2 Mart 1950
Perşembe
ı
r


W



SİYASÎ tKTİSADf
Ç; | A
3 1/1
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8 Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Türkiye için seneliği 32. altı aylığı 17, uç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden: HA8İB EDİB TÖREHAN
r

İngilteredeki seçimlerin
mühim bir siyasî neticesi

İngiliz - Amerikan
görüş birliğinin devamı
WASHINGTON hususî muhabirimiz G. H. Martin’in verdiği bir habere göre, Ingiliz -Amerikan dış politika haftandaki âheııge zerre kadar haJel gelmemesi, Amerikan devlet adamlarının ön plânda tuttuğu bir lüzumdur. Bunu temin eylemek üzere Acheson'un Londraya gelerek hem hükümet mahafilî hem de Churchill ile görüşmesi düşünülmektedir. Ki, iki büyük dünya devleti arasındaki görüş birliğinin devam ettiği ve edeceği bir kere daha anlaşılmış olsun.
Bundan bir zaman evveline yani Çin üzerindeki görüşlerde bir ayrılık başladığı güne kadar Amerikanın dış politikası iki büyük Amerikan partisinin görüş birliğine dayanarak inkişaf ediyordu. Çan-Kay-Şek idaresi For-moza'ya sığındıktan sonra, yalnız bu meseleye münhasır kalmak suretiyle, Amerikan huriyetçilerî arasında bir oldu. Fakat tıka’’ tâbiri
cum-ile demokratları görüş ayrılığı hâsıl “bipartizan politi-de siyasî terimler
araşma girmiş oldu.
tngiliz seçimlerinin âdeta başa baş bir netice vermiş olmasiyle Churchill’in kendi partisi adına Sovyetlerle bir görüşme lüzumunu müdafaa etmesine mukabil işçilerin bu mütalâaya yarım ağızla dahi yanaşmamış olmaları. İngiliz partileri arasında dış politika hususunda görüş ayrılığı mevcut olduğu endişelerine yol açtı. Ve bu endişeler en çok Amerikan resmî mahfillerinde belirdi. Bu sebepledir ki, zaten, Acheson'un münasip bir tarihte Londrayı ziyaret ederek burada, her iki partinin ileri gelenleriyle görüşmesi bahis mevzuu olmaktadır.
Şu halde ve seçimlerin îçşilere hâkim bir ekseriyet vermemiş olması dolayısiyle, bundan böyle İngiliz dış politikasının hipar-tizan bir esasa dayanması yani, iki büyük İngiliz partisi arasında, enine boyuna bir anlaşma ve görüş birliği hâsıl olması lâzımdır.
İşte Amerika, iki Ingiliz partisi ile müşterek istişarelere, bundan dolayı lüzum görmektedir.
“Rub/e" manevrasındaki
maksatlar
COVYETLERİN “ruble” ye yeni *^bir rayiç tanımaları alâka ile karşılanmış, fakat, beynelmilel ticaret muameleleri bakımından ehemmiyetli telâkki edilmemiştir. Washington’a göre, maksat, Garbi Avrupa paraları düşerken, Sovyet parasının çıktığını ilân ederek, bunun etrafında bir propaganda dalgası tır.
Londra, bir başka dır. Bu mütalâaya yetlerin gayesi, "ruble” içine (yani Demir-perde arkasına) düşen memleketleri daha sıkı bir şekilde hükümleri altına almaktır. Çünkü bu memleketlerin Sovyet Rusya ile yapacakları mübadelelerde bundan böyle hep “ruble” esas olacaktır.
Fransızların da görüşü budur, yalnız daha ileri bir tahmine imkân vermektedir. O da şu ki, peyk memleketlerin her türlü muamelesi üzerinde hâkim ve nâzım mevkiinde olan Rusya, dahilde ve binaenaleyh kendi halkının lehine olarak ucuzlattığı maddelerde katlanacağı fedakârlığı, netice itibariyle onlara yani peyk memleketlere taşıtmış olacaktır.
Bütün bu mütalâalar arasında. Washington‘un görüşü, hiç değirse bugün için en realist olanıdır. Yani, durup dururken ve bir tek "ruble” nin Rusya dışında tedarik edilmesi imkânı mef-kut olduğu bir sırada bunun değerinin arttırılması, mali olmaktan ziyade siyasi bir harekettir.
ya ratma k-
mütalâada-göre Sov-sahası
s

k


llânlar: 6 ncı sahifede santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mes'uliyet kabul edilmez»
Yabancılardan uzun vadeli borç alabilmeleri için
Sayı 92
10 Kuruş
--- " 1 -’l-g
Telefon: 44756-44757 Santral
Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul

İÇ SAYFALARDA
Acheson Londraya giderek Bevin ve Churcill'le görüşecek
Bu temasların neticesinden sonra, Parıste
Atlantik Konseyi toplanması düşünülüyor
Washington, 1 ı Hususi muhabirimiz G. H. Martin’ den telgrafla) — Truman Hükümetinin başlıca idarecileri, İngılterenin Ahenkli bir dış siyaset tanzim ve tatbik edebilmesi için, İşçi Hükümeti ile muhalefette kalan Muhafazakârların bir anlaşmaya varmalarını açıkça temenni ediyorlar. Washingtonda yapılan tef-


sirler arasında. İngilteredeki iktidar ve muhalefet partilerinin birbirinden ayrıldığı noktaların bilhassa iç meselelere taallûk etmesi hasebiyle, böyle bir anlaşmanın mümkün olduğuna işaret ediliyor. Son dakikada Amerikan gazetelerinin Londradaki muhabirlerinin gazetelerine çektikleri telgraflara göre, tngilterenin dış
-•W
*
I
Finlandiya Cumhurbaşkanlığına tekrar seçilen Paaalklvl, Fin Parlâmento başkanı tarafından tebrik edilirken
Rusya Finlândiyadan 300 harp suçlusu istiyor
Bern. 1 (YİRS) — Finlandiya Cumhurbaşkanlığı vazifesine resmen başlayan Başkan P^assikivi şerefine bugün Helsinkide merasim yapılmıştır.
Diğer taraftan, hundan iki ay evvel Finlândiyadan 300 “harp suçlusu” isteyen Sovyet Rusya, bu hususta dün yeni bir nota vermiştir.
Finlandiya Dışişleri Bakanı, bu ni nota hakkında hiçbir yorumda lunmam ıştır.
Sovyetlerin tik notasına verilen vapta, 300 ”harp suçlusundan”
ye-bu-
ce-
50
kişinin birinin tevkif sedlldig,l. bir kısmının memleketten ayrıldığı ve mütebakisinin bulunmadığı belirtilmişti.
Berlin, 1 (YlRS) — Altı sene müddetle tekrar Cumhurbaşkanlığına geçen Paassiklvi, Helsinkide bu vesile ile verdiği nutukta. Sovyet Rusya ile dostluğun, Finlandiya siyasetinde Ön pklna alındığını belirtmiştir.
Paassiklvi, 300 harp suçlusunun iadesi İçin Moskova tarafından dün verilen sert notadan bahsetmemiştir.
tesbit edilebildiği, bunlardan ölmüş olduğunu, bir kaçının
siyaseti üzerinde yapılacak anlaşma, sadece temenni sahasında kalmayıp ihtimal dahiline girmiştir.
Epeydenberi burada, önümüzdeki nisanda büyük hır Amerikan - İngiliz konferansı yapılacağı tahminleri İleri sürülmektedir. Bu toplantı, geçen eylülde Washlngtonda İngiltere, Amerika ve Kanada arasında yapılan üçlü konferansın tabii ve makul bir devamı olacaktır. Esasen o toplantıda Amerika He İngHterenin iktisadi ve mal! mevzularda tekrar görüşmeler yapmaları prensip itibariyle karar altına alınmıştı. Nisandaki konferansa hazırlık olmak üzere mütehassıslar çalışmalarına başlamışlardır.
İngiliz seçimlerinin beklenmedik bir netice İle 6ona ermesi üzerine ve İşçi Hükümetinin bu zayıf vazıyeti karşısında, VVashingtondaki siyasi mahfiller. Bevin ve Cripps’in Ame-rikayı ziyaretlerini beklemektense. tercihan Dışişleri Bakanı Acheson’un bir an evvel Londraya gitmesinin daha doğru olacağım düşünüyorlar. Bu suretle Acheson avnı zamanda Churchill ile de görüşebilecek ve onun da hazır bulunduğu bir içtimada, lngil-terenin dış siyasetini sağlamlaştırmasına ve her zamanki prestijini kazanmasına Amerikanın ne derece ehemmiyet verdiğini izah edebilecektir.
Amerika, hareketlere zaman, her devletlerini,
sayı gücendırmemeye çalışmıştır. Bu-sefer de, Londrada bir Amerikan tngiliz iktisadi konferansı toplandıktan sonra, Pariste bir Atlantik Devletleri İstişare Komitesi içtimainin tertip edimeai muhtemeldir. Mamafih, bütün bu görüşmeler İngiliz Avam Kamarasında bütçenin müzakere ve tasdik edilmesinden sonra mümkün olacaktır. Eğer bütçe kabul edilirse Acheson Ix.mdra.va gidebilecek ve yalnız İşçi Hükümeti erkânı ile değil, tngiliz politika ve idare adam-lariyle de görüşecektir.
1 ngi İte reye- ka rşı dostça ve teşebbüslere giriştiği defasında diğer Avrupa bu arada bilhassa Fran-
Fuchs’un muhakemesi bitti

i
Atom casusu, 14 sene
hapse mahkûm oldu

Kararı dinledikten sonra Dr. Fuchs, muhakeme safahatının bitaraf cereyan ettiğini söyledi
ley SbatvcroRK işgal etmiştir. Başsavcı okuduğu iddianamesinde Fuchs’un, a-tom enerjisine alt sırları dört defa düşman ajanlarına verdiği anlaşıldığını ve bunun delillerle sabit olduğunu söylemiştir» Esasen Fuchs da bu sırları 1943 to Inglltore-de, 1944 ve 45 te Birleşik Amerikada Boston şehrinde ve 1947 de tekrar Ingilteredc Sovyet ajanlarına verdiğin! İtiraf etmiş bulunuyordu. Savcı yed! sene zarfında şüphesiz onun Ruslarla daha fazla temas ettiğini, fakat bu hususta kâfi edilemediğini İlâve etmiştir
Londra. 1 (YİRS) — SovyetIcrc a-tdmla ilgili «ır vermekten sanık olan tanınmış fizik âlimi Klaus Fuchs’un muhakemesi, bu sabah saat 10.30 Londrada Merkez Cürüm Mahkemesi °Old B&iley,. de yapılmıştır.
Fuchn aslen Alman olduğu halde, komünistliğe meyli yüzünden, Hltler iktidara geçince Almnn-yadan kaçmış Ingiltere-de yerleşmişti. Fizik Bahasında eşine ender rastlanır kudrette bir kıymet olduğundan İngiltere. onu muhafaza ederek atom araştırmalarında çalıştırmağa karar vermiş sadakat yemininden sonra cnu İngiliz vatandaşlığına kabul etmiştir. Fakat Komünist PartİHİne verdiği yemin daha üstün gelmiş olacak ki Fuchs, yedi seneden djeri Sovyetlerle gizli temas halinde bulunmuş ve nihayet sabit delillere göre, Rusya hesabına muntazaman casusluk yapmıştır.
Mahkeme, hu sııbah Lord Goddart-ın başkanlığı altında açılmış ve iddia makamını İngiltere Başsavcısı. Hart-
da
Kirala
ve
SAHNENİN
DIŞINDAKİLER
Mütarekede İstanbııhın
Romanı
YAZAN :
Aünıet Haindi Taupjuar
Pek yakında
YENİ İSTANBUL’da

•»
Maliye Bakanlığı hususî teşebbüslere kefalet edecek
Tapu ve Kadastro mahkemeleri kaldırıldı
İKİNCİ
Seçim propagandası karşısında Tiirk vatandaşı M. Nermi
ÜÇÜNCÜ
Hep bir örneklik hırsı Oğuz Türkkan Diplomatik diller Ekrem Z. Apaydın DÖRDÜNCÜ
Raca ile Rami (Hikâye) Sinema
BEŞİNCİ
Devlet bütçesi yeni bir çehre arzedlyor D. “Yeni İstanbul’’ un İktisadî anketi

Baş-
mev-
bun-
genel raporu
Yugoslavyaya 30 milyon dolarlık yardım
Londra. 2 (YİRS) — Amerikanın Import Export Bankası Yugoslavyaya 20 milyon dolarlık bir yardımda bulunmuştur.
Bu meblâğın dörtte üçü Yugoslav madenciliğini kalkındırmak İçin elzem ham madde ve makinelerin mubayaası için kullanılacaktır.
Diğer taraftan Yugoslavya Beynelmilel Para Fonundan 9 milyon ve Dünya Bankasından da 750.000 dolar yardım almıştır.

delil
Mahkeme heyeti, FuchR’un Birleşik Amerika İle Ingiltere aracındaki münasebetleri bozmak üzere faaliyette bulunduğunu da teshil, etmiştir. Neticede hâkim, mÜMnccel bir komünist o-lan FuchR’un suçunu sabit görmüş ve onu 14 sene ağır hapis cezasına mahkum etmiştir.
Karardan sonra Fuchs. mahkemenin bitaraf olarak cereyan ettiğini kabul etmiştir. Bu mahkeme dünya çapında alâka uyandırmış bulunuyordu. Celseyi tak Ilı eden yabancı basın temsilcileri arasında Sovyet Tasa ajansı muhabirinin dr bulunduğu görülüyordu.
Churchill, Ingiliz Kıralı ile görüştü

Londra, 1 (YİRS) — İngiliz Mu* hafazakâr Partisi Lideri Wtnston Churchill bu akşam Ktraldan bir mü-lâkat istiyerek. kendisiyle görüşmüştür. Görüşme hakkında bir beyanat neşredilmemiştir.
Paris* 1 (YİRS) — Loruıra dun haber verildiğine göre, Churchill’ln Kı-ral ile yaptığı görüşme resmi bir nıülâkat mahiyetini taşımakta olııp sadece husııal bir ziyaretten ibarettir.
Valinin basın toplantısı Belediye borçlan 14 milyon — Konservatuar lâğvedilmiyor —• Şehir Tiyatrosu meselesi
Vali ve Belediye Baçkaru Fahreddın Kerim Gökay dün saat 14 te VİUyettç bir banın toplantısı yapmıştır, ,
Bu münasebetle röz alan gasetaelUr Validen, Yenicamlin bir kösesinde açılacağını IcIttİkJerl muhallebici dükkânı, Şehir Tiyatrosundaki ihtilâf. Belediye borçlarının miktarı, kanunsuz ın-qaat, üniversite sitesi, sarhoşlara yapılan muamele, ucuzluk meselesi, İstanbul Konservatuvarının hlğvı, 1500. fetih yıldönümü, ekmeklerin naklindeki perişanlık, belediye tahsil işlerindeki bozukluk, Karaköy köprüsünün açılma meselesi ve çarşı-pazar siyaseti hakkında I-zahat istemişlerdir
Bunlara teker teker cevap veren Vali ezcümle şunları söylemiştir:
*•— Yenteamlin bir köşesinde açılması düşünülen muhallebici dükkânından şimdi haberdar oluyorum. Böyle bir» tarihi âbidenin bağrında, kanun! mevzuatın gizmiş olduğu esaslar dairesinde izin verilmiyeceğin! pekâlâ bilirsiniz,Şehir Tiyatrosundaki vazıyet karşısında bütün hassasiyetimizle duruyoruz. Belediye borçlarının yekûnu 14 milyon lira civarındadır. Bunun İçinde Şehir E-mini Cemil Paşadan dahi müdevver olan borç vardır. Bu taksitlerle her sene itfa edilmektedir. Kanunsuz inşaat durdurulmuştur. itiraf edeyim kİ. imar işlerini vazifeye başladığım vakit pürüzlü buldum. Tam bir İmar plânı yapılmamıştı. Şimdi bu mevzu Üzerinde de hassasiyetle durmaktayız, üniversite sitesi meselesini MÜH Eğitim Bakanı İstanbul*. geldiği vakit bir eaasa bağla yad-ğız. Sarhoşlara yapılan muamele tamamen kanunidir. Vatandaşın huzurunu bozanlara karşı insaf etmlyeceglz. icap ederse bunları toplamak İçin blres istasyon .dahi kuracağız. İstanbul Kon* servst.11 varının kısmen veya tamamen lAğvı mevzuu bahis değildir. Belediyeye bugün için yük olan, fakat kuvvetli orkestrası İle yüzümüzü ağartan bu mli-esseseyi Bakanlığa bağlamak yollarını arayacağız. 5Ö0. fetih yıldönümü hazırlıkları devam etmektedir. Bu mesele yalnız blzleri değil bütün hemşcrileri-mizi Alakadar eder. Fırınlardan bakkallara ekmek nakledenlerin temizliğine dikkat ede* eğil. Şahsan fırsat bulduk fırınları da kontrol etmekte ve İşçilerin tırnaklarına kadar herşeyi gözden geçirmekteyim. Belediye tahsil işlerindeki İkazınız üzerinde duracağım. Karaköy köprüsünün açılması meselesine gelince, itiraf edeyim kİ biz şahsan bunda muvaffak olamadık. Vekâlet geceleyin köprünün kapanmasını mahzurlu görmektedir. Avnı dâva üzerinde elbirliği i-le durmakla devam edelim. Çarşı-puzar siyasetimiz müspet netice veımiştlr. Fiyatların arttırıinınması hususunda bütün- gayretimizle çalışnmktayız.v
Bilâhare henüz ele Ma madiği meseleleri İzah eden Vali Gökay.’•‘Seyyar satıcı, tramvaylara asılanlar, otel, işsizlik, süt. randevu evleri, kumar ve eroin meselelerini. lâyıkiyie ele almamış bulunuyoruz. Bilhassa ahlâki bünyeye tesir eden cereyanlara karşı mücadelemizi aman-«(iz olarak açacağız. Nerede neyin olduğunu tesblt ettirmekle meşgulüm. Bütün gayri ahlâki teşekküllerin veri bizce malûmdur. Eroincilere karşı girişeceğimiz mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğiz.. Ve evlatlarımızın bu zalim zehlre alışmalarına fırsat vermivece-Çiz., demiş ve diter çalışmaları hakkında izahat vermiştir.
Ankara, 1 (Hususi muhabirimizden) — B. M. Meclisi bugün Feridun Fikri Düşünselin başkanlığında toplandı. Kayseri Milletvekili Sait Azmi Fevzioğlunun ölümünü bildiren Başbakanlık tezkeresi okunup merhumun hâtırasına bir dakika saygı sükûtu yapıldıktan ve Erzurum Milletvekili General Vehbi Kocagüney’in memur ve hizmetlHere verilecek fevkalâde zam hakkında 4178 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin değiştirilmesine dair teklifin Bütçe Komisyonu gündemine alınması kararlaştırıldıktan sonra kan:
”— Soruların cevaplandırılması, Meclisin çok vaktini almakta ve cut tasarıların müzakeresini geri bıraktırmaktadır. Tensip ederseniz ları taşanların müzakeresinden sonraya bırakalım.,, dedi.
Teklif kabul edildi
Bir defa müzakere edilecek işler meyanında bulunan ekonomi meclis kanunu tasarısının reddi hakkındaki Ekonomi Komisyonu
okundu. Vehbi Sandal, bu raporun aleyhinde söz alarak böyle bir teşekkülün kurulması lüzumunu ileri sürdü ve tasarının Bütçe Komisyonuna havalesini istedi. Bunun için bir önerge verdi.
Hükümet adına Ekonomi ve Ticaret Bakanı Vedad Dicleli, kararı Meclisin takdirine bıraktı. Neticede tasarı, Bütçe Komisyonuna verildi.
Bazı dairelerin muhtelif yıllara alt kesin hesap raporlarının okunup kabul edilmesini müteakip Belediye Gelirleri Kanununun 22 nci maddesinin değiştirilmesine, kadın ticareti ile müstehcen neşriyat tedavülünün zecren meni hakkındaki anlaşmaların lasdıkına ve İş ve tşçi Bulma Ku-ı*ıımu kuruluş ve görevleri hakkuı-Jaki 4837 sayılı Kanunun bazı mad-ielerinin tâdiline dair olan tasarıların ikinci müzakereleri yapılarak gündemin en yüklü olan ve 22 muhtelif maddeyi ihtiva eden birinci defa rörüşülecek işler bölümüne geçildi.
Milli Eğitim Bakanı gündemde »ulunmayan köy eastitüsü mezunu Köy öğretmenlerinin maaşlarını ilgilendiren tasarının gündeme alınarak aynı suretle görüşülmesini istedi. Bl-ribirini takip eden bu talepler, kabul ve hepsi süratle müzakere ve intaç edildi.
Adalet Bakanlığiyle Tapu ve Ka-Instro Umum Müdürlüğü kadrolarınla değişiklik yapılması hakkında ka-'jul edilen kanuna göre, tapu ve ka-lastro mahkemeleri kaldırıldı.
Bundan sonra bu dâvalara umumi nahkenıeler tarafından bakılacaktır. Şağlık ve Sosyal Yardım BaJcanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarına ilâve yapılmak suretiyle köy sağlık memurları ve köy enstitüsü mezunu köy öğretmenlerinden kıdemleri müsait olanların 20 lira asil maaşa geçirilmeleri temin olundu. Bu iki kanun 28 şubattan itibaren mer’I olacaktır.
tiler Bankası Kanununun 22 nci maddesine eklenen bir fıkra ile bankaya bazı şehir ve kasaba su tesisatım ihale etmesi salâhiyeti verildi.
Muhtaç çiftçilere ödünç tohumluk verilmesine dair olan kanunyn 3 üncü maddesinin, değiştirilmesi hakkında kı tasan kabul olundu.
Müteakiben özel teşebbüs müstahdemleri hakkındaki kanun tasarısı tâlik olundu.
İs kazalariyle meslek hastalıkları, malık sigortalan hakkındaki 4772 sayılı Kanunun bazı maddelerinin değiştirilmesine ve bu Kanuna yeni hükümler eklenmesine, Atatürk anıtkabir inşaatı için gelecek yıllara 24 milyon liralık geçici taahhütlere girişilmesine. özel teşebbüsler tarafından vabnncı memleketlerden tonun olunacak uzun vâdeli borçlanmalara kefalet edilmesi ve döviz verileceğinin taahhüt olunması hakkında Maliye Bakanlığına yetki verilmesine, Marshall yardımı Avrupa kalkınma programı dahilinde elde edilecek yardımların bütçe ve hazine hesaplarına intikal şekline ait tasarılar kabul olundu.
Avnı suretle Ulaştırma Bakanı tarafından müstaceliyetle müzakeresi istenen 70 maddelik Posta Kanununun ncı maddesine kadar olan kısım kabul edildi. Mecliste ekseriyet kalmadığı için geri kalan 4 madde müzakere edilemedi ve oturuma nihayet verildi. Meclis yarın saat 15 te müja-korolerine devam edecektir, .
İthalât serbesti*! %50 nispetinde kabul olunacak
(solda)
İran Şahı Ri/a Ürdün Kıralı Abdullah İle beraber
Ortadoğu temasları
Iran Şahı Pehlevi
Jessup'un yeni beyanatı
Rusya ile anlaşma imkânı kalmadığım tahmin etmekteyiz,,
Karaji, 1 (A.P.j Burada tertip ettig-i bir basın konferansında Birleşik Amerika Fevkalftde Elçisi Jessup Vietnam’ın tanıamiyle müstakil bir hale getirilmesi mümkün olduğunu söylemiştir.
Komünislcnn, Viclnamda yeni bir "Yunanistan” meselesi çıkarmalarını mümkün gören Dr. lessup. bu mevzuda, aynen şunları söylemiştir:
"Bu durum ise, Güneydoğu Asya 1-çin son deredbde tehlikeli olabilir. Fakat evvelâ Birleşmiş Milletler, sonra da dünya efkârı bu gibi meselelerde nasıl hareket edilmesi icap ettiğini, u. zun bir tecrübeden sonra artık öğrenmiş bulunmaktadır" şeklimle cevap vermiştir.
Kendisinin, Başkan Truman’a, Ku-raşlde Stalin ile buluşmayı teklif e-(iip etmlyecegi hakkındaki sorulara cevaben de Jessup, "Rusya ile ihtilâf-lı olan gumuz imkânı tahmin
Netice olarak Jessup.
lerinin herhangi hlıine bir pakt veya ittifak teklif edecek değiliz; bunun gibi. Güneydoğu Asyada bir askeri ittifak vücude getirmeye de çalışmamaktayız.
(6
bütün hallerde edinmiş oklu-kanaat menfidir, Tiir anlaşma kalmadığını ve olamıvacağını etmekteyiz,, demiştir.
“Asya devlet-
Söylendiğine göre Şalı, hudut bölgeleri meselesinde Takistanla Afganistan arasındaki gerginliği azaltmaya çalışacak
Bern, Cenevre. Tahran. 1 (YİRS, A.A.) — tıan Şahı Rıza Pehlcvl, bu sabah uçakla P&kıstana hareket etmiştir. 15 günlük resmi bir ziyaret, yapmakta olan Şah, Karaşiye varmıştır. Orada Ortadoğu için ehemmiyetli temaslar yapacak, Pakiatanm askeri ve kültürel merkezlerini gezecek, aralan ve kaplan avlarına iştirak edecektir.
İv! haber alan kaynakların resmen teyıd edilmeyen haberlerine göre Şah. hudut bölgeleri hususunda Pakistan ile Afganistan arasında halihazırdaki gerginlisi azaltmağa çalışacaktır.
Afganistan Kıralı da, 26 martta Tahranı resmen ziyaret edecektir
-i. —i ıuı w w T~nrH—Tl—"
Yunan seçimlerini
ır
yerinden bildirecek
Dostumuz vr komşumuz \ ıınn-ıılstıııun mukadderatına yakın günlerde hâkim olacak kimseleri tefrik etmek üzere yapılacak ıınmıni seçimleri, mahallinde takip ederek. Tiirk halk efkârına duyurmayı bir vazife telâkki etmekteyiz.
Btı maksatla gazetemizin mü* •yiıviri ve uzun /anımı l’r a usanın başta gelen gazetelerindi* mühim vazifeler deruhte edip İni gibi Seçimleri yılkından takip etmiş olmı Mr. ltohert Guyon'u \ ıınu-nlstuııa göndermeğe karar vermiş bulunuyoruz.
Robcrt Guyon Yunnıı seçimlerinin bütün safhalarını bize bildirmekle kıılnııyucak. aynı zamanda yakından alâkalı ip bağlı olduğumuz. Yunaıdatanııı gerçek durumunu bildiren röportaj ve yazılar gönderecektir.
Arkadaşımız, bugün Atinaya » hareket edecektir.

Seçim kütükleri kontrol ediliyor
Vali ve Belediye Başkanı Fahreddin Kerim Gökay. dün öğleden evvel Şişil. Taksim. Galata Bucak müdürlüklerini teftiş etmiş ve buralarda hasırlanmakta olan seçim kütüklerini gözden geçirmiştir. Bundan sonra Firuzsğa İlk Okuluna giden Vali derslere girerek talebelere yurtbilgisl üzerinde sualler sormuştur. Vali ve Belediye Başkam daha sonra Tahmis sokağı civarındaki pazar yerini gezerek teftişlerde bulunmuştur.
I
İçerdeki — Hocanı, nmnıa tozuttun yahu.’
Hoca — Dua et kuyruk kopmasın! Toru dumanı asıl o raman görürsün..


mart •
Bayfa 9
Seçim propagandası karşısında Türk vatandaşı

Yazan : M. Nerml
İZ artık seçim propagandasına başlamış bulunuyoruz. Demokrasilerde seçlrpler halk İradesini belirtmek İçin yapılır. Fakat halkın İradesini belirtmek istiyorsak neden propagandaya başvuruyoruz? Halk iradeni, propaganda yapılmadan, gelemez mi? Hattâ bu İradeyi çeşit çeşit propaganda yollariyle İşlemek, onu tosir altında bulundurmak doğru mudur? Çağdaş Avrupa milletlerinde olduğu gibi, bizde de, her parti propagandaya dört elle sarılmakta ve halk iradesinin yalnız propagandayla daha İyi belireceğini İddia etmektedir.
Propaganda; lAtince bir sözdür ve yaymak, adam kazanmak mânasına gelir. Biz bu sosiin şimdiki mânasını yakın bir surette kullanıldığını İlkönce Papa XV İnci Grogorlus’un 22 temmuz 1622 do kurduğu Congregatio de propagan* da fide teşkilâtında görüyoruz. Bu teşkilâtın adı halk arasında kısaca propaganda dır ve maksat, ne şekilde olursa olsun, k at ol I kİ İği yakmak ve kiliseye adam kaşanmaktır.
Bugün politika edebiyatının ayrılmaz bir mefhumu haline gelen propaganda sözü bütün çağdaş politikanın temeli sayılabilir Propaganda. İç politikada olduğu gibi, dış politikada da çok ehemmiyetli bir rol oynamaktadır Rıı gelenek, tarihte, büyük Klen sos-üstedı De-mosthenes İle başlar. Onun, çağımıza değin erişen otus Üç söylevi klâsik soş-eanatının en kusursus örnekleri sayılmaktadır. Halkı, ilkönce Makedonya Kıralı rhillp’e, daha sonra oğlu bü.vük takender‘e karşı ayaklanmaya ve bütün Elen şohrlr-devletlerlyle birleşmeye d«-vet edan bu nutuklar, halk ruhunu coşturmak fikrine göre hazırlanmıştır, Çağımızın propaganda» sı da propaganda faaliyetinden yalnız bunu anlamaktadır.
Halkı coşturmakla birinci plâna giren çok ehemmiyetli hayat dâvalarını incelemek arasında, her bakımdan, çok büyük farklar vardır. Fakat hayat dâvaları, genel olarak, teknik dâvalardır ve uluorta münakaşalar] bile abı söyleyenin olduğu kadar dinleyenin da oldukça hazırlıktı olmalarını Jet» bsttirmektedlr. İyi bir propagandacı; dinleyenleri yoran ve heyecanlan uyuşturan tahlillere yanaş* mas. En tesirli propaganda; yığının bir len ki: ki:
teşekkül eder. Orada her türlü insan vardır, her türlü menfaat vardır. Bunların birleştiği ve buluştuğu nokta heyecandan başka bir şey değildir. Her bakımdan karışık menfaatleri dile gotlren yığının heyecandan başka yüzyılların biriktirdiği ve kana sindirdiği birkaç güdücü fikri daha vardır ki heyecanın temposunu arttırmakta veya azaltmakta. başlıca rol onlara düşer. Geniş halk hareketlerinde olduğu gtbl seçimlerde de propaganda, hayat dâvalarlyle hiçbir münasebeti olmadığı halde, güdücü fikirleri gıdıklamaktan hoşlanır.
Propaganda söylevlerini dinlemiş olanlar çok iyi bilirler kİ: burada, heyecana ve güdücü fikirlere büyük bir pay ayrılmak ve yığının bururunu okşamayı unutmamak şartlyle, birçok noktalara yalnız çok üsünkörü dokunulmakta ve programlara hemen hemen yer verilmemektedir. Fakat ehemmiyet verilmesi gereken şey de,
• •
ruh tellerini bir “harp,, «Ihi, piyano gibi seslendirmesini bi-propagandadır. Biliyorsunus Yığın yığın, çeşit çeşit fertler-yığın, çeşit çeşit fertlerden
bize göre, yapılması düşünülen şeylerdir. Yollar açmak. okullar ve hastahaneler kurmak, ylyeeek ve İçeceği ucuzlaştırmak. i)h,„ sınırları geniş mefhumlardır ve üstelik her hükümetin başlıca vazifeleri çerçevesine giren şeylerdir. Bunları yapmayan hiikıımet, zaten vazifesini yapmamış demektir.
Vatandaşın asıl bilmek istediği şev, karanlık ve yalnıs seçim için hazırlanmış bir kalkınma plânı değil, böyle bir plânın hangi prensiplere göre gerçekleşeceğidir. Bizim oyurnusu İsteyen bir politika teşkilâtından bizim de İstediğimiz şeyler vardır ve oyumuzun ne şe-klldo kullanılacağını bilmek de istediklerimizin en başında gelir, Çtinkiı: her seçmen oy pusulasını kullanıncaya değin da faeto İrade sahibi ve egemendir. Oyunu kul-landıktansonra bu hakkını bir başkasına devretmiş olur
Seçim propagandam başlar başlama» sandık meseleleri» seçim mahkemeleri ve kurulları ve buna benzer birçok şeyler, münakaşalarımızın başlım konuları haline ralnılşlerdir. Fakat, biae soru, bunlar; İkinci, hattâ üçüncü derece ehemmiyetli şeylerdir ve daha ziyade seçimin teknik kımnilariyla İlgilidir. Halk Iradoal» oy toplamak tekniğinin pürüssüa işlemesinden çok başka hlr şeydir. Doğrudan doğruya seçim prenslplnl kabul ettikten sonra yalnıı soçim tekniğiyle uğraşmak ve hayat dâvalarının dayandığı prensipleri hesaba katmamak herhalde doğru hlr görüş olmasa gerektir. Rislnı aydın-latılmasıni ve çözülmesini tam bir ehemmiyetle beklsdtğlmia öyle dâvalarımı» vardır ki: seçim propagandacının çerçevesi dışında kalmaktadır. Bia bunlardan birkaçını, sırf bir fikir vermek maksadıyla burada eayablllrlz-
A. Devletçilik dâvasında, yaptığımı» tecrübeleri hesaba katarak. ne gibi yenilikler düsünü-yoru»? Devletçilik Türk vatandaşının haklarını mu, çoğaltıyor nıu?
R. Para politikamız ne Toprak istihsalimi» plâna alınacaktır, devletin ma kindi İstihsali mİ?
Serbest paaarlarda nıek İmkânlarını edeceği»?
Ecnebi kadınlarla evlenmiş olan TÜrklere eşitlik hakkı verilecek midir? Türk vatandaşı islerliği insanla evle-nemez m| ve bu, hangi demokrasi prenslpine uygundur* Görülüyor kİ; demokrasi kupkuru bir seçim formalitesi değil, seçim yolu İle kendisine ifade im-kânları arayan cemiyet dâvaları-nın kendisidir. Bu dâvaları hiç yokmuş gibi bir tarafa bırakarak halk iradesinden bahsetmek ve seçim propagandasını yalnız heyecanlara yöneltmek, demokrasinin ruhuna aykırı hareket etmek demektir. Bizim İstediğimiz şey, her ne pahasına olursa olsun, heyecanlanmak değil, vatandaşlık haklarımızın bütün genişliğiyle korunmasıdır. Biz sandık başına yalnız oyumuzu kullanmak İçin gideceksek. seçim oyunun demokrasilerdeki mânasını düşünmeyeceksek halk iradesi mefhumunu çok gülünç bir duruma düşürmüş oluruz. Cemiyet dâvalarına yer vermeyen politika teşkilâtı demokrasi hayatında yaratıcı bir kudret haline geleme». Çağdaş demokrasinin en zayıf noktalarından biri de teşkilât ile halk arasında henüz temelli hlr ahenk kuramamış olmasındadır.
azaltıyor
C,
D.
E.
ölecektir? mı birinci
rekabet el-nasıl elde
evlenen ve
İngiliz Kabinesinin tâdili geniş hayret uyandırdı
Kabinenin sağ cenahı idareyi ele almıştır
Londra, l A. A. (Roıltcr) — 1p(,1 FartİRi Meclis Gıupunun bu eabahkl toplantısı esnasında atı» alan Rnçba-kan Clonıent Aitler İsçilerin îngilte-rcyı idare ve MııhnfnznkArlnrln ıııll-cadele edeceklerini blbiirnıletlr.
İşçi Fert isinin sol cenah unsurları hükümetin derhal yeni seçimlere karar vermesini istemektedirler.
Hükümet liderleri MuhatnzakSrla-rın niyetini öğrenmeden evvel parlamentodaki tablyelerini açtklnmıya-caklarını katlyetlo ifade etmişlerdir. MulınfazakArlsrın, tyçl Hükümetini, seçimlerden hemen sonra, devirmek istememeleri de ihtimal dahilindedir.
Kıral George un gelecek pazartesi günü Hükümetin programını açıklayan nutkundan sonra vaziyet aydınlanacaktır.
Oy birliğiyle tekrar paıiı lidcrligl-no seçilen Aitle egcüıule demiştir ki;
”Bu zor devreyi geçirmeye karar veren hükümet vazifesini ifaya devam edecektir.
Bu güç anları hep beraber geçlra-cogiz.,, Alilce sözlerini bitirirken parti (iyelerinin haleti ruhlyelerinin gayet iyi olduğunu belirtmişin'.
Londra, 1 A.A. (United Press) — Yeni acçllen Avam Kamarası buglin Türkiye saatiyle 18.45 de toplanmıştır.
Bu toplantı şimdiye kadar yapılanların en naziklerinden biridir.
İşçi Partisi bütün diğer partilere karşı ancak 7 farklı bir ekseriyete sahiptir.
Bugünkü ötuıum eanğaustia Avam Kamarası Başkanı seçilecektir. Pnrlâmrnto lıuva tahmin raporu: V11H1111İ3etle fırtınalı, arada sırada güneşti
Londra, 1 (YİRS) — İngiliz Avam Kamarası Başknnının seçiminden sonra söz alan Başbakan Attho, umu. mİ gülüşmeler arasında yeni parlâmentoda havanın, herhalde umumiyetle fırtınalı olacağını, fakat umdu bozan “güneşli günler" görülebileceğini İfade etmiştir
Londra, 1 (Y İRS 1 — Bugün muta»! tarihi merasimle toplanan İngiliz A-vaın Kamarası, geçen dönümde Başkanlık vazifesini ifa eden Albay (W-ton BroWü İttifakla yeni devre için başkan seçmiştir.
Diğer taraftan İşçi Partisi Parlâmento Grupu bugün bir toplantı yaparak Başbakan Attiec’yi ittifakla Faril Lideri vazifesine seçmiştir.
Ingiliz Kıralı hu akşam işçi Kabinesinde yeni vazife alan ve başka hakanlıklardan yeni bakanlıklara alınan hükümet Asalarını kabul buyuracaktır.
Ürdün’le İsrail
Suriye - Irak
anlaşıyorlar
tkl taraf, beş aylık bir saldırmazlık andlaşmasını müzakere etmektedir
Şam, Kudüs, Telftvlv, Montreal,
1 (A.A. (YİRS) — Emin kaynaklardan alınnn haberlere göre. îarnil ve Ürdün Hükümetleri bir anlatmaya varmak üzeredirler. Pek yakında imzalanacak olan tarail . Ürdün muahe-cinai, a yıllık bir »aldırmaklık andlae-maaı İle laralllilere Aflamatafi'na eerbeat gitmek ve Telâvlv ile Kudüs araaıııdaki ana yolda aerbeat dolaj-mak lanlnl ihtiva etmektedir. Bu iki andlaema. ilk olarak iki momleket arasında ticaret münaaebetlerlnin yeniden baylamaaına veelle olacaktır.
üç haftadan bert hanla bulunan Baabakan Bengurion, dün Ürdün ile İsrail arasındaki sulh andla*maeım müzakere eden kabinenin gizli toplantıma i*tirak etmlıtir.
Diğer taraftan, bu sulh haberlerinin yayıldığı bir «ırada, Arap Birliği Başkanı Azzam Paşa, İsrail Yahudilerinin silâh mübayaatı yapmak üzere Washington ve Loııdradakl temaslarından bahsetmiş ve demiştir k:i "— İsrail temsilcileri, silâh satın almalarını haklı göstermek için, Arap memleketlerinde silâhlı hazırlıkların yapıldığını ileri sürmüşlerdir. İddia asılsızdır. Yahudller, alacakları yeni silâhlarla. Fillstlndeki genişleme siyasetlerini tatbik etmek isliyorlar

Bir Mısır gazctral, hu toı,rkkıll(' nlt projenin hanlıca maddelerini açıkladı
Paris, 1 (YİRBi — Mısır gazetelerinden “Al Mokattam”, "Suriye • İrak Birliği" diye tavsif ettiği teşekküle ait projenin başlıca maddelerini ifşa etmektedir.
Bu açıklamaya nazaran. “Huriye • Irak Birliği" namı altında birleşecek olan iki memleket, rejimlerini muhafaza etmek şnrtlyle, bir tek devlet olarak hareket edecektir. Bu yeni devletin bir tek Savunma Bakanı, bir tek ordusu, bir iktisadi siyaseti olacaktır. Dışişleri Bakanlığı bir elden İdare edilecek ve kabine iki memleketin siyaset adamlarından yarı yarıya teşkil edilecektir. Her iki memleket kendi parlâmentosunu muhafaza etmekle beraber, teklif edilen değişiklerden mâda gümrük hudutlarını kaldıracaktır.


Türk büyüklerine ait türbeler açılacak
Dünkü Meclis müzakereleri sırasında, tasarı etrafında hayli çetin mün-L--------------------------*—
Anknın 1 (HukuhI ınuiuıbiriıniz-den» — Tekke ve zaviyelerle türbelerin jeddlnc ve türbednrlnrla bir tekin» unvanların inen ve figanına dair olun 677 aayılı kanunun 1 nci maddesine bir fıkra eklenmesi hakkında Milli Eğitim Bakanlığımıı hasırlanan tasarı Mecliste görüşülürken Sadi Irmak, İbrahim Arvnz ve Vehbi Ko-caRÜney lehte konuştular. Tasarı »u hükmü İhtiva ediyordu; "Türbelerden Tılık büyüklerine ait olanlarla büyük sanat değeri bulunanlar, Milli Eftl-tiın BakanlıAııua umunu» açılabilir, Buralara bakım için gerekli memur ve hlımetlıler tâyin edilir, Atılacak türbelerin llâteel, Milli Ekilim Bakanlığınca hazırlanır ve Bakanlar Kurulunca tasvip ulunur.,,
Milli Eşitlin Bakanının teklifi illerine Uaannın müstaccllyotio görü-»Ülmem karar altına alındı. Hıılûai Oral. tasandaki: "Türbelerden Türk büyüklerine ait olaniarla büyük aaııat defteri bulunanlar. Milli Eftlllın Bakanlığınca umuma açılabilir.,, cümle-sine: "Selâtine alt türbelerin,, kaydının ilâvesini iatedl. Ayrıca;
"Açılabilir,, kelimesinin de (açılır) olarak tadilini teklif elti. Milli Eftltlm Hakanı, bu Istvfta l»tlrak etmeyerek eselimle dedi kİ:
677 »ayılı kanun, bir inkılâp ka-nuııudur, onun İçin böyle bir kanuna bir fıkra ilâvesini teklif ederken bu ilâvenin kanunun ruhuna aykırı olmamasına çok dikkat ve İtina ftdster-dlk, o kanun, büyük adnnılaıımısın mübarek masatlarını bir nevi hura-fo kayııaftı haline koymu» olan «ih-nlyeti tasfiye etmek İçin çıksrılmı»-tır.
Gençlerimi»!, bUyüklerinılsin meta-
akalalar oldu
biri ile meşbu hole getirmek bizim için milli bir vazifedir. Ancak, biz lor için (SolAtlıı) diye bir şey yoktur. (Selfttlnı denilen zevat, sadece birer Tllrktllrler. Bu itibnrla ben. (SelAtin) lafzının tasarıya ilâvesini kânunun ruhuna aykırı olması sebebiyle uygun bulmam.
Elbele Yavuz, Fatih Tllrk büyükleridir Tabii Barbaros ve Gazi Osman Paşa gibi, Baştakilerin bir »(Hâleye mensup olmslan artık onlara hiç bir rüçhan hakkı vermlyecektir.,.
Milli Eğitim Bakanı tasarıdaki "açılabilir,, kelimesinin (açılırı şeklinde tadil edilmealnl de uygun bulmayınca Hulûsl Oral, tekrar kürsüye geldi ve dedi ki:
— Acaba Bakan, (açılır) a rıza göstermemekle listelerin hazırlanmasından sonra Bakanlar Kurulunca türbelerin açılmasına müsaade edıl-mlyeceklir mi demek isliyor T
Hakan bunun üzerino »u esvabı verdi:
— Bakanlar Kurulu, liste hazırlandıktan sonra ilim heyetince milnaeip görülen türbelerin açılmasına müsaade edecektir. Fakat bir gün açılan türbelerin birinde bir hâdise olursa Hakanlar Kurulu bu kanunun vereceği salâhiyetle bu türbeyi kapatabilecektir. Hükümet, hu yerlorin birer hurafe kaynağı haline gelmesine İmkân vermlyecektir. Buralarda mum dikmeğe, adak adamafa müsaade etmeyecektir.
Hulâsa çocuklarımıza, Fatih Sultan Mohmedin mezarını, Atatürk'ün kabrini nasıl aiyaret ediyorlarsa Öyle aiyaret ettireceği».,,
Hu izahattan sonra hükümet teklifi aynen kabul olunarak tasarı ka-nunlaşmıı oldu.


"Müsadere ve yedi-emin,, idaresi teşkiline dair tasarı
Harp İçinde düşnıan memleketlerinde kalmış olan TÜrklere ait hukukun bu \ oldan koruıımoeı İçin hazırlanan
taaıırının gaçmlyaceği anlaşılıyor
Teknik Üniversitenin yeni binası
Tamirden sonra tanınmaz hale gelen Taşkışla/la Mimari Fakülteni faaliyete geçti
•T-ı e.
ıt vvı-RÖV-
İstanbul Teknik Üniversitesi Mimari Fakültesine talisi» edilen TnjkısUnın »Amirle yepyeni bir hal* »frne elden Şimal kıemı dün saat 16 da törenle açılmıştır.
İslnnbul Üniversiteli, Tokııtk Üuı alto rektör, dekan ve profesörler yabancı basın ntaselrrinm. ta»«| mimar vo İlim adamlarının hazır lundUğıı meraalmr hopsl hernber
lenen latSddl marsl.Vlc haslanmı/,tır.
Bundan sonra Taşkıslanın tarihinden başlıyarnk bugünkü hale gcülnoeve kadar geçirdiği /mikaları antelan Teknik Üniversite Rektörü Hulki Ereni 31 «nart Asilerinin Taekıelada topa tutulmuş olduğu ve Abdülhamlt idaresinin İstibdadımı kıırğı sos işittirmeye çalığın ta-laho ve münevverlerin yine burada hapsedilmiş olduğunu, ilk defa Sultan M«-cit tarafından yaptırılan va Mecidiye Kışlası adlylo anılan binanın bilahare halk ağsında Tağkiğla olarak anıldığını belirttikten sonra 1042 »ir Üniversiteyi» terkedilen binanın 2 seneden fasla bir müddetle tamiratına bağlanamsma-sındakl sebepleri «öyle laah etınlğtlr:
Rıına mâni ulan İki düğünce vardı bir kısıın ilgililer buraya sarfedUtcek para ilo daha, modam, daha «Üsel bi» bina yapılauapını İleri sürerken, ikinci bir mahsur da buranın ğehir plânında yeğli »aha olarak yer alması keyfiyetiydi... Halbuki birinci düşüncenin doğru olmadığı ve bugün 2.5 milyon ||»a aar« tiyle meydana gelen ilk kısımla l.ğ milyon lira sarfivle tamamlanacak olaa bıı tarihi bina «obrln glUcl psansaraaınt yarasan bir dekor teğkil edecektir
Binanın doğu tarafındaki ara»! ma» yllll okluğundan İleride mimariyi bneı madan buraya modern ve büyük konferans salonu yapılabilecektir.
Hu binanın yeniden yapılması I0Q 13-15 milyon lira sarfelmok İcap sdes cehil. Halbuki yalm» 4 milyon Itriyi rnaloiavak Inğaat sonunda 30 milyon İH ra değerinde bir bina kaşanılmış ola» çaktın O saman İnşaat Fakültesi vğ rektörlük buraya nakledilecek, binalarımı» kâfi gelecektir. Teşkilât Kanuna Meclise teklif edilmiğ olan Maden Fakültesi de buraya kurulacaktır.
Yapılan teklif tlserlne tstanbul ünW versitesi Rektörü venl binanın uğurlu olması temennisiyle UordeUyı kesmiğ vo hnslrun harap Tnğkiğlanın tanınmM bir hale gelen muhteşem manzarası kar» ğisında takdirlerini izhar eimlğlerdtr-
Bıı suretle modern dünya üniversite* lerivla boy ölçüşebilecek hlr füselllkta geniş ve aydınlık dershaneleri, salonİM Fiyle Teknik üniversite hakikaten üınb din fevkimle ve «üssl bir bina kasaae miğtır.
ÜNİVERSİTEDE iKİNCÎ SÖMESTR
Japonya, komünizme kar«ı birleşmeyi teklif ediyor
Tokyo 1, A.A. (Afp) — Seul radyosuna göre, mili! ihtilâlin 81 inci yıldönümü münasebetiyle bu sabah Seul’da verdiği demeçte Başkan Syngman Rhee, komünizm programına karsı mücadele etmek üzere Asya hür milletlerinin birletmesini sağlayacak askeri bir ittifak akdini teklif etmiştir.
Balkan, sözlerine hâlen Batı Avnı-payı böyle bir ittifakın birleştirmiş olduğunu İlâve etmiştir.
Bulgar - Yunan münasobatı
Lake Success 1, A A- (Afp) — Birleşmiş Milletlerdeki daimi Yunan delegesi, bugün Genel Öekreter nezdin-de 26 eylül 1949 tarihinde Yunan-Bulgar hududu boyunda Bulgarların iki Yunan aakerini kaçırmalarını protesto etmiştir
Protestolara rağmen Bulgar ma-kamlnn askerleri iade etmediğinden Yunan Hükümeti şimdi Bulgar Hükümetinin durumu hakkında Birleşmiş Milletler BaJknn Komisyonunun dikkatini çekmektedir.
italyada komünist sabotajları önleniyor
Roma 1, (YİRS) — Komünist olmayan İtalyan rıhtım işçileri, Atlantik Paktı çerçevesinde ftalyaya yapılacak asker! malzemeyi limanlarda boşaltacaklarını bildirmişlerdir.
Kominfornıftnın emriyle hareket e-den İtalyan komünistlerinin sabotaj faaliyetini önlemek için polis ve icabında asker! birliklerin müdahalesine müracaat edilecektir.
Holânda komünistleri de Titocııları temizi l\ecekl er
Hilversum 1, (YİRS) — Hoiânda komünistlerinin ”Dle Wahrheit" gazetesi, Partinin dört günlük kongresinden liflerin miştir.
Rusya,
Teşkilâtına dahil oldu
Washington 1. A,A. (United
— Sovyet Rusya İle batılı devletler hiç değilse hava şartlarına taallûk eden meselelerde anlaşmışlardır.
Dışişleri Bakanlığı, Sovyet Rusya ile batılı devletlerin bir dünya meteoroloji teşkilâtı kuran Birleşmiş Mili Jetler mukavelesini tasdik eden 30 devlet arasında bulunduklarını bildirmiştir.
Bu yeni teşkilât 23 martta çalışmağa bağlıyacaktır.
A) manyanın Holândaya ödediği harp tazminatı
Hilversum 1, (YİRS) — Müttefik-lerarası Tazminat Bürosunun bildirdiğine göre, Hollndaya en son olarak AJmanyadan 2 milyon gulden kıymetinde lokomotif imalât ve tamirat tesisatı verilmiştir.
HolAnda, bu suretle Almanyadan bugüne kaoar 18 milyon gulden kıymetinde malzeme almıştır.
Yunanistanda 26 parti seçime iştirak ediyor
Londra 1 (YİRS) — Yunanistanda pazar günü yapılacak seçimlere iştirak edecek adayların adedi, Parlâmentodaki 250 sandalyenin 12 mislini aşmıştır. Yani 2800’ü tecavüz etmektedir, 39 seçim bölgesinin 38 inin de aday listeleri neşredilmiş bulunmaktadır. 8eçlme iştirak eden partilerin sayısı, müstakiller dahil, 26 dır.
Son 10 senenin en kuvvetti depremi
Schvvarzenburg, 1 (YİRS) — İavic-re, İngiltere ve Callfomia rasathaneleri. salı günü saat 11.32 de şiddetli bir yersarsıntısı kaydetmişlerdir.
Yayınlanan bültenlere gdre, zelzelenin merkezi Kamçatkadır.
Pasadena, Callfomia, 1 A. A. (A. F. P.) — Callfomia Teknoloji Ena-tltüaü sismografı dün merkezi Ok-hotacl denizinde bulunan ve son 10 senenin derinlik bakımından en kuvvetli depremini kaydetmiştir.
Deprem iki defa olmuştur. Bu enstitünün profesörü Richter'e göre depremin derinliği takriben 320 kilometredir.
Depremin yurttaki akisleri
Dumlupmar. 1 (A.A.) — Bu sabah saat 2.20. 3.15, 5.30, 8.tfl ve 10.45 de beş defa yersarsıntısı olmuştur. Hasar ve zayiat yoktur.
Dursunhey. 1 (A.A.) — Bu sabah saat üçü beş geçe 2 saniye süren bir deprem olmuştur, hasar yoktur.
Ankara 1 (Hususi muhabirimiz*. denı — Tilrklyede mevcut düşman mallarına el konulmasını ve bunlardan temin edilecek nvmâ İle» o memleketten alacaklı olan Türk vatarKlaş* larının alacaklarını poydeypey karşılamağı istihdaf eden bir “mÜsÂdâre ve yedi-emlrt" idaresi kurulmasını derpiş eden ve İki yıldan fazla bir zamandan beri Meclis komisyonlarında bulunan kanun tasarısı, bütçe ticaret komlsynnlannda İncelenmektedir. Harp sonrasında Almanlarla ticari münasebete girişUğimiıi ve bu münasebetin inkişaf ettiğini dikkate alan komisyon, tasarının kanunlaşmasına taraftar bulunmaktadır. Tasarının daha evvelki hükümetler tarafından hazırlanmış olması dolayıaiyle
GÜnaJUy Hükümetinin de komisyon needinde ısrar etmediği söylenmektedir. Bu itibarla ve Meclisin yeni seçimlere gitmek üsere yakında fesih karan vereceğine «öre bu tasarının çıkmayacağı anİHşnrygkladır.

Demokrat Parti, idari baskının boşladığını bildiriyor
AnkAra, 1 ı Hususi muhabirimi»-dem — Demokrat Parti Genel Merkezinden bildirildiğine göre, 1950 seçimlerinin yaklaştığı şu günlerde muhtelif bölgelerde idare âmirleri tarafından tazyikler yapıldığı hakkında teşkilâttan merkeze haberler gelmeye başlamıştır. «
İki Amerikan filosu bu sabah İstanbul ve Izmire geliyor
Birleşik Amerikanın Akdeniz donanmasına mensup Mid^’ay uçak ge-misliyle Ne^port Ne'va kruvazörü. Larson. Glennon, Govdrich. Vogeige-aang, Ellison. Ware muhriplerinin ve Arneb yardımcı gemilerinden mü? rekkep bir filo bu sabah saat 8,30 da limanımıza gelmiş olacaktır.
Dün sabah Dolmabahçe açıklarında demirleyen Türk filosu Amerikan gemilerini gece Maımaradan karşılamışlardır.
Amiral John G. BallenUnc kumandasındaki filo limanımızda bir hafta kalacaktır.
İzmir 1 (Hususi muhabirimizden| — Istanbulu ziyaret edecek olan A-merikanın Akdeniz filosuna mensup altı harp gemisi yarından itibaren İzmir limanına gelmeye başhyacak ve geliş 7 martta sona erecektir.
Ghe'Vaucan petrol gemisi yarın sabah. Amiral C.C.H. Gara’mn forsunu taşıyan Pierra muhribi ile Spinas denizaltı gemisi cuma sabahı (14700 ı tonluk Groamoke kruvazörü Makenzi ve Smol muhripleri haftaya salı günü İzmlre geleceklerdir. Amerikan filosu için bir kabul resmi ve müteaddit kokteyl partiler tertip edilmiştir.
ABDÜLHAK ŞİNASİ HİSAR
Bir Geçmiş Zaman
— 19 —
Ali Nizamî Beyin tevcih ettiği iyi
bahsederek, Tıtocu ve tasfiye edileceklerini
muha-belirt-
Dünya Meteoroloji
Press)
Halbuki rüde bana sinniyle bakışlarının dâvetini sız bırakamıyacağımı da biliyordum. Köprüde, bundan evvel de gönüllerimizin birleştiğini telmih etmesine rağmen bunların bana onun ilk defa bakan ve belki de beni ilk defa gören bakışlarıydı. Bana bu hitap eden dâvetin sessiz dayanmamın imkânı yoktu.
Ve, ruhları duymasın, bir Nizamî Beyin Çamlıca yanından Ka-racaahmet mezarlığına bakan bir noktada: "Hanikah,, dediği evceğize gidip kendisini ziyaret ettim. Bu, küçük, daracık, boyanmamış, kuru tahtadan yapılma pek iptidaî bir evdi. Fakat, dedikleri gibi, camlarını kırık. bacasını yıkık bulmadım. Ancak, bu baca, belki artık tütmüyordu. Bu hakir ev içinde hayatın tadı maddî hiç bir varlıktan, hattâ, esaslı hiç bir mantıktan değil, fakat derin safvet ve şefkat tabakalarından 73
Kop» tebes-cevap-
iyilikle ricasına
kere Ali
Rrktör, dün lisan basına İzah
niPM’laeinl etti
âdeta maddiyattan
Beyin Nizam komşularının farzedemiye-
sızan ve bir rahmet halinde duyulan — ve Istanbıılda binlerce ve binlerce-si bulunan kurtula ayrıla tamamen mânevileş-miş evlerden biriydi.
Burada Ali Nizamî köşkündeki bu civar hiç bilmedikleri, hattâ
çekleri ve ancak Hüseyin Ağa ile benim gibi onun mazisini görmüş o-lanlann hatırlıyabilecekleri ihtişamından hiç bir eser ve hiç bir iz kalmamıştı.
Ah, di? O alaya başlı, misafirler alıcı ahbaplar, o babacan kumarbazlar nerde? Kocaman odaları dolduran bu dostlar ağırlanırken birer sanatkâr zihniyetiyle çalışan aşçılar, ustalar, çıraklar, uşaklar; öteye beriye koşuşan hamarat, memnun, işgüzar hizmetçiler; vefakâr yüzlü, hanım edalı dadılar, bacılar, tayalar; efendi huylu lalalar, ayvazlar nerde? Bütün o merak edilen, sevilen, yetiştirilen, biriktirilen nazlı ve nadide şeyler nerde? Duvarları kap-lıyan ve daha eski, daha kuvvetli devirlerin daha çevik, daha çalâk insanlarını yaşatan o eski resimler, tablolar nerde? Eski serlerin derin bir tabiat iksiri gibi topladığı, yığdığı bahar kokuları nerde? Esvapların iliğinde bir günlük ömrünü sürerken
74
• •
hani o eski alâyişler nerdey-akşam saatlerinde tertipli bir iştirak için gibi geien agır-mağrur bakışlı, edib tavırlı , ve o derya dil, gönül
• V
ne kadar nazlı bir mahsul olduğunu gösteren ve dujnıran o çiçekler, orkideler nerde? Üstlerinde mineler, çiçekler, gözler, mücevherler ve mevsimler taşır gibi dolaşan o muhteşem tavus kuşları nerde? Adanın İlâhi bir sırrın açılışını bekler gibi baştan başa bir ince güzellikle büründüğü, karanın gök yüzüne çıktığı hissini veren gecelerde orkestradan taşarak Nizam semtini denize kadar dolduran o sevdalı ve hırslı, mehtaplı ve güneşli, gümüşten ve altından musiki sesleri; saadet ve lezzetleri birer birer, uzun uzun çağıran o dâhi ve mecnun sesler nerde? Birer mısra zarafetiyle şaklıyaıı kamçılar altında şahlanan bir hırsla daha büyük lezzetlere doğru yol alır gibi coşan atlar, arabalar nerde? Akraba hanımlardan gizlenerek lstanbulun ücra semtlerinde gezdirilen, dolaştırılan, kapattırılan o güzel gözdeler, o sevdalı metresler, o şuh kapatmalar nerde? Dünyanın bütün güzel yollarında dayanmak için o kıymetli maddelerden oyulmuş ince saplı, altın başlı bastonlar nerde? Ve bu yollarda bol bol gezinmek, gittikçe ilerilenıek için hazırlanmış, sıralanmış o koskoca esvap dolabının alt katını doldurarak sıra bakliyen bütün o sağlam ve süslü, rahat ve cicili bicili iskarpinler, botinler, çizmeler nerde?
Sanki bütün bunlar, peri masallarının vukuatını andıran bir mantık-75
la, hepsi de o büyük esvap dolabının alt gözünde yan yana duran kırk çift ayakkabının her birini giyerek çekilmişler, ve başlarını bir kere çevirip arkalarına bakmadan artık bir daha gelmemek üzere yürümüşler, gitmişler, rüyalarda görünmüş şeyler gibi, silinivermişlerdi. Şimdi hepsi de yok olmuşlar, kayıplara karışmışlardı.
Ya Ali Nizamî Beyin kendisi, Çamlıcamn bu ayaklara batan acemi yapısı kaldırım taşları, tozlu yolları üstünde hanikâh dediği evinin bir basamağına oturtulmuş bir malta taşından ibaret eşiğine gelmek için o eski kolleksiyonunun hep alafranga yollarda gezinmek ve dolaşmak için toplanmış bütün o iskarpinler ve botinler arasında acaba hangisini intihap etmişti? Ayaklarına baktım. Şimdi, ayaklarında, o koleksiyonunda mevcut olduğunu hiç görmediğim kenarları lastikli mestler vardı. Bunların altına sokağa çıkarken giydiği arkaları mahmuzlu galoşları da kapının önüne bırakmıştı.
Bu evde gözlerimin ilk gördüklerine baksa m ve uysam Montesquieu’-nüıı Romalılar için söylediğini ben de gördüklerim hakkında tekrar e-derek; "Ali Nizami Beyin azamet ve inhitatı,, diyebilecektim. Fakat buna mahal kalmadan tecrübesizlerin ve ihtiyatsızların maruz kaldıkları hayrete düştüğümü duyuyordum: Hayret!., — Devamı var —
76
ÜnlviFtUanin bütün dün MbnhUn İtibaren tedrimine bMlannu^tır,
Bu münnacıhelle dün Rvktorlük bina» •nn(U bir banın topUntıaı yapan (*nt-varalte Rektörü Ord. Prof. Dr Ömer Celâl Harç gazetecilere, İlaan tn«Mİt» ■I bina ve Gazetecilik EnatUlUll MM-kında laahat vermi|Ur.
Bu aenekı liııan İmtihanlarının iki retim üyaal Ut bir lektörüen muiv4««|c|l komla.vonlar tarafımlan yapıldığım ve imtihanlara 1M6 kilinin girdiğini, bun-Urdan da 791 İnin muaf olduğunu bu gürelle baharı nispetinin yüzde (1 e vardığım laah eden Rektör. InjaM mev-■uunda da merkez blnnaı arknaına iki blok halinde i ruja edilen binalardan bl-rlncUtlidf Hukuk ve iktisat Fakültelerinin geçen aönıcatrln bngımlan beri tedrisata devam ettiklerini, fakat bası noksanlar vüaünden bu binada tedrisatın tam konforlu yapılamadığını, tatilden İstifade ederek bu eksiklerin tamamlan-dığını bildirmiş ve İkinci binadaki inşaatın da tamamlandığını söylemiştir.
BIlAhare Oascteelllk Enstitüsü üıe-rm(k duran Rektör, yönetmeliğin baoi İlâve tadillerle tekrar Baknnjtğa gon» derildlğinl. meşkûr enstitüde derslerin, umum! kültür ve aasetecillk olmak ü» »ere İki kısma ayrıldığını, Idrlncl bölümde, iktisat, hukuk, ve sosyoloji o* kutulacnğını, diğer bölümde* haber alma usulleri, matbuat hukuku, efkârıumumiye psikolojisi jrlbl meslek! derslerin gösterileceğini, tedrisatın dört sö* meatr olduğunu, tahsil branfları dahU lindu bu derslerden basılarını okuyan* ların muaf tutulacaklarını ve dola>nslye le easutüyü daha çabuk bitireceklerini beyan etmiştir.
Demokrat Parti Geçici İdare Kurulunun beyannamesi
îlcl RÜn evvel İdare l»lnt eline ^*9 yeni Geçici Kurul dün «ece saat 4 kadar Demokrat Parti II merkesinde ça* Ilımalarına devam etmiştir. Yapılan konuşmalara şehrimizdeki ilçe balkanları da iştirak etmişlerdir. Neticede II kone gresinin en geç 10 martta yapılması .karar altına alınarak teşkilâta bir beyanname yainnlanmıstır.
Bu beyannamede, İstanbul teşkilâtı içinde muhtelif kanaatlerin filvaki çarpışmakta olduğu fakat bu ihtilâfların fer! meselelere dair bulunduğu ve aradaki muhabbet ve tesanüdü sarsmaması lâzım geldiği bildirildikten sonra, asıl dâvanın, partinin bütün kuvvetini seçimler üzerinde toplamak ve bu esnada parti lesanüdünü bozmak Üaere yapılacak maksatlı telkinlere karsı uvanık bulunmak olduğu İlâve edilmektedir.
Bundan sonra, snhsl düşünce ve İnfiallere yer verilmemesi tavsiye edilerek ‘•Hnlcfimls. şimdiye kadar parti olarak elde ettiğimiz milli menfaatleri, en salim yoldan tam bir kardeşlik sevgisi halinde ve pürüMÜa bir hürriyet ve nizam anlayışı Rinde arttırmaktır*’ denmektedir.
(ekültvlerlMe ikinci sömszir
Üniversite neşriyatının satışı
Üniversite Rektörlüğü, muhtelif fa külteler tarafından neşredilen Ünl\ereli© neşriyatı ders kitaplarının satılmam İçin, Beyazıttakl büyük kapı kenarında bir satış mahalli açmıştır. Bu suretle Üniversite talebeleri neşriyatlarını buradan kolaylıkla temin edebileceklerdir.
Yeni İstanbul Komutanı,
Anka raya gitti
Yeni İstanbul Komutanı Korgeneral Şükrü Kanatlı dün akşam ekspresli Ankaraya gitmiştir.
R. Ekrem Koçıı’nun validesi vefat etti
Gazeteci ve tarihçi arkadaşisrımıiaan İstanbul Ansiklopedisi sahibi Reşat Ekrem Koçu nun annesi Hacı Fatma Hanımefendi vefat etmiştir. Merhum* bugün öğle namazını müteakip Göetepe camiinden alınarak Snhrayıcedltteki aile kabristanına defnedilecektir Arka-daşımııa başsağlığı, merhumeye rahmet dileri».
2 Mart 1950
Y F N î î s T A N B T.T L
Pftvfa J
Almanyada faşing geceleri
to kadar ıstırap çekmiş bir milletin şimdi bu kadar neşeyi hangi membadan aldığını anlamak hakikaten güçtür
9
incir vaprağiyle örtülmüş genç kızlardan bavlıyarak boğazına kadar kumaşlara sarılmış ve Adeta nefes alamıyacak bir hale gelmiş şişman
Harbin ve bilhassa bombardımanların neticesi olarak anasız ve babasız kalmış sefil çocuklardan artık hiç biri ortada kalmamıştır. Şimdi bun-
Mütefekkir bir Alman dostum, hu müşküle şöyle cevap verdi : “Bu eğlenceler, refahın çoğaldığını göstermiyor, bilâkis, insanların bir felâketten sonra en küçük saadeti daha fazla takdir ettiklerine delâlet eder.”

ların hepsi muhtelif ailelere tevzi olmuş ve maişetleri hükümet tarafından temin edilmiştir. Bu çocuklar.
edilmek ıstenil-
bu zahiri eklentilerin bir mâ-kalmamıştı. Harp zamanı ile ‘.akıp eden iki sefalet senesin-hir vakfeye uğnyan bu faşing
ESKİ Almanvayı tanıyanlar, memleketin batı ve güney kısımlarında, her sen* şubat a-yının başından yirmi üçüne kadar devam eden eğlence devrinin ne büyük bir neşe içinde geçtiğini hatırlarlar Nasyonal Sosyalizm devrinde bu ananeye devam
mis, fakat o zamanlaı hiç kimse hayalım emniyet içinde görmediği ci-hctle npjsı onu d- do
eğlen* eleri şimdi sanki eski mahrumiyetlerin de acısını çıkarmak istiyormuş gibi bütün neşe ve renkli levhaları ile her gün bir panorama gibi akıp gitmektedir. Ben, ecnebi olmaklığıma rağmen bu kadar ıstırap çekmiş bir milletin şimdi bu neşeyi hangi membadan aldığını anh-yamadığımı mütefekkir bir Alman dostuma sordum. O. zaten bu suale maruz olacakmış gibi acele bir halde hana cevap verdi: Bu eğlencelerin bu sene eski vakitlere nazaran fazla olması refahın çoğaldığını göstermiyor. bilâkis insanların bir felâketten sonra en daha fazla takdir ediyormuş.
Bundan başka,
ve neşeleri, yeni bir devrenin hayra* mı olarak görenler de çoktu. Her* halde maziyi unutmak, varının zof| Hayatına biraz neşe vermek ve bil* hassa eski bir maziye riayet ederek» senenin bir kaç ayının çılgın bir hal* de geçirilen iki haftasının hâtıralar^ ile yaşamak, pek çoklarının reddede* miyeceği bir şeydir, tşin en iyi ciheti, bu eğlenceler için herkesin mali vaziyetine göre yerlerin bulunması ve buralarda herkesin servet ve mevki farkları gözetmiyerek eğlenmesidir. Bazı büyük salonlarda bir kaç
küçük bir ettiklerine
bütün bu
saadeti delâlet'
eğlence
» r

tesadüf olunur ve buralar-bir kaç saat için kendi ya-aynlarak sonra yine bu birinde buluşurlar. Benim
kadınlara da herkes kınından salonların
bulunduğum bir salonda bir Faşing heyeti tarafından para mukabilinde angaje edilmiş bir genç kızın vücuduna sarılmış yedi kat tülden her biri müzayede mubakili çıkarılıyordu. Bundan husule gelecek kâr. bir hayır işine sarfedilecekmiş. Ertesi günü haber aldığıma göre, kilise buna itiraz etmiş ve kızın annesini mesul tutmuş. Kadın kocasının elAn esarette olduğunu ve bir miktar para almak için buna muvafakat ettiğini bildirmiş. Ben, on altı yaşındaki kızın bunu kendiliğinden yaptığını zannetmiştim. Anladım kı Almanyada aile ve çocuk terbiyesinin eski esasları yine kurulmaya başlamış, çünkü bu kızcağız, bu işi annesinin muvafakati olmaksızın yapamayacaktı. Yapmak isterse ya annesi ona mâni olarak, yahut da derhal hükümete müracaat ederek bu genç kız. itaatsiz bir evlât sıfatiyle ıslah müessese!erine verilecekti.
Henüz harabelerinin içinde dolaşan bir memleketin vannki neslinin yetişmesi için ilk işlerden biri olarak hu noktaya ehemmiyet vermesi cidden dikkati çekmeye ve takdir edilmeye lâyıktır. Evlâtları üzerinde tesirleri olmadığından şikâyet eden ana ve babaların, yarının nesli için bir çok kararlar almak istiyen hükümetimizin, bu gençlik terbiye ve ıslah işlerini ehemmiyetle ele almasını beklediklerinde şüphe etmiyoruz.
Doğw Almanyadan kaçan bir gencin anlattıkları
Sosyalist Birlik Partisine mensup delikanlı, parti aidatını ödemeyi unuttuğu için “batı devletlerine casusluk" suçiyle kampa sürülmüştü
GEÇEN ayın başında Doğu Almanya’daki toplama kamplarının dağıtılacağı bildirilmiş; bu habere cemiyet için tehlikeli ve hır suç işliyerek çalıştırma kamplarda girmiş olanların durumunda delk yapı tanıyacağı ilâve edilmiş-albuki, cemiyet için Ruslar ta-r-fından uydurulmuş mevhum bir tehlike teşkil edenler ve "suçlular” kamp sakinlerinin büyük bir kısmını i« tne alır. Bunların kamplarda nasıl muamele gördüklerini, nasıl yeniden yetiştirildiklerini ve nasıl yavaş yavaş ölüme doğru sürüklendiklerini Doğu Almanya’dan kaçmış bir gencin hikâyesinden anlıyoruz:
Bu adam bir kaç yıl önce diğer Alman gençleri gibiymiş. Halbuki şimdi iskelet gibi bir vücudu, yeşilimsi san bir yüzü ve hayatla mücadeleden vazgeçmiş sönük gözleri var. Fntz adını vereceğimiz bu adam harpten sonra Sosyal Demokrat Partiye yazılmış, daha sonra partisi komünistlerle birleşerek Sosyalist Birlik Partisi haline gelmiş, bu arada evlenen ve çocuğu olan Fritz, Parti aidatını ödemeyf unutmuş. Bir gün Parti sekreterinin huzuruna çağrılmış ve çocuğunu partiden daha mühim addettiği için "batı devletlerine casusluk" suçiyle itham edilmiş ve devlete^arşı gizli teşkilât kurarak dünya ^arışını tehdit suçiyle üç yıla mahkûrp edilerek, nazilerin komünistlere miras bıraktığı Rııedersdorf kan^pına gönderilmiş.
«W
Bu kampta naziler zamanındaki gibi işkence âlemleri yapılmıyormuş, fakat insanlar aynı derecede vahşice öldürülüyormuş. İşçilere günde 500 gram ekmek, bir tabak çorba, haftada 40 gTam tereyağ ve 15 günde 162 gram sentetik bal verilirmiş. Halbuki onlardan beklenen iş çok ağırmış. İşçiler hastalıklarını baştakilerden saklarlarmış, çünkü hastalananlara ilâç verilmediği gibi gıda istihkakı da yanva indirilirmiş. Ailelerin gönderdiği paketler kendilerine gösterilmezmiş bile. Kamplara gazete, kitap girmezmiş. Arada onları ziyaret etlen siyasi komiser Herr Peterann, doğu ile batı arasında harbin önlenmez bir şey olduğunu. Almanların Kuşlar kadar iyi asker olmadıkları için geçen harbi kaybettiklerini, esirlerin halk demokrasileri için çalıştıklarından dolayı gurur duymaları lâzım geldiğini ve Adil mücrimlikten çıkıp Sovyetlerin adamı olacaklarından dolayı sevinmeleri icap ettiğini söylermiş. Esirlerden biri. Halk Demokrasisinde yaşadıklarına göre kendilerine niçin daha fazla yiyecek verilmediğini aorunra mahkûmiyeti u-zatılmış ve istihkakı yarıya indirilmiş, adam ceza müddeti sona ermeden açlıktan ölmüş. Fritz. bir dostuyla beraber kamptan kaçmış ve Berim e gelmiş. Gıdasızlıktan ve veremden ölümü muhakkak vaziyette Siyasete gelince, bu onu hâlA pek az Alâkadar ediyor.
XFAV LEADER’den
fn ip r " f üt «■- r JS-
Paris Büromuz bildiriyor
İngiliz seçimleri hakkında Fransız aksülâmeli
Churchill'in teklifinden memnun kalmıyan Fransa Avrupa işlerinde
Son İngiliz seçimlerim işçi partisinin kazanmış olması keyfiyeti Fransız basınında geniş tefsirlere yol açmıştır.
Fransız gazeteleri, her şeyden önce, Churchill’in İleri sürmüş olduğu ve Fransayı içine almayan Rııs-Ame-ri kan-İngiliz konuşmalarının Attlee kabinesi tarafından benimaenrnlyece-ğtni belirtiyorlar Her ne kadar Sta-linle anlaşma fikri, kıymetini hâlâ muhafaza ediyorsa da, Fransasız bir üçlü konferans işçi muhitinde kabili tatbik görülmemektedir. Bu bakımdan. işçi Partisinin muvaffakiyeti Fransız umumi efkArı tarafından gayet iyi karşılanmıştır. Franaayı bir kenara atarak Amerika ve ln-gilterenin Stalinle konuemaaı lAzım geldiği yolunda ChurchiU’in iki defa beyanatta bulunuşu Fransızların ekseriyetini gayrlmemnun bırakmıştı. Vakan Churchıli, teklifini desteklemek için mucip bir sebep ileri sürmemişti. Fakat, İngiliz Muhafazakâr
9
rol almak istiyor
Liderini bu şekilde konuşmaya sevk-eden sebepler burada tahmin edilmektedir. Fransa sosyal zorluklar karşısında zayıf düşmüştür Polonya ile arasındA çıkan anlaşmazlıklar, bilhassa Hindiçinl meselesi, Fransayı Moskovaya karşı cephe almaya İcbar etmiştir. Bu sebeplerden dolayı Kremlin ile. yapılacak konuşmalara Fransayı ithal etrnek yanlış olur.
Hakikati söylemek lâzımsa, Fransız umumi efkârı ile beraber Birleşmiş Milletler nezdindekf müşahitler de, Rusya ile yapılacak konuşmaların Birleşmiş Milletler kanaliyle olacağına inanmaktadırlar.
Bazı müşahitler daha da ileri gidiyorlar. Kremlin ile yapılacak konuşmaların atom silAhİArının kontrolüne inhisar edemiyeceğıni, Avrupa-da ki en mühim meselenin hâlâ Almanya olduğunu belirtiyorlar. Bu şartlar altında Fransanın mevkiini münakaşa etmek bahis mevzuu olamaz.
velilerince teftiş ve terbiyeleri tutulmakladır, kâşane veya saraylardan olanları, şimdi bu ço-geceli birer mektep ha-
edilmek-daima Bundan
kaç çok t.er-çok
muhtelif cemiyetler tarafından tâyin edilen
te, gıda gözönünde başka eski yıkılmamış cılklar için
üne getirilmiştir. Her halde senelerden beri uğraştığımız ve bir türlü tatbik sahasına getiremediğimiz kimsesiz çocuk işleri için de bu bAdire-den kurtulmuş olan Ingiltere, Almanya ve Fransa gibi medeni memleketlerde yapılan şeyleri yalnız tetkik etmek değil, hattâ oralardan bu işin yapılması için bir veya bir kimse getirilmesi şüphesiz kı iyi olur. Çünkü bu işlerin yalnız biye ve tahsil İle değil, daha bir
noktalarla ve bilhassa teşkilâtçılıkla büyük bir alâkası vardır. Bu, bir zekâ mahsulü olmaktan ziyade tecrübe ve bilgiye istinat eden mühim bir haslettir Ben. bu düşünceler içinde. gecenin sabaha yakın bir .saatin-de otelime giderken karşımdan bir kafile kahkaha ve neşe içinde ilerliyordu. Bunlar, muhtelif kıyafetlere girmiş ve kendilerini tamamen tanınmaz bir hAİe getirmiş İnsanlardı. En mühim maskeler bilhassa şeytan, cadı gibi şeylerdi. Ve cümlesinin adı Veliler Kafilesi idi.
Hassas
yine no düşündüğümü gibi yüzüme baktı ve:
— Bilmem, şiındi düşünceye dalmaktan mi ?
Dedi ve o dakikada
rılarak çılgınlar kafilesine karıştı
ve mütefekkir arkadaşım tahmin etmiş
çılgın olmak daha ivi değil
yanımdan ay-
Gaip ufuklar ülkesi Tibet, komünist tehdidi altında...
12 yaşındaki bir ilâh, Çin komünistleriyle birleşerek Tibeti istilaya kalkıyor !
Deniz seviyesinden yüksekliği sebebiyle "dünyanın damı" ismini a-lan Tibet’in şöhreti, umumiyetle, Lama diye anılan papazlarından ve "Gaip Ufuklar" romanına mevzu o-luşundan ileri gelirdi. Son zamanlarda şöhretine maalesef yeni bir şev daha ilâve edildi: Stratejik mevkii. İşte bu son şöhreti "dünyanın damı" üzerine meş’unı bir gölge, yani orak ve çekicin gölgesini düşürmüştür. Çin komünistleri Lamalar ülkesini yeniden Çin imparatorluğuna İlhak etmek istiyorlar.
Lamaların rekabeti
Tibet, Lama denilen rahiplerin i-daresi altındadır. Nazari olarak iki büyük L&ma vardır: Dala i Lanın ve Panşen Lama. Daİai Lamanın Merhamet ilâhının ruhunu, Panşen Lamanın da Hudutsuz Işık İlahının ruhunu taşıdığına inanırlar.
Tibet mitolojisine göre Hudutsuz rşık, Merhamet İlâhının manevi rehberliğini yapar Bundan dolayı, bir çok Tibetliye göre. PAnşen Lamanın manevi kudreti Dalat Lama’nınkine hiç olmazsa müsavi, belki de onunkinden üstündür Siyasi bakımdan ise Dala! Lamanın daha geniş salâhiyetleri vardır.
1923 senesinde, Dalaı Lanın ile an-İAşamıyan Panşen Lama, Tib*t’t*n kaçmış ve Çine iltica etmişti. Şimdi İkisi de Ölmüştür. Onların yerme bunların ruhunu taşıyan başka kimseler aranıp bulunmuştur
Ölenlerin yerini alacak yeni Lamaları "arayıp bulma" imtahana ve zamana tâbidir. Meselâ, en son Dalaı Lama ancak iki sene araştırmadan sonra küçük hır köyde bul mabilmiş-tir. Müstakbel Dalai Lama nın önü-n* bir çok eşya konulmuş ve çocuk, Ölen Lama nınkileri seçerek evvelki Lima’nın ruhuna sahih olduğunu böylece ispat etmiştir.
Münzevi bir ha.\Rt
En son Dalai Lama 1935 te, Panşen Lama ise, 1938 de bulundular. Her ikisi de gayet münzevi bir hayat sürerler. Sabah, akşam dua e-derler ve okurlar. Lamalık hakkında bilinmesi lâzım gelen her şeyi öğrenmeye mecburdurlar. Kadınlarla, hattâ Anneleriyle bile konuşmalarına müsaade edilmez. Yiyecekleri her kap yemek, önceden başka bir kimse tarafından tadılır,
Paıışen Laıııa (,’inde
1923 de Tibetten kaçtıktan sonra ölen Tanşen Lama nın halefi 12 ya-çında bir çocuk, hâlen Çinde bulunmaktadır. Panşen. muhafızlariyle beraber Tibete dönmek istemişse de. bıı, Tibet Hükümeti tarafından reddedilmiştir. Şimdi Çin komünistleri, Panşen Lama ile birlikte 'dünyanın damı" nı işgal etmive hazırlanıyorlar. İki ruhtan hangiai galip gelecek? Dünya, neticeyi merak ve biraz da telâşla bekliyor.
Amerikan şehirlerinin banliyösü, hepsi bir örnekliğin misalidir
erikadau inli
örneklik hırsı
DERLER ki, kadınlar, kendi giydikleri şeyin aynını başka kadınların sırtında görürlerse bedbaht ohırlArmış; fakat Amerikada bunun aksi variddlr. Bir takarsınız, bütün genç kızların ayağında topuksuz siyah ayakkabılar vardır. Yahut da altı dantelli koca siyah etekle beyaz bluz... O kadar bir örnek ki, sanki moda salgını değil de. ordu üniforması gibi. Derken saçlar alın üstü kâhküllü modasına uyar, genç, ihtiyar, bütün kadınları bu biçimde görürsünüz.
Hep bir örneklik bundan da öteye varır, mimiklere, konuşma tarzlarına, nida ve seslenmelere, hattâ hattâ nüktelere ve zihniyete kadar sirayet etler. Amerikadaki kadar birbirini, kadın-erkek, bu derece kopye eden insanlara başka yerde rastlamak kabil değildir.
Orijinallik menilleketi olon Amerikada bu derece bir örnekliğe rastlamak insanı ne kadar şaşn tsa yeridir. Hollyvvood’dan çıkan filmlere bakınız: Muayyen biı standart örnek vardır, bütün mevzular hep bunun etrafında dönüp dolaşır. Hikâyelerini hile stan-dard-formula dedikleri "oğlan-kıza rastlıyor" kalıbına göre yazarlar. 1-simlcr değişik, vakalar değişik gibi görünür ,fakat aslında, milyonlarca defa tekrarlanan aynı kalıbın eserleridir. Bu örneklerden dışa çıkan, sonu iyi bitnıiyen film, roman ve hikâyenin muvaffakiyet ihtimali pek sönüktür.
Bu hep bir örneklik, sizin yol bulma melekelerinize pek çetin bir imtihandır. Meselâ New-York’ta — esas itibariyle — her sokak, her cadde birbirinin o kadar benzeridir ki. bir örneğin bine zarbedilmiş kalabalığı ı-çinde şaşakalırsınız. Her sokakta bulunan sigaracı, eczacı ve ickici dükkânlarının. öteki sokaktakllerden hiç farksız oluşu, sizi daha çok şaşırtmaktan başka bir işe yaramaz,
Amerikanın ufak şehirleri ise birbirlerinin knpycsi gibidir. New.jer-sey’in Millinin ile Jamesburg kasabalarını hiçbir zaman tefrik edememiş ve her seferinde yanlış tahminde bulunarak yerlileri güldürınüşümrlür.
Fakat en korkuncu. New-Ynrk banliyösüdür. Evler o kadar noktası noktasına birbirinin tekrarıdır ki. oturduğum evi ayırt edecek hale gelinceye kadar aylab geçti.
Bütün bir bölge veya kasaba, ikiz
Yazan : Oğuz TÜRKKAN
bar ı meyhane ı, bunehonette talami-nüt yemek veren lokanta), yemişçi, bakkal, kasap, berber, benzinci, bütün Amerikadaki mümessillerinden hemen hiç farksızdır. Büyük şehirde şu fark vardır ki bu dükkânlara hemen her sokakta tekrarlanır. —
Amerikan şehirlerinin bize garip gelen bir hususiyeti de. bu çeşit dükkânların bolluğudur. Her sokakta — ilaha doğru bir tâbirle, her blokla, yani her iki sokak arasını teşkil eden cephede — bir drııgstore, hır candys-tore, bir bar ve bir bunehonette bulmak kabildir. Binaların alt katları çok kere sırf dükkânlara tahsis edilir.
"Ear” dedikleri meyhaneler, hep bir örnekliğin tipik bir misalidir. Amerikan meyhanelerinde münferit masalar yoktur. Müşteriler, ancak kaba etlerinin genişliğindeki gayet yüksek arkalıksız iskemlelere tünerler. Bu iskemleler tezgâhın önünde sıralanmıştır "Barnuın” arkasındaki yüzlerce pırıl pırıl şişeden içkiyi — veya o-tomatik muslukları birayı bardaklara doldurur, müşterilerin önüne iti-verir. Bu müşteriler çok kere gürültüsüz, hattâ sessizdir. Blrbirleriyle konuşmadan, duvardaki televizyondan maçı seyreder, viskilerini yuvarlar ve kalkar giderler, tgte bu Hırı, cesamet farkiylç. Amerikanın büyük, küçük. şark-garp. bütün şehirlerinde ve kasabalarında aynen bulursunuz.
Nihayet, standartlığın en korkunç örneğini de kitap okuma nahağında bulursunuz. Son yirmi yıldır şaşılacak bir gelişme gösteren "Book-of-The . Month Club” (Ayın kitabı kulüpleri), her ay bir roman veya eser seçeı- ve milyonlarca üyesine tenzilâtlı bir fiyatla gönderir. Rıı Üyeleı, kulübün kendileri için seçtiği kitabı okur ve bizzat kendi kendilerine kitap seçme zahmet ve külfetinden kurtuldukları için mesut ve bahtiyar o-hırlar. Rıı suretle milyonlarca okuyucunun teşkil edeceği tnbii bir "halk okuyucu efkârı" yerine dar bir grıı-puıı zevk ve tercihi hâkim olmakta, diğer yandan da milyonlarca Amerikalı aynı anda aynı eseri okumak sureliyle okuyucu zevki standart nizamına sokulmakta^lir. Amerikanın hâlA orijinallik memleketi oluşuna şaşar. bu tezatlı sırrın sebebini merak edersiniz. Ben hâlâ bu meraktan kurtulmuş değilim.
Diplomatik diller
Birleşmiş Milletler Kurulu, bundan sonraki toplantılarında yeni bir lisan kabul etmek temayülünden vozgeçmezse, Birleşmiş Milletler Kurulu, her sazı başka çalan bir orkestradan farksız olur.
Yazan EKREM Z. APAYDIN
eski imtiyazlı mevkiini kaybetmekte olduğu bir vakıadır. Nitekim Birleş-
Onyedinci asrın sonuna kadar Av-rupada hâkim olan resmi dil lâtince idi. Eütün vesika ve muahedeler hep bu dille yazılmışlardır.
Onsckizincl asırdan itibaren yavaş yavaş fransızcanın ehemmiyet kes-bettiği görülür. Bilhassa, o devre mahsus mübalağalı nezaket ve ecnebice konuşmak modası, büyük edip ve muharrirlerin dili olan fran-sızcanın bütün Avrupaya yayılmasını hızlandırmıştır. Hele Çarlık Raspanın Garba kapılarını açarak fran-sızcayı Saray lisanı şeklinde kullan-mıya başlaması üzerine fransızcanın mevkii büsbütün kuvvetlenmiştir. Bundan sonra artık fransızca Avrupa saraylarında, resmi mahfillerinde ve sosyetelerinde konuşulan beynelmilel dil olmuştur.
Ispanya Harplerini müteakip ak-tedilen RASTATT muahedesi fransız-ca yazılmıştır. 3 763 PARİS muahedesiyle de fransızca resmen muahede dili olarak kabul edilmiş oldu. Bu sebeple 1871 FRANKFURT anlaşması. Almanlar tarafından mağlûp Fransaya dikte ettirilmesine rağmen, fransızca olarak kaleme alındı. Yedi sene sonra BERLİN KONGRESİ’nde Kraliçe Vİ(JTORlA*nın mümessiline müzakerelere İngilizce olarak iştirak etmesine müsaade edilmedi.
188ü yıllarında beynelmilel dil namzedi olarak VOLAPUCK ve ESPERANTO isimli iki dil icat edilmiş ise de bunlar kâfi derecede rağbet görmemiş ve resmi dil mahiyetini hiç bir zaman alamamışlardır.
Fransızca Birinci Cihan Harbine kadar diplomatik dil olarak kalmış ve kazandığı imtiyazlı mevkii sarsılmadan devam ettirebilmiştir
Fransızcaya ilk darbe ancak 1918 den sonra Fransanın kendi müttefikleri tarafından indirilmiştir. LLOYD GEORGE e VV1LSON, İngilizcenin de fransızca ile bir tutulmasını temin ettiklerinden VERSAİLLES muahedesi. aynı hükmü haiz olmak ü-zcrc. fransızca ve İngilizce metinlerle yazıldı. Bilâhare bıgilizler. Milletler CcnuyeUıuic kendi lisanlarını kabul ettirmek için çok uğraştılar. A-İHbihiikleri netice. İngilizceyi yalnız yardımcı dil olarak kabul ettirebilmeleri oldu. ı
İkinci Dünya Savaşından sonra, fransızcayı diplomatik dil mevkiinden düşürmek toşebhüslerl büsbütün arttı. SAN ERANCİSCOda toplanan milletler, konferans dili olarak İngilizce, rusça ve ıspanyolca.vı ıl*rl sürdüler. Bilâhare fransızca ve çince de teklif edildi. Uzun münakaşalardan sonra nihayet konferans dili o-larftk yalnız fransızca ve İngilizce kabul edildi.
Diyebiliriz ki. son senelerde eksen devlet mümessilleıi beynelmilel toplantılarda daima SHAKESPEARE lisanını kullanmayı tercih etmektedirler. Hattâ Amerikaya ayak bastığı zaman bir tok kelime İngilizce bilmeyen Rus delegesi GROMİKO dahi, Birleşmiş Milletler Ana Yasasının imzasını müteakip. Londra’da Irat ettiği nutkunu, çarçabuk öğreniverdiğl, İngilizcesiyle söyledi.
Diplomatik dil olarak fransızcanın
miş Milletler Lisan Bürosu Diıcktö-rü Bay MATHÎEU : "Eskiden Cemiyeti Akvamda murahhasların yüzde sekseni fransızca bilirdi, halbuki bugün Birleşmiş Milletler Kurulunda fransızca konuşan delegelerin adedi yüzde onbeşı inmiştir.” diye beyanatta bulunmuştur.
Fransızcanın gözden düşmesinin âmilleri muhteliftir. Bir kere harbin Amerikalılar tarafından kazanılması ve sonra da Avrupanın kalkınması ile yakınen alâkalanmaları başta gelir. İngilizcenin kolay öğrenilir, grameri basit bir dil oluşu da işi kolaylaştırmaktadır. Birleşmiş Milletler Kurulu merkezinin LAKE SUC-CESS’de bulunuşu da ayrıca tesirini göstermektedir. Diğer taraftan, diplomatların entelektüel seviyelerinin düşüklüğü bu âmillere ilâve olunabilir. Zira bugünkü diplomatların çoğu hariciye mesleğinden yetişmiş kimselerden ziyade, politika adamlarından seçilmektedir. Ekseri hükümetler beynelmilel toplantılara, lisan ve mesleki bilgisini gözetmeden, en müsteit telâkki ettikleri politikacılarını memur etmektedirler.
Birleşmiş Milletler Anayasasına goıe, fransızca ve İngilizce aynı seviyede tutulmuş olmasına rağmen tatbikatta fransızca aleyhine büyük bir cereyan vardır. Bir müddet evvel radyomla konuşmuş olan HAİTİ delegesi fransızcanın Birleşmiş Milletler mehafillnde yavaş yavaş terke-ddnıekte olduğundan şikâyet etmiş ve herkesin Aşina olduğu tek bir lisan dururken bunun ihmal edilmesini doğru bulmadığını ve bu temayülün Birleşmiş Milletlerin esas gayesine (le muhalif olduğunu belirtmiştir. Avnı delege Genel Sekreterliğe gönderdiği bir mektupta, resmi tebliğlerin fransızca olarak neşrinde ihmalkârlık gösterildiğinden, istihbarat bülteninin İngilizceden tercüme edilmiş bozuk bir fransızca ile yayınlandığından. velhasıl fransızcaya karşı yapılmakta olan sistematik sabotajdan acı acı şikâyet etmiştir.
Bütün bunlar fransızcanın esk! imtiyazlı yerini kaybetmekte olduğunun müspet delilleridir. Mamafih fransız-canın yerini resmen başka bir dil de almış sayılamaz. Bilindiği gibi. Birleşmiş Milletler Kurulu CHAlLLOT da toplandığı vakit, fransızca ve İngilizceden maada ispanyolc&yı ds Ü-çüncü çalışma dili olarak kabul etmiş bulunmaktadır. Bu vaziyet karşısında üç dille çalışan kurulun dahili muamelelerini tedvir etmek herhalde pek d» kolay olmasa gerektir.
ümit edelim ki. Birleşmiş Milletler Kurulu bundan böyle her toplantısında yeni bir lisan kabul etmek temayülünden vazgeçer ve hattâ ispan-volcayı da hazfederek, şimdiye kadar diplomatik dil vasfını kazanmış fran-sızca ve bugün aynı seviyeye varnuş İngilizce ile iktifa eder.
Aksi takdirde bütün dünyanın ü-mit bağladığı Birleçmiş Milletler Kurulu, lisan bakımından, her sazı başka hava çalan bir orkestradan farksız olacaktır.
kardeş gihı birbirinin aynı olan evlerle kurulur’ Meselâ. New-York civarının en büyük ve yeni kasabası o-lan "LevıttnWn”u şöyle bir otomobille dolaşın, şaşkına dönersiniz. Kilo- ■ metrelerce hep bir örnek evler, yolun iki yanında uzanır gider. Sanki tornadan çıkıp, çıkıp toprağa konmuş gibi! Evlerin İçleri de dışarı kadar. | noktası noktasına birbirinin aynıdır. ( Amerikan bürolarına gidin, New-Yorkta mısınız. San Francisco’da mı, ! farkedenıezsiniz. Hepai aynı biçim döşenmiştir. Memurların su İçecekleri soğuk su dolabına kadar, hepsi standarttır. Amerikanın tipik "küçük şeh- | ri” de, bir uçtan bir uca birbirinin ı tekrarından ibarettir. Ana cadde bo- ' yunca sıralanan "Süper Market" | ı Büyük bakkal dükkânı), drügatore (eczane ve aktar birleşimi bir şeyi, candystore (dondurma soda, kahve, çikolata ve gazete satan dükkânı,
>7Atom harbi, insanlığı toptan yokedebilir” Filâdelfiya, ı Hususi muhabirimizden) — Amerikan yetkili kaynaklarından alınan haberlere nazaran, bazı ajanslar tarafından verilen ve İngiltere ile Amerika ve Kanada anısında atom sırlarının mübadelesi hususundaki anlaşmnnın feshedilmiş olduğuna dair haberler yalanlnnınıştır Birleşmiş Milletler Teşkilâtının daha şimdiden Sovyet Rusya ile batılı devletler arasındaki soğuk harp yüzünden yarı yarıya felce uğramış olduğunu söyleyen Romulo, sözlerine şunları ilâve etmiştir:
Bugün insan neslini, tehdit eden on büyük tehlike, bir atom harbi vukuunda toptan yokolmnk veya büyük kıyametle karşılaşmak ihtimalidir.
Günün ekonomik hareketleri
Bu savlamızı beşincide bulacaksınız
"Truculent,, denizaltısını kurtarma plânı
t •
İlli IU.1SI liAILD P N7V’*
r- “i




r
12 ocak tarihinde. Thnmes nehri •nan^abında. bir çarpışma neticesi batan İngiliz “Truculent” denizli I t ı gemisinin kurtarılması İçin lüzumlu hnnrlık-lar tamamlanmıştır. Bu İşe "Ener-ırie., ve "Aıısdaııer” kurtarma gemileri tahsis edilmiştir. İsmi geçen gemiler dünynnın en mükemmel kurtarma gemileri o-lııp Alman donanmasından Alınmışlardır.
Kurtarma gemileri. denlzaltıyı kıç taraflarına asacaklar ve çok kuvvetli palangalarla biraz kaldıracaklardır.
Kurtarma gemilerinin. kıç tarafına asılan fazla hamuleyi karşılamak İçin, her İki geminin bnş piklerine deniz suyu alınacaktır. Çek enteresan olan bıı kur-
tarma amellyesin-de, bilhassa, denlz-
altıyı askıya ala-tak tertibatın çok sağlam olması ve geminin teknesini
kırmayacak şeklide bağlanması lâzımdır.
Denizaltı, evvelâ su sathına kaldı-
rılacak, sığ suya sürüklenecek, içindeki su boşaltılacak vç nihayet mjivjteiat bir ta-mir ^qrerek kuru havuza götürü?-*-erktir.

2 Mart

Yazan: Itabindrnnat TAGORE
T-
T r. N t İSTANBUL
Elizabeth Taylor
İPİN Kisorc dünyaya talihli gelmişti. Krt7nndıgı parunm iki mislini sarfrtmeyl bildiği ve sevdiği için doğduğu evde ıızun zaman yaşıyamnmışh.
Nâzik ve »rvlıııll bir gençti; çal-gıjı çok »everdi: fakat İş hususunda biraz keyfine ve hevesine tâbi olduğundan hayat mücadelesine elverişli bir mhmci yoklıı. O. hayatın yollan üzerinde Yngaıı-ııat'ın arabasındaki tekerlek gibi > u varlanır ordu.
Bereket küne yeni taranjan, mürekkep ve nâzik tavırlarını, mındki aşkını takdir ettiği Blpln’l dr kumpanyaya aldı.
şitarıınjan güzel »aııatlıır bilgisinden diplomalı idi. Sefobet namına bir şey bilmez ve zengin bir adamın oğlu olduğu halde dalma aynı yerde ve »hm t te yemeğini yeı vr geceyi geçirirdi. Bipln'r blrdrn-bire şiddetle bağlandı. Onunla bir opera bestesinin de tartışmaya inekler buz gibi siz geçerdi. Her »uz olan Racanın damlar onun mrkte idiler.
Hani Hatanla da kocalına bu yüzden fenıı lııılde hiddetleniyor, kocatının sefil bir pdam İçin kendini feda ettiğini vr bir an evvel kurtulmasını dilediğini söylüyordu
Raca ise genç hareminin bu zg. hJri kışkançlıfrına için için »evin-nırkte olııp kadınların yer yüsün-dn sevdikleri erkekten başka erkek tanımadıklarını vr ötekilerin kıymetini takdir edemediklerini düşünmekte İdi, Başkalarının da dikkalr değer meziy et İr rr sahip olabileceklerini kadınlar uklıııa getirmezler. Onlar için trk bir adam vardır, o da kulaklarına nikâhın mukaddes ayetlerini okuyan adamdır. Korasının yemeği biraz geç kalırsa tasalanır; fakat hlsmrt-kArlara yetecek kadar yemek verilip verilmediğini merak etmez Kadın cinsinin bıı taraflılığı üz( rinde epey söz söylenebilir: fakat Şitaranjun ın hoşuna gitmiyor de ğildl. Onun Içlnılir ki hareminin Önünfle — sadree gerıç kadının hiddetini sryretrnrk zevki İçin — Blpln’i metheder dururdu.
verilin kİ mal ve mili-sahip olan Mihrace $1-tiyatro hcvculllrrlndcıı bir kıımpıınyn kıırdu
vasıfları il terin-daldığı vakit >•*-olıır* vakit haber» bakımdan kuımr* etrafındaki a
hu IptlIA’iinn ür.Ül-
falı arttıkça Ranlniıı keyfi de o nlubcttr büyümekte idi.
Günün hirlndr. provaları tamam* lanmış olan “Suhhndrnluırıuı,, n penisinin icmalli başladı. Sarayın avlusunda bir «aline kurulmuştu. Rııca Krlşna rolünü, Blpin dc Arlıma rolünü nyn uyurlardı Genç adamın saal ve tavırları, galeyana ırrlrn •eylrcllrr tarafından şiddetle alkışlandı.
Ovun bittikten (mnra Haca, zat-cebine doğru giderek fikrini »ordu. Hani cevap verdi:
— Evet. Ripln rolünü fevkalâde İyi oynadı. Seul harlkulAde güzel, kibar bir ailenin çocuğu olduğu l>elll.
Haca, şakuli bir eda Llo yine »oldu:
— Ya beni nasıl buldunuz? Güzel değil miyim? Sesim pek tatlı değil mİ?
Genç kadın;
— Siz başkMuınıı, diyerek yine Kipinin «uıııatkArlığından uıun İl zun bah»cftL
Bu andım itibaren vaziyet taınu men değişmişti.
O güne kadar Blplnl metheden Raca, onu k üç ti m »e meye koyuldu Hinin in kıymeti lÜMinıuııdan far* hı büyütülmüştü, Sahamda, «vmIiuIi* ne clhl fevkalâdelik vardı acsba ?
Fakatı erteni giinden itibaren dr Blpln r gayet neti» yemekler verilmeye haşlandı. Kani koçanına;
— Blplnl çavuşların koğuşundu yatırmak münnnlp değil, diyordu Bugiln fukirdlr ama her halde giln görmüş bir Innaııdır,
Raca bu «öılerc kaçamaklı hh cevap verdi. Hani operamn yeni, den oynanmasını teklif etti; fakat kocanı aldırmadı.
Raca bir rtin Püto’jl safrayı bı tertip elmvdiğl İçin azarlıyordu l şak revnp verdi:
— No yapayım? Kani rmrrlfı biiliin gün Hlplnln işlerine baka çakmışını.
Raca hiddetle haykırdı:
— Demek Blpin pek büyük hh adammış Öyle mİ? Kendi bulanı, ğını kendini yıkaynmas mı?
I’üte, ilk defanı gibi im sözlere uydu v» Blpin yine» kendi haline bırakıldı.
Rani. Blpinln Meninden pek hoş tanıyordu. Hara. Kipine şarkı lettiğl aknamlıır Rant, yandaki o-dada bir paravananın arkanınn o-turarak dinlerdi. Halbuki Hara rnkİBİ gibi vaktinde kalkmaya haşlanuştı;
{algı çalınmaz oldu ve andan İş kalmadı.
Kura Şitaranjan bir
dalronine duba erken avdet ettiği zaman karısının kitsn okuduğunu gördü. Ne okumakta oldıığıınıı sordukta. Hani şu cevabı verdi:
— Blpinln bir kaç şarkısını ezberliyorum. Çalgı hrvrnlnlr geçtiğinden beri muMİkİden mahrumu/
Bıı lımeni koçanından söküp a* tun kendini deftll mi Idİ?
Ertesi rün Kaça, nasıl cağını, nanıl geçineceğini mrden zavallı Ripine yol
Fakat Blpinln düşündüğü bu değildi. O Rrt(a)iı en nnınlml bir muhabbetle bağlanmış, ona menfaat değil, dostluk »alkanlyle hizmet etmişti; onun nevdlği paradan ziyade doatu idi. O kadar düşün-duır'i halde yol verilmesinin »ebe bini bir türlü anlıyamadı. "Kadri dedi, her şey kader.,,
t e başka bir şey söylemeden e» kİ çalgiBinı kılıfına soktu, cebinde kalan son bir kııç parayı Piitr'y» yerdi ve dost adını vereceği kimsi» geniş dünyanın içine
fimdi yatıl’ İHI «ebeplr Blplm- ek
sün harem
Hollywood'un en heyecan
verici kızı
Yazım: EIsa Mazvvell
OUEEN Mary ile FraıısHdnn dönüyordum. Bir gece gemide bir partl’ye dAvet olundum. Her zamanki gibi beni Holly^ood hakkında bir sual yağmuruna tuttular.
"— Hollyvvnod’un en heyecan verici kızı kim?" diye sordular.
Hiç düşünmedim, "Elteabclh Tay-lor!" cevabını verdini»
Beni, bu partl’ye dAvet eden hanım yanıma yaklaşarak "Mlsa Taylor’u niye Hnllywood’un en heyecan verici kızı olarak vanıflnndırdığını bize unlatır mısın Elsa?"
"Yaşına göre hareket korkmayan hır İnsan da dedim. Bu sözün üzerine gülüşme oldu,
Ellaabcth'o bu »Halı vermemin o kadar çok sebebi var kİ! Bir kere muhakkak kelimenin tam mAnasIylo çok güaeldlı! İlâveten son deroevd*» canlı, neşeli ve hayalperest tir.
Bir çok hıiHUNİarda da Ellzabeth hAlA çok coouktur. Bili PuW|ay Ir’lu nişanlıyken stüdyodaki hocu-m omı hor görüşündo kafasını mülaı "bu kız nıısıl evlenecek, daha o kadar çocuk kİ”’ derdi.
Bir giln alışverişten dönüyorlardı. Otomobilde aldığı şeylerin heyecanı içinde annesine, boyuna elbiselerinden ve onları giyeceği ha hsrdlyordıı. köpek gördü, ğin üstünde filân hepsini
bir çocuk gibi..,
R(»ddy MuudouvU Oltu ilk gördlkğÜ günü hâlâ unutamıyor, buızahvth o gün ilk filmi olan "Lassio corııe Ho-înc’tı çeviriyordu. Sahneye çıkınca fotoğrafçı yüzüne bakıp *gıt içeride ıııaklyajmı düzoltalnler» gözüne ve kirpiklurıne fazla boya surmüyler" dediği zaman hayret içinde kulan I* lizftheth “onlar mukiyaj değil, kendi kaş ve kirpiğim,, cevabını vermişti.
"National Velvct" teki :olÜ İçin boyunun «tabu uzun olması lâzım geliyordu. Her akşam eve gidince boyunu uzatması için Allaha dua ederdi. Tesadüf mü. yoksa (ıualnrının kabulü mü. her no iso o ara 3 ayda 3 santim uzadı.
dedi»
etmekten onun için» umumi bir
yerlerden O sırada güzel bir Bütün nlAkusı o köpe-toplandı ve elbiseleri unuttu: Tıpkı küçük
Elizâbeth, neşeli ve canlı olduğu kadar dn hayalperesttir. Hor gönç kız Glenn Davla gibi birine Aşık o-• lup ileride beraber kuracakları hayalı tahayyül edebilir. Amma Rll-z.abcth hayalinde bütün evini döşemişti. Ocağın ışığın: aksettirmek L çlıı etraf bakır ve gümüşle dolacak ve akşamları arkadaki yüksek dağların ve aşağıdaki denirin üstüne çöken o korkunç karanlığı örtmek için pencerelere kalın perdeler kona çaktı.
Bir müddet aonı*a Florıdada Bili I'owicy Ir’la tanıştı. Bili, onu dansa, yüzmeye, partilere götürdü,
lapta güzel biı yelkenli ile gezdirdi. Ellznbeth'l lüksün, İhtişamın ve zen-1 Sinliğin zirvesine çıkardı.
Glenn Davla geldiği zaman Eliz»-beth artık başka bir dünyada yaşıyordu. Bili Pow|oy’ic evlenecek, bu güzel adada şnhânr bir evin hamını alacak ve her gün bu berrak denizde yüzecekti.
Fakat HoHyWood'a dönünce» mesleği yavaş yavaş bu rüyayı da gölgede bırakmaya haşladı, zira hiç bir şeyi mesleğinden üstün tutamıyaca-ğın: hissetmişti.
M«*h-
Ellıabcih Taylor “The Heirasa* adlı filmin İlk temsilinde
rTw ( ■ ** X x AV

9» 1 .’7U 1
Paris mektubu
Kına Sinema haberleri
1949 yılının en muvaffak filmleri
İkinci Dünya Savaşı «onunda hemen her nıamlekutte yeni bir film sanayii kurıılnuiHi ve İyi filmler mey-duııa gctlrilmeaıl hususunda bir rekettir başladı. Çok göçmeden bazı Avrupa mumlvketivrı büyük realizmin hâkim olduğu ve reji
kınımdan beyaz, perdeye yeni bir görüş getiren filmlerle hudutsuz teknik imkanlara sahip olan Holly-woud u telâşa düşürdüler.
ha-de bir ba-
Türkiye ve türkçeyi tanıtan bir müessese
YAŞIYAN ŞARK DİLLERİ MEKTEBİ
Yazftn : AYŞE NVN
XIV, Louia tarafından, Oamanlı İmparatorluğu İle siya»! münasebetleri, dllbllir tercümanlar yeliyle a-çık ve «nğlaııı esaslara bağlamalc gayesiyle kuruları Paris Şark Dilleri Mektebinin 300 yıla yakın bir tarihi vardır. Jlk zamanlar türkçe hocaları Ennenllcrden İbaret olan bu mektep, Fransız İhtilâlinden sonra 1795 te, ufak değişikliklerle hâlâ ytl-* rürlükte bulunan bir nizam İçinde yeni baştan kurularak, hodalarını Fransız dil bilginleri arasından seçmeye başlamıştır.
1929 dan 39 a kadar Adnan Adıvar-ın bu mektepte okutman olarak çalışmış olması, ancak bir Türk’e verilen bu vazifeye de ne yüksek ev-oıfta kimselerin getirildiğine delildir,
Türkçe şubesinin bugünkü şeklini motod ve gayelerini anlamak için kürsüyü 40 sene müddetle İşgal edip türkçeye mektepte okutulan 38 Şar)* dili arasında müstesna bir mevki kazandıran Jtan Dı-ny’dcn bahsetmek lazımdır Jean Dony Kief'te Fransız konsolosu olan bir babanın oğludur ve türkçeyi çocuklugunöa öğrenmiştir. Şark Dilleri Mektebinde türkçe, arapç» ve farsça okuduklar sonra, bir kaç sens Maraş’ta Fransu Konsolosu olarak bulunmuş ve Türk münevverleriyle sıkı temasları sayesinde dU bilgisini canlı bir şekilde genişletmek fırsatım elde etmiştir Fransaya dönüşünde, büyük bir gra 1 nıercl ve dil bilgini olan Antoinı Meillet'nln derslerini takiple, onur Lâtin dilleri İçin kullandığı en mo dem ilim metodlarlyle bir OsmanlIca grameri hazırlamaya koyulmuş tur. Senelerce üzerinde çalıştığı hı meşhur «sert ancak 1990'dv yaym ladı.
Dany’nln grameri yepyeni bir çığu açıyordu. O zamana kadar türkçe atap ve faraça mütehassislan tara fmd&n bu dillerin bir kolu olarak tet kik edildiği halde, bu gramerde dili m iz ilk defa müstakil olarak, kon dİ hususiyetleri, kendi dil bünyesi IH ele alınmıştır.
Her no kadar grameri Osmanlıcanur bir tarifi olmak bakımından, biraz e» İdmiş İse de, İlim sahasında kıymetini kaybetmemiştir. Fransız olsun olmasın, türkçenin bünyesini kavramak Ve dilimizi sağlam esaslar üzerinde öğrenmek Jstıyen her ecnebi. Deny'nin gramerine müracat etmeh zorundadır. Bu eser bizim İçin de, dt İlmisi teshil edip, onu Türk görüş lerl ve Türk kavramları ile tahlil vı tarif edeceğimiz gllno kadar, kıymetli hır rehber olarak kalacaktır
Deny'nln koyduğu, bir dili yerinde yerlileriyle öğrenmek prenalpmi türkçe kürsüsüno halef olarak bı rakLığı I^oIr Busln tam manası* l( gerçekleştirmektedir, Gramerci v( dilci olarak yetisen bu genç pn»ıe sör An karada ve AnadohJda dört se nellk canlı bir staj devresi geçirdi Türkçeyi bir Türk gibi konuşur Türkleri bir Türk gibi tanır ve sever izzettin bey lsmin(le bir Türk ile l-dara ettikleri türkçe tahsili üç sene süıer, Birinci sınıfta talebe, dllınuzır gramer ve lügat esaslarını öğrenip ufak metinler okumaya başlar, ikincille edebi metinlere geçilir ve üçüncü sınıfla da talebenin es'-- harfleri öğrenip, eski türkçe metinleri okunabilmesi şart koşulur. Eski lürkçesn İyi okııyamıvan hiç bir talebe. mez»ır edilemez. Öğrenimin nazar! dersler, her ders yılı İçin haftada iki saat olmak üzere kürsü sahibi profesör konuşma, temrin ve metin haiırla-mulnrı dn üç saat olarak okutmar tarafından yapılır. Talebenin Türk tarihi, edübıyatı, folkloru ve şajıah» na da vakıf olması İçin, şark Diller* Mektebi ekseriya CullAge de Francı veya Paris ÜnivevHİtoainin başka biı şubesiyle birlikte konferanalaı ter-tlb eder. Bu aone İstanbul Üniversitesinin Paris’te bulunan iki profesörünün ve büyük Türk dostu Albert Gabi’ld'in dc iştirakiyle verilecek o-lnn konferansların birer hülâsasını YENİ İSTANBUL okuyucuları bu sütunlarda bulubllüceklurdir.
Türkçe şubesinin talebe adedi 56 kadardır. Bunların arasında ekseriyet Fransız olmakla beraber, Kuman-yalı. Mısırlı, Yunanlı ve AvusturyalI ta lobdur de vardın Fı ansızlar ara-sında türkçeyi, Herde Seurâtariat d‘-Orient dedikleri Şark memleketleri hâriciyesine girmek hedefiyle, yahut Şark İlimlerine yardımcı bir dil olarak, yahut dn hiç bir gâye gütmiyo-rek sadece merak edip okuyanlar var.
Lois Bazin’in dersinde en çok dikkatimi çeken nokta, metin tahlili oldu. Okutulan parçayı sadece dil ve gramer bakımından anlatmakla kalmıyor, Türk hayat ve âdetlerini, Türk psikolojisinin bir Fransız için anlaşılması zoı bütün inceliklerini metinden» hattâ «İtlin hususiyetlerinden çıkarmıya çalışıyor. Hu motod-la dersler canlı ve gorçekten faydalı oluyor,
Walt DiMiey'iıı filmleri ziyan ediyor
1948 yılında yapmış olduğu filmlerle 112.000 lira riyan eden Walt Dianey’in bu ziyanı 1049 yılında 263 bin liraya çıkmıştır. Buna da sebep dünya sinemacılarının pek öyle resimli fllınlvro rağbet glUtenuumesl-dlr.
Dianey’in «on olarak hazırlamış olduğu ve allı yıldır üzerinde çalıştığı “CinderelH,, adlı film Ne w-York sinemalarında gösterilmeye başlanmıştır.
Walt Disney, Alice in Woııderland (Alice Harikalar Diyarında) ve Rolün Hnod adlı iki yeni film daha vjrmek kararını vermiştir.
Elizâbeth. «İmdi Hallywood'da *’A Place Uı tho 8un“ı çeviriyor.- Şimdilik Idvall. -sadece büyük bir artist olmak. Hâlâ canlı, hâlâ nereli ve hâlâ hayalpon sttlr,..
Ne geçirdiği tecrübelerin, ne de Hollyvvomi’un havasının onu degış-11rrbılecegIni zannediyorum.
Onun da, perdede veya sahnede oynadıkları rollerin hcpalnden daha renkli vc daha romantik bir hayat Süren namlı güzellerin ananelerini takip ederek yaşamakta devam edeceğini tahmin ediyorum ve onun İçindir kİ, Liz'I bugün Hollywo(ıd‘un en heyecan verici kızı olarak vasıflandırıyorum.
Hollywood’un göstermiş olduğu bu telâş boşuna değildir, çünkü son ta-ııinnlania yapılmış ojan film festivallerinden Ijr(I(h Ingiliz Film Akademisinin Meçmiş olduğu 1940 yılının on muvaffak
irsinde de bir tok Amerikan filmi
çe-
olmuş filmleri lis-
aıuak üçüncülüğü alabilmiştir. Bu liste griyledir:
I -- Beri iner Bal İade - Berlin
Şarkın (Alman filmidir).
F. M.
2 — Bicycle Thlevea • Bisiklet Hırınızı (İtalyan filmidir).
CurıiHo’nıın hayatı filme
- alınıyor
Frank Snıotra vr Dlck Haymes'o yeni bir rakip çıktı. Maıio Lanza adlı bu genç son günlerde M GM. stüdyosunda The Life of Caruso (Ca-ruso’nun Huyatı) adlı bir film çevirmektedir. Bu filmde Morlo'dan başka on büyük opera yıldız: daha rol alacaktır.
PhHadelphla Müzik Akademisinde tahsil gören Mario Lanza hakkında meşhur Sergclj Koussevıtsky şöyle demektedir:
"Günümüz Mario Lanza’nın şahsında yeni bir Canıso kazanmıştır.,,
Son Durak
3 — The La S t Btnge • ı Polonya filmidir).
I nııiMidıı yeni çevrilmekte olan '‘Denizci Hanı»** filminde baş rolü Muria Minilen (oıuınutkUıdır. Asotıkl rcaimleftle «minili sanatkârı ve ini filmin erkek sanatkârı J. T, Aıııııunfıı 1411 Pal-nıerle görüyorsunuz
Doğ üş (A-
4 — Sçt-Up - Danışıklı ınenkan ı ilmidir ı.


5 — The Thlrd Man dam (İngiliz filmidir).
üçüncü A-
Çeviren: N. K.
yaşıya-düetin-verdL
bııhınmıyıın daldı.
Roman ını yaz-
I
—-
I
/
ııklıma Muhil» bil «ene smıra 1932
değil mi azizim bir aatürreeden sual içinde tası
altında, büyük harfhulu şunlar yazılı
A
V
aüop
Ur.
Takat bu hükümdar çifti İçin bir nevi âşıkane oyun nlan müca drle Blpln l yavaş yavaş Öldürüyordu. Sarayın uşakları, Kani nin o »efil tufeyliye karşı gösterdiği gareze uyarak aynı şekilde hareket edlyordulur. Nihayet Kipinle meşgul olmaz bile oldular; vr zavallı Blpin bütün İm dertlere ses çıkarmadan katlandı.
Kani, bir gün. Püte adını taşıyan bir uşağa:
— İşinize bakmıyorsunuz, dedi. Akşaınu kadar ne İle vakit geçiri-yorsunua?
Adamcağız cevap verdi; .
— Racanın oyla bütün gün BI-plnTn hizmetini görüyorum efendim.
Rani haykırdı:
— *U Blpin pek mİ büydik bir şahsiyet?
Püte bu »özlerin mânasını unladı va ertesi günden itibaren Hlpinı tamamlyle ihmal etmeye başladı. Blpin çanağını çömleğini kendi eliyle yiyor, bozan da yiyecek bir şey bulamadan sokağa çıkıyordu. Fa kat Raçgya şikâyet etmeye miza* cı müsait değildi; uşaklarla cenk-1 eşmeye tanaasül etmiyordu: hu-lûsa böyle küçük şeyler üzerinde durmıyarak talibine boyıın eğdi.
Racanın ona karşı sevgi ve İHI-


m
tnv« toprak.
Yarın «-»«p bir rüsgâs.
Mevcut olan. Kara(|trııl« halkından. Bir oyun vasıtan. Laattd.
Av vasıtalarından» Demir lekesi.
Meyilli yol.
Sr.vylbe.
Soldan rm«h:
S Tabaka.
4 — Tuvalet eşyasından biri.
5 — Bir meyva.
8 — Gövde.
10 —
n -
34 —
36 —
U —
»(• -
n -
24 —
26 —
26 —
İnkardan atağı:
I — r
8 yegsn.
T —
0 —
II -r
33 —
16
17 -
31) — 2! — « —
(r • -vı-*(iııııg |VHII>
36 — Balık vs kadın elbUesini eü». ler.
•7 — Havada uçan»
Dt NKf IH LMU A.MN IfALLl
Danslı «ğlenc» yerlerinden biri.
Mutfak araçiennden. Ncksansıs.
Adale.
Bir kadın ismi»
Yontulmuş ağaç, trıslçı bir hayvan. Parlak nlmıyan. Demiryolu.
Hacor.
Ten»ireli;yo» un kısalmış |ekll
uSaaa
■r-
Kİ O

N A

O melun kargadan evvel beni tanımış olsaydı, muhakkak ikimiz de mesut olur duk diye düşünüyordum. O saman» söylediği ne bakılırsa yakışıklı olan o aşağılık şeyi tu nınuyacağı için belki benden hoşlumrdı. öyle ya! Fakat bu bahsi bırakalım. Esas mesele» artık onun için üzülmemesi. Bütün arzum, o canım, cici, askı gülüşüne tekrar kavuşsun da Allah babanın huzuruna çıktığı zaman o da görüp hoşlansın, doğrudan doğruya cennete göndersin. Zavallı kız, bunu hak etti,
Yoksul konuşurken, göz uciyle kıza bakıyorum. Radık dostunun sözlerini dlnlcml-yormuş gibi, gözlerini önümüzdon göçen kalabalığa dikmiş, bakıyor, »anki blrlainl arıyor,, Yoksul devam ediyor:
— Şimdiki holde» keyif çatıyoruz. Para tevziatından beri, canımız ne çekerse onu alıyoruz, Kim no derao desin, insanın coblndc mangiz olunca İş başkahışıyoı’, Düşünüyorum da, papel yüzü görmek İçin ölmem lAzımmıy! lAf aramızda, bizi burada müebbet unutsalar, başka bir şey istememi Ne ftlraz, no temyiz.. Benim İçin cennet bu! Pireli İçin do öylo. ne dersini Ahirotllk? Bahınıif masanın altında yan gelmiş do, söker yiyip duruyor, ye. yiyebildiğin kadar.,. lxnd köpeği gibi, Zenginlik gil-zel şeymiş voaselAm!
Yoksul'u kendi Alemine bırakaıak kalkıyor, yoluma devam ediyorum. Kendini sevml-yen kızı aevmekten vazgoçemiyon Yoksul'u düşünüyor ve diyorum ki: ”Sen do, zavallı, sana aldırış bile otmlyen Monik’I seviyorsun; onu görmeye w ıstırapla karşılaşmaya kendi ayıtınla gidiyoraun! Sevilmek İçin savmamak mi lAzım? Kabil., Fakat,,
"Memnu Moyva,, otelinde, Morılk llo kardeşini salonda hıılııymum, Yanlarında Kİvlr Denuaya da var. Onlardan başka muhtelif devirlere mensup bir çolt genç kut ve dellltanlı, oturmuşlar, gülüp etleniyorlardı, tçorl girdi-tim zaman, “Kovuklardan balık kaçtı,, oynuyorlardı. Bir un, durdular, Alelacele bir takdimden sonra, Monlk ile kardeşi bonl bir köşeye çektiler ve oyuna devam edildi,
Jorj'a bakıyorum. Hiç detlşmomlş. Hep o, gece hayatından, eftlencedon yorgun yüzü, seyrek saçları, kesik, kısa bıyıkları ile Parlso
mahsus, aorl halinde imal odllıniş, yavsı» V» Şahsiyetsiz tiplerden biri!
— Pek Ihltyarlıımumışım. Jll? İşte kırk yaşında şipşak ölmenin faydaları. Kırk seki»
tarağı topladık, Kulüpten çıkarken soğuk almıştım da,. Wy, sen ne yapıyorsun bakalım? Monlk’e hop vurgun ınusıin? Vah »ovalli vahi Ben senin yerimle olsam, çoktun eline pasaportunu verirdim.
BıiHuyoriım. Balon oyunu voallesiylo Mu-nlk'i bir köşede aıkıştırmukla mnşgııl On beşinci îx>uis «amıınııvlnn^ »arif bir Mnrki'yo bakıyorum, Jorj farkına varıyor, her saman-ki geniş moahobl llo anlatıyor;
- Vnlbnın Maı klaı, Monlk’ln son vurgunlarından» Zamanında havli Alemlerde bulunmuş. Hındıınlnrını kuıdcşimo anlatıp duruyor; Monlk de pek hoşlanıyor. IAf nramızds. Monlk galiba herife tutkııu Zaten ben sunu hep söyler, dururdum, Monllc’o karşı tasla haHsaa davranırdın. Bak. aklıma geldi, sana nasıl bir paçoz lâzım biliyor musun? Bialm haminne gibi bir şoy.. Elvir Donııavo!.. Nasıl buluyorsun bakayım?
Şayanı pre«t|ş! Hisleri terteml». Asıl hakiki genç kız o!
— öyle,, Fakat İta » (leşime benzemesi u-zun aürnıez. Moııik kafasına koydu, açılması İçin elinden geleni yapacak.. Bir kaç gün sonra. bislm haminnenin ruhi .safiyeti hakkında tekrar görüşürüz.
İnfialimi aalthyanııyorum.
— Çolt iğrenç! Monlk’ln böyle bir şoy yapmasına, Elvir Denımye'nin aat kaliıinin ItlrlotlImcHİne müsaade etmezsin aaıuyorunı. Bu fona harekele mAnl olmak lâzımdır. Mü-
dnhale otıneliaın, bu mmın vmnhmdlı
— Aman azizim, bu ne hararet) Bonl ah* lâk şampiyonu olmak Hamyor-san aldanıyorsun? Kız kardeşim ila luıminnenı n« halleri vara» görelinler, vız gelir bana Bütün kadın* lor birbirine benzer, aldırma! A m alt roman* lorda*,. Ha. roman dadlın do bakayım, «en öldllkten dört do no yaptım, doısın?
— Vallahi! Ne bileyim., İdin?
— Daha Alâaı... Bizim kapıcı kıza yazdırdım.
— Kııpıoı kıza mı?
— Evot Hatırlarsın, bir kamçımı» vardı; GÜM61 bir kız Zoo Kruşar. Olııs yaşında dul kalmıştı, bütün kiracılara yüz verirdi ca* mm?
Evet, ovul, bntırladnn. Fena değildi, O zamanlar için bir parça şişman sayılırdı amma, atoş gibi gözler, Işltha voren dudakla» vaatkâr.,..
... yo IİHtolık do hassas, roııvınosk! 8a* bahtan aksanın kadar, kapıcı odasında, eline gğçan bütün aşk romanlarını okur, dururdu. Bir gaco, yunindft idim »ıra, ara sıva, ban do bütün kiracılar gibi yanına giderdim Nv dese beğenirsin; ”Ah, bir aşk romanı yaz* mayı ne kadar İsterdim!u
•’Hnyretlor içinde kalnnştun;
— Bir roman mı?
Evot, bu aralık isimleri etrafında o kadar reklâm yapılan kadın romanc’ıların e* serlerini okurken aklıma geldi, Bayan Eslo! TnşuköFün gazotıdnrdo resımluıln» görünce, hole bir havacılık ve aşk romun» olan son o serini de okuyunca buna artık karar verdim
Benim de onun kadar yazabilocepiml anladım. Ne olacakmış sanki! İspatı da şıı İd “Beni Al!„ İsimli bir romana haşladım ve llti faslını yazdım bile. İmlA yanlışları hariç — fakat matbualarda bunları düavltenlor varmış — merdivenleri eüpürmoktun daha kolay. En güç uluıu, galiba bir tâbi bulmakmış. Senin o kadar laııplıtın vardır, cicınu bir tanesin: buluver de, HBcni AH
bassın 1-lem kendisine söyle, ronıaıımıı basarsa. ben de ona karşı müsait davranırım. Ya*. Şimdi edebiyat filemi de tiyatro gibi imiş, er keklerle işim yoluna koyabllen için muvaffakiyet yolları açılıyormuş. Eh. bon tle o kadar fena değilim.. Iş o raddeye geldikten sonra hiç korkmam. Opıın için peden ben de meşhur hır romancı olmıyucukmışım, değil mİ
( ı uu?„
— Sözünü kestim, affedersin azizim Jorj-Fakat kapıcı kızın mantığı pek dc saçma du-til.^ Ölmeden evvel, sanat kıymetleri... belleri mİun aşağı bir cok kadın romancının, sadece rezılAne ilanlarla İki gün içinde meşhur e-dildiklerini pekâla hatırlıyorum.
— Ben de onu dinledikten sonra a.vm şayi ılUşündüm. Bili)sın. azizim «Hll. böyle şakiilaı^ dan pult hoşlanırım. lr»un zııımıiıdnn beri artık para ıh» yapılacak bir leyden zovlt almaz olmuştum. Zoe bana, bunları söyleyince derhal etrafla alay udeiıilınek ihtimalini gördüm. Bunun üzerine bizim Zuc Krıışuı ııı romanını kendi hesabıma bnstırurak Estul TuşukorUn her eseri İçin yapılım muazzam ilânlarla oiııı meşhur etmeye kurur verdim, “Beni AH,, bı ter bitmez, alıp bir tabıe götÜHlfln», baskı ve reklâm nıubiaflunnıı ürerime uldıgıma ılnır bîr mukavele de yuptnn. Bir av sonra "Beni AH„ çıktı Hakiki bir edebi luhlibu oldu. Zue Krıısar’ın fotoğrafı, yarı çıplak, ilham yatayına uzanmış bu halde bütün Paris ve vilâyet guzalelerLhde dört sütun üzerine çıkmıştı. Resmin ıdl;
„ nmuımmı bitirince
(Dünya çapında bir hâdise!
(DAlıl bir kapıcı kızın şaheseri (BENİ A Lî
ıSerApa aşk ve ihtiras romanı Y a 5 O n ;
(ZÛE KHVŞAR
— Devamı var —
Hicri
C, Evvel
13
1950
MART
2
Perşembe
Rumi
Şubal
17
1365
V^kll VguMtl Eimiii
Güneş e. aş 1233
öğle 13.20 6 26
ikindi 15.3a 0 35
Alt^n m 18 01 12 00
Yatsı 1031 1 30
İmsAk 4 66 10.66
2 Mart 1930
YENÎ ÎSTANBUE
Sayfa W
GÜNÜN
EKONOMİK
Devlet bütçesi yeni bir
(Milyon Türk l|r&8)
Masraflar 1939 1949 1950 (1)
Personel 60
İdare 8
3Ö5
28
377
30
Dünya Haberleri
il
Yeni İstanbul,, un iktisadi anketi
çehre arzediyor
II
L9J0 bütçesinin fcomiej/ontarda ve Mmİİ» umumi heyetindeki (jmru#mB-terıin eon iki hafta içinde okuyurularmHia ffünli yünfme vermiştik. Fakat bütün hu mütakerelerde biltçeaİH bUatihi kendisine ait konulmalar ne kalıat bermutat çok ktiçiık bir yer tutmuş tıs görülmelerin sıklet merkrîi Bakanlıkların muhtelif işlerinuı tenkıd, münakaşa ve müdafaasında toplttnmvftır.
YENİ İSTANBUL, 1950 bütçesinin Meclis müzakereleri sırasında muthuata topluca aksetmeyen teknik taraflarını gösteren bir etıld hazırlamış re bunun ilk kısmını dün vermişti. Aşağıdaki ikinci kısmı ise garın tamamlnnactıktır.
Yukarıdaki tabloya nazaran 1949 vc 1950 bütçeleriyle, 1939 bütçesi a-rasında personel ve idare giderleri bakımından beş, altı misli bir yükseliş görülmektedir. Şüphesiz bunun ballıca sebebi yukarıda temas ettiğimiz fiyat tereffüü hâdisesidir. Ancak bu yekûnların umum gider yekûnuna olan mabetleri do ayrıca bir teklk mevzuudur. (3) numaralı tablo bizi bu hususta tenvir eder. Bu-
(Sokll: 4)


Devlet bütçesinin 1938 den beri takip ettiği İnkişaf seyrini aşağıdaki sıra dahilinde oku\nculanmıza bildirmeyi bütçemizin yeni hususiyetleri bakımından muvafık bulduk;
1 — 1938 . 1950 yılları bülçe gelir wt giderlerinin umumi Sûyri;
Bu devre arasında 1948 yılına kadar tanzim olunan devlet bütçelerinin giderler rakamlarında nâaurı giderler haricindeki fiili ödemeleri ve gelir rakamlarında da fiilî tahsilât miktarını» 1948. 1949 ve 1950 yıllarında ise sadece bütçe rakamlarını gözönündo bulundurursak bütçemizin arzettiği umumi seyri (D numaralı grafikle hulâsa etmiş ohırua.
Burada görüleceği veçhile 1944, 1948, 1949 ve 1950 yılları bütçeleri-misde devlet giderleri devlet gelirlerinden fasla görünmekte, mütebaki yıllarda ise bütçemia gelir fazlası bırakmaktadır.
Bu vaziyet karşısında gider yekûn-lorını, 1938-1040 yılları fiyat endekslerindeki artı» emsalino göre hesap ettiğimizde, meydana gelen münha-niyi (2) numaralı grafikte gösterebiliriz.
Çekili
(Şekil: 2)
«e»
| "1 ~1
1

' / / t
/ t / / / i f r
/ J ' / 9
/ vs I' 4
r k
6bo
14*
------ Milli şavunmn glderhi’l
• - • • Devlet ve katma blllço yatırıınlnn
Gelirler Giderler
2 — 1938 fiyatlarına göre f gider bütçemizin durumu:
Grafikteki rakamları fiyat te-mevvüçlerinden müstakil olarak mütalâa etmek için önce bu devre İçindeki toptan fiyat endekslerini gözden geçirelim:
Toptan fiat
endeksi
(Yuvarlak ra-Seneler kamla)
Artış emsali
1938
1939
1940
1941
1942
1943
1944
1945
1946
1947
1948
1949
100
101
127
175
340
590
459
444
427
433
466
509
1,01
1.27
1,75
3.40
5.90
4.59
4.44
4.27
4,33
4.66
5,09

----- Gider rakamlar
- - - - 193S toptan fıat endekslerine fcore gider rakamlarının ifadesi
Bu netice bisl, bütçe rakamlarında görülen büyük masraf kabarıklıklarının zahiri olup fiyat tereffülerin-den meydana geldiği, haddizatında gider bütçemizin 1049 yılında arzetti-ği milyara yükselen miktarın çok dununda olması icap ettiği kanaatine vardırır.
Esasen Bütçe Kanunu gerekçesi umumi tedavül hacmi endekslerinin toptan fiyat endekslerine muvazi denebilecek bir yükseliş arzettiğınl tes-bit etmektedir. Filhakika, 1938 yılı 100 itibariyle, tedavül hacmi, 1949 da yuvarlak olarak 471 e ulaşmış ve vâdesi/. mevduat endeksi ise 485 şe çıkmıştır./ * " I
Ayni şekilde gelir bütçemi» içinde yapacağımız benzer ameİıyeierle varacağımız netice giderler için elde o-lunandan başka bir şey olmıyacak-tır. Okuyucularımızı şekil ve grafiklerle yormamak için bu müşabih şekli vermekten vazgeçtik.
3 — Personel. İdare, milli savun» ma. yatırım giderleri ve bunların u-mumi giderlere nispeti:
Burada gider kategorileri içinde, bütçede İşgal ettikleri ehemmiyetli mevki itibariyle, bir tefrik yapmak zaruretindeyiz:
a — İlkönce bütçenin personel ve idare giderlerinin umum gider yekûnuna nazaran arzettiği durumu ince-üyelim. Bu husustaki rakamlar aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:
na nazaran» personel ve İdare giderlerinin umum gider yekûnuna nls-beti büyük temevvüçleı göslermektedir. Filhakika toptan fiyatların, 1040 da 5,09 emsalinde bir fazlalık gösterdiği gözönündr bulundurulursa, personel masraflarında görülen artışın kifayetsizliği meydana çıkar. Hayat pahalılığından en ziyade müşteki olan mahdut gelirli sınıfın 5 misli artan fiyatlar karşısında ayni nlsbette bir gelir artışı sağlamadığı da malûmdur. Devletin fiyat teıoffü-tine muvazi olarak artırdığı gidor bUtçealnl tansım ederken personel giderlerini bu artışa uygun olarak yük-setlmesi ve - buradan yapılan gider tasarrufunun başka sahalara tahHİs olunduğu kabul edilse bile - 5 misil bfr nlsbet dahilinde artan toptan fiyat endeksi karşısında memur sınıfının bir misle bile varnmıyan bir gelir kaynağı ilo karşı karşıys kalması, bütün fedakârlığın bu züm* reden beklenmesi şeklinde tecelli etmiştir.
b — Milli Savunma ve yatırım giderlerinin umumi gider yekûnuna o-lan nlsbetine gelince, bunların Cumhuriyet bütçelerinin esas gider unsurlarının başında geldiğini aöyllyoblll-rlz. Nitekim (4) numaralı tablo 1920 dan beri bu giderlerin ne miktarlara yükseldiğini vâzıhaıı gösterir:
Bu giderlerin umumi giderler bütçesi İçindeki yerini tesbit etmek ve umum! gider yekûnuna olan nöbetlerini görmek için (5) numaralı tablo, yu gözden geçirmek kâfidir. Bu tabloya göre Milli Savunma giderleri ve genel bütçe yatırımı umum! bütçenin vasati yüzde 50 veya 60 ına bahg olmakladır. Katma bütçelerin yatırımları ise ekseriya tek başlarına Mili! Savunma giderlerinin umumi bütçeye olan nispetlerine yaklaşmaktadır.
(1) Bu rakamlar bütçe tahminleridir.
(Sonu yarın)



Ruble degerlencUrmeşInln tesiri olnıı.y uruk
^’ashington 1 A.A. (United Press) — Dışişleri Bnkanlığına mensup mütehassıslar, Sovyet Rusyada rublenin kıymetinin arttırılmasının dünya ticareti üzerinde pek nz tesiri olacağı vçya hiç tesiri ol-mıyacağı kanaa tindedirler. Bu mütehassıslar Moakovada bu mevzuda verilen kısa demeçlerin Sovyet Rusyayı böyle bir karar almaya «evkeden âmilleri anla mayo kâfi bir esas teşkil etmediklerini ilâve etmektedirler.
Wftfihington’kı şahsiyetler Sovyet Rusyanın bilhassa Demirperde gerisindeki memleketlerle ticari münasebetlerde bulunduğuna işu rot etmektedirler.
Aınerlkada kömür grevinin halline çalışılıyor
Washington, 1 A.A. (AFP) — Federal Hükümetin, (uİHlete karşı koymak, mahkemenin, gıove son verilmesi karanni kale almamak’ tan dolayı Maden İşçileri Sendika* sı aleyhine açtığı dAva devam o-derken, maden sahipleri İla sendikalar araaındaid görüşmelerin bugün tekrar başlıyncağı bildiril, mektodir.
Bu görüşmelere Sendikalar Başkanı John heW|s’in iştirak edeceği u-ııııılmakttt ve konuşmalar neticesinden resmi çevreler iyimser görünmektedirler.
Vranaada grevlerin durumu
Paris, 1 A.A. lAFPı » Maden sahiplerine göre, vaziyetin tavakkuf halinde bulunduğu Parla bölgenin* de grevciler sayısı en fazla MO.OÜO kadardır. Aynı çevrelerde müSM’ kere teklifine cevap olarak, bölge sendikaları teşkilâtı knordlnaayon komitesine bir mektup yazılacağı bildirilmektedir.
Mısır, petrollerini Aıııerlknlılıırla İşletecek
Şam. 1 (YİRS) — United Press haberler ajansından ögrenildifiino göre, Mısır, memleketindeki petrol kaynaklarını, Amerikalıların yar» dimiyle işletohiimek için, teşebbüse girişmiştir.
Italyuyu yardım yaklaştı Roma 1 (YİR3) — durundan yirmi İki
ttalvaya gönderilen 12 milyon ton tutarındaki malzemenin kıymeti 900 milyon dolardır.
Prof. Dr. Reşat Nalbaııdoğlunun cevabı
1. 2) Türkiyede tatbik edilmekte o-lan devletçilik, hududu çizilmiş, mânası Hurih, iktisadi bir alstenn telâkki o-cülemeı.
Cumhuriyetin İlk do devlet ve millet varlığını dış tehlikelere karşı koruma zarureti hayati bir nlıommlyot arz clmokto.y(il. Bu mücadelenin yalnız «I-yasl alanda d efe il, duhn osıulı olurnk iktisadi nhında cereyan el meal tabiidir, Bu bakımdım bozun Muahedesi ve kapll ülnsyonlıı-rın kaldırılınnsı Türkiye Cumhuriyeti için hakikaten büyük bir ınfena I-fado atmuhtedlr«
Çeyrek asır evvel ikimden henüz istiklâline kavuşmuş va hıhlallylo lldlan-dl rüştünü ispat e-dşonk durumda o|-nııyup memleketlinizde dovlnlçlllk bir ’'nofslnl müdafaa vasıtaaı” olarak ortaya çıkmıştır. Hu devirde dtvlel-Çlllfein hududu, sebep ve gnyralno uygun olarak en şalâhlyol|ll kimseler tarafından .su şekilde eleiimiıtln
“TÜrKİycdo devlet , husııul tuşubbüH tarafından yapıiu-nııyan, fakat yapılması manilüket menfaatleri balcı-mındun zaruri olan İşleri kimdi teşeh*
bÜaU İle yapmak sorundadır, şahıslar tarafından yapılabilecek İşlere devletin elini uzatmaniHHi he, sadece arzuya şayan değil, hal tâ zarurîdir. Zira devletin kendi sahasında yapılaonk o kadar çok İşi vardır ki, kuvvetlerini zaruri olmıyan yarlcıc dağıtmaktan çekinmesi lAzııudır.,,
Dikkat edilecek olursa. Türklycdo tatbik edilmekte olan davlutçlllk bu formülün hududunu çoktan aşmış bulunmaktadır. Hattâ ilk çıkış noktasında daha fazla harice karşı bir müdafaa silâhı iken, zamanla kendi kendini üreten, husuui teşebbüs sahalarına yayılarak iç İktisadi bünyeye karşı tesirini göstermeye başlıyan bir ta-ozzuv haline gelmiştir. Bu gaye vc maksattan uzaklaşmadan sonradır ki. devletçiliğe yeni bir mâna izafe etmeye gayret edenler olmuştur; bu du devletçiliğin soayal gayoshllr.
Tiirklycde devletçiliğin sosyal cephesi, sosyal bir maksat vc gayesi bulunduğu iddia edilemez, Zırn Türkiyedo devletçilik siyaseti İle halledilmesi ba-
Petrollerimizin
kuruluş sonelerin-
(-----------------
15 şubat çarşamba, günkü gazı-tomlaln ekonomi sahifeslnde, ”Ya» bancı gösl.Yİo bugünkü Türk oko-nomlslnde hususi teşebbüsün yeri'’ mevzuunda. (Wall Street Journal) giUielesinden iktibas cdltşıı enlere» Nan bir makale neşredilmişti,
Rıı yazı etrarındu. açmış olduğu-ınııa ankete bugün du davsın edl» VOI’US.
Suallerimiz:
I. Tiirklycde tatbik edilmekte olun devletçilikten anladığınız mfeım nedir?
Rlsdouı deviûtçiiifein ekonomik cephesi mİ, yoksa sosyal aapho-sl nıl galiptir?
Ş, mı makalede tebarüs ettirildiği gibi devletçilik, Sftileoe O,H,P. nin mİ bir umdesidir? Birinci Dünya Harbinden sonra Türkiye do bir devletçilik siyaseti gütmek mecburiyetimle miydi?
t MpKulede İma edildiği gibi, hp( sıisl sernıayonln Devletıen çekindiği doğru mudur?
I. Tllrklyede husu«l şahıslar elinde birikmiş sarvel mlktun haç milyon lira o|vann«ladırY
6. Tatbik cıl doy elen devi 11Q11 iğ in Türkiye İçin faydaları ve zararları n( nimuşlur?
a. Dünya Rnnknaının yardım teklif ini ıiHsıl karşılıyorsunuz} tekliflerinin hapal noktalarına İştirak ediyorsunuz ı bunların fay» dalı vtı zararh tarafları sizce nelerdir?

nüiyııra
Marshal! yatay içeriğinde
İhracına izin verilen maddeler
Ankara 1, ı’A.A.) — Ekono* mi ve Ticaret Bakanlığından tebliğ edilmiştir:
Darı, fig, burçak vc patatesin, ticaret anlaşmamız bulu» nan memleketlere anlaşma hükümleri dahilinde, anlaşmarnıa bulunmayan memleketlere «er-beat dövizle (dolar ve İsviçre frangı) ve »terlingle, Bakanlık llsansuıa tâbi olmak şartlyle İhracı uygun görülmüştür,
his mevzuu olacak sosyal bir dâva yoktur, 'içrek devletçiliğin hususi teşebbüsün daha iktisadi olduğu, gerekse merûlaketlmlzdo devletçiliğin sosyal bir mânası bulunduğu Itkllalan. Türki-yada İktisadi devletçilik anlayışına sonradan yapılan aklemolardan İha-rcttlr; Vğ İlmi met-noflehm durlar.
8, 4) hususi devletçiliğin bugünkü tatbikatı karşı» sındn çekingen duvrunnmaı tabiidir. Filhakika devletçilik saıiucn fit-nllyetta bulunduğu Is sahaları için de» ğl , lâkin yarın faal yol t a bulunmalı m Inaslp goroccgl sahalar, yani alnlu-ımını iktisadi faa-Üyetler için d« hususi teşenbüiUn «e-Uşmoainc poiansb yel hir mâni tuşkll etmektedir.
5» Hu durumun nuımloket iktisadi hayatı iyin mahsuru meydandadır. Îhı sebepledir kİ, stanhulda toplanan ‘’iülk Türkiye ıktlsei Kungresi”n-de devletçiliğin sınırlarının daha sarih olarak tâyin a» dilmesi lüzumu İİ-zerinde ısrarla durulmuştur.
Ayrıca devletçiliği pahalılık âmillerinden bjrl alarak görmek de hatalı olmasa gerektir, Zira devlet teşebbüsünün istihsali, hususi teşebbüse nazaran dalma daha pahalıya ma bittiği ııiHİûnıdun. Devlet teşebbüsünde kâr gayreti, zarar endişe-al mevcut değildir: daha doğrusu matlup derecede mevcut değildir. Bu bakımdan Türkiye yalnız bugün değil, harpten, evvel de hayalını pahalı bulunduğu başlıca memleketlerden birisiydi, İktisadi hayatımızda devlet sektörünün ehemmiyeti arttıkça, iktlsn-dlliğln de o nispette bundan mütecasir olacağı şüphe götürmez. Diğer taraftan devletin kendi faaliyet sahasına giren işler, okullar, yollar, hastahanc-ler, su işleri ve ilâh., o nispette ihmale uğradıklarından, bu vaziyet istihsale dolayısiyle ve menfi bir tesir İcra etmektedir.
6> Bu noktaların Dünya Eankasmın yardım teklifi dolayiBİyİB değil, ondan müstakllen vc sırf iktisadi bünyemizin nırscielrri olarak mütalâa edilmesinin bizi daha doğru neticelere götüreceği kanaatindeyim.
Anketi ^apıın: Şevket EVLİYAGİL

y
mahrum*
Türklyeda Mnrmayenln
Almanya ile
ticaretimiz
İzmir rıınrına rınmıon l^tlruk» karar veren Almanya vAdell ınaklne katırına da hacimli
tamir 1 (Hııaııal muhabirimizden) — Hnfta ba«ın(ian beri Halı Alman* yndan »hnaıı muhtalıt tekliflerde vâ» (|eli makine »atışının haşladıtı. va iki yıla kadar vâdelerin tıaayabllece-tl bildirilmektedir.
VAdell satışlar için ’r 4 aam Üten* maktedlr. Batı Almanyadan bir firma laa, makine mukabilinde kuru mey. va va tercihan kuru Halim almak la* tedibini Inldlrmı^tır.
Diğer taraftan, Belediye Başkanlığı. Batı Almanyanın 1900 tamir Fuarına resmen lellrak karan verdiğini, flergl Sarayında ğenl$ bir kıtımdan başka açık havada makine teşhirine mahsus 1000 metrekarelik bir kıtım ayrıldığını bildirmektedir,
Hayvan yemi İçin büyük kredi açıldı
Ankara 1 (Hususi muhabinmıadan) — Tarım Bakanlığı Veteriner İşleri Umum Müdürlüğünün teklifi üzerine kıştan ve kuraklıktan zarar gören 40 bölge yetiştiricilerine hayvan yemi tedarik etmek üzere Türkiye Cumhu-ı lyati Ziraat Bankası tarafından fevkalâde olarak 5.659.000 liralık kredi açılmıştır.
Kozanda yeni bir banka şubesi
Adana, (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Her türlü ziraate müsait geniş ovası, ve portakallariyle meşhur olan Kozan ilçesinde Türk Ticaret Bankası bir şubo açmaya karar vermiştir.
Almanyanın İktisadî siyaseti ne olacak ?
Frankfurt, 28 (Hususî muhabirimizden telgrafla) — Batı Almanya Hükümeti, seno başında Marshall Plânı idaresine Almanyanın ekonomik dununu hakkında mühim bir rapor vermiştir. Devletçi temayülleriyle (anınmış Dr. K a İşer tarafından hazırlanan bu rapor, Bonn Parlâmentosunda muhalefeti temsil eden sosyalistlerle yüksek komiserlikler nezdln-dekl İktisat müşavirleri tarafından şiddetli tenkidler yapılmasına sebep olmuştur.
Alman sosyalistleri, raportörün, liberal ekonomiyi tenkitten, rapora sıkıştırdığı fikirleri ele alarak, hükümetin liberal politikasına hücum ediyorlar.
İşgal makamlarının İktisat mütehassısları ise, Alman dış ticaretinin tek taraflı olarak liberalleştirilmesi keyfiyetinin raporda tenkide uğramasına karşı vaziyet almışlar ve Al-manyanın durumunu fena göstermişlerdir.
Almanyadnkl salâhiyeti! mahfiller ise. Almanyadaki ekonomik vazıyetin şimdiki halde, İstihsal branşlarını sağlam olarak kurup genişletmekle beraber, istihsal olunan fazla malın hariçteki piyasalara sürülebllmesl ve bir de Alman halkınca, çalışmaya teşvik edici gelir temini sayesinde düzeltilebileceği kanaatindedırler.
işletilmesi için
anlaşma yapılmamıştır
Çukurova çiftçileri tolıuın istiyor
Adana, (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Çukurova Çiftçi Derneği Tarım Bakanlığına müracaat ederek, yardıma muhtaç küçük çiftçilere tenzilâtlı tohum istemiştir.
laşnıalarda aldanmamak ve bunları yalnız ticari sahada tutabilmektir.
Petrollerimizi kendimizin işleteceğimize dair haberler İşte bu zor durumdan doğmaktadır.
Ankara 1 (Hususi muhabirimizden) — İşletmeler Bakanının. Büyük Millet Meclisinde memleketteki petrol membalarını Türkiyenin kendisinin işleteceğini ve petrol araştırmaları için de Hükümetin büyük tahsisat ayırdığını söylemesi etrafındaki akisler de-vam etmektedir. Muhakkak olan bir nokta varsa, o da bugüne kadar hiç hır yabancı şirkete petrol işletilmesi sahasında bir imtiyaz verilmediği ve bu yolçia bir anlaşma yapılmadığıdır.
Alâkalılar petrol işinin ,’çikarma“-dan İbaret olmayıp, bilhassa büyük masraf isteyen “tasfiye” tesisatına ihtiyaç göstermesi üzerinde durmaktadırlar. Bunlara göre, sermaye kadar bilgi va bilgi kadar da dünya petrolcülüğünün menfaat bağluriylc nıiıvnzcncleştırilmlş teşkil âtlarlylo anlaşmayı istilzam eden bir (navsuda karar almak cidden güçlükler göstermektedir. Mesele petrollerimizi «Ü-tatle vc birden memleket menfaatlerine göre işletmek İçin yapılacak an-
Fasulyelerin takasla ihracına izin gelmedi

(Sekil; 5)
a
»•
-
&•

.at
*-
M
U-
L-fo
te
u_
W-
u -
vlM ‘o*“
Stok fasulyelerin takasla ihracı İçin Ticaret Bakanlığına tacirlarce yapılan müracaata henüz bir cevap alınamamıştır. Mevcut stok 10 bin ton kadar tahmin olunmaktadır.
Beyaz peynir ihracatı
(Sekili 3)
Türk Sınaî Kredi Enstitüsü
-I*
—m
U_
Ifl
!•
— o
BORSA
ve
Bugün
34.20
130.—
200.—
162.20
X*), Gününde Borsada muamelesi tescil edilmemiş tahvilât ve sahamın arz ve taleplere föra taayyün eden takribi piyasa delerleri.
Hin kİ Kapamış
43.-
30.—
77 — 186/194
46.—
130.—
33.—
30.10
13—
62—
75.—
llb— 190.— 164.—
370.—
350.—
220.—
270.—
220 —
161 —
18(1.—


1
i

J
li liJt
V —
fo
♦o
u
2o



| 1/111/1950 Çarşamba
Borsalarda vaziyet
İstanbul: '
Dün Ticaret Borsacında yüksek kalitede Polatlı buğdayı satılmış. Ofis malı muamele görmemiştir. Fnıdık fiatleri ise düne nazaran gerileme kaydetmiş, kefen vs kendir tohumları üzerine de mahdut miktarda iş olmuştur.
Kambiyo ve Esham Bordasında % 6 faizli devlet tahvillerine karşı İstekler artmış, fiatleri de yükselmiştin Altın piyasası ise, eski seviyesini muhafaza etmektedir.
Iımir:
Müdahale mühayaaaına henüz başlanmamış olmasa Borâada çekirdeksiz kuru üziimün durumunu gevşetmiştir. /»ıciriH vaziyetinde bir değişiklik olmamıştır. Finlandiya, Fransa ve Almanyadan yeni pamuk siparişlerinin gelmesi, alivre satışları mevcut olan bir kısım ihraç yerlerini ellerinde *tok bulundurmak mak-sadlyie mubayaaya sevkctmektedlrler. Bu arada, Yedikule İplik Fabrikası da ikinci kalite mal mübayaasına boşladığından Borsada pamuk üzerine hararetli muameleler olmaktadır. Pamukyağı piyasası sakindir. Boraada pamuk çekirdeği durgun vaziyetini muhafaza e-diyor.
Adana :
Ticaret Borsacında yalnız makine par-layı pamuk üzerine 1y olmuştur. Diğer pâmıık kaliteleri için kayda değer bir şey yoktur.
Milli savunma giderleri Genci bütçe yatırımları Kaimi bütçe yatırımları
Ankara 1 (Hususi muhabirimizden) — Öğrendiğimize göre yakında An-karada bir “Türk sınai kredi enstitüsü” adlı yeni bir teşekkül vücut bulacaktır. Bu müessese, memleketteki bütün özel endüstrinin inkişaf ve kalkınmasını sağlamak için gereken kredileri verecektir.
Yeni teşekkül için, tetkik ve temaslarda bulunmak üzere Milletlerarası Bankanın mütehassıslarından (Mürekkep bir heyet yakında memleketimize gelecektir.
Heyet İstanbul, İzmir ve Ankara-da incelemeler yapacaktır.
İstanbul soğuk hava depolarında (30) bin teneke kadar beyaz bevnir stoku bulunduğu, bu yıl rekoltesinin mebzul olacağı ve fiyatların dünya pazarlarına kıyasla yüksek olduğu ileri sürülerek peynirciler de, bu malın takasla ihracına müsaade iste* meçtedirler.
E T
ve DÜNYA
KAMBİYO
İstanbul Borsası
Açılı. Kapanış
1 'Stcrilng 7.00.— 7.00.—
100 Dolar 280.50 Oftn
100 Fr. Frangı... 0.80 evVı 0.M
100 İsviçre Fr... 61.03.— 64.03
100 Belç. Fr 5. M.— 5.60
100 İsveç Kr.„. 54 12.50 54.12.50
100 Florin 73.68.40 78.68 40
ino Liret 0 II 128 fl 44 vjfi
100 Drahmi 0.01.876 V • a T . 1 0.01.876
100 Escaudoe ... 0.73.00 0.73.00
Altınlar
Bugün Eski kur
Lira Lira
Külçe Yerli Gr. 5.82 5.85
Külçe Deguaee, s 00 5 03
Cumhuriyet ... 40.— 40.—
Reşat I I 20 44 25
HftTrtlt eeeeeşeee 40.30 40.50
Gulden ......... 39 35 .4A
İnciliz ••••••••• Mfr. 52.30 • HY. 52.50
Fransız kok ... 43.25 43.50
Napolöon III... 41 20 41.25
İsviçre 41.25 (1.10
New-Yurkrt« : Onau i >35
•• •• Gumuş, Platin
En aşafe En yukarı
Gümüş Gr —
Plûtin tf ...... 10.- H.-
Zürich Borsası (Serbest)
26.11.1050 lavdçre Frangı
Dut umu En aşağı En yukarı
Türk nraeı O.OB 1.03
Dolar 1 20 1.3(1
Sterllng 10.40 10.60
Fransız Frangı... 1.11 J
ESHAM VE TAHVİLÂT
MEMLEKET TİCAR
Devlet Tahvilleri
İstanbul Ticaret Borsası
İk/amlyell tahviller Kapanış| (•)
1933 ••••#••>••«•«•• 23.25 24.-
%5 1038 ikrumlyell 21.50 21.60
** 5 MIH! Müdafaa I 21.30 22.—
^5 1041 Demiryolu IV ... 97.30 97.50
®r5 1941 Demiryolu V 08.70 00.—
%4 1/2 1949 Ikramlyell .... Diğerleri 97.85 98.—
%6 1941 Demiryolu VI 07.50 97.60
Kalkınma I 97.75 --
«M .. II (;.... 08.30 00.—
9r6 111 98.30 09.—
SrB 1918 istikrazı I 07.60 98.—
(*6 1048 11 97.26 08.-
?e6 Milli Müdafaa I ...... 06.35 M
G6 1049 .. I ... 97 15 98.—
%7 1934 Slvas-Erzurum I. 20.90 20.00
ft7 1934 .. IÎ.-VII. 20.40 20.40
•?r7 1041 Demiryolu 1. ...... 20.95 21.61
%7 1941 .. II 21.— 21.85
«K7 1941 ,, 111 21.20 21.20
%7 MIHI Müdafaa I 21.16 21.20
M .. .. II 21.60 22 —
9^7 •• !• — 1II« (•••«• 2D 55 20,60
%7 .. „ IV 20.78 20.65
Şirket Tahvilleri
Anadolu D.Y. Tertip A/B, 109.— 107.-
• • m aş C« —
»n m ^r60 i 69.- 60.-
M Münıcs. Senet. 67.50 07.60
Şirket Hisse Senetleri
T. C. Merkez Bankası ... 13İ.— 131.50
Türkiye İş Bankası 27.- 26.10
Türk Ticaret Bankası ...... 6.- 6.-
Aralan Çimento 17.- 17.-
Şark Değirmencilik ......... 23.26 23.60
MIHI Reaaürana ............ 16.25 —
Ecnebi Tah ıviller
172.-1Ö2.—
Mısır Kredi fonslyu 1003
1011
Hububatı
Buğday Polath (Tüc.) .....
Buğday yumuşak (Ofisin).. Arpa Yemlik (dökme) .... Mısır (Sarı) çuvnh ......
FftMUİya Horoz (çuvnh) .. Familya Çalı sert (ddkme) Kuşyoml ..................
Mercimek Kırmızı İç çuval Mercimek ycıjll (Yozgat)., Nohut nnlüroi ...........
Yağlı tohumlar t Ayçiçeği tohumu .. Ketentohumu ...... Keııdlrtohumu ....
Susam (Bandırma) Yor fıstığı kabuklu
Kuru M oy sabır ı
Fındık (kabuklu sivri) ...
Fındık (iç tombul) .......
Ceviz (kabukluı ..........
Ceviz (lç natürsl) .......
Dokuma Hanı Maddeleri: Tiftik (nıiR mal)
Tiftik (NatUral) ...........
Yapak Anadolu (Kırkım)
Ihım deriler ı
Sığır salamura (Itacap) kİ Keçi tuzlu kuru kilosu,,.>. Koyun hava kurusu kilosu
Nebati Yağlar :
Zeytinyağı (Ekstra ekstra) Susnmyağı (Raf. tenekrli) Ayçiçeği ıHafine lenekolİ) Kındık yııgı
30.10
31 —
23.20
20.25
49.—
36—
10—
49—
65.—
22—
ET BORSALARI
İzmir Ticare t Borsası
Bugdln Son Kupamı
Üzüm çekirdeksiz No.O 51.75 52.—
İncir A serisi No. 8.... 58.— 56.—
,, B serisi No. 108 43.— 43.—
Pamuk Akala I 240.— 238 —
Pamuk Akala II 222.— 222.—
Pamuk Akala III — • —
Pamuk yerli 200 — 200 —
Pamukyağı (rafine) ... 148 — 146.—
Pamuk çekirdeği 16.50 16.50
( Adana Ticaret Borsası
Faınuk Akala I. ...... 200.— 200.—
Pamuk Akala II 163 — 163.—
Pamuk Akala III 152.5 152.50
Fnmıık veril T . ... Pamuk makine parlak 151 — 150/152 151.— 150.—
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak — So.—
Buğday sert 31.—
Pamuk (KanUn=Tallan Ashmouni Kısa clyafli F/O. Karnak Usun elyaflı F/G.
YABANCI BORSALAR
New-York Borsası
Dün Eski kur
Buğday ((Buçal1=9ent) Sert Kış mahsulü No. 2 ... 267 1/4 285.50
Kırmızı No. 2 ... 236 3/8 233 7/8
Pamuk Mlddllng (Libresiz:Sent) Mart 32.26 32.27
yi 9 eeşeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeet 32.61 32.62
Temmuz 33.09 32.22
Ekim •••(•••••••>•(« eeeeaeaaeeatMMM — 29.93
Tiftik (IAbraıi=:Sent) .....w Tekaas No. 1 56.— 68/60
Fındık (LibresinSent) Büyük Baraclon (Kabuklu 21.— 22.50
DomeaUc) •1 M orta 22 50 22.50
Levant iç ithal malı 36.— 36.—
Ekatra İri iç İthal malı 39.— 39.—
Kuru ünüm (Ltbrealz=Sent) Thompson çekirdeksiz aeçmo Keten tohumu (Buşall=Dolar)... 3.75 3.80
Minneapolie 3.80 8.80
Kalay (L!brcs1=:Sent) 74/25 74.50
Levha-teneke (.100 libro dolar) T. 30 7.30
Londra Borsası
Keten tohumu (Tonu=Stcrling) FlOm l)rt V ••••••••••eeıeeeeeeeeeeeŞee 64.— 64 -
Knlküta 62.50 62.50
Ter fmtığı Hindistan 64 3/4 64.50
Bradford Piyasası
Tiftik İjİ mal (LıbreıizrPent) —. 34.—Nom
Sıra malı .. .. ... — 30.— o
Yün Anadolu .. .. ••• 20/21 20/21 „
M Trakya H •«. 18/21 18/21 ..
İskenderiye Borsası
80. M
08.20
M.1T
09.50
I
Sayfa 6
i
A
t
HAZİRAN, 31 TEMMUZ, 29
AĞUSTOS, 30 EYLÜL, 28 EKİM,’
i
1
S AS azametli kanatlarının gölgesini dünyanın her tarafına aksettirir I
siyasî İktisadî
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜJ FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yazı İğlerini fiilen İdare eden : SACİT ÖGET
Basıldığı yer:
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED SÎRKETt MATBAASI
îkinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki kültürel, sayfamızdaki
başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamen yazarlarına aittir.
Büyük Altnan Keınan Virtüözü
2 Mart İMÖ
beşinci İktisadî
R L F R E U
Yeni İstanbul

Yarın akşam 21.15 te MELEK'tc
PİYANO: Ferdi Statzer
Programda : Beethoven, Lalo. Schubert, Vltall, de Falla. Biletler gişede satılmaktadır.

T. C. ZİRAAT BANKASI
VADESİZ TASARRUF HESAPLARI 1850 YILI İKRAMİYELERİM
an in
İSTANBUL VE ANKARA DA
8 EV AYRICA 200000 LİRA EV KAZANAN İSTERSE BEDELİNİ ALABİLİR!. ACELE 150 LİRALIK BİR HESAP AÇTIRINIZ!..
HER 130 LİRA İÇİN AYRI BİR KURA NUMARASI VERİLECtKTİR!.
İKRAMİYEYE GİRİŞ ŞARTLARINI BANKALARIMIZDAN ÖĞRENİNİZ 10 MART, 15 MAYIS ÇEKİLİŞLERİNDE YALNIZ PARA İKRAMİYELERİ 30
30 ARALIK ÇEKİLİŞLERİNDE İSE BAZILARINDA İKİŞER EV OLMAK
4
ÜZERE HEM EV, HEM PARA İKRAMİYELERİ VARDIR
1
• •
Müracaat yeri t Beyoğlu Kaymakamlığı karşısı Müellif caddesi
Telefon : 44756 / 44757



Abonman karneleri
5 marta kadar
satılmaktadır
Matbuat hayatımızda bir yenilik olan karneli abonman usulümüz her tarafta büyük bir alâka görmektedir. Bu alâkayı gözönünde futorok ve okuyucularımıza kolaylık olsun diye, yanda, mart ayından itibaren her ay muntazaman karne tedarik edilebilecek bayilerin listesini veriyoruz. Bayiden almak istemiyenler veya alamıyanların, posta havalesiyle doğrudan doğruya, Beyoğlu, posta kutusu 2100, YENİ İSTANBUL adresine 280 kuruş göndermeleri kâfidir. YENİ İSTANBUL abonman karnesi, taahhütlü olarak adresinize gönderilir.
Geçen aylar karne alamadıklarından müsabakaya girme haklarını kaybetme endişesine düşen okuyucularımız için şu kolaylığı yapmayı uygun bulduk:
Birbirini takip eden üç aya ait karne kabını veren her okuyucuya bir kur’a numarası, altı kap verenlere 2, dokuz kap verenlere 3, on iki kap verenlere de 4 kur'a numarası verilecektir. Bu şekilde okuyucularımız, karnelerini ne zaman alırlarsa alsınlar, üç aylık aboneler 1; altı aylıklar 2; dokuz aylıklar 3 ve senelik abonelerimiz de 4 numara ile kur’amıza katılabileceklerdir.
Bilindiği gibi YENİ İSTANBUL, devamlı okuyucuları arasında Noter önünde çekeceği kur’ada, meccani tahsil ve başka hediyeler vermeyi taahhüt etmiştir.
Her yıl çekilecek kur ada birinci gelen 10.000 lira masrafla Avrupada, ikinci gelen de 5.000 lira sarfiyle Tiirkiyede üç yıllık bir tahsil yapacaklardır. Kendisine tahsil kur ası düşen YENt İSTANBUL abonesi, hakkını bizzat kullanacağı gibi, herhangi bir kimseye de devredebilecektir. Böyle bir tahsile imkân ve arzusu olmıyanlara, gazetemiz bu işe ayırdığı tahsisatı % 20 noksaniyle defaten ödeyecektir.
Ayrıca : Üçüncü gelenden itibaren 3 aboneye, meşhur markalı birer altın kol saati; 3 aboneye, meşhur markalı birer gümüş kol saati; 3 aboneye, meşhur markalı birer çelik kol saati verilecektir.
Aşağıdaki dükkân ve gazete baj ilerinden başka gazetemizde hususi surette teçhiz edilmiş ve kasketlerinde (YENİ İSTANBUL) yazılı bulunan özel mü-vezzilerimizden ve Bej oğlu Kaymakamlığı karşısındaki gazetemiz idarehanesinden de bu karneler temin olunabilir.
I
Yeni İstanbul Tevziat ve İlâncılık Limited Şirketinin Reklâm Atölyesi, güzel ve sanatkârane resimler yapar. Yeni İstanbul Klişe Atölyesinde Avrupalı mütehassıs usta ve en modern teçhizatla tamamen Avrupada yapılanlar derecesinde klişeler yapılır.
MM V E F A *T MM Merhum Şair Tevfik Fikret’in refikası ve Dr. Hikmet Gizer’in hemşiresi
NAZİME TEVFİK FİKRET GİZER Hanımefendi vefat etmiştir. Cenaze namazı 2 mart perşembe günü öğle namazını mütaakıp Şişli Camiinde eda edilecek ve Feriköydeki msk-beresine tevdi edilecektir.
Mevlâ rahmet eyliye. (26«2)
1Ü1AN8UL
Atatürk inkılâp Müıe^l: Perşembeden maada her gün 30-12 ve 14-17.
Topkapı Sarayı: Fazarte«i-Çar-şaraba - Cumartesi. Saat 13.30-17 Telf. (21090).
Ayasufya: Pazarieai - «aıı - çarşamba - Perşembe - Cuma - Pazar. 8aat 10 - 16. Telf. (21750).
Arkeoloji: Çarşamba -Cuma . Pazar günleri 13 ten 16 ya kadar.
Etki bark Eterleri Şubesi: Çarşamba - Cuma • Pazar 10 dan 12 ye kadar. Telf. (21682).
Türk ve ItlAm Eterleri: ban —
Perşembe - Pazar. Saat 13.30-16.30
Dolma bahçe Deniz Müzesi: Cumartesi eaat 13-17. Pazar 9-18 Telf. (81284).
Belediye Müzeni: ALitUrk Bul» varı. Perşembeden maada her gün 10-12 ve 14-17.
DW,\rikret Müzesi f
Bebek. Perşembeden maado her gün 10-12 ve 14-17
İZMİR
n Müzeni (3324) Her gün
0-12. 13.30-17. Cumartaal: 14-17 a-çıktır.
SIHHÎ
İMDAT
îaianbui Beyoğlu Anadolu yaka s ı Ankara
İzmir
6058)1
91
2251
Beyoğlu 11644 »(adıköy 60872
İfllanbul 24222 ÜRİtüdnr 60945
Ankara 0ü. İzmir 2222 K t aka 15055
TİYATROLAR
İSTANBUL
ŞEHİR TİYATHOLAK1;
DRAM KISMİ (42157) 20,30 da Katil.


Gazetemiz, okıı\ ııcıılnrıııa gittikçe artan İç ve dış teşkilatımızın yazılarını tlnha hol \ ermek mak«adi.v1e yazı yerini arttırmak için İlân aahi-feainden fedakârlığı göze almış ve herkesin aradığı hu sütunları bundan böyle bu yerde neşretmeğe karar vermiştir. Okuyucularımızın gazeteci açmak külfetine katlanmadan bulacakları hu malûmattan daha kolaycA fay-dnlnııacnklarını ümit ederiz.


Karne satacak bayilerin isim ve adreslerini gösterir liste
İSTANBULDA :
KÖPRÜDE:
Bay Kemal, Köprü Ki ta be vi
Bay Osman Kazak, Kadıköy iskelesinde
Bay İhsan. Üsküdar iskelesi, gazete bayii
Bay Sıtkı, Boğaziçi iskelesi, gazete bayii
Bay Horen, Nimet Abla gişesi karşısında
gazete bayii
SİRKECİDE :
Bay Esat. Gazete ve mecmua bayii
Bayan Atiye, istasyonda gazete bayii
TÜRBEDE:
Bay Arif. Türbe kitap ve gazete bayii
BE YAZITTA :
Bay Bahri, Eczahane yannda tütüncü
8ARAÇHANEBAŞINDA :
Bay Mehmet, fırın önünde gazete bayii
AKSARAYDA:
Bay Âdem, gazete bayii
Bay Kemal. Piyango ve gazete bayii
CAGALOGLÜNDA :
Bay Ahmet, tütüncü ve gazeteci
Bay Niyazi. Eminönü Halkevi karşısında
gazete bayii
KARAKÖYDE:
Bay Kemal. Tünelde gazete bayii
Bay Niko, Bahtiyar gişesi
BEYOGLUNDA :
Bay Esat, Ingiliz Sarayı karşısı, tütüncü
Bay Torkoni. Galatasaray Lisesi karşısı
Bay Ferit, Taksim Âbide karşısında ga-
zete ve tütün bayii
Bay Mehmet, Taksimde Kristal altında
gazete bayii
Bay Dikran, Konak oteli karşısı, tütüncü
Bay Haşan. Harbiye, Bizim Haşan gişesi
Bay Garbıs, Osmanbeyde fırın yanında
gazete bayii
Bay Sfemzl, Nışantaşında gazete bayii
BEŞİKTAŞTA :
Bay
Bay
Bay
Bay
TOPHANEDE:
Bay Şükrü. Tramvay durağında Savaş
Sakatı gişesi
Zeki, Tütün ve gazete bayii Avni. Tütün ve gazete bayii Haşan. Tütün ve gazete bayii Mustafa. Tütün ve gazete bayii

KADIKÖYÜNDE:
Bay Etem. Gazete bayii, tSKt;DARDA :
Bay Hikmet, Kitap ve gazete bayii
Bay Cevat, Kitap ve kırtasiyeci
SAM AT YADA :
Bay Kenan, Tütüncü ve gazeteci
BAKIR KÖYDE :
Bay Ali* Uçak gişesi
I E>ILKÖYDE :
Bay Şaban. Gazete bayii
ADALARDA:
Bşy Nikç. Büyükada İskelesinde kitapçı
Bay Süleyman, Heybelıadada tütün ve gazete bayii
ANKARADA:
ANKARA BÜROMUZ:
K. Özalp Caddesi İlgar Apartmanı No. 1 9. Yenişehir. Telefon: 16112
Akba Kitabevf
Bay Ali Tümen, Ulus Meydanı, tütüncü.
Bay Yakup Karakaş, Ulus Meydanı Cebeci durağı.
Bay Cevdet. Ulus Meydanı. Hilâl Fotof-rafhanesi karşısında.
Bay Hayri öztürk. İstanbul Pastahanesi karşısında.
Bay Sait özer, İstasyonda gazete bayii.
Bay Duıali Dalkılıç, Samanpazarı Meydanı, gazete bayii.
Bay
Bay
Bay
Bay
Bay Osman Yenişehir, Bakanlıklar durağı
İZMİRDE :
Bav Yaşar Çetin. Saflık Bakanlığı civarında gazete bayii
Bay Ali Çetin. Maltepe polis noktası karşısında gazete bayii.
İkinci Kordon.» Emlâk bank yanında Anadolu hanındaki YENİ İSTANBUL Bürosunda.
Foto Can. Hükümet Konağı karşısında
GAZİANTEPTE :
Bav Necip Bahri Gönenç
Mehmet Altıntaş, Sağlık Bakanlığı Islâm Günok. Yenişehir. Iş Bankası. Mustafa Erten, Kızılay gazete bayii. Tevfik, Meşrutiyet caddesi
ÖĞRENMEK İHTİYACINDA OLDUĞUMUZ HERSEY
KOMEDİ KISMI (401OT) 2Ü.30 da Hanımlar Terzihanesi.
MUAMMER KARACA OPERETİ; 20.30 da Osman Blkes.
TEM SES OPERETİ: 15 te ve 20.45 te DUBARA.
TAKStM BELEDİYE PAVYONU: (Tel: 82904) Parisli Şantöz Roao AvrM»




GELECEK OLAN VAPURLAR
20.30 SUS (Mudanyadan)»
1APVBTAR
ANKARA
OPERA: Köylü Namusu u perde). Palyaço (2 perde). Çarşamba, Cuma vo Pazar 2 opera birden 20 de
Bl’VfK TİYATRO
20 de Peer Gvnt.
K(Çt’K TİYATRO
20 de 1 — Dünya Tüccar.
İZMİR
(10370 j Saat
(11169) Saat: Göziyle. 2 —
SEllllt TİTATnıısıı C2364) Kntli
HEİOGLU CİHETİ
AKI5 (80718) Kanun Harici. ATLAS (40835) Demir Perde. ALhAZAH (42562) Hınd Esrarı.
AR (44394) Ha vanada Festival. (Suare: Rakihcler)
ÇİÇEK: J - Gizli Emir, 2 - Kıskanç kadın (renkli).
CLHAMRA (43595) Kutup KAşlf-leri. (Suare: Hamlet)
İNCİ (85595 ı 1 — Aptal Aşık. 2 — Fedailer Kalesi, ISun re; Ln t ra vln la)
İPEK (41289) Nlslnıaçl Aınerika-da.
LALE (43595) Kutup Kâfifleri. (Suare; Hamlet)
MELEK (40868) Lulu Belle.
LULU BELLE
M E L E K
Dorothy Laınour George Montgomery
SARAY 111656) Sen Henlınsin (Suare; Tatlı BclAlnr) 6UATPARK (831*13) 1 - İstiklâl
Fedaileri. 2 — Şehrâzadın Duruşu.
Sl MER (42851) Şeytan Ruhlu A-dam.
r
Suareden IIİbaren
TATLI BELALAR
s A R A Y
(Renkli )
Loula Bililer
Bili G(ıdwyn
Tel: (41650)
SARK 1(0380) Kocamı Öldürmedim.
ŞIK ı43726) 1 — Tnrzamn Intl-Kamu 2 — Çöl Şahini,
TAKSİM (43191ı Uvııınıyan Adcım.
1 — Mağlûp Eılilmlyenler. Bal Arıları (İkisi ile renk-
TAN:
2 -
il).
YENİ
lor. 2 — Çam Sakızı Polis Ha-fiyesi.
ÜNAL (19306) 1 - Kanh Dö^ek
2 — Cici Berber
YILDIZ (42847) Hint Esrarı.
(STAM4UL CİHETİ
ALEMDAR (23683) 1 — Tarzan Ormanlar Aslanı. 2 — Tehdit Mektupları.
AYSU (21917) 1 - Karamazof
Kardeşler. 2 — Şöhret ve Para.
AZAK (23542) 1 — Aşk Kurbanı. 2 — Ölümden Firar.
CEMBERLİTAS (22513) Uçuruma Doğru.
FERAH: Uçuruma Doğru.
HALK (21994) 1 — Adalar Perisi. 2 — Bir Sipahinin Romanı, ISTANDI L (22367) 1 — Kalbime
Doğmuştu. 2 — Tabancalar Patlarken.
KISMET (21904) 1 — Dehşet Diyarı. 2 — Fakir Kızı Levlfı.
MARMARA (23860) 1 — Gençlerin Sevgilisi. 2 — Korkunç Ev.
MİLLÎ (22962) 1 — Tarzan Ormanlar Aslum. 2 — Tehdit Mektupları.
Tl RAN (22127) 1 — Aşk Kurbanı. 2 — Ölümden Firar.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 -
Mavi Tuna. 2 — Kadınların Sev-glliaj. 3 — Bosna Sev(lalıları.
KADIKÖY CİHETİ
IIALE (60)12) Pranga Kaçağı (2 devre birden)
OPERA (60821) 1 - Büyük Günah. 2 - Ormanlar HAkimt.
Sİ RFOVA (60682) 1 — Ha vanada Festival, 2 — Kanlı Buse, YELDEÛİRMENİ i
Saadet. 2
Esrarengiz Şehir.
ANKARA
si S (14071) Kara Ok
TLl S (22294) Kristof Kolonıb
YENİ (14040) Agk Oyunları
tZMİR
ELHAMHA* Uçuruma Doğru. LÂLE 1 — Atlantit. 2 — Parmaklı Canavaz.
TAN 1 — Atlantit. 2 — Be$ makh Canavar.
TA AVARE Modern Venüs. YENİ Uçuruma Do£ru.
KARŞIYAKA UÎHJ&Tİ
MELEK 1 — Dafc Çiçeği. 2 — dut Peşinde.
SÜ .M ER* Alovdon Goııülh ı
Beş
par-
Hay-
(81137) i
Kırınızı Glıi-
Yıkılan
Anları Ahmet. 3 —
ANKARA (23432ı Çiftçinin kızı BÜYÜK (15031) Petrol KnuHçesi ( EllECİ 113816) Kristof Kolomb PARK 111131) Kara Ok
SÜMER H4072) Casus Kıran
•4YE\I İSTANHI l/’uıı bugün İçin tavsiye eitlgi programlar: DAHİLDE:
18,00 Ankara: İnce saz ıSegAh faa’.i) — 19 25 İstanbul: Varda Ün den piyano soloları — 21.15 İstanbul: Fasıl Heyeti konseri.
HARİÇTE:
1L3U Londra: BBC Northern Orkeatrası konseri. (Beethoven programı» — 2150 Fransa -(278.6 m) - Senfonik konser 24.oo înebruk - (578 m) -Senfonik konser. (Solist: ıG. Cassado)
7 3u Ankara: MS.A. — 7.31 Anka ru: Hnrry Horlick ork. (Pl.ı
7 15 Ankara: Haberler ve ha-\n raporu. - Londra: Dinleyici istekleri. 8.(Mi Ankara: Şarkılar (Plj _ m.ly Ankara: Hafit sololar (Pl.) — Londra: Palın Court Ork. Hafif müzik. — 6.23 Ankara: Günün programı — 4.M
Ankarn: Bale müzikleri (Fi.) — 9.30 Londra: Dinleyici istekleri
— 11.00 Londra: Gcraldo konser Ork. — 11.30 Londra: BBC Northern Ork. (Beethoven programı»
— 12.30 Ankara: Şarkılar. — 13.00 Ankara-İstanbul: Hnberlcr. — 13.15 Ankara: Radyo »alon Ork.
İstanbul: Şarkı ve türküler (Pl.) — 13.30 Ankara: Öğle ga-tesi. — İstanbul: Çeşitli hafif müzik (Pl.) — 13.15 Ankara: Radyo salon Ork. devamı — 13.50 lalanbul: Ev kadını saati. — II.00 İstanbul: Şarkı ve türküler. — 14.10 İstanbul: Dnns mÜ-zifci (Pl.) — 17.13 Londra: Ray Martin Orkestrası — 18.o() Ankara: İnce saz. — İstanbul: Car. müziği (Pl.) — 18.13 İstanbul: Yavuz Eneren ve arkadaşlarından dans müziği. — Londra.: Yeni pjftkları takdim ediyoruz. — 18.30 İstanbul: Kabare şarkıları (Pl.) — Londra: Türkçe Yayın servisi. Çocuk köşesi. — 18.45 İstanbul; Saz ederleri. — Ankara: Tango. Rumba, Kongn ve sambalar (Pl.) — Londra: Türkçe yayın servisi -haberler (19.91. 25,64 ve 31.32 m)
— 10.00 Istanbul-Ankara Haberler. 10.13 Ankara: Geçmişte bugün. — İstanbul: Çeşitli hafif müzik (Pl.) Amerikanın Sesi: Haberler (13, 16 ve 19 metre) — 19.20 Ankara: Yurttan üealer. — 19.35 İstanbul: Verda Ünden piyano soloları. — 19.30 Almanya: 1362.6 m) - G. Me-lachrlno Hafif Ork. — 19.13 Ankara. Orkestralar çalıyor — İstanbul: Şarkı ve türküler. — 20.15 Ankara: Radyo gazetesi,
— İstanbul: 'Boş Beşik Akkuş' Bad^ofonik temeli. — 20.30 An-
kara: Serbest saat — 20.35 Ankara: Karışık şarkılar. — 21.00 Ankara; Unesco gazetesi. — 21.15 Ankara: Müzikseverin saati. — İstanbul; Fasıl heyeti konseri.
— 31.45 Ankara: Konuşma, sağlık saati. — 21.50 Fransa: (278.6 m» - Senfonik konser. — 22.00 Ankara: Konuşma. BMM saati. ı
— İstanbul: Küçük orkestradan melodiler. — 22.15 Ankara: Dans | müziği (Pl.) Groen Ork.
Dans müziği ra-ls(anbui:
İstanbul: Çeşitli hafif (PL) — 23.15 Frankfurt: m» - Boccherini, Schubert, Beethoven'den uda mıızigi, — 24.00 tnsbruk: (578 mi - Senfonik kanser (Solist : G. Casaadoh
GİDECEK OLAN VAPURLAR
5.— KADEŞ (KaradenizeTî
9.-r- SÜS (Mudanyaya). ____
GELECEK OLAN EKSPRE9LEB 6.45 Semplon (Avrupa).
7.10 Doğu.
8.30 Ankara.
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
9.— Toros.
18.10 Ankara.
21,30 Semplon (Avrupa).
— Londra: Philip
— Î2.20 İstanbul; (Pl.) — 22.45 Anka-Ha herler. — 23.00
müıik (208.6
UÇAK . TREN . VAPUR
GELECEK
9.50
12.50
13.30
OLAN UÇAKLAR
(Türk) Ankıtradan. (Türk) Ankaradan.
(Ingiliz) Londra.
D.H.Y.
D.H.Y,
BE.A.
NIs, Roma, Atmadan. D.H.Y. (Türk) Izmirdcn.
S.A.S. »İskandinav) Kopenhag, Amstcrdam, Münih, Romaden.
S.R. (İsviçre) Zurih, Cenevre. Atina. Ankaradan. D.H.Y, (Türk) İskenderun. Adana, D. Bakır. Malatya, Ankaradan.
GİDECEK
D.H.Y.
D.H.Y. Kıbrıs, B E.A.
ma Nis, Londrava. D.H.Y.
S A S.
Münih. Amslerdam, Kopenhag a.
14.—
14.45
16.-
16.20
9.—
10.10
11.30
11.30
16.50
OLAN UÇAKLAR (Türk) Ankaraya.
(Türk) Ankara, Bcyruta.
(Ingiliz) Atina, Ro-
(Türk) An kaıa va. (İskandinav) Roma,
Eminönü: SslAhaddin. Çarşıkapı — Beşır Kemal. Eminönü — İtimat. Küçıikpnzar — Sultan Ahmet.
Beyoğlu: Dcliasuda. İstiklâl C.
244 — Nihat, Tarlabaşı. C. 92 — Ayaapaşa. Gümüşsüyü Cad. Havreddln Tav, Şair Ziya Cad. 20 — Spor id Is. Necatibey C. 306 — Atakan, HalAskArg. C. 1S3 — Mccidiyvkny, Mecidiyeköy 4 — Hahcmglu. Hasköy — Yeni Turan. Kıısııııpnşa.
Fatih: İs. Hakkı, Şehzadebaşı mınt. — Et hem Pertev — Emin Rıdvan — Haindi Emgan — Edirnekapı — Orhan Avcıoftlu.
Eyüpsultan: Ayvansaray, Şifa. Beslktat: Nail Halit, Köylçi.
Kadıköy: Sıhhat — Feneryolu — Erenköy — A» Ca/er. Bostancı.
Cslciidar: Merkez.
Hcybeliadn: H. Halk. Bıi> likada: Halk.

Boyar
Halk Ulus
İZMİR
22967
14550
Yardım,
YalıUr — — Halk. Kemeralth
Aisancak — Cumhuriyet.
Basmahane
Karata^, Eçrefpaaa — Birlik

Comments (0)