19 Nisan 1950 — Çarşamba
SİYASİ İKTİSADİ
Sayı 140
10 Kuruf
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8 Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Türkiye İçin seneliği 32. altı aylığı 17. Üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
İÇ ve DIŞ POLİTİKA _ 18/IV/1950 -
Disiplinli hürriyet
İŞİTİYORUZ, okuyoruz: Yurdumuzda Abdülhamit devrine rahmet okutan bir istibdat varmış, Bir ülkede istibdat olursa, orada hürriyetten elbette bah-‘ sedilemez. Fakat istibdadın hüküm sürdüğü bir memlekette de haksızlıktan, zulümden uluorta bahsedenlerin akıbetlerini tahmin etmek güç değildir. Bizim neslimiz bövle bir devri görmüş olduğu için istibdadın hangi vasıtalarla çalıştığını pek iyi bilir. Daha sonraki nesiller ise göremediklerini kitaplardan okumuşlardır Yurdumuzda olmayan şey hürriyetsizlik değildir. Bizim hürriyetimiz hattâ bir çok bakımdan, Avrupa memleketlerinde anlaşılan hürriyetten çok daha geniştir bile. Münakaşalarımızı istediğimiz gibi yapabiliriz. Buna kimse karışmaz. Sırasında dedikodulara belbağlıyarak şahsiyata da girişiriz. Gene ses çıkaran olmaz. Fakat bize bu da az gelir, sevmediğimiz insanları canımızın istediği gibi hırpalamak isteriz. Kanunlarımız işte o zaman harekete geçer. Biz, buna nedense. hürriyetsizlik adını vermeye öteden beri alışmış bulunuyoruz. Halbuki Avrupa kanunları vatandaş şerefi bahsinde çok daha sıkı, çok daha duyguludur.
Dünyanın her ülkesinde böy-ledir. Devletler, sosyal nizamlarını korumak maksadiyle kanun, lar ya parlar ve buna karşı ge-lenleri cezalandırırlar. Bizim de böyle kanunlarımız vardır. Yapılan bir kanun, başka bir kanunla hükümsüz bir hale gelmedikçe cemiyet nizamının bir parçası savılır. Amerika’da Fransa’da. İngiltere'de, kısacası, bütün dünyada buna karşı bir şey denmez. Seçim yolu dururken bunu küfürle, zorla değiştirmek kimsenin aklından geçmez. Biz kanunların gökten inmiş bir şey olduğuna inananlardan değiliz. Fakat kanunların yalnız meclis karariyle değişebileceğine aklımız erer. Hürriyetsizlik midir bu şimdi? Demokrasilerde hangi parti işbaşında bulunursa bulunsun. mevcut kanunları yürürlükte tutmak zorundadır. Hiç bir hükümet ba^ka türlü hareket edemez. Halbuki biz. bir taraftan demokrasi istiyoruz, öte taraftan da istediklerimizin demokrasiye aykırı olduğunu düşünmüyoruz. Demokrasi; çileden çıkmış, dizginsiz bir hürriyet değil, kanun çerçevesi içinde anlaşılması gereken bir hürriyet, disiplinli bir hürriyet demektir. Sosyal nizamımızın şeriatçı, şeyh efendi ve komünist gibi apaçık kundakçılarına hürriyet verilmediğinden şikâyet e-denler varsa, bizim de onlara karşı Büyüyeceklerimiz vardır. Ne şeriatçi, ne şeyh efendi, ne de komünist; demokrasi hürriyetinin mümessilleri değildirler. Şeriatçılar, şeyhler, tarihimizde en büyük tahribatı yapmışlardır. Komünistlerin ne yaptıklarını görüyoruz. Her vatandaşın hürriyetten beklediği şey. memleketin daha diri bir ölçüde kalkınmasıdır. yıkılması değil.
Yurdumuzda demokrasi hayatı değiştikçe, şimdiki hürriyetimiz ister istemez çok daha daralacaktır. Biz bunlardan birkaçını sayabiliriz: ekmeklerimizin. yiyecek ve içeceklerimizin fiyatları, kaliteleri, alışverişimizin bütün safhaları, lokantalarımız, fırınlarımız, her şeyimiz çok sıkı bir kontrolden geçecek ve vatandaş şerefine sataşanlar daha sert kanunları karşılarında bulacaklardır. Şimdi hürriyetsizlikten şikâyet edenler, eğer gerçekten demokrasi istiyorlarsa bu hürriyet daralışından, bakalım memnun olacaklar mı?
Bizde yanlış anlaşılmış bir hürriyet vardır ve bu hürriyet demokrasi çerçevesini fazlaBİvle aşmaktadır. Eğer bu da bize yetmiyorsa, o halde anarşi mı istiyoruz? Çünkü: dizginsiz hürriyet anarşi, disiplinli hürriyet ise demokrasi demektir. Temiz bir demokrasi için gereken hürriyete ise ancak olgun insan ruhu ile yüksek sosyal faziletlerle erişilebilir.

İrkir
Avrupa Birliği mevzuunda konuşan
Adenauer Fransızları tenkit ederken
. A
A
11
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden: HA8İB EDİB TÖREHAN
Alman milliyetçiliğini galeyana getiren olay
Adenauer ve dinleyicileri eski Alman marşını hep bir ağızdan söylediler
leri de kurtaracağımıza emin olabilirsiniz.”
“Deutschland Über aile»” söyleniyor
Berlin. 18 i YİRSI — Batı Almanya Başbakanı Adenauer. bugün Titanla tiyatrosunda 800 Almana hitaben yaktığı bir konuşmadan sonra, dinleyicilerle beraber ayağa kalkarak imparatorluk ve Hitler Alnıanyasının milli marşı olan “Deutschlar.a über alles” şarkısını söylemiştir. Müttefik komutanları ayağa kalkmamışlardır.
Müttefik işgal makamları, marşın yasak edilmediğini, fakat, hadisenin tatsız bir hareket olduğunu bildirmişlerdir. Buna rağmen hiçbir zecri tedbir alınmayacaktır.
Berlin filârmonik orkestrası şarkıya refakat etmiştir.
Berlin 18 A.A. tAFP) — ’ Deutsch-land über alles” marşının üçüncü kıtasının söylenmesi üzerine bu sabah çıkan hâdise münasebetiyle sosyal Demokrat Partisinin idare üyeleri Başbakan Adenauer tarafından verilen ziyafette bulunmaktan imtina etmişlerdir.
Başbakanın Berlindeki bulunuşunun son günlerinde ittihaz edecekleri hareket hattını tesbit etmek üzere o-lağanlistü bir toplantı yapacaklardır.
Titanıa Palast’da toplanan halk, Başbakanın isteği üzerine eski milli marşı söylediği sırada Berlindeki A-merıkaJi, İngiliz ve Fransız kumandanları olan General Taylor, General Boume ve General Ganevol ve müttefik askeri heyetleri şefleri ayağa kalkmamışlardır.
^ashington. 18 A.A. «AFP) — Dışişleri Bakam Acheson’un 8 ve 9 mayısta Pariste Rnberl Schuman’bı yapacağı görüşmelerde Birleşik Amerikanın en az iki seneden önce Batı Almanyanm silâhlanmaması hususunda Fransa ile mutabık olduğunu bildireceği öğrenilmiştir.
Filhakika ^’ashington çevıelerinde 36 tümenden müteşekkil bir Avrupa kuşeti teşkil etmek için bu müddet zaruri telâkki edilmektedir.
Berlin 18 (YİRS) — Bugün Ber-linde sekiz yüz kişiye hitaben bir nutuk veren Batı Almanya Başbakanı. Batı Almanyanm Avrupa konseyine tam haklara malik bir üye olarak Alınmaması kargısında Fransa tarafından çıkarılan engellere temas ederek demiştir kı: “Batı Almanya-nın Avrupa Konseyine eşit haklara malik bir Üye olarak alınması için istical gösterilmelidir. Harp ettiği i— çin Almanyaya kin beslemek mânâ-sızdır. N&poleon Fransası Avrupayı kasıp kavurduktan sonra, düşman o-Jan devletler Fransaya eşit haklara malik bir tiler.
“Bugün zemdir ve
malıdır. Eğer Sovyet hususunda samimi hareket ediyorsa, Birleşik bir Avrupaj'a taraftar olmalıdır/’
Doğu Almanyada yaşayan 18 milyon Almana hitap eden Adenauer şunları söylemiştir: “Kalplerimiz sizinle birliktedir. Biz kendimizi kurtardık ve hürriyeti elde ettik. Siz-
millet olarak muamele et-
Avrupanın birleşmesi el-Birleşık bir Avrupa kurul-Rusya banş
Kızıl Çinliler Hainan’a çıktı
Milliyetçiler işe zafer iddia ediyor
Hong-Kong, 19 (YtRS) — Haynan adasında Şengmay körfezind? komünist kuvvetlen tarafından kurulmuş olan köprübaşı, milliyetçiler tarafından parçalanmıştır.
Komünistler tarafından on beş bin kişi ile Haynan adasına yapılan çıkartma hareketi, otuz saatten fazla süren fasılasız bir savaştan sonra a-kamete uğratılmıştır.
İstila teşebbüsünde bulunan conk-lardan İki yüzden fazlası tahnp edilmiştir.
2000 den fazla komünist İmha edildi
Taipeh «Formoza), 18 (A.P.) — Milliyetçi Çin makamlarına göre, milliyetçi uçaklar, dün akşama kadar Haynan adası sahillerinde istilâya teşebbüs eden 2.000 den fazla komünist askeri imha etmişlerdir.
Milliyetçiler 7.000 den faz; a mevcutlu komünist istilâ kuvvetlerinin Haynan adasında iki köprübaşı kurduklarını ve milliyetçi garnizonun müstevlilere karşı bugün de savaşa devam ettiğini belirtmişlerdi’.

Iran, Rusyaya yaklaşmak istiyor
Tahran, 18 A.A. lAFPı — Mısırda çıkan El Mısri gazetesinin verdiği bir haberi yalanlayan Ittıiaat gazetesi şunları yazmaktadır:
“Şahın S t alin tarafından uavet e-dildiği hakkında herhangi bıı haber almış değiliz. Bununla beraber İran-Rus münasebetlerinin düzelmesi yolundaki her hareketi memnuniyetle karşılıyacağımız da muhakkaktır.

(’
Bu sebeple parlâmento
anayasayı tadil ediyor
Belgrad, 18 A.A. lAFPı — Henüz resmen teyidi kabil olmamakla beraber Belgrad’da birkaç günden beri ısrarla dolaşan söylentilere göre 26 martta seçilip ilk toplantısını 24 nisanda yapılacak olan parlâmento, anayasayı tadil edecektir. Bu tadilât neticesinde hâlen mevcut olan yüksek şûra yerine cumhurbaşkanlığı ihdas edilecek ve galip bir ihtimalle bu vazifeyi Mareşal Tito üzerine alacaktır. .
İtalyan gazetecileri seçimi protesto ediyorlar
Roma, 18 A.A. «United Press! — Yugoslavyanm Trieste serbest topraklarındaki bölgesinde pazar günü yapılan seçimler sırasında İtalyan gazetecilerine karşı şiddet kullanılması keyfiyetini resmen protesto maka»-diyle hazırlanacak notayı müzakere etmek üzere. İtalyan kabinesi dün akşam fevkalâde bir toplantı ak detmlştir.
Trieate seçimlerinde kati nefire
Belgrad. 18 A.A. ıReuterı — Tnestenin Yugoslav bölgesindeki Cape d'îstria kazasının seçim neticeleri Belgrad radyosu tarafından bugün açıklanmıştır 24.292 seçmen oylarını şu şekilde vermişlerdir: Yüzde 88.36 Halk Cephesine yilzde 1.7 Sosyalts» Partiye, yüzde 1.1 Hıristiyan gosyallst Partiye. “Malinle. Tito dünyaca oyun oynayacaklar"
Stuttgart. 18 (YİRS) —YugoslavyAnın eski Kıralı bugün Madrltte bir Amerikalı gazeteciye verdiği mü-lâkatta, Tito’ya karşı gayet, müteyakkız dayanılması-nı hatırlatarak şunlan üâve etmiştir:
“Stalin ve Tito arasındaki anlaşmazlık, eninde sonunda düzelecektir Stalin Tltoya oyun oynadıysa. Tifo aynı şekilde mukabele etmiştir. Yugoslav komünistleri Moskova komünistlerinden farksızdır ve eninde sonunda Stahnle Tito eleJe vererek bu sefer bütün dünyaya bir oyun oynamaya karışacaklardır „
İlânlar: 6 ncı sahifede santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mes'uliyet kabul edilmez.
Ankarada hüküm süren
yüzde otuzlar heyecanı
C. H. P. Divan âzasının bütün ketumiyetine rağmen, ağızdan ağıza dolaşan bazı isimlerde isabet olmadığı tahmin edilmektedir

İngiliz Maliye Bakanı Slr Stafford Cripps
Cripps yeni
yıl bütçesini
dün okudu
Maliye Bakanı sene sonundan önce yeni bir seçim bekliyor
Londra 18 (YİRS) — bıgUterc Maliye Bıkanı Sir Stafford Crippş bugün yeni yıl biitçe«ri hakkında Avam Kamarasında 2 «ant 20 dakika «üren bir açıklama yapmrştır.
Geliri az olanlardan alınan lerırilorin altıda bir nispetinde azaltılacağını bildiren: Bakan, vasattan yukarı ve zenginlerden alınan vergilerin arttırılacağını ve bıı arada benzin üzerinden dokuz peııs vergi alınırken bu miktarın I silin 6 penise çıkarılacağını bildirmiştir.
Cripps, Hükümetin bu sene 3,455.^69.000 sterlinc harcayacağını ve geçen senekI gider bütçesinin 3,375,000.000 olduğunu hatırlatmıştır. Savunma için ayrılan tahsisat 780,820.000 sterling-(I • r.
İngiltere Maliye Bakam, bütçe açıklamasını yaptığı sırada, sene sonundan evvel yeııl hir seçimin nazar litlbara ulınnıasını söz arasında hatırlatmıştır.
“.Almanya İle tapoııyanın rekabetini hesap etmeli”
Londra 18 (A.A.) — Slr Staf-ford Cripps, Büyiik Britanyanm altın ı? dolar İhtiyatlarının, bu yılın ilk 3 ayı zarfında 296 milyon dolar fazlalaştığını ve İhtiyat yekûnunun 1.984.000.000 dolara balğ olduğunu açıklamıştır.
Maliye Bakanı. İhracatın artmasına ilâveten İngiliz mamulleri fiatleriniıı dun^va piyasalarında diğer memleketler mamulleriyle tamamiyle rekabet edebilecek durumda olduğunu söylemiş ve şunları ilâve etmiştir:
Almanya ile Jnponyanın milletlerarası piyasaya avdet etmekte olduklarını ve bunun dışında (»nümüzdeki avlar zarfında rekabetin şiddetleneceğini u-n utma malıyız.
Bulun riManla X uır’»*laı yanın İşbirliği ettiği devirlerde Mareşal Tito ile Yorgi Dlmltrof beraber resim çektiriyorlardı.,
Telefon: 44756-44757 Santral Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul
=r
tç SAYFALARDA
T
Ankara. 18 «Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Ankarada iki günden beri bütün Alâka C.H.P. nin yüzde otuzlar listesi etrafında toplanmış bulunmakta ve buna kimlerin dahil bulunduğu. başta Alâkadarlar ile gazeteciler olmak üzere herkes tarafından öğrenilmek istenmektedir.
Divan âzAsı her ne kadar ketumiyeti muhafazaya çalışmakla ise de. dosttan dosta ve kulaktan kulağa sızmalar vukuunun önüne kat’ı olarak geçilememektedir. Nitekim gazeteler de çıkan isimler, bu sayede meydana çıkmış bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmının yanlış, bir kısmının da intihap dairesinin sıhhati bakımından uygunsuz olması İhtimali ziyadesiyle mevcuttur. Fakat listeye girenlerin müjdeyi alarak sükûtu muhafaza etmelerinin yanıbaşındA, kendi isimleri etrafında bir türlü herhangi bir sız manın vaki olmamış olmasından kendi hesaplarına menfi bir hükme varabilenler da görülmektedir.
Yüzde otuzlar dahil olmak üzere tam liste ayın 23 ünde ilân eritecektir. O zaman mahalli teşkilât yoklamaları neticesinde seçilen yüzde 70 terin mi, yoksa partinin merkez teşki lâtı tarafından seçilen yüzde 30 larm mı daha isabetli bir netice getirdiğini tesbit etmek mümkün olacaktır.
Nasıl ki. yine 23 ve 24 nisan tarihlerinde bütün partilerin umumi seçim listelerini gerek mahaJli gerek u-raumi ölçüde olarak keyfiyet bakımından mukayese etmek imkânı elde edilmiş olacaktır.
ızmlrdekl politika düellosu devam ediyor
İzmir 18 «Hususi muhabirimiz bildiriyor) — D.P. Genel İdare Kurulunun îzmir milletvekili listesine Halide Edib Adıvar. HaJil Özyürük ve Celâl Bayan ilâve ettiği bildirilmiştir Bu suretle her iki partinin İzmir lis teleri kuvvetlentoiş ve mücadele saf baları bu nispette hararetlenmiştir. Demokratlar Eğede durumu şöyle görüyorlar:
“İktidar partisi seçim günlerinde memleketin iç havasını tazyik edecek usullere başvurmadığı takdirde Ay dm ve Antalya hariç olmak üzere bütün Ege illerinde D P nin kazanma şansı C.H.P. den %25 nispetinde daha fazladır.
C.H.P. de yüzde otuzların son kısmı
İstanbul: Mekki Hikmet Gelenbek, Nuruilah Esat Sümer, FakaçelH. Po pulis, Hayrabetyan, Moiz Tekinalp, Saim Ali Dılemre.
Bolu: Sait Sakarya.
Sivas: Celâl Sait Siren. Hamdı Ko-cabay. Aü Kemal Yiğitoğlu.
Rize: Necati Topçuoğlu.
Muğla: Recal Göreli.
Burdur; Zühtü Durukan.
Niğde: Sait Naci.
Kars: Ali Rıza Esen, Hüseyin Cahit Yalçın.
Siirt: Ethem îzzet Benice.
Trabzon: Cahit Zamangil, Hamdl Orhon. General Naci Altuğ.
Antalya: Ali Hikmet Berki. Niyazi Aksu.
Bursa: Durmuş Remzi, Talât Si-
mer.
Erzurum: Salim Altuğ.
İzmir: Sırrı Dav, Şerif Remzi, Hüseyin Kavalalı. Mehmet Orhon.
Gümüşhane: Falih Rıfkı Atay.
Afyon:
Muhiddln
Konya:
tekin.
İKİNCİ
Büyük siyasi anketimiz ÜÇÜNCÜ
Sosyal sahadaki eksiklerimiz Muvaffak Ihsan Garan DÖRDÜNCÜ
Kara Haşan köyü
T. Y.
Kan’’ Çevre (Hikâye) BEŞlNl.
İş politikası
M. Nermi

İsmail Hakkı Baltacıo^lu, Baha Pars.
Ali Rıza Türel. Galip Gül-
Balıkesir: Esat Altan.
Tunceli? lzzeddin Çalışlar.
Bolu: Hıfzurrahman Raşit.
Tokat: Refik Ahmet Sevengil.
Manisa: Esat Çınar, Hakkı Tank Us.
Kütahya: Asım Gündüz.
Malatya: Sadık Eti.
Kastamano: Şerefeddin Kara can. Amasya: Nazım Poroy. d-tâ:*Faik özfrak
Amerikanın
K remline
Moskova Elçisi .Alan Kirk
mukabil notasını veren AmerLkanın
Amerikanın Rusyaya mukabil notası
Kaybolan uçak ve personel için
Sovyet Donan-uçağını üzerin-
Sovyetlerden tazminat isteniyor
VVashington. 18 (Ap) — Birleşik Amerika Hükümeti, bugün bir Rus notasına verdiği cevapta, avcı uçaklarının Amerikan masına ait kayıp bir devriye Baltık bölgesinde, açık deniz
de ateş açmak suretiyle düşürdüklerini kaybetmiştir.
Amerikan mukabil notasında. Rus-vadan. bu hâdisenin sorumlularını cezalandırması ve uçakla birlikte kaybolan 10 kişinin canlarına karşı-lık tazminat ödenmesi istenilmiştir.
Rusya 11 nisan tarihinde verdiği bir protesto notasında, bir Amerikan uçanının 8 nisanda Latvya üzerinde uçtuğunu ve Sovyet uçaklariyle ateş teati ettiğini ileri sürmüştür. Birleşik Amerikanın mukabil ithamı ve tazminat isteği bu notaya verilen resmi cevapla bildirilmiştir.
Kalkütada
Kolera salgını
Amerikan notası. Moskovada elçi Alan Kirk tarafından verilmiştir. Notada aynı azamanda. “banşçı ve korekt münasebetler idame etmenin güçlükleri" belirtilmiş, Sovyet hava kuvvetlerine bu güçlükleri arttıracak mahiyette herhangi bir yeni hâdiseyi önlemek için en sıkı ve kesin talimat verilmesi de istenilmiştir.
Boştan boşa dolan hastahanelerde can çekişenleri yerlere yatırıyorlar
Kalküta. 18 A.A. «United Press)—-Kalkütada başgbstercn kolera vatkaları. bugün bir salgın halini almıştır. Hastahaneler, ölümlerin birbirlerini gayet seri takip etmeleri yüzünden cesetten kaldımıağA vakit bulamamaktadır.
Bugün öğleye kadar 158 vaka daha bildirilmiştir.
Geçen hafta zarfında hAstahaneler günde aşağı yukarı 100 hasta kabul etmişlerdir. Resmi makamlann bildirdiğine göre bu miktar hastalann ancak bir kısmını teşkil etmektedir.
Diğer taraftan menencit ve çiçek hastalığına tutulmuş olanlar da Kalküta hastahanelennf doldurmaktadırlar.
230 kişilik bir hastahane, can çekişen koleralı 800 kadar hasta kabul etmiştir.
Bu vaziyet karşısında hastalar yere yatırılmaktadır.
Bu salgının Doğu Bengaldekl mahallî karışıklıklardan kaçan binlerce mültecinin gelmesinden sonra çıktığı sanılmaktadır
Sıhhî makamlar halkı aşılanmağA davet etmektedir.
Seçim kurulunun dünkü çalışmaları
Parti teşkilâtlarında da toplantılar yapılıyor
İstanbul tl Seçim Kurulu, dün ilçe kurulları balkanlarının da iştira* kiyle Yargıç Seyfeddin Uğurun başkanlığında toplanmıştır.
Seçim tarihinin yaklaşması üzerine seçimin kanun hükümleri dahilinde cereyan etmesi İçin şimdiye kadar yapılan hazırlıkları gözden geçirmiş ve ihtiyaçları tesbit etmiştir.
Parti namzetleri, bu ayın 24 ünden sonra bildirilme digri takdirde muteber ol&mıyacağından partilerin bu tarihe kadar behemehal namzetlerini bildirmeleri beklenmektedir.
Hilmi Uran geliyor
C.H.P, İstanbul milletvekili adayları. parti İl propaganda komitesinin iştirakiyle dün de bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıda adayların propaganda mevzuları ve sahaları etrafında fikir teatisi edilmiştir.
Vali ve Belediye Reisi Kerim Gökay da.
biri olan Barbaros Türk
Barbaros’un türbesi dün açıldı
Büyük Türk Amirali Barbaros Hayreddin Beşik t aştaki türbesi dün saat 12,20 de kalabalık bir vatandaş topluluğu önünde törenle açılmıştır. Bu münasebetle söz alan tarih öğret* meni Muzaffer, Barbaroşun zaferlerinden ve meziyetlerinden bahseden bir konuşma yapmış ve bütün Türk milletinin kahraman denizciye hürmetle bağlı olduğunu tebarüz ettirmiştir. «
Bilâhare
Dr. Fahreddin Türk nulletmin yetiştirdiği büyük şahsiyetlerden Hayreddmın açık denizlerde
bayrağını şerefle ve zaferle dalgalandırdığına. dış güvenliğimizi senelerce denizde bir kale halinde temsil ettiğine işaret ederek, kadirbilir milletimizin vefalı bakrında gençliğimize kahramanlık, feragat ve Türklüğe bağlılık timsali olarak ebedi isti-rahatgâhında yatmakta olduğunu söyledikten sonra. Fatihler, Yavuzlar. Kanuniler, Atatürkler yetiştiren büydlk milletimizin en büyük vasfı, kendine hizmet edenlere daima min-
o net ve şükran duygularıyle bağlanmak olduğunu belirtmiş ve “var olsun Türk milleti” diyerek türbeyi açmıştır.
Şili ve Kalkütada başlayan çiçek hastalığına karşı şehrimizde alınan tedbirler
Şili ve Kalkütada başlayan çiçek hastalı#! salgınının deniz yolcuları tarafından îngiltereve de sirayet ettirildiğini ajanr'ar haber vermişlerdir. Korkunç ve son derecede süratle bulaşan bu hastalığa karşı memleketimizde ve bu arada şehrimizde tedbirler alınmasına karar verilmiş va işe başlanmıştır.
10 Nisan 1950
Snyfa 2
v r; f • «« t a n n v L
Başbakan Yardımcısı ve Devlet
Bakanı N. Erim in cevapları
"Milletin kendi kendini idare etmesi prensipinin memleketimizde en iyi şeklinde nasıl tatbik edileceğini araştırmak lâzımdır.,,
“Şimdi yürürlükte olan Anayasa’da bunun teminafı »kliktir. Eğer tamam olsa idi, 1920 den yahut 1924 den bugüne Türkiye’de bir an dahi tok parti idaresi kurulamamak gerekirdi.,,
Aııal C ı
Cevabı : — Demokratik memleketlerde partiler seçimlere az veya çok sarih programla girerler. Bu program muayyen bir maddenin Veya bir çok maddelerin tahakkukuna müteveccih olabilir. Keza partiler, seçimden Önce ilân eyledikleri bu kabil programlan bir “yafama devresi’* için tanzim ederler.
Seçim bir partiye yalnız başına hükümet kurabilecek bir mcclla ekseriyeti sağjarsa (1945’de tr.gllterede olduğu gibi) programın aynen tatbiki için zemin hazırlanmış domektir. Baz an muayyen bir parti tek başına hükümet kuracak ekseriyet elde edemez (ki Fransa’da hemen dalma durum budur), o zaman iki veya daha ziyade partinin birlikte hükümet kurmaları İcap eder. Bu takdirde, hiç bir parti kendi ilân eylediği programı eksiksiz veya katıksız tatbik edemez. Kaldı ki, muayyen bir partinin tek haçına hükümet kurması veya programını tam olarak gerçekleştirmesi takdirinde yeni devre için yapılacak seçimlerde, vatandaş çokluğunun o partiye fazla oy vermiyecegi riyazi bir katiyetle söylenemez.
Binaenaleyh Sual “C” nin İkinci paragrafının başındaki Mbu böyle olduğuna göre’* anlayışına İştirak edilemez. Ayrıca, milletin dört senede bir hakem olması demek, bir umumi seçimden diğer umumî seçime kadar, millet meclislerinin mürakabe zaruretini ortadan kaldıramaz. Bizim anayasa da B.M.M. ’nin hükümet üzerindeki mürakabeslnl bu bir yaşama devresi, yani dört sene için, tanzim eylemek istemiştir. Fakat kanaatimce. Anayasalın bugünkü şeklinde, çeşitli boşluklar vardır. Ana prensipler bakımından fazla eksik yoktur. Bu prensipleri müessir kılacak ma-kanlzma tamamlanmaya muhtaçtır.
Sual C’de kastedilen hedef, dört sene müddetle hükümet istikran kurarak, muayyen bir programın rahatça tatbikine imkân vermek yolunu bulmak ise: o zaman bunu şu suretle sağlamak kabildir: Seçim sistemi, muayyen bir partiye B.M M.’de mutlak çokluğu temin edecek tarzda tes-bit olunur. Meselâ, tek milletvekili seçen seçim çevreleri usulü bunu sağlamaktadır. Filhakika bu usule bağlı kalan İngiltere'de Avam Kamarasında ekseriya bir parti çokluk sağlamakta» bazan da iki parti birlikte hükümet kurmak zorunda kalmaktadır. Bu usulün hükümet istikrarı bakımından faydası aşikâr olmakla beraber, nisbt temsil usulü lehinde öne sürülen mütalâalar da İhmal edilemez. Esasen, tanzim edilecek bir plânın kanunlaştırılması da, kalkınma hamlelerinde ve bunun plânında devamlılığı temin edebilir.
Kanaatimce, memleketimiz için her şeyden önce halledilmesi gereken mesele millet iradesine dayanan çok partili siyasi rejimi sağlam bir temele oturtmak meselesidir. Bu mesele henüz halledilmemiştir. Bu sebepten, temsil, meclis mürakabesi, meclise karşı mesul hükümet,kuvvetler muvazenesi gibi prensipler esası üzerinde Anayasa yeniden ele alınmalıdır. “Milletin kendi kendini idare etmesi” prensipinin memleketimizde en iyi şeklinde nasıl tatbik edileceğini araştırmak lâzımdır. Şimdi yürürlükte o-lan Anayasada bunun “teminatı” eksiktir. Eğer tamam olsa İdi, 1920 den yahut 1924’den bugüne TÜrkiyede bir an dahi tek parti İdaresi kurulama-
Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı
Nihat Erim
in cevapları
Sual : C
(A) ve (B) noklahın, bir taşrıl dtvrays şâmlî taahhütler demektir.
Boçlme alrnn bir parti bunları yapacağını İfade ederek seçimi kazanırsa, zaten 4 sene zar-finde ve azami salâhiyet ölçüsü dahilinde hu İşleri başarmaya çalışacaktır. Ve dediklerinde muvaffak olumuz yahut dediklerinin yanlış ve zararlı olduğu devre sonunda görülürse, âmme efkârı salâhiyeti ondan alarak diğerine verecektir.
Bu böyle olduğuna göre mevcut Anayasa, bunun siyasi, mail vc iktisadi sahndn tatbiki bakımından on güzel hükümleri câ-nıl ve tam böyle bir memleketin idaresine uygun değil midir?
Geri bir memleketi İleri götürmek. ancak böyle global görüş, global tatbikat ve global salâhiyetlerle kabil olacağına göre, bu bakımdan da mevcut A-nayasu, on İyi bir vesika, sosyal ak d İn ııefsülemre en uygun olan bir şekil değil midir? Ve müvnzene meselesi 4 senede bir milletin hakem olması yolundan halledilmekte değil midir?
Keza,
böyle, geri bir memleketin I senelik şâmil görüş, hamle ve hesaplaşmalar İle İlerlemesi ancak mümkün olacağına, fakat bu İdare tarzında, 4 senede bir kati bir hakem rolünde bulunmak itibariyle, son söz millete düştüğüne göre, mevcut Anayasa İle,
milletin kendi kendini idare etmesi
prenslpl, en genle ölçüde tatbik edilmiş olacak değil midir?
Yani halkın halk tarafından halk için idaresi
kıstaM. işler A, B ve C de gösterilen ölçü ve fiishata çıkınca, en tam bir şekilde yerini bulmuş olacak değil midir?
Değilse niçin değildir? Vo A, B. C de mütalâa edilen meseleler birbiri ile İrtibatlı bulunduğuna göre bunların nasıl bir a-nayaMH ve parlmnnter bir teamül içinde muamele görmelerini düşünürdünüz?
Sual : D
Osnıanlı İmparatorluğunun bize bıraktığı bir tarihi İrtibatlar
nıak gerekirdi. Halbuki, tek parti i-daresl Anayasaya hiç dokunmaksızm kurulabilmiştir. Bu bir vakıadır ve 1945*e kadar olan hayatımız için, bu oluşu tenkid etmiyorum. Sadece tespit ediyorum. Türkiyenin bugün ulaştığı medeniyet merhalesinde, bir daha tek partili sisteme dönüş mümkün o-lamamalıdır. öyle bir Anayasa yapılmalıdır ki, Devlet Başkanı, Millet Meclisi, Yaşlılar (yani Ayan veya Senato) Meclisi, Hükümet birbirini tamamlasın, birbirini kontrol etsin ve bunlardan biri muvazeneyi bozmaya kalktığında, diğerleri ona karşı birleşsin ve en sonunda ihtilâf, milletin hakemliğine sunulsun. İhtilâl yapmadan çok partili ve serbest münakaşaydı kabul eden hayata nihayet verile- • meşin. İşte ben böyle bir Anayasa sistemine taraftarım.
manzumesi vardın Balkanlara, Avrup&ya, yakın ve ortadoğuya doğru.
Yirminci nsruı İkinci yarısında hor memleket yonl dünyamızdaki yerini alacağına görn,
eski İrtibatları hangi prensiplere göre yeniden tesis etmek mümkündür"
Meselâ Arap Birliği İle İsrail ihtilâfında, İslâmlık irtibatı İle ıııl yoksa lâik görüşle ini hareket etmek doğrudur? Hlndistnrı-PâkİKtaıı meselesinde keza. Endonezya İle olan münasebetlerimizde keza. Balkanlara gelince, Yunanistan İle bir cephe kurarak mı (kİ bu, gümrük İttihadına ve iktisadi, ticari koordinasyona kadar gidebilir) yoksa demirperdeyi Bnlkanlnrda eritmeye çalışarak daha umumi bir görüşle mi?
Sual: E
Şimdiye kadarkl demokratik rejimi tesis gayretlerinde: önümüzdeki seçim ve bunu yürürlüğe koyacak olan yonl Seçim Kanunu, sizce hir İkinci ve müspet safha açmakta mıdır? Açar telâkki edilmesinde bir zaruret yok mudur?
Yani, hürriyet ınlsnkı, 21 temmuz, 12 temmuz, gof sistemi, muvazaa var, husumet andı v.s. gibi ayırıcı polemiklere son verilerek, daha ziyade memleketin ana dâvaları üzerinde parl-maııtcr faaliyetler sarf etmek lâzım değil midir?
Kİ bu takdirde partilerin program üzerinde karşılaşarak faaliyetlerini hıııın göre tanzim etmeleri lâzım gelecektir.
Yani iktidar meselesi, şu yahut bu partinin İdare başında bulunması zaviyesinden değil; memleketi gerilikten llerlllğe götürecek hamleler bakımından mütalâa edilecek ve İktidardaki partinin olsun mürakabedekllp-rin olsun, faaliyetleri, hep bu istikamete teveccüh edecektir.
Sual: F
25 sene için ne düşünürsünüz? Bugünkü siyasî safha orıun kati olarak devamı mıdır? Yoksa ondan kati ınâııada bir ayrılma mıdır?
Eğer devamı ise, umumi hlr İbra lâzımdır. Değilse hem 25 söneri hem de mesullerini muhakeme altına almak lâzımdır. Sizce hangisi doğrudur ve neden köyledir?
Sual D :
Cevabı : — Türkiye, dış politikasında ve dış münasebetlerin batıya ve doğuya doğru gelişmesinde kültür ve bilcümle manevi kıymetler bakımından şu temele dayanmalıdır: Türk Milleti modern zamanlara hâkim olan batı kültürünün doğuya doğru uzayıp geliştiği bir muhit teşkil etmektedir. Doğu milletleri biz de batıyı bulmalıdırlar, batı medeniyetini benimsemek lstiyenler bizi
Yarın ----------
Ekonomi ve Ticaret Bakanı
Vedat Dicleli
nin cevapları
Son hâdiselerin dünkü tahkikatı
Türk Kültür Ocuğı ve
Türk Gençlik teşkilâtında arama yapıldı
Mareşal Fevzi Çakmnk’ın ölümünden sonraki hâdiselere alt tahkikat şayanı dikkat bir safhaya girmiştir.
Cenaze töreni esnasında dağıttıkları müşterek bir beyanname ile hükümet aleyhine vatandaşı tahrikten ve alyasl beyanname neşretmekten «anık görülen Türk Kültür Ocnğı’ııın lzzoddln hanındaki merkezi ile Türk
Gençliği Teşkilâtının Heyazıttaki Slmkeşhanedekl merkezlerinde Emniyet Birinci Şube monauplan tarafından arama yapılarak bulunan evrak mılsadeıe edllmlşlln Dün de bu teşekküllerinin İdare heyeti üyeleri Emniyet Müdürlüğüne colbadllerek İfadelerine müracaat edilmiştir.
Radyoevi hâdisesi ha kitindeki tahkikat evrıtltı Birinci Asliye Ceza Mahkemeline tevdi edildiğinden mevkuf talebelerin avukatları tarafından tetklka başlanmıştır.
Üniversite Talebe Birliğinin sekreterleri ve avukatlar heyeti tarafından zabıtlar tetkik edilmektedir. Bugün Aallye Ceza Hâkimi nezdlnde tahliye talebinde bulunacak ve kefalet ödemek icap ettiği takdirde Türkiye Millî Talebe Federasyonu tarafından ödenecektir.
Federasyonun genel idare kurulu üyeleri dün Sultanahmet Cezaevine giderek mevkuf Üniversitelilerin hepsi ile ayrı ayrı görüşmüşler ve hepsinin maneviyatını yerinde bulmuşlardır. Federasyon kendilerine yiyecek, yatak, battaniye ve sigara temin etmiştir.
Savcılık irtica hâdisesine ait tahkikata devam etmektedir.
Turist gemileri kılavuz ücreti ödemiyecek
Harp yıllarından kalma bir kanun hükümlerine göre limanımıza gelen turist gemilerinden 500-1000 lira a-rasında kılavuzluk resmi alınmakta idi. Turizm Teşvik Kanunu mucibince bu resim kaldırılmış ve keyfiyet dün ilgili makamlara bildirilmiştir.
örnek tutmalıdırlar. Batı ise, kendi manevi kıymet ölçülerinin doğuya doğru saha kazanmasında Türkiyevi kuvvetli ve süratle ilerleyen Lir merkez olarak benimsemelidir.
Sual E :
Cevabı ; — Halen B.M.M. komisyonunda müzakere edilmekte olan seçim kanunu 1950-1954 devresini 1946-1950 devresinden daha verimli kılmak imkânlarını Bağlıyacaktır.
“Memleketin ana dâvaları üzerinde parlmanter faaliyetler sarfetmek” elbette lâzımdır, elzemdir, şarttır. Fakat bu da bir tecrübe ve hiç şüphesiz seviye meselesidir, önümüzdeki seçimlerden sonra bağlıyacak devre için daha ümitliyim.
Sual F t
Cevabı : — 23 nisan 1920 de Türkiye B.M.M. kurulduktan bugüne kadar devam eden siyasî hayat bir küldür, ayrılamaz. Son 25 yılda Türkiye “kanun hâkimiyeti” altında yaşamıştır. Müstakil mahkemeler İşlemiştir. Nazari olarak, 25 senenin mahsulleri yoktur, muhakeme altına alınacak kimseler yortur. Olsa idi kanunlar ve mahkemeler bu vazifeyi yaparlardı.
25 senelik devreyi, heyeti umumi-yesi İle, Türkiyenin yükseliş devrinin yeniden başlayışı olarak görmekteyim. Bu devrede memlekete hizmet edebilmiş olanlara gıpta ve hayranlık duymaktayım. İnkılâpların başarılması için tek parti rejimi zaruret idi. Fakat 1945 de bu rejim artık devam edemiyeçek kadar “hasta” idi. Binaenaleyh çok partili hayata geçiş tam zamanında olmuştur»
Tarım Bakanı Cavit Oral’ın beyanatı
Bakan, Marshall Plânının tatbikatını izah etti
Şimdiye kadar 4000 »raktör geldi. Bu yıl içinde de birçok malıeme İle birlikte 2000 traktör daha gelecek
Şehrimize geldiğini biidlrdltlmlz Tarım Bakanı Cavit Oral, dün kendisi ile görüşen arkadaşımıza bir beyanat vermiştir, 8özc ilk evvelâ Seçimler-(lcn bnşhyan Bakan, bu mevzuda demiştir ki:
- Seçim kampanyası başlamış bulunuyor, Nasıl ki, muhalefet İktidarı almak için çalışıyorsa C. H. P. de şimdiye kadar başlamış olduğu programı tahakkuk ettirmek İçin iktidarda kalmayı seçim yollyl© aağ^ yacnktır. Ki hu da C. H. P, nin an tabii hakkıdır. Hiç şüphesiz, kendi • mizi kuvvetli hissediyoruz ve büyük inkılâplar yapmış olan partiye halkımızın rey vereceğini ümit ediyoruz,,,
Bundan sonra Bakalı, Marshall Plâ. tundan bahisle demiştir ki:
“— Katiyetle ifade ederim ki, Mnr-shnll Plânı tatbikatının memleketimizdeki tarihi henüz bir yıl uimasına rağmen batı münferit hâdiseler İstisna edilirse, bu plânın tarım sahasında çok iyi tatbik edilmekte olduğu muhakkak bir şeydir, şimdiye kadar memleketimize bu kanaldan gotirllrn traktörlerin «dedi 4000 i bulmuştur. Bunlar tamamlyle müstahsile İntikal ettirilmiştir. Keza 560 kadar biçer döver. harman makineleri getirilmiştir. Bunlardan başka bir çok ziraat malzemesi de vardır, 1960 yılı içinde yine bir çok malzeme ile birlikte 2000 traktör gelecektir. Tarım Bakanlığı küçük müatahsilU birlikler ve istihsal kooperatifleri şeklinde çiftçiyi bu gelen makinelerden İstifade ettirmeye çalışmaktadır. Nitekim bazı vilâyetlerimiz köy birlikleri kurmaya başlamıştır. Ankara vilâyeti bunların başında gelmektedir. Bu sene Ankarada kurulmuş olan 50 köy birliğine komple vaziyette 50 traktör teslim edilmiştir. Yozgat vilâyetine de 2G blrltk için traktör tahrişi yapılmıştır. Tevzi işi önümüzdeki yıl diğer vilâyetlerimize de teşmil edilmeye çalışılacaktır. Traktörleri İyi çalıştırmak ve iyi korumak İçin bilhassa yedek parçasına, sabit ve seyyar atelye adetlerinin arttırılmasına ve makinist elemanı yetiştirilmesine son derece ehemmiyet vermekteyiz. 949 yılı içerisinde açmış olduğumuz kuralarda yetiştirilen eleman adedi l*100 Ü bulmuştur. 15 mayıs 1950 den itibaren memleketin muhtelif yerlerinde açacağımız 26 kurslarda yetiştireceğimiz eleman 2400 ü bulacaktır. Kurslarda yetiştirilen elemanlar her tarafta iyi karşılanmakta ve İyi randıman vermektedirler, Şimdiye kadar donatım ve hususi firmaların getirtmiş ve faaliyete koymuş oldukları seyyar atelye adedi
Türkiye Milli Talebe Federasyonu Genel İdare Kurulu dün toplandı
Dünya Gençlik Teşkilâtının şehrimizde yapacağı toplantıya ehemmiyet veriliyor
Dünya Gençlik Birliği (VVorld As-seınbly of Youlhl 1950 konsey içtimai, önümüzdeki Ağustos ayı içinde Istanbulda ve Şale köşkünde yapılacaktır. Bu konsey içtimaına asli delege, müşavir, müşahit ve gazeteci olarak, 32 muhtelif memleketten olmak üzere 400 den fazla ecnebi iştirak edecek ve memleketimizde bir aya yakın bir müddetle kalacaklardır.
Dünya Gençlik Birliğine Türk gençliği adına âza bulunan Türkiye Millî Talebe Federasyonu, İzmirde akdettiği beşinci büyük kongrede bir heyet seçerek bu heyeti, konsey Iç-timaına hazırlık ve detaylariyle alâkalanmak üzere vazlfelendlrmişti.
Bu cülmeden olarak Türkiye Milli Talebe Federasyonu Genel İdare Kurulu. dün saat 14 de Başkan Crjy Kıraç’ın riyasetinde Teknik üniversite Senato salonunda toplanmıştır.
Toplantıya Ankara Üniversitesi Talebe Birliği, Ankara Yüksek O-kullar Talebe Birliği, İstanbul Üni-


4
26 tir. Hnblt atelye adedi de 14 ü bulmuştur,
1018-49 senesinde Mârshall Plânından memleketimize getirilen yeden parça 700 küsur bin dolar tutarındadır. 1930 de getirtilecek yedek parçası 2 milyon dolar tutmaktadır, Memleketimize getirilmekte olan bu traktörler Amerikanın olduğu gibi dünyanın cn İyi traktörleridir.
Traktörlerin letihssj sahasındaki faydası kendisini hissettirmeye başlamıştır vr bugün memleketin her tarafında zirai kalkınma hareketi bariz hir Surette kendini göstrımekte-dir. Geçen aeneki kuraklık hâdisesinin hububatımız üzerinde yaptığı tesir istisna edilirse diğer ham maddelerimizde bir artış rakamlarla sabitti/’. Meselâ 1948 dc pamuk istihsalâtimiz 307.000 balya iken 1049 da rekolte 600.000 balyaya yaklaşmıştır. 1960 hazırlığı geçen seneye nazaran deha çok fazladır ve eğer tııblnt şnrtları biraz yardım edecek Olursa pamuk irilhsalâlımız rahat rahat 600.000 balyayı bulacaktır, Bu «öneki hububat ekimi do goçon seneye nazaran '420-26 nispetinde bir fazlalık göstermektedir ve bugüne kadar vilâyetlerden aldığımız malûmata göre hububat mahsulümü» bahar aylarında normal bir dürüma girmiştir. Yalnız mayıs yağmurlarına Ihtiyacınıız vardır. Mayısta beklediğimiz yağmurlar olursa normalin üatündo hlr hububat mahsulü idrak etmek İmkânım sağlamış bulunacağız. Ancak tekrar ede-yim ki mayıs yağmurlarına ihtiyaç vardır.”
Bundan sonra yeni Toprak Kanununa temas eden Bakan demiştir kİ;
”— Toprak umum müdürlüğü İle İskân umum müdürlüğünü birleştirmek suretiyle kurmuş olduğumuz yeni teşkilât hiç şüphe yok ki köylülerimizi topraklandırma işini daha çok hızlandıracak ve önümüzdeki yıllarda topraksız vatandaşlara geçen yıllara nazaran daha fazla toprak vermek imkânı hâsıl olacaktır.
Son olarak şunu İfade etmek İsterim ki bu memleketin kalkınması, her şeyden evvel istihsalâün artması ve Türkiyenin İhracatçı memleketler arasında yer alması ile kaimdir. Bunun içindir ki istihsal politikasına çok ehemmiyet vererek İyi kaliteli, ucuz maliyetli ve dünya pazarlarında müşteri bulacak duruma gelnr.ış ürünler yetiştirmek mecburiyeti karşısında bulunacağız. Koyu bir ziraat memleketi olan ve her şeyi toprağa bakan TÜrkiyede tarım politikasının kısaca ifadesi İşte bundan ibarettir.”
versitesi Talebe Birliği, İstanbul Teknik Üniversite Talebe Birliği, İstanbul Yüksek Okullar Talebe Birliği. İzmir Ticaret Okulu Talebe Cemiyeti Başkanlan ve Federasyon İdare heyetindeki üyeler iştirak etmişlerdir.
Ruznameyi, nizanamece Genel 1da-de Kurulunun kararlarını tatbik edecek olan İcra Komitesinin itimat alma meselesi teşkil ediyordu.
Şeref Tarhan. Hilmi Biçkin, İsmail Ünal, İsmail Hakkı Blrner’den teşekkül eden icra Komitesi ittifakla tasvip edilmiştir.
Müteakiben kurul, çalışma programını tesbit etmi^ ve yarın saat 9,30 da toplanmak üzere dağılmıştır.
Valiyi ziyaret
Genel İdare Kurulu âzaları toplantıdan sonra VaH ve Belediye Başkanın! makamında ziyaret etmişlerdir. Vali, gençlere VV.A.Y. konsey toplantısı İçin elinden gelen yardımları yapacağını bildirmiştir.
Doğumevlerindeki faaliyet artıyor Ayricu kuduz tedavialıle dr ehemmiyet veriliyor
Şoftrlmlzdokl hutnhane, Rinator-yom, pievantoıyom ve dog'Uın evlerinin 10 yıllık fnuliyetl hakkında, Is* tanbul Hamlık vo 3o»ynl Y&rdlhı M d-dlırltlflhıce htuırlnnnn latatıe* ’ l( re göre doğumevlerinin faaliyeti g fiden güne artmaktadır. Uoçen a >6 23 nisanda tıçılan Milleymanlye >. gumevine 1Ö50 yılı başına kad; r (•-çon Hvklz, uy anıfındn 1023 dr n hastam yatırılmıştır. Doftnnloi i *-sında İkiz ve üçtlzler bulunduğu |ri,ı dünyayn gelen çocukların «ayısı iki bine yaklaşmaktadır. Zeynep Kftmll Dogıımevlne İse 1040 sonesinde 3131 dn^ıım huataeı kubul edilmiştir. Do-ftan çocukların miktarı 4 bini geç. inektedir.
Bundan başka yine aynı istatistiklere göre kuduz tedavi mUosMeeealn-de todtıvl edilenlerin ınyııı da her yıl çoğalmaktadır. 1044 senesinde bu mücsMosodo 1052 kişi tedavi edil-dlgl halde 1040 yılında tedavi gören-lerln miktarı 3011 e yükselmiştir. 1040 dukl çocuk doğumu miktarı
Son bir sene içinde yani 1049 da şehrimizde dognn çocukları ebeler tosblt cdorek nlftkalı makamlara bildirmişlerdir. Buna göre, Belediye hudutları içinde 0304 kız, 4907 erkek, Belediye hudutlun dışında ise 1726 erkek, 1619 kız çocuk dünyaya gel-iniştir. Bu suretle bir eenede vllAye. timizde 13646 çocuğun doğduğu teı-blt edilmiştir. AlAkalılara göre bu rakam hakiki doğum yekûnuna na. zaran azdır. Zira kendi kendine doğuranlarla, diplomasız ebeler tara, fındun. alınan çocuklar bu yekûna dahil değildir.
Süleymanlye Kütüphanesinde Mikrofilm tesisatı tamamlandı
Milli‘Eğitim Bakanlığı tarafından Süleymanlye Kütüphanesine bir (Mikrofilm) ve (Foto-kopiyaj) atol, yesi kurulmuştur. 11.000 liraya mal olan bu tesisatla çok eski ve kıymetli eserlerin foto kopyeleri alınacak ve bunların okuyucular elinde yıpranması önlenmiş olacaktır. Bundan başka yapılan bu tesisler sayesinde bütün dünya kütüphane ve ü-nlversltoleriyle mikrofilm mübadelesi yapmak İmkânı hâsıl olacaktır. Okuyucular pozitif kopyeleri. hususi ışık tertibatlı pertavsız tesisatı vasıtasiylc rahatça okuyabileceklerdir.
Gülhane Parkı tanzim ediliyor öğrendiğimize göre Gülhane Par* kının esaslı bir surette tanzimine başlanmıştır. Bu münasebetle 6 mayısta parkta geniş ölçüde halk eğlenceleri yapılacaktır. Ayrıca Şehir Bandosu, haftada iki defa parkın münasip bir yerinde halk konserleri verecektir.
Şehrimizin en güzel bahçelerinden biri olan ve halkın mütekâsif olduğu bir yerde bulunan Gülhane Parkının tanzim edileceğini, Istanbulun yeni valisi, ilk basın toplantısında bildirmişti. Bu vaadin yerine getirilmesiyle halkımızı iyi bir dinlenme ve eğlence yerine kavuşmuş olacaktır*
İşçiyi barındırma mevzuunda dün verilen konferans
İstanbul üniversitesi İçtimaiyat Enstitüsü tarafından halk için tertip edilen iş ve işçi konferanslarının altıncısı dün saat 18,30 da Eminönü Halkevinde, İktisat Fakültesi İktisat ve İşletme Profesörü Dr. Ahmet Alı Özeken tarafından (Türkiye sanayiinde işçi barındırma) mevzuunda verilmiştir.
KaJabalık bir halk kütlesi huzurunda konuşan Prof. Ahmet Ali Ö-zeken, Türkiye sanayiindeki işçi barındırmasının etraflı bir tarihçesini yapmış, muhtelif sanayi bölgelerimiz^ deki işçinin durumunu misallerle izah etmiş ve modern işçi hayatı mevzuunda ısrarla durmuştur.
Ahmet Hamdı Tanpınar
Sahnenin
Dışındakiler
- 42 -
Tepedeki sultan köşkünün korusunda, etraftaki bahçelerde ispinozlar, karatavuk yavruları, kuyruksallıyanlar ötüyorlar, karabatak ve martılar sahil boyunca sabahın mavi kordelâsmı çiğlikleriyle birbiri ardınca makaslıyorlardı. Rasim Beyin neyi, hu oluş halindeki dünyada benim için durmadan Sabihayı arıyordu.
Rasim Beyin taksimi bittikten sonra giyindim, aşağıya indim. Bahçe sabahla sarmal dolaştı. Sonbaharın saltanatına yavaş yavaş hazırlanan ağaçların yapraklarında, çimenlerde gecenin çiğleri parlıyordu. Her tarafta an vızıltısı, böcek sesi vardı.
İçimde behemehal harcamasım istediğim bir hazine vardı. Bir şeyler yapmalıydım. Fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Otelden çıktığım andan beri gördüğüm, işittiğim teyleıs üst üste geçtiğim ruh holleri hepsi birden bu sabah saatinde üstüme yükelnmiş gibiydiler. Birdenbire aklıma denize İnmek geldi.
Yani iskekde balığa gitmeye hazırlanıyordu. Feri -k^anu1' n kâîmo, dostlukla karşıladı. Ve r rçabuk yıkunatjlocsglm bir rıhtıma götürdü. Yolda bana gecenin havadislerini verdi, fiarıyer-206
de tngillzlerin oturduğu küçük bir yalı yanmıştı. “Bereket versin etrafı bahçe olduğu için çabuk söndü.,, Ortaköyde kim oldukları bilinmiyen bir kaç kişi bir millîciyi öldürmüşlerdi. Yine ortaköy ve Arnavutköyünde İngilizler bütün meyhaneleri, kahveleri basmışlar, silâh muayenesi yapmışlar, yedi sekiz kişiyi tevkif etmişlerdi. Bunların arasında Arap Ahmet adında bir bıçkın da bulunuyormuş. Ama, bizim polis ne yapıp yapmış onu kaçırtmış.
— Hiç bırakırlar mı beyim. Arap Ahmet sekiz İnsana bedeldir. Sonra daha düşünceli, ilâve etti:
— Allah vere de bir daha yakayı ele vermese... Komiteciler bu sefer temizlerler.
Anadolu kıyısında deniz yor yer sümbül tarlasına benziyordu. Yalıların arasında sabah güneşi bir iğfal, bir nevi bahar sıtması gibi suya düşüyordu. Yanının beni götürdüğü boş yalı rıhtımından denize girdim. Su, tahmin ettiğimden soğuktu. Bir iki çırpınıştan sonra geceki İçkinin ve iki gecelik uykusuzluğun tesirinden kurtuldum. Eve döndüğüm zaman herkes kahvaltı masasında beni bekler buldum. Tevfik Beyi
— Biz seni uyuyor, sanıyorduk I Uyandınrım diye doğru dürüst sabah keyfi yapamadım.., dedi ve mahrum olduğu bu keyfi tamamlamak İster gibi İki üç defa gürültüyle aksırdı. Onda her şey, aksırışına varıncaya kadar nispet değiştiriyordu. Ben, cevap olarak “Deniz çok güaeldl!,, dedim. Soma, gece kendisinden sormaya karar verdiğim şeyleri teker teker sordum,
—4 Babamm, dedim, 1914 de nezarette o kadar iyi bte tnavkll varken taşraya tâyininin sobo-binl billyoF Inusıınuz?
Yüzüme hayretle baktif
—* Bunda bilmıyecek ne var? Komşunuz Sa-207
lâhattln Bey Ekrem Beyte babanın mektuplaştığını merkezi umumiye haber vermiş, hattâ babanı tehlikeli bir adam gibi göstermişti. Birdenbire Nuri Beyin o geceki telâşını hatırladım.
— İyi ama Talât Paşa bu mektupları biliyordu! babamı da tanır, severdi.
— Fazla ısrar ettiler. Muztar kalmış. Yahut bize öyle söyledi. Babana taşraya çıkmasını teklif etmeden üç defa benimle konuştu. “Çok sıkıştırıyorlar: böyle bir adamın nezarette olmasını istemiyorlar.,, dedi. Ben de İster istemez babana açtım. Sonra babanla beni çağırdı ve ona şimdilik hatırı İçin, dışarda bir mutasarrıflık kabul etmesini rica etti. Baban da razı oldu. Bilir misin, çok nâzik ve sevimli adamdı, ötekilerin hiç birine benzemezdi. Onda mıknatla gibi bir şey vardı, insanı çekerdi, sözü kolay kolay reddedilmezdi. Zaten babana çok geçmeden tstanbula alacağını v&detmiştl. Fakat sonra baban harp yüzünden istemedi, hattâ sahil şehri olsun diye kaymakamlığa razı oldu.
Ben gerisini dinlemiyordum. KurUdmuştum. Altı senedir içimde çöreklenen azaptan kurtulmuştum. Demek babamı, annemi beyhude yere itham etmiştim. Ellerinde olduğum İçin bana zulmetmemişlerdl. Kardeşimin ölümünden ben mesul değildim, no de onlar... Sabihayı tetedlğinı gibi sevebilirdim. Sokağa çıkıp herkeeo bağırmak istiyordum! “Konuşun! Etrafınızdaki çocuklarla» kendinizden küçüklerle konuşmaya tenezzül edin! Onlara anlatın! Her şoyi bilsinler! Siz onların bir hiç yüzünden ne kadar azap çektiklerini bil-mesainiz!.,
Tevfik Bey içimden geçenlerden habersiz Talât Paşayı anlatıyordu.
— Harp içinde çok ıstırap çekti. İlkönce her 208
şeyi idare edeceğini sanıyordu. Fakat daha BabIâli baskınında dizginlerin elinden kaçtığım gördü. Mahmut Şevket Paşa vakasında ise idare paşalara geçmişti. Bilhassa Enver damat olduktan sonra... Harbin sonuna doğru her şeyi biliyordu, ve hiç rahatı yoktu.
Gitmeden evvel bana biraz da İhsanla Muhlisten bahsetmesini rica ettim:
— Muhliste çekilmez taraflar vardır. O, doludizgin harekettir, dedi. İhsan ise başka türlü adam. Evvelce sevışnıezlernuş. Belki sen daha İyi bilirsin! Fakat cephede dost olmuşlar. — Etrafına bakındı; — Muhlis mektebi bitirmediği halde gönüllü olarak harbe girdi. Kafkaayada bir muharebede doktoru olduğu piyade taburuna zabıtanın şahadeti üzerine kumandanlık bile etti. Yani binbaşı vazifesi gördü. Hem de bir kaç gün, hem de muvaffakiyetle... Muhlisin gözü pektir, yapmıyacağı iş yoktur. Kışın Kafkasyada buzlu su ile yıkanırmış. Acayip adam vesselâm... Ama ben, yine İhsanı tercih ederim. O sağlam ve geniş adamdır. Bizim teşkilâtın ruhu odur. Ah, razı olsa... i
Yazık ki sözünü başka bir sualle kestim. Çünkü sonradan o kadar merak ettiğim bu “razı olsa,,.,, nırı gerisini bir daha ondan dlnliyeme-dlm.
•— Teşkilât dediğiniz, asıl resmi teşkilât mı?
— Hayır, fakat onun emrinde çalışıyoruz. Sonra yine etrafındakilere bakarak devam etti:
— Büjdlk bir şey değil. Fakat şehrin Türk halkının hayatını kolaylaştırıyoruz. Burada bir milyon insan var. Ama yine İhsanın dediği gibi, asıl yemek orada pişiyon Istanbıılda. bizim gibi başka teşekküller, münferit hareketler de var. Eğer Anadolunun istediğini kabul etseler, bu kabine maskaralığını bıraksalar, İşler daha kolny-209
laşır. Politika güç iştir. Dostu İdare güçtür, düşmanı idare güçtür, düşmanı zararsız yapmak güçtür. Her şey güçtür. Dirayet ister! Her şey dirayet iater! Bazan sabredersin, zaaf olur; bazan zaafın kuvvet görünür. Paşada bu dJrayet var, anladın mt? Daha çok şey olacak, görürsün! Adamı çıkınca her şey olur... Sıhhatin için dediğin şey olmasaydı, ben yarın akşam seni A-nadoluya yollardım. Asıl iş orada, adam da orada... Bizi hâdiselerin elinden kurtaracak adanı...
Birdenbire tekrar İhsanı düşündüm. 1914 baharında evimizde babamla konuşurken söylediklerini hatırladım. Tevfik Bey aşağı yukarı İhsanın ağziyle konuşuyordu. Tevfik Beyi evvelden de severdim. Bu akşam ve bu sabah daha fazla sevmiştim. Giderken onun da, Rasim Beyin de ellerini öptüm. Yengelerim “Sık sık bekleriz....
diyorlardı. Tevfik Bey beni kapıya kadar götürdü.
— Son de az adam değilsin... Bir kere iyi içiyorsun! Canın istedi mi gel! Bizim mendebur, — Almanyada olan oğlundan bahsediyordu, — siyah biradan başka içkiyi sevmezmiş, bir de Fransız şarabı... Sözü tekrar bana çevirdi;
— Yalnız bir nasihatim var sana, kederini çoğaltmak için içme! Dağıtmak için iç... Geniş ol, geniş yaşa.
Bahçe kapısının önünde durmuş konuşuyorduk. Küçük Nuraıı benim gideceğimi anlayınca koşup yanımıza golmiştl. Bir taraftan iyileşen» vo şimdi muhabbetinden durmadan üstüne sıçrı-yan Mercana “Dur be Mercan, bak dayım, ne akıllı akıllı konuşuyor!,, diye söz anlatmaya çalışıyor, bir taraftan da bizi dinliyordu. Biraz ötede dün akşam küçük kızın üzerinde döndüğü çivili tahta güneşte onu bekler gibiydi.
(Devamı var)
210

19 Nisan 1950
elçisiyle hemfikir
Vicdan azabı 25.000
(United Haftalık "United States dergisi bulunan
Yunan Kıralı Amerika
”Hüküm vermeden Yunanistanın zor durumunu düşünmeli
dolardan üstün çıktı
Yolcu uçağına lıoınba koyan adanı kendi kendini ihbar etü
bir facia ön-
John Grant bulunan bir
Los Angeles. 18 - A.A. «United Press) — Polis tarafından bildirildiğine göre. San Diegoya hareket etmek üzere bulunan bir Amerikan taşıt uçağına bir şahıs tarafından yer. leştirilen saatli bir bomba meydana çıkarılarak muhakkak lenmiştir,.
öğrenildiğine göre adında ve 31 yaşında
mühendis saatli bomban bizzat imal ederek karısının elbise çantasına yerleştirmiştir.
John Grant böylelikle 25 bin dolara sigorta ettirdiği karısı ile iki çocuğunun seyahatlan sırasında yo-kedılmelerini temin etmek istemiş, faJcat vicdanı muazzep olmuş ve u-çagın hareketinden bir müddet evvel hava meydanına gelerek hazırlamış olduğu suikast! haber vermişti*
1
k.

imam nikâhı her şeyi düzeltecek
Iran prensesi ve Amerikalı kocası Avrupada kalacak
Roma, 18 (AP) — İran Şahının kızkardeşi Prenses Fatma ile evlenmiş olan Hillyer, “İmam nikâhından sonra her şeyin düzeleceğini” söylemiş ve eşinin. Şaha vaziyeti anlatmak maksadiyle bu hafta içinde 1-rana gideceği yolundaki haberleri yalanlamıştır.
(Tahranda bir resmî sözcü. Pren-sesin> Şahın iznini almadan evlenmiş olduğundan dolayı. İrana girmesinin yaeak edilmesinin muhtemel bulunduğunu söylemiştir.)
Hillyer. Pariste yapılacak olan i-mam nikâhından sonra Romaya döneceklerini ve kendisinin seyahatten hakkında yazmakta olduğu bir kitaba devam edeceğini bildirmiş “Fatma Tahrana gidecektir ama. şimdi değil ancak bir kaç ay sonra” demiştir.
Hillyer. eşi ile birlikte Avrupada kalman tasarladıklarını kaydetmiştir.
^ehinşah teklifi nefretle reddediyor
Tahran, 18 (AP) — Kıral Sarayına yakın olan çevrelerden dün bildirildiğine göre, İran Şahı, kızkar-dcşı Prenses Fatm^ vasi tas iyi e, Vin-cent Lee Hillyer ln müslümanlığa ve İran tabiiyetine kabulü hakkında yapmış olduğu teklifi nefretle reddetmiştir.
Eski İran Şahmın cesedi yurduna getiriliyor
İranda 5 ve 6 mayıs, matem günü olarak ilân edildi
Pehlevl’nm
akşam Tahrana getirllecek-
Şah Pehlev! 1941 sonbaha-Müttefiklerin İrana girdik-
Tahran 18. A.A. (AFPı — Resmen bildirildiğine göre bugünkü hanedanın müessısi Rıza Şah nâşı bu tjr.
Rıza nnda
lert esnada oğlu lehine tahttan fe-rağat etmiş ve IngiUzler tarafından önce Johannesbourg’a sonra da Mau-rice Adasına gönderilmiştir
Harpten sonra cenazesi Kahireye getirilmiştir. Bugünkü Kıral nâşm îrana getirilmesine karar vermiştir Müteveffa Rıza Şah Pehlev! İçin Tahranın 22 kilometre uzağında kâin mukaddes şehir Rey’de bir türbe inşa edilecektir.
Mayısın beş ve altıncı günleri milli matem günü İlân edilecektir. Saray Nazırı, Rıza Şah. Pehlevfnln cenaze merasiminde temsil edilmeleri İçin bütün devletleri «davet etmiştir.
Uçan daireler meğer tepkili helikoptermiş
Avusluryalı mühendis, kanatların ucundan çıkan benzinin geceleyin yuvarlak bir daire çizmekte olduğunu iddia ediyor
Viyana» 18 A.A. iAFTi — Karenter Volkszeitung gazetesinde VVjcner Neustadt uçak fabrikaları esk» direktörü Bklward Neindel tarafından yazılan resimli bir röportajda bildirildiğine göre, uçan daireler ilk defa aşağı Avuaturvada Wlener Neustadt’da imal edilmiştir.
NelndePe göre, bu uçan daireler ilk nümunesi AvusturyalI Mühendis Dobl. hoff tarafından harpte imal edilen tepkili helikopterlerden başka bir şey
VVashington. 18 . A.A.
Press)
News and World Report” muhabirine dün demeçte
Yunan Kıralı Pol. Yunanistanın durumu hakkında hüküm verirken, bu memleketin 1940 tanberi maruz kaldığı istilâ ve işgalin nazarı itibara alınması gerektiğini söylemiştir.
Kıral Yunan Hükümetinin daha verimli bir şekilde çalışması gerektiği yolunda Birleşik Amerika Büyük Elçisi Henry Gradv tarafından izhar olunan kanaate iştirak ettiğini, fakat Birleşik Amerikanın son yapılan genel seçimler hakkındaki resmi kana-atini tasvip etmediğini kaydetmiş ve şöyle demiştir:
“Daha çetecilerle savaşlar bitmeden evvel, Yunanistanda bir çok i-mar işleri başarılmıştır.”
Kıral Pole göre, iç savaş sona er-mLş, fakat Yunanistanda komünizm tam mânâsı ile yokedilmemîştir.
Margaret, gece eğlencelerini
gittikçe arttırıyor. Resimde
genç Prenses
* X. t
4 * V*
• ♦
•IH» •
Inglltereyl endişeye düşüren genç Prenses hayranlarından olan trıgilterenin en asil ailelerinden birinin oğlu Peter 3Vard3a beraber görülmektedir.


“Japonya Uzakşark'in
lsviçresi olmalıdır^
Japonlar barış andlaşmasına harfiyen riayet diyorlar
New-York, 19 (YİRS) — Readers Digest aylık dergisinin muhabirine özel bir mülftkat veren Amerikanın Japonyadaki işgal Komutanı General McArthur demiştir ki:
“Japonya, Uzakdoğunun lsviçresi olmalı ve müstakbel bir harpte tarafsız kalmalıdır. Japonya, kendini müdafaa edebilecek bir ordu kuramaz ve kurduğu takdirde herhangi bir taarruzu tahrik edebilir.,,
Japonyanın barış anlaşması kaidelerine harfiyen sadık kaldığını belirten McArthur. Amerikanın demokrasi uğruna en büyük hizmeti J ıponya-
İki sene susan papaz konuştu
NeW-York, 18 (Nafenı - tki sene susan zenci papaz yeniden konuşmaya başlamıştır, • ileriyi gördüğünü iddia eden bu zenci hidrojen bombası münasebetiyle taraftarlarına yaptığı bir hitâbede bu bombayı kendinin kontrol ettiğini ve medeniyetin Akıhetınin kendi ellerinde lunduğunu bir kere daha ortaya mıştır.
bu-at-
Bu
“Father Divıne., 7.3 yaşındadır, milyon ayrıca mülkü
zencinin şimdiye kadar 15 dolar nakit par* topladığı ve da 10 milyon dolarlık ma! ve bulunduğu kaydedilmektedir.
değildir. Daha 1943 te Ooerıng bu modeli görmüştür. Kanatların ucundan çıkan benzin, gece uçuşu esnasında yuvarlak bir âlet hissi vermekte-din
Bu âletin tecrübe sahalarının 194Ö te Saizburg a nakledildiğim yazan muharrir, bu icatla alâkadar olan Amerikalıların Doblhoff’a çalıştırdıklarını ve mühendisinin o zamandanbe-rl incelemelerine devam ettiğini bil dirmektedlr.
Bir Gıda Maddeleri Bakanı için en güç iş-.
12 nisanda» Y^ondradn Draıı Bradley'in evinde eski gazetecilerden nl>»n Brltunyn Giga Mııddclerl Rnhıını Mnıırlce Webb, bir basın toplantısında Ingilterede yiyecek vesikalarının uğrayacağı değişik* İlkleri İzah ederken, yüzündeki I-fadoyi gösteren üç rntantanc. (Solda! Jambon vcuiknlarınin beş nmi’tnn dört on»’n düşeceğini söylüyor. (OrtndıU Seker vcKİknlıırı hakkıiKİa endişeye düştüğünü a-çıkhyor. (Sağda» Tereyağının Î3 nidanda dört ons’tan beş oııs’a çıkacağını ve et vesikalarının art-maM için mnkııl «»ebeplcr olduğunu bildiriyor. /
Herhalde, bııgün bir bakım İçin hilhanRa bir gıda maddeleri bakanı İçin fiyatların artışını bildirmek kadar güç blrşey vur mıdır araba?
T
kuv-tak-iste-
da yaptığını söylemiş ve işgal vetleri Japonyadan ayrıldıkları dirde eski durumu iade etmek yenlerin tenvirat direklerine çekilerek asılacaklarını ilâve etmiştir.
Finlandiya güreşçileri, Mayıs ortalarında İstanbula geliyor
Helsinki, 19 (YtRSı — Finlandiya Güreş Birliği, İstanbul Güreş Klübü tarafından yapılan dâvetı kabul etmiş ve mayıs ortalarında Türkiyeye bir güreş takımını göndereceğini bildirmiştir.
L. Douglas'ın Brükseldeki temasları
Brüksel, İR A A. (AFP) — Brük-scl’e gelmiş bulunan Birleşik Amerikanın Londra Büyükelçisi LeWla Douglaa İngiliz Milli Savunma Bakanı ve Atlantik Paktı imzacısı diğer i devlet dışişleri bakanı ile go. üşmüş-tür. Bu görüşme İstişare Meclisi tarafından incelenen Kuzey Atlantik andlaşmasiyle, Amerikan Hükümetinin karşılıklı askeri yardım programına sıkı sıkıya bağlı meseleler üzerinde izahat maksadiyle yapılmıştı!
Lewis Douglas, bu akşam Londraya dönecektir.
HELİKOPTERLE TAHLİSİYE
W Ot W
Penini düşen Anvriluıh bahriyeli IC. L. Beanly, bir helikopter tamfııuİHiı denizden kurtarılmış ve Miduay uçak genılnlne sapasaftlanı getirilmiştir.
Aç Çin, Sovyet Rusyaya gıda maddesi gönderiyor
Komünist vaitlerinin mahiyeti böylece meydana vuruldu
Chicago. 18 - A.A. (United Press) — Birleşmiş Milletlerdeki Birleşik Amerika murahhası VVarren Austin, milyonlarca Çinli açlıkla karşı karşıya bulunurken komünist Çin 1ider-

[ MEMLEKET HABERLERİ^
İşçi Sigortaları Kurumunun Ankara Halkevindeki konferansları
Ankara, 18 «A.A.) — İşçi Sigortaları Kurumu tarafından bugün Ankara Halk evinde iki toplantı tertip edilmiş ve 1 nisan 1950 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş olan 5417 sayılı İhtiyarlık Sigortası Kanunu hakkında evvelâ İşverenlere sonra da işyerlerinde çalışan sigortalılara. İhtiyarlık Sigortası Müdürü Reşat Ak tarafından geniş izahat verilmiştir.
Reşat Ak yaptığı açıklamada, İhtiyarlık Sigortası Kanununun işyerlerinde hizmet görenlere sağladığı haklan ve sosyal değerini anlatmış, bu kanunun uygulandığı yerlerde çalışanların istifade edeceğini ancak, senede 200 günden az çalışmayı gerektiren mevsimlik ve süreksiz işlerde çalışanlarla Emekli Sandığı ile ilgilendirilmiş olanların faydalanaınıyacak-larını belirtmiştir.
Bundan sonra Reşat Ak. kanunun işverenlerle, işyerlerinde hizmet eden sigortalılara yüklediği karşılıklı yüklemleri saymış vc dinleyiciler tarafından ileri sürülen çeşitli soruları cevaplandırmışı ır.
Ankarada nakil vasıtaları takviye ediliyor
Ankara. 18 ı Husus muhabirimiz bildiriyor! — Şehrin taşıt ihtiyacı üzerinde Önemle duran Belediye otobüs ve troleybüs seferlerini takviye etmeğe çalışmaktadır. Beleaiye. son gelen otobüs ve kaptıkaçtılardan sonra yeniden 10 otobüs almağı kararlaştırmak üzeı edlr.
Ayrıca iki troleybüs daha getirilecektir.
lerinin MoskovalI efendilerinin yaya gıda maddesi yollanması kındaki taleplerine uyduklarını söylemiştir.
Rus-hak-dün
Böyle hareketler, diğer milyonlarca Asyalıya komünistlerin vâdettik-lcri ile yerine getirdikleri arasındaki derin farkı açıklamaktadır.

32 sene uyuyan kadın öldü
Londra, 18 (Nafen) — Devamlı bir surette uyanmadan 32 seneyi uykuda geçirmiş olan Bayan Caroline Karisen 88 yaşında olduğu halde ölmüştür. Bu İsveçli kadın 1876 senesinde 13 yaşında iken uyumuş ve ancak 1908 senesinde 45 yaşına bastığı sırada uyana bil m iştir. Bütün bu uyku müddetini sıhhat içinde geçiren kadın hiç evlenmemiştir.
Eve çabuk gitmenin en kestirme yolu
Londra, 18 ıNafenı — Denhanı stüdyolarında çalışmakta olan T. William isminde bir şahıs altı günlük mesaisi sonunda süratle evine gidebilmek için şu usulü tatbik etmektedir: T. VVilham uçakla yolculuk yapmakta ve evi üzerinden geçerken paraşütle kendini aşağıya atmaktadır. İddiasına göre böylelikle
5 saat daha fazla evinde kalabilmektedir.
Korelilerin Türkiyeye sevgi ve sempatileri
Kasım Giilek Kore Cumhuriyeti hakkında dün mühim beyanatta bulundu
• »
ezcümle şunları soy-
flilâhh anlaşmazlıkla-nezaret.
Güney Koı-e arasında
Ankara. 1# ıA.A.1 — Koıe Uzlaştırma Komisyonu Başkam Seyhan milletvekili Kasım Gülek dün Anadolu Ajansı muhabirine beyanatta bulunarak Korenln kısa bir tarihçesini yapmış ve Korelilerin Jüponlardan ziyade Türklere benzediğini ve 1950 tarihi yerine 4283 tarihini kullandığını. 1905 Japon - Rus harbinden sonra Japonların burayı evvelâ işgal sonra İlhak ettiklerini, son Cihan Harbinde Japonların mağlup olması üzerine Korelilerin tekrar hürriyetlerini istediklerini ve .1948 mayısında seçimleri müteakip 38 inci arz dairelinin güneyinde bir Kore Cumhuriyeti kurulduğunu söyledikten sonra 1949 sonbaharında Koreye gönderilen ve Turkiye-nin de dahil olduğu komisyonun vazifeleri hakkında lemiştir:
"1 — Korada rın önlenmesine
2 — Kuzey ve birleşme teminine gayret,
3 -- Korede demokrasi müessesesi-nin gelişmesini sağlamak üzere vardım ve nezarete müheyya hıılunmak.
İstiklâline kavuştuğu jkı soneden beri Kore çok şayanı takdir terakkiler kaydetmiş, memleketle demokrasi olanında büyük ilerlemeler olmuştur Demokrasi relimi bu memk kette artık yerleşmiş sayılabilir. Uzun seneler Japon işgali esnasındü kendilerine hiç bir fırsat verilmemiş olan Korelilerin çok kısa bir zamanda demokrasi sahasında kaydettikleri İlerlemeleri bilhassa takdirle belirtmek l«terim/‘
Kasım Gülek müteakiben Karenin ekonomik ve sınai durumu hakkında malumat verınlş vc Kore Cumhurjve■ tinin dışardan vâki tehditleri Önlemek V« memleket içindeki çeteleri bastır-
Mian Beşir Ahmedin refikasının vereceği konferans
Ankara 18 ı Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Pakistan Elçial Mian Beşlr A hm edin refikası Pokıstnnın mili! şair ve filozofu İkbalin ölümünün 12 nel yıldönümü münasebetiyle 21 nisanda Dil. Tarih ve Coğrafya Fakültesinde bir konferans verecek-
Hilmi Uran Istanbulda
Ankara, 18 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — C.H.P. Gene! Başkan Vekili Hilmi Uran bu akr iki ekspresle İstanbula hareket e*•'»şiir.
Sayfa 3
■ ■ M
Ç SOSYAL SflHADflKt EKSİKLERİMİZ
Her kadını, bir dişi mahlûk
gibi görmekten vazgeçelim
Yazan: Muvaffak İhsan GARAN
BS1I
l kılâp yaptık kafnt İmam
ÇEYREK asır içinde bir sürü inkılâp yaptık. Fes. çarşaf, peçe, kafes, İmam nikâhı, arap harfleri, tekke, medrese tarihe karıştı Bunların yerini şapka, rob. manto, medeni kanun, lâtin harfleri, kulüp ve balo almış bulunuyor.
Çok değil, otuz sene evveline, geriye doğru bakarsak; arada ne büyük fark olduğunu hayretle görürüz Artık şehirlerimizde, kasabalarımızda “kaç-göç,, usulü kalmadı. Tramvaylarda kadınlarla erkeklerin yerleri. kalın perde ile birbirinden ayrılmıyor. Sinemalarda kadınlara ayrı, erkeklere ayrı matineler tertip e-dilmiyor. Şimdi kadın, erkek hep birlikte gazinolara, çaylara, kokteyl partilere gidiyoruz, balolarda birbirimize sarılıp sabaha kadar dansedı-yorıız. Batı medeniyetine bu kadar çabuk ve kolay ayak uydurabildiğimize göre, hususi bir istidada sahip olduğumuz inkâr edilemez.
Ancak, şöyle bir ihraz hatıra gelebilir: “Dış görünüş itibariyle bir AvrupalI veya Amerikalıdan hiç bir farkımız yok... Fakat, acaba kafalarımızın içi de aynı derecede batı medeniyetine uygun mu? Düşünce, telâkki. zihniyet bakımından yeni ve esaslı bir inkılâp daha geçirmeye muhtaç değil miyiz?,,
İtiraf edelim ki, böyle bir inkılâba da şiddetle ihtiyacımız vardır İleri hamlemizi, içtimai ve ahlâki sahada geniş bir reformla tamamlamak zorundayız. Bunun lüzumunu anlamak için cemiyet hayatımızı, hattâ sadece nakil vasıtalarımızdaki caddelerimizdeki hali, şöyle bir den geçirmek kâfidir, sanırım, çok misaller gösterilebilirse de,
evvelâ kadın mevzuunu ve erkeklerin onlara karşı muamelesini ele a-lalım. Zaten, aleni ketlerde pek fazla
yüzünden, göze en çirkin görüneni de budur.
ve göz-Pek biz
olması ve hare-ifrata kaçılması
Dünyanın her tarafında erkekîer. umumi yerlerde veya sokakta hoşlarına giden bir kadın görünce, onunla konuşmak, tanışmak arzusu gösterir ve terbiye kaideleri dahilinde ona yaklaşmaya çaJışırlar. Fakat» o kadının evli, nişanlı olduğunu öğrendikleri zaman, yahut da onun bu gibi tanışmalardan memnun kalmadığını gördükleri vakit, nezaketle selâmlayıp yanından uzaklaşırlar. Mil-ziç tarzda sarkıntılığa devam etmek, pis şekilde lâf atmak, peşine düşmek, musallat olmak; medeniyete yakış-rnıyan, en çok ayıplanan hareketlerden biridir.
ve bundan enflâsyonla Amerikan
mak için mühim bir orduyu sefer halinde bulundurduğunu böyle memleketin bir karşılaştığını ve fakat
yardımı sayesinde bu iktisadi muvazenesizliğin düzelmek üzere belirttikten sonra sözlerini tirmlştir:
olduğunu şöyle bi-
«I
Türk mil-
“Korelilerin Türkiyeye ve letine karşı derin say-gı ve sevgileri var İstiklâl Savaşımızı ve inkılâpla-rımızı yakından takip etmiştir. Bugünkü durumlarını hlr çeyrek asır evvelki Türkiyeye benzetiyorlar vc Tiirkiyenin başarılarından örnekler almak İstiyorlar. Koreliler Türk milletine sevgi vr saygı mesajı götürmemi bilhassa benden rica ettiler. Ben de sizin vasıtanızla bu mesajı milletimize ulaştırmış oluyorum ”
■» ««M

İskenderun Harbiyesinde elektrik santralinin kurulmasına başlanıyor
İskenderun, 18 (A.A.) — tiler Bankası Umum Müdür Muavini Muhiddin Kulm’in başkanlığında Harbiye Hid-tlo-Elektnk santralını kuracak olan Tamiş Şirketinin Türk ve Alman’ mümessillerinden müteşekkil yedi kişilik bir heyet bugün uçakla Ankara-dan şehrimize gelmiştir. Heyet havı alanında Antakya, İskenderun, Kırıkhan, Belen ve Harbiye belediye başkanlan tarafından karşılanmış ve Antakyaya gitmiştir.
Yarın. Harbiyede santralın kurulacağı saha heyete teslim edilerek fiilen işe başlanacaktır. Bu münasebetle Harbiye Belediyesi tarafından bir tören tertiplenmiştir.
Ankarada elektrik tesisatı tevsi ediliyor
Ankara, 18 ı Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Şehrin elektrik şebekesinin tevsi işi gelişmektedir Şimdiye kadar hiç elektriği olmayan 15 e yakın mahalleye cereyan verilmiş bulunmaktadır. Bundan başka Belediye, şehrin bütün sokaklarına birer lâmba koymak kararını almıştın Bu iş için külliyetli miktarda malzeme sipariş edilmişti*
Bizde ise. görüyorsunuz, bütün bu çirkin haller her gün. her fırsatta pek çok erkekler tarafından yapıla-gelmektedir. Büyük caddelerde, hele birer cendere âleti vaziyetindeki tramvaylarda, otobüslerde öyle münasebetsiz hareketlere rastlıyoruz ki; hır Türk olarak bunların karşısında üzülmemek, utanmamak kabil değildir. Genç, orta yaşlı, üstü başı çok düzgün veya kılıksız kıyafetsiz, münevver, cahil bîr sürü erkekler, yolda ve nakil vasıtalarında bir kadın görür görmez, derhal sarkıntılığa başlamakta, iz’aç edercesine ona musallat olmaktadırlar. Çok defa bunlar, en iğrenç kelimelerle lâf atarak işe başlarlar, kadından mukabele görmedikleri nispette cüret ve küstahlığı arttırır, el hareketlerine kalkışır ve saatlerce peşine düşerler. Bazan teker teker, biri bırakıp öbürü devam etmek suretiyle, bazan da iki. üç arkadaş hep birden çember içine alarak...
Temiz, mazbut aile kadınlan ve kızları için, bu vaziyette yapacak hiç bir şey yoktur. Ne susmak, ne cevap vermek, ne tahkir etmek veya tokatlamak, bu tecavüzlerden kurtulmayı temin etmiyecek. sadece bir skanda-la yol açacaktır. Polise şikâyet etmekten de bir netice alınmadığına dair bir çok misaller görmekteyiz. O zaman da ya polisin alâkasızlığı ile karşılanmakta veya sokak ortasında münakaşayı, karakol, ifade ve saireyi göze almak icap etmektedir ki, kendini bilen kadınlar ve genç kızlar, bundan elbette dehşet duyacaklardır. Karılarımızı, kız kardeşlerimizi. kızlarımızı, erkeksiz sokağa bırakamaz hale geldik.
Yanında kendisine ait bir erkek, hattâ kocası varken bile, bir kadının emniyette olduğu pek iddia edilemez. Kocalariyle sokağa çıkan kadınlar, yine hiç olmazsa uzaktan i-şaretlere, hafif tertip ağız ve el şakalarına maruz kalmaktadırlar. Bu arada, karı-kocanın başına daha vahim hâdiselerin de gelmesi mümkündür. Ankara ve İstanbuldaki bazı vakaları, hele geçen senelerde Maslak yolunda olan dik.
Böyle bir karakterimiz
küm, her halde hiç de lehimizde ol-mıvacaktır. Eğer bir yabancı çıkar da, umumiyetle aile terbiyemizin noksan olduğunu, cemiyet hayatına ve medeni zihniyete henüz intibak e-demediğimizi söylerse, sakın ona kız-mıyalım. Bilâkis, el birliğiyle kete geçip, bu ağır ithamdan tulmaya çalışalım.
Erkeklerimizin büyük yekûn
bir kısmının, kadın mevzuunda bütün şuurlarını, terbiye kaidelerini, medeniyet icaplarını unutmalarına sebep acaba nedir?
Hatayı yalnız bir tarafta aramamak daha doğru olur. Şüphe yok ki Türk erkekleri, asfrlarca gizli kapalı tutulan, örf ve âdetlerle kendilerine yasak edilen bir şeye, kadına karşı büyük zaaf duymakta, bu yüzden hırslarına gem vuramamaktadırlar. Yüzlerce seneden beri batı memleketlerinde yapıldığı gibi, bizim erkek çocuklarımız ve delikanlılarımız da, kızlarla bir arada büyümüş, arkadaşça gezmiş, birlikte spor yapmış, onlarla kaynaşmış olsalardı, her rastladıkları kadının, kızın sadece cinsiyet tarafını görmezler, onu ancak muayyen zevke yarıyan bir dişi mahlûk telâkki etmezlerdi. Gençlerin, bilhassa spora alâka duymamaları, kendilerine faydalı ve meraklı meşguliyetler bulamamaları, amatör ola-mk her hangi bir sanat şubesine heves etmemeleri, onlara bir sürü boş ve âvâre zamanlar bırakıyor. Bu can sıkıntısiyle dolu işsiz saatlerini ve günlerini, başka yapacak şey bilmediklerinden. fistan peşinde koşmakla geçiriyorlar.
Türk kızlarına, kadınlarına düşen hata payı ise şuradadır: Çocuk, genç, orta yaşlı kadınlarımız da birdenbire kendilerine verilen müsavi hak. hürriyet ve serbesti karşısında bir parça bucalamaktadırlar. Pek çabuk ve mübalâğalı şekilde açılıp, ortaya serpildiler. Ahlâk bozucu tercüme romanlar, münasebetsiz filimler. onlar üzerinde fena telkin yaptı. Ekseriya kötü misalleri taklide kalkıştılar. Temiz aile kızlan ve kadınları içinde, batı âdetleri böy-leymiş diye, sırf modern olmak veya görünmek hevesi yüzünden, erkeklerle flört etmeye, oynaşmaya başlı-yanlar ve bunu marifet zannedenler, kabul edelim kı. bir havlı fazladır. Her gün. yahut haftada bir kaç gün, lııç bir işleri güçleri olmadığı halde, bir bahane icat edip Boyoğluna gidenler. kalabalık arasında, erkeklerin içinde pervasız dolaşmaya can atanlar da. maalesef eksik değil
Bu vazıyet erkeklerin cesaretin» ve limıdını arttırıyor. Eğer küçük veya orta yaşlı kadınlarımız, romanların, filıınlenn tesirinden kurtulur, hakiki batı medeniyetinin bu olmadığını anlar, biraz da evlerinde oturmaya razı olur, ev işlerinden, dikişten, örgüden. yemek ve pasta yapmaktan zevk duyarlarsa, böyle çirkin hâdiselerle karşılaşmaktan kendilerini korumuş olurlar.
Bir gün, elhetLe bu işler düzelecek, yoluna girecektir. Fakat, köprü vazifesini gören şu bir, ıkı nesil feda e-dildikten sonra... Şimdiden sokaklardaki münasebetsizliklerin, iğrenç sarkıntılıkların Önüne geçebilsek ne ıvi olacak. Hem bu pek zor bir şey de değildir. Hükümetin mesul makamlarının. ellerindeki kanunun o husustaki maddesine dayanarak, polis vasıtasıyla sıkı tedbir almaları» bir kaç kişiyi şiddetle cezalandırmaları kâû—
bitenleri daha unutma-
gidiş karşısında, milU hakkında verilecek hü-
hare-
kur-
tutan
• ••
Sayfa 4
Y W N ’ 1 Ş T A N R IJ b
I
r
BEN DE OBADA İDİM!
yazan*. Oramiral. W il Ha m D. Leahy
_ .. Çevireni Halûk TAN8UÖ
Churchill mütarekeyi ilân etmek istiyordu
Başbakanını teskin için Truman hesabına ben konuştum.
Hâdiselerin seyri, beni, çalışma o-damte Truman’ınki arasında koşturup duruyordu. Her şeyi gayet i.vl teşkilâttendırmıştık. Ben eve gittikten sonra kurmay başkanlnı nidan veya Beyaz Sarayın harita odasından gelen mesajlar evime gönderilecekti. Mühim bir haber çıkarsa ben de Truman’ı haberdar edecektim.
5 mayısta, General Elsenhınver’ılen aldığımız telgraflar, Rusların eline düşmemek İçin Avrupndakl Alman kuvvetlerinin İngilizlerle Amerikalılara teslim olmaya çalıştıklarını belirtiyordu. 6 mayısta. 70 yaşına girdiğim gün. bütün cephelerdeki Alman kara ve deniz kuvvetlerinin teslimi meselesi General Elsvnhower‘te, A-miral Doenizt’ln mümessilleri arasında müzakere mevzuu oluyordu.
7 mayıs 1945 pazar güııll hor bakımdan tarihî bir vasıf taşır. Sabah 1.20 de, Milli «ovunma Bakanı evime telefon etti. Elsenhotver'den bir mesaj almışlardı. 6 mayıs gecesi, Alman Yüksek Komutanlığı kayıtsız şartsız teslimi nihayet kabul etmiş ve lüzumlu Nazi, kara, 8 mayısı 9 olacaklardı.
Başkanla
hal Churchlll'le Stailn'e ladım ve Truman’nın saatiyle 8 mayıs salı günü saat 9 da resmi bir beyanatta bulunacağını bildirdim.
Bununla beraber. Almanyamn teslim haberi daha önce dışarı sızdı. General Elsenhotver'lh yaptığı hazırlıklara ve savaşın seyrine göre haberin teslim anına kadar gizil tutulması lâzım geliyordu. Öbür taraftan da Sovyet müttefikimizin alıngan tabiatını hesaba katmak lâzımdı.
Alman mümessilleri rlndekl meşhur Fransız teslim şartlarım imza kaç saat sonra, Alman
yönleri, bilhassa Hamburg radyosu, haberi neşretmeye başladılar. Maksatlarının müttefikler arasına nifak sokmak olması hatıra gelebilir.
Associated Press, saat 9.30 da rettlğl bir bültenle, Rolmsdoki raatml bütün tafaliâtiyle verdi,
dizeye şahit olan 16 muhabirden biri, sansürcü atlatmış ve haberini verniye muvaffak olmuştu.
Alman radyolarının yayınları, bilhassa V-boınbalarına maruz kalmış bulunan lnglllzler tarafından merakla takip ediliyoıdu.
Londra'da bayram yapıldığını öğrendik. İngiliz Hükümeti müşkül bir durumda kalmıştı, Aramızdaki anlaşmaya göre teslim haberini resmen teyid edemiyordu. Churchlll. Tını-man'a telgraf çekerek bu şaftlar altında haberin yayınlanmasını talep etti.
Başkan Rusların alıngan tabiatını hesap ederek 8 mayıs aalı günü Wa-ehington saatiyle saat 9 a kadar sükûtu muhafaza etmeyi makûl buldu. Eğer Moskova bir mâni görmezse haber daha önce de İlân edilebilirdi.
Saat 10 dan biraz sonra Churchlll VVashlngton’a telefon etti. Başkanın emri üzerine İngiliz Başbakanı ile
kâğıtları imzalamıştı, deniz ve hava kuvvetleri a bağhyan
gece tenlim
görüştükten
sonra der-habor yol-Waıhlngton
Relms Şöh-katedralinde ettikten bir radyo tetas-
ben görüştüm. Muhavere plâğa alındığından bazı cümleler müstesna aynen teki m ı kabildir.
Leahy: Amiral Lcnhy konuşuyor.
Churchlll: Ben Başbakanım.
Leahy: öuyrun Albay Wardon. (“Albay Wardcn“ Churchllltn şifre adı ldl’)
Churchlll: Telgrafımı aldınız mı?
Leahy: Evet efendim, aldık, öteki amiral size bunu söylememi İstedi ı “öteki amiral” Truman'ın slfrâ adı İdi).
Churchlll; “Gizli hnt” üzerinde olduğumuz İçin serbestçe konuşabiliriz. Bana vereceğiniz mesai nedir?
Leahy: Mesajı size aynen bildiriyorum. Bundan önce yapılan anlaşmalara göre. Joe Amcanın tasvibi olmadan hareket edemiyvccğini şefim bildiriyor. Joe Amca ile bir anlaşma* ya varıp varmadığınızı öğrenmek İr-tlsdniz.
Churchlll: Söylediklerinizin hepsini İyice nnlıyamıyorum. Benden daha genç birisinin sizinle konuşmasına müsaade eder misiniz? Kâtibim burada. Biliyorsunuz kİ, kulaklarım o kadar İyi İşitmez.
Leahy: Bilmiyordum efendim.
Kâtip: Başbakanın kâtibi konuşuyor.
Leahy: Hazır mısınız? Mesajı veriyorum.
Kâtip: Evet.
Leahy: Bundan önce yapılan anlaşmalara göre. Joe Amcanın tasvibi olmadan hareket edemlyeoeğlnı şefim bildiriyor» Joe Amca ile bir anlaşmaya varıp varmadığınızı öğrenmek istiyoruz.
Kâtip: Bir dakika bekleyiniz. Başbakan konuşacak. Bir dakika.
Churchlll: Alo. Alrr.an başbakanı haberi bir saat evvel radyoda...
Leahy: Biliyorum.
ChurchlllL.ı bir beyanatta bulundu ve Alman kuvvetlerinin kayıtsız ve şartsız teslim olacaklarını bildirdi.
Leahy: Evet, haberimiz var»
Churchlll: Dünyada olan bitenden sadece benimle Başkanın haberi olmadığını ima etmekle ne kazanaca-
aynen
... Al-
yay-
daha
mut*
ğız? Gerek Ingllteredc gerekse Ame-rikada haber, dışarı mznuş bulunuyor, lş gazetelere bile aksetti. Saat 18 de beyanatta bulunmam lâzım geldiğine kaniim. eSlzc verdiği mesajı Joe Amcaya tekrar edeceğim
manlar haberi bütün dünyaya dıklarına göre..
Leahy: Joe Amcanın fikrini almadınız mı?
Churchlll: saat 18 de durumu
lalja açıklamam lâzım geldiğine ve bu hususta sizden de aynı şeyi talep ettiğime.., size de aynı tekllfdc bulunduğuma dair bir telgraf hazırlamıştım. Fakat şimdi yeni kaleme aldığım bir telgrafı size okuyorum: “Alınan radyosunda yayınlanan haberden sonra sııltût etmenin hiç bir mânası kalmamış!ır. Durumu açıklama’ Iıyi2.“
Leahy; ShanhoıveFedn şimdi yeni bir mesaj geldi. "Rusların bvrllnd» bir toplantı yapılmasını ısrarla istemeleri Üzerine, bundan evvel yapmış olduğum ve beyanatla İlgili tavsiyelerimi geri alıyorum.*' diyor.
Churchlll: Evet, ben de aynı habe-ı l aldım.
Leahy: Audımz mı?
Churchlll: Evet. Elsenhovvor'lo konuşmak niyetindeyim... Mesele, hâdiseden haberi olmayan yegâne blz-lermlelz gibi harekete devam edip et-miyvceğhııizdir. Göreceksiniz, yarın bütün Amerikan basım sadece bundan bahsedecek İngiliz basını şimdiden mevzuu eline aldı. Almanlar da radyo ile yayınladılar. Fikrime göre, hâdiselerin cereyanına uyalım ve Joe Amcanın muvafakatim aramayalım.
Leahy: Amirim, Joe Amcanın muvafakati alınmadan yapılacak bir beyanata taraftar değil. Bunu size söylememi istedi.
Churchil: Joe Amcanın tasvibini almaya vakit müsait değil
Leahy: Bir defa teşebbüs edebiliriz.
Churchlll: İki buçuk saatimiz kal-
S P
R



Fransız boksörü
Villemain
Bosfon şampiyonu Joe Rlndone’u dün sayı hesabiyle mağlûp etti
Boston, 18 (AFPı — Dün akşam Bostonda kendi şampiyonunu şiddetle alkışlayan halkın huzurunda Frnjısız boksörü Robert Wl||emnln, Boston şampiyonu Jöo Rlndone'u sayı 11c ınaglûp etmiştir.
İki yan hakemin Willemaln'l üstün göstermelerine mukabil orta hakem beraberlik kararı vermiştir. Tablatiy» le orta hakeminin kararına hıılkın Rlndone lehinde yaptığı tezahürat fazlııslylc tesir etmiştir.
Kıvrak ve esklvlerinde süratli olan W|UenUıin, 10 ravnd boyunca Amerikalı boksörün etrafında âdeta dans etmiş ve Rindone’un yumıukhııını eldivenleri veya kollarlyle karşılayıp yerleştirdiği kroşe ve mükerrer yumruklarla hasnunı bir hayli hırpalayarak maçı sayı hesabiyle kapanmıştır.
FrnıiNiz Franechon
Amerikalı Rlley’ı yeııdi
Salnt Louls ‘’Missourr’ 18 (AFPı — Avrupa tüy sıklet boks şampiyonu Fransız Ray Franechon dün 10 ravnd-lık maçta Amerikalı Chermle FUley'l sayı hesabiyle mağlûp etmiş!ir.
Harpten nonra Alınıınyudıı İlk beynelmilel ınÜHiıbııkn yapılılı
Knınltfuıl, 18 A.A. (United Prea«l — Harbili hnylnngıcındtın beri Alman, yada İlk beynelmilel yüzme mllsaba-kilim inin İni yaz muhtemelen 12 tem* muzda Boründe yapılacağı alâkadar makamlar tarafından blkllrlhıılı, bulunmaktadır.
Almanya, Beynelmilel Yüzme Federasyonuna geçen yaz kabul edilmişti.
ttalyada yapılacak otomobil yarışı
Brcscin “İtalya" 18 A.A, (United Press) ttalyada 1000 miuilt beynelmilel otomobil ynnşınm ta incisi, bu sene 23 nteıuıdıı yapıkıouktır. Bu müsabakaya bir çok meşhur yarışçıların İtalyan ve Fransız imalı araba* İh ıhı kat ilaca Uları MÖylenmektedlr. Muhtelif kategoriler üzerinden yapıla, cak öten bu müsabakada derece alanlara 17,000 dolar kıymetinde ikramiye verilecektir.
Mısır tenli takımı tesbit edildi
Kahire, ıs A.A. (United Press) iMO Davls Kupası tente maçlarına tırak edecek Mısır tente ulunu teshil edilmiş bulıınınııktndır.
Takım Adil JJnfel, Marcel Cooıı ve Mahmut Talat’tan ınütcşckkilulr. Şüfei ve Coen tek erkek maçlarında Mısır'ı temsil edecek, Talât dtı çil t erkeltterde Şafci veya Coon te Mısır çiftini toşldl edecek Ur.
İV
Devamı var
neş-
nıe-
Hâ-
N G I L T
A R
I
bin» dört vrrmlş, aynı
J


ŞİARI
bahsi müşterekte eıı sağda, "Spnrts Masteru görülüyor
A T Y
Ht birinci gevrek Kesimde,
parçam
1
2
3
4
6
tebıtfop mu koli
(iki kelime), Tcr-
Soldun KUfca:
ı —. frcmtoyevsltlnin roman kn hra inan -larmdnh
2 Afi. (Tersi) Kaıipana
3 — Giyilecek şey, Minare gibidir
4 M Yeddi. (Tersli Evimizin temaşa
nmhnlll
n — Bir içlıl. glknr
n (Tersi) Doğcr bildirir • Bajilıhk
7 — Resmî (tepil, Hır harfin okunuru ş — Tersinin başına bir hnrf eldcnlvşe meşhur bir mütercimimizin soyadı olur, İskambilde bir linyit
0 — Bir kış nebzesi, Kııaliçe 10 — Yurdumuzun bir
Yukıirıdiuı ıuıı£ıı — Yinycek ambarı m*)
— Değersiz lakırdı sİ fite
— (Tersli Nazile, Alan
— gart edatlı Dişleyen — Akşıuıı. Honunn bir harf gelirse
aptal olur
6 — Bir hayvan. Acuze, teini
7 — Yunan telanda bir ş^hır
s — Heret, Yağmurun cilvelerinden
I) — İstikbali keşfet inek için bir vasi-ta.va başvur (İki kelime). SUal taluuı 10 — Dede, Adet
Dİ SKİ Bll.MAl AMX HALLİ r-ohlııtı safın
1 — Emaneteni 2 — Şamata, Tez, 3 — Essmlll. Ji. 4 — Ln.
Hale, 6 — Mors, Say,
5 — Lütfet. Dsl. 0 — Aııfan, Kan.
Yükündün ıı«ıuûı:
1 — Eşelemen. 2 — Masal okuma. S — Ama. Eriten, 4r — Eleman, 5 — EH -Mera. 6 — Toll. Saten. 7 — İlhak. S — TT. Kayalık, 9 — Metal, Adcd 10 — Eziyet eden.
li kay, 5 — Elele, 7 — Eki- Makale. Emi. Reşide W —
L ı ■ . 3
bCft
- -—-—
.(O* 2J
ERE
Kempton Park nt yarışlarımla “Mports ıMııster,, telınll lamanda sahibine 1000 «derllımllk bir mükâfat kazandırmıştıh
1 I
O. çocukluk arkadaşını sevmiş ve hâlâ sevmekteydi» Günün her saatinde kurduğu hayallerin en güzeliyle karşılaşma, aklına Elem gelil ve kendi kendine: “ffllem’e an-latayaım. No diyecek acaba ?“ diyor, fakat hemen hakikate avdetle içinde her türlü merhameti bastırıyor, böyle bir fikrin artık yaşn-mıyacağma karar veriyordu.
Fakat şeref ve namus bahis mevzuu idi; yalnız onlar hâkim olabilirdi artık. Hlndlller* le beraber İranlIlar kendilerini dostluğun cazibesine, sevdiklerinin tesirine serbestçe bira* kabillrlei’î lâkin bir AfganlI asla! Onun göründe, her şeyden Önce kendine karşı vazifesi gelir; bu vazifeyi yerine getirmek llctlr.a eylediği raman ne muhabbet, ne nıerhumot dinler. Muhsen bunu biliyor, bilmesi de kâfi ldl. Kendisinin cesur ve pek gözlü bir İnsan sn* yılması geıekiyordu; bir an İçin olsun vazifesini yapmamış olmak, zaaf göstermiş bulun-mak gibi bir töhmet altında kalamazdı. Bu gibi yüksek hislerin İnat ve ısrarla devam etmesi elbette bazı şeylere mal olıır; ünlü bir âd edinmek zahmetsiz ve üzüntüsüz değildir. Fakat heı ne pahaya odinitee yine değer. Muhsin'in fikri buydu ve gürel çchresındo beliren gurur, ruhunda taşıdığı ihtiyacın gösterisi idi.
İntikamını aklıktan sonra - hem şahsi bir İntikam da değildi bu; ona kimse hakaret etmemişti -. yani yakınlarından birine sürUleh lekeyi temizledikten sonra âlemin takdir ve hayranlığı, emilin hak güdcrllğl sayesinde şecaatin karşılığı sayılan pâye ve imtiyazlara nail kılınması gayet tabii olacaktı. Hakkım aramak ne kabahatti, ne kusur, ne hata ne de ayıplanmağa lâyık bir arzu.
Saat, İşe başlamasına İzin verecek kadar ilerlememişti; akşamın yaklaştığı, karanlığın
YURTTAN NOTLAR
KARA IIASAN
KARAHASAN. Zonguldnk’m U-lus İlçesine bağlı küçük bir köydür. Nüfusu 346. ev sayısı 80 dlr. Bu Ö0 evde 04 aile oturur, En kalabalık aile 18 kişidir. Evleri toplu halde değildir. Her aile evini kendi arazisinin yakınımı yaptırdığı için köyün arazisi üzerine dağılmıştır. 3-8 ov bir yere gelerek küçük kümeler meydana getirmiştir. Kümelerdeki evler de yine 20-100 metre aralıklıdır. Orta Anadolu köylerindeki gibi birlblrl İçine girmiş evler yoktun Köyün birbaşıntten blrbaşı 1.5 saat sürer. Arazi arızalıdır. Her taraf fundalıklarla kaplıdır. Tarlalar fun-dııhkterın arasındadır. Tepelerin arasındaki dereler kışın akar, yazın kurur. İlçe merkezine pntika yollardan gidilir. Ulusa en yakın ov 2 km., en uzak ev 7 km, dlr. Bulunduğu çevre tabii bakımdan çok güzeldir.
Evler yerden İtibaren tamamen â-ğaçtandır. Temel ve sıva yoktur. Yapımında hiç taş veya toprak kullanılmamıştır. Hepsi, zemin katla beraber İki kattır. Altı ahır olarak kullanılır. Üstünde 3-4 oda bulunur. Biı odada kıırı koca llo çocukları birlikte yatar. Kalabalık olanlarda İki ailenin bir odada yattığı görülür. Pencereleri 40x50 cm. ebadında tahta kapaklı bir delikten ibaretti. 2-3 yıldan-heri evinin bir odasına camlı pencere yaptıranlar varılır. Tavan ve duvarlar hep is İçlnttedlr. Döşemeye hiç bir şey serilmez. Yaz kış kııriı tahta U-zerlmte otururlar» Kışın sobs kurmak Aılot değildir. Hor odada ocak bulunur. Hıırndn yakılan odunla ısınılır, ekmek ve yemek burada pişirilir.
En çok yedikleri bulgur pilavı, mısır çorbası, fasulye, knıa lahanadır» Ekmek; mısır, buğday, darı, kap» lıca unları karıştırılarak yapılır.
Köyün delikanlıları 16-17, kızları 17-18 yaşlarına gelince hemen evlenirler. Evlenmede, kızlardan çeyiz almak âdet olmadığından zenginlik nrnnmHZ, Becerikli, bilhassa tarlada çalışabilecek sıhhatte olması, koca bulmasına yeter. Buna mukabil erkeğin varlıklı olmasına önem verilir, Erkek çocuğu olmıyan aileler evlerine mutlaka Iç güveysi alırlar. 4-5 tane oğlu Olan aileler de arazisinin fazla pnrçalanmamnst için birisini damat vermekte mahzur görmez. Nikâhsız evlenmeler pek çoktur. Köylü bunu ayıp «aymaz. Bu yüzden sık sık ayrılmalar olur. Ayrılan kadın kolayca başka bir koca bulur. Köyde dört tane İki evli adam vardır. Doğan çoaukterın ve evlenmelerin kaydı çok ihmal edilir» 10-1Ö yaşında çocuğu olduğu halde nüfusta bekâr gözükenler çoktur. Tabii çocuklar da kayıtsızdır. Evde nllo reisi balındır. Btıba gelir gideri düzenler, tarım işlerinde çalışanları her gün tee taksim eder.
Köyde 1941 yılında üçüncü sınıfa kadar öğrenim yapan bir eğitmenll okul açılmıştır. Bu okul, şimdiye kadar mezun ettiği 70 çocuktan başka, okul çağını geçmiş olanları, akşamları okutmak suretiyle köylünün yarısını okur yazar hale getirmiştir. Okulu vo okumayı severler. Yalnız şimdiki okullarının beş sınıflı okul haline getirilmesini istiyorlar. Köyde telefon ve radyo yoktur. îki tane gramofon vardır. Gençler bunları çalarak eğlenir. Bundan başka yegâne eğlenceleri düğünlerde çalınan davul zurnayı dinlemek, kışın tavşan, karaca. ayı. domuz avına gitmektir. Dini bilgileri basittir, Fakat bunlara (iıvvetle bağlıdırlar.
Köylülerden C.H. Partisine ve D. Partiye kayıtlı parti kavgaları muhtar on sene ki yazıyı biraz
kendisinden memnundur.
En çok mısır, buğday, kaplıca ve darı ekilir, ikinoi derecede keten, patates. fasulye yetiştirilir, Elma, erik, armut gibi meyvalarla kara İnhana ve prasa da vardır. Tarlalarından kaldırdıkları ürünler geçimlerine yetişmezse, eksiklerini orman işletmesine tomruk çekmek suretiyle tamamlarlar.
Tarlaları, hep orman veya fundalık-
Bu köyde D.P. ve C.1I.P. ye kayıtlı olanlar aralarında parti kavgası yapmazlar. Şimdiki muhtar on sene öııce geçilmiştir. Köylü kendisinden memnundur.
tan açma bayır yerlerdir. Yeni açıldığı yıllarda bire 5-6 ürün verir, iki üç yıl sonra yağmurlarla yıkanınca verim çok azalır, nihayet tarla boş bırakılır. Bazı açıkgöz çiftçiler, gübrelemek suretiyle verimi arttırmaya uğraşırsa da gübreyi usulüne göre saklamasını ve toprağa vermesini bilmeseler. Köyde en çok arazisi olanın 60 dönüm, en az arazisi olanın 10 dönüm yeri vardır. Çift hayvanı olarak öküz ve manda kullanılır. Bir adam günde bir dönüm (dekar) çift sürer. En fazla kullandıkları tarım araçları kara saban, çapa, düğon, sllrgü ve kağnıdır. Pulluk yoktur.
Hayvancılık çok basittir. İnek ve koyunlar yazın başıboş gezer, yom verilmez. Kışın yalnız «aman verilir. Sütten yağ ve yoğurt yapılır. Po.vnlı yapmasını bilmezler. Her evde bol bol tavuk beslenir. Bir tavuk ortalama olarak yılda 120-130 yumurta verir. Dokuz ailede arı kovanı vardır.
III KA Y E
Kanlı

IK bir haziran gecesiydi. Uzun ■ saatler, mehtapla aydınlanan boşluktan, kenarları yıldızlı nefti yapraklar arasına kaçan ateş böceklerini seyretmiştim.
Gece ne kadar güzeldi. Kesik nefeslerle çakılların göğsünde soluyan dalgalar, kıvılcımlı ışıklar* te uzanıyordu. Bu kıvılcımlı ürperti İçinde mahmurlaşan su, ka« ranlıkterın alacaladığı aydınlıkta yavaş yavaş geriniyordu.
Başımı, misafir bulunduğum e* vlr. penceresinden, toprak odaya çevirdim, Evin önündeki incir a-gacmdan sızan titrek bir ışık, duvardaki asker torbasını aydınlatıyordu. Torbanın hemen üstünde, özenilerek fiyongatenrnış sırmalı bİF çevre vardı.
Toprak odanın tok süsü yıllardan beri aynı yerde duran bu iki yadigârdan İbaretti, Ayşe ninenin ilk gençlik hülyalarım işlediği bu çevre ile» yılların rengini kararttığı bıı asker torbası bütün köyde meşhurdu.
Hazin bir tecessüsle duvara yak. teştım. Kulaklarımda aiteh sesleri uğulduyordu. Çevrenin sırmalarına dalan bakışlarımda, karanlıklarda heybetlenen vahşi yüzleri; korkuyla, dehşette, can ve ıstırapla büyümüş gözleıi parlıyordu.
— “Çevreye ml bakıyon mm ?.."
Titredim. Ayşe nine, elinde küçücük bir petrol lâmbasiyie eşikte duruyordu.
— "Nine, dedim. Sırma arı kararan bu kanlı çevre, beni Ötelere, senin Mehmediııe kavuştuğun yamaçlara sürükledi. Sanki Mehme-dl gördüm... Sanki, sırınalı çevre lk onun yarasını ben de sardım.
Hemen oracığa diz çöktü. Tit-rlyen elleriyle kucağına yerleştirdiği lâmbayı sıkı sıkı tutuyordu. Dudaklarında duaya benzıyen bir kımıldanış vardı:
— “Kaç sene geçti kızanım, dedi Gayri çöktüm.. İhtiyarladım. Fakat o akşamın bütün acısını de-ğişmlyen bir kuvvetle duyarım. On altımı yeni doldurmuştum. O yıl harman sonunda Mehmedlmle evlenecektik. Fakat, Balkanları sarar. korkunç bir savaş bizden kuvvetli çıktı. Köyün adamlarını bir değirmen gibi öğüttü. Toprak damlarda, Alimle yaşıt tüysüz delikanlılarla, soluğu kesik İhtiyar-cıklardan başka kimsecikler kal-
insan heye-insan
kıza-
KÖYÜ
YAZAN: T. Y.
Ulus İlçesi orman bölgesi olduğu İçin tarım İşlerinden sonra on faal çalışma ormanlarda görülür. Erkekler. yazın tarlalarındaki ağır işleri bitirir bitirmez kağnısına öküzlerini koştuğu gibi ormana giderler. Orman İşletmesinin kestirdiği tomrukları yığın yerlerine taşıyarak para kazanırlar.
Bütün Karadeniz bölgesinde görüldüğü gibi, Karabasan köyünde de a-itenin ağır yüklerini kadınlar taşır. Evin yemek, çamaşır, temizlik, çocuk bakımı v.s. İşlerini yaptıktan başka, çapa ile tarlanın tezeğim kırar, ekin biçer, mısır çapalar, sırtına tahıl yüklenerek değirmene gider, kendi tarlasından kaldırdığı ketenden iplik yapar. bez dokur ı bu bezden çamaşır ve yatak yapılır>. erkeklerle beraber çift sürer, tohum eker, harman kaldırır. Erkekler, daha çok odun getirmek, tomruk çekme İşlerinde çalışır. Geçimini bunlarla temin edemezse, kömür ocaklarına veya Karabük dc-mlr-çellk fabrikasına çalışmaya giderler.
Köylü alışverişini İlçe merkezinde kurulan pazardan yapar. Yumurta, tavuk, ıv dcrLsi, yağ yoğurt, patates, keten tohumu, elma odun v.s. satarlar. Tuz, gaz. kibrit, sabun, zeytinyağı. mısır, bez v.s. alırlar.
çevre
Yazan : Muazzez ARÜOBA
madı. Düşman köye yaklaşmıştı. Askere alınmayan delikanlılar, onların köye gelmesini önlemek İçin dağa çıkacaklardı. Tabii Mehmet de beraber.
Kadınlarla soluğu kesilmiş ihtiyarlar, kalan bu son erkekçlklerl-mtel de snsfite, «adaşız ufcurl&dık.
O akşam, şafak vaktine kadar diz dize oturduk. RağlicakİA dönmesi İçin Tanrıya yalvardık.
Mehmedi uğurlayıp eve döndüğüm zaman, diz dize şafağı beklediğimiz köşede, akşam güneşi ile pa-rlıyan bir şey gördüm. Bu, uzun bir yıl üzene özene Mehme-dım İçin işlediğim sırmalı çevre idi Bunu uğur olarak yanma alacaktı. Bu çevre ona yardım edecek, onu koruyacaktı. Aceleden unutmuş olacaktı. Ne yaptığımı bilmeden kendimi yollarda buldum. Koşuyordum. Çevreyi Meh-mede ulaştıracaktım. No kadar koştum bilmem. Gücüm tükenmiş, soluğum kesilmişti.
Birden silâh sesleri duydum, Bunların arasından Mohmcdimin et kek sesi yükseldi. Deli gibi Atıldım. Mchmedim bir kaç düşman-te boğuşuyordu.
Ah kızanım...
Çeneyi almak için köye Mehmet
Bir ara onu kanlar içinde yerde gördüm. Son gücü ile silâhını buna fırlattı. Bir kaplan gibi, şaşıran düşmanların üstüne atıldım. Deliden farkım yoktu. Bir. bir daha, bir daha... drıkkanm içinde Uç kişi öldürdüm. Silâhımı bir karaltıya daha çevlrdjğlm zaman» kuvvetli İki kolun omuzlnrımdun kavradığını duydum. Tanıdık bil* ses.
— “Ayşe bacı dur gayrı, dur dedi, öldürecek insan kâ’rrtadL*'
Ancak o zaman etrafımın Meh-medin arkadaşlariyle çevı ildiğini gördüm. Ya Mehmcdlm.. Basımı çevirdim, by ışığı İçinde yıkanan kanlı yüzü gülüyordu. Üstüne atıldım, sesini ancak duydum:
— “Hepsini öldürdün Ayşenı.
hepsini. Gayri döftüşmedim diye yanmam. Çe\Teyi göğsüme bağla Ayşcm.” / .
Çevreyi kanlı göğsüne sardım. Mehmet ölmüştü.
Sonra yıllar geçti kızanım. Üç savuş gördüm. Öldürdüğüm düşmanın sayısını bilmem. Fakat gene de Mchmodln öcünü aldığımı sanmıyorum.
Allahın İşi bu. dönen bir pusuya düşinlhtü
olanlar aralarında yapmazlar, Şimdiki önce seçilmiştir. Es-okur yazar. Köylü
1
ASYA hîkayeler!
liaiMİehâr Aşıkları


Yaıan ı A. de Gobineau
S____________________
şehrl knphyncnği zamanı beklemek lâzımdı. O dakikayı beklemek Üzere kibar bir aileye menslıp delikanlılara mahsus ciddi ve vakur bir eda ve sakin adımlarla çarşıya doğru yol «ldl.
Kandchar büyük ve muhteşem bir şehirdir. Top güllelerinin sık sık deştiği küteler ve mazgallı duvarlarla çevrilmiş olup bir tarafında Emlrln İkamet ettiği Ve bir çok Ik-yanlııra sahne teşkil eden, kılıç pıırıltıhırınm, tüfek seslerinin, kapılara asılı kesik başların kimseyi hayrete düşürmediği kale dlkllmokte idi. Çoğu bir kaç katlı evlerin kurduğu kümenin İçinden — tıpkı bir vüoııdü boydun boya gezen utar dununlar gibi — «utıcı dükkânlarının sıvatendığı o girift dehlizler geçer. Zeminden biraz dalın yüksek kerevetler üzerine oturan esnaf tütün içe içe mÜştoHlorlyte konuşur; Hindistan, İran va Avrupndatı
kumaşlarını serer. Bu aralık girintili çıkıntılı, kâh geniş, kâh pek dar toprak yolun üstünde — Banyanların, özbeklerin, Kürt vo Kızıl-başlarm kalabalığı dolaşır, satar, alır, koşar, toplanır. Deva sürüleri birbirini tu kip eder. Basan, mükellef elbiseli bir Emir nt na binmiş olarak geçer; omuzundu tüfek, sırtında kalkan. Emlrln adamları halkı itip dürterek yol açarlar. Başka tarafta, yahancı bir dar-
gelmiş
2
Çeviren : Rejaf Nuri Darago _____________________________r
Muhsen gibi muvaffak ol-
mayım kimseler, kendisinden bu değersiz insanlara hoı
sessizce yoluna devam eder, hayat her iki zümre İçin bar
viş esrarh sözler savurur ve dualar ederek dilenir. Daha uzakta, kaba bir tahta sandalyenin Üstüne çömelmlş bir meddah Karşısına berrak Ve ilgi gösteren bir dinleyici kalabalığı toplan Derken, büyüklerden birinin bir askeri yahut da mıık çarelerini çekinen bütün gözle bakarak
Gerçekten
kıı başka, birbirinden farklıdır. O hakir görülen insanlar istedikleri kndıır glller ve eğlenir, yalnız vücutlarının yiyeceği darbelerden müteessir olur, işe aksi bir tesadüf karışmadığı takdirde çok yaşarlar; hayatlarını arzu ettikleri şekilde kazanır ve bu şekillerin hepsinden faydalanırlar; tavır ve hareketlerinde ciddi olmalarım, İzzeti nefislerine ehemmiyet vermelerini kimse İstemez onlardan,
Halbuki Afgnnlı, büsbütün aksine, hayatta kendine mahsus davranıl şartlarını yerine getirmek için Ömrünü hem nefsini, hem başkalarını kollamakla geçirir; dalına birinden veya bir şeyden şüphe eder; şeref ve namusunu bir mı olsun aklından çıkarmaz; aşırı surette alıngan ve kıskançtır; Ve böylece, ömrünün pek uzun olmıyacagını bilir. Başka larına tehdit savurmak veya saldırmak ytl-

«ünden, kırk yaşma varmadan evvel katledilmemiş adam bu ırkın erkeklorl arasında pek azdır.
Nihayet güneş ufka doğru indi Ve gölge, sokakları kaplamağa başladı; güneşin parıltısı yalnız damlan aydınlatıyordu. Büyük, küçük bütün camilerin minarelerinde müezzinler hep birden, keskin sesler ve uzun nidalarla ozan okumağa koyuldular. Bu, her zamanki gibi, Allahın tek Allah ve Muhamme-din de onun Resulü olduğunu İlân ederek göklore yükselen umumi bir haykırış oldu.
Muhsen, ımcaslyle oğullarının akşam namazına gittiklerini bilirdi; oğulların hepsi babalarına refakat ederlerdi; fakat bugün, bir tanesi edemiyecekti; O da, sıtması tutan ve İki gündür hasta yatan Elem, kadınlar da o saatte çeşme başında bulundukları için Muhsen. evi bomboş ve Eleın'i yatağında bulacağını biliyordu. Bir haftadır gözetlemiş, bütün bu noktaları İyice bellemişti.
Yürüdüğü sırada, bıçağının kınına yapışıp yapışmadığını anlamak İçin çıkaımadan salladı. Amcasının evine vardı, kapıdan girdi. Kendini içeride bulunca kapının kanatlarını örttü, sürgüledi ve kilitledi. Basılmak, işinden alıkonulmak İstemiyordu. İlk teşebbüsünü başaramazsa ne ayıp olacaktı!
Daracık bir avluya giden karanlık sofadan ve sonra da, ortasındaki havuzun üstünden atlıyarak avludan geçti; Elemin odasına doğru Üç basamak çıktı.
Fakat birdenbire. sofanın ortasında a-yakta durup yolunu kesen amca kızı İle kar-üişıya geldi. Kızın adı Cemile ldl; yaşı on beşti. Muheen'e:
— Selâm! diye seslendi. Elem’l öldürmeğe geldin!
fDevamı var>
Hicri 1950 e Rumî
KEcsr NİSAN NİSAN
1 19 6
1369 Çarşamba 1366
VAKİT VAHATİ EZAM
Gdnes Ö.1S 10.MS
öftle 13.13 5.21
İkindi 1U.Ö9 9.08
Akşam 19.53 12.00
Yatan »1,81 1.34
lmsâk » 4.29 8.37
i
SÎYASI İKTİSADÎ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED 8İRKETİ MÜDÜRÜ J FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yazı işlerini fiilen idare eden : Saci(l ÖGET
Basıldığı yer :
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK
LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
ikinci sayfamızdaki siyasi, üçlincü sayfamızdaki kültürel, beşinci sayfamızdaki İktisadî başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamiyle yazarlarına aittir.

Sayfa S
YENİ İHTAN BUL
w wıan iûsö
GÜNÜN
İş politikası I MİLLETLERARASI İŞ TEŞKİLÂTININ RAPORU
İşsizlik artıyor
Yazan : M. NERMİ
|etatletlklerlınil» bakı yorun, nüfusu, ■man artıyor. Üatünkörü incelemeler yaptıktan sonra hayretle görtlyorue ki; yurdumuzda boyuna artan başka bir eey daha varda* *: İşsizlik. Bunun sebebini kavramaya çalışırken akit* mıaüan bir çok leahisr geçiyor, ve sonunda aradığımı* aydınlığı bir türlü bulamıyorum. Kendi kendimize heyecanla «oruyoruz. - Biz, acaba, artan nufuaumuzu, l« bakımından ba-rmdıramıyor muyuz?
Eğer durum gerçekten böyle ise ü-zülmekte, telAelanmakta çok haklıyız. Çünkü: artan nüfueun barındır-İamaması başlıda çok ehemmiyetli dört ihtimalle ilgilidir:
A — Geçinme imkânlarını veren istihsal kaynaklarımız artık Hze yet-mivecek bir hale gtlml|tlr ve yenileri de bulunamamaktadır.
B — Bütün geçinme in.kânları vardır, ama, bizim İstihsal tempomuz değişmediği için, artan nüfusumuz, İş hayatımızın çerçevesi içlno girememektedir.
C — İstihsal hayatımız, durmadan kabaran ihtiyaçlarımızı karşılıyama* yacak bir duruma düşmektedir. Bu ise gerçekçi bir görüşle ekonomik bir gerilemeden, iş hacminin durmaksızın bülülmeeinden başka bir şey değildir.
D — Köylerimizin İstihsal temelleri geniş ölçüde sarsıldığı İçin, köylülerimiz birer ikişer ocaklarından, tarlalarından ayrılarak kasabalarımı-za, şehirlerimize dökülmekte ve bunun neticesi olarak bir yandan köy istihsali daralırken, öte yandan işsizlik bir yağ lekeal gibi yayıldıkça yayılmaktadır. i
Yurdumuzun iyimser nüfus edebiyatına göre ülkemiz, en aşağı 150 milyon insanı barındırabilir, beşliye-bilir. Bugün 19 milyon insanın çok a-gır hayat şartlariyle güreşmek zorun, da kaldığını düşünürsek taşkın tahminlerimizin yalnız uzak geleceklerle münasebeti olabileceğini anlıyabl-liriz. Bizim şimdilik yapabileceğimiz iş. belki, okadar göz alıcı değildir, ama, içinden bir türlü sıyrılamadığımız çok ciddi bir durumu tasfiye bakımından. her halde ehemmiyetçe en başta gelmektedir. Çünkü, istihsalimizi ağırlaştıran, durdutan. kemiren sebepler bilinmedikçe ue tedbir düşünülebilir, ne de yapıcı Mı İş politikasının taslağı çizilebilir.
Biraz yukarda bahsettiğimiz dört ihtimal, köklü bir incelemeden geçmedikçe iş dâvamızın niçin aksadığını anlamak mümkün değildir. Bizim millet olarak geçim kaynaklarımız, hudutsuz değilse bile, her halde boldur. Biz yalnız arka arkaya gelen üç habin ağır yükünü taşımak yüzünden çok yorgun düşmüş, toprak istihsalimizin kudretini son derecede yanlış hesaplamış ve ona ufak bir derlenme ve toplanma fırsatı vermeden daha yıpratıcı bir masraf payı ayırımsızdır. İlkönce toprak istihsalimizin. köyümüzün biraz kendine gelmesi icap ederken onu başarısızlıktan başarısızlığa konan, pahalı çalışan devlet sanayiciliğinin olduğu gibi ölçüsü kurdetimızl kat kat aşan kalkınma projelerinin bankeri yapmakla şimdiki karışık ve çözülmesi güç durumu yaratmışızdır. Bu durum çok kısa bir zamanda tasfiye edilmez ve eski politikada ısrar edilirse önümüzdeki yıllar, bize milli ekonomimizin bütün acı sürprizlerini hlrer birer gösterecektir. İşsizlik tarihin ber safhasında sosyal buhranların kaynağı olmuştur. Doğru bir iş politikası güdülmek şartiyle Türx ülkesi her vatandaşı geçindirecek imkânlarla doludur. Bütün dâva, bu imkânları görebilmektedir.
1950 yılının başında dünyadaki işsiz sayısı 4.480.000 i bularak 1941den beri görülen en yüksek nispete varmıştır
Cenevrede bulunan Milletlerarası İş Teşkilâtı, yirmi memleketten aldığı raporlardan, bir yıl içinde işsizliğin on altı Avrupa. Kuzey Amerika ve Okyanusya memlekvende artmış olduğu neticesine varmıştır.
Geri kalan dördünde ıvani İrlanda, İsveç, Avustralya ve Yeni Zc-l&nda) işsiz sayısının azaldığı görülmektedir.
Birleşik Devletlerde yakınlarda yapılan bir ankete göre, 1950 yılının başında işsizlerin miktarı 4,480,00n i bulmuştur. Bu nispot, 1941 den l>crı kaydedilenlerin en yükseğidir.
Kanudada, sigortaya kayıtlı işsizler 1948 aralık ayında 144,100 kişi İkon aralık 1949 da 221,000 e çıkmıştır.
Fransada ie isteyenlerin ve iş değiştirmek talebinde bulunanların a-dedi 1948 «onunda 98,600, 1049 sonunda 153.500 dü.
Felemenk işsizlerinin sayısı 1948 kasım ayında 32,700 iken tam bir yıl sonra 49,900 e çıkmıştır.
Belçikada İşstalîk hayli mühim bir durum arzetmoktedir: miktarı ocak cak 1950 de yor.
Gene ocak
işsizler 69,600 kadardı; yıl önce 61,000 i geçmemekte idi.
Norveçte işsizlik, 1949 da 1948 e nispetle daha hafif olmuşsa da, gene iki yıl arasında işsiz sayısı 9,900 den 12,000 e yükselmiştir.
Finlândiyada bir sene içinde 26.300 den 52.800 e çıkarak İki misli artmıştır.
Dünya istihsali yüzde dört arttı
Sigortalı işsiz 203.000 den o-bulmuş olu-
1949 da
309,000
1
•1950 de
DanimarkalI halbuki bir

Haprten önceki istihsalle mukayese edilirse bu artış nispeti yüzde kırka varıyor
Cenevre 15 (Hususi muhabirimiz-den uçak postasiyle) — Birleşmiş Milletlerin İstatistik Bürosu tarafından neşredilen “Aylık İstatistik Bül-tenf’nin nisan sayısına göre, dünyada maden ve sanayi istlhsalâtı 1948 yılına kıyasla geçen sene yüzde dört artmıştır. Hele 1949 rakamlarını harpten öncesiyle ve meselâ 1937 yılı rakamlariyle mukayese edecek o-lursak dünya istihsal artışı yüzde kırkı bulmaktadır, istihsalinde artış görülen maddelerin başında ham petrol gelmektedir 1937 dünya petrol İstihsali 100 olarak kabul edilirse 1949 istihsalini gösteren endeks 169 dur. İstatistiğe göre, mevzuuba-hls rakamların muadilleri çelik İçin 125: çimento için 140; çinko İçin 116; pik demir için 111 dlr.
Bunlara mukabil 1937 senesine nazaran* dünya istihsalinde azalmalar görülen maddeler de yok değildir: Kömür istihsalinde yüzde 12; kurşunda yüzde 8; kalayda ise yüzde 23 nispetinde bir azalış kaydolunnıuş-tur.
Birleşmiş Milletlerin raporuna göre 1949 yılındaki istihsal artışı 1948 yılına kıyasla daha fazladır. Gerçekten bu nispet Batı Al manyada yüzde 48 e, Avusturyada yüzde 33 e, Polonyada 27 ye, Yunanistanda yüzde 11 e ve Japonyada yüzde 37 ye çıkmıştır.
M I. T. nin raporuna göre Almanya Cumhuriyetinde işsizlik nispeti hâlâ pek yüksektir. İngiliz vğ Amerikan bölgelerinde işsiz miktarı, 1948 aralık ayında 742,900 İken 1949 yılının aynı ayında 1.481.900 ü bulmuştur. Fransız işgal bölgelinde ise, 1948 aralığında 16,700, 1949 76,600 dü.
aralığında da
1949 arasın-sayısı 20.T00 işsiz yekûûnu

raddesinde artarak, e* 100,000 i bulmuştur, memleketlerde azalmış-işsizlerinin sayısı ocak
Ekim 1948 ilo ekim da İtalyan işsizlerinin raddesinde artarak 1,502.300 ü bulmuştur.
Avusturyada, iş istlyenlerin miktarı 1948 sonunda 93,600. 1949 sonunda ise 139,600 dü.
İspanyada, kasım 1948 de 120,600 İşsize karşılık kasım 1949 da 169,300 işsiz kaydedilmişti,
tsvlçrcde ise bunların sayısı ocak 1949 da 15,500. ocak 1950 de 30.200 dür.
Porto-Rico’da bir sene öncesine nazaran 26,000 kim 1949 da
İşsizlik şu tır: İrlânda
1949 da 42.000 olduğu halde bir sene sonra 36,300 e, İsveçte kasım 1948 ile kasım 1949 arasında 23,900 den 18,600 e. Yeni Zelândada aynı devre içinde 40 (kırk) tan 30 (otuz) a düşmüştür. Nihayet Avustralvada,
1948 senesinin son Üç aylık devresinde işsiz sayısı sendikaya kayıtit İşçilerin yüzde 9 unu teşkil ederken
1949 yılının aynı devresinde yüzde 8 e İnmiştir.
Fransada seyyahlara gösterilen kolaylıklar
Seyyahların dolar mukabili a-lacakları bazı mallar Muamele Vergisinden muaf tutuluyor
Paris 15 (Hususî muhabirimizden uçak postasiyle) — 1950 yılının başından beri Fransaya olan seyyah a-kımnın bolluğu gözönünde tutularak, misafirlerin memleketlerine dönerken götürmek istiyecekleri Fransız mahsullerinin satışı meselesi üzerinde durulmakta ve bunu inkişaf ettirmek ve arttırmak hususunda tedbirler aranmaktadır.

Bu cümleden olmak üzere, Maliye Bakanı ilk tedbir olarak, yüzde 13.50 nispetinde istihsalden alınan vergi mevzuunda umüstahsll” • addolunan tüccar ve sanayicileri, yabancı seyyahlara sattıkları ve bunların memleketlerine dönerken götürmek istl-yeceklerl mallar için, muamele ve istihlâk vergisinden muaf kılmaktadır.

Tecrübe olarak tatbik mevkiine konulan bu tedbir, 1 mayıstan 31 e-kim 1950 ye kadar devam etmek ü-zere, 6 ay meriyette kalacaktır. E-sas itibariyle bu muameleden münhasıran, dolarla tediye edilmek şartıyla yabancı bir banka üzerine çekilecek çekler istifade edebilecektir. Satıcılar bu çekleri kanunen makbul olan mutavassıt bir müesseaeye kır. dıracak ve bu teşekküller yeril para üzerinden tediyeyi yapıp çek dövizlerini tahsil edeceklerdir.
r
Ingilizler 7000 ton kuru üzüm aldılar
tamir,, 16 (Huausl muhabiri-mis bildiriyor) — ingllle iaşe Neaaretlnln İsmir temsilcisi Londıadan aldığı talimata uy* gun olarak bugün akşama kadar 9 numara 68 «İlin, Cholce 70 şilin, 10 numara 72 şilin ticarinden takriben 7 bin ton ü-aüm İçin İhracatçılarla mukavele İmzalamıştır. Taıiş temsilcisi, henüz İaşe Nezareti temsilcisi İle temas etmediği İçin İhracatçıların bu miktarı tamamen kapö t maları mümkündür. İhracatçılar, bu fiyatı "son çare" olarak telAkkl ettiklerini belirtmekte ve stokların erimesi bakımından hevesle mukaveleleri İmzalamaktadırlar. İngillzlere teslimata hafta sonunda başlanacaktır.
ı



Kısa
haberler

mu-
Plâ-
MarslınII yardımındım bugüne kadıır tahakkuk ettirilen projeler
VVashlngton, 18 A.A. (Özel bahirimizden) — Marshall
nmdan faydalanan memleketlerde programın iki Benesl içinde 75 ana endüstri projesi tasdik edilmiştir.
Bunlar Batı Avrupa endüstri-sini tekrar cunladırmak için birer kilit taşı teşkil edecek ehemmiyettedir. Projeler arasında demir, çelik, kömür madenciliği, yollar, scllüloz gibi birbirinden tamamiy-le ayrı mevzular bulunmaktadır. Projenin masraf tutarı 1 milyar 628.554.000 dolardır. Bu yekûnda muhtelif memleketlerin kendi mahalli masrafları da dahildir. Mar-shall Plânı fonundan verilen miktar da 379.180.000 dolardır.
Şimdiye kadar Türkiye için dokuz proje tasdik edilmiştir. Bunlar bilhassa memleketin zengin kaynaklarını geliştirmek gayesini gütmektedir. Zonguldak kömür havzasının geliştirilmesi bu aradaki en büyük projedir. Bu teşebbüslerin yekûnu 146.842.000 dolar tutmaktadır. Bunun için Marshall Plânı fonundan verilmesi taahhüt edilen miktar 30 milyon 962.000 dolar tutmaktadır. Dünya Bankası İrana
bir heyet gönderecek
Washlngton, 18 A.A. (United Press) — Dünya Bankasının, İran Hükümetinin talebi üzerine bu memlekete bir heyet göndereceği bildirilmiştir. Heyet, İranın İktisadi durumunu ve bilhassa yedi senelik inkişaf programını tetkik etmek üzere 22 nisanda Tahrana gelmiş olacaktır.
Birleşik Amerika kışlık buğday mahsulü \Vashington (Reuter - Hususî) — Ziraat Bakanlığı, bu seneki kış mahsulünü takriben 121 milyon bushels civarında tahmin etti.Düşüş, havaların kuru gitmesine ve böcek istilâsına atfedilmektedir.
Bakanlığın tahmini önceden takriben 763 milyon bushels civarında idi. 1949 yılı mahsulünün mecmuu 901 milyon bushels İdi.
Verilen rapora göre, bütün buğday istihsali, büyük bir zarar ve hasar olmadıkça,, önümüzdeki mevsimde rahatça iç ve dış piyasanın İhtiyaçlarım karşılayacak durumdadır.
Birleşik Amerika ayrıca ihtiyat olarak 425 milyon bushelslik bir stoka sahiptir; bu malzeme evvelki buğday mahsulünden kalmıştır.
Ege pamukçuluğu inkişaf halindedir
Iztrtir, 17 (Hususi muhabirimizden) — Ege Akala pamuğunun Avrupa piyasalarında gördüğü rağbet, bu yıl müstahsili ^geniş ölçüde pamuk ekmeğe aevkitmîştir. Marshall plânından bedelleri taksitle ödenmek üze-re verilen traktör ve diğer ziraat â-letlerinin getirdiği imkân da bunda büyük rol oynamaktadır. Bunun neticesi şimdiye kadar işlenmemiş bir çok bakir sahalar bu yıl pamuğa tahsis edildiği gibi, bir kısım bakliyat ve yağlı tohumlar tarlalarının da keza pamuk ekimine hazırlandığı görülmektedir. Hattâ tamirin Karşı.Vakasında bazı sebze bahçelerine bile pamuk ekilecek kadar bıı madde müstahsil için cazip olmuştur Müstahsil tohum İntihabında da çok titiz davranmakta ve hâlan pamuk çekirdeği flati 12.50 kuruş olduğu halde tohumluk iyi çekirdeklere 25 kuruşa kadar yükselen bedel ödemekten çekinmemektedir»
Kalite itibariyle çok üstün olduğu İçin Çukurova Akalalarına nazaran 50 kuıiış etrafında yüksek bedelle satılablien Ege pamuklarının miktar itibariyle bu süratli inkişafını, alâkalılar Çukurovanın aleyhine görmektedirler. Bu vaziyeti gözönünde tutan cenuplu bir kısım büyük mü», tahsilin, bu yıl, Söke ovasında geniş sahalar kiraladıkları dlr.
Ancak, bu mevzuda ğe salâhiyetli olanlar,
liyölerlne kadar her yere pamuk e-kilmesini doğru bulmamakta, gerek randıman ve gerekse kalite itibariyle, en müsait yerler dışına çıkılmamızı lâzım geleceğine işaret etmektedirler. Bu sene Avrupa piyasalarında dolar temininde karşılaşılan güçlük dolayısiyle çok müsait bedel-
IlltHIlmültttlIliiHİl - ?ı Hlplllll İİUühİHH'4 1İIİUI HtİMiOfUl• «l«llUMUUHlliUâlllt fLUİO ( (
bildirilmekte*
röz «öyleme-İzmirin bnn.
YURTTAN NOTLAR
Sanayi şehri: Adana
DANANIN pamuk veren bir ziraat ^bölgesine yıllarca başkentlik ettiği hakikatinin kamaştırdığı gözlerimizden, buranın, belli başlı bir sanayi merkezi olduğu nedense gizil kalmıştır. Sanayi politikasının tabii cereyanlar içinde daha çok inkişaf edeceği noktasına saplanan düşünceler için. Adananın sanayi bakımından bugünkü durumu ümit vericidir.
Bugünkü Milli Mensucat Fabrikasının tarihçesini yoklayınız. İnkişaf için 15 yılın bu müeaseseye kâfi geldiğini görürsünüz. Sümerbank bez ve iplik müessesesînin muazzam bünyesi küçük ve köhne bir fabrikadan çıkmıştır. Bu büyük müesseseler! Ziraat Bankasının pamuk müessesesi takip
eder. Arkasından Tekel İdaresinin Tütün ve Sigara Fabrikası, bira, rakı İmalâthaneleri gelir. Elektrik santrali, regülâtör ve tesisatı, çırçır fabrikaları, dokuma imalâthaneleri, muhtelif ve müteaddit kereste bıçkı tesisatları, bütün bunların hepsine yardımcılık eden küçük ve büyük sanayi müesseseler!, dökümhaneler, tabakhaneler, susam masuraları, en ileri şekilde mobilyacılık kendi kendilerini yaratmış olmanın emniyeti içJnde yarına bakan birer sanayi nüvesidir. Bunların karakteristik tarafı, Jıiç bir resmi desteğe dayanmadan İşlemeleridir.
Memleketimiz içinde hiç bir şehrimiz yoktur kİ, bu bakımdan Adana ile rekabet etsin! Kayserililer. Nazillimler, Savıslılar, Erganililıler bugün
fi-
lorlft «atılabilen pamuklarımızın atlerl, rakip numlekâtlcrinkinû nazaran, %80 kadar yüksek bulunmakta ve Önümüzdeki senalcrda d« bu farkın Nde edilebileceği şüpheli görülmektedir.
Pamuk ziraatinde görülen bu inkişaf bu mevzu ile ilgili diğer sahalarda da geniş faaliyetler yaratmış, tır. Pamuk tarlalarının sulanmasında fâydâlaniİAn türbinler yerli sanatkârlar tarafındah yapıldığı gibi, toplu çırçır makinelerinin de imaline muvaffak olunmuştur. Mıntaka-dn çırçır ve prese fabrikalarının a-dodi de süratle artmaktadır. Yalnız İzmir Şehri içinde Üçü Haw Gin Ve Üçü Roller Gln olmak Üzere, mevcut altı çırçır ve prese fabrikasına bu yıl beş adet daha İlâve edilmesi için hususî teşebbüs tarafııldan harekete geçilmiştir.
Açık kozalı Amerikan pamuklarının destereli çırçırlarda çekirdeklerinden ayrılması bütün dünyada tû-amili haline geldiği halde tamirde yeniden kurulacak fabrikaların ancak bir tanesinin destereli olması dikkati çekmektedir. Toplulara nazaran iş randımanı çok yüksek ve maliyeti çok düşük olan destereli makinelere heves edilmemesinin başlıca sebebi daha temiz olduğu halde, başlıca alıcı piyasaların destereli makinelerde çırçırlanmış pamuklarımıza rağbet göstermemeleridir. Filhakika istihsal mıntakalarından rutubetli halde getirilen pamuklar bu makinelerde elyaf kopukluğu hâsıl etmektedir. Alâkalılar, sırf bir itina ve ayar noksanından ileri gelen bu aksaklığın zamanla düzeleceği ve Is. tikbalin destereli çırçırlarda olacağı kanaatindedlrler.
4^— 11
Yazan : Yusuf AYHAN
ekonomik coğrafyamız için sanayi yönünden birer mevzudurlar. Amma A-dana; İşte eski ve yeni yağ fabrikaları gibi muazzam tesisat ile her gün biraz daha artan zenginliğiyle, bunların hiç birine benzemez. Yağ fabrikalarının, sabunhanelerin yambaşın-da bu mevzularla hiç alâkası olmıyan diğer bir sanayi merkezi bulan merakınız, burada, her türlü iştigal mevzuu bulabilen çeşitli teşebbüslerin ölmeden yaşayabilecekleri neticesine varır.
Adananın yarınki şehir plânında bir sanayi mahallesinin de yer bulmuş olması ne kadar mânalıdır. Bd-rada ticaret fikrinin geniş inkişafı sanayi politikasının istediği hayırlı havayı yaratmıştır. Uç beş kişinin toplanıp birleşmesi bir sanayi mües-sesesinin tohumunu atmaya kâfi geliyor.
Kahvelerde, lokantalarda iş konuşulur. LAalctlayin küçük bir yazıhane. günde milyonluk işlerin devrine yardım eden roller oynar! Adanalının akıl bünyesi ticaret yollarından hangisinin kâra çıktığını muhakeme etmekle meşguldür.
Her yerde kâr ve bol para?.. Adanalı kendi parasını çevireceği mües-seseyi dahi kurmuştur: Akbank.
Adana sanayi politikamızda önemli mevzulardan biri olarak ele alınırsa, işgal edeceği yer. pamuk istihsali bakımından yaptığı işten daha çok geniş bir mahiyet alacaktır.
Sabun vasıfları
tetkik ediliyor
Bölge Sanayi Birliği, piyasada muhtelif kalitedeki sabunlar hakkında tetkikler yapmakladır. Bu arada sabun normu nizamnamesine uygun olmayan sabun çeşitlerine de tesadüf edilmiştir. Bu çeşit sabunların şehrimizde imal edilmediği mallar olduğu anlaşılmıştır. Birlik, bu tetkikler neticesinde sabun normu nltam-namesınin bazı bölgelerde tatbik e-dllmedlgı neticesine varmıştır.

Mmerika Ziraat Nezareti kuru meyva mütehassısı
Mr. W. R. Schreiber memleketimizin kuru meyva İstihsal ve İhraç şartlarını tetkik ediyor
Birleşik Amerika Ziraat Nezareti müteha.’sısiarından W. R. Schreibâr, yurdumuzda, fındık, ceviz, badem gibi kuru meyvalarımiB hakkında tetkikler yapmaktadır. Mütehassıs, Giresundaki tetkik seyahatini bitirmiş ve lehrimlze gelmiştir. Dün kendisi Fındık Tarım Kooperatifinin İstanbul şubesini îiyaret ederek fındık satışları, fındık ihracatındaki kontrol şekilleri hakkında alakadarlardan İzahat alınıştır.
Mütehassıs bugün lzmlre hareket ederek, lamir bölgesinin kuru mey-valan hakkında tetkiklerine devam edecektir.
Beyaz peynir fiatlar düşüyor
Trakya ve İzmir bölgelerinden, şehrimize yeni sene mahsulü taze peynir sevkıyatı artmıştır. Bunun neticesi olarak bir hafta evYrel 160 kuruşa satılan taze beyaz peynirlerin fiati, dün Ticaret Borsasında 130 kuruştan muamele görmüştür.
Beyaz peynirden başka piyasaya yeni sene malı kaşar peyniri de arze-dilmiştlr. Dün ilk defa olarak bor-sada, yeni kaşar peyniri Anadolu malları 270 kuruştan, Trakya mallan iso 370 kuruştan muamele gör-müştür.
Toptan taze peynir fiatleri perakende piyasaya da intikal etmiştir. Asmaaltı ve civannda bakkallarda taze beyaz peynir fiati 160 kuruşa kadar düşmüş bulunuyor.
Balık rüsumunun kalkması müstehlike İntikal edemiyor
Bir İki günden beri Balıkhanede kalkan ve kılıç bolluğu görülmektedir. Slnoptan gelen kalkan balıklan perakende olarak 120 kuruşa, yeril kalkanlar ise 160 kuruşa satılmaktadır. Kılıç balığı he bol Almasına rağmen. 250 kuruştan aşağı satılmamaktadır.
Balık rüsumunun kaldırılmasından sonra balık flatlerinde müstehlike aksedeceği ümit edilen ucuzluk hâlâ görülememektedir.

c:-uı
Makara ipliği ithalâtı
İzmir, 18 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Memleketimizde mevcut makara fabrikalarının yurt ihtiyacını kapamakta olduğu, İtalyadan ithal edilen makaraların kalite itibariyle yerli makaralarla kıyaslanarnı-yacağı ve yüz elli yardalık makaralarda azami 130 yarda iplik bulunduğu İzmir makara fabrikatörleri tarafından Sanayi Birliğine bildiril* iniştir. Sanayi Birliği hariçten makara yerine makara ipliği ithalinin daha doğru olacağını Ticaret Bakanlığına bildirmiştir.

18/IV/1950 Salı
Borsaldrda vaziyet
İstanbul :
Ticaret Bordasında yağlı tohumlar grupunda fiat gerilemesi başlamıştır. E-»uen bir kaç günden beri ayçiçeği tohumu fiatlerl gittikçe düşmekteydi. Fjn. dik piyasası ise kararsızlık içindedir. İş azdrr.
Kambiyo ve Esham ve Tahvilât bo£-saBinda, %7 faizli muhtelif tertipte demiryolları, Milli Müdafaa tahvilleri üzerine hararetli iş olmuştur. Altın piyasası jse gene durgun bir devreye girmiş bulunmaktadır.
İzmir :
İngiltere iaşe Nazırlığının çekirdeksiz kuru üzüm mubayaası hakkmdaki cevabı bugün İzmirdeki mümessiline gelmiştir. Cevapta miktar 10 bin ton ile tahdit edilmekte, mayıs nihayetine ka-lur tealim şartı ileri sürülerek evvelce bildirilen 54 kuruşluk fiatln ortalama fini olduğu boUrtilmektodlr, Buna nazarım 9 1/2 nin fiati 52,5 kuruş olmnkta-(Jır Boylrce mubayaanın 20 bin tonluk stokun ancak yarısına inhisar etmesi ve fiatln de düşük olması borsada menli tesirler yapmış ye üzüm Halleri yeniden gerileme temayülü göstermiştir lıu lrln sağlam durumunda bir değişiklik olmamıştır. Harice sevkıyat devam ettiğinden borsada pamıık muameleleri normal seyir takıp etmektedir. Pamuk yağı piyasasındaki gevşeklik devam ediyor. Pamuk çekirdeğine karşı da alâkasızlık devam ediyor.
Adana :
Ticaret Borsacında muhtelif kalite, de pamuklar üzerine hararetli işler cereyan etmiştir. Sümerbankın pamuk mü-ivasava hararet verdfrmlstir
Dün
Eski kur
Bugün
58.60
Adana Ticaret Borsası
111/4
111/4
Londra Borsası
Trabzon Ticaret Borsası
Eskişehir Ticaret Borsası
İskenderiye Borsası
271.— 274.—
Akala Akala Akala Parlak
32.58
32.78
30.02
3.80
77.25
T.30
32.58
32.75
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
272.—
274.—
80.— 172.—
FIND1K
a) %50 randımandı kabuklu tombul
b) İç mı-a kontrollü
80.— 172.—
22.50
21.—
36.—
40.—
32.25
31.—
22.—
22.50
36.—
40.—
32.25
31.—
21.50
180.—
160.—
145.—
175.—
160.—
145.—
3.85
7G.75
7.30
47.-
56.—
43.—
227.—
190.—
175.— 180.— 125.—
12.—
Buğday yumuşak ....
Buğday sert
A rpa .............
ı*» o. 8. • • •
No. 108 t ••••••
II .......
III .......
1 ......
II ......
111 ......
üzüm çekirdeksiz No.O İncir A serisi
” B aerl.M Pamuk Akala Pamuk Akala, Pamuk Akala Pamuk yerli .
Pamuk yağı (rafine) ... Pamuk çoklrdeğl .........
Devlet Tahvilleri
Gününde Bordada muamele»! tescil edilmemiş tahvilât vo eshamın arz ve taleplere güre taayyün eden takribi piyasa değerleri.
KAMBİYO
İstanbul Borsası
1 Sterlin# 100 Dolar . Açılış Kapanış
7.00 280.— 0.80 64.03 5.60 51.12.5(» 73.68.40 0.H.128 0.01.876 9.73.00 7.00 280.— 0.80 64.03 5.60 M. 12.50 73.68.40 0.44.128 0.1.876 9.73.90
100 Fr, Frangı ... 100 İsviçre Fr 100 Belç, Fr 100 İsveç Kr 100 Florin
100 Liret 100 Drahmi 100 Effcoudoa
Altınlar
Külçe Yerli Gr. Külçe negıiNsrı. Cumhuriyet .... Kesat Bugün Eski kur
Lira Lira
5.75 5.80 3*.W> 41.35 38.— 38.— 50.IV) 40.— 38.50 40.— 6.76 5.82 38.50 41.30 41.20 38.— 50.60 12.60 40 50 40.—
Hamlt Gulden
İngiliz
Fransız kok .... Napoleon III .. İsviçre
Now-York*tn t onsu: S 35
Gümüş, Platin
Gümüş Gr PlAtln '* En aşağı En yukarı
10.— 11.—
Zürich Borsası (Serbest)
10.IV.1050 Durumu Türk Lirası Dolar inviçre Frangı
En aşağı En yukarı
0.93 4.28 1/2 30.40 1 22 1.03 4.29 1/2 10.60 1.21 1
Bt«rllng
Frıınsıg Frangı
ESHAM VE TAHVİLAT
lUrıınılvcil tahviller Kapanış (•)
%5 1933 Ergani 23.10 24.—
^5 1938 ikramiyen 21.50 22.—
S5 Milli Müdafaa I 31.30
%5 1941 Demiryolu IV 98.— 100.—
(~(5 10il Demiryolu V 99.— 00.20
«r4 1/2 1940 ikramiyeli ... 98.60 98.—
Dlfterlrrl %6 1941 Demiryolu VI 98.80 97.50
W Kalkınma I 99.70 98,66
.. II 90 65 99,80
6 III 99.— 100.—
«r(6 1048 istikrazı I 09.65 99.10
r.u 1018 .. n 90.10 98.—
*6 Milli Müdafaa I 96.35 99.—
10İ0 '• I 08.50 08.—
$7 1034 Ölvas-Ersurum I... 21.15 20.30
%7 1034 M M IL-VIIm. 20.40 20.40
$7 1941 Demiryolu 1.,. 21.50 21 01
7.7 1911 M ir . 20.75 21.—
(fe7 1041 " III... 21.75 22.-
(>7 MIHI Müdafaa I... 21.60 21.45
(r.7 M M II... 20.90 2ü.60
%7 M ’ XII... 21.06 21 —
*\7 *’ M IV... 21.35 21 05
Şirket Tahvilleri
T.C. Ziraat Bankası 20.40 20.20
Anadolu D.Y. Tertip A/B. 112.— 111,-
M || 0 — —
M " %60 62 25 59.-
,, MümesA Senet. 67.00 67.50
Şirket Hisse Senetleri
T.C, Merice» Bankası 130.- 120.25
Türkiye İş Bankanı 30.— 20.50
Türk Ticaret Bankası 5.- 6.-
Andan Çimento 17.25 16.75
.Şark Değirmencilik 23.26 23.50
Milli Reasürans 8.- 10.25
Ecnebi Tahviller
Mısır Kredi Fonalya 1903..
172.—
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İstanbul Ticare t Borsası
Hububat i Buğday yumuşak (TücJ Bugün Eski Kapanış
28.30 28.25
Buğday sert (Ofisin) —
Arpa yemlik (dökme) 24.— 3L—
Mısır (Sarı) çuvalı 23.— 21.—
F/ntulya tombul — 23.—
Fasulya Çalı sert — 27.—
Kuşyomt — 30.—
Mercimek kırmıaı kabuk. — 37.—
Mercimek yeşil — 30.—
Nohut natürel — 28.-
Yağlı tohumlar t
Ayçiçeği tohumu 25.- 26.—
Keten tohumu 39.20 40.—
Kendir tohumu 30.—
Sunam 61 — 64.—
Yer fıstığı kabuklu — 63,—
Kuru Mevvulıır :
Fındık (kabuklu sivri) ... — 88.—
Fındık (îç tombul) 173.- 183.—
Ceviz (kabuklu) — 35.—
Cevls (İç natllıel) — 164.—
Dokuma Ihını -Mmideleri:
Tiftik (m mnl) 260.—
Tiftik (Natürel) — 300.—
Yapak Anadolu (Kırkım) — 205.-
Ilımı deriler:
Sığır salamura (kasap) Ki. 110.—
Keçi tuşlu kuru kilosu ... 187.—
Koyun hava kurusu kilosu 165.— 165.—
Nobtıll Yağlım
Zeytinyağı (E.E. tcnokcll) 210.—
Susamyagı (Raf, tcnokuii) 100.— 190.—
Ayçiçeği (Rafine çıplak) 137.— 157.—
Fındık yağı (Çıplak) 160.— 160.—
İzmir Ticaret Borsası
Son
Kapanış
47.50
56 —
43— 226— 190 — 178— 185— 127— 12,50

YABANCI BORSALAR
New-York Borsası

Buğday (Bu|eli=:Sent) ..........
Sert Kış mahsulü No. 2 ......... Kırmızı ” M No. 2.............
Pamuk Middllng (Llbresl=Sent)’ Mayıs Temmuz Ekim ..
Tirtlk (Llbrcsl=Sent)
Tekaas No. 1 ..................
Fındık (Libreni—Sent) ..........
Kabuklu yerli iri ............
•• H orta .................
Levant îç ithal malı .........
Ekstra iri iç ithal malı .....
Kuru (İMÜm (LlbreMİ=Sent) ......
Thompson çekirdeksiz seçme ...
Keten tohumu (Buşeli=Dolar) ... Mlnnoııpolis ...................
Kalay (Libresin Sen t) .......
Lovha-teneke (100 libre dolar)
67.-
68.—
Keten tohumu (Tonu=Sterling) Bombay .......................
Knlküta Yer fıstığı Hindistan 1 1 ss 67.— 64 3/4
Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal (LıbresîsFiyat) 34.—Nom
• • Sıra malı — 30.— •’
Tün Anadolu II M • es 20/21 20/31 H
II Trakya e • • 18/21 18/21 M
Vunıuk (Knnları=Tal!arı) Ashmouni Kısa «lyaflı F/G. ... Karıuk Usun elyıtfh F/G.
10615
W,65
91.—
91.25
I
• tn «
YENİ İSTANBUL
19 Nltan 19M


Milyonlarca sabun ka-barağı cildinizi temizler Gençliğe has bir tazelikte canlı ve gar-gm bir tene sahip olursunuz Banyonuzdan çok sonra, vı'/cu-dünüz tatlı bir parfüm neşreder.
Beyaz sabunla çomo;ır yıkonır. Yüzünüze beyaz sabun değil Puro Tuvalet sabunu kullanınız. Kremli, bol köpüklü ve nefis kokulu olan Puro sobunu, hem cildinizi besler hem de teninizin gençlik ve Tazeliğini muhafaza eder. Son derece kuru ve beyaz sabundan 3 misli fazla doyanon Puro Tuvalet sabunu cildinizin dostudur.
• TUVALET SABUNU
Bol köpürür - Nefis kokuludur.
___ ._- —--- —- - — —-:-zzecyT"*
m

YENİ İSTANBUL'®
İlâncılıktaki inkılâbımızı, yarınki ilân sayfamızda bulacaksınız
Sayın doktorlarımızla diş tabiplerimizin nazarı dikkatine
Evsaf ve teknik üstünlükleri dolay isiyle, az zamanda gördükleri büyük rağbet ve yakın alâkadan dolayı, her türlü dişçi âlet ve cihazlarımızla, tıbbi cihazlarımız bol miktarda temin edilmiştir. İhtiyaç sahiplerinin mağazamızı teşrifleri, menfaatleri icabıdır.
71
V
TÜRKİYE GENEL MÜMESSİLİ t

MEHMET KAVALA
V
Galata, Tahir Han
Telefon: 40430 - 42673 Telgraf: Lamel İstanbul TEŞHİR VE SATIŞ MAHALLİ : Tepebaşı, Alp Oteli altında
î
4
KAYIP — 1940 yılında Gazi Os-manpaşa Ortaokulundan aldığım 199 sayılı belgemi zayi ettim. Yenisin! çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Selâhaddln Yüzer DAHİLDE i

zayi — Tıp Fakültesi Ebe Mektebinden Gönül Derinkür namına almış olduğum hüviyet xarakamı ve pasomu kaybettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Senelerden beri yediğiniz nefis
NAMLI TÜRK
SUCUKLARI’nı
nezeci ve bakkaldan ısrarla isteyiniz
Alırken etiketteki GÜNEŞ alâmeti farikasına
DİKKAT EDİNİZ !
HİÇBİR YERDE HALEFİ ve ŞUBESİ YOKTUR

Soğuk Hava Tesisatı İşi
İstanbul Belediyesinden

Karaağaç Kuramlarının buz fabrikası ve soğuk hava tesisleri tamamen yenilenecektir. Yapılması düşünülen yen! tesisat hakkında taliplere esaslı fikir verecek malûmatı ihtiva ed?n şartname tasarısı ve avan- projeler Belediye Zabıt, ve Muamelât Müdürlüğünden (2ı hra bedel mukabilinde alınabilir.
Bu tesisatı yapmaya talip olacak firmaların önceden yapacakları teklifler ve verecekleri plân ve projeler tetkik edilerek
ACELE SATILIK
Cihangirde Susam Sokak 29 No. Asal Apartmanın 4.2 hissesi satılıktır.
Müracaat P. K. 2163
İLANLARINIZI VERMEZDEN EVVEL
İSTANBUL
• e a * •
İLANCILIK LIMITED
ŞİRKETİNE SORUNUZ.
■I
size en münasip VE DOĞRU YOLU GÖSTERİR.


Çiftçilerimize müjde Alman sanayiinin en mütekâmil eseri. Sabırsızlıkla beklediğiniz TAM DİZEL 25 BEYGİRLE NORMAG traktörlerimiz
Bol yedek aksamiyle gelmiştir.
Traktör almadan bir defa görmeniz menfaatiniz icabıdır
TÜRKİYE GENEL MÜMESSİLİ ;
MEHMET KAVALA
Galata, Tahir Han
Telefon: 40430 - 42673
TEŞHİR VE
Telgraf: Lamel İstanbul SATIŞ YERİ
Tepebaşı, Alp Oteli altında
neticeye göre muamele yapılacaktır.
Bu tesisatı yapmak isteyenlerin en küçük teferruata kadar tafsilâtlı ve izahlı fenni ve malî şartlarını teklif mektuplarına dercederek ve tesisatın plân ve projelerini de raptederek bu ilân tarihinden itibaren nihayet bir ay zarfında İstanbul Belediyesi Riyasetine tevdi etmeleri ilân olunur. (4888)
• mw ı tih tpoı»ıwıııwr«HMî>—w—
İstanbul Belediyesi ilânları sütununa
Sıra Mahallesi Sokağı Kapı Resmi ihbarname Senesi İsmi
No. No. No.
1 Taksim Arif iye Dlvarcı Aadm 67 Eğlence 1/3 1/4 1949 Kemal Bilgili
2 Şi?li Hacı Manaut 43/3 IV 1 32 1 33 II Yorgi Bezelyadis
3 Aşmalı Mescit Meşrutiyet 87 • 1 1.İT 1/18 •ti Ölü Nişan Nişanyan vârisleri
4 Hüseyin Ağa Sakız Ağacı 39 Kontrat 1/2 IV Ali
Beyoğlu Belediye Şubesi dahilinde yukarıda mahalle, sokak, kapı No.lan yazılı mahalde mukim eğlence ve kontrat resimlerini göaterlr ihbarname sahiplerinin ikametgâh adresleri meçhûl bulunduğundan tebliği mümkün görülememiştir. Keyfiyet Vergi Usul Kanununun 93 üncü maddesinin 2 nel fıkrası gereğince tebligat yerine kaim olmak üzere ilân olunur. Bu ilâr tarihinden başlayarak bir ay içinde ilânı yapan makama bizzat veya bilvekâle müracaat veya taahhütlü mektup veya telgrafla açık adresi bildirildiği takdirde süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı. Usul Kanunu Madde 95, (4862)
MtHttttHMHl Mi - .r-ilPicriiirt
Balıkesir Valiliğinden
Bandırma Özel İdare Akarlarından, şehir istasyonu yanında ve sahile (20-25) metre mesafede (490) metrekare arsa üzerine betonarme olarak inşa edilmiş üç katlı ve alt katında (2) dükkânı (1) gazino (1) lokanta, (21 oda (3) kurnalı bir banyo dairesiyle (3ı halâ, İkinci katında (15) oda, (3) duşlu banyo ile ayn ayn halâ, üçüncü katında (14) oda, (2) duşlu banyo, ayn ayn (3) halâ ve ayrıca (1) kule odası ve (2ı koridoru ve (1) tavanarası ile, (50ı metre karelik bahçesi bulunan otel binasının mülkiyeti kapalı zarf usûliyle satışa çıkarılmıştır.
Binanın tahmin bedeli 1222.770) lira geçici teminatı (12389) liradır, ihale bedelinin birinci taksiti peşin, yanı ihale tarihinden itibaren 15 gün içinde, bakiyesi altışar ay ara ile iki taksitte ödenecek ve para tamamen Özel İdare veznesine ödeninceye kadar otel binası Özel idare namına birinci sıra ve birinci derecede ipotek edilmek şartiyle ferağ olunacaktır.
Otel binasının ikinci katında Özel İdarenin işgal ettiği (4) oda ihale tarihinden İtibaren üç ay İçinde boşaltılacaktır. Alt kattaki İki dükkân kirada olup bunun haricindeki kat ve odalar boştur.
Şartnamesi her gün İl Daimi Komisyonunda görülebilir.
İhale 4.5.1950 tarihine rastlayan perşembe günü saat 15.30 da Balıkesir İl Daimi Komisyonunda yapılacak ve teklif mektupları ihaleden bir saat evveline kadar komisyona verilmiş bulunacaktır. (4677 ı.
HİÇBİR KADIN-y OKTUR Kİ
— Bir buz dolabına sahıb olmayı tahayyül etmesin
Fakat...
İdeal buz dolabı
Sağlam
Ucuz ...^Hüüiipr
ENGLISH ELECTRIC
Buz dolaplarında aradığınız bulun bıı vasıllan bulabilirsiniz
İstanbul 3 üncü İcra Memurlu-tundan: 948 2323
Cinsi: Tarlanın tornamı. Semti: Eyüp. Mevki ve mahallesi: Eski Rami Cuma, yeni Rami Yeni mahallesi. Sokağı ve numarası: Ça-murluhan No. 119. Tapudaki kaydı: 13.6 .1947 tarih C. 1! Sa. 89 Sıra 29. Yüz ölçüsü: 3676 M2., Muhammen kıymeti: 2022 lira.
Bir borçtan dolayı mahcuz olup paraya çevrilmesine karar verilmiş olan yukarıda cinai, mevkii, hududu ve evsafı ve muhammen kıymeti yazılı bir parça gayrimenkulun tamamının açık arttırma suretiyle satışına karar verilmiştir.
Gayrimenkulun «atış şartnamesi 18.4 1950 tarihinden itibaren herkesin görebilmesi İçin açıktır. Satışa iştirak için muhammen kıymetin 7,5 u nispetinde pey akçesi veya millî bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lâzımdır.
Gayrimenkul 26.4.1950 tarihine rastlayan çarşamba günü 10
dan 12 ye kadar İstanbul 3 üncü İcra Dairesinde satıfı yapılacaktır. Teüâliye ihale pulları müşteriye ve diğer vergi borçlan borçluya aittir.
Fazla malumat almak İsteyenlerin dairemizin 948 2828 sayılı dosyası ile memuriyetimize müracaatları, şartname ve ilAn dairesinde satışın yapılacağı ilân olunur.
ANKARA Okuyucularımıza...
Gazetemiz hergün ilk uçakla Ankaraya gönderilmekte ve derhal otomobil veya bisikletle evlere dağıtılmaktadır. Bütün gayretlerimize rağmen ’ YENt ÎSTANBUL”un ellerine geç veya intizamsız geçtiğinden şikâyeti olan abonelerimizin arzularını Ankara Büromuza bildirmelerini rica ederiz.
Büromuz doğrudan doğruya abone kaydı yapmakta ve ilân kabul etmektedir. Acele ilânlar telefonla îstanbula bildiı ilmektedir.
Ankara Büromuzun adresi:
Kâzım Özalp CaiL No. 1/9 İlgar Apt.
Telefon: 16112 YENİŞEHİR
teg Cazip ç/Ctnlr
M Ü Z
BlGfy AÇIK OLAN Ml'ZELEK
İSTANBUL
Atatürk İnkılâp MÜzesJ: 10-12, 14-17.
Topkapı Sarayı: (Telf, 21090) 13.30-17.
Ayaaofya: (Telf. 21750) 10-16. Arkeoloji: 13-16.
Eski Şark Eaerlerl Şubesi :
(Telf. 21682) 10-12, Belediye Müzesi: 10-12, 14-17 Tevfik Fikret Âşivan Müzesi ;
10-12. 14-17.
İZMİR
Arkeoloji Müzesi: (3324) 9-12.
13,30-17,
TİYATROLAR
İSTANBUL
ŞEHİR TİYATROLARI :
DRAM KISMİ 20 30 da Dell Saraylı.
KOMEDİ KISMI: 20.30 la üvey kardeşler.
ÇOCL K TİYATROSU 14.30 da MUAMMER KARACA OPERETİ: 20.30 da Kiralık Odalar,
YENt SES OPERETİ: 21.00 de Deli Gönül.
KONAK PAVYONU: b.çanyol at-raksyon trupu.
ANKARA
B( VfK TİYATRO (10370) 21.00 de Turk-îngiliz müzik festivali.
KH I h r İ1 ATRO (11169ı 21 de Kıskançlar.
ÇOCI K TİYATROSU (11160) 14 de Keloğlan.
GAR GAZİNOSU — Paris Revü HeyetJ.
PAVYONDA — İtalyan Akrobatları.
İZMİR
ŞEHİR Tİ1ATBOSU: Oyuncu.
ÖĞRENMEK İHTİYACINDA OLDUĞUMUZ HERSEY
EMİNÖNÜ :

SİNEMALAR
BEYOĞLU CİHETİ
ATLAS (40835) Kan Davası.
AKIN (60718ı Tosun Paşa
ALKAZAR (42562) 1 — Meçhul A-da (renkli» 2— Donald ın Çocuk Bayramları (renkli mlk)).
AR (44394) Karanlık Geçit.
ELHAMRA (43595) Karanlık Geçit.
İPEK (44289) Vahşi Koşu »Renkli. Turkçeı.
İNCİ (84595) 1 — Vatan Kurtaran Aslan (renkli), 2 — Yanlış Numara.
LALE (43505) Ateşten Gömlek (Türk filmi).
MELEK (40868) San Fransisko.
SARAY (41659) 1 — Kanlı izdivaç 2 — Geceler Hâkimi.
SI ATPAHK (83143i 1 — Kara Ok
2 — Meksika Çiçeklen.
SVMEB (42851) Dirilen Koca (1-talyan filmi).
SARK (40380) 1950 Dünya Grekoromen Güre»} müsabakaları (Tekmili ve Türkçe).
SIK (43726) 1 — Süveyş Kanalı. 2 — Atlatılan tehlike.
TAKSİM (43191) Karadeniz Postası.
TAN 1 — ölüm Gemisi. 2 — Sirk Kıralı.
YENİ (84137) 1 — Altına Hücum. 2 — Tarzan Ormanlar Arasında. ( NAL (49306) 1 — Macera Limanı 2 — Altın Kafes.
YILDIZ (42847) Port Salt..
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (236S3) 1 — Haydut
Aşkı. 2 — Yılmaz Reis (Türkçe)
zlYSl (21917) 1 — King Kong
(Türkçe». 2 — Mac İde (Arap filmi)
AZAK (23542) 1 — Esrarengiz At. 2 — ölümden Kuvvetli.
ÇEMBERLİTAS (22.>131 19.V) Dünya Grelco’Romen Güreş Müsabakaları (Telemdi ve Türkçe Sözlü)
FERAH İstanbul Geceleri.
HALK 1 — Kapıya 99. 2 ~ Lorel Hardi Kan Kardeşler.
İSTANBUL (22367) 1 — Konll Döşek. 2 — Cici Berber.
MARMARA (23860) 1 — Genç Kız Kalbi. 2 — Doktor ve Modelleri.
MİLLİ (22962) 1 — Haydut Aşkı 2 — Yılmaz Reis (Türkçe).
TIKAN (22127) 1 — Esrarengiz At. 2 — Ölümden Kuvvetli.
YENİ (Bakırköy 16-126» 1 — Vurun Kahpeye. 2 — Kahveci Güzeli.
KADIKÖY CİHETİ
HÂLE (60112) 1 — Şehitler Kalesi. (Türk filmi), 2 — Günahım (Türk filmi)
OPERA 1 — Kanlı Döşek. 2 — Eski Eğlenceler (Türk filmi).
SÜREYYA (606S2) 1 - Rakibeler. 2 — Her Şafakta ölürüm.
ANKARA
ANKARA (23432) Mark Tvain’ın Maceraları
BÜYÜK (15031) Ateşten Gömlek
CEBECİ (138461 Atlantld
PARK (11131) Yuvam
i I- a,».: . r • • ı
sus (1407D Yuvam
S( MER (14072) 1 — Suçsuz Mahkum 2 — Suçsuz Mahkûmun İntikamı
ULUS (22294» Yaban Gülü
YENİ (14040) Aşk Adası
İZMİR
EJ.jiAMRA Eğlenceler Perisi .
LÂLE 1 — Çöl Silâhşorları. 2 — Günah Çocuğu
TAYYARE: İstanbul Geceleri.
TAN I — Çöl Silâhşorları. 2 — Günah Çocuğu.
YENİ 1 — Aslanların Pençesinde. 2 —- Çam Sakızı Polis kafiyesi.
KAK51YAKA CJİMETİ
MELEK: 1 — Aşk Cehennemi. 2— Sevimli Haydutlar.
SC.MER Zehirli Yaları.
••YENİ İSTAN’Bl L„ un bugün için tavsiye ettiği programlar:
I» \ IIII.DE:
Saat: 8.30 Ankara — Brahms Dubl konçertoyu (pl). — 19.20 İstanbul — İstanbul Konservatuarı Türk Musikisi icra Heyeti konseri. — 19.20 Ankara — Bc-thoven'den varyasyonlar. — 20.35 Ankara — Tarihi Türk müziği.
HARİÇTE;
Saat: 9.15 Londra — Klasik müzik dinleyici İstekleri. — 17 15 Londra — OperAda bir saat — Wagner operalarından parçalar.
ANKARA:
Saat: 7.30 MS. Ayarı. — 7.31
Hafif parçalar (pl). — }.45 Haberler ve Hava Raporu. — 8.00 Çeşitli melodiler (pl). — 8.25
Günün programı. — 8.3(» Brahms Dubl konçertosu (pl). — 9.00 Kapanış.
12.28 Açılış ve program. — 12.30 M.S. Ayarı. — 12 30 .Şarkılar. 13,00 Haberler. — 13 15 Salon nıUzikleri (pl). — 13.30 Öğle gazetesi. — 13.45 Hafif şarkılar (pli. — 14 00 Akşam proaraını. Hava Raporu ve Kapanış.
17.58 Açılış ve Program. — 18.00 M S. Ayarı. — 18 30 Konuşma — Çiftçilerle başbaşa. — 13.45 Caz orkestralardan: Ambroye (pl). 19.00 M S. Ayarı ve haberler, — 19.15 Geçmişte bugün. — 19.20 Beethoven'den varyasyomar, çalan: piyanist Llli Krrıus. — 19.45 Konuşma — Maliye Bakanlığı n-dına. — 20 t)0 Şarkılar. — 20.15 Radyo gazeteci. — 20.30 Serbest saat. — 20.35 Tarihi Türk müziği
— 21.15 Konuşma — Ka.ıun konuları. — 21.30 Dans müzikleri (pl). — 22 00 Konuşma — Ulaştırma dünyasının fedailerinden
— 22.15 Varyete müzikleri, (pl)
— 22.30 Klâsik saz eserleri. — 22 45 M S Ayarı ve Haberler
— 23.00 Program ve Kapanış.
İSTANBUL :
Saat: 12.57 Açılış ve Programlar
— 13.00 Haberler. - 13.15 Saz eserleri ipi». — 13.30 Dans müziği (pl». — 13.50 Şarkı ve türküler. — 11.30 Sarbest saat — 14.45 Karışık hafif nııızık (piı.
— 15.00 Programlar ve Kapanış. 17.57 Açılış ve Programlar. — 18JM» Çift, mandolin kuarteti konseri. — 18,20 Dedelerimiz ne-deh çok yaşıyorlardı. — 18.30 Radyo tango orkesirası. — 18 15 Saz eserleri — 19.00 Haberler. — 10.15 İstanbul haberle
ri. — 19.20 İstanbul Konservatuarı Türk Musikisi İcra Heyeti konseri. — 20.00 Piyano soloları (pl>. — 20.15 Radyo e»alon orkestrası konseri. — 20 15 Dinleyici istekleri (hafif bn*ı müziği). — 21.15 Şarkı ve türküler. — 21.45 Operada bir saat — Mozart.. •Flgaronun düğünü" — 22.45 Haberler. — 23.00Dnn8 müziği (pl>. — 23.30 Programlar ve Kapanış.
YABANCI RADYOLARDAN
SEÇME YAYINLAR
LONDRA :
Stıal: 8.00 Donald Perm den şarkılar. — 8.15 Dinleyici istekleri.
— 9 15 Klâsik müzik dinleyici istekleri. — 12.30 Flnklnrla senfonik müzik. 11.15 Dinleyici istekleri. — 17.15 Operada bir «ant
— 19 15 Dana müziği, — 21.30 Donald Peera’dcn şarkılar. — 23,15 Palın Court orkestrasından hafif müzik, — 24 00 Car* roil Gibbons ve piyanosu.
Beyoğlu 44644 Kadıköy 60872
İstanbul 24222 Üsküdar 60945
Ankara 00 İzmir 2222 K vaka 1505?
SIHHÎ İMDAT
İstanbul Beyoğlu
Anadolu
Ankara
9)
I
IzmLr
4499b
60536
225)
UÇAK - TREN - VAPUR
GELEC EK OLAN I ÇAKLAR
10.50 D.H.Y. (Türk) An karadan.
12.50 D.H.Y. (Türkı tzmirden
16.20 D.H.Y. (Türkı Adana, Anka rad&n.
19.50 P.A A (Amerikan» Nevv-York Gander, Londra. Boston, Brükselden.
GİDECEK OLAN ( ÇAKLAR
9.— L.A.I. (İtalya) Atina. Ro-maya.
9.— D H Y. (Türk» Ankara, Malatya, Elâzığ, D. Bakır. A-dana. İskenderun^.
10. — C-Y. ı Kıbrıs) Atina, Lef-
koşeye.
11.20 D H Y. (Türk) tamire.
13.50 D.H.Y. (Türle) Ankara'n. 21.40 P A A. (Amerikanı Şam.
Karaşl. Delhi, Kalkuta. Bangkok, Hongkong.
GELEC EK OLAN EKSPRESLER
8.30 Anka r ad an.
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
18.10 Ankara. Ekspresi.
GELECEK OLAN VAPURLAR
6.30 Konvn (Bandırmadan). 8.00 Giresun (Karadenizden).
11.30 Ordu (tzmirden).
15.35 Marakaz (Mudanyadan). 17.00 Ege (Karadenizden).
GİDECEK OLAN VAPURLAR
5.00 Ödemiş (Karadenizc).
9.— Bursa (Ayvalığa).
11. — Etrüsk (izmire).
18 — Antalya (îmroza).
20.— Konya (Bandırmaya).
Beşır Kemal (Eminönü) — itimat Sadri (Küçükpazar) — Sultanahmet (Alemdar.) — Haydar Yeni (Lâleli).
BEYOĞLU :
Dellasuda (Merkez) — Mithat (Taksim) — Ayazpaşa (Taksim)
— Hayrettin Tav (GaİAta) — Sporidis (Galata) — Alakan (Şişli) — Mecldlyeköy (Şişli) — Hnlırıoglu (Hasköy) — Yeni Turan (Kasımpaşa).
FATİH :
İbrahim Balmumcu (ŞehzAdebs-$>) — Ethenı Pertev (Aksaray)
— Emin Rıdvan (Samatva) — Hamdı Emgen (Şehremini) — Gündoğdu (Karagümrük) — Orhan Avcıoğlu ıFeneri.
EY Ur : Avvansaray Şifa.
BEŞİKTAŞ :
Nail Halit — Yeni (Ortakûy) — Arnavutköv — Merkez (Bebek).
KADIKÖY' :
Merkez — Kızıltoprak — Göztepe — Bostancı.
ÜSKÜDAR : Merkez.
HEYBELİADA : H. Halk.
BÜYÜKADA : Halk.
ANKARA
Sağlık — Halk — Gulhane.
İZMİR
Ah Hayrettin (Basmahane) — Sıhhat (Kemeraltı) — îkiçeşme-lik (Eşrefpaşa) — Karataş (Yalılar) Sağlık (A13ancak>.

Comments (0)