18 Aralık 1950
SİYASİ İKTİSADİ MÜSTAKİL
IB.F. |
rtHOc**(**'
Yıl 2 — Sayı 383 — 10 kuru?
Yeni İstanbul'un
KIPOM
TAHSİL KUPONU

TeM* edan: Rabfb Edîb - TÖRFHAN
1.000 Saat 1.000 Saat L000 Saat l.OOt
1.000 8aa( 1.000
Saat jU 1
■ m M
1. w sBkl^^O^Lât f .(KW
1.000 Saat 1.000 Saat 1.000 Saat l.OOC
1.000 Saat 1.000 Saat 1.000 Saat 1 (XX»
LOOOÖaat L000 Saat LO0O Saat UM)
Beyogln - Müellif Cnddesl 8 . M. Telefon : 44750 . 44757 Santral
Po«dn Kntrmu : 447 - tRtanbnl. Telgraf Adresi : Retlo. İstanbul
denkletmesi prensip!
prensip doğru mudur ?
devamlı bir her gün pat-tutulan harp kurulmuştur, zamanda de-
Birleşik Amerikanın tedbirleri
Truman - Attlee görüşmelerin-■ den sonra çıkarılan açıklamada Uzakdoğu dâvasının uzlaşma yolu ile çözülmesine çalışılacağı bildirilmekte idi. Hâdiseler, bu yersiz ümidin her gün biraz daha azaldığım göstermekledir. öyle anlaşılıyor ki. zamanımızın büyük politika şahsiyetleri, dünyamızda son otuz yıldan beri beliren gelişmeyi, henüz gerektiği gibi kavrayamamışlardır. Eski klâsik politikanın. hepimiz biliyoruz, bir kuvvet
vardı ve bütün hesaplar da buna göre yapılırdı. Bu bugün için de Eski politikanın kımıldama im-
kânları daralmış, şartlar adamakıllı değişmiştir. Bu yüzden politika faaliyetinin de değişmesi ve yeni şartlara uyması lâzımdır. Demokrasiler bu zarureti anlamakta oldukça güçlük çekiyorlar! Belki de İç politika sarsıntıları güçlüğün boyuna artmasını kolaylaştırıyor.
İkinci Dünya Harbinden sonra devletler, ideolojileri bakımından, iki büyük cepheye ayrılmışlardır. Cephelerden biri, bildiğimiz gibi, Kızıl Cephe’dir ve tam mânasiyle askeri bir disiplin altındadır. Bütün ekonomik teşkilâtı da mücadeleye göre, laması gözönünde ihtimallerine göre Bu cephe, aym
mokrasilerin ölçüsüz İhmalleri yüzünden, bir çok ülkelerin tâ İçerilerine kadar uzanmakta ve kendisine sayısız yardımcılar bulmaktadır. Demokrasi cephesi ise, her bakımdan elverişsiz bîr durumdadır. Bu cephenin ekonomisi banş ekonomisidir. Komünist dünyayı çeşit çeşit propaganda yollarlyle aydınlatmaya en ufak bir imkân yoktur. Çünkü: bu ülkeler, insan hürriyetlerini İnkâr ettikleri için, geniş halk yığınlarını çok kuvvetli bir polis kordonu altına almışlardır. Bu suretle harp ekonomisi, harp emniyet tedbirleriyle bir kere daha kuvvetlendirilmiştir. Bundan da anlaşılıyor ki; demokrasiler. Kızıl Cep-he’de olan, bitene karşı seyirci kalmak durumuna düşmüşlerdir Böyle bir durumda eski klâsik politika yollarına başvurarak bir netice almaya ça-L-manın imkânsızlığı kendiliğinden belirir.
İki büyük ve uzlaşmaz cepheye ayrılmış bir dünyada ku> ret denkleşmem prensipiy-le hiç bir politika güdülemez. Bu. olsa olsa, Birleşmiş Milletler anlaşmasının kabul ettiği bölge paktlarında yapılabilir Fakat Kızıl Cephe boyuna sağlamlaştırılırken demokrasilerin çeşit çeşit bölge paktlariyle uğraşmaları son derecede yanlış bir harekettir. Bize göre, en doğru politika, bölge anlaşmaları üstünde sağlam bir demokrasi cephesi politikasıdır. Bu ise, pakt sistemlerini bir tarafa bırakarak Birleşmiş Mîlletleri, dağılmaz bir politika cephesi haline getirmekle konulandırıl-1 nnş olabilir. Truman’ın son nutku, bu bakımdan, çok realist bir mâna taşımaktadır. Milletler politikası, silâhla da müdafaa
Fakat bu politika, eğer demokrasilerin politikası caksa, bölge paktları sisteminden hemen vazgeçilerek demokrasi birliğini bir bütün olarak ele almak ve bu maksada göre vakit geçirmeden teşkilâtlandırmak lâzımdır. Bugünün politika gerçekliğine uyan biricik yol da budur. Amerika’da dün ilân edilen olağanüstü durum yalnız bir ülkeyi değil aynı zamanda bütün demokrasileri de ilgilen-dirmelldir. Zaten Kızıl Cephe, kurulduğu günden beri oZaf/an-Mû bir durum çerçevesi içinde yaşamaktadır. Sıra, demokrasilere gelmiştir şimdi. Demokrasiler yannın ihtimallerine karşı bugünden ne kadar hazırlıklı bulunurlarsa sürprizleri o kadar büyük bir kolaylıkla karşılayabilirler. Sürpriz İhtimalleri azaldıkça da barışın kurtarılması imkânları da o ölçüde artmış olur. Bu bakımdan, zamanımızın şartlarına göre, en neticeli barış politikası ancak İradeli bir kuvvet politikası olabilir Fakat böyle İradeli bir politika güdebilmek için de demokrasilerin pakt sisteminden hemen aynlmalan ve tehlikeyi bir bütün olarak görmeleri lâzımdır.
Birleşmiş sırasında, edilmelidir, bütün ola-
M. NERMİ
Kore meselesi, Çin ile görüşülmiyecek
Londra. 17 A.A (Reuter) — Observer gazetesi siyasî muhabirinin bugün bildirdiğine göre, Kore meselesini Komünist Çin le müzakere etmemek husufumda İngiltere, Birleşik Amerika JİO anlaşmıştır.
Bilindiği veçhile Kore meselesinin müzakeresi esnasında Fnr-moza ve Komünist Çinin Birleşmiş Milletlere kabulü meşeleri de görüşülecektir.
Atlantik Paktı Konseyi
Brükselde toplanıyor
Toplantıda Atlantik ordusunun kurulması ve Almanyanın teslihi işi konuşulacak
Truman, Rusyaya karşı Avrupanın korunması için Atlantik Paktı
ordusuna ümit bağladığını bildirdi
"Ateş kes"
emrinin
tatbiki
Ateş kesilmesini sağlamak için Pekin e arabulucu gönderilecek
Gelir Vergisi hakkında
Maliye Bakanının demeci
Hükümet, verginin memurlara bir
Brüksel, 17 A.A. (Reuter) — Yarın açılacak olan Atlantik Paktı Konseyi, üye devletler savunma bakanlan ve muavinlerin ile müştereken yapacakları toplantıda dünya durumunu gözden geçirmekle işe başlayacaktır
Toplantıda, durumun umumi mütalâasında Bevtn ile Acheson. Formoza için yapılması istenilen müzakereler reddedilirse. “Kore harbi devam etmelidir,, olayı ile karşılaşacaklardır.
Pekin Hükümeti ile herhangi başka bir şekilde temasta bulunmanın faydalı olup olmadığı meselesi. sah günü yapılacak üç büyükler toplantısında muhakkak ki tamamlyle konuşulacaktır.
Atlantik Paktı Konseyi şu üç mesele İle karşılaşmış bulunmaktadır:
1 — Üye milletlerin yardımı suretiyle Atlantik Paklı ordusunun kurulması,
2 — Alman birliklerinin kurulması keyfiyeti,
3 — Başkomutanın — ki General Eisenhower*ln olacağına kuvvetle inanılmaktadır — muavininin ve kurmayının tâyini.
Konseyin karşılaşacağı başlıca siyasi mesele, bahusus Sov-yetlerin gönderdikleri protesto notaları dolay isiyle, Alman birliklerinin Atlantik Paktı ordusuna katılma tasarısı hakkında Federal Almanya Hükümetiyle ne suretle temas edileceği meselesidir.
Bu maksatla, Batı işgal devletlerinin üç müttefik yüksek komiseri toplantıda hazır bulunacaklardır.
Washlngton, 17 (YÎRS) — Dışişleri Bakanı Acheson Rusya-ya karşı savunma meselelerini Atlantik Paktı Eâvunma ve Dışişleri bakanları ile acele olarak görüşmek üzere bugün Trumanın uçağı ile Brüksele hareket etmiştir. Potomac nehrinde bir geziye çıkmış olan Başkan Truman hava alanına gelememiş, fakat Acheson’a bir mesaj göndermiştir. Truman bu mesajında, son zamanlarda Cumhuriyetçilerin istifasını istemesiyle prestiji sarsılmış olan Achesona tam > timadı olduğunu bildirmiş ve pazartesi, salı günleri Brükselde yapılacak toplantılarda Atlantik Paktı askeri kuvvetlerinin Batı Avrupanın müdafaasını tam bir şekilde temin etmesi imkânının sağlanacağı ümidinde olduğunu söylemiştir.
Truman mesajına Acheson’un yapmakta olduğu seyahatin tarihi bir seyahat olduğunu söyll-yerek nihayet vermiştir.
Acheson, bu seyahatinde, Batı Avrupası müttefiklerine, Birleşik Amerikanın daha büyük ve daha seri silâhlı yardım vadinde bulunacak, onlardan da mukabilinde, mümkün mertebe daha çabuk bir müdafaa kuvveti teşkil etmek için, kendi silâhlan ma programlarını hızlandırmalarını isteyecektir.
Acheson’un zayıf tarafı. Amerika silâhlı kuvvetlerinin büyük kısmını kimbilir ne zamana kadar Korede bağlamak ve Amerikanın Avrupaya büyük asker birliklerini göndermek vadini ge. ciktirmckle neticelenen bilhassa oradaki askeri muvaffakıyelslz-Hktir.
Arap Devletleri askerî ittifakı
Suriye Başbakanı, ittifakın Türkiyeye de teşmiline çalışıldığını bildiriyor
Adana, 17 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Suriye Başbakanı Doktor Nazım El Kutsi Bey Ortaşarkin müdafaası bah sinde Arap devletleri arasında kurulmasına çalışılan askerî ittifakın Türkiyeye de teşmiline gayret edildiğini bildirerek demiştir ki:
“— Müzakerelerimizin esası üç nokta üzerinde teksif edilmiş ve Arap devletleri arasında İçtimaî, siyasî ve askerî bir ittifakı hedef tutmuş bulunmaktadır.”
BrfikRelde buluşan Bevlnle Acheson
Kuzey Korelilere karşı mukahil taarruz yapıldı
Komünistlerin Hamhung’a yaptıkları hücumlar şiddetle püskürtüldü
Seul, 17 A. A. (Reuter) — Merkezi Korede Şunşon’un 10 mü kuzey tasında Güney Ko-reU birlikler bugün Komünistlere karşı mukabil taarruza geçmişlerdir.
Kuzey Korelilerden müteşekkil olan bu komünist birlikler dün 38 inci arz dairesini geçmişlerdi.
Sekizinci ordu sözcüsü, İkinci Güney Kore tümeninin durumunu sağlamlaştırdığını söyle, miş ve bugün mukabil taarruza geçen kuvvetlerin hafif ve orta şiddette bir mukavemetle karşı-laktığını ilâve etmiştir.
Tokyo. 17 A.A. (AFP) — Mac Arthur Genel Karargâhından bugün yayınlanan 736 numaralı tebliğin metnidir:
Onuncu kolorduya mensup birlikler Hamhung bölgesinde düşman hücumlarını püskürtmüş lerdir. Akşama doğru düşmanın
m^vzflc-girişilen te-olmadan geri
A.A. (United
hareketi hafiflemiş ve ancak Hamhung civarında hafif ateşler teati edilmiştir.
Birleşmiş Milletler-rine girmek üzere şebbüs yer kaybı pü.skürtülmUştür.
Washington, 17
Press) — Ayandan demokrat Harri Byrd Korede hiç bir yerden takviye kuvvetleri gönderilmediğinden Amerikan birliklerinin geri püskürtülebilecekleri-ni söylemiştir.
Tokyo 17 (AF) — Amerikan B29 uçaklan Hungham'm 50 mil güneyinde VVonsan’a 136 ton tutarında bombalar yağdırmıştır. Bundan başka Pyongyangın limanı olan Şinnampoya 128 tonluk bomba atılmıştır. Pilotların bildirdiğine göre bu hücumlardan büyük zararlar gören kızıllar hiç bir mukabelede bulunmamışlardır.
üç kişilik komite, komü-Çinlilerin “ateş kesilme itirazı üzerine bugün a-olarak bir toplantıya
Lake Success, 17 (YİRS) — Ateş kes emrinin tatbikini sağlamak üzere Birleşmiş Milletler tarafından seçilmiş olan nist sine cele
çağrılmışlardır.
Toplantıda, emrin tatbiki nı sağlamak üzere komünist Çinlilere yeni bir formül teklifi müzakere edilmiştir. İy. haber alan çevrelerin bildir diklerhte göre, komite daha müessir neticeler alabilmek için bir veya daha ziyade arabulucuyu Mao Tse Tung la doğrudan doğruya temasa geçmek için Pekine göndere çektir.
Çin Heyeti Amerikadan
(Afpı Genel yaptı-
ayrılıyor
LAke Stıccess, 17 A A.
— Birleşmiş Milletler Sekreteri Trygve Lie ile
ğı bir konuşmada komünist Çin heyeti başkanı General Wu, heyetinin salı günü New-York-tan hareket etmek arzusunda olduğunu bildirmiştir.
Lake Success, 17 A.A. (Afp)
— Formozanın silâhlı istilâsına dair siyasî komisyon gündeminde mevcut müzakereler esnasında yapacağı beyanatta. Birleşmiş Milletlerdeki komünist Çin heyeti başkanı Wu Hsiu Chuan şöyle demektedir:
“Komünist Çin Hükümeti Form o r y-H .A meri kanır pençesinden kurtarmak kararındadır. Bunu yapacak kuvvetteyiz. A-merika hükümeti bunun neticelerin ı mesuldür.
Amerikanın Koreye tecavüzünden beri Amerika Hükümeti Çinin güvenliğini tehdit etmektedir O zamandan beri A-merika Hükümeti Çin Hükümetinin mükerrer ihtarlarını nazarı itibara almamış ve Kore-deki kuvvetlerine savaşın Çinin kuzeydoğu hudutları istikametinde yürütülmesi emrini vermiştir. Bu suretle Amerika Hükümetinin hedefi Korenln istilâsını müteakip Çini istilâdan başka bir
Wıi bu cumartesi mıştır.
şey olamazdı „ beyanatının metnim günü hasına dağıt-
Katıksız bir dünya şaheseri
A
YABANCI
YENİ İSTANBUL bu şaheseri
meraklıları bu eserdeki yepyeni setri ve büyük bir sadelik İçinde tecelli eden bambaşka görüıj ve duygu kabiliyetini tefrikanın ilk günlerinden itibaren görmeye başlıya caklardır.
tanınmış romancı
Yazan: Albert Camus
VENİ İSTANBUL, birkaç guno kadar tefrikasına bavlıyacağı Yabatacı (I/6tranger) romanı İle okuyucuların a ka-t'ksız bir dünya şaheseri vereceği kanaatindedir. Bu bizim kendi şahsi düşünce vc takdirimiz değildir; dünya sanat ve tenkid âleminin müşterek hükmüdür.
Fransadn halis edebiyat ve eskl-yenî kavgaları aracında hırpalanmamış büyük şahsiyet yok gibidir. Anatole Fmnce. Maıırice Barrcs, Proııst gibi on yıkılmaz sanılan Abideler ve şimdiki zamanın birçok büyük adamları İnsafsız bir şiddetle baltalunmaktadır. Fakat Albcrt Camus sekiz sene evvel ellrı do bıı Yabancı romanı İle İmi devler savavma katıldığı zaman meçhul ve fakir bir genç adam olmasına rağmen, dünya sanat ve tenkid âleminde gürülnıeıııiş bir hayranlıkla karşılan m ıştır.
Bunıın on büyük delili lılç bir hiiyük adam etrafında hlr-blrlerlyle’ aıılaşamıyan Fransız münekkldlcrlnin kendi mükâfatları olaıı Tenkid Mükâfatını İttifak İle onıın La peste-Veha ismindeki İkinci romanına vermiş ve Albcrt Camus’yü Fransız romanının eristiği en son zirvelerden biri olarak kabul etmiş olmalarıdır. Fakat bizim ııoşrine bavlıyacağımız “Vabancı., romanının mevzu bakımından, ondıın da dalın çekici oldıığıı yine münekkidler tarafından tasdik edilmektedir.
Al bert Cam us, Cezaylrde doğmuş ve orta tahsilini orada yapmış bir Franaızdır. “Yabancı., nın mevzuunu oranın cinayet muh kemerinde dinlediği bir dâvadan almıştır Okuyucularımız ve bilhassa yüksek edebiyat
& -
yıl sonra tatbik edilmesini istiyor
Bununla beraber Meclisin vereceği kararın şu veya bu şekilde olması üzerinde Hükümet durmayacak
Ankara, 17 (A. A.) — Gelir Vergisi tatbikatının vereceği neticeler hakkında umumî efkârı tenvir etmek üzere Maliye Bakanı Haşan Polatkan şu beyanatta bulunmuştur:
“Bîr memleketin vergi sisteminde mühim ve esaslı değişiklikler yapılması daha ziyade o memleketin malî durumunun bu gibi değişikliklerin önceden hesabı müşkül olan ihtimallerini karşılayabilecek bir inkişaf ve istikrar içinde bulunduğu zamanlara rastlanılmak İcap eder.
Bizde gelir vergisi tatbikatı, dört yüz milyon lirayı aşan bir vergiler manzumesinin kaldırıl-masİyle başlayacaktır. Yani gelir vergisi, bu kaldırılan ve temin ettiği varidat dört yüz milyon lira gibi mühim bir yekûnu aşan dört verginin yerini alacaktır. Bu mühim değişiklik yapılırken esaslı hesap ve tahminlere dayanıldığına dair olan tereddütlere hak verdirecek sebepler mevcuttur.
Devlet mâliyesinin, siyasi durumun ve dünya vaziyetinin ar-zettlği manzara karşısında bu hususta ihtiyatlı hareket etmeyi düşünmesi pek tabii telâkki o-lunmalıdır.
Bu mülâhazalara binaendir kİ, devlet hizmetinde veya hususi sahada çalışan aylıklı ve Ücretli vatandaşlarımız hakkında gelir vergisi tatbikatının bir yıl tehiri, üzerinde durulacak bir ihtiyat tedbiri olarak düşünülmüştü. Hükümetin böyle bir tekline Büyük Millet Meclisi huzuruna çıkması her şeyden önce şu arzolunan vaziyet ve manzaraya işaret etmiş olmak içindir.
Bir taraftan vergi adaletinin temininde bir eksiklik olarak mütalâa olunabilecek bir hale bir yıl için katlanmak, diğer taraftan devlet gelirlerinde zaruri olan emniyetin az veya çok zedelenmesini göze almak gibi, mahzurları kabili münakaşa olan iki şıktan birisini tercih etmek meselesi karşısındayız.
Fayda ve mahzurlariyle mevzuun bizzat Büyük Millet Meclisince ele alınarak mütalâasına yol açmış olmakla hükümet kendisini haklı görmektedir.
Bu ifadelerimin, meselenin şu veya bu şekilde halli üzerinde,
hükümetin ısrarla durmayacağı mânasında alınacağına şüphe et-mlyor’m^,
Halil Ayanın
istifa sebebi
Eski bakan, istifası sebepleri etrafında yapılan neşriyatı tekzip etti
Hükümet merkezinde
siyasi faaliyetarttı

Kabine, Cumhurbaşkanının riyaseti altında dün uzun bir toplantı yaptı
Son durum salı günü belli olacak
Ankara, 17 (Hususî muhabirimiz Vedat Refioğlu bildiriyor) — Çankaya Köşkü bugün de kabinenin durumu ile alâkalı toplantılara sahne olmuştur. Öğleden .sonra geç vakte kadar devam ettiği anlaşılan bu görüşmelerin Cumhurbaşkanının riyaseti altında cereyan ettiği muhakkakhr. Müzakerelerde, Meclis Başkanı, Başbakan ve bazı kabine üyeleriyle D.P. ileri gelenlerinin hazır bulundukları söylenmektedir. Saat 17 ye kadar görüşülen meselenin teferruatı hakkında fazla malûmat elde etmek mümkün olamamıştır.
Sızan haberlere nazaran Adnan Menderes Hükümetinin top-yekûn istifa edip etmemesi hususunda bir karara varılması işi D.P. Meclis Gnıpunun salı günü yapacağı toplantının neticesine muallâk bırakılmıştır.
Bu kaynaklara nazaran, salı günkü oturumda bütçe üzerinde müzakere açılacak, doiayısiyle kritik günler geçiren kabinenin durumu bütün ştlmuliyle münakaşa edilecektir. Bu ihtimali 1-leri sürenler D.P. dirijanlanmn ancak Grup İçtimaını müteakip kabinenin tamamen yenilenmesi veya takviyesi yoluna gidecek şekilde bir karara varabileceklerini ısrarla ifade etmektedirler.
Çankayadakl toplantıyı müteakip D.P. Genel İdare Kı^rulu Başbakan Adnan Menderesin riyasetinde bir toplantı yapmıştır. Bu toplantının Çankayadaki görüşmelerle alâkadar olduğu anlaşılmaktadır.
Dört saat devam eden bn toplantıda alman kararlar hakkında geç vakte kadar her hangi bir sızıntı vaki olmamıştır toplantıya büyük ehemmiyet atfedilmektedir.
’skenderunda dün muazzam
bir Kore mitingi yapıldı
Bursa, 11 (Hususî muhabirimiz .bildiriyor) — Birkaç gûa için şehrimize gelen eski Maliye Bakanı Halil Ayanın Bakanlıktan istifası sebepleri etrafında bir çok neşriyat yapılmış ve bu arada gelir vergisinin memurlara tatbik edilmemesinden dolayı Bakanlar Kurulu üe ihtilâfa düştüğü ve bu yüzden istifa ettiği ileri sürülmüştü. Bugün Halil Ayan’la konuştum. Kendisi bu mevzuda hiç kimseye malûmat ve beyanat vermediğini kaydettikten sonra istifası etrafında yapılan neşriyatın yazanların tahminlerinden veyahut muayyen bir maksatla ortaya sürülen haberlerden İbaret olduğunu belirtti. Kendisine gelir vergisinin memurlara tatbik e-dilmemesinden dolayı istifa edip etmediğini sordum. Bana dedi ki:
“— Bu bahiste bfThassa şu noktaya İşaret etmek muvafık olur. İstifa hâdisesinin gelir vergisinin memurlara tatbik edilmemesinden ileri geldiği haber! tamamen yanlıştır. Bu yoldaki neşriyatın hakikatle hiç bir a-lâkası yoktur. Bunu sarahatle İfade edebilirim.”








Bir damla
Fı knUamn »erra okudu-
ğunuzdan şüphe etmediği m fa» kıymetli muharrir
Bediî Faik
kısa çerçeve İçinde hâdî-
Bu
«elerin hicvini kendine mahsus kıvrak Oslûblyl© üç beş satır İçinde yapacaktır.
İlk yazı çarşamba sabahı bu sütunda
— Fyvnh »top ettik!..
— Şaşılacak soy. gemi yeni değil kl!«(
Gençler : “Çin Şeddinin kapılarında tekrar şahlanmaya hazırız” diye andiçtiler
Adana, 17 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Koreye giderken birliğimizin unutulmaz hâtıralar bıraktığı güzel îsken-derunda bugün muazzam bir Kore mitingi yapılmıştır. D.P. İskenderun teşkilâtı tarafından tertip edilen ve saat 10 da baş-lıyan mitingde, Kore şehitlerimizin nıhlan şâdedllerck, yiğit gazilerimizin kahramanlıkları tebcil olunmuştur.
Hatipler, şehitlerin aziz ruhlarına binlerce Halaylı adına Fallbalar ithaf ederek rahmet sunmuşlar, çocuklarını Türk geliyor diye korkutarak uyutan kızıl ve sun nesle icap ettiği gün yeni dersler verileceğini haykırmışlardır. Genç hatiplerden bazıları Türk akıncılarını durdurmak maksadlyle Türk-ten korkanların inşa ettikleri Çin Şeddinin kapılarında tekrar şahlanmaya hazınz, diye and içmişlerdir. General Tahsin Yazıcıya çektikleri telgrafla da Korede yaratılan destanla bütün HataylIların İftihar ettiklerini, bütün Hatay halkının sivil bir ordu halinde silâh kuşanmak Üzere beklediklerini arz ve teyit etmişlerdir.







Günün fıkrası
1» Arnhk
Ş E II
t HABER
Hemşirelik mesleğinin kurucusu
Şehir köşesi
° Florence Nightingale*9
adına
Millî Eğitim
Şehir Mektubu
facian, uzun vo karanlık orln-çağda, onklzlsyon milimleri ilo geçirmiştir vo çoktan unut* muştur. Rııs İhtikUcIai, kendisinin çardan daha diin çektiğini bugün haşkıılannn çektirdi ğl İçin garplının neden bu kadar telâş etmekte olmasına şaşıyor: “— Bu bir fizik IlkJdaR yondnn ibarettir,, diyor.
araba, onların yolunu bekle* mcktr değil midir?
İngiliz ndalanndaki şatolar sokağa atılmıştır. Fransız şatoları. vergiler yüzünden, gelene geçene anahtarlarını salla-nıaktadırlıır. Garp ölümden de değil, kızıl enternasyonalin cehennemi İçinde hayat denen şeyden
Ankarada eğlence yerleri
Yazan
Tass A-
geçmedi, Öldürdü-
İki başyazarını Biri yaşlı, biri de dönen dünyan

der-
ah-
Rusya ile pek iyi geçindiğimiz eski yıllarda İdi Karşılıklı dostluk ziyaretlerinde bulunmak için, ne onlar no biz» fırsat kaçı rm azdık. Moskovaya İlk gidişimde başlıca hükümet adamlarından biri beni Kremlin Sarayındaki apartmanına dâvet etti. Sazlı sözlü pek hoş bir gere geçirdik. Bolşevik sanat ve kültürünün âşıkı, kıpkızıl bir komünist İdi. Sonra bir daha yüzünü görmek değk, adım , bile duymadını. Öldürmüşler...
Yine bir gidişimde
Jansıııın başındaki lunum müdürle tanı.ştımdı. Dünyanın bir gün kızıllaşacağına sakalının renginden fazla inanan bir ihtilâlci idi. Ertesi defa yerinde bulamadım. Adresini sordu ğıımda, ajansın eski adamları, yüzüme bakakaldılar. Öldürmüşler...
Başbakan Rlkofa Büyükelçilik davetinde rastlamıştım. Tek sevdiği votkadan fazla. Lenin ihtilâlciliğinin bedmeatllğl İçinde idL Çok ler...
Pravda’nın tanımıştım, gençti. İkisi
durdurabileceklerine inanan kini liderlerinin destancısı İdiler. Birini, meşhur muhakeme sırasında İdam karan vererek, ötekini, galiba Prag'dan yardı-
• ğı makalesindeki tek ciimle yüzünden öldürdüler...
Boylere her gidişte eski rastladıklarımdan birkaçını yerinde ve hayatta bulamadım. Hepsi de bolşevtk. şuurlarının altındaki karanlığa bile kızıllık vurmuş İhtilâlcilerdi. Acaba Ruaynda y aşıya bilmek İçin ne olmalı İdi?
Bir sofrada, bir surarede ta-nıştıklnnmdan, görüştüklerimden ve bize o kadar yakın görünenlerden hiç biri ilo sokakta selâm İnşam azdık. Karşılaş tıkça donuk yüzlerine ve gözlerine bakar,
— Galiba yanılıyorum, dlm.
Ankarada urun müddet
baplık ettiğimiz diplomatlardan birine, Sanfrancisco Konferansı sırasında, koridorda tesadüf ettim. Yanına sokulunca:
— Ooo... Nasılsınız? diyebildi, fakat bir fotoğrafçt ikimizin beraber resmini çekmek İsteyince, denizde boğulmaktan, ateşte yanmaktan kurtulmak İçin çırpunırcasına kaçtı.
Bunlar basit hikâyelerdir a-ma, her garplı böyle birçoğunu görmüştür veya okumuştur, bilir ve kendi kendine sorar:
— öyle Ke yaşamak neye yarar?
ölmüş olanlar yine mesutturlar. Ölmemek, öldürülmemek sıfırdan aşağı kırkta ve kırbaç altında tırnaklan ile buz kazıyarak, veya kızgın ampuller sağnağı altında beyin kaynı ya rak, sunsanız sustuğunuz İçin, söyleseniz söylediğiniz İçin, si nlrlerlniz İplik İplik sökülerek, ıstırap çekmek, öl em emek var. Bir gün arene atılan zavallılar dan biri, Saza ra dönerek:
— Suçsuzum, affet beni, günahsızım, bağıyla beni, diye haykırıyordu. Sezar Ue onun aslan pençesi altında parçolana rak kemiklerine ka/lar kemi riJdlğlnl rahat rahat seyretmeli için oraya gelmişti, kızdı:
— Getiriniz buraya, dedi, getirdiler:
— Dilini kesiniz, dedi, kestiler. Sonra tekrar arene attılar.
Garplı ne fikirden, ne tefekkürden korkar. Garp adurnı sosyalizmden biraz sağa, bira/ sola kaymaları, ski yarışları gibi seyreder. Çünkü garpte fikirden adam Ölmez. Garp bu

Falih Rıfkı Atay
Halbuki tlya Ehcrenburg, kızılların baş basın ve yayın tellâlı, Lon(Irada Trnfalgar «üttimimin dibinde İngiliz demek-rasisiııiıı yıkılması İçin nutuk söylemektedir. Hiç bir kanun onıı öldüremez. Mozkovada i«e dün akşamki Kremlin parolasını zamanında duymayıp da yirmi dört «aaf önceki parola İle bolşevlk hatipliği etmiş ola nı dahi. İnsan haklarından biç biri, ayakta tutamaz.
Dilenecek kadar fakir düşseniz, hiç olmazsa dilenmek, «İzi dllcndlrenlere lânet okumak hürriyetiniz var, bir gün merhamete uğramak talihiniz var. Moskova Radyosunun eşiklerin do dilencinin Makat kolundan kopuk bacağının dibinden, inmeli belinden yakalamışlar:
— Gel, hiç bir Amerikalının senden daha mesut olmadığım «öyle, diyorlar. Aç karından:
— Tokum» aeslnl almak İçin, beyaz cevaplı teknlka ajanları çökük mide üstünde kulaklarını değdirebilecek kadar et yeri arayıp durmaktadırlar. Kendilerinin de rengi sapsan... Klm-blllr kimin, nerede ve niçin ▼erdiği blllnmlyen bir hüküm,
korkuyor!
Eğer bir mûrlr.e o-lııp da. Ölmüş olanların dünyası İçinde bir sos:
— Haydi, yeniden yaşıyacAkRiııız, de-eeyıll, 1017 lh(Hâlin den sonra Rusynda ölmüş o-lanlnr, dirilmek dehşeti İçinde ahretin hangi kuytu köşesine Naklanncaklannı kihnrzlerdL insanlar her yerde bir defa yaşar, bir defa ölürler. Fakat Rusyndn bir defada yalamak var. Bu ise doğmaktan daha tesadüfe taığlı, ölmekten daha güç bir şey...
Musiki sanatkârı mısınız. İkide bir boğazınızda bir pençe:
— Senden burcoy (1) sesi çıkıyor!
Ressam sınır, İkide bir kolunuzda bir pençe: :
— Resminde burcoy havas» var.
Bir gün, muharrirlerimizden biri İçin, Moskova Radyosu demişti kİ!
— Onun başını kesip boynıı üstüne yapıştırarak bir dalın I keseceğiz!
Ben de, doğrusu, Moskova bilginlerinin atom bombası yapmalarından fazla, bu usulü keşfetmiş olmalarından korkuyorum.
(1) Burcoy, onların dilinde burjuva.
t ab a kasına olunuz, cc-Sföre ucuz lokantaya,
içi»
mn/ı-fcur-
Istanbulda bir yüksek hemşire koleji kurulacak A
Müdürü
değiştirildi
Piyascrya sahte Ofis yağı sürüyorlar
Toprak Mahsulleri Ofisinin, bir yıldan beri piyasada satılan (Ofis yağlan) nın. son günlerde bozulduğu görülmüştür. Alâkalılar tarafından yapılan tahkikatta, yağların ucuzlamasından muğber olan bir kaç firmanın Ofis yağlannı taklit ederek aynı isim ve aynı etikette piyasaya bozuk yağlar sürdükleri tesbit edilmiştir.
Bu hususta yetkili bir şahıs kendisiyle görüşen Türk Haberler Ajansı muhabirine şunlan söylemiştir:
“Ofis yağlannın terkibi bozulmuş değildir. Bu ancak bir iki firmanın, yağ piyasasında Ofisin fiyattan düşürmesinden muğber olarak giriştikleri çok kötü bir hareketten başka bir şey değildir. Bu gibi sabotajcılar için de gereken kanunî takibatın yapılacağı pek tabiidir.,,
Kömüre yeniden narh kondu
İstanbul Belediyesi piyasada yakacak fiyatlarındaki umumî fiyat düşüklüğünü gözönüne a-larak yeniden odun kömürüne narh koymuştur. Belediyenin bu yeni tarifesine göre odun kömürünün âzami, perakende fiyatı bir kuruş indirilmiştir. Eski tarifesine göre 17 kuruş olan İyi evsaftı mangal kömürü 16, ikinci derecede makbul olan o-dun kömürü de 14 kuruştan 13 kuruşa indirilmiştir.
Diğer taraftan Belediye, şehrin İstanbul ve Beyoğlu semtlerinde tesis ettiği 21 bayi eliyle tanzim etmektedir, ran tanzim yiler halka 200 kiloya
bileceklerdir.
Başka memleketlerde, er. miyetin herhanyi mensup olursanız blnizdeki yaraya uoya pahalı bir
bir eğlence yerine hiç sıkılmadan gidebilirsiniz. Bizde öyle değildir. Uruz yerler, Meta birer sefalet ve pislik meşheridir. Pahalı yerle? ise, | eker riya birer zevksizlik niK munesidir vc daima, ömrünüzde ancak bir defa yidc-bilceğinis kadar can vc kese yakıcıdır, İkisinin ortasında saz ve barlar vardır, buraları da, sanki müşterinin '“enayi,, yerine konulması vc boğuntuya yet irilmesi icat edilmiştir.
Ankara da, bu bize sus gelenekten kendini
taramadı. Hele son zaman-Itırda pah ah yerler öylesine bir fiyat listesi tertip etmişler ki, hemen hemen haftanın altı ycccsi boştur, ancak, cumartesi akşamlan, bin bir fedakârlık bahasına, yönül fedaileri tarafından dolduru-labiliyor. Bu sebepten olsa yerek, sair geceler nadir müşterilere gelen hesap pustaları korkunçtur vc tahammül edilir şey değildir. Buna Ankara halkı şöyle dursun, oradaki yabancılar dahi artık tahammül edememişler, ve Amerikalılar, aralarında toplanarak bir kulüp tesis etmişler. Kulüpte, içki ve caz da var, akşamları orada toplanılacak.
Altın yumurtlayan tavuğu boğazlayanlar da, artık kına yakabilirler.
BİR İSTANBULLU
KISA HABERLER
★ Vali ve Belediye Başkanı Ord. Prof. Dr. Fahreddln Kerim GÖkay dün yanında Devlet Bakanlığı Umumi Kâtibi olduğu halde şehrimizde yapılacak olan büyük otelin sahasını gezmiştir.
biri-
Bir filmden doğan dâva
Şehrimiz firmalarından nln çevirdiği “Tann Şahidim-
dlr„ isimli yerli film bir dâva mevzuu olmuştur.
İstanbul sosyetesinden maruf bir ailenin başından geçen va-keyii filme almış olan bu şirketi mevzuu bahis aile mahkemeye vermiştir.
Türkiye Üçüncü Kooperatifçilik Kongresine seçilen delege tstanbulda mevcut yapı kooperatifleri mümessilleri 21 aralık perşembe günü Ankarada toplanacak olan Türkiye Üçüncü Kooperatifçilik Kongresine Yapı Kooperatiflerini temsil etmek üzere bir delege seçmişlerdir. Yapılan seçimde bu delegeliğe Yapı Yuva Kooperatifi Başkanı Scyfi Aşiroğlu seçilmiştir.
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
97
»
Blr adım attı ve durdu.
Eşyanın yerleri hiç değişmemişti. Kar-yine «ağ tarafta. Yastık öne doğru k(y-Yorgan, biraz evvel altında yatan vücu-buhranlı çırpınışlarının sırrını ilk bakışa edecek kadar buruşuk. Gardrobun kapısı
yola mış. dun ifşa
kapalı. Yerde ve karyolanın altında terlikler yok. Necile sokağa çıkmışsa, iskarpinlerini bu odada giymedi mi? Samim, onun «yokla» nna verdiği ehemmiyeti bildiği için, en telâşlı anında bile terlikle sokağa uğramlyocağından emindi.
Geniş kanapenin üstündeki battaniye, orada — her halde Rengi naz olacak — birinin uzandığını gösteriyor. Odada hiç bir karışıklık yok.
Samim bir koltuğa oturdu ve sigarasını yaktı.
Nasıl, bu kadın, nasıl, yirmi... Evet, yirmi altı sene evvel, bir gün, ikisi beraber, HollandalI kocası öldüğü için memleketine giden Viyanalı bir kadının apartmanında mezattan satın aldıkları bu yatak odası takımının gençliğini, kendi vücudundan esirgemediği bir titizlikle nasıl muhafaza edebilmişti? Her şey 477
satışılanna devam Yeni tarifeye naza-satışları yapan ba-kilosu kadar
12 kuruştan kömür vere-
İstanbul Be-külli-
Tarım Bakanlığı tediyesi emrine yeniden yetil miktarda kömür tahsis etmiştir.
lskelesin-vapuru,
Bir sandal parçalandı iki çocuk boğuldu
Dün sabah Galata Rıhtımında iki çocuğun boğulmasiyle sona eren bir deniz kazası olmuştur. Saat 9.30 da Rıhtım den kalkan Kınalıada
Haydarpaşa istikametinde seyrederken, içerisinde balık avlamakla meşgul üç çocuk bulunan bir sandala çarmıştır. Bu esnada sandal parçalanmış ve içindeki çocuklardan Adnan ile Orhan boğulmuşlar, Hayreddin adındaki 15 yaşında bir çocuk da etraftan yetişenler tarafından güçlükle kurtarılmıştır. Arama neticesinde boğulanlardan Orhanın cesedi bulunmuştur. Hâdise etrafında tahkikata başlanmıştır.
★ Denlzyollan İdaresi, mevsim dolayıslyle cenup sahili li-manlanmıza gitmek kişilik yahat yirmi karar
lstoyen 5 gruplarla kan koca sc-etmek isteyenlere, yüzde beş tenzilât yapılmasına vermiştir.
★ İzin müddetini Pariste geçiren şehircilik mütehassısı Prost şehrimize dönmüştür.
Şehir Meclisi bugünlerde, Prost'un durumu hakkında kati bir karara varacaktır.
Diğer taraftan, Öğrendiğimize göre, Prost bugün Vali ve Belediye Başkanı İle görüşecek ve bu ay sonunu beklemeden buradaki işlerini tasfiye edip Istanbuldan ayrılacaktır.
★ Millî Türk Talebe Birliği, Hükümet makamlarına müracaat ederek, aziz Kore şehitlerimizin hâtıralarını taalz maksadly-le bu yıl, yılbaşında eğlence yapılmaması dileğinde bulunmuştur.
★ Şehrimize gelerek temsiller veren İspanya Devlet Folklor Teşkilâtına mensup 105 kişilik kafile dün saat 11 de hususî VI-çent Pachol vapuru ile Beyruta hareket etmiştir.
★ At yarışlarıma esaslı surette organize edilmesi için Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi Karaos-manoğlunun teşebbüsiyle Anka-rada bir 'Türkiye Cokey Kulübü., kurulmuştur.
*
pınl pırıl. Vo yine odanın havasında o koku. Lâvanta çiçeği ile zencefil arasında, uçuk ve keskin, bir anda his köklerini saran ve içinde çıplak bir bakirenin uzun gövdeli ağaçlara tırmandığı vahşî bir ormanda sıcak bir yaz gecesi hayali uyandıran bir gurbet ve şehvet kokusu. Nereden sızıyordu bu? Necilenin teninden mi? Vücudu da biraz böyle kokardı onun. Samım hep sorardı ve birbirine benzemıyen bu kokudan daha anlaşılmaz cevaplar alırdı.
Çeşitli hâtıralara bağlı, fakat birbirleriy-le ilişiği olmıyan hayal unsurları .teker teker, ve yüksek bir yerden uçarak düşen kâğıtların Üzerindeki resimlerden alınan intibalar kadar silik, yarım bir süratle zihninde belirip kayboluyordu. Tuvalet masasının önünde, nefesini kesecek bir dikkatle dudağını boyıyan Necilenin aynanın İçinden ona bir an şuh, süzgün ve şeytanî bir yan gözle bakışı; gardrobun önünde parmaklarının uciyle alt dudağını hafifçe tutarak elbise beğenmek için geçirdiği bir tereddüt anı; ayakta, bir yumruğunu avucunun içine alarak ve dirseklerini vücuduna yapıştırarak, başı önde, bir çare araştırması; şu koltukta çırılçıplak ve ayak ayak üstüne atarak oturup vücudunda, bilhassa baş parmağına kadar şurada bir kahkaha;
kıvrılış; pencerenin önünde gevşek ve dalgın bir duruş; o zamanki ipek çorapların üzerindeki bagetin mânası için aralarında geçen ve saatler süren garip bir münakaşa; yataktan atlarken kalçasının bir parlayışı; şu kanape-478
sigara içişleri (bütün dizlerinde ayaklarının çizgilerindeki zarafot); yatağının yanında bir
CUMHURBAŞKANI, TESİSİN FAHRÎ BAŞKANLIĞINI KABUL ETTİ, BÜTÜN DÜNYA HEMŞİRELERİ YARDIMA ÇAĞIRILIYOR
1850 Kırım Harbi esnasında Istanbula gelerek yaralıların tedavisine çalışan ve bugünkü hemşireliğin kumcusu, "piri,, sayılan Florence Nightlngale adına şehrimizde bir Yüksek Hemşire Koleji ve bir hastaha-ne kurulması İçin teşebbüse geçilmiş bulunuluyor.
Bütün dünyada, hemşirelik mesleğinin başlangıcı bu İngiliz leydisinin Istanbula geldiği tarihtir vc 1954 senesinde, bu tarihin yüzüncü yıldönümünü kutlayacağız, İşte tasavvur edilen kolej ve hastahane bu tarihte bitmiş ve açılmış olacaktır.
Tasavvuru kuvveden fille çıkarmak için bir müteşebbis heyet teşkil edilmiş bulunmakta idi. Heyet bir tesis yapacaktır. Evvelki gün, bu fikri İlk atan Bayan Fahrünnlsa ilo Bayan Zeki Rıza Kızılay Başkanı Doktor Reşat Bclger, Muharrir Nedim Tör vc Amerika ' lor Bürosu Müdürü M. dan mürekkep bir heyet Reisicumhur Celâl Boyar tarafından kabul edilmiş, kendisine teşebbüs etrafında malûmat verilerek müzahereti rica edilmiştir.
Sıhhat; ölçüsünde bu dâvayı slcumhur, karşılayarak tesisin fahrî Baş-
Yerine Nureddin Akdik tâyin edildi. Mevcut müdür yardımcılığı kaılrosu üçe indiriliyor
: ortaya Sedcn Sporel, Nihat Vedat Talebe-Moore’-
dâvasına memleket ehemmiyet veren ve İlk plânda tutan Rei-teklifi memnuniyetle
Belediye hasfahaneleri ve Üniversite klinikleri
Belediye hastahanelerlyle, üniversite kliniklerinin vaziyetini tetkik eden 17 kişilik meclis â-zası çalışmalarını bitirmek üzeredir.
Çalışmalar sırasında belediye hastahanelerlyle, üniversite kliniklerinin bir arada idarelerine İmkân olmadığı görülmüştür.
Bunun üzerine Cerrahpaşa Hastahaneslnde hâlen belediyenin elinde kalan 85 yatak, Haseki Hastahanesine götürülerek, boşalan yerlere de, Hasekide Üniversiteye alt olan tedavi, çocuk cerrahisi ile çocuk doğum ve nisaiye kliniklerinin 302 yatağı nakledilecektir.
Tıp Fakültesi klinikleri toplu bir halde ikmal edilinceye kadar iki veya Uç sene müddetle üniversiteye terki düşünülmektedir.
Fakat, Cerrahpaşsdan boşaltılacak olan 85 yatağa mukabil 302 yatağın yerleştirilmesinin mümkün olamıyacağı söylenmektedir.
Hastahanenln
Yavru fil, 21 aralıkta gelmiş olacak
Hindistan Başbakanı Pandlt Nehrunun Türk çocuklarına hediye ettiği Mohinl adındaki yavru fil, 21 aralık perşembe günü Rosabud vapuru gelecektir.
Fili karşılama
gün Millî Eğitim Müdürlüğünde toplanacak bir komite tarafından hazırlanacaktır.
He limanımıza
progTarm. bu-
Yeni denizalfılanmız bugün Donanmaya katılacaklar
Dün de bildirdiğimiz gibi Dum-lupınar ve Çanakkale isimli denizaltı gemilerimiz bugün 14.30 da yapılacak olan bir törenle donanmamıza katılacaklardır.
de yan yana oturup birbirlerine yaslanarak kitap okudukları anlar—
Sam i m içini çekti, doğruldu ve saatine Üç geçiyordu. Sigarasını tablaya ayağa kalkb. Nerecje bunlar? Gel-mi? Kapıya doğru gevşek bir iki Evin başka bir odasında olmasın-aşağıda, telefonun bulunduğu ar-
baktı. Üçü bastırdı ve miyecekler adım attı, lar? Belki
ka odada oturuyorlar. Kapılar kapalı olduğu için onun «esini duymadılar belki. Fakat bahçe kapısı niçin açık? Belki unutulmuş.
Samim evi dolaşmaya karar vererek sofaya çıktı. Bu katta Necilenin yatak odasından başka aranacak yer olmadığı için hemen merdivene doğru yürüdükten sonra durdu, başını kaldırarak etrafı dinledi. Sessizlik tamdı. Merdiveni ağır ağır indi. Kalbinin çarpıntısı biraz hafifllyerek devam ediyordu. Alt kat sofada da biraz durdu. Yine uzun fasılalarla damlıyan su, derin sessizliği yumuşak ve tutuk bir çınlayışla deliyor, bu gece trajik bir süratle koşan hâdiselerin ritmine aykırı bir temkin, ağırlık ve sükûn hissi veriyordu. Samim bu sesi uzun bir an dinledi vo sevdi. Beyazlan parlıyan kapılara bakarak hangi odaya gideceğini düşündü. Hatırladı: Küçük salona, telefonun bulunduğu oturma odasına.
Yürüdü, kapının topuzunu çevirdi, kanadı araladı, içerisinin aydınlık olduğunu görür görmez, girdi ve şaşırdı. Etajerin yanındaki koltukta Necile oturuyordu. Arkası kapıya dönüktü. Koltuk yüksek olduğu için kadının yalnız bacaktan görünüyordu. Samim ona doğru bir adım attı ve seslendi:
— Necile!
479
kanlığını kabul ve teşebbüse maddî müzaheret vadetmiştir.
Bu kolejin ve hastnhnnenin tesisi, sadece bizi değil, bütün dünya hemşirelerini alâkadar etmektedir. Her hemşirenin o-dasında başucunda Florence Nightlngaleln resmi vardır. Tesis, kendilerine müracaat ederek, hemşirelik bânisi adına yapılacak kolejin ve hostahanenin kuruluşuna birer dolar vermek suretiyle iştiraklerini temin edecektir. Dünyada beş milyondan fazla hemşire mevcut olduğuna göre, mühim bir toplanmış olacaktır.
Esasen kolej, bütün şark hemşireleri için tahsil temin edecektir, memleketlerin İhtiyacını lıyacaktın
meblâğ
Yakın-yüksek ve bu karşı-
Cemiyet Hayatı
Konferanslar
♦ Ord. Prof. Dr. Fritz Neumark bugün saat 18.30 da Kadıköy Halkevinde "Göçmen Meselesi mevzulu bir konferans çektir,
♦ Vefa Lisesini Bitirenler neğinln tertiplediği seri
feranslardan İkincisi 20 aralık 1950 çarşamba günü saat 18 de Eminönü salonunda tarafından serbesttir.
• • vere-
Der-kon-
Halkevi Konferans Dr. Süheyl Ünver verilecektir. Giriş
MEVLİDİ ŞERİF
Merhum Mustafa Şevki Paşanın oğlu ve şehrimizin kadîm tüccarlanndan Hamit ve Nihat Ataçların babalan Gümüşhane eşrafından Ömer Atacın ölümünün kırkıncı gününe tesadüf eden 18/11/1950 net salı günü öğle namazını müteakip Beyoğ-lunda Agacamiinde hatim dua-siyle Mevlidi Şerif okutturula-cağmdan akraba ve dostlannın ve arzu eden bütün dindaşlann mezkûr gün ve saatte teşrifleri rica olunur.
müptelâ oldu-
VEFAT
Kıymetli aile reisimiz tanınmış eczacılarımızdan
ÖMER KENAN EREM (Asipin Kenan)
16 aralık 1950 cumartesi günü saat 19.45 te
ğu hastalıktan kurtulamayarak Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 18 aralık 1950 pazartesi günü: Üsküdar İcadlye Mü-neccimbaşı sokak No. 25 teki evinden saat 10,30 da
Beyazıt Camiinde öğle nazama-zını müteakip cenaze kılındıktan sonra
Şehitliğindeki ebedi Istirahatgâ-
hına defnedilecektir. Allah rahmet eylesin.
EREM AİLESİ
alın&rak
namazı Edimekapı
Gripe karşı kinin
Kininin en başlı ve başarılı bir sıtma ilâcı olduğunu pek çok senelerden beri bütün dünyada artık bilmiyen kimse kalmamıştır. Buna ilâveten son senelerde İngiliz ve Amerikan âlimleri, kinini ufak dozlarda olarak Grip hastalığına karşı hem koruruna ve hem tedavi için muvaffakiyetle kullanmakta ve bütün ateşli soğukalgınlı-ğı vak’alai’inda hararetle tavsiye etmektedirler.
İatanbftil MİDİ Eğitim Müdürü Murat Uraz’ın Vefa Lisesi Edebiyat öğretmenliğine tâyin edildiğini teessürle haber aldık. Kendisinden inhilâl eden vazifeye de Talim ve Terbiye heyeti âzasından Nureddin Akdik tâyin edilmiştir.
Bir kaç gün evvel ilk öğretim müfettişliği kadrosundan maaş alıp da müdür muavinliği vazifesini gören Şevki Erksonla Cemal öncelin yine asil vazifeleri olan müfettişliğe nakledildiklerini yazmıştık.
Haber aldığımıza göre hâlen vazlfedar bulunan 7 müdür muavini kadrosu evvelki yıllarda olduğu gibi üçe indirilecektir. Bu suretle tasarruf edilecek kadrolar zayıf bulunan teftiş kadrosuna ilâve edilecektir.
Diğer taraftan bir müdür muavinliğine bağlı bulunmayıp da resen İş gören bürolar yeni İş taksiminde bu üç müdür yardımcısından birinin mesuliyetine terkedileccktir.
Çocuk Yuvalan Derneği îstanbulun şık, zarif ve güzel hanımları umumiyetle zannedlk dlği gibi, sadece tugletlcri, çaylar ve kokteyllerle meşgul değillerdir. işte size bir demek ki, bundan iki «ene evvel kurulmuştur, sessiz vc «adaşız bir çalışma içinde, Yenlşehirdo bir ve «on zamanlarda da Kadıköy cihetinde bir ikinci yuva açmaya muvaffak olmuştur.
Demeğin maksadı, aileleri çalışan ve evde bırakılmak zant* ret! olan çocuklara gündüzleri bir yuva temin etmektir. Bunu da başarmıştır. Meselâ Yenışe-hirdeki yuvada her gün yirmi beş yavruya bakılmakta, kendilerinin yiyecekleri, lstlrahatlerl, temizlikleri ve eğlenmeleri üs meşgul ol un utmaktadır.
Kaldırılacak olan pullar
P. T. T. Bülge Başmüdürlüğü pullar hakkında yeni bir tamim yayınlamıştır.
Bu tamime göre resmî pullar, takse pullan, Darphane ve Damga Matbaasında bastırılmış olan Atatürk serisine ait pullan, ls-viçrede basılıp 19 mayıs 1950 de tedavüle çıkanlan uçak pulları. 17 ekimde tedavüle çıkarılan milletlerarası sivil havacılık kongresi hâtıra pullan, bu aybaşında satışa çıkarılan Farabî pulları hariç olmak üzere şimdiye kadar, satışa çıkarılmış olan normal ve hâtıra pullan 31 aralık cumartesi akşamından Jtlbaren satılmıyacak ve artık posta İşlerinde kullanılmıyacaktır.
Elinde bu pullardan olanlar, bunlan 31 aralık akşamına kadar P. T. T. gişelerinde diğer pullarla değiştirebileceklerdir.
Bu küçük görünen fakat haddizatında gerek tatbikatında» gerek maddî ve mânevi bakımdan alâka toplanılmasında büyük müşküller olan işi, kendilerinden ve isimlerinden bahsedilmesini İstemeyen kibar, şefkatli hanımlar başarıyor.
Evvelki gün, Perapalas Otelinde, “Çocuk Yuvalan Derne. neği„ nin koruyucu melekleri, Kurbağahderede yeni açtıkları iki numaralı yuvada varidat bulmak maksadiyle bir kermes tertip etmişlerdi. Dernek Asaları, şehrin muhtelif müessesele-rinden ve hayırsever şahıslardan kıymetli hediyeler derlemişlerdi ve bunlan muhtelif standlarda maddî kıymetlerinin yan fiyatına satıyorlardı.
Evvelki gün. îstanbulun güzel ve iyi kalbli bütün kadınları orada idiler. Her biri birer zarafet nü mu nesi idi. Fakat
demeği kurarken olduğu gibi» çalışmaları esnasında da kendilerinden bahsedildiğini İstemedikleri için bu şayanı takdir mahviyet ve feragatlerine hürmeten burada İsimlerinden ben de bahsedecek değilim. Yolma, hepsine, bütün Istan butlular» şefkat ve nimetleriyle perverde olan miniminiler şekkür ediyorum.

adına
te-
Rektörün basın toplantısı
İstanbul Üniversitesi Rektörü Ord. Prof. Dr. Ömer Celâl Sarç bugün saat 15 te basın toplantısı yaparak, üniversiteyle alâkalı muhtelif meseleler hakkında gazetecilere izahat verecektir.
Perapalas salonları çarşıya dönmüştü, “bakkal,.
küçük İşte
YENİ İSTANBUL
SİYASÎ İKTİSADÎ MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LtMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. SAKLICA
Yazı işlerini fiilen idare eden mesul müdür:
Sacld ÖGET
Neşredilmiyen yazılar iade edilmez.
Basıldığı yer:
yeni İstanbul matbaa CILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI

Abone: Türkiye İçin seneliği 32 altı aylığı 17, Üç aylığı 9 Hradır Hariç memleketler iki mislidir
hânlar: 6 ncı resi 2 liradır, mesuliyet
ca yf uda santim et hânlardan hiç biı kabul edilmez.

bfr bir dükkânı. İşte bir manifaturacı, yambeşında bir ku-
yumcu. Ötede bir kitapçı, ilerde bir ayakkabıcı. Şurada bir antikacı, vesaire.
Davetliler, standlann etrafında toplanmışlar, güzel, zarif satıcıların teşvikkâr ve iltifat-kâr bakışlarına mukavemet e-demeyerek satın alıyorlar. En evvel “yağma,, edilen yer. bakkal dükkânı oldu. Eh, ne de olsa yiyecek şey diyeceksiniz. Doğru. Fakat daha ziyade İçe w cek şey vardı. Meselâ şampanya, viski vesaire. Hem de yan fiyatına, içecek dedim de aklıma geldi. Perapalaz’da hanım, lar bir de bar yapmışlardı. G»* yet ucuz içkiler var. Fakat mesele ucuzlukta değil, satıcılarda* Şehrimizin en mümtaz simalarından nöbetleşe satıcılık yapan hanımlar, sade satmakla kalmıyorlar. "müşteri., 1er kendilerine de İkram ediyor. Böylec* sık sık nöbet değiştirilmiyor zira, hesabın İpinin ucunu kaçırmak ihtimali var.

PerapaJas’daki bu hayırsever hanımların tertip ettikleri Kermes kadar nezih, zarif, güzel ve her cihetten muvaffak bir toplantıyı İstanbul yıllardır görmemişti. Buraya gelmemi* gelememiş olanlar, ne kadar üzülseler yeridir.— /a.
Hiç bir hareket göremeyince, koştu.
Necilenin ba#ı arkaya dayalı idi ve sağa doğru kaymıştı. Gözleri önüne bakıyormuş gibi yan kapalıydı. Göz bebekleri görünmüyordu. Bir eli karnının üstünde gevşemiş bir yumruk halinde duruyor, bir kolu dışanda sarkıyordu. Yerde cildinden fırlamış, sahife-leri açık bir telefon rehberi vardı.
Samim eğildi ve elim Necilenin göğsüne koydu. Teni soğuk değildi, fakat kalbi çarpmıyordu. Bir eliyle de nabzına baktı. Hiç bir hayat emaresi göremeyince, kadının çenesini hafifçe tuttu ve başını sola doğru çekip bıraktı. Galiba. Fakat? Hayır, başın bu mukavemetsiz ve gevşek sallanışı, bu uçuk renk, bu... Bu...
Samim birdenbire doğruldu. Titriyordu. Yere basmanın emniyetini kaybettiren bir boşluk hissi İçinde etajere dayandı. Muhakkak, muhakkak. Yok artık, Nelico de yok artık, Telefon etmeye hazırlanırken ve rehberde bir numara ararken, birdenbire gitmiş. Zaten kalbinden bir şikâyeti vardı «on senelerde. Belki bayılmış... Bayılmış olamaz mı? Başını aşağa almak lâzım. Titremesi gittikçe artan Samim cesaret edemedi. Hemen doktora tolofon. Kime? Arnavutköyünde hiç bir doktor ismi hatırlamıyor. Eskiden... Dur... Eskiden, şuralarda bir Rum doktoru vardı. İhtiyar değildi. Orta yaşlı. Belki sağdır. Fakat adı?.. Adı?.. Ko... Komnlno... Komnenos gibi bir şey.
Samim hemen rehberi yerden aldı vc İsmi aradı. Yanılmamış.
Etajerin üstündeki telefona yaklaştı, numarayı çevirdi ve bekledi. Gözleri Necilerle 480
idi. ölümünde bile zarif. Bu ne harfkulâde kimono! Mari sıre. Terlikler de aynı renk. Telefon cevap vermiyor. Uykudadırlar. Biraz daha beklemeli. Yaka ve kollar, tekmil krem renginde "inerustö,, dantel. Benim için mi giydi bunu? Hayır, daima böyle idi o.
— Alo!.. Doktorun evi mi? Tamam. Çok acele, çok. Lütfen uyandırır mısınız? Naflı Paşanın köşkü buram. Kızı Necile Hanım. Çok fena hasta. Çabuk lütfen...
Samim gözlerini Necileden ayırmadan bekledi, inanmıyordu onun öldüğüne. Yüzü ne kadar gençleşmiş. Hele bu istikametten bakılınca ne kadar benziyor Merale.
Samimin gözleri kararır gibi oldu. Kalbinde durur gibi bir hal. Sonra bir çarpıntı.
— Alo!.. Siz misiniz doktor? Necile Hanımdan telefon ediyorum. Necilo. Çabuk koşunuz. Giyinmeden de gelebilirsiniz. Çok fena Necile Hanım. NefcB almıyor. Ha!.. Biliyorsunuz. Nasıl? Peki... Rica ederim... Çabuk.
Samim telefonu kapadı. Necilenin karşısında gerisin geriye gitti. bir sandalyeye ilişti.
ömründe ikinci defa koltukta oturan bir ölü görüyordu. Birincisi, harpten evvel, Pera» palasın c-adde üstündeki salonunda, sivri beyaz sakallı bir İhtiyardı. Başı biraz öne düşüktü. Elinde bir puro. Yarım saat öyle kalmış ve kimse farkına varmamıştı. Ah Necile, u-yansan da kalkıp bir aynaya baksan...
dar güzelsin! ölümün sana, hele benim şımda, bu gençliği vereceğini hllseydin, raiden owtü intihar ederdin.
(Devamı
Ne kakar-Me-



» Arahk 1950
— YENİ İSTANBUL —
Sayfo 8
McvlAnanm Türbesi
* Mr W
a $ • 4
J 4
Ingiltere ve Fransaya
Askerlik bahisleri
verilen Rus notaları

Kesilen Marshall Y ardımı
îngilizler, bn paranın daha âcil ihtiyaçlara sarfedilece£ini belirtiyorlar
Gazeteler bu hususta geniş tefsirlerde bulunuyorlar
LondrA, 17 A.A. (AFP) — İngiltere ve Fransayı, Sovyet - İngiliz ve Sovyet - Fransız anlaşmalarını ihlâlle itham eden Sovyet notası Londraya dün gece geç vakit geldiğinden pazar günkü sabah gazetelerinin baş sahl-
Roma Bankası müdürünü öldüren gangsterlerle çarpışma
Roma. 17 A.A. (AFP) — Bir gün evvel Roma bankasına hücumla direktörünü öldüren ve l-ki memuru yaralayan gangsterlerden İkisinin dün Bolonya sokaklarında takibi esnasında teati edilen şiddetli ateş neticesinde boş kişi ölmüş birkaç kişi yaralanmıştır.
ölenler bir polisle gangsterlerden biri ve iki yolcudur. Beşinci Ölü ise bir sinemada İntihar eden 4 gangsterden birisidir. Diğer iki gangster de tevkif edilmişlerdir.
Mevlânamn 677 nci ölüm
felerinde tefsir edilememiştir.
Sadece bazı gazetelerin siyasi muharrirleri bu notayı yorumlamaktadırlar.
Bu arada Sunday Times gazetesi siyasi muharriri bunun Brüksel’de mühim konferanslar arifesinde batılı devletleri tehdit ve mümkün olduğu kadar geniş bir diplomatik huzursuzluk yaratmak gayesini güden yeni bir siyasi taarruz olduğunu yazmaktadır.
Observer gazetesi muharririne göre, notalar, batılı devletler Al-manyayı silâhlandırmak arzularında ısrar ettikleri takdirde Sovyet Rusyanın tecavüz! bir müdahalede bulunması imkânı üzerinde bilhassa Fransada mevcut endişeyi arttırmak gayesini gütmektedir.
Sunday Dispatch gazetesi de aynı fikri İfade eylemekte ve Rusyanın batı âleminde panik yaratmak ve bu suretle Alman birliklerinin Atlantik ordularına kattlmalan projelerini terkettir-mek İçin Fransa ve İngiltere ile yaptıfı anlaşmaları ihlâle kadar gideceğini bildirmektedir.
yıldönümü anma merasimi
Süveyşte sis
Kanalı kaplıyan kalın sis tabakası yüzünden seyrüsefer durdu
Londra. 17 A.A. (LPS) — Haftalık Spectator dergisinin bir yazısına göre, ingiltereye yapılan MArshalI Yardımının kesilmesi, îngiltercnin kalkınmam i-çin bu memlekete tahsis edilen kaynakların bundan böyle daha mühim ve âcil olan bir hususa yani Avrupanm savunmasına tahsis edileceği mânasına gelmektedir.
Gazete devamla şöyle demektedir:
"Gerçi Ingilterenln kalkındırılmam tamamlanmamıştır, fakat bu sahada çok büyük hamleler yapılmıştır. Şimdi Amerikan ve İngiliz hükümetleri, bu kaynakların müşterek savunma programına tahsis edilmesine karar vermişlerdir. Bu da İngiliz Milletinin, askerî ihtiyaçlarını karşılamayı ilk plâna almam yani bazı fedakârlıklara katlanmaya devam etmesi demektir.
Maliye Bakanı Mr. Gaitskcl, İngiliz Milletinin kendi İktisadi kalkınması için büyük gayret sarfetmiş olduğunu söylerken i-sabet etmiştir. Bununla beraber, istikbalin vatandaşlarından daha fazla gayret göstermelerini istemesi mümkün olduğu bir zamanda sadece maziyi gözönünde tutmamak lâzımdır. Biz de Maliye Bakanının bu sözlerini tasvip ediyor ve Amerikan Hükümetine cömertliğinden dolayı teşekkür ediyoruz.
Atom bombası karşısında
Çinle Japonyanın farkı
Konyada yapılan törende büyük şair ve mutasavvıfın torunu da bulunuyordu
Konya 17 (Yeni tstanbulun Ankara mümessili Refik Ahmet Sevengfl bildiriyor) — Türk Fikir ve Felsefe Aleminin büyük siması Şair ve Mutasavvıf Mevlâna Celâlcddin-i Rum! 7 asır önce Horasandan Anndoluya göç ederek Konya da yerleşmiş fikir ve felsefesini burada yaymış, burada hakkın rahmetine kavuşmuştur. Konya münevverleri 7 seneden beri olduğu gibi bu yıl da bugün Mevlânamn ölüm yıldönümü münasebetiyle btr tören tertip etmişlerdir
İçişleri Bakanı Rükneddin Nasuhioğlu, Millî Eğitim Bakanı Terfik İleri, Konya milletvekillerinden bir kısmı ve diğer bir çok zevat törende bulunmak üzere Ankaradan ve başka şehirlerden Konyaya geldiler. Hem Mevlâna Müzesini ziyaret etmek hem de toplantıya iştirak etmek üzere ben de dünden beri burada bulunuyorum.
Müzenin Mevlânamn
Yeşil kubbe gece elektrikle aydınlatılmıştı. Törene saat 20 de Şahin Sinemasında başlandı. Konuşmalar hoparlörle dışarıya da verildiği için bulamayan da ihtifali ler.
Bir ney
Vali Ferruh Şahlnbaş toplantıyı açtı. Büyük mutasavvıfın hâtırasına saygı duruşunda bulunmak üzere herkesi kalkmaya davet etti, dan sonra Belediye
Rüştü özal gelenlere teşekkür ettL Mevlânamn 19 uncu torunu olan Doktor Hulki Seymen Mevlânamn hayatı ve şahsiyeti hakkında bir hasbıhalde bulundu. Halkevi Başkanı Avukat Suat Abanazır Mevlânamn oğlu Sultan Veled’ln Mevlâna hak-landaki methiyesinin tercümesini okudu. Eski Belediye Başkana emekli felsefe Öğretmeni
Muhlis Koner Mevlânamn mev-leviliği felsefesi hakkında bir konferans verdi. Konya Milletvekili Ömer Rıza Doğrulun Ankara Radyosundaki Mevlâna konuşması dinlenildi. Ondan sonra Ankaradan bu toplantıda bulunmak üzere çağırılmış olan muharrir Nureddin Artam alkışlar içinde kürsüye geldi. Mevlâna hakkındaki ihtisaslarını anlattı ve Hazrete hitaben yazmış olduğu bir şiiri okudu. Konya Evkaf Müdürü Mesut Koman Bıçakçızade • Hakkının Mevlânaya dair yazılmış bir mütalâanamesini nakletti. Kon-yanın eski milletvekili Doktor
Osman Şevki Uludağ mevlevi-lik musikisi hakkındaki tetkiklerini anlattı. Afyon Karahlsa-nndan gelmiş olan bir
heyeti eski mevlevî naat âyinlerini ÇAİıp söylediler, ren bu suretle sona erdi, kanlar ve davetliler yann,
gün) Ankaraya döneceklerdir.
musiki ve Tö-Ba-(bu
Fikir ve sanat tarihimiz bakımından ehemmiyetli olan tören aynı zamanda Konya kalkınmasında yeri olan bir hâdise sayılmaktadır. Gelecek seneler törene memleket ölçüsünde bir mahiyet verilerek ve iç turiz min inkişafı sağlanacaktır.
Kahire. 17 A.A. (AFP) — Tki günden beri Süveyş Kanalını kaplayan kalın bir sis tabakası bütün seyrüseferi durdurmuştur.
Kanaldan perşembe akşamından beri hiçbir gemi geçememiştir. Kanalda Kızıl Denize doğru yol alan 21 gemi ve Akdenize hareket eden 22 gemi bulundukları yerde kalmışlardır.
Bir düzineye yakın gemi de Süveyş açıklarında beklemektedir ve Port-Saidin ağzında bekleyen gemilerin sayısı çok daha fazladır.
Sis bugün biraz hafiflemiştir. Ve bu suretle seyrüsefere yeniden başlanabilecektir.
Türk mimarlarının istekleri
Bu Mi-
minaresi ve altında medfun bulunduğu
Eskişehirde halka 5.000 aşılı meyva fidanı dağıtıldı
Eskişehir 17 (THA.) — Şehrimiz Vilâyet Fidanlığından bu sene tevzi edilmek üzere 10.000 aşılı meyva fidanı hazırlanmış ve bunların 5.000 den fazlası damıtılmıştır. Artan 5 000 fidan da ilkbaharda dağıtılacaktır.
îs-
Memur Kooperatifleri Birliğinin Nizamnamesi geri gönderildi
Ankara, 17 (T.H.A.) —
tanbııl Memurlar İstihlâk Koo’-peratifinin birlik halinde teessüsü için Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına tevdi edilen ana sözleşmesi, bir kaç düzeltilmek üzere iade tir.
BirlLk maddesi edilmiş-
salonda yer büyük bir kalabalık sokaktan takip etti-
taksiminden sonra
ayağa İhtiram-Başkanı
Eskişehirde 400.000 lira kıymetinde bir İş Hanı yapılıyor
Eskişehir 17 (T.H.A.) —
Şehrimizde Vakıflar Müdürlüğünde mevcut paraya, bazı binaların satışından elde edilecek paranın da ilâvesiyle 400 000 liralık tir iş hanı yapılacaktır. Bu hanın hükümet civarında yapılması karar altına alınmış tır.
Bir tavzih
Maraş M illet vekili Ahmet Boz-dağdan aşağıdaki telgrafı aklık I Aynen neşrediyoruz:
27-12-1950 günlü gazetenizin 3 üncü sayfasının 2 nci sütununda şahsımı ilgflçnciiren yazınızdaki yanlışlığın şu suretle düzetil- I me8İ gerekir,
1 — Sözü geçen înönüye ait I resim Halkevinden değil. Memurlar Kulübünden indirilmiştir.
2 — Kulübü fiilen idare eden Yargıç Ahmet Saaon; resmin indirilmesi kulüp üyeleri tarafından dcfaatla hatırlatıldığında, bu reflim hiçbir kuvvet tarafından indirilemez cevabı verilme-uiyie keyfiyet bana şikâyet edilmiş. kulübün resmi bir teşekkül olmaeı münasebetiyle resim başka bir kimsenin ilgisi olmaksızın tarafımdan indirilmiştir.
Maraş Milletvekili AHMET BOZDAÖ
★ ★ ★
27 kasım tarihli nüshamızda M&r&İŞ Muhabirimizden aldığımız bir haberi ncşretmiştık. Bu yazıda ezcümle şöyle denilmekteydi:
' Maraş D P Milletvekili Ahmet Bozda#. Pazarcıkta Halkevi Binasına gelmiş, garsona, duvarda »jhiIi bulunan Inönünün resmini indirmesini söylemiş, ^akabinde kendisi sandalyeye çıkarak !nö-nüniin resmini indirmiştir
Kendisiyle konuştuğum Ahmet Bozdağ, resmin indirilmesi için müteaddit defalar haber yolladığını. İlçe Hâkimi Ahmet Sabonun bu resmi hiçbir kuvvetin in-diremiyoceğlni söylediğini ilâve cir.H tir
NOT: Görüldüğü gibi bu tavzih yalnız "Halkevİnin” “Memurlar Kulübü" şeklinde değiştirilmesinden ibaret kalmakta, hâdise aynen leyid edilmektedir.
Yazan : M. Şevki YAZMAN
hedeflere karşı kullanılması mev-zuıı hah solumaz.
Koreye karşı son Çin taarruzu başlamadan ve miihlm muvaffakiyetler elde edilmeden evvel hız Mançııryadan gelecek taarruzlara karşı Birleşmiş Milletler Başkomutanının atom hnmhaRi-nın yardımına başvuracağını muhtemel görebiliyorduk. Böyle bir hal Çin ordusunun malzeme, cephane ve silâh ikmalini çok güçleştireceği İçin akla gelebilirin. Fakat bugün Kore üzerinde kuvvetli bir müdafaa hattı tutmanın dahi meşkûk bir vaziyete girdiği şu sıralarda atom bombası kullanma ihtimalinin pek azalmış bulunduğuna bankiz. Her şeyden evvel atom bombasının tesirlerinden faydalanacak ve zaferin meyvalannı toplayacak bir ordu bulunması şarttır. Bu olmadıktan sonra hiç bir silâh ve vasıta İşe yaraya m az. E-ger adadan adaya atlayarak Japon başşehrine yaklaşan Amerikan ordusu olmasaydı Nagazakl ve Hiroşima’yı altüst etlen bombaların tesiri do sıfıra miinrer olurdu. Tek başına bomba hiç bir şey sağlayamaz. Yalnız biraz daha fazla insan Öldürerek Çinlilerin daha bfıjiik kinini celbe-der ve Bolşevlkler tarafına blros daha fazla kaymasına âmfl olnr.
O halde Amerikalılar bngün bomba kullanmadan evvel Çine karşı bir ordu gönderip gönder-mlyecrklerine karar vermelidirler. Bu varit olmadığına göre, bombanın da mânası olamaz.Hom bombaya sahip olup hem de kullanılmamasının birlcLk sebebi de bııdıır.
|#ORE mağlûbiyetinden sonra bir çok Amerikalılar ve hattâ Amerikan Ûyanmın bazı âza-lan şu fikri İleri sürmektedirler:
— Mademki Japonyayı iki a-tom bombaslyle sıılha İcbar ettik. Çini neden aynı silâhla yola getlrmlyrllm?
Fikrimize© bu mütalâa harbin ve zaferin esas kaidelerini gözden uzak tutarak yalnız sathî âmllleye göre hüküm vermekten ileri geliyor. Filhakika Japonya-yı sulha İcbar eder görünen İki atam bombası ise do hakikatte bu İnatçı ve muharip millete diz çöktüren şey; zafer ümidinin ortadan kalkmış olmasıdır. Japonya hor gün İstilâ edilen Pasifik adalarına ve tahrip olunan donanmasına bakarak artık kendisi İçin galip gelmek İhtimali kalmadığını görünce vo ancak ondan sonra şehirlerinin de atom bombaslyle birer birer tahrip e-dilip yüz binlerce İnsanın boşu-hoşıjna ölmesine razı olamazdı. Bu sebeple de sulha talip oldu. Japonyanın ümidinin kırılmasına bundan daha mühim diğer bir sebep do Japon Adalarının gayet dar olması, atom bombasının tesirinden korunmak İçin çok kesif şehir içini boşaltıp halkını boş yerlere götürmesinin imkânı bu-lunmamasındandır. Yoksa tek başına zayiat korkusu Japonları sulha İcbar edemezdi.
Onun İçin Amerikalıların kara ordıılnn tahrik ederek Çin gibi uçsuz bucaksız bir diyan işgale aslâ niyetleri olmadığı herkesin malûmudur. O halde atom bom-baslylo Çine taarruz askerî bir zaferin sağlanması İçin değil, olsa olsa Çine İktisadî zararlar verdirerek, hayatî ehemmiyeti haiz sanayi tesislerini, demiryollarını havaya uçurarak onu faaliyetten alıkoymaya yarayabilir. Bn çeşit hareketler İse hiç bir milleti dlzüstü çöktürüp hasmın-dnn aman dilemeğe İcbar edemez.
O halde atom bombaslyle taarruz bir kara, hava, deniz tnnmıv. ve Istllâslyle birlikte yanılmıyorsa tek başına zafer sağlamaya yetişmez. Kaldı ki Çin çok geniş bir ülke olduğuna ve mahdut sınaî ve iktisadi tesislerinin tahribini göze aldırdığına göre büyük şehirlerini tahliye edip geniş memleket stıfhınA dağıtmak ve hayat seviyesi çok yüksek olmadığı İçin bundan fazla müteessir olmayan halkını buralarda barındırmak suretiyle fazla zayiattan da kaçınabilir.
Bir taraftan Amerikalıların ve Birleşmiş Milletlerin Çine karşı kara, deniz ve kedorok İstilâ maları malûm diğer taraftan
pon adaları gibi dar ve mahdut olmaması yüzünden atom bombasının Japonya üzerindeki tesiriyle Çin üzerindeki tesirini mukayese etmeğe İmkân yoktur.
Eğer Korede harpler devam ®-debilsc vo Birleşmiş Milletler orduları her no pahasına olursa olsun hıı yarınında üzerinde kalsa, bu takdirde yarımadada savaşan
Çin ordusunun muvasala yolları. ikmal kaynakları ve bunlara silâh temin eden fabrikalar üzerine atom bombası taarruzunun yine bir mânası olabilir. Amerika ve Birleşmiş Milletler ordusunun himayesi ve savaşan Çin kuvvetlerinin zayıflatılması bakımından bu da mühim bir tedbir olarak görülebilir. Fakat son durum ve Truman - Atfleo buluşmasından sızan haberler o yoldadır kİ; Rusyanın silâh ve teçhizat yardımına mazlmr olan Kızıl Çin ordusunun Birleşmiş Milletler ordusuna nispetle en az on misli fazla olan kuvveti, Kore üzerinde tutunmayı dahi şüpheli kılmıştır. Bu takdirde bizzat Kızı! Çin ordusunun gerilerine karşı yapılacak atom bombası taarruzu dahi boş yere malzeme İsrafından ve insan öldürmekten başka bir şey© yarayamaz. Başkan Trıımanın bombalan Mac Art-hur emrine vermemesinin ve daha mutedil hareketi isteyen İngiliz Başbakanlyle müzakeresinin do biricik mânası bn olabilir.
Görülüyor kİ atom bombası da bütün diğer silahlar gibi ancak yerinde ve usulüne mutabık olarak kullanıldığı takdirde bir fayda sağlayabilir. Yoksa yalnız büyük tahrip kudretine bakarak a-labildlğlne boş sahalara savurmak. kendisinden beklenen faydayı sağlayamaz. Kaldı kİ bizzat bomba dünyanın tasavvur edilebilen en pahalı silâhıdır. Katî netice beklenmeyen ve bu neticenin riyazi hesaplarla elde edileceği evvelden taayyün etmeyen
Hincfiçinîde
Gl. deLattre dûn Saygona vardı
Saygon 17 A.A. (AFP) — Çin. hindi Fransız Yüksek Komiseri ve Başkomutanı General de Lat-trc de Tasslgny ve Çinhindl müşterek devletleri Fransız Devlet Bakanı Jean lc Toumeau bu sabah Saygona gelmişlerdir.
Muvasalatından biraz sonra General de Lattre de Tassigny Yüksek Komiserlikte şu beyanatta bulunmuştur:
"Fransız Cumhuriyet Hükümetinin itimadından kuvvet alarak ve Çinhindl müşterek devletleri İle varılan anlaşmalar çerçevesi dahilinde askerî ve sivil tam yetkiyi sahip olarak- Fran-sanın memlekette meydana getirmek azminde olduğu eserin tahakkuku için vermiş olduğu sözü bir asker sıfatlyle tam bir samimiyetle yerine getirmek ü-zere gelmiş bulunuyorum.
Müşterek devletlere yerinde tanınan istiklâle karşı bir hürmet hissi ile ve bu memleketin silâhlı kuvvetleri ve bilhassa genç Vietnam ordusunun yardımı ile bütün enerji, iman ve tecrübemi bu memlekette barışı kurmak ve memleket için dahili nizam ve komşu devletlerle samimi münasebetler çerçevesi dahilinde devamlı güvenlik çarelerini araştırmak yolunda kullanacağım^.
«6 >
•* I
Ankara, 17 (ANKA) — hafta yapılacak olan Türk marlar Kongresine, Türk Mimarlar Birliği Merkez Heyeti tarafından mimarlığı alâkadar eden çok esaslı mevzular etrafında mühim bir rapor verilecektir. Raporda ezcümle, müsabaka talimatnamesi, yeni bir mimarlar kanunu yapılması, iş verme u-sulleri, ücret tarifesi, memur mimarların iş saatleri dışında serbest çalışmalarının temini, bazı kanunlarda zikredilmemiş olan mimar haklarının kanunlara sokulması, devlete ait projelerin serbest mimarlık bürolarına yaptırılması ve yapı işleri bölgeleri İhdası ile yapı işlerinin mimarlar tarafından idare edilmesi gibi meseleler bulunmaktadır.
Mimarlar Birliği, bu mevzulardan, kanunlaştırılması İcap edenler hakkında Hükümet nez-dinde teşebbüse geçecektir.




—. t#


hava orduları sev-otmoğe kalkışma-bıılıındıığuna ve Çin arazisinin Ja-
Göçmenlere yardım faaliyeti
Ankara 17 (A.A.) — Göç-
menlere Yardım KomiteJerinin faaliyeti yurdun her tarafında gittikçe artmaktadır. Bu arada Denizlide Yardımseverler Derneği Başkanı Enlse Ege'nin başkanlığında faaliyette bulunan Merkez Yardım Komitesi şimdiye kadar 6800 lira para, 2700 kilo muhtelif yiyecek maddesi, 741 parça giyim eşytun, 155 çift ayakkabı ve çorap, bir miktar kumaş temin etmiştir, ti Merkezindeki muvakkat misafirhane sıhhî şartlara malik bir hale getirilmiş ve göçmenlerin her türlü istirahat imkânları sağlanmıştır,
Çanakkale Yardım Komitesi 2500, Bergama Komitesi 3500 lira teberru elde etmişler ve faaliyetlerine devam etmekte bulunmuşlardır.
Ceybınpınar'da kurulan komite de faaliyetini genişletmektedir.
Iran Şahının düğünü 27 aralıkta yapılıyor
Tahran, 17 A.A. (AFP) — Tahran Radyosu tarafından verilen bir habere göre, Şehlnşah Muhammed Rıza Pehlevi He Süreyya Bahtiyar!’nln evlenme törenleri 27 aralıkta hususi mahiyette yapılacaktır.
3 ■
|4İU>.
ı 4 i

81
8-
ve
Gülyağı istihsaline tekrar boşlandı Burdur 17 (A.A )
Dünya Harbinden bir halde bulunan tihsalıne yeniden Ziraat Bankasının açtığı kredi ve
laylık müstahsili teşvik ve her tarafta gül bahçeleri tesisine başlanmıştır. Müstahsile gösterilen müzaheret muhitte büyük memnunluk uyandırmış-
Birinci beri metrûk gül yağı is-haşlamıştır. gül yağcılara
gösterdiği ko-etmiş
Son çam
i
Bert ran d
Reslnule, görülüyor.
Nöbet Mükâfatının ihdasının 50 net yıldönümü geçenlerde Rtork holm’de kutlanmıştır, bu münasebetle verilen ziyafette meşhur Ingiliz filozofu
Rusşell (ortada)

Ankaradaki çam hırsızlığı
Ankara. 17 (T.H.A.) — günlerde şehrimizde bir
ve mazı hırsızlığı baş göstermiştir. Yaklaşan Noel münasebetiyle bazı açıkgözler umuma ait parklardaki ağaçların filizlerini keserek satmaktadırlar.
Ankaravı güzelleştirmek gayesiyle milyonlar sarfiyle
senelerce emek harcanarak yetiştirilen ağaçlann gayrimeşru kazançlar için heder cdLlmesine meydan vcrilmiyeccktlr. Alâkadarlar bıı mevzu üzerinde hassasiyetle durmaktadırlar.


“Şifta,, haydutlarının faaliyeti Erltrc’do seyahat etmeyi çok tehlikeli bir duruma sokmuştur. Seyyahlar ve yükler ancak konvoya lar halinde, silâhlı kuvvetlerin muhafazası altında gidebilmektedirler, Resim, haydutlara karşı alınan tedbirleri gösteriyor.
Arnavutluk. Yunanistanı şikâyet etti
New-York, 17 (AP) — Arnavutluk racaat lannm
radyosunun müracaat Bakanı Nl-Genel Sek-
Birleşmiş Milletlere mü-ederek Yunanistan uçak-hudutlarına tecavüz etti-
ğini bildirmiştir.
Pazar günü Tiran bildirdiğine göre bu Arnavutluk Dışişleri şanl Miftl tarafından
retere yazılan btr mektupla bildirilmiştir. Mektupta iddia edildiğine göre Yunanistan uçakları ayın 8, 11, 12 nel gllnleri hududu Aşarak komünizmle idare edilen Arnavutluk topraklarına cavtlz etmiştir.
Togliatti dün Moskovaya gitti
te-
Roma, 17 (YÎRS) — Italyan Komünist Partisi Lideri Togllat-ti bu sabah trenle Moskovaya hareket etmiştir. 57 yaşında bulunan Togliatti Moskovaya uzun sürecek olan bir istirahate gitmektedir. Kendisine doktoru Ma. rio hk zel
huşlarından Lconilde Jottl refa-kat etmektedirler.
Spalllni, 10 yaşındaki evlât-kızı Marina Lalagolo ve gü-bir kadın olan komünist mo-
Truman ve Churchill istirahate çekildiler
H'ashington, 17 A.A. (United Pres9) — îki haftalık devamlı çalışma ve konferansları müteakip Başkan Truman dün öğleden sonra hususi yatı VVillIamsburg-la Polo Mac nehrinde bir dinlenme gezisine çıkmıştır.
Truman'a en yakın dostlarından bir kaçının refakat ettiği Beyaz Saraydan bildirilmişse do bu şahısların kimler olduğu a-çıklanmamıştır.
Londra, 17 (AP) — Kış aylarını güneşli bir yerde tatil yapmakla geçirmek İsteyen Churchill pazar günü Fas’a hareket etmiştir, çındaki es^i başbakan
Atlas dağlarının eteğindeki bir otelde geçirecektir.
Churchıll'e karısından başka 10 kişilik bir grup da refakat etmektedir. Churchill bundan evvel aynı yere dört defa gitmiştir. Birinci ziyareti .1943 te Cas-blanca konferansından sonra eski başkan Franklln Roosevelt ile
Winaton uçakta 76 yata ti linî
yapııuştı.
Almanya gemi inşa edebilecek
Bremon, 17 A. A. (Unltea Press) — İngiliz Yüksek Komiseri îvonne Kirck Patrick. gayri mahdut miktarda gemi İnşaatı hususunda Almanyaya yakın bir gelecekte izin verileceğini cuma günü bildirmiştir.
Sayfa 4
Trabzon fındık
Avrupanııı ekonomik meseleleri
Washington hususi muhabirimiz bildiriyor

Amerika ile Almanya
HABERLER
50 da
Batı Almanyanın kömür sıkıntısı devam ederse sanayii sekteye uğrayacaktır


Frankfurt 1951 mlllpfloraram otomobil sergisi
arasındaki harp haline
piyasası
Trabzon, 17 (Husus!) — Hafta içinde fındık piyasaları sabit ve durgun bir halde geçmiştir.
Borsa hareketi, daha ziyade mülhakattan gelen düşük randımanlı küçük partilere münhasır kalmış vc 117/138 kuruş arasında müşteri bulabilen bu fındıklarla birlikte az miktarda randımanlı kabuklu fındık
148/150 kuruş arasında satılmıştır.
Haftanın kabuklu fındık muamelesi 185 tondur.
İç fındık piyasalarında aynı tesir hâkim olmuş, İstanbul fiyatlarına muvazi olarak Cif İstanbul 318/321 kuruştan 40 ton İç fındık muamelesi kaydedilmiştir.
Piyasaya gayet az ma] gelmekte ve gelen malların çoğunu da civar kazalardan sevke-dilen fındıklar teşkil etmektedir.
Küçük stokların yıl başından evvel tasfiyesi arzusunu tahrik ettiği anlaşılan bu sevkıyatın da gelecek hafta içinde kesileceği sanılmaktadır.
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığınca ittihaz olunan son kararların husule getireceği tesir, bugün İçin alâkalıların dikkatini ürerine çeken tek mevzu olmak ehemmiyetini taşımaktadır.
Bu intizar devresinin fazla uzun sürmiyeceği ve bugün tesir derecesinin anlaşılması için kâfi zaman geçmeyen bu kararların önümüzdeki günler içinde kati neticesinin alınacağı ümit edilmektedir.
kömür sıkıntım,
Batılı devletler,
bakımından olduğu
cihetinden
İlffili ok çelik oks-
Bu
sı-ön-
Zİ*
Kasaplık hayvan satışları için salon yapılıyor
Ticaret Borsası tarafından Sütlücede kasaplık hayvan sa-tışlsn İçin yeni satış sAİonu yapılacaktır. Salonun 750 bin liraya malolacagı anlaşılmakta-dır.
Bilindiği gibi Sütlücede kasaplık hayvan satışları için elverişli bir bina mevcut değildir. Aha ve satıcılar diri hayvan satışlarını açık bir meydanda yapmaktadırlar.
A-
Zeytin yağı üzerine alivre satışlar
İzmir, 17 (Husus!) —
Ilvre satışların % 10 teminata bağlanmasına dair verilen karârdan sonra ilk alivre muame-le zeytin yağı üzerinde cereyan etmiş ve satıcı Borsaya % 10 üzerinden teminat yatırmıştır. Bugünlerde pamuk üzerine de alivre muameleler olması muhtemeldir. Şimdilik hazır pamuk üzerine görüşmeler yapılmakta ise de bazı alıcılar ocak teslimi bir miktar pamuk almak arzusunu da göstermektedirler
Denizlide pamuk satılacak bir yere ihtiyaç var
Gün-
Denlzli 17 (Hususi) den güne istihsal nispeti artan Denizli pamuk ziraati, mahsulünü Sarayköy ve Denizli pamuk pazarlarında satar. Bu sene yalnız Denizli pazarında on milyon kiloya kadar pamuk muamelesi olmuştur. Ne yazık kİ, bu kadar hacimli bir pazarda, pamuk satışına ayrılmış hakiki bir mahal yoktur. Kaleiçl denen ortaçağ pazarında dükkânlar, manavlar re sebzecilerin şurasına burasına tezgâhını kurmuş, deposunu açmış olan pamuk tacirleri bu kötü durumdan fevkalâde sıkıntı çekmekledir, ler. Çünkü serbestçe pamuk a-Iıp satabilecek, aldıkları pamuklan stok yapacak tesislerden mahrum bulundukları gibi her gün de yangın tehlikesiyle yürekleri çarpmaktadır.
Pamuk gibi, Denizli için hayati bir iktisat mevzuu olan bir Ürünün biraz da pazarlarda kıymet kazanacağını lâıımdır. Hususiyle olan Kaleiçinde, yangından tüccarın
zamr olacağı da düşünülmelidir, Buna karşı pamuk tücca-nnın bir teklifi ve hattâ ricası vardır:
münasip bir arsa göstermesini İstiyorlar.
Avrupada
gün geçtikçe müzmin bir şekil almaktadır.
mevcut sıkıntıyı İzale etmek için
Batı Almanya kömür İstihsalini arttırmaya çalışmaktadırlar, teşebbüs tahakkuk etse de kıntının ne dereceye kadar lenebllcceği malûm değildir;
I ra muhtelif devletler giriştikleri taahhütleri yerine getirmemektedirler. Filhakika İngiltere, Fransa ve Belçlkanın 6.500.000 ton kömür ihraç etmeleri gerekirken, adı geçen devletler bu miktarı 4.400.000 tona indirmişlerdir. Diğer devletlerin vaadlerinl yerine getirmedikleri bir devirde, müttefiklerin Almanyayı, istihsalini arttırmaya davet etmesi, bu memlekette hiç de hoş karşılanmamıştır. Bu hususla ilgili olnıaJc üzere, Alman madencilerinin hoşnutsuzluğunu İfade eden Batı Almanya Hükümeti, işgal makamlarına başvurarak kararlaştırılan miktarda ihracat ya-pamıyacağını bildirmiş ve bu tonajda bîr indirme yapılmasını talep etmiştir. Almanyanın bu arzusu kabul edilmemiş ve bugün Almanya dahili piyasalarında kömür sıkıntısı hüküm sürdüğü halde kendisi gibi kömür sıkıntısı çeken komşularına karşı taahhütlerini yerine getirmek zorunda bırakılmıştır. Son gelen haberler Batı Alman-yanın İhraç etmesi gereken kömür tonajının 6.830.00 ton olarak tesbit edildiği merkezindedir. Buna karşılık Alman madencileri ihraç etmeleri gereken bu miktarda bir İndirme yapılmasını talep etmekte ve ocak ayının İlk haftalarında ise ihracatın kısa bir müddet için durdurulmasını istemektedirler. Bu çevrelerin kanaatine göre, Alman kömür istihsalinin dahili sıkıntıyı ve harici talepleri kar-şıhyabilmesi ancak bu takdirde mümkün olabilecektir.
Müttefik makamlarının Bstı Almanya tarafından İhracına karar verdikleri 6 830 000 ton kömür, bugünkü şerait altında, Alman madencileri için tahakkuku güç bir mesele halini almıştır. Filhakika Batı Almanya bu miktara itiraz nun 5.900.000 ton tini arzu etmişse bul edilmemiştir.
Durum bu merkezdeyken Alman yanın girdiği taahhütleri yerine getirmesini beklemek abes olur. Bu arada, istihsal edeceği kömürün kendi evine gitmiyoceğinden emin olan Alman işçisinin mesaisini arttırmak ve günde müteaddit postalar halinde çalışmasını bekle mek verimli neticeler saglamı-yacaktır.
Avrupada mür darlığı den tezahür de yükün
Batı Almanyaya yüklemek hiç de yerinde b(r hareket olmıya-caktır. Nitekim, müttefiklerin taleplerinde ısrar etmelerinin Almon İktisadiyatında tesirleri hissedilmeye başlamıştır. Bu,
Almanya kadar müttefikleri do zararlı olacaktır.
Yukarıdaki hususla mak llzcro, demir ve
perleri. Batı Almanya çelik istihsalinin düşmekte olduğunu bildirmektedirler. Eldeki İstatistikler ve raporlar kasım ayı içinde çelik istihsalinde 100.000 tonluk bir azalma olduğunu vc bunun da bilhassa kömür kıtlığından ileri geldiğini tebarüz ettirmektedir.
Kömür istihsalinin artmama-o sına rağmen, çelik endüstrisi vc diğer fabrikalar tam randımanla çalışmaya devam etmektedirler. Bu hal İse, eldeki kömür
stoklarının ihtiyaçları karşılı-yamaması neticesini doğurmaktadır. Aylık çelik istihsali do bu yüzden 150.000 tona düşmüştür ki, bu miktar geçen aya nazaran 33.000 ton noksandır. Haricî taleplerin gün geçtikçe arttığı bir sırada Alman müstahsilleri teklifleri gayet alâkasızlıkla karşılamaktadırlar. Diğer taraftan çelik eksperleri, kömür fiyatlariyle işçi ücretlerinin yükselmesi neticesinde, çelik fiyatlarının da ortaçağını belirtmektedirler. îşte bütün bu sayılan sebepler yüzünden Alman sanayiinin girdiği taahhütleri yerine getirmesi gittikçe güçleşmektedir.
Frankfurt 17 (Hususî) — Gelecek sene 19 nisandan 29 nisana kadar devam edecek olan Franfort Milletlerarası Otomobil Sergisine şimdiye kadar 463 firma iştirak edeceğini bildirmiştir.
İştirak edecek ecnebi firma. Inr arasında bilhassa Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya. Avusturya ve vak ya firmaları kûn tutmaktadır*
Çekoalo-büyük ye-
Meşhur otomobil bu sergide en yeni modellerini teşhir edeceklerdir.
firmalan
Batı Almanya ve înrilterrnln kömür ihracatı

ederek bu-olarak terbide isteği ka-
hüküm süren kö-Almanyanın yüzün-etmemlştlr. Şu hal-büyük bir kısmını
Reeksportasyon meselesi
İstanbul Tütüncüler Birliği, bu hususta verilen haberi tavziha muhtaç buluyor
Bundan bir kaç gün evvel İzmir muhabirimiz tarafından İstanbul Tütüncüler Demeği Başkanının İzmir tütüncüleriyle yaptığı görüşmelerden bahsedilmiş. bu arada rceksportasvon mevzuu üzerinde de durulduğu yazılmıştı.
İstanbul Tütüncüler Birliğinden gazetemize gönderilen bir mektupta, Tütüncüler Derneği Başkanının îzmirdeki temasları hakkında §u malûmat verilmektedir:
“Birliğimiz Başkanının veyahut Birliğimiz âzalarının reekpor-tasyona taraftar ve buna müsaade edilmesino lehdar olmadıkları. bilâkis bunun memleket ekonomisi ve tütüncülüğü için çok zararlı olduğu kanaatinde bulundukları, şimdiye kadar her vesile ile ifade ve izhar ve ayrıca son günlerde yapılan bir toplantıda tekrar tesbit edilmiş ve keyfiyet bir yazı İle şehrimiz matbuatına ve bu arada Sayın Gazetenize de bildi -rilmiştir. Yazımız her nasılsa sütunlarınızda yer bulmamış, İzmir muhabirinizin hakikati aksettirmekten çok uzak olan vc “rivayet,, ve “iddia” tâbirlerinin mühemlyetine sığınan satırları —doğruya kıymet vermekteki şiarınıza ve titizliğinize rağmen— olduğu gibi neşredilmiştir.
Gönderildiğini bildirdiğimiz yazı, bazı gazetelerimizde ana hatlariyle, bazılarında ise tam metni ile çıkmış bulunmaktadır. Bahis konusu mevzudaki Birliğimiz nokta! nazarının hiç bir tereddüde imkân bırakmıyan sarahat ve katiyetle anlaşılması için gönderdiğimiz
dikkatte tutulmasının kâfi ğu kanaatindeyiz.
Reeksportasyon işinin lenmesi için Birliğimizde
lan toplantıda İzmir Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve Ege Tütüncüler Derneği İdare He. yeti Azası Sayın SalAhaddin Sanver de bulunmuş ve müzakerelere iştirak eylemiştir. Bu
da Millî Ekonomimizi ve tütüncülüğümüzü çok yakından ilgilendiren bu meselede de İstanbul ve İzmir veya diğer herhangi bir bölge tüccarları arn-81nda — YENİ İSTANBUL'U da sevindireceği muhakkak bulunan— çok sıkı ve çok samimî bir işbirliğinin ve meselelerini yino
menfaatlerinin lcaplariyle inceleme anlayış ve prensipinde birleşmenin güzel bir delilidir.^
memleket memleket

için İcap eden ederek Ankara-
bugün Borsa
unutmamak çok sıkışık çıkacak bir çok muta-
Denizli Belediyesinin
Çin, uyuşturucu madde anlaşmasını ihlâl ediyor
Lake Success 17 A.A.(Usls) — Çin Hükümetinin Hong -Kong da 500 ton afyonu satmak üzere Emperial Chemical Industries Lt. Şirketine tekliflerde bulunduğu ve bu tekliflerin red-dolunduğu haberinin İngiliz heyeti tarafından bildirilmesi üzerine Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Maddeler Komisyonu meseleyi nazarı itibara almaya karar vermiştir. Komisyon Komünist Çın Hükümetinin Devletlerarası Uyuşturucu Maddeler An-İaşrnasnıı ihlâl ettiğini bildirmekte ve muhtemelen yeniden gayri meşru şekilde afyon imaline başladığından endişe etmektedir.
metnin oldu-
incc-yapı-
Halk Bankası Trabzonda şube açacak
Trabzon 17 (Hususî) — **HaIk Bankası., tarafından Trabzonda bir şube açılması için gerekli temas ve tetkiklerde bulunmak Üzere şehrimize gelen banka Umum Müdür Muavini Nured-din Seçmeer, bu mevzudaki incelemelerini ikmal ve teşebbüsün tahakkuku hususatı tesbit ya dönmüştür.
Bu maksatla
salonunda. Bölge Ticaret Müdürü, Ticaret Odası heyeti ve kalabalık esnaf grupunun katıldığı bir toplantı yapılmış ve etraflı görüşmelerde bulunulmuştur.
Bu toplantıda, Bölge Ticaret Müdürü bir konuşma yaparak. Şubenin açılması İçLn ikmal edilmesi lüzumlu görülen hususatı İzah etmiş ve 50.000 liralık hisse senedi alınması taahhüt edildiği takdirde bir buçuk milyon lira sermaye ile Trabzonda şubenin açılması mümkün olacağını ifade etmiştir.
Ticaret Odası 10.000 liralık 100 hisse ve Borsa 5.000 liralık 50 hisse için angaje olmuşlar, dır. Bakiye 35.000 liralık hisse senedinin de, komisyona müracaat edecek esnaf tarafından önümüzdeki bir iki gün içinde tamamen alınacağından şüphe edilmemektedir.
P i y a s a I a
Piyasada taciri zihnen meşgul eden hâdiselerin başında, Kore muharebeleri neticesi olarak Birleşik Amerikanın sanayi seferberliğine girişmesine alt olarak mühim hâdise gelmektedir. Bu hâdisenin motörlü vasılalar, demir ve çelik, kauçuk gibi maddelere daha bâriz bir surette tesir yapacağı anlaşılmaktadır. Esasen Kore muharebelerinin başladığı günden beri harp sanayiine elverişli maddelerin fiyatları yükselmişti. Bu. rada hatıra bir soru gelmektedir. Acaba ithalât eşyasında görülen fiyat yükselişleri piyasamıza neden bat! surette tesirler icra etmektedir. Buna cevap şu sebepler ileri sürülmektedir: Piyasada para darlığı hissedilmektedir. Yılbaşına yakın kaların mûtat olduğu üzere krediyi tahdit etmeleri de, darlığını daha ziyade arttırmaktadır. Bu İtibarla tacirin, stok etmeğe mal! kudreti kifayet etmemektedir. Bu durum
şısmda, bir tacir fiyatların yükseleceğine kani olduğu halde, stok yapmağa imkân bulamamaktadır. Eğer böyle olmasaydı, piyasamızda bazı İthal maddelerinin fiyatları daha ziyade yük. selecektl.
ban-para mal kar-
İSTANBUL :
Geçen hafta içinde Ticaret Bordasında bakliyat grupu yine sağlam durumunu muhafaza etmiş, muhtelif memleketlere fasulye ihracına devam edilmiştir. Bakliyat grupuna mensup maddelerin fiyatları, dünya seviyesine gelmiştir. Halbuki alı. cılar, senelerden beri bu muddclerln dünya seviyesinden yüksek olduğunu İddia ederlerdi, bu sene bu yolda İddialara tesadüf edilmemektedir.
Hafta İçinde fındık piyasası durgun devre geçirmiştir. Esasen kasım satışları bittiği için, fındık ihracat mevsiminin birinci safhası geçmiş demektir, aradaki durgun devre, her sene mûtat olan bir duraklama devresi diye kabul edilmektedir. Bilindiği gibi mahsul miktarı azdır. Şimdiye kadar 500 vagondan fazla mul da ihracat edildiği için, elde endişe edilecek kadar stok kalmamıştır.
Borsada diğer maddelerin durumunda kayda değer bir şey görülmemiştir. Yukarıda da tebarüz ettirdiğimiz gibi, tacir, yılbaşı hesaplarlyle meşgul olduğu için, yeni bağlantılara, yeni işlere girmek hususunda ihtiyatlı harekot etmektedir.
İZMİR :
İzmir, 17 (Hususî büromuzdan - telgrafla) — Gerek dış alıcıların, gerekse İhracat evlerinin, her sene olduğu gibi, bu yıl da, sene başına takaddüm eden şu günler zarfında, daha ziyade hesapların tasfiyesi ve bilânçoların İhzarı gibi büro mu. ameleleri ile meşgul olmaları neticesi, hafta zarfında Borsada
ocakta son verilecek
Batı Almanyaya tam müsavat sağlanmadan
evvel bir
intikal devresi
geçecektir
DÜsseldorf 17 (Humia!) — Ruhr mmtakasından 1950 yılında yapılan kömür ihracatı 25,7 milyon tona baliğ olmaktadır. Bu miktar Al-manyada İstihsal edilen kömürün % 24,5 şi kadardır. Geçen sene Almanya 20,5 milyon ton, harpten önce 1938 yılında da 28 milyon ton kömür ihraç etmişti. İngilterenin bu senek! mür ihracatı âzami 12 milyon ton tutacaktır, miktar İngiliz kömür
şalinin % 7,5 ğudur. Harpten önce 1938 senesinde ln-gllterenin kömür İhracatı 47 milyon tondu.
İtalyada İşsizlik vaziyeti
kö.
- 15
Bu İsUh-
Milano 17 (Husus!) — îtal-yanın İş Bulma Bürolan tarafından yapılan istatistiklere göre bu sene temmuz ayında İtalyada 1,708,259 a baliğ olan İşsiz adedi ağustos sonunda 1,692,972 ye düştü. İşsizlikte görülen bu gerilemenin başlıca sebebi İtalyan endüstrisinin çalıştırma gücünde görülen iyileşmedir. Filhakika endüstri den işsiz kalanların bir ay içinde 33484 ğı halde ziraattekl işsizliği dolayısiyle yısı aynı müddet 26889 artmıştır.
^ashlngton, 17 (Hususî) — Amerikan diplomatik liderleri Batı Almanyaya karşı askeri politikalarında tamamiyle açık bir hedef tesbit etmişlerdir. Avrupa müdafaa sisteminde bütün asker! birlikler milliyetleri ne olursa olsun aynı muameleye tâbi tutulacaklardır. Güdülen hedef Batı Almanyayı Avrupanın diğer müdafilerine verilen haklardan istifade ettirmektir. Fakat bu müsavat muhakkak surette derhal temin edilecek değildir. Almanyayı alâkadar e-den bu mesele hakkında beyanatta bulunan Amerikan İdarecileri maksatlarının Alman birliklerini Atlantik müdafaa sistemi içine almak olduğunu, fakat bu İltihak keyfiyetinin hiçbir veçhile bir “Dikkat” mahiyetini alamıyacağını belirtmektedirler. Bir Avrupa muharebe nizamında aynı vazifeleri görecek olan askeri birlikler aynı silâhlarla teçhiz edileceklerdir. Alman askerî birliklerine karşı fark gözetici tedbirler alınmayacaktır. Amerikalı müşahitler bu teminatı verdikten sonra bu İşin mer-halelerle gerçekleştirileceğine 1-şaret etmektedir. Tam bir müsa. vat temin edilmeden evvel bir intikal devresi geçecek ve bu devre içinde Batı Almanya beynelmilel anlaşmalarla kendisine tahmil edilen bazı vecibeleri yerlerine getirmeğe devam edecektir.
Esasen bazı müttefiklere silâh tevziatında tercih sistemine istinat eden bir kademe u-sulü takip edilecektir. Hâlen bazı »ilâhlar kâfi olmayan miktarlarda mevcut olduğu için Al-man birlikleri diğer bazı ihtiyaçlar temin edildikten sonra silâh-landınlacakLardır. Hulâsa A-merlkan siyaseti Batı Alman-yanın muvafakatini tamamiyle istihsal etmek lâzım geldiği fikrine istinat etmektedir.
Başvekil Adenauer İle Sosyalist Lideri Schumachcr arasındaki anlaşmazlıklar müşahitber fadırlar:
Adenauer lanmasına
lantik müttefikleri ile zarlık etmemek daha olacağı kanaatindedir, digine göre Adenauer, Almanya
askerî kuvvetlere malik olduğu zaman bundan bazı istifadeli siyasi neticeler elde edilebileceğini düşünmektedir. Schumacher de Almanyanın silâhlanması taraftarıdır, fakat daha evvel bu istifadeli siyasi neticelerin neden İbaret olduğunu görmek İstemektedir. Birleşik Amerika evvelâ Almanyadakl tümenlerini takviye etmeden evvel Alman-yanm silâhlanması mümkün o-lamıyacağına dair VV’alter Llpp-man tarafından yazılan makaleler buranın hükümet mahfillerinde bazı münakaşalara yol aç-
hakkında
şu tahlili yapmak.
Almanyanın silâh, taraftardır
ve At. çok pa-doğru Söylen-
Formoza ile Batı
Almanya ticareti
işçilerin sayılan azaldı, mevsim
İşsiz sa-zarfında
M
vapuru
1951 Britanya testlvnll İçin Lnndrada ln»>a edilen yeni kon»cr . binasının bir köşesi
II w .W
1
n
★ Frankfurt, 17 (Hususî) — Batı Almanya Cumhuriyeti İle Formoza arasında yapılan bir kompansasyon anlaşmasına göre Batı Almanya Formozaya 380 bin dolar kıymetinde ahşap cv İhraç edecek ve mukabilinde For-mozadan şeker ithal edecek-
Japonyaya pamuk
Mersin 17 (Hususi) — Armatör Kışınbay Biraderler firmasına mensup KANAL tanınmış Adana pamuk tüccarlarına ait 1750 ton pamuğu hâmil olarak kaptan Bay Necati Denlzer'in kumandasında Mersin limanından Japonyanın Kobe Limanına müteveccihen hareket etmiştir. Şimdiye kadar ilk defa olarak bir ihracat malımız bir Türk gemisiyle doğruca Japonyaya gitmektedir.
rda haftalık
belllbnşlı ihraç mallan üzerinde fazla bir hareket kaydedilmemiştir. Toplu üzüm alıcımız olan İngiltere İaşe Nazırlığından, ancak yılbaşından sonra, yeni talepler beklenmekte olduğu gibi, diğer alıcı piyasalardaki isteklerin do buna muvazi bir seyir takip edeceği anlaşılmaktadır. BÖylece, Borsada bir intizar devresine girmiş bulunan çekirdeksiz kuru üzümde hafta İçinde bâriz bir hareket kaydedilmemiş ve fiyatlar istikrarını muhafaza etmiştir,
incirin durumu da, bu hafta üzümünküne tamamen muvazi bir mahiyet arzetmLştir. İlgililer, bilhassa yüksek kaliteli incirlerin stok miktarının küçülmüş bulunduğuna işaret etmekte, fakat bu yıl istihsal zajnanında hava şartlarının gayrimüsa-it geçmesi dolayısiyle miktarı fazla olmuş bulunan hurda üze. rinde ehemmiyetle durmaktadırlar. Geçen hafta da temas edildiği Üzere, hurdanın yegâne alıcısı denilebilecek olan Avusturya. mubayaaya ancak takas komblnazanu ile yanaşmak istemekte, alâkalı ihraç evleri de, hurda ihracı İmkânını temin bakımından, Avusturya ithal rejimi ile memleketimiz İhraç rejimi arasında, telif edici bir şekil aramaktadırlar.
Hafta içinde pamuk. Borsanın yegâne alâka çeken mad-desi olmuştur. Mühim bir satıcı müessesenln, diğer bir büyük alıcı firmaya 1000 ton pamuğu 450 kuruş fiyatla satmış olması, Adeta heyecanla karşılanmıştır. Mevcut imkânlarını tamamiyle bu mubayaaya hasretmiş olan bu büyük firmanın, Bor-sadaki alıcı durumu şimdiki halde pek tabiî olarak zayıflamış bulunduğundan, fiyatlar, arzın da devamı karşısında bu sevi-yenin altına inmişse de, devam eden dış talepler muvacehesinde, fiyatın bir müddet sonra, hattâ 450 kuruşun da üzerine çıkacağı, bir kısım alâkalılarca tahmin edilmektedir.
Hafta içinde zeytin yağı fiyatında bazı dış taleplerin tesiriyle görülen kımıldanmalar, pamuk çekirdeğine karşı Bor-sada alâka toplamış vc bunun neticesi olarak, fiyatta, hafta başına nazaran 1 kuruşluk bir yükselme kaydedilmiştir.
Pamuk yağının durumunda ise kayda değer bir değişiklik olmamıştır.
ADANA :
Adana, 17 (Husus! muhabirimizden . telgrafla) — Adana pamuk borsasmda sona eren hafta zarfında fazla iş olmamıştır. Bir taraftan ihracatçı firmaların yılbaşı hesaplarının tasfiyesiyle meşgul olmaları, diğer taraftan da Almanyanın mubayaa fiyatlarında kademeli hareket ederek yavaş yavaş çıkış göstermesi sona eren haftanın dolu geçmesine saik olmuştur.
14, 15, 16 aralık tarihlerinde bir iki küçük işten başka bi-

i
I
mıştır. Şimdiki halde Washîng-ton Avrupaya derhal Amerikan tümenleri gönderilmesini düşünmemektedir. Bu hususta muayyen bir program hazırlanmış olmamasına rağmen ilk Amerikan kıtalarının Avrupaya doğru yazın başında yola çıkarılacağı zannedilmektedir.
Bununla beraber Lippman'm makalelerini tefsir eden bazı A-merlkan yüksek memurları muharrire hak vermektedirler. Bu İtibarla Brüksel Konferansının bir neticesi olarak Amerikanın yakınlarda Avrupaya hiç olmaz, sa bir veya İki tümen gönderme, si İhtimali vardır.
Askere alma ve kısmî seferberlik İşlerine faaliyetle devam edildiği şu siyasetine bir tedbiri çektir.
Rusyanın, Almanyanın silâhlanmasına hiç bir zaman müsaade etmiyeceğine dair yapılan Sovyet beyanatı da geniş tefsirlere yol açmıştır. Amerikan liderleri AvrupalI muhataplarına bu hususta ne düşündüklerini sormaktadırlar. Görünüşe göre Birleşik Amerika Almanyanın silâhlanması meselesinde bilhassa Rusların böyle bir baskısı ve şantajı karşısında kararından vazgeçemiyecek kadar ileri gitmiştir. Amerikan liderleri takıp ettikleri Almanyayı silâhlandırmak tehlikeler kendilerine cip başka edilmediği
lerinde ısrar edeceklerdin
sırada Washlngton uygun görürse böyle almakta geclkmiyo-
politikasında bazı Bezmekte İseler de memnuniyeti mu. bir hal çaresi teklif müddetçe bu görüş-
*
i * \
V M \W \ *

w
* > w

w
A ‘ . w

Amerika Hariciye Nezaretinin Almanya işleri ile meşgul olan diplomatik kısmında Almanya-nın da iştiraki İle Atlantik devletlerinin sllâhlandanlması politikasının bir an evvel tatbiki hususunda ısrar edilmektedir. Buna mukabil tngiU» B’*vüknL çlllğ:nde bazı şüpheler l"hrr e-dfldlğl görülmektedir Rus tehditlerimi Ciddi »e’âkk! erten ve Almanyadn çıkardan gtv ’’v dikkate alan bazı tncdlizirr hain bittikten pek «z b(r zaman sonra Almanveyı si’M“i*>ndırmr acele edildiği *W|
sürmektedirler 1t«Uva f. ^İliğinde bazı îngihr'or t-»— ’n. dan çıkarılan saviainrn zer şüpheler izhar erinmekledir.
t
Nihayet Amerikadaki j'lman temsil! mahfillerinde pratik meselelere ehemmiyet verilmektedir. Burada yanılan müzakereler esnasında Alman mümessil-leri Almanya ile Amerika arasında hâlâ mevcut olan harp haline nihayet verilmesini ısrarla istemektedirler. Bu harp hali burada Almanların hareket serbestliğini geniş bir ölçüde ihlâl etmektedir. Amerika ile Almanya arasındaki harp haline ocak ayında nihayet verilecektir. Almanya İle harp halinin devamı dolayısiyle Reis Tru-man hâlen geniş salâhiyetlere malik bulunmaktadır. Ocak a-yında yeni kanunlar kendisine aynı salâhiyetleri verecektir.
rinci akala üzerine ehemmiyetli hiç bir muamele kaydedilmemiştir. Bu cansızlığa rağmen fiyatlarda yem yükselmeler görülmüş. Hatay menşeli birinci akala pamuğu 420, Adana molı birinci akala 410, ikinci akHİa 370, üçüncü akala da 350 kuruşa fırlamıştır. Bu fiyat yükselmesinin tek sebebi ise pamuğun İzmir Borsasında 445 kuruşu bulmuş olmasıdır.
Çukobirlik şehrimiz piyasasında serbest mubayaaya henüz başlamıştır. Sümerbank da mubayaadan çekilmiştir. Ocak ayının ilk haftasından itibaren işlerin tekrar canlanarak büyük mubayaalar yapılacağı tahmin edilmekte, hattâ fiyatların biraz daha yükseleceği ümit olunmaktadır. Bu fiyat yükselmesini bekliyon Adanalı bazı tanınmış müstahsil firmalar ellerindeki muazzam stoklan henüz muhafaza etmektedirler. Amerfka vc Pakistanın ihracattaki tahditleri kaldırmamış olması Mısırın da permili satış usulü ikame etmiş bulunması, Türk pamuklarının istikbali hakkındaki ümitleri kuvvetlendirmiştir. Evvelki hAfta 11 kuruştan muamele gören Çiğit sona eren hafta zarfında 14 kuruşa yükselmiş, büyük partiler halinde hararetli a-hşvcrişler olmuştur. Haftanın sonu olan cumartesi günü Toros-lar Müessesesi 13.5 kuruştan 300 ton, Gllodo Firması da 14 kuruştan 58 ton Çiğit mubayaa etmişlerdir. Hatay piyasasında da çiğit üzerine olan muamele istekli bir şekil almış ve bir taraftan İskenderun, diğer taraftan da Mersin limanlan vasıta-siyle harice çiğit ihracı yapılmıştır. Esasen geçen haftaki haberlerimiz arasında bazı firmaların çiğit ihracı için gayret sar-fettiklerini de bildirmiştik. Sona eren hafta zarfında susam üzerine Bora&da 8 tonluk küçük bir İş olmuş. 77 kuruştan satış yapılmıştır.
Sona eren haftanın liman hareketleri arasında en mühim olanı Türk bayraklı Kanal adındaki şilepimizln 1750 ton pamukla Japonyaya hareket etmiş olmasıdır. Uzun yıllardan beri Türk denizcileri tarafından Japonyaya ilk defa yapılan bu sefer gerek piyasada gerek denizcilerimiz arasında mutlu bir hâdise olarak karşılanmıştır. Kanal şileplmiz Mersin limanın- I dan kalkmış, aynı limana uğrıyan İtalyan bayraklı Trevlso şl-lepl 331 ton pamuk, 30 ton fasulye, İsveç şilepi Holmitüand 790 ton pamuk, 160 ton çiğit, Mısır bandıralı Zamalek gemisi de 197 baş sığır, 90 ton çeşitli toprak mahsulleri almıştır. İskenderun Limanından da Norveç bayraklı Inger Marie şilepi Fransa için 000 ton pamuk. Alman bayraklı Antercs şilepi Brenıen için 130 ton pamuk, Türk bayraklı Kocaeli motörü Suriye için 400 ton çiğit yüklemişlerdir. Çok geniş bir hinterlandı olan Adana Bölgesinde yapılmakta olan pamuk ekimi hazırlıkları geçen yıla nazaran iki misli bir genişlikte olmaktadır. I
Kupon getirecek okuyucularımıza
Gazetemizin Tahsil Kupon-lariyle. ay başından İtibaren neşretmeye banladığımız (1.000 Saat) kuponlarını kabul etmek, mukabilinde kur a numaraların! vermek ve sonra da hediyelerini dağıtmak üzere yeni bir büro tesis etmiş bulunmaktayız. Bizi bu karara sevkeden sebep, okuyucularımızdan bize müracaat etmekte olan büyük kitlenin işini süratle görmektir. Bu m Aksat la
Galatada, Bankalar Caddesinde, Adalet Hanının 2 nci katında bir daire k ü ş a t edilmiştir
1 Aralıktan itibaren
Kur’a numarası, kupon ve hediye için okuyucularımız mezkûr adrese raüracaat e-deceklerdlr. Yurdun her tarafından gönderilmekte kupon mektuplarının ne de adresin
(YENİ İSTANBUL, kalar Caddesi, Adalet kat 2) şeklinde ıkuyucıılarınuzdaıı rica ederiz.
olan üzerl-
Ban
Hanı yazılmasını bilhiLs»»a
Sayfa 5
18 Aralık 1950
— TENİ İSTANBUL —
A
Stewart Granger
Jean Simmons
ile evleniyor
I V:
İşçi ve bilgi
sinema merakı
A
okul talebesi olması kâfi görülmektedir. Bun-zamanlar çıraklık hizmeti yaparlar. Fakat kısa bir sonra hu bilgili işçilerin iş görme kabiliyetleri artı-yaptıklan İş dünyanın her köşesinde takdir görüyor, mükemmel yetişmiş işçiler arasında öyleleri vardır
Buakşam ATLAS Sinemasında
“Trio„ nlndnln baş rolünü yapan
Jean Simmons
Amerikalıların
İspanyada

▼OPKAPIDAN dışarıya çıkanlar asfalt cadde üzerinde ’ küçük, fakat şirin hlr binanın kurulduğunu bir hayli zamandan beri görmektedirler. Gazetelerde okuduğumuza göre General Elektrik Ampul Fabrikanı adını taşıyan hu fabrika yakında faaliyete başlıyarakmış. Hususi teşebbüs kımıldamasına ve ecnebi sermayesinin ülkemize girmesine sebep olan bu müesseseye her vatandaş gibi biz de başarılar dileriz.
Bizim bugün bahsetmek istediğimiz şey, bn müessesinin kadın işçi almak İçin gazetelerde çıkarmış olduğu bir ilândır. Bu ilâna göre, isteklilerden aranan şartlar arasında en az ortaokuldan çıkmış veya ortaokulun İkisinden ayrılmış olmak lâzımdır. Biz şimdiye kadar İşçi denilen unsurun okuma yazma bilmesini bile sormaya lüzum görmezdik. Aklı yerinde, kollan ve elleri hareket eden her İnsanın İşçilik atlı altında bilinen her şeyi yapabileceğini sanırdık. Bunun neticesi şu oldu: Okul görmüş olanları İşçilikten kaçtı. Ziraat İşçisi de kolayını bulunca, tarlada çalışacak yerde, kasabalara, şehirlere döküldü.
Avrupa işçilerinin çok büyük bir kısım ortaokullardan çıkmadır. Hattâ banların arasında yüksek teknik okul talebelerinden tahsillerine bir kaç sömestr fasıla vermiş İnsanlar da vardır. Bu İşçilerin ortaokuldan çıkmış veya teknik lar İlk zaman yor ve Bu
kİ. zamanla» bulundukları fabrikaların teknik veya ticari şefliklerine, umum müdürlüklerine kadar yükselmişlerdir. Sanayide çok İlerlemiş küçük bir Avrupa memleketinin mu-»nam bir fabrikasının umum müdürü bir kaç hafta evvel 70 yaşına geldi. Bütlın dünyada şöhreti olan bu şahsiyetin çıraklıktan yetişmiş bir İnsan olduğnnn söylersek bilemeyiz bizim anlayışımıza göre hayret edebilir misiniz 7
YENİ İSTANBUL
En büyük artistlerin yarattıkları en büyük film
CELSE AÇILIYOR
> (The Parandine Case) BAŞROLLERDE :
GREGO R Y P I C K-L O UI S JO URD A N AUDA VALLY-ANN TODD-CHARLES LAUGHTON îlâve olarak Kore savaşları, Kahire ve Ankarada yapılan futbol maçlan vesaire Numaralı biletler erkenden aldınlmalıdır.
ŞU PH
Prenses Ali Han, ilk baharda Hollywood’da bir film çevirecek
Madrit, (Hususi) — İspanyada bulunan Rita Hayworth dün gece, akşa myemeğini bazı dost-lariyie beraber Madrlt’tcki Ritz Otelinde yemiştir. Prenses Ali Han'ın üstünde siyah tülden bir tuvalet vardı. Altın renkli saçlarına da îspanyanın millî çiçeği olan kırmızı bir karanfil iliştirmişti.
Büyük, siyah bir otomobille dolaşan Prenses, İspanya, Doğu Afrika ve Yakmdoğuda dört ay sürecek olan bir seyahate çıkacaktır.
Prens Ali Han’ın kendisine refakat edip, etmediğini soran gazetecilere Rita Hayworth “Gayet tabiî ki, beraberiz,, demiştir.
Columbla Stüdyoları İle olan kontratı hâlâ devam eden Rita Hayvvorth. İlkbaharda Hoily-wood’a dönerek bir film çevirecektir. Senaryonun henüz tesbit edilmediğini söyliyen artist:
-Halkın, perdeye dönmemle a-lakalandığını duyunca çok heyecanlandım,, demektedir.
Birbirlerinden 600 mil uzakta olan Ste^art Granger İle Jean Simmons geçenlerde telefonla evlenme işini görüşmüşlerdir.
Granger Hollyw(x>d’da, Jean Simmons İse Ingiltercde bulunmaktadır. Stewart Granger. evlenme tarihinin henüz tesbit e-dilmediğinl, fakat Noel esnasında HollyWood'da olacağını söylemiştir.
Jcan'in 8 aralıkta Hollywood*a dönmesi beklenmektedir. Italya-da çevireceği Androcles ve Aslan kordelâsma şubatta başlanacaktır. Uç Asker filmini bitirmiş olan Etewart Granger ise Ivan-hoe'da oynamak üzere mart a-yında Londraya dönecektir.
iki koyu, çal-

X •
j Shirley Temple evlendi
Delmonte (Callfornla) 17 (AP) — Amerikan film yıldızı Shirley Temple ile Pacific Gas ve Elektrik Kumpanyası Direktörünün oğlu Charles Black bugün Del Monte’de evlenmişlerdir. Yeni evliler balayı seyahatlerine çıkmışlarsa da nereye gittikleri bilinmemektedir.
SAAT, akşamın altısı olmasına rağmen parkın sokakları bomboş. Yeni yeşermiye başlamış çimenlerin üzerlerinde oraya» buraya atılmış kese kâğıtları, gazeteler, sigara kutuları. Etrafta günün mahut bin türlü uğultusu...
Onlar bu dış âlemden habersiz kuytu bir gazinonun herhangi bir masasında öylesine yakın oturmuş konuşuyorlar. Gazinoda onlardan başka kişi daha var. Masalarına nan çayı isteksiz İsteksiz damlayarak gramofonun
dığı oynak şarkıyı dinliyorlar.
İlerdeki toprak meydandan geçen seyyar bir fotoğrafçı, ilk önce çay içenlere, sonra diğer iki müşteriye bakarak önündeki dar patika yola saptı. Onlar konuşmalarına yeniden devam ettiler. Delikanlı, dirseklerini masaya adamakıllı dayadı. Gözlerini yer-yer yırtılmış kahverengi örtüye, bardaklara, şişelere gezdirdi. Sonra karşısında şaşkınlıktan ne yapacağım bilmeyen kıza çevirdi:
— Hani geçen gün gelecektin?
Kız içini çekti:
— Evdekilerle biraz çarşıya çıkmak icap etmişti. Yoksa gelmezmiydLm.
Delikanlı kumral, orta boylu, saçlarını yandan ayırmış, 20-25 yaşlarında gözüken bir gençti Kız da onun kadar i kumraldı. Fakat ancak 18 gös-' teriyordu. Yüzündeki çizgiler I m ân alı mânâsız birçok şekiller meydana getirmişti. Uçlan düz uzun parmaklarında ojeli ince tırnaklar vardı. Elleri şuursuzca kibrit kutusu ile oynuyor, yan dolu bira bardaklarına uzanıyordu... Delikanlı sigarasından bir duman daha savurdu. Kızı tepeden tırnağa süzdü. Siyah gözleri, uzun kirpikleriyle öylesine muntazam aynlmıştı. Kıza:
— Yann ben gidiyorum, dedi. Seninle onun için konuşmak istedim bugün. Şimdi gene bir sürü ufaktefek sebepler göstermene lüzum yok. Olan olmuş bitmiş İşte, insanlar bir. birlerine çeşitli bağlanırlar, ama koptu mu..
Kız, delikanlıya cevap vermedi Yalnız hafif süm savurdu. Çenesini sol a-vucunun içerisine aldu içinden: °Ne söyllyeceği pekâlâ anlaşılıyor” diye düşündü. Delikanlı devam etti:
I — Buradan defolup gitmemden başka çare var mı söyle? Neydi o ilk günlerdeki ayılmalar, bayılmalar. Hepsi numaraydı tabii. Şimdi ne olacak. Bütün yaptıklarına eyvallah mı diyeceğim. Düşün bir kere, ele güne karşı halimi.
Onunla çok eskiden tanışırdı. Yalnız samimiyetlerinin ilerlemesine bir akşamüstü buluşmaları sebep olmuştu. Kız, ona acele gelmesi için telefon etmiş, evinin adresini vermişti. Daireden çıkar çıkmaz hızlı hızlı asfalt yolu takibe başlamış, sonra muayyen işlerle uğ-
Yazan : İsmet ANIL raşan dükkânların ve toptancı mağazalarının önünden geçe-rek üçer katlı tuğla binaların bulunduğu dar bir sokağa sapmıştı. Evlerin numaralarını dikkatle takibederek nihayet *'..M haneli binanın aralık ka-
pısından içeri girmişti. Kahve kaynıyor, insana rahavet getiren bir koku neşrediyordu. Kız, yanına sırnaşık, sırnaşık yanaşarak çok hafif sesle:
— Bak sana neler hazırladım. Delikanlı hareket etmekten korkar gibi odanın ortasında dimdik durmuş, sonra kızın omuzlarına dökülmüş simsiyah saçlarına bakarak
— Ah yıkılası başıma, durup dururken belâ mı çıkaracaksın. Fakat ne yapayım ki bunda kabahatin fazlası senin ve ben de sana karşı yakınlık duyuyorum demişti.
Delikanlı o güne kadar dikkat etmediği şeyleri bulmuştu kızda. Gerçekten hoşuna gidiyordu. Bir ara yanına yaklaşarak ellerini beline dolamış, kız da teklifsizce bu harekete uyarak vücudunu ona adamakıllı yaklaştırmıştı.
Delikanlı yumruklarını gayri ihtiyari sıktı. Kızın yüzüne yiyecekmiş gibi baktı. Ağzından koyu bir sigara dumanı çıkartarak:
— O hergeleyi hakîkaten seviyor musun, dedi. Söyle ama Allah var. O ne ki be. Nesine güveniyor da seni elimden al. maya kalkıyor. Geçenlerde sin. si sinsi suratıma gülüyordu. Hani cinim beynime vurdu. Biraz ileri gitsem aramızdaki samimiyeti hiçe sayıp köpek gibi hırlaşacaktt—
Kız, on dakikadan beri kolunda oynadığı saati bir an 1-çtn bırakıp yüzünü lüzumundan fazla buruşturdu. Keskin ve acındıncı bir sesle dandı:
— Beraber gezdiğim bana bu kadar kızma,
yet senin tanışın dedimdt Benim güvenecek kimseciğim yok. Sen de böyle yaparsan?
— İnsanı kendine güldürt-me Allahaşkına. Kaç kere söyledim sana, boş ver dedim. Halbuki sen inadına dolaştın onunla. Şimdi de itin fiyakasından geçlçlmiyoT.
Gözleri, yanlarından geçen bir adama takıldı. Arkasında güçlükle taşıdığı bir küfe vardı. Uzun müddet onu takibetti. Sonra sigarayı içmekten usanmış gibi parmaklan arasında ezerek karşı tarafa fırlattı. Kız» bilhassa bu son sözlerin altında ezildiğini hissetti. Duruşuna açındıracak bir hal verdL Üzerleri terlemiş ufak beyaz ellerini delikanlıya doğru uzattı. Dudaklarını aptalca buruşturdu. Delikanlı, yumuşak ellerin sıcaklığını hissederek bir an sustu. Sonra yeniden başladı:
— Bana bak, vutarmivmişim ben. Hem böyle şakalardan hoşlanmam dememişmiy-dlm sana.
mınl-
Içfn Niha-
maksatlarla bu bağ bir
senelik evlilikten sonra yeni bir balayı
Rita Hayworth Deauville’de »t yarışlarına rlderken
İTFAİYE
(84137) 1 — Tarzan May-
Rc-
SIHHİ İMDAT
İSTANBUL
ECZANELER
A-
DA VALİM.
ünlün
1 — öl-
KADIKÖT
TENİ SES
TİYATROSU
Temsil yok.
Telefon: 103(59
R
D
Y
A
L
0
A
R
4 1
22.10 So-
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşey
VI-Gc-
Ankam 00
txmlr 2222
ANKAKA: Sakarya — Safilik — Ankara.
İstanbul Beyoğlu Anadolu yakam Ankara
İzmir
44998
60536
91
2251
(Şehremini) (Karngüm-(Fonor).
Şifa.
mü-
•»
Filistin Harbi.
(49306) 1 — Gönülden Ta-(Türkçe). 2 — Lükja Ha-
MUAMMER KARACA TİYATROSU Terk*»» Evleniyor.
İSTANBUL REEED İYESİ Şehir Tiyatroları 15.30 da matine, Suare 20,30 da DRAM Temail yok.
Telf.; 42157
KOMEDİ KISMI
Çifte .Keramet
İZMİR: Tilkilik (Basmahane) — Çankaya (Ataanrak) — Çita (Kemeraltı) — Yeni (Eşrefpaşa) — Kara taş (Yalılar).
Beyoğlu 41644
İstanbul 24222
Üsküdar 60915 K.köy 60872 Karşıyaka 15055
Cnrmon Orkeeirıınıııdan müzik (pl).
CEBECÎ (13846) Üç Silâhşorlar PARK (11131) Yılmaz Reis (Devam).
Sl’S( 14071) Bırakılan Çocuk.
Sİ’M ER Kara Canavar.
ULUS (22294) Deniz Kurtlan. YENİ (14040) Jandark.
GAR GAZİNOSU Brjman» vlteü.
ANKARA PALAS Pnvlyonn yana Atraksiyon Orkestranı, za Şeydi İdaresinde.
SÜREYYA PAVİYONÜ lapanyoı
Orkestrası.
Kf(CK Temsil Yok.
BÜYÜK Hile ve Sevgi.
İZMİR
ATLAS Sokak Kızı Kltty. EI.HAMRA ÜÇ Silâhşorlar. LALE 1 — Memnu Mıntaka 2 — Ormanlar Perisi,
MELEK 1 — Kanun Harici. 2 — Bu Gece Seninle.
TAN 1 —. Memnu Mınfaka. 2 — Ormanlar Pcrlei.
rAYYARE Harman
YENİ 1 — Tarzan dam. 2 — Bufnlobll
13.00 Haber-Şar-Pro-
TAKSİM (43191) Estergon Kalesi TAN (80740) 1 — Memnu Mıntaka. 2 —
ÜNAL r&lılar yat l’ENt
mun Adam. 2 — Genç Kız Kalbi.
YILDIZ (42847) Jandark (Süneli hafta).
EMİNÖNÜ; İstanbul (Eminönü)
— Haşan Hulûai (Küçükpozar)
— Abdülkndir (Alemdar) — Sa-Ifıhaddln Çarşıkapı (Kumkapı).
BEYOĞLU: Matkovlç (Merkez)
— Galatasaray (Merkez) — Er-tufirul (Takfllm) — îamot (Tak-•Im) — KarakÖy — Maçka — Feriköy — Halıcıofilu (Hasköy)
— Merkez (Kasımpaşa).
FATİH; Muharrem Tanır (Soh-zAilobaşı) — SalTıhaddln Gürgen ıAksaray) — Emin Rıdvan (Sn-matya) — Haseki
— M. Fuat Bayer rük) — Haylm Berk
EYÜP; Ayvansaray.
BEŞİKTAŞ: Nail Hallt — Ortn-köy — Gıyaaoddln Dlvanlıofilu (Arnavutköy) — Merkez (Bebek).
KADIKÖY; Merkez — Fcneryo-lu — Erenköy — A. Cafer Çağatay (Bostancı) — Ç&mlıyurt (Üsküdar).
HEYBELİADA: HeybelIadA. BÜYÜK AD A; Morkcz.
8.15 9.00 22.00
HÂLE (Kadıköy) (60112) 1 — Zafer Abidesi. 2 — Kırallçe
Krlstln.
OPERA (68821) 1 — Karışık üs ler. 2 — Denizlerin Sevgilisi. SÜREYYA .60862) 1 — Devler
Ateşi. 2 — Deli Gönül.
YELDEÖİRMEM 1 — Fakir
Çocuktan (Türkçe), 2 — Demir Kullu Kahraman.
ÜSKÜDAR
SUNAR 1 — Cennetin Anahtan 2 — Vahşi Koşu.
ANKARA
ANKARA (23284) Jandark. BÜYÜK (15432) Üç Silâhşorlar (Devam).
M S. Aya-18 30 Kitap 10 00 M. S. bir yaprak.
Sonu.
Maymun Şarkısı.
TİYATROLAR
gramı. — 22 45 M S. Ayarı ve haberler. — 23.00 Program ve kapanış.
İSTANBULf
12.57 Açılış vo programlar,
ler. — 13.15 Hafif öfilf* nıüzifil (pl). — 13.45 kıtar. — 14 20 Dana müziği (pl). — 14 45 graıntar vo şarkılar (pl). — 15.00 Kapanış.
17 57 Açılış ve programlar .— 18.00 Caz
zifiri ipi). — 18.20 Faaıi heyeti konacri •'laftıhan İdare eden: Hakkı Dcrnıan. — 19.00 Haberler — J9.15 Kına şehir haberleri. — 19.20 Oençor
ve arkaduştanndan dana müfclğl. — 19 2u Akşam konarrl (pl). Rlrhnrd StruunH.. “Don Junn
Hcnfonlk poem. Çalan: Olcco Gallrra İd, Fhilar-rnrmta Orlcealrııaı. — 20.15 Radyo Gasetesl. —
20.30 Şarkılar. — 21.00 Konuşma: Bodll Faik. — 21.10
21.30 Spor hasbıhalleri. Konuşan: Eşref Şefik.—
21 45 Mlenflr teati heyetleri konseri.
nnt, — 22 30 Loİlie Ledrich OrkcHtrnHindnn melodiler (pl). — 22.45 Haberler. — 23.(H) F’rogram-lar ve dana müziği (pl). — 23.30 Kapanış.
Hicrî ARALIK Rumî
R.ev. ı y □ u K.evvel.
8 1370 18 Pazartesi 5 1366
VAKİT VASATI EZANI
Güneş 7.19 2.37
öğle 12.11 7.29
İkindi 14.30 - 9.48
Akşam 16.42 12.00
Yataı 18.21 1.39
İmsak 5.34 12.52
UÇAK TREN - VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
01.20 P.A.A. (Amerikan) New-York, Boston, Londra. Brüksel, Frankfurt tan. — 10.40 lzmlrden.
— 11.50 An karadan. — 13 00 P.
A.A. (Amerikan) Beyruttan. — 13.10 B&hkealrden. — 14 00 îz-
mlrden. — 14.50 Adana, Ankara* dan. — 15.40 B.E.A. (Ingiliz)
Londra, NLa, Roma, Atlnadıın.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
02.05 P.A.A- (Amerikan) Beyrut*. — 8.00 D.H.Y. (Türk) Ka-hireye. — 8.30 Ankara, Adana-ya. — 8 30 A.F. (Fransız) Atina, Roma, Pariflc. — 9.55 B E.A.
(İngiliz) Atina. Roma, Nin. Londraya. — 11.00 Bnlıkeslre. —
12.40 îzmlre. — 13.40 Ankaraya.
— 13.45 P.A.A. (Amorlkan)Frunk-furt, Brüksel, Londra, New-York’a.
GELECEK OLAN VAPURLAR
6.00 Seyyar, Knrn blgadan. — 6 30 Konya, Bandırmadan. — 11.00 Karadeniz, Knradenlzdon
— 19.15 Marakaz, Mudanyadan
— 21.30 Bandımın, Bandırmadan.
GİDECEK OLAN VAPURLAR 5.00 Akau, Karadeniz®.
Bandırma, Bandırmaya. Marakaz. Mudanvaya. -Konya. Bandırmaya.
GELECEK OLAN TRENLER
6 25 Erzurumdan. — 8.Ö0 Ankara Ekaprea. — 9 20 Yataklı.
GİDECEK OLAN TRENLER
18 20 Ankara Ekaprea. — 20.05 Ankara Yataklı.
ALEMDAR (23863) 1 — Kahraman Yahudi. 2 — Hileli Yol. AY8U (21917) 1 — Cani Kaçıyor 2 — Singonüa Çingene Kızı.
AZAK (23642) 1 — Zaferden Üstün. 2 — Cehennem Geçidi.
ÇEMBERL1T.A8 (22513) 1 —
Parmaksız Salih. 2 — İstanbul Geceleri.
EMRE 1 — Kimsesizler. 2 —Kara Şeytan.
HALK (21904) 1 — îkl Açıkgöz Tarzan Diyarında. 2 — Buffalo-billn İntikamı.
İSTANBUL (22367) 1 — Haydut. Aşkı. 2 — Ormanlar Kiralının İntikamı (Türkçe).
KISMET (26654) 1 — Kahveci
Güzeli. 2 — Kanlı Aşk.
MARMARA (23860) 1 — Kahraman Yahudi. 2 — Hileli Yol.
MİLLİ (22962) 1 — Kan 2 — Karımı Arıyorum.
TURAN 1 — Zaferden
2 — Cehennem Geçidi.
TENİ (Bakırköy 16-126)
düren Buse. 2 — Hint Esrarı.


Hâlen Romada **Quo Vadls,, filmini çevirmekte olan Robert Taylor iki gün tatil alabilme fırsatını ele geçirince, "To Please a Lady” adlı filmi henüz bitirmiş olan karısını Capri Adasına çağırdı. Robert Taylor kendisi ile konuşan gazetecilere: “Capride başıboş gezebileceğimizin heyecanı içinde yola çıktık. Roma ve Tl voli yakınlarında durarak eski zamanların biribirinden güzel harabelerini ziyaret ettik ve resimler çektik. Napoli körfezi İ-çlndeki Capri Adasına varmadan evvel denize uzanan vahşî manzaralı sarp kayaların güzelliğini hâlâ unutamıyorum. O-telimiz olan Caesar Augustus bu sarp kayalardan birinin kenarında idi. Çok yüksekte olan odamızın küçük balkonunda, yemeklerimizi yedik ve doya doya denizi seyrettik. Küçük bir kayıkla bir denizci tutarak gezintilerimizin çoğunu denizde yaptık. Suların oyduğu mağaraların eşini hayatımda hiçbir yerde görmedim, göreceğimi de zannetmiyorum.
Şüphesiz. Capri, dünyanın en romantik yerlerinden biridir. On bir seneden beri evli olduğumuz halde, Barbara ile ben kendimizi halayımızda gibi hissettik! Diğer bütün ziyaretçiler gibi, adayı î-talyadan gitmeden evvel tekrar ziyaret etmek ümidiyle ayrıldık
sönüyor mu ?
istatistik Bürosuna göre bu sene Amerikanın nüfusu 150 milyona yükselmiştir. Yani aşağı yukarı 10 sene İçinde senede bir milyon artmıştır. Fakat diğer bir istatistiğe göre sinemaya giden halkın sayısı bir hayli azalmıştır. Amerikalılar çok para kazanmakta, fakat artık paralarını sinema gişeleri önünde harcamamaktadırlar. Tabii bu vaziyet karşısında Hollywood’un sıkıntıdan suratı asılmıştır. Sinemanın gözden düşmesine başlıca sebep büyük şehirlerde televizyonun moda olmasıdır. New-York-ta takriben 2.000.000 televizyon Aleti kullanılmaktadır. Fakat sinema âlemini asıl üzen mesele, Honolulu'da televizyon olmadığı halde sinemanın rağbetten düşmesidir. Hattâ Amerikanın u-fak şehir ve kasabalarında çok yakın zamana kadar yegâne eğlence sinema iken bugün artık sinema salonları tenhalaşmıştır.
bir tebes-
(Devamı var)
a
Sanat ve tiyatro hayatı
Ingrid Bergman
Ankaranın aylık sanat bilançosu
Yazan : Afi Kemal KAYA
Devlet Konservatuvan Asistanı
SİNEMALAR
Al.KAZAR (42562) 1 — Ali Baba Kızlar Pansiyonunda. 2 — Vcifker Vllderin Köpeği
AR (41394) Johny Bellnda (3 Üncü hafta).
ATLAS (40835) Celse Açılıyor (Sıınrc).
El.HAM RA (42236) 1 — Periler Dünyası. 2 — Zafere Doğru. GÜREL 1 — Bir Yedmenin Romanı (Türkçe). 2 — Gecenin Gözleri.
İNCİ 181695) îvojlma Yanıyor. İPEK (41289) Fedailer Atayı, LÂLE (43595) Johny Belinde (Türkçe).
MELEK (40868) Aşkın Müclzesi SARAY Saat 21 de Caaaado resitali.
SUATPARK (83143) 1 — Kızıl
Nehir. 2 — Singoalta Çingene Kızı.
s( mek (42851) Îvojlma Yanıyor.
ŞAKK (40880) Adalet Kurbanı.
81K (43726) I — Kaptan Mefta-te. 2 — Dehlet Dlyaru
ANKARA:
7.28 Açılış ve program. — 7.30 M. 9. Ayan.
— 7.31 Naşali parçalar (pl). — 7.45 Haberler v(j
hava raporu. — 8.00 Hafif melodiler (pl), —
8.26 Günün programı. — 8.30 Oprrot potpurileri (pl). — 9.00 Kapanış.
12.15 - 13.15 Aaker saati: (16 m. 83 - 17840 Kc/8 T.A.V, kına dalga poMtaalyle beraber yayın). — 12 15 Memleketim selâm. 12.30 Bir al-1Ah arkadaşınız konuşuyor. — 12 40 Fonta Kutusu. — 12 45 Şnrkıtar. — 13.00 Haberler. —
13.15 Piyano soloları (pl). — 13.30 Öğle Gazetesi, — 13.45 Dağ havalan (pl). — 14.ou Hava raporu. akşam programı ve kapanış,
17.58 Açılış ve program. — 18.00 n. — 18.00 Dana müzikleri (pl). — sanıl. — 18 45 Fiilin müzikleri. — Ayarı ve haberler. — 19 16 Tarihten
— 19,20 Halk türküleri. — 19 45 Tarihi Türk
müziği ıMesut Cemil). — 20.15 Radyo Gazetesi. — 20 30 Radyo senfoni orkestram. 21.15 Radyo haftam (Mümtaz Faik Fenik). — 21.30 Şarkılar. — 22.00 Konulma* — 22.JL5 Farabi pru-
İtalyıula Tay lor hı İkinci halayını geçiren Barbara Staınvyck
yakında yeni bir
filme başlıyor
Filmin çevrilmesine
1 şubatta Pariste başlanacak îngrld Bergman, sanat kudretinden hiçbir şey kaybetmediğini Amerikan efkârı umumiyeslne İspat etmek İçin, tekrar film çevirmeye başlayacağını söylemiştir.
îngrid’in baş rolü oynayacağı bu filmin direktörlüğünü, artistin kocası rejisör Roberto Ros-seliino yapacak, filmin çekilmesine 1 şubatta Pariste başlanacaktır.
Fransız ve İtalyan prodüktörlerinin müşterek sermayesi ile çevrilecek olan bu filmin senaryosu siyasi bir hicivdir.
lııgrid Bergama'm son resimlerinden biri
1950-1951 mevsimi Küçük Tiyatro, Sabahaddin Kudret Aksalın Şakacı, Büyük Tiyatroda Shakespeare'in Hamlet’! He açıldı. Opera ise Verdinin Rlgoletto-su ile karşımıza çıktı.
Şakacı eser olarak, bizde, Türk tiyatrosunun hemen hemen en 1-yi yerli eserlerinden biri intibaını bıraktı. Oyun, vasatın üstüne çıkamadı. Ragıp Bey ile Ahmet Evintan, Nahide Hanımiyle Meliha Gökçen ve Nazmi Beyiyle Asuman Korad kelimenin tam m ân asiyi e iyi idiler.
Hamlet, ümit vericidir. Şahıs olarak ele almaktan kaçınmak herhalde daha iyi olacak. Çünkü, genç elemanlarımız için Hamlet, ilk büyük tecrübe olmuştur.
Rlgoletto’ya gelince:
I Yeni bir yıldızla — Ferhan O-nat — oyun istenilen alâkayı toplayabildi, Vedat Gilrten, Ferhan Onat ve Fikret Kutnay ön plânda muvaffak olmuşlardır. Bilhassa Ferhan ve rolünün küçüklüğüne rağmen Fikret düşün-dürücüdür.
Dekor ve kostümler bütün eserlerde çok iyi idi.
Müzik hareketlerinin başında ise Ankara Radyosu yer almaktadır. Gerek plâk neşriyatlyie gerek solistleriyle dikkati çekmektedir. Müzikle Gezi, Müzik Severin Saati ve Genç Müzikçl-nin Sesi saatlerinde, garp müziğinin didaktik durumu hâkimdir ki. hayli faydalı olmaktadır.
Meselâ; 12 kasım pazar gecesi Fransız kadın Violonistl Colette Frantz ile genç sanatkârlarımız-(lan violonîs* Şekûr Ertllzün'ün resitalleri dinleyenlerini çok memnun etmiştir. Ertüzün’ün yumuşak ve sıcak teniyle çaldığı Tchalkosvgki'nin Canzonet-tıı’sı ve Ccsar Cui’nln Orlentalei gayet iyi İdi. Fr. Francoeur'ün
Slcillnna ve Rlgoudon’unda ev* velkilere nazaran heyecanlı IdL Erçlvan Saydam ise piyanosivla eşlikte olgun bir çehre taşıyor* du.
Filârmonl orkestrasının 1 ve i konserleri ise geçen senoye naza, ran daha randımanlı olmuştur. 1. konserde arpsız çalınan R. Strau* ss un Don Juan senfonik poe* mİ ritm bakımından, Beetho ven’ln 5. senfonisi ise toplu çalış bakımından gayet güzeldi.
2. Konserde ise, Schubertln 7. Senfonisi (Andante'deki bir İki atlamalar oldu) sıkıcı geçti. Her iki konserde de şef Hoemer’ia bizde bıraktığı tesir vasat olmuştur.
2. konserin ve ayın en renkli eserleri Ulvi Cemal Erkinin Ko* man Konçertosu ile Köçekçe Süiti olmuştur.
Konçertoda solist Erdoğan Çaplı, kendi çapını aşan bu konçertoyu çalabilmekle, haklı olarak kendine büyük bir muvaffakiyet temin etmiştir.
Keman konçertosu, bizde 11K yerli konçertodur. Bugüne kadar keman üzerinde tecrübesine şahit olmadığımız bu konçerto yerli teinlerimiz İçin ele alınmaya değer bir kıymet taşıması bakımından örnek eser olarak tanınabilir.
Köçekçe süiti ise memleketin muhtelif köşelerini canlandıran bir müzik tablosudur. Köçekçe de keman konçertosu gibi örnek bir eserdir. Canlılık ve renklilik bu eserin başta gelen hususiyetlerinden biridir.
Sanat tarihimizde hiçbir sanat kolunun büyük bir topluluğun arzusu ile karşılaşmadığını gözönllnde tutacak olur da, 1050u 1951 mevsiminin bu ilk ayının başarısı için büyük bir ehemmiyeti İmizdir dersek, aldanmış olmayız.

T E N t ÎSTANBUE—
Bir
14 çift çorap^
1 çift düz renk.
3 çift yollu ve damah.
4 çift soket.
2 çift spor çorap (şort ve golf pantalon ile giymek k Çİn).
2 çift siyah İpekli çorap.
3 çift eldiven:
Birer çift domuz derisi gri ve bej eldiven, bir çift de beyaz.
20 kravat:
10 adet ipekli fantazi kravat.
5 adet yünlü.
8 adet diiz renk ipekli.
2 smokin veya frak kravatı.
2 pulover:
Sokak elbisesiyle giyilecek
kolsnz bej veya gri bir pulover ile spor elbiseye uygun renkli veya damalı u-zım kazak.
2 atkı:
Soğuklar için 1 yünlü veya kaşmir atkı ile gece kıyafetine uygun ipekli beyaz bir eşerp.
4 pijama:
2 poplin.
2 ipekli.
2 askı.
2 kemer.
1 bomuz.
1 ipekli veya yünlü rob-döşambr.
NOT: iç çamaşırları her erkeğin kendi ihtiyacına göre değiştiği için burada saymıyacağız.
Sabah ve öğleden sonraları
SABAHLARI
Eldiven
W ArtMk 1900
BlR hayli giyeceği bulunan, gene de fena giyinmiş olarak gezen erkekler vardır. Sebebi, muhtelif giyeceklerini birbirleriyle uydurmasını bilmemeleridir. Modanın ve zevkin ahenk kaidelerini bilmedikleri için, neyi ne ile ve ne vakit giymek icap ettiğini kestiremezler.
İyi giyinmenin bir kaç sim vardır. Bir kaçını aşağıda bulacaksınız:
♦ Düğünlerde smoking giymeyiniz.
♦ Tiyatro veya konsere pulover, açık renk elbise veya golf pantalon ile gidilmek Fakat canınız isterse, pijamanızı giyerek en büyük konseri evinizde radyonuz başında dinliyebil irsiniz.
♦ Frak ve smokingle alelâde siyah ayakkabı değil, rugan pabuç giyilir-
♦ Rugan ayakkabı sadece smoking veya frakla giyilir.
♦ Frak veya smoking gibi gala elbiseleriyle kol saati takılmaz; altın zincirli cep saatiniz varsa, ne âlâ, yoksa baloya saatsiz gidersiniz.
♦ İki sıra düğmeli caketiniz yürürken veya ayakta dururken daima düğmeli olmalıdır.
♦ Spor kumaşlardan iki sıra düğmeli caket yaptırmayınız.
♦ Caketin kollan (bilhassa frak ve smokingde) gömlek manşetlerinin ucunu gösterecek kadar kısa olmalıdır.
♦ Ayakkabılarınızın rengi dikkati çekecek kadar elbisenizin renginden farklı olmamalıdır. İyi giyinmiş bir adam elbisesinin renginden fazla ayrılan renkte kazak veya pulover giymez.
♦ Koyu elbise île altı lâstik veya krep pabuç giyilmez.
♦ Spor paltolarla melon şapka giyilmez, koyu pak tolarla da spor şapka uymaz.
♦ Çorabınızın rengini elbisenize uygun seçin. Meselâ kahverengi elbise ile kahverengi, bej, lâcivert veya yeşil çorap giyilir de gri çorap giyilmez.
♦ İki sıra düğmeli caketin altına kazak giyilıpez-Puloverin rengi elbiseninkine uymalıdır.
♦ Her hususta gaye, göze batmamaktır, iyi giyinen bir erkek bir odadan çıktığı zaman, kalanlar ne giydiğini hatırlama malıdırlar.
♦ Spor caket ile yollu veya kareli pantalon giyilmez.
Elbise:
— Spor kuplu günlük elbise.
— Ayrı kumaştan pantolon ve spor caket. Otomobil gezintilerinde, pikniklerde, maçlarda da giyilebilir.
— Kareli kumaştan kostümler. Bu me-yanda melon şapka ve klâsik şemsiye ile giyilen “Prince de Galles" kumaştan kostümler de çok revaçta ve pratiktirler.
Mendil:
— Renkli ketenden mendil.
Gömlek:
— Pastel renk, düz, çizgili veya hafif kareli gömlek.
Kravat:
— Zevke ve arzuya göre değişebilir. Fakat iyi giyinen erkek, şehirde günün her saatinde kravatlı gezer.
— Bej veya gri şevro.
Şapka:
— Elbiseye göre kahverengi, gri veya yeşil.
Ayakkabı:
— Kahverengi.
ÖĞLEDEN SONRALARI
Elbise:
Çizgili veya çizgisis koyu renk elbiseler. Yazın gri, bej veya mavi gabardin kumaşlar hâkimdir. Bunlarla renkli bir fantazd kravat takılır.
Mendil:
İnce ketenden beyaz mendil.
Gömlek:
Beyaz veya pastel rengi.
Şapka:
Gri, kahverengi veya siyah.
Ayakkabı:
Elbiseye göre siyah veya kahverengi
Miihim bir nokta:
Günün her saatinde her türlü elbise île (smokin veya frak dahil) vakaya çiçek takılabilir.
Erkek modası rengârenk plaj kostümleri, gömlekleri ve şortları ile son günlerde bir hayli zenginleşmiştir. Her mevsim bu yolda bir yenilik getirmektedir. Meselâ kravat yerine renkli bir fular kullanılıyor. Plâjda kısa şortlar giyiliyor, üzerine akşam vakti üşümemek için rengârenk süslü gömlekler giyiliyor.
fjAZETEMÎZtN güzel giyinmeyi göstermek htışusunda ^"sarfettifcl gayret yalnız. Rinıfı yüksek ve parası bol insanlara hitap etmek istemesinden İleri gelmemektedir. Bizim gayemiz, bunları göstermekle herkesin bir fikir edinmesi ve edindiği bu fikirleri kendi zevkine uydurarak tatbik etmek imkânını bulmasıdır.
Parhdn büyük moda evlerini gezenler ve en son modayı görenler bıı gördüklerini ısmarlamaktan ziyade, oradan aldıkları ilhamla ufak terzilerde ve hattâ evlerinde kendileri güzel giyinme İmkânlarını bulanlardır.
Geçenlerde memnuniyetle haber aldık ki. kültürlü bir Türk hanımı bizde gördüfcü bir palto modelini Kız Sanat Okuluna götürmüş ve kumaşını da vererek orada bunu herhalde bir çoklarının sarfetti^'l paranın dörtte biri İle yaptırmaya muvaffak olmnştıır. Güzel giyinme bir servet İşi de£il, bir seviye ve hlr kültür İşidir, şimdi medeni Alemin bir uzvu olan memleketimizde gazetemiz her sınıf halkımızın iyi giyinmesi için yollar göstermeye çalışacak ve bu hususta muvaffak olursa, büyük bir sevinç duyacaktır.
Bugün okuyucularımıza bir erkek moda sayfası sunuyoruz. Yılbaşı şenliklerinin yaklaşması sebebiyle erkek modacında daha çok akşam ve gece kıyafetleri üzerinde durduk. Tek yakında sütunlarımızda pratik erkek modacına da yer vereceğimizi sayın okuyucularımıza bildiririz^
Slyah-hevaz pötlkare bir Jile. Lâcivert Ingiliz kumaşı bir elbise ile giyilmektedir.

» Ar*h* 1WW»
y e n t İstanbul.
Sayfa 7
iyi dikiş için en elverişli makina
SÜRPRİZ
WA!»V
Dahiliye Mütehassısı
Gölcük
Tersanesi
Genel
Müdürlüğünden
Tersanemiz
Dikiş makinalarında bulabilirsiniz.
Kendilerine barem kanunu hükümlerine göre 70 lirayı geç memek üzere veya müktesep hakları olan derece maapı verilecek tir.
TORNA,FREZE PLANYA, MATKAP •s. DEMİR İŞLEME TEZGÂHLARI
Taliplerin Memurin Kanunu hükümleri gorcğince belgeleriy le birlikte Genel Müdürlüğümüze müracaatları. (17073)
OTO ’y/ muhakkak tercih ediniz.
ŞERİT TESTERE PLANYA, RENDE vs. TAHTA İŞLEME MAKİNALARI
Perakende satış yeri Alp Oteli altında Tepebaşı Telgraf : LAMET İstanbul
Gaz Ocaktan ve diğer Mutfak Eşyaları
Toptan satış yeri ve servis
Nomur. W’
Odun ve
Petrol Sobaları
ARGO TAKSIMETREL^5^, TÜRKİYE UMUMÎ VEKİLİ
EDGAR KONSOLÎ
İlk bakışta görülen sağlamlık Gürültüsüz çalışma
İyi möble
İğne ve parça bolluğu
Tam yağlama
Seri iş verme kabiliyeti
İplik toplamalarda hususi tertibat v. s üstün vasıfları, cihanşümul
EVİNRUDE Deniz . Moförlerı^^
iççi reviri için röntgen kursu görmüş bir dahili ye mütehassısı ile bir eczacı alınacaktır.
--------------- İLÂN '
Sigorta İşlerinde çalıştırılmak üzere lise tahsilli gençlere ihtiyacımız vardır. Taliplerin Güven Sigorta Sosyetesine yaş ve tahsil derecesi ile referans alınacak muteber kimselerin isimlerini yazı ile bildirerek müracaatları ilâm olunur.
GÜVEN Türk Anonim Sigorta Sosyetesi
Atelye veyo fabrikanızın randımanını kat kat artıracak, en dayanıklı, en dakik ve tur'allı tezgâhlar, mües-lesemizde mevcuttur.
İşinize en uygun demir ve tahta işleme makı-nalarını, zengin çeşidimizde daima bulmak mümkündür.
En kıymetli Yılbaşı hediyesi
I K R A M I Y E L I
Müsait Fiat Her aileye uygun vade şekil Servisimiz dalma emrinize amadedir
Türkiye Ganol Mümessili
Mehmet Kavala
Su Sayacı Alınacak
Satmak isteyenlerin fiyatları ve vasıflarıyla Kastamonu Bele diye Başkanlığına teklifte bulunmaJan. (17408)
Gömlekle beraber parasız verilen TAKVİM ve İKRAMİYE KUPONU’nu İSTEYİNİZ
TAHİR HAN - Galata
Telefon : 40430
MİELE
Çamaşır Makineleri
■kum, Hindistan cevizinden çıkarılmış
Hakikî VEJETALİN
PilAv, kızartma, tatlı ve her nevi yemeklerde kullanılan bu saf yag. mide ve karaciğer hastalıklarını önler Bakkallardan ısrarla isteyiniz.
S İ B î R Nebatı Yağlar Fabrikası Ld. Şii.
Telefon: 20280
TAKSİ SAHİPLERİNİN R I DİKKATİNE
Almanyadan ithal ettiğimiz yeni model
«ARGO» taksi saatler! SATIŞA ARZEDlLMlŞTlR.
ledlyad
nra
Gümrük Muhafaza Genel Komutanlığından :
Kilin, Urfa, Akçakale, Ş^nyurt, Urla, Bodrum Gümrük Muhafaza Taburlarında açık bulunan Kıdemli Tabib Yüzbaşı kadrolarına aşağıdaki şartları haiz bulunanlar arasında 7 yedek formalı tablh alınacaktır. "Askerî ta bibi erin haklarından istifade ettirileceklerdir.,,
A — Memurin Kanununun 4. maddesindeki şartları haiz olmak.
B — Yaptırılacak »ağlık kurulu muayenesinde sağlam bulunmak.
C — 41 yaşından yukan bulunmamak.
D — En geç 31/12/1980 tarihine kadar okul diplomasiyle birlikte An karada Gümrük Muhafaza Genel Komutanlığına başvurmaları. (17475).
TAKS İTLE L SAIIS i
MAĞAZALAR!
BEYOĞĞÜ SİRKECİ
. İSTİKLAL CaJts HAM!DİYECaJır
Tel. 2820! A

1
1 V * M • w
1 n r
Merkez : Galata, Voyvoda Caddesi Adalet Han No. 33 - 36 Satış yeri : BİTİŞİK HEZARAN HAN, Kot 2 - Telefon ; 42773
Millî maçlar tertibi
*
güreş müsabakaları
münasebetiyle
Ankara, Eskişehir ve
netice ile karşılaş-
branşında (İPTÜy*-faydahdır ve bım-
Yazan : Sadi KARSAN
Yazan : Vedat ETENSEI
Amerikalılara karşı çıkacak Millî Takımımız şn şekilde Özkan, Zafer,
57
fesbit edildi : 52 F. Büyükmutlu, G2 Kemal 67 Servet 5loriç, 73 Celâl Atik, 79 Haydar 87 Yaşar Doğu; ağır, Adil Candemir. kilo seçmesi hafta içinde yapılacak
İstanbul.
İzmir bölgeleri serbest güroş takımları arasında yapılmakta o-lan milli güreş ekip! seçme karşılaşmaları dün saat 13 ten İtibaren Spor ve Sergi Sarayında yapılmıştır. Kalabalık bir halı; kütlesi tarafından takip edilen bu karşılaşmaların teknik neticeleri şöyledir:
79 kilo: Haydar (tst.) - Faruk (Ankara)ya ittifakla, 87 kilo: Yaşar Doğu (Ank.) - Mahmut Çeterez (Ank.)e 7 dakika
3 saniyede tuşla, Hilmi Tafracı (tst) . Ali Eskioğlu (İzmir) na ekseriyetle, Ali Aslan (Eskişehir) - Nizamcddin Çakır (Ank.)a 2 dakika 27 saniyede tuşla. A-ğır: Adil Candemir (Ank ) - Kemal Ay (Ank.ıa 13 dakika 13 saniyede tuşla, 52 kilo: Fehmi Büyükmutlu (İst.) - Ali Yücel (îst.)e 3 dakika 7 saniyede tuşla, Esat İlkay (Ank.) - Ahmet Bilek (İzmir)e 57 saniyede tuşla. Seyfi Ege (Ank.) - Cemil Somylğit (Eskişehir)e 9 dakika
4 6 saniyede tuşla. 57 kilo: Sııha Karman (Eskişehir) - Osman Öz (lzmire e 8 dakika 20 asniyede tuşla, Ali Yıldırım (İst.) - Rıza Doğan (Ank.)a ittifakla. Nasuh Akar (Eskişehir) - Melih Eren (Ank.)e ittifakla, 62 kilo: Ke-
Beşiktaş, Gençlerbirliğini 4 - 2 mağlûp etti
Ankara 17 (T.H.A.) — Beşiktaş Takımı ikinci karşılaşmasını bugün 19 Maviş Stadında Gençlerbirliği ile takriben 5 bin seyirci önünde yapmıştır-
Beşiktaş: Mehmet — Kemal, Vediî — Çaçi. Ali İhsan. Nus-ret — Süleyman, Recep, Kâmil, Şevket, Cihad.
Maç tarafların akınlarlyle cereyan ederken 25 inci dakikada Gençlerbirliği sağaçığı Celâl takımının tik golünü attı. Bu arada BeşiktAştan Recep sakatlandı. Onun yerine Fahreddin girdi. Ikl dakika kadar oynayan Fahreddin o iki dakika İçinde takımına bir gol kazandırdı. Bu golden sonra Beşiktaş nispeten hâkimiyeti ele aldı. Devre sonlarında süratli bir oyun oynanmasına rağmen vaziyet değişmedi. Devre 1-1 berabere sona erdL
ikinci devrede Gençlerbirliği takımda bazı değişiklikler yapmış. Kemali sağacıga ve Mehme-di solaçığa almıştı.
Beşiktaş devrenin 4 üncü dakikasında Süleymanın ve 25 inci dakikasında da Şevketin ayağly-le İki gol daha kazandı. Vaziyet
3- 1 Beşiktaş lehine oldu.
Bundan sonra her iki taraf da süratli bir oyun tutturdu. Genç- ı lerblrliğl maçın sonlarında Hadi-nin ayağiyle bir gol daha yaptıysa da Beşiktaştan Şevket buna derhal mukabele etti. Böylece
4- 2 Beşiktaşın lehine sona erdi
Admiranın maçları
Gelecek hafta Avusturya ü-çüncüsü Admira Takımı şehrimize gelecek, Vefa ve Beşiktaş ile iki müsabaka yapacaktır. A-yın 30 ve 31 inci günleri de, bu tarihlerde yine şehrimize davet edilmiş olan Sarajevo Takımının da katılmasiyle. bu iki takır ve bizden de dört takım arasın da günde iki maç yapılmak su retiyle bir turnuva tertip edile çektir.
Maraton
denemesi
maraton denemesi dün
isveçliler bir Fener akınım önlerken
Şişli Bilir,
Kulübünden Mıgır
1 saat 51 dakika ile birinci geldi
2 nci
sabah 9.30 da Mecidiycköy - R. HİBar arasında yapıldı. Yarışmaya 6 atlet iştirak etti. Deneme çok çekişmeli geçti. 20 nci kilometreye kadar başla giden Nuri öksüzal krampa yakalanarak yürüyerek denemeyi bitirdi. A-raaının çok fazla açılmasına rağmen alürünü bozmayan Mıgır yanşj kazandı.
Teknik sonuçlar:
1 _ Mıgır Bilir (Şişli) 1 saat 51.06, 2 — Şaban Engin (Tekel) 1 saat 59.57, 3 — Nuri ökaüzal
(Tekel ı 2 saat 06,26; 4 — Necdet Ülay (Tekeli 2 saat 17.05.
| mal Özkan (Eskişehir) - Servet Arman (tst.)a 3 dakika 35 saniyede tuşla, Ahmet Doğan (Ankara) - Cemi) Sarıbncak (Anka-ra)a 7 dakikada tuşla, Nureddin Zafer (İstanbul) - Mustafa Kaplan (İzmir)e 1 dakika 57 saniyede tuşla. 67 kilo: Tevfik Uysal ı Eskişehir) - Rüşen özel (İzmir) e 7 dakika 40 saniyede tuşla. Tevfik Şahin (Ankara) - Tevfik Yüce (Ankara)ye 13 dakika 25 saniyede tuşla. Servet Meriç (İstanbul) - Raif Akbulut (An-karala ittifakla, 73 kilo: Mehmet Yüce (Ankara) - Osman Canbulat (Ankara m 1 dakika 57 saniyede tuşla, CelAl Atik (Ankara) - Bekir Kaymak (İstanbul) a 2 dakika 45 saniyede tuşla gralip gelmişlerdir.
52 kilo: Ali Yücel Esadı 3 dakika 45 saniyede tuşla, Fehmi Büyükmutlu Seyfiyi 5 dakika 52 saniyede tuşla. 57 kilo: Nasııh Akar Süha Karmana ittifakla 62 kilo: Ahmet Doğan Mazhar | Cana ittifakla, N. Zafer Kemal Özkana İttifakla, 67 kilo: Servet Meriç, T. Uysala ittifakla, 73 kilo Ahmet Şenol Bekir Kaymağa 4 dakika 35 saniyede tuşla, Celâl Atik M. Yüceye 5 dakika 55 saniyede tuşla, 79 kilo Ali özde-mlr Bekir Bükeye 12 dakikada tuşla, 87 kilo: Yaşar Doğu, M. Ali Aslana 4 dakika 38 saniyede tuşla, Bek taş Can Mahmut Çetereze 7 dakikada tuşla, 52 kilo: Ali Yücel Soy fi Eğeye 8 dakika 52 saniyede tuşla, 62 kilo: Kemal Özkan Ahmet Doğanı 3 0 dakika 32 saniyede tuşla. 73 kilo: Ahmet Şenol Mehmet Yüceyi tuşla, Ağırda: Acili Candemir İrfan Atanı 3 dakikada tuşla mağlûp ettiler.
Neticeler:
52 kilo: 1) Fehmi Rüyükmuthı. 2ı Alı Yücel, 3) Seyfi Ege.
57 kilo müsabakası, Nasuh A-karın dudağının patlaması yüzünden hafta içinde yapılacaktır.
62 kilo: 1) Kemal Özkan, 2» Ahmet Doğan, 3) Nureddin Zafer,
67 klln: 1) Servet Meriç, 2) Tevfik Uysal, 3) Tevfik Yüce
73 kilo: 1) Celâl Atik, 2) Ahmet Şenol. 3)
79 kilo: 1) Ali Özdemir,
87 kilo; 1) Bcktaş Can, rez.
Ağır: 1) Adil Candemir, 2) irfan Atan, 3) Sabri Demlray.
Mehmet Yüce. Haydar Zafer, 2) 3) Bekir Büke.
Yaşar Doğu. 2) 3) Mahmut Çete-
Ingiltere lik maç'arı
West Bromwıchf başta giden takımlardan Aston VVilla’yı 2-0 mağlûp etti
oy-
Cumartesı günü Londrada nnnan İlk maçlarında, Deıby Country, Sunderland’ı 6-5: Ever-ton, Huddersfield ToM’n’u 2-1 yen miş; Fulham’la Man»'' r-’ter U-nited 2-2, Arscnal ile Burnley 1-1 berabere kalmıştır.
Wolverhampton VVamlerers, I>i-verpöol’u 4-1, Middelesbrough Porstmouth’u 3-1, New-Castle United Stoke City’yi 3-1. Wpst Örom'vich Aston Wjila’yı 2-0; Bol ton VVanderers Charlton Ath-’etlc'i 3-0. Tottenham Hotspour, niackpool’u 1-0 mağlûp etmiştir.



Holslngborjr Takımının kalecisi Svenason, bir Fener hücumunu yumrukla uzaklaştı rıyor
Isveçin Helsmgborg takımı dün

Hel.sîngborg Takımı ikinci maçını dün İnönü Stadında hakem Samih Duransoyun idaresi altında Fenerbahçeye karşı yapmıştır. Misafir takım dün Ga-latasaraya karşı oynadığı kadro ile sahaya çıkmıştır. Fenerbahçe de şu şekilde tertip edilmiş olarak oyuna başlamıştır.
Şalapi — Salahaddin, ismet — Nedim, Mllzdad, Mehmet Ali — Zekeriya. Samim, Suphi, Lefter. HaliL
Eskisine nazaran hiç de güzel olmayan yeni formaları ile sahaya çıkan Fenerbahçe ilk vuruşla beraber derhal hücuma geçerek bir an içinde İsveç kalesini muhasara çemberi içine alıvermişti..
Sağdan soldan yaptığı a kınlarla bir havlı müddet İsveç kalesini devamlı olarak sıkıştır, mıştır. Bu arada çekilen birkaç şut kalenin yanlarından dışan çıkmış Lefterin güzel bir kafa vuruşu da kalenin sağ direğini sıyırarak avuta gitmiştir. O-yunun İlk anlan Fenerbahçenin bir gol çıkarmak gayreti İsveçlilerin de gol yememek azmi ile geçiyor. Fenerbahçe müdafaasının İsveç muhacimlerini sıkı bir surette nıarke etmesi İsveç akınlannın daha açılamadan sönmesine sebep oluyor. Onuncu dakikada Zekcriyaya çok rw(l. salt bir pas geldi. Önü boş ve kaleye yakın olduğu halde çektiği şut kalenin üstünden aştı. Bu suretle ele geçen müstesna bir fırsat heba edilmiş oldu. Fenerbahçe muhacimlerinin çalâk ve kıvrak oyunu İsveç müdafaasını şaşırtıyor ve müşkül vaziyetlere sokuyor. Fenerbahçenin bu kadar bârız bir hâkimiyetle oynadığı sırada ve hiç beklenmedik bir anda ân! bir hücuma geçen İsveçliler az kaldı kazaen bir gol çıkan veriyorlardı. Bereket versin ki sağiçleri Şalapi ile karşı karşıya kaldığı halde topu eline bırakıverdi.
Oyun bugün zevkli ve süratli oluyor. W sisteminde oynayan İsveç müdafaasının belkemiğini merkez muavinleri teşkil ediyor. Hemen her akını kesmekte bu oyuncunun muhakkak bir rolü oluyor. 30 uncu dakikada Fenerbahçe yine bir tehlike atlattı. İsveç sağiçinin çektiği şutu Şalapi elinden kaçırdı fakat top direğe çarparak kurtuldu. Fener müdafaası fazla ileriye sarktığı için İsveçlilerin yaptıktan tektük âni hücumlar böyle şaşırtıcı vaziyetler İhdas ediyor. İsveçliler bugün daha güzel ve canlı oynuyorlar. Devrenin sonla nna doğru onlar da hücumla-nnı sıklaştırmağa başladılar. Şimdi ojnin mütevazln bir cereyan aldı. Akınlar karşılıklı o-luyor. 40 inci dakikada İsveç merkez muhacimi bir vücut çalımı İle önünde müdafii atlatarak önü bomboş yalnız başına topu kaleye kadar sürdü. Artık herkesin gol olacağını beklediği anda hayretler İçinde beceriksizliği yüzünden topu biçimsiz bir vuruşla avuta attı. Elfsfyorg-da olduğu gibi bu takımda da gol çıkarmak kabiliyeti meffcut.
Galiba bu haJ bütün İsveç takımlarının başlıca nakisele-rinl teşkil ediyor. Birinci devre Fenerbahçenin daha hâkim oy-
r.
İkinci devrede Sarı-Lâcivert
takımda yapılan isabetsiz değiştirmeler, Fenerbahçenin tamamiyle aleyhine oldu
birbirle-sıkıştırarak behemehal bir çıkarmak peşinde koşuyor-Top iki kale arasında dokuyor, isveçlilerin
me-çok Fe-üs-
naması fakat onların daha fazla gol pozisyonuna girmeleri ile geçti ve 0-0 nihayet buldu.
ikinci devreye Fenerbahçe, takımında yaptığı ufak bir değişiklikle sahaya çıktı. SalAhad-din ile Samim yerlerini değiştirmiş, Haildin yerine de Faruk takıma alınmıştı.
Devreye hızla başlandı. Her iki taraf da çok sıkı ve enerjik oynuyor. Mütekabilen rini gol lar. kik
gayretli oyunu karşısında nerbahçe birinci devredeki tünlüğünü muhafaza edemiyor. Ve hattâ isveçliler biraz daha ağır basmağa bile başladılar, O-nunctı dakikada Fener sol muavin ve müdafiinin müşterek hatasından istifade eden İsveç sağ-içi kaleye kadar sokularak bir gol yaptı. İtiraf etmek lâzım ki bugün isveçliler ilk maçlarında bıraktıktan fena tesirleri silmek azmiyle olsa gerek evvelki oyunlarivle
» i ’ a i
, bir
kıvas kabul
■ •
Feuerbuiıçvh Salahaddiıı, İsveç uıudıılü ile ugra^our

• •


etmlyecek derecede canlı, süratli ve gayretli oynuyorlar.
20 nci dakikada isveçlilerin ceza çizgisi dışından çektikleri bomba gibi bir frikikte top direğe çarptı. Yetişen sağiçin çektiği şutu, Şalapi ayaklarına kapanarak kurtardı. Fenerbahçe takımında yapılan değişiklik müspet bir netice vermediği halde aynı kadronun muhafaza e-dilmesi bir hata oluyor. Yirmi beşinci dakikada İsveç merkez muhacimi kaleye girmek üzere iken Sam İm çelme takarak düşürdüğü halde hakem penaltı vermedi. İsveçliler gittikçe a-çılarak Fenerbahçeyi sıkıştırıyorlar. San-Lâcivertlilerde ftsap bozukluğu sezilir gibi oluyor.
Fenerbahçe muhacimlerinin hasım kalesi önünde havadan oynamaları uzun boylu olan İsveç müdafilerinln vazifelerini kolaylaştırıyor. Oyunun sonlarına doğru Fenerbahçenin gittikçe bozulan oyununa mukabil isveçlilerin oyunu düzeldi. Şimdi bütün hücum teşebbüsü onlarda. Samim yine



r
kaleye dalan




d
merkez muhacimine çelme takarak düşürdü ve yaralanıp sahadan çıkmasına sebep oldu.
Samimin kasdî ve âşikâr olan bu hareketlerine hakemin müsamaha etmesi hiç de hoş bir manzara arzetmiyor ve halk ü-zerinde de fena tesir bırakıyordu. Nihayet oyun 1-0 Helsing-borg’un galibiyetiyle sona erdi.
Dün İsveçliler güzel bir tâ-biye kullanarak galibiyeti hak ettiler. Evvelâ Fenerin bütün a-kınlannı kırdılar. Sonra yavaş yavaş hâkimiyeti ele alarak neticede galip çıktılar.

Adalet - Karagiimrük berabere kaldılar
Helslngborg ile Fenerbahçe maçından evvel ikinci kümenin en kuvvetli takımlarından Kara-gümrük ile Adalet takımlarının birinci devre lik maçlarının tehir edilmiş olan karşılaşması yapılmış ve 0-0 mlştir.
Bu suretle rinel devreyi
başta bitirmiş olmaktadır, müsabaka baştan nihayete d3r çok zevkli ve heyecanlı ol-mıuş, her iki tarafın da zaman zaman çıkardığı ojnın teknik bakımdan birinci küme maçlarının ileri gelen takımlarının o-yunundan hiç de aşağı olmamıştır. Bu itibarla ikinci kümenin bu İki güzide takımını bize gösterdikleri temiz ve insicamlı o-vunlanndan dolayı tebrik etmeyi bir vazife biliriz.
berabere neticelen-
Karagümrük bl. bir puvan farkla Bu ka_







.r •
eden vere-değil-haddi
Arabanın tekerledi kırıldıktan sonra yol gösteren çok ahır. Yalnız arabayı da tekerleği kırılacak kadar hızlı aiır-rııemck lâzımdır. İşte biz de son günlerdeki spor olanlarımızın heyecanı yatıştıktan ve tabii hale avdet edildikten sonra bazı müşahedelerimizi burada kaydetmeyi faydalı görüyoruz
Peşinen söyllyellrn ki davayı tamamiyle objektif olarak mütalâa etmek İstiyor ve hâdiselerin cereyan şeklinden hiç kimseyi nıııahaze ve tenkid etmek istemiyoruz. Dâva, memleket sporunun gelişmesi ve kalkınmanı dâvası olduğu için buna hepimizin elbirliği lir yardım etmesi bir vazifedhu Spor münekkidi, İdarecisi, seyircisi ve nihayet spprcımun bizzat kendisi dalıli olduğu halde hepimiz üzerimize düşen bu vazifeyi lâyıkiyle başarmaya muktedir olabildiğimiz nispettedir kİ, ancak spordan bekliyeecğimiz gayeyi sağlamış olııhliiriz. Bu maksada vusul İçin de birbirimizin yardımcısı ve tanınmlnyırısı olmamız gerekir. Samimiyetle İleri sürülen fikir ve mütalâalardan İstifadeye şayan bir nokta bulabilirsek, müşterek gayretle kuracağımız binanın bir taşını yerine koymuş oluruz-
İşte bu mülâhazalara blnaendlr kİ geçen haftaki spor olnylarıımzı İncclİyecek olursak şöyle bir tığımız görülür.
Hiç şüphe yok ki sporun her hangi bilmek İçin milli temaslar yapmak çok lar no kadar çok yapılırsa o kadar fazla İstifade sağlanır. Yalnız burada dikkat edilecek mühim bir nokta, müsabakalarının tertibini müsait zamanlara göre sıralamaktır. Bu. tıpkı vücudun gıdaya İhtiyacına benzer. Alınan gıda ne kadar tam İz, İyi ve muntazam olursa vücut o kadar iyi bejlenir. Elverir kİ bunun öIçüaü kaçırılıp mide fesadını tevlit edecek bir durum hâsıl edilmemiş olsun. îşte sporda da tahammül kabiliyetini aşan lüzumundan fazla temaslara girilmek. onun da teşbih caizse kendisine göre bir nevi mide fesadını teşkil eden sürantrenmanı tevlit eder.
Bugün elimizde mevcut elemanlarımıza nazaran futbol milli takımımızın bir hafta İçinde, ayn ayrı namlar altmda dahi olsa üç millî maç çıkarmaya muktedir olamıyacağnsı kabul ölmemiz lâzımdır. Ve esasen buna kati bir lüzum ve sebep de olacağını zannetmiyorum. Bu gibi müsabakalarm tarihleri aylarca evvel tesbit edileceğine göre, bnnlara münasip birer ara vermek ve hepsini bir hafta İçine sıkıştırmamak pekâlâ mümkün olabilirdi. Şimdiye kadar her hangi bîr memleketin beynelmilel şampiyonalar ve turnnvalar müstesna bir futbol takımının hlr hafta İçinde üç millî maç yaptığı da zannederim pek vâki değildir. Evet, Fnvnsanm A takımı o gün Hollanda İle maç yaparken B takımı da burada bizimle karşılaşıyordu ve 3 gün sonra da B takmaı Yunan Mili Takımı ile karşılaşacaktı. Fakat unutmamak lâzımdır ki onların B takımı tamamiyle A takımlarından ayrı bir kadro İle müsabakalara katılmaktadır. Birdeki gibi takviyeli vaziyet yoktur. Kah i rede maç yaptığımız günün akabinde bazı oyuncularımızı uçakla dura dar An karadaki maca yetiştirdik ve bn oyuncular bir hafta İçinde üç defa millî maça İştirak etmek mecburiyetinde kalmış oldular. Bence bu şekilde hareket etmeye hiç bir İnzıım yoktu. Kaldı kl uçak bugün mesafe mefhumunu Adeta ortadan kaldırmış okluğuna göre, nakil vasıtalarındaki bn suhulet ve sürat milletlerarası spor temaslarım da eskisine nazaran bir hayli kolaylaştırmış bulunmaktadır. Bn İtibarla bn temasları arada fasılalar bırakmak suretiyle tertiplemek pekâlâ mümkün olabilirdi gibi geliyor bana.
Şunu da ayrıca İlâve edeyim ki, bu satırları son İki maçta yenilmiş olmamızın verdiği teessürle yazmış değilim. Ben şahsan sporda yenmekle yenilmenin pek tabiî karşılanması lâzım geleceğine inanmış olanlardan biriyim. Ve yine bilirim ki bir gün 5-0 yenilen bir takım ertesi gün aynı kadro ile aynı takımı bu sefer 5-0 yenebilir. Bunlar spor sahaların da çok defa görülmüş hâdiselerdir. Ancak insanı üzen şey, yenmeye muktedir olabildiği bir takıma karşı yenilmesidir işte Tel-Aviv’de tsralie ve Ankarada son defa Fransızlara karşı yaptığımız maçlar bıı son kategoriye ithal edilebilir Nitekim 5-1 yenildiğimiz İsrail Talanımı burada 3-2 yendiğimiz gibi, Fransızlnra karşı da kadromuzda yaptığımız tadilât dolayıslyle İkinci devreyi 2-0 galip bitirdik. Bn da oyuncularımızın formlarını tesbit ederken banlan birkaç tecrübe maçından geçirmek lâzım geleceği caruretinl ortaya koymaktadır. Şimdi bütün bn yazdıklanmızd&n bir netice çıkarmak İcap ederse noktal nazarımızı şu suretle hulâsa edebiliriz:
1 — Futbolumnzun bugünkü seviyesi bize bir haftada ayn ayn namlar altında olsa dahi üç miTTİ maçı muvaffakiyetle çıkarmak İmkânını bahşedecek durama henüz ulaşamamıştı r. Esasen hu sahada bizden daha İleri gttmlş memleketler bile böyle bLr teşebbüse girişmekten İçtinap etmektedirler.
2 — Mim TakmTrm™ teşkfl eden eymacsrtamznı adedk
ııl gözönünde tutarak, mlîlf maçtan nk ok yapmakla beraber. bıınlan münasip bir sıraya koyarak ve aralarma da fasıla vermek suretiyle tertiplememiz her halde faydah olacaktır. (
3 — MITIÎ maçlardan evvel (/yvmvntarmırmı mthnktİB «â> duğu kadar isabetle tefriki ve blrblrlertyle anlaşaMTmeterhd temin İçin behemehal birkaç deneme maçı yapılması tara-ridlr.
Ingilterede futbolcunun değeri
gün geçtikçe kıymetleniyor
Büfün kulüplere teşmil futboldan ayrılan yedi yüz elli sterling
Eski genlerde, oyuncular bu-günkü gibi düşünülmediği zaman, futbolculardan bir çokları bu tekaütlükten korkarlardı. Yalnız unutulmakta kalmazlar, herhangi bir meslek, sanat bilmeyen, zamanında bir ticaret kuramamış orta yaşlı insanlardan müteşekkil bir zümre teşkil e- | iyi giyinmekte ve daha İyi ye-derlerdi. O devirde ücretler de pek düşüktü. Eskilerden bazıtan futbolu bıraktıtan sonra. geldikleri gibi kömür madenlerine | dönerlerdi. içlerinden pek azı tasarruf edebildikleri para ile küçük İşlere başlarlar, bazıları eski şöhretlerini sermaye olarak kullanıp kahvehane işletmeye girişirlerdi. Ingilterede bu durumda otan bir çok oyuncu vardır. Fakat o günlerde futbol ekseriyet için muvakkat bir maişet ka-zandıncı meslek idi. Kulüpler, takımlarında 5 yıl hizmet oyuncukınna bir mükâfat bilirdi. Fakat bu mecburi dİ. Bu mükâfatın âzami tâyin edilmişti. 400 sterlingj a-şamazdı ve bunu atabilen bir o-yuncu kendisini talihli kullardan sayardu
edilen plân gereğince her futbolcuya ikramiye ödenecektir
1950 de manzara değişmiştir. Futbolcuların meslekî durumları bir çok bakımlardan terakki etmiştir. Kendilerine tahsü ve terbiye imkânları sağlandığı gibi hayat şartlan da düzelmiştir. Bugün profesyonel futbolcu eski oyuncuya kıyasen çok daha
mek yemektedir. 30-40 yıl evvel futbolcunun standart kıyafeti o lan kasket ve boyun atkısı tarihe karışmıştır. Bugünün şık giyinmiş atletik genç futbolcusu, kulüplerin seyahatte iken indikleri büyük otellerde şüpheli nazarlarla takip edilmemektedir.
Oyuncuların terfihini her zamankinden fazla gözönünde tutan futbol İlki geçenlerde bir muavenet ve sigorta plânının tatblkma girişmiştir. Bütün kulüplere teşmil edilen bu plân gereğince meslekten çekilirken her oyuncuya maktu'bir ikramiye ö-d ene çektir. Bunun Azami miktarı 750 sterlingtir. Llkin yakında yapacağı yıllık toplantıda Charl-ton Athletic bu miktarın arttırıl-masını teklif edecektir.




Comments (0)