19 Aralık 1950
Salı
Aeni İstanbul'un
KUPONU
TAHSİL KUPONU
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 . 8. Telefon : 44756.44757 Santral
SİYASÎ İKTİSADÎ MÜSTAKİL
Yıl 2 — Sayı 384 — 10 kuruş
r
e
L
a A
A
Tesis eden: Hablh Edlb-TÖREHAN
Atlantik Konseyi dün toplandı
55 - 60 tiimenlik bir Batı Avrupa
ordusunun kurulması kararlaştı
Alman tümenleri de bu kuvvetlere
Atlantikliler toplantısı
DÜNYA politikasında hüküm süren gerginlik, her gün biraz daha artmakta ve uzlaşma yollarına başvurarak barışı kurtarmak ümidi de azaldıkça azalmaktadır. Birleşik Amerika, bu » tehlikeli gelişme karşısındaki durumunu, son günlerde verdiği ehemmiyetli kararlarla. tesbit etmiş bulunuyor. Avrupanın irili, ufaklı devletleri İse yıllardan beri bir türlü bitmeyen görüşmelerinin bir yenisine dün Brük-selde başlamışlardır. Bu toplantıda Atlantikliler. politika durumunu bir kere daha gözden geçirecekler ve alınması gereken tedbirleri inceleyeceklerdir.
Birleşik Amerika ile Avrupa devletleri arasında, hayat ve politika anlayışı bakımından, büyük farklar vardır ve bunlar, her iki devlet tipinin ayrı ayrı ekonomi ve tarih gelişmelerinden doğmuş olmasından ileri gelmektedir. Canlı ve yaratıcı bir 13-tihsal hayatı. Yeni Dünyaya a-kan çeşit çeşit kültürlü insan yığınlarını eriterek geniş bir ekonomi birliği meydana getirmiş ve bu gerçekliği benimseyen genç devletler birbiriyle kaynaştıktan sonra da Birleşik Amerika Devletleri kurulmuştur. Burada birleştirici kudret; iktisat gerçekliği olduğu halde AvrupalI devlet tipinde büyük bir rol oynayan kudret de tam mânasiyie millî rekabet ve mücadele fikridir. Avrupa bu geleneklerle yuğ-rulmuştur. Avrupa devletleri, kendi aralarında yaptıkları görüşmelerde olduğu gibi, denizaşırı devletlerle giriştikleri türlü türlü temaslarda da bu geleneklerden. istisnasız, ilhamlanmış-lardır. Daha sonraları devlet hayatında tesirini göstermeye başlamış olan ideolojileri de buna katacak olursak devletlerarası görüşmelerinin neden genel olarak. neticesiz kaldığını, anlamış oluruz.
gelince Avrupa; Avrupa-tarihlnin sesini, gelenek-güdücü kudretini duy-birdenbire değişmekte ve
Dünya durumu, hiç şüphesiz, çok ciddidir. Her Avrupa devleti bunu teker teker bilmekte ve apansızın belirmesi beklenen korkunç hâdisenin hayali karşısında iliklerine kazlar ürpermektedir. Fakat karar vermek zamanı lılığını, 1 erinin makta,
başını emredici gerçekliğe çevirmektedir. Birleşik Amerikanın, öteden beri, anlayamadığı şey de bu Avrupadır. Fakat Avrupanın bütün karakteristik özelliği de buradadır ve bu bölge, onun İçin, kendi kendini durmadan kemirmiş ve Amerika gibi birleştirici bir hayat temeli bulamamıştır.
plânda Batı demokrasileri ruh durumunu maksadiyle Sovyel-faydalanarak. gene notası göndermiş Şimdiki durum
Spaak’ın Strasbourg’ta söylediği nutuk. Brüksel toplantısının ehemmiyetli görüş ayrılıkları a-rasında İşe başlayacağını apaçık göstermektedir. Demek oluyor ki: hâdiselerin büsbütün kaoslaş-tığı bir zamanda toplanan Atlantik Paktı Devletleri, müspet görüşmelere varabilmek için, ilk Önce, birtakım ihtilâfları tasfiye etmek zorundadırlar. Bunların arasında Batı Almanyanın silahlandırılması dâvası ilk gelmektedir, milletlerinin altüst etmek ler fırsattan bir protesto bulunuyorlar.
gözönünde tutulursa notanın az çok bir tesir yapacağını kabul etmek lâzımdır. Fakat bu nota en büyük tesirini Almanyada göstermiş olacaktır. Atlantik Paktı görüşmeleri nasıl bir netice verirse versin, silâhlanmayı kabul eden bir Almanya, aynı zamanda ülkesinin bir harp meydanı olmasını da kabul etmiş demektir. Fabrikaları birer birer sökülerek Sovyetlere bağışlanmış, ekonomisi paramparça otmuş bir Almanya böyle bir karar verebilmek için halka başvurmak zorundadır. Bunun ne u-zun ve sıkıntılı bir formalite olduğunu söylemeye bile lüzum yoktur. Görülüyor ki. her Avrupa dâvasında olduğu gibi. Atlantik ordusu dâvasında da işler o-luruna bırakılmıştır. Belki de dâvaların lüzumundan fazla karışık oluşu, bir Üçler toplantısı ihtiyacını doğurmuştur Biz. şimdi, bütün ümitlerin yalnız bu üçler toplantısına çevrilmiş olduğunu söyleyebiliriz. Dean A-eheson bu toplantıda durumu aydınlatacak enerjik bir teşebbüse girişebilirse Atlantik Cephesi ordusu kurulabilir. Fakat bu ordunun bir ordu olabilmesi için de zaman, gene zaman lâzjmdır Hâdiseler bu kadar sabırlı mıdır, bilmiyoruz?
M. NERMİ
edilecek
Amerikan Ordu Bakanı, Avrupanın bir komünist
taarruzuna karşskoymaktan uzak olduğunu belirtti
Brüksel, 18 (YtRS) — Kuzey Atlantik Paktı Savunma Bakanlan bugünkü görüşmelerinde, 55 ilâ 60 tümenden müteşekkil bir Batı Avrupa ordusunun kurulmasını ve bu kuvvete Alman tümenlerinin de alınmasını kararlaştırmıştır. Müşterek savunma ordusuna Batı Almanya umumi kuvvetin beşte bin
nispetinde askeri birlikler verecektir.
Brüksel, 18 (AP) — Atlantik Paktı Teşkilâtı Savunma Bakanlarının bugünkü toplantısında söz alan Birleşik Amerika Ordu Bakam Frank Pace, Atlantik Bölgesi müttefiklerine, Batı Avrupanın mâruz kalabileceği bir komünist taarru-
Atlantik Konseyi Dış Bakanlar toplantısından bir görünüş
—- — - —
İngiliz savunma mütehassıslarına göre
Ortaşark müdafaasının esas merkezi Türkiyedir
İngiliz kuvvetlerinin Süveyş çekilmelerinden sonra Türkiye en mühim müdafaa mevkii
Londra, 18 (YtRS) — Buradaki savunma mütehassısları hâlen, Ingiliz kuvvetlerinin Süveyş Kanalından çekilmelerinden sonra. Ortaşark ta bu mühim müdafaa mevkiinin yerini tutacak, başka bir mevki aramaktadırlar iyi haber alan çevrelere göre, İngiliz kuvvetlerinin Süveyşten çekilmeleri için, mevcut anlaşmaya göre, daha 6 sene olmakla beraber, mütehassıslar şimdiden bu mesele ile uğraşmak ihtiyacını hissetmektedirler. Son olarak bütün Ortadoğu memleketlerini gezmiş olan İngiliz Ortaşark Başkomutanı Brian Robertson’un Lzmdraya tam bu sırada gelişi, bu mevzu ile alâkalı görülmektedir. Aynı çevrelere göre, Ortaşarkta şayet şimdiden yeni müdafaa mevkileri bulunabilirse, İngiltere Mısırın 1936 andlaş-masının ilgası talebini yerine getirmek üzere, kuvvetlerini Sü-
Kuzeydoğuda
dayanıyor
Güneyde ise sivil halkın Seul’ii boşaltması tavsiye edildi
Tokyo, 18 (YİRS) — Kuzeydoğu Koredeki müttefik köprübaşı bugün de şiddetli komünis^ Çin hücumları karşısında yıkıl manıış ve düşman bu birlikleri denize dökmeye muvaffak olamamıştır. Kızıllar sabahın erken saatlerinde Hungnam'ın güneyinden hücuma geçmişler ve akşama kadar devam eden çarpışmalarda, müttefik hatlı bi raz daha gerilemiştir. Maamafih komünistlerin hücumu akşama doğru donanmanın ve uçakların şiddetli ateşleri karşısında hafiflemiştir.
Tokyo 18 A A. (United Press) — Beklenen komüntst Çin ta' arruzu münasebetiyle Koreli liderler. 1.250.000 kişiyi bulan Seul halkına bir an evvel şehri terketmeleri ta «iyesinde bulunmuşlardır.
Kanalından Ortaşarkın olacak
veyşten tedricen çekmeye başlayacaktır. Diğer taraftan. İngiltere artık Süveyş Kanalını, Or-tadoğunun müdafaası bakımından pek mühim bir mevki olarak görmemektedir. Siyasi ve askeri çevrelere göre, hâlen Ortaşark müdafaasının esas merkezi Türkiyedir ve bu kanaat Ix>n-drada olduğu kadar, VVashington ve diğer batı merkezlerinde de kökleşmiş bulunmaktadır. Aynı çevreler, İran ve Irakı, Rus tehlikesine Süveyş Kanalına nazaran çok daha yakın görmekte ve plânlarını bıı kanaate göre tasarlamaktadırlar.
Aynı çevreler, kanal bölgesinde kurulacak müdafaa merkezinin petrol havzalarına da uzak kalacağını tebarüz ettirmektedirler.
L000 Saat 1.000 Saat 1.000 Saat 1.000 L0O0 Saat
Saat.
_____ ________________________ 1.000 Saat 1.000 Saat 1.000
1,000
1.000
1.000
♦
1.000
1.000
1.00ü
L
1.000
L000
1.000
1.000
Saat Saat
Saat Saat 1-000
1.000
1.000
zuna karşı kovmaya “hazır olmaktan çok uzak’* bulunduklarını açıkça ihtar etmiştir.
Bakan, Amerikan Hükümeti, Kongresi ve milletinin ancak “Her devletin kendi kendisine yardım için elinden geleni yapmakta olduğuna tamamiyle kanaat getirmeleri halinde” müt-tetiklerinin müdafaa gayretlerine yardım edeceklerini söylemiştir.
Brüksel, 18 (AP) — Atlantik Paktına dahil 12 devlet dışişleri ve savunma bakanları bu gece. Rusya tarafından ileri sürülen tehditlere rağmen. Almanların da iştirak ettirileceği milletlerarası bir savunma kuvveti kurulacağını ve bu konuda ittihaz edilecek kati kararların ilân edileceğini belirtmişlerdir.
Brüksel, 18 A.A. (Reuter) — Kuzey Atlantik Paktının müşterek toplantısı bugün saat 20.20 de sona ermiştir.
Brüksel 18 A. A. (United Press) — Dışişleri bakanlan bu akşam, bugün görüşülen plânları tasvip edeceklerdir. Ancak bir mesele, fakat büyük bir mesele muallakta kalmaktadır ki, o da A İmanlara 11 veya 12 tümen temin etmelerini kabul ettirmektir.
Brüksel, 18 A. A. »AFP) — Atlantik Konseyi toplantısından sonra, aşağıdaki tebliğ yayınlanmıştır:
“Atlantik Konseyi ve Savunma konseyi toplanmışlar ve gündemlerinde yazılı çeşitli meseleler üzerinde mühim ilerlemeler kaydetmişlerdir. Sah günü mesaiye son verecekleri ümit edilmektedir.,.
Toplantı sona erdikten sonra tam tebliğ yayınlanacaktır.
k------------
İstanbulde
Cenevreli
I
saatçiler
Yazan :
Alfred Chapııis
Saatçiliğin ilmi esaslarını tef kik etmekle şöhret bulmuş olan Neurlıâtel Üniversitesi eski Profesörünün bu kıymetli yazısını bugün 3 iincii sa-lılfemlzde bulacaksınız.
Saat
Saat.
Saat
Saat
Saat
Saat
Posta Kutusu : 447 . tstanbuL Telgraf Adresi : Hötlo, fstanhTil
1.000
1.000
1.000
Eioreden gelen resimler
I
!
Kıınuri'dc kendisinden çok daha fazla kuvvetlerle çarpışırken, sarılan Birliğin kuvvetlerinden kurtulmaya muvaffak olan mı korlerinden biri de İstanbullu Yüzbaşı Mehmet Sevil’dlr. Kentlisi sol kolundan yaralanmıştı. Yüzbaşı Mehmet, yukarıdaki resimde, Seııl’de bir askeri hastahanede istirahat anındayken.
Başkan Truman’ın 15 aralıkta, Charles E. WIİN(»n’u Seferberlik linunt Müdürü olarak (âyin ettiğini bildirmiştik. Resmimiz, hâlen 64 yaşında bulunan ve yeni mevkie getirilinceye kadar General Elektrik Kumpanyası müdürü olan Mr. Wilson’u gösteriyor
Bazı otomobillerin
satışı durduruldu
Detrolt, 18 (AP) — Hükümetin cumartesi günü yayınladığı ve satış fiyatlarını “donduran,, kararnamesi üzerine bugün General Motors kumpanyası 1950 model Chevrolet, Pontiac ve Cadillac otomobillerinin satışını durdurmuştur. Hükümet satış fiyatlnnnın 1 aralıkta meri satış fiyatlarından fazla olamıyacağı-nı kararlaştırmıştı.
Marshall, Bakanlıktan çekilmek istiyor
Washİngton, 18 A.A. (AFP) — Beyaz Saraya yakın çevrelere göre, Başkan Truman, sıhhî sebeplerden dolayı çekilmek arzusunu izhar eden General Mar-shall’ın yerme Hava Bakanı Stuart Symlngton’u Savunma Bakanlığına getirmeyi düşünmektedir.
YABANCI
Yazan: Albert Camus
MENİ İSTANBUL, birkaç güne kadar tefrikasına başhya-■ cağı Yabancı (L'ötranffer) romanı İle okuyucularına kn-t ksız bir dünya $hIieseri vereceği kanaatindedir. Bıı bizim kendi şııhnî düşünce ve takıl İrimiz değildir; dünya Kanat ve tenklrl âleminin müşterek hükmüdür.
Fransada hail* edebiyat ve enki-yent kavgaları arasında hırpalanmamış büyük şahsiyet yok gibidir. Anatole Francc. Maıırico Barres, Proust gibi en yıkılmaz sanılan âbideler ve şimdiki zamanın birçok büyük adamları İnsafsız bir şiddetle baltnlannıakladır. Fakat Albert CamUN sekiz sene evvel elin* do bu Yabancı romanı İle bıı devler savaşına katıldığı zaman meçhul ve fakir bir genç adem nlmıısınıı rağmen, dünya sanat ve tenkld âleminde görülmemiş bir hayranlıkla karşılan nııştır.
Bunun en büyük delili hiç bir büyük adam etrafında hlr-blrleriyle nnlaşaınıyan Fransız münekkidlrrinln kmdl mükâfatlan olan Tenkld Mükâfatını İttifak İle onun La peste-Veba ismindeki İkinci romanına vermiş ve Albert Camut'yü Fransız romanının eriştiği en «on zirvelerden biri olarak kabul etmiş olmalarıdır. Fakat bizim neşrine başlı ya cağımız “Yabancı,, romanının mevzu bakımından, ondan da daha çekici olduğu yine mtinckkidler tarafından tasdik edilmektedir.
YENİ İSTANBUL bu şaheseri tanınmış romancı Reşat Nuri Güntekin'e TERCÜME ETTİRMİŞTİR.
Kore muharebesinde şehit diişen iki erimiz Kâzım Tezcan re Halil Küçük, Tokyoda Tamabochi Mezarlığına defnedilin işlerdir. Resim, Tnk.vndakl Türk İrtibat grupundan Albay S. Ok ten ve Teğmen R. Uluğbayı, şehitlerimizin nâşını, Tokyodaki camiden çıkarırken gösteriyor.
Kore kahramanlığının akisleri
Türkiye en büyük yardımı
Cenevredeki Haberleşme Teşkilâtı bir sirküler yayınladı
Bütün dünya basınına yayılan sirkülerde Türk Tugayının kahramanlığından sitayişle bahsolunuyor
Ankara. 18 (ANKA) — Koredeki Birleşmiş Milletler Avrupa Teşkilâtı Haberleşme Merkezi, son yayınladığı ve bütün dünya matbuatına dağıttığı sirkülerde Türk kahramanlığından bahsetmektedir. (Koredeki Türk Birliğinin Kahramanlığı) başlığını taşıyan yazıda şöyle denilmektedir:
"Birinci Dünya Savaşma iştirak etmiş eski bir muharip o-lan General Tahsin Yazıcının i-daresindeki Türk Birliği, Koreye varışından az sonra ilk kayıplarını vermeğe başlamıştır. 1190 kişiden mürekkep olan Türk Tugayı, Birleşmiş Milletler Birliklerine iltihak etmek i-çin Pusan’a çıktıktan sonra Toplanma Kampına giderlerken kendilerini götüren tren, Kuzey Korelilerin taarruzuna uğramıştır. Taarruzu püskürtme esnasında birçok Türk askeri yaralanmıştır.
Kısa bir talim devresinden sonra Tugay, ilk hatlara gönderilmiştir. Daha ilk hamlede Türk askerleri, büyük bir haşan göstermişlerdir. Bilhassa 28 kasımda düşmanla göğüs göğüse yaptıkları muharebede kendilerini göstermişlerdir. Birleşmiş Milletler Koreyi Birleştirme,
Kalkındırma Komisyonu, kendisinden sayıca çok üstün bir düşmana karşı çarpışan Türk Kuvvetlerinin savaş başarılarından 6 aralıkta haberdar olmuştur. Türklerin kahramanlıkla n Komisyonun hayranlığım uyandırmış, Başkan Ziyaüddin, Türk askerlerini candai) tebrik etmiştir.
Yazı bundan sonra, Türk Tugayının dört gün beş gece süren çemberi nasıl yardığını, bu esnada askerlerin ancak beş saat uyuyabildiklerini ve mitral-yözleri sırtlarında taşıdıkların] belirtmekte ve çemberi yarmak için yaptıkları süngü hücumlarından bahsetmektedir, de, yazı şöyle devam dir:
“Halen Türk Tugayı
halindedir. Komisyon, askerlerin maneviyatının çok yüksek olduğunu öğrenmiştir. Türk askerleri düşmanın çok iyi teşkilât-landınldığını, modern silâhlarla mücehhez olduğunu, uzun ve askeri bir talim görmüşe benzediklerini söylemektedirler. Birleşmiş Milletler için döğüşmek üzere Koreye asker göndermiş olan devletler arasında, Türkiye, askerlerinin sayısı bakımından olduğu kadar, kıymeti bakımından da en büyük yardamı yapmış devletlerden birisidir. Bütün bu savaş başarılarını şöyle hulâsa edebiliriz:
BİR DAMLA
Sirküler-etmekte-
istirahat
Kore Birliğim zin Tümene iblâğı hakkındaki önerge
Fıkralarını seve seve okuduğunuzdan şüphe etmediğimiz kıymetli muharrir
Bediî Faik
kısa çerçeve içinde hâdi-
I
Bu
selerin hicvini kendine mah-kıvrak üslûblyle üç beş
satır İçinde yapacaktır.
sua
İlk yazı yarın bu sütunda
Ali İhsan Sabis dün “Başka türlü yazacağım” kaydiyle önergesini geri aldı
Ankara, 18 (Hususi muhabirimiz Vedad Refioğlu bildiriyor) — Afyon Milletvekili Ali İhsan Sâbisin Koreye gönderilen Askeri Birliğimizin bir tümene iblâğını teklif ettiğini ve bunun efkârı umumiyede pek nâhnş bir tesir yarattığını bildirmiştim.
Tam metnini ele geçirdiğimiz teklif evvelce de verdiğimiz ma-lûmata nazaran daha esef verici bir mahiyettedir. Teklifin metni şudur:
“Koreye gönderilen 4500 kişilik takviyeli tugay yerine yeniden tam teşekküllü bir tümen vücuda getirerek deşilmiş zannettikleri askeri kudretimizi arttırmak ve bozguncuların çanlarına ot tıkamak lâzımdır. Böyle bir tümenin 1951 martında Ankara veya lstaııbuldan teşkiline başlanarak talim ve terbiye ettirilmesini ve müdafaa kuvvetlerimize ilhakını ve şimdiden bu teşkilin hazırlıklarına başlanma, sini teklif ediyorum. Milli Savunma Bakanlığının bu hususta ne düşündüğünü Mecliste acele izah etmesini bu sözlü soru ve takririmle rica ediyorum."
AH İhsan SAbis bugün Meclis Başkanlığına müracaat ederek —neşriyatımız sâlklyle olacak— önergesini “Başka türlü yazacağım*' kaydiyle geri almıştır.
BİRAZ DA EDEBİYATTAN:
C.H.P. — Eyvah ne yer ne yâr kaldı Gönlüm dolu ah-ü zAr kaldı.
ve?// TA*
BÜTÇE AÇ»2''
Zira ziyan ortada bilmeni ne kazandık.
HALK — Eyvah hu bâzlçede yine blzler yandık
C.H.P. — Bakkal mısın teraziyi neylersin tşln gücün yoktur gönül eğlersin Kulun günahını tartıp neylersin Geçlver suçundan bundun sana ue(
3
19 Aralık 1950
Ölümünün 677 nci yıldönümünde |
Mevlâna Celâleddin Rûmî
YENİ İSTANBUL
Şehir köşesi
ŞAHSİYETİ VE RUBAİLERİNDEN ÇİLMİŞ BİRKAÇ ÖRNEK
S E
OSMANLI imparatorluğunun nen samanlarında, maarif işlerimiz kentline göre bir İstikrar İçinde bulunurken ve henüz mlaluıta teşebbüs edilip buırün dahi devam eden kar-caşalık devresine girmeden* Mesnevi, irfan İktisabının âdeta bir bakalorcasını teşkil o-derdi. Şimdi ise. Mesnevimden edebi yat kitaplarımla nazım seklileri arasın da bahsediliyor ve Mevlâna Celâleddin Kûnıfyo tahsis edilen kınını, nâdlrcn bir sahlfeyi doldurmaktadır. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse, bunun hobi vardır, fakat tahliline burada girilecek değili*.
Mevlâna Celâleddin Rûmi. XHI üncü asırdan bugüne gelene kadar tazeliğini muhafaza etmiş eserler meydana go-tirdL Şarkta olduğu gibi garp edebiyat âleminde de kendinden bahsettiren bu lirik şair, tasavvuf edebiyatının en büyük simahırındandır. “Mesno-sİ, İçinde 20.000 beyit bulunan İnsanların din fevkinde kemâle nasıl ereblleceklerini öğreten bir eserdir. Fakat o-nun en güzel eseri "Divanı K(*-bir,, veya "Divanı Şemsi Tebriz!,, adiyle anılan 2500 gazoil bir araya toplıyan divanıdır. Divanı Kebir’de türkçe. romca. nrapça şiirler de vardır, fakat heyeti um um iyesi for«ça^ dır. Mevlâna, eserlerini t arşça yazdığı İçin kendisi Fandı zannedilir. Fakat aslen Tiirk-tür. Bir rübalslnde bunu açıkça ve şu mısralarla bizzat Ifar-de inliyor:
Yabancı sanmayın ben de bu ildenim Sizin yurdunuzda kendi ocağımı arıyorum Düşman gibi görünüyorsam da düşman değilim Hintçe konuşuyorum amma aslım Türktür.
Buradaki “hlntçe„ den maksat Fars dilidir.
Mevlâna Tasavvufta İnce remizlerle "Divan., edebiyatının en güzel örneklerini verirken, ulema" Ue mücadelesinde Hacı Bcktaş Veli halk edebiyatında ona müvazl bir faaliyet gösteriyordu. Lâkin Mevlâna-yı kendi kendine İfşa eden Şemsi Tebriz! olmuştur. Ümml bir derviş olan Şemsi Tebrizî daimi bir vecd İçinde İdi, Mevlâna Ue tanıştıkları zaman o nun üzerinde sonsuz bir tesir yaparak, kendisinde musiki ve raks aşkını uyandırdı. Mevlevilik tarikatinln âyinleri, sema buradan doğmuştur. Mevlâna Celâleddin Rûmi Mdost^ urnna bu vesile Ue ermişti denilebilir.
Mevlânanın 1500 den fazla rtibaisl de varılır. Eserlerinden bir kısmı, muhtelif zamanlarda İngilizce, almanca ve fran-fn/raya tercüme edilmiştir. En son olarak, şair Asaf Halet Çelebi, Mevlânanın rübaî-lerlnden Üç yüz kadarını fran-nzcaya tercüme etmiş ve bir methal İle, Parlste “Amerika, ve Şark,. Kütüphanesinde bastı rm ıştır.
"Mevlâna,, nın Mesnevisi, muhtelif zamanlarda dilimize çevrilmiş ve şerhedilmlştir. En son olarak, Milli Eğitim Bakanlığının Dünya Edebi yatından Tercümeler Herisinde Vcled îzbudak İle Abdülbâkl Gölpınarh tarafından en salılh
bir tercümesi vardır. Abdülbâ-kl Gölpııınrlı. Mevlânanın rü-bâîlerlndon bir de seçmeler yapmıştır. Aşağıya birkaç tanesini naklediyoruz:
Aşktan başka hiç bir hemde-mln yok. Ne önüm vur no sonum. no do başlangıcım. Can, İçimden seslenmede: Ey aşk
Yazan: Fikret Âdil
yolunun tembeli, bu uğurda bonl de oyna.
★
Bir ova var: Müslümanlıktan da dışarı, kâfirlikten de. Bizim o geniş yerde bir sevdamız var. Arif oraya vardı mı başını kor. Orada ne müslüman-lığm yeri var, ne kâfirliğin.
★
Bu. bahar mevsimi değil, bambaşka bir mevsim. Her gözün mahmurluğu bir başka vuslattan. Her dul oynamada ama her dalın oynayışı başka bir sebeple.
★
O şarapla sarhoşum kİ kadehimdeki nakış aşk. O ata bin-
mlşim ki gem’i aşk. Ay yüzlü sevgilimin aşkı, büyük bir İş amma ben, o kişiye kulum ki onun kulu, kölesi aşk.
★
Benim bir canım var amma bedenim yüz bin tane. Fakat ne yapayım kİ ağzımı kapa-mada.benl söyletmiyor. îki bin kişi gördüm, hepsi do bendim. Fakat o bir tek kişi yok mu, İşte o benim. Ve bütün onların arasında o tok kişiyi göremedim.
★
Ne ben benim, no sen sonsln. no sen benim. Hem bon bonlm. hem son şensin, hom son ben-sln. Ey Hûtcn güzeli, beni öyle bir hale koydun kİ şaşırıyorum: Ben mİ senlm, sen mİ benaln?
★
Beytimi de su alıp götürdü, güzelimi de, şiirimi de. Birseldir geldi, varımı, yoğumu sildi süpürdü. Böndeki İyiliği, kötülüğü, zabitliği zaten ay ışığı vermişti, yine ay ışığı aldı götürdü.
Mevlâna Celâ leddin Kûm!
Kooperatifçilik pulları
P.T.T. İdaresi, 21 aralık 1950 tarihinde Ankarada yapılacak olan III üncü Türk Kooperatifçilik Kongresi münasebetiyle bir seri hâtıra pulu bastırmıştır. Pulların bariz vasıflan şunlar, dır:
1 — Pullar, tsviçrede basılmıştır.
2 — Pullar, iki değerden ibarettir: 15 kuruşluğu koyu mor, 20 kuruşluğu mavi renktedir. Bunların adetleri 125 er bindir.
3 — Pulların büyüklükleri, dantellerle birlikte 41 x 52 milimetredir.
4 — Bu pullar, 25 er adetlik
tabakalar halindedir.
5 — 21 aralık 1950 tarihinde tedavüle çıkarılacak olan bu pullar, 31/3/1951 tarihine kadar muteber olacaktır.
Aşağıdaki resimde pullardan birisi görülmektedir.
O M
Ev ve delik
I
îstanbulda w Ankaradu birçok »/apt kooperatifi uar, ortaklarını ev nahibi yapmak üzere faaliyete geçmişler ekscriei mahalleler tcumur lar. Fakat hemen hepsi, bh yeknesaklık arsediyor, göze ho$ görünmüyor.
tik bakışta, bn bir mecburiyet gibi zannedilir. Evlerin aynı tipte olmaları, iktisat bakımından bunu zaruri kılıyor iddiast vardır. Bu islerden anhyan bir mimar dostuma — yüksek mimar//., tabii — sordum, olmatr la dvf görünüş cihetinden böyle bir şeyi varit görmedik dini, bunun sadece bir scvk noksanı ve bir parça da tembellik olduğunu bildirdi. İnşaatın standardize edilmesinin maliyet fiyatı üzerinde şüphesiz rolU vardır. Kapı, pencere vesaire gibi kısımların da Standard olmaları lâzımdır. Lâkin, binaları şahsiyet verecek, bütün bir mahaHeyt kışla maruarajun-dan kurtaracak olan şey — hole bizde bütün binalar mahallerinde teker teker yapıldıklarına göre — ancak estetik endişedir, ve bu endişenin heyeti umumiyeti belediye nizamlarımız için olduğu gibi şehireilik usul ve kaideleri için de elzemdir.
Ne yapalım ki, biz, don ziyade bağımızı sokacak delik arıyoruz.
BİR İSTANBULLU
Yeni Eğitim Müdürü vazifeye başladı
Miidür mnavinleri arasındaki iş taksimi de dün yapıldı
Şohrimlz MJUİ Eğitim Mü dür lüğü ne tâyin edilen Talim Terbiyo Heyeti âzasından Mu-hlddln Akdik, dün İstanbul* gelerek selefi Murat Urazdan işleri devralmıştır.
Muhiddln Akdik. âli tahsilini Columbla üniversitesinde yapmış ve sırasıyla ilk öğretim müfettişliği Samsun Milli Eğitim Müdürlüğü, Bakanlık müfettişliği ve Talim Terbiye Heyeti ft salıklarında çalışmış ve dürüst bir maarifçl olarak tanınmıştır
Diğer taraftan, ilk öğretim müfettişliğine nakledilen Özel Okullar Müdür Yardımcısı Şev kl Erksunun vazifesi. Sağlık îş leri Müdür Muavini Ali Fahr» Alper’e ve Kültür Müdür Yardımcılığından t)k öğretim Müfettişliğine nakledilen Cemal Öncelin işleri de İlâve olarak Siret îstemiye ve Ali Fahri Al perden açılan Sağlık tşleri de u-zun seneler Zat tşleri Müdür Muavinliğini yapan tzzet Koçağa ilâvo olarak verilmiştir.
Pazar yerlerine terazili memurlar ikame edildi
Halkın, pazar yerlerinde aldatılmalarını önlemek için, Belediye tarafından şehrin muhtelif semtlerindeki pazar yerlerine terazili memurlar konulmuştur.
Aldığı malların noksanlığından şüphe eden halk, bu memurlara müracaat edecektir.
ve Prost’un durumu
Bugün toplanacak olan Şehir Meclisi, Prost’un vaziyetini kararlaştıracak
şehr m ze ge:di
Rektörün dünkü basın toplantısı
Ömer Celâl Sarç; Üniversite bütçesir mezunlar, yabancı profesörler ve törenler hakkında izahat verdi
İstanbul Üniversitesi Rektörü Ord. Prof. Dr. Ömer Celâl Sarç dün saat 15 te bir basın toplantısı yapmış ve aşağıdaki hususlarda İzahat vermiştir:
Bütçe
1950 bütçesinde hükümetin 0; niversiteye yaptığı mail yardım^ 12.210.000 lira olarak tesblt e-dilmişti. Bu miktar üniversitenin bütün gelirlerinin % 84 üne baliğ oluyordu. Bu yılkl sıkışık malî vaziyet dolayıslyle üniversite dahi mühim tasarruflar yapmış. masraflarını, hükümet yardımının gecen yıla nazaran %7 nispetinde indirilmesini mümkün kılacak surette kısmıçtır. Ancak evvelce yapılmış inşaattan mütevellit, bonoya bağlanmış borçların 1951 de ödenecek miktarı. 1950 malt yılma nazaran, takriben 780.000 lira fazla olacaktır. Üniversitenin kaçınılması mümkün olmayan bu fazla masrafı da tasarrufları İle karşılamasına imkân yoktu. Aksi takdirde yapılması lâzım gelen tenzilâtın nispeti %13-14 e çıkmış olacak ve müessesenin çalışmaları ciddi olarak aksayacaktı.
Mezunlar
Mezunlarımızın sayısında son yılda hissedilir bir artış olmuştur. 1948-1949 ders yılında İstanbul Üniversitesi 881 mezun vermişti. Halbuki 1949-50 senesinde diploma alanların sayısı 481 fazlasiyle 1362 dir.
Bunu, bir kaç yıldan beri gerileme temayülünü gösteren başarı nispetinin tekrar artmaya yüz tuttuğuna delil sayabiliriz. Sebebi de öğrencilerimizin, çalışmalarını, yeni tedris sistemimizin icaplarına göre Ayarlama-
ya daha iyi alışmalarına atfedilebilir.
Yabancı profesörler
Üniversitemize bu yıl da muhtelif yabancı profesörler gelmiştir. Edebiyat Fakültesine konferans vermek üzere gelen Prof. Ritter vş Rothacker, İktisat Fakültesine bir sömestr müddetle çağırılan Roma Üniversitesi İstatistik Fakültesi Dekanı Prof. Gıni do bunlar arasındadır.
Bir kaç yıl kalmak Çizere gelenler de vardır. Tıp Fakültesine getirilen Histoloji Profesörü Clara, Edebiyat Fakültesine getirilen Alman Edebiyatı Profesörü Fricke ve Bizans Sanat Tarihi Profesörü Schwdn-furt bu meyandadır. iktisat Fakültesinden ayrılacak olan Profesör Kessler’in yerine de Prof. Weddtgen’in getirilmesi kararlaştırılmış tur.
Törenler, kongreler
ölümünün .300 üncü yıldönümü münasebetiyle Filozof Des-cartea için Fen Fakültesi konferans salonunda 22 aralık tarihinde bir tören yapılacaktır. 29 aralık cuma günü de 1000 yıl evvel ölmüş olan büyük Türk mütefekkiri Fârabî için bir ihtifal tertip edilecektir. Bu ihtifâle bazı yabancı ilim adamları da davet edilmiştir. Bu münasebetle Farabl hakkında bir kitap ve bir broşür hazırlanmış ve Edebiyat Fakültesi dershanelerinden birine Farabl dershanesi adının verilmesi senatoca kararlaştırd-mıştır.
Gelecek yıl tstanbulda toplanacak olan Şarkiyatçılar Kongresi için de hazırlıklar başlamıştır.
İzinli olarak bir mÜddettenbe-ri Avrupada bulunan İmar mütehassısı M. Prost Istan bula dönmüş ve Öğleden sonra Vali ve Belediye Reisi Profesör Gö-kayı ziyaret ederek kendisiyle u-zun müddet görüşmüştür İmar mütehassısı 1936. 1937 ve 1943 senelerinde Hükümete verdiği raporlar hakkında Vahye izahatta bulunmuş, bu raporlara göre istimlâk meselelerinin bir halle bağlanması ve îzmirde tatbik e-dilen yangın yerleri kanununun tstanbulda da tatbiki lâzım geldiğini, bir şehircilik bankası tesisinin elzem olduğu üzerinde durduğunu söylemiştir.
Bilâhare kendisiyle görüştüğümüz M. Prost îstanbulun İman mevzuunda sorduğumuz suallere cevap vermiş ve muhtelif meselelere temas ederek şıınlan söylemiştir:
— 1948 yılı eylülünde Valiye bir mektup yazarak İmar Bürosunun tezkilâteızlığını anlattım. înınr Bürosundaki 3 mühendisten ikisi tekaüt edilmiş olduğu için yalnız bir mühendis kalmıştı. (6000) sokağı olan İstanbul Şehri ve yalnız bir mü-hendla. Müracaatımız Üzerine Ankaradan 15 . 20 genç gönderdiler. Bunlar da şehri tanımadıkları için her şey altüst oldu. Anadolu yakası plânlarını imza etmedim.
açan bun-
hak-
O tarihte gazetelerde çıkan ve muhtelif tefsirlere yol mektubunun muhteviyatı dan İbarettir.
Şehir plânının mahiyet!
kında sorduğumuz suale cevap veren M. Prost bu hususta açıklamada bulunmak salâhiyetinin Valiye ait olduğunu söyliyerek:
— İstanbul gibi bir şehrin 1-man için bir kanun dahi yok, demiştir. Yapılacak çok şey var. Evi ve arsası alınacak kimselere karşılık verilmeli. Bu nokta göz-önünde tutulmamış. Ben iki büyük şehir yaptım. Bunlardan bir tanesi Casablanca’dır. Casab-lanca’nın imarı esnaıhnda mal sahiplerini şehrin İmarına İştirak ettirdim. Burada mal sahiplerinden istifade edilmiyor Bir şehir yapmak için oir nun-taka ele alınır. Evlerin şekil tes-bit edilir. Resimler yapılır. Mülk sahipleri topraklarının yüzde kırkını Belediyeye bırakırlar.
M. Prost şimdiki durumun da eskisinin aynı olduğunu söyleyerek son Avrupa seyahatinin hem istirahat İçin olduğunu, hem de ucuz ev plânlarını tetkik gayesiyle yapıldığını anlatmıştır.
YENİ İSTANBUL — Bugün toplanacak olan Şehir Meclisi 11 seneden beri tstanbuluo şehir mütehassısı olarak vazife gören Prof. Prost’un bu vazifesine devam ettirilip ettirilmiyeceğİni kararlaştıracaktır.
Bizim fikrimlzce büyük bir şehir, plânsız vc plân cimiz olamaz. Yukarıdaki beyanattan da anlaşıldığı gibi, bugüne kadar bazı kusurlar olmuşsa bunlar, Prostun diğer mütehassıslarla takviye e-dilmemesl yiizündendir. Ayrıca, tanınmış şehircilik mütehassısı tarafından vücuda getirilmiş otan plânların bazı İstek ı veya İdarî arzu tâdillerine uğratıldığını da kabul etmek mecburiyeti vardır.
Şehlrcl büsbütün ayrı bîr mütehassıstır ve bunların sayısı
çarp te bile çok azdır. Eski ve ta- | geçen yıla nazaran ayda 40.000 rihî bir geliri ıslah ve ihya etmek kiloyu geçmiştir. Beklenilmiyen
İsteyen mütehassısın o şehri tün tefcrrımtiyle tammaaı aımdır. Proıt ise 14 senelik salsl zarfında tsUınhulu sokak sokak tanımak ve tetkik etmek imkânını bulmuştur.
bil lâ-me-
Bu hınnıstn konuşulurken ve kararlara varılırken çok düşünülmesi lâzım geldiğine inanıyor ve sormak İstiyoruz. Prosk eğer bl/.lm İçin elverişli bir miitehaa-him değil İdiyse niçin 14 sone hu şehrin İmarında İstihdam edilmiştir?
Bir an için Şehir Meclinlnln. Prof. Prost’un mukavelesini ye-nllemiyeeeğinl kalnıl etsek, hiç şüpheniz boşalan yere yeni birisi getirilecek ve bu yeni mütetıan-siFun da şehri tanıması senelere mütevakkıf bulunacaktır.
Biz bn notu ilâve etmekle, muayyen bir şahsa müdafaa etmekten ziyade, tarafsız bir gazete o-iarak
savunduğumuza kaniiz.
Diin İstatistik Enstitüsünde sayımlar mevzuunda mütehassıs ve profesörlerin iştirakiyle toplantı yapıldı İstatistik Umum Müdürü Şefik Bllkan. yanında Türk müşavirleri ve Amerikalı lstatiattk mütehassısı Mr. Berryhill olduğu halde dün Ankaradan tston-bula gelmiş ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Profesörlerinden Rektör Ömer Celâl Sarç ve Profesör Doktor Ahmet AJi özeken ve İktisat Fakültesine yeni gelmiş bulunan tanınmış istatistik profesörü Prof. GLni’nin iştirakiyle İstatistik Enstitüsünde biri sabah, diğeri öğleden sonra olmak üzere iki toplantı yapılmıştır. Bu toplantılarda, bundan 15 gün evvel İstatistik Umum Müdürlüğünün Sayımlar İstişare Komitesine dahil Profesör Ömer Celâl Sarç ve Profesör Ahmet AU özekenin Ankarada bir hafta devamınsa yaptıkları İçtimalarda ele alınmış olan sanayi sayımlarına ait esasların tesbitine ve muhtelif ilmi ve teknik mevzuların halline çalışılmıştır. Bu iç tim al ar bir hafta kadar devam edecektir,
inandığımız bir prensip! | Umum Müdür hafta sonunda Mr basın toplantısı yapacaktır.
Tekel Umum Müdürünün
basın toplantısı
Hadi Hüsmen, muhtelif sigaralar mevzuunda geniş izahat verdi
Tekel Umum Müdürü HAdi Hüsmen, dün bir basın toplantım yapmış ve ezcümle şuıılan söylemiştir:
•‘Bafra sigaralarımız, yeni am-bolâjiyle 20 aralık çarşamba günü satışa çıkartacaktır. Yeni makinelerimizde daha nefis şekilde, kalay ve selofana sanlı o-larak imal etmekte olduğumuz bu sigaralann halkımız tarafından beğenileceğini ümit ediyoruz. Satış fiyatlarında hiçbir değişiklik yapmadık, İmalâttaki maliyet farklarını bu sigaraya karşı gösterileceğini ümit ettiğimiz rağbetin husule getireceği satış artışiyle karşılamak istiyoruz.
Bu vesileyle sigara satışlan-nıız hakkında bazı malûmat vermek isterim. Satışlarımız sureti umumlyede memnuniyet verici bir seyir takibetmektedlr. Geçen yıl ıslâh edilmiş yeni ambalâj ile piyasaya arzedllen “Birinci nevi” sigaranın yıllık istihlâki 2.400.000 kilodan 3.600.000 kiloya yükselmiştir.
Birinci sigaralar 1/12/1950 tarihinden itibaren bütün (abri-kalanmızda yeni şekilde imal ve piyasaya arzedilmekte olduğundan, istihlâkin bir daha artacağını tahmin teyiz.
Köylü sigaralarımızda
yakın nispette bir istihlâk noksanı görüldüğünden bu vaziyeti yeni Birinci nev’e karşı gösterilen temayül ve rağbete bir delil olarak kabul ediyoruz.
Son zamanlarda imaline başlanılan “Uludağ” sigaralarının yıllık istihlâki 60.000 kiloyu tecavüz etmiş bulunuyor. Bu miktar. diğer bütün yüksek nevilerin istihlâkinden yüksektir.
Alelumum yüksek nevi sigara satışları bilhassa son aylarda, büyük bir artış kaydetmeğe başlamıştır. Aylık artış miktarı
bu durum karşısında fabrikalarımız, talepleri zaman zaman karşılıyamamakta ve yurdun bazı mıntakalannda haklı olarak şikâyetler başgöstermiş bur lunmaktadır.
Kulüp sigarasrınm, mukarrer olduğu üzere, yeni ambalâjla bir an evvel piyasaya çıkarılması için çalışıyoruz.
Bahar sigarasının hazırlıkları bitmek üzeredir.
Diğer mamûllerimlzl nefaset ve ambalâj bakımından ıslâh etmek yolundaki çalışmalanınıza devam ediyoruz.
Bu arada her sınıftan büyük bir vatandaş kitlesinin istihlâk ettiği Köylü sigaralanmn ismini ve ambalAJlannı değiştirmek kararındayız."
YENİ İSTANBUL
SİYASÎ İKTİSADÎ MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal R SAKLICA
miktar etmek-
%25 e
Yazı işlerini Ailen İdare eden mesul müdür: Sacid ÖGET
Neşredilmiyen yazılar iade edilmez.
Basıldığı yer:
yeni İstanbul matbaa-
CILIK LIMITED ŞİRKETİ
MATBAASI
Abone: Türkiye İçin seneHğt C, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki millidir-
hânlar: 6 neı rcai 2 liradır.
m es illiyet
sayfada «anttmd-hânlardan hiç bir kabul edilme*.
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
— 98 —
Samım ona dikkatle baktı. Saçlan başının üstünde toplu idi. Fakat bir çırpınma anında, buklelerinden birkaçı ensesine ve omuzlarına doğru sarkmış, küçük İncili tarağı yere düşmek Üzereyken, onlardan birine takılı kalmıştı. Koltuğun ön tarafına doğru, yine ilişir gibi oturduğu için, hafif duruyordu. Yine ayak ayak üstüne atmıştı. Çizgilerinde gözleri bir rüya belirsizliğine götüren zarif bir... Bir uçukluk vardı ve mavi siıe terliğinin içinde, havada duran ayağı hır nilüfer gibi duru beyaz, topuğu gergin, pürüzsüz ve hâlâ biraz pembe idi. Ne garip, ne garip! Bu kadın ölümünden ziyade zarafetiyle hayret veriyor, çizgileriyle düşündürüyor, duruşiyle hâlâ insanı kendisine çekiyordu. Samlmde onu kucaklamak arzusu, ölümün ters istikametinde, en aon hayale doğru alabildiğine gitmeye başladı. Eğer bu hissin, akşamdan beri içinde yaşadığı büyük sıkıntı ve dehşet anlarını artık öğütemlyecek hale gelen ruhunun onlardan kaçmak için yarattığı bir aldanış olduğunu bilrneseydi, kendinden iğrenecektl. Bu bir kaçıştı. Ölünün kendisinde, onu da beraber alıp ölümün tam zıddına, hayata ve şehvete doğru kaçış.
482
Bir zil sesi duydu ve kalktt.
Aşağı katta doktoru karşıladı.
Hemen yukarı çıktılar.
Doktor Necileyi görür görmez, muayene etmeden, ellerini yanaklarına kapayarak: “Pa, pa, pa...„ dedi, Samimin yüzüne ümitsiz gözlerle baktıktan sonra yaklaştı. Necilenin sarkan elini havaya kaldırıp bıraktı ve çantasından çıkardığı âletle kalbini dinledi. Göz kapaklarına biraz dokunduktan sonra ayağa kalktı:
— Evet. Yarım saat olmamış daha. Spazm.
— Nedir bu? Nasıl olmuş?
Doktor oda kapısına bakarak sordu:
— Evde kunse yok muydu? Siz yok muydunuz?
— Ben yeni geldim. Bir emekli kız vardı yanında, onu da bulamadım.
Doktor başını salladı:
— Koroner kifayetsizliği. Spazm. Vardı esasen. Ben bakıyordum. Birdenbire gelmiş kriz. Bir şeye cam mı sıkıldı?
Samim gülümsedi; ve biraz durduktan sonra, bütün geceyi, yorgun gözleri hayretten gittikçe büyüyen ihtiyar doktora anlattı. A-nyja bir, elini çenesine götürerek “Pa, pa, pa...” diyordu o. Meralin yandığını öğrenince bağırdı:
— Meral!
Samim başım önüne eğdi ve doktor sustu. Kımıldamadı. Hayret» ve dehşet kuklası halinde, uzun müddet kaldı.
Sonra doğruldu, kapıya bakarak:
— O Renginoz da öyle ha... Necile Hanım söyledi bana geçenlerde telefonla. Fakat ba-483
kınız neler... Anlataanız inanmazlar. Bizim madama da neler olur böyle. Nerede şimdi bu kLZ? Siz yalnız kalacaksınız burada? Yatırmak lâzım Necile Hanımı. Sertleşmesin.
— Ben... Yatırdım. Fakat... Buna bir iğne yapmaz mısınız?
Başını ağır ağır sallı yan doktor, kaşlarını kaldırdı:
— Hiç ümit yok, dedi, yazık... ikinci defa bir İnsanı ya ra tam ayız.
Samim onu bahçenin sokak kapısına kadar uğurladı. Şoföre de onu evine bıraktıktan sonra Nail Beyin apartmanına dönmesini em. retti.
Yukan çıktığı zaman, oda kapısı önünde durdu. Onunlâ, sabaha kadar... —Başka bir o-dada otursa?— Hayır, bir şey çekiyor onu. Girecek.
Ona doğru yürüdü. Sarkan elini tuttu, kaldırdı ve öptü, işte şimdi dudaklarında ölümün serinliği vardı. Necile soğuyordu
Samim odada dolaşmağa başladı. Realite bu kadar sadedir, insan kendini onun önünden silebilsc, İşte, gerçekleştiği zaman trajedi bile bu kadar sadedir. İnsan kendini değil, ölçülerin bozguncusu, yalancı ve yaygaracı, boşuna ümitlerin, kuruntuların, dehşetlerin yaratıcısı ve mevcut olmayanların Tanrısı muhayyileyi süebilse, her şey, kendi kendisi halinde, ne kadar sade. İşte, şurada oturan kadın, yaşlı fakat her zamankinden ziyade taze; hareketsiz fakat her zamankinden ziyade tesirli; soğumaya ve çürümege başlu yor fakat güzel, her zamankinden ziyade güzel; ölü fakat canlı, ne kadar canlı, hayatın gösterişlerinden uzak, hayatın özünü içinde 484
taşıyor, hayatın cevherini dondurmuş ve ebedileştirmiş. ölüm onu çirklnleştirecegi yerde, o ölümü güzelleştiriyor. Değil mi Necile?
Samim onun karşısına geçti. Evet, Necile, yavrucum, bon seni... Dur bakayım... Yirmi sekiz sene evvel, mütarekede. Faik beylerin evinde tanıdım. Şimdiki kadar güzel değildin. Şık da değildin. Az ve mânâsız konuşuyordun. Fakat bu derinliksiz görünüşün altında, hareketli ve tehlikeli yarınlara doğru bir hazırlanış olduğu, iri ve o zaman daha a-çık renkli gözlerinin bazı anlara mahsus ihtiras çakışlarından, başkalarının, meselâ benim, ancak senin yüzünde karar kılan ısrarlı dikkatlerimizin üstüne sıçrayan arzu kıvılcımlarında beliriyordu. Sonra, üç dört sene içinde, üç dört neticesiz tesadüf. Daha sonra To-katlıyanın bir danslı çayında birbirimize daha çok yaklaşma. Nail Beyclk yoktu o gün. Yine Mersine gitmişti galiba. Dansettik seninle. Can sıkıntılarından şikâyet ediyordun. Avuçlarımız birbirini emerken ben senin durgun ruhuna daldım ve onu karıştırdım (Bu senin tabirindir). Heyecanlandın. îki akşam sonra, yine orada, masonların balosu vardı. Seni götürmemi istedin. Götürdüm. İçtik. Çok neşelendin o gece. Şuhtun. Cüretin artmıştı Benim olmak istediğini gizlemiyordun. Sabaha doğru bu eve geldik. Ben ilk defa geliyordum buraya. Ve bu odaya, bu, bu. Divan yine bu köşede idi. Ben senin cesaretine şaşıyordum. Hayretimi gördün ve çeneme küçük bir tokat vurdun. Şu elinle, kamında gevşek duran şu elinle. Ve demek istedin ki: “Bu bir şey mİ?” Sonra bana şarap ve elma getirdin. Her şeyin evvelden hazırlandığını anhyordum Di-485
vanm üstündeki yastıklar böe. o geceki vazifeleri için daha evvelden emir almışlardı. E-vet, Necile, şu divan. Aramızda her şeyin o -rada nasıl başladığını hatırlıyor musun? E-lektriği de sen söndürdün. Kapıyı da sen kilitledin. Sabah oluyordu. Necile! Biraz sonra yine sabah olacak. Yine sen ve ben bu odada yalnızız. Necile. çeyrek asır! Bu arada neler, neler, neler oldu! Meral o zaman dünyada yoktu, şimdi de yok. Fakat iki zaman arasında bir Meral var ki...
Sam ita in başına birdenbire müthiş bir ağrı yapıştı. Şakaktan zonkluyordu. Elini saçlarına götürürken, şapkasının başında olduğunu ilk defa hatırladı. Hemen onu ve par-dcsilsünü çıkanp bir sandalyenin üstüne attı. Deli edici bir hâtıra hücumu. Ölünün yüzüne bakamıyordu artık. Bu odada da duramazdı. Fakat kalbinde bir fenalık hissediyordu. O-turdu, Başı dönüyordu. Gözleri ölüden kaçtıkça ona takılıyordu.
Ayağa kalktı. Telefon. Bir yere telefon. Müthiş tedailerine yeni bir istikamet verecek bir dost sesi. Kim? Saate baktı. Dört buçuğa geliyor. Ev. Eve. Yatmışlardı. Fakat Besimi uyandırır. Haslbe açacak telefonu.
Numarayı çevirdi ve çok bekledi. Bu telefon, bu gece, ne kadar meş’ılm haberler a-lıp verdi. Korkuyorum.
— Alo!.. Hasibe sen misin? Besim Beyi uyandır çabuk. Hanım duymasın. Uyuyor mu? îyı. Besim Bey. Besim Bey.
Epey bekledi. Ağırdır Besimin uykusu.
— Alo!.. Beşim!..
— Emret ağabey. •
(Devamı var)
486
İP Aralık 1950
Y L N I İSTANBUL
Sayfa 8
Ağaç
» • • • w • ........ » *
Ç » S « ç >
Bediî FAİK acı İle bıırdıı: Noel ve yılhaşının Ankarada milyonlarca lira sarfı körpe dalları, bazı kimseler tara-
DtR gazete haberi İçimi yaklaşması dolayıslyle. Üe yetiştirilen çamların en tından kesilerek, yabancı ailelere satılıyormuş!.
Ankara kİ. bozkırının yeşerebilmesi İçin yalnız milyonları değil, madde İle Ölçülemlyecck emeği de ylyi|> bitirmiştir. Şimdi hlr gecenin eğlencesi İçin, o çeyrek asırlık didinmenin mahsulü nâzenln çamlarını söktürme!! miydi T
Ama ne yaparsınız; hıı memlekette bayrak sevgisi ne-kadar höyük, toprak sevgisi ne derece çok ise. ağaç sevgisi de o nispette küçüktür, yoktur!.. Köyde ormanı Adeta şehvetle yakan el. dağda bal tu yı insafsızca kavnyan pençe, şehirde yol ve meydan zümrütü fidana da aynı hışımla uzanıyor. Her yıl kavrulan ormanlarımızın hesabını. İstatistiklerin yanık kokulu rakamlarına değil. /İnadolıınıın gittikçe dökük saçlı bir haşa henziyen manzarasına bakarak öğreniniz. Size, yaşıyan bütün şairlerimizin, çok değil iki üç sene sonra, yurdun yeşilliklerini terennüm eden mısralarını karalamak zorunda kalacaklarını söylersem, kehanet savmayınız. Çünkü bizden sonraki nesiller, kavruk hlr toprağın ortasında, ormanlardan, çamlı be İlerden dem vurulmasına şaşın kalacaklardır.
Bir kaç yıl önce yaptığım küçük hlr Anadolu turandan sonra Bursada hlr gece vakti, caddeden gürültüyle geçen kamyonların sesiyle uyanmıştım. Telâşla sofaya fırladığımı gören, misafir kaklığım evin sahihi acı acı gülerek:
••— Size söylemeyi ıınutmııstnm, dedi. Biz ahşfrk artık. Hemen her hafta hıı böyle. Civarda yanan ormanların söndürülmesi için Mehmetçikler sevkrdlllyor!..
O gece sabaha kadar. İçinde tutuşan bir ormanın cayırtım ile, bu kor yığınının hin mislinin, milyon mislinin, ağaç düşmanlarının yüreklerine dolmasını diledim. Pek olmıyacak bir duaya âmin demişim ki. o yıldan bugüne kadar, binlerce hektarın yeşil Abidesi kömürleşip toprağa kapandı!.
Bu daha ne kadar sürer? Belki hlr dikili ağacımız kal-maymeaya kadar... Yahut da, başlan dara gelenlerin İmdadına koşan Hızır gibi, bir ağaç peygamberi yurda yetl-ştneeye kadar...
Devlet ormanı, kov kanunu, korucu teşkilâtı... Hepsi bir yana. Bu memlekete bayrak sevgisi gibi kuvvetli bir ağaç sevgisini aşılamak lâzım L.
İkinci Turizm Danışma “'X Kurulu dün toplandı
Dünkü oturumda komisyon seçimleri yapıldı. Komisyon 14.30 da çalışmalarına başladı
Basın Yayın vo Turizm Genel Müdürü Danışma Kurulu toplantısında
konuşuyor.
Yaralı Türk askerleri için Amerikadaki Kolonimiz vücutlarından kan verdiler
New-York, 18 (YİRS) — Başta Birleşmiş Milletlerdeki Türk delegesi Selim Sarper olmak ü-zere, Amerikadaki Türk Sefarethanesinde çalışan memurlar bugün, Korede yaralanan Türk askerleri İçin, Kızılhaç teşkilâtına, kendi vücutlarından bir miktar kan vermişlerdir. Diğer kan verenler arasında. Bayan Sarper, Ncw-York'takl Türk Başkonsolosu, Türk Haberler Bürosu Müdürü, Kültür ve Ti-caret ataşeleri ile Sekreterliğe mensup memurlar bulunmaktadır. Aynca, Türk dostu bir çok Amerikan şahsiyetleri de. varalı Mehmetçikler için bir miktar kan vermişlerdir.
Fil Iskenderunda
Göçmenlere yardım için millî komite kuruldu
Ankara. 18 (A.A.) — İkine! Turizm Danışma Kurulu bugün saat 10.30 da Millî Kütüphanede toplanmıştır.
Kurul bütün bakanlıklardan birer temsilci ile turizm bölgeleri. muhtelif belediyeler, turizm demekleri, gazeteciler cemiyetleri ve Millî Türk Talebe Federasyonu temsilcilerinden teşekkül etmişti.
Başbakan adına toplantıyı a-çan Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Salih Korur şunları söylemiştir:
Tiirkocaklnrına iade .M
istenen emval hakkında
18 inci asırda Tiirkiyeye gelen Cenevreli sanatkârlar tarafından tzmlrde yapılmış olan bu cep saatinin üzerinde (tzmlr) yazılıdır. Makinesi gayet sanatkâmne dir. Saat, bakır üzerine altın elva yaldızındandır. (Bu saat izzet Akosman’ın koleksiyonundan alınarak fotoğrafı çekilmiştir)»
İstanbulda Cenevreli Saatçiler
» ■ — —
Cumhurbaşkanının fahrî başkanı bulunduğu faaliyete geçecek nlversiteleri rektörleri, Merkez. Ziraat, İş. Osmanlı ve Selânik Bankaları Genel Müdürleri ve tanınmış tüccar ve diğer zevat da iştirak edeceklerdir.
Komite üyelerinden olup da taşrada bulunanları Büyük Millet Meclîsi Başkanı telgrafla An. karaya davet etmiştir.
Komite perşembe günkü toplantısında 43 ilde çalışacak tâli komiteleri tâyin ve mesai programını tesbit edecektir.
Ankara, 18 (T.H.A.) — Sağlık ve Sosyal Yandım Bakanlığı göçmenlerin ilk sağlık durumlarını Edimede tesbit etmek ve bunların tedavilerini yapmak ü-zere bu şehirdeki sağlık teşkilâtını ve müesseselerini genişletmeğe. doktor kadrosunu bir mis. 11 arttırmağa karar vermiş ve ilgililere tebligatta bulunmuştur.
Edirnede Sağlık Bakanlığınca kurulacak sari hastalıklar hastahanesi için de çalışmalara hızla devam olunmaktadır.
Diğer taraftan Çorlu Askerî Hastahanesine de göçmenlerin ilk tedavileri ve iştira halleri i-çin 50 yataklı bir revir ilâve e-dllmiştir.
Komite yakında
Menderes - F. Ahmet Barutçu mülakatı
Ankara, 18 (TH A.) — Kızılay Demeği Göçmenlere Yardım Millî Komitesi, Cumhurbaşkanı Celâl Bayann himayesinde ve Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan’m başkanlığında pek yakında faaliyete geçmek üzere hazırlık çalışmalarını bitirmiştir.
Milli Komite göçmenlerin yerleştirileceği 43 ilde aynı zamanda harekete geçecektir.
îlk toplantısını önümüzdeki perşembe günü Cumhurbaşkanı Celâl Bayann başkanlığında yapacak olan Milli Komiteye tçiş-leri Bakanı Rükneddin Nasu-hioğlu. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Ekrem Hayri Üstün-dağ. milletvekillerinden Ethem Vassaf, Enver Gürel, Nihat Reşat Belger, Nazlı Tlabar, Halide Edib Adıvar. Kâzım Taşkent, İsmail Hakkı Akyüz, Selim Ra-gıp Emeç ile gazete sahiplerinden Sedat Simavi, Ahmet Emin Yalman, ve Habıb Edib Törehan dahil bulunuyorlar.
Komite çalışmalanna aynca Behlce Köprülü ve Advive Fenik ile İstanbul ve Ankara Ü-
istiklâl harbi malûllerine
Barutçu, müzakerelerin memnunluk verici bir lıava içerisinde devam ettiğini bildirdi
Ankara. 18 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — C.H.P. Meclis Grupu başkan vekillerinden Faik Ahmet Barutçu Başbakan Adnan Menderes ile bir görüşme daha yajynıştır. Faik Ahmet Barutçudan Vatan gazetesi muhabiri ile birlikte bu hususta beyanatta bulunmasını rica ettik, C.H.P. Grupu başkan vekili bu müracaatimize görüşmelerin memnunluk verici bir hava içerisinde cereyan ettiğini söylemekle iktifa etti.
Anlaşıldığına göre görüşmelerin mevzuunu Türkocaklanna iade edilmek istenen ve bugün C.H.P. nin mülkiyetinde bulunan emval teşkil etmiştir. İnanılır kaynakların verdikleri malûmata nazaran görüşmeler sonunda prensipler üzerinde mutabakata varılmıştır ve C.H.P. adına Faik Ahmet Barutçu halkevlerinin müstakil birer tesis haline getirilmesi tezini müdafaa etmiştir. Görüşmelerin tevali edeceği haber verilmektedir.
verilecek para mükâfatı
Uç Bulgar askeri hudut birliklerimize iltica etti
"Muhterem arkadaşlar,
Çeşitli yönlerde memleket için büyük faydalar sağlayacağına 1-nanmış olan hükümet bu dâvaya verdiği önem dolayıslyle bu toplantımızı bizzat Başbakan veya yardımcısı açmak arzusunda idiler. Fakat günün önemli ve müstacel olan bazı işleri dolayı-siyle bu toplantıda bulunmak imkânından mahrum kaldılar ve ü-züntü beyan ettiler. Ben, gerek Başbakanın gerek Başbakan Yardımcısının bu toplantıda bulunamamaktan dolayı duydukları üzüntüyü size bildirirken çalışmalarınızdan büyük faydalar umduklarını aynca kaydetmek isterim. Hükümete alacağı kararlarda istifade edeceği bir eser vücuda getirmek üzere çalışma-lannızm hayırlı ve başanlı olması dileğiyle toplantıyı açıyorum. Hepinizi hürmetle selâmlar, bağanlar ve muvaffakiyetler dilerim.M
Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Salih Korurdan sonra konuşan Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürü Dr. Halim Alyot, turizm dâvasının önemini belirttikten sonra, iç ve dış turizmin hedefleri üzerinde durmuştur.
Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürü Dr. Halim Alyotun konuşmasından sonra söz alan Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Müessis Başkanı Reşit Saffet Atabinen. Adnan Menderes Hükümetinin turizm siyasetine verdiği Önemden ve Basın - Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğünün danışma kuruluna getirdiği zengin hazırlık malzemesinden dolayı turizm mensuplarının samimî şükranlarını bildirmiştir.
Bundan sonra seçimler yapılmış, kongre başkanlığına Reşit Saffet Atabinen, başkan vekilliklerine de İzmir Gazeteciler Cemiyeti temsilcisi İzmir Milletvekili Behzat Bilgin ve İzmir Valisi Osman Sabri Adal seçilmişlerdir.
Komisyon seçimlerinden sonra komisyonların saat 14.30 dn toplanarak çalışmalara başlamasına karar verilmiştir.
Kongre üyelerinin toplu bir halde Cumhurbaşkanı Celâl Bayan. Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltanı ve Başbakan Adnan Menderesi ziyaret etmeleri karar altına alındıktan sonra toplantıya son verilmiştir.
İskenderun, 18 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Hindistan Başbakanı Pandit Nehru tarafından Türk çocuklarına hediy? edilen yavru fil bugün İtalyan bandıralı Rossclina vapuriyle limanımıza gelmiştir. Yarın Is-tanbula hareket edecektir.
Japonya, komünistlerle sulh imzalamak istemiyor
New-yOrk, 18 (YtRS) — Ja-pon Başbakanı Şigeru Yoşlda. burada çıkan "Magazine of Fo-reign Affairs” dergisine yolladığı bir yazıda, memleketinin katı şekilde hür dünya ile beraber olduğunu ve komünist olmayan memleketlerle ayrı bir sulh imzalamak istediğini söylemiştir. Bakan bilhassa Japonyanın komünist devletlerle sulh imzala-mıyacağmı belirtmiş ve Birleşmiş Milletler Teşkilâtına kabul olunacağı ümidini izhar etmiştir. Bu hususta Yoşlda, memleketinin bu teşkilâtta kendisine düşen rolü ifaya ve gereken fedakârlıkları yapmaya hazır bulunduğunu ilâve etmiştir.
Bu husustaki kanun tasarısının birinci müzakeresi dünkü Mecliste yapıldı
ve ai-
Boğaziçi sahillerinde veya Izmirde yerleşen bu Cenevrelilerin hesap defterlerinde sık sık “alaturka saat", "alaturka duvar saati" kayıtlarına tesadüf edilmektedir.
Yazan : Alfred Chapuîs
Neuchâtel Üniversitesi eski Profesörü
pöNESANS devrinde yaylı ■■ motörün icadı neticesinde küçük saatler ve daha sonra cep saatleri imal edilmeğe başlanınca bu âletler derhal Türkiyeye getirildi ve satıldı.
Evvelâ Osmanlı İmparatorluğu ve umumiyetle Şark ile ticarete girişenler Venediklilerdir. Onlara Şarkın Avrupadakl elçileri deniliyordu. Onları Fran-sızlar ve bilhassa Provence’lı-lar takip etti. Bu tacirler ticaret bakımından kendilerine Türklerle aynı hakkı veren kapitülâsyonlar sayesinde uzun bir zaman imtiyazlı vaziyetlerini muhafaza ettiler. Kısa bir zaman sonra İsviçreliler Marsilyaya yerleşmiş bulunuyordu. Çünkü onlara da bu şehirde geniş imtiyazlar verilmişti.
Cumhuriyetçilerin Dean Acheson
yaptıkları hücumlar hafifledi
Bıına sebep, tehlikenin arttığı şn sıra.arda müşterek savunma için siyasî partilerin daha sıkı işbirliği yapmaya doğru meyletmeleridir
Washington. 18 A.A. (United Press) — Dünyanın içinde bulunduğu bu buhranlı devirde Dışişleri Bakanı Dean Ache-
Meriç Nehrinin yatağım
geliştirmek için
'a
1592 den itibaren saatçilerden ve saat tacirlerinden mürekkep bir koloni lstanbula yerleşti. Yarım saat sonra koloni -oldukça genişlemişti. 1735 te lstanbuldaki yabancı saatçilerin miktarı yüz altmışı buldu.
Saat ticaretinin temin ettiği kâr Şimali Afrika korsanlarının arzettigi tehlikelere rağmen oldukça yüksekti.
1672 de Deveyraz isminde Cenevreli bir saatçi, "Tann korusun, korsanların eline düştüğü takdirde” efendisinin 400 akçelik bir fidye vereceğine dair noterlikten bir senet almıştı. Çünkü bu gibi vakalar bir kaç kere tekerrür etmişti.
Evli saatçilerin ailelerini Ce-nevrede bırakarak bir kaç sene kalmak üzere lstanbula gittikleri oluyordu. Kendisine "Sarayın saatçisi” unvanını veren meşhur filozof Jean Jacques R.ousseau’nun babası lsaac Rousseau da îsrtanbula bu suretle gelmişti. ’ M eserinde Jean seau
"İtiraflar” Jaeques
diyor ki: Babam, geldikten ve orada
Fakat bir kaç sene sonra
Ankara. 18 (A.A.) — Büyük Millet Meclisi bugün saat on beşte başkan vekillerinden Kayseri Milletvekili Fikri Apaydının başkanlığında toplanmıştır.
Büyük Millet Meçlisi 1950 yılı mart, nisan ve mayıs aylan hesabı hakkında Meclis Hesaplan-
m İnceleme Komisyonu raporu-nun okunmasından sonra, İstiklâl Harbi malûllerine verilecek para mükâfatı hakkmdaki kanun tasarısının birinci görüşülmesi yapılmıştır.
Meclis çarşamba günü saat 15 te toplanacaktır.
ya-
KırklareM. 18 (THA) — Üç Bulgar askeri hududu geçerek hudut birliklerimize iltica beraberlerinde getirdikleri lâhlan teslim etmişlerdir.
Mülteci Bulgar askerleri,
pılan sorgularında. komünist zulmünden bizar olarak büyük bir kafile halinde Bulgaristan dan kaçmaya karar verdiklerini, fakat diğer arkadaşlarının buna muvaffak olamadıkları için yalnız üç kişi olarak Türk hudut larına iltica edebildiklerim söylemişlerdir.
Yeni sene bütçesi Komisyonda bugün görüşülecek
Maliye Bakanı Komisyonda izahatta bulunacak
Türkiye - Yunanistan anlaşmaya vardılar
Atina. 18 (AP) — Başbakan Venizelos bugün Türkiye ile Yunanistan arasındaki tabiî hududun bir kısmını teşkil eden Meriç nehri yatağını geliştirmek 1-çin İki memleket arasında bir anlaşmaya varıldığını açıklamıştır.
İcrası bir Amerikan kumpanyasına tevdii kararlaştırılan proje 8 milyon dolara malolacak ve masraf iki memleket arasında paylaşılacaktır.
i
Türkiye İçin hususi surette yapılmış mineli ve birkaç madeni kılıf İçindeki lüks saat
isim-
Rous-
dün-
kardeşim sonra lstanbula sarayın saatçisi
3s
Solda. f > (»o gyan t: şehrinden kaçan bir Kuzey Koreli katlın, çocuğunu arkasına bağlamış ohlıığu halde, boz tutmuş Taedonr Nehrini aşarken görülmektedir. O/tada, yiııe bir nclılrl aşan yarı çıplak b»r çocuk. Sağda İse. kn nmnı omuzlarında taşıyan İhtiyar bir Koreli görülmektedir. Bu gibi acı sahnelere, Küre nin muhtelif cephelerinde vc sık sık tesadüf edilmekledir.
• 4
Ankara, 18 (ANKA) — 1951 mali yılı bütçe tasarısının müzakeresine yarın Bütçe Komisyonunda başlanacaktır. Komisyon Başkanı Enver Karan müzakerelerin bağlıyacağını milletvekillerine bildirmiş bulunmaktadır. Yeni Maliye Bakanı Haşan Polatkan, bütçe hakkında Komisyona İzahat verecektir. Bakan bugün Meclise gelmemiş ve yarınki konuşmasını hazırlamakla meşgul olmuştur.
Komisyonun yarınki toplantısında, gelir vergisinin bu yıl memurlara tatbik edilmemesi hakkmdaki kararın sebebinden ziyade, bazı prensiplerin ileri sürüleceği ve bu suretle bu mev-zudaki mesuliyetin Meclise bırakılacağı anlaşılmaktadır.
Bu arada, Maliye Bakanının bütçenin muhtelif fasılları üzerinde alınan kararlan da bildirmesi İhtimal dahilindedir. Gelir vergisinin memurlara tatbik edilmemesinin demokrat milletvekilleri arasında da iyi karşılanmadığı ileri sürülmektedir. Bu cümleden olarak, Kocaeli Milletvekili Ekrem Alienk, gelir vergisinin tatbik kabiliyeti olup olmadığını, hu verginin memleket İhtiyaçlarına kâfi gelip gelmediğine, gelir vergisi i-le diğer vergilerin ıslahı hakkında ne düşünüldüğüne ve Hükümetin (denk bütçe iden neyi kaydettiğine dair bir sual takriri vermiştir.
Komünist Çinde tevkifler arttı
Londra, 18 A.A. (AFP) — Times gazetesi Hnngkong muhabirinin bildirdiğine göre, Çin kuvvetlerinin büyük bir kısmının halen Kore veya Mançurya-da bulunmasından bilistifade çıkacak olan kargaşalıkları Önlemek için zaten sıkı oİAn emniyet tedbirlerinin takviye edildiği komünist Çinde çok sayıda tevkifler yapılmıştır.
son'ın savunma konferansı çin Avrupaya hareket etmesi !e Kongrede Cumhuriyetçilerin Acheson’a yaptıkları hücumlar hafiflemiş bulunmaktadır.
Bilindiği veçhile geçen hafta Cumhuriyetçiler Achesonın istifa etmesini istemişlerdi. Fakat Başkan Truman, Dışişleri Ba-kanlığı ile beraber Cumhuriyetçi liderlerin ileri sürdükleri teklifle mücadele etmiştir.
Diğer resmi şahsiyetlerin İleri sürdüklerine göre de Acheson da şahsen istifa etmeyi düşünmektedir.
Bitaraf siyasî uzmanların belirttiklerine göre, Cumhurij'et-Çİlerin Acheson hakkmdaki tenkidlerinin yumuşamasına muhtelif hâdiseler sebep olmuştur. Bunlardan biri tehlikenin arttığı şu anda müşterek savunma için siyasî partilerin daha sıkı bir işbirliği yapmağa doğru meyletmeleridir.
Bu uzmanlara göre, Hükümetin Çin ve Korede güttüğü siyasetin iyi netice vermemesi Acheson’ın Dışişleri Bakanlığına gelmesinden evvel alınan karar, la ra bağlıdır. Şu halde Cumhuriyetçi Partinin Acheson hakkında kİ tenkldleri Achesondan ziyade Başkan Trumanı alâkadar etmektedir.
i. L
yaya gitti oldu, yalnızlıktan sıkılan zevcesi onu
yanına çağırınca her şeyi ter-kederek Cenevreye döndü.
1652 de İstanbulda Cenevre-
•
İller çoğaldığı için Cenevre Rahipler Cemiyeti bunlarla meşgul olmak lüzumunu hissetti. Rahiplerden biri "Hareketleri tenkide şayan olan ve en büyük taşkınlıklarda bulunan bu gençliğin yularını tutmak üzere” Türk Hükümet merkezine bir rahip gönderilmesini teklif etti ve böyle yapıldı.
Boğaziçi sahillerine veya îz-mire yerleşen bu Cenevrelilerin anavatana parlak siparişlerde bulundukları muhakkaktır. Bunların hesap defterlerinde sık sık "Alaturka saat” veya "Alaturka duvar saati" kayıtlarına tesadüf edilmektedir.
İki asır müddetle Cenevre ev. velft İstanbul vasıtasiyle sonra kendi simsarları ile Türkiyede mücevherler de satmıştır. Bunların arasında bilhassa altın İşlemeli. pırlantalı Cenevre usulü tabakalar, kıymetli taşlarla süslü kahve
zarflar da vardı. Bu zarflar Lc-man Gölü kıyılarında yapılmış Boğaziçi manzaralarını ihtiva e-den birer madalyonla süslenirdi.
Bu Cenevreli veya Fransız saatçiler İstanbulda küçük tftmir atölyeleri açmışlardı.
”1719 da Şarka yapılan bir
fincanlarına mahsus
Linda Darnell, Fox Şirketinden ayrıldı
Hollywood. 18 IAP) — Linda Darnell. 26 senelik hayatının 11 senesini vakfetmiş olduğu 20, A-sır Fox Şirketinden ayrılmaktadır.
Stüdyo dün. şubat ayında artistin kontratı sona erdiği zaman bunun yenilenmemesi hususunda iki tarafın anlaşmış olduğunu a-çıklamıştır. Bu kontrat, artistin sonede üç film yapmasını Amirdi.
Şimdi, Linda Darnell’in yeni bir stüdyoya bağlanacağı sanılmaktadır.
Linda, ”En kötü cihet, yıldızlar binasındaki odamdan ayrılmak olacak, orada bir oda almak için yedi sene bekledim., demiş ve bu ayrılığın sanatı için iyi olacağına işaretle "Şimdi, sonelerden bert havalimde yaşattığım filmleri çevirebileceğim,, demiştir.
seyahate ait hâtıralar, gizil ve garip maceralar” isminde dikkate şayan bir eser elimize geçti. Eserin muharriri Mirone ba hâtıralarını 1731 de Llege Şehrinde bastırmıştı. Sarayın gizli dairelerine girmeğe muvaffak olduğunu iddia eden muharrir kendisinden ziyade okuyucularını eğlendiren bir maceraya a-tılmıştır. Mirone sarayın kuyumcusu olan dostu Boissonet-ten kendisine refakat etmek müsaadesini istemiş ve başına aşağıdaki anlattığı işler gelmiştir: "Beş saat müddetle kuyumcu çırağı rolünü oynamak lâzım* I di. Türk kıyafetine girdim, çünkü başka türlü saraya kabul e-dilmek imkânı yoktu.
| ,fYanımda ustam, ellerimde â-letlerim olduğu halde duvar saatlerinin bazı kıymetli taşlarını yerlerine koymak üzere saraydan içeri girdim. İkinci avluya gelir gelmez korkunç dudaklı ve burunlu simsiyah sekiz harema-gası bize refakat etmek üzere yanımıza geldiler. Bunlardan L kisi koltuğumuza girdiler. Diğerleri önümüzde ve arkamızda duruyorlardı. Yüzlerimizi kalın ve büyük bir peçe ile örttükten sonra bizi yürüttüler. Kadınlan değil, çünkü onlar kafeslerin arkasında görünmüyorlardı, fakat harem dairesini görmemize mâni olmak için başlarımızı rlk cudumuzun ortasına kadar eğmek mecburiyetinde idik,
"Bu vaziyette yürümekte güçlük çektiğim için başımı kaldım dım. O esnada haremagalann-dan biri bana o kadar şiddetli bir yumruk attı ki sırtüstü yere düştüm. Başka yumruklar ve belki de sopa yemek korkusu İle başım bacaklarımın arasında olduğu halde harem dairesinin salonuna kadar yürüdüm."
Oraya gelince Mirone başını kaldırarak etrafına bakmak imkânını bulmuştur. Bu salonda 1-mn halıları, zarif işlemeli seldirler. Venedik aynaları, gümüş ve mineli masalar, kubbeleri elmaslarla süslü altın saatler görmüştür.
Kadınlara mahsus odaların birinde gümüş bir masanın üzerinde ortası sadef, altın ve gümüş parçalarla süslü fevkalâde gü-I zel bir İngiliz duvar saatinin karşısında hayran kalmıştır. Mirone. kadınların odaları bu kadar zengin eşyalarla dolu olursa padişahın dairesi kimbillr ne kadar ihtişamlı olacağını dü. şünmüştür.
thtilâl ve imparatorluk harplerinden itibaren İngiliz saatçiliği Yakınşarka yerleşmeğe başlamıştır. 1820 de İsviçreli bir tacir "Şarklıların İngiliz olmayan her mataı reddettiklerini" yazmakta idi.
Filhakika 1790 dan itibaren Prlor, Perlgal. Markham ve başka markalı pek büyük veya küçük kubbeli, muhteşem ve a-ğır bronzlu Engiliz duvar saatleri îstanbulıın saraylarını ve konaklarını süslemeğe başladılar.
Hususi dairelerden ve bazı hazînelerden çıknnlan bunlara benzer birçok duvar saatleri, diğer bir takım kıymetli eşya ile birlikte şimdiki Sanıy Müzesine konmuştur.
Okuyucularımızdan bir kısmı dünyanın en muhteşem müzelerinden biri olan bu müzede bu saatleri şüphesiz ki büyük bir hayranlıkla seyretmişlerdir.
Sayfa 4
TENÎ İSTANBUL
Truman - Attlee müzakerelerinden sonra
Muallâkta kalan
Levha teneke ithalâtı
levha teneke Ofisinin elinde Ofla de. Eko Bakan liftin dan
Bölge Sanayi Birliğinde ba hasas için yapılan toplantılar
Piyasada levha teneke darlığı devam etmektedir. İthalâtçılar Amerikadan. tngiltereden levha teneke ithali hususunda zorluklara tesadüf etmektedirler. Bu yüzden en ziyade konserve fabrikaları levha teneke zorluğuna mâruz kalmıştı.
Şimdiki halde stoklan Ticaret bulunmaktadır, nomi ve Ticaret
aldığı emir üzerine, ancak ihti. yaç erbabına bir miktar levha teneke vermekte, bu suretle piyasayı tatmin edememektedir.
Konserve ve bisküi fabrikalarının mümessilleri. Bölge Sanayi Birliğinde» TTmum! Kâtibin nezdinde zaman zaman toplantılar yaparak, levha teneke tedariki çarelerini aramaktadırlar. Bölge Sanayi Birliği bu hususta Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı nezdinde teşebbüslere girişecektir.
Evvelce de yazdığımız gibi, Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı da levha teneke temini için teşebbüslere girişmiş bulunmaktadır. Yakında yurdumuza Ameri-kadan levha teneke tahsis edileceği ümK olunmaktadır.
Tanm Kooperatifleri kongresi
Yıllık kongre İçin hazırlıklara başlandı
İzmir. 18 (Hususî) — Üzüm, Zeytin Yağı ve Pamuk Tanm Satış Kooperatifleri Birliklerinin yıllık genelkurul toplantıları sı-rasiyle çarşamba» perşembe ve cuma günleri yapılacaktır.
Her yıl Ege Bölgesinde büyük bir alâka uyandıran bu top-lantılann bu defa her üç birlik de bir yıllık mesaîlerini oldukça mühim zararlarla kapadıktan İçin daha da hararetli geçeceği anlaşılmaktadır. Alâkalı çevreler kooperatiflerin bugünkü tatbikat şekilleriyle müstahsil tçin çok faydalı olmakta beraber zarar etmelerini tabiî görmekte ve buntan yalnız isimleri itibariyle değil çekil ve işleyiş bakımlanndan da garp memleketleri kooperatiflerine benzetme zamanının artık geldiğini söylemektedirler. Bu itibarla E-geli müstahsil yine bugünler zarfında An karada toplanacak olan Türkiye Kooperatif-çller Kongresinin vereceği kararlara da alâka ile intizar etmektedir.
Denizlide kefen ziraatı
Denizli. 18 (Husus!) — Denizli, topraktan en iyi kalitede keten yetiştirmeğe müsaittir. Bir kaç yıldan beri yapılmakta o-lan keten tohumu zlraati, günden güne gelişmektedir. Ne yazık ki yalnız tohumunu ham o-larak satan çiftçi odun yerine yakmakta olduğu saptanndan faydalanamadığı için müteessir, dlr. Çünkü bu saplar da endüs-irileştirilirse ayn bir gelir kaynağı olacaktır.
Yalnız keten mevzuu üzerinde Denizlide bir keten liflerini çıkaracak* bir de keten tohumunu ezecek iki tesise ihtiyaç vardır. Tanm Satış Kooperatifleri Umum Müdürlüğü, De-gizlide “Nebat! yağ’ fabrikası kurmak karanndadır.
İzmirde meyva ağaçlarından endişe ediliyor
İzmir, 18 (Hususî) — Aralık ayının ikinci yansına girilmiş olmasına rağmen havaların son derece mülâyim gitmesi müstah. sil arasında endişe yaratmıştır. Bilhassa soğuğa ve suya alışması lâzım gelen meyva ağaçlarının aldanması ihtimalinden korkulmakta, toprak ve ağaçlardaki haşeratın havalardan hiç müteessir olmadıklan ve hâlâ canlı olduktan gözönünde tutularak endişe edilmektedir.
Bu arada turfanda enginar, salatalığın dahi îzmire gelmiş olması büyük bir hayret uyan, dırmıştır. Civardan gelen haberler köylünün yer yer yağmur duasına çıktığını bildirmektedir.
Liberasyon listesinde değişiklik olacak
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı. Liberasyon Listesinde gördüğü lüzum üzerine yeniden tâdildi yapacaktır. Bu tadilât, şimdiye kadar yapılan tecrübelere, İstanbul. İzmir Ticaret Odaları, Tiiocar Demeği. Bölge Sanayi Birliklerinin tonkidlerlne göre İcra edilecektir.
Öğrendiğimize göre. Bölge Sanayi Birliği, sanayide kutlanılan ham maddelerin daha geniş Ölçüde temini için, Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına bir rapor vermiştir. Hafta içinde Bölge Sanayi Birliğine mensup zevat, bu hususta daha yakından İzahat vermek İçin An karaya gidecektir.
Liberasyon Listesinde tâdil At yapılırken, dünyanın ham madde buhranı karşısında, İthalâtçıya yeniden kolaylıklar gösterileceği ümit olunmaktadır.
Ulu
Bir maketle münasebetiyle
Kooperatifçiliğimiz
Yazan : Şevket EVLÎYAGÎL
ko-
karşısına engel çı-ürkütme-nesil, ta-
QAZETEMtZÎN kurucusu 13 '"kasım 1950 tarihinde bu sütunlarda çıkan bir yazısında operatifçiliğimize temas etmişti.
Bu makalede kooperatifçiliğin bizdekl şekil değiştirmesi ele a-lınıyor ve içinde bulunduğu şartlara temas edilerek "îyl gayelerle vücude getirilmiş olsa bile birer hükümet dairesi halinde çalışan kooperatiflerin verecekleri yemiş hiçbir surette İstediğimiz şey olamaz.,, dendikten sonra: “Biz daha ileri giderek bu tarzda çalışan kooperatiflerin memlekette bu gibi teşebbüslere karşı fena bîr propaganda yaptığını ve hususî kooperatifler İçin de hem bir manla, hem de çok ürkütücü bir örnek teşkil ettiğini söylemek isteriz.,, hakikati ortaya konuyordu.
Aynı makalede normale dönmek için bazı tavsiyeler de vardır. Ezcümle şunlar söyleniyor: *1 — Hiçbir parti politikasının tesiri altında kalmadan memleketimizde mevcut koope-ratifçilerden istifade etmek ve ayrıca hariçten, bu işlerde ameli olarak çalışmış bir kaç mütehassıs getirerek vaziyeti takviye etmek.
2 — îkttaadı hayatımıza hâkim olan yeni neslin devlet tarafından bir karmamak ve onlan mek. Çünkü bu yeni
tihsal ve satış haşatımız da artık eski usullerden ayrılmak ve yeni hayata uyacak bir usûl takip etmek zaruretinde olduğumuzu takdir etmektedirler.
3 — Hususî bankalarımızın bu defa hükümet emriyle değil, sırf bankacılık zihniyetiyle hareket ederek, yeni doğacak kooperatifleri kredi noktasından desteklemelerini temin etmek.,,
Gerçekten, İktisat ilminde kooperatifler, kendi kendisine yeten yardım organizasyonlan olarak tarif edilmektedirler. Kooperatif demek müşterek çalışmak demektir. Daha geniş anlamlyle* kooperatifler, âzasmın istihsal veya istihlâkine yardım etmek nıaksadiyle, insanların zati, müşterek işletmeler etrafında çalışmak üzere serbestçe ve Lktısa-den bir araya gelmeleridir...
Şu son tarifteki unsurlan izah etmeye çalışalım:
1 — Kooperatifler iktisadi teşekküllerdir. Yani musikişinaslar bir araya gelirlerse bir kooperatif vücude getiremezler.
2 — Kooperatifler İktisadî şahıs teşekkülleridir. Yan! kooperatifler esas itibariyle birer sermaye teşekkülü değildirler. Yahut burada mühim unsuru ser-
maye teşkil etmez. Azanın sayısı ehemmiyetlidir. Başka bir deyişle, bir sermaye şirketi, sermayesinin arttığı nispette bir kooperatif İse Aza adedinin arttığı nispette önem kazanırlar.
3 — Kooperatifler serbestçe kurulmuş olan iktisadi şahıs birlikleridir. Yani, kooperatiflere giriş, çıkış serbesttir. Nizamnameleri serbesttir. Rey serbesttir. Bir kimse İsterse kooperatife â-za olur. İsterse olmaz. Kimse İcbar edemez.
4 — Kooperatifler birer İşletmedirler. Çünkü ticaret hukuku bakımından birer tacir sayılırlar. Azalan bu İşletmeler etrafında toplanmışlardır.
5 — Kooperatifler âzaî arını İstihsal ve istihlâk bakımından teşvik ederler. Yardım ve himaye ederler. Bu bakımdan kooperatifler bazılarının zannettikleri gibi birer hayır müessesesl değildirler. Çünkü, kooperatife dahil olan bir Aza, ondan bir şey arzu eder. Kredi kooperatifinde ise kredi bekler, yapı kooperatifinde ise bir bina bekler v.s. Yardım birliklerinde ise Aza bir şey beklemez. Bir Kızılay Azası-nm Kızılaydan şahsan beklediği bir menfaat yoktur, o-lamaz. Kooperatifleri içtimai bakımdan ele alırsak bu birlikler için (egoist) birlikler de diyebiliriz. Bu nokta, kooperatiflerin bariz vasıflarından birisidir.
Bu suretle kooperatifçiliğin muhtelif unsurlarını kısaca gözden geçirmiş oluyoruz. Bu unsurlardan bir tanesi eksik olursa, (eksik kooperatif) tâbir edilen tiplerle karşılaşmış oluruz. Gazete kurucumuzun giderilmesin! istediği kooperatifler de işte bunlardır.
Çünkü, bizdekl kooperatifler umumiyetle böyle eksik kooperatiflerdir. Meselâ, ziraî kredi kooperatiflerimizde çıkışlar, tahdit edilmiştir.
O halde her sahada olduğu gibi bu sahada da yeni hamleler yapmaya ihtiyacımız vardır. Yukarıda bahsettiğimiz makalede de söylendiği gibi, “Dünyanın en verimli topraklarına» en güzel iklimlerine malik olan bir memleketin ilerlemek ve kazanmak hak ve şansı çok fazladır. Şimdi bizim için yapılacak en mühim İş. bu haktan istifade etmek ve şansın gelmesini oturduğumuz yerde beklemiyerek bize mutlaka yaklaşmasını temin etmektir.,,
Kooperatifçiliğimiz üzerinde ısrarla durmak, memleket menfaatleri bakımından, devletten ziyade fertlere düşen önemli bir vazifedir.
HABERLER
KISA
Mersin, İskenderun limanlarından ihracat
dört esaslı mesele
Sterlhif; mcnıMtofleri
A Torquay, 18 (Hususî) — İngiltere ve dört imparatorluk devletî sağlam para memleketlerinden ithal edilen maddelerin üstündeki tahditleri kaldırmayı düşünmektedirler. Dünya Ticaret ve Tarife Konferansındaki beş mümessil bu meseleyi kendi hü-
kümetlerine de bildireceklerini söylemişlerdir.
Bu beş memleket: Britanya, Avustralya, Seylan, Yeni Zelanda ve Güney Rodezyadır. Milletlerarası Para Fonu ve dört memleket sözcüsü şimdiki dünya vaziyetini göz ö-nünde
kaldırma pılmasını İngiltere.
25e tanda
kendi milletlerinin ma programlarına göre yeni mesuliyetleri olduğunu bildirmiştir.
İktisadi işbirliği Kömür Konferansı
tutarak bu tahdidi işinin tedricen ytu teklif etmişlerdir. Avustralya ve yeni mümessilleri ise silâhlan-
★ Cenova. 18 (Husus!) — 19 memleketin delegeleri Ceno-vada toplanarak Avrupamn kömür meselesini görüşmüşlerdir. Birleşmiş Milletler E-konomi Komisyonuna bağlı bu kömür komitesi, silâhlanma programı yüzünden ortaya çıkan kömür açığım nasıl kapatacaklarım tetkik e-decektir.
*
★
★
İştirak eden devletler arasında Avrupada üçüncü derecede kömür ihracatçısı olan Polonya, Çekoslovakya. Yugoslavya» Amerika, Britanya, Fransa ve diğer Marshall Plânı memleketleri vardır.
Frankfurt Otomobil Sergisine İştirak edecek memleketler
Frankfurt» 18 (AP) — Gelecek sene Balı Almanyanın ilk milletlerarası otomobil sergisine İştirak edecek olan 17 milletin arasında İngiliz otomobilleri en fazla yer tutmaktadır. Başlıca altı İngiliz fabrikatörü otomobillerini teşhir edecektir. Buna kıyasta Amerika beş. Fransa, 1-talya ve Çekoslovakya iki fabrikatör tarafından temsil edilecektir. İlâveten 29 firma otobüs, kamyon teşhir edecektir.
İn gll talerin ham pamuk ihtiyacı
Ticaret Wilson, Ameri-
Londra, 18 (AP) — Heyeti Reisi Harold Avam Kamarasında kanın îngiltereye tahsis et-
tiği ham pamuk miktarının kâfi olmadığını söylemiştir. Başbakan Attlee’nin üstünde durduğu gibi, VVashington.. daki İngiliz mümessillerin, memleketlerinin menfaatlerini daha iyi korumaları icap etmektedir.
Lancashire pamuk fabrikatörleri, sonbaharda Amerikanın gönderdi#! ham pamuk tahsisatı azaldığından beri kıtlık çektiklerinden dolayı şikâyetçidirler.
Bonn ekonomik plânlan
Bonn, 18 (Hususî) — İktisadi İşbirliği İdaresi Avrupa Konseyi. Almanyanın ekonomik reformu hakkındaki plânı tasvip etmiştir. Avrupa Tediye Birliği 120 milyon dolarlık husus! bir kredi aç-
Tarım yayın büroları
Tanm Bakanlığı, yurdumuzu on bir tanm bölgesine ayırmıştır. Her bölgede köylüyü tenvir etmek, ona makinelerle tatihsa- | lâtı öğretmek maksadfyle bir | yayın servtal kurutacaktır.
öğrenildiğine göre, her bölge-nin başında o havalide en fazla istihsal edilen ziraî madde üze. rinde İhtisas edinmiş bir ziraatçı yayın eksperi bulunacak ve bu bölge âmiri elindeki ^aym eksperleri ile sık sık temas ederek köylüye süratle yetiştiril, mesi lâzım gelen bilgiyi tesbit edecektir. Husus! surette yetiştirilmekte olan yayın eksperleri de bu bölgeler dahilinde kendilerine ayrılmış mmtakalar-daki köylerle teması muhafaza ederek köylüye her türlü zira! modern malûmatı verecekler, o-na Uvfliy ekrde bulunacak terdir
Adana. 18 (Hususî) — Son ÜÇ. beş gün zarfında Mersin ve İskenderun Limanlarına gelen yabancı vapurlar muhtelif memleketler için ticari eşya almaktadırlar. Bu meyanda Mersin Limanına uğrayan İtalyan bayraklı Trevlso Vapuru 331 ton pamuk. 30 ton çuvallı fasulye almıştır. İsveç bayrağı taşıyan Holmlaland Vapuru da, aynı limandan 790 ton pamuk, 160 ton da çlğid küspesi yüklemiştir. Mersine 15 ton hurma, 5 ton kına getirmiş olan Mısır bayrağını hâmil Zamalek Vapuru ise 197 baş sığır, 90 ton da muhtelif ticari eşya atarak ayrılmıştır.
Mersinden 1750 ton pamuk a-lan Türk bayraklı Kanal Şllepi de, uzun senelerden beri ilk defa olarak. Doğu Japonyaya hareket etmiştir. Kanal Şllepi hareketinden evvel. bu uzun ve çetin yolculuk için lüzumlu tedbirleri almış, mal etmiş, rur ve hüratı nından Mersin
Türk şileplerinden külliyetli miktarda pamuk tahmil etmiştir.
Bir İtalyan şllepi de İskenderun Limanına 750 ton çimento getirmiş, aynı limana uğrayan İsrail bayraklı MeLr Dizengoff Vapuru ise Amerika için 900 ton çeşitli ticari eşya yüklemiştir. Bir İsveç şllepi de mühim miktarda krom almıştır.
SUmerbank hesabına Anvers-ten çeşitli malzeme getirmekte olan Rize Şllepimizden lakende-runa çekilen bir telsizle» Cebe-litank'ı salimen geçtiği bildirilmiştir.
noksanlarım tk-denizcllerimizin sÜ heyecan İfade eden teza-arasında Mersin Lima-yola çıkmıştır. Keza Limanından yük atan Nazar da,
Atlantik Konferansı
Konferansta, kauçuk ve kalay gibi maddelerin tevzii görüşülecek
VVashington, 18 (U.P.)— Atlantik Paktına dahil memleketler için kâfi miktarda bakır, kauçuk, çinko ve kalay sevkıya-.tiyle Ugill meselelerin görüşülmesi maksadlyle, burada yakında konferanslar yapılacaktır. Amerikan Ticaret Bakanlığına bağlı muhtelif daireler bu hususta gereken hazırlıkları yapmakta, diğer taraftan İngiltere ile bu mevzuda temaslar yapılmaktadır.
mıştır. Bu sayede Almanya, Avrupa Tediye Birliğinde mevcut olan İhracatından çok fazla olan ithalâtım a-yarlamaya çalışacaktır.
Süveyş Ranalı meselem!
â
★
Kahire. 18 (Hususî) — Norveç ve Amerika, tngilterenin tarafım tutarak Mısırın Süveyş Kanalından geçen gemileri bazı tahditlere tâbi tutmasını protesto etmiştir. A» merikan Sefarethanesinden ve Norveç Sefaretinden Mısır Hükümetine raporlar verildi. Aynı zamanda Amerikan Sefiri Jefferson Caffery, Mısır Dışişleri Bakanı tbrahim Farag ile buluşarak 48 saat İçinde ikinci defa olarak Uzakdoğu meselesini görüşmüşlerdir.
Avrupa, silâhlanma işlerine hız vermezse Amerika, askerî yardımı kesmek niyetinde
VVashington Hususi Muhabirimiz G. H. Martin bildiriyor
VVashington, 18 — Truman-Attlee görüşmeleri sona erdikten sonra dört mesele muallâkta kalmıştır.
Evvelâ Amerikan Hâriciyesinin ileri sürdüğü Çine karşı kısmî harp meselesi. Bu kısmi harp, Birleşmiş Milletlere ellerini kirletmemek imkânını verecektir. Bununla beraber askeri şefler bu fikri yakından tetkik ettikçe gerçekleştirilmesi ne kadar müşkül olduğunu anla maktadırlar. Kısmî harbe muarız olan îngllizler. Amerikan genelkurmay İdarecilerinin de bu fikre itiraz ettiklerini görerek memnun olmaktadırlar. Truman ve Attlee neticede bütün meseleyi müşterek tnglliz-A-merikQ.n genelkurmaylarına havale etmeye karar vermişlerdir. Galip bir İhtimalle askeri harekâta girişilmeden bir harp hali ihdas edilecektir. Fakat her ne olursa olsun Koredeki vaziyet aydınlanmadan hiç bir karar verilmiyecektir.
tklnd mesele atom bombası dır. Bundan şimdiye kadar müp hem bir surette bahsedilmiştir Londra ve VVashington görünü §e göre, hiç bir taahhüt altına girmemek şartiyle bu hususta İstişarede bulunmaya karar ver mişlerdir. îngiLlzler atom bom basının Sovyetler Birliğine kar şı kullanılması meselesinde A merikalılaruı kollan m bağla mak niyetinde olmadıklannı bildirmişlerdir. Bu noktada Bir leşik Amerika hareket serbesti ligini muhafaza etmektedir.
Üçüncü meseleyi iptida! mad deler teşkil etmektedir. Bu hu sustaki anlaşmamn esas hatla n çizilmiş olmakla beraber tah slsat ve altı mühim iptidaî mad de fiyatlarının kontrolü için tat bikı icap eden sistem tesbit o lunmamıştır. Bakır, çinko, pa muk ve kükürt gibi dört esasi iptidai maddenin Birleşik Ame rikanın, diğer iki maddenin ya nl kauçuk ve kalayın İngiltere-nin kontrolü altında bulunduğu nu hatırlatalım. Yapılan milza kereler esnasında Atlantik Pak tına dahil olmıyan memleketle rin de iptidai maddelerin anlaş ma ve kontrol sistemi içine a hrum ası lâzım geleceği anlaşıl mıştır. Bilhassa Avustralya yün piyasasında ve Şili bakır piya sasında hâkim bir rol oyna maktadırlar. Fransa her halde büyük bir ortak olacaktır.
Amerikadaki Fransız teknil mahfillerinde bu işde hayal in ki sarına uğrandığı gizlenilme-mektedlr. Bu mahfillerde» bir iptidaî maddeler Atlantik ofisinin ihdası fikri Fransa tarafından ortaya atılmış olmasına rağmen bu memleket müzakerelerde hazır bulunamadığı için Üç taraflı geniş bir anlaşma yerine İkinci Dünya Harbinde olduğu gibi bir Îngiliz-Amerikan anlaşması karşısında kalındığı • na işaret edilmektedir.
Dördüncü mesele. îngilterenln silahlanmasıdır. Filhakika bu iş lâyıkiyle aydmlanmamıştır. Amerikalıların îngilizlerden istedikleri silâhlanma gayreti ile tngilizlerin sarfetmek niyetinde bulundukları gayret arasında üç milyar dolarlık bir fark mevcuttur. Bu fark büyüktür, tn-gilizler ekonomilerinin muayyen
hadleri olduğunu ve Amerikalılar tarafından istenilen gayret, sarfedemiyeceğinl Washlngton*a anlatmışlardır. Bununla beraber Ingilizler, Amerikalıların bir buçuk milyar dolar raddesinde olan bu munzam masrafın yansım üzerlerine almaları şartiyle daha büyük bir gayret göstermeyi kabul etmektedirler. Ache-son’ı dış politikasına kuvvetli bir fren darbesi vurulduğu şu sırada bu paranın ehemmiyet»
küçümse nmemektedir.
Attlee galip bir ihtimalle A* merlkalılardan bir vait koparmaya muvaffak damadan memleketine dönmüştür. Bilakis Rota Truman'ın kendisine, Avrupa devletleri silâhlanma yolunda ciddi bir gayret göstermedikleri takdirde Kongrenin Avrupa İçin yeni askerî tahsisat İstenildiği zaman bunu reddetmesi İhtimali bulunduğunu söylemiş olduğu muhakkak addedilmektedir.
I
General Mac Arthur ve 8 tnd orda lannandanı General Koredeki askeri durumu gözden geçirdikten sonra birlikte dırıLan çıkıyorlar
Sanyer îcra Memurluğundan
Anahit Şirin. Yevkine. Anna, Stilyanl, Haykanoş, Kopper, Ha-çik Şirin, Serpuhi Kalpakçıyan ve Artln Muratyanlarua şayian mutasarrıf oldukları Sanyerde Yeni Mahallede, ikine! yeni sokakta eski 3 mükerrer kapı No. lu ve 316 metre murabbaı mesa-halı ve 3160 lira hammenel! arsa zımnında yapılan sonunda 30.3.1950
(bin) lira bedel mukabilinde ihale edilmişse de gerek birinci İhale edilen ve gerek ondan sbnra en çok teklifte bulunan müşteriler almadıklarından mezkûr gayrimenkul; îcra ve İflâs Kanununun 133 üncü maddesine tevfikan 7 gün müddetle yeniden açık art-
kıymeti mu-şuyuun izalesi açık arttırma tarihinde 1000
T 8/XII/1950 Pazartesi
KAMBİYO ve ESHAM
YABANCI BORSALAR
İzmir Ticaret Borsası
İstanbul Ticaret Borsası
Kilosu
Satışlar
Bugün
29.08
Ofla D.
Buğday
73.—
72.25
32.20
sert D.
Buğday
34.20
yumuşak D.
Buğday
19.»
Mısır beyaz D.
Mısır san D.
S
Fiğ D.
W
Adana Ticaret Borsası
38
33
35.10
40
170
t»
Çeviri çl na türel
320 —
312
150
180
150
1»
Altınlar
w
58
Şirket Tahvilleri
140
148
400
3»
50.—
Koyun derisi tuaTa
2»
Şirket Hisse Senetleri
Keçi derisi tuşlu kura
360
fiyatlardır.
>• (IJ
140.—
17.—
1
100
100
100
100
100
100
100
100
100
325.—
325.—
28.90
42.60
tiOD
Kapanış
432. 400.
124.—
31.—
6—
5.60
Külçe Yeril Gr. Külçe Dogussa.
Cumhuriyet
Reşat ..—.
Hamli ......
Gulden 1nglüx ...—
Frantnt kok NapolOon LU « Ia vie.ro
Fındık iç
Beyaz peynir yağlı
Fasulye çalı Çul
Ayçiçeği tohumu D.
Ceviz kabuklu
Kuş yemi Çu.
Fasulye, barbunya Ço_
Lor peyniri
Pamuk yağı rafta*
Sadeyağ. Vakfıkebir
Tiftik dert
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
410.— 375.— 340.— 340.—
%5 %5
«Tcû %5
%4
(r(>6 %6
%e
^6
%6
%6 %7 W
%7
%7
%7
%7 %7 %7 %7
üzüm çekirdeksiz No.9 incir A scnaı No.- ..
tnelr (4 serisi No. 108 Pamuft Pamuk Pamuk
Pamuk
Pamuk
Pam ılı
32.40
37.80
Kuruş Kuruş
Slvaz-hlrzv
• • II
Demiryolu Demiryolu Demiryolu Müdafaa Müdafaa M üdaf oa Müdafaa
21 —
110.30
r.C- Ziraat Bankası Anadolu D.Y. Tertip A/B.
'* ...........
w Mümea Send
32.50
37.60
“7.85.50
280.30
0.80
64.03
5.60
54.12.50
73.68.40
0.44 128
0.01.876
9.73.90
Keçfkıh
NOT: Bu fiyatlar. Ttenret Borsfunndtı tencü edilen
fc^ıo kur Lira
€72
Hınncı aJulib
IkincJ ,, Üçüncü Akala _________
B'nno Akala vâdel) Hazır ..................
İkinci Akaln yagmuı v©mi/
Yeril ............
BugUP Lira
472.—
Stertlng ......
Dolar Fr. Frangı tsviçre Fr Beıçıkü Fr İsveç Kr. Florin ....... Liret ••••«••••• Drahmi • tüecoudoa ...
• ••
Kapanış
"7.8&80
286.30
0.80 64,03
5.60
54.12.50
73.68 40
0.44.128
0.01.876
9.73.90
Akala i M
Akala n M
Akala» I1L.
eril •••••«••••••ta vağı (raftnej . '♦eklrdeğl ......
r.C. Merkez 3anKası Türkiye ta Uank/un Türk Ticaret Bankası
Arriftn \ımentr ..........
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
Organı .....
1938 tkramlyeü Milli M Utlar aa 1 ....^», »941 Demiryolu tV • 1941 Demiryolu V k/2 1949 İkramiyen 1941 Demiryolu VI Kalkınma 1 ~~
Kalkınma □
Kalkınma Lll
UM* istikrazı 1
194b istikram 11 .»«•
1949 istikram 1 ....
Mili) Mttaalaa LV 1934 1934
L941 1941 1941 «dilil Milli Millî Milli
22.45
19.90
20.10 100.—
05.—
96.65
97.00
97.90
95 10
05.30
97.70
97.40
96.60
20.20
21.05
20.—
20.25
21.—
20.60
19.90
20.70
20.00
20.—
New-York Borsası
Düd kut
Btığdny (Buşcll—Sent) —
Sert Kış mahsulü No. 2 275.— 275.—
Kırmızı Kış mahsulü No. 3 M... 282.— 249.—
Pamuk Mlddllng (1 Jbre»f=8enı>
Aralık 41.60 41.55
Mart —.ta.—.... —*...M 41.58 4.1.64
41.05 U.28
Tiftik tldbree!-Sent) 150- 135.15 135.15
Teknas No. 1 135.—
Fındık (Libremi-rS^nt)
Kabuklu yeril iri «M
•• orta M
Lovant 1c ithal moh > 63.- 59.-
Ekstra iri »ç ıthaı malı »iâ- 65.-
Ruru tistim (Libremi —Kent) ....
Thompson çekirdeksiz seçme U V4 U V4
Reteo robanın ( Bu— Dolar)
Mlnneapolle —— a.® 8.®
Halay (bro=Scnt) 140.— 142.—
Levha-teneke (100 libre 'talar) 1.80 7 80
Londra Borsası
Keten tubama (Tona—8terUug) •
Bombay 72.08 73.—
73.—
Ter fısttğı Hindistan 79»—
Bradford Piyasası
Tiftik »yi mal MbreeA=Fiyat) •. | ■■ —
•• 8ıra moti “ " — (■»
Tün Anadolu " " —
*• rrakva * " . 1 —
İskenderiye Borsası
Pamuk (Hantan=TallflLn) 1
Aahmounı Kısa -uyafb F/G. .. 144.— 145.—
Karnnk Uzun elvaflı F'G 143.- 140.40
950/*
tırmaya çıkarılmıştır.
25.12.1950 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 14-15 arasında B-Derede Sanyer îcra Memurluğunda yapılması mukarrer olan son arttırmasında bu gayrimenkul en çok pey süren namına ihale! kafiyesi icra edilecek tir.
Arttırmaya iştirak edeceklerin kıymeti muhammenenin yüzde yedi buçuğu nispetinde pey akçesini satış başlamadan evvel icra veznesine yatırmaları lâzımdır. Yine bu gayrimenkula almaya talip olanlar satış başlamadan evvel dosyayı ve şartnameyi tetkik etmiş ve gayri-menkulü görmüş ve beğenmiş sayılacaklarından ba hususlara matuf itirazlan dinlenmez.
îşbu gayrimenkulun hu Hâk'la ve şartnamesinde yazılı olduğu Üzere satılacağı İlân olunur.
(17502Jİ
Kupon getirecek okuyucularımın
Gazetemizin Tahsil Kupoo-larlyle, ay başından itibaren neşretmeye başladığumz (1.000 Saat) kuponlarını kabul etmek, mukabilinde Irar'» nam a rotanın vermek ve »on-ra da hediyelerin) dağıtmak üzere yeni bir büro tesis etmiş bulunmaktayız. BM im karara sevkeden sebep, okuyucularımızdan bize müracaat etmekte olan büyük kitlenin İşini süratle görmektir. Bu maksatla
•SİT
Galatada, Bankalar Caddesinde, Adalet Hanının 2 nci katında bir daire k ü § a t edilmiştir
1 Aralıktan itibaren
Kur’a numarası, kupon ve hediye için okuyucularımız mezkûr adrese müracaat e-deceklerdlr. Yurdun her tarafından gönderilmekte kupon mektuplarının ne de adresin
olan üzeri-
(YENİ İSTANBUL. Ban kal ar Caddesi. Adalet Hanı kat 2) şeklinde yazılmasını okuyucularımızdan bilhassa rica ederiz.
19 Aralık 1950
YENİ İSTANBUL
Sayfa 5
Yenileşen İstanbul
MEMLEKETtMtZtN en büyük re gürel bir şehri
İstanbul un zaman İhtiyaçlarına sarf edilen gayretler) hepimiz sevgi Şimdi onun 500 üncü fetih senesi yaklaşırken bir çok hazırlıklar yapmak lâzım. îki seneye yakın bir zamandan beri şöyle böyle çalışıyoruz. Ilcnüz hakiki bir karara varamadığımızı ve müspet çalışma imkânlarını bulamadığımızı tahmin ediyoruz. Bu düşüncemizde yanılıyorsak, elbette çok sevineceğiz.
Biz tstanhuhı güzelleştirmek için gayretler sarfederken nesillerden kalma bir âdetten uzaklaşamadık ve dalma ifrat He tefrit arasında bocalayarak İkisi arası bir yol bulamadık.
İstanbul gibi bir ucundan öbür ucuna gitmek Iç.ln uzun bir seyahat üzüntüsü çekilen inişli yokuşlu, İhmallere uğramış bir şehrin birden bire modernleşmesi kabil değildir ve bunu herkes gibi biz de biliyoruz. Fakat, dl£er taraftan bir çok büyük caddeler açarken bunun kıyılarını ve köşelerini gösterecek isimleri bulamadığımızı üzüntü He söylemek İsteriz. Size tesadüfen gözümüze ilişen bir İlânda şu cümleyi bildirmek istiyoruz, "Beyoğlu Yenişehir Mahallesi, eski Büyük Akarca yeni Akağular Sokak 1354 ada, 18 parsel, en eski 25, eski yeni taj 33 kapı sayılı yer,,
Yeni tstanbıılun okuyucularına, İstanbullulara, ta tan-bulda yaşamış olup da şimdi şu satırlarımızı taşrada okuyanlara soruyoruz. Böyle bir yer nasıl bulunur? Bir şoför, bir tramvay biletçisi böyle bir adres karşısında ne yapar? Yolda rasladığımız bir vatandaş bize bu yeri nasıl tarif ede-bilır?
Bizde olduğu gibi, sokakları girintili ve çıkıntılı olan başka yabancı şehirler de vardır. Fakat onlar dâvalarını çözmüşlerdir. Biz de onlar gibi yapamaz mıyız? îstanbulda yaşaman yeril ve ecnebiye gideceği yeri öğretmek İçin biz hâlâ zahmet çekiyoruz. Burada yol aramak, henüz çok çetin bir İştir, lstanbulu, sokakları kolay bulunur bir şehir haline getirmek, bize öyle geliyor, şehre yapılacak en büyük hediyedir YENİ İSTANBUL
I olan göre yenileşmesi İçin ve sevinçle karşıların.
Demokrasinin kalesi: Ingiliz Parlâmentosu
1941 de bir Alman bombasiyle harap
olan Avam Kamarası eski haliyle açıldı
o
'n eriliz Parlâmentosu Ortaçağdan \alma Westmlnster Hall’a llâvo-cn 1852 de İnşa od İldiği halde» lotlk mimarinin bir çaJbeeıcridlr
ananevi
birinden
muhalefet olmasıdır. Avam Ka-tatbikı, İn-sistemine
Parlâmentonun açılışı ve yeni Avam Kamarasının resmiküşadı, 1392 de II nci Riclıard tarafından inşa ettirilen VVestminstcr Hall'da Kıra! ve Kırallçe huzurunda yapıldı. Gotik tavam ile meşhur olan bu salonu ısıtmak çok zor olduğundan, Parlâmento âzalarının törene palto ile gelmeleri rica olunmuştur
ŞÜPHE
Yazan : Yavuz ismet ANIL.
mükafatın
Kıral her sene Parlâmentoyu açtığı halde, Avam Kamarasına ayak basmaya hakkı olmıyan tek İngiliz vatandaşıdır. Bu sebeptendir ki, Avam Kamarasının (%peaker”lne salâhiyet verdikten sonra, sarayına dönmüştür
Hicri
10 mayıs 1941 gecesi bir Alman bombası İngiliz Parlâmentosunda Avam Kamarasını yıkmıştı. 9 sene müddetle "Parlâmentoların Anası" iki toplantı salonlarının mahrum olarak çalışmalarına devam etti. Bu meyanda bir bilirkişi komisyonu yeni Avam Kamarasının inşaatı ile meşgul oluyordu.
Yeni deyince, eski salona bir değişiklik yapıldığını sanmayın. Asırlardan kalma bütün ananeler aynen muhafaza edildi: Eski Kamarada 615 âzadan yalnız 346 sına oturacak yer olduğu gibi, yenisinde de 625 mebustan üçte birine yer ayrılmıştır, ötekiler ayakta kalır, İngiliz Parlâmentosunun diğer ananevi bir hususiyeti de, salonun iki büyük parti, yani iktidarla için ikiye bölünmüş Bu hususiyetin yeni marasında da aynen gilterenin iki parti
sadık kalmak azminde bulunduğunun bir delilidir. 1931 de İngiltere beş önemli parti say-
dığı halde, bunlar iktidar veya muhalefete meylettikleri nispette, iki baş partiyi ayıran geçidin bir veya Öteki tarafında yer almaya mecburdular.
İngiliz Parlâmentosu diğer demokrat parlâmentoların hiçbirine benzemez. Avrupa ve Amerika Parlâmentoları amfiteatr halinde olup, her mebusa bir yer verdikleri gibi, müzakerelerinin şekli de bambaşkadır. West-minster Sarayında “Speaker” unvanını taşıyan Meclis başkam partilerin hiçbirine mensup değildir. Hatipler de arkadaşlarına bir kürsüden hitabetmezler, dörtbir yanlarını saran kalabalık içinde sağa sola dönüp gayet sade bir şekilde konuşurlar. Hitabet sanatına başvurmak hoşgörünmez. Bu sebeptendir ki, İyi hatip olmayan bir mebus bile kendini dinletebilir. Her me. bus, arkadaşını Ingiliz Milletinin bir uzvu ve onun fikirlerini, görüşlerini, İstek ve şikâyetlerini, menfaat ve dertlerini İfadeye memur bir hizmetkârı olarak sayar ve dinler.
AMERICAN EXPORT LİNES înc., Nevv-York” Limanımızda bulunan
EXTON Vapuru
20 aralıkta eşyayi ticariye alarak
MEW-York - BALTİMORE ve PHÎLADELPHÎA’ya hareket edecektir. Vapur kumpanyası, yolcu ve eşyayi ticariye İçin İstanbul - New-York ve Boston arasında lüks transatlantik vapurlarla yeni bir posta yapacağını sayın müşterilerine bildirir:
EXOCHORDA vapuru 30 aralık 1950 de hareket BXETER n 13 ocak 1951 „
Sayın tüccarlar yukarıda yazılı limanlar için sevkıyatım temin edebilirler. Fazla tafsilât için:
Galata Tabir Handa, 3 üncü katta HAYRÎ ARABOĞ-LU ve Şsi. ne müracaat. Tel: 14993-2-1.
ELBİSE vePALTO DİKTİRİLECEK
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşey
ARALIK 1950
Rumî
VAKİT
Güneş öğle İkindi
Akşam Yatsı İmsûk
19
Salı
VASATİ
K.evvv*
6 1366
I
i
EZA Mî
7.19
12.11
14.30
16.43
18.22
5.34
2.37
7.29
9.46 12.00
1.39
12.52
11.20 CY.
UÇAK - TREN - VAPUR GELECEK OLAN UÇAKLAR 10.40 İzmirdcn.
(Kıbruı) Kahlredon. — 11.50 An*
karadan. 13.10 Balıkeslrden. 14.50 Adana. Ankarudan. — 14.55 S.A-S. (İskandinav) Oslo. Kopenhag, Hamburg, Frankfurt. Münih. Roma, Allnadan. — 15.40 L.A.1 (İtalyan) Rorna. Atmadan. — 16.10 D.H Y. (Türk) Beyrut, Ka-hlreden. — 16.10 Diyarbakır, E-lAzığ, Malatya, Ankarudan. — 23 50 P.A.A. Hongkong, Bangkok, Kalküta, Delhi. Karoşl. Basra. BejruUan.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.30 Ankara Adanaya. — — 9.55 B.E.A. Atina, Roma. Nl«. Londraya. — 10.30 tzmlro. — 11.00 Bahkcfürc. — 12.40 İzmlre. —
13 40 Ankaraya. — 16.25 S.A.S. (İskandinav) Atina, Roma, Münih, Frankfurt. Hamburg, Kopenhag. Osloya.
GELECEK OLAN VAPURLAR
15 30 TareuN. B. Akdenlzden.— 18.00 Meraln, Çanakknlcdcn.
GİDECEK OLAN VAPURLAR
9 00 Bandırma, Mudanyaya. — 10.00 Burea, Ayvalığa. — 12 0u
İzmir iııkenderuna. — 19.00 Seyyar. Karablgaya.
GELECEK OLAN TRENLER
6 25 Erzurum. — 0.45 Toros — 8 50 An İcara Ekspres. — 9 20 Yataklı.
GİDECEK OLAN TRENLER
18.20 Ankara Ekapreal. — 20.05 Yataklı.
(Tarifelerin babersts deMşme-lerinden dolayı meauilyct kubul edilmez).
SİNEMALAR
AI.KAZAR (42562) 1 — Ali Baba Kızlar Punn iyon «ında. 2 — Vaskor Vüdrrln köpeği AR (44394) Johny Bclinda (3 ün cü hafta).
ATLAS (40835) Celtfe Açılıyor ELIIAMKA (42236) i — Periler Dünyam. 2 — Zafere Doğru. GÜREL 1 — Bir Yedmenin Romanı (Türkçe). 2 — Gecenin Gözleri.
İNCİ (H4595) îvojlma Yanıyor. İPEK (44289) Fedailer LALE (43595) Johny (Türkçe).
MELEK M0H68) Aşkın SARAY Yunan Opereti.
HUATl’ARK (83143) 1 — Kızıl
Nehir. 2 — Singoalla Çingene Kızı
SÜMER (42851) Aa Pirinç (Su are).
SARK (40380) Adalet Kurbanı SÎK 143726) 1 - Kaptan MefU to. 2 — Debget DJyan.
Alayı. Bcllndn
Mucizesi
TAKStM (43191) Eatergon Kalesi TAN (80710) Acı Firhıç (Suare) (Türkçe).
ÜNAL r alılar yat
YENİ
mun Adam. 2 — Genç Kız Kalbi.
YILDIZ (42847) Aa Pirinç (Suare).
(49306) 1 — Gönülden Ya (Türkçe). 2 — Lüks Ha
(84137) 1 — Tarzan May-
İSTANBUL
ALEMDAR (23863) 1 — Kahra man Yahudi. 2 Hileli YoL AYSU (21917) 1 — Cani Kaçıyor 2 — Singoalla Çingene Kızı.
AZAK (23542) 1 — Zaferden üstün. 2 — Cehennem GeçidL
ÇEMBBBLİTAS (22513) 1 —
Parmaksız Salih. 2 — İs tan buJ
Geceleri.
EMRE 1 — Kimsesizler. 3 — Kara Şeytan.
HALK (2)904) 1 — Ret Açıkgöz Tarzan D>yn rında. 2 — Buffaio-Itllln intikamı.
İSTANBUL (22367) 1 — Haydut A«kı. 2 — Ormanlar Kıraİınır înilkamı (Türkçe).
KISMET (26654) 1 — Kahveci
Güzeli. 2 — Kanlı Aşk.
MARMARA (23860) 1 — Kahra man Yahudi. 2 — Hileli YoL MİLLÎ (22962) 1 — Kan 2 — Karımı Arıyorum.
TURAN 1 — Zaferden
2 — Cehennem Geçidi.
YEN! (Bakırköy 16-126)
düren Buse. 2 — Hint Esrarı.
PARK (11131) Yılmaz Reis s US (11071) Bırakılan Çoculc SÜMER Kara Canavar.
ULUS (22294) Deniz Kurtlan. YEN t (14040) Jandark.
GAR GAZİNOSU Brynans Re vüsü.
ANKARA PALAS Pavlyonu Vi yana Atraksiyon Orkestralı, Gc-za Şeydi İdaresinde.
SÜREYYA PAVİYONU İspanyol Orkestrası.
KÜÇÜK Melekler ve Şeytanlar. BÜYÜK Temsil Yok.
İZMİR
ATLAS Sokak Kızı Kitty. EI.IIAMRA Üç Silahşorlar. L.VLE 1 — Memnu M'ntakn 2 — Ormanlar Perisi.
MEI.EK 1 — Kanun Harici. 2 — Bu Gece Seninle.
TAN ) — Memnu Mınlaka. 2 — Ormanlar Perisi.
TAYYARE Harman
YENİ 1 - Tarzan lam. 2 — Bufalobll
TİYATROLAR
tSTANBU L BELEDİ YESİ
Şehir Tlyutrolnrı
Suare 20.30 da
DRAM
Şafakta gelen kadın
Alojandro Cusona
Sona.
Maymun Şarkını.
A
Dâvası
üstün
1 — öl-
KADIKÖY
HÂLE (Kadıköy) (60112) 1 -Zafer Abidesi. 2 — Kırallçe Krlatln.
OPERA (68821) 1 — Karışık Üs ler. 2 — Denizlerin SevKİlİMİ. SÜREYYA (60862) 1 —
Ateşi. 2 — Dell Gönül.
VELDEÖtRMENİ 1 —
Çocukları (Tilrkçe). 2 — Kollu Kahıam&n.
ÜSKÜDAR
SUNAR 1 — Cennetin Anahtarı 2 — Vahşi Koşu.
ANKARA
ANKARA (23234) Jandark.
BlİYl'K (1M32> Üfl SIlAhçorlar (Devamı.
CEBECİ (13816ı Üç SIlAhşorlnr
Devler
Fakir Demir
İTFA
I Y E
Ankara 00
İzmir 2222
K köy 60872
R
A
Beyoğlu 44644
İHtanbul 24222
Üsküdar 60945
Karşıyaka 15055
SIHHİ İMDAT
İstanbul Beyoğlu Anadolu yakanı Ankara
İzmir
44998 6053ö
91
2251
ECZANELER
•ı
Yazan:
Türlcçcsl: Cahit Irgat vc M. Tükman Tolf.; 42157 KOMEDİ KISMI Temnil yok.
EMİNÖNÜ: Sadullah — Yorgl (Unkapanı) — Arif Neşet (Alemdar) — Asadur (Gcdikpaşa).
BEYOĞLU: Hasköy (Hasköy)— Yeni Turan (Kasımpaşa) — Kin-yoll (Merkez) — Sıhhat (Merkez) — Kemal Robu) (Taksim) — Fındıklı (Galata) — Tunu (Galata) — Asım (Şişil) — Nişantaşı (Şişli).
FATİIÎ: Üniversite (Şehzndeha-şi) — Elem Pertev (Aksaray)— Yedlkule (Samatya) — Hamdl Emccn (Şehremini) — Ekilme kapı (Kara gümrük) — Orhan Av-Ciofclu (Fener).
EYÜP: Eyüpsultan.
BEŞİKTAŞ: Vldln — Yeni (Orta köy) — Arnavutköy — Merkez (Bebek).
I
TENİ SE8
TİYATROSU
2.45 te
Afrodlt
Tolefon: 19309
Mü A MM ER KARADA TİYATROSU Trrkos Evleniyor.
D
Y
0
KADIKÖY: Halk — Kızıltopmk — Göztepe — Bostancı — Selimiye (Üsküdar)
BÜYÜKADA: Halk.
IIFYBELtADA: Halk.
ANKARA: Sebat — Yenişehir— Cebeci.
İZMİR: Ego (Basmahane) — Al-tancak (Alsancak) — Hilâl (Kc-meral tı) — Aart (Eşrefpaşa) — Karantina (Yalılar).
L
A
R
P. T. T. Meslek Okulu
Müdürlüğünden :
1 — Okulumuz öğrencileri İçin 150 takım elbise ile 93 pa1t( dikimi kumaş ve astan İdareden verilmek ve diğer bütün malzeme müteahhide alt olmak üzere açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedel 3112 lira 50 kuruş olup geçici teminat 233 lira 44 kuruştur,
3 — İstekliler şartnamesini Kumkapıda P.T.T. Meslek Okulu Müdürlüğünde görebilirler.
4 — Eksiltme 25.12.1950 pazartesi günü saat 10 da okulu-
muzda toplanacak olan alım satım komisyonunda yapılacağından, isteklilerin belli gün ve saatte 2490 sayılı kanun gereğince lüzumlu belgeleri ve teminat makbuzlariyle komisyonda hazır bulunmaları. (17019)
Açık Eksiltme İlânı
İstanbul Defterdarlığından :
Keşif bedeli Geçici teminatı Ura Krş. Lira Krş.
29983
21060
17500
83
38
00
2250
1579
1312
00
53
50
günü sa-eksiltme
Ticaret ve Kule-
Defterdarlık binasında yaptırılacak onarma İşi. (Dosya No. 516-845) Kulekapı Maliye Şubesi (Beyoğlu Vergi Dairesi) binasında yaptırılacak onarma işi (515-10201)
Kartal Maimüdürlük binasında yaptırılacak onarma işi (5213-576)
Yukarıda yazılı onarma işlerinin 3.1.1951 çarşamba at 15 te Milli Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda açık ile ayrı ayrı ihalesi yapılacaktır.
İsteklilerin teminat makbuzları ve 1950 yılına alt Odası belgeleriyle bir kalemde en az Defterdarlık binası
kapı Şubesi İçin yirmi beş bin ve Kartal Malmüdürlüğü için on beş bin liralık bu işe benzer İş yaptıklarına dair eksiltme gününden (Araverme günleri hariç) üç gün evvel vilâyet makamına müracaatla alacaklıları ehliyet vesikalarlyle birlikte ihale gün ve saatinde komisyona, keşif ve şartlaşmalarını görmek ve imzalamak İçin de sözü geçen müdürlüğe başvurmaları. (17079)
Devlet Örmen İşletmesi
Eğridir Müdürlüğünden
ANKARA:
7 28 Açılış v© prourram. — 7.30 M. S, Ayan
— 7.31 Valü Festival orkostrası çalıyor (pl), —
7.45 Haberler ve hava raporu — 8.00 Şarkılar, türküler (pl), — 8.25 Günün programı 8.30 Hafif müzik (pl). — 9.00 Kapanış.
12.15-13.15 Aakor Saati. (16 m. 83 - 17840 Kc/e TAV. kısa dalga poMtaeiyıe beraber yayın). — 12.15 Memleketten aelûrn. — 12.30 özel program (Aaherln İMtedlgl havalarla). — 13.00 Haberler.
— 13 15 Orkestra parçalan (pl). — 13.30 öğle Gazetesi. — 13-45 Hafif şarkılar (pl). — 14.00 Hava raporu, akşam programı ve kapanış.
17.58 Açılış ve program — 18.00 M. S. Aya-n* — 18-00 Şarkılar. — 18.30 Radyo nal on orkeıı-traaı. — 19 00 M. 6. Ayan ve haberler. — 19.15 Tarihten bir yapralc — 10 20 Yurttan »ödler. —
19.45 Radyo ile İngilizce. — 20.00 Gaepar Cassodo
çalıyor (pl). — 20.15 Radyo Gazeteal. — 20.30 İncesaz (Acemaşiran faslı), — 21.00 Temnll. — 21 (5 Serbeat saat. — 22 (M) Konuşma — 22.15 Dam parçalan (pIL — 22.45 M. S. Ayarı ve
haberler. — 23.00 Program ve kapanış.
ANKARA:
12.57 Açılış vc programlar. — 1X00 Haberler. — 13.15 öğle konHrrl (pl). Nicola Rimski -Korsakof.. "Altın Horoz», süiti. Pistro Mn/ıcag-nl.. "Cuvüllerla Ruutlcnna,, oporaaındnn inter-mezzo. — 13 15 Şarkılar. — 11 20 Konuşma. — 14.30 Şarkılar (pl). — 14 15 Programlar ve dana müziği (p|). — 15.00 Kapanış.
17 57 Açılış ve programlar. — 18.00 Duna
müziği (pD — 1B.30 Türkülerle Doğu gezisi. — 19 00 Haberler. — 19.15 Kıaa şehir haberleri. — 1920 Gitar kuarteti konseri. — 19.40 Şarkılar
• Akllo Artun). — 20 15 Radyo Gazotcel. — 20.30 Müzik dünyanından çeşitli Örnekler (pl). — 21.10 İleri Türk Musikini Konaarvaluvan konseri. İdare eden: LA İka Karabey. — 21.50 Konuşma (Şiir dünyamız)» — 22.00 Saz önerleri (Eni-ae Can, Fulya Akaydın). — 22.2ü Oda müziği. — 22.45 Haberler. — 23.00 Programlar ve dana müziği (pl). — 23.30 Kapanış.
s
I
1 — İşletmemizin Cire bölgesinin Eğridir istasyon istif yerinde mevcut 2304 adede denk 257 metreküp 053 deslmetrcküp çam kerestesi üç parti halinde 4.12.1950 tarihinden İtibaren on böş gün müddetle açık arttırma suretiyle satışa konmuştur.
2 — Açık arttırma 27.12.1950 çarşamba günü saat 15 te işletmemiz binasında toplanacak komisyon önünde yupılacaktır.
Beher metreküpünün tahmin! bedeli 110 liradır. Her parti İçin %7,5 hesabiyle muvakkat teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartname Ankarada Orman Genel Müdürlüğünde, tzmlr, Eskişehir, Denizli, Burdur, Antalya İşletme müdürlükleriyle İşletmemiz müdürlüğünde ve Konya, İsparta, Ş.Karaa-ğaç, Keçiborlu bölge şefliklerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk tc-
minatlarlyle komisyona müracaatları. (16918)
K. Dz. Ereğli Belediye
Başkanlığından
1 — 600.000 metrekare yüz ölçümlü ve 1300 hanelik kasaba mızda aboneler İçin üç sokak tenviratı üç ve bir de toprak hattı olmak üzere ceman 6 fazlı ve bir toprak hattiyle 50 adet aipeıj saika galvanizli levhaları ile boraber 5 kilometre tulünde elektrik şebekesi, bir kabine ve komple tevzi tablosu keşif ve projesi yaptırılacaktır.
2 — Taliplerin 2.1.1951 salı günü akşamına kadar teklif mektuplarım belediye baş kanlığına göndermeleri ilân olunur. (17532)
(Ba^ tarafı dünkü sayıda) Vücudunu tamamiyle dikleştirdi.
— Fedakârlıkların bin mislini göster, elin de kin i su gibi harca, sonra da
daniskasını gör. İzzetinefsin beş paralık olsun, bu? Doğru mu yani?
Kız cevap verecek oldu:
— Geçmiş bir kere bunlar, hoş görsen ne çıkar?
Delikanlı adamakıllı köpürdü:
— Doğru... Hoş görmek lâzım. Fakat sen onu külâhıma anlat Neydi o 15 gün evvelki otobüs durağı hâdisesi? Arpacı kumrusu gibi beklemeye gitmiştin onu. îki-üç dostun olduğu için kafana tüy takacaktın değil mİ?
— Hangi durakta?
— Elinin köründeki durakta. Şimdi işi lâf ebeliğine boğma. Herifin mis gibi koluna girmiştin.
Birdenbire sustu. Hava gittikçe kararıyordu. Yeniden bir yığın düşüncelere daldı. Yüreği köz düşmüş gibi yanıyordu. Onunla gezdiklerini bir ay evvel haber almıştı. İçinden belli belirsiz bir fikir geçti. Aksi, keskin bir hırs yüzünü bürüdü. Bu ara gazinonun pikabında "Güzel bir göz beni attı bu derin sevdaya" şarkısını bilmem hangi meşhur muganniye, bilmem kaçıncı defa terennüme başladı. Bardağındaki birayı bir yudumda bitirdi. Kız, mahçup görünmeye çalışan acemi tiyatro oyuncuları gibi yerinde duramıyor, mütemadiyen etrafına bakıyordu. Sanki söyliyecek kelime bulamıyordu. Nihayet dayanamadı:
— Hadi istersen kalkalım, dedi. Evden belki kızarlar son-
ra.
— Boş ver böyle lâflara. Sanki evdekiler senin ne mal olduğunu bilmiyorlar mı?
I — Aa, öyle deme,
I — Hadi, hadi mis gibi biliyorum bildiklerini.
— Sana yalan mı söyliyece-ğim!
— Boşuna çeneni yorma. Fakat canını sıktımsa, hani ona bir diyeceğim yok.
Delikanlı eliyle masaya vuruyor. titrek, barilon sesiyle oldukça gürültülü konuşuyordu.
— Şimdi evde demek seni beklerler ha?—
Kız:
— Ama biraz makul ol, diye }rumuşak ve isterik mırıldandı. Bak bundan sonra aramızdan su sızmıyacak.
Delikanlının yüzü hiddetten sapsan olmuştu. Biraz durduktan sonra yeniden bir sigara yaktı. Dumanı ta a ciğerlerine çekti. Zaman yakıcı bir ağırlıkla ilerliyordu. Ocağın başında pinikleyen garsonu çağırarak masrafı ödedi Kalkıp, parkın 26 Ağustos Kspısı’na doğru yürüdüler. Kız, delikanlının koluna girerek bütün a-ğırlığlyle asındı. Etraftan rüzgârın zengin gübre ve çiçek kokulan getirdiği bahçeliklerden geçtiler, ikisi de susuyor, konuşmuyorlardı. Biraz sonra genç âşıkların, mektep kaçkın-
Doğru mu
• •
İannin dolaştıkları loş, rutubetli bir geçide daldılar Etraf gür ağaçlarla adamakıllı çevrilmiş. yer kuru» büyük yapraklarla doluydu. Delikanlı düşüncelerini dağıtmak için başını sertçe bir iki kere sağa sola salladı. Uzaktan şandizln uzun uzun düdüğü işitildi. Kız, ağaçlarının çevirdiği terden eğilerek papatya kopardı. Yapraklarını I sahte bir itina ile yolmaya başladı. Etraftaki koyu sessizlik. İnsanın sinirine dokunacak derecede İdi. Yolun iki yanını kucaklayan dut ağaçlan, gökyüzünün berraklığını Örterce-sine üzerlerine eğiliyordu. Nihayet geniş bir meydanlığa | çıktılar. Delikanlı elindeki I papatyanın son yaprağını da yere atan kıza dönerek mırıldanır gibi:
— Ece. dedi. Seni sevlyor-mu imiş bari?.
Kız, derin bir iç çekme ile:
— Bırak Allahaşkma artık bu meseleyi, dedi. Kapat
— Gel, şimdi bütün bunlara bir çi2gi çekelim. tki buçuk yıl mis gibi âşıkdaşlık yap. Sonra da git, akıl tıka-rasmın kapatması ol. Ben de unutayım olanlan...
Kız. tepeden tırnağa kızardı. Gık diyemedi. Fakat bir taraftan da delikanlıyı üzdüğüne memnun oluyordu. Bu sükût karşısında delikanlı daha fazla hiddetlenmek İstedi. Hiddetlenemedi. Yalnız kötü kötü bakarak:
— Amma da asıldın namussuza, diye söylendi.
Şaşkınlık içersinde idi. Bir müddet daha yürüdüler. Ayrılacakları köşe başına varmışlardı. El sıkıştılar. Delikanlı:
— Gayri unut bunlan, dedi. Hayatta fena vaziyete düşmek istemiyorduysan iyi biı yol seçmeliydin. Hem söylemişim ne çıkar. Lâf anlayan beri gelsin. Bundan geri istediğin budalalığı yapmakta serbestsin.
Kız, sitemli sitemli kırıttı.
— Hele beni bir daha ara, ma, iki elim yakanda kalır.
— Senin ha! Bunca rezaletten sonra.
Ayrıldılar. Delikanlı ellerini pantalonunun ceplerine soktu. Omuzlarını kaldırdı. Sanki hiç bir şey olmamış gibi bir ıslık tutturarak karşı taraftaki yola daldı. On-onbeş adım attıktan sonra durdu. Geriye döndü. Ayrıldıkları köşede kimsecikler yoktu. ‘İçeri girmiştir’’ diye söylendi. Mânâsız, şaşkın, olduğu yerde mıhlanmış gibi kaldı. Yere okkalı bir tükürük savurdu:
— Oh, nihayet yakamızı kurtardık yosmadan.
Omuzlarını oynatarak yürümeğe başladı. Bir ara adamakıllı hızlandı. Sonra yine yavaşladı. Yanından bir otomobil son süratle geçti. Karşı kaldırımda iki sarhoş, açık saçık bir şarkı tutturmuşlardı. Kafasının içerisinde bir şeyler uğulduyordu. Bir elektrik direğinin altından geçerken ışık, gözlerindeki ıslaklık yüzünden daha parlak gözüktü.»
SON
bir mar-vınlayan çitlenbik bir par-
büyükçe bir
Açık Eksiltme ilânı
İstanbul Defterdarlığından :
Keşif bedeli Geçici teminatı
Lira Lira
225 Eminönü, Adalet Levazım ve Emanet Dairesinde yaptırılacak onarım işi. (Dosya No. 516-1202)
Yukarıda yazılı onarma işinin 5.1.1951 cuma günü saat 15 te Milli Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda açık eksiltme Ue ihalesi yapılacaktır, isteklilerin teminat makbuzları ve 1950 yılı Ticaret Odası belgeleriyle en az bir kalemde bu işe benzer (3000) liralık iş yaptıklarına dair eksiltme gününden (Araverme günleri hariç) üç gün evvel vilâyet makamına müracaatla alacakları ehliyet veslkalarlyle birlikte ihale gün ve saatinde komisyona, keşif ve şartlaşmalarını görmek ve imzalamak için de sözü geçen müdürlüğe başvurmaları. (17511)
3000
Tababeti Cihazlarımızın
S
A
Yeni gelen
CHIRAN
son model
ve TESLA
Marka Tıbbî ve Diş
GALATA, RIHTIM CADDESİ, TAHİR HAN altındaki yeni mağazamızda teşhir ve satışına başladığımızı SAYIN DOKTORLARIMIZA arzederiz.
Muhtelif Röntgenler (15 - 800 mA.) (Radyoskopi ve Radyografi için)
Metabolizma cihazı Ultraviyole Galvanofaradik Sterilizatör Ameliyat masası Ameliyat lâmbası Pnömotoraks
Diatermî Enfraruj Elektroşok Termostat Narkoz Kuvöz tnlıalatör
vesair tıbbi cihazlar
Ünit komplo Muhtelif fotöyler
Diş
Tıır vesalr diş tababeti
röntgenleri Elektrikler cihazları
TÜRKİYE GENEL NTÜMESStLİ :
MEHMET KAVALA
TAHİR HAN - GALATA
494-19 Telgraf : Lamet - tst.
I
fttl
Sayfa 6
VENt İSTANBUL
19 Aralık 1950
DİKİŞ MAKINELERILE YAPINIZ
ÇOK SAĞLAMDIR
HASSAS ve
Yangın ihbar santralı
Telefon mukınr /e santralleri
usulüne göre
Su sayacı
EnierkomUnikasyon cihazı
DEVLET DEMİRYOLLARI İLANLARI
Tesisat malzemesi
SIEMENS
TURKELİ
Galata, Bankalar cad. Yanıkkapı Sok. No. 1,3,5. Tel. 44624
diğer kâğıtlar Müdürlüğünde
Brltirt
Oversea» Alrvrayt
Carporatloa
BTTO6LU İSTİKLAL M. 75 TfL. 42979
Sirkeci HMliDİYECad 16 Tel. 26201
Her yere Ingiliz uçaklarıle uçunuz her yere
rSTANÜUL. TELEFON;;1i9l3
isteklilerin
vermeleri, 1950 yılında Ti-göstermcleri
dyolordo osla rosîıyomıyocoğınız güzellik • Sesle tobiilik •
ZAYİ — Bayburt - Hart Nüfus Memurluğundan almış olduğum nüfus cüzdanımı zayi ettim. Yenisini çıkarttıracağımdan eskisinin hükmü j'oktur.
Şaban oğlu Çelil Aktaş 1934
başlıcalarını bile küçük resimlerle bu gazetenin bütün sahifelerine sığdır* mak mümkün değildir.
Kalite bahsine gelince, bunu, bahusus memleketimizde teslim etmiyen kalmamıştır. Filhakika memleketimizin muhtelif resmi ve hususi müessesele-rinde 25 sene evvel kurulduğu halde bugün hâlâ ilk günkü mükemmeliyetle İşleyen bir çok SIEMENS cihaz ve tesisleri mevcuttur.
Tersi mcrbutııtı İngilizce ' nl dünya. 8 — edat; Bir renk İle bollaşan 10 — Şürbü lime).
Yukarıdan
1 — Yotklai. 2 — Tcral bir şeye mukabil değerli bir şeyden vazgeçmek; Kol mesafesi. 3 — Son; Büyük. 4 — Az açık bulundur; İnsan. 5 — Sinema; Soru eki. 6— Bir edat; Tersi bozukluk. 7 — Zührcnin eşi 8 — Nida; Haydut; Şişkinlik. 9 — Sadası çok güzel (Mürekkep üç kelime). 10 — Terfii 3 özlü.
I ondraya vr omdun dunvımın hrr »anlını İNGİLİZ HAVAYOL-I ARI ile uçunuz Hnnkûlndr bir kırı* tefkilau ile ış birliği vupan. dirayetli pilotlar tarnlamdan *cvğ ve ıdnre edilen uvyarclerlc uçmu^ olurdunuz Sıkûıuıız ve üzüntüsüz ram umanında gideceğiniz vere varırsıruz Nereye giderdeniz ın ancvı İngiliz oczakenle kartılarut ve konforlu bir seyahat , ipmiş olursonurz.
Çeşit genişliği bir fabrikanın şöhretim temine kâfi değildir. Esas olan şey imalâtın yüksek evsafıdır.
Fakat dünya ölçüsünde bir şöhrete erişebilmesi için bir fabrikanın ayni zamanda evsaf üstünlüğünü ve çeşit genişliğini birleştirmesi ıcob eder.., İşte SIEMENS bundo en fazla muvaffak olan fabrikadır.
SİEMENS'in malzeme, makina ve cihazları o kadar çeşitlidir ki bunların
Çanakkale Sulh Hukuk Yargıçlığından :
949/6
1 — ölü İsmail Şefik Paşa Yİ-gite ait olup Çanakkalede kâin Bahrisefit otel ve gazinosu yar-gıçbg'imızca kiraya verilecektir.
2 — Otelin aylık kirası % 50 zamla birlikte 120 lira ve gazinonun aylık kirası % 50 zamla birlikte 60 Hradır.
3 — Kiracının müteselsil ve muteber bir kefil göstermesi ve kiranın her altı ayda bir peşin verilmesi şarttır.
4 — Otel ve gazino beraber veya ayrı kiraya verilecektir.
5 — İsteklilerin 23.12.1950 cumartesi günü saat 10 a kadar yargıçlığımıza müracaat eylemeleri ve mezkûr gün ve saatte hazır bulunmaları.
6 — Kira kontrat masrafı kiracıya aittir.
Keyfiyet ilân olunur. (17516)
Soldun sjıfca:
1 — Alaru gonlş (İki kelime). 2 — Neşreder; Rüzgâr 3 — Güzellik; Şart edatı. 4 — Fiyakalı (Argo)'; llyndanın meşhur kahramanı. 5 — Mülk; Sonundaki harf okunmazsa yuttuklarımızdan olur. 6 — Tersi mcrbutııtı; Tersi naibi. "Sen,, demek; Ye-Tersl talep et; Bir . 9 — Zeytlnyag.
bir mezo; Büyük dinen memnu (iki ke-
Aynı fioHaki ra müstesna b»r
Büyük hassasiyet - İstasyon oyarını kolaylaştıran göz lambası.-*
Eviniz için hasretle düşündüğünüz nJ
mükemmel radyo artık elinizdedir I N
Yüksek kalitesine nispeten gayet ehven bir fiata, mükemmel bir ORION radyosuna sahip olabilirsiniz. Günde 1 liradan az bir tasarrufla ve yalnız 25 lira peşin ödeyerek mükemmel bir radyoyu bugünden alabilirsiniz. Son derece net sesi ve güzelliği ile temayüz eden ORION radyosu tam aradığınız radyodun Ayda 20. 25 ve 30 lira taksitli, muhtelif ORION modellerini görmeden ve dinlemeden asla karar vermeyiniz I
her gün Î1 Daimi Komisyonunda ve görülebilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için (1185 ı lira (11) kuruş geçici teminat caret Odasında kayıtlı bulunduklarına dair belge şarttır.
5 — İsteklilerin bu işin teknik Öneminde bir işi iyi surette başarmış veya idare ve denetlemiş olduklarını ispata yarar belgelerinin Bayındırlık MUdürlüğllnden alacakları tanıtma beyannamesine (müteahhit beyannamesini, müteahhit plân ve teçhizat beyannamesi) bağlamaları ve bu beyannamenin İçindeki sorular cevaplandırılarak yeterlik belgesi, isteme dilekçeleri ile birlikte eksiltme gününden en az üç gün evvel (tatil günleri hariç) yazı ile valiliğe müracaat ederek bu iş için belge almaları şarttır.
6 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesinde verilen izahat dairesinde hazırlayacakları teklif mektuplarını ikinci maddede yazılı saatten bir saat evveline kadar komisyon başkanlığına vermeleri lâzımdır.
7 — Teklif mektuplarını hamil zarfların para İle mühürlenme-
yip ismi havi mühürlerle mühürlenmesi lâzımdır. Postada olan gecikmeler kabul edilmez. (17496)
Menkul Satışı İlânı
Üsküdar İcra Memurluğundan : 950/569
Bir alacağın temini tahsili için 12.9.1950 tarihinde haczedilen 250 lira kıymetli 71543 No.lu Ylombali Royal marka radyo 27.12. 1950 çarşamba günü saat 14 te Üsküdar Batpazannda satılacaktır.
Alacaklılar tarafından teklif edilen bedel muhammen kıymetin % 75 ini bulmadığı takdirde ikinci arttırması 29.12.1950 cuma günü aynı yer ve saatte yapılarak en yüksek teklifte bulunana satılacaktır.
Alıcıların bugünlerde ve saatlerde satış mahallinde hazır bulunan satış memuruna müracaatları ilân olunuz; (J.7486)
Seyhan Valiliğinden:
1 _ Eksiltmeye konulan iş: Osmaniye - Haruniye yolu üzerinde betonarme Hamiz köprüsü keşif tutan (15801) lira (51) kuruştur.
2 — Eksiltme 3.1.1951 çarşamba günü saat 11.00 de ti Daimî Komisyonunda kapalı zarf eksiltme usulü ile yeniden yapılacak.
3 — Keşif eksiltme şartnamesi ve buna bağlı Bayındırlık
Siyah Karbon Boyası Alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satınalma Komisyonundan :
1 — 1000 kilo siyah karbon boyası açık eksiltme ile satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 5800 lira olup muvakkat teminatı 435 liradır.
3 — Buna ait şartname komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 4 ocak 1951 perşembe günü saat 10.30 da Hay-
darpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satın Alma Komisyonunda yapılacağından arzu edenlerin vaktinde komisyonda hazır bulunmaları. (17436)
YUVARLAK MEKİKLİ, FAZLA SÜR ATLİ
Elektrik motörû
Elektrik sayacı
ıtoeta aıımt
nTTi ® ■ 1 ■ '■ «1
1F *• 1W il il J
H * ■ teffl 11111 KOI
Comments (0)