BU AKŞAM SUADÎYE ÇINAR DİBİ AİLE BAHÇESİNDE MUHLİS SABAHADDtN riyasetinde
TÜRK OPERET HEYETİ BALIKÇILAR Millî büyük operet 3 perde
Sene 27 — No. 9612 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 21 Temmuz IMS
Sahibi: Necmeddta Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Almanya kalesi etrafında çarpışmalar
Potsdam konferansının ilk haftası bitti. Bu hafta içinde neler konuşulduğu hiç belli değildir, çünkü herşey gizli tutuluyor. O derecede ki İngiliz ve Amerika!-, gazeteciler Berlinde oturdukları halde Potsdama girememekten dolayı kızgınlıklarını tutamıyorlar ve bu kadar sıkı gizliliğin zararlı olduğunu yazıyorlar. Hattâ bazıları öc almak için Üçler toplantısını Viyana kongresine benzeterek eğlence ve ziyafetlerle çok vakit kaybedildiğini yazmaktan çekiniliyorlar.
Potsdamda, Meternich Viyana-sının kongre eğlentilerini hayal olarak dahi yaşamak güç olduğuna göre Britanova muhabiri-nin bu yo'daki telgrafı mübalâğadan da fazladır. Sefalet İçindeki Avrupamn göbeğinde, harabeye dönmüş Berlin yanında dünyayı sulh e kavuşturmaya uğraşan Üçlerin, aç insanlar ortasında şölen ve törenden başka kaygıları olmak gerektir.
Konferansın bölgesi ve dekoru, onlara boyuna ağır görevlerini hatırlatıyor. Bugün için Berlin. Almanyanin idaresine. Alman yanın idaresi de Avrupamn alacağı şekle benziyor.
Belini dolaşan konferansçılar Alınan b "şehrinde, taş yığınına dönmüş bir mam üreden başka, üç türlü işgalin şehirde, birbirinden farklı üç çeşit idare yarattığım, her üç bölgede halkın başka başka nizam ve düzenler altında yaşadığını da görmüşlerdir. Bu durum, Avrupamn bugünkü manzarasına küçük bir örnektir. Berlin içinde bile tatbik edilemeyen ve bölgelere ayrılan müşterek idare sistemi Av-runada nasıl başarılacak?
Öyle anlaşılıyor ki aralarında işbirliğini korumak isteyen, fakat müşterek işgal, müşterek kontrol ve müşterek idare şeklini bir türlü bulamıyan üç galip dev et. bu seferki konuşfnaların sonunda da, bir anlaşma ve uzlaşmaya varmak için, karşılıklı müsaade ve müsamahalarla, gene nüfuz bölgeleri üzerinde karar kılacaklardır.
İngiltere iie Amerikanın siyasetleri, Birleşmiş Milletler Yasasına dayanarak Avrupayj nüfuz bölgelerine ayırmamak, hattâ sulh oluncaya kadar Avrupamn Doğusuna da girerek Sovyet İşgal sahasına ortak olmaktır. Hiç şüphe yok ki İngiliz - Amerikan siyasetinin gavesi, sulh olunca herkesin kendi sınırları içine çekilmesi, bütün Avrupa milletlerinin kendi ülkeleri içinde hürriyet ve istiklâllerinin San -Francisco Yasasına göre güven altına alınmasıdır.
Fakat bu görüş, Sovyet Rus-yanm emniyet çemberi siyasetlle karşılaşıyor. Battıktan Karade-nize kadar kendi kontrolü altında bir devletler duvarı yapmak İsteyen Sovyet Rusya, bu sahayı işgali altında tutmakta, buralara yerleştirdiği hükümetlerle şimdiden ayrı ayrı anlaşmalar imzalamaktadır.
Potsdam konferansında Müttefikler, buralara girmeğe Sovyet Rusyadan izin alabilecekler mİ, yoksa bütün gayret ve başarılan bu Sovyet nüfuz bölgesinin sınırlarını mümkün olduğu kadar daraltmaktan ve Slav akınım bir‘çizgide durdurmaktan mı İbaret kalacak?
- Almanyamn. idaresi hakkında gittikçe mevdana çıkan anlaşmazlık bu bakımdan çok ehemin i yellidir.
Almanyamn yirmi yıl işgal altında tutulacağı söyleniyor. Fakat, bîr çeyrek asır sürse de gene geçici olan bu askerî İşgal bir gaye değil, bir vasıtadır. Bu yirmi" yıl İçLnde, yirmi yıl sonraki Al manyaya bir varlık şekli hamlamak gerektir.
Bu meselede ayrılık başgöster-miştir. İngiliz, Amerikan plânlarına göre Almanya, bu yirmi yıl içinde, zararsız duruma sokulmak için eski büyük birliğini
kaybetmeli ve parçalanmalıdır. Amerikalılar Bavyerada şimdiden ayrı bir devlet kurmak üzeredirler.
Sovyet Rusya ise, Almanyamn millî birliğini korumaya taraftar görünüyor ve kendi işgal bölgesinde yeni partiler kurarak yeni programlı .Demokrat.) hükümetler hazırlıyor.
İki tarafın da haklı oldukları noktalar hiç şüphesiz vardır. Alman milleti yokedüemiyeceğl-n.e göre, zarar veremiyecek şekilde yaşaması çarelerini aramak lâzımdır,
Necmeddin Sadak
(Arkası sahife 2; sütun 4 te)
Tiirk hava kuvvetlerine dair Times’iıı makalesi
Ingiliz gazetesi, hava kuvvetlerimizin pek iyi yetiştirilmiş olduğunu belirtiyor
Londra 21 (R.l — Times gazetesi bugünkü nüshasında Tiirk hava kuvvetlerine dair önemli bir makale neş-retmlştlr. Times bu makalesinde, Türk uçaklarından büyük bir kısmının İngiltereden alınmış olduğunu, yüzlerce Türk pilotunun, ya İnglltere-de ve yahut Orta Doğu hava kamplarında İngiliz uzmanlarının nezareti altında talim görmüş ve Türk hava kuvvetlerinin Müttefik hava kuvvetlerle sıkı bir İş birliği yapacak surette yetiştirilmiş olduğunu kaydettik-
Boğazlar meselesi nasıl halledilmeli?
The Economist, meselenin Mon-treux zihniyetinin idamesi suretile halledilebileceğini yazıyor
Londra 2q IA.AJ — İngiltere’de çıkan tanınmış İktisat mecmuası «The Economlsto son nüshasında çıkan ve Boğazlar meselesinden bahseden bir mckaleslnde, Sovyetler Birliği tarafından ortaya atılmış olan bu meselenin, Boğazların Karadenlsle Doğu Akdeniz arasında tarafsız bir bölge teşkil etmesini derpiş eden Moûtreux zihniyetinin idamesi suretti» halledilebileceğini yazmakta ve ezcümle şöyle demektedir:
Bu, İngiltere’nin Amerikan desteğini haklı olarak talebe de bileceği tek
Iran toprakları şimdilik boşaltılmıyacak
Rusya, Irandan askerlerini çekerse, Ingiltere de aynı şekilde hareket edecek
Kudüs 21 (R.) — İngiliz ve Sovyet kıtaları şimdilik İranda kalacaklardır. İran hükümeti tarafından, bu kuvvetlerin çekilmesini Istlyen mahiyette bir notanın Müttefiklere verilmiş olduğunu biliyoruz. Bu nota hakkında şimdiye kadar hiçbir karar verilmiş değildir. Bu meselenin Potsdam’da görüşüleceği pek şüpheli gözükmektedir.
İngiliz mahfillerinde kaydedildiğine göre, Sovyetler kuvvetlerini çektikleri takdirde, Ingiltere de aynı tarzda hareket edecektir. Fakat son günlerde Moskova gazeteleri, eski İran Başbakanının İdaresi altında İranda gelişmekte olan Sovyet aleyhtarı faaliyetten bahsetmektedirler. Bu da gösteriyor kİ, Sovyet kuvvetlerinin geri alınması pek İhtimal dahilinde görülmemektedir.
înglltercnln tavrı hareketi de buna bağlı bulunmaktadır.
Berlin’de Ingiliz zafer geçit resmi yapılacak
Bu geçit resminde B. Çhurchill de hazır bulunacak
Londra 21 (R.) — Berlinde büyük bir İngiliz zafer geçit resmi hazırlan-maktadır. Bu zafer geçit resmine B-Churchlll, mareşal Moı.tgomery, İngiliz askeri ve siyasi müşavirleri, Berlin şehri mümessilleri hazır bulunacaklardır. Geçit resminde İngiliz ordusunun biltün kuvvetleri temsil edilecektir. «Çöl fareleri» adiyle anılan meşhur İngiliz zırhlı tümeni, geçit resmine iş tirfile edecek kuvvetlerin esasını teşkil edecektir.
ten sonra, Türk havacılarının uçaklarını havalandırmazdan evvel gördükleri sıkı askeri talimi anlatmakta ve İngllterenln Tilrklyeye vermiş olduğu teçhizat hakkında malûmat vermekte, Türklyede yüzlerce uçak alanının İnşa edilmiş olduğunu yazmaktadır.
Times gazetesi, hava kuvvetlerinin harbilen sonra eşsiz dostlukların meydana gelmesine fırsat vereceğini kaydederek makalesini bitirmektedir.
hal şeklidir. Bu, aynı zamanda, Türkiye'nin de tam isteğiyle katılabileceği yegâne hal çaresidir. Bu hal ça-! resinin Rusya tarafından kabul edilmesi, Sovyet hükümetine, diğer büyük devletlerin barışçı ve işbirliği hedefini güden niyetlerine İnanabilmesi için, verilecek teminata bağlıdır. Truman va Churchill’ln potsdam* d a kİ İlk vazifeleri, büyük ortaklarının zihinlerini mütemadiyen İşgal eder gibi gözüken korkulan ortadan kaldırmak olmalıdır.
DİKKATLER:
Kadıköyde hav ag azının a havan sı, «gaz» ından daha pahalı
Kadıköy taraflarında oturanların havagazlan şayet münasip miktarda yanarsa, maltıza, mangala ihtiyaç duyulmazsa, o aylar zarfında abonelerin verdiği ücret normaldir Yok şayet havagazlan doğru dilrüst yanmaz, ölü gözü gibi ışıldar ve arada sırada sönerse ve bilmecburiye mangal, maltız kullanılırsa. — defalarla tecrübe edildi kİ — o aylar zarfında ücret yüksektir.
Hülâsa, havagazı Lşl bir türlü tashih kabul edememiştir. Sattığı hava, sattığı gazdan daha pahalı.
Üçler, siyasi ve iktisadi meseleleri görüşüyorlar
3 saat süren Çhurchill - Stalin görüşmesinde yalnız bir tercüman bulundu
Londra 21 (R.) — Potsdam’da gülüşmeler# devam ediliyor. Muhabirlerin bildirdiklerine göre, şimdiye kadar siyasi ve İktisadi mesrieler görüşülmüştür.
Küçük Kremlin’de üç saatlik bir mülakat
Beyrut 21 (R.) — Berlin’den gelen bir habere göre, Potsdam’da. Küçük Kremlin adı verilen binada Mareşal SUhn M. Çhurchill ile üç saat gö-rüşn’vştür. Bu görüşmede yalnız bir tercüman bulunmuştur.
B. Çhurchill nöbetçilerin ayak patırdılarmdan uyuyamıyor
Paris 21 (R.) — potsdam’dan gelen haberlere göre, Başbakan M Çhurchill nöbetçilerin yürürken çıkardıkları patırdı dan uyııyamare akta olduğundan, her nöbetçinin pa-puçlarınnı altına Jfistlk konulmasını emretmiştir.
Potsdam’a cibinlikler gönderilmiş
Nevyork 21 R.) — t-za|ç D-j^1
cephesine şevkedir mek üzere bulunan bir cibinlik stokundan bir miktar alınmış ve bunlar Polsdam’a gönderilmiştir.
• Bildirildiğine göre, Potsdam’ı şişekler kapiam.'ttır. S^vklyat ac’le olaıak yapılmıştır
Çhurchill - Byrnea görüşmesi
Berlin 20 (A.A.) — Birleşik Amerika Dış İşleri Bakanı M. Bymes, bugün, öğle yemeğini M. Çhurchill İle beraber yemiştir.
Potsdam konferansının resmî adı
Pot.-dam, 2-j (O. W. t.) — Resmen bildirildiğine göre, 3 büyüklerin Potsc am'da yaptıkları toplantı bundan böyle *Eerlln konferansı» adı ile anılacaktır. Milyonlarca İnsan akıbetinin bağlı bulunduğu bu tarihi buluşmanın resmi adı bu olacaktır. De Gaulle’ün Potsdam’a gidip gitmiyeceği belli değil
Leopoidville 21 (R.) — Dün akşam Potsdam’dan resmen bildirildiğine göre, General de Gaulle bu görüşmelere İştirak etmemektedir.
General de Gaulle’ün görüşmelerin sonuna doğru Potsdam’a gelip gelmlyeceğt hakkında hiç bir şey söylenmemiştir.
New-York Times’in manidar bir makalesi
Nevyork 21 (R.) — New - York Times gazetesi üçler toplantısı hakkında mfinldar bir başyazı neşret-nılştlr. Bu başyazısında New - York Times şöyle demektedir:
«Üçlerden de daha şiddetli kuvvetler var; Açlık, İşsizlik, sefalet. Bu kuvvetlerin halk Ü2erlndf,kl tesiri büyüktür. Açlık ile sefalete meydan verildiği takdirde ortaya çıkacak olan neticeler belli. E'(ve1fi halk ümitsizliğe kapılacak, sonra da ya sağın veya solun diktatörlüğü kurulacaktır.
İtalya’da, Fransa’da, Belçika’da, Yunanistan’daki vaziyet feci bir çerçeve içinden görülmektedir. Bu bölgelerde İşsizlik ve kısmen açlık hl küm silrmektedn,
Avrupada askert bakımdan, zaferi elde ettiğimiz muhakkak fakat Av rupantn siyasi harbi kazanılmış değildir. Bu bölgeler bu vaziyette bırakılıp gerl dönülemez. Avrupa’da vaziyet karmakarışıktır.
(Arkası sahife 2; sütun 3 te)
r
HAFTA KONUŞMASI
Kaş göz, kusuru söz
Yazan: Refik Halid Karav Yarınki AKŞAM'da ---------■---
Japonya*ya ve Japonlara dair Yazan: A Mucit Arda Yarınki AKŞAM’da
B. Çhurchill Potsdam’da bir İngiliz İhtiram kıtasını teftiş ediyor
AMERİKAN DONANMASININ HAREKÂTLGİZLİ TÜTÜLÜYOR Japonlar, Çinde ve Hindi Çinide son mukavemete hazırlanıyorlar
Londra 21 (R.) — Müttefik hava ve deniz .kvvetlerl dün de Ilonşu ve Kln-şu’dakl Japon hedeflerini şiddetle bombalamışlar ve topa tutmuşlardır. Amiral Nlmltz, Japon ana vatan topraklarını her gün topa tutan amiral Halsey kumandasındaki Amerikan filosu hakkında sıkı bir ketumiyet muhafaza etmektedir.
Nevyork 21 (R.) — 200 Amerikan bomba uçağı Şanghay'a şiddetli bîr hava akınmda bulunmuşlardır. Bu bölgedeki hava alanlarında mühim miktarda Japon uçağı toplanmış bulunuyordu.
Nevyork 21 (R.) - Amerikan uçaklarının Kore yarımadası açıklarında
>■■■■■■■■■■■■■■■■■■•■■■■■■■■■■■■■■İli11III•■•■■■■■■■■■■■•(■■■■■■■■■■■■I■■■•■■İli
Günler Geçerken
Ceza vejnükâfat
Şaştım, kaldım; harbden önce 225 kuruşa satılan röntgen fl-limlerini şimdi, şu sırada 150 kuruştan alabiliyornıuşsunuz Es-kiden de bir kara borsa mı vardı? O filimler niçin pahalıydı? Ya-pan fabrika, getirten tüccar mı piyasayı yükseltmişti? İçinden çıkamadım. Fakat filim meselesinde bir nokta pek hoşuma gitti: Yeni filimler! getirten müessese sağlık müdürlüğüne müracaat ederek kendisinin töhmet altında kalmaması ve malın kara boruya geçmemesi için ancak müdürlükten tasdik şartile satılma* sim istemiş; müdürlük de teklifi uygun bulmuş, böylecc iş sağlama bağlanmış. O müesseseyl tuttuğu düzgün ve dürüst yoldan dolayı tebrik etmek, tebrik ederken de bir kusurumuza dikkati çekmek lâzım: Kötüyü cezalandırırken iyiyi mükâfatlandırmamak usulümüze.,.
Meselâ fırın vardır, aynı unla pişkin ekmekler çıkarır, hile-den çekinir, helalinden geçinir. Fırın vardır, yolsuzluğundan dolayı ikide bir cezaya çarptırılır, hattâ kapatılır. Birincisine vazifesini yapıyor, deriz; adını kaale almayız, ötekine dc cezasını verdiğimiz için yapacak başka bîr şey görmeyiz. Halbuki hileden kaçınan fırın alenî bir teşvike, meselâ Belediyenin bir takdirnamesine neden lâyık görülmesin? Çoğunluğun vazifesini yapmadığı bir meslekte dürüst hareketi olağan işlerden saymak ve tabiîye almak yanlıştır, İnsanlar ceza ile pek çabuk yüzgöz olurlar; takdirden de belki şımarırlar. Şu var ki cezalar cezayı Ica-bettîren ve takdirler de takdire sebeholan hareketleri arttırdıği için takdirin faydası büyüktür. Takdir ve teşvik görmüş bir fırın veya bir müessese o yeri kolay kolay kaybetmek istemez.
Bu sebeplerdir M röntgen filmlerini kara borsaya düşürmemek için kendiliğinden sağlık müdürlüğüne koşan, piyasaya harbden öncekinden daha ucuza satan ticaret evi hangisi ise elbette bir takdire hak kazanmıştır. Yazık ki takdir şöyle diirsun, reklâm olmasın diye müessesenin adını bile yazmaktan, söylemekten çekiniyoruz. Bu dürüst İş tabiatlle mahkemelere düşüp bir ceza ile ncticelenemiyeceği içüı de o ismi hiç öğrenemiyece-ğiz!
Refik Halid Karay
11 Japon, gemisini batırmış oldukları bildiriliyor.
Londra 21 (R.ı — Japonlar Çinde nihaî muharebe için kuvveti .«cini toplamaktadır. Çin askeri sözcüsün» göre, Japonlar, Şanghay. Hankeo ve Kanton şehirlerini ihtiva eden bölgede mukavemet edecek gibi görünüyorlar. Japon'arın çinde bir milyon askeri ve bir milyon di yardımcı askerleri vardır. Anavatan İle İrtibatları kesilme^ korkusu, lapontcnn. Çin'deki kuvvetlerini takviye ctn'.eîe-rlnn mâni oluyoc. Japonlar Hindi Çi-nVy müdafaa ‘tmek İçin son hazırlıklarını yapıyorlar
aksam
21 Temmuz i 945
r"-
IA
ılr
SONU NOTLARI-'
.... *
Japon harbi ne zaman bitecek?
İngiltere’de seçim neticesi
B. Truman’m bir nutku
Arnavutlukta durum
Bir tartışmanın haklı Ve haksız tarafı
Haftanın tartışma konusu tramvay idaresinin aldığı yeni bir karardır. Arabalarda asılı duran bu "karara göre «BLlâ istisna bütün yolcuların müntehalarda arabaları terketmelerl» gerekiyor.
Yeni karara karşı biri dil bakımından, öbürü de bir kolaylığı devam ettirmek bakımuıdan İki itiraz yükseldi. Dilciler haklıdır. Çünkü »Bilil istisna» ve «Miinteha» gibi yaşama giicü azalmış kelimeleri gündelik hayatta sürüklemek o İhtiyar sözlere eziyet etmek olur. Kararı anlatan cümle İki ihtiyar kelime olmadan, hattâ «terket-mek» de kullanılmaksızın şöyle yazılabilirdi: -Son duraklarda bütün yolcuların arabalardan İnmeleri rica olunur.v
Şfhlr Meclisinde kolaylığı devam ettirmek bakımından yükselen itiraz ise yan yarıya haksızdır. Tramvay İdaresi son kararlle tramvaya para verlp^ binen yolcuları korumu?, bu hareket de parasız binenlerin ayakta kalmalan ihtimalini çoğaltmıştır. Neteklm bir zat bunu açıklarken nazik bir deyimle »Şehir Meclisi üyelerinin puolu olduğunu» hatırlattı.
İtiraz yarı yarıya haksızdır, dedik. Çünkü oyda on beş Ura v*rip tramvay kartı alan yolculara, oturarak seyahat etmek gibi bir kolaylık imkânı bırakman icabeder-dl Zira on beş lirayı peşin vererek kart alan yolcu tramvayda arasıra oturarak seyahat ederse bu rahatlık peşin verilen on bış liranın faizi, biletçiyi bilet kesmek, para bozmak zahmetinden kurtarmanın mükâfatı yerine geçebilir I
İS
Belediye cezaları arttırılırsa
Belediye cezalarının artt rıl-ması dileği tekrar ş-hlr Meclisine geldi. Dileği haklı göstermek istlyen sebep şudur: Ha.-b lülnlle bizde paranın satın alma kabiliyet! azalmış, yazdı ceza miktarları müessir bir İbret ve müeyyet bir vasıta omaktan uzaklaşmıştır. Suç ile ceza arasında nlsbetslzlik görüldüğünden cezanın müessir olmasını temin için son haddi teşkil eden elli liraya kadar ceza kesmeğe izin vermek gerekiyor
Aynı meseleden bundan önce de bir iki defa bahsetmiş, vapurlardan, tramvaylardan atlamak, sinema ve tiyatrolarda sigara İç mek, sokaklara türkürmek gibi kabahatlerden daha ağır suçlan tüyenlere ceza kanununun elli liradan az para cezası verdiğini yazmıştık. Hattâ ihtikâr yaptıktan sfiblt olanlara beş altı Ura ceza kesildiğini gördüğümüz şu
günlerde tramvaydan atlamanın elli Ura para cezaslle cezalanoinl-ma5i suçla ceza nrasmdak! uygunsuzluk bakımından adaleti incitir, düşüncesindeyiz.
Bu sefer cezanın arttınlması için ileri sürülen sebep de mantıklı değildir. Belediye, paranın İştira kabiliyetinin azaldığını kabul ederek cezan m art tınmasını istiyor. Bu sebep makul görülür de cezalar arttırılırsa belediye, aynı sebeple memurlarının maaşlarını da arttırmak zorumla kalır. Madamkl bia Ura c£za yerine elli lira ceza almak istiyor, yüz Ura maaş alan memuruna da 5000 lira aylık vermesi asgari mantık İcabı değil midir?
İ!
Paranın iştira kabiliyeti
Halbuki bize kalırsa Türk parasının İştira kabiliyeti azalmamış, bayat anormal şekilde pahalılarınca, para, iştira kabiliyeti azalmış gibi görünmeye başlamıştır. Belediyenin vazifeleri arasında hayatı ucuzlatmak da bulunduğuna göre paranın İştira kabiliyetini yükseltmeğe yardım edebi lir. Aşağıdaki misal paranın İştira kablUyetlnln azalmadığını göstermeğe yeter:
Evvelki gün Tarabya'da sabah-leyLn taze İncir satıyorlardı. Fla-tlni sordum: yüz yirmi kuruş İstediler. Akşam ilstü Mısır çarşısının arkasındaki meyva pazarından geçtim: Aynı İncirler 40 kuruşa satılıyor!
Emlnönünde bir kilo incir alan kırk kuruş, Tarabya’da aynı incirden 3Ş0 gram bile alamazsa bu, paranın işTra kabiliyetinin azaldığına mı delâlet eder, yoksa kontrol-suzluğa mi?

Çorapsız kadınlar
Sözü Şehir Meclisinden açtık, . onunla bitirelim: Her keşi tepeden tırnağa kadar süzmek İtiyadında olan bir gazeteci arkadaşımız Şehir Meclisinin son toplantısında bir şeye dikkat etmiş: Şehir Meclisinin altı kadın üyesinden dördü, yaz mevslmLne uyarak, çorapsızmışlar. Bu münasebetle Şehir Meclisine çorapsiz gelinip gellnemljeeeğt bahsi üzerinde konşuluyor, bir neticeye varıla-mıyordu. Nihayet başka bir arkadaşımız meseleyi demokrat bir düşünce ile şöyle halletti:
•Şehir Meclisi üyelerini halk seçer. Kadınlar da seçime Katıldığına göre, seçileli altı kadın üyeden ikisini yazın çorap giymek taraflısı olan kadınlar, dördünü d? çorap glyraiyenler seçmiş demektir. Yazın çorap giymlyen kadınların fazla oluşu Şehir Meclisindeki kadın üyelerden çoğunun çorapsiz olmanısı Icabettirlyor.»
Çin Başbakanına göre en geç gelecek sene bitecek
Çupklng 81 (AA.) — Bugün, halk siyasi kurulûnım toplantısında konuşan Çin Başbakanı M. Boong şunları sikle miştjr:
Harb, 1945 yılı sonunda, bitmediği takdirde gelççek yılın Başta da mü-bakag bitecektir.
Hükümet, harb sonram teşkilât) İçin derhal hazırlık yapmaya başiı-yacaktır. Çin sanayiinin kalkınması ve ekonomisinin gelişmesi İçin Amerika Birleşik devletleri ile Çin hükümeti arasında anlaşmalar yapılmıştır.
M. Soong Moskova seyahatine dair kesin bir şey söylememiştir.
Penisilin
Bazı akıl hastalıklarını da tedavi ediyor
Londra 20 (AA) — Hastane laboratuarında reçel kavanozlarında imal olunan, penisilin Birmingham akıl hastanesi hastalarından bir çoğunun hayatını kurtarmıştır. Hastane müdürü doktor grajves, Londra akıl hastaneleri temsilcilerinin yıllık toplantısında beyanatta bulunarak bütün hastaların müessese lAboratuarıfıda hazırlanan penisilin İle tedavi olduklarını ve bir çok vakalarda şifa kaydedildiğini bildirmiştir. Bu yolda, lohusalık humması yüzündeh akıl bozukluğuna uğnyan bir kadının adale âzasına yapılan penisilin şırıngası sayesinde derhal İyi olduğu da tesbit edilmiştir.
üçler konferansı
önümüzdeki perşembe günü belli olaeak
Devlet konservatuvarı îzmirde temsiller verecek
Ankara 20 — Devlet Konservatuva-n ve Cumhur Başkanlığı orkestrası İzmir fuarında temsil ve konserler verecektir.
İzmir Belediye reisinin beyanatı
İzmir 21 (Telefonla) — Birkaç gün evvel Ankaraya giden Belediye Başkanı B. Reşat Lebleblcioğlu, dün uçakla şehrimize dönmüştür. B. Reşat Lebleblcioğlu, İller Bankasından Belediye İçin yapılacak 3 milyon liralık İstikraz İşinde esas ltibarlie mutabık kalındığım, Ticaret Bakanı B. Raif «aradenizin 20 ağustosta izmire gelerek fuarı açacağını söylemiştir.
Fuar münasebetile, İstanbul - İzmir ve İstanbul - Bandırma arasında vapur, İzmir - Bandırma arasında da tren seferlerine İlâveler yapılacağını, uçak seferlerinin de fuar ziyaretçileri için arttırılacağını söyllyen Belediye başkanı, bütün Bakanların fuarı zl-yerete geleceklerine dair kendilerinden valt aldığını da bildirmiştir.
510 sayılı kararname dışında bırakılan maddeler
Ankara 20 — Ticaret Bakanlığı bazı ihraç maddelerimizi 510 sayılı kararname hükümleri dışında bırakmıştı. Ekonomik hayatımızda İhraç malı olarak telâkki edilen üzüm, İncir, palamut, maden cevheri, tiftik gibi maddelerin gerek dahil! istihlâk, gerek İhraç maksadlle vaki alım satım muamelelerinde 510 sayılı kararnamenin 8 ve 9 uncu maddeleri dışında olduğu Ticaret Bakanlığı tarafından tasrih olunmuştur.
İzmir erkek sanat enstitüsü müdürlüğü
Ankara 20 — Sivas sanat enstitüsü müdürü B. Ealll tldemen, İzmir Mit-hatpaşa erkek sanat enstitüsü müdürlüğüne tâyin edilmiştir.
Sağlık Bakanım , tetkikleri
Bursa 20 — Sağlık Bakanı Dr. Sadi Konuk dün buraya gelmiş ve sıtma savaşı İşlerini inceledikten sanra Or-haneli’ne gitmiştir. Bakan, Anadolu mıntakalarında yaptığı incelemelerden, sıtma işinin 10 seneden evvel halledilmiş olacağını anladığını söylemiştir.
Sanayi bankası kurmak için hazırlıklar
1,800,000 Hra sermaye İle kurulacak olan Sanayi Bankası etrafındaki hazırlıklara devam edilmektedir. Miies-slsler heyeti şimdiye kadar yarım milyon Uralık kat! taahhüt kaydetmişlerdir. Kati taahhüt miktarı 1 milyon lirayı bulutça, bankanın kurulusu baslıy araktır.
Tarım Bakanı Niğdeden Sivas'a gitti
Niğde 21 — Tarım Bakanı
Şevket Raşlt Hatlboğlu bugün şehrimize gelmiş ve elma fidanlığı ve elma bahçelerinde tetklkat yaptıktan sonra Sivas’a hareket etmiştir.
Aydın Şehir gazinosunun temeli atıldı
Aydın 20 (A.A.) — Aydın belediyesi tarafından yaptırılmasına karar verilen şehir gazinosunun temeli diln törenle atılmıştır. 180.000 liraya çıkacak olan gazinonun İlk kısmı İnşaatı İki ayda bitecektir.
Bu «ene açılan sanat ve yapı usta okulları
Ankara 21 (Telefonla) — MİU1 Eğitim Bakanlığı, önümüzdeki ders yılında açılması kararlaşan 20 sanat okulu ile 5 yapı usta okulunun nerelerde açılacağını tesbit etmiştir. Bundan başka beş sanat okulu İle dört yapı usta okulunun açılması İçin de hazırlık yapılmaktadır.
Ayrıca Kayserlde de bir yapı usta enstitüsü açılması kararlaştırılmıştır.
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
Amerika Japonya harbine de/am ediyor. Fakat Avrupa’nın siyasî cephesi onun için Japop harbi kadar ehemmiyetlidir.
Avrupa’nın kurtarılmış memleketlerine yardim etmek için yeniden fedakârlıklara katlaııcağız Başka çsre yok- Bunu yapmadığımız takdirde hedefimiz olan is Jkrarlı bir sulhu kaybetmiş oluruz.
İğlerin yolunda gittiği intibaı var
Berlin 20 (A A ) — Brltanovu’nın özcJ muhabiri {.ildiriyor* Başkan Trurnan tarafa uan Chu.çtıiı ve StuLıı şerefine ıtrilen dün akşamki ziyafette üç böy’iL devlet adamı, bir orkestranın çalm.-.Sta oldığn zij >tct salonuna geçmeden ew«l bir çeyrek radar görülmüşlerdir.
B.er şey, üç nâ/Lğlin memnuniyet verici gelişmelere vardıziırı hissini vermektedir, üc ıüyüklc.14 dünyanın istikbalini iğdendi ren başlıca meselelerin nuı.urına dal» önemli kararlara erişmiş olduklaor da sanılmakladır. Üçİ-r uU gıin konferans salonundaki bılytfc yuriutak masa etrafında toplanmaktadırlar Ekseriya öğleden sonra ve hattâ baran akşamları buluşmalar olmaktadır.
Şeflerden her t.ri. diğerinin öğle veya akşam yeu/ğuıe mis'lırl olduğu zaman dahi, conuşmaK.nn devam ettiği şüphesizdir.
Berlin’e geldiği gün biraz düşünceli görünen M. ChurchUİ şimdi bütün eski faaliyet ve cnnhlığû.ı tekrar elde etmiştir.
Bışkan Trumarıın emniyet veren tavrı da İşlem yolunda gittiğini göstermektedir. E talinin tepkilerin! seçebilmek o u.'üar kolaj değildir. Btalln konferans salonu dışında ender olarak ^ör İlmekte ve göründüğü zamanlar da daima mvbafızlaılK çevrilmiş buluntn.Atadır.
Berlin 20 (AA.) — Dün Stalln, Churchlll ve Truman’m buluştukları akşam yemeğinde, İngiliz Başbakanı. Amerikan Balkanından piyano çalmasını rica etmiş ve Başkan Trurnan da kemali memnuniyetle piyanonun başına geçerek Bethofen’in Menuet’-slnl çalmıştır. Bundan nonra, Amerikan ordusunda çavuş olan tanınmış piyanist Eugöne List, piyanoya geçerek Ciıopin’ln Polonez’ini, Şostako-vlç’ln üç prelüd’ün ve Rus, İngiliz ve Amerikan halk şarkı La mı çalmıştır.
Stalln, bundan o kadar memnun kalmıştır ki çavuş Llst’ln elini sıkmış ve onun şerefine kadeh kaldırmağı teklif etmiştir-
Fransız gazetelerinin mütalâaları
Paris 21 (R.) — Paris gazetelerinin çoğu yazılarını Potsdam konferan'i-na hasretmektelıder,
L’Ordre gazetesi şöye demektedir:
«Şans Soucls sarayında üç büvuk dünya haritasını Loştan başa değiştirmekle meşguldürler. Görüşme er kalın bir sır perdesi arkasında cereyan ediyor. Görüşmelerin sonunda çok mühim değişikliklerin yapılırı» olduğunu öğrenmemiz muhtemeldir.»
Resistance garzteri de, Rusyacın, Japonya’ya karşı harbe İştirak etüde etıoese de baz. arazi talepler! ide bulunacağını söyivmektedur,
Londra 31 (R.) — önümüzdeki perşembe günü seçimlerin neticesi belli olacaktır. Ğu perşembe günü muhafa-sakârlar mı, yoksa İşçiler mİ kazanacak belli olacaktır. Muhafazakârlar kazandığı takdirde, M. ChurchlU yeniden Başbakan olacak, İşçi partisi kazandığı takdirde yevmi M. Attlee’-ye Bırakacaktır.
B. Haşan Saka Londra’dan hareket etti
Ankara 20 — İngilterede bulunan Dış İşleri Bakam B. Haşan Baka’nın diğer delegelerle beraber dün Ingllte-röden vapurla hareket ettiği ve ay başında Ankarada bulunacağı haber alınmıştır.
Almanya kalesi etrafında çarpışmalar
(Baş tarafı 1 inci salı ifede)
Fakat yenilmiş Almanyanın bir daha kimseye saldıramıya-cak şekilde idaresi meselesinde ortaya çıkan görüş ayrılığı. Almanya hakkında en elverişli tedbirleri bulmak noktasından değil, iki taraf menfaatlerinin çarpışmasından doğuyor,
Almanya kimin eline geçer, kimin nüfuzu altına girerse, yarın için büyük kuvvettir, Avru-panın ortasında Doğuyu Batıya. Batıyı Doğuya kapayabilecek bir kale olabilir. Bugün için, yirmi beş yıl sonrası İçin bunun değeri yoktur Sürekli bir sulh ve gü-tfen siyaseti balonundan da tek gaye ancak, Alaaanyanın gelecekte bir tecavüz unsuru olmamasıdır.
Fakat büyük devletler kendi menfaatlerini hesap ederken en aşağı yanm asır sonrasını gözö-nünde tutarlar. Kimseye zarar veremiyecek bir Almanya verine, tek tarafın İşine daha çok yan-yacak bir Almanya yaratmak da millî politikalar için ihmal edilir işlerden değildir
Eğer Sovyet Rusya, büyük zaferini verimli kılmak için düşünülmüş, uzak görüşlü bir plâna göre hareket ediyorsa, Balkanlarda ve Orta Avrupada kur-duğü emniyet sistemini Alman-yaya kadar uzatmak ve Batıya karşı ilk kaleyi, kendi nüfuzuna bağlı bir Almanyada kurmak istemesini mantığa uygun bulmak lâzımdır.
İste bu suretle, Berlin şehri içinde ayrı işgal bölgelerinde tatbik edilen başka başka İdare usullerinin Almanyamn mukadderatı üzerinde de belirmeye başladığı görülüyor. Bunun tek sebebi, harbin ve zaferin doğurduğu zaruretlerle, Avrupanın türlü kısımlarında müşterek İşgal ve idare yerine, galiplerin tek başlarına ayrı ayn hlldm olmalarıdır.
Avrupada, Almanyada ve Berlin içinde bilfiil yerleşmiş olan bu işgal ve nüfuz bölgeleri sistemini Potsdam konferansı değiştirebilecek mi?
Bunun değişmesi, yani. İngiliz ve Amerikan basınının dediği gibi "Demir kapın mn herkese açılması, Sovyet Rusyanın zaferden beklediği menfaatlerden fedakârlık etmeslle mümkündür, Potsdam konferansının Almanya idaresi şeklint konuşmakla işe başlaması, bu harbden önce, bu harb içinde olduğu gibi gelecekte de Avrupa sulhu ve Avru-Da hâkimiyeti dâvasının bu talihsiz ülke üzerinde toplanmasından ileri geliyor Avrupaya hâkim olmak emeli yüzünden en sefil ve perişan esir pazarı haline gelen seksen milyonluk Alman kitlesini bir daha zarar ver-miyecek duruma sokmak değil, başkasına vasıta olmaktan korumak da devletlerin başlıca kaygısıdır. Bunun İçindir kİ İlk duyulan haberlere göre. Potsdam-da ilk çatışma Almanya kalesinin zaptı uğruna oluyor.
________Neemeddin Sadak
Amerika Avrupaya kömür gönderiyor
Nevyork 31 (R.) — Amerika İç İşleri Bakanı M. İckes, 1946 senesinin İlk ayına kadar Amerikanın Avrupaya 8 milyon ton kömür göndermiş olacağını bildirmiştir.
Biz istilâ için değil dünyanın sulhu ve refahı İçin çarpıtıyoruz
Berlin 20 (AA) — Vaşlngton’dan getirilen yıldızlı bayrak, bu cuma günü. Başkan Truman’m huzuru ile, Berlin’deki Amerikan kontrol komisyonu binasına çekilmiştir. Bu bayrak, Casablanca, Cezayir ve Roma Üzerine çekilmişti. Aynı bayrak Tokyo Üzerinde de dalgalanacaktır.
Bu münasebetle, Balkan Trurnan. şu nutku söylemiştir:
— Zafer bayrağının, en büyük düşmanımızın başkentinde dalgalandığını görmek Üzere burada toplanmış bulunuyoruz.
Şunu dalma hatırlamalıyız kİ, bu bayrağı, hayatin güzel taraflarından sadece zirvede bulunanların değil, fakat herkesin İstifade edebileceği sulh içinde bir dünya ümit etmekte olan Birleşik Amerika adına dikiyoruz. İnsanlığın sulhu ve refahı için savaşmakta olduğumuzu unutmuyoruz, biz. istilâ uğrunda harbetmiyo-ruz. Bu savaştan ne bir parça toprak, ne de para elde etmek İstiyoruz. Eğer zaferi mümkün kilmiş olan bu müthiş makinemizi barış hizmetine sokabilecek olursak İnsanlık tarihinin en büyük devrine ulaşmağı ümit edebiliriz. İşte yapmak istediğimiz de bodur.
Yunan komünistleri
îşkodra’da Zugo ve Enver Hoca tarafdarlarl arasında çarpışmalar olmuş
Atina 21 (AA.) — Gazetelere Yan-yadan gelen haberlere göre, Arnavutluk hükümeti şefi Enver Hoca . son günlerde Ergiri İle Kuzey Eplr’dekl sair şehirleri ziyaret etmiştir. Arnavut milleti, idarecileri sonuna kadar Müttefiklere karşı Almanlarla iş birliği yapmış olan rejime karşı hoşnutsuzluğunu birçok vesilelerle izhar etmiştir.
Bu haberlere bakılırsa, halk Avlon-ya ve Tiran sokaklarında hoşnutsuZluğunu ifr.de etmek üzere nümayişlerde bulunmuştur.
îşkodra’da, Zogo taraftarı, milliyetçi Arnavutlarla Enver Hoca taraftarları arasında çarpışmalar olmuştur. Korltsa’da kargaşalıklar olmuştur.
Kuzey Epir hakkında Yunan notası
Paris 21 (A A.) — Fransız hükümeti, Kuzey Epir’de Yunan vatandaşlarının sistemli bir şekilde zulüm altında bulunduruldukları hakkında Yunan hükümetinden bir nota almıştır. Yunan hükümeti, bu notasında. Kuzey Epir’l kontrolü altında bulunduran Arnavutluk hükümeti nezdlndS müdahalede bulunmasını Fransız hükümetine tavsiye etmektedir
Yunan notası, Parlste İncelenmektedir. Fransız hükümeti, bu notayı cevaplandırmadan evvel. Kuzey Epi-rln sahne olduğu hâdiseler hakkında tafsilât almak let-mektedlr.
Ne başkalarına arazi vermek, ne de başkalarından arazi almak istiyorlar
Londra 21 (AA.) — News Chronicle gazetesinin Atina muhabiri, Dachau'-dan yeni gelmiş olan Yunan komünist partisi şefi Zaharydes'ln kendisine şu beyanatta bulunmuş olduğunu bildirmektedir:
«Yunan komünistleri, tamamlyle, Yunanistarun 1939 hudutlun lehlnde-dlrler ve Balkanlardaki toprak meşe-lelerlnln Üç büyükler konferansında halledilebileceği kanaatlndedlrler. Yu-,nan komünist partisi, her hangi yabancı bir memlekete arazi terketmeyl asla kabul ve aynı sebeple, 1939 senesinde Yıınanlstanm komşularına alt bulunmuş olan hiçbir toprağı tale-betmlyecektlr. Hududun kuvvet yeliyle tâdilini reddediyoruz. Barış yoliyle hal şekil bulunmasına taraftar olduğumuzu birçok defalar tekrar ettik.»
Raşit Ali’nin tevkifi haberi yalanlanıyor
Paris 21 (AA.) — Yabancı kaynaklardan alınan bir haberde, 1941 de Irak’ta Müttefikler aleyhine bir karışıklık çıkarmış olan Raşld Alinin M-manyadakl Fransız İşgal kuvvetleri tarafından İsviçre hudutları yakınlarında tevkif edilmiş olduğu bildirilmiştir. Bu haber doğru değildir ve Fransızların Raşld Ali’ye karşı tatbik niyetinde oldukları söylenen muamele tarzı İse hiçbir esasa dayanmamaktadır.
Bir Bulgar çetesi bir Ingiliz otomobiline hücum etti
Atina 20 (AA.) — Haber verildiğine göre, Makedonya'da, Florina yakınlarında silâhlı Bulgurlar Yunan topraklarında bir İngiliz otomobiline hücum etmişlerdir. Bir İngiliz eri ölmüş, ikisi yaralanmış, dördü de soyulmuştur. Hâdise hakkında tahkikat açılmıştır.
Milletlerarası ticaret odaları konseyinde temsil edileceğiz
Londra 21 (A.A.) — Londra'da 16 ve 17 ağustosta toplanacak olan Milletlerarası ticaret odaları konseyi hemen bütün Avrupa İktisat alemini temsil etmek İstidadını göstermektedir. Türkiye bu toplantı İçin yapılan daveti kabul etmiş olan memleketler arasında bulunmaktadır.
Orman vangınlart
Üç gün evvel Beigrad ormanlarında başlayıp söndürülmüş olan yangın tekrar başhyarak Uskumru ormanlarına doğru uzanmış, Rıımell i köyü ile Bariyere giden yolun ayrl-dığı noktaya kadar gelmiştir.
Bundan başka Polonez köyü Ç. vuşbaşı mın tak asında başlıyan y gin da gittikçe sahasını gen İşi-.tm-ittedir.
Bu sabah Kartal’a bağlı Kı rtdoğ-muş köyünün Seferusla çlfl’ğl bö'gı-slnde de bir yangın çıkmıştır. Yaneır. devam etmektedir. Kaymakam, jandarma komutanı, askerler ye halk yangını söndürmek için büyük bir gayretle çalışmaktadırlar.
Belçika kıralı
Belçika Başbakan , Leopold’un tahtından çekilmesini istedi
Londra 2) (R.) — Düo Belçika Parlâmenl- .-.unda söz alan Belçika Başbakanı Van Ackcr, Knai Leopold* un hain olmamakla beraber Almanya’nın zaferine lnanmı, ve bir çok hatalar İşlem!*- olduğunu sö tl-erek demiştir kİ:
Alman İşgali esnasında, Kral Belçika halkı gibi hareket etmedi .). Almanya’nın zaferine Jnaı.ıvnrcrtı Siyaset adamlarından, Almanltıra karşı nazik davranmalı ( mı rtedi. Belçikalı gençlerin zorla Aımın.a'ya sevkedilmelerine mâni olma,; kin hiç bir şey yapmadı. Leopolo. iMe'*!’! hataları tahtından feragat dm-'k sure-tile ödemelidir.
Komünist mebuslardan biri de söyle demiştir:
Biz Kıratlık aleyhinde de •’ ı.’. Biz. Leopold’u istemiyoruz M mlekete dönerse grev ilân edeceğiz
Dokuz sulh mahkemesi daha kurulacak
Ankara 21 (Telefonla' — Adalet Bakanlığı dokuz vllâyrf‘rn,’’d(*. yeniden birer sulh yargıçlımı kurulması hakkındakl hazırlıklarına d»vam etmektedir.
Genel mahkemelerle idare ve askerlik yargı yerleri arasındaki hukuk İşlerinden doğan anlaşmazlıkları çözmek üzere kurulan uyuşmazlık mahkemesine şimdiye kadar hiçbir müracaat vaki olmamıştır ‘
Istanbulda ikinci sanat enstitüsü acılar-k
Istanbulda bu yıl İkinci bir sanat enstitüsünün açılmasına karar veril» mlştlr.Yenl sanat enstitüsü. Tophanedeki eski Sanayi okulunda açılacak ve 1500 öğrenciyi ihtiva edecektir. Şehrimizde bulunan Milli Eğitim Bakanı B. Haşan Ali Yüpel. Milli Savunma Bakanı general AH Rlza Artunkal İle yeni sanat enstitüsü binalarını gezerek, bu işle mahallinde ■* saat meşgul olmuştur. Okulun açılması hususunda gerekli emirler. Teknik öğretim müsteşarlığına verilmiştir
Türkiye - Suriye arasında ticaret
Beyrut 20 (AA.) — Müşterek menfaatler yüksek komiseri, Türkiye ile ticaret mübadelesini geliştirmek maksadlle, Suriye ve Lübnan hükümetlerinin İaşe Bakanlıklarından Türkiye ile yapılan İhracat ve İthalât muamelelerini gösterir istatistik cetvelleri ve gerekli malûmat. İstemiştir

20/7/1945 flatlerl
Londra üarlne 1 sterlin 5
Nevyork üzerine 100 dolar ı?" -
Cenevre 100 İsviçre Fr 30 - J3
Madrid üzertne 100 pereta ’ ’ "3
Stokholm üzerine ıoo kuron 31 1’ 'S
Borsa dışında ALTIN FIATLER1
Gulden 30 ıo
Reşadiye •)*' 40
İngiliz «■' ‘0
Külçe (Bir gramı) *'•
V
4
Temmuz 1945
Sahlfe 3
KUŞAM
AKŞAMDAN AKŞAMA
İnsan cemiyetinin geriliği
Her ilim terakki etti, cemiyet ilimleri cn geride kaldı.
Bir de insanlara «hodbin» derler! !..e Hayvanlan nizama soktular, cansız maddeleri intizama koydular. Tevazula kendilerini ihmal ettiler!!
Öküzün her zerresinden istifade edilir: Madamının sütünden peynir, yoğurt yapılır. Patiklerinden tutkal, işkembesinden çorba, barsakianndan musiki teli, kazuratından gübre yapılır. Diğer bir bakıma göre de: Dünyanın bütün inek ve öküzleri bir zaptu rapt bir ihtimam rejimi altındadır, Bizzat insanların her türlü ihtiyaçtan, her türlü girdisi çıktısı bu derece denk hesaplara dayanmaz; Kimimizin evi yok, kimimiz sokak kaldırım lapında gcbersek umur etmezler; aç mı, hasta mıyız, doğuruyor muyuz, Sormazlar, Ağzı var dili yoklar bizden âlâdır. Zekâmızın, istidadımızın, hislerimizin, emellerimizin tartısı ve kudreti ineğin sütü, yağı, kemiği, patiği derecesinde mıskalle ölçülmemiş, istifadeye arzedilmemiştir. Mü-snit zemin bulur da, yaban otları gibi bir yerde tohum atabilirsek, çiçeklerimizi açarız. Yok şayet anamız, babamız fakirse, köyde doğmuşsak, vilâyetimizde lise yoksa, âmirimiz ahmaksa, halkımız kıymet bilmezse, yaşadığımız devrin rejimi telâkkilerimize düşmansa o zaman çürür, gideriz!
Madenlerin de, nebatların da bir katresi ziyan olmasın! Yongalarından istifade; gelecek asra ne kadar temin edileceği malûm olsun! Bunlardan yapılacak eşya hem kullanışlı, hem zarif olmalı, üzerlerinde bir takım üslûplar görünmeli.
Halbuki sız, ben, o, hepimiz, kendimizi az çok yoklıyalım; şayet kendimiz mesut mukadderatın eserleri isek Ahmet ağaya, Ayşe bacıyı, ahiretiik Hasibeyi göz-önüne getirelim.. Katresi mi ziyan edilmemiştir? Yongalarından mı istifade edilmiştir? Gelecek asırlara kadar uzanacak metanetleri mi düşünülmüştür? Hani zarafetleri? Hani üslûpları?
Tecrübî ilimler zuhur ettikten Bonra, bunlardan cansız maddeler, ve canlı mahlûklar — fizik kimya, zooloji, botanik, ilh yollar il e — derhal istifade etti. Sosyoloji insanların hayatına taallûk eden ilimdir, yetim çocuk gibi cn arkada kaldı; daima aksı-yarak alayı takibetti Evet, her ilim terakki etti, cemiyet ilimleri en geride kaldı. Yalnız nazariye olarak mı? Pratikte de.,, Topye-kûn dünya iktisadiyatında Musul çöllerindeki her damla petrol bir kıymettir; Kardif ve Zonguldak kömiir!erinin her topacı da derdefter edilmiş kıymetlerdir; sığırlar, oğlaklar, ördek yumurtaları esirgenen kıymettirler. Ben, siz, o? Leyleğin attığı yavrularız, Bir fayda temin ediyor muyuz? Ona bakılır. Etmiyor muyuz? Cemiyetin uğraşmadığı belâlarız. Bu cemiyet ki, çöpleri bile tasnif ederek her maddî zerreden istifade yoluna gitmiştir; kendi insanlarını bu derece ihmal ediyor.
Şimdi konferanslar, kongreler, konferanslar... Dünya işlerinin tanzimi, milletler İşlerinin tanzimi... Ferd işlerinin de mi tanzimi? O cihet pek müphem... Şayet bütün bu faaliyetlerin neticesi olarak mesut milletler ortasında mesut fertler yaşatmak gaye ise. bu gaye vazıhsa, felsefi kargaşalıklara, rejim rekabetlerine, hizip menfaatlerine kurban gitmi-yeceksek, ne âlâ, ■
Bütün sahalarda mucitler çıkıyor: cemiyet hayatı sahasında da çıkarsa, bizleri piyadelikten kurtarır, kağnıya değil, paytona değil, içtimai ilimler bakımından motörlü vasıtalara bindirir, koşturur, pembe bulutlar arasında uçurtursa, o zaman, ancak o zaman heba olmiyacağız... Yoksa ferde de yazık, cemiyete de yuha.,, (Vâ - Nû)
Yüzme ve yelken yarışları
Su sporlan programı mucibince bugün Moda havuzunda yüzme teşvik müsabakaları, yarın Moda koyunda şarpiler arasında yelken müsabakaları yapılacaktır.
ŞEHİR HABERLERİ |
1 J
Sivrisinek ve
Ekmek durumu
Ofis, belediyenin müteaddit müracaatına rağmen unların evsafını bildirmiyor
Şehirde francala çıkarmak İçin tesbLt edilen 60 fırından beşine sahiplerinin İsteği üzerine esmer ekmek çıkarma müsaadesi verilmiştir. Bü-yükadada mevcut her flrm ihtiyacı tamamen karşılayamadığı İçin harb-den evvel francala çıkarmakta İken sonradan kapanan fırın yeniden francala çıkarmağa başlamıştır. Bu suretle bugün şehirde 59 francala, 153 esmer ekmek fırını faaliyettedir. Bu fırınlar günde 3858 çuval un İşlemektedirler. Bu unlardan 2938 çuvalı esmer, 920 çuvalı hasdır. Toprak mahsulleri ofisi fırınlara has onun çuvalını 39. esmer unun çuvalını Lse 27.5 liraya satmaktadır.
Fırınların ekmekleri iyi çıkarmadıkları yolundaki halk şikâyetlerin! tetkik etmek için belediye muhtelif ekmek ve un numunelerini tahlil edilmek üzere klmy aha neye göndermişti. Toprak mahsulleri ofisi unların evsafını müteaddit tekitlere rağmen bir türlü belediyeye bildirmediğinden klmvahane tahlillerinden bir türlü netice anlamamaktadır. Ekmekler hakkında Ticaret Bakalığmın son emrinde has ekmek 74 - 76, esmer ekmekte 81 - 83 randımanlı undan yapılacağı bildirilmekte ise de umumi kanaatin, ofisin fırınlara bu evsafta un vermediği merkezindedir. Bunuriıi beraber ekmeklerin bozuk çıkmasında fırıncıların imal hataları ve hileleri de vardır.
Yüksekkaldırım beton merdivenli bir yola çevrilecek
Yüksekkaldırımdan halkın rahatça İnip çıkmamı temin İçin buranın esaslı bir şekilde tamir edilmesine karar verildiğini yazmıştık. Yüksek-kaldırım beton mozaylkll ve merdivenli bir yol haline getirilecektir. Ayrıca tretuar da esaslı surette tamir ettirilecektir. Bu işler 35214 liraya bir müteahhide ihale edllmşitir. Kaldırımın İhalesi yapılan bu kısımların haricindeki tamiratı da 6401 liraya 6 ağustosta İhale edilecektir.
Bundan başka Burgaz adanın gezinti caddesile Kınalı adanın çarşı caddesi de beton hale konulacaktır. Bu İşler de 24591 liraya bir müteahhide İhale edilmiştir.
Edebiyat fakültesi talebesinin İzmir gezisi
Edebiyat fakültesi Tetebe cemiyeti İzmire bir tetkik gezisi tertlbetmlştlr.1 Gezi 20 ağustosta başlıyacak, 10 gün devam edecektir. Geziye İştirak edecek olan Üniversiteliler İzmirde bulundukları müddet zarfında Bergama Efes harabelerini ve İzmir fuarını gezerek tetkiklerde bulunacaklardır. Talebelere 3 profesör refakat edecektir.
Gazi Terbiye enstitüsüne alınacak öğrenciler
Orta öğretim okullarına öğretmen yetiştirmek üzere her yıl öğretmen okulu mezunlarlle liseyi bitirenler arasından İmtihanla Ankara Gazi terbiye enstitüsüne parasız yatılı öğrenci alınmaktadır. Bu yıl enstitünün 7 şubesinden yalnız Türkçe, edebiyat ve tarih - coğrafya bölümlerine öğrenci alınacaktır. İmtihanlar her ilin Milli Eğitim müdürlüğünde 8 ağustosta yapılacaktır.
Yağ meselesi
Ankara’da yapılacak toplantı miinasebetile yağ tacir ve fabrikatörlerinin mütalâaları
Salı günü Ankara da Ticaret Bakanının yanında yapılacak yağ fabrikatörleri ve ilgilileri toplantısına İstanbul piyasasında önem veriliyor. Toplantıya çağırılanlara davetiyeler gönderilmiştir.
Bilindiği gibi Ticaret Bakanlığı yalnız zeytinyağına satış fiatı koymuştur. Fiat tesbltlnden sonra nebati yağ ve sadeyağ fiatleri yükselmeğe koyulmuş ve bugünkü hale gelmiştir. Ticaret Bakanlığının zeytinyağına yaptığı müdahalenin nebati yağlarla sadeyağlara da teşmil edileceği haberi çıkınca yağ fiatlerlnde bir miktar düşüklük olmuş ise de henüz normal flatlere İnmemiştir.
Ankaradakl toplantıda bulunacak olan muhtelif yağ tacir ve fabrikatörlerinden bazıları ile konuştuk. Umumiyetle zeytinyağcılar aşağıdaki mütalâayı ileri sürüyorlar:
Bundan evvel Ticaret Bakanlığının müdahalesi yersi2 olmuştur. Yağlar ortadan kaybolmuş ve kara borsa faaliyeti artmıştır. Halkın zeytinyağından faydalanabilmesini temin için başka yollardan gidilmeli ve şu tedbirleri almalıdır:
1 — Vergiler azaltılmalıdır. Vergi n'spetlerl müstahsili müşkül duruma sokmaktadır.
2 — Zeytinyağı kaçakçılığına mâni olunmalıdır. Cenup hudutlarımıza fazla zeytinyağı çekilmesine başka mâna verilemiyor.
3 — Kâr hadlerini baştan aşağıya tadil etmelidir. Tadil işinde çok hassas çim alı, itirazları önllyecek bir netice alınmalıdır.
4 — Zeytinyağına fiat tesbitinde ısrar edilecek ve bir takım kayıtlar konacaksa nebatî yağlarla sadeyağlar İçin de aynı şekilde hareket edllme-Edlr.
Nebati yağ fabrikatörlerinin mütalâası ise şöyledir:
1 — Nebati yağ tohumu ihrac.nı yasak etmelidir.
2 — Ticaret Bakanlığı, fındık, pamuk ve susam tohumlarının İstihsal mevsimi olan eylül ayında muayyen bir satış fiatı koymalıdır. Müstahsili
o fiatten satışa mecbur etmelidir. Bu suretle bir kilo nebati yağın kaça çıkacağını anlamak kabil olacaktır.
3 — Fındık spekülâsyonuna mâni olacak tedbir alınmalıdır. Bugünkü fındık satış şekil mahzurludur. Müstahsili himaye maksadı İle fındık konusu 510 numaralı kararnameden çıkarılmış İse de bu mazhariyetten faydalananların yalnız spekülatörler olduğu meydana çıkmıştır.
4 — Susam ve ayçiçeği tohumu satış fiatı yoktur, Satış fiatı serbest bırakıldığından nebati yağ fiatleri, zeytinyağından çok fazladır. Tohumların istihsal zamanında ticaret ofisi veya diğer bir resmi müessese vasıta-siyle bu işler ayarlanmalıdır.
Sadeyağ durumu başka manzara göstermektedir. Fiat yüksekliğine sebep olanlar müstahsille tacirlerdir. Sadeyağ fiatleri diğer yağ fiatlcrlne pire ayarlanmakta, telgrafıyla birden sun'l pahalılık doğdRTfmaktadır. Sadeyağ istihsal yerleri İle İstanbu-lun arasındaki uzak mesafe ve yerinde İstanbuldakl gibi murakabenin mevcut olmayışı müstahsille fırsatçı taciri harekete getirmiştir. Ona göre hareket edilmeli ve gerekil tedbirleri almalıdır.
Turyağ ve margarin yağı İmalâtı bilhassa son senelerde önemli bir yer almaktadır. Ticaret Bakanlığı zaman zaman bu yağların satışları ile ilgilenmekte ve teabeden incelemeleri yaptırmaktadır. Son incelemelerde bu cins yağların İstihsalini arttırmak İçin tedbirlerin aranmasına kadar gidilmiştir. Margarin yağı müessese-slnden âzami kapasite ile çalışılması için nelerin İstenildiği sorulmuştur. Margarin yağı İmal edenler şu mütalâadadırlar:
1 — Ham maddeden sayılan susam ve pamuk»yağlan, Ticaret Bakanlığının delâletiyle âzami kapasite İle çalışılacak miktarda verilmelidir.
2 — Mezbahadaki kuyrukların satışında kontrol sistemi konmalı, mah-lût yağ yapanlara İç yağı verilmemeli, Ticaret Bakanlığının devlet nebati yağlarından vereceği miktar kadar İç yağını fabrikaya tahsis etmelidir.
sıtma savaşı
4Yeni otobüs

Kari mektubu
En korkunç müfettiş..
Gümrükten çıkarılarak tramvay idaresine teslim edildi
Kandilliden bir şikâyet

İsveç vapurlarlle gelen Elektrik
İsveç vapurlarlle gelen Elektrik ve Tramvay idaresine alt 4 yeni otobüsün. gümrük muameleleri tamamlanmış olduğundan dün otobüsler İdareye teslim edilmiştir. Bunların makine kısımları çatlaktır. Bu halin makinelere konulan suyun donmasından İleri geldiği anlaşılmaktadır. Bugün seferde bulunan 24 numaralı yeni oto-büs-de aynı şekilde çatlak olarak memleketimize gelmişti. Bu çatlakların İdarenin atölyelerinde tamiri mümkündür. Gelen otobüslerde sipariş mucibince, bundan evvel gelen tek otobüs gibi, lâsttkskzdir. Bitril ar İçin belediye 8 lâstik temin etmişse de 16 lâstiğe daha İhtiyaç vardır. Bu İhtiyaç ithal edilen lâstiklerden temin olunacaktır.
Otobüslerin işleyeceği yerler bazı gazeteler tarafından yazılmışsa da bu güzergâh henüz tesblt edilmiş değildir. Esasen otobüslerin makine çat laklarının tamiri ve bunlara lâstik tedariki işi arabaların sefere konulmasını bir müddet geçiktlrecektlr. Otobüslerin her biri idareye lâstiksiz
Boğaziçinlrı en güzel köylerinden biri olan Kandilli en çok İhmale uğrayan yerlerdendir. Burada son seneler zarfında eskiden yanan bir caminin yerine yenisinin ve bir llkmektep yapılmasından başka Wt imar hareketi görülmemiştir. Yollar bozulmuş, ışık vaziyeti çok fenalaş-mıştır. Yokuş yollarda geceleri yürümek âdeta bir meharet halini almıştır. Bir zamanlar burada, havagazı olmıyan sokaklarda petrol lâmbaları vardı, Seneler var kİ bu da kalktı. Hele oturduğum Kayalıbayır sokağında ışık namına bir şey yoktur.
Boğazın Anadolu kıyısı umumiyetle İhmal ediliyor. Gezinti seferlerine tahsis edilen Bayraklı vapuru bile yalnız Rumeli İskelelerine uğruyor, Bir parça daha himmet bekleriz.
ALÎ ASLANOÖU
I _________________________________ı
★ Dün İstanbul erkek lisesinde Milli Eğitim müdür muavini B. Baha Dürder'ln başkanlığında ortaokul müdürleri bir toplantı yapmışlardır. Toplantıda okulların bina durumları İle diğer İşleri görüşülmüştür.
Sivrisinek ocaklarım kurutmak ve sıtmalıları tedavi etmek suretile iki yoldan devam ediliyor
Sıtma ve sivrisinek savaşına biri sıtmalıları arayıp bularak tedavi etmek, diğeri sivrisinek üreten yerleri ortadan kaldırmak üzere iki yoldan devam olunuyor. Mücadelenin en çetin tarafı sivrisinek üremesine mâni olmag için yapılan çalışmalardır. Zira şehir baştan başa dereler, havuzlar, çeşme, musluk ayaklan ve tonozlarla doludur, iki aydır devam eden mücadelenin en güç kısmı bunları ıslah etmektir.
İstanbul sıtma mücadelesinde 15 doktor çalışmaktadır. Bunlardan biri reis, diğerleri şube doktorlarıdır. Bu 14 doktordan Kadıköy İlçesinde 2, Üsküdarda, Beykozda, Sarıyerde, Be-şlktaşta, şişlide, Eyüpte. Bakırkoyde birer doktor vazife almışlardır. Şube şefi olan bu doktorlar, sivrisinek sürfesi üreten yerleri arayarak imha eden ekiplerin faaliyetini kontrol ve tanzim etmekle beraber mmtakala-rmda bulunan sıtmalıları tedavi 11? de mükellef bulunmaktadırlar.
Dün Cağaloğlunda 12 memurla bir turama yapılmış, lüzumlu görülen yerler yeniden mazottan iniştir. Merkez teşkilâtı. Şişli, Beşikşat ve Eyüp mmtakalan hariç İstanbul’un bütün diğer semtlerinde bu şekilde çalış malarına devam etmektedir. Bundan başka Silivri, Çatalca ve Şile ilçelerinde de birer doktorun başkanlığında bulunan şubeler köylerde çalışmaktadır.
Sıtmalıların kesafet peyda ettiği bu mıntakalarda bütün köylü istisnasız muayeneden geçirilmekte, sıtmalı olanlar parasız tedavi edilmektedir. Bu mıntakalarda ayrıca büyük ölçüde arazi ıslahatlle de meşgul olunmaktadır. Lüzumlu görülen değildir, yerlerde küçük çalışma mükelefiyetl ilân ve tatbik olunuyor.
Edebiyat fakültesi tarih ve felsefe zümreleri imtihanı
Bu yıl Edebiyat fakültesinde bilhassa tarih-felsefe zümresinde İmtihan neticeleri çok düşüktür. İmtihanda muvaffak oiamıyan öğrenciler bilhassa eski Türkçe derslerinde geri kalmışlardır. Yapılan şikâyetler üzerine Milli Eğitim Bakanlığı muvaffakiyet-sizlik âmillerini araştırmaktadır
Üç ticaret odası temsilcilerinin dünkü kararları
Ticaret odaları temsilcilerinin dünkü toplantısında bir Türk - Amerikan Ticaret odası kurulmasına karar verilmiştir. Dünkü kararlar arasında, başka memleketlerle yapılacak ticaret anlaşmalarından evvel ticaret odalarının mütalâalarının alınması teklifi İle İngiltere ve Amerikaya meslek tahsiline talebe gönderilmesi. Ticaret odaları umumi kâtiplerinin üyeler tarafından İntihabı da bulunmaktadır,
Dünkü toplantıda. Türk iktisadiyatını temsil edecek bir teşekkülün kurulması lüzumu üzerinde de mutabık kalınmıştır. Bunun için bir proje ha-zırlanmaktadır,
Toplntılara pazartesi günü son verilecektir. ____________
Gazetelerde pek de göze çarp-mıyan şöyle bir telgraf vardı .
Londra ■— Britanova ajansının Paris muhabiri bildiriyor;
«Fransn ev kadınlan kara bor-saya karşı harb ilân etmişlerdir. Büyük tüccarla, küçük esnaf çok sinirli görünmektedir. Kara bor-saya karşı girişilen bu savaş Pa-risten bütün Fransaya yayılmak istidadını göstermektedir.»
Bunu okuyunca Parisli ev kadınlarına candan, yürekten:
— Gazanız mübarek olsun madamlar!..
Diyip, elimizle de hepsine birden bir «V» işareti göndermek ve zaferlerini içten dilemekten kendimizi alamıyoruz. Esasen kara borsan in en korktuğu mü fettiş de hakikî .ev kadını» dır.
Hani o ev kadınlan ki bir çok lan erkeklerini alış verşite kati yen beğenmezler. Onlara naza ran erkeğin en açık gözünde bile alış veriş sahasında, şu kusurla göze çarpar: Aldanırlar, kazıkla nırlar, pazarlık bilmezler, gidi] malın en fena cinsinden satn alırlar
Çarşıda, pazarda erkeği bııka dar saf bulan böyle üstat bL nev kadım» elbette ki kara bor sacının dalaverelerini daha iy ve daha yakından görebilir Zaten esnaf dermiş ki:
— Bizi ihya eden de mahve den de kadınlardır!.
' Kara borsacı» ile yapılacal mücadelede tesirli olabilece ğini kuvvetle sandığım şey lerden biri de «kara liste» dtı Vakıa kin, bir şeyi nutmayıp ona mim koymak iyi kalbll-likle yan yana yürüyen bir şey ‘ ~ Lâkin bugün için, hiç
bir şey yapılamasa bile, kara borsacıyı kara listeye geçirip mimlemek çok faydalıdır Normal zamanlar dönünce meselâ: .Şu adam elinde ampul olduğu halde milleti karanlıkta bırakmıştır.», «Şu herif zeytinyağlannı yerin dİ. bine gömmüş, kimseye yedirme, miştir.» diye bellemeliyiı. Ve malın bol, müşterinin az olduğu zamanda böyle belliyerek, kara borsacıyı, -muhtekiri mükemmel surette cezalandırmak pek de kolaydır.
Harbin ilk günlerinde olsa kara borsacı: «Adam sen de... Sulh olacakmış da, mal bollaşacakmış da benden alış veriş etmiyecek-lermiş!,. Ölme eşeğim Ölme., diye kara listeden korkmıyabilirdi. Lâkin bugün İçin vaziyet öyle mi?,.
Ancak bir tek şey var:
Acaba listeler, hattâ en geniş olanları bile kara borsacıları alabilecek mi?.. Onlan hangi listelere sığdıracağız?,.
Hikmet Feridun Es
KÜÇÜK HABERLER
Beylerbeyinde bir kız boğuldu
Beylerbeyinde yeni yapılan İlkokul hademelerinden Melâhat’ln on İki yaşındaki kızı Şadlye. dün. o civarda çöplük İskelesi denilen yerde denize girmiş, yüzmeğe uğraşırken akıntıya kapılarak boğulmuştur. Şadlyenin cesedi bulunamamıştır
(jtODUSierın ner uırı marey ' 70 bin liraya malol muştur.
Bu sene sayıları on beşe varan İstanbul Halkevlerinin bugünkü durumlarından etraflıca bahsetmeden evvel, kolayca anlaşmak imkânını sağlamak İçin, bunların ne zaman Ve ne gaye ile kurulduklarım hatırlatın ak belki faydalı olacaktır.
İstanbul un İlk Halkevi 13 sene evvel — 1932 de — yurdun muhtelif köşelerinde kurulan on dört Evin biri olarak Eralnönünde açıldı, o zaman C. H. P. Genel 8ekrcteri olan Recep Peker, Halkevlerinin kuruluşundaki maksadı şu güzel sözleriyle belirtmişti: »Arkadaşlar, biz Halkevlerinin btitün Türk vatandaşlarını ırüsavl şeref mevkiinde gören zihniyetle kurulmuş çatıları al unda bütün vatandaşları toplamaya ve İtinalı bir kültür çalışması İçinde milli birliğe yükselmeye azmetmiş bulunuyoruz.
Bu acırda milletle; m ek İçin, milletçe kütleleşmek için mektep tahsilinin yanında ve ondan sonra mutlaka bir halk terbiyesi yapmak ve halkı bir arada ve birlikte çalıştırmak esasının kurulması lâzımdır.
Arkadaşlar; Cumhuriyet Halk Partisinin HalkevlerJylc takibe t Ugl ga-
İSTANBUL HALKEVLERİ
Nasıl çalışıyor - Nasıl çalışmalı
ye, milleti şuurlu, birbirlerini anll-yan, birbirlerini seven, İdeale bağlı bir halk kült-esi halinde teşkilâtlandırmaktır.»
Halk evlerimizin gayesini sarahatle İfade eden bu satırlara her hangi bir mülâhaza İlâvesini zait addederiz.
Üç sene sonra, yani 1935 te, İstan-bulda altı Halkevi daha açıldı. Bunlar: Beşiktaş - Beyoğlu - Kadıköy -Şehremini - Şişil - Üsküdar'dır.
Onlar da «Yeni zamanın anlayışına göre milleti tek tek fertler halinden çıkararak onları görilş, anlayış ve yapışta beraberlik haline sokmak ve onun İç varlığını İnkişaf ettirmek ve benliğinin derinliklerinde kaynı-yan emsalsiz kıymetleri moydana çıkarmakla* vazlfelendirilmlşlcrdl.
Kısa bir müddet zarfında İstanbul Halkevlerinin sayısı yine arttı. 1038 da Bakırköy - Eyüp - Fatih;
193» da Şile; 1940 ta Sarıyer Halkevleri açıldı. Mütemmim malûmat olarak İlâve edelim. Bu sene d» Halkevlerinin sayısı üç tan» arttı: Kartal Yalova - Yeşilköy.
Her hangi bir teşekkülün rüşdûnü İspat edebilmesini temin İçin on yaşını ikmal etmesi lâzım gelir. 1942 do Halkevlerinin onunçu yılı tesit edilirken C. H. P. Genel Sekreteri Fikri Tüzer şu sözleri söyledi: «Sevgili arkadaşlarım; halkın inanına, güvenine ve gücüne dayanarak zaferlerini kazanan ve inkılâplarını yapan Cumhuriyet rejimi; on yıl İçinde. Halkevlerlnden taşıp halka ulaşmak sure tiye büyük Türk milletinin zengin ve asil varlığını blzlere daha ya kından tanıtmış bulunuyor.
Sayın arkadaşlarım; yurt ve halk yanıbaşımızda bir hazinedir. Anahtarını Halkevlerinde buluyoruz. Bir
Halkevlerlyle sade halka doğru gitmeyi değil, her zaman halk içinde olmayı, her işimizi halkla beraber ve halk İçin yapmayı şiar edinmiş bulunuyoruz.
On yıl bu yüksek ve aziz maksadı gerçekleştirmeye az gelebilir. Fakat bu arzuyu İçten duyanların her gün artması, bir teşkilât İçinde birbirini tanıyıp kollaması, bir safta sıralanması, hattâ bu maksat için bu teşkilâtın lüzum ve hikmetine İnanması bu kısa zamanın en mutlu kazancıdır.»
Bu güzel sözleri can va gönülden ta.wibetmemek kabil midir?
Yalnız Halkevlerinin bu onuncu yıldönümü vesilesiyle verilen rakamların yirmi beş bin konferans, on beş bin temsil, sekiz bin konser, dört bin ders ve kurs şeklinde olması Halkevlerinin resmi ağızlardan dinlediğimiz gayelerine tıygun olarak çalıştıklarını pek ispat etmiyor ve bu rakamlardan kati bir istidlal yapmak kabil olmuyordu.
Üstelik biraz İncelenecek olursa SELİM NÜZHET GERÇEK (Arkaa 7 ncl salılfeda)
Created by free versiön of ÎPdF
*• Ticaret ve Sanayi odaları, Esnaf odaları ve Ticaret borsalan kanununa göre çalışan Esnaf odalarının İki senedenberi gösterilen faaliyetlerinde noksan tarafların tesblt edilerek bildirilmesi istenmişti. İstanbul Esnaf odası raporunu hazırlamıştır. Yakında rapor Ticaret Bakanlığına gönderilecektir.
( Deri sanayii ile meşgul olan sanayiciler Sanayi birliğinde birlik umumi kâtibi B. Halil Güleryüz'ün başkanlığında toplanarak dert İthal imkânlarını temin etmek üzere konuşmalarına devam etmişlerdir. İstenilen dövizin Ekonomi Bakanlığı tarafından teminine çalışılması için lâzım gelen teşebbüslere girişilecektir.
* İstanbul’da tifonun yerleşmesinde başlıca âmillerden biri de karasineklerdir. Karasinekler en riyada çöplerin toplanacağı yerlerde, ahırlarda çoğalıyor. Belediye bılnu göl önüne alarak ahır ve mandıralarla gübrelikleri yeni kayıtlara tabi tutacaktır.
ir Bazı tramvay duraklarına yaptırılan parmaklıkların üstüne halkı yağmur ve güneşten muhafaza etmek İçin tenteler yaptırılmaktadır. Tünel parmaklıklı durağı da 3 gündür kullanılmağa başlamıştır. Yakında Harbiye parmaklıklı durağının İnşasına başlanacaktır.
ir Belediye Sağlık İşleri müdürlü-ğnü de vekâleten İdare edecek olan Vilâyet Sağlık ve Sosyal Yardım müdürü doktor B. FaJk Yargıcı yenJ vazifesine başlamıştır. Doktor B. Faik Yargıcı iki günden beri İstanbul Briedlye doktoriariie Belediyeye alt diğer sağlık müesseslerini gezmekte buradaki işlerin yürüşünü tetkik etmektedir.
sahife 4 ___________________________________________AKŞAM______________________________________________________________________________________21 Temmuz 1945
tarihî vesikalar
Osmanlı imparatorluğu ile Fas arasında siyasî münasebet tesisi için Almanyanın teşebbüsü
Abdulhamidin Berlin sefaretine çektiği telgraflar — Berlin sefirinin görüşmeleri ve cevapları
Futbol
Tanca meselesinin son günlerde ye* niden Milletler arası mevzular arası* na girdiği telgraf haberlerinden anlaşılmaktadır. Bu vesile İle Fas Sultanlığının evvelce Osmanlı hükümeti le tesisine çalıştığı siyasi münasebetlerden ve Abdülhamld’ln bu meseleye karşı takındığı lıllâfet otoritesinden bahsetmeği faydalı buldum.
Malûm olduğu üzere Fas, Afrlkanın kuzey batısında müstakil bir İslâm hükümeti İdi. Bugün Fas topraklarının mühim bir kısmı Fransız!ara. Rlf havalisi İspanyollara ve Tanca limanı da beynelmilel bir İdareye tâbidir. Yani Sultanın mevcudiyetine rağmen bu hükümet 1911 tarihinden beri. İstif' âlini kaybetmiş bulunuyor.
Öteden beri Fransa lüzum gördükçe Fas hükümetinin dahili lşlerlna müdahale ediyor ve bu topraklan istilâ için vesile aramaktan hft.ll kalmıyordu. Ufak ve fakat izam edilen bir hâdise Fransızların beklediği bu
Fas şehrinde büyük tebligat almadığımı ve binaenaleyh tasavvuru mezkûrdan külliyen sarfı nazar edildiği zanrunda bulunduğumu beyan ettim. M üste? un mumaileyh İse Baron Marşal'ln bir kaç hafta evvel bu meseleyi yenldeu şevket-meap efendimiz hazretlerine arzey-lemlş olduğunu serd ve temhlt ederek keyfiyet feramuş buyurulmam ası ile arzolunması lüzumunu levan etti.» İçin hakipayı seneyi mülûkâneye tarafı âcizlden bilhassa telgrafname Bu telgrafa Mabeyin Başkltabetln-den şu cevap verilmiştir:
Mabeyni hümayun Başkilabettnden Berlin sefareti saniyesine 27 kânunusani «Saltanatı Benlye İle Fas arasında münasebatı dlplomatiklye husule getirmek meselesi hakkında Almanya sefiri Baron Marşal ile ahiren yeniden müzakere cereyan ettiği sırada Fas hâkimi hazretlerinin bayram münasebeti! e kendi karihasından rl-kâbı seniye! hazretl Padlşahlye tebriki havi bir telgrafname göndermesi konuşulmuş idi. Şevketmeap efendimiz hazretleri bu yolda hiç bir tel-grafname almadıklarından ketnafls-sab.ık muallâkta kalmaktadır. Bu halin sebebi İse halle hizmet etmesi lâzım gelen vesileden İstifade edilmemiş olması hususundan İbaret bulunduğundan şu tefarrûatan. Hariciye Müsteşarının nazarı dikkatine takdimine bezil sa’yü hizmet edilmesi.» Mabeyin Başkltabetlıun bu telgrafına Berlin sefaretinin yerdiği cevap şu şekildedir:
Berlin sefareti senlyeslnden Mabeyni hümayun Başkitabetıne 30 kânunusani «Mahremane — Türkiye He Fas arasında münasebatı -siyasiye tesisi maddesi hakkında İcra ettiğim tebligata cevaben filhakika bayram münasebetle bllfthara tarafeyn arasında inkisarı kalbe ve hoşnutsuzluğa mahal kalmamak üzere Dersaadet’çe tanzim ve Hâkim hazretlerine gönderilmek için Baron Marşal’e tevdi kılman bir müsveddeye mutabık olarak tebriki havi bir telgrafnamenln zatı hazretl Padlşahlye müşarünileyh Hâkim tarafından kesldesl Baron Marşal ile kararglr olmuş İse de Fas kıtasının hali lğtişaşi müsveddenin zamanında yetiştlrlleblimeşine mâni olduğu ve telgrafnamenln ademi keşidesi İşte bu sebepten İleri geldiği Hariciye nazırı tarafından âcizlerine beyan olunmuş ve Almanya devleti İki devleti Lslftmlye arasında münase-bat peydası maddesine fevkalâde ehemmiyet verdiği cihetle bu hâdiseden dolayı bilhasas müteessir olduğu İlâveten ityan edilmiştir.»
Bu telgrafta, ruh okşayan ifade tar-zma rağmen, nokta! nazarından bir türlü vaz geçemeyen Sultan Abülha-mid çok diplomatik bir cevapla mukabele etmişti.
Mabeyni hümayun Başkitabetinden Berlin sefareti senfyestne 3 şubat
«Mahremane — Fas hâkimi hazretlerinin bayram münasebetlle irsali kararglr olan telgrafnamenln gönde-rilememesl ne gibi esbaptan ileri geldiği zati şevketmeap efendimiz haz-retlerlne bir arıza İle İzah eylemeleri, yani Hâkimi müşarünileyh canibinden bu yolda bir arîzanır vurudu devleteyn arasında münasebatı siyasiye tesisine vesile teşkil edebileceğinden bu suretin Hariciye nazıma tebliğ ve tefhimine memursunuz.»
□örülüyor kİ her hangi bir hükümetle siyasi münasebet tesisi. Sultan Abdttlhamld’in keyif ve arzusuna tabidir. Siyasi ihtiyaçlar veya memleketin hayat! menfaatleri mevzuu-bahis bile değildir.
Yukarıdaki telgrafa Berlin sefareti saniyesinden ıu yolda cevap verilmiştir:
fırsatı kolaylaştımıştu-
Bultan Mevlâyt Abdülâzlz’ln saltanatı sırasında Fasın eski başkenti bulunan Mcrakeş’de Fransız tebaasından doktor Maurant’ı bir kaç miiteassıp Faslı öldürmüştü. Bunu fırsat addeden Fransa hükümeti tazmlnta talebine kalkıştı ve halen Fasın müterakki şehirleri dnen biri olan Kazablan-ka'yı İşgal ediverdi. Bu hareket Fasın İşgaline bir başlangıç teşkil eylemiştir
Bu işgal hâdisesi halkın galeyanını mucip olduğundan Merakeş'de hükümete karşı tenkldler başgösternıiş ve bu halden ürken, hükümet Mera-keş’l terkle «Rabat* ı başkent ittihaz eylemişti.
Lâkin ecnebi ajanların faaliyeti sayesinde Merakeş galeyanı umumi bir kıyam şeklini almış ve âsilerin başına geçen Sultan Mevıöy Abdûl-aziz'in kardeşi Mevlây Haliz Fransız-lara karşı Cihadı ekber ilân eylemiştir. Neticede isyanın zuhuru ve Cihadı ekber ilânı bazı şahsî emellerin tatminine sebep olmaktan başka bir işe yaramamıştır.
Filvaki Mevlây Hafiz vaziyete hâkim olarak sultanlığını İlân ve Fas şehrini merkez ittihaz etmiş ve biraderini Tanca'da İkamete mecbur eylemiş ise de, aşağıda İzah cdllecekl veçhile, memleketin istilâya uğramasına mâni olamamıştır. Hattâ Almanya İmparatoru Vilhelm'in 31 mart 1905 tarihinde Tanca’yı ziyareti ve Fası himaye eder bir tarzda beyanatta bulunması 0 nisan 1090 tarihinde Elce-zlre konferansının akdini temin ve harekâtı tehir eylemekle beraber istilâyı bertaraf edememiştir.
İşte Fazın maruz kaıcnğı böyle nazik durum dolayısile o şıralarda Sultan Mevlây Hafiz, Alman hükümetinin teşvik ve tavassutlle, OsmanlIlarla münasebatı siyasiye tesisine çalışmış ve bundan mânevi müzaheret temini ümidine kapılmış ve din birliğinin faydalı bir rol oynıyacağı zanlıma düşmüştür.
Bu görüş ve düşünce ıledlı kİ Mevlây Hafiz tarafından Avrupaya gönderilen sefaret heyeti seyahatini Isan-bula kadar uzatmak ve Osmanlı hü-kûmetlle temasa girmek emeli besliyordu. Bu tasavvurdan haberdar olan Mabeyin Başkltabetl Berlin sefaretine şu yolda bir telgraf çekmiştir:
Mabeyni hümayun Başkitabetinden Berlin sefareti sen İyesine 21 teşrinievvel
« Faşta blgayrl hakkın Emirlik İddiasında bulunan Mevlây Hafiz tarafından Avrupaya gönderilen vekillerinin Berlinl ziyaret etmelerini müteakip Dersaadet'e gelecekler! haber alın-makadır. Mumaileyhimin böyle bir tasavvurda hnlnmalarmda Almanya devletinin bir İştiraki, bulunmasına İhtimal vermemekle beraber bu malûmatı bize veren menıbaın İşi o renkte gösterdiğini ve zatı sefirar.e-leri bu bapta tahkikatı mukteziyenln İcraslle neticeyi sürati kâmile ile Jş’are ba lradel seniye memur bulunduğunuzu lş’ar eylerim.»
Berlin sefaretinden bu telgrafa verilen cevap Alman Hariciye nazırının sarih bir şey söylemediği merkezindedir. Ve bu muhabereden haberdar edilen Berlin'deki Fas sefaret heyeti de İstanbul'a gelmekten sarfı nazar etmiştir.
Bununla beraber bir müddet sonra Berlin sefaretinden Mabeyin Başklta-betlne şöyle bir telgraf gelmiştir:
Berlin sefareti saniyesinden Mageyni hümayun Başkitabetine
24 kânunusani
«Mahremane — Faşta bir Osmanlı. sefareti tesisi hakkında hayli zamandan beri zati şamil Sadaretpenahi Ilo Baron Marşal arasında cari olan milzakeratı kafiyeyi Hariciye müsteşarı bugünkü mülakatımızda serma-yel mübahase etti. Bu İş hakkında bir seneden beri Dersaadet'ten hiç bir
çarşının kayısı
Berlin sefareti senlyeslnden Mabeyni hümayun Başkttabeline 15 şubat «Hariciye nazırlle bugün yeniden mülftkat ettiğim sırada saltanatı seniye İle Fas. devlet! arasında müna-sebatı resmiyet siyasiye tesis edilmesi maddesindeki ehemmiyetinden bah-seyleyerek hem zaman lzae edilmemek, hem de hükümeti senlyenln emeline mugayir birşey yazılması su-retile İleride yeniden müşkülât zuhuruna mahal kalmamak üzere Fas Emir! tarafından şevketmeap efendimiz nazı etlerinin hakipuyt, hümayunu mülûkftnelerlne arz ve İrsali arzu buyurulan arizanın müsveddesi hükümeti senlyece tanzim kılınarak ita olunması talep ve Almanya devleti mezkûr müsveddeye Tanca’da mukim sefiri vasıtasile vaz'ı imza ettirerek gönderteceğinl beyan eyledi. Nazın mumaileyh yalnız Babıâllnln Tanca’da bir sefiri bulunup, Fas hükümetinin de mukabeleten Dersaadette bir sefiri bulunmasına lüzum olmadığını da ilâvel makal etti.»
Alman hükümetinin Sultan Abdül-hamid’e karşı yukarıkl telgrafta gösterdiği cemllekârhk dikkate şayandır. Ve bununla istihdaf edilen gaye de Fasa bir Osmanlı sefaret heyeti bulundurmak suretile Almanyanın evvelce Elcezire konferansında hissettiği siyasi yalnızlığı bertaraf etmek ve bundan sonrası için de kendi nokta! nazarına göre hareket edecek bir yardımcı temim eylemekti.
Maamafilı Sultan Abdülhamld bu gibi endişelerden uzak ve şahsi hot-kâmlığını teminden başka bir şey düşünmüyordu. Buna binaen Berlin sefaretine şu telgrafı çektirdi.
Mabeyni hümayun Ba, .itabeiem_..ı Berlin sefareti senivesine 17 şubat «Fas Emir! hazretleri tarafında saltanatı seniye İle Fas arasında münasebeti şlyaşiyel resmiye tesisi İçin hakipayı senlyei mülûkâr.eve müracaat edildiği sırada arz ve İrsal kılınması lâzım gelen arizarıın sureti bu kere Meclisi hası vükelâca tamamile tanzim ve Arapça tercümesi Alman-yanın Dersaadet sefiri Baron Marşal hazretlerine teslim olunmuş bulunduğundan bir müsveddesi de malûmatı seflraneleri olmak ve İcabında ona göre İdarei Usan ve maslahat edilmek üzere tarafı Alilerine işar edilmiştir.»
Bu telgrafta bahsi geçen ve Fas Sultanı Mevlâyı Hafiz tarafından İmza edilmesi lâzım gelen mektubun sureti:
«Hükümeti âcizanemie makamı mu-allâyı hilâfet arasında münasebatı resmiye tesisi umum tebaam-ca bilhassa mucibi mefharet olacağından bu baptaki arzumun hakipayı senlyei mülû-kftnelerlne arzlyle makrunu müsaa-del senlyei hllâfetpenahllerl buyurul-masını istirham eder ve bu baptaki iradat ve tebligatı senlyeîerinln şerefi telâkkisi tarafı bendegânemce fevkalâde badi! mahzuzlyet olacağını arz-eylerlm.»
Mektup sureti, İfade ve t&birat bakımından çok calibi dikkattir. Abdülhamld hallfel ruyi zemin kisvesine bürünerek büyüklüğünü empoze ediyor ve Fas Sultanınca öyle tanınmasını İstiyordu. Maamaflh Alman hükümet! ifadede değişiklik yapılmasını sefir Baron Marşal vasıtasile Mabeyin Başkltabetine İhsas etmiştir. Lâkin bu müdahaleden Abdülhamld'ln cam sıkılarak Fas hükûmetUe siyasi münasebat tesisinden sarfınazar etti. Ayni zamanda bu hissi İzhar etmekten çekinerek siyasi münasebat tesisini yeniden vükelâ heyeti kararına talik eyledi. Bu münasebetle Berlin sefaretine çektiği telgrafı ve meselenin aldığı şekli diğer bir yazıda ı anlatacağım (4 hm t Bedevi
BULMACA
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Gezme-k için «Nereye gideyim h diye düşünme.
2 — Hllekâr.
3 — Bilgin - Yaprak.
4 —* Bir nevi demir.
5 — şikâr - Berrak - Bir Azamız.
8 _ Eğilerek selâm verme.
7 — Tersi sayıdır - Bir göz rengi,
8 — Heri değil - İntihap.
9 _ Kira - 100 kuruş.
10 — Tersi mayldlr - İstimdat edatı.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Boldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Gecesefası, 2 — Eşekarısı, 3 — Ceviz, Rana, 4 — Ekilen, Bağ, 5 — Sazeserl, 8 — Er, Nedlyor, 1 — Fır, Ri, Em&, 8 — Asabiye, Em. 9 — Bina, Omega, 10 — Ağaramaz.
TAVZİH
Alman hastanesinin 19/7/945 tarihli gazetemizde neşredilen teşek-kürnameslnde (Cesur ve gayretli itfaiyemize karşı İzhar edilen minnet) cümlesi sehven unutulmuş olduğu İçin teşekkür ve minnettarlığımızı tekrarlarız.
Alman Hastahanesl Başhekimi Operatör Prof. Dr. Orhan Abdi Kurtaran
Spor Şûrası toplanıyor
Yeni bir limit parıltısı
Yazan; ADİL GİRAY
Eski atletizm federasyonu baş-1 kanı (Saffet Gürol) bundan bir müddet evvel Kırmızı Beyaz mecmuasında çok enteresan bir yazı yazmıştı. Bütün dünyada olduğu gibi, bizde de spor İşlerinin bir memleket dâvası halini aldığını pek güzel kavrayan bu emekdar arkadaşımız ortaya cazip bir fikir atıyordu:
Spor işlerimizin hepimizin hasret çektiği bir düzgünlükte yürümesini sağlamak için bir spor kongresi yapmak,
(Saffet Gürol) un bu teklifini, spor işlerimizin bugünkü durumu bakımından tam vaktü zamanında yapılmış olması da ayrıca dikkate değer bir keyfiyet olarak kabul edebiliriz.
Yurt sporuna candan bağı olan herkesin bu teklifi desteklemesi ve kongrenin biran evvel yapılmasını içten gelen bir duygu ile istemesi kadar tabi! bir şey tasavvur edilebilir mi?
Sevinçle kaydedelim ki, bir spor kongresi yapmak ihtiyacını, hepimizden evvel Türk sporunda en son karar ve tatbik mercii olan merkez istişare heyeti lüzumlu ve faydalı bulmuştur. Merkez istişare heyeti son toplantısında bu işi konuşmuş ve bir (spor şûrası) nın toplanmasını kabul ve muvafık bulmuştur. Kongre fikrini ilk ortaya atan arkadaşımız Saffet Gürol bu İsabetli görüşünden dolayı ne kadar takdir ve tebrik edilse yerlndedir. Merkez istişare heyeti de bir spor şûrası toplamak İçin verdiği müspet bir kararla herkesin haklı olarak güvenini tazelemiş oldu.
•a#
Milli Eğitim Bakanlığı beden eğitimi genel müdürlüğünden yapılan bir slkülere nazaran «beden eğitimi ve spor şûrası» şubat 1946 da Ankarada toplanacaktır, Hazırlanan gündem gereğince şu konular konuşulacaktır.
A — Okulda, orduda, kuiüpte bfden eğitimi ve spor meseleleri.
B — Beden eğitimi ve sporla ilgfli mevzuat ve teşkilât, tatbikat, kontrol ve mükellefiyet meseleleri
C — İzcilik,
D — öğrenci ve İdareci kadroları, saha, tesis, malzeme.
E — Sporda normal meseleler, (profesyonellik, spor adaleti).
F — Dilekler ve teklifler. Görüyoruz ki toplanacak şuranın gündeminde hemen hemen bugünkü spor İşlerimizi çok yakından alâkadar eden meselelerin hiç biri unutulmamıştır.
Yurdumuzda Uk olarak toplanan spor şûrasının muhakkak muvaffak olmasını istemek bu toplantının memleket sporu için çok hayırlı olmasını dilemek sporun samimî dostlarına düşen bir borçtur. (Şûra) da konuşulacak meselelerin çokluğu ve zorluğu karşısında bazı hatırlatmalar yapmağı faydalı buluyoruz.
Beş altı ay sonra yapılacak bu toplantıya çağrılacak spor adamlarımızın seçilmesi ilk esaslı iş olarak belirmektedir. Bu noktayı bizim kadar merkez İstişare heyetinin de düşündüğüne şüphe edilemez.
Haberin aslı ve mahiyeti malûm olmamakla beraber şûraya iştlrâk edecek olanların sayısının (150) yi bulacağı tahmin edilmekteymiş. Bugünkü spor varlığımızla kıyas edecek olursak bu sayıyı biraz fazla bulmak mümkündür.
Sporda az çok bir İhtisas yapmış ve makul bir İdareci olarak tanınmış arkadaşların sayısı bu rakamdan çok azdır. Bizce şûranın ilk muvaffakiyeti merkez İs-
Küme taksimatında mühim değişiklikler
İstanbul futbolunda mevsim başından itibaren mühim değişikliklere şahit olacağımız anlaşılmaktadır. Kulüpler tarafından yeniden seçilen futbol tertip komitesi beden terbiyesi müdürlüğünde futbol ajanı Nedim Kaleci'nin de iştirâkile yaptığı müteaddit toplantılarda şehrimizdeki kulüp adedinin fazlalığını ve aralarındaki kuvvet farkını gözönünde tutarak maçlara iştirak edecek kulüpleri şu şekilde kümelere ayırmağa karar vermiştir,
Birinci küme A ve B nâmı altında iki grupa ayrılacak ve
A trupunda: Beşiktaş . Fenerbahçe - Galatasaray - Beykoz -Beyoğlu . t Spor - Vefa - Süley maniye, B grupunda: A. Hisar -Elektrik - Kasımpaşa -Taşkızak -Demirspor , Sarıyer - Anadolu -Rami kulüpleri bulunacaktır.
Geriye kalan 20 kulüp ikinci kümeyi teşkil edeceklerdir. Lig maçları nüıayetinde birinci kümenin A grupunda dördüncüye kadar dereceyi alan dört kulüp millî kümeye ayrılacak ve geriye kalan dört kulüp, B grupunun dördüncüye kadar derece alan dört kulübile birlikte sekiz, kulüp halinde ve millî küme maçları devam ederken İki devreli maçlar vapacaklar ve bu karşılaşmalarda dördünciye kadar derece alan kulüpler millî kümede oynıyan dört kulüple beraber gelecek sene birinci kümeyi teşkil edeceklerdir.
On kulüplük iki grup halinde yapılacak ikinci küme maçlarında İse sene nihayetinde iki gru-pun birincisi arasında «d maç yapılacak ve birinciliği kazanan takım İkinci küme şampyonu olarak birinci kümenin B grupu sonuncusu île otomatikman yer değiştirecektir. Kulüp murahhasları yeni sene lig maçları kur’alanm çekmek üzere pazartesi akşamı İçin bölge müdürlüğünde toplantıya davet edilmişlerdir________________
VEFAT
Tüccardan
BUR.HANETTİN TANTAVÎ dün sabah saat beşte vefat etmiştir. Cenazesi bugün Göztepedekt köşkünden kaldırılarak, namazı öğleyi müteakip Sahrayıcedit camisinde kılındıktan sonra makberl mahsusuna defnedilecektir. Cenabıhak anıklı ailesine ecir ve sabır versin.
Çelenk gönderilmemesi rica olunur.
At yarışları
Haftanın program ve tahminleri
İtan bul at yarışlarının üçüncü hafta koşularına yarm Vcllefendl koşu sahasında devam edilecektir. Geçen haftaki koşuların eürprlall geçmesi ve müşterek bahsin dolgun para ödemesi meraklıları bu hafta da yarış sahasına sürükleyeceği muhakkakın Haftanın program ve tahminleri aşağıdadır:
Birinci koşu
üç yaşlı safkan Arap erkek ve dişi taylarına mahsus satış koşusu olup İkramiye! 300 lira, mesafesi 1400 metredir. Azami satış flaU 2500 Uradır. Koşuya: 1 — Bakır Coşkun 60. 2 — İnci 58,5. 3 — Dllunen Kızı 48,5 kilo İle İştirak etmektedir. Favori Bakır Coşkun rakibi İnçidir.
İkinci koşu
Kazançları yekûnu 1400 lirayı geçmeyen İki yaşında safkan jı.glllz taylarına mahsus olup ikramiyesi 500 lira, mesafesi 1900 metredir. Kaşuya
1 — Levend 57, 2 — Çukurova 55, 3 — Bürümcük 53 kilo ile İştira^ etmektedir. Favori Levenddlr.
çüncü koşu
Üç ve yukarı yaşta yeril yarım kon İngiliz at ve kısraklarına mahsus olup ikramiyesi 500. mesafesi 1600 metredir. Koşuya 1 — Ferehnâk 60,5,
2 — Neriman 00,5, 3 — Küçük Bekâr 00, 4 — Güven 58.5. 3 - Küçük Bekâr kilo İle İştirak etmektedir.
Favori Ferehnâk rakibi Burgazdır.
Üçüncü koşu
Üç ve yukarı yaşta ve sene zarfında kazançları 2500 lirayı geçmeyen her ırka mensup at ve kısraklara mahsus centilmen koşusu olup ikramiyesi 500 lira, mesafesi 2000 mettedir. Koşuya 1 — Varat 71. 2 — Konrt-sarj 71, 3 — Hümayun 71, 4 — Deste-gü'1 69.5. 5 — Diken 69, 6 — Bugün 57.5 kilo ile iştirak etmektedir. Favori Diken rakibi Destegüldûr. Maamaflh amatör Jokeyler ..indiğinden koçunun fazla meharet gösteren Jokeyler tarafından kaz?"''masını göz önünde tutmak lâzımdır
Beşinci koşu (hendikap)
Dört ve yukarı yaşta safkan Arap at ve kısraklarına mahsus olup ikramiyesi 500 lira, mesafesi 2000 metredir. Koşuya 1 — Tarzan 72. 2 — Dabi 65. 3 — Çağlayan 63, 4 — Güzel Bur-a 60, 5 — Yılmaz Ruşen 59, 6 — Maşallah 53, 7 — Ankara 51 kilo İle iştirak etmektedir. Kilolar çok İsabetli tevzi edildiğinden atlar müsavi şansa maliktir. Maamafih ağır kilolarda Tarzan ve Dahiyi, hafif kilolarda Maşallah llş Yilmaz Ruşen! -»lirine tercih edebilirsiniz.
İkil! bahis: 3-4-5 İnci koşularda Çift»bahis: 4 ve 5 İneL koşularda Üçlü bahis: 3-4-5 inci koşulardadır.
Şasi Tezcan
Uyku, bir ihtiyaçtır
Uyku, âdet değil, bilâkis gayet ehemmiyetli bir ihtiyaçtır, Son zamanlarda yapılan bir tecrübede bu vaziyet bir daha tesbit edilmiştir.
Birleşik Amerıkada bir genç uyumadan hayattan zevk alabileceğini ileri sürmüş ve bir tecrübe yapmak istemiştir. Delikanlı tecrübesinin kontrol altında tutulabilmesi İçin araştırma işlerlle meşgul olan bir müesses e ye müracaat etmiştir. Bu adam, araştırma işlerile uğraşanların gay-retile 231 saat veyahut takriben 10 gün uyumamıştır. Fakat ilk günlerden sonra, çok unutkan olmağa başlamıştır.
Tecrübenin sonuna doğru delice düşüncelere daldığı görülmüş, bu vaziyet karşısında tecrü-beye son vermek ihtiyacı basıl olmuştur.
Delikanlı kırk sekiz saatlik bir uykudan sonra sıhhî durumunu büyük mikyasta ıslah etmiştir. Arası çok geçmeden adam tam mânasile normal duruma girmiştir
tişare heyetinin; İştlrâk edecek üyeleri seçmek hususunda yapacağı İlk İsabetli kararile ölçüle-necektlr.
EŞYA SATIŞI
Türk Hava kurumu İstanbul Vilâyeti şubesinden:
Kur umumuzun Cağaloğlundakl binasında mevcut eşyanın evvelce İlân edilen günde satışı tamamlanamadığından kalan eşyanın 23 Temmuz 945 pazartesi günü saat onda satışına devam olunması kararlaştırılmıştır.
Bu eşyalar arasında maroken kanape ve koltuklar, perdeler, dolap ve gardroplar, sobalar, demir kapılar, madeni çelenk!er ve sair kıymetli eşyalar mevcuttur.
İsteklilerin sözü geçen gün ve saatte Çağaloğlundaki Kurum binasında satış komisyonuna müracaatları. (9665)
ALiŞVERıŞ DURUMU
İhtikârı önlemek için herkes kontrolör olmalı...
28 sardalya balığı 350 kuruş olur mu?—Beş arkadaş Floryada nasıl ökseye bastırıldık?
Turlu Uçareı zümresine dahil esnaf ve tüccar arasında bazı hilekâriar türemesi; bir lokantada yemek yemekten tutalım da ayakkabı, çamaşır ve İbişe gibi ihtiyaçların temini şöyle dursun, bir kilo meyva, et ve balık almağa, hattâ bir bardak su İçmeğe varıncaya kadar her ’lşde gözü dört açıp aldanmamağa çalışmağı lca-betUriyor. Hülâsa bugunkü piyasada kontrolör de, müfettiş de, Belediye memuru da. kimyager de kendiniz olacaksınız. Aksini İddia edenlere soruyorum: Aldığınız şu bir çift kundura tabanının veya ökçesinin mukavva olmadığına, kapınızdan geçen bir seyyar satıcının veya köşebaşın-daki manavın bir kilo ormudu size tam 1000 gram olarak verdiğine, karnınızı doyurduğunuz lokantada önünüze sürülen hesap pusulasında lokantacı lehine bir yekûn hatası bulunmadığına emin olabilir misiniz? İçkili bir gazinodan bahsetmeğe İse lüzum görmüyorum; çünkü bu gibi yerlerin çoğunda müşLerlden fazla para sızdırıldığının artık bLr âdet hükmüne geldiğini gazetelerdeki çeşitli haberlerden öğreniyoruz.
Limon içinden suyunun, yumurta içinden sarısının enjektörle alındığına dair ısrarla dolaşan rivayetler karşısında İnsanın; İçilen bir bardak suyun su. alınan bir karpuzun içinin dolu çıkacağına da inanacağı gelmiyor. Halkta küçüğünden büyüğüne kadar tüccar ve esnafa karşı bir itimatsızlık vardır. Dürüstlük kaidelerine dayanan bu konu üzerinde durulmasını daha salahiyetli kalemlere bırakarak ben sadece bugünkü ihtikâr salgınını önlemek İçin kontrol makinesini iyice işletmeği emreden iki hâdise üzerinde durarak İki misal vermek istiyorum.
Dört sardalye
50 kuruş olur mu?
Bir arkadaşımla Baiıkpazanndakl balıkçı lokantalarından birine girerek karnımızı doyurmak İstedik. Dükkân sahibine sordum:
— Şu sardaiyalardan kaç ıskara bir porsiyondur?
— Dört balık bir porsiyondur ve 50 kuruştur.
Düşündük: Şehadet parmağından daha ufak boyda dört balık 50 kuruş!.. Bir adam 4 porsiyon, yani 16 bahk yemeli ki doyabilsin! Fakat dört porsiyon 50 çerden 200, ekmek ve ufak bir tabak salata etti 250 kuruş.
İki kişinin sardalya ıskarası İle karın doyurmasının 5 liraya mal olacağını görünce arkadaş dükkân sahibine sordu:
— Size yarım iklo balık getirsek bize ıskara yapar mısınız?
Muvafakat cevabı alınca karşı sıradaki takçılara gittik ve birinden kilosu 60 kurştan yarim kilo sardalya aldık; saydık tamam 28 tane sardalya... Hem de balıkçı lokantasındaki sardaiyalardan daha iri boyda ve taze. Lokantacı bunun İçin bizden 30 kuruş pişirme ücret! aldı ve birer tabak Salata He ekmek; yemeğimiz, 30 balık + 30 pişirme 4- 20 ekmek -i- 40' lkl salata — 120 kuruşa maloldu, soo kuruş nerede. >20 kuruş neredeI...
Üzerinde durulacak mesele şu: Yarım kiloya 28 sardalya girdiğine ve 30 kuruş olduğuna göre 28 balık, bir porsiyonu 4 balıktan 7 porslyonluk balık demektir. Yedi porsiyon balık İse 50 şerden 350 kuruş eder ki bunun maliyeti yukarıda da İzah ettiğim veçhile 30 kuruştur. Bu, ihtikâr değildir de nedir?
İhtikârla mücadelede bir taraftan halkın ilgililere şikâyette bulunmalarının, diğer taraftan da belediye kontrol makinesinin aksamadan işler bir hale getirilmesinin önemli rolü olacağına kaniim.
Florya’ya bir gezintinin
sonu
ikinci misalim de, biri belediye meclisi âzası olan beş gazeteci arkadaşın Milli korunma mahkemesine İntikal ettirdiğimiz bir İhtikâr ve belediye nlzamlnnna riayetsizlik hâdisesidir. Kısaca bunu da anlatayım:
Beş arkadaş Floryaya gittik ve kara tarafındaki içkili lokantalar önünden geçerken bunlardan birinde (3 kap yemekli bir tabldot 120 kuruştur» diye bir levha gördük. Pahalı değlL.. Girdik, Tabldottaki yemeklerin nelerden İbaret olduğunu öğrenmek İçin garsondan listeyi İstedik. Tabldotun 120 kuruş olduğu ve yemeklerin adlan listede de yazılı olduğu halde garson:
— Efendim tabldot yazılıdır amma, yoktur. Size porsiyon olarak yemek verebiliriz.
Demesin mİ? Porsiyon yemeklerin flaperlnl pahalı gördük. Kalkmak İstedik. Fakat tabldottan emin olduğumuz için lokantaya girer girmez birer çişe bira istediğimiz ve bunları da açtırmış bulunduğumuz için kalkama-
dık. Çar naçar porsiyon olarak yemek getirttik. Gelelim hesaba: Yemek fliti listede yazılı olduğuna göre doğru.. Fakat bu hesap pusulasında salata flall llstedekinden fazla; lkl defa da gelen yarımşar ekmek için de 100 kuruş yazılı İdi.
Beş gazeteci arkadaştan birimizin Belediye meclisi âzası olduğunu yukarıda İşaret etmiştim. Bu arkadaşa:
— Gördünüz mü bay belediyeci? dedim. Müşteriler nasıl aldatılıyor. Buradaki «tabldot 120 kuruştur» levhasının müşteriyi lokantaya çeken bir reklâm olduğunu ve müşterilerin bununla ökseye bastırıldığını İzaha lüzum var mı?
Beş arkadaş doğruca Florya polis karakoluna giderek vaziyeti anlattık. Lokantacı ve garsonları, İhtikâr ve belediye nizamlarına riayetsizlik zabıtları tutularak derhal Milli Korunma mahkemesine sevkedlldiler. Bir kaç gün sonra da şikâyetçi sıfatlle İmzaladığımız zabıt varakaları üzerine blzlcrl Mili! Korunmaya çağırıp dinleyecekler.
Burada önemle üzerinde durulmağa değer şu noktayı bilhassa kaydetmek istiyorum. Lokantacı İle garsonları poliste İfadeleri alınırken:
— Şikâyet dileceğimizi hiç de an-lıyamamıştık.
Dediler. Her vatandaşın kendisini bir müfettiş, bir kontrolör yerine koyduğu ve şikâyet edileceğini hissettirmeden lokantacıyı, gazinocuyu, seyyar ve sabit esnafı, küçük ve büyük tüccarı haklı olarak şikâyet ettiği takdirde bugünkü ihtikâr salgınının önlenmesinde mühim bir rol oynamış olacaklarına şüphe yoktur.
Floryadakl lokantacıyı şikâyetimiz sırasında polis karakoluna gelen Bakırköy kaymakamı B, Adilin bize teşekkür ederken:
— Ah... Keşke herkes sizin gibi böyle gelip şikâyet etse-
Demesi de hükümet adamlarının haklı şikâyetleri memnuniyetle karşıladıklarının bir delilidir. İşi «adam sen de...» llğe vurdukça ihtikâr salgınının daha kökleşeceği, daha fazla dal budak salacağı da şüphesizdir.
Cemaleddin BİLDİK
Çok çocuklu bir aile
Develi (Akşamı — İlçenin Yahyalı bucağına bağlı Karaköyde Emir ağa oğlu 323 doğumlu Veli Sırkintl. Zellha ve Fatma adında lkl kadınla evlidir. VelTnln Zellha’dan dokuz, Fatmadan on çocuğu dünyaya gelmiş, bu yaz, bunlardan üçü vefat etmiştir. Mevcut on altı çocuk hâlen sağ ve hepsi de vücutça sağlam ve gürbüzdürler. Bunlardah dördü erkek, on ikisi kızdır. Mevcut lkl karısı hâmile olup kurtulmaları gün meselesidir. Şu hale nazaran henüz kırk bir yaşında olan Veli, on altı çocuğa daha İki yavru katmak suretlle çocuk sayısını on sekize çıkarmış olacaktır.
Veli geçim hususunda çok zorluk çekiyormuş. Geçim vasıtaları dar olan bu aileye hayırsever kurumlarımızla Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının yardım elini uzatmasını temenni ederim.
Develi’de mahsul az
Develi (Akşam) — 945 yılı ekim vaziyetini tetkik ve tesblt için köylere çıkan tahmin ekipleri görevlerini bitirerek İlçeye gert dönmüşlerdir.
Hububatın geçen yıla nazaran yüzde otuz nispetinde bir eksiliş olacağı tahmin edilmektedir.
Davutpaşa Gençlik Kulübünden: Kulübümüzün senelik kongresi 22/7/945 pazar günü saat 11 de C. H. p. Cerrahpaşa semt ocağı binasında yapılacağından sayın üyelerin teşrifleri rica olunur.
AKŞAM
Abone bedeli
Türkiye Ecnebi
Senelik 2800 kuruş 5400 kuruş e Aylı» 1500 » 201) 0 ■
3 Aylık coo » «00 *
Adres tebdili İçin elli kuruşluk pul gönderilmelidir Aksi takdirde adres değiştirilmez._____‘ _
Telefonlarımız Başmuharrir: 20585 Yazı tşlfrl: 20765 - idare: 20881 Müdür: 20497
Şaban 11 — Hızır 77 imsak Güneş öğle ikindi Ak. Yatsı E. 7.00 9 10 4 44 8.42 12.00 1.55 V. 3.36 5.46 13.20 17,18 20,38 22.31
İdarehane Babı&l) elvan
Acımuıluk sokak No 13
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:
Esir olarak getirilip Istanbulda satılan çocuk..
SERRES SCTVN
Hukuk neşriyatının bir plâna göre geliştirilmesi adaletin tezahürü bakımından zaruridir
Yazans Avukat Reşctl Kaynar
Çocuklar yelkenliye binip açıldılar. Istan-buldan Marsilya’ya bir buçuk ayda gittiler..
,) Hamdi beyin hiddeti — Kadıköyü ve Beyoğlu Belediye reisliği — Pis sa-I tıcı — Yanakta şaklıyan tokat — İki tokat, iki lira — Sakızlı küçük esir ı — Hüsrev paşanın kölesi — İstanbuldan Parise gönderilen çocuklar — | Meşhur Pastörün arkadaşı — Üçüncü Napoleon ve Etem paşa — Ab-I dülmecid’in Fransızca hocası — Meşhur Ahmet Vefik paşa — «Git o
Hamdi bey, hiddetlendiği zaman hiç bir şey kendisinin önüne geçemezdi. Tam bir sanatkâr ve fazla hassas adam hiddeti* Âni bir parlayış, bir müddet sonra sükûnet ve eğer birisine bağırmışsa gönlünü almak... Dostlan: «-Resim yapar gibi âdeta sanatkârane kızar, sanatkâ-rane hiddet eder!.» derlerdi.
Hakikaten kızışları da çoktu, Bir kere kapısının önünde gayetle temiz olması ic a beden bir sokak satıcısının insanı deli edecek kadar pis bir hareketini görmüştü. Pek haklı olarak kendisini kaybedecek derecede çileden çıktı. Malını eliie tuttuğu ve sattığı şey yıkanmadığı için fevkalâde temiz olması lcabeden bu gibi satıcıların en küçük pisliğine tahammül edemezdi. Hattâ bir zamanlar Kadıköyü ve Be-
yoğlunda Belediye reisliği de yapmış ve esnafa bu gibi işlerde ne derecede sinirli olduğunu ispat etmişti. Bugün de böyle hattâ hastalık halinde titiz Belediye erkânına ne kadar ihtiyacımız var.
Hamdi bey adamın o hareketini görünce aşağîya fırlamış, kendisinden gayetle- iri yarı ve güçlü kuvvetli olan pis satıcının suratına iki dehşetli tokat aşket-misti. Sonra da bir «temizlik ilâhı» halinde içeriye girmişti. Şaheser derecede pis satıcı neye uğradığını anlamamıştı.
Lâkin Hamdi bey eve girer girmez, sanatkâr damarları kabarmış, hiddeti yatışmış, yerden göğe kadar tokadı hakeden adama acımış, hattâ yaptığına pişman olmuştu.
Adamlarından birini çağırdı* Ona iki lira uzattı:
— Şunu al. Dışanda iki tokat attığım adama ver... dedi:
Bunu duyan Hamdi beyin dostlarından gayetle şakacı, son derecede nüktedan bir zat. tabiî tamamile lâtife olarak şöyle demişti:
— Ne iyi şey!.. Bir liraya bir tokat.., İki tokat iki lira,.. Ben iskonto yapıyorum Hamdi bey. 75 kuruşa!....,
O zaman hakikaten bir lira I mühim bir paraydı.
Hamdi bey fenalık, pislik, kötülük karşısında derhal coşardı. Merhameti, İyiliği, hassaslığı, sanatkâr ruhu da onu daima taki-bederdl.
Hiddeti, şevki, sinirleri kendisine tamamile babası sadrâzam İbrahim Etem paşadan katmıştı. Aynı ânl parlayış., fikrinin, kanâatlerinin aykırı şeyler karşısında aynı köpürmeler...
Sakızlı küçük esir-
Lâkta dünyanın hiç bir tercü-mei hail, bütün tafsilâtlle yazıldığı takdirde, İbrahim Etem paşanın hayat romanı kadar enteresan olamazdı Hamdi beyin babası sadrâzam Etem paşa, Sakız adasından esir edilip îstanbula getirilmiş ve burada bir kaç altına satılmış bir köleydi. Küçücük, gayet sevimli bir Rum çocuğu!,. Lâkin bu çocuktaki ha-rlkulâ’de zekâya, akıl durduracak kabiliyete bakınız ki minimini köle pek küçük denilecek bir yaşta yüksele yüksele nihayet koca imparatorlukta bir İnsanın oturabileceği en büyük sandalyeye, sadrâzam yerine oturdu. Ve hakikaten de birinci sınıf bir sadrâzam oldu. Yalnız evlâtları değil, bütün memleket onunla iftihar etti,
Etem paşayı Istanbulda satın alan Kaptanı Derya Hüsrev paşa İdi. Hüsrev paşa İçinde küçük lEtem de bulunan 10 - 12 yaşın-I daki bir küçük çocuk grupunu
Hanıdi bey çalışma masasında perdeleri inik, sakin bir odada
Hamdi beyin resimde çalışma tarzını gösteren bir fotoğraf tablosunda çizeceği adamın pozunu evvelâ kendisi gösterir ve bu şekilde resim çektirirdi. Bu fotoğraf onlardan biri ve Hamdi beyin bizzat kendisidir
Avrupaya tahsile gönderdi. Hüsrev paşanın böyle satın alarak yetiştirdiği, memlekete pek büyük hizmetlerde bulunmuş bir çok kimseler vardır.
Bir gün küçük Etemle arkadaşları ve hâmileri Kaptanı Derya Hüsrev paşa ile birlikte, yanlarında Fransızca hocaları, müsteşrik M. AmM6 Jilbert olduğu halde Aynalıkavak köşküne geldiler, Sultan Mahmuda birer birer takdim olundular. O günü Marsilyaya hareket eden bir yelkenliye. sultanın gözü önünde Aynakkavak rıhtımından bindiler Bu küçük kafileye Fransızca hocaları M, Am&iâ Jilbert reislik ediyordu. Çocukların her şeylerinden o mesuldü.
Kaptanı Deryanın uğurladığı yelkenli İstanbul . Marsilya yolunu maceralar içinde ve bir buçuk aylık bir zamanda alabildi. Fırtınalar içinde çalkalanan bu yelkenli teknedeki miniminiler arasında imparatorluğu avuçları İçine alacak müstakbel sadrâzamlar da yardı,
Pastörün arkadaşı...
Etem paşa Parlste kendisinin okuduğu meşhur «Barbet» mektebinde sonra, pek küçük yaşta Fransaya giden oğlu Hamdiyi de okutmuştu.
Küçük Etem bu mektepte kendisine harikul&de bir arkadaş bulmuştur: Küçük Pastör. Yani yarının büyük Pastörü... lkl İlim âşığı çocuk pek dost olmuşlardı.

Sonra Etem paşa maadin ve mühendis mektebini hem de birincilikle bitirdi. Ve mümeyyiz olarak imtihanlara gelen 'imparator Napoleon İH ün karşısında şahadetnamesini aldı.
Usulen birincilerin bir nutuk söylemesi lâzım geliyordu. Etem pek mükemmel bir nutuk söyledi. Sonunda da:
— Zannederim bir kelimede hata ettim. Affının rica ederim., bir ecnebi çocuğu İçin bunu mazur göreceğinizden eminim.., diye gayet samimî bir itizarda bulununca Napoleon m dayanamadı:
— Ben bu kadar güzel bir nutukta böyle bir hatayı bir Fransız çocuğu için dahi pek ziyade hoş görürüm., dedi.
Abdiilmecid’in Fransızca hocası.-
Eski esir, mektep birincisi, Pastörün arkadaşı Etem tstan-bula dönünce saraya Sultan Ab-dülmecide Fransızca okuttu.
Kendisinin aynı zamanda sanatkâr ruhlu bir insan olduğu da söylenmektedir. Bizde Avru-pada tahsil etmiş, hem de tek-nik bilgilerle memlekete dönmüş ilk Devlet adamı o’an Etem paşanın Gebze köprüsü yapılırken başında durmak İçin orada arazi alıp, hattâ çadır kurduğunu bundan önce gördük kl hakikaten «İş aşkı» nı gösteren bir tablodur.
«Sö'Je o de!ive..»
Hamdı beyin birdenbire parlamasının, sanatkârane hiddetlerinin babasına çok benzediğini yazmıştık. Hattâ, yine celâlli bir zat olan meşhur Ahmet Vefik pasa bir zamanlar hususi kâtiD-liğlni yapan eski Paris sefiri Münir paşayı, sadrâzam Elem paşaya göndereceği zaman şöyle tembih edermiş:
— Git. o deliye söyle... Vesaire vesaire..
Münir paşa Etem paşayı gördüğü zaman tattî en münasip bir tarzda ve gavet nazikâne konuşur, Ahmet Vefik paşanın ls-‘ teklerini anlatırmış.
Etem pasa da bunları dinler dinler sonra Münir paşaya şöyle cevap verirmiş:
— Git., O deliye söyle...
Bugün Hamdi beyin savın oğ-j lunun evinde, Hüsrev paşanın Parise gönderdiği dört çocuğun o zamanki haille yapılmış resmi, İçlerinde küçük Etem de olduğu halde duvarı süslüvor.
Andr£ Maurols Ingiliz Başvekili Dîsraellnln havattni kocaman bir cilt halinde v*5 gayet meraklı bir tarzda yazdı. Etem paşanın hayatı îstanbula esir olarak getirilmesinden bavlıyarak bir kaç nefte cilt olabilir
Hikmet Feridun E)3'
Hukuk inkılâbından sonra kanunların adalet dairesinde tatbiki ve bîr hataya düşülmemesi için, Adalet Ba-kanılğı Medenî ve Borçlar kanununun şerhlerini tercüme ettirerek hâkimlere dağıtmıştı- Bu şerhlerin verdiği fayda o kadar büyük olmuştur kİ, önemli kararlarda hâkimler bu şârih-lerin. mütalâalarına dayanarak içtihatlarını kuvvetlendirdiler. Bir iki kl-tf.m bu kadar fayda yarattığı bir sahada, biraz himmet gösterilerek bize yabancı olan bu kanunların kökleri üzerinde neşriyata devam edilseydi, elbette ki adalet saltasında kazancımız pek yüksek seviyeye çıkacaktı. Ekserimiz, birçok hukuki mü-esseselerde, o kadar yabancı ve o kadar bilgisiz durumdayız kİ, mütaiâa-lanmızı pratisyenlerden daha ileri götürmeğe pek imkân bulacağımızı sanmıyorum. Meselâ. Avrupada birçok hukukçuların tetkikatma mevzu ola-LL rak aldığı (aile hukuku) saiıasmdaQ elimizde Türkçe kitap olarak iıâkirrfi Tahir Çağ’m (Eggerı den dilimize CC"Ç^| virdiği ve (Aile hukuku ı adını taşıyan pek değerli ve müstesna eserden, baş- q ka. müracaat ve noksanlarımızı telâfi edecek seviyede, bir ikisi müstesna, C hemen hemen kitap yok gibidir. bO
Bugün mahkemelerimizde yen> işe(/) başlıyan hâkim ve avukat namzetleri- Js mlze lâyıklle faydalanacakları, anajj kanunlarımızın şerhlerini veremiyo-ruz. Bunlar arasında lisan bllmlyenler (D sadece bir pratisyen gibi kalıyorlar (D ve bu kuraklık devam ettiği müddet-^ çe de boy1' --•--"Ulardır
Avrupalıı ut» kanunlarındaki gÇ* bütün muesseselerı elekten geçirlcesl-ne tetkik ediyorlar: yüzlerce hukukçcTO ömürlerini bu yolda harcıyor. Bunun (D en bariz misali, geçenlerde «TerzantS Arif Araş) m dilimize çevirdiği «Türkflj hukukunda ve mukayeseli hukukta£_ evlât edinme) adlı kitaptır. Evlâ^J edinme, medeni kanunumuzun birkaç maddesini işgal eder. Fakat, Avrupa-linin ana kanunundaki bir iki maddeyi İşgal eden bu müessese?! nasıl incelediğini, nasıl tahlil ve sonra da nasıl sentez yarattığını bu eserin mütalâasından sonra anlamak mümkündür.
Biz niçin tetkik etmiyor ve t-etkıkatımızı kitap halinde yayınlıyamuyo-ruz?„. Çünkü himaye görmüyoruz, teşvik edilmiyoruz. Çünkü hukuk neşriyatında plâmlaşma meselesine önem verilmiyor.
Eser verenlerimiz, bin bir müşkülâtla yayınladıkları kitaplarını tanıtamıyorlar, ilimlerinden faydalanamıyorlar. Geçimlerinden kısarak ödedikleri kitap ücretini çıkaramayınca bir daha kitap yazmağa cesaret edemiyorlar.
Yeni çıkan neşriyata alâkasızlığın en büyük misalini, geçen gün bizzat yaptığım bir tecrübe ile daha iyi anladım. (İler! hukuk) adlı ve bütün hukukçuları İlgilendirmesi gerekli olan feyizli bir dergi, yirmi gün önce yayınlandı. Derginin ilk sahif esinde yer alan şu satırlar, bu mecmuaya mensup insanların bayrağını bütün velûdiyetUe İlân ediyordu. «Adalet gibi İlâhi ve büyük hiçbir fazilet yoktur».,. Bu cümle ile başhyan bu fikir kaynağının hamulesi, her hukukçu İçin mutlaka görülmesi ve okunması elzem yazıları İhtiva ediyordu
Tesadüf ettiğim üstatlara merak ederek ayrı ayrı bu dergiyi okuyup okumadıklarını sordum Vardığım netice şudur: Yüzde sekseni bana, bu dergiden haberdar olmadıklarım söylediler...
Varını, yoğunu, bir ideal uğruna harcıyan ve meslektaşların bir parmak dahi olsun bilgilerini arttırmak emellle enerjisini ortaya atan bn mecmuanın hamleli yardımcısı yargıç Kâmil Bora’yı düşündüm... Yar-gıçlığın verdiği bin bir meşguliyet arasında mesleğin feyizle nmesinl randan istlyen bu İnsanın yayınladığı dergi ne kadar teşvik ve alâka görürse o nispette daha kuvvetlenecek ve dayanacaktır Bir mecmua, yahut bir kitap sahibi hem yazmak, hem yayınlamak, hem de tanıtmak faaliyetlerini bir arada yapamaz.’ Milli Eğitim Bakanlığının klâsikleri yayınlamak yolunda taklbettlği sistemli yol. Adalet Bakanlığına tam bir nümune olmalıdır. Bakanlık ana kanunlarımıza alt şerhleri hukukçulara verirken, diğer taraftan da husus! neşriyatı korumalı ve sahiplerini her çeşit vasîtalarla teşvik etmeli ve eserlerini tanıtmalıdır. Şimdilik en lüzumlularından başlanarak yapılacak sistemli hukuk neşriyatı, dört beş sene İçinde adaletin, bütün hâdiselerde belirmesine hizmet edecektir.
Reşat Kaynar
RADYO
ANKARA RADYOSU
Bugünkü program
18.00 M. S. ayarı, Radyo çocuk kulübü, 1845 Dans orkestrası, 10.00 Haberler, 19.2ü Geçmişte bugün, 1925 Dans orkestrası, 10.45 Konuşma, 20.00 Şarkılar. 20.15 Radyo Gazetesi. 20.45 Fasıl, 21.10 Salon orkestrası, 22.00 Dans müziği ıpl.l, 22 15 Konuşma. 22.30 Dans müziği tpl), 22.45 M 8 uyan. Haber elr.
Bnhlfr «
a w 5 A m
21 Temmuz 1945
IIKII AKIJAM »İn ıılKAvr.
Hizmetçiye esir^
fiililin yok ulur yukarı Miionda cay içiyorlardı. /Jfyahatln İlk ((ünleri Ol-' duftu İçin bir taraftan d» birbirlerini tetkik «imricten zeri kalmıyorlardı. Biı >;(>k dikkate değer Grim vardı Liftin bunların atanında bllhaMiı birini pek ziyade'«takayı üstüne çekiyordu. Oluz, otur İki yıllarında görünen ve dalma çok dekolte ®IMwler «iyen, acayip bir tarzda nlgara içen, tuzlu boyunun bir kadındı. Gürelden ziyade «ayet alımlı İdi. Gcınldo herktze talin taklldıRl «Ibl onu da .IlIztnelçlU kadın» adını koydular.
Dunun du nnbabl ou MI: Genç kadın, pompa ile şişirilmiş hJaainl yelen, yusyuvarlak, akni suratlı bir tılsmotal kadınla «eyahal ediyordu.
Pek çıtkırıldım olmaaına rağmen goııç kadın vapurda layn» mıuıuda onunla karşılıklı yemek yiyordu. Kamaraları yanyıına idi. Hizmetçinin, luıdııı Üzerinde acayip bir nüfuzu vardı. Onun her jaylne karışıyor, hatta zaınun zaman kendinin» kafa filin tutuyordu.
Bir kero garip blrşoy olmuştu. O günli akşam üzeri «llverlctlo butun yolcular ayva reçeli rcnglrıc «İreli Bkgıım güno|lnl noyrcdlyoriıırdı. Gü-iikBİii auya girişini görmek İçin bu genç kııdın dıı yukarıya çıkmıştı.
flütün gün etrafı kurup kavuran sıcaktan mıııra lıuftf, lallı bir rUz.gftr Clkmiştl. Güvertenin en «lizol zamanı IdL
Gnhç kadın demirlere dayanmış, şilinine bir poz ıılmış, göriortnl uzak-lur» dikmişti. Akşıtm güneşinin kırmızılığı yüzüne vurmuştu.
(Jullba bu derecede dalmasının bir «cbobl dalın vurdı. O du, seyahat boş-layulıdıın beri ctrufındıı pervane gibi dönen ıc( nç bir odamın p(-k az İleride tam karşısında bulunmam İdi. Zumun kaman güz göze geliyorlar, mûnnlı mftnıılı bııkışıyorlar.
Birdenbire gang kadının arkasında u uksi MuratlI hizmetçi belirdi vo:
. Ilııvu Mftudul.. Artık kamnranı-aa, yalıut a şaftı unluna dönmek Kamanı geldi., dedi.
Goııç kadın İtiraz etti;
Biraz duba oturmak istiyorum Baksana glines no güzel,,.
Olımız. içeri glrlnlzl..
Hizmetçinin bu terlılyc.'ilzliftl ol-vatdukllcri bile nlnlt'lvndlrlyordu
Lftklıı genç kadın
- Peki, peki... Gidiyorum işte.., Biye kıııııııraltıra İnen merdivene
duftru yürüdü
(torken hayretleI.. 'Zira alimli yolcu, hizmetçisinin Adeta esiri idi. Otur olııı-, kalk kııikl..
Vapurda daha başka hlmotçllcr de vardı. Lâkin ıiot'Odc bu, nerede ölekl-b ı 1
Itatlft bazım hangisi «hanımefendi», hangisi hizmetçi belli olmuyordu Hlr sııbnh erkenden «Işınan, aksi iıIşinolç İleri başına toplayıp onlara hlmnctçlnln vapurdaki bütün öteki şöyle bir konferans verdlftlnt işittim: Ehlili?.. Vallahi benden ödü pallar, Ödül . Tabii her İsi ■'«liflimi yapacak.!,, Elbette benim sönümden dışarıya çıknııyııcııkl.. No y.annelLInlz yu?.. Çıksın da göreyim... Haddine mİ dÜşıuliş*.’... Allınnllııht.
Hdsünlln burasına uclhirc sustu. Alimallah ne y ııpııc lift mı anlayamadı m.
Dıılgııları seyrediyor gibi yaparak kulnftınıı o tarata verdim. Zira bil nıillhlş hizmetçinin esrarını son derecede merak etmiştim.
Illsmotçller arasında on genç olanı /ordu:
Peki senden niçin bu kadar korkuyor?..
Canı isterse korkmasın baka İlini..
— Bobop ın« timimi?,.
— ftcbtp mİ'?.. Nobop Iıa?..
Sonra başını salhyıııak UAvo elti: İlen Millin ile sırlarını bilirin» no sırlarını,., öyle bakmayın, çok aftıı* durur amınu gayetle şıpsevdi hatundur hu... Hrn onun foyalarını knç ker«. elimle yakalamışımdtr. Amma
İllâ. vo Iftkin gayetle kibar muhiti vardır. Çekindiği (nsanlar pek çoktur. Donra meseli bu sebeple aşın dostluğunu, öteki duysun İstemez. Gel ıplollm ban bütün sırlarını, kJmc gönül verdiğini bilirim. Bir »ey çıtlattığım diye ödü patlar, ödü...
— İyi... Böyle uzun uzun çekiyor. Başkanı olsa suna yol verirdi...
Bu söz hiddetli hizmetçiyi kızdırdı:
— C'arrrl kaba kftftıll,. diye mukabele etti.
Bir müddet bilgiç bilgiç etrafına baktıktan sonra İlâve etti:
_ Ben çoktan tedbirlerimi almışım kızım.., Aptal mıyım ?.. O yol verir vermez ilk gireceğim kapıların kendi işi dostu olduğunu çok iyi bilir... tfl-terno bıraksın. Alimallah defle düm-Ijeb'klo gezip esrarını radyolar gibi ntrufa yayar dururum.
Bunu öyle can ve yürekten söylüyordu kİ onu dinleyen insanın dehşetten tiril tiril titrememesine İmkân yoktu,
Haki kalen korkunç bir mahlûk I,. Yııpncûftınft hiç şüphe etmemeli I.. Hizmetçi devamda:
— Hem de esrarı gittikçe çoğalıp kabarıyor. Bir kere yakasını kaptırmış. Borçlu gibi İçeriye girdikçe giriyor. kurtulmak İstedikçe batıyor. Bu vnpıırH bindi bineli İki mühim sırrını daha öftrondlm...
— Bu kadar kıııa zamanda mı?
— Anan... Bizim hanımda sen sır ara kardeş... Denizde kum, onda sır..
Bu sırlıda hizmetçiler fısıldadılar:
— GeliyorI.. Dizin bayan geliyorI.. Şişko hizmetçi omuz silkil:
— N« yapayım efendim?., grisini..
Genç kadın onun yanına şinca:
— Neredesin İkbal?.. Her seni çıkışacak
— Nc olacakmış?.. Pire değilim kİ-Koskocaman kadını nasıl göremezsiniz?.. Allah Allah... Gözünüze görünmek İÇİn daha mİ şişmanlayımI,.
Böyle söyilycrok homurdana ho-mıırdnnn uzaklaştı
Ne hizmetçiI,. Dostlar başından uzak... Alsan atılmaz, savsan savılmaz. Tapulu belâ I -
(Bir yıldızl
Gelirse
yokla-
tarafla ıramaktan başım döndü... diye ıldu. Hizmetçi köpürdü:
İ'IÎNI VAVIN
KENDİ KENDİNE EVLERDE ELEKTRİK TESİSATI PRATİĞİ
İşçi ve amatörlere hor çeşit elektrik tesisatını nasıl yapabileceklerini ve ev İşlerinde kullanılan belli başlı elektrik cihaalannı gösterir pratik bir eserdir.
İnkılâp Kilabcvlnln teknik eserler Berisinde çıkan bu faydalı kitabı her kitapçıda bulabilirsiniz.
İHTİYAR HEYETİ SEÇİMİ Münhal bulunan Eminönü merkez nahiyesinin Hııbyar mahallesi ihtiyar hayati üyeliftl için 23/7/045 pazartesi günü saat 9,30 dun 17 ye kadar seçim yapılacağından mezkûr mahalle halkının Eminönü ’ ' '
bulundurulacak kullanmak üzere nur.
kaynın kamhfttn da sandığa reylerini teşrifleri rica olu-Seçlm heyeti
* Sarıyer Halkevinden- 22 temmuz 1045 pazar saat 11 do (Avrupa güzel sanatlarına mensup ressamların scçınc Mcrlerlndcn örnekler» sergisi açılıyor. Herkes gelebilir.

Nişan Yiiziiğii
MUAZZEZ TAHSİN BERKAND'lıı en müstesna vo en nefis «eri çıktı. Bu romun okuduklannuun en hnrikulft-ctesldlr. 200 Kr Arif Bolnt Kitabeyi.

W II
CGömlekiş—i
HİHlNCt SfNlr GOaşLKKÇl |
■■ Tel;: 900VS Sirkeci
Gün Doğmadan Paris
EDEBİ ROMAN
Yatan: Loul» Bromfield Tercüme eden: VA . Nû
• O cllırt doftrul İtana kar^ı pek b'i davrandılar. Hayatımın bütün hıuv«rtakıyctluc> buruda erdim Bir bakıma buı ıısı benim vnlanundırl»
• iu» TUciıc» in anU. bir nerıenU h*-llndv. ( lahana vkıuc'.'üııl bilir nılal-hU?» diye devam ediyordu. Aıuıun lU'fnal ketlldl. MUcovhcrlcr dolu kirli elini, kocaman göjiiüm» boalırdı, Bar-lu>a vahşi, Is t cılk bu kahkaha atlı, Akuıdiyonun itaftınelvrl, ıdıeate bir ıo>luyıı;bı oöndU. «la Ulche»;
- - Alt ft-cııeral Hmılanucr bu earkı-yi pek »evcilli dedi — O saralarda IkenÜB mı yvdbılndcydlm.
Hıçkırttı; «mira riddl bir sealc: uoııi’i'iıi tiAUitav)n(’i,‘yi mahveden kadınlardır, o hftrtaıtlAde bir erkekti.
— öumiMinyayt (tetirin. • dedi.
r.ülııt yetimim UlkUftı sırada sordu:
— Fihunena nerede? tlechr'unu tmldu kaIIIm»?
lıdKl. etraiThKİ» «eklide güldü: Mimarım nöbet tutuyvV.
Matta anabl bir hareketlr «»hum! fiıdl. elinde tAbAklar dolu büj tik bir (
Paha biçilmeyen hazineler ve kıymetli sanat eserleri
Ekseriyetle tesadüflerin sevkile ve hiç beklenilmeyen bir anda meydana çıkarılmaktadır
Kan pıhtılanmasma mâni olan ilâçlar Yapılan tecrübeler muvaffakiyetle neticelendi. Bu ilâçlar tıp tarihinin en büylik can kurtarıcısı olacaktır
Kıymet blçllemlyen birçok hazineler ve nadide cakl sanat eserleri sırf tesadüf eseri meydana çıkmıştır. Komada bir tünel kazılırken, eski Romalılara alt kıymetli iki heykel bulunmuştur.
1040 da Libya harbinde bir uçak tarafından atılan bombalar, Kleop.it-raya ait bir mabedin harabelerini meydana çıkarmıştır. Bu vakarımı 2 sene Sonra Amerikan askerleri, Pnca-tun'da bir yol yatağı açmağa uğraşırken. şimdiye kadar İtalya'da yer altından çıkarılmış, taş devrine 011 eserlerden en erki nadidcRrl.il ani tesadüf eseri ou'mağ'i muvaf'.(k olmuşlardır.
Nuw Meksiko şehrlnd'1 ikamet eden bir şuhıs, bahçesinde bir su kuyusu kazarken, mücevherat ve eakl Ispanyol allınlariyle dolu koca bir küp bulmuştur.
Mütehassıslar, bu kıymetli eşyanın bir zamanlar o havalide oturan Can-dclarlo namında kırmızı derili bir tüccarın meşhur koleksiyonuna alt olduğunu tesbit etmişlerdir. Fakat, bunların kuyunun bulunduftu yere no zaman vc nc İçin gömüldüğü bir muamma olarak kalmıştır
Parlste Mouffetnrd sokağında t ski bir bina yıkılırken, ameleler duvar arasında gizil bir oyukta 15 inci Loııla zamanına alt 3020 adet altın frank bulmuşlardır. Paralarla barııber bulunun bir vesikaya nazaran, bunların Î758 da kırallycl nazırlarından Claude Nivclle tarafından saklandığı anlaşılmıştır, sikkeler mezada çıkarıldığı vakit koleksiyoncular beherini 25 dolardan satın almışlardır. .Bu servet Nlvellc’in vârisleri ve ameleler tarafından taksim edilmiştir.
Ncw - Yorkta, Whlte PJalns'de, büyük bir mağazanın İnşası İçin derin bir temel hazırlanırken. Whlte Plaitıs savaşlarında general Howe ve adamlarının, yer altında gizlendikleri karargâha giden tünelin bir kısmı meydana çıkmıştır. Bu tünelin içinden a zamanın savaşlarına ati muhtelif silâh ve diğer eşya, bozulmamış bir halde bulunmuştur.
Minyatürler ve mücevherler üzerinde mütehassıs Dr. Willlamson. bir gün elinden minyatürü! kıymetli bir çerçeveyi kasara yere düşürmüştür. Dr. çerçevenin yere çarpmaslylc kırılıp lklye ayrıldığını .büyük bir teessürle Körmüş, ve yerden almak için eğildiği vakit çerçevenin kırılmamış olduğunu anlamıştır Yere düşmesiyle çerçevenin üst kısmında bulunan gizil bir yay tesadüfen yere temas ederek açılmış ve İçinden daha küçük ebatta bir çerçeve meydana çıkmıştır. Ad«ta bir kılıf İçinde muhafaza edilmiş yepyeni bir vaziyette bulunan ve sırf bir tesadüf neticesinde bulunan bu yeni çerçevfnln diğerinden birkaç misil daha kıymetli olduğu tesbit edilmiştir.
19 uncu asır sonlarına duğru bir yangın neticesinde harabolan Holftıı-dndnkl Teyllngen şatosundan kıırta-rüabllen mefruşat mezada çıkarılmıştı.
Bu eşyayı satın almak İçin 15 antika meraklısı arasına bılyıık bir rekabet girmişti. Koleksiyoncular hararetle fini arttırmakla meşgulken ufuk bir çocuk, bir köşeye atılmış ve kimsenin dikkat nazarını çekmlyen harap bir tabutla oynuyordu, çocuğun eli tesadüfen gizil bir yaya basında, bir çıt sedaslylc içinde pırıl, pırıl porlıyıuı elmas ve yakutlar bulunan bir çekme ileri doğru fırlamış vc derhal herkesin gözü hayretle bu eski tabutun üzerine çevrilmiştir.
Yarım milyon dolardan fazla Kıymet biçilen nadide elmas ve yakut-
lann 1437 de ölen Holanda vc Zeeland kontesi Jacquellne ait olduğu ve o zamandanberi bütün yapılan araştırmalara rağmen bir türlü buluna-mıyan mücevherat olduğu mütehassıslar tarafından tesbit edilmiştir.
Bozan nadide antika ve diğer kıyman eşyalar, heyecan ve hiddet neticesinde meydana çıkmaktadır.
Eski bir İngiliz malikânesinde antika yazıhanelerden birinin bir gözü tamamlyle açılamıyordu. Bir gün İçinden bir kâğıt almak İsleyen cv sahibi kâğıdın sürmenin gerisine kaymiş olduğurflı görerek çekmeyi zorlamış ve bir türliı açılmadtğını görerek hırsla kırarcasına bütün kuvvetiyle çekmiştir. Cam kırılır gibi bir ses çıkaran çekme tamamlyle , açılmıştır.
Çekmenin gerisine sıkışmış olan gayet mükemmel muhafaza edilmiş camı henüz kırılmış nadide bir min-I yatur meydana çıkmıştır. Bunun bir , nesil evvel çalındığına hükmedilen ı ecdattan kalma çok kıymetli bir minyatür olduğu anlaşılmıştır.
I 1890 da Dr. George A. Relsner Mısırda âsarı âtika bulmak İçin muhtelif kazıları İdare ediyordu. Uzun araştırmalar yapıldığı halde kayde ı değer bir netice elde edilemiyordu.
Hafriyat derinleştirildi İse de kazı I ameleleri mumyalanmış tlmsahlar-| paıı başka bir şey bulamıyorlardı. | Bunlardan bir kaçı enteresan görül İçrek hıfzedilmiş ve diğerlerine lü-I zum kalmamıştır. Doktor kazıda çalışan ameleye buldukları eşyanın ı kıymetine göre ücret vermekle İdi.
Dr. Relsmer, bandaj içinde çıkarılan timsahlar İçin artın para ver-miyeceğinl ve bunların atılmasını emretmişti. Araplardan biri bütün gün kazana sallamış iyice yorulmuştu. Kazmasının ucu bir cisme UiŞ-miştl. Büyük ümitler içinde amele 1 bütün gayretini sarfederek bunu nihayet meydana çıkardı.
Fakat bu clsmifi de bandajlı timsahlardan biri olduğunu görünce hiddetle bütün kuvvetiyle timsahı yere çarptı, Yerde kırılan timsahın bandajlarının altından garip garip ı resini ve yazılar bulunan papirüs I kâğıtları çıkmıştır. Atılan diğer tim-I sahlar toplanarak birer birer ihti-ı mamla bandajlan sökülmüş ve kıy-1 metil paplrusiar çıkarılmıştır, ı Bu eski ve çok değerli vesikalar, bugün dünyanın en zengin papirüs koleksiyonuna malik Kaliforniya üniversitesinin müzesinde bulunmaktadır. Aşk faciaları birçok kıymetli eserlerin meydandan kaybolmasına sebep olmuştur.
Cainsborough tarafından yapılan meşhur lady Grahamın portresi ne-I silicice ortadan kaybolmuş unulul-muştu. Bu şaheser de sırf tesadüf eseri olarak bulunmuştur. Portre tamamlandıktan bir müddet sonra lady Graham ölmüş. Karısını çok seven ve bu portreden bir türlü gözünü ayıramıyan kocası ıstırabını hafifletmek için portreyi iki duvar arasına gizlemiş ve bundan kimseye bir şey bahsetmeden ölmüştür. Graham malikanesi uzun seneler sonra diğer bir şahıs tarafından satın alınmış ve tamirat esnasında yıkılan duvarın arasından senelerce arandığı holde bir türlü bulunamıyan Gainsbo-rough'un en kıymetli eseri olan bu levha bir şans eseri tekrar bulunmuştur.
İşte bunlar sırf tesadüf eseriyle meydana çıkarılan zamanla unutulmuş veya kaybolmuş nadide antika ve kıymetli eşyanın yalnız bir kısmıdır,
Amerikalı Dr. David L, Cohn yazıyor;
Thrombose du coronaire T_____
pıhtılaşmasından husule gelen damar tıkanıklığı) ismi verilen kalb hastalığına karşı, doktorların ellerinde şimdiye kadar ancak bir kaç zayıf silâh mevcuttu. Şimdi doktorlar yeni iki ilâca'karşı büyük bir ümit beslemektedirler. Kan pıhtılaşmasına mâni olmak bakımından gayet müessir olan bu iki ilâcın ismi, dicumarol ve heparin'dîr.
Aşağ yukan 10 sene evvel Wısconsln'de bir kaç inek renglz bir kanama hastalığına tutulmamış olsaydı, dicumarol isimli bu harikulâde ilâç, belki de hiç biç zaman bilinemiyecek-ti Hayvanlar, bozulmuş tatlı yonca yiyorlardı. Yapılan araştırma neticesinde, verilen gıdada ineklerin kanlarını pıhtılaştırmağa mâni olan bir şey bulunduğu anlaşılmıştı. Yoncada mevcut olan ve kan pıhtılaşmasına karşı koyan bu âmili tecridet-mek, gayet can sıkıcı bir işti. Fakat doktorlara göre, alman neticeler bu maddenin insanlar için paha biçilmez bir değerde olduğunu açığa vurmuştur.
Bir tesadüf eseri olarak, 52 yaşında bulunan Wendell L. Will-kie bundan bir müddet evvel anî bir kan pıhtılaşmasından gayet feci bir durumda bulunurken, memleketin diğer bir kısmında bulunan tıp adamları bu fecî kalb hastalığının tedavisi hakkında konuşan bir meslek-daşlannı dinliyorlardı. Bu doktor, arkadaşlarına, kan pıhtılaşmasına karşı mâni olucu ilâçlarla mücadele etmek zamanının gelip çattığını söylüyordu.
Eğer bu karar büyük mikyasta tatbik sahası görecek olursa, bugün dünyaca tanınmış bir çok kimselerin hayatlarına yıllar katmak mümkün olur. Esasen, bu feci hastalığın pençesine umumiyet itibarile çok enerjik ve fazla düşünen insanlar düşerler, Bu yeni tedavi usulde, tarihin seyrini bile değiştirmek mümkündür.
Diğer taraftan bu iki yeni silâh, 40 ve 50 yaşında bulunan binlerce babayı kurtarmak hususunda tam mâna sile bir ümit teşkil etmektedir. Yaşadıkları küçük muhitin haricinde, belki de çok tanımamakla beraber bun lar, gerek aileleri ve gerekse dostlan için fevkalâde ehemmiyetli kimse'erdir.
Pek tabii olarak bu çeşit hastalıktan başgösterecek durumdan, anneler de muaf değiller dir. Lâkin, .........
istatistikler gözden _ . olursa, bu hastalığın Birleşik Amerikada takriben kadınlardan 2 kere daha fazla erkek öldürdüğü derhal göze çarpar.
Bu şekilde başgösteren anî ölüm, kalb damarını tıkayan kan pıhtılaşmasından husule gel- . . .
mektedir. Ekseriya, ilk kan pıh-(değeri olan bu ilâç, tıp tarihinin tılaşması değil, fakat İkincisi ve-Şen büyük kurtancılanndan biri ya üçüncüsü gayet tödikelidir. olabilir.
(kan
esra-
umumiyet itibarile
geçirilecek
İşte, bu gibi durumlarda yeni ilâçlara başvurmak suretile hastalığı kontrol etmek ümidinin mevcut olduğunu mütehassıslar bildiriyorlar.
Husule gelen bir kan pıhtılaşmasını ne dicumarol ve ne de heparin eritebilir. Ekseriya tabiat bir deveran vücuda getirip, böyle bir felâketin doğuracağı zararı yokedebilir. Lâkin bundan sonra her hangi sebeple bu ikinci pıhtılaşma olmaması için bir heparin enjeksiyonu yapılırsa bu, kan plâzmasında mevcut olan prothrombin isimli bir maddenin faaliyetini kontrol etmek, suretile kanin pıhtılaşma kabi-LL liyetini azaltır. LJ
Ancak, heparin çok pahalı ol-û-duğu gibi gece ve gündüz, her^ 4 - 6 saatte enjeksiyonun tekrar*g edilmesi de lâzım geldiğinden, bir çok doktorlar aynı saatlerde C ağızdan dicumarol vermektedir-,2 ler. Bu ilâcın tesiri, 24-72 saatg) zarfında başgöstermektedir. Çün-Q) ki, dicumarol, kan cereyanında- > ki pıhtılaşma maddesine tesir et-Q) meyip, doğrudan doğruya kara-(D ciğere giderek prothrombin te^t şekkülüne mâni olmaktadır.
Dicumarol kullanan doktor-_Q lar, her insanın ayrı ayrı doza-Q ihtiyacı olduğunu ileri sürmek-Q) tedirler. Doz miktarı günden gö-'K ne değişmekte ve hastayı her^j gün yeni bir tecrübeye tâbi tüt-»— mak lâzım gelmektedir. Yapılanü tecrübeye, prothrombin devresi tecrübesi ismi verilmektedir. Bu tecrübe sayesinde tedaviden sonra kanda ne kadar pıhtı maddesinin mevcut olduğu tesbit edilmektedir.
Eğer, Prothrombin’in faaliyeti çok düşecek olursa, hemorragie tehlikesi basgösterir. Bu duruma. sadece taze kan veyahut da , büyük dozda vitamin vermekle karşı koymak mümkündür.
Tıp eksperlerine göre, damar tıkanmasının tedavisinde dicu-marol ve heparin'in bugünkü değeri, yeni pıhtı maddeleri teşekkül ettiği bir sırada, hastaya krizi atlatmaktadır. Diğer taraftan, bu kalb hastalığı için kan pıhtılaşmasına karşı koyacak i’âçlann kullanılması o kadar vehi bir şeydir ki. biınu tecrübe mahivetinde kabul etmek lâzımdır. Bu iki ilâç, senelerden beri diğer zararlı kan pıhtılaşmasına ve bilhassa ameliyatlardan sonra basgösteren thromboohlebite ve Dülmoner ambolizme mâni o1-mak hususunda istimal edilmek-ted'r.
Mayo Klinik’ine mensup olan Dr. Nelson W. Barker, hazırladığı bir raporda. Dicumarol'dan temin edilen muvaffakiyetlerden bahsederek, 624 hastada ameliyattan sonra başgösterecek tehlikeli duruma bu şekilde mâni olunduğunu açığa vurmuştur.
Netice itibarile. kan pıhtılaş-j masına karşı paha biçilmez bir
! en hiivük kurtarıcılarından biri
teıud var. hulul de iki jljeyle re herkese ınııluus bardaklarla döndü. Bunları tam masaların üicrine damıtıyordu kİ. Fllomcna Ve küçük köpcftl >6-rilndıl Arkaları sıra kapı derhal kapandı.
Ftlmneım:
— Geliyorlar. - dedi.
Lulgl. bardakları hemen başlan hl-.taaındaki rafın üstüne koydu Yahu-dlyv. arkadaşına ve cambazlara:
— Mtıtfafta ceçln. — dedL ■— Kanın nereye gidileceğini sise eüslere-cekHr.
Bıı müfteriler korkmuş t&rünmedl. sanki bu tanı saklanışlar, onlar İçin ıldcl hükmüne ctrınlj gibi likayı t talar. Salımdan çıktılar.
LiıtRl. ( La Blche» e d&nüvcrdtt — Süt Ağtttndnn tek kelime ka-çınntyafaksatın, ha’ Anlaşıldı nu?
Kadın, aersemtamtş bir halde baktı Oöalorlnde bir nıılayı? tşljh belirdi.
— itana güvenin. O keratalara yardım edecek delilim.
Gayret sarfederek İskemlesinde doftruldu; lapkıuıua biçim verdi. Sırt
bu hareketle şaşılacak şekilde bir nevi azamet kesbettl.
Lulgl, sonra, d'AbrİKzl*ye ve Roxle*yc döndü:
— Slıc ne sorarlarsa, doğrudan doğruya cevap verirsinlı Fakat ötekileri — (mutfak tarafına doğra bir İşarette bulundu.) — görmediniz. Mevcut değiller, değil mİ?
O anda kapı açıldı. Çerçevenin boşluğunda, bir subay, bir Alman çavuşu. bir de Fransa polis memuru belirdi. Polis, siyah saçlıydı; mavi göt-lû, Sırınızı yanaklıydı Subay, sert, dümdüa ve Lfadeslsdt. Çama, lâgar bir adam. Pembe suratlı; ellerinin domul sucuf tyle bir münasebeti var. Bunlarla nt olarak küçük polis memuru, bir dansörün edasına ve siluetine solup gtblydl.
Lulgl, şamp&nyn şişesini bıraktı ve sel Anı verdi.
— Bonsuvar. baylar! *
Halinde hem vakar, hem de biraz itaat vardı.
Polis memuru, acemi bir aktör gibi sıkılıyordu. Komedi oynuyordu: I9I içine sıkmıyordu, m&hçuptu ve bedbahttı İçerideki adamlara, evrakın, mııayrncsl İçin geldiklerini bildirdi. Bu son romanların kargaşaltih içinde. Mahalledeki bütün lokanta ve kahveleri bitylcce araftıriyorlArmıs. Bu son »monların kargaşalımı içinde.' birçok telUıkcU insoıüor serbaş kal-,
nuşlar. Böyle konuştuğu sırada, derlini rahatsızlığı artıyordu. Mavi gözleri şöyle demekteydi:
«— Bunu yapmayı istemezdim amma. neylersin.»
Lulgl. Maria'yı ve Fllotnena'yı çağırdı. Onlar da mutfaktan çıkarken kapıyı açık bıraktılar. İçeride kimsenin bulunmadığını böylece gösterdiler. İki Alman ve polis memuru, evvelâ «La Blche» e döndü. Kadın kocaman çantasını açtı, oradan hüviyet cüzdanını çıkardı. Masanın üzerine bıraktı Vesikayı, adamlara dogTU. tiyatrovar! bir hm'ketle tahkir edercesine İtti. Sanki anlarla her hangi bir temasta bulunmayı İstememişti. Sefaleti içinde gülünç bir İhtişamı vardıJ’hedretn parodisi—
Polis gülümsedi:
— Bu kadın malûm' Orijinallerdendir. Buralarda onu herkes tanır.
Bir İşaretle tahtası eksik olduğunu anlattır
( La Blche» bu hareketi bir kompliman saydı.
— «La Blche* l nü? Elbette herkes tanır.
Subay, hüviyet varakasına bir gös attı. Topuklarını hiribırine vurdu.1 edildi ve vesikayı İade etli.
Zabit, ancak arkasını dSndûkten sonra, kadın elini vesikaya, sürdü, j Fannakîaruun uciyta tutarak, sari bir |
şey varmışçasına, vesikayı, güve yenikli çantaya bıraktı.
Lulgl. Marla ve Filomena vesikalarını itaatle uzattılar. Polis memura izahat verdi:
— Bunlar iyi insanlardır. Fransız tebaası dır lar.
Subay, evvelâ onlara, sonra kâğıtlara baktı. Bıyık altından gülmesini pek iyi beceren Filomena:
— Evet, efendim, fotoğraftaki benim. — dedi. — Tablatiyle, kendim resmimden daha güzelim. Fotoğrafçı güzelliğimin zerresini kamyamamış.
Alman ona baktı: kadının alay mı ettiğini, yoksa ciddi mİ söylediğini bir türlü kestiremlyordu. Yüzünde bir İfade okuyamadı. Sonra, d'Abrizzi’ye ve Rosle’ye döndü, Kendilerindeki hususi vesikayı görünce, lam değişiverdi. Daha ehemmiyetli bir reverans yaptı; ve topuklarım şiddetle çarptL Her harekelinden şu mâna çıkıyordu: «Hah, işte bunlar başka! Zengin ve mühim insanlar zahir. Her halde zorlu münasebetleri olacak!»
Küçük polis şöyle dedi:
— Bu zatlar tanınmış kimselerdir. Bay d*Xbrimi. Alhambra tiyatrosun an sahibidir. Maunare] de meşhur bir artisttir. Amerikahdır.
— Vesik asında o cihetleri ben de görüyorum-
Subay, bu derece küçük ve mute-ra-a bir yerde, böyle mühim şshsiyetle-
rin bulunmasından dolayı, hayrete düşmüş görünüyordu. Bu gibi haller Almanyada nadirdi.
— Matmazel, vesikasına fotoğraf yapıştırmak fırsatını henüz bulamadı. Gördüğünüz gibi, vesika, kendisine bugün ancak öğleden sonra verildi -diye d'Abrizzi izahat verdL
Subay, gözlerini bir an genç kadın* çevirdi.
— Evet. Sizi tanıdığım için çok bahtiyarım, matmazel. Fotoğraflarınızı Alman gazetelerinde görmüştüm. Birçok fotoğraflarınızı Tebrik ederim.
— Mersi, mösyö.
Erkek derhal uzaklaşmadı. Vesikayı iade etti- Gizliyemediği bir hayranlıkla. Rone'yi acemice tetkik etti, nihayet dedi ki:
— Sizi sahnede seyretmek zevkine nail olacağımı umuyorum.
Kadının yerme d’Abrizzi cevap verdi:
Tabiatile. Yem bir revüye yakın-da çıkarak
Yıldız sebebmi pek b2mrcuıir- (a-mesleki hır itiyadın sertiyle yapmıştı: belki de d Abnmımn iradem in
(Arkası var I
Muharebede hafızalarını !'"ybeden malûllerin tedavisi
Amerika’da bu malûllere konuşma, okuma ve yazma öğretmek için açılan mektepten iyi neticeler alınıyor
Bir Amerikan mecmuasından'. Savalarda, başından yaralanarak dimağlarını, dinleme ve konuşma organlarını kontrol eden sinirleri ze-jjeleaen veya tahrlbolunan maluller, Percy Jones hastanesinde açılan hususi bir klinikte yeni metotlarla tedavi edilerek, bunlara yeniden konuşma, yazma ve okuma Öğretilmesi hususunda büyük gayretler sarfcdll-mefctedfr.
Bu gibi hastalara asplıasia (hafızasını kaybedenler) denilmektedir. A.phasia yani hâfiza kaybetme hastalığına duçar olanlar, ne söylemek İctedliderinl bildikleri halde, ifade etmekten âcizdirler. Matbu bir sahile yazı gördükleri vakit bunu evvelce de görmüş olduklarını ve neden bahsettiğini bil dikleri halde, bir türlü okuyamamaktadırlar. Konuştu-tunrau işittikleri halde, kelimelerin ne ifade ettiğini anlıyamamaktadır-lar
işte bu yeni kliniğin kuruluşundan maksat bu nevi hastaların tekrar konuşabilecek ve okuyabilecek bir duruma getirilmesi içindir. Bu malûller. tekrar normal sıhhatlerini elde ederek eskisi gibi birer faydalı vatandaş olacaklardır. Bu hastaları hususi bir metotla iyileştirmeğe azmeden teğmen doktor Bernard Poster ve mis Vtvlan Mowat, Percy Jones hastanesinde kurulan ve «Hafıza okulu» diye anılan bu kliniği Idnrc etmektedir.
Hafıza kaybetme hastalığı nadiren görülmektedir
Asphasia hastalığı tıp ile muide eskiden beri tanınmakta ise de, bu hastzha müptelâ kimseleri tevadf etmek için Percy Jones hastanesinde açılan «Hâfıza mektebi» ilk defa kurulan modern bir teşkilâttı.
Başlarından rallim surette yaralanan erler ar asm da bile aaphasiaya pek ender raslanmaktadır. Dr. Fos-ter. Şlmdlyp Irarlar bu. hastalığa duçar olanların adedinin azlığından, bu hastalığa karşı önemli bir tedavi usulü araştırılmadığını söylemektedir.
Asp hasla Lı! arı tedavi etmeg İçin Amerikan ordusunun 19 rinlr ve akıl hastanelerinden şimali Kallfomiya-daki De Wrtt hastanesi il* Hammond hastanesinde hususi klinikler teşekkül ettiği halde, bunlar Percy Jones hastanesindeki modem Hâfıza mektebi yanmda pek iptidai kalmakta dırlar.
Mis Nowat yaptığı demeçte, «Savaşlarda ciddi surette başından yaralanan askerlerimiz, niçin eskisi gibi harbden evvel tutmuş oldukları İşlerinin başına dönmesinler? Bu hastanede 5 aydan beri tatbik etmekte olduğumuz tedavi Ststemnin esası, dimağda mevcut olan ve kullanılmayan binlerce hücreden istifade edilmek suretiyle bu hücreleri konuşma, okuma ve yazma hususlarında istimal etmektir.
Asphasiah hastaların tedivUeri ferdi bakıma muhtaçtır. Tedaviye başlanmadan evvel, hastanın mazisi, ne yapmak istediği, ve hastalığının derecesi iyice tetkik edilmelidir.
İlk ders olarak, hastalara en mühim ihtiyaçlarını tatmin edecek olan şeylerin listesi yapılarak öğretilir Hastaya evvelâ kendi İsmi öğretilir Bir müddet her hasta 11e ferdi uğ Taşıldıktan sonra muhtelif ders sınıflarına devam etmeğe başlarlar-demiştir.
Konuşma sınıf ini idare eden mis Nowat, evvelâ hastalara sesleri harf ve kelimeleri öğretmektedir. Her sabah mis Nowat talebelerine günay din der. Konuşabilenler cevap verir, konuşmiyanlar dinlerler. Yavaş yavaş hastalar kendileri cümleler teşkil ederek, konuşmağa başlarlar.
Joe teminde uzun boylu yakışıklı bir delikanlı üzerinde, bıkmadan çalışması sayesinde elde ettiği semereyi. mis Nowat şöyle anlatmaktadır;
«Jöe'in iyileşeceğinden pek ümit sîzdim. Oturup etrafa dalgın dalgın bakmaktan başka bir şey yapamıyordu. Hattâ açlık bile ona tesirini gösteremiyordu. Müthiş bedbin bir hail vardı. Şayet diğer bir er onu alıp yemeğe götürmese yemek İçmeği bile aklına getiremezdi. Fakat, yavaş yavaş Joe evvelâ kendi ismini öğrendi ve anlatmağa başladı. Biraz okuma öğrendi ise de gene bedbinlikte devam ediyordu.»
Bir gün mis Nowat, Joe'ya hastanenin civarında bulunan evine şayet yalnız başına gidebilse müsaade edeceğini söyledi. Mis Nowat, Joenln otobüs biletini aldı ve otobüs durağında serbes bıraktı. Diğer istasyonda onu karısı karşıladı. Öbür hafta, Joe biletini kendi almıştır. Şimdi tek başına her hafta evine gidip ve tekrar hastaneye dönebilmekte ve mühim ihtiyaçlarını kendi başına başarmaktadır. Şimdi artifc tek başına uzak mesafelere telefon edebilmekte Ve yakın zamanda da büsbütün İyileşerek, askerden terhis edilecek, sivil hayata sapasağlam atılarak eski vazifesinin başuıa dönecektir.
Büyük bir define aranıyor
Elâzığ »Akşam» — Tunceli’nin Şeytan deresinde bir hal tadan beri büyük bir define aranmaktadır. Bu araştırma hakkında edindiğim malûmatı veriyorum:
DiyarbakIrlI Abdullah Küçük isminde bir şahıs Ttıncelinin Şeytande-reeincle bir mağarada 70 tondan ibaret altın ve 30 tondan İbaret mücevher definesinin bulunduğunu, elindeki harita İle İddia etmektedir. Hükümetten arama müsaadesi olan bu şahıs yanında Milli Eğitim ve İç İşleri Bakanlığı mümessille rll e birlikte Tuncellne gelmiştir. Bu zat bulacağı defineye fazla İnandığı İçin yanmda binlerce torba götürmüştür. Denildiği ne göre, define, meşhur Kabakçı Mustafa zamanında Karadeniz, Venedik korsanlarından bir grup tarafından batı yollyle getirilmiş külliyetli miktarda altın, gümüş ve mukaddes kitaptan ibarettir. Altın miktarının külçesi 12 milyon kıymetinde olduğu tahmin edilmektedir. Define 18 yerde i büyük kazanlar İçinde sakh olup 200 işçi ve usta tarafından saklanmıştır.
Şehrimizde deline hikâyesi alâka uyandırmıştır.
Göz Mütehassısı
Doktor Cemil Görür
Hastalarını pazardan başka her gün saat 15 ten 18 e kadar kabul eder.
Cağaloğlu Nuru Osmaniye caddesi Onman şerafeddln Aprt. No. 5 .
Lokman Hekim (Dr. HAFIZ CEMAL) Dahiliye mütehassısı
Divanyolu 104
Muayene saatleri Pazar hariç her gün 2.5 — 5. Tel: 22398
Çocuk hekimi doktor
Ahmed Akkoyunlu
Taksim - Talimhane palas, Telefon: 82627
Maliye Bakanlığından1
1 — Demiryolları lrtlkrazmfl alt 105000 adet tahvilin basta ücreti 2490 numaralı kanunun 4« ncı maddesinin E fıkrasına tevfikan pazarlığa konulmuştur.
2 — Muhammen baskı ücreti 15500 Uradır.
3 — Kati teminatı 2325 Uradır.
4 — Şartnamesi Maliye Bakanlığı Levazım ve Kıymetli evrak Mü-dürlüğlle Lı tan bul Beşlktaşta Maliye Matbu evrak ambarında görülebilir.
5 — Pazarlığı 23/7/945 pazarteri günü saat 14 de Maliye Bakanlığı Levazım ve K. E. Müdürlüğünde müteşekkil eksiltme komisyon un rtn yapılacaktır.
İsteklilerin 2400 numaralı kanunun 2 ve üçüncü maddelerinde yazılı belgeler kati teminat makbuzu ve şartnamenin 8 inci maddisinin 1? nci fıkrasında yazılı belgelerle birlikte muayyen gün ve saatte komisyona müracaatları. (0834ı
L^^^Teke^J^4üdürlüğü^ilân]arı^^
1 — İstanbulda bulunan fabrikalarımızın işletme ihtiyacı için bir sene zarfında Havzadan deniz yolu 11e gelecek takriben 10 bin ton maden kok ve sömikok kö-mürle ıinin sahilden idarem izce gösterilecek yerlere nakil işi pa-zarlığa konulmuştur,
2 — Pazarlık 31 7 945 salı günü saat 11 de Kaba’taşta Genel müdürlük levazım şubesindeki a'ıın komisyonunda yapılacaktır.
3 — ŞartTşma her gün adı geçen şubeden alınabilir.
4 — i» te killerin belirli gün ve saatte 1425 lira güvenme para-larıle biriütte rru-zkûr komisyona müracaatları ilân olurun-
(9834)
AKSAM
Sahile 7
İSTANBUL HALKEVLERİ
(Baş tarafı üçüncü sahifede) bu faaliyetin umumiyetle Halkevlerinin talimatnamelerine göre değil, Evlerde tesis edilen ananelere göre yapılmakta olduğu meydana çıkıyor. Halkevlerinin gayelerine yaklaşmak değil, belki uzaklaşmakta olduğu anlaşılıyor.
Gelecek yazılarımızda Evlerin ve muhtelif kollarının faaliyetinden bahsederken bu hakikati ayrıca, bütün çıplaklığlyle, belirtmeye çalışacağın.
Halkevlerinin onuncu yıldönümü, vesilesiyle yapılan neşriyat ve onu müteakip senelerin neşriyatı da bu hakikati meydana koymaktadır. Ne-teklm bu sene Halkevlerinin on üçüncü yıldönümü vesilesiyle sayın Başbakanımız şükrü Saraçoğlu da, bu noktaya telmihan olacak, şu güzel sözleri söylemiştir: «Arkadaşlar; Halkevleri bütün kollarlyle, bir tek amaca yönelmişlerdir: Bu amaç da kültür yolundan her zaman millî değerlerimizi işlemek. Türk devrimin! geniş halk hayatı için kökleştirmek, milli birliği sağlamaktır.
Arkadaşlar, Halkevleri gençliğin bütün İstidadının gelişmesine yarar birer çevre haline gelmelidirler. Burada beliren istidatlar, birer değer olarak milli hayata kazanılır. Karakterce, bilgice ve istidatça üstün gençler yetişir. Olgunlar yanında olacaklar ürer, çoğalır ve böylece yurdumuzun yuvaları yeni varlıklarla süslenir.»
Şimdi esasa gelelim: Halkevlerinin dokuz seneğinden her hangi birinin faaliyetini taccllyecek olursak en evvel görürüz kİ bu faaliyet muhite intibak lüzumu gözetilmeden yapılmakta, hattâ Evlerin bina imkânları bile ölçülmeden harekete geçilmektedir. Dahası var. Mhh Şefimiz ismet İnönü’nün İşaret buyurduğu gibi «Halkevlerini, adı üstünde olduğu gibi, halkm külfetsizce ve yüksek gayeler için daima toplanmasını temin eden bir vasıta ve bir yer addetmek» lâzım gelirken Halkevle-
rimlze gelenlerin külfetsizce oturabilecekleri bir oda yoktur. Bu nokta üzerinde çok ehemmiyetle durmak lâzımdır. Çünkü Erlerin büroları sabahtan akşama kadar Evin kırtasf-| yccilik işleriyle meşgul olmakta, asıl Evle meşgul olamamaktadır. Günün her saatinde kapısı açık olması lâzım gelen Evin reisi her zaman Evde değildir. Olsa da odasının resmi havası misafirlere pek cazip gelini-ye bilir. Kütüphane, ismi üstünde. Eve gelenlerin külfetsizce kabul odası olamaz. Evin sergi yeri, varsa, sergi haricinde bir vazife için kullanılamaz. Şube odaİ3n da şubelere gelen misafirlere yarıya bilir. Eve gelenlere yaramaz.
Esasen halkevlerinin dokuz şubelerine ayrı ayrı faaliyet sahası temin etmesi, icabında günün her saatinde onların da toplanabilmesi imkânını yaratması şarttır. Kaç Ev bu imkâna maliktir? Halbuki kendi İhtiyaçlarını bile tamamiyle karşılayamazken bugün İstanbul Halkevleri bâlâ bir takım kardeş müesseseler! barındırmakla mükellef tutulmaktadırlar ki bunun süratle önüne geçilmesi. Halkevlerinin çalılarına sahip olması, bir umumi kabul odası ihdası ve bu odanın bilhassa verimli olmasının temini lâzımdır.
Halkevleri. Atatürk'ün «vatanda sosyal ve kültürel Ur devrim» organı olarak vasıflandırdığı; Millî ŞeTl-miz İsmet İnönü’nün: «Vatandaşların bir aile gibi toplanarak orada vatanın İlerlemesine yarar esaslı faaliyetleri beraber tanzim ve beraber tatbik etmeleri lâzımdır.» veelze-siyle ifade buyurdukları faaliyetlerini ancak bu sayede yaratabilirler. Bunu sağlamak İçin gelecek yazılarımızda bir Halkevctde bulunması gereken vasıflan tesblte çalışmak ve temsil kohı başta olmak üzere baz» kofların faaliyetinden bahsetmek vaadiyle kâfi derece uzayan, sözü burada kesiyoruz.
‘ SELİM NÜZHET GERÇEK
inşaat ilânı
Beden Terbiyesi İstanbul bölgesi başkanlığından:
1 — Dolmabahçede yap tinim akta olan İnönü stadyumunun 421,459 Ura 07 kuruş keşif bedelli 3 üncü kısım inşaatı, taş kaplama, döşeme, sıva, doğrama ve sair ince işlen kapalı zarf usulü ile eksiltmeye vazedilmiştir,
2 — İhale 27 temmuz 945 tarihine rastlayan cuma günü saat 16 da Taksimde Sıraselvilerde Bölge binasında toplanacak komisyonda icra edilecektir,
3 — Bu işe mahsus muvakkat teminat akçesi 22.223 liradır.
4 — Eksiltmeye ait keşif ve mukavele örneklen her gün Bölge muhasebesinden 20 lira bedel mukabilinde alınabilir
5 — fşe girecek müteahhitlerin Y. Mimar veya Y, Mühendis olmaları, olmadığı takdirde bir Y Mimar veya T, Mühendisle ortak olarak işi taahhüt etmeleri lâzımdır,
6 — İsteklilerin bir defada 300.000 liralık bir bina taahhüdü İşini lâyıkiyle ifa ettiklerini bildirir bir resmî daireden alınmış vesika ile birlikte aynı taahhüt içinde veya ayrı bir taahhütte esaslı ve bu vasıfta bir taş kaplama işini muvaffakiyetle yaptığını gösterir yine resmî bir makamdan aimrmş vesikalariyle en geç 24 temmuz 945 salı günü saat 17 ye kadar Bölge müdürlüğüne yazı ile müracaat ederek ehliyet vesikası almaları lâzımdır.
7 — Taliplerin ehliyet vesikası, muvakkat teminat makbuzu,
eksiltme evrakının imzalı bir nüshası ve bu yıla ait ticaret odası vesikasını havi zarflarını ihale tarihinden en geç bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Bölge muhasebesine vermeleri lüzumu ilân olunur, (8906)
İstanbul sıhhi kurumlar arttırma ve eksiltme komisyonundan:
CİMİ Mlkdan Tahmini flati ilk teminatı İhale günü
Aa Çoğu Lira kuruş Lira Kuruş
Kesilmiş Gürgen odunu 280 — 420 çeki 15 50 488 25 1/8/945 Çarşamba

Kesilmiş Gürgen odunu 2000 — 2000 * 15 00 2259 00 1/8/945
Kesilmiş 300 — 509 ■ 10 00 600 00 1/8/945 >
gürgen hamam odunu
Mangal 20000 — 40,000 kilo 16 480 00 1/8/945 ■
kömürü
1 — Sıhhi kurumların odun ve mangal kömürü İhtiyacı kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur.
2 — Odun Ve mangal kömürünün mikdar. tahmini Hal ve ilk teminata yukarda gösterilmiştir.
3 — İhale 1/8/1945 çarşamba günü saat T5 de Cağaloğlunda Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü binasındaki komisyonda yapılacaktır.
4 — İstekliler şartnameyi çalışma gün ve saatlerinde komisyonda görebilirler.
5 — İsteklilerin 1945 yılı ticaret odası vesikası ve guYup vesikası İle bu işe yeter Uk teminat makbuz veya banka mektubüe 2490 sayılı kanun hükümlerine göre hazırlayacakları teklif mektuplarını ihale saatinden bir saat evvel makbuz mukabilli-de komisyona vermeleri. (9212)
İstanbul Belediyesi İlânları
7851 lira 18 kuruş keşif bedelli Çi ftehavuzlar Kalamış yolu esaslı tamiratı açık eksiltmeye konulmuştur. İlk teminat miktan 588 Ura 84 kuruştur. Keşif ve şartnamesi Zabıt ve Muamelât Müdürlüğü kaleminde görülebilir. İhalesi 1/8'945 Çarşamba günü saat 14 de Daimî Encümende yapılacaktır. İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektuplart. İhale tarihinden 3 gün evvel Vilâyet Nafia Müdürlüğüne müracaatla alacakları fenni ehliyet ve kanunen gösterilmesi gereken diğer belgeleri birlikte İhale günü belirli saatte Daimi Encümende bulunmaları. 9595
Şerbetçiotu alınacaktır
Tekel Genel müdürlüğünden:
Yurdumuzun birçok yerlerinde kendi kendine ve çok miktarda yetişen ve Şerbetçiotu ve Mayaotu ve Omerotu denilen çiçeklerin kurutulmuş olanları vasıflarına göre kilosu 3 liradan 6 liraya kadar satın alınacaktır
Bu çiçekleri toplayıp satmak isteyenlerin toplama ve kurutma İşleri hakkında bilgi edinmek üzere bulundukları yerin Tekel İdaresine başvur-lualarL 47965 >
Kalorifer Tesisatı ilânı
Ereğli kömürleri işletmesi umum Müdürlüğünden:
1 — İsletmenin Zonguldakta merkez hastanesi poliklinik binası kalorifer tesisatı kapalı zarf usulü ileve toptan götürü olarak eksiltmeye konmuştur.
2 — Bu tesisatın tahmin edilen bedeli G8.757.70> liradır.
3 — Muvakkat teminat miktarı (1,410.-1 liradır.
4 — Eksiltme evrakı (10) lira mukabilinde Zonguldakta İşletme İmar ve İnşa grubu müdürlüğünden, Ankarada Etibank İnşaat müdürlüğünden, ve İstanbulda Etibank şubesinden temin edilebilir.
5 — Eksiltme 3 ağustos 1945 cuma günü saat 15 de Zonguldakta Ereğli kömürleri İşletmesi İmar ve inşa grubu müdürlüğü binasında yapılacaktır.
6 — Teklif zarflan eksiltme şartnamesine göre tanzim edilmiş olarak ihale günü şaaî 12 ye kadar makbuz mukabilinde İşletme umum müdürlük başsekreterllğine teslim edilmiş olacaktır. Postada vaki olabilecek gecikmeler nazari itibara alınmiyacaktır.
7 — İsletme İhaleyi İcrada serbesttir. (9688V
Millî Eğitim Bakanlığından:
1 — Ekonomi, Bayındırlık, Çalışma Bakanlıklarlyle Şeker Fabrikaları Umum Müdürlüğü hesabına yabancı memleketlere gönderilecek öğrenciler İçin, sayusı. öğrenim dalı, yeri ve şartlan aşağıda yazılı esasi: göre seçim imtihanı açılacaktır. Bu imtihanlara girebilmek İçin göm rllecek memleketin dilini bilmek şarttır Hangi dalre hesabına
Gönderilecej gideceği Öğrenci saygı öğrenim dalı memleket
Created byfrete versiöiröf 2PDi
52
2 — Ekonomi Bakanlığı hesabına Kaliforniya Teknoloji Enstitüse de okuyacak alan öğrencide aranılan vasıflar şunlardır:
a) Memurlar kanununun 4 üncü maddesinde yazılı şartlan haiz mak,
b) 17 yaşını bitirmiş 25 yaşını aşmamış olmak,
c) Lise olgunluk veya lisenin üstünde bir teknik öğreniminden mezun olmak.
3 — Bayındırlık Bakanlığı hesabına gönderilecek öğrencilerde aranı* lan vasıflar şunlardır:
a) Teknik Üniversitenin İnşaat Makine Fakültelerinin üçüncü sınıfını pekiyi veya İyi derece ile bitirerek dördüncü sınıfa geçmiş olmak,
b) 24 yaşını aşmamış olmak,
c) Fakülteye yüklemle bağlı İse bu yüklemini yeni yüklemine eklemek,
4 — Çalışma Bakanlığı hesabına seçilecek öğrencilerde aranılan vasıflar şunlardır:
a) Memurlar kanununun 4 üncü maddesinde yazalı şartlar) haiz olmak,
b) Askerlikle İlgisi bulunmamak vc 35 yaşını aşmamış olmak.
e) Sağlık durumu memleketin her yerinde ödev görebilmesine elverişli olmak, u
d) îş Hekimliği için açılacak İmtihana gireceklerin İstanbul Üniversite Tıp FakÜlteslhden. Sigortacılık öğreneceklerin de Yüksek İktisat n Ticaret okulundan. Hukuk Fakültesinden ve Siyasa) Bilgiler Okulundan pek iyi ve İyi derece İle mezun olmaları lâamdır.
5 — Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi Umum Müdürlüğü hesabına seçilecek öğrencilerde aranılan vasıflar şunlardır:
a) Llse fen kolundan bitirme ve olgunluk diplomalarının dereceleri pek İyi ve iyi olmak,
b) Yaşları 18 den aşağı ve 21 den yukan olmamak,
c) Beden kabiliyetleri seçecekleri kollarda çalışmalarına uygun olduğu sağlık kurulu raporiyke belirtilmiş almak,
d) Seçme imtihanlarını kazananların bağlı bulunacakları diğer husus! şartlar şunlardır:
(öğrenciler okuma yerlerine gönderilmeden önce ümum Müdürlüğün göstereceği Fabrika ve Ziraat teşkilâtında en çok bir yıl sûre He staj göreceklerdir. Stsj esnasında öğrencilerin mesleklerine karşı ilgileri incelenecek. muvaffak olamayanlar öğrenime gönderilmlyerek Şirketle alâkaları kesilecektir. Stajyerlerin bulunduklar* yerden staja gidecekleri yerlere kadar yol giderleri, staj esnasında yiyip içmeleri ve yatmaları şirketçe temin edilecektir. Stajda başarı göstererek okuma yerlerine gönderileceklerden bir öğrenim yılına karşılık iki yıl yükleme bağlı olduğuna dair senet alınacaktır.)
6 — Yukarıda yazıl) şartları taşıyan İsteklilerin en geç 31 Temmuz 1945 salı günü akşamına kadar aşağıda İşaret edilen belgeleriyle Bakanlığımıza başvurmaları gerektir.
1 — Dilekçe. (Bu dilekçede hangi Makam ve Müessese adına ve hangi öğrenim kolundan imtihana girilmek İstendiği açıkça yazılacaktır.)
2 — Öğrenim belgesi (İsteklilerin Lise olgunluk. Teknik Okulu vc Yüksek Okul mezunu olduklarına göre bu diplomaların Noterce tasdikli birer örneği. Teknik Üniversite öğrencisi İse Fakülte Dekanlığından tasdikli bir belge)
3 — Nüfus tezkeresinin Noterce tasdikli örneği.
4 — 9 adet 4x4 büyüklüğünde fotoğraf.
5 — Lise, Lisenin üstünde bir teknik okul ve yüksek öğrenim müessese ler inden mezun olanların, askerlik durumları bakımından yabancı memleketlere gitmelerinde bir sakınca almadığını gösterir belge
6 — Resmî ve hususi bir makarna karşı yüklemle bağlı olmadıklarına dâir belge.
Seçme İmtihanları:
a) İmtihanlar 20 Ağustos 1945 pazartesi günü saat 10 da Ankara'da Hukuk Fakültesinde, İstanbul’da Yüksek öğretmen Okulunda bağlıyacaktır.
b) İmtihanlar Lise ve Teknik Okulu mezunları İçin (Türkçe kompozisyon. Fizik, Kimya. İngilizce)
c) Teknik Üniversite müdavimleri İçin (Türkçe kompozisyon «inşaatçılar lçtno Zemin Mekaniği. Hidrolik «Makineciler İçin* Termodinamik, Makine elemanları, İngilizce)
d) Tıp Fakültesi mezunları için (Fizyoloji, Şlrurjl, Hljlyen. yabancı dil)
e) Yüksek iktisat ve Ticaret okulu. Hukuk Fakültesi. Siyasal Bilgiler okulu mezunlan İçin (Maliye, Ekonomi. Kooperatifçilik, yabancı dil)
7______ Bakanlığımıza. müracaat edenlerden belgeleri noksan olanların
dilekleri dikkate alınmıyacaktır. (9346)
Yüksek iktisat ve ticaret mektebi veya iktisat fakültesi mezunu memur alınacak
Emlâk ve Eytam Bankası Müdülüğünden -
Muvazzaf askerliğini bitirmiş Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi veya îktisat Fakültesi mezunlarından memur alınacaktır,
İsteklilerin Emlâk ve Eytam Bankası İstanbul Şubesi Mii-clıiı lıı-iime müracaatları (9675)
Teknik üniversitesi satınalma komisyonundan:
Teknik üniversitemiz matbaasında tabbettirllen kitapların tertip ücreti heber standart sahifesi 2 lira 25 kuruştan kapalı zarf usulü eksiltmeye konulmuştur. 5000 Sahife olan bu tertip ücretinin ilk teminatı 850 liradır. Eksiltme 6/8/945 tarihinde pazartesi günü saat 11 de yapılacaktır. Fazla malûmat için rektörlüğe müracaat olunması. (983*.'
i
Bahlfe 8
'A Rg AM
21 Temmuz 1945
)r. Şükrü Ertan_
Göz mütehassısı I
Cağaloğlu Halkevi karşısında I No. 84. Tel: 22568 I
Ds3.
Cinsi
$am kerestesi
Çam tomruk
yerli malı her boyda
Bayanlar «e Baylar
Satılık çam kerestesi çam tomruğu ve meşe kömürü
Eğridir Devlet Orman İşletmesi Müdürlüğünden: Beher M3.
Muhammen
Lira Kr.
Parti No. Adet M3.
1
2
8
4
1
2
Süleyman Akmerlç
»er nevi mücevherat siparişleri kabul olunur.
SiNGER Saat Mağazaları
ADRES: İstanbul, Eminönü caddesi No. a.
Zayi — iktisat fakültesinden aldığım 2119 No. lı şebekeyi zayi ettim Hükmü yoktur- Müfit Aydın Dumer
Zayi — D. D. Yolları istinye fabrikasından aldığım 890 No. lı vapur pasomu kaybettim. Hükmü yoktur,
İst. Fab, 2122 No, lı Necati Seskl

10 senelik İzdivacından sonra BALAYI TENİNİ nasıl muhafaza
ediyor.
Lâstik satın aldığınızda
ismine dikkat ediniz
Her kadın - hatta 40 dan lorla yaştakiler bile - bütün genç kıtların fi pis ntzar-Isrile bakacağı açık, taze ve kusursuz bir , tene, cazip ve {Özel bir cilde tnahk olabilir. Bunu; TOKALON "pündc 3 dakika" tedavi uiulO 10 günde garanti eder.
Her akfatn. yatmazdan evvel yeğine cild gıdası olan renbe renkteki Tokaloo kremini kullanımı Terkibinde bütün dünyada meşhur bir cild mütehassısı israfından keşfedilen Biocel ” kıymetli ve hayret verici unsun» vsrdır- Su uyurken cildinizi besler, güıcllejtîrir ve bütün buruşukluk' ları giderir Her sabah, yağsız bcyaı renkteki Tokalon kremini kullanınız Açık mesamatı sıklaştırmak ve cildi yu(nu}stuıp tazeleştirmek için yeğine cild unsurudur. 10 g’ün zarfında jayanı hayret ve yeni güzellikte bîr tene malik «incelesiniz. Tokslon kremlerinin semereleri garantilidir, aksı takdirde paramı iade olunur.
2479 1491
785
863
188
218
284
173
01
81
112
148
170,87
286 1
831
711
348
975
485 kental
50
50
50
50 07 07
78
Muvakkat teminat
Lira Kr. Bulunduğu yer
00 Hayran son deposu 00 > >
00 » »
00 * >
00 » *
00 » *
00 > *
2015
1232
650
577
490
647
203
Meşfl kömürü — ---------- . _ .....
1 — Hoyratı Gölken iskelesinde lstift» mevcut cinsi, mlkdarı, ve muhammen bedeli ile muvakkat teminat, mlkdarları yukarıda yazılı Bademli bölgesi emvalinden olup dört parti halinde mamul keresteler ile İki parti halinde çam tomruğu İla ayrıca bir parti halinde meşa kömürü açık arttırma suretlle satışa çıkarılmıştır.
2 — Arttırma 30/7/945 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 15 de Şarkikaraağaç Orman bölge şcfU-ğinda toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Bu satışa alt şartname ve ölçü listeleri Orman Koruma Müdürlüğünde Eğridir, İstanbul, Denizli, Eskişehir. Burdur, Beyşehir işletme Müdürlükleriyle İsparta, Yalvaç, Şarkikaraağaç. Konya, Akşehir orman kâtipHklerlnde ve Bademli bölge şefliğinde görülebilir.
4 İsteklilerin teminatlarını revir veznesine yatırarak belli gün ve saatte Komisyonda hazır bulunmaları İlân olunur. (9867)
Sıkıntı ve âsabî fenalık hislerine, çarpıntıya karşı
KARDOL
Damlası, her eçzanedje bulunur.
Zayi — İçinde askeri muamelem de bulunan nüfus cüzdanımı zayi ettim. Yenisini çıkartacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Yalvaçın Gemengüney köyünden Mustafa oğlu AH Soylu 1334 doğum Hane: 113
İçin en makbul ve hoşa gidecek hediye;
3 İN G E R Mağazalarından alacağınız bir şövalye yüzüğü, bir çiçek plâkası veya kol saatidir.
Müessesemlzde dalma KADIN ve ERKEK kol saatleri, duvar saatleri, en yeni model kıymetli taşlarla süslü Çiçek ve Plâklar ve yeni »ŞÖVALYE» yüzüklerinin zengin çeşldierlnl bulundurduğumuzu bildirmekle şeref duyara.
En yüksek kaliteye sahip olan " FEDERAL ., lâstikleri uzun tecrübe ve ilmi tetkikler netice ginde en üstün randıman vermek üzere imâl olunmuştur
Kamyon ve otomobiller için imâl edilen bu lâstikler çok dayanıklı, emniyetli ve uzun yollan mütehammildirler.
Harpten sonra otomobil ve kamyon sahiplerine, hiç tasavvur edilmiyen en iyi kalite ve öslüo verimi “FEDERAL,, lâstikleri temin edecektir. Gerek şimdi gerekse hapteo sonraki devrede " FEDERAL ,, lâstiklerini kullananlar, paralarını en iyi I âat i g-e ’ vermiş olacaklar,' çünkü •• FEDERAL ,, lâstikleri en çok kilometre yapmasına rağmen en az arıza gösteren lâstiklerdin. Lûtlen, daha [azla” malûmat almak üzere “ FEDERAL ,, lâstiklerinin en yakın acentaaı-na müracaat ediniz. Memnuniyetle size lâzım gelen İzahatı vereceklerdir.
FEDERAL TIRE EXPORT COMPANY
lORKİVE uttuül *CEST€»I
ARİF ALP
Abît Han 20-21
İstanbul (Galata)
W,
BURSA PAZARI------------------------
HAŞAN HÜSNt) MAHDUMU
Nazmi Sipahi oğlu
Sultanhamam caddesi 4. Tel. 20625
Yatı mekteplerine gidecek çocuklarınızın yatak, yorgan, battaniye, çarşaf, havlu, pike örtüsü, çamuşır ve bllûnuım tuhafiye eşyasını ehven Hatlarla mağazamızda bulabilirsiniz.
Balta Limanı Kemik veremi Hastanesi Operatörü
Dr. SADREDDİN ONARAN
Harici hastalıklar. Kemik has- I talıkları, Ortopedi, mütehassısı. I Beyoğlu Mis sokak, Gökçek I anarı,imanı No. 1/5_________I
mam Telefon: 41457
İstanbul Milli Korunma Savcılığından 944-1579
Tahdide aykırı hareket etmek su-retıle Milli Korunma Kanununa muhalefetten suçlu İst. Küçükpazar İnebolu otelinde oturan seyyar börekçi İİsmall oğlu 1320 doğumlu Mehmet Azizoğlu hakkında 3005 sayalı kanuna tevfikan İstanbul (2> No. lu Millî Korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda suçlunun eabtt görülen fllHnden dolayı hareketine uyan Milli Korunma K. nın muaddel 21. 55-2-63 üncü maddelerine tevfikan 18 lira G0 kuruş ağır para cezaslle tecziyesine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 2/8/44 tarih ve 44/1409 sayılı karar katileşmekle İlân olunur
Akşam gazetesinde neşrolunacaktır.' 9570
İstanbul altıncı icra memurluğundan: 944/253
Bir borçtan dolayı mahçuz ve pa raya çevrilmesine karar verilen metre mikâbı 150 liradan 3 -ıv>ire mikâbı kayın kereste 28/7/945 tarihine rasla-yan cumartesi günü saat 10 dan İtiba ren Çemberlltaş Tavukpazari Medrese sokak 10 No.' lu dükkân önünde satılacaktır.
Muhammen kıymetinin % 75 ini bulmadığı takdirde satış tehir edilerek 1/8/945 tarihine raslayan çarşamba günü aynı satte yapılacak olan İkinci arttırmasında en fazla bedelle alıcılarına satılacağından isteklilerin mezkûr gün ve satte mahallinde hazır bulunmaları İlân olunur. 9794
tUSnh HÜSNl)
MUMI »Ir.nıoC.v Jp-
Tahtakurusu, Pire, Hamam böceği, Bit gibi haşaratı bir defada yok eden en son keşfedilmiş bir haşarat İlâcıdır.
Ecza depolarından, eczanelerden, toptancı ve büyük bakkallardan ısrarla İsteyiniz. Bir tecrübe kâfidir.
Yapıldığı yer: CENAP SENGEL Kimyevi Maddeler
İmalâthanesi - İstanbul - Aksaray
Rumeli Hisar
Zayi — İçinde askeri muamelem de bulunan nüfus cüzdanımı zayi ettim. Yenisini çıkartacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Yalvaçın Gemengüney köyünden Ali oğlu Mustafa öncü 1335 doğ. Hane: 2
İstanbul Milli Korunma Salcılığından 944-731
Tahdide aykırı undan börek yapıp satmak suretile Milli Korunma Kanununa muhalefetten sulçlu İst, Kumkapı Karamehmet matı. Hlsar-altı sokak 41 No. da oturan Emin oğlu 334: doğumlu Rıdvan Köseoğlu hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan (1) No. lu Milli Korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda suçlunun sabit görülen fitlinden dolayı hareketine uyan MIHI Korunma K. nun muaddel 21. 55 - 2. 03 cii maddelerine tevfikan 25 Hra ağır para cezaslyle tecvlyeslne ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 11/4/1944 tarih ve 44/258 sayılı karar katiieşmekle İlân olunur.
Akşam gazetesinde neşrolunacaktır. 9579
İstanbul MİMİ Korunma Savcılığından 945/36
Faturasız mal almak, ve satmak suretlle Milli Korunma Kanununa muhalefetten suçlu İst. Taksim Sra-serviler 117 No. lu dükkanda sebzeci Koço oğlu 1918 doğumlu Vangel Mİ-lenos hakkında 3005 sayılı kanuna tavflkan İstanbul (1) No. lu Milli Korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda suçlunun fabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan Milli Korunma K. nun muaddel 31/4. 59/5, 03 üncü maddelerine tevfikan 75 lira ağır para cezaslyle tecziyesine, bir hafta müddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve bu müddet zarfında ticaretten menine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 16/12/1943 tarih ve 943/1214 sayılı karar katileşmekle ilân olunur.
Akşam gazetesinde neşrolunacaktır. 9563
P. T, T Meslek okuluna öğrenci alınacaktır
P. T. T. İşletme umum müdürlüğünden:
P. T. T. memuru yetiştirmek maksadlle İstanbulda bulunan P. T. T. Meslek okuluna müsabaka ile parasız yatılı öğrenci alınacaktır.
Okul idse muadilidir. Tahsil müddet üç yıldır.
Kayıt ve kabul şartları:
1 — Türk olmak,
2 — Ortaokul mezunu olmak,
3 — Okumağa ara vermemiş olmak,
4 — On beş yaşını bitirmiş ve on dokuz yaşını geçmemiş olmak,
5 — Sağlık durumu: Resmi Sağlık kurullarından örneğine göre alacakları raporla saptanmış bulunmak.
Müsabaka İmtihanları 20, 21, 22 Ağustos tarihlerinde Ankara, İstanbul, İzmir, Edirne, Balıkesir, Eskişehir, Çankırı, Afyon, Seyhan, Konya, Sivas, Erzurum. Van, Trabzon, Samsun, Diyarbakır Bölge Başmüdürlüklerinde yazılı olarak yapılacaktır.
Yukarıki şartlan taşıyan tekelilerin 18 Ağustos’a kadar adlan sayılan P. T. T. Bölge Başmüdürlüklerinden birine müracaatları gerektir.
Fazla tafsilât Bölge Başmüdürlüklerinden alınabilir. (9787)
NECİP BEY BAfihe GAZİNOSU
Hayvanat bahçesinde mükemmel CAZ - ORKESTRA
Sümerbank Genel Müdürlüğünden
Teknik Mütercim alınacak
3659 sayılı kanunun 10 uncu maddesine tâbi 2 teknik mütercim alınacaktır,
İngilizce teknik tercüme işlerinde çalışmış veya bu lisan üzerine teknik tahsil görmüş olmak lâzımdır, Robert Kollej mühendis kısmı mezunlan tercih edilir, İsteklilerin bankamız zat işleri müdürlüğüne 15/8/945 gününe kadar müracaat etmeleri bildirilir.
— Satılık Apartman —
Beyoğlunda Aynalıçeşme Atlama sokağında 1 No, lı, üç katlı, su, elektrik ve havagazı havi 21 bin lira mukadder kıyafetli, bahçeli Halice nazır apartıman, açık arttırma ile Beyoğlu Sulh Mahkemesi Başkâtipliğinde 25/7/945 Çarşamba saat 16 - 17 de satılacaktır (Dosva No
Saçların dökülmesine kepeklenmesine ve kaşıntılara karşı
PclroL Xü,cun
Maliye Bakanlığından
1 — Milli Savunma istikrazının 4 üncü tertibine alt 99750 adet tahvilin baskı ücreti 2490 numaralı kanunun 46 ncı maddesinin E fıkrasına tevfikan pazarlığa konulmuştur.
2 — Muhammen baskı ücreti 1320i) liradır.
3 — Kati teminatı 19«0 liradır.
4 — Şaılnamesl Maliye Bakanlığı Levazım ve K. E. Müdürlüğlle İstanbul Beşiktaşta Maliye Matbu evrak ambarında görülebilir.
5 __ Pazarlığı 23/77945 pazartesi günü saat 15 de Maliye Bakrinhğı
levazım ve K. E. Müdürlüğünde müteşekkil eksiltme komisyonunda yapılacaktır.
İsteklilerin 2490 numaralı kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde yanlı belgeler, kati teminat makbuzu şartnamenin 8 İnci maddesinin 17 nel fıkrasında yazılı belgelerle birlikle muayyen gün ve saatte komisyona müracaatları. (9835)
Bilhassa mehtap gecelerinde bu güzel manzaralı
ve havadar bahçeden istifade ediniz. Aileler ye-
meklerini beraberinde serbest getirebilirler.

Comments (0)