IKgtOpbanesl Demiri)___
NO. C —_______________J
SES Tiyatrosu
BUGÜN ve YARIN saat 15 de MATİNE
Gece 20.30 da
VAN KEDİSİ
Telli operet 3 perde SON HAFTASIDIR.
AKŞAM
Sayın tüccarların
Nazarı dikkatine:
Senebaşı geliyor. MUHASEBE ve MALİ işleriniz! G B Ç KALMIŞ defterlerinizi istediğiniz şekil ve usul İle (?• K. 3 Şişli) adresine müracaat ederek ehven bir ücret ve stirfttio yaptırabilirsiniz. .
Sene 28 — No. 9701 — Fiat! her yerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 20 Ekim 1945
Sahibi; Necmeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Macarislanda Rus müdahalesi
Budapeşte'de kanlı çarpışmalar
Ruslar şehirde sıkıyönetim ilân ettiler ve barikatlar kurdular
İran’da
vaziyet
2 martta memleket tahliye edilinciye kadar buhran çıkmamasına çalışılıyor
NAZI HARB SUÇLULARI 20 KASIMDAYâRGILANflCAK
Suçlulara ithamnamenin birer sureti dün resmen tebliğ edildi
Yunan buhranı
Naip 8-10 gün içinde bir kabine kurulabileceği fikrinde
Londra 20 (R.) — Diin gece Peşte radyosu İlân edilmiş olan sıkı yöner tim hakkında İzahat vermiştir. Peşte radyosunun verdiği izahata göre bu tedbir siyasi maksatlar gütmemelc-tedlr Son zamanlarda cinayet ve cebir hareketlerinin artması yüzünden ittihaz edilmiştir.
Macar gazetelerinin verdikleri habere göre, Macar hükümeti terkibinde tebeddül yapılması İhtimali mevcuttur.
Budapeşte 20 fA.A.’ — Macaristan' in iki eyaletinde seçilen mahalli makamların vazifelerine son verilmiş ve bu vazifeyi İçişleri Bakanı deruhte etmiştir.
Bahis mevzuu olan iki eyalet Tolna
ve Baranya’dır. Bunlar Yugoslav hududu civarına düşmektedirler. Nüfus hemen kimilen Alınanlardan İbarettir. Bıı halk, adı geçen makamlar vazifelerine tekrar başlamadan evvel çıkarılacak ve yerlerine başka kimseler yerleştirilecektir.
Londra 19 (A.A.ı — Brİtanova ajansının siyasî muhırrirl yazıyor:
Dün Budapeşte’de sıkı yönetim Hânından sonra Macaristan'dan peg. az haber alınmıştır. Macar başkentlle muhabere imkânları henüz tamam değildir. Ve bu şehirle haberleşmede büyük gecikmeler olmaktadır. Bütün haberler şiddetli sansüre tâbi (Arkası sahlfe 2; sütun 3 te)
Tahran İB (AA_> — İran'ın 2 mart 1948 da tamamen boşaltılması hakkında Bevin İle Molotof arasında teati edilen notalardan beri İran Parlâmentosu ve hükümeti o zamana kadar siyasi buhranı önlemek ve gerek başkentte, gerekse eyaletlerde karışıklıklar çıkmasına mâni olmak üzere tedbirler almıştır.
Parlamento azınlığı, Sadr kabinesinin Istlfaslle. milletin tam itimadına mahzar yeni bir Başvekilin iktidara gelmesini arzu ettiği halde, çoğunluk kabinenin. Parlâmentoda yeter sayıda bir çocunluk tarafından desteklendiğini İleri sürmektedir. Hattâ Sadr istifa etse bile gerek çoğunluğun, gerekse azınlığın itimadına mazhar bir Başbakan bulmak zor olacaktır.
Ankara cinayeti dâvası
Kaatilin aklı yerinde olduğu anlaşıldı
---------------------
Sayımda kolaylık gösteriniz!
Tevkif edilen Haşmet, tehditle para koparmak için Reşid’le anlaştığını itiraf etti
Kenarda kaatt! Reşit Mercan ve ortada arkadaşı X Haşmet mahkeme huzurunda
Yazısı 2 inci sahifemlzde
Yarınki sayımın hazırlığı, nı bugünden kendi ailenizde yapınız. Ailede okuyup yaz. ması kuvvetli olanlar önce, den halka ilân edilmiş sual. Tere göre evde herkesin ce. vap!arım yazı ile hazarlasın. Memurlar gelince, kapıda bek. let meyin iz ve tekrar tekrar sorguya hacet kalmaksızın, bu cevapları kendilerine hemen okuyunuz. Sayımın kolay ya. pılmasını, doğru olmasını bu suretle kendi muhitinizde te. I min ediniz.
Eski tecrübeler de ispat etti kİ, bu 3ayimlariri vergi, lerle, askeri mükellefiyetlerle hiç alâkası yoktur.
Sayımın hem süratli, hem hakikate uygun olmasından cemiyetimiz istifade edecek, tir. Herkes savımı kolaylaş, firmalıdır.
Paris 20 (R) — 24 belli başlı Naz| harb suçlularının muhake. sine 20 kasımda Nürenberg’de başlanacaktır
Niirenberg 20 (Usls) — Müt. tetik subayları, dün Niirenberg hapishanesinde hücreden hücre, ye dolaşarak Nazi şeflerine hak. larında tanzim edilen lthamna. menin birer suretini tevdi etmiş ve muhakemelerinin önümüzdeki 20 kasım tarihinde başlıyaca. ğını bildirmişlerdir.
Maznunlardan çoğu, ithamnameyi soğukkanlılıkla karşılamış, sa da, eski İktisat Bakam ve Al. man Devlet Bakanının idare heyeti Başkanı Wa.lter Funk, yere yıkılarak şöyle haykırmıştır: Müdafaam hakkında müzakere etmek üzere mahkeme tarafın, dan tâyin edilmiş bir memurla görüşmek isterim. Bir avukatla derhal görüşebilir miyim?»
Bir avukatla görüşmek için bol bol vakti olduğu kendisine
söylendiğinde - Funk, şu cevabı vermiştir: «Hayatımı muhafazaya çalışıyorum. Bu dâvanın sona ermeslle son derece llgileniyo. rum.»
Hermann Goering, bir avukat, la görüşmek istediğini, fakat kendisine bir tercüman verilmesinin daha önemli olduğunu söy. Iem iştir,
Nazi Yahudi aleyhtarlarının şefi Julius Streicher, Alman avukatlarının listesinden bütün Ya. hudı isimlerini ihtimamla ayır, mış ve «bir Yahudiden beni müdafaa etmesini isteyememe demiştir,
Hitler’in muavini olajı Hess, ithamname suretini sükûnetle almış ve ona karşı az bir alâka gösterir gibi, görünmüştür.
Alman ordusu kurmay başka, nı Alfred .Todl, savcıya cinayet işleri için mi yoksa uluslararası işler için mi cevap vereceğini sükûnetle sormuştur.
200 Alman mültecisi trende açlık ve tifodan öldii
Varşova hükümeti Polonya’daki
Almanların naklini kısmen durdurmağı kabul etti
j
Mide ülserinin ağrılarını 24 saatte geçiren yeni bir ilâç bulundu
New-York 19 (Usls) — New-York üniversitesi tip fakültesi, tesadüf eseri olarak ağrıları 24 saat zarfında geçiren mide ülserini tedavi vasıtasının bulunduğunu haber vermiştir.
Bu yeni tedavi usulü, hastaları ülser hastalığını İki veya 3 hafta zarfında tedavi eden «Amigon» (proteine prodlgğrd) İle beslemekten IbR-rettlr.
Berlin 20 (A.A.) — Doğu Almanya’ dan İngiliz İşgal bölgesine gelen mültecilerden 200 ü seyahat ettikleri vagonlarda ölü bulunmuşlardır. İngiliz asker! hükümeti sıhhiye servisi bunlardan çoğunun tifodan ve açlıktan öldüklerini bildirmiştir.
Gelen mültecilerin sıhhî durumları çok kötüdür. Ve bu hal İngiliz makamlarını meşgul eden başlıca meselelerden biridir.
Kışın, beslenmeler! daha kolay olur ümidile Rus bölgesinden 50 bin Alman çocuğunun Batı Almanya'ya getirilmesi İçin bütün taşıt vasıtalarının kullanılması yüzünden mültecilerin Berlin'den İngiliz bölgesine gelmeleri on beş gün İçin durdurulacaktır. Bu vaziyet dahilinde her gün Doğu Almanya'dan Berline gelen on bin muhacir Alman başkentinde mes-tensiz ve ylyecekslz kalacaklardır.
Polonyadaki Almanların nakli
Londra 20 (AA.,) — Polonya'nın
Londra büyük elçisi M. Strasburger, Polonya hükümetinin Polonya'ya katılan topraklarda bulunan Almanların nakledilmesi İşini durdurmağa karar verdiğini İngiliz hükümetine bugün bildirmiştir.
Bununla beraber büyük elçi Polonya'dan kendi arzularlle ayrılmak is-tlyenlerln ve bilhassa harb esnasında Polonya’da yerleşmiş olan Almanların hareketlerini durdurmayı İmkânsız telâkki ettiğini söylemiş ve yerlerinden koğulmuş olan PolonyalIların şimdi kendi yerlerine dönmekte ve Almanları kovmakta olduklarını ilâve etmiştir.
Atina 19 (A.A.J - Naip, sekiz on gün içinde bir hükümet teşkil »dllebl leceğlni ümldetmektedlr. Başbakanlık görevi yüksek bir siyasi şahsiyete tevdi edilecektir. Diğer taraftan öğrenildiğine göre, mücrimler de dahil ■. olmak üzere bütün eyiûl ayı İhtilâlci-lerlnln genel bir affa tâbi tutulması LJ hakkında hükümet tarafından bes- Q_ lenmekte olan niyetler milliyetçilerinCN İtirazına sebep olmaktadır. m—
o İngiltere, Yunanistanda q hükümet darbesini ,O
önliyecek 52
Londra 19 (AA.) — Bugün Avam Kamarasında İşçilerden binbaşı W1I-kes Yunanistan meselesine temas (D ederek, hükümetin, Yunan askeri (D birliğine ve Halkçı partLsine. her tiır-^ lü hükümet darbesi teşebbüsünün geçen aralik ayında İstimal edilen f) şiddetle tehkll edileceğini bildirmesini İstemiştir. "O
Hatip sözlerine şu hususları ilâve etmiştir: (0
Dünya efkârı, Yunanlstandakl bu- O günkü durumdan Yunanlıları değilir İngiliz hükümetin! sorumlu tutmak-'*-' tadır.
Dışişleri müsteşarı Macnell, İngiliz hükümetinin, Yunanistan'ın kendi hükümetini bizzat seçmesi arzusunda olduğunu, bununla beraber Yunanistan’da gerek sağdan, gerek soldan gelecek bir kuvvet teşebbüsü İle İktidarın ele geçirilmesine İngiliz hükümetinin bütün vasıtaları kullanarak mâni olacağını bildirmiştir.
Millî Eğitim Bakam
B. Haşan Âli Yücel bugün Londra’ya hareket ediyor
Ankara 19 — Mili! Eğitim Ba. kanı, E. Haşan ÂH Yücel, Birleş, iniş Milletler Eğitim konferan. sında hazır bulunmak üzere ya. rın saat 11 de uçakla ve Kahire yolile Londra’ya gidecektir.
2 MİLYAR TON DİNAMİT KUVVETİNDE ATOM BOMBALARI
Savaştan sonra sükûn
Yazan: Halide Edib . Adıvar
Bugün beşinci sahifemlzde
j
DİKKATLER
Londra 20 IA.A.) — Atom bamba-ımın keşfi İçin yapılan çalışmalara lştlrâk eden İngiliz âlimlerinden Prof. OUphant şimdi dinamite kuvvetini İmal edilebileceğini ra karşı kullanılan bombaların artık modası geçmiş sayılabileceğini açıklamıştır. Prof. OUphant, iki milyar ton dinamite muadil bombaların da yakında yapılabileceği fikrindedir Bu bombalardan bir ianesinin hasıl edeceği öldürücü gazlar 3000 kilometrelik bir sahada canlı hiçbir şey bıraknıı-yacaktır.
Prof. Ollphant, bu bombayı lınal •tmenin «çok basit olduğunu» ve işe azimle girişmiş her hangi bir kimsenin bu bombayı yapmak sırrını bir kaç ay İçinde keşfedebileceğini söylemiştir .Bombayı teşkil eden maddelerin blrlblrlne pek yakın olmamı şı şarille bunlar cepheye tehlikesizce taşınabileceklerdir. Fakat bu maddeler blrlblrlne yaklaşınca infilâk hâdisesi saniyenin milyonda biri kadar bir an zarfında vukua gelir.
Prof Ollphant, bombanın keşfin-
“Hakktmt silâh kııvüetile almak istedim!,,
Ikl miylon ton muadil bir infilâk haiz atom bambaaı ve Japonla-
Iden çok daha evvel âlimlerin âzami bir milyon kilovat uranlum enerjisi İstihsal edebilecek bir usul bulduklarını ve bu usulün daha 1942 senesinde tamamen bilinmekte olduğunu söy lemlştlr. Profesörün ilâve ettiğine göre, on beygir kuvvetinde bir motörla mücehhez bir taşıt, yakıt maddesi yerine kullanılacak yarım kilo uranlum Ue 18 milyon kilometre bir mesafe katedebllecektlr.
Atom enerjisi kanser tedavisinde kullanılacak
Moronto 20 (A.A.) — Atom bombası hakkında incelemelerde bulunmak Ü2cre toplanmış olan KanadalI bilginler konseyi üyesinden Jafne, söylediği bir nutukta demiştir ki:
«Hükümetin Ciıalk Rlvcr’de bulunan atom fabrikası kanser ve diğer hastalıklara karşı savaşmak İçin radyo aktlvltest olan maddeler İstihsal edecektir. Atom incelemelerinin neticesi, bu iyi edici maddelerin çok miktarda elde edilmesi olacaktır. Bu maddeler radium’dan daha ucuz ola- nesiller de bu devrin muharip.; rak, fakat aynı tesirle kanserin te- Herine aynı notu vermiyerekler davlslnde kullanılacaktır» |mi?
Ankaranın sevilen şahsiyeti doktor Naci'yi öldüren kaatil Reşit, sorgusu esnasında demiş kİ:
— Hakkını silâh kuvvetile al. m ak usulü yok mudur? İşte ben de sadece bunu yaptım. Millet, ler de aynı şey! harbederek yap. iniyorlar mı?
Hele şu mantığa bakınız! İnşa, m tehevvüründen küplere bindiriyor. Sonra acı acı da güldürü, yor:
Fert noktasından pek sakîm olduğu medeniyetin ilerlemesi sayesinde anlaşılan bu nevi dü. şünce tarzının, hir gün. milletler4 noktasından da sakim ve mermi. ] nane olduğu anlaşılmıyacak mı? Biz şimdi kaatil Resife nasıl: (-Deli bozuk! . diyorsak, jlerlki
Venezüella’da, isyan çıktı
Londra 20 (H ) — Cenubi Amerika'da Venezüella Cumhuriyetinde İsyan çıkmıştır. İsyana ön ayak olan genç subaylar, hükümeti devirmişlerdir. Memleketin büyük bir kısmında İhtilâlciler hâkimdir. Hükümet merkezinde Caracas'ta İhtilâlciler devriye gezmektedir.
Asiler, muvakkat bir hükümet kun-dııklarını radyo ile bildirmişlerdir.
Ingilterede bir ayda bir milyon radyo yapılacak
Londra 20 tR.) — Önümüzdeki ayda Ingiltere’de bir milyon radyo cihazı yapılacak ve 400.000 1 yabancı memleketlere İhraç edilecektir.
B. Churchill iyileşiyor
Londra 20 (R.) — Birkaç günden-berl boğazından rahatsız bulunan E Churchlll'ln sıhhi durumu düzelmeğe yüz tutmuştur.
HAFTA KONUŞMASI
Sayım var, suyum yok Yazan: Refik Halid Karay Yarınki AKŞAM’da i
Coğrafî bakımdan sayımların asıl mânası Yazan: A, MACİT ARDA Yarınki AKŞAM’da
I ■■-■■■■ ıı.ı n K
Günler Geçerken
Tükenmeyen korku devri
İnsanlık âlemi hiç bir devirde felâketin ve korku denen heyecanın bu derece çeşitlisini görmek,,duymak bahıtsızbğına düş. memiştir, sanırım. Evet, tarih boyunca pek dehşetli vakalar, isti, lalar, kıtaller, salgınlar, akınlar, muhaceretler olduğunu biliyo. yoruz. Fakat bunlardan hiç biri muayyen bölgelerden dışarıya taşmamış, bütün dünyayı baştan başa kaplamamış, bütün dünyaya korkuşunu salmamıştır 1939 felâketi hemen hemen umu. mi oldu ve korkuya kapılmaktan tek bucak kurtulmadı.
Korktuğumuz vakalar nedir? Harbse harbin en müthişi görüldü: hastalıksa verem, tifo, tifüs yetmiyormuş gibi şimdi de veba gibi adını anması bile tüyler ürperten bîr illetin tehdidi altına girildi Büyük belâlardan biri olan muhaceretlere gelince Avrupanın dörtte iiçil o zulümden kırıldı, muhacir kafilelerinin hâlâ ardı arası kesilmedi Açlık bugünün de derdi ve korkusu, dur: milyonlarca insanın yüreği kış korku sile burkulmaktadır. Daha nelerden korkulmamıştı? Kamplara sokulup diri diri ya. k'lma, gazla boğulma, cemaat halinde kurşuna dizilme. Gestapo elinde işkence., yüz türlüsü! Hangi millete korkuların çeşitlisinden hisse ayrılmadı ki? Altıncı koldan korkuldu; İstilâdan, bombardımandan, düdüklü bombadan, uçar kaleden, silâhların her türlüsünden korkuldu. Nihayet hepsinin müthişi olan atom bombasının korlcusile dünya iliklerine kadar titredi; bu İcat Ja. ponya gibi yılmaz bir kudreti de korkutarak korkutma rekorunu kırdı
Altı yıldır insanlığın büıln duygulan üstünde başta gelen heyecanı korkudur. Çocuğumuz için, evimiz ve ailemiz İçin, '-atanımız ve haysiyetimiz için, refahımız ve hayatımız için da. ima korktuk. Hattâ felâketlerin en ağırına uğrıyanlar yeni gelecek felâketler ihtimalile gene endişeden ve yürek çarpıntısından biran kurtulamadılar. Silâhlar çoktan sustuğu halde de yen! bir harb korkusunu henüz tamamile içimizden atamadık, tnsan. Iık bıı derece şıımıillü. sürekli, çeşitli ve umumî bir korku salğuıi geçirnıemîştir Gerçek sulhun geldiğine ancak koTkıılartn dindiği gün inanacağız.,,
Refik Halid Karay
Sahile 2
İE?AM
[-HAFTA SONU NOTLARI-}
Sağlık Bakanı bu
“Ne„ üzerine bir inceleme
Türkçedekl yabancı k«ilme! eri ayıklamaya, dili cadeleşUr-mEye ve zenginleştirmeye, çalıştığımız yıllar lçlndo Tiirkçenln kaidelerine uygun olarak yazılmasına pek de dikkat etmedik. Eskiler, tam tersine, kelimelerin soyuna sopu-na aldırmazlardı da kaidelere aykırı yazan olda mu köpürür, doğrusunu belletmeye çakşırlardı.
Bundan otuz altı yıl önce bir kitap çıkmış. O kitabı okuyan Ebü»3yA Tevfik Mr yerinde şöyle bir cümleye raslamış:
«Bu eserlerde -ne kati v(-ya nisbl bir hakikati tarihiye, ne de samimiyet ve irticaiden münbats bir hakikati nıhlye taharri etmemelidir »
sabah Istanbula geMi
idaresinden şikâyetsen
Bugün muharrirlerimizden biri bu cümleyi okusa şüphesiz dildeki eskiliğe, yabancı kcll-nı-’cre. terkiplere hücum eder. Ctuz altı yıl önce bu cümleyi okuyan Ebûzriya Tevfik cümlede nefly cıatı olan >ne» nin iki defa tekrarından sonra olumlu (müspet) bir fiil kullanılmamasına kızmış ve oturmuş, »(ne) harfi, lisanımızda sureti mükerrerede dahil olduğu cümlelerin hükmünü mently ve su erl lnşalyeslnl müspet kılan bir edalı neflyöir.» diye başlıyarak küçük boyda fam 84 saf İh*» tutan bir risale kaleme almiî Ecdadımızın Farsçadan .alarak Maveraünnehlr-Cki birlikte getirdiği ve altı yüz yılda gelip geçen nesillerce iyi kullanılmış bir meşhur kaideyi za-ma nunızda paraznpar çn edenlere ateşler püskürerekten. Nevai’d n Sadidcn ve Türk edebiyatının bütün büyük «ahfiiyf Herinden misal' er gelirmiş, bir cümlede nefiy e-atı olan «ne» tekrarlanır®, fiilin O'”rn*t olacağını İsnat
yüa sena doğru kullanılan bir kaide bir İnat yüzünden yanlış da kullanılır olmuş
Faka* KbinzLya-ruıı dUlmtode va «deblyatımışda «ne. nta türlü yarlerine göre cümlenin yapılışına dair getirdiği m inallar İddiasızım doğruluğunda şüphe bırakmıyacak kuvvettedir. Onlardan bnzalarmı buraya nakletmek hem faydalı, hem de eğlenceli olur •anıyorum.
Başta, şu meşhur beyit geliyor:
Ne kendi eyledi rahat, ne verdi halka huzur Yıkıldı gitti cihandan, oavanam ehil kubur. (Sifc s*k tekrarlanan bu beytin Uk mısraı aslında «Ne etti kendisi rahat, ne verdi bâna huzur* şeklinde İmiş. Ebiızzlya bu beyltin geçimsiz bir kadmın mezar tnştna kocası tarafından yazd irildiğini, taşın da o saman Topknpı dşmda durduğunu kaydediyor).
ti e ahır var. ne satar zühdü riyayı bu gece hiF.Fl
Bir menzile gelinecektir ki ne »eri dönülmek ve ne durulmak mümkün olacaktır.
ZİYA PAŞA
NAMIK KEMAL
Ne
dünyadan safa bulduk; ne ehlinden ricamız var NEF’İ
Ne
kimseyle adavet eyleriz, ne klnemlz vardır. RUHİ
Veba tehlikesi, tifüs, sıtma mücadelesi hakkında beyanatta bulundu
Sıhhat Bakanı B, Badi Konuk bu ■abahM Ankara akspresile şehrimize gelmiş ve İstasyonda Sağlık erkânı tarafından karşılanmıştır. Bakan kendİBİlç görüşen Te muhtelif sualler soran bir muharririmize şu beyanatta bulunmuştun
— Memlekette mahsus bir veba tchlikosl yoktur, yalnız komşu memleketlerden banlarında bşn şehirlerde veba vakaları görülmüştür. Bunlara karşı «ki tedbir almış bulunuyoruz. Elimizde bol miktarda taze aşı ve ser omlar imiz vardır. VebA görülen mıntakalardan gelen taşıtların amelelerine ferden aşı yaptığımız gibi bunların Ailelerini de takib-edlp aşılıyorum. Komşu memleketlerdeki veba da pek pek korkulur derecede değildir. Bunun İçin çalışan ekiplerimiz vebayı memlekete «ok-mıyacaktır.
Ayrıca halkımızın da Veba nakledecek plrp ve fare ile mücadeleleri elzem görülmektedir. Biz bu şekilde de dahilde mücadeleler yapıyoruz.
Bakan tifüs İşi hakkında da;
— Henüz kış mevsimi gelmediği İçin tifüsün azlığı veya çokluğu hak-
kında şimdiden blrş«y soy Uy emeni. Teşkilâtımla tifüsle sıkı mücadele halindedir. Bilhassa fennin en son buluşu olan D. T. T. yi tifüs mücadelesine tatbik ediyoruz. Amele muhiti olan Zonguldakta çamaşırları D. T. T. İle yıkattırıyoruz, bunu yakında İstanbul ve diğer lüzum görülen yerlerde tatbik edeceğiz.
Elimizde 2600 kilo D. T. T. vardır. Ayrıca bin kilo daha getirtiyoruz. Bu kış halkımızın tifüs İçil e sıkı mücadele etmesi lâzımdır. Her halde geçen ve evvelki senekller gibi fazla tifüs vakası görüleceğini «anmıyorum
Doktor B. Badi Konuk sıtma mücadelesi İşi İçin de şöyle demiştir:
— Bakanlık sıtma alanında sıkı şekilde mücadele etmektedir Bilhassa bu alanda çok İyi terakkiler kaydettik. Sıtmanın bel kemiği olan Adana'da bu sene yeni hiç sıtma vakası görülmemiştir, fctanbul ve diğer büyük şehirlerde de ayrıca mücadele yapıyoruz. Bu mücadelt, sivrisinek mücadelesidir. Halkımızın da bizimle el birliği yapması gerektir. Sıtma mü cadelcsl çok İyi başlamış ve aynı şekilde başaracağımız bir mücadeledir
Tacirler, Ticaret Bakanına birçok şikâyet ve dileklerde bulundular
İskenderun 1» (Akşam) — Ticaret Bakanı B. Raif Karadeniz, bu sabah saat yedi yirmide Mersin’den gelmiştir, resmi ziyaretlerden sonra Halke-vlnde tacirlerle 11 ç saat süren bîr görüşme yapmıştır.
Tacirler bu görüşmede Bakana İskenderun'un ticari hayatını ehemmiyetle İlgilendiren şikâyet ve dileklerde bulunmuşlardır. Bu şikâyetlerin slklet merkezini liman İdaresinde görülen büyük İntizamsızlıklar teşkil etmektedir. Uman İdaresi, tahmil ve tahliyeden mütevellit zarar ve ziyanları kabul etmemekte, buna »ağuıen mal sahibinin bizzat malına nezaret etmek üzere vasıta Ue hareket etmesine izin vermemektedir.
Llmaıı İdaresi ambar hizmetlerini İfa etmektedir. İhracat mal’un İçin
ambar tefriki mümkün olduğu nalde bunu da yapmamaktadır Limanda tüccarın malı zayi olmakta ve ticarî emniyet sarsılmaktadır.
Vapurun seyrek gelişi ve Irk ndc-run’da az durması, buradaki ticari durumu bozmaktadır Vagonlar İhtiyaca kifayet etmekledir Bir tacir, bir vagon temin edebilmek İçin bir ay beklemektedir.
Nakli vasıtalarının azlığı, buranın önemli bir unsuru olan balıkçılığı öldürmektedir. Kereste pahalılığı yüzünden tamir göremiyen tekriben bLn ev yıkılmak tehlikesine maruzdur.
Bakan bütün bu şlkâyet'eri not etmiş, hassasiyetle mejgul olacağını vadetmlştlr. Bakan, bu akşam Antakya'ya gidenk, oradan dönirte An kara’ya hareket edecektir
Filistin’e her ay 1800
Yahudi alınacak
Filistin’e kaçak Yahudi götürecek olanlar ağır cezalara çarptırılacak
Yahut ettiğini sanmış! Çünkü hâlâ çoğumuz çifte «ne» 11 cümlelerin sonunu olumsuz (menfi ı bir fiille bitirerek bu risaleden hiç de ders atmadığımın İspat ( diyoruz.
Fakat ne otursa o.sun. geçenlerde Sahaflarda elime geçen bu risale nefly edatı olan «ne* nin kullanılışı üzerine dilimizde yapılmış en dikkatli tetkiktir. Altı yüz yıl katde pek ehemmiyetsiz istisnalarla doğru tatbik edilmiştir Risaleden öğrendiğimize göre yanlış kullanışın yaygın bir haî almasına Ahmft Mithat efendi sebep olmuş. üstat günün birinde «Ne senin ne de onun kitabı İşe yara-mazt^ deyivermiş. «Vakit* gazetesinde bu cümlenin kuruluşunun yanlış olduğunu «Ne senin ne de onun kitabı İşe yarar* demek gerektiğini iddia ve ispat etmişler. Fakat Ahmet Mithat efendi aldırmamış, öy’e yazmakta İnat etmiş. Ona uyanlar çoğalmış Böylece altı
Fitne uyumuş bir yılandır. Uyandırmağa gelme?.. Uyanırsa ne karşı duranlar kurtulur, ne de onu uyandıranlar selâmet bulur.
CEVDET FAŞA
Ne yanar kimse bana âteş-1 dilden özge
Ne açar kimse kapım bad-ı sabadan gayrı
FUZULİ
Galata kazasında hâkim inim Ne sahlb-1 adalet, ne zalim İdim.
İZZET MOLLA
Bir cem* gördüm ki hikâyetlert perişan, ne saladan anda eser ne aıdktan anda nişan var.
FUZULİ
EüMlLe kİ kitapta «ne» nln türlü durumda tekrarı üzerine UHln müspet almaş gerektiğini gösteren misaller bunlardan İbaret değildir. Fakat bunlar bi'e işlediğimiz yanlışlan düzeltmeğe yeler.
ŞEVKET RADO
Cumhurbaşkanı
Sıtma savaşı
Ankara tıp fakültesinin açılış töreninde bulundu
Urfa bölgesinde iyi neticeler alındı
Londra 20 (R.) — Arap Birliği
umumi kâtibi Abdurrahman Azzam bey dün İngiliz Başbakanı B. AtLlce İle yirmi dakika süren bir görüşme yaptığını söylemiştir. Azzam bey görüşmeyi her lld taraf için tatmin edici mahiyette tavsif etmiştir.
Londra 19 (AA.) — Dün bir basın toplantısında Truman’a İngiliz Başbakanı M. Attlee’nln Filistin’e ayda 1300 Yahudi kabul etmek arzusunda olduğuna dair Kongre mahfillerinde oldukça yayılmış olan haberin doğru olup olmadığı hususunda sorulan bir suale verdiği cevapta Başkan, hakl-hatte Attlee tarafından İleri sürülen rakamın biraz daha yüksek olduğunu beyan etmiştir. Başkan, bu konu etrafındı kmdlslle Attlee arasında uzun bir mulıabere cereyan etmiş olduğunu ilâve etmiş ve Filistin'e 100 bin Yahudinln muhaceret etmesini bizzat tek'lf ettiğini teyidetmlştr.
Anı erkan Dışişleri Bakanı M. James Byrnes, Vaşlngon'da Başkan Roose-velt’ln Yahudllere ve Araplara danışmaksızın Amerika Birleşik devletlerinin Filistin meselesi etrafında alınacak her hangi bir kararı destekhml-yeceğhıe dair girişmiş olduğu taahhüdü tekrar teyldetmiştir.
Bu arada. Kudüs’ten gelen haber-
lere göre, Filistin hükümeti, yalnu kanunsuz olarak Filistin'e giren Yalı udileri değil, fakat onları nakleden gemilerin sahip, acente ve kaptanlarını da ağır eczalara çarptırmayı kararlaştırmıştır. FillStlne gizil muhacir getiren her gemi Filistin makamları tarafından raptedilecek ve kaptanı bin İngiliz liralık para cezasına ve yahut sekiz yıl hapse ve yahut her İki cezaya birden çarptırılacaktır. Aynı müeyyideler uçaklar İçin de caridir.
Bu karar YahudUerln Avrupa limanlarında bulunan gemiler! kiralamak niyetinde olduğuna dair çıkan haberlerc bir cevap olmak üzere alınmıştır. Diğer taraftan, hükümet yüksek komiserin tâyin edeceği bir müddet İçin kanunsuz muhaceret edenleri de hapsetmeyi kararlaştırmıştır
Filistinde ihtiyat tedbirleri
Beyrut 20 (R.) — Filistin’deki İngiliz kumandanlığı tarafından çıkarılan bir günlük emirde. İngiliz subaylarının silâh taşımdan ve askerlerin İrinlerinin kesildiği bildirilmiş tr. Pek yakında geceleri sokağa çıkmak yasağı konacaktır
Macaristanda
Feci ölüm
Ankara 20 (Telefonla) — Anka/a Tıp fakültesinin Gülhanede törenle açılarak tedrisata başladığını dün bildirmiştim. Törende Cumhurbaşkanı ismet înönii İle sayın refikası Bayan Mevhlbe İnönü de hazır bulunmuşlardır. Cumhurbaşkanı tören bittikten sonra fakültenin şeref defterine şunları yazmıştır.
«Ankoro Tıp fakültesinin ilk derlini dinlemekle bahtiyar oldum. Bu yünü, hayatımın kıymetli btr hâtırası sayacağım.»
İsmet İnönü, Güihaneden gençliğin alkışları ve sevgi gösterileri arasında ayrılmıştır.
Fransız gazetecileri tekaütlük hakkından faydalanacak
Paris M (A A.) — Bugün yayınlanmış otan bir kararname gereğince bütün Fransız basın mensuplan mecburi tekaütlük hükümlerinden faydalanacaklardır.
Yeni kararname Fransa ve sömürge Jerdeki gazete müvezzilerl de dahi] olmak Üzere bütün basın mensuplarını ilgilendirmektedir ve önümüzdeki Ayın birinci gününden İtibaren yürürlüğe girecektir.
Urla 19 (AJL) — Bu senekl Urfa bölgesi olağanüstü sıtma savaşında başlangıçta eylül sonuna kadar vilâyet merkez. İlce merkezleri ve köylerinde topyekûn 58765 kişi muayene olunarak bunlardan 3381 kişi sıtman görülerek tedaviye alınmış ve İyi oluncıya kadar hastalar t akdedilmiştir.
Savaş müddetinse eylül sonuna kadar 53,096 metre uzunluğunda ark temizlettirilmiş ve 131,315 metre karelik bataklık kurutulmuştur. Ayrıca 5140 metre uzunluğunda kanallar açılmıştır. Köylerdeki bütün kerpiç çukurları da kurutulmuştur.
Yapılan sıtma savaşı sayesinde bölgede yüzde doksan nispetinde sıtma asalmış olduğu anlaşılmıştır.
Tarım Bakanı
Aksaray 1» — Dündenberl .
teknik ziraat okulunda çalışmaları tetkik eden Tarım Bakanı Şevket Rafit Hatiboğiu, bugün şehrimize gelmiş ve Halkevlnda AksaraylIlarla bir konuşma yapmıştır.
Tarım Bakanı, yarın Konyaya hareket edecektir.
Kocaş
vaziyet
Bir hamal, kepenk altında can verdi
Bir yaralama
Beyoğlunda İstiklâl caddesin, de 98 numaralı apartmanın ka_ facısı Rıza, kestaneci Binan ta. lafından bıçakla yaralanmıştır.
Eükifehir hükümet binası
Eakis-hir (Akşam) — Eaklşehfrin en büyük İhtiyata dan hükümet ko-Çağırun birinci kısım İnşaatı mütenh-İddtn» ihale olunmuştur. Temel at~ İM banrhklanna faaliyetle devam
Eski Tekel baş müdürünün tazminat dâvası
Takel İdaresi eski başmüdürü B, fikri Faik tarafından, Tekel Bakanı B Suat Hayri Ürgüplü ve umum müdür B. Hürrem Şeren aleyhlerine açılan haksıa tekaüt muamelesinden mütevellit tazminat dâvasına dün on birinci hukuk mahkemesinde devam edilmiş ve Fikri tekaütlük muamelesine alt bazı tarihlerden bahest-mtş ve bunların tetkikim İstemiştir,
B .Fikri Faik, müteakiben, Tekel başmüdür muavini B. Salim Kutel İle Müskirat şubesi müdürtl B. Beyfi Dragon’un da şahit olarak çağmlma-larin ı talebetmlştlr. Mahkeme, buna karar vererek duruşmayı talik etmiş-
(Baş tarafı 1 inci sahifede) tutulmaktadır. Yollarda Ruslar tarafından tesis edilen barikatlar Vlja-na'dakl gazetecilerin Macar başkentine gitmelerine mâni olmaktadır. VI-yana'da hâkim olan umumi lntibaa göre. Budapeşte belediye seçimlerinde Liberal çlfçl partisinin kendilerine karşı kazandığı sarili muvaffakiyeti gören Komünistler, genel Seçimlerin strbesçe yapılması takdirinde çok üye çıkaranııyacaklannı anlamışlar, yardımlarına İhtiyaçları bulunduğu hususunda Rusları ikna etmişler ve bu maksatla Budapeşte’de sıkı yönetim İlânını sağlamışlardır.
İngiliz ve Amerikan hükümetleri bu işle doğrudan doğruya alâkadardırlar. Zira seçimlerin serbesçe yapılacağı hakkında kendisinden teminat aldıkları takdirde, Macar hükümetini tanımağa hazır bulunuyorlardı, üzerine şimdi İki hükümet bu tanıma meselesini yeniden tetkik etmtk Mareşal VoroşlloFun bu müdahalesi üzeredirler.
Bütün MacarlstandakJ küçük mülk sahiplerinin partisi olan Liberal çlfçl partlsllnn zaferle neticelenen Budapeşte belediye seçimlerini greveler takibftmiştlr. şimdiye kadar teyide-dilmemiş olmakla beraber şehirde yeni çarpışmalar olmuş ve kan dökülmüştür. Bunlardan Komünistler sorumlu tutulmaktadır.
Küçük mülk sahiplerinin liderleri, gelecek genel seçimlerde gösterilecek üyeler İçin müşterek bir liste yapılması hususundaki Rus talebinin tev-lldcdeceğl netice hakkında hiç bir hayale kapılmıyorlar. Bunlûr, seçimlerin serbes yapılması takdirinde sarih bir çoğunluk kazanacaklarını ve Komünistlerin, hakiki kuvvetlerinin o ■aman meydana ukncağını bildikleri
bir
Dün gece Tahtakalede feci ölüm olmuştur. O civarda Kuru yemişçilerde Derebaşı sokağında oturan ve Daskalos diye andan bir hamal, gece saat yirmiye doğ. ru, aynı sokakta Kiryakoya ait 77 sayılı dükkânın demir ke. penklerinl kapamakta iken. bü. tün kepenk takımlle boşanarak Daskalos'un üzerine yıkılmış ve zavallı hamal kepenk altında kalarak olduğu yerde can vermiştir.
Tahkikata savcılık ve adalet doktoru el koymuştur. Soruşturmaların derinleştirilmesine lü. zum görülmüştür.
futbolcularımız tsvıçreye davet edildi
Evvelce şehrimize gelerek Fener-bahçenln yıldönümünde oynıyan ts-vlçrenln kuvvetli kulüplerinden SERVETTE 50 İnci yıldönümü dolayıslle İstanbul Beden terbiyesi müdürlüğüne müracaat ederek İstanbul muhtelitini tsvlçrede İki maç yapmak üzere davet etmiştir. Alâkadarlar bu teklifi müsait karşılamışlar ve lâzım gelen muhabere başlamıştır.
halde görünüme göre, müşterek liste projesi özerinde diğer partilerle müzakerelere girişmiş bulunuyorlar. Bu Üsteye güre, adayların yüzde 61 1 Çlf-çl partisi. Halk partisi re Demokrat parti tarafından yüeda 41 ve 42 si Birleşmiş işçi cephori. yüzde 0 veya 7 sİ Milli çifçiler ve yüzde 1 veya 2 si RadlkaÜer tarafından gögterllecek-
Ankara 20 (Telefonla» — Dr Neşit Naci Arz an't öldürmekten sanık Reşit Mercan, dünkü muhakemesi esııas:n da da hasta olduğunda, kendisinin ltlmadedeceğl doktorlara muaysne ettirilmesinde ısrar etmiştir.
Başkan, resmi bir heyeti sıhhiye tarafından muayene ediiolği ve hakkında rapor verildiği için, bu talebi reddetmiştir. Bunu mütaakıp savcı muavini B Kâmil Okay, İddianamesini okumuştur.
İddianame
İddianamede, hâdise malum olduğa şekilde anlatılıyor ve kastilin suçu taamüden işlediği İddia olunarak ja-nığuı bu İşi tasarlıyadır yaptığı re | fikrini müteaddit defalar Haşmei'e izhar ettiği, temin edeceği paradan bir miktarım Haşmet Orbaya verdikten sqnra tehditle para koparma işini İstanbulda devam ettireceği ileri sürülüyordu.
İddianamede tabancanın Haşmet tarafından temin edildiği keyfiyeti üzerinde de durularak, Haşmetin Reşit Mercana: «Sen parayı alabilmek İçin tabancayı tehdit vasıtası olarak kullanacaksın, mermileri alma» dediği de zikrediliyordu.
Bundan sonra savcı, sanıkla doktor arasında geçen muhaverede doktorun «Hastalığının tedavisi İmkânsızdır» dediğinin asılsız olduğunu, oralarında bu yolda bir muhavere cereyan etmediğinin, şahitlerin lfadelerilc sabit olduğunu anlatmış ve Reşit Mercanın. ceza kanununun 450 nci maddecinin 4 üncü bendine uyulmak cezalandırılmasını istemiştir Bu madde, evvelce de yazdığımız gibi. İdamdır.
Reşit bir jey »öyleme!
Bundan sonra sanığa sorulmuştur:
— Reşit! Müdafaanı vnpacak mısın?
Bu sırada Reşidin değil. dinleyiciler arasında bulunan annesinin titrek sesi duyuldu:
— Reşit! Bir şey söyleme sakın. Sana avukat tutacağım..
Anası çok heyecanlı idi; salondan çıkarıldı. Tam bu sırada İçeriye avukat Abdıirrahlm Taşpınar girdi ve başkana. Reşidin müdafaasını üzerine aldığını söyledi.
Başkan Reşit Mercana sordu:
— Avukatın seni müdafaa etmesini kabul ediyor musun?
Sanık biraz tereddütten sonra cevap verdi:
— Evet, kabul ediyorum...
Avukat Abdürrahim Taşpınar, birkaç gün evvel bir münakaşa sırasında annesini dövüp yaralamış olan Reşit Mercanın aklî muvazenesinin yerinde olmadığını söyliyerek müşahede altına alınması lüzumunu İleri sürdü.
Bundan sonra, sanığın müşahede altına alınmasının gerekip gerekmediğinin tesbitl İçin adli tabip tarafından muayenesine karar verilerek celse tatil edildi
Kastilin melekâtı akliyesi yerinde
Akşam saat 18,15 te ikinci oturum açıldı. Okunan adil tıp raporunda, sanığın zekâsının vasatın üstünde olduğu, dikkat, hâtıra, hâfıza ve muhakeme kuvvetinin normal; psikopat ve dejenere olan kaatlün şuuruna hâkim bulunduğu, tıbben mesuliyetinin tanı olduğu belirtiliyor, müşahede altına alınmasına lüzum bulunmadığı bildiriliyordu.
Avukat, hâdisenin matbuata akseden kısmından başka malûmata sa-hlbolmadığı cihetle, müdafaasını hazırlamak İçin dosyayı tetkik edeceğini İleri sürmüş ve müddet tâyinin! İstemiştir. .
Neticede bu İstek üzerine muhakeme 24.10 945 çarşamba aünti saat 14 e bırakılmıştır.
Tevkif edilen Haşmet’in mahkemede ifadesi
Kaatlll barındırmak, zabıtayı yanlış yola sevketmek ve telıulz •ilâh almak maddelerinden hakkında A-Bbr.t yapılmakta olan Haşmet Orbay
dün gece Cumnurıyei sa^ciai latafııı-dan tevkif edilmiş ve aslîye ceza malı kemesinde ilk sorgusu yapılmıştır.
Haşmet Orbay şu ifadeyi vermiştir:
« — Reşit Meıcanl nn ııc evvelinden tanırım. Robcr Kol^Jdenberi arkadaşımdır. Hâdise gününün sabanı saat 10 da Reşltl'’ h yatı-
mızın çek sürıntı İçinde olduğunu ve buna bir çare bulmak '•■ıbettiğl üzerinde konuştuk. Zengin adamları teh-didederek, onlardan para koparmak fikrinde olduğumu söyledim. Reşit bu fikrime iştlr&k etti. Fakat ben, durumum bakımından bu İş! bizzat yapacak vaziyette değildim. Bunu Reşit Mercan yapacaktı: bu hususta mutabık kalmıştık. Bir tabanca bu'mak lcabedlyordu. Tabancalı Reşit Mercan taşıyacak, para kopanlabl'ecek adamlara da o gidecekti Tabancayı ben satm aldım ve Reşide verdim. Reşit, para kopanlabilecek adama gidince, evvelâ kendisine acındırmak, böyle olmazsa tatlı dil dökmek sure-tUe para koparacaktı 3u da fayda vermezse tabanca ile r-hdidedecek ve para alacaktı İşte Döyıece temin edeceğimiz para ile A» -nKınlıdan kurtulacaktık.»
Haşmet Ortay, nakoi corumu ıti-barile çok s»kıııt» IçsaV oM"’’ıınıl tekrar İleri sürerek, oturduğu apartman kirasından 1200 lira f erçlu olduğunu, ayrıca evlenin e ->‘v-tlnrtc dö bulunduğunu söyUyere'c
c— Bunların hepsi ço* paraya Oı-Uyaç gösteriyordu > denuştu
Bütün tekliflerin! Reşit M.rcanm kabul ettiğini söyliyen ıtasmet zabıtaya yanlış maiûm.-»- vermediğini, hâdiseyi mütaakıp. geırea Reşidin; «İşi bitirdim» demesi -izrrtne teslim olmasından başka çare (oı emedlğlnl kendisine söylediğini «uılubnıstır
Bundan sonra s»v>*tl£i su talepte bulundu:
«Reşit Mercan tuı«ck.>ıJa Ankara ağır ceza mahkemesindı- görülmekte olan dâva ile şimdi başüyan dâva arasında irtibat mevc’i".'n. Her İki dâvanın birleştirilerek .öii»lm»«inde fayda mülâhaza etmelfeyız Bu je-beple İki dâvanın iMrustlrilmeslııe muvafakat edip etmlyec-kierlnin ağır cezadan sornlmosmı isleri»;
Mahkeme, bu cihetin Ağır cezadan sorulmasına karar vererea duruşmayı 22 ekime talik etmiş ve Haşmeti tev-İtifhtınpvp r>»—’ ' »•«
V İS F A T
İzmir tüccarların j^n Emrullah oğlu Raşlt Pakerin refikası ve İzmir avukatlarından Adil. Paker'ln ve Ankara Beden Terbiyesi bölge müşavirlerinden Cemal Paker'in valideleri ve İzmir tüccarlarından Kâzım Taner ve İstanbul Ticaret Borsası simsarlarından Zekâl Erişin kayın valideler!
LEYLA paker
kısa bir hastalığı müteakip Hufckın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 20/10/945 cumartesi günü Amerikan hastanesinden kaldırılarak Tfşviklyd camiinde ikindi namazı kılındıktan sonra Feriköy Asri mezarlığındaki aile makbereslne defnedilecektir.
BORSAİ
19/10/1945 flatlerl
Londra üzerine 1 sterlin Nevyork üzerine ldo dolar Cenevre 100 İsviçre Fr Madrid flzcrlnş 100 pezeta Stokholm üzerine 100 kuron
BORSA DIŞINDA ALTIN FİATLERİ
Gulden
Reşadiye
İngiliz
Külçe (Bir gramı)
5M
133-j 30071 ısM 31.1328
20 Ekim 1945
AKŞAM
SamlI-
AKŞAMDAN AKŞAMA
Dazlak kafalarda saç, Anadolu yaylasında orman biteceğine göre...
Yıllarca kötü haberler vermeği Adet edinen ajanslar ve radyolar» sanki günahlarının kefaretini Sdüyorınuş gibi, artık, birbiri ardından iyi haberler ulaştırmağa gayret sarfediyor:
Azıcık daha himmetle V 2 si. lâhı eşya ve insan nakli için kul. lanılabilecekmiş. Sürati yavaşla, tarak inmek suretile Avrupadan Amer ikaya 15 dakikada gidecek, mişizt Hitler'in aya ve yıldızlar, dan yıldızlara seyahat projeleri varmış Bıınu bizler bu V 2 ile tahakkuk ettirecekmişiz. Ne mutlu.
Bir de artık «kel başa şimşir tarak» diye kimseyle alay edile, miyecek... «Hem kel, hem fodul» da denemiyecek!... Zira erkekle, rin ekserisi yan ihtiyarlıktan kurtuluyor: Dazlaklık kalmıya. çakmış.
Ömrünün ilk devresinden ça. hş çalış, alın teri dök. «Sonraki devresinde hayattan kâm alı. rım!» diye umutlan! Tahsil, askerlik, staj genç adam eli ekmek tutana kadar, döktüğü alın terlerde birlikte saçları da dökii. İtiyor. Artık dımdızlak! Sevgilisi onu beğenmiyor.
Bir dostum vardır. Kazandığı yüz binlerce lirasını istihfafla omuz silkerek ensesine kadar acılan zekî alnını alaycı alaycı gösterir:
— Keşke o paralar olmasaydı: fakat keşke bu da olmasaydı. Erkeklerin dazlaklığı, hayat Tel. seferinin trajik _ komik bir remzi l'alindedir!
tste simdi buna çare bulunmuş imiş. Hem de ismile, cismi. le, tarifile... Ajanslar, cayır ca. yır bildiriyor... Keşif ticarî bir hale sokulunca, ilk kullanan kahramana bıravo... Makyaj ya. parak sokağa çıkan pasaklı ba. yanlardan hile daha tanınmaz ha’e gelecek. Üste'ik ihtiyarlarda dahi, saclar gençlikteki rengin, de çıkıyormuş... Kendini tan’ta. na. ahbabını tanıyana aşkol. sun... Biz erkekler, süse piise pek alışık olmadığımız için, yepyeni saclarımızla. göğsümüzü gere, rekten ynM-ı vürüyemiyeceğiz. Herkese:
— Bu, süs sayılmaz ki... Te. davi kabîlindendir! _ demek, âdeta özür dilemek zorunda halaca, t».
Fakat, gözlüğe nasıl alışılmış, tır. Filânca zat gözlüklü mü. de. ğil mi, hatırlamayız bile... Bı. yıklı mı, saçları dökük mü? Onu da hatırlamadığımız çok olur. Zaman geçecek; saçlarını yenilemek umuru âdiveden olacak.
>«*
Ne zaman dazlaklıktan konuşulsa, Osman zade B. Hamdi'nin (1) bir teşbihi aklıma gelir:
— Anadol kıtası, benim başım gibidir. _ demişti. _ Yayla kısmı tenebbütsüz; ancak kenarlarında ormanlar var.
Ne garip tecellidir ki, dazlak başla beraber, ormansız bölgelere de aynı asrın aynı seneleri İçinde nazarî çare bulundu: Atom enerjisîle, ağaç tohumları, bir kac giinde koca ağaçlar ha. üne gelerek göklere ser çekeceklermiş.
Hülâsa, bir çeyrek evvel Anıe. rikada iken mesafeleri riiya gibi tayyederek, orta Anadolıınun kuytu ormanlarında şimşir ta. rakla gümrah saçlarımı tara, maktan keyif duyacağım!!
Yalan da olsa hoşuma gidi, yor... Söyleyin radyolar: bildirin, ajanslar: yazın gazeteler...
(Vâ „ Nû)
(1) Soyadı çıktıktan sonra bu zatın ismi nasıl oldu; bilmediğim İçin özür dilerim.
Kasım ve aralık aylarına ait ekmek karnelerinin dağıtılmasına başlanıyor
Kaim ve aralık aylarına alt umumi ve değişmez gelirlilerin ekmek kartlarının dağıtılmasına 22 ekimden İtibaren başlanacaktır.
Kâr hadleri için Odada toplantı
Ticaret ve sanayi odası ithalâtçı toptancı ve perakendeci kâr hadlerinin tadili İçin bütün zümre heyetlerini bugün acele bir toplantıya çağırmıştır.
ŞEHİR HABERLERİ
Parti kongreleri
Merkezden yeni bir tamim geldiği doğru değildir, devlet memurlarının seçilmemeleri geçen sene bildirilmişti
Orta şarka hava^eferleri Ulaştırma Bakanlığı bu hususta proje hazırladı
Memleketimizle Ortaşark arasında yeni hava seferleri İhdası İçin Ulaştırma Bakanlığı bir proje hazırla-1 mıştır.
Bu seferler Türkiye, Yunanistan, Irak, Mısır arasında, yapılacak ve İlk zamanlarda yalnız yolcu nakliyatına inhisar edecektir. Amerikadan gelecek olan uçakların bir kısmı bu seferlere tahsis edilecektir.
Uçak seferleri İçin alâkalı devletlerin mümessilleriyle de anlaşmaya varılmıştır.
Ayrıca birkaç ecnebi şirket de memleketimizle hariç memleketler arasında hava seferleri ihdası İçin müracaatte bulunmuşlardır.
Mamafih mevsim dolayıslle yakın zamanda seferlere başlamak mümkün görülmemektedir.
Ancak sefer İhdası önümüzdeki yaz devresi için düşünülmektedir. Ayrıca yolcu seferlerinden başka ticari hava nakliyatının İhdası da takarrür etmiş bulunmaktadır,
Şimdiden söylendiğine göre bu seferler evvelâ 15 günde bir yapılacak ve İmkân haşıl oldukça çoğaltılacaktır. Bu İş İçin Amerikadan ayrıca uçaklar getirtilecektir.
Araba vapurları
Ücretlerin ucuzlatılması için teşebbüste bulunulacak
Son zamanlarda Denizyolları İdaresinin araba vapıırlyle yapılan nakliyat ücretlerini arttırması baa şikâyetlere sebep olmaktadır. Filhakika Şirketihayrlyenlıı lâğvlyle şir-ketlhayrlye deniz nakliyatı da Devlet Denizkollarına geçtikten sonra araba vapııriyle yapılan kamyonların nakli ücretf de çok arttırılmıştır. Harbden evvel Üsküdaria Kabataş arasında işleyen araba vapurlarının taşıdıkları kamyonlardan birer buçuk tonuna kadar İki buçuk lira. İki tondan fazla kamyonlardan (ia 8 lira ücret alınıyordu.
Harb münast betiyle hayat pahalılığı tesirini göstermeğe başlayınca bu ücretler bir miktar arttırılmış, fakat araba vapuru nakliyatı Denizyollarına geçtikten sonra bir buçuk tona kadar kamyonların nakliye ücretleri 14 Hra 70 kuruşa çıkarılmış, İki tondan yukarı kamyonlar için dc 20 Hra 70 kuruş alınmağa başlanmıştır.
Bundan başka araba vapuruna yüklenen ağır eşyanın geminin bir tarafından diğer tarafına nakU gibi bir zaruret olursa bu manevra parası olarak evvelce alınan beş lira da 20 liraya çıkarılmıştır.
Kabataş ile Üsküdar arası gibi kısa bir mesafe İçin bu kadar yüksek ücret alınması hayat pahalılığına tesir yapmaktadır.
Belediye, nakliye ücretlerinin ne suretle ucuziatıiabileceğin! tetkik ederken bu hususta DenlzyoHarı ida-' resi nezdlnde teşebbüslerde bulunacaktır.
Bu sütunlarda çıkan «Telif eser oynanmiyacak mı?> başlıklı yazımın İlk aksi olarak Şehir Tiyatrosu dram kısmında «Koryolansu» tan sonra «Cyrano de Bergerac» ın değil, Vedat Nedim Tör'iin «Sanatkâr aşkı» adlı telif bir piyesinin oynanacağını öğrenerek hem tiyatro hesabına, hem kendi hesabıma sevindim.
İki kalabalık şahısll oyunu arka arkaya sahnede canlandırmak rejisörlük ve sanatkârlarımız İçin çok yorucu olacaktı. «Cyrano» manzum olduğundan ona ne kadar itina olunursa yeridir.
«Koryolanus» la ( Cyrano» arasına konulan «Sanatkâr aşkı» iki hafta evvel okuyucularıma tanıttığım İlk ismiyle —- Apasyonata — Vedat Nadim Tör’ün bLr telifidir. Piyes yalnız beş sanatkârın omuzum yüklenmiştir, Yani bir tiyatro için İki kalabalık şahısh temsilin arasına konulabilecek İdeal bir piyes. Bu üstelik Vedat Nedim Tör'iin temsil edilen, birer perdelik üç piyesini hesaba katmazsak, sekizinci büyük eseridir. Müellifin biri Şehir Tiyatrosunca oynanmak üzere kabul edilmiş — Hep ve hiç —' diğeri henüz bitirilmiş olan — Halım kız — adlı iki piyesi daha var. Böylece «Sanatkâr aşkı» m seyrederken on telif piyes sahibi bir müellifin karşısında olacağız demek.
Bir telif esere alt bu küçük istitrattan sonra, bu güzel geoeyi sabırsıa-lıkla beklediğini İlâveyle mevzuuna da. Belediyemizin ve tiyatromuzun telif eser lehine İki güzel teşebbüsüne dönüyorum.
Belediyemizin teUf eser lehine İlk mühim teşebgüsü Şehir Tiyatrosunun kuruluşu sırasında. Um! daha Darül-bedayl İken, yapılmıştı, o zaman şeh
Birkaç gtindenberl gazetelerde devlet memurlarının Cumhuriyet Halk Partisiyle münasebetlerine dair Ankaradan gelen bazı haberler neşredilmektedir. Bugünlerde yapılacak Parti kongrelerinde devlet memurlarının idare heyetlerine seçilmemeleri, kongrelerde verilecek reylerin de mutlaka gizil olarak kullanılması İçin bir tamim yapıldığı blldlrUlyordu.
Yaptığımız tahkikata göre bu mevzu etrafında merkezden Partiye yeni bir tamim gelmemiştir. Ancak devlet memurlarının Parti İdare heyetlerine seçilmemeleri hakkında geçen sene verilen bir emir vardı. Ne teki m bu emre göre belediye memurları müstesna olarak Parti İdare heyetlerine bir devlet memuru seçilmediği gibi geçen sene yapılan kongrelerde İdare heyetlerine giren devlet memurları da bu emir geldikten sonra çekilmişler ve yerlerine diğerleri getirilmişti.
Parti merkezi tarafından geçen şene gönderilen bu emirden başka bu hususta yeni bir emir verilmiş de-ğUdlr. Ancak bu sene yapılan kon-
Ziraî donatım Kurumu-nun 1946 da faaliyeti Zira! donatım kurumu 1048 yılı İçin şimdiden geniş bir program ha-! zırlamıştır.
şimdiki halde Kurum ambarlarına depo*ett!ğl kükürt, göztaşı, Ve gübreleri müstahsUe tevzi etmiştir. Kurum köylüye daha çok yardım yapabilmeyi programının baş tarafına almıştır.
Bu iş İçin Kurum istihsal mıntaka-larındakl kazalarda mümessillikler tesis edecek ve satış mağazaları açacaktır.
1945 Genel nüfus sayımı
21 ekim 1945 pazar günü yurdumuzda genel nüfus sayımı yapılacaktır. Bu sayımın da diğer sayımlarda olduğu gibi, nüfus kayıtlarlle, askerlikle ve herhangi bir mükeHcflyetle ilgisi yoktur. Sayımın biricik amacı yurdumuzda o gün ne kadar İnsan bulunduğunu belirtmektir. O gün evinize gelecek olan sayım memuruna, çatınız altında bulunan büyük, küçük, yerli, yabancı, misafir, bütün r.üfusu eksiksiz yazdırınız.
Sayımda sorulacak sualler şunlardır:
Adınız ve soyadınız?
Erkek misiniz, kadın mısınız? )
Bekâr mısınız, evli misiniz, dul musunuz, boşanmış mısınız?
Kaç yaşındasmız, çocuğunuz bir yaşından küçük ise kaç aylıktır? Yeni harflerle okumak bilir misiniz?
Yeni harflerle yazmak bilir misiniz?
Nerede doğdunuz?
(Ecnebi memlekette doğdu İseniz memleket adını, Türklyede doğdu iseniz ll ve ilce adını söyleyiniz.)
Görünür vücut sakatlığınız var mıdır? Varsa nedir, v* doğmalık mıdır?
Ana diliniz nedir?
(Ana dilden maksat aile ve ev içinde konuşulan dHdlr.) j
Ana dilden başka hangi dili konuşmasını bilirsiniz?
Hangi dindensiniz? Hıristiyan iseniz mezhebiniz nedir?
Hangi devlet tebaasındansınız?
Ne İş tutarsınız? (Yani geçiminiz İçin yaptığınız başlıca İş. meslek veya sanat nedir?)
İşinizi bir İşletme veya müessesede yapıyorsanız o müessese veya işletmenin mahiyeti nedir?
Hane halkından bugün evde mevcut sizden başka kimse kaldı mı?
Bir Türk Tiyatrosu kurmak yolunda
Telif eser dâvâsı
Belediyenin iki mühim teşebbüsü
remini olan Muhittin Üstündağ Şehir Tiyatrosunu kurarken kalben bunun Türk tiyatrosuna bir nüve olmasını temenni ettiği İçin alınabilecek tedbirleri düşünmüş ve maksadının tahakkukuna en fiili çare olacağı ümidiyle Darülfünun Emanetine yani Üniversite Rektörlüğüne müracaat etmişti. Muhittin üstündafın 3 ocak 192B tarihini taşıyan bu yazısının mevzuu alâkadar eden satırlarını aynen alıyorum:
«Darülfünun Emaneti AUyeslne»
...... Darülbedayl rep art u varındaki eserler meselesi de başlıca bir sebebi zaaf teşkil ettiği anlaşıldığından Emanetçe bunun da şimdiden «alim bir surette halli için âtideki tedbirlerin alınmasına karar verilmiştir:
1 — Bu sene Darülbedayle maledilmek üzere müsabaka suretiyle iki piyes yazdırılncaktır.
2 — Bu piyesler ecnebi müeilefa-tından İktibas veya tercüme suretiyle yazılmayip tamamen telif edilmiş olmalıdır.
3 — Bu eserlerin mevzuu, nevi ve müsabaka şeraitinin intihap ve tâyini tamamen Darülfünun Edebiyat Medresesine terkedlldlğl gibi, müsabakaya İştirak suretiyle getirilecek eserlerin tetkik ve tercihi de yine heyeti müşarünlleyhanm tenslbeda-cegl bir jüri heyetine alt bulunacaktır. Yazılacak eserlerin memleketin İçtima! zaaflarından birisine karşı
Yiyecek piyasası
Toptan fiatler biraz düştüğü halde perakende fiatler yükseliyor
Soıı günlerde şehrimiz piyasasında yiyecek maddelerini toptan fiatlerl bir miktar düşüklük göstermeğe başlamıştır.
Düşüklük bilhassa nohut, mercimek ve biraz da pirinçte görülmektedir. Yalnız toptan fiatler böyle olmakla beraber perakende fiatlerde bir değişiklik yoktur.
Hattâ kış mevsiminin yaklaşması dolayısiyle perakendeciler umumiyetle fasulye, nohut, mercimek v.s. gibi kışlık zahire Betlerine 5-15 kuruş blndlrmlşleTdlr. Toptan fiatlerde İse düşüklük kiloda 4 - fl kuruştur.
Sadeyağ fiatlerı de yükseliyor
Diğer taraftan piyasada sadeyağı fiatlerl de toptan olsun, perakende olsun yükselmektedir. Alâkadarlardan aldığımız malûmata göre bu halin İki sebebi vardır:
Evvelâ yeni zeytinyağı fışdlerl eskisine nispetle yükseltilmiştir.
Bu yükseklik dolayısiyle sadeyağı üzerine inlkâs etmektedir.
Saniyen kış mevsiminin yaklaşması dolayısiyle sadeyağı fiatlerl fazlalaşmış buna mukabil bazt istihsal bölgelerinden müvaredat azalmıştır.
Urfa yağlarında yükseklik perakende fiatlerde 20 kuruş kadardır.
Diğerleri ise Urfadan daha ziyade artma temayülü göstermektedirler.
Üsküdara yeni bir iskele yapılacak
Üsküdar iskelesindeki dükkânların İstimlâk, edilerek yıktırılacağım yazmıştık. İstimlâk muamelesi tamamlandığından dükkânların yıktırılmasına yakında başlanacaktır.
Bu sırada Üsküdar iskelesinin pek eski ve ahşap bir binadan İbaret olduğu görülmüştür. Londra - Baüdat ■ yolunun Asva tarafındaki başlangıcını teşkil eden bir noktada eski bir iskele bulunması doğru görülmediğinden Belediye buraya yen! bir bina yapılması için Denizyollarına tebligat yapmıştır. Denizyolları İdaresi de yeni bir Üsküdar İskelesi yapmağa karar vermiştir.
Yeni iskele, eski araba vapuru Is-: kelesinin bulunduğu noktada İnşa i edilecek ve bir tarafına yolcu, diğer tarafına araba vapurları yanaşabileceklerdir.
greler münasebetiyle Partinin İstanbul merkezinden Parti teşekküllerine yeni bazı emirler verilmiştir. Bu emirlerde devlet memurlarının Parti idare heyetlerine seçllmemelerlnden başka devlet memurlarının Parti kongrelerine iştirak etmemeleri de bildirilmiştir. Bu suretle Partiye kayıtlı memurlar seçmek İçin oy (rey) vermlyeceklerl gibi İdare heyetlerine de seçllmlyeceklerdlr. Bu bakımdan devlet memurlarının isimleri şimdiUk yalnız Partiye kayıtlı kalacaktır.
Rey verme şekline geUnce; Kongrelerde lşarl rey (oy' kullanılmasının yasak edildiği hakkındakl haber de yanlıştır. Parti iç tüzüğüne göre gizli oy esastır. Ancak kongre üyelerinin teklifi ile İşar! oy kullanmak da caizdir. İç tüzüğün bu husustaki maddesi değişmediğine göre lşarl □yu'un kaldırıldığına dair bir emir verilmemiştir. Ancak bir veya birkaç kişinin teklifiyle hareket edilmemesi, kongre mevcudunun çokluğu tarafından teklif yapılmadıkça lşarl oy’a müracaat edilmemesi bildirilmiştir.
Amerika bizden ne alacak ve bize ne verecek?
Alâkadarlardan aldığımız malûmata göre Birleşik Amerikanın bizden bu sene alacağı maddeler belH olmuştur.
Amerika tütün, yün, keçi kili, kuru üzüm ve İncir alacaktır. Buna mukabil Amerikanın bize vereceği maddeler traktör, otomobil ve kamyon, demir malzeme, yol İnşaatı makineleri ve gazete kâğıdıdır.
Hariçten getirilen ecnebi pulları
1 Memleketimize Avrupa ve Amerl-, kadan müstamel veya kullanılmamış gelen pulların ithali hususunda güçlük çekilmektedir. P. T. T. idaresi pulların kıymet olduğunu İddia ederek İthal İçin Maliye Bakanlığının müsaadesi olması lâzım geldiği ka-ı naat,indedir. Halbuki Maliye Bakan-| lığı bunların ticaret metal sayılması . lâzım geldiği beyanlyle Ticaret Ba-1 kanlığının müsaade edebileceğini İleri sürmektedir. Bu yüzden birçok memleketlere ait .ıl '■.olekslyonlan
mücadele açmak gibi bir tezin müdafaası mahiyetinde olması bittabi daha ziyade şayanı arzudur.
4 — Bu İki eser için bin Ura hakkı telif tahsis edilmiştir.
Şehra ve dolayıslle memlekete te Darülfünuna pek nail olacak olan bu çığırın hüsnü kabul ve telâkki edileceğinden emin olarak lhtlramah mahsusamı arzeylerlm efendim.»
Darülfünunun üniversiteye dsvro-dllen evrakında bu tarihi taklbeden günlerde herhangi bîr kayda rMİan-madıfı İçin bu gÜaet teşebbüsün nasıl karşılandığını tMbIt İmkânı şimdilik yok gibi görünüyor. O günleri hatırlayanlar aramuda mevcut olduğuna göre bu hususta beni malûm a t-tar edeceklere peşinen minnettarlığımı arzederlm.
Belediyenin ikinci mühim teşebbüsü geçen sene şehir Tiyatrosu yoluyla yapıldı. Bütçeye: «trianbulun fethinin 500 ünoü yıldönümünü, yaşatacak eser sahibine verilmek üzere İki bin be? yüz lira İkramiye» tahsisatı kondu. Fakat her neden» bu güzel tasavvur aleniyete vurulmadı. Bir tasavvur, yani bütçede bir fasıl, almaktan ilarl gitmedi. Kullanılmiyan Mr tahsisat olarak kaldı demek.
Bu pens başında memnunlyoUe gürdüm kİ bu tahsİMt, yedi ay mukabili olacak, bin dört ytt* lira çlorak ylnı bütçeye konumu*. Bugün* kadar
II Bir Ç.rp.da |İ
bekledim. Hâlâ bundan herhangi bir şekilde istifadeye girlşUmedi. Sene sonuna İki ay kaldığına göre tablatUe bu sene de bu güzel teşebbüs kâğıt üstünde kalacak. Tahsisat bir sene bütçesinden diğer sene bütçesine devredllemlyeceğlne göre bu sene dc, yanlış olduğu kadar revaçta tâbiriyle söyliyeylm, yanacak.
Mükârfatı çoğaltmak üzere onu ertesi seneye nakletmek imkânını buldu İse Şehir Tiyatrosunu tebrik ederim. İstanbulun fethinin 500 üncü yıldönümünü canlandırmak üzere yazılacak esere verüecek İkramiye için birkaç bin lira çok değil, hattâ azdır. Muhtelif senelerin İkramiyesini tevhldederek yuvarlak ve cazip bir rakama ulaşmak mümkün olursa ne âlâ. Müelliflere de daha acayip görünür. dnümüzdeki zaman böyle bir eser hazırlamaya yetecek kadardır. Ve böyle bir esere ne kadar büyük İkramiye verilirse yeridir. Yalnız hazırlanacak eserde aranılan vasıflar bir an ewe! belirtilmelidir. Bunun için salâhiyet sahibi bir merci düşünülmelidir. Düşünülenler aleniyete vurulmalıdır, t? ne kadar ciddi tutulursa, ne kadar şahsi hareketten kaçınılırsa muvaffakiyet o kadar çok olur. Yazılacak eserin mükemmeliyeti o derec* temin edilir.
Belediyemizin birinci güzel teşebbüsünden bir semer* alınmamış olduğunu gördük. Bârl tiyatromuz bu ikinci güzel teşebbüsten istifade *t-sln. Bunun için de yapılması gereken her şey vaktinde yapılsın. Daha doğrusu gelecek bütçeye kadar bu teUf estr teşebbüsün* İdeal şekil verilsin.
Telif esere hizmet için attığı bu İlk flj.ll adımda muvaffak olmasını Şehir Tiyatrosuna temenni ederim.
SsHm Nflsftrf Götçe»
Teni bir âdet:
Gazetelerde ev değiştirmek is. teycnlerin ilânları çoğaldı. Bu iş İstanbulda evvelâ semtler ara. sında başladı. Meselâ Beyoğlun. da oturan bir ailenin 6 odalı, kaloriferli apartımanını Istan, bul cihetinde 8 odalı, kaloriferli bir yerle değiştirmek istediğini okuduk Yavaş yavaş mıntaka genişledi. Şehirler arasında ev dc ğiş tokuşu âdeti çıktı. Ankara, dakî bir apartunanın. İstanbul, daki bir apartımanla değiltiril. mesi hakkında ilânlar gördük,
Geçen gün bir İzmir gazete, sinde tstanbulda. Beyoğlunda oturan bir ailenin İzmirde Alsan, cakta bir evle apartımanını de. giştirmek niyetinde olduğunu okudum.
Evvelâ semtler arasında baş. hyan ev değiştirme işi artık daha uzak mesafelere uzanmış, daha uzun seferlere çıkmıştır.
Lâkin ev buhranı şimdi bütün yıkık Avrupadan başka, yeni dünyada da hüküm sürdüğü şiddetli bir devreye girmiştir, Nevvorkta Büyük Parkta, başka şehirlerde istasyonlarda yatan, lar varmış.
Bu itibarla ev değiştirme işi. nin şimdikinden çok daha faz. la bir tarzda genişlemesi akla gelebilir.
Bugün dünya gazetelerinde Avustralyada bir ailenin oturdu, ğu konforlu apartımanını tsfa. handa bir evle değiştirmek iste, diğini okursak hiç hayret etme, yelim.
Ve gene bir gün Çin . Maçinde bir villânın, İstanbulda Kadıköy tarafında bîr köşkle değiştiril, mek istediğini bildiren satırlar görürsek şaşmayalım. Zira ev buhranı bu kadar büyük ve uluslar arası bir hal aldı.
«Ev sahibinin bir evi var, kira, cınm 1000 eri var,,» düsturunun hüküm sürdüğü devirde ne sal. tanattı o!.. Perdeleri ohniyan ve kapısında, dura dura güneş, ten solmuş bir «kiralık » levhası sallanan apartımanlardan iste. d!irinizin zilini çalınız.
Size komplimanlarla boş dai. reyi gezdiren biri bulunurdu. Ve siz kirayı düşürmek... Hiç değil, sc karşınızdakinin fazla kira istememesini temin etmek için evi ne kadar beğenseniz hafif tertip bir mırın kırın edersiniz. Sanki lütfen tutuyorsunuz. Size gezdiğiniz yerin bütün meziyet, leri. hatta mevcut olmıyan bir (akını iyilikleri, güzellikleri bile ne diller dökerek anlatılmazdı ki!. Şimdi bütün bunlar tatlı ve uzak bir gençlik mazisi haline girdi.
Harbden sulha geçiş planının ilk maddelerine bu ev buhranını giderecek değilse bile hafifletecek maddeler koyan kütleler her halde pek akıllıca bir hareket etmiş olacaklardır.
Hikmet Feridun Es
Satışa çıkarılan ithal malları
İst. Kefeli handa Leon Hisarlı'ya gramofon, Sirkeci Hamldlye caddesinde Jül oğ. Marsel Blümental’a gramofon iğnesi, Sirkeci Nebethane caddesinde Bedrettin özbavbek'e oto lâstik tamir malzemesi. Gal. Tünel caddesinde 48 No. da Mlhran Gesara bezil lâstik su borusu, İstiklâl caddesi 302 de Vahram Gesara tecrit levha, Beyoğlu İstiklâl cad. 103 de Tek-taş'a alüminyum levha, Gal. Fermenecilerde tshak zade Süleymana boya fırçası, -İst. Arpacılar handa Emek Tlc. evine dİ? fırçası, İst. Katırcıoğlu handa İbrahim Telci'ye ağaç düğme. İst. Sabrısefa handa A. Şuveyka'ya kına, İst. Kısmet handa Glslavet Ltd. katran ,İst. Sakaçeşme 10 da Davlt Kasavlye Sülyen, Asmaaltı çıkmazında Salt Bakir ve C. Hüseylne siyah anilin ve Idrosülfit dö sud, Gal. büyük Tiinel handa Vebollt Ltd.'e kimyevî sınai müstahzar, Yenlcaml Çilingirlerde Jak FoUkara muhtelif esans, İst. Tahmis 42 de Manol Th. Stron-glloya boraks, İst. Kısmet handa Haşan Özfş'e Kalsyüm Ollsero fosfat. Sirkeci Köprülü handa Konstantln Zaharopulo'ya sodyum sülflt, GaL Gümrük sokak 2 de dericilik Ltd. • Gliserin, Gal. Mumhane handa Dora Gabay'a Gliserin, Sultanhamam 12 de Atana? Papâdopulo’ya kopye kalemi, tstlklâl caddesinde D. Fornaro ve T. Frangopulosa yün mensucat, İstiklâl caddesinde M. Sami Özglrltli (terzi) ye yün mensucat, Yünlü kupon, İst. Valde handa İthalât ve İhracata paltoluk yün mensucat, Sul-tanhamam Çıngıroğlu handa P. İsmail Aslana sun'! İpek İpliği, Fincancılarda M. Beşlr ve M. Şefik Harlrlye müstamel çuval ve ham sığır derisi, Y. Kule K. çeşmede N. Orlyettas Yani Kefalasa kuru sığır derisi. İst. Moksudly* handa Abdurrahman Al-kan'a sığır derisi, manda derisi, Y. Kule K. çeşmede Aleko Samarasa kura manda derisi
SaJıIfe 4
AKŞAM
20 Ekini 1945
Organik bir maliye politikası
ıjap
1946 yılı bütçesine Radyomuzda
«
r-.
dair düşünceler
Yirminci yü« yılın başlangıçın-danbcrl hemen her memlekette siyasi, ekonomik ve sosyal alanda görülen derin ve esaslı istihaleler. Maliye politikasına da derin tesirler yapmaktan geri kalmamıştır. Devleb-flllk cereyanlarının yayılması, sosyal politikanın önem kazanması ve bir konjonktür politikasının devletin görevleri araşma girmesi, bütçe yak kamlarının daha önce de müşahede edilen tedrici yükselmesini büyük ölçüde hızlandırmıştır; öyle kİ, âmme masraflarının milli gelire nlsbetl, bundan 40 yıl kadar •vvel % 15 % 20 olduğu halde, son harbe tekaddüm eden senelerde % 85 e ve hattâ daha yüksele bir »eviyeye varmıştır, Bu gelişme, her şeyden önce, çok verimli ve elâstiki vergilerin (hususile gelir vergisiyle muamele vergisinin) tatbik sahasının genişletilmesiyle mümkün ölmüştür. Misal olarak, gelir vergisi tarifesinin. birinci dünya harbinden evvel -İngiltere ve Prusya gibi meml’kel-lerde % S - 10 dan ibaret olmasına karşılık, son harbten hemen evvel bazı hallerde % 50 yİ aştığını zikredelim. Bundan başka, birçok memleketlerde, barış zamanlarında dahi Imnıe kredisinin önemi mühim derecede artmıştır: öyle kİ. modern Fransız maliyecilerinden Prof. Lau-fenbıırger'ln haklı olarak, dediği gibi âmme kredisi çoktanberl «fevkalâde bir varidat kaynağı» olmaktan çıkmıştır.
Kısaca İşaret ettiğimiz bu gelişmenin neticesi olarak bugün btr yandan, ekonominin durumu ve İnkişafı maliye üzerinde derinliği tedricen artan tesirler yapmakta, öbür yandan da bütçe politikası ekonomik hayat için birinci derecede önemli bir rol oynamaktadır.
İste bu karşılıklı münasebetlerin ifade ve akisleri, bundan iki hafta fince Meclise sunulan 1940 bütçe-ilnrte de açıkça görülebilir.
Dünyanın hail hazırdaki vaziyetine uygun olarak bu bütçe, henüz tam bir «barış bütçesi* olmamakla beraber harbten barışa geçişi belirten bir bütçedir. Buna binaen geçen yıllarda açık bir surette bütçenin ağırlık merkezini teşkil eden olağanüstü — yani milli savunmaya tahsis edilen — masrafların önemi »dİ, hususi 1 e prodüktlf İşlere yarı-yan masraflar lehine olarak azaltıl-■ mıştır. Filvaki, milli savunma masraflarında yapılan ve 200 milyon liraya baliğ olan tasarruftan, geniş Ölçüde (% 60 nispetinde) Bayındırlık, Bağlık, Milli Eğitim v.s. bütçeleri faydalanmaktadır. Masraf bütçesindeki bu strüktür değişmelerin, derhal olmazsa dahi, yakın bir gelecekte ekonomik bakımdan hayırlı tesirleri olacağına şüphe yoktur: çünkü sözü geçen değişmelerden maksat, siyasi cihetten elzem olmakla beraber mahiyeti İcabı müstahsil ol-mıyan masrafların, yerini doğrudan doğruya veya dolayısile prodüktlf masraflara bırakmaktadır
Çok yerind/cîlğer bir tedhlr de. toprak mahsulleri ve ihracat vergilerinin kaldırılmasıdır. Bu, vergi sistemimizin normalleştirilmesi yolunda atılan ilk mühim adım kabul edilebilir. Gerçekten, esasen olağanüstü ve muvakkat bir mahiyet arzeden bir iki vergi kalktıktan ■onra yapılması gereken en mühim reformlar, bir yandan kazanç, buhran, muvazene ve hava kuvvetlerine yardım vergilerinin bertaraf edilmesini mümkün kılan bir gelir vergisi İhdasından, öbür yandan da. gayri âdil ve tamamen eskimiş olan hayvanlar vergisinin kaldırılmasından İbarettir. Bu iki reform tedbirinden halen hazırlanmakta olan birincisi ümit, edilen neticeleri verecek Olursa. İkincisinin gerçekleştirilmesi İçin de kendiliğinden mail İmkânlar hasıl olacaktır, şunu da liâ ve edelim kİ, toprak mahsulleri ve İhracat vergilerinin kaldırılması do-İayıslie, çiftçinin yükü hafifletilmiş olacağı gibi, İhracat İmkânlarımızı de bir dereceye kadar artacaktır; ancak ■özü geçen tedbirin bu hususta yalnız başına kâfi gelemlyeceğl açıktır.
Bilindiği üzere, harb şartlarından doğmuş olan ekonomik külfet ve ■flnntllaruj en mühim kısmını üzerlerine almağa mecbur olanlar, sabit gelirliler ve bunlar arasında memurlardır. Gerçekten, şimdiye kadar yapılan küçük nakdi ve ayni yardımlara rağmen, memurların reci gelirleri, fcarbd-n önceki satın alma kudretinin ancak takriben üçte birine müsavidir Bundan ileri gelen zor. hattâ çetin vaziyetin harb biter bitmez ıslâh edilmesi lüzumu hususunda goktanber) fikir birliği vardır. Memurlara mali İmkânlar dairesinde az çok tatmin edici ve verilen hizmetlere uygun maaş vermek, yalnız sosyal noktal nazardan değil, 4i-yan v* hatt> ekonomik bakımdan nunakc"» pSlBrmez bir »artıretFIr
Yazan: Dr, F, NEUMARK İktisat Fakültesi Ord. Profesörlerinden
İşte bu sebepledir kl, yeni bütçe, mnaşlı devlet memurlarına bir derere fark vermekle bunlara mühim bir yardımda bulunmuş olmaktadır. Ancak bu tedbir, takdire lâyık olmakla beraber, yeter değildir. Bunun İçin, gelir vergisi tasaraaında hizmet erbabı İçin derpiş edilen mühim kolaylıkların pek yakında tatbik edileceğini ümit edelim. Gerçi bu tenzilât, varidat bütçeci bakımından büyük bir kayıptır ve bu kayıp, beyanname usulünün genişletilmesinden ileri gelen varidat fazlası ancak bir, bir buçuk yıl sonra elde edileceği halde derhal kendini hissettirecektir. Bununla beraber, memurların reel gelirlerinin arttırılması memurların ahlâki seviyesini olduğu kadar İş hevesi ve şiddetini yükseltmek sureti I». her cihetten arzuya şnyan neticeler doğuracağı unutulmamak Icabcder: bu neticeler kendilerini göstermeğe başlayınca, memurların sayısını da samanla, yavaş yavaş azaltmak imkân dahiline girecektir kl. böyle bir gelişme rasyonel bir idare mekanizması İcaplarına tamamen uygundur. Şüphesiz kİ. hususi teşebbüslerde olduğu gibi, devlet İşlerinde de lüzumlu «efflclency» (müessirlik), ancak fuzuli veya az kabiliyetli elemanları ihtiva etmlycn ve fakat yapılan hizmetlerin kalitesi ve önemiyle ahenkli para alan bir memur kütlesi tarafından gerçekleştirilebilir.
Son olarak, borçlanma meselesine de kısaca temas edelim. Bilindiği üzere, klâsik - ortodoks maliye kaidelerine göre, bütçe, her yıl, tam bir denklik durumunda bulunmalıdır, Bu prensip, on. on beş yıldanberl — bilhassa bazı Amerikan. Alman ve Skandlnav bilginleri tarafından — lüzumundan fazla «sert» ve bugünkü ekonomik verim ve zaruretlere mugayir sayılmaktadır. Yen! doktrinlere nazaran, bütçeler! her yıl değil, tam bir konjonktür devresi ihtiva eden, meselâ yedi, sekiz yıllık geniş bir zaman kadrosu İçinde denkleştirmekle İktifa etmek ekonomik bakımdan daha yerinde olur. Hattâ, gene Ameri-itadan gelen en «modern» teorilere göre, âmme masraflarının az çok mühim bir kısmını her yıl. mütemadiyen kredi vasıtaslyle karşılamak zararsız ve belki de zaruryir.
Bu doktrinleri burada münakaşa edemlyecegiz. Ancak şunu ballrtellm: Devlet borçlarının çoğalması, borçlar prodüktlf maksatlara tahsis edil-
■ 1
SAYIN HALKIMIZIN ARZUSU ÜZERİNE
Eminönü Halkevi temsil şubesi elemanları, Tiyatro kurları mezunları ve talebeleri tarafından hazırlanan
dİRİ ve milli gelir ve vergi verme kabiliyetinin gelişim seyriyle ahenkli bulunduğu takdirde, eskiden zannedildiği kadar tehlikeli değildir. Fakat diğer taraftan, devamlı bir borçlanma polftikast da, her halde Türkiye gibi bir memleket İçin, şayanı arzu olmaktan uşaktır. Bundan başka devlet borçlarntn büyük bir kısmı kısa vadeli olduğu vakit, bundan doğabilecek enflâsyon tehlikesi dikkate alınmalıdır.
İşte yeni bütçede derpiş edilen finansman politikası mutavassıt bir yol tnklbetmekledlr. Böylece, bilhassa flat gelişmesi üzerinde yaptığı tesirler dolayır İle pek mahzurlu olan dalgalı borçların İtfasına 90 milyon liraya baliğ olan munzam bir tahsisat ayrılmıştır. Eğer dünya politikası durumunun İnkişafı Milli savunma bütçesinde tasavvur olunandan daha büyük tasarruflara müsaade edecek olursa, bunlar da. bizce, aynt maksada tahsis edilmelidir. Diğer taraftan, hasilâtı demiryolları* yapısı gibi pro-diıktlf işlere verilmek üzere, uzun vadeli İstikrazlara daha geniş bir ölçüde başvurulması, ekonomik ve mali bakımdan tamamen uygun bir tedbir addedlleb :r; bahusus ki. Devlet tahvillerine rağbet, «on zamanlarda görüldüğü gibi, sadece bankolar tarafından defi)!, tasarruf sahipleri tarafından da gösterilirse. Ancak şunu da İlâve edelim kİ, Devletçe şimdiye kadar verilen faiz nispeti, artık Cumhuriyet Mâliyesinin itibarının gerektirdiğinden yüksek bir seviyede bulunmaktadır. Binaenaleyh, gelecekte, konversyon vasıtaslyle yapılacak bir faiz İndirilmesinin gerçekleştirileceğini temenni edelim,
Hulâsa olarak diyebiliriz kİ, yeni bütçe, gene! olarak, bugünkü siyasi, mail ve iktisadi şartlara uygun olduktan başka, ekonomik hayatın gelecek gelişmesini aağhyacak müspet tedbirleri de derpiş etmektedir. Bu bakımdan, bütçede beliren maliye politikasına «organik» sıfatı verilebilir.. Gerçekten, bu politikaya hâkim olan zihniyet, dar ve sırf - flskallst» olmaktan ziyade, mail tedbirlerin İktisadi tesirlerini göz önilnde bulundurarak aynı zamanda hazînenin ve ekonominin İhtiyaçlarına cevap vermeğe çalışmaktadır. İleride daha açık bir şeklide nazarı İtibara alınacağına şüphe edllemlyen bu geniş ve organik görüşü ilk defa olarak Türk Mâliyesine tatbik etmiş olan Sayın Bakan Dr. Nurullah Esat Sümer'i bundan dolayı cidden tebrik etmek teabeder.
olarak
spor saati
0on günlerde Ankara radyosunun spor saatlerinde bir canlılık görülmeğe boşladığını benim gibi spor meraklısı okuyucularımın da kabul edeceklerini tahmin etmekteyim. Ancak bu yazımda; pazar sabahları Beden terbiyesi teşkilâtı tarafından tesblt edilen bir program altında spor sahasında ihtisası olan şahsiyetler tarafından yayınlanan mevzuların faydalarından bahsedecek değilim Benim işaret etmek İstediğim olay cuma ve pazar akşamlan (Yurtta spor) st»' "^r.
Çok kısa bir zamana sığdırılmasına rağmen, memleketinizin en uzak köşelerinde yapılan spor hareketlerini bile çerçevesi içine alabilen bıı yayını Beden terbiyesi umum müdürlüğü neşriyat şubnsi tertiplemekte Ve spikerliğini de okurlarımızın spor sahalarından cok İyi tanıdığı Muhteşem Öksüzcü, kulaklarım ısa çok İyi gelen gür-1 sesiyle yapmaktadır.
(Türk musikisiyle İlgisi olmadığından. İsimden bahsettim. Savın Rad-y,. idaresinden nf dilerim.) Bu dnşımızm senelerce şehrimizin e yiik gazete ve mecmualarında muharrirliği yapmış olduğunu detmek, bu İşe olan ehliyetini İsnat etmektedir.
Spor hareketlerinin muhtelif kısımlarında bilhassa saniyenin mühim rol oynadığı atletizm müsabakalarında 100 metre koşunun saniyelerini dakika İle karıştıran, uzun atlamaların ölçüsünü metre yerine dakika İle okuyan spikerlere artık tahammülümüz kalmamıştı. Fakat bu tamiri kabil olmıyan ve zaman zaman sporcularımızın yaptıkları dereceleri dünya rel: arından yüksek gösteren gaflar muhtelif şikâyetlerimize rağmen senelerce sürdü gitti. Ve bu neşriyatı sporcular hesabına üzülerek dinlemek m°cbıırlyetlnde bırakıldık.
Bir taraftan gec olmakla beraber, Beden terbiyesi neşriyat müdürlüğünün yerinde bir mfldahaleslle bu Üzüntümüzü atlattığımıza hamdet-mekteylz. Diğer taraftan da çalgılı gazinolarda Muhteşem öksüzcil’den istifade edllemfveceğtnl göz önünde tutarak uzun müddet radyolarımızın başında sporu bilen ve bizim dilimizden anliyan bir arkadaşı dlnllyecefil-mlzl ümldetmekte ve bundan sevinç duymaktayız,
Bu akşam saat 20 30 da
DRAM KISMI KORİOLANI'S KOMEDİ KISMİ MÜFETTİŞ
İngilizler harb sonrası ilk atletizm müsabakasını Amerika ve isveçli atletlerle yapttlar
Yazan: Daily Telgraph spor muharriri Frank Coles
isveçli Anderson, eski dünya şampiyonu Ingiliz S:dnev'i geçerek birinci " '
(JAZİ Tez can
Amatör atletik cemiyeti, Londra’da Wiılte Clty'de sulh devrinin ilk atletizm müsabakasını tertlt.*. iniştir. İştirak edenler arasuıda hava ve kara kuvvetlerin^ mensup takımlarla muhtelif atletizm kulüp mensupları, Amerika kıtalarına mensup atletler ve bilhassa bu müsabakalar İçin davet edilen İsveçli atletler vardı.
(60 bin kişinin önünde yapılan bu müsabakalarda, İnglltercnin eski bir mil dünya şampiyonu Sydney Woo-derson, tsveçll meşhur şampiyon Arne Anderson’a çok heyecanlı geçen bir yarıştan sonra mağlûp olmuştur
Sldney Wooderson, geçen kış çok ciddi bîr hastalık geçirmiş ve yeni _ . .
yeni formunu bulmaktadır. Yarışı 4' ve formumdan memnun olmam tea-dalka 8.8 saniyede bitiren Arne An- beder. Yarışın başında öne geçmek derson, 3 metrelik bir farkla galip “ geldiği rakibinden üç yaş küçük olduğu gibi, harb senelerinde daha fazla koşmak ve antrenman yapmak Im-ı İllin ıımııiHiı m iDMiliMiuırılHUi İllimi ıırı ııı ımnııııııııııııın
gelirken
kânlarına da malik idi. M ta... o....ad an sonra Anderson. İngiliz koşucusunun İsveçte yapılacak bir millik koşuda bu mesafeyi 4 dakika 1 saniyede yapacağına inandığını söyleyerek rakibine biiyuk bir iltifat yapmıştır. Bu söz bende yakın bl zamanrda Sydney Wooderson’un Lsveçe davet edeceği fikrini uyandırmıştır.
Wooderson'a gelince, müsabakadan sonra ken dişile konuşurken bana şöyle demişti: «Andeson He bir müsabaka daha yapmağı çok arzu ederim. Kendisi cidden mükemmel bir koşucu. Fakat bu yaz yaptı im antrenmanın azlığını Mezarı itibara aldığım zaman, bugünkü durumumdan
LÜTFEN DİKKAT!
M A R M A R A’ da
JEAN PtERRE AU MONT — GENE KELLYnln şahikalara yükselttikleri
HÜRRİYET BAYRAĞI
ANTîGONE
Büyük Trajedi
22 Ekim pazartesi günü akşamı 20.30 da Halkevi salonunda
Son defa temsil edilecektir.
Numaralı koltuklar 100 Krş. mukabilinde Halkevinden alı. nabilir, Üniversite talebesine tenzilât vardır. Tel: 23340.
JS^^5ESS5!5SIS5£i5ESiSnS!î5m
Bugün VIRI .FXBütün İstanbul halkını hayran ® , eden müstesna saheser
Sinemasında
CAZ ÇİÇEKLERİ
%
Seanslar: 12 — 2,15 — 4,30 — 6.45 ve 9 da Lüks koltuklar her seans numaralıdır.
Bugün İPEK
Sinemasında
1 - KARANLIK MÂZi
Büyük bir macera filmi Baş rollerde:
WARNER BAXTER
2 - CAZ YILDIZLARI
Büyük musikili komedi Bas rolde: I. DPR V E L E Z
2 büyük w güzel
filim birden
V
ve BİNG CRO6SBY — BOBE HOPE'-1-hnrlkalar yarattıkları
YILDIZLAR SERENADI
Bütün İstanbulu büyüledi.
MİLLÎ
ALEMDAR’da
Beşeriyetin unutulmaz mucizesi.
ROMEL’i DURDURAN ŞEHİR
ERÎC VON STROHEtNE _ FRANCHEN TONE ve hakiki hayatın mllthlg fırtınası
MEŞUM FAHİŞE
HALE’de
Bütün dün vay! meraka boğan
HiTLER ÖLDÜ MÜ?
ve ayrıca:
KİRALIK APART1MAN
hayranlıklar seyrediliyor. __ Kadıköy ünde __
OPERA’da
CHARLES BOYER BARBARA STANWYCKİn insan kalplerini şahlandıran hârikası
RÜYA ve HAKİKAT
ve ayrıca: YAŞAYAN HAYALET VVILLIAM CARGAN
MUTLAKA GÖRÜNÜZ !|
4
/ŞARK
tkl Sinemada birden
ELHAMRA
Bugün büuüfc halk sanatkârı -
en son çevirdiği film:
On binlerce Ura sarf He vücuda gelen muazzam yeril film
DUVAKSIZ GELİN
hususunda erken davrandığımı söy-llyen arkadaşlarımın tenkitlerini haklı buluyorum. Çünkü bu kullanabileceğim yegâne taktikti ve bana yarışı kaybettiren de bu değildir •
Aynı güiı iiç kllomctrltk mesafe üzerinde yapılan koşuyu da yine tanınmış İsveçli atlet Cundar Haegg kazanmıştır. Rakibi İngiliz Dougias Wilson, aynı çapta bir atlet gibi görünmüyordu. Bu itibarla Haegg, yarışı 110 metre kadar bir farkla bitirdi. Bu farka rağmen IVllson mesafeyi (9 ı dakika (0.61 saniyede bitirerek bu mesafenin İngiliz rekortmeni olan Lovelock'un 1936 seneslndenbe-rl muhafaza ettiği (»' dakika (3.8) | saniye rekorunu kırmıştır
Art.hur Sv.eency, Deniş Pell. Jack HJggins, Harry Ylelder ve Guy Wet-herert gibi tanınmış ve müsteit atletler. ingllterenln geçirdiği karanlık harb senelerine gömülmüşlerdir. Bunlardan son dört tanesi, yeni yetişen ve cidden büyük İstikballer vadeden sporculardı. Bunlardan başka yaralanarak atletizm sahasından çekilenlerin adedi de fazladır. Bununla beraber 1945 senesinde birçok yeni yıldızJar ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında Michael Broadbent ve Alan Grieve gibi 18 yaşında gençler vardır kl, 100 yardayı «91 M) (10.1) de koşmaktadırlar. Eski sürat koşucusu Cyril Holmes. 30 yaşında olmasına rağmen bu mesafeyi hâlâ (10) saniyede koşablllyorsa da. bu gençlerden daha İyi neticeler b^-temek mümkündür.
Yarım mukavemet koşucuları arasında meşhur Sydney wooderson, Douglass Wllsonrdan başka yeni İstidatlardan D. R. Burfltt adlı bir genç vardır kl, bugünkü başarılan, Woo-derson'un o yaşta elde ettiği derecelerden çok üstündür.
Yüksek atlama sahasında da yeni ve cidden büyük İstidatlar meydana çıkmıştır. Bunlar arasmda 18 yasında bir Iskoçyalı talebe vardır kl şimdiden İngiltere rekorunu kırdığı gibi, birkaç hafta İçinde kendi rekorunu da kırmıştır. Bu uzun boylu ve çok enerjik atletin bugünkü rekoru 2 metre 6 santimdir. Fakat bunun da uzun müddet devam etmlyerek kendisi tarafından kırılacağını Ümldet-mek, fazla bir nikbinlik olmaz.
Atletizmin diğer branşlarında yetişen gençlerin, az antrenman ve çalışma İmkânları karşısında elde ettikleri netice nazarı İtibara alındığı takdirde yarına ümitle bakmak !ca-beder. Bj mevsim İçin üluslnrar.-v ı atletizm teması İçin birçok davetler karşısında kalan İngiliz atletleri, bunları kabul edememişlerdir. Fakat 194Ö yaz mevsimi, İngiliz atletleri İçi , Ivl bir boy ölçüşme devresi olacaktır.
Sanatkâr N A ŞİT ÖZ C AN —ADİLE DUDU Rolünde — Baş Naşlt Özcan
’ırtlstlejr: Halide Pişkin
Hüseyin Kemal
Şevklye May
Reşit Baran Vedat Karaokçu Gülistan Güzey Ahmet Güldüren
7 yasından 70 yaşına kadar bütün İstanbul, bütün Türklyenln seyredeceği eğlenceli, tak'idli.bol müüikli fevkalâde bir komedi ilâveten en »on dünya haberleri Seanslar 12,30 da başlar.
Hafta sonu düşünceleri
Savaştan sonra sük '* n
1 ANLADIĞIMIZ ŞHI 1^1 A «
Son haftalarda vakit buldukça Içüıe daldığım üç kitap var. Üçü de bana, düne, bugüne bilhassa yarına alt ban İşaretler, hattâ gelecekteki yolumuzu şaşmamak İçin nişan taşlarlle dolu gibi geldi. Ondan dolayı bende uyandır, dıklan düşünceleri AKŞAM oku. yucularile paylaşmak İstedim.
Birincisi J. Conrad’ın bir kor. ■anın son günlerine ait yazdığı The Rover adlı bir romandır. Müellif, İngilizceyi hayli geç öğ. renmiş, İngiliz gemilerinde kaptanlık etmiş, nihayet Ingiliz di. ünde, bütün dünyada okunan bir hayli roman yazmış bir Po. lonyalıdır. Bilhassa deniz hikâ. yelenle meşhur olan bu adam, belki topraktan fazla su üstün, de kendini vatanında hisseden İngilize bu bakımdan kendini sevdirmiştir. Eserin roman ola. rak üstünde duracak değilim; çünkü müellifi bu sahada en yüksek dereceye çıkmış, fırtınalı ve maceralı bir hayattan sonra dünyadan göçmüş gitmiş bir sa. natkârdır. Hikâyeleri hangi ze. min ve zamana, hangi cins karaktere dayanırsa dayansın bü. tün zaman İçin İnsaniyete mal olacak bir doğrulukla yazılmış, tır.
Romanın kahramanı on seki, rinc! asır ortalarında doğmuş bir Fransızdır. Anası, Toulon'a yaktn kıyı köylerinden birinde, büyük bir ç itlikte emekçilik ya. pan, ihtiyarca bir kadındır. Ge. çeleri çiflik sahibinin müsaade, sile yan damlı iptidaî bir saman, lıkta yatarlar, ikisi de yan aç, hele çocuk hemen hemen çıp. laktır. Bir gece kadın ölür, ço. cuk dehşet teinde t-abanlan kal. dırır, sahilde demirli boş bir ge. mlye gire: saklanır. Tayfalar çocuğu bulunca adını sorarlar, Peyrol'u-A çifliğlnde çalıştığını söyledJİJl İçin adı artık Peyrol kahr. Bundan sonra. Büyük Ih. tllâlin arifesinde ve ihtilâl gün. lerİn de bu genç kısmen korsan, kısrien vatansever ve ihtilâlci bir denizeller zümresi içinde kanlı ve maceralı bir ömür sü. rrr.
Bu kısmı bize müellif bir kaç .yatırla, Peyrol’un bazı hâtırala. rile canlandırıyor. Bu bize, Bü. yük İhtilâlin âmillerini filozof şairlerin yazılarında arayan meşhur kitaplar ve İsimlerden daha esaslı, meselenin kökünü gösteren doğru malûmat veriyor. Büyük İhtilâle tekaddüm eden yıllar da Fransız köylüsünü ve halk tabakasını olduğu gibi görüyoruz. Sın’f farklarının nasıl evvelâ maddî sonra İçtimaî geçilmez b;rer uçurum olduğunu, bunların hürriyet ve müsavat hasreti, ni nasıl doğurduğunu, bu hasretin neden o kadar vahşî ve kanlı bir kargaşalık uyandırdığını se. ziyoruz. Bu romanı vaktîle okumuş bir adam, 1945 yılında tek. rar okur okumaz bu satırlarda evvelce gözünden kaçan tehlike işaretini derhal görebilir. Çünkü önümüzdeki yıllarda milyonlarca İnsan yanm damlı bir samanlık ve karınlarını yan doyuracak gıda, hattâ sırtlarını örtecek sıcak esvaptan dahi mahrum ka. lacaklardır. Bu defa. İçtimaî de. ğllse bile, maddî veya İktisadî müsavatsızlığın en korkunç bir safhaslle yüzyüzeylz. Demek kl — siyasî hak ve hürrlyetllr mahfuz kalmak şartlle — hayat seviyesinin aşağıdan yükselmesi, yu kardaki fazla sivriliklerin yon. talması mutlak bir zarurettir.
Bunu en İyi takdir eden İngiltere, İktisadî sahada ekseriyetin muvafakatlle o kadar bir müsa. vat tesis etmiştir kl, henüz în_ glltereden dönen bir Ingiliz pro. fesör arkadaşımız, son senelerde îngllterede tek Üç türlü yemekli zivafetln harbden sonra Kıral ve Kırallçe tarafından ecnebi murahhaslara verilen ziyafet ol. duğunu sövledl. Hail vakti yerinde muhtelif sebeplerle harbden poptu Tnplttereye giden kendi va. tandaşlanmız da, İnsan milyon sa’-'bl olsa giyecek ve yiyecek faslında umumdan fazla bir sey elde edemiyeceğln! söylüyor. De. mek kl yarının dünyasında, kötü kargaşalıklardan il zade bir kalkınma ve nizam devri kura, bil m timcin, evvelâ mesken, yiyecek ve hayat meselesinde ekse, rlv» »■> Nr seviyeden
ae?nı düşürmemek, en zengin İle
«Emeklen sonra uyku, fırtınalı d;., elerden sonra Uman, savaştan sonra sükûn, bayattan sonra 81Qm büyük saadettir.»
Spenser
en falı İr vatandaş arasındaki ha. yat farkının yerle gök arası ka. dar aykırı olmamasını temin et. m ek lâzım gelecektir.
Romanın hakikî başlangıcı, Peyrol’un elli sene süren fırtına. lı ve savaşlı hayattan sonra liman ve sükûn hasretile doğduğu yere döndüğü andır. Bu 19 un. cu asnn başlanndadır. ihtilâlin kanlı ve karışık günleri geçmiş, Napoleon vaziyete hâkim olma, ğa başlamıştır. Peyrol aradığı sükûnu bir çlflikte yerleştiği bir odada bulmuştur.
ikinci tehlike İşareti veyahut İşaretleri artık adamın karakterlerinde ve hareketlerindedir. Peyrol’un kendisi gerçi kaderin kendisini içine attığı korkunç şartlara uymak mecburiyetle bir takım başı bozuk hareketlere iş. tlrâk etmiş bir realisttir; fakat esas itibarlle, biraz da tecrübe netlcesîle cesaretlerin en büyü, ğü olan sonsuz bir sabra, sükû. na, selîm düşünceye hattâ sak. lamak istediği insaniyetli, feda, kâr bir kalbe sahiptir.
Çiflik sahibi ise, biraz maziye kansmış olan kanlı ihtilâlin müteassıp bir midnessilldir. Aristokratları. — kendince — İhtilâl düşmanlarını hayvan sürüsü gibi boğazlıyan, kadın başlarını mızraklara geçirip teşhir eden, hülâsa kan ve şiddetten haz du_ yan bir nevi müteassıp bir ihtilâlcidir. Tabiî ihtilâl günlerinde koilektif bir İhtirasla onunla yü. rüyen. hattâ çuvallarını artstok. rat malile doldurmaktan çekinmeyen köylüler şimdi ondan yılan görmüş gibi kaçıyorlar. Çünkü tabiî hayatta boğazlaşma değil beraber yasama ve İşbirliği şart, tır. Onun lâkabı «Kan . İçen» dir, gerçi o hâlâ hürriyet ve müsavat namına bütün kafalan kesmek İstiyor ama. artık halk onun pe. şfnden gitmek değil onu ortadan kaldırmak İstiyorlar. O kadar kl. ihtilâlden sonra dönen köy pa. pazı mâni olmasa halk onu par, çalıyacaktır. Karısı. İhtilâl ortasında elile öldürdüğü asıl çiflik sahibinin kızıdır. Gördüğü korkunç ve acı felâketlerle aklinı kaybetmiş gib’dir, bir gölge gibi dolaşır.
Aynı zamanda Fransa Ingilte. re ile harb halindedir. Sahilde Ingiliz gemileri dolaşır, daima karaya çıkmak tehlikesi vardır. Bu ihtilâlci örneğinde de gerçi biraz vatan muhabbeti de vardır, vatan düşmanlarına da düş. inandır, fakat onun vatan dedi, ğl şey yalnız ve yalnız kendisi gibi kafa kesen, hürriyet namına herkesin hürriyetini elinden alan mahdut bir zümrenin vatanıdır. Ve işte ikinci tehlike işareti bu nevi zihniyet ve ruhtadır. Çünkü millet realitesi — en az karışık memleketlerde de — gene blrbl. rlnl İkmal eden, blrb!rl]e ana esaslar üstünde birleşen bir ter. kiptir. Her ne İsim altında olur, sa olsun zümrenin mutlak ta. hakkümü bir memleket ve mil. let için bir tehlikedir. Ben ken. dlm İhtilâle değil realitelere, ih. tlyaçlara, terbiyeye ve tahsile dayanan bir tekâmüle inanırım. Yerleşen İnkılâplar en çok bıi şartlar İçinde kökleşir. Bu bir tarihî haklkattr. Ve bu Fransız köyünün ihtilâl ertesi vaziyetini emsalsiz bir realizm ile bize anlatırken müellif, her hangi tarih tetkiklerinde öğrendiğimizden fazla içimize bu hakikati sindiriyor. Hissediyoruz kl, İdeolojisi ne olursa olsun, ortaçağ softası, nm dar zihniyeti! e kendi dinin, den olmıyanlan boğazlamağa kalkışmak iflâs etmiş bir usul, on dokuzuncu asır başında ne kadar tehlikeli İse, 1945 de onun yüz misil tehlikeli bir usul, belki de bir İntihardan İbarettir.
Son, belki de en kuvvetli İşa. ret korsanın ölümüdür. Çlflikte, Napolâon devrinin bir bahriye zabiti beliriyor. Bu Rdam, sahil, deki düşman gemilerine, Fransız donanmasının zannedilen yerden başka bir yerde olduğunu ihsas etmek İstiyor. Bazı evrakı, îngl. llz gemisine — gûya bîr tesadüf eseriymiş gibi — göndermek İsti, yor. Zabit eski bir aristokrattır fakat su katılmadık bir vatan, severdir. O hem çiflik sahibin, den nefret ediyor, hem de kor. sandan şüphe ediyor. Fakat bir fedai lâzımdır. Kendisi bu fedai
Bir zamanlar şarkılarda
ismi geçen adam
Enver paşanın annesi, Niyazi beyin evlenmesi için görücü olarak gidiyor
Z)
Eski şarkılarda: Enverler, Niyaziler — Bardakların üstündeki resim -Meşhur bir geyik — Dağa çıkan zabit — Ahmet ağa Mısırdan geliyor — 20 senelik askerlik — İki tabancaya alman topraklar — Silâh para ile satılır mı?, — İhtilâlci genç damat — Görücü kim?, — Kocaman bıyıklı bir adam işte — Resnedeki ev..
36 - 37 sene evvelki şarkılara bir kulak veriniz. Orada sık sık İki İsmin geçtiğini göreceksiniz: Enver, Niyazi,. Hattâ meşhur tâbiri He «NlyazlKr, Enverler..»
Enver paşa hakkında aşağı yukarı hepimizin bir fikri vardır. Lâkin bütün bir İmparatorluğun destanlarını, şarkılarını söylediği hürriyet kahar-manı Niyazi dağlardaki hürriyet mücadelesini bitirdikten sonra bir tevazu perdesi İçine gömülmüştür. Enver ne kadar ön plânda kalmışsa, o kendi arzusu ile — ödevini tamamladıktan sonra — geri çekilmiştir.
Halbuki cNiyazl bey» İn bir zamanki şöhreti ne İdi?.. Su İçtiğimiz bardakların, hattâ kadınların pudra kutularının kapaklarının üstüne kadar muhteşem bıyıklan 1le onun resimlerine rasgellrdlk. Bir zamanlar yanından hiç ayrılmayan o geyik bile bugünkü yen! şairlerden çok daha geniş bir şöhrete ulaşmıştı.
Daha geçenlerde eski bir kahve fincanı takımının üstünde onun resmini gördüm. Ansiklopedilerin yazdığı gibi her gittiği yerde, bir Kıral gibi karşılanıyordu.
Fakat ne kadar şaşılacak bir şeydir kl kızıl lstlpdada karşı dağa çıkıp, hürriyet uğrunda İhtilâl mavzerine sarılan, bir zamanlar dlJlmlsden düşürmediğimiz ve şarkılarda ismini söylediğimiz bu kahraman hakkında ne biliriz?..
Ahmet ağa Resnenln önünde durdu. Etrafına bakındı:
— Bu yemiş bahçeleri hoşuma gitti. Burada ytrleşeceğlm!.. dedi.
Karar vermek kolaydı. Lâkin yerleşmek güçtü. Zira Ahmet ağanın parası yoktu.
Resnehler de durmuşlar bu beyaı saçlı, uzun bıyıklı, fakat güçlü kuvvetli adama bakıyordu. Belinde İki kocaman kubur denilen tabanca sokulu İdi. ResneUler Ahmet ağanın etrafını sardılar:
— Nereden geliyorsun?., diye sordular.
çifte tabancalı zat cevap verdi:
— Uzaktan.. Mısırdan..
— Ne yaptın orada?..
— 20 sene askerlik ettim— Tezkeremi aldım. Geldim.
Ahmet ağa doğru söylüyordu. Zaten yalan söylemek âdeti değildi. Mısırda 20 senelik askerliği zamanında pik çok yararlıklar göstermişti. Buna mukabil kendisine İşte belindeki o İki kocaman ve nadide all&h hediye «dll-mştl.
Şimdi bu maceralarla ve kahramanlıklarla dolu 20 seneden sonra Nesnenin elma bahçeleri arasında şöyle bir dinlenmek İstiyordu.
tşt# bu Ahmet ağa, sonradan koca İmparatorlukta hürriyet kahramanı olarak anılan Nlyaaj beyin büyük babası İdi.
Ahmet ağa sevimli bir adamdı. Resnenin önünde, onun yanma toplananlar silâhlarını çıkarmasını söylediler. Ağa kuburları onlann önüne koydu. Hakikaten pek nadide ve kıymetli şeylerdi. Resnede silâh meraklıları da pek çoktu. Bunlardan biri şöyle teklif etti:
— Bize bu silâhları sat... dedi.
Ahmet ağa sinirlendi ve babacanca cevap verdi:
Hürriyet kahramanı Niyazi bey
— Benim bildiğini, • Uâh para İle satılmaz...
Bunun üzerine meraklılar Mısırdan getirilen iki kıymetli silâha Resnede 160 dönüm arazi ve tarihi bir elma bahçesi verdiler.
İşte dünyanın en gözü pek ve en cesur insanlarından olan Niyazi silâh mukabilinde alman bu topraklarda doğdu. Orada oynadı, orada büyüdü. Ve Harblyeyi bitirmiş, zabit olmuş, rütbeler almışken orada hürriyet uğrunda dağa çıktı. İsyan etti...
İhtilâlci genç damat.»
Babası onun Resnedeki bahçeleri ve topraklan 11e meşgul olmasını istiyordu, Çocukluğu, küçüklerden mürekkep guruplarla çete oyunları ve askerlik oynamakla geçti. Büyük babasının İki tabanca mukabilinde aldığı bahçelerde kendi kendilerine ihtilâller çıkarıyorlar, tahta kılıçları sallıyor:ardı. Nihayet eniştesinin ısrarı üzerine Manastıra okumağa gitti. Orada tahsilini bitirdikten sona tstanbuln, Har-blyeye girdi,
Büyük ümitlerle ve neşe He geldiği îstanbulda mektebi bitirdi. Diplomasını cebine yerleştirdikten sonra, zabit üniforması sırtında, fakat gördüklerinden, nefretle îstanbuldan ayI nldı.
En hararetli gençlik demlerinde, öteki arkadaşları daldan dala kokarlarken delikanlı zabitin hissiyatında böyle şeyler görünmüyordu. Ne ipekli bir kadın eteği onu peşinden sürükleyebiliyor,' ne bir çift güzel göz onu olduğu yrrde durdurabülyordu.
Manastırda gayet mütevazı Ve muntazam bir bekâr hayatı yaşıyordu. Öteden beri evlenmek İstiyordu, Manastır merkez kaymakamı Hakkı bey çok sevdiği bir İnsandı. Onun boylu boslu, güzel bir baldızı vardı: Feride hanım!.. Vakıa genç faz pek küçüktü. Lâkin çeyizi hazırdı Sandıklan, sepetleri dolu idi. Gayetle hassas bir İstanbul kızı idi. Ablaslle, enlşteslle birlikte Manastıra gelmişti.
Bir gün genç kızın evinin kapısı ça.ındı. Meşhur Enver paşanın val-desi. Niyazi bey İçin, Feride hanıma görücü gelmişti!..
Misafiri yukarıya buyur ettiler. Feride hanım kendisine görücü gelindiğini anlayınca yanlarına çıkmağa utandı.
Fakat nihayet gel, git bu 1q kararlaştırıldı.
Bu arada bir kere de müstakbel hürriyet kahramanını peride hanıma göstermek İstediler.
Niyazi bey İki arkadaşlle birlikte evin önünden geçti. Yukarı katta herkes damadı pencereden •eyredl-yordu. Lâkin müstakbel gelin en aşağı kata kaçmıştı. Oradaki pencereden şöyle bir Niyazi beyi gördü.
Arkasında duran hizmetçi:
— Nasıl buldunuz küçük hanım I. diye sorduğu zaman da cevap verdi:
— Kocaman bıyıklı bir adam!-dedi..
Ev halkı kızın fikrini bir türlü anlayamamıştı.
Hizmetçiye sordular:
— Nasıl?.. Beğendi ml?„ Gördükten sonra sana ne dedi?..
— Koca bıyıklı bir adamı., dedi.,
— öyle İse beğendi demek kl..
Ve pek az bir müddet sonra kocaman bir İmparatorluğa karşı silâha sarılarak dağa çıkacak olan mahçup tavırlı genç zabit Manastırdaki eve güvey giriyordu.
HİKMET FERİDUN ES
İstanbul muhteliti seçildi
Cumhuriyet bayramı münasebetlle gelecek hafta Ankara'da yapılacak olan Ankara kupası maçlarına İştiraki takarrür eden İstanbul muhtelitinin kadrosu futbol ajanlığı tarafından tesbit edilmiştir. Kulüplere tebliğ edilen karara göre takım şu şekilde gidecektir.
Kaleciler: Olhat - Erdoğan.
MOdafiler Yavuz - Ahmet - Murat.
Haflar: Hüseyin - Ömer - Balâhad-dln - Ömer.
Forlar: Erol - Hakkı - Şükrü -Şeref - Hali t - Şahap.
Kafileye futbol ajanı Nedim Kaleci riyaset edecek ve İdareci olarak tertip komitesinden Remsi TosyalI gidecektir. Müsabakalar salı ve çarşamba günîerl yapılacağından önümüzdeki pazar gîlnü lig maçları tehir edllmlyecek ve kafile pazartesi akşamı yataklı vagonla hareket edecektir.
Cemiyetin çalışması hakkında verilen izahat
sıpamı >• ı^ı ■ ı — ■ s- ca » > > a ı w o
Adaları Güzelleştirin? cemiyetinin çalışması hakkında cemiyetin reisi B. Emin Âli Durusoy İmzaslyle aldığımız mektubu aşağıda ne.?rcdlyoruz:
Bundan tam yirmi yıl önce kurulmuş olan cemiyetimizin yaygarası! sükût ve mahviyet içinde çalışmayı ötedenberi şiar edinmiş olması kendisinin ya âtıl ve yahut büsbütün faydasız bir kurum olduğu zehabını uyandırmış olabilir. Binaenaleyh cemiyetin yirmi senelik reisi sıfatlle şimdiye kadar çok mütevazı bütçemizle mahallî hizmetlerin rakam ile ifade edilmiş bir hulâsasın: umuma arzetmek zaruretini duydum.
939 yılından önceki barig devresi çalışmalarından. Büyükadnda âdi kumsalı İyice bir plâj haline getirmek Ve beledileştirmek İçin şehr hediye ettiğimiz yirmi beş bin llrav yakın para da. plâjın noksan «al mış kısımlarının gene binlerce lir sarf He ikmal vc tanziminden, Ada ların bir zamanlar mahrum kalma ya başladığı rağbet! iade edecek v Milletler ar ast turizm takvimlerin geçecek kadar parlak ve muva'fh yaptığımız fetler, sergiler ve yarış lardan bahsedecek değilim. Yalnız ş son buhran yılları üzerinde duraca ğım:
Beş yıllık bu müddet içinde ctml yetin sağlayabildiği gelir 17.419 Ura dan ibaretti. Elinde de iki bin be yilz liralık m ödev ver bir parası var di. Buna mukabil aynı müddet zar fında türlü beledi ve mahallî hl? metler uğrunda harcadığı para tu tarı 17,827 liraya baliğ olmaktadr Bu paradan 7,922 lirası plâjdıı v Adaların muhtelif yerlerinde yapıla imar ve tesislere, 7,336 lirası ağaç'a ma parkalr ve emsaline. 2,569 Jlra: ise diğer müteferrik beledi hizmet
lere sarf edilmiştir. Plajda İnşası mutasavver küçük otel için bir kat daha çıkmağa muhtemel olarak yaptığımız beton büfe ve müstahdemler odası ve tuvaletler binası İle vapur yanaşan İki İskeleyi. Büvükadadr. ve Heybeli sokaklarının baştan aşağı yeniden ağaçlandırılmasını, parklarının İhya ve bir iki sene kadar doğrudan doğruya cemiyetçe İdaresini, Büyükada çamlıklarında (340» hin metre murabbalık bir sahanın Tur-gaz çamlıkları harle) temizlenip her türlü tehlikeden kurtarılmasını, Heybeli çamlıklarının yaftan yerlerine üç binden fazla çamın dikilip yet'çtl-rl’meHni bu arada sayabiliriz
Bundan başka cemiyetimiz nasıl başlangıçta Büyükada ve Heybelinin birbiri akabinde elektriğe kavuşması için ısrarla çalışmış ve muvaffak olmuşsa sayın Valimiz ve Genel Balkanımızın unutulmaz az* m ve himmeti eseri olan BSyükada suyunun getirilmesinde de aynı hararetle yıllarca hiç yorulmadan başarılı takip ve teşebbüsler do btı'nn-mustur.
Bütün bu hizmetlere karşı alelâda idari masraflarımız İse (müstahdemler ücreti, kırtasiye, İlân ve saire)’ ayda vasat! (34) bujjuk Mrayı asla geçmemiş, B42 senesine kadar (13) Ura İle (24) lira arasında oynamış, 843 - 944 senesinde İse ancak (40) liraya yükselmiş bulunmaktadır
Bugün çoğu ya Tanrının rahmetine kavuşmuş veya bir kenara çekilmiş üç beş candan dostun sırf Adalara turizm bakımından hasbi hizmet kaygısile ve Partimizin engin teşvik ve himayeslle kurduğu cemiyetimizin resmî ve hususi hiç bir taraftan para yardımı görmeden tek başına başardığı bu İşleri takdir değilse bile hiç olmazsa küçümsememek İnsaf muktezasıdır sanırım. Bütün bu İşler müsllm vc gayri müsllm bir avuç kayıtlı âzamızın aldat ve teberruu İle ve bir de Partimizin himmet ve teşebbüsü semeresi olarak işletmesi muvakkaten bize bırakılan plâj Iradı İle temin edilmiştir.
İzahatımın hakikat adına sayın gazetenizle neşrini rica ederim.
olmağa hazırdır. Fakat korsanın küçük yelkenlisine binip, bu ev. rakı gûya Fransız donanmasının bir cüzüne ulaştırır görünmek lâzım. Bu fikrini korsana açıyor. Korsan kendisine ertesi gün ce. vap vereceğini söylüyor, ve evrakı o gece yanında muhafaza et. meğl vadediyor. Birbirinden çok ayrı görünen bu İki İnsanı bir mefhum üzerinde birleşmiş gö. rüyorut. O mefhum Fransadtr. Nihayet o gece. Peyrol kendisi, Çiflik sahibini de küçük gemisi, ne hapsediyor; evrakla denize açılıyor. Ingiliz gemisi küçük yelkenliye ateş açıyor, kendisi de ihtilâlci de ölüyor, ihtilâlci ör. neğlnln ölümü Istemlyerektlr, Fakat Peyrol küçük köye rahat huzur vermeyen, Fransız bütün, lüğünü tehlikeye sokan bîr un. suru ortadan kaldırmağı belki bir vatan borcu bilmiştir. Belki de bir evlât gibi sevdiği çiflik
sahibinin karısını kurtarmak, âşık olduğu bahriyeli İle evlene. bilmek İçin serbes bırakmak İs. temlştir Kendi hayatı vatanın, dır. onu lstlyerek veriyor.
Aile, köy. mahalle, kasaba, şe. hlr, nihayet bütün bir vatan hal. kı, büyük bir bütünün parçala, undan ibarettir. Bunların en kü. çüğtinden en büyüğüne kadar, beraber Ölüme yürüyecekleri ba. sı müşterek esaslar ve İmanlar lâzımdır. Bunların başında hepimizin müşterek sahip olduğu, muz vatanin, ve bîr küçük cüz’ll olduğumuz milletin kendisi vardır. The Rover1 1 bu kadar yıl sonra ikinci defa okuduğum zaman, onun ne kadar iyi yazılmış bir roman olduğunu değil, yan. na doğru yürürken hatırımızda tutmamız lâ2im gelen bu işaret, lerl düşündüm de size bu hikâ. yeyl anlattım, aziz okuyucular!
HALtDE EDtB _ ADFVAR
Yarın spor hareketleri yapılmıyacak
Genel nüfus sayımı dolayıslle yarın şehrimizde hiç bir spor hareketi yapılmıyacaktır. Geçen seferki sayımdan beri İlk defa vukubulan bu hareket spor meraklıları İçin biraz güç olmakla beraber spor yapacak çağda bulunan gençlerimizin adedini umumi nüfusumuzla beraber öğreneceğimizden bir gün spor yapmak veya 3oyretmek zevkinden mahrum kalmağa katlanacağız.
Atom bambasından sonra lsveçin kararı
Stokholm 18 (A.A) — Atom bombasının mevcudiyeti, 5 senelik İsveç savunma plânının değiştirilmesine sebebolmuştur.
Bu hususta yayınlanan raporda, İsveç başkomutanı, Hiroşima ve Na-gesakinin atom bombası hücumuna uğramasından sonra, İsveç genel kurmayının derhal atom enerjisi araştırmaları yaptırdığını açıklamıştır. Rapor, atom bombası hakkmdakl et: _r için önemli tahsisat ayrılmasını derpiş eylemektedir.
20 İNCİ FASİKÜL ÇIKTI
TÜRKİYE YAYINEVİ, Ankara caddesi 36
Fıatı 25 kuruştur
Cahile O
ASI AM
20 Ekim 1945
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
Kasabanın biraz İlerisindeki «Rüzgârlı yayla» da köylülerin o zamana kadar hiç görmedikleri biçimde bir çadır kurulmuştu. Bu bezlerden yapılmış adam akıllı ev gibi bir şeydi. Hattâ pencereleri bile vardı. Köyden kasabaya lor peyniri, tulum yağı götüren köylüler yaylayı ovadan ayıran boğaza gelince katırlarını, eşeklAlnl durduruyorlar, bezden eve hayretle bakıyorlardı. Biraz dah3 ilerideki sırtta bir sürii sivri çadır daha vardı amma nerede bu beriki, nerede onlar!..
Havadis kasabada günün en büyük meselesi o'arak kulaktan kulağa yayılmıştı: Mösyö Boci'nin baldızı Avrupa'dan misafir gelmiş!..
Boci civardaki madenin baş mühendisi İdi. Uzun zamandanberi bu mmtakada dolaşan bir ecnebi İdi. Asıl ismi ne İdi’ Bunu pek az bilen vardı. Fakat köylüler onun adını Kendi dillerine göre yuvarlayıp «Boci» şekline sokmuşlardı. Civardaki kasabalarda. köylerde epfvce bir şöhret de kazanmıştı. Boci aşağı, Boci yukarı..
Maden hemen hemen onun elinde olduğu için çok mühim bir sima İdi. Hâttâ ismine bir de şarkı çıkmıştı. Bu şarkının son mısraı: *Boci para verse aman.. Evleneceğim!..* İdi. Zira bir çoklarının alacağı parayı Boci tâyin ederdi.
işte bu yayladaki bezden evi Boci, Parlsten mİ. yoksa başka bir memleketten mİ ge’en baldızı için kurdur-muştu. Karısı — günahları boynuna, bir çoklan onların ımtrcs h&yatı geçirdiklerini söylerlerdi ya — zatın yanında İdi.
Kasabadaki misafir. 1. Bir kadının seyahati
Fransa’da yaslı bir kadın gürült
Büliin kasaba Bocinin baldızını son derecede merak ediyordu. Bu kadın hakkında epeyce hikâyeler işitilmekteydi. Duldu. Çok güzeldi. Boylu boslu idi. Vc kasaba imamının tâbiri ile gözleri velfecri okumakta İdi!..
Erkek gibi bir kadındı. Boci bilin :m kaç liraya satın aldığı kıymetli al beygiri ona vermişti. Gtnç kadın bu hayvanın üstünde her gün dağ. tepe. kır. bayır, yayla, sırt.-v&di dem yor dolaşıyordu. Civardaki çamlıkta ilk defa ona rasgelen İmanı efendi o kadar hayrete düşmüştü kİ at üstündeki bu erkek pantalonlu genç kadına bakıp:
— iblis... İblis... iblise!., diye haykırmaktan kendini alamamıştı.
Kasabadaki sarnıçlı kahvede henüz Boci'nin baldızım görmeyenler İmama:
— Peki İmam efendi.. Güzel mlı bari?..
Diye sordukları zaman imam efendi kudretten baygın gözleri İle karşısındakine dik dik bakıp cevap veriyordu :
— Elhak dilber!..
Her halde çok güzeldi. 21ra İmam efendinin «Elhak? tâbiri mühim bir katiyyet ifade ederdi.
Bütün civar kasabalarda çapkınlığı dillerde dolaşan ^Mutasarrıf bey» bile meraktan çıldırıyordu.
Bıyıklarını geceden bağlayıp, terbiye edip, bağlayıp hazırlanıyor, ertesi günü midillisine binince bir ta-T.aım sudan bahanelerle madene gidiyordu.. Lâkin aksi tesadüf İşte... Bir türlü şu baldızla karşılaşamıyordu.
Nihayet bir gün bu muradına da erişti. Genç kadını gölden, sırtında kıcasık bir mayo ile sudan' çıkarken gördü. Kızgın ve parlak güneşin altında vücudunda binlerce damlacıklar önünden geçerek çadırına girdi. Ve mutasarrıf hlc bir eşkıya takibinde bu kadar derin bir heyecana kapılmadığım farkettl.
Bir kadın suya girsin, açıkta gölde yüzsün!.. Bıı insanın gözlerine inana-mıyacağı müthiş bir hâdise İdi!..
Havadis en mühim vaka halinde tekrar civara yayıldı. Zaten Boci'nin baldızı da o günden sonra her gün göle girmeğe başlamıştı. Eskiden kuş uçmaz kervan geçmez bir yol olan göl kenarındaki patika şimdi
erkek yolcuların en faria geçllkieri bir yer olmuştu.
Genç kadın yalan göle girmekle kalmıyordu. Üstelik bundan sonra dalyanlar gibi vücudu ila boylu boyuna uzanıp gilnaş banyosu da yapıyordu.
Kasabada birbirine rekabete kalkışacak bir çok erkekler, paralı, İstanbul görmüş zengin çocukları da vardı. Boci'nin baldızı her halde mühim baza hâdiseler doğurabileceğe benziyordu.
Üstelik madendeki genç, yakışıklı, senelerce Avrupalarda kalmış ve şimdi büyük şehirlerden, kadınlardan uzak yaşıyan mühendisler d« vardı. Bunlar hep birlikte eğlenceler, kır Alemleri tertibedlyorlardı. Velhasıl bütün civar erkekleri Boci'nin güzel baldızı İçin birbirlerine yan yan bakıyorlardı.
Fakat genç dul kadın sanki bütün bunların farkında değilmiş gibi vücuduna kısa ve dar gelen yün mayo-sllç göle giriyor, saatlerce yüzüyor, sonra yanık derisinde boncuklanmış damlarlarla çıkıyordu. Daha sonra da çadırın önündeki geniş İskemlede yan gelip güneş banyosu yapıyordu.
Zengin çocukları ziyafetler çekiyorlar, genç kadının pek sevdiği av partileri tertlbtdiyorlardı. Avrupa.-dan gelmiş mühendisler gramofonlar buluyorlar, dansedlyorlardı.
Bütün bunlar hep baldı* İçindi.
Acaba onun gönlünü kim kazanacaktı?.. Hakikaten bir erkek güzeli olan kumral genç mühendis mİ. yoksa tuttuğunu koparmasını pek iyi bilen «Mutasarrıf bey» mİ veya babasının hadsiz hesapsız paraslle meşhur, ihtiraslı bir delikanlı olan Haydar mı?.. Hangisi?..
Son zamanlarda genç kadının arka taraftaki çamlıkta kaybolduğu, hemen her gün oraya gittiği görülüyordu.
çamlık onu pek ziyade meşgul edi-oyrdu. Bunun İçin erkekler üzgündüler.
Bir gün imam efendi çamlıktan geçerken bir fısıltı işitti. Boci'nin baldızının sesi gûya Türkçe olarak şöyle diyordu:
— Memlş... Ben.., Seviyor!..
Memlş köyün çoban) İdi. Ve dağ gibi vücudlle genç kadının yanında duruyordu!.
Yavuklu... Sen.
(BİR YILDIZ)
21 ekim pazar günü, ulus, ne kadar ve ne halde olduğunu bir daha anlıyacak. kendi kafaslyle kendini ölçecek. Kendi g&zlyle kendini tartacak.
RADYO
ANKARA RADYOSU
Bu akşamki program
18.00 M. S. ayart, Radyo çocuk kulübü. 18.45 Dans orkestrası, 19 00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün. 19.25 Dans orkestrası. 19. 45 Konuşma. 20.00 Şarkılar, 20.15 Radyo Gazetesi,
20.45 Fasıl. 21.10 Salon orkestrası, 22.00 Müzik (pl-), 22.15 Konuşma,
22.30 Müzik (pl.), 22.46 M. 8. ayarı. Haberler.
Yarın sabahki program
7.00 M. S. ayan. Konuşma, 7.13 Müzik (pl.), 7.45 Haberler, 8.00 Müzik (pl.), 900 Halk havalan, 9.15 Müzik (pl.). 9.30 Saz eserleri, 9.45 Mandolin Birliği, 10.05 Temsil (Son gürlüğü). 11.00 Tarihi Türk Milzlğt korosu, 11.30 Zuma İle kaşık ve pehlivan havaları,
11.45 4 sesli koro, 12.00 Yurttan res-ler, 12.30 Zuma İle oyun havalan,
12.45 Haberler, 13.00 Rac^o salon orkestrası, 14.00 Skeç (Gevezeliğin belâsı), 14.20 Müzik (pl.). 15,00 şarkılar
15.30 Akordeyon Birliği. 15.45 Müzik (pl.), 16.00 Türküler ve oyun havalan.
_________'da yaşlı bir kadın gürültülü seyehattnt, aşk maceralarım anlatıyor
Son seneler zarfında Fransa'da «Evet sevdim — Bir kadının hayatı» adlı bir eser çıkmıştır. Eseri yazan Madam Thyra Belilere adında yaşlı bir kadındır. Madam Selllers İhtiyarladığı, artık glzllyecek blrşey kalmadığı İçin 250 sahlfellk bu kitapta hayatını açıkça anlatmaktadır. Madam Belilere alel&de bir kadın değildir. İyi bir aileye mensuptur. Baron Sell-lere'in kardeşinin kızı, prenses Sa-gan’ın düşes de Talleyrand'ın yakın akrabalarıdır. Ailesi erkânı arasında Nazırlık, belediye reisliği etmiş olanlar pek çoktur.
Madam 8ell!cre henüz genç kiz İken opera artisti olmak İsliyordu. Bu sırada kendisile evlenme ükzere parlak bir istekli çıkmıştır. Bu zat elli yaşlarında olmakla beraber dünyanın en zengin adamlanndandL Genç kızla evlenmek Istlyen meşhur çlkulâta fabrikatörü Henrl Menler idi. Belilere bu kadar parlak bir talep karşısında operada sahneye çıkacak yerde evlenmeği tercih etmiştir.
Henrl Menler’nln Parlste mükemmel konağı, birkaç şatosu. Akdeniz kıyısında Cannes'de bahçeler ortasında mükemmel bir villâsı, biri 250 tonluk Almee, diğeri 1000 tonluk Bacchante adında İki yatı vardı. Yatların mürettebatı 60 kişi İdi. Menler yatıyla sık sık gezintiler yapardı. Bu gezintiler esnasında bir defa Almanya'da Klel'de yapılan deniz yarışlarına iştirak etmişti. Yarışlarda bulunan İmparator İkinci Wllhelm. Fransızlara bir cemile olmak üzere Menler'yt yatında ziyaret etmiş, ken-dlstle dost olmuştu. O zamandan sonra açık denizde yapılan gezintiler esnasında imparator ve çlkulâta fabrikatörü birkaç defa görüşmüşlerdi.
Matmazel Selllere'ln. çlkulata fabrikatörüyle evlendikten sonra hayatı şatolarda, sürek avlarında, deniz üzerinde gezintilerde, kışın Cannes ve Nlcc'de yapılan eğlencelerde geçmiştir. Fabrikatör, genç karısının her istediğini yerine getiriyordu. Henrl Menler bir sene karısının isim günü kendisine meşhur Chenceaur şatosunu hediye etmişti. Bununla kalmamış. bir müddet sonra genç karısına bir de ada hediye etmişti. Salnt Lau-rent yakınında 250 kilometre karelik olan bu ada bir zamanlar on dördüncü Louls tarafından meşhur seyyah Louls Jolllefye hediye edilmişti.
Ada çıplaktı, içlndş hlş blrşey yoktu. Çlkulâta fabrikatörü adayı hediye ederken burasını bir prenslik haline koymağı düşünmüş, İçinde yollar yaptırmış, köyler kurdurmuş, fabrikalar, bir kilise, bir hastane İnşa ettirmişti. Hattâ kilise İçin Papalık makamile bir anlaşma bile lmzla-mıştı.
Menler adayı hediye ettikten az sonra ölmüştür, O zamanlar birçokları bunun çlkulâta fabrikatörünün üçüncü ve en büyük hediyesi olduğunu söylemişlerdi. Fakat fabrikatörün ölümünden sonra genç dulun İşleri karışmıştır. Diğer verese İle birçok ihtilâflar çıkmış ve kendisine o büyük servetten pek az bir şey verilmiştir
Seillere, birkaç sene dul kaldıktan sonra büyük bir şairle sıkı sıkı dost olmuştur. Kadın kitabında şairin ismini yazmıyorsa da tarifinden, mevsimsiz ölümünden bahsetmekle kim olduğunu : .latıvor. Genç kadın, şairden sonra büyük bir devlet adamı Arlstlde Brlnad 11e düşüp kalkmıştır Brland bekâr bir adamdı, bunun İçin kadın kitabında İsmini açıkça yazmıştır
Madam Seillere bir müddet şiir ve politika âleminde dolaştıktan sonra ilk sevdasına dönmüş, bir fabrikatör İle evlenmiştir Bu fabrikatör Plerre Clisslef adında bir Rustu. Rus’un yiyecek hazırlıyan birçok fabrikaları, büyük bir serveti, vardı Fakat genç kadın kocaslie birlikte Rusya'da yerleştikten bir müddet sonra Bolşevik ihtilâli kopmuştur. *
Clisslef alttnlarım kendisine alt bir gara la gömdükten sonra karisiyle birlikte Finlanda'ya kaçmağa muvaffak olmuştu. Bir müddet burada dinlendikten sonra kıyafetini değiştirerek altınlarını aramak üzere tekrar Rusyava gitmiştir Fakat çok geçmeden boş elle jlönmüs ve bir müddet sonra Helsinki’de ölmüştür Altınların ne olduğunu kimse bll-mlvor.
İkinci defa dul kalan Seillere 1924 de yeniden evlenmiştir. Bu defa kocası Rlchard Bodln adında gene ve güzel bir gazeteci İdi. Fakat İzdivaç uzun sürmemiş, bir gün Bodln ölü olarak bulunmuştur. Bu ölümün esrarı bir türlü anlaşılamamıştır. Artık yaşı İlerlemiş olan Madam Seillere o zamandan beri bir kenarda yaşamaktadır.
Italyan Başbakanı Parrfnin hayatı
Parri, Mussolini’nin hükümran olduğu senelerde İtalya’da kalarak bir çok ukubetlere katlanmıştır
Yunus Emre ilkokulunun temeli törenle atıldı
Eskişehir (Akşam) — Yeni şehir plânına göre 2 İnci yeni İlk okulun temeli törenle atılmıştır ve okulun adı Yunus Emre olacaktır. Törende vali ve diğer birçok zevatla kalabalık bir halk kütlesi hazır bulunmuştur Bakkam 9
Abone bedeli
J Halkevleri ve Kurumlar
■k Yeşily Derneğinden Asabiye mütehassısı Dr. Mukadder Okan Derneğimize müracaat edecek sinir hastalarını her hafta perşembe günleri saat 14 ten İtibaren muayene etmektedir. Diğer günler de Derneğimizin daimi doktoru aynı saatte hastaları muayene etmekte ve yardıma muhtaç olanların İlaçlan mec-canen verilmektedir.
Türkiye Ecnebi
2800 Kuruş 5400 Kuruş
1500 > 2900 >
800 » 1600 a
tebdili için elU Kuruşluk
Senelik
9 Aylık
3 Aylık
Adres
pul gönderilmelidir Aksi takdirde adres değiştirilmez
Telefonlarımız Başmuharrir: 20565
Yaz» tşlfrl: 20705 - tdore: 20681 Müdür: 20407
Zilkade 13 — Hızır 163
İmsak Güneş öğle İkindi Ak Yatsı E. 11.15 12.35 6 36 fiC37 12.00 1.31 V. 4.33 6.17 11.59 14.59 17.22 18.55
idarehane BabIâli elvan
* Çocuk Esirgeme Kur umundan: Bakırköy Ç. E. K. Doğum Evince muhitinde muhtaç şiltlere yaptsğı yardımlardan Doğum Evinde 62 kadının ve Bakımevinde 115 hasta muayene ve İlaçlan verilmek suretiyle tedavileri yapılmıştır
Hayır sever halkımızın alâkalan arttıkça bu gibi yardımların artacağı tabiidir
* Beyoğlu Halkevinden Evimizde 1/11/1945 gününden itibaren Biçki -Dikiş derslerine başlanacaktır. İsteklilerin Ev İdaresine baş vurmaları.
_ Gönılekiş —
BİRİNCİ SINIF GÖMLEKC1
Sirkeci Hamidlye cad 27 Tel: 20006
İtalya Başbakanı M- Parri, aon zamanlarda Müttefiklerin İtalya 11» ncels aulh muahedesi yapmaları, bu mümkün olmazsa mütareke ahkâmının değiştirilmesi İçin çalışmaktadır. İtalya Başbakanı memleketin bugünkü güç durumu atlatması ve iktLıad! kalkınma yoluna girmesi çln bunun şart olduğunu söylemektedir. M- Parri bu çalışması İle her tarafta yeniden dikkati üzerine çekmiştir.
İtalyada Croce, Bonoml, Slorza. Nennl gibi tanınmış bir çok faşist düşmanlan vardır. Bunların hepsi Mussolini’nin İş başında bulunduğu müddet İtalya dışında yaşamışlardır. Halbuki Parri, Mussollnl zamanında ve Aman İşgali esnasında. Şimal! İtalyada düşman bir muhit ortasında yaşamıştır. Parri, bütün partizanların emniyet ve itimadını haizdi. Kendisi Birinci Dünya Harbine İştirak ettiği gibi, faşist diktatörlüğüne karşı açılan İlk mücadelelerde mühim bir rol oynamıştı. Bu sebepten dolayı bir çok defalar tevkif edilmiş ve zindanlara atılmıştır. Parrl'nln İsmi, şimal! İtalyada bulunan partizanlar için hürriyet savaşının sembolü İd!. Parri, Almanlar tarafından şiddetle arandığı ve bir müddet de ellerine geçtiği İçin partizanlar tarafından general Maurlzlo mthtear namlle anılıyordu. •
Parri. Başbakan oluncaya kadar slyas! veyahut İdarî hiç bir vazife veya memuriyete girmemiş, hürriyet fikirlerini yaymak ve etrafında partizanları toplamakla iktifa etmiştir, şimal! İtalyada bulunan düşman orduların tesliminden sonra partizanların maneviyatını yüksek tutmak İçin, gündelik bir gazete çıkarmağa başlamıştır.
Partizanlar, kabinede açılacak her hangi Bakanlık için Parrl'nln İsmini namzedler listesine yazarak Romaya göndermek İstiyorlardı. Halbuki, o buna İtiraz ediyor ve:
— şakın böyle birçey yapmayınız, benim böyle bir vazlfeve getirilmekliğimin hemen hemen ihtimali yoktur, diyordu.
*♦*
Parri, Mllâno şehri civarında Plnerdo'da doğmuştur. Babası hâkim Mazzalnl’nln hararetli bir müridi İdi. Bugün 90 yaşında olduğu halde Cfnova'da yaşamaktadır
Parrl'nln İlk isi öğretmenlik olmuştur. Birinci Dünya Harbi patladığı zaman Milanoda bir ortaokulda Lâtince öğretmeni İdi. Cepheye gönderilen Parrl'nln adı, üç defa günlük emirde zikredilmiş ve nişanla taltif olunmuştu. Harb bittiği ağman binbaşılığa terfi etmişti.
Askerlikten terhis edildikten sonra gazeteciliğe girmi ve o zaman Ital-yanın en miihlm gazetesi olan Corrlera della Saranın siyasi muharriri olmuştur. Bu gazete, henüz yeni doğmuş ve memlekete sükûn ve nizami İade edecek gibi görünen faşizmi İlk zamanlarda desteklemiş, fakat Roma üzerine yürüyüşten ve Musso-llni’nln diktatörlüğe doğru attığı İlk adımlardan sonra muhalefetin başına geçmiştir. 3 sene içinde Corrlera della Sera birçok tazyiklere ve müsaderelere hedef olmuş, en nihayet sahipleri haklarından mahrum edilmiştir. İşte o tarihten İtibaren Parri faşizme karşı savaşa faal bir surette girişmiştir.
tik olarak Mussollni'nln polisleri tarafından aranılmakta olan eski Italyan sosyalist şefi Turattl'yl küçük bir sandal içinde kaçırmıştır. Parri, sonradan faşist ajanları tarafından öldürülen Carlo Roselll İle beraber yakalanarak 10 ay hapse mahkûm edilmişlerdir. Fakat hapis eczaları bitince serbes bırakılmışlar. ve
M. Parri
faşistlerin sürgün yeri olarak kullan-'fc dıkları slcüya civarında Lipari ad*- ° sına sürülmüşlerdir. E
Parri gayet mütevazıdır, fakat son O derece faaldir. Başbakan olduktan "JZ sonra kendisi İle görüşmek İçin vaki l— olan müracaatlardan hiç birini red- (D detmemlştlr. İlk günlerde evine bile > gitmeğe vakit bulamadığı için çalışma esnasında portatif karyola kur- Q) muştu, 24 saat İçin bütün dinlenme müddet! 3 saatten ibaretti. Sabahın -erken saatlerinde çalışmağa ve ziya- İ?* retler kabul etmeğe başlıyordu. Hiç bir fert, böyle bir hayata ve yorgun- "O luğa dayanamaz. Parrl'nln çehresi (D solgun, fakat sakindir. Göz kapaklan. uykusuzluktan şişkindir. Bununla İJİ beraber, her söylenen sözü dikkatle £_ dinliyor. Son derece naziktir. Fakat kendisini aldatmağa kalkışılınca hırslanır. Ekselâns sıfatile hltabedll-meslnl veyahut paltosunu giyer veya çıkarırken kendisine yardım edilmesini yasak etmiştir
Parrl'nln öğretmenlikten ve gazetecilikten Başbakanlığa kadar hayatı bir çok hâdiselerle doludur. Bu hâdiselerin en enteresan olanları. İtalya muharebesinin on sekiz ayı zarfında cereyan etmiştir. Meselâ iki defa düşman hatları arasından geçerek Milano ile Roma arasında teması kurmağı temin ve Müttefik genelkurmay heyeti He anlaşarak şimali italyada partizanların harekâtını Müttefiklerin taarruzu 11e ayarlamağa muvaffak olmuştur.
Roma’ya yapılan bu iki gizil ziyaret arasında Parri Almanlar tarafından yakalanmıştır. Bu esrarengiz şah slyet. partizanlar tarafından kaçırılmak İçin yapılan teşebbüs suya düştükten sonra Almanlar tarafından daha sıkı bir nezaret altına alınmıştır. Parrl'nln yakayı kurtarması mucize kabilinden olmuştur. Müttefikler ie temasa gelmek İsteyen bir Alman • generali, hüsnü niyetini göstermek İçin aralarında Parrl'nln de bulunduğu bir kaç esiri salıvermiştir, Bunun üzerine Parri bir çok tehlikelere göğüs gererek İkinci defa Roma'y* gelmiş ve şimali kalyadaki son İsyan hareketini hazırlamıştır.
Parri 1932 senesinde faşist polisi tarafından ikinci defa hapsedilip salıverildikten sonra bazı dostlarının tesir ve nüfuzu He Edison elektrik matzemesl şirketine girmiş ve bu sayede sefaletten ve aç kalmaktan kurtulmuştur.
Şimdiki İtalyan Başbakanı Action partisine' mensuptur. Bu partiye mensup olanlar, bilhassa faşizmin tazyikinden ve zulmünden ıstırap çekmiş olan münevverlerdir Bunlar, kurtuluş mücadelesinde kömflnlstlerla İşbirliği yapmakla beraber komtinljt prensnplerini kabul etmeği reddetmişlerdir
MUKADDES YALAN
M
kazan Leon M ali cet Çevireni (VI _ Nû)
11 Tefrika No 10—■
Delikanlı, bayan Dandeville’ln yanına pek sakin yaklaştı. Adeta gülümser gibi bir hail vardı. Kadınsa, bütün hayatını gözleri İçine toplıya-rak, lellkanlının ruhunun derinliklerini araştırdı.
Erkek, ou bakışlarla endişeye kapılmadı. Derin derin eğildi. Ev sahibesini ou suretle selâmladıktan sonra. balonun kalabalığı arasına katıldı
Şato santuesl, onu nazarlarından bir an bile kaybetmiyordu. Şimdi artık daha rahat nefes alıyordu. Yüreği daha az burkuluyordu. Hayata kavuşmuş gibi bir hail vardı. Kendi kendine İti:a! etmeksizin bir takım ümitlere kapılmıştı. Sebebini anla-maksızin, blıdenblre daha az bedbaht olduğunu hissetmeğe başlamıştı.
Balo, bütün şaşaaslle devam ediyordu. Neşeli bir coşkunlukla, valiler ve diğer danslar biriblrlnl takl-betmekteydl.
Plerre, geçer ayak, Jacques'ın yanına sokuldu:
— Bir sigara içer misin?
— Memnuniyetle.
İkisi de, kışlık bahçeye girdiler.
Plerre, kendini bir İskemleye bıra-karar:
— Of... — dedi. — Burası, salondan serince! Balo, ne hoş geçiyor, değil mİ)
— Evet, pek muvaffakiyetli olda.
— Cidden neşeli. Hemşiren, bu akşam melek gibi güzel.
Jacques, alaycı, gülümsadl:
— Allah Allah... Sade bu akşam demek?
— Hayır, hayır... Her zaman öyledir... Kendin de biliyorsun. Ani e, her zaman ve her yerde en güzeldir... Bilhassa benim nazarımda bunun böyle olduğunu blUyorsyuş. Zira onu ne kadar sevdiğimi de biliyorsun,
— Biliyorum, biliyorum... İkinizin de inşallah mesudolaeağuma eminim... çünkü İyi kalbi! İnsanlarsın!*,
— Yakında bu İş oİMak... Değil m!?... Sen de öyle temenni etmiyor musun?
— İkinizin hayrını bunda görüyorum.
Plerre, birdenbire durarak, müstakbel kayınbiraderini* yüsirns bakU.
— Peki amma nen var? Endişeli ve meşgul görünüyorsun.
— Endişeliyim, cidden... Annemin sıhhi vaziyeti beni üzüyor.
— Nafile, Jacques'clğiml Nafile kuruntuya kapılıyorsun. Bu akşamki toplantı, onun âsabın* da, umumiyetle, sıhhatin* da pek iyi tesir edecektir. Ne kadar eğleniyor, oyalanıyor. Annen, emsalsiz bir kadındır. Muhitte de onu pek seviyorlar. Pek az evvel, yanlındakiler, devrimizin en gtyzel kadını olan Madam Dande-viUe'in senasında bulunuyorlardı.
— Her halde pek müsamahakâr insanlarmış. Zira, artık, ancak İhtiyar Madam Dandevllfe'ln eski güzelliğinden bahsedilebilir. Annem, son zamanlarda pek değişti, pek bozuldu, pek.
— Mübalâğa ediyorsun.
— Maalesef, hayır.
Bir ayak sesi duyuldu. Plerre ayağa kalktı.
— Verguals bu tarafa geliyor. Haydi biz buradan gidelim,
— Niçin?
— Bu herif sinirime dokunur.
— Sebebi?
— Sebebini bilmiyorum. Her halde bana antipatik geliyor. Niçtnlnl araştırmıyorum. tnsnnın hoşuna gltmlyen İnsanlar vardır. Neylersin? Beğenmek. beğenmemek meselesi... Bizim de ruhumuz kaynaşmıyor.
Vccgual* onlar* yaklaşıyordu.
— Geldim diye gidiyor musunuz, baylar?
Jacques, ona elini uzattı.
— Aklınızdan öyle bir şey geçirmeyiniz. Peki siz? Siz dansetmlyor musunuz?
— Artık yaşımı başımı bilip uslu İnsan olmalıyım.
— Yok canım... İhtiyarladınız mı?
— Heyhat! Artık benim yerim, bir oyun masumdadır. Ben de öyle yapacağım. Oyuna oturacağım.
— Öyleyse şansına *çık olsun.
— Mersi.
Müstakbel kayın - enişte dışan çıktı.
Verguals unların uzaklaşışına bakıyordu. Mırıldandı:
«— Acaba şu subay Dandevllle, burada oynanan dramın farkında mı? Annesinin ıstıraplarının farkına varıyor mu? Her halde hayırI Fakat Hakikati görmemek İçin İnsan kör olmalı. Raynald İçeri girdiğinden beri, şato sahibesi onu gözünden ayırmadı. Gölge gibi taklbedlyor. Ne zavallı kadın! Zavallılığı her halinden belli. Bedbahtlık timsali... Buna rağmen, sevdiği erkek saadetler saçıyor. Etekleri zil çalıyor. Nişanlısını yanına almış. köşede, bucakta dolaştırıyor. Gurur İçinde teşhir ediyor. Bundan da küstahçasına bir zevk duyuyor. Onu kimse bu niyetinden döndüreml-yecek. belli. Ne rica, ne tehditl Acaba zafer onda mı kalacak? Dur ba-
kalım!»
Birdenbire kendine kızdı:
«— Ben, âciz, mağlûp, durup bek-llyecek miyim? Buraya ne yapmağa geldim? Loulse Barane'ı uzaktan uzağa seyir mİ edeceğim? Öyleyse ıstırap çekmeğe gelmişim... Herif, bana yüksekten bakıp geçiyor... Ona, lâyık olduğu cezayı vermeliyim. Amma, ne yapmalıyım? Ne? Ne?... Ben, bu kadar beceriksiz ve korkak mıyım?... Böyle olduğumu kendim de bilmiyordum. Yazık, yazık! Yazıklar olsuna bana... Bu işe mutlaka bir çare bulmalıyım. Fırsat da elbette kendiliğinden gelecektir. Gelmezse fırsatı ben yaratacağım.»
Böyle düşünerek tekrar salonlara dönmek üzere İki adım atmıştı ki durdu ve bakındı:
«— Madam Dandevllle bu tarafa geliyor... Şuraya saklanabtlsem...»
Oözlerllo etrafı aradı.
Kışlık bahçenin arka kısmında geniş yapraklı palmiyeler vardı. Önlerindeki diğer plantlarla beraber, buraya bir koyluluk teşkil ediyordu. Eğer arkasına girerse, her halde görünmezdi.
Çovlk bir hareketle. Vorgııals o tarafa doğru atıldı. Sonra, kımıldattığı yaprakları, eski hallerine bıraktı. Ha-klkatan de görünmez hale geldi. Orada^ etrafı dinlemeğe koyuldu.
Madam Dandevllle, sahiden de, kış lık bftbçenln eşiğinde belirmişti.. Kan-
dini yalnız hisseder etim- dudaklarındaki sahte tebessüm silindi. Kolu kanadı kırılmış gibi bir hal aldı.
Oh! Burada yalnızdı. Nefes alabilirdi. Saatlerdir katlandığı bu sahte havadan kurtulabilirdi.
Kendini hasır koltuğa bıraktı.
(— Ölmeği ne kadar İsterdim— Ah, ölebllsem. öleblisem... Kurtul-sam... Bu ıstırap nihayete erse...» diye söylendi.
Boğazından bir hıçkırık çıktı. Başı avuçları İçine düştü. Gözlerini par-maklarlle kapadı. Şakaklarını bastırdı. Bir çocuk gibi, ve artık İşitilebilir bir sesle tekrarlayıp duruyordu:
« — Aman ya RabbI! Aman ya Rab-bl...»
Sonra, kesik cümlelerini, yapraklar arkasında saklı adam daha vâzık duydu:
(— Kendisini görmek İstedim-. Geldi... Biraz olsun merhamet etmedi... Artık onun nazarında mevcut bile değilim... Bir zaman işe yarayıp sonra atılıveren her hangi bir metresi halindeyim... "Halbuki ben bütün mevcudiyetimi ona vermiştim... Onun nazarında da. hiç. hiçbir şeyin kıymeti yok! Istıraplarımı hesaba katmıyor... Bütün yaralarım kapanacak mı?.,, Kabil mi?... Acaba açfek niçin onun hoşuna gitmez oldum TL ÇünktL bu delikanlı bir genç kıza r asi adı ... Ben de o esnada artık bir İhtiyar kadın oluvermiştim...» (Arkası var)
2U isKim ıy'iâ
■ — — ' ■■■■ - —- - — ■ II
Taban helvası ile meşhur olan yer: Şarki Karaağaç
BULMACA
Bakanlıkça tasdik edilen imar plânı bir türlü tabik edilemiyor
Şarkî Karaağac'in batidan doğuya umumi görünüşünden bir parça
- a
- — — ■
— — — = — ■ — —
- ■ — — — H — — — -
■
- F - ■ - - - - ■
M
Yüksek Deniz Ticaret Okulu Müdürlüğünden:
Geçle!
Fiat! çoğu tutan güvenme ihale gün Lira Kr. Lira Kr. Lira Kr, ve saati
Yapılacak iş
Mlkdarı
Çoğu Azı
Harici elbise imaliyesl
Kaput İmaliyesl
İki beyazlle kaput İmaliyesl Kaput imaliyesl (Hizmetliler) için
Frenk gömleği İmaliyesl
Taze çah fasulya
Taze ayşekadın fasulya Barbunya fasulya Domates
200 takım
80 adet
200 adet
60 adet
180 takım
55 adet
170 adet
50 adet
11
10
3
10
50
00
50
00
330.00
S/Kasım.-1945 Saat; 11
050 adet
750 »det
2
800 kilo
600 kilo
600 ÖIo
600 Hlo
400 kilo
400 kilo
400 kilo
400 kilo
50
4400 00
2125 oo
210 00 )
210 00 )
240 00 )
210 00 )
870 00
159.38
dört kalem
)
) )
5/Kasım/lC45 Saat: 13
5/Kusım/1945
Saat: 14
Şarki Karaağaç 17 (Akşam) — İsparta vilâyetinin kazalarından biri olan bu sevimli kasaba; havasının, «uyunun ve bilhassa manzarasının güzelliğiyle nam almıştır.
Geniş bir ova üzerinde sırtını (Kı-tıldag) a dayamış ve batıya doğru ovaya yayılmıştır. Katran ormanları ve soğuk sularlyle (Kızüdağ) şehrin doğusunda yükselmiştir..
Ötedenberi ve son sentler zarfında soğuk su başları ve katran ağaçları arasında yapılan evler, buraya hususiyet vererek bu dağı, kasaba halkının rağbetini arttıran bir mesiresi haline sokmuştur.
Yazın şehrin bağrında sıcaktan yananlar. bunalanlar Kızıldağın enfes katran kokuları ve gölgeliklerinde serinlemeğe koşarlar. Yükseldikçe ormanlar daha sıklaşmakta ve daha bedlîleşmektedlr. Nihayet tâ... tepeden dağlar arasına sıkışmış Beyşehir gölü görünüyor.
Bu kasabanın nüfusu mûlhakatlyle birlikte 31585 dlr ve 700 küsur hanesi vardır. Halk, son zamanlarda revaç bulan dokumacılık, tüccarlık çlfçlllkle meşguldür. Mejrvalan bol »e bilhassa şöhreti Avrupaya kadar yayılan ttahan helvası) çok nefis ve rağbettedir.
TabJatin eslrgedemiği bu mebzul güzellikleri İçerisinde yetişen halkı, sıhhatli ve neşelidir. Ne yazık kİ; pek çok yerlerimizde olduğu gibi yurdun bu güzel köşesi de bir taraftan tren güzergâhında olmaması, diğer
taraftan bu âna kadar ciddi bir himmet ve gayretin sarfetillmemesi yüzünden İhmal edilmiş ve bakımsız kalmıştır. Senedc 50 - 60 bin liralık bir varidat bütçesiyle çalışan belediyesi. bu dar geliriyle maalesef göze çarpacak varlık ve yenilikler gösterememiştir.
Kasaba içerisindtki yolİ3r mahdut bir sahada kaldırımlı olup kısmı âzami hemen hemen bozuk, çukurluklu ve berbat haldedir. Kasabanın, şimdiki halde Bayındırlık Bakanlığınca da tasdik edilmiş bir İmar plânı her ne kadar mevcutsa da bir türlü tatbik sahasına konamamıştır.
Son günlerde esasen bu güzel kasaba halkından olup Tspartnnm milletvekili bulunan (Mükerrem Karaağaç) ın kendi şahsi servetiyle bu güzel yurdunu elektrikletti rmeğl ve ayrıca bir de doğum eviyle su tesisatı yaptıracağı memnuniyetle haber alınmıştır.
Mahallerinde mütehassıs mühendisler tarafından keşifleri yapılmış, projeleri hazırlanarak İkmal edilmiştir. Bu haj'irlı İşin bir an evvel meydana gelmesini gönül arzu etmektedir.
Bir ay kadar evvel buraya tâyin edilip vazifeye banlayan kaymakam Basri Özpmar. şehrin İmarında, yollarının yapılmasında, mekteplerin ikmalinde son derece gayret göstermektedir. Bir hafta kadar kaldığım bu şirin kasabadan ümit ve sevinçle ayrılıyorum — M. D.
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — 420 saniye.
2 — Vilâyet - Tersi geniş değil.
3 — İç hastalıkları mütehassısı.
4 — Âlim.
5 — Rehberlik - Çıplak resim.
6 — Gelecekte - Tersi doğu c mettir.
7 — Sporla alâkası olmıyan ’ kulüp.
8 — Cennet bahçesi - Tersi tabiat demektir.
9 — Tersi yaslanacak demektir.
10 — Bayağı - Başına «Db gelirse tefekkür eder.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa ve yukarıdan aşağı-
1 — Tarlhivaka. 2 — Aşılamamak.
3 — Rıza, İzafi. 4 — tânedlKn, 5 — Ha. Et, Yaşa, 6 — İmid, Meranı 7 — Vasiye, An, 8 — Amalara. Ta 9 — Kafeş&ntan, 10 — Akinam, Ant.
de-
blr
1 — Okulumuz İçin imal ettirilecek elbise ve frenk gömlekieril e ayrı ayrı ve açık usulle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme B/Kasım/1945 pazartesi günü yukardakl saatlerde okul müdürlüğünde toplanacak satın alma komisyonunca yapılacaktır.
3 _ Geçici güvenme İstanbul Yüksek Okullar Saymanlığı veznesine yatırılacaktır. Bu işlere alt şartlan-
maları görmeği arzu edenler okul saymanlık bürosuna müracaat etmelidirler.
4 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 2 ve 3 üncü maddelerindeki şartları haiz olmaları ve Ticaret «Klasman 1945 belgesini komsiyona İbraz etmeleri ve elbiseler İçin müseccel terzihaneleri ve frenk gömleği için İmalâthane sahibi olmalara gereklidir,(14007)
yiyecek ÜÇ
şartlaşma İle
Ankara Tıu Fakültesi Dekanlığından:
Fakültemizin F, K, B, sınıfı giriş imtihanları 25/10 1945 perşembo ve 27/10/1945 cumartesi günleri saat 10 da. fakülte, nln Ankara Refik Saydam hıfzıssıhha müessesesindekl dershane, •inde yapılacaktır.
Aday kartı almış olanların, tesblt olunan günlerde, imtihana girmek üzere. Fakültede bulunmaları lâzımdır, (14023)
Akaryakıt tankları yaptırılacak
Petrol Ofisinden:
Ankara'da gazhane yakınında pazarlıkla 150.300 metre küp. lük akaryakıt tankları yaptırılacaktır. Demir malzeme Ofisçe verilecektir,
Bu işte ihtisası olan ve lüzumlu makineleri bulunan müesse. seierin tafsilât için Ofisin Ankara’da Umum müdürlüğe veya İstanbul’daki teşkilâtına müracaatları ve 26/10/1945 cuma akşamına kadar da kat’î tekliflerini Umum müdürlüğe yap. malan ilân olunur.
i1
t
-
1946 yılı
İKRAMİYE plânını :
merakin bekleyiniz! fi 1
eo, Çocuksu^ cû£&ue
ASKERLİK İŞLERİ
İstanbul askerlik dairesinden:
Her yıl olduğu gibi 926 doğumlu ve bunlarla İşleme tabi muvazzaf erlerden şubelerce yalnız deniz sınıfına ayaırtedllmlş bu’unen yerli ve yabancı deniz erleri çaktır.
Toplanma günü nüdür.
İlgililerin buna baş vurmaları gerektir.
14 Kasım 945 gü-
göre şubelertane
Diyarıbakır Belediyesinden
■1» Belediye elektrik fabrikası yanında memur ve müstahdemlerin. İkametgâhına tahsis edilecek bir ev yaptırılacaktır. Bu İş 27/0/945 tarihinden İtibaren 32 gün müddetle kapalı zarf usullylo eksiltmeye konulmuştur. «2» keşif bedeli J8007 Ura 10 kuruş, muvakkat teminat 1365 liradır. «3» Şartname, plân ve bu İşe alt bütün evrak belediye elektrik ve su İşleri muhasipliğinde mevcut ölüp her gün mesai saatlerinde görülebilir. 14» Taliplerin İl bayındırlık müdürlüğünde üç gün evvelinden bu İŞ İçin vesika almaları şarttır. «5» İhale 1/11/945 perşembe günü saat 11 de belediye encümeninde yapılacağından taliplerin muayyen saatten bir saat evveline kadar encümen başkanlığına vermiş elmaları postada vak) gecikmelerin kabul edilmeyeceği İlân olunur. (13633)
At meraklılarının dikkat nazarına
Sultan suyu harası müd ürlüğünden:
1 — Haranın Safkan Arap atlarından yetiştirdiği yüksek yarış kabiliyetini haiz 943 doğumlu 3 baş erkek ve bir baş dişi olmak üzere 4 baş tay 4/11/945 günü saat 15 de Ankara Hipodromunda açık arttırma İle satılacaktır.
2 — Bu hayvanlara alt şecereler) görmek İsteyenler Ankara. İzmir,, İstanbul, Butsa, Adana. Diyarbakır, Erzurum. Sivas ve Malatya Veteriner müdürlüklerinde görebilirler.
3 — Beher hayvanın muhammen bedeli 1000 Hra olup muvakkat teminatı 75 Uradır.
4 — Taliplerin belirli gün ve saatte Ankara Hipodromuna gelmeleri.
(13899)
Devlet Orman İşletmesi Geyve Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Doğançay Bölgesinin Kireç Kuyuları ormanından toplanacak Doğançay İstasyon Son deposuna nakledilecek ve İstifte teslim 6800 kental kayın enkaz odun açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Eksiltme 2/11/945 gününe rastlayan cuma günü saat 15 de İşletme Müdürlüğü binasında yapılacaktır.
3 — Beher kentalinin muhammen bedeli 180 kuruştur.
4 — Müddet 8 aydır.
5 — % 7,5 teminatı 918 Uradır.
6 — Şartnameler orman genel Müdürlüğünde, Adapazarı, Mudurnu İşletme Müdürlükleriyle Doğançay, Tuzla bölge şefliklerinde ve İşletmemizde görülebilir.
7 — İsteklilerin belirli gün ve saatte komisyonda hazır bulunmaları.
(13996)
Meslek kurulları sayın üyelerine
İstanbul Ticaret ve sanayi odasından
Toptancı ve perakendeci kâr hadleri hakkında Ticaret Bakanlığından alınan yazı m önderi çatının müzakereslle varılacak neticeler Bakanlığa bildirilmek üzere tayin ve tesbiti İçin meslek kurulları üyelerinin 20/10/945 cumartesi günü saat 11 de odada yapılacak toplantıda bulunmaları rica olunur. (13977)
Hakkâri Valiliğinden:
1 — Hakkâri merkezinde kapan zarf üsullyle iki memur evi yapılacaktır.
2 — Muhammen bedeli 30383 Hra 41 kuruştur.
3 — Bu işe alt şartname, keşlfname ve sair belgeler Hakkâri 111 daimi encümen kaleminde görülebilir.
4 — İhale müddet! İlân yapıldığı tarihten itibaren 15 gündür.
5 — İstekliler hemen belgelerim ibraz etmek mecburiyetindedirler.
6 — Muvakkat teminat 2313 Hra 16 kuruştur. (13539?
Bayındırlık Bakanlığından:
Ankara da yeniden yaptırılacak olan «Fen Fakültesi» binaları projeleme. bunların genci durum plânının yaptırılması Türfc Yüksek Mimar, Yüksek Mühendlslorile, Mimar Mühendisleri arasında müsabakaya kon-muşutr.
Bu konuya ait müsabaka şartnamesi ve arsa plânı Bayındırlık Bakanlığı yapı ve İmar İşleri EV isliğinden İstenmelidir.
Müsabaka süresi 31 ocak 1946 günü saat 17 de sona erecektir. Bundan sonra müsabakaya katılan projeler yedi Uzmandan kurulan bir «jüri» tarafından incelenecek ve 1 inci, 2 İnci, 3 üncü dereceyi kazananlarla, mansiyon alacak ayrıca beş projeyi seçecektir.
1 İnci mükâfat kazanan proleye: 8000 sekiz bin lira
2 » » ■ » ! 6000 altı bin lira
3- » » » 4000 dört bin Hra
Ayrıca, adedi beş olmak üzere
mansiyon kazanan projelerin beherine de 500 beş yüz Hra verilecektir.
(13060)
İstanbul üniversitesi ^ea_ fakültesi dekanlığından:
Kimya mühendisliği giriş müsabaka imtihanları aşağıdaki gün ve saatlerde yapılacağından namzetlerin knrUflrlle beraber tanı saatinde Konferans salonunda bulunmaları lüzumu İlân olunur. ‘
24 Fklm çarşamba saat 830 Matematik
24 ■ , saat 14 Kimya
25 > perşembe şaat 8,30 Fizik (139961
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları müessesesi
müdürlüğünden:
Müessesemiz sağlık koruma seıv^inde barem harici mün. hallere 1 Hariciye Uzmanı, 1 İç hastalıkları Uzmanı 1 Röntgen Uzmanı, 1 Sıtma mücadele Doktoru, 1 saha doktoru, 1 Eczacı ile 1 Baş Hemşire alınacaktır,
İsteklilerin hizmet müddetleri gözönünde bulundurulmak suretile aşağıda gösterildiği miktarlara göre aylık ücret verile, bilecektir. Bundan başka her ay ücretinin takriben % 25 i nispetinde prim ve senede biri fevkalâde ve diğeri temettü ol. mak üzere İki maaş nispetindeki İkramiyeden de istifade ettirileceklerdir.
Müracaatların en geç 30 Ekim 945 tarihine kadar nüfus tezkeresi, tahsil vesikası sicil hülâsası hâlen bulundukları va. zifeden ayrılmalarında mahzur bulunmadığına dair alacakla, rj muvakkat mektubunu havi bir dilekçe ile Karabükte mü. essese müdürlüğüne müracaatları.
Lira
Iç hastalıkları Uzmanı 400
Röntgen » 400
Hariciye » 300
Sıtma mücadele doktoru 300
Saha doktoru 260
Eczacı 260
Eaş Hemşire 140
(13446)
by free version of 2PDF
Gümrük ve Tekel Bakanlığı Müfettiş Muavinliği müsabaka imtihanı
Münhal bulunan 35 Ura maaşlı müfettiş uıu av imikleri İçir, yazılı ve sözlü bir müpubaka imtihanı açılmıştır.
1 — Müsabaka İmtihanının yanlı kısmında 5 11 945 pazartesi günü saat 9 da Ankara ve İstar.tulda baş'anacak ve 7. 11 945 çarsan-.ba günü akşamı son verilecektir
Aşağıdaki vasıfları haz isteklilerin 31. 10. 945 salı gunûuc Zroaı dilekçe İle Bakanı.k teftiş heyet) reisliğine müracaat ederek oradan verilecek hal tercümesi beyannamesini eklerlle birlikte doldurduktan ST.ra bunları en geç 3, 11- 945 cumartesi günü akşamına kadar teftiş heyet: reisliğine göndermiş Oviunmaları lâzımdır.
2 — Mürabakaya gireceklerden aşağıdaö vasıflar aranır-
A - Memurin kanununun 4 üncü maddesindeki şartlan mu olmak, B — Mivabaka tarihinde yaşı 13 den yukarı G.manıak.
C — Hukuk ve İktisat fakülteleri, siyasal bilğHer okulu, yüksen iktisat ve ticaret okiılu İle bunlara muadil aynı derecedeki yabancı okullardan mezun bulunmak, «yabancı memlecet okullarından alınan alp'dınalarm MIHI Eğitim Bakanlığınca muadeletleri tasdik edilmiş alması ıltamdur.
Ç - Müfettiş mesleğin'n istilzam ettiği vekar ve clddivete aykırı oir hail ‘Dulunınsmak.
D — dsh.nf.tQe Türklyeıun her tarafında vazife görmeğe vc seyahatler yapmağa müsait bulunduğu tam teşekküllü bu hastaneden alınacak raporla tevmc edilmek.
3 — Bakanlıkça aranan vasıflar.’ haiz oldukları yapılan sorui'vrma He anlaşılanlar Ankara ve Istanbulda evvelâ yazıb ve bunu müteakip yalnız Ankarada sözlü bir mlihana tabi tutulacak'âcdır
4 — MÖnhallere mü sarakada kazanılan ni’t cerecesine gere tayin yapılacak ve bu müsabaka oundan sonra açılacak müfettiş nıusvlnllkleri için bir hak teşkil ctmlyr çektir.
5 — İs’ek.Uerin İmtihan orugramını teftiş heyet! reisliğinden almaları veya mekfuıua istemeleri azımdır(93491
Seyhan Valiliğinden
1 — Bahçe - Haruniye yolunun 10X235—21X000 kilometreleri arasındaki Yarbaşı - Haruniye kısmının stabllze olarak tamiratı İhalesi 1.11. 945 gününe rashyan perşembe günü saat 11,30 da yapılmak üzere kapalı zarf usullyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Keşif bedeli 25095 Ura 50 kuruştur. Muvakkat teminatı 1882 Hra 12 kuruştur.
3 — İsteklilerin muvakkat mektup veya makbuzların» Ticaret odası vesikasını ve ihale gününden ÜQ gün evvel D makamına iki adet fotoğraf -larlle beraber bir İstida İle müracaat ederek bu İş İçin alacakları fennî ehliyet veslkas'nı hâmllen 2490 sayılı kanunun hükümlerine tevfikan hazır Uyacakları teklir mektuplarını adı geçen günde saat ıo,3O a kadar Daim! komisyon başkanlığına tevdi etmeleri.
4 — İstekliler bu İş İçin keşif ?e şartnameyi her gün Bayındırlık müdürlüğünde görebilirler. (133031
Köknar Tomruğu Satışı
Devlet Orman İşletmesi Adapazarı Müdürlüğünden:
Deposu Cinsi Mlkdarı Fiat! Lira Krş. Teminatı İhalenin
Adet M3 D3 Lira Krs. Tarihi Saat
çakal İlk Köknar
aradepa'u tomruğu 797 433 617 61 31 1993 87 1/11/1945 15
» » 379 230 231 61 31 1058 66 » 15,30
» » 254 180 248 61 31 828 83 » 1«
1430 844 096
1 — Hendeğe «8» kilometre ve Adapazanna »38« kilometre m: saf ede kamyon İle nakliyatı yapılabilir işletmemizin Kaıadere bölgesi çakallık ara deposunda mevcut üç parti halinde 1430 adede denk «844.096» metreküp köknar tomruğu açık arttırma Ue satışa çıkarılmıştır,
2 — Arttırmaya çıkarılan emvalin muhammen bcdellerile İlk teminatları kendi hizalarında gösterilmiştir.
3 — Arttırma günü 1/11/945 perşembe günü saat 15, 15.30 ve 16 da yapılacaktır.
4 — Arttırma şartnameler! Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul, İzmit, Geyve, Düzce işletme müdürlüğünde görülebilir. (13906)
Br.Hile 8
Sümerbank iplik ve dokuma fabrikaları müessesesi
müdürlüğünden
Pamuk ihtiyaç sahiplerine
7. 9. 945 tarihli resini gazete İle yayınlanan 606 sayılı koordinasyon kararı gereğince hükümetçe el konan pamuklanıl mubayaası ve müstehliklerine tevzii lşl İle müessesemlz vazlfedar kılınmıştır.
Kontenjan sahiplerinin nerelerde, kimlere müracaat ederek pamuklarını alacakları aşağıda bildirilmiştir.
1 — Pamuk ipliği, yün İpliği, koton İdrofll fabrikalarına alt kontenjanlar Ekonomi Bakanlığınca tesblt edilmiş olduğundan bu fabrikalar kontenjanları dahilinde pamuk ihtiyaçlarını İplik ve dokuma fabrikaları müessesesi Ege ve Adana satmalına müdürlüklerinden ve tstanbul-da Bakırköy bez fabrikasından alacaklardır.
2 — El tezgâhı, yorgancı ve müteferrik perakende ihtiyaçlar keza Ege ve Adana pamuk satın alma müdürlüklerimizce karşılanacaktır. Şu kadar kİ el tezgâhı âmili olup hükmi şahsiyet olan kooperatifler kendi veslkalarlle müstakil çalışan eşhasave perakende İhtiyaçları karşıhyan tüccar ve esnafla yorgancılar da bu lundukları mahallin ticaret odalarından alacakları senelik İhtiyaçlarını gösterir vesikalarla pamuk satın alma bürolarımıza müracaat ederler ve pamuklarını buradan derhal alırlar.
3 — Sarış Hatları Ekonomi Bakanlığınca tayin edilmiştir. Satış bürolarımız bu resmi finta hakiki ambelâj ve .varsa nakliye masraflarında başka bir zam yapamazlar.
Kaliteler arasındaki farklar Ekonomi ve Ticaret Bakanlıklarınca kabul edilmiş olan resmi kalite farklarıdır.
4 — Vilâyetlerce pamuk İhtiyaçlarının hangi bölgelerden karşılanacağı aşağıda gösterilmiştir:
a( İzmir, Balıkesir, Çanakkale, Kütahya, Aydın, Denizli, İsparta, Antalya. Burdur, Muğla vilâyetleri yorgancı ve el tezgâhı ve perakende ihtiyaçları, iplik ve dokuma fabrikaları müessesesi Ege Pamuk satın alma müdürlüğünce karşılanacaktır
hı Edirne. Kırklarelli, Kocaeli, Buısa. Bilecik, Eskişehir, Bolu, Kas-uıı.onu, Sinop. Samsun, Ordu İhtiyaçları İstanbulda Bakırköy bez fabrikası müdürlüğü enirindeki pamuktan karşılanacağından bu vilâyetlerdeki ihtiyaç sahiplerinin vcsikalarlle birlikte Bakırköy bez fabrikasına müracaat etmeleri.
e — a ve b fıkralarında yazılı vilâyetler haricinde kalan vilâyetlerdeki İhtiyaç sahipleri ihtiyaçlarını yalnız Adana pamuk satın alma müdürlüğünden vesikaları mukabili alırlar.
5 — Pamuk bedelleri peşin olarak ödenir. Naklolunacak pamuklara kara, deniz vasıtaları için nakliye vasıtaları Ege ve Adana pamuk satın alma müdürlüklerlle Bakırköy bez fabrikasından verilecektir.
Bu ilânda pamuk satış tevzi yerleri bildirilmiş olduğundan alâkalıların başka makamlara müracaat etmemeleri ve şikâyetlerini her İki satın alma nczdindckl Sümerbank müfettişlerine veya Ankarada Yenişehir İsmetpaşa caddesi 15 No. da Sümerbank iplik ve dokuma fabrikaları müdürlüğüne yapmaları Jlân olunur.
Sümerbank iplik ve dokuma fabrikaları Mües. Ege pamuk satın alma müdürlüğü — İzmir
Sümerbank iplik vc dokuma fabrikaları müessesesi Adana pamuk satın alma müdürlüğü — Adana
Sümerbank iplik ve dokuma fabkalan müessesesi Bakırköy bez fabrikası müdürlüğü. — Bakırköy — İstanbul
M
Arızasız işleyen süratli ve kabiliyetli EVİNRUDE motöriyle balık avına çıkmak sonsuz bir zevkdir. Vakti kürek çekmekle değil, balık avlamağa vakf etmiş olursunuz.
20 Ekim 1945
SİPAHİ OCAĞINDAN
Ocağımız, 22. 10. 945 pazartesi günü Beyoğlu, Mis sokağındaki kışlık binaya taşınacak ve aynı gün üyelere açık bulundurulacaktır.
İDARE MEMURU
ÇEMBER ve TOKA ALINACAK
İsteklilerin bir hafta İçinde Galata Mumhane caddesi eski Şarab iskelesi. Muradiye hanında 16 numarada Malatya Bez ve İplik Fabrikaları T. A S. S-ıtınnlmn bürosuna müracaatları
Satılık Radyo
8 lâmbalı Talefuruen «ok gÜMl bir halde 38. 10. MS perşembe günü eaat ikide Sandal bedestenlnd* satılacaktır
Lâstik satın aldığınızda
Kayıp çocuğumu arıyorum
yan tarafta fotoğrafı bulunan Bandırma nüfusunda 1630 doğumlu on beş yaşlarında oğlıım SUDİ TARHAN 18/10/945 günü arkadaşı Tahsin ile bcrllkte mektebe gitmek, üzere evden çıkmış tekrar eve dönmemiştir. Her İkisini görenlerin İnsaniyet namına aşağıdaki adrese va polise teslim etmelerini rica ederim.
Sirkeci Tarhan Palas oteli sahibi i Hamdi Tarhan Tel: 20392 ve 24652
ismine dikkat ediniz
En yüksek kaliteye sahip olan " FEDERAL ,, lâstikleri uzun tecrübe ve ilmi tetkikler neticesinde en üstün randıman vermek özere imâl olunmuştur
Kamyon ve otomobiller için imâ) edilen bu iâ»-tikler çok dayanıklı, emniyetli ve uzun yollara mütehammildirler.
"Zevcim
Gözlerine İnanamıyor!"
Ve on yaş daha genç göründüğümü söyliyor
Her ne kadar EVİNRUDE mOtörlerin satışa çıkacağı zaman belli değilsede alâkadarların şimdiden müracaatları tavsiye
Harpten sonra otomobil ve kamyon sahiplerine, hiç tasavvur edilmıyen en iyi kalite ve OalÜO verimi " FEDERAL,, lâstikleri temin edecektir. Gerek şimdi gerekse lıapten sonraki devrede " FEDERAL ,, lâstiklerini kullananlar, paralarını en iyi I â«t i g e ' vermiş olacaklar, çünkü " FEDERAL ,, lâstikleri en çok kilometre yapmasına rağmen en. az arıza gösteren lâstiklerdir, Lütfen, daha fâzla malûmat almak üzere “ FEDERAL ,, lâstiklerinin en yakın acentası-na müracaat ediniz. Memnuniyetle size lâzım gelen izahatı vereceklerdir
FEDERAL TIRE EXPORT COMPANY
JAK GRUNBERG Halefleri HUGOve LEON GRUNBERG
Tablo merak!darına
Fatih 3 üncü Sulh Hukuk Yar-gıçlığından: 945/8 T.
Vefatlle terekesine mahkememizce el konan ressam Sami Ye- j tike alt muhtelit ve kıymetli tabloların 27/10/945 cumartçpl günü saat 15 de Fatihte Kızta-şında Açıklar sokağında 12 numaralı evinde açık arttırma su-rt lılc :atıkırağı Han olunur.
Memur ve kâtip aranıyor
Güzel Sanatlar Akademisi müdürlüğünden
Gikel sanatlar akademisine imtihanla 20 lira aslî maaşlı bir idare memurile 15 lira aslî maaşlı bir kâtip . daktilo alına, çaktır,
Memurin Kanununun 4 üncü maddesinde yazılı vasıfları haiz olanların 5/kasım/1945 pazartesi günü öğleye kadar belge, lerile beraber akademi idaresine baş vurmaları ve 5/kasım'1945 saat 14 de imtihana iştirâk etmeleri ilân olunur. (14019)
SDlendit .S;
Her akşam Dine (lansan
Nevşehlrln nefis üzümlerinden yapılmış emsalsiz BİR ŞARAPTIR
Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu, Telf: 24733.
Ankara Tın Fakültesi Dekanlığından
1 — İsveç Stille fabrikası mamuiâtı 1338 parça alâtı cerrahiye
alınacaktır,
2 — Taliplerin 8/kasım/1945 tarihine raslıyan perşembe gü.
nü saat 15 de okullar saymanlığında yapılacak eksilt, meçle hazır bulunmaları.
3 — Eksi'" meye gireceklerin bir saat evvel muvakkat teminat.
ları okullar saymanlığı veznesine yatırmış olmalan tezin r.
4 — Mu'.a'.kat teminat 375 lira,
5 — Şartn. mesi Ankara Tıp Fakültesi müdürlüğünde görüle-
bilir. ____________ (14022)
7 işçi alınacaktır
İstanbul Elektrik, Tramvay ve Tünel işletmeleri umum müdürlüğünden;
Gazhane ocak ve fırınlarında çalıştırılmak üzere 7 amele alı. fıacaktır, isteklilerin nüfus hüviyet cüzdanlarile birlikte Yediku. e Gazhanesine müracaatları bildirilir. (14024)
kadir,, diyor. An- oldum? cak iki ay kadar evvel alnımda ve gözlerimle ağzımın etrafında çizgiler ve buruşukluklarım vardı Hakikaten “Yaşlı,, görünüyordum. Bugün İse, bütün bu çizgilerim kayboldu ve arkadaşlarım bir genç ktzm cildi gibi parlak, nermln ve yumuşak olan cildime takdir naza-nlc bakıyorlar. Her akşam yatmazdan evvel cild gıdası olan pembe renkteki Tokalon kremini kullanı-yornm. Terkibinde Viyana Üniversitesi profesörlerinden biri taralın^ dan keşfedilen, gençliğin kıymetli ve cazip cevheri olan ,,Biocel„ var--dır Gündüzleri de cildi beyazlatrp yumuşatan, siyah noktaları gideren ve acık mesameleri sıklaştıran beyaz renkteki Tokalon kremini kullanıyorum
PARASI2 GÜZELLİK KUTUSU Derununda (beyaz ve pembeı renklerdeki Tokalon kremleri İle muhtelif renklerde Tokalon pudrasının numunelerini havidir. Ambalaj ve sevk masrafı olarak 20 kuruşluk bir pulu aşağıdaki adrese gönderiniz Tokalon servis! ı M Posta kutusu 622. İstanbul
Fevkalâde mirzlk - mükemmel servis, gecenizi geçirebileceğiniz en nefis aile salonu.
Çocuk hekimi doktor
Ahmed Akkoyunlu
raksım . Talimhane palas
Telefon- 82627
İstanbul Belediyesi İlânları
Karaağaç müesseselen buz fabrikası için alınacak 1250 adet buz kalıbı kapalı zarf usullle eksiltmeye konulmuştur. Keglf bedeli 45000 lira ve İlk teminatı 3375 liradır. Keşif ve şartnamesi zabıt ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir ihalesi 31/10/945 çarşamba günü saat 15 d? Daimi Encümende yapılacaktır. İsteklilerin İlk teminat makbuz veya mektupları İhale tarihinden 3 gün evvel belediye fen İşleri Müdürlüğüne müracaatla alacakları fenni ehliyet 945 yılma alt ticaret odası vesikaları, keşif şartname ve eklerini okuyup imza ettiklerine dair Belediye Fen İşleri Müdürlüğünden alacakları vesika ve kanunen gösterilmesi gereken diç-er bclgelerile birlikte 2490 numaralı kanunun tarif ah çevresinde hazırlayacakları teklif mektuplarını İhale günü saat 14 de kadar Daimi Encümene vermeleri lâzımdır. (13677)
Vakıflar orman işletmesi müdürlüğünden
İstanbul
işletmemize alt olup Alemdag ormanında kesilmiş olarak İstifte mevcut 14000 kental kestane odunu 05 M3. kestane eğrisi acele olarak şartnamesine göre ve pazarlıkla satılacaktır. İsteklilerin 22/10/943 pazartesi günü saat 14 de İşletmemiz komisyonuna müracaatları odunun muhammen bedlell beher kentalde 30 kuruş kestane eğrisinin M3 26 lira muvakkat teminat 752 liradır. (13904)
Toprak mahsulleri ofisi U, müdürlüğünden
Mallepede Cumhuriyet mahallesinde kurulacak olan (8) sekiz adet çelik hububat İçin İstimlâk edilecek arazinin mal sahiplerinin isimleri, bedeli İstimlâk ve tutarları-aşağıdaki cetvelde yazılmıştır. Bu kıymetlere itirazı olanların 1295 sayılı İstimlâk kararnamesinin - • • nazaran
8 İnci maddesine
(8) sekiz gün zarfında belediye encümenine müracaatları.
M2 ’ -----
Sahası
5020 M2
15548,5
FORJtlYE UMUMİ »CEHTE8I
ARİF ALP
ABİT Han 20-21
İstanbul (Galata)
İ
I tabibi
☆ Mide, barsak ve vücutta birikmiş yağlara, gazlara, toksinlere karşı kullanılır.
Çukurova harası müdürlüğünden:
Kurumumuzda 944 Akça yılında inşa edilen merkez binası ile İlgi ahırının İkmal İnşaatı on beş gün müddetle ve kapalı zarf usulü İle eksiltmeye konulmuştur.
1 — İşbu İnşaatların bedeli keşfi 80674 Ura ve 28 kuruştur.
2 — Muvakkat teminatı (5283) lira vt (71) kuruştur.
3 — Eksiltme şartname ve projeleri hara merkezindeki eksiltme komisyon undadır.
4 — Eksiltme 5/11/945 günü saat on altıda kurumumuz merkezlnd» toplanacak komisyon marifetiyle yapılacaktır.
5 — İsteklilerin teklif evrakı arasında şimdiye kadar yapmış oldukları aynı cins İnşaattan en aşağı bir taahhütte yüz bin liralık İnşaatı muvaffakiyetle başardıklarına dair İnşaatın yapıldığı mahal bayındırlık müdürlüğünden veya resmi kuramlardan alacakları musaddak ehliye» belgelerini bağlamaları şarttır.
6 — tş başında bir mühendis veya fen memuru bulundurulacaktır.
7 _ istekliler teklif mektuplarını eksiltme günü olan 5/11/945 günü saat on beşe kadar makbuz mukabilinde hara merkezindeki eksütnft komisyonu başkanlığına vereceklerdir.
8 — Postada vaki olacak gecikmeler kabul edilmeyecektir. (14013)
Cağaloğlu birinci erkek orta okulu satın alma komisyonu başkanlığından:
23 Ekini 1945 pazartesi günü saat 14.30 da İlseler saymanlığı eksllt-m« komlysonu odasında 998 lira 38 kuruşluk keşif bedelli Cağaloğlu birinci erkek ortaokul binasında yaptırılacak tamirat İşi açık ekslltmey» konmuştur.
Mukavele eksiltme bayındırlık işleri genel ve husus! ve fenni şartnameleri proje keştff hülfisasiyle buna müteferr! diğer evrak dalrejlnd» görülecektir.
Muvakkat teminat 74 lira 88 kuruştur, isteklilerin en aa bir taahhütte 1000 liralık bu İşe benzer İş yaptığına dair idarelerinden almış olduğu vesikalara İstinaden İstanbul vilâyetine müracaatla eksiltme tarihinden tatil günleri hariç üç gün evvel alınmış ehliyet ve 1945 yılına alt Ticaret odası vesikaları Ue gelmeleri.
Ticaret ve Esnaf odası vezne makbuzları belge yerine geçmez. (133101
.iye encümenine İstimlâk bedel!
Lira Kuruş ----- ** Ali kızı Halide
Salt kızı Meliha Bilgin Ali kızı Hailde
Mehmet oğlu Cemal Yasin oğlu Mustafa Yasin oğlu Mustafa Meliha Bilgin
Salim Esen
Şaklr ûğ. Tevflk Kordel (14002)
Sahibi
Cinsi Bostan Bostan Bostan Tarla Tarla Bostan Bostan Tarla Tarla
Parsel
Yeşilköy tohum üretme çiftliği müdürlüğünden i
1 Kasım İlâ 31 Mart 946 sonuna kadar günlük manda ve luek sütleri açık arttırma İle satışı 22 Ekim 945 perşembe günü yapılacaktır.
Taliplerin belli gün ve saat 10 onda Yeşilköy tohum ıslah İstasyonu binasındaki komisyona 800 Hra muvakkat teminatları ile müracaat-şartnnmesl dairede görülür. (1SB82)
31420
100691
33560 9642
13560
20060
oo
00
00
00
50
00
İstanbul üniversitesi iktisat fakültesi dekanlığından:
Fakültemizde 30 Hra asil nıaaşlı kütüphane memurluğu açıktır Bir yabancı dili iyi bilmek şarttır. 23 Ekim 1945 salı günü saat 14 d imtihan yapılacağından isteklilerin 22 Ekim 945 pazartesi giinil saat 17 ye kadar dilekçe ile dekanlığa başvurmaları Hân olunur,
Comments (0)