Toptan: Sultanhamam Havuzlu han
piyasaya arzetmşltlr.
Fabrikası sureti husualyed* (otomatik) pikaplar için imal
Gıxoaf _______r—________
jr/^ADro ettiği 1000 plâk çalan iğneleri
*** —
(LUXOR)
Sene 2T — No, 9610 — Flatl her yerde 10 kuruştur.
PERŞEMBE 10 Temmuz 1945
SULTAN HAMID'in GİZLİ SİYASETİ (Yavuz Sultan Selim) müellifi muallim Ftıad Oücüyener’ln tarihi eserler serisinin 22 ncl ktlabı olarak cuma günü satışa arzedllmlştlr. Okumaya değer bir eser.
182 «ahlfe — Yazan: Ziya Şaklr. Flatl: 150 Krş.
Sahlbh Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Ea — AKŞAM Matbaası
B. Haşan Saka bugün Londra’dan ayrılıyor
------■------
Londra mahfillerine göre veni temaslara ağustos ayında başlanması muhtemel
Sovyetlerin bir şikâyeti
«Mürteci Yahudiler Sovyet vatandaşlarına eziyet ediyorlar»
Potsdam’da esas
Ingiltere B. Haşan Saka’nm ziyaretine ve müttefiki Türkiye’yi hayatî surette alâkadar eden meselelere çok büyük ehemmiyet veriyor
Londra 18 (Hususi muhabirimizden) — Burada bulunan Dışişleri Bakanı B Haşan Saka ve refakatindeki zatlar perşembe günü vapurla Tiirkiyeye hareket edeceklerdir. Ingiliz siyasi znahfil-lerile temaslar devanı ediyor, fakat Potsdam konferansının neticesine intizar edildiğinden bu görüşmelere fazla ehemmiyet vermemek lâzımdır, Esasen B. Haşan Saka da uzun müddetten beri Ankara'dan ayrılmış bulunduğundan hükümetle temas etmek istemektedir. Londra siyasî mahfillerine göre yeni temasların ağustos ayında başlanacağı tahmin ediliyor.
Burada bildirildiğine göre Türk î İngiliz görüşmeleri, Orta Şark meseleleri hakkında yabancı gazetelerde çıkan haberler bililtizam yanlış olarak verilmektedir. İngiltere B. Haşan Saka’nın ziyaretine ve müttefiki Türkiye'yi hayatî surette alâkadar eden meselelere çok büyük ehemmiyet vermektedir. Anlaşıldığına göre İngiliz Dışişleri Bakanlığı Boğazlar ve Tanca meselesinin birlikte görüşülmesini istemekte. Sovyetler Boğazlar işinin milletlerarası görüşülmesi prensipini kabul etmezse Sovyetler Birliğinin Tanca meselesinin müzakeresine iştirak edemiyeceği mütalâasında bulunmaktadır.
Londra 19 (AJL.) — Filistin'deki Yahudi İşleri dairesi, Kahire'den alınan bir Tass ajansı telgrafında zikredilen ve Moskova radyosu tarafından da yayılan bir haberde, Flllstln-dekl Sovyet vatandaşlarına mürteci Yahudi makamları tarafından eziyet edildiği hakkında İleri sürülen İddialara cevap vermektedir.
Haklkata tevafuk etmediği iddiasında bulunduğu bu hâdiseler karşısında hayret İfade eden Yahudi işleri dairesi sözcüsü şunları söylemektedir:
Rus aslından olan büyük ve küçük Yahudllerln memleketlerine iadeleri işini müzakere etmek üzere Flltlstlne gelen Sovyet komisyonuna, her türlü yardım ve müzaherette bulunulacağı, ancak, bu arzuyu İzhar edenlerin memleketlerine İade edilecekleri bildirilmiştir. Sovyet komisyonu, hepsi olmamakla beraber, bir çok kampları 2İyaret etmiştir. Komisyon üyeleri, halkla uzun uzun görüşmüşler İse de 200 kadar kâhll İle nispeten daha az sayıda çocuk memleketlerine dönmek arzusunu İzhar etmişler, mütebakisi de Filistin d e kalmak İstemişlerdir.
______________
Berlin’de infilâk?
meseleler ele alınıyor
Gazeteciler konferansı kaplıyan esrar perdesinden şikâyet ediyorlar
Mareşal Stalin’in Japonya’nın sulh tekliflerini getirdiği haberi resmen yalanlandı
(
Japonya’nın bombardımanı dün de devam etli
Radyo ve ajanslarda buna dair haber yok
Japonlar mukavemet göstermiyorlar
Amerikan radyosu diyor ki : “ Japonya ümitsiz bir duruma düştüğünü kavrıyor,,
Londra 18 (R) — Japonyanın havadan ve denizden bombardımanı dün bütün gün devam etmiştir. Tokyo bölgesinde bir çok hedeflere hücum edilmiştir. Japon donanmalının kalıntılarının Tokyo körfezinin kuzeyinde Yokoslto’ya sığınmış olduğu görülmüş, bunlara uçaklar tarafından bombalar atılmıştır. Tokyo körfezinin doğusundaki Nojlma da bobardıman edilmiştir. Hâlâ ciddi Japon mukavemeti yoktur.
Oktnava’dan kalkan uçaklar Japon adaları güneyindeki Kushln adasını bir baştan bir başa uçarak hava alanlarına, fabrikalara, münakale yollarına, sahildeki vapurlara bombalar atmıştır.
Borneo adasının kuzeyinde ilerleyen AvustralyalIlar şimdi sahilden 60 kilo metre İçeriye girmiştir.
Tokyo’ya akın
Paris 19 (R) — Tokyo radyosunun verdiği bir habere göre, dün gündüzün 500 süper uçan kale yeniden Tokyo şehrini bombardıman etmişlerdir. Bu. Takyo'ya karşı sekiz gün İçinde yapılmış olan beşinci akındır.
Japon radyosu, uçak gemilerinden gelen 250 bomba uçağının da Tokyo-nurı 60 kilometre cenubunda bulunan |,y(jk03İto limanını bombalamış olduklarını bildiriyor. Bu akın diîn öğleden sonra yapılmıştır.
Japon haberler ajansının verdiği diğer bir habere göre, 25 liberator uçağı dün şangay Umanına taarruz
•tmlştlr. 75 av uçağı da Şangay mahallelerini bombalamıştır.
Çin kuvvetleri ilerliyor
Paris 19 (R) — Çunking'den gelen resmi haberlere göre, general Şan Kay Şek kuvvetleri Kuvangal eyaletinin başkentine girmişlerdir. Hindicini hududunda Tunçlng şehri de captedllmkştlr
Japonya ümitsiz durumda
New-York 19 (R) — Amerikan ve İngiliz zırhlıları Japonyanın en tahkimli sahillerine yedi kilometre yaklaşmışlar ve İki saat durmadan Japon hedeflerini bombardıman etmişlerdir Tarihin eşini görmediği bu top ateşi esnasında her dakika Japonyaya bir
Japonya’yı bombardıman eden Amerikan - Ingiliz filoları komutanı amiral Halsey
Japonların sebep oldukları orman yangınları
Ottawa 16 (A.A.) — Haber verildiğine göre, balonlarla taşınan Japon yangın bombalarının sebep olduğu tahmin edilen orman yangınları, Ka-nada'nın batısındaki bazı orman işletmelerinin çalışmalarını tatil etmelerine sebep olmuştur.
New-York 18 (A A.) — Japonyanın barış yapmaya çalışacağına dair çıkan rivayetler üzerine New-York borsacında husule gelen düşüklük en çok aranan esham ve tahvilâtta bir İlâ üç puana ve bazı ahvalde 6 puana kadar çıkmıştır. Borsa spekülatörleri harb, tahmin edildiğinden evvel bitecek olursa, mühimmat siparişleri mukavelelerinin feshinin sanayi sahasında karışıklıklar doğuracağından korkmaktadırlar.
Bu sabahki Tan gazetesi. Londra radyosuna atfen, dün Berllnde Rus İşgal mıntakasında büyük infilâklar olduğunu. Şerlinle Potsdam’ın hayli sarsıldığını, camların kırıldığını, halkın sığınaklara koştuğunu yazmaktadır. Bu sabah ne Londra radyosu, ne de diğer radyolar ve ajanslar böyle bir hâdiseye dair hiçbir tebliğde bulunmamışlardır. Binaenaleyh infilâk olmuşsa, bunun harap binaların bomba İle yıktırılmasından İleri gelmiş olması muhtemeldir.
Sovyet kıtalarının terhisi
Moskova 19 (A.A.) — Sovyet Rusya başkenti, Zukov’un komutası altında dövüşerek Berlin'i zapteden birinci Beyaz Rusya cephesine mensup İlk kıtaları salı günü karşılamağa başlamıştır. Halk kütleleri Moskova garını kuşatmıştı. Komünist partisi temsilciler!, Moskova Sovyet şûrası v« Kızılordu komutanları, terhis edilen askerleri, misafir edecekleri karşılama merkezlerine sevketmeden evvel hoş geldiniz diyen muhtelif söylevler vermişlerdir.
ödünç verme ve kiralama suretile verilen silâhlar
Londra 19 (R) — Liberal News Chronlcie gazetesi bu sabahki başmakalesinde, Amerika'nın nazizm! mağlûbetmek İçin Avrupa milletlerine verdiği silâhların başka maksatlarla kullanılmasından endişe ediyor. Gazete Amerika Ayanından birinin, Avrupa’da harb bittiği İçin, kiralama ve ödünç verme kanunu mucibince Avrupa milletlerine verilmiş silâhların geri alınması hakkındakl takririni tasvibetmekte ve bu işin çabuk yapılmasını İstemektedir.
DİKKATLER:
Havyar mı kesiyoruz, para mı kesiyoruz?
Konferansın İçinde toplandığı Potsdam'daki Yeni saray
fon mermi yağmıştır.
Japonlar hâlâ hiç bir mukavemet •sert göstermemişlerdir Bir muhabirin kaydettiğine göre bir silâh bile pa tlatm amışia rdı r.
Amerikan radyo tefsire İsi, Japonya •rtık limitsiz bir duruma düşmüş olduğunu kavrıyor demektedir.
Hollanda kıraliçesi hasta
Paris 18 (A.A.) Hollanda
radyosunun bildirdiğine göre, kıraliçe Wilhe!mine zatürrieden rnuztarip bulunmaktadır.
Akıl almaz bir hal: Amerika-dan yarı mamûl halde tıraş bıçağı çeliği Doğu Akdcntze gelir. Fil İst inde ve Türkiyede aynı ithalât malı makinelerle bunlar kesilerek paketlenir Filistininkl hem daha iyi keser, hem de Türkiyede yan yarıya ucuza — on tanelîk paketler 53 kuruşa — perakende satılır.
Bunun sebebi ne olabilir? Bu kesme ameliyesl esnasında İşçiler mi havyar kesiyor, yoksa teşebbüs sahipleri mi para kesiyor?
Ve buna benzer ne işler.,.
Londra 19 (R.) — Amerikan Cumhur Başkanı M. Truman dün aabah M. Churchlll'l ziyaret etmiş ve kendl-sile uzun müddet görüşmüştür. M. Truman öğle yemeğini İngiliz Başbakan 11 e birlikte yemiştir. Bu sırada İngiliz Dış İşleri Bakanı civardaki başka bir binada. Amerikan Dış İşleri bakanı M. Byrnes'ln şerefine bir öğle yemeği vermiştir. Bunda Amerikan ve İngiliz genelkurmay başkanları da bulunmuşlardır. ”
M. Truman, öğleden sonra, mareşal Stalln’l ziyaret etmiştir. Yapılan görüşmede Japonyaya karşı harbin önemli bir mevki İşgal ettiği sanılıyor. Japonya'dan teslim teklifi alındığı hakkındakl şayiaların doğru olmadığı anlaşılmaktadır. Nevyork radyosuna göre, Amerikan Dış işleri Bakanlığı, mareşal Stalln'ln Japonyanın sulh tekliflerini getirdiği hakkındakl haberi resmen yalanlamıştır.
Başkan Truman, Churchill ve Sta-ı lin akşam geç vakit ikinci toplantılarını yapmışlardır. Toplantı hakkında hiçbir tebliğ neşredllmernlştir. Mamafih esas meselelerin ele alındığı zannedilmektedir.
Gazetecilerin şikâyetleri
Londra 19 (R.) — Berlin’de 200 harb muhabiri toplanmıştır. Bunlar Potsdam konferansındaki esrar havasından şikâyet ediyor, Avrupa harbi bit-! tiğlnden, güvenlik sebepleri üzerinde fazla ısrar edilemlyeceğlnl söylüyorlar.
Nevyork 19 (R.> — Amerikan gazetelerinin çoğu Potsdam’da gazetecilere karşı takınılmış olan tavırdan şikâyet etmektedirler. Bu gazetelerin verdikleri bir habere göre, gazeteciler Potsdam’da süngülü neferler tarafından beklenen bir evde bulunmaktadırlar. Bütün gazeteler haber kıtlığından bahsetmektedirler.
Verilen haberlere göre, üçler, görüşmelerini bitirdikten sonra elda edilen neticeler hakkında tafsilât vereceklerdir.
Amerikan gazetelerinin mütalâaları
Nevyork 19 (R.) — Potsdam’daki İki toplantı hakkındakl haberler Amerika gazetelerinin baş sahlfele-rlnde büyük puntolarla çıkmıştır.
Chicago Selence Monitor şöyle demektedir; «Askeri bakımdan tetkik edilirse, Almanyanın kontrolü bahis mevzuu olduğu ve kontrolün ancak ordular tararından yapılabileceği İçin görüşmeler askeri meseleler etrafında dolaşabilir. Siyasi cihetten tetkik edildiği takdirde, Potsdam konferansının hudut meselelerine tam ve kati hal çareleri bulmasının beklenmemiş olduğu görülmektedir. TJaha çok hedefler tesbit edilecek ve bu hedeflere varmak için taklbedliecek yollar görüşülecektir.»
Amerikan radyo muhabiri Paul Schubert üç büyük şef hakkında şun-
ları söylemektedir: «Potsdam’da toplanmış olan üç şefin her biri demokrasinin ayn ayrı bir çehresini temsil etmektedirler. S t alin halk arasından çıkmış ve Kremlln’e girmiştir. Ruslar İçin demokrasi İşte budur. Churchill imtiyazlardan, servetten istifade etmiştir. Fakat o şimdi Ingiliz halkının hizmetinde bulunuyor. İşte İnglllzler için de demokrasi. Truman ise tamamiie başkadır. O, bir buçuk asır, muhtelif sınıflar arasındaki mâ-nlaları yıkmağa çalışan bir sosyeteyi temsil ediyor . Amerlkada binlerce Harry Truman var. Çünkü o tipik bir Amerikalıdır. Tevazu gösteren Truman. tanınmış şahsiyetlerle birleşmekten çekinmemiştir.
Moskovadaki görüşme
Nevyork 19 (R.) — San Francisco gazetelerinden birinde yazmış olduğu yazısında binbaşı Elllot, Moskovada mareşal Stalin İle M. Soong arasında cereyan etmiş olan görüşmelerin Potsdam konferansının açılış perde-
s. olduğunu söylemekte, Çin - Rum anlaşmasının dünya »ulh teşkilâtının kubbesini teşkil ettiğini belirtmekte ve şöyle demektedir:
«İngiltere İle Amerika arasında anlaşmazlıklar kolaylıkla halledilir. Fransanın bir harbe sebebiyet vermesi düşünülmez. İngiltere - Amerika ve Sovyet Rusya arasındaki anlaşmazlıkların da halledilmesi mümkündür. Geriye ne kalıyor? Çin - Rum münasebetleri kalıyor. Çin ile Rusya-nin müşterek binlerce kilometrelik hudutları var. Çin’in halledilecek iç meseleleri var. Yenan Çin komünistleri İle Kuomlntang arasında görüşmeler cereyan etmektedir. Çin ila Sovyet Rusya arasında imzalanacak bir anlaşma Birleşmiş milletler sulh yapısını destekllyecektlr.»
Üçlerden sonra beşler
Paris 18 (A.A.) — Haber verildiğine göre, Üçler arasındaki Potsdam konferansı sona erer ermez bir Beşler konferansı toplanacaktır.
Weygand jâvası Paul Reynaud ağır ithamlarda bulundu
Paris 19 (A.A.) — Yüksek
adalet divanının tahkikat komisyonu huzurunda Weygand dâvası için şahit olarak dinlenilen Paul Reynaud, Weygand'ın P6 tainle birlik olduğunu ve Fran-sanin teslimine müncer olan manevralara iştlrâk etmiş bulunduğunu beyan etmiştir. Wey-gand daima komünist tehlikesinden bahsediyor ve Thorez'in kızıl halk kitlelerlle*Eİys6e sarayı üzerine yürüyeceğini ileri sürüyordu Eski Başbakan Paul -Reynaud, silâh altına çağırılacak İki genç sınıf mensuplarını kuzey Afrika’ya göndermeği tasarlamış olduğunu fakat Harbiye Bakanlığı tarafından öne sürülen yenilmez mânialarla karşılaşmış bulunduğunu da ilâve etmiştir.
Petain aleyhindeki ithamlar
Londra 19 (R) — Mareşal Petain hakkındaki başlıca itham 2 nevidir: 1 — Devletin emniyeti aleyhinde hareket, 2 — Harb zamanında düşmanla İşbirliği, Harbden evvel Cumhuriyeti devirmek isteyen bir teşkilâtın 11-derlerile Pâtain'in münasebette bulunduğunu gösteren deliller mahkemeye verilecektir.
Suriye’de
Kabinenin istifası haberi doğru değil
Şam 18 (A.A.) — Suriye hükümeti tarafından bugün neşredilen bir tebliğde, hükümetin istifa etmek üzere olduğu hakkında Suriye gazetelerinde çıkan haberler yalanlanmaktadır. Bu tebliğde İlâve edildiğine göer, kabinede her hangi bLr değişiklik de bahis mevzuu değildir.
İngiliz nüfuzu artıyor
Kudüs 18 (A.A.) — Suriyed» İngiliz nüfuzu gün geçtikçe artmaktadır. Binbaşı Porter, Şam emniyet işleri danışmanlığına tâyin edilmiştir. Porter’ln müsaadesi olmadıkça hiç bir tedbir alınamamaktadır. Diğer taraftan, İçişleri Bakanı, mahallî Suriye makamlarına İngiliz subayları katmak hususunda yapılan teklifi kabul etmiştir.
Bundan başka Fransızlar tarafından kurulan ekmeklik hububat ofisinin yerine «Mira» ismindeki İngiliz idaresi ikame edilmiş ve bu idarenin Fransa taraftarlığından şüphe edilen bütün memurlarına vol verilmiştir.
New . York 19 (R) — Bey-ruttan gelen haberlere göre, bu ay sona varmadan Suriye ve Lübnan'ın kendi orduları olacaktır.
Sahıfe 8
AKŞAM
SÜZÜN GELİŞİ
BALKANLARIN MUKADDERATI
« Akın » gazetesinde bir ilân
Mersinde çıkan gündelik «AJunn gazetesinin 13 temmuz 1945 tarihli sayısının birinci sahifesinde hayli garip bir ilân okudum, Üçler görüşmesine dair iiç sütun tutan en koyu siyaset haberlerinin hemen altında, çerçeve İçinde okuyucuların dikkatlerine serilen bu ilân şöyle idi:
«Deniz için bir bayan arkadaş aranıyor»
'Deniz kıyısında denize girebilmek salâhiyetini haiz orta yaşı biraz geçen bir bay denizde yüzme vc fizik hareketleri öğrenmek için kendisine arkadaşlık edecek bir bayan anyor. Okul okuru olmamak şartile bayanın yaşı bahis mevzuu değildir Arzu edenler kapalı zarfla ve zarfın üstüne (Deniz) kelimesini yatarak idarehanemize bildirsinler.»
Bu ilân bir şaka mıdır? Öyle olduğuna dair hiç bir işaret yok; işaret olsa da bir vilâyetin sesini, çehresini, düşünüşünü aksettirmek vaztfesile çıkan bir gündelik gazetenin ne birinci sahifesi. ne de sonuncu sahifesi bu cins şakalara tahammül etmese gerektir. Gerçe zamanımızda gazetede çıkan ilânın ticaret âleminde gördüğü iş bütün tahminlerin üstündedir. Ama hangi ilân miiessesesi olursa olsun denizde oynaşmak üzere bir bayan arkadaşa ihtiyacı olanın derdine çare bulmayı üzerine almadan evvel bir kere düşünmeyi lüzumlu görür. Hele bu ilânın neşir yeri gündelik gazete ise, o gazete, şahsiyetini yapaıı unsurlarla sütunlarına girecek yazı ve ilânların istikametini birleştirmek mecburiyetindedir
Mersinde çıkan «Akın» gazetesinin birinci sahifeslne girmek fırsatını bulan bu acayip ilanı biz en hafif mânâsile hafiflik, mes'ek haysiyetine yakışmayan bir hafiflik sayıyoruz. Büyilk gazete, küçük gazete yoktur; her şeyden evvel ve hepsine şâmil mânâsile «gazete» vgrdır «Türk kültürünün aydınlığı için çalıştığın;» haber veren, on altı yıldır bu uğurda hizmet etmekten de yonılmıyan «Akın» gazetesinde böyle bir ilân görmek bizi üzmüştür. Bu satırları bize yazdıran da işte o üzüntü!
Şevket Rado
Cumhur Başkanı dün hazırlıkları inceledi
Ankara 18 (A.A.) — Sayın
Cumhur Başkanı İsmet İnönü bugün Hıfzıssıhha enstitüsünü şereflendirerek Milli Eğitim ve Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlıkları müsteşarları. Mili! Eğitim yüksek öğretim umum müdürü, vc tıp fakültesi dekanile yeni fakü’tenin hazırlıkları üzerinde görüşmüşler ve aldıkları malû-rrattan memnun olarak fakülte dekanı profesör Abdulkadir No-yan’a tebriklerini ve muvaffakiyet temennilerini bildirmişlerdir.
Hayatı ucuzlatmak için alınması lâzım gelen tedbirler
Ankara 18 — Ticaret Bakanlığında teşkil edilen bir komite yaptığı incelemeler sonunda hayatı ucuzlatmak İçin topyekûn tedbirler almak, memleketimizde çıkan maddelerin flatle-rlni İndirmek lâzım geldiği neticesine varmıştır. Komite bu hususta bir de rtpor hazırlamıştır.
Diğer taraftan Tekel ve Ekonomi Bakanlıkları da aynı konu üzerinde meşgul olmuşlar, kendi mamullerinin flatlerlnl ne nispette İndirebileceklerini Ticaret Bakanlığına bildirmişlerdir.
Yugoslav istihbarat Bakanı büyük devletlerin müdahelesıni tenkidediyor
Millî Eğitim tâyinleri
Ankara 18 — Trabzon Milli eğitim müdürü B. Nabl Taşar Samsun müdürlüğüne, Çankırı İlk öğretim müfettişi B. Nihat Savkur Trabzon Milli eğitim müdürlüğüne, Ankara ilk öğretim müfettişi B. Fahri Altay Çoruh müdürlüğüne, Kars İlk öğretim müfettişi B. Nazım Esen Kars Milli eğitim müdürlüğüne tâyin edilmişlerdir.
Valiler arasında tâyinler
Ankara 18 — Urfa valisi B Feyyaz Bosu t Elâzığ valiliğine, Elâzığ valisi B. Halis Ergun Urfa valiliğine. İçişleri Bakanlığı mahalli İdareler genel müdürlüğü daire balkanlarından B. Mahmut Nedim Aker Kırşehir valiliğine tâyin edilmişlerdir. Çanakkale valisi B. Fehmi Ural emekliye ayrılmıştır.
Adalet Bakanı îmralı’ya gitti
Adalet Bakan! B. Ali Rlza Türel, bugün Adalet Bakanlığı mensupları ve gazetecilerle İmralı adasına gitmiştir.L Bakan. İmralı cezaevinde incelemelerde bulunacak, akşama rimize dönecektir.
şeh-
Döviz kaçakçılığı dâvası bitti
Resmi senet, makbuz ve faturalar üzerinde sahtekârlık yapmak suretl-le yurt dışına milyonlarca liralık dö-vk. kaçırdıkları İddlasile mahkemeye verilen şebekenin, dün İkinci ağır cezada duruşması bitmiştir.
Banıklardan eski kambiyo miidür muavini Celâl Kumbaracılar, kambiyo memuru Hikmet, gümrük memuru Emin, komüsyoncu Mıgırdıç ve Jozef Televi üçer sene altışar ay, komüsyoncu Klgesik 1 sene 9 ay, Yako Aseo 1 sene 5 ay 15 gün ağır hapis cezasına mahkûm edilmişlerdir.
Nelm Televl’nin suça iştlrâk etmediği sabit olduğundan, beraetlne karar verilmiştir.
Çinlilerin istekleri
New-York 19 (R> — Çin halk konseyi, Kuonritang’a takdim etmiş olduğu 3 takrirde şunları istemektedir; 1 — Ingiltere ve Fransa İle 20 senelik bir muahedenin İmzalanması, 2 — San Francisco beyannamesinin suratla tasdiki, 3 — Japon imparatoru Hirohito’nun harb canileri listesine dahil edilmesi.
İngiliz kumaşlarının dağıtılması
Ankara 19 ı Telefonla) — Ticaret Bakanlığı, İthalâtçılar tarafından în-glltereye sipariş edilip memleketimize gelen ve gelecek elbiselik İngiliz ku maşlarının dağıtımı üzrlnde önemin durmaktadır. Memurların İhtiyacı göz önüne alınarak kumaş dağıtımının biran önce başlaması kararlaştırıl iniştir.
Kuvvetle tahmin edildiğine göre, bütün yurdda kumaş dağıtımı dört, be§ ay içinde bitirilecektir. Dağıtma önce Ankara ilinden başlanacak ve umumi muvazeneden maaş alan memurlara kumaş verilecektir. Dağıtım İçin bütün Ankgra memurlarının İhtiyacına yetecek kadar kumaşın An-karaya gelmesi beklenmlyecck, beşer, onar bin metre kumaş geldikçe hemen dağıtılacaktır.
Memur sayısının az olduğu doğu illerinde dağıtım kıştan önce bitirilecektir.
Londra 18 (R.) — Belgrad radyosu dün gece, Yugoslav İstihbarat Bakanı Jtlbnlka’nın Politika gazetesinde çıkan «Balkanlarda sulh şartları» başlıklı makalesini yayınlamıştır. Bunda deniliyor kİ:
«Balkanlar İçin alınacak tedbirlerin bu sefer do hariçten geleceği gittikçe belli oluyor. Büyük devletler öğrenmelidirler kİ, Balkanlarda menfaat sahası kalmamıştır, şimdi sadece demokrat olan ve olmıyan devletler vardır. Balkanlarda sulhun temini ancak blîyiik devletlerin Balkan İşlerine karışmamalarına, Balkan devletlerinin mukadderatile oyuncak gibi oynamaktan vazgeçmelerine bağlıdır.»
Güney Arnavutluk meselesi
Londra 18 (A.A.) — Reuter: Londra'nın İyi haber alan mahfillerindeki kanat, Arnavutluğun güney eyaletini teşkil eden Kuzey Eplr'de Müttefiklerin bir himaye İşgali kurmaları hakkmdakl Yunan talebinin İsafı için belki de bazı sebepler bulunduğu merkezindedir.
Yunanlıların bu talebi, bugün, İngiliz Dış İşleri Bakanlığınca alındığı yetkili kaynaklardan btldlrllen bir muhtırada İleri sürülmüş bulunmaktadır.
Böyle bir İşgal lehindeki sebepler. Yunanistan tarafından İlhakı İstenen Kuzey Eplr’ln, hâlen İngiliz İşgali altında bulunan Trleste ve Batı stirya gtbl münazaalı bir arazi teşkil etmesi keyfiyetinden doğmaktadır.
Bulgarların mütalâası
Sofya 18 (AJL) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: «Vatan cephesi» adlı gazete. «Selânik nutukları» başlıklı makalesinde Yunan Başbakanı amiral Vulgarls'ln sotl nutkunu încellyerek bilhassa şöyle demektedir:
«Biz Bulgarlar, güney komşumuza yaptığımız kötülüğü kabul ediyoruz re bunu tamire hazırız. Fakat buna mukabil hiç olmazsa şu talepte bulunmağa hakkımız vardır: Artık Yunanistan geçmişi unutmahdır. Zira böyle olmazsa felâketli maziyi tasfiye etmek İmkânını bulamayız. Yeni zamanlara İntibak edebilmek İçin milletler birçok şeyleri unutmak zorundadırlar. Selânlkte verilen şon nutuk, bütün dünyada, Yuııanlstanın bu yola girmiş olduğu intibaını uyandırmamı ştir.»
Öte yandan, «İzgrev* gazetesi, Yunan Başbakanının nutkunu İnceledikten sonra, zulüm gördükleri için yurtlarını terketmek zorunda kalan MakedonyalI Slav mülteciler meselesini İncelemekte ve şu sözlerle yazısı-
n: bitirmektedir: Yunanistan tarafın-, dan Bulgar Vatan cephesi hükümetine ve Federal Yugoslavyaya karşı yapılan devamlı tahrlkAtın ve Ege MakedonyalI Slav halkının maruz kaldığı tedhiş hareketlerinin, Balkan milletleri münasebetlerinin âdil ve haysiyetli bir tarzda tanzimi İçin gerekil olan havayı yaratıp yaratnmıya-cağını soruyoruz. Yunanlstamn hareket tarzı göz önünde tutulursa, şüphesiz kl. buna hayır cevabı vermek lâzımdır. Zira Yunanistan bu hareket tarzlyle karanlık ufuklar açmaktadır.»
Bir İngiliz gazetesi ne diyor?
Londra 18 (A. A.) — Manchester Guardian gazetesi şunları yazmaktadır: 9 eylül 1944 te eski rejimin dev-rllmeslndenberl Bulgaristanda İhtilâl mahiyetinde bir değişiklik olmuştur. Uzun senelerdenbcri ilk defadır kl, Bulgaristan'la Yugoslavya arasında son derece dostane münasebetler kuruluyor. Mareşal Tlto’nun federal bir Yugoslavya içinde muhtar bir Makedonya İhdasına alt tasarısının Bulgaristan tarafından kabul edilmesi keyfiyeti, İki memleket arasındaki başlıca anlaşmazlık kaynağını ortadan kaldırmıştır. Yunanistan yalnız adaletin yerine getirilmesini değil, fakat aynı zamanda hudutların da tashihini elde etmek hususundaki azimli durumunu muhafaza etmektedir. Bulgarlar. Yunanlstamn bu İsteğine şiddetle İtiraz etmektedirler.
Bulgaristanda keyfi mahiyette dahili değişiklikler olmuştur. Harb suç-lularlle siyasi suçluları cezalandırmak üzere İhdas edilen halk mahkemeleri, 26 mart 1945 tarihine kadar 10899 kişi aleyhinde ceza vermiş ve 2838 kişiyi ölüme mahkûm etmiştir
Seçimler 26 ağustosta yapılacaktır, Bulgaristan İç tşlerl Bakanı Yuof’a göre, seçimler vasıtasız, gizli olarak serbesçe yapılacaktır. Yalnız' açıkça faşist fikirler taşıyanlar adaylıklarını koymak hakkına malik oimıyacaklar-dır. Muhalefet erkânına seçimlere bazı mertebe iştlrâk hakkı tanınacaktır. Nlsbl temsil usulü tatbik edilecektir.
Bütün partilere mensup Bakanlar, Bulgarlstanm genel siyasetine müteallik demeçlerde, bugünkü rejimin halkçı, terakklsever, demokratik ve vatanperver bir rejim olduğu keyfiyeti üzerinde ısrarla durmaktadırlar. Bütün Bakanlar, mülkiyet prenslplnl ve şahsi teşebbüsü kabul etmekle beraber kamu servetinin zararına olarak yapılması mümkün suiistimalleri önlemek İçin devletin kontrolü meselesi üzerinde de ısrarla duruyorlar.
_______________19 Temmuz 1945
Hitler araştırılıyor
Patagonya’nm saklanmağa elverişli olduğu söyleniyor — Eski Nazi şefleri ne yapıyorlar ?
Washington 18 (AA) — Dış işleri Bakanlığı, Hltler’le Eva Braun'un güney Amerikanın ıssız bir kesiminde yasadıkları hakkında dolaşan söylentiler üzerinde bir araştırma yaptırmaktadır. Arjantin Dış İşleri Bakanının beyan ettiğine göre, Arjantin hükümeti, Bitlerle Eva Braun’un Arjantin sahiline çıkabilmiş olmalarını gö2 önünde tutmaktadır.
Bu söylentiler hiç bir sarih olay teyldetmemekle beraber Arjantin hükümeti bu hususta araştırmalar yapılması hususunda tedbirler almış bulunmaktadır.
Beyan edildiğine göre, eski Führer-lo karısının Ar J an tine U. 530 deniz-altısı İle gelmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Bu denizaltının denizde geçirdiği 1ta ay zarfında ne yaptığı bir sır olmakla beraber, dolaşan söylentilere bakılırsa, bu denizaltı, Mar de) Plata'ya gitmeden evvel, Hltlerle ka r ısını Arjantin sahilinin ücra bir köşesine külliyetli miktarda altın ve mücevheratla çıkarmıştır. Erkek ta yafetlne girmiş olan Eva Braun Hltlerle beraber veya yanındaki hazine İle birlikte Patagonya'da bir Almana alt bulunan bir malikâneye götürülmüştür. Bu malikâne harbin ortasında Almanlar tarafından satın alın m işti. Maksat, Alman liderlerinin fütuhat tasarıları tahakkuk etmediği takdirde onlar için bir nevi manastır hazır bulundurmaktı.
Bütün bu hikâyede bir hakikat zerresi varsa. Bitlerin gizleneceği yeri önceden seçmekte İsabet ettiği anlaşılır. Zira, dünyanın hiç bir bölgesi Patagonya çölü kadar saklanmağa müsait değildir. Zannedildiğine göre, bütün bu esrarlı meseleyi ancak Alman gizil bahriye işleri servisinin eski müdürü olup halen tnglllzterin elinde esir bulunan amiral Heye çözebilecektir. Fakat eski Alman amirali ko-
layca sır verecek bir insana pek benzememektedir.
Arjantindeta araştımalar şu noktalar üzerinde toplanmaktadır: iaşe işlerini başaran ikinci bir denlzalfl var mıydı? Aynı rütbede bir subay m komutası altında olan bir denizaltının İçinde yüzbaşı Cari Schulberg'ln ne İşi vardı? Harbin son haftaları zarfında denizaltının Norvcç’den.,hareket ettiği farzedlllrse denizaltı sekiz haftayı nerede geçirdi?
Eski Nazi şefleri
Londra )8 (A.A.ı - Brİtanova ajansının Paris muhabiri bildiriyor! Luzembourg'a 18 hUometre mesafede meşhur bir kaplıca şehri ©lan Mon-drof-les-Balns'dekl muhteşem palaliı otel, Coering, Doenltz. Ribbentrop'lâlt beraber başka tanınmış harb müc-“ rlmlerlne gizli hapishane vazifesini^ görmektedir. Bu esrar, o bölgedetaCM köylülerle konuşan France - Solr ga-'fc zeteslnln muhabiri tarafından keşfe- O dümlştlr. Muhabir, otele yeni bir harb suçlusu getiren bir otomobil görmüş- 0 tür. Bu zat Hollandanin eski askeri 'JT valisi Scyss - Inçuart idi. Şehir halta son günlerde palas otelde tatbik edl- (D len tedbirlerin daha sıkılaştınldığıni î> söylemektedir. Evvelâ, esirler İstedik- 0 lerl gibi dolaşıyorlardı. Şimdi bazı irp 0 tlyazlarını kaybetmişlerdir. Meselâ.*» ot yatak üzerinde yatıyorlar ve bah-çevc çıkamıyorlar Sön yamanlarda İL* yeni misafirler geldit-ı için yerleri de^ daralmıştır. Bütün pencerelere demir parmaklık takılmış vc bahçenin et- 0 rafına da yüksek taş duvar çekilmiş-
0
Doenitz'ln pek debdebeli göründü l— ğü ve «herkesin iktidarı ele aima- O ması için teşvik ettiği bir memlekette başa geçtiğinden dolayı beni mahkûnj edemezler» diye dalma masumiyetini İleri sürdüğü söylenmektedir
Petrol işi
İngiliz - Amerikan makamları arasında görüşmeler
Çalışma Bakanı
Dün iş verenlerle görüştü
İngiliz çidiklerinde Alman ecirler çalışıyor
Londra 19 (A.A.) — ttina fle seçilmiş ve talim ettirilmiş Alman esirleri, Ingiliz çifliklerinde İtalyanlann yerini almaktadır. Gelecek ay buğday hasadı yapıldığı zaman çifliklerde çalışan Alman esirlerinin sayısı her halde 100 bini bulacak ve sonbaharda ise patates ve şeker kamışı toplamak icabettlği zaman bu miktar 150 bine çıkacaktır.
Grup halinde çalıştıkları zaman tembellik gösteren İtalyanların aksine olarak Almanlar mükemmel bir disiplin dahilinde çalışmakta ve çalışmalarından iyi netice alınmaktadır.
Fransız anayasası
Londra 19 (R) — Reuter’in
B. Muhiddîn Üstündağ aleyhindeki dâva
Bayan Behiye Güven tarafından eski İstanbul valisi ve yeni İstanbul Milletvekili B. Muhlddln ttstündağ aleyhine açılan dâvanın duruşmasına dün dördüncü hukuk mahkemesinde devam edilmiştir. B. Muhlddln Üs-tilndağ’ın vekili, vaziyetin şahsiyata girdiğini söyliyerejc sıhhatinin ve vaktinin şahsiyatla uğraşmağa müsait olmadığını söyllyerek İstifa ettiğini bildiren bir dilekçeyi yargıç a vermiştir.
Dâvacı vekili bu İstiladan sonra aşıla tebligat yapılması lâzım geldiği mütalâasında bulunmuştur. B. Muhlddln Üstün d ağa tebligat yapılmasına karar verilerek duruşma başka güne bırakılmıştır.
Heybeliada'da 10 çam yandı
Dün saat 14 te Heybeli ada Tur yolunda Asaf'ın gazinosu civarındaki çamlıkta yangın çıkmış, 50 metre mu-rabbaı sahadaki kuru otlarla birlikte on kadar çan yandıktan sonra yangın söndürülmüştür. Yangının, atılan bir sigaradan çıktığı anlaşıldığından, tahkikata başlanmştır.
ir Küçükpazarda Demirbaş mahallesi Mutasarrıf sokağında 10 numaralı evin orta kat kaplaması arasından alevler çıktığı görülerek yetişenler ta rafından söndürülmüştür. Yangının atılan bir sigaradan çıktığı sanılmaktadır. Tahkikat devam ediyor.
Londra 19 (A.A.) — Britano-va’run siyasî muharriri şunları yazmaktadır: Londra'da kuvvetle zannedildiğine göre, petrol İşleri hakkmdakl gelecek İngiliz -Amerikan konferansında, kurtarılan memleketlere petrol tahsis etmek gayesile milletlerarası petrol kaynaklarını bir araya getirmek işinin tamamlanmasına çalışılacaktır. Amerikan heyetine Birleşik Amerika’daki petrol idare müdürü Harold îckes Başkanlık edecektir. Görüşülecek diğer bir mesele de, yakıt hak-kındaki İngiliz . Amerikan anlaşmasını çok taraflı bir anlaşma haline getirmektir.
Newyork ticaret gazetesi, bu gelişmenin Birleşik Amerika Dış tşlerl Bakanlığı komitesi tarafından yapılan telkinlerden İler! geldiği mütalâasını serdetmek-tedir. Bu gazete. Washington yüksek mahfillerinin mütalâasına göre. Amerikan temsilcilerinin başlıca gayelerinden birinin Irandaki petrol imtiyazlarına dair görüşmelerde bulunmak olduğunu, fakat bu hususun Londra tarafından teyidedilmediğini de yazmaktadır.
Gelecek konuşmalar, takriben 9 ay önce, Lord Beaverbrook Washington’a gittiği vakit baş-hyan ve fakat o zaman müspet neticeler vermemiş olan görüşmelerin devamı olacaktır.
Çalışma Bakanı Dr B. Sadi Irmak, oün Mm tak a Ekonomi müdürlüğünde iş verenlerle görüşmüştür. Toplantıda Bakırköy, Defterdar mensucat sanayii, Beykoz, Anadolu Çimento, şeker şirketi. Denizyolları, şatar Zümre, Sürat Mensucat, şişe Cam, Ayvansaray Türk Tütün Limited, Bakı. Sanayii. Aslan Kiremit ve Elektrik, Tramvay idaresi mümessilleri hazır bulunmuşlardır.
B. Sadi Irmak, gayenin çalışnalarla çalıştıranlar arasında tam anlaşma ve kaynaşma havası yaratmak oldn-ğvna İşaret ettikten sonra şunları söylemiştir:
«Memleketin bugünkü İşçi zümresinin yarın artacağına şüphe yoktur. Biz bunların haklarını ve Ihtlyaçlan-r düşüneceğiz. Meslek ve meslekten gelen hastalıklarla analık hallerine a't sigorta kanunu Meclisten çıkmıştır. Şunu da İşaret edeyim İd biz, na-muskâr ve hakküe çalışan işçiyi müdafaa edeceğiz. Makinenin kolunu ters çevirip binlerce Ura zararara se-bebolan işçiyi asla müdafaa etmlye-ceğiz.»
Müessese sahipleri, mütehasssıs İşçi azlığından şikâyet etmişlerdir. Bakan mevcut bir zihniyetin yıkılması ile bu meselenin halledileceğini söylemiştir.
Bakan, işçi çocukları meselesinin kreş açılmasile halledileceğini, fakat şimdilik Esnaf hastanesinin genişletilmesinin faydalı olacağını söylemiştir.
Cezairdeki son hâdiseler
Londra 19 (R.) — Fransıa^ makamları tarafından verilen haberlere göre, Cezayir'deki son ayaklanmaya yeril halkın beşte biri, yani 50 bin kl?l lştlrâk etmiştir. 10 bin Fransız askeri harekete geçmiş, uçaklar 44 köyü bombardıman etmişlerdir
30 kişilik bir komisyonun sigorta meselesini halledeceğini söyllyen Bakan:
• Şimdiki kanun 300,000 kişinin sigortasını temin etti. Devlet karşısında muhatap olarak bir İşçi kütlesinin bulunması en büyük gayeler haizdendir. Kısa zamanda yeni bir hamle yapacak ve çalışanların adedini arttıra-cğız.» demiştir.
Bakan, bugün Paşabahçe şişe ve cam, Beykoz deri fabrikalarını gezerek l$ç! mllmessiileriJe görüşecektir.
Paris muhabiri bildiriyor: Fransız İstişare meclisi, de Gaulle tarafından verilen anayasa lâyihasına karşı göze çarpan muhalefet göstermektedir. Lâyiha yeniden tetkik edilmesi için kabineye iade edilmiştir,
Arjantin sahilleri açıklarında denizaltılar Buenos-Ayre» 19 (R) — öğrenildiğine göre Arjantin sahilleri açıklarında İki Nazi denizaltısı daha görülmüştür Resmî makamlar bu hususta ihtiyatlı dav. ranmaktadıriar. Keşif uçakları sahilleri nezaret altında tutmağa devam etmektedirler.
Nazi faaliyetine iştirak eden isviçreliler
Bale 19 (A.A.) — Mulhouse. Saint Louls şehlrlerile. güney Almanya şehirlerinde, Gestapo-nun gizli dosyalarım lnceiiyen Fransız makamları, aralarında müteaddit memurlar da bulunan bir çok İsviçrelinin Nazi faaliyetlerine iştirâJc etmiş olduklarını tesbit etmişlerdir.
İsviçre polisi, Fransız polisi tarafından verilen malûmata uygun olarak hareket etmek sure-tüe Bale'de, Gestapo vesikalarından anlaşıldığı üzere Nazilerlc işbirliği yapmış olan bir çok şah sı tevkif etmiştir.
İngiltere ağır sıklet boks şampiyonu
Londra 18 (R) — Dün akşar.ı Britanya ağır sıklet boks şampiyonluk maçı yapılmış ve 24 yaşındaki Bruce Vodhkoh 72 yaşındaki Jack London’u 1
raundda nakavt ederek yon ohnuştur.
Maçta 40,000 seyirci hazır bulunmuştur.
Ingiltere’de oyuncak imaline başlandı
Londra 19 (A.A.) — Uçak
parçalan imal etnıektp olan iki İngiliz harb fabrikası şimdi, imaline müsaade edilen oyun cak, fotoğraf malzemesi ve deriden mamû] eşya hakkmdakî kararname gereğince oyuncak imaline başlamıştır. Oyuncaklarda maden kullanılmamasına müteallik tahdidat kaldın İmiş olup harb zamanında yüzde on nispe« tinde maden ihtiva eden oyuncaklara mukabil, yeni oyuncaklarda yüzde yüz nispetinde maden vardır. Bu firmalar bunda$ böyle yalnız daha çok oyuncak değil aynı zamanda el çantaları, valizler, peliküller ve fotoğraf camlan da imal edebileceklerdir.
Kamyondan atladı, başı parçalanarak öldü
Ankara 18 (Telefonla) — Dûn burada feci bir kaza oldu. Şoför Muştala. tuğla yüklü kamyonu İle Göl-başından şehre gelirken yol üstünde bekleyen Asar Biçer adında birini kamyonuna almıştır. Kamyon Saraçoğlu mahallesinin önünden geçerken Asaf Biçer süratle giden kamyondafi atlamış ve başı parçalanarak feci surette ölmüştür.
îşe el koyan Cumhuriyet savcılığı tahkikata devam etmektedir
18/1/1945 Hatleri
Londra üzerine 1 sterlin Nevyorg ûz«rlne 100 dolar Cenevre 100 İsviçre Fr Madrid üzerine 100 pezeta ŞtokhoLm üzerine İÜO kuron
ESHAM VB TAHVİLİ!
altıncı şampi
5.20
132.—
30,3250
12.84 31.1325
% 5 faizli ikramiyeler:
1933 Ergani 24.6Ç
1938 Itaamlyeil 22.-*
Milli Müdafaa 22.—
Demiryolu ikramiyen 97.—
% 7 faizli Tahviller:
Sivas - Erzurum 1 1S.00
Sivas - Erzurum 2-1 20 —
1911 Demiryolu I 20 —
1941 Demiryolu n IS.öJ
1941 Demiryolu IO
Milli Müdafaa 1 M
Millî Müdafaa H ”•3
Millî Müdafaa m
Anadolu Demiryolu Grupuî
Tahviller 1-2 cs.-r
Hisse aenetkri % W 3S 50
Mümessil senet 4€ 50
Hisse senetleri:
Merkez Bankası
T Bankan 'laf
T. Ticaret Bankan
Aslan Çimento 9-J
Borsa dışında
ALTIN FTATI.EI0
Gulden “S
Reşadiye
tngilh a
Külçe IBİr gramı) * 650
AKŞAM
Sahile 1
ı«ı Temmuz 1945
te - - - _ ■ —
AKŞAMDAN AKŞAMA
«Ah, harbden evvelki hayat»?
Bu söz pek çok ağızlardan işitiliyor:
— Ah, harbden evvelki hayat!... Acaba buna kavuşacak mıyız?
Sonra, teessüfle:
— Ne mümkün?,.. Geçti, geçti o saadet!
Bir nesi! evvel yaşanan hayatı eennet, şimdikini cehennem sanmak, öteden beri devam eden bir dalâlettir. Bunu zaman zaman tecrübe ettik: Çocukluğumun ilk safhası istibdadın son yıllarına raslar. Büyük annemle büyük babamın arkadaşları, mangır devrini özlerler: sanki o iktisadi saltanatın «giderat.. ı gibi «geli-rat.» ı da akçecikler üzerine müesses değilmiş gibi: «Bir kaç bakır sikkeyle bir küfe karpuz alırdık!» diye İÇ geçirirlerdi. Sonraları:
«— Ah Sultan Hamit! Vah Sultan Hamit!» diyenler çok ol du.
Birinci umumî harb çıktı; ondan evvelki safhayı dönülmesi gaye olan bir güzellik tarzında bize canlandırdılar
Halbuki, mütarekeden sonra, aylık sarfiyat 50 liraya çıktı amma, maaş da meselâ "0 oldu. Ve muntazam çıktı. Her sındın halinde bir gelişme kaydedildiğini banka, imar, maliye varidatı, ithalât, ihracat istatistikleri ispat eder. Hele Türkiyeliler ilk genel savaştan evvelki devirleri nasıl arıya bilirlerdi ki, bizler bir takım içtimai inkılâplara .mazhar olduk. Karımızla, kızımızla bir arabada gezmeğe gidemezken kafesten, peçeden, kapkara telâkkilerden kurtulduk, gün güneş gördük.
Şu yarun asırda insanlıkla beraber, Türkiye de terakki etti. Ona ne şüphe. Eğer bu maziyi öz-lemeler haklı bir tahassür olsaydı, insanlığın tedenni ettiğine hük-molunurdu. «Bu harbin rezaletleri terakki midir?» diyenlere cevap; Bu harb, ancak bünyenin hastalıklarından biridir. Şimdi nekahet devrine gireceğiz. "Aman! Nüksetmesin!» diye ihtiyatlı davranacağız Mutlaka yirminci asrın ikinci yansı birinciden hayırlı olacaktır. Bahusus Türkiye İçin, Türkiye, bu ateş çölünün ortasında bir vaha halinde kalmıştır.
Onun için:
«— Ah, harbden evvelki hayat!» tahassürü bizler için pek yersiz.
Evet bir çok sınıflarımız, umumiyetle millet, hâlâ normal hayat şartlarına dönemedi. İktisadı yönlerde bu büsbütün hissediliyor. Fakat memleket yıkılmamış, her şeyimiz olduğu gibi duruyor. Biraz caht ve gayretle, biraz beceriklilik. harbden evvelkinin çok üstünde hayat seviyeleri yaratmak işten bile değildir. İkinci umumî savaştan evvelki şehirlerini, köylerini, evlerini, evlâtlarını, saadetlerini ah ve vah içinde ■ramak durumunda milletler var. Bunlar Avrupa dolusudur. Anıma, biz değiliz. Bizim bir eksiğimiz: Maddeten, manen derlenip toplanmak başarımız
Değil harbden evvelkine erişe-memek korkusu, daha âlâsına ulaşmak ümitleri ve emelleri içinde yaşamalıyız. Sultan Hamit devrinden beri başladığımız hayırlı İçtimai inkılâplara bundan sonraki değişme ve düzelmelerimizle de devam edeceğiz. Dünyanın her yerinde, içtimai sigortalar, türlü türlü ve tatlı tatlı hürriyetler bahis mevzuu oluyor. Korkulan hastalık nüksetmezse kendi fani ömürlerimiz İçinde bile bu lezzetlerden bol bol tadacağız. Bütün insanlık, kafesli ve peçeli devirlerden bal olu Ve plâjlı devirlere ulaşan Şark kadınlarının ferahına kavuşabilecektir. Türk milletinin de bunda hakkı, hissesi ve nasibi vardır.
Bu sebeple: «Ah. harbden evvelki hayat!» diye değil, . ah. dnümüzde bizi bekleyen güzel hayat!» diye hasret çekmeliyiz, l'mit ve imkân, ancak o taraftadır
(Vâ . NÛ)
Sigortacılık kursu
4 ay sonra Ankara v(. İstanbul'da çıt miskette sigorta tatbikatında çalışacak elemanlar yetiştirmek üzere Çalışma Bakanlığı tarafından birer algortacilık kursu açılacaktır.
ŞEHİR HABERLERİ
[II Bîr çop.da ||
m «Tek insan» a verilen
değeri.
Türk-Yunan dostluğu
Keşif ve ihtiraların biyolojisi hakkında
Yunan Basın Birliği reisi şerefine bir ziyafet verildi
Bir ka-ç günden beri şehrimizde bulunan tanınmış ve kıymetli Atina gazetecilerinden, Yunan Basın birliği reisi B. Zarifi şerefine Tiirk Basın birliği İstanbul mlntakası reisi B Hakkı Tarık Us tarafından dün Park otelinde bir öğle ziyafeti verilmiştir. Ziyafette Türk gazeteleri başmuharrirleri İle Atina ajansı muhabiri B. Naum hazır bulunmuşlardır.
Gayet samimi bir hava içinde geçen bu toplantıda B Hakkı Tank Us kısa bir nutuk İrâdederek Tüak gazetecilerinin harbden evvel de tanıdıkları ve yüksek meziyetlerin! takdir ettikleri sayın misafirlerini Türk basım namına selâmlamış, Yunan milletinin harb senelerinde geçirmiş olduğu ıstırap ve mahrumiyetler karşısında Türk milletinin ne kadar acı duymuş olduğunu ve vatani müdafaa hususunda ordu ve milletin gösterdikleri büyük fedakârlık ve kahramanlıkların dost Türklyede ne kadar takdir ve hayranlıkla karşılanmış olduğunu belirterek Türk, milletine tercüman olan Türk basınının bu takdir hislerinin selâmlarile beraber dost ve kardeş Yunan milletine iblâğını kendisinden rica etmiştir.
Bu nutka cevap veren B. Zarifi de mahrumiyet ve ıstırap senelerinde Türkiyenin kendilerine el uzatmış ve mümkün olan yardımı yapmış olmasından dolayı Yunanlıların ne derece minnettar olduklarım, Alman İstilâsından sonra açlık ve sefaletten Atina’da günde beş yüze kadar çıkmış olan ölüm nispetinin Türk yardımı sayesinde günde yüz elliye kadar düştüğünü ve bu Türk yardımının günde lâakal üç yüz Atlna'lının hayatını kurtarmış olduğunu ve bu elim İmtihan neticesinde Yunanlıların iki şeyi kurtarmış olduklarını, bunlardan birinin milli namus ve şereflerini, diğerinin de ölmez Türk - Yunan dosluğu olduğunu belirtmiş ve Türk meslektaşlarının Yunan milletine kaîşı besledikleri bu samimi dostluk ve kardeşlik duygularını memleketine Bvdetinde vatandaşlarına İblâğ etmekle bahtiyar olacağını İlâve etmiştir. ______________
Birkaç sene evvel vefat eden meşhur doktor Şarl Nîkol (Muasır filozoflar kütüphanesi! için yazdığı bir eserde çok dikkate şayan bir mevzuu tetkik ve tahlil etmişti. Şarl Nlkol umumiyetle keşif ve ihtiralar! meydana getiren teşebbüs fikirlerini araştırırken büyük keşiflerin hemeıı daima aynı mevzu üzerinde ve uzun yıllar uğraşan İlmi salâhiyet sahibi büyük âllmter ve büyük şöhretler tarafından yapılamadığını hayretle görmüştür. Bu hususta en parlak misal yaptığı büyük keşfin kendi ihtisas şubesile alâkası olmıyan ve hattâ doktor bile olmıyan Pastördür. Pastör tabip olmadığı halde tıbbı İhya eden ve o zamana kadar büyük bir asabiyetle muhafaza edilen tıbbi doktrinleri altüst eden dâhiyane keşifler yapmıştır. Buna benzer misalleri tıptan başka diğer fen ve İlim şubelerinde de göstermek mümkündür Meselâ röntgen şuamın keşfi ve hattâ son penlcillln'ln keşiflerini de tesadüflere medyunuz.
Mütemadiyen ve yıllarca mesailerine rağmen birçok büyük adamların karşılaştıkları bu aciz ve muvaffakı-yetslzllğln sır ve hikmetini tâyin v°-tesbit etmek insana cidden çok müşkül görülür, şarl Nlkol: herhangi 11, mi bir etüt İçin tesis edilen enstltü-| lerde yeni ve mühim bir problemin ’ halli için müesslsler tarafından ve yahut hükümetler tarafından yapılan her türlü muavenetlere rağmen netl-' çelerin hemen daima kısır kaldığını büyük bir hayretle görmekteyiz dlyjr ' Halbuki bu biiyük ve yen! problemin ' halli ve yahut yeni bir fikrin taazzu-J vu İçin kıymetli personel, para, ma-teryel velhasıl her türlü maddi ve 1 mânevi müzaheretler büyük bir zen-’ glnlik ve cömertlikle temin edildiği 1 halde İnatçı ve hırçın keşif ve icat ' perisinin mukavemetiyle karşılaşarak 1 muvaffakıyetslzllkten muvaffâkiyet • sizliğe doğru gltmektedtr! O derece 1 kİ muazzam teşkilâtla kurulan hu : büyük müesseselerden yapılan bunca ! fedakârlıklara mukabil İlim ve fen-
■ de dâhiyane bir İnkılâp yapacak bir : fikrin, bir keşfin zuhur ettiği hemen
■ hemen görülmemiştir.
Şarl Nlkol bu vakalara bakarak keşif ve İhtira keyfiyetinin mantık, müktesebat ve terakki ve inkişafın tam aksine olarak bir keşif yapmak İçin mevcut bulunması İcabeden İlmi malzeme kıymetine hiç de tabi bu-lunmtyan muvazenesizi bir hâdise hattâ bir ârızadan başka bir şey olmadığı neticesine varıyor. O derece kİ rasgele vukua gelen bu ârızanın âmili olan kâşif de ekseriyetle muvazenesiz bir şahsiyet olarak telâkkiye kadar ileri gidiyor. Büyük keşiflerin aynı meseleyi keşif ve İhtira İçin mütehassıs bulunanlardan ve bu iş İçin bütün hayatını vakfeden âlimlerden zuhur etmediği ve yahut pek nadir zııhur ettiğini gören muharrir bunun sır ve hikmetini şöyle İzah ediyor: Bu zevat yıllarca ve bütün bir hayat Im-tldadınca aynı mevzuun güçlükleri karşısında kala kala esaslı neticelere varmak kabiliyetini gitgide kaybediyorlar.
Köfteciler fiatleri arttırdılar
Evvelce ikinci sınıf lokantalarda yemekler maliyet flatlerlne yüzde 50 kâr İlâve edilerek satılırdı. Belediye bir müddet evvel ba lokantaları da birinci ve İkinci sınıf lokantalar gibi tabldot usulüne bağlıyarak yemek fl-atlerlnl tesbit etti. Belediye bu kararı verirken köfteci, piyazcı, başçı ve işkembecileri muayyen flatle yiyecek satmağa mecbur tutmıyarak bunlar İçin, .evvelce üçüncü sınıf lokantaların tabi olduğu esas, yan! yiyeceklerin maliyet flatlerlne yüzde 50 kâr ilâve edftek satılması usulünü değiştirmedi. Bununla beraber bu çeşit esnaf sık sık kontrol edilmediklerinden, yiyecek satışlarında istedikleri gibi hareket etmektedirler. Yeni et Hallerinin henüz tesbit edilmediği günlerde 5 kuruşa satılan köfteler, etler bir miktar ucuzlatıldıktan sonra d kuruşa çıkarılmıştır. Bundan başka bu köftelerin çoğu manda etlndendlr. Satıcıların. köftelerin koyun etinden yapil-dığtni İddia etmelerine rağmen, etle-’rln mahiyeti çok şüphelidir. Bu hal halkın sağlığıyle çok yakından ilgili olduğu gibi, satışlarda da yüzde 50 den fazla kâr edildiğine şüphe yoktur.
*¥¥
Şarl Nikol’un fikirlerini oldukça garip bulduğunu daha başlangıçtan söyliyen Llyon'lu doktor Auguste Lu-mlere bu mevzuu büsbütün başka bir suretle izaha çalışıyor.
Auguste Lumlere büyük keşiflerin büyük mütehassıslar ve âlimler tara-
Sebze ve meyva fiatleri
Toptan sebze ve meyva fiatleri, geçen seneye nispetle, düşüktür. Buna rağmen perakende satışlar yüksektir. Geçen sene bu mevsim Hâlde domates 40, patlıcan 65, bamya 80. çalı fasulyesi 30 kuruştu. Bu sene 35, 50. 50, 20 kuruştur. Bu sene sebze bol olduğundan, toptan fl etlerin daha ziyade düşmesi lâzımdır.
Meyva ftatlerine gelince erik, kayısı ve üzüm piyasası geçen seneden ucuzdur. Erik toptan 20. perakende 30. üzüm perakende 40 - 50 kuruşa satılıyor. Kayısı geçen sene pek azdı, bu sebeple fiatler 200 - 230 kuruştu. Bu şene toptan 80 - 100 kuruşa satılıyor. Üzüm bol olduğundan, bu sene ucuz satılması bekleniyor.
Karpuz, kavun da bollaşmıştır. Perakende olarak boylarına göre 15-40 kuruşa satılıyor.
Lozan günü hazırlığı
24 Temmuz Lozan günü münasebe-tlle şehrimizde yer yer birçok törenler tertlbedllmektcdlr. Bu arada Üsküdar Halkevi tarafından da. her yıl olduğu gibi, bütün gün devam edecek bir bayram programı hazırlanmıştır. Bu programa göre, o gün öğleden evvel muhtelif deniz gösteriler! yapılacak, öğleden sonra da yarışlar tertlbedlle-cektlr. Bu merasim Parti başkanı B. LtıCfl Aksoy'un Lozan hakkında bir söylevlle açılacaktır.
Satışa çıkarılan ithal malları
Oal. Hezaran Cad. Burla Biraderlere gramofon plâkları ve bölüka iğneleri. Altıncı daire Toptaş Apart. Hüsnü Beber'e saç İçin tel toka. Bah-çekapı Taşhan'da Ticaret T. A. Ş. ye transmisyon kayışı, İst. Nalburlar No. 347 de Aker Tlcaret’e antlfirlkslyon metal. İst. Dllslzzade Han’da Abdi De-mlrer’e Balsam Peru ve Balsam Tolu. İst. Marpuççular Cad. No. 19 da Y. Vercopulos’a esans «Patachoull». Gal. Kefeli Han'da Dış Ticaret T. A. Ş- ye gliserin. Ankara Yeni Hâlde Mahmut İrcngün'e sargilık kâğıt, İst. Küçük Yıldız Han'da Ortaç Örme Sanayie merserize pamuk İpliği, Gal. Haraççı sokakta terzi İlyas Nurik'e yünlü mensucat, Fincancılarda M. Beşlr ve Şefik Harlri’ye işlenmiş kuzu derisi. Sultanhamam 115 te Çuhacıoğlu İ Kohen’e kösele düğme. Tahtakalc Bal kapan Han'da Mateo Alalut'a mürde-senk «tamir Birliğinden».
Nişantaşı ikinci kız orta okulunun müsameresi
Nişantaşı ikinci kız orta okulu tarafından Şehir tiyatrosu komedi kısmında bir miisamere tertlbedllmlşilr. Müsnmerede okul talebesi tarafından Vecibe Kuramchmed'ln yazdığı Bağ Yolu adında bir öperet temsil edilecektir. Operetin ilk temsili cuma akşamı Basın mensuplarile hususi davetliler şerefine verilecektir. Opcre-retln rnüzAk kısmı Konservatuvarm bu senek! mezunlarından Refet Yal-baz tarafından hazırlanmıştır.
Yazan. Dr, İbrahim Zati Öget
tından yapılamadığının ve bu hususta bunların ekseriyetle kabiliyet gös-terememelerinln sebebini İcat ve keşif perisi addedilmesi lâzım gelen tecessüs ve araştırma fikrinin, ruhunun tedris ve tahsil hayatındaki pedagojik usullerin berbatlığı dclayıslle gitgide harabedllmeslnde arıyor ve diyor kİ büyük eserler, treteler içinde takdim edilen uim dogmatik bir takım seri fikirlerin, prensiplerin heyeti mecmuasından ibarettir ki okuyanların bu prensiplerden kendilerini uzaklaştırması İmkânı çok azdır. Bu eserler içindeki fikirler, noktal nazarlar. okuyanlar için sarsılmaz birer ha-kikattir.O kadar kİ klâsik büyük eserlerde bu fikirleri dlmağırda tamamen hazım ve temsil eden müstakbel âlimler okudukları şeylerin doğru ve kati olduğuna inanmakta ve böylece artık tenkid, taharri ve tahayyül kabiliyetleri gitgide âdeta felce uğramaktadır.
Zaman zaman bazılarında görülen tecessüs ruhu da hafızasını dolduran doktrinlerin yerleşmiş kuvvetli tesl-rile silinip gidiyor. Ve İşte böylece hiç bir esaslı keşif yapmağa da İmkân ve İhtimal kalmıyor. .
Şar! Nikol'un fikrinin aksine olarak büyük mucitlerin mutlaka muvazenesiz bir takım kimseler olduğunu kabul etmek şart değildir. Çünkü bir mucit pekâlâ muvazeneli de olabilir ve olmalıdır. Mevcut metotları fikri bir disiplin dahilinde ve esaslı bir surette münakaşa edebilen ve tecrübelerinin fikirlerinin neticelerini, kıymetlerini İyi ölçebilen bir âlim mutlaka mucit olabilir. Yalnız onların tabi olmamaları lâzım gelen bir şey varsa okudukları kitaplarda kendisine arzedllen bütün fikirleri kati bir hakikat diye telâkki etmemektir. Hiç unutmamak lâzımdır kl kitaplarda gösterilen şeyler nihayet bugün için muvakkat ve tahmini bir hakikat yoludur ki onu dalma inkişaf ettirmek ve tadil ve ıslah etmek lâzımdır. Şarl Nikol'un fikrince İhtira ve keşif karakteri âdeta dadı haktır. Ve bazı insanların bilemediğimiz kabiliyeti şah-1 4 .... „
siyeslne bağlı bir hâdisedir. Ve bu-, kamyon tahsis etmişti, nun içindir kl zorla İcat ve keşif müesseselerl kurulamaz. Halbuki Auguste Lumlere bunun tam aksine olarak bazı esaslı şartlar dahilinde pekâlâ keşif ve İhtira müesseseler! kurulabileceğini İddia ediyor. Bu mevzua alt şartlar onun ftkrince şöyle olmalıdır:
1 — Bütün talebeye kitaplarda okudukları şeylerin ancak kısmen hakikat olduğunu ve o kitapların İçindeki yanlışların pek çok olduğu fikrini telkin etmelidir.
2 — Kabul edilen nazariye ve tezlerle tecrübeler arasında mevcut olan İhtilâf ve uymazlıkları meydana çıkarmak ve bu ihtilâfın sebeplerini tetkik etmek. Bu etütler sayesinde yeni yeni fikirler doğabilir kl bunlar da nüve halinde keşif ve İhtiraın başlangıcıdır.
3 — Klâsik kitaplardaki fikirler ve prensipleri münakaşa etmek. Bu fikirleri teyl deden hâdlsat ve tecrübeler var mıdır? Varsa kıymetleri nedir? Auguste Lumlere’ln fikrlnce çok büyük kıymeti haiz olan bir keşif için mutlaka vakaları dalma şüpheli gözle ve o zaviyeden tetkik İle İşe başlamalıdır. Bunun İçin de tahsil ve tedris metotlarının daha doğru ve salim yollara girmesi şarttır.
Dr. İbrahim Zati Öpet
I ı
Kari mektubu
Emekli öğretmenlerin aynî yardtm ve ikramiyeleri
Bir emekli öğretmen Vali ve Belediye reis! Dr. Lûtfi Kırdara hitaben şu temennide bulunuyor;
Bu yıl. Milli Eğitim Bakanı Haşan Âli Yücelin de lştirakile yapılan İlk okullar diploma dağıtımı töreni, ve bunıın ardından Yıldızda bu okul* mensuplarına gösterdiğiniz kadirşinaslık, feragati kendilerine umde edinmiş olan öğretmenleri şonsuz sevindirdi. Fakat o arkadaşlar gibi bu memleket İrfanına yıllarca hizmet ederek emekliye ayrılmış olanların Büyük Meclisin — şüphesiz mail İmkânları hesaplaya • rak — verdiği ayni yardım parasını ancak on İki ayda alabilmeleri ve henüz ikramiye ve üç aylık ayni yardım haklarını alamamaları ve bu hareketten hiç bir dairenin sorumlu olmaması devleti bir (bütün) sayanları üzmez mİ?
Bu hususa ilgi göstermenizi saygı İle dilerim.
Emekli öğretmen:
Sabrl Sudor
İmar işleri
Kadıköy - Moda sahil yolu açılacak
Haydarpaşada yapılacak limanın işgal edeceği arazi kısmı müstesna olarak Kadıköy ve Haydarpaşaya ait imar plânının Bayındırlık Bakanlığı tarafından tasvibed ildiğin j yazmıştık. Plânın tasdiki muamelesi tamamlandıktan sonra Belediye, Kadıköy ve havalisinin imarına başlıyacaktır. Bu arada, geçenlerde yazdığımız gibi, Kadıköy ile Moda arasındaki yolun asfalt olarak inşası gelecek seneki programa konacaktır
Fakat Kadıköyünde yapılacak en büyük imar eseri, Kadıköy iskelesinden Moda vapur iskelesine kadar uzanacak büyük sahil yoludur. Kadıköy vapur iskelesinden Mühürdar'da Rıza paşa mahallesine kadar rıhtım uzanmaktadır. İmar plânına göre Kadıköy vapur iskelesinden itibaren başlıyan bu rıhtım sltikameti esas olarak ele a’macak ve bu sahili takibedecek geniş bir vol Mühürdara kadaı- uzanacaktır. Kadıköyls Moda arasındaki deniz kıyısı manzara itibarile pek güzel olduğundan yapılacak sahil yolu hem nakil vasıtalarının geçmelerine, hem de yayalara mahsus olacak, etrafı tarh'arla, ağaçlarla s üslenecektir.
1941 bütçesile Kadıköy iskelesi . Moda caddesinin asfalta çevrilmesinden başka Kadıköy - Moda sahil yolunun da bir kısmının olsun yapılmasına teşebbüs edilecektir.
Yalova ile kaplıcalar arasında fazla kamyon işliyecek
Yalova İle kaplıca’ar arasında işlemek üzere Belediye. İlciye bir ■ . . . • -■-*=. gjr çok
kimselerin ziyaret ettiği kaplıcalar çin blr kamyon kâfi gelmemektedir. Bunun için bir şirket teşkil edilerek kamyon sayısının arttırılmasına karar verilmiştir. Şirketin kuurlması için lüzumlu muameleler ikmal edilmektedir.
Yerli Mallar müessesesindeki toplantı
Ekonomi Bakanı B. Fuat Sirmen. uün Yeril Mallar Pazarları müessesesl müdürlüğünde yapılan toplantıya reislik etmiştir. Toplantıda Sümer Bank ve Yerli Mallar Pazarlan erkânı ile fabrika müdür ve mümessilleri hazır bulunmuştur.
Sanayi maddelerinin harb sonu ithal, imal, satış, istihsal ve flat İşleri toplantının konusu olmuş, bilhassa İstihsali yeniden arttırmak İçin alınması gerekli tedbirler üzerinde durulmuştur.
Zayıf ve bakıma muhtaç fakir çocuklar için kamp
Şehrimiz ilkokullarında okuyan öğrenciler arasında fakir, zayıf ve bakıma muhtaç olanlar Milli Eğitim doktorları tarafından tesbit edilmişti. Bu çocukların tedavi ve Istlrahatlerl İçin İstanbulda İki yerde kamp kurulmuştur. Bu kamplardan biri Beykoz-da 40 mci okulda olup on gündür faaliyettedir. Diğer kamp Göztepe 5 cl ilkokuldadır ve dünden İtibaren faaliyete başlamıştır 150 şer çocuğun iştirak ettirildiği kampların masrafları Partiye bağlı olan Fakir çocuklara yardım birliği tarafından ödenmektedir.
Bir ay devam edecek olan kamplar daha fazla tahsisat bulunursa, bu durumda olan diğer çocuklar İçin birer aylık İki devre olacaktır.
Ticaret odaları kongresi
Ticaret odaları kongresi dün de toplanmıştır. Serbes dövizli bir memleketten diğer bir memlekete yine serbes dövizle transit ticaret yapılması hakkındakl İsteği inceleyerek bunun normal zaman avdet etmediğinden gelecek Ticaret odaları kongresinde görüşülmesini, kâr hadlerl-rlnln incelenmesi işinin hayatı ucuzlatmak konusu etrafında Ticaret Bakanlığının İstediği raporun hazırlanması sırasında ele alınmasını, Londra'da toplanacak milletler arası Ticaret odaları kongresine İştirak edecek Türk, heyetine verilecek direktifin Türkiye mail komitesinde hazırian-makta olan rapordan sonra görüşülmesini, 510 sayılı kararnamenin ve bu kararname ile İlgili Mili! korunma kanunu maddelerinin kaldırılması ve yerine hükümetçe konulacak tedbirlerin Ticaret odaları heyetleri ile beraber aranılmasını kararlaştırmıştır.
Bir gazetede, büyük mizalı dâhisi Mark Twain'in adına kurulan ve dünyanın her tarafında bir çok âzası bulunan «Mark Twain cemiyeti» hakkında bir yazı okudum.
Bu güzel cemiyet, medeni dünyanın tek insana verdiği kıymeti, ehemmiyeti göstermek bakımından da üzerinde durulmağa değer,
İsmine dünya ölçüsünde — hem de gayeleri en insani ve en ileri olan — bir cemiyet kurmak, onu seneler geçtikçe genişletmek heykelden de, törenden de büyük bir kıymet bilirliktir. Başka memleketlerde bu tarzda sanatseveriiklere çok rasgeliyo-ruz.
Meselâ adam hiç değilse bikl— yemek, bir tatlı icadedip — kafi rınca kararınca — bunun adınfî. sevdiği artistin ismini takıyor. Ç\| Kimsesi olmıyarak Ölen ze*£-ginlere rashyoruz ki vasiyetinde^ meselâ hoşlandığı romancnııC eserlerine benzeyen kitap yazaı^-O lara mükâfat bırakıyor. OT
Bizde maalesef büyük kitle il 0 sanat bakımından, «tek insan»^ arasında böyle bir kaynaşma ol-qj muş değildir. Hüseyin Rabnıi ne-fl) sillerce insanı okutmuş, güldür^ müş, düşündürmüş, meraklan-*^ dırmıştır. D
Fakat âzası 5 kişiyi bile bu nııvaıı bir «Hüseyin Rahmi cemi-gj yeti ■ kurulması için, hiç bir vr*zf lâyete tek istida verildiğini mıyorum.
Yahut da bir zengin çıkıp mtO selâ bir -Hüseyin Rahmi mükâfatı» koymak diye bir heves göstermiş değildir.
. Memlekette hakikaten yüz binlerce «Tevfik Fikret hayranı» vardır. Ve bu müşterek hayranlık o büyük adamı sevenleri birbirlerine iyice kaynaştırmıştır. Fikret namusun, seciyenin, karakterin, faziletin sembolüdür. Ve bütiin bu mefhumları adında toplayan Tevfik Fikretin ismi bir edebiyat cemiyeti için — hu kadar da hayranları varken — biçilmiş kaftandır.
Lâkin hani edebiyat âlemimizde bir Tevfik Fikret cemiyeti?. Fikret’in hât:rası namına, hararetli hayran'annnı yapacakları en güzel hareket bu olmalıydı sanırım...
Böyle bir topluluk memleketin en belli başlı sima’anm da kendisine çekebilirdi Bu cemivet Aşiyanı satın almak değil. Fikret’in hattâ düğmesine kadar her şeyini toplıyabilirdi. Ve yalnız Fikret’? değil . tek insan» a verilecek kıymeti örnek olarak ilk defa memlekete göstermiş olurdu.
Bizde tek insana verilen kıymet yine o ikide bir çattığımız Belediyenin bir sokak ismini lütfetmesinden ibaret kalıyor. Ya* kıa bazan bu da yanlış oluyor, meselâ hakikîsinden dört sokak ötedekine «Şair Nîgâr sokağı» deniliyor. Ne zararı var. Hiç olmazsa düşünülüyor ya...
Hikmet Feridun Es
Mersin’e kahve geldi
Mersin 18 (A.A.) — Filistin bandı ralı Chlmona vapuru İle Port Sald'-den limanımıza 750 ton kahve gelmiştir. Bu kahveler Tekel ldare^n» aittir. Vapur limanımızdan keres* yükliyecektlr________
KÜÇÜK HABERLER
* İstanbul Balıkçüar cemiyeti. Ekonomi Bakanlığına verilmek üzere bir rapor 1 azırlamıstır Raporda, balık İstihsal durumumuz. İhtiyaçlar, ihraç imkânları, dahilde İstihlâki arttıracak tedbirler, tuzlama, konserve ve buzlama İşleri, teneke ve sair levazımın tedariki seklileri üzerinde etraflı malûmat verilmiştir
*■ çalışan çocuklara mahsus olan kurslu okulların İmtihan neticeleri belli olmuştur Buna göre temmuz devresinde 237 sİ erkek. 141 1 kız olmak üzere bu okullardan 478 öğrenci I'kokul diploması almıştır.
ir Deniz İşlerinde çalışanları İlgilendiren Deniz İş kanunu yakında Meclisten çıkacaktır
A- Dün saat 17 de Eminönü Hnlk-evlnde daktilo kursunu muvaffakiyetle bitiren 19 talebenin diplomata-rının dağıtma töreni yapılmıştır B Kenan Sarier söz alarak diploma alan gençlerin ve Halkevlnln görierdtğl gayretlerden bahsetmiş- 5Onrn Ho1k evi reisi Feridun DlrimtekLn diplomaları dağıtmıştır. Müteakiben sosya' yardım kolu başkanı B Nedim Akçer mezunları tebrik etmiştir.
19 Temmuz 1945
sanıte 4
YENİ YAYIN
Ura stüdyoları açılıyor
Siyah gözlükle güneşte gezmek tehlikelidir
Alman filimciliği Nazi'ler zamanında neden geriledi — Amerika’ya sığınan sanatkârlar Londra radyosu, Berlin el varındaki llfa Alman filim stüdyolarının açılmasına ve burada çalışılmasuıa izin verildiğini bildireli. Bu suretle, aylardanberl durmuş olan Alman filini faaliyeti yeniden başlıyacak demektir
Almanyada filim çevirmek ıç>n pek çok stüdyolar vardır. Fakat bunların İçinde en büyüğü, en mükemmel! Ufa stüdyolarıdır. Ufa stüdyoları Berlm-Potsdnm yolu üzerinde Babelst»eı g-tedlr. Stüdyolar çok geniş bir araziyi kapladığından buraya Ufastadt. yaııl üfa şehri de denilir.
Babelsberg’de 10 büyük ve birçok küçük stüdyo vardır. Sözlü filim çıktıktan sonra yapılan stüdyolar bilhassa mükemmeldir. Bunlar birçok hususlarda Hollivut stüdyolarına rekabet edebilirler. Stüdyoların arasında geniş bahçeler, arsalar bulunmaktadır. Bu arsalar o kadar geniştir kİ üzerinde bazen şehirler kumlar. Hot-Uvut stüdyolarının hiç birisinin etrafında bu kadar geniş arazi yoktur.
Ufa stüdyolarının bir hususiyet, de büyük depolara malik olmasıdır Rol-iivuttakiler kadar zengin olmamakla beraber bu depolarda her türlü eşya, koleksiyonlar. silâhlar, binlerce kimseyi glydlrebilecek elbise ve saire bulunur. Bu bakımdan Ufa stüdyoları Avrupadakl bütün stüdyoların üstündedir. Stüdyoların İçinde 20 bin cilt kitap bulunan bir de kütüphanesi vardır.
Ufa’nın on sene evvel yapılan stüdyosu çok muazzamdır. Bu stüdyoda büyük bir havuz vardır Havuzda deniz muharebeleri, kültür filimler! çevrilmektedir.
Ufa filim şirketi bir zamanlar bu mükemmel vesaitle çok güze) filimler çevirirdi. Bilhassa sözlü filim başladıktan sonra hazırladığı operet mimleri dünyanın her tarafında beğenilmişti. Aşk valsl. Cennet yolu. Kongre eğleniyor gibi filimlerl el’an herkes zevkle hatırlamaktadır Bu filimler Almanca. Fransızca ve İngilizce olarak çevriliyordu. Üç nüshada da baş kadın rolünü LUlan Harvey yapıyor ve çok muvaffak oluyordu. LUlan Harvey aslen îngillzdlr Fakat uzun müddet Almanyada yaşadığı İçin Al-mancayı mükemmel biliyor. Fransız-cası da zararsızdır. Bunun İçin fillm-lerin üç nüshasında da baş kadın rolünü yapıyordu. Erkek rolüne gelince. Al mancalarda Wllly Frltz, Fransızca nüshalarda Henry Garat oynuyor ve ikisi de çok muvaffak oluyordu. İngilizce nüshalar İstanbul'a gelmemiştir ,
Ufa stüdyolarında yalnız operet ( tarzında hafit filimler çevrilmiyordu. , Komedi, dram filimlerl de çok büyük . muvaffakiyetle hazırlanıyordu. Bu filimlerl idare eden rejisörler ve rol alan artistler bugün dünyanın en yüksek rejisörleri ve artistleri arasındadırlar. Fakat şimdi hiç birisi Al-manyada bulunmuyor. İptida muvakkat olarak Amerika’ya giden bu sanatkârlar Nazi rejimi her İşe karışmağa haşladıktan sonra temelli olarak Amerlkada yerleşmişlerdir. Hattâ illerinden büyük bir kısmı tabiiyetini Ijirakar&k Amerikan' tebaası olmuştur.
Nazi rejimi, her şey gibi sanata da burnunu sokmuştur. Halbuki sanat geniş ve hudutsuz hürriyet İster. Baskı altında, siparişle kıymetli eser meydana getirmek kabil değildir. Almanyada son on sene zarfında filim sahasında görülen gerileme buna başlıca misaldir. Bir zamanlar Alman stüdyolarından, bilhassa üfa’dan kötü filim çıkması kabil değUdl. Kıymetli rejisörler böyle bir şeye imkân bırakmazlardı. Nailler ış başına geldikten ve her şeye karıkmağa başladıktan sonra İş değişti. Rejisörler birer İkişer çekilerek başka memleketlere gitmeğe başladılar. BLr kısım da Yahudi olduğu İçin hükümetin emrlle stüdyolardan uzaklaştırıldı. Netice olarak filimler kötüledi, hat'9 bir zamanlar çok mükemmel »■İlimler çevirmiş olan artistlerin yaptıkları filimler bile ortadan aşağıya düştü. Hele bir kısım filimler tahammül edi'eml-yeeek hale geldi.
Üç dört sene evvel İstanbulda Frau Luna adında bir Alman operet filimi gösterildi. Frau Luna musikisi güzel, neşeli bir operettir. Filim çevrilirken baş roller Ttıeo Llngen, Georg Alexander gibi bu tarz filimler için biçilmiş kaftan olan artistlere verilmişti. Buna rağmen filim seyredile-miyccck kadar kötü olmuştu. Hattâ birçok kimseler, kötülüğü yüzünden, filimi sonuna kadar wycedemlyerek çıkıp gitmişlerdi. Mevzu güzel, müzik güzel, artistler mükemmel oldukları halde bu neden böyle oluyordu?.. Rejisörün kötü olmasından ve bu İyi unsurlardan İyi bir eser Meydana rî-tlrememeslnden... Rejisör, tir bakıma, ahçıya benzetilebilir Önilne en İyi, en taze malzemeyi koyun, ahçı usta değilse, pişirdiği yemek ağız a ahnamıyacak kadar kötü olur. Rejisör de, usta değilse, mevzu, artistler ne kadar mükemmel olurlarsa olsunlar iyi bir eser meydana getiremez. 8enelerd(m beri AlmaU flUmlerinin
Güneşin hararet şualarını bir yere toplayan bu gözlükler gözün mühim bir kısmını yakıyor
Berlin . Potsdam yolu üzerindeki ,‘Ufa stüdyolarından İki görünüş
Sarı, gri, dumanlı, yeşil ve mavi renkli gözlükler nerede ve ne zaman kullanılmalı?
çoğunda usta rejisör noksanlığı göze çarpıyordu.
Sonra bir zamanlar Almanyada her sene birçok yeni ve çok istidatlı artistler yetişiyordu. Bu artistler az zaman zarfında şöhret kazanarak dünyanın dört köşesine dağılıyorlardı Yen! artistlerin yetişmesinde en ziyade meşhur rejisör Reinehardt’ın tesiri oluyordu. Bugün tanınmış Alman sanatkârlarının ccğu Reln-chardt'ın mektebinde okvınuş, bildiklerini ondan öğrenmiştir. Zamanımızın en büyük sanatkârlarından biri olan Relnchardt Yahudi İdi. Bu sebeple Nazller İş başına gelince mektebini kapamağa mecbur olmuş, bir müddet sonra Amerlkaya gitmişti. Fakat Yeni Dünyanın yaşayış tarzına bir türlü alışamadığı ’çln burada. Almanyada olduğu kadar eser verememiş ve birkaç sene evvel ölmüştür.
Geçen seneye kadar kör topal ayakta durabilen Alman 'İlimciliği, müttefiklerin hava atanları yüzün- iiğlnln çabuk canlanması den bir kısım stüdyoların harabo1-i eserler vermesi beklenendir
ması üzerine çok fena duruma düşmüştü. Nihayet Almanya istilâya uğrayınca büsbütün durdu, stüdyolar kapandı. Şimdi üfa stüdyolarının yeniden açılmasına İzin verildiği bildiriliyor. Acaba yeni stüdyolarda kimler çalışacak, ne gibi eseıler vücuda getirilecektir?. Bunları heniiz bilmiyoruz. Fakat şurası muhakkaktır kİ Nazi tazyikından kaçarak başka memleketlere gitmiş ulan kıymetli Alman sanatkârları memleketlerine dönmezlerse Alman flllmcllığlnln .kısa bir zamanda yükselmesi kabil ola-mıyacaktır.
Amerlkaya gitmiş ol ar. Alman artist ve rejisörlerinden çoğu, Nazi rejimi İş başında bulundukça. Alman -yaya dönmemeğe yemin etmişlerdi. Şimdi Nazi rejimi yıkılmış olduğundan bunlardan bir kısmıtıın Alman-yaya dönmesi muhtemeldir Bu kıymetli sanatkârlar tekrar mcmleket-lerlne avdet ederlerse Alman f ilimci -ve giizel
TEŞEKKÜR
12-13 temmuz 1945 gecesinde vuku-bulan müessif bir yangın hâdisesinde yakın alâka ve yardımlarını eslr-gemlyen şehrimizin mülki ve İdari âmirlerine, fedakâr ve lntlzamperver polislerimize, hastalarımızın bilmec-buriye naklolundukları Beyoğlu ZÜ-kûr, İtalyan hastanesi, Amerikan hastanesi. Şişli çocuk, Marmara kliniği, Gümüşsüyü cerrahi klinik ve hastanelerinde kendilerine karşı lütfen eslrgenmiyen, çok kıymetli şefkat, alâka ve yardımlarından dolaya mezkûr hastanelerin muhterem baş hekimlerine, kıymetli doktor ve hemşirelerine hastanemizin faaliyette bulunduğu şu dakikada en samimi ve kalbi teşekkürlerimizi, minnettarlığımızı bildirmeği bir vecibe, bir vazife biliriz.
Alman hastanesi başhekimi operatör Prof. Dr. Orhan Abdi Kurtaran
Müessif bir Ölüm
Alasonva kazasının eşrafından ve Yunan Mebusan Meclisinin sabık mebuslarından Yahya Bey zade ve ashabı emlâkten, Alasonya eşrafından, askeri müteahhitlerinden Tahlr ağanın damadı:
Bedri Donmez’er
dun saat 10 da Taşkasaptakl hanesinde rahmeti Rahmana kavuşmuştur. Cenazesi, dostları ve tanıdıklarının göz yaşları arasında Edlrnekapidakf şehitlikte ebedi medfenlne tevdi edilmiştir.
Cenazesine gelmek lûtfunu esirge-miyen tanıdıklarına, ahbaplarına ayrı ayrı teşekküre büyük acımız mâni olduğundan, sayın gazetenizin tavassutunu rica ederiz.
Refikası: Lûtflye Donmez’er,
hemşiresi: Makbule Up, kayınbiraderi: Sadık Sancaktar, yeğeni: Veysel Up.
Bugün Matinelerden itibaren
s-
f*
1 - LEYLANIN AŞKI
(Türkçe)
LEYLÂ MURAT — HÜSEYİN SITKI — EMİNE RIZIK
2 - GANGSTERLER ŞEHRİ
LLOYD NOLAN — CONSTANCE MOORE
!■■■■» Bugün Matinelerden itibaren
Kadıköy SÜREYYA Sinemasinda
1 — İKİ AŞK ARASINDA
BETTE DAVİS — ÖEOKGE BKENT
2 — KALPAZANLAR ÇETESİ
KONALI) REAGEN — MARGOT STEVENSON
Amerikalı doktor Adolph Posnerlya güneş banyosu yapılırken tiltra-yazıyor: Bon seneler zarfında siyahi vlole şualarının mühim bir kısmının gözlük takmak moda halini almıştır, f" ■ * ..................
Bu gözlükler, takanlarda hatalı bir ( emniyet hissi uyandırdığından birçok götler - bozulmasına sebebiyet vermekter . Halk piyasadan alınan . koyu renk gözlüklerin gözlerini yal- ' nız görünen ışık ve ültravioie şua- ' larından koruduğunun, halbuki güneş ışığında bol miktarda bulunan hararet şuamdan muhafaza etmediğinin fazlanda değildir,
Bir ağustos günü, kolej talebelerinden Helen namında yirmi yaşındaki bir kız etrafına ancak çarpmı-yacak kadar görebtilr bir halde bize müracaat etmiştir. Pazar günü denize giren bu genç toz uzun zaman kumların üzerine uzanmış ve gözlerinde koyu renk gözlük bulunduğundan dünyaya hayat veren güneşi büyük bir dikkatle tetkik etmek suretiyle eğltnmlştir.
Eve döndüğü zaman gözünün önünde siyah bir dairenin teşekkül ettiğini ve hangi eşyaya baksa o eşyanın üzerinde bu kara daireyi gördüğünü farketmlştir Gözünün önündeki siyah top bir türlü kaybolmamıştır. Daire ertesi gün de gözünün önünden gitmemiş, hattâ daha ziyade koyulaşarak büyümüştür.
Genç kızın İki gözünün de retinasının merkez kısmı yanmıştır. Bu kısım gözün en nazik kısmıdır ve okuma ile diğer İnce işleri görmemizi temin eden optik siniri bu kısımda bulunmaktadır
Bu genç kız kara gözlûklernl ziya şualarına olduğu derecede hararet şualarının geçmesine mâni olamadıklarını ve bu hararet şualarının gözün bir noktasında temerküz edeceğini İdrâk edememiştir. Gözlük tıpta yakıcı bir cam (kuvvetli bir pertavsız) vazifesini görmektedir. Her halde bir çoğunuz pertavsızla güneş şualarını bir merkeze toplayarak kâğıt yakmağı çocukluğunuzda tecrübe etmişsinizdir. Helen’in gözü biraz iyileşmiştir; fakat, yaşadıüı müddetçe o banyo gününün bir hâtırası olarak dalma»her baktığı eşyanın ortasında bir siyah daire görecektir.
Güneş gözlükerl henüz yeni bir moda olduğundan Helen’in vaziyeti tam islmlendirkmemlştfr; mamafih, onunkini de diğer vakalar sınıfına İthal edip ıküsuf körlüğü o diye va-sıflandırablllriz. Güneş tutulması hâdisesi tâ eski zamanlardan beri İnsanları daima teshir etmiştir. Meraklı İnsanlar, alevin üstünde bir cam parçasını karartarak küsufun seyrim taklbetmişlçrdlr. Bu surette de pek çok kimse göz retinasını yakıp bir ikinci güneş tutulma hâdisesini taklbedemez olmuştur.
Hararet şualarından gözleri muhafaza İçin, demircilik ve camcılık İşleriyle uğraşanların bıktıkları hususî gözlükler bulunmaktadır. Umû-miyetle, demir tozları bol camlar harareti daha iyi emerler.
Bununla beraber, bu tarz gözlükler piyasada gözleri güneşten muhafaza gayesiyle satılmaktadır. Bunlar hem pek pahalı, hem de taşınması rahat olmayan ağır gözlüklerdir. Bu sebepten, korunmak için en İyi çare ya çok açık renk dumanlı gözlük takmak yahut da hiç güneş gözlüğü kullanmamaktır. Böylelikle, güneşe doğrudan doğruya bakmak tehlikesinin önüne egçllmlş olur.
Ültravioie şuamın tesiri
Gözler İçin zararlı olan bir şua da ültravioie şuaıdır. Bu da hararet şuaı gibi göze görünmez. Güneş ışıklarında bol miktarda ültravioie şuaları bulunmaktadır. Bunun en mükemmel suni membaı civa buharıdır.
Ültravioie şualarının dalga boyları görünen ışığınklndEn daha tasadır. Bu şualac cam gözlükten geçemezler ve göze de derin süratle nüfuz edemezler. Bunlar, gözde ilk çarptıkları kısım olan kornea tarafından massolunmaktadırlar.
Ültravioie şuaları, göz topunun en dış tabakası olan (conjunktiva ve kornea) kısmının ağrıyarak İltihaplanmasına sebebiyet verir. Bu rahatsızlığın karakteristik vasfı dehşetli bir suatnma İle mütemadiyen gözü kapalı tutma İhtiyacıdır. Rahatsızlığın adına «elektrik oftalmia» denmektedir. Bu gibi göz hastalıklarına on fazla artistler arasında Taşlanmakta İdi. Filimlerl çevirdikleri esnada gözleri çok kuvvetli bir ışığa maruz bulunduğu halde koruyucu gözlükler kullanamamaları, onlarda bu hastalığı husule getirmekte İdi.
Bugün İse ültravioie şualarına karşı fazla hassas olan gözleri göz i içine yerleştirilen boyalı adeselerle korumak mümkün olmaktadır Bu adeseler, göz kapaklarının İçine -ve . tam göz topunun üzerine yerleştlrlie-bilen ufacık plâstik kabuklardır, j Ültravioie He tedavi edilirken ve-
filtre eder gözlükler takmak lâzımdır
Kar gözlüğü
Yüksek dağlara tırmananlar, gözlerini hususi gözlüklerle muhafaza etmedikleri takdirde ekseriya bu uzuvlarının şişip İltihaplanmasına maruz kalırlar. Bunu, karların üzerinden gözlerine akseden Ültravioie şuaları tevlit etmektedir. Rahatsızlığın adına akar körlüğü» denmekledir. E«kfmolar ve hattâ köpekleri bile bu rahatsızlığa karşı bir muafiyet peyda edememişlerdir
Bazan gene «kar körlüğü» adıyla vasıflandırılan daha ciddi bir göz hastallığı vardır. Bu vakalarda gözler tamamen kör olmaktadır. Böyle neticelenen vakalara, haftalarca soğuklarda az gıda ve bilhassa vitamin İhtiva eden yiyeceklerdin mahrum dolaşan asker ve seyyahlar arasında tesadüf edilmektedir
Bu gibi kimselerde bir «avltaminos» vaziyeti inkişaf etmektedir. Soğuk ve kardan akseden ültravioie şualarına bu vitaminsizlik de ilâve olununca optik siniri çok zayıf düştüğünden bunun kurbanları ya yarım, yahut da tamamen kör olmaktadırlar. Vitamin.veya »thlamin k'orid» yokluğu, teknik olarak »optik neuri-tis» diye bilinen körlüğün başlıca müsebbibidir.
Güneşten gelen hararet şuaları retinayı yakarak bir delik husule getirmektedir. Halbuki, yakın membadan (cam eritme fırını gibi) gelen hararet cözun adesesini kızdırarak katarakt husule getirir. «Cam ödeyicileri katacağı» diye bilinen bu sanayi hastalığının koruyucu gözlükler kullanmak suretiyle mükemmelen önüne geçilebilir. Hindistan gibi sı-CRk memleketlerde bu hastalığa fazla raslanıp gıda kıtlığının sıcak iklimle birleşmesiyle bu hastalığın daha ziyade zuhur ettiğini göstermektedir.
(Arkası 8 inci sayfada'
amatör
8ekiz1nct sayısı çıktı. Dert renkli bir kapak* içinde ve bütün sahlfeleri İki renkli, resimlerle bezenmiş olarak çıkan Amatör'ün bu sayısında muhtelif mevzular üzerine yazılar vardır. Flatl 30 kuruştur vahşi aşk
Büyük Amerikan muharrirlerinden Sinclair Lcvls'ln dilimize tercüme edilmiş İlk eseri olan bu roman Vahdet Gültekin’in temiz ve kuvvetti üs-lû blyle çevrilmiş ve Batı Yayme/J tarafından renkli ve resimli bir kapak içinde basılmıştır 1930 Nöbet edebiyat mukâfaLmı kazanmış eserleri birçok dillere çevrilmiş bulunan Sinclair LewU »Vahşi Aşk» İsimli bu romanında sanatının bütün hiciv ve tahlil kuvvetini göstermekte ve bıı asrın yeni - romantik tipini tablRÜn güzel dekorları ve aşkın çekici çerçevesi kinde anlatmaktadır. Eseri gfrek edebiyat severler?, gerek güzel bir roman okumak Istl-yçnlere tavsiye ederiz.
* Beşiktaş As. şubesinden- Beşiktaş As. şubesinde kayıtlı sakat subay ve erhrle şehit yetimlerinin 945 senesi tütün ikramiyeleri 13'7'945 ten itibaren aşağıdaki günlerde Beşiktaş kaymakamlığında saat 14 ten 17 ye kadar verilecektir.
Her hafta salı günleri’ Şehit yetimlerine
Her hafta perşembe günleri: Sakat erlere
Her hafta cuma günleri- Sakat subaylara.
Ügllllelrn gösterilen günlerde rapor, resmî senet, ikramiye, nüfus cüzdanlar vc İkişer adet fotograflarile birlikte müracaatları ilân olunur
■ir Sarıyer askerlik şubesinden: Şubemizde kayıtlı malûl subay ve erlerle şehit yetimlerinin 945 yılı tüten tevzi bordroları Sarıyer llçebayiıftı-na gönderilmiştir. İstihkak şahinlerinin oraya müracaatları.
—• Takvim • '—■
Şaban 9 — Hızır 75
I İmsak Güneş öğle ikindi ak Yatsı I
I E. 8.56 9 08 4.42 8.41 12.00 1.56 | V_ İM S.44 13.20 17.18_2037_22;33İ
Kanun bilgileri
Yeni işçi sigortası kanunu
I
I
1936 yılında çıkan Iş kanununun 100 sayılı maddesinde yazılı hallerden İş kazalarfle meslek hastalıkları ve analık durumlarına karşı yapılacak sosyal yardımlar hakkında hükümleri ihtiva etmek üzere 27 haziran 1945 gününde bir kanun kabul edilmiştir. Bu kanunun 39,42, 43 ve 79 uncu maddeleriyle geçici maddesi hükümleri İşçi sigortaları İdaresi teşkilâtı kanunu ile birlikte ve diğer hükümleri ise adı geçen İdarenin kurulmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecektir, .
İş kazaları, meslek hastalıkları ve analık hallerinde sözü geçen Sigorta kanununda yazılı yardım ve ödeneklerden faydalanacak olanlar İş kanununun tarifine göre bir işyerinde çalışan işçilerdir. İş kanununun tatbik edildiği işyerlerinde işçi tarifine girmeksizin çalışmakta olan müstahdemlerin de sigortalı sayılacakları İş kanununun 101 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında yazılıdır.
İşçiler şimdilik iş kazalarına, meslek hastalıklarına ve işçi kadın İse kendisinin, erkek ise karısının analık hallerine karşı sigortalıdır Kanun iş kazasını şöyle tarif etmektedir. îş kazası, sigortalının işyerlerinde bulunduğu sırada işveren veya vekili tarafından yürütülmekte olan iş do-layısile sigortalının İşyerinde can kurtarmak İçin veya İşverenin .yahut işyerinin veya yürütülen işin çıkarına ve faydasına çalıştığı sırada 3008 savılı îş kanununun 40 inci maddesine göre günlük İş süresi içinde sayılması gereken zamanlarda vuku bulan ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça anzaya uğratan olaydır. Kaza sonunda işçi ölür veya
L-
geçici bir işgörmezliğe veya daimî tam veya daimî kısmî işgörmezliğe duçar olur ki bu ayn ayn neticelere göre işçi veya baktığı kimseler sigorta idaresi tarafından kanunda yazılı yardımları görür. Keza kanun kadın olan işçinin gebelik halinde veya işçi erkek İse karısının gebeliğinde sigorta idaresi taarfmdan verilecek para ve edilecek yar-drmlan da göstermiştir.
Meslek hastalıklarına gelince, sigortalının çalıştırıldığı işin mahiyetine göre tekrarlanan bir sebep veya işin yürütme şartlan yüzünden uğradığı geçici veya daimi hastalık veya sakatlık halleridir. Herhangi bir hastahğm meslek hastalığı sayılıp sayılmaması üzerinde ' *'* ’’
uyuşmamazlıklar Sağlık Şûıasınca ra bağlanır
Sigorta'ann yardım ve ödeneklerle türlü idare masraflarını karşılamak üzere işçi sigorta İdaresince işverenlerden primler alınacaktır. Bu primler işva-enlerden çalıştırdıktan sigortalılara verdikleri ücretlerin yıllık tutarına ve her işyerinin kaza ve hastalık bakımından gösterdiği tehlike derecesine göre değişecektir, işçi Sigorta idaresi her işyerini bir sınıf ve dereceye ayırmaya yetgilidir.
Kanunun 76 ncı maddesine göre iş kazası, meslek hastalığı ve analık hallerinde Türk vatandaşlarına da kendi ve hizmetlileri gibi haklar sağlayan yabancı devletlerin uyrukları sigorta kanunundan faydalanırlar, ancak muvakkat bir işin icrası için Türkiyeye gönderilmiş olan işçiler ayrıktır (müstesnadır.)
Avukat Emcet Ağış
çıkabilecek Yüksek kesin kara-
gerektirdiği
her
Ticaret Bakanının temasları
Sayın Ticaret Bakanı bîr hafta tstanbulda kaldı vg muhtelif tüccar zümrelerile konuşmalar yaptı. Gerek birliklerde, gerek ticaret ve sanayi odasında yapılmış olan umumî toplantılarda her hangi bir gayretkeştik ile gazeteciler içeriye alınmadığı için, alâkalı'arın en çok hangi konular üzerinde durduklarını öğrenmek mümkün olmadı.
Gazetelerimizde İktisadî hakikatlerin bulunmasında, ifadesinde uhdelerine düşen vazifeyi faz-lasile yapmaktadırlar. Memleket menfaatlerinin bu en sadık avukatlarına, toplantı salonlarının kanılarının kapanması, her hal-d? tüccarlarımızın isteğine uygun değildir ve buı hareketi, sonradan öğrenen sayın Bakan da tasvibetmemiştir.
Bilvasıta öğrendiğimize göre, birlikler, en hararetli trnkid ve diğer taraftan çok ısrarlı müdafaalara mevzu olmuştur. Jhra. e at, heTe ithalât beliklerinin başarısızlıkları, hattâ zararları hakkında bütün gazeteler, sütunlarla yazı neşrettiler. Birlikler muhil i, büroları dışında bir fek tüccar veya sanayici toplan-tısı yoktur ki. bunda bu sözde tanzim ve dayanışma organlarının menfi tesir’eri üzerinde ıs rar’a durulmasın.
İthalât birlikleri memleket İçin en hayati olan maddelerin bile ithalini işkâl eden, gelen mallan bazan, ancek kara pazarı bes’emeğe yanyan. piyasada sunî bir darlık yaratıcı şekilde tevzie tâbi tutan, tevzie katar verinelye, hattâ karan tahakkuk ettlrftıclye kadar tüccarı, ithalâtçıyı aylarla bet'eten ve t:ca-reti bıktıran tufeyli organ’ar ha-Hne girmiştir.
Bu birlikler, el’an rütbe, nisan meraklısı bazı tüccara idare meclisi âzalığı ve reisliği gibi, belki bazan hattâ sahs! menfaatler teminini mümkün kılacak mevkiler vererek, iş muh'-tlnde de vücutlarına taraftar bir gurup yaratmağa muvaffak ol muşlardır.
Ekseriya maddî veya mânevi bir menfaati muhafaza etmek istiv.’nîer bu menfaatlerini kuvvet ile müdafaa ederler. Buna karşı, bizde, mahdut bir zümrenin işgüzarlığı yükünden mütemadiyen rahatsız olan büyük klt’e hemen dalma sessizdir; germişte devletten, bugün devlete gûya dayanan bazı teşekküllerden çekmeği bir nevi tabiat kanunu sayacak kadar sabırlı ve mütevazldir. Menfaate dayanan cerbezeli müdafiler karsısında, asıl ezilen büyük çoğunluk susar. Onun sükûtunu, hal ve tavrmi anlamak kabiliyeti, devlet adamlarında aranacak baş v?'-’Hır.
Bu çoğunluk mensuplan «kendi aralarında, hele dört göz ara-smda. bülbül kesilirler: hele gazetecileri tam srfdaş sayarak derilerini dökerler. Ticaret Ba kanının umumî toplantılarda değil, fakat hususî konuşmalar-da halkın yani hakikatin sesini duymağa muvaffak olduklarını ümit ederiz. Bu ses şunlan ifade etmekted'r:
1 — Birlikler şimdiye kadar hiç b:r müspet Is görmemişlerdir. Bilâkis hem İthalâtta, hem ihracatta durdurucu, bozucu ve bu zararlarını, menfî işlerini kurbanlarına pek ağır aidat ile ödeten tufeytî organlar olarak yaramışlardır.
Bir müessesenin devamı İçin en kuvvetli, hattâ yegâne sebep hizmetleridir. Bu kadar senelik çırpınmaya rağmen birlik mü-da fileri bir hizmet bilânçosunu ortaya kovamıyorlar. Birliklerin hikmeti vücudu, tüccar İle devlet arannda îsbirMğl lüzumu gibi umumi bir mütalâaya dayanılarak ispat edilmek İsteniyor. Devlet ile iş âlemi arasında sıkı, devamlı İşbirliğinin en eski, en hararetli müdafılerinden olduğumuza göre fikrin esasına İtiraz edecek değiliz. Fakat İşbirliği tein birlikler gibi pahalı, kam-tırm. esasen mevcut organların ferini alıcı bir mekanizmaya lü-tum var mıdır?
Birliklerin hususiyeti tüccarı, İştigal mevzulanna göre zümrelere ayırmaktır. Aynı tasnif ticaret ve sanayi odalarında. hattâ *aha geniş ölçüde mevcuttur.
Manifaturacılar, madenî eşya, nakil vasıtaları yüce an, hâttâ muhtelif sanayi gruplan, ihracatın madde veya grupa göre zümreleri, ticaret odalarının bünyesinde yaşamaktadır. Birliklerde görülen veya görüldüğü iddia edilen işler, odaların sinesindeki meslek zümreleri tarafından. hattâ daha bitarafane. daha isabetti olarak yapılmak mümkündür.
Ticaret Bakanlığına bağlı odalar gibi, çok ıslaha muhtaç olmakla beraber, geniş teşkilâtlı ve az çok ananesi o’an teşekküller varken ve bunlar eskiden beri devlet ve tüccar arasındaki tabiî işbirliği organları iken, birliklere verilen, bütün vazifeleri yapmaları mümkün olduğu halde, ikinci organlara ne lüzum vardır?
İkinci organ zarurî değilse, birlikler İçin olduğu gibi, hem işler Arap saçma döner, işbirliği maskesi altında iş bozmak İçin elbirliği yapılır, hem de, tecrübenin gösterdiği gibi, venl ve geniş bir bürokrasiyi beslemek için tüccara ağır malî külfetler yüklemek lâzım gelir,
îş hayatımızı hafifletmek İçin, hattâ devletin aldığı vergileri bile eksiltmek gibi tedbirler düşünülürken, tüccar tarafından ödenmekte olan ve maliyetlerimizi yükselten bütün aidatı da gözönünde bulundurmak lâzımdır. İşbirliği zarurîdir,, fakat bunu timin edici teşekküller esasen mevcuttur, bildiklerin bu hususta ancak kendilerine yapılabilecek bir vazife yoktur. Demek kî organın lüzumu vazifenin meveudiyetile ispat edilemiyor.
Yine birliklerin faydasını İspat için olağan üstü hallerin başka mem?eketlerde de bazı organlar yarattığı ve bunların el’an faaliyetlerine devam ettiği söyleniyor. Evet, Amerika ve In-gilterede bu memleketi?rin harice satışları bazı tahditlere, bazı organların murakabesine tabi olmakta berdevamdır. Buna bakarak. bizde de aynı mıirakabe-nın o’nıası lâzım gelir diye bir netice çıkarmak, mukayesesi caiz olmıyan İki vaziyet arasında sunî bir benzerlik görerek muhakemeyi zorlamak olur.
İngiltere ve Amerika el’an harbe devam ediyorlar, Gsrel&harb ihtiyaçların] karşılamak, gerek dünyanın, her tarafından gelen mal taleplerini bir sıraya koymak için tasnif organlarına ihtiyaçları vardır. Biz İse, devletin umumî ithalât siyaseti ve döviz bütçemiz veya dışarıdan bulacağımız kredilere göre mümkün olduğu kadar çok mal getirecek vaziyetteyiz.
Satıcı memleketler hesaplı mal vermek mecburiyetindedirler. Halbuki bizim bir defa İthalât programımızı tesbit ettikten sonra, siparişlerimizi, kendi elimizle güçleştirmemiz değil, bilâkis âzami’kolaylıkla yapmamız gerektir. Olağanüstü vaziyet ancak başka memleketlerde bizim az çok aleyhimize çalışan murakabe organlarının faaliyetini meşru gösterir. Fakat kendi aleyhimize. kendi elimizle bazı teşekküller kurmak ve yaşatmak, aynı sebeple bilemeyiz ne dereceye kadar yerinde ve âkılâne sayılabilir? Bu hareket, bazı tarikat mensuplarının kendi kendilerine eza vermelerini andırır.
Hakikaten de. birlikler, ticaretin boynuna geçirilmiş ve her gün de kutru küçülen, iş muhitinin teneffüs imkânlarını azaltan bir demir halkayı andırmıyor mu?
Ticaret Bakanı hakikati görmüştür ve iş âlemimizi hareket kabiliyetini azaltıcı engellerden muhakkak kurtaracaktır.
CEVAT NİZAMÎ
Rusya, Varşovanın inşasına nakden yardım edecek
Moskova 18 fA.A.) — Pravda gazetesinin yazdığına göre. Sov-, yet hükümeti, Varşova şehrinin merkez kısmının yeniden İnşası İçin lüzumlu masrafın yarısını ödemeği kabul etmiştir. Şehir yeniden tamamile inşa edildikten sonra 2 milyon nüfusu rahatça barındırabilecektir.
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:
Musluklarından su yerine şerbet akan çeşme..
Viyana halkı Hamdi beyin yaptığı bu çeşmeyi görmek için birbirine giriyordu.. e-*—-*-
Şerbetli çeşme — Her musluktan ayrı bir şerbet — Âsartatika müzesini İ nasıl yaptırdı? — Uykusuz geceler — «Aman yağmur mu yağıyor?*» — ( • Hafiyelerle pencereden konuşma — «Çocuklar size tavla göndereyim I mi?.» — 100 sene sonraki toplantı — Gebzedeki atelye — Kiraz mevsi- I mi nerede geçer?. — Etem paşa ve Gebze köprüsü — Kondüktörün » | ] kırdığı pot — Elletiniz kaçıncı mevki — «Furgona oğlum... Furgona..» ('
Viyana halkı günlerden beri bir çeşmeyi görmeğe koşuyordu. Yalnız Vîyanada değil bütün Avrupada şimdiye kadar böyle bir çeşme görülmüş değildi. Halk onun ismini «Şerbetli çeşmeu koymuştu. Zira bu çeşmenin musluklarından su yerine güldür güldür şerbet akmaktaydı. Hem de o zamana kadar hiç içmedikleri mânasında bir şerbet... Vi-yanalılar buna da ad takmıştı: Türk şerbeti!,.
O zamanlar Viyana’da, halk arasında bu derece meşhur olan «Şerbetli çeşme» Hamdi beyin, güzel bir buluşundan başka bir şey değildi,
Hamdi bey, Topkapı sarayı önündeki Sultanahmet çeşmesini en küçük teferruatına kadar uzun uzun etüt etmiş Viyana sergisinde, Türk şubesinin tam önüne bunun tabiî hacimde bir modelini yaptırmıştı. Çeşme pek güzel olmuş, gorenLeri kendisine hayran etmişti. Hamdi bey burada bir yenilik daha yapmıştı. Çeşmenin musluklarından su yerine İstanbullun o nefîs şerbetlerini akıttırmıştı. Bir sergide de ancak bu kadar alâka uyandıra-bilen bir hareket yapılabilirdi. Çeşmelerden akan nefis şerbetler. îstanbuldan getirtilen bu işin en iyi sanatkârları tarafından hazırlanıyordu. Bir musluktan vişne, birinden turunç, birinden çilek vesaire akıyordu.
Hamdi beyi herkes son derecede Avrupai zevkli bir İnsan olarak tanır. Hakikaten de tamamile Öyledir... Fakat bu sanatkâr ruhlu adam icabında Şarkin güzelllklerile de Garplıyı teshir etmeği son derecede «yi bilirdi. Zaten sanat hamurunu Şarktan, ve Garptan aldığı güzelliklerle yuğurmuştu Netekim Sultanahmet çeşmesini Viyana-ya götürmekle bundan bize bir numune veriyor.
Hamdi bey sergide bu çeşme He Türk çeşme mimarisinden bir nümune göstermekle kalmadı. Onun sayesinde bizim şubemiz en fazla gezilen ve beğenilen yer oldu.
Hamdı beye dair bu kibîlden topladığımız dikkate lâyık anek-totlan sıra ile yazacağım.
Uykusuz geceler-
Hamdi bey esasen babası sadrâzam «İbrahim Etem» paşa gibi son derecede sinirli bir adamdı. Lâkin meşhur «Âsanatika» müzesini kurarken sıhhati ve sinirleri büsbütün bozuldu. Hamdi bev toprak altından çıkardığı eserleri, lâhltleri koymak için meşhur eski eserler müzesini yaptırmıştı.
Lâkin bunlar tamamile kapalı bir çatı altına girinelye kadar Hamdi bey bir gece olsun doğru dürüst uyuyamadı. îklde bir:
— Acaba yağmur mu yağıyor?., Acaba eserlere bir şey ml oldu?,, diye yatağından fırlayıp pencereye koşuyordu. Müzenin ilk yapilan pavîyonları peyderpey bulunan eserlere kâfi gelmediği İçin sonra gittikçe büyültülerek bugün gördüğümüz muazzam halini aldı.
Bu ihtişamlı bina paraca pek pahalıya çıkmamıştı. Fakat Hamdi beye hesabı olmıyan uykusuz gecelere malolmuştu...
«Çocuklar! Tavla ister misiniz?»
Abdülhamlt Hamdi beyin büyük bir ilim ve sanat adamı olduğunu kavramıştı. Lâkin yine
ona karşı nasıl hareket edeceğini bir türlü kestiremiyordu. AvrupalIların bu zata karşı, o zamana kadar görülmedik bir ehemmiyet vermeleri d» onu kuşkulandırıyordu, Arkasına daima hafiyeler takıyordu Hamdi bey bunlara aldırış etmiyor, çok defa da eğleniyordu.
Bir gün Hamdi bey Kuruçeş-medeki yalısına girdiği zaman bu hafiyelerden ikisinin dışarıda beklemekte öldüğünü gördü. Saatler geçti. Adamlar olduğu yerde duruyor Hamdi bey daya-
Fındıklıdaki Güzel Sanatlar Akademisi binası
Hamdi beyin büstü namadı, Başmı pencereden çıkardı ve onlara:
— Çocuklar... Canınız sıkılıyor., Size tavla göndereyim bari! dedi.
Bir defa da Avrupanın en eski tarih cemiyetlerinden biri dünya ölçüsünde bir toplantı yapacaktı, Bu İlim demeğinin hemen hemen iki yüz senelik mazisi vardı, tki yüz sene önce İlk büyük toplantı yapılmıştı, tklncl toplantı yüz sene önce olmuştu. Üçüncü toplantıda da bu 200 yıllık İlim ocağının yaş: kutlanacaktı. Dördüncü içtima 100 sene sonra olacaktı, Hamdi bey de bu toplantıya ısrar ve ehemmiyetle davet olunmuştu. Kendisi gitmeği çok istiyordu.
Lâkin saray bu «ısrarlı davet ' karşısında derhal şüphelendi. Hamdi beyin gitmesine müsaade olunmadı. Yalnız hiç gitmlyecek. sinizi.v de denilmiyordu. Şöyle-ce özür dileniliyordu:
«Bu sefer işlerinizin çokluğu dolayısile bu toplantıya iştirâki-niz kabil değildir. Gelecek toplantıya intizar edip ona iştirâ-kîniz daha muvafık olur!.»
Yani Hamdi bey tam bir asır bekliyecek ve 100 sene sonraki gelecek içtimaa gidecek...
Ne komikI..
Gebzedeki atelye
Kiraz mevsimi!,. Hamdi bey ve ailesinde göze çarpan bir hazırlık var,.. Zira Hamdi bey İçin dünyanın en güze] yerlerinden biri de Gebzedir. Her kiraz mevsimini, sile orada geçirir. Büyük sanat adamının Gebzede gayet güzel bir resim atelyesl de vardır. Burada hem istirahat eder, hem resim yapardı.
Hamdi beye burası babası sadrâzam Etem paşadan kalmıştı. Eski hisarın yanındaki bu yerin alınması da dikkate değer bir hâdiseye dayanıyor...
Etem paşa bizde Garpta teknik tahsil etmiş ilk Devlet adamlarımızdan dır. Nazırlığı zamanında şimendifer hatlındaki meşhur Gebze köprüsü yapılırken Etem paşa burada, İşin ba-şmda bulunmak istiyordu, O da oğlu gibi tez canlı ve işinin âşıkı insandı. Üstelik bizzat kendisi de mühendisti. Pariste maadin ve mühendis mektebinden çıkmıştı. Köprü yapılırken orada kalıp İşlere İstediği gibi nezaret edebilmesi İçin Gebzedeki yeri satın almıştı.
Sonra Hamdi bey kendi satın aldığı. kısımlarla burasını büyüttü, Nefîs bir atelye yaptı. Hastalandığı, çok yorulduğu zaman doğru îstanbuldan Gebzeye gider, orada uzun müddet kalırdı. istifa eder etmez, şehirden oraya koşardı Kiraz mevsimlerinde yine gidilen yer orasıydı. [Hakikaten nefîs bir manzarası olan Gebzeyi o kadar sevmişti ki hattâ kendisi vesiyeti üzerine oı-ada yatmaktadır.]
tşte Hamdi beyin sık sık bu Gebzeye geliş gidişlerinden bl-rindeydi. Daima gidip geldiği için birinci mevki bir paso da almıştı. Bütün kondüktörler kendisini tanırlar ve hürmetle selâmlarlardı
O günü Hamdi bey yürüdü. Birinci mevki vagonlardan birine doğru İlerlerken o zamana kadar hiç karşılaşmadığı bir kondüktör önüne çıktı. Telâşçı bir adamdı. Hamdı beye:
— Biletiniz ikinci mî, üçüncü mü?,, diye sordu.
Aklınca daha İlerideki birinci mevki vagonlarına kadar yorulmasının önüne geçmek istiyordu. Kondüktörün «İkinci ml. üçüncü mü?.» suali üzerine Hamdi beyin yanında bulunan
GÜZFI sanatlar
Türk sanatını nasıl etüd edeceğiz?
Türk, sanatını etüd etmek İçlıı evvelemirde Türk tarihin! göz önünde tutmak gerektir. Türk sanatının, Türk milletinin tarlhile banladığını kabul edecek olursak bu sanatı, Türkierln tarihte yer aldıkları zamandan itibaren etüd etmek zarureti vardır.
Onun İçin, Türk sanat eserler! üzerindeki tezyinat toplanıp ait oldukları devir ve süs unsurları ltlbarlle tasnif olunmalıdır. Bunların tasnifi ve bu bahsin tekemmül ettirilmesi oldukça derin İncelemelere vabestedir ve maalesef -bu tasnif henüz yapılmış değildir.
Türk eserlerini evvelâ devir lübari-le; Orta Asya, Selçuk!, OsmanlI olmak üzere üç büyük sınıfa ayırmak lcabeder. Bundan sonra her devrin üslûbu nazarı İtibara alınarak tezyinat unsurları tefrik edilmelidir. Daha sonra; bu tezyinatın esasları ile tekâmül neticesi hasıl olan maUf-ler göz önünde tutularak İstihaleleri tesbit etmek lâzımdır
ilk Türkler göçebe hayatı yaş diki arı İçin ilk sanat eserleri de g çebe hayatında kullanılan cad halı, kumaş, silâh gibi basit cşvadî İbaretti
E > çadırlar, najuâuarm tanıla altın ve gümüş kaplar, halılar ve I İvmeler ve bunların üzerindeki te yinat Türk menşeini gösteren es‘ ler İste bunlardır,
Türkierln bu eserleri dünya im «elerine dağılmış olduğu halde san tarihi noktasından henüz şumullü t surette tetkik edilmemiştir Bu h •sustakl neşriyat da sanat eser!» üzerindeki tezyinatı menşeden ı! haren mütalâaya yarayacak» kıvme te değildir
Esasen aşiret ve goçtbe halini yaşayan kavlralerin sanat eserleri bunların tezyinatı gayet mantı hatlara ve motiflere inhisar ed( Asıl Türk eserleri göçebelikten çık şehirlere yerleştikten sonra yapılı eserlerdir. Bunlar da Uygur sanatı ismini taşıyan sanatın eserleridir
Avrupa müzelerinde Orta Asya Uy-Rurlarına alt çok kıymetli sanat hatlarını taşıyan bir hayli eşya mevcuttur. Viyana Üniversitesi .sanat enstitüsü Hocalarından ıHelnrich Glück) ün yazılarından anlaşıldığına göre, Atllâ hazînesi namını taşıyan hâzinedeki altından mamul ibriklerin ve vazoların üzerindeki yazılar ve nakışlar eski Türk yazıları dır.
Uygurların civar mıdecıerlt yaptıkları iktisadi münasebetlerden husıl olan terakki, sanatlarına da tesir etmiş ve birçok mühim eserlerin vücuda gelmesine sebep olmuştur
Bu devirleri ait heykeller, duvar resimleri, el yazması eserler ve mltı-yatürltr Türk sanatının mühim vesikalarıdır.
Türk mimarı eserlerinin tekâmülü de bu devirde başlar. Türkler çadırlarından, binalara geçtikleri v&klî yaptıkları mimarî eserlere çadıı ştk-11 vermişlerdir. Üzerlerine de çadırlarındaki tezyinatı tatbik etmişler tür.
Türk sanatındaki u& aeğışUbA ıs-iamiyetln intişarile başlar. Zaien siyasi ve İçtimaî hayat değişince sanatın değişmemesine imkân yoktur. Fakat Islâm lyettn «zuhurundan sonra da birçok Türk eserlerinde Türk ananelerinin devam ettiğini görürüz.
Orta Asyadakl Türk sanatlarının cn mühlmml Gaznevilere alt olanlu-rıdır. Bunlara alt mimari eserler en şayanı tetkik âbidelerdir Gazne’de-kl binalar hakkında ıtbnl Bal uta), seyahatnamesinde bir hayli tafsilât vermektedir
Türk sanatı mütalâa edilirken Orta Asya tezyinatı mevzuu dahilinde nakış ve minyatürcülük ehemnıivetl» işlenecek mevzulardır
(Huart) ın «Leş calligrapnes et les rainlaturistcs musulmans» adlı kitabında dediği gibi: | Kitapları minyatürlerle tezyin etmek. İrana, Orta Asyadan gelmiştir.! Binaenaleyh Türk sanatının tekâmülüne alt en mühim vesikalar da minyatürlerdir.
Minyatür meselesi ayrı, büyiîk va mulılm bir mevzu olmakla beraber Türk sanatı etüdlerlne esas teşkil edecek kadar kıymetli bir şubedir. Bu hale göre nakış bahsini de Orta Asya, Seleuki ve OsmanlI ekolleri diye üç büyük devre ayırarak mütalâa edeceğiz. Halıcılık ve çinicilik dû Türk sanatı içinde esaslı ve değeri! büyük mevzulardır.
Orta Asya Tiirk sanatını boylcce mütalâadan sonra Küçük Asyaya geçerek Selçuk! sanatını İncelemek ve bu sanatın karakterlfrini tesbit etmek lcabeder. Sonra da OsmanlI devri Türk sanatına girmek kolay olur.
, NURETTİN YATMAN
arkadaşlarının ödü patladı. Zira kendisinin ne kadar asabi olduğunu bilirlerdi. Lâkin Hamdi bey fevkalâde olarak bu söze hiç kızmadı. Şöyle kendi hal ve tavrına. üstüne başına, tepeden tırnağa kadar bir göz gezdirerek kondüktöre cevap verdi:
— Furgona oğlum... Furgona! Hakikaten espirill bir insandı..
flikmet Feridun' Es
Gafille 6
AKŞAM
19 Temmuz 1945
Vapur yanaştı. Pasaportların tetkiki, öteki İşler bitti. Zaten bu uzak denizlere sefer yapan ve pek az yolcu alan bir yük vapuru idi. Karaya ancak üç yolcu çıkmıştı, iki erkekle genç ve urak tefek bir kadın. Orta yaşlı olan erkekle, genç kadın beraberdiler. Kan kocadan, nişanlıdan 2iyade İki sevgiliyi andırıyorlardı. Erkek Karamürsel sepeti gibi küçük, lâkin cıvıl cıvıl kadını koluna takmıştı. Yalnız olan adam genç ve pek yakışıklı İdi.
İşinin en eskilerinden olan, 37 senelik muayene memuru Yfijcta etendi yolculara alt bütün bavulları, büyük çantaları, hattâ şapka kutularını muayene etmişti. Aykırı hiç blrşey çıkmamıştı. Bagajların büyük parçalarını otomobile bindirilmek üzere, hamallar el arabaları ile götürüyorlardı.
Şimdi yalnız yolcuların beraberlerinde taşıdıkları küçük el çantaları kalmıştı. Yekta efendi bunları da muayene etmek İstedi. Genç erkeğin çantasının işi bitti. Orta yaşlı erkeğin çantasında da blrşey yoktu. Sıra ufak tefek kadının çantasına gelmişti.
Genç kadın:
— Ben de göstereyim!., sözleri 11 e Çantasını açmağa davrandı. Lâkin birdenbire aklına pek mühim blrşey gelmiş gibi durdu:
— Açmağa lüzum yok... dedi.
Memur şaşırmıştı:
— Niçin efendim?..
— İçinde kaçak blrşey yok kil..
Bunu söylerken genç kadın kıpkırmızı kesilmişti. Elleri titriyordu. Son derecede şaşkındı.
Yekta efendi şüphelenmişti:
— Lütfen açınız da bir kere ben bakayım..;
Genç kadın, sanki elindeki küçük bavulu zorla açmak lstlyen biri varmış gibi İrkildi:
— Katiyen... Katiyen!., dedi.
Müdafaa maksadı ile ellerde bavulun üzerine abanıruştı. Yanındaki orta yaşlı erkek şaşırmıştı. Genç kadına:
— Sevgilim, ne telâş ediyorsun?. Bırak da çantayı arasınlar...
— Hayır efendim... Benim sözüme Jtlmadetmlyor mu?., Açmıyacağım işte!.. Bunu aramalarına ne lüzum .var?..
Memur cevap verdi:
— Mecburum efendim... Vazifem bana bunu emrediyor.
Kadın diretti:
— Ben de bu bavulu denize atarım. Takat açtırmam...
Yekta efendi, orta yaşlı adama:
— Zevceniz değil mİ?.. Bavul size mı alt?.. Ona mı?,, diye sordu. Adam:
— Henüz zevcem değili., diye mırıldandıktan sonra kadına döndü:
—. Sevgilim... Niçin bu kadar ısrar ediyorsun güzelim?..
Memur:
— O halde maalesef hakkınızda takibat yapmağa mecbur olacağım. Bavulunuzu açtırmak ve gümrük muayenesine tâbi tutulmaktan kaçınıyorsunuz. Bunun yasak olduğunu bilmiyor musunuz?.. Zabıt tutacağım...
Orta yaşlı adam:
— Fakat efendim... Durunuz bakalım... diye yutkundu.
Tekrar kadına döndü yavaşça:
— Yavrum, şekerim, nonoşum, rujlum, yalvarırım sana... Açtır şu bavulu... Bana ettiğin muameleyi her kese yapamazsm. Gümrük teşkilâtı da benim jîlbl senin kaprislerini çekmeğe mecbur değildir.
Kadın gözlerini açtı:
— Rica ederim, sen karışma... Evlendiğimiz zaman sözlerini dinlerim. Şayet ona da razı olursam!..
Yekta efendi bir kâğıt çekmiş tutacağı zaptın müsveddesini hazırlamağa başlamıştı.
Genç kaa.,1 birdenbire ona döndü. En tatlı tebessümü ile:
— Peki, öedi. çantamı size aratacağım... Lâkin bir şartla!,,
— Canım efene! Resmi muamelâtta şart kası"'.........
_ Kuzum... Ne çıkar?.. Hatırım İçini..
— Evet amma bu gibi İşlerde hatu gönül olmaz...
— Pek rica ederim...
— Şartınız nedir?. Anlıyalım bakalım..
— Çantamı yalnız size göstereceğim...
Yekta efendi çenesini kaşıdı.
— Vakıa bunu meneden bir kanun hatırlamıyorum. Ancak biz muayenelerimizi hep burada, şu tezgâh gibi şeyin üstünde yaparız. Şimdi buna nasıl aykırı hareket edelim?..
— Ne olur?.. Rica ederim... Mânâsız bir arzu bu İşte..
— Peki- Müdür beyin odasına gidelim... Orada çantanızı açarsınız, Müdür bey de vaziyeti görürler... Buna mahzur yok ya...
— Hayır, hayır.. Hiç bir mahzur yok..
Yekta efendi başını salladı. 37 senelik muayene memurluğu sırasında pek ÇOk şeyler görmüştü amma bu kadar antika İşe rastlamamıştı.
— Yürüyünüz gidelim... dedi.
Genç kadın önde, Yekta efendi arkada, bir takım bölmelerden , parmaklık aralarından geçtiler. İki erkek orada kalmışlardı. Kadınla beraber olan orta yaşlı adam seslendi:
— Sevgilim... Ben geleyim mİ?..
— Hayır... Hayır... Otur oturduğun yerde!., dedi.
Müdürün odasına girdikleri zaman Yekta efendi vaziyeti anattı, müdür:
— Peki... Muayeneyi burada yapınız... dedi.
Ve büyük bir merak içinde çanta açıldı İçinde kadının bir takım ipekli İç çamaşırı vardı. Üç tane de büyük resim!..
Yekta efendi bu resimleri görünce şaşrdı. Fotoğraflarda genç kadın, beraber seyahat ettiği zengin tavırlı, orta yaşlı adamla değil de, öteki üçüncü yolcu ile. genç adamla pek semimi bLr vaziyette görünüyordu.
Tevekkeli kadın, orta yaşlının yanında çantasını açmaktan kaçınmamıştı.
(Bir yıldız)
Sahrayıkebir ortasında raks âlemi
Ebusaada vahasına gitmeyen Arap genci yeryüzünde hiç bir şey görmemiş sayıltr
Millî Eğitim Bakanlığından:
1 — Ekonomi, Bayındırlık, Çalışma Bakanhklarlyle Şeker Fabrikaları Umum Müdürlüğü hesabına yabancı memleketlere gönderilecek öğrenciler İçin, sayıpı, öğrenim dalı, yeri ve şartları aşağıda yazılı esaslara göre seçim İmtihanı açılacaktır. Bu İmtihanlara girebilmek İçin gönderilecek memleketin dilini bilmek şarttır.
Hangi daire hesabına
Siyah gözlükle güneşte gezmek
(Baş tarafı 4 cü sayfada)
Renkli camlar
Renkli adeseler tâ 16 nc» asrın ortalarından beri kullanılmaktadır. İlk seçilen renk yeşildir. Mavi camlar, ilk olarak 17 nel asırda meydana çıkmıştır. Mamafih, güneşin mavi şualarında uzviyete faydalı vasıflar bulunduğu meydana çıktıktan sonradır kİ (19 uncu asır) bu mavi camlar rağbet görmüştür.
Bu suretle, mavi gözlükler gözleri ışıktan korumaktan ziyade bu uzvun kuvvetlenmesi için kullanılmışlardır.
Gri, veya dumanlı gözlükler İlk defa olarak 18 İnci asrın ortalarında İngllterede yapılmıştır. Bunlara hâlâ «Londra dumanı» denmektedir. Sarı camlı gözlükler de 1832 yılında gene İngllterede İmal edilmiştir.
Bundan seçra, güneş spektrum'ın-dan muayyen bir kısmını massetmek İçin hazırlanmış çok mütenevvi renklerde gözlükler yapılmıştır. 1913 yılında, Crookes Vakum tübünü İcat etmiş olan sir VVllliam Crookes, hem ültraviole hem de hararet şualarını masseden yeşil bir adese imal etmiştir. Bugün, «Crookes adesesi» na-mlyle anılan kalıve rengine bakan adese yalnız ültraviole şualarını massetmektedir.
Alelade renksiz gözlükler ışık şualarının yüzde seksenini geçirmektedir. En tehlikeli şua olan ültravl-öle şualarına tamamen mâni olduklarından güneşe karşı nlsbl bir korunma temin etmektedirler.
Kahve renglye bakar gri gözlükler ültraviole şualarından korudukları
Sahrayı Kebirin kenarındaki vahalardan biri olan Ebusaade, dünyanın hücra bir köşesinde bulunmakla beraber bütün Arap ve medeniyet âleminde büyük bir şöhreti haizdir. Bu vâhanın şöhretine sebep, dansözlerinin emsaliz kıvraklığı ve meharetldlr. Ebusaade’nln kızları, bahusus elinde narin ve keskin bir kılıç olduğu halde, yaptığı danslarda yalnız ayaklarını ve ellerini değil, oniuzlarınj, boynunu ve hattâ gözlerini birden ayna-tırlar.
Vâhanın sakinleri Beni Nail kabilesi olduğundan rakkaseleri de bu kabile ismine İzafetle Evlâd-1 Nail diye meşhurdular. Evl&d-I Nail kızları ra-kıstaki meharetlerlne uygun olarak Şarkın en sanatkârane yapılmış kıya-yafetlerlle sanatlarını arzederler
Rakkaselerin birçok asırlardanberl kendi vahalarında dokunan ve işlenen rop ve blû21arı ekseriya koyu ye-yeşll, açık sarı ve arguvan rengindedir. Gündüzün hava tahammül edll-diyecek kadar sıcak olduğundan, bu saatlerde dansözler divanlara serilerek şekerleme yaparlar ve hafif çay İçerek hararetlerini teskin ederler.
Akşam olup da serinlik başlayınca rakıslar ve cümbüş başlar.Vâha, Atlas dağlarının gölgesi altındadır. Atlas dağları İse gurup vaktinde erguvanı, açık sarı ve koyu yeşil renk alır. Rakkaselerin kıyafetleri renk itibarl-le Atlas dağlarının yamaç ve şahikalarına uygun olduğundan, âdeta tabla tle yarış ederler.
Böyle bir manzara ve genç rakkaselerin cazip jest ve hareketleri seyircileri gaşyeder. Bu tükenmez zevk ve haz Sahrayı Keblr'de ve civarında yaşıyan Arapların en büyük eğtence-şl olduğundan, Ebusaade vanasında misafir eksik olmaz.
Misafirler kıymetli halılar döşeh-mlş salonlarda ağırlanırlar. Buralara geniş ve ferah avlulardan girilir. Salonun sonunda yere oturmuş iki çalgıcı dansı idare ederler. Biri madeni davulu ve diğeri zurna çalar. Siyah ehramlara bürünmüş olan çalgıcılar oyunun İcabına göre, bazan ayağa kalkarak dansı canlandırırlar.
Dans, etraflı merasimle oaşlar.Dan-sözlerle çalgıcılar toplandıktan sonra ev sahibi hanım beyaz İpekli kumaştan elbise giyerek salona girer ve kendisini evin büyükleri takibeder. Çalgıcı madeni davuluna derin ve mevzun darbeler İndirerek merasimin başlamakta bulunduğunu İlân eder.
Evlâd-1 Nailin kızlarından biri dansa başlar. Ayaklarını o kadar serî hareket ettirir kİ, âdeta görünmez. Fakat omuzları, elleri ve kalçaları blri-blrlne uygun olarak bir hareket deryası halini alır. Omuzlarla elleri âdeta dalgalanır.
Rakkasenin hemşireleri ellerini biri birine vurmak ve dansın şarkısını söylemek suretile dansa refakat ederler. Bunlardan en yaşlısı arasıra «yaşa» demek olan «Hayya, Hayya!» diye şiddetle bağırırken Evlâd-1 Nailin danslarını İlk seyredenleri şaşırtır: bundan sonra dans kızışır.
Evlâd-1 Nailin kızları birer İkişer en seri ve en canlı rakıslara girişirler. Çalgıcılar da ayağa kalkarlar ve gayet canlı havalan çalarlar. Dansözler meydana atılarak raksa başlarlar.
Artık kılıç dansları başlar. Rakka-
Evlâd-1 Nail kızlarından biri kılıç dansında
seler ellerindeki meçe benzlyen narın Arap kılıçlarını başlarının üstünde parlatırlar ve türlü türlü hareketlerle sallarlar. Dansözün gözü de kılıcın hareketlerine uygun olarak kâh fır fır döner kâh baygın baygın süzülür. Bu manzara karşısında seyirciler kendilerinden geçerler. Dans salonunda neşe en son haddini bulduğu bir sırada davul birdenbire veda havasını çalar, ortalığı bir sükût kaplar. Artık dans merasimi bitmiştir.
Evlâd-ı Nailin kızları sakitane dizilerek birbiri ardı sıra salonu terke-derler. Dansözler Istirahate çekildikten sonra misafirler, soğuk şerbetler İkram edilerek izaz edilir.
Ertesi akşam Ebusaade vâhıısmın mükellef dans salonlarında yeni misafirlerin önünde tekrar aynı merasim yapılır. Ebusaade vahasına gltmiyen Arap genel yeryüzünde hiç bir şey görmemiş sayıdığından bütün Sahrayl Keblr'in sakinleri oraya gitmeğe can atarlar. Diğer taraftan Avrupa ve Amerikanın dans ve musiki meftunları da Ebusaade’ye giderek şarkın en zevkli rakıslarmı seyretmeğe büyük kıymet vermektedirler. — F.
RADYO
ANKARA RADYOSU
Bugünkü program
18.00 M. S. ayarı, Dans orkestrası,
18.45 Hafif sololar (p!.), 19.00 Ha-
berler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Fasıl, 19.50 Kitap saati. 20.00 Operalardan koro parçaları (pl->, 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Karışık şarkılar ve oyun havalan, 21.15 Konuşma, 21.30 Müzik, 22.30 Dans müziği (pl.i,
22.45 M. S. ayarı. Haberler.
Yarın sabahki program
7.30 M. S. ayarı, Müzik (pl.l, 7.45 Haberler, 8.00 Müzik (pl.l. 1230 M. S. ayarı, Karışık şarkılar, 12.45 Haberler, 13.00 Salon orkestrası.
glbl kısa şualardan da muhafaza ettikleri için dağ tırmanışlarında gözleri muhafaza bakımından faydalıdır. Ten rengi ve duman grisi gözlükler güneş şualarının mecmuunu eksilttiğinden, ışık akislerine fazla hassas olan göz sahipleri tarafından kullanılmalıdır. Yeşil ve mavimsi ye-j şll gözlükler hem .kısa ültraviole' hem de bir kısım hararet şualarını' massettiklerinden uçuşlarda ve plâj-' larda bunlar tercih edilmelidir. I
roman okuduklarınızın en harikuladesidir. 200 Kr. Arif Bolât Kltabevl.
X
Gönderileceği gideceği öğrenci sayısı öğrenim dalı memleket
Ekonomi Bakanlığı 1 Makine Müh, Birleşik Amerika
Bayındırlık Bakanlığı 2 Yapı Müh Birleşik Amerika
Bayındırlık Bakanlığı 2 Makine Mühend. Birleşik Amerika
Çalışma Bakanlığı 2 İş Hekimi, Sosyal
Sigortacılık Birleşik Amerika
Çalışma Bakanlığı 3 İş Hekimi, Sosyal
Sigortacılık İsviçre
Şeker Fabrikaları U, Md'. 15 Ziraat Mühen. Blrlcklş Amerika
Şeker Fabrikaları u Mm 10 Veteriner Birleşik Amerika
Şeker Fabrikaları U. Md. 8 Kimya Müiı. Birleşik Amerika
Şeker Fabrikaları U. Md. 3 Makine Müh. Birleşik Amerika
Şeker Fabrikaları U. Md- 2 Elektrik Müh. Birleşik Amerika
52
2 — Ekonomi Bakanlığı hesabına Kaliforniya Teknoloji Enstitüsünde okuyacak olan öğrencide aranılan vasıflar şunlardır:
a) Memurlar kanununun 4 üncü maddesinde yazılı şartları haiz olmak,
b) 17 yaşını bitirmiş 25 yaşını aşmamış olmak,
c) Lise olgunluk veya lisenin üstünde bir teknik öğreniminden mezun olmak.
3 — Bayındırlık Bakanlığı hesabına gönderilecek öğrencilerde aranılan vasıflar şunlardır:
a) Teknik Üniversitenin İnşaat Makine Fakültelerinin üçüncü sınıfını pekiyi veya ly! derece ile bitirerek dördüncü sınıfa geçmiş olmak,
b) 24 yaşını aşmamış olmak,
c) Fakülteye yüklemle bağlı İse bu yüklemini yeni yüklemine eklemek,
4 — Çalışma Bakanlığı hesabına seçilecek öğrencilerde aranılan vasıflar şunlardır:
a) Memurlar kanununun 4 üncü maddesinde yazılı şartları haiz olmak,
b) Askerlikle İlgisi bulunmamak ve 35 yaşını aşmamış olmak,
O Sağlık durumu memleketin her yerinde ödev görebilmesine elverişli olmak,
d> İş Hekimliği İçin açılacak imtihana gireceklerin İstanbul Üniversite Tıp Fakültesinden, Sigortacılık öğreneceklerin de Yüksek İktisat v« Ticaret okulundan, Hukuk Fakültesinden ve Siyasa! Bilgiler Okulundan pek İyi ve iyi derece He me2un olmaları lâzımdır.
5 — Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi Umum Müdürlüğü hesabına seçilecek öğrencilerde aranılan vasıflar şunlardır:
a) Lise fen kolundan bitirme ve olgunluk diplomalarının dereceleri pek iyi ve İyi olmak,
b; Yaşları 18 den aşağı ve 21 den yukarı olmamak,
c) Beden kabiliyetleri seçecekleri kollarda çalışmalarına uygun olduğu sağlık kurulu raporlyle belirtilmiş olmak,
d) Seçme imtihanlarını kazananların bağlı bulunacakları diğer hususî şartlar şunlardır:
(Öğrenciler okuma yerlerine gönderilmeden önce Umum Müdürlüğün göstereceği Fabrika ve Ziraat teg^lâtinda en çok bir yıl süre he staj göreceklerdir. SfcJ esnasında öğrencilerin mesleklerine karşı İlgileri incelenecek, muvaffak olamayanlar öğrenime gönderilmlyerek şirketle alâkaları kesilecektir, stajyerlerin bulundukları yerden staja gidecekleri yerlere kadar yol giderleri, staj esnasında yiyip İçmeleri ve yatmaları Şirketçe temin edilecektir. Stajda başarı göstererek okuma yerlerine gönderileceklerden bir öğrenim yılma kf-rşıiik IkL yıl yükleme bağlı olduğuna dair senet alınacaktır.)
6 — Yukarıda yazılı şartlan taşıyan İsteklilerin en geç 31 Temmuz 1945 sah günü akşamına kadar aşağıda İşaret edilen belgeleriyle Bakanlığımıza başvurmalan gerektir.
1 — Dilekçe. (Bu dilekçede hangi Makam ve Müessese adına ve hangi öğrenim kolundan İmtihana girilmek İstendiği açıkça yazılacaklır.l
2 — Öğrenim belgesi (İsteklilerin Lise olgunluk, Teknlg Okşılu ve Yüksek Okul mezunu olduklarına göre bu diplomaların Noterce tasdikli birer örneği, Teknik Üniversite öğrencisi İse Fakülte Dekanlığından tasdikli bir belge)
3 — Nüfus tezkeresinin Noterce tasdikli örneği.
4 — 6 adet 4x4 büyüklüğünde fotoğraf.
5 — Lise, Lisenin üstünde bir teknik okul ve yüksek öğrenim mües-seselcrinden mezun olanların askerlik durumları bakımından yabancı memleketlere gitmelerinde bir sakınca olmadığını gösterir belge.
6 — Aesml ve hususî bir mama karşı yüklemle bağlı olmadıklarına dair belge,.
Seçme İmtihanları:
a) İmtihanlar 20 Ağustos 19+5 pazartesi günü saat 10 da Ankara’da Hukuk Fakültesinde. İstanbul’da Yüksek Öğretmen Okulunda bağlıyacaktır.
b) İmtihanlar Lise ve Teknik Okulu mezunlan için (Türkçe kompozisyon. Fizik, Kimya, İngilizce)
c) Teknik Üniversite müdavimleri İçin (Türkçe kompozisyon «İnşaatçılar için» Zemin Mekaniği, Hidrolik »Makineciler İçin» Termodinamik, Makln0 elemanları, İngilizce)
d) Tıp Fakültesi mezunlan için (Fizyoloji, şirurji. Hljlyen, yabancı dil)
e) Yüksek İktisat ve Ticaret okulu. Hukuk Fakültesi, Siyasal Bilgiler okulu mezunları için (Maliye, Ekonomi, Kooperatifçilik, yabancı dili
7 — Bakanlığımıza müracaat edenlerden belgeleri noksan olanların dilekleri dikkate alınmıyacaktır. (9346)
Teknik üniversite satın alma komisyonundan
Teknik üniversitemize açık: eksiltme usullyle 300 çeki odun satın alınacaktır. Beher çekisinin yurt binasına teslim flatıı 15 liradır. İlk teminatı 335 liradır.
Eksiltme 2. «. 1945 perşembe günü saat 10 da yapılacaktır. Fazla malûmat almak İçin rektörlüğe müracaat (9270)
Gün Doğmadan Paris
EDEBİ KOMAN
Yazan; Louis Bromfield Tercüme eden: Vâ . Nû
1 Tefrika No.
Lokanta sahibi de omuzlarını kaldırarak gülümsedi:
— Benim yerimde olsaydınız siz ne yapardınız? Bu adamlar emniyette olacaklarını düşünerek Fransa’ya gelmişler. Biz bu emniyeti onlara vadet-
tlk.
Roxle, lokantacıya, keskin bir bakışla baktı. Onu iki şey hayrette bırakıyordu. Evvelâ, Luigl’nln hakiki Fransız olmaması: ve Fransa'nın bu «efil adamlar yüzünden bir mecburiyet yüklendiğini hissetmesi; sonra da, bu basitliği, bu samimî konuşması; halbuki bu sır öğrenilecek olursa, cezası, para mahkûmiyeti olabllk; yahut da hapis, yahut da daha fena bir şey. Şüphesiz, patron, iki müşterisini uzun zamandır, senelerdir tanıyor. Bu müddet zaıfında, onlar hakkında fikir edinmiştir. Kendilerini İtimada lâyık görmüştür. Kız, bu düşünce üzerine de gurur ve tatmin edilişten hasıl olma bir gönül ferahı duydu.
Leon'un şöyle sorduğunu işitti;
— Ötekiler yemek yediler mİ?
— Yediler amma iyi yemediler.
— Bizimle aynı yemekleri yemeyi isterler belki, sorunuz.
Lulgi gene gülümsedi. İşte bu vaziyet onun hoşuna gidiyordu. O cambazların masasına doğru yürürken, L6on da, kırmızı perukalı ihtiyar kadına döndü.
— Hey; «La Blche»! Yemek yemek ister misin?
«Dişi geyik» onlara, ateş! sönmüş tebessümünü tekrar çevirdi:
— Tabii değil mi ya! —dedi.— Ben günün ve gecenin herhangi bir saatinde yemek yiyebilirim.
Cambazlarla öbür masanın lkl erkeği, şimdi kendilerine bakıyordu. Roxle, Yahudlnln arkadaşının yüzünde bir karmakarışıklık olduğunu far-kettl. Çene kemiğinin bir kısmı kırılıp da yerinden çıkmış gibiydi. Gülümsüyordu, lâkin bu tebessümü ancak bakışlarında farkediliyordu. Gülme gayreti yüzünü gülünç bir kırışıklıkla kasıyordu. Fakat gözler, şükranla pırıldıyor. Bunların hepsinin gözleri harlkulâde. Korkan, yenilen ve tatlı bir İfade okunuyor. Yalnız
kışları öyle değil. Bunda, gurur var,' İntikam var. Otuz beş. otuz altı yaşlarında kadar olacak. Siyah saçh Slâvlar, nasıl güzel olurlarsa, o da böyle güzel, şüphesiz kİ göründüğünden de genç.
Alçak sesle ve bozuk bir Fransızca ile konuştu.
— Size çok teşekkür ederiz, mösyö! Yemek yemiştik, fakat açız. İnsan uzun zaman korkarsa, uzun zaman aç kalırsa, bu korku, bu aç kalma İnsanda yok bitmek. Ne zaman fırsat düşerse, karnımızı doldururuz.
Gayet sade ve dikkate çarpan bir vakarla konuşuyordu. Derhal, kendi gurupundakl adamlarla, evveldenberl devam ettiği muhaverenin mahremiyetine döndü.
Roxie, dedi ki:
— Ne İyi ettik de üd şişe şampanya getirdik.
Önüne yemeği konduktan sonra, «La Blche», onları masa komşuluğıyle taciz etmedi. Gazetesini ve apsent kadehini itti, tkinel yemeğine keyifle girişti.
Öbürleri kıtlıktan çıkmış gibi yiyorlardı. Kadın da söylemişti ya: İnsan şayet uzun zaman korkarsa ve aç kalırsa, bu korku ve aç kalma bir türlü nihayete ermez. Onlar da kendilerini tetkik eden d'Abrlzzl g!bl, bu ye-mçkle uzun zaman mukavemet kaza-
D'Abrlzzl:
— Hayatta ben de aç kaldım. — dedi. — Türkler tarafından tazyik edildim.
kİ ravloll lokması arasında, sükûnla konuşuyordu. Bu sükûn, Roxle’-nln keyfini kaçırdı. Amerikalı bir kadın oluşu dolayıslle, hayatında hiçbir acı tecrübesi bulunmamasından, âdeta özür dilemek vaziyetine düşüyordu. Bazan aç kalmıştı. Erkeklere yumuşak davranmak mecburiyetini duymuştu. Vaktiyle tndlana’da, üvey babası, kendisine haşin davranmış, o da kaçmıştı. Fakat bunlar hiçbir şey değil. şimdi bu etrafını saranların sefaletini bir serzeniş gibi hissediyordu. Ne uzun hikâyeydi ol Avrupanın sefaleti! Döne dolaşa aynı mevzu etrafında toplanan o hikâye! Fakat her dinleyişte, bu hikâye, kadına aynı hayreti veriyordu.
RlvolUer her seferki gibi İyiydi. Chlantl kıvanmadaydı. Hafifçe reçl-nalı, bir sirke çeşnisi. Uzun zaman-lardanberl İlk defa olarak, gri üniformalarıyla Almanlar Champs Elys^es’-den geçtikleri gündenberl. yıldız, an-cak şu anda normal durumuna geldiğini hissediyordu. O bezgin hali artık kalmamıştı.
Güldü ve dedi kİ:
— Şampanya İçince gene.keyiflenl-
hakkmda çene çalmak, için masalarına oturdu. Hiç kimsenin katiyen bir şeyden haberi yoktu. Kimi İngllizlerln silâhı bırakacağını söylüyor, kimi bı-rakmıyacağını. Amerikalılar İmdada gelir; Amerikalılar yardım etmez. La-val kötü işler yapmakta. Daladler İle Löon Blum’ü kurşuna dizmişler; dizmemişler. Almanlar pek rabıtalı davranıyor. Almanlar çok miktarda talebeyi sırahyarak kurşuna dizmişler.
Bu konuşmaların sonunda, Lulgi omuz kaldırdı; ve tereddüt İçinde:
— Hangisine İnanmalı? - dedi. D’Abrlzzl cevap verdi:
— Şimdilik bir şeye İnanmayınız, bekleyiniz.
Oturduğu köşede, «La Blche», şarkı söylemeğe başladı.
Bunun üzerine, cambazlardan biri, hazin bakışlısı ve çenesi üzerinde sl-ylll olanı akordlyonunu çıkardı. Perdeyi bulduktan sonra akompanyimana başladı. Çok, çok eski bir şarkıydı bu. Kadın, çatlak çatlak söylüyordu. «Lahana dikmesini bilir misiniz?»
Tamamlyle sarhoştu. Sesi, gırtlağı yırtLCi bir hal almağa başladı. Akor-dlyonun çalışı, onu canlandırdı; elli sene evvelki kabarelerin hareketlerini
cambazlur grunundakl kadının ba»J nacaklarını anlıyor!ardı.
yapmağa başladı. Sahte yüzükler ışıldadı. Yahudi ile arkadaşı dinlemek İçin döndü; alaycı değildiler, merak ediyorlardı. Profesyonel olan cambaz-
rlz. - dedi. ediyorlardı. Profesyonel olan cambaz-
Uıigi nmfrfofrtm dfindü, m İh ti ithali La*» ilA Bl£iıo> la da meslekten oldu-
ğunu anladılar. Ona bıyık altından gülmediler; sahte mücevherlerine, kırışık dolu yüzüne, berbat şapkası üzerinde sallanan tüylere gülmediler. Lulgi, sanat meczuplarına karşı hayırhah olan İtalyanlara has o babaca ifade He gülümsüyor ve şarkı söyllyen kadına bakıyordu.
«— Allah acımasaydı ben de böyle olabilirdim.»
D'Abrlzzl, cambazlara doğru eğildi ve alçak sesle:
— Biliyor musunuz, bu kadın vaktiyle meşhur bir yıldızdı? İsmi. Yvette’tL Kendisine «La Blche» derlerdi.
Rojcle, «La Biclıe» in şarkısı yüzünden hem tesir altında kalmış, hem dehşete kapılmış, düşünüyordu:
(— Vaktiyle o da benim gibiymiş. Ya» benim de başıma aynı hal gelirse? Aşağı yukarı otuz üçündeyim. Llgne'ime dikkat etmem zamanı geldi.»
Fransızca düşündüğünü birdenbire farkederek titredi. Dahası da var: Kııps Fransızeası. Aihambra'nın, Place Cllchy'nin... Burada sanki kendi memleketinde gibiydi. Sanki, İn-dlana ve Broadreay. uzun zamandır onun hayatından silinip gitmişti. Zihninden şöyle geçiriverdi:
(Arkası var)
AKŞAM
Sah«r* 7
10 Temmuz ı
Kadıköy Vakıflar Direktörlüğü ilânları
Satış bedeli Lira Kuruş
Pey akçesi
Lira Kuruş
]
| - iş ariyanlar
YÜNLÜ VE İPEKLİ — Satışında mütehassıs ve lisan bilen bir tezgâhtar lş arıyor. P. K. 214 V. Bilen vas. «Tezgâhtar» adresine lütfen müracaat. 675 —
HASTABAKICI ARANIYOR — Or-taköy Şifa Yurduna hastabakıcı bayan alınacaktır. isteklilerin her gün öğleden sonra müesseseye müracaat etmeleri. Muallim Naci cad. No. 115.
731 — 1
SATILIK BİNA VE ARSA ARANIYOR — İstanbulun her hangi bir yerinde bina ve arsası olup da salmak İstiyenlerin mektupla Beyoğlu posta kutusu (2074) e müracaatları.
751
KELEPİR SATIŞ — Nişan taşında İki katlı hamamlı ve bahçeli üç ve dört odalı yeni apartman acele satılıktır. Boş teslim. Taksim Kristal arkasında Milli Emlâkiş telefon 82777 769 _ 2
1229
33
92
21
KAPICILIK ARANIYOR — Namuslu, çalışkan temiz karı koca 25 liraya razı. Kefil verebilir. Galata Tünel karşısı 15 No. da Rekorda bay Jozefe 713 — 1
BİR DEKORATÖR — Emprime desenleri İçin İş aramaktadır. İsteklilerin Akşamda (Dekor) rumuzuna mektupla müracaatları. 710 — 7
İKTİSAT FAKÜLTESİ — İkinci sınıfından ayrıldım. Daktilo bilirim. Öğretmenim Öğleden sonraları daimi olarak bir müesstsede çalışmak istiyorum. Fatih A t pazarı meydanı S. No 36. Sabahat 722 — I
TANINMIŞ AİLE KIZIYIM — Mali vaziyetim, dolayısilc çalrmak istiyorum. Yazım düzgün daktilo bilirim, Tüccar veya müteahhit yanında çalışmak İstiyorum. Akşam’da Güler riim uzuna. 732 — 1
YÜKSEK TAHSİLDEN AYRILMIŞ bir GENÇ — Gece veya gündüz iş aramaktadır. Her türlü işte çalışabilir. Saym İş sahiplerinin Akşamda M U. remzine mektupla müracaatları. 754 — 1
- İŞÇİ ARIYANLAR
8 VE 12 YAŞINDA — İki kız çocuğu İçin İngilizceye vakıf bir müreb-biye aranıyor. Suadiye Şaşkın Bakkal 341 No. ya müracaat. 648 —.
MUHASİP ARANIYOR — İthalât İşlerine ve muhasebe usulüne vakıf Fransızca veya İngilizce bilir. Eminönü Arpacılar han No. 19. Tel. 23296 742 —
OKUR YAZAR — Bir amele bayan lâzımdır. Her gün saat üçten altıya kadar acele müracaatları. Tahtakale caddesi No. 96 Kundura boya imalâthanesi Nuri Lcflef. 743 — 9
ECZACI KALFASI ARANIYOR — Pratiği kuvvetli, âzami 50 yaşma kadar bir eczacı kalfası aranıyor. Beş 5 güıı içinde bonservisleriyle Akşamda Eczacı rumuzuna. 763 — 1
ACELE ECZACI KALFASI ARANIYOR — Pratiği kuvvetli Garbi Ana-dolunun şirin bir kazasında çalışmak üzere eczacı kalfasına ihtiyaç vardır. Emirdağ merkez kaza eczanesine müracaatları. 664 — 3
KADIN AHÇI ARANIYOR — Dolgun maaşla daimi olarak iyi yemek ve temiz ütü yapan bir kadın tutulacaktır. Büyükada Maden 97 numarada küçük köşke acele müracaat. 681 —
ÇORAP TAMİR İŞÇİSİ ARANIYOR — Çorap fabrikasında çorapları tamir edebilecek kız İşçilere İhtiyaç vardır. Mahmutpaşa, Yeşildir ek, Set-yar» Han No. 3) 684 —
BAYAN DAKTİLO ARANIYOR — Büro muamelâtına vakıf bir daktilo bayana İhtiyaç vardır. Usan bilenler tercih edilir. Sirkeci, Kafkas Geçidi 1/3 müracaat 707 —
DOLGUN MAAŞLA — Ev işleri ve yemek pişiren çalışkan, temiz bir hizmetçiye ihtiyaç vardır. İsteyenlerin her gün 14 İle 16 arasında Eminönü Basan Deposuna müracaat etmeleri. 688 —
MUAYENEHANEDE ÇALIŞMAK ÜZERE — Genç ve çalışkan bir bayan aranıyor Ücret dolgundur. Lâleli Ordu caddesi 208 numara kat 3 her gün öğleden evvel müracaat, 709 —
TUHAFİYE İŞİNDE — Tezgâhtarlık yapmak için bir bayana İhtiyaç vardır. Çalışmak lstiyenler Kapalı Çarşı Kalpakçılarbaşı caddesi No. 5 müracaatları. 715 =
BİR İNŞAAT ŞİRKETİ İNOILÎZCE BİLEN BAYAN BİR DAKTİLO ARIYOR — Teknik tercümeye muktedir olanlar tercih olunacaktır. İsteklilerin Eminönü Aşlr Efendi caddesi İmar han No. 23 - 24 e müracaatları. 724 — 1
ECZACI KALFASI ARANIYOR — Sanata vakıf pratiği kuvvetli bir kalfaya İhtiyaç vardır. Diploma da Olur. Salih Necati Eczanesine müracaat. 714 — 1
BAKERKÖ YÜNDE OTURAN — 4 kişilik bir ailenin yemeğini yapacak bir bayana ihtiyaç vardır. Mar-jnıççular Çarşılı han No. 32 müracaat, 726 —
KADIN AHÇI ARANIYOR — Gayet temîz ve ciddî, kefil gösterebilecek vaziyette ahçı kadın aranıyor. Bebek «34». de telefonla müracaat. 727 — 1
J - SATILIK EŞYA
BAKKAL, MAHALLEBİCİ VEYA EVLERE — Satılık buz dolabı. General Elektrik beş ayaklı U. S. A. marka bulunan. Aksaray Küçük Lân-ga tramvay caddesi 176 numaraya müracaat. 532 —
ANKARADA — Aile yanında çalışmak üzere yabancı llspn bilen ye-j inek pişirmesini ev işlerini yapacak, bir hizmetçi, bir çocuğa bakabilecek bir mürebblye iyi maaşla alınacaktır. Saat 9 - 13 kadar İran başkonsolosluğuna müracaat (Tel 228871
730 — I
SATILIK DEĞİRMEN — Bii-hassa çocuk maması unları inıaluıe elverişli İnce otomatik eleklerle mücehhez bir değirmen ehven fiatle satılıktır. Haşan Deposuna müracaatları. 689
TOPTAN SATILIK — Flit pompası: Flit sinek İlâcı veya dezfnfeksl-yon pompalan ehven ftatle toptan satılıktır. İsteklilerin Haşan Deposuna müracaatları. 690 —
SATILIK — Dondurma ve sair seyyar mal satanlara yarar, bakkal, kasap, her türlü ufak tevziata elverişli üç tekerlekli az kullanılmış 2 velosplt ehven fiatle satılıktır. Haşan Deposuna (Eminönü 25) müracaatları. 691
300 LİRAYA — Taburesi İle satılık Bord markalı piyano. Telefon: 16-60 Aymergen. 676
KOTRA ARANIYOR — Asgari lkl yataklı, salonu, mutfak, tuvalet ve motoru bulunan kotra aranıyor. Sirkeci, Kafkas Geçidi 1/3 müracaat. 708 -
SATILIK ELEKTRİK KAYNAK MAKİNESİ — 110 - 220 - volt - 400 amperllk kaynak makinesi müracaat adres; Galata Kalafatyerl Kürkçü-kapı caddesi No 6 kaynakçı Mesut Güngör. 687 — 3
SATILIK MOTOSİKLETLER — Sepetli ve sepetsiz. Müracaat Sultanahmet Yerebatan caddesi 50 No- ya. 710 — 2
İYİ KULLANILMIŞ — Temiz yapılı Avrupa malı çocuk arabası lâzımdır. Satmak lstiyenler Marpuççularda Çarşılı han No. 32 müracaat. 725 —
SATILIK KOTRA — 7 metre boyunda, 2 metre efilnde yelkeni Fran-sada yapılmış, tamam ve sağlam, kamaralı bir kotra. Görmek İsteyenler Moda iskelesinde kayıkhanecl Dl-mitroya ve görüşmek üzere 43283 telefon numarasına müracaat. 741 — 4
1000 LİRAYA SATILIK ÜÇ ÇORAP MAKİNESİ — ikisi Horlson biri Fransız dört buçuk pus deve boyunları sekiz kovan 558 İğnesi beraber çalışır vaziyette müracaat Kadıköy Raslmpaşa mahallesi Meltem sokak 25 No. ya. 763 —1
BOEINER MARKA — 120 pas 4 ses sedefli akordeon satılık. Aksaray Gençler Pazarı. 758 —
SATILIK SANDAL — Bütün tefer-ruatile acele satılıktır. Müracaat Beşiktaş Yıldır, cad. No. 14 739 —
— Kiralık — Satılık
BÜYÜK İSTİFADELİ 8ATTLIK EMLÂKLER — İstifade ediniz. Müracaat; Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Galata Ömerâbît han kat 2 No. 23 Galata telefon 42368 574 — 22
SATILIK EMLÂK ARANIYOR — Apartman ve buna benzeri olup da almak ve satmak kârlı İşi olup da devretmek ortak olmak ve İpotek yapmak lstiyenler-. İstiklâl caddesi Büyük Parmakkapı köşe başı 4 kat 2 Sühulet Emlâk Zarif Özalp telefon 42396 441 — 5
KIZILTOPRAKTA KİRALIK SAYFİYE — Çamlar içinde mobllyeli dört oda elektrik havagazı güzel bahçe. Kızıltoprafc bakkal Tevfik’e müracaat 666 —
20600 LİRADAN 850000 LİRAYA KADAR — Her tarafta apartmanlar, evler, hanlar ve sayfiye yerlerinde villâlar ve yalılar satılıktır. Ferdi Selek Türk Emlâk Galata - ömerâbît han 2723. Tel. 42368 702 —
16000 LİRADAN 200000 LİRAYA KADAR — Her tarafta satılık değerli apartmanlar. Ferdi Selek Türk Emlâk Galata - ömerâbit han 2/23 Tel: 42368 701 — 1
DEVREN SATILIK LOKANTA — Kadıköy’ünün en İyi bir yerinde müşterisi mükemmel ve İşlek bir lokanta devren satılıktır. Galata Tünel caddesinde 33/1 No. Mustafa telefon 41853 Onguna. 680 — 1
APARTMAN DAİRESİ MÜBADELESİ — Ankarada Yenlşchlrde 4 odalı telefonlu veya mobllyeli bir daire Istan bulda Taksim, Kadıköy ve civarındaki apartmanla mübadele edilecektir. Telefon $0,218 İzahat İsteyiniz.
712 —
_ 3
SATILIK APARTMAN — Maçkada Güzel Bahçe sokağında dört kat dörtler daire dörder oda tam konforlu denize nazır 140 lira iradlı b.r dairesi boş teslim. Beyoğlu İstiklâl caddesi 98 kat 1 telefon 41571 Neşet Şeren. 752 — 3
SATILIK KÖŞK — Bostancı Vükelâ caddesinde 2 katta dört dairesi bahçesi elektrik suyu bulunan haricen kârgir dahilen alışap denize fevkalâde manzarası bina yolculuk hasebiyle Beyoğlu İstiklâl caddesi 98 kat 1 telefon 41571 Neşet Şeren. 749 — 3
SATILIK DÜKKANLI APARTMAN — Beyoğlunda Sakızağacı caddesinde altında dükkânı ve üzerinde beş kat beşer odalı apartman tramvaya çok yakın tam konfor ve kâgir bankaya % 30 borçlu 215 lira irattı telefon: 41571 750 — 3
SATILIK. YALI VE VİLLA — Pendik te deniz kenarında, asfalt cadde üzerinde 9 dönüm muntazam bahçe içinde yarım kâgir Avrupa kerestesiyle mamul dokuz odalı elektrik su, ayrıca bahçesinde havuzu, sarnıcı son sistem boş teslim edilir. Telefon 41571 747 — 3
SATILIK BİNALAR — Sirkecide Şahlnpaşa oteli civarında tramvay yolu üzerinde 18 odalı altında ardiyesi bulunan otel yapmağa müsait iki bina toptan veya ayrı ayrı Beyoğlu İstiklâl caddesi 98 kat 1. Telefon 41571 Neşet Şeren 748 — 3
SATILIK APARTMANLAR — Taksim Talimhanede asansörlü ve asan-sörşüz parkeli parkesiz 6-8-12 daireli sc-n sistem apartmanlar telefon 41571 Neşet Şeren. 745 — 3
SATILIK APARTMAN — Kadıkö-yünde Telefon caddesinde tramvay yolu üzerinde altında dükkânı bulunan beşer odalı tam kâgir ve konforlu yolculuk dolayısiyle Beyoğlu istiklâl caddesi 98 kat 1 telefon 41571 Neşet Şeren 746 — 3
TAKSİM — Sürpagop Çayır sokak 7-9 No. lı ve beşer odalı haneler ayrı ayrı satılıktır. Aynı sokakta 5 numarada madam Yaline müracaat. 736 — 2
FIRSAT — Kadıköy Nişantaşı asfaltına 500 metre cephesi olan fevkalâde manzaralı 70.000 M2 arazi acele satılıktır. İstiyenlerln Kadıköy Yeldeğirmen Süreyya apartman 6 No. ya müracaatları. 760 — 5
SATILIK BOŞ KARGIR EV — Dokuz odalı terkos havagazı elektrik sarnıç bahçe ve banyo yeri ferah zengin yapı tramvaya yakın. Altınbak-kal Çimen sokak No. 39 Telefon 22838
bay Ali 757 —
ACELE SATILIK EV — Dört oda fevkalâde manzara Elmalı suyu büyük bahçe bol meyva boş teslim. Denize çok yakın Beylerbeyi Yıldız Emlâk İstiklâl caddesi Gaz şirketi karşısında 54/2 telefon 43376 759 — 2
BEŞİKTAŞTA — Tramvaya beş dakika mesafede gayet güzel İmarlı büyük bahçe boş teslim pazarlıksız. 8000 liraya acele satılık ev Beşiktaş Akaretler köşebaşı 2 Ali Rıza ve Ne-catlye müracaat. 761 — 2
SATILIK — Bostancı istasyonuna 2 dakika mesafede İç Erenköy caddesinde 27 No. lı 1,5 dönüm bahçe içinde üçer odalı üç ev satılıktır. İçindekilere müracaat. 716 — 1
KİRALIK EV ARANIYOR — Taksim, Şişli ve havalisinde, Kadıköyde 3-4 odalı konforlu ev aranıyor Her şart kabul olunur. 22552 No. lı telefona müracaat, 718 — 1
ANKARADA EV DEĞİŞTİRİLECEK — İnönü bulvarı 225 te 4 oda 1 hol konforlu mükemmel bir daire ile İstanbulda kiralık 3-4 odalı iyi ev veya apartman dairesi İle değiştirilecek. Ankarada 3214 İstanbulda 22552 telefonlara, 717 — 1
KAGİR SATILIK HANE — Nuru-osmanlye Tasvir sokağında 13 No. 11 3 katlı 6 oda lkl sofa, mutfak, terkos, elektrik, havagazı tesisatı mevcut yirmi sendik evkafı verilmiş görmek İçin orta katta bayan Zehraya müracaat. 564 —
DİVAN YOL UNDA — 87 numaralı ufak bahçeli dükkânı olan üç odalı ev satılıktır, içindekilere müracaat. 723 —
ŞİŞLİDE BOŞ EV 30000 — Lâlelide apartman 27000. Cağaloğlunda boş ev 20000 liraya satılıktır. Sirkeci An-kara caddesi 66 Emlâk İşleri telefon 20310 739 — 1
FIRSAT — Tranmisyon kayış raptiye - kroşe ve çata! çivi imalâthanesi Beyazılta çok iyi mevkide apartman sahibi elinden satılıktır. Akşamda - Trans - rûmuzuna yazılması. 733-1
11000 LİRAYA — Taksimde tramvay görür apartman yapmağa elverişli 5 odalı kagir bîr ev acele satılıktır. Taksim Kristal arkasında Millî Emlâklş telefon 82777 770 — 2
3500 LİRAYA ARSA — Ayaspaşada en güzel mevkide 95 metrekare denize tamamiyîe hâkim Taksim Kristal arkasında Milli Emlâkiş telefon 82777 . 771 —2
BOŞ TESLİM VİLLÂ — Şişlinin en mutena mevkiinde 1000 metrekare mükemmel işlenmiş bahçesi bulunan içinde çiçek ve meyva ağaçlan ortasında iki katlı her katta dörder odası ve büyük bir salonu olan vc bütün yerler parke son sistem kaloriferi hususî olarak Viyanadan getirilen banyosu İçinde telefonu ve garajı bulunan bu emsalsiz villâ süratle satılıktır. Telefon: 82777, 772 — 2
70000 LİRAYA — Maçkada 6 daireli dörder beşer odalı modern apartman’ acele satılıktır. Taksim Kristal arkasında Milli Emlâkiş telefon 82777 773 — 2
70000 LİRAYA — Taksimde Talimhanede iyi bir mevkide beş katlı beşer odalı arkasında bahçesi olan konforlu apartman satalı kür. Taksim Kristal arkasında Milli Emlâkiş Telefon 82777 774 — 2
KİRALIK KAT — Şehza^ebaşı tramvay caddesine nazır. Elektrik terkos havagazı hamam. Turan Tiyatrosu bitişiğindeki konağa müracaat. 637 — 1
GALATA SEMTİNDE — Kaloriferli 2-3 odalı, mobllyeli mobilyfsiz yazıhane aranıyor. 43658 No, ya telefon edilmesi. 753 — 2
KADIKÖYÜNDE — Çayır caddesi Mühendis sokak No. 10 bahçeli kuyusu, sarnıcı, terkosu, elektrik, havagazı bulunan dokuz odalı kâgir ev üst katta dört odası boş 14000 liraya açele satılıktır. Telefon (44864) den 47 . 756 — 5
BOŞ TESLİM EDİLİR — Haydarpaşa Koşuyolunda 15 dönüm bağ bahçeli bütün konforlu kâgir köşk satılıktır. Görmek ve görüşmek için Galata Eski Gümrük sokak 6 No. da Bedri Oğan’a müracaat. 744 —2
9000 LİRA — İpotek mukabili emrin izdedir. Adresinizi bildiriniz. Evlş -Akşam. 734 —
SATILIK — Cihangirde deniz manzarasına tam amile hâkim arsa maktuan (2500) liraya Göziepede İstasyona beş dakika ağaçlı şirin bir arsa metresi (3) liraya mutavassıt kabul edilmez Galata Billur han (6) No ya (42831) telefon 678 —3
SATILIK — Tophane Necatlbey caddesinde denize karşı dükkânları olan on dört odalı kâgir konak uygun fiatle Galata Billur han (6) numaraya (42831)) telefon 679 — 3
BEŞİKTAŞ — Çarşı İçinde gayet işlek ve müşterisi bol bakkaliye dükkânı devren acele satılıktır. Beşiktaş Akaretler tramvay durağı köşe-başı 2. Ali Rıza ve Necatlye müracaat 698
-MÜTEFERRİK
DAKTİLOGRAFİ — Yazı makinesinde on parmakla, metodla yazmağı evinizde kendi kendinize öğrenerek bir meslek sahibi olunuz. (P. K. 1609 -Galata) adresine yazınız. 306 — 2
ALMANCA DERSLEftİ - AvrupalI öğretmen talebelere ve büyüklere verir. İkmal dersine hazırlar- Her tarafa gidebilir. Frau Slftar Hoca Zade sokak No. 11 kat 3 Taksim. 682 — 1
DANS — Fransızca ve Fransızca matematik dersleri, evlerde ehven fl-atle verilir. Müracaat: Kadıköy Yel-değlrmeni İzzeddin sokak 23 numara C. A. B. 696
TEKNİK OKUL MEZUNU — Tecrübeli genç bir inşaat fen memuru iş arıyor. Akşam’da B. B. rumuzuna mektupla müracaat. 706
ASRÎ DANSLAR — Hususi olarak evlerinde öğrenmek lstiyenler Beyoğlu Anadolu hanı geçidi karşısında
Al iyon sokak 19. Pr of Paiıösyan. 755 7
FRANSIZCA, İNGİLİZCE, ALMANCA — Hususi dersler, imtihanlara hazırlık. Matematik,, pratik, yüksek tecrübeli genç, ciddi bir bayan öğ-relmen tarafından. «Lisan» rümuzlle Akşam’a müracaat. 721 —
ÜNİVERSİTE GİRİŞ — F. K. B. Kolej. Matematik, fizik ve kimyadan yetiştirilir. İngiliz mektepleri fazla talebe kabul etmez. Giremeyenlere, harice tahsile gitmek kabLllyetlnl veren bir şekilde İngilizce olarak ders verilmektedir. Akşam (Uzun Tecrübe) remzine müracaat.-
738 — 2
Kmalıadada Fırın sokağında 3, 5 sayılı-'ahşap ev İle çarşı sokağında 15 kapı ve 13 ada 8 parsel sayılı fırının 1/4 hissesi.
Üsküdar Selimi Ali mahallesinin eski Silâhtar Bahçe yeni Ekmekçi Meşrep sokağı eski ve yeni 20, 22 No. h 372,93 metre miırabbaında bulunan arsanın tamamı.
Üsküdar Pazarbaşı mahallesinin Nuh kuyusu sokağı eski 145 yeni 195 noJj arsanın tamamı.
Kadıköy Kasımpaşa mahallesinin es kİ Tepe yeni Duatepe sokak ada 214, parsel 60 eski 82 yeni 136 kapı sayılı evvelce ev şimdi tamamı 57,5 metre murabbamda bulunan arsanın 1/24 hissesi.
paşabahçe eski Sultaniye yeni Şekerpare sokağında yeni 64 No. lı 315 metre murabbaı arsanın tamamı.
--------- . ------— mülkiyeti peşin para ile satılma t üzere açık arttırmaya çıkarılmıştır. İhaleleri 16/7/945 perşembe günü saat 15 de dir. İsteklilerin Kadıköy Vakıflar Müdürlüğü Akarat kalemine gelmeleri.
a9178»
184
280
36
33
13
83
15
21
(J5
24
1
97
94 80
7
11
Yukarda yazılı ybrlcrln
Nakliye işi
O
Bayındırlık Bakanlığı İstanbul malzeme gurup ç\| amirliğinden:
Bakanlığımız tarafından yaptırılmakta olan yollar İnşaatı İçin, Iharn gününden 945 aralık ayı sonuna kadar, gerekli bütün malzeme nakliyaE işi, 20.000 lira muhammen bedel üzerinden kapalı 2arf usulü İlde eksllO meye konulmuştur. (/)
Eksiltmesi 27/7/945 cuma günü saat 15 de Galatada Karaköy FcrçerrM-sokak Cemaat hanında Grup amirliği eksiltme komisyonunda yapıiıŞ* çaktır.
İstekli nakliyecilerin bu iş İçin, 1500 liralık geçici teminat nıakbıfl) veya banka teminat mektupları ile 945 akçalı yılı içLn Ticaret oda (D kayıtlı bulunduklarını ve resmi idarelere en a2 15 bin liralık nakliye başardıklarını bildirir belgeler ile teklif mektuplarını havi olacak zarflar*^ ni, 2490 sayılı eksiltme kanunun 32 nel maddesi çerçevesinde dü. . 1 Ç) rek, eksiltme günü .saat 14 de kadar komisyon başkanlığına vermeleri.
Şartlaşma kâğıtları gurup amirliği bürosunda incelenecektir.
Postadaki gecikmelere değer verilmez. (9006) ^5
----------------------:—:---------------------------------—ro
Ankara Belediyesinden: O
1 — Şehrin muhtelif ve muayyen yerlerinde Belediyeye «Ş arsalar üzerinde masrafı müteahhide ait olmak üzere (7) adet benzin satış istasyonları yaptırılacak tır.
2 Bu istasyonların işletilmesi hakkı 20 sene müddetle müteahhide verilecek ve bu yerler üzerinde yapılacak tesisattan dolayı beher istasyon için senevi (750) lira alınacaktır,
3 — Teminat: İnşaatın hitamında iade edilmek üzere beher istasyon için onar bin lira hesabile (70,000) liradır
4 — Bu işe iştirâk edecek firmaların uzun zamandan beri Türkiyede akar yakıt işile iştigal etmiş ve bu gibi istasyonlar işletmek hususunda tecrübe sahibi olmuş bulunmaları ve bu firmaların ihale gününden üç gün evveline kadar Belediye Reisliği, he müracaatla bu husustaki ehliyet ve kifayetlerini mübeyyin vesaiki ibraz ederek bu işe iştirâk edebileceklerine dair vesika almaları şarttır,
5 — Şartnamesini görmek isteyenlerin her gün encümen ka-
lemine ve isteklileim de 3/8/94S Cuma günü saat 11 de Belediye Encümenine müracaatları. (9353)
Ankara Belediyesinden:
1 — Aııkaıada Gazhane rmntakasında dosyasında mahfuz tasdikli plânında gösterilen sahada asgarî (800) ton ebadında ve
masrafı müteahhit firmaya ait olmak üzere tanklar yaptırılacaktır.
2 — Bu sahada yapılacak tesisattan dolayı Belediyeye senede (50Û) lira bedel ve bu tanklara konacak akar yakıtların beher tonu için ilk girişte (50) kuruş ardiye ücreti ve bu işi alacak firmaya bu sahayı (50) sene müddetle işgal hakkı verilecektir.
3 — Bu inşaatı teminen Belediyeye (30,000) liralık kanuni teminat verilecektir.
4 __Bu işe iştirâk edecek firmaların uzun zamandan beri
Türkiyede akar yakıt işile iştigal etmiş ve bu gibi tanklar tesis etmek hususunda tecrübe sahibi olmuş bulunmaları ve bu firma, lann ihale gününden üç gün evveline kadar Belediye Reisliğine müracaatla bu husustaki ehliyet ve kifayetlerini mübeyyin vesaiki ibraz ederek bu işe girebileceklerine dair vesika almaları şarttır,
5 — Şartnamesini görmek isteyenlerin her gün Encümen ka.
lemine ve isteklilerin de 3/8/945Cuma günü saat II de Belediye Encümeni ne müracaatları.__________________________(9354^ .
Bayramiç devlet orman işletmesi müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Evciler bölgesinin Beşikara deposunda 297,561 M3 çam tomruğu açık arttırmaya konulmuştur.
2 — Tomruğun beher metreküpü «elli» Uradır.
3 — Teminat akçesi % 7,5 hesabiyle 1115 Hra 85 kuruştur.
•1 — Arttırma 25 temmuz 945 çarşamba saat 15 de işletme müdürlüğü binasında yapılacaktır.
5 — Arttırma şartnamesi orman umum müdürlüğü Blgn işletme müdürlüğü, İstanbul işletme müdürlüğü. Evciler orman bölge şefliği ve işletmemizde görülür.
6 — İsteklilerin ihale gününde teminatlarlle satış komisyonuna müracaatları. (9446)
Halkalı Ziraat Okulu Sabit Sermaye Çifliğinden:
1 — Mektebimizin üç buçuk ton talimin olunan muhtelif cins ve çeşitte evsaf ve kıymetçe yüksek elmaları açık arttırma İle satılacaktır.
2 __ Muhammen kıymeti «700» yedi yüz Uradır.
3 — Muvakkat teminatı «52,5> elli İki buçuk Uradır.
4 — Arttırma 27. 7. 945 cuma günü saat 15 de Halkalı ziraat mektebinde yapılacaktır. -
5 — Şartnamenin her gün HalkaL Ziraat okulunda görülebileceği
ilân olunur. (0131)
ARANIYOR — İşlek bir yerde dükkânım var, işimi büyütmek, için sermayeli bir ortak arıyorum. (A.K.T) Akşam. 740 —
MEKTUFLAttlNlZl ALDIRINIZ
Gazetemiz İdarehanesini adres olarak göstermiş olan karilerimizden
C.S
K.M
— ş.o — FJC — YNG — Talebe Yetiştiren — Eczacı OJŞ namlarına gelen mektuptan İdarehanemizden aldırmaları rica olunur.
■ Balta Limanı Kemik veremi |j|| 1 Hastanesi Operatörü
İDr. SAOREDDİN ONARANI
I Harici hastalıklar. Kemik has- I I talıkları. Ortopedi, mütehassısı. I I Beyoğlu MİS sokak. Gökçek I I a par t imanı No. 1/5 ■
Telefon: 41457
Balta Limanı Keuıik veremi Hastanesi Operatörü _
ZAYİ — Şehremini nüfus memurluğundan aklığım nüfus kâğıdımla birlikte Şehremini askerlik şubesinde kayıtlı askerlik tezkeremle kaybolmuştur, Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
330 doğumlu Osman oğlu İbrahim Karagülle
Bahlfe 8
AKŞAM
19 Temmuz 1945
Doktor
BEDRİ GÜRBÜZER
SUADİYE™,™ S°' ‘
Her gün
Tel: 52 - 343
-j- • i''ç inıf İstiklâl caddesi / AAJHH Meşelik sokak
Çıracı Aprt. No. 4/1, Tel: 42980 da Pazartesi, çarşamba ve Cuma günleri 10 - 18 e kadar bas-taları kabul eder.
İstanbul milli korunma savcılığından: İlâm: 944/1546
Koordinasyon heyeti kararma aykırı hareket etmek suretile milli korunma kanununa muhalefetten suçlu İst. Karagümrük Dervlşult mah. Kefeli sok. 18 No. da oturur, boşta Mustafa Tahir oğlu 331 do. lu Envtr Er-anıl ve Çorlu Kematettln mah. de oturur, terzi İbrahim oğlu 331 do. lu Halil İbrahim Aker ve Beyazıt Tav-şantaşı 7 No. da fırıncı Halli İbrahim oğlu 329 doğumlu şükrii Kanberoğlu hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (1) No. lu Milli korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan milli korunma K. nun muaddel 21, 55-2, 63 üncü maddelerine tevfikan 25 şer İha ağır para cezasile tecziyesine ve hükmün katileştiğinde neşrine datr mezkûr mahkemeden verilen 23. 8. 44 tarih ve 44/1546 sayılı karar katlleş-mekle İlân olunur. Akşam gazetesüe neşrolunacaktır. (9526)
f«i ÜROLOG - OPERATÖR ■■
Dr. M. ALİ TEZSEZER
İdrar yollan ve tenasül hastalıkları mütehassısı. Cağaloğlu eczanesi yanında 30/3 saat 9 - 19 a kadar.
I
E erli mâlı her boyda m
DOLABI KAV IŞI]
aktadır. Taksim Şehit I
ir caddesi 2/2 I
_ Süleyman Akmeriç ■
*
Korku, merak, heyecan hiddet vesair sinir buhranlarına karşı KARDOL Damla»
Her eczanede bulunur, reçe-esiz satılır
Açık Eksiltme iie Erzak Alınacaktır
Hayvan Sağlık Memurları ve Nalbant Mektebi Müdürlüğünden:
Tahmin bedeli Tutarı İlk teminatı Kuruş LI. Kr. LI. Kr
Malin cinsi
Eksiltmenin gün ve saati
Mlktan Kilo A.
Ekmek Halk (900 gr) 8500 30 2550 00 191 25
Et (Beyaz Karaman! 2000 205 4100 00 307 50
Beyaz sabun Yeşil sabun 200 300 160 120 320 360 680 00> 00) —> ) 51 00 30/7/945 pazartesi saat 10.00 dan İtibaren sıra İle başlar.
Odun (Kesilmiş meşe) 75 Çeki 1400 1050 00 78 75
24. Kalem muhtelif yaş sebze, meyva ve sak e (Şartnamede yazılı miktarda) 4385 90 328 94
Mektebin 945 mail yılı ylgl ihtiyacı yukarda yazılı olduğu üzere be? parti olarak açık eksiltmeye konmuştur. Eksiltme hizalarında yazılı gün ve saatte Cağaloğlunda Yüksek Mektepler muhasebeciliği binasında toplanan satın alma komisyonunda yapılacaktır. Şartnameler Sellmiyede mektep müdürlüğünde çalışma zamanlarında görülebilir. Vericilerin belli gün ve saatten evvel yeni yıla ait Ticaret ve sanayi odalarının vesikaları ve kanunen gerekil olan bilcümle vesaiki, bu işlerle meşgul olduğuna dair ehliyet vesikası ve teminat makbuzlarlle komisyona müracaat etmeleri. (93021 -
Satılık çam kerestesi çam tomruğu ve meşe kömürü
Eğridir Devlet Orman İşletmesi Müdürlüğünden: Beher M3. Muhammen Lira Kr.
Çam tomruk
Muvakkat teminat Lira Kr. Bulunduğu yer 2015 00 Hoyratı son deposu 1232 00 > ■
650 00 a *
577 00 » *
490 00 > b
647 00 > >
203 00 b »
istifte mevcut cinsi, mlkdarı, ve muhammen bedeli İle muvakkat teminat
Parti No. Adet M3. Da 3.
1 2479 284 286
2 1491 173 831
3 765 91 711
4 663 81 346
1 168 112 975
2 1 218 148 485
Türk Armatörleri Birliğinden:
Nizamnamemizin 20 İnci maddesi mucibince her sene temmuz ayında âdiyen yapılması kararlaştırılan senelik umumi heyet toplantısı bu sene 20 temmuz 1945 perşembe günü saat 15.30 da Galata. Yeni yolcu salonu lokanta kısmında yapılacağından mezkûr gün ve saatte birliğe mukayyet âzaların bu toplantıya gelmeleri ilân olunur.
RUZNAMEİ MÜZAKERAT:
1 — İdare heyeti raporunun okunması,
2 — Murakıp rapoprunun okunması,
3 — 15 temmuz 1945 gününe kadar hesapların tetkiki,
4 — Bütçe ve kadronun tasdiki,
5 — İdare heyetinin İbrası,
8 — Yeni sene hesabatı İçin bir murakıp seçimi,
7 — Yeni idare heyeti seçimi,
8 — Temenniler.________________
ZAYİ — 60/10G1 ve 29. 6. 945 günlü
Beşiktaş 23 cü ilk okulundan aldığım diplomamı zgyl ettim, yenisini çıkaracağımdan esKİslnln hükmü yoktur.
44 Mübeccel Altınorak
4000
İSTANBUL'DA BÜYÜKYALI'DAKİ SAYFİYE YERİ 24 AĞUSTOS ÇEKİLİŞİNDEKİ İKRAMİYELER ARASINDADIR.
L Yal»’4*"
bU-d-
923 M J
[H«saı r
İstanbul Telefon Baş Müdürlüğünden:
İstanbul - Kalecik arasında âdi günlerde saat 8 . 9 ve 17 - 19 aralarında Pazar günleri saat 9-12 arasında telefon konuşmaları açılmıştır. Üç dakikalık âdi bir konuşma 192 Pazar günleri 144 kuruştur. (9696)
Millî Eğitim Bakanlığı İstanbul Teknik
Üniversitesinden:
Teknik üniversitemiz matbaasında tertlbettirllecek olan kitapların klişeleri açık eksiltmeye konulmuştur. Klişelerin beher santimi 4 ve santime glrınlyecek parçaların adedi 50 kuruştur. İlk teminat 190 liradır. Eksiltme 0 8. 1045 tarihinde saat 11 de yapılacaktır. Fazla malûmat için rektörlüğe müracaat. '9633ı
İMAR BANKASI
KURULUŞ TARİHİ: 1928
Tamamen ödenmiş sermayesi: 1.000.000 T. L.
İhtiyat akçesi : 184.837 T. L.
İstanbul Yenipostane arkası. Aşirefendl Cad. İmar han No, 35 - 37 Telgraf adresi: İSTANBUL İMAR — Telefon: 24527 - 21528
Her türlü banka muameleleri yapar. Demiryolu, şose, köprü, binalar İnşası İçin şirketler kurar, inşaat müteahhitlerini finanse eder. Ticari muamelelerde bulunur.
Mevduata verilen yıllık faizler:
Tasarruf mevduatına: % 3 1/2 Diğer mevduata % 3
— Satılık Apartman —
Beyoğlunda Aynalıçesme Atlama sokağında 7 No, lı, üç katlı, su, elektrik ve havagazı havi 21 bin lira mukadder kıymetli, bahçeli Halice nazır apartıman, acık arttırma ile Beyoğlu Sulh Mahkemesi Başkâtipliğinde 25/7/945 Çarşamba şaat 16 - 17 de satılacaktır (Dosya No. 945/29)
Gazi Eğitim Enstitüsü Müdürlüğünden
1945 - 1946 ders yılında enstitümüzün Türkçe, tarih, coğrafya, eğitbl-llm, matematik, fizik, kimya, biyoloji, resim-iş, beden eğitimi, mıizik, yabancı dil. «Fransızca, İngiltere» şubelerine imtihanla öğrenci alınacaktır. Türkçe ve tarlh-c-jğrafya kollarnıa alınacaklar İçin 9,10 ağustos günleri milli eğitim müdürlüğünce yazılı İmtihan açılacağından kayıt süresi 8 ağustos akşamtna kadardır. Diğer sekiz şubeye girmek lstlyenlerln adaylık kayıtlarına 15 eylül akşamına kadar devam olunacaktır. İsteklilerin milli eğitim müdürlüklerine baş vurmaları gereklidir. (9356 >
ROBEHT KOLEJDEN DİPLOMALI
BİR MAKİNE MÜHENDİSİ
Müessese ve iabrlkalarda vazıle arıyoT. Aynı zamanda mutedil ücretle İngilizce, Türkçe, matematik, fizik vesair teknik dersleri verir ve Türk-çeden İngilizceye ve İngilizceden Türkçeye tercüme işlerlle meşgul olu^Alâtadarların (İngiliz) rumuzile İstanbul 170 No. lı posta kutusu adresine yazlyle müracaatları.
İSTANBUL BOYAHANESİ
Her nevi yünlü, ipekli ve pamuklu dokumaları, yün ve pamuk iplikleri boyanır. Hidrofil kasar, merserize, ütü ve apre işleri kadın ve erkek çorapları, havlu, fanila boya kasar ve Grifil İşleri yapılır. İndantren. Naftoi ve sabit boyamalar.
Telefon: 41974. İstanbul. Galata kemeraltı caddesi No, 90
Kastamonu
Cinsi
Göl
köy enstitüsü müdürlüğünden
Miktarı
Fiatı Lr. Kr.
tik teminatı
Lr. Kr.
Kuru fasulya Tosya pirinci Çankırı bulguru Sığır eti
Koyun eti (kavurmalık Taze yumurta
Sabun
Sızdırılmış sadeyağ Sızdırılmamış sadeyağ Odun
1 — Kastamonu Göl köy enstitüsü „ ______________
yılı İhtiyacı olan cins ve mlktarlarlle flat ve muvakkat teminatları yazılı erzakın kapalı zarf suretile 6/VH/1945 tarihinde yapılan eksiltmesine talip çıkmadığından 6/VII/945 tarihinden İtibaren bir ay zarfında pazarlıkla alınacaktır. Taliplerin teminatlarını yatırarak ÖZVlll/1945 tarihine kadar her gün Kastamonu milli eğitim müdürlüğüne müracaatları ilân olunur.
(9691)
10000 kilo 8000 »
10000 > 12000 >
5000 »
100000 adet 5000 kilo ıoooo » 10000 » 1000000 >
1
6
6
ve
57,5
35
50
30
00
5
70
25
oe
s
eğitmen kursunun 1945 akçalı
431
810
375 1170
750
375
637
4687 4500
3750
Kasımpaşa Verem Dispanseri Açılış Törenine Davet
l1
İstanbul Verem Savaşı derneği başkanlığından
Kasımpaşada Çatma Mescit mahallesinin Tepebaşı caddesinde inşa ettirmekte bulunduğumuz Verem dispanserimizin 21/7/945 cumartesi günü saat 14 de yapılacak açılış törenine sayın üyelerimizin ve Dernek yakınlarının şeref vermeleri rica lunur,
SAÇLARA HAYAT VERECEK BtR İCAT^“™"
-.BRİYOL Z-
SAÇLAR'A hayat, intizam, parlaklık verir ve dökülmesine mani olur. Briyantin vazifesini de görür.
Parfümöri ve Eczanelerden arayınız.
Zeytinyağı alan bakkallara
Ticaret Ofisi Umum Müdürlüğünden:
Ofisimizden zeytinyağı alan bakkalann boş zeytinyağı varillerini mümkün olan süratle depolara geri vermeleri rica olunur, (9404)
EŞYA SATIŞI
Türk Hava kurumu İstanbul Vilâyeti şubesinden:
Kuruntumuzun Cağaloğlundaki binasında mevcut eşyanın evvelce Hân edilen günde satışı tamamlanamadığından kalan eşyanın 23 Temmuz 945 pazartesi günü saat onda satışına devam olunması kararlaştırılmıştır.
Bu eşyalar arasında maroken kanape ve koltuklar, perdeler, dolap ve gardroplar, sobalar, demir kapılar, madeni çelenkler ve sair kıymetli eşyalar mevcuttur.
İsteklilerin sözü geçen gün ve Saatte Cağaloğlundaki Kurum binasında satış komisyonuna müracaatları. (9665)
Kitap Bastırılacak
Bayındırlık Bakanlığı İst. Malzeme Grup
Amirliğinden'
Ölçü ve vasıflan aşağıda yazılı 500 adet kitap basımı 3100 lira muhammen bedel üzerinden kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
Bastırılacak kitabın eb'adı 68X100, 1/16 ve sahifelerde yazının kapayacağı kısım 26X42 kadrat. yazı 10 punto olmak ve resim altı yazıları yle başlık yazılan gurup amirliğince beğenilecek harflerle dizilmek şarttır.
Eksiltmesi 6. 8. 945 pazartesi günü saat 15 de Galatada KarakÖy Perçemli sokak Cemaat hanında gurup amirliği eksiltme komisyonunda yapılacaktır.
Kitap hakkında bilgi edinmek, orijinal ve resimleri ve şartlaşma kâğıtlarını görmek ve İncelemek İçin gurup âmlrllğl bürosuna başvurulması.
İstekli matbaaların bu İş İçin, (232,50) liralık geçici teminat makbuzu veya banka teminat mektubu ile 945 yılında ticaret odasına basımevi sahibi olarak kayıtlı bulunduklarını ve halen faaliyette olduklarını bildirir belgelerini ve teklif mektuplarını havi olacak zarflarını, 2490 sayılı eksiltme kanununun 32 inci maddesi çerçevesinde düzenllyerek eksiltme günü saat 14 de kadar komisyon başkanlığına vermeleri. (9673)
Vali ve Belediye Riyasetinden:
Yol vergisi: Haziran, ekim
Temizlik ve aydınlatma vergisi resmi: Haziran, ekim
Kara taşıma araçları resmi: Haziran, ağustos, ekim
Deniz taşıma araçları resmi: Haziran, ekim (sandallardan alınacak resim ağustosta ve bir defada)
Yoksul asker ailelerine yardım parası: Haziran, ekim
Levha ve Hân resmi: Ağustos.
Tente siper ve saçak resimleri: Ağustos.
İstanbul genel meclisince tayin edilen 945 akçalı yılı yol vergtslle beli diye vergi ve resimlerinin taksit aylan yukarıda gösterilmiştir
Sayın halka ilânen tebliğ olunur. (9709)
Devlet Deniz Yolları ve Limanları İşletme Umum Müdürlümü ilânları
Hastanemizde açık bulunan Baş Hemşirelikler ile Dahiliye ve Hariciye Hemşireliklerine münasipleri alınacaktır,
İsteklilerin gereken belgelerce Galata Rıhtım üzerindeki hastane Baş Tabipliğimize her gün (11 - 12 ve 14). 15) saatlerinde müracaatları ilân olunur, (9682)
İstanbul Defterdarlığından:
Yakın doğu acente anonim şirketinin (200.000) iki yüz bin lira sermayesini temsil etmek üzere çıkaracağı beheri (1000) bin lira değerinde (1) bir numaradan iki yüz numaraya kadar (200) iki yüz adet hâmiline yazılı hisse senedine ait (2200) İki bin iki yüz lira damga resmi 16/7/945 gün ve 499156Zİ999 sayılı makbuz karşılığında Defterdarlık veznesine yatınlmşıtır
Keyfiyet damga resmi kanununun 39 uncu maddesi gereğince ilân olunur. ' (9716)
İstanbul Defterdarlığından:
Doğan Sağlık anonim şirketinin 1,000,000 bir milyon lira sermayesini temsil etmek üzere çıkaracağı beheri 1000 bin lira değerinde I bir numaradan 1000 bin numaraya kadar 1000 bin adet hâmiline yazılı hisse senedine ait 11000 on bir bin lira damga resmi, 16/7 z945 gün ve 499157/2000 sayılı makbuz karşılığında Defterdarlık veznesine yatırılmıştır. Keyfiyet damga resmi kanununun 39 uncu maddesi gereğince ilân olunur, (9717)
Halkalı Ziraat Okulu Sabit Sermaye Çifliğinden:
1 — Mektebimizin 25 dekarlık bağlarının üzüm hasılatı toptan ve götürü olarak açık arttırma ile satılacaktır.
2 — Muhammen kıymeti ( 1800» bin sekiz yüz liradır.
3 — Muvakkat teminat «135» yüz otuz beş Uradır.
4 — Arttırma 27. 7. 945 cuma günü saat 14 de Halkalı ziraat mektebinde yapılacaktır.
5 — Şartnamenin her gün Halkalı Ziraat mektebinde görülebileceği
ilân olunur. a9130»
Kalorifer Tesisatı ilânı
Ereğli kömürleri işletmesi umum Müdürlüğünden:
1 — İşletmenin Zonguldakta. merkez hastanesi poliklinik binası kalorifer tesisatı kapalı zarf usulü İlave toptan götürü olarak eksiltmeye konmuştur.
2 — Bu tesisatın tahmin edilen bedeli (18,757.70) liradır. 4
3 — Muvakkat teminat mlktan (1,410.-) liradır.
4 — Eksiltme evrakı (10) lira mukabilinde Zonguldakta İşletme imar ve İnşa grubu müdürlüğünden, An karada Etlbank İnşaat müdürlüğünden, ve İstanbulda Etlbank şubesinden temin edilebilir.
5 — Eksiltme 3 ağustos 1945 cuma günü saat 15 de Zonguldakta Ereğli kömürleri İşletmesi İmar ve inşa grubu müdürlüğü binasında yapılacaktır.
6 — Teklif zarfları eksiltme şartnamesi ne göre tanzim edilmiş olarak ihale günü saat 12 ye kadar makbuz mukabilinde işletme umum müdürlük başsekreterliğlne teslim edilmiş olacaktır. Postada vaki olabilecek gecikmeler nazarı İtibara alınmıyacaktır.
7 — İşletme İhaleyi icrada serbesttir. (9688)
Yüksek iktisat ve ticaret mektebi veya iktisat fakültesi mezunu memur alınacak
Emlâk ve Eytam Bankası Müdülüğünden .
Muvazzaf askerliğini bitirmiş Yüksek îktisat ve Ticaret Mektebi veya îktisat Fakültesi mezunlarından memur alınacaktır
İsteklilerin Emlâk ve Eytam Bankası İstanbul Şubesi Müdürlüğüne müracaatları, (9675)
Comments (0)