20 Aralık 1949
Salı
■
SİYASÎ İKTİSADÎ
Sayı 20
W Kur
J
1
1
F
'A
21
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 - 8 I’ sta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Türkiye için sc» eliği X altı aylığı 17, uç aylığı 9 liradır Hariç memleketler iki mislidir
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden: HABİB EDİB TÖREHAN
r
POLİTİKA
J9/X///1949
Suriye hususi muhabirimiz bildiriyor
Suriyede üçüncü siyasi değişiklik
İlânlar: 6 net sayfada santimet resi 2 liradır. İlânlardan his bir mes’uhyet kabul edilmoı
Altıncı Dil Kurultayı
Telefon 44756 44757 Santral
Telgraf Adresi : Hetlo. İstanbul
İÇ SAYFALARDA
Birinci parlak
günün bilançosu değildir.
[A ÎL Kurultayının birinci gü-nü, şöyle bir bilânço ile kapanmıştır:
1) Millî Eğitim Bakanının mâkul ve cesaret verici hatlar dahilinde tutulmuş olan nutku.
2) Türk Dil Kurumu adına okunan rapor.
S) Komisyonlar seçimi.
Bunlar her kongrede görülen ilk çalışmalardır. Ancak dil meselesi gibi son aylar zarfında her tarafta hararetle münakaşa edilen bir mevzuun kongresinde ve bu kongrenin de ilk celselerinde, karşılıklı görüşlerin belirmemiş olması, epeyce şaşırtıcıdır. Hattâ Ankara muhabirimizin verdiği malûmata göre, sabahki ve öğleden sonraki celselerde, taraflar, teşekkül edemediği gibi, dilde daha muhafazakâr bir temayül gösterenlerin de kürsüye gelmediklerine bakılırsa, bunların ya sahneyi terketmek, yahut komisyonlarda mücadele etmek niyetinde oldukları anlaşılır.
Son zamanlarda matbuatımıza akseden münakaşalardan hareket edersek, yeni kelimeleri müdafaa edenlerin, bunlara “uydurma., vasfının verilmesini, daha doğrusu dilde şimdiye kadar takip edilen yolun tenkid edilmesini. aşağı yukarı bütün inkılâp dâvasına karşı bir hıyanet saydıklarını müşahede ederiz. Ne-tekim. Kurultayın birinci günü kürsüye gelen hatipler, bu şekilde konuşmuşlardır.
Buna mukabil, öteki istikamette neşriyat yapanlara göre de. şimdiye kadarki dil hareketi, ba -'an aşağı s'.çma ve zararlıdır.
Kanaatimizce, her iki taraf d dil meselesinin tek taraflı o-larak halledilmesini ve bundan bir sinir ve taassup mücadelesi çıkararak, yâni histeriyle hareket ederek, partizanca bir netice elde edilmesini istiyor.
Bu bakımdan. Kurultayın birinci gününde, iki his karargâhının karşılaşmamış olması, belki de hayırlı sayılmak lâzımdır. Çünkü dil meselesinin bu seferki Kurultayda iyi neticelere bağlanmasının şartı, bir kere müsamaha ile hareket etmek, İkincisi de, birbirini dinlemektir. Yoksa, insanın şunu da soracağı geliyor:
Acaba iki taraf, ayn bir dite taassupla iuanmak yüzünden birini basit mânasında dahi lıyamâz bir hale mi gelmiş iunmak tadır ?
Ki bu takdirde, bir üçüncü rafın çıkıp her ikisince
şılması kabil bir türkçe ile, hepimizin seveceğimiz den ne anladığımızı lâzım.
Çünkü, dil meselsei öyle bir hale gelmiş ki, taraflar, hem hem de birbirinin türkçe diye ileri sürdüğü şeyden, âdeta tiksiniyor !
Bir yabancı, gelip aylardan yahut senelerden beri yaptıklarımızı yâni, söylediklerimizi ve yazdıklarımızı uzaktan tetkik etmiş olsa, “Bu memlekette galiba iki ayn türkçeye 6ahip Türk asıllı iki millet yaşıyor.” diyebilir. Halbuki, bütün Türk Milleti, evde ve çarşıda yahut sevinçlerinde ve ıstıraplarında, temiz, sade ve enfes bir türkçe konuşmakta ve yazmaktadır. Kavga ite ikilik. yalnız bir avuç allâme arasındadır.
Böyle bir halin içinde olduğumuzu Kurul tay dakilerin mutlaka Müşahede etmesi ve komisyon-ı rda olsun, umumî heyet toplantılarında olsun, buna göre ça-lı.şrfıası lâzımdır.
Bütün millet, bu zevatın mesaisini takip etmektedir. Ve onlardan şunu istemektedir: Sinirlenmeden, yok yere taassup itham et-karşı ağız mâkul ne-
Hüsnü Zaimi idam ettirmiş olan tevkif edilerek hapse
Bu askeri darbeyi hazırlıyan birleşmesine muhalif
Albay Hinnavi
Albay Çiçeklinin Suriye olduğu tahmin ediliyor
Dün tevkif edilen Albay Hinnavi muavinleri
Alâeddin Kavas »(solda) ve Eminle beraber
lif
•X
Suriye başşehri Şam yeni bir hükümet darbesine sahne olmuştur. Hüsnü Zaim’i ortadan kaldırmış olan Albay Hinnvî. Kurmay heyetteki arkadaşı Albay Edip Çiçekli tarafından tevkif ve hapsedilmiştir. Hınnavi'nin, devirmiş olduğu zatın acıklı akıbetine uğrıyacağı tahmin edilmiyor. Fakat kendisinin siyaset sahasından a-tılması muhakkaktır ki gerek Surîyenin, gerekse bütün Arap âleminin istikbali üzerinde bir tesir icra edocektır. Verilen malûmata göre, Hinnavî harekete geçmeğe hazır lanmakta olan. Irak - Suriye Birliği taraftarlarını gizlice desteklemekte .idi. Albay Çiçeklinin bu hükümet darbesi bilhassa bu Birlik fikrine karşı yapılmıştır; bu suretle bu fikrin tahakkuku gene şüpheye düşmüştür.
Suriyedeki bu yeni siyasî hâdiseye dair, Beyrut hususi muhabirimizden dün aldığımız telgraf 2 nci sayfamızdadır. Görüleceği gibi, bu hâdisenin, ne bir rejim değişmesine ve ne de idari bir değişikliğe sebep olacağı pek umulmuyor. Hâşim Atassi gene Cumhurbaşkanı olarak kalacak vc Rüştü Kehiya gene Meclis Başkanlığını muhafaza eaecektir. Bununla beraber şu nokta da unululmamafı-dır ki, halk seçimi ile kurulan bir meclisin ilk hükümetinin de gene dün kurulması bekleniyordu. Halbuki şimdi, Çiçeklinin bu hareketi yüzünden Nazırların seçiminde muhakkak bir değişiklik olacaktır. Bj durum, başlı başına, yeni hükümet darbosinin seyrini İzaha kâfi gelebilir.
Suriye muhabirimizin son telefon haberini ikinci
siyası hâdiseleri aydınlatan sayfamızda bulacaksınız.
Fransız bütçesinin
müzakeresi başladı
bir an-bu-
ta-anla-
bir türkçe-anlatması
gerçekten bulunuyor birbirinden
Ürdün ve Filistin anlaşmak üzere
Başbakan Bidault, icabında itimat meselesini ileri sürmekten çekinmiyecek
Paris, 19 (YİRS) — Fransız Parlâmentosunda. bugün, Bütçe Komisyonu ile hükümet arasında 1950 yılı bütçe tasarısı Üzerinde çıkan İhtilâf konuşulmuştur. iki taraf arasındaki gerginlik izale edilmedi ise de bir uzlaşma yolunun bulunacağı ve şu sırada bir kabine buhranına yer verilnıiyeceği ümit edilmektedir.
Bidault İcap ederse itimat isHIyecek
Londra. 19 (YİRS) — Paristen gelen haberlere göre, Fransı Parlâmentosu bugün 1950 bütçesinin müzakerelerine bağlıyacaktır.
B.B.C. nin Paris muhabirine göre, celsenin meşkûkiyet ve karışıklık havası İçinde cereyan edeceği şüphesizdir. Parlâmentonun mali komisyonları bütçede tasarruf yapılmasını tavsiye etmişlerdi. Fakat anlaşıldığına göre, hükümet buna şimdilik yanaşmamıştır. Bununla beraber, müzakereler esnasında, masraf bütçesinde tasarruf yapmağa mecbur edileceği intibaı hasıl olmuştur.
Bütçe 23 milyar frank tutarındadır /T
çalışmaya başladı
Ankara 19 (Hususî muhabirimizden)
6 ncı Dil Kurultayı, bugün Cumhurbaşkanı ve bütün Hükümet erkânının iştirakiyle Dil - Tarih ve Coğrafya Fakültesinde açıldı. Kurultayı açan Milli Eğitim Bakanı, dil dâvamız etrafında ezcümle dedi ki:
“Dil dâvasını mütalâa ederken. İsabetli fikirlere varmanın çarelerinden biri bu dâvayı tarihî bir zaviyeden görmektir. Aksi takdirde doğru bir hükme varılamaz.
Biz Imparatprluktan bir milli yazı dili tevarüs etmedik. Yazı dili olarak yalnız anahtarı mahdut bir zümrenin elinde olan bir sınıf dil vardır.. Edebiyatımız gibi yazı ve resmi dilimiz de 1908 İnkılâbına kadar bu şekilde kaldı.
Ancak İkinci Meşrutiyetten sonradır ki, vokabülerj, grameri ve üslûbu olan bir dil doğabildi. Bugünkü dâvamız, halkın anlıyacağı bir dile kavuşmaktır. Bu dil, denemeyi “tecrübe etmek", belirtmeyi" tebarüz ettirmek,, yerine kullanan milletin dilidir.,,
"Yeni terimlerin bir kısmı Arabca kalamaz mı idi?., konusunu vazeden Bakan “Hayır, buna imkân yoktu. Bu bir sistem meselesidir. Terimler ya tamamen Arabca olmalı, yahut Türkçe esasına bağlanmalıdır,, cevabım yine kendisi verdi ve “Atatürk ikinci yolu inti-
hap etti ve bu İstikamette harekete geçildi.,, diyerek gözlerini bitirdi.
Bakanın nutkundan sonra. Başkanlığa Hüseyin Cahit getirildi.
Hüseyin Cahit Yalçın ın bidayetten beri dil inkılâbının muhalifi olduğu için Başkanlığa getirilmesine itiraz eden bir delegenin Saracoğlunu teklif etmesi, Kurultay tarafından nazarı itibare a-lınmadı. Başkan vekilliklerine profesör Hikmet Birand ile Enver Ziya Karal seçildikten sonra kürsüye gelen Dil Kurumu Genel Sekreteri Haşan Reşit Tankut Kurultaya raporunu okumuş ve dil dâvalarına başka memleketlerde de, ezcümle Aimanyada müdahale edildiğini izah etmiştir.
Türk Tarih ve Coğrafya Kurumlan adına yapılan konuşmalardan sonra kürsüye gelen Besim Atalay, Öztürkçe cereyanını şiddetle müdafaa etmiştir.
öğleden sonra yapılan celsede tüzük, bütçe, Önergeler, Lengistik-Etimoloji, Gramer-Scntaks, lugat-Filolojİ ve terim ve imlâ komisyonları seçilmiştir. Komisyonlar yann ve öbür gün toplanarak raporlarını Kurultaya sunacaklardır.
Yeni Kurum Teşkilâtı içersine 25 kişilik bir ilim Heyeti katılacağından Kurultayda alınacak direktif mahiyetindeki kararlar bu heyetin süzgecinden ve tasvibinden geçirildikten sonra bir neticeye varılacaktır.
tKÎNCÎ SAYFADA Amerikanın emniyet huduttan
Prof. Zeki Mesud Alsan
ÜÇÜNCÜ SAYFADA Turizm ve devletçilik Vedat Nedim Tör
DÖRDÜNCÜ SAYFADA
Türkçenin meseleleri Dr. Mecdut Mansuroğlu Conıedie Française’de kopan fırtına
Reşat Nuri Güntekin BEŞİNCİ SAYFADA
Salon oyunu (Hikâye) Arthur Gordon
Kadın - Ev - Moda
■a
. *A
Gelir vergisi defterlerinin tasdik işi
tsrailin İVashington Büyük Elçisine göre, Birleşmiş Milletlerin Kudüs halikındaki e karan bir muvaffakıyttsizliktir
tehlikeye İstemesi
talebi
dü-çok
ve bunun 155 milyarı yeni vergilerle kapatılacaktır.
Müzakereler esnasında Başbakan Bldault'nun, kabineyi şiirse bile güven oyu muktemeldlr.
Bldault'nun
Paris 19 (A.A.) (Reuter) — Başbakan Gcorges Bidault Meclisten, Hükümet tarafından takdim edildiği şekilde bütçe tasarısını reddederek, Fransada yeni bir siyasi buhrana sebep olunmamasını istemiştir.
Maliye Komisyonu bugün Hükümet teklifini kabul edip etmemek hususunda karar vermek üzere toplanacaktır.
Sahte ekonomiler
Paris 19 (A.9.) (Reuter) — Maliye Bakanı Maurlce Petscho, Meclisin Maliye Komisyonu tarafından teklif edilen tasarrufları “sathe ekonomiler,, diye vasıflandırarak reddetmiştir.
Demiryollarına ayrılan tahsisatta teklif edilen 25 milyar franklık hasılatta geniş mikyasta bir tenezzüle sebep olacaktır.
Maliye tasarruf 60 ilâ 90 maktadır.
Bakanına göre. komisyonun tekliflerine rağmen, bütçede milyar franklık bir açık kal-
Başkan Truman'ın
Türkiyeye mesajı
Amerikanın Sesi,, Radyosunun türkçe yayınlara başlaması münasebetiyle Washington Büyük Elçimizle G. Ailen de hitabede bulundular
Birseba, 19 A.A. ıReuter» — Ürdün ve İsrail askeri komutanları dün toplanarak iki memleket arasındaki anlaşmazlığı ortadan kaldırmağa muvaffak olmuşlardır. Bilindiği gibi, bu anlaşmazlığa sebep, Küflüsün güney batısında H al il ur r alım an - Birseba bölgesindeki kabilelerin hareketleridir.
Diğer taraftan öğrenildiğine göre, iki memleket arasında, geçen nisanda İmzalanan mütarekeden sonra Filistln-de kesin bir anlaşma yapmak üzere başlanılan müzakereler sona ermek Üzeredir.
Kudüs hakkındııld karar
San Francisco, 19 (A.P.) — Dün akşam, Milletlerarası Bankanın verdiği bir ziyafette söz alan, İsrail Büyük Elçisi Eliabu Elath, Birleşmiş Milletlerin, Kudüstc milletlerarası bir rejim kurmak hususunda verdiği kararın, "mu-vaffakiycLsizlige mahkûm,, olduğunu söylemiş ve “Kudüs İsrail in bir parçasıdır, her ne şekilde olursa olsun ondan ayrılamaz veya tarafsız bir duruma getirilemez’, demiştir.
Malafa çiftçisi
Joseph Conrad’ın küçük bir şaheseri
Başkan Truman, Çorçil'in kızı Sarah Çorçıl’lc
Ne w-York, 19 (YİRS) — Dışişleri yollar, ebediyen kuvvetli ve müstakil Bakanlığına bağlı Amerikanın Sesi | kalmasını dilerim.,,
Allen’den sonra mikrofon başına gelen Amerikanın eski Ankara Sefiri C. Wilson demiştir ki:
“Yeni açılan bu yayın, iki memleket için çok büyük bir ehemmiyeti haizdir. Bu yayınlar, iki memleketi daha fazla birleştirmeğe ve birbirlerini daha iyi anlamağa yardım edecektir.
“Türki.veden Amerikaya döndüğüm zaman, burada Türklere karşı derin bir alâkanın hüküm sürdüğünü memnunlukla gördüm.
“Aıncrikada, modern Türkiyeye karşı derin bir hayranlığın mevcudiyetine şahit Türk karşı bariz
• «
Defterler ocak ayı sonuna kadar yaptırılabilir
1950 yılından itibaren tatbik edilecek olan Gelir Vergisinin, mükelleflerce anlaşılamayan hususların aydınlatılması için Defterdarlıkta kurulmuş olan Danışma Bürosuna I her gün yüzlerce müracaat olmaktadır. Adeta bir tehacüm halını alan müracatları cevaplandırmak için Danışma Bürosu, toplu izahat vermek yolunu tutmuşsa sul mükellefleri tatmin tir.
Bu vaziyet karşısında: izahat verilmesini temin için büronun takviyesi kararlaştırılmıştır. Bazı Tırmalar tahriri izahat almak emeliyle istida ile sualler sormakta iseler de, kurulun gayesi şifahî malûmat vermek olduğundan istidalar cevapsız bırakılmaktadır. Salahiyetli bir zat bu I hususta. "söylediklerimizi in icar et-mlyeceğımıze vatandaşlarımızın e-min olmalarım isteriz. Danışma Kurulumuz karşılıklı izahatla mâliyenin de aydınlanmasını temin etmektedir., demiştir.
I Diğer taraftan büro mensupları büyük teşekküllerin daveti üzerine yerlerine kadar gitmekte ve alâkalıları aydınlatmaktadırlar.
Ayrıca Maliye Bakanlığı, mükelleflerin tenvir edilmesi içinj Gelir, Kurumlar ve Esnaf vergileri lzah-nameleriyle; muhtelif zümreleri a-lâkadar eden hususlar bir kaç bunları
I satışa isimleri carın gelir vergisi, 2 — Sanayicinin gelir vergisi. 3 — Serbest meslek erbabının gelir vergisi, 4 — Irat sahibinin gelir vergisi, 5 — Kurumla-rın vergisi. 6 — Esnafın vergisi. 7 — Yabancıların gelir vergisi. 8 — Vergi ihtilâfları 9 — Vergi beyannamelerinin tetkiki
Yılbaşına az bir zaman kaldığından, şehrimiz noterleri defterlerini tasdik ettirmek isteyen mükelleflerle dolup taşmakta ve noterler de önumüzdeki günler içerisinde bu müracaatları karşılayamamaktan endişe etmektedirler.
Öğrendiğimize göre, sırf bu seneye mahsus olmak üzere defterler ocak ayının sonuna kadar tasdik edilebilecektir
\__________________________________>
da bu iletmemiş-
münferit etmek
hakkında tane broşür neşretmiş ve maliyet fiyatı üzerinden çıkarmıştır. Broşürler şu taşımaktadırlar: 1 — Tüc-
f
J
*
radyosu bugün Başkan Trumanın Türk Milletine gönderdiği bir mesajla Türkiye yayınma başlamıştır.
Truman'ın hitabı
“Sayın Türk dinleyicilerim,
“Amerikanın Sesi programının Türkiyeye tahsis edilen ilk yayınını size sunmaktan zevk duyar ve bu vesile ile Türk halkını selâmlarım. Birleşik Devletler halkı adına, Amerikanın Sesi vasıtasiyle, Türk halkını sevgi ile selâmlar ve candan dileklerimizi sunarım.
“İki memleket arasındaki dostluğun daima devam edeceğini ve iki tarafı ilgilendiren menfaat bağlarının iki milleti daha fazla bağlayacağını umarım.,,
Feridun Cemal konuşuyor
Trumanın mesajı okunduktan sonra, mikrofon başına gelen Washington Büyük Elçimiz Feridun Cemal Erkin şunları söylemiştir:
"Aziz yurttaşlarım,
Amerikanın Sesi programının türkçe yayınını size duyurabilmeıniz, bizim için büyük bir saadettir. Amerika ve Türkiye arasındaki dostluğun iki memlekette bulunan bütün halk tabakalarına yayılması bu suretle temin olunacaktır. Söz ve busın hürriyetini, milli politikasının esaslı um d el arı arasına Koyan Türkiye ile Amerika arasındaki dostluk sarsılmayacaktır.,,
Dışişleri Bakanlığı müsteşarlarından ve şimdi Yugoslavyaya tâyin edilen Büyük Elçi George Ailen mikrofona gelerek şu mesajı göndermiştir:
“Kahraman vc cesur Türk Milletini selâmlamak benim için büyük bir imtiyazdır. On seneden beri Türkiye ile yakından ilgilendim ve bu milletin kudretli komşusunun tehditlerine boyun eğmediğini guryrla müşahede ettim.
“Türkiye, uzanan dost elleri sıkmakta asla tereddüt etmez, fakat tehditlere de hiçbir zaman boyun eğmez.
“Sovyet Rusya, harici âlemle ilgisini kesmek için hududu boyunca aşılmaz bir duvar çekerken, Türkiye yabancı memleketlerle olan temas ve ilgisini gittikçe arttırmıştır.
“Bugün başlayan Amerikanın Sesi tllrkçe yayınları, iki memleket arasındaki temasın artmasına yardım edecektir. Türkler Amerika hakkında bu suretle daha fazla bügiye sahip olacaklardır.
| “Türkiyeye bütün iyi temennilerimi
oldum. New-York'ta kurulan - Amerikan dostluk cemiyetine gösterilen büyük alâka bunun bir delilidir.
Sîzlere hitap edebildiğim için kendimi bahtiyar addediyorum. Siz, dostluk hususunda sağlam, sadık ve samimisiniz. En temiz duygularımı yollar hepinizi selâmlarım.,,
Ege ve tznıire kar yağıyor
İzmir 19 (Hususi muuabirımızuvnl —1 Havalar birdenbire değişerek Eğenin bir çok illerine kar dUzmeğe haşinmiş vtl havalan kışa çevirmiştir.
Yağış her yerde devam ettiği glbll Gediz ve Menderes nehirleri de yüksel-.; m eğe başlamıştır. Izmirin Yamantaa Dugı sırtlarına da bol miktarda kar düşi muştür. Havanın muhalefetinden bugürl uçak seferleri yapılamamıştır.
Stalin’in doğum günü münasebetiyle Çokoslovakyada inekler yarımşar litre fazla süt vormeve mecbur tutuldular. (Gazeteler)
A’
a.
^*4
b I > V t
b V J
*
/
-
o
J
(?
t
Xs
takdirde,
★
Çeviren : Reşat Nuri Darago
Perşembe «riinii
göstermeden, birbirini meden ve birbirine bozmadan, mutedil ve ticeleri elde etmek!
Bunu yapmadıkları koca Kurultay, Türk Milletinin nazarında, tıpkı öteki münevver kavgalarında olduğu gibi, basit bir zabıta vakasından ibaret kalacaktır.
.Josehp Conrati
Nispeten kısa olduğu için “küçük” diye vasıflandırdığımız bu şaheser, Joseph Conrad’ın en güzel lıikâyelerindendir. Oıı dokuzuncu asrın ikinci yansında geçen bu hikâyede tropiklerin ve bilhassa Felemenk Hindistanlımı ateşli havası, fiısunlu tabiatı içinde yaşanmış bir macera okuyacaksınız.
Bizde pek az tanınmış olan Joseph Con-rad, İngiliz romancıları arasında en yüksek mevkii tutmakta olup, memleketinin edebiyatını birbirinden güzel, çekici ve her bakımdan şaheser sayılan romanlarla zenginleşti rmlştir Yeni İstanbul
£
4
A
\
(
’ÇL (’
L
r z.v
• —
İnek — Felaket!.. Galiba insanlarda sağılacak bir »ey kııimadu.
Savfn 2
VFNt tRTANRTTL
20 Aralık 1M|
fc I ---- .
â A
melihanın
Dünya Haberleri
Memleket Haberleri
Şehir Haberleri
emniyet hudutları
Prof. Zeki Mesud ALSAN
Bahis rnovıuu olan Amerika, tahmin odildıgl veçhile, Şimalî Amerika Birleşik Devletleridir. Milletlerarası hayatta Amerika kıtasını ancak bu dov-let tomsil ettiği için onun diğer bir adı da kıtaca Amorikadır. A-merlkn kıtatı, coğrafi bakımdan Atlantik ve Pasifik Okyanusları İle diğer kıtalardan tamamen ayrılmış bir durumdadır. Bu eebenton duhutları-nı, Birinci Cihan Harbine kadar bu okyanusların Amerikan kıyıları teşkil etmekte İdi, Fakat gorok Birinci Cihan Harbinin milletlerarası hayat «artlarını kökünden doğiıtirmoti, gerekse nsrt teknolojinin dünyayı olttlkçe bölünme» tek bir dünya haline getirmesi, hudut mefhumu ile devletlerin emniyet sahaları sınırları üzorino büyük tesirler yapmış olduğundan, dünya devleti rolünü oynamaya başlayan Amerikanın da bunlar hakkındakl telâkkilorı süratle değişmiştir.
Birinci Cihan Harbino kadar Washlngton'nun tavsiyelerine vo Monroo doktrininin prensiplerine uyarak siyasi ve İktisadî faaliyetini ancak kendi kıtasınA hasre-don ve emniyetini coğrafi hudut ları içinde ariyan Amerika bu hnprten sonra, yeni «artlar karsısında, politikasının eski umdelerini torketmek mecburiyetinde kalmıştır. İkinci Cihan Harbi milletlerarası hayatın ağırlık merkezini Avrupa kıtasından Ame-rıkaya intikali neticesini doğu runca Amerikan politikasının, ve bunun zımnında Amerikan emniyet hudutları mefhumunun yeni bir gelişmoyo tâbi tutulması zarureti daha ziyade belirmiştir. Çünkü harp sonrası dünyasının siyasi ve iktisadi hayat şartları bakımından aldığı sekil Amerikanın milletlerarası politika sahasındaki faaliyet vo mesuliyetini son derece artırmış ve bu da doğrudan doğruya Amerikan siyaseti İle beraber onun tomel tasını teşkil c-don Amerikan emniyeti telâkkisine dorln toslrlor yapmıştır.
İkinci Cihan Harbi sırasında vo Roosevolt devrinde Amerikan hudutlarının Atlantik vo Pasifik Okyanuslarının Avrupa ve Asya kıyılarından boşladığı ilân edilmişti. Harp bittikten sonra vo Tru-man devrinde, bir aralık, bu hudutların daha gorlterdon, Berlin-dea. Basra Körfezlndon vo Çin denizi kıyılarından başladığı İddia edildi. Nihayet son zamanlarda Amerikan hudutlarının dünyanın her kesiminde bulunduğu tezi ortaya atıldı. Şimali Atlantik paktının İlânı münasebetiyle A-merika Birleşik Dovlotlorl Dişlileri Bakanı Amerikanın güvenlik sahasını şöylo tasvir etmiştin “Bu günün toplu dünyasında Birleşik Amerikanın omnlyotl, hudut mof-'humu ile tosblt edllomez. Dünya nın herhangi bir yerinde milletlerarası sulh ve emnıyeto karşı vâki olacak ciddî bir tehdit Amorlknyı doğrudan doğruya ilgilendirir. Bu itibarla sadece Batı Avrupada vo Amerika kıtasında değil, fakat yapmaya kadir bulunduğumuz yardımın müessir olacağı hor yerde, hür millotlorln toprak bütünlüklerinin vo istiklâllerinin muhafazasına yardım etmok, siyaseti mlz icoplarındandır.,,
Tek dünya realistinin Amo-rikan siyasetine ve emniyet tolâk-kislno bu dereoo müessir olması, dünya barışının muhafazası vo küçük milletlerin mütecaviz kuv-votlero karşı korunması bakımın-dan hayırlı netleelor doğurmuştur. Marshall Plânı vo Truman doktrini gibi, Amerikanın sulheevor ve demokrasi ideolojisine bağlı mllletlero yardımını geroktlron tedbirler Amerikan sulhu İle dünya sulhunun bir bütün teşkil ottl-ği kanâatinin ifadeleridir. Bu yeni gelişme, barışa vo İnsan haklarına bağlı olan milletlerin, baş-longıçta Amorlkan sulhu halinde mütalâa odilen sulhun demokrasi dünyasının sulhu halino getlrllmo-sl hususunda İşbirliği yapmalarını ve siyasetlorlni bu hodofe tovclh etmelerini gerektirmektedir. Zamanımızın maddi hayat şartları tek dünya roalltoslne vücut vermiştir. Bu tek dünyanın devamlı ve istikrarlı barış ve nizamı d« ancak bunlara mosnot teşkil edecek ana fikirlerde millotlcrin büyük eksoriyotınin aynı görüşe sahip olması ve böyle bir görüşten ilham alan aynı siyaseti takip etmesi İle sağlanabilir.
BEYRUT, 10 (Hususi mu ha birini i z-den telefonla l — Bamdaki yeni hükümet darbesi hnberi, Beyrutta bu sabah duyuldu vo büyük heyecan uyandırdı Bir müddet kimse ne okluğunu öğrenemedi. Beyrutlu Şam araaındaki telefon nıuhnvcrcFİ krallmlş, Suriye Lübnan hududu kapanmış, İki memleket arasında bütün münakalât durmuştu. Haberler yavaş yavaş sızmaya başladı vo meselenin mahiyeti nihayet nnlaşılabll-dl. Alınan malûmata göro hâdise şöylo olmuştur:
Sabahın ilk saatlerinde, Albay Edip Çiçekli kumandanında, bir Suriye alayı. Katanadnn hareket ederek Sama yürüyerek, başta Cumhurbaşkanı HA-şlm Atassi’nln oturduğu başkanlık binası olmak üzere; Başbakanlığı, hükümet binasını ve Suriye radyo merkezini sarmıştır. Aynı zamanda bir müfreze asker. Suriye Orduları Başkumandanı Albay Hlnnavî’nin ikametgâhına giderek, kendisini tevkif etmişlerdir. Htnnavlnln bacanağı, Hariciye Nezareti Umumi Kâtibi Esat Talaş da aynı dakikada tevkif edilmiştir. Derhal verilen bir emirle Mezze hava meydanında da uçakların kalkması ve inme al menedllmlştl.
Bütün bu hâdiseler., büyük bir İntizam ve sükûn İçinde cereyan etmiş, bir kurşun bile atılmamıştır. Normal çalışmasına devam eden gam Radyosu, bu hususta, sabah saat dokuz sularında ancak şöyle bir tebliğ yayınlamıştır:
“Albay Hınnavi ile bacanağı Talaş ın ordu ve cumhuriyet rejimi aleyhine hazırladıkları siyasî komployu önlemek üzere, Suriye ordusu, vaziyete müdahale etmiştir. Ordunun veya cumhuriyetin varlığı tehlikeye düşmedikçe, ordu, İdareye karışnuyacaktır.,,
taarruza geçti
Yunnan eyaletinin merkezi dün yeniden el değiştirdi
Londra, 19 (Y1R8) — Milliyetçi Çin Haberler Ajansının bildirdiğine göro, Yunnan eyaletinin merkezi Kun-MIng, tekrar milliyetçilerin eline geçmiştir.
Kun-Ming Valisi, kısa zaman evvel komünistlore İltihak etmiş ve şehrin komünistler eline geçmesini kolaylaştırmıştı.
Kızıl Çinliler Hlndlçlnrye taarruz edecekler mİ?
Londra. 19 (YÎRS) — Hong-Kong gazetelerinin bildirdiklerine göre, 140 kilometrelik bir cephe üzerinden Hin-
KISA
HABERLER
Hlndlçlrıl'nin istiklâli IIAn ediliyor
Monte Carlo 19 (YİRS) — Vietnam 30 aralık gününde İstiklâline kavuşacaktır. Mahalli İdare moraslmlo Fransız-lardun VietnamlIlara intikal edecektir.
Dr. Muhammed Hatlar Endonezya Başbakanı oldu
Londra 10 (Y1RS) — Bfttavyadan haber verildiğine göre, Federal Endonezya Cumhurbaşkanı Dr. Ahmet Soe-knrnOı lçtlmnda bulunduğu dört bakandan Dr. Muhammod Hatlar1! Başbakan ıftyin etmiş vs kabinenin toşkill ilo va-zifolondlrrniştir.
Kuhr Havzası için toplantı
Stuttgart 19 (YİRS) — Franz BIÜC-her, yarın Düssoldorf’la, Ruhr Havza-alyle ilgili toplantılara İlk defa olarak iştirak edecektir. Almanya, dlğor müttefikler gibi, bu İdarede üç rcyo malik olacaktır.
Suriye hususî muhabirimiz bildiriyor
Suriyede üçüncü siyasî değişiklik
Savunma Bakanı, uçak kazaları azdır, diyor
Memur yolluk kanunu şimdilik değiştirilemiyor
Beyrııt a sonradan gelen haberlerle do toyld edildiğine göre, gamdaki hadise, hakikati( bîr hÜkûnıot darbesi telâkki edilemez. Bu hâdise daha ziyade, ordu kurmay heyeti içinde cereyan eden askerî bir harekettir. Bütün bu hâdise cereyan ederken Cumhrbaşkanı Haşini Atassi’nln rahatsız edilmemesine bilhassa dikkat edilmiştir. Son dakikada gelen haberlerden anlaşıldığına göre» Cumhurbaşkanı, Meclis seçimlerinden sonra, şimdiki muvakkat. hükümetin yerini alacak olan hükümetin kurulması için, evvelce başlamış olduğu temaslara devam bile etmiştir.
Vorllon malûmat gerekince, Edip Çiçekli hâdisesi, hükümetin kurulmasına ve bu sebeple do Suriye siyasetinin istikametine tesir edecek bir hâdisedir. Edip Çiçekli İle arkadaşlarının Hınna-vl’yi devirmelerinin sebebi, söylendiğine göre, Hınnavl'nln Suriye - Irak birleşmesine taraftar olanları gizliden gizliye desteklemesi ve hnltâ bu maksatla girişilecek bir harekete de yardım vâdindo bulunmuş olmasıdır. HınnavI'-nln hareket tarzı, uzun bir zamandan beri dikkatle takip ediliyor, fakat bu-na büyük bir önem verilmiyordu.
Geçen cumartesi günkü Meclis müzakereleri sırasında, Irak - Suriye Federasyonu taraftarlarının bir ekseriyet kazanma ihtimalleri belirince, albay Çiçekli ilo arkadaşlorı müdahaleye karar vermişlerdir. Suriye ordusunun büyük bir ekseriyeti bu birleşme temayülünün aleyhindedir. Kanaatlerine göre, Irak ordusu daha kuvvetlidir, daha tecrübelidir. Bu Itlbnrla, bütün mühim mevkilerin İraklıların eline geçmesi İhtimali kuvvetlidir. Çiçeklinin hareketi, Suriye - Irak Federasyonuna taraftar olanların, İdareyi ordu yoluyla ele geçirmelerine müteallik besledikleri ü-mldl de kırmıştır. Bu hareket, aynı he-
dlçlnî'ye doğru İlerleyen 200 bin kişilik komünist ordusu, Hlndlçlnl hududundu acelo tedbir alınmaşını lüzumlu kılmıştır. • 2*
Bu tedbirlere, Komünist Çin Hükümeti Dışişleri Bakanı Çu-En-Lal’nln Milliyetçi Çin askerlerini barındıracak olan memleketlerin, neticeden mesul olacaklarını ihtar etmesi dolayıslyde lüzum görülmüştür.
Frnnsız makamları. Hlndiçinl’yc sığman on bin Milliyetçi Çin askerini gözaltı ederek silâhtan tecrld etmişti.
Papa, Noel gecesi, Mukaddes Yılı bir radyo hitabesi ile uçacak
Roma 19 (YlRS) — Papa. Mukaddes Yılın açılması hasebiyle 2-1 aralık tarihinde radyo İle dünyaya bir mesaj ya-yınhyucuktır.
Türk - Yunan demiryolu muvasalası
Londra 10 (YÎRS) — 1941 Bonesinden beri işlemlyon Şimal! Yunanistandaki demiryolu hattı (Türklyo hududuna gidon hat) bugün Selânlkto, Kıral ve Kı-rallçonin de hazır bulundukları bir mo-rasimdo işlotmoyo açılmıştır»
Atlantik Paktına dahil devletlerin iktisadi toplantısı
Stuttgart 19 (YÎRS) — Atlantik Paktına dahil memleketlerin İktisadi ve Mh)İ toplantısı bugün İlk dofn olarak Pnrlsto, Fransız Maliye Baktım Mr. Maurico Polsch’ln başkanlığında toplanmıştır.
defi güden siyaset adnmlarınA da bir ihtar mahiyetini taşımaktadır.
Albay Çiçeklinin. Hırınavi'den, HÜS-nü Znirnin intikamını almağa niyetli olduğuna dair bir takım hobi rlor gelmiştir. Fakat bu haberleri kaydı ihtiyatla telâkki otmok gerekir. Zira Çiçekli Zulnıln bir arkadaşı olmakla beraber Anlon Saade işinde Zaiınlo ura-ları oçılnrştı. Lübnanlı Anlon Snrırk'nin Nazi rejimine mütemayil Suriye Halk Partisi Başkanı bulunduğu sırada, Liibnanda gl'lşmlş olduğu notlaeslz bir hükümet darbesinden sonra, Surtyore sığınmış olduğu, herha’de halınanadır. Hüsnü Zalm o zaman, kendiflioc, Heyrutta i kikten ele geçlrobihm'«l İçin, silâh vc himaye vadinde tnjlunrnw(tu vo hattâ kendi tabancasını Sau(lcyc hodW yo etmişti. Fakat birkaç zaman sonra da, onu Lübnan zabıtasına teslim vt-mlşti. Saade kısaca muhakeme r/lllnılş vc 24 saat İçinde kurşuna dizilmişti.
Snadeyo taraftar olan Çiçekli, Z«im‘-In bu İhanetini hiçbir zaman affetme-mlfti. Bugün, bu hâdiseyi gozönünde tutmakta!, belki. Çiçeklinin Kiyasetini de tahmin etmok kabil olacaktır. Saade. Van, Toroster vo Akdeniz narasında. Federasyon halinde kurulacak "Tabii bir Suriye,, fikrini nıüdnfna ediyordu. Bu fikir, Irak, Suriye Federasyonu fikrinden vo Büyük Suriye projesinden çok kuvvetlidir ve İhtimal kİ, Çiçeklinin siyasetine uygundur.
Hakikatte durum, herhalde çok yakında aydınlanacaktır. Ancak bu fikrin yürürlüğe girmesi ihtimali, itiraf etmeli ki, hemen de hiç yok gibidir. Zira, Çiçekli tarafından benimsenmiş olduğu görülen Saadenln Suriye fikri büyük devletler tarafından olduğu kadar, Su-rlyeye komşu devletler tarafından da kuvvetli bir muhalefette karşılanacaktır.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri
Trygve Lie, bu sene namzetliğini koymuyor
Lake Success, 19 (USÎ8) — Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygve Lie. aynı mevki için 1951 senesinde yapılacak seçimlere namzetliğini koymayacaktır. Bu mesele ile ilgili olarak Lie, "Genel Sekreter aıfatlyle mesaim sona erdiği vakit Birleşmiş Milletlere 5 sene hizmet etmekle mesut olacağım,, demiştir. .
Avustralya kabinesi İşe başladı
Londra 10 (YÎRS) — Yeni teşkil edilen Avustralya kabinesi, bugün Genel Vali WIHIam Mc. Cali önünde yemin attlrllmlştir. Merasimi müteakip yeni kabine ilk İçtimaını yapmıştır.
-41M s- r. k««MİStMMİiMBnıit • nsr •
İktisadi igbirllfH yard^nlyh
Ağır çelik sanayii kalkındırılıyor
Amerikalı mütehassıs Ward, iki aeııe Türk Hükümeti hesabına çalınacak
Ankara, 19 (A.A) — Bugün Ankara ve Washinglon İktisadî İşbirliği İdaresi tarafından aynı zamanda yayınlanan bir tebliğde bildirildiğine göre TÜrklyedeki ağır çelik sanayii imalâtı, iktisadi işbirliği teknik yardımı ile hızlandırılacaktır. Bu imalât memleketteki demiryolu, liman, maden işletmeleri ve yol inşaatının artan ihtiyaçlarını karşıhyacaktır.
Teknik yardım programı altında A-merlkan çelik uzmanı Fredorick R. Ward Türklyede bir 11A iki «ene kalacak ve Karabük çelik imalâthanesi ve Sümerbank uzmanları ile bu hususta İstişarelerde bulunucaktır.
“Jonoa and Laughlın,, çelik korpo-rasyonundn ve "Republlc Steel Compa-ny„ de uzun zaman çAlışan vo çok tecrübeli bir uzman olan VVard, üç aydan bari Pariateki Eca Endüstri dairesine bağlı olarak Türklyede müşavirlik yapıyordu. Çimdi Sünıerbankla yaptığı bir kontratla Türklyede kalacak ve Tilrk Hükümeti hesabına çalışacaktır.
Ankara 19 (Hususî muhabirimizden)
Büyük Millet Meclisi bugün saat 15 te Ratf Knrndcnlzln başkanlığında toplahdı. Salon kalabalık olmadığı i-çln yoklama yapıldı. Neticede çoğunluk hâsıl olduğu anlaşıldı ve oturum açıldı.
Fahri Kurtuluşun uçak kazoları hakkındakl sözlü sorusuna Millî Savunma Bakanı Hileni) Çakır cevap verdi.
1945-46 yıllarında 252, 1947 de 178, 1948 de 228 ve 1949 yılının son ayında 167 kaza olduğunu fakat bunların hepsinin ölümle neticenlenmedlğlni anlattı. Bakan vuku bulan bu kazalara muvazi olarak 1945 te 21, 1946 da 14. 1947 de 13, 1948 de 23 ve 1949 da 15 Ölüm olduğunu belirtti. Ancak 1945 yılına nazaran müteakip yıllarda uçuş saatleri çok artmıştır. Yapılan istatistiklere göro 1945 te 20Ü0 uçuş saatine bir ölümlü kaza isabet ederken 1945 te 5000 uçuş saatine bir ölümlü kaza İsabet ediyordu. Bizde bir askerî pilotun tayyaresine re'sen hâkim olabilmesi İçin av uçaklarında 130, bombardımanlarda 148 ve nakliye uçakların* da 185 saat uçuşun kâfi görülmesine mukabil Amerlkada 273, îngilterede 250 Fransada 270 İlâ 295 saat uçuş yapıldıktan sonra bir pilotun tayyaresine re’sen hâkim olduğunu Bakan Hüsnü Çakır cevabında belirtti.
Bizim pilotlarımızın talimlerini Türk Hava Kurumu Eğitim uçaklarında yaptıklarını ve aynca harp u-çaklannda intibak yaptıklarını sözlerine ilâve etti.
Soru sahibi Bakanın beyanatına teşekkürde bulundu ve verdiği malûmatı teyit ederek bizde uçak kazalarının izam edilecek mahiyette olmadığını ilâve etti.
Memur Yolluk Kanununun no zaman değiştirileceği hakkında Vehbi Kocagüney tarafından verilen sözlü
Turizm Danışma Kurulu dün Ankarada toplandı
Başbakan Yardımcısı, Turizm endüstrisine Marshall Plânından 5 milyon dolarlık kredi temin edileceğini söyledi
Ankara, 19 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Turizm Danışma Kurulu, bugün saat 10.30 da Türk Tarih Kurümunun Dil - Tarih Fakültesindeki Balonunda toplandı.
Başkanlığa, İstanbul Vali vc Belediye Reisi getirildi.
Mecliste bütçe müzakerelerinden dolayı geciken Başbakan Yardımcım, saat 15 te gelerek, bir nutukla toplantıyı açtı.
Hazırlanan konun tasarılarının Kurulca tetkikinden sonra, Hükümet tarafından nihai şekli görülerek, hemen Meclise sunulacağını bildiren Başbakan Yardımcım ozcümle şunları söyledi:
"— Hükümet, bir diğer kanunla yabancı sermayenin celp ve teminini kolaylaştırmış bulunmaktadır. Yabancı sermayeyi garanti etmek üzere Turizm Endüstrisi sermayesinin garantisi için bu umumi kanuna bir madde ilâve edilmiştir. Hükümet» bu işte hor türlü kolaylığı tereddütsüz Bağlıyacaktır.
Turizm Endttetrtel için Avrupa E-konomlk İşbirliği İdareni, blzo kredi vermeyi esas itibariyle kabul etmiştir. Hattâ gayri resmi olarak beş milyon dolarlık bir rakam llzerlndo konuşmaya dahi başlanmıştır. Fakat bunun temini, bizim yapmamız lâzım gelen işlerin bımanlma«ıııa bağlıdır.”
Nihat Erim, Kurula muvaffakiyet dlllyerck ayrıldıktan «onra Bamn-Ya-yın ve Turizm Genel Müdürü bir konuşma yaptı.
Genel Müdür, bu konuşmasında harp sonu dünyasında turistik faaliyetlerin kazandığı büyük önemi, turist gelirlerinin, milletlerin kalkınmasında oynadığı mühim rolü misaller
soruyu Maliye Bakanı şu şekilde cevaplandırdı;
'*— Memur yollukları, 1335 tarihli kararnameye dayanmaktadır. Yapılan ek kanunlarla dahi ihtiyacı karşılamaktan çok uzak bulunmaktadır. Bu kanunun hazırliğiylo uğraşıldığı nı evvelce do arzotmışllk, Bu mevzu-dakl mesaimiz notıcoicnmiş hattâ tasarı Meclise takdim edilecek hale gelmiştir.
Yalnız umumi bütçeye 6-7 milyon lira bir külfet tahmil etmektedir. Bu yüzden 1950 yıl içinde tatbikine imkân görülemediğini söylemiştir.
Soru sahibi memurların güç durumunu İzah ederek tasarının bir an evvel kanunlaşmasını temenni etti.
MecliBİn bugünkü toplantısında yabancı memleketlerle yapılan ticaret anlaşmalarından bazılarının birinci müzakereleri yapıldı. Bazılarının da ikinci müzakereleri tamamlanarak kanunlaştı.
Hukuk Uaıılü Muhakemeleriyle Belediye Teşkilâtı Kanunundaki tâdilAta alt tasarıların hâlen ikame edilmiş bulunan fakat henüz intaç edllmlyen dâvaların eski hükümlere göre intacı hakkında birer muvakkat madde ilâvesi de kabul edildi.
Bursa Milletvekili Abdurrahman Konuk tarafından şehir sınırları içindeki gayrı menkul icar mukavelelerine müteallik 32 nci maddenin tâdili ve İcar ve akar nizamnamesini tâdil e-den kanunun lâğvı hakkındakl teklifin birinci müzakeresi yapıldı. Kabul edilen şekle göre kiracı ile mal sAhlbi mukavele yapmaya mecbur tutulmakta ve masrafı yarı yarıya ödemek külfeti tahtnil edilmektedir.
Ordu kıyafet ve alâmetlerinin renk ve şekil İtibariyle iltibasa yer vermi-yecek surette benzerlerinin giyilmesini yasak eden tasarıya şiddetli itirazlar yapıldı. Tasarı geri alındı.
ve rakamlar vererek belirtti.
Genel Müdür, ayrıca bu faaliyetler arasında Mili! Savunma Bakanlığınca askerî yasak bölgelerinde seyahat kolaylıklarını teinine mAtuf kanun tasarısına geniş ölçüde iştirak edildiği, turist pollBl yetiştirildiği, iki Amerikan fotoğraf mütehassısı celbedlle-rek, bunların Üç ay çalışmaları sonunda binden fazla resim çektirlldlğl ve rehber bastırıldığııu söyledi.
Bunu müteakip söz alan delegelerden Reşit Saffet Atablnen, Turizm Endüstrisini tamamiyle devletleştirmekten sakınılması zarureti üzerinde ısrar etti.
Bundan sonra komisyonlar seçildi.
Komisyonlar, yarın saat 15 te toplanarak. müzakerelere devam edeceklerdir.
Reşat Aydınlının
muhakemesi
Ankara İD (Hususi muhabirimis bildiriyor) — İftira «uçundan sanık Reşat Aydınlının duruşmasına bugün Birinci Asllyo Cesa Mahkemesinde dovam edU-nılştlr,
Sanık avukatı taıufından verilen reddi hâkim dilekçesi hakkında iddin makamının bir diyeceği olup olmadığı soruldu. »avcı Usul Kanununun 28 inci maddesi gereğince reddi istenen hâkinim bir üst makam tarafından vo hakkında bir karar verilinceye kadar dâvaya bakamıyacağını soyllyerek Aldo-ğan vo Bölükbaşmın avukatlarının dâvaya müdahale talepleri hakkında bir karar alınmadan önce dosyasının «avcılık makamına tevdiini İstedi, yargıç dn bu karara uydu»
İstanbul avukatları arasme’a b^r prensip ihtilâfı çıktı
Devlet vc brh‘(|iye He. «ormn.yeslnln tamamı veya bir lusmı bunlar tnrnfındnn vcıriimiij olun miteuscaclerdo çalışan nvu-kellerin hariçte İş alaınr*A«*Mİ(lnrınn dair olım AvukıiHıh kanununun fi inri ımvhlcHi Hon giiniordn tetebbul 0ar an avukatları nrn inde bir prens p ’ritle ıste-losine sebep olmuştur. Bu maddenin tatbikî. vaktiyle, ihtiyaca kâfi nvuknl hU-lunmadığı milIfthnSASlyfo tıcndenten heri geri bırnlcılmnktM İril. Büyük M l’ct Meclisi her devre bu Hal.ıhiycti nl.1 kadrir-Inrn. vermekte idi.
Falcnt, bu defo. Avukatlık Kanununda yapılan «nıı uidllALtan sonra, ihtivaca yeter sayıda avukat bulunduğu nâza-rı İtibara alınarak, arlık bu maddenin tatbiki için «alâhiyct almak Üzere, Meclise baş vurulmasına karar verilmişti. Fakat diğer taraftan İstanbul vc Ankara barolarının eski Adeti bozdurmamak İçin lıu hususta Meclise müracaat ettikleri Öğrenilmiştir.
Istenbu) barosu tarafından yapılan bu defakl müracaat, şehrimizdeki avukatlar arasında itirazlnra sebep olmuş vo heyecanlı münakaşalara yo! açmıştır. Bu yüzden İstanbul Barosu Avukatları Baro Umumi Heyetini toplamnk Üzere bir takrir İmzalamışlardır. Baro Umumi Heyeti, cuınnrtcal günü Öğleden sonra İstanbul Ağırceza salonunda toplanarak bu meaelenin münakaşasını ya-paçak vo Baro İdare Heyeti tarafından yapılmış olan müracaatı tetklklo bir karara varacaktır.
îst. Teknik Okul talebelerinin itirazı
Talebeler, aldıkları 60 Ura bursun arttırılmasını istiyorlar
İHtanbul Teknik Okulu Talebe Derneği. 100 küsur imzalı bir broşür neşrederek» aldıktan 6ü Hra burs miktarının ye-tersicll^l hakkında alâkalıların dikkatini çekmişlerdir.
Gençler bu broşürde bilhassa» diğer öğretim müesseseleriyte aynı mecburi hizmete tâbi oldukları halde, aldıktan burs miktarının neden farklı olduğunun izahını istemektedirler.
Linyit yakanların alacakları tedbirler
önümtUdekl hafin Içoralndo toplana-cak olun $ohlr Meclisi aynı zamanda linyit kömürü yakanların tâbi olacakları esasları da tesbit edecektir. 8on İki sene zarfında, kok kömürü almak hususundaki sıkı kayıtlar yüzünden linyit istihlâki bir hayli artmıştır» Bazı soba atölyelerinin linyit kömürünü yakmak İçin hususi snbalıır imâl etmeler! de linyit sarflyutım teşvik etmektedir. Halkın bu kömüre karşı olan talebinin artması alâkadarları memnun etmektedir. Yalnız, linyit kullananlar soba boruterlyle bacalarını sık sık temizlemedikleri takdirde bacaların tutüşmanlyte yangına sebebiyet verileceği anlaşılmıştır. Beledi e. hu hususta bazı tedbirler almayı ve Belediye Zabıta Talimatnamesine hükümler koymayı lüzumlu göımüştür. tfmu-mî Meclis fevkulâdo tnplsntmında toMjte edilen hususları bir karara bağlıyacaktır.
Prof. Perrouv dün gitti
İstanbul Üniversitesi İktisat. Fakültesinin davetlisi olarak bir müddeten heri memleketimizde bulunan dünyaca ta-nınmış iktisat âlimi pnd.-!...r l (ıroux, dün uçakla Parlse dönmüştür.
İleri Türk Musikisi Konserva-tuvar Derneğinin toplantısı
Şehrimizde yeni kurulan İteri Tilrk Musikisi KonscrvAiuvar Derneği Genel Kurul dzAİarını İA aralık cuma günü saat 17.80 da Beşiktaş Halkevlnde toplantıya davot etmektedir.
Gündemde :
1 — hterl ve mail raporlarla muraklp raporunun okunması,
2 — 1950 yılı bütçe tasansmın tetkik ve tasdiki,
3 — İdare Kurulu İçin yeniden beş a Mi ve Üç yedek âza seçimi vardır.
Necati Beyi anma töreni
Öğretmen Okullarından mezun olanlar derneği 5 ocak 919 günü saat 17 de. merhum Maarif Vekili Necati Beyi anma maksadiyîe bir toplantı yapacaklardır.
T. II. K. Kongresi
Türk Hava Kurumunun Kongresi 3A nrnlık Dİ0 günü saat 10 da Eminönü Hnlkevinde yapılacaktır.
Emniyet emeklileri piyangosu
Emniyet Eme kİ İterinin eşya piyango-su 80 aralık 949 günü Eminönü Halkevln-dr çokiteoektir.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
PANORAMA
EDEBİ roman
- 20 -
İşte, «uçular onu, bu halde buldular ve zorla denltecek bir tamla arabalarına aldılar. İçlerinden bir tanesi, Şükrü Paça köşküne, yıllardan beri bu taşıyan bir İhtiyar, Sevim'l tanımıştı. Onu, bir yaralı kuş gibi götürüp eve teslim etti.
★
Akşamın bu ilerlemiş gaatlnde, büyük kapının tokmağı üstüsto üç kero vurunca herbirinln yüreği bir ba^ka halccanla çarptı, Zira, nice zamandan beri bu kapının -hele böyle bir saatte-çalmdığı vâki değildi. Osman Nuri Bey, bunu hayra yormamıştı. Karısı Senlye hanım da sebebini tayin edemediği bir endişeye düşmüştü. Yalnız, Fuat'la Semra, Adeta, sevince benzer bir hisse kapıldılar. Zira, yıllar yılıdır, dünya İle alâkaları koallmiş bir halde yaşadıkları bu eski ve ıssız yalıda, bıı Uç tokmak sesi, onların hayattan dalma fevkalâde bir şey bekleyen genç kalblerinde, nihayet, o fevkalâde şeyin müjdesiymiş gibi bir Ümit uyundırdı. Bunlnr-ca, o bekledikleri mühim hâdise bir büyilk felâket du olsa sürdükleri bu ömrün hop bir örnekliğini bozacağı için geno makbuldü,
Fuat, bir büyük gaz lâmbasının ışığında okumakta olduğu kitabı elinden fırlatarak geniş vc karanlık taşlığa seğirtti. El yordanüyle kapının demir sürgüsünü buldu. Epeyce za-96
mandanberl arka sokağa açılan bahçe kapısından girilip çıkıldığı için bu sürgünün demiri adamakıllı paslanmıştı. Delikanlı, bunu var kuvvetiyle çekmek zorunda kaldı ve kapı, yaralı bir öküz InlltİBİni andıran boğuk bir gıcırtıyla açıldı. Rıhtımdaki seyrek fenerlerden birinin arkadan vuran hafif ışığında yüzü lyl seçllemlyen bir adam, elinde bir kâğıtla duruyordu:
“— Osman Nuri Bey burada mı?
°— Evet efendim.,.
“— Haber verin, kendisine tebligat var! Fuat, koşarak geri döndü;
“— Baba, size bir tebligat varmış*
Bu “tebligat,, kelimesinin resmiliği Üzerine levni büsbütün bozulan Osman Nuri Bey:
“— Ne tebligatı? Kimden geliyor? diye keketedl.
Zira, babası Nuri Paşanın vefatından beri hükümet dairelerinden aldığı hor kâğıt, onun hayatında yeni bir nlkbetln habercisi olmuştur. Pek İyi hatırlardı; rahmetli, an! ve kısa bir hastalıkta işlerini yoluna koymaya vakit bulamadan bu dünyaya gözlerini yumduğu meşum yılın içinde, evvelâ birikmiş bir takını vergilerin hemen ödenmesini emreden “ihbariye,, 1er; sonra bazı senetli vo faizli borçlarla ipoteklere dair haciz kararları, dııha sonra, İrili ufaklı bir takım hesaplara alt senetler, İlâmlar zavallı Osman Nuri Beyin başı üstüne bir dolu sağanağı gibi yağmağa başlamış vo bu sağanak bir aelo inkılâp edip bahadan kalma mal vc mülk ne varsa alıp götürmüştü. Nihayet, elde, kata kala bu viran yalı kalmıştı. Mutlaka, kapıda bekleyen adamın getirdiği “tebligat,, da bununla alâkalı bir uğursuz haber olacaktı. Zaten, birkaç zamandan beri yol açmak için Belediyenin bu civardaki binaları istimlâk edeceği 97
veya "menafi! umumiye,,' namına yıktıracağı şayiaları ağızdan ağıza dolaşmakta değil miydi?
Evet, işte, hakikat de tamamiyle Osman Nuri Beyin tahmini gibi çıktı. Elindeki kâğıdı buruşturarak gelip yerine oturduğu zaman ço-cuklarlyle karısı benzinin kül gibi olduğunu ayan boyan gördüler; fakat hiç belli etmediler. O, susuyor ve önüne bakıyordu. Biraz sonra kalktı, lâmbaya yaklaştı, buruşuk kâğıdı açıp dikkatle yahut da belki hiçbir şey anlamak-aızin dalgın dağın okudu. Tekrar sessizce yerine geçip oturdu. Lâkın, odada üç çift göz, onun üstüne dikilmiş, bu kâğıdın getirdiği haberi öğrenmek istiyordu. Sakin ve kaygısız görünmeğe çabahyarok:
"— Bir şey değil; dedi. Emİrgân rıhtımının tevsii meselesi...
Osman Nuri Bey, çocuklarını ve hele karısını Üzecek herhangi bir aile işinden bahsetmeyi hiç sevmez vc bu çeşit kaygıların yükünü tek başına taşımayı kendine bir vicdan vazifesi bilirdi. Bu yüzden Setliye Hanımefendi, başlarına gelen bütün felâketlerden, bütün gi'çlm sıkıntılarından, ancak, bunların kokusu, kendiliğinden, yavaş yavaş meydana çıkınca haberdar olmuştur.
Nitekim, kocam, Mütareke Devrinde küçücük bir tekaüt nıaaşlyle Hariciye Nezaretinden kadro dışına atikliği vakit, Osman Nuri Bey, bunu, günlerce ve haftalarca karısından sakin-mış ve ona bir şey sozdlrıneınok için gûya hâlâ VAZİfedoymiş gibi sabahları aokizi çeyrek geçe vapuriyle Jstanbula inip akşamları altıya beş kala vapuriyle eve dönmek programını devam ettirmiş ve kadıncağız, bu elim vaziyeti, neden sonra, bir komşu hanımın boşboğazlığı yüzünden işitip öğrenmişti. Fakat, bundan dolayı o 98
dn kocasına hiçbir sitemde bulunmamış» hakikati bizzat onun ağzından duyacağı günü sabır vo sükûnette beklemişti. Nihayet, bu beklediği gün gelmiş, Osman Nuri Bey kızııra bozara ona demişti ki:
“— Hanım, sizden af dileyeceğim. Bir buçuk aydanberi sizi aldatıp duruyorum. Bir takım yakışık almayan hilelerle Nezaretten tekaüde sevkedildlğlml glztemeğc çalışıyorum. Maksadım, sizi, üzüntüye sokmamaktı; tak-diı edersiniz... Şimdi, hamdolsun, vaziyetimi düzelttim. Düyunu Umumiyete kendime bir iş buldum. Maaşım eskiden aldığım maaşın iki nitelidir. Artık başımdan geçeni, şimdi size itiraf etmekte bundan dolayı bir mahzur görmüyorum.
Birkaç yıl sonra Düyunu Umumiye ilga edilmiş, Osman Nuri Bey yeniden açıkta kalmış; fakat, bu sefer hâdiseyi karısından saklamağa imkân bulamamıştı. Zira Düyunu U-nıumiye'nln ortadan kalkacağını, ortadan kalk tığım bütün gazeteler yazıp çizmişlerdi. Bununla beraber, Osman Nuri Bey. teessürünü bir milli heyecanla örtmeğe çalışmış:
Zaten, yarı ecnebi bir müesağsede vazife görmek ağırıma gidiyordu; Allah helâlin-dan verir.», deyip geçmişti.
Ve bunu, böyle söylerken soıı derecede samimi olduğuna şüphe yoktu. Osman Nuri Boy, ralırmMU babanı gibi memleket sevgisini her şeyin Üstünde tutun vo bu yokta Icubedersu her tüıiü fedakârlığı gö2e alabilecek bir adamdı. Tahsil ve terbiyesi, yabancı dillere vukufu ve şahsi kabiliyetleri, vatan ve milletine babası kadar değilse hile -zira bu zat, İkinci AbdlU-hamit devrinin parmakla sayılır namuslu ve çalışkan vallh?rimten biriydi-. Her halde ona yakın hikmetler gördürecek bir seviyededir.
09
No çare kİ. kader, ona» bu fırsatı vermemiş vo Osman Nuri Boy, ancak geçim zorluklarım önleyebilecek bir takım küçük işler içinde yıpranıp gitmişti. Bugün, nerede iso elli yaşına basmak üzeredir vo ücretli bir memur olarak çalıştığı İnhisarlar İdaresinde boş yıldan beri hop yerinde sayıp duruyor. Nice gençlik arkadaşları, nice ciğeri beş para etmez klmaeler, son otuz yıllık rejim değişikliklerinin üstlerinde bıraktığı lekelere rağmen Cumhuriyet Hükümetinin en yüksek makamlarına geçtiler» Hattâ, kendisini milliyetçilik duyguları yüzünden kapı dışarı eden Damat Ferit Hâriciyesinden niceleri Büyük Elçiliklere kadar yükseldiler. hattâ, hattâ...
Lâkin Osman Nuri Bey, bu vakıalar üstünde falla durmaz, bu adamlara karşı kine veya kıskançlığa benzer bir hlsao kapılmaz; kusuru yine kendinde bulur: “Mutlaka benim bilmediğim bir meziyetleri var ki, onlar muvaffak oldu, ben olamadım..., der geçenli. Bir gün ka-nsiyîe bu movau etrafında bir hasbıhalde bulunurken Seniyo Hanımefendi, kendini tutamamış:
“— Bundu anlamayacak ne var, efendim; demişti. Biz de onlar gibi el et« ( öpmesini bilseydiniz veyahut sizin de onlar gibi elinizden tutanınız olsaydı bu halde kalmazdınız..
Vc Osman Nuri Beyin bu Büzlerden yalnız gönlü kırılmıştı. Seniyo Hanım, bu sözlerle ne demek İstemişti? Ona, bahsi geçen kimseler gibi el etek öpmek, şunun bunun himayesi-no sığınmak tavsiyesinde mİ bulunmuştu? Hole "bu hakte kalmazdınız,, dan maksadı no İdi? Oııü, pek hakir vo sefil mt görüyordu? Günlerce bu suallerle İçini yiyip durmuştu.
r Devamı vav)
100
Turizm dâvamıza bir bakış t
T urizm
ve devletçilik
Yazan: Vedat Nedim Tör
BU hafta Ankarada toplanan ‘•Turizm Danışma Kurulu,, ııu. turizm dâvasının hayırlı bir istikamette gelişip ilerlemesine uğurlu bir başlangıç olması dileğiyle candar. selâmlarız.
Hatırlardadır kı, 1935 yılında da Iktısal Vekâletinin teşebbüsiyle bir ' Turizm Kongresi,, toplanmış, onda da bir çok raporlar okunmuş, münakaşalar cereyan etmiş, kararlar alınmış, fakat o günden bugüne, yani aşağ. yukarı 15 yıldan beri turizm dâvamızda, itiraf edelim, herhangi bir ilerleme kaydedılememiştir.
Şimdi, devletin yeniden bir hamle yapmak arzusuna şahit oluyoruz ki. bunu ^zararın neresinden dönülürse kârdır,, diyerek alkışlamak ve muvaffakiyeti için dualar etmek en birinci vazifemizdir.
Bu toplantı münasebetiyle, turizm endüstrisi ile ilgili teşekküller ve şahıslarla •'Türkiye Turizm Kurumu,, adına yaptığımız temaslar neticesinde anladık ki, Danışma Kurulunda, tu-jlızm sahasında Devletçiliğin rolünü ' belirten bir prensip anlaşmasına va-irılması çok temenniye şayandır. Çün-[fcü yerli ve yabancı sermayelerin tu-|rizm endüstrisine rağbet göstermesi, bıı noktanın gayet açık ve kesin ola-j’frak aydınlatılmasına, yani devletin bir gün rakip olarak hususi teşebbüsün karşısına çıkmayacağı hakkında sarih teminat verilmesine bağlıdır.
Bizce, şahsî takdirin, “müşteriye hizmet,, zihniyetinin geniş ölçüde hâkim olması gereken ve bu bakımdan yüksek salâhiyetlerle teçhiz edilmiş vc hareket kabiliyeti gayet supl tutulmuş bir ekiple çalışması zaruri olan turistik işletmelerin muayyen formalitelere, nizamname ve talimatnamelere bağlı devlet memurlariyle çevrilmesine zaten imkân yoktur. Onun için Turizm Danışma Kurulunda turistik işletmecilik, hususî sermaye ve teşebbüsün sektörü olarak kabul edilmeli ve devletin işletmeci olarak herhangi bir teşebbüse girişmeyeceği peşinen ilân edilmelidir. Bu sahada bırakılacak en ufak bir açık kapı, zaten çok çekingen olan hususi teşebbüsü büsbütün ürkütebilir. Böyle bir kararın turistik teşebbüslerin mahiyet ve bünyesine gayet uygun düşeceği de Aşikârdır.
Bıına karşılık, turizm sahasında Devletçilik; plûnlaştırma, teşvik etme, kredi sağlama, propaganda ve kontrol işlerinde gayet büyük ve çok ehemmiyetli vazifeler düşmektedir. Meselâ, plânsız, gelişigüzel tesisleri önlemek, teşvikten cesaretlenerek turizm endüstrisine akacak hususî sermayelerin en verimli işlere plâse edilmesini sağlamak ve bunların yıpratıcı rekabetler yüzünden erimesine meydan vermemek. ancak önceden tespit olunmuş vasıflara uygun tesis ve işletmelerin vergi ve gümrük muafiyetlerinden ve kredilerden faydalanmalarım kontrol etmek, bölge turizm plânlarını hazırlamak, turizm çalışmalarında koordinasyonu temin elınek, geniş ölçüde propaganda malzemesi yayınlamak, ticari mahiyette olmamak şartiyle memleket dışında danışma ve propaganda büroları açmak gibi hususi teşekküllerin yapamıyacağı ve umumiyetle turizm sahasındaki çalışmaların daha verimli, daha rasyonel olmasına yarayacak bir çok işlerde, Devlet Babanın uğurlu ve hayırlı eline şiddetle ihtiyaç vardır.
Turizm sahasında, Devletçiliğin böyle modern ve ileri bir anlayışa yükselmesini candan diliyoruz.
197X11/1949 Pazartesi |
YABANCI BORSALAR
Borsalarda Vaziyet
New-York Borsası
İstanbul Borsası
İzmit Ticaret Borsası
Kapanış
Açılış
Kapanış
Bugün
Bugün
Altınlar
Adana Ticaret Borsası
Şirket Tahvilleri
N(iw- York* ta.
onsu
fertlp A/B
Zürich Borsası (Serbest)
ÎBviçre Frangı
İskenderiye Borsası
Eri vııkarı
Ecnebi Tahville
T. C. Merkez. Ben kası. Türkiye iş Bankan) . rürk Ticaret Bankası Aralan Çimento ......
Şark Değirmendik Milli Reasürans
Dukunın İlam Muddclrrli Tiftik ana rnal .........
Tiftik ince standart ....
Yapak Anadolu (Kırkım)
Buğday yumuşak
Ruftdav nert
Yııftlı Cuhıırıılıırı
Ayçiçeği umumu ... Ketentolıumu ........
Kendlrtohumu ........
Susam ..........,....
Yer fıstığı kabuklu
Kuru Mcyvalııı
Findik (kabuklu sivri) Fındık (İç tombul) . Ceviz (kabuklu) .......
Covlz (İç natürel)
İlam derileri
Sıgıı «ahım uru Kilosu .... Keçi tuzlu kuru kilosu,... Koyun tuzlu kuru kilosu Mezbaha şiftir vag Kilosu
•fctJc
Mü m es. Senet
Eskişehiı Ticaret Borsası
A serini No. 8 gerisi No. 10* Akala t. .....
Akala n (rafino)
İkramiyen tahvlllor
1933 Ergani ......
1938 ikramiyen Milli Müdafaa 1. ...
1941 Demiryolu IV. JfMl Demiryolu V.
Bradford Piyasası
ı Sterlin ..... 0 Dolar .....
0 Fr» Frang) 0 İsviçre Fr.
0 Bclç. Fr. 0 İsveç Kr. .
0 Florin .....
0 Liret
>0 Drahmi
0 Escoudon
i’llrh lirası ....
Dolar .........
Şterlln
Fransız Frang
Keten tohumu (Tonu = Storlin)
Bombay ...................
K&lküta ...................
Ter fıstığı Hindistan......—•
Londra Borsası
Devlet Tahvilleri
Şirket Hisse Senetleri
İstanbul:
Dlin Ticaret Borsasında en ziyade fa-btılye, mercimek, nohırtl gibi maddeler üze-rinde iş olmuştur. Bu muamelelere rağmen fiatlerde İlerleme görülmemiştir.
Fındık flatleri sağlam durumunu muhafaza etmektedir. Alıcılar, dün öğleye kadar dış piyasalardan yeni teklifler alamadıkları için mala karşı ihtiyatlı hareket etmişlerdir. ,
Fındıktan başka, badem, ve ceviz, gibi mallara karşı az nispette olmakla beraber, istekler başlamıştır. ,
Esham ve Tahvilât Borsasında Devlet Tahvillerine karşı her zamankinden ziyade istekler vardır. Evvelce de yazdığımız gibi ortada satıcı yoktur. Altun piyasasında yeniden bir fiat düşüklüğü baş göstermiştir.
İzmir:
Hafta başında üzüm piyasası canlılık göstermiştir. Son günlerde flatlerin 52 kuruşa kadar düşüşünden cesaret alan bazı ihracatevleri, İtalya için ucuzca mal mü-bayaa etmişlerdir.
İncire gelince, piyasa sağlamlığım mu-faza etmektedir. Son günlerde iç piyasa ihtiyaçları için de mübayaalar artmıştır.
Pamuk piyasasında yeni bir şey yoktur, ltalyaya yapılan 150 balyalık satış da fı-atlerin ilerlemesine sebebiyet vermemiştir. Pamuk yağında ve çekirdeğinde durgunluk devam etmektedir.
Adana:
Pamuk piyasası hareketsizliğini muhafaza etmektedir.
İstanbul Ticaret Borsası
Uzum çcicırucKsu No. 9 İncir
ö
Pamuk
Pamuk
Pamukyağı
Pıımıık çekirdeği
raınuk (Kuntun = ToJlan) ..
Ashmounl Kısa elyaftı F/G KarnııK Uzun elyaftı F/G
Pamuk Akala Eks.Ekstra ,, Akala 1 .........
az yağmur yemiş ,. çok yağmur yemiş
Gümüş Gr Platin
Gümüş^ Plâtin_______
En aşağı En yukarı
%5 %5 %ö
~c4 1/2 1949 Ikrnmlyell Digerlorl
%t) Jüil Demiryolu VI %6 Kalkınma L ...
Nebatı yııglıırı
Zeytinyağı (Ekstra ekstrn
Ayçiçeği Rafine*
Findih vuftı .....
u Borsadn munmuloei (eseli edilmemle uıtıviût ve vshaıımı ur* vu tulepivro goıe taayyün eden takribi piyasa değerleri.
Tiftik îyi mal (Llbreal = Peni) • Sıra malı *
Yllıı Anadolu
•• Trakya
Bugün
Lira
Buğday (Buşcll = Bent)
Sert Kış mahsulü No. a. ... Kırmızı " “ No. 2 ...
Pamuk Mlddllog (Libresi = Sent) Aralık
Mart ,..•••••• •••»•••••••••••(•• ••••••
Maviş •»«••••••••••••••• Temmuz ...........
liftik (Libresi = Sent) lcksus No 1
Fındık (Libresi = Sent) Kabuklu Veril iri
orta ..........
uovunt ıç Uhul malı .........
Ekstra İri İç IthûJ malı ........
huni üzüm (Libresi = Sent) Thompson çekirdeksiz seçme. Keton tohumu (Buşoll = Dolar) Mlnneapolls .........................
- Kalay (Libresi - Sent)..........
- Levha-teneke(100 llbreal dolar)
Eski kapanış
31.35
31.—
Son kapanış
55.—
53.—
43.—
ıtııöubai
Buğday Yumuşak .........
Buğday Sert ............
Arpa Biralık ..........
Arpa yemlik (dökme) .... Mısu (Sarı) ............
Fneuiye tombul ...
Faşulya Çalı sert (dokmo) Kuşyeml
Mercimek Kırmızı kabuklu Mercimek Yeşil .........
Nohut sıra ............
Anadolu D.Y
• 9
H
99
Külçe terli Gr.
Külçe Ddgueaa •’
Cumhuriyet
Reşal .......
Hamlt reeeeeee
Gulden ......
Ingiliz
Fransız kok .
Napoleon LU. tsvlçre
Ham ve mamûl dokuma maddelerine dair haberler (Comtel) in muhtelif piyasalardaki hususî muhabirleri bildiriyor
İSTİHSAL PAZARLARINDA
Birleşik Amerikada :
Nc\v-York 19 (Comtel) — Pamuk döküntüsü talebi devanı etmektedir. Fiatlerin bünyesi kuvvetli bir manzara göstermekte ve borsa ajanları 1950 yılının ilk yarısı için pamuk döküntüsü Üzerine yapılacak işlerin u-mumiyetle itimat venci olacaklarına işaret etmektedirler.
Washlngton 19 (Comtel) Birleşik Amerika Ziraat ve Ticaret Bakanlıkları pamuk piyasasının son senelerdeki durumu hakkında enteresan bir rapor neşretmiştir. Bu rapora göre 1943 yılında tahminen onbır milyon balyayı bulan istihsal 1949 da on altı milyona kadar yükselmiştir.
Bu cihet ticaret âleminde büyük bir hayret uyandırmıştır. Yem rekol tenin geçen mahsulden çok az bir fark arzedeceğı tahmin eoıhyordu. Bunun neticesi olarak, cenuptan yapılan satış tekliflerinin miktarı arttıkça, fiat-ler düşmektedir.
Japonyaya 140,000 balya pamuk ihraç edilmiş ve Avrupaya yardım teşkilâtınca birçok yabancı memleketlere aşağı yakan 450,000 balyalık pamuk kredisi açılmıştır.
Müstahsil Kooperatifleri Başkam, Hükümetin mahsulü desteklemek için bu yıl ayrılan fonların kâfi olmadığını ve önümüzdeki yılda bunu arttırmak gerektiğini beyan etmiştir.
Denver 19 (Comtel) — Yün satış Bürosu Başkanı F. Eugene Ackerman nın beyan ettiğine göre, başlıca alıcısı Birleşik Amerika olan ince yün fi-atleri, devalüasyondan evvelki durumunu muhafaza etmektedir. İnce yün fıatlerinin daha da yükseleceği ve binaenaleyh 1950 yılında elbise fiatle-rinde düşüş olmıyacağı tahmin edilmektedir. Gene Mr. Ackerman’a göre fiatlerin yükselmesi, yün ihtiyacının artması ve istihsalin ihtiyacı karşılı-yabilecek seviyeye ulaşamamasından ileri gelmektedir.
Isviçrede :
Zürih 19 (Comtel) — İsviçre sunî ipek fabrikaları, Avıupadaki deva lüasyonlar yüzünden dış piyasa satışlarında büyük müşküllerle karşılaşmaktadırlar. İsviçre müstahsilleri bu yüzden fiatlerini yüzde on ile yüzde yirmi arasında bir indirmeye tâbi tutmuşlardır.
Devalüasyonu takıp eden ay içinde İsviçre suni ipek ipliği ihracatı kıymet itibariyle, yüzde on eksilmiştir. Buna mukabil aynı malın ithalinde yüzde on iki artış kaydedilmiştir.
Mısırda :
Kahire 19 (Comtel) — İskenderiye pamuk borsasında bir yükselme vardır. Pamuk komisyonunun Mısır pamuğunu işleyen İngılterede, firmalara fiatini libre başına 3,25 sente kadar arttırdığı haberi, buradaki müstahsil muhitlerde iyi karşılanmıştır.
İSTİHLÂK PAZARLARINDA
Birleşik Amerikada :
New-York 19 (Comtel) — Pamuklu mensucat piyasasında mamûl malların fiatlerindeki mukavemet nazarı itibara alınmıyarak 1950 senesi ilk üç ayı İçin külliyetli miktarda talep yapılmıştır. Perakendeciler şubat - mart aylan zarfındaki tahmini ihtiyaçlarıı yüzde 50 ilâ yüzde 60 ını karşılıyabı leceklerdir.
Bu satış hareketi devam etmezse,
tenzilâtlı satışlara başlanacağı vc bınnetice fiyat nizamının bozulacağı tahmin edilmektedir.
Bununla beraber halen fiatler umumiyetle sabit olup ve mensucat fabrikalarının satışları da ryıdir. Bunlar sene sonu envanterini kolaylaştırmak ve ellerindeki malları çıkarmak için ehven fiyatla satış yapmışlar vc böy-lece piyasanın normal ıiat seviyesine gelmesini sağlamışlardır.
Bazı sanayicilere göre şimdiki Amerika pamuklu mensucat ihracatı geçen senenin şartlarına göre ödenecektir. Verilen malûmu t masında, ecnebi paraların devalüasyonu, Japonyada mensucat malları üzerindeki kontrolün kalkması yüzünden Amerikanın Japonya ile yeniden rekabete başladığını, Hindistan ihracatının arttığını ve Filipinlilerin mensucat ve diğer ithaf lâ-lannı azalttıklarım bildirmişlerdir.
Şimdiki pamuk ipliği fiyat seviyesi hem satıcıları, hem de alıcıları tatmin etmektedir. Bazı alıcılar şipariş-ten evvel tenzilât istemişlerdir, fakat bunlar nisbeten azdır.
Yalcında ne satış ve ne de İstihsal miktarının artacağı zannolunmadığı için, fiyatların da yükselmiyeceğı tahmin edilmektedir.
New-York 19 (Comtel) — Tanınmış Ingiliz tüccarlarından Lord Barn-by. buradaki Milli Yün Sanayi Birliğinin bir toplantısında, Amerikan yünlü sanayiinin yakında İngiliz rekabetine mâruz kalacağını söylemiştir. Diğer taraftan. Birleşik Amerikada bulunan İngiliz yünlü sanayicileri, yünlü eşya fiatlerinin yükseleceği kanaatini izhar etmişlerdir.
İngilterede :
Londra 19 (Comtel) — Tanınmış dokuma ipliği satıcılarının beyan etliklerine göre, kendirden yapılmış maddeler alış verişindeki durgunluk yüzünden, yeni kendir mahsulü alıcılar arasında az ilgi uyandırmaktadır.
İtalyan kendir Konsorsuyon’u eski mahsul fiatlerinde yüzde yirmi indirme yapmış, yeni mahsul kotasyonunu değiştirmemiştir.
Hindistan kendir piyasası ise durgun fakat sağlamdır.
KETEN:
Holânda ve Britanya salâhiyeti! mercileri arasında yapılan müzakereler sonunda, bu yıl için 500 ton Holânda keteninin İngiliz İmparatorluğuna girmesi nusıısunda bir anlaşmaya varılmıştır.
Holânda keteıı fiatlerinde bir yükselme temayülü olmuşsa da, Belçika keten fiatlerine nazaran bir avantaj mevcut değüdir.
JUT:
Dundee’de, jut mamulleri üzerine bilhassa vâdeli muameleler yapılmıştır. Avrupa memleketleri tarafından mühim miktarda Pâkistan jutu satır, alınmıştır.
Brezilyada :
Rio de Janeiro, 19 (Comtel) — Brezilya Milli Dokuma Sanayi Meclisi toplantıları sona ermiştir. Varılan mühim kararlar içinde Türkiyeyi alâkadar edeni şudur;
Brezilyada yetişmeyen ve dışarıdan getirilen mallar arasında tiftik maddesi de zikrolunmuş ve bu mala da diğerleriyle beraber ithal lisansı verilmesi ittifakla kararlaştırılmıştır. Aynı zamanda bu gibi malzemenin temin olunabilmesi için Brezilya Bankasının uzun vadeli kredi açması da teklif olunmuştur.
■ 0 “ 11.
m
’eO 1918 Ifltlkrarı
%6 1948
%7 1934 blvoh-Erzurum 1.
1934 • 9 M U-VI1.
%7 1941 Demiryolu L •
%7 1941 • f İL •
%7 1941 (IL •
1 7 Mim MUdaraa L •
Pamuk rekoltesine bir bakış
Ankara, 19 (Hususi) — 1949 yılı
pamuk rekoltesinin 100 milyon kilo etrafında olacağına dair yapılmış olan tahminler tahakkuk etmiş vaziyettedir.
Havaların müsait gitmesi vc akala cinsinin her yere yayılmış olması ve tohumunun da ıslah edilmiş bulunması sebebiyle 1949 pamuk rekoltesinin kalite ve elyaf itibariyle de 1948 e nazaran daha yüksek bulunduğu söylenmektedir.
Pamuk bahsinde yegâne endişe, ihracatımızın azalmaya doğru tuttuğu yoldur. Bu sene gerek Amerika ve gerekse Mısır pamukları fiyatlarının bize nazaran düşük seviyede tekevvün etmesi, bizim ihracatımıza sekte vermektedir.
Bütçe müzakereleri
Başbakanlık bütçesi kabul olundu
Ankara 19 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bütçe Komisyonu bugün öğleden evvel vc sonra toplantı yaparak Başbakanlık bütçelinin heyeti unıuiniyoşi üzerinde müzakereye başlamıştır. Muhtelif milletvekilleri, Nakil Vasıtaları Kanun Tasarısının ne vaziyette bulunduğu. memlekette iskân durumu hakkında Hükümetin ne düşündüğü, Karadeniz bölgesindeki iaşe mevzuu, Anayasa 1le lâiklik prensibi kabul edilmiş olduğuna göre. Başbakanlık Teşkilâtı İçinde Diyanet İşleri Başkanlığıma yer verilmesi sebebi, MarslınII Yardımı ve bütün devlet teşkilâtını alâkadar eden sair meseleler üzerinde sorulan sorgular hakkında Başbakanın cevap vermesini istediler.
Başbukun Yardımcısı Nihat Erim, sorulardan çoğunun bütçe görüşülürken Maliye Bakanı tarafından cevaplandırılmış olduğunu söylemiş vc yalnız Başbakanlığı ilgilendiren hususlar hakkında açıklamalarda bulunmuştur.
Uzun münakaşalardan sonra Başbakanlık bütçesinin maddelerine geçilerek kabul olunmuştur.
Son olarak İstatistik Genel Müdürlüğü bütçesinin müzakeresine başlanmış ise de vaktin gecikmiş olması yüzünden toplantıya son verilmiştir
Ercişte hir hara
ku rulacak
Ankara, 19 (Hususi muhabirimizden) Dogğu bölgesinde Van, Bitlis, Muş. Hakkâri, Ağrı, Diyarbakır ve Bingöl illerinin damızlık hayvan ihtiyacını temin etmek üzere bir hâra kurulması için hükümetçe bir kanun tasarısı hazırlanarak Büyük Millet Meclisine sunulmuştur. Hâlen Tarım Komisyonunda bulunan bu tasarıda hâranın çok miktarda yeşil otlarla bezenmiş geniş mer'alara ve binlerce dönümlük en iyi vaziyette tabii çayırlara. yaz kış çağlayanlar gibi akan bol sulara malik Van ilinin Erciş ilçesine bağlı Zeylan vadisinde kurulması teklif edilmiştir.
DÜNYA HABERLERİ
Hoffmann, Ford Tesisi Müdürlüsünü kabul etmedi
★ Pasadena, (Callforniya) 19 A. A. (Reuter) — Maıshall plânı idarecisi Paul Hoffmann, Ford Tesisinin Başkanlığı için kendisine yapılan teklifi kabul etmemiştir.
Hoffmann, teklifin kendisini memnun ettiğini fakat şimdiki mevkiini terketmesl mümkün olmadığım bildirmiştir.
Hint Ticaret Ataşesinin Ifalyadaki temasları
★ Roma. 19 (YİRS) — Hint Ticaret Ataşesi İtalyan Endüstri Odasını ziyaret etmiştir ve İtalyan sanayi
Devlet Denizyolları ve turizm işleri
Denizyolları Genel Müdürü, dün bir basın toplantısı yapmış ve muhtelif mevzular üzerinde şu beyanatta bu-lunj.ıııştıır:
“— Turizm mevzuundaki tetkiklerimiz hususi mahiyettedir. Önümüzdeki yıl, Akdenizde, turistik seferler yapmak tasavvurunda olduğumuzdan daha evvel baiısetnıiştirn Bu suretle lımanlarmuza getirilecek turistlerin döviz, pasaport, vize ve gümrük işlerinde mümkün olan kolaylıklara maz-har olmalarını temin etmek ihtiyacın* * duyduk.
Bu çeşit ihtiyaçlar, şüphesiz ki, turist celbi politikamız için daha geniş ölçüde kendini hissettirmekte ve alâkalıları ciddî ve etraflı çalışmalara sevketnıektedir.
Turizm Danışma Kurulunun Ankarada faaliyete geçirilmesi bu cümledendir.
Biz, Ankarada hususi bir toplantı yaptık Basın, Yayın Genel Müdürünün Başkanlığında yapılan bu toplantıya Dışişleri, Maliye Bakanlıklariyle Emniyet Genel Müdürlüğü ve İdaremiz mümessilleri katılmışlardır.
Toplantıda vardığımız neticeleri bir protokol ile tesbit ettik. Bahis mevzuu seferleri ihdas etmeğe kati olarak karar verdiğimiz zaman, protokol hükümlerinin tatbika konulmasını alâkalı makamlardan rica edeceğiz.
Vardığımız neticeler umumiyetle ı daremizi ve turizmle alâkalı teşekküllerimizi sevindirecek mahiyette sayılabilir.
Genel müdür, Mario Casoulich’le
Devlet Denizyolları Umum Müdürü görüşmesini yaparken
liderleri ile görüşmelerde bulunmuştur. Ticaret Ataşesi, bilhassa İtaJyadan sınai mamûlât mübayaa etmek hususunda alâkalandığım söylemiştir.
Ingiltere, Inık’a kredi açıyor
★ Londra, 19 (YİRS) — İngiliz vc Irak maliye mütehassısları arasında yapılan görüşmeleri müteakip. Irak Maliye Bakanı 3 milyon ster-ling değerinde bir kredi almıştır. Bu kredi İrak Devlet Demiryollarının geliştirilmesinde istimal edilecektir.
Cripps Variste
★ Londra, 19 (YlRS) — İngiliz Ma
yapılan temaslar hakkında demiştir ki:
Mario Cosoulich bu işin hakiki ehliyetini haiz bir mütehtssıs sıfatiyle bizi birçok noktalarda tenvir ettikten sonra, Ankara genimizin bu çeşit seferler için daha muvafık olduğunu, fakat kati mütalâasını söylemek 1-çin Ankara, Tarsus ve motörlü gemilerimizden her birinin projeleri üzerinde daha etraflı tetkikler yapmaya, gemilerin sefer mahiyetleri hususunda kendisine vereceğimiz malûmatı da dikkate almak suretiyle işin ticari cephesinden alınacak neticeleri beklediğini belirtti.
Şimdi, kendisine istediği malûmatı hazırlamakla meşgulüz.
Pek yakında ttalyaya göndereceğimiz bu malûmat, teşebbüs hakkında Cosoulich MUessesesini müspet bir neticeye ulaştırabilirse, Mario, ya bizzat tekrar gelecek, veyahut görüşmelere devam etmek üzere bir arkadaşını İstanbula gönderecektir.
Biz de nihaî kararımızı o zaman vereceğiz.
Cosoulich konuşmalarımızda, mühim bir noktaya da temas etmiş ve birçok defalar itina ile hazırlanan kruvaierlerin,, rağbetsizlikle karşılanmasına mukabil, gelişi güzel ha zırlanıp acele tatbikine geçilen bazı kruvazörlerin de fevkalâde bir rağbetle karşılandığına işaret eylemiştir.
Bundan dolayı, bizim de bu ihtimalleri gözönünde tutarak tetkiklerimizi ona göre yapmamız gerekmektedir
liye Bakanı Sir Stafford Cripps Pariste Avrupa İktisadî İşbirliği idaresinin toplantıya çağırmış olduğu 8 devlet Maliye Bakanları toplantısında hazır bulunmak üzere bugün Parise hareket etmiştir. Tnıınan doktrininin dördüncü maddesinin tatblkına başlanıyor
★ Roma, 19 (YlRS) — VVashington-dan gelen haberlere göre, Truman doktrininin 4 üncü maddesi tatbikatı için plânlama 9aflıası bitmiştir. Yetkili makamlardan alınan haberlere göre, bu program genç bir bankacı tarafından idare edilecektir.
Sebze ve meyva kooperatifinin satış yerleri
Belediye İktisat Müdürlüğü, satış yerleri hakkında bir liste hazırladı
Sebze ve Meyva Kooperatifi satış yerlerinin arttırılacağı yazılmıştı. Belediye İktisat Müdürlüğü, bu gibi satış yerlerinin hangi semtlerde kurulacağı hakkında bir liste hazırlamıştır.
Kooperatifin bazı satış yerleri, evvelce şehir ekonomisi bakımından bir tetekikten geçmediği için .faydasız yer lerde açılmıştır.
Meselâ: Balıkpazarında meyvanın
en ucuz satıldığı yerde açılan bu satış yerinden hiçbir fayda hâsıl olamadığı anlaşılmıştır.
Belediye İktisat Müdürlüğü, satış mağazalarının fakir halkın kesif olarak bulunduğu yerlerde açılmasını daha uygun bulmuş, listeyi bu bakımdan tertiplemiştir.
Yeniden açılacak olan satış mağazalarına şimdiden talipler vardır. Mağazayı açacak olan, Sebze ve Meyva Kooperatifiyle bir mukavele yapacak, burada Kooperatifin tayin edeceği maddeleri satacaktır. Dükkânlarda satılacak olan maddeler arasında sebze ve meyvadan başka, zeytinyağ. Ofis yağı, pirinç, sabun da buluacaktır. Bu maddeler, aynı semtte satılan maddelerin fiyatından yüzde 30 nispetinde aşağı olacaktır.
Demir fabrikatörleri ve ithalâtçılar Ankaradan geldiler
Demir fabrikatörleriyle, demir ithalâtçılarının temsilcileri, Ankarada | Ticaret Bakanlığındaki toplantılarını 1 bitirerek şehrimize dönmüşlerdir.
' Toplantıda bulunan temsilcilerden biri, Ticaret Bakanlığının demir it-
I halâtçılariyle, demir eşya fabrikatörleri arasındaki menfaat ayrılıklarını telif ettirici mahiyette tedbirler ittihaz edeceğini bir muharririmize söylemiştir.
Demir fabrikatörleri, bilhassa çM imalâtçıları, dışarıdan ucuz demir ithalâtına mâni olacak derecede hima-yekâr tedbirler ittihaz edilmesini ileri sürmemişlerdir.
Esasen demir ithalâtçıları da bu fikirdedir. Fakat çivi fabrikatörleri, demir ithalâtçılarının çivi ithali yerine çivinin yarı işlenmiş bir maddesi olan filmaşin getirilmesini ileri sür-I müşlerdir.
Bu suretle her ıkı taraf arasında anlaşmalar kabil olmuş, neticede çıv,i cıvata, kazma, kürek gibi maddelerin ithal edilmemesi üzerinde durulmuştur.
Yünlü ve pamuklu mensucat sanayicileri Ankaraya gidiyorlar
Yünlü ve pamuklu mensucat ile yün ve pamuk ipliği ithalâtı mevzuunda memleketimizin ve milli endüstrimizin ihtiyacım gözden geçirmek üzere Ticaret Bakanlığında 21 aralıkta yapılacak toplantıya hazırlanmak ve ithalâtçı grupları arasındaki zıt fikirleri telif etmek maksadiyle şehrimiz Tüccar Derneğinde yapılan toplantıda bir netice alınamamıştır.
Bu sebeple, diğer sanayicilerle birlikte yün, pamuk ipliği ve mensucat ithalini fazla daraltmanın memleket iktisadiyatı üzerinde iyi tesirler u-yandırmıyacağı tezini müdafaa eden grupa mensup İki ithalâtçı tüccarın da bu toplantıya Işiraki kararlaştırılmıştır.
Heyet, bu akşam Ankaraya hareket edecektir.
Sayfa 4
Y E N î İSTANBUL
2A Ar-'ıV ’Offl
İHH
Siyasî meseleler ve muhabir mektupları
Paris hususi muhabirimiz bildiriyor
Hususî muhabirimiz P. B. Pedaris bildiriyor
Dil Kurultayı münasebetiyle
PARİS POSTASI
•tftfl
F r ansız
Sosyalistlerinin Kongresi
Kabinenin mevkiini muhafaza edebilmesi çok müşkülleşmiş bulunuyor
Paris 19 (Hususi muhabirimiz Yusuf I. Mutlu bildiriyor) — Birkaç zurnan evvel Parlsto Mutualitö Sarayında Sosyalistlerin kongresi toplanmıştı. iki gün devam cdon bu kongrede ileri sürülen fikirler vo yapılan teklifler, Bl-dault kabinesinin düşmesine sebep olacak mahiyette idi. Esas mevzu olarak, Sosyalistlerin kabinede kalıp kalmamaları hnkkındn bir karar vermek İcap ediyordu.
Kabineye iştirak edilmemesini müdafaa edenlerin başında eski Bakanlardan meşhur hukuk profesörü Andrâ Philip vardı. İştirak taraftarı olanların arasında is© Sosyalist Partisinin bütün tanınmış simaları, bilhassa ©ski Buş-bakan L6on Blum bulunuyordu.
Mesele reye konmuş ve kongrenin •onunda bazı şartlarla Hükümete iştirak etmek taraftarları küçük bir farkta kazanmışlardır. Bu suretle şimdilik FrannAda bir kabine buhranı çıkması tehlikesi de bortaraf edilmiştir. Esasen aleyhte karar verilmiş olsaydı da, Sosyalist Bakanlar, Fransız Parlamentosunda bütçe müzakereleri yapılıp bittikten sonra kabineden çekileceklerdi. Bu •uretta muvakkaten mevkii sağlamlaşmış olan Bidault, 16 ocaktan sonra yeni ▼e daha büyük müşkültarto karşılaşacaktır. Zira bütçenin kabulünden sonra o tarihlerde, Anayasanın tâdilini İstihdaf edon çok mühim meseleler ortaya atılacaktır. Seçim kanununu değiştirmek. Başbakanın işbaşına gelmesinin ve Parlamentodaki mevkiinin şeklini tesbit etmek gibi tadilât bahis mevzuudur. Bu mosetalordc, partilerin birbirlerine karşı, hattâ kendi bünyeleri içinde durumları oldukça naziktir.
Birbirinden küçük farklarla ayrılmış o kadar muhtelif fikir vardır kî. bu vasiyetin Parlamentodaki ekseriyet! dağıtacağı, hattâ Meclisin feshin© bita sebep olacağı tahmin edllmoktedlr. Şimdilik bu yüzden Meclisin feshedileceğine İhtimal verilemezse do, kabinenin mevkiini muhafaza edebilmesi çok şüp-belidir.
Paria hu.«i0î muhabirimiz bildiriyor
Bii kreşte ki Ermeniler bizden
arazi istiyorlar
Paris (Husus! muhabirimiz Yusuf î Mutlu bildiriyor) — Haber alındığına göre Bükreşteki Müterakki Ermeniler Birliği, Türkiye aleyhine propaganda yapmaya başlamıştır. İsmi geçen partinin sekreteri Binar Mercanyan, Türklyenln, hiç bir hakkı olmadan, “So^et Ermeni Cumhuriyetinden., gasbettiği araziyi iade etmesini istemiş ve Türkiye aJeyhinde çok ağır bîr lisan kullanmıştır. Haristeki Balkan mültecileri muhitinde bu hâdisenin gizli bir maksat mı taşıdığı, yoksa Ankaranın aksülâmelini ölçmek için ortaya atılan bir mu olduğu sorulmaktadır.
balon
Kahire hıısuM muhabirimiz bildiriyor
Mısırda seçim mücadelesi gittikçe hararetleniyor
dönmesi müşkülleşiyor
Italyan müstemlekeleri hakkında Birleşmiş Milletlerin verdiği karar, İtalyanların ümidini kıracak bir mahiyet taşımaktadır.
toplantısına
kakarı üzeki, İtalyan
çokiidikton înglltero “E-vormeğo vo birletmesini
KAHİRE}, (Husus! muhabirimiz P. B. Pedaris bildiriyor) — Uzun müddetten beri tehlikeli sayılabilecek vaziyetler yaratan Erltro ve Soınull meselesinde bugünlerde hâdls olan çok mühllk gerginlik, Birlaımiş Milletlerin, Doğu Afrlkadakl eski İtalyan mÜHtomlekdo-rlnin akıbetini tâyin etmek hususunda niçin bu derece İhtiyatlı hareket ettiğini lenktd edenlerin gözünü açmıştır. Şüphe yok ki bu mesele hakkında Lake Succoss’do bitip tükenmez münakaşalar yapılmasının başlıca sebebi, büyük devletler arasındaki rekabet vo pazarlık zihniyetidir. Ancak siyasi komitede olsun genel kurulda olsun, vorllen bütün nutuklarda, yeril halkın açıkça tebellür eden arzusuna muhalif düşecek bir kararın neticelerinden doğan endişeyi ve hattâ korkuyu sezmemek mümkün dcâlldir.
İtalyanların Doğu Afrlkayâ tekrar dönmolorino karşı, psikolojik vo reol mahiyette, bir çok ongollorln mevcut olduğu malûmdur. Diğer taruftan, ital-yanın “siyah., kıt’adan tamamen uzaklaştırılması ile, şimdiki İtalyan Hükümetinin, hnttâ demokratik İtalyan rejiminin bilo yıkılabileceği keza malûmdu. Bu yüzden, İki mahzurdan, daha hafifi seçilerek, Somali, İtalyan vesayeti altına konuldu vo E litre hakkındnlıl karar, gelecek genel kurul tehir edildi.
Birleşmiş Milletlerin bu rlnden iki gün geçmemişti
kolonistlorine karşı yapılan tedhiş hareketleri hakkında ilk haberler Erltro-nin merkez! Asmara’ya gelmeğe başladı. O ana kadar ihmal edilebilir sanılan tehditler, birden acı hakikate inkılâp etti. Softa Partisine mensup silâhlı çeteler Erltro içerisindeki balta girmemiş ormanlardan çıkarak, rastladıkları her îtalyanı öldürmeğo vo İtalyan çiftliklerini basmağa başladılar. Kasımın son haftasında yalnız Musavva İle Asmara arasındaki büyük şosede, 60 dan fazla İtalyan ölüsü bulundu.
13 kasımda çeteciler. Asmaranın takriben 80 kilometre cenubunda, Habeşistan hududu yakınında Adi Ogray kasabasına e) bombaları vo makineli tüfeklerle hücum vo kasabayı yağma etmişler vo İki Îtalyanı esir olarak alıp götürmüşlerdir. Çeteciler sonra ele geçen afişlerde, rltreyo vadettiğl istiklâli memleketin Habcşistanlu
temin etmeğe,, davet ediliyor vo ltnl-yanlar hakkında şiddetli tehditler sa-vuruluyordu.
Tethlş hareketleri hnkkındakl haberler Erltronln beyaz halkı arasında panik uyandırmış ve İngiliz askerî İdaresi» kasım ayı sonlarında, nizamın muhafazası İçin çok sert tedbirlere baş vurmak zorunda kalmıştır. Otomobillerin, hususî İzin almadan Asmamdan ve memleketin diğer büyükçe şehirlerinden ayrılmaları menedildi vo şehirler dışına çıkan otomobillere muhafız verildi. Bütün Eritrc’de sıkı yönetim İlân olunmuştur. Son sene sayıları 1Ö.000 o düşen Italyanlnr dükkân ve atölyelerini kapatmağa ve protesto makamında olarak işlerini terketmeğc karar vermişlerdir. Asmamdaki katolik pesko-pos, İngilizlerin İtalyanları kâfi derecede himaye ölmediklerini ileri sürerek. Ingiliz askerî valisi nozdindc protestoda bulunmuştur.
Maamafih Eritrcnin Italyan halkı, yerli halkın çok tuttuğu Şeftn Partisinin, Eritre meselesi yerli halk aleyhine netice verir vermez ttalyanlara karşı tethiş hareketlerine girişeceklerini çoktan beri biliyordu. Çünkü bu partinin programının birinci maddesi Erh-renln istiklâlin! ve İkincisi de bu memleketin Habeşlstanla bîr federasyon halinde birleşmesini talep etmektedir. Bu İtibarla yerlilerin maksatlarını çok iyi bilen Erltroll ltalyanlnr, ttnlyanın Doğu Afrlkayâ dönmek hususundaki gayretlerini endişe ile takip ediyorlardı.
ir
Britanya İcaplara uy-tesis ottlğl başına yaşı-Istemiş ve hcrgÜn ikitandi ol-
verllmesinl hakikaten, ve verimsiz Memleketin
Musavva,
Habeş Hükümeti yaz başlangıcında, Erltro hududunu kapama kararını vermişti. O zamandan beri memleketteki ekonomik buhran şiddetlendi. Asmam vo Musavva’da işsizlik, son aylarda o derecede arttı kl. İngiliz mıkerl idaresi ondlşo etmeğe başladı. Bilhassa gıda maddeleri, buğday, keroste, yani memleketin Habeştalondan çektiği mallar azaldı Birleşmiş Milletlerin kararından sonra hudutlar âdeta kus uçmaz «eklide kapandı.
Unutmamak lâzımdır ki, 1936 da başlayan Italyan - Habeş harbinin başlıca soboptarinden birisi, Erltro müstemlekesini Habeşistan Hinterlandı ile birleştirmek suretiyle Erltrodekl Faşist o-konomisini ıslâh etmekti. Bu itibarla, orta ve doğu vilûyeltarini Habeşistan* vo batı vilâyetlerini SSudân’n ilhak etmeği istihdaf edan Büyük projesi, hakikî ekonomik gundtı. Şimdi Habeşistan, abluka ita. Erltro’niıı tok yamıyncağııu ishal etmek
Inkâh edilemez kl, Eritro’de, daha tahammülsüz hal atan bir buhran yaratmağa muvaffak muştur.
Lake Succoas'do memleketini temsil ettikten sonra Kahire üzerinden Adta Abeba’ya gidon yüksek bir Habeş memuru, bana îtnlyayı zayıflatmak için, eski müstomlokcsi Somali üzortade vesayet hakkı tenımnktan daha müessir bir tedbir bulunnmıyacağını söylemiştir. Mussolini'yfe bir zamanlar “çöl koleksiyoncusu,, Unvanının mucip otan bu memleket Doğu Afrlknnm en fakir mıntakalnrından birisidir, tok İtmam olan Mogadişu,
Cibuti ve hattâ Danakll'deki Assâb 11-nıanındnn bllo geridir. Bu itibarla Somali’nin ekonomik durumunu iyi bilenler, bugünkü ttalyunın, bu derece fakir bir momtakotln idaresi gibi ağır bir yükü taşımağa kudreti olup olmadığını sornıııktadırtar. Somnllnin tediye muvazeneni, harpten önce, sonede takriben 8 milyon storllng açık veriyordu.
ltulyanın Somallyo dönmesi ita, yorli holkla aralarında şiddetli çarpışmaların vukuu beklenmektedir. Hammar, Ab-gnl, Mljertayn vc Yukarı Juba vilâyetlerindeki mUtaassıp kabilelerin, geçen sene çıkan isyanlarda dn görüldüğü üzero, mükemmelen müsoltah oldukları Mogadişu’da bilinmektedir. Bu kabilelerin rctatarl, ekini ayı bidayetinde Birleşmiş Milletlere gönderdikleri uzun protesto telgraflarında şunu to-barüz ettlrmlştardi: “Italyan hâkimiyeti altına girmektense, ölmeyi tercih rderlz.,, Şu var ki, bu müslüman kabilelerin ruhani reisleri, İtalynnın Afrlka-dan çıkarılması İta alâkadar muhtelif zümreler tarafından da teşvik edilmektedir.
Italyanın Doğu Afrlkaya avdeti, Adis Abebn’da, Afrlknnın istikbali için bir tehlike olarak telâkki edilmektedir.
HubeşHlerln kanaatin© göro, D© Gas-porl Hükümetinin Somali hakkındakl Birleşmiş Milletler kararını kabul ötmesi, ancak stratejik vo müstemlekecl kasıtlarla izah olunabilir. Habcşlstamn petrol kuyuları, Habeş - Somali hududu yakınında, Ogaden bölgesindedir. Bu bölgenin denizle yegâne irtibatı, Mogadişu Umanı üzerindedir Bu itibarla Habeşistan, herhangi bir Italyan taarruzunu hemen karşılıyabilnıek İçin gelecek on sone içerisinde, Somali hududunda silâh elde beklemek mecburlye-tindo katacaktır. Vukaa beynelmilel bir kontrol komitesinin Somallde bulunması Habeşistan için bazı garantiler temin edebilir. Ancak Habeşlilor, İtalyanların hudutlarına yerleçmelcrlni eskisi gibi bir tehlike telâkki ettikleri için, bu mıntakada gerginliğin daha bir müddet devam edeceği umulabiUr, Bundan başkn Somali yerlilerinin ltal-yanlara karşı duyduğu nefretin de bazı kargaşalıklar yaratacağı, dalma gözö-nündo bulundurulmalıdır.
•l
Türkçenin
meseleleri
l)r. MECOÜT MANSUROOLü
İst. Üniversitesi Türk Dili Doçenti
I ve dü-gerektiğim İleri tarihimizde olduk kalabalık toşkll o-
(*• ÜRKÇENİN bir tarafının bl-I zl tatmin etmediğini zeltilmesi (
aüronler ynkın ça mühim bir dor. Bunlara oöro dilimiz üç büyük Doğu dilinin malzemesi ile yoğrulmuş bir halitadır. Buna karşı başka bir grup, dilimizde hiç bir gsrabot bulunmadığını, bu gibi karışmaların diller için normal •ayılacağını söyler ve zamanımı zın medeni dilleri arasında bunun en elle tutulabilir örnoğlni Ingiliz cade bulur. İkinci grupun İleri «Ördüğü bir iddia dn eski ve yeni kültür dillorinden meselâ arapça, farsça. yunanca, lâtincc, frensiz ca, İngilizce, almanca, macarca ve finccdo bu nevıdon bir dil mesele • inin bulunmamasıdır Ancak buna rnğmon yazı dilimizin sndaloş ma yolunda mühim ilerlemeler yaptığı gözle görülür bir hakikat tir.
İki zümrenin iddialarındaki doğ ruluk derecelerini tâyin edebilmek için, tarihi yoklayarak cevap al mak istersek, bu bilgi kolu bize şunları anlatır: Türklerln Islâm medeniyeti çevresine girmeleriyle, yazı türkçesindo daha önce bulunmayan bir dil İkiliği belirmeye başlamıştır. Aydın zümre kendi milli dil kıymetleri bir tarafa bı rakarak farsça vo nrapçAdan aldığı ölçüsüz söz vs kaidelerle Türk halkının anlayamadığı bir dil ya ratmış, halk İse, eski diline bağlı kalmıştır, üst tabakanın bu dili sadece bir kitap dili idi; bunlar da aralarında günlük anlaşma vasıtası olarak halk türkçesini kullanıyorlardı. Tarih boyunca yüksek tabaka dili içinde de bu a-normalliğc karşı tepkllor görülür; türkl-l basit cereyanı, divanın kamus olamıyacagı düşüncesi vo mahalllleemo cereyanı bunun bariz Örnekloridlr. Avrupa medeniyeti çevresine girmemiz hareketinin başlaması ile, yazdığını halka anlatmak, halk diline rağbet gibi düşüncelerle yüksek lümro dilini yıkmak ve onun yerine halk konuşmasını getirmek hareketleri ol muştur. Bu yıkma ve yapma İşi do her zaman başarılı neticeler vermiş doğlldlr.
Öte yandan türkçeyi sadeleştirmek isteyenler nerede duracaklarında anlaşmış değillerdir. İçlerinden bir kısmı yabancı asıllı her şeyi atıp yerlerine halkımızda ve eski dilimizde bulunanlarını almak İstediği halde, diğor bir kıs-mı artık halkın malı olmuş yabancı söz ve şekilleri Alıkoymak taraflısıdır vo nihayet bir üçüncü grup yalnız yabancı kaideleri atmakla yetinmek ister. Görülüyor. kİ dâva muhtelif dil zümrelerinin medenî temaslar sonunda birbirlerinden aldıkları malzemo meselesidir. Dil bilgisi ise. bize hiç bir dilin alınma, yani kendisine aslın-
SANAT HABERLERİ
GONCOURT MÜKAFATI
Goncourt Akademisi, Robcrt Mer-le’in (Zuydcoot’da Hafta Sonu) adlı eserini mevsimin en güzel romanı olarak seçmiş ve mükafatlandırmıştır. Bu kitap 1910 senesinde Dunkerque’de muhasara altına alınmış olan askerlerin hayatını ve haleti midyelerini fevkalâde bir realizm İle anlatmaktadır.
Diğer taraftan Femina mükafatını da Marta Harhuin isminde genç bir kadın kazanmıştır. Genç kadın heyecanından tam 36 saat yemek ylyome-mlş bulunuyordu. Kazandığı mükâfat büyük bir şev değildir. Fakat bu su
da yabancı malzemeden uzak ka lamıyacağını öğretir.
Bütün bu söylenenlerden sonra hatıra en tabii olarak $u gelmektedir: Türkçe bir dil olmak dola-yısiyio diğer dillerden ayrı toza-hürler gosteremiyeceğine göro, a lınma malzemesinden. Batı ve Do-ğu'da tanıdığımız dillerin akslno olarak, ne sebeplerle şikâyetçidir? Yoksa bu dillere nispetle daha çok ölçüde yabancı malzeme mİ yük lenmıstlr? Tarihte bu gibi diller vat mıdır?
Bu soruların cevabını almak Ü« zere, yukarda adları sayılan yabancı dilleri gözden geçlrocek o-tursak* yunanca» lâtince ve arap çanın, âdeta kendi medeniyetleri ni kondılorı yaratmak zoru karşı •ında, alınma mnl/cmoyi en aşağı derecede tutarak kendi vasıtaları» nı gollştirmek suretiyle birer kültür dili olabildikleri görülür. Fars^ çada durum biraz daha değişiktir. Eski farsça, medeni bir dil olarak gelişmesinde aşağı yukarı yunanca, lâtince ve arapçanın yolunu tutmakla boraber, müslü manlıkla başlayan yeni farsça İçe rlslne bir hayli Arap unsuru almış ve fakat bu alınma malzemeyi ikinci plânda tutabilerek birinci derecede yine kendi imkânlarından faydalanmak suretiyle bir kül tür dili olarak değerli mahsuller vormekte devam etmiştir. Fransızca vo onun yanında İtalyanca ve İspanyolca doğrudan doğruya lâtinceden çıkmış dillerdir. Bu bakımdan medonl dil olarak gelişmede lâtincenin ifade gücünü tevarüs ottiklsri gibi, daha sonra ondan aldıkları «Öz vo şekilleri do, yapılarının büyük yAkınlığı sebebiyle, zahmetsizce kendilerine malodobilmişlordlr. Ingilizco Gerin an vo Lâtinhalkları dillerinin bl-rlblrlno karışmaslyle meydana geh mlştlr. Bu sebeple bugün dahi hem German. hem de lâtln asıllı «Özler ve şUkillerdon üretmeler yapabilmekte ve bunlardan alınmaları benimsemekte güçlük çekmomok-tedir. Fakat buna karşı almanca-nın yakın sayılabilecek bir geç-mişto yapısına oir dereceye kadar yabancı düşen vc bu yüzden kendi vasıtalarını geliştirmesini engelleyen fransızcanın boyunduruğundan başarılı bir kurtulma haroketl yaptığını biliriz. Aynı hareketi, almancanın boyunduruğundan kuçtulmak için, macarca vo, İskandinav dillerinin baskısından kurtulmak için, fince yapmış ve muvaffak olmuşlardır. Hemen sunu dır. ki bu kânlarını ilorlemolcr
komşu dillorlnin bütün malzemesini atabilmiş değillerdir. Alınma malzeme, artık millî dilin golişme-slno engel olamayacak bir derece de, bunlarda vardır.
da llâvo otmok lâzım-son üç dil, kendi Im-geliştirmekte büyük kaydetmekle berabor.
■
retle “Sabır Oyunu,, ismini taşıyan romanı ile diğer eserlerinin basılmasını ve para kazanmayı temin etmiş olmaktadır
COCTEAÜ NUN YEM FİLMİ
Coeteau'nun çevirmekte olduğu “Korkunç Çocuklar., filminin hazırlıkları ilerlemekledir. Eser, muharririn, zamanında çok beğenilmiş ve okunmuş olan ayni isimdeki romanından filme alınmaktadır. Coclea’u, birçok filmlerinde olduğu gibi bu filmi için de yeni artistler keşfetmiş bulunuyor. Demek pek yakında yeni Jcan Ma-rata’lcr ve Josette Day’lar göreceğiz.
Comedie Française'de kopan fırtına
REŞAT NURİ GÜNTEKtN
TİYATRO sükûnetten fazla hoş-tanmıyan bir müessesedir. Onu şaheserlerden ziyade ara sıra etrafında kabaran dedikodu dalgaları nestar vc yaşatır. Eski kurt bir tiyatro müdürüne atfedilen bir söz vardır: “Benim gişenin işlemesi, sokaklarda çenelerin işlemesine tâbidir. Ve-lcvki ters tarafa da olsa,, dermiş.
Bunun yeni bir misalini şimdi Hariste beş altı haftadanberl Comedie Françalse’ln oynamakta olduğu (Jean-ne la folle = Deh Jan) adlı bir piyes etrafında kopan gürültülerde seyret* mekteyiz. ' I
Bilindiği üzere Comcdle Françalse tiyatronun kutsal bir mâbcdJ sayılır. Bir yandan geçmişin ölmez eserlerini vo ölümsüz müelliflerini ayakta tutan bir müzedir, öte taraftan da yaşayanlar arasında o şansa sahip görünen yeni çehreleri arayıp sivriltmeye gayret eder. Onun için bu sahnede eser oynatmak her müellif için yürekte yatan aralandır. Onda eser oynatama-mış müellif, başka sahnelerde şöhretin hangi doruğuna varmış olursa olsun dünyadan gözü açık gider. Yine onun içindir ki, dostundan çok fazla düşmanı vardır. Geçenlerde Figaro gazetesi Comedie Françalse’ln son vaziyeti hakkında bir anket açmıştı. Lâtl-fecl bir müellif “dur bakalım, hele bizim şu yeni verdiğimiz piyesin âkıbetl anlaşılsın da ondan sonra söylerim İyi mi işliyor, fena mı?„ diyordu. Başta; doymak bilmez bir file benziyen bu sah neyi besleyen Devlet olmak üzere mil-essesenln bütün mesul idarecileri yeni piyeslere son derece dikkat ederler.
Yalnız bu “Dell Jan„ piyesi etrafında kopan gürültü âdeta tarihte misli görülmemiş bir rezalet olmuştur. Mü-nekkidlerin en terbiyeli ve derviş mizaçlıları bile bir tek istisnasız “bu rezalet, Comedie Frsnçaise’de halk karşısına nasıl çıkarılır?,, diye bağıracak olurlarsa orkestranın geri kalan kısmından çıkacak sesler pek kolay tasavvur edilir.
Piyes, bir tarih piyesidir. Müellifi, adı ilk defa işitilen bir operatördür. Charlemagno'm anası olan Jeanne ta Folle’in çocukluğundan, gençliğinden, ihtiyarlık ve ölümünden (ameliyathanesinde kulak ve ayak keser gibi) dört parça çıkarmış; olmuş bir piyes. Münekkidler: “Piyes, piyese benzemiyor. Hiç olmazsa lâkırdıları bir parça lâkırdıya benzese,, diyorlar.
Piyes oynatan vc oymyaniardan bir tekinin, bir müdafaa kelimesi söylemeğe mecal bulamamasına göre hakikaten bu yenip yutulmaz hata nasıl yapılabilmiş?
Bizim İstanbul Belediyesinin Şehir Tiyatrosu için yaptığı yeni statüde olduğu gibi Comedie Française’de de artistlerin en kıdemli veya kodamanlarından kurulmuş bir piyes okuma komitesi var. Üstelik hem idare, hem meslek otoritesi bakımından bu komitenin kararlarını, daldaki çürük yemiş gibi silkelemek kudretine sahip, bir administratörü var. Yine üstelik de müellif hatırından çıkılamıyacak belli başlı bir adam değil; tiyatro ve matbuat âleminin tam bir Sarı çlzmell Mehmet ağası. Hattâ dilil dişil bir aktris tarafından göze kestirilmiş olmasından şüphe edilecek bir insan da değil. Tiyatro dünyasının bu yeni doğmuş çocuğu. Allah arttırsın, tam elli beş yaşında...
Ameliyat masası başında yapmış o-lablleceğl hataları kimin ne suretle örtbas ettiğini bilen tecrübeli bir ope
ratörün yazı maaaaj hatalarını sahnede âleme teshir etmekten korkmamasına şaşmak lâzım geldiği halde yine de pek şaşmamalıyız. Doktorların mebusluk ve vekillik gibi sanat işlerine de zaafları eskidir ve malûmdur.
★
araya ben de kendlm-dedlkodu sıkıştırayım, başında Şairler Prensi
Eskiden gönlünü pe-Şairler Prensi bir seksenlik peşine ev sa-
takılır. Şair bîr
Oldu olacak, den bir küçük
Geçen yazın meşhur Paul Foure i Chftteau-Thierry
de bir köpek ısırdığını duymuştum.
“Edebiyat Dostları,, adlı bir cemiyetin âzaları La Fontaine İhtifali yapmak için Château-Thierry’ye giderler ve kibar bir adamın şatosunda mükellef bir ziyafete konarlar. Üstad Paul Foure da aralarındadır. Yemekten sonra parkın ağaçlan arasında dağııyk bir hazım gezintisi yapılır, birçok genç nesillerin şlndcn sürüklemiş olan şimdi gözlüklü, sopalı İhtiyardır ve bu sefer hiblnin azılı köpeği
aralık ürkerek sopasını kaldırır; köpek te tabiî onu bacağından adamakıllı kapar. Dostlar arasında hali vakti pek yerinde olmadığı anlaşılan şaire, ev sahibinden tedavi tazminatı dâva etmesini tavsiye edenler olur. Fakat tabiidir kî, o. bu kibar ziyafet sahibine karşı bu küçüklüğü yapmaz. Şimdi Öğreniyorum kl muharrirlere, o mükellef daveti yapan kibar adam Jean le Foulle müellifi operatör Amant Jean’dan başkası değildir. Belki pek kibar bir düşünce değil ama müelliflere böyle olunca Châtcau -Thlerry’dekl şatoda tiyatro artistlerine bu neviden sık sık bazı ikramlar yapılmış olması akla gelmemek mümkün olmuyor.
★
Gelelim şimdi tekrar dedikodunun tiyatro İle münasebeti meselesine: Politika gibi sanatta da tenkld ne kadar şiddetli olursa o kadar da süreksiz olur. Nitekim bu Dell Jan piyesi İçin de böyle oluyor. Münekkidler bir eser İçin hep bir ağızdan “bir rezalettir,, diye silâhlarını boşalttıktan sonra ilâve edilecek ne kalır? Tablatile susuyorlar ve işte o zaman alıyor Amant Jean... Cevap makalesi değil... Gûya kendisine sokakta tesadüf eden bir gazeteci ile bir dertleşme... Ne yapsın o, bir şey söyllyecek değildi amma sordular!..
Sözlerinden birkaç un aynen alıyorum :
“Bir şaheser yumurtladım diyemi-yeceğlm gibi bir eşeklik lâııerie) yaptım da diyemem tabiî..,,
“Ben sadedil bir adamım. Zannediyordum ki. samimiyetle yazılmış bir eser, fikirler, zevkler ve hayaller derecesinde bir ehemmiyet arzeder. Ten-kldcilere olan kırgınlığım da bu ehemmiyeti ihmal ettikleri içindir.,,
“Ben bir ruh dramı yazmak istedim. Onun hareketi dışından ziyade içindedir, pek mümkündür ki, bir ruhun hikâyesi bir tiyatro piyesi yapmağa kâfi olmasın.,,
“Kendi hesabıma münekkldlere teşekkür etmeliyim, onların hücumları halkın merakını tahrik etmekte ve salonu hıncahınç doldurmaktadır.,,
O kadar doğru bir söz kl, bu “piyese benzemiyen bir piyes,,i görmeğe iki aydır niyetli olduğum halde ancak dün akşam yer bulabildim.
Üskiidara yapılacak köprüye dair
Tarafsız Başbakan, vaziyetin gerginleşmesini önleyici tedbirler alıyor
KAHİRE, (Hususi muhabirimiz L. E. D. bildiriyor) — Mısır seçim kampanyası başlar başlamaz Saad ve Vafd Partileri yeni baştan birbirlerine hücum etmeye başladılar. 18 milyonluk Mısır Milletinin itimadı uğruna girişilen bu muazzam mücadelede, partiler afişten oparlöre kadar bütün vasıtaları kullanıyorlar. Mücadeleye, muhtelif siyasi partilerin ve hususi grupların meydana koyduğu 1600 namzet İştirak ediyor. Halbuki ancak 319 mebus seçilecektir. Liberal Meşrutiyetçiler, Saad’cılar ve Vafd’çılar şiddetli bir rekabet halindedir. Bunlar arasında üç ufak grup daha çalışıyor.
Kral Faruk, Vafd Partisi Lideri Na-has Paşaya karşı takip ettiği barıştırıcı siyasetiyle, Mısır iç politikasındaki gerginliği çok azaltmıştır. Hazımlı ve hür fikirli Hüseyin Sırrı Paşanın mütehassıs nazırlardan teşkil ettiği gayri siyasi hükümet de, gerginliğin azalmasına yardım etmektedir. Kral Faruk, Vafd ve Saad partileriyle bir koalisyon teşkili teşebbüsünün muvaf-fakıyetsizliği üzerine aldığı bu tedbirle, iyi bir devlet udumı olduğunu göstermiştir.
Radikal - Milliyetçi bir İstiklâl hareketi olan Vafd Partisi, ikinci Cihan Harbinden önce Mısırda birkaç defa hükümeti ele almıştı. 1938 seçimlerinde büyük bir mağlûbiyete uğrayan parti, 1945 te seçime girmedi. Fakat o zamandan beri Nahns Paşa etrafında, kazanma İhtimallerini çok arttıran büyük kuvvetler toplanmıştır. Saad Partisi 1037 de Vafd Partisinden ayrılan liberal bîr hiziptir. Liberal - Meşrutiyetçi Parti ile Sıtkı Paşanın Halk Partisi, hanedana dayanmakta ve Ingll-tereye karşı Vafd Partisi kadnr muhalif bulunmamaktadır. Vafd Partisi iao* Mısır İçin lam bir milli istiklâl ve sosyal reformlar İddiasını programının başına almıştır.
Yazanı
Pat Frank
Zürriyetsiz Dünya
Homer:
— Doğru söylemiş, dedi.
— Peki amma neden, Kathy yüzünden mi?
— Yok, kabahat*
— Belki bütün tınız ?
— Hayır! dedi. ’ dıgı zaman kararımı
— Peki ama ne
Homer parmaklarını karışık saçlarına götürdü. Kafasını yoğurdu. Sualime cevap vermekle güçlük çektiğini hissediyordum. Nihayet:
— Söyllyeylm, dedi. Sebep sadece benim.
— Sebep siz misiniz?
— Tek istediğim şey herkes gibi olmaktı. Bütün ha-yatımca herkes gibi olmak istedim, şimdi herkes gibiyim ve ilk defa Olarak pek memnunum.
Zavallı kafamla sözlerine akıl erdirmeye çalışıyordum.
— Buna ne zaman karar verdiniz, Homer?
— Pek iyi bilmiyorum, insan böyle hallerde kararıhı bir anda vermez. Yalnız günün birinde kararı vermiş olduğumuzu farkederiz. Doktor Pell baha M.A.K. iâboratuvar-larını gezdirdiği zaman kararımın verilmiş olduğunu birdenbire farkottlm, O anda anladım kİ, ya herkes gibi kısır olmalı, yahut Ölmeliyim. O anda bana kararımı verdiren ne oldu, bilmiyorum. Belki de makinelerdir.
— Makineler mİ? Yun! makinelerin size bu işi yapmak İmkânını verdiğini xni keşfettiniz?
— Hayır. Pek öyle değil. Fakat makineleri gördüğüm zaman onlardan nefret ettim. Ne kurumlu bir halleri vardı’ Bir sürü makineler: Yuvarlak göbekli, kolu, burnu olan ko^ caman makineler» sanki canlılarmış gibi Öyle kendini beğen-miş görünüyorlardı ki, onlardan nefrot ettim, hepsini kırıp geçirmek arzusunu duydum; sonra birdenbire anladım kİ, mahkûmdurlar.
gamma
KaUıy’de detfil.
bu tereddütlerden, taliklerden bıkmış-
M.A.K. benimle meggul olmaya ba#la-vernıiç bulunuyordum.
diye yaptınız bu İşi?
ben orada olmazsam onlar ölınoyo O zaman şualar sahasına yürüdüm. Galiba evvelâ şualarından başladım.
— Homer, dedim, bütün bunlar bana mantıkî yor, ama iyi ki, yanımızda bizi dinleyen bir akıl yok. /
— Ben de, anormal olduğuma hükmetmediğiniz için
görilnü-doktoru
- 20 -
memnunum, dedi Homer. Bende hiçbir anormallik yok. Ta-mamlle herkes gibiyim,
— Evet, Homer tamamilc herkes gibisiniz.
J. C. Pogey’e telefon ettikten sonra eve döndüm. Gece, radyo, bu felâket hakkında kafa patlatmaya başladı, ama hep nikbin görünüyordu. Evvelâ Homer’ln vücudü şart olmadığı esası üzerinde durdu, bir müddet bir temayı işledikten sonra iki Moğol hikâyesini ele aldı. Bir iki saat içinde iki Moğol, Amerika için hayati bir ehemmiyet arzeder oldu.
Tki Moğolun durumu hakkında Dışişleri Bakanından sual sormuşlardı. O da verdiği cevapta Rus hükümetinin adalet zihniyetine itimadı olduğunu, Sovyetler Birliğinin bunları inhisar altına almayacağından emin bulunduğunu söyledi.
Tam o sırada, gece yarısından az önce Moskovadan gelen bir telgraf Rus Hükümetinin kısır olmayan Moğollardon hiç haberi bulunmadığını bildirdi. Moskova.va göre bu iki Moğol hikâyesi her halde komünist aleyhtarı propaganda tarafından uydurulmuş olacaktı.
★
Vaziyet karanlıktı, tam Dunkercjue çekilişi sıralarında İngiliz tebliğleri kadar karanlıktıî Adam işe yaramaz hale gelince, Moğollar efsane olmuş, M.A.K, âciz duruma düşmüş, M.Z.P. de tasfiye safhasına gelmişti. Bununla beraber, insan oğlu* alışkanlık tesiriyle, güneşin etrafında dönen yıldızlar gibi, şaşmayan bir intizamla her zamanki hayatına devam edip gidiyordu. Dünya ıztııaplar içinde can çekişerek ölecek değildi, sadece ihtiyarlıktan sönüp gidecekti.
Her şey, her zamanki temposlyle yürüyordu. Hava nakliye şirketleri Parise Veya Kahireye beş günlük seyahatler tertip ediyorlardı. Bol bol naylon çorapları yapılıyordu, yalnız artık bunların modası geçmeye buşlamışln Mesken buhranı mucize kabilinden birdenbire ortadan kalkmıştı. Her şey tabiî mecrasında idi, yalnız bizim evde vaziyet başka İdi.
Bizim evde vaziyet birdenbire tabii halinden çıkiveı-mlştl. Sebep de Marge’dl. Karımın zihniyeti ve huyları birdenbire değişmişti, hem bu değişiklik iyi tarafından olmamıştı!
Asabi ve alıngan olmuştu. Honıvı’in o hareketlle kendisini ebediyen kısır kalmaya mahkûm ettiğini sonradan ve yavaş yavaş idrâk ederek bu hale düştüğüne hükmediyordum.
— Köprü tasavvurunıın 400 üne* yıldönümü
münasebetiyle —
Çevıren:
Yaşar Nabı
ediyordu. Bazan da getirmemi rica edi-
o zurnana kadar âdc-göstermeye baştama-
için önüme suallerden
ve böyle durmadan beni Son zamanlarda sabah-
so-ka-
bir
Evvelâ gece uyanmaları başladı. Umumiyetle Marge, sanki kafasına birşey indirilmiş gibi sabaha kadar deliksiz uyurdu, ama sonradan saat dört beş sularında uyanmak âdetini peyda etti. Bir dirsek veya ayak vurarak benden fıstık istiyordu. Yahut da bir endişeyle uyanıyor, acaba sokak kapısı açık kalmasın diye merak yutmak için kendisine bir yumurta yordu.
Ama beni en ziyade korkutan şey. ti olmayan kıskançlıklar ve şüpheler
siydi, şimdi, hor akşam, İşimden döndüğüm zaman, muhayyel sadakatsizliklerimi yakalamak bir ağ geriyordu.
Arlık usonmıştım. Marge’dan iğnelemesinden usanç getirmiştim,
ları daireme gitmek Üzere evden vaktinden önce çaktığımı* akşamlan kabil olduğu kadar geç döndüğümü farkettim.
Böyle sinirlerime kapılacak olursam, karında hayatımızın bir çıkmaza gireceğini düşündüm ve vaziyetini tahlile başladım. Onu bitaraf bir gözle görmeye çalıştım ve nunda* hiç şüphesiz Marge’in aklından hıuıtiL olduğuna rar verdim. Bütün alâmetler bunu gösteriyordu.
Bu hüküm, çok korkunç ve üzücüydü. Evvelâ kat*î
kanaate varmak, sonra da Marge’in en iyi bir şekilde, tedavi edilmesi için elden geleni yupmıık lâzımdı. Hastalık, tedavisi imkânsız bir şey değildi herhalde. Marta Ostenhelmoı*’-le Tommy Thonıpson’u çağırmaya karar verdim.
Marta ile Tommy* bir gece, bir briç parllsl yapmak ve-HİlcRiyle, hakikatte ise onu bir İki saat sükûnctlo tetkik etmek üzere keldiler. Marge, bir saııt kadar, tamamlyle normal bir şekilde hareket etti, fakat birden iskambilleri elinden atarak:
— Rezeno turşusu istiyorum, dedi.
Tommy;
— O da nedir? diye sordu, * Hayretleri yüzlerinden okunan baktım. Şaşkına dönmüşlerdi desem le Marta. Tatlı bir sosta:
— Şekerim, dedi, şimdiki gibi
birdenbire Uçinlzin çekmesi sık sık oluyor mu? Böyle kut’î bir arzu duyuyor musunuz? •
fDevamı var;
Maria ile Tommy’ye daha doğru olurdu, hc-
herhangi bir yiyeceği
Rahmetli hocam, ref efendi, bundan Mektebi Mülkiyede ken, bir münasebetle, şu fıkrayı anlatmıştı:
Büyük Italyan sanatkârı Mlchel Angelo, Se Piyer kilisesinin kubbesiyle bazı tezyinatını tamamlamağa çalışıyordu. Fakat bu İş için dehşetli para gidiyordu. Hattâ Papalar. OsmanlI Türklerine karşı Salip orduları teşkili için topladıkları paralan, bu kilisenin ikmali için sarfetmek zorunda kaldık-lan halde yine para yetlştlremlyorlar-dı. Mlchel Angelo, mütemadiyen Papadan para İstiyor, fakat iş bitmiyor* du. Nihayet Papanın takati kalmadı. Artık yine para İstemeğe gelirse, reddetmelerini adamlarına tembih etti.
Ertesi g'ün, Mlchel Angelo, tekrar para istemeğe gelince, kendisine Papanın kararı bildirildi:
Bu haberi ulan sanatkâr, Papaya şu haberi yolladı:
n— Ya bana lâzım olan parayı bulursunuz ki. Sen Plycrin inşaatını bU tireyim, yahut* OsmanlI hükümdarı beni davet ediyor. İstanbul* giderek Sarayburnu ile Üsküdar arasına bir asma köprü kuracağım.,,,
Bu tehdit tesirim gösterdi. Papa, kendisine lâzım olan parayı temin ederek ve; “Bu deP herif yapar mı yapar.. diyerek böyle bir işe girişmesini önledi.
Michel Angelo, 1475 de doğmuş, 1Ö65 de 89 yaşında Olarak Ölmüştür.
Doğumu Fatih Sultan Kfelunet zamanına, ölümü. Kanun! Sultan SUlefb mum son zamanlarına rımüar.
Abdurrahman Şe-kırk sene evvel taıih dersi verir-
Snrayburnu ile Üsküdar arasında bir köprü kurulmak tasavvurunu gazetelerde (»kuyuca, kırk yıl evvel hocamın söylediği bu fıkra hatırıma geldi* Aziz okuyuculara, Mlchel Angolo’nıııı dört asır evvel söylediği bir adat), 40# sene sonra nakletmiş oluyorum.
Ualit \\JABOGLW
10 Aralık 1949
V m N T tRTANPTTL
S*vfn n
Salon
bir
hayat sürdüğü
manşon olduğunu da unutma*
ce-
birinde
f
bir hava vere-efsane kahra
kabir
bir kürk mantoya sahip güzel bir garnitüre sahip evlâdır.
bir yarım kürkü-kftHfltirmiK. Parla
Şayet, ön kısımları, yakası veya kol ağızları* yıpranmış nüz varsn kumaşla
bir onun çok rengin Avukatı ben variyetini
• •• ben de-
oyunu
ARTHUR GORDON
argrove’do Miss Maria’nın biraz kaçık olduğunu bilmeyen yoktu. Buna rağmen o-nu sayar vo severlerdi.
bzun yıllar önce
nişanlısı bir deniz harbinde şehit düştüğü zaman hafifçe aklını oynatmıştı. Fakat bu hâdise onun defterini düşürmemiş, bilâkis yaş. h kadına romantik rek onu âdeta manı yapmıştı.
Pek mütevazi halde nedense olduğuna İnanırlardı, olmak dolayısiyle herkesten iyi bilirdim. Babası öldüğü zaman büyük bir şey bırakmamıştı. Bütün geliri küçük bir çiftliğin varidatından ibaretti. Buna rağmen parasını; yarını düşünmeden harcar, fakirlere elinden gelon yardımı yapardı.
Günün birinde bütün kasaba halkını meraka düşüren bir hâdise oldu. Miss Maria’ya New-York’tan bir misafir geldi. Bu, usun yıllardan beri ilk defa vâki oluyordu, New-York’tan gelen yolcu yine aynı gün akşam treniyle döndü. Yaşlı kadını bir kaç saat içinizi yarete gelen bu yabancı kim olabilirdi?
Kimi» müthiş bir mirasa konduğunu haber vermeye gelen bir a-vukat.~ Kimi meşhur bir akıl doktoru olduğunu söylüyordu. O gün kasaba halkı hep bu hâdise ile meşgul oldu. Akşam Andy beni görmeye gelince hiç şaş m udim.
Andy, Mİbs Maria’nın büyük yeğenidir. Çiftliğini o idare eder.
sıfa-dü-gel-
“Mİm Maria’nın avukatı tiyle bu mesele hakkında ne tünüyorsunuz, onu anlamaya dim dedi.
azi-
"Bu beni alâkadar etmez sim, dedim. Sen onu gidip Davla’-le konuşsan daha İyi edersin!
“Bırakın canım! dedi. DavisTe böyle ciddi şeyler konuşulur mu?
Davls, Andy’nln küçük kardeşidir. Gece ile gündüz kadar birbirlerinden farklıdırlar. Biri dünyaya ne kadar metelik vermezse Öbürü dünya işleriyle o nisbette alâkadardır. Biri parayı bir vasıta, öbürü bir gaye diye alır. Birbirine hU benzomiyen hu iki kardeşin müşterek bir şeyleri varsa halalarıdır.
Hor pazar akşamı yemeğe giderler. Bu.
ajıano şekline girmiştir. Andy’-nin beni ziyaretten maksadı, o pazar beni de halasına sürüklemekti. ihtiyar kadının ağzından sırrını alabileceğimi umuyordu. Halasını çılgın ve bunak bulduğundan. hakikaten eline bir servet geçtiyse onu sağa sola dağıtı? diye korkuyordu. Fakat bonl kan-d ıram adı.
o da Marla
halalarına âdeta bir
çinde kayboluyor... Ve vaktiyle büyük bir zevkle dökenmiş olan bu salon İnsana eski ihtişamını hatırlatıyordu.
Miss Mnry lâmbanın önüne o-turmuş örgü Örüyordu. Gürültümüzü işltinco basını kaldırdı vo gözlüklerinin Üstünden bize baktı. Asil, ihtiyar yüzü bir an için canlanır. gönçleşir gibi oldu. D&vls’o elini uzatarak tatlı bir aoslo:
"Hoş geldin Jeff... (Bu onun nişanlısının İsmiydi) Arkadaşlarını da beraber getirdiğine çok memnun oldum!,, dedi.
Andy "yine sapıttı!,, demek İster gibi beni dürttü. Davis ışığın altına gelerek:
"Merhaba Marla hala! dedi. Bu geco avukatının da beraber getirdik!,, Yaşlı kadının ses! birden değişti.
"Tabii... Tabi!..» diye söylendi. No kadar budalayım.. Yine eski günlere daldım... Geride duran sen misin Andy? Şu orta lâmbayı yakı ver... Burası pek loş...
Yaşlı kadın zayıf, komikli elini uzatarak: , ;
"Şöylo karşıma oturun çocuklar.. dedi. Sonra üçümüze do ayrı ayrı bakarak:
"Geçen hafta bahşettiğim pul o-yununu hatırlıyor musunuz? diye sordu. Hani., biri pulu saklar, diğerleri de onu bulmaya çalışır Pul nerede? Pul nerede? İşte pulu buldum! Meğerse bende ğli miymiş?!
Davis şaşkın şaşkın ihtiyar dına bakıyordu, Andy hırçın sesle:
"Marla hala, artık bu saçmaları bırak da NeçvYork’tan gelen ziyaretçinin ne istediğini bize anlat!,, dedi. Davis hemen ortaya atıldı:
"Bu bizi alâkadar etmez! dedi Maria hala.. Pulu bulduğunuza çok memnun oldum. Onu ne yapmak nlyetindeslnlz?' .
"Oyun oynamıyor muyuz? Tabiî onu saklamanız İçin İkinizden birine vereceğim? Büyük olduğun için sana vereyim mi Andy?
Andy aksi bir tavırla:
"Pulunuz sizin olsun. Bu saçmalarınızdan anık bıktım usandım’ dedi. Yaşlı kadın mahzun mahzun başını salladı:
"Yazık., sevmiyorsun? dedi, nımda salon oyunlarına bayılırdı. Davis sana Davis, sırf diye:
"Memnun dedi. Miss
Demek pul oyununu Bonim zama herkes vereyim mi?
gönlü olsun
halasının
halacıfrım!,
"Kanada Ceketi,, şeklinde biçilmiş ceketiyle gümüşi gri ipekli satonden yapılmış güzel bir tayyör görüyorsunuz.
Kadın hakkında
★
★
★
★
I
Kürkten küçük garnitürler
K- ÜRK manto sahibi olmak, ekseriyetle bütün kadınların en çok istedikleri şeylerden biridir. En mütevazı bir kürk bile insanı ısıtır ve yüzüne güzellik verir, zarif olmak için İse muhakkak astragan veya vizon giymek mecburiyetinde değilsiniz. Zaten bu kıymetli derileri giyen kadınların sayısı pek de çok değildir.
Unutmamamız lâzım gelen nokta şu olmalıdır: Mantomuz veya tayyörümüze koyacağımız kürkün, az dAhi olsa, İyi bir kürk olmasına dikkat etmek. Fakat kötü olmaktansa olmak daha
ayni cinsten bir kürk koyacak olursak çok az bir kürkle orijinal bir manto elde ederiz.
Burada size tavsiye ettiğimiz bu birkaç fikri, çok daha iyi bir şekilde geliştirebilirsiniz, ilkbaharda kürk yerine kadife kullanmak hiç te fena olmaz.
Modası geçmiyen, ellerimizi ısıtan, göze güzel gözüken, mantonuza ucuz vc güzel bir garnitür temin eden, ayni zamanda çanta yerini tutan yegâne şeyin, yınız.
güzel sözler
Kadını tasvir etmek İçin, kalcın bir gökkuşağının ııemli renklerine batırılmak ve M-yit da bir kelebeğin kanatlarından loplanmış toz ile kurutulmalıdır.
Dlderot. Kadın bir şaheserdir.
Konfüçyüs Kadınların adımları müzik, sesleri şarkıdır.
Mutfağımızı nasıl tanzim etmeliyiz i Her şeyi yerli yerine koyuyor musunuz?
Ertesi sabah Davis’İ görmeye gittim ve ona ağabeysinin ziyaretini anlattım.
“Desenize bu gece cünbüş var* dedi. Andy İhtiyar halayı söylet-meye çalışacak. Ne olur siz de bizimle beraber gelin! Fazla ileri gidecek olursa ona mâni olursunuz!
Davls'in düşüncesini doğru buldum, Andy’ye telefon ederek halasına geleceğimi bildirdim. 8ekiz-do buluşmaya karar verdik.
Tam sekizde eski konağın yıpranmış, fakat temizlikten pırıl pırıl yanan mermer merdivenlerini çıkıyorduk. Emektar uşak kapıyı açtı.
“Mister Davis sordum. Cevap kalmadon genç
Benim elimi sıktı. Kardeşine şlyle selim vororok halasının turduftu odaya doğru yürüdü.
Burası büyük bir odaydı.
bir lâmba yandığı İçin oldukça loştu. Halının, duvarların yıpranmış, eskimiş tarafları gölgeler 1-
geldi mi7„ vermesino adam içeri
blze
diye vakit girdi, ha-
o-
Tek
-x T’’’
Hicri
SAFER
19 4 9 ARALIK
Kunıı
K. evvel
29
L369
Vakit
Güneş öğle İkindi
Akşam Yatsı İmsûk
20
Salı
Vana t i
7.20
12.12
14.81
16.43 İS 22
4.35
Müzeler
7
1865
Eteni
2.37
7.29
9.48 12.00
1 30
12.52
Topkupı Şurayı: Pazartusl-Çar-şambıt - Cumartesi, saat 13.30-H Telf (2101)0).
Aynaufya: Pazartesi - «uiı-Çar-şamba - Perşembe - Cuma, naat 10 • 16; CumnrtoHİ, Pazar, «aat 13 - 16. Telf. (21750).
Arkeoloji: Çarşamba, Cuma, Pasar günleri 13 ten J6 ya luıdar,
ICakl öurk Enerleri SubCNİ; Çarşamba, Cuma. Pazar. 10 dan 12 ye luıdar, Telf. (21682)
Türk ve înlftrn Enerivrı: Sah Perşembe • Pusar, «aat 13.30 16 30. Telf. (2188S).
Dolmubnhço Ihuıls MÜBesiı Cumartesi «aut 13 - 17. Pazar Tuh. (81284)
0- 15
Sıhhî imdat
İstanbul Beyoğlu Anadolu yakası An kara
İzmir
İzmir 222a
Karşıyaka
4-199» 60530
01 2251 6055
Beyoğlu 44M4 Kadıköy 60872
İstanbul 24222 IMcÜdnr 60045
Ankara 00. İzmir 2222. K.Yuku 5v55
terzllerlnden birisi kumaştan bir ket yapıp üzerine düğmelerle kısa bir kürk, ceket geçirmek fikrini ortaya attı. Elinizdeki kürk az olduğu takdirde ayni şekilde bir ceket yaparsak hiç te fena fikir değildir.
Büyük terzilerden başka birinin koleksiyonunda arijlnal bir yenilik gözümüze çarptı; bir ceketin ceplerine, rönar arjante lerln başlarını koymuşlar. Böylece pek pahalı olmayan bu iki baş sayesinde ceketinize baştan başa yeni ve şık bir hal vercbllrisiniz. Şayet bu ceketle, bir rönar kuyruğu İle süslenmiş bir şapka giyecek olursanız herkesin hoşuna gidebilecek bir kıyafet elde etmiş olursunuz.
Paris’in şık sokaklarından
genç bir kadın, gayet sade ve güzel bir manto giymişti. Önde ve arkadaki üçgen şeklindeki ampiyesman kürkten yapılmıştı. Bu hem bir granltür hem de ra ve
ısınmak için güzel bir çareydi. Zi-inaan en ziyade omuz başlarından sırtından üşür.
Daima genç kalmanın sırrı
olurum
Varla uşağı çağırdı Yukardan gümüş çekmecesini getirtti. içinden sararmış bir zarf alarak Davls’e uzattı.
Genç adam boş zarfı hiddetle e-linde evirip çevirivordu. Mlss Ma-ria ayağa kalktı:
"Bu gece pek yorgunum, odama çekileceğim, beni affedin dedi. Hiç biriniz yabancı değilsiniz. E-vinizdeymiş gibi hnroket edin! Davis. zarfı avukatıma ver o sana izahat verir., Bakalım hedl-yemdon memnun kalacak mısın?
Mlss Maria nın büyük babasına gelen bir mektubun zarfı idi. Üstündeki pul bir Cin pulu idi. Hiç bir koleksiyonda görmedi ğim bir pul..
"Zarfta bir şoy göremiyorum Eski bir mektup olduğuna göre bu pul belki dedim.
değerli bir şeydir*
Miss Marta
birden döndü:
‘'Bolkl ml? kat bey! O bir servete defter! dedi Daha dün meşhur bir pul mütehassısına gösterdim. Dünyanın en kıymetli pullarihdanmışl mânalı bir tebossünıle:
"Tesadüfe bakın kl böyle servet yeğenlerimden parayı nıoyonln eline geçiyor,., diye lendl. Davls'ln sırtını okşadı
insana hâlâ gençmiş hissini veren o dik ve şahane yürüyüşlyle odadan çıktı, — Nuriye Müstaklmoftlu
Ne diyorsunuz avu-
Sonro
bir «OV-söy-ve
ı
★
★
★
★
★
★
★
★
★
★
Balley incelik kadının kuvvetidir.
Lichtenberg
Bir kadına bir dtl kâfidir.
Mıltcn
Kadınlar, hükümdarlar yibi, yalnız bir kaç iyi dost bulabilirler.
Lord Lyttleton
Her büyük şeyin başında bir kailin vardır.
cidarıdır.
Lamartıno ulti/rşBrcH, teıa-
Shekespeare hakaretleri at f edebili
Kadınlar bilirler, takat ihmalleri Unutamazlar
Thomas C. Hallburton Hdydsız bir kadın, erkeklerin en kötüsüne bedridir.
Yoııng Güzel bir kadın bir m tire v-htr, iyi bir kadın bir hazine dir.
Badi imansız güzel bir kadın, kokusu olmayan bir çiçektir. Helnnch Heino Kadınların en kuvvetli oldukları aih k» udilerini bütün moziyctslzkkleri İle teçhiz ettikleri tındır Madamo dil Doffand.
1 inci Napolâon Hır kadının yözünde güzel ol* maksisin yene olmanın, vrya genç olmadan güzel olmanın hiçbir
kıı/moti yoktur» Uı Röcho Foııcnııld kadınlar, hır dereceyi» muhayyokriyln ffflr» kafularly-
Bütün kadar kalbi» riylr tıo Irk, ir. diplomattırlar.
Emmanuol Gonzales
ev kadını gününün mühim bir kısmını muhakkak kl, mutfakta geçirir. Zira 3 öğün yemeği burada pişirir, bulaşığını buramda yıkar, hattâ bnzan mutfak biraz genişse, çoluğu çocuğu ile beraber yemeğini burada yor.
Şu halde mutfağının mümkün olduğu kadar konforlu ve temiz olmasına dikkat etmesi lâzımdır. Mutfağın duvarları beyaz veya açık renkli olursa, her sene badana ettirmesi kolaylaşır, fakat asıl mutfağı loş gösteren ve cazip kılan şey bütün eşyanın rahatça el allnıda ve yerli yerinde bulunmasıdır. Bir kap yemeğin meydana gelebilmesi İçin ne çok şey kullanırız değil mİ?
Yeni ev açanlara veya becerikli kocaları olan hanımlara her şeyi içine alabilen ideal bir dolap yaptırmalarını bilhassa tavsiye ederiz. Şayet mutfağınız küçükse bu dolabın daha küçüğünü de yaptırabilirsiniz.
mukabil fayansla
de İtina
daha kullanışlı olur. Belki muşamba yerine mermer veya fayans koymayı düşüneceksiniz. Fakat üzerine tabak, çaydanlık, kâse gibi kırılacak şeyler koyduğunuz için muşambayı tercih etseniz daha iyi olur. Buna bulaşık çukurunun etrafını kaplamak iyi bir fikirdir.
Mutfaktaki ışık vaziyetine
etmelisiniz. Hem gözleriniz için, hem de mutfağın göze güzel görünmesi İçin yuvarlak, top şeklinde camdan bir a-bajur koyunuz
Tabletiyle horkes birdenbire bütün bu masraflara katlanamaz. Onun İçin bütün lâzım olan şeyleri yavaş yavaş temin edecek olursanız, kısa bir zamanda, bütün hayatınızca işinize yarayacak güzel bir mutfağa sahip olabilirsiniz.
Daha klâsik olmakla beraber, yakaya ve kol ağızlarına konan bir kaplan derisi bu çok sade mantoyu güzel bir şekilde süsler.
Bir ceketin veya mantonun Önüne
(con-müd-diye-müd-
Bu dolap içersinde, >razın buzluk hizmeti görecek bir bölme tertip edilebilir. Bu maksutla, kapakları biraz daha kalın ve mücerrid olarak yaptırmak kâfidir. Buzu, dolap derinliğinde madenî bir kaba koyarak bölmeye yrı İtiştiriniz. Bu sayede süt, tereyağ, yumurta, et vesnire gibi bozulabilir gıda maddeleri muhafaza edilir ve lço-cck'er soğutulur
Dolabı yu duvarlarla ayni renkte veya biraz daha koyu renk yağlıboya ile boyatınız. Kapakların tokmaklarımı pHHİnnmayncnk bir madenden yatırınız. Ruflarını da ııçık mavi, pombe, yeşil voya sarı renkte muşamba kaplatınız. BÖylvce dolabı sık sık mizliynbllnıoniz mümkün olur.
Mutfağıma için küçük bir masa yaptırımınız ve buıayu her zaman
zım olan eşyalarla tencereleri koymanız lâzımdır. Bu masanın üzerine bir muşamba geçiliniz. Bu muşambayı yn tahin veya alüminyum bir çubukla masaya raptedecek olursanız çok
ile te-
da
lft*
havadar
Çünkü
Mutfağın kullanışlı, aydınlık olması liıımdır.
kadın, senortln 2000 saatini burada Oeçlrlr.
İNSANLAR acırlardan beri, gençliğin sırrını aramakla meşguller. Alimler, ilmi araştırmalar neticesinde uzun müddet genç kalabilmenin çaresini hemen hemen bulmuş gibidirler. Fakat ölüme şimdilik çare yoktur.
Serge Varonoff adlı bir âlim, insan bünyesine daha fazla bir cevva-llyet temin etmek üzere maymunlara başvurdu. Bir pilicin otu« seno yaşamasını temin eden Alexis Carrel, rüşeym Usarelerinin vasıflan hakkında büyük ctüdler yapmıştır. Bo-gomoletz’e gelince "Birleştirici Jonctlf. nesiçler genç kaldığı detçe insanlar ihtiyarlamaz,, rek bu nazariye üzerinde uzun
det çalışmıştır. Fakat bu âlimlerin I hiçbiri genç kalmanın sırrına ere-mcmlştir.
Parlsto Kanser Enstitüsünde çalışmakta olan bir kimyager günün birinde tesadüfen bir serom buldu. Bir memeli hayvanın birleştirici nesçlnden elde edilen bu seromu, insan bünyesi kolaylıkla massedebi- I Hyordu.
Yeni bulunan bu 9eromun insan | bünyesi üzerinde çok faydalı tesirleri görüldü. Bunları sırasiyle hulâsa edelim:
1) ihtiyarlıkla beraber gelen, romatizma gibi bazı rahatsızlıkların bütün bütün yok olması,
2) Komik nesçinin ölmemesinin temini. Eskiden yetmiş yaşında bir İnsanın bacağındaki kırığa kafiyen lylleşomos nazariyle bakılırdı. Hal- | buki bu sorom sayesinde 80 yaşın- i dnki bir İnsanın kırıkları kolaylıkla lv.ieşvbllmektedlr. |
3) Bu seromun buruşuklukları cr- I tadan kaldırmadıftı acı bir hakikat-I tir. Fakat 36 yaşında bu sorom teıMku vislno başlıyan bir kadın 60 y&ş* da 46 inde, 70 yaşında 55 ind© g^ «ükobllecoktlr,
4) Bu İtrinden kaşların yah saç
etmesidir.
Üzerinde daha fazla tecrübeler yapılması için bu şayanı Hayret seramdan garp memleketlerinin en btlyük hantahanelerlne dağıtılmaktadır. Eczanelere ise ancak gelecek sene sonunda verilebileceği tahmin edilmektedir. Şu halde, blraa daha sabretmemiz lâzım geliyor demek. Ne çıkar, biraz daha bekleriz. Yeter ki, bu bekleme sonunda 20 yaş birden gençleşebilelim!.
ilâcın en mühim hususlyet-birl de beyazlanan saç ve yerine san, kumral ve sl-vo kasın çıkmasını temin
Öğrenme
Tiyatrolar
Uft-
Koron
«onu.
PöllNİar.
Atlı
Eczahaneler
muhtelif eserler.
1 — Eıı
Cüceler
Eyyubi Dalma
ukde:
ÖElttlt Tl VATllOLAltl:
Dram kısmı: (42157 Para rundn, Hnnıedi Idslhıi (1U4Mı (Bu şam temsil yok). Saat 18 Türk musikisi konseri.
MUAMMER KARACA OI ERKTİ: 20 30 da: Sizin Sokak.
SES: Yunan Tiyatrosu 16.30 dû Demirhane Müdürü. 21 (ic Sen Opereti: Dell Gönül.
ANKARA
20 de.
Büyükte 20 de.
Küçükte
TİYATİUM.AKI: Baat
(10370-40) Knock. final
(11169) Yalancı. İZMİR
Bahir Tiyatrosu Tah 2;pH. Boş Başlk (Piyes 3 perdn. 5 tablo).
Sinemalar
BİÖYO^LI CİHETİ
ALKAZAR (42562) 1 - l olftkel
İncisi. 2 — Ormanlar HıUilmi
AR (44394) Yalnir, Gldonloi
ATLAS (40835) Büyük OUnfthktır İçir, Suareden itibarenı (Yem Güneş),
ELHAMItA (485115) HaSln Aşk İNCİ (84595) istiklal Fodailorl İPEK (11289) Aftir Cesa.
LALE (48595) Yalnız GldpfUer. MELEK (408)91) Büyük Vals (2 n 01 Hafta)
SARAY (41666) ölümoen Firar SÜMEK (42861) Kanlı Buse. BVATPARK (83143) Çchitler Kalesi.
fiAllK (40880) Kalbime Doğmuştu t
SIK (43726) 1 - Koçak. 2 - Kn-şif Alayı,
TAKSİM (43101) Beni Affediniz!
TAS .10) 1 — Çifte Aşıklar
2 — Yılmayan Arslnn,
YENİ (84187) Meksiko Çiçeklen.
YILDIZ (12847) Samba kralı (2 nol Hnftn d.)
ÜNAL (49.1i.kD Monte Krtsto ve İntikamı. 12 devre)
ÇİÇEK R. t Arnavut köy) 1 Lorel Hnrdl «ilAh urkadaşlan 2 — Connct perisi,
İST ANİM L (‘İli ETİ ALEMDAR (23683) I AlSVdolı Gönüller. 2 — Kaptan Kİd. ÇEMIIERLİTAO (22513) ferler Arrdanı 2-7 Pamuk PıonnoB.
FERAHı Sefaletin nın kını,
HALK (21901) 1 •
2 — Ali Baba - Hnrunurrcşlt. IfiTANBVL (22367ı I * Altın KU polor. 2 -
AZAK (23642) 1
di. 9 TVRAN 22197) l
di 2 - Çalınan Hayat MARMARA (23800) I - Sevimli
Rüvn 2 - iki Yavru, MİLLİ 122962) I Alevuon G0 nilllcr 2 Kaptan Kİd.
KISMET (2100lı 1 Sovkun. 2 Kırmızı Fonvr
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — Vatan Yaratan Casus 2 — Vahşi Galin.
KADIKÖY CİHETİ
HALE (00112) 1 - Zehirli Kadın. 2 - Ctasusinr Çarpışıyor.
OI'EIIA (6082İ) I - Höhmoyen Aşk 2 - İhtlrsH Fırtınası.
fil HEY YA (60682) MnglOp Edil-mcyçnlnr.
VELDEûlRMENİ (831LP 2chra. 2 - Dohşoi Klübü. filhlrbas Kadın
ÜSKİ DAR CİHETİ
ItALE (60002ı I - 1’uhUkcll din. 2 — Kara Kon/trı.
SVNAR: Kanlı tfllrn (Türkçe) Aşkst? Yıllar
ANKARA
(23132) Dertli Zey-
(J5O3D İKİ huşu Kartal (11131) Monte iCriMo'nun
Mayarllng Esrarı.
Korkunç Vû*
Çalınan Hayat
Korkunç V5-
ı
3
Kb-
(14072) Notr-ıium'ın
ANKARA» nep.
nüYüKı
PARKı mirası
SİM El(:
k&nburu.
I Ll s- ı222*ıl» Vaı-ycto gürelleri
KÜMl (14071» «VİA1
YENİ (1401ın Zö(mi
GAR G V/.lNf>Mjİ; Viyana İuiiıu Rcvübü
ihtiyacında
Etil AM RA TAŞ YARE
«ıhmr, 2
YENİ SİSE.MA FedakAr L.tLE I SalAhnddini
(Haçlı sererleri) 7
Aşk içinde
I’AN ı Sııl A haddini
(Haçlı neferleri) ? -
Ask fçlndo
KARŞI YAKA ( İHf.İ tl SC.MEH ÜÇ Mavi Melek MELEK l - Cezayir Dansösü.
2
İZMİR
Fodakdı unu
I - Ik) Açıkgöz Tah-- ^Zchir «tırtıkçıları Ana. Byyubl Daima
ı
KnniiriHUZ Irk
Radyo
••YENİ İMTANBl L••un hıılıiln için invNİyn ottiftl programları Dahildi^:
13.15 İstanbul: Suzari Yakar’ dan şarkı vc türküler. — 20.30 Ankara. Rast faslı.
Huriyle:
San t; 10.00 BBC GrlogTn La minör piyano konçertosu. —
17.16 BBC AfyU Hess, Chn.
pln Resital. — 24,00 BBC
Lâjıdra FlUrmorıl orkestra-»inin l(un.ıorl.
Ahit ıır Ihi :
8.00 Ankara ı Türküler (pl.) —
12,30 Ankara; Şarkılar (pl.) — i at an hu ı; Suznn Yakar* şıırkı vo türküler (pl.) —
13.15 dan
13.50 İstanbul: Şarkı v« fürkü-ler. OkUyuı, men; Çalanlar: Hakkı Derman. Svrif İçli, İsmail S,M,’,’,ır —
18.00 Ankara; Karişılc şarkılar. 18.30 İstanbul: Maınlrkci havaları, «Ch ve snfc hirllftlnchm karışık ve tek tUrkıller. (Programa saat 20.00 de devam edile-çektir) — 10.20 Ankara: Yurtlan Mcalnr. — 20.30 Ankara: Rant tııalh — 21.00 İstanbul: Suz cHvrlerl, oyun havaları (pl.) — 21 16 talanhııl« Fn.*ıl orog-rnmı.
Dmiim iiiüslgı
Saat 8.00 Ankara; Tungolar
Hanın bat ErgoK-
olduğunuz nerşey
(p|.) — fi.30 BBC, Plâklardan dans rnözlûl (pl.) — 13.15 BBC Robby Hovvnll dans orkestrası.
- 13.30 İstanbul (pl.) — 13 45 Ankara; Bilin» ıh ı- (pl ı — 18 2'1 İstanbul (pl.) — 18 30 Gn-t’nldo dans orkestrası. — 22.15 Ankara; (pl.) — 22-15 BBC Çc-:jltll dans nıüslftl. — 23.00 İstanbul (pl.).
Hafif ıniı/lkt finali 8.30 Ankara: Bale müziği. - 12.16 BBC. Gala mUzlftl.
13 15 Ankaraı Halem arkes-inimi. - 11.10 BBC, R0VÜ or-koMirafunin konseri. — 14.10 İstanbul: Çeşitli ınüıılk (pl.) — 15 16 HBC. Pavlllloıı (irkcNtrası,
— 16.00 İstanbul t Viyolonist KihuIon vo arkatlnşlnrındnn herif maİDdllor. 18.16 BBC. ficnH-Wonıl akordeon birliği.^-İ8.Ö0 Ankara l Radyo salon orkestrası, — 10.15 İstanbul! Hafif ara nıllslğl (pl.) — 20.10 İstanbul: Llcfl'lnr (pl.) — 2245 ||R(\ BenılcHvnus orkestrası. -21.00 BBC. IIHO senesi lOvÜle-ıinden ı• mfi parçalar ipi • — 23.15 îfttânbüll Hafif geçe mil-
ı fine, Sinema nr
mu nıÜKİğl
liıımisl proLmndarı
14.30 İstanbul î Ev kadını saati 14.80 İstanbul 1 Müalk biime-cıdorl (batı mÖalfiH. — 90.46 İstanbul: Gelir vergisi hazır-InrımsHi, — 21.od Ankara t Tornalı 22 m drc, çin edebiyi* tından seçme şiirler vr şarkılar Kenfonllc hoiiierlerı
Saat: 10,00 BBC, Grteg'ln ınh nör piyano konçertosu ve Mozart ın 30 numaralı Llnz sen* forılsl. Çatanlar; Çharlea Gro-Vvs idrıresinde BBC Northern Orkestrası; solist oPhyllls Sel-llrk 17 15 BBC, Chopln «o-nalları; piyanoda MyrA Hess. 19.2ü Ist'inbuH Radyo senfoni orkestrası .nmserl. idare eden: Cemal Reşit Rw (Ouverture'lcr programı Mort. Wngner \(-Eılmııırd l^nlm, — 2().û0 Ankara Kornan dOİolnrı (j>l ı— 20.30 BBC, Clmaroiîii. nın “Gizil lzdl-
aç” Operasından parçalar. 32,0(1 İRlanîıul: Oda ınu«ikl*l. Shuhort. Kuartet Op. 29. Ln minör. Çalanlar: FihVrmonla Yaylı Sazlar Kuarteti (pl.) — 22 35 İstanbul: Tenor Rıchaıd K.c•nncdyMvn şarkılar (pl.) — 21.00 BBC, Londrıı FHArntonl Orkestrası konseri. İdare eden: Slr Adrinn Boult. İngiliz beste-kârlarından
liıılıcrlrr;
Ankara vo 8.80; 13.00;
13.30 Ankara* öğle gazeteci.
20.15 Ankara: Radyo gazetesi. RRC Radyosunun Türkçe neşriyatı: 7.15; 18.30; 23 00.
(Bu haberler 1091; 24,02; 3İ.82; ve 18 49 metrelerde dinlenebilir'.) Amerikanın Sesi Radyosunun tllrkço neşriyatı: 10.15 (13, 16, 10 inel relcnlu dinlenebilir. I
Sus, Mudanynya,
19— Seyyar (Karablgnya) GELECEK OLAN EKSPRESLER
6.15 Scınplon Avrupa.
R.30 Ankara.
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
İR. 10 Ankara.
91.30 Scmplon Avrupa.
İstanbul Radyoları: 19.00; 22.15.
Gelecek ve gidecek uçak, ekspres ve vapurlar GI-.LE( EK OI.AN t Ç AKLAR
15.40
300.
15.10
21.15
10.35
12.5ü
II -
16 20
c
(İtalya) Roma Atl-
(Bıvrllva) Öucnos-Rlo do Jaucıro, D«-Llzbon. Rûinıt
Hong-
Knlkü Basra.
(Türk) Ankara. (Türk) İzmir. (Türk) İskenderun. Malatya D Bakır. Ankara.
0.-
(Türk)
(Türk) (Türlü
Ankara,
İzmir. Ankara.
A-
C. Y. (Kıbrıs) Lefkoşe, A-tlııa.
L.A.l.
na.
P.A.B,
Aires, kar,
P.A.A. (Amerikan) Kong. Bank Kohg. ta, Delhi Karaşl.
Sam.
D. H.Y.
T.K.K.
D.H.Y.
Adana.
İDİ Azı 2,
(Jl)l-:( EK OLAN l ÇARLAR
92.— P.A.A, (Amerikan) Brüksel, Londra, Gönder, Now-York.
D.H.Y. dana.
13.50 D.H.Y.
14.80 D.H.Y.
(.1.1 ECEK Ol W t Ai’t RLAR
18, - Mereln, Mudnnvn(lnn
19. — Seyyar. Kar^bipıdnıı.
GİDECEK OLAN VAPURLAR
Eminönü: t
l-Tavdar, Yeni LAlell. Boşlr Kemâl. Eminönü, itimat. Küçlllıpasur. Sultanahmet. Alemdar.
Eyüp:
Şifa» Ayvansaray, ileolkta^ t
Nail Hnllt Tipi, Köylçl.
Itayuftlll:
Dellaauda. istiklâl Cftd» 944 Nihat, Tarlalmşı C. 02-04. Avaspaşa, GünHlşsuyu cad, Hayrettin Tav, gnlr Ziya 20.
SpnrtdİH, Nccatlboy C.
Nargllociyaıı, H.G.C, 183. Meohllyeköy, M.K. 4.
Yeni Turan, Kasımpaşa.
Fatih:
İbrahim Balmumcu, Şehzade.
□ UİMüien, Fener.
Rıdvan Süınbüll, finmntya. Haindi Emgen, Şehremini. Et em Pertev, Aksaray.
Ahmet Suat. Karagümrük.
I skhdıır:
Merkes, Holânıpaic Cad. Kadıköy:
Sıhhat, Moda. llcyİHÜlıııht:
Halk, H. Ada.
Sarıleri
Kcgam, Sarı ver.
\NKIRA
Çankaya (22700).
Halk i 145501.
Yeni (116111.
İZMİR
Snftlılc, Aldançtık ın. Sıhhat, Knmeralh m.
A. Hayrettin, Basmahane m Karataş, Yalılar m. llriçeşmoHk, Bşrefp&şa m.
Soldan niijŞai
1 — Vitamini bol bir ssbxr., Bir hayvan. Bir bir Bir si) Ekmek. Gelecek.
yolu, s
0 — Suyunu çekmiş. Ajj. ıo — Memuriyetten yaka.
Yııknrdnn aşağı!
1 — Bir ot, Bir harfin şu. 2 — Otomobil. Bir
2 — Bir gıda maddesi, sebat, 8 — Salata yapılan n0V( ot. Bir erkek udu I — ııy. 5 — Hamur hoimiiu. (Ter-Kuş sesi. 6 — Uzak işareti.
7 — fiiş. Tren içi delikli çöp. Fasıla. Bir kadın af. Fi-
okunu-
3 — Vücudumuzun kısımlarından. Büyük. 4 — Haşarı. Mektup on-mui fföndcrilemrs, 5
Hır hayvan. Başı boş. 0 — Musikide bir işaret. Uçan " mahlûklar, 7 — Kale. 8 — Bir fotoğraf makine markası* EdnL 0 — Aiâ. Doflruyu söyleme. 10 — Faille para veren. Birdenbire.
DÜNKÜ BÜLMACANIN HALLİ
Soldun «Ağa i
1 — Rlgoletto, 9 — de. 3 — Vira no. Dar. 4 înel. 5 — Ren. Om.
Gazete. 7 — Toparlak. 8 — RaL Mı. 9 — Bıı. AL Kese. 10 — A-taç. Yakıt.
Yukardan uşağı:
1 — Rivayet. Bn. 2 — lslru Nohut 3 — Gardrop. 4 — Oba, Araç. 5 — LenlnjcraL 6 — En. Ali. 7 — Tl. Casa. Ka. 8 — Tali. Ekmek, 9 — Oda. Ot. Isı. 10 — Erimek. EL
(Tersl)
taabe. î&-And. 6 — Eno.
Sayfa G
yenî İstanbul
20 Aralık 104»
SİYASI tKTtSAD)
YENİ İSTANBUL
(MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ İMÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER
Bu sayıda yazı iğlerini fiilen İdare eden: SACİD ÖGET
Basıldığı ver:
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK
LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
i
[kinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki İktisadî, dördüncü sayfamızdaki kültüne) başmakalelerde ilen sürülecek fikirler tamamen yazarlarına aittir.
Levent Mahallesi Evlerinin Satışına Başlanıyor
Türkiye Emlâk Kredi Bankasından :
Levent mahallesi evlerinin satışına 22.12.949 perşem-günü bağlanacaktır.
Uzak yerlerden gelenleri yağmurda ve soğukta dışar-bekletmemek için perşembe sabahı kapılarımız saat ye-
♦ be
da
dlde açılacak ve muameleye yodi buçukta başlanacaktır. 1 ilâ 9 numaralı tiplerin satışı A kapısından girilen gişelerde, 10 ilâ 37 numaralı tiplerin satışı B. kapısından girilen gişelerde yapılacaktır.
Karışıklığa meydan verilmemek üzere talip olanların istedikleri tiplerin satışına tahsis edilen gişelerin kapılarından girmeleri ehemmiyetle rica olunur.
10 Adet 1000 liralık
10 99 500 W
20 99 250 99
40 99 100 99
ve daha muhtelif para ikramiyeleri Tasarruf hesabınıza yatıracağınız her
1OO Lira
İçin ayn bir numara alarak keşideye girersiniz.
BANKA ŞUBE ve AJANSLARI
İstanbul Galata Çemberlitaş Kiiçükpazar Kadıköjr Beykoz Tel: 44665-6 Tel: 25283 Tel: 25328 Tel: 60921 Tel: 30.29
Sürprizlerle dolu 1950 senesi ikramiye plânını bekleyiniz.
Kiralık tarla ve arazi
İstanbul Defterdarlığından.,
Senelik kir$ Bedeli Timantı Dosya No.Cinsi Lira Lira
514— 1882 Beykoz, Yalıköy, Tokat Çiftliği müştemilâtından 11 sayılı kır kahvesi 23 6
514— 1882 , a Beykoz, Yalıköy, Tokat çiftliği müştemilâtından tabakhane arkası adiyle bilinen 7 dönüm kırlık arazi. 80 18
514— 1882 Beykoz, Yalıköy, Tokat çiftliği müştemilâtından Nimet TUzün isticarındaki tarla. ,1 140 33
514— 1882 Beykoz, Yalıköy, Tokat çiftliği müştemilâtından Nail Akıncı isticarındaki 20 dekar bahçe. 60 15
514— 1882 Beykoz, Yalıköy, Tokat çiftliği müştemilâtından Orta Çeşme sokağındaki îlyas Hamza isticarındaki tarla. 60 15
504— 2622 Beykoz, Yalıköy, Akbaba yolu ile Akbaba deresi arasında 15 dekar tarla. , 75 18
509— 7464 Fenerbahçe deniz banyosu ile Fener kulesi arasında bulunan ve (Karantina) adiyle bilinen dalyan ve kayıkhane mahalli. 125 30
605—28653 Eyüp, Kâğıthane köyü, lmrahor köşkü civarında '‘Kasrı cedit çayırı,, adiyle bilinen 65 dönüm 92 zira tarla. 225 51
614— 1882 Beykoz, Yalıköy Tokat çiftliği müştemilâtından tabakhane yolu üzerinde 25 6
1/1, 1/3, 1/4 kapı sayılı 223 arşın arazi.
Yukarıda yazılı gayrimenkuller 4.1.950 çarşamba günü saat 15 te Milli Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda üçer yıl müddet için ayn ayn kiraya verilecektir.
isteklilerin nihayet saat 15 e kadar yatıracakları teminat makbuzları ve nüfus cüzdanlariyle birlikte ihale günü komisyona, fazla bilgi için sözü geçen müdürlüğe başvurmaları. (Teminatlar önceden de yatırılabilir.) (17755)
İİİlliİhBİ
Güven Sigorta Sosyetesinden
Hasarlı Emtia satışı
Hasarlı pamuk ipligrl ve muhtelif cins mensucat kapalı zarf usulü İle satılacaktır. Malların cins ve miktarı ve satış şartları Galata Voyvoda Caddesinde Sümerbank holüne asılmıştır. Tekliflerin en geç 23.12.1919 günü saat 17 ye kadar Sümerbank binasında Sosyete merkezine verilmesi lâzımdır. Sosyete satışı yapıp yapmamakta serbesttir.
Aylık ınıtı 2»0 kuruştur
Yeni İstanbul Karnelerini alamayanlara son bir fırsat hazırlanmadadır
GELMİŞTİR
Seyyar Bürosu
'"'«e,,-
•o.
YENİ İSTANBUL
GAZETESİ
aboneman kuponu
Bu karneden koparılan bir yaprak mukabilinde gazeteyi »attın hor rnüvezzl veya tütünciklon bir gazete «atın alınır.
Bu karnelerin kaplarından 12 aylığını biriktirip, her senenin Ocak ayında gazetemize, acentelerimize tevdi edenlerin veya posta ile gönderenlerin isimleri inerinde Noter huzurunda kur’a ile yapılacak seçimde:
Birinciliği kazanan için Ayrup.ımn herhangi bir şehrinde uç sene tahsil;
İkinci gelene, memleket içinde tahsil imkânları verilecektir.
Tahsil imkanı vo arzusu olmıyanlara bu 190 ayrılan tahsisat, yuzdo yirmi tenziliyle dof’atcn ödenecektir. Ayrıca diğer dokuz aboneye mc$ hur markalı uç altın, üç gümüş ve üç çelik kol saati verilecektir.
"«r,.
Her gün gazetenizi daha ucuza ve kolayca almaya ve aynı zamanda Avrupada ve memlekette üç sene tahsil etmeye imkân veren bu karneleri yeni yıl için bütün haklariyle beraber nasıl elde edebileceğinizi yakında bu sütunlarda okuyacaksınız!
YENİ ÇIKAN YILBAŞI PLAKLARI
ÜSTAT MÜNİR NUREDDİN
FE 111
Hayat Gençlik Boyunca Bekliyorum Günlerdir.
ZEHRA BÎLlR
HERDİL
TERCÜME
BÜROSU
Her Lisandan
Her Lisana
İzzettin han 22/13
Anka ra caddesi
Tel: 29042
SANAYİ DIESEL MOTÖRLERÎ DIESEL ELEKTRİK GRUPLARI
i
A
A
Muhtelif takatta deniz ve sanayi motörleri, traktör, Buldozer, Scraper vesair yol inşa makineleri hakkında her türlü malûmat almak için Şirketimize müracaat ediniz.
Her zaman mütehassıslarımız emrinize amadedir.
TÜRKİYE UMUM MÜMESSİLİ :
,AB|
ÇUKUROVA
İTHALÂT ve İHRACAT T. A. 0.
A D AN A
Hava Meydanı P. K. 82
ÇUKURTAŞ
İSTANBUL
Tepebaşı No. 107 P. K. 2324
ANKARA G. M. Kemal Bulvarı No. 5 - P. K. 1005
W nâHQ Ay Sallanıp Giden Yâr A X u«/0 Yaylâ Çiçeği misin
PERİHAN ALTINDAĞ SÜZERİ
W 9,4Da£ba9,ncia Tüter Duman
A X La*/ v Bugün de.açtı gülüm
SUZAN YAKAR RUTKAY
A
1
A x 2480
NECMİYE ARARAT
Istanbulun şen kızı
Nasıl yanık olmasın nağmeleri sazımın
TÜRKİYE İŞ BANKASI
A. Ş.
22 Aralık Perşembe gününden
itibaren Şişil Nahiyesi semtle-
rinde sayın halkımız hizmetine
amade bulunacaktır.
1 Şubat 1950
ikramiye çekilişine katılabilmek için
31 Aralık 1949
Öğleye kadar bankanızda en az 150 LİRA LIK biı- tasarruf hesabı açtırmanız lâzımdır
1950 yılının bıı birinci çekilişinde büyük ikramiye:
Ankara’da Güven mahallesinde
Müstesna bir EV
(İki katta 5 oda, 2 hol, bodrum, balkon ve her türlü konfor)
T. İŞ BANKASI
â
A x 2481
Meyhanenin Şişelen Elinde Yelpaze
^ıniN
SAHİBİNİM
(Olhnıar) imzab
Yılbaşı ve Bayram
Tebrik Kartlarını Her yerde arayınızl
Toptan satış; Othmar, İstiklâl Caa> 2^3-3, .
Comments (0)