19 Aralık 1949
Pazartesi
10 Kurj
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 - 8 Posta Kutusu 2100 - Beyoğlu
Abone: Türkiyo için serdiği 3z altı aylığı 17, Üç aylığı 9 liradır Hariç momlcketler iki mislidir
M USTA KİL GÜNLÜK G AZETE
Tesis eden: HABİB EDİB TÖREHAN
İlânlar: 6 net sayfada santimet resi 2 liradır. İlânlardan hiç bir mos’uliyet kabul edilmez
Telefon 44756 44757 Santr
Telgraf Adresi : Hetlo. îstanb
İÇ ve DIŞ POLİTİKA
- 18/XII/1949 ~
DİL KURULTAYI
BU hafta Ankara, gene hararetli günlere mahsus çehresini alacaktır. Henüz komisyonda olduğu için ikinci plânda gibi duran bütçe konuşmaları yanında, Meclisteki ehemmiyetli tasanlar da bu hafta umumi efkârdaki yerlerinden mühim bir kısmını Dil Kurultayının görüşmelerine bırakacaktır.
Birkaç günden beri bu sütunlarda dil inkılâbının nerelerde aksadığını, niçin ve nasıl dil işinde bir mütarekenin zaruri bir hal aldığını bahis mevzuu ettik.
Uydurma kelimelerden kurtaracak, görüştüğümüz güzel türkçe-yi yeniden hâkim kılacak bir dile bizi kavuşturmasını dilediğimiz Ankara dil çalışmalarına candan başarılar dileriz.
BİRLEŞİK AMERİKA VE İKİLİ ANLAŞMALAR
WASHINGTON Hükümeti, Atlantik Paktına dahil devletlerle ikili anlaşmalar yapmak üzere müzakerelere başlamıştır. Batılı devletlerin kurduğu büyük it-> tifak teşkilâtındaki bu yeni gelişme acaba hayreti mucip olabilir mi? Şüphesiz ki, hayır...
Avrupaya silâh yardımı programını Kongreye takdim ederken. Cumhurbaşkanı Truman, 28 temmuz tarihli mesajında bunları açıkça ifade etmişti: '
“Yardımdan istifade edecek olan devletlerle, teslim edilecek malzemenin yerinde kullanılmasını temin edecek karşılıklı yardım anlaşmaları yapılacaktır. Verilen silâhların, tahsis edildikleri coğrafya bölgelerinde kullanılması ve Amerikanın rızası olmadıkça başka devletlere verilmemesi, yar dım gören devletlerden istenecektir.”
Hâlen cereyan etmekte olan ikili anlaşma müzakereleri, Amerika Cumhurbaşkanının programının bu kısmının tatbikatından başka bir şey değildir. Ve bunların ehemmiyeti hemen tebarüz etmektedir!... Bu müzakereler — şüphe yok ki — Atlantik Paktına dahil devletler savunma bakanlarının son Paris konferansı kadar ehemmiyetlidir. Bu konferans, Şimali Atlantik bölgesinin müştereken müdafaası için, stratejik bazı esaslar koymuş. İşte, ikili anlaşma akdine mâtuf şimdiki müzakereler de, bu plânlan tatbik mevkiine koymak için cereyan ediyor.
Hakikatte. Pakta dahil her devletin hususî ihtiyaçlan, ittifakın umumî ihtiyaç ve menfaatleriyle telif edilmek isteniyor. Aca-ıba, âkit devletlerden biri, kendi müdafaasını teminen, Şimalî Atlantik Paktı ile derpiş edilen mın-taka dışında askerî müdahalelerde bulunmak zorunda kalamaz mı?... Böyle bir hal. Hong-Kong veya Hindiçiniyi müdafaa zaruretinde kalan Büyük Britanya yahut Fransanın pekâlâ başına gelebilir. Esasen, Amerika ile bu iki devlet arasında cereyan eden ikili müzakerelerin ehemmiyeti de, bundan ileri gelmektedir. Ortaya çıkan mesele. Büyük Britanya ve Fransa tarafından Uzak-şarkta takip edilen politikanın, kendi emniyetleri bakımından, Amerikaya mülâyim gelip gelmediğidir. Ve bu sebepledir ki, Atlantik Paktı, bizzarur genişliye-cek ve daha büyük mesuliyetler deruhte edecektir. Ortada bir Akdeniz paktı olmadığı halde, Pakta dahil devletlerin, meselâ, Yunanistan veya Türkiyeyi müdafaa için her an müdahaleye hazır bulunmaları lâzımdır. Pa-r'fik Paktının daha henüz lâfı l le ortada yokken, Amerika, hiç şüphe yok ki, Mao-Tse-Tung'un kızıl ordusu tarafından tehdide uğrayacak Hindiçiniyi müdafâa zorunda kalacaktır. Bu sebepledir ki. Amerikanın diğer devletlerle yapmakta olduğu ikili anlaşmaların, Atlantik Paktını itmam edeceklerini söylemek doğrudur. Ve bu sebeple, Türkiye ve Amerika arasında da bu çeşit müzakerelerin başlaması beklenebilir. Unutmamak lâzımdır ki, Amerika Dışişleri Bakanlığı, askerî yardım kanunundan istifade eden bütün devletlere, ikili anlaşmalar aktini teklif etmiş bulunmaktadır.
★ ***
Uzakşarkta komünist akınım durdurmak için
Amerika ve Fransa, Hindiçininin müdafaası için program hazırlıyor
parator
Bao-Day'ın Fransa nezdinde teşebbüse geçerek Hiudiçiuideki
statünün tesbit edilmesini ısrarla
istiyeceği
söyleniyor
C. H. P. Başkan Vekilinin Mersindeki nutku
Seyhanda 150 milyon liraya büyük barajlar yapılacak
1,5 milyon dönüm araziyi sulayacak olan bu tesisattan haşka, madenlerimize 14)0 milyon lira sarfiyle Havza istihsali 7 milyona çıkarılacak, büyük limanlar ıslah edilecek
İÇ SAYFALARDA
İKİNCİ SAYFADA
Komünistler tarafından tertip edilen bir nümayişte Stalin ve Mao-Tse-Tung’un resimleri sokaklarda gezdiriliyor
Mao-Tse Tung’ıın Moskova seyahati
Washington’a göre, Rusya Çini ele almak istiyor
Washington 18 (A.A.) Afp» — Nao» Tse-Tung un Moskovayı ziyareti hakkında yorumlarda bulunan VVashington siyasi çevreleri. Rusyanın Asyadaki e-mcllcrine hizmet ettirmek için Çin'i iknâ etmeğe çalıştığı kanaatindedirler.
Monte Carlo 18 (YtRS) — Çin’den gelen haberlere göre. Milliyetçi Çin Başkomutanlığı, Milliyetçi Çin ikinci Ordu Komutanına, Çeng-Tıı şehrinden çekilmesini bildirmiştir.
Londra İR (YİRS) — Çin Dışişleri Bakam, verdiği bir beyanatta. Çın Mil-üy ’ .ı Hükümeti, Komünist Çin'i dun resmen tanıyan Burma Hükümeti ile diplomatik münasebetleri kesmiştir.
Çin Dışişleri Bakanının verdiği bir beyanatta. Milliyetçi Burma’nm bu hareketini “garip,, bulduğunu tebarüz ettiren Çin Bakanı şöyle demiştir:
“Burma, nasıl olur da komşu bir memleketinin içinde kurulan komünist bir hükümeti tanıyabilir ve aynı za-
manda kendi memleketi dahilinde komünist çetelerle çarpışabilir?,, .
Ne w - York 18 (YİRS) — Formoza adasından alınan haberlere göre, Milliyetçi Çin Hükümeti Başbakanı Yen-Si-Şan istifa etmiştir.
İBtifa, yetkili çevreler tarafından resmen teyid olunmamıştır.
Londra 18 (YİRS) — Burma Dışişleri Bakam, Komünist Çin Hükümetini neden tanıdığını İzah eden bir demeçte bulunmuştur. Bakan demiştir ki:
“— Burma sınırını zaman zaman tecavüz ederek topraklarımıza giren komünist Çin kuvvetleri vardır. Bu tecavüzlerin durdurulması için komşu memleketler nezdinde teşebbüslere giriştikse de hiçbir netice alamadık. Komünist Çin Hükümetini tanımakla, ilerde herhangi yeni bir tecavüz karşısında, şikâyet edebileceğimiz bir merciye sahip olacağız.,,
Amerikan - Ingiliz anlaşmazlığı
Atlantik Paktına dahil memleketlere yapılan yardım meselesinde İngiltere bazı hususi durumlar ileri sürüyor
Paris 18 (Hususî muhabirimiz Yusuf t. Mutlu bildiriyor) — Dünya haberleri anısında birinci plânda yer alan Hin-d içini hâdiseleri hakkında açık ve doğru bir fikir edinmek istedik. Parisin salahiyetli mehafill nezdinde yaptığımız soruşturma neticesinde edindiğimiz intibalar şunlardır:
Mao-Tse-Tung’un zaferi üzerine, komünist askerî kuvvetleri şimdiden Hin-dlçlni hududuna gelmişlerdir. Diğer taraftan da Milliyetçi Çin ordusundan nr* ta kalanlar sınırı geçerek Fransız makamlarına teslim olmaktadırlar. Fransızların hareket tarzı gayet dürüst olmakta devam ediyorsa da durumun vahameti İnkâr edilemez. Acaba komünist propagandası bu mevzuda ne diyor? Lüzumu halinde Çankayşek kuvvetleri. Fransız ve Vietnam kuvvetlerine yardım etmek İst iyeceklermiş. Fransız Hükümeti de bu teklifi kabul etmek niyetinde İmiş. Bu haber başından sonuna kadar yanlıştır. Hindiçlnî’nin Mao-Tse-Tung’a ve Şo-Ninh’e karşı müdafaası, eğer müdafaaya ihtiyaç hâsıl olursa, ancak Amerika ile Fransa arasında yakın ve müsmir bir işbirliği İle kabil olacaktır. Kısaca ve açıkça Paris Hükümetinin noktal nazarı budur.
Diğer taraftan, aynı mevzu ile alâkalı başka bir imkân daha mevcuttur: Fransa ile Amerika arasında müzakerelere mevzu olan iki taraflı anlaşma hükümlerine göre, Amerikanın Fransaya vereceği silâhların, Hindiçlni’de kullanılması imkânı. Şimdilik Amerika ve receği silâhların sade Avrupada istimal edilebileceğini söylüyor. Halihazırdaki Fransız-Amerikan müzakerelerinin zorlukla karşılaşması bu sebeptendir. Deniliyor ki, Kransa, hâlen Avrupadakl silâhlarını Hindlçinî’ye gönderif ve Ame-rikndan gelecek yeni silâhlan Avrupada tutar. Tabii bu kelime oyunundan başka bir şey değildir. Durum acele tedbirlerin alınmasını icap ettirmektedir ve bunun İçin de Fransız efkârı Amerika He Fransa arasında cn kısa zamanda. bir anlaşma yapılmasını istemektedir. Aurlol-Bao Day anlaşması, muhakkak 31 aralıktan önce tasdik e-dilmiş olacaktır. Otomatik bir .şekilde de Saygon Hükümeti, Amerika tarafından tanınacaktır. O halde,, yalnız Paris ile Washington arasında hazırlanan müşterek bir hareket plânı Hindiçlnîdc kabili tatbiktir.
Komünistlerin Amerika ile Fransız Hükümeti aleyhine yaptıkları propagandaya rağmen, Fransız umumî efkârı durumdan haberdardır ve Amerikanın Fransız menfaatlerini bcnimaiyece-ğlnden emindir. Çünkü, Pariste belirtildiği gibi, eğer Fransa, Hindiçlnide-ki komünist cereyanlara mukavemet e-demezse, Şimalî Afrikadakl durumu çok müşkülleşir; bu iân ne Avrupanın, ,no de Amerikanın menfaatlerine uygun düşmez.
Bu sene sonunda İmparator Bao-Da-yın Parise muvasalatı beklenmektedir. Hükümetinin, Ingiltere ve Amerika tarafından tanınabilmesi İçin Hindlçini’ deki statünün tesbit edilmesini Fransız Hükümeti nezdinde ısrarla Istlyecektir. Büyük bir ihtimalle Hindiçlnî müdafaası hususunda Fransa İle Amerika arasında hususî bir anlaşma hâsıl olacaktır., çünkü Amerikalılar komünist İlerlemesini durdurmak niyetindedirler. Meselenin nazik tarafı, Fransız Hükümetinin Amerikadan resmi vnitler İstemesidir. - - i
Bu mevzu ile İlgili bir rivayeti daha tekzlb edelim. Bao-Day, Frunsız idaresinden kurtulup, Amerikan yardımını kazanmak gayesi gütmemektedir.
Zaten bu şekilde hareket etmesi için ortada hiçbir sebep mevcut değildir.
Mersin 18 (Hususî telefonla.) — C. Vekili Hilmi Uran bugün Mersin Hal-kevinde bir konuşma yapmıştır.
Sözlerine başlarken “yıllardan beri iktidarda bulunan hükümet, ve parti adına konuşmalarının daima isnatları çürütmek esasına mâtuf bulundu ğu„ üzerine dikkati çekerek “buna muhalefetin menfi çalışmasının sebep olduğunu,, ileri sürmüş ve “buna rağmen Türkiye Cumhuriyetine Hür dünya milletleri arasında lâyık olduğu mevki ve saygının temin edildiğini,, söylemiştir.
“İkindi Cihan Harbinden sonra milletlerin İki grupa ayrıldığını ve bunlardan her grupun Amerikanın yardı-iniyle kalkınmakta olduğunu,, söyleyen, Uran, “Türkiyenin de bu grupa girerek Avrupa milletleri gibi l»u yardımdan faydalanacağını,, belirttikten sonra, “nasıl Büyük Harp badiresi de-vamınca milli şerof ve takatimizi yıp-
muhabirimizden ratmadan dimdik kalmışsak -harpten H. P. Genel Başkan sonra da memleketimizin dünya dev-
let.lcri arasında itibar görmesini sağ-layabilmlşizdlr,, diyerek Türkiyenin kalkınma programına geçmiş ve bu programın “yeraltı ve yer Üstü servet kaynaklarımızın inkişaf ettirilerek en müsait şekilde kıymetlendirilmesi olduğunu,, izah etmiştir.
Bundan sonra Uran, “ziraatlmizin bol miktarda getlrtilmekte olan makinelerle iptidailikten kurtarılacağını, madenlerimize -100 milyon lira sarfiyle havza istihsalinin 7 milyon tona çıkarılacağını ve Seyhan bölgesinde 150 milyon lira sarfiyle yapılacak bend ve santrallarla bir buçuk milyon dönümü ıska suretiyle Çukurova istihsalinin üç misline iblâğ edileceğini ve İstanbul. İzmir, İskenderun, Samsun ve Mersin limanlarının ıslah ve inşa edileceğini açıklamış ve nutkunu, bütün bu muvaffakiyeti kendi partisine maleden sözlerle bitirmiştir.
Büyük Britanya ve
Avrupa Birliği
ÜÇÜNCÜ SAYFADA
Haftanın iktisadi hâdiselerine bakış Abnan sanayi kudretinin yeniden kuruluşu Istanbıılda ve Izmirde haftalık piyasa vaziyeti DÖRDÜNCÜ SAYFAD
Lisanımızın tadı ve ahenj Refik Halid Karay Van Gogh’un yen bir tablosu ve iki mühim ser BEŞİNCİ SAYFADA
Kaçak (Hikâye)
Reşat Nuri Gün tekin Top kapı Sarayı kütüphaneleri Spor
Emeklilik Kanununun orduda tatbik şekli
Millî Savunma Bakanı, bu hususta dün izahatta bulundu
Türk Dil Kurultayı bugün açılıyor
Ankara 18 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Pazar olmasına rağmen Türk Dil Kurumu binasında bütün gün hummalı bir hazırlık çalışması göze çarpıyordu. Bir taraftan aşağı kata ziyaretçiler gelip gidiyorlar, bir taraftan da idare Heyeti, yukarı katta hususî toplantılarına devanı ediyordu.
Fakat hazırlıklar hakkında bir şey söylemek istemiyorlardı. Buna rağmen yarın Kurultay Umumî Heyetine sunulacak dört mühim tebliğ olduğunu katiyetle öğrenmiş bulunuyoruz.
Gazetemiz namına müracaat eden bir muharririmize, Türk Dil Kurumu Başkanı Haşan Reşit Tankut, düşünce ve duygularını kendi elyazısiyle şöyle bildirmiştir:
“Dil Kurultayları, dil deviminin yürüyüşünde birer merhaledir. Altıncı Kurultay, günlük hayatın içine girmiş ve cemiyetin vicdanına işlenmiş bir hareketi plânlıyacak, programlaştıracak ve teşkilâtlandıracaktır.,,
idare Heyetinden. Mehmet Ali Ağakay da şunları yazmıştır;
“Son yıllarda dil işlerinde kendini gösteren tereddütlerin Altıncı Kurultayda karşılıklı bir anlayış ve iyi niyetle ortadan kalkacağına inanıyorum.,,,
Son dakikada aldığımız malûmata nazaran kongre âzaları arasında Şem-seddin Gün al tay. Şükrü Saraçoğlu ve Falih Rıfkı Atay’dan birinin başkanlığa getirilmesi hususunda kuvvetli bir cereyan mevcuttur.
Fransız Sosyalist Partisinin Pariste yaptığı gonel toplantıda “bazı şartlar altında,, Bidault Hükümetine iştirake devam kararı verilmiştir, İştirak kararının alınmasını sağlamakta büyük rolü olan Leon Blum bu suretle bir kabine buhranını önlemiş bulunmaktadır. Resimde, Löon Blum’u bir kongre sırasında Sosyalist Partisi lıdorlorinden Le Trocguer ile barabor görüyorsunuz.
Şehrimizde bulunan Milli Savunma kanı. Emeklilik Kanununun ordudaki ta bik şekli hakkında, gazetecilere şu izr hatı vermiştir:
“— Bu kanunun hükümleri. Milli Sı vunma Bakanlığınca da ordunun ear usullerine tevfikan Yüksek Askeri Şûr; ca verilmiş bir kararla tatbik edilmekt dir. Bu karar. Üst rütbeye yükselemey cekleri tahakkuk eden albaylardan yî haddine yaklaşmış olanları 39 uncu ma» de.ve tâbi tutmaktan ibarettir. Albayla dan yüksek rütbelilere gelince. bunli hakkında esasen Yüksek Askeri $ûı kendi kanunu mucibince haiz olduğu s lAhiyete istinaden ayrı ayrı karar veri Bu suretle, ordunun yeni teşkilât ica ortaya çıkan kadro zaruretleri karşılat dığı gibi, yetişmekte olan genç elema ların tedricen iş başına gelmelerine ( yol açılmış olacaktır. Görülüyor ki, uncu maddenin ordudaki tatbikatı, bug nün ihtiyaçlarına cevap verecek us ve kaidelere bağlanmış bulunmaktadır
Lise mezunlarının yedek subaylığı ha kında da:
'•— Tasarı bir İki güne kadar hüküm te verilecektir. Bu kanun, lise ve mu dillerini bitirenlerin ordu birliklerinde « devre askerlik yapmasını esas tutmaktı dır.
Yüksek tahsillerini bitirenler yedek s ' bay yetiştirilmek üzere mektebe alın • çaktır. Tasarıya göre, liseden sonra | askerlik devresile yüksek tahsilden so ' rak.i yedek subay adaylık ve aubayl f devreleri yekûnu bir buçuk seneden lb;| ret olacaktır. Y’üksek öğretimi takip e' rneyen lise mezunları yukarıda işaret e? tiğim ilk askerlik devresini fasılasız ol rak 18 ay müddetle yapacaklardır. Geı bu tasarıya göre, kamp usulleri kaldıı lacaktır., demiş ve askerlik müddeti ha kında da:
“— Mecliste bulunan Askerlik Müke
lefiyctl Kanunu» piyade sınıfının mttdd tini iki sene olarak tesbit etmiştir. D ğer sınıflar da bu müddete göre n nrl nacaktır,, demiştir.

500 üncü yıl için
îstanbulun 500 üncü fetih yıldönü: hazırlıklariyle meşgul olmak üzere. A karadaki mevcut komisyona yardımcı *ı lorak şehrimizde de bir komitenin kuru» masına karar verilmiştir. Bu komite dr! ha ziyade meselenin tcfvrruatiyle mej gul olacak ve Bakanlıklararası Komitey malûmat verecektir. .


SPOR
Galatasarayr Fip$t Vienna'yı yendi
----o-----
Dünkü maçın tafsilâtını vs diğer spor haberlerini 5 inci sayfamızda bulacaksınız
Londra, 18 (A. A.) — Londra gazetelerinin diplomatik yazarları, iki taraflı anlaşma bahsindeki İngiliz durumunun diğer Atlantik Paktı memleketlerinden şu iki bakımdan farklı olduğunu hatırlatıyorlar:
1 — Bizzat İngiltere şimdiye kadar Batı Avrupa savunmasına asken bakımdan kendi vasıtalariyle yardım etmiş bulunmaktadır.
2 — Ingilterenin iki taraflı anlaşma gereğince Amerlkadan ümit edebileceği askeri yardım nisbeten çok küçük ve herhalde diğer Akit hükümet-
z


lerin bekllyebileceklerl yardımdan az olacaktır. Bundan dolayı İngiliz Hükümeti bu anlaşmayı Birleşik Amerika Hükümeti tarafından teklif edilen hatlar dairesinde İmzadan lstinkâf ettiği takdirde, bu hal, İngiliz Hükümetinin fıkrince, şimdiki metnin, bazı hallerde Ingiltereyi kendisine Birleşik Amerika tarafından yapılacak askeri yardım çerçevesi hududunu geçen mail vecibelere sürükiiyebilecnği keyfiyeti ile İzah edlhdriiıı.
Başka Akit hükümetler için ise durum böyle değildir.
Yunanistanda seçime
80 parti giriyor
Londra 18 (YtRS> — Yunanistan tç-İşleri Bakanlığının bildirdiğine göre, 1950 nisan ayında yapılacak seçimlere İştirak edecek Yunan partilerinin sayısı tam seksendir.
Gazetelerin yorumlarına göre, ,bu partilerin ancek on tanesi Parlamentoye namzet olabilecektir.
Tosehp Conrud
YENİ TEFRİKAMIZ
Malafa çiftliği
Joseph Conrad’ın küçük bir şaheseri
Çeviren : Reşat Nuri Darago
Nispeten kısa olduğu irin "küçük” ıliye vasıflandırdığımız bu şaheser, Joseph Conrad’ın en güze] lıikâyelerindendîr. On dokuzuncu asrın ikinci yarısında geçen bu hikâyede tropiklerin ve bilhassa Felemenk Hindistanının ateşli havası, füsıınlıı tabiatı içinde yaşanmış bir macera okuyacaksınız.
Bir iki ffüne kadaı*
Bizde pek az tanınmış olan Joseph Con-rad, İngiliz romancıları arasında en yüksek mevkii tutmakta olup, memleketinin edebiyatını birbirinden güzel, çekici ve her bakımdan şaheser sayılan romanlarla zeııgiııleştirmiştir.
“ Yeni İstanbul da
M
isveçli güreşçiler
bizden sitayişle bahsediyorlar




“Tiirkleri güreşte yenebilecek kuvvet tasavvur edemiyoruz”
Stokholm 18 A.A, ıUnited Press) — İstanbul Güreş Kulübü ile yaptıkları karşılaşmalardan yurtlarına dönen İsveç takımı oyuncuları adına takım antrenörü Svenson bugün United Press Ajansı muhabirine demeçte bulunarak arkadaşlarının Türkiyeye ve güreşçilerine karşı ancak hayranlık duyduklarını belirtmiş ve Türkterin onlara gösterdikleri sıcak kabulü övmüştür.
İsveç takımı antrenörü şöyle demiştir;
Dünyada Türk milli takımım serbest güreşte yenebilecek hiçbir takım tasavvur edemiyorum. Greko-Romende TÜrkler ayni durumda değildirler, yalnız bu fitilde de çok büyük bir hızla ilerlemektedirler.
Sözlerine devam eden antrenör, Türk seyircilerinde milli his ve gururun çok yüksek olduğunu, Türk hakemlerinin maçları büyük bir salâhiyetle idare ettiklerini söylemiş ve duyduğu hayreti anlatarak demiştir ki:
Serbest güreşte Türk takımının yalnız bir kategorisi diğerlerine nispetle zayıftır, o da ağır sıklettir. İsveç takımında ise oyuncuların zayıf olduğu bir iki kategori vardır. 52 kiloda Moellef ve 87 kiloda Wong. gre-ka-roınende daha iyi güreşirler.
Svensona göre İsveç takımı İstanbul güreş takımını 3-1 karşılaşma yapmak Üzere önümüzdeki sonbaharda İsveç’e davet edecektir.
LİSELERDE MANTIK DERSİNE
ÇALIŞIRKEN :
TASIMLARDA ÖncUUERhm
CIKACAK S OnuQG
— Oh... Oh-, Oğlumuz yabancı dili buİDul gibi oğrondi.

Sayfa 2
YE N t t S T A N B TTL
1* Arnhk
iiyiik Britanya
»
ve Avrupa Birliği
Birkaç haftadan beri gün geç i miyor ki. Ingiltere'nin Avrupa Birliğino muhalif olduğu fikri ortaya atılmalın. Bu arada, Londra’nın, Atlantik Paktına dahil dovlotlerle İşbirliği yapmaktan ço-klndlfli, Amerikalıların kurmağa çalıştıkları Avrupanın ekonomik ve siyasî birliğin© tamlmlyetlo İştirak etmodlğl rivayetleri do dil-don dile dolasn^aktadır. ... ........
Pariıtoki bazı diplomatik mohn-fil komünistlerin programına u-yan bu rlvayotlori kaydı İhtiyat ile karşılamaktadırlar.
Komünistlerin ortaya attıklar» ter şudur: Gerek oarp birliğinin, gerekte Atlantik Paktının esasları, Anglo-Amorlkanların kondi İrade vo monfnatlorino göre Av-rupanın alyaıl ve Iktlıadl hayatını idare etmek lıtomelerlndedir. Bugün Ingiltero. Amerika İle beraber Avrupa kıtalinin idaresino İştirak etmok İstemiyorsa, kapitalist v© emperyalist bir tahakküm siyasetinin mesullyotlnl yüklenmek Istemomeslndedlr.
Hakikati, ne kadar bilirsek bile-Hm, su noktayı tokrar etmekte fayda vardır: Ingiltere tam mA-naslyle bir Avrupa devleti değildir, dünya üıorlne serpilmiş olan dominyonları İle sıkı bağları mev-euttur. Bu bağlar soboblyle gerek İktisadi, gerekse siyasî tereddüt devreleri geçirmeğe mecburdur. Yoksa iddia edildiği gibi Ingiltere-nln oyunbozanlık ettiği veya A-merikanın emrinde çalıştığı rivayetlerinin hiçbir aslı yoktur. ...
AMERİKA VE İKİ TARAFLI ANLAŞMALAR
Atlantik Paktını Imıa eden vo askeri yardım kanunundan istifade eden memleketler İle Amerika arasında aktedllecek anlaşmalar mevzuunda komünistler büyük yaygaralar koparmaktadır. İki ta-raflı anlaşmalardan birincisi. A« merlka İle Fransa arasında, konuşmalara mevzu olmaktadır. Daha Sİmdldon Fransa ve Ingllteredekı komünist gazetelerinde Fransaya yüklenen “lızstl nefis kırıcı», şartlardan bahsolunuyor.
Komünist “Daily Worker„ gazetesi, İki taraflı anlaşmalara eklenen gizil maddeleri neşredecek durumda olduğunu İddin etmektedir. Bu gazetoyo göre, Avrupanın belli başlı aekorl birlikleri Amerikalıların emrine vorllecoktir. Böyleoe Amerika Fransız ordusuna siyasî bakımdan karışabilecek ve garbi Avrupadakl atom Araştırmalarını Amerikan atom enerjisi komisyonu İdare edecektir. Komünist gazetesi, Bidault ve Petsche İle Amerikan mümessilleri arasındaki konuşmalarda ortaya konan Amerikan İsteklerini dört esasa irca etmektedir:
1) Ordunun maneviyatından mesul Fransız servisleri yeniden teşkil edilecektir,
2) Amerikalı müşavirlerin İştirakiyle. teknik servisler kurulacaktır.
3) Paraşütçü kıtaları gibi modern birlikler kurulacak ve bunlar arasında da Amerikan mütehassıslar yer alacaktır.
4) Fransız atom enerjisi komisyonunda yer alan “İtimada az şayan,, unsurlar uzaktaştırılacak ve bu komisyon. Amerikan Atom Komisyonu emrino verilecektir.
Her İki memleketin arasını açarak Komlnformanın başlıca gayelerini tahakkuk ettirmekten başka bir maksat gütmeyen bu haberler, Fransız Dışişleri Bakanlığınca resmen tekzip edilmiştir.
Bura mehafilinln kanaatine göre, her türlü imkânlara ve ayrıca da demokratik bir hayat görüşüne sahip olan Amerikanın, yapacağı yardım için bazı garantiler istemesi gayet tabiidir. Bu garantiler, herhangi bir devletin hükümranlık hukukuna müdahale olarak değil, müessir ve ihtiyari bir İşbirliğinin tabii İcaplarından sayılmak icap eder.
Fransa ile Amerika arasında, iki tAraflı anlaşma müzakereleri müspet şekilde İnkişaf etmektedir. Bu anlaşmanın neticeleri çok mühim olacaktır. Çünkü Fransa yardımdan istifade edebilecek ilk devlet olacak ve Fransanın savunması, Batı Avrupa omnlyetinin tomelini teşkil edecektir.
| Dünya Haberleri | Memleket Haberleri ' Şehir Haberleri
Silâh sevkıyatı üzerinde Amerika ile Fransa Amerikan yardımının kısılması ihtimali İzmir C. H. P. kongresinde 1in »-o v-rk4-lı zvlrlıı Meskensiz , aileler
arasında anlaşma
Ingiliz Savunma Bakanı biiyiik devletler aracında yeni »bir sulh konferansı teklif ediyor
New-York, 18 (YÎRS) — Fransız Hükümet sözcülerinden birinin bildirdiğine göre, Atlantik Müdafaa Paktı ile ilgili silâh sevkıyatı üzerinde, Birleşik Amerika ve Fransa 1le tam bir anlaşma olmuştur.
Londradan gelen hu herlere göre, ls-kandlna v memleketlerinin müdafnn-aiyle ilgili görüşmeler, memnunluk verici bir şekilde inkişaf etmektedir.
Londra, 18 A. A. (EPS) — Ingiliz Savunma Baltanı Shlnwcll, Birleşik

t—t*r
Rusyada kaybolan Fransız esirleri
Fransızların müracaatına Vişiııski cevap vermedi
Londra 18 (A A.) (Lps) — Tanınmış gazeteci Chrlstofer Buckloy, Time And Tido'dn yardığı, “Yeni bir Catyne katliâmı mı?„ başlıklı yazısında, Alman ordusunda zorla savaştırıldıktan sonra, Rusların eline düşen binlorco Alsas -Lorenllnin memloketlorlno dönmelerini sağlamak maksndlylo Fransız Dışişleri Bakanı Schumann tarafından uzun zamandan beri yapılan gayretlerden bahsederek. bu gayrctlorln aklın kaldığını vo VlŞlnski'nln bu bedbahtların âkibo-tine hloabâver bir şeküdo lâkayt kaldığını kaydetmektedir.
Muharrir diyor kİ:
Küçük Haberler
Rum Komünist Fartislndo yeni değişiklikler
Londra, 19 (YÎRS) — Moskovadan resmen bildirildiğine göre, Komünist Partisinin Moskova merkez komitesinde bazı mühim değişiklikler yapılmıştır.
Bu arada, Ukrayna Komünist Partisinin Merkez Kurulu Sekreteri Ar-kadl Kustçef, Moskova merkez komitesinin genel kâtipliğine tâyin edilmiştir. Eski genel kâtip, Popof, resmen haber verildiğine nazaran, “belediye işlerinde mühim bir vazifeye tâyin e-dilmlştir.,,
Mc Clay’ın temaalan
a Yüksek Komiseri Umumi İşler Dairesi Nlcholson işgal altın-hafta
New-York. 18 A.A. (AFP) — Amerikanın Alın John Mc C1 Direktörü R
daki bölgeler komiseriyle bir müddetle görüştükten sonra dün öğleden sonra Almanvaya dönmüştür.
Nicholson’un bildirdiğine göre belki de gelecek sene Almanlardan 1500 talebe, avukat, siyasi adam ve daha başka şahsiyetler Amerlkaya gelerek demokrasiyi yakından göreceklerdir.
Amerikan gemilerine yeni talimat
New-York, 18 (YÎRS) — VVashing-ton Çin denizinde seyreden bütün A-merikan gemilerine tekrar talimat vererek Şanghay limanından uzak kalmalarını bildirmiştir. Hükümet, komünistlerin elinde bulunan limanların abluka altına aldığını bildirmiştir.
Dışişleri Bakanlığına mensup
sözcü, Amerikan gemilerine verilen bu talimatın, Milliyetçi Çin Hükümeti tarafından tatbik edilen bu ablukanın tasvip edildiği mânasına alınmamasının gerektiğini bildirmiştir.
bir
İsveç makamla rina sııcınan PolonyalIlar
Londra 18 (YÎRS) — Stokholmdekl Polonya elçilik memurlarından yedi kişi, İsveç makomlanna sığınmıştır.
Varşova Hükümeti, bu durum karşısında izahat aLmak için Isvcçtcki sefirini çağırmıştır.
Amerika, Sovyet Rusya, Fransa, İngiltere ve Ingiliz Milletler Camilisi memleketlerinin bir konfornns halindo toplanarak her ne olursa olsun anlaşmazlıklarını barış yolu ile halle Aninde olduklarım dünyaya bildirmeleri zamanının gelmiş vo geçmekte olduğunu bildirmiştir. Büyük kaynaklara malik bulunan Rusya, başka milletlerin yanıbaşında yer almalı ve onlarla birlikte devamlı bir barışın esaslarını kurmalıdır.
"Milyonlarca İnsanın havsalaya sığmaz mecburi İş sistornlne tâbi tutulduğu bir memlekette 16,000 kişinin eksik veya fazla olmasından acaba no çıkar?
Doğu Alınım kampları kapanıyor mu T
Borün 18 (A.A.) (Lps) — Doğu Al-mnnyadnki toplnma kamplarının Sovyet makamları tarafından kapatılacağı ve moVkufların Sovyotlor Birliğindeki kamplara gönderileceği hııbor veriliyor. Doğu Almanyadakl kampların kapatıl-ması hakkında rosm! bir demecin yeni yılbaşlarında yayınlanması muhtemeldir.
ftvustralyada Koalisyon kabinesi kuruldu
Londra 18 (YÎRS) — Avustralyııdan haber vorildlğlno göre, Liberal-Memleket Partileri koalisyonu, Hükümeti kurmuştur. Başbakan, beklenildiği veçhile, seçimi kazanan Liberal Partisi lideri Mcnzies’dir
Yeni kabine. İşçi Chiefloy kabinesinde do olduğu gibi, 19 bakanlıktan ibarettir ve Liberaller 15, Memleket Partisi do 4 bakanlık almışlardır. Bu seçimlerde alınan mebusluklara nispetle taksim edilmiş bir nlspottir.
Memleket Partisi lideri Faddcn, Maliye Bakanlığım üzerine almıştır. Kubi-nedo aynı zamanda bir kadın vardır: Sosyal Yardım Bakanlığını üzerine alan Dam e Lyon s.
Amcrlkada mecburi askerlik uzatılıyor
VVaBhLngton, 18 A.A. (AFP) — Savunma Bakanı Louls Johnson mecburi askerî hizmetinin üç sene daha uzatılmasını tavsiye etmiştir. Johnson bu temdidin milli emniyet İçin elzem olduğunu beyan etmiştir. Şimdiki kanun 24 haziran 1950 ye kadar muteberdir.
Bakanın bu teklifinin seçmenler tarafından hoş karşılanmayacağını tahmin eden kongrenin buna karşı şimdiden şiddetle muhalefete geçeceği sanılmaktadır.
Tilrk - Yunun demiryolu seferleri
Londra 18 (YİRS) — 1941 senesinden beri inkıtaa uğrıyan Atina İle Türkiye hududu arasındaki demiryolu seferleri, yarından İtibaren işlemeğe bağlıyacaktır.
Ingiltere atom imâl edecek
Londra 18 (YÎRS) — Birleşik Amerika, Kanada ve İngiltere arasında Wb-shingtonda cereyan eden görüşmeler önümüzdeki Boneye bırakılmıştır. Amerika, atom bombası İmâlinde yetki sahibi olmakta devam edecek, fnkat İngiltere atom silâhları üzerinde çalışmalara devam edecektir.
Birleşik Amerika. Kongresinin aldığı bir karar göre,, Amerika, atom bombasının imaline dair hiçbir memlekete bilgi veremiyeceğinden, bu konu üzerinde lngıltereye hiçbir sır tevdi etmlyeccktir.
Uaıi(lenİM>rgt Avrııpııyj daha verimli çahgmıya davet ediyor
Roma 18 (YÎRS) — Washlngton’dan gelen haberlere nazaran. Avrupa iktisadi Kalkınma Programı Başkanı Paul Hoffnnınn’ln yaptığı blı görüşıno esnasında. Senatör Vandenbcrg, şnyet Avrupai İn iktisadi |(n Ikın mu sn hasında daha davorimü neticeler elde cdllmlyecek olursa,, Amerikan yardımının kısılması l( np edeceğini söylemişi İr. Vandonherg'n göre, bu programın muvaffak olması İçin, yalnız Amerikanın değil, fakat Avrupa devletlerinin do büyük hlr gayret göRtınnu b rl icap etmektedir.

Bulgaristan
seçimleri
A
Kostof'u İdama mahkûm eden mahkeme başkanı, aoçİm komisyonu başkanlığı yaptı
Londra 18 (YİRS) — Bugün Sofya RadyoHUnun bildlrdlftino göre, Bulgarls-tanda yapılan seçim, hâdlsosiz vo bayram tosahürlori arasında devam olmok-tcılir.
Halk, gösterilen aday lietraino cvot, veya hayır domok mecburiyetindedir. Mamafih, birçok kimseler, Hükümete karşı bcslodlktarl hissiyatı göstermek için oy pusulasını boş veya üzerine Hükümet aleyhine yazılar yazarak sandıklara atmaktadırlar.
Sofya halkı, scçlmiero yüldo doksan nispetinde İştirak etmiştir,» Seçim noti-cdorinin bugün, gece yarısından sonra HAn ©dileceği zannedilmektedir.
Seçim Komisyonu Başkanı, Kostof'u idama mahkûm eden Yüksek Adalet Muhkemesİ Başkamdir.
Londra, 10 (YİRS) — Bulgar Haberler Ajansından gelen haberlere atfen. Sofyanın bazı seçim bölgelerinde biten tasnifte, Vatan Cephesine oyların yüzde 90 unun verilnılş olduğu müşahede edilmiştir.
Gene aynı kaynağa göre, Buigarls* tanın bazı dlğor bölgelerinde de Vatan Cephesi, atılan oyların yüzde 100 ünü almıvtır.

Avukatlık Kanununun beşinci maddesi için bir kanun teklifi
Ankara 18 hususi muhabirimiz bildi-riyor) — Mardin milletvekili Kâmil Boran. 27.6.938 tarih ve 3499 sayılı A-vukathk Kanununun beşinci maddesinin kandırılması hakkında bir kanun teklifi yapmıştır.
Bu kanunun “maaş veya ücreti devlet, vilâyet ve belediye bütçelerinden, yahut, devlet, vilâyet veya belediyelerin idare ve murakabesi altındaki daire veya müessese, yahut şirketlerden verilen müşavir ve avukatlar, yalnız bu daire, müessese veya şirketlere ait İşlerde avukatlık yapabilecekleri" hükmünü vâzeden beşinci maddesi aynı kanunun muvakkat 8 inci maddesi İle Üç sene ve müteakiben Üç muhtelif kanunla sekiz sene daha tehir edilerek 11 yıl tatbik edilmemişti.
5160 sayılı kanunla yapılan iki senelik son tehir de 18.1.950 tarihinde sona ermektedir. Maddenin on bir yıl gibi uzun bir müddet tatbik mevkiine konulamayışını, hükmün bünyemize uygun olmadığını ve tatbik kabiliyeti bulunmadığı neticesine baglıyan teklif sahibi, meselenin âcilen müzakeresini ve bir karara bağlanmasını İstemektedir.
Bu maksatla Ankara ve İstanbul baroları da bu maddenin kandırılması hususunda daha önce Adalet Bakanlığı ile temasa girmiş bulunuyorlardı. Diğer taraftan Ankara barosuna mensup genç avukatlardan bazıları bahis mevzuu olan beşinci maddenin bir dördüncü defa daha tehir edllmiyerek tatbik mevkiine konulması hususunda teşebbüse geçmeye karar vermişlerdir. Bunun için 300 kadar avukatın bir dilekçe ile Büyük Millet Meclisi Başkanlığına müracaat edecekleri öğrenilmiştir.
Bu kongrede siyasi partiler meselesi mühim
Akşamın geç
İzmir. 18 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — C. H. P. îzmir Merkezi kongresi btı sabah saat 9 da Halkevinde toplandı,
arazındaki iç münasebetler bir yana bırakılarak, bnzı memleket mcaelelcrinc temas edilmiş olmııaı kayda şayandı,
saatlerine kadar devam eden kongrede, TürkLvede işçilere grev hakkı verilmesinin faydalı olmıyacağı ve İç huzuru mütcsBlr edeceği söylendi.
Büyük Doğu dergisinde Nihal Adsızın yazdığı (Bedbaht) adlı romanda Atatürkün ruhunun rencide edildiği ileri sürüldü. Medeni Kanunda nesebi sahih olmıysn çocukların babalık hakkını elde etmek üzere, doğan çocuğun annesi tarafından dâva ikamesi hakkının bir seneden üç seneye çıkarılma-sı İstendi.
Kıbrısı. bir plebisit yaparak ellerine geçirmek hevesini ortaya atan bir kısım Yunanlı mebusların, İki memleket münasebetlerini bozan faaliyetleri bahis mevzuu edilerek, eğer Kibrisin sahip değiştirmesi mukadderse» Türkl-yenin güçlü varlığını hatırdan çıkarmamak gerekir, denildi.
mamnk gerekir, denildi ve bu bahis Üzerinde heyecanlı konuşmalar oldu. Resmi dairelerde kadın memurların
t-t'BSB
I •
SEÇİMLER YAKLAŞIRKEN
Demokrat Parti bir politika hattı üzerinde ciddiyetle meşgul oluyor
Söylendiğine göre parti geçici ihtilâflar yerine, umumî seçimlerin taşıdığı ehemmiyete göre, icap eden tedbirleri zamanında tesbit ve müzakere etmekle meşguldür.
Ankara 18 (Hususi) Demokrat Parti Genel Kurulu, Trabzon, Samsun ve lzmirdekl parti ihtilâflarını halletmek için evvelki gün akşama kadar çalışmıştır. İçtima etrafında esrarlı rivayetler dolaşmaktadır. Bunun üzerine Genel Merkez mahfilleriyle temas ederek. bunun doğru olup olmadığını sorduk. Buradan bize verilen malûmat aynen şudur:
“1050 senesinin eşiğinde ve umumî seçimlerin sahasına gidilecek noktadan D.P. Genel Merkezi; bu çok nazik ve mühim devrenin taşıdığı ihtimallere göre, icap eden tedbirleri önceden ve
Turizm Danışma Kurumu toplanıyor
Ankara 18 «Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Yarın saat 10.30 da Türk Tarih Kurumu salonunda Turizm Danışma Kurulu toplanacaktır.
Ayrıca Ankara, Antakya. Antalya, Bolu, îzmir ve İstanbul belediyeleriyle İstanbul ve îzmir Gazotccllcr Cemiyetleri, Turlng Kulübü, Antnş Havacılık Türk Anonim Ortaklığı, Türk-Tur, Ege Turizm Cemiyeti, Türk Turistik Oteller, Lokantalar ve Gazinolar Cemiyeti, Türk Talebe Federasyonu, Türk Ekonomi Derneği ve Yataklı Vagonlar Şirketi temsilci gönderecekler, İstanbul ve İzmir Valileri de toplantıya iştirak edeceklerdir. Danışma Kurulununun tetkik edip karara bağlıyacağı mevzular şunlardır:
1 — Turizm ana programının hazırlanması,
2 — Türkiyenln turistik bölgelere ayrılması,
3 — Mevzuatımızda turizme mâni hükümlerin tosbiti ve bunların kaldırılması,
4 — Turizmin inkişafı için alınması gerekli tedbirler,
5 — Bu maksatla hazırlanmış olan; "Turizm Teşvik ve Kredisi Kanunu,, ve “Devlet Turizm İşletmeleri Kurumu Kanunu,, projeleri.
kı-
“Eğer Kıbrıs’ın sahip değiştirmesi mukadderse, Türkiyenin güçlü varlığını hatırdan çıkarmamak lâzımdır,, .
artması mevzuuna geçilerek, Türk
zını ve kadınını evine bağlomak icap ettiği söylendi*
izmlrdo kurulması tasavvur edilen vo programlaşan radyo istasyonu işinin bir an Önce Hükümetçe ele alınması hakkında bir karar sureti kabul edildi.
Yüksük Ekonomi ve Ticaret Okulu ile Îzmir Üniversitesinin ilk temel taşı konulduğu mevzuuna temas edilerek, Hükümetin bir an evvel tam teşkilâtlı bir Ege üniversitesi açması, kongre kararına İktiran etti vo bu bnhsln tezelden Hükümete duyurulması kararlaştı.
Cumhur Yeycel adında ateşli bir genç, bir konuşma yaparak» şimdiye kadar bütün çalışmalara ve gösterilen gayrete rağmen Atatürk'ün kabrinin neden İkmal edilmediğini sordu. Anıt-kabrln mutlaka en kısa aylarda tamamlanmasını istemek, Türk gençliğinin hakkıdır, dedi. Ve bu husustaki kongre kararının Hükümete bildirilmesi muvafık görüldü.
Neticede seçim yapılarak, toplantıya son verildi.
Bugün toplanan C. H. P. Ödemiş kongresinde de bilhassa tütün piyasasına taallûk eden müstahsil dilekleri üzerinde ehemmiyetle duruldu.
zamanında tesbit, müzakere ve karara raptetmekle meşguldür.
Sanıldığı gibi, parti kendisi için çok tâli ehemmiyet arzeden geçici ihtilâflarla zamanlarını israf etmekte değildir.
Bu müzakerelere alt neticelerin, yakında bir beyanname ile zaten herkesin ıttılaına arzedilmesi çok muhtemeldir.
Bu sözlerden anladığımıza göre, Demokrat Parti Genel Merkezi, bir politika hattı üzerinde ciddiyetle meşgul bulunmaktadır.
s
Bugünkü Meclis müzakereleri
Gündemde üç sözlü
soru var
bil-
Ankara 18 (Hususi muhabirimiz diriyor) — Büyük Millet Meclisinin yarınki pazartesi gündeminde üç sözlü soru önergesi vardır. Bu önergelerde Türk vatandaşı olarak lsviçrede vefat eden Hıdiv Abbas Hilmi Paşanın vârislerinden veraset ve intikal vergisinin hâzinece tahsil edilmemesi sebepleri, uçak kazaları ve pilotların yetiştirilmesi şekilleriyle Yolluk Kanununda değişiklik yapılıp yapılmıyacağı hakkında Hükümetten izahat istenilmektedir. * 1 ««i | VN
Meclis, yarın yapacağı oturumda, Hukuk Usulü Muhakemeleri ve Yargıtay Teşkilât Kanunlarında yapılacak değişikliklere ait tasarıların ikinci müzakerelerini yapacak ve muhtelif yabancı devletlerle akdedilmiş bulunan ticaret ve ödeme anlaşmalarının tatbiki hakkınönki teklifleri görüşecektir.
Bunları ev sahibi yapmak İçin kabul edilen kanunun tatbikına yakında ballanacak
Meskonsiz aileleri ov sahibi yapmak İçin geçen sene kabul edilen knnunuu tatbikına yakında şehrimizde de bnşln n«rq ktır.
Bch’dlyoco vazifelendirilen 15 kişilik bir ekip, Hazin**, Belediye v( Evkafa ait arsaların tosbiti İşiyle meşgul olmaktadır. Ayrılacak olan oranlar, yirmi senede vo on müsavi taksitte ödenmek üzere evi olmıyun ailelere tevzi ©dile-çektir. Bu arsaların tevziinden İtibaren iki flene İçinde ev yaptırımı k mecburiyeti
vardır.
30 senesini dolduran defterdarlık memurları
Defterdarlık, otuz seneyi dolduran 43 memurun tekaüde zevklerini Vilâyete teklif etmiştir. Bu meurlar, bir senelik maaşlarının mlktnnnca İkrıımlye alacakları gibi, teknüdlyelorl de şimdi ellerine geçen paranın yüzde altmışı nispetinde olacaktır. Ayrıca bu kabil tekaütler yol paracından da muaf tutulacaklardır. Diğer taraftan, doğrudan doğruya Bakanlığa bağlı dairelerden otuz seneyi İkmal edenlerin tekaüt emirleri gelmeye başlamıştır.
Vali Ankaraya gitti
Vnll ve Belediye Bnşknnı, dün akşam Ankaraya gitmiştir. Hareketinden evvel kendisiyle konuştuğumuz Vali, bite şunları söylemiştir:
Anknrada Turizm Danışma Kurulunun toplantısına iştirak edeceğim. Bu arada, Vilâyet ve Belediyemizi alakadar eden diğer işler ve bilhassa fethin 500 üncü dönüm yılını kutlama hazırlıklarıyla meşgul olacağım. Bu maksatla, şehrimizde yapılacak işleri tanzim edecek olan komisyonun İn lan bul d a teşkili ve çalışmaları hususunda Milli Eğitim Bnknniyle temaslarda bulunacağım. Aynı zamanda, şehrimizin imar ve iktisat İşleriyle do uğraşacağım. İşlerimi bitirebilirsem, perşembe günü dönmek iati-yorum.”
An karaya dönen vekiller
Birkaç gündonberi şehrimizde bulunan Adalet Bakanı Fuat Slrmen ve Milli Savunma Bakanı Hüsnü Çakır, dün akşamki trenle Ankaraya dönmüşlerdir.
“Sivas,, tankeri gidiyor
“Sivas" tanker gemisi, bugün skarya-. kıt; almak üzere Basra körfezinde Abadıma hareket edecektir.
“Güneysu” narenciye getiriyor
İskenderun zuhurat postasını yapmakta olan “Güneysu” vapuru, karışık yükle bu sabah limanımıza gelecektir. Vapurun yükleri arasında büyük ölçüde narenciye vardır.
Akdenizde fırtına
Akdenlzde. bıı mevsimde pek nadir görülen şiddetli bir fırtına hüküm sürrr k-tedlr. 8-9 derece kuvvette esen r --gâr, sefer halinde bulunan gemileri en yakın limanlara sığınmak zorunda bırakmıştır.
D. P. Sanyer ilçe korner* s' D. P. Sarıyer İlçe İdare Kurulu Lantısı, dün saat 9.30 dan itibaren yer. Gezi sinemasında yapılmışı ır gredo «Öz ulan hatipler, muhtelif leket meselelerine temas etmişlerdir
»a
1

Millet Partisi Fener bucağı toplantısı
Millet Partisi Fener Merkez Bucağının kongresi dün saat 13 te Merkcx lokalinde yapılmıştın
C. H. P. 11 Kongresi
30 aralık 1949 günü yapılacak olan C. H. P. 11 Kongresi İçin Başbakan, C H. P. Genel Başkan Vekili, Milli Eğitim, Ekonomi, Tarım ve Çalışma Bakanlan şehrimize davet edilmişlerdir Adı geçen Bakanlar, toplantıda ileri sürülecek olan mahalli dileklere cevap verecekler. Başbakan da İç ve dış politika hakkımla etraflı bir konuşma yapacaktır.
Söylentilere göre, bu yılki il idare kurulu Ezaları arasında geniş Ölçüde değişiklik yapılacaktır. Bu değişikliği temin etmek için şehrin muhtelif kazalarındaki Parti teşkilatlarında hummalı çalışmalar olmaktadır.
Şehrimize gelen Sağlık Teşkilâtı üyeleri
Birlenmiş Milletler Sağlık Teşkilâtı üyelerinden John Russci Mlld, dün sabah Paristcn uçakla şehrimize gelmiştir. Aynı teşkilât Üyelerinden Dr. Thompson bu-gÜn gelecektir. «J»
Dr. Thompson bilhassa verem mevzuu üzerinde incelemeler yapacak ve memleketimizin verem bakımından Yakm-Şark İçin bir tedris merkezi olup olamayacağını inceleyecektir Doktor, bu mevzuda hazırlayacağı raporu Birleşmiş Milletler Sağlık teşkilatına verecektir.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
PANORAMA
EDEBİ roman
- 19 -
Masadakllerden bir genç adam, kendisini buraya alıp getiren arkadaşının eniştesi, bu acayip ve cazibeli kız çehresinden gözlerini ayıramıyordu; bu çehrede en lâtif, en tatlı olan şey nedir, bulup çıkarmağa uğraşıyor gibiydi. Scvim'in yüzüne ayrı ayrı bakılınca, belki, onda tam bir güzellik bulmak mümkün değildi. Yanakları fazla çıkıntılı ve gözleri çekik çekikti. İki yandan omuzlarına doğru sarkan yumuşak, lepiska aaçlârı gerçi çok canlıydı; fakat, pek düz ve dalgasızdı. Arkadaşının eniştesi, bu kafanın muammasını hallcdcmlyerek gözlerini yavaş yavaş aşağılara doğru indiriyor ve kendi kendine “Şu vücudun, şu bacakların biçimine, şu uzun, İnce parmaklı ellere hayran olmamak kabil ml?„ diyordu.
Sevim, böyle bir iıntahandan geçmekte olduğunu her şuh kadın gibi âdela derisiyle hissetmekteydi. Fakat, başka zamanlar, kendisine tatlı bir gıcıklanma veren böyle bir dikkatten, bu akşam, her nedense pek hoşlanmıyordu. İkide bir, bileğindeki «aute bakıyor ve limonatasını bir ıtn evvel bitirmeye çalışıyordu. Nihayet, aon yudumunu içti. Yere bıraktığı torbasını koluna aldı, bir daha saatine baktı ve ahbaplariyle vedalaşarak, deminki telâşını hatırlatan bir a-celeyle uzaklaşıp gitti.
Taksi» beklediği noktayı belli etmek için iki-
91
de bir lâmbalarını açıp kapıyor ve durmadan kİ Akson çalıyordu. Sevim, kendini arabanın İçine attı:
“— Dcnim söylemiş miydim, bilmem: Koz-yatağı, sabık Maliye Nazırı Şükrü Paşanın köşkü; dedi ve ilâve etti. Aman, şoför efendi; biraz çabuk olalım...
Şoför seksen, doksan vites Üzerinden otomobili sürmeğe başladı. Derken bu sürat yüze, yüz yirmiye çıktı. Sevim, yolun bozuk yerlerinde yaylı bir bebek gibi zıp zıp zıplayor, bazan sağına, bazan soluna doğru yuvarlanıyordu. Bu sarsıntılardan kurtulmak için ayaklarını, bütün kuvvetiyle, şoför yerinin arkalığına dayadı; elleriyle oturduğu kanepenin kenarlarına tutundu. Böylece, arabada yan sırt üstü yatmış, gergin bir vaziyet almıştı.
Fakat, otomobil, asfalt caddeden ayrılıp da eski şoselerden biri üstünde aynı hızla yolal-mağa başlayınca bu da kâr etmedi. Sevim, bir kaç kere:
“— Şoför efendi, biraz yavaşlatın; demek zorunda kaldı.
Şoför, ya makinenin patırdısındaıı genç kızın sesini işitmediği, yahut da “Ben sizi Koz-yatağı'na on dakikada yetiştiririm.,, va’dimle bulunmuş olduğu için mİ nedir, biniz daha yavaş gideceği yerde vitesi arttırdıkça arttırıyordu. öyle bir an geldi ki, Sevim, sırt üstü uzandığı yerden doğrularak şoförün omuzlarından sarsmak ve kulağına doğru eğilip:
“— Size bu kadar hızlı gitmeyin, diyorum, işitmiyor musunuz? diye haykırmak lüzumunu duydu.
Şoför, susuyordu. Plftjdakl geveze vo sırnaşık adamın yerine sanki başka biri, sağır, dilsiz bir kimse; yahut da dümenini eline aldığı 92
makineye temessül elmiş bir otomat gelip oturmuştu.
Sevim, kendi kendine soruyordu: ‘‘Herif, acaba aklını mı oynattı?,,
Sonra, yüreğine daha mantıki bir şüphe düştü. "Belki de sarhoştur. Evet, evet mutlaka sarhoş olacak,, dedi. Zira, demincek başını ona doğru uzattığı vakit burnuna sinsi bir rakı kokusu gelmişti. Lâkin, gazinonun önünde arkadaşı Nerminle konuşurken yanlarına yaklaşan şoförde hiç de içmiş bir adam hali yoktu. O vakit, Sevime bir şüphe daha geldi: Yanlışlıkla başka bir taksiye» şoförü zil zurna bir taksiye binmiş olmak şüphesi... Zira, plâjda kendisiyle konuşan şoförün yüzünü hiç hatırlamıyordu ki, bu o mudur, değil midir, anlayabilsin:
“— Şoför efendi, kuzum, siz demin gazinoda benimle konuşan mısınız?
Gene cevap yok. Sevim, ne yapacağını şaşırarak saatine bakıyordu; fakat, hiçbir şey göremiyordu. Karanlıklar içinde bu delice koşu, ona, bütün bir ebediyet kadar uzun geliyordu.
“— Neredeyiz ? Neredeyiz ?...
Arabanın açık camından başını uzatıp dışarıya baktı. Bir türlü nerede bulunduklarını tâyin edemedi. Otomobil lâmbalarının saçtığı ışıkta iki taraflı ıssız kır parçalarından başka bir şey seçmek mümkün değildi. Bunun Üzerine, genç kızın şüphe ve endişeleri, sebebini bilmediği bir korkuya, bir can korkusuna İnkılâp etti ve var kuvvetiyle haykırdı:
“— Dur, dur; diyorum sana., bırak beni... İstemem, istemem.
Şimdi, otomobilin içinde tepiniyor, çırpınıyor ve bir çocuk gibi ağlıyordu. Şoför, buna da aldırış etmeyince onun kafasına küçücük yumruklarını İndirmeğe başladı. Herif, gene tınmıyordu. Sevim, bir eli araba kapısının mnn-93
dalında» öbürü şoförün ensesinde kısık ve fakat keskin bir sesley
“— Durdurmazsan, şimdi kendimi atarım, dedi.
Ve otomobil müthiş bir gıcırtı ile. sanki bir ağaca çarpmış gibi birdenbire durdu ve hemen gene aynı süratle sağa dönüp tarlaların İçine saptı. Bu sarsıntı ile yuvarlanıp başı bir yere çarpan Sevim, bundan öteye artık ne oldu. ne geçti bilmiyordu. Kâbuslarda görülenleri (indirir, biri birini tutmaz, karmakarışık ve karışıklıkları derecesinde korkunç bir şeyler olmuştu. Canına kıymak üzere kocaman bir bıçakla üstüne saldıracağını zannettiği adam, yavaşça kapıyı açmış, yanına sokulmuş ve onu, bir koluyla belinden, öbür koluyla bacaklarından kavrayarak kucağına çekmişti. Sevim, hütün gücüyle bu kolların arasından kurtulmak için çabalanıyor; fakat, bir demir çember onun âsi vücudunu, içinden sıyrılması imkansız bir mengene gibi sıkıştırdıkça sıkıştırıyordu. Kızcağızın yalnız kafasiyle elleri serbest kalmıştı. Bundan istifade ederek herifin suratını, kulaklarını, ensesini durmadan tırmalayıp ısırmağa başladı. Bir yandan da avazı çıktığı kadar bağırmak istiyor, lâkin sesi çıkmıyordu. Boğazı tıkanmış gibiydi, Tırnakbırlyle dişlerinin bir işe yaramadığım hissedince şoförün gırtlağına sarıldı. Beyhude emek... Şoför, bu sefer, genç kızı bileklerinden yakalayıp büktü, büktü ve onu, gövdesinin büttln ngırlığlylc altına aldı.
Sevim, bir hendeğin içinde kendine geldiği zaman gece sona ermiş, şafak sökmek üzere İdi. Bin zahmetle yarı belin© kadar doğrulup şaşkın şaşkın etrafına bakındı. Bütün huralurı ne acayip yerler!... Bundan İki üç yüz yıl evvelki eski Amerikan hayalını ve o devirlerin henüz İşlenmemiş bAkir topraklarını, üstünde taban-94
cali atlılar koşuşan Teksas ovalarını gösteren filmlerdeki gibi bir manzara.. Ne bir dam, ne bir duvar gözüküyor. Biraz ötede bir yol. yamru yumru bir yol. bu donuk tan aydınlığının içinde ıssız, kasvetli uzanıp gidiyor. Sevim, kendi kendine: “Ben buraları bir kere daha görmüştüm. Sinemada mı? Rüyada mı? Bilmuyorum.,, diyor. Sonra, gözlerini, korka korka kendi üstüne çeviriyor: Her yerinden parçalanmış bir plftj kostümünün ancak örtebildiği yarı çıplak teninin yer yer çürüklerine, yaralarına, berelerine bakıyor; kanla bulaşık ellerine bakıyor; ciiâları aşınmış ve diplerine kadar kırılmış tırnaklarına bakıyor ve o vakit, birdenbire, dün gecenin bütün o tüyler ürpertici, çirkin, korkunç hakikatlerini hatırlayıp yüzükoyun toprağa kapanıyor, sarsıla sarsıla, hıçkıra hıçkıra ağlamağa başlıyor.
Tam bu esnada idi ki. Kayış dağından şehre su taşıyan arabalar yolun tA öbür ucundan sökün ettiler. Bunlar, biri biri ardı sıra, bu sabah vaktinin sessizliği içinde on misli . "tan bir nal ve tekerlek patırdıslyle yürüyorlardı. z\ra-balar, Sevimin ağlamakta bulunduğu hendeğe yakın bir noktaya yaklaştıkları zaman bu gürültüler o kadar arttı kİ, genç kızı, ulumalarla dolu bu yarım can çekişmeğinden uyandırdı. Şimdi, o, her hareketten, her sesten ürküyordu. Sanki, kendine yeni bir tehlike yaklaşıyormuş-casına toparlanıp kaçmak istedi. Doğruldu, ayağa kalktı; üstüne başına bir parça çeki düzen vermeği de unutmadı. Hattâ — Garip bir tesadüf eseri olarak — yerde duran banyo torbasını bile koluna geçirdi. Bütün bunları yaparken. SevJm’in bir somnambülden hiç farkı yoktu. Şuurunu tamsmlyle kaybetmiş gibiydi.
Do ra mı var/
95
Aralık 1949
YENİ İSTANBUL
Savfa 3
GU N U N
EKONOMİK
HAREKETLERİ
Haftanın iktisadı
hâdiselerine bakış
Alman sanayi kudretinin yeniden kuruluşu
îngilterede Türk tütünü
Hububat fiyatlarının düşüş sebep'eri
Fransa, İtalya İngiliz ve İskandinav Almanyadaki iktisadi - Serbest ithal listemiz Balıkçılar toplantısı —
İthalât tahditlerinin kaldırılması ve Benelux görüşmeleri memleketleri görüşmeleri faaliyet
sası -
— Ege tütün piya-Sanayi Bankası.
EÇEN hafta, dünya ve memleket eder. Maliye Bakanı.
GEÇEN hafta, dunva ve ekonomisinde hareketli ve netice veren faaliyetlerle yüklü bir manzara göstermektedir.
Dünyada :

İsviçre umumî efkârı Alman sanayiinin kuruluşu ile yakından ilgilenmektedir
Bunların arasında umumi alâkaya lâyık olan en mühim hâdise, şüphesiz, Marshall Plânından yardım gören memleketlerin, ithalâtlarını tahdit eden kararlarını bizzat kaldırmalarıdır. Bu sahada bütün dünyaya karşı olmasa bile, kendi Aralarında tatbik edilecek kısmi bir serbestimi kabul eden bu memleketler hafta içinde üstelerini tanzim etmişler ve Parısteki Merkezi Büroya dermişlerdir.
îngUterenln bugün karşılaştığı mühim meseleleri de a-çığa vurmuştur. Dolur ve sterlin arasında bir muvazenenin lüzumuna işaret eden Bakan, İngiliz işçi durumunun iyi olduğunu, enflâsyondan îngilterede eser kalmadığını, Ingiltvrcnin aldığı yardımlara karşı yaptığı yardımlar hakkında da rakamlar vermiştir Bunlnrda para ameliyesıni yapan Hükümetin glz-endişclrrini sezmek mümkündür.
ERN’DEKl Fransız iktisadi ataşesi m n Fransız gazetelerine bildirdiğine göre, İsviçre umu-yeniden Bu mü-yazılar birinde
11
Memlekette :
çön-
Ç

Yıllardan beri otarşik kararlar cesl, bilhassa Avrupada yükselen rük duvarlarında bu hareketle ilk defa delik açılmış oluyor. Atlantik Paktından bu yana, San Fransisco ve Havana ÎConferanslarının açık ve kapalı konuşmalarında ortaya konulamıyan serbest dünya ticareti kaidesinin bir başka yoldan aranması manzarasını veren bu faaliyet hakkında, hâdiseler inkişaf etmeden fazla bir şey söylenemez. Yalnız, Amerikanın iki yıl öncesine bakarak. Avrupanın tam ortasından yavaş yavaş ayrıldığı ve daha ziyade uzaktan ve idareci rolüne doğru kaydığı müşahede o-lun m ak tadır.
neti-güm-
ARŞAMBA günü ilân olunan serbest İthal listesi bir sene evvelki ithalât rakamlarına nazaran hıın-nıalların yüzde elli nispetinde takyi-
de tâbi olmadan Marshall Plânına dahil memleketlerden serbestçe yurdumuza sokulacağını göstermektedir. Bu liste esas İtibariyle ithal rejimimize bağlı A üstesinin mühim pozisyonlarını! İhtiva ediyor. Serbest bırakılnuyan mallar. evvelâ, sıhhatimizi veya zlraatlmi-zi alâkadar eden ve ithalden Önce kontrolü lüzumlu görülenlerdir. Saniyen listenin tanziminde sanayiimizi himaye veya lükse kaçan sanayi mâmul maddesi gibi malların serbest bırakılması arzusu güdüldüğü anlaşılmaktadır.
AVRVPALILARARASI ticaretin
geliştirilmesini hedef tutan ve Marshall grupu içinde umumi bir alâka tophynn bu hâdisenin yanında daha mevzii kalan, fakat; Amerikan yardımından ayrı çalışman ve belki de başka bir muvazeneyi arzulayan milletlerarası iki faaliyet daha vardır ki. onlar da haftanın kalburüstü hâdiseleri arasında yer almış bulunuyor. Bunlardan biri, Fransa. İtalya ve Benelux memleketleri arasındaki görüşmeler, diğeri ise îngilizlerin Skandinav gru-puyla yaptıkları temaslardır.
Yüzde elli serbest bırakılan mallar a-rasında B ve C listelerine giren pozisyonlar varsa da A listesine kıyas edilince bunlar çok zayıf bir nispet arze-der. Filhakika burada izin verilenlerden çok. müsaade verilmiyenler vardır. Bununla beraber B listesinde bilhassa pamuklu mensucat grupu. sunî ipek ipliği. nebati boyalar ve emsali mühim kalemler nazarı dikkati çekmekte ve yine yukarıda belirttiğimiz veçhile memleketimizde yapıldığı kanaati olan demir çivi gibi maddelerin tahditti durumu devam etmektedir. C listesinin ithaline izin verilen pozisyonları ise, üzerinde durulmıyacak ölçüdedir.
mi efkârı. Alman sanayiinin kurııluşiyle ilgilenmektedir, naşebetle tsviçre gazeteleri yazmaktadır. Bu yazıların şöyle deniyor:
"Batı Almanyanın iktisadi ve siyası bakımdan kuruluşunda Amerikan tar zının hâkim olduğunu söylemek müm klindür. Fakat her şeyden evvel İti mat edilir bir genç devlet sayılabıle cek olan Almanya için, pek çok şev ler yapmak lâzım geldiği muhakkak trı. Bombardımanlardan zannedildi ğinden daha az zarar görmüş dar 45 bin Alman fabrikasının bacaları yeniden tütıneye başlamıştır. Alman istihsali, harpten evvelkinin yü/d( 91 ini bulmuştur. Yeni para »Motm. ve senede bir milyar doları bula Amerikan yardımı sayesinde, iptidn madde, nakil vasıtası ve yiyecek nok sanı giderilmiştir. Batı Almanya ay da 12 milyon 300 bin ton kömür v( | 850 bin ton çelik istihsal etmekte ve hemen hemen Fransız istihsal vekû nunıı geçmektedir.
Müttefikler Yüksek Komisyonunda Amerikan delegesi John McClay. üs tün bir nüfuza sahiptir. îliklerine kadar muhafazakâr olan ve bütüı sosyalist tecrübelere düşman bulunaı bu zat, Avrupa ekonomisinin sıhhati* işlemesinin, ancak Almanyanın ıktısr di hâkimiyetini kısmen olsun tekruı ele alması ve ekonomisini kendi ken dine idare etmesiyle mümkün olacağ kanaatindedir.
Eski sanayi liderleri de yemden nıC} dana çıkmıştır. Huğo Stınnes. gemi ellik müesseselerini ve mensucat fal likalarının kendisine inde eden Milî tefikleri tutuyor. 1945 yılına Thyssen-Stınnes tröstünün, bu çelikçiler birliğinin direktörü Hemrich Dınckelbach, şimdi
Şimal-Batı grupunu yaratmağa çalışan İngiliz ve Skandinavya temsilcileriyse, dört memleket arasında tediye tahditlerinin kaldırılması yolundaki İngiliz teklifinin bugünün şartlan altında tatbikinin mümkün olamıyacağını, şimdilik daha mahdut bir icraat üzerinde keyfiyeti mütehassısların tetkikine talik ederek yılbaşından sonra tekrar buluşman kararlaştırıp dağılmışlardır
Piyasa bu haberi karşılarken mütereddittir İthal piyasamız, ağırlaşan u-mumî şartlar altında, bu serbestlikten nasıl faydalanacağını hesaplamaya henüz imkân bulamamıştır. İnkişafı önümüzdeki haftada göreceğiz.
Şimdilik ikinci plânda gibi duran, fakat göstereceği inkişafa nazaran yerini sonradan alacak faaliyetler de eksik değildir.
Ancak, bu karar yerli sanayi erbabını muhakkak ki endişeye şevketmiş bulunuyor. Hafta içinde demirci ve mensucatçı sanayi gruplan Ankarada Hükümetle temasa gelmiş bulunuyor.
HAFTA içinde Almanyanın iktisadi faaliyeti oldukça dinamik bir manzara göstermiştir.
Bir yandan Almanya - Ruhr Havzası, Marshall Plânı hakkında Bonn Hükümeti bir açıklamada bulunmuştur. Ruhr Havzasını idare eden Enternasyonal Teşkilâta katılmayı ve Ruhr Statüsünden doğacak hukukî vecibeleri tekeffül etmeyi taahhüt eden Bonn Hükümeti açıklaması, Ruhr Havzası üzerinde yabancı müdahaleyi katiyen istemI-yen Sosyal Demokrat Partisinin şiddetli tenkidlerinc mevzu olmuştur.
Bu temas, çivi İthalâtının men’i ile inco kumaşların ihracı kararlarını meydana kojnnuştur.
rtadaı büyük olan ı Steel
Trustees Association = Çelik Tröstleri Birliği) nı idare ediyor ve dolayısiyb Ruhr havzasının çelik istihsalâtınır tamamını elinde bulunduruyor. Ev velce (Konzern Manncsmann) m şef olan Kari Bungeroth, tekrar Düssel dorf ve Dnısbıırg tâki iki çelik fahri kasının başına geçmiştir. Naztler za manında tam 21 teşkilâtı kontrol eder Herrmann VVenzel ise, şimdi iki bü yük demir imalâthanesini idare etmekle mesleğini devam ettiriyor. Harp esnasında ve harpten sonra 15 fahri kanın direktörlüğünü yapmış olan Gerhard Bnms da, yeniden Ruhr hav-
zasının en mühim adamları arasına girmiştir.
Birkaç sene sonra. Batı Almanya tekrar Avrupanın en kudretli sanayi memleket! olduğu zaman, vaktiyle çok meşhur olan ve şimdiden isimleri ağızlarda dolaşmaya başlı yan WV-helın Rölen «Thyssen;. Hana Joachim von Jöoell, Hcrmann Aba... vesaire gibi şahıslar, yeniden kendilerini göste-eceklerdir. ”
Aynı mevzuu ele alım bir başka ls-ıçre gazetesi SchweizeriscÖe Handels teitung da şunları yazmaktadır.
••Rehn. ağır sanayi mamulâtını sat-naktaki bütün güçlüklere rağmen, eski Alman ağır sanayi kartellerini tekrar kurmak üzere büyük faaliyetle çalışıldığım ve içtimai nizam bahanesiyle fabrikaların sökülmesi meselesine şiddetle mâni olan sendikaların gösterdikleri gayretlerin de, sanayicilerin bu maksatlarına mükemmel bir destektir.” Bu • mütalâalara, gazete, tunlara ilâve ediyor:
•'Bu mesele oldukça karışıktır. Zira. ilk bakışta büyük tröstlerle sendikaların görüşleri birbirinden çok farklıdır. Fakat unutmamak lâzımdır ki: bu görüş farkı veya bu mücadele, yalnızca Ruhr sanayiinin kuruluş şekline, daha doğrusu devletçiliğin lehinde veya aleyhindeki cereyanlara ait olup, ağır sanayiin Almanya tarafından ihya ve bizzat idare edilmesi bahsinde hepsi anlaşmış bulunuyorlar. Hakikaten bu noktada, aşırı solcu veya sağcı, bütün Batı Almanya çevreleri tamamıyla mutabıktırlar. Diğer taraftan bu beraberlik, hepsinde müşterek olan milliyetçilik meylim de neydana koymaktadır.
Neticede, bir yandan silâh fabrika-arı tröstleri eski direktörleri, diğer vanelan çelik imalâtı tröstleri ve «demir ve çelik) patronlaıı teşkilâtı aracında uzun zamandan beri yapılan görüşmeler, bir “işçiler birliği” nın kurulmasıyle nihayet bulmuştur. Bu birlik, Goergen. Reusch, Zangen, VVen-«el, Schroeder. Bungeroh. Bruns, He-neyer ve Skrentny gibi eski ve yeni iemir imalâthanelerinin ve müessese-’erinin murahhaslarından teşekkül el-nektedir.
Her ne otr sıfatı de, onun
ta bir idareciler bürosu kurduğu gözden kaçmamıştır.
Yeniden bir Alman sanayii birliği «.eşkilâtı kurmak üzere çalışmaların başlaması dikkati çekmektedir.”
Îngilterede tütürı tiryakileri senelerden beri Virjinya tütününe Alışık oldukları İçin ekseriyetle Türk tütünlerine korşı İsteksizlik gösterirler Halbuki îngilterede dolar tasarrufunu sağlamak İçin Türk tütünlerinin Virjinya mahsulü tütünlerle karıştırılarak piyasaya ar-zedilînesi gerekmektedir. Bu yüzden halkı yeni harmana alıştırmak için tütün tüccarları her türlü reklâma baş vuruyorlar Tecrübeler göstermiştir ki. Türk tütünü karışık harmanlardan yapılmış sigaraları birkaç kere İçenler o-nunla âdeta ülfet peyda etmekte ve hattâ bu nevi sigaralara rağbet göstermektedirler. Mamafih alışkanlık derecesi mizaca göre değişir. Bazıları 20 sigaralık İki üç kııtıı içtikten sonra Türk tütününün hususî armasına meclûp olur. İş tamamen zevke, daha doğrusu zevkin terbiyesine kalmıştır. Mamafih în-gllterenin büyük tütün firmaları, güzel reklâmlarla ve sigara satıcılarına gösterdikleri yardım ve kolaylıklarla bu yeni harmanın tutunmasına çalışıyorlar. Bütün bu gayretler, Türk tütünlerine İstikbalde büyük imkânlar hazırlamaktadır. Çünkü tütün tlrvakiliğl. derin köklere dayanan bir alı ..anlıktır. Dolar buhranı zail olsa bile Türk tütünlerine bir kere alışıldıktan sonra tekrar Virjinya tütününe riıcû etmek güç ve hattâ imkânsızdır.
Son zamanlarda Konya, Eskişehir gibi büyük istihsal bölgeleriyle bilhassa Trakyada hububat fiyatlarında mühim düşüktükler kaydedilmesi alâkalıların dikkatini bu önemli mevzu Üzerine çekmektedir.
Hububat fiatlerindeki bu düşüş hiç şüphe yok kİ müstehlik menfaatinedir.
Yapılan tahminlere aykırı düşen bu fiyat inişini şu sebeplere bağlamak mümkündür:
1 — Toprak Mahsulleri Ofisi, muhtaç bölgelere lüzumlu yardımları yapmış ve yapabilecek vaziyette bulunduğuna tüccar ve müstahsili inandırarak flatlere hâkim olmuştur.
2 — Hariçten oldukça mühim miktarda buğday getirtildiği gibi, yeniden bir miktar buğday ve un ithaline karar verilmiştir.
3 — Geçen mevsim yapılan ve yersizliği artık şüphe götürmeyen mübalâğalı noksanlık tahminlerinden istifadeyi düşünenler üzerinde yııkarki 2 maddede bildirilen hususlar bunun mümkün olamıyacağı kanaatini uyandırmıştır.
4 — Bu yıl ekim vaziyetinin geçen yıla nisbetle daha müsait ve fazla olduğu anlaşılmıştır. Fakat bu sonuncu ihtimale, en zayıf müessir nazariyle bakılmalıdır.
Ege tütün piyasası hararetli olacak
26 aralık 1919 pazartesi günü açılacak olan Ege tütün piyasasının çok hararetli geçeceği ve bugünkü kanaate göre ilk hafta içinde mevcut 40 milyon kilo rekoltenin en az yansının satılacağı tahmin edilmektedir.
çüde katılmalarını sağlamak maksa-diyle kredi meselesi ele alınarak halledilmiştir.
"Tobavco,, dan
Dünyanın şeker istihsali bu sene noksandır
SVashington 16 (Comtel) Dünyanın pancar ve kamış şekeri istihsali 1949-1950 senesi için 36.646.000 ton o-larak taayyün etmiştir. Geçen sene mahsul 37.249.000 ton idi.
Mahsulün noksan olduğu memleketler Küba, Portoriko, Fransa, Almanya, İngiltere ve Brezilyadır. Ancak bu noksanlar A.B.D. ile Rusya. Filipin a-dalarıhda, Arjatinde görülen fazlalıklarla telâfi ediliyor.
1919-1950 senesi için pancar şekeri 11.362 000 tonu bulacaktır. Avrupada tek tük azalmalar varsa da Kanadada, Sovyet Rusyada ve A.B.D. deki çoğalmalar noksanların doğurabileceği endişeleri tamamen izale edecek mahiyettedir.
kadar bu teşkilâtın resmi olmadığı ileri sürülmüşse son zamanlarda Dusseldorf’ da
Fransa. Belçika, Hollanda. Lüksem-burg, İngiltere ve Garbi Almanyanın iştirak edeceği Enternasyonal bir Sendikalar Konferansı ocak ayında bu meseleyi halletmeye çalışacaktır.
Bır yandan da Başvekil Adenauer fle Amerikan Ba^korniseri Mac Clay arasında perşembe günü parafa edilen muahede Bonn Hükümetinin Marshall Plânına iştirakini kabul etmiştir. 1950 senesi için yapılacak Amerikan yardımları 500 iniştir. Avrupa mış ilk
mllyon dolar olarak teabit cdıJ-Bu hâdise Garbi Almanya için Birliğine iştirak yolunda atıl-kati adım olacak mahiyettedir, taraftan Alman
Diğer
Ingiliz Demir ve Çelik Fod»*rusyonu a-rasında hafta. İçinde bir mukavele imzalanmış olduğunu da zikretmek yerinde olur. Amerika çelik sanayiinin flat-leri arttırdığı bir sıraya rasthyan bu hâdise dikkati çekecek bir mahiyet taşımaktadır.
firmaları ile
Milletlerarası hâdiseler arasında Ingiliz Maliye Bakanı Staffort Cripps’in bu hafta içinde yaptığı beyanat üzerinde de durmak icap
Buna mukabil, kamış şekeri istihsalinin bu sene geçen yıla nispetle 900000 ton eksik olacağı tahmin ediliyor. İstihsal başlıca Küba. Portoriko ve Brezilyada azalmıştır. Fakat Merkezî A-merikada görülen fazlalık noksanlan ziyadesiyle telâfi edecek hacimdedir.
Bu sene Avrupanın her tarafında şeker istihsalim arttırmak için gayretler sarfedilmiştir. Fakat hava şartlan bu gayretlere yardımcı olmamıştır.
Başta Amerikan ve Alman ithalâtçı firma, mümessil ve eksperleri olmak üzere bütün yabancı alıcılar teşebbüslerini tamamlamış olduklarından ilk gün derhal piyasaya gireceklerdir Yerli firmalarımızın geniş öl-

Zeytin yağı fiyatları yeniden düştü
Aydın «Hususi muhabirimiz rıyor) — Şehrimizde zeytinyağı fiyatı 139 kuruşa kadar düşmüştür. Milletvekillerine gönderilen bir telgrafta, bu durum bildirilerek Hükümetin müdahale mubayaası yapması ve ihracata müsaade edilmesi istenmiştir.
bildi-
Müstahsiller, bu yıl ordu ve okullarda mecburi olarak pirina sabunu kullanılmasını ve tasarruf edilecek 5000 ton sabunluk zeytinyağının rafine edilerek ihracına müsaade olunmasını İstemektedirler.
Hariçte zeytinyağı fiati düşük olduğundan bu 5000 tonluk partinin dahi İhracına imkân bulu nam tyacağı tahmin edilmektedir.
İzmir kösele fabrikatörlerinin toplantısı
İzmir (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — 26 aralık günü, Ankarada deri ve kösele fabrikatörlerinin yapacağı toplantıda İzmir Sanayi Birliğini Muammer Eğribozlu. Fahri Berker. Mehmet Erıştk’ın temsil etmeleri kararlaştı.
Manlsada kurulacak yeni fabrikalar
Geçen yıl olduğu gibi kredi yalnız işlenmiş olan tütünlere değil, işlenmemiş olanlara da verilecektir. Yalnız işlenmemiş tütün ihracı yasaktır. Bazı firmalarca yapılan fiyat teklifleri ve ihzari müzakereler 1919 yılı rayicinin geçen yıla nazaran 22 - 24 kuruş daha yüksek olacağını göstermektedir.
Tüccar Derneği 22 aralıkta toplanıyor
Dünkü nüshamızda bildirdiğimiz veç hile İktisat Kongresinin 1950 yılındı İzmirde toplanması hakkında İstanbu Tüccar Derneğinden yapılan teklifi İz mir Sanayi Birliği reddetmiştir.
Öğrendiğimize göre. Tüccar Derneği 22 aralık perşembe günü yapacağı biı toplantıda bu mevzuu tekrar gözden geçirecektir. Diğer taraftan aynı toplantı sırasmda dış ticaretin organlaşması, yün ipliği .pamuk ve diğer iktisadi mevzuların da görüşüleceği anlaşılmaktadır.
Sivas ve Kocaeli gemilerimiz
Sivas Tankeri akaryakıt getirmek ü-zere buğun Abadan’a hareket edecektir. Kocaeli şilebi ise petrol yüklü olarak yoldadır. Hamulesinin bir kısmını İzmir ve İst an bula boşaltacaktır.
Milletlerarası ithal serbest isinin şimdilik piyasalarımızdaki müspet akisleri daha çok ihraç piyasalarımızdadır. Bir çok memleketlerde luh^ addedildiği için ithali tahdit olunan üzüm, incir, fındık, tütün gibi mallarımızın bu karardan faydalanılarak Almanyaya, İsveç’e ve Marshall Plânından faydalanan diğer memleketlere gönderilebileceği ünıidi son günlerde muhtelif âmillerin tesiri altında gevşıyen ihraç piyasalarımızı kısmen olsun ümide sevketmiştir.
‘ ‘ mli’ketınıızin İç iktisadi olayla-
• tülün piyasası-
— — bir kısım ayırmadan panoramayı bitiremeyiz. Piyasa a-
Memleketimizin İç rı arasında Ege na da bir kıs bu çılmadan yapılan müdahaleler ve Amerikalıların müstahsil yerine bu sene mutavassıttan işlenmiş mal alacağına dair hafta içindeki haberler bu bölgede lâyık oldukları alâkayı bulmuştur. Önümüzdeki hafta da aynı haberlerin devamına şahit olacağımız muhakkak gibidir.
Ankara’da toplanan Bahkkçılık Kongresinde, balıkçılığın kalkındırılmaaı yolunda lıraj haklarından ayı ilan 25 rnılyon dolarlık tahsilatın m* gibi tesisat ve âletlerin mubayaasında kullanılın asi gerekeceği tesblt edilmiştir.
DİĞER taraftan bir Sanayi Bankası kurulması yolunda şehrimizde girişilen faaliyet birdenbire soğumuş ve kararlaşan İkinci toplantı yapılamamıştır,
Haftanın İç mevzuları arasında şüphesiz ki, herkesi en çok alâkalandıran» önümüzdeki yılbaşından İtibaren tatbik edilecek yeni vergi sistrml ve o-na nazaran girişilen hazırlıklardır. Maliye Vekâletinin hafta sonunda ilân ettiği izahnarne bu mevzuda birçok tereddütleri izale etmiştir.
EÇEN hafta İstanbul ve İzmir ihracat piyasalarında büyük bir değişiklik olmamıştır. Fındık ve tiftik, İstanbul piyasasının hareketli maddesi olmakta devam etmiş, İzmir piyasasında ise mevsim başından beri sağlam ve istikrarlı bir manzara erzeden incir piyasasında hafif bir gevşeme ve gerileme kaydo-lunmuştur.
Aşağıda her iki piyasanın başlıca maddelerinin vaziyetlerine kısaca temas olunmaktadır.

İstanbul:
Hafta içinde fındık fiyatları bir aralık 140 kuruşa kadar yükselmiştir. İngiltere, İsveç ve Fransanın bir arada alıcı görülmeleri ve ayrı bir sütunda bahsedilen AvrupalIlar arası ithalât tahditlerini kaldırmaya mâ-tuf kararların tesiri altında fındık piyasası, mevsimin ilerlemiş olmasına rağmen hareket halinde kalmaktadır. Piyasa 137 kuruş civarında kapanmıştır.
Hafta içinde tiftik, İhracatçılar Birliği tarafından neşrolunan 3104 sayılı rapora göre, bu piyasanın sağlam dürumunu vazıh olarak muhafaza etmektedir. Eu sütunlarda bildirilen fiyat yükselmeleri âmillerine bir de Kap’taki rekoltenin bu yıl az olması haberini ekliyen bu rapora göre, Cenubi Afrika Hükümetinin Ingiltere-ye tiftik ihracını birtakım kayıt altına alması, Bıad-




HABERLERİ
Manisa. 18 «Hususî muhabirimiz bildiriyor; — Marshall Plânından Belediyelere yapılacak yardıma ait hazırlanan projeyi tetkik için Manisa Belediye Meclisi fevkalâde toplantıya çağırıldı. Burada bir ekmek fabrikası tesisi isteniyor.
Ahuanyadun alacaklı olanlar meselesi
İstanbul 17 (A.A.) — İstanbul Tüccar Derneği, Almanya Alacaklıları Komitesinden bildirildiğine göre, işgalden evvel Almanyaya mal sipariş etmiş ve bedellerine mahsuben Merkez Bankasına yüzde 25 avans ödemiş olan tüccarımızın bu alacaklarını müfredatlı şekilde 15 aralık tarihine kadar bildirmeler! hakkındakı tebliğ üzerine bu tarihe kadar 243 müracaat vâki olmuşsa da bir kısım alacaklıların henüz listelerini ha-zırhyamadıkları anlaşıldığından,, müracaat müddeti bu ay sonuna kadar uzatılmıştır.
Alacaklıların hepsi hakkında inceleme lere ve teşebbüse girişilirken, herhangi bir alacağın takipsiz kalmaması için henüz alacaklarını kaydettirmemiş o-lanlann İstanbul Tüccar Derneğindeki Komiteye bunları bir liste ile bildirmeleri lâzım gelmektedir.
Kumanyada IktİMidi kargaşalık Belgrad, 18 A.A. (United Pressı — iyi haber alan bir kaynaktan’ öğrenildiğine göre, yılbaşından biraz sonra yeni para reformu yapılacağı hakkındakl söylentiler üzerine Kumanyada iktisadi bir kargaşalık hüküm sürmektedir.
Bunun ilk emaresi, Romen - Sovyet müesseseler! memurlarının, 15 ocaktan sonra yapılan hizmetler ve verilen mallar mukabili Romen leyini kabul etmlyeceklcnni bildirmeleridir.
Bilindiği gibi Kumanyada en önemli ticaret muameleleri, başlca müdür ve memurları Sovyet tebası olan Romen - Sovyet müesseseler! tarafından yapılmaktadır.
Frltallıx Isın! değişiyor Londra, 18 (YİRS) — Fransa, ya ve Beııelux memleketleri sında teşkil edilecek mahalli sadî birlik, evvelce tavsiye “Fritalux" ismine mukabil, ğa daha sempatik gelen
isminin kullanılmasını kabul etmiştir.
İtalar a-ikti-edilcn kuia-
“Fın hel„
kon-
ser-
Loııdrada mensucat makineleri sergisi Londra, 18 A. A. (L.P.Sj — dradnki mensucat makineleri
gisini birçok mühendis ve imalatçılar gezmiştir Ziyaretçiler arasında Türk mütehassıslar da vardı. Serginin hedefi Ingiliz imalâtçılarının

7
mensucat sanaylindekl devamlı değişiklikleri karşılamak üzere, yeni sistemlere nasıl intibak ettiklerini göstermektedir.
ratıl Hoffnıan’a Ford tesisi başkanlığı teklif edildi
Detroit, 18 A.A. (A.F.P.) — Ford Motor Şirketi. Avrupa İktisadi İşbirliği idarecisi Paul Hoffman’a ‘Ford tesisi,,mn başkanlığını teklif -ttiğini fakat henüz bir anlaşmaya varılmamış olduğunu söylemiştir. Ford tesisi Henry Ford’un miras i-şlnüı hallinden sonra Ford şirketi hisselerinden yüzde 89 una sahip ılacak bir ilim ve hayır müessese-ildir.
Hoffman’la yakınlığı olan çevrelere bakılırsa, Hoffman .Marshall olânı idareciliğinden ayrılmayı karni etmeyecektir. Hoffmanın genele 95 bin dolar Ücretle çalıştığı Studbaker müessesesi başkanlığı-ıı bırakarak iktisadi İşbirliği teş-rilâtındn vazife aldığı malûmdur.
Japoiı işçilerinin açlık grevi
Cokyo, 18 A.A. t A.F.P. ı — Şimen-düfer işçileri sendikası tarafından tertip edilen açlık grevleri Tokyo-lan Japonyanın muhtelif noktalama yayılmıştır.
Ulaştırma sendikası da sayısı pek çok olan mensuplarına aynı harekete katılmağa hazır olmalarını bildirmiştir
Şlmendüfer işçileri ücretlerinin arttırılmasını ve sene sonu ikramiyesi verilmesini istemektedirler. Devlet memurlarına grev yapmak yasak olduğundan işçiler açlık grevine devam etmektedir.
Kanadıuhı yumurta flütleri düşüyor
Montreal, 18 lYÎRSi — İngiltere-nin 1950 senesinde Kanadadan yumurta satın almayacağı haberinin bildirilmesi üzerine, memleket dahilindeki yumurta fiatlori lüşmüştür. Bazı bölgelerde, «İne yumurtanın fiatl 15 lüşmüştür.
Ingiliz - Rus tediye anlaşması çıkmazda «ondra. 18 A.A. «United Press) — Ingiltere ile Sovyet Rusya arasınla uzun vadeli hır anlaşma yap-ııak Üzere başlayan müzakerelerin lün Artık tnm bir çıkmaza girdiği ıçıklannuştır Bununla beraber, tusya ile İngiltere arasındaki tica-’ct münasebetleri ehemmiyetli nis-ette devam etmektedir.
Japonya'nın ihı*a(*atı artıyor ydney. 18 iYİRSj - Japonyanın tasım ayındaki ihracatı, geçen aya îisbeten yüzde 70 bir fazlalık göstermiştir.
Ficaret Odasından bildirildiğine (öre, Amerika İle yapılan biı ticaret anlaşması, iki memleket sındn 36 milyon dolarlık biı mübadelesini temin edecektir
*
T
süratle bir dü-cent’o
ara-mal
Diğer taraftan Marshall plânı tertibinden makineleri verilmek ü-zere Manısada bir iplik fabrikası kurulmak için Vilâyet Meclisinden bir heyeti Ankaraya göndermeye karar verdi.
Milletlerarası Fuarlar
Birliği kongresi
İzmir, 18 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Birleşik Amerika, Ingiltere, Çekoslovakya, İtalya. PAkıstan. Yunanistan ve Belçika Hükümetleri 19 uncu İzmir fuarına resmen İştirak edeceklerini bildirmişlerdir.
Diğer taraftan İzmir Fuarına geçen sene. 350 bin lira yardım eden Hükümet, bu yıl yardımını 50 bin liraya indirmiştir
Belediye Başkanlığına gelen malûmata göre. Beynelmilel Fuarlar Birliği. 95«) yılı kongresini 4 - 7 eylül arasında izmirde Ticaret Kulübünde ya paeaic ve bu kongreye muhtelif ülk leıden 92 delege iştirak edecektir
Tavşan ve Kıiınes Hayvani.* Yetiştirme Kooperatifi
Memleketimizin .anınmış ılım
Adamlarının teşebbüsıyle, ••Tazı, Hayvanlan
»C
ış
Tavşan Vesaire Kümes
Yetiştirme ve Zirai Teşebbüsler Koo peratıfi., isimli bir kooperatif kurul muş ve Ankarada faaliyete geçmiş br Ilınmaktadır
( s ı ' *
istanbuIda ve İzmirde haftalık piyasa vaziyeti
ford’da bir boşluk meydana koymuş ve bu boşluğun Türk mallariyle doldurulması zarureti Yılbaşından bu yana, yani bir sene içinde sıra malı tiftiklerimizin fiyatını libre başına 22 peniden, 36 peniye kadar yükseltmiştir. Gerçi bu son yükselişte İngiliz devalüasyonunun tesiri aşikâr ise de buna rağmen mevcut nispetler, sağlamlığı sarih bir surette ifadeye kâfi gelmektedir.
Istanbulda bu hafta oğlak malları 320 kuruşa kadar yükselerek, piyasa sağlam kapanmıştır.
Nebatî yağlar ve yağlı tohumlar grupunda piyasada mevcut gevşeklik hafta içinde de devam etmiş ve bu hal hemen bütün diğer inallarda da görülmüştür. Yalnız kışın geç kalması yüzünden ancak açılmak üzere bulunan av derisi piyasasında ise hafta kapanırken hafif bir hareket müşahede olunmuştur.

İzmir:
İzmir Ticaret Borsasında muamele gören başlıca ihraç malları bakımından geçen hafta durgun ve kararsız geçmiştir. Noel ve Yılbaşının yaklaşması dolayı-
siyle alıcı pisasaların her sene mutat olduğu üzere siparişlerini yeni seneye talik etmeleri, bu durgunlukta başlıca âmil olarak gösterilmektedir.
Çekirdeksiz kuru iiziinı fiyatlarında evvelki hafta başlıyan gerileme, geçen haftanın ortalarına doğru âzami haddini bulmuştur. Boylere 9 numaranın 52,5 kuruşa kadar innıesi, müstahsil ve satıcı muhitlerini bir hayli telâşa düşürmüş ve Tekelin İzmir ve Manisa bor-salarında mubayaada bulunması gibi müdahale tedbirlerinin lüzumundan bahsedilmiştir. Mamafih, üzüm fiyatlarının bu şekilde gerilemesi neticesi olarak evvelce fiyatlarımızı California’nınkilere nazaran çok yüksek buldukları için dolar feda etmek suretiyle Birleşik Ame. l ikadan üzüm ithal etmekte olan Benelux memleketlerinden ve ltalyadaıı talepler gelmeye başlamıştır.
Ayrıca Batı Almanya Hükümetinin kuru meyva ithalâtını serbest bırakacağına dair bu memleketten iz mirdeki ihracat evlerine haberler gelmektedir. Bu durum, satıcı maneviyatını düzelttiğinden, hafta sonuna
Piyasamızda Belçika demiri
Dış memleketlerden piyasamıza gelen teklif mektuplarında ucuz beton demiri rekorunu Belçika demir sanayiinin kırdığı anlaşılmaktadır. Limanımıza teslim Amerikan demiri 31 ’-u-ruş, Alman demiri 21 kuruş olduğu halde. Belçika demiri 16 kuruştur
Karabük fabrikası dışarıdan Lhal edilen ucuz demire karşı, geçen ayın birinden itibaren tatbik edilmek üzere fiyat indirmesi yapmıştır. Yukarıda yazdığımız gibi, ucuz demir ithalâtı karşısında. Karabük fabrikasının sene başında fiyatlarında yeniden tenzilât yapacağından bahsedilmekted’r.
ComtPİl Servisimi?
anlrışmo ıjansın Ti Telgra) Servis'nir hakkını Au tay-böyle hususî
Yem İstanbul Ktısai ervisi için İngili- Reuter Ajansiyle bi> yapmış ve bc caret
Türkiyedeki neşn temin eylemiştir falarda bundan (Comtel) işaretli
telgraflarımızı okuyucularımızın istifade ile karşılı yacaklarını ümit ediyoruz


doğru fiyatlar yeniden yükselmeye başlamış ve cumartesi günii borsada 9 numara. 55 kuruşa kapanmıştır.
Hafta zarfında üzümün tesiri altında incir piyasası da sakinleşmiş ve işleme evlerindeki faaliyet daha ziyade eski dış satışlara ait teslimata ve dahilî pazarlara yapılmakta olan sevkiyata inhisar etmiştir.
Faınuk piyasasında da fazla hareket görülmemiştir. Alman ve Çekoslovak kliring hesaplarının disponibiîite-lerinin şimdiki halde müsait bir durum arzetmemesi yüzünden, yegâne alıcı vaziyetinde kalan Fransa, yeni siparişlerinde teenni ile hareket etmekte ve bu sebeple piyasada nisbî bir sükûn hâkim olmaktadır. Bununla beraber fiyatlar hafta başındaki seviyesini muhafaza ederek, hafta sonunda birinci akala 234, ikinci akala 224 kuruşa kapanmıştır.
Hafta içinde dünya piyasalarına muvazi bir surette zeytinyağı ve diğer nebati yağlar fiyatlarında görülen umumî sukuta uyarak, paınıık yağı fiyatı da süratle gerilemiştir. Böylece hafta başında 165 kuruş olan pamuk yağı fiyatı, hafta sonunda 157 kuruşa düşmüştür. Buna rağmen alıcı nazlı dadanmaktadır.
Pamuk yağı piyasasındaki durgunluk çekirdek’e de sirayet etmiş ve borsada bu madde üzerine çok az muamele cereyan ederek, fiyat 50 santim daha gerilemiş ve hafta sonunda 16,5 kuruşla kapanmıştır.
Sayfa 4
YENİ İSTANBUL
1* Aralık 1*4*
Siyasi meselelet ve tnıthabıı mekruhlan
E D E B ! Y fl I
î L î M
SANAT
TEKNİK
Amerika mektubu
Bu hafta Amerikadaki hâdiseler
BU hafta Amerikada. Amerikan ve dünya umumî efkârını çok yakından alâkadar eden bir hâdise oldu. Bunlardan biri, Amerikanın günde 15 milyon dolar açık verdiğinin tesblt edilmesidir. Diğeri İse Tru-man’ın ocak ayında vereceği nutukta, Marshftll plânı vc askeri masrafları kısmak teklifini ortaya atacağı rivayetidir. Avrupa5ra yapılan yardımın azaltılmasına esas sebep bütçe açığı olmakla beraber Avrupa memleketlerinin ekonomik bir anlaşmaya varmakta gecikmelerinin de tesiri olduğu İhsas ediliyor.

NEW JERSEY senatörü A. Smlth, Jnponyaya gidip Mac Arthur ile yaptığı konuşmadan sonra Formo sa adasının Amerikan kuvvetleri tarafından işgalini teklif etmiştir. Smith’e göre Formoza» Uzak Şarktaki cn mühim stratejik mevkidir. Fakat Amerikan Genelkurmayına mensup subaylar buna hukukî bir imkân görmediklerinden itiraz ediyorlar.

M ADEN İşçileri Sendikası Başkanı John L. Lewis 400.000 madenciye hitap ederek greve nihayet vermelerini istemiş fakat haftada üç günden fazla çalışmamaları lâzım geldiğini de sözlerine ilâve etmiştir. Levds’in emri maden sahiplerini tatmin etmemiştir. Dolaşan rivayetlere göre Lewis’i yüksek mahkemeye vermek niyetindedirler.

SİYASÎ alanda. General Eİsenho-vver’in Nexv-York’ta verdiği nutuk, gazetelere büyük puntolar İle aksetti. Nutkunda. Eisenhoxver, devletçiliğe ve dolayısiyle hükümetin bugünkü İktisadî siyasetine hücum etmiştir. Umumi intihaya göre, general, bu sözleri sarfetmekle politika hayatına atılmış oluyor.
★ I
RIHTIM Ameleleri Sendikasının komünist başkanı, Avustralya doğumlu H&rry Bridges’e karşı açılan dâvaya bu hafta devam edilmiştir. İddiaya göre, ^ridges 1945 senesinde Amerikan tâbiyetine geçerken komünist olmadığı şeklinde hakikate aykırı bir ifade vermiştir; böyle yalan beyan ise Amerlkadan ihracı mucip bir sebeptir Bu vesile ile dinlenen bir şahide. J. Schomaker’e göre Harry Bridges daha 1933 senesinde Komünist Partisinin kayıtlı bir âzası imiş. Muhakeme Brid-ges in aleyhinde bir cereyan takip etmektedir.

BU arada Amerika Cumhurbaşkan Muavini A. Barkylc/in genç bir kadınla evlenmesi memlekette hâlâ neşe ve heyecan uyandırmaktadır. Yeni evliler New-York Metropolitan O-perasma biraz geç girdikleri vakit halk İle beraber sahnedeki artistler de durarak kendisini alkışlamaya başlamışlardır.

MENPHİS şehrindeki Commercial
Appeal gazetesi, geçen hafta, 10 yaşındaki Betty Lou Malbury’den aldığı mektubu neşretti. Son derece sade ve samimî bir ifade ile yazılan bu mektup Amerikada büyük bir heyecan uyandırmıştır. Betty Lou sağ elindeki bir iltihabı röntgenle tedavi ettirmeğe çalıştığını, bunda muvaffak olunamazsa elinin kesilmesi icap edeceğini söyledikten sonra kendisi için dua edilmesini rica etmektedir. Şimdi Amerkada-ki bütün kiliseler ve diğer dini mabetlerde halk Betty Lou İçin dua ediyor.
İsveç tarafsız
kalamaz
Başkomutan, bir harp halinde lsveçin tarafsız kalamıyaoağını bildirdi
Stakholm (Hususi muhabirimiz Lbb bildiriyor) — îsveç Ordusu Başkumandanı General Jung, Lund Üniversitesi talebelerine bir nutuk vererek, doğu ile batı arasında bir harp olduğu takdirde lsveçin maruz kalacağı tehlikeleri gözden geçirmiştir. Bütün şimal memleketlerinde büyük alâka toplayan bu nutkunda General. böyle bir harp halinde lsveçin bitaraf kalabilmesi ihtimallerinin “maaleef çok az” olduğunu söylemiştir. Zira o zaman her İki tarafın da îsveçe alt bazı toprakları ele geçirmek üşüyeceklerini, Eatı devletlerinin İskandinavya üzerinden geçerek, Doğunun mühim istihsal merkezlerini tah rip etmeleri lâzım geleceğini sözlerine ilâve etmiştir. Ballık denizinin cenubundaki ordular Üzerine de taarruz etmek İçin, lsveçin mühim hava yollarından faydalanmanın zaruri olduğunu izah eden General Jung: “Diğer taraftan Rus denizaltı filolarının serbestçe harekti de, Norvcçte veya Saltık denizi methalinde Üsler kurabilmelerine bağlıdır. İşte doğu ile batının kanşılıkh kuvvetleri» bu üsler ve geçitler için blrbirleriyle yarışıp mücadele etmek zorundadırlar.” demiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir:
“İsveç için en büyük tehlike, lskan-dlnavyamn stratejik ehemmiyetini gözönünde tutun Rusyanın muhtemel bir harbe hazırlık olmak üzere, îsve-çln bünyesini kendi görüşüne göre tanzime kalkışması» hattâ memleketimizi işgale teşebbüs etmesidir. Milli varlığımızın bahis mevzuu olduğu böyle bir ihtimale karşı hazırlıklı bulunmalıyız, İsveç, ne kadar kuvvetli o-lursa olsun, haşininin üstünlüğüne uzun müddet dayanamıyacaktır. Bu vaziyette bize ne kadar zaman sonra yardım edilebileceğini de kimse kestiremez. O zaman lsveçin taktiği, zaman kazanmak, oynak ve oyalayıcı bir rnüdufua sistemi kurmak, topyekûn bir mukavemet ve çete harpleriyle düşmanı yıpratmak olmalıdır. Bugün kötü teşebbüslere karşı en müessir çare, milletimizin sarsılmaz bir istiklâl aşkıdır.”
Almanyodoki husus» muhabirimizden
Almanya ile sulh haline geçme hazırlıkları
Amerika Hariciye Nezareti Amerikan işgal bölgesinde takip edilecek siyasi ve iktisadi yeni program mufassal bir talimat hazırladı.
için
I
r
~\
Dil Kurultayı münasebetiyle
Dışarıda sanat hareketleri
Lisanımızın tadı
Van Gogh'un yeni bir tablosu ve iki mühim sergi
Bad Tölz (Almanyadakl hususi muhabirimiz Rechonberg bildiriyor»— A-merlkanm Batı Almanyada, daha doğrusu Amerikan işgal bölgesinde tatbik edeceği siyasî ve iktisadi yeni program mufassal bir talimat halinde Amerikan Yüksek Komiseri Mc Clay’e bugünlerde tevdi edilmiştir. Amerika Hariciye Nezareti kamiliyle verilen ilk talimat budur. Şimdiye kadar bu gibi direktifler. Amerikan Harbiye Nezareti tarafından verilirdi; şu var kl. Amerikanın Al-manyadaki mümessilliğine General Mc. Clay den sonra bir Yüksek komiserin tayini üzerine, Harbiye Nezaretinin, siyasi ve İktisadî meselelerin tanzimi hususunda artık salâhiyeti kalmamıştır.
Çok mufassal olduğu söylenilen talimatın tefcrrüatı hakkında henüz malûmat alınamamıştır. Mc Clay, talimatı ancak birkaç gün içinde tetkik edebileceğini boyan etmiştir. İyi haber alan mahafilin söylediğine göre, yeni talimat, fevkalâdeden değişiklikleri mucip olmıyacaksa da, işgal devletlerinin yazın ilân ettikleri işgal statüsünün temin ettiği kolaylıkları da genişletecektir. Söylendiğine göre Ame rikan Hariciye Nezareti, talimatı tebliğ etmeden evvel, Amerikanın yeni statü ile Almanyaya tanımak istediği haklar hakkında İngilizlerle Fransız-lara malûmat verebilmek elye Nazırlarının Paris beklemiştir.
Yeni talimat. Amerikan
dakl Almanlara, “Alman Demokrat Cumhuriyeti., ve Sovyetler tarafından hukukan tanınmış hürriyet ve istiklâli fiilen verecektir. Bu, bilhassa, iç poll-
do-
henüz kaldırılma-ve federal
E
ngı
Için, Harl-toplan tısını
işgali altın-

tika ve ekonomi üzerinde vanı eden bazı kontrollerin sı hususunda böyle olacak devletlerle amme müesseseler!, bu ba-
kımdan tamamen istiklal kazanacaklardır. Yeni talimat, şimdiye kadar tanınan hakların tesçili İle iktifa etmemekte ve daha geniş serbesti tanımaktadır. Şu var ki. esaslı bütün teşrii ve iktisadi meselelerle emniyet hususlarında, federal devletler, eskisi gibi, yüksek komiserin ve teşkilâtının muvafakatini almakla mükellef kalacaklardır.
Yeni talimatın hükümleri» her ne kadar yalnız Batı Almanya federasyonunun Amerika bölgesi İçin mute-teber ise de, İngiliz ve Fransız bölgelerine ısdar edilecek yeni talimata esas teşkil etmesi de muhtemeldir. A-merikan politikasında hâsıl olan bu yeni cereyan, Amerikan Yüksek Komiseri İle Federal hükümet arasındaki münasebetlere» her ne kadar, doğrudan doğruya müessir olmamakla beraber. Mc Clay ile Başbakan Ade-nauer arasında bundan böyle yapılacak konuşmalara, bilhassa Almanya ile sulh halinin ilânı hazırlıklarına mütedair olacak temaslara, bu talimat esaslarının hâkim olacağı şüphesizdir.
Nüfuzlu Amerikan mahfillerinin resmen sulh akdine şimdilik imkân olmasa bile, Amerikanın sulh halinin ilânında ön ayak olmasını ısrarla istedikleri malûmdur. Şu var kİ, sulh hali, ancak Cumhur Başkam Truman tarafından resmiyete konulabileceğinden, neticeleri çak geniş olan böyle bir hareket için şimdilik, münasip bir fırsat beklenmektedir.

Amerikadaki hususî muhabirimiz bildiriyor
Mütehassıslar, Truman’a, atom siyasetinin tekrar gözden geçirilmesini tavsiye ettiler
Fakat, bunun için, Amerikan kanunlarının da gözden geçirilmesi icap edecek mi?
Washington, (Hususî muhabirimiz H. G. Martln’den telgrafla) — Atom meselesi, iki muhtelif cepheden VVashington’da yine günün mevzuu olmuştur. İlk plânda, İngiltere ve Kanada ile. Müttefiklerarası bir atom çalışma birliği kurmak üzere hararetli müzakereler yapılıyor. İkinci plânda ve tahmini olarak, atom sahasında Rusyaya karşı takınılacak tavır hakkında Truman yakın idarecileri arasındaki gizli münakaşalar geliyor. Bütün dünya devlet adamlarını kâbus içinde bırakan atom bombasının bir gün bilfiil zararsız hale konulacağı hususundaki ümitler» henüz Amerikada kaybolmamıştır. îşte aynı meselenin iki cepheden görünüşünün hulâsası budur.
Washington’da İngiltere ve Kanada ile yapılan müzakerelerde İngiliz devlet adamları, bu iş için lüzumlu olan muazzam gayretlere rağmen, kendi atom bombalarını İngilterede imâl e-decek şekilde tertibat almak istediklerini açığa vurmuşlardır. Amerikan Hükümeti ise. bu talep karşısında mütereddit bulunmaktadır ve fikirler birbirinden ayrıdır.
Askeri şahsiyetler, Amerikanın, a-tom bombası imâli hususunda, müttefikleri arasındaki inhisarı elinde tutmasını tercih etmektedirler. Bu idareciler, îngiltereye daha fazla atom bombası tahsis edilmesine, fakat İn-gilterenin millî samnması için lüzum-
Amerika ta-taraftar gö-
verilmesini tavsiye et-Müttefikler arasında a-ait malûmat ve ifşaatı hususunda hükümetin şamilli kanunla-
lu bütün atomların yine rafından imâl edilmesine rünüyorlar. Buna mukabil İlmi ve siyasi çevreler, daha geniş düşünmekte ve araştırmalarını ilerletmek ve istihsallerini imkân dahiline koymak üzere, atom sırrına ait bütün malûmatın îngll tereye mektedirler. torn sırrına alıp vermek
lâhiyetlerl Amerikan nnda tasrih edilmediği için, İngiltere bu müzakerelerde isteğini daha şiddetle ileri sürmektedir.
İngiltere ve Kanada ile Amerika a-rasındaki muahedeler bu ay sonunda hitam bulduğu için, bütün alâkadarlar, bu muahede hükümlerinin yeniden gözden geçirilmesi lüzumu üzerinde duruyorlar. Fakat yapılacak tadilât, Amerikanın milli kanunlarında da değişikliği icap ettirecek olursa, büyük güçlüklerle karşılaşılmış olacaktır.
Atom mevzuunda Rusyaya karşı güdülen siyasette de en mühim mesele bııdur. Başkan Truman’a atom meselesine dair tavsiyelerde bulunmakla mükellef olup, atom İlminin bütün meşhur bilginlerini bir araya toplayan Mütehassıslar Komitesi, Amerika Hükümetine, atom siyasetinin son vaziyetlere göre ayarlanması icap ettiğini bildirmiştir.
★ ★










★ ★











Refik Halld Karay

Yazan:
Pat Frank

Artık hem geriye hem de en isabetli ta-ilerlemeye başlamalı-
kondi kendine nasıl
yaptır-G ay ret-hırpalayıp zedelediğimiz hakikatte hoyratçasına muhtaç olmayan güzel Onu
ufak bir yelken açarak
“Dil inkılâbı,, adını taktığımız hareketin başlangıcından borı resmi ağızdan ilk insaflı, vukuflu vc umumi tomayüle uygun sözleri son günlerde şimdiki Milli Eğitim Bakanı söyledi. Ferahladık. Eğdr “Dil Kurultayı,, o sözlerin ana hat ları üzerinde çalışır ve eğer toşki lâtta bir değişikliğe imkân varsa bu değişikliği yino o sözlero uyarak yaparsa lüzumlu hodefe, arzuladığımız gayoyo doğru yürünmüş olur. “Dil Kurumu,, nun bünyesi vo zihniyoti günün telâkkisine aykırıdır. ,
Zira lisan çalışmaları sadece yolundan çıkmış değil, bir çıkmaza girmiştir, dönmeliyiz, rafa doğru yız.
Kabahat,
bir tasfiyo vo terakkiye uğrayarak geliştiğini, gittikçe kifayetli vc muasır halo golmek istidadını gösterdiğini bildiğimiz esasen zengin lisanımıza zoraki* hamle mak gayretkoşliğindedir.
kcşlikle bu lisan, yardıma
ve sağlam bir varlığımızdı. ancak kendi havasına ve akışına bırakmak lâzım goliyordu. Bu yelken yorine biz, zincire vurularak kırbaçla çalıştıkları zehabını veren hamlacılar kullanmaya kalkıştık; “nefir-î-âm„ a müracaat ettik.
Türkçe, o zorlayışlar, baskılar, tesirler altında işkenceye çekilmiş bir mazlum manzarası aldı; boğuk ve ahenksiz sesler çıkarıyor, katı ve kuru lâflar geveliyor, alnından ıstırap terleri sızarkon ne dediği nl bilmiyordu.
Türkçonin kökü —nerede olur-■a olsun, hangi ülkede dalbudak vermiş bulunursa bulunsun — şüphesiz ki en lâtif dalını yurdumuza uzattı ve en raklariyle en zarif ne Türkiyode açtı. Türk memleketleri
bir yerin havasından bizimkinde-
yumuşak yap çiçeklerini yi-Türkçe, bütün arasında hiç-
ki kadar hazzetmemiş ve toprakta yine Turkiycdoki feyiz bulamamıştı.
Hal bu merkezdeyken ve zorlamaya hacet
hiçbir kadar
İş fazla zorlamaya hacet kalmadan kendi başına yürürkon iyi niyotle girişilen bir ıslah hamlesi çok defa sopa gibi kullanılarak o yumuşak yapraklarla zarif çiçekleri düşürdü yahut makasla Yerlerine, pek balığı, katılığı, kardığı sesinin ve kulak ezası çıngıllar takmaya kalkıştı.
İlimle çalışıldı mı? Bilmiyorum. Fakat zevkle iş görülmediğine o-minim. Bilhassa ahengo kimse kıymet vermedi; kimso tad aramadı. Lisan bahsindo esas derdim tad ve ahonktir. Zira şu kanaatteyim ki türkçemizin öbür türkçe-iore vo birçok ecnebi lisanlara üstün vasfı asırlardan beri elimizde armonize odilmiş, lezzetli hale gelmiş olmasıdır. Bizim türkçemiz hem tatlı, hem ahenklidir.
Konuştuğumuz lisanda lüzumsuzluğu göze batan vo pek uygun karşılıkları bulunan oenobi kelimeleri elbette azaltacağız; karşılığı bulunmayanların yerlerino elbotte yenilerini koyacağız; eksiklerimizi elbette tamamlayarak tam mütekâmil bütün likton bucak
Peki, bu ahenk kimler bilir, kimler anlar? Ancak şair ve cdib gibi sanatkârlar.’ Bir sanatkârın türkçemızo “yargıç - iç tüzük - ivedi,, kabilinden ahenksiz ve tatsız kelimeler sokmasına imkân yoktur. Yarınki “DM Kurumu,, lisanın yalnız kemiklerini çıkarıp kaba saba çatan insanlardan değil, tadını ve tuzunu» sesini vo sevimliliğini sezen yüksek zevk sahiplerinden de teşekkül etmelidir.
Birçok şey «arasında vo hor şeyden önco “Dil Kurumu,, na tad ve ahengin lüzumunu duyurmak, kısacası onu zevksizlikten kurtarmak lâzım.
yere budadı, azı müstesna, ka-rüzgâr estikço çı-ahenksizliğiylo göz bir takım iptidaî
bir dil kazanacağız. Fakat bunları yaparken ahenksiz-vc tatsızlıktan çekineceğiz: bucak kaçacağız.
ve tad tarafını
Macar Atasözleri
A
1
Hiç kimseye borcu olmayan, yeteri kadar zengindir. Krallık tacı bazan sazdan kulübeye konar. Dört duvar arasında çok işler olur. Köpekle yatan pireli kalkar. Evlenme, uzun bir pazarlıktır. Bir Tanrın ve biıK çok dostun olsun! Talih, cesur kolblerle arkadaşlık eder. Çalınmış bir şerefi geri vermek, çalınmış parayı vermekten daha güçtür. İnsan, kadını dövmekle pek fazla şeref kazanmaz. Çalçeneye inanacağına bari köpeğe inan! Millet, idiliyle yaşar.
Çok uzun bir konuşma, pek seyrek olarak yalansız zırlanır.
Bir hasta can çek iş inceye kadar, yüz sağlam ölebilir.
Bir barış, yüz savaştan iyidir; Başkasının zararından ibret alan bahtiyardır. İyi bir evlilik, büyük bir saadettir. Dell, ekmeseler bile biter.
Herkes kendisini akıllı sandığı İçindir ki, bu kadar deli Akıllı adam bile günde yedi defa sürçer. Su, sadece günahı temizlemez.
Kimseyi aldatmayan, işini başkasına kolayca emniyet edebilir. Fazla hayret, bilgisizliğe alâmet.
Eğer aklın olsaydı, aklınla ögünmezdin. Para İle alınmış medih, süslü bir yalandır. Güneşi sabahleyin değil de akşam vakti överler.

• uıı uuu(ı MM vimuju (uuıa cuııüfl tablo
„ ve “Kırmızı Çiçekli
Amerikada “Candelellght., adlı tablonun meydana çıkışı bu ayın meraklı sanat haberlerinden birini teşkil etmektedir. Hayatı boyunca 800 eser bırakan V. Gogh'un, WllMam Goetz’ln koleksiyonunda “Candelellght,. (Kandil ışığı) adlı bir tablosu bulunmakta idi. Fakat geçenlerde ressamın yeğeni, Amsterdanı Müzesi Direktörü Sandberg, bu eserin Van Gogh'a alt olmadığını İlân etti. Bir resim mütehassısı Jacob Bart de la Faille İse aksini iddia etti. Meseleyi halletmek için Ajnerikalı resim mütehassıslarını bir araya topladılar. Jüri: “Eserin renksiz, çizgilerinin zayıf, ve kafa şeklinin müphem olduğunu, ,İleri sürerek bu resmi V. Gogh’a ait olamıyacak kadar zayıf bulduğu fikrini ortaya attı.
Neticeyi öğrenen V. Gogh’a ait resimlerin mütehassısı De mİ şiddetle müdafaaya portrenin ressamın “en terinden biri olduğunu
Fakat şimdi herkesin zihninde bir istifham kıvrılmış bulunuyor: “Bu bir hile olmasın?,, diyorlar.
Gelelim Fransaya: Gaugln’le Picas-so’nun resim sergileri Parlste bu mevsimin iki Gaugln’in ne evvel nildi. Bu
zım, zira Gaugin tarihi kıymeti ve güzel vasıfları olan bir ressamdır.
“Orangerie,, de teşhir edilen yüz- I diyor.
la Faille, res-başladı ve bu büyük,, eser-ispata çalıştı.
mühim sanat hâdisesidir, sergisi Van Gogh’un iki se-açılan sergisi kadar beğe-ııetıceye pek şaşmamak lâ-
kıce eser Gaugin'in egzotizmini, ta* aavvufa kaçan hissi görüşünü, Parts halkının gözleri önüne serdi. Gaugın’ln empresyonizmden ayrılarak, resme yeni bir disiplin, bir plâstik kıymet bir safiyet getirdiği oldukça mühim bir hakikattir. Gaugin aynı zamanda renklerin resimdeki rolünü bir kat daha tebarüz ettirerek resme şiir de getirmiştir.
Ressam, 1891 ve 1893 senelerindo Tahltl’ye yaptığı seyahat neticesinde güzellik mefhumunu bir yana atarak İptidaî kaynaklara dönmeye gayret ederken bir nevi akademizme daldı. Buna misal olarak şaheserleri addedilen “Üç TohltiU
Göğüsler,, adlı tablolarını gösterebiliriz. Sergide teşhir edilen tablolar arasında. Gaugln’ln annesinin 3 portresi. “Lutte de Jacob avec l’ange,,; “Bon-jour„ ve “Monsieur Gaugin,, gibi» ressamın şiir dolu eserleri mevcuttur. Bu arada Gaugin ln pek meşhur addedilmeyen fakat en canlı tablolarından biri olan “Dkbaharın Uyanışı,.ndan bahsetmeden geçmlyelim. Bu tablo bir peyzaj İçerisinde bir köpek ve iki kızı göstermektedir: Mavi, beyaz, yeşil, kırmızı, san renkler blrbirleriyle karışarak temiz vc güzel bir Ahenk meydana getirmiştir.
Gaugln’ln yüzlerce eserini seyrettikten sonra sergiden çıkmakta olan insanların çoğu, muhakkak ki, “devrimizin ressamları Gaugin’e çok şey borçludurlar,, diye düşünmekteydiler.
Başka bir sanat hâdisesine gelince bu, Plcasso’nun “Maison de la Pensle.» deki resim sergisidir. Bu sergi münekkitlerle ressam arasında çetin mücadelelere sebebiyet vermiştir. Bu arada sinirlerine hâkim olamıyan Pi-casso, münekkldlerin yaradılış ve meslekleri İcabı “eşek (!),. olduklannı söi’liyecek kadar ileri gitmiştir.
Ressamın teşhir edilen eserleri a-rasında en iyileri, karanlık ve hemen hemen tek renk üzerine olanlardır. Resim sergisinin birinci salonunda bulunan “La chaise ou hlbou,, (lakemle veya baykuş) renkleri ve tarzı mimarisinin sağlamlığı ile göze çarpan tablolardan biridir. Ressamı iyice an-lıyabllmek için eserlerini büyük bir sabırla tetkik eden bir münekkid: “Plcasso’nun ruhunu tamamlylc ilk defa olarak bu sergide tanıyabildik,,
Çeviren:
S. N. ÖZERDİM
Zürriyetsiz Dünya
Hayır» dedi, yalnız M.A.K., muhtelif Genelkurmayların yani Ordu, Deniz, Hava Genelkurmaylarının müsaadesini almadıkça hiçbir teşebbüse girişernez. Tabii Genelkurmay şeflerinin herhangi bir şeyi tasvip etmeleri için her servisin meseleyi ve mütehassısların tekliflerini tetkik etmesi İcap eder, sonra da kararların yüksek harp şûrasına sunulması lâzımdır.
Homer sordu;
— Acaba bana küçük bir izin vermek mümkün değil midir?
Phelps-Smythe:
— İzin mi? diye gürledi. İzin mi? Delikanlı, size şunu söylememe müsaade edin, bu saçmalara artık karnımız tok. Şu dakikadan itibaren hayatınız ciddi bir şeydir. Sizi İlkönce bir talim kampına göndereceğiz, orada sağlam bir askeri talim göreceksiniz. Faydası dokunur size. Tanı size lâzım olan da budur, sinirlerinizi yatıştırır.
Homer;
— Gitmiycceğim! dedi.
Phelps-Smythe köpürdü:
— Gitmlyecck misiniz? Bugünden İtibaren sizin İsteyip istememenizin bir kıymeti kalmamıştır.
Homer:- •
— Nasıl kalmamış, dedi» eğer canımı sıkmuyu devam edecek olursanız, açlık grevi yaparım.
Phelpa-Smythe itiraz etmek üzere ağzını açarken General Klpp mâni oldu ve Homer’e dedi kl:
— Canım, Adam, mesele çıkarmayın, biz sadece askerce vazifemizi yapıyoruz. Gelin, gitmemiz lazım.
Onu alıp götürdüler. Dışarı çıkarlarken Phelps-Smythe bana döndü ve dedi ki:
— Unutmayın, Sıuith, bütün konuştuklarımız yalnız aramızda kalacak.
New-York trenine atladım. Vagona binerken bir akşam gazetesinin son basımını aldım. Manşeti şöyleydl:
Adam isyan ediyor
S. D. suya düştü!
Ve altında İkinci bir başlık vardı:
Adam ordu emrine verildi
Cumhurbaşkanı M A.K. lehinde


Bir asır evvel Istanbıı'da Opera Hayatı
Evvelki gün “Sanat Dostlan Cemiyeti,, nde, Refik Ahmet Sevengll tarafından bir konferans verilmiştir. “OsmanlIlar Devrinde Opera,, mevzulu konferansında muharrir, muhtelif menbalardan edindiği malûmata göre, 1582 senesinde Üçüncü Murat zamanında yapılan şehzadelerin 3Ünnet düğününde 90Û hıristiyan köle tarafından bir pandomimalı balet oynandığını söylemiş, on yedinci asırda Köprülü Fazıl Ahmet Paşanın Venedlk-ten bir opera davet etmeye teşebbüs ettiğini ilâve etmiştir. Bundan başka 1793 de Üçüncü Selim. Topkapı sarayına bir İtalyan operası davet etmiş, ve açık havada verilen temsilleri bütün saray halkı seyretmişlerdi.
Fakat, bunlar sade sarayın istifade ettiği temsillerdir. Operanın halk İle doğrudan doğruya teması, 1840 senesinde başlıyor. Yani bundan 110 sene evvel, O zamanlar Bosko adında biri, Islanbula bir trup getirtiyor, operanın mevzuunu türkçoye tercüme ettiriyor ve böylece seyirciler bir fikir edinmiş oluyorlar. Bir hokkabaz olan Bosko, tiyatrosunu 1814 de Osmanlı tebea-sından Naum Efendiye devrediyor ve asıl o zaman, hakiki bir opera faaliyeti başlıyor. Bu devre, yangın do-
lik tern-Lukreria Rorsim-187u 4e-

Çeviren;
Yaşar Nabl

£ TfiTSr.’ T ”'


19 -
İlk sayfadaki başyazının başlığı şuydu: “Telâşa sebep yoktur.,.
10 uncu Batı sokağındaki evimize yeniden yerleştik ve her zamanki hayatımıza başladık.
Adam hakkında VVashington’dan gelen haberlere kulağım daima kirişte idi. Umumiyetle telgraflar müphemdi: “M. A.K., artık Adam a elkoymuş olduğu için, ilmi araştırmaların Missisipı İnfilâkından sonra dünyanın başına gelen âfetin sebebini meydana koyacağına emindi.,,
“M.A.K., tahsisatının artırılmasını İstiyor ve müspet bir neticeye varılmak İsteniyorsa teşkilâtının genişletilmesine müsaade edilmesi lüzumunu bildiriyordu.,,
Fakat bir nokta bana pek muammalı ve acayip geliyordu, bu da Harp Bakanlığından çıkan bir takım söylentilerdi. Evvelâ küçük bir haber. Harp Bakanlığının Washlngton’dakl hizmetinden bitap düşen Adaın’ı güneşlenmek ve dinlenmek İçin Florlda’da Blandlng kampına göndermiş olduğunu bildiriyordu. Genelkurmay şefleri toplantıları hakkında da bir sürü habeılcr vardı. Bu toplantılarda muhtelif mevzular, bu ıneyonda kutup bölgesi ma-nevraiarijde Bay Adam meselesi görüşülmüştü. Harp Bakanlığı kutup manevralarının herhangi bir devlete karşı olmadığını İzah ettiyse de Bay Adam hakkında hiçbir izahta bulunmadı.
Günün birinde radyoyu açtım. Sanki Merih yıldızı sakinleri dünyamızı istilâya başlamışlar gibi heyecanla konuşuyordu: Harp Bakanlığı. Milli Araştırma Konseyinin B. Adaın’ı kısırlaştırmış olduğunu Cumhur Başkanına haber vermiş. Milli Araştırma Konseyi bunun bir kaza eseri olduğunu iddin ediyormuş. Harp Bakanlığı da bunun sırf kaza eseri olduğunu kabul ediyormuş, Cumhur Başkanı du bu hususta mutabıkmış. Işde kimsenin bir sun'u taksiri yokmuş.
Telefon çaldı. J. C. Pogey’di. Haberleri dinleyip dinlemediğimi soruyordu. Evet, dedim. O halde Adam ın hikâyesini mahalli bakımdan belirtmenin bana düştüğünü söyledi.
— Nasıl mahalli bakımdan?
— Bir çok bakımlardan, dedi, M.A.K. müdürlerinden bazılarının New*York’du oturduklarını hatırlatarak bunlarla mülâkat yapmak icap ettiğini söyledi, “Adam, Tarrytown’a dönmüş,, dedi. Daha aydınlatılacak bir çok noktalar kaldığım ilâve etti.
Felix Pell'ln oturduğu Columbia üniversitesine gittim.
— Demek Adaın’ı nihayet ortadan kaldırdınız, dedim. Ah! işi çok iyi idare ettiniz, pek ustaca davrandınız. Müessif bir kaza, sadece müessif bir kaza meseleyi halletti.
Pell:
— Hayır, kaza değildi, dedi.
— Peki ama. siz ve arkadaşlarınızda insanlığa karşı bu düşmanlığın sebebi ne?
Pell homurdandı:
— İnsanlığa karşı mı? İnsanlığa karşı hiç bir düşmanlığım yok. Hayatımı insanlık hizmetine vakfettiğime kaniim. Sözüme inanmıyacağınızı biliyorum. Ama bu mesele hakkında etraflı malûmata sahip olmadığınız için, sizi kabahatli bulamıyorum.
— Söylediğinizden bir şey anlamıyorum, dedim. Meselenin kaza eseri olmadığım kabul ediyorsunuz... Halbuki...
Pell:
— Adam, kazaen kısırlaştırılmış değildir, dedi. Kendi kendini kısırlaştırdı, kasden. Hayatımda bu kadar acayip, bu kudur can sıkıcı bir hâdise karşısında kalnuş değilim. Neden yaptı bu işi?
Tarrytown‘a giden gece otorayına atladım, sonra Ro-semere’ye otomobille gittim.
Kapıyı açan Homer oldu.
Kemikli uzun kollarlyle omuzlarımı sararak:
— Steve, dedi, sizi hasretle bekliyordum. Gördüğüme pelc memnun oldum. Mary Ellen? diye seslendi. Steve geldi!


da
Nihayet gelebildi.
— Homer, dedim, nasıl yaptınız bu işi?
Birdenbire oturdu. Leylek bacakları, heyecanlı anların-vücudünü taşımaktan Aciz kalıyordu.
— Nereden öğrendiniz? dedi. Kimsenin haberi olnıı-
yucağını umuyordum. Bu bir sırdır. Herkes bana demişti ki, bu yalnız bir sır değil, son derece ehemmiyetti bir sırmış. Hakikat açığa vurulursa birçok güçlükler yaratır ve bir sürü İnsan ihmal suçiyle ilham edilirmiş. Kimseye fenalığım dokunmasını istemem.
— Hiç merak etmeyin, dedim. Kimseye fenalığınız dokunacak değildir. Doktor Pell’le g »rüştüm. Onun sizi kasden kısırlaştırdığım sanıyordum, halbı ki bu işi bizzat sizin yaptığınızı o bana söyledi.
(Devamı var)

layısiyle kısa bir müddet sekteye uğradıktan sonra 25 sene sürecekti» ve yine bir yangınla bitecektir.
Naum. bugün, Beyoğiunda Hrıstâkr geçidi ve çarşısı denilen mahalde oır tiyatroda faaliyete geçmişti, sil edilen opera. Donlzetti'nin Borçla sı oldu. Onu. 1843 de nin Sevil Berberi takip etti,
nesine kadar verilen temsiller a:;ı- n-da bu iki müellifin eserlerinden ba ga Verdl’nın, Bellıni nin muhtelif opeıa-ları oynandı. Bu arada. Leonora Uaız, Rigoletto, Ballo in Maskara. Ottflo. Hernnni. Makbet. Traviata gibi *a-manın bütün operaları da güsterild.
Bu çok sayanı dikkat çeyreü ası ik devre İçinde temsiller haftada üç gere veriliyordu. Tiyatronun Osmanlı harfleriyle bastırdığı el iânlarında, oynanan eserin mevzuu vardı. Bundan başka, tiyatroya nasıl girileceği, nasıl bilet alınacağı, ve ne şekilde oturulacağı hakkında malûmat da veriliyordu. - Tıkpı ve el’an bugün Şehir Tlytro-sunda programlarda görülen nasıhat-lar gibi. - Bu malûmattan öğrendiğimize göre, maalesef bugün bir tüılü tatbik edllemlycn bir usul, abonman usulü de mevcut İmiş.
Yine bir tiyatro ilânından, temsil veren trup hakkında şu malûmatı elde edebiliyoruz. Heyet 6 kadın 8 erkek artistle, 24 kişilik bir koro ve 45 kişilik bir orkestraya sahiptir. Tiyatro binasının üç kat locaları bulunduğu. at nalı şeklinde olup havagazı ile aydınlatıldığı da. o zamanın bir gravüründe görülür.
1870 senesinde kadar binanın kül nm öldüğü büyük
kalkan Naum tiyatrosu ile da devamlı opera faaliyeti m iştir.
Fakat bu tarihten dört
evvel. Gedikpaşada, hâlen Azak sinemasının bulunduğu yerde bir sirk kurulmuştu. Soulıe adında bir Belçikalı cambazın malı olan bu yerda. muhtelif operalardan parçalar temsil ediliyordu. Yani, hem Beyoğlu, hem İstanbul cihetlerinde, bundan seksen sene evvel opera faaliyeti vardı. Hattâ, 1869 senesinde türkçeye tercüme edilmiş eserlerin temsillerine de başlanmıştı.
Konferansçı bu malûmatı verirken, opera faaliyetine muvazi olarak, sarayın. yeniçerilerin kaldırılması neticesinde Donizetti nin ağabevsl Donizetti’yl kurduğunu, edildiğini, stadyomun
binası yapıldığını haber veriyor. Sonra. alelusûl bit yangın bu binayı ortadan kaldırdı. Fakat bu teşebbüs, memlekette askeri muzıkahm kurulmasına vesile oldu.

Yukarıya hulâsa ettiğimiz konferans, dinleyiciler arasında derin bir alâka uyandırmıştır. Bilhassa, 1814 ile 1870 seneleri a rasın ra temsil edilen operaların isimlerine ve tarihlerine bakılınca, bunların, Avrupada temsilleri akabinde tstanbulda da oynandığı görülür. Bir asır evvel, Şark il« Garbın İçtima! sahadaki ayrılığına rağmen, sanat hareketlerine karşı gösterilen bu teveccüh, “Tanzimat,,m Avrupalılaşma cereyanına verdiği e-hemmiyeti de tebarüz ettiriyor. — /«*.
Beyoğlunda 3500 olup yüzlerce insa-y angında
ortadan îstanbul-sona er-
beş sene
Gulseppe orkestra te teşkil bugünkü
getirterek bir hattâ bir balet 1859 senesinde, butunğu yerde bir opera
19 Aralık 1949
yent İstanbul
Sayfa 5
CHARLES VİLDRAC
BÖRTÜ böcek gibi küçük ve sefil bir takım dertler onu
> yıllardan beri durmadan ra-
hatan ediyordu. Aşk yok; dostluk yok, etrafında bir acıyan insan | yok.
Kendini dört bir yandan sarıl* mıg. artık uğraşmaya gücü kuvveti kalmamış gördüğü bir gece ağlaya ağlaya ensesini sandalyesinin arkalığına dayamış, götleri rni tavana dikmişti. Hiç değilse orada, lâmbanın titrettiği sarı ışık çelengi İçinde, bir parça d Üz, boş ve sakin mesafe vardı.
Göz yaşları bir bir çenesine ta* ' kılıyor, sonra hepsi elinin üstündeki aynı noktaya yuvarlanıyor du.
Bu yasların verdiği serinlik yavaş yavaş vücudunu kapladı vo titreyerek gözlerini yumdu—
iS r—

Dünyadan garip hâdiseler
1908 DE Brodway’da Hammersteln’s Victoria tiyatrosunda teşhir edilen bir kadını güldürecek herhangi bir kimseye 1.000 dolar mükâfat vâdedilmlş-ti. Sober Sue adını taşıyan bu kadının yüz adaleleri felce uğramıştı. Bu huşu bilmiven Ne'v-Vork’un en namlı komedivenleri birer birer geldiler ve sanatlarının bütün kudretini ortaya döktüler. Fakat hiçbiri 1000 dolan kazanamadı, öte taraftan tiyatro idaresi, sahneye davet ettiği sanatkârların gösterilerinden büyük bir kazanç elde etti.
KADIN canavarları arasında Dr. H. Holmes kadar korkuncuna pek nadir rastlanır. Bu adam, 1890 yılının başında. Chicago’daki konağının 100 o-dasını bu cânlyane işe ayırmıştı. Kurbanlarını evlenme veya iş bulma vâdi İle kandırıyordu. Konağın bir kısmı katil fabrikası halinde İdi. Bir oda insan asmağa, diğer bir oda boğucu gazlarla öldürmeğe, ve bir diğeri de türlü işkencelere tahsis edilmişti. Her oda mail birer kanal vasıtasivle geniş bir mahalle bağlanmıştı. Holmes burada, ölüleri ya kireç kuyusuna, ya bir asit mahzenine atar yahut da yakardı.
Kurbanlarının sayısı 200 ü buluncaya kadar bu esrarengiz cinayetlerden hiç bir ipucu yakalanamadı. Dr. nihayet, tüyler ürpertici cinayetlerine bir erkek daha kattığı sırada yakayı ele verdi
EN KAJLABALIK ve nüfuzlu krallık ailesi Habsburg'lardır. Bu ailenin saltanatı resmen Birinci Dünya Savaşında sona ermiştir. Altı yüz yıldan fazla iktidarda kalan Habsburg-lar yirmi muhtelif Avrupa memleketine yayılmışlardır. 1914 te katledilen Arşidük Francis Ferdinand bu aileye mensuptu. Yine aynı aileye dahil insanlar arasında kraliyete mensup 1486 Alman ve AvusturyalI. 196 1 tayan, 174 Fransız, 89 Ispanyol. 52 PolonyalI, 47 DanimarkalI ve 20 Ingiliz vardır.
MEMELİ hayvanlar arasında Güney Afrika gazelleri kadar büyük sürüler halinde göç eden başka hayvan yoktur. Bir defasında, 15 mil genişliğinde ve 140 mil uzunluğunda bir sa-
Kaçak
REŞAT NURİ GÜNTEKİN
Mavi deniz, güneş, gemi. çok uzak şehirler, içlerinde bir ana e-mcği gibi saklanabileceği ve ısınacağı şehirler...
Evet evet oralara gitmeliydi. Dudaklarında titremeler, yerinden fırladı, iğrenç ve korkunç pansi yon odasından, tıkanık ve soluk soluğa bir nevi gülüşle, kaçıp kendini kurtardı.

Kimsenin bilmediği, görmedi#! bir küçücük insan olarak bir As ya limanına sığınıp oturdu. Artık ne bir mazi, ne bir isim... Bir ya tak edinmeye bile cesaret etmedi ve ancak hayatına sahip kaldı
Hür oldu; mesut oldu; güçlük çekmedi; meslek sayılmayan küçük zanaatlarla günü gününe yasadı. İnsanlardaki kay itsizlik şiarının hoş gordüftdl yerin tozu İle göğün güneşinin şefkatle okşadığı başı bo$ köpeklerin saadetini tat U. - - • -

Fakat bir gece, bir hastalık ateşinin kendisini bir duvar kenarında. yük çuvalları altında yatmaya mecbur ettiği bir yağmur ve mahzun rüzgâr gecesinde bu adam, durup dinlenmeden ağladı. Orada bıraktı#! yerde, bir yalak odası dolabının yağlanmış çekmecesi i Cinde, doğduğu evi ve sokak ka pisi eşiğinde ayakta durmuş annesini gösteren bir fotoğraf İle mek tebi bırakırken mükâfat olarak verdikleri bir küçük kitabi unut muş olduğu için.


hayı kaplayan bir sürüde 300 milyon hayvan vardı.
1980 DA İspanya Hükümeti tarafından çıkarılan posta pullarının üzerinde Goya’nın "La Maya Desnuda,, adlı çıplak bir tablosu vardı. Bu pullan taşıyan mektuplar, ahlâka mugayir diye birçok memleketlerden geri çevrilmiştir
1903 DE yapılan Paris - Madrid o-tomobll yarışı kadar feci bir şekilde neticelenen başka bir yanşa rastlanmamıştır 25 mayıs sabahı başlayan bu yanşa 216 araba katılmıştı Yarışı görmek için toplanan seyirciler, kenarda duracakların a, yollara dolmuşlar ve 70-80 km. hızla griden şoförleri şaşkına döndürmüşlerdir. Bu yüzden bir çok otomobiller yoldan çıkmış, yol kenarındaki ağaçlara çarparak parçalanmışlardır. Şoförlerin ve halkın büyük kısmı ezilerek ölmüştür Kazaların sayısı o hadde varmış kİ. nihayet yanş. 863 millik yolun 343 üncü milinde iken. Bordo’da durdurulmuştur. Müşahitlerin tespit ettiğine göre, “her kilometreye bir ölüm., isabet e-den bu feci yarışta 550 kişi kurban gitmiştir.
DÜNYANIN EN kudretli radyo istasyonu. Rusların 1942 de Ural dağlarının arkasında İnşa ettikleri ‘Sta-lin istasyonu,, dur. Savaş içinde bu istasyonun gücü 2500 kilovat idi ki, en kuvvetli uzun dalga istasyonların gücünden 50 defa daha fazla bir güç demektir, ikinci derecede kudretli radyo istasyonu, ayni tarihte Cincl-natti’de kurulmuştur. Altı kısa dalga vericisinden teşekkül eden bu istasyonun azami gücü, birincinin yüzde on beşi kadar, yani 375 kilovattır.
18*6 YILINA kadar Amerika’da kadınlara mahsus iç çamaşırlan mağaza vitrinlerine konmazdı. Hattâ bu gibi giyim eşyası pek mahrem addedildiğinden evlerde dikilirdi. Mağaza vitrinlerine konuldukları zaman üzerlerine, kem gözlerden ırak tutmak için bir örtü çekilmesi İhmal edilmezdi. 1876 da teşhir edilen ilk açık vitrin, Ne W-York‘ta büyük dedikodulara sebep olmuştur
Toplayan: HALtT ÇAKIR
SPOR
G. Saray, First Vienna’yı 1 - 0 yendi
Misafir takım, ikinci devrede çok sert ve favullü bir oyuna başvurdu
EHRtMIZde bulunan Avustur-2 ~J futbol İkincisi First Vi-
* ona ikinci maçını dün Galatasaray'la İnönü stadında yaptı.
Havanın yağışsız ve sahanın bir gün evveline nlsbeten kuru oluşu, A-vusturyalılann bugün daha iyi bir o-yun çıkarabilecekleri hissini veriyordu. Nitekim misafir takım kafile başkanı da bir gün evveline nisbetle çok daha iyi oynıyacaklarını maçtan önce söyledi.
GalatasaraylIlar, ayağındaki sakatlığını henüz İyice geçirememiş olan Gündüzden mahrum bir şekilde şu kadro İle sahada yer aldı;
Erdoğan - Naci, Ruhi • Musa, Bülent, Ozcan • Isfendlyar, Mustafa, Muhtar. Muzaffer, Garbis.
First Vienna bir gün evvelki kadrosunu muhafaza ediyordu.
Oyuna Galatasarayın vuruşıyle başlandı. San-kırmızılılar üstüste seri a-kınlarla başlangıçta misafir takım kalesini sardılar. Fakat hücum hattını teşkil eden oyuncular arasında bir anlaşma kurulamamış olması netice almak hususunda verimli olamıyordu.
10 uncu dakikada Galatasaray muhakkak bir gol tehlikesi atlattı: A-vusturya sağiçi kale içindeki topu ıskaladı. Hemen arkasından 4 dakika sonra bu sefer de tsfendiyar. gayet müsait vaziyette misafir takım 18 i içinde yakaladığı topu dışarı atmak suretile muhakkak bir gol kaçırmış oldu..
16 ncı dakikada Ozcandan uzanan topu Muhtar kafa ile lsfendiyara geçirdi. Isfendivar, Avusturya bekinin favüllü hareketine rağmen topu sağına geçirerek yerden ve zaviyen bulan bir şutla Galatasarayın ilk golünü yaptı.
Galatasarayın başlangıçtaki süratli oyunu durdu. Oyun şimdi mütevazin... Fakat dakikalar geçtikçe misafirlerin ağır basmağa başladıkları seziliyor. Bu arada Galatasaray müdafaa hatlarında BÜlendin çalışması gayet semereli ve emniyet verici oluyor.
Galatasaray haf hattı aksak oyna-masa oyunu başlangıçtaki gibi götürmek mümkün olabilecek.
Devrenin bitmesine 5 dakika kala Muhtar üç Avustury&h oyuncuyu aşarak kaleci Ue karşı karşıya kalıyor. Şut, Galatasaray» ikinci golü kazan-dırdt Fakat yan hakemin itirazı üzerine hakem gol saymıyor.
Devre, misafir takımın nisbeten hâkim oynadığı sırada 1-0 Gala tasara-yın galcbesile sona erdi.
İKİNCİ DEVRE
Birinci devre sonuna doğru sahadan çıkmış olan Avusturya kalecisi ile Erdoğanın bu devre yerlerini yedekleri aldılar. Yani Galatasaray kalesini şimdi Turgay müdafaa ediyor.
Galatasaray yine hücumda, fakat az sonra AvusturyalIlar vaziyete hâkim oluyorlar. Bu sırada Turgay güzel bir kurtarış yapıyor.
Galatasaray yine AvusturyalIları sıkıştırmağa devanı ediyor, fakat top bir türlü kaleye giremiyor. Sobetlç bütün hücumları kurtarıyor.
AvusturyalIlar bir aralık tekrar vaziyete hâkim oluyor, müdafaamız çok iyi çalışıyor, bilhassa Turgay iki adımdan çekilen bir şutü hârika bir şeküde ancak meşhur kaleci Zamora-yı andıracak bir tarzda kurtarıyor.
Hücumlarının neticesiz kaldığını gören ve futbolda kendüerinden acemi saydıkları rakiplerine mağlûp olmayı bir türlü hazmedemiyen Viyanalılar son derece favullü oynamaya başladılar.. Kendilerine hiç de yakıştıramadığımız bir şekilde oyuncularımıza kasdl tekmeler atıyorlar.
Isfendiyarın üç oyuncuyu çalımlayarak atlattıktan sonra kaleye gön
derdiği nefis bir şütü. VıyanalHann kalecisi Turgaya nazire bir şekilde kurtararak alkışlandı.
AvusturyalIlar son bir gayretle neticeyi değiştirmek istiyorlar, fakat Bıllentle Turgay kalemizden bütün toplan çıkarıyorlar.
Turgay, Schafferin müthiş bir şu-tünü uçarak kurtarıyor.
Devre sonlarına doğTU büsbütün çi-
Vienna. kalecisinin bir kurtarışı
Ankarada
Ankara, 18 (A.A) — Bugün 19 Manı Stıvi.vomunda ŞIU maçlarına devam edilmiş. Beşiktaş ve Dcmirapor takımları karşılaşmışlardır.
Takımlar sabaya şu kadroları İle çıkmışlardır:
Beşiktaş: Mehmet - Yavuz. VodU - Ça-çi, Leon. Hüseyin - Süleyman. Eşref, Bülent, Fahrettin, Faruk.
Demirapor; AbdiUkadir - İskender, İsmet - Mehmet. Süleyman, Muzaffer - İsmail. Kadri, Abdullah. Mustafa. HallU
Maç 14.25 te başladı. Birkaç günden beri yağmur yağmış olduğu ve dünden beri «nhada dört beş maç yapıldığı için çamur ve yer yer su birikintileri lop kontrolüne mâni oluyordu. Top, çim olan yerlerde kayıyor ve su blrlldntilenndr ise oturup kalıyordu
Oyun Beşiktaşlıların akını İle başladı. Yedinci dakikada Bölendin yaptığı bir akını müteakip santrfor Abdullah. Beşiktaş kalesi önüne geldi v® şüt çekti ise de Mehmet topu tuttu. Çamur içersinde birkaç dakikalık mücadeleden sonra Kadrinin Halide verdiği topu Hallt 17 inci dakikada kafa ile Beşiktaş kalesine ■oktu. Bu İlk golden sonra Beşiktaş haf hattında bir değişiklik yaptı. Leon çıktı ve yerine Mnruli girdi. Oyun, müsavi a kınlarla devanı ediyor. 28 inci dakikada, soldan inkişaf eden bir Beşiktaş akı-nında top Fahrettİnden BUlendc geldi. Bülrnd haf ve bekleri atlatarak Bcşlkta-şın ük golünü attı. Vasiyet 1-1 berabere.
İkinci devrede takımlar oyuncularında bazı değişiklikler yapmışlardı. Beşlktaş-ta Şükrü eoiaçığa geçmişti. Devrenin İlk dakikalarında Demirepora korner oldu. Şükrünün soldan attığı korner Demir spor beki İsmete çarptı ve kaleye girdi.
Beşinci dakikada top tekrar Demtrspnr kalesi önüne gcb.IL Dcmlrapor orta hafi topu kaleciye vereyim derken top çamura olurdu. BUlend, kaleci Mehmet ten evvel topa yetişti ve Bcşlktaşm üçüncü golünü altı. Bunu, 10 uncu dakikada Fahrettlnin attığı bir gol takıp etti
leden çıkan AvusturyalIların oyunu futboldan ziyade her şeye benziyor.
Maç, netice değişmeden Galatasaray m ı - o galibiyetiyle bitiyor.
GalatasaraylIlar İkinci devre büsbütün bozulan haf hatlarının hatalan-nı tamir etmeye uğraş masaydılar dünkü maç daha başka neticelerle lehine çevrilebilirdi, Sarı-Kırmızılılan bu güzel galebelerinde dolayı tebrik ederiz.
Beşiktaş 4 - 2 galip
15 inci dakikada. Beşiktaşlılar 18 pas çlıgisı içerisinde HaJIde şarj yaptıkları İçin hakem penaltı verdi. Penaltı atan Kadri topu «ol köşeden Beşiktaş kalesine soktu. Maç 4-2 Beşiktaş lehtne sona erdi.
Dünya kupası maçları
Londra. 18 A.A. (Unitod Press) — 1950 yılı İçinde Rio dc Janeıro'ds yapılacak Dün>*a Kupası futbol maçlarına 16 mera* leket seçilerek IşUrak edecektir. Bu memleketlerin sekizi hâlen belli olmuştur. Seçim maçları ağustos ayından itibaren başlamış bulunmaktadır. Halen 16 memleket arasında katılma hakkını kazanmış bulunan memleketler: İtalya. Brezilya. İsviçre Hindistan. Amerika. İsveç. Yugoslavya ve Mekslkndır.
16 takımın seçimi İçin teşkil edilen on gruptan bugüne kadar elde edilen neticeler şöyledlr:
Grup: 1. Avusturya — Türkiye * veya Suriye. 20 kasımda Ankarada Türkiye: 7. Suriye: 0.
Avusfur>7t He Türkiye arasında yapılacak maç bu gruptan Rloya hangi takımın gideceğini tesbıt edecektir. Mutad olan bir kendi memleketinde, bir de rakip takımın memleketinde ıkl maç usulü yerine turnuvanın galibini tAyin İçin bitaraf bir memlekette (muhtemelen Ital-yadai tek maç yapılması mümkün gorül-mektedir. Türkiye tek maç teklifini reddetmiş. ocak ayının 15 inde Avuaturvada vo mart ayı içinde Türkivede iki maç yapılmasını tekili etmiştir.
İzmîrdeki maçlar
İzmir 18 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bugün Alsancak stadında yapılan maçlarda Göztepe îzmirspor takımına 3-0, Karşıyaka Yün Mensucat takımına 6-3 galip geldiler.
İstanbul kütüphanelerini gezerken
Topkapı Sarayı kütüphaneleri
Topkapı Sarayı Müzesinin eski Askeri Müze meydanına bakan kapısından girdikten sonra, ortadaki toprak yolu geçiyoruz. Karşımıza ge-
len kapının üzerindeki, sarayın eski manzaralarını gösteren freskleri görmeden geçmeye imkân yok. Renkler hâlâ bütün canlılığını muhafaza e-dıyor. Bu kapıdan İç avluya giriyoruz Sağda, etrafı yeşilliklerle çevrilmiş mermer cepheli, damı bir büyük ve muhtelif küçük kubbelerle örtülmüş bir bina göreceksiniz. Burası 3 üncü Ahmet tarafından 1718 (1131ı tarihinde kütüphane olarak yaptırılan
Enderun binasıdır. Etrafı çift pencerelerle rüzgâr ve yağmura karşı mu
hafaza edilmiş, merdivenle çıkılan ka- mısralar var.
pisinin önünde camlı bir antre var. ,. Sayfalan kanştınyoruz. Hepsi bir-Bıı kütüphanenin iç tezyinatı dahili Dirinden güzel olan kıtalardan gelişl-
mimarinln bir şaheseri sayılabilir. Giriş kapısının üzerinde yapılış tarihini gösteren bir kıtâbe, içerde renk renk camlarla süslü 20 pencere var.
Ortada bir top kandil avizesi kubbeden sarkmış, İpek minderler, duvarla-n süsleyen çiniler, o zamanlar bu sanat bir inhitat devri geçirdiği için Karamustafa Paşanın Boğazdaki yalısından getirilmiş. Pencerelerin kapaklan sedef işlenmiş, altı yangına karşı su dolu bir mahzen, cephesinde çok güzel bir çeşmesi var.
Bu binanın hemen karşısında Fatih tarafından yaptınldığı söylenen Ağalar camii Cumhuriyet devrinde sarayın muhtelif köşelerinde bulunan kitaplar toplanmak suretiyle, “Yeni Kütüphane,, adı altında halkın istifadesine açılmıştır.
Dünyanın en şayanı dikkat kütüphanelerinden biri olan bu binada Pa-piruslardan tutunuz, Türk, Hint, A-rap minyatürlerine, saray vekayilnl anlatan eserlere, meçhul ilimlere ait kitaplara varıncaya kadar türlü kitap var.
Sîzlere bu kitapların hangi birinden bahsedeceğimi bilemiyorum. Altın Üzerine üç renkle yazılmış, gümüş üzerine işlenmiş veya ceylân derisi Üzerine, tanınmış en büyük hattatlar tarafından meşkedllmiş; meselâ bütün ömründe 1000 Kelâmıkadim yazan Yakut Elmüstazamin, Şeyh Hamdullah. Hafız Osman gibi klâsik Türk sanatkârlarının sultanlar İçin sureti mahsusada yazdıkları eserler, Piri Reisin 935 te tersim ettiği Amerika haritasının dörtte biri “ceylân derisi,,, Hazrcti Peygamberin hükümdarları
dine dâvet eden elyazısı mektupları. Milâttan sonra 90 tarihini taşıyan bir papirüs. îşte gelişigüzel şöyle bir kaçını sayayım dedim.
Bütün kitaplar, saray köşklerindeki cam e kânlarda senelerce evvel bulundukları sırayı muhafaza ediyorlar. Her vitrinin ayn katalogu var.
Kütüphane envanterine göre, burada 28S2 Türk, 4331 Arap gravür ve minyatürlerini ihtiva eden ekserisi 15 inci yüzyıldan sonraya ait 13272 sı yazma, 4176 sı basma olmak üzere 17.448 kitap mevcut bulunmaktadır. Basma eserlerin ekserisi o devrin meşhur seyahatnamelerini teşkil ediyor. Bu kıtaplann içinde (Mecmua-türresaıB namı altında kayıtlı mütenevvi münderccatlı eserler var ki daha henüz bunların muhteviyatı tam mânasiyle bilinemiyor.
Bütün bu eserler hakkında size bu küçük yazımda bilgi veremiyecegimi her halde takdir edersiniz. Fakat merakınızı tatmin için münderecatı çok enteresan olan bir ikisinden bahsedeceğim.
Bunlardan birisi, içinde Fatihin iki portresini ihtiva eden 3 ciltlik Hüner-namc adlı elyazması eserdir, Saray vakalarından bahseden bu kitap üç muhtelif kimse tarafından yazılmıştır, 15 inci yüzyıldan bugüne kadar olan saray hâdiseleri en ince teferruatına kadar tesbit edilmekte ve minyatürlerle tebarüz ettirilmektedir. Hünerna-me ev'velâ 1569 da kaleme alınmaya başlanmış; Eflâtun tbni Derviş. Seyit
Lokman Elaşuri tarafından 1577 de bitirilmiştir.
Birinci cilt Sultan Osmandan Yavuz devrine, ikinci cilt Yavuz Selim, Barbaros, Kanunî zamanlanna, üçüncüsü ise Sultan Mehmedin devrine ait vâ* kıaları anlatmaktadır. Muharebe saf« halanndan saray aşklarına kadar bü« tün hâdiseler minyatürlerle canlandı* nlnuştır.
Topkapı Sarayı kütüphanecisi Bay Kemal Çığ ın bize gösterdiği çok kıy* metli eserlerden biri de 922 de Bos^ nalı Sinan tarafından yazılmış SUn« bülnamedir. Kayıtların 11 ciltten alş tıncısı olarak gösterdiği bu eserin di( ğer ciltlerinin nerede olduğu belli de( ğildir.
Sayfaların bir tarafına 44 çeşit sün-bili ün her birine ayn bir beyit düşürerek yazmışlar, karşısında da o sün-büle alt Divân edebiyatından alınma
güzel bir beytini alıyorum:
^Tuhfei Bağı İrem mi aceba bu
BünbiU
Yoksa bir zülfü perişan mı eder badı
3aba„
Bu mısralar “Dadı huda,, adlı sün-büle ithaf edilmiş. Sîze kitaptan bir kaç sünbül adı da sayayım: Lâciverdi taş. D ilk üş a, Yakut, Şekki hatem, Hatemi zib, Bedri şuh v.s.
Resimler de o kadar canlı ki İnsanın eline alıp da koklayacağı geliyor.
Düşününüz, bu kitap 11 ciltmiş. Bir cildi değil, bir sayfası bir yıllık emek isteyen bu eserlere ecdadımız kimbi-lir ne kadar göz nuru dökmüş. Geçen yıl Yıldız da toplanan Konferansa gelen Hint delegesinin gözleri yaşarmış bunlan görünce: “Yazık, demiş. Hâlâ Avrupa, TÜrkleri tanımıyor.,, Bir de Surnameyi gösterdiler. Sünnet düğünlerini anlatan bu kitapta, düğünün bütün merasimi» helvacı, bozacıdan tutunuz, dondurmacılara, kayıkçılara varıncaya kadar bütün esnafın alay kıyafetleriyle geçişleri minyatürlerle tasvir edilmiş. Resimleri yapan da, bugürderde Prof. Süheyl Ünerin hakkında bir eser neşrettiği Levni.
Firdevsinin 731 tarihinde yazdığı en eski Şahname de kitaplar meva-nında bulunuyor.
Kitapların bulunduğu camiin iç tezyinatı hele Enderun mektebi demlen antre kısmındaki çiniler başlı başına bir âlem. Camiin haremle irtibat sağlayan bir de kapısı var. Kadın efendiler saray bahçesine hiç çıkmadan buraya İbadete gelirlermiş.
Enderun Kütüphanesindeki 4829 u yazma. 204 U basma eserle beraber
Topkapı sarayındaki kitapların yekûnu 22.220 yi buluyor. Enderun kütüphanesinde lâtinee, yunanca, fransızca ve İngilizce, almanca 135 eserin eksensin! seyahatnameler teşkil ediyor. Murakkaa denilen muhtelif yazılan bir ciltte toplayan sayfalan çeşitli Türk motifleriyle işlenmiş şaheserlerin haddi hesabı yok. Bütün bunlann hâlen fişleri hazırlanıyor. Bu iş bittikten sonra yakında katalogu da yapılacak.
Bugün ilmi tetkikler yapan bilginler, Üniversite profesör ve talebeleri bu eserlerden istifade ediyorlar. Ancak okuma salonu çok dar olduğu için gelenlerin sayısı pek azdır.
Türk yazı sanatının şaheserlerinden bir kısmı Yazı Salonu namı altında tanzim edilmiş. Padişah tuğralarının en iptidai şeklinden itibaren bugüne kadar olan değişikliklerini gösteren orijinal nümuneler teşhir ediliyor. Burası yakında halka açılacak.
Topkapı Sarayının kütüphaneleri hiç okumayı sevmeyen bir insanda bile kitaplara karşı derin bir sevgi uyandıracak kadar zengin bir hazine.
Yeniçerilerin isyan bayrağını açarak bilmem hangi sadrazamın kellesini isteriz diye haykırdıkları, kulelerin altındaki loş odalarda masum şehzadelerin boğdurulduğu, üzeri Kelime! Şa-haret veya Ayeti Kerime kitâbelerf taşıyan saray kapılarından çıkarken kendi kendime soruyorum:
Sanatta bu kadar ileriyken nasıl oldu da bu kadar geri kalabildik?
.V. AT AK ER
Hicri 19 4 9 Rumi
SAFEP. ARALIK K. evvel
28 19 6
1369 Pazartesi 1365
Öğrenmel ( ihtiyacınd la olduğunuz i ıerşey |
fiyotrolar
Vakit Vasatı Ezam
Güneş 7. M) 2.37
öfiri# 12.11 7.29
ikindi 14 30- 9.4b
Akşam 16.43 12,00
Yatsı 18 22 1.39
İme Ak 4.34 12.52
Müîeler
SEHİK TİYATROLARI:
Dram kısmı: (42157 Para uğrunda. (Bu akvam temsil yoktur J
Komedi kısmı ı (40409) Nemo Bankası.
MÎ AMMF.R KARACA OPERETİ: Sizin Sokak. (Bu akşam temsil yoktur.)
SES: Yunun Tiyatrosu 16 30 da Arhisldirurğos: 21 de Sefiller.
ANKARA
(10370-40) Knock. Saat 20
TENİ (14040) Zafer Abidesi.
GAR GAZİNOSU: Viyana Temo Revüsü
J — Za-Cüceler
Koraa-
Pollaler.
İzmir
EL HAM RA FednkAı nna-TAYYARE 1 - Ikl Açıkgör Tahsildar. 2 — Zehir Kaçakçıları.
TENİ SİNEMA Fedakar
LÂLE I
(Haçlı seferleri» Aşk içinde
TAN 1 — Saiahnddlnı (Haçlı seferleri). 2 • Aşk içinde.
KARŞIYAKA CİHETİ!
Si M ER Üç Mavi Melek MELEK
2 — Kanunsuz Irk
Sal â haddini
2
Topkapı burayı: Fazııru*)-Çarşamba - Cumartesi, saat 13.30-17 Teif (21090).
Ayaaufyaı F&zartcaı - fealı-Çar-şnmba - Perşembe - Cuma, saat 10 - 16; Cumartesi, Pazar, saat 13 - 16. Telf. (21750),
Arkeoloji: Çarşamba. cuma,
Pazar günleri 13 tep J6 ya kadar.
E*ld bark Enerleri Şubesi: Çarşamba. Cuma, Pazar, lu dan 12 ye kadar. Telf. (2L16S3).
Türk ve İsiAm Eserleri} Salı Perşembe • Pazar.
16.30 Telf. (21888).
Dolnınhnhce Deniz m&rtcal saat 13 - 17 Teli. (81284)
saat 13.30
MUz-cti: Cu-I’azar
9-18
Sıhhi imdat
latanbul Beyoğlu Anadolu yakası An icara
İzmir
İzmir 2222
4199a
6Wİ36
81
2251
505Ö
Karşıyaka
•** (5 Kadıköy 00872
>tanbul 24222 Ü«küdar (v»945
Ankara 00. İzmir 2222. İL Yaka 5065
Bü>(lk
de
Küçük
İZMİR: İzmir Şehir Tiyatrosu
Tel: 2364. Boş Beşik (Piyes perde. 5 tablo).
(11169) Yalancı.
3
Sinemalar
BEYOĞLU CİHETİ AL KAZAR (42562) I incisi. 2 —• Ormanlar H. klmi, AR (44394» Yalnız Gidenlcı ATLAS (4Gh35ı Bu\ ük Günahkarlar. Suareden itibaren: (Yen! Güneş).
ELHİMRt (43595) Hnr.in Aşk İNCİ (84595) îstikuu Fedaileri. İPEK G4288) Ağır Crza LÂLE (43595) Yalnız Gidenler. MELEK (4US6S)
cl Hafta).
BARAT (41&VD 8 CM ER (42831)
8UATPARK (83143) Şehitler Kalesi.
bARK (40380) Kalbime Loğmuş* tut
SIK (43726) 1 — Kaçak. 2 — Keşif Alayı.
TAKSİM 143191) Affet Beni TAN (80740) 1 — Çifte Aşıklar,
2 — Yılmavan Arılım
YENİ (84137) Meksiko Çiçekleri. YILDIZ (12817) Samba Kralı (2 ncl Hafta d.)
ÜNAÎ. (49306ı Monte Knsto ve İnUkamı. (2 devre^. •
Felftket
Btıvük Val» 12 o»
OlUmaen Firar. Kanlı Bura
ÇİÇEK S. (AmavutkÖy) 1 Lorel Hardl silâh arkadaştan 2 — Cennet perlaL
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23683) 1 - Alevden
Gönüller. 2 — Kaptan KJd.
ÇEMBERLİTAŞ (22513) ferler Aralımı. 2 — 7 Pamuk Prenses.
FERAH: Sefaletin sonu, nın kızı
HALK (2100i) 1 - Atlı
2 — Ali Baba - HnrunurreşiL İSTANBUL (22367ı 1 - Altın Kü-
peler. 2 — Mayerllng Esren.
AZAK (23542) 1 - Korkunç Vâ-di. 2 — Çalınan Ha vat.
TI KAN 22127) 1 - Korkunç Vâdi 2 — Çalınan Hayat
MARMARA (238601 l - Sevimli Rüya. 2 - iki Yavru
MİLLİ (22962) 1 - Alevden Gö-
nüller 2 - Kaptan Kid.
KISMET (21904) 1 - Soycun. 2-Kırmızı Fener.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — Valen Yaratan Casus. 2 — Vahşi Gelin.
KADIKÖY CİHETİ;
HALE (60112) l - Zehirli Kadın. 2 — Casuslar Çarpışıyor.
OPERA (60821) ı — Sönmeyen Aşk 2 - İhtiras Fırtınası.
Si RE) Ya (60682) Pertiet Dünyası. Şanghay Ekspresi.
VEI.D EĞİRMENJ (83143» Zehra. 2 - Dtıhşei Klübu. Sihirbaz Kadın.
t’SKt DAR CİHETlı
HİLE (60062) 1 - Tehlikeli din, 2 — Kara
SI NAR; Kanlı Ifttrs (Türkçe). Aşkın Yıllar
Ankara
(23432) Dertli Zev-
1 -
3 -
Ka-
Konan.
ANKARA:
nep.
IIİ'yUK: (16031) İki başlı kartal PARK: (11131) Monte Kriatonun mirası
SI MKli: (H073) Notr-dam'ın knnbıırıı
i Ll >: (222^4) Varyete güzelleri
SLSı 04071) Sahte evlât.
Ana. Eyyubl Dalma
Evyubî Dalma
1 — Cezayir Dansözü,
Radyo
“YENÎ İSTANBUL., nn buırün İçin tavalye stii£i programlar s Hariçte t
Saat: 21.00 va 24.00 BBC Sır Adrlan Boult hlarcMlndo BBC Senfoni orkestrasının İki konseri.
12 30 BBC: Northern orkestrasının çai(hftı GÜnka nın Vals fantezisi
18.00 İstanbul: Çc-türküleri (Fi ).
ALATlKKAı
Saat: 13.13 İstanbul: Perihan Altındağ SöKeruicn şarkı ve türküler (P1J. - 14.00 latan-bul: Çeşitli memleket türküleri (PL). — 14.15 İstanbul: Mustafa Çağlardan şarkı ve türküler (PL).
şitH memleket
— 18.40 İstanbul: Saı caoriorl; çalanlar: Nubar Tokyoy (keman) ve Ercüment Bniıınny (tambur). — 20 35 İstanbul :
Şarkı ve türküler Okuyan Cemal Kâmil. Çalanlar: Sadi Isıla y. İzzt-ddın Okte ve Yorgo Bocan o a. — 2L15 İstanbul; Fa-
M( ZİK:
13.15 BBC; Scots Guard 13.30 İstanbul: Se-haflf Mid-1815
orkestra».
R. Lİ0xvetiyn »bariton) İstanbul Küçük orkesir. İller - 20.30 Is-
Havai adalarından me-
sil. peşrev vo taksim (Pi.). DANS MCZİGİ;
Saat: 12.15 HBC; Michacl Krein saksofon kuvıırtctı — 11 15 BBC Viçtnr Sylvcater dans orkestrası, — 14.15 İstanbul (PL). — 22 15 BBC: Dans* melodileri. — 22.30 İstanbul (Pl.) — 23.00 İstanbul (PL)
H A FI F Saat:
bandosu, miramla orkestrasın dar. parçalar — 17.15 BBC:
iand Salon orkestrası -BBC; Palm Court Sollat
- 20 10 tradnn tanbul:
lodlier (PL). 21 W İstanbul: Arp soloları tPi.) — 23.15 İstanbul: Hafif geee müziği (PL),
Hl SI si PROGRAM :
Saat: 13 30 Ankara: 0ğto Gazetesi — 16)5 BBC: Vanclo programı. - 18.45 BBC: Türkçe neşriyatı: "Dinleyicileri* baş bnşıu. . bir aktilahte programı (24.92 ve 19.91 metre Oserİn-den). — 22,00 İstanbul, Dinleyici İstekleri ıklûsik Batı müziği) (PI ). — 23.00 BBC: Din-Irylcl istekleri (PL).
SENFONİK Mİ ZİK:
Saat; 12.30 BBC
kaktraa:: Haydn'ın senfonisi; Gllnlca “ taşla.
Bach io,„ Grummeuz (Pl ) -
tanbul t Sonatlar. "March Funöbie,, tut; ScarlattFdcn çalan; Kiavsenist dovvska (PL). -bul : Schumıınn. Brahma dan piyano lnrı:Ncclâ Turcan, Slr Andrinn Bnult BBC svnfonl orVi’STrnsı. Drllus, keman konçertomu Sollat; Pougnet «keman». — 21.00 BBC: Sir Adnan Boult İdaresinde
Northern or-Do minör Walu Fan-... — 14.30 tstanbul: J, S. ı "iki keman İçin konçer-Çalnnlar : Pougnet ve 19.15 Is-Chopin. . çalan: Cor-dört sonat, VVnnda Lnn-19.40 lstan-Chopta ve soloları Ça-— 2L00
İdaresinde
BBC Senfoni orkestrası. \Vag-ner, “Die Gö|terdaemmrrung., dan parçalar. Sollat: Sylvia Flzher (soprano).
HABERLER:
Ankara ve İstanbul Radyoları Saat 7.45; 13.00; 19.00; 23.45. 20 15 Ankara Radyo Gazetesi.
BBC Radyosunun türkço neşriyatı: 7 15; 18.30; 23.00.
(Bu haberler 19 91; 21.92: 3132 ve 3849 metrelerde dinlenebilir.)
GİDECEK OLAN EKSPKtoLER
9.-
18.10
21 30
21.40
Taraus.
Ankara ekspreaı. Somplon EksprcsL Doğu Eksprcai.
Eczahaneler
Gelecek ve gidecek uçak, ekspres ve vapurlar
t.tci.l'.t t£K U1.AS l^AhUll
P.A.A, (Amerikanı New-York. Boston. Shanon. Londra, Brüksciden.
OH T D H Y K.E.A.
Nia Kuma va Atmadan.
P A.A (Amerikanı Amerika. Basra. Şamdan.
U H V ıTurkı Adana, An-karadan.
GİDECEK ULAN UÇAKLAR
8.30
9.20
10.50
12.50
13.30
14.05
16.20
»Türk/ An karadan. (Türk) lzruirden.
ılngiiiB) uondra
w.-
10.35
(Türk) Ankara, Ma-Elâzığ, Diyarbakır. İskenderun^.
(Amerikan* Şom.
A F. (Franaıs) Atina, Roma. Parlae. (Tehirlidir).
D H Y
(atya.
Adana,
P.A.A
Basra ya.
D.H.Y (Türk) Izmıra. D H Y. (Tılrk) Ankaraya. ö E A. (In(lil«/ Atina Roma, Nis, Londraya.
P.A.A. (Amerikan) Brük-•ol, Londra, Shanon Gönder, Boston*.
GELECEK OLAN VAPURLAR
6 30 KONYA (Bandırmadan.
7,— SEYYAR (Karabigadah), 22— SUS (Bandırmadan).
GİDECEK OLAN X \Vl RLAIl
8.15 SUö (Bendırmavn).
20.— KONYA (Bandırmaya).
GELECEK Ol AN I KM'RESİ.EK 6 15 Sempİon (Avru^m).
8.30 Anaara,
11.20
13 50
14.30
15 20
Eminönü:
Asadur, Gedik paşa.
Eminönü. E. Ö.
Bon^ason. Küçükpazar.
Ali Rıza. Alemdar,
Eyüp:
Arif Beşer. Eyupsultan.
Fatih:
Vniversıte, Schzadcbaşı. Hüsameddin, Fener. Etofilos. Sam&tya.
Nazııh, Şenrvrııınl
S. Gürgen. Aksaray. Snngüzcl. Kara gümrük.
Beşiktaş:
Süleyman Recep. Turan C.
Beyoğlu:
Merkez Cemal Ataaoy, Y. Kaldırım 115.
Tak»lm Llmoncr, istik. C. 56. ., Cihangir, Akarsu C. 34.
Galata K. Rıfat Nacatibey C.
Z. Boyer. Karakoy 5, $İ*U Çark merkez, Osmanbay 90 ,ı Kurtuluş. Kurt. C. 231. Kdttmpata Merkez.
Kadıköy:
KadıkOy ecz.. Rıhtım, (»kudur:
Ömer Ksnan, Hftkltn M. C.
Hc) brlluda;
Havbellada ecz
Sarıyer: izzet, Sarıyer.
ANKARA
Yenişehir (21863J
Ege (11099 \ Sebat (11029)
İZMİR
AlaancaK Alsanc-tk mınL Hilâl> Kemcraltı mini Ege. Btumanane rnınL Guıelyalı, Yalılar mınu

Soldan sağa:
1 — Verdl’nin bir operası. 2 — Eritme. Geri verme. 3 — Harabelik. Çoğul. 4 — Yemin. Kıymetli bir deniz mahsulü. 5 — Bir nehir. Elektrikto bir kanun. 6— Bir ilâç. Havadis aracı 7 — Yuvarlak. S — Çoban. Soru ekL 9 — işaret sıfatı. Bir hayvan. Para torba-u. 30 — Bir aoy&dL Mahrukat.
Yukardan aşağı:
1 — Çayla, Babanın yansı. 2 — Müsaade. Bir kuru sebze. 3 — EMbtse dolabı. 4 — Çadır. Vasıta. 5 — Rusyada bir şehir. 6 — Genişlik. Bir erkek adı. 7 — (Ter* a)) Bir hayvan. Suçluların hakla. Bir harfin okunuşu. 8 — ikinci derecede. En mühim gıdamız, 9 — Evin kısımlarından. Yeşillik. Sıcaklık. 10 — Su haline gelmek. Bir gıda.
Dİ NKİ BULMACANIN HALLÎ
Soldan »ağa:
1 — Karides. 2 — Adil. Tokat
3 — Fakir. Bina. 4 — Ev. Çita. Ya. 5 — Sevil. Tam. 6 — Tükenmek. 7 — Gaip. 3 — İnek. 5fa A »e. 9 — Ralanam. LL 10 — Amaç. Ziyan.
Yukardan a^ağı:
1 — Kafes. Bira. 2 — Adavet Num. 3 — Kik. Vükelâ. 4 — İlişik. Kaç, 5 — RlJeg. 6 — Et Namaz. 7 — Soba. MıamL 8 — KL Tep. 9 — Konyak. Ala, lû Taam» Ekin»



1W AraltTr

YENİ İSTANBUL
Sayfa 6
Yılbaşı ve Bayram
Tebrik Kartlarım
Her yerde arayınız! 9
Toptan satış: Othmar. istiklal Oaa £W-3.
25 yıldan beri muvaffakiyetle imal edilmekte olan
Akdeniıde Türk
KREFELD
UERD1NGEN
fabrikalarımızda
(het türlü şasiler için)
ile beraber çalışmaktadır
Taylan - Etker, İstanbul • Galata. Tabir Han 31 f 33
Âdi yangınlar, benzin, bo-
ya. karpit, kimyevi eczalar.
akaryakıt depolan ve gemi
yangınlarına karşı emniye
Sürat.Temi
nce
En müsait
şartlarla derhal
teslimat
Müessese adresi
Mağaza adresi 1
BULUNUR
Telgraf adresi
STAND İSTANBUL
Mektup adresi
Beyoğlu, P.K. 2118
ZEVKLE TRAS OLMAK İSTER MİSİNİZ ?
KOLLANINIZ
SABUNU
Henschel şasilerine mahsus otobüsler her nevi otobüs ve remurk imal edilmektedir.
Taksim, GARAJ Tramvay
Durağı, ERK Ap. altında
kıVi»ı Ö
Galata. Bankalar Cad. Banka sokak. Roman Han
Etibank Genel Müdürlüğü
Divriği Demir madenleri müessesemiz için dahiliye mü tehaLSöisı bir doktora ihtiyaç vardır,
İsteklilerin, Bankamız Personel İşleri Müdürlüğüne mü racaatleri. (17426)
rclcfoıılar :
40784 - 42477
Ankarada î 15378
Resimde görülen otobüs, 33 oturma ve 17 a vakfa durma yeri olan ve Krupp şasisi üzerine kurulmuş relîk bir
Dizel ve Benzin otobüsleri
•itlileriyle, yu t mİ edinir
----- GÖZ HEKİMİ
Dr. Murad Rahmi Aydın
Beyoğlu - Parmak kap h imam sokağı No. 2, Tel: -M553
Çok sağlam, işletme ekonomisine cok uygun, ağırlık itibariyle hafit ve teçhizat bakımından da mükemmeldir.
Her gün gazetenizi d-aha ucuza ve kolayca almaya ve aynı zamanda Avrupada ve memlekette üç sene tahsil imkânı veren bu karneleri yeni yıl için bütün hakleriyle beraber nasıl elde edebi leceğinizi yakında bu sütunlarda okuyacaksınız!
Bütün gün lazo fraşlı kalmak için GI8BS Tra> Sabununu kullanınız. Özlü köpüğü dayanır ve kılları harikulade bir jekilde yumuşatır Bu iliborla GIBBS Traş Sabunu kılların cilt hizasındon kesilmesini ve yüzünüzün butun gun laze trojlı kalmasını temin eder.
Düsseldorf ve (Jerdingen’deki
Konfor. Eğı
En itinalı servis En nefis yemekler
Batı Akdeniz Hâili İstanbul - Pırt - Napoli - Marsilya Cenova Doğu Güney Akdeniz Hattı İstanbul-İzmir-Pire -Limasol-Beyruf
İskenderiye Napoli Marsilya Genova
BEYOĞLU İSTİKLAL CADDESİ Nl 198 Va 3((6 iHil«lllll!ÜrS!!i|||ıı,....................
A. G.. Diisseldorf
ARADIĞINIZ EN GIJZEL HEDİYE
OL*1!
SİYASİ İKTİSADI
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi :
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER
Bu sayıda yazı işlerini fiilen İdare eden: SACİD ÖGET
Basıldığı yer:
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKET! MATBAASI
[kinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki İktisadî, dördüncü sayfamızdaki kültürel başmakalelerde ilen sürülecek fikirler tamamen vazarlanna aittir.

lOthııııırı ınırjıb



:YENİ İSTANBUL i
5 i| i GAZETESİ 1
♦ ABONEMAN KUPONU I
i (, Bu karneden koparılan bir yaprak mu- ♦
kabilinde gazeteyi satan her müvczzl ve-
’• ya tütüncüden bir gazete satın alınır. I
Aylık natı: 2*u kuruştur.




Comments (0)