spSr] AKŞAM [jgj
8-'ne SI — No. 11022 — Fiatl: her yerde 10 kuruştur. CUMARTESİ 18 Haziran 1940 Sahlblr Necmeddln Sadak — Yaa İşlerini fiilen İdare eden: C. Bildik — Atom Matbaası
Demokrasi, terbiye ve zabıta
Yazan: A. ADNAN - ADIVAR
Nizam, bu kelime ne ka-dat kudretli, ne kadar şümullü bir mânayı haizdir. Tâ nizamı âlem tâbirinden başlı yarak daha küçük mefhumlara kadar her şevde bu nizamın tesiri ve şümulü vardır. Eski Yunanlılar nizam dedikçe hep eşya a-rasındakl âhengi anlarlardı. Bilhassa cansız eşya arasındaki bu Ahenk teessüs etmiş olursa o vakit âlem (= cos-mos ) kurulmuş olurdu, Frarısızcada bu âleme Monde diyoruz va. Ahenk, intizam olmayınca monde değil lâtince aslına "öre onun lû-gai ve mâna itibariyle tam zıddı olan immonde olur. Fransız dilinin ne bahtiyar bir tesadüfüdür ki bu sön ke lime aynı zamanda pis. murdar ve mekruh mânasına da Re!ir. Hakikaten nizamdan uzaklaşan her şevde biraz murdarlık maddî, mânevi çirkinlik yok değildir.
Nizam her şeyde olduğu, gibi >nsan toplulukları: içinde de hususî'bir takım nizamlar vardır. İste o nizamların heusine değil yalnız birine bile riayet edilmediği zaman bir cok kıymetler kırılmış, dökülmüş bir halde ortaya saçılır Nizamın bozulduğu zamanlar, demokrasiyi, hürriyeti. inkılâbı istediğinizi yapmak mânasına alanlar hu bozulmaların zamanla düzeleceğini, başlarını hakimane bir tarzda salhyarak, vaiz ederler. İlk zamanlarda bu vaızlar esnasında -înkı-lâo nisan yağmuru gibi gelmez,. ve e İnkılâp memlekete girerken gümrük vermez,, gibi vecizeler işitirdik. Fakat simdi artık inkılâbın faizleri doluya tutulmuş lâhana tarlasına çevirdiği ilk zamanlardan uzağız.
Bugün bu sütunlarda u-mumî terbiyeye ait bir d -itten bahsetmek İstiyoruz ki bu bahse taallûk eden nizam. şimdi bizde bozulmasını istemediğimiz nizamların basında gelenlerinden biridir. Her umumi yerde e-deıj ve terbiyenin muhafazası vle zâbıta memurları kadar hepimiz de vazifedarrz. Hele demokrasiyi seviyor ve onu kendimize maletmek istiyorsak bu umumi edep ve terbiye kaidelerinin muhafazasında zabıta kuvvetlerine vardım etmeğe mecbur olduğumuzu da kuvvetle hissetmeliyiz. Cemiyetin umumi edep ve terbiyeye taallûk eden nizamlarını bozanları cürümlerinin bütün delilleri İle oollse teslim etmek için Adeta bir polis hafiyesl gibi çalışmak ve teslim ettiği şahısların ne muamele gördüklerini araştırmak bütün vatandaşların vazifesi olmalıdır.
Bu vazifeyi son zamanlarda matbuat vasitasiyle İfa eden iki vatandaşa raslamak bana bu satırları yazdırdı. Biri Cumhuriyetin değerli muharriri Bürhan Felek, Bey arkadaşımıza gelen ve dünkü fıkrasına zemin teşkil eden mektup diğeri de 1-ki gün evvel Akşamda Bay Vâ-Nû arkadaşımıza bir fıkra ilham eden şikâyetname-dit Vakaların sekli ayrı olmakla beraber ikisinin de e-sası hep bu umumi yerlerde edep ve terbiyeye uymtvan sözler söylemek, ve hal ve harekette bulunmaktan ibarettir. En hafif tâbiriyle lâ-Obaliyane hareketler diye tavsife başladıktan sonra perde perde sesimizi yükselterek terbiyesizlik, edepsizlik, ve namussuzluk diye tâ-rif edebileceğimiz bu hareketler ve bu sözler.lerbiyell, kendi halinde vatandaşların doğrudan doğruya şahıslarına taallûk etmese bile valnız kulak ve gözlerine iğne, iğne değil çuvaldız gibi battıkları için umumî bir ıstırap, bir hu'-ursuzluk ve neticede pis ve mekruh bir nizamsızlık
doğurur. Bu iki aziz fıkracı arkadaş nice zamandan beri bu ıstırabı duymuşlar ve mü temadlyen yazmışlardır. Fakat bu defa yazdıkları kulak ve gözleri rencide etmekle kalmıyarak doğrudan doğruya vatandaşların kendilerini veyahut «öteki kendilerini» maddeten rahatsız e-den. halecana düşüren hareketlerdir ki bunlar hem u-muml edep ve terbiyeyi, hem de şahsın hürriyet ve huzurunu sarstığı için, yâni İki baştan zâbıtayı alâkadar e-der. Halbuki Cumhuriyet gazetesinde çıkan mektupta büyük güreş müsabakaları esnasında spor sarayında (Mutlaka saray olacak a-şağısı kurtarmıyor) âdeta el ile tasallût seklini alan bir hareket üzerine hemen oradaki zâbıta memurlarına müracaat edilmiş ve ne yazık ki zâbıta bu işle hiç meşgul olmamıştır.
İşte zâbıtaya haber ver- j mek vatandaşlık vazifesi ifa edilmiş olduğu halde zâbıta kendi büvutunun borcu oiarı vazifesini ifa etmeyince insanın ağlamaklı olmaması elden gelmez. Gitgide günün birinde bu hareketlerin halka demokrasi ve hürriyeti fena göstereceğinden korkulabilir. Halbuki demokrasinin ne demek olduğunu dört seneden beri yazan kalemler artık yoruldu, söyll-ven dillerde artık tüy bitti: hâlâ bir çoklarımız anlıya-madılar. Anlıyamadılâr kİ böyle yüksek umumi yerlerde huzurunu bozmak demokrasiye değil doğrudan doğruya diktatörlüğe yakışan harekettir. Bunu beklerdik kİ zâbı-tamız herkesten daha ivl değilse de herkes kadar anlamış olsun da millete, huzur ve rahatını İadeye çalışsın. Spor sarayları, stadyumlar kurmak maksa-dlvle taşlan, demirleri maddî bir nizama koymak İçin vakit ve para bulan İdare o, taş ve demir yığınları İçinde edep ve terbiyeyi temin ede-; cek mânevi nizamı kurmak için de vakit ve çare bulmalıdır.
A. ADNAN - ADIVAR
EXEX3XES33
Halkı dolandırıyorlar
Hikâyeye nazaran, bir sütçü varmış. Safi su satarmış. Fakat İstanbul Öyle büyük ki. aynı sokağa bir daha uğramadığı için bütün ömrünce hiç yakalanmamış.
Bugünkü piyasamızda da, pek çok bozıık mallar satılıyor: Bir tuvalet sabunu, alıyorsunuz. Bir iki kere suya girince macuna dönüyor. Diğer marka bir lüküs sabun yarısını bulmadan şahraın şalıraın varılarak sapır sapır dökülüyor. Fakir fukaranın piyasa yerlerindeki seyyar satıcılardan sözde u-cuz dîye aldıkları beyaz kalıp sabunlar acaba ne maddeden mâmuldür ki köpürmek nedir bilmiyor? Diğer bir tâbirle, hiç birinin sabunlukla alakası yok; dolandırıcılıkla alâkası var.
Bir makam olduğunu tülsek, ona baş yursak.
Daha doğrusu, öyle iktisat polisi olsa ki, hırsız veya hi-lekâr, en zayıf tâbiriyle ehliyetsiz imalâtçıları, tâcir-Icri, esnafı kulağından yakalasa. ..
Hikâyedeki o süt yerine su satan herif, elini kolunu sallıya sallıya, halkı dolan-dıra dolandıra bütün sokaklarımızı gezemese ilk köşe başında yakayı ele verse...
Acaba bunlar, tahakkuku imkânsız temenniler mi? O takdirde Belediye mefhumunun, iktisadi devletçilik mefhumunun ne hükmü kalıyor?
Almanya ve Avusturyaya ait son teklifler
Vişinski batılıların son tekliflerini Moskovaya bildirdi ve talimat istedi
Konferansça neşredilecek tebliğ metninin büyük bir kısmında anlaşma olduğu söyleniyor
Londra 18 (R> — Batı eksperleri, dört Dışlşleir Bakanının yapacakları toplantıda görüşülecek meseleleri hazırlamak İçin çalışmalarına devam ediyorlar. Dörtler, Avusturya barış muahedesini İncelemişler ve daha bazı işler görmüşler, dün Parlste bulunan Avusturya Dışişleri Bakanı Gruber ile uzun konuşmalarda bulunmuşlardır.
Haber verildiğine göre Sovyet Rusya Dışişleri Bakanı Vi-ştııskl, Almanya ve Avusturya hakkında kendisine yapılan en son teklifleri Moskovaya havale etmiş ve oradan talimat istemiştir. Moskovaıun cevabı henüz belli değildir.
Mamafih Batılı Dışişleri Bakanlarının. Vlşlnskl İle yeni bir görüşme yapmağı kabul etmeleri, cesaret vermektedir. Dışişleri Bakanları, işleri muavlnle-
rlne havale edeceklerine kendileri görürlerse Hariste bir kaç gün daha kalmaları zahmetine değer.
Vişinskiye yapılan tarifler
Londra it (A.A.İ — Lpa):
BBC nln Parts muhabirinin bildirdiğine göre, M. Vlşlnskl Almanya ve Avusturya hakkında Batı devletleri tarafından gizil oturumda yapılan ve yeniden tâdil edilen tekliflere dün cevap vermiştir. Muhabirin ilâve ettiğine göre. Batı devletleri. Almanya bakımından M. VI-şinskl'ye birçok tâvizlerde bulunmuşlardır.
Rus Dışişleri Bakanı. Doğu bölgesi ile Batı bölgeleri arasındaki ticari mübadele hacminin önemli miktarda arttırılmasını istemişti. Bunula beraber M. Vlşlnskl Batı devletlerinin bütün ulaştırma vasıtalarından faydalanarak Berlin'e serbestçe girebilecekleri hakkında bu devletlere resmen teminat vermemektedir. Batı devletleri bundan başka ileride Alman meselelerinin ya dörtlü makamlar, yahut da Dışişleri Bakanları konseyi tarafından İncelenmesini tekili etmektedirler.
Avusturya İle barış antlaşması hakkında bir anlaşmaya varmak İmkânı şimdi daha İyi belirmiş bulunuyor. Fakat Alman mallan hakkmdakî Rus
Celâl Sayar Müstakil Demokratların iddialarını cevaba değer görmüyor
D. P. kongresine sunulacak siyasî raporda mühim vesikalar bulunduğu söyleniyor
Avusturya Dışişleri Bakam Gruber
talepleri elftn en pürüzlü meseleyi teşkil etmektedir.
Tebliğin metni üzerinde anlaşma Paris İT (AA.) — (Afp): Sanıldığına göre Dörtler, son yaptıkları toplantılarda, konferansın sonunda neşredilecek tebliğin metninin büyük bir kıs mı üzerinde mutabık kalmış bulunmaktadırlar.
Almanyanın doğu ve batı bölgeleri arasındaki ticarî mübadelelere yeniden başlamak vo geliştirmek lüzumu üzerinde du racak olan bu tebliğ, ayni zamanda Birleşmiş Milletler teşkilâtı nezdlndekl 4 devlet temsilcilerinin Dışişleri Bakanları konseyinin bundan sonraki top lantı tarihini tesbit etmek üzere eylülde (oplanacaklarını da bildirecektir.
N. Erinı’in ara se
çimleri için demeci
Başbakan yardımcısı, Kudret gazetesile müstakil demokratların
iddialarını
Ankara 18 (Akşam! — Gerek Kudret gazetesinin, gerek müstakil demokratların broşüründe ismi geçen Başbakan yardımcısı Nihat Erim, bunları yalanlamıştır. Nihat Erim demiştir ki'
«— Sözü geçen havadisi, ülus gazetesi İstihbarat servisi elde i etmişti. Hattâ hatırımda kaldığına göre bu havadis, ayni gün Vatan gazetesinde de neşredilmişti. Bundan dolayı havadisin telefonla Köprülü tarafından bana bildirildiği İddiası kendiliğinden çürümektedlr. Filhakika sayın Köprülü İle aramızda bir telefon görüşmesi olmuştur. Fakat bu konuşma. Mecliste müzakere edilecek olan bir kanun tasarısı üzerinde cereyan etmiştir. Ayrıçtı. Samed Agaoğlun un benLmle görüşmüş olduğu da gülünçtür. Zira B Samed Ağaoğlu ile bugüne kadar tanışmış, tanışmak fırsatı bulmuş de gtllm. Kendisi İle bir yerde ko-
yalanlıyor
Ankara İT — Demokrat Parti genel başkanı Celâl Bayar, müstakil demokratların «Demokrat Parti kurucuları bu dâvanın adamı değildirler» başlığı altında neşrettikleri broşürde ileri sürdükleri iddiaları tetkike ve cevaba değer bulmadığını söylemiştir.
Celâl Bayar. hazırlıklar hakkında da izahat vererek kon-!grede okunacak raporun siyasi j İdari ve mail kısımları ihtiva edeceğini, bunların hazırlanmış 'vaziyette olduğunu bildirmiştir. Siyasî raporda birçok mühim ' vesikalar, bu arada, teşkilâta gönderilmiş ulan butun ta mim.-iler eklenmiştir. Rapor, anaya-1 sa tâdili mevzuunu da ele alarak geneL merkezin görüşlerini belirtecektir.
Celâl Bayar -Tahtakıiıç
Ankara 17 _ Bugün kendi3İ ile konuşan gazetecilere, Ahmet Tahtakıiıç, açıkça söylememekle beraber, kendilerine kongrede kelâm hakkı verilmemesi yolunda gayretler harcandığını ihsas etmiştir.
Aynı gazeteciler. Celâl Kayarla da görüşmüşlerdir. Bayar ise. eğer İstiyorsa, Ahmet Tah-cakılıçın kongrede kürsüye gelip konuşması lehinde bizzat müdahalede bulunacağını söylemiştir.
D. p. İzmir İl Başkanı Ekrem Hayrı Üstündağ
İzmir Balkanının beyanatı
İzmir 17 — Kongreye iştirak edecek bir demokrat grupu başında bugün Ankaraya hareket eden İzmir il başkanı doktor Ekrem Hayrl Ü8tündağ, hareketi sırasında gazetecilere beyanatta bulunarak demiştir ki:
s— Büyük kongreden aydın neticeler doğaca'ima kaniim. Partimiz, Türk milletine arşı hizmet ettiği günden beri aldığı mesafelerden sonra iktidara gene milletin yardımı ÜO ulaşacak ve o zaman milletimize ne kadar lâyık olduğunu ispat edecektir.» demşttir.
Jeanne d'Arc
Yukarıda Jeanne d'Arc mektep gemisi llrnanımuda, aşağıda: ■üvarint maiyeti ile beraber vilâyetten çıkıyor (Yazısı I üncli sahlfemüsdej
Başbakan yardımcısı Nihat Erim
nuştuğumu veya beraber bulunduğumu hiç hatırlamıyo-
rum. Bu iddia tâmamlle asılsızdır»
Ara seçimleri
Başbakan yardımcısı Nihat Erim, günün meseleleri hak-! kında da şunları söylemiştir: I
«— Ara seçimleri için harca-' nûcak para az mıdır, çok mudur, hükümet bunu düşünmez.' Biz her şeyden evvel anayasayı göz önünde tutarız. Onun emirlerini, işaretlerini, metnine ve ruhuna tamamen sadık kalarak yerine getirmeği hükümet vazifelerinin başında tutmaktadır. Anayasanın sarih hükmü karşısında ara seçimleri
(Arkası sabite X; şutun T de)
I----------------------------
Hüseyin Kemal Görmen
■-----
2 temmuz akşamı Açık-hava Tiyatrosunda kıymetli sanatkârın jübilesi yapılacaktır. Ekrem Re-şid Rey’lıı bu münasebetle yazdığı makale dördüncü sahifemlvdcdlr
Bir Pakistan uçağı
Efganı bombaladı
Atılan bombalardan 15 kişi öldü, 9 kişi de yaralandı
Paris 17 (A.A.) — (Afp):
Bugün, Partstekl Afganistan büyük elçiliği tarafından yayınlanan tebliğ, geçen 13 haziran günü. «Pakistan hava kuvvetlerine ait bir uçağın Afganislanın Moğholgûl bölgesi üzerinde u-çarak beş bomba attığını ve işitişinin Ölümüne ve 9 kişinin yaralanmasına sebebiyet verdiğini* bildirmektedir.
Tebliğ, bombardıman uçağından evvel keşif uçağının geldiğini kaydetmekte ve e Bombaların, Muhammed Azin'ln melhuz bir taarruzunu karşılamak İçin bu bölgede isteyerek toplanmış
olan bîr kaç nöbetçi ve sivil halktan müteşekkil bir topluluğun üstüne düşmüş olduğunu İlâve etmektedir.
Tebliğ, bu hususta şu izahatı vermektedir: (1620 Afgan İhtilâlinde hal'edlleıı Habibullah Harun »o tarlhtenberi Hlndls-tanda mülteci olarak bulunan oğlu Muhammed Azln, tekraç Afgan tabiyetiııe girmiş ve fakat bundan «Pakistan hükümetini devirmek için ayaklanmalar ve karışıklıklar çıkarmaya teşebbüs etmek İçin* faydalanmıştır.
(Arkası satıl te I; sütun 7 de)
Sayfiye yerlerindeki gazinolar halktan çok yüksek para aldıklarından sıkı kontrol edilecekler (gazeteler)
— Aman garson bey, bari bize bir otobüs parası bırak!...
Sahile 2
Hafta Sonu Notları
Sokağa çıkamayan ucuzluk
Pahaî.tT.TK pahalılık derken «öyle haberler okuyoruz:
■Sebze Hallerinde mühim miktarda düşüklük kaydedilmiştir. Bakla dün 5 kuruşa kadir »erjldiğl halde müşteri bulunamamıştır. İyi ve tem il bakla kilosu 1-10 kuruşa kadar saçılmıştır.
•Kabak dün bol miktardı gelmiş ve kilosu 5 kuruşa kadar verilmiştir.
■Englmır Halleri de çok düşmüş, M paradan 10 kuruşa kadar enginar •atılmıştır.*
İıısaıun içinden »Nerede bu ucuzluk?» diye batırası geliyor. Eret, nerede? Pazarda mı. seyyar satıcıda mı, sebzecide mİ?
Sabrının fa21a israf etmeden haber vereyim:
— Hiçbirinde değil. Hfclde.. Eğer 100 kilo kabak, 500 kilo bakla. M baş enginar alırsanız yukarıdaki Hallerden ■ize verirler. Fakat orada 10 kuruşa satılan baklanın kilosu sizin mahallede 25 kuruştur. 60 paralık enginarın tanesi 30 kuruştur. 5 kuruşluk kabağı yine N kuruşa alırsınız.
Çünkü siz toptancı değilsiniz. kabzımal değilsiniz, aracı def ilsiniz. Kabahatiniz perakendeci olmanızdır.
Hâlde ucuzluk olmuş, neye yarar? Biz ucuzluğun sokağa çıkmasını istiyoruz.
«Aşkolsun» madalyası
HAYATI ucuzlatmak mak-
»adiyle alınan tedbirler, tornan oluyor ki, hayatın u-tuzl a masına meydan bırakmıyor. Kâr hadleri hayatı ucuzlatmak maksadlyle tesblt edilmişti. Buğun ucuzluğa meydan verniyen başlıca sebep kâr haddldlr.
Hâlde bakla 5 kuruşa düşmüş, müşteri bulamamış. Yani seyyar esnaf sebzeci, pa-
HONG KOHG MESELESf
İngiltere, Çin komünistleri Hong Konga hücum ettikleri takdirde Amerikadan, alacağı vaziyeti sordu
Londra 1? (A.A.» — Alp •
Umumiyetle İyi haber alan bir kaynaktan bildirildiğine göre, İngiltere hükümeti Birleşik A-merikadan MaoLse Tung kuvvet Itrinin Hon Kong'a karşı taarruza geçmeleri bilinde ne gibi bir tavır takınacağını sormuş bulunmaktadır. Dışişleri Bakanlığında İse bu haberi teyid veya tekzip etmekten kaçmamakladır
Bununla beraber Bevinln sözcüsû, son aylarda Kantinde Çin (Sterile doğrudan doğruya İlgili memleketlerin diplomatik tem-rilctleri re Çin meselesinin he-
U+’nbul radyosunun saatlik tecrübe
yayını
İstanbul radyosunun dün yanlı*! tecrübe neşriyatı büyük tolr muvaffakiyetle neticelenin; rt ir. Tecrübe neşriyatına orta dalga 426 metre üzerinden dün sabah saat 8 da boşlamış ve neşriyat bu sabah saat 9 da ■ona ermiştir.
Radyonun neşriyatı dün bütün şehirde alâka İle dinlenmiş ve sesin parazitsiz olarak gayet net lşlttldiğl tesbit edilmiştir Şimdi diğer vilâyetlerden neşriyatın nasıl duyulduğuna dair raporlar beklenmekledir.
Bir Amerikan amirali şehrimize geldi
Memleketimize yapılan Amerikan ■askeri yardımının deniz işlerini incelemek Üzere Amiral Glnder bu sabah bir Pan - Amerikan uçağı 11e şehrimize gelmiştir. _ _ ______
Feci bir ölüm
Galatada Zülüflü sokağında Lâcivert hanı kapıcısı Muştalanın karısı Kevser, ocakta kâğıt tutuşturarak ateş yakarken eteklerinden alev almış, ve muhtelif yerlerinden yandığı İçin Beyoğlu ha-.'sinesine knl-dırılmişra da orada ölmüştür. Tahkikata navcılik fl koymuştur.
zarcı alıp da satmamış. Çünkü kâr hadleri tâyin edilmiştir. çünkü «kilosunda yüzde 30 veya 50 kâr edeceksin. fazlasına İzin yok. demişler.
Şimdi esnaf düşünüyor: Kilosu beş kuruştan nldığı baklaya yüzde 30 kâr eklerse 6.5 kuruştan satması l&2ım.. Yüzde 50 kâr eklerse 7.5 kuruştan satması lâzım. Esnaf •kiloda 50 para, 100 para kâr beni doyurmaz, diyor ve almıyor. Fakat baklanın kilosu toplan yüz kuruş olsa, yüzde otuz kftr haddi kiloda 30 kuruş eder, baklanın kilosu 200 kuruş olsa 60 kuruş eder ve esnaf baklayı güle oynaya alır.
Gördünüz mü felâketi Hayatın ucuzlaması bizim işimize geldiği zaman esnafta İşine gelmiyor. Esnafın İşine geldiği zaman bizim İşimize gelmiyor. İşin İçinden çıkabilen .Aşkolsun, madalyasını çoktan hakerm İştir.
Akıllar dağıtılırken
ŞİMDİ İnsanın zihnini kurcaltyatı bir mesele var. Hâlde sebze bu kadar uçuz olduğu ve «kâr hadleri, yürürlükte sayıldığı halde sebzeler yüzde 300 kârla, nasıl satılıyor?
Bir arkadaşımız bunu merak edip erbabından sormuş. Erbabının da samimi bir ânına gelmiş:
- Pahalı fatura İstediğin kadart cevabını vermiş. Beşlen alıyorsun, sana 20 den fatura verirler.
— İyi ama nasıl yaparlar bunu?
Erbabı gülerek:
— işte ona senin aklın ermez! demiş.
Esnafın aklı eriyor; bizim ermiyor. Belediyenin ermiyor; iktisat, Tlcarej okumuşların ermiyor; heyetlerin ermytor, komisyonların ermiyor.
Akıllar dağıtılırken esnaftan başka herkes mİ kapı arkasında imiş yarabbi!
Şevket RADO
yeti umumiyesl hakkında da ayni memleketlerin hükümetleri arasında normal diplomatik yol lorla görüşmeler yapılmış olduğunu hatırlatmıştır.
Ayni sözcünün bildirdiğine göre bu müzakereler, gelişme seyrine uygun olarak hep Çin hâdiseleri üzerinde cereyan etmiş ve etmektedir.
Siyasi müşahitler bundan, bahis mevzuu görüşmeler ve bilhassa tngfliı ve Amerikan temsilcileri arasında yapılan müzakerelerde Hong Konk meselesinin de ele alındığı neticesini çıkarmaktadırlar.
Sabitenin duruşması
Sümerbankta biner liralık dört Lahvllln kaybolmasına sebebiyet vermek suçundan birinci ağır ceza mahkemesinde muhakeme edilmekle olan Sabile-nln duruşması sona ermiştir.
Esas hakkında mütalâasını serdeden savcı, tecziyesini İstemiştir. Duruşma, kararın tefhimi İçin talik olunmuştur.
General Defterî Tahrana döndü
Iran güreş ekiptnln reisi Korgeneral Defleri dün uçakl* Tahrana hareket etmiştir
General Defteri kendisiyle konuşan gazetecilere, İran» döndükten soma Tahran radyosunda Türk güreşi ve Türkiye hakkında konuşmalar yapacağını beyan etmiştir.
Fransa ve Macaristan'dan yapılacak ithalât
Ticaret Bakanlığı tarafından İlgililere bildirildiğine göre. Prangadan yapılacak ithalât İçin 300 milyon frank, Mac ar latandan yapılacak ithalât için de 200 bin dolar döviz tahsis edil-] miştlr.
Şehrin imar plânı
Bazı azalar, imar plânının hakkı tasarrufu kösteklemesine ve yeşil sahalara itiraz ettiler
İmar plânlarında okul İnşasına ayrılan yerlerin. plânın tasdikinden evvel Milli Eğittin komisyonundan geçmesi hak-kındnkl teklif şehir meclisinin dünkü toplantısında kabul edilmiştir.
Gene dünkU toplantıda, Cemil Topuzlu:
«— Bundan evvelki toplantıda vali ve belediye başkamın,z •İstanbul belediyesinin gelirlerin! hükümetten istemek benim salâhiyetim danllLnde değildir. Meclis takib etsin* dediler Benim bu teklifimi tarih olarak hükümete arz İçin teşebbüse girişelim * demiştir. Bu hususta trtklkat Icrasile bir komisyon seçilmesi İçin keyfiyet başkanlık divanına havale edilmiştir.
Belediye muhasebe müdürlüğünün. sinemalardan alınan rüsum hakkındakl raporu İle sinemacıların ve bazı belediye üyelerinin sinema biletlerinden alınan belediye rüsumunun İndirilmesi bıkkındaki teklifleri Tarife komisyonuna havale edlldL
imar plânlan
Burhan Felek, evvelce verdiği bir takrirle, Şehir Meclisinin tasdik ettiği plânlardan ve verdiği kararlardan hangilerinin Bakanlıkça tasdik, hangilerinin reddedildiğini sormuştu. Makam ııımıına başkan vekili Salt Koçak cevap vererek, şimdiye kadar nâzım plâulle bölge plânlarının tasdik edildiğini, fakat en ziyade lüzumlu olan tatbikat plânlarının hazırlanmamış olmasından İnşanı yapacaklara karşı müşkül vaziyete dli-
Marshall
yardım plânı
Burhan Zihni Devlet Bakanına izahat verdikten sonra Parise dönecek
Ankara 17 — Cemil 8all Barlasın Devlet Bakanlığına gelmesi Ue bu Bakanlığın umumi kâtipliğine tâyin edilen İktisadi işbirliği nezdlndc-kl daimi delegemiz profesör Burhan Zihni Sanus, bu hafta İçinde şehrimize gelecektir. Sanus Barla*?. Paris görüşmeleri hakkında izahat verdikten sonra tekrar Patise dönecektir.
Malûm olduğu veçhile Parts-te. 1650 yılında Marshall yardım plânından Avrupa devletlerine ayrılacak miktarlar üzerinde müzakereler cereyanı etmekte ve bu müzakereler. Devlet Bakanlığımızca yakından takip e-dUmektedtr.
Nurullah Eıad’ın iltifa sebepleri
Ankara 17 — Nurullah Esat Sümerin. Parlse gönderilmesi İcap eden raporların geclktiril-mesl üzerine istifa ettiği söylenmektedir.
Hatırlarda olduğu üzere raporların Parlse gönderilmesi t-çln konulan müddet, Avrupa İktisadi İşbirliği komitesince uzatılmış olduğundan, raporlar hazırlandığı halde gönderilmemiştir. Filhakika gerek Sümer, gerek Russel Door. bu konuda İrtreT beyanatta bulunmuşlardı Eski Devlet Bakanının yakın dostları, bu İstifayı ancak şuna atfetmektedirler: Amerika hariç olmak üzere, Avrupa devletleri. Türk! yen İn iktisadi kalkınmasına karşı tam bir anlayış göstermemektedirler. Bu durum karşısında, herke* gibi Sümer de şikâyetçi İdi. Bu şikâyet, onu. nihayet İstifa kararını vermeye mecbur etmiştir.
Amerikadan gelen ziraat makineleri
Ankara 17 (AA.) — Marshall yardım plânı gereğince, Tarım Bakanlığı tarafından getirtilen 100 adet Hovrry Berg marka 8 sıralı 16 ağızlı duıter toz İlâç ser plcl İskenderun limanına gelmiş ve ziraat alet ve makineleri İçin hazırlanan protokol gereğince İllere tahsis edilmiştir
Makinelerin ithal limanındaki satış flall 1001.88 kuruştur.
AKŞAM
şülmekte olduğunu, bunların yapılması İçin d* tertibat alındığını söyledi, tınar plânlarında, yerleri yeşil sahaya tesadüf edenlerin mallarını satmamaktan mütcvciLIt şikâyetlerini karşılamak üzere bir imar plânı hazırhyarak hükümete nrzedİldiğini ilâve «ILI.
Hamdl Bütün, yeşil saha işinin halkın tasarruf hakkını menettiğin! belirtti. îlhtıml Sancar plân işine «on verilmesini İsledi ve halk, bu plânın menettiği yerde inşaata teşebbüs ederse bir kanuni mâni olmadığını açıkladı.
Valinin cevabı
Vali ve belediye başkanı Lût-fi Kırdar söz alarak demiştir kİ:
(—Şehirlerin İmarı için plânların hazirLanma.il hakkında kanun neşredilmiştir. Bu kanun gereğince İstanbul, bir mütehassıs getirterek şehrin nişim plânını yaptırmıştır. Yalnız bizde bu plânların tatbikini kolaylaştıracak kanunlar yoktur. Bu yüzden, biz, blr fmaı kanun projesi hazırlayarak hükümete takdim ettik. Şimdi «bu plânı lâğvedelim, vatandaşın tasarruf hakkını tanıyalım, demek doğru mudur?. Vatandaşın tasarruf hakkından evvel memleket hakkını, memleketimizi imar etmek hakkını tanımak lâzım.
Bundan sonra Burhan Felek re Hamdl Bütün cevap vermişler, neticede meseleyi tahkik etmek üzere riyaset divanına salâhiyet Tcrilmlşlir.
Fındık ihracı hak kındaki bir kayıcl kaldırıldı
Ankara n (Akşamı — Harb yıllarının doğurduğu zaruretler yüzünden çuval tedariki hususunda görülen müşküller dola-yıslyle alınan İç fındıkların 50 kiloluk çuvallarla ihracını men eden karar, 1 ağustos 649 tarihinden itibaren kaMınlacakf ir.
Fransız kız lisesinde
Dün Nötre Deme de Slon Fransız kız lisesinde diploma tevzii merasimi yapılmış ve İlk kısımdan 8. orta kısımdan 14, Liseden de 18 talebeye diplomaları verilmiştir. Diplomaların tevziinden sonra talebeler tarafından bir temsil te bîr de koro konseri verilmiştir.
Türk ticaret bankasi a. ş.
Umum Müdürlüğünden :
Merkez ve şubelerinde 1000 lir» vc dahıı fazla
Kuponlu vadeli me vduatı olanlar için
15 Haziran i0 İS da Arıkar»da Noter hıınırik yapılan
İkramiye çekilişinde
ait neticeleri bildiriyoruz:
IImji No. Hesap safalM İkram iye m iki an
«12 6 tîlgûr Soöö— İstanbul
673/4(121 H Turlcand i 000— İzmit
178/2021 N. Ercin 500— Ankara
4099 E A. özdllek 500— Bolu
4249 G Ye G Sczds 500.— Eskişehir
62/147 N Çalık 500.— İzmir
i J 401 ‘4 T. Ererıere! 500.— Osuıanbey
115/ 539 R Ayanoğlu 50— Ankara
326/1402 A R. TurLan 50.— Ankara
132/1716 M Uz 50— Ankara
61 137 C. Akhuy 50— Adapazarı !
28/1195 Tlc. »e S. O. 50 — Adapazarı
«4/ 404 ü. Pakkadın 50.— Adapazarı
•4/ 404 Ü. Pakkadın 50— Adapazarı
4031 1 çevik 50.— Bolu
’ 131 A Çan 50— Burna
141 Y. Özsep 50— Burna
105 S Alyanak 50— Bursa
38 G. M utman 50.— Burna
«10 V. Gürol ■ 50.— Eskişehir !
4206 E. Haakok M.- Eskişehir
4207 H Kayhan 50.— İstanbul
«12 8 Ülgûr 50— İstanbul
4398 F Yaşar 50— İstanbul,
4400 M Durak 60.— İstanbul
4443 H Turhan 50— İstanbul
4(1/ 234 Dr F. Mama 60.— İzmir
100/1954 M Karabıvg 50— İzmir
94/ 148 t Gebesoy 50— İzmir
135/ 223 A. Dündar 50.— İzmir
973/4021 H. Turkand 50.— İzmit
664/4012 R Türkand 50.- İzmit
864.4012 R. Türkand 50— İzmit
4012 8, Trael 50 — Osınunbej
; 4005 B İsen 50— Osnınnbey
4005 B laen 50 — Oaınanbey
4004 T. Brencrel 50.— Ohmaııbey
İsmet
ınonu
Veteriner fakültesinin imtihanlarında bulundu
Ankara 18 — Cumhurbaşkanı İsmet İnönü dün Ankara üniversitesine giderek ziyaret ve veteriner fakültelerinin imtihanlarında bulunmuş ve Milli Eğitini Bakanı, üniversite rektörü. ziraat ve veteriner fakülteleri dekanlariyle profesörler tarafından karşılanmış ve iki fakültenin toplu bir halde bulunan öğrencileri tarafından hararetle alkışlanmıştır.
Cumhurbaşkanı evvelâ ziraat fakülte&inin ziraat sanatları derslerinin, daha sonra veteriner fakültesinin klinik dersleri ile besin kontrolü derslerinin İmtihanlarında bulunmuş ve İmtihan sonuçlarından memnun kaldığını söylemiştir.
Ziraat fakültesi öğrencileri adına Cumhurbaşkanına camdan yapılmış nebat ve iıayvan motiflerini İhtiva eden bir kutu ile veteriner fakültesi öğrencileri adına fakültenin rozeti takdim edilmiştir
Cumhurbaşkanımız bu hediyelerinden dolayı öğrenci tenı-Allcllrrlne teşekkürlerini bildirmiş ve veteriner fakültesi öğrenci demeğinin şeref defterin! İmzalamış ve avdetinde aynı zatlar tarafından teşyi edilmiştir.
Hamburgtaki İsviçre konsolosluğuna zatî eşya bırakmış Türkler
Ankara 17 (AA.) — Dışişleri Bakanlığından bildirilmiştir:
Son cihan savaşı yılları içinde Almanyadan Türldyeye dönmüş olan vatandaşların, İsviçre hükümetinin bir müddet Alman yad* Türkiye menfaatlerinin himayesini kabul etmiş olması hasebiyle Hamburg’daki İsviçre konsolosuna teslim ettikleri zati eşya halen Lübeck şehrinde Schenker nakliyat şirketince muhafaza edilmektedir. Eşyalarını almak veya mahallinde tasfiye ettirmek üzere İlgililerin Istarıbulda Levan! Ekspres Türk Limited şirketine müracaat etmeleri. bu müracaattan yapmamdan halinde şhketçe, kendi nizamnamelerine tevfikan, tasfiye veya mümasili tedbirler a-1 indiği takdirde, resmi makamlarımızca alâkalılara karşı hiç bir mesuliyet kabul edlimlyece-gl beyan olunur.
Muhtelis Belediye veznedarı Agâh Cabir'in muhakemesi
Beyoğlu Belediyesine alt kırk beş bin lirayı Merkez bankasından bir çekte alarak Kii-tahyaya kaçan ve orada yakalanan veznedar Agâh Cablr Karahallı ile suç ortağı polis Cemal Kayacanın mevkufan duruşmalarına dün dokızuncu asliye ceza mahkemesinde devam edilmiştir Bu oturumda Agâh ve Cemalin kanları şah" olarak dinlenmişler, hâdiseden haberdar olmadıklarını, kocalarının kendilerine böyle bir şey açmamış olduklarını söylemişlerdir. Diğer şahit şn'ör Bek t aş Lse. Agâh Cablrl Kütah ya ya götürmek üzere 500 liraya pazarlık ettiğini, dört yüz lirasını peşin aldığını, yüz lirasını da Cemalin Agâha verdiği taban casını geri getirdikten sonra Cemalden almak üzere mutab.k kaldığını, fakat İki gün sonra Agâh Cablrin resmiyle beraber İşlediği suçu gazetelerde görünce emniyet müdürlüğüne gidip yakayı haber verdiğini anlattı Duruşma diğer şahitlerin celbi için talik olundu
BORSA
Ç E İt L E H
Umar» 1 Sterlin
Neyg York 1Ö0 Dolar
Pırı* 100 Eransn f Cenevre 100 İsviçre I
Amtilerdam 100 Florin BrOkMi ıw Be içi »s r. Prag 100 Çekoslovak K». Stokholtn lı® f«rec Kr.
Itrhon W Fikride*
±t(ö UM 30 30 •7 30 •T 73
S AHHAELABOA ALTIN
11J83K
MİMİ 102.904 «.7270 1(»34«3
3 80 rittOO ______1I24M ______CBHAM VE TABVtLAZ
% 1 rAİZLZİ TAKVİLLEH
Sıva* ■ Erzurum 1 M 30
SI Vb - Erzurum 2-1 20 10
1941 Omlryolu ı » W
iihi Demiryolu rt ısso
UM1 Demiri olu 171 21.15
MiU) MİMMas »70
Milli Müdafaa II 1030
MIHI Müdafaa 111 1990
miu Müdafaa rv 30,—
% » rotZLt TAHVİUCa
Kalamma l M —
Kalkınma 11 35—
Kalkınma fil 3525
tuş (Mikrau l »750
043 tallkrazı t! »7 40
1341 Derairrolu VI 93—
% » FAİZLİ TAHVİLLE!!
IKUI ErcanI IK» thramlauU
MUİI Müdafaa Ol Demiryolu TV Demlrvolu V
ANADOLO DEMİMYOLU OROPU TahvUler 1-S 107 So
Ulaşa aentllerl * «0 03,-
klümeaın «ene! 77.-
ŞtRrET HİS İti ERİ
Merkei Bankası 134 -
I» Bankası 34,10
T. Ticaret Bankası »10
Aralan Çimen io İA—
18 Haziran 1Ö49
Giiniin Meseleleri
Kominform ■ Yugoslavya gerginliği
Soıı günler zarfında herkesin dikkati Paris konferansı üzerine çevrildiğinden, Kominforma dahil devletlerin, Almanyadan Polon ya ya katılan topraklarda, Rok-lav (eski adı Breslav) şehri yakınında yaptıkları toplantı o kadar alâka uyandıranı amıştır. Halbuki bu toplantıda Doğu Avrupayı ilgilendiren birçok meseleler görüşülmüş ve mühim kararlar verilmiştir. Kongre gizli olduğu için görüşülen meseleler ve verilen kararlar hakkında malûmat yoktur. Yalnız Kominform ile Yugoslavya arasındaki münasebetin bahis mevzuu olduğu ve Yuğoslavyaya karşı yeni tedbirler alınması kararlaştırıldığı ısrarla söylenmektedir.
Belgrad’dan gelen haberlere bakılırsa, Titonun aldığı vaziyet ve mevkiinin şimdiye kadar sarsılama ması Korum form memleketlerinde, bilhassa Rusyada, büyük hiddet uyandırmıştır. Bu memleketler, Kominfonnun şiddetli neşriyatı üzerine. YugoaTavvada ayaklanmalar olacağmı, halkın Titoya karşı isyan edeceğini ümid etmişlerdi. Bu ümitler tahakkuk etmediğinden şimdi yeni tedbirler alınmasına lüzum görülmüştür. Alınacak tedbirlerin başında İktisadi münasebetIeri4i kesilmesi vardır. Rusya ve peyk devletler son zamanlarda Yugoslavya ile ticarî teması pek nzaltmışlardı. Şimdi bunu tamamen keseceklerdir.
Yugoslavya son senelerde hemen bütün ticaretini Doğu devletleriyle yapıyordu. Şimdi bu devletler boykot ilân edince güç duruma düşecektir. Gerçi Batı devletleriyle anlaşmalar yapması mümkündür. Fakat Tifo, ne de olsa, halis bir komünist olduğundan, kapitalist devletleriyle çok sıkı ticarî münasebet tesis etmek istemiyor. Mamafih mustar kalırsa bu yolda bir anlaşmaya yanaşması muhtemeldir. Kominform devletleri bu ihtimali göz önüne alarak İcabında Yugoslavya İle siyasî münasebetleri de kesmeği düşünmüşlerdir. Bclsrad mahfilleri bu yolda bir karar verildiğini iddia ediyor.
Görülüyor ki Kominform ile Yugoslavya arasındaki gerginlik gün geçtikçe artmaktadır. Bunun, günün birinde mühim hâdiseler doğurması ihtimali vardır. — E. T.
40 63
• 11
43.35
N. Erimin demeci
(Baş (arafı I inci sahifeıle’ yapmamak mümkün müd'irî Bazıları «iyi amma anayasa bir müddet ve zaman tftytıı miştlr , diyorlar, öyledir. Fakat anayasa müddet ve zaman tâyin etmedi diye ara seçim in! htç yapmamak doğru mudur? Hükümet anayasanın şimdiye kadarkl tatbikatım da göz ö-nûnde tutarak ara seçimi behemehal yapmalıdır kanaalİnde bulunuyor.
Yeni seçim Kanununda ara seçimlerinin ne kadarlık zaman fasılalariyle yapılacağına dair bir kayıt konulursa o zaman hükümet o yeni hükmü yerine getirir. Ara seçimleri halk- efkârının temayüllerini anlamak için güzel bir vesiledir.
Demokrat Partinin sayıp başkanı Celâl Bayar, mitinglerde yahut parti toplantılarında şöyle hitaplarda bulundu- »Bizi ara seçimine sokmak istiyorlar. Biz oyuna gelen adamlar mıyız?* Doğrusunu isterseniz bu konuşma şekil şahsan beni çok müteessir etti. Bir partiyi ara seçimine glrtnege davat etmek onu vatan vazifesine çağırmaktır. oyunbazlık değildir.
Sayın Başbakan ve Ç. H P. başkan vekili sayın Hilmi Uran, Seçim Kanununda Demokrat Partinin dilediği değişiklikleri İyi niyetle kabule hazır olduklarını tekrar tekrar söylediler. Ben de her vesile He dün hatırlattım. Bize «He İstediğimiz belli, emniyetli seçim İstiyoruz » diye cevap verdiler. Biz de «emniyetli seçimi sağlıyncak kanun maddesi nasıl olmak lâzımı» lütfen yazıp bize veriniz* dedik. Hattâ sayın Celâl Bayar, bu defa taktik değiştirmek lüzumunu duydu. Seçim kanunu üzerindeki İddiayı bir yana bırakarak ara seçimlerin kıymeti olmadığını söyledi ve bu sözünü İspat İçin başka memleketlerden misaller getirmek zorunda kaldı. Bu da üzücü bir şey oldu. Demokrat Parti başkanı bir ara «Ana yasanın 26 uncu maddesine prensip İtibar İle taraftar değiliz. Ara seçimlere onuıı için glrmlyeceğiz.» dedi.
Hele bu söz. büsbütün hayret vericidir. Demek ki Ana Yasanın her hangi bir hükmüne veya prenslpine taraftar olmayan bir parti veya vatandaş, ona uygun hareket etmemekte kendisini ser be s sayabilecektlr*
Pakistan uçağı
(Arkası sabite 2; sütun 7 de)
Tebliğde beyan olunduğune göre, Afgan hükümeti, Ingİllı ve Pakistan hükümetlerine, Muhammed Azin tarafından ya pıtan faaliyetlerin nahoş neticeler verebileceğini bildirmekle ve «hudut tecavüzleri* İle M ilham med AzInln «faaliyetleri» arasında bir münasebet görmek tedir.
Tebliğ, son hâdiseleri «Pakistan hükümet! tarafından. Afgan hükümetine, hududunun içinde ve dışında yapılmış »ayıl kanuni ve haklı pösteıileml-yecek fli"er» olarak vfısnlnn-
18 Haziran 1949
AKŞAM
Şahit? S
,\(ŞAMa^AKŞAM-7|
Babayiğit ruh
IM-eslckdaşım Biirhan Feleğe, *— hele Ç°k Şükür — mevzu tarımda n birini be-ğendirebildim. Benimle hem fikir oluyor. Bu sefer de _ hoppala'! — yaıılarınıa «safdil,• demiş. Şu arkadaşa yaranamadık vesselâm, Ah, ne etsem, bilmem ki...
Lâtife bir tarafa... bu katakulliler dünyasında, hele delirin bune^ çemberinden geçtikten sonra sinesi sâf kalana ne ımıtlu!
Etili dildir diyemem sinesi si*/ olmıyana!
Her ne ha! ise, mesele zarfla değil. mazrufta. Hangi eşkâl içinde maruzatta bulunduğumuzun ehemmiyeti tâli kalır. Mânada anla-şahildikse ne mutlu.
dr
Flnryada ve diğer bazı u-mumî yerlerde edepsizliğin şaha kalktığını hıkâve etmiştim. Biirhan Felfk, başka misallerle de bunu teyid ediyor ve devalar gösteriyor. Doğrudur. Netekim ahlâk zabıtasının müdahalesini biz dahi istemiştik.
Lâkin, her şeyi deılcttciı. belediyeden beklemek caiz olmadığı gibi, namus kârların haysiyet se şereFnin smf — vasilerimize ln-nziycn — İçtimai teşkilât tarafından korunmasını istemek de, bir cemiyet naımııa utanç verici olur.
Asıl mesele, halkta, edepsizliği bastırın müşterek bir aksiilânıel. bir babayiğitçe ruh pek bariz şekilde taaz-tuv etmeli.
Frenklerin «şövalye ruhu» dediklerinin Lam karşılığı bizde yoktur. Çünkü, tarihimizde öyle bir devir mevcut değildi. Lâkin kahramanlığın. babayiğitliğin daniskasını yaratmış, tatmış olan Türk câmiasi, külhan beylerin. kabadayıların, ve yeni beliren tipteki edepsizlerin zebunu olamaz.
Bövle yazarak, herkesi ahndbehod ihkakı hakka» kışkırtmıyorum: yanlış anlaşılmasın. Lâkin meşhurdur ki, Batı memleketlerinde parkların çimini çlğnl-yen, çiçeklerini koparan ecnebiler olunca, ora çocukları, hürmetle şapkalarını çıkararak. nezaketle ihtar e-derier. Çocuktan başlıynn bu kollektif kontrol, diğer çağlarda ve muhitlerde de göze çarpar:
Ifaddin varsa kadınlara söz at, lıaddiıı varsa yere tükür, haddln varsa nöbetini atla, haddin varsa resmi dairede iltimas mektubîle caka sata spta İş gördür. Derhal şövalyece ruh kendini gösterir Fedailer zuhur edip, küçük menfaatlerini çiğner, belki de bir sarhoşun serseri kurşununa hedef olmağı hl-C sayarak boksa davranır-
r: düelloya davet ederler.
Bizim insiyaklarımızın tansiyonu öyle yüksektir kİ her gün gazetelerde «namus uğruna cinayet» 1er okuyoruz. Hattâ bir hiç İçin de çömertçe kan dökenler var. Tekrarlıyorum: Hayır. Flor-yada edepsizlik edenler linç edilmesin; varsın, onları yine nûlis toparlasın. Fakat Tür ki yed e. edepsizliğe kalkışacak 1949 modeli kendini bilmezler, namuslu insanların göz hapsi altında bulunduklarını, umumi bir galeyanla derhal pısırtılacakları-nt akıllarına iyice koysunlar. Naınuskârlar karargâhının kahramanları bu uğurda bir iki yumruk, hattâ kama yarası alsalar, neticede daha az zâyiat vermiş bulunurlar
«Bir memlekette, nanıus-kârlar, lâakal namussuzlar kadar cesur olmalı,, diye de bir söz vardır,
'Aramızdan küstahların yetişmesine meydan vermediğimizi kâlı ferdî, kâh kollektif babayiğitlerle ispat etmeliyiz.
.............. (Vâ-NÛ) Ticaret Ofisinin elinde sığır yok
Dünkü gazetelerden biri. Ticaret Ofisinin e'lnde bulunan çığırların uyuza tutulduklarını, Kâğıthane köylerinde tedavi e-dilmekte olduklarını yazmıştı. Bize verilen malûmata göre, Ticaret Oflat 15 r*ayıs gününden bert kasaplık işlerine son verdiğinden, hâlen elinde sığır mevcut değildir.
Taksi ve dolmuş
Taksi ücreti eskisi gibi kalacak, dolmuş ucuzlıyacak
Bir hatla kadar evvel benzin flitleriyle türlü motor yağları ucuzlamış ti. bu ucuzluğun taksi ve dolmuş fiatlerlne tesir edip etmiyeceginl belediye tetkik ettirmiştir.
Varılan neticeye göra ucuzluk cüzi olduğu İçin otomobil ücretlerinde yeni bir tenzilât yapacak derecede ehemmiyetli değildir.
Diğer taraftan son aylar zarfında dolmuş ücretleri eskisine nazaran biraz düşmüştür. Buna uynıak için yeniden dolmuş flütlerinin tesblt edilmesi uygun görülüyor. Bu hususta tetkikler yapılmaktadır.
Trabzon gemisinin tâdili bitti
San Franslsko 17 (A.A.) —
Trabzon İsimli 7724 tonluk Türk posta gemisinin Alabama’da Todd gemi tezgâhlan tarafından tâdili dokuz ay sürdükten I sonra tamamlanmıştır.
I Asker nakliyatında kullanılan I bu vapurun ismi evvelce trnpe-ria idi._________
Bandırma mendireği 2 milyon liraya yapılacak
Bandırma mendireği iki milyon Hra sarfıyla Bayındırlık Bakanlığı, tarafından yaptırılacaktır. Bu suretle Bandırma iskelesinin büyük bir İhtiyacı karşılanmış olacaktır. Bu büyllk ve önemli işe son kabul olunan iskele ve barınaklar baklandaki kanun yürürlüğe girince hemen başlanacaktır.
Belediye memurları
Ücretlilerin maaşları peşin verilebilecek mi?
Sabah Gazeteleri Ne Diyor?
Son hücum
Nadir Nadl bu sabahki başmakalesinde Millet Partisi ataları ile müstakil demokratların. D. P. nln içinden ne şekilde ayrılmış olduklarını Inceliye-rek, D. P. tilerin realist, diğerlerinin ütoplst olduklarını İleri sürmekte ve şunları yazmaktadır:
Bu şiddet taraflıları yurdun her köşesinde azınlıktadırlar. Büyük Demokrat kongresine karşı giriştikleri hücum da onların son ümidine benzer. Kurucuları muvazaa İle, İktidara karşı danışıklı döğüş yapmakla suçlandırarak delegelerin zihnini çelmek, böylece başlangıçta elde edemedikleri başarıyı şimdi kazanmak istiyorlar.
Ne dereceye kadar muvaffak olurlar? Doğrusu, muhalefetin geçirdiği en buhranlı günlerde halkın gösterdiği sağduyuya bakarak biz parti saflarında bir çöküntü olacağını ummuyoruz. Halkımızın olgunluğu karşısında onu temsil eden delegeler de elbette aynı olgunlukla hareket etmesini bilecekler, dedikoduya. dedi Idl. etti idi gibi sözlere kulak asmadan doğruca memleket realitesini ete alacaklardır. Yurdumuzda iktidarı hain saymıyan, karşı partiyi düşman yerine koymıyan. fakat hakkına İnanan ve onu tanıtmasını bilen bir muhalefete muhtacız, Demokrasi bir kan dâvası rejimi değildir ve olamaz. Yaradı-
Iış itibarlle o yolu seçenler bundan böyle hep azınlıkta kalmalıdırlar. Çünkü şimdiye kadar hürriyetlerimiz İkide sepete atıldı İse vebali daha yade onların boynunadır.
★
Dahilî sulhun engelleri
Ahmet Emin Yalman TANdaki başmakalesinde hlli sulhun kurulabilmesi
bir zi-
VA-da-için idare cihazımızda esastı bir ıs-
lahata ihtiyaç olduğunu, fakat 1916 seçimlerine istinat ederek bütün idarecilerimizi tenkdl etmemek gerektiğini ileri sürmekte ve şöyle demektedir:
Tek parti idaresinin havası içinde cereyan eden ilk umumi seçimlerde: işin İçine yalnız
merkezin emri ve şahsi menfaat karışmamıştı. Mahiyeti meçhul olan ve gürültülü faaliyetine henüz alışılmayan bir muhalif partiye karşı nizamı korumak arzusunun da az, çok rol oynadığı kabul edilebilir. Bu itibarla memleketin yetişmiş idare adamlarını 1946 dakl günahlarından dolayı toptan mahkûm etmek; bir haksızlık ve htç yerinde olmayan bir İnsan İsrafı olur. Şu kadar var kl bir muhitte 1946 da kanun haricine çıkan bir İdare adamının başka bir muhite geçirilmesi; yalnız halkın emniyeti bakımından değil, o İdare adamının İstikbali ve yehi gidişe
uymak imkânını bulması bakımından da lâzımdır.
*
Ankarada faaliyet
YENİ SABAH’tn başmakalesinde Ankarada viyan! faaliyetin hızlandığı, D. P, kongresinin tahmin olunandan daha heyecanlı olacağı ve «Hürriyet mlsakt» nın henüz tahakkuk ettirilmemesinden dolayı parti idarecilerinden hesap sorulacağı belirtilmekte ve şöyle denmektedir:
önümüzdeki gün ve haftaların çok münakaşalı, tartışmalı ve gürültülü olacağı anlaşılıyor. Bizim için, tek hedef, çeşitli İhtilâf ve çarpışmalardan memleketin hayrına neticeler alınması ve bilhassa yen! rümeğe başlaması İstenen mokraslnln emin adımlar
bilmesidir. Amma her zaman tekrarladığımız gibi bu sonucun elde edilmesi asgari teminata bağlıdır. Seçim hürriyeti, söz ve yazı hürriyeti ve vicdan serbestliği...
Sanayi bölgeleri
Rapor henüz hazırlanamadı
böl-
İSTANBUL HAYATI
--■a——M—T1
Ekmek işi
yü-de-ata-
Yeni yıl ihraç rejimi
Ticaret, ve Ekonomi Bakanlığında yapılan değişiklikle İlgili olarak yeni yıl ihraç rejiminin tesbltt İşinin uzaması şehrimiz ticari mahfillerinde andlşa u-yandırmak tadır.
Diğer taraftan Ankarada bu işin haziran ayı sonuna kadar bitirilmesine çalışıldığı haber verilmektedir,
Jeanne d’Arc
İstanbullu bir sanatkârımızın Romadaki muvaffakiyeti
Şehir meclisinin sanayi geleci hakkında alacağı nihai karar esas olmak üzere bir müddetten beri çalışan komisyonun evvelki gün kati raporu hazırlaması bekleniyordu. Şehir meclisinin bu detakl haziran devresi toplantısına yetiştirilmesi İcabeden bu raporun son toplantıda meydana çıkan bazı mahzurlar yüzünden bir müddet daha geçeceği anlaşılmaktadır. Çiinkii raporu hazırlamak üzere toplanan büyük komisyon, vaktiyle Ekonomi ve Sağlık Bakanlıkları tarafından hazırlanan «Hıfzıssıtıha-l Umumiye» kanununa göre meydana getirilen sanayi şubelerinin gruplandırılmasma dair talimatnameyle tâli komisyon tarafından hazırlanan talimatnameyi tezat halinde görmüş, bundan başka bazı sanayi bölgelerinin tesbltl şimdi de vuzuh bulamamıştır. Bu İtibarla rapor da hazırlanamamıştır.
şimdi (âli komisyon, pazartesi gününden İtibaren yeniden toplantılar yaparak sanayii müessese lcrlnln sınıflandırılmasında tatbik edilmesi lâzım gelen yeni esaslara dair bir talimatname hazırlıyacak ve bu yazı umumi komisyonun tasvibinden geçtikten sonra Sağlık ve Ekonomi Bakanlıklarına yollanarak eski talimatnamenin buna göre t&dlll istenecektir. Bakanlıklar bu tâdilâtı yaptıkları takdirde komisyon da nihai raporunu hazırhyablle-cektlr.
Yani bu İş daha b'lr hayli yasaktır.
uza
Ankara belediyesi, ücretle çalışan memurlarına haziran başında İki aylık birden vermek suretiyle maaşları peşin hale getirmiştir.
Şehrimiz belediyesinde de maaşlılardan çok ücretliler olduğu için İstanbul belediyesinin da İşledikten sonra ödediği ücretleri Ankara gibi peşin ve rmesl istenmektedlr.
Belediyedeki Ücretlerin aylık tutarları 500 bin liradır. Belediyenin bu parayı peşin maaş vermek için memurlarına dağıtması bütçe vaziyeti dolayısıyla bu sene mümkün görülmemektedir. önümüzdeki yıl bütçesine bu şekilde bir tahsisat konulduğu takdirde belediye memurlarının İşledikten sonra aldıkları maaşlarının peşin hale getirilmesi mümkün görülmektedir.
Diğer taraftan Ankara belediyesinin peşin maaş vermek İçin lıangl merciin karar vermesi bir mesele olmuştu. Nihayet Devlet şûrasına akseden meseleyi Şûra, belediye meclislerini bu İşte salâhiyeti! görerek halletmişti. Bu itibarla şehrimiz belediyesi de böyle bir karar vermek İstediği takdirde meclisin salâhiyeti olduğu artık bilinmektedir.
Kok tevzii
Bu işe temmuzda başlanacak
Kok kömürü tevziatının bu sene erken başlıyacağı ve geçen sene olduğu gibi nisan ayına kadar kömür alamıyanların bulunmıyacağı söylenmektedir. Tevziata başlanması için şehrimizde stoklar vücuda getiriliyor. ;
Tevziata 15 haziranda başlanması uygun görüldüğü halde emir gelmediğinden tevziat 15 gün geri bırakılmıştır.
Temmuz başında tevziatın bavlıyacağı muhakkak görülüyor.
Dün sabah limanımıza gelen İnşa edilmiş olan bu gemi, De-Fransız mektep gemisi Jeanne nlz mektebinden mezun genç d’Arc’ın komutanı albay Er-‘subaylara, bilgi ve tahsillerini nest Andrl Baron dün saat İkmal İçin- bütün imkânları teli,45 de, beraberinde Fransız *-*-başkonsolosu M. Louls Lagarda olduğu halde İstanbul vilâyetine giderek vali ve belediye rolsl Dr. LûtfL Kırdan ziyaret etmiştir. '
Komutan, Jeanne d’Arc’ın en son 1545 da tstanbula geldiğini ve o ziyaretin iyi intihalarını yeniden kendilerini İstanbul» çektiğini beyan etmiştir.
Komutan vilâyetten ayrıldıktan sonra İstanbul komutanlığını ve Deniz komutanlığını ziyaret etmiştir.
ValL Lûtfl Kırdar şaa.tÜ5,30 da Sakarya motörü ile gemiye giderek komutanın ziyaretini İade etmiş- akşam saat 18,30 da İstanbul Deniz komutanlığı tarafından misafir komutan ve subaylar şerefine Taksim gazinosunda 120 kişilik bir kokteyl verilmiştir.
Denizciler dün şehre İnerek İutanbulda muhtelif gezintiler yapmışlar, gece saat 21 de gemi eratı şerefine Ünyon Fran-sezde bir balo verilmiştir.
Bu sabah Taksim âbideaLna bir çelenk koyan misafirler şerefine Fransız deniz ataşeliği tarafından Sarıyerde Canlı balık lokantasında bir öğle yeme-1 ğl verilerek, gece de subaylar şerefine Ünyoıı Faransezde bir öalo tertibedllecektir,
Denizciler şerefine pazartesi günü Fransız büyük elçisi tarafından Beyoğl undaki elçilik binasında bir öğle yemeği, akşam da Fransız Deniz ataşeliği tarafından bir kokteyl verilecektir.
Salı günü yine elçilik binasında bir balo verilecek, per-
bu ziyaretinde
mln etmektedir.
6500 tonilâtoluk gemi hafir bir kruvazör olup. 8 adet 155 İlk I toptan müteşekkil esas bataryası «Duguaytroıılnı» sınıfı kru-| vazörterlnklnin aynıdır. Hava dâfi tertibatı Lkmal edilmek ii-zere, tâli bataryası birkaç defa ıslah edilmiştir.
Bu okul gemisi en son sistem tertibatla teçhiz edilmiştir, Böylece genç deniz subaylarına modern teçhizata alışmak imkânı temin edilmiştir. Hususi surette tetkik edilmiş otan tesisatı sayesinde, nispeten zayıf alan hacmine rağmen, gemi 500 kişilik mürettebat ve 50 kadar subaydan mürekkep erkânından maada. 150 subay namzedi İstiap edebilir.
Muhtelif seferlerden vo bu arada tstanbulu iki defa ziyaretten sonra-harbi başında, kruvazörünün kararlaştırılmıştı, kuvveti, sürati ve hususi tertibatı sayesinde bütün muhasamat boyunca, gerek nakliyat, gerek refakat gemisi olarak, faal bir rol oynamıştır.
İmkân hasıl olur olmaz. Fransız bahrlyesl. «Jean d’Arc» ı
Iklncl cihan «Jeanne d’Arc* harbe İştiraki Silâhlarının
şembe günü pat 18 de de albay (la Brcst Umanındaki Emesi A. Baron tarafından ge- -■«- «...
mide bir parti tertibeditecektlr.
Jeanne d’Arc gemisi 25- haziran cumartesi günü Umandan ayrılacaktır.
Jeanne d’Arc Fransız mektep gemisini halkın gezebilmesi için 18, İD, 20 ve 21 haziran günleri ayrılmıştır. Bu günlerde saat 15 İte 18 arasında halk, tahsis edilmiş bulunan vasıtalarla gemiye giderek gezebileceklerdir.
«Jeanne d’arc» okul kruvazörü
«Jeanne d’Arc. ın İnşası 1027 senesinde kararlaş tiritmiş ve aynı İsmi tflşıyan eski zırhlının yerini tutacak olan bu gemi 1930 senesindo Penhoet tezgâhlarından denize indirilmiştir.
Tatbikat okulu vazifesini görmek maluadlyle hususi surette
İstanbul
vapuru
Istanbula gelince havuza girecek
bir
Denizyolları İdaresinin müddetten beri «Kadeş» vapuru tarafından yapılan Doğu Akdeniz hattı seterleri fiilen sona, ermiş bulunmakladır. Bu hatta çalışan «Kadeş- vapuru bundan sonra İskenderun postasını yapacaktır tdareyl böyle bir karara sevkeden sebep, yen! ihdas edilen Oiiney - Doğu Akdeniz hattı seferleriyle «Ka-
S. Cecilia deş,, vapurunun şimdiye ka-yetişmekte dar yaptjg, t5ın easasen İfa Bayan Keti Çûrukoğlu^ edlle,cç,gl düşüncesidir. Fllha-
Pâhahlığa o kadar alıştık, daha doğrusu, o kadar alıştırıldık ki ucuzluğun lâkırdısını bile yadırgıyoruz, adeta kötüye yoruyoruz.
Alâkalı ve salahiyetli makamlar istedikleri kadar ken di tedbirlerinin tesiri olduğunu ileri sürsünler, mevsim icabı istihsal bolluğunun tabii bir neticesi olarak ve muvakkat bir zaman için sebze ve meyva satışlarında göze çarpan fîat düşüklüğümü bile garipser gibi oluyoruz.
Son zamanlarda şehrin muhtelif semtlerinde narhtan üç, beş kuruş aşağı Katle ekmek satılmağa haşladı. Bu da belediyemizin garibine gitmiş ve kötüye yormuşlar. Alâkalı ve salâhiyeti! * zatların, «ucuz ekmeklerin yanık ve noksan tartılı olduklarını tahmin ediyöruz|»ı dediklerini gazetelerde havQ retle okuduk. Demek ki ! >q lediye, yapılıp satıldıklarTj yerler belli olduğu halde ba™ ekmeklerin evsafını ve tar-Q t ismi kontrol edemiyor, tahminler üzerine iş yapıyor.^
Fırıncılar cemiyeti de i’.-— CUz ekmek satışını iyi karşı-g) la mı yor. Gazetemize gönder-jj) dikleri mektubu okudunuz> tabiî. Bir sürü çuval, gramaj) adet hesapları çıkarmışlar^ «Günde otuz çuval un işlisi yen fmn azdır, vasati on ye^, di çuvaldır., divorlar. Bun* _q indi bir hesap rakamı olduğu aşikâr. Ekmek narh' T* tesbitl esnasında fırıncıvtçs çuval başına 81 kuruş safiCÜ kâr hakkı bırakıldığını da S? mektupta bildiriyorlar.
Su vaziyete nazaran bir fırının günlük un sarfiyatını asgarî yirmi çuval kabul etsek, fırıncının yevmiye kazancı on altı lira yirmi kuruşa gelir. Aşağı yukarı bir ayda beş yüz lira. Kaldı kl. çuval basına seksen bir kuruş değil, yüz seksen bir, iki yüz seksen bir kuruş kâra kanaat eden fırıncıyı bulsak başımıza taç ederiz.
Ucuz ekmek satışını masa başı tahminlerile tefsire kalkışan bir belediyenin narh teshili hesaplarında da işin içine tahminler, tefsirler karıştığından şüphelenmekte haksız değiliz sanırım.
Bir çok fırıncılar, müşterek çalışmak suretile imalât masraflarını azaltıp maliyet fiatini düşüreceklerini ileri sürerek şirket kurdular. Fakat bugün müstakil çalışan fırınlar, ekmeği şirket fırınlarından daha ucuza male-dip narhtan üc. beş kuruş aşağı fiatle satabiliyorlar.
Cemiyetin mektubunda da ucuz ekmeklerin yanık, kusurlu oldukları iddia edilerek belediyenin sıkı kontrol yapması yerinde bir tedbir olacağı bildiriliyor.
Hakikatte yapılmas- icap eden şey. ekmek işini tekrar ele alıp değirmenden fınna kadar geçirdiği safhaları a-zami titizlikle tetkik ve ekmeğin evsafım da narhım da yeniden tâyin ve tesblt etmektir. Sıkı kontrol ancak bundan sonra faydalı olabilir. Hcrşeyden evvel halkın ekmeğine karşı ciddi bir a-lâka göstermek lâzım.
Cemal REFİK
,|P
Bayan Keti çüriikoğlu
İstanbul Belediye Konservatuarının ilk kısmını bitiren ve şimdi Romadaki Konse rvaluarında olan 1—,— ----- „------. eanecegı auşunçesıuır. runa-
ilk san dersini İstanbul Kon- kika bu yen| hatda çallVJCaIs servatuarındriı Bayan Ren Ge- ojan (Jstanbul» ve «Adana» va-lenbeviden almıştır. Milano pttriarı «Kadeş» İn şimdiye ka-Konçervatuarında da Mr müd- dar uğcadığı bütün limanlar-drt çalışmıştır. I daıl geçeceklerdir.
Konservatuarda çok takdir «İstanbul» vapuruysa hâlen edilen hu İstanbul kızı, mutat son Batl Akdeniz seferini ta-scnelilc konserini Roma sefaret marnlamak maksadıyla seferde erkânımızın da hazır bulundu- j bulunmaktadır. Bu gemi önü-ğu kalabalık bir halk karşısın- | müzdeki perşembe günü Umarla vermiş, çok alkışlanmıştır. nimıza dönecek ve kısa bir hafta yan Keti Çüriikoğlu yakında vuzlamadan sonra yeni vazifesi Roma radyosunda da bir kon-] otan GÜney-Doğu Akdeniz sever verecektir.
Bu genç sanatkârımız hak-'fa. beraber aynı hatda çalışacak kında Roma gazeteleri de lâk- olan «Adana» vapuruysa bugünlerde Nev - Yorkdan yola çıkacaktır.
Diğer taraftan «İstanbul» vapurundan boşalan Batı Akdeniz hattı seferlerine tahsis e-dllmlş olan yeni «Ankara» vapuru da bir müddet önce Ame-likadan yola çıkmış ve Fransa-nın Marsilya Umanına geldikten sonra evvelki gün oradan da ayrılmıştır. Oemi boş olarak limanımıza gelmektense. Güney - Doğu Akdeniz hattının bir turunu yapıp gelecektir.
«Ankara» vapuru bu turu yaparken 24 haziran cuma günü limanımızdan, kalkacak olan «Ege» vapuru da Batı Akdeniz hattına bir aralık seferi yapacaktır.
....................— ■ - • Kinaa Kuma gazeteleri de ı eski vesilesine İade ettirdi ve a(rk(r gemi okul kruvazörü sıfatlyle, ekim 1940 tarihinde tstanbulu ziyaret eyledi, şimdiki seferi esnasında, Türklyeye gelmezden evvel, Anttı adalarına, Yeni Orteans ve Cenubi Amerikanın batı sahili limanlarına ve keza «Cap» burnu İle Madagaskar adasına uğramıştır, Şimali Afrika sahillerinde bazı talim ve manavra yaptıktan sonra, temmuz ayın-
:1 üssüne avdet edecek olan bu kruvozö-rıin ziyaret edeceği son ecnebi limanı fatanbuldur.
Ffâlen S. Cecilln Konserva-I ili Arında profesör Alhn Ange-lottiden ders almaktadır.
Galatasaray Lisesi resim sergisi
Galatasaray Lisesi resim salonunda bugün saat 15.30 da öğrenci resim ve fotoğraf sergisi açılacaktır.
Tehir edilmiyen eşya piyangosu
Fakir ve Yetim Çocuklara Vardım Eşya Piyangosunun 20 Mayıs 1949 dahi birinci ilânı, çekiliş gününü 19 Haziran 1949 olarak bildirmişti.
Tehir edileceği haklımdaki > , bazı rivayetlere rağmen plyan-** goniin çekilişi, yarın 19 Hnzi-
ferlerine başlıyacak. «İstanbul»-
Bir şeker mütehassısı geldi
Şeker fabrikaları şirketinin daveti üzerine Alman şeker sanayii mütehassiste tından Dr. Foffert uçakla şehrimize gelmiştir.
Harpten evvel de muhtelif tarihlerde memleketimize gelmiş olan Dr. Foffert. şeker fabrikalarında ve pancar ekim mıntıkalarında İncelemelerde bulunarak bilhassa pancar hastalıkları mevzuu ile meşgul o-1 araktır.
Yurdumuza iltica edenler çoğaldı
Ankara 17 CAkşam) — Son günlerde demir perde ardından yurdumuza ilticalar çoğalmış-, tır. Bilhassa Bulgaristan ve Ro-manyadaki komünist rejiminin J “------------------------
işkencelerinden kaçanlar 50- ™ „ •k?"" “T1 « " sereBnrc Milli »S«lm Bakanlı-
»unlufu (e5kU etmektedir. 3on ü> hanrl.klaıa bM»mwtır. Kb
Ur a, zarfında İltica eden Bul-j’T c,t llf' Teknik Öğretim Dairesi 15 takar ye Romen nıullrellerlnln1 ne Köy Kadınları aralel Kursu. __-----------
sayısı 300 u bulmuştur I Bl,nu nU'!,a,,, Raa'’lc,er,ndc' açmak için îstanbulda Kadıköy, hâtıra ve kitapları kerimesi ba-
I ve sah gunu de sabah gazetcle-jKlg Engytüsünüe bir hazırlık yan Âliye Sarhtın tarafından , rinde İlan edilecek i ir. Listeler ı açmıştır. Bu hazırlama bütün teferruat iyle İstanbul
bütün bayilere daŞıtdacak, ik- klırsu ağustos sonlarına kadar1 üniversitesi tip enstitüsüne he-l rantiyelerin tevziine t)njron| devam edecek ve eylül ayı ba-'dlye edildiği memnuniyetle ha-^transez salonlarında cumartesi §ında da gur5a devam eden Öğ- ber alınmıştır. Bu eserler ayrı ve pazar hariç, 21 Haziran sa,l( retmenler Doğu illerinde çalış- tar müzesi ve kütüphanesi» VÜ-{ gününden başlanıp 19 Ağ"-tos* pml{ ü3ere görevleri başına ha- bir salonda «Doktor Âkil Muh-( akşamına kadar bcr6un ' rekçt edeceklerdir. I cüda getirilmiştir.
| fim edfleeekttr, 1 1
■ir İki gün evvel şehrimize gelen Marshall plânı Atina İstihbarat şefi Mr. Murphy dün akşam Ankaraya gitmiştir.
Mr. Murphy Türkiyedekl yardım heyeti liraları İla görüşecektir.
Doğu illerinde açılacak gezici kurslar
Doğu İlleri Kalkınma Plânı gereğince Milli Eğitim Bakanlı-
Doktor Âkil Muhtar müzesi ve kütüphanesi
Prof Aidi Muhtar özden'ln
AKŞAM
Bahire 4
liyalnı si maları.
■ ■
Yalova kaplıcaları
Bir kaç gün sonra, yani 2 temmuz akşamı. Açık hava tiyatrosunda Hüseyin Kemal Gûrmen'ln jübilesi yapılacağını ve bu mesut müsamere için »engin bir program hazırlandığını hnber aldım.
Bu münasebetle, takdlrkârı Olduğum dostum Hüseyin Kemalden bahsetmek İsterim, Maksadım Hüseyin Kemali okuyucularıma tanıtmak olmadığı aşikârdır; zira sahnemizin bu en büyük sanalkûrlannoan bi-
Diğer taraftan Hüseyin Kemalin kültürünü arttırmak İçin yorulmak bUmlyen gayreti karşısında hayranlık duymamak elden gelme». Bu kültürün kendisine bahşettiği imkânlarla-Kemal herhangi bir rolü — bunu bilhassa radyo provaları esnasında müşahede ettim — dalın ilk görüşte en İsabetli, en müessir tonlarla okuyabilmektedir. Müellifin en gizil niyetlerini derhal anlar ve İfade eder. Böyle yaparak da müellife
Kaplıca yerinde
____________________18 Huziran UHJ
Amerikanın gayri resmi Dış Bakanı: Tom Connally
sayıyor, Gökçedere
köyü genişliyor
Connally devrimi en büyük siyaset adamlarından biridir
rial huiûn tiyatro müdavimleri sonsuz zevkler, unutulmaz he-pckâlâ tanırlar ve pek çok se-. yecanlar bahşeder Katiyetle şericr. söyllycblllrlm kİ bir müellif İçin
Ancak, bugün, bent kendisine Hüseyin Kemalle eserini prova bağlıyan dostluk hislerinden etmek en büyük hâzlan duymak sıyrılarak. Hüseyin Kemalin bir demektir. Zira Kemal çok okur, objektif resmini çizmek Istlyo-, ecnebi lisanlar bilir, sanatın» yorum.
Hüseyin Kemal ismini söylerken aklıma herşeyden * ■ sağlam» vasfı gelir. Evet, Hüseyin Kemal, her ‘ '
«savlam» dır; her şeyden evvel! Kemalin ve belki bütan sahne arkadaş- dostluğundan tarından faal*. . Huyu, kültürü, mlyorum; zira hususi bayatına ttnınlut". “»*''• ttr-1 M* n»»r «Ueıınlf olurum. 1111-
blvrsl - bu tellmal en «enn buki bu yazıma», yukarıda söy-mlnannd. »lıyonım - (MA, «Ibl, hlmlyalımı bir ta-
aâaUnıasl. «>hl»U hakikaten """l" "b-
sağlamdır.
Yirmi seneye yakın bir zamandan beri Hüseyin Kemalle çalışmak fırsatını ve saadetini buldum, sanat hayatını takip etilin vc bu uzun seneler boyunca Kemali dalma ve her rolünde sapasağlam gördüm.
Bir sanatkâr için sağlamlığın ne derece büyük bir meziyet. olduğunu iyice anlamak İçin müellif olup eserinde o sanatkâra bir rol tevdi etmek lâzımdır.
Bir piyesin ilk temsili akşamı Hüseyin Kemalin sağlamlığı He müellife bahşettiği huzur, lti-mad ve rahatın ne derece kıymetli olduğunu nasıl tarif edeyim? Hüseyin Kemal sahnede bulundukça müellif eserini de, kendisini de emniyette hisseder. Bu ne büyük nimettir!..
Hüseyin Kemalin diğer büyük meziyeti de deruhte etUği role, yani esere, binaenaleyh sanatına, mesleğine karşı hürmet beslemesidir. Bu hürmete göre gerek hususi, gerek sanat hayatını âyarlamzş olan Hüseyin Kemal, etrafına, kendisine karşı hürmet telkin etmeğe muvaf-rak olmuştur. Yalnız hürmet! değil, ayni zamanda da muhabbet!-..
Provaların yorucu, yıpratıcı, sinirlendirici havası İçinde Hüseyin Kemal dalma ı unumu. muhafaza etmesin! bilir, vazJ- net ve şükran fesini bihakkın İfa eyliycrek elde iblâğa, hastalığı sıralarında da etmiş olduğu emniyet sayesin- merhumu yokhyan ve cenaze de beyhude asabi buhranlardan törenine İştirak eden eski ve ye-âzatie kalır ve böylece bir çok nl arkadaşlarlyle dost ve ya-Iırlınalann yatışmasına sebep, kınlarımıza ayrı ayn şükran olur. î borçlarımızı ulaştırmağa tees-
Vazlfeslnl bihakkın Ha eyliye-' sürlcrimtz imkân bırakmadığı rek dedim; bundan maksudun cihetle bu kıymetli ödevin İta— rolünü en kısa bir zamanda tah-[suıa sayın gazetenizin delâletl-«■■ ----. X*------■ — 'nl dileriz. Müldür Ailesi
sever; ayni zamanda da res-, samdır. Şehir Tiyatrosunda evvel sahneye koyduğu bir çok plve-. . | sin dekorlarını kendisi çizmiş,
şeyden evvel, renklerini tâyin etmiştir.
arkadaşlığından, bahsetmek iste-
rafa bırakarak tamamlyle objektif kalmayı arzu ettim.
Şimdi, şu satırları bitirirken şunu da soyllyeylm kİ Hüseyin Kemalin bu jübilesini tertip edenlerden şöyle bir ufak sahne canlandırmalarını bekliyorum:
Klâsik kadim Yunan faciasını temsil eden Kral İdlpus, dram mümessili, meselâ Cyrano. sonra Mollire — Vefiic paşadan bir çelebi ve nihayet operet Jön-prömlyesl meselâ bir gemici sahneye gelip Hüseyin Kemalin başına defne yaprağından birer taç koysunlar. Böyle yaparak bu kudretli sanatkârın hem tiyatronun her şubesinde elde etmiş olduğu muvaffakiyetleri hatırlatmış, hem de Türk sahnesinin Hüseyin Kemal Giir-men'e ne derece medyun ve müteşekkir olduğunu göstermiş olurlar.
Ekrem Reşld REY
Günde 30 Hra — Parkların hali — İçme yeri — 3 türlü müşteri — Termal Kulüp — Komşu memleketlerden gelenler
Yalovada her taraf yemyeşildir, sular şifalıdır, muhit dinlendiricidir. Fakat burada bir günlük İkamet masrafı en aşağı otuz Uradır. Bu para, memleketimizin kazanç seviyesine göre çok yüksektir. Yal ovanın fazla müşteri çekmesini İstiyorsak burada her keseye elverişli oteller kurmak lâzımdır.
Denilecek ki: Herkes Termale gitmesin Yukarıda büyük oteller var, Çınar oteli var .. Evet doğrudur. Fakat büyük otele I-nlp çıkmak bir meseledir. Burada banyo bulunmadığı için romatizmalılar. otomobille de olsa. İnip çıkarken kendilerini ü-şûlm ekten korkuyorlar. Sonra, bütün faaliyet merkezi aşağıda olduğuna göre. Büyük otelde oturanlar her şeyden uzak, başka bir âlemde yaşıyor gibi oluyorlar.
Kırk sene evvel, aşağıda bugünkü oteller yokken. herkes yukarıdaki büyük otelde oturuyordu. Fakat o zaman faaliyetin merkezi yukarısı idi. Burada her gece nıımraiarını müşteriye bedava seyrettiren bir varyete, oyun oynamağa mahsus bir gazino vardı. Aşağıda banyolardan başka bir şey yoktu. Vaziyet bugün tamamen değişmiştir.
Çınar oteline gelinse, bu otPİ eski ve ahşaptır Otelin lokantası yoktur. Bazı odalardan karşı tarafa, hattâ helâya gitmek İçin dışarıya çıkarak parktan geçmek lâzımdır. Hülâsa bu otel bugünün İhtiyaçlarına, konfor telâkkilerine uygun değildir
Yalova kaplıcalarında Büyük otel
Teşekkür
Aramızdan ayrılışı blzlerl __________ __
sonsuz matemler İçinde bırakan yalovada rüsbete" ucuz bir iki büyüğümüz merhum
MEHMET DERVİŞ MtLDt’R ûn hastalığı mebdeinden ebedi is-tirahatgflhına tevdi kılındığı âna kadar merhuma gösterilen maddi ve mânevi yüksek İlgi- da, _ den dolayı Yapı ve Kredi Ban-. Gökçedere köyünün büyümesl-kası idare heyetine ve bütün ' ne faydalı oluyor. Burada her
laıovaua msurıo uııu uıc
1 otel daha vardiT Fakat bunlar da İhtiyacı tatmin edemez.
Büyüyen bir köy
Yalovanm pahalılığı yukarı-Buyuk otelin yanındaki
tiye nu* «v UUL.UII lic lajuail UIU/UI- UUiaMA
lUdalIni* mesai arkadaşlarına karşı mln-[sene yeni yeni binalar, pansi-duygulanmızı yonlar yapılıyor Eski binalar da boyanıp mükemmelleştiriliyor. Pansiyonlar ucuz vc temizdir. Köye giriş yolunun İki taraf nida lokantalar, kahvehaneler, dükkânlar vardır. Gördüğünıü3 bir kasap, bir berber dükkânı temizlik bakımından tstaııbııl-dakllerle boy Ölçüşebilirdi.
Güney parkın halı
Yalovada bu defa teessür!*! gördüğüm bir şey parklara eski dikkat ve İhtimamın eksilmesidir. olrlşten çınar oteline kadar olan İnsim eskisi gibi mıın-tazaındır. Fakat Çınar otelinden sonraki kısım, yani güney park tamamen bakımsız bir haldedir. Park tahsisatı, senede 80 bin lira iken, 30 bin liraya İndirilmiş. Bu gidişle Hacet köprüsüne, eski İçme yerine gitmek bir İki sene sonra kabil olamı-yacak. Buna bir çare bulmak lâzımdır...
İçme yeri
İçme yer] derken aklıma geldi. Çınar oteli karsısında bir içme yeri vardır Bir zamanlar burada bedava sil verilirdi İki sene evvel bir içme kırallçcsl seçildi ve su İçir, para alınmasına başlandı; Su İçenler birden bire azaldı. Esasen bu suyun neye ve kime faydalı olduğu henüz belli değildir. Bazılarına kabız, bazılarına İshal veriyormuş. Bir kaç sene evvel tanınmış bir doktor suyun hassasını anlamak için en aşağı on sene tecrübe yaparak İstatistik tutulması lâzım geldiğini söylüyordu. Böyle bir tecrübe yapılıyor, istatistik tutuluyor mu? Fek Ümit etmiyorum
3 türlü müşteri
Yalova kaplıcalarında üç türlü müşteri gördüm. 1 — Kışı
11! etmesi, öğrenmesi, hattâ ezberlemesidir; bu rol ister Sofok-llsln bir tragedit'sinde. ister bir operette olsun Hüseyin Kemal, dalma ayni ciddiyetle, ayni şevkle, ayni titizlikle çalışır.
İstidadına ilâve edilen bu çalışma kabiliyeti ve bilgisi sayesinde Hüseyin Kemal sahnemizin en kıymetli, en büyük sanatkârlarının başında gelmektedir: çünkü Hüseyin Kemal en vâsi kabiliyetli, en mütenevvi sanatkârlarımızdan biridir Bunun en büyük delili de Kral İdipus'u. Cyrano'yu, «Olan oldu* daIcl şık gangsteri, «Lüküs Hayat, operetindeki sahte kibarı. ayni muvaffakiyetle, ayni sanatla canlandırabllmesldlr. Görülüyor kİ Hüseyin Kemal, fiofoklls’in en yüksek şaheserinden, bu satırların sahibinin en nâçiz komedi ve operetlerine kadar, tiyatronun her şubesinde başarılar elde eden yegâne sanatkânmızdır.
Kemalin, takdire şayan diğer bir hususiyeti de. gerek sahnede, gerek hayatta elbisesine gösterdiği itinadır. Bu da usule ne derece bağlı, âdetlere ne kadar hûrmetkâr olduğunu, sünepeliğin, ihmalkârlığın ise sanatla kabili telif olamıyacagmı mükemmelen anlamış olduğunun delili değil midir? Zira Kemalin İçi, dışı gibi temiz, tertip) J ve dürüsttür.
İradesi ve zevkiseUmi sayesinde kurmuş olduğu bu dahil! ve harici muvazene, sanatta büyük hamleler yapabilmesine hie şüphesiz çok yardım etmiş olacaktır.
Amerikan senatosu dışişleri encümeni başkanlığı makamı çok ehemmiyetli bir mevkidir. Amerikan parlâmentosu çalışma metotlarına nazaran bu encümen balkanının elinde kanun tasarılarını Üldürebllme, hükümete hudutsuz yardımda bulunma veya namütenahi zorluklar çıkarma gibi Ölçüsüz salâhiyetler bulunduğu gibi bir Cok eşhası encümene davet ederek müzakeresine geçilmek üzere olan tasan üzerinde bu zevatın fikir ve mütalâalarını dinlemek gibi garip bir teamül sayesinde umum! efkâr üzerine tesir İcra etmekten de hail kalmaz. Hülâsa dışişleri komite reislimi çok mühim bir mevkidir. Hele nafiz bir şahsiyet tarafından işgal olunmakta ise.
Amerikan teşrii heyetlerinden İkincisi olan temsilciler meclisi dışişleri mesailinde hakkı kelâma sahip olmayıp yabancı devletlerle yapılan anlaşmaları taadlka yalnız senato yetkili bulunduğundan bu vaziyet senato dışişleri encümenini otomatik şekilde Amerikan dış politikasının murakıbı haline getirir ve Dışişleri Bakanı encümeni ile karşı karşıya kalır. Encümen İle Bakanlık arasında dış politika hususunda âhenkll İşbirliği sağlanabilmiş İse encümen başkanı Dışişleri Bakanının en yakın mesaî arkadaşı olur. Fakat bu iki makam arasında böyle bir Ahenk temin edilememiş İse — kİ senatonun fazla hassasiyet ve kendi İsteklerini yaptırma gayreti yüzünden ekser ahvalde bu gibi Ahenksizlikler meydana gelir — O zaman senato dışişleri encümeninin reisi Amerikan diplomasisi için bir baş belâsı dur. Ameri Iranın Versay muahedesini tasdik ve Cemiyeti Akvama girmesi işlerinin akamete uğraması malûm olduğu üzere İki adamın kısa görüşlülüğü ve anlayışsızlığı yüzünden olmuştur. Bu üt! zattan biri (1920> de senato dışişleri encümeni başkanlığını yapmış bulunan (Lodgeı diğeri de bunun vekili CBorahı ır. Taşralı avukatlardan ve politika sahasındaki tecrübeleri pek meşkûk böyle İki adamın Dünya hâdiselerinin seyri üzerine bu derece müessir olabilmeleri tarihte pek enderdir.
Bu mühim makamı bugün (Teksas) eyaleti senatom Connally) İşgal etmektedir 1940 seçimlerinden sonra bu mevkie gelen Connally ikinci Dünya sa ▼aşının devamı müddettnce 1946 senesine kadar encümen başkanlığını muhafaza etmişti. 1946 seçiminde Cumhuriyetçi parti muzaffer olunca Demokratlar bir çok mevkileri ve bu meyanda ellerinde bulundurdukları encümen başkanlıklarını da kaybettiler. Connally nln mevkiine «Mışıgan aslanı» misler vandenberg gelmişti. iki sene müddetle diınya hâdiselerinin inkişafı üzerine Vandenberg Amerika Dışişleri Bakanlan Byrnes ve general Mars-halldarı fazla müessir olmuştur. Vandenberg’ln geniş mânevi otoritesi olmuş olmasaydı Finlandiya, İtalya ve Balkan devletleri ile yapılan banş anlaşmaları gerçekleşemlyeceği gibi Marsiuü) plânı ve Türkiye Ve YunanistanlI yardım yapılına işlerinin de meydana gele-mlyeceği söylenmekle hiç bir mübalâğa yapılmış olmaz. Van-denbergln derin nüfuz nazarı Amerikan dış siyasetine karşı gösterilen prestijin artmasına çok yardım etmiştir.
Fazla nazik olmıyan senatör
Kasım ayındaki seçim zaferi (Connally'yl tekrar encümen başkanlığına getirdi. Truman’ın (Deveyi e karşı ihraz ettiği galebeden bir AvrupalI sıfatlle barış ve İşbirliği hesabına muhakkak kİ memnuniyet duyarız. Yalnız Cumhuriyetçiler seçimi kazanmış olsalardı şu bakımdan iyi olacaktı diyebiliriz: Vandtnbergln C'onnally'yc nazaran daha olgun ve dalıa geniş görüşlü bir Devlet adamı olmasından . Bu iki Devlet adamının şimdiye kadar dalma I İyi bir çift halinde çalışmış olmasına ve aralarında hiç bir l fikir ayrılığı görülmemiş bulun-1
Tam Connally
mazına rağmen Vandenberg İn siyasi hareket tarzı ve siyasi hâdiseleri sezişi kabiliyetinin ara sıra hissiyatına mağlûp olan Contıallyden daha yüksek olduğunu sûyliyebilirlz.
Connally Cumhuriyetçi partiye mensup senato âzasından misler ıBridge) ile bu meseleyi münakaşa ederken: «Misler Bridee mütemadiyen dilini işleteceğinden biraz da beynini isletse fen* olmıyacakj dediği gibi bir başka defa da: «Bizim Amerikanın menafLl mevzea-bahs olmamakta olmasına nazaran Arap olmuş Yahudi olmuş Hotantolu olmuş benim İçin hepsi müsavidir.» şeklinde sarfettiği sözler Connally’nin karakter ve zihniyetini göstermesi bakımından çok şayanı dikkattir.
Amerikanın, dışişlerinin mü-rakipllğt gibi ehemmiyetli bir makamı böyle bir şehsiyetln eline bırakmış olması biz ecnebilere garip gelmektedir. Dışişleri Bakanlığının bu mevkide daha ince daha uysal bir zatın bulunmasını arzu etmekte olduğunu tahmin edebiliriz Fakat diğer taraftan malik bulunduğu bir çok evsaf (Cun-rtftlly'nln lehine kaydolunmak İcap eder. (Konnally) parlâ-, mento çevrelerinde edinilmiş zengin tecrübelere sahip bir Devlet adamıdır. Bir tasan veya bir karan şahsen kabul ve tasvib ederse senato da bu tasan karar etrafında mu-hkakak surette bir çoğunluk temin etmeğe muvaffak olur. Saniyen hükümete sadık bir adamdır. Gerek Ruosevelt gerek Trurranın başkanlıkları zamanında hükümetin programına — dışişleri sahasındaki — bağlı kalarak bu program için mücadele etmişUr.
Dış işlerde sadakat, iç işlerde muhalefet
Onun hükümet ve partiye bağlılığı yalnız dışişleri sahasına intikal etmekledir. İçişlere alt meselelerde Cenup eyaletleri zihniyetinin timsali müşahhas olan Connally kongrede bu zihniyetle hareket eden eıı geri fikirli temsilciler arasında yer almaktadır. Harb ve barış işlerinde Roosevelt ve Trunıana her zaman bağlı katarak bunları devamlı şekilde desteklemiş ve bugün de desteklemekte olan iKonnallyk Roosevellin Dünya tarihine «New Deal» ismi ile geçen içtimai reformuna ve Trumamn İçtimai sigorta, haddi asgari ücretler. Amerikan zencilerinin vaziyetleri hakkın daU teşebbüslerine karşı daima muhalif cephe almıştır.
Halis Teksaslı olan ve Tek-sas petrol endüstri âlemi — A-meriknn petrol lstlhsal&tınm yarı.sıudan fazlasını Teksas temin eder — İle daim! teması muhafaza etmekte olan Connally senatodaki çalışmalarında kendi eyaleti menfaatlerini hiç bir zaman göz önünden uzak tutmaz. Liberal terekki-yatı taklb etmekte olan bir dış siyasetin kontrolünü içişlerde nıüieassıp ve çok geri fikirli bh politikacıya yaptırmanın doğru olmadığı çok defa tcnkld edilmekte İse de Amerika hükümetinin elinde kongre encümen balkanlarını mevki İClinden uzaklaştırabilecek bir salâhiyet mevcut bulunmadığından bir şey yapamamaktadır. Sağlam bir atlet bünyesine malik olan, etil yaşında bir adam (Arkası 1 ucl sahifcıle)
şiddetli ağrılar içinde geçirdiklerinden kapılar açılır açılmaz gidenler, 2 — Mevsim başı münasebet İle flatlerin ntsbeten ıı-cuz olmasından İstifade etmek lstlyenler, 3 — Kısa bir zaman dinlenmek emeliyle gidenler, Haziranın İptidalarında çoğunluğu bu son kısım teşkil ediyordu. Asıl müşteriler Yalovnya ağustosta gitmeğe hazırlanıyorlar.
Termal klüp
Termal otelinin taraşasının bir kısmı «Termal Kulüp» diye ayrılmış. Burada bezik, briç oynayanlar çok. Oyun oynayanlara kâğıt veriliyor, buna mukabil ufak bir para alınıyor. Başka yerde oyun tamamen yasak. Otelin salonunu masalardan kurtardığı İrin iyi bir teşebbüs... Fakat yer hem dar, hem de damı kızarak çok sıcak oluyor. Yalovada küçük mikyasta bir gazino ve konser salonu yapılması çok lüzumlu bir şeydir.
Yalovaya komşu memleketlerden gelenler çoktur. Mısırlılar ve İraklılar ekseriyet! teşkil ederler. Kaplıcalara bir parça daha çeki düzen verilir, noksanlar tamamlanırsa (yani bir iki otel ve bir gazino, bir Hd dükkân yapılırsa) geleceklerin miktarının çok artacağı şüphesizdir.
Bu defakl misafirler arasında Irakın eski başbakanı B. Raşld vardı. Şimdi ayandan olan bu zat bizim mühendis mektebinden mezundur, bir zamanlar İstanbul belediyesinde mühendis olarak çalışmıştır Aradan oluz sene geçtikten sonra burada bir sınıf arkadaşile karşılaşmayı hoş bir tesadüf oldu. Geçmiş zamandan bahsettiler.
Yalovanın bıraktığı Intlbala-n hülâsa etmek lâzım gelirse diyebilirim kİ burasının Rellş-mcslnl İstiyorsak «İdarel maslahat» zihniyetini bir tarafa bırakarak esaslı bir plârıla harekete geçmelidir. Yalovada yeni oteller, yeni binalar yapı i'nalı, burası süratli vapurlarla is utabilin yakınlaştınlmahdi'.'. Bu-gunkil vaziyet devam ederse Yalova kaplıcaları bir adım ileri gidemez, — E. T.
Müldiir Ailesi
35 kuruştur
Yalova kaplıcalarına rirıs
Sabırsızlıkla beklenen bu nefis mecmuanın 3 üncü sayısı harikulade bir güzellikte ve patronunu bir misli büyütmüş olarak çıktı. Fiat! yine
Çıkaran:
ARİF BOLAT KİTABESİ
YazıUrı. Pratik Bilgi «o Dersleri İte
HAZİRAN
Sayı: 18 Çıktı
RADYO
ANKARA RADYOSU
Bu akşamki program
14.58 Acılı» ve program. 17 Çocuk nsuıll. 18 M. S »J'lırl, J» ».um »01141 rPl), IMS MOrik (FI,1, 10 M S, oyarı ve Haile ler. 19,13 Geçmişte BıiKÛn. Ift.M Yurtlan teller. 13 50 Karıcık tıarkıtar IP1.I, 30.13 Radyo Car.e-trıl 20,30 Önel profilim, 27,45 .M S ayarı ve Haberler, 23 Dans mUılji (1*1,1. 33.UÛ Program ve kopanı*
/srAusuı TAN vatbaasi
Bulunmuş çanta
16/8 949 perşembe akşamı Beyko2dan kalkıp 12 ye 25 kala Köprüye gelen Rumelikavagı vapurunda ufak Pir valiz bulunmuştur. Sahibinin Akşaın gazetesinde makinist İbrahim Erduynıaz'a müracaatı.
Konya Ereklisinde geçen sine yapılan orta okulda bu sene ders yılının sona erıued müna-ebetile bir iş sergisi a-'il-mışiır Yukarıda sergiden bir inişe ve ziyaretçilerden bh grup görünüyor.
Tarihten Sahifeler
------------- ------J
Yüz beş sene evvel Sarayburnundan Orta-köye kadar bir gezinti
Eski Teline meydanı
mahsus müteaddit fabrikalardan başka 17. asırda gayet güzel saraylar ve yalılar da vardı.
Evliya Çelebi bu semtte oturanlar arasında Terekçl zadeyi. VaJde kardeşini. Sadreddln zadeyi. Güğümbaşısını. Melek Ah-] met paşayı. Denli uğrusunu saymaktadır. Ayrıca (Bu yalılar Padişaha nedir, bunlardan başka daha bir çok saraylar varsa da zikri fazladır) diyor.
19. asırda Tophaneyi gezmiş , bir İngiliz şunları yazmaktadır: , (Top dökümhanesi, Tophanede muhteşem bir binadır. Sultan j Süleyman zamanından kalma- , dır İki fırını vardır. Yirmi dört bin paudulktur. Senede her kalibrede üç yüz top yapılır Topların son İmal safhasında yirmi beş beygir kuvvetinde bir buhar makinesi çalışmaktadır Stok olarak bulunan t—’---------
sayısı 1848 tarihinde bin İki yûzdıı. Şimdi bir hayli artmış olması muhtemeldir.) [1]
Tophanenin meşhur blnala- , tından birisi de Talimhane kasrıydı. Sonraları bu kasır Nusre-tlye kasrı İsmiyle de anılmaya başlandı.
Son zamanlarda Erkek Sanat okulu olarak kullanılan eski İstanbul Merkez komutanlığı binası Tophane müşirliğinin İşgal ettiği bina İdi. Bu sahada daha evvelleri bulunan Tophane Mü-şlrlyet dairesi 1863 senesinde İkinci katındaki kalem odalarına bitişik kahve ocağından çıkan yangınla tamamen yanmıştı.
Bundan sonra mektep yapılmak üzere başlanılmış eski bir binanın temellerinin bulunduğu saha ile yanan binanın yerine tek katlı kâglr Tophane Müşl- . riyet dairesi İnşa olundu. Bu esnnada civarda bulunan bazı ahşap yapılar da yıktırılmıştı.
Bu sahada İlk yapılan bina , III. Selim zamanında Topçuba-şılara mahsus küçük bir daire . kaleminden İbaretti. Topçubaşı dairesi sonradan yıktırılmış ve yerine yüz tarafının duvarları masnu mermerlerle süslü ahşap büyük bina yaptırılmıştı. ' [21
Binanın tam ortasında bulu- ' nan şahnişini de ayrıca altı mermer direk tutuyordu. Cephedeki direklerle bu altı sütun vaktiyle Şehzadebaşmda kâin Yeniçeri kışlasının cadde üzerindeki (kırk dört kapısı) anılan meşhur ve büyük kapı-undaydı.
Yeniçerilerin kaldırılmasında topçuların hizmetleri görüldüğünden (Kırk dört kapısının) mermer sütunları H. Mahmut tarafından topçulara bir ya-dlkâr olarak oradan söktürülmüş ve Topçıbaşı dairesinin İnşasında kullanılmıştı. Bu sütunlar âdeta mermer bir t&kızafer mânasını taşıyordu. Yanan binanın kapısı üzerindeki kitabe de bunu anlatıyordu.
Bu babın saklı balâsındaki kasrın edib tecdit Dedi ihsan kıldım anı
Topçubaşı Numana
D. Mahmut zamanında Tophanede bir hayli imar hareketleri görüldü. 1831 senesinde Tophane hududunda bulunan on üç adet yanmış veya harap olmuş ahşap karakolun yerine Ser benabinl dergâhı âli Osman ağa marifetiyle kagirleri İnşa olundu, Yine bu devirde Tophanede (Ltbl deryada âlât ve edevat fabrikalarlyle top dökülmeline mahsus tam kagir mükemmel bir vapur maklnehane.il ve bazı kışlaların tamirleri) yapıldı.
Boğaziçi kıyılarında bir harb sanayi mıntakası halinde asırlarca Türk ordularının zaferlerini sağlamış olan Tophane aynı zamanda bazı güzel mimari eserlerin bir araya toplandığı. I pazarların kurulp eğlencelerin tertip edildiği da bir semtti.
19. asırda Tophane meydanında pazarlar kurulur- bugünkü tramvay yolunda ve Nusra-tlye camiine doğru sağlı, sollu ahşap dükkânlarda çeşitli şeyler satılırdı.
Tophaneye Italyan tiyatro kumpanyaları da gelir, bunlar meydanda kurdukları açık sahnelerinde türlü oyunlar göste-rlrlerdL
19. asır OsmanlI hükümdarlarından Abdülmeclt Nusratiye kasrına sık sık gider ve orada İşret âlemleri tertip ederdi. Pa-topların | dJşah bulunurken He-
hln 'İri ♦__________
İsrail’e muhaceret
Devletin resmen ilânından beri 235 bin kişi gitmiş
Tel - AviVden bildiriliyor: — İsrail devletinin resmen İlânından bugüne kadar geçen müddet «arlında memleketin ahalisine 235.000 kişi İlâve olmuştur. Sunun 218.000 1 Yahudi muhaciri olup 17 bini de tabii çoğalmadır. Bugiln İsrail devleti hudutları içinde yaşıyan Yahudllerin adedi «90 bindir.
İsrail muhaceret makanıau-nrn, 31 memlekette birer muhaceret memuru vardır Bu memurların vazifesi. îsralle hicret etmek istlyen YahudLlere İsrail'e giriş vizesi vermektir. Muhaceret dairesi. Romanya Yahudilerinin îsralle hicretlerine müsaade edilince. 15.000 vize tahsis etmiştir. Macaristan hükümetiyle muhaceret meselesi üzerinde yapılan müzakerelerin yakında İyi bir netice vermesi muhtemeldir.
Bugüne kadar îsralle hicret etmiş olan Yahudi muhacirlerinin hemen hemen yarısı muhaceret dairesine ait İsrail gemileri tarafından nakledilmiştir. Kıbrıstan 25 bin muhacir, Bulgarlstandan 350Ö0. Yugos-lavyadan 5 000. Adenden 8.000 Almanya ve İtalya toplama kamplarından 50.000 Yahudi muhacirinin îsralle hicretleriyle bu dört memlekette hemen hemen hiç Yahudi kalmamıştır. Hükümetin muhaceret dairesi şimdiye kadar 5 000 çıkış vizesi vermiştir.
klmbaşı İsmail paşa da Kızku-lesl önlerinde balık tutup getirir, bunların meze yapılmasından hoşlanan Padişah orada o balıklarla İçki İçerdi.
Son zamanlarda yorgun ve rahatsız bulunan Padişah. Tophane kasrından blndnğl arabasında uyuyakalır ve Dolmabah-çe sarayında bendek&nı araba kapısında elpençe kendisinin uyanmasını beklerlermiş. 13]
Prens Mençikof'un Istan bulda bulunduğu ve siyasi görüşmelerin had bir safhaya girdiği günlerde Ruslarla harbe taraftar olanlar çoğalmıştı. Padişahın ve hükümetin işi müzakerelerle uzatmasına hiddet edenler vardı.
O sıralarda bir gün Tophane kasrından sarayına dönmek üzere kapıya İnen Sultan Mecit, arabasının etrafını bir bölük süvari İle kuşatılmış gördü.
Bunun sebebini öğrendiği vakit (umuma halk aleyhimizde olduğu takdirde bir bölük süvari beni muhafaza edemez) diyerek askerleri geri çevirtti. [4]
Talimhane, Tophane, yahut Nusratiye kasrı İsimleriyle anılan ve bugün de mevcut olan küçük binanın eskiden ön tararı denize kadar açıktı ve burada mermer bir İskele bulunuyordu. Sonraları saha deniz yollarının
Pınarhisara dolu düştü
Pınarhisar 15 — son günlerde çevremize düşen bol yağmurlar arasında dolu da yağmıştır. Dolu, nıezrual üzerinde oldukça zararlı olmuştur. Ayni zamanda esen şiddetli fırtına bütün mahsulleri yatırmıştır.
bir İskelesiyle ve muhtelif antrepolarla işgal edildi.
Lozan sulhundan sonra Tophane kasrında Boğazlar komisyonu toplanmıştı İkinci dünya harbi esnasında da bu binada sıkıyönetim mahkemesi çalıştı, — BİTMEDİ —
111 Richard Robcrl Madden'in 1862 de Londra'da basılmış eserinden.
[2J Bu bina 1826 de tamamlandı. Daha evvel büyük Tophane yangınında bazı kışlaları ve binaları II. Mahmut yeniden yaptırtmıştı. Nusratiye eamii-nin kapısına o tarihte konulan kitabede bu münasebetle:
Toptan Tophaneyi âbad
kıldı Padişah Denilmektedir.
|3] Bu malûmat Abdurrah-nıan Âdil beyin çıkarttığı llâdi-satı Hukukiye ve Tarihiye adlı mecmuada verilmekte ve rahmetli Süleyman Kânı de Akşam gazetesindeki Mestler isimli makalesinde aynı hâdiseyi zikretmektedir.
|4| Cevdet paşa. Teaaklr.
Kuşbakışı:
Ne yazık, ne yazık I
Akşam'ın Paris muhabiri üç hafta evvel gönderdiği bir mek-tupra hârika çocuk îdi! Blretln bu şehirde uyandırdığı alâkadan bahsettikten sonra bu cok zeki ve çok sevimli çocukun bir türlü çalışmağa başlıyamadığını teessürle kaydediyordu Idil'in derslere başlayamamağının sebebi. hangi hocadan ders alacağına dair An karadaki komisyon tarafındın henüz karar verilememesi imiş!.. Paris büyük elçiliğindeki kultiir ataşesi bu hususta tetkikler yaparak bir rapor gönderecek. Ankaradakl komisyon raporu tetkik ettikten sonra bir karar vere-tkmişi .
Akşam'da çıkan mektuptan yirmi gün sonra 'Vatani, Paris muhabirinin bir mektubunu ıteç retti. Bunda aynı şeyler tekrarlanıyor. kültür ataşesinin raporunu henüz hazıriıyamadığın-dan. İdilin hangi hocadan ders alacağına dair karar verilmesine fntiaaren sıkıldığından, âvâre avare dolaştığından balısolu-nuyor.
Bizim her işte ne kadı r hesapsız hareket etliğimizi, ne derece mânâsız teferruat He meşgul olduğumuzu gösteren güzel bir misal!... Idil'in AvrttpMa mütehassıs hocalardan ders alması için bir kanun kabul edildi. Aradan bir seneye yakın zaman geçtikten sonra hârika çocuk ailesile birlikte Patise gitti. Mantıkan bu müddet zarfında kimden ders alacağının kararlaşmış olması ve Idil’in Patise gı d ergitmez çalışmağa başlaması lâzımdı. Halbuki öyle olmadı, hârika çocuk Patise gittikten sonra tetkiklere başlandı. Tetkik üç avdan beri devam ediyor, daha bir kaç üç ay sürmemesi için de hiç bir„ sebep yoktur. Bu müddet zarfında İdil âvâre âvâre dolaşıyor, verilen para boşa giderken çocuğumuz Parlste sıkılıp duruyormuş. Buna ehemmiyet veren yok!...
îşin garibi şudur: Zamanımızın en büyük piyanistlerinden biri olan Kempt Parlste î-1 dil'l dinledikten sonra şu hükmü veriyor: Bu çocuk bir âlemdir, kendi kendinin hocası olacaktır Binaenaleyh uzun tetkike liizum yoktur. Kendisinin anlaşabileceği her hangi bir hocadan ders alması kâfidir.
Bıı kadar basit meseleyi ne kadar muğlak şekle sokuyor, ne kadar boş şeylerle uğraşıyoruz! Ne yacık, ne yazık!...
Enis Tahsin T1L
Mithat paşanın 81 yıl evvel yatırdığı paranın kaydı ve İmzasının bulunduğu defter sahifesl
Emniyet Sandığı kuruluşunun 81* yıldönümü
V
Bir tarikatçı grupu yakalandı
Konya 17 t Akşamı — Cizre ilçesinden gelen llalit Yatmaz adında bir şeyh. Ereğlinin Ayrancı bucağında bir evde kadınlı erkekli bir tarikatçı gru-pu İle, gece yarısı âyin yaparken yakalanmıştır.
Bu şeyhin, mürit çoğaltmak İçin köy bucak ve İlçelerde dolaştığı, bazı kadınları iğfal ettiği anlaşılmıştır. Şeyh, âyin esnasında yakalananlarla birlikte adliyeye verilmiştir.
Ingiltereye giden belediye heyeti
İngiltere'ye giden Belediyeler heyeti Londradn tetkiklerde bulunurken (kadın laa Ankara Belediye Meclisi âzasından Ba,an Fuat Börekçidir.
On. on beş gundenberi Emniyet Sandığı binasının önünde bir faaliyettir göze çarpıyordu. Mermer merdivenleri temizleniyor, binanın cephesi boyanıyor ve iki taraflı mermer merdivenlerin aralığına da bir mermer büst kaidesi yerleştiriliyordu.
Nihayet anlaşıldı ki Emniyet Sandığının 81 İnci yıldönümü için hazırlık yapılıyormuş... Bundan 81 yıl evvel Tarakçılar hanının bir iki odasında- Mithat Paşanın teşviki ve on lira 30 parası ile kurularak memleket için pek faydalı bir müessese haline gelen Emniyet Sandığı, Mithat Paşanın ebedi hâtırasını daima göz önünde tutmak için bu İnce düşünüşü:, İleri görüşlü | büyük vatanperverin bir büstünü binanın iki taraflı merdiven arasındaki mermer şutuna koymayı ve bu büstün açılış törenini de Sandığın kuruluşunun 81 İnci yıldönümünde yapmağı kararlaştırmıştır.
Yarınki merasim
Emniyet Sandığı « haziran 1284 de kurulmuştur. Bu tarih şimdi 19 hazirana Taslamaktadır. Bunun İçin. Sandığın İlk kurucusu Mithat Paşanın büstünün açılma töreni pazar günü yapılacaktır. Yarın, bütün bankaların müdürleri memleketimizin İleri gelen şahsiyetleri, tüccarlar ve iktisatçılarla Emniyet Sandığının cüzdan ve hesap sahipleri bu ıörene davetli bulunmaktadırlar. Yarın, İstanbul valisi ve belediye başkanı doktor Lûtfl Kırdar tarafından. Mithat Paşa büstünün açılması münasebetiyle yapılacak bu törende Emniyet Sandığının kuruluşu, Mithat Paşanın vatanperverliği ve Heri görüşlülüğü hakkında nutuklar söylenecektir.
İlk adım
Mithat Paşa, İstanbul Emniyet Sandığının İlk küçük numunesini. Türk akıncılarının dilden dile dolaşan, nesilden nesüe ulaşan kahramanlık destanlarını yarattıkları Tuna’nın Rusçuk vilâyetinde vali iken kurmuştur.
Halkın elemine ve ıstırabına karşı pek yakın bir alâka gösteren Mithat Paşa yaşamanın tasarrufla kabil olacağı ve milli servetin yurda faydalı hizmetler uğrunda «atfedilmesi icap edeceği fikrini daha o zaman halk efkârına yerleştirmiş ve Şûrayı Devlet reisi olarak İstanbul'a gelişinde bu mübrem ihtiyaçtan karşılayacak bir milli müessese bulunmadığını görmesi odu harekete getirmiştir. İşte, Mithat Paşa İlk hamlede. 81 yıl evvel. Emniyet Sandığını böyle kurmuştur.
81 yıl evvelki defteri gözden geçirelim
Emniyet Sandığının arşiv dairesine geçerek Emniyet Sandığının 81 sene evvelki ilk kuruluşunda açılan mevdtıat defterini tetkik edelim,
: Cemaleddin Bildik
Emniyet ^andığı binasında Mithat paşa büstünün açılış» münasebetile temizlik yapılırken
İşte birinci sahile... Cüzdan numara da 1... Para yatıran hanesinde şu ismi okuyoruz: «Şûrayı Devlet reisi Mithat Paşa hazretleri.» Emniyet Sandığının kuruluş gıinû olan 6 haziran 1284 de Sandığa 10 lira 3 kuruş yatıran Mithat Paşa, aşağı yukarı yedi ay sonra tekrar Emniyet Sandığına müracaat etmiş ve 23 kânunusani 1284 de bu 10 Ura 3 kuruşu 50 kuruş 30 para faizle on lira elli dört buçuk kuruş olarak sandıklan çekmiştir Paranın yatırıldığını. faiz İşlemi yapıldığını ve nihayet sandıktan çekildiğini gösteren defterin birinci sahl-feslnde Mithat paşanın imzası da gayet sarih olarak okunmaktadır.
13 rakamı uğursuz derler!
Emniyet Sandığının kuruluş tarihi olan 6 haziran 1284 de. Mithat Paşadan sonra kimler para yatırmış ve Sandığın ilk sermayesini ne kadar bir para teşkil etmiştir? Her halde bunu da merak edersiniz O halde bu 81 yıl evvelki defterin sahnelerini çevirmeğe devam edelim 1 numaralı cüzdanı Mithat Paşa aldıktan sonra 2 numaralı cüzdanı «şûrayı Devlet âzasından saadetiû Kadri bey hazretleri» almış. 6 haziran 1284 de yatırdığı 10 liraya 10 temmuz 1284 de 2617 kuruş 20 para daha ilâve elmiş ve 41 kuruş 20 para faiziyle 30 kânunuevvel 1284 de 36 lira 39 kuruş olarak parasını çekmiştir.
Yazılarının üstündeki rıhları, bile elan dökülmemiş ulan sa-hiteieri birer birer çevirdikçe 6 haziran 1284 de 13 kişinin para yatırdığını göıüyoruı.
3 numaralı cüzdan sahibi: »Saadetiû Kegoık etendi Bahçı-vanzade.»
4 numaralı cüzdan sahibi: «şûrayı Devlet âzasından saa-detlü Kadri bey zade İsmail bey.»
5 numaralı cüzdan sahibi: «Şurayı Devlet âzasından saadetin Kadri bey kerimesi Menkule hanım >
6 — «şûrayı Devlet âzasından saadetiû Kadri bey çariçelerinden Plraye kalfa» Defterdeki kayıtlara göre o gün 250 kuru? yatıran Piraye kalfa 11 gün sonra 618, 10 temmuzda 632. 10 kânunuevvelde 501 kuruş, 23 haziran 1285 de 176 kuruş 20 para daha yatırmış ve biriken parasını faiziyle birlikte 22 haziran 1285 de çekmiştir. Piraye kalfanın sandıkla parasını, diğerlerinden ço« beklettiği kayıtlardan anlaşılmaktadır
7 — «Aydın vahşi devlellû İsmail Paşa hazretleri» ne kadar yazı okunuyor da bundan sonraki isim okunamıyor. '
8 — «Papaz oğlu Nişan.»
•) — Papaz oğlu LeVon.»
10 — Zümrutçu oğlu Seıkls ağa.»
11 — «Arosyan Papazyıın.»
12 — «Dtrııh! Papazyan.»
13 — «Maryam Papazyan.»
sandığın açılış günü 6 haziran 1284 de para yatıranların 13 kişi olduğu defterce sabittir. «13 rakamı uğursuzdur» derler. Halbuki hani uğursuzluk? Başta Mithat Paşa olduğu halde o gün sandığa 71 lira 1 kuruş 30 para yatıran bu 13 kişinin paralandır kİ bu müesseseyl 8İ yıldanberl dimdik ayakla tutmakla. İnkişaf ve tekâmüle doğru götürmektedir.
Cemaleddin BİLLIlB
8 ’ifc 6
A K ÇAM
18 Haziran 1949
Türk - Hint dostluğu
Mahkeme Koridorlarında
12 ye beş kala
ı Yazan: ■■■
I NİHAL KARAMAÖARAL11
Hindistan büyük elçisinin demeci
Bir de gözümü açtım ki herifler muhabbet ediyorlar!
kemeye niçin getirdiler? Sucun nedir?
— Benim suçum m uç um yok amma polis abller enseme yapıştılar bir defa. Benden sana nasihat, bu dünyada ne olursan ol da sabıkalı olma sakın.
— Demek senin sabıkan da var?
Yüzünü ekşitti:
— El âlemin ağzı torba değil ki büzeyim de kapansın. Sarhoş İbrahim dive ad taktılar bir defa İste bunu temizlivemiyorum. Her nerede ağzımı açacak olsan ; «Hah. sen gene sarhossıın, rezaletlik çıkarıyorsun» diye yakama yapışıyorlar. Bu sefer de Öyle oldu. Bu dünyada herkes İnsan kıymeti bilmiyor. Sesten, sözden an-lıyan kim? Sözüm bu meclisten dışarı; dün gece bir ________________________ meyhaneye girmiştim. Ayıp vesselam. Ağaçlıklarda, gül ı değil ya. İki kadeh atmak bahçelerinde bulunan biil- İstedi canım.
, bül var va, işte ben onu ge-l — Afiyet olsun. Gene mİ
I tirdim de çilek yaprağının sarhoş oldum?
i üstüne oturttum.
! — Kafeste mi besliyorsun
Yumruğunun terslla burnunu oftüşturup yutkunarak bize döndü:
— Siz beni bilmezsiniz, bey efendi abller.
— Şimdiye kadar hiç bir yerde görüşemedik.
— Öyle oldu. Amma velâ-kin, bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıptır, derler. I Siz de öğrenmelisiniz 1 — Kimden soralım?
— Hımmm... Şöyle bir do-, iaşıp da: »Bülbül İbrahimi soruyorum. - deseniz herkes 1 bilir beni.
— Senin adın Ziya, soyadın da Bülbül öylemi?
— Sovadım değil, kendim bülbülüm, bey kardeşim. Çileği bilirsin tabii. Bülbül ' nerelerde bulunur?
— Ağaçlıklarda bulunur, gülden de pek hoşlanır.
— Ağzını seveyim, bey bi-I rader. Doğru lâf ediyorsun
meal Icab altı. Servet. şu saat* ta, itinalı sofraBinin Hıka odasının hazırlanmış bulııuar.ağım düşünerek arkadaşına vedia etti Deminki koridorlardan geçerken hiç bir İlâcın oanlandı-ranıadığı kadar canlanmış olduğunu seziyor.
(__Cidden hayat b&ntmklsly-
dl.» diye tekrarladı.
Kapısını açtığı zaman halinde öyle bir celâdet, gözlerinde öyle bir pırıltı vardı kİ. yatağı yapan Fifl, arkasını dönüp de onu bu halde görünce şaşaladı; sıçrayıp duvara yapıştı.
Servet Memduh da sahiden görmüş geçirmiş bir kadın sarrafı İhtiyar kurtmuş gibi, oynak hastabakıcının yanaklarını şöyle bir makasladı
Ve, bu ham İlk. hem son âşıkane muvaffakiyetinden memnun: kendi kendine şaştı:
— Yahu, ben neymişim be?— Vay anasına!
Nihal KARAMAÖARALI
Hastanenin çıtır pıtır en güzel hastabakıcısı Fifl. lüks odalarla meşguldür. Servet Mum-duhun derficeslnc baktı: IIAcını verdi; karşısında kırıttı. 1 lordan değil; yavaş yavaş sö-
— Vallahi Servet bey. hâlâ nüyor. Mukadder Akıbetini hiç güzelliğiniz yerinde... Size, es- bir şey durduramaz, klden Bcyoğlunda Beau Servet ■
derlermiş. Haklan var. - dedi. (
Kiklrdeyerek çıktı gitti, 1 Hasla, kızı kollarından yakalamak İçlıı kaditleşmiş parmaklarını ileri doğru hafifçe uzat- i mışken derhal geri çekti. Hal-■Izliğinden ml. hastalığından mı? Hayır, ikisinden de değil. Kırk sene baskı altında yaşamış olmak insiyaklarına sinmişti. Şu anda zinde bile olsa. Bir çeyrek asrını ona İade bile eUeier-. İmkânı yok, bitmiş, Hareketlerine bir yılgınlık Arız 1 olmuş. Müstemleke halkı nasıl miting yapamazsa, fikrini söy-Ityemez, yazamazsa o da şimdi artık dünyada bulunmıyan sahibinin ı Türkçenln t-.tî. j bojruııca kazandığı kelimeleri, mânâsız bir direlim yüzünden — Veda lûgatçcmlzdcn atuı?nıa!ı( sa-, Servetçiğlm? . Yolcu olduğu-hlbeslnln İliklerine İşlemiş sevk mu l»K«ılşalndlr. Suretin gibi ve idaresinden kurtulamıyor. (şlretln de güzeli... Sana teşek-
Kendlslne Beau Servet denir- kür di. doğru... Alımlı çalımlı ge-| Çerdi Kâh paytonda, kah; I&ndoda. kâh iiç çifte kayıkta Çaktırmadan bıyık burar, göz süzerdi Ve. ona, Beyoğlunun matmazelleri, Ki-, ğıthanenln dilberleri, bu hasta-j bakıcının kiştirtıcı söz ve hare-ketlerile avanslar verirlerdi. | Halbuki, o. İmkânı yok cesaret edemezdi Elini uzalamnz, dili-1 nl •ı.ıatamazdı. Blir arkadaşı,' damadı hazreıl şehrlvnrl olmuş-1 tu. Servet Memduhımss. rütbeli, mevkii o kadar değli takati maddi varlığı, göz kamaştırıcı şaşı bir Mı- Hep kendimi seninle kıyas et-' Birli prensesin kataloglara gelmişimdir. Servet. Senlnkinln çeri güzel kocasıydı o--- Yatlar yanında hayat mıydı, blztmkl-nnun. avlar onun. Akdeniz sa- sİ?... Kârhanelerde. mcylıane-hillerindeki kumarhaneler, bü- lerde.., En kabadayısı met- ı»nn boyuca z — yük merkezlerdeki birinci sınıf res Elenlkadan metres ' "***'
oteller onun: daha doğrusu on- ] Hayganoşa. . Ondan da kapat-larm . Biraz daha doğrusunu ma Hablbeye. Lebfbeye... Hal- n. arasanız, prenseşio... Ve pren-'bukl sen... Halbuki sen...
sesin emrinde, en büyüğünden Anlatıyor... Ve Servet Mem-
Demin baktığı ayna, gerçi gümüşten ve blllûrdan yapılmış- Ya en S^zel, en usta sft‘ natkârların elinden çıkmış. Fakat o ayna. Servet Metodunu tatmin edemedi. Zira bunda, kendini arzu etliği gibi göremedi. Şimdi bir başka ayna arıyor. Oraya bakacak ve İdeal bir şahsiyet olarak hayalini temaşa edeaek.
Liiks odasından çıktı. Birinci mevki koridorlardan öte tarafa geçti. Evvelki gün ameliyat edilmek User a getirilen gençlik arkadaşı Ahmet Büste mı gidiyor Bir koridor kıvrılıp koğuşa girdi. On be,, on altı yatak var. RÜstemln yatağı yanındaki [ttIlh ! karyola boş Konarına Hiçti 1 'Ahmet Rüatenı, gözlerini açtı:1 ziyareti değil mİ,
BULMACA
■ı
,l Beyaz örtüler içinden snrgı-I lar arasından hkeletvarl elleri-Int uzattı. Eyvahlar olsun, ken-^ Idİ fillerine ns kadar benze-, Imekte... Onları avuçlarının İçi-' .[ne aldı. Gelişi güzel teselli ,'cümleleri söyledi. Uykusu kaç-J tığı zamanlar nefsine telkin İçin hazırladığı en kandırıcı
; cümlelerdi bunlar...
.1 RÜstem, dinledi, dinledi: kalfasını salladı:
— Ben teselli kabul etmem,
— dedi. — öleceğimi biliyorum. Amma asıl yandığım, ölmek ihtişamı daha değil, yaşamamış olmaktır.,?
111 nt büyük elçisi Chain an l.nll
— Afiyet olsun. Gene mİ
açık olarak söy-lsterlm kİ okunan
ııavl hMDp. i — Gayret aarlelm* -Teral »ma. 1 — Tenli fflUVlHak OİJi, J — Bir n«v( kumaî böyM“, • — Terıl I v*ml olan, 1 — Teral Ulefon nld-iKi-1 dır - Ad. ? — Teral kocamanlar. S — 1 l>ı SUeü yokmuş. 10 — istanbulun l'lr matıaUeal
Yukarıdan aaa^ıya- t — Ortodoks-.--- _ 3te IcbcIui Umu -
atr Mumvİ lamı. » — T»Mlr karanan, I — Glitele >»R«»ı - Tand bir kavimdir, » — Emare - KabarUn. S — Nurlu çehre. 5 — Teral yeni hetAf» I terimlerinden - Rtyanelln bajı - İğnenin bav. 19 — Bir lıaıl»ltlc - Se.---retnutk.
en küçüğüne kadar bir maiyet duh. kendini görmek İstediği ,'ClQEçEer bulmacan» mtıl vardı. En büyüğü kendisi İdi: o İdeal hayat aynasında hay- ■ soidaa mj» ı — Ouralun, i Servet Memduh... Servet Meni-jrunlpcia seyrediyor. Bütün (ya- Eatrotmo. 3 — Lahananı. ı — trida duhun mabaadlnl teşkil eden' küçükler arasında da biraz yavere. biraz hafiyeye, biraz teşrifat müdürüne benzeyen kadınla erkekli .yakışık almazı» cılar varda. Yakışık almaz bir ihtardır. Ucu ihbara kadar gider. Onun İçin. Servet Mem-dulı. zengin bir İtile injıza yogaya yaşava işte bugünü buldu. Bugünle prensesin vefatı ırasında hastalıkla geçen bir kaç ay sıkışmış kalmıştır.
Ficinin kelimeleri hâlâ kula-
ğuıda; İçin için söylendi:
■— Beau Servet!»
Ve. kornodan ürerindi duran aynayı aldı: fersiz gözlerine, çökük yanaklarına, süngüsü düşmüş bıyıklarına baktı. j
• — Ne camisi kalmış, ne da ne hayran;
mUırabt yerinde... On İkiye boş1 var!.
Yatağından kalktı. İpek pijamasının üzerine İpek ropdöşambrını geçirdi. Hastalığını biliyor. Bu öyle krizli hastalık-
I
i -— trldanı
la. S — Nerıatn, 9 — Ak, YoŞ. B — l.uçirezU. ■ — Aralamaz. 9 — Yl!«H. 19 — Ik. R«K>
Yukarıdan UMâıya: İ — Gellnalav-.
kışık almaz!» cılar mazisinden savruluyorlar, çil yavrusu misali dağılıyorlar. Servet, şu anda bir jönprömlyedlr. Parmak z — ü>nrr. tfıalc. s — zilılnacsr. 4 — ısırtan Kazanova; kttndeden'Ar>(1Bkll’’r' « -’-on»™. Rai», a-, i l'lııın. Yenil». 7 — AmslfiH», 5 — Nsln.
atan Don|ııandır. Rlr Hınd Gdtel nıaharacası gibi haremleri var onun. Avrupaya gitti ml, kolls-leri birbirine katıyor, hıt'lllz ' adasına atlıyor; şatolarda mla- ’ ler... Derken, ver elini Ameri-’ ka... Sinema dünyasının bir sarışın yıldızı sağ kolunda, bir esmer yıldızı sol kolunda. gi)l* 4 ler de kıskançlıklarından bir- metni ve mesleğe o« Uninmıı birlerini yiyorlar.
— işte biz beyleyken, «en Ml lll bui'
öyleydin, ServHdî:. ! Hayal,” Ireîi't ILt«Lr, mıcHua.ı senlnklslydi. | 19 jınun ı>wl muntazaraan nejredU
Servet Memduiı, dinledikleri- »iaa sty«*ı bimier maemuMi-kendl mazisine n,n ,,T tae* «"“»«sur. Hukuk, t....... IktİMt. mally». Soıyolojl v» loıyal bl.
meftun, ha snllayor kafasını... .Ijron koııuların, dB|r cn Ha sailayor kafasını; | makalelert İhtiva .tmektedir
— Evet cidden... Hayat be- htaubuitu R»n»ı «atıcısı Fuat Buıe
nlmklslydl. “ TUrkljra Yayınevi Bayii - Anka-
KM çmto tapanerla kodu, "
yemekleri geldi; ve lâfın kesil- uyuı ıwı ituruştur. Tavtiy» edcık.
YENİ YAYİNşgg
I'
MUHASEBE »» MALİYE MECMUASININ OELIR VERÖİSt SAYISI
Bu me«lelc mecmuanı son çıkan mn-yı» ■anımı gelir verciîtne tahıla e(-nıljtlr. Bu snyıds bu kanunim ta-u j harrtrlerln kıyın» LU bir çok yazılan serl vardır. Tavsiye ederle. Poıts kutusu Haya*. 8”
Elçi Anadoluda seyahat ederken gördüğü misafirperverlikten hayranlıkla bahsediyor
Ürgüp (Akşam) — İlçemizde kİ görülmeğe değer eski eserleri görmek ve Göreme harabelerini gezmek için, beraberinde eşi ve Danimarka sefiri ve eşi. Hindlstanda çıkan Natlsnal Herald gazetesi Türkiye muhabiri olduğu halde Hlndlstanın oiıyük elçisi ekselftns Divan Çhaman Lall ilçemize gelmiştir. Sayın büyük elçiden bir mülakat rica ettiğim zaman beni samimi bir jestle kabul ederek aşağıdaki demeci lütfetti::
Buraya vazifem icabı memleketinizi görüp halkı tanıma*! geldim. Buraya gelinceye kadar yol güzergâhındaki köylerde gördüğüm yakınlık ve misafirperverlik benim üzerimde çok büyük tesir bırakmıştır, Anadolu halkının İyi kalbili iği ve misafirperver oluşunu eskldenbe-ri İşitir ve kitaplarda da okurdum. Fakat bunları okurken ve söylentileri dinlerken mübalâğa zannederdim.
Şunu içmek
ki okunan ve söylenenler mü-ve söylenenler mübalâğa değil tam bir hakikat o-lup yazılanlardan bile az İmiş. Nerelere gidimse nereye uğra-dımsa yalnız içten gelen misafirperverlikten başka çok temiz duygularla tanı arkadaşça bir kabul gördüm. Bu niçin böyle olmasın?... Sevgi, sulh ne dostluk |lmsall olan Mahatma Oandl'nln evlâtları ve onun yo-' Ju üzerinde şaşmadan yürüyen1 PancLIt Nehru'nun mesai arkadaşları değil miyiz?... Nehru! üstadımız Oandl İle beraber memleketinize karşı dalma büyük bir muhabbet ve hayranlık beslemişlerdir.
Seyahatim esnasında gördüğüm misafirperverliği hiç bir zaman unutamıyacağıın. Ve dalma kalbimde kalacaktır, Oene bu seyahat esnasında memleketiniz hakkında çok faydalı bilgiler edindim. Temsil etmekte olduğum memleketimiz milyonlarca halkı elbette kl bu faydalı bilgilerden İstifade e-decektlr.
En yüksek memurdan köylüsüne kadar her fertten son derece arkadaşlık ve yakınlık gördük. Büyük ve asil ecdadınızdan kalma candan mlsaflr-perverlllr ve samimiyetlerini gösterdiler. Bir köyde vatandaşlarınız etrafımızı sardılar. Benim Hindistan büyük elçisi olduğumu öğrenince gayet ta-ı bit bir eda ila ve dostça (Bir (ayranımızı içer misiniz?) dediler. Bize ayran ikram ettiler.
Bu olay memleketim olan Hindlstandak! bir köylünün bir Türk sefirine ve yine bir Türk misafirine yapacağının aynıdır. Göriiyorsunuc 'sİ. kalben birbirimize bağlı olduğumuzdan maada âdetlerimiz de birbirine tamamen uymaktadır. Misal mî istiyorsunuz? Blzierln kullandığı lisanda Türkçe olan bir çok, kelimeler vardır. Bundan baş-l ka günlük hayatımızda da müş-1
terek vasıflar vardır İki nıem- bülbülü? lekelin birbirine dalma yakın ve birer ebedi dost k temenni ederim.
Mahatma Oandl ve
Nehru gibi büyük liderler, şahsi hürriyetleri ve hayatları bahasına Türk istiklâli için çarpışan Türk liderlerini dalma ve büyük bir hayranlıkla takdir elnılş ve desteklemişlerdir. Tur- I klyenln büyük kurtarıcısı Ata- r «urdıı-türk ün de ayni şekilde Hint II- _ Şunu öfü nmsun dererini andığım ilâve etmek abp 0U RU.tlak hef a. isterim. | damcja vardır amma benîm-
Sayın Kayseri valisi bay Nâ- kine htc biri benzemez. Sazım Giınesen'e biziere sîzleri venizde benim snrtlağım, görmek ve laııımak fırsatını tıpkı tıpkısına bülbülün verdikleri İçin ve kaymakamı- I gırtlafet gibidir. Bir defa eli ............. ~ ...... / " ‘ : (Medsd ve Heeeeeeeeeey!--. dedim ml, duvanlarm gözlerinden vaş1 boşanır. Eğer bir valanım] varsa Allah bin türlü belâmı versin. İnanmazsan ekmek getir de öpevim.
— Lüzum yok. ahbap. Senin gırtlağının bülbül gırt lağı gibi olduğuna İnandık.
— Onu bırak, efendi abi. Anlatacağım hikâyeye kulak ver sen. Bir defa ahbaplarla beraber gezmeğe çık-
sa yakın — Yok beyahu. Bülbülü kalmasını i a,tın kafese koymuşlar, «Ah, , vatan!» diye feryat etmiş. Pandit Övle bir hayvanı kafese sokar mıyım ben?
— Çileğe nasıl kondurdun ya?
— Hah, işte onu sor da anlatayım.
Başını geriye kaydırdı, gırtlak kemiğine bir kaç fis-
gıuıu... _ nız bay Hakkı Uygur, belediye! kulağa atıp da; balkanınız Veli Oöktan'a —
çok temiz mlsafirseverliğine hayran olduğum sayın Ürgüplülere nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
Terfik DEMİRF.L
— Bu lâfını kabul elnı»ın, bey kardeşim. Sarhoşluk denilen şey bende yoktur, U-zâtmıyalım efendim, köşedeki masada oturup içerken biı- aralık aklıma esti: (Ey efendiler, ağalar, beyler? siz benî bilmezsiniz. Benim a-dım Bülbül tbrahimdir.. diye ufaktan bir nara attım. Bunun üzerine meyhanedeki müşteriler; »Mademki bülbülsün, öt de dinliydim» diye yalvarmağa başladılar. İhvanın hatırı kırılır mı? Evet üstelik İki duble daha çektikten sonra yumdum gözümü, açtım ağzımı; «Sevip de sevilmemek hep bana kısmet midir?" üye bastım gazeli. Yanık yanık o-kurken şöyle bir gözlerimi açıp baktım kİ müşterilerin hepsi...
— Bayılmışlar mı?
— Alav mı geçiyorsun, e-fendi abı? Enayiler çenelerini açmışlar, birbirlerile muhabbet ediyorlar Yani senin anhyacağın. bizim gazeli dinleyen bile yok. Böyle işe çok içerlerim ben. Gözümün kızgmlığile susuz muşuz bir duble daha yuvarladıktan sonra ayağâ kalktım, fakat bu sefer ağzımı kalaylı
Şarköy elektriğe kavuşuyor
Şarköy (Akşam) — Bağ,
bahçe, zeytin ve çeşitli
meyva ağaçlan İla güzel Mar- - - - - -------------------------
mara denizinin Trakva kıyıla- Kırlarda geceyi ge- tarafından açtım. Anlarsın
ruıı süsuyen n küçük otauku’ «««*■ sabahleyin jsun aga* J~' “----------------------*"
çirdik, sabahleyin »ün ağa-
ruıı susuyen ve suçun uunaıuu — • ■- - .. - va! Adamakıllı veriştirmeğe
beraber cadde ve sokaklan pek nrken Arnavutkoy sırtları- başladım enayilere. Onlar . . H CTPÎHİL" Ol-rtrla hi-zim fin- rlrt hn.ir.rk i rorlnrl î 1 cır* Alr-ıllarv
na geldik. Orada bizim ahbaplar; «Hadi bakalım, İbrahim. Göster kendini i. de-, diler. Eli kulağa attım, ya-jnlk tarafından bir gazel ■ tutturdum. Benim sesimi
muntazam, her tarafı ve bütün belli caddeleri büyük çınar ve Rkas5*a ağaçlan Ue çevrilmiş bulunan Şarköy medeniyet nuru olan elektriğe kavuşuyor.
ISJby.lmdake.K.ctırolelt.l duyunca Bteden bülbül de -ınttrılnn Sorlznv ^laLrl rlLr IacI- _ ..
başladı otmege. Hey mübarek hayvan hey! Güzel sese „ , , , o da meftun. Ben gazeli oku-
Bakanlığmdaki ^atjan dala sthvarak
Kızlara Suikast
ZABITA ROMANI
Kmm: Agnriıı Chrtstle
U_____________________Tefrika
— Nlck bâtla havsalaya sığmaz sözler söyledi. Her şeyi mübalâğalandırmış olacak. O-nun fenalığını kim lstlyeblllr? Dünyada onun düşmanı yoktur.
Halinde bir tereddüt de yok değlfdt. Bilhassa, ecnebi olduğu için Polrot’dan çekiniyordu.
Polrot, sakin sakin:
— Hakikat, maalesef aynen bu arzettlğlmlz gibi... — tledf.
Kız, cevap vermedi. Lâkin çehresinde bir şüphe hasıl oldu.
Dostuma karşı beslediği hislere kıyasla bana karşı daha nıülâyinı olduğunu hissederek konuştum:
— Kuzininiz pek cesur olduğunu bize ispat etti, şimdiye kadar teessüs etmiş âdetlerinden hiç bir şeyi deglşllrmlye-9öğe benziyor,
— £11 İyisi de bu değil ml?
Tercüme eden: Vâ - Nû
No. 21 -
İnsanın endişesi ne olursa olsun, ortaya »ermenin, âlemi üzmenin na mânası vardır? (İlâve etti:) Ben, Nick'I çok severim. Bana karşı daima Iû-tııfkâr davranmıştır
Muhavereyi burada kesmek mecburiye Unda kaldık. Çünkü o sırada odaya Freddie Rlce girdi. Sırtında h&vat mavi bir rob vardı, ölgün rengine pek uyuyordu.
Lazarıı» arkasından yürüdü. Biraz sonra da Nick kafileye katıldı. Sırtına siyah bir elbise giymiş; üzerine de harlkulâde kırmızı lâk bir Çın şalı takmış.
— E. bakalım, çocuklar! Kokteyl içer muiniz?
Daveti kabul elti. Lazarus. ev sahibesinin şerefine kadeh kaldırdı.
— Ne mükemmel şal takmış-
sın, Nlck... Pek antika bir şey olacak... Değil mlî
— Evet. Büyük babam. Tl-muthy. Çin seyahatlerinden dönüşünde getirmiş
— Hârika... Hârika... Dünya alt Hat edilse, eşi benzeri bulunamaz kanaatindeyim.
— Bu şal beni stçak tutuyor. Havai fişeklerini seyretlğlnüz sırada üşümememi temin edecek. Üstelik robuma da neşeli bir şatafat veriyor. Styahtan pek ürkerim.
Freddie:
— Evet. . — dedi. — Seul şimdiye kadar siyah elbiseli gördüğümü hatır Uyamıyorum. Bu zevk değişmesini nasıl izah etmeli. Nlck?
— Cevap vermesi pek müşkül.., Acaba İnsan, filânca İşi yapacak yerde onu yapmaz da falanca işi niçin yapar?... Ben de bilemiyorum.
Bu tekerlemeden sonra, genç kı.:, ansızın döndü Lâkin yüzündeki ıstıraplı ifadeyi görebilmek fırsatını buldum.
Herkes, yemek odasına doğru yürüdü Gııtıdellkle tutulduğunu sandığım bir uşak, servise başladı. Yediğimiz yemekler.
da bana içerlediler. Akıllan sıra üzerime çullanıp benli pataklamağa hazırlamıyorlardı amma o sırada devrl-yeler içeriye girdiler; cSar-hoş İbrahim, sen gene mİ rezaletlik çıkarıyorsun?» diyerek enseme yapıştılar. Benim ne günahım var bunda, bey efendi kardeşim? Şunun şurasında...
— Mahkeme açıldı, sözü yanda kaldı.
yaptırılan Şarköy elektrik tesl- ’ satının muhammen keşif bedeli olan 120 bin Uranın 85.500 lirası içişleri Iona»n yard™ npDmıt ve M- en’niha-
Mye S1.SOO unu. de İler B.nKa- vet eelip benlm avağınlul sinden yedilen Mun vadeli u- uclm(laİ!| cileşin vaBrdSma ........ kon(ju bağladı karsımda dem çekmeğe. Yanımdakller şaşırıp kalriılaı-; AHan İbrahim, vallâhl de, billâht de. sen adam değilsin, bülbül-.! ağaoğlu yarın akşam Ankara-sün.. dediler. Adımın neden ya gidecektir. Umum Müdür bülbül İbrahim Olduğunu, muavininin bu defakl Ankara Simdi anladın mi? seyahatinde Denizyollarına alt
— Onu anladım da şimdi olan Amerikan yardiuıı faslıyla seni merak ediyorum. Mah- meşgul olacağı bildirilmektedir.
tikrszla temin edilmiş bukuı-, maktadır.
Bu kere belediye meclisinin yaptığı olağanüstü toplantısında bu elektrik tesisatı İşinin tl-,ıer Bankası aracılığı İle yaptırılın» sı uygun görülmüş ve bu ; hususa alt İller Bankasına tam yclkl verilmesi kararlaştırılmış bulunmaktadır.
bana pek lezzetli gelmedi. Buna mukabil, şampanya hari-kul&deydl.
Nlck:
— Garip şey... Gcorge gelmedi. — dedi. — Plymouth seyahatine çok üzüldüm. Bereket, bu akşam zamanında dönecek. Yahut öyle olacağını umuyorum. Baloda burudadır. Maggie için mükemmel kavalye. Gerçi pek enteresan değilse de...
Dışardan bir homurtu duyuldu.
Lazarus:
— Bu yarış motorıi pek can sıkıcı... — dlya pofladı.
Nlck:
— Yarış motörii değil. Deniz uçağı! — dedi.
— Galiba haklısın
— Eminim. Çünkü deniz motorinim gürültüsü bambaşkadır.
— Moth [*) unt- ne zaman kavuşacaksın Nlck?
— Kufi parayı ele geçirince... — diye, kız, gülerek cevap verdi.
— Hususi tayyaren olunca,
(1) Bir hususi tayyare markasıdır.
sen de elbet, hani şu genç kız gibi yallah Avustralyaya... Neydi onun ismi?
— Cidden böyle bir seyahati isterim.
Bayan Rîce. o lenfav! edasiy-le, lâfı uzat a uza ta
— O tayyareci kıza ben de bayılıyorum... — dedi. — Hayranını doğrusu... insanda, böyle bir seyahati yalnız başına yapabilmek için ne kadar cüret, metanet olmalı...
Lazarus:
— Bana sorarsanız, bütün tayyarecilere hayranım. Mlchel Seton hava yollyle devri âleme muvaffak olsaydı günün kahramanı İsmini kozanmakta-yerden göğe kadar haklıydı. Ne yazık ki muvaffak olamadı. İngiltere. onun ziyan oluşuna çok yanıyor: çok harcanacak insan fardan değildi.
Nlck:
“ Ziyan olduğuna d«>r elinizde kati delil var mı?
— Fakat ümit, binde bir bile değildir. Çok deh imiş bu Beton.
— Zaten lâkabı da «Çılgın Beton» değil miydi? — diye Freddie söylendi
Lazarus, başını salladı:
ayağımın
Ce. Re,
* Devlet Deı*zyolları Umum Müdür muavini Behçet Osman-
— Müvazeneslzlllcle meşhur bir ailenin evlâdı imiş derler. Bir hafta evvel ölen amcası tam mânisiyle tahtası ekslklerden-ratş...
Freddie sordu:
— Hani bir milyoner varmış.. Kuşlar İçin sığınaklar yaptırırmış... o, değU ml?
— Evet. Adalar satın alıyordu. Dell dolu hareketlere girişiyordu. Vaktiyle bir kadın sevmiş. İnkisara uğrayınca, kendini tabiat tarihinde tetkiklere vermiş. Tesellisini o yolda aramış.
Nlck, ısrarla:
— Mlchel âfiton'un öldüğüne niçin kânl oluyorsunuz. Siz onu söyleyin, Ümidin kırılması İçin hiç bir sebep göremiyorum.
Lazarus:
— Affedin. Kendisini tanımış olduğunuzu bir an unutmuştum,
— Freddie Rlce'le ben. kendisine, geçen sene Touquet’de taslamış tık. Harlkulâde bir insandı. öyle değil mi, Freddie!
— Bu suali niçin soruyorsun, güzelim? Kendisiyle sen oya-lanmıştın, ben değil. Hattâ, seni bir gün tayyaresiyle gezmeğe götürmüştü. Yanılmıyorsam gö-
türmüştü. değil mi?
— Evet... Scarborough’a... fevkalâde bir seyahat yaptık...
Maggle. pek basmakalıp bir I-f ad eyle bana sordu:
— Siz şimdiye kadar tayyareye hiç bindiniz mi. bay Hıa-tlngs.
Hazin şekilde itiraf etmek mecburiyetinde kaldım. Hava yollyle seyahatlerimin Londra ile Paris arasına İnhisar ettiğini söyledim.
Birdenbire Nlck yerinden sıçradı ve haykırdı:
— Hah. işte... telefon... beni beklemeyin... vakit gecikiyor... bir çok numaraları da istemtı-tlm. Konuşacaklarım var...
Genç kız sofradan ayrılınca, kimseye farkettlirmekslzln saatime bir göz attım Tam dokuzdu. Yemiş ve Porto şarabı getirdiler. Polrot İle Lazarus güzel sanatlar üzerinden gevezeliğe tutuştular. Lazarus, tabloların piyasada şimdi attık epey para ettiğini ileri sllruyordu, Derken «mobllyeler ve dekorasyon» bahsine geçtiler.
(Arkası var)
13 Haziran 1949
A K S A M
Sahile 7
" SmerikaıiN gayri resmi Dış Bakanııîoın Connally
(Baştarnfı 4 üncü sahifedek | dır. tspanyaya karşı boykot canlılığı He hareket eden, uzun yapılmış olmasına rağmen
Başkalede dolu ve sel
canlılığı He hareket eden, uzun uzun dansedebilen. golf oym-yan 'Konnaily) nın kendi is-tegile parlâmento hayatından çekileceğine dair hiç bir emare de görülmemekledir. Sabahları saat dokuzda İçinde bir kaç kalem dana pirzolası, mütenevvi sebze, patates gibi öğle yemeklerinde bulunabilecek çeşitten kuvvetli gıda maddeler! 11e kahvaltı yapmakta olan Kon-nally’nın ihtiyarlamakta ğuna da hükmcdllemea.
olda-
Tipik Teksaslı
ikinci Dünya savaşı için Birleşik Amerika devletleri camiasını teşkil eden 48 devirt İçinde yüzde hesabile en çok asker veren eyaletlerden biri de Tek-sastır. Connoliy bu Cenup eyaletine mensup bulunmakla ö-vünûr. İçişlerde dalma çok muhafazakârane hareket eden Cenup eyaletlerinin çok iyi tarafları vardır: Bunlar, AvrupalI ve bilhassa İngiliz ve Fransız muhlbbldlrler. (Konnaily) İçin Batı Avrupa He dostluk Amerika dış siyasetinin esası-
Bir çocuk, 195 hayvan öldü, 3 çocuk boğuldu
Konnaily ispanyaya Amerikan eJçifi izamını terviç etmektedir. Bu hususta itirazda bulunanlara omuz silkerek: «Bizim Moskovada elçimiz mevcut bu-] lunmaktadır. Bugün Stalln re-ı jlmlnin general Franko rejl-| minden daha sempatik olduğu-'-w-«v £>«>■». —--
nu kimse İddia edemez.» ceva-' yağmıştır T..,' ' . ‘
bini vermektedir. Bununla be-! yaşlarında bir erkek çocukla 195 ■raber general Frankoya karşı1,muhtelif cins hayvan ölmüş. 2 beklemekte olduğu teveccühü' ev tamamen. 8-îO ev de kısmen hiç bir zaman fazla İleri götiir-memektedir. İspanyadaki rejim esaslı şekilde değiştirilmedikçe İspanyanın Birleşik Milletler teşkilâtına ve Atlantik paktına alınmasına asla muvafakat etmemektedir.
Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray üzerine yaptığı tesirler dolayısile dünyanın en kuvvetli devletinin djş siyasetinin çizilmesinde rolü olan (72) yaşın-dakik (Teksas) lı Connally'nın devrimizin büyük siyaset adamlarından blrt olduğu muhakkaktır.
Bîr İsviçre dergisinden çeviren: B. AK SEL
Başkale 17 (A. A.) — 13 haziran günü saat 4,30 da başlayıp bir saat süren bir fırtınadan sonra ilçemizin Tagık ve Kane-res köylerine her biri takriben 55-70 gram ağırlığında dolu
___Tattık köyünde 14]
hasara uğramıştır.
Kaneres köyünde 300 dönümlük arazi su altında kalmış, ekinler hasara uğramış, 14 yaşında bir erkek. 12 yaşında bir kjı çocuk suda boğulmuşlardır. Çocukların cesetleri aonra bulunmuştur. Bu köyde de on beş hayvan ölmüştür
Kaymakam, zararın tesbltl için bir heyetle hâdise yerine gitmiştir Köylerde yardıma muhtaç 200 nüfus vardır. Vilâyetten yardım istenmiştir.
10.000 ton hadde mamulü ihraç edilecek
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları
Muessesesinden:
Ticaret Bakanlığının 239 sayılı sirküleri hükümleri dahilinde ve lisansı bakanlıkça verilmek sar tiyle:
12 den 50 kilometreye kadar yuvarlaklardan, 25X10 dan “ '
18X16 dan
50X50X5
«5X65X7
80X80X10
80X80X10
80X65X8
olmak üzere cem'an 10.000 ton hadde mamulü ihraç edilecektir.
Tediye serbest dövizle, anlaşmalı memleketlere anlaşma hükümleri dahilinde, anlaşmasız memleketlere Sterilngle yapılacaktır.
isteklilerin 29 Haziran 949 Çarşamba günü akşamına kadar müessesemlze müracaatları rica olunur.
Miiessesemlz satışı en müsait gördüğü flat. döviz ve teklife göre yapmakta veya hiç yapmamakta serbesttir. (8511)
100X10 milimetreye kadar lamalardan, 50X50 milimetreye kadar dört köşelerden,
Milimetrelik köşebentlerden
Duvar ve Badana Yaptırılacak
P. T. T. Meslek Okulu Müdür UğUnden
1 _ Okulumuza yaptırılacak ealtçe He bina dahiline B > ,nna açık eksiltme suretiyle eksiltmeye konmuştur.
2 — Eksiltme 24.8.949 cuma günü saat 15 de Kumkapıda okul binasında toplanacak okul alım satım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Muhammen bedel 3906 Ura 82 kuruş olup geçici temtaat 293 liradır.
4 — Şartnamesi her gün Kumkapıda okul müdürlüğünde görülebilir.
B — İsteklilerin belli gün ve saatte teminat makbUKkı tiyle ve kanun! belgeleriyle birlikte komisyonda bulunmaları ilân olunur. 8199
Hitler’in yatı Nevyorkta Ncvyork 16 (A.A. )— Evvelce Hıtiere ait olan yatın yeni sa-nibl George Aride dün satın almış bulunduğu bu gemiyi gezmiştir. Bir sanayici olan Aridn aynı zamanda Inglltere-nln Trablus konsolosudur. Yatta Fiihrerln emrinde çalışan mürettebattan henüz dört denizci bulunmaktadır.
Dört milyon dolar kıymetinde olan gemi Cebelütanktan Nevyorka 15 günde gelmiştir. Yatın Ingiliz amiralliğinden kaça satın alındığı bildirilmemektedir.
Arıda gemiye Grilie İsmini vermiştir. Gemi şimdilik Nev-york'ta para mukabilinde gezdirilecek ve elde edilecek hasılat yardım teşkilâtlarına verilecektir
:ıi Bölge lal. Etlbbt OdMl B«»k«nLŞınd»n
Odnmutn allı aylık mutat umumi heyet loplantaı 35-8- 194B cumartesi gilnil Mat 13.30 d* Oda Salonunda ya pUgeakt'r.
Bütün Üyelerlmlıln teşrifleri rfr» olunur. •
GÜNDEM :
idare heyetinin allı aylık çalışmalı balondaki taahaiı.
ı.
* Galata Gençlik klübün-den: Klübümüzün yıllık kongresi 18’6/949 cumartesi günü saat 19 da yapılacağından üyelerimizin C. H. P. Çeşmemeyda-nı semt ocağı binasında hazır bulunmaları rica olunur.
Rapid Brezilyada berabere kaldı
Sao Polo 17 CAP l — Viyan ıı-nın »Rapid» futbol takımı dun 6ao Polo’da (Brezilya» Korint.va takımı ile yaptığı maçta berabere kalmıştır. Maç 2-2 neticelenmiştir.
* BiLyük Çlc«k Baloau va FmİİtmI ZÇlancalari: Cnmhurl-y»! Halk parıl»! Orlaköy Mvcidlya ocaŞı yararına |
)■ haziran MS cumarleal »k(amı ı» baha kadar Ortaköy Ltdo Gazinosu salonlarında Istan bulun tanınmış bu-tön saz. ses ve sahile sanatkârları hep bir arada ayrıca Balonlu KUlIStılı. çiçekli dans ve hediyell dana müsabakaları. Lldo havuzunda Venedik Ge ersi. Boğaziçi ilemi. Istanbuldn şimdiye kadar emsali görülmemiş bir gece Bu »eceyi muhakkak görünür. Bilet ve dgveUycJcr Lldo gazinosu filesinde ve kapıda verilmekledir.
Mısırda bîr tevkif
Kahire 16 (A.A.) — 5 mayısta bomba He meclis başkanı Hâmld Hûda beyin hayatına kastetmek teşebbüsünde bulundukları için zabıta tarafından aranmakta olan dört kişiden, El-Val üniversitesi öğrencilerinden 26 yaşında birisi yakalanmıştır
Öğrencinin tevkif edildiğini haber veren zabıta, aşağı Mısırın Kesna şehrinde kanun dışı edilen Müslüman Kardeşler partisine alt bir silâh deposu meydana çıkarıldığını ve birkaç kişinin daha tevkif edildiğini bildirmiştir.
Hâmit Hûda beye suikast teşebbüsünde bulunmuş olan diğer iic kişi aranmaktadır. Bulundukları yeri ili bar edene her biri İçin 2000 Ingiliz lirası verileceği Hân edilmiştir,
Dün tevkif edilenin hüviyeti tesbit edilmiş v« ticaret fakülte'! öğrencilerinden 26 yaşında ı Ahmet-El Bersatl olduğu anlaşılmıştır.
| Tekel Genel Müdürlüğü İlânları
Malzeme Alım Şubesinden
1 — Bir sene zarfında İstanbul, İzmir, Samsun. Adana, Malatya Tütün Fabrikalarında birikeceği tahmin edilen ceman 665-700 ton tütün tozu
2 — Tahminen 1581 kilosu Pa-şabahçe içki, 1000 kilosu Tekirdağ ve 800 kilosu da İzmir şarap Fabrikasında mevcut şarap taşı
Geçici teminatı
867 Lira
50
1
İhale saati
11
I! 15
Ankara belediye başkanlığından:
1 — Ankara Akköprü lvedlk yolu üzerindeki ucuz arsalar sahasında yaptırılacak makadam şose ve buz döşemesi işi 15 gün süre ve kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli (218307) lira (55» kuruştur.
3 — Teminat) (12165) lira (38) kuruştur.
4 — Teminat belediye vemesine yatırılacaktır.
5 — Şartname ve keşif cedvell vesair evrak her gün belediye tutanak ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6 - ihalesi 39/6/040 çarşamba günü saat 18 da belediyede toplanan encümende yapılacaktır
7 — Bu İşe girmek latlyenlerln Y. Mühendis, mühendis ol-
maları veya bu gibi bir fen adamı ile teşriki ınesal ederek sözleşmeyi birlikte imza etmeleri ve ihaleden üç gün evvel başkanlığa yazı ile müracaat ederek en az yüz elli bin liralık bu gibi İşi yaptığına dair vesika lbrazîyie Fen Müdürlüğünden belge alarak 2-450 sayılı kanunun 32 inci maddesi sarahati veçhile hazırlıyacaklan teklif mektubuna eklemeleri ve belli günde saat 15 • kadar mektuplarını encümen başkanlığına makbuz karşılığında vermeleri ve ihalede hazır bulunmaları lâzımdır. 8232
Açık Müzayede ile Satış
Şehrimizin tanınmış bir ailesine alt TAMAMEN YENİ İdeal yatak odası - Salon Stüdyo - Yemek salonu - ipek Sivas - Şirvan seccadeler - Biblolar - AH Rıza - Brûner -İbrahim Safinin tabloları - Yemek - İçki servisler! - Perdeler - Korniş - Avize - ferforje Amerikan çamaşır makinesi - Fransız çini soba teferruatile - Amerikan klassöı yazı makinesi - masif koltuk ve sair ev eşyası - Yolculuk dolayLsile 19 Haziran pazar günü Kurtuluş Tepe üstü Baruthane caddesi 48 1 Arusan Apt. daire 4 de saat 10,30 da açık müzayede İle satılacaktır.
Batı devletleri filolarının manevrası Londra 16 — Londra’nın Star gazetesi B. Sevinin Lüksem-burga Beneluks Dışişleri bakanlan toplantısına gitmesi ve bir Fransız amiralinin kumandası altında İngiliz, Fransız, Belçika ve Hollanda karma filosunun Atlan tikte manevralara girişmesinin dünya olaylarında açılmış olan yeni bir devrin başlangıcı olarak vasıflandırmakladır.
İkinci cihan harbinnln sonundan beri yapılmış olan deniz manevralarının en büyüğü olan bu manevra Batı birliğinin bir fiili hakikat olduğuna en kati delil sayılabilir Batı Avrupa kendi kuvvetine İstinat eden bir sulh aramakta ve Loıd Montg om ery'nin emri altında Batılı kara- deniz ve hava kuvvetlerinin tecavüz unsuru değil, bir sulh âmili olduğu belirtilmektedir.
it Çocuk Esirgeme Kurumu Kadıköy kolunun S temmuz 940 çarşamba akşamı sabaha kadar devam etmek Üzere Suadiye Plâf va gazinosunda Milreyyen Senar Isılın tstlra-klle bir geca eğlenesi tertibine karar vermlşllr. Kadıköyiln Umomıs bay ve bayanlarından m (İr ek kep bir heyet tertibatla meşgul olmaktadır.
EakşamS
Abone bedeli
2800 nuru; 8400 kuru:
1500 • îtMM) >
*00 • 1800 »
300
Senelik
* aylık
J »ylı
1 aylık
Aores tebdili için elli kuruşluk pul gönderilmelidir- Aksi takdirde adres değtftlrUmez,
Talefanlarımıı Başmuharrir- »S43 Yan isleri âfrT«5 — tdara 2OCB) Mddüt ZMK
Sir Strang Londraya dönüyor
Londra 16 (AF) — Dışişleri Bakanlığı daimi müsteşarı sir WUllam Btrang, rahatsızlık do-layısile Orta Doğu seyahatine devam cdemlyecektir.
Irak ve Suudi Arabtatanla Bâhreynl ziyaret edemeden hâlen bulunduğu Tahrandan Londraya cumartesi veya pazar gOntı dönecektir.
Imıılı Gü. ÖŞI» İkindi Ak. Yalıt t- «2S İM 4.12 833 13.00 »0.1 V. 3.08 3» 13.14 17.19 30.41 23 49
Eserlerinden
Bir Pakistan uçağı
Afgan kasabasını bombaladı
Yeni Delhi 16 (A.A.I — Afganistan elçisi, Pakistan hava kuv «etlerine mensup bir bombardıman tayyaresinin bir Afgan kasabasını bombardıman etmesi üzerine hükümetinin Pakistan hükümetine bir nota vererek bu hâdiseyi protesto ettiğini bildirmiştir,
Bir İran gazetesinin Moskova radyosuna cevabı
Tahran 16 (A.A.) — Moskova radyosunun bir neşriyatına ce- j vap veren yarı resmi İttilaat gazetesi, Kürdistanda Irana J-rak naibinin ziyaretini lüzumlu kılacak hiç bir hâdise cereyan etmemlşUr, demektedir. I
IttUaat, yazısına şöyle devam etmektedir: I
Dünya şartları, iktisadi ve siyasi meselelerin halli için miUctler arasında sıkı temasları lüzumlu kılmakladır Biz butun komşularımızla İyi münasebetler İdame etmeyi İstiyoruz. Moskova radyosunun İsnad ve İmâlarını esefle karşüarız. Ayni radyo Ürdün kıralı Abdullah Tahrana geldiği zaman acaba neler söyllyecektir?
1 — Yukarıda cins ve miktarı yazılı malzeme pazarlıkla satılacaktır.
2 — Pazarlık 28.6 949 salı günü hizalarında gösterilen saatlerde Kabataş Genel Müdürlük malzeme alım şubesindeki satış komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartnameleri her gün sözü geçen şubede görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte hizalarında gösterilen güvenme paralan ve kanuni vesaikle birlikte mezkûr komisyona müracaatları İlân olunur
5 — idare kısmen veya tamamen veya kısım kısım ayrı ayrı taliplere ihalede serbest İr. (8832)
Ankara Belediye Başkanlığından:
1 — Belediye müstahdemleri için yaptırılacak (678ı «ucrm kışlık elbise tekmil malzemesi müteahhide alt olmak üzere 15 gün süre ve kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli 125086) liradır.
1 — Teminatı (18811 lira ( 45) kuruştur.
4 — Teminat belediye veznesine yatırılacaktır.
5 — şartname ve malzeme nümunelerl her gün belediye tutanak ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6 — İhalesi 4-7-949 pazartesi günü saat 16 da belediyede toplanan encümende yapılacak-tır.
7 — isteklilerin 2490 sayılı kanunun 32 cl maddesi gereğl-ı-
ce hazırlıyacaklan teklif mektuplarını belli günde saat ıs e kadar makbuz karşılığında encümen başkanlığına vermeleri ve ihalede hazır bulunmaları lâzımdır. (836'
Hayfa seferi
Denizyolları İdaresinin umanlarda kendi vapurlarıyla yaptığı bir kaç Hayfa seferi hayli rağbet gördüğünden İdare bu hatta yeni bir sefer daha yaptırmağa karar vermiştir.
Bu defa postaya tahsis edilen F .Konya, vapuru 28 haziran salı günü saat 13 ae tstanbuldan hareket edecek vr tzmlre ugrı-yaraJc doğru Haytaya gidecektir
son
Veni arıcılık Av ve salon köpekleri Savaş ve polis köpeği Tavukçulukta muvaffakiyetin sırrı Nasıl tavukçuluk yap-
Tavukçulukta nasıl kazanılır?
Tanıklan yumurtlal-malc İçin ne yedirmeli dir?
Tavuk hastalıkları Kanarya
Kitapçılardan arayın»
Krş.
M
50
SU
25
25
25
25
25
25
150
İstanbul Sıtma savaşı B. Başkanlığından:
— Sürfe savaşı işlerinde kullanılmak üzere 25 ton motorin - mazot açık eksiltme suretlle satın alınacaktır.
— Şartname mesai saati İçinde her gün Başkanlık kaleminde görülebUir
— Tahmin olunan bedeli 6037 Ura 50 kuruş olup geçici teminatı 452 Hra 81 kuruştur.
— Motorine alt kanuni vergiler, nakliye masrafı alıcı daireye aittir.
— isteklilerin teminat makbuzları ve kanuni vesikaları İle birlikte 20.6 949 çarşamba günü saat 11 de Kadıköy -Haydarpaşa Rıhtım caddesinde 136 numarada Sıtma savaşı B. Başkanlığı binasında toplanacak olan satınalma komsl-yonuna müracaatları. (8503)
Ankara Belediye Başkanlığından:
1 — Otobüs Durak yerleri trolleybüs direkleri. tı'Olleybüs ve tertibatı bulunan otobüslere asılacak ve abonman karnck-ıi-nln kapaklarına bastırılacak reklâm ve İlânlar 15 gün süre ve kapalı zarf usulü İle arttırmaya konulmuştur.
2 — Üç senelik muhammen bedeli (30.000) Hradır.
3 — Teminat (2250ı liradır.
4 — Teminat Otobüs İdaresi veznesine yatırılacaktır.
5 — Şartnameleri her gün belediye tutanak ve muamelat müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6 — ihalesi 6/7/949 çarşamba günü saat 16 da Belediyede toplanan encümende yapılacaktır.
7 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 32ncl maddesi ge-
reğince hazırlayacakları teklif mektuplarını belıl günde saat 15 e kadar makbuz mukabilinde encümen başkanlığına vermeleri ve ihalede hazır bulunmaları lâzımdır (84971
Satılık Eczane
t. İnci sınıf Verem ve dahiliye hastalıkları mütehassısı
Dr. Sadık Bilgiseven
Muayenehane: Failli tramvay cad. Kristal kıraathanesi karşısında. Pazardan başka her gün saat 3 30 - 8 arasında.
Mahkeme, tapu, icra ve noter ilânları Bedelleri hususi şahıslar tarafından ödenen mahkeme, icra, tapu vc noter ilânları gibi resmi hânlar eskiden olduğu gibi doğrudan doğruya «AKŞAM» idaresi tarafından kabul edilmekledir
Anadoluda müterakki bir vilayette tren güsergâhın-çok İyi iş yapan bir eczane acele satılıktır. Taliplerin
da
Aşir Efendi caddesinde Dilsiz sade hanında Ulus Ecza Deposu sahiplerinden Ernest Apaka müracaatları.
DEVLET DEMİRYOLLARI İLANLARI
Balast ihzar ettirilerek
Devlet Demiryolları Haydarpaşa işletmesi nıîihavaa Komisyonundan:
1 — işletmemiz ihtiyarı leln mevkii ve miktarları aşağıc'ı yazılı 4 kalem kırına balast kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Her ocaktan alınacak balastın muhammen bedelleriyle muvakkat teminatları aşağıda yazılmıştır.
3 — Bu işe alt sartnnme ve mukavele projelerinden Kim 27 ile Kim. 170 ocaklarına alt olanları 251 kuruş mukabilinde Haydarpaşa veznestnde r.ıı i naktadır. Diğer ocaklara alt tarc-name ve mukavele projele:! komisyon kaleminde görülebilir.
4 — Her ocuktan alınacak balastın eksiltmesi aşağıda yazılı tarihlerde Haydarpaşa 1. el
İşletme binasındaki komisyonda yapılacağından isteklilerin teklif mektuplarını kanuni tarlfara uygun olarak İhale saatinden bir saat evvel makbuz mukabilinde komisyona vermeleri veya muayyen vakitten evvel komisyon elinde bulunmak flzerc İadeli taahhütlü posta ile göndermeleri. (83-6)
Mevkii
Muhammen Bedeli L. K.
Muvakkat Temiımn 1* Kr.
İhale Tarih!
ve
Nevi gıınü
İLfite saat!
Kim 258—259 Kim. 4054-000 Kim. 27 | 000 Kim. 170 | 000
3200 M3
2800 M3.
8i)'iJ M3.
8000
16000 00 16800 00 5028ü 00 50280 00
1131 «5 30 11 S0 15.30
Caddebostan AY TEN Gazinosunda
Bugün ve her Cumartesi
MllK.İFATLI DANS MÜSABAKASI
Her gün saat 17 de fevkalâde Caa - Nefis yemekler - Temiz.
BÜYÜK MÜZAYEDE İLE SEVİMLİ SATIŞ
ib haziran 949 pazar günü saat 10 da Osmanbey'de Halâskârgazl caddesi 1B4 numaralı a partim anın 2 numaralı dairesinde (Osmanbey P.T.T. merkezi tam karşısında) bulunan ve şehrimizin t anınmış bir aileye ait nakledilmiş eşyalar, kirman ve Tebriz halıları yatak ve yemek odaları. Biblo, gümüş eşyı vs. vs. açık arttırma ite satılacaktır. Eben ağacı en son model 12 sandalyeleri İle beraber emsalsiz yemek oda takımı, Trape-Mağun ağaç itaplı Faalli fabrikasına yaptırılmış 8 parçadan İbaret yatak oda takımı, 8 parçadan ibaret stil Douglas Sal.üı buduar taktım, 2 adet tekmili oyma stil rokoko Avrupa gümüşü muhteşem şamdan, kristal bakara çiçeklik ve mrdlnyerler, Porselen cay takımları, kristal su takımı, Imzaıı Erona heykeller, Scf ra takımı, Modern kristal ve bronz avizeler, kolon portmanto, venlz şekerlikler, maden tepsi, imzau tablolar, tekmil! oyma salon ve si:r.(ra masaları, kirman tebrlz halılar, ?h-van Beleç seccadeler, Gümüş pay tabakları, şekerlik ve tepsiler, kadife perde ve tüller, ecza dolabı, yün ve pamuk yatak yorganlar. şezlong, mutfak edevatı vs. vs Slnser markalı Möbl dlk'ş makineyi, R.C.A. 6 lâmbalı radyo, tekmili Altın yaldı ; stil rokoko Salon masası ve konsol - ınöbl Şevket Dağın orijinal imzalı harikulftde tablosu, büyük bîr parti biblolar, un'f't'mnnm çok yeni halde tekmil muşambaları Fazla ta'sllâ: utmak İçin portakal MOBİLYA Evine müracaat Tenrlvs) Morali Pasaj No. 157/6, Telefon: 85190 ■■■■MI«M8MSM . 4397u.
18 Haziran 1949
Deniz, Hava ve Sudan istifade etmek istiyeniere
Tam bir sayfiye yeri Kartal MaltcpeshıdC dertli kenarında İtina İle yapılmış Garajı, Akar suyu ve plâjı bulunan köşk kiralıktır. Müracaat:
Kartal mallepesl küçük yalı caddesi No 47 Nurettin Sayı
TURKİÎE İMAR BANKASI
KURULUŞU : 1928
mevduattan :
Vadelilere yüzde 6 Tasarrufa yüzde 4,5 FAİZ VERİR. Vadeli tevdiat faizleri aylık olarak ödenir.
Yenipostane arkasında Aşlrefendi Cad tmar Han No. 35/37
Evet ! Tam
19 Hatıranda!... / F Çunku bu biletin e ait olduğu piyan- i gonun çekilişi, hiç Z. bir surene tehir edil- _, ' meyecektir ... Bir daha I M bulamıyatağınız böyle \ *• kazançlı bir fırsatı kaçır- \ _ may.nız! Bileilerin az bo- \ silmiş olmasına mukabil \ 209B zengin ikramiyeden \ hepsi de kıymetlidir , .. ■ 22 günlük Amerika seyyahaıi-Otomobil - Buz dolob. - Ça. k moşır Makinesi . SQ|on ro L k'm'-Y«”ak Odası Takımı-W Moiosiklct-Bisikletler-Dikış Makinesi... v* vs ..
fa ti
AKŞAM
TAKMA MOTORLERİN EN ZENCİN ÇEŞİDİNİ TAKDİM EDER.
En küçük teneuüh «ondalından başlayıp on ağır mavunalara uygun modeller mevcuttur. s=>
Gayrımentul satışı
Beyoğlu İ. ci Sulh Hukuk Mahkemesinin kaleminde 20-6-949 pazar-tesı günü saat 16 dan 17 ve kadar Beyoğlu. Galata Şalı kulu Mahallesi Kule dibi. Küçük Hendek caddesinde kâin 42 ve 42 '1 ka pı sayılı altında dük kânı olan dört katlı bir hane acık arttırma ile satılacaktır Dosva numarası 948'
sbbm 582 dir smnı
I ZAYİ — içinde: Çavnl .Alay-beyl namına 400 liralık noter alacak senedi. 5051 sicil ehliyet ve 1169 hüviyet ve 219 plAka ve kazanç ve yol vergilerine alt 20030/19998 sayılı makbuzlarla 7 şubat 1944 tarihli makinist-1 liktcıı ayrılma vesikaları gibi evrak ve vesaikim bulunan cüzdanımı kaybettim Mezkûr kâğıt ve belgelerin yenilerini alacağımdan eskilerinin hükümsüzlüğünü Hân ederim.
Sadi Koroflu
Üsküdar Selankiltlcr No. IS
Matbaa işçisi
Makine ustası, Pedalcı, Mücelllt alınacaktır. Mah-nıutpaşa camii - Bezciler 8. - Uğurlu Han. Çankaya Basımevine müracaat
Çocuk hekimi doktor
Ahmet Akkoyunlu
Taksini ■ Talimhane
Palas. Telefon: 82027
Çekiliyor
Amerikanın fin Meşhur Takma Motor Fabrikacının Mamulatıdır.
Türkiye U mum Mümessilleri * JAK GRUNBERG HALEFLERİ • Sultan Hamam Hamdı bey Geçidi
Perakende satış yeri : ODEON Mağazası İstanbul - Sirkeci Hamldiye C. No. 16
PROTEJİN
Frenci ve Bclsoguk tuğunun teminatlı bîr koruyucusudur.
DERMOJİN
Yanık, Ekzemave cilt yaraların» fevkalâde eelir
_ HAFTA SONU TATİLİNİZİ
TÜRKİYENİN EN GÜZEL MESİRE YERİNDE GEÇİRİNİZ
ADAPAZAR ÇARK GAZİNOSU
Tabiatın eşsiz güzelliklerini ı bir araya toplandığı bu gazino, Adapazarın meşhur HACI BABA lokantası idaresinde işlemektedir.
Nefis yemekler - Fevkalâde manzara -İtinalı âervis - Saz ve caz
Not: Şoseler muntazam olduğundan İstanbuldan o'.omo-Ada pazarına gitmek gayet kolaylaşmıştı; «kok
Büyük Fırftat
İzalei şüyu ile satış
Büyükadada Selvlll cami sıkagında eski S, yeni 9 kapı -ayılı ve 938 M2 tertibinde 12 metre cephesi olan 0 odalı 2 mutfak ve 2 helali maabahçe ahşap ev 27/0/949 ’»âsarte-l günü saat 14 te ve haddi lâyı'sını bulmazsa 11/7 949 pazartesi gunu ayııl saatte Adalar Sulh Mahkemesinde satılacaktır Fazla malûmat İçin Mahkemenin 944 '56 sayılı dosyasına ve görmek istlyonier de içindekilere müracaat ede-
«■■nZDHMBnK» bilirin OBaBMIBMiaaHaHBİ
■■■ BÜYÜK MÜZAYEDE İLE MECBURİ BİR SATIŞ ■■ AÇIK ARTTIRMA İLE
400 kalem Avrupa eşyası, antika biblo, vaıi. duvar tabakları, kıymetli mobilya behemehal satılacaktır.
949 Haziranın 10 uncu pazar günü saat 10 da Kadıköy FENERBAHÇE Hattında tam Dalyan istasyonunda 8 numaralı. büyük köşk de mevcut ve ölü Dul Bayan Albert Vuççino veresesine alt tekmil eşya satılacaktır. Fransız mamuiâtı güzel bir yatak oda takımı, güzel ve büyük bir mlnistr masa - Yazıhane - ve döner kütüphane hakiki İngiliz mamuiâtı masif mavundan maroken kaplı 9 parçalı bir kanape takımı. 12 adet masif meşe ve hasırlı Fransız yemek oda sandal yal arı ve 3 tahta He açılan ceviz bir yemek masası, Fransız mamuiâtı mükemmel bir kanape 2 koltuk masif mavundan ve masif cevizden boy boy 8 adet (hepsi de güzel Fransızca kitaplar ile doluı Avrupa kütüphaneleri ve vitrinleri Fransız möble - Bahü-ler. Yanlan dört kanatlı Trefle form alı hakiki Fransız mamuiâtı marketrl salon masası, ve masif mavim bir oyun masası. 143 parçalı Krlstofl ve Fraget çatal bıçak takımı ve masif Fransız gümüşü diğer bir çatal bıçak takımı, Avrupa masif gümüş hayli tabaklar, vazolar v s. Sevreı bir ufak elektrik Lâmba - Vazo - Saks biblolar ve tabaklar, Venezzla emsalsiz bir vazo, kapo di Monte Gruplar. Gaile hayli vazolar ve bir yeşil tabak. Kiuvazone Çin vazolar. Mauser vazolar, LaLiw bir tabak, biskuı 2 grup. Funf - Klrchen Jârdlnler. kristal Bakkara su takımları ve bollar, sürahiler ve testiler, Limoj Havllland çay fincanları. dört ader eski tabak takımları. Çin. Japon. Blo Biati ve sair kıymetli duvar tabaklan ve vazolar, mükemmel bir İtalyan Kolon Kaşpo. Fransız en meşhur artistlerinden Edgar Chajne'tn 19 tane Poirite - seehe (Tablo! ları ve di&e'r hayli tablolar, ayaklı Slnger dikiş makinesi;
6 parça ufak asrı yatak oda takımı. 12 adet Avrupa yolculuk çantaları ve bavullar Bahçe İçin demıı bir kanape ve masa takımı, hayli elbise dolapları, mutlak (akımlan ve nihayet tasavvurun fevkinde miktarda her türlü ev eşyası. BoLsse'ot bir Fransız piyanosu. 7 lâmbalı Alsan marka bir radyo. Meşhur Royal markalı güzel bir yatı makinesi. Fazla tafsilât almak için A. Babtkyan'a müracaat. Tel. 41221. .
SÜMERBAKK
Alım ve Satım Müessesesi
Müdürlüğünden:
Gemlik Sungipek ve Vlskon Sanayii müesseseşnln 120.200.300 denye Sung ipeklerinden uç aylık sipariş kabul edilecektir, ,
Alıcıların fazla bLlgl edinmek ve sipatlş vermek üzere 23.8.949 akşamına kadar Rümerbankdakl MÜesseseralz sa tış grubu yünlü şubesi müdürlüğüne müracaatları rica o-ı lunur (8838 ı
Kütahya Valiliğinden
1 — Emet ayrımı - Emirler - Tavşanlı yolunun 35 4- 000 -37 -i- 090 kilometreleri orasının toprak tesviyesi ve blokaj ta-s.ıatı açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Keşif bedeli 26012 lira 40 kuruş ve geçici teminatı 19iQ lira 93 kuruştur,
3 — Eksiltme 8 7 940 tarihine rastlıyan cuma günü saat 15 de valilik makamında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
4 — Eksiltmeye girmezden en az üç gün önce valilik makamına müracaatla bu işi yapabileceklerine dair ehliyet vesikası alınması ve bu vesika ile ticaret odasına kayıtlı bulunduklarına dair belge, geçici teminat vğ 2490 sayılı konup gereğince bulundurulması gereken diğer v,'sikaların komisyona ibrazı lâzımdır.
İsteklilerin belli edilen gün ve saatte daimi knmUyona keşif dosyasını görmek tsliyenterln her gün mesai saatleri içiurte komisyon kalemine müracaatları 8811
Comments (0)