yok. Flört edelim, diyor, ona razı, amma o kadareıgına! Diyeceksin ki: “Birkaç ay daha burada kalırsak Şefaat Vadisine gitmeden, her şey yoluna girer.,. Ben de. hakkın var, derim; sen de bana “Gönül işleriyle uğraşmanın sırası mı?,, dersin, yanlış yavrum, diye sorarım, hâlâ Niket’i düşünmüyor musun?
Ah, sorma, bir dakika aklımdan çık-
iniyor.
ÜzlHme yavrum. Önümüzdeki hafta. Şefaat Sesi, dirilen Parislilerin liste-
Son ümidim de burada da beni arıyordur, azizim Jül, biliyorum, Uzü-bana öyle geliyor ki, sem bulabilirdi.
Herhalde o ela, herkes gl-tek gazeteyi okumuş olsa
Büyük
sini neşre bağlıyacak, adresleriyle beraber.
— Biliyorum. Kim bilir, belki o
— Dinle beni leceksin... Fakat ıırasavdı, kolayca
— Nasıl?
— Nasıl mı?
bi, bu ara çıkan
gerektir. İmzanı görmez olur mu?
Arkadaşımın mantıki cevabı beni altüst etti. Evet, muhakkak lhtiyarlamışlır. Artık o, sevdiğim ve hâlâ da sevmekte olduğum on sekiz yaşındaki kız değildir. Şüphe caiz değil; yoksa muhakkak arardı.
Koridordan gelen bir takım sesler beni acı düşüncelerimden kurtarıyor. Bu gürültü, yü edenler, pazar gezmesine hazırlanan Ri» kiki ailesidir. Bayan:
— Otelde oturup istirahat edecek yerde ne diye bizi sokağa çıkarıyorsun?
Diye itiraz ediyor. Fakat Rikikl:
— Cicim, diyor, biliyorsun ki, her pazar, Virjini ve Danivel ile gezmeye çıkardık.
bunu Pierre Loti’ye mutlaka anlat. Torkıım zabitse ben de zabitim. Düelloda aranan da bu değil mi? Tor-kıırn kabul etmezse tabancamı çeker ve hemen haklarım onu vallahi,.
Sadık ı yatıştırdıktan sonra Pierre Loti’ye gittik. Sadık imanla tutuşmuş gözlerini Plerre I^oti’den ayırmıyordu. Birbirimize bakıyorduk. Da-kalarca hiç bir dudak kımıldamadı Loti'nin yüzü derinleştikçe derinleşiyordu.
— Efendim, dedim, Sadık bey, si zln....
Eliyle işaret etti. Bu sonsuz bir he» yecanın bıraktığı son kudretle yapıl mış bir İşaretti. Sustum. O kalktı. E llni Sadık’ın omuzuna koydu. Gözler boşandı ve anlaşılır anlaşılmaz bil sesle:
— Sadık Bey, siz henüz çok gençsiniz. Kanınızı Türkiye için saklayınız. Bir Fransız, Torkum’la düello e» decek. Toıkum da bunu kabul etti Siz Türkler ne yüksek insanlarsınız
Loti'nin sözlerini Sadık’a anlattığım zaman rengi sarardıktan sonre kızardı ve Trova’dan denize bakar Achileus gibi derin bir hüzne bürün dil. Bakıştığımız zaman gözlerimû yaş içinde İdi.
• • •
1914... ÎBtanbuldayım. Ifrl4 yılmu dünya savaşı başlamıştır artık. îtti hat ve Terakki Merkezi Umumlai’ılh küçük odasında Ziya Gökalp'la karş karşıya oturuyoruz. Almanlarla işbir İlgi yapacağız. Aramızda gizli bb anlaşma da var. Ziya:
— Talâtta (Talât Paşa) yani ha berler olmalı. Gelse de bir öğrensek diyor. Ömer Seyfeddin, elinde bir to mar kâğıtla içeriye girdi:
— Ziya Beyciğim, dedi, tashihle* yaptım, şimdi matbaaya götüreceği^ Sordum:
— Ne tashüılerl Ömer?
— Aaaa, bak bak bak, bllmiyormu,' gibi yapıyorsun? Klziİ Elma'nuı pro valan cancağızım, Ziya beyin yen bir eseri..
Ömer çıktıktan sonra Dr» Nazın geldi.» Ziya, bana Klziİ Elma'sındai bahsediyordu. Dr. Nazım sordu:
— Yahu, bitmedi mi bu kitap hû lû ? Acele edin biraz, acele edin. Yı ordu yarın, öbür gün hududu geçers» halka ne dağıtacağız? Öyle değil m canım? Bu kitabı onun için bastırmı yor muyuz?
Durakladım. Demek ki, bugünler de harbe giriyoruz, demek ki Kızı Elma bu maksatla basılıyor!
Tam bu sırada küçük odanın kapış açıldı. Talât:
— Gene ml İçtimaiyat, gene mi fol şefe?
Gülüştük. Talât, bizim sormamız beklemeden devam etti;
— Bugünün en taze haberi Pierr» Loti’nin mektubu.. Uzunca bir mek tup... Hulâsasını anlatayım. Türkler çok sevlyormuş.
Dr. Nazım söze karıştı:
— Biliriz sever. Sokak köpeklerin sürdük diye kıyametleri kopardı.
Talât devam etti:
— Dinle canım. Biz harbe giren sek son derecede üzüleceğini so^lüı yor ve böyle bir ftkrimlz varsa bun* dan mutlaka vazgeçmemizi istiyor.
Plerre Loti bu mektubunu mutlaks Fransız Hükümetinden edindiği bilg: üzerine yazmıştı. Bu mekfcıp, belk. de. son bir teşebbüstü.
Ziya sordu:
— Ne cevap vereceksiniz?
Talât cebinden bir kâğıt pttttğ» çıkardı:
— Şöyle bir şey kakaladım. BAi sizin büyük hlmmetLnizi her zaman şükrânla anarız. Biz milli menfaatimizi düşünerek seferberlik yaptık. Kapitülasyonları kaldırmak öteden beri idealimizdl. Bunu kaldırmak demek, harbe heves göstermek değildir. Siz nasıl Fransanın menfaatini herşeyin üstünde tutarsanız biz de o şekilde hareket ederiz. Milli menfaatlerimiz tehlikeye düşmedikçe biz harbe glrmiyeceğiz. Bundan emin olabilirsiniz.
Dr. Nazım atıldı:
— iyi bir cevap. Fransa emrederse Pierre Loti sahillerimizi gemisiyle bombardıman etmez mi? Yahu, ne tuhaftır bu ecnebiler. Kendileri yaparlar da başkasının yapmasını istemezler.
Düşüncelerime dalmıştım. Bib-llothûque National© için mektup yazan Lotl. gözyaşları içinde Sadık’ls birlikte birbirimize bakıştığımız Lotl gözümün önüne geldi. Bu Lotl, yarın, bir düşman olmaktan korkuyordu şimdi.
Belki mektubunu onun için de yazmıştı. Ya ben? O yaşlı gözlerde nasıl düşmanlık arayacaktım? Fakat vatan, her şeyin üstünde en kudretli bir gerçeklik. Kendimizi feda ederken duygularımızın nasıl esiri olabiliriz? insanın ömrü heyecanlı bir dramdır ve büyük hayat mücadeleleri bunu bize bütün genişliği ile sezdirir, Bilmiyorum. Loti, Talât’ın cevabım aldı mı? Çünkü; çok geçmeden ilk DünyA Savaşına girmiştik. Gönüllerin arasında bir alev duvarı vardı şimdi.
Devamı var
(*) Sadık Bey. Mısıra yaptığının İlk hava uçuşunda arkadaş iyi e birlikte Sürlyede düşmüş ve şehit ol-muştur. Fatih Parkında her ikisi için bir anıt dikilmiştir.
SAĞLIK - GENÇLİK-GÜZELLİK
SAĞLIK BİLGİLER)
Taklacı Güvercin
Yazan: İlhan TARUS
Diş ve diş etlerinin bakımı:
★
saat
4 — Karın için
altın-Kİbl
Ellerin balamı:
AKAKTA caddesinin sonlarına doğru, Lozan Meydanı civarlarında, hele akşam üstleri, her köşeden birkaç faınejj belirir:
— Abl.. âbi. Geleyim mi?
En büyüğü on yaşında, en sağlanıl rüzgâr gibi hafif, birbirinden çıplak, birbirinden san, lıir sürü çocuk. Sahalı ezanından gece yarısına kadar sırtlarında hurda küfeler, ellerinde birer dilini ekmek veya yarısı çürümüş birer portakal. bekleşir dururlar. Bize yardımları çoktur: Yer lerln cam gibi
bıız tuttuğu günlerde paketlerimizi taşıyacağız di.ve boylu boyunca yere uzanmak var. Kafayı, kolu zedelemek var. Yakıcı yaz günleri, insana başının bile ağır geldiği saatlerde, orıun o cılız yardımı, bize soluğumuzu tam almak fırsatını verir.
Hep bir tanesini ararım: Hem «arı derili, san saçlıdır: hem de ayrıca açlığın sarılığı, derisine sıvanmıştır. Lâkin bir konuşkanlığı bir insancıl sokuluşu \ ardır, derhal dost olursunuz. Adı Ali’dir. İv terseniz arayın, konuşun, göreceksiniz.
Epeyce oluyor: Daha bu kavurucu kış bastırmamıştı. Hani tabiatın hiç de hoşlanmadığı bir fukaraya arka çıkma huyu vardır. İsterse kışı gerilere at iver ir. işte o günlerden birinde, sırtımızda ılık güneşin yükünü taşıyarak bizim mahalleye doğru gidiyorduk. Bugün pek konuşmak İstemiyordu:
— Ne var. ne yok Ali? dedim.
— Sorma âbi. dedi, bugün kederliyim.
— Hayrola?
— Bir güvercinimi çaldılar.
— Ay senin güvercinin de-mi vardı?
Acıyarak yüzüme baktı:
— Henı knç tane, dedi, alacan mı İstersin, hotozlu mu istersin, hohucu, taklacı mı istersin? Ben meraklıymı âbi..
— Allah Allah.. Kim cinini bakayım?
Başını önüne eğerek keledi:
— Bilir miyim? Ah.
Bir bilsem....
Yüzünü benden kaçırmak İçin çabalar gibi geldi buna. Kirli çenesini tutup kaldırdım: İki gözünden İki damla yaş sıyrılmış, yunaklarına yapışıp kalmıştı.
— Sen üzülme, dedim, güvercinini buluruz, olmazsa satın alırız, bir tane... Ölüm değil >a bunun sonu...
— Yok âbl, dedi. Dünyayı versen. binlerle lira döksen böylesini bulamazsın. Taklacıydı benimki..
— Ne demek o?
— Takla atar havada. En makbul güvercin, ötekiler İki buçuğa, taklacılar, beşe, ona, onbeşe.. O da bulunursa. Benim güvercinini yemini yeyip de şöyle bir dikildi nıiy dİ havaya, fır., fır., fır., fır... Durmadan döner ve yere üç arşın kalana kadar takla atardı. Ab benim güvercinim, vah benim güvercinini..
— E, çaresi bu İşin?
Ali başını kaldırıp yüzüme dikkatli dikkatli baktı, sonra aradığını görmüş gibi fısıldadı:
— Çaresi var amma..
— Eeeee?
— Biraz zor.
— Nasıl bakayım?
— Şurada, senin evin az ötesinde, İncesu’nun alt tarafındaki bir evde İki tane taklacı var. Sahibi İhtiyar, aksi bir mektep hocası. Güvercinleri de çok kıymetli hani... Ondnki huhucu. ondakl tepeli başka hiç kimsede yok.
çaldı giiver-
küfesini sil
bir bilsem...
T E N t İSTANBUL
Amerıkada at yarışları
Hicri
B. Ahir
29
L369
1950
ŞUBAT
Cuma
Rumi
Şubat
4
1865
Ezun)
Vasati
Yaldı
Günef 6.52 1.08
Öfcle 12.28 6 13
lldndl 15 24 9.40
Akşam 17.45 12.00
Yatsı 19.17 1.31
İmsâk 5.15 11.31
Atatürk İnkılâp Müzesi : Perşembeden maada her gün 10-12 ve 14-17.
Tupkapı Sarayı: Pazartesi-Çarşamba - Cumartesi. Saat 13.30-17 Telf. '21090).
Aynuofya: Pazartesi - Salı - Çarşamba - Perşembo • Cuma - Pazar Saat 10 - 16. Telf. (21750).
Arkeoloji: Çarşamba -Cuma -Pazar günleri 13 ten 16 ya kadar.
Eski Şark Eserleri Sulıosl: Çarca mı>n Cuma - Pazar 10 dan 12 ı» kınlar. Telf. (21682).
Tıirk ve İNİûm Eterleri: öıdi — Perşembe - Pazar. Saat 12.30-16.30
Duhnabahçe Deniz Müzesi: Cumartesi saat 13-17. Telf. (81281).
Belediye Müzesi: van. Perşembeden gün 10-12 ve 14-17.
Terfik Fikret Aslynn Müzesi : Bebek. Perşembeden maada her gün 10-12 ve 14-17.
İzmir:
Arkeoloji Mü/rhi (3324) Her gün 0-12. 13.30-17 Cumartesi: 14-17 a-çiktır
Pazar
9-18.
Atatürk maada
Bul-her
SIHHİ İMDAT
İntAnbul Beyoğlu Anadolu yakalı An karo İzmir
*ivva
60536
Beyoğlu 44644 Kadıköy 60î$72
İstanbul 24222 Üsküdar 60915
Ankara 00. İzmir 22X1, K. >uka J5055
Kadınların kolaylıkla yapabileceği hareketler
— Satar mi dersin taklacıyı?
— Dell misin âbl I Önüne altın «löksen bakımız bile herif.. Allnıal lah bir şey olur diye sabahtan akşama kadar kafesin karşısından nyrılnııyor. Meğer kİ gece vakti..
Hayretle Alinin yüzüne baktım:
— Ama AH, bu ayıp olnıaz mı?
Başını eğdi. Zaten blzlın önüne de ilk. öte 1 şaltırkon taklacı lerdoydİ. kuruşunu verip Ali’yi ken dikkat ettim. Gözleri gözlerimin İçine bıçak daki koyun bakıyordu.
— Sen bir sonrn gel, dedim ,bakalım becerebilecek miyiz?
Ellerime sarıldı, göz yaşlıirİyic ıslatarak öptü. öptü.
★
İki tarafı birbiri üstüne binmiş kulübelerle çevrili dar yoldan yürüyorduk. Etraf zifiri karanlıkt» ve çamurun soğukluğu dizlerime doğru çıkmıştı. Ali, arkamdan sessizce ilerliyordu, ölii bir serte güvercinli evin yerini tarif etmeye çalışıyordu.
Saçakları dışarı doğru sarkmış, ikinci katının yarısı sundurma gibi ön tarafa fırlamış, şirin bir çatının önünde durduk:
— Burası!
Diye fısıldadı. Evin yanındaki alçakça bir klremltüğin kenarında, âdeta iple asılmış gibi boşlukta duran. kocaman bir sandık görünü yordu. Karanlığın içinde incecik parmağı oraya doğru uzandı:
— Güvercinler orada âbl, sen kapının önünde dur, açılıverlrse birisinin evini arıyormuş gibi yap. ben işi beceririm.
Cevabımı beklemeden İlerledi, karanlığın içinde kayboldu. Ben de evin kapısı önüne dikildim, içim de öyle bir korku vardı kİ, kapı açılı verse, uydurma söz söylemek değil ya, gık demeden .vere yuvar-lanacaktım.
Bir dakika sonra iki avucunda iki güvercinle geldi ve tek kelime konuşmadan dar yola daldık.
Bizim kapının Önünde bana veda ederken:
— Senin bu iyiliğini darı dünyada ödlyenıezsem, ahrette muhakkak öderim âbl, dedi.- Sağ ol. vıır ol..
— Hadi güle güle Ali... Peki, bunların taklacı güvercinler olduğunu nasıl tanıdın, bunu anlama d im.
— Biz anlarız âbi, dedi ve küçük bir tilki gibi ortadan kayboldu.
★
Geçmiş gıin. bir zaman sonra yine lâzım oldu. .Ali’yi aradım. Manav Cemat Efendi:
— Karşı barakadadır, dedi, şbıı dİ buluruz.
Çırak, sobacı dükkânlnrlyle arabalarının üstüate bindiği köşeye doğru koştu. İçimden ses "Sen de blt!„ diyordu, tkl
Diş, el ve saç bakımı
Bu vücuf hareketleri, yalnız evde oturanlar için değil, işe giden, faaliyet gösteren kimseler için de faydalıdır
kapının grlıniş-beriyi bo-zihnlm güvercin* Onbeş avucuna sava r-
7*
Çöp bir bir kat
olup bodrum gibi bir yere girdik üstü vaktiyle açıkmış, eski tahta parçalarlyle kapatmışlar. Yarı ka ranhkta birkaç çıplak çocuk» delik bir maltızın başında ısınıyor lar. İçlerimle Ali yok. Ortalığı bir et kokusu sarmış. Geri dönmek ü-zere İken dehşetle irkildim. Ne görsem beğenirsiniz:
Maltızın üstünde telden bir inkara, iftkaranırı üstünde tüyleri lıınmuş, temizlenmiş, lop etil çift güvercin.
Çocuklardan biri, bizim hiç
zaman bilmediğimiz, görmediğimiz, tatmadığımız o taptaze gül üş iyi e yüzüme baktı:
— Bu akşamki nevalemiz âbl-dedl.
yn-blr
bir
Çoğumuz, ancak vakti boş olan kadınların idman hareketleri yapabileceğini, fakat her zaman meşgul o-lan kadınlar için bunun yalnız vakit kaybetmeye yarayan bir lüks olduğunu söyler dururuz. Halbuki bu hiç de doğru bir söz değildir! Daha ziyade evde oturup iş yapmayan kadınların spor veya idman hareketleri yapmaya ihtiyaçları olabilir. Fakat sabah erkenden işe giden veya sabahtan akşama kadar ev işleriyle uğraşan ev kadınlarının da idmana ihtiyacı vardır. Belki yorgunluktan bitap düştüğünüz bir günün akşamında yorucu beden hareketi değil hattâ parmağınızı bile kımıldatmaya mecaliniz olmadığını düşünürsünüz. Mamafih, herglin 15-20 dakika id* man hareketi yapmaya karar verirseniz az zaman sonra bunun elinizi yüzünüzü yıkamak gibi otomatik günlük vazifeler arasında yer aldığını görürsünüz. Hem neden olmasın? Temizliğinize ayırdığınız zaman kadar sıhhat ve güzelliğinize ayıramaz mısınız?
tınız. Dizinizi bükmeden bir bacağınızı yerden kaldırın. Sonra aynı bacağınızı yavaşça bir kaç «ayıda yere indirin. Aynı hareketi öbür bacağınızla da yapın ve dört defa tekrarlayın. Zamanla bu sayıyı arttırın.
Kollar yanlarda ve bacaklar bitişik olarak arka üstü yatınız. Bacaklarınızı yerden kaldırmadan vücudunuzu oturuş vaziyetine getirin. Sonra kendinizi yere bırakın ve tekrar bu hareketi dört defa yapın.
de vakit
Şimdi size vücudunuzun kısımları için faydalı olan den hareketleri tavsiye ediyoruz:
muhtellf bazı be-
5 — Bacaklarınızın arkası, basen, ve kalçanız için
1 — Yorucu beden hareketlerine başlamadan evvel bacaklarınızı açıp kollarınız havada olmak üzere ayakta durunuz. Kollarınızı, baş ve gövdenizi de eğmek üzere, öne doğru hızla getirin. Sonra aynı hızla eski vaziyetinize dönün ve vücudunuzu gergin tutun. Bu harekete bir dakika kadar devam edebilirsiniz.
Bacaklarınız açık ve ellerinizin a-vuçları .vere doğru ölmak üzere a-yakta durunuz. Baş, kollar ve gövde serbest olmak üzere belden itibaren dört kere Öne, dörder defa da her iki ayağınızın üstüne değecek şekilde e-ğilinız. Eğer kollarınızı yere değdiremiyor sanız bacaklarınızı daha açın.
8 — Kalça ve bel için
2 — Arka ve karın için
Arka üstü, bacaklarınız bitişik ve kollarınız da yanınızda olmak üzere, yalınız. Mide adalelerinizi kasıp arkanızı yere bastırın. Dizlerinizi bir kaç santim yerden kaldırın. Sonra tekrar kendinizi serbest bırakın ve bu hareketi dört defa tekrarlayın.
3 — Karın ve üst kalçalar için
Bacaklannız bitişik ve kollarınız yanlarda olmak üzere arka üstü ya-
Kollarınız omuz hizasından açık ve bacaklarınız da bitişik olmak ü-zere arka üstü yatınız. Dizlerinizi göğüs hizasına büküm Sonra belden kırarak kalçalarınızı bir taraftan ö-bür tarafa yuvarlayın. Vücudunuzun belden üst tarafını kunıldatmamaya dikkat edin. Bu hareketi her bir taraf için on altışar kere tekrarlayın.
Dişlerin iyi muhafazası için bir şişeye aynı miktarda kanyak ve kolmuş (su zambağı) koyunuz. Her sabah diş ve diş etlerinizi bununla öğünüz.
Diş ve diş etlerinizi sağlamlaştırmak için 39 gr. toz Myrrh (mürsafi), 30 gr. kınakına kabuğu, 30 gr. kâfuru, 500 gram alkolü karıştırınız. Bir hafta bırakınız, sonra tülbentten geçiriniz. Bundan bir çay kaşığını bir bardak suya karıştırıp her sabah ağzınızı yıkayınız. Dişleriniz ve diş etleriniz sağlamlaşır.
Ev işleri ile meşgul olan kadınların ekseri elleri çatlak ve pürüzlü olur. Buna mâni olmak için en iyi usûl elleri borakslı su ile yıkamaktır. Birkaç tane büyük boraks parçası alınız. Bunları bir kaba koyunuz ve dibinde tortu kalmnyıncaya kadar su İle eritiniz. Sonra bunu mantarlı bir şişede muhafaza ediniz. Ellerinizi yıkayacağınız zaman suya bu sudan biraz karıştırınız.
Ellerinizi iyi ve beyaz bir halde muhafaza etmek için şu kremi hazırlayınız:
80 gram Lanolin, 40 gram kâfurlu İspirto ve 2 gram Bergamot esansını karıştırınız. Akşamları yatarken ellerinizi bu kremle uğup, masaj yapınız. İki günde bir de, ellerinizi kadıktan sonra, kurulamadan kremden biraz sürünüz.
yi-bu
★
Saçlarınız dökülüyor mu?
Bazen gençlerde dahi sık sık rülen saç dökülmesinin muhtelif hepleri vardır. Bazan da ufak bir tedavi ile saçlarınızın^dökülmesine mâni olabilirdiniz. 120 gram “Bardane„ı 4 litre suda kaynatınız. Kabın içerisinde Bardaııe’ın yansı kalıncaya kadar kaynattıktan sonra, ateşten indirip bir tülbentten geçiriniz. Sonra buna yarım litre kanyak ilâve edip mantarlı bir şişede muhafaza ediniz. Her gün saçlarınızın derisini bununla kuvvetlice uğarak masaj yapınız.
Bundan başka, fırça ve taraklarınızı sık sık, en geç haftada bir defa, temizleyiniz. En pratik usûl fırça ve tarağı bir saat kadar amonyak-11 suda bırakmaktır. Sonra soğuk su ile çalkalayınca tarak ve fırçalarınız tertemiz olur. Fırçayı, tüyleri aşağı gelmek suretiyle açık havada kurutunuz.
Saçlarınız? yıkarken en son suya biraz sirke ilâve ederseniz saçlarınıza gÜ2el bir yumuşaklık ve parlaklık verir, aynı zamanda vaktinden evvel beyazlanmasına mâni olursunuz.
Yumurtanın akını iyice vurup macun haline getiriniz ve saçlarınızı yıkadıktan sonra bundan bir parça sürünüz. Saçlarınız bu suretle uzun müddet yumuşak kalabilir.
Eğer saçlarınız kuvvetsizse, aşağıdaki saç losyonunu tecrübe ediniz. Saç köklerinizin kuvvetlenmesi için bu losyon ile, iki günde bir saç diplerini masaj yapınız:
Büyük bir soğanı rendeleyiniz ve 150 gram kanyak içine koyunuz. 15 gün bırakınız ve sonra tülbentten geçiriniz. Buna 200 gram da su ilâve ediniz. İyi koku vermesi için, içine biraz kendi esansınızdan yahut kolonyanızdan koyabilirsiniz. Bu suretle gayet güzel ve besleyici bir saç losyonu elde etmiş olursunuz.
gö-se-
Tropical Park Hipodromunda yapılan bir yarışta finiş böyle olmuştur. Dört atın neticeye doğru giriştikleri bu mücadeledo içeriden dışarıya doğru: Galip Maengen üzerlndo Montelro, ikinci Praphet, üçüncü War Page ve Galls Babs görülmektedir. Bu yarışta atların derecelerini ayırmak gayet müşkül olmuştur. Çünkü hepsi birdon pota’ya ancak birer burun farkıyle girmişlerdir.
Italyan güreşçileri geldi
İtalyan güreşçiler uçaktan iııiy
urlar
Şükrü ve Bülendin cezalanması işi
Londra Olimpiyatlarında Türk -goslav mili! mnçı oynanırken hakem tarafından oyundan çıkartılan Beşiktaşlı Şükrü Gülesin ve GalatasaraylI Bülent Ekcn’in cczn.1 takibatı neticelenmiş, yaptıkları auçhırın derecesine göre Şük-rüye 3 yıl. Bülent’e 1 yıl bütün müsabakalardan mahrumiyet cezası verilmiştir. Ceza heyetine sevkedllen bu kararın tasdik edilip cdilrnlyoccğl bugünkü toplantıda belli olacaktır.
ÖĞRENMEK İHTİYACINDA OLDUĞUMUZ HERŞEY
Tebeşir
Hanım-
ÖPERE-
ŞEHİR TİYATROLARI: buut 20.30 da.
DRAM KISMI (12157)
Dairesi,
KOMEDİ KISMI (10109) lur Terzihanesi.
Ml’AMMElt KARACA Tl: Sizin Sokak.
YEM SES OPERETİ; DUBâRA. TAKSİM BELEDİYE PA\\O\U: (Tel: 82904) Parisli Şantöz Avril.
AN KARA TİYATROLARI:
20 do.
OPERA: Köylü Namusu (1 de;. Palyaço (2 perde). Çarşamba. Cuma vo Pazar 2 opera birden.
B( Yt'K şembe, znrtesi KCÇ( K ya GözlyU.
İZMİR
ŞEHİR TİYATROSU (2364) Kntll.
TİYATRO cumartesi akşamları 1 İVATRO
Yu-
Rose
Saat
p'T-
(103701 Perva pazar. pa-(Pcer Gynt) (11160) Dün-
BE) OĞLU CİHETİ AKIN (80718) 1 — Yeşil Yunus
Sokağı. 2 — Kadın Boğucusu. ALKAZAR (42562) 1 — $axiö
Diktatör. 2 — ölüm Poataoı (Türkçe sözlü; .
AR (14394) Havfinada Festival. ATI.AS (40835) Vfıdllcr Hftklml. ÇİÇEK: i - Gizi) Emir. 2 - Kıskanç Kadın( renkli).
EI.IIAMRA (43595) Ha vanada Fes-Ijvnl.
İNCİ (85595) 1 — Yalnız Gidenler 2 — Hazin Aşk.
İPEK (14289 ı Tarzan Ormanlar Aslanı
LALE 113595ı Gönülden Gönüle. MELEK (40868) Balalayka. SARAY (H656) Para Hırsı
SI Af PARK (83143) 1 — Kıliçlft-
2 — örümcek
rın Gölgesinde.
ağı.
81 M ER (12X51)
Kontesi
9Al(K (49380) 1
■ Kırallçesl. 2 — fclK 143726) 1 —
bliş 2 — kanun Harici
TAKSİM 113191) Uçurumu Doğru.
.Monte Kriftto
— Kaplanlar Tundra. TefcsiMita Cüm-
•
TAN 1 — Suçlu Ben im, 2 — Deniz Kızı
ÜNAL (40306) 1 — Fablyola Aslanların Pençesinde. 2 — Düğün Gecesi.
TENİ (81137) 1 — Tehlikeli Ka-
dın. 2 — Marjl.
YILDIZ (428*17) Akfenlz Korsanları.
İSTANBUL CİHET!
ALEMDAR (23683) Çete.
AYSÜ (21917) 1 — 2 Açıkgöz Tahsildar. 2 — Yaşamak Arzusu.
AZAK (23542) 1 — Gönül Firll-nnsL 2 — istiklâl Fedaileri»
ÇEMBERLİTAS (22513) Kaptan Siroko.
FERAH: 1 — Ateş Çemberi. 2 — N’nmua Mücadelesi.
HALK (21994) 1 — Kalaban^
Kahramanı. 2 — Cennet Perisi (Türkçe)
İSTANBUL (22367) 1 — Kahra-
man Kılavuz. 2 — Talihim Olsaydı.
KISMET (21901) 1 — Alevli Sahiller. 2 — Lorel Hardi Çlfto Kumrular.
MARMARA (23860) Akdeniz Korsanlan.
MİLLİ (22962) Çete.
Tl RAN (22127) 1 — Gönül Firli-nıııı 2 — IstlklA) Fedaileri.
TENİ (Bakırköy 16-126). 1 -
Kahraman Kılavuz. 2 — Rio Yolu.
KADIKÖY CİHETİ
HALE 160112) 1 — Seven Ne
Yapmaz. 2 — Ayşenln Duası.
OPERA (6OK21I 1 — İntikam Kur-şunhırı. 2 — İki Yavru.
Mt'KEYYA (6068JD 1 — Deniz
Kurtları. 2 — Modern Venüs,
1 ELBEGIrmeM ; 1 — Vurun
Kahpeye. 2 — Damga.
ÜSKÜDAR CİHETİ
HİLE (60062) 1 — Söven Ne
Yapmaz. 2 — Avşcnin Duası,
ANKARA
ANKARA (23432) Musyö Vordou. B(’5(‘K (15031) Yaratılan Adam. PARK (11131) Zehirli Şüphe.
Sl’MER H4O72) 1 — Cehennemde Bir Melek. 2 — öldürün Kadını,
M s (J 11)71 ı Zehirli Şüphe. ULUS (22291) Senfoniler Rüyası. TENİ (14040) Harrov Kumarbazı, ( EDECİ (13846) BAİık^l Sevgilisi.
İZMİR
ELHAMKA: Meçhul Arkadafi.
LÂLEı 1 — İnci Korsanları. 2— Seven Knlbler,
TAN: 1 — Yayla Kaplam. 8 —
Yaban Gülü.
TAYYARE: Vatan Kahramanı.
YENİ: 1 — Debreli Haşan Sinemalar Kıralı. 2 — Hint Kaplanı.
KARŞIYAKA CİHETİ
MELEK: 1 — kanlı Şafak. 2 — İki Gönül Bir Olurca.
St'MER: Mnrtanın Aşkı.
Modern
“YENİ ISTANIM I." un bugün İçin tııvrtye ettiği programlar: DAHİLDE:
10.20 Uunbul: Radyo senfoni orkestrası konseri
Türk müziği Festivali — 21.15 İstanbul: Fn»H heyeti kuııstri — 21.10 Ankara: Gcrschwin' den 2 numaralı konçerto vo Mavi Rapsodi «n ) tanbııl: Konçerto. Rıırhmnıı-nof,. Piyano konçertosu No. 3 (Pl»), Çalan: Bestekârın dişi.
HARİÇTE!
21.30 Stuttgart: (522.6 m), fonlk konser. Programda z/ırt ın •• .«erleri — 2?.0(ı Turlu: (304,3 m», Verdi Konaervntu-vn.n senfoni konseri. Berlloz ve Llszt’den parçalar.
kon-
bt.n-Mo-
Bu
TCRK Mİ'ZİGIî
8.00 Ankara: Türküler (Pl) —
12.30 Ankara; Şarkılar ve türküler — 13.15 lııtanbul: Şarkı vo türküler (Plı — 13.15 Ankara; Dng havaları (PI) — 13.50 Îh-tanbııl: Şarkı ve türküler — I8.no Ankara; İnce snx ıBavn-tl Araban faslı) — im.15 Ankara: Hafif şarkılar (Pl) — 18.15 İstanbul: Kemanla saz eserleri ve oyun havaları. Çalan; Haydar Tatlıyay—10.20 Ankara: Tarihi Türk müziği — 21.15 İstanbul — Fasıl hpyell konseri,
Kİ İsİK BATİ MCZtâİ:
8.30 Ankara: Brahma. MI Bemol Majör Trio (Pl) — 16.15 Londra : BBC Iskoç orkestrası kon-
48.20 İstanbul: Radyo
Senfoni Orkestranı konseri — Türk bestekârlarının eserlerinden mürekkep program — 20.35 Ankara: Opera arya ve düetleri (Pl.) — 21.15 Bcromünster
(539.6 m) • Schubert Op. 114 Kıılntetl — 21.30 Stuttgart
(522,6 m) - Senfonik konser. Programda Mozart m eserleri (Llnz Senfonisi, piyano konçertosu ve dİ verilmen t o) — 22.00 İstanbul: Konçerto. Rnchmanl-nof.. Piyano konçertosu No. 3 22.00 Turin (301.3 M) - Verdi Konservatuvan senfoni konseri. Berlloz ve LUst'dcn parçalar — 22.15 Ankara: Schuınann, Leoncavnllo. Mozart'dnn lar. Söyllyenler: Sabahnt kebaş, Nurullah Taşkının, vanada: M. Fenmen —
Frankfurt, (238,4 - 208.6 | Scnunuınn ve Grleg’den ınıizlğl.
HAFİF BATI M^ZİC.t:
8.15 Ankara: Hafif sololar
8.15 Londra : Philip Green orkestrasından hafif parçalar —
18.15 Ankara: Piyano soloları
(Pl) — 13.80 İstanbul: Çeşitli hafif Öğle müziği (Pl) — 11.15 Londra: Hafif orkestra konseri — ir.»o İstanbul: Grace Moor ve Dlnnh Shnre’dan şarkılar (Pl) — 19.80 Londra: Geraldo ve konser orkestrası — 20.00
Ankara: Salon orkestralanndan parçalar (Pl) — 20.50 İstanbul: Hafif plvano soloları (Pl) —
21.15 Ankara: Gerschuln.. No. 2 konçerto ve Mavi Rapsodi • Pl) - 2115 Londra: Hafif Müzik — 22.10 İstanbul: Hafif piyano Hololurt.
DANS Ml'ZlGt:
7.31 Ankara: Hıırry Horlick Orkestrası çalıyor ıPL) —0.80 Londra: Dans rnüziğl — 12.30 Londra: Hu) Walll« ve Kuarteti —
14.15 îstanbu): Caz müziği ıPi)
17.15 Londra: Caz kiühü — 18.00
latanbul: Caz müziği (Pl) —
23.00 İstanbul: Dan» müziği (Pl) — 23.00 Stuttgart. (522.6 m) Dans müziği — 28.10 İtalya (22) 1 m) Dana müziği — 2400 AFN (240.2 in) Bir saat dans ınuziğl.
HCSVSÎ PROGRAMLARI
Konuşma:
düo-Te-Pi-
23.15 m) -oda
(Pl)
vo
...la.80 Ankara: Çalışanların saati — 21.00 Ankara: Tllrklyodo Marshall PlAnı — 21.00 laUnbulı İktisat konuşması. Konuşan: Prof. Hazım A. Kuyucak — 22.00 Ankara; B. M. M. Saati.
Müzik:
11.30, 18.18 Londra: Dinleyici istekleri — 18.30 Londra: Türk musikisi dinleyici istekleri.
TÜRKÇE HABERLER:
Ankıırıı ve Ktnnbııi Radyoları: Saat: 7.45; 13.00; 10.00; 22.45, 13.30 Ankara: öğle Gazetesi.
20.15 Ankara: Radyo Gazetesi. “Amerikanın Sesi,,: Saat: 19.15 (13, 16 vo 19 metre).
Londra Radyosu: Saat: 7.15; 18.45 ve 23.00 (10.01; 24.02; 31.32 ve 49.49 metre).
Bugün Saat 18 do Şişil Halkc-vlnde B. Fikri Çiçekoğlu:
Mİ Sİ KİMİZ nereye gidiyor? mevculu bir konferans verecektir.
UÇAK - TREN - VAPUR
İHKKA I ; TTavu duluyiMİylû âulâr-lordo doğlşlkllk olabilir. GELECEK OLAN UÇAKLAR D.H.Y, (Türk) Ankaradan. îzmlrden.
Lef-
10.50
12.50
14.45
16.20
16.35
An-
Lef •
• t M
M.R. (Mısır) Kahire, köşeden. D.H.Y. (Türk) Adana, karadan.
D.H.Y. (Türk) Beyrut, koqo. Ankaradan.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR 0.— S.R. (İsviçre) Atina. Cenevre, Zürich'e. D.H.Y. (Türk) Anka raya.
.. lzrnlro.
,, A n kara ya.
6.30
7.—
17.—
17.-
22.—
GİDECEK OLAN
4.—
9.—
1120
13.50
GELECEK OLAN VAPURLAR
KONYA (Bandırmadan* SEYATAR (Karabinadan) BAKFR (Knradenlzden) CUMHURİYET 8US (Bandırmadan)
VAPURLAR
ANAFARTA (Ineboluya). 8.15 SUS (Bandırmnvıı).
17.— tvLGEN (Ayvaiık-tzmlre). 19.— SEYYAR (Karabinaya).
Stockhnlm’da yapılacak olan 1950 Dünya Greko-Romcn birinciliklerine hazırlık mahiyetinde olmak Üzere Güreş Federasyonunun davet ettiği Italyan Greko-Romen takımı; on biri güreşçi, beşi de İdareci, antrenör ve gazeteci olmak üzore 16 kişiden müteşekkil kafile dün İsveç havayollarının bir uçağı He saat 15 i 5 geçe YeşHköye gelmişlerdir. Hava meydanında Güreş Federasyonu Başkanı Vehbi Emre, Sekreter Sadullah Çlftçioglu misafirlere "hoş geldiniz,, dedikten sonra kafile başkanı Zaffiro’ya bir buket vermişlerdir. I-talyan gllrcş kafilesi şunlardan müteşekkildir:
52 Picettl, 57 Lombardı, 62 Grazzinl ve Pizzarottt, 67 Sarno ve Granaiola, 73 Cekklni, 79 Maffeh 87 Gallcgattl ve în-trono, Ağır Fantoni,
Başkan Zaffiro. antrenör Mallos.il, hakem Coata Eugenio, teknik âza Bertoli, gazeteci Kieza.
YeşilkÖyde uçaktan İner İnmez kendisiyle konuşan bir arkadaşımıza kafile başkanı Zaffiro şunları söylemiştir:
’•— Türkiyeye gelmek ve dünyanın en iyi güreşçileriyle müsabaka yapmak bililer İçin büyük bir şereftir. Olimpiyatlarda seyrettiğim Yaşar Doğu, Celâl Atik, Mehmet Oktav, Nasuh Akar, Gazanfer Bilge’nin hayranı İdim. Bu güreşçilerin bütün müsabakalarını zevkle seyretmiştim. Dünya birinciliklerine daha kuvvetli bir kadro He iştirak edeceğiz. buraya iki güreşçimizi vazifeleri lolayısiyic getiremedik.,,
Ankaradaki boks maçları
Ankara, 16 (Husus! muhabirimizden) — Şehrimizde bulunan İtalyan boksörleri bugün Büyük Sinemada. Ankara muhteliti boksörleriyle İlk karşılaşmalarını yaptılar. Alınan neticeler şunlardır:
52 kilo: Devltt Doğan Karacavı sayı hesabiyle.
54 kilo:
5* kilo: berabere.
62 kilo: hesabiyle,
67 kilo: Vescovl Salm Saygılıyı sayı ile,
73 kilo: Pe«tuccl AH Meleke sayı İle. 80 kilo: Disegnl Kemal Kutlu’yu ittifakla yenmiştir.
Bandlnclli Sadi İle berabere. Glordanclla Necdet Aydemirle
Mustafa İnci La Rusaoyu sayı
GELECEK ULAN EKSPRESLER 7,10 Toros.
8.30 Ankara.
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
18.10 Ankara
...boldan snğıı:
1 t n
• □
ı u
n ■
Eminönü:
Asadur (Gcdikp.) Beyazıt Eminönü. Em.Ön.
Bemmson, Küçükpazar AH Rıza. Alemdar
Beyoğlu:
Cemal Atasoy, Yüksokkaldırım 115
Llmoner, istiklâl c. 56
Cihangir. Akarsu c. 34
Sağlık. Necatlbey c. 181
Z. Boyer. Kara köy Mert. c. 5 Şark merkez, Osmanbcy c. 90 Kurtuluş, Kurtuluş c. 231 HaSköy, HaskOy
Merkez, Kasımpuşa
Fal Ih:
ünlvorslto. Şchzadebuşı m. SnInhaddİn. Aksaray. Snmntyn, Snmntya Hasokİ, Şehremini Edirneknpı. Karııgümrük, Hü^ameddln, Fener
Eyüpmıltiiıı: Arif Beşer
Beşiktaş: 3. Recep. Tram, c.
Kmlıköv :
BllyUk - Kızıltoprak - Goztepo -Bostancı.
r»küdur: Hcv helliKlıı: BüyÜkiKİıı: Anknru:
Ankara. 11103
Yenişehir, 21868
Sakarya. 12221
İzmir:
Alsancnk, Alsan, mınfak&sı Hilâl. Kcmovaltı ııııntnkası. Güzolyah Yalılar nnntakası Ego, Rnsmnhııno mıntııknsı. Asri. Bşrofpaşn mınuıkaaı.
Ömer Kenan H.ada.
Merkez
1
r-
1,
4 —
7 —
8
10
12
13
14
1 — Bir spor Eziyet Vaka
— Bir hayvan
— Hekim
— Yol
— Bir arazi tipi
— Baba
16 — Yapmak
17 — Gemi bakım işlerinden biri
20 — Bir üniversite elemanı
21 — Açıklık
— Bir denil •.
— Bir peygamber
— Bir musiki âleti
— Yağmur
— Susamdan İstihsal edilen bir madde
— Başı olmıyan — His
— Uzuv
— işaretle anlatma
23
25
26
29
31
33
34
35
36
... Yukarıdan aşağıya:
Dt)N'KU BULMACANIN IIMIİ
2 — İkdam 2 — Dağlık 3 — Lapan vali i — Fulya 5 — Gediz 6 — Yayla 7 — Bağdat 8 — Bingöl 9 — Yıkın 10 — Orinoko 11 — Bil-Ifır 12 — Varna
“DAMLA DAMLA GÖL DLL 11" ••DAĞLI GELİR BAĞLIM KOVAR"
— Bir ırk
— Bir sebze
— Uygun
— Zeybek ağası
— Ordu mensuplarından
— Bilen
— Nasıl vasıtası
ı
2
3
4
5
6
7
9 — Bir renk
11 — Bir sanatkâr
12 — Mehmet Akifln bir eseri
15 — Bir ticari usul
18 — Bir coğrafi terim
19 — Aile fertlerinden biri
21 — Mnkednnyada bir şehir
22 — Ziraat malzemesinden biri
23 -
24 —
27 —
28 -
30 —
52 — Bayağı
Sıhhi teşkilât meııauplorın-dun
Harpte galebe, ikiyüzlülük
Bir geyik cinsi
Mükemmel
Sayfa 8
SİYASI tKTÎSADl
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yazı İşlerini fiilen İdare eden : SACİT ÖGET
Basıldığj yer : YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LÎMÎTED ŞİRKETİ MATBAASI
ikinci sayfamızdaki siyasi, üçüncü sayfamızdaki iktisadi, dördüncü sayfamızdaki kültürel başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamen yazarlarına aittir
pazartesi günü saat 8,30 da
AIR FRANCE
Fransız Havayollarının
4 motörlü, konforlu SKYMASTAR uçaklariyle
İSTANBUL - ATINA - ROMA - PARİS
muntazam seferleri
Hariçte tahsilde bulunan ve ailelerini ziyaret
maksadiyle seyahat eden talebelere mühim tenzilât
« ' r Ş
AIR FRANCE, Taksim Cumhuriyet Meydanı
No. 1 - Telefon : 49134 ve bütün seyahat acenteleri
n Suiût ım
fHUi(M«rtuwrjıwımııınnııri4:^m«ımn:iıuıındi ıunırmm«wıur4uanmıuw *
4
Radyolu KaiorlfeıU «z autla nılmış iyi vaziyette lüks lak al müsait fiyatla acele satı hktır te saatlerinde 29266 ya telefon
HnfltmtfitıtitraıniHtfmtftMnımıınrı:mrnHimuan:itfhnMMUnHttııııuüiwtMaiü»*
GÖZ HEKİMİ
Dr. Mıirad Ramı Aydııı
Beyoğlu l/armalckapı imam sokağı No. fi. Tel: 1/1553
ACI BİR ÖLÜM
4
İSTİKLÂL CADDESİNDE
•»w—HHitvunıtıiMnna»
Utanbııl Özel
OKULU
Fatih: Mıhçılar Cad. 1/1
•9
TÜRKİYE TURİZM KU-RUMUNDAN:
Telefon: 42933 — Postu Kutusu: 2237 Beyoğlu
Kiralık Yazıhane katı aranı yor
I
M
Şehit yetimleri (1 : 49)
(50İ : 135)]
„ (136:161)
Teessürle bayılanlara, Çarpıntıya, Sinir buhranlarına NEVROL CEMAL 20 DAMLASI DERHAL FERAHLANDIRIR. EVLERİNİZDE MUTLARA BULUNDURUNUZ
Eski gümrük nazırlarından merimin Rııınlz Beyin hafidi ve eski Dahiliye Nezareti Mühürdarı merhum Neyir Beyin mahdumu, ‘ ‘ Tekel
Kalem
Ziraat Beyza
Neclle GÜfcljln biraderi. Genel Müdürlümü Hususi
K. Amiri Snlp Gürel İn, Bank n sı memurin nndnn
Gürel*in, Merkez Bankası memurlarından Melda ve Mbbcrrn GÜ-rcl’ln. Munlhi Gürel. Yuh ut ve Selnıa Hetker’ln dayıları, İstanbul Belediyeni e»kl Sinema ve Tiyatrolar Baş Müfettişi ve Hesap İşleri Kontrolör!öğünden emekli e«ki Tnavlrlrf l(Ar ve Milliyet gazeteleri idare müdürü
NAİL Gt'REL
Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazeni 17.2.1950 cuma günü öğle namazını müteakip Teşvikiye Camiinden kaldırılarak Rumellhi-sanndakl ebedi IstlrahatgAhına tevdi edilecektir. Mevlâ Rahmet eyleye.
(
Cemiyetimizin merkezi için İstiklâl caddesinde dört beş o-dalı, büyükçe bir salonu veya birbirine bitişik iki salonu bulunan bir yazıhane katı arıyoruz.
um mı»mum •••&•• mıuıuııyo- i ut rr uihiüu hhiiin unnınuı^ u* pü »(• 441111* u 111 r» nuhu kiuiuud pıttı u» mü*-
Hudson 1947
URKIYE İMAR BANKASI
' e
Sermayesi
İhtiyat akçeleri
: 1.500.000 T. L.
: 442.440
KURULUŞU
1928
H H
Yeni Postahaııe arkası, Aşirefeııdi Cad
♦ z » ı • J -b I / ’ ; * i j
• . A ı ı . k «t» • • • .♦
ı
■ A
İnşaat Finansmanı ve Banka Muameleleri
4 *
TÜRKİYE TURİNG VE OTOMOBİL KURUMU
Kurumumuzun senelik yemeği 2 mart 1950 tarihinde perşembe günü saat 20 de Taksim Belediye Gazinosunda verilecektir.
işbu toplantıya huzuriyle şeref vermek isteyen muhterem üyelerin (ve ailelerin) davetiyelerini almak üzere en geç 27 şubat pazartesi akşamına kadar Kuruma müracaat lûtfunda bulunmaları rica olunur.
«m. sn • • wn uııtınımn IHTIM—
Dr. HAFIZ CEMAL LOKMAN HEKİM Dahiliye Mütehassıs» Pazardan başka her gün saat 14 ten 17 ye kadar tetanbul Divanyolu No 104.
Kız Erkek
GAZETECİLİK
Tasarruf mevduatı sahiplerine daha fazla bir gelir sağlamak düşüncesiyle, mevduat faiz nisbetleri arttırılmış bulunmaktadır.
Yirmi üç yıldan beri, mevduat sahiplerinin istifadelerine âzami surette hizmet etmiş olan İMAR BANKASI, vadeli tasarruf hesapları içrn ayrıca bir kolaylık olmak ve vadeli mevduat gelirlerinden vade bitimini beklemeden istifade imkânını temin maksadiyle vadeli mevduat faizlerinin aylık olarak ödenmesi usulünü de ihdas etmiştir.
r-l .
• ■ I -
e
FAİZ ŞARTLARI i
(
4
I
Vadesiz tasarruf tevdiatına
Altı ay vadeli tasarruf tevdiatına Bir sene vadeli tasarruf tevdiatına İki sene vadeli tasarruf tevdiatına
%
%
%
%
4.5
5.5
6
6.6
Menfaatiniz İcabıdır
DEVLET DENİZYOLLARI
a 1 * * a* *
Kayıtlara başlanmıştır. Kayıt şartlan:
a) Liseyi bitirenlerle Ortaokul üzerine en az üç yıllık meslek okullarını bitirenler (2 ci sınıfa - 3 cü Sömestre)
b) Liselerin veya Ortaokul üzerine üç yıllık, sanat ve meslek okullarının son sınıflarından aynlanlarla Sanat Enstitüsü mezunlan (1 nci sınıfa - İnci Sömestre) alınır.
Kadıköy Askerlik Şubesi Başkanlığından:
1949 yılına ait Tütün ikramiyesi tevziine, Tevzi cüzdanındaki numaralara göre 17/şubat/1950 cuma günü saat 14 den itibaren Kadıköy Kaymakamlığındaki Tevzi Komisyonunda başlanacaktır. Tevzi günleri aşağıya çıkarılmıştır. Gününde gelmi-yenlerin parası tevziin sonunda ödenecektir.
17/şubat/1950 cuma Malûl subaylar (2 : 65 > Dahil No.ya kadar
21/şubat/1950 sah
•V • •
■ı - ;
w
fi
ff
M
99
99
M
tf
99
99
99
99
99
99
99
• I
M
99
99
99.
■I
resimlerin klişeleri
21/şubat/1950 cuma 3/mart/1950 cuma 7/mart/1950 salı
(69 : 109)
Hepsi
99
Erler
Botı Akdeniz Haltı • lıtınlul -Fir» Napoli - Marsilya -üenova
Do^u Güney Akdeniz Holtı ♦ İstanbul - İzmir -Pire Limasol • Beyrut İskenderiye Napoli • Marsilya -Cenova
\ > ı : I l l
wY*«ı hf«W Aleiytv
Klimsch - Horika
h
I
» I
SPEZIALFABRIK UND GROSSHANDLUNG FÜR REPRODUKTIONSBEDAR
■ (•
Türkiye iş bankasi
Tarafından teçhiz edilmiş, modern ve kifayetli klişe atelyemizde İMKtrlaomıştır
’l • .'» ! •
Tasarruf Hesapları 1950 ikramiyelerinden faydalanınız!
6 ÇEKİLİŞ 6 EV 6 DÜKKÂN
9
DİKKAT!
ve çeşitli para ikramiyeleri...
Önümüzdeki Çekilişler :
21 Nisan (Çocuk hesaplan için), 1 Haziran, 25 Ağustos, 31 Ekim, 29 Aralık.
1 Haziran çekilişinde büyük ikramiyeler :
Büyükada’da Köşk, Ankara’da Dükkân
EV ve DÜKKÂNLAR’m intikal ve Veraset Vergileri Bankamız tarafından ödenmektedir.
Tevzi cüzdanlarij’lc birlikte 4 adet fotoğrafın getirilmesi. ' (2018)
• • ı« ♦ • «a
■ K &
Siirat • Kon for • Temizlik . Eğlence
En nelîs yemekler • en itinalı servis
t r . , , . . , 1.-1,, ■
Gazetemizde neşrolunan bütün
4
Comments (0)