2 Haziran 1950 — Cuma
TIHncrai 1

• SİYASİ İKTİSADİ
I sLnrA lo İPİ

t
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8 Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone : Türkiye için seneliği 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler İki mislidir.
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden : HABİB EDİB-TÖREHAN
İlânlar: 6 ncı sayfada santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmoz.
Sayı 184
10 kuruş
Telefon : 44756 - 44757 Santral Telgraf Adresi : Hetlo. İstanbul
îç politika

Hükümet progromında ziraî istihsal dâvamız
l/öylü ile meşgul olacağımızı uzun senelerden beri hep itiraf ettik ve köylüyü efendimiz diye vasıflandırdık Buna rağmen bugün açık bir hakikat olarak vaziyeti ortaya koymak lâzım gelirse işin hiç de böyle olmadığını görürüz. Filhakika ziraatın terakkisi ve köylerin kalkınması için bir çok şeyler yapılmış, fedakârlıklar ihtiyar edilmiş, fakat müspet neticeler elde olunamamıştır. Çünkü, bu hususta bizim ezel! olan terbiyemiz iktizası ifrata ve gösterişe gidilmiş ve memleketimizin bünyesi ile müsait ve amel! bir mahiyet gösteren şeylere yaklaşılmamıştır. İstihsal dâvamızın zamanında halledilmesi her şeyden evvel umumî bir seviye meselesidir. Köylünün bilgiye malik olması çok lâzımdır. Ondan beklediğimiz bilgi umumi coğrafya malûmatı değildir. Onun kendi toprağında yetiştireceği şeyleri daha ucuz ve daha iyi nasıl elde edeceğini bilmesi köylüyü kuvvetlendirir, şehirden uzak tutar. Bundan başka köylünün istihsal ettiği maddeleri kıymetlendirmesi de o-nun faaliyetini arttıracak en mühim bir sebeptir. Köylü istihsalinin kıymetlendirilmesin! düşündüğümüz zaman hatırımıza derhal devlet müba-yaatı gelir. Ve bu düşünceler bizde devletçiliğin bıraktığı mühim bir mirastır. Halbuki biz köylünün istihsa-ljHma karşı gelen engelleri ortadan kaldırır ve bu malların pazarlara fevkini ucuzlaştırarak kolaylaştırır ve ona kredi imkânlarını verirsek o vakit devlet, mübayaasını isteyenlerin adedi şüphesiz ki çok azalacaktır.
Bu işler hakkında şimdiye kadar a-lınan tedbirlerin iyi tatbik edilememesi fena neticeler vermeye sebep olmuştur. Çünkü, memleketimizde şikâyet edeceğimiz en mühim nokta ka-âlin, nizam ve usuller değil, bunların tatbikatıdır. Yine ziraatln ilerlemesi ve müstahsilin kalkınması için kurulmuş olan kooperatiflerimizin bir türlü ilerlemek imkânını göstermemesi ve memleket iktisadiyatına hizmetten sarfınazar kendi âzalarına bile faydalı olamaması bu teşekküllerin âdeta birer hükümet dairesi haline konmuş olmasıdır.
Köylüye ve büyük müstahsile bildirmelidir ki, asıl gaye az istihsal e-dlp pahalı satmak değil, çok mal İstihsal ederek ucuza elden çıkarmak ziraat işlerinin başında gelen en mühim bir noktadır.
On altı sene kadar evvel Adana mmtakasında iki ecnebi ile ihraç malımız olan pamuk hakkında tetkiklerde bulunmak üzere seyahat ettiğimiz zaman, bizden bir ay kadar evvel oraya gelmiş olan şimdiki Cumhur Reisimiz ve o vaktin iktisat Vekili olan Sayın Celâl Bayarm Adanaya uğradığını ve pamuklarımızın iyi fiyatla satılmadığına dair müstahsilin şikâyetlerini dinlediğini işit-miştik. O zamanlar bizim pamuklarımız Amerikan pamuğuna nazaran yirmi para daha pahalı idi. Sayın Celâl Bayann. bu şikâyetleri dinledikten sonra verdiği cevabın bizi en memnun eden ciheti gayemizin devlet müdahalesi ile mallarımıza hariçten fazla fiyat temini değil, bilâkis başka memleketlere nazaran daha ucuz istihsal etmekliğimiz olduğunu bildirmesidir. Filhakika düşünülecek olursa köylüsü çok müreffeh bir hayat geçiren memleketlerle bizdeki köylünün arasında büyük bir geçinme farkı vardır. Bunun en büyük sebebi, yalnız para ve kazanç değil, umumi olarak seviyedir. Onun için ilk iş olarak köylünün seviyesini yükseltmeye çalışmaklığımız lâzımdır. Bunun bir zaman meselesi olduğunu biliyoruz. Fakat düşünmeliyiz ki, Yirminci Asrın dev adınılariyle ilerlediği şu zamanlarda beklemeye de vaktimiz yoktur. O halde köyümün istihsal edeceği malların bol ve ucuz yetişmesi için kendisine İmkânlar vermekliğimiz, yani engelleri ortadan kaldırmaklığımız lâzımdır. Zayıf topraklarımızı kuvvetlendirmek, sulama işlerimizi tanzim eylemek, nakliyat meselelerini iyi bir safhaya sokabilmek için muazzam milyonlara malik olacak plânlar çizeceğimize şimdiden bunların yapılabileceklerinin başa masına gayret etmek iktisadi mamızın mühim bir dönüm olacaktır.
Uzun senelerden beri geri
olmaklığımıza rağmen biz köylümüzün tabii olan zekâsına ve iyi İle fenayı biribirinden kolaylıkla ayırma kabiliyetine inanıyoruz. Uzun asırların bıraktığı fena tesir neticesi olarak köylüde hükümetin kendisiyle meşgul olmadığı ve kendisinin artık İhmal edilmeye mahkûm bir unsur olduğu kanaati vardır. Bu sebepten e-ger hükümet ona gölge olmazsa başka bir şey İstemezdi Halbuki şimdi hükümet onun bütün tesirlerden uzak olarak seçtiği hakiki mümessillerinden müteşekkildir. Ve artık onunla uğraşmayı bir söz olarak değil, belki de bir mecburiyet neticesi yapacaktır.
İktisadi kalkınmamızın başlangıcını köyde görür ve bu hususta yapacağımız şeylerin iyi tatbik edilmesi imkânını bulur ve bunu artık âlâyiş-ten uzaklaştırmak suretiyle iyi bir plâna bağlarsak öyle zannediyoruz ki, üzerinde yürüyeceğimiz refah yolunda sağlam adımlar atmaya başlamış olacağız.
Habib Edib - Törehan
çıkanl-kaikın-noktası
kalmış



Fransız Başbakanı
Dışişleri Bakanımıza Pariste geniş dostluk tezahürleri gösteriliyor
Paris, 1 (Paris Hususî Büromuz bildiriyor) — Yeni Türk Dışişleri Bakanı, Pariste hararetle ve hususi bir alâka İle karşılandı. Başbakan Bidault, Fuat Köprülüyü Pariste geçirdiği ilk gün kabul ederek görüşmek arzusunu izhar etmiştir. Bu görüşme üç çeyrek saat sürmüştür.
Başbakanlık yakın çevreleri. Fransız Başbakanı İle Türk Bakanı arasındaki konuşmaların son derece dostane bir şekilde ve tam bir itimat havası içinde cereyan ettiğini bildiriyorlar. Bu mülakatta siyasi meselelere temas dar oldukları ve alınmıştır.
Türk Elçiliği
edilmiş, bilhassa rol oynadıkları
çevrelerinden bu
Fransa ve Türkiyonln birlikte alâka-ortaşark bölgesine ait mevzular ele
akşam bildirildiğine göre, Fuat Köprülünün Pariste bulunduğu sırada, Cumhurbaşkanı Auriol tarafından da kabul edilmesi ihtimali vardır. Fransız Dışişleri Bakanı Schuman ise, Köprülü ile cumartesi günü öğleden sonra görüşecektir.
Böylece en mühim Fransız şahsiyetleri. Türkiye Cumhuriyetinin Parise gelen mümessiline karşı sevgi ve sempatilerini göstermeye devam ediyorlar, öte yandan Fuat Köprülü, Pariste tanıdığı şahsi dostları tarafından etrafı alınmış vaziyettedir. Evvelce Pariste uzun zaman kalmış olup, Paris Üniversitesinin ve diğer bir çok vilâyetler üniversitelerinin fahrî doktoru pâyesini haiz bulunan Köprülü. Fransız kültür muhitindeki en yüksek şahsiyetlerle dostluk bağları kurmuştu.
Fuat Köprülü, bugünün mühim bir kısmını Türk Elçiliğinde, Nu-man Menemencioğlu ile. Elçilik mensuplariyle ve Avrupa İktisadî İşbirliği Türk delege heyeti âzalarlyle uzun görüşmeler yaparak geçirmiştir. Kendileriyle Türk dış siyaseti hakkında geniş bir müzakere yapmış, bilhassa Fransa ve Türkiyeyi aynı zamanda ilgilendiren meseleleri gözden geçirmiştir.
Bu arada, yarın toplanacak olan İktisadî işbirliği Konferansında ve cumartesi günkü Avrupa Konseyi Bakanlan içtimaında ele alınacak meseleler tetkik edilmiştir.
Köprülü sah veya çarşamba günü Paristen ayrılacaktır.



Acheson, Türkiye için tenkide uğradı
Dışişleri Bakanı, sorulan Amerikanın dünya
VVashingtOB, 1 A^A. (United Press! — Dışişleri Bakanı Dean Achcson’un dün Kongreye verdiği beyanatı müteakip, Kongre üyeleri kendisine muhtelif sualler tercih etmişlerdir:
Bu sırada ayandan Cumhuriyetçi Harry Caln. Türkiye ile İspanyanın Kuzey Atlantik Paktına kabul edilmesi meselesine Acheson'un gösterdiği “alâkasızlığın” kendisini endişeye sevkettlğini belirtmiştir.
Harry Caln, Avrupada başarılmış olan işlere karşı hayranlık duyduğunu. fakat “alınması gereken” diğer bazı tedbirlerin alınmaması keyfiyetinin kendisini müteessir ettiğini söylemiştir.
Cumhuriyetçi Kcnneth Werry ise şu beyanatta bulunmuştur:
‘‘Dışişleri Bakanı beyanatında umumî meselelere temas etmiştir. Ache-son’un bütün camlanın savunmasında hayati bir unsur teşkil eden Türkiye ve İspanyadan bahsetmekten kaçınmış olmasını manalı buldum.” Kongrede yapılan diğer tenkidler ve Acheson'un cevaplan
VVashington, 1 AA. (Afp) — Dün kongrenin kütüphanesinde Ayan ve Temsilciler Meclisi müşterek toplantısında yaptığı beyanatında Acheson “Herhangi bir diktatör, silâhlı kuvvetler teşkiline devam ettikçe, demokrasiler, eğer barış İçinde yaşamak istiyorlarsa silâhlı kuvvetlerini idame ettirmek ve yeter derecede hazırlıklı bulunmak azmini göstermek zorundadırlar” dediği zeman şiddetle alkışlanmıştır.
Bundan sonra Dışişleri Bakanı çeşitli sorulara cevap vermiştir. Ache-son’a sorulan ilk sualler. Dışişleri Bakanlığı tarafından takip edilen siyasetin parlâmentoda bir azınlık tarafından tenkld edildiğini göstermiştir. Bu azınlık temsilcileri, silâhların tahdidi yolunda bütün gayretlerin sarfe-dilmesini ve "topyekûn siyaset” pren-slpinin yeter derecede enerji ile takip edilmemesini tenkld etmişlerdir.
Muhtelif suallere cevap veren Acheson, Fransız - Alman kömür ve çelik sanayiinin birleştirilmesini hedef tutan Schuman Plânını Birleşik Amerikanın “cesaretli ve yapıcı” bulduğunu yeniden teyit etmiş ve Avrupadnn bir seyahatten dönen Trygve Lic’nin, sadece Paris, Londra ve Moskovada başlıca halihazır meselelerini gözrlen geçirdiğini söylemiştir. Bu meseleler şunlardır: :
sualleri cevaplandırarak, siyasetini izah etti
1 — Komünistlerin Birleşmiş Millet-! lero kabulü,
2 — Güvenlik Konseyinin muayyen samanlarda yapacağı toplantılar.
Bu toplantılar ancak Sovyetlpr yeniden Güvenlik Konseyi toplantılarına iştirak ettikleri zaman yapılabilecek-
tir.
Almanya hakkındaki şu cevabı vermiştir:
”1956 ten beri Huşlar
/ı Sovyetleşiİrmek çarelerini arıyor ve geciktirici manevralı/rla Alman barış andlaşmasının neticelenmesine engel oluyorlar. Şosetlerin bu hususta tabiye değiştireceklerine Amerikan Hükümetinin inanması için hiç bir sebep mevcut değildir. Birleşik Amerika Almanyada hür seçimlerin yapılmasına taraftardır ve Batı Almanya ile Avrupa memleketleri arasında, Avrupa iktisadi kalkınma çerçevesi dahilinde olduğu kadar, Avrupa Konseyi kadrosu içinde de gittikçe artan bir İşbirliği arzu etmektedir.”
Temsilciler Meclisi üyelerinden birinin, Sovyetlerin Berlinde veya başka bir yerde bir harbi göze alıp almayacaklarını Achesondan sorması üzerine, Dışişleri Bakanı şu cevabı vermiştir : :
“Azimle hareket edersek silâhlı bir ihtilâfa sebebiyet vermeyiz. Böyle bir ihtilâf ancak bizim zaaf göstermemizle çıkabilir Demek ki, Batılı devletlerin birleşmesi zaruridir.”
suale Acheson
Doğu Avrupa-
anyor
Kıral Abdullahın açıklaması
Ortadoğuda sulh için ne gibi şartlar lâzımdır ?
Amman, 1 A.A. (United Press) — Ürdün Kıralı Abdullah, Ortaşarkta sulbün ancak İsrail meselesi halledildiği zaman tesis edilebileceğini ve yeni Yahudi Devletinin sınırlarının muvakkat telâkki edilmesi gerektiğini bu gün söylemiştir.
Kıral hudutların bugünkü halinin Filistin meselesinin nihai surette halline tesir etmlycclğini bildirmiştir.
United Press muhabirine verdiği mülakatta Kıral Abdullah şunları söylemiştir:
“Üç büyüklerin yayınladıkları beyanname Arap devletlerinin serbestçe İfade ettikleri arzuya uygun olarak aralarında kendiliğinden hasıl olan hür bir birlik kurmalarına mugayir değildir.,,
Komşu memleketleri birleşmeye icbar ederek Büyük Surl^cyi yaratmak gayesini güttugü yolunda diğer Arap merkezlerinde yapılan ithamlara temas eden Kıral şunları söylemiştir:
“Birliği temin etmek için silâhlı kuvvet kullandığım yolundaki haberler bulanık su-ia balık avlamaktan başka bir şey değildir.,,
â
Programın müzakeresine bugün de devam edilecek
•»
ÎÇ SAYFALARDA
İKİNCİ '
Yapılmıyan işler ve sosyal sebepleri M. Nermi
Etibank, Siimerbank, M.T.A. ve Şeker Şirketi muamelelerinde şimdilik yüzde 5 ilâ 15 tenzilât yapılabilecek
Hükümetin bugün güven oyu istemesi muhtemel
Ankara, 1 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — B.M.M, Hükümet programı üzerindeki görüşmelerine yarın da devam edecektir. Geçen oturumda söz istemiş olan 23 milletvekilinden başka yarınki toplantıda daha bir çok milletvekilinin program etrafında konuşmak istiyeceklerl zannedildiği için müzakerelerin pazartesiye kalması ihtimali de vardır. Görüşmeler yarın akşam bitirildiği takdirde Hükümet Meclisten güven oyu istiyecektir.
Bugün işletmeler Bakanlığında Etibank, Sümerbank, M.T.A., Şeker Şirketi Umum Müdürleri İle İşletmeler Bakanlığı Müsteşarının hazır bulunduğu bir toplantı yapılmıştır, işletmeler Bakanı ile Ekonomi ve Ticaret Bakanının da hazır bulundukları bu toplantıda İktisadi Devlet Teşekkülleri fabrika vc tesislerinde imal veya istihsal olunan çeşitli maddelerin fiyatlarında ne miktar tenzilât yapılabileceği incelenmiştir. Buna muvazi olarak bu teşekküllerin daha rantabl bir hale getirilmesi ve bilhassa maliyetlerde esaslı indirmeler yapılması imkânları da görüşülmüştür.
İktisadî Devlet Teşekküllerinin ileride alacağı veçhe Hükümetçe bilâhare tesbit edilecektir, Buna Intizaren işletmeler Bakanlığı lüzumlu göreceği âcil tedbirleri şimdiden almak kararındadır. Bugünkü toplantıda iktisadi Devlet Teşekküllerinin hali hazır vaziyetleri bu cepheden etraflı şekilde gözden geçirilmiştir. Yetkililerden öğrendiğimize göre Devlet fabrika ve tesisleri mamullerinin fiyatlarında asgarî yüzde 5-15 bir ucuzluk sağlanması hedef tutulmuştur. Bugünkü görüşmeler bu tenzilâtın mümkün olabileceği kanaatini vermektedir.
Af kanunu tasarısı üzerindeki çalışmalara gelince filhakika geniş bir af kanunu çıkarılacaksa da memleket bütünlüğü aleyhinde suç işlemiş olanların aftan istifade ettirilmemesi mevzubahistir.
• *
Bugün Meclisten itimat reyi istlyecek olan Başbakan Adnan Menderes geçen celsede müzakereleri takip ederken İçişleri Bakaniyle görüşürken
Cumhurbaşkanı Çankayada oturacak Ankara, 1 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Cumhurbaşkanı Celâl Bayana Çankayada yalnız resmi ziyaretleri kabul edeceği ve geceleri orada kalmıyacağı hakkındaki haberlerin teeyyüt etmediği bildiriliyor. Devlet Başkanlığı vazifesinin icapları Cumhurbaşkanının Çankayada devamlı o-lar ak İkametini zaruri kılmaktadır.
Truman »5 sene
olmıyacak» diyor
ÜÇÜNCÜ Müstakbel harpte atom bombası, her derde deva olamıyacak
DÖRDÜNCÜ
Nejad'm Sergisi
Ayşe Nur
Aralık ayında bir gece
(Hikâye)
BEŞÎNCÎ
Gelir vergisi ve vergi mükelleflerinin sigortalanması Müfit Kutlan

Cenevrede toplanacak çalışma konferansına
------ J
İştirak edecek heyetimiz bugün hareket ediyor
Ankara, 1 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Cenevrede toplanmakta o-lan Milletlerarası Çalışma Konferansına Türkiye adına iştirak edecek o-lan heyet yarın yola çıkacaktır. Heyet Tahsin Bekir Balta, Muhlis Fer, Hilmi Naili Barlo, Kemal Erçetinden mürekkeptir.
Pakistanın Amerikada gördüğü itibar
Pakistan Başbakanına Cnlonıbla Üniversitesi Hukuk FakUltesl tarafından fahri doktorluk unvanı verildi. Resimde, Colombla Üniversitesi General D»lght D. Eisenhouer (solda) Başbakan Liyakat Ali Han (sağda) 8 mayıs günü Üniversite kamp sahasında Low Memorlal Kütüphanesindeki merasim esnasında görülmektedirler
HuiH»ın^üuı'nı*(nnnxınııntnuııuutfrr(iiM(nııiırwfnMiuuııiHintrtnaii!tntrt!nmikMtım


AVRUPAİKTİSADÎ İŞBİRLİĞİ TEKÂMÜL YOLUNDA
Harriman: "Serbest ticarete doğru yeni adımlar atıldı” diyor
Cenevre, 1 A.A. (AFP) — Avrupa İktisadi İşbirliği Teşkilâtı Başkanı Avercll Harriman, dün gece beynelmilel basın mensuplarını kabul etmiş ve evvelâ bu teşkilâtın oynadığı mühim rolü belirterek şunları söylemiştir:
‘ Harp yüzünden tamamen altüst
Avrupa iktisadi işbirliği idarecisi Hıırrlmnnıı, İngiliz maliyecisi Sir Stufîord Crips ile beraber
Avrupa ara-mü-
olmuş milletlerarası İktisadî mekanizmanın tekrar dirilmesinde bu teşkilâtın büyük yardımları olmuştur.
İstihsalin artması bakımından sar-(edilmesi gereken gayretler henüz pek çoktur, fakat bu sahada Batı Avrupa* nın arzettigi manzara ümit vericidir.
Sınai sahada kaydedilen verim gittikçe çoğalmaktadır ve buna mu-• kabil dolar sahasındaki açık muntazaman azalmak -• tadır.
Batı
memleketleri sında ticarî nasebetlerde kaydedilen rakamlar İkinci Dünya Har-b in d e n evvel kaydedilen rakamları çoktan geçmiştir.,,
Harriman’ın İleri sürdüğüne göre, bir çok memleketlerin iştirak edecekleri serbest ticaret sahasında yeni bir merhale hasırlanmaktadır.
Harriman, Schuman plânından da bahsederek bu plânı “dinamik vc yapıcı,, olarak vasıf-landırmıştır.
Harriman,
gece Parlse gitmek üzere Cenev-reden ayrılacaktır.
bu



(A P) Vincent gelecek ay Birleşik
Fransa Auriol’la
Auriol, martta Amerikayı resmen ziyaret edecek
VVashington, 1 Cumhurbaşkanı Madam Auriol’un
Amerikayı resmen ziyaret edecekleri bugün Beyaz Saraydan bildirilmiştir.
Bu ziyaretten bir müddet sonra Başkan Trııman’m da Paris! ziyaret edebileceğine dair rivayetler mevcutsa da, Cumhurbaşkanlığı Sekreteri Charles Ross şimdilik bu konuda bir şey söyliyemiyeceğinı bildirmiştir.
Rusya, Hirohitonun muhakeme edilmesini tekrar istedi
Londra, 1 (Al3). — Tass Ajansının bildirdiğine göro dün Rusya, Japon İmparatoru Hirohito ile daha başka Japon liderlerinin harp suçlusu olarak yargılanmalarını talep eden bir notasına Birleşik Arııerikadan cevap beklediğini hatırlatmıştır.
Japon İmparatorunun yargılanmasına alt 1 şubat tarihli Sovyet notasına şimdiye kadar cevap verilmediği keyfiyetini belirten ikinci Sovyet notası salı günü Rus maslahatgüzarı tarafından Amerikan ilgili memurlarına tevdi edilmiştir.
Batı Almanyadaki bloke paralar serbest bırakılacak
Bonn, 1 A A. (United Press) — Bugün yayınlanan resmi bir tebliğde üç büyük müttefik yüksek komisyonunun yeni Alman cumhuriyetinde yabancı sermayeye yer vermek yolundu ilk tedbir olarak Batı Almanyada bloke edilmiş bulunun paraların serbest bırakılması prensip! üzerinde mutabık kaldığı bildirilmektedir.
Serbest bırakılacak paraların 173’ ilâ 500 milyon Alman markı tutarın* da olacağı tahmin edilmektedir.
VVashington, 1 (YlRS) — Başkan Truman. haftalık basın toplantısında, önümüzdeki beş sene zarfında harp olmıyacağına dair beslediği sağlam kanaati bir kere daha teyit etmiştir. Aynı zamanda Başkaft, Birleşmiş Milletler Teşkilâtı sayesinde, istikrarlı He daimi bir sulh yoluna girmenin de mümkün olacağını ilâve etmiştir.
Memleket içinde yaptığı seyahat esnasında söylediği gibi Başkan, bugün dünyanın, beş seneden beri devam e-den vaziyete nazaran sulha daha yak-iaşmıtr -olduğunu tekrarlamıştır. Truman bu müşahedesini, gazetecilerden I.irinin, Gallup Enstitüsünün son anketi neticelerine Başkanın/dikkâtini çekmesi üzerine belirtmiştir. Bu ankete göre, Amerika halkının büyük ekseriyeti, beş sene içinde harp olacağına inandığını İfade etmekte idi. Başkan, kat’iyyen bu fikirde olmadığını açıklamış ve gerek kendisinin, gerekse Amerika Hükümetinin, bütün dünya tarafından hararetle beklenen gayeyi, yani devamlı sulhu hazırlamak üzere İktidarı dahilinde olan her şeyi yapacaklarını temin etmiştir.
Tedris mitingi
yapılmış toplan tı-Maklne, Fakülte-
İstanbul Teknik Üniversitesi Talebe Birliğince evvelki gün olan fevkalâde genel kurul sında Teknik Üniversite ve Elektrik, İnşaat, Mimarlık
lerinin talimatnameleri görüşülmüş ve talebenin şimdiye kadar talimatnamelerin aksak ve tatbik kabiliyeti olmıyan hükümleri yüzünden mat* dur olduklarına dair heyecanlı ko* nuşma olmuştur. Neticede, daha iyi ve makul hükümler ihtiva eden bir talimatname hazırlanması hususunda. umumî arzuyu duyurmak maksadiyle bir tedris mitingi yapılmasına karar verilmiştir. Miting Ö-nümüzdekl günlerde Taksim meydanında yapılacaktır. Bu maksatla bir tertip komitesi seçilmiştir. Gerekli müsaadeyi almak için Teknik Üniversite Talebe Birliği Vilâyete müracaat etmiştir.
Rusya, Güvenlik bir kere daha
Konseyini terketti
Lake Success, 1 A.A.
— Rusya, Milliyetçi çıkarılması için yaptığı son teşebbüste de ezici bir mağlûbiyete uğraması üzerine bugün Vesayet Konseyini terketmiştir. Sovyet murahhası A-Iexander Soldatov, Milliyetçi Çin delegesinin ihracı için verdiği takririn bire karşı dokuz oyla reddedilmesi U-zerine Konseyi terketmiştir. Ingiltere ve Arjantin çekimser, Birleşik A-rnerika, Fransa, Çin. Yeni Zelanda, Avustralya, Irak, Filiplnler, Dominik Cumhuriyeti ve Belçika İse Rus takriri aleyhinde oy vermişlerdir.
(United Press) Çin heyetinin
Yakında YENİ İSTANBUL’da
W
Baş veren

Cenubî Afrika eski başbakanı Mrl. Smuts’ın durumu vahim
Johannesburg, 1 A.A. (Afp) — Gc-neral Smuts’ın sıhhî durumu bugün vahimleşmiştir. Doktorlar kalbin kifayetsiz olduğunu ve öksürüğün Mareşalin zafiyetini arttırdığını bildirmişlerdir.
ı
Yazan
Falih Rıfkı Atay
Yakında YENİ İSTANBUL’da
J
Aşırı sokular İrticai ve ırkçılığı vasıta olarak kullanıyorlar
(Başbakanın beyanatından)
İki el bir baş içindir
Sayfa 2
ten! İstanbul
2 Hazi»an 1950
TETKİKLER |
Yapılmıyan işler ve sosyal sebepleri
üniversite kampları
15 güne indiriliyor

Ş İlil IS HABERLERİ

i


İlk Osmanh Meclls-i Mcbusnnı’nın ■zabıtlarını karıştırıyorum. Kelimelerin ftiralonıgı, cümlelerin örgünü, a-radan geçen zaman mesafesinin genişliğini düşündürüyor. Zabıt gibi artık unutulan sözlerimiz bile var. Biz buna bugün tutanak diyoruz. Yakın tarihimizin tabloları gözümün önünden geçiyor. Dünya ne kadar değişmiştir. Bir zamanlar Türk valilerinin oturduğu şehirlerde, şimdi bizim elçilerimiz, konsoloslarımız vardır. Derin duygulu Türk ruhunu karanlık bir hüzne büründüren bu ölçüsüz değişiklikler arasında mermerden daha sert bir durgunlukla karşılaşmak mümkündür. Tarihimizde derişmeyen, duran şey de odur; kuruntumuzdan pek çok şeyler geçmiştir, fakat hemen hemen hiçbir şey yapmamışızdır. Başka ülkeler altmış, altmış beş yıllık bir zaman içinde ne büyük işler görmüşler ve ne büyük birer kudret olmuşlardır. Biz niçin durmadan gerilemişiz?
Tutanakları okurken hayrette kalıyoruz: İlk Osmanlı Millet Meclisine gelen mebuslar, Osmanlı ülkesini geniş bir refaha kavuşturmak için, projeler hazırlamışlar, güzel teklifler yapmışlardır. Nihayet biz de bugün bundan başka bir şey yapamayız. Bütün bu projelerin, tekliflerin ufıık bir iz bile bırakmayışı şaşılacak bir şey degril midir? Hâdiseleri üstünkörü inceleyenler, bu anlaşılmaz muammayı kocaman bir “ah!“ çekere» çözmeye çalışmışlardır: — Ah şu istipdat olmasaydı.. İstipdat olmasaydı» gerçekten bütün düşündüklerimizi yapacak mı idik? Bütün suç yalnız iatip-dadm mıdır?
Yeryüzünün hangi cemiyeti vardır kİ, istipdat idaresini tanımamış ve o-nun haksız yükü altında inlememiş-tir? Her millet çok çetin bir mücadeleden sonra hürriyetine kavuşmamış mıdır 7 Fakat girişilen işler başarılmıştır. Hattâ istipdat idareleri, yapılması düşünülen işleri, belki, büyük bir ölçüde kolaylaştırmıştır bile.. Çünkü, bir kere verilen kararlar, ls-tipdat idarelerinde, hemen yürürlüğe geçer ve bütün engeller ortadan kaldırılır. Biz bunun çeşit çeşit örneklerini Hltlerci Almanyada olduğu gibi Mussolinl Italyasında da görebiliriz, idare kuvveti bir şalısın elinde toplanınca hareket serbestlisi do ona göre artar ve kesinleşir. Hattâ Perikles devrinde de böyle olmuştur.
Yapmak istediğimiz şeylerin ya-pılamamış olmasında, acaba, harplerin büyük tesiri olmamış mıdır?
Biliyoruz kİ, harpler, cemiyetin genel faaliyetini bellibaşlı noktalara yönelten olağanüstü hâdiselerdir. Her millet, harbi kazanmak için, çağının ihtiyaçlarına, teşkilâtına göre derlenmek ve girişilen mücadeleyi mutlaka desteklemek zorundadır. Bundan ötürü, girişilmiş işlerin, harp sıralarında, yüzüstü kalması çok mümkündür. Hele kaybedilen bir harbin neticeleri o kadar ağırdır ki, ikinci ve üçüncü derecede ehemmiyetli İşlerin durması pek tabiidir. Osmanh İmparatorluğu kudretinin en yüksek noktasına eriştikten sonra ardı, arkası gâlmlyen harplere girmiş ve bü yüzden yalnız yıpranmakla kalmıyarak gelir kaynaklarını da boyuna kaybetmiştir. Bir çok İşlerin yapılmamış olmasını bu menfi gelişimle izah etmek mümkün müdür?
İlk Önce söylemeliyiz kİ, harp güden ve bundan yıpranan millet yalnız biz değlllzdlr. Almanya, meşhur 80 Yıl Harbinde tarihin belki en korkunç yıpranmalarına şahit olmuş ve eşsiz bir sefaletle boşbaşa kalmıştır. İtalya istilâdan istilâya düşmüştür. Kısacası, bütün Avrupa memleketleri harp denilen âfetin bütün ağırlığını yaşamıştır, Fakat, Öyle okluğu halde, girişilen İşler başarılmıştır. Bizde ise durum tam mânaslyle tersinedir. Biz tarihimizin bellibaşlı bir noktasından bugüne değin bütün işlerimizi ya hiç görmemiştedir veya yarıda bırak-mışızdır. Bunun herhalde bir sebebi Olmalıdır.
Osmanb cemiyetiyle Avrupa cemiyetleri arasında İlk önce ehemmiyetli bir kültür ayrılığı vardır. Bunlardan
Yazan : M. Nermi
ilki İslâm-Yakındoğu kültürüne, ö-tekller de Elcn-Roma kültür dünyasına bağlıdır. Türkler, İstilâ devirlerinin kapanmak üzere bulunduğu yıllara kadar, asıl milli geleneklerinden henüz büsbütün sıyrılmış değillerdir. Bizim milli kudretimizin en büyük sırrı da bu geleneklerin henüz yaşamış olmasındadır. Yakın-doğu kültürü içinde eriyerek milli şahsiyetimizi kaybedişimiz bundan sonra başlar. Bütün Avrupa tarihçileri, Türkleri Romalılarla karşılaştırmaktan hoşlanırlar. Bizim gerçekten Romalılara benzeyen taraflarımız az değildir. Biz onlar gibi gerçekçiyiz, onlar gibi pratik düşünürüz ve imparatorluklar kurarken bütün milletlerin itikatlarına karşı tarafsız kalırız. Daha doğrusu, biz, devlet İşlerini itikatların üstünde tutarız. Tarihimizin bu yüksek geleneğine bağlı kaldığımız zamanlarda tuttuğumuz İşi koparnuşızdır. Ferdi, dinamik olduğu gibi, mütevekkil ve uyuşuk yapan şeyleri geleneklerde ve gelenek değişmelerinde aramalıdır. Biz buna sosyal tipin değişmesi de diyebiliriz. Türkün, şarklılaşmaaı, Türk için, Türk tarihi için İkinci bir Ergenekon sayılmalıdır. Yapıcı kudretimizin boyuna erimesi benliğimizin değişmesiyle yanyana yürümektedir. Enerjimizi, teşebbüs sevincimizi gevşeten, İçimizi yorgun düşüren mânevi sebeplerden biri ve hattâ en e-hemmlyetllsl budur. Cumhuriyet devri, Osmanlı cemiyetini tasfiye etmek maksadlylc her Türkü bahtiyar edecek devrim teşebbüslerine girişmiştir. Bu, milli benliğimize, milli geleneklerimize doğru atılmış en büyük a-dımdır. Gelecek nesiller, Türk dev-rimlerinln mânasını çok daha İyi anlayacaklardır. Teşebbüs kudretimizi uyuşturan sebepler ortadan büsbütün kalkınca, biz de, her çağdaş millet gibi, İşimizi yarıda bırakmış olmayacağız.
Bizi ihmalci ve tevokkülcü yapan mânevi sebebin yanında, ondan daha az ehemmiyetli olmayan maddi bir sebep daha vardır: İktisadi sebep. Biz İstilâ devirleri geçtiği halde, çok yakın zamanlara kadar, istilâ ekonomisi anlayışına göre bir devlet İdaresi kurmuşuzdur. İstilâ ekonomisinde devlet her şeydir, para onundur, toprak onundur insan onundur. Devlet parasız kal® mı haraç toplar gibi hadeket ederek gelişigüzel vergi taıheder ve bunun ekonomik netlerle, tini hayalinden bile geçirmez. Düğün masraflarını karşılamak İçin sultanların soygunculuk bile yaptıklarını tarihçi Ahmet Refik’ten Öğrenmek mümkündür. Mal ve mülk emniyeti olmayan yerlerde hiçbir ekonomik faaliyet serpilemcz, gelişemez.
Avrupanın mııtlakiyetçl devletleri, iktisat ve devlet arasındaki münasebetleri çok erken sezmişlerdir. Amerika'nın keşfi sıralarında bu sezginin arttığını görüyoruz. Asıl maksat, dev-let hâzinesini kuvvetlendirerek hanedanın mevkiini sağlamlaştırmaktan 1-barettir. Doğruaunu söylemek lâzım gelirse Avrupa knalları, sırasında, tam bir müteşebbis gibi hareket etmişler, sırasında da çeşit çeşit iktisat politikaları güderek ülkelerinin kalkınmasına çalışmışlardır, lnglltere-nin, Fransanın, Almanyan.n meşhur gümrük politikaları bu sezgili faaliyetin bellibaşlı örnekleridir. Avrupa-da bu gelişme olurken Osmanlı Devleti gelir kaynaklarım, ekonomik bir mânada, artırmak lüzumunu duymamış ve bahtını tesadüflere terketmlş-tlr. Plânsız bir idare anlayışı, plânlı bir çalışmanın istediği şartları birer birer ortadan kaldırarak tevekkülün daha çok kökleşmesine yardım etmiştir. Her şey tesadüfe bağlı olunca bir işin başarılması da gene tesadüfe bırakılmak zorundadır. Başladığımız İşleri neticelerine kadar gtttüremeyl-şimizln sebeplerini bu ylte yılllarca süren disiplinsiz ve gayesiz hayatın ruhlarda bıraktığı tesirlerde aramak lâzımdır. Biz bu kötü mirasın İzlerini en yakın tarihimizde de görebiliriz. Ama bellriş şekilleri başka imiş, bunun hiçbir ehemmiyeti yoktur, Biz burada asıl hâdiseyi gözönünde tutmalıyız,
tasarruf yapı-söyleniyor askerlik karııpla-güno indirilmedi cereyan gittikçe
Bu suretle üç yüz bin liralık bir* lacağı
Üniversite rının onbeş hususundaki
kuvvetlenmektedir. Yeni Hükümetin bu mevzu üzerinde durduğu bildirilmektedir. Bu suretle bütçeden üç yüz bin liraya yakın bir tasarrufun yapılacağı anlaşılmaktadır.
Hentbolde G. Saray
Sarıyeri 10-6 yendi
Gala tasa rayla Sarıyer arasında yapılan Hentbol karşılaşmasında Sarı-Kırmızdılar rakipleri Sarıyerlıluri 10-6 mağlûp etmişlerdir. Galip GalatasaraylIlar şu kadro ile oynadılar: Samlm, Ahmet, Ruhi, Yılmaz, Fazıl, Ali, Erdoğan, Beliğ, Haşan, Petro, Bu suretle Türkiye birinciliklerine îatanbuldan Galatasaray, lzmlrden Altınordu, Ankaradan Harp Okulu ve bölgeler birincileri katılacaktır.
Hapoel takımı bugün geliyor
İsrallin Hapoel takımı Yeşilköy© bu sabah saat 10.30 da hususi bir u-çakla gelecektir. Hapoel takımının şehrimizde yapacağı maçlar için İsrail Sefiri Bkselâns Ellahu âasaon dün Ankaradan şehrimize gelmiştir. İsrail Konsolosluğunun tertip ettiği programa göro Hapoel ve karşılayıcılar Yeşilköy meydan büfesinde izaz ve İkram olunacak, bilâhare motörle doğru KadıkÖlüne geçecek Mano Palas oteline misafir edileceklerdir. Hapoel ilk maçını cumartesi günü Fenerbahçe ile, pazar günü de Galata-saı ayla oynıyacaktır.
Kırkpınar güreşleri
Tıırihl Kırkpınar güreşleri 9. 10. 11 haziran günleri Rdirnede Sarayiçl gezisinde yapılacaktır. Kırkpınar güreşleri İçin Edlrnede bütün hazırlıklar tamamlanmıştır.
Tekel U. Müdürünün
basın toplantısı
Batı Avrupaya sigara ihracatımız artıyor. Tekel, tütün piyasalarında nâzım rolünü ifaya devam edecek
Tekel İdaresinin durumu hakkında bir müddetten bor! Ankarada yeni Hükümetle temaslarda bulunarak şehrimize dönen Umum Müdür Hâdi HÜsmon, dün bir basın toplantısı yaparak muhtelif konular etrafında şu izahatı vermiştir: Tekel nasıl çalışacak?
Tekelin durumu yeni Hükümet programında İzah edilmiştir. Biz de pek tabi! olarak çalışmalarımızı programa göro ayarlamaya çalışacağız. Ancak bugün meşgul olduğumuz mevzular hakkımla program esaslarına göre kararlar alınıncaya kadar çalışmalarımızı halkın İhtiyaçlarını en İyi karşılayacak şekilde yürüteceğiz ve ancak ondan sonra yeni mesai şeklimizi tosblt vc tahakkuk ottirmeğo çalışacağız. Tekel İdaresi geçen yıl tütünden 141 milyon» tuzdan 7 milyon, İçkilerden 28 milyon, baruttan 3, kibritten 10 Ve çaydan 9 milyon olmak üzere hazîneye 172 milyon Ura safi varidat sağlamıştır. Tütün piyasalarını desteklemeye ve nâzım rol namafra davam edeceğiz.
Çay alımı için İmzalanan mukaveleler
Çay mubayaası İçin Hindistan vo Soylânn göndermeğe mecbur olduğumuz Tekel heyeti, Hindlstanda İyi neticeler almıştır. Tanınmış İki firma vo bizim harici teşkilâtımızın yardımı İle mukavelo projeleri tanzim ederek buraya göndermiştir. Bu muka-volaleri tetkik vo Bakanlığın tasvibine arzederek kendilerine bir İki güne kadar tam salâhiyet vereceğiz. Oradan Şeytâna geçecek olan heyot burada da kısa bir müddet kalarak ça>* mubayaası İçin anlnşmalar yaptıktan sonra memlekete dönecektir* Bu suretle çay komisyoncuları vasıtaslyle, doğrudan doğruya bordalardan fiyat ve cinsi belirtllmiı çay mubayaası kabil olacaktır.
Batı Avrupaya sigara satışları
Tekel maddelerinin dış memleketlere İhracı mevzuu etrafında temaslar yapmak Uzara Batı Avrupaya gitmiş olan heyetimiz Almanya Ve Danimıır-knda tanınmış İki firma ile anlaşma yapmıştır. Almanyeya mamul tütün İhracı mühim bir yekûn tutmamakta İse de İstikbal için çok Ümitliyiz. Is-vlçrede yüzde 51 ine sahip olduğumuz firma gayet lyl iş yapmış ve kâr snğlumıştır. Buradan ayrıca itulynya hattâ sembolik bir miktar olmakla beraber Vatikana sigara ihraç etmekteyiz. İtalya Hükümeti ancak kendisinden tütün mübayaa eden memleketlerden sigara İthaline müsaade etliğinden biz doğrudan doğruya İhracat yapamıyorduk. Almanya vo isvlç-rode İş hacmimizin genlşllyoccğlnl limit edlyocüz. Burada sigaralarımız I-çln kuvvetli propaganda yapılmaktadır. Belçika ile iş yapnıak bezi müşküller yüzünden kabil olamamıştır. Inglltorede Türk slgaralıırının satışları neden nzııldı?
Ingiltere piyasasındaki sigara istihlâkinin yüzde 75 İni karşılayan Anıal-gamated Tobacco şirketiyle yaptığımız anlaşma mucibince haftada « milyon adet sigara satmayı temin etmiş hattâ bü miktarın 10 milyon kiloya çıkacağını bile dUşühmUştük. Bu firmanın piyasaya çıkardığı yalnız Türk tUtühlyle İmal edilmiş sigaralar rağbet gördü. İngiltere halkı Virjinya tütün İyin imal r/lilen sigaralara alışmış bulunmaktadır. Bizim İmal ettirdiğimiz sigaralar da Virjinya tütünü-
nün içimini pek yndırgcıtmıyacak kalitede ve sonra daha ucuzdu. Fakat bu tütünün ithali dolar kıtlığı d olay ı-slylo tahdide tâbi okluğundan sigara fiyatları pek pahalıdır.
Bu pahalılık dolayıslylo lnglltercde-kl umumi sigara satışları yüzde 5 nls-betlnde düşmüştür kİ, bu da 4-5 milyon kilo demektir. Bu itibarla bizim sigaraların dıı satışı azalmıştır. Fakat eski vaziyeti tekrar oldo odcblloccğl-mlzl ümit ediyoruz,
Diğer taraftan Virjinya tütünleriy-*lo imal edilmekte olan sigaralardaki Türk tütününün nispetini G 1,5 dan yÜldo 5 e çıkarmağa muvaffak olduk. Yüzde 10 a çıkarmayı vâdcttiler. Bu da 10 milyon kilo demektir.
İngiliz fabrikaları iso sigara fiyatlarını İndirebilmek için çareler aramaktadırlar. Bu tün miktarlarını moldir»
Tuzlaların tevsii
210.00(1 (Inhırlık sipariş \ erildi
MarshaU Yardımından Tekele tahsis edilen 240 bin dolarlık tiraj hak-kiyle Camalti ve kısmen de Yavşan tuzlalarının tevsii için makine ve malzeme mUbayfta etmek üzere Alman-yaya gidon heyet tahmin yattan çok ucuza vo en olmak Üzere bu işi intaç Mahallinde inşaat vo tevsi
işleri yakında eksiltmeye çıkarılacak Ve bu suretle senede 200 bin ton fazla istihsal yapılabilecektir.
bir
bakımdan Türk tü-nrttırmnları muhto-
İçin
oy-
Idilan fi-lyllcrlndon etmiştir, amrliyesl
Şehir Meclisi yaz devresi
toplantılarına başladı
Vali, söylediği nutukta bilhassa yol, mesken ve su meselelerine temas etti. Gazetecilere de, “
bırakmamak için arozözle su göndereceğiz
İcap ederse vatandaşları susuz .,r dedi.
Vali dün
Ankaradan
döndü
11 Vnlı Gö k ayın başkanlığın d a Prof. Gökay kısa bir konuşma Ih; haziran devresi toplantılarını açmıştır. Vali ve Belediye Başkanı bu konuşmasında yeni yıl bütçesinin Hükümetçe ayrn n tasdik edilmiş olduğunu, bütçe İcapları ve mecltğ kararlat ınır. tatbik sahasına İntikal ettirilmesine başlanmış bulunduğunu bildirerek demiştir kİ;
‘'lstanbulun on esaslı ihtiyaçlarını teşkil eden yollardan büyük bir kısmı ihalo edilmiştir. Yine bu şehrin önemli dâvalarından biri olan mesken meselesi Üzerinde durulmuştur. Meclisinizin bugüne kadar daimi bir İtina ile üzerinde durduğu ucuz evleı İnşası meselesi hal yoluna girmiş bulunmaktadır.
8 inci devre Büyük Millet Meclisinin son gününde çıkan bir kanunla bu hususta Belediyelere yeni salâhiyetler ve İmkânlar verilmiştir. Memleketin fâiâhlyottl mütehassıslarının İştirakiyle yaptığımız toplantılar neticesinde gayet esaslı ve İlmi bir şekilde hazırlanmış olan bir rapora bağlı talimatname bugünkü gündemimizle tasvibinize arzcdilmlş bulunmaktadır.,
Vali ve Belediye Başkanı bundaı*
Genel Meclisi «1ün saat 15 te ve Belediye Başkanı Prof. Dr. toplanmıştır.
C. H. P. İl Başkanı Ankaradan döndü
H. P. İstanbul Başkam llhaml Ankaradan şehrimize
C. Sancar dün dünmüştür. Başkan kendisiyle konuşan bir arkadaşımıza, Ankarada Genel Başkanla ve C, H. P. Sekreterliği ile parti meseleleri üzerinde temaslar yaptığını söylemiştir.
Karadeniz İskeleleri arasında vapurlar geceleri de seyredebilecek
Harp yılları esnasında mayın leh* İlkesine karşı Karadonİzin bazı bölgelerinde gemilerin geceleri şeyh etmeleri bir ihtiyat tedbiri olarak me* nedllmlştl. Şimdiye kadar devam e« den bu halin gerek iktisadi bakımdan gerekse tarifelerin hazırlanma sırasında güçlüklere sebep olduğu görülüyordu.
Hükümet, vatandaşları da mutazarrır eden bu kararı kaldırmaya karar vermiş ve mayın tehlikesinin de . o
azalmış bulunması dolayısiyle gece seyrine devam edilebileceği Ulaştırma Bakanlığınca alâkalılara tebHğ edilmiştir.
sonra, umumi vc toptan fiyatlardaki düşüklüğün perakende fiyatlara ini-kâsını sağlamak yolunda şehrin muh telif yerlerinde yeni pazarlar açılması hakkında meclisçe verilmiş olnn kararların tatbik sahasına konulmuş ve mÜshnt neticeler alınmış bulunduğuna işaret etmiş, şehirdeki su sıkıntısını bahis konusu yaparak şunlar* soy km iştir:
"Sulur İdaresi, ikinci İzale hattını ikmal iç|n çalışmalarına hızla devam ediyor. Hâlen bu 40 Km.İlk hattın ancak 14 kilometrelik kısmı kalmıştır. 950 sonunda şehrin su dâvası katiyetle halledilmiş olacaktır. Fakat bir kaç gün evvel sıcakların başlaması vo İstihlâkin artması üzerine şehrin bazı semtlerinde bilhassa Şişil, Beyoğlu kısımlarında su sıkıntısı başlamıştır. Bu durum karşısında bugün Istanbu-la döner dönmez Bular idaresi İle temasta bulundum. Geçen sene vc bu sone şehre vorllen su miktarları arasında bir fark olmadığını gördüm. Bununla beraber, bu yaz avları içinde vatandaşlatın su sıkıntısı çekme meleri İçin mümkün olan yeni bazı tedbirler do alınmıştır.,,
Alkışlarla karşılanan Prof. Gökayın bu konuşmasından sonra riyaset divânı vo müddetleri blton daim! komisyon üyelerinin seçimi yapılmış vo Başkanvokllliklerlno Sırrı Enver Batarla, Burhan Felek getirilmişlerdir. Daimi Komisyon üyeliklerine de. Biran Bağcıoğlu, Meliha Avni 8özen, Ekrom Tur, Celâl Şahlngiıay, Dr. Ali Turhan ve Hamd! Raslm Bütün seçilmişlerdir.
Bilâhare Meclis gündemindeki maddelerin müzakeresine geçilmiş ve muhtelif teklifler alâkalı komisyonlara havale olunmuştur.
Ayrıca Vali vo Belediye Başkanı dün gazetecilere verdiği demeçte demiştir ki: “Su meselesi mühimdir. Halkı susuz bırakmamak İçin çalışıyoruz. Sıcak aylarda bir çok mahallere icap ederse vatandaşları susuz bırakmamak için arozözle su göndore-ccğiz. Diğer taraftan halka kolaylık olmak üzere su verilecek saatleri de bildireceğiz..,
Gökay, “— A»,ın cereyanlar hakkındaki hUkûmet telâkkimin! okumuşsunuzdur. Vatandaşın ve topluluğun huzur ve emniyetini bozacak kanun dışı hareketlere I müsaade ctmiyeceğiz,, diyor.
İki şehir hattı gemisine Radyo pikap tesisatı yapıldı
Şehir hatlarında doğru seferler yapacak vapurlarda yolcuların eğlenmelerinin temini için Ulev ve Haydarpaşa gemilerine radyo ve pikap tesisatı yaptırılmıştır. 7 hazirandan İtibaren Boğaz ve Adalara doğru sefer yapacak olan bu gemilerdeki radyo neşriyatı müsait karşılanırsa diğer gemilere de tatbik edilecektir.
I
W
Dllft sabıılt Dulnıabaliçmlpn Kabataşn gelmekte olan Vakıflar idarcHİııe ait ve şoför Ahdinin hbırAlıulrki kamyon, karşı İstIlılUiietton Nevre* Idareslmlelıl mütoslklrte ve elektrik dlreftltıe çarparak ha*nra uğramıştır, llâdlsede 4 kişi Imfif, 8 itişi nğir surette yıırahmahik Gümüşsüyü hastahaııeslne kaldırılmışlardır.
Sağlık Şûrası toplantılarına İştirak etmek ve bu arada latanbulu ilgilendiren muhtelif mendeler etrafında yetkililerle temaslarda bulunmak üsâ-re Ankarayn giden Vali vc Belediye Başkanı Dr. Fahreddln Kerim Gökay, diin aabnhki Anadolu ekspresiyle şehrimize dönmüştür.
Vali vs Belediye Başkanı gazetecilere, Ankaradaki temasları hakkında aşağıdaki demeci vermiştir:
”Ankarnda Sağlık Şûranı toplantılarında bulundum. Bu toplantılarda memleketin sene başından İtibaren «ıhhl durumu gözden geçirildi, herhangi bir bulaşıcı hastalık bulunmadığı ve vereme karşı başlanılan savaşın memnunluk verici bir şekilde geliştiği müşahede edildi.
Bundan başka adli ve mesleki hastalıklar üzerine Sağlık Şûrasına gönderilen ittibar evrakı gözden geçirildi, bilâhare Üyelerin çeşitli dilekleri konuşuldu. Bu arada mütehassısların iyi yctlştlrilmcHİ, Iş, mektep ve belediye hekimlerinin bir kısmının koruyucu hekim olarak yetişmeleri için Hıfzla-sıhha MÜcssesosInde staj görmeleri müzakere edildi vo bu mevzuda kararlar alındı.”
Bu arada gazetecilerin, İstanbul Vali ve Belediye Başkanlığından ayrılıp ayrılmaması hususunda sordukları bir suali cevaplandıran Vali, sözlerine şöyle devam etmiştir:
öu dakikada, İstanbul Vali vs Bs-lodlye Başkanı olarak bulunuyorum. Hatırlarsınız kİ, Valiliğe geldiğim zv man, memurların siyasetle İştigal ede-mlycceklerl hakkındakl kanun maddecine uyarak İşe başlamıştım.
Hukuk devleti olan memleketimizde demokrasi rejiminin, müsbet vc feylsll gelişmesi bütün dünyaca gıpta ile takdir edilmektedir.
Siyasi akide ve temayülü bakımın» dan herhangi bir memur değiştirilmesinin varit olmadığını Hükümet gayet açık olarak beyan etmiştir. Bu vaziyet karşısında, memleket hizmeti olarak kabul ettiğim vazifemde faydalı ola» bilecek vaziyetle kaldığım müddetçe memleketime hayırlı olmağa çalışacağım. Ankaradaki temaslarımdan aldığım neticelerden memnun olarak dönüyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı. Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başbakan ve içişleri Bakanına, lstanbulun çeşitli meseleleri üzerinde İzahat verdim ve bu mevzular etrafında çalışmamız üzerinde irşat vc işaretlerini telâkki ettim. Bu meseleler, lstanbulun bilhassa iktisadi, sosyal günlük ve emniyetini ilgilendiren mevzulardır.
Hükümet beyannamesinde, bilhassa »- • aşırı cereyanlar hakkındakt HÜkûmetr telâkkisini okumuşsunuzdur, Sunu bilhassa tebarüz ettirmek İsterim kİ, vatandaşın vc topluluğun herhangi bir surette huzur ve emniyetini bozacak herahngi bir kanun dışı harekete müsaade etmlyecok, sarhoşluk ve taşkınlığa karşı aldığımız tedbirleri en ufak nlsbetto gevşetmiyeceğlz.
Bundan sonra beledi meseleler hakkında İleri sürülen soruyu da cevaplandıran Fahreddln Kerim Gökay, bu sene için İstanbul yollarına 6 milyon hra ayrılmış olduğunu ve bu senek! plânın tatbikına başlanıldığını söyle» mlştir.
Tekel,
Washington sergisine iştirak ediyor
îdafeAl 7 - 19 ağustos sra
Tekel sında Wsshingtonda açılacak olan Milletlerarası Washington sergisine iştirak etmeye karar vermiştir.
SÎYAfiî İKTİSADÎ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZ İTE
. M 1
V İ ; m • "-at. ■
■9 / Wl T OU
Sahibi :
1ENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ
* Müdürüı Kemal X. 9ARLICA Bu sayıda yazı işlerini fiilen İdare eden:
Mithat TEKİN
B&sddıgı yer î
TENİ İflTANBUL MATBAACI DİK LIMITED ŞtRKETl MATBAASI
X
REŞAD NURİ GÜNTEKİN
Kavak Yelleri
Geridckllera bakalım,, dedim. Fazla Ümit* sizlik gösterenleri 4*Hadi bakalım. Öen öyle münasebetsizlik İstemeni” diye sallayıp sarstlm. Bu hal kendi başıma gelince başka türlü mü konuşacağım sanıyorsunuz 7 Allah bâkide kalanlara ömür versin, millete ömür versin.,* Ölenle ölünmez: konuşacağız da, geleceğiz de, yiyeceğiz de, içeceğiz de.”
Bunları bir monolog gibi söylerken, dedikle-ml Isbat eder gibi kolumu sallıyor, mahzun mâh-zun gülüyordum.
Hattâ akşamla beraber hafif hafif esmeğe başlayan rüzgârın bazı İçkili masalardan kokusunu getirdiği sıcak köftelerden bir ikisini İkram teselerdl. ölenle ÖİÜnmiyeceğlnl lsbat için, gönül hoşluğiyle yiyecektim. Fakat o esnada bana sadece bir büyük bardak çay getirdiler.
Etrafimdakllerde çok büyük bir tesir uyandırdığım gördüğüm bu sözler onlara doktorlarındaki büyük feragatin ve Eyj/ubdae sabrın yeni bir alâmeti gibi göründü. Bununla beraber münakaşa tekrar eakl hızını alamıyarnk biraz sonra söndü, ve yerini Ölümle hayatın iki arası bir mevzua, o günkü misil görülmemiş cenaze alayının hikâyesine bıraktı. Kimi bunu ‘‘merhumenin ı hulûsunun pâkliğine, kimi kendine fedakârca hizmet edenleri pek İyi takdir eden milletin kadir-6
şinaslığına veriyor; kaymakam alayın önünde sıra sıra süvari beygirlerinin harekete geldiğini görünce tüylerinin diken diken olduğunu anlatıyor; Belediye Reisi “Büyük Cami" ııln minaresine çıkarak kalabalığın bir panorama resmini çekmeyi akıl edemlyen fotoğrafçıya çıkışıyordu.
O einsdâ yine karşı geçidin ağzında körüklü bir fayton arabası göründü ve süratle demiryolunu geçerek parkın kâpısihda durdu,
I II
HACI ÖMER
Kara Halçiklı çiftliği sahibi Pirinççi Hacı Ömer geliyordu*
Hacı Ömer, İki sene evvel tamamlanan demiryolu kazamızı İkiye böldükten Montn Kur. şıyaka denmeğe başlamış olan ova kısmının en zengin adamıdır. Oradaki uçsuz bucaksız pirinç bataklıklarının sahibidir. Kara Balçıklı adında eski bir derebeyi ailesinin son çocuğudur. lyl adanı olmakla beraber aksi ve kavgacıdır. Bade kazada değil, Vilâyette bile en belli başlı memurları ve eşrafı susta durdurur. Eskiden meşhur bir Hekim düşmanı imiş. Fakat yaşı ilerleyip sık sık hastalanmağa başhıyalıberl benıni-le arası çok iyidir* Arada bir sebepli sebepsiz bir meseleyi parmağına dolayıp Hükümetle, Belediye ile dalaşmağa başladığı vakit bana hemen bir haber uçururları “Aman doktor sen bilirsin. Şunu sen bir parça korkut da başımızdan al götür“ derler. Gerçekten de öyledir* Vaktiyle kendine tabanca çekenlere kurt gibi dikleriyle sırıtarak ve gözlerinin çiçeğine bakarak “Hadi yahu ben senin kurşununu leblebi gibi dişlerimle tutarım” demekle meşhur olan bu cr-7
havan yumuşatmak İçin şimdi yeleğimin cebinden pertavsızımı çıkarmanı ve kendisine fazla bir şey söylemeden alt göz kapağını parma-ğımla aşağıya çekmem kâfidlri “Hacı gel sana o yeşil kâğıtlı iğnelerden birini vurayım da ondan sonra ne yapacaksap yap”,
Hacı öınerln, ara sıra vllctnlünü yoklayan lumbago, siyatik gibi bir kaç çeşit ağrısı Vardır. Hele yalımda yabancılar bulunduğu zaman bunlara tevekkül ile karşı koymayı bilir. Fakat üç dört sene evvel sağ yanağına musallat olmuş bir trijihno ağrısı otum tahammülünü kökünden aşindırmıştır. Evvelâ ben de nnlıyamadım. Ağzındaki birkaç bozuk dişten şüphe ettim. Kazada mektepli dişçi olmadığı için onu vilâyete götürdüm. Şüpheli dişleri birer birer söktürdük. Sonra, içlerinde görünmez bir bozukluk korkıisiyle sıra sağlamlara geldi, Zavallı Hacı Ömer dişçinin koltuğunda aneatazi bile kainli etmiyor; vücuduna kaçınış bir canavarı yakalayıp çıkaracak bir başka canavar gibi tasavvur ettiği kerpeteni, kendi canını ne kadar Tasla yakarsa o. kadar lyl çalışacak sanıyordu. Ağzının içi yangın yerine dönüp yine de ağrılar keailıneylnce çok sıkıntılı bir vaziyete düştüm. Ben ihtisas yapmağa vakit bulamadan Anadoluya düşmüş bir hükümet doktoruyum. Büranlh başlıca hastalığı sıtmadır. Diyebilirim kİ geldiğim günden beri kollan ve paçaları sıvadım; gece gündüz yalnız onunla uğraştım. Gördüğüm vakalar hesapsızdır. fitlyÜlt ju Hfcsörlerl haftalarca, aylarca türlü şüphelere KÜrüklemlş ve hastaları tecrübe tahtasına çevirmiş nice vakaları rasgele bir kinin tecrübesiyle tedavi ettiğimi bilirim. Bu hastalığın gösterdiği çeşitli ârnZ üzerindeki sayısı» müşahedelerim bana bir nevi pratik ihtisas temin etmiş gibidir Fakat işte o kadarI 8
Bununla beraber Hükümet doktoru olmak, hiç bir hastalığa “Bu benim işim değil” demeğe hakkım yoktu. İlk önceleri tıp literatürüne dair bazı Fransızca kitaplar do getirtiyordum. Hepsi hâlâ muayenehanemin camekAhlarında dürür Bunların FransiMcasihi sökmek bir mesele, mânalarını sökmek bir İkinci meseledir. Sonra hepsi derya gibi lüzumsuz derinliklere dalarlar. •'Fornıublifes” Icr müstesna müelliflerin hiç biri, vakitleri çok dar olan köy hekimlerini düşünerek şöyle kolay, sade, kısa özetler meydana getirmeyi düşünmemiştir. Bununla beraber de çalışmayı bırakmış, Avrupadaki yeni tıp hareketlerini, bazı meslektaşlar gibi, büsbütün ihmal etmiş değilimdir. Bazı Avrupa firmalarından gelen yehi ilâç eşantiyonlarının tarifelerini dikkatle okur, not eder, sonra defterime geçiririm ve bunların hana büyük literatürlerden daha fazla yenilikler öğrettiklerini görllrürn,
Hacı öınerln hemen bütthi dişlerinin sökülmesine rağmen bir türlü geçmeyen yü» ağrısı, dediğim gibi ağır bir meseleındl. Kendisi vilâyetteki bir iki doktorla bir konsültasyon yap* muma razı olmuyor, bunu bana karşı bir emnl-yetsIMlih. bir nevi vefasızlık sayıyordu. Bir ara îâUnbulâ değilse bile Ankaraya kadar gitmesi, nı tavsiye ettim. Onu hiç razı olmadı; “Para tuzağıdır onlar.,. Ben bilmezsin, Patada pulda değilim. Tek şu durup dururken şimşek gibi çakan ağrıdan beni lıurtarsıhlar, servetimin yarısını anamın ak sütü gibi vereyim. İlle para ^çekeceği», diye hani masaya yatırırlar, kafamın kemiklerini lokma lokma doğrarlar’' diye bana çıkışlı.
Haoı onıerln hatırı için geceierce başımı soğuk su İle ıslatarak kitaplar Üzerinde çalıştım. Nihayet yine kendinin “Şimşek gibi ça-9
kan” sözlyle bir kitaptaki “Şimşek agn” tâbiri atasındaki bohzetliğe dikkat ederek bu trljumo-yn parmak bastım. Bir yandan da tstanbuldakl arkadaşım Emih Hulûsiye mufassal mektuplar yazarak baha bü meseleyi fakültedeki mütehassıslardan tahkik etmesini rica ediyordum* Bir tali eseri olarak ondan gelen cevap benim kendi bulduklarımı tüttü. Emin Hıılûsinln yaâdıklan-na göre de bunun bir trijumo olması pek mümkündü ve bazı espesyalistler bunu basit bir alkol şırıngasıyla tedavi ediyorlardı. Hacı Ömer gibi adamlara ilâçların esrarını söylemeğe gelmez. Emniyetlerini kaşanmak İçin bu esrar bir kimya gibi gizil kalmalıdır. Şırıngam na. âilsa umduğumdan çok daha lyl bir tesir yaptı ve zavallı Hacı Ömer bunu benim bir mucizem gibi gördü. Asıl siniri bulup yakmak benim becereceğim iş olmadığı için şırıngayı rastgele yapmıştım/ Bunun için bir fasıladan sonra ağrıların tekrar başlaması mümkündü. Fakat nedense başlamamıştır.
Ancak Havi Ömer o gün bugündür bu şimşek âğ mal ın tekrar gelmesinden korkar, pertavsızın arkasında korkunç bir surette irileşen gözümü gözüne diktiğim Şnrnan uzaktan bir canavarın ağır ağır gelişim seyrettiğimi vehmederek çocukça bir korkuya kapılır vc muayenehanemde. bu sefer yüzüne değil sadece koluna Zararsız bir küçük iğne vurarak uslu uslu köyüne gönderirim.
Vakadan sohra Hacı ömerin ağzına vilâyette bir diş takımı yaptırdık. Sonra bir İkincisini tecrübe ettik. Fakat olmadı olmadıl Yıllar geç. tlği halde clAn biçareyi bir at gemi gibi rahat-sı» eder. Hafif hafif ıslıklar çalan sesi eski keskinliğini kaybetmiştir.
(Devamı var)
10

2 Haziran 1950
Y lü N 1 İSTANBUL
Sayfa 3
VVashingfon muhabirimiz G. H. Martin telsizle bildiriyor
Müstakbel harpte atom bombası, her derde deva olamıyacak
Askerî mütehassıslar, yeni bir harpte Şimal Denizinden Akdenize kadar uzanan Avrupa cephesini atomla yıkmak kabil olmayacağını, neticenin gene insan ve malzeme kudretine bağlı kalacağını, bildiriyorlar
bakımından, yeni bir harpte kıta ü-zerındoki cephe. Şimal denizinden Akdenize kadar, yani 1200 kilometre uzunluğunda ve 50 kilometre taktik derinlikte olacak, aşağı yukarı 6ü bin kilometre karelik yer kaplayacaktır. Bir atom bombasının infilâkı ise. ancak 10 kilometre karelik bir sahayı müteessir eder. Bugün i-çin Birleşik Amerikanın elinde mevcut bulunan, hattâ 8 veya 10 sene sonra hazır edilebilecek olan atom bombalarının miktarı, bu derece bol şekilde harcanmasına aslâ kâfi gel-miyecektir. Boyu ne kadar olursa olsun, bu kıymetli silâh, ancak en esaslı düşman hedeflerine karşı kullanılabilecektir.
Mütehassısların fikrine göre. A-merika bugün 300 veya 400 atom bombasına sahiptir. Hava kuvvetlerinin yarı resmi bir sözcüsü, Amerikanın 400 bombaya malik olacağını, fakat imalâtındaki gecikmeler yüzünden henüz bu rakama erişmediğini bildirmiştir. Salâhiyetti bir askeri münekkid olan Hanson Bald'vin ise. Amerikanın haftada iki atom bombası imaline muktedir bulunduğunu açıklamıştır. Bu münekkid “Atlantic Montlıly” mecmuasında şunları yazmaktadır: “Rusyaya karşı atom bombası kullanılmasına taraftar olanlar, bunun yürüyüş halinde bir Kızılorduya ciddi tesirler ya-pamıyacağını düşünmüyorlar. Atom bombası gayet kıymetli olup, miktarı da çok az olduğundan ancak mühim hedeflere atılacak, buna da kâfi geimiyecektir. Esasen bütün büyük askeri müşahitler, Rusyanın, askerlerini tıpkı bir tapa gibi harcayarak mayın tarlalarını nasıl temizlediklerini yakinen görmüşlerdir. Böyle bir orduyu atom bombası durduramaz. Rus birlikleri çok büyük kayıplara uğrayacak, fakat ilerlemeğe devam edecektir.”
İşte, Amerikada sözüne çok kıymet verilen bir askeri münekkidin fikri budur. İkinci Dünya harbinde tahminleri ve hükümleri daima gayet doğru çıkmış olan diğer bazı askeri dern yine hem
zat bakımından aralarında cak nispete bağlı kalacağı 1 ledirler.
Onun için, şimdi küçük tom bombası etrafında ve müstakbel bir harpte her derde deva olacağı yolunda yapılan propagandalara bel bağlamamak lâzımdır. Bu propagandalar, daha ziyade, bir ü-çüncü dünya harbinin hakikî şartlarını anlatmak ve aynı zamanda A-merikalıların, endişe içinde bulunan Batı Avrupa halkını teselli etmek arzusundan doğmaktadır. Fakat, eskiden olduğu gibi, zararlı neticeler verecek olan bir takım hayallerle ve masallarla oyalanmamak icap eder
VVashıngton, 30 ( Hususi muhabirimiz G. H. Martinden» — Washing-tonda emniyetle söylendiğine göre. Londra Konferansının ilk neticelerinden birini. Amerika tarafından Batı Avrupaya ekstra - modern bazı silâhların gönderilmesi teşkil edecektir. Batı Avrupa memleketleri şimdiye kadar bu silâhlara malik bulunmamakta idiler. Fakat, henüz lüzumlu birlikleri bile seferber etmeğe muktedir olmayan Avrupanın, bu silâhlara sahip olmakla bütün askeri meselelerini halledeceğini sanmak, herhalde yanlış bir düşünce olur.
Amerikalılar için, geniş muhayyilelerinin mahsulü olan bu yeni ve müstakbel silâhların, mukavemet e-dilmez bir cazibeleri vardır. Bu mevzu. gazetelerde en mühim yeri işgal ediyor. Milletlerarası Haber Alma Servisinin usta muhabiri Kingsbury Smith, Londra Konferansının, sonra da Atlantik Konseyinin bu mesele 1-le meşgul olduğunu New-Yorka bildirmiş, ondan sonra her tarafta bundan bahsedilmeğe başlanmıştır. Yeni silâhların, bu arada bilhassa “Cebe girecek büyüklükte atom bomba-sT' mn tesir derecesi hakkında yapılan anketler almış yürümüştür. Bereket versin, bu anketlerin neticesi, tehlikeli bazı hayale kapılmaları ön-liyecek mahiyettedir. Çünkü, bu küçük boydaki atom bombalarının temin edeceği üstünlüğün, silâh kifayetsizliğini telâfi edecek bir kudrette olmadığı anlaşılmıştır. Esasen, salâhiyetli mütehassısların ifadesine göre, bir el bombası gibi kullanılabilecek olan böyle bir, iki kilo ağırlığındaki atom bombası henüz mevcut değildir. Âlimler de, bir atom bombasını infilâk ettirmek için lüzumlu uranium miktarının sabit olduğunu ve keyfe göre bunu azaltman veya çoğaltmanın mümkün olamıya-cağını söylemektedirler. “Cep atom bombası”, onların fikrince, ancak dış zarfı basitleştirilmiş ve eb’adı nispeten küçültülmüş bir bombadan ı-baret olabilir. Bunun âyarlı tapası ve diğer tertibatı tekemmül ettirilmiş olmakla beraber, âdi atom bombasının aynıdır.
Mütehassıslar, atom bombasının taktik kullanılışını münakaşa ederlerken, sadece bunun bir dev uçağ. He değil de, orta hattâ küçük boyda bir bombardıman uçağı ile taşınabilmesini gözönünde tutmuşlardır. Hiç bir zaman, piyade tarafından götürülüp, faraza bir köprünün altına yerleştirilen ve kısa zaman sonra patlatılan bir atom bombası dü-ş nülmemiştir.
Küçük boyda bir atom bombasını, muhtemel olarak deniz harplerinde, düşman gemilerinin toplanmasına mâni olmak üzere kullanmak mümkünse de. Avrupa kıtasındaki bir cepheyi tutmak için bundan istifade etmek kabil değildir. Çünkü strateji
• *
mütehassıslar da. yeni ve mo-bir kara harbinde bütün esasın, karşılıklı düşman kuvvetlerinin insan, hem malzeme
ve tcçhı kurula kanaatin
boyda a-bunını
silâh yardımı için
Truman, yeni sene
1 milyar 222 milyon dolar istedi
Washington, 1 (A.P.) — Başkan
Truman bugün 1 temmuzdan itibaren bağlıyacak mali yıl zarfında 12 den fazla yabancı memlekete Amerikan silâh sevkıyatını karşılamak için Kon grâden 1.222.500.000 dolâr tahsisat istemiştir.
*
Başkan bu talebini, geçen sonba harda başlıyan yabancı askeri yardım programına dair ilk 6 aylık raporu ile birlikte sunmuştur. Truman. yardım mekanizmasının harekete geçti-ğinl, bu hareketin hiç bir suretle duı-maması lâzım geldiğini belirterek şunları ilâve etmiştir:
“Bu tahsisatı kabul etmekteki her hangi bir tereddüt bür dünyanın ar- ’
silâh
zuiadığı cinsten barışı kurmak içir, sarfetmokte olduğumuz bütün gayretlere öldürücü bir darbe indireceği gibi hürriyet içinde yaşamak ve çalışmaya devam hususundaki imkânlarımızı da azaltabilir.,,
Bu yıl istenilen tahsisat geçen yıla kıyasen azcadır. Birleşik Amerika Kongresi geçen yıl 13 dçvlcte
ve askerî malzeme temini İçin 1 milyar 311.000.000 dolar tahsisat etmişti. Başkan, bu topyekün tahsisattan Atlantik Paktı devletlerinin 1 milyar, Türkiye ile Y'unanistanın 120 milyon, İran, Fillpinler ve Korea'nın 27.500.000 dolar alacaklarını, uzakdogu bölgesi İçin de 75 milyon dolar ayrılacağını söylemiştir.
kabul
Reddetmiş olmasına rağmen
I
4 »
• r “ “
' •
• 4
S
• • •
• • •
• • ' • •
» • • •
İngilterenin Schuman Plânını kabul etmesi ihtimali var
Londra. 1 A.A, ‘United Press) — İyi haber alan kaynaklardan dün gece öğrenildiğine göre, Avrupa kömür ve çeliğinin birleştirilmesi hakkındaki Schuman'ın teklifi etrâflı olarak belirtildikten sonra İngiltere de bu mevzuda kendi görüşlerini havi bir plân teklif edecektir.
İngilterenin bu teklifi. Frnnsa-nın Londra Büyükelçisi Rene Masslgll, Paristen döner dönmez Devlet Bakanı Kenneth Young’a yaptığı bir ziyarette açıklanmıştır.
Devlet Bakanı Younger. Mas-sigli’ye şunları söylemiştir:
“Avrupa ağır sanayiinin birleştirilmesi yolundaki Schuman’ın teklifine İngiltere bütün samimiyetiyle iştirak edeceğini ümit etmektedir.,,
Younger, sözlerine devam ederek, İngiliz Hükümetinin Schuman Plânını “tam yerinde,, bulduğunu ve bunun İngiliz Hükümetinin arzularına da aykırı olmadığını ayrıca belirtmiştir.

Kaçak evlenen Prenses Faika Mısıra döndü
Kahire, 1 (AP) — Kıral Faruk’un kız kardeşi Prenses Faika dört sene süren bir gaybubetten sonra dün akşam memleketine avdet etmiştir.
Prensese geçen nisanda Birleşik A-merikada evlendiği Fuad Sadek refakat etmekte idi.
Komadan gelen evliler, hava alanından kıral sarayına ait bir araba ile ay« almışlardır.
K '• ' 1 1 ^-4 * ■

I »Y j ’ ’ r ■ i ( 1
t V. İ L >1 i n 1 /
1 V t * , _•>
‘ C • II
" r ■ \ fl >. ■
Si J
t' . “

■ ■ J
y• (4 M ••• 1


İh
[• ; i.
Ilı

E £ .• ; L | 1
K



ITT x _ 3 • *»-*5.
1
* • s. /.
fl V • ' . -
Arap Birliği, son yaptığı toplantıda, Mısır Başbakanı Nah as Paşanın reisliği altında görülüyor
Arap Birliği 12
haziranda toplanıyor
Artık bu sefer, Urdünün Birlikten ihracına karar verilmesi muhtemel
arasında...
• •
Mevcut olmakla olmamak
Dnninıarkanın Fııxe eyaletinde seyyahları celbeden “Rollo Kulesi,, son zamanlurda yıkılma tehlikesine maruz bulunduğundan hükümet makamları tarafından yıktırılmıştır. Resimde, dinamitle atılan kitlenin yıkılışı görülmektedir. Fakat bu resini görüldüğü şekilde tesbit etmek de hâdise kadar ehemmiyetlidir.
Beşiktaş, Amerikan Takımımda 5-0 mağlûp etti
Amman, 1 A.A. (Afp) — Öğrenildiğine göre Arap Birliği Genel Sekreterliği bütün üye devletlerden 12 haziranda Kahirede açılacak olan Birlik Genel Konseyinin çalışmalarına iştiraklerini istemiştir.
Programda üçlü notaya verilecek müşterek cevabın metni meselesi bulunduğu sanılmaktadır.
Kahire, 1 A.A. (Reuter) — Bugün öğrenildiğine göre. 12 haziranda Ka-hirede toplanacak olan Arap Birliği Konseyinde Urdünün Arap Birliğinden ihracı hakkında Mısır Hükümetinin yapmış olduğu teklif, Suudi Arabistan. Suriye, Lübnan ve muhtemelen Yemen tarafından kabul edilecektir.
Ürdün, asker tabşit etmediğini söylüyor
Amman, 1 A.A. (United Press) — Hükümet sözcülerinden birinin dün anıkladığına göre, Ürdünün Suriye hududu boyunca askerî kuwetler yığdığını bildiren Kahire kaynaklı haberler tamamen asılsızdır.
Kahlrcden gelen haberlerde bu askerî hazırlıkların sadece Ürdünün A-rap Birliğinden ihracına mâni olmak gayesiyle yapıldığı belirtilmekteydi.
Yeni Suriye Kabinesini Nâzım Kudusi kuracak
Şam, 1 A.A. (AFP) — Halk Par-si İcra Komitesi Başkanı Nâzım Kudüs!, yeni hükümeti kurmak vazifesini kabul etmiştir.
Siyah - Beyazlılar, bu maçta da fevkalâde bir oyun oynadılar ve attıkları birbirinden güzel gollerle maçı kazandılar
çelesi yüzünden kaleci Frank Borghi’nin kucağına atarak muhakkak bir golü kaçırdı. 57 nci dakikada Recep biraz evvel kaçırdığı golü telâfi ederek müdafi ile beraber koşarken çektiği ânl bir şutla üçüncü Beşiktaş golünü çb kardı.
84 üncü dakikada Şükrü, şahsî bir sürüşle kalecinin kapadığı köşeden dördüncü defa topu kaleye sokmaya muvaffak oldu.
Oyunun bitmesine bir dakika kala yine Şükrü beşinci Beşiktaş golünü de yaptı ve maç 5-0 Beşik-taşın galibiyetiyle bitti.
Amerikan milli takımının.kalecisi Frank Borghinln çok güzel bir oyun oynamasına ve parlak kurtarışlar yapmasına rağmen Beşiktaş muhacimlerinden 5 gol yemekten kendisini kurtarama-mıştır.
Süleyman, Recep ve kaleci Feyzi güzel bir oyun çıkartmışlardır. Bilhassa solaçık Şükrünün fevkalâde oyunları burada büyük bir zevkle seyredilmektedir.
Amerikalılar Beşiktaş Takımına, bilhassa Şükrünün oyununa hayrandırlar.
St. Louis, Missouri, 1 (Hususi muhabirimiz telgrafla bildiriyor) — Beşiktaş futbol takımı dün gece Amerikan millî takımı İle yaptığı maçı 5-0 kazanmıştır. Beşiktaş bu galibiyetiyle Amerikada çok takdir edilmiş ve stadyumda bulunan 6.000 seyircinin alkışla-riyle karşılanmıştır. Oyunun İlk dakikaları mütevazin geçmişse de 10 uncu dakikadan itibaren Siyah-Beyazlılar hâkimiyeti ellerine alarak rakiplerini sıkıştırmıya başlamışlardır. Beşiktaş uzun ve hamleli paslaşmalarla sağdan Amerikan kalesine tehlikeli bir iniş yaptı. 36 ncı dakikada Süleyman, Şükrüden aldığı bir topu çok sıkı bir şutla Amerikan kalesine sokarak ilk Beşiktaş golünü yaptı. Uç dakika sonra da sağiç oynıyan Recep, yine Şükrünün kale içine doğru verdiği topu kalecinin fevkalâde plonjondna rağmen ikinci defa olarak ağlara taktı,
İlk devre bu şekilde 2-0 Beşik-taşın galibiyetiyle sona erdi.
Siyah - Beyazlılar ikinci devreye başlar başlamaz, Amerikan takımını çember içine almaya muvaffak oldular. Beşinci dakikada Şükrünün solaçık mevkiinden ortaladığı toRU yakahyan Recep a-V_____________________________________
Hulûs! TULON
J
Yugoslavya ne bahasına olursa olsun sosyalizmden ayrılmıyacak
Tifo: “Bizim ne Batıya, ne de Doğuya hiçbir vecibemiz yoktur,, dedi
Londra, 1 A.A. (Afp) — Dün Sır-bıstanda Prokopije verdiği bir demeçte Mareşal Tito demiştir ki:
“Şimdiki halde, milletimizin ve memleketimizin kuvvetini anlayan batı, bize yaptığı baskıya son vermiştir. Fakat doğu iki sene içinde akim kaldığı görülmekle beraber, her gün hücumlarına devam ediyor. Bugün biz yegâne tarafsız ve müsta-
Battıkta kaybolan Amerikan uçağını kimin düşürdüğü anlaşıldı
kil memleketiz. Bizim ne Doğuya, de Batıya karşı vecibelerimi^ vardır.
Sosyalizmin, memleketi için yegâne yol olduğunu, ve Yugoslavyamrt bunu idame ettirmek için son evlâdına kadar feda edeceğini söyleyen Tito, hiçbir kuvvetin, hattâ müttefikleri kim olursa olsun, yabancılardan müzaheret gören Kıral Pierre’in insanın, insanı istismar ettiği eski İçtimaî nizamı yeniden kurmaya muvaffak olamıyacağını teyid etmiştir.
1 (A.P.) — Amerikan yük-komiserliğinin organı telâk-“Ncue Zeitung,,. bugünkü
Berlin, sek işgal ki edilen bir yazısında tanınmış bir Sovyet pilotunun, Doğu Boründeki komünist gençlik mitinginde Baltıkta kaybolan Amerikan “Privateer,, uçağı hâdisesiyle ilgili olarak boşboğazlık ettiğini bildirmiştir.
Bu haberini hangi kaynaktan edindiğini açıklamıyan gazete şunları yazmıştır: Hâdisenin kahramanı harp
sırasında meşhur olan avcı pilot A-leksi Ncrcsiev’dlr. Geçen perşembe akşamı Doğu Boründeki Sovyet Kül-
türevinde tertiplenen bir ziyafette Doğu Almanya Gençlik Teşkilâtı Başkanı Erich Honeckcr, pilot Meresiev’in şerefine kadeh kaldırmış vc:
“Bütün Amerikalı havacıların, “Pri-vateer,, mürettebatının akıbetlerine uğramalarını temenni ederim,, demiştir.
Bunun üzerine votkayı fazla kaçırdığı anlaşılan Meresiev: "Bu ilk hava zaferimizdir” demiştir. “Neue Zcting” a göre bir saat sonra pilot, Sovyet siyasi polisi N.K.D.V. memurları tarafından ziyafetten alınıp götürülmüştür.
Yugoslavyanın 5 senelik plânım sağlamak için muazzam vasıtalara ihtiyacı olduğunu söyleyen Tito, sözlerine şöyle devam etmiştir:
Hiç kimse Yugoslavyaya avuç dolusu para vermiyor, fakat kabul ettiğimiz bu para doğunun iddia ettiği gibi bizim o tarafa geçmemiz için verilmemiştir. Herhangi bir istikraz mukabili kendimizi satabileceğimize inanmayın.
Tito, harp suçlusu 33 AvusturyalIyı affetti
[ MEMLEKET HABERLERİ
Türkiye - İtalya dostluk andlaşması Meclise getirildi
Ankara. 1 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Türkiye ile İtalya arasında Günaltay Hükümeti zamanında İmza edilmiş olan dostluk andlaşması Adnan Menderes Hükümetince tasdik e-dilmek üzere B.M.M. no sevkedilmiş-
t




AMERİKADAKİ HAVACILARIMIZI TEFTİŞ
Birleşik Amerikada Türk Hava f/ıiLni iA'sq|v Atauunn «avh Soyoğuz, 10 nisan 1950 günü Florldn-
da yer aları bir hava üssünü ziyaret ederek tahsilde bulunan 6 Türk hava subayını teftiş etmiştir. Resimde, Türk Hava Ataşesinin. Hava Yüzbaşısı U .B. Lnne İle 6 Türk subayı tarafından karşılanışı görülmektedir. Resimde görülen subaylar şunlardır; Kıdemli Hava Yüzbaşısı Muzaffer İnal Hava Yüzbaşısı Mustafa özel, Hava Yüzbaşısı Necdet Doğanacay, Hava Yüzbaşısı Orhan Germeyan, Hava YUzluışısı Kemal Gunkııt, Hava Yüzbaşısı Mazhar Aç ikalın. Uçağın pilotu HavaCsteğmenl George f>. Thıırman (Orludaidır.
Türkiye Futbol Birinciliği başladı
Gençlerbi rliği ve Göztepe dün galip geldiler
Yargıtay Başkanlığına Faiz Yörük’ün getirilmesi muhtemel
Ankara, 1 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Boşalan Yargıtay Başkanlığına Yargıtay Ticaret Dairesi Başkanı Faiz Yörük’ün getirilmesi muhtemeldir. Bu husustaki teklif Adalet Bakanlığınca Bakanlar Kuruluna yapılacaktır.
İzmir. 1 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Türkiye Futbol Birincilikler! bugün Alsancak stadında az bir seyirci önünde başlamıştır. Havanın gayet sıçtık olması, Beşiktaşın 2 inci tak imiyle çıkması ve tatil giinü olmaması seyircilerin az olmasına sebep olmuştur. İlk karşılaşma, İzmit Kâğıt-spor takımı ile Ankara Gençlcrbirllği takımları arasında yapılmıştır. Takımlar sahaya şu kadro İle çıkmışlar-

Gençlerbirliğl: Rahim - Salt, Turhan - Metin, Ali, Ayhan - Hamdl. İsmet. Ali, Haşan, Hâdi.
Kâğıtspor: Alâcddln - Hakkı, Osman - Osman, Hüseyin, Yaşar - Scyfi, Ali, Fazıl. Rahmi Mustafa.
Hakem:: İzmİrden Sabrı Armağan.
Saat 16.30 da oyuna Gençlcrbirllği başladı. Kâğıtspor sağdan yaptığı aşkınlarla tehlikeli oluyor, 8 inci dakikada Gençler «kınında Sryfl ve Alinin ardı ardına çektiği şutları Rahim güçlükle kurtarıyor Gençler baskıda. 10 uncu dakikada İki korner kazandılar Fakat netice yok 16 ncı dakikada Gençler ortadan bir akın yaptılar. Hâdi Haşandan aldığı pası durdurmadan kaleye yolladı ve top kalecinin elleri arasından kayarak ka-leyo girdi. Vaziyet 1-0.
Kâğıtspor, gayet yorgun gorüniiyor MüdafUcri Gençler akınım güç önlüyor. Devre sonuna doğı u Kâğıtsporlu-•ar canlandı ve oyunu Gençlcrbirllği varı sahasına geçirdllorso de semere alınamadı ve bıı baskı altında iken devre 1-0 Genç.lerhirliği lehine bitti.
İkinci devreye Kâğılsporlular gayet canlı başladı ve derhal Gençler kalesine indilerse de Alinin fena bir şutu ile muhakkak bir gol kaçırdılar. 7 nci dakikada Gönçler sıkıştırmağa başladı. Oyun gayet zevksiz geçiyor. 26 ncı dakikada Ali Kâğıtspor 18 i içinde kaleci ile karşı karşıya kaldığı hakle topu havalandırarak avta attı. 29 uncu dakikada Gençler bir korner kazandılar, Hamdl çekdi, Hâdi bir kafa vu-
ruşu ile ikinci Gençler golünü ağlara taktı. Bundan sonra oyun karşılıklı akınlarla geçti. Son dakikada Fazıl bir kafa vuruşu ile Kâğıtsporun İlk ve son golünü attı ve maç 2-1 Gençler-birllğinin galibiyeti İle sona erdi.
İkinci maç Beşiktaş - Göztepe takımları arasında oynandı. Takımlar şöylo saahya çıktılar:
Beşiktaş: E! hem - Saim, Marul! -Nusret, Ömer, Eşref - Haşan, Hikmet. Muammer, Şeref. Rahmi.
Göztepe: Erdoğan - Fahri, Semih -Emcct, Mustafa. Mehmet - Nezihi, kİ, Alûeddin. Yüksel, Özdemir.
Izmirde bir infilâk

İki kişinin ağır yaralanmasına sebep oldu
Ze-
Er-
Hakem: An karadan Muzaffer tuğ.
Oyuna Beşiktaşlıların vuruşu başlandı. Üçüncü dakikada tehlikeli bir şekilde Göztepe kalesine indilerse do Alâcddln kuvvetli bir şutla topu defetti. Maç gayet, hareketli geçiyor. Şeref gayet sistemli ve kıvrak oyun-kiriyle Göztepe müdftfUerlni müşkül dununa sokuyor 20 nci dakikada bir Göztepe akınında özdonurln şutunu direk kurtardı. Hemen bir dakika sonra Alâcddlnİn kuvvetli bir kafa pası direği yalıyarak avta çıktı 23 uncu dakikadan sonra Göztepe hâkimiyet kurdu. Nihayet 36 ncı dakikada Nezihinin çektiği güzel bir korneri Alnâoddln kafa ile kaleye soktu. Devre 1-0 Göztepe lehine bitti,
İkinci devre:
8 İnci dakikada özdemir topu Nczi-biye kaptırdı ve Nezihinin Alâeddftno verdiği pası Alâcddin kuvvetli bir şutla Beşiktaş ağlarına taktı Vaziyet 2-0. 10 uncu ditkikada bir Beşiktaş akının-dıı Beşiktaş)ıhır Göztepe 18 i içinde iken bariz bir yanlışlık neticesinde hakem Göztepe aleyhine bir penaltı verdi. Eşref çekti, gol. Vaziyet ?-l.
Oyun mütevazin bir şekilde devre sununa kadar devam etti. 13 üncü dakikada bir Beşiktaş akınında Göztepe kalecisi ile çarpışan Marul! başından yaralandı ve oyundan çıktı. Top ortalarda İken devre bitti.
ile
İzmir, 1 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Bugün saat 16 da şehrimiz Basmahane garında etrafta bulunan lan heyecana düşüren bir infilâk olmuştur. Şehrimizde hurdu demir ticareti yapan Mehmet Yalçınlara ait hurda demirler Basmahane garında vagonlara nakledilirken demirler a-rasında bulunan eski top mermilerinden birinin kapsülü, çarpma tesiriyle şiddetle patlamış vc saçılan parçalardan bazıları vagonda bulunan iki kişiyi ağır surette yaralamıştır, ruhlar hastahaneye kaldırılmış Savcılık tahkikata başlamıştır.
Yave
152 lik öğretmenlerin durumu yeniden gözden geçirilecek
Ankara. 1 ‘Hususi muhabirimiz bildiriyor) - Son C H P. Hükümeti Millî Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu tarafından bazı mühim i! merkezlerinde kadro fazbiHi olarak teraküm eden İlkokul öğretmenlerinin dar kadrolu mahallere nakledilmesinin ve bu arada Istanbuldan 152 öğretmenin civar vilâyetlere gönderilmesinin şikâyetlere ve dedikodulara sebep olduğu hatırlardadır. İktidar değişikliğini fırsat bilen ve kendilerini mağdur addeden bu öğretmenler ara verdikleri şikâyet ve teşebbüslere hız vermişler ve Bakanlık koridorlarında sık sık go rünür olmuşlardır.
Yeni Milli Eğitim Bakanı Avnı Başmanın bu mütevali müracaatları yeniden tetkik etmek istediği söylen mekteehr. Anlaşıldığına göre bu kabil müracaatların haklı veya haksız olduğu tekrar gözden geçirilecektir.
Viyana, 1 A.A. (Reuter) — Yugos-lavyada harp suçları ile itham edilerek ağır hapse mahkûm olan 33 AvusturyalI harp mahkûmu, Mareşal Tito tarafından afferilerek dün A-vusturyaya dönmüşlerdir.
AvusturyalI tefsircilere göre bu hareket Mareşal Tito’nun Avusturya ile eski mücadelesini unutup dost geçinmeye hazır olduğu hususundaki son zamanlarda verdiği beyanatın ilk tatbikatıdır.
Avrupa Konseyi toplantısına General Plâstiras başkanlık edecek
Atina. 1 A.A. (Atina Ajansı) — Yunan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Nicolas Plâstiras bu sabah uçakla Parise hareket etmişıtir. PlâstııasPa-rlste Avrupa Birliği Konseyinin toplantılarına başkanlık edecektir.
Rusların, T. Lie ile > yaptıkları pazarlık
New-York, 1 (Nafen) — Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygvie Lie-nin Moskova seyahati hakkında bazı haberldr sızmaya başlamıştır.
iyi haber alan kaynakların belirttiğine göre Rusya Komünist Çinin Birleşmiş Milletlere kabulü takdirinde Lie’ye bat ıhların Birleşmiş Milletlere ithal etmek istedikleri bir çok memleketlerin girmesine mümanaat etmiye-ccklerini vndetinişlerdir.


X.
MÜSABAKA KUPONU
1 aralık 1950 de çekilecek büyük kurunuza İştirak için a-şağıdakl kuponlardan 90 tane getirerek bir kura numarası a-labilecek«iinlz.
Tafsilatını her pazar günkü (YENİ İSTANBUL) da arayınız.
i eni iataııbul’ıın
KÜPONli

Sayfa 4
2 Haziran lfiM

a
Baharda gelen ölüm
Mıt£l(ıpa perişan bir İnilde
doftudnıı batıya kaçış
Pek yakında
Baş veren
YAZAN :
Aralık ayında bir gece
Yazan: Claude De France
Çeviren: Aral Gebe
BAHARDA GELEN ÖLÜM
ı
Büyük Sienna hâkim renkler
inkılâpçı
Yazan : Van ★★★
HİKÂYE |
Çeviren ı Behçet Cemal
Kıyamete doğru
Ne jad ’ ı n
Sergisi
Yazon : Ayşe Nur
MEJAD, Paris’in avanl-guardc ro-simlerine ayrılmış dört hoş galeriden biri olan Lydla fontl galerisinde en son eserleriyle bir sergi açmış-Açılış günü küçücük galeri, seç-bir kalabalıkla hıncahınç doluy-Parla’in en tanınmış mllnokkit» de oradaydı. Nitekim Nejad’ın sergisi hakkında m od Ih dolu ya-
tır. kin du. leri son
zılar Paris gazetelerinde çıkmıya başladı»
Nejad TÜrklyedon ayrılalı beri bir hayli gelişnıiştii’. Tamıımiyh* mücerret hır resme dnğrıı varmış olan bu gellgmenin muhtelif sııfhrılannı ı»eın-patik ressam bana şöyle anlattı: “Parifio gelir gelmez Paul Klee ve Mıro gibi renk kompozisyonunu tamamıyla mücuirot bir şekilde arayan ressamların eserleri, Üzerimde bir şok tesiri yaptı.
Bizim eski yazıyle hat ve tezhibin mücerret resme doğru, bir köprü teşkil edebileceğini anladım ve bu yolda çalıştım. Bundan sonra İtalya’ya yaptığım seyahatte, doğrudan doğruya tabiatı resimlerime alarak ltel-yçn peylzajlarıııı yine ta ma iniyle mücerret bir peklide ve yalnız renk ve ışık tesirleriyle verıntye çalıştım O devirde yaptığım üçlü panolar a-rasında '’Cenııut” triptiği, 1048 de Paris'in “Prix de la CritiqııeM sergisine konmak için seçilen tablolardan birisidir. Gelişmemin üçüncü safha-Sina ait resimlerimin bazıları da buradadır” diyerek beni “Kuşhır'’ adh bir resmin önüne götürdü. Bu küçük tual sergide bulunan resimler arasında en munis ve cana yakın olanıdır. Beyaz ve gri fon üzerinde çırpınan kuşun hareketini helezonluda canlandırmaktadır.
Nejad izah etti:
— Mücerret sanatın aleyhinde o-lanlar bile bu tual’i beğeniyor. Halbuki resimde kuş diye bir şey yok!
Yok ama bu kadar canlı hlr şekilde uçuşunu hissettikten sonra varsın olmasın! Zaten Combat’da okuduğum kritikte de en çok bu resmi beğenmişler. Bence de, hunda öbür tual-lerinde olmıyan bir şiir ve zarafet ’var.
Kuşlardan sonraki devreye ait resimlerde Nejad peyizajı esas olarak alıyor, sanki parçalıyor ve renk blokları halinde tual'in üzerine dağıtıyor. Sienma peyizajı önünde durduk, eflâtunların hâkim olduğu büyük bir tual: " Bu tual, insana bir (puzzle) oyununu hatırlatıyor: sanki gerçek bir peylzaj makasla şekil şekli kesilip tual'in üzerine atılmış gibi...
Ressam eserinin hususiyetini «öyle anlattı:
n— Yalnız sız pcylzajın ruhunu şekilde değil renklerin verdiği intihada aramalısınız, Zannetmeyiniz kİ ebu eflâtunlar gelişi güzel fırçadan çıkmıştır. Uzun araştırmalardan sonra renk kendi kendini bana empoze e-dlyor ve ondan sonra resim ortaya çıkıyor.
Ncjad’ın resimlerinde bir şey dalın gözüme çarptı; Rengin kendi kondun ışıldamamı hiç hır dekoratif, motif olmadan, ışık ve gölge oyunlarına başvurmadan bizim Tilrk çinllpriııln ronk sağlamlığına varıyor. ”Art.sM gazotpalnip sanat lonkidclsı J. Boıı-ret, Ncjadın renkleri hakkında şöyle diyor; ”Bir renk ve ritim dünyası kİ, lçln»ie gerçeğe alt hiç bir şev kalmamış fakat güneşin Bıçaklığını du-yurnn özol hlr hava var.*'
Nejad’ın kompozisyonu tok, resimlerinin kuruluşu şuurlu ve kuvvetli; renklerinde sezilen canlılık ve sağlık ilk resimlerinden beri NeJmUın güzel bil1 özelliğidir
Bu yazıyı '•Arta” da çıkan tenkidin son cümlesiyle belirtmek IMIyorumı ‘Nejad” zamanımızın en iyi reaaanv Inıındun bindir kanaatindeyim, bahusus kİ bu zümre rcmıam arasında «aminıl olanı azdır, Nejad “jetine peiııturc” müsabakasında neo-cxpres-»Innlaıne’in tehlikeli bir rakibi olabilir, çünkü hakiki ve eağlrım b|r ressamdır.”
İşte büyük hlr Fransız münekkidi, nln genç Türk ressamı hakkında g»l« rllsil. Ne kadar sevinsek yeridir.

Hicri
ŞABA.V
16
1369
VAKİT
Güne# Öğle ikindi Akşam Yatsı tmsâk

Resimler i
Üstte : Ressam Nejad Pa-risteki atelyesinin önünde. Ortada : peyizajı, eflâtun ve kahverengi. Altta : Teşhir edilen tab lolardan biri.
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşey
19 5 0 HAZİRAN
Rıınıi
MAYIS
2
20
Cuma
1366
VASATİ
EZANİ

K «i
Berlin Alman kalacaktır. Viyana tekrar Alman olacaktır ve Avrupa hiçbir zaman Rusların eline geçmiyooekllr.
Berlin, Elbe ve Öder cephelerinle tam ortaaındadır. Barhy'dekl muharebe mevzileri otomobille hlr saatten azdır. Amerikalılar burada Elhe’nin doğusunda hlr köprübaşı kurmuşlardı. Buradan otomobiller 45 dakikada doğu cephesinin civcivli noktasına. Ruslar ın dürhlnle Berlin'in alâmeti olan telsiz kulelerini aradıkiaiT 8ee-low’a gelmek mümkündür. Eğer şimdi batı devletleri de Almanya'nın İşini bitirmek İçin taarruza kalkacak o-lurlarsa, müttefik kuvvetler arasında bir yarış bağlıyacaktır. Acaba Wil-helmsplstez'a girerek, Borlinl, bütün tahribata rağmen harbin bu en büyük ve şerefli ganimetini kim ele geçirecektir? Çünkü Goebbola ne kadar bağırsa çağıraa, Berlin, İngiliz ve Amerikalıları beyaz bayrakla karşılamaya hazırdır. Şehir, batı ordularına karşı dövüşmlyecektlr, Goebhele’ln bü tün hiddeti, şiddeti, çoktan kudretsizliğinin delili sayılıyor. Goebbels bağın yor: “BerUnde tek beyaz bayrak görürsem, bütün sokağı dinamitlerim.” Buna rağmen her tarafta beyaz bayraklar hazırlanmaktadır.
Fakat, ya Ruslar daha evvel girerse? O zaman ne olacak? Hiç kimsenin, hiç bir makamın cevap veremediği asıl sual işte budur. Berlin artık komaya girmiştir. Zaten her şey, insanlık ölçülerini çoktan aşmıştır. Beş yıldan beri cihan harbin bu aon muharebesini bekliyordu, işte şimdi, bu da geldi çattı. Cepheye banliyö treniyle gidebiliyor. Sabahleyin celbedllenler, Öğle üzer! Rusların karşısına geçiyor. Paris taksileriyle Marne muharebesine koşan Gaileni ordusu gibi, halk ordusu birlikleri de Siemens ve Borsig fabrikalarındaki İşçilerin bisikletleri üzerinde cepheye atılıyorlar. Asılanlar, kaybolmuş bir dâvanın son kurbanları, günlerle, herkesin gözü Önünde elektrik direklerinde sallanıyor, Çinde miyiz, neredeyiz? Berlin itaat ediyor acı çekiyor. Fakat bunların hepsi, kıyametin daha henüz başlangıcıdır.
Canım seven kaçsın I
manıakla beraber, mahvolan şehirden yapacağı röportaja alt malzemeyi, mahallen tophyabilecektl. Bütün meslektaşları Berlin! terkederlıen Berllne gelen tek gazeteci olan bu İsveçlinin cesareti cidden takdire şayandır. Uç dört haftalık İaşesini laveçten beraber getirmişti. Acaba Berlin» muhasaraya ne kadar dayanabilecektir?
Berlin muharebesinin arifesinde bulunuyoruz. Kader son sahneye bizzat davetlidir. Şimdi artık her şey veya hiç İçin oynanan kanlı oyunun son zarları atılıyor.
Fırtına şimdi Berllnin üstündedir. Fırtınadan önceki sıkıntılı sükûnet, ancak pek az sürebilir. Şehrin doğu-
sundaki en uzak banliyölerde dövft» şen cepheden, Pankow ietikametlır den, Rtıhleben’e, metro İle ilk yararlılar geliyor. Kanlı sargılariyle şehlv nakil vasıtasının kadife kaplı koltuk* lanna yığılıyorlar. Doğrudan doğru* ya ateş hattından çıkmışlar ve büyük saıgı yerinden, metro ile haatahana-ye gönderiliyorlar. Üniforma!a» fta* tılmış, dudakları kilitli, yüzlerinden* sokak muharebesinin dehşeti oknntt* yor. Cephenin hemen gerisinde, vaex talan muntazam çalışan ve memur* lan, ellerinde çanta, dairelerine gide* bilen bir şehre gelmenin hayreti g6z« lerlnden aksediyor.
(Devamı Veıİ
.5.29 13.12 17 12 20.38 22.34
3.17
TİYATROLAR
İSTANBUL
KONAK PAVÎYONU: Atraksiyon Trupu.
ANKARA
Ispanyol
de Yan-
îspanyol
BCyIK TİYATRO 21 lif ılıklar Komedisi. GAR GAZİNOSU : Triyosu.
Afyon Kaçakçı-
BEYOĞLU CİHETİ
(40835)
(80718) Çetesi.
1 — TonnBton
2 — Fakir Kızı
ATLAS lan. AKIN Caniler Leylâ.
ALKAZAB (42502) 1 — Tarzan Kaplan Kadın. 2 — Dişi Haydut-
AR (44894) 1 — ölüm Melodisi. 2 — Hürriyet Savaşı.
Saray Gözdeleri. (40868) 1 — Korkunç
— Haydut Aşkı.
(41650) 1 - Ölümden
— Yaşasın Aşk.
Zoro-
BE61KTA6 BAHÇESİ: 1 — Kapanan Gözler. 2 — Akıncılarımız.
ELHAMRA (48595) 1 — Aşk
Mektupları. 2 — Çöller Kasırgası.
İPEK (11289) 1 — Onu öldürdüm (İlk defa). 2 — lhtirua Kurbanları.
İNCİ (84595) 1 — Robonaon A-dası. 2 — Üniformalı Kızlar.
LÂLE (43595) 1 — Altın Küpeler. 2 —
MELEK Yıllar. 2
SARAY
Firar. 2
auATPARK (63148) 1 nun İşareti. 2 — Kadın Cellâdı.
8! M Eli (42851 r 1
Yaşayamam» 2 — Çılgın Hayalet
Sark (40380) Ekhvucçl Kadın. ŞÎK (43726) 1 — Hint Kahra-manı. 2 — Günahsız Katil, TAKSİM (43191) I — 11(1 Açıkgöz Canavarlar Arsamda. 2 — J Ö7 Oü-zell.
TAN I - Işıklar Sönarkeo. 2 — «(n(ı Tapıyorum»
Cr;\i. (49306) ı — Kurban Kı-rnltçr 2 — Atom Fedaileri.
1 ENİ 1 — Uç Ahbap Çavuşlar.
Şarkıma
2 — Yeşil Ufuklar. 3 — Siyah Gölgeler.
YILDIZ (42847) 1 — Deniz Yıldızlan. 2 — Unutulan Yıllar.
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23683) I - Ölüm Diyarı. 2 — Adnlnr Perisi.
AZAK (23.M2ı 1 — Kılıçların
Gölgesinde. 2 — Harrov Kumarbazı.
ÇEMBERLtTAS (22513) 1 -
Büyülenmiş Adam. 2 — ihtilâlci Ruhlar.
FEK AII 1 — Asya Ateşler 1-çlnde. 2 — Kahraman Kılavuz.
3 — Deniz Kızı.
IIALK 1 — İnsan Avcısı. 2 — Ateş Kıra İlçesi.
İSTANBI L 1.22367) 1 - Makineli Adamlar Diyarı. 2 — Genç Kız Kalbi.
KISMET (26654) Hint Rüyası. 2 — Zehirli Kucak.
MARMARA (23860) l — Su Perileri, 2 — Yaşamak Arzusu.
MİLLÎ (22962) 1 — ölüm Diyarı. 2 — Adalar Perisi.
TURAN (22127) 1 — Kılıçların Gölgesinde. 2 — Yaşamak Ar-zusu.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — Mağlûp Edilemeyenler. 2 — Lo-rcl Hardy Çingene Prcna.
KADIKÖY CİHETİ HÂLE (tJOllZı 1 — Şanghaylı Kadın. 2 — Suçsuz Katil. OPERA (60821) 1 — Önce Vatan. 2 — Dağlar Canavarı. SÎ'KEYYA (60862) 1 — Beş
Parmaklı Canavar. 2 — Dökülen Yapraklar.
ANKARA
ANKARA Brodvay Perileri. BÜYÜK 8evlştlğlmlz Günler. CEBECİ 1 — Asli Ruhlar. 2 -Tarzanın Hazînesi,
PARK 1 — Şehrâzadın Doğuşu. 2 — Korkunç VAdi.
SI S 1 — Macera Gecesi. 2 — Canavar Tuzağı.
Rt'MER 1 — Sevdalı Kovboy. 2 — Büyük Casuslar»
ULUS 1 — Kadınlar Çiftliği. 2 — Büyük Senfoni*
YENÎ 1 — Siyah Gül. 2 tulmıyan Aşk.
İZMİR
Ankaradan. — 9.15 D. H. Y. (Türk) Buraadan. — 9,50 D.H.Y. (Türk) tamirden. - 15.38 D.H. Y. (Türk) İskenderun. Adana Ankaradan. — 15.50 B E.A. (İngiliz) Londra, Roma. Atlnadan.
- m.3O M.R (Mımr) Kahire. Lefkoşe'den. — 16.80 D. H. Y. (Türk) Erzurum. Elâzığ, Mu-latya. Kayseri, Ankaradan. — 17.00 T.A.E. (Yunan) Atlnadan
- 18.05 D.H Y. (Türk» Izmtr-den. - 18*85 D.H.Y. (Türk)An-ko radım.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR .8.30 D.H.Y, (Türk) Bur&ayn
- 9.00 D.H.Y. (Türk) Ankara, Sivas, Elâzığ, Diyarbakıra. — 0.80 D.H.Y. (Türk) Anka raya.— 10.00 S.R. (İsviçre) Atina, Cenevre, ZUrih. — 10.05 D. H. Y. (Türk) Afyon. Konya, Adnna-ya. — 10.15 D.H Y. (Türk) İz-mire. - 10.80 D.H.Y. (Türle) Ankara. Adana, Iskenderuna.— 12.10 C.Y. (Kıbrıs.) Ankara. Nl-kosya’ya. — ifl.00 D H.Y.(Türk) lzmlre,
GELECEK OLAN VAPURLAR
6.80 Konya (Bandırmadan) — 8.()0 Seyyar (Karabiğndan) — lo.oo Ülgen (Amalıktan) — 11.00 Ege (Karadan 1x1 en) — 21.30 Bandırma (Bandırmadan) GİDECEK OLAN VAPURLAR
8.00 Giresun (Karadcnlze) — 4,00 Necat (lneboluya) — s.15 Bandırma (Bandırmaya) — 17.00 Antalya (Ayvnhk-lzrnlro)
- lo.oo Seyyar (Karabigaya). GELECEK OLAN TRENLER
7.10 Toroa — 8.30 Ankara — 9.15 Ankara (Eks.) — 28.70
Sernplon.
GİDECEK OLAN TRENLER 8.20 Semplon (Avrupa). — İH.10 Ankara Ankara
Unu-
ELHAMBA 1 — Tehlikeli Yollar. 2 — İki Cingöz Haremde. 3 — Hnydtil Aşkı.
LÂLE t — Yarntılnn Adam, 2— Ormanlar Anlam. 3 — HaİAhaddini Eyyuhl va Haçlı Seferleri. TAYYAKE Cezayir Dansözü.
TAN 1 — Yaratılan Adam. 2— Ormanlar Aslanı. 2 — BnlAhad-dini Evyubl ve Haçlı Seferleri. YENİ SİNEMA i — 'Mayerllng Esrarı. 2 — Tarzanın İntikamı. 3 — 3 Ahbap Çavuşlar Casuslar Peşinde.
KARŞIYAKA CİHETİ
MELEK 1 — Tehlikeli Yollar. 2 — Kadın İntikamı.
UÇAK - TREN - VAPUR
GELECEK OLAN I ÇAK LA II
8,40 S.A.S. (İskandinav) Lyd-da’dun. — 9.35 D.H.Y. (Türk)
ANKAHA:
7.28 Açılış ve program —
7.30 M. 8. Ayan. — 7 31 Vale,
polka ve pnao dobleler (pl). — 7.45 Haberler. — 8.00 Saz oeer-İftrl (pl). — 8.15 Filim müzik-ieıi (pl) — 8.25 Günün programı ve hava raporu. — 8.30
Beethoven - Fa majör yaylı «azlar kuarteti (pl). — 9.00 Kapanış.
12.28 Açılış ve program. —
12.30 M. 8. Ayarı. — 12.30 Şarkılar. — 18.00 Haberler. — 13.15 Normun Cloutlcr orkestrası (pl). — 13.30 Öğle Gazetesi. — 13 40 Şen parçalar (pl i. — 14.00 Hava raporu» akşam programı ve kapanış.
17.58 Açılış ve program. — 18,00 M, S. Ayarı. — 18.00 İnce saz. — 18.30 Konuşma. — 18.40 Sinema orguyla melodiler (pl).
— 19.00 M. 8, Ayarı ve haber-
ler. — 10.15 Geçmişte Bugün.— 10.20 Tarihi Türk müziği. — 20,00 Viyolonsel soloları (pl).— 20 15 Radyo Gazeteni. — 20.3ü Sr beat saat. — 20.35 Opera
potpurileri (pl). — 21.00 Konuşma - Türkiyedo Ma r ah ali plânı.
— 21.15 Schumnnn 2. sonfnnl
i (pl). — 22.00 Konuşma. — 22.15 Dana parçaları (pl), — 22.45
ı M. 8. Ayarı ye haberler. —
23.00 Program ve kapanış.
İSTANBUL:
12.57 Açılış ve programlar. — 13.00 Haberler. — 13.15 Orkestra eserleri (plJ. — 13.45 Şarkı ve türküler (Ahmet Üstün). — 11.20 Serbest saat: Konuşma voyn millik.*— 14.30 Şarkılar tpb — 14.50 Xavir Cugat orkestrasından dana müziği (pl),
— 15.0ü Programlar ve kapanış.
17.57 Açılış ve programlar. — 18.00 Dans müziği (pl). — 18.30 Yurdun her köşesinden deyişler ve söylemişler. — 19 00 Haberler. — 19.15 İstanbul haberelrl?
— 19.20 Radyo senfoni orkestrası konseri. — 20.00 Sax eserleri. — 20.15 Karışık hafif müzik (pl). — 20.3ü Şarkı ve türküler (Perihan Altındağ SÖserl) — 21.10 Son keşifler. — 21.20 Fasıl heyeti konseri. — 22.00 İzahlı opera (Debuvşy.,, Pelieaa et Meliaando). — 22.45 Haberler.
— 23.00 Çeşitli hafif müzik (pl).
— 24.00 Programlar ve kapanış.
YABANCI RADYOLARDAN
SEÇME YAYINLAR: LONDRA:
7.30 Bunny May ve orkoetrA-> sı — 8.45 Dinleyici İstekleri. — 0.15 BBC Opera orgcstrası. — 10.80 Bid Phillips dans orkestrası, — 12 30 BBC varyete orkestrası. — 15.30 Londra hafif kon-ser orkestrası. — 16.30 John
13uii orkestrasından hafif müzik. — 17.15 BBC Iskoç orkcB-trası konseri, — 18.18 Caz Icu-Rlbll. — 19.10 Yeni plâkları
takdim ediyoruz. — 20.30 Ge-raldo konser orkestrası. — 23.15 Operalardan parçalar. — 24.00 Dinleyici istekleri.
1 — Riyakâr olmıyan insan (iki kelime). 2 — Kıtaat edile-mlycn. 3 — Rüzgâr; Allah; Kaba ovet. 4 — Tersi sarhoşun marifetlerinden; Bir nota;Gök-tekllerden. 5—Dizi; Sonundaki harf okunmazsa vâsıl olan mânasına gelir, 6 — Sonuna bir harf gcllrso majüsküi olur; Yükseliş. T — Yol alın yarısı; Çift dadı (İki kelime). 8 — Merbutatı no kadar (İki kelime); Tersi atı sürmekte kullanılır. 9 — Güzel bozu (iki kelime). 10 — Ahşan (mürekkep kolime).
Tiergarten, İlk yeşilliklerini gösteriyor bombalar, şehrin kalbindeki parklara hiç aman vermemişti. Halbuki bu parkın her ağacı numaralanmış. yaşı ve durumu Bahçeler İdaresince tescil edilmişti. Bombaların tahrip ettiği ağaçların sayısı, ölen İnsanlardan çok daha sıhhatle tâyrn edilebilirdi. Her ağacın gövdesinde, erlerin tanınma markası gibi, numarası kazılıdır. Yıllanmış ağaçlar, bomba yağmuru altında devrildikçe, siciline kayıd düşülür ve kesildiği İşaret edilirdi.1945 ilkbaharına kadar a-ğaçlann beşte biri mahvolmuştur.
Yollan yalnız, bombaların devirdiği ağaçlar kapatmıyor. Siperler ve ağaç maniaları geçildikten sonra, geri dönülmesini emreden bir de nöbetçiyle karşılaşır, bir benzin ve cephane deposunun ortasına geldiğinizi hayretle görürsünüz. Mermiler ve benzin bidonları, ihtimamla peçelen-miştir. Yaya yolları boyunca, hendekler açılmıştır. Benzin bidonları bu çukurlara konulmakta ve mermiler dağ gibi yığılmaktadır. Berlin'in İçinde, dışında, her tarafta, bu çeşit depolar tesis edilmektedir. Bunlar, büyük muharebelerden evvel, cephe gerisinde yapılması mutat olan hazırlıklardır.
CANINI SEVEN KAÇSIN
Şöhretll bir ressam olan Pierre, Basque eyaletinde geçirdiği son tatilini hatırlıyor ve o sırada îrun şehrine yakın bir yerde kiraladığı villânın genç sahibesini düşünmekten kendini alamıyordu.
Şimdi Parlse kar yağıyordu. Fakat beyazlığı, mütemadiyen geçenlerin tazyıklariyle siyah çamura dönüyordu.
vana yatmış ve genç dulla olan bütün karşılaşmaları ve gezmeleri düşünüyordu. Onu çakıllı patikada ve vücudunun ince batlarım meydana koyan gri elbisesi ile hayalinde canlandırıyor ve örgülü saçlarının bir karanfili andıran kokusunu tekrar hissediyordu. O güzeldi ve derisi amber gibi kuyordu. Pierre bu kokuyu karşılaşmalarında duyuyordu.
çok ko-her


EM1N()N( ı Ankura (Eminönü) — Sırrı Başdoğan (Küçük-paznr) — Esat (Dlvnnyolu) — Aaiidur (Gedlkpaşa).
BEYOÛLUı Güneş (Merkez)— Barunak (Taksim) — Bütlst Tülbentçi (Taksim) — Bankalar (Galata) — Necdet Ekrem (Şişil) — Çubukçu (Şişli) — Hftlicıogiu (Hfisköy) — Yeni Turan (Kasımpaşa).
FATİH' üniversite (Şehzack-bımü — Etnm Pertev (Aksaray) — Samatya — Hamdı Ern-gon ıŞehremini) — Edırnekapı (KuragUmrük) — Hüaamoddln GÖkengln (Fener).
EY t Ti Arif Beşer.
BEŞ1KTA9I S. Recep — Orta-köy — Gıynseddin Dlvaniıoğlu (Arnavutköy) — Merkez (Bebek).
KADIKÖY! Yeni Moda — nsryolu — Erenköy — A. fer Çağatay.
CskUdari Ahmetliye. llEVHELİADAı H. Halk. Bl’Yt’KADAı Halk.
İZMİR! Gllzclynlı (Yalılar) Abmncak — Ege (Bnarnahane) — Hilâl (Kemeraltıı — Asri (Eşrcfpnşa).
ANKARA: Hayat — Cebeci — Güray.
Fe-Ca-
Akşamın karanlığı genç adamın resim masasını ve sehpasını esrarengiz bir suretle ğölgellyerek a-telyeyi dolduruyordu.
O, günlük güneşlik bir pazar sabahı. küçük ve duvarları kireç badanalı tertemiz bir hana bir müddet kalmak üzere gelmişti. Bir akşam güllerle çevrili mezarlığı, küçük bir kilisesi ve güzel villâları olan bir köye gitmişti. Köyün tellâllığını yapan Doninic’e güzel ve küçük bir villâ kiralamak istediğini söylemişti. O da bir villâyı göstermiş ve “Crada ağaçlar arasında gördüğünüz villâ tam sizin şartlara uygundur. Zaten hanımefendi yüksek bir fiyat istemiyor. Villâyı da çok güzel möb-lesiyle kiralıyor. Eğer İsterseniz size iyi bir hizmetçi olan yeğenim Fr&nclskayı da getiririm,, demişti.
Bir akşam onu on iki yaşlarında, vücut yapısı iri. kumral saçlı bir erkek çocukla beraber görmüştü. Pierre bu küçük delikanlıyı tanıyordu. Fakat hangi vesileyle: “Oğlum Bruno,, diye, kendisine tanıtıldığını hatırlamıyordu.
Yukarıdnn ıısnfciı
1 — Bir teshin vasıtası cedit (iki kelime). 2 — Emlâki bitir (İki kelime). 3 — Müdahene; Bir Rum İsmi. 4 — Mail hale gelir; Ter«l hedmolan. 5 — Yılan: Tersinden sonuna bir hart Urtvesiylc erler olur. 6 — Çekmek. buluş. 7 — Nazik; Bir edat. 8 — Dördün biri gibi; Dişler (eski terim). 9 — Muhteşem hayvan saçı (İki kelime). 10 — İyilikte bulunan.
DCN'KC BULMACANIN HALLİ
Soldan bnfccı:
1 — Mizacım âlâ. 2 — Sahası dolu. 3 —* Her: Kar, Tl. 4 — Arat; Da; 11. 0 — Ekip; ApÖ-le. 6 — İyi ye; Nar. 7 — Ra; îrl teke. S — Eğeler; Han. 0— Cezn veren. 10 — İçimi helâl.
Yulutrıdıın ağlığı I
1 — Muhabereci, z — İleriye goç. 3 — Zoraki; Ezı. 4 — Ad; Maliyet. 5 — Cır; Görevi, 6 — Herif. 7 — Mahal; Ra. 8 — Ah; Erenel. 9 — Ana kapital. 10 — AfiilAno hal.
Beyoğlu 44044 Kadşköy 60872 İstanbul 24222 Üsküdar 60943 Ankara 00. İzmir 2222 Karşıyaka 15055
4400e
6053M
01
2251
İstanbul Beyoğlu Anadolu yakası Ankara
İzmir
“VVilhelmstrasse 76.” Blsmarck’tan beri tarihi bir adresi».. Dışişleri Bakanlığının sade kibarlığı, bombalardan çok müteessir olmuştu. Dam ve üst kat tamamen yanmıştı. Kapıcı nın bile kalmamış olması, insanı Hayrete düşürüyor. Bomboş koridorlarda, ayak sesleri derin akisler uyandırıyor. Bütün kapılar, ardına kadar a-çıktır. Anlaşılan bakanlık şimdiden tahliye edilmiş, bırakılmıştır. Az sonra buralarda, Rus komiserleri dolaşacak ve dosyalan karıştıracaktır. Bütün dosyalar daha önce yanıp kül olmazsa!...
Fakat ilk müşahede, hakikate tam tevafuk etmiyor. Bakanlık erkânı birinci katta toplanmıştır. Etikete kimse riayet etmiyor, eski güzel salonlar koltuk meyhanesine çevriliyordu. Tek hakikat meydanda İdi. Burada tam bir kararsızlık ve şaşkınlık hüküm sürmektedir. Rlbbentropla, en yakın maiyeti vaktiyle çok parlak olan Dışişleri Bakanlığının bu kılıç artıkları, hareket etmek üzeredir. Hitler’in müsaadesi bekleniyor. Maiyet halkı, bir an evvel hareket etmeye can atıyor; bir kaç saat daha geçerse, şehirden belki de hiç çıkamıyacaklar.
Hiç kimsenin umursamadığı İsveçli bir gazeteci, hayretle bu manzarayı seyretmektedir. İsveçli, Berlin’e uğrayan son yolcu uçağiyle Stokholm'd&n gelerek Tempelhof meydanına inmişti. Uçak çok as yolciyle gelmişti, halbuki dönüş seferi için akıl durduracak navlunlar ödeniyordu. Uçaktan tek başına. İsveçli bir gazeteci çıkmıştı. Şimdi Dışişleri Bakanlığında, suallerine cevap verecek kimse buia-
O akşam hana neşo içinde dönüyordu. Denizle uzaklarda birleşen ufuk nefis bir yeşile boyanmıştı. Pireneler bir şeftali çiçeğine benziyorlardı. Tabiatın bu güzelliği karşısında bütün vücudunda hafif bir ürperme hissetti.
Hana giden yol Üzerinde kendi İstikametinde yürüyen genç bir kadın görmüştü. Bu memleketin hemen bütün kadınlarının güzel bJr yürüyüş tarzı vardı* Fakat genç ressam, bu gayet zarif ve Bevlmlı yürüyüşü öbürklllerdcn derhal tefrik etmişti. Pierre atını yavaşlatmış ve aşağıya İnerek yürümeye başlamıştı. Kadının yanından geçerken, onun ebegümeci yeşili renglndekl bulûzunu. mâ-sum ve güzel yüzünü ve saçlarını çevreleyen iki sıra örgüyü görmüştü. Yürüyüşü tıpkı eski Yu-nanlı dansözlere benziyordu.
Bir gün öğleden sonra genç ressam, kadına resmini yapmak istediğini söylemişti. Yapacağı bu tablonun hepsinden güzel olacağını zannediyordu. Resmini, bana giderken İlk defa gördüğü gibi, üzerindeki yeşil bulûz ve saçlarındaki vahşi karanfillerle yapmak İstiyordu. Fakat çocuğu hiç düşünmemişti. Bruno annesinin resminin yapılmasını istemiyor va Pierre ile görüşmesine mâni olmaya çalışıyordu. Çocuğun şu a-ğır cümlesi aklına geldi: “Bana mı, yoksa o adama mı aitsin anne?., kadın da Pirre’e kederli bir bakışla baktıktan sonra “Sana Brunom,, demişti. İşte o anda küçük yumurcağı tokatlamak ve sonra kadını kolları arasına alıp saadetin son basamağına ulaşmayı ne kndaı* istemişti.
Pierre bütün bunları düşünürken vücudu titriyor ve kalbi eskisinden daha hızlı çarpıyordu. Kalkıp atelyesini aydınlattı. Gözleri bu güzel hülyalarla kaplı ve aşkla titriyordu.
Klasörünü açarak Marle Saude Laure borensendi'nln çocuğu arkasından koşan anne, gül koparan çocuk, sahilde oturmuş kitap okuyan bir karın eskizlerini göz. den geçiriyordu.
Ah! Laurlta, niçin!

Bütün gece gözleri önünden, hayret edilecek kadar gtirtfi olan o kadının hayali gitmemişti.
Ertesi gün, Dominlckln bahsettiği villânın sahibiyle görüşmek İçin yola koyulmuştu. Biraz yürüdükten sonra, güzel bir manzarası. büyük bir bahçesi olan bir villâya vasıl olmuştu. Kapı açılınca ahenkli sesli, tatlı gülümseyişi^ bembeyaz ve muntazam dişil, çok güzel bir kadınla karşılaşmıştı. Bir gün önceki geceyi aklına getirmiş ve bu kadının o gece yolda gördüğü kadın olduğunu hatırlamıştı. Konuşma uzun sürmemiş ve derhal villâyı kiralamıştı.
Kalbi büyük bir aşkla doludu ve bunu genç kadına itiraf etmek İstiyordu, Gözleri bu güzel hayalle dolu olduğu halde, kalemini ve fırçasını alarak kadının resmini yapmaya başladı. Parmakları altında tatlı gülümseyişi!, beyaz elbiseli bir Laurlta. İki elini kendiline doğru uzatan bahtiyar bir Laurlta doğmuştu. Fakat bu bir tablodan başka bir şey değildi.
Hakiki Laurlta bütün aşklardan üstün olan evlât aşkiyle kendisinden uzaktaydı.
Akşamın karanlığı, İyice atölyesini doldurmuştu. Pierre bir di-
Genç ressam piyanosunu açtı, hıçkıra h içki ra ağiıyarak ve titreyen parmaklarıyla Chopenin 10 numaralı parçasını çalmaya başladı.
Bu, bir aralık ayı geçeniydi.
I Raalran 1MÖ
TENİ ÎITÂN>ü₺
Bayta B
GÜNÜN
I
Gelir vergisi ve vergi mükelleflerinin sigortalanması
Türkiye Sanayi Kalkınma Bankası
Amerikan Ticaret Bakanı, yeni bankanın, diğer milletlere örnek olacağını söyleyor
Hariçte, Amerikan sermayesine plasman aramak için gereken şartlar temin edilecek
Yazan: Müfit Kutlan
Qe||r Vergimizin nıııclp sebepleri Iğvlhnsında da İfade edildiği üzere, bugünün vergi siyasetinde gelir ve servet vergilerine sadece Devlete varidat getiren mail vasıtalar veya müesseseler nazariyle bakılnıanıaktndır. Belki aynı derecede olarak bunların malî vazifelerinin yanıbaşında sosyal vazifeleri de olduğu hiçbir zaman unu-tıılmnyan hakikatlerdendir. Gelir Vergimizle güdülen sosyal gayelerden yalnız birini “sigortayı., yazımıza mevzu yapmak İstiyoruz.
Her şeyden evvel şunu söylemeliyi* kİ, zararın ortaklaşa taksimi esası üzerine kurulmuş bir emniyet teşkilâtı olaıı slgoria mll-essesesinden bir mali kanun ile büyük bir kütleyi faydalandırmama zemin hazırlatmakla memleketimizde sosyal emniyet planının temelinin atılması mümkün kılınmaktadır ki, Gelir Vergimi* bu bakımdan kendi çapında bümdik bir dâvayı ele almış demektir. Eğer bu nıh Gelir Vergisi mükellefleri tarafından iyi anlaşılır vc İcapları yerine getirilirse memleketin mühim bir kütlesinin sigorta sayesinde İktisadi emniyeti sağlanmış bulunacaktır.
(ielir Vergisi hükümlerinde sigortalanmanın mecburiyetine alt bir husus mevcut değildir. Ancak işçinin, mecburi olarak sigortalanmaları halinde ödenen primlerin vergi İle alâkalandırılmaması tarzında hükümler mevcuttur kİ. ileride bu sigorta çeşitleri arttığı takdirde dahi bu hususun daha evvelden derpiş edildiğini görmek insana bir sevinç vermektedir.
Mevzuatımıza göre mecburî sigortalanma mevzuunda işçi, şimdilik 4772 sa.nlı kanun hükümleriyle iş kazalarına ve meslek hastalıklarına ve analık haline, ayrıca 1.4.1950 tarihinden İtibaren de 5417 sayılı İhtiyarlık Sigortası Kaııııııu hükümleriyle de İhtiyarlık haline karşı sigortalanmıştır. ihtiyarlık sigortası primleri İşçi İle İş veren tarafından mütesavlyen, diğer sigorta primleri İse İş veren tarafından ödenmektedir, lşçlıdn İşten kalma, hastalık ve Ölüm sigortaları henüz tesis edilmemiştir.
Gelir Vergimizle mükellefin kendi isteği ile sigortalanması İçin geniş bir vergi fedakârlığı yapıldığını görmekteyiz. Bu hususları şöylece hulâsa edebiliriz:
Geliri yalnız ücretlerden ibaret olan mükellefler hariç, diğer Belir Vergisi mükellefleri sigorta oldukları (bu sigortalar şahıs sigortaları olup hayat, sakatlık, analık, doğum, tahsil gibi sigortalardır) takdirde yılda 200 liraya kadar olarak ödediği primler (gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olmak, beyannameye alınmış ücretler varsa bunların safi miktarlarının hesaplanması sırasında ayrıca İndirilmemiş bulunmak şartlarlyle) vergiden İstisna edilmiştir. Binaenaleyh mükellef hu miktarı beyan ettiği gelirinden tenzil edebilecektir. Ayrıca bu hak mükellefin eş ve küçük çocuklarına da tanınmış olduğundan bunların her biri İçin 200 er liralık kısım mevcut bulunmaktadır. Bu suretle İki küçük çocuğu ve eşi bulunan bir mükellef karısına ve kendisine senevi 200 er liralık yanı 400 liralık prim ödemeli hayat sigortası ve keza çocuklarına da ceman 400 liralık prim ödemeli tahsil sigortası yapabilecektir kİ, 800 lira primin temin ettiği tazminat tutarının küçümsenemlyecck bir miktarda olacağı İzahtan varestedir. Mükellefin serbest meslek erbabı olması takdirinde de buna HAveten safi kazancının % 5 ini geçmemek üzere mesleki teşekküller tarafından kurulan Emekli Sandığına ödeyeceği aidat da vergi muaflığından faydalanmaktadır. Bu suretle serbest meslek erbabının tekaüdlve sahibi olması da mümkün kılınmaktadır. Serbest meslek erbabı mesleki teşekküllerinin hu hükümden kısa bir zamanda İstifade etmeleri temenniye şayandır.
Geliri yalnız ücretlerden İbaret olan Oelır Vergisi mükelleflerine sağlanan sigortalanma İmkânları da aşağıda gösterilmiştirî
1 — Hizmetli eğer mecburi sosyal sigortalanmaya tâbi bir işçi İse yukarıda izah edildiği üzere hu prim ve aidatın,
. . 2 — Hizmetli Emekli Sandığına kayıtlı ise bu sandığa ödenen
aklat ve primlerin,
3 — Emekli ve sosyal sigorta primleri kesilmeyen hallerde İse ‘ücretin 5 ini geçmemek şartlyle hayat, ölüm. kaza, hastalık, sakatlık ve işsizlik gibi şahıs sigortaları İçin hizmet erbabı tarafından doğrudan doğruya veya vasıta İle ödenen primlerin (sigortanın Tllrklyede kâin veya TÜrklyedr temsil edilen aktedllmlş olması şartlyle) vergi matrahından
Ilınmaktadır.
Netice olarak denilebilir kİ, Gelir Vergisi mükellefin sigortalanması mevzuunda gerekli Bu itibarla bu hükümlere muvazi olarak memleketimizde sosyal sigortaya alt mevzuların çeşitlenmem! ve sigorta şirketlerimizin de durunrıuu ehemmiyetini kavrayıp gerekil kolaylık ve irşatları yaparak halkın sigortalanmalarını temin ve bu suretle de cemiyetin İktisadi ve sosyal emniyetinin vücut bulmasına yardım etmeleri temenni olunur.
Mısırda yabancı sermaye hareketleri
Kahire 1 (Husus!) — “El Ehram,, adlı gazetede çıkan bir yuıya göre, Mısır Ticaret ve Bndllatri Bakanlığı Hükümet Meclisine bir lâyiha vermiştir. Yeni lâyiha, yabancı eermayenln de iştirak ettiği anonim şirketlerde hiMeleri % öl inin yerlilere ayrılmalını mecbur kılan eekı kanun illerinde bası değişiklikler yapılmasını ortaya atmaktadır. Bakanlığa göre, bu niepet azaltılmalıdır
Ticaret ve Endüstri Bakanı, Ba-
I
bir Şirket nardinde tenzili nıllmkUn bu-
Kanunıı bakımından tedbirler alınmıştır.
kanlar Meclisinin kararına davana* rak. milli refah İçin elaem olan bazı Sirkatlerin Mısırlı ortaklarının hieSe niabetlnl azaltıp veya ço#altabllecek-tlr.
Gaaote, yneiBinn şunları ilâve etmektedir: “Bu derişikli#.» eobeh, bazı firmaların imtiyazlarını ueatmak samanı nelrtlfcı vakit ortaya çıkacak «orlukhıra mAnt olabilmek içindir Zaıihedlldlfrine göre, böyle bir değişiklik, yabancı eermayenln Mısıra girmesini cesaretlefldliecektir.,,
New-York (USİS) — Amerika Birleşik Devletleri Ticaret Bakanı Charles Savvvyer Dünya Haftası münasebetiyle verilen bir yemekte yaptığı konuşmada yeni kurulan Türkiye Sanayi Bankasından bahsederek bunun Amerikanın harice yapacağı “plAsmanları teşvik edici en iyi misal,, olduğunu bildirerek demiştir kı:
•‘Birleşmiş Milletler Milletlerarası İnkişaf ve Kalkınma Bankasının tasvibi ile kurulmuş olan bu yeni banka, Türkiyedeki 19 ticaret mü-essesesinin satın aldığı hisse senetlerine istinat etmekte ve müvazene-li bir Türk iktisadiyatı inkişafı İçinde uzun vAdcli sermaye plAsmanını teşvik gayesini gütmekledir.
“Bu yeni bankanın kurulması, hususi sermaye, hükümet ve Birleşmiş Milletler Teşkilâtının hususî plâzmanı teşvik ve ileride daha fazla mikyasta plâaman yapılmasını temin e-decek bir hava yaratmak için bilgi ve sermayelerini nasıl birleştirdiklerine bir misal teşkil ettiği için çok mühimdir.,,
Sasvyer yaptığı konuşmasında Birleşik Devletlerin harice yaptığı plâs-manın genlşllyecoğlnl “ümit etmek için kesin sebepler,, mevcuttur demiştir Amerikan iş adamları İle diğer milletlerdekiler arasında muntazam bir ticaret yapılması ve lüzumlu anlayışı meydana getirmek
Türkiyeye yapılan Amerikan
yardımının üçüncü yılı
üç yıllık devre içinde İktisadî kalkınma için 164 milyon dolar
(U8İS) — Türkiye ve
Washington
Yunaniatana yapılan Amerikan yardımının üçüncü yıldönümünde Başkan Truman elde edilen neticelere yardım etmiş olan sivil askerlere teşekkür etmiştir. Takip edilen bu siyaset sayesinde Türkiyenin savunma ve milli ekonomisi kuvvetlenmiş ve Yunanistandaki çete muharebeleri kazanılmıştır. Trııman doktrini olarak tanınan Türkiye • Yunanistan yardım programı Başkanın 1947 de bildirdiği kanaatlerinin mahsulüdür. Başkan o zaman demişti kİ:
“Silâhlı azınlıklar tarafından yapılan idare altına alma teşebbüslerine veya harici tazyike karşı koyan hür milletlere yardım etmek Amerikan siyaseti olmalıdır. Hür insanların kendi mukadderatlarını kendi istedikleri şekilde tâyin etmelerine yardım etmeliyiz...
Amerikanın Türklyedo takip ettiği gaye, komünist tehlikesi karşısında milli hâkimiyetlerini muhafaza ede* bilmek için Türk ordusunun modernleşmesine ve iktisadiyatın geliştirilmesine yardım etmektir. Amerikan yardımı neticesinde Türk asker adedinin büyük mikyasta azaltılmasına rağmen ordunun muharebe ve ateş kuvvetinin çok artmış olduğuna elde edilen netice olarak işaret edilmektedir. Bu, Türkiyenin ana meselelerinden bin olan milli İktisadiyata ga-
İçin üç şart lâzımdır demiştir. Şart lan sıralıyan Sawyer “şunları temin etmek gayemiz olmalıdır,, demiştir;
“1 — Diğer milletleri kendi ihtiyaçları ile alâkadar olduğumuza ve kurmak istedikleri cemiyet ve iktisadiyatı anladığımıza ikna etmeliyiz.
“2 — Diğer milletlerin şimdi ellerinde olan hizmet, bilgi ve sermâyeyi kullanmalarım mümkün kılmalıyız. Buna, dolan az olan memleketlerde mahalli parayı azamî kullanmak da dahildir.
“3 — Diğer milletlerdeki iş lan ve hükümetlerin azamî tlflerini teşvik etmek.,,
Resmî şahsiyetler bazı Amerikan iş adamlarının Birleşik Devletlerde çalıştıkları şartlan bulmadıkça harice sermaye plâsmanından kaçındıklarını söylemektedirler.
“Amerikan müteşebbisleri için bu şartları temin etmeye uğraşacağız,, demiştir. “Aynı zamanda diğer memleketlerin gümrük ve iş yapma şekillerinin bizimkilerden farklı olduğunu da idrâk etmeliyiz.,,
Gayesi, geri kalmış yerleri iktlsâ-den kalkındırma olan Dördüncü Nokta Programından bahseden Sawyer “Birleşik Devletler hiç bir araziye gözünü dikmemiştir ve hiç bir milletin siyasi bünyesi veya siyasi İşlerine kanşmak gayesini gütmemek-tedir,, demiştir.
derece
adam-insiya-
Sa'vyer
yardım yapıldı
yet fazla savunma masrafları yüklenmesini ortadan kaldırmaya yardım etmiştir. Amerikanın temin ettiği askeri malzeme ve eğitim masraflarının haricinde olarak Türk ordusu bütçe gelirlerinin yüzde 35 ilâ 40 ını sarfetmektedir.
Resmi şahsiyetler bunun kadAi mühim olarak da Amerikan yardımının yaptığı psikolojik tesire işaret etmektedirler. Türk halkı daimâ hürriyetlerini müdafaa etmeye azmetmiş olduklarını ispat etmişlerdir. A-merlkaıı yardımı TOrklerin bu azim Ve kabiliyetlerini desteklemiştir demektedirler.
Bu üç yıllık devre içinde Türkiyeye İktisadi işbirliği vAsıtAslyle doğrudan doğruya veya bilvasıta, iktisadi kalkınma için yapılan yardımlar 164 milyon doları bulmuştur. Aynı müddet içinde Yunanistan ile birlikte Türkiyeye yapılan askeri yardım ise 700 milyon dolar civarındadır. Resmi şahsiyetler bu plâaman ile Amerikanın komünizm tehlikesi karşısında hür yaşayış tarzlarım mu-hafaza etmeye uğraşan cesur insanlarla beraber olduğunu bildirmiş ve gayet stratejik bir yerde olan bir emniyet kalesini muhafaza ve kuvvetlendirmiş okluğuna işaret etmişlerdir.
Hon zamanlarda Türkiye ve Yuna-nistanda nümüne olacak kadar hür bir



Kısa Haberler
t falyada konserve
- yiyecek sergisi
•ğ' Parma, İtalya 1 (Husuşi) — Be. şinel Enternasyonal Konserve Yiyecek Sergisi Parjnada 8 eylülde oçılacak ve 25 eylüle kadar devam edecektir. Sergide yer alabilmek için şimdiden birçok Avrupa, Amorlka, Asya ve Afrika firmaları müracaatlarda bulun-muşlardır. Sergide, konserve yiyecekten başk8. makine ve amba. lâj âletleri de teşhir edilecektir.» Fiat, HindistanlI* montaj fabrikası açacak
Torlno, 1 (Anı) — Fiat Otomobil Fabrikası Müdür Vekili Glancoria Camerana, dün, şirketin. Hindistan ile orada bir montaj fabrikası açılması hususunda bir anlaş, maya varmış olduğunu vc fabrikanın yakında kurulacağını söylemiştir. ,
Otomobiller kısmen Italyada ve kısmen Hlndlstanda imâl edilecek, orada birleştirileceklerdir. Camerana. Fiat otomobillerinin Avustralyada da imâl olunacağı yolundaki haberleri yalanlamıştır. I
Belçika ve Schııman
Plânı |
Bruxelles, 1 (Hususî) — Belçika Hükümeti, Alman ve Fransız demir, çelik endüstrisini birleştirmek hususunda Schuman Plânına dâhil olmaya karar vermiştir.
Hlndlhtanın çay ihracatı
Yâni Delhi, 1 (Hususi) — Hindistan Hükümeti bu sene için 435.307,713 libre çay İhraç etmeye karar vermiştir.
Bu haberi açıklıyan Ticaret Bakanının bildirdiğine göre, bu ru-rum, senenin sonunda, memleketin istihsal vaziyeti gözönüne alınarak incelenecektir.
Rtockholm’d» dokumacılık kongresi
Londra 1 A.A. (Lps) — Gelecek ay Ötockholnı’da toplanacak olan Milletlerarası Dokumacılık Kongresine, bir Avrupa yün birliği kurulması için teklifler sunulacaktır.
Lelpzlg Fuarı
★ Leipzig 1 (Hususî) —Alman İktisadi Haberler Ajansının bildirdiğine göre, bu senekl sonbahar Leipzig Fuarına, başlıca istihlâk maddesi istihsal eden 21 sanayi birliği iştirak edecektir. Fuar 27 ağustostan 1 eylüle kadar devam edecektir. Teşhir edilecek mallar şunlardır:
Tenvir teçhizatı, pullar, kitap* lar, büro eşya ve malzemesi, kimyevi ecza maddeleri, kozmetik, cam eşyalar, ev eşyaları, deri ma-mullâri ve seyahat eşyaları, yiyecek maddileri, baskı âletleri, porselen ve seramik eşyalar, tekstil ve giyecek eşyaları, v.s..
İsviçre sermaye Ihramtı
* Zürih, 1 ( Hususi) — İsviçre MIHI Bankası direktörlerinden Dr. W, Schvvegler'in bildirdiğine göre, harbini nihayetinden beri İsviçre sermaye ihracatı 1.900 milyon İsviçre frangına, yani senede 300 milyon franga baliğ olmuştur. Bu kredilerin bir kısmı geçen yıl zarfında Ödenmişti.
1,900 milyon İsviçre frangının 800 milyonu hükümet kredisi, 250 milyonu yabancı İstikrası ve 800 milyonu da banka kredi ve istikrazıdır.
şekilde yapılmış olan seçimler her İki memlekette de dahili vaziyetin ne kadar mllatakar oldııftuntı gösteriyor ve bunların totaliter ve komünist dünyasının hudutlarında kuvvetli birer demokrasi ileri karakolu olarak durduklarını ispat ediyor, demektedirler.
Kuru üzümlerin şekerlenmemesi
için tedbirler
lzmirde bir komisyon, üzümlerimizin rutubet tetkikler yapıyor lerl 15 olarak teablt edilmelidir.
Bu karara göre bu gibi ıslatılmış üzümleri alanlar dahi 24 naat zarfında alâkalı dairelere haber vermezlerse suça İştirak etmiş addolunacaklardır. İhraca hazırlanma sırasında yıkanan Üzümlerin de iyice kurutulmasını sağlamak için ihraç tiplerinin âzami rutubet derecelerinde de indirme yapılmasına lüzum görülmüş v 9-10-11-12 numaralı tiplerin Azami rutubet dereceleri % 15 ve 7-8 numaralı tlplerinkl de % 16 olarak tesblt edilmiştir, önümüzdeki mevsimden itibaren yürürlüğe konulmasının muvafık olacağı mütalâasıyla Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına gönderilen bu kararın tatbikinin kuru ü-zümcülüğümüz için ileri bir adım olacağı alAkalılarca ifade edilmektedir.
nispetleri hakkında
İzmir, 1 l HususiI — Çekirdeksizi kuru üzümlerimizin kısa bir zamanda şekerlenerek kalitesinin bozulduğu alıcı memleketlerce öteden beri şikâyet mevzuu olmakta idi. Bu defa Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı bu mevzu üzerinde ehemmiyetle durmuş ve tamirde Kuru Meyva İhracatçıları Birliği, Ticaret Odası ve İzmir, Manisa Borsalan gibi alâkalı teşekküllerin mümessillerinden müteşekkil bir komisyon marifetiyle mevzuun tetkikini istemiştir.
Heyet yaptığı toplantıda, meseleyi İki zaviyeden ele almıştır. Birincisi üzümlerin mutavassıtlar tarafından ağırlık farkından istifade maksadiy-le ıslatılması, İkincisi ihraç tiplerinin âzami rutubet dereceleri. Üzümlerin mutavassıtlar tarafından ıslatılmasının önlenmesi maksadıyle gerek bor-salarda ve gerekse borsalar dışında alınıp satılan bütün çekirdeksiz kuru üzümlerin Azami rutubet derece-
Şimdiye kadar Pakistandan 26 bin ton buğday geldi
Toprak Mahsulleri Ofisi» şimdiye kadar Pakistandan 26,000 ton buğday satın almıştır. Son defa olarak Karaşide bulunan armatörlerimizden birine alt şileple 9Ö00 ton buğday daha gelecektir. Bu suretle Paklstandan satın alınan buğday partisi de sona ermiş bulunmaktadır.
Ofis, Iraktan 2000 ton arpa da satın almıştır. Arpaların yurdumuza sevkiyatına başlanmıştır. Yeni mahsul yılına girmiş bulunduğumuzdan, Toprak Mahsulleri Ofisinin dış memleketlerden olan mubayaat.ına nihayet verdiği anlaşılmaktadır.
Amerikanın külçe altın dış ticareti 'Vashlngtorı (Hususi) — Amerikan Ticaret Bakanlığından büdirildi-ğine göre, nisanın son haftası zarfında yapılan altın ihracatı 1,797 ons-dur; bu miktarın 90 ı VenezüelA’ya, 82 si lsvlçreye. 1,556 sı Lübnan'a ve 69 u Filipinlere gitmiştir. Gümüş ihracı aynı müddet İçinde 31,998 ons olup, hepsi Norveç'e ihraç edilmiştir.
Aynı hafta içinde altın ithali olmam ıştır. Gümüş ithalâtı İse 664.802 ons olmuş, ve bunun 490.452 si Ka-nadadan, 125,100 ü Holândadan ve 49,200 al Hong-Kong’tan gelmiştir.
Yabancı hesaplara ayrılan x altın miktarı 835,000 dolar artarak, yekûn 4,569 milyona çıkmıştır,
Fransız altın plyaMsı
Parla (Hususi) — Paris piyasasında yeni bir satış hamlesi mühim zararlara sebep otmuş ve saf altınla altın sikkeler rekor kıracak bir derecede düşmüş, cirosu ise artmıştır.
Bu hafta saf altının grâmı 434 franktı. Geçen cuma ise bu fiyat 454 idi. Bu şekilde, Pariâte ilk defa ola-mk altın fiyatı 40 dolardan aşağı inmiş oldu. 39 dolardan bile, Tanca fiyatından daha yüksek idi.
Tüccarlar bu düşüklüğü, altın fiyatlarını Bretton Woods fiyatları olan ounce başına 35 dolara düşürmek üzere Amerikalıların dünya piyasalarındaki satışlarına atfetmişlerdir. Fakat dışardan gelen miktardan başMa. Fransız stokçularının ellerln-I deki miktarları satmaları da piyasa üzerinde bir baskı teşkil etmiştir. Fransız frangına olan itimadın tekrar kazanılması ve para ihtiyacı, stokçuları, stoklarını çıkarmaya İcbar etmiştir.

4
Fındık ihracatında rekor
fiyat
mii-mah-
Şimdiye kadar 35 bin ton fındık ihraç edildi
Ticaret Borsasmda fındık satışları, daha ziyade 950 mahsulü üzerine alivre olarak cereyan etmektedir. Eylül teslimi iç fındık fiyatı 178 kuruşa kadar yükselmiştir. 949 mahsulü ise 185-189 kuruş arasında bulmaktadır.
Fındık ticaretiyle alâkadar essesolerin ifadesine göre, 949
sülünden elde pek az stok kalmıştır» Şimdiye kadar muhtelif memleketlere de 35 milyon kilo fındık ihraç e-dilmlştir. Bu rakam, fındık ihracatında bir rekor olarak kabul edilmektedir,
1950 fındık rekoltesine gelince, henüz kAtl olarak bir rakam ifade etmek mümkün değildir. Fakat yapılan tahminlere göre, ortalama olarak fındık istihsal bölgelerindeki mahsulün geçen seneye nazaran yüzde kırk nöbetinde az olacağı anlaşılmakta
dır.
de*
as-
İstanbul Sergisi hazırlıkları
İstanbul Sergisi hazırlıklarına vam edilmektedir. Sergide 17 nci
ra alt kapalı bir Türk çarşısı da tanzim edilmektedir. Bu çarşıda eski Türk lşlemoleri, eski eşyalar teşhir edilecek, bir de Alaturka musikî İçin bir pavlyon, havuz, kahve yapılacak* 4ır. Bu çarşının tanziminde ve eski eşyanın teşhirinde Topkapı Müzesindeki mütehassısların fikri de sorulacaktır.
Alivre pamuk satışları
î*mlr, 1 (Hususi) — Avrupa pazarlarına alivre pamuk satışları başlamıştır. Bir müddetten beri yapılaa ıfıuameleler nihayet kati akitler ha* Üne gelmege başlamış ve başta Almanya olmak Üaere muhtelif alıa piyasalara ufak partiler halinde alivre pamuk bağlantıları yapılmıştım Fiyat, geçen seneye naaaıan 10-15 kuruşluk bir gerileme göstermekle beraber al A kailler bu «eviyeyi tatminkâr bulmaktadırlar. Gelen haber-lehten Birleşik ÂmerikadA bu «ene pamuk ekiminin noksan olduğu an-lafılmaktadır. Ego bölgesinde bu yıl ekimin geçen neneye nazaran yüzde 2b niabetınde bir faslalık göstermesine mukabil, hava şartlarının gayri mllaait gitmesi yününden bu farkın elde edllemlyecegi ve rekoltenin 200 bin balyeyl geçmiyecegl alAkalılarca tahmin edilmektedir.
1/VI/1950 Perşembe
Boraalarda vaziyet
İstanbul Ticaret Borsası
İstanbul Borsan
lımlr Ticaret Borsası
Devlet Tahvilleri
istanbulî
Kapanış
Kapanış
Bugün
Bugün
Adana Ticaret Borsası
Şirket Tahvilleri
Anadolu
Zürich Borsası (Serbest)
Adana
Ecnebi Tahviller
iflUkrozı İslik razı
Pârnuk Pamuk Pamuk Pa ınuk Parnulc
Akala Akala Akala yerli yeril
EMd Kapanı,
Buğday yumulalı
Buftılav sert ...
Arpn .............
H
Pamuk
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
Dokuma İlam Maddeleri:
Tiftik tana mâlı
Tiftik (Nâiüreh ........
VapAk Anadolu (Kırkım)
MüdatnA »ı
Demiryolu fV .. Demiryolu V ... 1049 ıkramiyell Dlftcrlrrl
Demiryolu VI .(
Ticaret Bonsasında Toprak Mahsullerinin Pâkiâtaııdan satın aldığı buğday pârtteinden 500 tonu 29.75 kuruştan satılmıştır. Euıdık fiyattan sağlam durumunu muhafaza etmektedir. Diğer maddelerin durumunda ehemmiyetli bir la-havvül görülmemiştir.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Bordasında yüzde 6 faizli Kalkınma Tahvilleri üzerine hararetli muameleler olmuş, Birinci Tertip Kalkınma Tahvili fiyat ilerlemesi kaydetmiştir Altın piyasası kararsızlık içindedir, iş yoktur.
BIG Kâlkınmo
Ticaret Borsasında pamuk üzerine kayde değer btı şey gşrülmemiştir.
Ziraat Bankası
D.Y Tertip A B
Neball Vatları
ZeytinyAğı (E.M). tenektil) Susnmyağı (Raf. sıral Ayçiçeği (Rafint çıplak) Fındık yatı ’Clpialc)
Şirket Hisse Senetleri
Boranda alıcılar çekingen davrandıklarından çtkır(hrlC9is kuru uzumun i’Ulnu sakinleşmiştir. İncırhı sağlam vaziyeti devem ediyor. Borsada pamuk hareketlidir. Bilhassa vâdeli muamelelerde canlılık göze çarpıyor. Dış piyasalara alivre bağlantıların başlamış olması, bu canlılıkta Amil olmaktadır. Pnınu/e i/û.öı piyasasındaki gevşeklik devam ediyor. Borsada Pamuk çekirdeğinin durumunda hafif bir gevşeme vardır.
m.ıufto
Durumu
Türk Lirası
Dolar
Sforlına ..
Fraiı J/ hru
Gürnüş Ur. h,»,,», Plâtln “ .................
glvaa-lâraurum 1 “ •• ıı.-vn
Demiryolu I
İtam derlim
Sığır salamura (kasap) KX Keçi tuzlu kuru kilosu ... Koyun hava kurusu kilosu
Hububatı
Buğday yumuşak (Tüo.) Buğday tert (Oflaln)
Arpa yemlik (dökme) .......
Mısır sarı (çuvâh) «hhh.. Faauly* tombul
Fııaulya Çalı «ert .hh»,,..,» Kugyeml ...................
Merclmslt kırmızı kabuk.
Meroltnek yeşil
Nohut natüre) .........
İkramlyall tahviller
1903 Ergatü
ıihia ikramiyen hihhumii MIHI Müdafâa I «rnm 1941
1941
i/2
üsllm çekirdeksin No-9 incir A aerlM No, 8.„ı B norlsi No, 108
Akala 1 .......
Akalâ 11 MIHI AJıala 111 yedi ...himmimm yatı (rafine) 911 «öklrclefl tlâlllKâ
T.C. Merkez Bankası .......
Türklyo Iş Bankası .......
Türk Ticaret Bankası •»ana Aralan Çlınrrıfo ....«ummu» Harlı DeglriTHHielllk
MIHI RcaAİiranS ...........
Tnğlı tohumlar :
Ayçiçeği tohumu ............
Keten tohumu Kendir tohumu ..........
ıısa i fi ..••••••■
Yer fıstığı kabuklu .........
Sterhng .......
Dolar m.h.uu. Fr, Frangı •aa İsviçre rr .... Belç. Fr......
İeveç Kt.im.. Florin .......... Liret aaaaaaaaae* Drahmi........
Drcoudos UM.
Kuru MeyvAİAr
Fındık (kabuklu sivri) Fındık (İç tombul) .hmhh Ceviz (kabuklu) ....mihhmi Ceviz (îç natürel) .IİMMIMI
Gününde Borsoda muamelesi teacU edilmemiş tahvilât ve eshamın arz ve taleplere göre taayyün eden takribi dozerleri.
Altınlar
1 Bugün Eflki kur
Lira Liın
Külçe terli Ut. 5.92 m
Külçe De «(i sn —
Cumhuriyet .... — —
Reşat 37.— 36 50
kil •••••••••
Gulden 38.— 38.—
Ifi, İMİ H 50
Fransız kok ...
Napolöon III .. M -
İsviçre — 32.75
Gümüş, Platin
n C %»0 I.İUMU» MUınes» Sonat. . p ■■■ 11» • i.
20,60 20.2Ö*
112 50 111.-
— —
22.30 59. -
nı — Of. M
İsviçre Frangı
En «ifaftl Elti yuknrı||
u.97 4.28 1/1 İ0.SO 1.07 4.20 1/4 10,96 , j |1
Mısır Krodı Fonsiye Hiuil
Trabıon Ticaret Borsası
FİNDİK aı r?50 randımanlı kabuklu tombul b) İç sıra kontrollü unu 83.— ito.— 86.-182—
Eskişehir Ticaret Borsası
YABANCI BORSALAR
New-York Borsası
DÜû Eski kur
Buğday (BıışclhsHşntl .mmmimmm. Bert Kı, mub.ulU No, 9 ........ sân.— 26A-
Kırmızı u ° No. 9 m.mmm 251.— 252.—
Pamuk Allddling (LîbreatsSent) Te m m us .......m, ............ 33. H 33.35
Ekim «MM. 3224 32.29
Aralık mm.m.mm.. mumum 32.31 32.29
Tiftik (Mbreilsgent) Teltft&â No. 1 ..HM.MHM.MMtMMUM
Fındık (Llbreal=Scnt) Kabuklu yeril iri 22- 22.50
” M orta 22.50 21.-
Lovant iç İthal mali 36.— 36.—
Ekstra İr) iç İthal maJı 40.— 36.-
Kum uzum (Libresi—Sent) Thompson çekirdeksiz seçme ... 111/4 11 V4
Keten tohumu (Buşclı = Dolor) ... Minneapolls 3,22 3.85 '
Kalay (Librest=Sent) 78.25 38.37
Levha-teneke (100 libre dolar) 7.30 7.30
Londra Borsası
Keton tohumu (Tonu=Sterllug) Bombay 65.— 65.—
ICalküta 63.50 63 —
Ter fıntığı HlndlAtan 64- 64 3/4
Bradford Piyatası
Tiftik İyi rual (Libresi=Fiyat) 3-1.—Nom
•• Sıra malı 30.— n
Tün Anadolu ° 20/21 20/21 ••
M Trakya •’ ° 18/21 18/21 “
İskenderiye Borsası
Fıımuk (Kantflrı=Tanart) Ashmounî Kısa oiyariı F/u Kaynak V_âun ejyaflı F/G
Sayfa 6
TENİ î 8 T a w a (j L
T Haziran 1950
HOOVCR
DEUTSCHE ORtENT LİNtE
HAMBURG
Limanımızda bulunan “HENRY BÖGE” Vapuru
5 Hazirana kadar


ELEKTRİKLİ ÇAMAŞIR MAKİNELERİ - ve
ELEKTRİK SÜPÜRGELERİ
En çok beğenilen
DÜĞÜN HEDİYELERİDİR
GALATA T A H I R HAN- Tel. : 44996
Göztepede 30.000 lira değerindeki
Bahçeli EV \
4 Haziran Pazar günü
Saat B) da
Beyoğlunda
ATLAS Sinemasında
Noter, Maliye murakıpları ve Ikramiyeli Aile Cüzdanı sahipleri huzurunda çekilecektir.
*
8u münasebetle günün filmi de gösterilecektir.
*
Çekilişte bulunmak isteyen müşterilerimizin cüzdanlarını beraber getirmelerini rica ederiz.
Kura sayıları bütün müşterilerimize mektupla bildirilmiştir. Herhangi bir sebeple mektubumuz ellerine geçmeyen müşterilerimizin eüzdanlarını aldıkları şubeye müracaatlarım rica ederiz.
YAPI ve KREDİ BANKASI
Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğünden:
1 — Kadastro teknisyenleri için aşağıda cinsi, ıpiKtan ye muhammen bedelleri yazılı altı kalem eşya ayrı ayn kapalı zarf usullyle sat m alınacaktır.
2 — İhale 19.6.1950 tarihine rastlayan pazartesi günü şaat 15 te Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü binasında Satın Alma Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Satın alınacak eşyanın her kalemi ayrı ayrı ihale edileceği gibi her kalemden matlup miktarda elinde eşya bulunmayan taliplerin ellerinde mevcut miktarlar üzerinden yapacakları teklifleri de uygun görüldüğü takdirde o suretle ihale edilebilecektir.
4 — Teklif mektuplarının ihaleden bir saat evvelisine kadar Satın Alma Komisyonuna makbuz mukabili verilmesi şarttır.
Postadaki gecikmeler nazara alınmaz.
5 — Şartname ve mühürlü nümuneleri her gün komisyonda
görülebilir. (7222)
1 Beherinin Hepsinin Muvakkat
muhammen muhammen teminatı bedeli bedeli tutarı Cinsi Miktarı Lira Kr. Lira Kr. Lira Kr.
Fitilli gazocağı 200 19 — 3800 — 285 —
Portatif masa 200 17 50 3500 — 262 50
Portatif sandalye 600 14 50 8700 — 652 50
îş elbisesi 600 25 — 15000 — 1125 —
İş kasketi 600 2 25 1350 — 101 25
Sıhhiye çantası 200 10 — 2000 — 150 —
ANVERS, HAMBURG, BREMEN
için eşyayi
Yakında
STETTİNER GREİF
HOERNUM
ticariye gelecek vapuru
• •
yiikliyecektir. vapurlar :
15 hazirana doğru
30
Türkiye Umumi K. T R A B I C H et Co Acentesi No 202/204, Telefon: 42221
Galata Veli Alemdar Han
1 ■■
DEVLET DEMİRYOLLARI İLÂNLARI
Devlet Demiryolları, Haydarpaşa Satınalma Komisyonundan t
1 — 8000 metre (Takriben 584 kilo) Band amyant açık eksiltme ile satın alınacaktır.
2 — Muhammen beledi 6424 lira olup, muvakkat temtna-tı 481 Jlra 80 kuruştur.
3 — Buna ait şartname komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 20 haziran 1950 salı günü saat 10.30 da Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satınalma Komisyonunda yapılacağından arzu edenlerin vaktinde komisyonda hazır bulunmaları. (7046)
Kumaş ve İthalât T. A. Ş. den t
PİYANGOMUZ çekildi
(Ayda 1 Gün Parasız Kumaş Veriyoruz) adiyle tertip etmiş olduğumuz piyango dün çekilmiş ve
Zr^IYIS 1950
Salı gününe isabet etmiştir.
Ellerinde bugüne ait fişleri olan
BÜTÜN MÜŞTERİLERİMİZİN mağazamıza teşrifle verdikleri parayı geri almaları rica olunur.
KUMAŞ ve İTHALÂT T. A. Ş.
Bahçekapı, 32 Telefon : 25058 NOT: Piyangomuz devam ediyor...
Siz de (Ayda 1 Gün Parasız Kumaş) almak şansınızı Haziran ayında deneyiniz.
Türkiye İmar Bankası
Sermayesi : 1.500.000 - Kuruluşu : 1928
Yeni Postahane arkasında Aşirefendi caddesi No. 35/37
Vadesiz tasarruf tevdiatına % 4,5
Vadeli tasarruf tevdiatına % 6
Faiz verilir ve vâdeli mevduat faizleri aylık olarak ödenir.
ZAYİ — Beyoğlu Malmüdür-lüğünün askerî 4544 sıra numarasından almakta olduğum emekli maaşıma ait cüzdanı zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Emekli Yzb. Nedim Altınışık
TAYI — Zayi ettiğim nüfu-
sumun yenisini aldım. Eskisinin
hükmü olmadığı ilân olunur.
1336 Ermeni» doğumlu Ze-kerlya Kaya
Renkli ve geceleri tenvirattı ilk
İlân Kulemiz
Bü HAFT
Taksim Meydanında dikilecektir
Ankara Okuyucularımıza...
Gazetemiz hergün İlk uçakla Ankaraya gönderilmekte ve derhal otomobil veya bisikletle evlere dağıtılmaktadır. Bütün gayretlerimize rağmen “YENİ tSTANBUL"un ellerine geç veya İntizamsız geçtiğinden şikâyeti olan abonelerimizin arzularını Ankara büromuza bildirmelerini rica ederiz.
Büromuz doğrudan doğruya abone kaydı yapmakta ve İlân kabul etmektedir. Acele İlânlar telefonla Tstanbula bildirilmektedir. Ankara büromuzun adresi:
Kâzım özlap Cad. No. 1/9 Ilgar Apt.
Telefon: 16112 YENİŞEHİR
Modern sanayi şubelerinde ve ziraî fabrikalarda işlenen tekmil organik ve anorganik mahsuller, kendilerinden faydAİanılabllinmesl için, ekonomik bir kurutma amellyesine muhtaçtır. Bu mahsullerin sayısı pek
|
kabarık olduğu gibi, bu çeşitli mahsulleri — fiziki vo kimyevi evsaflarına göre — ekonomik ve sıcaklık tekniği bakımından kusursuz bir şekilde kurutmak için, bir çok kurutma sistemleri inkişaf ettirilmiştir.
BÜTTNER firması, son yarım yüzyılda modern kurutma ameliyesinde, eski sistemleri çok geride bırakan fevkalâde yenilikler vücuda getirmiştir. BÜTTNER firması bugün, meselâ çapraz olarak vazedilmiş “Riesel,, sisteminde tamburlu kurutma makinesi, türbinli ve havalı kurutucu cihazlar gibi, özel maıbûlâtı İle endüstriyel kurutma İşlerinde en ön safta yer almak şerefini kazanmıştır. Bugüne kadar 1600 den fazla tamburlu kurutma makinesi, 100 den çok fazla çabuk devirli kurutma cihazı, ve bir çok, püskürtmeli, vakumlu, silindirli, İki silindirli bataklık kurutma makineleri; höcre, kanal ve kule sisteminde ve son zamanlarda da şualı kurutma cihazları gibi özel konstruks» IAYICÛİÎ yonlar muvaffakiyetle tatbik etmiştir. Fabrika, bu
IvllÇvll mevkii, kendisine tevdi edilen özel endüstriyel kurutma
vazifeleri ile birlikte, sayısız müşterileri ve bütün dünyadaki mümessilleri sayesinde elde edebilmiştir. Fabrika, sert ve çok sert maddeleri ilk kırma ve övütme suretiyle kurutmak sahasında, bir çok sanayi branşlarının mahsullerini işleme meselelerini halletmek yardımında bulunmuş ve son seneler zarfında çok müspet neticeler veren ve yeni bir konstrüksyon olan pervaneli yuvarlak değirmeni tekemmül ettirerek imâl et-
4 miştir.
Firmanın bunlardan maada İmâl ettiği cihazlar şunlardır: Büyük vantilâtörler - madenlerde vantilâtör * olarak kullanılan mihverli körükler (hava kapasiteleri! 12.000 -1.500.000 m3/saat ve daha fazla) . aspiratörler* toz giderme tertibatları ve saire.
*•>
Şirketin 75 inci mesai yıldönümü münasebetiyle neşredilen hususi katalogumuz “Festschrift,, i isteyiniz.
Halkalı levhalar İle teçhiz edilmiş türbinli kurutma makineni.
Kimyevî mahsuller ve her
türlü madenlerin
kurutulması
mahsullerin kurutulması
.4 •
- A/ ’
/ •
I *
a
Ln

i.,
w
- /■-. . I
j /
JUlı
Müteharrik ve «ablt, her türlü ziraî mahsul için
4
Halka şeklinde katlanmış iki başlıklı sütun ile mücehhez tiirbinll kurutma makinesi.
BÜTTNER-WERKE
flktiengesellschaft Krefeld - Uerdingen
MÜMESSİLİ:
NİJAD ve FERRUH ŞEŞBEŞ
Hezaren Han, 3 üncü kat İSTANBUL-GALATA TELEFON : 40817/43697
IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIH
Manisa 11 Daimî
Komisyonundan
1 — Manisa — Turgutlu yolunun 4 -f- 120 — 6 + 120 ve 12 + 950 — 14 + 250 nci kilometreleri arasındaki şose tamiratı (30484.40) liralık keşfi üzerinden 13.6.1950 salı günü saat 11 e kadar müddetle ve kapalı zarf usûliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muvakkat teminat (2286.33) liradır.
3 — 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre hazırlanacak teklif mektuplarının ihöle saatinden bir saat evveline kadar daimî komisyona tevdi veya posta ile bu saatte komisyona gelmiş olması şarttır.
4 — Keşif, proje ve şartnameler Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir. (6679).
Devlet Orman İşletmesi
Hdapazan Müdürlüğünden
1 — işletmemiz Sapanca bölgesinin Sapanca ve Kurtköy istif yerindeki odunlardan tefrik edilecek (400) metreküp kayın sanayi odunu açık arttırma ile satışa çıkarılmıştır.
2 — Sanayi odunlarının metreküpünün muhammen bedeli (29) liradır.
3 — Muvakkat teminatı % 7.5 hesabiyle (970) liradır.
4 — Artırma 12/6/1950 pazartesi günü saat 15 te Sapanca bölge şefliği binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
5 — Bu İşe ait şartname Orman Genel Müdürlüğünde, Ankara, İstanbul, İzmit işletme Müdürlüğünde, Adapazarı, Sapanca bölge şefliğinde ve işletme Müdürlüğünde görülebilir.
6 — İsteklilerin belli gün ve saatte evrakı müsbiteleriyle birlikte komisyona müracaatları ilân olunur. (7190).
3 7
^ün içinde,
ŞAYANI HAYRET
Harikulade tazelikle bir cild ve göz komojhron bîr len. Virmi yaşını tecavüz eden kadınların 1 yüzlerinde olu hüceyreler görülmeğe başlar ve bunlar cild mesameleri içinde saklanırlar. Yüzünüzün yavaş yavaş parlaklığını kaybettiğini siyah noktalar buruşukluklar gibi ihtiyarlık alâmetlerinin ortaya çıktığını ve bir zamanlar size hayran hayran bakan nazarların artık «izden çevrilmeğe başladığını hüzünle görürsünüz. 20 yaşındaki teravete dönmeği kim istemez? Milyonlarca kadının Çaptığını siz de tereddüt etmeden tatbik ediniz. Gündüzleri beyaz Tokalon kremi sürünüz, cildinizin derinliklerine nüfuz ederek sizi ihtiyarlaştıran Ölü hü-ceyreleri yok eder. Bunu reklâm olarak değil, sizi temin için söylüyoruz. Memnun olmazsanız paranız tamamen iade edilecektir. Geceleri de pembe renklen Eokalon kremini kullanınız. Terkibinde ulunan ve cild için mühim bir gıda Olan Bıöccl sayesinde buruşuklukları izale eder.
r •
Yirmi yaşını trııvl Afi a

6in!erce tecrübe resaikl elde ettiğimiz bu şehodetname, kadının bu müstesna çozellik sayesinde olduğundan iki misli
görünmesinin mümkün olacajınjt bin delildir.,
•»
PARASIZ GÜZELLİK KUTUSU. — Derununda (btyaı ve pembe) renklerdeki Tokalon kremleri ile muhtelif renklerde Tokalon pudralının nümunelennı havidir. Ambalaj ve sevk masrafı olarak 20 kuruşluk bü pulu aşağıdaki adrese gönderiniz: Tokalon servisi 38 B. kutusu
1576. İstanbul
DİKKAT]
Hakikî TOKALON mamulleri İstanbul Verem Sovaşı Derneğinin yalnız 50 PARALIK TEK PULU »le pullanmışlır. 50 PARALIKTAN aşağı veya yukarı kıymette pullarla pullanmış olanları olmoyınız Taklıddlr.
SORBONNE
gibi büyük üniversitelerde tahsilini yapmak istiyenlere veya
ırflı ''HV.H ■ ıh ıı ı e 4 Jr 1 ■ ii ■■■ I m - ’ İ 1,1 ■« jl I

üniversitelerinde okumaya malî durumu müsait olmıyanlar, gazetemizin
fi
aylık karnelerini satın alır veya kuponlarını saklarsa bu imkânı elde edebilirler

Comments (0)