18 Eylül 1950
Pazartesi
r r
Y
^IYASİ_ İKTİSADÎ, MÜSTAKİL
* «A
'A
71
Yıl 1—Sayı 292 —10 kuruj
76.000 lir* OafrıUyo*
F Uyar itiyor or
OF or
tıyor
rs Y T
Abone: Türkiye için seneliği 82, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8
Posta Kutusu : 447 - İstanbul
Tesis eden: Hablb Edlb - TÖREHAN
fBk A ilânlar : 6 ncı sayfada santimetresi
Ut-İJ 2 liradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet
• kabul edilmez.
Telefon ! 44756 - 44757 Santral — Telgraf Adresi : Hetlo. İstanbul
Büyük taarruz nihayet başladı
■ Ki günden beri, barışsever beşeri-■yet, cihan sulhunu teinin edecek büyük taarruzun ilk gelişmelerini heyecanla takip etmektedir. Sakın, General Mac Arthur’tin, Korede, düşman gerisine yaptığı muvaffakiyetli çıkarma hareketinden bahsettiğimiz zannedilmesin! Biz Batı Avrupada. komünist partileriyle bunlara bağlı veya bunların desteklediği muhtelif teşekküllere karşı başlayan umumi taarruzdan bahsetmek istiyoruz. Birleşmiş Milletler ordularının Seul’da açtıkları yeni cephede kazanacakları süratli bir zeferin, 25 haziran baskını ile Vzakşarkta açılan gediği kapatacağına hiç şüphemiz olmamakla beraber, dün>a>T sarsan ve âmme menfaatlerine uygun olarak gelişmesine engel olan vahim buhranı yoketmek için, komünizme karşı açılan büyük muharebenin sonuna kadar yürütülmesi ve kazanılması lâzımdır. Aksi takdirde, bütün paktlar, askeri yardım programları ve büyük silâhlanma plânlan hiçbir İşe yaramayacaktır.
Avrupada. milletlerarası Stalinizme karşı açılan büyük savunma taarruzunun İlk kati hareketlerini kısaca gözden geçirelim.
îlk darbeyi takriben üç hafta evvel, Italyan Hükümeti vurdu. Italyan polisine mensup büyük kuvvetler, Komünist Partisinin Komada ve taşradaki teşkilâtına bir baskın yaptılar. Neticede, her çeşitten ve büyük miktarda silâh ve cephane ele geçirildi.
F ran s ada bir kaç gün evvel, memlekette yerleşmiş yabancı komünistlere karşı büyük bir temizleme hareketine girişilmiş, üç yüz ki.şi tevkif ve iki yüz kişi hudut harici edilmiştir. Bunlar, Fnınsadaki Sovyet “beşinci kolu"nun başlıca ileri gelenleri İdi. Evlerinde bulunan vesikalara göre, bunların başlıca vazifeleri, Sovyetler Birliği İle harbe girerse. Fransız ordularının gerilerinde kargaşalık çıkarmak ve sabotaj yapmakmış...
Ingilterede, (.alışma Bakam îsaacv bir komünist teşkilâtın, sanayi hayatını. grevler ve sabotaj yolu ile felce uğratmaya çalıştığını ve bu vahim tehlikeye karşı mücadele için yeni kanunların haz.ırIanmakta olduğunu açıklamıştır.
Nihayet, Komünist Partisinin çok zayıf olduğu İsviçrede bile, federal konsey, ^Tıeşinci kollar tarafından tehdit edilen müesseselerln müdafaası için mühim kararlar almış bulunmaktadır. Bu kararlar gereğince, demiryolları, P. T. T. ve devlet fabrikaları gibi hayati teşekküllerde, “itimada şayan olmayan,, memur ve işçi bırakılmayacaktır. Federal Konseye göre, memlekete sureti mutlakada bağlı olmayan, devletin menfaati için ellerinden geleni yapmayan her şahıs “itimada şayan,, ^sayılmayacaktır,
îşte size “an t i komünist,, cepheden bir sürü gürci haber! fŞhndl artık arkasını bekleyebiliriz! Çünkü, ilk tedbirlerin kâfi gelmeyeceği tabiidir. I-taJyada gizil silâhlar yakalanıyor, fakat kızılların gizli ordusuna el sürülmüyor. Fransada bir kaç yabancı a-jan. hudut harici ediliyor, fakat “millî” ajanların serbestçe çalışmalarına müsaade ediliyor ve meselâ “mu. kavemet hareketi,, nin generallerinden Joinville, ParLste serbestçe satılan bir gazetede şu satırları yazabiliyor:
“Kapitalistlerin, İşçilerden teşkil e-dlp. kendi evlât ve kardeşlerine, millî menfaatlere ve Sovyetler Birliğine karşı tahrik edilebilecek bir ordunun akıbeti nice olur? Böyle bir ordu feveran edecektir. Ve neticede millet, böyle bir orduyu yok etmekle kalmı-yacak, hemen kendi ordusunu da kuracaktır.,,
İşte, komünist Fransız basınında hemen her gün okuyabileceğiniz fikirlerden biri daha! Ve Fransada Thorez’in partisine kayıtlı, bir milyon komünist yaşıyor!!
Bunun içindir kİ, milletlerarası Stıu 1 İn İzm e karşı son zamanlarda girişilen hareketleri, ancak umumî taarruza hazırlık yapan ileri karakol çarpışmaları saymak lâzımdır.
İngiltere Başbakanı Attlee, gedenlerde ticaret odasında verdiği büyük bir nutukta şöyle diyordu:
“İster Korede dövüşsün. İster Malezya, Hindistan, Blrmanyoda kargaşalık çıkarsın. İster Çek ve PolonyalIların hürriyetini yok etsin, ister Büyük Britanya, Fransa veya Avus-traiyanın ekonomik gelişmesini engellemeye kalksın her komünistin gayesi, dünyayı, kendi ideolojisinin İstibdadı altına almaktır. Bunlar yeryüzünden demokrasi ve hürriyeti kaldırmak azmindedir. Görüşlerine iştirak ve gayelerini kabul etmediğimiz takdirde. bizi, gözlerini kırpmadan imha etmeye hazırdırlar. Hürriyeti hançerlerken, hürriyetten, tecavüzü desteklerken sulhtan bahsediyorlar!..
Sulh ve hürriyetin hu çeşit düşmanlarına karşı yan tedbir hiç fayda verir mi? Amerikan senatörlerinden Gilgare. 7 eylülde kongreye bir kanun projesi tevdi ederek komünistlerin, harı» zamanında tecrit •kamplarına konulmalarını istemiştir. Harp zamanında mı? Hayır! Ne suretle olursa olsun, bu mikropları daha şimdiden yoketmek şarttır.
Selim Sabit
Birleşmiş Milletlere mensup delegeler Kore’de vaziyeti lncelemeyo devam etmektedirler. Yukarıdaki resimde, Birleşmiş Milletlerde Türkiyeyi temsil eden Dr Kâmil IdlTi Punn'da yerli halkla konuşurken görüyorsunuz.
Ankarada yapılan siyasî görüşmeler
Amerika ile Türkiye arasında yeni bir andlaşma yapılacak
1
»-
s
Amerikanın Türkiye ile Doğu ve Batı Akdeniz Paktı olmak üzere iki andlaşma imzahyacağı söyleniyor
A
(Husus! muhabirimlz-
— îkl günden beri An-siyasî görüşmelerin Cumhurbaşkanı
Ankara 17 den telefonla) kara, mühim merkezi olmuştur.
Celâl Bayar ve Dışişleri Bakanı Fuat Köprülünün Anka ray a gelerek Başbakan Adnan Menderesle görüşmeleri yeniden bazı rivayetlerin ortaya atılmasına sebep olmuştur. Türkiyo-nln Atlantik Paktına alınmaması üzerine Amerikanın Türkiye ile yeni ba-
• -'"’F > • i • 1 —A* * »W jı a J • mi
d
ndanada C. H. P. İl İdare Heyeti toptan istifa etti
Bu karara sebep, C.H.P. nin genç elemanlarla takviyesidir
Adana 17 (Hususî muhabirimizden telgrafla) — C. H. P. Adana 11 idare heyeti toptan istifa etmiştir.
C. H. P. yİ gençleştirmek ve daha enerjik elemanlarla takviye etmek gayesine dayanan bu istifa üzerine bir müteşebbis heyet seçilmiştir. Yeni il İdare heyeti başkanlığı da Fazlı Metoya verilmiştir. Bir de C. H. P. il istişare heyeti kurulmuş, bu yeyete de partinin tanınmış simalarından onu getirilmiştir.
Bursada yapılan miting
Bursa işçileri, dün komünizmi tel’in için bir miting yaptı
zı andlaşmalara girişeceği rivayetleri ortada .dolaşmakta ve An karadaki siyasî görüşmelerin bu mevzular et-jraXında olduğuı bildirilmektedir.
Siyasî mahfillerdeki kanaate göre Amerikanın Türkiye ile Doğu ve Batı Akdeniz olmak üzere iki andlaşma imzalayacağı söylenmektedir.
- - - -
*
ka-
Bulgaristanda bin bir İşkenceden kaçarak yurda vıiîjnn bir Türk anası çocuklarıyla beraber
Bursa 17 t Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bugün Cumhuriyet Meydanında saat İR do Bursa işçi Sendikaları komünizmi tel’in için bir miting yapmışlardır.
Çeşitli sendikalara mensup binlerce işçi ellerinde türlü türlü dövizler ve bayraklar olduğu hnlde Atatürk heykeli civarında toplanarak bir saat süren neyeranh konulmaları dinlemişlerdir. 10 işçi konuşmuş. İstiklâl Marşı söylenmiştir. Ve sonra halk ve İşçiler sükûnetle dağılmışlardır. Dövizlerin bazılarında şu cümleler yazılıydı. Komünizm Türkleri Korede tanıyacaktır. Türk İşçisi komünist olamaz. Domuzdan post, komünistten dost olamaz.
Korede Amerikan kuvvetleri
Seul kapılarına dayandı
Missouri zırhlısı Doğu Kore kıyılarındaki
muharebeye iştirak ediyor
Tokyo, 17 A A. (AFP) — General Mac Arthur genel karargâhından saat 15.40 da yayılanan tebliğ:
Birleşmiş Milletler kuvvetleri saat 21.20 de Kimpo hava alanını almışlardır.
Birleşmiş Milletler birlikleri Seul’a karşı ilerleyişlerinde Han Nehrinin batı kıyısına erişmişlerdir.
Düşman müdafaada bulunabilmek İçin henüz kendisini tonlıyamamıştır. Bu yüzden düşman çok zayiata uğra maktadır. Buna mukabil zayiatımız pek cüzidir. închon savaşı sırasında aldığımız esirlerin sayısı şimdi bine yaklaşmaktadır.
Tokyo, 17 (YÎRS) — Bugün Kore cephesinde harekât eski şiddetiyle devam etmiştir. închon bölgesine çıkmış olan Birleşmiş Milletlero mensup birlikler Kimpo bava alanının İşgal etmişler ve böylece Seul’un 10 kilometre yakınlarına kadar sokulmuşlardır. Donanma, Kimpoya taarruz e-den birlikleri desteklen .iştir. închon limanı yeni gelen takviye kıtalariyk doludur. Kimpo’nun işgali Kore cephesindeki birliklerin haxa yediyle Ja ponyadan İkmalini mümkün kılacak tır. Düşman pek az mukavemet göstermektedir. Bugün Amerikan tank-lariyle Kuzey Kore tankları bu cephede bir çarpışma yapmıştır. Son gelen haberler, komünistlerle Seul’un 6 mil bf^ısında çarpışmalar olduğunu kaydetmektedir.
Seul'un düştüğü hakkmdaki Güney Kore radyosuna atfen verilen haberin propaganda için yayınlanmış olduğu bugün teyit edilmiştir ve emin kaynaklardan bildirildiğine göre, Mac Arthur güneylilere bu şekilde yayın yapmamaları için tazyik j’apmaktadır.
Sovyet radyosu Kuzeylilerin başşehri Pyongyang’ın beş saat 57 Amerikan uçağı tarafından bombalandığını bildirmiştir.
Güney cephesinde
Taegu kesiminde düşmanın mukavemeti kırılmaktadır. Güney Kore birlikleri şehrin kuzey doğusunda 8 kilometre İlerlemişlerdir. Keşif uçak-1 ■— .
lan ricat eden kızılları Taegu’nun 16 kilometre sının 3.5 etmiştir.
Naktong kesiminde hâkim tepeler işgal edilmiş ve düşmana zayiat verdirilmiştir. Haman bölgesinde İse düşmanın Naktong Nehrini geçerek kaçmakta olduğu bildirilmiştir.
Pohang kesiminde üçüncü Güney Kore tümeni Missouri zırhlısının da desteklediği bir hücumda şehrin kuzeyindeki elverişli mevkileri işgal etmiştir.
kuzeyindeki Kasan kasaba-kilometre batısında tesbit
Bu bölgede düşman şiddetle
mukavemet etmekte ise de Güneyliler kuzey ve doğuya doğru ilerlemektedirler.
Komünist Çin birlikleri
Amerika Savunma Bakanlığı söz-cqsü, Seul bölgesine şimdilik Kuzeylilerin takviye kıtaları getirmediklerini ve getirmeye kalkıştıkları takdirde bunların hava kuvvetlerine hedef teşkil edeceğini söylemiştir. Sözcü, komünist Çin birliklerinin Kore-Man-çurya hududunda toplanmakta olduklarını, fakat şimdilik harbe müdahale etmediklerini bildirmiştir.
Bulgaristan’dan gelen pasaportsuz göçmenler
Edirneden geri gönderilen göçmenleri Bulgarlar kurşuna dizeceklerini bildirmiş
Edirne. 17 (Husus! surette giden arkadaşımız bildiriyor) — Bulgarİstanîa Türkiye arasındaki münasebetler, son günlerde hudutlarımıza cebren sokulmak istenilen Çingeneler yüzünden yine kritik bir safhaya girmiştir.
Bulgaristan, 15 günden beri keyfi olarak pasaportsuz muhacirler arasına Çingeneleri de sokarak Türkiyeye göndermektedir.
Dışişleri Bakanlığı Umumî Kâtibi Fatk Zihni Akdur ilo Bulgar Elçisi Çobanof arasında, Türkiyeye pasaportsuz muhacir gönderilmiyeceğl hakkında yapılan anlaşma hükümleri, aradan bir hafta geçmiş olduğu halde hâlâ yerine getirilmemiştir.
Dün akşam Sofyaya giden katan teslim alan Yunan hudut makamlarına tevdi edilerek İade edilen Çingeneleri almamak için Semplon Ekspresini Yunanlıların son hudut istasyonu olan Dikya’da bir buçuk saat durduran Bulgar hudut makamları, uzun münakaşalardan aonra Yunanlıların ısrarı üzerine katarın Bulgaristana girmesini kabul etmek mecburiyetinde kalmışlardır. Fakat bugün bu 79 kişiyi de katarak 161 pasaportsuz göçmen! trenle Edlrneye yollamışlardır.
Yeniden Türk toprağına kavuşmaktan mütevellit bir sevinç, fakat 48 saatten beri trenlerde perişan, aç ve susuz bir vaziyette hudutlar arasında mekik dokumaktan mütevellit bir yorgunluk İçinde olan muhacirlerin bu ao vtnci çok sürmemiş, kendileri yeniden vagonlara durularak gece gelen ekspresle tekrar Bulgaristana edilmişlerdir.
Bu vaziyette iade edilen pasaportsuz mültecilerin betleri çok fecî bir mahiyet arzetmektedlr. Çünkü geçen hafta iade evlilen bir kafileyi Kapıkule hudutlarımıza getiren Bulgarlar bu muhacirleri almadığımız takdirde derhal orada kurşuna dizeceklerini İfade etmişler ve bunun üzerine göçmenler gecenin geç saatlerinde huduttan alma-
Kore muharebelerine İştirak eden İngiliz askerlerinden bir grup
Atlantik Paktı Konseyi toplandı
Almanyanm silâhlanmasına Fransa itiraz etti
Almanyanm, Batı Avrupa müdafaasına iştirak ettirilmesi şekli üzerinde bir formül aranmakta
r
dol-lade
âkı-
riyasetinde bilhassa Ba-müdafaasına noktası tize-
Bakanlık, bir tebliğ neşrederek alman kararı tehir ettiğini bildirdi
75.000 liralık hediye dağıtımı
Biiyiik Eşya Kurcamız yapılacak ?
«S
f
*
nasıı
.h
Okuyucularımız arasında tertip etmiş olduğumuz Büyük Eşya Kur’asının son kuponu da bugün çıkmış oluyor. Kupon biriktirmiş olan okuyucularımızın, kuponlarını bize ne şekilde getirecekleri ve kur’a numaralarını nasıl alacakları hakkında
Bugün 5. sayfamızdaki izahatı okuyunuz
Ankara 17 (A.A.) — Sağlık vs Sosyal Yardım Bakanlığından bildirilmiştir:
Otuz sena hizmet müddetini İkmal edenlerin tekaüde şevkleri ve müte-kaiden müstahdem olanların tekaüde ircaları hakkında Bakanlığımız tarafından alınan vo slâknlılnrn tebliğ edilecek bir tarihe kadar tatbik mevkiine konmasından sarfınazar edilmiştir.
Yine Bakanlığımızca ek görevlerden müstefit olanların ek görevlerine bu ayın sonundan itibaren nihayet verileceğine dair karar dahi şimdilik tatbik edilmtyecektir.
rak Edlrneye getirilmişlerdir. Gece 12 den sonra duran Elektrik Fabrikasına cereyan verilerek bunların muameleleri yapılmış ve barındın İmaları temin edilmiştir.
Bu defa İki kare arka arkaya iade edilmeleri Üzerine, Bulgarların bu göçmenler hakkında canavarca bir muameleye tevessül edilmesinden korkulmaktadır.
Hükümetimiz, bu gibi vizesiz gönderilecek göçmenlerin hududumuza kabul edilmemeleri hakkında kati karar almış bulunmaktadır.
* + * Tiirkiyeden Bulgaristana kaçan gazeteciler
New-Yor 17 (YÎRS) — New-York-ta Atlantik Paktı Konseyinin 12 murahhas âzası bugün öğleden evvel toplanmışlardır. Bu toplantının gayesi Konseyin Batı Avrupanın muhtemel bir komünist tecavüzüne karşı müdafaası hakkında verilecek kararları dünyaya ilân edecek olan komü-nlke metnini hazırlamaktır. Metin pazartesi günü ilân edilecektir.
Amerikan delegesinin toplanmış olan konsey, tı Almanyanm Avrupa tam bir şekilde iştiraki
rinde durmaktadır. Bilindiği gibi cumartesi günü yapılan toplantıda Dış Bakanlan, Alman silâhlı kuvvetlerinin Avrupa müdafaa ordularına İştirak edip odemiyeceği hususunda İttifak edemeden dağılmıştı. Avrupa müdafaa ordularının ihdası İse Dış Bakanları tarafından evvelce kararlaştırılmıştı. Bu kuvvetin başına Dvvlght E!sonhower veya Omnr Bradley’ln getirileceği ^öylonmcktcy-
Amerlka Dış Bakanı cumartesi toplantısında Alman iştirakine ait olan
kararın derhal bildirilmesi hususunda ısrar etmişti. Acheson'un bu teklifine 10 Dış Bakanı ve bu meyanda Bevin iltihak etmişti. Ancak Schuman, Acheson’un görüşüne muhalif kaldı.
Böyle bir karar vermenin bugün sırası olmadığını ve bunun gerek Fransa ve gerek başka Avrupa memleketlerinin âmme efkârında şiddetli tepkiler yaratacağını. İleri sürdü.
îşte bunun üzerine Achoaon ile Schuman’ın görüşlerini telif edici bir projeyi kaleme almak İçin konsey bugünkü pazar günü toplanmış bulunuyor.
iyi haber alan çevrelere göre, metin projelinde Almanyanm askeri iştirakinden bahscdilmiyecek, buna mukabil garp demokrasileriyle mânevi ve «mat işbirliğinden bahsedilecektir. Gene bu kaynakların söylediklerine göre komünist tahrlkât ve sabotajları önlemek için Alman polis kuvvetlerinin yeniden teşkilâtlandırılarak takviye edileceği kaleme alınacak olan metinde bilhassa tebarüz ettirilecektir.
MAC ARTHUR'ÜN GÜVENLİK KONSEYİNE VERDİĞİ YENİ RAPOR
Lake Success, 17 (YÎRS) — General Mac Arthur'ün Güvenlik Konseyime verdiği ve salı günü öğleden sonra konseyde okunacak olan «on raporunun Kore durumu hakkında çok mühim bazı malûmatı ihtiva edeceği» Amerikan mahfillerince ima edilmektedir. Generalin, Kuzey Koreliler elindeki silâhların menşei hakkında malûmat vereceği tahmin edilmektedir.
Bunlar tekrar Türkiyeye geçmek isterlerken Bulgarlar tarafından tevkif edildi
KIrklareli. 17 (Türk Ajansı) Türk Bulgar hudut sınırından bir kaç kllometro (çerde çalışan Bulgar amele taburundan 5 kişilik bir kafile, evvelki gece Bulgar hudut mıntakfuu-nı geçip memleketimize iltica ederken Bulgar hudut nöbetçileri tarafından üzerlerine ateş açılmış ve bunlardan 2 kişi öldürülmüştür.
Huduttan sızan bir habere nazaran, bundan bir müddet evvel Bulgaristana firar eden Tuğrul Deliorman ismindeki bir gazeteci ile Fahri Erdinç ve Ziya İHİnılerinde iki şahıs. Türkiyeye geçmek için bir teşebbüs yaptıkları sırada Bulgar makamları tarafından tevkif edilmişlerdir. Bu üç Türkün Türkiyeye ne maksutla geçecekleri anlaşılamamışsa da, bazı Bulgar mültecilerinin beyanatına göre Bulgarls-tandakl hayatlarından hiç memnun olmadıkları öğrenilmektedir.
italyanın Klrnlııl plAJ şehrinde yapılan Avrupa Güzellik Müsabakasında Tür-kiyeyl temsil eden ve Avrupa Beşincisi unvanım kazanan Güler Anman, dun uçakla şehrimize gelmiştir. Yukarıdaki resimde, Türk güzelini, kendisini karşılıyanlarln beraber Yeşilköy hava alanında görüyorsunuz.
Bayta 2
yenî İstanbul
18 Eylül İOSO
Türkiye ve Atlantik Paktı
Yazan : M. NEKMl
E II İ İt H A BERLERİ J
SPOR
Atlantik Paktı’na alınmayacağımızı ” biliyoruz artık. Hükümete henüz resmi bir haber gelmemiş olabilir. Beklenen haberi aldıktan sonra öğreneceğimiz şey, şimdi bildiğimizden, hor halde, farklı olmıyncaktır. Metne sıkıştırılmış politika inceliklerini, gönül kırmamak için aranılmış ve bulunmuş sözleri «ilkince aynı neticeyle karşılaşacağız. Dışişleri Bakanlığımızda eskiden kalma böyle vesikalar az değildir. Dosyalarımıza bir yenisini eklemekle büyük bir şey kazanmış olmıyacağımızı söyleyebiliriz. Bizim İçin en ehemmiyetli nokta. ana-çlzglleri gittikçe daha kuvvetli behren hâdiseler karşısında yurdumuzun durumudur.
i
Her dâvada olduğu gibi, yurt emniyeti dâvasında da, öne sürülen fikirler arasında belllbaşh ayrılıklar vardır. Kimimiz, Atlantik Paktı'nı temelleri gevşek bir andlaşma «İstemi gibi düşünüyor ve aradığımız emniyeti burada bulantıya cağımızı tahmin ediyoruz. Kimimiz, Doğu Akdeniz Paktı’ndan daha büyük şeyler bekliyoruz. Kimimiz de, Birleşik A-merika’yı içeriye alarak İngiltere ve Fransa, hattâ, İtalya ile birlikte daha kudretli bir blok yaratmak fikrini destekliyoruz. Atlantik Paktı fikrine bağlananlardan ayrıca bahsetmek İstemiyoruz. Çünkü: verilen son kararla bu dâva, şimdilik, büsbütün konusuz kalmıştır. Fakat bu fikir ayrılıkları arasında asıl dikkate değer şey de hepimizin tek bir noktada, yurdumuzun emniyeti dâvasında tam mânaslyle birleşmiş olmamızdır. Münakaşalarımızda adının hemen hemen unutulmuş gibi anılmamasmdan da anlaşılabilir ki; Birleşmiş Milletler sisteminden işe yarar bir şey beklememekteyiz. Bizde böyle bir duygunun uyanması da büyük Üye devletlerin kendi başlarına savunma paktları İmzalamış olmalariyle son derecede ilgili olmalıdır. Çünkü; Birleşmiş Milletler gibi bir barış teşkilâtı dururken yeni yeni savunma bloklarının kurulmasını başka türlü tefsir etmek imkânsızdır.
Paktı’na alınmayışımızın milli sezgideki tepkileri büyük olursa hayret edilmemelidir. Neden böyle olacağını kavramak da kolaydır. Yabancı devlet adamlarından, dostlarımızdan cesaret verici közler, tatlı dil işitiyoruz. Basınlarında da aynı yankılan buluyoruz. Fakat müspet konuşmak sırası geldi mi havada şaşılacak bir değişiklik başgösteriyor ve biz bunun mânasını anlamakta güçlük çekiyoruz. Acaba bu bir avutma politikası mıdır? Neden bu dostluklar yalnız özde kalıyor ve bir türlü tam bir andlaşma şeklini alamıyor? Dostlarımızın bize uygun gördükleri rol, ne olur ne olmaz hesaplarına göre ayarlanmış bir ihtiyat kuvvet rolü müdür? Dostlar ne kadar açık konuşurlarsa dostluklarının delillerini o kadar kuvvetle belirtmiş olurlar. Biz de, onun için, apaçık konuşmayı doğru buluyoruz. Türkiye, ne olur ne olmaz plânına göre bir politika rolü oynıyacaksa yurdumuzun savunma dâvasına neden hiç ehemmiyet verilmediğini, tekliflerimizin niçin desteklenmediğini bütün pürüzsüzlüğü ile anlayabiliriz. V*e biz bunu ne kadar erken anlarsak o kadar da iyi olur. Çünkü: politikamızı böyle bir duruma göre hemen ayarlıyabillriz. Mukadderatına şimdiye değin tek başına vermesini. bilmiş bir Türk Manon’un aşklyle iradesini den bir Chevaller de Gricux
«ine hiç bir zaman düşmez. Artık anlaşılmalıdır kİ; bizim de, millet olarak» bir gerçeklik duygumuz vardır ve bundan ayrılmanın, bizim için, ne büyük bir tehlike olabileceğini, herkesten daha iyi sezeriz. Dostluk edebiyatının ağır ve gerçekten yorucu nazlarından sıyrılarak karşıya oturmak ve emniyet mızı açık yürekle İncelemek nı gelmiştir, şimdiki durum, cevap ve tesirli tedbir durumdur. Akademik
fikir ve politika oyunlarına daha elverişli zamanlara bırakılabilir. Onun için son karar verilmeden önce dostlarımızdan öğrenmek istiyoruz: Bizim emniyetimiz yalnız sözde ve askıda mı kalacaktır? Biz. kendi hesabımıza, böyle düşünmüyoruz.
Şehir köşesi
agıza
yeni
taam
sinema mevsimi
Tiyatro ve başlaıyak Üzeredir. Artık “iki filim birden,, itan eden sinemalar azaldı, yenileli yöstcriliyor. Gayet tabii rn iyileri değil.
Tiyatrolar da hazırlıklarına hız verdiler. Şrlılt Tiyatronu çoktan provalara başlamış bulunuyor. Bu srnn, Dram kısmı Shakeaprare ile başlamak ana-nesina nihayet veriyor. Faknt yine da kdMkletden Mollrre ile perdesini Komedi Kısmı da bir müellifi a k ese riyle ilk
verecek. Bu Vernenil dür.
uSen., Tiyatrosu. bu mevsim yeni bir sima ile meydana çıkıyor. Yeni bir idare, yeni bir temsil kadrosu ile musikiU komediler vererek. Bu kadar yenilik neticesi olsa gerek, ismini de “Yeni Ses., yapmış.
Muammer Karacadan henüz srş şada yok.
Şehirde, daha doğrusu yodlıtnda, bu mevsim yeni kaç eğlence yeri açılacak, tanesi Tepe başı Bahçesinde
pılnn yeni binada. Bir tanesi Atlas Sineması üstünde bir gece kulübü, pagoptaki altında.
Bakalım
niUMeri şehre yeni bir sima t'rrip yeni eğirmeler getirebh lecek mif
BİR İSTANBULLU
biri i?e açıyor. Fransız temsili
şekil Milleti, kaybe-derece-
karşı dâva-zama-kesin
isteyen bir münakaşalar
Vali: “Hemşeriler günlerini huzur içinde geçirsinler,, diyor
Faruk Geredenin
cenazesi kaldırıldı
Şehrin
ayrıca
asayişi etrafında bir beyanat veren Gökay, Maslak ve Florya yolları için geceleri motörlü devriyeler
Vali ve Belediye Başkanı Prof, Gök ay, şehrin asayişi hakkında dün sabah Aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
Bir kazaya kurban giden kıymetli gencimiz için, dün çok hazin bir cenaze töreni yapıldı
Be-bir Bir ya-
Bir laııeai de Sür-yeni apartmanların
bu kadar şekil ye-
Durum böyle olduktan sonra milli emniyet konusunda neden kaygılandığımızı anlamak, her halde, güç olmasa gerektir. Birleşik Amerika Devletleri en başta olmak üzere, İngiltere, Fransa. İtalya, llh., ayn bir savunma grupu çerçevesi içinde derlenmek lüzumunu duyarken, bizim yalnız Birleşmiş Milletler Teşkilâtıyla yetinmemiz, Türk topraklarının emniyeti bakımından, mümkün değildir. Onun için Atlantik Paktı’na alınmamızı mokrasllere katılmış birliğine girişmiş bir elbette, hakkımızdır.
milletler gibi kendi tarihimize, Türk nesillerine karşı sorumluyuz.
Güzellik Kıraliçemiz dün ltalyadan geldi
Şehrimizde 12 tane ekmek fabrikası yapılacak îkl ay kadar evvel temeli atılan Sütlücedeki Ekmek Fabrikasının İnşaatı süratle devam etmektedir. Bu fabrika önümüzdeki ocak ayı başında günde 40 bin ekmek çıkarmağa bağlıyacaktır. Ayrıca İmar Müdürlüğünden Hürriyetlchedlye civarında kurulacak ikinci fabrikanın inşaatına dair ruhsatiye alınmıştır, önümüzdeki hafta bu fabrikanın mell atılacaktır. Bu fabrika faaliyete geçecek ve günde ekmek çıkaracaktır.
da te-martta 40 bin
istemek, deve onlarla İş-millet olarak. Biz de başka
Güler Anman: “Turkleri orada hâlâ peçeli zannediyorlar. Beni görünce çok şaşırdılar” dedi
var-yol-ara-beri,
Milletler Öteden myrılamamış-
Atlantik Paktı; tam bir emniyet paktı olmayabilir. Tüzünğünde iki m Analı cümleler, kaçamaklı hükümler de bulunabilir. Fakat yeryüzünde hangi andlaşma, hangi pakt dır kİ; kapı aralıkları, sıvışma lan bırakmamıştır? sındnki münasebetler, oynak hükümlerden
tır. Biz diplomasi hayatında tek başımıza bir yenilik yapmak iddiasında değiliz. Yalnız şunu söylemek isteriz ki; bugün ne doğu, ne orta, ne de bir Batı Akdeniz Paktı yoktur. Amerika - Türkiye - Fransa - İngiltere - İtalya bloku dA. nihayet gerçekleştirilmesine çalışılacak bir tasandan başka bir şey olmadığına göre. Atlantik Paktı, yeryüzünün biricik müspet savunma teşkilâtıdır. Başka andlaşma ve kuvvet sistemleri olmadığı için, biz de İster istemez buraya baş vurmuş uzdur. Onun İçin, neden başka yollar araştırmadı. diye ne Halk Partisi, ne mokrat Parti Hükümetlerini dırmak mümkün değildir.
de De-suçlan-
propa-
14 mayıs 1950 seçiminin gandaaı yapılırken yurdumuzun en büyük partileri dış-polltikada birlik dâvasını İlk plâna almakla büyük bir İsabet göstermişlerdir. Demek oluyor kil Türkiye’nin emniyeti konusunda dış-politikamız doğrudan doğruya milletin iradesini dile getirmektedir. Onun için, Atlantik
Hlmlni'de yapılan Avrupa güzellik müsabakasına memleketimizi temsl-len giden 1950 Türkiye Güzellik Kı-rallçesi Güler Arıman dün uçakla memleketimize dönmüştür. Güler A-rımanı gidişinde olduğu gibi gelişinde de Yeşilköy Hava Meydanını dolduran büyük bir halk kütlesi karşılamış ve Avrupa güzellik beşincisi seçilen kıraliçemiz dakikalarca alkışlanmıştır.
Tayyareden indikten sonra kendisi İle konuşan bir arkadaşımıza Güler Anman demiştir ki:
— İtalya seyahatimde ve aldığım dereceden memnunum. Zaten birinciliği ummuyordum. Buna rağmen tuvaletle yapılan geçit resminde birinciliği ben kazanmıştım. Fakat mayoları giyince jüri kanaatini değiştirdi.
— Birinci gelen Avusturya güzelini beğendiniz mİ ?
— AvusturyalInın vücudu çok güzeldi. Fak3t ben Italyan güzelini beğendim.
Bundan sonra Güler Anman kendisine bilhassa Türk Güzeli olduğu 1-cin büyük bir alâka gösterdiklerini söylemiş ve demiştir ki:
— Tilrkler! orada hâlâ peçeli zannediyorlardı. Beni görünce çok şaşırdılar.
Hususî şahıslara alt olan fabrikadan başka kooperatif halinde birleşen İstanbul fırıncıları, on ekmek fabrikasının daha İnşasını kararlaştırmıştır. Yeni kooperatifin tasdik için Ankaraya gönderilen statüsüne alt formaliteler tamamlanınca faaliyete geçilecektir.
bu İki
îstanbulda günde 400 bin ekmek sarfedILmektedir. Bunları da. halen mevcut 180 fırın çıkarmaktadır. Kurulacak 12 fAbrika otomatik el-hazlarla ve hiç el değmeden 100 bbı ekmek çıkaracaktır. Mevcut fırınlar da ekmek bâyillği yapacaktır.
Milletlerarası Para Fonu’nun toplantısına iştirak eden delegelerimizden biri döndü
6-14 eylülde Pariste yapılan Milletlerarası Para Fonu ile imar ve Kalkınma Bankasının senelik mûtat toplantısına iştirak etmek üzere gitmiş olan Nurullah Esat Sümer. Hazine Umum Müdürü Nail Gidel ve Merkez Bankası Umum Müdür Muavini Reşat Aksanaan müteşekkil heyetimizden Reşat Aksan dün u çokla şehrimize dönmüştür.
kendisiyle konuşan demiştir ki: milletlerarası Para Kalkınma Bankası-
PEYAMİ SAFA
Yeşilayın Üzüm Bayramı
Yeşilay Kuruntunun senelik üzüm bayramı dün Yeşilaylılann İştirakiyle kutlanmıştır. Toplantıda Vali ve Belediye Başkanı bir hitabede bulunmuştur.
Reşat Aksan, bir arkadaşımıza
11— Toplantıda Fonu ile İmar ve
nın bir senelik faaliyetleri ve ikraz politikaları tetkik edilmiş, btlAnço-lar tasvip olunmuştur. Bankanın Müdürler Meclisine bizim namzet gösterdiğimiz Garanti Bankası idare Meclisi Reisi Cabir Selek seçilmiştir.,,
YALNIZIZ
7
Dolgun ve gevşek yanakları sarkıyordu. Selmlnlnkinden daha koyu yeşil, fırlak, az kirpikli ve gölgcslz gözlerinde, hiç bir İstikamet bcğenmlyen huzursuz bakışlarla derin bir nefes aldı.
Selmln önüne bakıyordu.
Mefharetin kararsız bakışları Besimin yüzünde durdu. Kardeşi yine bir kaşını yukarı kaldırmış, hafif hafif başını sallıyor ve gülümsüyordu. Gözlerinin uclyle ablasına bakarak, alçak sesle:
— İtiraf ediyoruz, dedi.
Mefharet sofranın karşı tarafında oturan kızına doğru eğildi ve daha ziyade “Alçak:” kelimesine yakışan bir tonla haykırdı:
— Kimden ?
Selmln hiç kımıldamadı.
Dayısı cevap verdi:
— Ablacığım, müsaade et, benimle konuşacaksın, dur biraz...
Mefharet ağır vücuduna lâyık o!ma?/an bir çeviklikle hemen ayağa kalkmak İstediği için sandalyeyi devirdi. Arkaya doğru sendeledi ve bir düşmek tehlikesi geçirdi. Besim o-nu tutmak için ayağa kalkmıştı.
Kadın kızına haykırdı:
— Kimden? Söyle! Söyle diyorum!
Selinin kımıldamıyordu. Yüzü ve göz kapaklan da hareketsizdi. Yalnız dudaklarının etrafında, karnının içindeki başlangıçtan ziyade annesini kudurtabilecek sinsi bir gülümseyiş vardı.
Mefharet titriyordu. Besin’ evvelâ onun elini tutmak istedi; fakat bu temasın bir patlama ile neticelenmesinden ürkerek Selmine gitti, onu koltuğunun altından tutarak kaldırdı ve yemek salonunun kapısına kadar götürdü.
Kızı çıkarken, annesi, arkasından bağırdı:
— Alçak! B
Sonra kardeşine döndü. Dişlerini kilitli-yerek iki yumruğunu havada salladı.
— Siz beni çıldırtacaksınız*
Besim ellerini pantalonunun cebine sokarak yan tarafa doğru ayrık bacaklarla iki adım attı. . yi»
— Tamam! Tamam! Her zamanki sen!
Mefharet tekrarladı.
— Çıldırtacaksınız. Bu evde bir şey dönüyor, fakat anlıyacağım ben, Gizliyemezsiniz benden.
— Tamam! Tamam! . (
— Çıldırtacaksınız.
Sesin bir perde alçalmasından, heyecanın zirveden aşağı düşmeye başladığını sezen Besim, telkin dozunu bu inişin deıecelerine göre ayarhyarak ablasına yaklaştı:
— Benimle konuş, abla, beraber düşünelim.
İki eliyle boşluğu İten Mefharet bağırdı:
— Sen çekil, ciddi bir adam gelsin,
— Ismarlıyaiını, O gelinceye kadar ha-
32
îstanbul Şehri ve şehir civarında son günlerde bazı hırsızlıkı vakaları karşısında şehir asayişini ilgilendiren basın yazıları muvacehesinde umumi durumu gözden geçirmek ü-zere bu sabah Vilâyet Konağında başkanlığımda üç vali muavini, Emniyet Müdürü, Merkez Komutanı, 11 Jandarma Komutanı ve Er Okul Alay Komutanının İştirakiyle bir toplantı yapıldı. Vatandaşın, evinde, yollarda ve sokaklarda huzur ve emniyet içinde yaşaması, hükümetin en esaslı ödevi olduğu için vaziyet bütün açıklığı İle incelendi. Hâdiseleri örtbas etmenin duğum için bu saklama veya gibi hatalı bir
milyonluk şehirde cereyan eden günlük vakalar gözden geçirilmiştir.
T»nlı maçları
Tenis, Eskrim, Dağcılık Kulüb ttr-tip ettiği 5 inci Enternasyonal Tenis Turnuvasından sonra bir de kulüp teması hazırlamıştır. Bu temas yarın Tenis, Eskrim. Dağcılık Kulübü kortlarında haşlıyacak ve çarşamba günü sona erecektir.
’Tcnnıs Club de Paris,, takımı şehrimize gelmiş bulunmaktadır. Yarınki karşılaşmaya katılacak tenisçilerin I-slmtari şunlardır:
Trnnis Club de Paris Takımı: Bo rofro. Bubue, Kermadec.
Tenis. Eskrim. Dağcılık Kulübü Takımı: Enes Taaly. Nazml Bahri, Reb-hut Cevaneir, Suzan Gürci, Fehmi Kızı). Suat Nemlidir.
bir kaza talebeler-yaparken kendisiyle
zararlarına kAnl ol-yokla herhangi bir hâdiseleri hafifletme yola başvurmadan,
8on 24 saat zarfında şehirde 53 vaka olmuştur. Bunun 8 l hırsızlık, tır. Bunlardan bir tanesi mühimdir. Diğerleri bahçeden sırık çalma, câ-miden künk çalma gibi vuku bulan Adi hırsızlık vakalarıdır. Ayrıca 3 sarkıntılık, 2 ynnkesccllik, 2 dolandırıcılık t>Jmuşt failler ve suçlular yakalanarak adalete verilmiştir. Diğerleri hakaret, kalp para zuhuru, silâh taşımak ve dövüşmek gibi vakalardır. Bu suretle vakaların günlük bir tablosunu vatandaşlarıma açıklamış bulunuyorum. Hakikat böyle iken son günlerde bazı hâdiselerin basma yanlış aksettirildlği görülmektedir. Meselâ Büyükderede Çayırbaşında hususi bir arabanın yolu kesildiği yazılmıştır. Yapılan tahkikatta yol il-zerine fitil gibi bir sarhoşun yattığı ve o sırada oradan geçen bir otomobilin sarhoşu çiğnememek İçin durması üzerine otomobil içindekilere bu sarhoş şahsın küfrettiği ve zabıtaya vaki şikâyet üzerine suçlunun mahkemeye verilerek hüküm yediği anlaşılmıştır. Hâdisede ne bir yol kesme ve ne de bir tecavüz yoktur.
Fazla olarak gazetelere aksetmeyen. fakat kulağımıza gelen garip vaka icatları da vardır. Meselâ bir banka müdürünün yolunun kesildiği İddiası gibi. Bu kabl] basma İntikal etmiş veya etmemiş hâdisenin çıkarılmasında iyi gına kaniim.
bir niyet olmadı-
Günlerini İnsan mül edemiyeceği ve vatandaşın hizmetine veren zabıta mensuplarının çalışmalarını yakından görüyorum. Ara yerde ihmal ve kayıtsızlıkları görülenleri de merhametsizce cezalandırıyoruz. Şehirde mevcut ten Maslak ve geceleri ayrıca ve Boğaz kısmı
vasıtaları ile gece devriycieri ihdas edilmiştir. Gecenin saat 1 inde son haftAİar İçinde şahsan Emniyet Müdürü, Jandarma Komutanı ve Şube Müdürleriyle birlikte bizzat devriye-
takatinin taham-nıesal ile şehrin
tedbirlerimize ilâve-Florya yollan için motörlü devriyeler için de motörlü deniz
VEFAT
Merhum Doktor Celâl İsmail Paşa refikası. Cemile Keskinin annesi, merhum Mahir Keskinin kayınvalidesi, Tevhide Bldermanm anne annesi. Sadlye Beken ve Ali Sami Yenin teyzeleri
AYŞE D i V I T ÇI Hanımefendi
dün vefat etmiştir.
Namazı ayın 18 inci pazartesi öğle üzeri Erenköy Bağdat CAddesi Galip Paşa Camiinde eda edilerek Sahrayı-cedit Kabristanına defnedilecektir.
Vatan-üstünde bu hiz-sıfatiy-içlnde
ihdas edildiğini, bildirdi
lerln çalışmalarını takip ediyoruz. Florya ve Maslak yollan, gecenin 1 inde tstiklâl Caddesini andıran otomobil trafiği İçinde olmasına rağ. men gidiş gelişin emniyet İçinde cereyan ettiğini görüyorum, daşlara hizmeti her şeyin ve hikmeti vücudunu yalnız mette gören bir idare Amiri le hemşerlicrimizin huzur
günlerini geçirmelerini bir daha a-çıklamayı faydalı buluyorum.
A*alinin Ankaraya gönderdiği rapor
Istanbıılda sık sık vukua gelen su borularının patlaması, elektrik cereyanının kesilmesi ve umumi nakil vasıtalarının kifayetsizliği ve halkın devamlı surette şikâyetine sebep olan diğer çeşitli İşler ve bunların giderilmesi çarelerini alâkalı, larla görüşerek tosbit eden Vali ve Belediye Başkam Prof. GökAy bu husustan bir rapor halinde İçişleri Bakanlığına bildirmiştir.
Pakistan İçişleri Bakan Yardımcısının basın toplantısı
içişleri, Bakam Hüseyin
Şehrimize gelen Pakistan
Basın - Yayın ve Radyo Yardımcısı Doktor IştiyAk
Kureşi dün sabah saat 11 de yaptı-
ğı basın toplantısında Türk iyeye gelmekten dolayı duyduğu memnuniyeti İzhar etmiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir:
“— Küçüklüğümden beri benimsediğim Türklyeyl, ziyaret ettiğim vakit, kendimi yabancı hissetmedim. Türklyeyl ziyaret etmekten dolayı duyduğum saadeti anlatacak tek bir kelime bulamıyorum.,»
Dr. Kureşl, müteakiben, Türkiye ve Pakistan arasındaki tarihi ve kültürel münasebetlerden* bahsetmiş. Pakistanın siyasi. İktisadi ve eğitim meseleleri hakkında gazetecilere izahat vermiştir.
Geçen hafta içinde Ankarada Yedek Subay Okulunda feci olmuştu. Talim esnasında den biri elbombaslyle atış bomba elinde patlamış ve
beraber siperde yambaşmda bulunan bir üsteğmenle, eski büyük elçilerimizden HÜarcv Geredenin oğlu 26 yaşında Yedek Subay talebesi Faruk Gerede ağır surette yaralanmıştı. HastahaDeyc kaldırılan yaralılardan Faruk Gerede, «ağ şakağını delen bomba parçalarından biri kafatasısına girdiği ve beyninde tahribat yaptığı için, alınan bütün tedbirlere rağmen kurtulamamış ve evvelki gün maalesef hayata gözlerini yummuştur.
Çok İyi yetişmiş ve tahsilini yeni bitirmiş kıymetli bir gencimiz'Jken şehit otan Faruk Geredenin cenazesi dün Ankaradan getirilmiş ve ikindi vakti namazı Beyazıt Camiinde kılındıktan sonra, büyük bir merasimle Edimekapı mezarlığına gömülmüştür.
Cenaze merasiminde tstanbulun eski ve yeni valileri, bazı generaller, milletvekilleri, Rauf Orbay ve memleketin en tanınmış aileleri bulunmuş, askeri bir müfreze *de Türk Bayrağına sanlı tabutu takip etmiştir. Son derece hazin olan bu törende istisnasız herkes ağlamakta idi.
Tam vatana yararlı olacağı sırada kaybedilen Faruk Geredeye Allahtan rahmet diler, teselli edıleml-yecek kadar büyük btr keder İçinde bulunan ailesine başsağlığı ve sabır temenni ederiz.
Kurban Bayramı ve günlük gazeteler
Şeker ve Kurban Bayramlarında gazeteler çıkmıyarak basın mensuplarının tatil yapması çok eski zamandan beri teessüs etmiş bir ananedir. Geçen bayram bir gazetenin bu ananeye riayet etmemesi yüzünden gazeteler çıkmak mecburiyetinde kalmışlardı, önümüzdeki Kurban Bayramında böyle bir hâdise karşısında kalmamak için muharrirler, Basın Teknisyenleri Sendikası An-karava müracaatta bulunmuştur.
Nüfus sayımında sorulacak mühim sorulan bildiriyoruz
NÜFUS
SAYIMI TALİMATNAMESİ BASILARAK ALÂKADARLARA
TEVZİ EDİLDİ
Fenerbahçe, Istanbulsporu
2-1 mağlûp etti
Fenerbahçe Stadında yApıtan Fenerbahçe - tstanbulırpor maçını 3-1 San-Lâclvertlijer kazanmıştır. Fenerbahçe iki Arnavut futbolcuları da a-lalarına alarak şu kadro ile oynamıştır:
Şatapl — Murat. Müjdat — Bahri Kavnya (Arnavut), Kâmil. Samim — Erol, Süleyman Vahi (Arnavut). SaJâ-haıldln, Lefter, Halit.
tik devreyi lstanbulspor. Metinin attığı 1 golle galip bitirmişse de Sarı-LA-clvertlller Lefter ve Arnavut fultcol-cu Süleyman Vahinin ayağından IkJ gol kazanarak maçı 2-1 kazanmıştır.
Beşiktaş, Taksimi
4-0 yendi
Diin sabah Şeref Stadında yapıla» Beşiktaş - Taksim birinci takımları a-rasındAkl maçı 4-0 Rcşlklaş Takımı kazanmıştır.
Beşiktaş Takımı şu kadro İle oynamıştır:
Fevzi — Kemal. Vedlî — Fahreddla, Kâmil. Hüseyin — Ali Ihsan, Recep, Burhan (Ankara), Şevket. Cihat.
İlk devre 3-0 sona ermiş. Siyah-B«-yazlılar İkinci devrede bir gol atabilmişlerdir.
Beşiktaşın attığı 4 golün ikisini santrfor Burhan, birini Cihat, birini de Ali Ihsan yapmıştır. Takımda basta Burhan olmak üzere bek Kemal ve Cihat güzel bir oyun oynamışlardır.
Lozio antrenörü, Şükrüyü santrhaf oynatıyor
Roma, 17 *YtRS> — Lazlo KulÜbft. nün antrenörü Sperone, büyük İstida-dini sezdiği Türk futbolcusu Beşiktaş lı sotaçık Şükrüyü sanlrhaf o ma t mı ya karar vermiş ve Şükrü bugünkü hususi karşılaşmada da Lazio Takımında santrhaf oynamıştır.
Şükrü santrhaf mevziinde solaçıktan daha çok muvaffak olmuştur. Antrenör Sperone bugünkü hususî maçta» sonra: “Gerek vücut gerekse oyun bakımından Beşiktaşlı futbolcu Şükrünün asıl yerinin santrhaf olacağını* söylemiştir.
İzmir - İstanbul şarpi yarışları
15.9.1950 cuma günü başlayan ve üç gündür devam edilen İstanbul -İzmir bölgeleri yelkencileri arasında yapılan şarpi yanşları dün sona ermiştir. Altı teknenin İştirak ettiği bu yarışmada alman teknik sonuçlar:
tat an buldan Muhmut Bir 265 puvan-la birinci. 208 puvanla İstanbul dan Sa-mim Arduman ikinci. 141 puvanla tamirden Cezmi Zallak üçüncü olmuşlardır.
Derece alanların mükâfatlan Bölge Müdürü V’ahl Oktay tarafından verilmiştir.
Ekimde yapılacağını yazdığımız genel nüfus sayımı hazırlıkları devam etmektedir. Sayım ve denetleme memurlanna dağıtılacak olan talimatname basılmış ve alâkalılara gönderilmiştir.
Bu defaki nüfus sayımında sorulacak suallerin çokluğu dolayıslyle sayım memurlan için konferanslar tertip edilecektir.
Sayımda sorutacak sualler arasında şunlar vardır: Sayımı yapılan kimse hangi devletin tâbllyetlnde-dir? Hangi dindendir? Nerede doğ-nıuştşur? Devamlı otarak nerede İkamet eder (Yerleşmek kast ve niyetiyle oturduğu yer?) Ana dili nedir? Başka bir dil
konuştuğu dil hangisidir? şındadır? Hâlen evli midir? ölmüşse “Eşi öldü, mahkeme riyle ayrılmışsa “ayrıldı., diye lacaktır.) Okuma biliyor mu?
ma biliyor mu? Bir okula devam ediyor mu? Mezun olduğu son tahsil müessesesi nedir? Son yıl içindeki asıl mesleği nedir? Son hafta içinde kaç glln çalışmıştır? Şayet çalışmamışsa sebepleri nedir? İşi ile ilgisi devam ediyor mu? tş mi an-
konuşuyorsa en iyi Kaç ya-(Eşi kara-yazı-Yaz-
yor?.. Son haftaki mesleği nedir? Çalıştığı yerin mahiyeti nedir? (Ne çeşit imalâthane, veya satış yeri ya hizmet yeri?) Çalışma şekli sildir (Kendi hesabına evinde ml lışıyor? Kendi hesabına dışarda çalışıyor? Aile reisinin işinde ücretsiz mi çalışıyor? Başkasının işinde veya yanında mı çalışıyor?) Sayım günü evde bulunmayan aile reisleri varsa yerler
Asıl suslar
Silâh altında bulunan yedek subaylarla erlerin orduya girmeden önceki meslekleri. Yalnız ev pişerinde çalışan kadınlar için “ev kadını,,. Ailelerinin işinde veya başkalarının yanında çalışan kadınlar için yaptıkları işe göre meslekleri. Emlâk ve arazi geliri ile geçinenler için, başka meslekleri yoksa “trat sahibi.,. Talebe oldukları halde, gelir getiren bir işde çalışanların yaptıktan işe göre meslekleri. Şimdiye kadar hiç çalışmamış olanlardan iş arayanlardan “hiç çalışmamış”, çalışmaya gücü olmıyanlarla ihtiyacı ol-mıyanlar İçin “yok., tır.
• •
ve-na-ça-mı
bunların meslekleri, çalıştığı ve çahşmalanntn mahiyeti, mesleğin tâyininde de şu hu-nazara alınacaktır:
diye yazılacak-
Devlet Denizyolları yeni gişeler açıyor
Şehrimizdeki Devlet Denizyolları acente gişelerinin ihtiyaca kifayet etmemesinden dolayı, İdare, Tophanedeki enspektörlük binası altında yeniden iki gişe daha açmaya karar vermiştir.
YENİ İSTANBUL
SİYASÎ ÎKTÎSADÎ
müstakil günlük gazete
Sahibi :
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LtMÎTED ŞtRKETÎ Müdürü: Kemal EL SAKLICA
Yazı İşlerini fiilen İdare eden mesul müdür:
Salih Zeki Akdamar
Neşrrdilmiyen yazılar iade edilmez.
Basıldığı yer t
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
zırda da ben varım. Otur şuraya, abla.
Mefharetin tecessüsünü uyandırarak alâkasının merkezini başka tarafa kaydırmak ve öfkesini azaltmak için ilâve etti:
— Benim bildiğim şeyler var, öğrendim, dinle beni.
Ve hemen tabakasını çıkardı:
— Al şu sigarayı, otur şuraya.
Kadının öfkesi tecessüsüne bir anda teslim oldu.
— Çabuk söyle.
— Otur. Hah. Dinle. Evlenecek.
Mefharet gerdanını şişirten bir gerginlikle başım arkaya doğru çekerek sordu:
— O oğlanla mı? İstemiyorum. Bana emrivaki yaptı, değil mi? İstemiyorum.
— Değil, nişanlısiyle değil.
— Kiminle ya?
— Bana mahsus, çok orijinal bir şerefle seni temin ederim ki, abla, nişanlısiyle değil
— Kimden? Kiminle? Çıldıracağım.
— Bu mesele tımarhanede halledilebllse ben de seninle çıldırırım. Bilakis abla, sakin olman lâzım. Makine olsaydı kendine gelirdin. Tansiyonun otuza fırlamıştır.
— öldüreceksiniz beni zaten.
— Dur, dinle. Bahtiyar zatın adını sorma. Bilmiyorum. Fakat nişanlısı değil.
Mefharet yumruklarını sıkmış, meçhulü odanın İçinde arıyormuş gibi etrafına bakıp soruyordu:
— Kim öyle tae? Nerede, ne çabuk! O oğlandan sonra kiminle tanıştı?
Kardeşinin İki elini birden yakaladı:
— Ben sana bir şey söyllyeyim mİ, Besim,
33
de ondan
buna bir dün gece
şüphe ediyorsun.
vehim diyemem, biri buradA idi.
dedi, istersen çıldırdığıma hükmet.
— Anlıyorum. Söyleme. Kimden şüphe ettiğini anlıyorum.
— Çünkü sen değil mi?
— Hayır ama Ancak, ablacığım, öteki yoktu.
— Bilmem, Dün gece başka. Ne diyor? Söylemiyor değil mi kimden olduğunu?
Besim ablasına düşünmek için vakit bırakmak ister gibi durdu ve cevap verdi:
— Acele ediyorsun. îkl dakika bile konuşamadık. Mermerlermiş bir fırtına gibi karşımıza dikildin. Telâş etme. Anlarız.
— Sen ne dersen de. benim şüphem devam ediyor.
— Haklısın. Araştırırız, anlarız onu da.
— Şimdi, şimdi, odasına gidelim. Duvar saatine baktı ve ayağa 'kalktı.
— Trenin gelmesine bir saatten fazla var. Bir şeyler yazıyor geceleri. Bulalım. Okuyalım. Casusluk çirkin bir şey ama...
Besim de kalktı.
— Okuyalım, dedi, hiç bir şey senin şimdiki hAlin kadar çirkin olamaz. Yazıhanesi kilitli değil mi?
— Ben ona anahtar uydururum.
— Allahın indinde kasa hırsızlığı senin bu öfkenden daha makbuldür. Nizamı Alem hakkı için sessiz bir cinayeti bu gürülttb’e tercih ederim, Simeranya kâşifinin yazıhanesine anahtar uydurmakta benim ahlâkıma aykırı hiç bir nokta göremiyorum
— Senin ahlâkın var mı, Besim?
— Ne kadar rahat yaşadığımı görüyorsun. En ahlâklı adamdan daha zararsızım. Benden bir fenalık gördün mü hiç?
— Fırsat bulamıyorsun da ondan.
Besimin sevimli gözlerinden iki mavi kuş uçup Mefharetin omuzlarına kondu.
— Fırsat bulamıyorum ha... Bir kızın daha olsaydı da sana gösterseydim...
Ablasının koluna girdi.
— Gel. dedi» Sinıeranyaya filân kulak asma. Her caninin İçinde temiz bir dünya vardır. Oraya kaçış kendi kendinden nefret İfade eder. Banyoyu senden çok seven fahişeler tanıdım. Bu temizlik hasretinin sırrını şimdi bir yazıhanenin gözünde bulabiliriz. Benim de içime şüphe soktun. Dünya bu kadar meraka ve heyecana değer mi ?
n
34
“Son vapur Güvertenin ön tarsfındayız. Yakınımızda kimseler yok. Başlarımız birbirine davalı. Rüzgâr onun saçlarını benimkilerine. teninin kokusunu denizinkine karıştırıyor. Gözlerim kapalı, iki eli de avuçlarımda. Sıkıyorum. Başını hafifçe çekiyor ve yan bakışlarıyla gözlerimi arıya r ak gülümsüyor. Yüzünde, müşterek bir rüya anının dalgınlık izleri yerine, ağır düşıincelerden gelen bir dehşet intibaı var. Bir korku sarayının simsiyah koridorlarında dolaşan yalnız ve mahpus bir kırUliçe gibi gözlen karanlığı emiyor, büsbütün irileşiyor ve güzelleşiyor. Ben onun münzevi kalbine uzaklardan seslenmek için, kulaklarının içine en güzel hislerimi fısıldıyorum.
(Devamı var) 35
31
18 Eylül 1950
Y E N t İSTANBUL
Sayfa M
Londra hususî muhabirimiz bildiriyor
İngiliz halkı, Rusların sulhu ve ferdî hürriyeti
tehdit ettiklerine
kani bulunuyor
Yeni İstanbul’un KORE muhabiri bildiriyor
%
l
■ol son bir
rarlı durumu karşısında, safi: ve cenaha mensup bazı gazetelerin günlerde kırdıkları potlar, büyük tezad teşkil etmektedir.
■ • • • • • ■
• • ••
Lr 1'
y 1
Almanyadakl Amerikan askerleri manevralardan sonra Berllnde bir geçit resmi yapmışlardır. Yukarıdaki resimde, Gl. Clark’ı askeri selâmlarken görüyorsunuz
Bursadatetkikler yaptı
Bakan, mahalli ihtiyaçlar, tohum ıslah ve Merinos Lâboratuvan işi üzerinde durdu
Bursa 17 (Hususî muhabirimiz bll-îdiriyor) — îzmirden Ankaraya geçmekte olan Tarım Bakanı Nihat Iğ-riboz, beraberinde Orman Umum Müdürü ve Hususi Kalem Müdürü olduğu halde geceyi Harada geçirmiş ve bugün saat 10 da Bursaya gelmiştir. Bakan, Vali, Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Hulûsi Köymen. milletvekilleri ve Bakanlık, Bursa mensuplarının iştirak ettiği bir toplantıda kendisine sorulan muhtelif sualleri cevaplandırmış ve memleket İhtiyaçlarını tetkik etmiştir, kendi Bakanlığının çalışma üzerinde esaslı değişiklikler cağını, masa başı devleti formülünün tamamen iptal edileceğini ve bunun yerine rasyonel bir çalışmanın ikame edileceğini kaydettikten sonra Türklyenin tohumluk ihtiyacı meselesini İzah etmiş ve bugün için elde 80 bin ton tohumluk bulunduğunu, ıslah işinin tamamlanması İçin bu miktarın bir milyon civarında olması icap ettiğini belirtti.
Bakan: “Tohumluk ihtiyacını karşılamak güç bir iş değildir. Asıl mühim olan her mıntakaya kendi tabiî şartlarına uygun tohumu ihtiyacı nispetinde gönderebilmektir. Biz buraya gideceğiz., demiştir.
Bakan, Merinos yünü mevzuu üzerinde de esaslı İzahat aldıktan sonra Karacabey Harasının Merinos işini iyi bir şekilde ele aldığını fakat aklın yanına ilmin de konulması İcap ettiğini, bu itibarla Merinos lâbora-tuvannın Bursada değil Karacabeyde olmasının faydalı olacağını belirttikten sonra:
Bakan sistemi yapıla-
Sağlık Bakanlığı teşkilât kanunu
Yeni tasarı, bilhassa tasarruf ve rasyonel çalışma esası üzerine hazırlanacak
Ankara, 17 (ANKA) — Sağlık Bakanlığında yerçi yıl bütçesiyle beraber yeni bir teşkilât kanunu üzerinde de çalışılmaktadır. Kendisiyle görüştüğümüz yetkili bir zat. bu mevzuda Ankara Ajansı muhabirine aşağıdaki izahati vermiştir:
“Yeni kanun, bilhassa tasarruf ve rasyonel bir çalışma sistemi sağhya-bllecek şekilde hazırlanmuktadır. Hâlen Bakanlığın teşkilâtında mevcut 7 genel müdürlüğün birleştirilerek ikiye İndirilmesi düşünülmektedir. Eczacılık, Zat İşleri, Sıtma Mücadele. İstatistik ve Propaganda Genel Müdürlüklerinin bunlar meyanında olması muhtemeldir. Şimdiki halde Sosyal Yardım İle Sağlık Genel nün kalması esası kabul lunmaktadır,.,
Sağlık Bakanının bir rahatsız bulunması bu husustaki çalışmaları biraz geciktirmiştir.
Diğer taraftan, piyasada az bulunan bir kısım ilâçlar İçin ithalâtçıların talepleri döviz imkânları nispetinde karşılanmaktadır.
•*
Müdürlüğü-cdİlmiş bu-
kaç gündür
Uzunköprü yolundaki kamyon kazasında 2 ölü, 8 yaralı var
Edirne. 17 (ANKA) — Edirnedcn Uzunköprüye giden Uzunköprü, Kara-brklr Çiftliğine ait bil kamyon Edir-no-UzunkÖprü yolunda devrilmiş, I-çindrki 15 ameleden ikisi ölmüş, sekizi de ağır ve hafif surette yaralanmışlardır Yaralılar Edirne Memleket Hastahancsine kaldırılmışlardır.
Yeni Emniyet Umum Müdürü
Ankara. 17 (Türk Ajansıı — Konya Valiliğine tâyini tahakkuk eden Emniyet Umum Müdürü Ferruh Sahlnbaşın yerine eski Emniyet müdürlerinden Albay Servet Simenkökün tâyini takarrür etmiştir.
Balıkesir Valisi istifa etti
Balıkesir, 17 (Türk Ajansı) — Balıkesir Valisi Sıddık Tümerkan kendisine inlediği maaş kadrosu verilmediğinden dolayı İçişleri Bakanlığına bir telgraf çekerek istifasının kabulünü 4*tsmifiUr«
M
? 1
1 m n
• • • • . • • • «
* • • •
• • • ( • • • •
• • • • '
• •
Amerikan çıkarmasını
anlatan ilk mektup
Deniz kuvvetlerinin 45 dakikalık bombardımanından 15 saniye sonra karaya çıkan birlikler, ilk hedeflerini yanm saatte ele geçirdi
Ingiliz halkı ve dünya vaziyeti
“— Halk ve köylü lâboratuvarın ayağına gidecek değildir. Bir ıslahçı halkın ayağına gitmeye mecburdur Lâboratuvarlarımızı tekniğin bütün icapları ile takviye edeceğiz ve bu sahada çalışan arkadaşlarımızın dün-ys( çalışmalarını takip etmelerine imkân vereceğiz. İlim adamı literatür-.den ayrıldığı gün ölür.., demiştir.
Nihat îyrlboz. saat 13 te Ankaraya müteveccihen hareket etmiştir.
î z m i r d e
seçim hazırlığı
İzmir, 17 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Bugün İzmir vo ilçelerinde D. P. ve C.H.P. Vilâyet Umumî Meclisi parti yoklamalarını yapmışlar ve adaylarını tesbit etmişlerdir. Büyük bir gizillik içinde yapılmasına rağmen. C.H.P. nln İzmir Halkevinde yaptığı yoklama, memleketin en büyük muhalefet partisi olarak dikkate değer safhalar göstermiş, sert konuşmalar olmuştur. Bazı genç hatipler, iktidarı kaybetmenin Halk Partisi bakımından önemini belirterek partinin bundan böyle nasıl çalışması İcap ettiğini anlatmışlardır. Bu toplantıda bir konuşma yapan C.HLP. Divan ü-yesl Avni Doğan, iktidarı kaybetmenin Halk Partisi için asla bir felâket olmadığını, eski iktidar partisinin memlekette demokrasiyi yerleştirmek üzere son yıllarda yaptığı mücadelenin böyle bir netice vermesine rağmen bunun memleket için olduğu kadar Halk Partisi İçin de hayırlı olduğunu, mağlûp olmanın iktidarda kalmak olmayıp muhalefette de memlekete hizmet sayılacak usullerle çalışmak olduğunu anlatmış, D.P. iktidarının da memleketin hizmet arzusu ile iş başına geldiğini hatırlatmıştır.
Hatip, ortada aslâ telâş ve endişeyi mucip bir meselenin mevcut olmadığını belirtmiştir. Bundan sonra Halk Partisi Teşkilâtı, eakl cumhurbaşkanı İnönü'yü vatana hiyanot töhmeti altında bırakmış olan Ahmet Emin Yalınnn’a bu töhmeti şiddetle reddeden bir karar suretinin gönderilmesine ve bunun muvafık ve muhalif bütün başında neşrine imkân verilmesini ricaya karar vermiştir.
Ecnebi memleketlerd tahsil edecek talebeler
Ankara 17 (Türk Ajansı) — Paris-te bulunan Türk yüksek tahsil talebesinden bir kısmının komünist propagandalarına kapıldıklarına dair çıkan rivayetler üzerine Millî Eğitim Bakanlığı bazı tedbirler almıştır. Bu cümleden olarak Millî Eğitim Bakanlığı bu nene Fransada tahsil yapmak üzere müracaat eden talebeler arasında komünist lemayüllü ve sol propagandalara kapılabilecek zayıf karakterli talebeler bulunmamasına dikkat etmiş, sol bulunmadığı temin gitmcHinn müsaade
Fransaya olduğu memleketlerinde tahsil müracaat edenler arasında da inceleme yapılmaktadır.
ideolojilere salik edilen kimselerin etmiştir.
gibi diğer Avrupa yapmak İçin
Pakistana satılacak Türk tütünü
İstanbul 17 (Türk Ajansı) p- Pakistan Türkiye Büyükelçisi *Miyan Beşlr Ahmet, Türk tütüncülerinin Pak latanda Türk tütünü Ratmak İçin yaptıkları teşebbüsler etrafında Türk Ajansı Muhabirine şu beyanatta bulunmuştur:
•*— Türk tütün tacirleri ve îstan-buldaki Tütüncüler Birliği. Pakistana Türk tütününün götürülmesi bu suretle sıkı bir İşbirliği yaratılması için müracaat ettiler. Ve bir rapor verdiler. Bu raporu çok kısa buldum Daha mufassal bir mütalâa istedim.
Pakistan halkı bugün VİrJInla tülünü içmektedir. Türk tütününün Paklstanda masına hususta sasiyet
Diğer ihtiyacı da vermeye hazırdır.,,
Çok nefis olan tanın-hlzmet etmeyi İsterim. Bu Paklatan Hükümeti do has-gösterm ektedir taraftan Pakistan, Türk İyeye olan buğdayı istediği miktar-
Tokyo, 16 (Hususî muhabirimiz Ausel E. T&lbert bildiriyor) — Amerikan deniz piyadeleri, Güney Kore-de harp eden komünist ordusunun ikmal yollarını kesmek İçin cüretkâr bir harekete girişerek dün San Denizdeki tnşon Limanına çıkmışlardır.
tnşon, Güney Koredeki Birleşmiş MİUetler köprübaşısının 248 kilometre kuzey doğusundadır.
Harekâta iştirak eden birlikler, t-kincl Cihan Harbinden beri ilk defa teşkil edilen muazzam bir konvoyla nakledilmiştir.
261 gemilik konvoyun amiral gemisinde bulunan Orgeneral Mac Arthur, harekâtı bizzat idare ediyordu. Hava meydanı ele geçiriliyor
Deniz piyadesi ilk hücumda Kimpo Hava Meydanını ele geçirmişler ve son alınan haberlere nazaran Kore Cumhuriyetinin merkezi Seul'a doğru ilerlemeye başlamışlardır. Seul, Kim-ponun 35 kilometre doğusundadır. Hava meydanı tnşon, Seul demiryolunun kuzeyinde, İnşonun takriben 16 kilometre ötesindedir.
Deniz kuvvetlerinin bombardımanı
Amerikan ve İngiliz kruvazör ve destroyerleriyle gemilerden kalkan uçaklar, ©alı ve çarşamba günleri, harekât sahasındaki asker! tesisleri
durmadan bombardıman etmişlerdi.
Dün (cuma), sabahın erken saatlerinde 45 dakika süren çok şiddetli son bir bombardımandan sonra, deniz piyadesi, Mac Arthur’ün tebliğinde de tebarüz ettirildiği üzere, hemen hiç mukavemet görmeden karaya çıkmışlardır.
Son bombardıman, çıkarma haro-
ketiyle o derece mükemmel ayarlanmıştır ki, ateş kesildikten 15 saniye Bonra, deniz piyadelerinin İlk grupu, limanın takriben 1000 metre açığındaki Volmi adasına çıktı. Ada İle kara arasında taştan bir mendirek mevcuttur. Ada yarım saat zarfında işgal edilmiş ve en yüksek tepeye A-merikan bayrağı çekilmiştir.
Bernard Shavv’un sıhhî durumu
Luton 17 (AP) — Hastahaneden verilen habere göre George Bernard Shavv'un pazar günü umumî durumunda bir değişiklik olmamıştır. 94 yaşındaki meşhur piyes yazarı pazartesi günü bir ameliyat geçirmiş fakat daha sonra böbrek ve mesane rahatsızlıkları başgöstermiştir. Shaw cumartesi gününü oldukça sakin geçirmiştir.
• •
General Mamhall vazifesine başlamalc üzere Savunma Bakanlığına gelirken.
Amerikanın
"insan,, serveti
12 milyonluk bir ordu kurmak mümkündür
Washington. 17 (YİRS) — Amerikanın, 12 milyonluk bir ordu kurduktan sonra, harp sanayiine, şimdikinden 3 milyon fazla işçi verecek kadar Inttun servetine sahip olduğu hesap edilmiştir Bu takdirde sivil ihtiyaçlar İçin çalışan sanayiin işçi miktarı ancak 600,000 kadar azaltılacaktır.
Pakistan Hükümeti Dahiliye Nezareti Basın Yayın Yardımcısı iştiyak şerefine dün toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda Pakistan Büyükelçisi Meyan Beşir Ahmet de hazır bulunmuştur. B. Iştiyak’ı, dün yapılan toplantıda Pakistan Sefiri He beraber görüyorsunuz.
Amerikanın yeni
Avusturya sulhu
bir ihtarı
Komünist Çin, iddialarında yer almak, çok ciddî bir duruma sebep olabilir,,
Muahedenin imzası için Birleşmiş Milletlere başvurulacak
Washlngton, 17 A.A. (AFP) — Co-lumbla Broadcasting System radyosunda dün akşam bir konuşma yapan Uzakdoğu İşleri Dairesi' Bakan Yardımcısı Dean Rbsk. “Birleşik Amerika, Birleşmiş Milletler kuvvetleri tarafından Korede yapılan aon taarruzların mütecavizin safında başkalarının yer almasına bir sebep teşkil etmemesini ümit etmektedir,, demiş ve şunları ilâve etmiştir:
“Böyle bir hal varit olduğu takdirde çok ciddi bir durum hasıl olacaktır.,. Diplomata göre Birleşmiş Milletlerin Kore harekâtının Kore komşularını tehlikeye maruz bırakacağını düşünmek abestir. Çünkü Birleşik Amerikanın Korede üsler kurmakta hiç bir menfaati yoktur. Korenln geleceğini Birleşmiş Milletler tâyin edecek ve Birleşik Amerika ancak Birleşmiş Milletlerin kararlarına göre hareket edecektir.
Viyana, 17 (A.P.) — Avusturya Hükümeti yakanda Birleşmiş Milletlere müracaat ederek dört büyüklerle A-vusturya arasında inkıtaa uğramış olan sulh müzakerelerinin yenilenmesini istiyecektlr.
Avusturyanın Birleşmiş Milletler Asamblesinde temsilci»' yoktur. Fakat Avusturyanın Birleşmiş Milletler A-samblesine dahil edilmesi İçin 7 milyon nüfusun imzasını taşıyân bir İstidanın tanzim edilmesinden bahsedilmektedir.
Böyle bir müracaatın Rusyayı güç duruma sokacağı anlaşılmaktadır. Çünkü Avusturya İle yapılacak bir sulh anlaşması Rusyanın Avustruya-daki 44.000 askerinin geri çekilmesine sebep olacak ve bu askerlerin ihtiyaçlarını temin eden Balkan Devletlerindeki Rus garnizonlarının dağılmasını intaç edecektir. Bu hal aynı zamanda Avusturyanın küçük komünist partisine bir darbe İndirecektir.
Komünist Çin ididalarında ısrar ediyor
Londra, 17 A.A. (United Press) — Komünist Çin Dışişleri Bakanı Şu-En-Lal dün yeniden Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygve Lie’yi müracaatla toprak ihlâli hakkındakl Çin şikâyetini tetkik eden Birleşmiş Milletler toplantısına Komünist Çin temsilcisinin de katılmasına müsaade edilmesini tekrar istemiştir.
Yeni Çin Haberler Ajansının bildirdiği üzere telgrafla vaki olan bu müracaatta Çin delegesinin toplantıya iştirak ettirilmesi keyfiyeti protesto c-dllmiştir.
Kızılhaç, komünistleri protesto ediyor
Londra, 17 A.A. (LPS) — Cenevre-den alınan haberlere göre, Kızılhaç Teşkilâtına mensup şahsiyetler komünist nüfuzlu sözde “barışa davet,, beyannamesini protesto etmişlerdir.
Bu şahsiyetlere göre, bu beyannameyi Kızılhaçın himaye ettiğine dair söylentiler dolaşmaktadır. Açıkça siyasi gayeler güden böyle bir plân İçin isminin suiistimal edilmiş olmasını Kızılhaç şlddetlo protesto etmiştir.
• •
Bonn Hükümetinin Berline taşınması isteniyor
Berlin 17 (YtRS) — Batı Berlin eledlye Başkanı Router, Bonn Hü-Berllno yerleşmesini yenl-etmiştir.
B kümeline den teklif
böyle bir hareketin Rus karşı yürütülen mukave-timsali olacağını söylemiş Almanyadan
Rcutcr, baskısına metin bir Ve Rus kuvvetlerinin çekilmelerini talep ederek, bu birlik-
lerin ne Elbe ne de Öder kıyılarında kalabileceklerini iddia etmiştir.
Hindistan, Israili tanıdı
Yeni Delhi İT (AP) — Hindistan Hükümetinin pazar günü bildirdiğine göre. Hindistan Hükümeti İsrail Hükümetini resmen tanımıştır.
Hindistan Hükümetinin bu İsrail Hükümetini İki sene geç tanıması meselenin bütün safhaları İyice tetkik etmek zaruretinden ileri gelmiştir.
Hindlstanın Israili tanıması Hindistan Devletinin Arap Devletlerine, karşı muhafaza ettiği duruma tesir etmemiştir.
Londra, 14 (Hususi muhabirimiz Manucl Gasser bildiriyor) — Edgware Rood. Hyde Park’dan kyzeye giden mühim bir caddedir. Zenginler mahallesi olan ,rWestend„ den Paddington ve Kilburn gibi orta halli mahallelere giden bu yolda, bütün halk tabakaları birbiriyle karşır. Hemen yakında bulunan Paddington istasyonu da şehre gelen veya şehirden ayrılan taşralı ve askerleri, bu yol üzerinde birleştirmektedir. Bu itibarla, vasat seviyeli tngilizin düşündüklerini öğrenmek I-çln en İyi yol. bu cadde üzerindeki bir sürü birahanelerden birine giderek, tezgâh başında, bira içenlerle konuşmaktır.
Son günlerde, ben de bir kaç akşam bu birahanelere gittim. Küçük esnaf, işçi, şehre henüz gelmiş çiftçi, izine çıkmış asker, gemilerine dönen bahriyeliler, otobüs şoförleri ve gazete mü-vezzlleriyle konuştum. Diyebilirim kİ. maneviyatım, bu konuşmalardan dolayı, sarsılacağına, bilâkis kuvvetlenmiştir.
Bu konuşmalar sırasında halktan cihan politikası, Kore meselesi, yahut îngilterenln de nihayet ciddiye aldığı harp tehlikesi ve giriştiği hazırlıklar hakkında, hayrete değer herhangi bir havadis almış değilim. Fakat, halkın, hemen bilaistisna, havadan, köpek yarışlarından, son kriket maçından ve başlamak üzere bulunan futbol mevsiminden konuşacak yerde, mühim siyasî dâvalarla meşgul olmaya başlamış bulunması bile çok mühim bir İnkişaf sayılmak gerekir! Bir kaç hafta evvel basında bile münakaşa edilmeyen bu meseleler, şimdi hususî konuşmalarda, hattâ yabancılarla bile e-nlne boyuna ele alınmaktadır.
Ve hissettim ki, herkes işi ciddiye almaktadır. Herkes, yakın gelecekte, milletin hayat ve İş şartlarını değiştirecek mahiyette tedbirler alınacağını anlamıştır. Daha sıkı ve uzun çalışmak icap edeceğini, fiyatların yükseleceğini, ücretlerin değlşmiyeceğini. tam düzelmek üzere bulunan hayatın “İktisadî feragat,, devrinden de çok daha zorlaşacağını herkes görmekte ve kabul etmektedir. Hatti genç nesiller, yakında silâh altına gireceklerini a-çıkca söylemekten çekinmiyorlar.
Fakat bütün bu mütalâalar, tenkld. isyan, teessür ve inkisara sapmadan “sakin ve kararlı bir tevekkül,, diyebileceğimiz tarzda ifade edilmektedir.
Bununla beraber, söylenmeyen mütalaalar. söylenenlerden de daha alâka çekicidir.
Meselâ, lngilizler arasında, ‘Kahve politikacılığı,, yapanlar hemen yok gibidir. Amerikan askerî sevk ve idaresini tezlll, Korede nelerin yanlış yapıldığını, doğrusunun nasıl olabileceğini iddia etmek kimsenin aklından bile geçmemektedir.
Sonra ne milletlerarası, ne de milli ölçüde politika münakaşaları da yapılmamaktadır. Şosetlerin sulhü, Britanya imparatorluğunun ve neticede her İngilizin ferdî hürriyetini tehdit ettikleri ve bu tehlikenin, her ne pahasına olursa olsun bertaraf edilmesi icap ettiği, umumiyetle kabul edilmiştir. Fakat ekseriyet, meseleyi burada kesip atmaktadır. Huşlara karşı ne bir nefret, ne de bir “Ehlisablp" zihniyetine tesadüf edemediğim gibi, anlaşma temayülü de görmedim.
• •
• •
Sokaktaki adamın bu sakin ve ka-
V. I
Vakıa, Batı Almanyanın. şu veya bu şekilde demokratik müdafaa cephesine dahil edilmesi meselesinin umumiyetle ve hisselere kapılmaksızm münakaşa edilmesi memnuniyete şayandır. Gazetelerden birinin, Alman uçak mühendisi Messecsehmldt’ln, ev yapmaktan vazgeçerek Batı Avrupa silâhlanmasında hizmet almasını İstemesi de bir dereceye kadar kabul edilebilir. Fökat, nazi nazırlarından Speer’in hemen hapisten çıkarılarak batı savunması emrine verilmesini isteyen ”News of the Warld”a ne huyu-, rulur?
Bazı müstakil solcu gazetelerde yükselen sesler, daha da düşündürücüdür. “The Newa Statesman”. Batı Avrupa orduları mevcudunun arttırılmasına tahsis ettiği bir başmakalesini "No bones, no saop - Kemik olmazsa, çorba olmaz!,, sözü He bitirmekte ve şu kanaati müdafaa etmektedir:
Amerika, Batı Avrupanın kendini müdafaa etmesini istiyorsa, kesenin ağzını açmalıdır. Çünkü İngiltere, sosyal tesislerinden hiç birisini, silâhlanma uğruna feda edemez.
Diğer bir gazete, “The people,. çok mütecaviz bir lisanla Amerikalıları, her harbe, dalma, işin büyük kısmı bittikten sonra girmekle itham etmektedir. Gazete bunu yazarken, ,A-mertkan .neferi, 48 millet adına tek başına Korede dövüşüyor!
Koreye tahsis edilen ilk İngiliz birlikleri. Hongkong’dan hareket etmek üzere bulunurken, “Sunday Pictorial”. bu birliklerin şimdi Başkomutanı General Mac Arthur’e hücum ediyor ve Generali tehlikeli bir sergüzeştçi ve “Beyaz Mikado” olarak tavsif ediyor.
°New Statesman”, BlrminghamHı dört üniversite talebesinin bir mektubunu da neşretmlştir. Bu dört delikanlı. yeni bir harbe gitmektense, komünist bir tngilterede yaşamayı tercih ettiklerini açıkça İlân etmektedirler.
Bütün bu misalleri istediğimiz kar dar çoğaltabilirsiniz. Fakat faydası ne ki? Bunlar. Ingiliz “sol cenahı„nı yani tşçl Partisini hiçbir surette ilzam etr memektedir. Hattâ, parti İçindeki tnu-ayyen bir zümreyi bile temsil edemezler. Bunlar, her ne olursa olsun “şahsi”. “orijinal” bir politikaya sahip olmak İsteyen bir kaç meczubun feryar dından başka bir şey değildir.
nLaplace» faciası
Batan Fransız firkateyninde 51 denizcinin olduğu tahmin edilmekledir
Paris, 17 A.A. (AFP) — Bahriye Bakanlığı “Laplace,, firkateyni faciasının bilançosunu bu sabah saat 11 de şu suretle tesbit etmiştir:
Bulunan cesetler: 22
Kayıp olanlar: 29 Kurtulanlar: 41.
T
Bu satırları dikkatle okumalısınız^
Aşağıdaki küçük kupon
bir istikbal
• YENİ İSTANBUL,, nealr hayatının yıldönümü olan 1 Aralıkta çekilmek üzere bir tahsil kurası tertip etmişti. Bu kurada kazanacak bir okuyucumuz 8 sene Avrupa da, diğer bir okuyucumuz 3 sene Türkiyede tahsil nı elde edecekti, cumuza kıymetli decektlk, Evvelâ
pHklarlyle haşladığımız bu kuraya, sonradan büyük bir okuyucu kütlesinin arzusu üzerine gazetemizde bir kupon neşrederek devanı etmeye başladık.
yapmak ImkAnı-Ayrıca 9 okuyu-saatler hediye e-aylık abone ka-
hazırlıyabilir
AYRICA :
3 altın saat
3 gümüş saat
3 çelik saat
Bu kuramızda diğer dokuz dereceyi kazanacak olanlara sırasiyle 9 kıymetli saatten birini hediye e-deceğiz. Aşağıdaki küçük kupon size nlr İstikbal hazırlıyabilir. Hor gün iki makas darbesiyle bir kenara koyacağınız
1 aralık 1950 tarihi yaklaşmakta olduğundan, neşir bayatımızın başladığı Tünlerde geniş geniş izah ettiğimiz hıı kura hakkında okuyucularımıza İzahat verelim:
90 kupon, size bir şans getirebilir
e
Kuramızda birinciliği kazanan 1 kişi Avrupada 3 «enollk tahsil masrafı olan
10.000
gazetemiz tarafından Ödenmek ü-zere yabancı memlekette okumak imkânını elde edecektir. Okuyucumuz tahsil çağında olmadığı veya tahsile gitmek istemediği takdirde bu miktar % 20 noksnniyle defaten kendisine tediye edilecektir.
Bıı kuponlar numarasızdır. 90 tanesini getiren okuyucumuz, hlr kura numarasına hak kazanır. Ayrıca. aylık abone karnelerimizin hor kapağı da 30 kupon değerindedir. Kuponların kura ııunıaralnrly-le flrğlştlrlhneslnc 15 kasını 1950 ve kadar her giln matbaamızda devanı edilecektir.
\
TAHSİL KUPONU
Al
1
8V
1
Kuramızda ikinciliği kazanan o-kuyucumuzun Türkiycde 3 sene tahsil yapmak üzere gazetemiz tarafından ödenecek
I aralık 1950 de çekilecek büyük kuramıza İştirak için a-şağıdakl kuponlardan 90 tane getirerek bir kurp numarası a-IniıllecekHİniz.
5.000 liraya
Yeni İstanbul'un
Bulgar intandan gelen mülteciler yukarıda gördüğünüz iki kule lirasında Türkiyeyo teslim edilmektedir Birinci plânda görünen kule, Türk hudut karakoludur. Arkadaki Bulgurlara aittir.
nakkı olacaktır. Yukarıda olduğu uribi, tahsil Istemlycnloro bu meblâğ da defaten yüzde yirmi nokea niyle ödenecektir.
KUPONU
18 Eylül 1P50
Sayfa 4
YENİ İSTANBUL
GÜNÜN
KONOMiK
Ziraatimiz ve kredi meselesi
Yazan: I’rof. Dr. Şeref Nuri İLK M EN
Ziraat Bankası Umum Müdürünün, son günlerde lzmlrde tertiplenen bir basın toplantısında verdiği beyanatın gazetelere intikal eden kısmından bu yıl çiftçilere daha geniş ölçüde bir kredinin açılacağını öğrenmiş bulunmaktayız. Bu haber hem ziraat ekonomimiz ve hem de milli ekonomimiz için cidden sevindirici mahiyettedir. Çünkü Türkiye tabiat şartlan ve sosyal durumu bakımından daha ziyade bir ziraat memleketi olduğuna ve milli ekonomisinin temelini de ziraat teşkil ettiğine göre İç pazarların canlanabilmesi, ihracatın artması ve bu suretle de döviz temini İmkânlarının genişlemesiyle hesap muamelesinin pasif bir durumdan kurtulması ve para kıymetinin yükselmesi, doğrudan doğruya zira! mahsullerimizin İyi, bol ve ucuz elde edilmelerine bağlıdır. Bu itibarla takip olunacak ekonomi politikasında her şeyden önce bütün vasıta ve imkânlarımızı ziraat sahasında teksif ederek, zirai kalkın-mayı tahakkuk ettirmek icap eder. , Bu yapılmadıkça topyekûn bir kal- I kınmanın da sağlam temellere dayandırılması kabil olamaz. Bugüne kadar ziraata elverişli olan bütün toprakların işletmeye açılamamış olmaları ve işletilmekte olan toprakların ise ziraat bilgisi ve tekniği e-snslarına göre işletilememeleri, mahsullerinizin miktarı ve vasıfları üzerinde fena neticeler doğurduğu gibi, mevcut ziraat işletmelerinin iyi cins tohum, lüzumu kadar gübre, modern ziraat âlet ve makineleriyle de donatılmış bulunmamaları mahsulün t-yi, bol ve ucuz şekilde elde edilmesine imkân verdirtmemiştir. Böylece bir taraftan zirai kazanç imkânları dalma dar ve mahdut bir vaziyette kalıp, diğer taraftan da toprak mahsulleri fiyatlarıyla sınai maddeler fiyatla n arasında çiftçinin çok aleyhine bir fark bulunduğundan, zira! sahada ne refah imkânı hasıl olabilmiş ve ne de sermaye terakümü temin edilebilmiştir. Bu itibarİA bugün zira! kalkınmayı esas tutan ziraat politikamızın muhtelif mevzuları arasında kredi meselesine de büyük bir yerin ayrılması ve bunun çiftçimizin ihtiyacına göre düzenlendirilmesl iktiza etmektedir.
Gerçekten millet iktisadının içerisinde yer alan bütün diğer istihsal şubelerinde olduğu gibi, ziraatte de kredinin rolü büyüktür. Çünkü çiftçinin öz kapitali İle bütün İstihsal işlerini başarması her zaman ve her yerde mümkün değildir. Zira! istih-• sal şartlan elverişli durumda bulunmaz ve kolaylıkla kredi temin edilmezse. çiftçinin de ekseriyetle istihsalini daraltmak zorunda kaldığı, hiç değilse işletmesini genişletip, istihsalini artırma yoluna gitmekten vazgeçtiği görülür. Bu vaziyet ise bir taraftan memlekette iaşe sıkıntısının hasıl olmasına, diğer taraftan ham maddesini zlraatten alan endüstrinin müşkül durumda kalmasına ve büyük ölçüde ham ve iaşe maddeleri ithalatının artmasına sebep olur. Hele Türkiye gibi her şeyi ziraata bağlı olan memleketlerde bu büsbütün tehlikelidir. Çünkü yapılan bütün ithalâtın kıymet bakımından aynı genişlikteki bir ihracatla karşılanması lâzımdır.. Her ne kadar ithalat fazlalığının uzun vadeli bir yabancı kredi İle sağlanabileceği düşünülürse de, bunun eninde sonunda yine İhracat ile tasfij’e edilmesi icap eder. İşte bu bakımdan bütün ileri memleketler, takip ettikleri ziraat siyasetlerinde kredi problemine e-hemmiyet vermişler ve bu hususta gerekli teşkilâtı vücuda getirmişlerdir.
çiftçinin krediye defa hakiki ma-bunun karşılan-alan Mithat Pa-Tuna vilâyetinin
Memleketimizde olan ihtiyacını ilk hlyetiyle görüp ve ması için tedbirler çadır. 1863 yılında
Pirut kasabasında Memleket Sandığı kurarak ve daha sonra da bunları Menafi Sandığı haline kalbetmek suretiyle çiftçiyi murabahacının elinden ve zulmünden kurtarmak iste
Bankası vücuda Nizamnamesine çiftçi olanlara buna mukabil
miştir. Fakat maalesef Namık Ke. malin 25 Rnmazan/1289 tarihli İbret Gazetesinde “Vilayatta Menafil Umumiye sandıkları açıldı. Niznmntı lâyıkiyie icra olunan ve sermayesinin tedarik ve ikrazına suiistimal karışmayan yerlerde hayli faydası da görüldü. Fakat bu tedbir dahi memalikin hemen kâffesinde mum. bahacıyı bütün bütün bertaraf et-mrk gibi göze görünecek suret te tahfif edememiştir/* Q) dediği gibi, bu sandıklar memleket ölçüsünde faydalı olmamış ve bunun yerine 1888 yılında Ziraat getirilmiştir. 1888 göre banka, sadece borç verecek ve
% 6 faizle, ayrıca bir defaya mah. sus olmak üzere idare masrafları namı altında % 1 nispetinde maktu bir resim alacktı. 1916 yılında çıkartılan kanunla bankanın idaresinde tadilât yapıldığı gibi, “Münhasıran zürraa. erazi sahiplerine, sanayii ziraiye erbabına, ziraî işlerle uğrAşan şirketlere ve tevdiat sahiplerine kredi vermek ve hesabı cari açmak ve tahvil mukabilinde piyasadajcl kıymetinin % 75 ine kadar ikrazat yapmak” esası kabul edilmiş ve böylece plasman hududu da bir hayli genişletilmişti. ı2) Bunu mütaakıp 1924 yılı Bütçe Kanununun koyduğu hükümlerle banka bir anonim şirket haline getirilmiş ve diğer bütün banka muamelelerini yapmağa da salâhiyetti kılınmışıtı.
Bugün 3202 sayılı kanunla hususi hukuk hükmlerine tâbi muhtar bir devlet müessesesi halinde bulunan Ziraat Bankası bir taraftan zira! kredi mevzuu ile uğraşırken, diğer taraftan da ticarî kredilere büyük ölçüde yer vermiş bulunmaktadır. Gerçekten 1924 yılından itibaren ticarî kredi ve mali plasmanlar devamlı olarak artmış ve 1934 yılında zirai krediler yekûnu 32.894.962 lira iken, ticarî krediler ve malî plasmanlar yekûnu 34.458.216 lirayı bulmuştur. Bu fazlalık devamlı olarak artmış ve 1948 sonunda da zirai kredilerin ( miktarı 237.303.085 iken diğerleri 66 milyona yaklaşan bir farkla 303.175.300 lira olarak tesbit edil mişti. Bu suretle Ziraat Bankası yavaş yavaş zirai kredi sahasından ticari ve malî plasmanlara doğru kaymış bulunuyordu. Bunun böyle oluşu, ticarî krediler vadelerinin ziraî kredilere nazaran çok kısa oluşu ve aynı zamanda kârlı bulunuşudur. Fakat bu böyle olmakla beraber ziraatım izin İstihsal kapasitesini jdlk-seltmek için ziraî kredi hacminin çoğaltılmasına lüzum vardır Nitekim bu lüzum ve zarureti gören İktidar partisi de, programında çiftçinin sattığı mahsullerin satın aldığı maddelere nispetle ucuz olduğunu belirtmiş bulunmakta ve böylece çiftçimizin bugünkü şartlar altında bir sermaye terakümü imkânına malik bulunmadığı ve istihsali süratle artırma hususunda da kredinin esaslı bir âmil olduğunu kabul etmiş bulunmaktadır. Ancak zİtaî kredi miktarı artırılırken çiftçi İçin çok ehemmiyetli olan orta ve uzun vadeli kre-dilere de büyük hisseler ayn makta fayda vardır. Çünkü bugün tc-min e-dilen orta ve uzun vadelilerin nispeti, kısa vadelilere nazaran çok düşük bir vaziyettedir. Halbuki çiftçi işlet, meşini ıslah etmesi, yeni yem tesisler vücuda getirmesi ve yeni yeni â-letlerle makineler satın alabilmesi 1. çln orta ve uzun vadeli kredilere muhtaçtır. Bu temin edilmedikçe zirai İşletmelerin ıslahı da kolaylıkla tahakkuk edemez.
(1) Türk Ziraat Tarihine Bir Bakış. İstanbul 1938. S. 232.
(2) Ziraat Bankası Kanunu 23-IH-1332. M. 2.
*
ZAYİ — Gölcük Deniz Fabrikasından almış olduğum hüviyetimi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yok-tur.: -
8388 Cihat Burçkln Gölcük D.Z.F.B. banal Okulu talebesi.
Roma
Tütüncülük
Kongresi
Dünya Bankasının dört senelik çalışmaları
Romada toplanan Tütüncülük Kongresinin aldığı yeni kararlar
Romada toplanan vo 6 gün süreri Tütüncülük Kongresinde Türk delegasyon reisi olarak iştirak eden Ticarî Anlaşmalar Umum Müdürü Set-tnr ilksel dün uçakla şehrimize dönmüştür.
Settar tikse], kendisiyle hava meydanında konuşan gazetecilere demiştir kî: •
“— Kongre çalışmaları neticesinde 2 mühim netice alındı. Birincisi. AvrupalIların yalnız kendi tütünlerini kullanması, İkincisi tütün birliğinin kurulması. Bu meyanda bizim heyetin yaptığı bJr tekili kabul olundu. Teklifimiz, meselenin ehemmiyetine binaen projeyi hazırlamak üzere bir heyetin seçilmesi idi. Seçim yapıldı vo heyet; Fransa, Hollanda, İtalya, İsviçre ve Türkiycdtfn teşekkül etti. Şimdi bu heyetin hazırlıyacağı proje 1951 de Amstcrdamda toplanacak kongreye arzedilccektır.
Amerikada yapılan stoklara hükümet el koyacak
Washington 17 (YİRS) — Kore harbinin yarattığı havadan istifade etmek isteyen bazı spekülatörler külliyetli miktarda ham kauçuk, çinko ve diğer hayat! önemi haiz maddelerden stoklar yapmışlardır. Bu yüzden Kore harbinden beri kauçuk fiyatları % 61 ve çinko fiyatları da % 62 yükselmiştir. Amerikan iktisa-dİ şahsiyetlerinden Symington, İktisadi Kontrol Kanunu çıktıktan sonra bu gibi kimselerin gizledikleri stoklara el konacağı ve isimlerinin aleni olarak ilân edileceğini söylemiştir.
BÜYÜK EŞYA KUR ASINDA
Paris seyahatini kazanacak olan bir okuyucumuzu
AIR FRANG
DEVLET DEMİRYOLLARI İLANLARI
Havayollarının bir uçağı Paris’e götürüp getirecek
30 EYLÜL öğleye kadar Bankamızda açılmış Tasarruf Hesaplan
31 EKİM ikramiye çekilişinden faydalanırlar. Bu çekilişe Ankaranın mutena bir yerinde
Bahçeli EV ve rağbet gören bir semtinde
DÜKKÂN ile çeşitli para ikramiyeleri talısis edilmiştir T. İŞ BANKASI
Amerika, harp ekonomisine geçmeye karar verdi
İstifçiliğe karşı ilk kararname neşredildi
Washlngton 17 (YlFtS) — Hükû-met. bugün harp endüstrisi için hayat! önemi haiz maddeleri üzerinde latifçilik edilmesini men eden bir kararname neşretmlştlr. Bu sayede, harp endüstrisi için çabşmıyan firmaların demir, çelik, kauçuk, çin-
Kısa Haberler
ALMAN SİGORTA ŞİRKETLERİ
★ Bonn 16 (Husus!) — Müttefik Yüksek Komisyonu, Alman sigor-tA şirketlerinin ecnebi muameleleri hakkında bazı tahditleri kaldıran bir kanun çıkarmıştır. Bir müttefik sözcüsünün söylediğine göre, Yüksek Komisyona dahil üç maliye uzmanı bu sahada daha fazla serbestiyet elde edebilmek için tetkiklerde bulunmaktadırlar.
JAPONYA DIŞ TİCARETİ
«â Tokyo 16 (YİRS) — Bugün resmen yayınlanan bir habere göre, Japonyanın ilk altı aylık dış ticaret bilançosunda n, geçen seneye azdır, Bu rapora ticaretinde İsmi
ketler arasında İhracat ve ithalat itibariyle Amerika başta gelmektedir.
İthalat mikta-niapctle daha göre Japon dış geçen memle-
ALMANYAYA MARSHALL YARDIMI
4^Bonn 16 (Hususî) — Avrupa Kalkındırma Programı Bakanlığının blldfrdiğine göre, Marshall Plânı, Batı Almanyaya 752.123.000 dolar kıymetinde mal göndermiştir. Gönderilen mallar arasında en fazla yer tutan 158.753.000 dolar kıymetinde olan pamuktur.
AMERİKADA HARP TEHLİKESİNE KARŞI SİGORTA
★ VVashington 16 (Hususî) — Başkan Truman bir kanun layihasını imzalıyarak sevkedilecek malların harp tehlikesine karşı sigorta edilebilmesini temin etmiştir. Başkanın bildirdiğine göre, bu kanun sayesinde sevkiyat sulh za-
I
5 kalem muhtelif vernik alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa
Satınalma. Komisyonundan t
1 — 5 kalemde ceman 625 kilo muhtelif vernik açık ekslltm* ile satın alınacaktır.
2 _ Muhammen bedeli 2705 lira olup muvakkat teminatı 202 lira 88 kuruştur.
3 — Buna ait şartname komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 3 ekim 1950 salı günü saat 10.30 da Haydar-
paşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satınalma Komisyonunda yapılacağından arzu edenlerin vaktinde komisyonda hazır bulunmaları. (12380)
Devlet Orman İşletmesi
Düzce Müdürlüğünden
1 — işletmemiz kereste fabrikası istif yerinde mevcut 63099 adet karşılığı 900.684 metreküp normal köknar kerestesi 9 parti, 73600 adet karşılığı 43.199 metreküp köknar bağdadiye çıtasiyle 15260 adet karşılığı 73.067 metreküp anormal köknar kerestesi İki parti ve 11371 adet karşılığı 115.272 metreküp ıskarta köknar kerestesi 1 parti olmak üzere 12 parti halinde açık arttırmaya konulmuştur.
2 — Açık arttırma 29.9.1950 cuma günü saat 15 te İşletmemiz binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Beher metreküpünün muhammen bedelleri normallerin
108 Bağdadiye ile anormallerin 80 ve ıskartaların ise 70 lira olup her parti için % 7.5 teminat alınır. K _
4 — Bu satışa ait şartnamelerle cb’at listeleri Orman Genel Müdürlüğü İle İstanbul. Ankara, Adapazarı, Bolu ve İşletmemiz Müdürlüklerinde görülebilir.
5 _ isteklilerin belli gün ve saatte geçici teminat akçala-
riylc birlikte mezkûr komisyona müracaatları. (12810)
ko vo kimyevî madde stok ederek müdafaa kudretine sekte vurmalarının önüne geçilmiş olacaktır. Iş a-damları bu bakımdan huzursuzluk yarattıkları takdirde para veya hapis cezalarlyle tecziye edilecektir.
mamndakl fiyat seviyesinden yapılabilecektir.
★
IRANA DOLAR YARDIMI
Washlngton 17 (Husus!) — Birleşik Amerika, Irana mühim miktarda ödünç para vermeyi tasarlamaktadır. Bakanlıktan tahmin edildiğine göre, bu yardım, gele-Vek ay yapılabilecektir. O zamana kadar Amerikan elçisinin teferruatlı tavsiyelerde bulunacağı anlaşılmaktadır. Plâna göre İhracat, ltbalât Bankası, faydası dokunacak olan işler için para sarfedll-meal şartiyle Irana kredi açacaktır.
Dışişleri Bakanlığı İranın ekonomik durumu ile yakından alâkadardır ve reformasyon programının tatbik edilmesi için elinden gelen yardımı yapacaktır.
YUNAN İHRACATI AZALIYOR
★
Atina 17 — Yunanistan Bankası tarafından yayınlanan son rakamlara göre. Yıınnnistamn 1949-1950 devresindeki ihracatı 72.9 milyon dolar kadardır. Halbuki geçen yıl ihracat 89.9 milyonu buluyordu. 19-17-1948 devresinde ise ihracat 95 8 milyon dolar kıymetinde idi. 1950 nln ilk ayında Yunan İhracatının değeri 40.7 milyon doları buluyordu. Halbuki 1949 un ilk altı ayında ihraç edilen malların değeri 51.1 milyon dolardı. Bu a-zalma en fazla serbest döviz ihracatı yüzünden oldu.
Milletlerarası Para Fonuna göre. Yunan İhracatının azalmasına sebep, Yunan parasının istikrarsızlığıdır. Bunun yüzünden Yunanla-tanda satış fiyatları Amerikada olduğundan % 42, Türkiyedekln-den ise % 38 daha yüksektir.
Brctton Woods Anlaşmasından sonra dünya iktisadının yeniden kalkındırılması gayesiyle kurulmuş olan iki hayırlı nıüesaeseden biri olan Dünya Bankası geçen haziranın 30 unda dördüncü Çpallyet yılını tamamlamış bulunuyor. Banka, dört «ene içinde 14 memlekete 816 milyon dolar tutarında İkrazatta bulundu. Bankadan İstikraz edilen bu paranın büyük bir kısmı Amerikan doları, kAİanı da ehemmiyeti sıra-siyle İsviçre frangı, Belçika frangı. Kanada dolan ve sterling olarak geri ödenecektir.
Geçen senenin temmuzundan bu senenin haziranına kadar bankanın yaptığı ikraz muamelesi adedi on iki, miktan ise 166 milyon dolardır. Bu on iki muameleden son defa ya-pıİAn bAzıları istikrazı yapan memleketlerin parlâmentoları tarafından tAsdika muhtAç bulunduğundan henüz tekemmül etmiş değildir.
Geçen sene ve bu sene İçinde yapılan ikraz muamelelerini bankanın teşekkülünden beri geçen senelerle mukayese edecek olursak 1949 ve 1950 senelerinde İkraz a t sayısının diğer senelerdeki ikrazatlan çok fazla olduğunu, fakat son senelerdeki ikrazatta verilen para miktarlarının evvelki senelerde yapılan Ucrazattakl miktarlardan az olduğunu görürüz.
Banka, ilk ikraz muamelesini Fransa ve Felemenke yapmıştı. Fran-sanın aldığı kredi 250 milyon dolar ve Felemenkln aldığı kredi de 190 milyon dolar tutuyordu. Bundan sonra yapılan hiç bir IkVaz muamelesinde verilen kredi miktan 100 milyon dolan geçmemiştir. Avustralya-nın geçenlerde aldığı 100 milyon dolarlık kredi müstesna, Hindistans yapılmış olan 34 milyon dolarlık ikraz. bankanın 1950 nenesinde verdiği kredilerin en yükseğini teşkil etmektedir.
Bütün bunlardan anlaşıldığı üzere, banka, seneler geçtikçe açtığı kredi miktarını azaltmaktadır. Bunun başlıca sebebi de bankadan yapılan kredi taleplerinin fazlalığı ve bankanın ikraz İmkânlarının darlığıdır.
Dünya Bankası 10 milyar dolarlık sermaye ile teşekkül edecekken sonradan Sovyet Rusya ve diğer bazı devletler iştirak etmedikleri için 8,35
milyar doİAr sermaye temin edebildi. Şimdi bu paranın da ancak bir kısmını âza devletlere ikraz edebilmektedir. Para Anlaşması hükümlerine göre, banka, sermayesinin ancak % 2 si altın veya dolar olarak. % 18 i de diğer âza devletlerin par asiyle ödenmiş bulunmaktadır. Banka şimdiye kadar 800 milyon dolar kredi verdiği için elinde bı’hassa dolar o-larak istenilen yeni krediler için pek az imkân kalmıştır. Bu sebeple banka, elinde bulunan diğer paralan ikraz etmek imkânını elde edebilmek için âza devletlerin muvafakatlerini sağlamaya uğraşmaktadır. Şimdiye kadar âza devletlerden bir çoğu “bazı kayıtlar koyarak,, muvafakatlerini bildirdiler.
Dünya Bankası çıkardığı obligaa-yonlarla da ayrıca 290 milyon dolar toplamaya muvaffak olmuştur. Bankanın açtığı kredilerin coğrafi dağılışında da son zamanlarda ilk senelere nazaran büyük farklar göstermektedir. İlk yıllarda Avrupa memleketlerinin yeniden kalkındırılması için banka kredilerinin büyük kısmı bu memleketlere açılırken Marshall Plânı Yardımından sonra yapılan ikra-zatın büyük kısmı iktisaden geri kalmış olan Lâtin Amerika ve Asya memleketlerine yap.lmışür. Banka bu memleketlere kıedi vermezden önce mütehassısları vasıtaslyle kredinin kullanılacağı İşin projesini tetkik ettirmekte ve ancak elektrik İstihsali, zirai makineler temini, yol» ların tamir ve yeniden inşası gibi İşler için ikrazatta bulunmaktadır.
Dünya Bankası son zamanlarda Avrupa devletleriyle yeniden alâkadar olmaya başlamıştır. Nitekim bugün İtalya ve Yugoslavya, bankadan kredi alacak devletlerin başında bulunuyorlar.
Almanyaya pamuk ihracı
İzmir, 17 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Senenin İlk pamuk mahsulü bugün limanımızdan Almanyaya gönderilmek üzere 200 balyalık bir parti halinde vapura yüklenmiştir. Almanyaya bu mevsimde 15 bin ton pamuk yüklenecektir.
Geçen hafta İçinde günün meselesini, dış ticaret rejimine Ait kararnamenin tatbikına ait meseleler teşkil ediyordu. Evvelce de yazdığımız gibi, serbest ticaret rejimine hasret çeken İthalâtçılar, T. C. Merkez Bankasının gişeleri Önünde günlerce iş takip etmek zorunda kalmışlardır.
Anlaşıldığına göre, 1 eylülde ilk defa olarak, ithal lisansı için bankaya müracaat eden tacirler dahi, bu müracaatlerine henüz bir cevap alamamışlardır.
İşin diğer tarafı da, ithal listelerinde bazı maddelerin unutulduğu, yahut A listesinde bulunması gereken bir maddenin B listesine geçmiş olmasıdır. Tâli derecede addedilmesi lâzım gelen bu noksanlıkların da telâfi edileceğine şüşphc yoktur. Fakat mesele bundan ibaret de değildir. Bütün bu şikâyetler tatbikatta görülen idari noksanlıklardır.
Djş ticareti zor bir duruma sokan meseleler, milletlerarası ticaretinin gün geçtikçe yeni yeni tahditlere maruz kalmasıdır. Amerikada demir ve çelik fiyatlarının kontrolü, malın teslim müddetlerinin uzatılmam, levha teneke, kâğıt siparişlerinin zorluğu, bütün bu yeni hâdiseler, dış ticareti tazyik edecek dereceye varmıştır. Bu itibarla dış ticaret rejimine ait kararnameden ziyade, Kore harbînin toNiriyle milletlerarası tahdidattan haklı oİArak şikâyet edenler çoktur.
İstanbul :
Geçen hafta içinde Ticaret Bordasında tiftik birinci plânda gelen maddelerden biriydi. Bilindiği gibi, Birleşik Amerika, A-vustralya He bir yün anlaşması yapmak arzusundadır. Bu anlaşmaya göre, Avustralyaıun Sovyet Rusya ve peyklerine yün satmaması temin edilecektir. Diğer taraftan Londrado. İngiltere camlaşma dahil olan yün müstahsili memleketlerin bir yün konferansı akdedeceğinden bahsolunmaktadır.
Bütün bu hâdiselerden anlaşıldığına göre dünya yün piyasasında yeni bir mücadele baş göstermiştir. Fiyatlar her tarafta yükselmiştir. Buna muvazi olarak Avrupa yünlü sanayii de. yünlü mamullerinin fiyatlarım arttırmıştır. Pek tabii olan bu hâ-dlaelerln teniriyle Türkiye yün piyasası da haftalardan beri hararetli bir manzara «rzetmektedir. Hafta içinde oğlak tipi tiftiklerin fiyatı 800 kuruştan aşağı düşmemiştir. Yıkanmış yapağı ise 100 kuruşa kadar yükselmiştir.
Fındık piyasası ise, mahsul nuksanlıgnidan dolayı yüksek
Borsa ve piyasalarda haftalık vaziyet
fiyat seviyesini muhafaza etmektedir. Fakat burada merak edilen bir nokta vardır. Acaba 190 kuruştan alivre fındık satışı yapan ticaret evleri, 300 kuruştan mal alarak, taahhütlerini nAsıl ifa ediyorlar ?
Bir müddetten beri durgun bir devre geçiren zeytin yağı piyasası. son hafta içinde yeniden canlanmıştır. Buna sebep olarak zeytin yağı ihracatına müsaade edilmesidir. Şimdiki halde Edremit, Ayvalık gibi bölgelerin 1.5 asidli E. E. zeytin yağlarında fiyat yükselişi görülmüştür. •
Diğer nebati yağlarda ehemmiyetli bir fark olmamıştır.
İzmir :
İzmir, 17 (Hususi Büromuzdan telgrafla) — Hafta İçinde İzmir Ticaret Borsasında ve ticaret âleminde esen endişeli hava, Amerikada muhtelif mahsul ve ham maddelerin fiyatlarına yapılan zamlardan sonra h&d bir şekil almış, pamuk fiyatı alabildiğine yükseltilmiş, üzüm ve incir mahsulleri de bu fiyat eklemelerinden faydalanmıştır. Bu bakımdan alivre satışların mahiyeti, şeklen bir nevi spekülatif muamele halini aldığı için alıcıda ve satıcıda büyük muameleler İçin heves kalmamış gibidir.
Ticaret âlemi, dünya ticaretinin nereyo gittiğini, yarına alt belirtilerin gayet az olmasından tâyin edememektedir. Amerikanın ve bir kısım büyük Avrupa merkezlerinin fiyatlara yaptığı zamların mânasını yeni bir dünya harbi hazırlığında arayanlar da vardır. Hakikatte harp olmasa bile. Amerikanın her ihtimali gozönünde bulundurarak harbe hazırlanmakta olduğu söylenmektedir. Bunun tesirleri ticaret sahasında yakın bir atide daha büyük bir kuvvetle hissedilecektir, bu bakımdan yurt sevgisi düşüncesi ve hissiyatı içinde bir çok tüccarımız, yeni hükümetin bazı tedbirler almak istlyeccğine ve istihlâki frenleyici bazı kararlara varacağına, tecrübeli bir İş adamı olan Başbakanın bıı vâdlde ınütehaBsıalara dış ticaret konularında tetkikler yaptıracağına inanmaktadırlar.
Borsadakl tereddüt havasının dağılmasına Intizaren haftalık iğler aşağıdaki şekilde ifade edilebilir:
1 — Üzüm: Hafta başında iştihall açılnuş olan çekirdeksiz
kuru üzüm piyasası hafta ortasında gayet hareketli safhalar gösterdikten sonra son iki gün içinde fiyat düşüklüğü göstermiştir. Bilhassa Almanların 20 eylülden önce büyük bağlantılara girmemiş olmaları, Londradan avdet eden İaşe Nezareti temsilcisinin herhangi bir satış hevesi göstermemesi fiyatları frenlemiş sayılıyor. Ayrıca bu mevsimde tüccann malî İmkânları gayet az olduğu için, piyasadaki parasızlığın da inzimamiyle büyük satışlar yapılamamıştır.
1950 mahsulünden İzmir borsasında şimdiye kadar yapılan üzüm satışı yalnız 170.000 çuvaldır. Manisa borsam ile Tarişe yapılan teslimat hesap edilirse satışların, yani müstahsil elinden çıkan üzümlerin 30.000 tona baliğ olduğu görülür.
Hafta sonunda 7. numara 66 kuruştan, 8 numara 67 kuruştan. 9 nuınarn 67.75 kuruştan. 10 numara 69 25 kuruştan kapanmıştır.
2 — İnçlr: Dünyada tek imtiyazlı maddemiz olan incirlerimizi İngiliz istihlâk kooperatiflerinin tzmire gelen mümessilleri hazırlanış İtibariyle çok beğendiklerini ifade etmişlerdir. îngiltcre-yc işlenmiş bazı partilerin satılmasında mutabık kalındığı anlaşılmakla beraber, satışı yapan firmalar, rakip firmalara İş kaptırmamak İçin gayet ketum davranıyorlar.
Hafta içinde tzmire incir müvaridatı az olmuş ve gelen incirler hemen tamamen ^Atılmıştır. İyi mallara talip çoktur ve İyi cinslerin fiyatı yükselmeye dalma meyyaldir. Satış miktarı 22.000 çuvaldır. Bayram mün&asbetlyle tç ve Orta Anadoluya İstihsal bölgelerinden 5.000 çuval kadar sevkıyat tesbit edilmiştir.
3 — Pamuk: Yeniden pamuk devrine geldiğimiz! gösteren emareler vardır. New-York ve Livvrpool borsalarmda pamuk fiyatlarında görülen inkişaflar, Demirperde arkası memleketlerinin ne fiyata olursa olsun pamuk Batın almak arzuları, fiyatları kamçılamıştır. Pamuk satışları hafta içinde borsada büyük bir heyecan içinde takip edilmiş ve hafta sonunda kapanış fiyatı 320 kuruş olmalı tesbit edilmiştir. Pamukta, bu gidişle 350 kuruşu bulacağımızı gösteren emareler mevcuttur.
Zeytin yağı piyasası. İhracata müsaade edileceği İleri sürülen 20 eylülden evvel istikrarlı bir vaziyete kavuşamaz. İç fiyatlar da yükselmeye meyyaldir.
Adana :
Adana 17 (Hususî) — Başta Adana olmak üzere Mersin, Tatsur, Osmaniye, Ceyhan ve HataydA gerek borsalarda, gerek pazar yerlerinde pamuk alım satımı bu haftA da çok hareketli geçmiştir. Mersin teslimi çemberli 1 inci akala 266 kuruşa kadar yükselmiş ve borsa satışları da hafta sonu 260 kuruştan kapanmıştır. Çiğitli pamuk hafta içinde 101 kuruşu bulmuşsa da haftanın kapanış fiyatı 94-95 kuruştur. Birinci derecede alıcılar arasında İzmir de vardır. Çiğit ise 75 santim düşerek haftanın sou günü 14 kuruştan muamele görmüştür. Keten tohumu 47, har-nub 10 kuruştan muamele görmektedir. Pamuk ihracının lisansa tâbi tutulmıyacağına dair Ticaret Bakanının açıklaması Adana piyasasını ferah lan d irmiş tır. Fiyatların yüksek olması karşısında Siimerbankla Ziraat Bankası bu hafta mubayaa yapmamışlardır. Bu vaziyet karşısında Devlete ait pamuklu mensucat ve iplik fabrikalarının pannık ihtiyaçlarının ne suretle temin edileceği merak uyandırmıştır.
-Sümerbank bugünkü fiyatlarla pamuk aldığı takdirde dokuma fiyatlarına zam yapmak zarureti hası! olacağından bu cihete gidip gidilmlyeceğl de avn bir mesele olmuştu. Bugünkü hararetli satış temposuna göre Önümüzdeki haftalarda Adana pamuklanılın 300 kunışu bulacağı tahmin ediliyor. Çukurova Pamuk Tarım. Satış Kooperatifleri Birliği Umum Müdürü tertip ettiği basın toplantısında: “Ortaklarımızın pamuk teslimatı müterayit bir seyir takip etmektedir. Birliğimizin malı oİAn Yenice ve Cey-handaki fabrikalarımız da tam randımanla faaliyete geçmiş bulunmaktadırlar,, demiştir. Diğer taraftan Ziraat Bankası da Çııkobirhğe geniş kredi açmıştır. Zirai Donatım Kurumu da Yeşil-kıırda karşı şimdiden tedbir alarak önümüzdeki ekim mevsimi için bol miktarda ilâç stokuna başlamıştır. Haftanın piyasa hareketleri arasında zikre değer diğer bir mevzu da îsraüln elma ınubayaatmı arttırmış olmasıdır. Niğde. Bor. Konya Ereğlisl, Hatay, Adana ve İçeldcn İsrail için elma mubayaa edilerek deniz yolu ile sevkedılmektcdir.
18 Eylül 1950
yen! İstanbul
Sayft Ö
-
4
Kanadanın kuzeyinde. Amcrikaya alt Alaska bölgesi, son yıllarda, strateji bakımından dünyanın sayılı tehlike noktalarından birini teşkil etmeye başlamıştır.
Vaktiyle Rusyaya alt olan Alaska 1*67 yılında. Çar II nci Alexander tarafından 7,5 milyon dolara Amerika Birleşik Devletlerine satılmıştı.
Monroe prensipınc dayanarak.Amerikan kıtası üzerinde Avrupa devletlerine ait araziyi tasfiye azminde bulunan o zamanki Amerika, İlk zamanlarda Alaskaya fazla ehemmiyet vermemiş ve bu mıntakadaki bir kaç kızıl derili ve eskimo kabilesi, uıun müddet en iptidai hayat şartlan içerisinde ömürlerini tüketip gitmişlerdir. Alaskaya gelen beyazlar ya, balız girmemiş ormanlarda avlanıyor ve kürk topluyor, yahut da Amerlkada işledikleri suçların cezasından kurtulmak için, uçsuz bucaksız ormanlarda ve kar çöllerinde gizleniyorlardı.
Geçen asrın sonlarına doğru. A laçkanın Klondyke şehri civarında mü-
Sıhhat konuları :
Atom enerjisi işçilerinin sıhhatlerini koruma
Yazan î Guy Leonard
Atom enerjisi fabrika tesislerinde çalışan işçileri radyoaktif maddelerden intişar eden tehlikelere karşı korumak, sınai müesseseler için yeni meseleler meydana çıkarmıştır. Radyoaktif maddeler göze görünmez şua ve huzmeler neşretmekte olup, bunlar büyük dozlarda öldürücü olabilir. Hattâ az miktarda radyoaktiviteye maruz kalmak dahi sıhhi bakımdan muzır tesirler yaratabilir. Radyoaktivite miktarı "Curie,, lerle ölçülmektedir. Bir curie bir gram radsnımun neşrettiği aktiviteyj eşittir.
Gözle görülmesi mümkün olmıyan yüksek elektrik voltajiyle temas tehlikesi herkesçe malûr.. olmakla beraber, bir çok kimseler için radyoaktivitenin tehlikesini idrak etmek elân müşküldür. Küçük, zararsız gibi görünen radyoaktif bir malzeme parçasının yanında durmanın sıhhate muzır olabileceğini akla getirmek filhakika oldukça müşküldür.
Büyük Britanyanın Harwell*dekl Atom Enerjisi Araştırmaları Mües-sescsl gibi mahallerde sıhhî korunma iki ana prensıpe dayanmaktadır: Muzır radvosyonlar muhakkak surette düz hatlar takip ettiği için "düz hat" ta maruz kalmadan ve bedeni temastan kaçınma. Radyoaktif maddelerin bulunduğu mahaller aktlvite derecesine uygun kalınlıkta kurşun duvarlarla çevrilidir.
Bu kurşun duvarlar (rV„ şeklindeki köşebentlerle birbirlerine İyice intibak eden kurşun "tuğla,, larla örülür. Radyoaktif şua ve huzmeler bu duvarlara nüfuz edip geçemez. Tesislerin inşasında muazzam miktarda çimento da kullanılmakta ise de, çimento duvarın radyoaktif şuaa mukavemet edebilmesi için çok kalın olması lâzımdır. 30,5 santimetre kalınlıktaki bir kurşun levhanın sağladığı korunmayı temin için 1,829 metre kalınlıkta beton lâzımdır.
Radyoaktif maddeler elden geçirilir ve içlenirken işçiyle malzeme a-rasında daima kurcun veya beton bir duvar bulunur. Doğrudan doğruya hiç bir şey ellenllemcz. Her şeyin Özel kanca, maşa ve forseplerle tutulması lâzımdır.
Harwell'dekl her lâboratuvarın kapısında, dış tarafta radyoaktivite derecesini ölçen bir âlet bulunmaktadır. Bu monitörler radyoaktivitenin mevcudiyetini derhal sezer, işçinin radyoaktiviteye maruz kaldığından şüphe edilecek olursa, işçinin durumu yine bu âletlerden birinin yardımlyle kontrol edilir, işçilerin sıhhatini korumak İçin başkaca tedbirler alınmaktadır. Lâboratuvarlarda çalışan her işçinin göğüs cel .nde küçük bir sayıcı bulunmaktadır. Tabiatiyle bu âlet işçinin kendisi kadar radyoaktiviteye maruzdur. Böylece işçi maruz bulunduğu radyoaktivite derecesini her an bu sayıcıda okuyabilir, işçiyi insana hâs olan ihmale karşı korumak için ayrıca herkesin üzerinde bir filim parçası ihtiva eden küçük bir zarf bulunur. Bu zarflar ihtimamla numaralanmıştır. Haftada bir gün bütün filimler develope edilir ve incelenir. Radyoaktiviteye maruz kaldığı teabit edilirse, bu filmi taşıyan bütün İşçiler tıbbi muayene, ye sevkedilir ve kanlarındaki kürey-vat sayılır. Kandaki kırmızı küre-cikler azalmışsa, iki, radyoaktivite bu küreleri tahrip ederj işçi bu içten alınır ve kendisine gerekli tedavi yapılır. Umumiyetle kırmızı küreyva-tın alelâde rahatsızlıklar yüzünden azaldığı teabıt edilmiştir. Soğukal-malar bunun başlıca sebebidir. Fakat periyodik muayeneler yine de yapılmaktadır.
Atom pillerini veya fabrikalarını İhtiva eden hangarlarla atelye ve lâ-boratııvarların temizlenmesi işi de yeni teknikler meydana çıkarmıştır. Bu mahallerdeki toz zerrelerinin radyoaktif olması mümkündür. Bu mahalleri alelâde usullerle süpürmek bahis mevzuu olamaz, zira tozun ıı-çup havaya karışması mümkündür. Bu itibarla süpürme ve toz alma İşleri elektrikli süpürgelerle, yani tozu sömüren Aletlerle yapılır. Bu e-lektrikli süpürgelerin torbaları radyoaktivite için muayene edilir ve emniyetli bir tarzda boşaltılır. Parkeleri ve diğer Kısımları yıkamak i-çirı kullanılan suyun da aynı şekilde kontrol edilmesi lâzımdır.
Amerikanın eski üvey evlâdı
şimdi ise gözbebeği olan
Alaska müdafaaya hazır
him altın yatakları keşfedildi. Bu haber. tıpkı Californiya altınları gibi, bütün Amerika ve Avrupayı altüst etti. Artık Californin'dnki servet men-balanna akın akın koşan insanlar, istikamet değiştiriyor ve Ala^kanın buzlu sahralarına varmak için canlarım dişlerine takıyorlardı.
Maamafih Alaska altın yataklarını münferit arayıcılardan ziyade, sermayeleri sağlam Amerikan şirketleri sömürmüş ve şimdiye kadar Alaskada 700 milyon dolar kıymetinde altın istihsal edilmiştir.
Alaskantn altın servetine rağmen. î-kinci Cihan Harbine kadar, bu memleket, Amerikanın üvey evlâdı vaziyetinde kalmış ve gelişmesi için fazla gayret sarfcdllmemiyti.
Japonyamn Pearl Harbour baskını ile Amerlkayı İkinci Cihan Harbine sokması üzerine, bütün Pasifik bölgesi gibi, Alnska da, askerî bakımdan kıymet kazandı. Japonya üzerine yapılacak hava ta&mizlannda Alaska ve bilhassa Aleötyen adalarının büyük e-hemmiyeti, Amerikan Genelkurmayının gözünden kaçmamıştı. Kanada ile anlaşan Amerika. Alnska ile Kuzey Amerlkayı muazzam bir şose ile birleştirdi. Alaskada hava meydanları, ikmal üsleri, telsiz istasyonları kuruldu ve Alrötycnler. Kuzey Pasifikte harekât yapan Amerikan kuvvetler! için çok kıymetli bir harekât üssü haline getirildi.
ikinci Cihan Harbinden sonra, A-leskanın ekonomik ve bilhassa askerî değeri büsbütün arttı.
RusjTinın Uzakşark ve bilhassa Doğu Sibirynda Amerlkaya karşı giriştiği askerî hazırlıklar. Alaskada da mukabil tedbirler alınmasını icap ettirdi. Alaska. Amerikan stratejisinin, Rusyaya karşı ileri taarruz mevzii olduğu kadar. Kuzeyden Amerikan sanayi bölgesine yapılacak hava taarruzlarına karşı da ilk müdafaa mevzii haline getirilmek üzeredir.
Kanada hükümetinin de dahil olduğu büyük bir savunma programı gereğince. Alaska, demokrasi cephesinin, en batı köşesinde, muazzam bir askeri üs haline getirilmektedir.
Amerikan ve KanadalI askeri mütehassıslar, Alaska iklimine uygun u-çak. tank, silâh ve askeri teçhizat hazırlamak ve tecrübe etmekle meşgul-durlar. raklyle
Geçenlerde 50.000 askerin işti-kar
vo buz içerisinde yapılan
Yazan i Behçet Cemal
manevralar. Alaska bölgesinin askerî değeri hakkında kıymetli tecrübeler kazandırmıştır.
Rusya, Siblryadakl hazırlıklarını İkmal ettikçe. Alaska üzerindeki niyetlerini. bazı "tarihî haklar’la örtmeye ve emellerini sudan hukuk kaidelerine istinat ettirmeye çalışmaktadır. Sovyet Hükümeti, çarların vatan topraklarını satmaya hakları olmadığını ileri sürerek 1867 satışının hukukan muteber olamıyacafcını ve bu İtibarla Alaskantn Rusyaya ait olduğunu İddia etmektedir.
Amerika, tıpkı Kars ve Ardahan ii-zerindeki Rus iddialarına benzeyen bu gülünç talebe, en müessir bir mukabelede bulunmuştur. Bir taraftan. A-laskanm, 49 uncu devlet olarak Birleşik Amerika ittihadına kabulü hususundaki anayasa tadilleri parlâmento ve senatoya sunulurken, öte taraftan, Alaskanın iktisadi kalkınmasını temin edecek geniş bir programın tahakkukuna başlanmıştır.
Son senelerde iktisadi kalkınma dev adımlarla ilerlemiştir. Altın, gümüş, kalve bakırdan maada, geniş petrol yataklarının İşletilmesi için lüzumlu hazırlıklar tamamlanmıştır. Modern tekniğin en yeni met odlarına dayanılarak. memleketin kara ve hava yolları şebekesi ikmal edilmektedir. Bu sayede Alaska kısa zamanda serseri maceraperestlerin sığınağı olmaktan kurtulacak ve modern Amerikanın bir medeniyet mamuresi haline gelecektir, işte Amerikanın, Rus taleplerine karşı verdiği cevap budur!
Bununla beraber Alasknnın. şimdiki halde askerî ehemmiyeti, iktisadi değerinden çok daha büyüktür. Slbir-yâda toplanan Rus hava kuvvetleri. Kuzey Amerikanın kesif sanayi bölgesi için çok ciddi bir tehlike teşkil etmektedir. Bu tehlike. Amerikan askeri mütehassıslarınca o derece ehemmiyetli görülmektedir ki. General Elsen-hower, bir kaç ay evvel verdiği bir demeçte. Amerikanın savunması İçin hayati ehemmiyeti haiz dört bölgeden birinin Alaska olduğunu ve burasının askeri bakımdan süratle tahkim ve teçhiz edilmesi İcap ettiğini tebarüz ettirmiştir. Alaskanın karla kaplı u-çak meydanlarında nöbet bekleyen üstün uçan kaleler. İkinci Cihan Harbinin muzaffer başkomutanının bu tavsiyesinin yerine getirilmek üzere olduğunu göstermektedirler.
SEÇME ECNEBÎ KARİKATÜRLERİ
B ^1
Stallıı
bir gün Eden’e demişti kİ: "Ben dur demettin! de İlilirim.,,
C/( l/ > P
Yurt röportajları
ARHANİYE Köyünü, içimlerinde dum.
Bir yanda, yol hizmetini tağı ve onun kesif bir yeşillik; öbür yanda, ekserisi iki katlı, taş, somurtkan kerpiç evler.
Kuru derenin bakınca İnsan, karşısındaki 130 haneli, 850 nüfuslu köyün varlıklı olduğunu sanır. Halbuki bu köy de dertlidir. Buranın da. verimli bir tabiat içinde, aönük, fakir bir hayatı vardır. ^Zengini üç, dördü geçmez,, diyorlar. "Rençperliğimize kulak as-
muhtar se-tanımak fırsatını bul-
şimdi sulan çekilmiş, gören kısır bir su ya-boyunca, ruh okşayan
yarı bellerine kadar yüzlü, toprak damlı
kenarındaki tepeden
75.000 liralık hediye dağıtımı
Büyük eşya kuramız nasıl yapılacak?
t
Yazan t
Harun Pastan oğlu
davarlarımız, bağlan
devamlı kazanç getl-
de toprağı-Kadınlan Çift aürer-Ekmeklerl “Baz-
Amerikan eri Alaskada vazife başında
a* m
I
OKUYUCULARI arasında ilk defa olarak
75.000 liralık eşya hediyesi dağıtımına teşebbüs eden gazetemizin 2 aydır neşredilen kuponları bitmiş bulunuyor.
Kupon biriktirmiş okuyucularımızın bunları İdarehanemize ne şekilde getirecek veya gönderecekleri hakkında aşağıda verdiğimiz izahatı dikkatle okuyunuz.
1 — Birçok okuyucularımızda eksik sayıların olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Okuyucularımızın, matbaamıza kadar yorulm amalarını ve taşradaki karilerimizin de vakit kaybetmemelerini temin için birinci sayfanın aynen kupon yerinde üç gün neşredilecek olan numarasız kuponlardan beherini eksik kuponunuzun yerine koyabileceksiniz. Eğer sizde daha fazla eksik varsa, numarasız kuponların çıktığı gazetelerden eksik miktarınız kadar fazla alarak, bunları telâfi edebileceksiniz.
İlk kupon yarın aynı yerde çıkacaktır.
2 — Kur’amıza iştirak nispetinin yüksekliğini düşünerek, kuponların süratle kur’a numaralariyle tebdilini mümkün kılabilmek
ve hepsini teker teker saymaktan kurtulmak için yarından itibaren gene üç gün 7 nci sayfamızda büyük bir cetvel bulacaksınız. Bu cetvelde 60 kuponun yeri vardır. Kesmiş olduğunuz kuponları buralara yapıştıracak, eksik kuponlarınızın yerine de söylediğimiz gibi numarasız kuponları ilâve edeceksiniz. Ayrıca gösterilecek olan yerlere açık adres ve isminizi de ilâve edeceksiniz.
Sayma ve tasnif müşkülâtı çıkaracağı İçin gazetemizden kesilmiş olan cetvele yapıştırılmamış kuponlar kabul edilmez.
22 Eylül 1950 Cuma
günü sabahından itibaren kuponların kur’a numaralariyle tebdili, Gazetemiz İdarehanesinde bağlıyacaktır. Anadolu okuyucularımız, aynı listelere yapıştıracakları kuponlarını bize mektupla gönderebilecektir.
Yarın, her kupon yerine geçen kuponumuzu ve kupon üstesini unutmayınız.
Yann daha geniş tafsilât
numarasız saklamayı
vereceŞİT.
E
Yazan ı
Graham Greene
GÜNLER
(12727)
77795—75754 75753—75546 75545—73615 73614—71387 71386—69475
87000—85001 85000—83501 83500—81561 81560—81001 81000—79126
105099—103440 103439—103340 103339 103190 103189 103040 103039—102740
9 — 12
13 — 16
9 — 12
69604—68404 68403—67675 67674—67565 67564—65228 65227—64061
Sabah öğleden sonra Cumartesi
Saa{
II
M
FATİH EMİNÖNÜ
KADIKÖY ÜSKÜDAR KOZLÜCAHAN
KOK KÖMÜRÜ TEVZİATI
Türkiye Kömür Satış ve Tevzi
Miiössesesi İstanbul Şubesinden:
Devam eden tevziata ait haftalık beyanname numaralan
18.9.1950
19.9.1950
20.9.1950
21.9.1950
22.9.1950
GtŞE
86824—86406
86405—86001
86000—84600
84599—84257
84256—83057
SAATLERİ:
mayın emme, mız eyi.”
Orh&nlyede recek İş *'Davar "dır. Son zamanlar-
da tiftik fiyatlarının artması, köyde davar sayısını arttırmıştır. Halihazırda, 3 binden fazla keçi ve koyun varmış. Dar. eğri büğrü sokaklannın oldukça gübreli ve kokulu olmaaı da bundan zaten.
Toprak dar, köylü bundan şikâyetçidir. Orhaniyell gene na bağlı ve çalışkandır, erkeklerinin yanındadır, ler, harman yaparlar,
kendi fırınlarında pişirdikleri lama,, dır.
Çocukları, umumiyetle iyi baJcım-lıdır. Küçük yaşta Ölenler hemen yok denecek derecededir. Sevinilecek bir nokta. Sonra nüfus artışı da bir havil fazladır. Muhtann söylediğine göre, her ay, hiç olmazsa, iki doğum kaydedermiş. Bazı aylarda bu rakam 5 - 6 ya kadar çıkarmış. "Esasen, diyorlar; Orhaniye, Ankara köylerinin içinde en çok nüfusu olan bir köydür.”
Bir diğer kayda değer iyi taraf da, köylülerin okumaya ve çocuklarını okutmaya olan hevesleridir. Şehirden getirdiğim gazeteler! kapışıp "Üç günde bir, heç olmazsa, böyle gazete gelse, dilimizin şişi iner gayri emme.” diye serzenişte bulundular. Köylü işittiğine değil, daha çok» okuduğuna inanıyor.
Tek katlı, beyaz badanalı "Orhaniye Köyü llkokulu"nun be.? sınıfı» iki Öğretmeni ve 126 öğrencisi vardır. Genç başöğretmeni, önümüzdeki yıl okulun kadrosunun takviye edileceğini, yeni öğretmenler geleceğini söylüyor.
Kültür ve millî hayatla İrtibatlarını temin edecek olan radyo, Anka-raya 35 kilometre mesafede bulunan bu köyde de henüz bir lükstür. Şimdilik, bir radyoları İle birkaç "kulak-lık"lar mevcuttur.
Çeşitli meyva ağaçlarının gölgelediği Orhaniye Köyünün uzun bir geçmişi de vardır. Okulun başöğretmeni anlatıyor: "Bütün bu yerler vaktiyle bir Yunanlı zenginin İmiş, ve dört çiftlik halinde işletilirmiş. Bu çiftliklerden herbirisl bu zenginin oğullarının adları ile anılırmış: îsta-nus. Girundııs, Kesanus ve Miranus. işte bu sonuncusu, yeni Miranus bizim köyün eski adı -imiş.
Yunanlılar burada bağcılıkla geçinirlermiş. Muhtelif semtlerde yapılan kazılarda şaraf imaline mahsus bir takım düz taşlar çıkmıştır ki, bunlara "Rayihan” adı verilmektedir.
"Köyün bizdekl mazisi İse, 150 sene kadar geriye gider. Köyümüzün 7 haneden ibaret olduğu zamanları bilenlerimiz vardır."
Gerçekten köyün şurasında burasında bugün ayakta kalan eski yapı kalıntıları, düz, uzun taşlar eski bir saltanatın varlığının işaretleridir. Köyün güney ucunda dört musluklu kocaman bir çeşme bulunmaktadır. Bu çeşmenin alnındaki beyaz mermer levhaya kazılmış olan bazı işaretler köylüler tarafından silinmiştir. Çeşmenin üst kısmında, fazla gelen suların akması büyük göz vardır.
Anlattıklarına göre, bu birisinden çeşme içine
bir Ördek üç ay sonra geri gelmiş. Yaz, kış durmadan gürül gürül kan bu "Karasu’‘yun ediyorlar” nıenbaı hüldür.
Orhaniyelllerln olan sudan yana Pek çok kaynak Yol kenarlarında,
eteklerinde boşuna akıp sular, bolluğudur. Bunun dışında, Orhaniye köylüleri, herhangi bir Anadolu köylüsünden daha az muztarip ve daha az dertli değildir.
için dört
gözlerden bırakılan
a-
"böyîe tabir köylülerce meç-
İlk hayat hakkı nasipleri boldur, sulan mevcuttur, dere içlerinde, dağ gider bu
Köyün tek tesellisi de bu su
Çeviren ı
U Ç l .\ ( U A D A M
siyle Frankfurt’taki konuşma arasında bir münasebet görmedi. Lime, kendisini misafir edeceğini yazmıştı; Viyana-nın dış mahallelerinden birinde, Nazi olan sahibinden alınarak işgal edilmiş büyük bir apartmanı vardı. Lime, tak-el şoförünün parasını da verecekti. Martins, Ingiliz bölgesinde bulunan ,. Sokağına gitti ve üçüncü kata çıkmak üzere hazırlanırken arabayı kapıda bekletti.
İnsan sessizliğe no çabuk alışır, hattâ kar altında kalmış o sessiz Vlyanada! Martins daha ikinci kata varmamıştı kİ Llmo’i bulanııyacağına kanaat getirdi. Fakat bu sükût, yokluktan çok daha derindi. Harry Ume’l Viyananın hiç bir yerinde bulamıyacağını biliyordu. Üçüncü kata vardığı zaman kapının tokmağına iri ve siyah bir kordelâ bağlanım? olduğunu görüp ona bir daha yenrüzünde rastlaya-mayacağını anladı. Evet, ölen kimse belki aşçı kadın yahut hizmetçi kadın, yani Harry Llme’don başka hor hangi birisi idi... Fakat Rollo Martins, çıktığı basamakların son yirmi tanesinden sonra biliyordu kİ Ölen Lime’dlr. bir mektebin karanlık sofasında görüştükleri günden beri geçen yirmi sene boyunca onun kahramanı olan Lime... Martins büsbütün yanılmıyordu. Zile on, on iki defa bastıktan sonra, yandaki apartmandan küçük bir adam çıkıp hiddetli bir sesle:
— Ne var bu kadar çalacak? dedi. Kimse yok. Öldü.
— Kim. Harry Lime mi?
— öyle ya, Harry Lime.
Martins bana bunları anlatırken demişti ki:
— ilkönce hu sözleri kavrı yamadı m. Gazetelerdeki "küçük haberler,, gibi bir şeydi. "Ne zaman öldü? Nasıl öldü?,, diye sordum.
Adam cevap verdi:
— Geçen perşembe günü. Bir araba ezmiş. Ve, İşin bu tarafı ona ait değilmiş gibi sert bir tavırla ilâve etti:
— Bugün öğleden sonra gömüyorlar. Az evvel gelseydiniz keşke. Kaçırdınız.
— Neyi?
— Tabutla İki dostunu.
— Haatahaneye götürmediler mi?
— Ne hacet? Burada ezildi, kapısının önünde. Hemen Öldü. Arabanın sağ çamurluğu omuzuna vurup yere yuvarladı. Saçma yemiş tavşan gibi...
Martina bana anlatmıştı: Adanı tavşan sözünü kullanır kullanmaz o ölü sanki gözünde canlandı: Lime daha kll-
doğru. Eh, Amerikan romanı hakkındakl fik-
okumam.
zaman kullanılan tuhaf bir nüktedir.
Doğ-meşhur
— Geleli on dakika oldu.
— Pek riniz?
— Hiç — Her
Gazeteci uzun dişli, kır saçlı ufalt tefek bir Adamı göstererek sordu:
— Acaba Carey mi bu?
— Ne Carey’i?
— Tabii J. G. Carey.
— Adını bile İşitmedim.
— Siz romancılar dünyanın dışında yaşarsınız, rusunu söyllyeylm, asıl aradığım oydu, diyerek
Carey’e doğru koştu; o da ziyaretçisini aktörlere mahsus ısmarlama bir gülümseme ile kabul etti. Gazeteci Dexter İçin gelmemişti amma Martins yine gururlanmaktan kendini alamadı; çünkü şimdiye kadar ona "romancı” sıfatını kimse vermiş değildi. Şahsına verilen ehemmiyetin doğurduğu hoşnutluk, Lıme’in kendisini uçak meydanında karşılamağa gelmemesinden duyduğu üzüntüyü hafifletti. Kıymet verdiğimiz insanların bize kıymet vermemesine bir türlü razı olamayız. Hiç kimsimin eksikliğimizi çekmediğini görmekten duyulan ıstırabı dıiydıı.
Otomobilin kendisini götürdüğü Astoria otelinde de Lime yok; mektup yahut haber de yok... Yalnız, Grabbin diye İmza eden ve tanımadığı hır adamın esrarlı bir tezkeresi var. O tezkerede deniyor ki: "Sizi yarınki uçakla bekliyorduk. Lütfen bulunduğunuz, yerde kalınız. Uzaklaşmayınız. Otelde oda tutulmuştur."
Fakat Rollo Martins olduğu
Bir otel salonu yahut sofasında çıkar, yani "içkiler karıştırılır",.,
lan «Öylediğini hâlâ hatırlıyorum:
"Artık hâdise ve mesele faslını bitirdim. Artık hâdise istcmıyonım" deyip kendine mahsus hâdiselerin en ciddisine atılırdı. Rollo Martindin o gülünç küçük adı ile ailesinin dört nesilden beri taşıdığı Felemenkli soyadı arasında daimi bir kavga vardı. Rollo, rastladığı bütün kadınlara dikkatle bakar, Martins ise onlardan vazgeçerdi. Wes-Urns'i hangisi yazdığını bilmiyorum,
Martins Lime’in adresini biliyordu. Grabbin adını tA-şıyan adamın kini olduğunu merak etmedi. Bu adamın yanıldığı besbelli idi; fakat Martins, onun karşısına çıkma-(____________________________________________-
yerde duranlardan değildi, durulursa ergeç bir mesele Rollo Martins'in bana şun-
Reşat Nuri DARAGO
çllk bir çocukken Martins*e silâh kullanmasını öğretmiş, beraber bir tavşan avlamışlardı.
— Nereye gömüyorlar? diye sordu.
— Merkez Mezarlığına. Bu donda toprağı nasıl kazarlar bilmem.
Martins, taksinin parasını nasıl vereceğini bilmiyordu. Beş Ingiliz lirasına Vlyanada bir odayı nasıl bulacağını da kestiromedl. Fakat bu meseleyi çözmeden önce Harry Ume’l mezarına kadar götürmek lâzımdı. TAksiye tekrar binerek İngiliz bölgesinde bulunAn Merkez Mezarlığına sürdürdü. Oraya varmak için Rus bölgesiyle Amerikan bölgesini Karla Örtülü o sonsuz mezarlığa vardığı zaman bitmek bulunan bir cenaze merasimine tesadüfün yardımlylc ladı. Bir papas. hitabesini bitirmek üzere İdi; mezarın
nnda iki adam duruyordu. Az Ötede, elleriyle yüzünü Örtmüş bir genç kız vardı. Ben de yirmi metre kadar uzakta, Lime’in biı* daha gelmemek üzere gitmesine bakarak orada bulunanların adını dikkatle kaydediyordum. Martins bana doğru gelip sordu:
— Kimdir bu gömdükleri? 1 .1
— Lime adında biri, deyince o yabancının gözleri yaşardı. Ben de hayret ettim: Kolay ağlar kimseye benzemiyordu. Ağlıyan bir genç kız vardı ama onlar hesaba katılmaz.
Martins sonuna kadar yanımda durdu. Doha sonraları bana anlattığına göre eski bir dost olduğu İçin Lime’in yeni dostlarına kendini yeni dostları daha İleri sürmemiş. O, sına ait bulunduğu
raslm bittiği vakit Martins, birbirine takılacak sanılan u-zun ve zayıf bacaklarının hızı ile taksiye doğru yollanmış. Başkaları ile konuşmak zahmetine de katlanmamış, yaşlan nihayet gerçekten akmaya başlamış, yani bizim şunızda akıtabileceğimiz bir kaç damlayı dökmüş.
Bilirsiniz, polis fişleri daima eksiktir. Hiç bir vaka
ve kat! bir şekilde çözülüp üzerine "bitti,, İşareti konulmaz: Hattâ o vakadaki şahısların hepsi ölse bile. İşte ben de Martins’i takip ettim: öteki üç kişiyi tanıyor fakat yabancı adamı da bilmek istiyorum. Taksiye yaklaşırken yetişip:
geçti. üzere raat-kena-
tanıttırmak istememiş, Lime’in ölümü o çok alâkadar ettiğini düşünerek kendini Lime’in hayatından yirmi sencainln şah-gibi hlasi bir kuruntu İle oyalanmış. Me-
Göz ya-
son
(Devamı var)
Soldan riȣa:
1 — Dalkavuk. 2 — Aklın dümeni imiş; Bozukluk. 3 — Görmek; Çerçeve. 4 — Bir edat; Bir renk. Çoğul edatı. 5 — E »kİ bir Türk devleti; Vücudumuzun mahtazHHi. 6 — Soğuk ahzet; içki. 7 — Bir harfin okunuşu; Ad; Bir harfin okunuşu, fi — Ahzederek. 9 — Anamın anaeı; Vücudunun sinir kıajnı gelilmiş; 10 — Ruhi tarafımız.
Yukarıdan aşnğı:
1 — intikal suretiyle» hazar servete sahip ol. 2 — Şuası vapılnn bir maddeyi eklet ; Tersi soru eki. 3 — istinat ettirme*; Hakkını zor ödlye-coklorlmlzdcn. 4 — Tersi ego; Yam-yassı hale gelen. 5 — Balkon. 6 — Peki mânasına da gelir; Tersi mayi mahfazası. 7 — Tersi şöhret; Tersi cezaların en büyüğü. 8 — Yabancılar; İstifra. 9 — Şecaat; Bîr nota. 10 — Ön tarafa nazar atfet (İki kelime).
DÜNKÜ BULMACANIN HALLt
Soldan »ağa:
1 — Karabiber. 2 — Eli dolu; Ak. 4 — Fakirane. 4 — Elâ; Hazar. S— H ile; Ata 6 — MI, Zc; Enam. 7 — Zarafet; Ra. 8 — Anar; Biz. 9 — Danı; Delik. 10 — Evine giden.
Yukarıdan a»ufcı:
1 — Kefellzade. 2 — Lala; Manav. 3 — Hakir; Rumi. 4 — Adi; Azar, 5 — Bar; Lef; De. 6 — ilAhe; Gebe. 7 — Buna; Etili. 8 — Ezan; Dız. 9 — Ra; Atarj Ke. 10 — Karaman,
YENİ İSTANBUL
İR Eylül 1950
Sayfa 8
Tatil aylarını geçirmek üzere Elma Vadisindeki otele gelen bir genç kız. ailesin® güvercinle mektup yolluyor.
20nci asrın cenneti
Elma Vadisinde açılan yeni otel, gürültüden kaçanlann iltica yeri oldu. Sükûnet için, telefon ve mektup yerine posta güvercini kullanılıyor
Çeviren : Meral Cumaoğlu
vap geldikten sonra müşteri otele doğru yola çıkar.
Müşteri otele varır varmaz, onun valizlerini alıp odasına çıkaran gar. son. kendisine aynı zamanda bir de kafes getirir. Kafesin İçinde bulunan iki güvercinle müşteri, akraba ve dostlariyle devamlı bir muhabere temin edebilir. Güvercin, müşterinin göndermek istediği pusulaları Los Angeles’teki merkez bürosuna götürür ve oradaki memur da bunlan postaya atarak ait oldukları yerlere gönderir. Cevaplar da tekrar Los An-geles’tekl merkez ten sonra burası, vasıtasiyle, onları teli”ne gönderir.
Biraz karışık bir usûl mü? Hiç değil! Bilâkis pek basit Esasen son — zamanlarda mektupları hep *Ha-tuplannı hep "Hava yollyle» göndermek moda olmadı mı? İşte “Elma Vadisi Oteli’nin müşterileri de modaya uyarak mek-va yollyle» gönderiyorlar^.
İşte şimdiye kadar hiç kimsenin aklına gelmemiş olan bu çok orijinal fikir sayesinde. "Elma Vadisi Oteli,,
simde büyük rağbet ve burada bir kaç gün yaşamak ar-zusiyle müşteriler haftalarca sıra beklemektedirler.
İle yırtılan o uzak devlr-okşanıyordu. babalarımızın
bürosuna geldik-ylne güvercinler ‘‘Elma Vadisi O-
boş
oto-de-ln-me-
Meğer 19 uncu asrın insanları ne mesutmuş! Romantizm asrında makineler insanların hayatını henüz istilâ etmemiş, şehirlerin bunaltıcı gürültüsü İnsanların beynini sersem-1 eştirmiyordu. Bugün otomobü klâk-Bonlannın gürültüsü kulaklarımızın zarları, lerde tatlı melodilerle Şimdi yalnız büyük
hayal meyal hatırladıkları o güzel devirler geçeli artık kırk seneden fazla oluyor. Sabahlan sokağın bin-blr gürültüsü ile uyanan yirminci asrın insan lan, başlannı dinlendirecek bir yer bulabilmek İçin hafta sonlan şehirlerden uzak yerlere doğru koşuyorlar, dağlara tırmanıyorlar, dere, göl ve deniz kıyılarında sessiz bir köşe anyorlar, fakat yere!..
Boş yere,- çünkü yeryüzünde mobilln ve radyonun girmediği İlk hemen hemen kalmadı gibi, sanlar nereye gitse, 20 nel asır
deniyetinin bu pek gürültülü iki büyük eseriyle karşılaşıyor. Velhasıl, dünyanın hemen hemen hiçbir köşesinde şöyle tam bir sükûnet içinde birkaç gün geçirmek artık mümkün değil! İşte büyük şehir ve kasabaların bunaltıcı gürültüleri içinde yaşayan zavallı insanlar, uzak ka. saba ve köylerin, dağ ve göllerin sessiz köşelerinin hasretini çekiyor, âdeta Afrika çöllerinin ıssızlığını a-rayacağı geliyor...
Bilhassa Kuzey Amerikada halk, gürültüden bıkmış, daha doğrusu yılmış, yazın birkaç hafta olsun tabiatla başbaşa da kitaplarda hayatını bir can atıyor.
kalmak, çocukluğun-okuduğu “Robenson” müddet atlrmek İçin
her mev-bir görmekte
Kadınlar köşesi
Güzellik bir ilimdir
Güzelleşme, uzun yaşama ve genç
pEKABET hissi Amerikada olduğu kadar hiçbir yerdo şiddetli değildir. Bilhassa güzellik ve gençlik bahsinde rekabet, Amerikalı kadınlar arasında artmaktadır. Fakat buna da bir çare bulunmuştur. Harpten sonra ortaya çıkan “Plastio surgery”, yani ameliyat usuliyle güzelleştirme ve kusurları örtme cerrahisi gün geçtikçe tekâmül ettirilmektedir. Bugün artık bu nevi operatörlere başvurarak güzelleşmek, o-lagan işlerdendir. New - York’un meşhur mütehassıslarından Doktor Blair’m hasta kar tote Üslerinde, sosyetenin, beyaz perdenin ve sahnenin tanınmış şahsiyetlerinin rl vardır. Bu kartlar ve atom silâhının resimleri, kadar mahremdir de!
bakımdan netice bir
yok eden
kalma usûlleri
İsimle-isimler, plânlan
usulüne
Amoliyatla güzelleşme başvuranların çoğu nispetsiz veya çirkin teşekkül etmiş bunından ve gözden şikâyetçidir. Bir kısmı “Mic-rostomie” yani fazlasiyle küçük a-ğızlarına, sarkmağa başlamışı yanaklarına veya benlere çare sorarlar. Müşterilerin arasında bir ameliyat veya kaza neticesinde edindiği yaraların izlerinin yokedilmeslnl istlyenler do vardır. Büyük kliniklere gelenler arasında yaşın icabı meydana gelen çizgi ve kırışıklıklardan kurtulmak istiyenler pek azdır. Böyleleri daha çok hususi muayenehanelere başvururlar.
Tanınmış doktorlardan birine, yaptığı ameliyatları zor bulup bulmadığı sorulduğu vakit şöyle miştlr: “Yaptığımız ameliyatlar bil kolay addedilemez. Teknik kımından kolay oldukları halde
çok şartların da gözönündo tutulması lâzımdır. Evvelâ hastanın sıhhatçe çok iyi olduğuna kanaat getirir ondan sonra ameliyata başlarız. Zira birçok hastalıklar derinin rejenerasyon ameliyesini güçleştirir ve neticeyi tehlikeye düşürebilir. Dikkat edilecek diğer bir nokta, cerrahî müdahale neticesinde de yüz adalelerinin vazifelerini yapamıyacak bir duruma gelmemesidir. Bütün bunlardan başka, burun ve göz düzeltme ameliyatlarında evvelâ hastanın yüz hatlarını iyice tetkik etmek ve sonra da heykeltraşlık hissimizi kullanmak lâzımdır. Meselâ kalkık burunlu olan bir hastaya, tek arzusu yerine gelsin diye Yunan
de-ta-ba-bir
burnu yapamayız .Teknik bu gayet kolaydır, fakat felâket olur..."
Kırışık ve buruşuklan
eski “Deriyi germe” metodu bugün artık fazla kullanılmıyor. Cildin çökmüş kısımlarını deri İle doldurmayı tercih ediyorlar. Göz kapaklarında teşekkül eden yağ toparlacık-lannın ve kırışıkların yok edilmesi gayet enteresandır. Gözün etrafında meydana gelmiş olan buruşuk ve kırışıkların ameliyatında İlk safha, vücudun her hangi bir yerinden, me-aclâ, kalçadan gergin vo elâstiki bir parça deri elde etmektir. Üstteki deri evvelâ traş bıçağı ile kazınır vo alttaki taze tabaka, yağlı kısımları bırakılarak, gözdeki kırışık e-badından kesilir. Sonra göz kapağının altında açılmış olan kanalcığa yerleştirilir. Bu konulan deri o kadar elâstiki ve sağlamdır kİ, besleme vazifesini hnkklyle yapar. Bir kaç gün sonra “Acılama” deri yeni yerine adapte olmuştur bile.
Eski yaraların izlerini yok etmekte en yeni metodlardan biri “Kazıma veya soyma” usulüdür. Eskiden yüzdeki ufak yaralan ameliyat edip, tekrar dikiyorlardı. Bugün, bu yaralan hususi zımpara kâğıdı İle düzeltiyorlar. Enfeksiyon olmadığı takdirde, deri üzerindeki kazıntılar çabuk iyi olmakta ve hiç iz bırakmamaktadır. Yeni meydana gelen deri gayet gergin ve elâstikîdir. A-lınan neticeler rejenerasyon usulüne meydan okuyacak kadar memnuniyet vericidir.
Gençlik çağını geçirmiş kadınlan telâşa düşüren diğer bir nokta, göğüs meseleyiydi. Fakat bugün eski gençliğini kaybetmiş göğüsler için de çare oldukça basitleşmiştir. Husus! yapılmış Aletlerle, uyluk adalesinin üstündeki kiriş bandlannı andıran zar alınarak ince band halinde hazırlanır. Bu adale zan gayet sağlam ve elâstikiyeti olmıyan bir tabakadır. Hazırlanmış olan Dandlar, önce göğüsün altına dikilir; uçlan derinin Altından yukanya boyuna doğru uzatılır ve köprücük kemiğinin altında birbirine raptedilir. Böylelikle arzu edilen diklik derecesine göre, elde edilebilir. Derinin altındaki yaralar barsak kirişi ile dikilir; deri üstündeki dikişler için ise, at kılı yerine gayet ince nylon ipliği kullanılmaktadır.
25 sene evvelki
VE
Bugünkü Madene Dletrlch
★
İşte İnsanların bu ruhî durumunu görüp bundan azamî istifadeyi temin etmeği düşünmüş olan bir Amerikalı otelci, Far West mmtakasının ucu bucağı gelmeyen ova ve yaylaları arasında, çok ıssız fakat tabiî güzellikleri bol bir noktayı seçmiş ve “Elma Vadisi” diye anılan burada, görünüşte basit ve sade, fakat içi çok rahat ve hoş bir otel yaptırmıştır. Umumiyetle sayfiyelerde yeni bir otelin reklâmı yapılırken, burasının demiryollarına çok yakın bir yerde ve asfalt otomobil yolu üzerinde bulunduğu, tfanyolan, garajı, dans salonları, caz orkestraları ve hattâ... her odasında bir telefonu olduğu bildirilerek otele müşteri çekmeğe çalışılır. Halbuki “Elma Vadisi Oteli“nln reklâmı bü-tün buların tamamen aksi: Demir yollarından ve asfalt otomobil yollarından uzakta, motor gürültülerinin hiç duyulmadığı ıssız “Kuş uçmaz kervan geçmez” bir noktada ve (İşin asıl garip tarafı) hiç telefonu olmayan bir otel!..
Hattâ yakınlarda bir postahanc bile yok.
Dünyada bundan gürültüsüz ve sessiz bir yer tasavvur olunabilir mi? Bütün sene şehrin bunaltıcı gürültülü yerleri içinde yaşadıktan sonra, oralardan kaçıp kurtulanlar için dinlendirilecek hakikaten İdeal yer, daha floğrusu, “Cennetten köşe”. Bununla beraber otelin
bibi zannedildiği kadar insafsız ve düşüncesiz bir adam değil. Akıllı adam, müşterilerinin şehirlerde kalmış akraba ve* dostlariyle muhabere ihtiyaçlarını da düşünmüş ve otelinin derin sessizliği içinde bunu da temin etmiştir. “Elma Vadisi O-teli"nin Atlantik kıyılarındaki I>ob Angeles şehrinde bir merkez bürosu bulunmaktadır. Otelde oda tutmak isteyen müşteriler evvelâ bu merkez bürosuna müracaat eder ve buradan otele haber göndertillr. Fakat “Elma Vadisi” civarında hiçbir posta dairesi bulunmadığına göre otele haber nasıl gider? Gayet basit: Merkez bürosunda kafesler İçinde bulundurulan yüzlerce güvercinden birinin ayağına bağlanan bir pusulacık, bir kaç saat İçinde “Elma Vadisi Ote-li“ne gider ve oda tutulup müşterinin emrine amade olduğuna dair ce-
O tel İn Los Angele^’tekl merkez bürosunda müdürün masası üzerinde telefon yerine bir ^iivercln bulunur.
Kitaplar arasında
Örnek dilbilgisi ve
edebi örnekler
Bırakılan Çocuk,,
Bu mevsim içinde yapılan yirmi gösterilen itibariyle
filminden ilk
film, heyeti umumiyesi
Bir kaç defa yazdım, tekrar ediyorum: “Yerli film» tabirini bir tarafa bırakalım. Zira "yerli» sıfatı, maalesef bir küçümsedik ifade ediyor. Vakaa, yaptığımız filmler için bundan uygun bir sıfat da yok ise de, bunu, kendi kendimize kullanmasak münasip olur sanıyorum, onun için filmlerimize “Türk filmi» demeliyiz. Amerikan filmi, Ingiliz, Fransız veya İtalyan filmi demiyor muyuz ?
baş bir bir sa-
1. konu ve konunun ana hatları; 2 çalışma ve tamamlayıcı bilgiler; 4. sonuçların yoklan-çalışmaya
küsur Türk bu ümitvericidir
oluyoruz. Bir koltuk İle İki karpuz meselesi.
Filmin yıldızı, Handan Karaokçu-tur. Cesur, çok cesur bir yıldız doğrusu. Filmde, cazibeli gösterilmek maksadiyle çekilmiş olan bacak sahnelerinden sonra İntihar etmediğine bakılırsa, artık onun için ölüm yoktur.
Bu mevsim içinde yapılan yirmi küsur Türk filminden ilk gösterilen “Bırakılan Çocuk» adını taşıyor. “Halk Film” tarafından meydana getirilmiş olan film, alelusul bir melodramdır ve “Halk FilrrTln hususiyetlerini taşıyor. Yani hemencecik, kaşla göz arasında» içine eski filmden parçalar eklenerek, boşluklar doldurulmak suretiyle yapılıvemiş kısa bir film.
Mevzu hakkında bir şey söyllye-cck değiliz. Zira, imkânlara sahip bir rejisör, bir hiçten bir şaheser çıkarabilir. Bizim filmler için böyle bir iddiada bulunamayız. Zira ne biri var ne de öteki. Bu itibarla “Bırakılan Çocuk» un rejisörü ilânlarda adını okuduğumuz Irgat’ı bu sıfatından dolayı görerek aktör hüviyeti ile
yor ve o zaman da, rejisörün aktör aleyhine çalışmış bulunmasına şahit
Lûtfi Güneri mütemadiyen poz vererek duruşu İle film boyunca bir çıkartma gibi duruyor. Bereket versin Vadat Karaokçu öldürdü de kurtuldu. Bu sonuncu aktör, elinden geldiği kadar filmi de kurtarmaya çalıştı. Amma ne yapsın? Kalkmak üzere bulunduğu söylenen bomboş bir vapuru nasıl doldursun? îmralı-daki lüzumsuz sahneleri nasıl kessin? Yirmi sene evvelini anlattığı hayatı esnasında henüz Jeep otomobilleri mevcut olmadığım kime anlatsın? Şarkı söylenilen sahnelerde gece mi, gündüz mü olduğunu perdeden fırlayıp da seyircilere nasıl seslensin ?
olarak Cahit
mazur ele alı-
Kısaca, filmin heyeti umumiyesi-nln bıraktığı intibaı anlattım. Fakat bu film bana ümit verdi. İçinde, balıkçılar, mahkûmlar gibi öyle insan unsurları var ki» bir gün. bunlar, imkânlara sahip bir film âmili ile bir rejisörün eline geçerse, beklediğimiz az masraflı, fakat “eser» vasfım verebileceğimiz bir film meydana getirebiliriz. — fa.
Yazan: Cevdet PERİN
Geçenlerde, bıı sütunda, okul k İta planlıdan umumi olarak bahsederken, dile ve edebiyata alt olanlarına ayrıca temas edeceğimizi söylemiştik. İstanbul Çapa Lisesi Türkçe öğretmeni Haydar Edlskuıı'la aynı vazifeyi yapmakta iken son zamanlarda Millî Eğitim Bakanlığı Orta Öğretim Şube Müdürlüğüne tâyin olunan Baha Dörtler tarafından yazılan, Liselere mahsus Örnek Dilbilgisi ve (1) Edebi örnekler (2l adlı kitapları İlk olarak ele alıyoruz. Çünkü, bu her iki eser de. değerli ve çalışkan meslektaşlarımızın, — maalesef lâğvolunan, fakHt su günlerde yeniden açılacağını memnuniyetle haber aklığımız — İstanbul Eğitim Enstitüsünde uygulayarak tecrübe ettikleri ders plânlarına göre hazırlanmıştır. Esasen, kitapların tertiplenip tarzı daha ilk bakışta bıınıı gösteriyor. Yazdıkları kısa, fakat özlü mukadtlemcde, muharrirleri örnek DilbllgİHİ.nl şöyle takdim ediyorlar: “Bu kitap, İlse birinci sınıf müfredat programına uygun olarak hazırlanmış ve konuların İslenmesinde bilhassa okuyucuların aktif bir durumda bulundurulması gayesi güdül m üştür. Dilbilgisi konularını, deneysel bilimler metodu İle İşlemek ve bu suretle Öğrencileri aktif bir durumdu bulundurmak gerçekten güç bir İştir. Bu kitap, bu güçlüğü, bir parça olsun, yenebilecektir kanaatindeyiz.» Bundan sonra muharrirler, kullandıkları metotların esasını İzah ediyorlar. Bir ünite halinde ele alınan her ders dört bölümden ibarettir;
araştırmalar; 3. ması. Kitabın bir hususiyeti de, öğrenciyi ders dışında da mecbur etmesidir. Lise birinci sınıfa yıhla otuz İki saat ayrıklığı halde, kitapta kırk sekiz Ünite bulunması bunu gösteriyor: Artan üniteleri, öğretmen ders dışında, seminerde yahut yazılı vıızlfe olarak verecektir. Kitabın soııundM bir de sözlük bulunması, örnek olarak ele alınan parçaların çok güzel seçilmiş ve yerinde kullanılmış olması kayda değer.
Edebî örneklor’e gelince, bu kitabın da muharrirleri tarafından aynı tarzda çalışarak hazırlandığını görüyoruz: Bir kelime He, bütün gaye, Öğrenciyi pasif durumdan kurtarmak, urnştırmaya, derste ve ders dışında düşünmeye ve çalışmaya sevketmektlr....
Bu kitaptaki parçaların zevkle ve nesil farkı gözetmeksizin, tarafsız bir zihniyetle seçildikleri bilhassa göze çarpıyor. Okullarımızda okutulacak bütün kitaplarda bu tarafsız sanat ve ilim zihniyetinin hâkim olmasını candan dileriz. Zira, devirler» ve şahıslar gelip geçen, şaheserler ebedidir!.. Bazı tercihler! okluğunu yaklnen bildiğimiz bu İki meslektaşımızın, her türlü sübjektif görüşten sıyrılarak, çocuklarımıza edebi örnekler verdiğini görmek bize zevk ve ümit veriyor.
Ha>dar Ediskıın'la Baha Dürder'in dil ve edebiyat öğrenimlerine hlr yenilik getirdikleri muhakkaktır. Öğrenciyi keııdl kendine çalışmaya sevketnıek bugün üniversitelerin de gayesidir. Bunda henüz lâylklyle muvaffak olunduğu gerçi İddia edilemez. Fakat, muhakkak olan bir şey varsa, o da, bu metodun en yeni ve en faydalı olduğudur, öğretmen arkadaşlarımızın buna inanmaları ve garp âlemini yıllardan beri aydınlatan bu meselenin ışığı altımla yürümeleri lâzımdır.
(1) Remzi Kltabevi, İstanbul, 1950.
(2) Remzi Kitabeyi, İstanbul, 1950.
Lûtfl Güneri, Vedat vo Handan Karaokçu ‘‘Bırakılan Çocuk» filminde
Jürinin seçtiği 30 hikâyeden biri
Hikâye Müsabaka»
ÇÜRÜKÇÜ
(Bat tarafı dünkü SAyımızda)
Günün hâdiseleri İçinde şöhret alan Turan Beyi o hafta, vali, yanına çağırdı. Harp havadisi vermek Üzere memleketin muhtelif yerlerinde kumlan ve “İstihbarat odası» diye anılan bir salonun şehir İçinde de açıldığını, fakat İşlere nezaret edecek bir ehil kimseye ihtiyaç hasıl olduğunu bildirerek İlâve iş halinde bu hizmetin de tarafından yapılmasını rica etti.
Gündüzleri mekteple meşgul olduğundan, Turan Bey, ekseriya akşam üzeri uğradığı İstihbarat Salonunda göçenin geç vakitlerine kadar kalıyor; büroya gelen gazeteleri, mecmuaları, günlük resmi tebliğleri, türlü havadisleri serpişlirlldlkleri masaların üzerinde bol bol okuyordu. Hele “Harp mecmuasının nüshaları onun İçin çok çekici idi. Mecmuanın baş taraflarında o zamanki başkumandan vekilinin, Sultan Reşad’ın, Alman ve Avusturya - Macaristan İmparatorlarının, Ma-zurya kahramanı Hindenburg'un. Sırbistan fatihi Makenzen'ln, Başvekil Kont Hertling'in haşmetli resimleri birbirini takip ediyordu. Son sayfalarda ise “Yaşayan Ölüler., kısmı geliyordu ki. Turan Beyi daha çok oyalayan, hattâ düşündüren bunlardı. Karanlık İyice basıp el ayak çekilince İstihbarat Salonu da korkunç bir ıssızlığa gömülürdü. Muallim Turan o zaman dergideki “Yaşayan ölüler”in hakikaten yaşadığını; bir kaç dakika sonra dergi sayfalan arasından birer gölge gibi çıkarak ayaklandıklarını ve oturduğu masaya doğru öfke He yaklaşarak boğazını sıkar gibi olduklannı görürdü.
Gecenin gene böyle bir saatinde, yattığı bekâr odasına dönerken evlerin birinden yürekler acısı bir feryat koptuğunu duydu. Bir kaç adım önünde yürüyen polise seslendi:
— Memur efendi, şu san evde bir cinayet mi var. nedir? Baksanıza kıyamet kopuyor.
Polis, gayet sakin:
— Yok beyim, hergünkü İşler, diye cevap verdi. Ev sahibinin künyesi geldi de, biraz evvel onu haber vermiştim.
Turan Bey. bir defa durakladı. Kendi kendine:
— Yaşayan ölüler serisine bir tane daha katıldı, diye mınldandı ve bu hissinden dolayı, vicdanının büsbütün mahvolmadığını düşünerek İçinin karanlıklarında hafif bir gurur bile duydu.
Turan Beyin hayatı üç yıl kadar, a-şağı yukan hep bu dekor içerisinde geçti. Cepheye pek çok kafileler gitti; pek az insan döndü. Bozan askerî bandoların İştirakiyle büyük sevklyat yapıldığı da olurdu. Bunların bir kaçında bizzat Turan Bey ve talebesi “Ey gaziler yol göründü., marşını dinleyen teşyiciler arasında saf tutmuşlardı. Fakat tttlhat - Terakki murahhasının vaktiyle kendisine söylediği “son kafile”ye, nedense sıra bir türlü gelmedi. Nihayet günün birinde “Mütareke ilân ediliyor” dediler. Şehir, birdenbire boşanan bir yay gibi gevşedi. Halktan pek azı. memurlardan bir kaçı işgal müfrezeleri daha kasabaya girmeden ortadan kayboldular. Turan Bey de bunların arasında idi. işgalin uyandırdığı ilk şaşkınlıktan sonra seyahat için Tstanbula gidenlerden birisi Turan Beye Beyoğlunda r asi ad iğini söylemişti. Daha sonra, yine îstanbuldan dönen bir başkası da onun yabancılar hesabına sivil polis yazıldığı haberini getirdiyse de işin aslı anlaşılamadı.
Batı Anadolunun henüz is kokusu duyulan yanmış şehirlerinden birinin yıkıntıları arasında nasılsa ayakta kalabilmiş bir bina.. Duvarına çakılı levhada şunlar yazılı: VHâyyatı Müstah-lâsa îmar Komisyonu. Memurlar, mühendisler. bir içeri bir dışarı, arı gibi işliyorlar. Hava cehennem gibi sıcak. Komisyon reisi dairenin alt katındaki odasında herkese birer türlü meram anlatmağa çalışıyor. Evvelâ tereddütlü adımlarla kapıya kadar sokulan genç bir adam, fırıl fırıl dönen gözleriyle içeriyi süzdükten sonra birdenbire reisin karşısında dikildi:
— Beyefendi, bendenize münasip hizmet varsa emrinize hazırım.
— Nasıl bir hizmet? Bak. bizim burada türlü türlü adama ihtiyacımız var: Mühendise, fen memuruna mimara nakliyeciye, ustaya, kalfaya. Ne bileyim, daha nelere... Sen ne (ş görebilirsin?
— Bendeniz vaktiyle nafiada çalıştım; fen işlerinden anlarım.
— Ya İçeride biraz bekle de sonra konuşalım.
Bu sırada mıntakadak! inşaat aür-veyyanlarından biri reisle konuşmak İçin kapı eşiğinde bekliyordu. Oda bo-şAİınca reisin yanına, kulağına kadar yaklaştı.
— Beyefendi ben bu adamı tanıyacak gibi oluyorum. Memlekette buna Çürükçü Duran derlerdi. Makbul bir adam değildir.
— Ne gibi?
— Vallahi efendim, o kadarını anlamam. Zatınız bir tahkik edin.
Reis iş isteyeni biraz sonra yanına çağırdı:
— Siz kimsiniz, anlayalım, dedi.
— İsmim Tur&ndır.
— Nüfus kâğıdınız?
— Buyurun efendim.
— Elinizde başka vesikanız, bonservisleriniz?
— Var efendim. İşte bir tanesi. Muallimlik de yaptım.
— Daha, daha?
— işgalden sonra Kuvayı Milliye-de çalıştım. Vücudum delik deşik ol- , du. baksanıza reis bey!, db’e pantalo-nunun paçasını yukarıya doğru sıyırdı. Ama, reis, bu bacakta eski bir kesik izinden başka bir şey seçemedi. Sürveyyanın yanılması ihtimalini do gözönüne alan reİB, Turanı ovvelâ dolgun bir gündelikle moloz nakli işlo-rlnde çalıştırdı. Turan kendini çabucak beğendirdi. Bir kaç gün sonra reis onunla âdeta şakalaşmaya vardı, tltı-fat olsun diye Topaz ismini verdi. Kısa bir staj devresinden sonra Turanı teşkilâtın esas kadrosuna aldı.
Yıllarca süren İmar çalışmalarından sonra teşkilât ve komisyonlar lâğve- j dilirken, Turan Bey. başka bir resmi vazife aramadığı gibi memleketine dönmeği de hatırına getirmedi. Yalnız pek ballandırılmış bir bonservis kâğıdı daha almayı ihmal etmedi. Hemen o mevsim içinde, Anadolunun canlı faul merkezlerinden birine yerleşti. Açtığı ufak bir büroda evvelâ “serbest mühendisim,, diye kendisini tanıttı. Ya- ı nındn çalışacak İstidatlı bir ressam da buldu. Epeyce para kazandı. Her I
Yazan : Şevket Tezel
yer gibi evkafa ait binalar da baştan başa harap olmuştu. Fakat onların tamiri, hususî hlr bilgiye ve İhtisasa dayandığından bu sahadaki İmar İşlerine henüz kimse e) (diremiyordu, Turan Bey Ankaraya yaptığı kısa bir seyahat sonunda kuvvetli tavsiyelerle gene faaliyet bölgesine geldi. Camiler, mescitler, hanlar, hamam ve çeşmeler İçin müteahhit aranırken Turan Bev ön plânda yer almaya başladı. Yanında çalışan adamlardan derme çatma öğrendiği şeyler arasında “restore etmek", “restorasyon”, “sitüasyon" gibi bir kaç frenkçe kelimeyi sık sık tekrarlaması. onun yüksek kültürünü ispata, etrafındakiler için kâfi geliyordu.
Kazancı çoğaldıkça hırsı da artan Turan Bey, daha az yorgunlukla daha büyük kâr getirecek çarelere başvurdu. İşi ile alâkalı makamlara, şar hıslara İkram kapılarını açtı ve giın geçtikçe genişletti. Mesleğin türlü inceliklerini hazan kendi kendine öğrendi. Anlayamadığı başka daleverelerl de ona iş verenler öğretti. Bir kaç yıl sonra Turan Bey memleketin itibarlı zenginleri, nüfuzlu şahsiyetleri orasına girdi. Soyadları Kanunu tatbik edilirken kendisi için mühim olan İki 1$! daha halletti. Evvelâ Turancılık devrinden kalma köhneleşen ismini değiştirmek İstedi. Mahkemede dinlettiği iki şahit "Bey efendinin asıl ismi Turan değil, Turhan'dır” dediler. Eski bir hatıradan faydalanarak çok değişik bir soyadı da buldu. Mahkemeden tescil ilâmı çıktıktan Bonra son bastırdığı kartı okuyanlar onu, biraz daha muhteremleşen hüviyetiyle tekrar selâmladılar: Mimar Turhan Topaz.
Turhan Topazın ahbap muhiti genişti. Fakat girdiği sosyetelerde daima boş kalan bir tarafı vardı. Bunu kendisi de bilirdi. Dostlan, bilhassa, onun kendi hesabına yaptırmaya haşladığı apartmanın daha temeli atılırken, ta» kılmaya başladılar:
— Buna ne lüzum vardı, sanki? Baykuş gibi tek babına oturacak olduktan sonra
Turhan Bey için kadın meselesi, ancak lâzım olduğu vakit düşünülen bir mevzudu ve aslında çok basitti. Fakat yaşının artık İlerlemesi, ona yavaş yar vaş endişe de veriyordu, içtimai mc^ kilnln daha müsait bir şekle girmesi İçin de yalnızlıktan kurtulmağa lüzum vardı, iyi niyetli bir çok dostlar bu maksatla kendisine hizmet etmek istiyorlardı. Fakat mimar bu işin daha kolay tarafını buldu. Apartman tamamlandıktan sonra kendisini ziyarete giden dostlan antrede orta yaşlı» güzel bir hanımla karşılaştılar. Konuşmasında. misafirlerine karşı olan muamelesinde en ufak bir aksaklık yoktu. Çok da neşeliydi. Semender Hanımın methini duyan öteki ahbaplar da ziyaretlerini tacil ettiler. Fakat^ biç kimse bu sürprizin mahlyetinf Turhan Beyden sormak nezaketsizi!-* ğini göstermedi. O da durumun iç yü-w zünü sonuna kadar - en yakınlarına* bile - açıklamadı. îlk günlerde yapılması mûtat dedikodular arasında bazıları "kapatmasıdır., dedi. Daha makul kimseler de "hayır, bu kadın öyle düşük bir şey olamaz,, kanaatini ileri sürdüler.
Turhan Beyin eski temas muhiti bundan sonra daha da genişledi. Çaylar. eğlenceli başka toplantılar, şehir çapında balolar, karşılıklı dostluk hislerinin gelişmesine bol bol yardım etti.
Semender Hanım daha çeşitli temas zeminleri de hazırlamaktan geri kalmıyordu. Galiba biraz da oyuna düşkündü. Evvelâ misafir hatırı için iştirak ettiği ufak poker partileri, kısa bir zamanda büyüme istidadı gösterince, eğlencelerin şekli gibi kadrosu da değişti. Turhan Bey;
— Hanım, bu, irade oyunudur; yani erkek işidir, diyordu ve kareye Semender Hanımdan evvel oturmak İçin can atıyordu. Nispeten dar bir tanıdık kütlesi arasında ve çok sıkı bir temas havası İçinde geçen bir kaç yıl. görünürde, Turhan Topazın neşesini bozmadı İse de çalışma İsteğini, kazanç hamlelerini herhalde gevşetti. Son zamanlarda epeyce zarara giren Semender Hanıma, Mimar Bey para yetişti* remez oldu. Hattâ bir gün hiddetlendi bile:
— Fazla Heri gidiyorsun. Aklını başına topla Apartmanı satacağa benzi* yoruz.^
Turhan Bey. gidişin kötü olduğunu seziyordu ve mümkün olsaydı bu yaşayışın tarzına başka bir istikamet verecekti. Fakat kadının devamlı, ustaca tesirleri onu engelliyordu. İnşaat taahhütlerinin de gittikçe tadı kaçıyordu. Üstüste aldığı iki işden epey* ce zararla çıktı. Evdeki dırıltı da ek* sik değildi. Biir defasında Semendef Hanım;
— Turhan, artık bu kadarına ta* hamnıül edemem. Zaten aramızda resmi bağ yok; başımı alır giderim, dedi,
Turhan Bey buna hiçbir karşılık vermedi. Fakat çok üzüldü; uzun uzun düşündü. Artık hiç kimseyle, hiçbir şeyle mücadele edecek kudreti kendinde göremiyordu. Bu haliyle yapayalma kalmış olmaktan da ürktü.
O günlerde elinde evkafa alt camiin tamiri işi vardı ki, bu da onun için ayrı bir üzüntü kaynağı halini almıştu Yapılan masraflar eldeki keşiflerin çok üstündeydi. Paraya İhtiyaç hasıl oldukça kolaylıkla elde ettiği sltüas-vonlan bu defa. İnşaat komisyonu He nallanın gösterdiği zorluklar yüzünden alanındı. Güvendiği bir arkadaşı ona muvuzaalı. tehlikeli bir yol gösterdi. Böylece mühim bir puranın hâzineden çekilmesi mümkün olduysa da çok geçmeden dedikodusu da her tarafı sardı. Mühendisler, müfettişler, eski eserler mütehassısları İnşaatın üzerine kartal glb! çöktüler. Mimar Turhan, düştüğü bu korkunç vaziyeti düzeltmek İçin epeyce uğraştı. Netice hakkındrıki ümidi do sarsılmadı. Tahkikat ve muhakemenin sonunu evinde. yine eskisinden farksız bir yaşayışla bekliyordu.
Emniyet Müdürlüğündeki Nöbetçi Komiser Turhan Topaz‘a üç seneye mahkûm olduğunu ve derlini cezaevine sevkcdileceğini teessürle bildirdi. Bu haber ertesi sabah şehir içinde bomba gibi patladı. Hâdiseyi duyanlardan çoğu:
— Bereket versin kİ, cami, mescit gibi mübarek şeylerin yüzü suyu hür-metine yakayı bu kadar ucuza kurlardı; yoksa en aşağı on yıl hüküm giyerdi bu herif, dediler.
Daha vefalı dostlan da şöyle düşündü:
— Yazık oldu şu adama; devlet binaları neyse no ama. şu hayır - ha-sonat işlerine fesat karıştır masaydı bark
— SON —
9
Pazarlık tarihi
Saati
Muv. tem.
SATIŞ YERİ
vazıh malzeme karşılarında gösterilen
(12510)
i
TOPTAN
M2
i
t. E. T. T. İşletmelerinden
Cinai
Miktarı Mııh. Bedeli
t»
M3
muhammen
bedelleri
2 — Şartnameler levazımdan
(Metro han)
LAN
arsanın
MİLLAS
S
519—
4677
Eski şehir İn Güllük
519—
4684
Alan aldı
519—
384
519—
4685
4690
519—
Öğrenmek
ihtiyacında olduğumuz her şey
Beyoğlu 44844 Ankara 00 intanbul 21222 İzmir 2222
Üsküdar 6(»915 K. köy 60872
Karşıyaka 15055
39678 50
BURSAİ hh
İzmir Fuarındaki Paviyonumuzda teşhir edilmekte olan kamyonlarımızı ve otomobillerimizi görerek kararınızı veriniz
Hasır süpürge Çalı süpürgesi Sultan çif. kumu
4450
6600
5000
ad.
«t
4757.50
990 —
50000 —
357
75
3750
lira
H
21 9.1950 Perşembe
M M
10
10.15
10.30
1 — Yukarıda cin^ miktar ve tarihlerde pazarlığa konmuştur.
Yuva-îlk 0 r t a - L i s e
parasız tedarik edilir.
■_ NİŞANTAŞI . ÖZEL
IŞIK L İ S E s ı «■. "k
(Eski FEVZİ YE)
Yabancı dil öğretimi, tik Kısım 3 üncü sınıfta başlar. Kadrosu müsait sınıflara her gün saat 9 ile 17 arasında kayıt yapılır. Arzu üzerine prospektüs gönderilir. Tel: 80879.
Hicri 195 0 EYLÜL 18 Paurteal Rumi
Zllhlc. 5 1869 Eylül 5 1366
VARİT VASATİ EZANİ
Güneş 6 41 1124
ögl« 13.08 5.52
İkindi 1638 V 21
Akşam 19.15 12.00
Tattı 20.47 1.33
tmsAk 5.03 9 46
UÇAK -TREN -VAPUR
GELECEK OLAN l (. AKLAR
9.45 D.H.Y. «Türk» Burandan — p 50 D.H Y (Türk» izndrden. 15.00 D H Y. (Türk) Erzurum E-lfizıâ. Malatya. Kayseyi. Aııkara-dan. — 15 35 D.H.Y. (Türk) İskenderun, Adann. Ankaradnn. — 15.50 B E.A. (İngiliz) Londra. NIs. Roma. Atİnadan. — 16.00 D. H. Y. (Türk) îzınlrılen. — 18 15 D.H.Y (Türk) Burandan. —. 18.85 D H Y (Türk) Anknradan — 20.25 P A.A (Amerikan) Ix»n(lra.
EI.IfAMRA «42235» 1 — Aşk Yolcuları. 2 — Mark Tvvaln in Maceraları.
İNCİ (84595) 1 — Pamuk Prense* ve 7 Cüceler. 2 — İntikamımı Alacağım. 3 — Hafiyeler Kıralı.
İPEK (44289» 1 — öldüren Puse. 2 — Karışık işler.
LÂLE (43595) 1 — Kahramanın İntikamı (türkçe), 2 — Kahraman Doktor Vosael (renkli).
MELEK (40888) 1 — Sahte Melek. 2 — Ajkeu Yalanman.
SAK Al (41656) 2 Açıkgöz Tarrsn Diyarında.
M ATPARK (83143) 1 — Kaptan Kıd. 2 — Haydut Aşkı (renkli).
SÜMER (4MS1) ı - Tarzan Kara Kaplana Karşı.
.ŞARK (40380) Kaptan Frnkns. •ŞIK «43726) 1 — Afyon Kaçakçıları. 2 — Fıesta.
TAKSİM (13191) E ıra kılan Çocuk. TAN (80740.) 2 Açıaçoz Tarzan Diyarında Mlki.
CNAI. (Kışlık) 1 — Altın Küpeler (lürkçei. 2 — Bir Hizmetçi Kızın H(tınıları (tÜrkçeL
( NAL (Yazlık) (49306) 1 — Yaşamak Arzusu. 2 — Bufaio
(türkçe).
YENİ (84137) 1 - Kanunsuz
kak 2 — Kara Ok. 3 — Altın lepçe.
YILDIZ «42847» 1 - Kam Kuman 2 — Aşk ve Para
Bil
Sole e-
Brükeelden.
E. İPEKER - Sultanhamam Hacıpolo Han karşısı No. 40
Beyoğlu Pesaj HacopuJo No. 40, Yegâne ısmarlama trenç-kot mağazası Zengin çeşit Kadın, erkek ve çocuklar için
İşin nev’l
Sıhhi tesisat KaJorlfer tesisatı Elektrik tesisatı
Eskişehir Valiliğinden
Keçif bedeli Muvakkat teminatı Lira Krş. Ura Kr(-
3939 32282
3357
50 00
00
295 2421
251
46
15
77
UÇAKLAR Balıkctir. iz-(ÎOglHz) AU-
GİDECEK OLAN
« 00 D H Y. «Türk) mire. — 8 30 B.E.A.
na. Roma. N’ls, Londra ya. — 3«’ı
D H Y (Türk) Buraaya. — 9 «K» A F. (Fransızı Atina. Roma. Pa-rtae. — 9.00 D H Y (Türk) Ankara, Sivası ElAzığf Diyarbakır, Vana. _ )0.05 D H Y. (Türk» Afyon Konya. Adana, G Antep Urfnya. — 10.16 D H Y. (Türk) tzmire. — 10.25 D H.Y (Türk) Ankara. Bevrut Kahıreye. — 10.30 D.H.Y (Türk) Ankara Adana İzkenderuna 16.00 D.H Y. »Türk» îzmlrr. — 17 00 D H Y. (Türkı Anlcnmve — 17 05 D H.Y, «Türk) Bumoyn. - 21 40 P. A A, «Amerikan» JJam, Basra Kü-ı-aşl, Delhi. Kalküta. Bangkok Hon/kongn.
GELECEK OLAN VAPl RLAR
6.00 Sçvynr, Karablgadnn. — 6.30 Konya-Buraa, Bandırmadan. 20;00 Sus. Mudanyadnıı. — 22.39 Bandırma. Bandırmadan.
GİDECEK OLAN VAPl RLAR
* 00 Bandırma, Bandırmaya.
9 »Mı Sus, Mudnnvaya. — 14.00 İskenderun. Izrnlrc — 14.00 Cum hurivet Karadeniz*,
GELECEK OLAN TRENLER
8 30 Ankara — 9.15 Ankara Ekspresi. — 20.30 Ankara
GİDECEK OLAN TRENLER Tarsus. — 18.10 Ankara
21 V* Dotu Ekspresi.
İSTAN'Bl L CİHETİ ALEMDAR (23863) 1 - Asilzade SHûhşur. 2 — Filipin Aslanları (türkçe).
IZAK «23542» I Berlin Ekspresi.
2 — Mazhımun Ab». 3 — Tarzan Çöllerde
AYSU (21917) 1 — Kanlı Karavan (türkçe». 2 — LulU Belle, ÇEMBER UT AŞ
nallardan Türbe 2
ı »Türk filmi' EMRE 1 - Kanlı Düşman Yumruğu
3 — Balaaıın Dönüş
IIU.K «2J9OİI Kanı maskeli Süvari (30 kısım)
Kara Karnriwıt nahhrtr hrclhrhın
122513» 1 - Ka-— Bir Yaban-
Meyhane 2 — Altında Parla.
R
A
BEYOĞLU ( 114ETİ
AI KAZAR (42562) 1 - Ormanlar
Kıralı (renkli). 2 — 1kl Cingöz Haremde, 3 — Gizil Vasife (tllrkçe) AR (44394) Tamirat kapalı,
ATLAS (40835) Tahcn Suare Pnmpeknln Son BEŞİKTAŞ BAHÇESİ kum (türkçe). 2 — Gençlerin Sev gdlsl (renkli).
dolayiRİylr
GlUell
Günleri, I - lııl)-
SATILIK EMLAK
İstanbul Defterdarlığından :
Kıymeti teminatı Lira Lira
Dosya No. Cinsi
512—
515—
2139
515—17776
516—17780
519— 1053
519— 2553
İSTANBUL «22367) 1 — Zoronun
Kara Kamçısı 125 kısım. 2 — Tehlikeli Kadın.
KISMET (26654) 1 — Tokyo Gülü. 2 — Gönüllü Knhroman.
MARMARA |23%O) 1 — Asilzade Slhlhşör. 2 — Filipin Aslanları.
1 — Önce Vatan Çavuşlar. 3 — Ca-
MİLLİ (22962)
2—3 Ahbap su dar Peşinde.
T İ R A N (22127 ı
Çavuş, 2 — Hak ve Adalet 3 — Sayılı Kahramanlar.
YENİ «Bakırköy İR - 126) 1 — Saltanat Deviren Gözde. 2 — Beş Parmaklı Canavar.
1 — AMan Yürekli
KADIKÖY CİHETİ
HALE (60112) 1 — Renkli Rüyalar. 2 — Kaptan Siroko.
OPERA (687141 1 — Bar incisi (renkli). 2 — ölüm Fırtınası; sCrevta (60862) 1 - Annemin Günahı (türkçe); 2 — Dalavereciler.
SUNAR (21413) I - Kara Güneş 2 — Esrarlı Ma( era
ANKARA
AN KAR A «23432» Korannlnr Kıralı. B(‘YİK (16031) Gülmeyen Kadın. CEBECİ (13816) 1 — Gönülden Yaralılar. 2 — İntlklAl Madalyası. PAltK (11131ı l(Rnunıtıi7. Sokak SUS (14071) 1 — Vatan Kahramanı. 2 — Aşk ve Müzik.
S t M ER (14072) Robenson Adası. I I I S «222941 Sihirli Ses.
1 ENİ (14040) Modern Venüs* GAR GAZİNOS1 NBA İtalyan Ispanyol Revüleri.
ve
İZMİR
rAYYARE Pranga Kazağı.
.MELEK 1 — Gönlümdeki Aalan Ölmeyen Rüyalar
LALE 1 — Balıkçının Sevgilıaj 2 — çöl Aşkı. 3 — AMonlnr Yolu. TAN 1 — Balıkçının Sevgilıal. 2 Çöl Aşkı. 3 — Azlan la r Yolu YENİ 1 — Kahramıuı Kılavuz. 2 — Ali Baba Hlndlalanda. 3 — Korfllkniı Kardeşler
ELKA.MKA l — Güzel Onat. 2 — Aşk ve Kıskançlık
D
Y
0
L
SIHHÎ İMDAT
tafanbuj Beyoğlu Anadolu yakası Ankara
İzmir
ECZAN
2968 38
Mahallesinde yaptırılmakta olan İlkokul binasının yukarıda keşif bedelleriyle muvakkat teminatları yazılı tesisat işleri 2.10.1950 pazartesi günü saat 15.15 e kadar kapalı zarf usulü İle eksiltmeye konulmuştur.
Eksiltme Hükümet Konağındaki D, Komisyon Salonunda Komisyon huzurlyle yapılacaktır.
Bu İşe ait kesif, metraj, serldöpri, eksiltme ve mukavele projeleri ile buna bağlı evrak her gün D. Komisyon Bürosu ile Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
İsteklilerin İhale gününden en az üç gün evvel valiliğe müracaatla ehliyet vesikası almaları şarttır.
Taliplerin 2490 sayılı kanun hükümleri dairesinde hazırlayacakları teklif zarflarını yukarıda gösterilen İhale aaatinden bir saat öncesine kadar makbuz mukabilinde ve mühürlü olarak komisyona vermeleri şarttır.
Postada olacak gecikmeler nazara alınmaz.
60536
91
2251
D E BİT OL
ı ’ •'"’V •. • ’P
561—
58
B
Eminönü: Ankara (Eminönü) —
Siı-rı Bnşdoggt) (Küçükpnr.ar) — Esat (Divanyoluj — Süreyya (Kumkapi)
BEY.ÖGLU: Güneş (Merkez) —
Barunak (Tnkaiın» — BAtiat Tülbentçi (Taksim) — Bankalar (Galata» — Necdet Ekrem (Şişli) — Çubukçu (Şişil) — Hahooglu (Haa-köy) — Yeni Turan (Kaaıınpaşn ı FATİH: İsmail Hakkı (Şehzade-başı) — Etrm Pertev (Akaaray) — Sama i ya — Hamdl Eni gen (Şehremini) — Ahmet Suat (Karagllm-rükı — HUsn mcddln Oökengln (Fener)
EYVPj Arif Beşer
BEŞİKTAŞ: S Recep lBeşiktaş) -Ortaköy - G !>(• anlmglu fArna-vutköyj — Merkez (Bebek) KADIKÖY: Yml Moda — Fenrrvo-hı — Erenköy — A. Cafer Çağatay ıBoatancıı
( NKt'DAR; Ahmetliye IIEYKEI İADAî H Halk H( Yİ KAD\: Halk
ANKARA: Hayat — Halk — Bpy&r IZ.Mllt: Yardım (Alaancak) —
Halk (Ha «mahancı — Cumhuriyet Eşrefpaşa) — Birlik «Kenıeral-tı) - Güzrlvah (Yalılar)
A
R
DIŞ MACUNU
Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğünden
1. — Tapulama teknisyenleri için 300 adet İş çantası açık eksiltme suretiyle «atın alınacaktır.
2. — İhale 28.9.1950 tarihine rastlayan perşembe günü saat 11 de Gerici müdürlük
binasında yapılacaktır.
3. — Muhammen 675 liradır.
4. — NÜmune ve lebdir.
bedeli 9 Bin lira olup geçici teminatı
şartnamesi her gün komisyonda görü-
5. — İsteklilerin ilân olunur. (12421)
muayyen gün ve saatle bulunmaları
İstanbul Teknik Okulu
Bakırköy, (Florya) Şenlikköy Florya Çiftliği arazisinden 61 parsel 1300 M2 tarla.
Beyoğlu. Yenişehir malı. Feylesof so. 1353 ada, 14 parsel en eski 59 eski 48 yeni ve taj 56 kapı sayılı 39 M2 arsa.
Eyüp, Cezri Kasım mah. Fcshane Defterdar cad, 66 ada, 33 parsel eski 43 yeni 41 kapı sayılı 72.27 M2 arsa.
Eyüp, Düğmeciler mah. Bıçakçı E-yüp So. 200 ada 17 parsel eski ve yeni 27 kapı sayılı 86.04 araa.
Eyüp, Abdulvedut Mahallesi, rai Kızı so. 75 ada 3 parsel 93 kapı sayılı 47,50 M2 arsa.
Kl-yenl
Eyüp, Abdulvedut mah. Yağhane Değirmen so. 86 ada 1 parsel eski 16, 18, 34 yeni 16 kapı sayılı 7977 M2 bostan ve kulübenin 40/120 payı.
Eminönü, Büyük Çarşı mah. Yağlıkçılar cad. Cebeci han, îç han alt kat 2812 ada. 190 kapı sayılı 16.70 M2 gaza.
parsel eski 34 harap ma-
Eminönü, Büyük Çarşı lıkçılar cad. Cebeci han, kat 2812 ada, 197 parsel eski 41 kapı sayılı 21.70 M2 harap mağaza.
mah. Yağ-Iç han alt
Kadıköy, Caferağa mah. Fırıldak ve Mühürdar karakolu so. 137 ada
9 parsel 172 M2 bahçeli kârgir e-vin 1/2 payı (Eski 14 yeni ve taj
10 kapı sayılı)
Kadıköy, tkbaliye mah. Mukbil so. 385 ada. 119 parsel eski 2 taj 17 kapı sayılı 115 M2 arsa.
Kadıköy, (Göztepe) Merdi venköy mah. Nisan so. 751 ada, 23 parsel eski 22 yeni 13-31 kapı sayılı 187 M2 bahçeli ahşap evin 246610/ 3597680 payı.
Kadıköy, Oamanaga mah. Canan so. 12 ada 56 parsel eski 17 mük. yeni 20 kapı sayılı 341.50 M2 arsanın
4/ 5 payı.
Kadıköy, Osmaniye mah. Necip Bey ve Uzunçavır so. 630 ada, 9 parsel en eski 2.2 mük. 2.2/1 yeni 12 taj 3/6 kapı sayılı 1264 M2 arsanın 1/2 payı.
Kadıköy, Osmaniye mah. Uzunça-yır so. 632 ada. 1 parsel en eski 2.2 mük. 2 mük. 2/1 yeni 16 en yeni 3/1 kapı sayılı 1012 M2 1/2 payı.
Kadıköy, Osmaniye mah. yır so. 632 ada, 4 parsel
Uzunça-enesıkl 2 mük. 2 ırükr2 mük. 2.1 yenf 20 en yeni 3 10 kapı sayılı 1008 M2 arsanın 1/2 payı.
Kadıköy, tçerenköy mah. so. 790 ada. 25 parsel taj sayılı 401 M2 arsa.
Alanaldı
43 kapı
Kadıköy, tçerenköy mah.
so. 790 ada, 28 parsel taj 49 kapı sayılı 320 M2 aröa.
Kadıköy, tkballye mah. Borulu Maslak so. 483 ada, 8 parsel en eski 21 mük. yeni 11 taj 13 kapı sayılı 81 ’ M2 ahşap ev.
Kadıköy, tçerenköy mah. Alanaldı so. 790 ada, 14 parsel yeni 23 taj 21 kapı sayılı 251 M2 arsa.
Kadıköy tçerenköy mah. Alanaldı ve Ergin so. 790 ada. 29 parsel yeni 20, 21 taj 17 kapı sayılı 330 M2 arsa.
Kadıköy Cafcrağa mah. Nlsbiye so. 147 ada, 3 parsel eski 2 Mük. yeni ve taj 7 kapı sayılı 65 M2 kârgtr ev.
3000
14000
225 —
22.50
34.50
1050.—
Yukarıda yazılı gayrimenkuller 27.9.1950 çarşamba günü saat 15 te Milli Emlâk Müdürlüğündeki Komisyonda ayn ayrı açık arttırma ile satılacaktır.
İsteklilerin nihayet saat 15 e kadar yatıracakları teminat makbuzları ve nüfus cüzdanlariyle birlikte satış günü komisyona, fazla bilgi için sözü geçen Müdürlüğe başvurmaları «Teminatlar önceden de yatırılabiîlrl. (12327)
ANKARA :
7 28 Açılış ve program. — 7 30 M.S.Avarı. — 7.31 Hafif uvertürler (pl ). - 7.45 Haberler. -- 8.1)0 Çeşitli melodiler fpl ı - 8 25 Günün programı ve hava raporu — 8.30 Hafif müzik (pl.) 9.00 Kapanış.
12/28 Açılış ve program. — 12.30 MS.Avun. — 12 30 Şarkılar, - 13.00 Haberler - 13.15 Salon Or-l«.atrnaı çalıyor fpl.>, — 13.30 öğle gazetesi. — 13 45 Dinah Shore. Ring Grnehy ve Anne Shell on söylüyor «pl.l. — 14.00 Hava raporu, akşam programı ve kapanış.
17 58 Açılış Ve program. — 18.00 M.S.Ayarı. — 1/Ö0 Dana Orkestraları çalıyor «plj. — 18.30 Konuşma i Kitap ana ti. |fi 45 Sinema orguyla melodiler (pl.L — 19.00 M.S.Ayarı ve haberler. — 19.15 Tarihten bir vapr(k. — 19.2»» Şarkılar. — 19.15 Tarihi Türk Müziği. — 20.15 Radyo gazetesi. — 20.30 Dvorak 3 üncü Senfoni (pl.). — 21 15 Radyo haftası — 21.30 Dana müziği (pl ). — 22 (>Ö Konuşma. —
22.15 Koşma ve divan. — 22.45 M S Ayan ve haberler. — 23.00 Program Ve knpanış
H I \ x Dİ 1
12 57 Açılış ve programlar. — 13,Q0 Haberler. —
13.15 Hafif ö£le müziği (pl.ı, — 13.15 Şarkılar.
H 20 Serbest asal (Konuşma viya müzik) — 14 30 Şarki ve türküler (pl), — 14.45 Frenz Laizt’ln tanınmış piyano enerlerinden (pl ). — 15,00 Programlar ve kapama.
17.57 Açıl»3» ve programlar. — 18.00 Fasıl Heyeti Konseri. — 16.40 Caz aantl (Takdim eden: Erdem Bur!). — 19.00 Haberler. — 19.15 İstanbul haberleri. — 19.20 Küçük Orkestradan melodiler. — 19.10 Radyo Klâsik Türk Muelklal Blrliftj Kosner*. — 20 15 Radyo Gazetesi, — 20 30 İstanbul saraylarını grzivoruz. — 20.40 Necati Başa ra Türküler kümelinden memleket türküleri — 21.00 Senfonik müzik (pl ) — 21.15
Dinleyici lateklerl (Türk musikisi), — 22.30 Geraldo Orkestrasından dans ınüzlfid (pl.), — î ler. — 28.00 Dana müziği (pl ). —- 23.30 ve kapanış.
LONDRA :
7.40 Jnıı Hurst ve Orkest ra n «İp.85
Varyete programı (19.85 m.). — 0.15 15 rışık müzik (pl) (16 84 m.). — 10.30 HlkAye (The black Rose 16.M m.). — 11.00 Promcnad serlerinden plaklarla yavım (İreland. Dukan. Rnh-manlnor) «16.84 m.), — 12.30 Vlçtoi Sllvcater Orkestram (19.85 m.). — 13.30 Klfıalk müzik dinleyici lateklerl (11.49 m.). — 11.15 Haftanın beatckOrır Beethoven (11 49 m ). — 15 15 Srnıprinl ve Piyanosu (11.49 m.). — 15 30 Oavar Rnbln ve Orkcatıanı «16.81 ın).’— 16.15 Manoug Pnrlldıın keman resitali (16 84 mı. — 19.18 Dinleyici İstekleri (16.84 m». — 20.30 Haftanın şrtrkılaıi «16 81 m.' 22 «•(• Senfonik mü-
zik ve monatlar (16.64 nı.j. — 2LU0 Dinleyici istekleri (16.64 m.).
22.45 Haber-
• Programlar
m.ı. — fi.oo dalcika kanaati Kon-
Dan/»
Müdürlüğünden
(insi
Tahmin bedeli
Forma Ura
Tutarı Ura
İlk teminat Ura
3 adet kL
tap baskısı 100
85
8500
638
Yıldızda bulunan okulumuzun yukarıda yazılı kitapların baskısı şartnamesine göre 12.10.1950 tarihine rastlayan perşembe günü aant 15 te Cağaloğlu Cumhuriyet Matbaası karşısında bulunan Yüksek Okullar Saymanlığında toplanacak olan Satın Alma Komisyonumuzda kapalı zarfla ihaleleri yapılmak üzere eksiltmeye konmuştur.
İsteklilerin ilk teminatı yatırabilmek ve şartnameleri görmek üzere eksiltmeden bir gün evveline kadar okulda ve eksiltme günü de Yüksek Okullar Saymanlığında Komisyonumuza başvurarak İlk teminat yatırmak üzere irsaliye almaları teklif mektuplarının eksiltmeden bir saat evveline katlar makbuz mukabilinde verilmiş bulunması «arttır. Postada vaki olacak gecikmelerin muteber olmadığı ilân olunur. (12750)
tk ramiydi bir
WARNER
RUJÜ ALAN
Hem yüksek kaliteden bir ruj almış olur, hem de GÜZEL BİR KÜRK MANTO, BİR BİLEZİKLİ ALTIN Kol SAATİ. BİR KADIN ROB-LUK AVRUPA KUMAŞI ile 50 muhtelif hediyeden kazanabilir
LİON Mağazası ve diğer parfümeri dükkânlarında satılmaktadır.
Her kutunun içinde bulunan numaralı kuponu saklayınız. Keşide 31 ekim 1950 noter huzurunda çekilecektir.
KIYMETLİ
BİR MÜŞAHEDE
Amerikanın meşhur Rockfeller Enstitüsü timi Araştırmalar Konseyi tarafından neşredilen bir bültende, petrol kuyularında çalışanların saçlarını gayet iyi muhafaza ettikleri müşahede e-dilmiştir. Aynı bültende belirtildiğine göre, BENZİNE DE PETROL maddesinin saçların dökülmesine mâni olduğu tesblt edilmiştir. Bu maddeyi havi yegâne müstahzar
PETROL NİZAM
dır. Saç dökülmesi ve kepeklenmesine karşı harika ilâç PETROL NİZAM tedavisine derhal başlayınız. Bütün eczahanelerde ve lüks parfümeri mağazalarında bulunur.
*
İ.E.T.T. İşletmelerinden: .
1 — 2 adet makkftp, l adet freze bileme, 1 adet demir testere. 1 adet radyul makkap, 1 adet freze, 1 adet torna. 1 adet marangoz tezgâhı mektupla fiyat ve teklif isteme usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Şartnameler levazımdan ”Metrohan” parasız tedarik edilebilir.
3 — Teklif mektuplarının rr 7.5 nispetindeki teminatları ile
birlikte en geç 27.9 1950 çarşamba günü saat 17 ye kadar levazım müdürlüğüne verilmesi ilân olunur. (12695)
*
Bayta 8
▼
l
u
I
•JŞ
9
MALİYE MÜFETTİŞ MUAVİNLİĞİ
Devlet Muhasebesi
Usulü Kanununun
mâliyeyi alâkadar
Sanayii Müessesesinden ı
*
TOPTAN SATIŞ YERİ
M ŞAMLI ve KAHIII ŞI
N Al
a
Demir ve tahta kasnak ile
yatak ve braket satılacak
Sümerbank Deri ve Kundura
TERTİP PİYANGOLU
■I ...
I SATIŞA ÇIKTI
fyze 1 EV, 2 OTOMOBİL, 2 AVRUPA SEYAHATİ, 9 RADYO,
ı «I
YATISIZ
BOĞAZİÇİ LİSELERİ
Tahsil ve terbiye hususundaki ciddiyet ve muvaffakiyetiyle tanınmış, bakım ve konfor itibariyle eşsiz bir müessesedir. ANA — İLK — ORTA ve LİSE sınıflarına öğrenci kaydedilmektedir. Lisana ehemmiyet verilir.
Amavutköy — Tramvay Cad. Telefon: 36.210
MÜSABAKA İMTİHANI
Maliye Teftiş Kurulu Başkanlığından
1 — 35 lira maaşlı maliye müfettiş muavinliği için 6 kasım 1950 pazartesi günü Ankara, İstanbul ve lzmirde Maliye Teftiş Kurulunca müsabaka imtihanı yapılacaktır.
2 — Taliplerde aranılan şartlar aşağıda gösterilmiştir.
a) Memurin Kanununun 4 üncü maddesinde sayılı evsafı haiz olmak,
b) imtihan açıldığı senenin ocak ayının başlangıcında 30 yaşını İkmal etmemiş bulunmak,
c) Siyasal Bilgiler, Hukuk ve iktisat fakülteleri ve Yüksek Ticaret mekteplerinden "veya bunlara muadil ecnebi okullarından,, mezun olmak,
d) Yapılacak tahkikat neticesinde karakter itibariyle müfettiş olâbilecek vasıflan haiz olduğu anlaşılmak,
3 — İmtihana talip olanlar 18 ekim 1950 tarihine kadar Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığına bir dilekçe İle müracaat edeceklerdir. Dilekçeye talibin sarih adresi yazılacak ve aşağıdaki vesikalar eklenecektir.
a) Nüfus cüzdanının aslı veya tasdikli sureti,
b) Kendi el yazıslyle hal tercümesi,
c) Askerliğini yaptığına veya imtihan tarihinden itibaren bir sene tecil edilmiş olduğunu gösterir resmi vesika, "bu vesikayı getlremiyenler İmtihana kabul edilirler İse de tâyinleri, fiili askerlik hizmetini tamamladıktan sonra, kadro İmkânlarına göre yapılır.,,
d) Okul diploması veya tasdiknamesi,
e) Sağlam ve yolculuk zahmetlerine mütehammil olduğuna dair tam teşekküllü bir hastahaneden alınacak sıhhî heyet raporu^
4 — Taliplerden aranılan şartlan haiz olanlar tahriri ve şifahi olmak üzere iki İmtihana tâbi tutulacaklardır. Tahrirî imtihan Ankara, İstanbul ve lzmirde, bunda muvaffak olanların şl( fahî imtihanı Ankarada yapılacaktır.
n — imtihan programı aşağıda gösterilmiştir.
1 — Maliye,
a) Bütçe,
b) Vergi nazarlyeleri,
c) istikraz,
2 _ iktisat,
a) istihsal, inklsam, tedavül ve İstihlâk bahisleri,
b) iktisadi meslekler.
8 — Matematik, "Geometri ve aritmetik.,
4 — Ticari ve sınai muhasebe usulleriyle hakkında nazari ve tatbikî malûmat,
5 — Hukuk,
a) İdare hukuku,
b) Ceza Hukuk ve Ceza Muhakemeleri esaslan ve tahkikata müteallik hükümleri.
e) Medenî Kanun, Borçlar Kanunu,
d) icra ve İflâs ve Ticaret kanunlannm eden hükümleri,
6 — Ecnebi lisanı,
.Almanca, fransızca, İngilizce lisanlarından biri, devlet lisanı imtihanı verenler ayrıca imtihana tâbi tutulmazlar.
HI — imtihan neticesinde müfettiş muavinliğine almanlar Oç sene sonra yapılacak ehliyet imtihanında muvaffak olurlarsa maliye müfettişliğine tâyin edilecekler ve tetkikat için bir sene müddetle ecnebi memleketlere gönderileceklerdir. (11965)
BİÇKİ ve DİKİŞ YURDU
V’’ 1 •
•
(
GOML ECl HER
9 fi
ERKEĞİN ÇÖMLEĞİDİR UMMADIĞINIZ BİR ANDA BİZİ SEVİNDİRİR
Marpuççular No. 40
YERİNDE BİR K
h ( 1
Jri
RAR
Dünya
ve dolayısiyle piyasamızın fiyat yükselişlerine rağmen
SÜRPRİZ
• 9
II
9
14 *■
4 ’
GÖMLEK
ERİ
fiyatlarını
stoklarını eritinciye kadar muhafaza ALMAKTA ACELE EDİNİZ.
edecektir
1 S T
N B U
n
V V C E L Galata, Tünel civan ŞIK BAYAN Beyoğlu, İstiklâl Cad.
P E R A K
L D A
CEVAT Yeni Postahane Cad. No. 64 M. K. M. Bahçekapı, Arpacılar Cad.
SATIŞ
ATABEK Yeni Postahane Cad. No. 55
Bİ-BA-BO Bahçekapı No. 22 - 24
ENDE
YERLERİ:
CENTİLMEN PAZARI S i
K E G A M
r
Kadıköy
k e c I
P. T. T. işletme
Genel Müdürlüğünden:
1 — idare Lhtiyacı için şartnamesine İlişkin fennî şartnamelerinde vasıfları yazılı beş adet bir fabrlkatonluk kapalı kamyonetle, altı adet 2,5 fabrikatonluk karoserli kamyon ve dört adet on kişilik kaptıkaçtı, her birine lüzumlu avadanlık İdarî şartnamenin 6 ncı maddesinde yazılı kayda göre teklifte bulunulmak şartiyle kapalı zarfla eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Beş adet bir fabrikatonluk kapalı kamyonetin muhammen bedeli (45.060) geçici teminatı (3375) lirat altı adet 2,5 fabrikatonluk karoserli kamyonun muhammen bedeli (66.000) ve geçici teminatı (4550) lira, dört adet on kişilik kaptıkaçtının muhammen bedeli (50.800 geçici teminatı (3790) lira bu 3 kelemin muhammen bedeli (161.800) geçici teminatı (9340) Ura olup eksiltmesi 29.9.1950 cuma günü saat 16 da Ajıkarada Genel Müdürlüğümüz Fen Dairesi Başkanlığı odasında müteşekkil Satm Alma komisyonunda yapılacaktır.
3 — istekliler geçici teminat makbuzu veya Banka teminat mektubu ile şartnamenin 4 üncü maddesinde yazılı kanunî vesaik ve tekUfi muhtevi kapalı zarflarını o gün saat on beşe kadar mezkûr komisyon başkanlığına vereceklerdir. Postada vaki olacak gecikmeler kabul olunmaz.
4 — Şartnameler Ankarada P. T. T. Emlâk ve Levazım Mü-
dürlüğünden, Istanbulda Yeni Valde hanında P. T T. Umumî Depo Muhasipliğinden bedelsiz olarak verilecektir. (12466)
Mtlessesemlzln Beykozdakl merkezinde iyi bir durumda olan demir ve tahta kasnaklarla, muhtelif cins yatak ve braketler 28 eylül 1950 perşembe günü saat 15 te açık arttırma suretiyle satılacaktır.
Talip olanlar mezkûr güne kadar cumartesi ve pazardan başka her gün satışa çıkarılan malzemeyi müessesemizln Bey-kozdaki merkezinde saat 10 - 17 arasında gerebilirler. Arttırmaya girecekler müdürlüğümüzden alacakları şartname mucibi 350.— liralık güven parası yatıracaklardır.
İLÂN
Eskişehir Valiliğinden
İşin nev’i
Kalorifer tesisatı Elektrik tesisatı Sıhhi tesisat
Keşif bedeli Muvakkat teminatı Lira Krş.
Lira Krç.
12552
2669
2804
50
00
60
941
200
210
44
18
30
1351 92
Konağı arkasında yaptırılmakta olan
18026 10
Eskişehir Hükümet özel idare Mülkünün yukarıda keşif bedelleri ile muvakkat teminatları yazılı tesisat işleri 2.10.1950 pazartesi günü saat 15.30 a kadar kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
Eksiltme Hükümet Konağındaki D. Komisyon Salonunda Komisyon huzurlyle yapılacaktır.
Bu işe ait keşif, metraj, serldöprl, eksiltme ve mukavele projeleri ile buna bağlı evrak her gün D. Komisyon Bürosu İle Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
isteklilerin İhale gününden en az üç gün evvel valiliğe müracaatla ehliyet vesikası almaları şarttır.
Taliplerin 2490 sayılı kanun hükümleri dairesinde hazırlayacakları teklif zarflarım yukarıda gösterilen ihale saatinden bir saat öncesine kadar makbuz mukabilinde ve mühürlü olarak komisyona vermeleri şarttır.
Postada olacak gecikmeler nazara alınmaz
Comments (0)