İSTANBUL ANSİKLOPEDİSİ
Türk tarihinin hazînesi, Türk yurdunun zeynetl, Türk, Milletinin Göz bebeği
ISTANBULUMUZUN
MUHTEŞEM ANSİKLOPEDİSİ
6 ncı faslkülü çıktı.
Dört renkli bir reslrç İlâvesi, 18 resim ve plân İle 130 kuruştur.
AKŞAM
Yeni Valde Hanı Altında
Manifatura îthalâtT. A. şirketine Yünlü İngiliz Kadın MANTOLUKLARI Gelmiştir.
Sene 27 — No. 9640 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 18 Ağustos 1945
Sahibi: Necmeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaam
Bulgar seçimleri sonucundan
Amerika’nın kuşkulanması
Ingiltere -Fransa
Amerika’nın Bulgaristan’a notası
Alman işgalinden memleketlerde bütün demokrat partilerden şimdilik hükümetler kurulması ve bu hükümetlerin yaptıracakları serbes seçimler neticesinde mîlletlerin diledikleri rejimi ve hükümeti iş başına ge_ tirmeleri karar altına alınmıştı. Yalta konferansında verilen bu karar bugüne kadar tatbik edilemedi. Herhangi müşterek kararın tatbiki şöyle dursun, Bulgaristan, Romanya. Yugoslavya, Macaristan gibi memleketlerde neler olup bittiğinden, ne çeşit hükümetler kurulduğundan kimsenin haberi olmadı. Bu memleketlere — hiç birinde harb hareketleri olmadığı halde — girip çıkma yasak edildi. Müttefik gazete muhabirleri buralardan çıkarıldılar. Bu memleketlerin dünya ile posta ve telgraf haberleşmesi kesildi. Buralara gön_ derilen İngiliz. Amerikaft kontrol heyetleri — mütareke üç devlet tarafından imzalandığı halde — oturduktan otelden dışarı çıkamıyorlar, gitmek, gezmek istedikleri yerlere Sovyet muhafazası altında gönderiliyorlardı,
Ingiliz ve Amerikan basınında bu durum acı tenkidlere yol açtı, uzun ve sert yazılar yazıldı. Avrupayı ikiye ayıran demir perdenin kalkması istendi. Nihayet, Berlin konferansında. Müttefik kontrol heyetlerinin çalışma tarzında değişiklik yapılmasına, yani eski gülünç halin daha ciddî bir şekil almasına, gazete muhabirlerinin de bu m-mleketlere serbesce girip, gördüklerini serbesce yazabilmeleri, ne karar verildi.
Potsdamdan dönen M, Tru. man, Amerika milletine konferans hakkında daha geniş malûmat verirken, Bulgaristan, Romanya ve Macaristanın hiç bir devletin nüfuzu ve hâkimiyeti altında bırakılmayacağını söyledi. Konferansın resmî tebliğinde yer bulamıyan bu derece kesin ve açık bir cümleyi Başkan Tru_ manın radyoda Amerikan milletine söylemesi için, mukadder bir suale cevap vermek İhtiyacını duymuş olması lâzımdır.
Japonya teslim olduktan sonra. harbin bittiğini müjdeleyen M. Trumari? gene aynı meseleye dokundu, artık serbes hükümetler kurmak günü geldiğine işaret etti.
îngllterede gazetelerin boyuna yazdıklarından başka, şimdi muhalefet lideri olan Churchill, Av. rupayi ikiye bölen demir perdenin arkasında facialar cereyan ettiğini söyledi. Eski İngiliz Başbakanının bu alanda bildikleri herkesten fazla olmak gerektir,
Bütün bu kararlardan hiç bir netice çıkmamış olacak ki Ame_ rikanın birdenbire Bulgaristan-da harekete geçtiğini görüyoruz.
Dün gelen haberlere göre Sof. yadaki Amerikan temsilcisi M. Bames, Bulgar hükümetine bir nota vererek, on gün sonra yapılacak seçimlerin serbes sayılamı-yacağmı, bu seçimler neticesinde tam demokrat bir hükümet ku. rulamıyacağını ve bundan dolayı Amerikanın Bulgaristanla si. yasî münasebetler kuramıyaca-ğıru bildirmiştir. Bulgar Başbakanı, Amerikan delegesinin bu notasını Bulgaristanın iç işlerine karışma saymış, kabinedeki dört Bakan da çc-kllmek istemişlerdir.
Amerikanın Bulgaristandakl bu müdahalesi, bir başlangıç ol. mak bakım nd.n çok manalıdır, Bulgaristanda olup bitenleri duymayan, bilmeyen kalmamıştır. Bunları hatırlatmaya lüzum yok, tur, Bulgar milleti iki çeşit işgalin bütün acılarını tatmış, kendini büyük S’av kardeşe beğen, diımek İçin herşeye boyun eğmiş, her türlü facialara bizzat aıet olmuştur, Bulgaristanın en büyük, en gerçek demokrat kurulu çifçi partisi olduğu halde bu parti şeflerinin faşist diye — ya. ni komünist olmadıkları için — yokedildiklerinl ve ömrü faşistlerle mücadelede geçmiş Dimlt-
kurtulan] rofun, ölümünden korkarak ' Amerikan elçiliğine sığındığım hatırlamak, Bulgaristanın nasıl idare edildiğini anlatmaya yeter sanırız. Bulgaristan, silâhlı çetelere dayanan en ufak azlığın
talıakkümü altındadır,
Amerika hükümetini ve onun resmî delegesini faşistlerle elbirliği yapmış saymak mümkün olamıyacağı için, Bulgar seçiminin neticesi hakkında İleri sürülen şüphenin bazı esaslara da. yandığına inanmamak güçtür, Sofyadaki Müttefik kontrol komisyonunda çalışan Amerikan delegesinin Bulgaristan ahvalini iyice bilmediği de iddia olunamaz,
Bulgar milletinin dilediği hükümeti seçmek, hiç şüphesiz hakkıdır. Bulgarlar. isterlerse tam komünist bir idare kurabl. lirler. Buna ne Amerika, ne İngiltere asla karışamazlar. Hattâ, Bulgaristan bu yolda bir rejime iyiden iyi hazırlanmış, bütün komünist muhalifleri yokedilmiş-lerdir. Müttefiklerin İstediği Necmeddin Sadak
(Arkası sahife 2: sütun 4 te)
İttifak müzakerelerine yakında başlanacak
Londra 18 (AA.) — Times gazetesinin siyasi muharriri, Fransa İle İngiltere arasında uzun müddettir beklenen görüşmelerin yakında bağlıyacağı ve vadedllen ittifakın İmzalanacağı ümidini ifade etmektedir.
Muharririn yazdığına göre, son İki üç gün zarfında Fransız basını, Hln-diçlnl’nin Franşaya avdet edeceğinin son derece şüpheli olduğu hakkında yabancı memleketlerden gelen, haberlerden telâşa düşmüştü. İngiliz politikası değişmiş değildir. Fransız İmparatorluğunun İhya edileceği 1040 da vadolunmuştu.
Belçika Kıralı
İsviçre’de yerleşmeğe karar verdi
Londra 18 (R.) — Belçika Kıralı Leopold ve ailesi tsvlçrede oturmak üzere, yak”-, da Avusturyadan ayrılacaktır. Bu karar kıral naibi prens Charles ve Belçika hükûmetile yapılan anlaşma neticesinde verilmiştir.
Gl. Mac Arthur’un başkomu-tanlığı ve Sovyetler
Tass ajansı Sovyet hükümetinin buna itiraz ettiğini ve bir Sovyet kumandanının tâyinini istediğini yalamıyor
Moskova 18 iRj — Tass: New-¥crk Herald Tribüne gazetesi Ço'.ombla Amerikan radyo sistemi Londra muhabirinin bir haberini neşretmlştlr. Bu habere göre, gl Mac Arthur’un Japonyada Miitterik lşgaJ kuvvetleri başkumandanlığına tâyini meselesinden dolayı Sovyet Dışişleri Komiseri Molotof İle Amerikan büyük elçisi Harrlman arasında çok şiddetli sözler söylenmiş İmiş.
Bu habere göre Sovyet resmî mahfilleri başkumandanlığın Kızdordu-nun bir mümessili tarafından deruhte edilmesi lâzım geldiği fikrinde imiş ve Harrlman, Vaşlngton'dan aldığı talimata atfen bu hususta bir anlaşmayı kabul etmeği reddettiği gibi Sov yel İsteklerini dikkate almaktan da çekinmiş. İki saat süren uzun ve şiddetli münakaşalardan sonra Sovyet Rusya İsteğinden vaz geçmiş ve Amerikan başkumandanını kabul etmeğe razı olmuş.
Tass ajansının aldığı doğru haberlere göre, yukarıda bildirilen vakalar hakikate uymamaktadır. Hakikat şu-c r: Birleşik Amerika hükümeti, Ja-ponyanın teslim teklifine verilecek cevabı, 11 ağustosta, büyük elçisi M. Harrlman vasıtasile Sovyetler Birliğine bildirmiştir. Sovyet hükümeti M. Molotof vasıtasile verdiği cevapta, bu hususta mutabık bulunduğunu bildirmiştir. Aynı zamanda cevapta. Müttefik Başkumandanlığı namına Ja-ponyaya teslim şartlarını bildirecek olan kimsenin veya kimselerin İsimleri hakkında müttefik devletlerin anlaşmaları teklif edilmiştir.
Molotofla Harrlman arasında yapılan fikir teatisinden sonra Başkumandanlık hakkında Sovyet ve Amerikan hükümetleri arasında istişarede bulunulması kararlaştırılmıştır. Sovyetler hükümeti tarafından Gl. Mac Arthur'ün namzetliğine karşı İtiraz serdedllmemlştlr. Bu generalin tâyini Sovyet hükûmetile istişareden sonra olmuştur.
Bu suretle New-York Heral Tribüne gazetesinin Sovyet resmi mahfillerinin Başkumandanlığın bir Sovyet zabiti tarafından İfası lâzım geldiği ve Amerlkadan bu yolda İstekte bulunduğu hakkında verdiği haberin doğru olmadığı anlaşılır.
îzvestıa gazetesinin bazı Amerika gazetelerine mukabelesi
Moskova 17 (A.A.) — İzvestlya gazetesi şunları yazıyor: Dört büyük Müttefik devletin birleşmiş gayretleri ikinci dünya harbin! sona getirmiş ve Uzak Doğudaki son tecavüz yuvasının da tabutunu çlvllemlştlr. Sovyet halkı. Japonyaya indirmiş olduğu şiddetli darbenin hedefine vardığını görmekten İftihar duymaktadır.
Sazı Amerikan gazeteleri, Sovyetler Birliğinin müşterek dâvaya olan hlz-metlerinl küçültmeğe uğraşıyorlar.,
Bu meyanda Daily News gazetesi şunları yazıyor: «Harbi, atom bombası kullanarak kazanabilirdik,»
Atom bombasının keşfinden doğan heyecan, bazı şaşkınların gözlerini hakikaten kamaştırmaktadır. Onlar İlmi, sihirbazların mucizesi haline getirmeğe mütemayildirler. Lord Mountbalten'ln Londra’da yaptığı utandırıcı ihtarı onlara hatırlatmak faydalı olur. Lord Mouııtbatten, bir gazeteciler toplantısında şunları söylemişti: «Atom bombasının harbe nihayet verebileceği farazlyeslnden hareket etmek bir budalalık olur.»
Bu sözler, kendini hayale kaptırmış bir propagandacının düşüncesinden çıkmış değildir. Bunlar, güney doğu Asya Müttefik genel karargâhı başkomutanı olan tecrübe sahibi bir mütehassısın mütalâalarıdır. Harbe son veren heyecan verici harikuladelikler değil, fakat Hltler Almanyası ile Japon emperyalizmine müştereken darbeler indiren bütün müttefiklerin büyük gayretleri olmuştur.
Japonlar delegelerini yarın gönderiyorlar
Londra İS (R.) — Gl. Mac Arthur,, Japnlara radyo İle hltabederek teslim olma talimatını geciktirmemelerini kati bir lisanla bildirmiştir. Japonlar delegelerini yarın Manillâ’ya göndereceklerini bildirmişlerdir. İmza resmi burada yapılacaktır.
Japon sularında büyük bir Müttefik donanması ve taşıt gemileri bulunuyor. Karaya İngiliz askerleri de çıkacaktır. Bunların başlıca vazifeleri esirleri kurtarmak olacaktır.
Yeni Japon kabinesi dün toplanmıştır. Başbakan kabinenin programını şöyle İzah etmiştir: Anayasaya itaat, askeri zümrenin kontrolü, Asayişi muhafaza.
Londra 18 (R,ı — Japon kuvvetlerine teslim olmaları İçin beyannameler atılmaktadır. Fakat şimdiye kadar yalnız Mançurl’de kütle halinde teslim görülmüştür. Tokyo üzerinde istikşaf İçin uçan bir Amerikan uçağına Japon uçakları taarruz etmiştir,
Çin’de ateş kesildi
Londra 18 (A.A,) — Tokyo radyosunun bildirdiğine göre, Çin'deki Japon kuvvetleri bugün şafak vakti «ateş kes» emrini almışlardır ve oralarının idaresini mareşal Şan Kay Şek hükümeti ele almcıya kadar Asayişi muhafaza etmek üzere komiteler kurulmuştur,
Timor adasının da Portekiz hükümetine lades! İçin emir verilmiştir.
Japon deniz Kurmay Başkanı intihar etti
Londra 18 (A.A.) — Tokyonun bildirdiğine göre, Jopon deniz kurmay başkan vekili amiral Takljlro Onlşl kendini öldürmüştür.
Sulh ancak Bulgaristan’ı tamamen temsil edecek
bir hükümetle yapılacak
“İktidarda bulunan bir ekalliyet, ezici tehdit lerle halkın seçime iştirakine mâni oluyor
Son günlerde muhtelif temerküz kamplarında £
_Q ■o bir devletin nüfuzu altına glrmly (D çekleri hakkındakl beyanatından beftg daha ümitli ve daha sakin bir havi» estiğini söylemektedir. u_
Beyanatın tatbik sahasına konu o ması en bedbinleri bile ümide düşürecek durumdadır. Bulgaristandakl durum bariz ıslahatı muclbolmuştur. Vatan cephesi sabık Tarım. Bakanı Pctkof'a bile müsamaha etmiştir. Bulgaristanda diğer ıslahattan biri da temerküz kamplarındaki 5Q binden fazla insanın serbes bırakılmalıdır, Romanyada hükümeti milli köylü . ve liberal partilerinin iştiraki siyasi sahada bu âna kadar göze çarpan neticeler vermiştir, Romanyantn İhtiyaçları Bulgaristanın aksine olarak siyasi olmaktan ziyade İktisadîdir. Rusya İle Romanya arasında yapılan İktisadi anlaşmalar petrol vç diğer madenleri ve kereste sanayiini tama-mlle Rusların kontrolü altına koymuştur. ZLraat İşleri İçin honüa Rıısyada bulunan 500 bin İşçiye İhtiyaç vardır.
Sovyetlerin Akdenizde istekleri
Atina İ7 (A.A.) — «France Press»; Sovyet hükümeti, her halde müttefiki Bulgaristan a verilmek üzere, Ege deniz! üzerinde bir Uman ve keza Ege denizinin bazı adalarını kendisi için talebetmek niyetindedir. Bu son İddia Birleşik Amerika He tngllterenln kati surette muhalefetile karşılanmaktadır.
t-------------------------
Hürriyete dair
bulunan 50 bin kişi serbes bırakıldı
Londra 18 (R.) — Sofya radyosu, Bulgaristan'ın bugünkü vaziyeti hakkında Amerikan görüşünü izah etmek üzere Amerika tarafından verilen notanın metnini yayınlamıştır. Notada evvelâ Postdam tebliğinden bahsedilmektedir. Bu tebliğde tanınmış demokrat bir Bulgar hükûmetile görüşüleceği ve Bııigarlstanı tamamen temsil edecek bir hükümetle sulh yapılacağı bildiriliyordu. Amerika hükümeti bundan sonra diyor kİ:
«Amerika hükümeti şurasını kaydeder kİ emareler, Bulgaristan’da iktidarda bulunan bir ekalliyetin ezici tehditlerle halkın önümüzdeki seçime İştirakine mâni olmaktadır.»
Yeni Bakanlar
Londra 18 (R.) — Bulgar Başbakanı Georglcf, Tarım, Maliye, Ulaştırma ve İçtima! İşler Bakanlarının istifalarını kabul etmiştir. Bunların yerine Tarım Bakanlığına Obof, Da-Uyeye Çolakof, Ulaştırmaya Tonçef, İçtima! tricre Popof tâyin edilmiştir.
Sofya 17 (R.l — Maliye Bakanı Petko Stolanof (müstakil), İçtimai Muavenet Bakanı Çeşmeclef (sosyalist), Ziraat Bakanı Palof (çifti) ve Ulaştırma Bakanı Berjanskl (çifçi). seçimlere İştirak etmlyeccklcrlnl be-
Japon sahilleri açıklarında yapılan şenlik
Londra 18 (AJ4.) — Üçüncü Amerikan filosu ve Pasifik İngiliz filosu nc-zdlndeki muhabirler Japon sahilleri açıklarında dün, muhtelif kuvvetler tarafından yapılan deniz bayramı hakkında tafsilât veriyorlar. Bu muhtelit kuvvetler şimdiye kadar bir araya geldiği görülen en büyük filo olmuştur. Bu zırhlıların, uçak taşırların, kruvazörlerin ve torpido muhriplerinin kapladığı saha o derece geniştir kİ bunlardan bir çoğu ufukta kayboluyordu.
Bugün neşrolunan haberlere göre, on haftadan beri muhtelit filolar 7 bombardıman yapmış ve bunlardan üçü İngiliz fjlosu tarafından yapılmıştır. 28 1 İngiliz olmak üzere Müt-V flk filosu 133 parça harp gemisiyle pek çok sayıda bu filoyu besllyen inşe gemisinden mürekkepti.
ITT.
DİKKATLER

Tabiiyet değiştiren taraklar
ötede, beride «İngiliz tarağı» diye taraklar satılıyor. Halbuki bunlardan bir çoğu, istif çiler ta. rafından bir kenara depo edilen taraklardır, iler türlü evsaf bunun böyle olduğunu belli ediyor, Bııgiiııkü vaziyet dolayısiie mallar meydana çıkarılmakta ve halâ da normal fiatlerden pahalı satılmaktadır.
Bu tabiiyet değiştiren sahtekâr taraklar üzerine ilgililerin dikkatini çekeriz.
HAFTA KONUŞMASI
Geçen harbde bugünler
Yazan: Refik Halici Karay Yarınki AKŞAM'da
Bıılgar Başbakanı Georgicf
yan ederCk dün gece istifa etmişlerdir. Yeni İstifaların sebebi, hükümetin seçimlerin tehir edilmesi teklifini reddetmesidir.
Diğer taraftan muhalefet namzetleri de Naiplere bir mektup göndererek, aynı sebepler doiayısllc namzetliklerini geri aldıklarını bildirmişlerdir.
Başbakan Georglef, seçimlerin geri bırakılmıyacağını perşembe sabahı Hân etmişti.
Times n( ’:yor?
Londra 17 (B.B? Times gazetesi bu sabah Istan, ul muhabirinin bir yazısını neşretmlştlr, Muhabir Berlin anlaşmasına.. Balkanlar meselelerinin İncelendiğin! yazmakta ve Başkan Trıtman'ın Balkanların hiç
L
atom devrine girerken Yazan: Halide Edib - Adıvar Üçüncü ve son yazı bugün Beşinci sahlfemiz.de
Günler Geçerken
Bir kaç söz
Fransada yeniden çıkmağa başlıyan çeşitli isimlerde haftalık politika ve sanat dergilerinden geçende bahsetmiştim. Bunların hoş bir tarafı da — çok değerli yazılardan ve hülâsalardan başka — ötede beride şöhretli adamlar tarafından söylenmiş nükteli veya düşündürücü fikirlere uzun sütunlar ayırması, o şahsiyetlerin meclisinde bulunuyorm uççasına İnsana zevk vermesidir. Les Nouvelles Litteralres'in son iki nüshasından bir kaç örnek vereceğim. Meselâ L’İntransigeant, yani «Uyuşmaz» gazetesi muharriri Bernanos, mahut Munich uyuşmasını protesto maksadile daha o tarihte Fransayı bırakıp Brezilya’ya çekilen gerçekten uyuşmaz bir adamdır. Memleketine dönünce demiş ki: «İstikbal, bazı uyuşmaları niçin kabul etmediklerini bilen uyuşmazlarındır. Hürriyeti ve onuru ancak böyleleri koruyabilir.» Çok doğru...
Opera direktörlüğüne getirilen bestekâr Reynaldo Halin şunu demiş: >( Ruh haletlerini, ince duygulan ve bunlar gibi söz ve müzikle ifadesinde zorluk çektiğimiz iç âlemimizi anlatabilmek irin «balet» leri yeni bir vasıta haline getirmeği ne kadar isterim!» Estetik dans hakkında en idealistçe söz! Sonradan edebiyata eserler kazandıran bir muharrir de genç yaşta gazetecilik hayatına girdiği sırada bir gün yazdığı hiçten bir kaç haberi, iş icabı müdüre götürür. Patron mühim bir şahsiyettir, genel yüksekten süzer ve sorar: «— İsminiz nedir? — Henüz ismim yoktur!» Müdürün ne dediğini bilmiyorum, fakat artık yüksekten bakmamıştır! Şöhretli karikatürist Fornin, başlangıçta yokluk çekmiş, sonra refaha erişmiş bir artistti; dermiş kİ: «Çocuklara paradan nefreti öğretiriz... Yanlış! Zira hayat bana şunu anlattı: Para kazanmak, parasız yaşamaktan daha kolaydır.»
Şimdiki Avustralya Başbakanı Chlfley gazetecilikten yetişmedir: gazete sahibidir İdarehanesindeki muharrirler odasına bir öğüt asmış: «İyi makale, en bilgin adama yeni bir şey öğreten ve en cahil kimse tarafından da anlaşılan makaleye denir.» Bu öğüt, milletlerarası gazeteciliğin anayasasında yer ahmağa değmez mi?
__________________________________Refik Halid Karay
Sahile 2
AflŞAM
».d
İTHAFTA SONU NOTLARI—j
Çin’de iç ihtilâflar
İzmit’te iki başarı
Şeker fiati 30 kuruş indirildi
Gerçek demokrasiye doğra
Gene otobüs müfettişi dolayısile halk ve memur
İngiliz mahfillerinde endişe uyandırdı
içen hafta gene bu sütunda, zihniyeti b'zi hayrete düşüren bir otobüs müfettişinden bahsetmiştik. Bu zat, «sıra bekllyen vatandaşların hakkı yenmesin» düşüncesiyle konan ton duraklarda otobüsü boşaltmak usulünü halka hltabedcr sanıyor, kendisi otobüsün cn rahat yerinde, bir yolcuyu ayakta bırakmak pahasına ve sanki bu otobüsün sahibi İmiş gibi yolcuların İhtarına da ters cevaplar vererek İstifini bozmadan gidip geliyordu.
Bu bahs(> tekrar dönüşümün sebebi okuyucularımdan aldığını mektuplar, ve tanıdıklarımın sordukları suallerdir. Hulâsaten diyorlar ki:
1 — Otobüs müfettişi oturacak, halk ayakta mı duracakmış?
2 — Eğer otobüs idaresinin otuz müfettişi bir günde aynı otobüse binecek olursa halk o gün otobüsün oturma yerlerinden İstifade edeml-yecck mi İmiş?
3 — Bu otobüsler halk otobüsü mü İmiş, yoksa müfettiş otobüsü mü İmiş?
4 — Yazınızda sorduğunuz suallere otobüs İdaresi ne cevap verdi? Halka yer vermemek müfettişin hakkı mı İmiş?
mahsus yerlerde oturuyor,..» tarzında cevap vermesi İmkânı kalmadığından susmayı tercih ettiği tahmin olunabilir.
iç bir sualinize cevap vere-mlytceğlm, sayın okuyucularını. çünkü otobüs İdaresi hemen herkesin aklına gelmesi tabii olan bu suallere mutadı hilâfına şu dakikaya kadar cevap vermemiştir.
«Mutadı hilâfına.,.» diyorum. çünkü şimdiye kadar Elektrik, Tramvay, Otobüs İdaresi gazetelerde bu nakil vasıtalarına dair iki satırlık bir şikâyet çıktı mı derhal kaleme kâğıda sarılır, bize; Görülen aksaklıkların harb dola-j/ısile malzeme tedarik edilememesi. htanbul nüfusunun artması, arabaların ve lâstiklerin İhtiyarlığı yüzünden İleri geldiğini bildirirdi.
Öyle ise bu sefer neden cevap vermemiştir?
Her aksaklığın sebebi bunlar olduğuna göre şimdi İdarenin, otobüs müfettişinden şikâyet edilince «Aırupada harb olduğu, yedek parça tedarik edilemediği, lâstikler rsHdlğl İçin müfettiş halka
aklkaten akla başka bir ihtimal de gelmiyor? Çünkü bu zat ya müfettiş değildir, yuhut da müfettiştir. Müfettiş değilse kendisine müfettiş süsü veren bir adamdır ve 800 numaralı otobüs biletçisi de kendisine otoritesi yüksek bir memur süsü veren yolcuyu polise teslim edeceği yerde, otobüsün en rahat yerinde oturtmuştur.
Yahut da bu zat sahiden raü-fettiştr. O zaman İdarenin mütevazı bir memuru gazeteye telefonu açmak zahmetine katlanıp .bahsettiğiniz zat müfcttlşlml2dlr. Son duraklarda otobüsü terketnıek emri halka mahsus olup müfettişlere mahsus değildir. Oturarak seyahat etmek onların salâhiyetleri dahilindedir» der. biz de nl-samiara göre hareket eden müfettişe söyilyecek saz bulamaz, olsa oksa halkın hâkimi değil, hâdlmi olan otobüs müfettişlerinin, aldıkları maaş mukabili hiç olmazsa halk gibi ayakta seyahat edip zahmetlere katlanmaları gerektiğini İleri sürerdik.
Zaten İşin doğrusu da budur. Otobüs idaresi, müfettişlerinin rahatını halkın rahatından daha fazla düşünüyor, onların otobüslerde ayakta kalmalarına, sıkışmalarına, İtilip kakılıp ezilmelerine razı olamıyorsa şoförün yanında onlara kus tüyünden şiltcil bir oturacak yer ayırabilir. Hattâ halka mahsus yerlerden birinin üzerine «Müfettişe mahsustur» levhası koyarak ayakta kalmamalarını temin edebilir. Fakat «doksanlık İhtiyarlar son durakta otobüsten yakapaça indirilecek, müfettişlere dokunulmıyacak» zihniyeti asla halkçı bir zihniyet değildir.
Halkın rahatı başta gelir. Ayakta vazife görmeye razı olamıyan müfettişin bu vazifeyi bırakmak elindedir. Halka hizmet şevkle olur, 2orla olmaz.
Her halde bu bahse tekrar dönmek zorunda kal mıyac ağımızı ümit ederiz.
ŞEVKET RADÛ
Dünya hükû
Ingiliz Dış Bakanı «Bu fikir işlenmelidir» diyor
Londra 17 (AA.) — Birleşmiş milletler teşkilâtı hazırlık komisyonu üyeltrlne verilen öğle yemeğinde Dış İşleri Bakanı M. Bcvln söz alarak /‘.tom bambasının güvenlik teşkilâtı üzerinde yapacağı tesirleri tahmin etmenin hemen hemen imkânsız olduğunu söylemiş ve demiştir ki:
Her halde, güvenlik fikir ve mefhumunda esaslı değişiklik yapmak zaruri olacaktır. Silâhlar belki de o kadar korkunç ve tehlikeli bir hale gelecektir kİ, umumun mahvına sebep olacakları İçin bunları kullanmak İmkânı kalmayacaktır.
Bence, müsait bir hava hazırlamak gayesiyle bir dünya hükümeti fikri İhtimamla işlenmelidir. Fakat bu, yukarıdan aşağıya kabul ettirilecek bir şey olamaz. Bu. bir İnkişaf devrinin neticesi olmalıdır. Böyle bir fikrin kabulü mili! hükümranlık mefhumunun büyük ölçüde değişmesini ve milletlerin herşeyden evvel milletler arasındaki işbirliğine bağlı olmalarını tazammun edecektir.
San Francisco’nun temel prensiplerinin doğru olduğu kanaatindeyim. Devletlerin ve bilhassa büyük devletlerin İşbirliği esasının kabul edilebilecek yegâne amelî usul olduğu fikrindeyim, Fakat bu esas kabul edilince, bugün, hattâ iki ay kadar kısa bir zaman evvelkine nazaran çok daha İleri gidilmesi ve devletlerin, bilhassa büyük devlet adını taşıyanların müsamaha ve sabırlı bir tahammül göstermeleri lüzumu ortaya çıkar. Daha bir zaman görüş ayrıiıklarlle karşılaşacağımızda şüphe olmamakla beraber bu görüş ayrılıklarının tehlikeli durumlar haline gelmelerine müsaade etmemek lüzumunu hatırdan çıkarmamabyız. Yeni teşkilâtın barıştırma kabiliyeti teşkil edecektir.
Başkan Truman’ın bir demeci
Londra 17 (R) — Başkan
Tınman dûn demeçte bulunorak Birleşik Milletlerin sulh devrin, de de askerlik talimlerine devam etmeleri İçin bir program hazırlanması lâzım geldiğini söylemig-H»
İngiltere -
Yunanistan
İngiliz Başbakanının amiral Vulgaris’e telgrafı
Londra 17 (A.A.) — Londralı yorumcuların ileri sürdükleri kanaate göre. Merkezi Çin hükümetlin, komünist Çinliler arasında çıkan dahili İhtilâf tehlikesi İngiliz mahfillerinde endişe uyandırmaktadır. Tlentsln civarında komünist kıtalarla merkez hükümetine bağlı çeteler arasında çarpışmalar olduğu haber verilmektedir. Komünistlerin bu merkezleri. Pekln'l ve hattâ Şanghay’ı Merkezi hükümetin müdahalesinden evvel işgal etmek için acele ettikleri söylenilme ktedlr.
Bu orada şan Kay şek tarafından komünist liderlere, İstişarede bulunmak üzere yapılan davet cevapsız kalmıştır. Diğer taraftan komünist kuvvetler başkomutanının İngiliz, Amerikan ve Sovyet elçiliklerine birer muhtıra göndererek Şan Kay şek’ln Japon notasını, Çin’in yegâne mümessili sıfatlyle kabul hakkı olmadığını bildirdiği söylenilmek t ed İr.
Çin komünistleri şefi daveti kabul etmedi
Çunklng 18 (AA.) — Çin komünistlerinin şefi Mau Tse Toung, mareşal Şan Kay Şek’ln Çunklng’e gelmesi hususundaki davetini reddetmiştir.
Zannedildiğine göre, Birleşik Amerikanın Çin büyük elçisi Patrick Hur-ley, Çin komünist şefinin takındığı vaziyeti değiştirmeğe ikna etmek için uçakla Yunnan'u gidecektir.
Seîlüloz fabrikası açıldı, lise ve sanat enstitüsü kuruluyor
tzmll 18 (Telefonla) — İzmit dün sabah kültür ve ekonomi sahasında iki mühim başarının bayramını yapmıştır, Bunlardan biri klor ve odun sellülozu fabrikasının törenle işletme-i' açılışı, diğeri de llsesizllk yüzünden çocuklarını Tstanbııla ve daha başka uzak yerlere göndermek zorunda kalan İzmitlilerin bir liseye ve ayrıca bir de'erkek sanat enstitüsüne kavuşmalarıdır.
Ekonomi Bakanı B. Fuat Slrmen dün buraya gelmiş, seîlüloz fabrikasını İşletmeye açmıştır. Törende. İki gündenberl şehrimizde bulunan Milli Eğitim Bakanaı B. Haasn Alt Yücel, Sümer Bank umum müdürü, Vali, komutanlar ve davetlilerle halk bulunmuştur.
B. Hksan Ali Yücel, İzmitte bir erkek sanat enstitüsünün açılmasını çoktanberl arzu ediyordu. Bunun için bina bulunmuş, derslere bu sene başlanması kararlaştırılmıştır. B. Haşan Ali Yücel, bu sen? açılacak lisede birinci ve İkinci sınıfların derslere baş-lıyac aklarını söylemiştir.
B. Hatun Ali Yücel gece 12 de kalkan trenle şehrimizden ayrılmıştır.
Kadın yüzünden
emay
Bir genç arkadaşını ağır surette yaraladı
Çimento satışı serbes bırakıldı
Falih Rıfkı Atay'ın Ulus’ta bir makalesi
Ankara 17 — Hayatı ucuzlatma konusunda ilgili Bakanlıklarca yapılmakta olan çalışmalar müspet netice vermeğe başlamıştır. İlk olarak aşağıda şu flat İnmelerinin yapılması hükümetçe karar altına alınmıştır:
Serbes satılan şekerin Batinden 30, dar ve değişme» gelirlilere dağıtılan şe kerln Batinden 20 kuruş İndirilmiştir. Bu suretle toz şekerin fabrika teslim satış flat! serbes satılanlar İçin 150, değişmez ve dar gelirlilere dağıtılanlar İçin 100 kuruş olarak tesblt edilmiştir. Kesme şekerin flatl de serbes satışlar İçin 170, diğerleri İçin 120 kuruş olacaktır.
Mühim bir gıda maddesi olan şekerin flnatlnde yapılan yüzde 15 - 17 nispetindeki bu indirmenin başta şekerli maddeler olmak üzere diğer gıda maddelerinin flatlerlnde de ucuz-Juk sağlaması tabiidir.
Sivas çimento fabrikasının tonu 68 Ura olan normal çimento dökme flatl 55 liraya, Ankara çimento fabrikasının tonu 72,75 Ura olan curuf çlmen-te dökme flatl İse 00 liraya indirilmiştir. Bundan maada bütün çimento fabrikalarımızda çimento çuvalları için alınmakta olan depozito ücreti tonda 20 liradan 15 liraya İndirilmiş olduğu gibi, çimento istihsal miktarı yurt ihtiyaçlarını kargıyabilecek bir seviyeye yükselmiş bulunduğundan, çimento satışları da tamnmlte serbes bırakılmıştır,
(Baş tarafı 1 İnci sahifede)
— geç kalmış da olsa — yakında yapılacak seçimlerde Bulgar milletinin, İradesini serbrsce kul, lanabilmesidir. Halbuki Bulgar milleti, ölüm dehşeti saçan bir idarenin korkusu altındadır
Yalnız, bütün mesele, serbes
fakültesi Londradan telgrafları Ankarada bir
Beyoğlunda Tarlabaşmda oturan için Jâzim gelen şartlarm
Cafer'le aynı semtte turan Kenan is- neler olduğunu bilmektir. Ya-mfndek! arkadaşı dün gece Taksimde bancı bip devletin İşgali altında bir birahanede bir hayli İçtikten sonra beraberce yola çıkmışlar, aynı yol üzerinde lleriemektelerken aralarında esasen mevcut bir kadın meselesini tazelemişlerdir.
Bu yüzden çıkan münakaşa kısa bir zamanda büyümüş, Kenan bir aralık yanında taşıdığı kamasını' çekerek Caferi muhtelif yerlerinden ağır surette yaralamıştır.
Hâdiseyi mütaakıp işe el kayan zabıta. carlhl yakalamış, yaralı da Beyoğlu hastanesine yatırılmıştır. Vaka tahlkatma savcılık el koymuştur.
Polonya’nın hudutları
Churchill’in nutku hakkında düşünceler
Londra 17 (AA)— M. Attlee, Başba-kanbğa seçilmesi üzerine amiral Vul-garis in kendisine gönderdiği tebrik telgrafına şu cevabı vermiştir:
Hükümetinizin kalkınma gayretlerini «n büyüfc bir ligi İle takibettim. Bu hükümetin beklentlen başarıları sağlaması hususundaki en samimi temennilerimi bildiririm. İngiliz hükümeti ve ben, memleketlerimiz arasında mevcut dostluğa çok büyük bir kıymet atfetmekteyiz. Her Ik! hükümetin siyasetlerinin înlltere ve Yunanistan arasındaki en sıkı münasebetler üzerine kurulmasını hararete İstiyorum.
Lâval’in isticvabı
Paris 17 (A.A.) — Lâval, sorgu hâkiminin önünde karisi! e yüzleştirilmiştir. Yargıç LâvaKc işgal zamanında karısının siyasî faaliyette bulunup bulunmadığı, lu sormuştur
Mm. Lâval henüz avukat seçmediği İçin, sorguda hiç bir avukat hazır bulunmamıştır.
Petain’in cezası müebbet hapse tahvil edildi
Paris 17 (A.A.) — Adalet Bakanlığına bildirildiğine göre, hükümet başkanı general de Gaulle, bir kararname He P£tain aley. hindeki ölüm cezasını müebbet hapis cezasına tahvil etmiştir,
Londra 18 (R) — P£tain ya-
Londra 18 (A_A>) — Reuter'in diplomatik muharriri şunları yazmaktadır: Dün Avam Kamarasında, Chur-ciılirin, Polonyaya Öder - Nelsse hudut hattının verilmesini tenkideden sözleri, genel olarak İyi haber alan Londra mahfillerinde, her İki İngiliz partisinin Potsdam tebliği üzerinde temamen mutabık kalmadığı şeklinde telâkki edilmektedir.
Polonyaya doğuda kaybettiği toprakların verilmesinin şayanı arzu olmadığı hususunda Churchlll tarafından İleri sürülen mütalâa, İngiliz halk efkarının büyük bir kısmı tarafından desteklenmektedir.
Bununla beraber, halk adamı, eğer Polonya, bu toprnklârı 8ovyetlcrln müzaheretiyle talep ediyorsa, İngilte-renin buna muhalefet İçin çok blrşcy yapamıyacağı düşüncfslne meyletmektedir. Halk adamı, eğer konferansın son haftasında İşçi bakanlar yerine Churchlll bulunsaydı başka türlü bir siyaseti benlmesylp benlnısemlye-ceğinl de soruşturmaktadır.
ve bu yüzden, bir azlığın kanlı tagallübü İçinde yaşayan bir memlekette serbes secim şartla, nnı temin etmek mümkün müdür?
Bundan dolayıdır ki Amerika, nın, seçimlerin neticesi hakkında ileri sürdüğü şüpheler ne de. rece yerinde olursa olsun, bu şüpheleri ortadan kaldıracak ça releri ve imkânları göstermemesi büyük bîr eksikliktir. Çünkü nl. hayet, Georgief hükümeti de. en serbes seçimler yaptırmak İstese, bunu başaracak kuvvet elinde yoktur. Bu İmkânları hazırlamak, Müttefiklere düş^n vazife, dir. Bulgaristanm. Georgief ve arkadaşları tarafından değil, Moskovadan gelen alanlar tarafından idare edildiğini herkes biliyor. Bugün Bulgaristanda serbes ve müstakil bir demokra. si hareketine kalkışacak herhangi İnsanların başını Müttefikler, öldürülen binlerce Bulgar vatan, severinin başlan gibi, kurtarmaktan henüz âciz eörünüvor. lar. Georgief hükümetinin özrü de budur ve itiraf etmeli kİ vahana atılacak bir mazeret değil, dir.
Herhalde Amerikan delicesinin Sofyada ise karışması. Pots. dam kararlanma lâfta kalmıya-caS'ına İlk delildir.
Diinva harbi bittiği halde su1. hun uzaması bütün bu zorluk, lann bas’ıea sebebidir. M. Tru. man hâlâ serbes hükümetler kurulmasından bahsediyor, Chur. ctıill hâlâ Avrupanm yansım Örten dem'r perde arkasında facia, lar olduğunu sövlüyor Hlc bir verde düsmah ve harb kalmadığına göre, vanılacak Is, askeri Is. gaVerin ortadan kalkması değil midir? Eminiz kİ Bulgar millet! de, en serbes secimi yanabilmek İçin bugünü bekliyor.
Necmeddin Sadak
büyük önemini görüş ayrılıklarını kında Cannes şehri yakınındaki aştırma kabiliyeti teşkil edecektir, bir adada bulunan kaleye nekle-
Japonların gönderdikleri yangın Balonları
Washington 17 (A.A.) — Amerikanın Pasifik sahillerine Jüponlar tarafından gönderilen yangın
balonları hakkında tafsilât ve_ rilmektedlr
Bu yangın balonlarının çoğu patlamamıştır. Bir çok ’ Washlngton eyaletinde bombası fabrikasının düşmüştür, Japonlar 230 balonu göndermişlerdir, ayda bu yüzden 6 kişi ölmüş ve bir kaç orman yangını olmuştur.
dilecektlr. Karısının beraber oturmasına edilmiştir.
Paris 16 (A.A,) •— gazetesinin bildirdiğine göre, jü. ri heyeti Pâtaln aleyhinde İdam kararını 7 ye karşı 20 oyla vermiştir İdam kararının İnfaz edilmemesi hakkındakl karar da 13 f karsı 14 İle alınmıştı».
kendlsile müsaade
Llberatlon
balon atom yanına yangın Dokuz
Ödünç verme ve kiralama
Londra 18 (R.)— Baîkan Truman’ın önümüzdeki halta içinde ödünç verme ve kiralama hakkında beyanatta bulunması bekleniyor.
Avrupadakl Amerikan kuvvetlerinin malzemesi süratle satılacaktır. Bunları satın almak hususunda hayır müesseseler İne rüçhanlık hakkı verlie-coktlv.

Eisenhower *lcı olacak mı?
Vaşlngton 18 (A.A.)— Birleşik Amerikanın Moskova büyük elçiliğine general El«enyower'ln tâyinine alt söylentiler hakkında Dış İşleri Bakanlığından bildirildiğine göre, Elsenho-wer’ln mükemmel bir büyük elçi olacağı muhakkaktır. Fakat böyle bir tâyinin hattA derpiş edilmiş olduğuna dair bir alâmet mevcut değildir.
Yugoslavya Al manyadan 71 milyar dolar istiyor
Belgrad 17 (R) — Mareşal Tito beyanatta bulunarak şöyle demiştir: Yugoslavya Almanya. dan tazminat olarak 71 milyar dolar İsteyecektir.__________
Ankara tıp münasebetile gelen tebrik
Ankara 17 —
tıp fakültesi kurulması münase. betlle Ingiltere kırallık tıp cemiyeti ve dört muhtelif tıp teşekkülü tarafından selâm ve başarı telgrafları çekilmşitir. Fakülte dekanı bu telgraflara teşekkürle mukabele etmiştir.
taviçre ile ticarî görüşme bitmek üzere
Ankara 17 — tsviçredep gelen haberlere göre oradaki ticaret heyetimizle isviçreliler arasında yapı'an ticarî görüşmeler sona ermek üzeredir. Anlaşma kliring esası üzerine yapılacaktır. Heyetin eylül iptidasında anlaşmayı imzalıyarak Anka raya dönmesi çok muhtemeldir.
İktisadî devlet teşekkülleri kanununda değişiklik vapP~cak
Ankara 17 — İktisadî devlet teşekkülleri kanununda değişiklik yapılması maksadl’e bir kanun tasarısı hazırlanmıştır. Bu tasarının esaslarına göre iktisadi devlet teşekkülleri tarafından hazırlanacak senelik bilançolar genel denetleme kuruluna verilecek, buralarda tetkikleri bittikten sonra hazırlanacak bir raporla Başbakanlığa tevdi edilecektir. Bilftncolar Bakanlar kurulunun tasdiki1 e tekemmül edecektir. _
Ingiltereden yapılacak ithalât
Ankara 18 (Telefonla) — tngiltere-den yapılacak İthalâta akreditif açıl-mıyacağı hakkındakl söylentiler ilgili makamlarca yalanlanmaktadır.
Türk - Bulgar ticaret anlaşmasının imzalandığı doğru değil
Ankara 18 (Telefonla) — Berlin radyosu. Türk - Bulgar ticaret anlaşmasının İmzalandığı hakkında bir haber vermiştir. Yetkili mahfiller, bu hususta hiçbir haber alınmadığını söv 1 emek t edlrler.
San Francisco’ya giden heyet dönüyor
Ankara 17 — San Francisco’ya Tuık heyeti temsilcisi ve mütehassıs aıfa-tile gidenlerden bazıları Nevyorkta kalmışlardı. Bunların Nevyorktan hareket ettikleri ve Londra yoüyle memleketimize dönmekte oldukları Öğrenilmiştir
Burdur Dokumacılık kooperatifinde tahkikat
Burdur (Akşam) — Burdur’da dokumacılık sanatı çok eskidir ve bu İş İçin bir kooperatif vardır. Kooperatl-fin sermayesi evvelce 3 bin lira iken son bir İki yıl İçinde 700 bin liraya yükselmiş, tezgâh adedi üç bine çıkmıştır.
Fakat son altı ay içinde fena idare yüzünden kooperatif büyük zararlara uğramıştır. Suiistimal lddlaslle yapılan müracaat üzerine hükümet müfettişler göndermiş ve müfettişlerin I tahkikatı neticesinde Mehmet Sağın, , Mustafa Bozcu. Mustafa özten, Rahmİ Temiz. Nur! Türkay, Mahmet Al-■ tın ve Mehmet Küçüksün tevkif edl-‘ lerek Milli korunma mahkemesine
Ankara 18 — Falih Rıfkı Alay Uius'da «Gerçek demokrasiye doğru» başlığı İle yazdığı bir makalede diyor kİ;
■Neredeyse bize Cumhuriyet devrinin tarihini unutturacaklar! Meğer yirmi yıl önce bu memlekette bir şahsi ve keyfi idare kurulmuştur; halkın, İçinden ve üstünden bir sürü dalkavuk seçilerek bir parti kurulmuştur, halk söyleyen yedi köyden koyulmuştur; Buyüfc Millet Meclisi şahsi ve keyfi İdareye, anayasa kanunsuzluğa ve yolsuzluğa maske hizmeti görmüştür; ne yapılmışsa halkı aldatmak ve. ona hoş görünerek, bir çTuptm İkbalini elde tutmak İçin yapılmıştır. Fakat çok şükür ikinci Dünya Harbini demokrasiler kazanmışlardır. Artık bu tekelciler partisinin ve rejiminin Türkiyede dahi cbvatn etmesine imkân kalmamıştır. Tanrıya bin şükür, yirmi yıl, İçinde bunaldığımız karanlığın ufkundan hürriyet şafağı söküyor, Memleketi "eriye getüren, halkı zulüm altında inleten, vi’dan ve düşünme serbestliğini ortadan kaldıran kafalar, zihniyetler, şahıslar, şahsiyetler bir ayıklahnadan geçecektir.
Tiirkiyeyl parçalamak, onu içmen kemirip devirecek anarşi üstünda kendi nüfuzunu kurmak İsteyen bir düşman devlet propagandasının sözlerini hülâsa etmiyoruz. Bunlar, yirmi yıldan beri hiç bir zaman barışmadığımız ve bağdaşmadığımız, bundan boylerde kendilerine karşı savaşacağın uz. ııahaliflerimlzin yazfık-
--
F’alin Rıfkı Atay Cumhuriyet dev- 0 rinde yapılan İşlerden bahseder k dİ- z h
Kusurlarımı rağmen ve Kolayca tenkidedilecek taraflarına rağmen İnkılâp partisinin es«ri büyüktü', şe* reflidir, Türk milleti için kurtarıcı olmuştur. Bu oûyüklük, bu şeref ve bu kurtarıcılık dâvasını benimsemlyen-lcr. Partide İseler dahi, bizden dsğtt-aller. Biz saflarımızda olanlarla Karşı mızdakl cepheye karşı açık, dürüst, onların yumuşak oldukları kadar yumuşak. onların sert oldukları Kadar sert, fakat yirmi yıldan beri bu mli-ietln hayrına her şfyi onlara rağmen ve onlarsız yaptığımız kimse ve zümrelerin halkı aldatmalarına, halkın kafasını ve gönlünü bulandır m? İn nm müsaade etmeksizin savaşacağa Eli parti, bir savaşçılar oepfreri demektir.
Kendi kusurlannuzı sakuma,; veya kendi eksfklerlmld tamamlamaktan çekinmek gibi ker hangi bir zıı’fa düşmediğimiz kadar, tize toyy kun ve kökten muhilli olanları h z'm hayrımıza çalışanlar gibi görme : ve göstermek saflığından uzak kalacağız. Harb devrinin her yer'*? olduğu gibi bu memlekette dr? yarattığı, büvük bir kısmına çare bulmak elimizde olm.1-yan güçlükleri sömürmen Istl-ecefc-İerdlr. Hele harbin kati bir sonunu alalım: Onlara vereceğimiz cevap hepsinden daha sad ve bütün milletin ağız blrliC'î'le olacaktır
O û_ (N
O
O
2 0 >
0 P
■O 0 ra
İstanbul radvo evi
İstanbulda yapılmasına karar verilen radyoevi İçin acılan proje müsabakasına 74 proje gön dr ril »İşti. Bunlar arasından İstanbul Teknik ünJvv>ni“‘ mezunlarından B. İsmail fi kıllar B. Doğan Erglnbaş ve B. Ömer Güney’e ait müşterek proje birincili^ kazanmıştı Birçok seçkül mimar e mühendislerin iştirak ettiği bu müsabakada birinciliğin Teknik üniversitenin yetiştirdiği bu gençler tarafından kazanılması üzerine Milli Eğitim Bakanlığı. Teknik üniversite öğretim ve yönetim kollarını takdir-
17/8/1945 lıatKU
Londra üzerine 1 sterlin Nevyork üzerine iûo dolar
Cenevre 101) tsvlçre Fr 30.325U
Madrid üzerine 100 pezeta 17 32
Stokholm üzerine 100 Kuron 31.1326
ESHAM VE TAHVİLâ*!
% 5 faizli ikramiyeler:
1933 Ergani
1938 ikramiyen 21.M
Milli Müdafaa 22.—
Demiryolu Ikramlyell M.78
% 7 faizli Tahviller:
Sivas - Erzurum 1 20.20
Sivas - Erzurum 2-1 20.70
1941 Demiryolu 1 «32
1941 Demiryolu Dİ 30228
1941 Demiryolu ID 19.60
Milli Müdafaa 1 20.37
M11U Müdafaa n 10.70
MIHI Müdafaa in 19 89
Anadolu Demiryolu Grupu;
Tahviller 1-2 04.50
Hisse senetleri % 80 35—
Mümessil senet 47.-»
Hisse senetleri: Merkez Bankası T. İş Bankası T. Ticaret Bankası
BORSA DIŞINDA
ALTIN FİATLERÎ
Gulden
Reşadiye
İngiliz
Külçe (Biz gramı)
18 Ağustos 1945
Afif? AM
3uhltc 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
[folluk arifesindeyiz; harb başlangıcı tedbirlerini tavsiye ediyoruz
Ticaret Odaları., hayatı ucuzlatmak için fikirlerini söylüyorlar:
1 — Para baskısını durdur, mak. 2 — Devlet masrafım asgariye indirmek Her memlekette hsrb masraflarını karşılamak iizere diğer devlet masrafları kısıldığı lıalde bizde artmıştır. 3 — Resmî ve hususî her türlü inşaatı normal zamana bırakmak,
4 — Kazanç vergisini adalete uygun bîr sisteme göre ayarlamak.
5 — Devlet sanayiinin maliyet fiatlerini indirmek. Tüccar, malın cinsine göre % 10 — % 25 kâr edebildiği halde Sümerbank ,% 33 — % 90 kâr ediyor. Bu mantıksızlığı önlemek. 6 — İnhİ. sar maddelerinin fiatlerini indirmek 7 — İthalâtı kolaylaştırmak. 8 — İhracat mallarımızın fiatlerini düşürmek. 9 —* Devle, tin elindeki stokları satışa çıkarmak. 10 — Halkın bir kaç sene giyim eşyası almamasını, istihlâki azaltmasını sağlamak.
Bir çırpıda
Yesarıye dair..
Hepsi cidden hayatı ucuzlatıcı tedbirler. Fakat bunlardan çoğu artık bitirmiş olduğumuz harb devrinin tedbirleri. O zaman gerektiler, şimdi aksi gerek:
Artık «resmi ve hususi inşaat jdursun!» denilebilir mi? Orizdi-bak. Maliye tahsil şubeleri. Te. kel sarayı vesaire milyonlarımızı yemeden evvel bunu zamanında söylemeliydi. Şimdi: «Nasıl paçaları sıvayacağız da inşaatla yurdumuzu mamureleştireceğiz») diye plânlar yapmak ve tatbikatına geçmek zamanı...
Netekim İngiltere, ilk iş olarak, inşaat işini ortaya attı. Biz. deki bina kifayetsizliği de meydandadır. Yalnız İstanbulda, An-karada değil, bütün şehirlerimizde, köylerimizde miktar ve cins noktasından, insan, bir eve başını sokamıyacak durumdadır.
Umdemiz:
'(İnşaata başlamak! >» olmalıdır. Sulh gayretleri böylece kendisini göstermelidir!
Giyim hususunda da aynı,,, Harb zamanında fantezi üstüne fantezi; şimdi fakir tabakada çorap ve gömlek kalmamıştır; hele satın alma kabiliyeti hiç yoktur; «aman tasarruf!» kimin tasarrufu?...
Yapılacak şey, giyim hususun, da da, sulh ekonomisine intibaktır: İmkânlar aramak ve bulmaktır. Bolluğa teveccüh, rağbet ve iltifat etmektir.
GencIiHulüpleri
Yeniden 46 kulüp açılacak
Milli Eğitini Bakanlığı beden terbiyesi umum müdürlüğü yurtta yeniden 46 gençlik kulübünün açılmasına karar vermiştir. Bu gençlik kulüplerinin bir kısmı illerde, bir kısmı da birçok vatandaş çalıştıran muhtelif müesseseler d e kurulmakladır. 46 kulüpten 7 sİ şehrimizde açılmaktadır
Bunlar, Sarıyer Gençlik kulübü, Beyoğlu ve Yeniköy daireleri Türk anonim müessese kulübü. Gaz Şirketi Gençlik kulübü, Hasköy Gençlik kulübü, Yeniköy Gençlik kulübü, Sümerbank Bakırköy bez fabrikası Gençlik müessese kulübü, Haydarpaşa Demlrspor Gençlik kulübüdür. Geri kalan kulüplerden İkisi Anka-’ rada, biri Afyonda. İkisi Aydında, İkisi Balı kesirde, biri Bllecikte, ikisi Bursada, Biri Çankırıda, biri Ço-rııhta, biri Dlyarbakırda, ikisi Elâ-zıkta, ikisi Erzincan da, biri Gaz lan-tepte, biri Halayda, biri İçelde, İkisi İşportada, üçü Kayserlde. biri Karsta, üçü Kocaelide. biri Konyada, iiçü Kütahyada, biri Manlsada. biri Malatyada. üçü Sıvasta. biri Yozgat-ta, dördü de Zonguldaktadır.
Sokakların sulanması için incelemeler
Sıcak günlerde şehrin sulanması icabettiğl halde, susuzluk yüzünden buna imkân bulunamıyor. Sokakların deniz suyile sulanması İçin eski tramvay arabalarından bazılarının sarnıç vagonlar haline getirilerek bu İşe tahsis edilmesi düşünülmüşse de bu iş için teşekkül eden fen heyeti buna imkân bulamamıştır. Tramvay arabalarından faydalanılamıyacağının anlaşılması üzerine, sokakların deniz suyile ve başka vasıtalarla sulanması yolları araştırılmakta ve incelemeler yapılmaktadır.
istifçî şık bayanlar
Bu yazım yukarıki yazımın mabaadî de sayılabilir:
Zengin hattâ orta halli bir çok aile kadınları, bu harbin ne kadar uzayacağını biiemiyerek elbise kumaş ve iskarpin istifleri yaptılar Dükkânlarda olduğun, dan ziyade onların sandık ve do. labında giyim eşyası vardır. İki üç sene sonra dünya yüzünde yeni model ne güzel kumaşların bolluğu olacağını düşünerek asıl bu zengin ve orta tabaka, piyasadan çekilmelidir. Giyim eşyasındaki ucuzluğu onlar te. min edeceklerdir. Sandıklarındaki giyim eşyası, değil üç. on üç seneye kâfidir!
(Vâ . NÛ)
17000 koyun geldi
Üç gün zarfında İstanbul 17,000 koyun ve çok miktarda sığır getirilmiştir. Koyunlar Aşkale, PolatlI, Kütahya ve Diyarbakır malıdır. Mezbahada yapılan son kesimde koyunlaruı 3500 0 kesilmiştir. Perakendeci kasapların kontrolundan sonra dün 7 kasap daha Milli korunma mahkemesine verilmiştir.
r --------
Kari mektubu
■---■-----
Kocamustafa paşa halkının su derdi
•---■
Gene su derdi... Çatlıyan dudaklarımızı, yanan bağrımızı serinletmek için — buzlu değil; zaten buzun yüzünü de gördüğümüz yok! — yemeğimizi pişirecek. hastalarımıza verecek ter-kos suyu İstiyoruz. Musluklar kuru. Üç dört giın evvel susuzluk yüzünden beş erin kül olduğunu da İlâve edelim. Medtni şehrin göbeğinde Kerbelâda gibiyiz.
Semt halkı, bir sürahi su almak için cami şadırvanları önünde sıra bekliyor. Temizlik ve sağlığımızı korumak İçin birleri şadırvan suyundan kurtarmalarını ilgili makamlardan rica ederiz.
Kocamustalapaşa sakinleri namına
FAİK ÜLGEN
-
Almanyadaki talebe
İsviçre’ye geçenler Cumhuriyet vapurile geliyorlar
Fransa’dan dönmekte olan aCum-huriyet» vapuru pazartesi günü limanımıza gelecektir. Bu vapurla, 141 yoicu da gelniektedlr.Bunlar arasında Almanya'dan İsviçre'ye geçmiş olan 80 talebemiz, ve Marsilya'ya yapılacak vapur seferleri hakkında temaslarda bulunmak üzere Fransaya gitmiş olan Devlet Denizyolları İşletme müdürü Şefik Gügen de vardır. Geçenlerde İsviçre’de vefat eden Yunus Nadl Abalı oğlunun cesedi de bu vapurdadır.
«Cumhuriyet» vapurile 500 tondan fazla İthalât eşyası getirilmektedir.
İhracat maddelerine talepler artıyor
Malta'ya 3000 ton bakliye satılmıştır. Son aylar zarfında bakliyat üzerine yapılan en önemli satış partisi budur. Bu satışın, durgun gitmekte olan ballyat flatlerl üzerinde biraz tesiri olacağı umulmaktadır.
Ayrıca, son günlerde muhtelif ihracat maddelerimize karşı talepler artmıştır. Taleplerin çoğu tütün, iizüm ve sanayide kullanılan maddeler içindir.
Bunlardan başka, şimdiye kadar memleketimizle iş yapmamış ve memleketimizi tanımamış olan bir çok yabancı firmalar memleketimizde İthalât ve ihracat İşleri üzerinde temsilciler aramaktadır.
Satışa çıkarılan ithal malları
İst. KatırcıoğİU Han'da Türmanan’a çelik lıadde, Gal. Yenlcaml Cad. 60 ta P. ve E. Zaharopulos’a çelik rezistans teli, İstiklâl Cad. 30 da Arşimldls mü-essesestne piston, sokman (oto İçin), İstiklâl Cad. 3Û2 de Vahram Gesar’a gramofon İğnesi, Merkez postane karşısında şafak ticarethanesine elektrik kablosu, Kartal Anadolu çimentolat Türk A. ş. ye taşıyıcı kablo, İst. Haçopulo Han'da Polat Ltd. e dokuma tarağı, Tahtakalede 14 te Jak ve Vitall Toledo’ya diş fırçası, İst. Altıparmak Han'da Kegam Markar-yan'a kopal vernik ve yağlı boya, İst. Dilsizzade Han'da Osman Demirer'e lâstik eldiven, Gal. Ruayal Çikolata fabrikasına Kakao yağı, İst, Zafer Ci- 1 kolata fabrikasına kakao yağı. Gal. Hezaran Cad. 61 de Burla Biraderler’e merdane tutkalı ve matbaa mürekkebi, İst. Eminbey Han’da Mehmet Cemil’e tane karanfil, Sakaçeşme sokak 10 da Davit Kasavi'ye zırnık, İst. Dilsizzade Han'da Arman Boton’a go-malaka. Gal. Ömer Abit Han 11 de İstiklâl Ticarete gomalaka, İst. Kısmet Han'da Öziş Ecza depouna Peru balsam,, Yedikule Kazhçeşmede Aleko Sa maras'a sülfat llkld. Tarakçılar Mateo Han’da E. Hannl'ye anilin boya ve kimyevî madde. Bomontl Fırın sokak Kiryako Pamukoğluna sülfat de sodyum. Asmaaltı 52 de Sami Hlsarlı'ya zırnık, İzmir Yenigün caddesinde Durmuş Yaşar'a neft terebentin yağı, Yenipostane yanında Mehmet Galip İnel'e tıbbı ecza, İstikbal Tlcarct'e zımpara kâğıdı, İst. Ebussuut Cad. Re simllay matbaasına yazı kâğıdı, parşömen kâğıdı, pelur kâğıdı, sargılık kâğıt ve sargılık sellüloz kâğıdı, Gal
I' Abet Han 45 te Niyazi Kıran'a karbon kâğıdı, Gal. Arslan Han'da Süleyman Teoman'a sargılık kâğıt. S. Haman Ticarethanede Klişecilik. Matbaacılığa yazı kâğıdı, Sultanhaamm Cad. 12 de Atana? Papadupolo’ya yün kaşkol. Kiryako Pamukoğlu’na kıl ipliği, İst.
. Mahmutpaşa Han'da Çelebon İllel’e İngiliz şayağı.
Sıhhî filimler
Sinemalarda kısa filimler gösterilmesi düşünülüyor
Halka sağlığa alt bilgi ve lüzumlu öğütler vermek İçin Sağlık vo Sosyal Yardım Bakanlığı ötedenberl muhtelif vasıtalardan faydalanmaktadır. Bu maksatla yayınlanan ve muhtelif hastalıklardan korunma usullerini blldLren on binlerce broşür-halka parasız dağıtılmaktadır.
Memleketimize getirilen sıhhi filimler de fırsat bulundukça okulların sinemalarında öğrencilere gösterilmektedir. Bu İşe yeniden hız vermek için bazı tedbirler düşünülüyor. Bu arada umumi sinemaların muhtelif seanslarında 15 - 20 dakika devam edecek sıhhi flllmlerLn gösterilmesinin mümkün olup olmadığı da araştırılmaktadır.
Tek tip ekmek
Belediye teklifte bulunmağı düşünüyor
Şehirde mevcut 210 ekmek fırınından 56 sı francala çıkarmaktadır. 50, fırına ofis günde bin yüz çuval has un veriyor. Bundan fazlasını veremediği İçin ne fırın adedi arttın] abLLi-yor. ne de bu fırınlara daha fazla un vermek mümkün oluyor. Bu yüzden francala fırınları önünde daimi surette bir halk kalabalığı ekmek almak için bekleşmektedir. Kalabalık arasına sokulup ekmek alamıyanlara bazı açık gözler 5-10 kuruş fazlasile ekmek satmaktadırlar. Bu yeni kara borsa fırınlar önündeki İzdihamı büsbütün arttırıyor.
Bu durumu göz önünde tut^n belediye, tek tip ekmek çıkarılmasının daha iyi olacağını Ticaret Bakanlığına teklif etmeği düşünmektedlr.
Gazozlar tahlil ediliyor
Son zamanlarda piyasaya çıkarılan gazozlardan çok şikâyet edilmektedir, iddialara göre bazılarının İçleri bozuk ve kokulu çıkmakta bazıları 'se köpürmemekte. mideyi bozan maddelerden yapılmaktadır. Şikâyetler üzerine belediye sıhhat müdürlüğü faaliyete geçerek piyasadan numuneler toplamış ve belediye tahlllhanesine yollamıştır.
Tahlil neticesinde iddia olunduğu gibi hakikaten sıhhat İçin zararlı maddeler tesblt olunursa gazoz fabrikaları hakkında kanunî takibata girişilecektir.
Yine açılışları tarihine göre ve alfabe sırasıylc, Halkevleri temsil kollarını gözden geçirmeye devam edelim. Bakırköy, Eyüp, Fatih 1938 de açılan Halkevlerlndendir.
Bakırköy Halkevlnln merkezi, on odalı güzel bir binası; konferans ve kurslar salonundan maada ayrıca bir tiyatrosu var. On odanın ancak üç tanesi Ev harici faaliyetlere tahsis olunmuş.
Bakırköy Halkevlnln sahnesi bu sene esaslı bir şekilde tamir edilmiş, bütün noksanlarının tamamlanmasına da çalışılıyor. Bu kış yeniden faaliyete geçeceğine göre iimldederLz kİ yeni metotlara başvurur ve bir Hal-kevlne uygun şekilde muhitine tama-mlyle İntibak eder. Birkaç kol halinde faaliyete geçer, bu suretle bütün Bakırköy tlyatroseverjerll Evin sahnesinde kendilerini göstermek İmkânını bulurlar. Evvelce de bir iki defa alkışladığımız Bakırkoylü gençlerin bu zarureti pek yakından anladıklarım biliyoruz ve İcabını yapacaklarından ümltvarız. Bakırköy Halkevi temsil kolu bu -suretle diğerlerine güzel bir örnek olabilir.
Eyüp Halkevi de Şişli gibi. Mevcudiyeti, mevzuata göre, bir muamma. Çünkü iki yüz kişi alacak salonu yok. Ev, bu noksanı müsamerelerlnl sıklaştırarak telâfiye çalışıyor.
Mahmut Yesarinin cenazesi dün kaldırıldı
Ölümünü teessürle haber verdiğimiz kıymetli edib Mahmut Yesari’nkn cenazesi dün Yakacık sanatoryumundan arkadaşları ve dostlan tarafından aLınmış, KadıkÖyünde ösmanağa camisinde namazı kılındıktan sonra Çamltcada Çakaltepe'dekl Yesarizade-ler mezarlığına götürülerek gözyaşları içinde ebedi Istirahatgâhına tevdi edilmiştir. Cenazede basın mensupları, Muhsin Ertugru), Şehir Tiyatrosu sanatkârları, diğer birçok zevat bulunmuştur.
Basın Birliği Bölge başkanı B. Hakkı Tank Us. muharrir Nizameddin Nazif. Ercüment Ekrem Talu, Mahmut Yesari’nin mezarı başında birer nutuk söylemişlerdir.
Cenazeye Vali, Basın Birliği, diğer resmi ve hususî teşekküller tarafın-1 dan birçok çelenk gönderilmiştir.
Adaları güzelleştirme balosu
Adaları Güzelleştirme cemiyeti bu yıllık balosunu 25/8/945 tarihine ras-iı yan cumartesi günü akşamı Büyük-ada'da Anadolu kulübünde vermeği kararlaştırmıştır.
Bu balo için Anadolu kulübünde hususi bir komite kurulmuş ve çalışmağa başlamıştır.
Erenköy sanatoryumu
Erenköy sanatoryumunda zlyacd-din Erim pavlyonunun teratl atma resmi bugiin yapılacaktır. İlk temel taşını üniversite rektörü Prof Tevfik Sağlam koyacaktır, şimdiye kadar 14 yaşına kadar veremden mustarip hasta çocukları alacak bir hastane yoktu. Yeni paviyon bu İhtiyacı kar-şılıyacaktır. İnşaatın bir ay nihayetinde bitmesi için tertibat alınmıştır. ____________
Üniversite kütüphanesi genişletilecek
Üniversite umumî kütüphanesine talebe fazlalığı dolayıslle ihtiyaca tekabül edecek bir tarzda okuma salonları İlâvesi kararlaştırılmıştır. Gelecek sene üniversite bütçesine kâfi miktarda İnşaat İçin gerekli tahsisat konarak hemen yapı işine başlanacaktır.
Havagazı işi
Belediye tarafından, satın alınan İstanbul Havagazı şirketi geçen seneki kadrosile 400 bin lira zarar etmiştir. Esasen zarar yüzünden şirket milyonlarca lira tutan tesislerde malzemeyi 300 bLn liraya Belediyeye satmak mecburiyetinde kalmıştı. Şirketin depolarında 250 bin liralık malzeme stoku vardı. Şirketin her yıl ettiği zararı şimdi Belediye ödemek zorunda kalmaktadır.
İşletme kadrosunda yapılan tasfiye zararı kâfi derecede önllyemlyor Belediye zararına işllyen havagazı meselesini halletmek için çareler aramaktadır.
Edebiyat Fakültesinde tedrisat şekli değiştirilecek
Edebiyat fakültesi profesörler meclisi toplanarak fakülteye alt imtihan şekillerini değiştirmek İçin tetkiklerde bulunuyor, tik olarak fakültenin tarih bölümünün İmtihan şekli değiştirilecektir. Yeni şekle göre her sınıfta bir kuruna alt ders okutularak talebenin sertifika Ue değil sınıf usulile sınıf geçmesi sağlanacaktır.
şimdilik tasarı halinde olan tekliflere göre 1 ci sınıfta İlk kurun, 2 elde orta. 3 üncüde yeni ve yakın kur'in dersleri okutulacak ve talebe 4 iin -u sınıfta umumî tarih sertifikası vererek tez yapacaktır. Ankara dil, tarih. coğrafya fakültesi de bu şekilde tedrisat yaptığından talebenin fakülte nakillerinde zorluklar olmaktadır. Bu maksatla Ankara dil tarih coğrafya fakültesi Dekanı da İstanbula gelerek. yapılan toplantılarda bulunacaktır.
Hazırlanan tasarı Millî Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye kısmına yollanacağı ve bu ders yılından İtibaren yeni şekil tatbik olunacağı anlaşılmakladır. . Edebiyat fakültesinin de adı Dll-Tarlh, Coğrafya fakültesi olarak değişecektir.
* Ortaokul mezunları arasından veteriner yardımcısı olmak lstlyenler Hayvan sağlık memuru okuluna talebe alınacaktır. Tahsil müddeti İki yıl olan okula kaydedilme şartları Milli Eğitim müdürlüğüne gönderilmiştir.
ÎÖÖ’üncü x Sayı . J Bugün çıktı
İstanbul Halkevleri
Son açılanlar
Bakırköy - Eyüp - Fatih - Sarıyer - Kartal-Yalova - Yeşilköy
Eyüp Haikevinln binası on bir odalı. Bunun sekizi Halkevlne alt. Üç odası da Ev harici faaliyetlere tahsis olunmuş.
Eyüp Halkevlnln temsil kolu da, bütün İmkânsızlıklarına rağmen, çok çalışıyor. Hattâ küçücük sahnesinde büyük eserler bile oynuyor, çünkii büyük oyunu küçük sahneye tatbik etmek İmkânını buluyor. Yani mizansene öyle bir şekil veriyor kİ hareketler asgariye İnerek, piyes baştan sonuna kadar küçücük sahneye uygun olarak cereyan ediyor.
BLze merak olmuştu. Mümessiller hep böyle daracık bir sahada oynamaya alıştıklarından tam bir sahne ellerine geçtiği zaman acaba ne yapacaklardı? « Ses» tiyatrosu sahnesinde verdikleri «Rakibe» temsiliyle bu merakımızı tatmin ettiler.
Eyüp Halkevi sanatkârları bütün bir mevsim hareketsiz oynadıkları piyeslerin acısını çıkarmak İçin gibi enine boyuna sallanmak, piyesi uzat-
mak pahasına, rahat rahat oturup kalkmak fırsatlarından mümkün olduğu kadar istifade ederek «Rakibe» yl oynadılar ve alkışlandılar. Kendilerine temenni ederiz ki bir an evvel lâyık oldukları gibi bir şahneye malik olsunlar.
Eyüp temsil kolunun bir halk tiyatrosu kurmak yolunda güzel bir teşeb-’büsü daha var ki onu da ne kadar alkışlasak azdır.
«Kapalı bir temsil salonu olmadığı için ancak yaz ve giiz mevsimlerinde bahçesinden ve bahçedeki sahneden faydalanarak, temsiller vermekte olan Fatih Halkevi sayı bakımından en çok temsiller veren Halkevimlzdlr.» diyen C. H. P. pek haklıdır. Hattâ Fatih Halkevi temsillerinin yalnız sayısı çok değil, kıymeti de yüksektir.
Fatih Halkevlnln, evvelce işaret ettiğimiz gibi, tuhaf bir hususiyeti de var: Kapısı yok. şimdi tam cephede bir dükkân boşalmış. Ondan is t İfadeyle bir kapı yapılat yerinde olmaz
X
Mahmut Yesâri de, lıemen bütün muharrirlerimiz gibi kurşun kalemini elinden bırakmağa vakit bulamadan, hayatına en kısa bir dinlenme payı dahî vereme, den aramızdan ayrıldı. Ve arlık galiba bizde muharrir ölümünün şekli bu oldu. So n d a rkaya kadar yazı yetiştirerek!,.
Son olarak Yesari’ye bir kaç ay önce, bir öğle üstü, Karaköy. de rasgelm iştim. Her zaman söylediği cümleyi gülerek tekrar etti:
— «Tıb» bı tekzibetmek için yaşıyorum!.
Hakikaten, hayatının şartlarına göre yaşaması «tıbbı tekzip mahiyetinde idi. Son derecede hasta idi. Ve hastalığı için ne yapmamak lâzımsa hepsini de yapmakta idi. Her şeyinde hesapsız denilecek derecede cömert cilan Yesari hayatında da tâbirin bütün mânasile har vurup harman savuruyordu. Hakikaten «tıbbı tekzip» edercesine yaşamak onda âdeta bir nevi zevk haline girmişti. Mamafih buna rağmen kendini bir kaç kere ö. tümden kurtaran doktorunu çok sever ve takdir ederdi. Lâkin kabahatli bir çocuk, imtihana, der. se hazırlanmamış bir talebe gibi doktoruna görünmekten ödü patlardı, Netekim onu âdeta zorla tedavi ediyorlardı.
Zaman zaman ortadan kaybolurdu. O vakitlerde meselâ bir mecmua idarehanesinde oturur, ken içeriye bir çocuk, yahut çaycı girer, üç dört yazı getirirdi, Yesari’nin yazılan,,. Her biri ta. mamîle yerli olan ve gayet geniş kitlelere hitabeden bu yazılar için Yesari namına pek az bir para alarak giderdi. Denilebilir kî edebiyat âleminde hiç kimse ti-at bakımından onun kadar mü-tevazi olmamıştır. «Yerli edebiyat kütüphane» nıizîn en belli başlı eserlerini teşkil eden o harikulade romanlarını aşağı yukarı hiç denilebilecek bir paraya yazmıştır.
Hayatı tam bir mahrumiyet halinde geçmiştir. Onu bazen bir kış gününde, meselâ Meserret kıraathanesinin buğulanmış cam ları arkasında, kalabalık masaların birinde, tavla seslerine aldırış etmiyerek. küçük, çizgili, ince mektep defterlerine çabuk çabuk yazı yazarken görürdünüz. Bir defteri bitirince hemen ötekine başlardı. Ağzındaki sigara, nın görüntüiyecek derecede küçüldüğünü ancak dudaklarını yaktığı zaman farkederdi.
İşte yüze yakın romanını o öylece yazmıştır
Yesari’nin kıymetini iyice an. lanıak için biraz zaman geçmesi lâzımdır. Zira hakikaten ileri bir edebiyat telâkkisi olan Yesari bütün hayatında «yerli» nin peşinde koşmuştur. Avrupa postası gelmediği günler bir çok yazıcılar kalem oynat anladıkları halde o defterler doldurmuştur Yazılan yüzde yüz yerlidir ve tip. İcrini birer birer, ince ince tetkik etmiştir. Aramızda «Reji Kızı diyp bir insanın yaşadığını ilk defa o farketmiştir.
Hikmet Feridun E-
* Büyiikdada Altınordu caddesinde umumi bir pazarın kurulmasına alt Umumî meclisin son toplantısında verilen kararın tatblkına başlanmıştır.

mı? Evin, yalnız biri hariç faaliyetlere verilmiş olan, sekiz odasından daha çok istifade edilmiş olur demek, kanaatimizce, mübalâğa olmaz..
Fatih Halkevi temsil koluna gelince, ondan verilen temsiller dolayıslle değil, verllemiyen bir miısamere do-layıslyle bahsedeceğiz. Okuyucularımız telâş buyurmasınlar. Görmediğimizi tenkide kalkışacak değiliz. Yalnız göremediğimiz bu müsamerenln mahrum kaldığımız zevkini okuyucularımıza tattırmaya çalışacağız, üml-dederiz ki sonunda onlar da bize hak verirler.
Fatih Halkevlnln başında yirmi dört senelik sahne tecrübesi olan ve 1938 seneslndenberl muvaffakiyetten muvaffakiyete koşan Mılctcba Or var. Bu yaz Bir gemi, Mahçuplar, Erkek güzeli piyesleriyle bol bol alkış toplıyan Fatihli genç sanatkârların — harf sıraslyle — isimlerini de analım: Ay ten K ayılı ve Su zan Atabay gibi İki kadın sanatkârlyie; Alâeddln Kocaoğlu, Asım Neptün. Celâl Mete, Cevat Akçağlıyan, Faruk Aytaç, Fazıl Özön, Haldun Adnşol, Hüseyin Vapıır-oğlu, Mehmet r.sen, Nejat Nllgün, Vildan Yener, Ziya Keskin adlı sanatkârları var.
Selim NûzZıef Gerçek (Arkası 4 ett sayfada)
ÇIKTI?,..,
fİATI * 5 KURUŞ
sahile 4
A H g A M
18 Ağustos 1945
Japonya ve Japon imparatoru
Müttefiklere teslim olmağa mecbur kalan Japonya hakkında faydalı malûmat
Japon ana topraklarının işgal ettiği arazi takriben 150,000 murabba mildir kİ. bu Fransa veya Almaııya-nın mesahasından daha azdır. Dört büyük ve yüzlerce küçük adadan müteşekkil olan Japon ana toprakları Sibirya, Mançurya ve Kore’nin karşısında Asya sahilinden 200 mil açıkta ay şeklinde yayılmaktadır.
Gurupun büyük ve eıı ehemmiyetli jtdası olan Honshu, merkezdedir. Bu adanın başlıca şehri Tokyo, Japonya-nın merkezini teşkil etmektedir. Honshu’nun şimali ormanlıktır. Adalarda hiçbir nokta, markezden 75 millik bir mesafeden daha uzakta değildir.
Japonyamn ehemmiyetli limanları. Doğu Pasifik sahlilndedlr . Ancak. Kyushu*nun dolambaçlı şimal batı sahilini İstisna etmek lâzımdır. Japonyamn iklim!, uzun süren çetin bir kışla, kısa ve serin bir yazdan İbarettir Merkezde Honshu ve Shlkoku'-nıın cenubunda gayet sıcak mıntaka-lar vardır. Birçok bölgelerde, senede 2 defa pirinç mahsulü almak müm-k?”.dür.
Japon, ana topraklarında 200 yanardağın kırk biri faaliyettedir. Diğer taranan adalar, sık şık depremlere sahne olmaktadır. Netekinı, son 200 sene z-.rlında bu yüzden 200.000 Japon öl-n ü? ve bir milyondan fazla ev hara-beve dönmüştür.
1940 senesinde, Japonyamn 73 milyon nüfusu vardı. Bu miktarın yüzde 44 ii ziraat, nakliyat, ticari İmalât ve n ünnkaiât işlerinde çalışıyordu. Daha sonra, ziraat işlerinde çalışan işçilerin büyük bir kısmı harb sanayiine alınmıştı, Bir zamanlar, Japonya-nın takriben yüzde 25 nispetinde nüfusu Tokyo. Osaka, Nagoya, Kyoto, Yokohama ve Kobe'den İbaret olan başlıca 6 Japon şehrinde toplanmış bulunuyordu. Bu şehirlerin hepsi de Amerikan hava kuvvetlerinin gayet şlJ ■'etil hücumlarına hedef olmuştur.
Balıkçılık ve su kudretine dayanan e erjl bakımından gayet zengin olan Japonya, sulh devresinde bile sanayii için hayati bir ehemmiyeti olaıı maden sahasında pek fakirdir. Neteklm. mütemadi surette artan savaş taleplerini karşılamak zarureti başgöste-rince, yüzde 90 nispetinde maden ve demir, % 20 nispetinde kömür. % 30 nispetinde kok kömürü, % 66 nırpe-tinde nikel. % 50 nispetinde tungsten, takriben bütün krom ihtiyacını, % 75 nispetinde alüminyum, % 07 nispetinde petrol ve bütün pamuk ve kauçuk ihtiyacını ithal etmek mecburiyetinde kalmıştır.
Netice itlbarfle, Japunyanın savaş baklllyetl. bu stratejik maddeleri İthal etme kabiliyetine bağlı kalıyordu. Hayat! ehemmiyette olan bu ham maddeler! de Kore, Formosa, Man-çurya, Çin. Felemenk müstemlekeleri, doğu Hindistan adaları, Malaya ve diğer bölgelerden ithal eniyordu
Japonyamn bu lüzumlu maddeleri ithal edebilmek için dört buçuk milyon tonilatoluk gemiye İhtiyacı vardı Fakat, Müttefik hava ve deniz kuvvetleri, Japon nakliyat gemilerinin üstünlüğünü yoketmekte asla güçlük çekmediler. Ticaret gemileri, Japonların İmaj edebileceklerinden daha büyük bir süratle batırılıyordu
Maden stokları ve yiyecek maddeleri
Böyle olmasına rağmen, Japonlar dehşetli bir hasım olmakta devanı ediyorlardı. Çünkü, kendilerine lüzumlu olacak madenleri. Pearl Har-bor'a hücum etmeden yıllarca evvel Blok etmişlerdi. Bu arada, Mançurya, Kora, ve şimali Çlnde endüstri inkişaf ettirmişlerdi. Böylece, ihtiyaç görülen bütün çiğ maddelerin anavatandaki fabrikalara nakledilmesin'î lüzum yoktu.
Orman bakımından zengin olan Japonya dahili mahrukal.-nı temin ermekte güçlük çekmiyordu. Japonya-nın Arızalı topografyası ve eksik ol-•nuyan bol yağmurları, su kudretini istimal etmeğe ve dolayısile endüstri ve demiryollarını tanı mânastle elektrikten istifade ettirmeğe önayak oluyordu. Netice ltlbarlle au kudreti ve orman kaynakları, Japonynnın bütün sanayi ihtiyaçlarına kâfi geliyordu.
Norma! zamanlarda Japon İmparatorluğu, kendisine yetecek kadar yi-yc-eek maddesine malik bulunuyordu. Fakat, savaş şeraiti altında kimyevi gübre azlığı ve büyük mikyasta çlf-llk l»çl ler İn İn harb sanayiinde kullanılmalına lüzum olması yüzünden, gıda maddelerinin bir kısmın? İthal etmek zorunda kalmıştı
1940 senesinde Japonya, 1,5 milyon buşel yiyecek ithal etmişti. Bunların büyük bir taamı Hlndlçlnl. Talland ve Birmanvr.’dan İthal ediliyordu Hattâ normal z.-.manlarda bile Japon adalarında sarfolunan pirincin. 1/5 I Kcırea ve Formosa'dan geliyordu. Savaş devresinde Mançurya, Felemenk müstemlekeleri, doğu Hindistan ve Çin, Japonyadan soya fasulyesi, mısır, sebze, petrol ve büyük lüzumlu yiyecek maddeler! gönderiyordu.
Japon kara suları, dünyanın en büyük bn1”' sahasıdır. Fakat, Müttefikle-4-' nâmütenah! hava ve deniz hü-c’-nl-’-ı ve son zamanlarda Rus kara Bt'larmda avlanmak bakımitldn yapı-
İmparatorun hususî balık avlanın havuzunda yalnız kabine âzası resmî elbise ile balık avlıyabilir. yukarıda Bakanlar balık avlarken görülüyorlar
lan tahdidat, Japopnlarin belli başlı gıda maddelerinden biri olan balığın temin edilmesine engel olmuştur.
Sanayi mıntakaları
Hokkaldo’da bulunan bir kaç demir ve çelik dökümhaneleri, gemi tezgâhları ve kâğıt İmalâtından başku Korca, Mançurya ve Çlnde de diğer fabrikalar mevcuttur.
Fakat Japonyamn ehemmiyetli savaş sanayii Honshu ve Kyushu'da 80u millik bir çevre dahilinde yerleştirilmiş bulunmaktadır. Tokyo körfezi civarında Nagoya. Osaka, Kobe, Kyu-su ve Nagazaki’de yerleşmiş olan hayat! ehemmiyette demir sanayii. Amerikan B. 29 uçakları tarafından sık sık dövülmüştür. Bava yolu ba-tamnıdan Oklnavva'dan 1.000 mİ! mesafede bulunan TokyO körfezinde Tokyo, Yokohama, Kawasakl ve Tsu-rumi şehirleri vardır. Gerek nüfusu ve gerekse hükümet idaresi bakımından burası gayet kesif bir bölgedir.
Bu bölgede kurulan ve başlıca merkezi Tokyo olan sanayi gerek sahil ve gerekse denizaşırı nakliyat bakımından gayet elverişli kolaylıklardan fayda ln-nTnnlrtn Hır.
Dünyanın üçüncü en büyük şehri olan Tokyo, Tokyo körfezinde yayılmaktadır. Savaştan evvel., bu mınta-kanın muhammen nüfusu takriben 7.900.000 do. 1941 senesinde, demiryolları burasını bütün ehemmiyetli şehirlere bağlıyordu. Bu bakımdan bilhassa ağır sanayi mın takası m teşkû eden doğu ve cenup sahilini gözünün-de tutmak lâzımdır. Birleşik Amerika hava kuvvetleri hücuma geçerek Ja-ponyanın kalbini teşkil eden sanayii tahribetmeden evvel Tokyo, Japonya'nın % 12 nispetinde demirini, 18 nispetinde deliğini, % 18 nispetinde çelik İmal r-tını temin ediyordu- Tokyo-nun su cephesinde bulunan 8 fabrika, Japonyamn petrol tasfiye kabiliyeti merkezi İdi. Ordunun 4 büyük cephane deposundan biri ve yine orduya levazımı İmal eden büyük bir fabrika vardır.
Umumiyet ltlbarlle 3-4 Işjl İle çalıştırılan küçük atelyeler, Tokyoda büyük bir faaliyet sahası bulmuşlardır Neteklm burada, bu glhl a telvelerin sayısı 30.000 den aşağı değildir. Mitsubishi ve Kavasakl de dahil olmak üzere, Japonyamn en büyük 4 gemi tezgâlu da Tokyodadir.
18 mil cenup batıda bulunan Yokohama Tokyonun başlıca limanıdır. Tokyo ve Yokohama dokları senede 7 milyon ton tatarında hamule yükleyip boşaltmağa elverişlidir. 250 mil batıda bulunan Osaka - Kobe mm takası Osaka. Kobe. Kyoto. ve Amagas-sakl sanayi merkezlerini İhtiva etmektedir. Ağır hava hücumları yapılmadan evvel Istlhsalât bakımından bu mmtaka Tokyoya rekabet ediyordu.
Osakadan Kebeye uzanan körfez Okyanus nakliyatında bu mıntakaya İlk mevkii vermiştir. Harbden evvel Kabe llnfcm Japon denizaşırı ticaretinin yüzde 35 ini temin ediyordu. Kimya maddeleri ve elektrik teçhizatı imal etmek bakımından gayet ehemmiyetli olan bu mıntaka aynı zamanda en İleri gelen deniz tezgâhlarından birini İhtiva etmekleydi. Kyushü şimal ımntakaa Japonyamn en büyük demir, çelik ve kömür bölgesidir.
Yavata'da adanın münteh asında imparatorluk Yawata demir ve çelik İmalâthanesi vardır. Burada Japon-yanm yüzde 40 nispetinde çeliği ve bilhassa denizciliği alâkadar eden İmalât yapılmaktadır. Japon uçaklarında ve motorize teçhizatında kullanılmakta olan lâstiklerin büyük bir kısmı da Yawatada bulunan kauçuk fabrikasında imal edilmektedir.
Chlkuho civarında bulunan kömür madenleri bütün Japonyada çok büyük bir değer İfade etmektedir, çünkü. burada hemen hemen bütün Jüpon yanın kömür ihtiyacı temin edilmektedir,
Yawatanın 9 mil şimal doğusunda Japonyamn en büyük kömür Umanı ve sanayi merkezi vardır. Japonya-mn 3 üncü en büyük şehri Nagoya Tokyonun 265 mil batisında Yelse körfezinin başında bulunmaktadır.
Burası Mitsubishi uçak motörü İmalâthanesinin merkezidir. Fakat bu ehemmiyetli imalâthane üstün uçan kalelerin yapmış oldukları na-
mütenahi hücumlarla tahrlbedilmiş-tlr.
Ticaret merkezleri
Savaştan evvel Nagoya Japonyamn başlıca pamuk ve yün mensucat merkezi idi. Lâkin savaş başgös t erince bu fabrikalar harb sanayiine tahvil edilmiştir. Adanın büyük bir kısmı dağlık karakteristikte olduğu İçin 15.000 millik demiryolu umumiyet ltlbarlle sahili tak i bölmektedir.
Honshuda adayı şakuli şekilde kaleden birçok hatlar vardır. Sahil hattından başka doğudan batıya giden 3 demiryolu daha vardır.
Umumiyet İtibariyle Japon şoseleri de ya sahili ve yahut da nehir akışlarını taklbederler. Fakat son zamanlarda askerli maksatları inkişaf ettirmek- gayeslle birçok yeni yollar yapılmıştır.
Japon nehirleri en çok küçük te hem de nakliyata elverişli olamıyacak kadar seri «kışlıdır Fakat buna mukabil deniz kenarını taklbetmek su-retlle ve yahut da kara sularında barınarak seyir ve sefer eden binlerce küçük gemiler vardır
Hırohito kimdir
Tekmil Japonyada. semanın oğlu diye mukaddes telâkki edilen İmparator Hlrohlto 21 senedenberi evli ve e çocuk babasıdır. 44 yaşındadır. Ja-ponyada şimdiye kadar gelip geçen İmparatorlar arasında Hlröhito mütevazı sade, ve ananelere bağlı olmayışı İle şöhret bulmuştur. Sakin ve mutedil bir hayat sürmektedir, şimdiye kadar gelen bütün Japon imparatorları yalnız Pujvara ailesine mensup kızlarla evlenirlerdi. HJrolıl-to ba ananeyi çiğniyerek, 1924 de Şutuma ailesinden Prenses Nagako Junl ile evlenmiştir.
1921 de henüz bir veliaht olan Hl-rohito memleket hudutları dışında uzun bir seyahate çıkarak İlk Sefa olarak görülmemiş bir ananeyi ortadan kaldırmıştır. Bu seyahatinde Hl-rohlto, İngiltere, Fransa ve A*rupa-mn diğer birçok şehirlerini ziyaret ettikten sonra Mısır, Singapur ve Hong-kong’u da ziyaret etmiştir. Evvelce veliaht vc bil&bara 1912 de İrapara-tor olan Yoslılhltonun q|lu bulunan Hlırohlto, 29 nisan 1901 de dünyaya gelmiştir. Hlrohlto 11 yaşma kadar. Japon tarihinde en ileri görüşlü İmparator olarak İsmi geçen büyük babası Mejlnln hükümdarlığını görmüştür. 8 yaşından. 12 yaşma kadar. Eki tahsilini prenslere mahsus Peer mektebinde yapmıştır. Tahsiline saray hudutları dahilinde bulunan yalnız hanedana mahsus enstitüde devam etmiştir. Çocukluğunda çok çalışkanlığı, sakin tabiat ve sıkılgan lığlyle tanınmıştır. İmparator olduktan sonra çalışkanlık sakinliğini muhafaza etmiş İse de sıkılganlığım terketmlş-tlr.
Babasının ölümü üzerine, 1926 senesi Noel günü imparator olmuş ve Japonyamn Manchurlyl İstilâsından 3 sene evve\ 10 kasım 1928 tarihinde taç giyerek resmen Japon imparatorluğu tahtına çıkmıştır. Sigara ve İçki kullanmaz. O zamandan beri daima sakin b!r hayat sürmektedir. Boş vakitlerinde deniz bliolojlsl ve fotoğrafçılıkla meşgul olmaktan çok zevk duyar.
Çocukluğundan beri mükemmel bir sporcu olan Japon imparatorunun bilhassa tenis, golf, binicilik ve yüzme gibi sporlarda İhtisası fazladır.
Hükümetine «6howa> ışık ve sulh adım vermişse de dahilde müteaddit Japon şeflerini vazifelerinden atarak hacılarını İdam ettirmiştir. Harici Siyasetinde İse, fırsat buldukça dalma merhametsizce fütuhat savaşlarına teşebbüs etmiştir.
Sarıyer dispanseri menfaatine balo
Üç sene evvel te>sla edilmiş olan Sarıyer dispanserinin sendik İhtiyaçlarını ve her sene o muhitteki fakirlere yapılan yardımı karşılamak üzere Snnyer Halkevi Sosyal Yardım, şubesi tarafından tcrtibedllen balo bu akşam Tarabyadakl Sümer Palasta verilecektir.
Balonun mükemmel olması vc gelecek davetlilerin çok İyi ve eğlenceli bir gece geçirmeler! için lâzım gel(n tertibat alınmıştır.
At yarışları
Haftanın program ve tahminleri
İstanbul at yarışlarının birinci hafta koşularına yarın V ellet endi koşu mahallinde devam edilecektir.
Haftanın koşuları arasında iki yaşlı tnglllzler ile büyük Arapların bulunması yarışların heyecanlı geçeceğine kuvvetli bir delildir. Bilhassa geçen hafta büyük Araplarda sıkı bir mücadele yapan Fışfış İle Çağlayanın bu sefer 2600 metrede alacakları netice merakla beklenecek bir keyfiyettir. İkramiye miktarının fazla oluşu yüzünden koşuların fazla çekişmeli geçeceği ve bu yüzden meraklıların favori bulmakta müşkülâta düşecekleri tabiidir. Haftanın program ve tahminleri şudur:
Birinci koşu
Üç ve yukarı yaşta yerli saf kan İngiliz at ve kısraklarına mahsus olııo İkramiyesi 600 lira, mesafesi 2000 metredir. Koşuya 1 — Buket 60,5, 2 — Şcnkız 60,5, 3 — Elanvltıl 55, 4 — Gelincik 53.5 kilo ile kayıtlıdır.
Buketten maadası ayın zamanda dördnücü koşuya da kayıtlı olduklarından hangi koşuya İştirak edeceklerini şimdiden kestirmek kabil değildir. Ancak Buket kuvvetli olduğuna göre bu koşuda kazanma şansları az olduğundan koşturulacaklaı »nı zannetmiyoruz. Koştukları takdirde favori Bukettir.
İkinci koşu
Üç y aşılıda ve hiç fcosıı kazanma-•mış saf kan Arap erkek ra dişi tavlarına mahsus olup İkramlvtırt 300 lira, mesafesi 1600 metredir Koşuya 1 — Muhaç 56. 2 — Hûrrcm 50. 8 — Akın 56, 4 — Mürgidll 54.5, Dlkmen-kızı 54.5 kilo ile kayıtlıdır
şimdiye kadâr hiç koşu Kazanmı-yan bu taylar arasında en fazla Muhaç İle A. Akın göze çarpmaktadır. Fakat bunlardan hangisinin potaya blrhıcDIkle gireceğini kati olarak kestirmek İmkânsızdır. Bu baz.nıdan bu
İstanbul yüzme şampiyonluğu
Müsabakalara bugün Moda havuzunda ballanıyor
Su sporları ajanlığı faaliyet programı mucibince İstanbul yüzme şampiyonluğu müsabakaları bugün ve yarın fanda yüzme havuzunda yapılacaktır. Bugünkü müsabakalara saat 14 de yarınki müsabakalara şabahlc-yin saat 10 da başlanacaktır. Geçen hatta seçmeleri Sera edilen yarışlara Beykoz, Fenerbahçe, Galatasaray, Dj-mirspor. Beyoğluspor kulüplerine mensup büyük bir sporcu kalabalığı İştirak etmiş ve birinciden altıncıya kadar derece alan yüzücüler finale kalmışlardı. Bugün ve yarın yapılacak olan müsabakalar bu finale kalan yüzücüler arasında olacak ve neticede en fazla puvan alan kuliip İstanbul yüzme şampiyonluğunu kazanacaktır.
Uzun müddettenberi İstanbul yüzme şampiyonluğunu muhafaza eden Bej'kozlulann bu sene tekrar şampiyonluğu elde edeceği tahmin edilmektedir. Kendilerine en kuvvetli rakip olarak Galatasaray 13e Fenerbahçe görülmektedir. İstanbul yüzme şampiyonunu tâyin eden büyükler müsabakasından ayn olarak 14 yaşına kadar olan en küçükler müsabakasında Fenerbahçelilerin. 17 yaşına kadar olan küçükler müsabakasında da Galatasaray İle Beykoz kulüplerinin birincilik elde etmeleri seçmelerde finale kalan yüzücülerinin adedinden anlaşılmaktadır, Denizel kulüplerimize şampiyonluk müsabakalarında basanlar dileriz.
Rekor denemeleri
Atletizm ajanlığı tarafından hazırlanan rekor denemeleri ougün Fenerbahçe stadında yapılacaktır. Denemeler 4X208 ve 4X1 mil üzerinde olacaktır. 4X200 de Alâeddin. Cezmi. Kemal 4X1 mli'de Eşref. Rlza, Osman, Ali koşacaklardır. ____
Maraton hazırlık koşusu
20 kilometrelik maraton hamilik Jcoştısunun birincisi önümüzdeki salı günü snbBh saat 8 de MecidiyeItöy sutlarında yapılacaktır. Bu müsabakaya İştirak edecek atletler bölgeye müracaatla doktora muayene olacaklar ve alacakları raporlara göre müsabakaya kailin bllecelû erdir
İnönü stadı
Uzun müddettenberi İnşası devam eden İnönü stadının 400 bin liralık üçüncü kısım İnşaatı D ATAŞ İnşaat şirketine İhale edilmiştir. Bu ihalede şimdiye kadar yapılan İnşaatın İkmali, stadın cephe kısmının tarrnm-innnınsı, müdür ve sporcular a ait odaların ikmali ve diğer telerrülıt vardır.
yarışta dağınık oynamak lâzımdır.
Üçüncü koşu
İH yaşında yeril saf kan İngiliz erkek ve diş! taylarına mahnus olup İkramiyesi 1400 Ura ve duhuliye mecmuu, mesafesi 1200 metredir. Koşuya 1 — Levend 80. 2 — Bürücük 56. 3 — Çukurova 56, 4 — Zlgfrid £-2, 6 — Yonca 60.5 kilo He kayıtlıdır. Favori Levend görülmekte, rakip olarak Çukurova gelmektedir. Mamafih İkili tayların yarışları çok zaman sürpriz doğurduğundan bu ihtimali de göz önünde tutmak lazımdır
Dördüncü koşu
Üç ve yukarı yeçta saf kan İngiliz erkek ve dişi taylarına mahsus Hen-dlkap olup ikramiyesi 400 ılra. mesafesi 2400 metredir. Koşuya 1 — Şenle ız 63, 2 — Gelincik 60, 3 — Diken 57, 4 — KomisarJ 55 5 — Hümayun 54, 6 — ElanvitaJ 50 kilo »e kayıtlıdır. Favorisi en hafif kilo İle keşan Elau-vitaldlr. Kendisine rakip Gelinciktir.
Beşinci koşu
Dört ve yukarı yaşta saf kan Arap at ve kısraklarına mahsus olup İkramiyesi 500 Ura, mesafesi 2000 metredir. Koşuya i — Yılma?. Ruşen 58, 2 — Güzel Bursa 58. 3 — Fışfış 56. 4 — Çağlayan 56 kilo İle kavıflıdır. Geçen hafta fevkalâde bir koşu yapan Fışfıs İle Çağlayan bu hafta da favori vaziyettedirler. Fakat geçen haftaki yarıştan 200 metre fazla olan ba koşuda her İki atın aynı enerjiyi muhafaza edip edemlyeceğl yegâne üzerinde durulacak meseledir.
Müşterek bahisler :
İkili bahis: 1, 2. 3. 4. 5 İnci koyulardadır.
Çifte bahis: 3. 4 üncü koşular arasındadır.
Üçlü bahis: 2. 3, 5 İnci koşular arasındadır
ŞAZI Tezcan
Muhtelit takımın idmanı
Fuar maçlarına hazırlanmaya baş-lıyan İstanbul muhteliti İlk İdmanını hafta arasında Şeref stadında yapmıştır. Antrenör Refik Osmanın çalıştırdığı bu İdmana davet edilen 28 futbolcudan ancak 13 ü gelmiştir. Tanınmış bazı futbolcuların bundan sonraki İdmanlarda bulunması İçin teşebbüslere girişilmiştir. Süleymanl-ye takımı He yapılan ekzerslz maçım muhtelit takım güçlükle ve ancak 0-1 kazanabilin! ştlr. Süleynıanlyeliler çok güzel ve anlaşmış bir takım halinde oynamışlardır. Kıymetli İdareciler elinde bulunan süleymanly ellilerin çalışmalarını tavsatmadıkları takdirde bu senekl liglerde lyl bir derece tutacakları muhtelit takım İdmanında anlaşılmıştır. MuhteUt takım ikinci İdmanını bugün yapacaktır.
Fenerbahçeliler futbol mevsimini açıyor
Fenerbahçeliler yeni futbol mevsimini önümüzdeki salı günü saat J6 da kulüp merkezinde yapacaklara bir toplantı He açacaklar ve zarı 3Acl-vertlllerin A, B, C, takımları o giin sahaya çıkarak bilfiil idmanlara baş-hyacaktir. Bütün futbolcuların bir araya gelmesi dolayısile kulüp tarafından bir ziyafet hazırlanmıştır. 3u arada geçen senenin Maarif mükâfatı maçları şampiyonluğu ile Başvekil kupası galibiyetini «uzanan takım oyuncularına kıymetli birer hediye verilecektir.___________
RADYO
ANKARA RADYOSU
18.00 Radyo çocuk kulübü, 18.45 Dans orkestrası, 19.00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün. 19.25 Dans orkestrasının devamı, 19.45 Konuşma, 20.00 şarkılar, 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Fasıl. 21.10 Salon orkestrası, 22,00 Dans müziği (pl.), 22.15 Konuşma, 22.30 Dans müziği (pl), 22.45 Haberler yarın sabahki program
7.3ü Hafif müzik (pl.l, 7.45 Haberler, 8,00 çeşitli hafif müzik (pL), 830 Operet parçaları (pL), 9.00 Saz eserleri. 9.10 Konuşum. 9.20 Opera uvertür ve potpurileri (pl.l, 0.45 Halk müziği, 10.00 İzahlı müzik, 11.00 Temsil Pazar Skeci, U-2Û Çeşitli sololar (pl.), 11.40 Müzik, 12.15 Yurttan
sesler, 12.45 Haberler. 13.00 Müzik.
İstanbul Halkevleri
iBaftaraJt 3 eü roy/adai
Bir gece gençlerin hemen hepsi, he» vesileyle geldikleri. Evlerindeydller, O gece bir sinema verilecekti. Bir hafta evvel de vaadettiği halde gclml-yen bu »inerna o gece de gelmlyerek Fatih Halkevlne kendini göstermeye parlak bir vesile Vermiş oldu.
Biz, ne yalan aöyüyelim, sinemanın başhyacağı saat dokuzda makinenin yerinde olmadığım görerek sevinin tiye başlamıştık. Ev mensuplarından bli'lnln — tam vaktinde — halka vaziyeti bildireceğini ümldettlk. bekledik. Öyle ya belki telefonlu meşguldüler, belki henüz kendileri de bir şey bilmiyorlardı Halka ne söyliyecekler-dl?
Evet, güç amma, vazıyeti, olduğu gibi söylemenin, müsamerenln tam Hân edilen saatinde söylemenin, oraya toplanan halka Evin saygısını göstermek olduğundan bekledik. Dakikalar geçti. Ümidettlk kİ artık daha, geclkmeylp biri sahneye çıkacak, bize sinema görmlyeceğimizl. fakat bıınun bizim İçin bir mahrum i vet olmıyaca-ğını, çünkü sinema yerine Evin mümessillerinden ve yine orada bulunan diğer kolların sanatkârlarından bir çok güzel şeyler dinltyerçğlmlzl söyli-yecekti. Bekledik.,.
O gece gelenlerin davetiyelerinde sinema verileceği yazılı olması bütün davetlilerin sinemadan başka har hangi bir müsamereyi istekle karşılamaları lâzım gelmez. Çünkü davet-lUer bir İkinci defa olarak kös kös dönmektense elbette, en sinema düşkünleri bile, birkaç hakikî sanatkârı alkışlamaktan zevk alırlar. Sanatkârlar da elbette üşenmezler ve böyle bir vesileyle kendilerini Göstermekten zevk duyarlar.
Zihnimizde bu duş.acelene biraz daha bekledik. Tam .u çeyrek geçe Evin bir mümessili sahneye çıktı. Sinemanın yapılamıyacağırtr; herkesin evine dönebileceğini söyledi.
Davetlilerin ekseriyeti vadedllenl alamıyan bir çocuk hüzniyie Fatih Halkevinden ayrılırken biz ağlıyacafc kadar slnlrienmlştik- Nasıl sinirlen-miyellm? Fatih Halkevi de, başkasının sözünü tutamamasmdan cesaretlenmiş gibi, davetlilerine karşı sözünü tutmaya çalışmadı. Elüıin altında gecenin bir kısmını güzelze geçirteedî İmkânları varken istifadeye kalkmadı.
Okuyucularımız şimal, niçin verilen bir temsilden değil verılmjyeu bir nıü-samereden bahsetmeyi bir vazife saydığımızı takdir buyurrmışla>dır. Çünkü o gecenin böyle yağmurla sönen bîr hava! fişeği gibi hazin olması her hangi bir kanaatle izah edilemez. Dünyanın her yerinde bLr teamül vardır. Bilhassa böyle davetiyeyle ter-tlbolunan müsamerelere gelenler o >j döndürülmezler. Çünkü davetliler, misafirler umduklarını değil bulduklarını yerler. Yeter kl vlyecek bir şey bulsunlar, öyle elleri boş. keyifleri kırık, zevkleri bozgun kös kös evlerine geri dönmesinler.
Fatih HalCevinin o günkü caiihsiz-liği Halkevlerine bir misal olmalı, bu gibi vaziyetleri lâyık olduğu şekilde karşılamaya hazırlanmalıdırlar. Bu vaziyetlerde yapılabilecek o kadar çok şeyler vardır kl, havsalası lat olanlar bile, onları daha evvelden tesbit ederek hazırlanabilirler. Hele, o gece olduğu gibi, hiç bir şey yapılamıyacağı kürü iddialarına yer yoktur.
Şile Halkevi 1939 da açılmış. Maatteessüf henüz ziyaret edemedik- Üç yüz kişi alacak bir salona malik olduğuna bakılırsa elinde imkânlar da var demek. İlk fırsatta andan bahsedeceğiz.
Sarıyer Halkevi 1940 da açılmış. Bugün beş senelik ömrü var demek. Salonu güzel. Sahnesi de ufak bir himmetle çok güzelleşebilir.
Sanyer Halkevi sahnesinde gördüğümüz bir piyes bize kafi derecede hazırlanmadığı hissini vermişti. Bu sebeple temsil kolu hakkında herhangi bir hüküm vermek istemiyoruz. Çünkü Sarıyer Halkevi gençlerinden olan Sadettin Erbll’in geçen taş (Doktorun hatasıs ndakl muvaffakiyeti, bize o akşam seyrettiğimiz gençlerin arasında da o temsilde kendilerini belirtemiyenler olabileceğini hatırlattı. Bu kış faaliyetlerini yakından ta-klbedeceğiz. O zaman hepsinden ayrı ayrı bahsederiz.
Kartal - Yalova - Yeşilköy bu sene açılan son üç Halkevidir. Faaliyetleri hakkında henüz bir şey söylenemez. Bu kış İlk İşimiz onları okuyucularımıza tanıtmak olacaktır. Yalnız sırası gelmişken onlara kendilerinden evvel Halkevi olmak payesine erişmiş olan arkadaşlarını taklide kalkmamalarını, muhitlerine İyice İntibak etmeye çalışmalarını, muvaffâkiyetin ancak bu yolda olduğunu hatırlatalım.
Selim NSzAet Gerçek
Taksim İnönü gezisi karşısında
OPERET BAHÇESİ
BU AKŞAMDAN İtibaren
MODERN KIZLAR
Büyük Operet 3 perde
8nkelarldisln tn gttzel en neşeli opereti taymetll Sanatkâr CELAL SURURÎ lostromo — Zeynel Yalpa Röltlnde 3 saatiniz! neşe kahkaha içinde geçirtecek.
Pazar matine 17.30 — Akşam 21.30
Atom devrine girerken
Hürriyete dair
— III —
Bütün hürriyetlerin başında gelen fikir, söz, yazı hürriyeti günlük gazete ölçüsünde bir kaç makaleye sığar bir mevzu değil. d ir. B, Croce 1942 de Londıada çıkan (1) The Anatom Yof Free-dom adlı bir eserde, ilim, sanat, medenî faziletler, insani. — mü-n&s ebetler, cebir ve zulüm sis. temlerine dayandığı vakit birer hiç olduğunu iddia ediyor. Ona göre bu sahalarda faydalı ve sağlam olan her şeyin devamı henüz tükenmemiş olan hür kafaların mevcudiyetine ve za. manla edinmiş olduğumuz lti-yat’ara bağlıdır. Fakat, hürriyetin asıl kökleri ve can damarları şüphesiz hür kafalara bağlıdır; çünkü sırf itiyada bağlı olmak, zamanla insanlara başka itiyat, lan zorla kabul ettiren, nesilden nesile kafamızı çürük ve inanır olnııyan fikirlerle yetiştiren eski ve yeni İstibdatlar «hürriyet" i tamamen imha edemeseler bile bir kaç nesil için ağza almağı bile b r nev’i hiyanet vı yahut irtica şekline sokabilirlerdi.
Fikir her vakit muhit, terbiye, menfaat gibi zaman ve mekânının şartlarına göre ş'-kil almıştır, Eu şarVara uymiyanlar, içinde yaşadıkları istibdadın derecesine göre, ip, ateş ve satırla can ver. mis’er, en ehven cezalan aman aralık vermeyen maddi ve mânevi bir nev’i tazyika tahammül etmek mecburiyetleri olmuştur. Renesansa kadar, fikir hürriyeti din, İlim sahasında, siyasî sahadan çok fazla kurban verdi. Fa. kat her zaman hayatiyeti kalmamış şartlara, hakikâte uymı. yan fikirlere karşı bidat çıka, ranlar, yani hür kafalılar, yanı idealistler muasırlarına göre »ne kendi etti rahat, ne halka verdi huzur» n'vinden adamlar sayılmışlardır.
Fikir hürriyetinin Garba nis. peten Şarkta daha az kurban vermesi, Sarkın 'müsamahasından değil, fikir hürriyetinin Saiktaki şartlar altında daha müşkül ve az yetişmesinden İleri geldiğini sanıyorum. Her halde biz «hürriyet» kelimesinin lügat kitabında bile tecviz edilmediği bir muhitte yetiştik. Fakat Garp, ta yetişen bu kıymetli nesne bizden evvel memleketimize aşılanmış. bir hayli meyva vermişti. Âdeta muayyen bir zümre İçin kuds! bir .mâna almıştı. Gençliğimizde siyasî rejimimizi bir İh. tilâ’le değiştirdik. Gerçi siyasî sahada hürriyet gelişmedi ama İçtimaî, fikrî ve İlmî sahalarda hayli bir gelişme olduğunu in kâr etmek nankörlük olur.
Son yirmi küsûr sene. Birinci Cihan harbile, çok şükür bugün sona eren, İkinci Dünya harbi arasında diktatörlük ismi altında dünyada hürriyet düşmanı bir takım siyasî rejimler yüksel. d‘, Bunların gelişme yıllarında hayatımız Garbde geçti. En iyi şartlar altında bile gurbet İnsanı çok oblektif yapıyor. Bu hal diktatörlük memleketlerinden kovulan veya ihtlyarile çekilen ilim ve fikir sahasında bir takım hürriyetzedeleri yakından tanı, mak fırsatını verdi. Bir taraftan bunlar, bîr taraftan da kendi hür müesseselerini hür fikirlerini ebedî farzeden demokrasi halkının bunlar lıakkındakî hükümle, ri bana iki şey öğretti:
»Hürriyet» kendi başına, onu koruyacak bir muhit olmazsa hiç bir zaman masun değildir. Bu diktatörlükler, İnsanî bakımdan bütün zulümlerine ve İnsaniyetin medeniyette çok geri olduğu a'nrlara benzeyen kötülüklerine rağmen teknik bakımdan çok kuvvetlidirler, hattâ teşkilât--’n-lar.
Hakikat halde bu son cihan harbi bunların o günlerde köhne ve vakti geçmiş diye alay ettikleri demokrasilerden çok kudret. 11 ve hazırlıklı olduklarını İspat etti. Fakat Başkan Truman'ın dediği gibi nihayet İnsanlığın vakarına İnanan ve hür yaşıyan İnsan _ nev’i ne kadar tekniği İlerde olursa olsun hür olmıyan insan — nev’ine galebe çalması mukadderdi. Neteklm çaldı da. Çünkü, gerçi teknik kudreti ol. mıyanlar ne hafbde ne de sulh-
(D Ailen and Unwln kltahevl tarafından büyük adamların «Hürriyetin anatomisi» adı altında tınlanan yazılarıdır.
te medeniyetin İleri bir mertebe, sine varabilir, fakat teknik ilerlemeler nihayet hür kafaların ilim sahasında ve muhayyile ve keşif kudretinden doğar. Almanya belki biraz da ÎMm adamlarını sürdüğü İçin gücü ancak pilotsuz bomba tayyarelerine kadar yetti; atom bombasını hür İnsanların hür âlimlerinin müşterek çalışmaları keşfetti. Gerçi bu cehennemi silâhı hiç bir tarafın her hangi insaniyet kitlesine karsı kullan, d iğini görmek insana azap veren bir hâdisedir. Fakat, fikir hürri-yetile övünenler hiç olmazsa bunu kullanmakta aylarca tereddüt etti. Fikir hürriyetinin bu silâhı önüyecek bir şey bu. ’acağı. dünyaya sulh ve saadet getirecek bir şekle sokabileceği ümidini' de taşıyoruz. Çünkü biliyoruz ki, tesadüfen bunu Nazi Almanya veya faşist İtalya ötekilerden evvel bulmuş olsaydı, üstün - ırk ve üstün _ millet palavrasına dayanarak insanların ancak kendilerine esir sıfati-le işe yanyacaklanru sağ bırakırdı.
Burada, bir nevi insanların diğer nevi insanlara er geç galebe çalacaklarına inanılırsa, ba. zı milletlerin üstünlüğünü de kabul etmek lüzumu hatıra geliyor ki bu da hakikatten pek uzak değildir. Fakat, bu üstünlüğü maddiden ziyade mânevi vasıf, i arda, inanılan kıymetlerin insaniyete şâmil büyüklüğünde aramak lcabeder.
Üstün millet ve insan vasıfla, nnm başında «hürriyet» geldiğine nazaran bu kıymeti muhafaza edebilmek İçin zamanın şartlan, na göre âyarlamak, nerede ve ne dereceye kadar fert harketlerlnde serbes olduğunu takdir etmek lâzımdır. Fikir ve yazı, hülâsa bü. tün yaratıcı insan kabiliyetlerinde vücudu elezm olan bu mübarek kıymet İçtimaî sahalarda ekseriyetin selâmet ve faydasını gözetmek şartlle var olabilir. Bugün millî sahada ekseriyetin refahını temin edemlyen hürriyet, belki yarının şartları İçinde bü. tün İnsaniyeti faydalandıracak, dünyaya sulh getirecek bir vaziyet alacaktır. Bakat bütün bunlar bilgi, teknik ve teşkilâta dayanan şeylerdir. Hülâsa, hürriyete ulaşmak İçin maddî şartlan ihmal etmek İmkânı yoktur; çünkü «hürriyet» ’ln, ekseriyeti bugünün medenî milletlerine göre koyu bir sefalet İçinde yaşıyan yer. lende payidar olması mümkün değildir.
Fakat şunu da unutmamalı kİ, her ferdi Karun kadar zengin bir cemiyet içinde de hürriyeti mut. lak yaşatmak mümkün değildir. Çünkü hürriyet sadece maddî vasıtalarla yaşıyamaz. Hürriyet her mânasile derece derece her fert ve zümrenin paylaşması, herkesin birbirinin fikir, hareket ve söz hürriyetine hürmet etmesi şartile payidar • olabilir. Çünkü bu vaziyet bir nevi mütekabil medenî kontrol vazifesi görür, çünkü hürriyet, cemiyet, fert ta. rafından kontrol edilmediği za, man. anarşi denilen ve İstibdat mekanizması yaradan, hürriyeti İnhisar altına alan diktatörlük, ler vücuda getirir. Serbes İntihap, muhtelif partiler, serbes matbuat, saire vesaire hürriyeti her zaman korumağa mukadder olmamıştır. Buna en yakın misallerden biri İtalya olmuştur. Demek ki, hürriyeti yalnız harici bir idare mekanizmâsile de yaşatmak mümkün değildir. Mut. lak ve mutlak bazı mânevî vasıflar lâzımdır.
Acaba, hürriyetlerini her ne. vl buhran içinde muhafaza edebilmiş milletlerde hangi vasıflar en çok İşe yaramıştır?
Evvelâ fikir sobasında mütekabil müsamaha ve hürmet. Bu nokta üstünde biraz duruyorum, çünkü müsamahasızlık maalesef bizde İçimizde kanayan ve îşlL yen, fikir selâmetini. İçtlmeî ahengi bozmağa namzet bîr hastalıktır. Bu hastalık asırlar-danberi içimizi kemiren softalik illetidir. OsmanlI devrinin İnhitat günlerinde bu hastalık yürüyen ve yaşıyan bîr dünyaya ayak uydurmamıza mâni oldu. Bugün de siyasî sahada İfrata varan İdeologlar birîblrlerine sopa sallamaktan eeri durmuyorlar.
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:
“ Yemekler yenmek için değil, tatmak içindir!.,,
Nuruosmaniyedeki konakta yapılan yemekli salı toplantılarının bazı hususiyetleri..
| Üç aylık içgiiveyi — Salı toplantıları — Nuruosmaniyedeki konak
( Hacının redingotu — Edebiyata giren yemekler — Kaymak çekirdekli ( kayısdar — ^Cennet taamı» nedir? — Hindili börek — Kitap yazan j âlim bir ahçı — Yemekler niçin pişirilir? — Şiir yazar gibi yemek ) yiyen bir insan
İSOB da Gülhane — Grup İçindeki maruf simalar, ön sıradan İtibaren: Doktor Orhan Abdi. Süleyman Numan paşa, cerrah Vltlng paşa, Dayke paşa, Raşıt Tahsin, masaj hocası doktor Şemseddln, dahlllyecl İhsan Ali bey, ayakta ön sırada: Tevflk Salim paşa, doktor Cavlt, güzelliği İle meşhur şvester Margrit, bas şvester, meşhur clltçl Talât Hoca, Refik MünLr paşa, şvesterler, doktor İbrahim Vasıf [kolları kesilen kıymetli röntgendi, doktor Reşat Rıza. Üçüncü siradakller: Lûtfl Midilli, Haydar İbrahim, Rüştü Recep, eski Başvekil doktor Refik Saydam, doktor Mazhar Osman, kimyager İbrahim Etem, Rauf Fehmi. Arkadakiler: Sıtma mücadele reisi Asım, «ski Şehremini operatör Emin, operatör Nalm, İsmail Hakkı, Tıp Talebe Yurdu müdürü Fuat.
Son derece kısa bir evlilik dev. resinden sonra — üç aylık bir iç güveylliğl — Süleyman Numan bütün hayatını tamamile bekâr olarak geçirdi. Yalnız onun evindeki İntizam ve nefis yemekli toplantılar evlileri de kıskandıracak bir derecede İdi,
Arkadaşları salı günleri mutlaka bir yerde toplanırlardı. Bir salı Hayreddln paşada, bir salı Ziya Nuri’de, bir salı Asaf Derviş paşada, bir salı Süleyman Nu-manda ve saire...
Süleyman Numan Nuruosmani yedeki konağı (şimdi Tasvir gazetesi idarehanesi) devrin ve ilerinin bazı tıp üstatları İle dolardı. Bu ev bir manastır halinde gibi İdi, Yakın akraba ve hastalar müstesna kapısında^ kadın girmezdi.
Gayetle ciddî tavırlı gözlüklü bir erkek ahçisı, bir de «Hacı» diye çağırılan uşağı vardı.
Misafirlere kapıyı »Hacı» açardı, Süleyman Numan sokak giyinişine olduğu gibi ev giyinişine de fevkalâde dikkat ederdi. Misafir, ler kendilerine kapıyı açan genç uşağa, Hacıya dikkat ederlerdi. Eğer o redingotunu giymişse, yukarıda paşa da mutlaka redingotludur, Zira «efendi» s[ redingotunu giydiği zaman «Hacı» İki eli kızıl kanda olsa kendi eski redingotunu üstüne geçirirdi.
Hattâ Süleyman Numan bir gün gayet garip bir şeyin farkına varmış ve bu müşahedesini çok sevdiği genç muavini Tevflk Salime şöyle anlatmıştı:
— Garip bir şey keşfettim. Ben ne yaparsam Hacı onu aynen taklldediyor. Meselâ saat kordon takıyorum. O da takmağa başladı. Geçen gün «dur şunu bir tecrübe edeyim!» dedim. Saatimin-kordonunu üst düğmeye al. dım. Akşama gelince farkettir-meden Hacı’mn kordonuna bak-
Demek ki markası zaman zaman değişen bu softalık salgını — dikkat etmezsek — Yarının dün. yasına da ayak uydurmamıza mâni olacaktır. Başta münevver, ler, her vatandaş, bilhassa hoca, lar bu derdimize çare bulmakla mükelleftirler.
Hürriyeti yaratacak ve beşliye-cek en kuvvetli vasıflardan biri de iç - inzibatı öldüğünü unut, mıyalım. Maddî ve mânavî Iştihamızı ve ihtiraslarımızı Ayarlamak bakımından hür memleketler İçin çok lâzım olan bu vasıf da maâlesef aramızda çok azdır. Hattâ bu vasfı taşıyana bl.
tım. Üst düğmede!., Ertesi günü kordonu en alt düğmeye çektim. Eve dönünce baktım. Hacıda kordon alt düğmede! «Belki tesadüftür» dedim. Kordonu tam ortadaki düğmeye getirdim, iki saat sonra gözüm ilişti Hacmin kordonu orta düğmede...'»
Lâkin Süleyman. Numaran göz. lüklü, ciddî tavırlı ahçisı «Niko-lâki efendi» çok daha mühim bir tipti.
Edebiyata giren yemekler..
Zira Süleyman Numaran hayatta en büyük zevklerinden biri de nefîs yemeklerle süslü bir sofra idi. Son derecede itina ile hazırlanan bu yemeklerden Siiley. man Numan gayetle az yerdi ve meşhur doktor daima şu veclzeyi en büyük tıp düsturu olarak tekrar ederdi:
— Yemek yenmek içLn değil, tatmak içindir!...
İşte Süleyman Numan’tn sofra kanunu: Gayet nefis yemek olacak ve son derecede az yenilecek. Süleyman Numaran yemek hususunda bazı nefîs keşifleri vardı ki bunlar hattâ edebiyata bile geçmiştir.
Bu keşiflere ancak hakikaten artist bir ahçı olan Nikolakl efendi cevap verebilirdi, Balkan hiikû metlerinden birinin tebaasından olan Nikolakl efendi, en bolluk zamanında lyl bir aylık da alırdı. Yemesi, İçmesi, yatması, kalk-ması her şeyi Süleyman Numan-dan 7 altın'lira... O »amana göre bir ahçı için mühim para. idi am_ ma değerdi. Zira Nikolakl efendi hakikî bir ’ «mutfak dâhisi» idi. Meşhur tıb üstadının yemek hu. susundaki keşifleri ne id!?.. Nuru osmaniyedeki konağın kendisine mahsus bir takım yemekleri vardı.
Süleyman Numanın sofrasın-raz da aptal, köhne kafalı gibi İsimler de takarız. Şurasını ilâve edeyim kl İhtiras haddizatında kötü değil, hattâ faydalı bir hayat ve İlerleyiş unsurudur. Millet İçi ve millet dışı insaniyete lyl başarılarla kendini tanıtmak lis-tlyenlerin bazen bütün bir ömür süren emek ve meşakkatleri her halde hayırlı bir şeydir. Yeter ki çalıştığımız sahada bizi geçenlerin hakkını tanıyacak kadar İç İnzibatı, aynı sahada bizden geri olanlara el uzatacak kadar dostluk ve muhabbet gösterebilelim
Halide Edlb . Adıvar
da asla içki bulunmazdı, amma orijinal birçok yemekler görünürdü Meselâ bunlardan biri «kayısı tatlısı» İdi ki Çerçöp Sa. teinin kalemi ile edebiyata kadar girmiş, hakkında şiirler yazılmıştı. Nuruosmaniyedeki konakta ya pılan «kayısı tatlısı» şöyle hatırlanırdı. Tokaloğlu kayısısı alma, cak haşlanacak, içi açılacak, çekirdekleri çıkarılacak, bunların yerine mînl mini kaymak parçalan yerleştirilecek. Sıra ile dizilecek. Üstüne de iyice rendelenmiş Hindistan cevizi tozu konu, lacak. Bir kat kaymaklı kayısı, bir kat Hindistan cevizi tozu,,. Sonra tatlı İyice soğutulacak. Buzlu buzlu sofraya getirilecek.
Süleyman Numan’tn konağının meşhur yemeklerinden biri bu İdi Netekim Çerçöp Sami onun hakkında yazdığı bir kıtada şu mısrala tatlının güzelliğini anlatıyor:
«Cennet taamı varsa bu cennet taamıdır.»
Konağın ikinci meşhur yemeği de « hindili börek » ti, «Nikolaki efendi» bunda bütün meharetini gösterirdi. Hindi eti gayet ince ince kıyılacak ve bö-reğin arasına bol bol bu konacak. Yufka gayet az. Adeta bir bohça halinde onu kuşatacak sıcak sıcak, kıtır kıtır sofraya getirilecek.
Bu da hakkında en güç beğenir kimselere bile uzun şiirler yazdırmış nefîs bir yemekti. Yine Çerçöp, Saminİn bunun hakkında çok güzel mısraları vardır.
Bu mısralardan birinde Süleyman Numaran para telâkkisi ne güzel anlatılıyor:
«Paranın kıymeti bir âleti zevk olmasıdır.» Aynı kıtanın içinde, sanatkârane bir tarzda hindi böreği ve lezzeti tarif edilmektedir. Büyük yuvarlak kâğıt helvala. nnın arasına kaymaklı, çilekli, vişneli dondurma koyarak misafire İkram gibi, Süleyman Numaran evinde birçok güzel keşif-, ler de vardı.
Âlim bir ahçı!..
Tıp üstadı atıcısını pek severdi. Nikolakl efendi hakikaten kim şeye benzemlyen bir ahçı idi. Muhtelif milletlerin yemekleri, fakat bilhassa şark yemekleri hakkında tetkikler yapmış, bir de büyükçe kitap yazmıştı.
Süleyman Numan bundan bahsederken:
— Bizim ahçı da ulemadan bîr adam... Tellfatı var derdi
7 altın lira alan ahçıdan bahis açıldığı zaman:
İzmir fuarı
Açılış programı hazırlandı
İzmir (Akşam) — İzmir fuarının açılışına alt program, İzmir Beledi ye başkanlığınca hazırlanmıştır. Buna göre açılış töreni 20 ağustos pazartesi günü saat 18 de Lozan meydanında yapılacaktır. Puan, hükümet adına Ticaret Bakanı Hali Karadeniz açacak ve bir nutuk söyllyecek-tlr. Fuarın açılış töreni, şöyle olacaktır:
Saat tam 18 de Lozan meydanında Ankaradan, İştanbııldan Ve diğer yerlerden gelecek davetlilerle İzmir halkı toplandıktan sonra İzmir şehir bandosu İstiklâl marşını çalacak, meydanda hazırlanan kürsüden evvelâ Belediye başkanı Reşat Lebleblcloğ-lu. daha sonra da Ticar't Bakanı Ralf Karadeniz taraflarından birer nutuk lradedikccktir. Ticaret Ba-
kanının nutkunda harb sonrası devresi ticaretimiz İçin yeni direkti Her bulunacağı tahmin ediliyor. Bundan sonra Lozan kapısını kapayan kur-delâ kesilecek ve fuar sahasına girin . lerek bütün paviyonlar ge-İlecek.Ur. S?
Fuarın açılış töreni için 3000 acietLJ davetiye dağıtılmıştır. Bakaulardanû-çoğu, fuar zamanında İzmlre BeltrrefcÇM fuarımızı ziyarEtl vadehnlŞlerdh q_
Bu seneki fuar; geçen ■. ıllar fuar-O lanndan üstün ve güzel olacaktır.— Bilhassa geceleri aşıklandırma Işl.fe fevkalâde parlak olacaktır Ncua— lâmbalarlyle yapılan renkli ışıklan-fO dırmaya hayli para snrfidllmlşse deflj fuarın gece görünüşüne şahit, olunca > bu işe sarfedilen emeffln iıyrlnde ola- —
S
İzmirde şimr iden kiMHüvjıg oır 4-î** yareteî tit|ç i noze çarpıyor. Oteller-'»—
>%
Fuarın muhtelif inşaat ve dekötQ işlerinde çalışan yüzlerce elemanın— bir kısmı İzmirli değildir, dış şUıir-İ* lej-inıizden gelmiştir
Paraşüt kulesi. bı> sene için v-.-p-CÖ yeni şekilde ışıklandırılmışlır. (D
Devlet konservatuvarı opera v&> -tiyatro kısımları fuarın devasnmttr**
açık hava tiyatrosunda temsiller vereceklerdir. Devlet konservat. livarı
Optra kısmı; Ankaradan ilk defa ve o da fuar münasebetiyle İzmlre seyahate çıkmış bulunuyor. Bu; İzmirliler lçVı ayrı bir mazhariyet sayılıyor. Konservatuvarın müzik ve koro grupları da gelmiştir. Tam 1162) kişilik kadro, tempU’^r İrin provalara başlamıştır.
İncir, üzüm
Bu seneki mahsul çok nefîs
İzmir (Akşam) — Ege bölgesinin bu seneki üzüm rekoltesi 60,000 ton, incir rekoltesi İse 32.000 ton tahmin edilmektedir.
Harbin sona ermesi sebebiyle bu iki mühim İhracat mahsulümüzün lyl flatlerle dış piyasalara satılması mümkün olacağı kuvvetle tahmin ediliyor. Bu seneki üzümler, iri taneli ve etildir.
İncirler de. şimdiye kadar görülmemiş derecede nefis, ballı ve iridir. Havaların bu şekilde devamiyle mahsullerin nefaseti bozulmıyacağl umuluyor.______________
Tİc Şehrimizdeki sanayicilerin kuracakları sanayi bankasının hazırlıkları tamamlanmıştır. Yeni banka, Sııltanhamarnındaki eski Alman bankası binasında kurulacvaktır. Sanayi bankasının sermayesi 1.800 000 liradır
— Ciddiyeti, temkini, telifi, herşeyi var... Burada ahçılığı bırakıp memleketine gitse orada Başvekil olurdu,
Diye konuşulurdu.
Süleyman Numan'm nefis yemeklerle süslenen sofrasında zamanının en meşhur doktorları, kendi asistanları daima, Gülha, nede öteki şubelerde takdir etti.* ğl, sevdiği asistanlar da bazen bulunurlardı Vakit dalma eğlence ile. lâtife ile, ilmi bahislerle geçerdi. Süleyman Numan nükte hayranı idi. Bu sahada derin bir müsamahası da vardı.
Arkadaşları arasında yemek yemesinin güzelliği ile de şöhret salmıştı.
Eski dostlarından bir ilim adamımız:
— Yemek yemek gayet basit bir hareket gibi görünür. Lâkin nadir kişiler hakikaten güzel yemek yer. Süleyman Numan için hayatımda rasgeleliğini «en güzel yemek yiyen adam» diyebilirim, Sofranın başında şiir yazar gibi, resim yapar gibi âdetâ güzel sanatlardan biı- iş gibi yemek yerdi. Adabımuaşeret kaidelerine en fazla riayet eden kimseler bile ondan daha İyi vemek yiyemez. Jerdl Üstelik ondaki hareketler yapma değildi. îclne, benliğine sinmişti. Bu itibarla onun yemek yeyişini seyretmek bile insan için bir zevk olurdu
Hikmet Feridun Es
Snhlf^
SRŞAM
POSTACI 3
Akşam oluyordu. Postacı çardaklı evin kapısını çaldı. Bir genç kadın belirdi. Postacının uzattığı mektubu aldıktan sonra:
— Bir dakika bekler ınisinj2.. dedi, içeri koştu. Postacı bu gidişin sebebini bilirdi. Genç kadın bahşiş getirmeğe gitmişti. Neteklm biraz sonra İçeriden: «25 kuruş verelhıı.. Yok mu.. 20 veremem ayıp olur!.,.» gibi sözler İşitiliyordu.
Kadın sokak kapısını açık bırakmıştı. Her zaman böyle yapardı, şimdi postacının gözlerinin önündg bir saadet tablosu vardı.
Serin taşlıkta bir akşam sofrası kurulmuştu. Büyük tabağın İçinde dilim dilim kesilmiş kıpkırmızı etil Ve kara çekirdekli karpuz, uzun tabakta domates salatası ve öteki yemekler... Kadehler, dışı soğuktan bu-ğu ulaşmış bir şişe!.. Kenardaki radyo açılmış. Baş ağrıtmayan, hafif bir musiki ışıklı kutudan âdeta damla damla akmakta... Kanardaki bahçe kapısı da hava gelsin diye açık durduğu için şakaikleriıi, akşam salalarının açılmış olduğu görünmekte idi.
Yerde iki kedi yavrusu birbirlerini yalancı ısırmalarla korkularak alı alta üslüste oynuyorlardı. Postacı bu yavruların annelerini, onların doğuş kamanııu bildirdi. Çünkü eve daima şnektup getirirdi.
Açık kapı önünde yorgun postacı şu tabloyu seyretmeğe doyamiyordu. Gelecek bahşişin biraz daha uzamasını, bu saadet manzarasını biraz daha fazla seyretmesini istiyordu.
Nihayet genç kadın- ellndie bir yirmi beş kuruşla geldi. Hakikaten ptk güzeldi. Postacı onun parmak kadar Olduğu zamanlan da bilirdi. O vakitler ona arkadaşlarından bayram tebrikleri. kartpostallar vesaire getirirdi. İki tartında İki lüle saçı olan o vakit de çok güzel bir kız çocuzu İdi, Adam, içinde gayet sönük bir ampül yanan postaneye girerken kendi kendine: «Seneler ne çabuk geçlyorl..* diyordu.
¥¥*
Bir gün postacı genç kadını sokaa-fca gördü. Ad:.ta heyecanlı İdi. Sordu:
— Acaba bana mektup var mı?.. postacı olmadığını telliyordu. Fakat bir kere daha elindeki zarfları gözden geçirdi. Hayır— Ayşe Ongü) namına mektup yoktu.
— Yok efendim!., dedi.
Fakat ondan sonra dalma postacı mektup dağıtacağı saatte Ayşe On-gül'lü yolunun üzerinde buluyordu. Her zaman mektup soruyordu. Ken-.dlslne gelen bir şey varsa sokakta alıyor, heyacanla koşa koşa gidiyordu
Postacı kendi kendine:
— Mektupları eve niçin getirmememi istiyor acaba?.. Belki bahşiş yermek istemediğinden... dedi.
Başka bir gün genç kadın onun önünü kesti.
— Sizden bir ricam var... Bana gelecek mektupları sabahleyin gdtlrme-ylniz. Akşam geç vakit de istemem. Öğleye doğru, yahut öğleden biraz sonra ettirmez misiniz?..
— Vallahi bu servis saatine bakar. B’'n bc§ kere tevziata çıkarım. Mektupları elimde fazla tutamam kİ... Nö zaman gelirse getirmeğe mecburum.
— Sabahları dokuzdan sonra getirseniz... Akşamlan da 5 den sonra getirmeseniz...
Eski ve mesleğinde kurt postacı derhal sezindi. Mektuplar sabahleyin dokuzla akşam saat beş arası isteniyordu. Yani evin erkeğinin bulunmadığı zamanlarda... Demek gelecek pıektup ondan gizli idi...
Neteklm bir kere bir pazar günü bu genç kadına mektup götürmüştü. Uzun zarfın üstü sert hatlarla yasalı İdi. Ayşe bunu heyecandan bayılacakmış gibi aldı.
Tam bu sırada İçeriden bir erkek Besi:
— Ayşe... Postacı mı?., diye bağırdığı bunan. genç kadın şöyle cevap yerdi:
— Evet... Postacı... Amma bize değil... Yanlış gelmiş...
Ve böyle söyliyerek hemen balışlşi filân düşünmeden kapıyı kapatmıştı. Onu bu kadar düşündüren o uzun zarın mektuptu.
Bir gün de postacının çantasında iki mektup çıktı. Bunların ikisi de Ayşe Ongiil’e yazılmıştı.
Lâkin zarflardaki adrese bakınca postacı pek şaştı. Zira mektuplardan biri vakla Ayşe’nin ismine yazılmıştı amma adres başka idf. Ve kenarına da «Fatma hanim çille» diye kayıt konulmuştu, öteki mektup yine her zamanki vasıtasız kendi adına yazılmıştı.
Başka adresle gönderilen zarf uzundu. Üstündeki yazılar sert sertti. Ayşe bunu aldı.
Artık uzun zarflar genç kadının adına, fakat onun evine değil de İki mahalle aşırı başka bir eve geliyordu-Bu uzun zarfların doğrudan doğruya eve gelmesi mahzurlu idi.’
Postacının içinde blrşcy kırılmıştı. O saadet tablosu gibi evde gizli bir şeyler dönüyordu, ve o melek yüzlü genç kadın bîr takım gizil işler çevirmekte İdi.
Nihayet bir defa yine Ayşe Ongiıle mektup götürdü. Kapıda uzun uzun bekledi. Bu sefer ihtiyar erkek açtı. Zarfı aldı.
Ayşe meydanda yoktu. Postacı dört gün önce Fatma hanını elltc gelen bir telgrafı Ayşeyt verdiğini hatırladı. Bu telgraftan sonra genç kadın ortadan kaybolmuştu.
Ondan İtibaren ne zaman mektup götürse kapıyı hep erkek açıyordu. Ayşe Ongül büsbütün ortadan silindi. Belki de kaçmıştı.
Fesatçının gözünün önünden mektuplarla bütün bir roman geçmişti. Fakat o böyle bir çok »hayat romanları» gördüğü İçin pek şaşmadı..
(Bir yıldızı
BULMACA
18 Ağustos 1945
Dünyanın en büyük uçak gemisi
Çeviren: Zeria ömeri
tnglltercnln en büyük uçak gemisi İndefatlgable hakkında, ancak Atlantik filosuna İltihak ederek Japon tesislerini Sumatrada harabetmesl haberinden sonra etraflı talimat ve izahat alınabilmiştir.
İllustrious sınıfının daha tekâmül ettirilmiş bir tipi olan İndcfatl-gable’ln deplasmanı takriben 30,000 tondur kl, İllustrious, Victorlous ve Formldnble’e nazaran 7000 ton daha büyüktür. Bu da tonaj ItLbarlle kendi tipindeki bütün gemilerden en aşağı dörtte bir nispetinde daha büyük olduğunu gösterir.
İndefatigable'ln yapılmasına kadar, geçen habdenberl uçak gemilerinde pek az değişiklik görülmüştür. Bunların en eskisini. 1918 da yapılan ve sonradan kruvazör biçiminden değiştirilmiş olan Furlous'u bu harbin başında yapılan illuBtrlous'la mukayese edelim:
Furlous (1010) tlluslrious (1939) Tonaj 22.450 ton 23.0000 ton Uzunluk 735 ayak 753 ayak
Genişlik 89,75 ayak 95 ayak
Su kesimi 23 ayak 24 ayak
Mürettebat 1240 kişi 1000 kişi
(R. A. F, mürettebatı dahil)
Ne yazık kl şimdilik bazı emniyet tedbirleri yüzünden İndefatlgable hakkında yukarıdakiler kadar sarih malûmat veremlycceğlz. Fakat söylenebilecek şeyleri aşağıya yazıyoruz:
Tonaj; Takriben 30,000 ton Uzunluk 700 ayaktan fazla Mürettebat: 2,000 kişi kadar.
Dört pervane, Dört makine.
İndefatlgable, Kıratlık bahriyeslnde İlk dört uskurlu ve dört makineli uçak gemisidir. Dört makinenin birleşik kuvvetleri 150.000 beygir kuvvetinde ve 30 milden fazla bir sürat temin edebilecek vaziyettedirler. Beher makine müstakil bir şaft ve uskur çevL-rir.
Tabiî bunun silâhları ve uçak taşıma kabiliyeti hakkında henüz bir şey bilinmemekle beraber size uçak taşıma kabiliyeti hakkında bir fikir verebilmek İçin, ana hangarının geminin bütün boyunca, yani 760 ayaktan fazlı. uzandığını söylemek kâfidir. Kati surette bahse de girebilirsiniz ki eğer bu gemi havadan taarruza uğrarsa müthiş bir baraj ateşi açabilir.
Konfor ve kolaylıklara gelince, tamamen muhafazakâr olan Kırallık Bahriydi Amerikalılardan «tam ev konforu» hakkında ders alınış gibi görünüyor.
Bu gemi üzerinde tamamen stratejik bir mürettebat yerleştirme tarzı vardır. Hemen herkes işinin bulunduğu yere yakın yaşar. Bu da ânî hareketlerde zamandan çok kazandırmaktadır. 73 mahtele dağılmış 170 sofra masası bulunmaktadır. Müteaddit banyo ve duş yerleri bilhassa tropik iklimlerde efradın çok işine yaramaktadır.
Mutfak ve mahfe! edevat ve cihazlarının hemen hepsi elektriklidir. Elektrikli balık ve yumurta pişirecek teller vardır.
Fırındaki dört ocak günde takriben İki bin libre ekmek çıkarmaktadır. Nispeten küçük olan revir son derece modern ve tam teşekküllüdür. Gemide dört doktor ve on hastabakıcı bulunmaktadır.
Geminin küçük ve güzel kilisesi, gemi rahibi tarafından St. Mary'ye hasredilmiştir.
şimdiye kadar anlatabildiğimiz noktalardan, bu geminin her halde gemi harbinde son söz olduğu anlaşılmaktadır.
İndefatlgable, dünyanın en meşhur gemi tezgâhlarından John Brovn'S tezgâhlarında yapılmış ve Lord Lou-ls Mountbatten’ln annesi tarafından denize indirilmiştir. Tecrübelerinde bütün yüksek deniz komutanlarını son derece memnun bırakmıştır.
Bu gemi ana vatan filesiyle de Şimal denizlerinde ve Norveç kıyılarında birçok harekâta İştirak etmiştir.
Arma olarak defne dallarından müteşekkil bir zemin üzerinde bir aslan taşıyan — kl bu On sekizinci asır kaptanlarından Sir Edward Peleew'ln armasıdır — İndefatlgable İsminin beşincisidir. 1348 tonluk İlk İndefatlgable 1784 sonlarında İkmal edilmişti. 1794 te bir güvertesi İndirilerek firkateyn haline getirildi; Sir Edtvard Peleew kumandasında düşmandan birçok esir aldı. 2 nci İndefatlgable 50 toplu ve 2626 tonluk olarak Devon-port'ta denize İndirildi. 1864 senesi Liverpool'da mektep gemisi olana kadar şerefli bir mazi yaşadı.
Üçüncü İndefatlgable ikinci sınıf kruvazör olarak 1896 da denize İndirildi. Dördüncüsü 18750 tonluk ve 8 tane 12 inçlik topu havi bîr muharebe kruvazörü olarak 1909 da Devonport'-ta denize indirildi. 1914 te Akdenizde I Goeben'in peşindeydi. 1915 te ikinci [ kruvazör filosuna iltihak etti ve ertesi ' sene Jutiand muharebesinde batırırdı.
Satılan mallar
Ticaret Ofisi umum müdürlüğünden:
Matbaa mürekkebi ebüytik fıçılar içinde» kilosu
Matbaa mürekkebi «muhtelif renklerde birer kiloluk kutularda 63 sandık 3154 kilo parti olarak
Matbaa mürekkebi «muhtelif renklerde birer kiloluk kutularda 12 sacdık 850 Kg. parti Sarı mukavva 240 Gr. kilosu
Çamaşır mandalı Grosası
Muhtelif deriler «cins ve flatlan
bilir.»
Transmisyon kayışı
»
>
»
»
>
»
olarak»
hakkında servisten
metresi
>
150 mm. en
120
100
85
80
50
Rufoit «tek katlı beher topu Şap «Macar malı» kilosu Barlum Sülfür kilosu
Klorat dö potas ( 100 kiloluk fıçılarda Sülfad dö zonk kilosu
Sülfad dö fer «kara boya çek malı» Toprak boya mavi «Alman maln Toprak boya yeşil «Alman malı* kilosu Badana boyası siyah «Alman malı» kilosu Badana boyası pembe «Alman malı* kilosu çivlt «Utra marln, Macar malı» kilosu Bizmut karbonat «İngiliz malı» kilosu
* Subnitrat «tnglllz malı» kilosu
» Subgalat «İngiliz malı» kilosu
» Salisilat «İngiliz malı» kilosu Matara için halka kilosu
Askı çengeh «matara için madenden» kilosu Çuvaldız «İzmir depo teslimi» 1000 adedi
Krş. St. 100 Lira
11911
3097
105
3 malûmat
Alman malı, Fıçısı
kilosu kilosu
Krş.
13
84
Krş. 3801 3104 2617 2262 2143 1238 2189
82
68 12000
25
30 >
45
49
55
05
00
08
118
121
91
125
120 1513
Korniş çivisi, vida, fırtına çengeli «69 sandık» parti olarak 12699
Sandık askısı «İzmir depo teslimi» 1035 Kg. parti olarak 2135 îki ağızlı demir testere «İsveç malı» 300X25X0.80 mm. düzinesi 384 İki ağızlı demir testere «Gobe marka 300X25X0.85 80 mm. Aleminyum perçin çivisi parti olarak
Battalı kazma adedi
Kürek «muhtelif numara, ağırlık ve şekillerde*
Çekiç
Varyo? a servisten malûmat alınabilir Balta
287 2449
125 Krş,
46
84
st.

O
0.
CM
O
O
E (D >
0 P
"O (D ro s?
O
St.
56
44 « I
44
Adres: Ticaret ofisi umum müdürlük yeni Halde han Bahçekapı - İs-
tanbul. Telefon: 24236- Telgraf: Tarfo (10818»
Parlak çelik halat tsveç malı 24.5 mm. Parlak çelik halat İsveç malı 32. >
Parlak çelik halat İsveç malı 35 » Parlak çelik halat İsveç malı 36 *
Krş 191 182 182
182
Devlet orman işletmesi Biga müdürlüğünden:
M3. nün muham- Muvakkat Mikdan men bedeli
Parti No. Bölgesi Deposu Cinsi M3. Ds3._Ll. Kr.
110 —
1. Sazak Çınarcık Yan mamul çam kerestesi
ıı. » » >
rn.
1 — Yukarıda parti No. Bölgesi,
93,845
200.361 107,074 deposu.
teminatı Lira kuruş
774
22
1 — Yetişip tutmak.
2 — Atomu parçalayabllen maden
3 — Bir ot.
4 — Tersi satılan listesidir - Tekrarlanırsa bir nevi plâv olur.
5 — Başına P» gelirse numara levhası - Başına «P» gelirse takma sac olur.
fi — Sıtma mikrobunu taşıyan sinek - Küçültme eki.
7 — Bir mesafe ölçüsü - içme,
8 — Karyolanın yastıksiz tarafı -Muvafakat et.
9 — Ü2un boyunlu bir kuş.
10 — Tersi teşrinisani - Bir mevsim.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — salthmurat, 2 — Ahşajışa, 3 — Lisan, Uzak, 4 — İşaret, Ars, 5 — Hanedan, 6 — Ma, Tamirat, 7 — Ulu, Nizami, 8 — Rıza. Razel, 9 — Aşar, Amele, 10 — Taksitlle.
CGömlekiş—i
BİRİNCİ SİNİP GÖMLEKLİ |
“ Te): 20098 Sirkeci
f
Gümrük ve Tekel Bakanlığı Müfettiş Muavinliği müsabaka imtihanı
Münhal bulunan 35 Ura maaşlı müfettiş muavinlikleri içir, yazılı ve sözlü bir müsabaka lnıtihaiıi açılmıştır.
1 — Müsabaka imtihanının yazılı kısmında 5 11 945 pazartesi günü snat 9 da Ankara ve İstaıibulda başlanacak ve 7. 11. 945 çarşamba günü akşamı son verilecektir
Aşağıdaki vasıfları ha z isteklilerin 31. 10. 945 salı gününe tı-dar dilekçe İle BakRPi.k teftiş heyeti reisliğine müracaat ederek orada a verilecek hal tercemesi beyannamesin! eklerlle birlikte doldurduktan syıra bunları en geç 3. 11 945 cumartesi günü akşamına kadar teftiş heyeti reisliğine göndermiş bulunmaları lâzımdır.
2 — Mikaba kaya pncceklerdeı; aşağıdaki vasıflar aranır:
A — Memurin kanununun 4 üncü maddesindeki şartları haiz olmak.
B — Müsabaka talihinde yaşı 32 den yukarı cimamak,
C — Hukuk ve iktisat fakülteleri, siyasal bilgiler okulu, yüksek iktisat ve ticaret okulu İle bunları» muadil aynı derecedeki yabancı okullardan mezun bulunmak, «yabancı memleket okullarından alman dip'omaların MiUi Eğitim Bakanlığınca muadeletleri tasdik edilmiş olması •Azımdır.
ç - Müfettiş mesleğlıvn »stllzam ettiği vekar ve ciddiyete aykırı bir hah Bulunmamak,
D — Sıhhatçe TÜrkiyenln her tarafında vazife görmeğe ve seyahatler yapmağa mıisait bulunduğu tam teşekküllü bir resmi hastaneden alınacak raporla tzvnk- edilmek.
3 — Bakanlıkça aranan vasıflan haiz oldukları yapılan soruşturma ile anlaşılandır Ankara ve İstanbulda evvelâ vazıh ve bunu mıiteuklp yalnız Ankarada sözlü bir imtihana tabi tutulacakla!dır.
4 — Münhallere müsabakada kazanılan not cer ecesine göre tayin yapılacak vg bu müsabaka bundan sonra açılacak müfettiş muavinlikleri İçin bir bak teşkil etmiyrcektir.
5 — İsteklilerin İmtihan programını teftiş neyeti reisliğinden almaları
veya m-iktuıüa İstemeler) lâzımdır. (93(9>
110 — 1652 98
110 — 883 36
cinsi, jnlkdan, metre küpünün muhammen bedeli ve muvakkat teminatı yazılı 401.270 M3. yarı
mamul çam kerestesinin İhalesi 3/9/945 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 15 de Devlet Orman işletmesi Biga Müdürlüğü binasında yapılacaktır,
2 — Buna alt şartname Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul, Balıkesir. Bayramiç. Biga İşletme Müdürlüğlle Sazak Bölge Şefliği ve Yenice, Çanakkale Orman Bölge kâtipliğinde görülebilir.
İsteklilerin muayyen gün ve saatte Biga İşletme Müdürlüğüne mumdan,(10848)
Devrek orman işletme müdürlüğünden:
1 — Doıukhane bölgesinin Kestane ormanından Jö 00 metre mikâp çam 70 M3. meşe ve 60 M3. Kayın, gürgen ağacının kesme tomruklama ve Devrek Dekovil istasyonuna nakil ve istif işinin beher metremikâbı 20 liradan açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Eksiltme 20. 8. 945 pazartesi günü saat 15 de işletmede yapılacaktır.
3 — Muvakkat teminat 945 liradır,
4 — Şartname orman genel müdürlüğünde işletmemizde ve Zonguldak bölge şefliğinde görülebilir
5 — İsteklilerin muayyen günde komisyonumuza müracaattan. (10902)
Millî Savunma Bakanlığı
Deniz Okulları Kayıt ve Kabul Komisyonu başkanlığından:
I — Deniz lisesi birine! ve İkincisınıfına bulundukları sınıfta bir dersten bütünlemeye kalan öğrenciler alınacaktır.
II — Deniz gedikli orta okulu birinci, ikinci ve üçüncü sınıflarına, bulundukları sınıfta bir dersten bütünlemeye kalmış olan öğrenciler alınacaktır.
IH — İstekli öğrencilerin Kasımpaşadakl Deniz Okulları kayıt ve kabul komisyonuna başvurmaları. (10959)
Gün Doğmadan Paris
EDEBİ KOMAN
Yazan: Louis Bromfield Tercüme eden: Vâ . Nû
Tefrika No. 31 ■
Erkeğe döndü:
— Bir şeyler mevcudolsa gerektir... Yıldızlarda bir şeyler... Aksi takdirde başıma gelenlerin hiçbiri vuku bulmazdı.
Erkek, ellerini Ro^ie'nin omuzlarına koydu.
— Sen o gideceğin yere: bizim bn-şımıza neler geleceğini öğrenmek için mİ gidiyorsun?
— Hayır... Bir bakıma da evet.
Hâlâ elleri kadının omuzunda, erkek, ona bakmakta devam ediyordu. Gözlerinde bir şeyler oldu. Sanki bu gözler, renklerini değiştirmişti. Yahut da arkalarında bir ışık yanmıştı.
— Sana bir şey söyliyeceğlm, yav rum Eğer sen mesudolursan ben de olurum.. Bu da... Her zaman böyle olacaktır.
Geııç kız, düşündü:
( - şimdi öğreneceğim. Ruha nüfuz edeceğim.»
Fakat erkek fazla bir şey söylemedi. öte yana döndü ve pencereye gitti.
— Ömrümde asla evim olmadı.
Tahsil etmedim. Ne öğrcndlmse kendi kendime öğrendim. Ben hakikaten yabani bir insanım. Eğer bunu böyle kabul edersen, ben ebediyen şeninim. Bu mevzua daU müneccime boş varmağa ihtiyacın yok. *
Kız:
— Evet. Bunu böyle kabul ederim. - dedi.
Delikanlı, kıza döndüğü vakit, onu hararetiyle kucaklıyan bir tebessümle gülüyordu.
— Pekâlâ, git bakalım falcına. Ben uslu duracağım. Löon vesikamı geti-rlnciye kadar evden çıkmıyacağun. Düşünmem lâzım gelen birçok şeyler var. Hayata eski şekilde yeniden geldiğimi hissediyorum. Gözümün önünde ufuklar açılıyor.
Kadın ona maksadını sormak İstemedi. Şu andaki ahenklerlnln bozuluşundan korkuyordu. Erkeği o alaycı tavırlarının arkasına gizlenmeğe sevketmemek isliyordu. Birdenbire, kendini, Nlckyden çok daha yaşlı, çok tecrübeli hissetti. Fakat, aynı zamanda kalbinin hüzün ve gıpta ile bur-
kulduğunu duydu.
**•
Madam. Thonars, Chauss4_d.'Antin meydanında büyük bir evde oturuyordu. Bir tarafında, meşhur ve zarif bir randevu evi. Diğer tarafında ise bir apartman vardı. Sokak eskiydi amma hususlyetslzdi; buradan, Başvekiller, kıratlar, aktrisler, terziler, sefirler ve Amerikan milyonerleri, vaziyetlerinden korkan bütün insanlar geçerlerdi. İstikballerine taallûk eden bir haber almak İçin madam de Thonars'a başvururlardı- Takriben hepsi, bir endişenin şevkiyle buraya gelirdi. Banlan da boş vakitlerini hoş geçirmek için müracaat ederlerdi. Geri kalanlar da sadece deLl olduklarında dolayı.
Mdam de Thonars, hem. meşhur, hem de modaydı. Zira hiç değilse, üç kere büyük tarihi hâdiseleri kestirmiş ti. Arşidük Françolse Ferdlnand'in Saray - Bosna'da katlini, Sırp. Kıralı Aiexandre*m ve Barthou’nun Marsilya'da suikasta uğrayacaklarını, Adolf Hltler'ln iktidara geçeceğin! hep keşfetmişti. Büyük muvaffakiyeti, bizzat kendisi, yıldızlara dair olan tetkiklerine ve kısmen de Avrupa tarihini bilişine atfediyordu. Fakat bu başarısını, zeki bir ihtiyar kadın oluşuna da ve akıllıca, cesurca tahminler yü-rütüşüne de borçluydu.
Almanların gelişi üzerine, Patisten
kaçmayışının sebebi, yıldızların ona burada emniyette bulunduğunu haber verişiydi. Bir sebebi de, İhtiyar, şişman ve obur oluşuydu. Mülteciler yolda giderken fena yemek yerler, ba-zan da hiç yemezler. İşte bunun içindir ki, kapılarını kilitleyip ve sürgüleyip Chaussd d'Antln’dekl evinde kaldı.
Roxle, onu burada, müşterilerini aldığı zemin katındaki odasında buldu. Bayağı bir «taptsserle de verdure» le döşenmiş bir küçük ve karanlık oda kl, yirmi senedenberl tozlan biriktirip durmuş. Hattâ, güneşli bir günde bile, burası karanlıktı, lâmba yakmak lcabederdl. Işık, tavana bir telle asLlı çıplak bir ampulden yayılıyor.
R0xie, İçeriye, bir hizmetçi vaslta-siyle alındığı zaman, müneccim büyük bir masanın önüne oturmuştu. Masada, karmakarışık kâğıtlar, çıplak ampulün altında dağılmış bulunuyordu. Işık, aynı zamanda, İhtiyar kadının geniş ve soluk yüzünü, İri göğsünü aydınlatmaktaydı. Falcı, ucuz bir lokantanın kasadan tarzında, parlak bir kumaştan yapılmış, yüksek yakalı, dar bir siyah elbise giymişti. Roxle, eşiği aştığı vakit, başını kaldırdı, iri bir kurdeleyle bağlı altın kelebek gözlüğünü burnundan aldı; ve:
— Bonjur, matmazel. - dedi,
Roxie, masanın öte tarafındaki İs--k-emleye oturdu. Aynı yerde, evvelce
de sık sık oturmuştu.
Alınanlara, havaya, suya ve rövü-ııün tekraT açılmasına dair biraz konuştuktan sonra, madam de Thonars :
— Sizin gitmiyeçeğlnizl biliyordum. — dedi. — Burada kalacağınız zalçe-nizde vardı. Uzun bir zaman- Nihayete kadar.
Genç kız sordu:
— Neyin nihayetine kadar?
— Parlste bir tek Almanın kalmıya-cağı zamana kadar.
— Buradan kovulacaklar mı?
— Kendileri gidecekler. Etraflarındaki her şey çöküverlnce. kendiliklerinden kaçacaklar.
— Bu ne zaman olacak?
— İhtimal pek uzun zaman sonra.
Madam de Thonars İskemlesinde döndü. Avukat yazıhanelerinde bulunan yanmaz çelikten evrak dolabına uzandı. Bir çekmece açarak müteaddit dosyalan yokladı. Nihayet birini seçti; çıkararak masanın üzerine, önüne koydu.
— Uzun zamandır buraya gelmemişsiniz. - dedi.
— Gelmemiştim. İşlerim pek yolunda gidiyordu.
Müneccim, kelebek gözlüğünün üzerinden Rox‘yc bakarak:
— Ya şimdi?
— Şimdi... biliniyorum. Hor şey alt üst oldu.
Madam de Thonars, önündeki dosyayı açtı.
Rinde bir sigara yaktı. Müneccimse, elinde kalem, bir müddet gök haritaları üzerinde çalıştı. Sonra, haritalarla dosyayı iterek, gözlüğünü çıkardı; gözlerini kapayıp elleriyle üzerlerine bastırdı. Beş dakika böylece kaldı. Nihayet, yaşlı ve şişman vücudundan bir titreme geçti. (Bu temsilin bir numarasiydi; ve zaruri değildi.) Biraz sonra gözlerini açtı, konuşmıya başladı:
— Size bir şey oldu. Bir erkekle alâkası olan bir şey. Evvelce başınıza böyle bir hal gelmemişti, Bu iyi bir şeydir. Ona sarılın. O erkek nereye giderse gidin. Ne yaparsa yapın. Çünkü buna benzer bir şey sizde bir daha asla vuku bulmıyacaktır. Bunun sonu neye varacak, kestiremiyorum. Fakat o şeyin kendisi, hattâ fena bir neticeye varsa bile iyidir. Yeni bir teşebbüse girişmeği tasarlıyorsunuz: ihtimal tiyatroda. Bu, muvaffak olacak, fakat ansızın nlhayetlenecektlr Ne sebepten böyle olacağını size sövliye-mlyorum. Aynı zamanda yen! bir hayat safhasına gireceksiniz: evvelce asla yapmamış olduğunuz cinsten bir İştir bu. Heyeti umumlyesinde her şey mükemmel.
Derken gözlerini tamamile açtı Bir iş adamı tavriyle gözlüğünü taktı; ve önündeki dosyayı kapattı.
(Arkası var)
Sahile 8
AKŞAM
18 Ağustos 1945
Bunaltıcı sıcaklarda serinlemek, sıkıcı havalarda ferahlanmak asabî hallerde sinirleri teskin için HAŞAN LİMON ÇİÇEKLERİ «S? Ancak Avrupa ve Amerikada benzerine tesadüf edilecek derecede yüksek bir kalitede olup pek lâtif kokuludur. Haşan depolarile bütün ıtriyat mağazalarında satılır
HALK ELBİSELERİ
Üçüncü parti halk elbiselerini
Toptan ve perakende satışına başlanmıştır
TOPTAN SATIŞ FİATLARI
Kumaş büyük takım yelekll 5450 Kumaş büyük takım yelekll 5050 Kumaş büyiik takını yelekll 5850 Kuma? takım çift taraflı 8100 Kumaş takını yelekslz 5100
Kuma? takını battal boy 6750 Kumaş çocuk takımı yelekll 4600 Kumaş çocuk takımı yelekslz 4200 Kumaş çocuk takımı Ispor Kumaş çocuk takımı kısa
4200
3250
Kuma? tek ceket Kuma? tek ceket Ispor Kuma? tek pantalon İskoç kaşeli kısa Ço. takım İskoç 503 kısa Ço. takım Kula İsporteks çocuk takımı Kula İskoç çocuk takımı Adalet İskoç çocuk takımı Adalet İskoç ceket
Birinci 1? şayak takım
Ürolog Operatör
DOKTOR
Celâl Dinçer
İdrar ve tenasül hastalıkları mütehassısı.
Pazardan başka saat 3 len
7 ye kadar kasta kabul eder.
Cağaloglu Akşam Kız Sanat okulu yanında No. 18
Nişantaşı, Çınar Caddesi - Hususi
Şişli Terakki Lisesi
Tesis tarihi: 1879
Disiplini kuvvetli, muvaffakiyeti sabit, resmi okullara muadeleti tasdikli özel Türk lisesidir. İlk kısım üçüncü sınıfta başhyan yabancı dil öğretimine daha fazla önem vermek maksadıyla, bu yıl ders saatleri dışında ücretsiz kuvvetlendirme kurları açılacaktır. İLK, ORTA ve Lİ3B kısımlarına yatılı, gündüzlü, kız ve çrkeköğrcrtcl kaydına 20' Ağustosta başlanacaktır.
1 Eski öğrencilerin 15 Eylüle kadar kayıtlarını yenilemeleri gerektir. Telefon: 80547
TOPTAN VE PERAKENDE SATIŞ YERİ: İstanbul Sultanhamam :r faniye Çarşısı No. 18 - İP.
Salâlıaddin Karakaşlı
Dr. Baha Oskay
Ballanmam Kemik ve Mafsal veremleri hastanesi mütehassıs operatörü. Muayenehane: Şehit Muhtar Cnd. No. 40 Bisturi Apt. daire2 Taksim
— Yatısız —
BOĞAZİÇİ LİSELERİ
Çelik çekme boru alınacak
Sümerbank İstanbul satmalına müdürlüğünden:
Fabrikalarımızın İhtiyacı için muhtelif cb'atta çelik çekme boru alınacaktır.
Vereceklerin 27 Ağustos akşamına kadar Müdürlüğümüze müracaatları. (11Ü37I
Znyl — Beyoğlu - Şişil nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdımı, banka evrakımı zayi ettim. Yenilerini alncağırm’zn eskilerinin hükmü yoktur.
Dekoratör Güzin Dlnçel
Ana - İlk - orta ve İlse kısımlarına kız ve erkek öğrenci kaydına başlanmıştır. Eski öğrenciler 15 Eylüle kadar kayıtlarını yenllemelldirler. İstlyenlere tarlfename gönderilir. ^^^^^^^^^^^^^rnavutkö^Tramva^ Caddesi Çifte Saraylar, Telefon: 36.210
İLK ORTA — LİSE
“e‘ YENâ KOLEJ ™
öğrenci kaydına başlamıştır.
Eskilerin kayıtlarını, taksitlerini vererek Eylül başına kadar yenilemeleri gereklidir.
Taksim - Sıraselviler 86. Tl: 41152.
Zayi — İstanbul Emniyet Sandığındaki 75641 numaralı hesaba alt bono zayi edilmiştir. Yenisi alınacağından eskisinin hükmü olmadığı ilân olunur.
Adres: Üsküdar Sultantepe Hacı-hesnahatun, Servilik cad. No. 45 de İsmail oğlu Ethem Tezuysal
Zayi — Konya Bozkır nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdımla Sultanahmet yabancı askerlik şubesinde kayıtlı askerlik tezkefem kayboldu. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. 332 doğumlu Ahmet oğlu Halil İbrahim Arı
Yatılı
Yatısız
HUSUSÎ
Orta — Lise
Kayıtlara 20 Ağustos başlanılıyor. Her gün 10 - 16 arasında müracaat edilebilir. Eski öğrenciler kayıtlarını hemen yenile mel ldlrler. Sehzadebaşı Karakol arkası. Tel:22534.
Belediye Sular İdaresinden:
Bu sene mevsimin kurak gitmekte devam etmesi, membalardakl suların hissolunur derteede azalmasına sebebiyet verml? olduğundan sayın halkımızın büsbütün susuz kalmalarını önlemek maksadll» ldaremlzce alınan tedbirler cümlesinden olarak yaz mevsiminin devamı müddetlnce vakıf sularımızdan Halkalı ve Taksim sularının aşağıda österildlği şekilde ve nöbetle verilmesine karar verilmiştir.
Edirnekapt cihetinden şehre gelen Halkalı suları:
Edirnekapıdcşn itibaren Karagümrük, Çarşamba, Sultanseljm, Fatih, ve Beyazıt civarındaki çeşmelere bir gün Süieymnnlyf, Bozdoğan kemeri, Dlvanyolu. Sultanahmet, Ayasofva, BabIâli ve civarındaki çeşmelere ertesi gün nöbetle
Topkapı İle Slllvrikapı arasından şehre geçen Halkalı suları:
Şehremini, Mevlânekapı, Slllvrikapı. Odabaşı ve civarı çeşmelerine bir gün
Heklmoğlu Allpaşa, Haseki, Cerrahpaşa, ICocamustafapaşa ve civarı çeşmelerine ertesi gün nöbetle,
Taksim suları:
Gündüzleri Yıldız, Ortaköy, Teşvikiye, Maçka, Beyoğlu ve civarına. Geceleri: Beşiktaş, Tophane, Galata, Kasımpaşa ve civarına.
Keyfiyet bilgi edinilmek üzere sayın halka ilân olunur. (11068)
İngilizce Mütercim Alınacak
Türkiye kömür satış ve tevzii müessesesinden;
Türkçeden İngilizceye ve İngilizceden Türkçeye tercüme yapmağa muktedir ve müessesenln Ankara merkezinde çalıştırılmak üzere bir mütercim alınacaktır
İsteklilerin, Galat ada Yeni yolcu salonunda üçüncü katta miiesse-senin İstanbul şubesine müracaatları. (11059)
Lâstik Hortum
Bayındırlık Bakanlığı İst. malzeme grup amirliğinden :
(2200) lira muhammen bedelle 40 metre (3 parmak Asplral lâstik hortum) mubayaası açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
İhalesi 7. 9. 945 cuma günü saat 15 de Galatada Karaköy perçemli sokak Cemaat hanında gurup Amirliği eksiltme komisyonunda yapılacaktır.
İsteklilerin (165) liralık geçici teminat makbuzu ile 945 akçalı yılı Ticaret Odası vesikasını yanlarına, alarak bildirilen gün ve saatte komisyona gelmeleri.
Şartlaşması Gurup fmıirllğt kale nünde görülecektir. (11110)
İstanbul Jandarma satın alma komisyonundan:
1 ağustos 045 ten 31 ekim 945 tarihine kadar İstanbul merkez üoe J. birliği İle J, korunma bölüğünün /e J, konağının İhtiyaçları olan 300 İlâ 400 ekmeğin Tophanedeki askeri liri ndan alınıp adlan yazılı birliklere götürülmesi işi 20. ağustos 945 pazartesi günü saat 15 te Taksimde J. müfettişliği birasındaki komisyonumuzda pazarlıkla isteklisine İhale edileceğinden iste '"terin komisyona gelmeleri. (11066)
Osmaniye Devlet orman
işletmesi müdürlüğünden^
Eksiltmeye konan malın cinsi: Yan mamul çam kereste Mahal ve mevkii
Mlkdan
Muhammen bedeli
İlk etmlnotı
Müddetli İhale şekli İhale tarihi İhale yeri
1 — Yukarda cinsi yazılı 1268 M3 yarı
dtnlz kenarı deposuna nakil ve istif İşi açık eksiltmeye konmuştur.
2 —• Buna ait şartname Orman Umum Müdürlüğünde, Adana. Osmaniye, Antakya, İşletme müdüçlüklerlyle Dörtyol, İskenderun orman bölge şefliklerinde görülebilir.
3 — Taliplerin ihale gününde evrakı müsblte ve ilk t'şnlnatlarllc komisyona müracaatlan (110911
: Antakyanın 211 ve 203 No. lı havzasından î 1266
: «38» lira beher metreküpü
: «3608» lira «10» kuru?
: 15 gün
; Açık eksiltme
; 29/8/045 çarşamba saat 0
: Antakya İşletme müdürlüğünde
mamul kereste İmal etme ve
g AKŞAM SI
Abone bedeli
Türkiye
Ecnebi
2800 1500
800
Senelik
8 Aylık
3 Aylık
Adres tebdili için
pul gönderilmelidir adres dçğlştirlimez
kuruş 6400 kuruş
t
2900 ■
1600 » elli Kuruşluk Aksi takdirde
Telefonlarımız Başmuharrir: 20565
Yazı tşlfrl: 20785 - İdare: 20681 Müdür: 20497
Ramazan 10 — Hızır 105
İmsak Güneş öğle İkindi ak Yatsı E, 8.15 10.08 5.13 9.02 12,00 1,41 V. 4.20 6.13 13.18 17.00 20.04 21.46
idarehane BabIâli civan
Acımuslug sokan No. 13
Üsküdar sulh hukuk hâkimliğinden: 945/284
Kadıköy Misirlioğlu Yavuz Türk sokak 32 numarada ikamet eden Hilmi dermancı İstida İle mahkemeye müracaat ederek Çamlıca Alemdağ caddesi 18 numarada sakin babası Hüseyin Dermancının ihtiyar olmasından dolayı tahtı vesayetine verilmesini talep etmi? olmakla İcra kılınan mahkemesi neticesinde mumaileyh Hüseyin Dermancının kavil ve fiili tasarrufatına sahip olmakla vesayet altına alınması doktor rnporlle sabit olduğundan hacrll Hilmi Der-mancının vasi tayinine mahkemece karar verilmiş olduğundan işbu karara İtirazda bulunanların yukarıda yazılı dosya No. sile mahkememize müracaatları İlân olunur (11000)
Zayi — Denizyollarından aldığım 430110 No. lı ana karne liman cüzdanımı üç taksit yol parası makbuzunu kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur Heybellada gemisinde ateşçi Ali Kılıç
Zayi — İstanbul Umanının 2471 kütük ve Şile bağlamasında kayıtlı 9400 sayılı tasdiknameyi kaybettim. -Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. sadettin Gökdmlz İzzeddln sokak 43 Kadıköy
Diş Tabibleri, Dişçiler ve Diş Depoları sahipleri ve Diş ve Kauçuk ithalâtçılarına: İstanbul Sağlık ve Sosyal Yardım müdürlüğünden:
Ticaret Bakanlığının 25. 11. 944 gün ve 26 saydı sirkülerinden sonra Ticaret Bakanlığı İle anlaşarak dıS malzemesi tevzii İşini İstanbul sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğüne havale eden Sağlık ve S. Y. Bakanlığının 10, 8. 945 gün ve 3649/12624 savılı emirlerine göre badema tevzle tabi dİ? ve kauçuklar ikinci bir Iş’ara kadar şu şekilde tevzi edilecek ve muamele göreceklerdir.
1 — Bundan böyle dİ? ve kauçuk tevzi lşlle dİ? tabipleri cemiyetinin hiç bir alâkası yoktur. Bu tevzi yalnız İstanbul Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğünce yapılacaktır.
2 — İstaııbulda veya Anadoluda olup dİ? ve kauçuk almak Istlyen her diş tabibi veya dişçi İstanbulda mevcut ve aşağıda adresleri yazıtı dİ? depolarından hangisine isterse pulsuz bir talepname göndererek şahıs başına tefrik edilen miktarda diş ve kauçuk alabilir.
3 — Dİ? tabibi ve dişçilere şahıs başına aşağıdaki miktarlar tefrik edilmiştir:
A) Kauçuk: (Bu defakl tevziatta kauçuk yalnız Mehmet İbrahim Berkmen ve Asri diş deposunda vardır.)
Mehmet İbrahim Berkmen dİ? Reposundan kutu j£irmız1' lkl ku" tu pembe, Asri dİ? deposunda iki kutu kırmızı, bir kutu pembe (ceman 8 kutu).
B) Diş: Altılık Ist.ll bir takım, altılık kranponlu altı takım, 28 İlk kranponlu be? takım. 16 lık dlyotorik bir takım, 28 İlk dlyatorlk bir takım.
(Bu mlktarlnr her hangi bir tek depodan veyahut müteaddit depolardan alınabilir. Fakat bir tek şahsın aldığı mecmuu diş miktarı bu tayini geçemez,)
4 — Diş ve kauçuk İthalâtçıları gümrüğe gelen malın miktar, marka ve evsafını, hangi gümrüğe geldiğini, mahalli gümrüğe geliş tarihinden İtibaren azam! 15 gün İçinde İstanbul Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğüne dahi blldlrmc’o meaburdurlar.
5 — Bu tevzi müddeti 30 eylül 945 te nihayet bulacaktır. Bu müddet zarfında müracaat etmlyenler bu defalık tevzi hakkını kaybederler.
6 — İşbu ilân tebligat mahiyetindedir.
Diş depolarının eaamİBl
1 — Etiıem Atıf Dİ? Deposu; İstanbul Yenlpostane karşısı Mimar Vedat sokak Letafet han kat 1.
2 — Mehmet İbrahim Berkmen Dİ? Deposu: İstanbul Yenlpostane caddesi Mercanof han kat 1.
3 — Şark Diş Deposu: İstanbul İş Bankası aTkası Rıdvan han kat 1 No. 3.
4 — Doğan Yıldız Diş Deposu: Beyoğlu Aznavur pasajı.
4 — Asri Dİ? Deposu: İstanbul Yeni Volto han No. 10
fi — Mikâl.1 Mirzaoğlu Dİ? Deposu: İstanbul İ? Bankası arkası Celâl Bey sokak No. 10.
7 — Muhlddln Güvendiren Di? Deposu: i? Bankası arkası Şirin han 1 kat.
Bu akşam
Saçların dökülmesine
kepeklenmesine ve
kaşıntılara karşı
Büyukdere BEYAZPARK’ta Müzeyyen Senar Işıl ve Arkadaşlarının Boğaziçi halkına sureti mahsusada hazırladıkları konserleri.
Mevsimin NEŞE Ve SÜRPRİZLERLE dolu gecesi SAZ — CAZ — VARYETE ve
Petrol Nihain
Doktor Operatör aranıyor
Fethiye şirketi Madenlyeslnln Fethiye madenlerinde çalışmak üzere operatör doktor aranmakladır, İsteklilerin Galata posta kutusu 14 No. ya yazmaları veya 43808 numaraya telefon etmeleri.
Yüksek Ziraat Enstitüsü Rektörlüğünden:
Enstitüde mevcut tecrübe hayvanları İçin aşağıda cins miktarı yazılı 4 kalem hayvan yemi kapalı zarfla eksiltmeye konmuştur.
Eksiltme 29/8/945 çarşamba günü saat 11 de rektörlük binasındaki komisyon tarafından yapılacaktır.
Eksiltmeye gireceklerin kapalı sarflarını eksiltme saatinden bir saat önceye kadar levazım Amirliğine ve teminatlarını Enstitü muhasebe veznesine yatırmaları.
Şartnamesini görmek ve daha fazla İzahatı almak İsteyenlerin levazım amirliğine müracaatları. (10700)
Cinsi________________Miktarı Fiatı Tutarı Teminatı
Pancar Kuruot
Keten küsbesl
Keten tohumu
5.000 Tl. 15.000 ■
500 >
375 >
375 Tl.
1.125 >
37.50 ■
29 ■
Kelepir apartıman müzayedesi
Taksimde Sıraselvllerde Alman Hastanesi karşı sırasında 108 sayılı apartıman. Beyoğlu 4 üncü sulh hukuk mahkemesinde 20, 8. 945 pazartesi 'günü 10-12 arasında mahkeme kaleminde müzayedesi yapılacaktır.
Ankara Tıp Fakültesi dekanlığından:
Bu yıl Ankara Tıp fakültesi F. K. B. sınıf m a serbest olarak 25 öğrenci alınacak müracaat edenler bu sayıyı geçerse seçim için sınav açılacak ve zamanı gazetelerle İlân edilecektir Askeri Tibbiyeye ve yatılı Tıp talebe yurduna kayıt v* kabul .muamelesi tstanbulda yapılacaktır. (11009)
Belediye Sular idaresinden:
Büyükadada Layterlcrln yanaşma iskelesinin esaslı surette tanılrl işçiliği kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
Bu İşçiliğin takribi keşif bedeli 2360 lira olup proje ve şartnamesi İdare muamelât şefliğinde görülebilir. İsteklilerin tekliflerini 27. 8. Û45 pazartesi günü saat 11 • kadar suiaridaresl muamelât şefliğine vermeleri gerekil olup bu saatten sonra verilecek tekliflerin kabul edllmlyeceği İlâ n olunur. (11099)
Yüksek Deniz Ticaret okulu müdürlüğünden:
İstanbul — Ortaköy
1 Temmuz 1945 tarihinden beri yürürlüğe girfn (Gemi Adamları Te Denizel Ehliyetleri Talimatnamesi) nln 18 İnci maddesi gereğince ticaret gemileri kaptan ve makinistlerinin üst dereceye geçme sınavları 17 Eylül 1945 pazartesi günü saat dokuzda okulumuzda yapılacağından sınava girecek adayların yukarıda adı geçen talimatnamenin 19 uncu maddesi gereğince İstanbul Liman Başkanlığına baş vurmaları yayınlanır.
(11055)

Comments (0)