Yalnız ALEV markalı
ATEŞ TUĞLASI
Avrupa ayanndadır ve emniyetle kullanılabilir. Telefon: 41993 - 22512
AKŞAM
Sene 27 — No. 9563 — Flatl her yerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 2 Haziran 1945
Sahibi: Neemeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
T o prak kanun u
Büyük Millet Meclisinde dün çok hararetli müzakereler oldu
17 nci maddenin tadili için 321 Millet vekilinin imzasile bir takrir verildi
Suriyede vaziyet düzeldi
Ingiliz tank ve piyadeleri
Şam şehrine girdiler
Ankara 1 — Büyük Millet Meclisi, bugün öğleden sonra Reis vekili B Mazhar Germen'ln başkanlığında toplanarak Toprak kanunu tasarısının müzakeresine devam etmiştir. Tasarının birden dokuzuncu maddeye kadar olan kısmı evvelki oturumlarda kabul edilmiş olduğu cihetle, müzakere onuncu maddeden başlamış, onuncu madde hafif tartışmalar ile geçmiştir.
11 inci maddeye itiraz
On birinci maddenin müzakeresine başlandığı zaman Seyhan Millet Vekili B. Ali Milnlf Yegena söz alarak bu maddenin çifçl olmiyonlara da toprak verilebileceğini tasrih ettlğtnl söylemiş, kam ulaştırılacak toprakların çifçl olnuyanlara verilmesi anayasanın 74 üncü maddesine aykırı ve hatalı bir hareket olduğunu söyliye-rek maddenin değiştirilmesi İçin bir önerge vermiştir.
Hatiplerin mütalâaları
Bundan sonra söz alan B. Recep Peker. devlete ait toprakların topraksız çlfçlye dağıtılmasını ve bunlardan artacak toprakların da çifçl olmıyanlara verilmesini İstedi ve 14 üncü maddenin «F» fıkrasını şiddetle tenkldede-rek bu fıkranın bugünkü hukuk anlayışımıza uygun olmadığını anlattı. 1945 yılı ekim ayından itibaren iktl-sabedikn ve yeni sahipleri tarafından doğrudan doğruya İşletllmiyen arazinin tamamen kamulaştırtacağı hak-ı kındaki hükmü ihtiva etmekte olan ) bu 14 üncü maddenin kaldırılmasını istlycn B. Recep Peker, «F» fıkrasına da lüzum olmadığım söyledi.
B. Feridun Fikri Düşünsel söz alarak kürsüye geldi ve Recep Peker'ln sözlerinin çok yerinde olduğuna lşa-| ret ettikten sonra 14 üncü maddenin medeni kanunda ve anayasada yer almış hükümlere aykırı olduğunu söy-llyerek gerek bu maddenin ve gerek «F» fıkrasının kaldırılmasını İstedi.
B. Emin Erlşlrgil, Recep Peker ve Feridun Fikri Düşünsei’ln fikirlerine İştirak etmediğini soyllyerek bir toprağın bir çlfçlden alınarak diğer bir çirçlye verilmesinin adalet ve müsavat esasları baki kaldıkça hukuk prensiplerimize aykırı sayılamıyaca-gını belirtti. Ve muvazaa yapmak İsti- • yen vatandaşlar İçin asıl bu fıkranın hak ve adalet prensiplerine uygun ; düşeceğini, bu fıkranın bugünkü hu- i kuk telâkkilerimize tamamen uygun 1 olduğunu beyan etti. Maddenin aynen ' kabulünü istedi.
Mazbata sözcüsünün cevabı
Mazbata sözcüsü sıfalile söz alan B. Cafer Tüzel, çifçl olmayıp da toprağa muhtaç olanların ancak devlet elin- i dek! topraklardan İstifade edebllcce- : ğim, bu bakımdan B. Ali Münir Ye-genanın mütalâasının doğru olmadığını. 14 üncü maddeyi anayasaya mu-hallf bir mahiyette görmediğini söyll-yerek B. Recep Peker ve Feridun Fikri tarafından ileri sürülen mütalâalara uzun uzadıya cevap verdi.
B Recep Peker tekrar söz alarak.
— Bu fıkranın kabulü vatandaşlar arasında her türlü alış verişi tehlikeye sokar, dedi.
B. Feridun Fikri Düşünsel, evvelce söylediği sözlerinde ısrar etti ve:
— «F» fıkrasını kabul etmekle vatandaşlar arasında şüpheyi ve itimatsızlığı yaratmış oluruz, dedi.
Bundan sonra «özalan daha bir çok Millet Vekilleri 14 Üncü maddenin ve •F» fıkrasının leh ve aleyhinde butundular.
İkinci oturum
Oturuma yarım saat ara verildik- ' (en sonra saat İR de tekrar toplanıl- . di. B. FaİR Ahmet Barutçu maddenin ( sadece devir ve ferağ olunan toprak , kısmını kamulaştırmayı hedef tuttu- j ğunu. yoksa mal sahibinin kendi elinde bulunan kısmını da kamulaştırmayı hedef tutmadığını belirtti. j
(Arkası sahife 2; sütun 5 te)
San Francisco konferansında
Emniyet konseyinin silâhlı kuvvetleri
İngiltere, bütün üslerini Emniyet konseyinin emrine verecek
Londra 2 (Rad.) — San Franclsco-dan bu sabah gelen haberlere göre, 5 büyük devlet temsilcileri bugün bir toplantı yapacaklardır. Emniyet konseyinin emrine verilecek olan asker! kuvvet Üzerindeki görüşmeler çabuk gelişmektedir. Bu arada görüşülen meseleler şunlardır: «Askeri kurmay komisyonu tesisi, silâhlı kuvvetler teş kili, savaş malzemesi ve üsler.
Bir habere göre, İngiltere hükümeti tekmil İngiliz üslerini emniyet kon şeyinin emrine bırakacağını bildirmiştir. Şimdi Amerikalılar da bırakılacak üsleri göstermektedirler.
Mütevelllllk İhtilâfı devam ediyor. San Francisco 2 (Radyo) — Millet-
ler arası teşkilâtının iktisadi ve sosyal konseyinin bir İnsan hakları komisyonunun teşkiline memur edilmesi hakkmdaki Amerikan teklifleri diln akşam İktisadi ve sosyal İşbirliği komitesi tarafından İttifakla tasdik e-dllmlştlr.
Danimarka murahhasları San Francisco’da San Francisco 1 (Radyo) — Aralarında Danlmarkanın Vaşington orta elçisi m. Kauffmann da bulunduğu halde Danimarka delegeleri buraya gelmişlerdir. Delegeler derhal konferansa gireceklerdir.
Sovyet gazetesine göre panik propagandası Amerika gazetelerinde şimdiye kadar görülmemiş nispetler arzediyor
Moskova 2 (AA.) — «Zaferden
dehşet duyan ve panik hav ası yaratanlara» hücum eden İzvestla gazetesi, şunları yazmaktadır:
Amerikan gazetelerinde bu propaganda şimdiye kadar görülmemiş nispetler arzetmektedLr. Bu propaganda, okuyuculara, harbin, geride bıraktığı halledilmemiş meseleleri ve her şeyden evvel Rusya hakkında korku İlham etmiştir. Fakat hakiki durum korkaklar tarafından gösterildiğinden biraz farklı olarak görünmektedir. Amerikan Dış İşleri müsteşarı M. Maclean, Amerikan ve Rus menfaatleri arasındaki İhtilâf hakkında gayri makul ve gayri mesul kehanetleri red
v« takbih etmiştir.
Gazete bundan başka «Bomholm isterisi» nln İsveç'te fazla devam etmesinden doğan İnfiali İfade lle bunu «Korku tafırlH» olarak vasıflandırmaktadır.
Gazete, harb mücrimlerini saklayan Ispanya’ya da hücum etmekte ve şunları yazmaktadır:
Bu memleketler, bizzat kendi mukadderatlarından korktukları İçin yaygaracılık ediyorlar. Geç kaldıklarını, harb esnasında ileri sürdükler! kozları kaybettiklerini ve barışta da bir şey kazaışamıyacaklarını bu memleketlere söylemek zamanı gelmedi mİ?
HAFTA KONUŞMASI
Topa tutulan parlâmento binası
Yazan; Refik Halid Karay Yarınki Akşam'rla
ÖÇLER
KONFERANSI
B. Truman görüşmenin Amerika’da olması muhtemel olduğunu söyledi
Londra 2 (Radyo) — Vaşlngtonda bir basın toplantısında başkan Truman gazetecilerin sordukları suallere cevap verirken şöyle demiştir:
M. Churchlil Mareşal Stalin ve ben pek yakında toplanacağız. Bu toplantı tarihi henüz tesbit edilmemiştir. Fakat bu toplantının belki de Ameri-kada yapılacağını tahmin edebiliriz.
Bir gazeteci şu suali sormuştur:
— Suriye meselesi bu toplantı üzerinde tesir yapar mı?
— Hayır.
— San Francisco konferansı ne zaman sona erecektir?
— San Francisco konferansının ö-nümüzdekl on gün İçinde sona ereceğini sanıyorum.
— Konferansın gecikmesi üç şef arasındaki toplantıyı da geciktirir mi?
— Hayır üçlü toplantı zamanında yapılacaktır.
I Reise, bu ınülâkatın üç büyük şef
Berlin halkına
bir ihtar
Sovyetlere yapılacak her, suikast için elli Nazi idam edilecek
Londra 2 (AA.) — Berlin radyosu, Sovyet makamları tarafından Berlin Belediye başkanlığına tâyin edilmiş olan Arlhur Wernerln bir İhtarını yaymıştır. Belediye başkanı Werner, bu İhtarında. Sovyet asker ve memurlarına karşı yapılacak her suikast için eski nazi partisi üyelerinden 50 kişinin kurşuna dlzlleceğlni bildirmiştir. Slyas! sebepler yüzünden çıkarılacak yangın kundakçılığı vakalarında da aynı tarzda hareket edilecektir. Bu gibi hâdiselerden haberdar olup da bunu polise blldlrmlyen-ler de aynı cezaya çarptırılacaklardır.
arasında mı, yoksa dört veyahut beş büyük devlet arasında mı yapılacağı sorulmuştur. Reis, bu suale menfi cevap vermiş, toplanmaları bahis mevzuu olan üç büyük şefin İngiltere, Birleşik Amerika ve Rusya hükümetlerinin şefleri olduğunu söylemiştir.
Fransız kıtaları kışlalarına çekildiler, Paris hükümeti Ingiliz notasını kabul etti
Londra 2 (Radyo) — Yakın Doğuda vaziyet düzelmiştir. Ortada Şark İngiliz baş komutam general Paget Beyrutta bulunan Lübnan Cumhur başkanlle görüştükten sonra Şama gitmiştir. İngiliz tankları ve piyadeleri Şama girmişlerdir. Fransız kıtaları ateş keserek kışlalarına çekilmişlerdir. Şamda geceleri sokağa çıkmak yasağı konmuştur. Suriyeli Jandarmalar, kümen asayişin kontrolünü el lerine almışlardır. İki İngiliz torpito muhribi Beyrut limanına gelmiştir.
De Gaulle’ün beyanatı
Londra 2 (Radyo) . — General Ds Gaulle dün şu beyanatta bulunmuştur.
— Fransız hükümeti İndinde bahis mevzuu olan şey, mümkün olduğu inkdirde Yakın Doğuda vaziyette Fransa İla İngiltere, Birleşik Amerika ve ihtimal kİ Arap devletleri arasında müsait bir hava yaratmaktır.
Fransız Hariciye Nazırı B. Bldault Birleşik Amerikanın notasına verdiği cevaptan bahsederken şöyle demiştir:
— Hükümetim Suriye ve Lübnanın İstiklâli hakkında verdiği vâldden dönmlyecektir. Fakat Fransa şuna kanidir kİ Yakın Doğuda menfaatlerin! korumağa çalışması Suriye lle Lübnanın İstiklâline aykırı değildir.
Dün akşam Suriye meseleleri hakkında Parlste neşredilen resmi bir beyanat hâdiseleri gözden geçirmekte ve «öyle demektedir; «İngiliz hükümetinin ricasını yerine getirmek niyetiyle Fransız hükümeti Yakın Doğudaki kuvvetlerine 31 mayısta ateş kes emrini vermiş ve bu emir 31 mayıs gecesi tatbikat sahasına geçmiştir.»
Rusya’nın isteği
Londra 2 (Radyo) — Sovyet hükümetinin bir İsteği, büyük devletlerin toplanıp Yakın Doğu meselesine bir an evvel bir hal çaresi bulmalarıdır.
Londra 2 (Radyo) — Moskova radyosunun bu sabah bildirdiğine göre, Sovyet Rusya hükümeti Fransa. İngiltere, Amerika ve Çin hükümetlerine hitapla San Francisco konferansı lle Dumbarton Oks Ahkâmına aykırı olan Suriye ve r.übnandakl vazlye-tin muslihane halledilmesi için bir toplantı teklif etmiştir.
B. Truman’ın beyanatı
Vaşlngton 2 (Radyo) — Reis Truman, gazetecilere hitabederek, Orta Şarktaki vaziyet hakkında M. Chur-chHl ile daim! surette muhaberede bulunduğunu söylemiştir. Reis, Chur-chlllln De Gaulle'e gönderdiği ağır mesajın tesiri altında Fransızların ateş kesmLş olduklarını da İlâve etmiştir. Bu saate kadar Reis, De Gaulle-den hiç bir haber olmamıştır. Reisin gazetecilerle konuştuğu şu ana kadar, bu vaziyet hakkında görüşmek üzere üçlü bir toplantı yapılmasına dair bir anlaşma henüz olmamıştır. Bununla beraber. Reisin düşündüğü-e----------• \
IAcı bir merhamet
Yazan: A. ADNAN . AD1VAR Bugün b?şincl sahifemlzde
Orta Şark İngiliz Başkomutanı* general Paget
ne göre, Amerikan hükümeti böyle bir toplantıya alâka gösterecektir. Reis aynı zamanda Fransa lle Burlye ve Lübnan arasında tahaddüs eden ihtilâfın De Gaulle lle yapmak istediği görüşmeye mâni olnuyacağını da soy lemlştlr. Fakat, Reis bu görüşmenin tarihinin henüz tesbit edilmemiş olduğunu da İlâve etmiştir.
B. Eden’in mütalâası g:
Londra 1 (Radyo) — M. Eden, derhal Londrada yapılacak olan Fran-'ta sız - İngiliz - Amerikan görüşmelerinin Orta şarktaki ihtilâfı tamam!- C le yatıştıracağına dair ûmltvar oldu-.O ğunu söylemiştir. (/)
Müzakereye üç devlet iştirak edecek >
Londra 1 (A.A.) — Bugün Londra- Q) da bildirildiğine göre, İngiliz hükû- Q) metl. M. Eden ve Amerika büyük el-^ çlslle birlikte yapılacak tartışmalara İştlrâk etmek üzere General De gÇ Gaulle'den temsilci göndermesini istemiştir. Başlangıçta bu konuşmala- "O ra, Orta şarkta asayişi muhafaza ve (D Uzak Doğu harbi için muvasala yol-tarım emniyette bulundurmakla mü- q kellef başlıca üç büyük devlet iştlrâk L-edecektlr. Bu üçlü tartışmaların ge-Ç^ Uşmeslle İlgili bulunan daha İlerdeki safhalarda. Suriye ve Lübnan devletleri de konuşmalara İştlrâk edeceklerdir.
Kargaşalık kurbanları
Londra 2 (AA.) — Reuterln Şam özel muhabirinin bildirdiğine göre, sözüne inanılır kaynaklar 31 mayısta, mücadelenin başlangıcından beri en az 500 kişinin ölmüş veya yaralanmış olduğunu kaydetmişlerdir. Ölü sayısı, 100 den fazladır. Şehirde iaşe durumu da güçleşmiş bulunmaktadır.
Almanyanın kontrolü
Komisyon yakında Berlin’de toplanacak
Londra 2 (Radyo) — General Elnsenhover. mareşal Montgomery ve mareşal Zhukov pek yakında Şerlinde toplanacaklar ve Almanyayı 1-dare edecek olan komisyon faaliyete geçecektir.
Almanya İçinde hadlll haberler 1-çln sansür muhafaza edilmiştir-
Amerikan haberler ofisi şu beyanatta bulunmuştur:
«Almanların demokrasi sistemlerini demokrasiye taarruz İçin kullan-
malarına fırsat verilmlyecek böylelikle sulh kaybedllmlyecektir.»
Londra 2 (Radyo) — İkinci İngiliz ordusu elinde tanınmış ve kıymetli 80 Nazi bulunmaktadır. Bunların arasında yüksek rütbeli 13 SS subayı, 8 nazır ve B gauleyter vardır.
Amerikan kuvvetleri dün eski Hamburg gauleyterl Lother Brakenl yakalamışlardır. BLr kaç gün evvel ele geçirilmiş olan viyana gauleyterl Glodoknek İntihar etmiştir.
DİKKATLER:
Yerli ilâçların yokluğu
Ortalıkta bir çok ilâç yok. Avrupa malı olan ilâçların bulunmamasına haydi akıl ersin. Fakat yerli ilâçların bulunmamasına ne demeli? Meselâ morfin yok... Doktorlar yazarlar; bütün Şişli ve civan eczanelerini gezersiniz. Doktorun yazdığını bulamazsınız Ecza depolan ver-mİYormıış.
Türkiye afyon yetiştiren bir memleket olduğu halde yeril malı morfin tüplerinin bulunmaması çok garip.
Hüilkanfre de. zeytinyağı pahalılığından yapılmıyor. Zira maliyetinden eksik fiat konulmuş.
Günler Geçerken
Gene o facia hakkında
Japon sularında Ertuğrul gemisile batmış vatandaşlarımızın sonsuz hayata daldıktan yerden bahseden bir yazımda iyi etmişim de sormuşum: «Bu en uzaktaki Türk mezarına alâka duyan olmuş mudur?» Zira facia hakkında malûmatından faydalandığım (Aylık Ansiklopedi) o faslı «facia kahramanlarına hürmeten Kaşitıozaki fenerine iiç yüz nıetre mesafede Türkçe ve Japonca kitabeyi havi bir âbide dikilmiştir» deyip bitiriyor. Bir zamanlar ziyaret ettiğim Fırat boyundaki Türk mezarını pek acıklı bir halde bulduğum için kendimi tutamamış, bir makale i.’o dert yanmıştım. Bu makale gözden kaçmadı; Süleyman Şah'ın türbesi iki defa, birbiri üstüne tamir edildi. O eski korku ile Japon kayalığındaki Türk mezarının da bakımsız kalmış olması ihtimalini zihnimden atamamış, açıkça sormağı göze almıştım.
Yazıma, beklediğim gibi okuyucularım-cevap verdi. Sayın bir yüksek mimar oraya yeni bir âbide dikildiğini, bir elçimizin çelenk koyduğunu ve bir de Türk - Japon yazılarile gayet nefîl baskılı kitap yayılıp kaza kurbanlarının ailelerine dağıtıldığını bana bildirmek lûtfunda bulundu. Bahsedilen kitabı görmek hevesine kapılmam pek tabiîydi. Derken başka muhterem bir okuyucum haberim olmadan, kendiliğinden onu da getirip verdi. Gerçekten nefis baskılı bir eser... Fakat içindeki malumat baskısından da mükemmel. Öğrendim ki İlk âbideyi ada ahalisi dikmiş; İktncisini Japon hükümeti... Her on yılda bir kendi âdetlerince âbide önünde Japonlarca tören de yapılmaktadır; hattâ 1929 tarihinde Japon İmparatora bu âbideyi ziyaret etmiş, Önünde iğil-mlştir Nihayet 1936 yılında Tokyo Büyük Elçimiz Hiisrev Gerede, Türkiye hükümeti tarafından gönderilen tahsisatla yepyeni bir âbide yaptırmış, açılma töreninde de bulunarak en uzaktaki Tiirk mezarına büsbütün bir Türk âbidesi ruhunu ve mânasını vermiştir,
O halde telâşım lüzumsuz ve şüphem yersizmiş.,. Şu var kİ malûmat kaynağım olan Ansiklopedide bu son âbideye, yapılan törenlere, çıkarılan kitaplara, tmparator ziyaretlerine dair bir bahse raslanuyan her okuyueunıın benim kadar değilse de az çok meraka düşmesi ve üzülmesi İhtimali yok değildi. İşte bu satırları o yazımla büsbütün meraklarını uyandırıp şüpheye düşürdüğüm okuyucularımı aydınlatmak için yazdım. Müsterih olsunlar: En uzaktaki Türk mezarı, en yakınımızdaki bir çok Türk mezarlarından daha bakımlı haldedir.
Refik Halid Karay
Sahile 2
AKŞAM
2 Haziran 1945
-HAFTA SONU NOTLARI-
Halkı içkiden soğutmak için
Îekel bütçesi Mecliste müzakere edilirken içki İlânları da bahis mevzuu oldu. B. Hikmet Buyur içki ilâmlarının pek şatafatlı. hele imrendirici olmalarını İstemiyor. Hattâ gazetelerde okuduğumuza göre bir ilân örneği de Vermiştir. Tekel idaresi hp.lka «Bu sıcak günlerde Teke] birası içerek serinleyiniz» yahut «Kulüp rakısı rakıların (n âlâsıdır» demlyecek •Ey içki düşkünü vatandaş! Nasıl olsa içiyorsun, hiç olmazsa şu saf alkollü İçkiyi nkkımlan!» diyecek.
Binaenaleyh artık bu prenslpe uygun şöyle ilânlar görülecek demektir:
• Altınbaş rakısı çıkmıştır. Al da başına çal!■>
.içeceksen Kulüp rotası iç, belânı çabuk bulmazsın!»
•Naal olsa vücudunu düşünmüyorsun, bari keseni düşün de Yeni rakı iç.»
• Rakının vücutta yaptığı zararları Tekel votkaları da yapabilir. Daha çabuk sızmak istiyorsan votka kullan!»
Tekel’in yapacağı bu türlü İlânlar da halkı İçkiden soğutmazsa tabi! daha müessir çareler aramak lâzım gelecektir

Başka bir çare
JL akat bir arkadaşım içki dûş-
* «ünlerinden hiç olmazsa bLr kısmını içkiden soğutmak İçin başka bh- müessir çare olduğunu Söyleşi. «İçkiyi ucuzlatmalı, o kadar ucuzlatmuiı ki pespaye bir hale getirmeli, çok ucuz şeyi satın alman cuuruna yediremiyen İnsanlar bu suretle İçkiye tenezzül etmezler. Diğer taraftan İçki çok ucuzlayınca herkes İçeceği için sokaklar o kadar sızmış sarhoşlarla dolacaktır ki bu manzara birçok İçki ncveslileri için birer İbret levhası teşkil edecek, çoğunu içkiden lğr endLrecekt.tr.» diyor.
TatbUd hem devlet geliri, hem de şehir temizliği bakımından güç ama faydalı tarafı olmıyan bir fikir değildir.

Aucı polis
’T' ramvaylara takılanlardan J veya tramvaylara atlı yanlardan ceza alan Belediye polisleri ne-
Tiirk - Yunan ticaret anlaşması
Dün An karada iki taraf arasında imzalandı
Ankara 1 — Memleketimizle Yunanistan arasındaki ticaret ve tediye anlaşmaları bugün saat 13 dc imzalanmıştır.
Bu münasebetle heyet balkanımız, Dr. Burhan Zihni San us, Yunan heyetine öğleyin Karplç’te bir ziyafet vermiştir. Bu ziyafette Yunan Büyük Elçisi de hazır bulunmuştur.
Yunan heyeti üyeleri bu akşamki ekspresle memleketlerine dönmek Özere İstanbul'a hareket etmişlerdir.
Yeni anlaşmanın harb durumu do-layıslle uzun zamandan beri inkıtaa uğramış bulunan iki memleket ticari münasebetlerini tekrar kuracağı ve geliştireceği umulmaktadır,
öğrencilerin tatil ayla- 1 rında talebe pasolarile : seyyahat isteği
Yaz tatiline başlayan İlk okullardan, bazıları Milli Eğitim müdürlüğüne müracaat ederek öğrencilerin tatil aylarını iyi bir şeklide geçirmeleri İçin şehir içi nakil vasıtalarında talebe pasolarile seyahat etmelerinin temini dileğinde bulunmuşlardır. İlk okut talebelerinden okulu İle aynı semtte oturanlara gerek tramvay, gerek vapur pasosu verilmemektedir. Bundan başka orta dereceli okulların aynı durumda olan öğrencilerine de paso verilmemektedir. Halbuki mevsim dolayısile aileleri yazlığa taşman talebelerden son sınıfta olanlar, haziran sonuna kadar imtihan dolayısile okullarına gidip gelecekleri gibi auğstosta tekrar başlıyacak olan bütünleme İmtihanları zamanında da henüz yazlıktan İnilmemiş olacaktır. Bu müracaatlerl yerinde bulan Milli Eğitim müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığına durumu bildirecektir. Ulaştırma Bakanlığınca bu hususta talebelere kolaylık gösterileceği ümldedlllyor.
| SELMt.N ESİ FAHRETTİN ARDAN I
Nikahlandılar,
ı__________________1/6/945 I
dense diğer polislere benzemiyorlar. Polisin vazifesi bir suçun İşlenmesine mâni olmaya çalışmak, mâni olaraayıp da suç İşle inmişse «uçluyu yakalamaktır değil mİ? Meselâ elinde tabanca, birini öldürmeye giden adamı polis görse sezdirmeden arkasından gidip suçu İşler İşlemez kanım namına elini omuauna koymaz, daha gördüğü anda bu suçu işlemesine mâni olur. Zaten vezifesl de odur.
Halbuki tramvaylara takılanlara ▼oya tramvaylardan ati iyonlara ceza kesen Belediye polisleri bir kenara gizlenip kim atlıyacak diye bekliyor, adam atlar atlamaz, meydana çıkıp »Ver bakalım cezayı!» diyorlar.
Hele dün Sirkeci meydanına çıkan caddede bir tanesini gördüm. Cidden nerede olduğunu belli etmiyor, bir yan sokakta mahareti» saklanıp gözlüyor, böylece her at* Uyanı yakalıyordu.
Halbuki adı üstünde! Polis «Mâni olucu zabıta s dır. Tramvaydan atlamak lstiyenl görürse ellle atlamamasını işaret edecek, eğer adanı dinlemez de atlarsa salâhiyeti! olduğu cezayı kesecek.
Vazife budar, şayet bu olmasaydı adına Belediye polisi demezler. «Atlı polis» gibi »Avcı polik» derlerdi.
Miikâfatsız bilmece
Geçenlerde yazıda kısaltmalar modasının alıp yürüdüğünden bahsetmiştim. Sayın okuyucularımızdan B- Feridun özen bu münasebetle bana gönderdiği mektupta bir kısaltma şaheseri lütfetti. Gazetelerde çıkan bir D ânın üstünde şu ibareyi görmüş:
(T. H. B. Ü. K. V. H. H. T. T. A
Ş. T. M. dan:)
Bu on dört meçhullü bilmeceyi çözmek için sayın okuyucunun ne kadar zahmet çektiğini talimin edersiniz. Fakat bundan daha şayanı hayret olanı B. Feridun özen'ln filhakika bilmeceyi çözmeğe muvaffak oluşudur. Harfler şu mânaya geliyormuş:
•Tasfiye Halinde Bulunan Üsküdar, Kadıköy ve Havalisi Halk Tramvayları Türk Anonim Şirketi Tasfiye Memurluğundan»
Kendisini tebrik ederim. Fakat bu kadar zor bilmeceleri halleden vatandaşların mükâfatsız bırakılmalarına gönül razı olmuyor.
ŞEVKET RADO
Şirketi Hayriye memurları
Tekaüt sandığındaki paraların tamamı Denizyollarına yatırılacak
Denizyolları genel müdürü B. Yusuf Ziya Erzin kendisi İle konuşan gazetecilere şunları söylemiştir:
— Yeni Denizyolları kadrosu henüz resmen tebliğ edilmemekle beraber bunda memurlar aleyhinde değişiklikler olacağını zannetmiyorum. Bilhassa şirketi Hayriye'nin bize geçmesi İle şehir halkının memur adedini arttırmış bulunuyoruz. Şirket! Hayriyentn eski memulan tekaüt sandıklarının tasfiyesi Bonunda alacakları hisselerin tamamını bize yatırarak tekaütlük haklarından istifada edeceklerdir. Memurların sandıktan alacakları paraların tamamını değil ancak yüzde beşini Denizyolları na yatıracakları hakkında bazı rivayetler dolaşmakta ise de bunun aslı yoktur. Diğer taraftan, memurlardan biri taka udiye parasını bize yatıracağı zamana kadr öliirse, ailesinin te-kaftdiyeden İstifade edip etmiyeceği ciheti de henüz belli değile*,'r. Bu. hukuk! bir mesele olmakla beraber Ailesinin bu tekaödlyeden istifade etmesi lâzım gelir kanaatindeyim. Bu mesele evvelce de bahis mevzuu olmuş ve Bakanlığa bildirilerek malûmat istenmişti. Memurların şirkete olan elbise ve kömür borçlarına gelince: Bu borçlarının tekaüdiye haklarından kesilmemesi lâzım gelmektedir.»
Belediye bankasının sermayesi arttırılacak
Ankara 1 — Belediyeler bankasının sermayesi 200 milyon liraya çıkarılarak imar işlerinin kasabalara kadar teşmili için bankanın mahallî idareler imar bankası haline ifrağa hak kındaki tasan Büyük Millet Meclisi gündemine alınmıştır.
Çay fabrikası
Ankara 1 — Rizede bir çay fabrikası açılmasına karar verilmişti, Fabrika bu yıl açılacaktır; lüzumlu makineler gelmiştir.
Pasifik’le Amerikan ordusu iki misline çıkarılacak Japonların tatbik ettikleri intihar tâbiyesi neticesiz kalıyor
Vaşlngton 2 (AA) — Başkan Tru-man Kongreye gönderdiği bir mesaide Pasifik bölgesindeki Amerikan ordusu mevcudunun iki misline çıkarılacağını bildirmiştir. Bu suretle bu ordu, Avrupadakl Amerikan ordusunun en kuvvetli olduğu zamandan daha kuvvetli olacaktır.
B. Truman’ın kongreye raporu
Londra 2 (Radyo) — Amerika Başkanı Trunıan Kongreye Japon harbi hakkında göndermiş olduğu raporunda şöyle demektedir:
Avrupa harbini 3 milyonluk bir kuvvetle kazandık. Pek yakında Pasifik'te 7 milyonluk bir ordumuz bulunacaktır. Japonların elinde 4 milyonluk bir ordu var ve bu miktar yen! seferberliklerle artabilir,
Japon hava kuvvetlerinin 3000 uçağı var. Japon fabrikaları her ay 1500 uçak çıkar maladırlar.
Japon harb filosu küçük bir parça haline gelmiştir. Ticaret donanması İse eski tonajının dörtte biri vaziyetin dedir.
Japonya'ya karşı topyekûn harb devam edecetir.
Tokyo devamlı surette bombalanacak olan yegâne Japon şehri olmı-yacaktır.
Harb stratejimiz şöy tadil: Düşman kuvvetlerini birbirlerinden ayırmak, sonra onları imha etmek ve mühim kuvvetler toplıyarak umumi taarruza geçmek. Kullanacağımız malzeme ezici olmalıdır.
İngiltere Qufn Mary. Quen Ellza-bet, Aqitanla gemilerini taşıma İşlerimize tahsis etmekle bize büyük yardımda bulunmuştur. Alman gemileri de bu kuvvetleri taşıma İşinde kulla-n ılnuktır.
Japon milletini esir bir hale getirmek niyetinde dîğiltz.
Japonya ile hiç bir ayrı sulh anlaşmasına glrişmiyeceğiz.
İntihar tâbiyesi
Londra 2 (AA) — Reuter: Japon «İntihar stratejisi»/Tün sistemli bir surette genişletilmesi Tokyo tarafından İltizam edilmektedir.
Tito’ya şiddetli hücumlar
Bir Ingiliz dergise Balkanlarda güvenliğin ve barışın tek şartını Tıto’nun uzaklaştırılmasında görüyor
Londra 1 (W — (Reuter): umumiyetle İngiltsrenin resmî siyasetini dalma tenkid etmekle şöhret kazanmış »Nineleenth Century» deTglsl, Mareşal Tito’ya şiddetle hücura etmekte ve şunları yazmaktadır:
Mareşal Tlto tarafından kurulan tethlş idaresi, İngiltere veya Rusya-nın veya her iki devletin müzahereti olmadıkça yaşıyamaz.
Sırbistan'da General Mlhallovich'iıı İtibarı dalma kıymetli^ ve yüksekliğini muhafaza etmektedir. Halk arasında ondan fazla sevilmiş hiç bir insan bulunamaz. Mlhailovlch İle ma-tehek arasında bir anlaşma yapılması pek mümkündür. Böyle bir anlaşma, Sırplarla Hırvatlar arasındaki öldürücü İhtilâfa son verecek ve Yugoslavya’da barış teessüs edecektir.
Nineteenth Century, Tİto'nun asıl gayesinin Almanları kovmak değil, fakat, Yugoslavya’da diktatörlük 1da-
Ispanyol nezlesi
Ingiltere, salgının tekerrür etmemesi için aşı stoku yapıyor
Londra 2 (A.A.) — İngiltere Sıhhat Bakanlığı, geçen harbin sonunda dünyayı kaplamış olan İspanyol nezlesinin bu sefer de tekerrür etmemesi için çok miktarda aşı stokları toplamakla meşguldür. Aşılar dominyonlardan ve Amerlkadan gelmektedir. Bunlar taze yumurtalar üzerinde yapılan kültürlerle elde edilmektedir.
Enflüenza çeşitli mikroplardan gelebileceği için, hekimler, «algının hangi mikroptan geldiğini tâyin ve hastalarını o mikroba karşı muaf kılmak zorundadırlar. Yapılan aşı ancak bir aylık muafiyet kazandırmakta ve salgın uzun sürdüğü takdirde ikinci bir aşı lâzım gelmektedir. Bu hastalığı önlemek veya tedavi etmek İçin yeni aşıların araştırılmasına bütün dünyada devam olunmaktadır.
Londra 1 (A.A) — Bu harbin büyük sırlarından biri daha açığa vurulmuştur. Bu, sîsL dağıtmak için kullanılan mütekâmil bir usuldür.
Vazifeden dönen İngiliz uçaklarının, pisti görmelerine mân! olan sis yüzünden İnişte çok zorluk çekmeleri ve hu kötü görüş şartları sebebile bir çok müna-aalann olması üzerine M. Chorchlll 1942 de İngiliz, fen adamlarından bu derde bir çare bulmalarını istemiştir.
İngiliz bilginleri petrol buharını ısıtmak suretile sisi dağıtmağa muvaffak olmuşlardır. Hava meydanlarının etrafına pipes-lines denen cihazlar yerleştirilmiş ve bu cihazlardaki boruların İçinde dolaşan petrole ateş verilerek elde edilen yüksek hararetle havadaki riitubet fazlası mas-sedllmlştlr. Bu buluş sayesinde 200 metrelik bir sahayı 80 kadem yüksekliğe kadar sisten temizlemek İmkânı hasıl olmuş ve İnciliz bomba uçakları evvelden sis sebebile İnmek İmkânını bulamadıkları meydanlara kolaylıkla inmeğe başlamışlardır.
Japon Haberler ajansı, son günlerde Japon deniz başkomutanlığının yeniden teşkilâtlandırılması işinin, mahza Japon İmparatorluk filosunun muhtelif kısımlarının intihar taktiğine hazırlanması maksadlyle yapıldığını söylemiştir. Tokyonun başka bir haberi de, Japon filosu komut anlığının. sullstü gemllerlle intihar taarruzlarını geliştirmekte bulunduğunu bildirmiştir. Bu sistem, «Kami-katse» İsmi verilen pike uçak hücumlarını ve «Banzal» denilen karşı taarruz «.biyelerini taklbetmektedlr. Bu bakımdan Müttefikler, Japonların kara, hava ve denizden tatbik edilen intihar taktikleriyle karşılaşacaklardır.
Bununla beraber, Japonya ana vatan adalarına indirilecek darbelerde Büyük Britanya deniz kuvvetlerinin Pasifllçte kullanılması ve Japonların İntihar plânlarının Önlenmesi İçin tertibedllen yeni plânlar, Amerikan ve İngiliz amlrallannın Guam’dakl görüşmeleri esnasında hazırlanmıştır.
Nevyorkun iyi haber alan mahfillerinde, Pasifik bölgesi İngiliz deniz harb kuvvetleri komutanı amiral slr Bernard Rawllng’ln hâlen Ouam’da «Kıral Beşinci George» amiral gemisinde yaptığı demeçte, filo üzerindeki kuvvetli havk müfrezelerinin devriye hareketlerine girişmesinin ve kudretli uçaksavar himayesinin çok müessir mukabil tedbîrler teşkil ettiğini söylediğini belirtmektedir.
Tokyo radyosunun dünkü yayımında, intihar taktiğinin, Oklnawa’dakl Amerikan müdafaalarına malzeme götüren yolları kesmeğe muvaffak olamayışını kabul etmesi, Amerikalı deniz piyade kuvvetlerinin Shurl kalesini temizledikten sonra adada -yaptıkları son savaşlarla da kendilerine yol açmış bülunmalarlle teyldedllmlş-tlr. Bundan evvel Naha’ya kadar uzanan ve Shurl ile Yonabaru'yu da İçine alan Japon müdafaa hatları kuşatılmış ve shurl mevzii şimdi tamamlyle çevrilmek ü2ere bölünmüştür.
Reuterfin Guam’dakl muhabiri, amiral Nlmltz karargâhına mensup bir subayın söylediklerini zikrederek, Shurl'de Japonların fitlen İmha edilmiş olduklannı bildirmektedir.
Toprak kanunu
metne taraftar olduğunu ve bu sebepten dolayı hükümetin bu İşler üzerinde sarih bir kanaat beslemediğini bildirerek şöyle dedi :
— JBu hareket gönül ferahlığı veren bir şey değildir. Bu hareketler anayasanın ruhunu rencide eder. Komisyonda aylarca müzakere olunarak kabul olunan ve daha sonra hükümetin de tasviblle son şeklini alan 17 nci maddenin bırakılarak yeni bir çekle sokulması hem İç tüzüğümüze aykırıdır. Hem de memleket menfaatine zarar verir,
Adnan Menderes önergenin mahiyeti üzerinde durarak büyük, orta ve küçük işletmelerin faydalarım anlattı.
Hatip sözlerine devamla kendisinin esas ltlbarile toprak kanununa muarız olmadığını, fakat 50 dönüme kadar kamulaştırmaya muarız olduğunu, Komisyonca hazırlanan 17 nçl maddenin daha faydalı olaacğını söyledi.
Bundan sonra Ali Râna Tarhan söz aldı.
«— Şimdi kürsüden inen arkadaşı-,. mın mütalâalarını dinlediniz. Hazır lanan önergeye be nde imza koydura.LJ Bunun için birkaç söz söyllyccegım.û-Önergenin hazırlanma tarzına çok^N esaslı surette dokunuluyor. Hattâ :-x>-q_ nunda demokrasi esaslarına mugayir O olduğu ifade ediliyor.. Hattâ burada j— kendilerini takyid edecek bir şekilden q de bahsettiler, iç tüzüğe temas el tiler.— Kürsüde konuşma hürriyetinin ne fO kadar geniş surette tatbik edildiğini 320 arkadaş sabırla dinledik. Hürriyet > yalnız bu kürsüde konuşmaktan İba-ret değildir. Bir de düşünme ve tanış- JJ? ma hürriyeti vardır. Bu hürriyeti na-sil imkansız bırakmak istiyorlar? Illîf*-kimsenin bu hürriyeti almağa hakkı >> yokken biz buna sabrettik » _Q
Bu sırada başkan ayağa kalkarak: — «— Arkadaşlar! Nizamname harl-Q. cinde fazla söz söylenmişine müsaade+JS ettiğimden dolayı beni başkanlıktan C0 af buyurmanızı rica ederim» dedi ve (D kürsüden İnmeğe başladı. * >
Bunun üzerine Mecliste (Hayır, ha-'** yır! Görüşeceğiz!n sesleri duyuldu.
Başkan: «Yar m devam edilmek üzere oturumu kapatıyorum» dedi.
cDevam! Devam! Başka r«ıs gelsin!» sesleri ve gürültüler duyuldu.
Bundan sonra Abdülhalik Ren da’ nın Başkanlık makamına geldiği görüldü.
Abdülhalik Renda: •— 13 arkadaş söz almıştır. İsterseniz devam edelim, İsterseniz yann saat onda toplanalım» dedi.
Millet Vekilleri: «Devam! Devam!» diye haykırdılar.
Bunun üzerine müzakereye hararetle devam edildi ve bir çok Millet Vekilleri leh ve aleyhte sbz söyledi.
Abdülhalik Renda: | __Arkadaşlar daha 15 kişi söz al-
_______ ________________—7 w.pazartesi günü saat komisyonda hazırlanan metne muva-15 te toplanmak üzere toplantıya son fakat ettiği halde şimd! yeni bir veriyorum, dedi. Ve Meclis dağıldı.
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
Bunu müteakip Süreyya örgecurcn, Tahsin Balta ve daha bazı Millet Vekilleri söz aldılar.
Mazbata sözcüsü Cafer '/’üatl bütün hatiplere cevap verdi. Maddenin ne demek istediği mevzuu üzerinde durdu. Feridun Fikrl’yc bilhassa cevap vererek bLr babanın kendi elindeki toprağı çocuklarına devretmesi ve bu araziler üzerinde ayrı İşletmeler tesis etmesi gibi hallerde bir müdahale yapılamıyacağını ve bu gibi arazilerin kamulaştırılabUeceğlnl İfade ederek:
— Elverir ki bu arazi muvazaa kas-tllo başkasına devredilmemiş olsun, bu takdirde kimsenin blrşey demeğe hakkı yoktur. Veraset yolile sahip olunan arazinin de kamulaştınlfnıya-cağı maddede tasrih olunmuştur, dedi.
14 Üncü madde Üzerindeki müzakere kâfi görülerek sadtce bazı fıkraların yerleri değiştirilmek suretile aynen kabul edildi. 15 ve 18 ncı maddelerin de aynen kabulünden sonra bir çok itirazlara uğnyan 17 nci maddenin müzakeresine geçildi.
321 imzalı önerge
Maddenin okunmasını müteakip söz alan B. Alâeddin Urldoğlu, memleketimizde toprak reformunu Bağlıyacak olan maddenin 17 nçl madde olduğunu söyllycrek kanunun daha kolay bir şekilde uygulanmasını temin için bir çok Millet Vekilleri tarafından bir önerge hazırlandığım söyledi:
— 321 arkadaşla bu hususu müzakere ve münakaşa ettik. Hepsi ile de ayrı ayrı mutabık kalarak bu önergeyi hazırladık. Takdir yüksek heyetindir dedi.
Bundan sonra söz alan Seyhan Mi'-tei Vekili B. Cavlt Oral, söylediği sözlerin hiç bir zaman toprak sahibi olmasından ileri gelmediğini tasrih ederek:
— Maddenin bu şekilde kabulü İle memlekette 80 - 100 bin çtfçl Şilesinin geçimi tehlikeye girmiş olacaktır, dedi.
B. Cavlt Oral'ın toprak reformu hakkında verdiği uzun İzahattan sonra Aydın Mûtat Vekili B. Adnan Menderes söz alarak önergenin elden ele dolaştırılarak hazırlandığını, 321 imza toplayan bazı Millet Vekillerinin imza sahiplerine ayrı ayrı müracaatta bulunduklarım, toprak kanunu münasebet ile bu kürsüden aleyhte konuşan Millet Vekillerinin dahi önergeye İmza koyduklarını İfade etil ve devamla:
— Arkadaşlar bu şekilde hazırlanan bir önerge miIÜ hâkimiyet esasına ve anayasaya aykırıdır. Bu şeklide bir önerge hazırlamakla bir emri vaki hazırlanmış oluyor. Bunun İçin böyle bir önergenin aieyhlndeyim ve bu önerge memleket için ancak zarar getirebilir, dedi.
Adnan Menderes hükümetin geçicimış bulunuyor.
Yenişehirde cami inşası
Ankara 2 (Telefonla) — Yenişehirde bir cami İnşasını arzu edenler kendi aralarında bir dernek kurmağı kararlaştırarak teşebbüse geçmişlerdir. Derneğin adı: «Ankara’da Yenl-şehlrde bir cam! yapmak kurumu» dur. Cami İçin Kâzım Özalp caddesinde eski Meclis Başkanlığı konağının arkasında bir yu ieçilmlştir. Çalışmalara başlıyan ..emeğin İdare heyeti, B. Tahsin Ka?. .-alp'in başkanlığındadır ve şu zevattan müteşekkildir: Hamdl Ak, İsmail Hakkı Akyüz, Mimar Bedri Togay, AH Naml Özü-gür, Nğşit Toygar, Vehbi Koç ve Naz-ml Balkan oğlu.
resini kurmak. Yugoslavya’yı Rusya’ nın emrine bağlamak ve İngiltere’nin Balkanlardaki nüfuzunu azaltmak olduğunu teyid ettikten sonra şunları yazıyor:
Mareşal Tito bir ayaklanma tehlikesi karşısında bulunmaktadır. Böyle bir ayaklanma halk tarafından memnunlukla karşılanacaktır. Zira Yugoslavya'da, Mareşal Tito’dan fazla halkın nefretini kazanmış tek İnsan yoktur. Ayaklanma, yabancı kıtaların yardımı ile bastırılırsa, gizliden gizliye sürecek ve daha sonra birdenbire patlak verecektir. İngilterenin Balkanlarda muazzam İtibarı, takibetti-ğ! hatalı siyahı yüzünden azalmışsa da, şimdi yeniden yükselmeğe başlamıştır. Yalnız Yugoslavya’da değil, fakat bütün Balkanlarda güvenliğin teessüsünün ve bansın muhafazasının tek şartı, Titn'nun uzaklaştırılması ve gerçekten demokratik bir rejimin kurulmasıdır.
Yeni bir keşif
Sisi dağıtmak usulü bulundu
Bir dolandırıcı yakalandı
Ankara 2 (Telefonla) — Şehrimizde kendisine subay süsü vererek türlü dolandırıcılıklar yapmış olan bir sabıkalı yakalanmıştır. İstanbul’da Be-şlktaşta oturan Sabaha ddln Sualp adında biri olan bu adamm Malatya' da An tep’te ve Ankara'da subay namı altında dolandırıcılık yaptığı dün savcılıkta yapılan duruşması neticesinde anlaşılmıştır. Sabahaddin Sualp tevkif edilmiştir.
Henüz istihkaklarını almıyan mübadiller
Ankara 1 — Mübadele ve tefviz İşlerinin tasfiyesine dair kanun tasarısı Büyük Millet Meclisi gündemine alınmıştır. Bu tasarıya göre, henüz istihkaklarını alamıyan mübadillere İstihkaklarının bin lirası nakden, fazlası için de dört senede itfa edilecek yüzde beş faizli hazine tahvili verilecektir. Bunun İçin hâzinece 2 milyon liralık bir yardım yapılması icabetim ektedir.
Bir Rus heyeti Arnavutluca, gitti
Londra 2 (R) — Bir Rus askerî heyeti dün akşam Kopenhag'a gelmiş ve kıral Clıristlan taralından kabul edilmiştir.
Bir başka Rus heyeti de dün Arnavutlukta Tiranaya vasi! olmuştur.
Verem ile savaş derneği
Ankara 2 (Telefonla) _ Burada Vali B, Nevzat Tandoğan'm Başkanlığında nVerem 11? savaş derneği» adında bir demek kurulduğunu yazmıştık. Dernek adına bir heyet dün Bayan Mevhibe İnönü’nü ziyaret ederek derneğin koruyucu başkanlığını kendisinden rica etmişlerdir Bayan Mevhibe İnönü bunu kabul etmiştir
Ruhsatsız ilâç dâvası
Ankara 2 (Telefonla) — Fazla fiatle ve ruhsatsız ilâç satmakla sanık Yeni Eczane sahibi Sadi Koryak'm milli korunma mahkemesinde devam eden yargılanmasına dün de bakılmıştır İlâcın, fazla fiatle satılmadığı anlaşılmış ve dosya, ruhsatsoz ilâ? satmaktan dolayı asliye ceza mahkemesine verilmiştir
Yargılanmasına tutuk olarak devam edilen Srrli Koryak, tahliyesini İstemiş İse de bu talebi yine reddedilmiştir, _____________
Bir operatör öldü
Ankara 1 — Tanınmış operatörlerimizden Be Şevket Pek, bir kalb krizi sonunda dün vefat etmiştir. ____
Ekonomi Bakanı geldi
Ekonomi Bakanı B. Fuat Sir-men bu sabahki ekspresle Anka-radan şehrimize gelmiştir.
l/fl/1845 fiatlerl
Londra üzerine 1 sterlin Nevyork üzerine 100 dolar
Cenevre 100 İsviçre Fr Madrid üzerine 100 pezeta
Stokholm üzerine 100 kuron ALTIN
Borsa dışında Gulden Re§adiyf
| İngiliz
Külçe (Bir gramı)
5.34
1S2-—
30.323»
12.M7»
»1.1323
53.10
13 4»
43
— • Takvim a —■
Cemaziyel'âhır 20 *ftı«r( VT | İmsak Güneş öğle îsmaj Ak Vatnl K fl.42 3,B*I 4.38 »37 12,00 1.50 I V. 3,16 3.3! 13.15 17 :i >0.34 22.1» jl
2 Haziran 1945
ARŞ AM
Sahlfe a
AKŞAMDAN AKŞAMA
A9kir Ziimrt fabrikasında bir dolaşma
ŞEHİR HABERLERİ
ölü havadisler.,
Evvelki giin şehrin tanınmış (fchsiyetlerik gazeteciler, Haliçte, Karaağaç'da B. Şakir Zümre’ nin fabrikasını gezmek üzere davetli idiler. Ben de aralarında bulundum.
c Harb sanayiinden sulh sanayiine geçmek - gayretini gösteren fabrikada eskiden hava, kara ve Su bombalarının türlü türlüsü yapılırken, şimdi artık bunlann çoğuna hacet kalmamıştır. Yapılanlar da, şükür kullanılmamıştır. Şimdi su tesisatı için borular, rezervuarlar, sifonlar banka kumbaraları, pirinç çubuklar, kapı menteşeleri, mengene, soba, ilh, hattâ Diesel motörleri yapılıyor.
Müessese binalari, üçüncü Selim zamanından beri, harb sanayii için kullanılmış. Şimdi erazi-si 200 küsur dönüm derecesinde genişletilerek B. Şakir Zümre, burasını kısmen kendine mahsus bir bağ. bahçe re ikamet yeri haline de getirmiş. Manzarası geniş, modem köşkünden Halicin fabrikalarla ç?vreîenen dört yanını seyrederken, Nedim’in şiirleri aklıma geldi:
Gidelim serv-i revanim yürü Sâdâbad'e
Buraları artık tamamile bir iş muhiti olmuş. Ve umumiyetle yüreğe kasvet veren gamlı, bakımsız, yeşilliksiz, tozlu bir iş kasabası. B. Şakir Zümre'nin ikamet bölgesi bir vahacı>. halinde kalmış,
{Eski vakanüvislerin yazılan İstanbul tarihini canlandırmakta tesirli oluyor. Bizim bu yazılarımız da il eri kİ asırlarda Haliç tarihini yazacaklara ihtimal vesika teşkil eder.)
Zümrezade’nin fabrikasında şimdi 450-500 işçi çalışıyor. Büyük faaliyet sıralarında işçi yekûnu 800-100Q oluyormuş. Kadın işçi de erkeklere mahsus tezgâhlarda çalışıyor. İyi netice alım-yormuş
Bir gence o ayda vergiler kesildikten sonra, ne kazandığını» sordum. 110-120 arası imiş. Müessese sahibi ayda 240 lira kadar para alanlar bulunduğunu söyledi. Öğle yemeği de veriliyor. Bir rövir var. Yemekhane var. Spor teşekkülü varmış, göremedik. Ücret gündelik hesabı değil parça üzerine veriliyor; böylece randıman fazla oluyormuş. Mües sese beş seneden beri harb için geceli gündüzlü durmaksızın çalışırken şimdi iş müddeti azatmış. Halbuki sulh siparişlerini karşılamak mümkün olamıyor-muş. «Sulh için de harb için çalışıldığı gibi çalışmalı!» düşüncesi dimağa geliyor.
Fakat...
— Türkiyede Diesel motörü yapıldığım hiç bilmiyorduk.
— İlk defa olarak biz şimdi yapıyoruz. Her parçasını yapıyoruz. 12 beygirlik 450 devirlidir. Senede 200-300 tane yapabiliriz.
— Fiati ve Avrupa motörlerile fiat farkı?
Bu suali diğer maddeler hakkında da sorduk; meselâ pek basit sacdan yapılan menteşeler hakkında:
— Avrupa mallan düz ve cilâlıdır. Bunlar, gördüğünüz gibi kanncalı (yani sathı pürüzlü). Karabük malıdır. Karabük demirinin evsafı iyidir. Fakat ha-nrlanmast henüz kemalini pek bulamadı. Elbette bulacaktır.
— Fiat?,.. Fiat?
— Efendim, bunları kendi vasıtalarımızla buraya en ucuz şekilde getirtiyoruz: 80 kuruşa geliyor.
— Hariçteki piyasa?
— Amerikadan İstanbula teslim 18 kuruş. Amerika d a 8-9 ku-nış.
•••
Bu 80-18 farkına rağmen cesa-C timiz tanlmamış olarak fabri-
tdan ayrıldık
(Vâ - NÛ)
Esnaf odası
Dün mühim bir toplantı yapıldı
İstanbul F-gı af odası umumi kâtipliğinde dûn öğleden evvel mühim btr toplantı yapılmıştır. Toplantıda İstanbul Belediyesi reis muavinlerinden B. Rıfat Yenal, İstanbul Milletvekili v« eski Esnaf cemiyetleri baş müra-klbl B. Ferit Hamal, Ticaret odası İdare heyeti reisi B. Abdullah Vahtl, umumi kâtip B. Mahmut umumi kâtip muavini B. Kâzım Yorulmaz ve hukuk müşaviri B. İzzet Şener bulunmuştur.
Belediye İle Esnaf odasının bir türlü mesai birliği yapamadıkları göz önünde tutularak müşterek hareket şeklinin tanzimi üzerinde durulan toplantıda, esnafın himayesi, kontrol ve düzenlenmesi, cezalandırılması hususları da konuşulmuştur.
Toplantıdan sonra bazı kararlar alınmıştır. Bu kararlara göre Belediye İktisat İşleri müdürlüğü ile Esnaf odası, esnaf konusu Üzerinde müştereken hareket edeceklerdir, iktisat İşleri müdürlüğü birinci kısım şefi B. Muzaffer Ak'iln, bir müddet Esnaf edasında meşgul olarak ve Odanın, kanuna göre çalışma şekillerin! görerek Belediyenin esnaf işleri üzerindeki çalışma tarzını tevhide çalışacaktır.
İstanbul Esnaf odası, 16 aydanberi çalıştırılmaktadır. Esnafın sicilleri, adresleri, kazançtan ve durumları Oda tarafından tesblt edilerek tanzim edilmiştir. Belediye, bu malûmattan faydalanacak ve hazırlanan karton, cetvel ve İstatistiklerden birer uüsha almak suret He Esnaf odasının çalışma şekline tamamen vukuf peyda etmiş olacaktır.
Belediye İle Esnaf odasının müşterek çalışmalarına Ticaret odasının da iştiraki uygun görülmüştür. Yakında mıntaka ticaret müdürünün. Esnaf ve Ticaret odaları umumi kâtiplerinin ve Belediye reis muavinlerinden B. Rıfat Yenalln Iştlrâkl İle bir toplantı daha yapılarak Ticaret Bakanlığı maka n İzm ası İle Belediyenin piyasa İşlerinde tam beraberlikle hareket etme İmkânları tesblt edilecektir
Kömür beyannameleri
Kok kömürü almak üzere doldurulan beyannamelerin dağıtılmasına devam olunuyor. Şimdiye kadar yüz yirmi bin beyanname dağıtılmıştır. Haziranın on beşine kadar damıtılacak beyanname miktarının geçen sene kİ tutan aşacağı İleri sürülüyor. Beyanname dağıtma İşinde Etibank İstanbul kömür tevzi ve satış şubesi müdürlüğünün rolü sadece vilâyet kanalı İle gelen taleplerin yerine getirilmesinden İbarettir. Gelen tezkerelerde İstenilen miktardaki beyannameler hemen verilmektedir
İstanbulun yeni sene kok kömürü kontenjanı 60 bin tondan ibarettir. Etibank, kontenjan tutarını yokluk hissedilmeden İstanbula sevketmek için lcabeden tedbiri almıştır. Tahsis edilen kok kömürü miktarı arttırıla-mıyaeağma göre beyanname sayısı geçen senekinden fazla olursa geçen seneld istihkakı azaltmak zarureti hasıl olacaktır. Bununla beraber şimdiden bir şey söylenemez. Soba ve oda sayısına göre ne miktar kömür verileceği beyannamelerin tasnifinden sonra anlaşılacaktır.
* Kauçuk ithali artmıştır. Ticaret ofisinden alınan kauçuklardan yapılan mamuller İçin bazı İtirazlar yapılmıştır. İlgililer, miktarı artan kauçuklardan daha iyi bir şekilde İstifade edilmesi İmkânların] İnceliyorlar.
•fr HaTdekl meyva satışlarına kab-gpnalLardan kurulan bir heyet taralından müdahale edilerek âzami fiat konduğu şikâyet edilmiş ve İncelemeye yapılmıştı. İstanbul esnaf odası. frna.fi koruma bakımından da bu pususu İncelemeğe başlamıştır. İncelmelerden alınacak netice, belediye reisliğine bildirilecektir.
TURAL
ÖKSÜRÜK HAPLAR!
Valinin beyanatı
B. Lûtfi Kırdar ilk öğretim, sıhhi durum, kontrol ve murakabe işleri hakkında izahat verdi
Vali ve Belediye reisi Dr. Lûtf! Kir-darla gazetecilerin her ay yaptıkları toplantı, dün Yıldız bahçesinde şale köşkünde yapılmıştır. Tramvay İdaresinin hazırladığı iki otobüs saat 15 te vilâyetten hareket etmiş, hep birlikte Yıldız sarayına gidilmiştir. Dr. Lûtfi Kırdar günün İşleri etrafında şu İzahatı vermiştir:
İlk öğretim
— Bu yıl İl İçindeki ilkokulların geçen yıldan fazla (geçen sene 5.000 idi, bu sene on bin) mezun vereceği anlaşılmaktadır. Akşam kurslu okullarına kaydolunan öğrencilerin devamları muntazaman kontrol ve tâki bol tınmaktadır.
Köy okulları lçtn hazîneye alt araziden parçalar ayrılmasına ve bazı yerlerde de eşhasa alt arazinin kain ulaştırılarak okullara tahsisine devam olunmaktadır. Önümüzdeki öğretim yılı başında İlimiz emrine verilecek köy enstitüsü mezunlarının vazife alacakları köylerde yeniden okul, ev ve İşlik yapımına başlanmıştır.
Dûn Rumeli Feneri, Garipçe ve Rumeli Kavağı ilkokullarının İnşaatı tamamlandığı lçtn kuşat resimlerini yaptık.
Piyasa ve yiyecek maddelerinin kontrolü
Piyasanın ve bilhassa gıda maddeleri fiatlerinln kontrolün a önemle devam edilmektedir. Mayıs içinde 61 suçlu mahkemeye sevkedilmiştlr. Bu 61 suçlu içinde fındık yağı flatLnl yükseltmeye teşebbüs edenlerle resmi dairelere yüksek flatlerle satış yapmağa kalkışanlar da vardır.
Zeytinyağı satmak İçin her semtte tesblt edilmiş olan bakkallar daimi bir şekilde kontrol altında bulundurulmakta, yağların kaliteleri ve satış vaziyetleri İncelenmektedir, istihsal bölgeleri valiliklerinden gelen malûmat esas tutularak sade yağ yoptancılarının muameleleri, alış ve satış fiatieri de kontrol edilmeğe başlanmıştır.
Et mevzuu üzerinde sürekli bir murakabe yapılmaktadır.
Tifo ile mücadele
İlimizin sıhhi durumu İyidir. Mayıs ayı içinde lekeli mummadan 7 ve kara humma (tifo* dan 9 musap görülmüş. bunlar kadar önemli okrayan diğer hastalıklardan pek az vaka kaydedilmiştir.
Tifo hastalığının mevsim İcabı artmamasını temin İçin tetkikler yapılmış ve İlbaylık umumi hıfzıssıhha meclisi şimdiden alınması gereken tedbirleri tesblt etmiştir.
Alman tedbirleri sayıp bunların derhal tatblkına geçileceğini aöyllyen Vali, sözlerine devamla demiştir ki:
Mahrukat vaziyetine gelince; nisan ve mayıs İçinde şehrimize İstihsal bölgelerinden getirilen mangal kömürü dört milyon kiloya varmıştır. 80 ve 120 tonluk birçok motor de Bui-garlstandan kömür yüklemeğe gitmiştir.
Şehrin her tarafındaki fırınlarda sıklaştırılan kontrollar neticesinde her iki nevi ekmeğin tam evsafta çıkarılması temin edilmiştir.
Mayıs ayında havalar biraz kurak gittiğinden müsait şartlar altında iyi yetişmiş ve başaklanmış olan ekinler sıkılmağa başlamıştır, yağmura İhtiyaç görülmektedir. Şu günlerde kâfi miktarda yağmur yağarsa, normale oldukça yalan miktarda mahsul alacağımızı umuyoruz. Buğdaylar, arpalar ve yulaflar başak bağlamıştır. Yağmur yağarsa hasada haziranın
sonunda, yağmazsa yirmi gün sonra başlanacaktır.
Meyva ağaçlarının ve bağların durumuna gelince; kayısılar sisten biraz müteessir olmuştur. Diğer meyva ve üzüm hasılatının İyi olacağı anlaşılmaktadır. Şile ve Yalova kazalarında tarla farelerlle mücadele devam etmektedir. Yalovanın tarla farelerinden temizlendiği anlaşılmaktadır.
Valinin bu İzahatını mütaakıp Çadır köşkünün önünde hazırlanan büfede davetliler İzaz edilmişler ve bir müddet İstirahat etmişlerdir. Bundan sonra Vali ve Belediye reisi Dr. Lûtfi Kırdar. davetlilerin! Yıldız parkını ve burada Belediyece yapılan tesisatı gezdlrmlştir.
Çadır köşkü, Sultan Azizin katli töhmetlle Mithat paşanın Yıldızda muhakemesi yapıldığı zaman lhtLlât-tan menedilerek mevkuf bulunduğu bina olduğundan, bu tarihi hâdiseyi tesblt etmek üzere köşkün duvarına bir levha konulmuştur.
Gazeteciler, bundan sonra Malta köşkünü gezmişlerdir.
Belediye tarafından çok bakımsız bir halde tesellüm edilen Yıldız korusu, birkaç senelik mütemadi bir İtina İle bugün İstanbulun eşi bu-lunmıyan muazzam bir parkı haline getirilmiş, yollar tanzim ve İnşa edilmiştir.
Yıldız parkında bulunan ağaçlar, İstanbulun diğer hiçbir yerinde bu-lunmıyacak ve cinsleri nadir neviler-dendir. Şimdi Belediye, ağaçların cinsini gösteren levhalar hazırlatarak ağaçlara asmaktadır. Hayvanat bahçesi de muayyen bir kısımda tesis edilecektir. Korunun Çirağan sarayı karşısındaki büyük cümle kapısının Önünde ayrıca bir kır kahvesi yapılacaktır.
Satışa çıkarılan ithal malları
İst. Taşhanda Aziz Fikriğ’e demir menteşe, Taksim Cumhuriyet meydanında Ruşen Safa Fargo yedek akşamı, Taht ak al e Prevuayans handa G. ve A. Baker'e bisiklet iç dış lâstiği, Ankara Ulus meydanı Koç Ticaret’e oto yedek akşamı, Gal. Hezaren cad. Burla Blradcrler’e kösele kayış, elektrik motörü, İst. Rahvancıiar Pandell Voreopulos'a tıpa mantar, Zonguldak’ta Alişan Ahmet Ve Hallt Gûner'e oto kamyon akşamı, Eski şarap iskele sokakta Çukurova ithalâtta beyaz metal, Gal. Karaköy cad. Hüsnü Ar-san’a krezol, İst. Hasırcılar cad. Mor-do Rodrlğ’e mürdesenk, üstübeç, İst. K. Kın acıyan han Farmakon. Kudret Güderen'e peynir mayası. Pandell Vorepolos’a esans, İst. Zlndankapı B ab uncu Z. M- Şakir Mahd. sudkostlk İst. Dilsiz zade han Ulus Boza deposuna İyot rezublln. Gal Manhaylm han Mazhar özyöney’e lzobutll asetat, Yedlkule Kazlıçeşme 8. G So-tlriadis’e boyalı vernik, Gal. Ömer Ablt han İlyas ve Hamal Camgam'a matbaa mürekkebi, Mudanya'da Sab-ri Pozam’a lezar derisi, yılan derisi, İst. Vakıf han Ziya Tamer’e jüt çuval, Beyoğlu Acara sokak terzi Salam on Kova'ya yün mensucat, İstiklâl cad. Çığır Aort. İmet Ünver’e îdin mensucat, İstiklâl cad. Yeni Dünya Aprt. terzi Nizam Ünlü'ye yünlü mensucat, İstiklâl cad Kardeşler Sabrl Üçer’? yün mensucat, İst. Yeni Valide han Fahri Uygurmen’e diril, Beyoğlu Anadolu han Bürhâneddln Büke’ye yün mensucat.
Karaköv’le Taksim arasında
Otobüsler hangi yolu takibedecekler
Tünel seferlerinin, cer kayışının kullanılımyacak hale gelmesi yüzünden tatili üzerine Elektrik Tramvay idaresinin, Karaköy-Taksim arasında otobüs işletmeğe karar verdiğini dün yazmıştık. Bu yeni güzergâhta kaç otobüs Işllyeceği tesblt edilmek üzeredir.
Kara köyden kalkan otobüsler Dol-bahçç - Gümüşsüyü - Ayazpaşa’yı takiben Taksim’? gelecekler. Taksimden tramvay caddesini takiben Karaköye döneceklerdir. Otobüslerin en kısa zamanda seferlere başlaması temin edilecektir. Tramvay idaresinin Isvcçe si parlş ettiği dört otobüsün daha memleketimize gelmek üzere yola çıkarıldığı haberi alınmıştır.
Gelecek olan otobüsler de İsveçten son gelen ve Lşlemeğ başlıyan 24 numaralı otobüs tlplndedir. İdareye otobüslerin her biri 10 bin Ura tutan gümrük rismlle birlikte 70 bin liraya mal olmaktadır. Yeni otobüsün sefer esnasında İçinin çok sıcak olduğu hakkın dakl şikâyetler üzerine tramvay idaresi, otobüsün ön tara file üst pencerelerine yaptığı İlâvelerle bu mahzura bertaraf etmiştir.
Memur ve emeklilere pirinç dağıtımı müddeti uzatıldı
Vilâyetten tebliğ olunmuştur:
Memur, emekli, dul ve yetimlerle dar gelirlilere büyük, küçük ve A. işçi farkı gözetllmekslz'n nüfus başına mart - nisan devresine mahsus ekmek kartlarının (seri numaralan ve yazıları tamam olacakı başlıklarlle ve dar gelirlilere şeker tevziat kart-lannın sağ köşesindeki (A» kuponu İle yapılmakta olan üçer kilo pirinç dağıtma müddetinin 30 haziran 945 cumartesi akşamına kadar uzatıldığı tebliğ olunur.
Yüksek asitli zeytinyağları tasfiye edilecek
İstanbulun İki ayLık zeytinyağı İhtiyacı İçin birer kilodan hesaplanarak 800 ton zeytinyağı ayrılmıştı. Yüksek asitli olanlar tasfiye edilmek üzere Tarlşe verilecektir. Halka şimdiye kadar 3.5 aşitten yukarı zeytinyağı verilmemiştir. Ticaret ofisi depolarında dağıtılmak üzere bir hayli zeytinyağı vardır.
Vilâyetin zeytlnyağlannı Izmire göndererek tasfiye ettireceği, bu yüzden bir müddet zeytinyağı satışlarının durdurulacağı hakkında çıkan söylentiler asılsızdır. Vilâyetin tasfiye edilmek üzere Tarlşe verdiği yağ miktarı 50 ton kadardır. Tarlş bunları İzmlrdekl fabrikalarında tasfiye ettirerek İstanbula geri getirecektir. Haziran ayının sonuna kadar devam edecek olan U harfli zeytinyağı ku-ponlarlyle herkes her İstediği zaman müracaat edeceği bakkalda zeytinyağı bulabilecektir.
Konya Halkevinde İngiliz resim sergisi
Konya Halkevinde İngiliz resim sanatkârlarının eserlerini teşhir eden çok değerli bir resim sergisi açılmıştır. Bu sergi, İngiliz kültür heyetinde temayüz etmiş ressamların 214 e yakın ağaç üzerinde gravür, çizgi gravür, llnol oyma ve litografya resimlerini İhtiva etmektedir.
Sergi muhitte büyük btr ilgi İle karşılanmıştır.
Tiyatromuzun talimatnamesi hazırlanırken________ . _
Bir tiyatro idaresinin halli İle mükellef olduğu güç işlerden biri şüphesiz piyes seçimidir. Hakklyle piyes seçimi yapılabilmesi için evvelâ talimatnamesinde tiyatronun kurutuşundaki gaye sarahaten zikredilmelidir kİ bu vazifeyle mükellef makam tam bir direktif sahibi olsun; sonra bu direktife göre vazifesini yapabilsin. Tiyatroyla meşgul edebiyatçıların kuracakları bir edebi heyetin piyes seçimi zorluklarını gidereceğini zannedenler aldanırlar. Muhtelif vesilelerle tekrarladığımız gibi, edebi heyet mensuplan bir tiyatronun elindeki maddi ve manevi imkânları takdir edemez, yapılabileceği bilemezler. Hattâ, birçok gadret sarfedenltr de yine lâyıkiyie öğrenmek imkânını bulamazlar. Onun İçin reyleri ekseriyetle doğru olmaz.
Bir tiyatronun her hangi bir piyesi temsil edip edenüyeceğinl takdir edebilecek yegâne makam o tiyatronun, bizde zebanzed ismiyle analım, rejisörüdür. Aynı zamanda unutulmamalıdır M bütün dünyada navlma bir edebi heyeti olan ancak bir tiyatro vardır: Com^dle Françalse. Onun âzaları esasen tiyatronun mümessilleri, yani tiyatro sanatının sn yüksek sanatkAlan arasından seçilir. Bu sebepten kimse onların yaptıklarından örnek almaya cesaret edscıemlşttr tl biz edebilelim.
PİYES SEÇİMİ
Edebi heyet—kontrol makamı
Yalnız, bilinmesinin faydalı olacağına kani olduğumuzdan, sırası gelmişken, hükümetten maddi yardım görmesine mukabil Comödie Fran-çalseTn de müdürünün keyfine göre hareket edemediğini, haftada asgari üç ve umumi olarak dört defa klâsikleri oynamakla mükellef tutulduğunu, bütün sene boyunca, her gece bir başka piyes oynıyarâk ve ayni piyesi hafta İçinde üç defadan ziyade tekrar edemlyerek arasız temsiller verdiğini. başka tiyatrolarda muvaffak olmuş yüksek eserleri sahnesine çıkardığını ve her seno edebi kıymeti mümkün olduğu kadar yllksek telif eserler seçerek temsil ettiğini okuyucularımıza hatırlatalım.
Hükümetten yardım gören diğer bir tiyatro da — Odeon — aşağı yukarı aynı şekil d» hareket etmektedir. Bizim tiyatromuzu kuran AntoüiB ilk def* bu tiyatronun müdürü olduğu zaman onun da programı değişik temsiller vermek, arada klâsikleri muntazam oynamak, Yunan va P.omâ
trajedi ve komedileriyle konferanstı matineler vermek, s İçme yabancı eserleri sahneye koymak, genç müelliflere oynanmak imkânını hazırlamak ve bütün bunları yapabilmek İçin de halka hitabeden ve hasılat yapacağı muhakkak sayılan bir piyesi de araya sıkıştırmayı unutmamak olmuştu.
Bu Fransada böyle olduğu gibi aşağı yukarı bütün dünyada d* böyledlr. Tiyatrolar dalma caahall- ihtiyaçları göz önünde bulundururlar. Aksi takdirde yaşıyamazlar.
Piyes Seçimi bir tiyatronun hakikaten en güç İşlerinden biridir. O halde blrz de meseleyi: «Şehir Tiyatromuz yıllık programını hazırlamak üzere nanl piyes ••çc^'Udlrî» mukadder ruahnl sevaptan dıraeafc halle çalışalım.
Buraya kadar araladığı rpı» malûmat gösteriyor kİ plyee seçimi, Ny*te rojıun gayesi bfltta sarahatiyle tayin edllnteda, şimdiye kadar olduğu gibi, yalım reJisOrtn keyfine n «er*
kine bağlı kalırsa, tekrar edelim, yine şimdiye kadar olduğu gibi, kimilen hatalı olur. Senede altı piyes oyniyabüen bir tiyatronun bir Shakespe are'den sonra bir Bern ar d ah a w oynamaya kalkması hata değil de nedir? Misaller istenildiği kadar çoğaltılabilir de. Bu sebepten Şehir Tiyatrosu talimatnamesi, her temsl! senesi İçinde oynanacak eserlerin nevilerini mümkün olduğu kadar sarahatle ve etrafiyle tasrih etmelidir. Mümkün olduğu kadar sarahatle ve etraflyle dedik... Çünkü Shakes-peare’Ln bir şaheserini oynamak sahnemiz İçin bir fayda olabilir. Bunu kabul edebiliriz. Fakat Shakespeare'ln bütün eserlerini oynadık diyebilmek İçin memleketinde bile kolay kolay sahneye konulmıyanları oynamağa kalkmamız gülünç oluyor. Buna İsyan ederin,
En san misalini «Atinah Timon» ve «.Doktorun hatası» nda gördüğümüz gibi birinci ehemmlytt* olmayan iki Ingiliz piyesini arka arkaya oynamak İsa. hiç olmazsa programsız hareket edildiğini ispat eder kİ bu da, o tiyatro mevsiminde oynanacak altı piyesin İkisinin İngiliz piyesi olması hatam bertaraf, affolunmıyacak yeşil bir hata olur,
SELİM NtJZHET GERÇEK (Arkası altın?! sahifede)
Dünyaca tanınmış bir gazetecinin şöyle bir cümlesini görmüştüm: «Havadisler insanlara çok benzerler. Doğarlar, büyürler ölürler.»
Geçen gün, altı sene içinde tarih olan bazı rahmetli havadisleri düşündüm Artık gazete şutunla nnda katiyen rastlıyamadığ-mız bu merhum havadislerden bir ikisini yazıyorum:
1 — Geçenlerde Kumkapıda
bir kahvede bir oburluk musaba, kası yapılmıştır. Öteden beri «İstanbul oburluk şampiyonu- olduğunu iddia eden mobilya tamircisi esnafından Haçik oğlu Karabet iki haşlanmış tavuk, bir tepsi su böreği, üç kilo baklava yedikten sonra bunlann üstüne de 20 bardak ayran içmiştir. Haçik oğlu Karabet’e İstanbul şampiyonluğunu kaptırmak IsLemiyen BalIkesirli Ahmet oğlu Şeref bunît lann iki mislini yiyeceğini söytp lemekte olduğundan müsabak^-gelecek pazar günü aym kahve?'' de tekrarlanacaktır. Diğer taraf^ tan dün köprü başından geçmekte olan iki arkadaştan Ahmet İ.s-q m indeki camekânlar içinde bulu-— nan bir tepsi beyaz baklavayı re-j" fikine göstererek bunun hepsiniCD yiy'P yiyemiveceğini sormuştur.^ İki arkadaş arasındaki iddiaCD üzerine Ahmedin arkadaşı blrj) tepsi baklavayı son parçasında kadar yemek sure t ile bahsi ka->s sanmıştır. -O
2 — Geçen hafta Avrupa şe^O birlerinden birinin geniş caddcle-(D tinden geçmekte olan halk hava^g dan bir takım kâğıtlar yağmakta(ğ olduğunu büyük bir hayretler görmüşlerdir. Etrafa uçuşmak»** olan bu kâğıtları yakabyanlar onlann her birinin en büyük banknotlardan olduğunu hemen anlamışlardır.
Bu havadan para yağmuru bir kaç dakika kadar sürmüştür. Caddeden geçenler paralan toplamışlardır. Yapılan tahkikat neticesinde bu «para yağmurun nun şu suretle yağdığı anlaşılmıştır:
Dünyaca meşhur ve refah yüzünden can sıkıntısı içinde bulunan. ve bundan dolayı seyahat etmekte olan bir zengin oturduğu otelin balkonuna çıkarak, etrafa avuç avuç kâğıt para serpmiştir.
Dolar yağmurunun sebebi işte budar.
3 — Her sene olduğu gibi bu yıl da Fransada ahçılar arasında bir «muvaffakiyet müsabakası,, yapılmıştır Malûm olduğu üzere her yıl Fransada ahçılar, o sene içinde buldukları lezzetli yemekleri, mutfakta yaptıkları büyük keşifleri bu fevkalâde günde or-tava çıkarırlar.
Eserlerini teşhir eden sanatkârlar gibi haklı olarak bunlardan gurur ve heyecan duyarlar.
Bu seneki müsabakalara yüzlerce üstat ahçı iştirak etmiştir. İmtihanların yapıldığı yerde kızaran etlerin, pişirilen yemeklerin nefis kokulan buram buram etrafa darılmakta idi Yüzlerce hindi, binlerce piliç ve en nefis yemeklerin ortaya dökülün sarıldığı bu imtihanda nisirilenTer davetlilere bol bol ikram edilmiştir. Mümeyyizler ağızlarnda dağılan etlere, türlü türlü s-h’elere tatlılara göre not verm’slerd:r
Bıı rahmetli havadisleri havai zannetmeyiniz Hepsi olmuş şeylerdir. Ve avnen gazetelerden konva edilmiştir.
Hakîkaten havadisler insanlara benziyor: ölüyorlar. Fakat yine insanlar gibi verine yenileri doğuyor. Ne yazık ki dozanlar ölenler kadar güzel değil Bilhassa Avrupadan gelenler..
Hikmet Feridun Es
Büyük bir kayıp
Sofyalı oğullarından müteveffa avukat Mustafa Faik oğlu, İnayet Ulukut'un eşi. Adalet, Mehmet, Osman. Reha. Nehlp, Mustafa ve İbrahim Ulukutlar'ın babalan, Halis Öze-ren'ln kayınpederi, diş tabibi Mehmet Rlfat Atarm kardeşi, sabit Selanik Feyzlye mektebi müdürü ve diş tabibi, Vefa orta okulu edebiyat öğretmeni, Yüce Ülkü lisesi müdür muavini. Bakırköy Bezezyan lisesi tarih öğretmeni hâlen Milli Eğitim matbaası tashih bir astı şefi
ABDİ İSMET ÜLUKUT hiç beklenmez bir zamanda tutulduğu hastalıktan kurtuiamıyarak Allahın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi bugünkü 2/6/946 cumartesi gunfl öğle namazını müteakip Teşvikiye camiinden almıp aile kabristanına defnedilecektir. Çelenk getirilmemesi nl rlc* ederiz..
Eşi, çocukları, damadı ve kardeşi
sahile
A Bf A M
2 Haziran 1945

Yazan: OUmptyat 100* metre şam-^fanlarından Harold M. Abrahams
1036 olimpiyatlarında ve 800 metrede ikinci gele» A. G. K. Brownu bir müsabakada birinci gelirken gösteriyor
Koşu ve atlama, yapılan vücut hareketlerinin en. tabiisi olmaaına rağmen, ancak son on sene İçinde atletizm tam mânasile İngiliz mekteplerine girmiştir. Aşağı yukarı 100 sene-denberidir muhtelif şekillerde mektep koşulan, müsabakaları yapılmaktadır; fakat çok defa, sanki atletizmde yapılacak daha İyi bir şey yokmuş gibi, erkek çocuklar için ya beş millik koşular tertibedlllr, yahut da futbol mevsiminin bittiği ve kriket mevsiminin başlamasına henüz imkân olmadığı (ölü mevsim) de ilç haftalık bir gamanı doldurmak için muhtelif sıkıcı ve as faydalı faaliyetler yapılırdı.
Otuz sene evvel bir * Özel okul -Public e School» da bulunuyordum. 1*1 Çocukken koşu ve atlamalarda çok muvaffak oluyordum. Ben İlk sınıflarda iken, ağabeyim Cam-brldge birincilerinden olup İngiltere şampiyonu bulunmakta İdi. Ben işte bu atletizm havası İçinde yetiştim.
Spor faaliyetleri ölü mevsimin sonunda başlardı. Bunları öğretecek antrenör yoktu. Yalnız uzun atlamalarda ( yüksekten atlamak» hakkında tavsiyelerde bulunulur ve bir yarışın »onunda en son hamleyi şiddetli yapmak icabettiği söylenirdi. Koşularda bir mükâfat kazanılmadığı gibi, mek-teplerarası müsabakalar da yapılmazdı. Bütün spor faaliyetleri seneden seneye yapılan smı har arası bayrak yarışları İdi.
Geçen yüzyılın sonundanberi, dünyanın en eski atletik kulüplerinden biri ve bugün belki de geri kalan ye- ı gâne kulübü olan landon Athletic Club. Londrada Stamford Brldge’dekli öze! okullar arasında senelik şampi-1 yonhık müsabakaları tertibederdl. Bu yarışlar birçok bakımdan muvaffakiyetle b aşarı İamanuş ve okullar en İyi öğrencilerinin bu yarışlara İştirak etmeleri hususunda sistematik bir surette çalışmamışlardır. Birinci Dünya Harbinin sonlarına doğru, benim de girdiğim bu okul koşularına iştirak edenlerin adedi, takriben 100 kadardır. İkinci Dünya Harbinden evvelki senelerde yapılan müsabakalara iştirak edenlerin adetleri ise 800 ü geçmiştir.
1920 de meşhur OKÎord ve Cam-brldge Üniversitelerinin beraberce kurdu klan Achfltee Chıb'ün. yardımi-le, İngiliz okullarındaki- atletizmin manzarası tamamen değişmiştir. Bu kuiüp.öğTencilere atlama ve koşuların doğru ve teknik şekilde öğretilmesi için, Britanyanm her tarafına ekipler göndermiştir. Bu hayırlı harekeli diğer kulüpler de takibetmlşlerdlr. Şimdi her sene bir ok defalar okullar arası müsabakaları yapılmaktadır. Amatör Athletic Assoclation tarafından her sene yaz mevsiminde açılan antrenör kurslarına devam eden öğretmenler, genç sporcuların doğru ve teknik usullerle nasıl yetiştirileceklerini öğrenmekte ve tatbik etmektedirler. Çalışmalar yalnız bir kaç şampiyona inhisar etmemektedir. Müsabakaların şampiyonlar yetiştireceği tabii olmasına rağmen. İçinde her öğrencinin de ayrı ahnterinln bulunduğu takım koşuları daha çok teşçt edilmektedir. Meselâ bir çok. İngiliz okullarında, her müsabakadan sonra muayyen bir dereceden fazla puan alan sınıflar mükâfatlandırılmakta-dırlar. Bazı okularda ise (olimpiyatlardaki Dekatlon müsabakalarında olduğu gibi) bütün puanlan mufassal şeklide gösteren bir cetvel vasi t asile her müsabaka sınıflar arasında varılan en doğru neticeler gösterilmektedir, Bu mükemel usul tatbik edildiği müddetçe en kilçûk milsabakaka bile okullar İçin bir mâna ifade etmeğe başlamış ve İlerlemek İmkânlarını »ağlamıştır. Bir koşucu, isterse kaza-
nanın yüzlerce metre gerisinde olsun, isterse onun muayyen mesafeyi, muayyen bir zaman içinde bitirerek sınıfı. için, daha fazla puan kazanmasını temindir.
Geçen h&rbden sonra iyi yetiştirilme ve İşi daha İyi anlama sayesinde okullardan bir çok şampiyonlar yetişmiştir. Bir buçuk milde dünya rekortmeni Sldney Wooderson. İngiltere ve Avrupa 440 yarda birincisi Godfrey Brovrn İngiltere sırıkla atlama şampiyonu ve olimpiyat temsilcisi F. R. Webster, İmparatorluk 100 ve 220 yarda rekotmenl Cyrll Holm.es ve amatör Athletic Association’ın tertlp-ettlğl yürüyüş müsabakasında yedi kere şampiyon çıkan A. A. Cooper hep bu okullardan yetişmişlerdir.
Bugün yapılan istatistiklere göre okullarda atletizm gerek sayı, gerekse kalite İtibarlie çok yükselmiştir. Muayyen mesafeleri muayyen derecelerde yapan sporcuların sayıları çoğaldığı gibi, dereceler de yükselmiştir.
Son 20 sene zarfında bütün memlekette bir çok okullarda pek çok konferanslar verdim. Projeksiyonla verdiğim bu konferanslarda, gençliğin atletizme karşı gösterdikleri yakın ve candan alâkaya, şahit oldum. Sulh devresinde Britanya atletlerinin çok üstün, başarılar göstereceklerine inanım arttı. Şunu da ilâve etmek İsterim kİ harb hizmetleri için yapılan hazırlıkların, genç İngiliz kadın ve erkeklerinin spora olan ilgilerini arttırmak ve kalitelerini yükseltmek hususunda büyük yardımı olmuştur.
BasfiHÎDası
Bugün Ankara’da Fenerbahçe ile Harbiye karşılaşıyor
Futbol federasyonunun senelik faaliyet programına göre, Türkiye futbol birinciliğini kazanan takımla Milli Eğitim kupasını kazanan takım arasında Ankarada Başbakan kupası namı altında sön bir maç ypılmakta ve bu karşılaşmayı mütaakıp futbol sezonu kapanmaktadır.
Mevsimin en büyük maçı olan bu karşılaşma, bugün Ankarada yapılacak ve Türkiye birinciliğini kazanan Harbiye ile Millî Eğitim şampiyonu Fenerbahçe takımı karşılaşacaktır. Fenerbahçeliler perşembe akşamı kalabalık bir kafile halinde umumi kaptanları Zeki Rıza Sporel'ln başkanlığı altında Ankarava hareket etmişlerdir.
Haber aldığımıza göre, Fenerbahçeliler, oyuncularından bazılarıma sakatlığı ve imtihanları dolayısile Ankaraya tam kadrolartle gidememişlerdir. Maç tafsilâtı stattan radyo ile verilecektir.
Beykoz kulübü modern denizcilik şubesi açtı Milli Eğitim kupası maçlarına dördüncü. İstanbul takımı olarak, iştirâk eden ve bu maçlarda temiz oyunlar çıkararak, sporcular arasıda iyi bir İntiba uyandıran Beykoz kulübü eskl-denberl büyük bir başarı gösterdiği denizcilik şubesini daha faal bir hale getirmek üzere Moda'da bir denizcilik şubesi açmıştır. Bu şubenin başkanlığına eski denizcilerden İhsan Ak-dağ, muhasipliğe atlama şampiyonlarından Fahri lyad, doktorluğa Deniz hastanesi dahiliye mütehassısı Sadrl Ertem, kaptanlığa da kurbağalama yüzme şampiyonlarından Tevflk Tan kut getirilmiştir. Muvaffakiyetler dileriz.
[*] Her ne kadar bu okulların mâna itibari! e daha ziyade (Genel okullar* tabir edilmesi daha doğru olursa da, hakikatte tam mânaslle en Özel olan okullardır. İçlerinde en meşhur olanlan. Ktral ailesinin ve çok namlı diğer aile
ELoıı kolleji ile tirıfiği HgrroiD kollejtdtr.
SWİNG YILDIZLAR.!
Sevim - Sevinç
ıı
II
çocuklarının yatiŞİiMûTl
Mr. ChurchUL’in. ya-
Büyük caz orkesirası
Refakati İle KONSERLERİ 0 Haziran SARAY SİNEMASI 2) 8 Haziran TAKSİM GAZİNOSU 21
Yerlerinizi şimdiden Culablllrslniz.
Hollywood’un en
güzel dört kadını
Hedy Lamarr, lngrid Bergman, Gene Tierney, Linda Darnell
Amerika’da çıkan ve çok okunan Look mecmuası, Holly-wood’un en güzel dört kadınını seçmek için bir müsabaka terti-betmiştir. Müsabakaya on binlerce okuyucu lştirâk etmiş ve neticede şu dört artist seçilmiştir:
I —t Hedy Lamarr, 2 — lngrid Bergman, 3 — Gene Tierney, 4 — Linda Damell.
Hedy Laman aslen. AvusturyalIdır, 1015 yılında. Viyana’da doğmuştur. Beyaz tenli, pembe yanaklı, kurşuniye kaçar mavi gözlü, simsiyah saçlıdır. Resmi çekildikten sonra rötüş yapılmasına İhtiyaç göstermlyen yeryüzünün nadir kadmJarından biridir. Meşhur rejisör Max Rein-hardt kendisine: «Dünyanın en güzel kadını>> ismini vermişti.
Güzellik mütehassısları Hedy Lamarr’ın çehresinde ufak tefek kusurlar bulmakla beraber hiç
Ernest Hemingıvay romanlarının mevzularını en heyecanlı vakalardan seçer
İngrid Bergman
kimse yüzünün esrarlı güzelliği-ni inkâr etmemektedir.
Artist on sene ewe] Viyana’da filim çevirmeğe başlamış ve bu filim gösterildiği zaman derhal şöhret kazanmıştır. Yalnız şöhretle kalmamış, bir çok mühimmat fabrikalarına sahip olan bir genç kendisine izdivaç teklif etmiştir. Hedy teklifi kabul ederek evlenmiştir. Kocası ilk İş olarak artistin bir parça açık saçık olarak çevirdiği filmin nüshalarını toplamağa koyulmuş, bunun için pek çok para sarf etmiştir
Hedy, Metro Goldvrin ştrketl-le bir mukavele yaparak Holly-wood’da filim, çevirmeğe başlamıştır. tik çevirdiği «Cezair Sevdalıları» filmlle şöhreti bütün dünyaya yapılmıştır. Artist yedi seneden beri HoIIyroood'da bulunuyor. İlk kocasından çabuk ayrılmış, ikinci defa evlenmiştir.
' - - - •
Hedy Lamarr
Fakat bu izdivaç da uzun sürmemiştir. Hedy şimdi tanınmış artist John Loder üç evlidir. Beş yaşında bir erkek evlâtlığı vardır.
lngrid Bergman — İsviçrelidir, Uzun boylu, koyu san saçlı, pembe beyazdır, Bu da boya sürmeğe lüzum görmiyen ve resimleri rötüş edilmiyen nadir kadınlardan biridir. Ne pudra, ne de ruj kullanmaz. Taze ve çekici bir güzelliği vardır.
lngrid 28 yaşındadır. Dr. Pe-ter Lindstrom’la evlidir, altı yasında bir kızı vardır, lngrid Bergman çok çalışkandır. Vücudu çok sağlamdır. Her türlü sporu yapar. Boyu 1,68 kilo ağırlığı 69 kilodur. Ev erkeklerini tercih ettiğini söyler. Gary Cooper, Spenecr Tracy,' Humphrey Bo-gart beğendiği erkekler arasındadır.
Gene Tierney - Nevyork’ta doğmuştur. Deniz yeşüi gözleri, manolya gibi cildi, kestane rengi saçları vardır. Boyu 1.62, ağır-lığı 51 kilodur. Vücudu çok mun-tazamdır. Genç artist 24 yaşındadır. Oleg Cassini He evlidir ve 1 yaşında bir kızı vardır. Sporu, bilhassa atla gezmeyi çok sever. Gene güzel olmaktan ziyade bü-
de de
Linda Darnell
Amerikalıların bugün yaşayan muharrirleri arasında en büyük romancısı olarak 7rn«t HemLngway tanınıyor. Bunun şöhretinde mühim âmiller vardır. Bunlardan biri şimdi bütün dünyanın vebahusus Amerikalıların hayatı ve zihniyeti üzerinde devamlı tesir bırakan, harb halini ötedenberl tecrübe İle bilmesidir. Birinci Cihan Harbinde cephede piyade eri ve daha sonra sıhhiye otomobili şorörü olarak dört sene hizmet etmişti. Burada gördüklerinden romanlarına mevzular teinin etmiştir
Harb bittikten, topladığı mevzuları kullandıktan sonra Hemingwav esıkl romanları kadar canh eserler vücuda getirecek heyecanlı vakalar bulmakta zorluk çekiyordu. Bunları bulmak İçin yeni bir harb bekliyordu. Beklediği çok gecikmemiş Te İspanyada Birinci Cihan Harbi gibi dört sene süren kanlı dahili harb alevlenmiştir. İspanya dahili harbi milletler arasındaki medeni savaşlara benzemiyordu. İki taraf birbirini imha İçin her türlü şiddet ve kahre müracaat ediyordu. Bunları harb esirlerine ve mecruh ve hastalara İnsani muamele göstermek üzere beynelmilel hukuka riayet ettirecek ahdî kayıtlar bulunmaması bu harbin âdeta v&hşlyane idaresine meydan vermiştir.
Bu vahşlyane muharebelerden mevzu alan Hemiıwwaj’’ın yeni romanları İnsanı çıldırtacak heyecanlarla doludur. Mahaza, İspanyadaki kanlı savaşlar romancıyı kâfi derecede tatmin etmemiş olmalıdır kİ bundan sonra Uzak Şârk’a kadar giderek Çin ülkesindeki büyük ölçüde yapılan ve bin bir maceraya yoi açan kanlı muharebelere şahit olmuştur.
însan kudret ve takatinin âzam! haddini gösteren tecrübe meydanı harbdir. İnsan yüreği ve düşüncesini bütün derlnllklerile öğrenmek için harb kadar tecrübe sahnesi olamaz. Gazete sütunlarında alelâde görünen hâdise ve hareketler bir defa He-mlngway'ın kaleminden roman sah!-felerlne dökülürse, milyonlarca karll sürükleyip götürür.
Büyük bir muharrir ve bütün Amerikanın en İyi romancısı olmasının başka bir hikmet ve sırrı da başka yazıcılarda az bulunan fevkalâde bir meziyetidir: Hemlngsvay devamlı surette kendi kendisini tenkldeder. Bunun neticesi olarak yazdığı her yeni hikâye ve romanda ölçü kabul etmez derecede yeni bir terakki hamlesi yapıyor, Bu İş kolay değildir. Her yen! eserinde başka bir tekemmül göstermek için ne kadar çerin çalışmak ve zahmete katlanmak lâzım geldiği bir defa düşünülsün.
Hemhıgway İlk yazdıklarını bir çok defa tekrar tekrar İşler ve yeni baştan yazar. Bunu kendiri de şu cümlelerle bir eserinde okuyucularına anlatmıştır:
«Yeni bir roman yazdığım zaman ilk. yaptığım İş bundan evvelki bütün yazılarımı tekrar gözden geçirmektir. Bundan aldığım neticelere göre yeni yazımın çerçevesini hazırlamış olurum. Bundan sonra bir yapıcı ustası tuğlaları yerli yerine koyduğu gibi kelimeleri birer birer dizerim. Uzun uzadıya yazarım ve kısa keserek vakit kaşanmağa asla teşebbüs etmem.» Hemlngway’m nasıl çalıştığına bir misal son eserlerinden biri olup Gary Cooper tarafından filime de çekilen «Kilisenin büyük canı kimin İçin ça-
Gene Tierney
yük bir artist olmak arzusundadır.
Linda Darnell - Texas’ın Val-lâs şehrinde doğmuştur. Yan Fransız, yan Amerikan kızıl derilisi olan bir annenin kızıdır. Kara gözlü, siyah saçlıdır. Hol-lywood'da «Kusursuz yüzlü kız» diye maruftur.
Şimdi 21 yaşındadır. Kendisinden 24 yaş büyük olan meşhur fotoğrafçı Peverelj Marley İle evlidir, tçki, sigara kullanmaz, kalabalıktan hoşlanmaz. Hâlâ yaramazdır, merdiven trab-zanlanndan aşağı kaymağa bayılır. Perhize bakmaz, hoşuna giden şeylerden bol bol yer. Boyu 1,62 santim, ağırlığı 51.5 kilodur.

Milşir Redif paşa oğlu, Etlbank muhasebe şeflerinden Zeki Redifin babası. Siyasal Bilgiler okulu müdüril Burhan Koninin kayın pederi, eski su şinkett memurlarından
HALİL B E D İ F bir ameliyatı müteakip Şişil Sıhhat Yurdunda vefat etmiştir, cenazesi 2 haziran 1945 te öğle namazını müteakip Teşvikiye cami-inden kaldırılarak Feriköy aile kabristanına defnedilecektir Allah rahmet eylesin.
SİYAH ÜLKE Çccıık ve Gençlik Romanı şuurlarını geçen çocuklara verilecek en kıymetli hediyedir. Yeni çıkan bu kLtap çocuklarınızın nhlâkmı bozmaz ve okuma zevkini arttırır.
■I Flatı İ 00 kuruş
Yayın yeri: Köprü kitapevi, stanbul üsmhbI
Ernest Hemîngvay
lıyor» romanıdır. Bunu meydana getirmek üzere hiç ara vermeksizin tam on yedi ay çalışmıştır. Bu müddet zarfında bergün sabahleyin saat yedi buçukta yazı masası başına oturmuş ve saat iki buçuğa kadar hiç durmaksızın yazmıştır.
Hemlngway 1898 senesi 21 temmuzunda şimali Amerikanın Illinois hükümeti dahilinde Oak Park’da doğmuştur. Babası doktor ve aynı zamanda ateşli bir sporcu idi. Babası oğlunu kendisi gibi doktor yapmak istiyordu. Anneri ise çalgıcı ve vtolnn-sel sanatkârı yapmak istiyordu. Çocuğu bu yollara sevk İçin baba ile anne ayrı ayrı tazyik ediyorlardı. Çocuk İse ne anasının, ne de babasının istediği mesleğe girmeğe taraftar değildi. Ardı arası kesilmlyen tazyiklere tahammül edemlyerek bir gün baba evini terketmlş ve başını alıp gitmiştir. O zaman henüz on beş yaşında IdL Uzun tavassutlardan sonra ey e dönmeğe İkna edilen çocuk l,Ae tahsiline başlamıştır. Resmi bütiin tahsili bundan ibarettir.
Mektepten çıktıktan sonra Kmısas şehrine gitmiş ve burada intişar eden ve Amerikanın büyük gazetelerinden sayılan Star'a röportaj muharriri olarak girmiştir.
Birinci riiıan Harbi başlar başlamaz Henııtıgway ötedenberl aradığı heyecanlı hâdiselere kavuşmak üzen İtalya cephesine gönüllü piyade neferi olarak koşmuştur. Burada yaralanmış ve dizkapağını kaybetmiştir, Şimdi platin bir dizkapağı taşıyor
1921 senesinde Kanadada çıkan Toronto Star gazetesinin ecnebi memleketler muhabirliğini deruhde ederek evvelâ Fransada, daha sonra İspanyada uzun müddet yaşamış, bu memleketlerin âdetlerini İyice öğrenmiştir. İlk eseri «Üç hikâye ve on şiir u. I 1923 te Parlste yazmıştır.
Bu eser pek tutmamıştır. İkinci eseri ..Zamanımızdaa yı 1925 te neşret-miştir. Bu da pek muvaffak olmamıştır. Fakat 1926 da yazdığı «Güneş böylece doğar» eseri birdenbire kendisine fevkalâde bir şöhret kazandırmıştır.
Bu roman anut ve mütereddit harb sonu neslinin bir hal tercümesi olup bunun sefahet hayatı muharrir tarafından merhametsizce ve çok isabetli bir surette tasvir edilmiştir.
OLAY Mecmuası alınız!
5 Renk üzerine baskı
34 artist, karikatür ve muhtelif resim
24 muhtelif mevzuda yazı
Sinema dünyasından haberler
24 sahife 25 kuruş
B ü O Ü N
SÜMER sinemasında
1 - CENNET ADALARI
Havay adalarında bir aşk mulskl filmi
2-Bahar Kızı
Aşk ve macera b——

BEŞİKTAŞ BAHÇESİNDE®®^
H Yarın gündüz i
ferna 11 DilmbüllüB tekmil kadroslle I
Sahrlye Tokses 1
AFACAN ■
Varyete.
Yarın, akşam ■ fakstın Altuıtepel Tel: 82900 I
Acı bir ziya
Mülkiye b&ş müfettişi Emin Refik ve İzmir Milli Korunma . baş kontrolörü Fuadın babaları tümamiral Cc-vat ölmenin eniştesi, kurmay albay Sırrı, makine monitörü Macldln kayın pederleri, İstanbul ve Konya hukuk fakülteleri sabık müdürlerlndeü muallim
(HÜSEYİN REFİK KIRIŞI dün sebah Beşlktaştakl evinde vefat etmiştir.
Merhum, irfan hayatımızda yarım asırdan fazla memlekete binler çi genç yetiştirmiş, fazilet Vö LrfiuıiU herkese kendini sevdirmiş bir nadlra hilkatti.
Cenazesi sevenlerinin ve Dorüş&ap faka okurlarının göz yaşlarJle kaldfi rılarok Binanpaşa camisinde nama® ini ımp Yayhyaefendl hatlıesin ddfl hususi maksuresine defnedllmiştlr.
Maarif münteslplerlne evlât ve l9r allûkatma başsağlığı ve meıhunil rahmet ye mağfiret dileriz.
'I
Acı bir merhamet
Büyük Alman romancısı şimdi Amerikalı — Dünya gazetelerinde çıkan bir makale — Almanların kabahati — Kehanetler — Kabiliyetsizlik merhamete lâyık mıdır? — Terzil olunan dalkavuk mütefekkirler — Kepaze olan felsefe — Acı bir merhamet
Uyeti Alman milletinin kütlesinin omuzlarına nen apaçık bir fenalığı ayırdede-memek kabiliyetsizliğinin bugün bir cinayet teşkil ettiğini ve her vakit için bir cinayet kalacağını ilâve ediyor. Thomas Mann bu kabiliyetsizlikle ve her gün yeni bir heyecan beklemek hırsile Nazizm mabedinde «şarap yerine dökülen kan, kadeh yerine kınlan kafalar» ın hesabını soracak olan Avrupa ve Amerika milletlerinden Nazizm ile Alman milleti arasım keskin bir çizgi ile ayırmalarını istemek mümkün olmadığını da söylüyor. Ona göre eğer tarihî bir mahiyet gibi bir Almanya varsa mesuliyet denilen bir şey de vardır. Madem ki Hitler’ler, Himmler’ler bu faciayı yalnız başlarına başaramazlardı; madem ki onlara bütün Alman kavmi yardımcı oldu, o halde millet de lozoflardan psikolojiyi psikoloğ- mesuldür demek İsteyen muhar-lardan okumağı tercih ederim.1 rir diyor ki:
— ' ' ' Mann’rn (Bu akıbetten memnun olmak mı?
! Evet, bizi memleketten süren, İnsanlık haysiyetini kıran felsefenin kepa-ee olduğunu görmek, Alpıan milliyetçiliğinin en kaba bir şeklini İstismar I eden, İsterik bir sahtekârı, menfur bir palyaçoyu kurtarıcı gibi göstermeğe ı uğraşan dalkavuk, zayıf dlmağiı mütefekkirlerin kazığa bağlanarak teşhir ve terzil edildiğine şahldolmaktan elbette memnun olduk.*
Artık müellife göre Almanca yazılan her cümlenin arkasında manen kırılmış, kendi tarihi önünde yokolmuş bir kavim beklemektedir. İşte bundan sonra eline kalemi alan her Alman muharriri cümlelerinin, kelimelerinin arkasında bu bedbaht hayali seçecektir.
Thomas Mann Almanya denilen makınalaşmış romantizmin bütün dünya için bir belâ, bir musibet olduğunu, bu ruhi haletin silinmesi için her türlü tedbirin caiz görüleceğini, bilhassa hürriyet kelimesinin mânasını asla anlamamış veyahut ancak başkalarını esir etmek İçin ser-beslik mânasına almış olan saldırgan Almanyanın göçüp gitmesinin muhakkak surette gerektiğini söyler.
Vakıa Th. Mann bu hükümleri vermeden evvel şimdiye kadar hiç görülmemiş bir genişlikte ahlâkî, mânevî. askeri, İktisadî İflâsla beraber gelen bu çöküntüden aldığı haz derecesinde bir de merhamet duyduğunu söylüyor. Ne acı merhamet. Memleketi, sonunda mutlaka kaybedeceğini kendisinin de söylediği müthiş bir harbe girerken tıpkı batacak gemiyi ilk defa terkeden-ler gibi tabiiyetini değiştiren bu büyük müellifin vaziyetine düşen Italyan, Ispanyol ve diğer milletler- ricali ve münevverleri dç vardı. Onların arasında tabiiyetini değiştirdikten sonra kendi milletini baştan başa mesul tutanlar ve sonra karşısına geçip onun haline acıyanlar pek nadir ' olsa gerektfr. Eğer Th Mann ce-I bine yeni pasaportunu yerleştir-ı meden Almanya için, bilhassa j kendi dediği gibi Alman ruhu. *’----- Alman sözü İçin
»merhamet duysaydı bu duygusu rlnha Irndar «.«di vp .vvlmli
Almanların Thomas Manrt adlı meşhur bir romancısı vardı (merak etmeyiniz bu zat ölmüş değildir: vardı dediğimin sebebini şimdi an Uyacaksınız), Yazdığa romanlarla bilhassa sosyal demokrat Alman Cumhuriyeti zamanında meşhur o'muş ve hattâ Nobel mükâfatını kazanmıştı. Bu zat Naziler iş başına geçince memleketi terk ile hür diyarlarda dolaştıktan sonra. 1938 de Amerikaya gidip 1939 da Amerika tabiiyetini istida ederek Al-m Anlıktan çıkmıştır.
Büyük bir romancı olduğunu söylerler. Bir ara bana pek aşk ve şevk ile tavsiye olunan Zau-berberg adlı romanını okumağa çalıştım; fakat bu romanın ağır bir dille yazılmış bir felsefe ve psikoloji denemesi olduğunu görünce nihayete kadar okuya-mamıştım. Çünkü felsefeyi fl-
Bundan dolayı Th, eserleri hakkında en küçük bir, fikrim bile o'duğunu iddia ede-, meni.
H?r ne ise işte bu zat geçen mart ayında Almanyanın çöküntüsü üzerine The End başlığile! bir makale yazmış ve dünya matbuat meydanına salmıştır. Makalenin asimi görmek kısmet olmadı. Ancak Amerikada çıkan Frce VVorld mecmuasından ya-Dilmiş bir İngilizce hülâsasile I.e Monde İllustrâ’de basılmış bir Fransızca hülâsasını görmek kabil oldu. Her iki hülâsa da aşağı yukarı biribrine benziyor. Makale şu cümle ile başlıyor:
«Zamanımızın en menfur canavarı olan nazizmin defteri dürülüyor. Nazi rejiminin daha ana rahminde iken alnına kazılmış olan bu âkıbet hiçbir gören gözden gizli olmadığı gibi, ne kadar sürerse sürsün, günün birinde kârının bn suretle tamam olacağı da malûm İdi.»
Makale muharriri, bu âkıbet eğer ya'nız rejime münhasır kalıp da her şeye çarçabuk inanı-cılığımn, aldatılmağa düşkünlüğünün, salaklığının (Abâtisse-ment — besottediness) ve siyasî muhakeme yokluğunun neticelerine göğüs gerecek olan bedbaht millete de şamil olmasaydı daha sükûnla ve memnuniyetle karşılayacağını söyledikten sonra kendisini İçinden çıkarıp atan cemaatin sefaleti, azapları İçin çektiği elem ve gamın o cemaat İçin asla dilemediği bu ıstırapları bastıracak kadar büyük olduğunu ifade ederek sanki kendisinin intikamcı olmadığını termek İstiyor,
Mamafih bundan sonra kalenin kehanet tarafını, demedim miydi dediğim gibi beylik sözlerden İbaret olmakla beraber, (bu beylik sözlerden kendini kurtarmak her yiğidin harcı olmadığından bu hususta müellifi mazur göferek) geçersek dikkate lâyık olan şu cümleye taslarız:
»Bu milletin kör körüne bir İnanca bağlanmak, fenayl İyiden ayırdede-memek kabiliyetsizliğine karşı mer- -
ham etin muvafık bir his olacağından 2,nı^n *,*crh şüphe ederim.» ’ * ‘ „
Bu sabık Alman büyüğü, şim- daha ne kadar asfl ve sevimli dİ bu şüphenin her vakitkinden * olurdu...
daha kuvvetli olduğunu, mesu- A. ADNAN . ADTVAR
gÖ«J-
ma-
ben oldu
Hatayda sıcak dalgası geçti
İskenderun 1 (Akşam» — tkı gün-ı. enberi devam eden ve gölgede 38 dereceye çıkan sıcak dalg&aı geçmiştir. Bugün sıcaklık 33 derecedir. Mahsulât maktan zarar görmüştür.
İstanbul atletizm bayramı seçmeleri
Ber sene tekrarlanmakta olan İstanbul Atletizm bayramı mOsabaka-larının seçmeleri yarın saat 10 da Fenerbahçe stadında yapılacaktır.
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR
Genç kadın sabaha kadar kocasını beklemişti, fakat
Konağın penceresinde., — Şimdiki sağlık müzesi — Sultanahmet meydanında sabah — *Al fu süpürgeyi eteği beline topla» — *19 tuncu asır» muharriri — Avrupaya götürülen damat — Sadullah paşa ve İhsan bey — istanbuldan Berline — 19 yaşında hayatı kırılmış hisli bir kadın Nigâr hanımın salonu.
Nigâr hanım, Sultanahmetteki konaktan sedye ile ve bitkin bir halde Büyükadaya gütürülüyor.
r
şimdiki, Cuğaloğlunda gördüğümüz «Sıhhiye müzesi» o zaman şair Nlgâr hanımın kayınbabası Hacı Salih efendinin konağı İdi. Nlgâr hanımın odası en üst katta bulunuyordu.
Sabahın pek yakın bir zamanı. Hattâ ilerideki Sultanahmet meydanında koyu gece karanlığı yavaş yavaş alacalaşıyor. Nlgâr hanımın pencerelerinde ışık var. Genç kadın sabah yaklaştığı halde henüz yatmamıştır. Temizliğine pek meraklı olduğu yatağı bozulmamıştır bile. Kocasını, ıhsan beyi bekliyor.. Lâkin genç adam hâlâ ortada yoktur.
Netekim henüz iki senelik gelin olan Nlgâr hanım bir ve ondan evvelki gecelerde böyle sabaha kadar kocasını beklemiştir. Fakat beklenen gelmemiştir. Hattâ genç kadın bazan bütün bir hafta kocasını boş yere beklemiştir. İhsan bey eve uğramamıştır:
Sabah aydınlığı içindeki Sultanahmet meydanını yüksekteki penceresinden seyreden genç şair kadın şöyle düşünüyor: Acaba evlenmek ve bir kadın İçin evlilik saadeti, gelmlyecek olan bir erkeği gebelerce sabahlara kadar beklemekten ibaret midir?..
Artık dışarıda horozlar ötüyor. Minarelerin uçlarında ilk gün ışıkları belirdi... Yatmak lâzım!..
Yatağa girerken bununla kocasının tlç geceden beri eve uğramadığını düşünüyor.
şiirimize en hisli ve en «Kadın» sa-hlfeierl hediye eden Nigâr hanim evlilikte hiç mesudolmamış bir kadındır. Sebep?.. İhsan bey kendisini severek ve büyük ısrarla alnınmış mı İdi?. Onları yakından tanıyanlar kan ve kocanın arasındaki bu vaziyeti çok İyi tahlil ediyorlar:
— Onlar büyük bir İnkılâbın nesilleri İdi. Tanzlmatın üzerinde tesiri büyüktü. Nlgâr hanım Tanzlmatın ruhunu çok İyi anlamış bir kadındı. İhsan beğe gelince o Tanzlmatın ruhuna değil, yalnız şekline meftundu, yeniliği, modem hayati Beyoğlunda, eğlencede, zevkte görüyordu.. Haddi zatında hiç fena bir insan değildi. Lâkin hayati bir yaz günil buzlu bir şerbet gibi İçmek istiyordu. Eğlenmek, gününü gün etmek... Zevk... Ve BeyoğluI.. Esasen çocukluğundan beri hiç bir arzusunun yerine getirilmemesine alamamıştı. Vapurda gördüğü genç kızı İşle almıştı. Bir sene, bir bucuk sene pek mesut görünmüştü. Fakat sonra yine eski âlemlere, arkadaşlarına ve Beyo&Iun» dönmüştü. »
Kalb tarafı son derecede İyi bir İnsandı. Belki Nlgâr hanım kadar hassas olmıyan bir kadın bu açık elli, alabildiğine eğlenmesini seven bir erkekle bedbaht olmıyabitlrdl. Fakat Nlgâr hanım?., İmkânı yokl.
Netekim evlilikteki talihsizliği sinirleri üzerine de tesir etmeğe başlamıştı. Çok asabi olmuştu.
«Al şu süpürgeyi..»
Sonra Nlgâr hanım, bu 14 yaşındaki hasta denilecek derecede hassas kadın bizim eski evlilik telâkkilerimizin bazı garip tarafları He mücadeleye mecbur olmuştu. Meselâ konakta en az yarım düzüne genç cariye İşe başladıkları zaman ana da:
— Al bakalım şu hasır süpürgeyi eline... Konakta temizlik var bugün I.. Eteklerini beline topla... deniliyordu.
O süpürgeyi eline almadansa. Avni elle masasının başma geçip Efsus ve «Aksi sada« gibi şaheserler çıkarmağı, güzel resimler çizmeği, piyano çalmağı terdin ederdi.
Netekim ki böyle yapmakta idi.
Belki bütün bunlara da tahammül edecekti. Pakat kocasile, hakkında bir çoic dedikodular çıkan «L» adında bir hanımın da İşi pişkinliğe vurop elini kolunu sallıya »anıya eve gelip gitmesi bedbaht gelini büsbütün sinirlendiriyordu.
Bütün bunlar arasında hakiki bîr mdek olan kayınbabası Hacı Salih efendi ancak ona teselli ediyordu. Oğlunun gecelercö eve gelmemesinden Hacı Saitli efendi âdeta yerlere geçiyor, gelininden mütemadiyen ötrflr diliyordu. Sair Nlgâr hanımın da Bu muhterem adama hürmeti pek büyüktü. Hattâ kocasından ayrıldığı soman bile bu hürmet katiyen aksilme* den devam etmişti.
işin, dikkate değer tarafı T&nzimaH minifthımn yalnız (ekil tarafına ba£«
•■>‘5
O zamanki tuvaletlerde, Nigâr hanım ve bir arkadaşı [Nigâr hanımın üzerinde üstü gayet sanatkârane yazılarla kaplı bir “' vardır]
lkılâp telâkkisini şiire sonmuş olan *19 uncu asır» şairi genç kocaya hakiki Avrupalılığı yerinde, Avrupa'da anlatacaktı.
Fakat İhsan bey Berikide çok kalmadı. Canı sıkılmıştı. İstanbul, kendi muhiti dah eğlenceli geldi. Berlin'de kendisini fazla sıkmak İstemedi. Her şeyi bırakıp döndü.
19 yaşında ayrılış
Berlin'den dönüş genç adamı büsbütün arkadaşlarına şevketti. Artık geçimsizlik son raddeye gelmişti. Bütün bunlar Nlgâr hanımın o derece sıhhatini bozuyordu. Cağaloğlundakl konaktan bitkin bir halde ve sedye IJe Büyük adaya götürüldü. Tever-rümden şüpheleniliyordu..
Nihayet Silenin büyükleri de İşe karışmak mecburiyetinde kaldılar. Bu İş, bu tarzda yürüyemezdi. Nlgâr hanım tarafının şerl mahkemeye müracaatı üzerine ayrılış karan alındı.
Evlilik hayatına lüle lüle saçları İle kırlangıçları kovjılıyaralc ve bir çocuk olarak, giren Nlgâr hanun, dulluk, yalnızlık dünyasına adımını attığı vakit de on dokuz yaşına henüz yeni basmıştı.
Babasının konağına dönünce bu 19 yaşındaki güzel kadın bu kadar gençliğine rağmen derhal mükemmel bir ev sahibi oldu. Küçüklükten beri misafir ağarlamak, kalabalık salonlar İdare etmek meziyetini kazanmıştı.
Baba evine döndüğü zaman artık annesi dünyada değildi. Ev sahibesi kendisi olması lâzım geliyordu Memleketin en münevver tabakasının kaynaştığı bu salonlarda, 19 yaşındaki bir genç kadının ev sahlbellği yapması da oldukça mühim bir mesele İdi. Fakat Nlgâr hanım bunu hiç yadırgamadı, İşte «Şair Nlgâr hanimin salonu» diye edebiyat tarihimize girmiş olan toplantıların başlangıcını buradan almak lâzımdır.
Nlgâr hanım bir yandan da edebiyat şöhretini gittikçe yükseltmekte İdi..
elbise
lı olan genç damat bütün bunları, bilhassa «Gece hayatı» m. ileri, Avrupai bir hareket diye yapıyordu.
Bu vaziyet karşısında damada Av-rupanın katiyen böyle olmadığını, hakiki İleri hayatın başka şekilde olduğunu yerinde gösterilmesine karar verildi. İhsan bey Avrupa'ya gönderilecekti. Hâdise şöyle oldu:
Sadullah paşa
Tanzlmattan sonra edebiyatın en maruf simalarından olan ._18 uncu asın müellifi Sadullah paşa Nigâr hanımın kocası İhsan beyin büyük eniştesi İdi. Sadulah paşanın Lâmartinden tercüme ettiği Gül manzumesi ve hâlâ dilimizde dolaşan darbı mesel gibi beyitleri. Avrupa'dan Ebtlz-zlya mecmuasına yazdığı seyahat mektupları ve son derecede Heri fikirleri, İnkılâpçılığı meşhurdur.
Abdülhamld'den önce bir müddet Sultan Muradın baş kâtipliğini yaptığı için Kızıl Sultan kendisinden pek kuşkulanırdı. Bu hakikaten kuvvetli 1 muharriri ve şairi memleketten uzak-laştıımak için Berlin ve sonra da Viyana sefiri yapmıştı. Sadullah paşa Viyana sefiri lktn orada havagazı musluklarını açık bırakarak İntihar etmiştir.
Bu hareketinin sebebi de memleket hasreti İdil. Gerek Berlin ve Gerk Viyana sflrl İken bir kaç kere raezu-nen İstanbul'a gelmesini saraydan istemişti. Abdülhamld ise. bir kaç gün için bile, onun İstanbul’a gelmesine katiyen razı olmamıştı. Yer değiştirsin ve oyalansın diye Berlin'den kendisini Vlyana'ya gönderirken dahi İstanbul'a dönmesini istememişti.
İşte Sadullah paşayı hayatından bıktırıp da Viyana sefaretinde havagazı musluklarını açarak çılgınca bir harekete sevkeden de bu derin memleket hasreti idi.
Sadullah paşa İstanbul'dan Llk defa olarak Berlin'e sefir olarak giderken Nlgâr hanunm kocasına, yani İhsan beye:
— Beraber gideceğiz. Ve siz orada hakikî Avrupa’yı hakiki ikılâbm ne demek olduğunu göreceksiniz... dedi.
Nlgâr hanım ve İhsan bey de buna razı oldular. İhsan bey Berlin sefareti kâtipliğine tâyin edildi. Zaten dil bilir, iyi giyinir, terbiyesi yerinde, esprili bir zattı. Yakışıklı İdi de.
Nlgâr hanım İstanbul'da kaldı. İhsan bey. büyük eniştesi Berlin sefiri, adullah paşa İle birlikte Bc-rlln’e hareket, etti. 18 uncu asrı ve o zamanın
HIKMET FERİDUN ES
rfftasa lambaları, duvar * 'baran abajurları utuledan erenin en büyük fabrikalar-nden biri olan
pİTlSi&SOW
■tÇurklyllfln sipariş kabulüne baj/aJ mûfbariUrbnisa mımnunîyetlt bildiririz.
MÜZİK:
İstanbul yaylı sazlar orkestrası oda müziği konseri
c. o
S2 (D >
O
P
Elektrik kulübü Bursada-ki maçları kazandı Yeni bir teşekkül olmasına rağmen son zamanlarda spor sabasında büyük başarılar elde eden Elektrik kulübü, İki maç yapmak üzere gitmiş olduğu Bursada birinci maçında Me-rlnossporu 2-0, İkinci maçında Acar İdman'ı 3-2 kazanmıştır.

J
23. 5. 1945 çarşamba akşamı Şehir Tiyatrosu dram kısmında (Gerhardt) kuartetini takdim eden İstanbul yaylı sazlar orkestrası mevsimin son konserini oda müziğine ayırmış bulunuyordu. Birkaç ay önce hususi bir konserinde bulunduğum kuartetten (Akşam) da bahsederken değerli elemanlardan kurulan bu topluluğun aynı hızla yolunda devam etmesini dilemiştim. İstanbul yaylı sazlar orkestrası kadrosunda mümtaz bir yer İşgal eden kuarteti bu konserinde de başarılı buldum. Ancak şunu da İlâve edeyim ki Gerhardt kuartetine, geçen seferki (Schubert) ve hattâ tDvo-rak), bu seferki (Brahms) ve (De-bussy) den daha iyi yakışmiştı; yani kuartetin bugünkü bünyesine daha uygun düşmüştü.
Kuarteti teşkil edenler: Birinci keman Gethardfc. İkinci keman Aslan, violâ K«- ’van, viyolonsel Alemci. İlk dinlediğimiz eser (Haydnl ın (Tarla kuşu kuarteti) idi. (Allegro) İyi ve anlayışlı bir tempo ve ifade ile çalındı. (Adagio) da fnuance) Ur ve |J_ hususine (pianlsslmo) 1ar çok İyiydi. Q Birinci keman İçin güçlüklerle dolu q_ olan (finale) başarılı »Öl- Eserin bü-tününe. (Haydn) a has İncelik ve za-q_ rafet hâkimdi. Bu eser Gerhardt jcu- O arterinin bugünkü kudretine göre programın en uygun eseriydi.
İkinci eser (Brahms) m bir rtuma-, ralı 51 op. (do minör) kuartetiydi. (Brahms), melodik üslûbu gür olan bir bestecidir Fakat bu üslûbun daima bariz ve keskin bir hususiyeti yoktur. Sanatkâr, melodik fikirlerin kalitesini pek ince eleyip sık dokumaz, fakat buna karşılık her vakit' kusursuz ve mükemmel bir çalışma-nın mahsulünü verir iSchurnanır uı.Q olduğu kadar (Haydn) ve (Beetho-—-ven) in de hayranıdır (Brahms) in Sr kuartetinde İlk harekette birinci ke-jJj man yer yer sertti. Buna karşılık vto- (0 lâ. verdiği cevaplarda mükemmeldi; (D (aaütUM) leri kusursuzdu. (Allegretto) çok başarılıydı nrinale) de blrtncivJ kemanın İlk (Allegro» flakl s®r₺!>*ini muhafaza ettiğini belirtmek yerinde olur. Son harekette ikinci kem(”'«n cevaplan yeril yerinde ve cüretlMdl, üçüncü eser (Debussyl nln 40 rrp. (sol minör) kuartetiydi İkinci hareket (Assez vlf et blen rythmeı de (plzzicato) ların temizliği dikkati çekiyordu: sanatkârlar bn kısmın teknik güçlüklerini hakklvle yendl'er. Kanaatimce en başarıîr kısım, rne-bussy) atmosferini yaratmak bakımından, (Andantino) Mi. Eserin bütününde (sonoritö), İçten ziyade dıştan geliyordu. Eserin ruhu olan o esrarlı hava yara Ulamadı. Oebussyi-nln kuartetindeki şiir, iklim, nükte, hafiflik Iftvıklyle belirtilemedi. Eserin İcrasında, o kadar istenen, özlenen heyecanın noksanlığını duyduk. (Debussy) nln eserinde hava, sanki hülya doludur; o kadar hafif, o kadar buğulu, o kadar belli belirsizdir. Bu hava benliğimizi sarmadı.
Her eserin İcrasına kısaca işaret ettikten sonra Gerhardt kuarteti hakkmdakl bazı düşüncelerimi de ilâve edeyim: Yaylı sazlar kuartetinde her sanatkârın sazını yenmiş olması lâzımdır. Kuartetin dört elemanı da bu dereceye yükselmiştir. Bunu memnuniyetle kaydederim. Ancak yaylı sazlar kuartetinde uzun tecrübe yıllarının ve devamlı bir çalışmanın önemi her şeyin üstündedir. Mükemmel bir icra için tam bir birlik, güzel bir ses muvazenesi, kusursuz btr ses tartısı ve uzun bir etüdün mahsulü, olan şaşmaz bir disiplin gerektir. Dinlediğimiz kuartet, yeniliğine göre bu kaliteleri henüz benimsemiştir ve bunları İnkişaf ettirmek yolundadır. Kuartette en mühim olan ses muvazenesi, sazların kalitesine de bağlı bir keyfiyettir. Hangi elde olursa olsun, sesleri arasında derin ayrılıklar bulunan dört sazın birbirini tutmasına İmkân yoldur. Bir muvazene kurabilmek, dört sesi biTbirf İçinde yoğurup eritmek için bazılarının ister istemez sfllnmest gerek İşte bu endişe iledir ki. çalman eserlerde dört partiyi dinllyecek yerde, vakit vakit üç sazın üstünde yükselen (concertant) bir keman dhaltyormu-şum zannına kapıldım.
Henüz İkinci konserini veren bu yepyeni kuartetin başarısı, Berisi İçin çok ümit vericidir. Bu seçkin topluluğun önümüzdeki konser mevsiminde dikkati çekeceğine ve hak ettiği ilgi ile karşılanacağına inanıyorum.
Fikri ÇiçCkoülu
Yunanistan’da mahkûm edilenler
Atina 1 CA_A) — Almanlarla İş birliği yapmaktan suçlu eski Başbakanları ve Bakanları yargılayan mahkeme, kararını vermiştir.
General Çolakoğlu ölüm cezasına ve genelkurmaydan emir almadan teslim olduğu İçin rütbesinin kaldırılmasına, Logothepoules müebbet küreğe, Jean Rallis müebbet küreğe ve medeni haklardan mahrumiyete, Llvlerator 11 sene küreğe, Hacımihal 8 sene küreğe, Codzamanls ölüm cezasına, caramanos müebbet küreğe, Tavularls müebbet hapse. Tslronlcos ölüm cezasına, Papadakls müebbet küreğe m alık û m edilmişlerdir.
Savcı, Almanyaya sığınmış olan Cnriyam arık He TSİTOIİİCOS İçin Ölüm cezasını talebetmiş ve Çoiakoğluna verilen ölüm cezasının hafifletilmesini istemiştir.
Sfihifç 6
AHŞAM
3 Haziran 1045
duğu halde çıktı, gitti.
Lâkin aradan bir saat geçmedi W telefon çalındı. Eşrefin sesi bizi ari-yordu. Telâşlı, heyecanlı:
— Çabuk bana, göl kenarına bir ceketle bir pantolon getiriniz.... SLzi çıplak, daha doğrusu mayo İle bekliyorum I- Bu telefon kulübesine bir polis nezaretinde geldim... diyordu.
Fazla İzahat alamadık. Bir otomobile atladık. İstediklerini götürdük. Eşref mayosu içinde perişan bir halde İdi:
— Sormayın... Yepyeni elbiselerim cebimdeki dolu cüzdanla birlikte gitti. Burada buluştuk. Ben soyundum. Mayomu giydim. Elbiselerimi şuraya, onun yanma bırakmıştım. Bana: «Göle doğru yürüyünüz, suya dalacakmış gibi bir vaziyet alınız. Yüzünüz göle, sırtınız bana çevrilmiş olsun.. Öylece durunuz...» dedi. İstediklerini yaptım. Ben öyle alık alık dururken o elbiseleri, pjNayı alıp kaçmışı -
Zavallı Apollon nasıl perişan olunasın?,,
(BİR YILDIZ)
Dört İstanbullu arkadaş, mektebimize yakın bir pansiyonda oturuyorduk. Binada Çtaden, Paraguaydan, Arjantinden, hattâ Filipin adalarından gelmiş talebe vardı. Zaten pansiyon da bütün yor yüzü talebesi için açılmıştı,
Bazan civardaki bir çalgılı gazinoya gidip eğleniyorduk. Burası oldukça uçuz bir yerdi. O zamanki yadımıza; göre hoşlanacağımız bir tarzda, yani gürültülü İdi. İnsan b.u çağlarda sessizliğin zevkine varmıyor.
Gazino müşterileri arasında bilhassa biri pek dikkatimizi çekiyordu. Bu dalma göz alıcı renkler giyen ve uzaktan insanda hiç kemiksizmiş gLbl bir his bırakan, küçük ağızlı, kocaman yüzlü, kıvrık kıvrık kirpikli bir genç kadındı. BJzlm masa İle alâkadar görünüyordu. Sık sık. dönüp bakıyordu.
Biz, dört delikanlı onun ahbaplığını kazanmak için ayrı ayrı aramızda da yarışa girişmiştik. Fakat içimizden biri, Eşref kendisine gayet güveniyordu, şık bir çocuktu. Üstelik o sıralarda yeni bir kostüm, da yaptırdığı için hakikaLen tam mânasile «İki dirhem bir çekirdekn olmuştu. Büyük gözlü genç kadınla pek kısa zamanda ahbap olacağı hakkında bizimle İddialara bile tutuşuyordu.
Genç kadın her zaman bir ressam rjântasile gazinoya gelmekte ldl. Zaten o kadar sanatkârane boyanıyordu kİ kendisinin İyi resim yaptığına hükmetmemek kabil değildi.
Bir akşam üstü yine böyle gazinoya geldi. Bu sefer bizim masaya doğru daha alici gözle bakmakta İdi. Eşref bize:
— Bütün bu bakışlar bana... Hep bana... iliyordu.
Nihayet genç kadın kalktı. Bizim tarafa doğru ilerledi. Masamızın önüne kadar geldi. Durdu ve:
— Affedersiniz, sizden bJrşey rica edeceğim... dedi.
Hep birden davrandık:
— .Buyurmaz mısınız?.. Lütfen oturunuz... Şöyle buyurunuz matmazeli..
— Hayır.. Oturmıyacağım. Derhâl gitmem lâzım.,. Size bir İki kelime Ue ricamı söyleyeyim... Ben ressamım!.. Ve «Apollon denize giriyor» isimli bir tablo yapıyorum. Şöyle bir sahne düşünüyorum. Güzel vücutlu bir İnsan denize giriyor. Ben uzaktan resmi çizeceğim ve «Apollon» sırtından görünecek...
Hep birden cevap verdik:
— Çok güzel bir tablo!..
Genç kadın bunun üzerine Eşrefe döndü.
— Fakat bana bir model lâzım... Bir Apollon modeli... Bunun İçin de sizi geçtim!..
Biz hasetle Eşrefe baktık. Çocukcağız o kadar heyecanlanmıştı. kİ nerede İse düşüp bayılacak!.. Âdeta sesi titriyordu. Kadın sordu:
— Kabul ediyor musunuz?.. Benim tablomun Apollonu olacak mısınız?..
— Memnuniyetle... Memnuniyetle!..
— Teşekkür ederim... Yalnız bir mayo İle çalışmanız lâzım.,.
— Hay hay matmazel!.. Hay hay!..
— O halde yarın göl kenarında buluşalım.. Saat beşte...
— Mükemmel., yanıma mayomu da alırım.. Fakat oturmaz mısınız lütfen...
— Teşekkür ederim. Yarma...
Böyle söyllyerek SenÇ kadın uzaklaştı. Eşref deli olacak:
_ Nasıl?.. Demedim mİ size?.. Kadın Apollon modeli olarak beni seçti!..
Hakikaten hayret doğrusu. Zira Eşref sıska, çelimsiz bir çocuktu. Apollon modeli olmak kim?., Eşref kim?.. Zahir kadıncağız çocuğun ceketinde, terzinin omuzlarına koyduğu pamuklara aldanmış olacak...
O gece Eşref sevincinden bize ziyafet çekti:
— Apollonun şerefine içiyorum i -Yirminci asır Apollonunun şerefine!..
Diyerek durup dinlenmeden kadeh kaldırıyordu.
Ertesl gün, sevincinden uçarak, mayosunu küçük bir paket yapmış ol-
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Karşı durup dayanma.
2 — Boyunu arltıramıyor.
3 — Bir deniz mahlûku - Nota.
4 = İleride - Başına «Ç» gelirse
büyük sivilcedir.
5 _ Mühlet verir.
6 — Sonuna «L» gelirse arzu olur -
Tersi peltedir.
7 — Öğütülmüş bir nevi hububat.
8 — Nida - Umumiyetle.
9 — Tersi çocuk gıdalarındandır -
Bir emir.
10 — Avrupada bir nehir - Patiska-
nın İptidai maddesi.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Usulusul, 2 — Saclde. Üre, 3 — Ucuz, Mezun, 4 — Lizol, Süha, 5 — U4 Lekeci, 6 — Sem, Kefere, 7 — Esef, Tel, 8 — Lüzucet. Ve, 9 — Ruhi-revan. 10 — Fena, Eleni.
BULMACA
123456780 10
Hastahane gemileri
On beşerbin tonluk 16 modern hastane gemisi, Amerika’nın pasifik filosuna verildi
(Amme) Kamu hizmetlerinden memnuiyet cezası
Pasifik donanmasının İleri taarruz harekâtında vazife görmek İçin kızaktan indirilen 15000 tonilâto hacminde vantllasyon tertibatını havi 6 modern hastane gemisinden biri olan «U. S. S. Tranqylllty» yİ. Bahriye nezaretinden yapılan davet üzerine Amerikanın tekmil gazetecileri ziyaret etmişlerdir.
Bir kaç gün zarfında hizmete başlayacak olan Tranquility hastane gemisine tayin edilen başhekim Dr. W. Hogan, gazetecilerle yaptığı bir mülakat esnasında, gemisinde, tam teşkilâtlı modem bir hastanede bulunan tekmil vasıfların bulunduğunu söylemiştir.
Birleşik Amerikanın Pasifik donanması , sağdık işleri dairesi başkanı tümamiral Edvrard U. Rled. Trangui-llty ve bu tipte diğer 14 gemiden te-teşekkül edecek olan hastane filosunun Japonyaya karşı başlanmış olan nihai taarruzda Amerikan donanmasına büyük yârdim! dokunacağını bildirmiştir. ,
Tranqullity tipindeki hastane gemilerinin başlıca hususi meziyetlerinden biri, hastaların pek seri ve kolay bir surette derhal tedavi altına alınabil meleridir.
Yaralıları gemiye kadar getiren, sandallar hususi surette İnşa edilmiş vinçler vasıtasile merkez güverteye kadar kaldırılmakta ve derhal slhhlye erleri, kahraman yaralıları, sedye arabalarına koyarak, 2 sİ müstahdemine, 2 si hastalara mahsus olmak üzere durmadan çalışan asansörler vasıtasüe bir kaç dakika İçinde ameliyat masasına yatırmakta'iırlar,
«Tranquillty» hastane gemisinde müteaddit geniş ameliyat odalarından mada, göz, kulak, burun ve boğaz mütehassıslarının nezaret ettiği klinikler bulunduğu gibi ayrıca her
Piyes seçimi
Türkiye Ecnebi
Senelik 2800 kuruş 5400 kuruş
6 Aylifc 1500 » 2900 »
3 Aylık 8ÖÜ * 1800 *
Adres tebdili için elli kuruşluk pul gönderilmelidir. Aksi takdirde adres değiştirilmez,______________
Telefonlarımız Başmuharrir: 20565 Yaza İşleri: 20765 — İdare: 20681
Müdür: 20497 J
Cemaziyelâhır 21 — Hızır 28 1
İmsak Güneş Öğle İkindi Ak Yatsı E. 6.40 8.55 4.37 8.36 12.00 1.59 V. 3.15 5.30 13.12 17.11 20.35 22.34
İdarehane Babıâll civarı
Açımusluk sokak No. 13
(Baş tarafı üçüncü sahifede) I
İşte bu sebeplerden dolayı Şehir Tiyatrosu talimatnamesinde oynanacak piyeslerin ve nevilerlnln sarahat-I 1c ve etrariyle gösterilmesi bir zarurettir. Hele telif esere verilecek pay bu talimatnamede ayrıca tarif edilmeli ve gösterilmelidir ki hiç ol mazsa bundan sonra, telif eserin hakkı yenilmesin.
Evet, talimatnameye konulacak sarahatle piyes İŞİ halledilebilir. Rejisör de bu sayede temsil edilebilecek piyesler arasından daha kolayca seçimler yapar. Yalnız yapılan seçimlerin talimatnameye uygun olup olmadığını da kontrol lmkfi.nl verilmeli, bunun için bir merci tâyin edilmelidir. Sütten ağzı yananın yoğurdu üfliyerek yemesi pek tabiî değil midir?
şehir Tiyatrosunun yeni talimatnamesi hazırlanırken eski idarecilerimizden örnefc almalıyız. Onlar cidden müdebbir İnsanlarmış. BlzLm bugün şehir Tiyatrosunu başı boş İdare etmemize mukabil onlar meselâ Güllü Agob'a «suflörle piyes oynamak» İmtiyaza verirken bu imtiyaza mukabil âmmenin, yani halkın İhtiyacını düşünerek bir takım şartlar koşmuşlar, onu: »Envai beyan olunan 05unların Türkçe olarak İcrası İçin İstanbul da ve Üsküdar da nihayet altı ay; Galata, Tophane ve Beyoğlu İçin nihayet üç sene zarfında birer tiyatro küşadinao mecbur tutmuşlar. Dikkat ettiniz ya: «Envai beyan olunan oyunlar.» Bununla da iktifa e!me-mişler: «Birinci sene telif, tercüme lâakal on türlü oyun tertibolunup İlerde tezyit edilmesi ve kâr ve zarara bakılmayıp beher sene ÜSkiidarda-kl tiyatroda otuz. Galata ve İstanbul cihetlerindeki tiyatrolarda ellişer de-
türlü modern malzeme ve aletleri havi muazzam bir diş kliniği de mevcuttur. Bunlar haricinde muhtelif zengin laboratuar, eczaneler de bulunmaktadır.
Son sistem hava hastanelerde boy ölçüşecek derecede her türlü konforu havi bulunan bu modern hastane gemilerinde, tabak, çanak ve çamaşırlar gayet seri bir tarzda kimilen makine ile yıkanmaktadır. Geniş hydrothe-rapy ve banyo dairelerini havi bulunan bu gemi kırık çıkıkların tedavisi yapılın alçı atelyelerinl ve muazzam bir röntken dairesini havidir.
Ameliyathaneler, gürültü ve patırtıdan âri bulunan 2 nel güvertenin ortasındadır. Hastabakıcı, doktor ve sıhhiye erlerine alt oda ve koğuşlar da bu katta bulunmaktadır.
Geminin alt katında her çeşit kanin muhafaza edildiği kan bankaları sterllze höcrelerl, mal mukattar In-biklerlnln bulunduğu iaboratuvar ve her çeşit gözlük cami imal edilen ateiyeler ve her türlü malzeme ve yedek parçaların muhafaza edildiği depolar vardır.
Kan transfüzyonu için 9 höcre vardır. Koğuşlarının duvarları, bilhassa yaralıların neşe ve kuvve! mançviye-lerlnl arttırmak için güzel ve canlı renklere boyanmıştır. Geminin İki hasta otomobili vasi taşıl e ciddi, açele Ve hususi bakım İsteyen hastalar, gemi rıhtıma yanaştığından birkaç dakika. sonra kendilerini memleket hastanelerinde en mâruf mütehassis doktorların tedavisi altında bulurlar.
Bu son sistem hastane gemilerinde normal zamanlarda bulunan 802 yatağa lüzum görüldüğü takdirde b'r kaç yüz daha ilâve edilecek tertibat, alınmıştır. Tranguillty tipindeki hastane gemilerinin 18 mil sürati vardır.
fa oyun İcra kılınması* *, şartını İlâveyi unutmamışlardı.
Bugünkü idarecilerimizin İse Belediyenin 150.000 lirasını lütfen kabul ettiği İçin Şehir Tiyatrosuna bir teşekkür etmedikleri kalıyor. Bundan başka tiyatromuzdan hiç bir cemile esirgemiyorlar.
Tiyatromuzun kuruluşundaki gaye düşünülerek halkın tiyatro kültürünü yükseltmek için «Yukarı köşk.. gibi piyeslerin, oynanmasında mahzur görülmüyor.
Yerli ve yabancı tiyatro eserlerinin tanıtılması vazifesi yerlilere kötü damgası vurularak, sahneye bile yabancı eserler lyl diye seçilerek yapılıyor.
Tiyatro sevgisi yaymak İçin Haupt-mann'ın sekseninci yıldönümü tesit ediliyor ve Ahmet Mithat'ın yüzüncü yıldönümü kasden ihmal olunuyor.
Halkı eğlendirmek ve zayıf piyesleri kurtarmak kasdlyle sahnede hatır ve hayale gelmiyen şaklabanlıklara cevaz veriliyor.
Güzel sanatlardan tiyatroya İlgi uyandırmak için olacak piyes diye «Doktorun hatası» oynanıyor.
Şehir Tiyatrosunun hazırlanan talimatnamesi elbette bugün seçimi bakımından mevcut olan ve burada hulâsa etmeye çalıştığımız b'ütün aksaklıkları ıslah edecektir. Bundan şüphe etmiyoruz. Yalnız ona, eğer yoksa, bir madde daha İlâve etmeli, seçilen piyeslerin asgarî ve âzami oynanma müddeti de tâyin edilmelidir. Şehir Tiyatrosunun bu sene verdiği rakamların bıı bakımdan üzerinde durulmaya değer. Gelecek yazımızda bu bahsi de ayrıca aydınlatmayı bir vazife addedeceğiz.
SELİM NÜZHET GERÇEK
Yargıç kararma ister koysun ister koymasın beş seneden fazla ağır hapis cezasına mahkûm olanlar ölünceye kadar, üç seneden beş seneye kadar ağır hapse mahkûm olanlar mahkûm oldukları ceza müdeti kadar bir müddet amme hizmetlerinden memnuiyet cezasma çarpılır. Amme hizmetlerinden memnuiyet cezası ölünceye kadar veya geçicidir (muvakkattir). Ölünceye kadar amme hizmetlerinden memnuiyet cezası: Seçmek ve seçilmek ve sair bütün siyasal haklardan, millet vekilliğinden mahrumiyeti mucip olduğu gibi seçime bağlı Devlet ve İl ve Belediye ve köy tarafından veya bunların denetlemesi (teftişi) ve murakabesi altında bulunan müesseseler tarafından verilecek bütün memuriyet ve hizmetlerden o kimseyi mahrum kılar. Bundan başka Devletçe veya yetkili (salâhiyeti I) bilgi (ilim) encümenlerince tevcih olunan rütbe ve ünvan ve nişan ve madalyalardan ve bunların bahşettiği maaşlı veya maaşsız her türlü haklardan, mahkûm olan kimsenin Medeni Kanun hükmünce kendi çocukları üzerinde haiz olduğu velayet hakkı müstesna olmak üzere velâyet ve vasiliğe müteallik bir hizmette bulunmaktan mahrumiyet hususlarıdır.
Amme hizmetlerinden muvakkat olarak memnuiyet cezası mahkûmun üç aydan beş seneye kadar yukarıda yazdığımız hak'ardan. hizmet, memuriyet, sıfat, rütbe,
Halk ev'er ve Kurum'ar |
Büyük yaylı pehlivan güreşleri
Çocuk Esirgeme kurumu Beyoğlu kolu tarafından Kasımpaşadakl (çocuk dispanseri - Gündüz Bakımevi-Süt damlası) müessesesi menfaatine 3 haziran 945 pazar günü Beşiktaş Şeref stadında büyük bir pehlivan güreşi tertibedilmlştir.
Bu güreşlere eski Türkiye şampiyonu Tekirdağlı Hüseyin de İştirak edecektir. Ayrıca Kırkpınar güreşlerinde baş pehlivan İbrahimle berabere kalan ManisalI Halil ve 1944 baş pehlivanı Hayrebolulu Süleymanı yenen Sındır gılı Şerif pehlivanla Afyonlu Yarım dünya Süleyman pehlivan güreşeceklerdir. Bu güreş Türkiyede şimdiye kadar yapılan güreşlerin en büyüğü ve en heyecanlısı olacaktır. Güreşlere saat 13 de başlanacaktır.
* Eyüp Halkevinden; Büyük şairimiz Ahmet Hâşîmin. ölümünün 12 inci yıldönümü dolayıslle 4. 6. 945 pazartesi saat 16 da mezarı başında bir toplantı ve akşam saat 21 de Evimizde de bir Hâşlm gecesi tertiplenmiştir. Herkes gelebilir.
* Beşiktaş halkevinden: DİL edebiyat komitemizin açtığı hikâye müsabakası sona ermiştir. Yazıları İncelemek üzere seçilen jüri 2. VI. 1945 cumartesi günü öğleden sonra çalışmalara başlıyacaktır.
nişan ve bunları ihraz (ehliyetinden) yeterliğinden mahrumiyetidir.
Ceza kanunumuzun suç ve kabahatlere ait cezalan sayan 11 inci maddesinde her ne kadar ismi geçmezse de feri bir ceza olarak 28 İnci maddede isimlendirilen emniyeti Umumiye idaresinin nezareti altına alınmak cezasından da biraz bahsedelim:
Bu ceza mahkemece verilen başka bir ceza ile birlikte hükmolunur. Hangi hallerde verileceğini kanun göstermiş-tir. Kanunda açıkça yazılı olmadıkça emniyeti umumiye idaresinin nezareti altına alınmak cezası, bir seneden eksik ve üç seneden fazla olamaz, Asıl cezanın bitirilmesinden veya kısmen veya tamamen affolunduğu günden başlar, münasip görüldüğü zaman istek üzerine mahkemece değiştirilebilir, hattâ büsbütün kaldırılabilir,.
Emniyeti umumiye idaresinin nezareti altına alınmak diye isimlendirilen bu ek cezanın icabı şudur: Mahkûm nerede oturacağını nihayet 15 gün zarfında zabıta âmirine bildirir, iki de fotağraf verir. O yerde yasalı (meşru) bir iş . bulur. Belli zamanlarda oranın en yakın zabıta karakoluna gider görünür. Silâh taşıyamaz. Av için, yabancı memleketlere seyahat için vesika isteyemez. İş icabı civar yerlere gidecek ise ne zaman gideceğini ve ne zaman döneceğini karakola bildirmeğe mecburdur.
Avukat Emcet Ağış

RADYO|
ANKARA RADYOSU: Bugünkü program
18.00 Radyo çocuk kulübü, 18.45 Dans orkestrası, 19.00 Haberler. 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Dans orkestrası. 19.45 Konuşma, 20.00 Semai ve şarkılar. 20,15 Radyo Gazetesi, 20.45 Fasıl, 21.10 Çeşitti sololar (pl.l, 21.35 Dans orkestrası, 22.15 Dans müziği (pl.l. 22.45 Haberler.
Hatayda Sudan çekirgesi
İskenderun 1 (Akşam) — Sudan çekirgeleri bilhassa Reyhanlye İlçesinde mahsule hayli zarar vermiştir. Çekirgelerin miktarı çok fazladır, şimdiye kadar 100 ton çekirgenin İmha edildiği bildiriliyor. Mücadelenin sistemli oluşu zararı yarı yanya önlemiştir. İskenderun'a da çekirgeler gelmiş, fakat şiddetle esen sam rüzgârı sürüleri denize dökmüştür.
YENİ YAYIN
HOLİVUT DÜNYASI
52 İnci sayıda renkli kapaklarla ve yeni artistlerin tablolarlle bezenmiş olarak çıktı., ,, „......
Kahır Yüzünden Lütuf
Yazan: P. Wentworth Tercüme eden: Vâ - Nû
- "— Tefrika No, 37
— Evet. Zavallı adam! Benim Ellenin haber verdiğine göre, halk onu, sık sık ecnebi memleketlere gittiği İçin sevmlyormuş.
Jullen, gülmeğe başladı.
— İşte, köylerin, kasabaların zihniyeti böyledlr. Madem Millerin böyle bir kabahati varmış, benimki daha büyük sayılır. Ben ondan daha fazla ecnebi memleketlerde bulundum.
Madam Grey coşkunlukla:
— Yok. yok. Sizi seviyorlar. — dedi. — Sizi herkes seviyor.
— Ellen'ln de düşüncesi bu merkezde mİ?
— Eevet.
— Miller'! sevmiyorlar mı?
— Hayır. Sevmediklerinin asıl sebebi de, Küçük isminin Ferdlnand oluşu. Bizim millete yabancı bir isim. Madam Nlta Klng, böyle bir İsim sahibi olmayı âdeta ayıp sayıyor.
Jullen, ayağa kalkarak:
— Zavallı Miller! — diye tekrarladı. — Dinleyin beni, Amabel! Sizden bir ricam var. Ne olursunuz, şu Korkusuzu gene size getireyim, yanınızda alıkoymağa razı olun, varsın bu sefer odanızda durmasın. Onu merdivenin Üst yanına bağlarsınız. Biri çıkmak.
yahut İnmek isterse, mâni olur. Şayet köpeğe ihtiyaç duyarsanız, elinizin altında bulunur. Kendisini başı boş bırakmamanızı tavsiye ederim. Hayvan büyük heyecan, gösterecek olur-as, bana telefon edersiniz. Buraya gelerek meseleyi muhakkak aydınlatmak İstiyorum.
Amabel:
— Pekâlâ! — dedi. — Korkusuzun yanımda bekçi kalması hiç de fena olmıyacak.
Hele, Julien çekilip gidince, ev ona pek sessiz, pek boş göründü de, köpeğin geleceği fikriyle rahat etti.
Genç 3T.ni, Eski Eve gitti. Orada mJss Bronson'u aradı. Vaktiyle annesinin budvarı olan küçük bir odaya öiıu aldılar. Burası salona nazaran az değişmişti. İskemle ve koltuklar, çiçekli bir kumaşla kaplanmıştı. Kendisinin hatırladığı eski kretonlara yakın kumaşlar. Duvarlar soluk bir gri. Halbuki eskiden daha İç açıcıydı. Bununla beraber, etrafta öyle mağmum bir hal yok. Ocakta neşeli bir ateş yanıyordu. Vazolarda krizantemler. Bir masanın üzerine de el İşi sepeti konulmuş,
Jullen, bu dekoru seyrettiği sırada.
kapı açıldı; matmazel Lemoine içeri girdi.
— Angela Londraya gitti. Bir İki gün gelmlyecek. Acaba şahsan muhakkak onu mu görmeniz lâzımdı?
— Hayır, hayır. Ben, Korkusuz meselesi için geldim. Eğer mümkünse onu alıp götürmek istiyorum.
Mürebblye ateşe yaklaştı. Güzel olan elini şöminenin üzerine koydu. Hiç de daha a2 güzel olmıyan ayaklarını da alevlere yaklaştırdı. Bu haliyle profilden görününce, hakikaten güzelmiş hissini veriyordu. Basit ve ciddi bir güzellik.
Mürebblye:
— Maalesef. - dedi.
— Benim hesabıma mı? Korku-suz'un hesabına mı?
Genç kız, başını hafifçe kaldırdı.
— Sizin İçin tabii. Zira, köpeği götürmeden. buradan gitmek mecburiyetinde kalacaksınız.
— Niçin? Onu bana emanet edemiyor musunuz?
Kız başım salladı; cevap vermedi.
— Sebebini soramaz mıyım?
Jullen azıcık şaşırmıştı.
Mürebblye, İngilizcenin zevkini boznuyan hafif bir ecnebi aksaıılyle:
— Sual sormakta mahzur yoktur, efendim.
Erkek, gülerek dedi ki:
— Öyleyse ben de soruyorum İşte: Korkusuzu bana veremez misiniz?
Matmazel Lemolneln tavrı değişti.
Deminki koket halinden eser kalmadı: bir iş adamı gibi konuşmağa başladı. 9
Ciddi ciddî, açık açık:
— Çok müteessirim, bay Forsham. — dedi. — Korkusuz’u bayan Grey İçin almak İstediğinizi biliyorum. O her halde. Yeni Evde yalnız kalamıyor. Hayvan gittiği İçin teessüf ederim.
Jullen haykırdı:
— Gitti mi?
— Evet. Angela’ya bir teklifte bulundular. Ben de bu teklifi kabul etsin diye ona ısrar ettim. Zira, camı kırıp kaçtığı gûndenberi, Korkusuz artık adamakıllı değişti. Sanki o kayboldu, yerine başka bir köpek geldi.
— Nasıl oldu bu İş. kuzum?
Mürebblye, İki elini birden ileri uzattı.
----Nasıl olduğunu pek İyi anlata-mıyacağım. Hayvanın eski canlılığı kalmadı. Korkak bir hal aldı. Kulakları düştü. Kuyruğunu oynatmaz oldu, Hazin hazin bir köşede oturuyor. Yüzüne bakmak bile İnasnın içine kasvet veriyor. Bunun üzerine, ben de Angela'ya dedim ki: «Hayvanı burada alıkoyacak yerde, ver gitsin, Muhit değiştirir, oyalanır, unutur.»
Jullen, mürebblyeye biraz İstihza İle baktı.
— Neyi unutması lcabedlyordn acaba?
Matmazel Lemoine, tekrar, eliyle,
bir takım işaretler yaptı:
— Size ne cevap veoeyîm, bilmiyorum. Şayet bütün düşüncelerimi apaçık söyliyecek olursam, sizi inciteceğimden korkuyörum.
Erkek, hayır, mânasına başını salladı:
— İncinmem ben. Ne söyllyecekse-nlz, seüleyjn. - dedi.
Kız, başını öte tarafa çevirdi:
— Pekâlâ. — dedi. — Benim kanaatimce. zavallı köpek, Yeni Ev denilen o yerde fena halde korkmuş. Hayır, doğrusunu İsterseniz, ben madam Klng gibi hassaslıktan filân bahsedecek değilim.
Bu sözleri hafif bir istihza ile söyledi.
— ... Fakat, hayvanların bizlerden bile daha hassas olduğuna kani olanlardanım. Onlar bizim göremediklerimizi, lşltemcdiklerlmlzl görür, işitirler. Neylersiniz ki dilleri yoktur. İnti-balarını tasvir edemezler. İşte, Korkusuzun'başına gelenlerin bu gibi bir vaziyet olduğunu zannediyorum. Her halde sizin öteki evde bir hallere uğramış. İhtimal kİ yanılıyorum. Amma fikrim budur.
Jullen, ateşe bakıyordu. Yüzünde hiçbir bariz mâna yoktu. Düşüncesi aksetmiyordu.
— Mademki köpek burada değilmiş, ne yapalım, alamıyacağız öyleyse. — dedi, — Köpeği alamadığımdan nıüteesslfim. Acaba başka bir köpek1
tedarik etmeme imkân var mı? Onu da öğrenmek İstiyorum.
— Maalesef imkân yok.
— Halbuki, Lady Suzânne, bana iki köpekten daha bahsetmişti. Galiba satılık İki köpeğiniz daha olduğunu duymuş.
Matmazel Lemoine başını salladı.
— Hayır. Angela’nın ayrılmak istt-yeceği hiç bir köpek yoktur.
Göz göze geldiler. Ve erkek, kızın, koyu yeşil gözleri olduğunu farkettL
Kız:
— Köpek iyi bir dosttur, değil mİ? —dedi.— Amma İnsanlar öyle değü-Bağlanmasını bilmiyorlar.
julien, bu koyu yeşil gözlerin, kendisine bir sual sormak İstediği vehmine kapıldı. Gözler, İlle cevap almak ister gibi bakıyorlardı. Kadın, nihayet içini çekti. Ve alçak bir sesle:
— Evet, köpek dostların en iyisidir. - dedi.
Jullen şaşırmış göründü.. Doğrusu bu mürebblye, zannettiği kadar basit değilmiş. Epey enteresancay-mışl
Yeni Eve döndüğü zaman, parmaklık önünde biraz tereddüt ettL Bahçıvan kulübesine döndü, yürüdü. Kulübe karanlıklar içindeydi. Işık yaktı, telefonu eline aldı.
(Arkası var)
2 Haziran 194o
AKŞAM
Sahlfe 7
Gizli silâhlar
Birleşik Amerikada açılan sergide bunlar teşhir ediliyor
Amerika ordusu Avrupa’dan Pasifik’e nasıl naklediliyor?
Bir askeri Avrupa’dan Amerika’ya nakletmek için 3 aya ihtiyaç var
Amerikan ordusunda kullanılan, ve şimdiye kadar gizil tutulan harb silâhları üzerindeki esrar perdesi kalkmıştır. Almanların kayıtsız şartsız tesliminden sonra, uzak doğuda mütemadiyen ağır darbeler altında şaşırıp bocalıyan Japonların, artık yeni silâh İmal etmeğe takati kalmadığını anlıyan, Amerikan Harbiye Bakanlığı, bu harbde kullanılmakta olan bütün gizli silâhların halka teşhir edilmesinde hiç bir mahzur görmlyerek bir serginin açılmasına karar vermiştir.
Vlrglnla eyaletidir! Fort Mayer şehri civarında açılan bu askeri sergiye. davet edilen gazetecilere, gördükleri her çeşit silâh ve cihaz hakkında istediklerini yazmaları İçin müsaade verilmiştir. Teşhir edilen silâh ve harbe alt her türlü Met ve malzeme arasında kayde değer ehemmiyeti haiz olanlar şunlardır:
1 — 120 mil mesafede uçan bir uçağın sesinin işitilmesine hizmet eden yeni bir dinleme cihazı.
2 — 8,5 kilometre mesafeden bir Alman Panther tankını İmha edebilecek, veya 20 santim kalınlığında bir zırhı delebilecek bir kudrette olan 90 milimetrelik bir tank defi topu.
3 — Otomatik telefonlarda bulunan
müteharrik bir kadranın çevrilmesi sayesinde 20 mil mesafedeki bir ma-yinl pat la tabilen bir cihaz. -
4 — İçi boş alüminyum dubalardan imal edilmiş yeni bir sahih köprü. Gayet hafif olan bu dubalar el İle birbirine gayet kolaylıkla takılmakta ve kurulan köprünün üzerinden 43 tonluk tank geçebilmektedir.
Bunlar arasında şimdiye kadar gizli tutulmuş daha birçok silâhlar vardır.
Uçan bomba da teşhir ediliyor
Amerikan ordu mühendisleri tarafından imal edilen yeni tip uçan bomba da bu sergide gösterilen silâhlar arasındadır. Yüksek İnfilâk maddesini havi bulunan bu bombanın sıkleti bir tona yakındır. Uçan bombanın uçuşu hesaplanarak hedef üzerine geldiği vakit hususi, bir cihaz sayesinde uçuş muvazenesini temin eden gerideki kanatlar kalkarak bomba hedefi üzerine bir kırlangıç gibi dalar.
43 tonluk T-26 tipindeki tankın 90 milimetre çapında uzun namlulu topu ağzından fırlıyan mermi saniyede 3.750 kadem süratle seyreder, ve 300 metre mesafeden 28 santim kalınlığında bir zırhı paralıyabllmektedlr. Sergide gösterilen silâhlar arasında Amerikan ordusunun çok İstifade ettiği 15 santimlik son sistem bir havan topu vardır. Bu top vasıtasüe herhangi bir nişancı 9.300 yardadan attığı mermiyi istediği mahalle düşürebilmektedir. Bu dar zaviyeU müthiş silâhla, bilhassa düşmanın gizlendiği derin müdafaa siperleri tepeden dö-ğülebUmektedir.
M-49 tipindeki bir tankın şasesine yerleştirilmiş 155 milimetre çapındaki topla 40 kilo ağırlığı olan bombalar tahminen 18 kilometre mesafeye atılmaktadır. 8 kişilik bir mürettebat tarafından İdare edilen bu tank, seri llerllyen piyade kuvvetlerini mükemmel surette desteklemektedir.
Yeni bir obüs
Taarruza geçen, bir kıtayı desteklemek maksadiyle M-4 tipinde bir tanka yerleştirilen 20 santimlik bir obüs 15 kilometre mesafedeki bir hedefi dövebiîm ektedir.
Bu sergide Amerikan ordusunun kullandığı en muazzam müteharrik uçaksavar toplan da teşhir edilmektedir. Saniyede 3000 kadem seyreder. Mermileri, 48.000 kadem lrtifaına kadar yükselmektedir.
Ordunun en büyük müteharrik uçak savar topu 120 milimetre çapın-
dadır. Bu top numara erleri tarafından müstakilen kullanıldığı gibi T.38 tipinde hava defi bataryasına raptedilerek. otomatik olarak bara} ateşlerinde de kullanılarak istifade edilmektedir. Bu top teşhir edilen silâhlar arasında belki de halkın en fazla dikkat nazarını çekecek kadar enteresan bir .silâhtır
Portatif dinleme cihazları
120 mil mesafeyi dlnliyebllen portatif dinleme cihazları, bunlar kolaylıkla elde taşınabilecek ağırlıktadır ve güzel bir mahfaza İçine yerleştirilmiştir. Bu cihaz anteni hariç ufacık bir siper dahilinde bile kullanılabilmektedir.
Işıldağa raptedilmiş elektrikle çalışan diğer bir dinleme cihazr, otomatik bir surette ışıldak ziyasını sesin geldiği cihete çevirerek havadaki düşman uçağını bulur. Bu sayede uçak savar topları mükemmel surette gördükleri düşman uçağına mermi yağdırırlar.
Sergide gösterilen dinleme cihazları arasında bilhassa piyadeler tarafından düşman havan topunun ve diğer ağır silâhlarının ateş ettiği gizli mevzileri bulmak için kullanılan ufacık bir âlet vardır. Bu cihazın Pasifik savaşlarında büyük hizmeti dokunmaktadır. Eskiden uzun tel veya ateşlenen iptidai fitillerle patlatılan kara mayınları, bugün askeri sergide teşhir edilen «Radyo kapsülü) namındaki ufacık bir cihazla uzak mesafelerden ateşlenebllmektedir. Bu âlet, vasıtaslle, taarruza geçen düşmanın geçeceği araziye veya düşman taşıt gemilerinin yoluna dizilen mayınlar tam zamanında patlatılmaktadir.
Uç rakamlı şifre
Tıpkı âdi telefonlarda bulunan kadrana benziyen ufak bir cihazla üç rakamlı bir şifre ile 21,000 tane değişik şifre yapılabilir. Aynı zamanda bu cihazla, aynı mevce dahilinde bulunan karada 11 kilometre, suda 25 kilometre mesafede bulunan mayınlar İnfilâk ettirilmektedir.
Muhabere, levazım ve istihkâm sınıflarında kullanılan bütün malzeme, âlet, edevat da, tıpkı silâhlarda olduğu gibi gayet modern, toplu, hafif ve kullanışlı bir şekle getirilmiştir. Son aylar zarfında icadedilen ve sergide teşhir edilen, 4 köşe içi boş alüminyumdan mamul takma yüzen köprü, henüz daha hiçbir savaş bölgesinde kullanılmamıştır. İçi boş bloklar, bl-riblrine menteşeler vasıtasile kolayca raptedilmektedir. Bu köprü şimdiye kadar kullanılmakta olan diğer yüzen köprüler arasında en fazla ağırlığa mütehammil olanıdır. Üzerinden 43 tonluk taşıt vasıtaları geçebilmektedir.
Gizli modern silâhlara anzaran o kadar hayret uyandırıcı görünüşü öl-mıyan birçok âlet, edevat ve harb malzemesinin yıldırım harblerinde silâhlar kadar kıymet ve önemi vardır.
Sergide teşhir edilen, yumuşak topraklı araziyi hava meydanı haline getirmek için istimal edilen, çelikten portatit uçuş pisti vardır. Bu pist İcabında birkaç parçaya sökülerek uçaklarla İstenilen yere nakledilmektedir.
Sergide, Burma'mn dar hatları İçin hususî surette inşa edilmiş 35 beygir kuvvetinde benzinle çalışan beş tonluk ufak bir lokomotif de teşhir edilmektedir. Bu lokomotif de icabında sökülerek uçaklar vasıtaslle hava yo-liyle bir yerden diğer uzak bir mahalle nakledüebUmektedir.
Birleşik Amerika ordusu, şimdiye kadar hiç bir tarihin kaydetmediği muazzam bir nakliyat İşine girişmiştir, Avrupa'da bulunan Amerikan ordusu, anavatana dünmiyecektir. Bu ordunun büyük bir kısmı, Alman harb sahnesinden 13.000 mil öteye giderek Japon savaşını bitirecektir. Avrupa’da bulunan Amerikan ordusunun, Pasifik’e nakledilmesi hususunda hazırlanmış bir plân vardır.
Avrupa'daki Amerikan erlerinin Flliplnler’de bulunan Luzon'a nakledilmesi muhtemeldir. Avrupa’dan ilk ayrılacak olanlar, İşçi birlikleridir. Bunlar, gidecekleri yerlerde kamplar, hava meydanları, yollar ve doklar İnşa edeceklerdir. Bunlardan bir çokları Fransa, Belçika ve Hollanda-daki limanlardan hareket ederek Panama kanalından Pasifik’e geçeceklerdir.
General Arnold, hava kuvvetlerinden büyük bir kısmının doğrudan doğruya Pasifik’e gideceğini bildirmiştir. Bu İlk nakliyattan sonra.
New-York'tan ve diğer büyük doğu sahil limanlarından er akını başlıya-caktır.
Pek tabii olarak, Amerika’ya gelecekler arasında gerek izinli ve gerekse terhis eratı olacaktır. Elde bulunan plâna göre, şu şekilde hareket edilmesi muhtemeldir:
1 — Amerikan limanlarına İndirilecek olan Amerikan erleri, doğrudan doğruya memleket dahilindeki kamplara nakledileceklerdir. Bazı erler, evlerinin bulunduğu mıntakalardaki kamplara nakledildikten sonra, oradan terhis kâğıtlarım alacaklardır.
2 — Her er, en azından bir ay İzin alacaktır.
3 — Bundan sonra erler, Pasifik mmtakaama sevkerilleceklerdlr.
Bu usulü tatbik etmek suretlle, oir adamı Avrupadan Amerikaya nakletmek İçin takriben 3 aya İhtiyaç olacaktır. Bu müddet zarfında erler, İstirahat ettikten sonra bir savaş birliğine katılarak Pasifik'e gönderileceklerdir.
Koyun derilerinden kontrolün kaldırıldığı hakkında
İthalâtçı ve ihracatçı birlikleri umumi kâtipliğinden:
Koyun derilerinin ihracına ait yapağı uzunluğu kayıtlarının kaldırıldığı Ticaret Bakanlığının iş’anna atfen ilân olunur. ____________________________(7385)________________
İstanbul C. savcılığından:
Cinsi Tahmin % 7,5 İhalenin Gün İhalenin ne suretle Saat yapılacağı
Miktarı Adet edilen bedeli Lira teminat Akçesi Lira
İkinci nevi
ekmek 50.600 12,650 949 19/6/946 15,30 KapaU 2ar f
A) Yukarda yazılı 50.600 adet 750 gramlık İkinci nevi ekmek hizasında gösterilen gün ve saatte kapalı zarfla Toptaşı numune ceza evi binasında ihale edilecektir.
B) İstekliler şartnamenin dördüncü maddesinde kendilerinden İstenilen vesikalar ve teminat makbuzile birlikte teklif mektuplarını mezkûr gün saat 14,30 a kadar komsiyona vermiş bulunacaklardır
C) şartnameyi görüp okumak İsteyenler mesai saatlerinde her giin
parasız olarak a(lı.geçen binada görüp okuyabilirler. «7300o
| Tekel U. Müdürlüğü ilânları
Muhammen Muvakk
Miktarı Bedeli______________Temin t
Dizel Alternatör gurubu 1 adet32.000.00 lira 4.800.00 li
Sabit Şarap tulumbası 14 >» 33.684.00 lira 5,052.60 li
Zayi — Nüfus cüzdanımı ve Fatih askerlik şubesinden almış olduğum terhis tezkeremi zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
324 doğumlu Yahya oğlu Ömer Taşın
OSMANLI BANKASI
TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
TESİS TARİHİ 1863
Statüleri ve Türkiye CGmhuriyeö 3e münekit mukavelenamesi 2292 Numaralı 10/6/1933 tarihli kanunla tasdik edilmiştir. (24/6/1933 tarihli 2435 Numaralı Resmî Gazete)
Sermayesi: İO.OOO.OOC Ingiliz Lirası
İhtiyat akceai:_____1,25COOO Ingilir Lirası
Türkivenin başlıca Şehirlerinde PARİS. MARSİLYA ve Nfâ’de LONDRA ve MANÇESTER DE MISIR. KIBRIS. YUNANİSTAN İRAN. İRAK. FİLİSTİN ve MAVERAYI ERDÜN'de
Merkez ve Şubeleri
Yugoslavya. Rumanya, Yunanistan, Suriye, Lübnan Riyalleri ve bütün Dünyada Acente ve Muhabirleri vardır.
Het nevi Banka Muameleleri rap ar
Hesabı cari ve mevduat hesaplan küşadı.
Ticari krediler ve vesaitli krediler Icuşadı.
Türkiye ve Ecnebi memleketi» üzerine keşide senedat ıSKontosı Borsa emirleri.
Esham ve tahvilât, altın ve emtaa üzerine avans.
Senedat tahsiJâh ve saire.
En yüksek emniyet «artlarını haiz kiralık Kasalar Servisi vardır.
Piyasamı> en müsait «artlarîle (kumbaralı reva kumbaram) tuarruf hesaplan aeıhr
Halk türküleri
eşsiz sanatkârı ZEHRA BİLİR
YAKIN
BÜYÜKDERE
BEYAZ P A R K’ ta
1 — Yukarda cins ve miktarı yazılı malzeme pazarlıkla sat alınacaktır.
2 — Pazarlık 8/6/945 Cuma günü saat 10,30 da Kabataş Levazım şubesindeki Alım Komisyonunda yapılacaktır,
3 — Şartnameler her gün adı geçen şubeden alınabilir. A kara, İzmir başmüdürlüklerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte güvenme paralarile b
likte mezkûr komisyona müracaatları ilân olunur (720
Komedi
Egzotik danslar kraliçesi ADALET
Doktor Eczacı ve Eczacı Kalfası Aranıyor
Ereğli kömürleri işletmesi umum müdürlüğünden;
1 — İşletmemiz sağlık teşkilâtı için bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmek üzere bir mücadele tabibi,
2 — Ocaklara bağlı dispanserlerimiz için dispanser hekimi, eczan ve eczacı kalfası alınacaktır.
Taliplerin Zonguldakta E K. 1, genel direktörlüğüne müra-Caatlan.(7330)
Satılık Bağ ve Bahçeli Köşk
Erenköyünde Ömerpaşa sokağında 30 numaralı yedi buçuk dönüm arazi dahilinde ayrıca bağı yetişmiş çam muhtelif cins yemiş ağaçlan pervaneli ve tulumbah müteaddit kuyu iki büyük havuzu, geniş müştemilâtı ile içi dışı boyalı güzel bir köşk Kadıköy birinci sulh mahkemesince izalei şuyu zımnında 4/6/945 pazartesi günü saat 10 ile 12 arasında açık arttırma ile katı surette satılacaktır. Muhammen kıymeti 57 bin liradır. Daha ziyade malûmat mahkemedeki dosyasından alınabilir. -, , (7161)
İstanbul Belediyesi îlânlan
Karaciğer, Mide, Barsak. Böbrek hastalıklarınızın tedavisine
TUZLA İÇMELERİ
Açılmış ve trenler işlemektedir.
Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları Anonim Sosyetesinden:
İstanbul Ticaret ve Sanayi odasından aldığımız 788 numaralı ithalâtçı grup vesikamız zayi olmuştur. Yenisini çıkaracağımızdan zayün hükmü olmadığı İlân olunur.
Tekel genel müdürlüğünden:
İdaremiz eski Urfa atölyesi makinisti Ahmet Yoncu hakkında memurin komisyonunca verilmiş olan luzumu muhakeme karan adresi bulunmamasından ötürü kendisine tebliğ edilememiş olduğundan keyfiyet hukuk usulü muhakemeleri kanununun 141, 142, 144 üncü maddeleri gereğince kanunî tebliğ yerine geçmek üzere llânen tebliğ olunur, (7331)
İstanbul Vakıflar direktörlüğü İlânları
İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğünden:
semti mahallesi Cadde veya sokağı Numarası Cinsi Aylık kirası LlraK.
Rami Cuma Cami 44 Dükkân 3 50
> » » 46,48,50 Üç 4fı klrAn S 00
Tahtakale Balkapanı Hanı Cami odası 5 00
içinde
Aayvansaray Atik Yavedut 1-28 Ahır 1 50
Mustafa paşa
Eyüp Kalenderhane 59 Arsa 4 0C
Şehremini Lâlezarcamli 3 Lâlezar camii 1 00
Uzunyusuf arsasmda baraka
arsası
> > 2-5 Baraka arsan ve 3 00
bir baraka
B B 3-5 Baraka arsası 2 00
B B 4-5 ■ B 2 00
» > 7 » * 2 00
» . 9 D » * 1 00
Balat Hamam!- Hamamimu- 20 00
muhittin bittin camii
Yukarda yazılı mahaller 945 senesi aralık ayı nihayetine kadar kira-
ya verilmek üzere Hâna konmuştur. İhaleleri 14/hazlran/945 perşembe
günü saat on beştedir. İstekliler o saate kadar Çembcrlltaşta İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğünde Vakıf Akarlar kalemine gelmeleri. (73681
Finike malmüdürlüğünden:
1 — Finikede İdrisler Musa Kâzım ve şürekâsı mefsuh kereste kolektif şirketinin 1940 ticari yılı içinde resen taktir yoliyla hesaplanan safi kazançından dolayı 1941 malî yıl için tarhedilen kazanç vergisinin bu şirketin ortaklarından bulunan Antalyada Mehmet Miirsi Bileydi ve kardeşleri ve evlâtları kolektif şirketine ait kısım aşağıda gösterilmiştir.
a) Matrah farkı 8332 lira 97 kuruştur.
b) Kazanç vergisi 1249 lira 95,buhran vergisi 245 lira 99, fevkalâde zam 1249 lira 95 kuruş, olup yekûn 2749 lira 89 ve üç kat , zam cezası da ilâve suretile tarhiyat mecmuu 10999 lira 56 kuruştur.
c) Bu ilâna sebep Antalyada Mehmet Mürsi Bileydi ve kardeş-
leri ve evlâtları köllektif şirketine mensup olup halen Iskenderi- 1 ye İlinde bulunan Ali Bileydi veresesinden Mehmet Nail Ahmet Lulu eşi Fatma tnci ve Abdivcreseginden Mahmut Biloydinin hakiki ikametgâhlarının kati surette bilinmemesinden ileri gelmiş tir. (7375)
dOdö 1° uoisjsa ssjj Xq psıeaıo
Tahmin bedeli İlk teminatı
0196,78 689,76 Hastanelerle diğer sıhhi müesseseler, yatılı okul-
lar, diğer teşekküller, konservatuvar yatı kısmi ve darül’aceze müesseseslnin 945 yılı aralık ayı sonuna kadar İhtiyacı olan 3642 kilo beyaz peynir ve 775 kilo kaşar peynir
6969,90 822.74 Hastanelerle diğer sıhhi müesseseler, konserva-
tuvar yatı kısmı ve darül’aceze müessesesinln 945 yılı aralık ayı sonuna kadar ihtiyacı olan 104890 adet yumurta ve 11275 adet limon.
Tahmin bedellerlle İlk teminat miktarları yukarıda yazılı mevaddi gı-daiye satın alınmak üzere ayrı ayrı açık kapalı zarf usulde eksiltmeye konulmuştur. Şartnameleri zabıt ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir. İhaleleri 13. 6. 945 çarşamba günü saat 15 de daimî komisyonda yapılacaktır. İsteklilerin İlk teminat makbuz veya mektupları ve kanunen gösterilmesi lâzım gelen diğer belgelerle' birlikte 2490 No. lı kanunun tarif . çevresinde hazırlıyacaklan kapalı zarflarını ihale günü saat 14 de kadar daimî komisyona vermeleri lâamdır. (7112)
Toprak mahsulleri ofisi Yozgat anbar şefliğinden:
1 — Benzini bedeli mukabilinde ofisimlzce verilmek şartile lâstik verilmemek kaydlle Yozgat vilâyetinin Sorgum kazasında ofisimize ait depolarda mevcut *2000» ton hububat ve bakliyatın Yerköye nakli işi açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme II haziran 945 pazartesi günü saat 15 de Yozgat bölge anbarlar şefliği binasında yapılacaktır. Bu eksiltmeye girmek isteyenlerin bu işe ait şartnameyi anbar şefliğimizde, İstanbul şubesinde. Sorgum belediyesinde, Ankara şubesinde, Yerköy, Kırşehir, Fakılı, Şefaatli anbar şefliklerinde her gün görebilirler.
3 — İsteklilerin «1000> lira maktu İnançlarını eksiltme saatinden bir saat önceye kadar Yozgat anbar şefliği veznesine yatırmalar! ve belli saatte bölge şefliğinde toplanacak komisyona baş vurmaları.
4 — «2600» tonluk hububat ve bakliyat nakline tekelden talip çık-
madığı takdirde «1000» tonluk iki gurup üzerinde ihale yapılabileceğinden bu İkinci guruba dahi! olmak İsteyenlerin yine «1006» Ura teminatla belli komisyona baş vurmaları ilân olunur (7278)___________
Lavanta çiçeği alınacak
Tekel genel müdürlüğünden:
Esans yapılmak üzere bu sene de LAVANTA ÇİÇEĞİ satın alınacaktır İlgililerin şimdiden gerekli tedbirleri almaları (7334)
Türkiye iş Bankası
Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 29 ocak, 2 Mayıs, 24 ağustos, 1 kasım tarihlerinde yapılır.
- . 1945 İKRAMİYELERİ
1 adet ARSA (İstanbul'da Büyük Yalı'da Ada: 164, parsel No. 4, 923 M2.)
1 Adet 2000 Liralık = 2000.— Lira
3 » 1000 D — 3000.— 9
4 B 500 B — 2000.— 9
10 » 200 » — 2000.— »
25 100 » — 2500.— D
100 » 40 » — 4000 — »
150 » 20 • — 3000,— 9
3ÛÜ !» 10 B - 3000.—
Türkiye İş Bankasına para yatırmakla yalnız para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, aynı zamanda talimizi de denemiş olursunuz.
sahile 8 AKŞAM 2 Haziran 1945
Bunaltıcı sıcaklarda serinlemek, sıkıcı havalarda ferahlanmak asabî hallerde sinirleri teskin için
HAŞAN LİMON ÇİÇEKLERİ
/İlıcak Avrupa ve Amerikada benzerine tesadüf eaılecek derecede yüksek bir kalitede olup pek lâtif kokuludur. Haşan depolarile bütün ıtriyat mağazaların la satılır
Nlğboluda, Varnada, Çaldıranda, Mohâçta, Pr®-yezede, Uyvarda, Kanljejd®. Plevncde, Çanak -kalede, Sakaryada, lnönünde vs diğer savaş meydanlarında
Tarihe Şan veren Türk
Hazırlayan: Feridun Fazıl Tülbentçi
MÜHİM BİR KISMI ANKARA RADYOSUNDA a KAHRAMANLIK MENKIBELERİ- SAATİNDE OKUNAN BU KONUŞMALAR BİRÇOK İLÂVELERLE:
TARİHE $AN VEREN TÜRK
udiyle aAKBA» Kltabevl taralından yayınlanmış ve satışa çıkarılmış Vır. »Tarihe Şan Veren Türk» eserini okurken göğsünüz İftiharla kabara-
caktır. Fiatl 125 kuruştur.
^onııorı 1B MUHTELİF RENKTE BULUNAN
CHROMEKTO
SAÇ B0VH5INI ECZRNt PARFÜMERİ IjjhtGRZPir.RINDflN RRHVINIz
Yüksek emnivo» ve fazla dayanırlık için, 23 yıldan beri İmal edilen Seiberllng otomobil lâstiklerinin
yüksek kalitesine güvenebilirsiniz.
" KAUÇUKDA GÜVENEBİLECEĞİNİZ NAMDIR "
TÜRKİYE ACENTESİ ı “ARŞİMİDİS MÜESSESESİ" OTOMOBİL MALZEMESİ T. A. Ş. Ictikiai Cad. 30 * İSTANBUL, TOrkly®
SEIBERLING RUBBER EXFORT COMPANf İ04KE MERKEZİ : AüROh, OHIÖ. ü. 3. A T#|tf»l «(r(ll , •• SEIBERLING ■■
fUrlktlırı ; AMrou, Om» U 1 A. ■■ lorunla. Canada

Açık arttırma ile fevkalâde satış
Mecburi emsalsiz büyük bir satış
Nadide eski seccadeler, biblo koleksiyonu, enfes eşyalar Haziranın
3 üncü pazar günü saat 10 da, Beyoğlunda Taksimde, Cumhuriyet meydanında Belediye bahçesi karşısında 27 numaralı Ceylân apartmanının 2 nel da leşinde mevcut ve şehrimizde çok tanılmış bir zata alt s«-nelerdenberi büyük İtina He toplanmış emsalsiz eski İran halıları, bLb-lolar, kristal avize ve çok kıymetli eşyalar açık arttırma sureti]® mecburi satılacaktır. Ceviz lup kaplama tekmil vitrlnll 1 büfe, 1 dresuar,
4 koltuk, 8 sandalya. masa ve 1 çay arabasından İbaret ültra - modern zengin yemek oda takımı üstleri İpek kumaş en son model stüdyo divan Ve Berjer koltuklarlle beraber emsaline az t esadüf olunur lüks salon takımı. Japon ve zeytin kaplama 14 parçadan ibaret hususi surette getirilmiş direktuar muhteşem yatak oda takımı, Pomlya usulü Fu-muar takımı, salona alt dublı - kristalli şık masa ve gerldonlar, biblo salon vitrinleri, son sistem bir Bar, yeni berjer koltuklar, beheri 12® parçadan İbaret hakiki Llmoj Havlland tabak takımı, bakara kristal tayye pasta tabak ve vazolar. St. LouLs komple su takımları, Arjante maden çay takımları, çok kıymetli Keşan, İsfahan, Sine, Meşet, Mir ve İpekli nadide seccade ve halılar, Rozental, Dresden, Vienna büyük bir biblo koleksiyonu. 2 adet hakiki Sevr büyük vazo, meşhur Sablno ve Morano, kristal avize ve Aplikleri, Masif bronz kristalli avize ve antre lâmbaları. Avrupa bavul ve valizleri, Lallk vazolar. Granit mermer Bronz motifli muhteşem saat ve Vazolar. R. C. A. marka 12 lâmbalı 8 plâğı otomatik sııretile değiştirir, son model garantili radyo, Tual perdeler, Paris malı İşlenmiş keten sofra ve çay takımları, çay arabası, Japon vazolar. Seramik İmzalı artistik heykeller, elektrikli salon gramofonu, masif meşe zengin antrz takımı, İşlenmiş İpek karyola örtüleri ve kır. tüyü yorganlar, Dilber Pupeler, Frijider marka 6 ayak son model garantili buz dolabı, «Yunkers» marka hava gaz fırını vo ocakları, muşamba, dllçiş makinesi, va hepsinin yazılması gayri mümkün lüzumlu eşyalar. Eşyalar 2/6/1945 cumartesi gtinü herkese Vşhlr »lu-nacaktır. Fazla tafsilât almak için Antikacı Bay Rıza’ya müracaat-Kapalı Çarşı Zincirli Han.
Beyoğlu tünel meydanında
Fevkalâde kıymetli akar apartman satılıktır
İestiklâl caddesinde yeni 515 No. lu dört katlı ve altında halen oyuncakçı mağazası olan gayri menkulün tamamı, Beyoğlu dördüncü sulh hukuk mahkemesince haziranın beşinci sah günü, müzayede ile saat 16 da satılacaktır. «Tafsilâtlı ilân, 12 mayıs 945 tarihlî Tanin gazetesinde.»
I ÜROLOG - OPERATÖR
II Dr. M. ALİ TEZSEZER
I îdrL. ~ L._t_
I İlkleri c;
■ zanr-1--------J- -
İdrar yolları ve tenasül hastalıkları mütehassısı. Cağaloğlu eczanesi yanında 30/3 saat 9 - 19 a kadar,
Pangaltının tam merkezinde satılık apartıman Dörtyolağzı köşebaşı
Harbiye - Pangaltı Süleyman Nazif sokak 14 numaralı Işıl apartımanı; altı kat altışar oda gayet biiyük sofalı çok sağlam apartıman Beyoğlu Üçüncü barış yargıçlığınca 12/6/945 salı günü saat 16 da İzaleyi şuyu yo-111c satılacaktır. Numarası: 8/945

Zayi — 1930 - 1931 dırs yılı Erenköy kız lisesinden aldığım şehadetna-meyl kaybettim. Yenisini çıkartacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Sablha Kasideci
Zayi — Çatalca nüfusundan aldığım hüviyet cüzdanı, askerliğime ait muameleli kâğıdımı kaybettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisi hükümsüzdür. Çatalca: Kalelçl mahallesi Emin Serçe
Zayi — Adapazarı malmüdürlÖğünden almakta olduğum 244 numaralı maaş cüdanınım resmi senetlerini kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Sırma Balcı Kadıköy Osmanağa mahallesi Serasker sokak 53 No.
RİT
HERKESİN TUALET SABUNUDUR
Zayi — Vefa erkek lisesinden 931 -9'4 ders yılında aldığım tasdiknamemi zayi ettim, yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
4. C 239 numaralı Derviş oğlu Nail Sırman
Zayi — 1943 senesinde Cağaloğlu erkek orta okulundan aldığım tasdiknameyi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
166 No. lı Betızat Özatakan
50LEYİN
Deniz mevsmi başladı
Denize girmeden ve güneş banyosundan evvel muhakkak SO-LEYİN kullanınız.
m Satılık tekne m
Kotra ve tenezzüh motörü olabilir, 12 metre boyunda nefis bir tekne. Sirkeci istasyonu karşısında Nemllzade han No. il den sorulabilir.
İstanbul milli korunma savcılığından: İlâm 945/390
Yüksek Iiyatla atlet fanilası satmak suretile millî korunma kanununa muhalefetten suçlu İst. Mahmut-paşa 61/1 sayıda fantlaci Bogos oğlu 1311 doğumlu Kalas Nanus hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (2) No. lu milli korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan milli korunma K.-nun muaddel 32, 57/5, 63 cü maddelerine tevfikan on lira ağır para ce-zaslle tecziyesine, beş gün müddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve bu müddet kadar ticaretten menine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 20. 2. 945 tarih ve 45/179 sayılı karar katl-leşmekle İlan olunur. Akşam gazete-slle neşrolunacaktır. (7332)
İstanbul millî korunma savcılığından: İlâm: 944/1737
Usulsüz fatura tanzim etmek sure-tlle milli korunma kanununa muhalefetten suçlu İst. yağ İskelesi çardak cad. zorba han İkinci kat 4 No. da zeytinyağı tüccarı Ali oğlu 1318 doğumlu Mehmet Şarıoğlu hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (2) No. lu milli korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan milli korunma K.-nun muaddel 31/4, 59/5. 63 cü maddelerine tevfikan «70» lira ağır para cezasllo tecziyesine «14» gün müddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve bu müddet zarfında ticaretten menine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 18. 10. 44 tarih ve 44/1400 sayıl» karar katlleşmekle İlân olunur. Akşam gazeteslle neşrolunacaktır.
(W>
Bilumum Parfümeri mağazalarl-le ıtriyat depolarında bulunur, Deposu: Beyoğlu Tünel Pasajı 10
Aydın asliye hukuk yargıçlığından: 945/281
Aydının Naipli köyünden Mehmet kızt Servet Yavaş’ın ayni köyden Ahmet oğlu Mehmet Yavaş aleyhine açtığı boşanma davasının yapılan yargılanması sonunda: tarafların boşanmalarına (2131» kuruş mahkeme masraflarının davalı Mehmet Yavaştan alınmasına ve kabahatli olan Mehmet Yavaşın bir sene müddetle evlenmemesine 2. 5, 945 gününde karar verilmiş olduğundan İlân tarihinden itibaren davalının kanun yollarına müracaat etmediği takdirde hükmün kesinleşeceği İlân olunur. ___________(7284)_____________________
İstanbul milli korunma savcılığından: İlâm: 943/1034
Fazla fiyatla ekmek satmak surett-le milli korunma kanununa.muhalefetten suçlu aslen Edirneli. İst. Edlr-nekapı Hatice sultan mahallesi cami çıkmaz sokağında 2 No. da oturur Mehmet oğlu 1908 doğumlu Vahide Özkan hakkında 3005 saydı kanuna tevfikan İstanbul (1) No. lu milli korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan milli korunma K. nun muaddel 31^2, 59/3, 63 cü maddelerine tevfikan «15» lira ağır para cezaslle tecziyesine, ekmek bedelinin müsaderesine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 13. 9. 43 tarih ve 43/930 sayılı karar katlleşmekle Hân olunur. Akşam ga-zeteslle neşrolunacaktır, (7337ı
İstanbul milli korunma savcılığından: İlâm: 945/685
Dükkânında faturasız olarak bulundurduğu manda etini »atmak suretine milli koruıuna kanununa muhalefetten suçlu İst. Fatih Saraçhane cad. 277 No. lu dükkânda kasap İbrahim oğlu 1890 doğumlu Emin Akol hakkında 3005 sayilı kanuna tevfikan İstanbul (4) No. lu milli korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan milli korunma K. nun muaddel 33, 57/8, 31/4, 63 cü maddelerine tevfikan 60 lira ağır para cezaslle tecziyesine, on iki gün. müddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve bu kadar müddet ticaretten menin» ve hükmün katileştiğinden neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 10. 4. 45 tarih v» 45/303 sayılı karar katlleşmekle ilân ilân olunur. Akşam gazetesll® neşrolunacaktır. (7351)
RADYOkaMOK
alınca KİLOLAR tabletler gibi erir.
ilân
Ankara Numune hastanesi baş tabibliğinden;
Mlkdarı Fiatı Tutarı M. Teminatı
Cinsi Kilo Gr. LlraK. Lira K. Lira K. İhale tarihi
Birinci nevi ekmek 33000 adet 25 8250 — 618 75 : 1
İkinci nevi ekmek 19000 o 30 5700 — 427 50 : l 18/6/945 pazartesi kapalı saat 10/30
Koyun eti 32000 1 95 62400 — 4370 00 1 ı 18/6/945 ■ * 10/30
Süt 25000 75 18750 — 1406 25 : •
Yoğurt 18000 90 16200 — 1215 00 ) 18/6/945 • > 15
Sadeyağ 5000 6 70 33500 — 2512 50 1
Pirinç 20000 1 40 28000 — 2100 00 ) ı 19/6/945 salı • 10
Patates 15000 35 5250 — 393 75 ) 11
Toz şeker 8000 1 97 15760 — 1182 00 ) 20/6/945 çarşamba 11
1 — Ankara Nümune hastahaneslnln 945 mali yılı yedi aylık İhtiyacı olan erzak ayrı ayrı eksiltmeye konul-
muştur. Eksiltme günleri hizalarında gösterilmiştir.
2 — Taliplerin kanunun taılfatı dahilinde hazırlayacakları mühürlü teklif mektuplarını muayyen olan
günde eksiltme saatinden l±r saat evveline kadar komisyona vermeleri.
3 — Şartnameler her giin İstanbulda Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğünde ve Ankarada hastahan® idare-
sinde görülebilir. «6665ı.

E
SİROP HEMOGLOBİN TEGE FAZLA KAN ZAYİ ETME HALLERİNDE. KANSIZLIKLARDA, GENEL ZAFİYETTE. HALSİZLİK. TAKATSİZLİKDE KULLANILIR.
Malatya Bez ve İplik Fabrikaları T. A. Ş.
İstanbul Satmalma Bürosundan:
MUKAVVA MASURA YAPTIRILACAK
İsteklilerin bir hafta zarfında büromuza müracaatları Adres: Galata Mumhane caddesi eski Şarap İskelesi sokak Muradiye han No. 16
— İSTANBUL AMERİKAN KOLEJİ — KUZ KISMI ARNAVUDKÖY
Okulumuz kız kısmında yeni öğrenciler İçin
YATILI YER KALMAMIŞTIR
Namzet kaydedilen öğrencilerin genel bilgi bakımından yapılacakolan ■■■■■» giriş İmtihanı tarihi ayrıca İlân olunacaktır.
TASFİYE HALİNDE BULUNAN
ŞİRKETİ HAYRİYE T.U.Ş.
Tasfiye Heyeti Başkanlığından:
Mefsuh Şirketi Hayriye Hissedarlar Umumi heyetinin 14/4/945 tarihli toplantısında 15/5/945 tarihinden itibaren amorti edilmiş beher hisse senedine kırk beşer, amorti edilmemiş hiss® senetlerinin de beherin® ellişer liranın avans olarak İtasına karar verilmiş ve hissedarların ellerindeki hisse senetleri mlkdarına göre müracaat günleri tes-blt edilerek 31 Mayıs 045 tarihine kadar müracaat edenlere tevziatta bulunulmuştur.
Bu müddet zarfında müracaat etmeyenlerin Haziran 945 nihayetine kadar pazartesi vo perşembe günleri Öğleden evvel saat 10 - 12 arasında Tasfiye merkezinin bulunduğu Galata Sigorta hanında 4 Üncü katta 2-4 No, h odada toplanan Tasfiye heyetine hisse senetleri ve hüviyet cüzdanlarını hamilen gelmlerl lüzumu ilân olunur.
Maliye Bakanlığından:
Teminatı
Nav’1_________________________________________________________Lira
İstanbul İçinde kara nakliyatı 150
İstanbul içinde Deniz nakliyata 150
Depo 11® İskele arası nakliyatı 150
Fersude anbalaj kâğıdı satışı 120
Kapak tahtası » 120
Çenber * 13
Yukarıda yazılı muhtelif nakliyât İşleri İle balaj satışla.ı ihale tarihinden aralık 1945 sonuna kadar müddet için ayrı ayrı eksiltme ve arttırmaya konulmuştur. İsteklilerin, hizalarında gösterilen teminat paralan 11® birlikte, karşılaşmak üzere 4. ö. 1945 pazartesi günü saat 14 de Beşlk-taşta Hayrettin iskelesi yanındaki maliye kırtasiye deposuna müracaatları._____(6438)_____________________________________________
Muhasebeden anlar bir memur aranıyor
Bolu vakıf orman işletme müdürlüğünden:
İletmemiz muhasebe servisinde çalışmak iizere bir hesap tetkik memuru alınacaktır. Kendisine 3659 sayılı barem kanununa göre 85 lira aylık ücret verilecektir. En az iki sene muhasebe İşlerinde çalışmış bulunan isteklilerin miisbit k&ğıtlarile on gün içinde işletmemize başvurmaları. (7270)
Yalnız ALEV markalı
ATEŞ TUĞLASI
Avrupa ayanndadır ve emniyetle kullanılabilir. Telefon: 41993 - 22512
AKŞAM
Sene 27 — No. 9563 — Flatl her yerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 2 Haziran 1945
Sahibi: Neemeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
T o prak kanun u
Büyük Millet Meclisinde dün çok hararetli müzakereler oldu
17 nci maddenin tadili için 321 Millet vekilinin imzasile bir takrir verildi
Suriyede vaziyet düzeldi
Ingiliz tank ve piyadeleri
Şam şehrine girdiler
Ankara 1 — Büyük Millet Meclisi, bugün öğleden sonra Reis vekili B Mazhar Germen'ln başkanlığında toplanarak Toprak kanunu tasarısının müzakeresine devam etmiştir. Tasarının birden dokuzuncu maddeye kadar olan kısmı evvelki oturumlarda kabul edilmiş olduğu cihetle, müzakere onuncu maddeden başlamış, onuncu madde hafif tartışmalar ile geçmiştir.
11 inci maddeye itiraz
On birinci maddenin müzakeresine başlandığı zaman Seyhan Millet Vekili B. Ali Milnlf Yegena söz alarak bu maddenin çifçl olmiyonlara da toprak verilebileceğini tasrih ettlğtnl söylemiş, kam ulaştırılacak toprakların çifçl olnuyanlara verilmesi anayasanın 74 üncü maddesine aykırı ve hatalı bir hareket olduğunu söyliye-rek maddenin değiştirilmesi İçin bir önerge vermiştir.
Hatiplerin mütalâaları
Bundan sonra söz alan B. Recep Peker. devlete ait toprakların topraksız çlfçlye dağıtılmasını ve bunlardan artacak toprakların da çifçl olmıyanlara verilmesini İstedi ve 14 üncü maddenin «F» fıkrasını şiddetle tenkldede-rek bu fıkranın bugünkü hukuk anlayışımıza uygun olmadığını anlattı. 1945 yılı ekim ayından itibaren iktl-sabedikn ve yeni sahipleri tarafından doğrudan doğruya İşletllmiyen arazinin tamamen kamulaştırtacağı hak-ı kındaki hükmü ihtiva etmekte olan ) bu 14 üncü maddenin kaldırılmasını istlycn B. Recep Peker, «F» fıkrasına da lüzum olmadığım söyledi.
B. Feridun Fikri Düşünsel söz alarak kürsüye geldi ve Recep Peker'ln sözlerinin çok yerinde olduğuna lşa-| ret ettikten sonra 14 üncü maddenin medeni kanunda ve anayasada yer almış hükümlere aykırı olduğunu söy-llyerek gerek bu maddenin ve gerek «F» fıkrasının kaldırılmasını İstedi.
B. Emin Erlşlrgil, Recep Peker ve Feridun Fikri Düşünsei’ln fikirlerine İştirak etmediğini soyllyerek bir toprağın bir çlfçlden alınarak diğer bir çirçlye verilmesinin adalet ve müsavat esasları baki kaldıkça hukuk prensiplerimize aykırı sayılamıyaca-gını belirtti. Ve muvazaa yapmak İsti- • yen vatandaşlar İçin asıl bu fıkranın hak ve adalet prensiplerine uygun ; düşeceğini, bu fıkranın bugünkü hu- i kuk telâkkilerimize tamamen uygun 1 olduğunu beyan etti. Maddenin aynen ' kabulünü istedi.
Mazbata sözcüsünün cevabı
Mazbata sözcüsü sıfalile söz alan B. Cafer Tüzel, çifçl olmayıp da toprağa muhtaç olanların ancak devlet elin- i dek! topraklardan İstifade edebllcce- : ğim, bu bakımdan B. Ali Münir Ye-genanın mütalâasının doğru olmadığını. 14 üncü maddeyi anayasaya mu-hallf bir mahiyette görmediğini söyll-yerek B. Recep Peker ve Feridun Fikri tarafından ileri sürülen mütalâalara uzun uzadıya cevap verdi.
B Recep Peker tekrar söz alarak.
— Bu fıkranın kabulü vatandaşlar arasında her türlü alış verişi tehlikeye sokar, dedi.
B. Feridun Fikri Düşünsel, evvelce söylediği sözlerinde ısrar etti ve:
— «F» fıkrasını kabul etmekle vatandaşlar arasında şüpheyi ve itimatsızlığı yaratmış oluruz, dedi.
Bundan sonra «özalan daha bir çok Millet Vekilleri 14 Üncü maddenin ve •F» fıkrasının leh ve aleyhinde butundular.
İkinci oturum
Oturuma yarım saat ara verildik- ' (en sonra saat İR de tekrar toplanıl- . di. B. FaİR Ahmet Barutçu maddenin ( sadece devir ve ferağ olunan toprak , kısmını kamulaştırmayı hedef tuttu- j ğunu. yoksa mal sahibinin kendi elinde bulunan kısmını da kamulaştırmayı hedef tutmadığını belirtti. j
(Arkası sahife 2; sütun 5 te)
San Francisco konferansında
Emniyet konseyinin silâhlı kuvvetleri
İngiltere, bütün üslerini Emniyet konseyinin emrine verecek
Londra 2 (Rad.) — San Franclsco-dan bu sabah gelen haberlere göre, 5 büyük devlet temsilcileri bugün bir toplantı yapacaklardır. Emniyet konseyinin emrine verilecek olan asker! kuvvet Üzerindeki görüşmeler çabuk gelişmektedir. Bu arada görüşülen meseleler şunlardır: «Askeri kurmay komisyonu tesisi, silâhlı kuvvetler teş kili, savaş malzemesi ve üsler.
Bir habere göre, İngiltere hükümeti tekmil İngiliz üslerini emniyet kon şeyinin emrine bırakacağını bildirmiştir. Şimdi Amerikalılar da bırakılacak üsleri göstermektedirler.
Mütevelllllk İhtilâfı devam ediyor. San Francisco 2 (Radyo) — Millet-
ler arası teşkilâtının iktisadi ve sosyal konseyinin bir İnsan hakları komisyonunun teşkiline memur edilmesi hakkmdaki Amerikan teklifleri diln akşam İktisadi ve sosyal İşbirliği komitesi tarafından İttifakla tasdik e-dllmlştlr.
Danimarka murahhasları San Francisco’da San Francisco 1 (Radyo) — Aralarında Danlmarkanın Vaşington orta elçisi m. Kauffmann da bulunduğu halde Danimarka delegeleri buraya gelmişlerdir. Delegeler derhal konferansa gireceklerdir.
Sovyet gazetesine göre panik propagandası Amerika gazetelerinde şimdiye kadar görülmemiş nispetler arzediyor
Moskova 2 (AA.) — «Zaferden
dehşet duyan ve panik hav ası yaratanlara» hücum eden İzvestla gazetesi, şunları yazmaktadır:
Amerikan gazetelerinde bu propaganda şimdiye kadar görülmemiş nispetler arzetmektedLr. Bu propaganda, okuyuculara, harbin, geride bıraktığı halledilmemiş meseleleri ve her şeyden evvel Rusya hakkında korku İlham etmiştir. Fakat hakiki durum korkaklar tarafından gösterildiğinden biraz farklı olarak görünmektedir. Amerikan Dış İşleri müsteşarı M. Maclean, Amerikan ve Rus menfaatleri arasındaki İhtilâf hakkında gayri makul ve gayri mesul kehanetleri red
v« takbih etmiştir.
Gazete bundan başka «Bomholm isterisi» nln İsveç'te fazla devam etmesinden doğan İnfiali İfade lle bunu «Korku tafırlH» olarak vasıflandırmaktadır.
Gazete, harb mücrimlerini saklayan Ispanya’ya da hücum etmekte ve şunları yazmaktadır:
Bu memleketler, bizzat kendi mukadderatlarından korktukları İçin yaygaracılık ediyorlar. Geç kaldıklarını, harb esnasında ileri sürdükler! kozları kaybettiklerini ve barışta da bir şey kazaışamıyacaklarını bu memleketlere söylemek zamanı gelmedi mİ?
HAFTA KONUŞMASI
Topa tutulan parlâmento binası
Yazan; Refik Halid Karay Yarınki Akşam'rla
ÖÇLER
KONFERANSI
B. Truman görüşmenin Amerika’da olması muhtemel olduğunu söyledi
Londra 2 (Radyo) — Vaşlngtonda bir basın toplantısında başkan Truman gazetecilerin sordukları suallere cevap verirken şöyle demiştir:
M. Churchlil Mareşal Stalin ve ben pek yakında toplanacağız. Bu toplantı tarihi henüz tesbit edilmemiştir. Fakat bu toplantının belki de Ameri-kada yapılacağını tahmin edebiliriz.
Bir gazeteci şu suali sormuştur:
— Suriye meselesi bu toplantı üzerinde tesir yapar mı?
— Hayır.
— San Francisco konferansı ne zaman sona erecektir?
— San Francisco konferansının ö-nümüzdekl on gün İçinde sona ereceğini sanıyorum.
— Konferansın gecikmesi üç şef arasındaki toplantıyı da geciktirir mi?
— Hayır üçlü toplantı zamanında yapılacaktır.
I Reise, bu ınülâkatın üç büyük şef
Berlin halkına
bir ihtar
Sovyetlere yapılacak her, suikast için elli Nazi idam edilecek
Londra 2 (AA.) — Berlin radyosu, Sovyet makamları tarafından Berlin Belediye başkanlığına tâyin edilmiş olan Arlhur Wernerln bir İhtarını yaymıştır. Belediye başkanı Werner, bu İhtarında. Sovyet asker ve memurlarına karşı yapılacak her suikast için eski nazi partisi üyelerinden 50 kişinin kurşuna dlzlleceğlni bildirmiştir. Slyas! sebepler yüzünden çıkarılacak yangın kundakçılığı vakalarında da aynı tarzda hareket edilecektir. Bu gibi hâdiselerden haberdar olup da bunu polise blldlrmlyen-ler de aynı cezaya çarptırılacaklardır.
arasında mı, yoksa dört veyahut beş büyük devlet arasında mı yapılacağı sorulmuştur. Reis, bu suale menfi cevap vermiş, toplanmaları bahis mevzuu olan üç büyük şefin İngiltere, Birleşik Amerika ve Rusya hükümetlerinin şefleri olduğunu söylemiştir.
Fransız kıtaları kışlalarına çekildiler, Paris hükümeti Ingiliz notasını kabul etti
Londra 2 (Radyo) — Yakın Doğuda vaziyet düzelmiştir. Ortada Şark İngiliz baş komutam general Paget Beyrutta bulunan Lübnan Cumhur başkanlle görüştükten sonra Şama gitmiştir. İngiliz tankları ve piyadeleri Şama girmişlerdir. Fransız kıtaları ateş keserek kışlalarına çekilmişlerdir. Şamda geceleri sokağa çıkmak yasağı konmuştur. Suriyeli Jandarmalar, kümen asayişin kontrolünü el lerine almışlardır. İki İngiliz torpito muhribi Beyrut limanına gelmiştir.
De Gaulle’ün beyanatı
Londra 2 (Radyo) . — General Ds Gaulle dün şu beyanatta bulunmuştur.
— Fransız hükümeti İndinde bahis mevzuu olan şey, mümkün olduğu inkdirde Yakın Doğuda vaziyette Fransa İla İngiltere, Birleşik Amerika ve ihtimal kİ Arap devletleri arasında müsait bir hava yaratmaktır.
Fransız Hariciye Nazırı B. Bldault Birleşik Amerikanın notasına verdiği cevaptan bahsederken şöyle demiştir:
— Hükümetim Suriye ve Lübnanın İstiklâli hakkında verdiği vâldden dönmlyecektir. Fakat Fransa şuna kanidir kİ Yakın Doğuda menfaatlerin! korumağa çalışması Suriye lle Lübnanın İstiklâline aykırı değildir.
Dün akşam Suriye meseleleri hakkında Parlste neşredilen resmi bir beyanat hâdiseleri gözden geçirmekte ve «öyle demektedir; «İngiliz hükümetinin ricasını yerine getirmek niyetiyle Fransız hükümeti Yakın Doğudaki kuvvetlerine 31 mayısta ateş kes emrini vermiş ve bu emir 31 mayıs gecesi tatbikat sahasına geçmiştir.»
Rusya’nın isteği
Londra 2 (Radyo) — Sovyet hükümetinin bir İsteği, büyük devletlerin toplanıp Yakın Doğu meselesine bir an evvel bir hal çaresi bulmalarıdır.
Londra 2 (Radyo) — Moskova radyosunun bu sabah bildirdiğine göre, Sovyet Rusya hükümeti Fransa. İngiltere, Amerika ve Çin hükümetlerine hitapla San Francisco konferansı lle Dumbarton Oks Ahkâmına aykırı olan Suriye ve r.übnandakl vazlye-tin muslihane halledilmesi için bir toplantı teklif etmiştir.
B. Truman’ın beyanatı
Vaşlngton 2 (Radyo) — Reis Truman, gazetecilere hitabederek, Orta Şarktaki vaziyet hakkında M. Chur-chHl ile daim! surette muhaberede bulunduğunu söylemiştir. Reis, Chur-chlllln De Gaulle'e gönderdiği ağır mesajın tesiri altında Fransızların ateş kesmLş olduklarını da İlâve etmiştir. Bu saate kadar Reis, De Gaulle-den hiç bir haber olmamıştır. Reisin gazetecilerle konuştuğu şu ana kadar, bu vaziyet hakkında görüşmek üzere üçlü bir toplantı yapılmasına dair bir anlaşma henüz olmamıştır. Bununla beraber. Reisin düşündüğü-e----------• \
IAcı bir merhamet
Yazan: A. ADNAN . AD1VAR Bugün b?şincl sahifemlzde
Orta Şark İngiliz Başkomutanı* general Paget
ne göre, Amerikan hükümeti böyle bir toplantıya alâka gösterecektir. Reis aynı zamanda Fransa lle Burlye ve Lübnan arasında tahaddüs eden ihtilâfın De Gaulle lle yapmak istediği görüşmeye mâni olnuyacağını da soy lemlştlr. Fakat, Reis bu görüşmenin tarihinin henüz tesbit edilmemiş olduğunu da İlâve etmiştir.
B. Eden’in mütalâası g:
Londra 1 (Radyo) — M. Eden, derhal Londrada yapılacak olan Fran-'ta sız - İngiliz - Amerikan görüşmelerinin Orta şarktaki ihtilâfı tamam!- C le yatıştıracağına dair ûmltvar oldu-.O ğunu söylemiştir. (/)
Müzakereye üç devlet iştirak edecek >
Londra 1 (A.A.) — Bugün Londra- Q) da bildirildiğine göre, İngiliz hükû- Q) metl. M. Eden ve Amerika büyük el-^ çlslle birlikte yapılacak tartışmalara İştlrâk etmek üzere General De gÇ Gaulle'den temsilci göndermesini istemiştir. Başlangıçta bu konuşmala- "O ra, Orta şarkta asayişi muhafaza ve (D Uzak Doğu harbi için muvasala yol-tarım emniyette bulundurmakla mü- q kellef başlıca üç büyük devlet iştlrâk L-edecektlr. Bu üçlü tartışmaların ge-Ç^ Uşmeslle İlgili bulunan daha İlerdeki safhalarda. Suriye ve Lübnan devletleri de konuşmalara İştlrâk edeceklerdir.
Kargaşalık kurbanları
Londra 2 (AA.) — Reuterln Şam özel muhabirinin bildirdiğine göre, sözüne inanılır kaynaklar 31 mayısta, mücadelenin başlangıcından beri en az 500 kişinin ölmüş veya yaralanmış olduğunu kaydetmişlerdir. Ölü sayısı, 100 den fazladır. Şehirde iaşe durumu da güçleşmiş bulunmaktadır.
Almanyanın kontrolü
Komisyon yakında Berlin’de toplanacak
Londra 2 (Radyo) — General Elnsenhover. mareşal Montgomery ve mareşal Zhukov pek yakında Şerlinde toplanacaklar ve Almanyayı 1-dare edecek olan komisyon faaliyete geçecektir.
Almanya İçinde hadlll haberler 1-çln sansür muhafaza edilmiştir-
Amerikan haberler ofisi şu beyanatta bulunmuştur:
«Almanların demokrasi sistemlerini demokrasiye taarruz İçin kullan-
malarına fırsat verilmlyecek böylelikle sulh kaybedllmlyecektir.»
Londra 2 (Radyo) — İkinci İngiliz ordusu elinde tanınmış ve kıymetli 80 Nazi bulunmaktadır. Bunların arasında yüksek rütbeli 13 SS subayı, 8 nazır ve B gauleyter vardır.
Amerikan kuvvetleri dün eski Hamburg gauleyterl Lother Brakenl yakalamışlardır. BLr kaç gün evvel ele geçirilmiş olan viyana gauleyterl Glodoknek İntihar etmiştir.
DİKKATLER:
Yerli ilâçların yokluğu
Ortalıkta bir çok ilâç yok. Avrupa malı olan ilâçların bulunmamasına haydi akıl ersin. Fakat yerli ilâçların bulunmamasına ne demeli? Meselâ morfin yok... Doktorlar yazarlar; bütün Şişli ve civan eczanelerini gezersiniz. Doktorun yazdığını bulamazsınız Ecza depolan ver-mİYormıış.
Türkiye afyon yetiştiren bir memleket olduğu halde yeril malı morfin tüplerinin bulunmaması çok garip.
Hüilkanfre de. zeytinyağı pahalılığından yapılmıyor. Zira maliyetinden eksik fiat konulmuş.
Günler Geçerken
Gene o facia hakkında
Japon sularında Ertuğrul gemisile batmış vatandaşlarımızın sonsuz hayata daldıktan yerden bahseden bir yazımda iyi etmişim de sormuşum: «Bu en uzaktaki Türk mezarına alâka duyan olmuş mudur?» Zira facia hakkında malûmatından faydalandığım (Aylık Ansiklopedi) o faslı «facia kahramanlarına hürmeten Kaşitıozaki fenerine iiç yüz nıetre mesafede Türkçe ve Japonca kitabeyi havi bir âbide dikilmiştir» deyip bitiriyor. Bir zamanlar ziyaret ettiğim Fırat boyundaki Türk mezarını pek acıklı bir halde bulduğum için kendimi tutamamış, bir makale i.’o dert yanmıştım. Bu makale gözden kaçmadı; Süleyman Şah'ın türbesi iki defa, birbiri üstüne tamir edildi. O eski korku ile Japon kayalığındaki Türk mezarının da bakımsız kalmış olması ihtimalini zihnimden atamamış, açıkça sormağı göze almıştım.
Yazıma, beklediğim gibi okuyucularım-cevap verdi. Sayın bir yüksek mimar oraya yeni bir âbide dikildiğini, bir elçimizin çelenk koyduğunu ve bir de Türk - Japon yazılarile gayet nefîl baskılı kitap yayılıp kaza kurbanlarının ailelerine dağıtıldığını bana bildirmek lûtfunda bulundu. Bahsedilen kitabı görmek hevesine kapılmam pek tabiîydi. Derken başka muhterem bir okuyucum haberim olmadan, kendiliğinden onu da getirip verdi. Gerçekten nefis baskılı bir eser... Fakat içindeki malumat baskısından da mükemmel. Öğrendim ki İlk âbideyi ada ahalisi dikmiş; İktncisini Japon hükümeti... Her on yılda bir kendi âdetlerince âbide önünde Japonlarca tören de yapılmaktadır; hattâ 1929 tarihinde Japon İmparatora bu âbideyi ziyaret etmiş, Önünde iğil-mlştir Nihayet 1936 yılında Tokyo Büyük Elçimiz Hiisrev Gerede, Türkiye hükümeti tarafından gönderilen tahsisatla yepyeni bir âbide yaptırmış, açılma töreninde de bulunarak en uzaktaki Tiirk mezarına büsbütün bir Türk âbidesi ruhunu ve mânasını vermiştir,
O halde telâşım lüzumsuz ve şüphem yersizmiş.,. Şu var kİ malûmat kaynağım olan Ansiklopedide bu son âbideye, yapılan törenlere, çıkarılan kitaplara, tmparator ziyaretlerine dair bir bahse raslanuyan her okuyueunıın benim kadar değilse de az çok meraka düşmesi ve üzülmesi İhtimali yok değildi. İşte bu satırları o yazımla büsbütün meraklarını uyandırıp şüpheye düşürdüğüm okuyucularımı aydınlatmak için yazdım. Müsterih olsunlar: En uzaktaki Türk mezarı, en yakınımızdaki bir çok Türk mezarlarından daha bakımlı haldedir.
Refik Halid Karay
Sahile 2
AKŞAM
2 Haziran 1945
-HAFTA SONU NOTLARI-
Halkı içkiden soğutmak için
Îekel bütçesi Mecliste müzakere edilirken içki İlânları da bahis mevzuu oldu. B. Hikmet Buyur içki ilâmlarının pek şatafatlı. hele imrendirici olmalarını İstemiyor. Hattâ gazetelerde okuduğumuza göre bir ilân örneği de Vermiştir. Tekel idaresi hp.lka «Bu sıcak günlerde Teke] birası içerek serinleyiniz» yahut «Kulüp rakısı rakıların (n âlâsıdır» demlyecek •Ey içki düşkünü vatandaş! Nasıl olsa içiyorsun, hiç olmazsa şu saf alkollü İçkiyi nkkımlan!» diyecek.
Binaenaleyh artık bu prenslpe uygun şöyle ilânlar görülecek demektir:
• Altınbaş rakısı çıkmıştır. Al da başına çal!■>
.içeceksen Kulüp rotası iç, belânı çabuk bulmazsın!»
•Naal olsa vücudunu düşünmüyorsun, bari keseni düşün de Yeni rakı iç.»
• Rakının vücutta yaptığı zararları Tekel votkaları da yapabilir. Daha çabuk sızmak istiyorsan votka kullan!»
Tekel’in yapacağı bu türlü İlânlar da halkı İçkiden soğutmazsa tabi! daha müessir çareler aramak lâzım gelecektir

Başka bir çare
JL akat bir arkadaşım içki dûş-
* «ünlerinden hiç olmazsa bLr kısmını içkiden soğutmak İçin başka bh- müessir çare olduğunu Söyleşi. «İçkiyi ucuzlatmalı, o kadar ucuzlatmuiı ki pespaye bir hale getirmeli, çok ucuz şeyi satın alman cuuruna yediremiyen İnsanlar bu suretle İçkiye tenezzül etmezler. Diğer taraftan İçki çok ucuzlayınca herkes İçeceği için sokaklar o kadar sızmış sarhoşlarla dolacaktır ki bu manzara birçok İçki ncveslileri için birer İbret levhası teşkil edecek, çoğunu içkiden lğr endLrecekt.tr.» diyor.
TatbUd hem devlet geliri, hem de şehir temizliği bakımından güç ama faydalı tarafı olmıyan bir fikir değildir.

Aucı polis
’T' ramvaylara takılanlardan J veya tramvaylara atlı yanlardan ceza alan Belediye polisleri ne-
Tiirk - Yunan ticaret anlaşması
Dün An karada iki taraf arasında imzalandı
Ankara 1 — Memleketimizle Yunanistan arasındaki ticaret ve tediye anlaşmaları bugün saat 13 dc imzalanmıştır.
Bu münasebetle heyet balkanımız, Dr. Burhan Zihni San us, Yunan heyetine öğleyin Karplç’te bir ziyafet vermiştir. Bu ziyafette Yunan Büyük Elçisi de hazır bulunmuştur.
Yunan heyeti üyeleri bu akşamki ekspresle memleketlerine dönmek Özere İstanbul'a hareket etmişlerdir.
Yeni anlaşmanın harb durumu do-layıslle uzun zamandan beri inkıtaa uğramış bulunan iki memleket ticari münasebetlerini tekrar kuracağı ve geliştireceği umulmaktadır,
öğrencilerin tatil ayla- 1 rında talebe pasolarile : seyyahat isteği
Yaz tatiline başlayan İlk okullardan, bazıları Milli Eğitim müdürlüğüne müracaat ederek öğrencilerin tatil aylarını iyi bir şeklide geçirmeleri İçin şehir içi nakil vasıtalarında talebe pasolarile seyahat etmelerinin temini dileğinde bulunmuşlardır. İlk okut talebelerinden okulu İle aynı semtte oturanlara gerek tramvay, gerek vapur pasosu verilmemektedir. Bundan başka orta dereceli okulların aynı durumda olan öğrencilerine de paso verilmemektedir. Halbuki mevsim dolayısile aileleri yazlığa taşman talebelerden son sınıfta olanlar, haziran sonuna kadar imtihan dolayısile okullarına gidip gelecekleri gibi auğstosta tekrar başlıyacak olan bütünleme İmtihanları zamanında da henüz yazlıktan İnilmemiş olacaktır. Bu müracaatlerl yerinde bulan Milli Eğitim müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığına durumu bildirecektir. Ulaştırma Bakanlığınca bu hususta talebelere kolaylık gösterileceği ümldedlllyor.
| SELMt.N ESİ FAHRETTİN ARDAN I
Nikahlandılar,
ı__________________1/6/945 I
dense diğer polislere benzemiyorlar. Polisin vazifesi bir suçun İşlenmesine mâni olmaya çalışmak, mâni olaraayıp da suç İşle inmişse «uçluyu yakalamaktır değil mİ? Meselâ elinde tabanca, birini öldürmeye giden adamı polis görse sezdirmeden arkasından gidip suçu İşler İşlemez kanım namına elini omuauna koymaz, daha gördüğü anda bu suçu işlemesine mâni olur. Zaten vezifesl de odur.
Halbuki tramvaylara takılanlara ▼oya tramvaylardan ati iyonlara ceza kesen Belediye polisleri bir kenara gizlenip kim atlıyacak diye bekliyor, adam atlar atlamaz, meydana çıkıp »Ver bakalım cezayı!» diyorlar.
Hele dün Sirkeci meydanına çıkan caddede bir tanesini gördüm. Cidden nerede olduğunu belli etmiyor, bir yan sokakta mahareti» saklanıp gözlüyor, böylece her at* Uyanı yakalıyordu.
Halbuki adı üstünde! Polis «Mâni olucu zabıta s dır. Tramvaydan atlamak lstiyenl görürse ellle atlamamasını işaret edecek, eğer adanı dinlemez de atlarsa salâhiyeti! olduğu cezayı kesecek.
Vazife budar, şayet bu olmasaydı adına Belediye polisi demezler. «Atlı polis» gibi »Avcı polik» derlerdi.
Miikâfatsız bilmece
Geçenlerde yazıda kısaltmalar modasının alıp yürüdüğünden bahsetmiştim. Sayın okuyucularımızdan B- Feridun özen bu münasebetle bana gönderdiği mektupta bir kısaltma şaheseri lütfetti. Gazetelerde çıkan bir D ânın üstünde şu ibareyi görmüş:
(T. H. B. Ü. K. V. H. H. T. T. A
Ş. T. M. dan:)
Bu on dört meçhullü bilmeceyi çözmek için sayın okuyucunun ne kadar zahmet çektiğini talimin edersiniz. Fakat bundan daha şayanı hayret olanı B. Feridun özen'ln filhakika bilmeceyi çözmeğe muvaffak oluşudur. Harfler şu mânaya geliyormuş:
•Tasfiye Halinde Bulunan Üsküdar, Kadıköy ve Havalisi Halk Tramvayları Türk Anonim Şirketi Tasfiye Memurluğundan»
Kendisini tebrik ederim. Fakat bu kadar zor bilmeceleri halleden vatandaşların mükâfatsız bırakılmalarına gönül razı olmuyor.
ŞEVKET RADO
Şirketi Hayriye memurları
Tekaüt sandığındaki paraların tamamı Denizyollarına yatırılacak
Denizyolları genel müdürü B. Yusuf Ziya Erzin kendisi İle konuşan gazetecilere şunları söylemiştir:
— Yeni Denizyolları kadrosu henüz resmen tebliğ edilmemekle beraber bunda memurlar aleyhinde değişiklikler olacağını zannetmiyorum. Bilhassa şirketi Hayriye'nin bize geçmesi İle şehir halkının memur adedini arttırmış bulunuyoruz. Şirket! Hayriyentn eski memulan tekaüt sandıklarının tasfiyesi Bonunda alacakları hisselerin tamamını bize yatırarak tekaütlük haklarından istifada edeceklerdir. Memurların sandıktan alacakları paraların tamamını değil ancak yüzde beşini Denizyolları na yatıracakları hakkında bazı rivayetler dolaşmakta ise de bunun aslı yoktur. Diğer taraftan, memurlardan biri taka udiye parasını bize yatıracağı zamana kadr öliirse, ailesinin te-kaftdiyeden İstifade edip etmiyeceği ciheti de henüz belli değile*,'r. Bu. hukuk! bir mesele olmakla beraber Ailesinin bu tekaödlyeden istifade etmesi lâzım gelir kanaatindeyim. Bu mesele evvelce de bahis mevzuu olmuş ve Bakanlığa bildirilerek malûmat istenmişti. Memurların şirkete olan elbise ve kömür borçlarına gelince: Bu borçlarının tekaüdiye haklarından kesilmemesi lâzım gelmektedir.»
Belediye bankasının sermayesi arttırılacak
Ankara 1 — Belediyeler bankasının sermayesi 200 milyon liraya çıkarılarak imar işlerinin kasabalara kadar teşmili için bankanın mahallî idareler imar bankası haline ifrağa hak kındaki tasan Büyük Millet Meclisi gündemine alınmıştır.
Çay fabrikası
Ankara 1 — Rizede bir çay fabrikası açılmasına karar verilmişti, Fabrika bu yıl açılacaktır; lüzumlu makineler gelmiştir.
Pasifik’le Amerikan ordusu iki misline çıkarılacak Japonların tatbik ettikleri intihar tâbiyesi neticesiz kalıyor
Vaşlngton 2 (AA) — Başkan Tru-man Kongreye gönderdiği bir mesaide Pasifik bölgesindeki Amerikan ordusu mevcudunun iki misline çıkarılacağını bildirmiştir. Bu suretle bu ordu, Avrupadakl Amerikan ordusunun en kuvvetli olduğu zamandan daha kuvvetli olacaktır.
B. Truman’ın kongreye raporu
Londra 2 (Radyo) — Amerika Başkanı Trunıan Kongreye Japon harbi hakkında göndermiş olduğu raporunda şöyle demektedir:
Avrupa harbini 3 milyonluk bir kuvvetle kazandık. Pek yakında Pasifik'te 7 milyonluk bir ordumuz bulunacaktır. Japonların elinde 4 milyonluk bir ordu var ve bu miktar yen! seferberliklerle artabilir,
Japon hava kuvvetlerinin 3000 uçağı var. Japon fabrikaları her ay 1500 uçak çıkar maladırlar.
Japon harb filosu küçük bir parça haline gelmiştir. Ticaret donanması İse eski tonajının dörtte biri vaziyetin dedir.
Japonya'ya karşı topyekûn harb devam edecetir.
Tokyo devamlı surette bombalanacak olan yegâne Japon şehri olmı-yacaktır.
Harb stratejimiz şöy tadil: Düşman kuvvetlerini birbirlerinden ayırmak, sonra onları imha etmek ve mühim kuvvetler toplıyarak umumi taarruza geçmek. Kullanacağımız malzeme ezici olmalıdır.
İngiltere Qufn Mary. Quen Ellza-bet, Aqitanla gemilerini taşıma İşlerimize tahsis etmekle bize büyük yardımda bulunmuştur. Alman gemileri de bu kuvvetleri taşıma İşinde kulla-n ılnuktır.
Japon milletini esir bir hale getirmek niyetinde dîğiltz.
Japonya ile hiç bir ayrı sulh anlaşmasına glrişmiyeceğiz.
İntihar tâbiyesi
Londra 2 (AA) — Reuter: Japon «İntihar stratejisi»/Tün sistemli bir surette genişletilmesi Tokyo tarafından İltizam edilmektedir.
Tito’ya şiddetli hücumlar
Bir Ingiliz dergise Balkanlarda güvenliğin ve barışın tek şartını Tıto’nun uzaklaştırılmasında görüyor
Londra 1 (W — (Reuter): umumiyetle İngiltsrenin resmî siyasetini dalma tenkid etmekle şöhret kazanmış »Nineleenth Century» deTglsl, Mareşal Tito’ya şiddetle hücura etmekte ve şunları yazmaktadır:
Mareşal Tlto tarafından kurulan tethlş idaresi, İngiltere veya Rusya-nın veya her iki devletin müzahereti olmadıkça yaşıyamaz.
Sırbistan'da General Mlhallovich'iıı İtibarı dalma kıymetli^ ve yüksekliğini muhafaza etmektedir. Halk arasında ondan fazla sevilmiş hiç bir insan bulunamaz. Mlhailovlch İle ma-tehek arasında bir anlaşma yapılması pek mümkündür. Böyle bir anlaşma, Sırplarla Hırvatlar arasındaki öldürücü İhtilâfa son verecek ve Yugoslavya’da barış teessüs edecektir.
Nineteenth Century, Tİto'nun asıl gayesinin Almanları kovmak değil, fakat, Yugoslavya’da diktatörlük 1da-
Ispanyol nezlesi
Ingiltere, salgının tekerrür etmemesi için aşı stoku yapıyor
Londra 2 (A.A.) — İngiltere Sıhhat Bakanlığı, geçen harbin sonunda dünyayı kaplamış olan İspanyol nezlesinin bu sefer de tekerrür etmemesi için çok miktarda aşı stokları toplamakla meşguldür. Aşılar dominyonlardan ve Amerlkadan gelmektedir. Bunlar taze yumurtalar üzerinde yapılan kültürlerle elde edilmektedir.
Enflüenza çeşitli mikroplardan gelebileceği için, hekimler, «algının hangi mikroptan geldiğini tâyin ve hastalarını o mikroba karşı muaf kılmak zorundadırlar. Yapılan aşı ancak bir aylık muafiyet kazandırmakta ve salgın uzun sürdüğü takdirde ikinci bir aşı lâzım gelmektedir. Bu hastalığı önlemek veya tedavi etmek İçin yeni aşıların araştırılmasına bütün dünyada devam olunmaktadır.
Londra 1 (A.A) — Bu harbin büyük sırlarından biri daha açığa vurulmuştur. Bu, sîsL dağıtmak için kullanılan mütekâmil bir usuldür.
Vazifeden dönen İngiliz uçaklarının, pisti görmelerine mân! olan sis yüzünden İnişte çok zorluk çekmeleri ve hu kötü görüş şartları sebebile bir çok müna-aalann olması üzerine M. Chorchlll 1942 de İngiliz, fen adamlarından bu derde bir çare bulmalarını istemiştir.
İngiliz bilginleri petrol buharını ısıtmak suretile sisi dağıtmağa muvaffak olmuşlardır. Hava meydanlarının etrafına pipes-lines denen cihazlar yerleştirilmiş ve bu cihazlardaki boruların İçinde dolaşan petrole ateş verilerek elde edilen yüksek hararetle havadaki riitubet fazlası mas-sedllmlştlr. Bu buluş sayesinde 200 metrelik bir sahayı 80 kadem yüksekliğe kadar sisten temizlemek İmkânı hasıl olmuş ve İnciliz bomba uçakları evvelden sis sebebile İnmek İmkânını bulamadıkları meydanlara kolaylıkla inmeğe başlamışlardır.
Japon Haberler ajansı, son günlerde Japon deniz başkomutanlığının yeniden teşkilâtlandırılması işinin, mahza Japon İmparatorluk filosunun muhtelif kısımlarının intihar taktiğine hazırlanması maksadlyle yapıldığını söylemiştir. Tokyonun başka bir haberi de, Japon filosu komut anlığının. sullstü gemllerlle intihar taarruzlarını geliştirmekte bulunduğunu bildirmiştir. Bu sistem, «Kami-katse» İsmi verilen pike uçak hücumlarını ve «Banzal» denilen karşı taarruz «.biyelerini taklbetmektedlr. Bu bakımdan Müttefikler, Japonların kara, hava ve denizden tatbik edilen intihar taktikleriyle karşılaşacaklardır.
Bununla beraber, Japonya ana vatan adalarına indirilecek darbelerde Büyük Britanya deniz kuvvetlerinin Pasifllçte kullanılması ve Japonların İntihar plânlarının Önlenmesi İçin tertibedllen yeni plânlar, Amerikan ve İngiliz amlrallannın Guam’dakl görüşmeleri esnasında hazırlanmıştır.
Nevyorkun iyi haber alan mahfillerinde, Pasifik bölgesi İngiliz deniz harb kuvvetleri komutanı amiral slr Bernard Rawllng’ln hâlen Ouam’da «Kıral Beşinci George» amiral gemisinde yaptığı demeçte, filo üzerindeki kuvvetli havk müfrezelerinin devriye hareketlerine girişmesinin ve kudretli uçaksavar himayesinin çok müessir mukabil tedbîrler teşkil ettiğini söylediğini belirtmektedir.
Tokyo radyosunun dünkü yayımında, intihar taktiğinin, Oklnawa’dakl Amerikan müdafaalarına malzeme götüren yolları kesmeğe muvaffak olamayışını kabul etmesi, Amerikalı deniz piyade kuvvetlerinin Shurl kalesini temizledikten sonra adada -yaptıkları son savaşlarla da kendilerine yol açmış bülunmalarlle teyldedllmlş-tlr. Bundan evvel Naha’ya kadar uzanan ve Shurl ile Yonabaru'yu da İçine alan Japon müdafaa hatları kuşatılmış ve shurl mevzii şimdi tamamlyle çevrilmek ü2ere bölünmüştür.
Reuterfin Guam’dakl muhabiri, amiral Nlmltz karargâhına mensup bir subayın söylediklerini zikrederek, Shurl'de Japonların fitlen İmha edilmiş olduklannı bildirmektedir.
Toprak kanunu
metne taraftar olduğunu ve bu sebepten dolayı hükümetin bu İşler üzerinde sarih bir kanaat beslemediğini bildirerek şöyle dedi :
— JBu hareket gönül ferahlığı veren bir şey değildir. Bu hareketler anayasanın ruhunu rencide eder. Komisyonda aylarca müzakere olunarak kabul olunan ve daha sonra hükümetin de tasviblle son şeklini alan 17 nci maddenin bırakılarak yeni bir çekle sokulması hem İç tüzüğümüze aykırıdır. Hem de memleket menfaatine zarar verir,
Adnan Menderes önergenin mahiyeti üzerinde durarak büyük, orta ve küçük işletmelerin faydalarım anlattı.
Hatip sözlerine devamla kendisinin esas ltlbarile toprak kanununa muarız olmadığını, fakat 50 dönüme kadar kamulaştırmaya muarız olduğunu, Komisyonca hazırlanan 17 nçl maddenin daha faydalı olaacğını söyledi.
Bundan sonra Ali Râna Tarhan söz aldı.
«— Şimdi kürsüden inen arkadaşı-,. mın mütalâalarını dinlediniz. Hazır lanan önergeye be nde imza koydura.LJ Bunun için birkaç söz söyllyccegım.û-Önergenin hazırlanma tarzına çok^N esaslı surette dokunuluyor. Hattâ :-x>-q_ nunda demokrasi esaslarına mugayir O olduğu ifade ediliyor.. Hattâ burada j— kendilerini takyid edecek bir şekilden q de bahsettiler, iç tüzüğe temas el tiler.— Kürsüde konuşma hürriyetinin ne fO kadar geniş surette tatbik edildiğini 320 arkadaş sabırla dinledik. Hürriyet > yalnız bu kürsüde konuşmaktan İba-ret değildir. Bir de düşünme ve tanış- JJ? ma hürriyeti vardır. Bu hürriyeti na-sil imkansız bırakmak istiyorlar? Illîf*-kimsenin bu hürriyeti almağa hakkı >> yokken biz buna sabrettik » _Q
Bu sırada başkan ayağa kalkarak: — «— Arkadaşlar! Nizamname harl-Q. cinde fazla söz söylenmişine müsaade+JS ettiğimden dolayı beni başkanlıktan C0 af buyurmanızı rica ederim» dedi ve (D kürsüden İnmeğe başladı. * >
Bunun üzerine Mecliste (Hayır, ha-'** yır! Görüşeceğiz!n sesleri duyuldu.
Başkan: «Yar m devam edilmek üzere oturumu kapatıyorum» dedi.
cDevam! Devam! Başka r«ıs gelsin!» sesleri ve gürültüler duyuldu.
Bundan sonra Abdülhalik Ren da’ nın Başkanlık makamına geldiği görüldü.
Abdülhalik Renda: •— 13 arkadaş söz almıştır. İsterseniz devam edelim, İsterseniz yann saat onda toplanalım» dedi.
Millet Vekilleri: «Devam! Devam!» diye haykırdılar.
Bunun üzerine müzakereye hararetle devam edildi ve bir çok Millet Vekilleri leh ve aleyhte sbz söyledi.
Abdülhalik Renda: | __Arkadaşlar daha 15 kişi söz al-
_______ ________________—7 w.pazartesi günü saat komisyonda hazırlanan metne muva-15 te toplanmak üzere toplantıya son fakat ettiği halde şimd! yeni bir veriyorum, dedi. Ve Meclis dağıldı.
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
Bunu müteakip Süreyya örgecurcn, Tahsin Balta ve daha bazı Millet Vekilleri söz aldılar.
Mazbata sözcüsü Cafer '/’üatl bütün hatiplere cevap verdi. Maddenin ne demek istediği mevzuu üzerinde durdu. Feridun Fikrl’yc bilhassa cevap vererek bLr babanın kendi elindeki toprağı çocuklarına devretmesi ve bu araziler üzerinde ayrı İşletmeler tesis etmesi gibi hallerde bir müdahale yapılamıyacağını ve bu gibi arazilerin kamulaştırılabUeceğlnl İfade ederek:
— Elverir ki bu arazi muvazaa kas-tllo başkasına devredilmemiş olsun, bu takdirde kimsenin blrşey demeğe hakkı yoktur. Veraset yolile sahip olunan arazinin de kamulaştınlfnıya-cağı maddede tasrih olunmuştur, dedi.
14 Üncü madde Üzerindeki müzakere kâfi görülerek sadtce bazı fıkraların yerleri değiştirilmek suretile aynen kabul edildi. 15 ve 18 ncı maddelerin de aynen kabulünden sonra bir çok itirazlara uğnyan 17 nci maddenin müzakeresine geçildi.
321 imzalı önerge
Maddenin okunmasını müteakip söz alan B. Alâeddin Urldoğlu, memleketimizde toprak reformunu Bağlıyacak olan maddenin 17 nçl madde olduğunu söyllycrek kanunun daha kolay bir şekilde uygulanmasını temin için bir çok Millet Vekilleri tarafından bir önerge hazırlandığım söyledi:
— 321 arkadaşla bu hususu müzakere ve münakaşa ettik. Hepsi ile de ayrı ayrı mutabık kalarak bu önergeyi hazırladık. Takdir yüksek heyetindir dedi.
Bundan sonra söz alan Seyhan Mi'-tei Vekili B. Cavlt Oral, söylediği sözlerin hiç bir zaman toprak sahibi olmasından ileri gelmediğini tasrih ederek:
— Maddenin bu şekilde kabulü İle memlekette 80 - 100 bin çtfçl Şilesinin geçimi tehlikeye girmiş olacaktır, dedi.
B. Cavlt Oral'ın toprak reformu hakkında verdiği uzun İzahattan sonra Aydın Mûtat Vekili B. Adnan Menderes söz alarak önergenin elden ele dolaştırılarak hazırlandığını, 321 imza toplayan bazı Millet Vekillerinin imza sahiplerine ayrı ayrı müracaatta bulunduklarım, toprak kanunu münasebet ile bu kürsüden aleyhte konuşan Millet Vekillerinin dahi önergeye İmza koyduklarını İfade etil ve devamla:
— Arkadaşlar bu şekilde hazırlanan bir önerge miIÜ hâkimiyet esasına ve anayasaya aykırıdır. Bu şeklide bir önerge hazırlamakla bir emri vaki hazırlanmış oluyor. Bunun İçin böyle bir önergenin aieyhlndeyim ve bu önerge memleket için ancak zarar getirebilir, dedi.
Adnan Menderes hükümetin geçicimış bulunuyor.
Yenişehirde cami inşası
Ankara 2 (Telefonla) — Yenişehirde bir cami İnşasını arzu edenler kendi aralarında bir dernek kurmağı kararlaştırarak teşebbüse geçmişlerdir. Derneğin adı: «Ankara’da Yenl-şehlrde bir cam! yapmak kurumu» dur. Cami İçin Kâzım Özalp caddesinde eski Meclis Başkanlığı konağının arkasında bir yu ieçilmlştir. Çalışmalara başlıyan ..emeğin İdare heyeti, B. Tahsin Ka?. .-alp'in başkanlığındadır ve şu zevattan müteşekkildir: Hamdl Ak, İsmail Hakkı Akyüz, Mimar Bedri Togay, AH Naml Özü-gür, Nğşit Toygar, Vehbi Koç ve Naz-ml Balkan oğlu.
resini kurmak. Yugoslavya’yı Rusya’ nın emrine bağlamak ve İngiltere’nin Balkanlardaki nüfuzunu azaltmak olduğunu teyid ettikten sonra şunları yazıyor:
Mareşal Tito bir ayaklanma tehlikesi karşısında bulunmaktadır. Böyle bir ayaklanma halk tarafından memnunlukla karşılanacaktır. Zira Yugoslavya'da, Mareşal Tito’dan fazla halkın nefretini kazanmış tek İnsan yoktur. Ayaklanma, yabancı kıtaların yardımı ile bastırılırsa, gizliden gizliye sürecek ve daha sonra birdenbire patlak verecektir. İngilterenin Balkanlarda muazzam İtibarı, takibetti-ğ! hatalı siyahı yüzünden azalmışsa da, şimdi yeniden yükselmeğe başlamıştır. Yalnız Yugoslavya’da değil, fakat bütün Balkanlarda güvenliğin teessüsünün ve bansın muhafazasının tek şartı, Titn'nun uzaklaştırılması ve gerçekten demokratik bir rejimin kurulmasıdır.
Yeni bir keşif
Sisi dağıtmak usulü bulundu
Bir dolandırıcı yakalandı
Ankara 2 (Telefonla) — Şehrimizde kendisine subay süsü vererek türlü dolandırıcılıklar yapmış olan bir sabıkalı yakalanmıştır. İstanbul’da Be-şlktaşta oturan Sabaha ddln Sualp adında biri olan bu adamm Malatya' da An tep’te ve Ankara'da subay namı altında dolandırıcılık yaptığı dün savcılıkta yapılan duruşması neticesinde anlaşılmıştır. Sabahaddin Sualp tevkif edilmiştir.
Henüz istihkaklarını almıyan mübadiller
Ankara 1 — Mübadele ve tefviz İşlerinin tasfiyesine dair kanun tasarısı Büyük Millet Meclisi gündemine alınmıştır. Bu tasarıya göre, henüz istihkaklarını alamıyan mübadillere İstihkaklarının bin lirası nakden, fazlası için de dört senede itfa edilecek yüzde beş faizli hazine tahvili verilecektir. Bunun İçin hâzinece 2 milyon liralık bir yardım yapılması icabetim ektedir.
Bir Rus heyeti Arnavutluca, gitti
Londra 2 (R) — Bir Rus askerî heyeti dün akşam Kopenhag'a gelmiş ve kıral Clıristlan taralından kabul edilmiştir.
Bir başka Rus heyeti de dün Arnavutlukta Tiranaya vasi! olmuştur.
Verem ile savaş derneği
Ankara 2 (Telefonla) _ Burada Vali B, Nevzat Tandoğan'm Başkanlığında nVerem 11? savaş derneği» adında bir demek kurulduğunu yazmıştık. Dernek adına bir heyet dün Bayan Mevhibe İnönü’nü ziyaret ederek derneğin koruyucu başkanlığını kendisinden rica etmişlerdir Bayan Mevhibe İnönü bunu kabul etmiştir
Ruhsatsız ilâç dâvası
Ankara 2 (Telefonla) — Fazla fiatle ve ruhsatsız ilâç satmakla sanık Yeni Eczane sahibi Sadi Koryak'm milli korunma mahkemesinde devam eden yargılanmasına dün de bakılmıştır İlâcın, fazla fiatle satılmadığı anlaşılmış ve dosya, ruhsatsoz ilâ? satmaktan dolayı asliye ceza mahkemesine verilmiştir
Yargılanmasına tutuk olarak devam edilen Srrli Koryak, tahliyesini İstemiş İse de bu talebi yine reddedilmiştir, _____________
Bir operatör öldü
Ankara 1 — Tanınmış operatörlerimizden Be Şevket Pek, bir kalb krizi sonunda dün vefat etmiştir. ____
Ekonomi Bakanı geldi
Ekonomi Bakanı B. Fuat Sir-men bu sabahki ekspresle Anka-radan şehrimize gelmiştir.
l/fl/1845 fiatlerl
Londra üzerine 1 sterlin Nevyork üzerine 100 dolar
Cenevre 100 İsviçre Fr Madrid üzerine 100 pezeta
Stokholm üzerine 100 kuron ALTIN
Borsa dışında Gulden Re§adiyf
| İngiliz
Külçe (Bir gramı)
5.34
1S2-—
30.323»
12.M7»
»1.1323
53.10
13 4»
43
— • Takvim a —■
Cemaziyel'âhır 20 *ftı«r( VT | İmsak Güneş öğle îsmaj Ak Vatnl K fl.42 3,B*I 4.38 »37 12,00 1.50 I V. 3,16 3.3! 13.15 17 :i >0.34 22.1» jl
2 Haziran 1945
ARŞ AM
Sahlfe a
AKŞAMDAN AKŞAMA
A9kir Ziimrt fabrikasında bir dolaşma
ŞEHİR HABERLERİ
ölü havadisler.,
Evvelki giin şehrin tanınmış (fchsiyetlerik gazeteciler, Haliçte, Karaağaç'da B. Şakir Zümre’ nin fabrikasını gezmek üzere davetli idiler. Ben de aralarında bulundum.
c Harb sanayiinden sulh sanayiine geçmek - gayretini gösteren fabrikada eskiden hava, kara ve Su bombalarının türlü türlüsü yapılırken, şimdi artık bunlann çoğuna hacet kalmamıştır. Yapılanlar da, şükür kullanılmamıştır. Şimdi su tesisatı için borular, rezervuarlar, sifonlar banka kumbaraları, pirinç çubuklar, kapı menteşeleri, mengene, soba, ilh, hattâ Diesel motörleri yapılıyor.
Müessese binalari, üçüncü Selim zamanından beri, harb sanayii için kullanılmış. Şimdi erazi-si 200 küsur dönüm derecesinde genişletilerek B. Şakir Zümre, burasını kısmen kendine mahsus bir bağ. bahçe re ikamet yeri haline de getirmiş. Manzarası geniş, modem köşkünden Halicin fabrikalarla ç?vreîenen dört yanını seyrederken, Nedim’in şiirleri aklıma geldi:
Gidelim serv-i revanim yürü Sâdâbad'e
Buraları artık tamamile bir iş muhiti olmuş. Ve umumiyetle yüreğe kasvet veren gamlı, bakımsız, yeşilliksiz, tozlu bir iş kasabası. B. Şakir Zümre'nin ikamet bölgesi bir vahacı>. halinde kalmış,
{Eski vakanüvislerin yazılan İstanbul tarihini canlandırmakta tesirli oluyor. Bizim bu yazılarımız da il eri kİ asırlarda Haliç tarihini yazacaklara ihtimal vesika teşkil eder.)
Zümrezade’nin fabrikasında şimdi 450-500 işçi çalışıyor. Büyük faaliyet sıralarında işçi yekûnu 800-100Q oluyormuş. Kadın işçi de erkeklere mahsus tezgâhlarda çalışıyor. İyi netice alım-yormuş
Bir gence o ayda vergiler kesildikten sonra, ne kazandığını» sordum. 110-120 arası imiş. Müessese sahibi ayda 240 lira kadar para alanlar bulunduğunu söyledi. Öğle yemeği de veriliyor. Bir rövir var. Yemekhane var. Spor teşekkülü varmış, göremedik. Ücret gündelik hesabı değil parça üzerine veriliyor; böylece randıman fazla oluyormuş. Mües sese beş seneden beri harb için geceli gündüzlü durmaksızın çalışırken şimdi iş müddeti azatmış. Halbuki sulh siparişlerini karşılamak mümkün olamıyor-muş. «Sulh için de harb için çalışıldığı gibi çalışmalı!» düşüncesi dimağa geliyor.
Fakat...
— Türkiyede Diesel motörü yapıldığım hiç bilmiyorduk.
— İlk defa olarak biz şimdi yapıyoruz. Her parçasını yapıyoruz. 12 beygirlik 450 devirlidir. Senede 200-300 tane yapabiliriz.
— Fiati ve Avrupa motörlerile fiat farkı?
Bu suali diğer maddeler hakkında da sorduk; meselâ pek basit sacdan yapılan menteşeler hakkında:
— Avrupa mallan düz ve cilâlıdır. Bunlar, gördüğünüz gibi kanncalı (yani sathı pürüzlü). Karabük malıdır. Karabük demirinin evsafı iyidir. Fakat ha-nrlanmast henüz kemalini pek bulamadı. Elbette bulacaktır.
— Fiat?,.. Fiat?
— Efendim, bunları kendi vasıtalarımızla buraya en ucuz şekilde getirtiyoruz: 80 kuruşa geliyor.
— Hariçteki piyasa?
— Amerikadan İstanbula teslim 18 kuruş. Amerika d a 8-9 ku-nış.
•••
Bu 80-18 farkına rağmen cesa-C timiz tanlmamış olarak fabri-
tdan ayrıldık
(Vâ - NÛ)
Esnaf odası
Dün mühim bir toplantı yapıldı
İstanbul F-gı af odası umumi kâtipliğinde dûn öğleden evvel mühim btr toplantı yapılmıştır. Toplantıda İstanbul Belediyesi reis muavinlerinden B. Rıfat Yenal, İstanbul Milletvekili v« eski Esnaf cemiyetleri baş müra-klbl B. Ferit Hamal, Ticaret odası İdare heyeti reisi B. Abdullah Vahtl, umumi kâtip B. Mahmut umumi kâtip muavini B. Kâzım Yorulmaz ve hukuk müşaviri B. İzzet Şener bulunmuştur.
Belediye İle Esnaf odasının bir türlü mesai birliği yapamadıkları göz önünde tutularak müşterek hareket şeklinin tanzimi üzerinde durulan toplantıda, esnafın himayesi, kontrol ve düzenlenmesi, cezalandırılması hususları da konuşulmuştur.
Toplantıdan sonra bazı kararlar alınmıştır. Bu kararlara göre Belediye İktisat İşleri müdürlüğü ile Esnaf odası, esnaf konusu Üzerinde müştereken hareket edeceklerdir, iktisat İşleri müdürlüğü birinci kısım şefi B. Muzaffer Ak'iln, bir müddet Esnaf edasında meşgul olarak ve Odanın, kanuna göre çalışma şekillerin! görerek Belediyenin esnaf işleri üzerindeki çalışma tarzını tevhide çalışacaktır.
İstanbul Esnaf odası, 16 aydanberi çalıştırılmaktadır. Esnafın sicilleri, adresleri, kazançtan ve durumları Oda tarafından tesblt edilerek tanzim edilmiştir. Belediye, bu malûmattan faydalanacak ve hazırlanan karton, cetvel ve İstatistiklerden birer uüsha almak suret He Esnaf odasının çalışma şekline tamamen vukuf peyda etmiş olacaktır.
Belediye İle Esnaf odasının müşterek çalışmalarına Ticaret odasının da iştiraki uygun görülmüştür. Yakında mıntaka ticaret müdürünün. Esnaf ve Ticaret odaları umumi kâtiplerinin ve Belediye reis muavinlerinden B. Rıfat Yenalln Iştlrâkl İle bir toplantı daha yapılarak Ticaret Bakanlığı maka n İzm ası İle Belediyenin piyasa İşlerinde tam beraberlikle hareket etme İmkânları tesblt edilecektir
Kömür beyannameleri
Kok kömürü almak üzere doldurulan beyannamelerin dağıtılmasına devam olunuyor. Şimdiye kadar yüz yirmi bin beyanname dağıtılmıştır. Haziranın on beşine kadar damıtılacak beyanname miktarının geçen sene kİ tutan aşacağı İleri sürülüyor. Beyanname dağıtma İşinde Etibank İstanbul kömür tevzi ve satış şubesi müdürlüğünün rolü sadece vilâyet kanalı İle gelen taleplerin yerine getirilmesinden İbarettir. Gelen tezkerelerde İstenilen miktardaki beyannameler hemen verilmektedir
İstanbulun yeni sene kok kömürü kontenjanı 60 bin tondan ibarettir. Etibank, kontenjan tutarını yokluk hissedilmeden İstanbula sevketmek için lcabeden tedbiri almıştır. Tahsis edilen kok kömürü miktarı arttırıla-mıyaeağma göre beyanname sayısı geçen senekinden fazla olursa geçen seneld istihkakı azaltmak zarureti hasıl olacaktır. Bununla beraber şimdiden bir şey söylenemez. Soba ve oda sayısına göre ne miktar kömür verileceği beyannamelerin tasnifinden sonra anlaşılacaktır.
* Kauçuk ithali artmıştır. Ticaret ofisinden alınan kauçuklardan yapılan mamuller İçin bazı İtirazlar yapılmıştır. İlgililer, miktarı artan kauçuklardan daha iyi bir şekilde İstifade edilmesi İmkânların] İnceliyorlar.
•fr HaTdekl meyva satışlarına kab-gpnalLardan kurulan bir heyet taralından müdahale edilerek âzami fiat konduğu şikâyet edilmiş ve İncelemeye yapılmıştı. İstanbul esnaf odası. frna.fi koruma bakımından da bu pususu İncelemeğe başlamıştır. İncelmelerden alınacak netice, belediye reisliğine bildirilecektir.
TURAL
ÖKSÜRÜK HAPLAR!
Valinin beyanatı
B. Lûtfi Kırdar ilk öğretim, sıhhi durum, kontrol ve murakabe işleri hakkında izahat verdi
Vali ve Belediye reisi Dr. Lûtf! Kir-darla gazetecilerin her ay yaptıkları toplantı, dün Yıldız bahçesinde şale köşkünde yapılmıştır. Tramvay İdaresinin hazırladığı iki otobüs saat 15 te vilâyetten hareket etmiş, hep birlikte Yıldız sarayına gidilmiştir. Dr. Lûtfi Kırdar günün İşleri etrafında şu İzahatı vermiştir:
İlk öğretim
— Bu yıl İl İçindeki ilkokulların geçen yıldan fazla (geçen sene 5.000 idi, bu sene on bin) mezun vereceği anlaşılmaktadır. Akşam kurslu okullarına kaydolunan öğrencilerin devamları muntazaman kontrol ve tâki bol tınmaktadır.
Köy okulları lçtn hazîneye alt araziden parçalar ayrılmasına ve bazı yerlerde de eşhasa alt arazinin kain ulaştırılarak okullara tahsisine devam olunmaktadır. Önümüzdeki öğretim yılı başında İlimiz emrine verilecek köy enstitüsü mezunlarının vazife alacakları köylerde yeniden okul, ev ve İşlik yapımına başlanmıştır.
Dûn Rumeli Feneri, Garipçe ve Rumeli Kavağı ilkokullarının İnşaatı tamamlandığı lçtn kuşat resimlerini yaptık.
Piyasa ve yiyecek maddelerinin kontrolü
Piyasanın ve bilhassa gıda maddeleri fiatlerinln kontrolün a önemle devam edilmektedir. Mayıs içinde 61 suçlu mahkemeye sevkedilmiştlr. Bu 61 suçlu içinde fındık yağı flatLnl yükseltmeye teşebbüs edenlerle resmi dairelere yüksek flatlerle satış yapmağa kalkışanlar da vardır.
Zeytinyağı satmak İçin her semtte tesblt edilmiş olan bakkallar daimi bir şekilde kontrol altında bulundurulmakta, yağların kaliteleri ve satış vaziyetleri İncelenmektedir, istihsal bölgeleri valiliklerinden gelen malûmat esas tutularak sade yağ yoptancılarının muameleleri, alış ve satış fiatieri de kontrol edilmeğe başlanmıştır.
Et mevzuu üzerinde sürekli bir murakabe yapılmaktadır.
Tifo ile mücadele
İlimizin sıhhi durumu İyidir. Mayıs ayı içinde lekeli mummadan 7 ve kara humma (tifo* dan 9 musap görülmüş. bunlar kadar önemli okrayan diğer hastalıklardan pek az vaka kaydedilmiştir.
Tifo hastalığının mevsim İcabı artmamasını temin İçin tetkikler yapılmış ve İlbaylık umumi hıfzıssıhha meclisi şimdiden alınması gereken tedbirleri tesblt etmiştir.
Alman tedbirleri sayıp bunların derhal tatblkına geçileceğini aöyllyen Vali, sözlerine devamla demiştir ki:
Mahrukat vaziyetine gelince; nisan ve mayıs İçinde şehrimize İstihsal bölgelerinden getirilen mangal kömürü dört milyon kiloya varmıştır. 80 ve 120 tonluk birçok motor de Bui-garlstandan kömür yüklemeğe gitmiştir.
Şehrin her tarafındaki fırınlarda sıklaştırılan kontrollar neticesinde her iki nevi ekmeğin tam evsafta çıkarılması temin edilmiştir.
Mayıs ayında havalar biraz kurak gittiğinden müsait şartlar altında iyi yetişmiş ve başaklanmış olan ekinler sıkılmağa başlamıştır, yağmura İhtiyaç görülmektedir. Şu günlerde kâfi miktarda yağmur yağarsa, normale oldukça yalan miktarda mahsul alacağımızı umuyoruz. Buğdaylar, arpalar ve yulaflar başak bağlamıştır. Yağmur yağarsa hasada haziranın
sonunda, yağmazsa yirmi gün sonra başlanacaktır.
Meyva ağaçlarının ve bağların durumuna gelince; kayısılar sisten biraz müteessir olmuştur. Diğer meyva ve üzüm hasılatının İyi olacağı anlaşılmaktadır. Şile ve Yalova kazalarında tarla farelerlle mücadele devam etmektedir. Yalovanın tarla farelerinden temizlendiği anlaşılmaktadır.
Valinin bu İzahatını mütaakıp Çadır köşkünün önünde hazırlanan büfede davetliler İzaz edilmişler ve bir müddet İstirahat etmişlerdir. Bundan sonra Vali ve Belediye reisi Dr. Lûtfi Kırdar. davetlilerin! Yıldız parkını ve burada Belediyece yapılan tesisatı gezdlrmlştir.
Çadır köşkü, Sultan Azizin katli töhmetlle Mithat paşanın Yıldızda muhakemesi yapıldığı zaman lhtLlât-tan menedilerek mevkuf bulunduğu bina olduğundan, bu tarihi hâdiseyi tesblt etmek üzere köşkün duvarına bir levha konulmuştur.
Gazeteciler, bundan sonra Malta köşkünü gezmişlerdir.
Belediye tarafından çok bakımsız bir halde tesellüm edilen Yıldız korusu, birkaç senelik mütemadi bir İtina İle bugün İstanbulun eşi bu-lunmıyan muazzam bir parkı haline getirilmiş, yollar tanzim ve İnşa edilmiştir.
Yıldız parkında bulunan ağaçlar, İstanbulun diğer hiçbir yerinde bu-lunmıyacak ve cinsleri nadir neviler-dendir. Şimdi Belediye, ağaçların cinsini gösteren levhalar hazırlatarak ağaçlara asmaktadır. Hayvanat bahçesi de muayyen bir kısımda tesis edilecektir. Korunun Çirağan sarayı karşısındaki büyük cümle kapısının Önünde ayrıca bir kır kahvesi yapılacaktır.
Satışa çıkarılan ithal malları
İst. Taşhanda Aziz Fikriğ’e demir menteşe, Taksim Cumhuriyet meydanında Ruşen Safa Fargo yedek akşamı, Taht ak al e Prevuayans handa G. ve A. Baker'e bisiklet iç dış lâstiği, Ankara Ulus meydanı Koç Ticaret’e oto yedek akşamı, Gal. Hezaren cad. Burla Blradcrler’e kösele kayış, elektrik motörü, İst. Rahvancıiar Pandell Voreopulos'a tıpa mantar, Zonguldak’ta Alişan Ahmet Ve Hallt Gûner'e oto kamyon akşamı, Eski şarap iskele sokakta Çukurova ithalâtta beyaz metal, Gal. Karaköy cad. Hüsnü Ar-san’a krezol, İst. Hasırcılar cad. Mor-do Rodrlğ’e mürdesenk, üstübeç, İst. K. Kın acıyan han Farmakon. Kudret Güderen'e peynir mayası. Pandell Vorepolos’a esans, İst. Zlndankapı B ab uncu Z. M- Şakir Mahd. sudkostlk İst. Dilsiz zade han Ulus Boza deposuna İyot rezublln. Gal Manhaylm han Mazhar özyöney’e lzobutll asetat, Yedlkule Kazlıçeşme 8. G So-tlriadis’e boyalı vernik, Gal. Ömer Ablt han İlyas ve Hamal Camgam'a matbaa mürekkebi, Mudanya'da Sab-ri Pozam’a lezar derisi, yılan derisi, İst. Vakıf han Ziya Tamer’e jüt çuval, Beyoğlu Acara sokak terzi Salam on Kova'ya yün mensucat, İstiklâl cad. Çığır Aort. İmet Ünver’e îdin mensucat, İstiklâl cad. Yeni Dünya Aprt. terzi Nizam Ünlü'ye yünlü mensucat, İstiklâl cad Kardeşler Sabrl Üçer’? yün mensucat, İst. Yeni Valide han Fahri Uygurmen’e diril, Beyoğlu Anadolu han Bürhâneddln Büke’ye yün mensucat.
Karaköv’le Taksim arasında
Otobüsler hangi yolu takibedecekler
Tünel seferlerinin, cer kayışının kullanılımyacak hale gelmesi yüzünden tatili üzerine Elektrik Tramvay idaresinin, Karaköy-Taksim arasında otobüs işletmeğe karar verdiğini dün yazmıştık. Bu yeni güzergâhta kaç otobüs Işllyeceği tesblt edilmek üzeredir.
Kara köyden kalkan otobüsler Dol-bahçç - Gümüşsüyü - Ayazpaşa’yı takiben Taksim’? gelecekler. Taksimden tramvay caddesini takiben Karaköye döneceklerdir. Otobüslerin en kısa zamanda seferlere başlaması temin edilecektir. Tramvay idaresinin Isvcçe si parlş ettiği dört otobüsün daha memleketimize gelmek üzere yola çıkarıldığı haberi alınmıştır.
Gelecek olan otobüsler de İsveçten son gelen ve Lşlemeğ başlıyan 24 numaralı otobüs tlplndedir. İdareye otobüslerin her biri 10 bin Ura tutan gümrük rismlle birlikte 70 bin liraya mal olmaktadır. Yeni otobüsün sefer esnasında İçinin çok sıcak olduğu hakkın dakl şikâyetler üzerine tramvay idaresi, otobüsün ön tara file üst pencerelerine yaptığı İlâvelerle bu mahzura bertaraf etmiştir.
Memur ve emeklilere pirinç dağıtımı müddeti uzatıldı
Vilâyetten tebliğ olunmuştur:
Memur, emekli, dul ve yetimlerle dar gelirlilere büyük, küçük ve A. işçi farkı gözetllmekslz'n nüfus başına mart - nisan devresine mahsus ekmek kartlarının (seri numaralan ve yazıları tamam olacakı başlıklarlle ve dar gelirlilere şeker tevziat kart-lannın sağ köşesindeki (A» kuponu İle yapılmakta olan üçer kilo pirinç dağıtma müddetinin 30 haziran 945 cumartesi akşamına kadar uzatıldığı tebliğ olunur.
Yüksek asitli zeytinyağları tasfiye edilecek
İstanbulun İki ayLık zeytinyağı İhtiyacı İçin birer kilodan hesaplanarak 800 ton zeytinyağı ayrılmıştı. Yüksek asitli olanlar tasfiye edilmek üzere Tarlşe verilecektir. Halka şimdiye kadar 3.5 aşitten yukarı zeytinyağı verilmemiştir. Ticaret ofisi depolarında dağıtılmak üzere bir hayli zeytinyağı vardır.
Vilâyetin zeytlnyağlannı Izmire göndererek tasfiye ettireceği, bu yüzden bir müddet zeytinyağı satışlarının durdurulacağı hakkında çıkan söylentiler asılsızdır. Vilâyetin tasfiye edilmek üzere Tarlşe verdiği yağ miktarı 50 ton kadardır. Tarlş bunları İzmlrdekl fabrikalarında tasfiye ettirerek İstanbula geri getirecektir. Haziran ayının sonuna kadar devam edecek olan U harfli zeytinyağı ku-ponlarlyle herkes her İstediği zaman müracaat edeceği bakkalda zeytinyağı bulabilecektir.
Konya Halkevinde İngiliz resim sergisi
Konya Halkevinde İngiliz resim sanatkârlarının eserlerini teşhir eden çok değerli bir resim sergisi açılmıştır. Bu sergi, İngiliz kültür heyetinde temayüz etmiş ressamların 214 e yakın ağaç üzerinde gravür, çizgi gravür, llnol oyma ve litografya resimlerini İhtiva etmektedir.
Sergi muhitte büyük btr ilgi İle karşılanmıştır.
Tiyatromuzun talimatnamesi hazırlanırken________ . _
Bir tiyatro idaresinin halli İle mükellef olduğu güç işlerden biri şüphesiz piyes seçimidir. Hakklyle piyes seçimi yapılabilmesi için evvelâ talimatnamesinde tiyatronun kurutuşundaki gaye sarahaten zikredilmelidir kİ bu vazifeyle mükellef makam tam bir direktif sahibi olsun; sonra bu direktife göre vazifesini yapabilsin. Tiyatroyla meşgul edebiyatçıların kuracakları bir edebi heyetin piyes seçimi zorluklarını gidereceğini zannedenler aldanırlar. Muhtelif vesilelerle tekrarladığımız gibi, edebi heyet mensuplan bir tiyatronun elindeki maddi ve manevi imkânları takdir edemez, yapılabileceği bilemezler. Hattâ, birçok gadret sarfedenltr de yine lâyıkiyie öğrenmek imkânını bulamazlar. Onun İçin reyleri ekseriyetle doğru olmaz.
Bir tiyatronun her hangi bir piyesi temsil edip edenüyeceğinl takdir edebilecek yegâne makam o tiyatronun, bizde zebanzed ismiyle analım, rejisörüdür. Aynı zamanda unutulmamalıdır M bütün dünyada navlma bir edebi heyeti olan ancak bir tiyatro vardır: Com^dle Françalse. Onun âzaları esasen tiyatronun mümessilleri, yani tiyatro sanatının sn yüksek sanatkAlan arasından seçilir. Bu sebepten kimse onların yaptıklarından örnek almaya cesaret edscıemlşttr tl biz edebilelim.
PİYES SEÇİMİ
Edebi heyet—kontrol makamı
Yalnız, bilinmesinin faydalı olacağına kani olduğumuzdan, sırası gelmişken, hükümetten maddi yardım görmesine mukabil Comödie Fran-çalseTn de müdürünün keyfine göre hareket edemediğini, haftada asgari üç ve umumi olarak dört defa klâsikleri oynamakla mükellef tutulduğunu, bütün sene boyunca, her gece bir başka piyes oynıyarâk ve ayni piyesi hafta İçinde üç defadan ziyade tekrar edemlyerek arasız temsiller verdiğini. başka tiyatrolarda muvaffak olmuş yüksek eserleri sahnesine çıkardığını ve her seno edebi kıymeti mümkün olduğu kadar yllksek telif eserler seçerek temsil ettiğini okuyucularımıza hatırlatalım.
Hükümetten yardım gören diğer bir tiyatro da — Odeon — aşağı yukarı aynı şekil d» hareket etmektedir. Bizim tiyatromuzu kuran AntoüiB ilk def* bu tiyatronun müdürü olduğu zaman onun da programı değişik temsiller vermek, arada klâsikleri muntazam oynamak, Yunan va P.omâ
trajedi ve komedileriyle konferanstı matineler vermek, s İçme yabancı eserleri sahneye koymak, genç müelliflere oynanmak imkânını hazırlamak ve bütün bunları yapabilmek İçin de halka hitabeden ve hasılat yapacağı muhakkak sayılan bir piyesi de araya sıkıştırmayı unutmamak olmuştu.
Bu Fransada böyle olduğu gibi aşağı yukarı bütün dünyada d* böyledlr. Tiyatrolar dalma caahall- ihtiyaçları göz önünde bulundururlar. Aksi takdirde yaşıyamazlar.
Piyes Seçimi bir tiyatronun hakikaten en güç İşlerinden biridir. O halde blrz de meseleyi: «Şehir Tiyatromuz yıllık programını hazırlamak üzere nanl piyes ••çc^'Udlrî» mukadder ruahnl sevaptan dıraeafc halle çalışalım.
Buraya kadar araladığı rpı» malûmat gösteriyor kİ plyee seçimi, Ny*te rojıun gayesi bfltta sarahatiyle tayin edllnteda, şimdiye kadar olduğu gibi, yalım reJisOrtn keyfine n «er*
kine bağlı kalırsa, tekrar edelim, yine şimdiye kadar olduğu gibi, kimilen hatalı olur. Senede altı piyes oyniyabüen bir tiyatronun bir Shakespe are'den sonra bir Bern ar d ah a w oynamaya kalkması hata değil de nedir? Misaller istenildiği kadar çoğaltılabilir de. Bu sebepten Şehir Tiyatrosu talimatnamesi, her temsl! senesi İçinde oynanacak eserlerin nevilerini mümkün olduğu kadar sarahatle ve etrafiyle tasrih etmelidir. Mümkün olduğu kadar sarahatle ve etraflyle dedik... Çünkü Shakes-peare’Ln bir şaheserini oynamak sahnemiz İçin bir fayda olabilir. Bunu kabul edebiliriz. Fakat Shakespeare'ln bütün eserlerini oynadık diyebilmek İçin memleketinde bile kolay kolay sahneye konulmıyanları oynamağa kalkmamız gülünç oluyor. Buna İsyan ederin,
En san misalini «Atinah Timon» ve «.Doktorun hatası» nda gördüğümüz gibi birinci ehemmlytt* olmayan iki Ingiliz piyesini arka arkaya oynamak İsa. hiç olmazsa programsız hareket edildiğini ispat eder kİ bu da, o tiyatro mevsiminde oynanacak altı piyesin İkisinin İngiliz piyesi olması hatam bertaraf, affolunmıyacak yeşil bir hata olur,
SELİM NtJZHET GERÇEK (Arkası altın?! sahifede)
Dünyaca tanınmış bir gazetecinin şöyle bir cümlesini görmüştüm: «Havadisler insanlara çok benzerler. Doğarlar, büyürler ölürler.»
Geçen gün, altı sene içinde tarih olan bazı rahmetli havadisleri düşündüm Artık gazete şutunla nnda katiyen rastlıyamadığ-mız bu merhum havadislerden bir ikisini yazıyorum:
1 — Geçenlerde Kumkapıda
bir kahvede bir oburluk musaba, kası yapılmıştır. Öteden beri «İstanbul oburluk şampiyonu- olduğunu iddia eden mobilya tamircisi esnafından Haçik oğlu Karabet iki haşlanmış tavuk, bir tepsi su böreği, üç kilo baklava yedikten sonra bunlann üstüne de 20 bardak ayran içmiştir. Haçik oğlu Karabet’e İstanbul şampiyonluğunu kaptırmak IsLemiyen BalIkesirli Ahmet oğlu Şeref bunît lann iki mislini yiyeceğini söytp lemekte olduğundan müsabak^-gelecek pazar günü aym kahve?'' de tekrarlanacaktır. Diğer taraf^ tan dün köprü başından geçmekte olan iki arkadaştan Ahmet İ.s-q m indeki camekânlar içinde bulu-— nan bir tepsi beyaz baklavayı re-j" fikine göstererek bunun hepsiniCD yiy'P yiyemiveceğini sormuştur.^ İki arkadaş arasındaki iddiaCD üzerine Ahmedin arkadaşı blrj) tepsi baklavayı son parçasında kadar yemek sure t ile bahsi ka->s sanmıştır. -O
2 — Geçen hafta Avrupa şe^O birlerinden birinin geniş caddcle-(D tinden geçmekte olan halk hava^g dan bir takım kâğıtlar yağmakta(ğ olduğunu büyük bir hayretler görmüşlerdir. Etrafa uçuşmak»** olan bu kâğıtları yakabyanlar onlann her birinin en büyük banknotlardan olduğunu hemen anlamışlardır.
Bu havadan para yağmuru bir kaç dakika kadar sürmüştür. Caddeden geçenler paralan toplamışlardır. Yapılan tahkikat neticesinde bu «para yağmurun nun şu suretle yağdığı anlaşılmıştır:
Dünyaca meşhur ve refah yüzünden can sıkıntısı içinde bulunan. ve bundan dolayı seyahat etmekte olan bir zengin oturduğu otelin balkonuna çıkarak, etrafa avuç avuç kâğıt para serpmiştir.
Dolar yağmurunun sebebi işte budar.
3 — Her sene olduğu gibi bu yıl da Fransada ahçılar arasında bir «muvaffakiyet müsabakası,, yapılmıştır Malûm olduğu üzere her yıl Fransada ahçılar, o sene içinde buldukları lezzetli yemekleri, mutfakta yaptıkları büyük keşifleri bu fevkalâde günde or-tava çıkarırlar.
Eserlerini teşhir eden sanatkârlar gibi haklı olarak bunlardan gurur ve heyecan duyarlar.
Bu seneki müsabakalara yüzlerce üstat ahçı iştirak etmiştir. İmtihanların yapıldığı yerde kızaran etlerin, pişirilen yemeklerin nefis kokulan buram buram etrafa darılmakta idi Yüzlerce hindi, binlerce piliç ve en nefis yemeklerin ortaya dökülün sarıldığı bu imtihanda nisirilenTer davetlilere bol bol ikram edilmiştir. Mümeyyizler ağızlarnda dağılan etlere, türlü türlü s-h’elere tatlılara göre not verm’slerd:r
Bıı rahmetli havadisleri havai zannetmeyiniz Hepsi olmuş şeylerdir. Ve avnen gazetelerden konva edilmiştir.
Hakîkaten havadisler insanlara benziyor: ölüyorlar. Fakat yine insanlar gibi verine yenileri doğuyor. Ne yazık ki dozanlar ölenler kadar güzel değil Bilhassa Avrupadan gelenler..
Hikmet Feridun Es
Büyük bir kayıp
Sofyalı oğullarından müteveffa avukat Mustafa Faik oğlu, İnayet Ulukut'un eşi. Adalet, Mehmet, Osman. Reha. Nehlp, Mustafa ve İbrahim Ulukutlar'ın babalan, Halis Öze-ren'ln kayınpederi, diş tabibi Mehmet Rlfat Atarm kardeşi, sabit Selanik Feyzlye mektebi müdürü ve diş tabibi, Vefa orta okulu edebiyat öğretmeni, Yüce Ülkü lisesi müdür muavini. Bakırköy Bezezyan lisesi tarih öğretmeni hâlen Milli Eğitim matbaası tashih bir astı şefi
ABDİ İSMET ÜLUKUT hiç beklenmez bir zamanda tutulduğu hastalıktan kurtuiamıyarak Allahın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi bugünkü 2/6/946 cumartesi gunfl öğle namazını müteakip Teşvikiye camiinden almıp aile kabristanına defnedilecektir. Çelenk getirilmemesi nl rlc* ederiz..
Eşi, çocukları, damadı ve kardeşi
sahile
A Bf A M
2 Haziran 1945

Yazan: OUmptyat 100* metre şam-^fanlarından Harold M. Abrahams
1036 olimpiyatlarında ve 800 metrede ikinci gele» A. G. K. Brownu bir müsabakada birinci gelirken gösteriyor
Koşu ve atlama, yapılan vücut hareketlerinin en. tabiisi olmaaına rağmen, ancak son on sene İçinde atletizm tam mânasile İngiliz mekteplerine girmiştir. Aşağı yukarı 100 sene-denberidir muhtelif şekillerde mektep koşulan, müsabakaları yapılmaktadır; fakat çok defa, sanki atletizmde yapılacak daha İyi bir şey yokmuş gibi, erkek çocuklar için ya beş millik koşular tertibedlllr, yahut da futbol mevsiminin bittiği ve kriket mevsiminin başlamasına henüz imkân olmadığı (ölü mevsim) de ilç haftalık bir gamanı doldurmak için muhtelif sıkıcı ve as faydalı faaliyetler yapılırdı.
Otuz sene evvel bir * Özel okul -Public e School» da bulunuyordum. 1*1 Çocukken koşu ve atlamalarda çok muvaffak oluyordum. Ben İlk sınıflarda iken, ağabeyim Cam-brldge birincilerinden olup İngiltere şampiyonu bulunmakta İdi. Ben işte bu atletizm havası İçinde yetiştim.
Spor faaliyetleri ölü mevsimin sonunda başlardı. Bunları öğretecek antrenör yoktu. Yalnız uzun atlamalarda ( yüksekten atlamak» hakkında tavsiyelerde bulunulur ve bir yarışın »onunda en son hamleyi şiddetli yapmak icabettiği söylenirdi. Koşularda bir mükâfat kazanılmadığı gibi, mek-teplerarası müsabakalar da yapılmazdı. Bütün spor faaliyetleri seneden seneye yapılan smı har arası bayrak yarışları İdi.
Geçen yüzyılın sonundanberi, dünyanın en eski atletik kulüplerinden biri ve bugün belki de geri kalan ye- ı gâne kulübü olan landon Athletic Club. Londrada Stamford Brldge’dekli öze! okullar arasında senelik şampi-1 yonhık müsabakaları tertibederdl. Bu yarışlar birçok bakımdan muvaffakiyetle b aşarı İamanuş ve okullar en İyi öğrencilerinin bu yarışlara İştirak etmeleri hususunda sistematik bir surette çalışmamışlardır. Birinci Dünya Harbinin sonlarına doğru, benim de girdiğim bu okul koşularına iştirak edenlerin adedi, takriben 100 kadardır. İkinci Dünya Harbinden evvelki senelerde yapılan müsabakalara iştirak edenlerin adetleri ise 800 ü geçmiştir.
1920 de meşhur OKÎord ve Cam-brldge Üniversitelerinin beraberce kurdu klan Achfltee Chıb'ün. yardımi-le, İngiliz okullarındaki- atletizmin manzarası tamamen değişmiştir. Bu kuiüp.öğTencilere atlama ve koşuların doğru ve teknik şekilde öğretilmesi için, Britanyanm her tarafına ekipler göndermiştir. Bu hayırlı harekeli diğer kulüpler de takibetmlşlerdlr. Şimdi her sene bir ok defalar okullar arası müsabakaları yapılmaktadır. Amatör Athletic Assoclation tarafından her sene yaz mevsiminde açılan antrenör kurslarına devam eden öğretmenler, genç sporcuların doğru ve teknik usullerle nasıl yetiştirileceklerini öğrenmekte ve tatbik etmektedirler. Çalışmalar yalnız bir kaç şampiyona inhisar etmemektedir. Müsabakaların şampiyonlar yetiştireceği tabii olmasına rağmen. İçinde her öğrencinin de ayrı ahnterinln bulunduğu takım koşuları daha çok teşçt edilmektedir. Meselâ bir çok. İngiliz okullarında, her müsabakadan sonra muayyen bir dereceden fazla puan alan sınıflar mükâfatlandırılmakta-dırlar. Bazı okularda ise (olimpiyatlardaki Dekatlon müsabakalarında olduğu gibi) bütün puanlan mufassal şeklide gösteren bir cetvel vasi t asile her müsabaka sınıflar arasında varılan en doğru neticeler gösterilmektedir, Bu mükemel usul tatbik edildiği müddetçe en kilçûk milsabakaka bile okullar İçin bir mâna ifade etmeğe başlamış ve İlerlemek İmkânlarını »ağlamıştır. Bir koşucu, isterse kaza-
nanın yüzlerce metre gerisinde olsun, isterse onun muayyen mesafeyi, muayyen bir zaman içinde bitirerek sınıfı. için, daha fazla puan kazanmasını temindir.
Geçen h&rbden sonra iyi yetiştirilme ve İşi daha İyi anlama sayesinde okullardan bir çok şampiyonlar yetişmiştir. Bir buçuk milde dünya rekortmeni Sldney Wooderson. İngiltere ve Avrupa 440 yarda birincisi Godfrey Brovrn İngiltere sırıkla atlama şampiyonu ve olimpiyat temsilcisi F. R. Webster, İmparatorluk 100 ve 220 yarda rekotmenl Cyrll Holm.es ve amatör Athletic Association’ın tertlp-ettlğl yürüyüş müsabakasında yedi kere şampiyon çıkan A. A. Cooper hep bu okullardan yetişmişlerdir.
Bugün yapılan istatistiklere göre okullarda atletizm gerek sayı, gerekse kalite İtibarlie çok yükselmiştir. Muayyen mesafeleri muayyen derecelerde yapan sporcuların sayıları çoğaldığı gibi, dereceler de yükselmiştir.
Son 20 sene zarfında bütün memlekette bir çok okullarda pek çok konferanslar verdim. Projeksiyonla verdiğim bu konferanslarda, gençliğin atletizme karşı gösterdikleri yakın ve candan alâkaya, şahit oldum. Sulh devresinde Britanya atletlerinin çok üstün, başarılar göstereceklerine inanım arttı. Şunu da ilâve etmek İsterim kİ harb hizmetleri için yapılan hazırlıkların, genç İngiliz kadın ve erkeklerinin spora olan ilgilerini arttırmak ve kalitelerini yükseltmek hususunda büyük yardımı olmuştur.
BasfiHÎDası
Bugün Ankara’da Fenerbahçe ile Harbiye karşılaşıyor
Futbol federasyonunun senelik faaliyet programına göre, Türkiye futbol birinciliğini kazanan takımla Milli Eğitim kupasını kazanan takım arasında Ankarada Başbakan kupası namı altında sön bir maç ypılmakta ve bu karşılaşmayı mütaakıp futbol sezonu kapanmaktadır.
Mevsimin en büyük maçı olan bu karşılaşma, bugün Ankarada yapılacak ve Türkiye birinciliğini kazanan Harbiye ile Millî Eğitim şampiyonu Fenerbahçe takımı karşılaşacaktır. Fenerbahçeliler perşembe akşamı kalabalık bir kafile halinde umumi kaptanları Zeki Rıza Sporel'ln başkanlığı altında Ankarava hareket etmişlerdir.
Haber aldığımıza göre, Fenerbahçeliler, oyuncularından bazılarıma sakatlığı ve imtihanları dolayısile Ankaraya tam kadrolartle gidememişlerdir. Maç tafsilâtı stattan radyo ile verilecektir.
Beykoz kulübü modern denizcilik şubesi açtı Milli Eğitim kupası maçlarına dördüncü. İstanbul takımı olarak, iştirâk eden ve bu maçlarda temiz oyunlar çıkararak, sporcular arasıda iyi bir İntiba uyandıran Beykoz kulübü eskl-denberl büyük bir başarı gösterdiği denizcilik şubesini daha faal bir hale getirmek üzere Moda'da bir denizcilik şubesi açmıştır. Bu şubenin başkanlığına eski denizcilerden İhsan Ak-dağ, muhasipliğe atlama şampiyonlarından Fahri lyad, doktorluğa Deniz hastanesi dahiliye mütehassısı Sadrl Ertem, kaptanlığa da kurbağalama yüzme şampiyonlarından Tevflk Tan kut getirilmiştir. Muvaffakiyetler dileriz.
[*] Her ne kadar bu okulların mâna itibari! e daha ziyade (Genel okullar* tabir edilmesi daha doğru olursa da, hakikatte tam mânaslle en Özel olan okullardır. İçlerinde en meşhur olanlan. Ktral ailesinin ve çok namlı diğer aile
ELoıı kolleji ile tirıfiği HgrroiD kollejtdtr.
SWİNG YILDIZLAR.!
Sevim - Sevinç
ıı
II
çocuklarının yatiŞİiMûTl
Mr. ChurchUL’in. ya-
Büyük caz orkesirası
Refakati İle KONSERLERİ 0 Haziran SARAY SİNEMASI 2) 8 Haziran TAKSİM GAZİNOSU 21
Yerlerinizi şimdiden Culablllrslniz.
Hollywood’un en
güzel dört kadını
Hedy Lamarr, lngrid Bergman, Gene Tierney, Linda Darnell
Amerika’da çıkan ve çok okunan Look mecmuası, Holly-wood’un en güzel dört kadınını seçmek için bir müsabaka terti-betmiştir. Müsabakaya on binlerce okuyucu lştirâk etmiş ve neticede şu dört artist seçilmiştir:
I —t Hedy Lamarr, 2 — lngrid Bergman, 3 — Gene Tierney, 4 — Linda Damell.
Hedy Laman aslen. AvusturyalIdır, 1015 yılında. Viyana’da doğmuştur. Beyaz tenli, pembe yanaklı, kurşuniye kaçar mavi gözlü, simsiyah saçlıdır. Resmi çekildikten sonra rötüş yapılmasına İhtiyaç göstermlyen yeryüzünün nadir kadmJarından biridir. Meşhur rejisör Max Rein-hardt kendisine: «Dünyanın en güzel kadını>> ismini vermişti.
Güzellik mütehassısları Hedy Lamarr’ın çehresinde ufak tefek kusurlar bulmakla beraber hiç
Ernest Hemingıvay romanlarının mevzularını en heyecanlı vakalardan seçer
İngrid Bergman
kimse yüzünün esrarlı güzelliği-ni inkâr etmemektedir.
Artist on sene ewe] Viyana’da filim çevirmeğe başlamış ve bu filim gösterildiği zaman derhal şöhret kazanmıştır. Yalnız şöhretle kalmamış, bir çok mühimmat fabrikalarına sahip olan bir genç kendisine izdivaç teklif etmiştir. Hedy teklifi kabul ederek evlenmiştir. Kocası ilk İş olarak artistin bir parça açık saçık olarak çevirdiği filmin nüshalarını toplamağa koyulmuş, bunun için pek çok para sarf etmiştir
Hedy, Metro Goldvrin ştrketl-le bir mukavele yaparak Holly-wood’da filim, çevirmeğe başlamıştır. tik çevirdiği «Cezair Sevdalıları» filmlle şöhreti bütün dünyaya yapılmıştır. Artist yedi seneden beri HoIIyroood'da bulunuyor. İlk kocasından çabuk ayrılmış, ikinci defa evlenmiştir.
' - - - •
Hedy Lamarr
Fakat bu izdivaç da uzun sürmemiştir. Hedy şimdi tanınmış artist John Loder üç evlidir. Beş yaşında bir erkek evlâtlığı vardır.
lngrid Bergman — İsviçrelidir, Uzun boylu, koyu san saçlı, pembe beyazdır, Bu da boya sürmeğe lüzum görmiyen ve resimleri rötüş edilmiyen nadir kadınlardan biridir. Ne pudra, ne de ruj kullanmaz. Taze ve çekici bir güzelliği vardır.
lngrid 28 yaşındadır. Dr. Pe-ter Lindstrom’la evlidir, altı yasında bir kızı vardır, lngrid Bergman çok çalışkandır. Vücudu çok sağlamdır. Her türlü sporu yapar. Boyu 1,68 kilo ağırlığı 69 kilodur. Ev erkeklerini tercih ettiğini söyler. Gary Cooper, Spenecr Tracy,' Humphrey Bo-gart beğendiği erkekler arasındadır.
Gene Tierney - Nevyork’ta doğmuştur. Deniz yeşüi gözleri, manolya gibi cildi, kestane rengi saçları vardır. Boyu 1.62, ağır-lığı 51 kilodur. Vücudu çok mun-tazamdır. Genç artist 24 yaşındadır. Oleg Cassini He evlidir ve 1 yaşında bir kızı vardır. Sporu, bilhassa atla gezmeyi çok sever. Gene güzel olmaktan ziyade bü-
de de
Linda Darnell
Amerikalıların bugün yaşayan muharrirleri arasında en büyük romancısı olarak 7rn«t HemLngway tanınıyor. Bunun şöhretinde mühim âmiller vardır. Bunlardan biri şimdi bütün dünyanın vebahusus Amerikalıların hayatı ve zihniyeti üzerinde devamlı tesir bırakan, harb halini ötedenberl tecrübe İle bilmesidir. Birinci Cihan Harbinde cephede piyade eri ve daha sonra sıhhiye otomobili şorörü olarak dört sene hizmet etmişti. Burada gördüklerinden romanlarına mevzular teinin etmiştir
Harb bittikten, topladığı mevzuları kullandıktan sonra Hemingwav esıkl romanları kadar canh eserler vücuda getirecek heyecanlı vakalar bulmakta zorluk çekiyordu. Bunları bulmak İçin yeni bir harb bekliyordu. Beklediği çok gecikmemiş Te İspanyada Birinci Cihan Harbi gibi dört sene süren kanlı dahili harb alevlenmiştir. İspanya dahili harbi milletler arasındaki medeni savaşlara benzemiyordu. İki taraf birbirini imha İçin her türlü şiddet ve kahre müracaat ediyordu. Bunları harb esirlerine ve mecruh ve hastalara İnsani muamele göstermek üzere beynelmilel hukuka riayet ettirecek ahdî kayıtlar bulunmaması bu harbin âdeta v&hşlyane idaresine meydan vermiştir.
Bu vahşlyane muharebelerden mevzu alan Hemiıwwaj’’ın yeni romanları İnsanı çıldırtacak heyecanlarla doludur. Mahaza, İspanyadaki kanlı savaşlar romancıyı kâfi derecede tatmin etmemiş olmalıdır kİ bundan sonra Uzak Şârk’a kadar giderek Çin ülkesindeki büyük ölçüde yapılan ve bin bir maceraya yoi açan kanlı muharebelere şahit olmuştur.
însan kudret ve takatinin âzam! haddini gösteren tecrübe meydanı harbdir. İnsan yüreği ve düşüncesini bütün derlnllklerile öğrenmek için harb kadar tecrübe sahnesi olamaz. Gazete sütunlarında alelâde görünen hâdise ve hareketler bir defa He-mlngway'ın kaleminden roman sah!-felerlne dökülürse, milyonlarca karll sürükleyip götürür.
Büyük bir muharrir ve bütün Amerikanın en İyi romancısı olmasının başka bir hikmet ve sırrı da başka yazıcılarda az bulunan fevkalâde bir meziyetidir: Hemlngsvay devamlı surette kendi kendisini tenkldeder. Bunun neticesi olarak yazdığı her yeni hikâye ve romanda ölçü kabul etmez derecede yeni bir terakki hamlesi yapıyor, Bu İş kolay değildir. Her yen! eserinde başka bir tekemmül göstermek için ne kadar çerin çalışmak ve zahmete katlanmak lâzım geldiği bir defa düşünülsün.
Hemhıgway İlk yazdıklarını bir çok defa tekrar tekrar İşler ve yeni baştan yazar. Bunu kendiri de şu cümlelerle bir eserinde okuyucularına anlatmıştır:
«Yeni bir roman yazdığım zaman ilk. yaptığım İş bundan evvelki bütün yazılarımı tekrar gözden geçirmektir. Bundan aldığım neticelere göre yeni yazımın çerçevesini hazırlamış olurum. Bundan sonra bir yapıcı ustası tuğlaları yerli yerine koyduğu gibi kelimeleri birer birer dizerim. Uzun uzadıya yazarım ve kısa keserek vakit kaşanmağa asla teşebbüs etmem.» Hemlngway’m nasıl çalıştığına bir misal son eserlerinden biri olup Gary Cooper tarafından filime de çekilen «Kilisenin büyük canı kimin İçin ça-
Gene Tierney
yük bir artist olmak arzusundadır.
Linda Darnell - Texas’ın Val-lâs şehrinde doğmuştur. Yan Fransız, yan Amerikan kızıl derilisi olan bir annenin kızıdır. Kara gözlü, siyah saçlıdır. Hol-lywood'da «Kusursuz yüzlü kız» diye maruftur.
Şimdi 21 yaşındadır. Kendisinden 24 yaş büyük olan meşhur fotoğrafçı Peverelj Marley İle evlidir, tçki, sigara kullanmaz, kalabalıktan hoşlanmaz. Hâlâ yaramazdır, merdiven trab-zanlanndan aşağı kaymağa bayılır. Perhize bakmaz, hoşuna giden şeylerden bol bol yer. Boyu 1,62 santim, ağırlığı 51.5 kilodur.

Milşir Redif paşa oğlu, Etlbank muhasebe şeflerinden Zeki Redifin babası. Siyasal Bilgiler okulu müdüril Burhan Koninin kayın pederi, eski su şinkett memurlarından
HALİL B E D İ F bir ameliyatı müteakip Şişil Sıhhat Yurdunda vefat etmiştir, cenazesi 2 haziran 1945 te öğle namazını müteakip Teşvikiye cami-inden kaldırılarak Feriköy aile kabristanına defnedilecektir Allah rahmet eylesin.
SİYAH ÜLKE Çccıık ve Gençlik Romanı şuurlarını geçen çocuklara verilecek en kıymetli hediyedir. Yeni çıkan bu kLtap çocuklarınızın nhlâkmı bozmaz ve okuma zevkini arttırır.
■I Flatı İ 00 kuruş
Yayın yeri: Köprü kitapevi, stanbul üsmhbI
Ernest Hemîngvay
lıyor» romanıdır. Bunu meydana getirmek üzere hiç ara vermeksizin tam on yedi ay çalışmıştır. Bu müddet zarfında bergün sabahleyin saat yedi buçukta yazı masası başına oturmuş ve saat iki buçuğa kadar hiç durmaksızın yazmıştır.
Hemlngway 1898 senesi 21 temmuzunda şimali Amerikanın Illinois hükümeti dahilinde Oak Park’da doğmuştur. Babası doktor ve aynı zamanda ateşli bir sporcu idi. Babası oğlunu kendisi gibi doktor yapmak istiyordu. Anneri ise çalgıcı ve vtolnn-sel sanatkârı yapmak istiyordu. Çocuğu bu yollara sevk İçin baba ile anne ayrı ayrı tazyik ediyorlardı. Çocuk İse ne anasının, ne de babasının istediği mesleğe girmeğe taraftar değildi. Ardı arası kesilmlyen tazyiklere tahammül edemlyerek bir gün baba evini terketmlş ve başını alıp gitmiştir. O zaman henüz on beş yaşında IdL Uzun tavassutlardan sonra ey e dönmeğe İkna edilen çocuk l,Ae tahsiline başlamıştır. Resmi bütiin tahsili bundan ibarettir.
Mektepten çıktıktan sonra Kmısas şehrine gitmiş ve burada intişar eden ve Amerikanın büyük gazetelerinden sayılan Star'a röportaj muharriri olarak girmiştir.
Birinci riiıan Harbi başlar başlamaz Henııtıgway ötedenberl aradığı heyecanlı hâdiselere kavuşmak üzen İtalya cephesine gönüllü piyade neferi olarak koşmuştur. Burada yaralanmış ve dizkapağını kaybetmiştir, Şimdi platin bir dizkapağı taşıyor
1921 senesinde Kanadada çıkan Toronto Star gazetesinin ecnebi memleketler muhabirliğini deruhde ederek evvelâ Fransada, daha sonra İspanyada uzun müddet yaşamış, bu memleketlerin âdetlerini İyice öğrenmiştir. İlk eseri «Üç hikâye ve on şiir u. I 1923 te Parlste yazmıştır.
Bu eser pek tutmamıştır. İkinci eseri ..Zamanımızdaa yı 1925 te neşret-miştir. Bu da pek muvaffak olmamıştır. Fakat 1926 da yazdığı «Güneş böylece doğar» eseri birdenbire kendisine fevkalâde bir şöhret kazandırmıştır.
Bu roman anut ve mütereddit harb sonu neslinin bir hal tercümesi olup bunun sefahet hayatı muharrir tarafından merhametsizce ve çok isabetli bir surette tasvir edilmiştir.
OLAY Mecmuası alınız!
5 Renk üzerine baskı
34 artist, karikatür ve muhtelif resim
24 muhtelif mevzuda yazı
Sinema dünyasından haberler
24 sahife 25 kuruş
B ü O Ü N
SÜMER sinemasında
1 - CENNET ADALARI
Havay adalarında bir aşk mulskl filmi
2-Bahar Kızı
Aşk ve macera b——

BEŞİKTAŞ BAHÇESİNDE®®^
H Yarın gündüz i
ferna 11 DilmbüllüB tekmil kadroslle I
Sahrlye Tokses 1
AFACAN ■
Varyete.
Yarın, akşam ■ fakstın Altuıtepel Tel: 82900 I
Acı bir ziya
Mülkiye b&ş müfettişi Emin Refik ve İzmir Milli Korunma . baş kontrolörü Fuadın babaları tümamiral Cc-vat ölmenin eniştesi, kurmay albay Sırrı, makine monitörü Macldln kayın pederleri, İstanbul ve Konya hukuk fakülteleri sabık müdürlerlndeü muallim
(HÜSEYİN REFİK KIRIŞI dün sebah Beşlktaştakl evinde vefat etmiştir.
Merhum, irfan hayatımızda yarım asırdan fazla memlekete binler çi genç yetiştirmiş, fazilet Vö LrfiuıiU herkese kendini sevdirmiş bir nadlra hilkatti.
Cenazesi sevenlerinin ve Dorüş&ap faka okurlarının göz yaşlarJle kaldfi rılarok Binanpaşa camisinde nama® ini ımp Yayhyaefendl hatlıesin ddfl hususi maksuresine defnedllmiştlr.
Maarif münteslplerlne evlât ve l9r allûkatma başsağlığı ve meıhunil rahmet ye mağfiret dileriz.
'I
Acı bir merhamet
Büyük Alman romancısı şimdi Amerikalı — Dünya gazetelerinde çıkan bir makale — Almanların kabahati — Kehanetler — Kabiliyetsizlik merhamete lâyık mıdır? — Terzil olunan dalkavuk mütefekkirler — Kepaze olan felsefe — Acı bir merhamet
Uyeti Alman milletinin kütlesinin omuzlarına nen apaçık bir fenalığı ayırdede-memek kabiliyetsizliğinin bugün bir cinayet teşkil ettiğini ve her vakit için bir cinayet kalacağını ilâve ediyor. Thomas Mann bu kabiliyetsizlikle ve her gün yeni bir heyecan beklemek hırsile Nazizm mabedinde «şarap yerine dökülen kan, kadeh yerine kınlan kafalar» ın hesabını soracak olan Avrupa ve Amerika milletlerinden Nazizm ile Alman milleti arasım keskin bir çizgi ile ayırmalarını istemek mümkün olmadığını da söylüyor. Ona göre eğer tarihî bir mahiyet gibi bir Almanya varsa mesuliyet denilen bir şey de vardır. Madem ki Hitler’ler, Himmler’ler bu faciayı yalnız başlarına başaramazlardı; madem ki onlara bütün Alman kavmi yardımcı oldu, o halde millet de lozoflardan psikolojiyi psikoloğ- mesuldür demek İsteyen muhar-lardan okumağı tercih ederim.1 rir diyor ki:
— ' ' ' Mann’rn (Bu akıbetten memnun olmak mı?
! Evet, bizi memleketten süren, İnsanlık haysiyetini kıran felsefenin kepa-ee olduğunu görmek, Alpıan milliyetçiliğinin en kaba bir şeklini İstismar I eden, İsterik bir sahtekârı, menfur bir palyaçoyu kurtarıcı gibi göstermeğe ı uğraşan dalkavuk, zayıf dlmağiı mütefekkirlerin kazığa bağlanarak teşhir ve terzil edildiğine şahldolmaktan elbette memnun olduk.*
Artık müellife göre Almanca yazılan her cümlenin arkasında manen kırılmış, kendi tarihi önünde yokolmuş bir kavim beklemektedir. İşte bundan sonra eline kalemi alan her Alman muharriri cümlelerinin, kelimelerinin arkasında bu bedbaht hayali seçecektir.
Thomas Mann Almanya denilen makınalaşmış romantizmin bütün dünya için bir belâ, bir musibet olduğunu, bu ruhi haletin silinmesi için her türlü tedbirin caiz görüleceğini, bilhassa hürriyet kelimesinin mânasını asla anlamamış veyahut ancak başkalarını esir etmek İçin ser-beslik mânasına almış olan saldırgan Almanyanın göçüp gitmesinin muhakkak surette gerektiğini söyler.
Vakıa Th. Mann bu hükümleri vermeden evvel şimdiye kadar hiç görülmemiş bir genişlikte ahlâkî, mânevî. askeri, İktisadî İflâsla beraber gelen bu çöküntüden aldığı haz derecesinde bir de merhamet duyduğunu söylüyor. Ne acı merhamet. Memleketi, sonunda mutlaka kaybedeceğini kendisinin de söylediği müthiş bir harbe girerken tıpkı batacak gemiyi ilk defa terkeden-ler gibi tabiiyetini değiştiren bu büyük müellifin vaziyetine düşen Italyan, Ispanyol ve diğer milletler- ricali ve münevverleri dç vardı. Onların arasında tabiiyetini değiştirdikten sonra kendi milletini baştan başa mesul tutanlar ve sonra karşısına geçip onun haline acıyanlar pek nadir ' olsa gerektfr. Eğer Th Mann ce-I bine yeni pasaportunu yerleştir-ı meden Almanya için, bilhassa j kendi dediği gibi Alman ruhu. *’----- Alman sözü İçin
»merhamet duysaydı bu duygusu rlnha Irndar «.«di vp .vvlmli
Almanların Thomas Manrt adlı meşhur bir romancısı vardı (merak etmeyiniz bu zat ölmüş değildir: vardı dediğimin sebebini şimdi an Uyacaksınız), Yazdığa romanlarla bilhassa sosyal demokrat Alman Cumhuriyeti zamanında meşhur o'muş ve hattâ Nobel mükâfatını kazanmıştı. Bu zat Naziler iş başına geçince memleketi terk ile hür diyarlarda dolaştıktan sonra. 1938 de Amerikaya gidip 1939 da Amerika tabiiyetini istida ederek Al-m Anlıktan çıkmıştır.
Büyük bir romancı olduğunu söylerler. Bir ara bana pek aşk ve şevk ile tavsiye olunan Zau-berberg adlı romanını okumağa çalıştım; fakat bu romanın ağır bir dille yazılmış bir felsefe ve psikoloji denemesi olduğunu görünce nihayete kadar okuya-mamıştım. Çünkü felsefeyi fl-
Bundan dolayı Th, eserleri hakkında en küçük bir, fikrim bile o'duğunu iddia ede-, meni.
H?r ne ise işte bu zat geçen mart ayında Almanyanın çöküntüsü üzerine The End başlığile! bir makale yazmış ve dünya matbuat meydanına salmıştır. Makalenin asimi görmek kısmet olmadı. Ancak Amerikada çıkan Frce VVorld mecmuasından ya-Dilmiş bir İngilizce hülâsasile I.e Monde İllustrâ’de basılmış bir Fransızca hülâsasını görmek kabil oldu. Her iki hülâsa da aşağı yukarı biribrine benziyor. Makale şu cümle ile başlıyor:
«Zamanımızın en menfur canavarı olan nazizmin defteri dürülüyor. Nazi rejiminin daha ana rahminde iken alnına kazılmış olan bu âkıbet hiçbir gören gözden gizli olmadığı gibi, ne kadar sürerse sürsün, günün birinde kârının bn suretle tamam olacağı da malûm İdi.»
Makale muharriri, bu âkıbet eğer ya'nız rejime münhasır kalıp da her şeye çarçabuk inanı-cılığımn, aldatılmağa düşkünlüğünün, salaklığının (Abâtisse-ment — besottediness) ve siyasî muhakeme yokluğunun neticelerine göğüs gerecek olan bedbaht millete de şamil olmasaydı daha sükûnla ve memnuniyetle karşılayacağını söyledikten sonra kendisini İçinden çıkarıp atan cemaatin sefaleti, azapları İçin çektiği elem ve gamın o cemaat İçin asla dilemediği bu ıstırapları bastıracak kadar büyük olduğunu ifade ederek sanki kendisinin intikamcı olmadığını termek İstiyor,
Mamafih bundan sonra kalenin kehanet tarafını, demedim miydi dediğim gibi beylik sözlerden İbaret olmakla beraber, (bu beylik sözlerden kendini kurtarmak her yiğidin harcı olmadığından bu hususta müellifi mazur göferek) geçersek dikkate lâyık olan şu cümleye taslarız:
»Bu milletin kör körüne bir İnanca bağlanmak, fenayl İyiden ayırdede-memek kabiliyetsizliğine karşı mer- -
ham etin muvafık bir his olacağından 2,nı^n *,*crh şüphe ederim.» ’ * ‘ „
Bu sabık Alman büyüğü, şim- daha ne kadar asfl ve sevimli dİ bu şüphenin her vakitkinden * olurdu...
daha kuvvetli olduğunu, mesu- A. ADNAN . ADTVAR
gÖ«J-
ma-
ben oldu
Hatayda sıcak dalgası geçti
İskenderun 1 (Akşam» — tkı gün-ı. enberi devam eden ve gölgede 38 dereceye çıkan sıcak dalg&aı geçmiştir. Bugün sıcaklık 33 derecedir. Mahsulât maktan zarar görmüştür.
İstanbul atletizm bayramı seçmeleri
Ber sene tekrarlanmakta olan İstanbul Atletizm bayramı mOsabaka-larının seçmeleri yarın saat 10 da Fenerbahçe stadında yapılacaktır.
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR
Genç kadın sabaha kadar kocasını beklemişti, fakat
Konağın penceresinde., — Şimdiki sağlık müzesi — Sultanahmet meydanında sabah — *Al fu süpürgeyi eteği beline topla» — *19 tuncu asır» muharriri — Avrupaya götürülen damat — Sadullah paşa ve İhsan bey — istanbuldan Berline — 19 yaşında hayatı kırılmış hisli bir kadın Nigâr hanımın salonu.
Nigâr hanım, Sultanahmetteki konaktan sedye ile ve bitkin bir halde Büyükadaya gütürülüyor.
r
şimdiki, Cuğaloğlunda gördüğümüz «Sıhhiye müzesi» o zaman şair Nlgâr hanımın kayınbabası Hacı Salih efendinin konağı İdi. Nlgâr hanımın odası en üst katta bulunuyordu.
Sabahın pek yakın bir zamanı. Hattâ ilerideki Sultanahmet meydanında koyu gece karanlığı yavaş yavaş alacalaşıyor. Nlgâr hanımın pencerelerinde ışık var. Genç kadın sabah yaklaştığı halde henüz yatmamıştır. Temizliğine pek meraklı olduğu yatağı bozulmamıştır bile. Kocasını, ıhsan beyi bekliyor.. Lâkin genç adam hâlâ ortada yoktur.
Netekim henüz iki senelik gelin olan Nlgâr hanım bir ve ondan evvelki gecelerde böyle sabaha kadar kocasını beklemiştir. Fakat beklenen gelmemiştir. Hattâ genç kadın bazan bütün bir hafta kocasını boş yere beklemiştir. İhsan bey eve uğramamıştır:
Sabah aydınlığı içindeki Sultanahmet meydanını yüksekteki penceresinden seyreden genç şair kadın şöyle düşünüyor: Acaba evlenmek ve bir kadın İçin evlilik saadeti, gelmlyecek olan bir erkeği gebelerce sabahlara kadar beklemekten ibaret midir?..
Artık dışarıda horozlar ötüyor. Minarelerin uçlarında ilk gün ışıkları belirdi... Yatmak lâzım!..
Yatağa girerken bununla kocasının tlç geceden beri eve uğramadığını düşünüyor.
şiirimize en hisli ve en «Kadın» sa-hlfeierl hediye eden Nigâr hanim evlilikte hiç mesudolmamış bir kadındır. Sebep?.. İhsan bey kendisini severek ve büyük ısrarla alnınmış mı İdi?. Onları yakından tanıyanlar kan ve kocanın arasındaki bu vaziyeti çok İyi tahlil ediyorlar:
— Onlar büyük bir İnkılâbın nesilleri İdi. Tanzlmatın üzerinde tesiri büyüktü. Nlgâr hanım Tanzlmatın ruhunu çok İyi anlamış bir kadındı. İhsan beğe gelince o Tanzlmatın ruhuna değil, yalnız şekline meftundu, yeniliği, modem hayati Beyoğlunda, eğlencede, zevkte görüyordu.. Haddi zatında hiç fena bir insan değildi. Lâkin hayati bir yaz günil buzlu bir şerbet gibi İçmek istiyordu. Eğlenmek, gününü gün etmek... Zevk... Ve BeyoğluI.. Esasen çocukluğundan beri hiç bir arzusunun yerine getirilmemesine alamamıştı. Vapurda gördüğü genç kızı İşle almıştı. Bir sene, bir bucuk sene pek mesut görünmüştü. Fakat sonra yine eski âlemlere, arkadaşlarına ve Beyo&Iun» dönmüştü. »
Kalb tarafı son derecede İyi bir İnsandı. Belki Nlgâr hanım kadar hassas olmıyan bir kadın bu açık elli, alabildiğine eğlenmesini seven bir erkekle bedbaht olmıyabitlrdl. Fakat Nlgâr hanım?., İmkânı yokl.
Netekim evlilikteki talihsizliği sinirleri üzerine de tesir etmeğe başlamıştı. Çok asabi olmuştu.
«Al şu süpürgeyi..»
Sonra Nlgâr hanım, bu 14 yaşındaki hasta denilecek derecede hassas kadın bizim eski evlilik telâkkilerimizin bazı garip tarafları He mücadeleye mecbur olmuştu. Meselâ konakta en az yarım düzüne genç cariye İşe başladıkları zaman ana da:
— Al bakalım şu hasır süpürgeyi eline... Konakta temizlik var bugün I.. Eteklerini beline topla... deniliyordu.
O süpürgeyi eline almadansa. Avni elle masasının başma geçip Efsus ve «Aksi sada« gibi şaheserler çıkarmağı, güzel resimler çizmeği, piyano çalmağı terdin ederdi.
Netekim ki böyle yapmakta idi.
Belki bütün bunlara da tahammül edecekti. Pakat kocasile, hakkında bir çoic dedikodular çıkan «L» adında bir hanımın da İşi pişkinliğe vurop elini kolunu sallıya »anıya eve gelip gitmesi bedbaht gelini büsbütün sinirlendiriyordu.
Bütün bunlar arasında hakiki bîr mdek olan kayınbabası Hacı Salih efendi ancak ona teselli ediyordu. Oğlunun gecelercö eve gelmemesinden Hacı Saitli efendi âdeta yerlere geçiyor, gelininden mütemadiyen ötrflr diliyordu. Sair Nlgâr hanımın da Bu muhterem adama hürmeti pek büyüktü. Hattâ kocasından ayrıldığı soman bile bu hürmet katiyen aksilme* den devam etmişti.
işin, dikkate değer tarafı T&nzimaH minifthımn yalnız (ekil tarafına ba£«
•■>‘5
O zamanki tuvaletlerde, Nigâr hanım ve bir arkadaşı [Nigâr hanımın üzerinde üstü gayet sanatkârane yazılarla kaplı bir “' vardır]
lkılâp telâkkisini şiire sonmuş olan *19 uncu asır» şairi genç kocaya hakiki Avrupalılığı yerinde, Avrupa'da anlatacaktı.
Fakat İhsan bey Berikide çok kalmadı. Canı sıkılmıştı. İstanbul, kendi muhiti dah eğlenceli geldi. Berlin'de kendisini fazla sıkmak İstemedi. Her şeyi bırakıp döndü.
19 yaşında ayrılış
Berlin'den dönüş genç adamı büsbütün arkadaşlarına şevketti. Artık geçimsizlik son raddeye gelmişti. Bütün bunlar Nlgâr hanımın o derece sıhhatini bozuyordu. Cağaloğlundakl konaktan bitkin bir halde ve sedye IJe Büyük adaya götürüldü. Tever-rümden şüpheleniliyordu..
Nihayet Silenin büyükleri de İşe karışmak mecburiyetinde kaldılar. Bu İş, bu tarzda yürüyemezdi. Nlgâr hanım tarafının şerl mahkemeye müracaatı üzerine ayrılış karan alındı.
Evlilik hayatına lüle lüle saçları İle kırlangıçları kovjılıyaralc ve bir çocuk olarak, giren Nlgâr hanun, dulluk, yalnızlık dünyasına adımını attığı vakit de on dokuz yaşına henüz yeni basmıştı.
Babasının konağına dönünce bu 19 yaşındaki güzel kadın bu kadar gençliğine rağmen derhal mükemmel bir ev sahibi oldu. Küçüklükten beri misafir ağarlamak, kalabalık salonlar İdare etmek meziyetini kazanmıştı.
Baba evine döndüğü zaman artık annesi dünyada değildi. Ev sahibesi kendisi olması lâzım geliyordu Memleketin en münevver tabakasının kaynaştığı bu salonlarda, 19 yaşındaki bir genç kadının ev sahlbellği yapması da oldukça mühim bir mesele İdi. Fakat Nlgâr hanım bunu hiç yadırgamadı, İşte «Şair Nlgâr hanimin salonu» diye edebiyat tarihimize girmiş olan toplantıların başlangıcını buradan almak lâzımdır.
Nlgâr hanım bir yandan da edebiyat şöhretini gittikçe yükseltmekte İdi..
elbise
lı olan genç damat bütün bunları, bilhassa «Gece hayatı» m. ileri, Avrupai bir hareket diye yapıyordu.
Bu vaziyet karşısında damada Av-rupanın katiyen böyle olmadığını, hakiki İleri hayatın başka şekilde olduğunu yerinde gösterilmesine karar verildi. İhsan bey Avrupa'ya gönderilecekti. Hâdise şöyle oldu:
Sadullah paşa
Tanzlmattan sonra edebiyatın en maruf simalarından olan ._18 uncu asın müellifi Sadullah paşa Nigâr hanımın kocası İhsan beyin büyük eniştesi İdi. Sadulah paşanın Lâmartinden tercüme ettiği Gül manzumesi ve hâlâ dilimizde dolaşan darbı mesel gibi beyitleri. Avrupa'dan Ebtlz-zlya mecmuasına yazdığı seyahat mektupları ve son derecede Heri fikirleri, İnkılâpçılığı meşhurdur.
Abdülhamld'den önce bir müddet Sultan Muradın baş kâtipliğini yaptığı için Kızıl Sultan kendisinden pek kuşkulanırdı. Bu hakikaten kuvvetli 1 muharriri ve şairi memleketten uzak-laştıımak için Berlin ve sonra da Viyana sefiri yapmıştı. Sadullah paşa Viyana sefiri lktn orada havagazı musluklarını açık bırakarak İntihar etmiştir.
Bu hareketinin sebebi de memleket hasreti İdil. Gerek Berlin ve Gerk Viyana sflrl İken bir kaç kere raezu-nen İstanbul'a gelmesini saraydan istemişti. Abdülhamld ise. bir kaç gün için bile, onun İstanbul’a gelmesine katiyen razı olmamıştı. Yer değiştirsin ve oyalansın diye Berlin'den kendisini Vlyana'ya gönderirken dahi İstanbul'a dönmesini istememişti.
İşte Sadullah paşayı hayatından bıktırıp da Viyana sefaretinde havagazı musluklarını açarak çılgınca bir harekete sevkeden de bu derin memleket hasreti idi.
Sadullah paşa İstanbul'dan Llk defa olarak Berlin'e sefir olarak giderken Nlgâr hanunm kocasına, yani İhsan beye:
— Beraber gideceğiz. Ve siz orada hakikî Avrupa’yı hakiki ikılâbm ne demek olduğunu göreceksiniz... dedi.
Nlgâr hanım ve İhsan bey de buna razı oldular. İhsan bey Berlin sefareti kâtipliğine tâyin edildi. Zaten dil bilir, iyi giyinir, terbiyesi yerinde, esprili bir zattı. Yakışıklı İdi de.
Nlgâr hanım İstanbul'da kaldı. İhsan bey. büyük eniştesi Berlin sefiri, adullah paşa İle birlikte Bc-rlln’e hareket, etti. 18 uncu asrı ve o zamanın
HIKMET FERİDUN ES
rfftasa lambaları, duvar * 'baran abajurları utuledan erenin en büyük fabrikalar-nden biri olan
pİTlSi&SOW
■tÇurklyllfln sipariş kabulüne baj/aJ mûfbariUrbnisa mımnunîyetlt bildiririz.
MÜZİK:
İstanbul yaylı sazlar orkestrası oda müziği konseri
c. o
S2 (D >
O
P
Elektrik kulübü Bursada-ki maçları kazandı Yeni bir teşekkül olmasına rağmen son zamanlarda spor sabasında büyük başarılar elde eden Elektrik kulübü, İki maç yapmak üzere gitmiş olduğu Bursada birinci maçında Me-rlnossporu 2-0, İkinci maçında Acar İdman'ı 3-2 kazanmıştır.

J
23. 5. 1945 çarşamba akşamı Şehir Tiyatrosu dram kısmında (Gerhardt) kuartetini takdim eden İstanbul yaylı sazlar orkestrası mevsimin son konserini oda müziğine ayırmış bulunuyordu. Birkaç ay önce hususi bir konserinde bulunduğum kuartetten (Akşam) da bahsederken değerli elemanlardan kurulan bu topluluğun aynı hızla yolunda devam etmesini dilemiştim. İstanbul yaylı sazlar orkestrası kadrosunda mümtaz bir yer İşgal eden kuarteti bu konserinde de başarılı buldum. Ancak şunu da İlâve edeyim ki Gerhardt kuartetine, geçen seferki (Schubert) ve hattâ tDvo-rak), bu seferki (Brahms) ve (De-bussy) den daha iyi yakışmiştı; yani kuartetin bugünkü bünyesine daha uygun düşmüştü.
Kuarteti teşkil edenler: Birinci keman Gethardfc. İkinci keman Aslan, violâ K«- ’van, viyolonsel Alemci. İlk dinlediğimiz eser (Haydnl ın (Tarla kuşu kuarteti) idi. (Allegro) İyi ve anlayışlı bir tempo ve ifade ile çalındı. (Adagio) da fnuance) Ur ve |J_ hususine (pianlsslmo) 1ar çok İyiydi. Q Birinci keman İçin güçlüklerle dolu q_ olan (finale) başarılı »Öl- Eserin bü-tününe. (Haydn) a has İncelik ve za-q_ rafet hâkimdi. Bu eser Gerhardt jcu- O arterinin bugünkü kudretine göre programın en uygun eseriydi.
İkinci eser (Brahms) m bir rtuma-, ralı 51 op. (do minör) kuartetiydi. (Brahms), melodik üslûbu gür olan bir bestecidir Fakat bu üslûbun daima bariz ve keskin bir hususiyeti yoktur. Sanatkâr, melodik fikirlerin kalitesini pek ince eleyip sık dokumaz, fakat buna karşılık her vakit' kusursuz ve mükemmel bir çalışma-nın mahsulünü verir iSchurnanır uı.Q olduğu kadar (Haydn) ve (Beetho-—-ven) in de hayranıdır (Brahms) in Sr kuartetinde İlk harekette birinci ke-jJj man yer yer sertti. Buna karşılık vto- (0 lâ. verdiği cevaplarda mükemmeldi; (D (aaütUM) leri kusursuzdu. (Allegretto) çok başarılıydı nrinale) de blrtncivJ kemanın İlk (Allegro» flakl s®r₺!>*ini muhafaza ettiğini belirtmek yerinde olur. Son harekette ikinci kem(”'«n cevaplan yeril yerinde ve cüretlMdl, üçüncü eser (Debussyl nln 40 rrp. (sol minör) kuartetiydi İkinci hareket (Assez vlf et blen rythmeı de (plzzicato) ların temizliği dikkati çekiyordu: sanatkârlar bn kısmın teknik güçlüklerini hakklvle yendl'er. Kanaatimce en başarıîr kısım, rne-bussy) atmosferini yaratmak bakımından, (Andantino) Mi. Eserin bütününde (sonoritö), İçten ziyade dıştan geliyordu. Eserin ruhu olan o esrarlı hava yara Ulamadı. Oebussyi-nln kuartetindeki şiir, iklim, nükte, hafiflik Iftvıklyle belirtilemedi. Eserin İcrasında, o kadar istenen, özlenen heyecanın noksanlığını duyduk. (Debussy) nln eserinde hava, sanki hülya doludur; o kadar hafif, o kadar buğulu, o kadar belli belirsizdir. Bu hava benliğimizi sarmadı.
Her eserin İcrasına kısaca işaret ettikten sonra Gerhardt kuarteti hakkmdakl bazı düşüncelerimi de ilâve edeyim: Yaylı sazlar kuartetinde her sanatkârın sazını yenmiş olması lâzımdır. Kuartetin dört elemanı da bu dereceye yükselmiştir. Bunu memnuniyetle kaydederim. Ancak yaylı sazlar kuartetinde uzun tecrübe yıllarının ve devamlı bir çalışmanın önemi her şeyin üstündedir. Mükemmel bir icra için tam bir birlik, güzel bir ses muvazenesi, kusursuz btr ses tartısı ve uzun bir etüdün mahsulü, olan şaşmaz bir disiplin gerektir. Dinlediğimiz kuartet, yeniliğine göre bu kaliteleri henüz benimsemiştir ve bunları İnkişaf ettirmek yolundadır. Kuartette en mühim olan ses muvazenesi, sazların kalitesine de bağlı bir keyfiyettir. Hangi elde olursa olsun, sesleri arasında derin ayrılıklar bulunan dört sazın birbirini tutmasına İmkân yoldur. Bir muvazene kurabilmek, dört sesi biTbirf İçinde yoğurup eritmek için bazılarının ister istemez sfllnmest gerek İşte bu endişe iledir ki. çalman eserlerde dört partiyi dinllyecek yerde, vakit vakit üç sazın üstünde yükselen (concertant) bir keman dhaltyormu-şum zannına kapıldım.
Henüz İkinci konserini veren bu yepyeni kuartetin başarısı, Berisi İçin çok ümit vericidir. Bu seçkin topluluğun önümüzdeki konser mevsiminde dikkati çekeceğine ve hak ettiği ilgi ile karşılanacağına inanıyorum.
Fikri ÇiçCkoülu
Yunanistan’da mahkûm edilenler
Atina 1 CA_A) — Almanlarla İş birliği yapmaktan suçlu eski Başbakanları ve Bakanları yargılayan mahkeme, kararını vermiştir.
General Çolakoğlu ölüm cezasına ve genelkurmaydan emir almadan teslim olduğu İçin rütbesinin kaldırılmasına, Logothepoules müebbet küreğe, Jean Rallis müebbet küreğe ve medeni haklardan mahrumiyete, Llvlerator 11 sene küreğe, Hacımihal 8 sene küreğe, Codzamanls ölüm cezasına, caramanos müebbet küreğe, Tavularls müebbet hapse. Tslronlcos ölüm cezasına, Papadakls müebbet küreğe m alık û m edilmişlerdir.
Savcı, Almanyaya sığınmış olan Cnriyam arık He TSİTOIİİCOS İçin Ölüm cezasını talebetmiş ve Çoiakoğluna verilen ölüm cezasının hafifletilmesini istemiştir.
Sfihifç 6
AHŞAM
3 Haziran 1045
duğu halde çıktı, gitti.
Lâkin aradan bir saat geçmedi W telefon çalındı. Eşrefin sesi bizi ari-yordu. Telâşlı, heyecanlı:
— Çabuk bana, göl kenarına bir ceketle bir pantolon getiriniz.... SLzi çıplak, daha doğrusu mayo İle bekliyorum I- Bu telefon kulübesine bir polis nezaretinde geldim... diyordu.
Fazla İzahat alamadık. Bir otomobile atladık. İstediklerini götürdük. Eşref mayosu içinde perişan bir halde İdi:
— Sormayın... Yepyeni elbiselerim cebimdeki dolu cüzdanla birlikte gitti. Burada buluştuk. Ben soyundum. Mayomu giydim. Elbiselerimi şuraya, onun yanma bırakmıştım. Bana: «Göle doğru yürüyünüz, suya dalacakmış gibi bir vaziyet alınız. Yüzünüz göle, sırtınız bana çevrilmiş olsun.. Öylece durunuz...» dedi. İstediklerini yaptım. Ben öyle alık alık dururken o elbiseleri, pjNayı alıp kaçmışı -
Zavallı Apollon nasıl perişan olunasın?,,
(BİR YILDIZ)
Dört İstanbullu arkadaş, mektebimize yakın bir pansiyonda oturuyorduk. Binada Çtaden, Paraguaydan, Arjantinden, hattâ Filipin adalarından gelmiş talebe vardı. Zaten pansiyon da bütün yor yüzü talebesi için açılmıştı,
Bazan civardaki bir çalgılı gazinoya gidip eğleniyorduk. Burası oldukça uçuz bir yerdi. O zamanki yadımıza; göre hoşlanacağımız bir tarzda, yani gürültülü İdi. İnsan b.u çağlarda sessizliğin zevkine varmıyor.
Gazino müşterileri arasında bilhassa biri pek dikkatimizi çekiyordu. Bu dalma göz alıcı renkler giyen ve uzaktan insanda hiç kemiksizmiş gLbl bir his bırakan, küçük ağızlı, kocaman yüzlü, kıvrık kıvrık kirpikli bir genç kadındı. BJzlm masa İle alâkadar görünüyordu. Sık sık. dönüp bakıyordu.
Biz, dört delikanlı onun ahbaplığını kazanmak için ayrı ayrı aramızda da yarışa girişmiştik. Fakat içimizden biri, Eşref kendisine gayet güveniyordu, şık bir çocuktu. Üstelik o sıralarda yeni bir kostüm, da yaptırdığı için hakikaLen tam mânasile «İki dirhem bir çekirdekn olmuştu. Büyük gözlü genç kadınla pek kısa zamanda ahbap olacağı hakkında bizimle İddialara bile tutuşuyordu.
Genç kadın her zaman bir ressam rjântasile gazinoya gelmekte ldl. Zaten o kadar sanatkârane boyanıyordu kİ kendisinin İyi resim yaptığına hükmetmemek kabil değildi.
Bir akşam üstü yine böyle gazinoya geldi. Bu sefer bizim masaya doğru daha alici gözle bakmakta İdi. Eşref bize:
— Bütün bu bakışlar bana... Hep bana... iliyordu.
Nihayet genç kadın kalktı. Bizim tarafa doğru ilerledi. Masamızın önüne kadar geldi. Durdu ve:
— Affedersiniz, sizden bJrşey rica edeceğim... dedi.
Hep birden davrandık:
— .Buyurmaz mısınız?.. Lütfen oturunuz... Şöyle buyurunuz matmazeli..
— Hayır.. Oturmıyacağım. Derhâl gitmem lâzım.,. Size bir İki kelime Ue ricamı söyleyeyim... Ben ressamım!.. Ve «Apollon denize giriyor» isimli bir tablo yapıyorum. Şöyle bir sahne düşünüyorum. Güzel vücutlu bir İnsan denize giriyor. Ben uzaktan resmi çizeceğim ve «Apollon» sırtından görünecek...
Hep birden cevap verdik:
— Çok güzel bir tablo!..
Genç kadın bunun üzerine Eşrefe döndü.
— Fakat bana bir model lâzım... Bir Apollon modeli... Bunun İçin de sizi geçtim!..
Biz hasetle Eşrefe baktık. Çocukcağız o kadar heyecanlanmıştı. kİ nerede İse düşüp bayılacak!.. Âdeta sesi titriyordu. Kadın sordu:
— Kabul ediyor musunuz?.. Benim tablomun Apollonu olacak mısınız?..
— Memnuniyetle... Memnuniyetle!..
— Teşekkür ederim... Yalnız bir mayo İle çalışmanız lâzım.,.
— Hay hay matmazel!.. Hay hay!..
— O halde yarın göl kenarında buluşalım.. Saat beşte...
— Mükemmel., yanıma mayomu da alırım.. Fakat oturmaz mısınız lütfen...
— Teşekkür ederim. Yarma...
Böyle söyllyerek SenÇ kadın uzaklaştı. Eşref deli olacak:
_ Nasıl?.. Demedim mİ size?.. Kadın Apollon modeli olarak beni seçti!..
Hakikaten hayret doğrusu. Zira Eşref sıska, çelimsiz bir çocuktu. Apollon modeli olmak kim?., Eşref kim?.. Zahir kadıncağız çocuğun ceketinde, terzinin omuzlarına koyduğu pamuklara aldanmış olacak...
O gece Eşref sevincinden bize ziyafet çekti:
— Apollonun şerefine içiyorum i -Yirminci asır Apollonunun şerefine!..
Diyerek durup dinlenmeden kadeh kaldırıyordu.
Ertesl gün, sevincinden uçarak, mayosunu küçük bir paket yapmış ol-
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Karşı durup dayanma.
2 — Boyunu arltıramıyor.
3 — Bir deniz mahlûku - Nota.
4 = İleride - Başına «Ç» gelirse
büyük sivilcedir.
5 _ Mühlet verir.
6 — Sonuna «L» gelirse arzu olur -
Tersi peltedir.
7 — Öğütülmüş bir nevi hububat.
8 — Nida - Umumiyetle.
9 — Tersi çocuk gıdalarındandır -
Bir emir.
10 — Avrupada bir nehir - Patiska-
nın İptidai maddesi.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Usulusul, 2 — Saclde. Üre, 3 — Ucuz, Mezun, 4 — Lizol, Süha, 5 — U4 Lekeci, 6 — Sem, Kefere, 7 — Esef, Tel, 8 — Lüzucet. Ve, 9 — Ruhi-revan. 10 — Fena, Eleni.
BULMACA
123456780 10
Hastahane gemileri
On beşerbin tonluk 16 modern hastane gemisi, Amerika’nın pasifik filosuna verildi
(Amme) Kamu hizmetlerinden memnuiyet cezası
Pasifik donanmasının İleri taarruz harekâtında vazife görmek İçin kızaktan indirilen 15000 tonilâto hacminde vantllasyon tertibatını havi 6 modern hastane gemisinden biri olan «U. S. S. Tranqylllty» yİ. Bahriye nezaretinden yapılan davet üzerine Amerikanın tekmil gazetecileri ziyaret etmişlerdir.
Bir kaç gün zarfında hizmete başlayacak olan Tranquility hastane gemisine tayin edilen başhekim Dr. W. Hogan, gazetecilerle yaptığı bir mülakat esnasında, gemisinde, tam teşkilâtlı modem bir hastanede bulunan tekmil vasıfların bulunduğunu söylemiştir.
Birleşik Amerikanın Pasifik donanması , sağdık işleri dairesi başkanı tümamiral Edvrard U. Rled. Trangui-llty ve bu tipte diğer 14 gemiden te-teşekkül edecek olan hastane filosunun Japonyaya karşı başlanmış olan nihai taarruzda Amerikan donanmasına büyük yârdim! dokunacağını bildirmiştir. ,
Tranqullity tipindeki hastane gemilerinin başlıca hususi meziyetlerinden biri, hastaların pek seri ve kolay bir surette derhal tedavi altına alınabil meleridir.
Yaralıları gemiye kadar getiren, sandallar hususi surette İnşa edilmiş vinçler vasıtasile merkez güverteye kadar kaldırılmakta ve derhal slhhlye erleri, kahraman yaralıları, sedye arabalarına koyarak, 2 sİ müstahdemine, 2 si hastalara mahsus olmak üzere durmadan çalışan asansörler vasıtasüe bir kaç dakika İçinde ameliyat masasına yatırmakta'iırlar,
«Tranquillty» hastane gemisinde müteaddit geniş ameliyat odalarından mada, göz, kulak, burun ve boğaz mütehassıslarının nezaret ettiği klinikler bulunduğu gibi ayrıca her
Piyes seçimi
Türkiye Ecnebi
Senelik 2800 kuruş 5400 kuruş
6 Aylifc 1500 » 2900 »
3 Aylık 8ÖÜ * 1800 *
Adres tebdili için elli kuruşluk pul gönderilmelidir. Aksi takdirde adres değiştirilmez,______________
Telefonlarımız Başmuharrir: 20565 Yaza İşleri: 20765 — İdare: 20681
Müdür: 20497 J
Cemaziyelâhır 21 — Hızır 28 1
İmsak Güneş Öğle İkindi Ak Yatsı E. 6.40 8.55 4.37 8.36 12.00 1.59 V. 3.15 5.30 13.12 17.11 20.35 22.34
İdarehane Babıâll civarı
Açımusluk sokak No. 13
(Baş tarafı üçüncü sahifede) I
İşte bu sebeplerden dolayı Şehir Tiyatrosu talimatnamesinde oynanacak piyeslerin ve nevilerlnln sarahat-I 1c ve etrariyle gösterilmesi bir zarurettir. Hele telif esere verilecek pay bu talimatnamede ayrıca tarif edilmeli ve gösterilmelidir ki hiç ol mazsa bundan sonra, telif eserin hakkı yenilmesin.
Evet, talimatnameye konulacak sarahatle piyes İŞİ halledilebilir. Rejisör de bu sayede temsil edilebilecek piyesler arasından daha kolayca seçimler yapar. Yalnız yapılan seçimlerin talimatnameye uygun olup olmadığını da kontrol lmkfi.nl verilmeli, bunun için bir merci tâyin edilmelidir. Sütten ağzı yananın yoğurdu üfliyerek yemesi pek tabiî değil midir?
şehir Tiyatrosunun yeni talimatnamesi hazırlanırken eski idarecilerimizden örnefc almalıyız. Onlar cidden müdebbir İnsanlarmış. BlzLm bugün şehir Tiyatrosunu başı boş İdare etmemize mukabil onlar meselâ Güllü Agob'a «suflörle piyes oynamak» İmtiyaza verirken bu imtiyaza mukabil âmmenin, yani halkın İhtiyacını düşünerek bir takım şartlar koşmuşlar, onu: »Envai beyan olunan 05unların Türkçe olarak İcrası İçin İstanbul da ve Üsküdar da nihayet altı ay; Galata, Tophane ve Beyoğlu İçin nihayet üç sene zarfında birer tiyatro küşadinao mecbur tutmuşlar. Dikkat ettiniz ya: «Envai beyan olunan oyunlar.» Bununla da iktifa e!me-mişler: «Birinci sene telif, tercüme lâakal on türlü oyun tertibolunup İlerde tezyit edilmesi ve kâr ve zarara bakılmayıp beher sene ÜSkiidarda-kl tiyatroda otuz. Galata ve İstanbul cihetlerindeki tiyatrolarda ellişer de-
türlü modern malzeme ve aletleri havi muazzam bir diş kliniği de mevcuttur. Bunlar haricinde muhtelif zengin laboratuar, eczaneler de bulunmaktadır.
Son sistem hava hastanelerde boy ölçüşecek derecede her türlü konforu havi bulunan bu modern hastane gemilerinde, tabak, çanak ve çamaşırlar gayet seri bir tarzda kimilen makine ile yıkanmaktadır. Geniş hydrothe-rapy ve banyo dairelerini havi bulunan bu gemi kırık çıkıkların tedavisi yapılın alçı atelyelerinl ve muazzam bir röntken dairesini havidir.
Ameliyathaneler, gürültü ve patırtıdan âri bulunan 2 nel güvertenin ortasındadır. Hastabakıcı, doktor ve sıhhiye erlerine alt oda ve koğuşlar da bu katta bulunmaktadır.
Geminin alt katında her çeşit kanin muhafaza edildiği kan bankaları sterllze höcrelerl, mal mukattar In-biklerlnln bulunduğu iaboratuvar ve her çeşit gözlük cami imal edilen ateiyeler ve her türlü malzeme ve yedek parçaların muhafaza edildiği depolar vardır.
Kan transfüzyonu için 9 höcre vardır. Koğuşlarının duvarları, bilhassa yaralıların neşe ve kuvve! mançviye-lerlnl arttırmak için güzel ve canlı renklere boyanmıştır. Geminin İki hasta otomobili vasi taşıl e ciddi, açele Ve hususi bakım İsteyen hastalar, gemi rıhtıma yanaştığından birkaç dakika. sonra kendilerini memleket hastanelerinde en mâruf mütehassis doktorların tedavisi altında bulurlar.
Bu son sistem hastane gemilerinde normal zamanlarda bulunan 802 yatağa lüzum görüldüğü takdirde b'r kaç yüz daha ilâve edilecek tertibat, alınmıştır. Tranguillty tipindeki hastane gemilerinin 18 mil sürati vardır.
fa oyun İcra kılınması* *, şartını İlâveyi unutmamışlardı.
Bugünkü idarecilerimizin İse Belediyenin 150.000 lirasını lütfen kabul ettiği İçin Şehir Tiyatrosuna bir teşekkür etmedikleri kalıyor. Bundan başka tiyatromuzdan hiç bir cemile esirgemiyorlar.
Tiyatromuzun kuruluşundaki gaye düşünülerek halkın tiyatro kültürünü yükseltmek için «Yukarı köşk.. gibi piyeslerin, oynanmasında mahzur görülmüyor.
Yerli ve yabancı tiyatro eserlerinin tanıtılması vazifesi yerlilere kötü damgası vurularak, sahneye bile yabancı eserler lyl diye seçilerek yapılıyor.
Tiyatro sevgisi yaymak İçin Haupt-mann'ın sekseninci yıldönümü tesit ediliyor ve Ahmet Mithat'ın yüzüncü yıldönümü kasden ihmal olunuyor.
Halkı eğlendirmek ve zayıf piyesleri kurtarmak kasdlyle sahnede hatır ve hayale gelmiyen şaklabanlıklara cevaz veriliyor.
Güzel sanatlardan tiyatroya İlgi uyandırmak için olacak piyes diye «Doktorun hatası» oynanıyor.
Şehir Tiyatrosunun hazırlanan talimatnamesi elbette bugün seçimi bakımından mevcut olan ve burada hulâsa etmeye çalıştığımız b'ütün aksaklıkları ıslah edecektir. Bundan şüphe etmiyoruz. Yalnız ona, eğer yoksa, bir madde daha İlâve etmeli, seçilen piyeslerin asgarî ve âzami oynanma müddeti de tâyin edilmelidir. Şehir Tiyatrosunun bu sene verdiği rakamların bıı bakımdan üzerinde durulmaya değer. Gelecek yazımızda bu bahsi de ayrıca aydınlatmayı bir vazife addedeceğiz.
SELİM NÜZHET GERÇEK
Yargıç kararma ister koysun ister koymasın beş seneden fazla ağır hapis cezasına mahkûm olanlar ölünceye kadar, üç seneden beş seneye kadar ağır hapse mahkûm olanlar mahkûm oldukları ceza müdeti kadar bir müddet amme hizmetlerinden memnuiyet cezasma çarpılır. Amme hizmetlerinden memnuiyet cezası ölünceye kadar veya geçicidir (muvakkattir). Ölünceye kadar amme hizmetlerinden memnuiyet cezası: Seçmek ve seçilmek ve sair bütün siyasal haklardan, millet vekilliğinden mahrumiyeti mucip olduğu gibi seçime bağlı Devlet ve İl ve Belediye ve köy tarafından veya bunların denetlemesi (teftişi) ve murakabesi altında bulunan müesseseler tarafından verilecek bütün memuriyet ve hizmetlerden o kimseyi mahrum kılar. Bundan başka Devletçe veya yetkili (salâhiyeti I) bilgi (ilim) encümenlerince tevcih olunan rütbe ve ünvan ve nişan ve madalyalardan ve bunların bahşettiği maaşlı veya maaşsız her türlü haklardan, mahkûm olan kimsenin Medeni Kanun hükmünce kendi çocukları üzerinde haiz olduğu velayet hakkı müstesna olmak üzere velâyet ve vasiliğe müteallik bir hizmette bulunmaktan mahrumiyet hususlarıdır.
Amme hizmetlerinden muvakkat olarak memnuiyet cezası mahkûmun üç aydan beş seneye kadar yukarıda yazdığımız hak'ardan. hizmet, memuriyet, sıfat, rütbe,
Halk ev'er ve Kurum'ar |
Büyük yaylı pehlivan güreşleri
Çocuk Esirgeme kurumu Beyoğlu kolu tarafından Kasımpaşadakl (çocuk dispanseri - Gündüz Bakımevi-Süt damlası) müessesesi menfaatine 3 haziran 945 pazar günü Beşiktaş Şeref stadında büyük bir pehlivan güreşi tertibedilmlştir.
Bu güreşlere eski Türkiye şampiyonu Tekirdağlı Hüseyin de İştirak edecektir. Ayrıca Kırkpınar güreşlerinde baş pehlivan İbrahimle berabere kalan ManisalI Halil ve 1944 baş pehlivanı Hayrebolulu Süleymanı yenen Sındır gılı Şerif pehlivanla Afyonlu Yarım dünya Süleyman pehlivan güreşeceklerdir. Bu güreş Türkiyede şimdiye kadar yapılan güreşlerin en büyüğü ve en heyecanlısı olacaktır. Güreşlere saat 13 de başlanacaktır.
* Eyüp Halkevinden; Büyük şairimiz Ahmet Hâşîmin. ölümünün 12 inci yıldönümü dolayıslle 4. 6. 945 pazartesi saat 16 da mezarı başında bir toplantı ve akşam saat 21 de Evimizde de bir Hâşlm gecesi tertiplenmiştir. Herkes gelebilir.
* Beşiktaş halkevinden: DİL edebiyat komitemizin açtığı hikâye müsabakası sona ermiştir. Yazıları İncelemek üzere seçilen jüri 2. VI. 1945 cumartesi günü öğleden sonra çalışmalara başlıyacaktır.
nişan ve bunları ihraz (ehliyetinden) yeterliğinden mahrumiyetidir.
Ceza kanunumuzun suç ve kabahatlere ait cezalan sayan 11 inci maddesinde her ne kadar ismi geçmezse de feri bir ceza olarak 28 İnci maddede isimlendirilen emniyeti Umumiye idaresinin nezareti altına alınmak cezasından da biraz bahsedelim:
Bu ceza mahkemece verilen başka bir ceza ile birlikte hükmolunur. Hangi hallerde verileceğini kanun göstermiş-tir. Kanunda açıkça yazılı olmadıkça emniyeti umumiye idaresinin nezareti altına alınmak cezası, bir seneden eksik ve üç seneden fazla olamaz, Asıl cezanın bitirilmesinden veya kısmen veya tamamen affolunduğu günden başlar, münasip görüldüğü zaman istek üzerine mahkemece değiştirilebilir, hattâ büsbütün kaldırılabilir,.
Emniyeti umumiye idaresinin nezareti altına alınmak diye isimlendirilen bu ek cezanın icabı şudur: Mahkûm nerede oturacağını nihayet 15 gün zarfında zabıta âmirine bildirir, iki de fotağraf verir. O yerde yasalı (meşru) bir iş . bulur. Belli zamanlarda oranın en yakın zabıta karakoluna gider görünür. Silâh taşıyamaz. Av için, yabancı memleketlere seyahat için vesika isteyemez. İş icabı civar yerlere gidecek ise ne zaman gideceğini ve ne zaman döneceğini karakola bildirmeğe mecburdur.
Avukat Emcet Ağış

RADYO|
ANKARA RADYOSU: Bugünkü program
18.00 Radyo çocuk kulübü, 18.45 Dans orkestrası, 19.00 Haberler. 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Dans orkestrası. 19.45 Konuşma, 20.00 Semai ve şarkılar. 20,15 Radyo Gazetesi, 20.45 Fasıl, 21.10 Çeşitti sololar (pl.l, 21.35 Dans orkestrası, 22.15 Dans müziği (pl.l. 22.45 Haberler.
Hatayda Sudan çekirgesi
İskenderun 1 (Akşam) — Sudan çekirgeleri bilhassa Reyhanlye İlçesinde mahsule hayli zarar vermiştir. Çekirgelerin miktarı çok fazladır, şimdiye kadar 100 ton çekirgenin İmha edildiği bildiriliyor. Mücadelenin sistemli oluşu zararı yarı yanya önlemiştir. İskenderun'a da çekirgeler gelmiş, fakat şiddetle esen sam rüzgârı sürüleri denize dökmüştür.
YENİ YAYIN
HOLİVUT DÜNYASI
52 İnci sayıda renkli kapaklarla ve yeni artistlerin tablolarlle bezenmiş olarak çıktı., ,, „......
Kahır Yüzünden Lütuf
Yazan: P. Wentworth Tercüme eden: Vâ - Nû
- "— Tefrika No, 37
— Evet. Zavallı adam! Benim Ellenin haber verdiğine göre, halk onu, sık sık ecnebi memleketlere gittiği İçin sevmlyormuş.
Jullen, gülmeğe başladı.
— İşte, köylerin, kasabaların zihniyeti böyledlr. Madem Millerin böyle bir kabahati varmış, benimki daha büyük sayılır. Ben ondan daha fazla ecnebi memleketlerde bulundum.
Madam Grey coşkunlukla:
— Yok. yok. Sizi seviyorlar. — dedi. — Sizi herkes seviyor.
— Ellen'ln de düşüncesi bu merkezde mİ?
— Eevet.
— Miller'! sevmiyorlar mı?
— Hayır. Sevmediklerinin asıl sebebi de, Küçük isminin Ferdlnand oluşu. Bizim millete yabancı bir isim. Madam Nlta Klng, böyle bir İsim sahibi olmayı âdeta ayıp sayıyor.
Jullen, ayağa kalkarak:
— Zavallı Miller! — diye tekrarladı. — Dinleyin beni, Amabel! Sizden bir ricam var. Ne olursunuz, şu Korkusuzu gene size getireyim, yanınızda alıkoymağa razı olun, varsın bu sefer odanızda durmasın. Onu merdivenin Üst yanına bağlarsınız. Biri çıkmak.
yahut İnmek isterse, mâni olur. Şayet köpeğe ihtiyaç duyarsanız, elinizin altında bulunur. Kendisini başı boş bırakmamanızı tavsiye ederim. Hayvan büyük heyecan, gösterecek olur-as, bana telefon edersiniz. Buraya gelerek meseleyi muhakkak aydınlatmak İstiyorum.
Amabel:
— Pekâlâ! — dedi. — Korkusuzun yanımda bekçi kalması hiç de fena olmıyacak.
Hele, Julien çekilip gidince, ev ona pek sessiz, pek boş göründü de, köpeğin geleceği fikriyle rahat etti.
Genç 3T.ni, Eski Eve gitti. Orada mJss Bronson'u aradı. Vaktiyle annesinin budvarı olan küçük bir odaya öiıu aldılar. Burası salona nazaran az değişmişti. İskemle ve koltuklar, çiçekli bir kumaşla kaplanmıştı. Kendisinin hatırladığı eski kretonlara yakın kumaşlar. Duvarlar soluk bir gri. Halbuki eskiden daha İç açıcıydı. Bununla beraber, etrafta öyle mağmum bir hal yok. Ocakta neşeli bir ateş yanıyordu. Vazolarda krizantemler. Bir masanın üzerine de el İşi sepeti konulmuş,
Jullen, bu dekoru seyrettiği sırada.
kapı açıldı; matmazel Lemoine içeri girdi.
— Angela Londraya gitti. Bir İki gün gelmlyecek. Acaba şahsan muhakkak onu mu görmeniz lâzımdı?
— Hayır, hayır. Ben, Korkusuz meselesi için geldim. Eğer mümkünse onu alıp götürmek istiyorum.
Mürebblye ateşe yaklaştı. Güzel olan elini şöminenin üzerine koydu. Hiç de daha a2 güzel olmıyan ayaklarını da alevlere yaklaştırdı. Bu haliyle profilden görününce, hakikaten güzelmiş hissini veriyordu. Basit ve ciddi bir güzellik.
Mürebblye:
— Maalesef. - dedi.
— Benim hesabıma mı? Korku-suz'un hesabına mı?
Genç kız, başını hafifçe kaldırdı.
— Sizin İçin tabii. Zira, köpeği götürmeden. buradan gitmek mecburiyetinde kalacaksınız.
— Niçin? Onu bana emanet edemiyor musunuz?
Kız başım salladı; cevap vermedi.
— Sebebini soramaz mıyım?
Jullen azıcık şaşırmıştı.
Mürebblye, İngilizcenin zevkini boznuyan hafif bir ecnebi aksaıılyle:
— Sual sormakta mahzur yoktur, efendim.
Erkek, gülerek dedi ki:
— Öyleyse ben de soruyorum İşte: Korkusuzu bana veremez misiniz?
Matmazel Lemolneln tavrı değişti.
Deminki koket halinden eser kalmadı: bir iş adamı gibi konuşmağa başladı. 9
Ciddi ciddî, açık açık:
— Çok müteessirim, bay Forsham. — dedi. — Korkusuz’u bayan Grey İçin almak İstediğinizi biliyorum. O her halde. Yeni Evde yalnız kalamıyor. Hayvan gittiği İçin teessüf ederim.
Jullen haykırdı:
— Gitti mi?
— Evet. Angela’ya bir teklifte bulundular. Ben de bu teklifi kabul etsin diye ona ısrar ettim. Zira, camı kırıp kaçtığı gûndenberi, Korkusuz artık adamakıllı değişti. Sanki o kayboldu, yerine başka bir köpek geldi.
— Nasıl oldu bu İş. kuzum?
Mürebblye, İki elini birden ileri uzattı.
----Nasıl olduğunu pek İyi anlata-mıyacağım. Hayvanın eski canlılığı kalmadı. Korkak bir hal aldı. Kulakları düştü. Kuyruğunu oynatmaz oldu, Hazin hazin bir köşede oturuyor. Yüzüne bakmak bile İnasnın içine kasvet veriyor. Bunun üzerine, ben de Angela'ya dedim ki: «Hayvanı burada alıkoyacak yerde, ver gitsin, Muhit değiştirir, oyalanır, unutur.»
Jullen, mürebblyeye biraz İstihza İle baktı.
— Neyi unutması lcabedlyordn acaba?
Matmazel Lemoine, tekrar, eliyle,
bir takım işaretler yaptı:
— Size ne cevap veoeyîm, bilmiyorum. Şayet bütün düşüncelerimi apaçık söyliyecek olursam, sizi inciteceğimden korkuyörum.
Erkek, hayır, mânasına başını salladı:
— İncinmem ben. Ne söyllyecekse-nlz, seüleyjn. - dedi.
Kız, başını öte tarafa çevirdi:
— Pekâlâ. — dedi. — Benim kanaatimce. zavallı köpek, Yeni Ev denilen o yerde fena halde korkmuş. Hayır, doğrusunu İsterseniz, ben madam Klng gibi hassaslıktan filân bahsedecek değilim.
Bu sözleri hafif bir istihza ile söyledi.
— ... Fakat, hayvanların bizlerden bile daha hassas olduğuna kani olanlardanım. Onlar bizim göremediklerimizi, lşltemcdiklerlmlzl görür, işitirler. Neylersiniz ki dilleri yoktur. İnti-balarını tasvir edemezler. İşte, Korkusuzun'başına gelenlerin bu gibi bir vaziyet olduğunu zannediyorum. Her halde sizin öteki evde bir hallere uğramış. İhtimal kİ yanılıyorum. Amma fikrim budur.
Jullen, ateşe bakıyordu. Yüzünde hiçbir bariz mâna yoktu. Düşüncesi aksetmiyordu.
— Mademki köpek burada değilmiş, ne yapalım, alamıyacağız öyleyse. — dedi, — Köpeği alamadığımdan nıüteesslfim. Acaba başka bir köpek1
tedarik etmeme imkân var mı? Onu da öğrenmek İstiyorum.
— Maalesef imkân yok.
— Halbuki, Lady Suzânne, bana iki köpekten daha bahsetmişti. Galiba satılık İki köpeğiniz daha olduğunu duymuş.
Matmazel Lemoine başını salladı.
— Hayır. Angela’nın ayrılmak istt-yeceği hiç bir köpek yoktur.
Göz göze geldiler. Ve erkek, kızın, koyu yeşil gözleri olduğunu farkettL
Kız:
— Köpek iyi bir dosttur, değil mİ? —dedi.— Amma İnsanlar öyle değü-Bağlanmasını bilmiyorlar.
julien, bu koyu yeşil gözlerin, kendisine bir sual sormak İstediği vehmine kapıldı. Gözler, İlle cevap almak ister gibi bakıyorlardı. Kadın, nihayet içini çekti. Ve alçak bir sesle:
— Evet, köpek dostların en iyisidir. - dedi.
Jullen şaşırmış göründü.. Doğrusu bu mürebblye, zannettiği kadar basit değilmiş. Epey enteresancay-mışl
Yeni Eve döndüğü zaman, parmaklık önünde biraz tereddüt ettL Bahçıvan kulübesine döndü, yürüdü. Kulübe karanlıklar içindeydi. Işık yaktı, telefonu eline aldı.
(Arkası var)
2 Haziran 194o
AKŞAM
Sahlfe 7
Gizli silâhlar
Birleşik Amerikada açılan sergide bunlar teşhir ediliyor
Amerika ordusu Avrupa’dan Pasifik’e nasıl naklediliyor?
Bir askeri Avrupa’dan Amerika’ya nakletmek için 3 aya ihtiyaç var
Amerikan ordusunda kullanılan, ve şimdiye kadar gizil tutulan harb silâhları üzerindeki esrar perdesi kalkmıştır. Almanların kayıtsız şartsız tesliminden sonra, uzak doğuda mütemadiyen ağır darbeler altında şaşırıp bocalıyan Japonların, artık yeni silâh İmal etmeğe takati kalmadığını anlıyan, Amerikan Harbiye Bakanlığı, bu harbde kullanılmakta olan bütün gizli silâhların halka teşhir edilmesinde hiç bir mahzur görmlyerek bir serginin açılmasına karar vermiştir.
Vlrglnla eyaletidir! Fort Mayer şehri civarında açılan bu askeri sergiye. davet edilen gazetecilere, gördükleri her çeşit silâh ve cihaz hakkında istediklerini yazmaları İçin müsaade verilmiştir. Teşhir edilen silâh ve harbe alt her türlü Met ve malzeme arasında kayde değer ehemmiyeti haiz olanlar şunlardır:
1 — 120 mil mesafede uçan bir uçağın sesinin işitilmesine hizmet eden yeni bir dinleme cihazı.
2 — 8,5 kilometre mesafeden bir Alman Panther tankını İmha edebilecek, veya 20 santim kalınlığında bir zırhı delebilecek bir kudrette olan 90 milimetrelik bir tank defi topu.
3 — Otomatik telefonlarda bulunan
müteharrik bir kadranın çevrilmesi sayesinde 20 mil mesafedeki bir ma-yinl pat la tabilen bir cihaz. -
4 — İçi boş alüminyum dubalardan imal edilmiş yeni bir sahih köprü. Gayet hafif olan bu dubalar el İle birbirine gayet kolaylıkla takılmakta ve kurulan köprünün üzerinden 43 tonluk tank geçebilmektedir.
Bunlar arasında şimdiye kadar gizli tutulmuş daha birçok silâhlar vardır.
Uçan bomba da teşhir ediliyor
Amerikan ordu mühendisleri tarafından imal edilen yeni tip uçan bomba da bu sergide gösterilen silâhlar arasındadır. Yüksek İnfilâk maddesini havi bulunan bu bombanın sıkleti bir tona yakındır. Uçan bombanın uçuşu hesaplanarak hedef üzerine geldiği vakit hususi, bir cihaz sayesinde uçuş muvazenesini temin eden gerideki kanatlar kalkarak bomba hedefi üzerine bir kırlangıç gibi dalar.
43 tonluk T-26 tipindeki tankın 90 milimetre çapında uzun namlulu topu ağzından fırlıyan mermi saniyede 3.750 kadem süratle seyreder, ve 300 metre mesafeden 28 santim kalınlığında bir zırhı paralıyabllmektedlr. Sergide gösterilen silâhlar arasında Amerikan ordusunun çok İstifade ettiği 15 santimlik son sistem bir havan topu vardır. Bu top vasıtasüe herhangi bir nişancı 9.300 yardadan attığı mermiyi istediği mahalle düşürebilmektedir. Bu dar zaviyeU müthiş silâhla, bilhassa düşmanın gizlendiği derin müdafaa siperleri tepeden dö-ğülebUmektedir.
M-49 tipindeki bir tankın şasesine yerleştirilmiş 155 milimetre çapındaki topla 40 kilo ağırlığı olan bombalar tahminen 18 kilometre mesafeye atılmaktadır. 8 kişilik bir mürettebat tarafından İdare edilen bu tank, seri llerllyen piyade kuvvetlerini mükemmel surette desteklemektedir.
Yeni bir obüs
Taarruza geçen, bir kıtayı desteklemek maksadiyle M-4 tipinde bir tanka yerleştirilen 20 santimlik bir obüs 15 kilometre mesafedeki bir hedefi dövebiîm ektedir.
Bu sergide Amerikan ordusunun kullandığı en muazzam müteharrik uçaksavar toplan da teşhir edilmektedir. Saniyede 3000 kadem seyreder. Mermileri, 48.000 kadem lrtifaına kadar yükselmektedir.
Ordunun en büyük müteharrik uçak savar topu 120 milimetre çapın-
dadır. Bu top numara erleri tarafından müstakilen kullanıldığı gibi T.38 tipinde hava defi bataryasına raptedilerek. otomatik olarak bara} ateşlerinde de kullanılarak istifade edilmektedir. Bu top teşhir edilen silâhlar arasında belki de halkın en fazla dikkat nazarını çekecek kadar enteresan bir .silâhtır
Portatif dinleme cihazları
120 mil mesafeyi dlnliyebllen portatif dinleme cihazları, bunlar kolaylıkla elde taşınabilecek ağırlıktadır ve güzel bir mahfaza İçine yerleştirilmiştir. Bu cihaz anteni hariç ufacık bir siper dahilinde bile kullanılabilmektedir.
Işıldağa raptedilmiş elektrikle çalışan diğer bir dinleme cihazr, otomatik bir surette ışıldak ziyasını sesin geldiği cihete çevirerek havadaki düşman uçağını bulur. Bu sayede uçak savar topları mükemmel surette gördükleri düşman uçağına mermi yağdırırlar.
Sergide gösterilen dinleme cihazları arasında bilhassa piyadeler tarafından düşman havan topunun ve diğer ağır silâhlarının ateş ettiği gizli mevzileri bulmak için kullanılan ufacık bir âlet vardır. Bu cihazın Pasifik savaşlarında büyük hizmeti dokunmaktadır. Eskiden uzun tel veya ateşlenen iptidai fitillerle patlatılan kara mayınları, bugün askeri sergide teşhir edilen «Radyo kapsülü) namındaki ufacık bir cihazla uzak mesafelerden ateşlenebllmektedir. Bu âlet, vasıtaslle, taarruza geçen düşmanın geçeceği araziye veya düşman taşıt gemilerinin yoluna dizilen mayınlar tam zamanında patlatılmaktadir.
Uç rakamlı şifre
Tıpkı âdi telefonlarda bulunan kadrana benziyen ufak bir cihazla üç rakamlı bir şifre ile 21,000 tane değişik şifre yapılabilir. Aynı zamanda bu cihazla, aynı mevce dahilinde bulunan karada 11 kilometre, suda 25 kilometre mesafede bulunan mayınlar İnfilâk ettirilmektedir.
Muhabere, levazım ve istihkâm sınıflarında kullanılan bütün malzeme, âlet, edevat da, tıpkı silâhlarda olduğu gibi gayet modern, toplu, hafif ve kullanışlı bir şekle getirilmiştir. Son aylar zarfında icadedilen ve sergide teşhir edilen, 4 köşe içi boş alüminyumdan mamul takma yüzen köprü, henüz daha hiçbir savaş bölgesinde kullanılmamıştır. İçi boş bloklar, bl-riblrine menteşeler vasıtasile kolayca raptedilmektedir. Bu köprü şimdiye kadar kullanılmakta olan diğer yüzen köprüler arasında en fazla ağırlığa mütehammil olanıdır. Üzerinden 43 tonluk taşıt vasıtaları geçebilmektedir.
Gizli modern silâhlara anzaran o kadar hayret uyandırıcı görünüşü öl-mıyan birçok âlet, edevat ve harb malzemesinin yıldırım harblerinde silâhlar kadar kıymet ve önemi vardır.
Sergide teşhir edilen, yumuşak topraklı araziyi hava meydanı haline getirmek için istimal edilen, çelikten portatit uçuş pisti vardır. Bu pist İcabında birkaç parçaya sökülerek uçaklarla İstenilen yere nakledilmektedir.
Sergide, Burma'mn dar hatları İçin hususî surette inşa edilmiş 35 beygir kuvvetinde benzinle çalışan beş tonluk ufak bir lokomotif de teşhir edilmektedir. Bu lokomotif de icabında sökülerek uçaklar vasıtaslle hava yo-liyle bir yerden diğer uzak bir mahalle nakledüebUmektedir.
Birleşik Amerika ordusu, şimdiye kadar hiç bir tarihin kaydetmediği muazzam bir nakliyat İşine girişmiştir, Avrupa'da bulunan Amerikan ordusu, anavatana dünmiyecektir. Bu ordunun büyük bir kısmı, Alman harb sahnesinden 13.000 mil öteye giderek Japon savaşını bitirecektir. Avrupa’da bulunan Amerikan ordusunun, Pasifik’e nakledilmesi hususunda hazırlanmış bir plân vardır.
Avrupa'daki Amerikan erlerinin Flliplnler’de bulunan Luzon'a nakledilmesi muhtemeldir. Avrupa’dan ilk ayrılacak olanlar, İşçi birlikleridir. Bunlar, gidecekleri yerlerde kamplar, hava meydanları, yollar ve doklar İnşa edeceklerdir. Bunlardan bir çokları Fransa, Belçika ve Hollanda-daki limanlardan hareket ederek Panama kanalından Pasifik’e geçeceklerdir.
General Arnold, hava kuvvetlerinden büyük bir kısmının doğrudan doğruya Pasifik’e gideceğini bildirmiştir. Bu İlk nakliyattan sonra.
New-York'tan ve diğer büyük doğu sahil limanlarından er akını başlıya-caktır.
Pek tabii olarak, Amerika’ya gelecekler arasında gerek izinli ve gerekse terhis eratı olacaktır. Elde bulunan plâna göre, şu şekilde hareket edilmesi muhtemeldir:
1 — Amerikan limanlarına İndirilecek olan Amerikan erleri, doğrudan doğruya memleket dahilindeki kamplara nakledileceklerdir. Bazı erler, evlerinin bulunduğu mıntakalardaki kamplara nakledildikten sonra, oradan terhis kâğıtlarım alacaklardır.
2 — Her er, en azından bir ay İzin alacaktır.
3 — Bundan sonra erler, Pasifik mmtakaama sevkerilleceklerdlr.
Bu usulü tatbik etmek suretlle, oir adamı Avrupadan Amerikaya nakletmek İçin takriben 3 aya İhtiyaç olacaktır. Bu müddet zarfında erler, İstirahat ettikten sonra bir savaş birliğine katılarak Pasifik'e gönderileceklerdir.
Koyun derilerinden kontrolün kaldırıldığı hakkında
İthalâtçı ve ihracatçı birlikleri umumi kâtipliğinden:
Koyun derilerinin ihracına ait yapağı uzunluğu kayıtlarının kaldırıldığı Ticaret Bakanlığının iş’anna atfen ilân olunur. ____________________________(7385)________________
İstanbul C. savcılığından:
Cinsi Tahmin % 7,5 İhalenin Gün İhalenin ne suretle Saat yapılacağı
Miktarı Adet edilen bedeli Lira teminat Akçesi Lira
İkinci nevi
ekmek 50.600 12,650 949 19/6/946 15,30 KapaU 2ar f
A) Yukarda yazılı 50.600 adet 750 gramlık İkinci nevi ekmek hizasında gösterilen gün ve saatte kapalı zarfla Toptaşı numune ceza evi binasında ihale edilecektir.
B) İstekliler şartnamenin dördüncü maddesinde kendilerinden İstenilen vesikalar ve teminat makbuzile birlikte teklif mektuplarını mezkûr gün saat 14,30 a kadar komsiyona vermiş bulunacaklardır
C) şartnameyi görüp okumak İsteyenler mesai saatlerinde her giin
parasız olarak a(lı.geçen binada görüp okuyabilirler. «7300o
| Tekel U. Müdürlüğü ilânları
Muhammen Muvakk
Miktarı Bedeli______________Temin t
Dizel Alternatör gurubu 1 adet32.000.00 lira 4.800.00 li
Sabit Şarap tulumbası 14 >» 33.684.00 lira 5,052.60 li
Zayi — Nüfus cüzdanımı ve Fatih askerlik şubesinden almış olduğum terhis tezkeremi zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
324 doğumlu Yahya oğlu Ömer Taşın
OSMANLI BANKASI
TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
TESİS TARİHİ 1863
Statüleri ve Türkiye CGmhuriyeö 3e münekit mukavelenamesi 2292 Numaralı 10/6/1933 tarihli kanunla tasdik edilmiştir. (24/6/1933 tarihli 2435 Numaralı Resmî Gazete)
Sermayesi: İO.OOO.OOC Ingiliz Lirası
İhtiyat akceai:_____1,25COOO Ingilir Lirası
Türkivenin başlıca Şehirlerinde PARİS. MARSİLYA ve Nfâ’de LONDRA ve MANÇESTER DE MISIR. KIBRIS. YUNANİSTAN İRAN. İRAK. FİLİSTİN ve MAVERAYI ERDÜN'de
Merkez ve Şubeleri
Yugoslavya. Rumanya, Yunanistan, Suriye, Lübnan Riyalleri ve bütün Dünyada Acente ve Muhabirleri vardır.
Het nevi Banka Muameleleri rap ar
Hesabı cari ve mevduat hesaplan küşadı.
Ticari krediler ve vesaitli krediler Icuşadı.
Türkiye ve Ecnebi memleketi» üzerine keşide senedat ıSKontosı Borsa emirleri.
Esham ve tahvilât, altın ve emtaa üzerine avans.
Senedat tahsiJâh ve saire.
En yüksek emniyet «artlarını haiz kiralık Kasalar Servisi vardır.
Piyasamı> en müsait «artlarîle (kumbaralı reva kumbaram) tuarruf hesaplan aeıhr
Halk türküleri
eşsiz sanatkârı ZEHRA BİLİR
YAKIN
BÜYÜKDERE
BEYAZ P A R K’ ta
1 — Yukarda cins ve miktarı yazılı malzeme pazarlıkla sat alınacaktır.
2 — Pazarlık 8/6/945 Cuma günü saat 10,30 da Kabataş Levazım şubesindeki Alım Komisyonunda yapılacaktır,
3 — Şartnameler her gün adı geçen şubeden alınabilir. A kara, İzmir başmüdürlüklerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte güvenme paralarile b
likte mezkûr komisyona müracaatları ilân olunur (720
Komedi
Egzotik danslar kraliçesi ADALET
Doktor Eczacı ve Eczacı Kalfası Aranıyor
Ereğli kömürleri işletmesi umum müdürlüğünden;
1 — İşletmemiz sağlık teşkilâtı için bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmek üzere bir mücadele tabibi,
2 — Ocaklara bağlı dispanserlerimiz için dispanser hekimi, eczan ve eczacı kalfası alınacaktır.
Taliplerin Zonguldakta E K. 1, genel direktörlüğüne müra-Caatlan.(7330)
Satılık Bağ ve Bahçeli Köşk
Erenköyünde Ömerpaşa sokağında 30 numaralı yedi buçuk dönüm arazi dahilinde ayrıca bağı yetişmiş çam muhtelif cins yemiş ağaçlan pervaneli ve tulumbah müteaddit kuyu iki büyük havuzu, geniş müştemilâtı ile içi dışı boyalı güzel bir köşk Kadıköy birinci sulh mahkemesince izalei şuyu zımnında 4/6/945 pazartesi günü saat 10 ile 12 arasında açık arttırma ile katı surette satılacaktır. Muhammen kıymeti 57 bin liradır. Daha ziyade malûmat mahkemedeki dosyasından alınabilir. -, , (7161)
İstanbul Belediyesi îlânlan
Karaciğer, Mide, Barsak. Böbrek hastalıklarınızın tedavisine
TUZLA İÇMELERİ
Açılmış ve trenler işlemektedir.
Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları Anonim Sosyetesinden:
İstanbul Ticaret ve Sanayi odasından aldığımız 788 numaralı ithalâtçı grup vesikamız zayi olmuştur. Yenisini çıkaracağımızdan zayün hükmü olmadığı İlân olunur.
Tekel genel müdürlüğünden:
İdaremiz eski Urfa atölyesi makinisti Ahmet Yoncu hakkında memurin komisyonunca verilmiş olan luzumu muhakeme karan adresi bulunmamasından ötürü kendisine tebliğ edilememiş olduğundan keyfiyet hukuk usulü muhakemeleri kanununun 141, 142, 144 üncü maddeleri gereğince kanunî tebliğ yerine geçmek üzere llânen tebliğ olunur, (7331)
İstanbul Vakıflar direktörlüğü İlânları
İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğünden:
semti mahallesi Cadde veya sokağı Numarası Cinsi Aylık kirası LlraK.
Rami Cuma Cami 44 Dükkân 3 50
> » » 46,48,50 Üç 4fı klrAn S 00
Tahtakale Balkapanı Hanı Cami odası 5 00
içinde
Aayvansaray Atik Yavedut 1-28 Ahır 1 50
Mustafa paşa
Eyüp Kalenderhane 59 Arsa 4 0C
Şehremini Lâlezarcamli 3 Lâlezar camii 1 00
Uzunyusuf arsasmda baraka
arsası
> > 2-5 Baraka arsan ve 3 00
bir baraka
B B 3-5 Baraka arsası 2 00
B B 4-5 ■ B 2 00
» > 7 » * 2 00
» . 9 D » * 1 00
Balat Hamam!- Hamamimu- 20 00
muhittin bittin camii
Yukarda yazılı mahaller 945 senesi aralık ayı nihayetine kadar kira-
ya verilmek üzere Hâna konmuştur. İhaleleri 14/hazlran/945 perşembe
günü saat on beştedir. İstekliler o saate kadar Çembcrlltaşta İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğünde Vakıf Akarlar kalemine gelmeleri. (73681
Finike malmüdürlüğünden:
1 — Finikede İdrisler Musa Kâzım ve şürekâsı mefsuh kereste kolektif şirketinin 1940 ticari yılı içinde resen taktir yoliyla hesaplanan safi kazançından dolayı 1941 malî yıl için tarhedilen kazanç vergisinin bu şirketin ortaklarından bulunan Antalyada Mehmet Miirsi Bileydi ve kardeşleri ve evlâtları kolektif şirketine ait kısım aşağıda gösterilmiştir.
a) Matrah farkı 8332 lira 97 kuruştur.
b) Kazanç vergisi 1249 lira 95,buhran vergisi 245 lira 99, fevkalâde zam 1249 lira 95 kuruş, olup yekûn 2749 lira 89 ve üç kat , zam cezası da ilâve suretile tarhiyat mecmuu 10999 lira 56 kuruştur.
c) Bu ilâna sebep Antalyada Mehmet Mürsi Bileydi ve kardeş-
leri ve evlâtları köllektif şirketine mensup olup halen Iskenderi- 1 ye İlinde bulunan Ali Bileydi veresesinden Mehmet Nail Ahmet Lulu eşi Fatma tnci ve Abdivcreseginden Mahmut Biloydinin hakiki ikametgâhlarının kati surette bilinmemesinden ileri gelmiş tir. (7375)
dOdö 1° uoisjsa ssjj Xq psıeaıo
Tahmin bedeli İlk teminatı
0196,78 689,76 Hastanelerle diğer sıhhi müesseseler, yatılı okul-
lar, diğer teşekküller, konservatuvar yatı kısmi ve darül’aceze müesseseslnin 945 yılı aralık ayı sonuna kadar İhtiyacı olan 3642 kilo beyaz peynir ve 775 kilo kaşar peynir
6969,90 822.74 Hastanelerle diğer sıhhi müesseseler, konserva-
tuvar yatı kısmı ve darül’aceze müessesesinln 945 yılı aralık ayı sonuna kadar ihtiyacı olan 104890 adet yumurta ve 11275 adet limon.
Tahmin bedellerlle İlk teminat miktarları yukarıda yazılı mevaddi gı-daiye satın alınmak üzere ayrı ayrı açık kapalı zarf usulde eksiltmeye konulmuştur. Şartnameleri zabıt ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir. İhaleleri 13. 6. 945 çarşamba günü saat 15 de daimî komisyonda yapılacaktır. İsteklilerin İlk teminat makbuz veya mektupları ve kanunen gösterilmesi lâzım gelen diğer belgelerle' birlikte 2490 No. lı kanunun tarif . çevresinde hazırlıyacaklan kapalı zarflarını ihale günü saat 14 de kadar daimî komisyona vermeleri lâamdır. (7112)
Toprak mahsulleri ofisi Yozgat anbar şefliğinden:
1 — Benzini bedeli mukabilinde ofisimlzce verilmek şartile lâstik verilmemek kaydlle Yozgat vilâyetinin Sorgum kazasında ofisimize ait depolarda mevcut *2000» ton hububat ve bakliyatın Yerköye nakli işi açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme II haziran 945 pazartesi günü saat 15 de Yozgat bölge anbarlar şefliği binasında yapılacaktır. Bu eksiltmeye girmek isteyenlerin bu işe ait şartnameyi anbar şefliğimizde, İstanbul şubesinde. Sorgum belediyesinde, Ankara şubesinde, Yerköy, Kırşehir, Fakılı, Şefaatli anbar şefliklerinde her gün görebilirler.
3 — İsteklilerin «1000> lira maktu İnançlarını eksiltme saatinden bir saat önceye kadar Yozgat anbar şefliği veznesine yatırmalar! ve belli saatte bölge şefliğinde toplanacak komisyona baş vurmaları.
4 — «2600» tonluk hububat ve bakliyat nakline tekelden talip çık-
madığı takdirde «1000» tonluk iki gurup üzerinde ihale yapılabileceğinden bu İkinci guruba dahi! olmak İsteyenlerin yine «1006» Ura teminatla belli komisyona baş vurmaları ilân olunur (7278)___________
Lavanta çiçeği alınacak
Tekel genel müdürlüğünden:
Esans yapılmak üzere bu sene de LAVANTA ÇİÇEĞİ satın alınacaktır İlgililerin şimdiden gerekli tedbirleri almaları (7334)
Türkiye iş Bankası
Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 29 ocak, 2 Mayıs, 24 ağustos, 1 kasım tarihlerinde yapılır.
- . 1945 İKRAMİYELERİ
1 adet ARSA (İstanbul'da Büyük Yalı'da Ada: 164, parsel No. 4, 923 M2.)
1 Adet 2000 Liralık = 2000.— Lira
3 » 1000 D — 3000.— 9
4 B 500 B — 2000.— 9
10 » 200 » — 2000.— »
25 100 » — 2500.— D
100 » 40 » — 4000 — »
150 » 20 • — 3000,— 9
3ÛÜ !» 10 B - 3000.—
Türkiye İş Bankasına para yatırmakla yalnız para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, aynı zamanda talimizi de denemiş olursunuz.
sahile 8 AKŞAM 2 Haziran 1945
Bunaltıcı sıcaklarda serinlemek, sıkıcı havalarda ferahlanmak asabî hallerde sinirleri teskin için
HAŞAN LİMON ÇİÇEKLERİ
/İlıcak Avrupa ve Amerikada benzerine tesadüf eaılecek derecede yüksek bir kalitede olup pek lâtif kokuludur. Haşan depolarile bütün ıtriyat mağazaların la satılır
Nlğboluda, Varnada, Çaldıranda, Mohâçta, Pr®-yezede, Uyvarda, Kanljejd®. Plevncde, Çanak -kalede, Sakaryada, lnönünde vs diğer savaş meydanlarında
Tarihe Şan veren Türk
Hazırlayan: Feridun Fazıl Tülbentçi
MÜHİM BİR KISMI ANKARA RADYOSUNDA a KAHRAMANLIK MENKIBELERİ- SAATİNDE OKUNAN BU KONUŞMALAR BİRÇOK İLÂVELERLE:
TARİHE $AN VEREN TÜRK
udiyle aAKBA» Kltabevl taralından yayınlanmış ve satışa çıkarılmış Vır. »Tarihe Şan Veren Türk» eserini okurken göğsünüz İftiharla kabara-
caktır. Fiatl 125 kuruştur.
^onııorı 1B MUHTELİF RENKTE BULUNAN
CHROMEKTO
SAÇ B0VH5INI ECZRNt PARFÜMERİ IjjhtGRZPir.RINDflN RRHVINIz
Yüksek emnivo» ve fazla dayanırlık için, 23 yıldan beri İmal edilen Seiberllng otomobil lâstiklerinin
yüksek kalitesine güvenebilirsiniz.
" KAUÇUKDA GÜVENEBİLECEĞİNİZ NAMDIR "
TÜRKİYE ACENTESİ ı “ARŞİMİDİS MÜESSESESİ" OTOMOBİL MALZEMESİ T. A. Ş. Ictikiai Cad. 30 * İSTANBUL, TOrkly®
SEIBERLING RUBBER EXFORT COMPANf İ04KE MERKEZİ : AüROh, OHIÖ. ü. 3. A T#|tf»l «(r(ll , •• SEIBERLING ■■
fUrlktlırı ; AMrou, Om» U 1 A. ■■ lorunla. Canada

Açık arttırma ile fevkalâde satış
Mecburi emsalsiz büyük bir satış
Nadide eski seccadeler, biblo koleksiyonu, enfes eşyalar Haziranın
3 üncü pazar günü saat 10 da, Beyoğlunda Taksimde, Cumhuriyet meydanında Belediye bahçesi karşısında 27 numaralı Ceylân apartmanının 2 nel da leşinde mevcut ve şehrimizde çok tanılmış bir zata alt s«-nelerdenberi büyük İtina He toplanmış emsalsiz eski İran halıları, bLb-lolar, kristal avize ve çok kıymetli eşyalar açık arttırma sureti]® mecburi satılacaktır. Ceviz lup kaplama tekmil vitrlnll 1 büfe, 1 dresuar,
4 koltuk, 8 sandalya. masa ve 1 çay arabasından İbaret ültra - modern zengin yemek oda takımı üstleri İpek kumaş en son model stüdyo divan Ve Berjer koltuklarlle beraber emsaline az t esadüf olunur lüks salon takımı. Japon ve zeytin kaplama 14 parçadan ibaret hususi surette getirilmiş direktuar muhteşem yatak oda takımı, Pomlya usulü Fu-muar takımı, salona alt dublı - kristalli şık masa ve gerldonlar, biblo salon vitrinleri, son sistem bir Bar, yeni berjer koltuklar, beheri 12® parçadan İbaret hakiki Llmoj Havlland tabak takımı, bakara kristal tayye pasta tabak ve vazolar. St. LouLs komple su takımları, Arjante maden çay takımları, çok kıymetli Keşan, İsfahan, Sine, Meşet, Mir ve İpekli nadide seccade ve halılar, Rozental, Dresden, Vienna büyük bir biblo koleksiyonu. 2 adet hakiki Sevr büyük vazo, meşhur Sablno ve Morano, kristal avize ve Aplikleri, Masif bronz kristalli avize ve antre lâmbaları. Avrupa bavul ve valizleri, Lallk vazolar. Granit mermer Bronz motifli muhteşem saat ve Vazolar. R. C. A. marka 12 lâmbalı 8 plâğı otomatik sııretile değiştirir, son model garantili radyo, Tual perdeler, Paris malı İşlenmiş keten sofra ve çay takımları, çay arabası, Japon vazolar. Seramik İmzalı artistik heykeller, elektrikli salon gramofonu, masif meşe zengin antrz takımı, İşlenmiş İpek karyola örtüleri ve kır. tüyü yorganlar, Dilber Pupeler, Frijider marka 6 ayak son model garantili buz dolabı, «Yunkers» marka hava gaz fırını vo ocakları, muşamba, dllçiş makinesi, va hepsinin yazılması gayri mümkün lüzumlu eşyalar. Eşyalar 2/6/1945 cumartesi gtinü herkese Vşhlr »lu-nacaktır. Fazla tafsilât almak için Antikacı Bay Rıza’ya müracaat-Kapalı Çarşı Zincirli Han.
Beyoğlu tünel meydanında
Fevkalâde kıymetli akar apartman satılıktır
İestiklâl caddesinde yeni 515 No. lu dört katlı ve altında halen oyuncakçı mağazası olan gayri menkulün tamamı, Beyoğlu dördüncü sulh hukuk mahkemesince haziranın beşinci sah günü, müzayede ile saat 16 da satılacaktır. «Tafsilâtlı ilân, 12 mayıs 945 tarihlî Tanin gazetesinde.»
I ÜROLOG - OPERATÖR
II Dr. M. ALİ TEZSEZER
I îdrL. ~ L._t_
I İlkleri c;
■ zanr-1--------J- -
İdrar yolları ve tenasül hastalıkları mütehassısı. Cağaloğlu eczanesi yanında 30/3 saat 9 - 19 a kadar,
Pangaltının tam merkezinde satılık apartıman Dörtyolağzı köşebaşı
Harbiye - Pangaltı Süleyman Nazif sokak 14 numaralı Işıl apartımanı; altı kat altışar oda gayet biiyük sofalı çok sağlam apartıman Beyoğlu Üçüncü barış yargıçlığınca 12/6/945 salı günü saat 16 da İzaleyi şuyu yo-111c satılacaktır. Numarası: 8/945

Zayi — 1930 - 1931 dırs yılı Erenköy kız lisesinden aldığım şehadetna-meyl kaybettim. Yenisini çıkartacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Sablha Kasideci
Zayi — Çatalca nüfusundan aldığım hüviyet cüzdanı, askerliğime ait muameleli kâğıdımı kaybettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisi hükümsüzdür. Çatalca: Kalelçl mahallesi Emin Serçe
Zayi — Adapazarı malmüdürlÖğünden almakta olduğum 244 numaralı maaş cüdanınım resmi senetlerini kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Sırma Balcı Kadıköy Osmanağa mahallesi Serasker sokak 53 No.
RİT
HERKESİN TUALET SABUNUDUR
Zayi — Vefa erkek lisesinden 931 -9'4 ders yılında aldığım tasdiknamemi zayi ettim, yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
4. C 239 numaralı Derviş oğlu Nail Sırman
Zayi — 1943 senesinde Cağaloğlu erkek orta okulundan aldığım tasdiknameyi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
166 No. lı Betızat Özatakan
50LEYİN
Deniz mevsmi başladı
Denize girmeden ve güneş banyosundan evvel muhakkak SO-LEYİN kullanınız.
m Satılık tekne m
Kotra ve tenezzüh motörü olabilir, 12 metre boyunda nefis bir tekne. Sirkeci istasyonu karşısında Nemllzade han No. il den sorulabilir.
İstanbul milli korunma savcılığından: İlâm 945/390
Yüksek Iiyatla atlet fanilası satmak suretile millî korunma kanununa muhalefetten suçlu İst. Mahmut-paşa 61/1 sayıda fantlaci Bogos oğlu 1311 doğumlu Kalas Nanus hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (2) No. lu milli korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan milli korunma K.-nun muaddel 32, 57/5, 63 cü maddelerine tevfikan on lira ağır para ce-zaslle tecziyesine, beş gün müddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve bu müddet kadar ticaretten menine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 20. 2. 945 tarih ve 45/179 sayılı karar katl-leşmekle İlan olunur. Akşam gazete-slle neşrolunacaktır. (7332)
İstanbul millî korunma savcılığından: İlâm: 944/1737
Usulsüz fatura tanzim etmek sure-tlle milli korunma kanununa muhalefetten suçlu İst. yağ İskelesi çardak cad. zorba han İkinci kat 4 No. da zeytinyağı tüccarı Ali oğlu 1318 doğumlu Mehmet Şarıoğlu hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (2) No. lu milli korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan milli korunma K.-nun muaddel 31/4, 59/5. 63 cü maddelerine tevfikan «70» lira ağır para cezasllo tecziyesine «14» gün müddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve bu müddet zarfında ticaretten menine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 18. 10. 44 tarih ve 44/1400 sayıl» karar katlleşmekle İlân olunur. Akşam gazeteslle neşrolunacaktır.
(W>
Bilumum Parfümeri mağazalarl-le ıtriyat depolarında bulunur, Deposu: Beyoğlu Tünel Pasajı 10
Aydın asliye hukuk yargıçlığından: 945/281
Aydının Naipli köyünden Mehmet kızt Servet Yavaş’ın ayni köyden Ahmet oğlu Mehmet Yavaş aleyhine açtığı boşanma davasının yapılan yargılanması sonunda: tarafların boşanmalarına (2131» kuruş mahkeme masraflarının davalı Mehmet Yavaştan alınmasına ve kabahatli olan Mehmet Yavaşın bir sene müddetle evlenmemesine 2. 5, 945 gününde karar verilmiş olduğundan İlân tarihinden itibaren davalının kanun yollarına müracaat etmediği takdirde hükmün kesinleşeceği İlân olunur. ___________(7284)_____________________
İstanbul milli korunma savcılığından: İlâm: 943/1034
Fazla fiyatla ekmek satmak surett-le milli korunma kanununa.muhalefetten suçlu aslen Edirneli. İst. Edlr-nekapı Hatice sultan mahallesi cami çıkmaz sokağında 2 No. da oturur Mehmet oğlu 1908 doğumlu Vahide Özkan hakkında 3005 saydı kanuna tevfikan İstanbul (1) No. lu milli korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan milli korunma K. nun muaddel 31^2, 59/3, 63 cü maddelerine tevfikan «15» lira ağır para cezaslle tecziyesine, ekmek bedelinin müsaderesine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 13. 9. 43 tarih ve 43/930 sayılı karar katlleşmekle Hân olunur. Akşam ga-zeteslle neşrolunacaktır, (7337ı
İstanbul milli korunma savcılığından: İlâm: 945/685
Dükkânında faturasız olarak bulundurduğu manda etini »atmak suretine milli koruıuna kanununa muhalefetten suçlu İst. Fatih Saraçhane cad. 277 No. lu dükkânda kasap İbrahim oğlu 1890 doğumlu Emin Akol hakkında 3005 sayilı kanuna tevfikan İstanbul (4) No. lu milli korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan milli korunma K. nun muaddel 33, 57/8, 31/4, 63 cü maddelerine tevfikan 60 lira ağır para cezaslle tecziyesine, on iki gün. müddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve bu kadar müddet ticaretten menin» ve hükmün katileştiğinden neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 10. 4. 45 tarih v» 45/303 sayılı karar katlleşmekle ilân ilân olunur. Akşam gazetesll® neşrolunacaktır. (7351)
RADYOkaMOK
alınca KİLOLAR tabletler gibi erir.
ilân
Ankara Numune hastanesi baş tabibliğinden;
Mlkdarı Fiatı Tutarı M. Teminatı
Cinsi Kilo Gr. LlraK. Lira K. Lira K. İhale tarihi
Birinci nevi ekmek 33000 adet 25 8250 — 618 75 : 1
İkinci nevi ekmek 19000 o 30 5700 — 427 50 : l 18/6/945 pazartesi kapalı saat 10/30
Koyun eti 32000 1 95 62400 — 4370 00 1 ı 18/6/945 ■ * 10/30
Süt 25000 75 18750 — 1406 25 : •
Yoğurt 18000 90 16200 — 1215 00 ) 18/6/945 • > 15
Sadeyağ 5000 6 70 33500 — 2512 50 1
Pirinç 20000 1 40 28000 — 2100 00 ) ı 19/6/945 salı • 10
Patates 15000 35 5250 — 393 75 ) 11
Toz şeker 8000 1 97 15760 — 1182 00 ) 20/6/945 çarşamba 11
1 — Ankara Nümune hastahaneslnln 945 mali yılı yedi aylık İhtiyacı olan erzak ayrı ayrı eksiltmeye konul-
muştur. Eksiltme günleri hizalarında gösterilmiştir.
2 — Taliplerin kanunun taılfatı dahilinde hazırlayacakları mühürlü teklif mektuplarını muayyen olan
günde eksiltme saatinden l±r saat evveline kadar komisyona vermeleri.
3 — Şartnameler her giin İstanbulda Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğünde ve Ankarada hastahan® idare-
sinde görülebilir. «6665ı.

E
SİROP HEMOGLOBİN TEGE FAZLA KAN ZAYİ ETME HALLERİNDE. KANSIZLIKLARDA, GENEL ZAFİYETTE. HALSİZLİK. TAKATSİZLİKDE KULLANILIR.
Malatya Bez ve İplik Fabrikaları T. A. Ş.
İstanbul Satmalma Bürosundan:
MUKAVVA MASURA YAPTIRILACAK
İsteklilerin bir hafta zarfında büromuza müracaatları Adres: Galata Mumhane caddesi eski Şarap İskelesi sokak Muradiye han No. 16
— İSTANBUL AMERİKAN KOLEJİ — KUZ KISMI ARNAVUDKÖY
Okulumuz kız kısmında yeni öğrenciler İçin
YATILI YER KALMAMIŞTIR
Namzet kaydedilen öğrencilerin genel bilgi bakımından yapılacakolan ■■■■■» giriş İmtihanı tarihi ayrıca İlân olunacaktır.
TASFİYE HALİNDE BULUNAN
ŞİRKETİ HAYRİYE T.U.Ş.
Tasfiye Heyeti Başkanlığından:
Mefsuh Şirketi Hayriye Hissedarlar Umumi heyetinin 14/4/945 tarihli toplantısında 15/5/945 tarihinden itibaren amorti edilmiş beher hisse senedine kırk beşer, amorti edilmemiş hiss® senetlerinin de beherin® ellişer liranın avans olarak İtasına karar verilmiş ve hissedarların ellerindeki hisse senetleri mlkdarına göre müracaat günleri tes-blt edilerek 31 Mayıs 045 tarihine kadar müracaat edenlere tevziatta bulunulmuştur.
Bu müddet zarfında müracaat etmeyenlerin Haziran 945 nihayetine kadar pazartesi vo perşembe günleri Öğleden evvel saat 10 - 12 arasında Tasfiye merkezinin bulunduğu Galata Sigorta hanında 4 Üncü katta 2-4 No, h odada toplanan Tasfiye heyetine hisse senetleri ve hüviyet cüzdanlarını hamilen gelmlerl lüzumu ilân olunur.
Maliye Bakanlığından:
Teminatı
Nav’1_________________________________________________________Lira
İstanbul İçinde kara nakliyatı 150
İstanbul içinde Deniz nakliyata 150
Depo 11® İskele arası nakliyatı 150
Fersude anbalaj kâğıdı satışı 120
Kapak tahtası » 120
Çenber * 13
Yukarıda yazılı muhtelif nakliyât İşleri İle balaj satışla.ı ihale tarihinden aralık 1945 sonuna kadar müddet için ayrı ayrı eksiltme ve arttırmaya konulmuştur. İsteklilerin, hizalarında gösterilen teminat paralan 11® birlikte, karşılaşmak üzere 4. ö. 1945 pazartesi günü saat 14 de Beşlk-taşta Hayrettin iskelesi yanındaki maliye kırtasiye deposuna müracaatları._____(6438)_____________________________________________
Muhasebeden anlar bir memur aranıyor
Bolu vakıf orman işletme müdürlüğünden:
İletmemiz muhasebe servisinde çalışmak iizere bir hesap tetkik memuru alınacaktır. Kendisine 3659 sayılı barem kanununa göre 85 lira aylık ücret verilecektir. En az iki sene muhasebe İşlerinde çalışmış bulunan isteklilerin miisbit k&ğıtlarile on gün içinde işletmemize başvurmaları. (7270)

Comments (0)