20 Kasım 1950 — Pazartesi
Yeni lstrınbul'ıın
KIPOM
TAHSİL KUPONU
Beyoğlu . Müellif Caddesi 0-8. Telefon : 44756 - 44757 Santral
SİYASÎ İKTİSADÎ MÜSTAKİL
Yıll—Sayı 355— 10 kuruj
"W
• •
1

a A A
II
• ‘ M-

F’

’ +•
F

Abone: Türkiye İçin seneliği 82, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır# Hariç memleketler İki misildir.
11 Anlar :
2 liradır.
6 nci Ray fada santimetresi hânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Tesis eden: Hablb Edlb . TÖREHAN
Posta Kutusu : 447 - İstanbul. Telgraf
Adresi : Hetlo, İstanbul
General Bradley’in sözcüsü
makaleyi tavzih ediyor
u
General Bradley, mahallî harb tâbirini, Komünist tecavüzünün bahsolmadığı iki devlet arasındaki çatışma ihtimaline matuf olarak kullanmıştır”
Politika ve savaş güdümü
GENERAL Omar Bradley’in Rea-ders Digest’te çıkan hlr yazısı, basınımızda derin bir ilgi uyandırdı. Vatan dâvalarında gösterilen hu duygu ve görüş birliği ile, biz, millet olarak. övünebiliriz. Büyük vazifesini kavramış hür bir basın, halk yığınlarının bellibaşlı hâdiseler karşısındaki tepkilerini belirtmek bakımından, en bel bağlanılabilir bir olgunluk ve ıı-yanıklık Ölçüsü sayılır. Onun için çağdaş demokrasi hayatında basının ön plânda gelen bir önenıi vardır. General Bradley’in yazısı, kendimizi daha iyi anlamak ve tartmak İçin, bize çok değerli bir fırsat vermiştir. Biz, burada, Readers Dİgest’te çıkan makalenin ana çizgilerini tekrarlamak fikrinde değiliz. Şimdilik bizim İçin üstünde durulacak en ehemmiyetli nokta, yetkili bir şahsiyetimizin, dün bu makaledeki mütalâalara karşı yaptığı, gerçekten dikkate değer tefsirdir. Bu tefsirin tam zamanında yapılmış olması; ehemmiyetini arttıracak ve bizi yatıştıracak bir ölçüdedir.
Yetkili şahsiyetimize göre, Readers Dlgest, Amerikalı generalin Combat Forces Journal’da çıkan yazısını hulâsa etmiştir. Bir inceleme yapılırken hulâsadan çok asıl metne bağlanmak, elbette, daha doğrudur. Fakat hulâsası yapılan konu, biz! düşündürecek bir renkte İse bunu apaçık münakaşa etmek ve durumun aydınlanmasına çalışmak herhalde yanlış bir hareket değildir. Bradley’in görüşü ne olursa olsun, dâvayı ele almakla, Türk basını hiç şüphesiz vazifesini yapmıştır. Bir konuyu kısaltmak kolay bir şev değildir. Ehemmiyetsizi çıkarmak, e-hemmlyetliyl bırakmak, çetin bir seçim işidir. Her hulâsa, onun İçin, konuyu ele alanın görüşüne ve şahsiyetine göre renk değiştirebilir.
Biz de Readers Digest’te çıkan makaleyi okurken, bunun bir hulâsa olduğunu düşünerek, görüşümüzü belirtmekten çekinmiştik. Bu kararı verişimizde daha büyük bir rol oynayan düşünce, politika ile savaş güdümünün birbirinden ayrı, İki faaliyet bölürnii olması düşüncesidir.
Son yılların politika gelişimi gözb-nünde banşı; tünlük vunma
maktadır. Tam bir bütünlük şeklinde düşünülen bir barışın, yalnız bir bütünlük olarak korunabileceğini söylemeye bile lüzum yoktur. Dünya tarihinin her safhasında İlk hazırlığı, politika yapmış ve gerçekleştirilmesi i-şl orduya, savaş güdümüne bırakılmıştır. Bugünkü durum da başka türlü değildir. Barış bir bütünlük İse. yalnız bir bütünlük olarak kavranılan savunma tedbirleriyle destekle-nilebillr. Niçin saklayalım, dünya barış teşkilâtının İrili ufaklı bir çok delikleri daha vardır, öyle olduğu halde. sırası gelince bu deliklerin nasıl doldurulabileceğini Kore harbi bütün insanlığa göstermiştir. Kore bölgesi, Amerikan savaş güdümü prensiplerine göre, ehemmiyetsiz bir bölge sayılırken. Amerikan politikası onu ilk plâna almış ve harekete geçmiştir. Bu İse, bize, karar vermek yetkisinin, eskiden olduğu gibi, şlrndi de politika faaliyetine düştüğünü, bir kere göstermektedir.
Yetkili şahsiyetimiz diyor kİ: klye emniyetinin ciddi surette
nünde bulundurulduğunun yakında fiili surette müşahede edileceği de pek tabiidir.,, Bizim için de asıl e-hemmlyetli nokta budur. Her ülke savaş güdümü dâvasını, İlkönce, kendi coğrafya yapısına göre, ondarı sonra da dünya politikasının imkânlarına göre düşünür. General Bradley’in de böyle bir fikirden hareket etınlş olması çok mümkündür. Plânlaştırma dâvalarını Atlantik Birliğiyle görüşmek üzere bir askeri heyetimizin A-m er ikaya gittiğini biliyoruz. Bu da bize dünya barışını koruma dan birtakım vazifeler nü göstermektedir. Onun Bradley’in yazısını, dünya
ilgili olduğu halde, dünya politikasının Ölçüleri içine almamayı daha doğru bulmaktayız. Barışın olduğu gibi savaşın da bir bütünlük sayıldığı bir zamanda, savunma sisteminin yalnız dünya politikasına göre düşünülebileceğini Bradley herkesten iyi bilir. Biz. onun için, makale yüzünden beliren pürüzlerin giderilmesi nıaksadiyle a-tılan atlıma özel bir ehemmiyet vermekteyiz. Bize müjdelenen fiili neticeler yakında belli olursa elbette sevineceğiz. Bu vesile ile belirtmek teriz kİ; biz, barışın da, savaşın bir bütünlük olduğuna lııunıyor son kararın politikaya düştüğünü
iiyoruz. Bu politikada bizim yerimiz bellidir. Savaş güdümünün imkânları İçinde düşünen değerli Amerikan generali hu noktaya d okunmam ıştır.
Bize öyle geliyor kİ. yetkili şahsiyetimiz, açıklamasını yaparken politika zaruretlerini dikkate almakla büyük bir İsabet göstermiştir. İleriye sürülen görüşleri istisnasız benimserken, Bradleyin de, bütün İnsanlığı İçine a-lan mukadderat belirişi karşısında başka türlü düşünemiycceğlnl şüphesiz sayıyoruz. Çünkü; biz hepimiz, aynı çetin mukadderat yolunun barışa, hürriyete, İnsanlığa İnanmış yolcularıyız. Demokrasi kudreti de bu-rodadır. M. NERMİ
tutulursa görülür kİ. dünya insanlığı kucaklayan bir bü-olarak anlaşılmakta ve sa-teşkilâtı da oııa göre âyarlan-
daha,
“Tür-gÖZÖ-
bakırnın-düştüğü-Için biz har işiyle
lada ve bl-
Sözcü diyor ki : "Eğer Komünistler Türkiyeye tecavüz edecek olurlarsa bu, mahallî bir harb teşkil etmiyecektir”
Balkan Truman, General Bradley He
VVashlngton, 19 A. A. (Reuter) — Birleşik Amerika Müşterek Kurmay BaşkAnlan Heyeti Reisi General Ö mar Bradley’in sözcüsü bugün beyanatta bulunarak Türkiyeyi müdafaa etmenin stratejik ehemmiyetini belirtmiştir.
General Bradley. bir makalesinde Türkiye, Irak ve diğer Asya memleketlerinin Asyada ilerde çıkabilecek ihtilâflarda muhtemelen mahalli mahiyette harplere sahne olacağını bildirmişti. Bunun üzerine Reuter Ajansı, General Bradley’in sözcüsünden Türk basınında çıkan ve Birleşik A-merikanın dünya askerî siyasetine taalluk eden makalesini tenkid eden yazıları yorumlamasını rica etmiştir. Bradley, bu yazısında Birleşik Amerikanın yalnız komünist tecavüzüne karşı çarpışacak memleketlere yardımda bulunmayı tavsiye edeceğini ve pıa-halli harplerin Birleşik Amerlkayı vakitsiz olarak bu esaslı vazifesinden a-hkoymasına. kati surette muhalefet • edeceğini belirtmekte îdi.
I »

Ingiliz Kabinesi
Mısırın teklifini
bugün görüşecek
Kuzey Afrikadaki siyasî ve askerî hâdiseler Avrupanın müdafaa plânlarını hazırlı-yanları müşkül durumu sokuyor
Kahire, 19 (AP) — Kuzey Afrika-da cereyan eden asker! ve siyasi hâdiseler Batı Avrupanın müdafaa plânlarını tanzim edenleri güç bir duruma sokmuştur.
Mısırlı siyaset adamları, milletin umumi arzusuna dayanarak, Ingiliz-lerln Mısırı terketmesini talep etmekte aksi halde İngiliz askerlerinin Mısırda kalmasını bildiren anlaşmayı yırtacaklarını söylemektedir. İngiltere dünya ahvalinin İngiliz askerlerinin Mısırı terketmesine müsaade etmediğini bildirmişse de. Mısır tngi-lızlerin Mısırı terketmesinin harpten sonra bütün dünyada girişilen hürriyet mücadelesi için elzem olduğunu İddia etmektedir.
Mısırdan başka Akdeniz sahillerinde MussoHnin eski kolonisi Libyada bazı mühim meseleler kendini göstermektedir.
İngiliz kabinesi bugün Mısır teklifini müzakere edecek
Londra, 19 lAPı — İngiliz kabinesi yarın toplanarak Mısırın 1936 Mısır - İngiltere andlaşmasını feshetmek ve İngiliz birliklerinin Süveyş bölgesinden çekilmesi İçin yaptığı talebi müzakere edecektir. Dışişleri Bakanı Emesi Bevinin yeni durum hakkında pazartesi yahut salı günü bir demeçte bulunacağı tahmin edilmektedir.
Tibet meselesi
B. Milletlerde
Lake Success, 19 (YİRS) — Salvador delege»! bugün Birleşmiş Milletlere resmen müracaat ederek, Tibet’in istilâ edildiğini ve bu yüzden Birleşmiş Milletlerin meseleyi derhal görüşmesini talep etmiştir. Salvador’un yaptığı bu teklifin yarın veya öbür günkü müzakereler esnasında görüşülmesi beklenmektedir.
Buradaki siyasi şahsiyetler. Salvador temsilcilerine teklifin! geri aldırmaya uğraşmışlarsa da vazgeçireme-mişlerdir. Diğer bazı Birleşmiş Milletler delegelerinin Tibet meselesini fazla kurcalamak istememelerinin sebebi, Tibet’in otonom bir statüye sahip bulunup bulunmadığının kesin o-larak bilinmemesinden ileri gelmektedir.
Mançurya
10 mil kaldı
Kuzey Korenin en mühim şehri Kapsan zaptedildi
4 Tokyo, 19 (YÎRS) — Kuzey doğu Korede çarpışan 7 nci A-mertkan Tümeni bugün düşman hatlarını derinliğine yararak Mançurya hududuna 10 mil mesafeye kadar ilerlemiştir. Müttefik kuvvetleri hududa giden yol üstündeki en büyük Kuzey Kore şehri Kapsan’ı ânî olarak işgal etmiş ve şehrin kuzeyindeki Ungi Nehrini geçerek muhtelif kollardan Yalu Nehrine doğru ilerlemeye başlamıştır. Bu kollardan bin Mançurya hududuna 15. diğeri 11 ve üçüncüsü de 10 mil mesafededir. Düşman panik halinde kaçmaktadır. 7 nci tümen komutanı David Barr, pazartesi günü hududa ulaşacaklarını söylemiştir.
Askeri yargılama sisteminin
ıslahı tasarısı tamamlandı
Komisyon,
tasarıyı Bakanlar Kuruluna verdi
Başlıca hükümler : Askerî Yargıtay lâğvedilecek — Askerî hâkimlerin terfi, tâyin ve nakilleri tamamen Hâkimler Kanunu hükümleri gereğince yapılacak
Ankara, 19 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Askeri yargılama Savunma Bakanlığında teşkil edilmiş olan hazırladığı tasarıyı Büyük Millet Meclisine Kuruluna göndermiştir. Tasarı başlıca
temlmizin ıslahı İçin Millî misyon mesaisini bitirerek kedilmek üzere Bakanlar kümleri ihtiva etmektedir:
Askerî Yargıtay lâğvedilecek ve yerine kurulacaktır. Yargıtay baş savcılığı cı yardımcısı kurulacak ve bunun
Amerikanın
askerî yardımı
ŞU
Sİ8-ko-sev-hü-
İÇİNDEKİLER
Askeri bir nezdinde askeri maiyetine verilecek lar vazife taksimi
dairesi baş sav-
Bu sözler. Türk basınında, Türkiye ye karşı yanılacak bir komünist taarruzunun Birleşik Amerika tarafından mahnlll bir harp olarak telâkki edileceği ve dolayısiyle Birleşik Amerika yardımının Türkiyeye şâmil olmıya-cağı ve Türkiyenin anti komünist savunma sisteminden çıkarılması gerektiği şeklinde tefsir edilmişti.
General Bradley’in sözcüsü, bugünkü beyanatında bu şekildeki tefsirin hakikate aykırı olduğunu belirterek şöyle demiştir:
°Eğer komünistler Türkiyeye taarruz edecek olurla.sa bu. mahalli bir harp teşkil etmiyecektir.
General Bradley, asker olması hasebiyle Birleşik Amerikanın 'rürklye hakkındaki milletlerarası taahhütlerini tasrih edemez. Birleşik Amerika, bütün milletlerarası taahhütlerini tam bir eadâkâtle ifa edecektir. Birleşik Amerikanın Türkiyeye verdiği stratejik ehemmiyet, Amerikan askerî şef-lerinfn hareketlerinde ve sözlerinde zımnen belirmektedir.
General Bradley, mahallî harp tâbirini. komünist tecavüzünün bahis mevzuu olmadığı iki devlet arasındaki çatışma ihtimaline matuf olarak kullanmıştır. Tab.*atiyle general, farazi olarak dahi bu arada devlet adı veremezdi.
General Bradley, mahalli harplerden bahsettiği kısımda, komünist tecavüzüne karşı çarpışacak olanlara Birleşik Amerikanın yardım edeceğini bildirmiştir. Bu devletler arasında Türkiye de vardır.
Birleşik Amerikanın Irana karşı güttüğü politika ve ittihaz ettiği tavır, Amerikanın bir komünist mütecavize. dünyanın bu bölgesindeki memleketleri istilâ etmek İmkânını vermiyeceğlnl açık bir şekilde göstermiştir.,,
Merkez ve Kuzeybatı Kore cephelerinde vaziyet durgundur.
Kore cephesi, 19 (AP) — Yüz bin Çinli ve Kuzey Koreli komünistin Yalu Nehrinin aşağısında büyük hidroelektrik tesislerinin aşağısında son bir müdafaa hattı kurmakla meşgul oldukları haber alınmıştır.
Bugün Moskova İle Pekin aynı zamanda Amerikalıların Mançurya topraklarına tecavüz ettiğini bildirmiştir. Pazar günü bütün Sovyet gazetelerinde çıkan bir Tass haberine göre Çin üzerine yapılan bir bombardımana 300 den fazla Amerikan uçağı iştirak etmiştir.
Muhtelif memleketlere şimdiye kadar 400,000 ton malzeme gönderildi
Washlngton, 19 tYİRS> — Amerika nın dost memleketlere askeri yardım plânı mucibince 400.000 tondan fazla askeri malzeme yolladığı anlaşılmıştır. Bu tonaja harp gemileri ve uçaklar dahil değildir. Amerikanın verdl-ğu uçakların 350 den fazla olduğunu ve bunlardan başka 5.000 motorlu vasıtanın da aynı plâna göre, iemokra*: cephesindeki devletlere verilJiğini resmi bir Amerikan şahsiyeti açıklamıştır. Amerikada askerî malzemenin nasıl kullanılacağını öğrenmek üzere tahsil görmekte olan yabancı askeri personel sayısının 1100 olduğu ve bunun yakın bir tarihte 9.000 e yükseleceği de bildirilmektedir.
Sukşon kesimine indirme yaptıklarını bildirdiğimiz Güney Koreliler, uçaklarından atlarken





H
YENİ İSTANBUL u dikkatle tetkik ediniz
yargı bir
muhtelif savcı-yapacaklardır. Gerek Yargıtayın bu dairesi Azalan
gerek savcılar tamamen askerî yargıçlardan seçilene!'irdir. Askeri mahkemelerin yargılama sistemi de tamamen değişmektedir. Mahkeme, ler 3 kısma ayrılmaktadır. Bunlar alay, tümen ve kolordu mahkeme, leridir. Alay mahkemeleri tek yargıçlı olarak ve erden yüzbaşıya kadar askerî şahıslan yargılayacaktır.
Tümen ve kolordu mahkemeleri ü-çer yargıçlı olacak ve erden binbaşıya (binbaşı dahil) kadar askeri şahısları yargılayacaktır.
Albaya kadar yüksek rütbeli subaylar da yüksek mahkemelerde yargılanacaklardır. Kararlar Askerî Yargıtayda kesinleştikten sonra İnfaz edilecektir. Alay, tümen ve yüksek mahkemelerde danışmanlar bulunacaklardır. Alay mahkemelerinde erat muhakeme edilirken biri erbaş olmak üzere 3 şahıs bulunacaktır. Duruşma bittikten sonra danışmanlar yalnız fikirlerini İzhar edebileceklerdir. Yargıç danışmanların fikirleriyle bağlı kalmadan kara-nnı verecektir. Yargılanan subay ise danışmanlar yargılanan subaydan üst veya daha kıdemli olacaktır. Tümen mahkemeleri bir başkanla iki âzadan teşekkül edecektir. Bu mah. kemelerde de üç danışman bulunacak ve bunİAr da yargılanan subayın rütbesinden üstün veya ondan kıdemli olacaklar. Generaller ve amiraller Yargıtay Askerî Dairesinde yargılanacaklardır.
ötedenberi birliklerimizde bulunan adlî Amirliklerin isimleri değiştirilmekte. bunun yerine ”Ordu dâvacı-si” unvanı kabul edilmektedir. Ordu dAvacılarının yanında bir adalet müşaviri bufûnacaktır. Bunlar da yargıçlar arasından intihap edilecektir. Asker! hâkimlerin terfi, tâyin ve nakilleri tamamen Hâkimler Kanununun tâyin ettiği hükümler gereğince yapılacak ve askeri yargıçlar hazarda »ivil, seferde İse maaşlarına tekabül eden rütbeleri takacaklardır.
İKİNCİ
Muallimlerin grup sigortası meselesi Dr. Orhan Tuna ÜÇÜNCÜ
Marks Serumu
Selim Sabit DÖRDÜNCÜ
Türk tütünlerine dair bir anket
Habib Edib - Törehan
BEŞİNCİ
Adliye Sarayı kazısında bir hazine mi bulundu ?
Mehmet Bener SEKİZİNCİ
SPOR
İstanbuldan kaçan üç Bulgar firarisi
Bir İngiliz gemisiyle kaçmaya teşebbüs eden firariler, gene aynı gemi ile memleketimize getiriliyorlar
İzmir. 19 (T.H.A.) — Bundan bir buçuk ay evvel istanbuldan kalkan Kardak isimli Ingiliz gemisinde sak. lanarak Türkiyeden kaçan üç Bul. gar bugün memleketimize getirilmiş, tir.
Geminin istanbuldan hareketinden sonra Bulgarların mevcudiyeti, ni haber alan gemi süvarisi, bunları îngiltereye götürüp Ingiliz makamlarına teslim etmek istemese de kabul ettirememiş vş bugün Türki-yeye yaptığı ikinci seferinde îzmire bırakmAk istemiştir. İzmir zâbıtam ise istanbuldan kaçtıkları cihetle İstanbul zâbıtaaına teslim edilmeleri icap ettiğini bildirdiğinden gemi yarın bunları îstanbula götürecektir.
Bulgarların kaçmalarını önlemek için polis tertibat almış bulunmaktadır.
♦ t
Bakanlıklar Teşkilât Kanunu üzerindeki çalışma ilerliyor
Heyet, raporunu yılbaşına kadar bitirecek. Galip bir ihtimalle 1951 yılı bütçesi yeni
esasa göre hazırlanacak
Ankara 19 (ANKA) — Hükümet teşkilâtı arasındaki koordinasyonu sağlamak ve çalışmaları rasyonalize etmek üzere tetkiklerde bulunulmaktadır. Bir kaç aydan beri bu mevzu üzerinde çalışmakta olan heyet, bu husustaki raporunu hazırlamaya başlamıştır. Amerika, Ingiltere, Belçika ve Fransa bakanlıklar teşkilât kanunlarım inceleyen heyet, memleketimizin bünyesini de gözönünde bulundurarak en uygun şekli seçmektedir.
Sızan haberlere göre, en geç yılbaşına kadar mesaisini bitirecek olan heyet raporunu Başbakanlığa verecek ve galip bir İhtimalle 1951 yılı bütçesi bu esasa göre hazırlanacaktır. Yine bu cümleden olarak Başbakanlık da dahil olduğu halde Devlet Bakanlan ile diğer bakanlann vazife
ve teşkilât kanunları tek bir kanun haline ifrağ olunacak ve her bakanlığın vazifeleri ile asgari ve âzami kadro cetvelleri burada yer alacaktır# Bu arada. Ulaştırma ile Gümrük ve Tekel Bakanlıklarının kaldırılacağı. Gümrük ve Tekelin birer umum müdürlük halinde Maliye Bakanlığına, Ulaştırma Bakanlığı bünyesindeki P. T. T., Demiryolları. Denizyolları, Havayolları Genel Müdürlüklerinin de İşletmeler Bakanlığına bağlanacağı söylenmektedir.
Bundan başka, sermayesinin tamamı devlet tarafından ödenmiş bankaların doğrudan doğruya Maliye Bakanlığına devrolunacağı, ayrıca Maliye Bakanlığının da. Maliye ve Hazine Bakanlıkları adlan ile ikiye ayrılacağı komisyonun çalışmalariyle alâkalı söylentiler arasındadır.
?
?
1 Aralık ( uma günü
ŞEHİRDEN İLHAMLAR
Hediye edeceğimiz muhtelif saatlerden yukarıda gördüğünüz kıymetli ve altın olanları belki (le sizin bileğinizi süsleyecektir.
Gazetemizi
>__________
Beğeniyor
musunuz
Beğenmiyor
musunuz
Her sabah elinize aldığınız gazeteniz hakkında fikirlerinizi Öğrenmek istiyoruz. Bu emeğinizi karşılamak için

‘T1’
■ ■
Gazetemizde bir kupon bulacaksınız. Bu kuponlar 90 gün devam edecektir. Sonuncu kuponla beraber onian yapıştıracağınız bir liste neşredeceğiz. Listede gazetemizi beğenip beğenmediğiniz suaJine (Evet) veya (Hayır) la cevap vereceksiniz. Bu emeğiniz mukabilinde alacağınız bîr kur’a numarası, talihiniz yardım ederse sizi kıymetli bir saat sahibi yapacaktır.
“YENİ İSTANBUL”, okuyucularının düşüncelerini tetkik ederek, onların arzularını yerine getirmek yolunda her vasıtaya başvurmaktan çekinmiyecek ve bunu bir vazife bilerek seve seve yapacaktır.
Okuyucularımıza hediye edeceğimiz çok kıymetli saatlerden bazılarının resimlerini bugün 3 üncü sayfamızda bulacaksınız.

V L X î İSTANBUL
20 Kasım 1950
■ T e t > k i ı k 1 l e r ■
Şehir kö;e«l
Muallimlerin grup sigortası meselesi
Yazan : Dr. Orhan TUNA
Ööt eden beri muayyen ıne.drk gruplarında l| hayatında kArtjılnşılan türlü tehlikelere luı w ferdi veya kolektif korunma llıtlyamnın mevcut olduğunu biliyoruz» Nitekim ortaçağlarda Türk dünyanındııkl esnaf ve küçük sanayi erbabının meslek teşkilâtı mahiyetinde olan “Lonca,. Inrdn-ki “Orta Sandığı.» He, bazı Avrupa memleketlerinde yine ortaçağlarda madencilik sahasında çalışan İşçilere ait kasa teşkilâtı buna birer misal teşkil eder. Bltde okun. Avrupa memleketlerinde bulunsun, bütün bu tevekküllerin varile ve fonksiyonu Is ve meslek hayatında günün birinde knrs^ıln-gılmaaı mukadder ulan kara, mnhıll-yet. ihtiyarlık, dulluk ve yetimlik vr nihayet İssizlik gibi çeşitli muhataralara karşı alâkalı sanat ve meslek mensubuna bir teminat teşkilinden Iha retti.
Fabrika kapitalizminin doğusundan ▼e bu oluş karcısında küçük sanatların ve orta sınıfların gerilemcshulrn sçnra lonca teşkilâtı İle birlikte bu sandıklar da ortadan kalkmıştı. Yeni doğan ve süratle çoğulun fabrika sanayii İşçileri İçin Önerleri kolektif bir teminat (Grup sigortam) tnblaliyle habis mevzuu dcfrlhll. Hususiyle köy vo kasaba hayatından kopup gelmiş bulunan muazzam bir kütlenin şehir bayatına» yeni sınai müesseoMerin çalışma tartına intibakları sırasında bazı çok nahoş durumların meydana geldiği. İş karalarının ve meslek hH*tahkları-nın korkunç dererde arttığı, dul ve yetimlerin taytlarının yükseldiği, yaş ve yıpranma dolı» 'iriyle çahşamı.vacaj» hale gelen işçilerin derin bir sefalete düştükleri ve hususiyle bu drvlrlc-re kadar görülüp İşitilmemiş bulunan kütievi • konionktürel işsizlik hâdisesinin bütün bir “Çalışan sınıflar,, kütlesini gerçekten mustarip ettiği bilinmektedir. Bu vaziyetin halkın umumi sıhhati vo moru) hünyovl üzerinde telâfisi imkânsız derin yaralar açmış bulunduğu malûmdur. Vo hattâ bundun bir küsur asır önce cereyan etmiş olan bu kabil facbılurın izlerini muhtelif Avrupa cemiyetlerinin «İmalarında bugün dnjıi müşahede etmek mümkündür. Bu kabil trajik sahneler ve vasiyetler hakkında sıhhatli ve etraflı malumat edinmek latoyenlrr bizzat parlâmentolar tarafından yapılan ve bilâhare neşredilen resmi mahiyeti hata enerlere müracaat edebilirler. Hulâsa bir zamanlar /lvrııpa cemiyetleri üzerine çökmüş olan kâbus (Nüfusun te.rlleme.ri, sakatların miktarının gittikçe artması, korkunç hadlere vuran çocuk vefiyatı, rlııl ve yetimlerin gittikçe çoğalması, kiitlevi ipsizlik, geniş sınıfların içine düştükleri bedbini girdabı.- Ilh.1 önceleri cemiyetlerin alın yarım telâkki edilmiş ve bu hüllenin izalesi İçin uzun müddet hiç bir müspet tedbire teşebbüa edilmemiştir.
Aradan geçen uzun zaman bir çok devlet ve fikir adamlarının bu yaranın esaslı şekilde tedavisi İçin fırsat bulmalarına yaramış ve filhakika bu fırsat Gnıp Sigortası (Kolektif - Mecburi Sosyal Sigortalar) çek Un da tecelli etmiştir. İçte o gün bu gün Avrupa cemiyetlerinin bir vakitler arıettiğl korkunç simanın tedricen yumuşadığına, İçtimaî ıstı ropla rın teskin edildiğine, çocuk vefiyatının bir noktada durduğuna ve hattâ giderek gerilediğine, “çalışan sınıfların^ İstikbale ümit ve tahassürla baktıklarımı, kiit-lovl İtsizlik hâdisesinin eski tahribatını fethettiğine, dul ve yetimlerin perişanlıktan kurtulduklarımı velhasıl insanları hayata eskiye nazarını çok daha fazla bağlayacak bir takım rabıtaların doğduğuna şahit olunmuştur. Hâdiselerde bugünden yarına denilebilecek bu derin talıavvülün mü-veli id i olan tılsım gerçekten fonksiyonunu ifa etmiş ve o tarihten beri Avrupa kültür çevresine girmekte olnn halklar ve milletler tarafından peyderpey tatbiki cihetine gidilmiştir.
Bugün bir çok Avrupa cemiyetlerinin bu grup sigortası işini alabildiğine genişlettikleri, hu sigorta nevinden doğan muazzam maddi külfetlere âmmenin selâmeti namına büyük bir memnuniyetle katlnndıklan. fakat neticede elle tutulur sosyal - ahlâki neticeler elde ettikleri malûmdur.
Mesele memleketimiz zaviyesinden tetkik edilecek olursa son çeyrek asır zarfında girişilen sanayileşme hareketleri neticesinde bizde de bir ‘işçi sınıfı,, nın doğmuş olduğunu fakat bu sınıfın önceleri, tıpkı diğer menılo-ketlcrrlekl zibi, biç bir emniyet tedbiri İle teçhiz edilmemiş bulunıığunu
biliyoruz. Bu tedbirlerin alınmaya baş-lantığı tarih pek eski değildir. Kanun vâzıı bu Hiıi'^th' nırinleket’ıuizdo de çalışan sınıflan is hayatındaki türlü risklere karşı korumak yoiuııa girmiş bulunuyor.
Bizde memur sınıfının devletin muayyen kanunları delâletlyTe emniyet altına alındığı meselâ muayyen bir müddet çnhşntı hlr memurun tekaütlüğünü talep etmek ve mütevazı ilahi olsa nafakasını temin edecek bir "ihtiyarlık rantı,, nu sahip bulunmak bakladır.
Diğer tanıttan ytne mıuıyyen bir müddet sonra ölen memurların dul ve ye-tlrnlcrlııo kamın bazı haklar tanımıştır. Ancak memuriyet hayatında gerek hlzzut memurların kendilerine, gerek bunların lakeleriyle mükellef bnlundıdıhın kimselere kanunen tanınan haklar muayyen şart hıra bağlıdır. Evvelâ bu noktayı gözden uzak bulundurmamak lâzımdır. Çünkü mıı-c.vycn hizmet müddetini vo sin haddini İkmal etmemiş bulunanlarla hu müd-dotlerden önce ölenler İçin yukarıda bahis nıcvvuıı ettiğimiz hak ve yar-dımhırın hiç bir nıâıuım vo faydası yoktur. Bundan dolayı hıı kabil kimselerin hayatın türlü cilveleri ve felâketle neticelenen hâdiseleri karşısında gayet mıırtarlp bir durumu düşecekleri hedllıhllr.
Diğer taraftan kanunen aranılan bütün şartlar bir arnya toplansa dahi, hu hnle ve menfaatlerin bizzat memurları veya bunların bakmakla mükellef bulundukları kimseleri türlü riskler karşısında tatmin etmediği, etmekten uwık olduğu meydandadır. Binaenaleyh İçinde yaşadığımız reel şartlar bugün için hiç bir memuru sırf hıı kufiııııl haklara duyannıuk suretiyle İstikbale emniyet ve İtimatla balet ıramaz Bundan dolayı basiret sahibi herkes mııtlnk surette başkıı maddi destekler aramak zarumtludadlr.
İşte İstanbul Muallimler Cemiyeti, muallimler Içlrı Ölüm, kazanma gücünün zlyııı ve İhtiyarlık hallerine karşı bir grup sigortası İhdasını düşünmüş ve yaptığı anhışnıularlu bu düşüncesini fiiliyata intikal ettirmeye başlamıştır. Çok hayırlı bir hvşebbüs mahiyetinde olnn btı l.şde Muallimler Cemiyet inin muvaffak olmasını candan temenni ederiz.
CEMİYET HAYATI
A. Jaııigro’nun orkestra ile konseri ve resitali
♦ Uçak tarifelerindeki degiçiklik do-layıaiyle zamamndo şehrimize gelc-mcmlg olan Italyan viyolonsel ile-tadının resitali 26 kasım pazar günü saat 11 de verilecektir. Cemal Reçit Rey idaresinde filarmoni derneği orkestrası ile konseri İse 23 kasım perşembe günü saat 18.30 da verilecektir. Programda Boccherlni ve Dvorak konçertoları vardır.
Münazara
♦ 1VIİ111 Türk Talebe Birliği Edebiyat ve Tıp demekleri tarafından tertip edilen ve tehir olunan MAtatürk İnkılâpları tehlikeye düşebilir mi?M mevzuundaki münazara 23 kasım 1050 perşembe günü saat 15 te E-minönü Halkevi salonunda yapılacaktır.
Münazarada müspet tezi Edebiyat Fakültesi ekibi, menfi tezi de Tıp Fakültesi ekibi müdafaa edecektir.
KISA HABERLER
★ Bu sene Büyükdere fidanlığında 200 bin meyva ve süs fidanı istihsal edilmiştir. Bunların tevziine baklanmış olup halka kolaylık temini mak-sadiyle tabettirilen katalogda fidanların cins, çe-jlt, evsaf ve fiyatları yazılıdır.
★ Tarsus Vapuru dün saat 14 te İskenderun - Hayfa hattındakl ilk seferine çıkmıştır.
★ Adana Vapuru Doğug’üney Akdeniz seferinden bugün sabah saat 9 da dönmüş olacaktır.
★ Siyasi partilerin ocak ve bucak kongreleri devam etmektedir. Bu kongrelerde muhtelif memleket ve parti meseleleri üzerinde hararetli konuşmalar olmaktadır.
"HACI
n
IIIIH HABERLERİ
J
t^ta^bulun fiayılı »imalara dan Mri daha ffbçtü.
Ona her kes derdi.
Neden t bilmiyorum. Belki bl-Jrnkr vardır. Asıl adını, öldü-ğünü haber aldığım Kaman Öğrendim: Barkis Karabafyan
Bahçekapısmda küçük bir lo-karıtası i'ardı. Kapısında döner kebabı çevlrilcn vc içerisi ancak bei). altı masa alabilen dükkanda. ^Hacı,, tezgâhta durur, her müfteriye takılır veya htr müfteri ona takılırdı. O, bundan hâs duyardı. Mü^teribnr yemeklerine kusur bulunca kısardı vg ekseriya bunu kendisini kızdırmak için kusden yaparlardı. ı | ’
Gayet nefis yilâkisi vardı. Lâkın ftbir pilâki,, diye seslenince vrrmes, ille buna “cennet taamı», dentlmarinl isterdi. O» muhtelif yemeklere, kendine mahsus (simler takmıştı Meselâ kılıç-balığıııa “deniz kaymağı^, keşküle “ruh yapıştıran., kavuna “çay şslccrin, karpuza da “nöbet şekeri»» denilmesini isterdi. Böyle söyb-mezscnİK, vermezdi de.
Her nedense bana, “doktor,, diye isim takmıştı. Bir defasında tashih edecek oldum, dinledi, “peki doktor!»» dedi, üstelemedim,
Dükkânında gürültü olmadığı zamanlar sinirlenirdi. Bir gün, bütün müşteriler, birbirimito işaretle “susalım,» dedik, çatal sc«i bile çıkartmadan yemeği-mtela meşgul olduk. “Hacı,, sabredemedi:
— Bir şey söyleseniz* be!... Boğulacağım!..
Diye bağırdı.
Dün cenazesini kaldırıyorlar-mış. Beyoğlu Balıkpazarmda büyük bir kalabalık vardı. Çe-Icnklcr ve dostları caddeye taşmıştı. Bu esnada kilisenin kapısında bir kamyon büyük bir gürültü ile» dar sokakta bir dükkânın camckânını kırdı. İçerde “Hacı,, nın duası ediliyordu.
Her zaman “90 sene yaşayacağım, garantim var Hacı £6 , nasealrula m işti*
Amerikan Gençlik Teşkilâtı Sekreteri


Memleketimize gelen Prof. Aııderson, gençliğimizin kültürel İnkişaflarını totldk edecek
Y.M.C.A. Amerikan Gençlik Teş. kllâtı sekretcrlcrlndon Prof. Paul Anderson dün uçukla Komadan şch. rlmtze gelmiştir. Avrupadakl bütün gençlik teşkilâtını gezen Mr. Anderson Türk gençliğinin kültürel İn. kişuilarını tetkik edğcek ve Türk gençlik teşkilâtıyla tanışacaktır.
Mr. Anderson bugün. Y.M.C.A, nin Türkiye Şubesi Müdürü Mr. Young ile beraber Ankaraya gidecek ve Millî Eğitim Bakanı Tevfık İleri ile görüşecektir.
Ingiliz Kültür Heyeti bir sergi hazırlıyor

k

İngiliz görüsü ile Türkiye adını taşıyan sergi, Ankara, İstanbul ve İznıirde açılacak
„ dİJ/CT* Y/oşırıda Öfmilştâ, ce-(tahi, bir ffilrültü çık-
BİR İSTANBULLU
Sofya Maslahatgüzarımız Ankaraya gitti
olarak Sofya Rozan
Hükümetlinizin davetlisi memleketimize çağırılan Maslahntgüzanmız Basri birkaç günden beri şehrimizde bulun-
makta idi. Maslahatgüzar. Dışişleri Bakanlığı İle temaslarda bulunmak üzere dün akşamki ekspresle Anka-raye hareket etmiştir.
Kiraların serbest bırakılmaması
şehrimizdeki kiracıları sevindirdi
Hâlen îstanbulda 2.000 boş daire bulunmaktadır. Yeni binaların kiraları da düşmeye başlamıştır
Ortaşark Verem Mücadele Merkezi
Taksimde yapılan binada hazırlıklar tamamlanıyor
İngiliz Kültür Heyeti tarafından tngillz Görüşü ile Türkiye adlı bir fotoğraf sergisi hazırlanınaktudır. Sergide yor alacak olan heyet ve Busın. Yayın ve Turizm Umum Müdürlüğü tarafından çekilen fotoğraflar üç safhaya göre tertiplenecektir. Birinci safhada Türkiye Tarım bakımından ele alınmakta. Büyük Is-k(‘ndor, Kanuni Sultan Süleyman ve diğer birçok tarihî şahsiyetler ve hâdiseler gösterilmektedir.
ikinci safhada Ingilizlcrin Türklcrl Çanakkaledc saygı değer bir düşman olarak karşılamaları, Atatürk Türkiyesi, Cumhuriyetin kuruluşu ve İnkılâplarımızla modern Türk iyeyi göstermekte ve bu arada Türk-İnglliz münasebetlerinin gelişmesi, ne alt birçok fotoğraflar da bulunmaktadır.
3 üncü safhada İse Türklyenln coğrafî durumuna ve tabii güzelliklerine ait fotoğraflar bulunmaktadır.
Sergi evvelâ Ankaradn, sonra tanbul ve îzmlrde açılacaktır.
Milli Korunma Kanununun gayri menkul kiralarına ait ma idelerinin şimdilik değişUrilnıiycceğlne dair haber, Büyük Millet Meclisindeki komisyon çalışmaların] ıızun zamandan bari alâka üe takip eden şehrimizdeki kiracıları fçrahlatmışUr.
Bu vaziyot, îstanbuldaki emlâk sahipleri tarafından iyi karşıkınmanuş-tır Bunların düşündüklerine göre, Istanbulda boş olan bir çok apartman vardır. Sahipleri umumiyetle ya Ankarada veya Anadoluda yaşamaktadırlar. Kiraların fazla düşük olduğunu gözönüno alarak müteaddit yerlerde ev tutanlar veya şehrimizde olmadıkları halde hâlâ apartmanlarını muhafaza edenler pek çoktur Eğer Milli Korunma Kanununda istenilen tâdilât kabul edilerek emlâk sahiplerine yeni kontratlarını değişik şartlarla yapmalarına müsaade edilecek olursa, bunlar menkul olarak işgalleri altında rulundurdukJan dn-Irelori tahliye etınck mecburiyetinde kalacaklardır. Belki kiraların artması üzerine mütevazı gelirli kiracılar
Yiyecek fiyatları hakkında toplantı
la-
Dünya Gençlik Birliği delegemiz
Türkiye Milli Talebe Federasyonunun Dünya Gençlik Birliği nezdindo-kl delegesi, istihbarat ve Vesaik Komisyonu âzası Vedat özsan, bu ko-Mayonun Belçikada yapacağı toplantıya iştirak etmek Üzere uçukla Brüte-sele gitmiştir. Federasyonu delegesi ayrıca, Londra ve Perise de uğrayarak Ingiliz ve Fransız Millî Talebe Federasyonları İle de temas edecektir.
Yarın, Valinin Başkanlığında bir komisyon toplanacak
Yiyecek fiyatları şehrin muhtelif semtlerinde birbirinden çok farklıdır. Bu farkın, muhitin zengin ve fakirliğine göre ayarlondığı, senelerden beri malûmdur. Diğer taraftan toptan fiyatların perakende fiyatlara aksi son zamanlarda hemen hemen olmamaktadır.
Bu vaziyet karşısında İrtanbul Belediyesi harekete geçmeğe karar vermiştir.
Vali ve Belediye Başkanlığı, tnp. tan ve perakende fiyatları normal ve meşru kârlarla telif etmek, semtler arasındaki fiyat ayrılığını kaldırmak için yarın bir komisyon toplayacaktır.
Valinin başkanlığında toplanacak olan bu komisyona Kasaplık Hayvan Borsası, Sebze Satış Kooperatifi, Bakkallar Cemiyeti mümessilleriyle diğer alâkalılar davet edilmişlerdir.
Belediye İktisat işleri Müdürünün hazırladığı rapor da komisyonda o-kunacaktır.
biraz sıkışacaklar fakat rekabet do-1 layiHİyle kısa bir zamanda bugün yükaek ücret istenen yeni apartman daireleriyle, eski ev kiralan arasında bir muvazene hâsıl olacak ve yüksel: kiralar düşecektir.
Millet Meclisindeki komisyon bu teklifi kabule m İtemayLl olmamakla beıaber bir defa da Hükümetin fikri-1 nl almaya karar vermiş bulunmaktadır. HaJkın mesken İhtiyacını karşılamak üzere bu mevzuun üzerinde bilhassa önemle hıran Hükümetin de kiraların serbest bırakılmasına taraftar olmadığını’mevsuk bir membadan Öğrenmiş bulunuyoruz. Bilakis yeni İnşaatın fâhiş kiralarını önlemek ü-zere, büyük şehirlerdeki boş ve yeni inşaatın teebiti, bunların kiralarının ilçelerde kurulacak komisyonlar tarafından tâyin edilmesi* ve kiralama işleri için Belediyelerde bürolar kurulması hakkında bir cereyan mevcuttur.
Kiraları tesbft edecek olan mahalli komisyonların, ihtiyar heyetleri. Emlâk Sahipleri Demeği, mühendis ve mimarlardan mürekkep delegelerden terekküp etmesi bahis mevzuudur.
Diğer taraftan şehrimizdeki inşaat bütün hıziyle devam etmektedir. Daha şimdiden iki hinden fazla boş daire bulunmaktadır. İlgililer, sayılan gittikçe artan mesken kooperatiflerine ait inşaatın da bugünlerde kira piyasasına tesir edeceğine ve yen! inşaata alt fâhiş kiraların bu şekilde devam etmesine imkân olmadığına ve daha şimdiden bir düşme başladığına işaret etmektedirler.
Portatif evler ve Belediye tarafından alınan tedbirlerin tatblkmdan sonra bu düşmenin hızlanacağına muhakkak nazariyle bakılmaktadır.
Taksimde Sellmehatun Mezarlık Sokağında yapılmakta olan Ortaşark Verem Mücadele Merkezinin İnşaatı bitmiştir. 6 kattan mürekkep olan bu binada şehrimizdeki muhtelif ve. rem mücadele teşekkülleri de yer a~ alacaklardır. Birinci katta kölorifer ve arşiv dairesi bulunmaktadır, ikinci katı İstanbul Veremle Savaş Der-neğf 15 inci Verem Dispanseri. Üçün-cü katı da Dünya Sağlık Teşkilâtı Verem Tedavi Yurdu işgal edecektir.
4 üncü katta Dünya kllâtına a|t büyük bir kurulacak. 5 inci kata Veremle Savaş Demeği şınacaktır.
6 ncı katta konferans salonu bulunacaktır.
Binanın kalorifer ve asansör tesisatı bitmek üzeredir.
Yakınşark Verem Mütehassislan Tekâmül Kursu aane başında açılacaktır.
Diğer taraftan Sultanahmetteld dispanserde Anadolu vilâyetlerinden gelen doktorlar için açılmış olan verem kursu devam etmektedir.
Sağlık Teş-lâboratuvar da İstanbul Merkezi ta-
şehit anıt
tarafın-
Dış memleketlerde düşen Türkler için yaptırılıyor
Milli Savunma Bakanlığı
dan dış memleketlerde şehit düşmüg Türk askerleri adına bir anıt dikilmesine karar verilmiştir. Bunun 1-çin bir müsabaka açan Bakanlık Türk yüksek mimar ve mühendislerini proje hazırlamağa davet etmiştir. Müsabakalara katılmak isteyen, ler Ankara ve îstanbulda kara kuvvetleri inşaat gruplarından şartnameleri tedarik edebileceklerdir.
Ortaköy * Kuruçeşme yolundaki faaliyet ilerliyor
Ortaköy - Kuruçeşme yolunun gcnişletllmeHİ İşi httyük bir hızla İlerlemektedir. Kömür depolan önünden İtibaren yolun tesviyesine ve bctontanmasına başlanmıştır. Tramvay yolu döşenmesine alt çalışmalar (la devam etmektedir. Yolun rayların geçtiği kısma, Atatürk Bulvarında ohluğıı glh» küçük parke taştan döşenecektir. Havalar müsait gittiği takdirde yolun İki aya kadar tamamlanması muhtemeldir.
Israilli General, Ankaraya gitti
Bir müddetten beri şehrimizde bulunan İsrallln cenup kısmının askeri komutanı general Moshe Dayan dün akşamki ekspresle Ankaraya gitmiştir. Generalin memleketimizi ziyareti hususî olduğundan Ankarada resmi temaslarda bulunmayacaktır.
Patrik Athenagoras'ın kızkardeşi geldi
Patrik Athenagoras’m kız karda şi Agatl Alexdiadu Efgan. dün uçakla Atinadan. hasta olan patriği ziyaret etmek üzere şehrimize gelmiştir.
Trenlerde yolcu fazlalığından bu yıl kış tarifesi yapılmıyacak
Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü her sene demiryoll&rımızda tat-, bik edilmekte olan kış tarifesi içm henüz bir hazırlık yapmamıştır, öğrendiğimize göre buna sebep mevsimin bir hayli ilerlemiş bulunmasına rağmen bütün hatlarda yolcu adedinin yazın en müsait günlerindeki kadar fazla olmasıdır. Yolcu vaziyeti bu şekilde devam ettiği takdirde bu sene kış tarifesi tatbik edilmeyecektir.
Permiler tahdit ediliyor
Ulaştırma Bakanlığı tarafından muhtelif daire ve müesseselere trenlerde bedava seyahat için verilen permiler bakan Seyfi Kurtbek’in emri üzerine tahdit edilmiştir.
Bundan böyle bedava pasolar lüzum anında verilecek, diğer zamanlarda İse Ulaştırma Bakanlığının emrinde bulunacaktır.
Türk bebeklerine rağbet artıyor
Haber aldığımıza göre. Avrupa memleketlerinde Türk bebeklerine karşı büyük rağbet gösterilmektedir.
Son günlerde Avrupadan Ticaret ve Sanayi Odasına müracaat ederek bebek yapan ve satan nıüesseseleri-mizın adreslerini soran firmaların sayısı kabarıktır.
Türk bebeklerine bu rağbetin, Avrupa sergilerinde teşhir edilen bebeklerimizin gördüğü alâkadan ileri geldiği anlaşılmaktadır.
Bir kış gecesi eğlencesi
önümüzdeki kış eğlenceleri mevsimi. Çocuk Esirgeme Kurumu Kadıköy Kolunun Taksim Belediye Gazinosunda 9 aralık 1950 cumartesi akşamı İçin tertiplediği bir kış gecesi eğlencesi ile açılmaktadır.
Ewelkt sene aynı yerde adı geçen kurul tarafından verilmiş olan eğlence gecesi büyük rağbet kazanmıştı.
Bu defakl eğlence gecesinin de etkisinden daha muvaffak olabilmesinin temini için şehrimizin tanınmış ailelerinden mürekkep bir tertip komitesi şimdiden çalışmalarına başlamıştır.
Tertip komitesi, davetlilerin kıyafete de girebileceklerini, arzu edenlerin resmî elbise ve tuvaletle de gelebileceklerini, îstanbulun tanınmış kadın terzilerinin ekspozisyon yapmalarını. çeşitli eğlenceler nl kararlaştırmıştır.
Bu gecenin hasıl&tı Buîgaristan-dan yurdumuza iltica göçmen çocuklariyle kurumun bakmakta olduğu fakir ve yoksul yavrulara tahsis edilecektir.
tertiplenmesi-
eden kimsesiz
Memleketimize gelecek olan yabancı tarife mütehassısları
' Ulaştırma Bakanlığı memleketimizdeki navlun ve yolcu nakliyatı tarifelerinde yapılacak değişiklik l-çln Amerikadân tarife mütehassısları getirtmeye karar vermiştir. Mütehassıslar memleketimizde kaldıkları müddet zarfında Devlet Demiryollarında etüdler yapacaklar ve ayrıca tarife uzmanı yetiştirme c-saslan hakkında çeşitli konferanslar vereceklerdir.
YENİ İSTANBUL
SÎYASÎ ÎKTÎSADÎ MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LbUTED ŞÎRKETÎ Müdürü: Kemal H. SAKLICA
Taun islerin! fiilen İdare eden mesul müdür: Sacld ÖGET
Ne^redilmlyen yazılar iade edilmez.
Basıldığı yer :
YENÎ İSTANBUL MATBAACI LIK LIMITED ŞtRKETİ MATBAASI
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
— 70 —
— Hayır, dur... Votka.
— Çok sert ağabey.
— Peki... Bir viskL
Meral ofise gltu ve buz dolabına viski ve soda şişelerini alarak bir kadehle Dirlikte tepsiye koydu, getirdi. Kadehi doldurarak Fer-hada verdi.
Ağabeysi ayağa kalkmıştı. Elinde tuttuğu bardağı dudağına götürmeden, bir avucunu Meralin omuzuna koydu:
— Benimle açık konuşabilir misin? dedi.
Meral, kendisine Ferhadı kazandırabilecek bir entrika fırsatının kokusunu almaktan gelen bir sevinci, İyi ayarladığı bir ciddî görünüş altında saklayarak cevap verdi:
— Tabiî.
— Arkadaşça konuşacağız. Hiç kızmayacağım. Sualime cevap ver: Samimi ne zurnan göreceksin ?
Meral küçük bir tereddüdü İttikten sonra:
— Dargınız, dedi.
— Niçin?
— Ferlhaya gittiğim İçin.
Agabeysi viski kadehini dudağına götürdü ve bu itirafı hissiz karşılamış göründü.
— Başka bir sebep yok mu? diye sordu>
— Vallahi hiç bir şey yok, dedi Meral.
344
Ve büfeye doğru gitti. Fındık, fıstık tabağını getirdi ve Ferhada uzatırken tekrarladı:
— Hiç bir şey yok. Sen benim hakkımda çok yanlış şeyler düşünüyorsun, ağabey.
— Bırak şimdL Arayacak mısın onu?
— Düşünüyorum.
Ferhat kadehini masanın üstüne ve ellerini cebine koyarak odada gezindi. Koltuğa o-turap Meralin karşısında durdu:
— Sen onunla niçin konuşursun? Sever mJsin onu?
Meral önüne baktı. Bir müddet cevap vermek istemiyormuş gibi göründükten sonra:
— Bana hislerimi sorma, dedi, hesabını veremem. Ben de bilmiyorum, ister inan, İster inanma: Aramızda bir şey yok. Evlenecek de değiliz.
Ferhat avucundaki fındıklardan birini ağzına atarak elini kız kardeşine doğru salladı:
— Bundan sonra ne söylersen aklım almaz.
Meral gülümsedi:
— Peki, dedi, ben sana senin aklının alacağı gibi bir şey sorayım: Fazla maJ göz çıkarır mı?
Ferhat kadehini yakalı yarak bağırdı:
— Ha!.. Aşiftelik!
Meral hep önüne bakarak cevap verdi:
— Her şeye en çirkin mânasını yapıştırma hemen. Ben genç bir kızım. Bütün imkânlara müsavi mesafelerin buluştuğu nokta üzerinde durmak istiyorum.
Ferhat tekrarladı:
— Bütün imkânlara müsavi mesafelerin buluştuğu nokta. Mühendis misin be mübarek? Nereden öğrenirsin bu lâfları? Peki, an-345
ladım. Her şans denemekte hür olmak İstiyorsun. Samimde ne şansın var?
— Bir erkek bir erkektir.
— Ha... Şu mesele: Koleksiyon.
— Değil ağabey. Her erkek benim için bir kuvvettir. Mutlaka fenalık İçin mi? Meselâ Samim benim için bir destektir. Hiç bir erkeğe güvenmem, ona güvenirim yalnız. Çünkü o büyük seviyor. Bu büyüklüğün İçinde bana sarsılmadık hissi veren çok sağlam bir madde var sanki. Onunla beraber kendimi emniyette hissediyorum, bir de, en çok o bana gurur veriyor. Çünkü...
Meral ‘‘Onun sevgisinde kirlenmiyorum’* diyecekti, hemen cümlesini değiştirdi:
— Beni en çok seven o.
Ferhat yine kız kardeşinin önünde durdu:
— Peki, dedi, senin hiç evlenmeğe niyetin yok mu?
Meral, agabeyslnl kazanmağa başladığını hissetmenin verdiği nefse itimadın ölçüsünü tâyin etmeğe lüzum görmeden ayak ayak üstüne attı,
— Var tabiî, dedi, fakat ben gündelikçi kız değilim ki evlenmek için evleneyim. Çoluk çocuğu da sevmem, bilirsin. Hırçın bir kedi benim İçin daha enteresandır. Şimdi, kuzum, bana ahlâk dersi verme. Nüfus dâvası için filân da nutuk çekme. Sen de öyle değil misin? NiçLn evlenmiyorsun? Ben kendimi kaybedersem evlenirim.
— Ne demek o?
— Başım dönecek kadar seversem. Şimdilik yok böyle bir şey.
Ferhat sesinin uzaklıklarında yola çıkan bir öfkeli istihza ile:
845
— Ha!., dedi, şimdilik eğleniyorsun.
— Hayır, deniyorum, yokluyorum. Daha çok gencim. Vaktim var. Acelem ne?
Ferhat başını sallıyarak tekrarladı:
— Deniyorsun, yokluyorsun. Ben sana bir şey söyliyeceğim.
Sağ elinin işaret parmağını yukan kaldırarak ilâve etti:
— Daha doğrusu bir emir vereceğim.
— Buyur!
Meralin sesindeki istihza ağabeyslnln dikkatinden kaçacak kadar hünerliydi.
Ferhat emrini verdi:
— Bir kere, bir kalemde bütün o tanıdığın hergeleleri sileceksin. Kızma. Ben hepsini tanırım. öyledir işte. Bilesin. Topuna birden bir sünger çek. Ve bana şiındi söz ver. Sönüme gelince, onu ara. Bankaya git. Yaruj ne? Pazar. Pazartesi günü öğleden evvel oradadır. Git ona ve samimî ol. Şu entrika huyunu bırak. Samimi ol. Çünkü, ben anlanm İki gözüm, senin frenin o. Yoksa bayır aşağı tekerleniyorsun san. Farkında değilsin. Parçalanacaksın. Ahlâkın demeyeyim de. kafan bozuk senin kafan.
Ferhat ceketinin ve yeleğinin düğmelerini çözmeğe başlarken sordu:
— Anladın mı? Söz veriyor musun bana?
Meral birdenbire yerinden kalktı, oda kapısına doğru yürüdü ve Ferhada arkasını döndükten sonra:
— Peki, söz, söz... dedi ve çıktı.
XI
Samim böyle bir teslim oluşun hangi duygulara veya gizli tertiplere bağlı olduğunu 347
onun manzarasında değil, sözlerinin îojlk yapısında aramayı tercih etti ve Önüne bakarak içinden onun cümlelerini ezberlercesine tekrarladı: “Üç gündür hiç bir yere çıkmadım. Ne sinemaya gittim, ne Ferihaya. içim istemiyor. Sorma bana artık, hiç bir şey sorma. Şaşırıyorum. Günleri ve talihleri birbirine karıştırıyorum. Samim bu masumiyet görünüşiyle sorgu fobisi arasındaki uygunsuzluğun tahlilini sonraya bırakarak daha yeni İzler yakalamak için, kabul etti;
— Peki.
Meral hemen masanın üstünden aldığı bir paketin ipini çözmeğe uğraşırken:
— Şimdi, dedi, buraya gelirken bir eşarp âldım. Bakalım beğenecek misin?
Samim derhal anladı. Tahlile lüzum yoktu. Meralin büyük bir his mevzuundan bu pakete atlayışı, bahsin derinleşmesinden korktuğunu gösteriyordu. Bu kız, biraz evvel İçinin hiç bir şey istemediğini söylemişken, bir saniye sonra bir süs heyecanına geçmenin garip bir tezat olduğunu düşünemiyecek kadar budala değildi, içindeki korku, Samimin dikkatini hemen başka yere çekmek İhtiyacını doğurarak onu, elinin pakete doğru birdenbire uzanmaslyle neticelenen otomatizmin ihanetine uğratmıştı. Bunun farkında değildi. Kır-mızı bordürlü atkıyı çıkardı ve hemen boynuna sardı.
— Bu robuma iyi gidiyor, pardesüme de çok iyi gidiyor. Sen de beğendin mİ? diye sordu.
Samim mırıldandı:
— Güzel.
(Devıuru var)
348
20 Kasını 1950
Y b N I İSTANBUL
Sayfa 3
Bir dünyo vofondoşının hfitıro defterinden J
Marks serumu
Selim Sabit
I
ITALYAN Komiinht Purtlsl Şofl Togllattl. Fransız Komünist Tnr-tisi Şefi Thorez ve Alman Komünist. Partisi Başkanı Pieck gibi ballıca Avrupa Komünist liderleri şu son günlerde garip bir salgın hastalığın kurbanı oldular.
Bunlardan birincisi Komada tehlikeli bir ameliyat geçirdikten sonra doktorlar kendisini uzun bir İstirahat* mecbur ettiler. Diğer İkisi İse, Kremlln’in kati emri İle Sovyet “mütehassısları,, tarafından tedavi edilmek üzere acele Mosko-vaya sevkedİldiler. Komlntemin Gr-, nelkurmayınn mensup bu iiç üyenin hemen hemen aynı zamanda haşlanmaları başlıbasına bir hâdise teşkil etmekle beraber asıl dikkati çekmesi Iftzımgelen diğer bir nokta var: Bu üç lider de beyin hastalısına tutulmuşlardır.
Bu garip tesadüf insanı ne kadar düşünmeye şevketse yeridir. Hatıra ilk gelen sual şudur:
Togllattl, Thorez ve Pieck. deliliğe müstalt olduktan İçin mİ komünisttiler yoksa komünist oldukları İçin mİ delirme alâmeti göstermeye başladılar?
Bize kalırsa hor İki faraziye de doğru olabilir.
Filhakika tıbbın ruh hastalıkla-riyle uğraşan kısmı bir çok İhtilâlcinin taşkınlıklarını, bu kimselerin dimağlarında görülen bir gayrı tabiilikle İzah etmektedir.
tik safhada, hastalık mevcut olmakla beraber, endişe verici bir şekilde belirmez. Ancak İyi bir hekim. “görüş ve düşünme,» hassala-nnda bazı aksaklıklar müşahede edebilir.
Bir müddet sonra daha vahim emareler görülür: İntizamını kaybetmiş bir tekellüm tarzı, nutuk verme hastalığı, eşyayı devirip parçalama arzusu vesaire.. Ve nihayet hastalımın asıl mahiyetini meydann
Bayar ve İngiliz Elçisi Bursada
Cumhurbaşkanımız tnegöllülere samimi bir hitabede bulundu
Bursa. 19 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Refakatinde İngiliz BUyUkelçisi ve uzmanlar bulunduğu halde şehrimize gelmekte olan Celâl Bayar, bugün saat 17.30 da Eskişehir hududunda Vali Vekili, D.P. Müfettişi, D.P. İl İdare Kurulu Başkan ve Üyeleri, milletvekilleri ve İnegöl kaymakamı taralından karşılanmıştır.
Buradan İnegöle gelen Celâl Bayar ve İngiliz Elçisi, vaktin geç olmasına rağmen 5 bine yakın kalabalık bir halk kütlesi tarafından tezahüratla karşılanmıştır. Bir müddet Kaymakamlık Konağında istirahat eden Cumhurbaşkanı, halkın isteği üzerine balkondan şu hitabede bulunmuştur:
u— Muhterem înegöllüler.
Aranızda bulunmakla büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Sîzlere minnettarlığımı arzetmek zaruretinde-yim. diyorum, zira her defasında bana karşı gösterdiğiniz alâka ve teveccüh yüksek olmuştur. Bundan dolayı fevkalâde mütehassisim. Ben sîzleri unutmuyorum. Stzler de beni u-nutmuyorsunuz. Sîzlere memleket işleri hakkında söz söyliyecek durumda değilim. Yalnız şu kadar söyliye-bilirim ki, sizin iradenizle iş başına gelen Hükümetiniz, memleket işlerinde tam bir hassasiyetle çalışmaktadır. Hükümetiniz bütün güçlükleri yenebilecek ve memleket işlerini istediğiniz gibi yürütecek kudrettedir. Sağolun varolun .
Bundan sonra Inegölden hareket e-dilerek saat 19.30 da Bursedan geçen Celâl Bayar ve refakatindekiler Karacabey Harasına gitmişlerdir Misafirler bu geceyi Karacabey Harasında geçirecekler, yann Bıırsaya döneceklerdir. Bayar Bursava gelişlerinde tezahüratla karşılanacaktır.
Basri Aktaş, Viyana Elçisi oluyor
Ankara. 19 (ANKA) — Haber aldığımıza göre. Başbakanlık Husus! Kalem Müdürü Basri Aktaşin Viyana Elçiliğine tâyini kararlaşmıştır. Bu hususta Avusturya Hükümetinin muvafakati istenmiştir. Hâlen Viyana Elçisi olan Faik Kozar Merkeze alınacaktır.
KISA HABERLER
Endonezyada çıkan kargaşalık derhal bastırıldı
Endonezya, 19 (A.P.) — Bugün öğleden sonra Jakarta Radyosunun bildirdiğine göre, şehirde bir kargaşalık çıkmış, fakat çok geçmeden sükûnet İade edilmiştir. Kargaşalık, bazı sivillerin sokaklarda silâh taşıması ü-zerine çıkmıştır.
Slngapıırda bir yangında
10 kişi yanarak oldii
Singapur, 19 (A.P.) — Singapur’da sahildeki depolarda çıkan bir yangın neticesinde 10 kişi yanarak ölmüştür. Zararın 150 bin dolar olduğu tahmin edilmektedir.
Eski Savunma Bakanının komünizmle mücadele için sarfrttiğj para
New-York. 19 (A.P.) — The American Mercury mecmuasının yazdığına göre, eski Savunma Bakanı James Forrestal, Avrupada komünizmle mücadele etmek İçin kendi hususi tahsisatından en az 150.000 dolar harcamıştır.
Şanıda tezahürat yapan
Suriyeli Talebeler
Şam, 19 (A.P.) — Amerikan ve İngiliz Elçilik binaları önünde gösteri yapmak istlyen Suriyeli talebeler polis tarafından dağıtılmıştır. Talebeler, ellerinde “Arap devletlerine karşı Anglo-Amerikan emperyalizmini istemiyoruz,. ibaresi bulunan bayraklar tanımışlardır.
vuran buhran safhası gelir ve ancak o zamandır kİ, meslekten olmayan müşahitler hakiki durumu görebilirler.
Hazan da nncak ölümden sonra ve otopsi yollyle teşhis edilebilen delilikler ve delilerle karşılaşmak mümkündür.
Nitekim, müttefikler. Hitler’i ele geçirmiş olsalardı, sırf hu bakımdan dimağını tetkik ettirmek niyetinde İdiler.
Fakat Togllattl, Thorez ve Pleok’in musab oldukları hastalımın. Stalln komünizmine bnğlıhkla-nnın bir sebep değil do bir neticesi olması da mümkün ve muhtemeldir.
Kremlln’de doğrudan doğruya meşhur polis şefi Berla’nın emri ve İdaresi altındn olup Rus ve yabancı liderlerin bünye ve dimağ sağ-lıklarlylo yakından İlgilenmekle tavzif edilmiş bir “sağlık komitesi,. mevcuttur. Kanaatimce, bu takım halindeki hastalıkların sırrını çözecek anahtarı bu komitede aramak yerinde olur. Bıı komitenin İşi tedavisi altına tevdi edilen klmseelrl İyi etmekten ziyade cehennemi tertipler ve vasıtalarla, Stalln’in İradesine tâbi birer makine adam haline getirmektir.
Kardinal Mlndzonty gibi Gepeau-nun pençesine diişen bazı kimselerin hayret verici “İtiraflarını,, da ancak bu şekilde izah etmek kabildir.
Pnrlste bir çok hâzık hekimler mevcut iken. Thorez’ln Kremlln’in emriyle “tedavi edilmek., üzere Moskovaya götürülmesinin sebebini de bu izah şeklinde aramak lâzımdır.
Gerçekten, Fransız Komünist Lideri, 8ovyetler Birliğinin Hükümet merkezine “tedavi edilmek,, İçin değil, kendine yeni ve taze bir Marks serumu enjeksiyonu yapılmak üzere götürülmüştür.
Adanada feci bir
otomobil kazası
İstanbul üniversitesinden üç genç kafataslan parçalanarak öldüler
Ankara. 19 (ANKA) — Adanadan bildirildiğine göre, Mersin yolunda feci bir otomobil kazası olmuştur. İstanbul Üniversitesi talebelerinden Kemal Ünal. Velit Canoğlu, Uygun adında üç genç, otomobille Mersine giderlerken yola aksi istikametten gelen bir kamyonla ân! olarak karşılaşmışlardır. Her iki vasıta şiddetle çarpışmış, otomobil parçalanmıştır. Adanadan Mersine gezmiye giden üç genç kafa taslan parçalanmak suretiyle derhal ölmüşlerdir. Kamyon şoförü yakalanmıştır. Üç gencin bu feci ölümü Adanada derin bir teessür uyandırmıştır.
Millî Eğitim Bakanlığı kadrosunda yeni değişiklikler
Ankara. 19 (T.H.A.) — Milli E-ğitim Bakanının Mecliste de söylediği üzere bu Bakanlıkta tatbikına başlanan yeni teşkilât cümlesinden olarak Beden Terbiyesi Gene] Müdürlüğünün lâğvmdan ve Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğünün de Yüksek öğretim Genel Müdürlüğüne bağlanarak eski genel müdür Necil Kâzım Akselin Devlet Konservatuvarı öğretmenliğine tayininden sonra Orta öğretim Genel Müdürü Rifat A-dil Erkman başka bir vazifeye naklolunmuş ve yerine Talim Terbiye âzasından Doğan Doganay tâyin o-lunmuştur.
Milli Eğitim Bakanlığı kadrosun, dan daha bir çok değişiklikler beklenmektedir.
Menfeş köyünü sular bastı
5 ev yıkıldı, bir genç ankaz altında öldü
Milfts, 19 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — Geçen hafta içinde yağan şiddetli yağmurlar neticesinde Menteş Köyünü su basmış ve beş ev yıkılmıştır. 18 yaşında b|r genç bu enkazın altında ölü olarak bulunmuştur. Menteş Köyüne civar olan köylerde de hasar vardır. Fakat zararın ne kadar olduğu henüz tesbit e-dllmemlştir.
Keşanın kurtuluş yıldönümü kutlandı
Keşan, 19 (A.A.) — Keşanın kurtuluşunun 28 inci yıldönümü bugün yapılan bir törenle kutlanmıştır.
Bu münasebetle günün ehemmiyetini belirten nutuklar söylenmiş, temsilli resmigeçit yapılmıştır.
Irak - Ingiliz anlaşması
Bağdat, 19 A.A. (AFP) — 1930 İngiliz - Irak andlaşrnasının yerine iki memleket arasında yeni bir anlaşmaya varmak için müzakerelerin cereyan ettiğine dair haberi İrak Hükümeti resmen yalanlamıştır.
Maamafih İngllterenin Bağdat Büyükelçisi Sir Henry BradBhaw*m son günlerde Irak Başbakanını sık sık ziyaret ettiği müşahede olunmuştur. Fakat iyi haber alan çevrelerde bu ziyaretlerin yeni bir andlaşma müzakeresi gibi çok umumi mahiyet arze-den bir saha dışında herhangi bir şümulü olmasından şüphe etmektedirler.
Fransız “Epoque" gazetesi de faaliyetini tatil etti
Paris, 19 A.A. (United Press» — Muhafazakâr sabah gazetesi Epoque dünkü nüsh.asından itibaren neşriyatını tatil ettiğini bildirmiştir.
Bu gazetenin kapanması ile Paris-te gündelik 10 sabah gazetesi kalmıştır.
Amerika’da
T ele vizy oncular greve başlıyor
25.000 artistin greve katılması ile beş büyük televizyon şirketinin faaliyeti sekteye uğrayor
Nevv-York. 19 A A. (United Press) — Televizyon sanayiinde bütün memlekete şâmil ilk büyük grev, grevi yatıştırmağa çalışanların bütün gayretlerine rağmen yarın sabahtan itibaren başlayacaktır.
Şarkıcı Frank Sinatra’dan koroda çalışan kızlara kadar televizyon sanayiini idame ettiren 25.000 artisti temsil eden beş büyük sendika mensuplarına pazartesiden itibaren grev yapılmasını emretmiştir.
Başlayacak olan grev “Columbla Broadcasting System'’, “Americain Broadcastlng Companv”. “Dumont Television" gibi Amerikanın en büyük üç şirketinin neşriyatını sekteye uşratacaktır.
Ballık memleketlerinin istiklâli isteniyor
LîtA"anyalı teşekküllere mensup 1.200 üye, dün Missouri’de miting yaptı
New-York, 19 A.A. (AFPl — Le-tonya’nın istiklâli İçin yapılan merasimde Mlssouri eyaleti Cumhuriyetçi temsilcilerinden O. K. Armstrong demiştir ki:
“Roosevelt, Stalln’in Baltık devletlerini temsil etmelerine müsaade eylemiştir. Zira Stalin Tahran Konferansında. Hitler İle ayrı bir sulh ak-tedeceğl tehdidini İleri sürmüştü.
Roosevelt’in Lltvanya, Letonya ve Estonyanın Sovyet Rusya tarafından İşgal edilmesine müsaadesine karşılık Staline de Birleşik Amerlkadaki Komünist Partisinin İhtilâlci faaliyetine son verilmesi emrini verdiği ve ko-mintern’in dağıtılmasını kabul ettiği sanılmaktadır.
Birleşik Amerlkadaki Lltvanya teşekküllerine mensup 1200 den fazla üyenin iştirak ettiği mitlngte Tru-mandan Baltık devletlerinin istiklâllerinin iadesi İçin yardım etmesini İsteyen bir karar sureti tasvip edilmiştir.
Avustralya, on sekiz yaşını dolduranları askere çağıracak
Paris, 19 A.A. (AFP) — Avustralya Radyosunun bildirdiğine göre, hükümet askerlik hizmetine dair bir kanun tasarısını sah günü Avam Kamarasına sunacaktır.
Bu tasarıya göre, hükümet, programının ilk senesinde 18 yaşını olduran 15.500 genci askere çağıracaktır.
Moskovanın Dörtler Konferansını toplama isteği karşısında
Fransanın vaziyeti
Paris, 18 (Hususî muhabirimizden' — Moskovanın dörtl?r konferansını toplamak hususunda izhar ettiği arzu münasebetiyle Fransız Dışişleri Bakanının Millet Meclisinde verdiği izahata bakılırsa Fransanın VVashington ve Londraya nispetle daha az muhterlz görünmekte olduğu anlaşılıyor. Almanyamn hukuki vaziyetle silâhlanmasına inhisar e-den Prag teklifleri, esası üzerinde görüşmemek şartiyle Fransa yeniden temas etmeye ve konuşmaya her zamankinden ziyade mütemayildir Fransız Hükümeti ihzari mahiyette
(Deniz Harp Okulu öğrencilerinin Batı Akdeniz seyahati
®*RSFii4 ’
İJ r 1 7 • La ît â r ? • (•İL it b ■■rjrî R - L —
o. . ı a . Z, • . V ■ ■ *. ’ 1 ’ M ** j(şB • ır
B

’.V Mİ •• nVl



J f k
Atina nıuhııblrlmlz Y. Lambldls'in gondcrdUH resimlerde. Deniz Harp Okulumuz talebeleri Pire Deniz Harp Okulunda şereflerine verilen bir ziyafette görülmektedir. Diğer restinde: Yunan .Amirali Andonopııloe, Atina Büyükelçimiz ve Türk-Yunan subayları ziyafet sı rafında bir Arada
konuşmalara başlamak İçin dörtler toplantısı gündemırtin tahdit ve tes-hit edilmesini beklemeye lüzum görmemektedir kl. Londra ve YVashing-ton un noktai nazarından işte burada ayrılıyor.
Atlantik Andlaşınasınm münhasıran tedafüi mahiyetini muhafazaya ehemmiyet veren Fransız Hükûmuti-nln, uzlaşma arzusunu izhar etmek ve General De Gaıılle’ün Moskovada imzaladığı Fransız - Sovyet Andlaş-masını ihlâl edebilecek hiç bir harekette bıılunmıyacağını ispat eylemek fırsatını kaçırmıyacoğını söyliyenler de vardır.
Sudanlılar, Mısır-Sudan ittifakını istemiyorlar
Sûdan halkının ekseriyetini temsil eden Bağımsız Parti, bu hususta bir tebliğ neşretti
Hartum, 19 A.A. iLps) — Sûdan halkının ekseriyetini temsil eden Sûdan Bağımsız Partisi, Mısırla Sû-dan'ın birleştirilmesine matuf Mısır teklifine muhalefetini belirtmiştir. Neşrettiği bir beyannamede parti, memleketin istikbali hakkında bizzat Sûdanlılardan başka kimsenin bir ka. rar veremiyeceğini bildirmiş ve İngiltere Başbakanının SûdandA halkın muvafakati olmadan hiçbir değişiklik yapılmıyacağına dair demecini hatırlatmıştır.
PakistanlIlara göre
Pakistan - Afganistan gerginliği
Bir miktar arazinin Hlndistandan ayrılması üe yeni doğan Pakistan Devleti bir sürü problemlerle karşılaştı. En mühimmi, Doğu Pencap ve Hindistanın diğer taraflarından akın akın gelen milyonlarca mültecilerin yarattığı müşkül durumdu. Pakistan haklı olarak diğer Müslüman devletlerden ve bilhassa komşusu Af-ganistandan yardım bekledi. Fakat maalesef Pakistan, Afganistana dostane hislerle bağlı olduğu haJde Afganistan düşmanca hareket etti. Halbuki her İki memleket de birlbirine gayet sıkı bağlarla bağlıdır; ekonomilerin! ayırmak imkânsızdır. Her kış binlerce Afganlı hududu aşarak Pakistana gelir, hayatlarını kazandıktan sonra yazın memleketlerine dönerler. Afganistanı idare edenler Pakistan aleyhinde sistematik propaganda yaptıktan halde AfganlIlar sınırdan mütemadiyen sızmakladırlar. Afgan halkı ile PakistanlIlar a-ramnda su sızacak hiç bir hâdise olmamıştır. Bu da halkın Afganlı İdarecilerle bir olmadığını gösterir. Af-ganistanda çok nüfuzu olan liderlerden biri. Mulla Shore Bazar, Pak latanın istiklâlini kutladığı sone gelmiş ve Pakiatanı tebrik ederek, memleketin muazzam dâvalarını anladığını, hattâ Paklstanın Keşmir» İstemekte haklı olduğunu belirtmişti.
Afganistan sınırında olan kuzeybatı hudut eyaleti altı mmtakadan teşekkül eder. Afganistan, Durand-dan İndus Nehrine kadar olan kısımda oturan kabile halkı üzerinde hak İddia ediyor. Paklstanın bu kısmında kabile hayatı yaşayan kimseler oturur. Bunlar Ingiliz hâkimiyeti zamanında Birleşmiş Hındista-nın bir kısmı olarak tanınıyordu. în-gilizler bu sahayı silâh kuvvetiyle idare ediyorlardı. Ara sıra hürriyeti seven bu kabile halkının şahlanması îngilizlere epey pahalıya oturuyordu. Hindistan Hükümeti hazînesinin mühim bir kısmı bu uğurda harcanmıştır. Paklstanın hür bir devlet o-larak ortaya çıkması hürriyet âşığı olan bu kabile tarafından sevinçle karşılandı. Pakistan Devleti kabile halkının emellerini anladığı için İn-gillzler zamanında o havalide bulunan askeri kuvvetleri kaldırdı. Bu hareket halk tarafından çok İyi karşılandı ve hükümete karşı olan bağ. lılıkları arttı. Ingiliz hâkimiyeti zamanında bu saha geri bir yer olarak bırakılmış, inkişafı ve İlerlemesi için hiç bir adım atılmamıştı.
Şimdi Pakistan üç yaşındadır ve bu Pathan’lann oturduğu yerlere giderseniz, halkın elektrik ve radyo ile teçhiz edilmiş güzel kulübeler İçinde oturup profesyonel ze-naatlan olan silâh imali İle meşgul olduklarını görürsünüz. Bütün bu kolaylıklar PaJdstan Hükümet! tara-
Bengal Körfezinde siklon fırtınası
Fırtına, cumartesi günü Kalküta’da demiryolu ve hava nakliyattı tamamen sekteye uğrattı
Kalküta, 10 A.A. (AFP) — Bengal körfezinde hüküm süren şiddetli bir siklon fırtınası kuzey, kuzeydoğu istikametinde esmektedir. Kalküta merkez meteoroloji bürosunun bildirdiğine göre, cumartesi günü sahile sirayet eden bu fırtına Doğu Pakis-tanda, Barisal ve Coxsbazar şehirleri arasından geçecektir.
Kalküta şehrinde cumartesi gilntl hava ve demiryolu nakliyatı altüst olmuştur. Rüzgâr saatte 100 kilometre süratle esiyordu. İki katlı bir evin yıkılması üzerine 1 kişi ölmüş, bir kişi yaralanmıştır.
Norveç Veliahdi
Amerikada
Washington. 19 (YtRS) — Norveç Veliahtı Olav ve zevcesi Martha bu. gün bir uçakla buraya gelmişlerdir. Olav, uçaktan indikten sonra gazetecilere beyanatta bulunmamış ve yann bir basın toplantısı yapacağını söylemiştir. Amerikaya husus! mahiyette bir ziyarette bulunduğu tahmin edilen Norveç Veliahtınm perşembe günü New-Yorka hareket e-deceği zannedilmektedir. Veliaht şerefine Başkan Truman çarşamba günü bir ziyafet verecektir.
rnavutluğun
İtalyaya notası
Notada Arnavutlar, hava hâkimiyetinin ihlâl edildiğini ileri sürüyorlar Frankfurt, 19 (YİRS) — Arnavutluk Dışişleri Bakanlığı bugtln yeniden yazılı bir nota vererek î-talyan uçaklarının Arnavutluktan geçerek bu memleketin hava hâki» miyetlni İhlâl ettiklerini İleri sür. müştür. Notada bildirildiğine göre» İtalya ekim ayının 26 sı ile kasım ayının 16 sı arasında müteaddit de- , fa bu hareketi tekrarlamıştır.
Amerikan uçakları Hindiçinide
Saygon 19 (YÎRS) — Amerikanın Hindiçinîye yapmakta olduğu askerî yardıma dahil olmak üzere bugün bir uçak filosu gelmiştir. Bunlar bomba uçakları olup, daha ziyade keşif uçuşlarında kullanılacaklardır. Bilindiği üzere Amerika Hindiçinîye yardım olmak üzere 50 uçak vermeyi vadetmiştir. Son haftalar İçinde Amerikan askeri yardımı olarak külliyetli miktarda malzeme ve motor*, lü vasıta gelmiştir.
fından temin edilmiştir. Uzak yerlere kadar su boruları tesis edilmesi de Pakistan Devletine aittir. Bu kabile halkının İlerlemesi için mek« tepler açılmıştır. îngillzler zamanın, da sıkı bir kontrol altında bulunan Pathan’lar şimdi sonsuz bir hürriyet ve serbesti içindedirler. Bu serbestlik onlann silâh İmali işine canla başla sarılmalarına sebep olmuştur» Pakistan Hükümetinin bu saha İçin harcadığı senelik para Afganistanın yıllık bütçesinden tkt misli fazladır» Bu sahaya bağlı olan Paklstanın ku« zeybatı hudut eyaletinde muazzam i. lerlemeler kaydedilmiştir. Asyanın en büyük şeker fabrikası Mardan’da kurulmuştur. Günde 250 ton şeker istihsal edecek olan bu fabrika eyaletin şeker ihtiyacını karşılayacaktır. Mardan havalisi şeker kamışı yetiştirmek bakımından çok zengindirj bu fabrikanın şeker kamışı ihtiyacını temin ettikten sonra da 10 milyon kilo şeker kamışı artacaktır. Pe-şaverden 13 mil uzakta olan War( slk'ta yeni bir hidro - elektrik tesisatı kurulmağa başlamıştır. Bu tasan tahakkuk ettiği takdirde o civar elektriğe kavuşacak ve Kabul Nehrinden elde edilen su kuvveti Ue susuzluktan çatlıyan binlerce dönürn arazi sulanabilecektir.
Bütün bu hayırlı hareketler Pa-kiatanm kötü niyetle Afganistan eu leyhine çalışmadığını gösterir.
Yarın aynı mevzu üzerinde AfganistanlIların görüşünü neşredeceğiz
Pakistana dair çıkarılan haberler
Güvenlik Konseyine Türklyenln A-/4i iseçllnıosl İçin Birleşmiş Milletler AMimblesinde 7 ekimde yapılmış olan seçimde Liibmınuı secimden çekilmo hI İizerlno Türkiye, 5.3 lehte, 4 aleyhte ve 3 müstenkif reyle Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçilmişti. Seçimin yapıldığı sınılnrdn aleyhte rey veren I devlet arasında Pakista-nın da bulunduğu hakkında çıkan haberler üzerine Pakistan Büyükelçiliği hu halterlerin aslı olmadığını ve Birleşmiş Milletler ııozdİndeki Pakistan temsllelshıiıı Tilrkiyeyl des-tekledğlnl bildiren bir tebliğ neşret-mlştlr. Ayrıca Pakistan Büyükelçiliği, Kıbrıs Adasının Yunanlstana İlhakı hususunda yapılan teşebbüsleri Paklstanın desteklemediğine dair Türk ve Kıbrıs gazetelerinde çıkmış olun haberlerin de asılsız olduğunu açıklamıştır.
“YENİ İSTANBl L". muhtelif kaynaklar tarafından çıkarılmış olan bu haberlerin asılsız olduğunu Öğrenmekle memnuniyetini belirtir»
Savla 4
yeni İstanbul
20 Kasım 1950
GÜNÜN
Almanyada
Tiiık tütünlerine
İhracatını arttırmasına rağmen
Ticaret Bakanı
r
Yazan :
Habib Edib -Törehan
Yeni dış ticaret sistemi
Haberler
Yanan Hükümeti tütün tacirlerine kredi veriyor
TÜRK tütünlerinin en büyük bir sürüm yeri olan Almanya piyasasında son zıuııaıılarcift karşılaştığı güçlükler memleketimizde lıaklı olarak bir hayli endişeler uyandırmıştır. Aııkanula birbirini takip eden tütün kongrelerinde bu mevzu üzerinde durulmuş ve birtakım tedbirler düşünülmüştü. Biz en büyük bir ihraç inalımız olan tütünler hakkında gösterilen bu alâkadan büyük bir memnuniyet duyduğumuzu söylemek İsteriz. Çünkü bizim en eski dertlerimizden biri olan alâkasızlığın bu suretle kalktığını görmüş oluyoruz. Her halde verilen kararlardan bir çoğunun tatbik kabiliyeti olmamasına rağmen gösterilen büyük alâka nihayet bir gün muvaffakiyetli bir netice elde etmek limitlerini arttırmış-tır.
suiistimal ediliyor
Muvazaalı yollarla mal ihracı suretiyle kazanç teminine çalışan kimselerin daha ağır şekilde cezalandırılması lâzımdır
★ Atina 19 (Hususi) — Yunan Meclisi, tütün tacirlerine 1951 şubat ayı sonuna kadar mubayaada bulunabilmeleri için kredi açmaya kanır vermiştir. Bu kredi, alınan tütün kıymetinin 95 ini teşkü edecektir.
tsruiL înglltereye portakal satıyor
satın yüzde
Amerika pamuk sıkıntısını izaleye muvaffak olamıyor
1


7.
bugün İzmirde
Biz bu hıısusa dair yazdığımız makalelerde İşin ehemmiyetini belirtmiş ve Türk tütünlerinin geleceğinden endişelenmediğimizi bildirmiştik.Şimdi Avrupanın muhtelif şehirlerini dolaştığımız ve bilhassa AJmanyada İncelemeler yaptığımız zaman yalnız sigara fabrikaları sahipleri İle değil aynı zamanda luük ile de temasta bulunmağı, bunların içtikleri sigaraları tetkik etmeği ve kendileri İle bu konu üzerinde görüşmeği münasip gördük. Aldığımız netice tütünlerimiz İçin hiç de ye*»® düşecek bir mahiyet göstermemektedir. Filhakika Almanyada vaziyeti, umumi bakımdan tetkik edersek, netice biraz daha fazla endişe verecek gibi görünüyor. Çtinkü orada pipo tütün llo yaprak sigaranın ucuzluğuna mukabil sigaranın çok pahalılığı bunun az kullanılmasına veya daha tok ve kuvvetli bir tütün olan Virjinla tütünlerinden yapılmış sigaraların tercih edilmesine sebep oluyor. Buna makabil Fransa, Danimarka, Hol ânda. İtalya ve bilhassa İsvlçrede yaşıyan veya seyahat İçin gelmiş olan bir çok Almanlarla da temasta bulunduk. Bunların hepsinin bu memleketlerde istedikleri sigaraları almak İçin tamamen serbest bir seçme haklan var İdi. Bulundukları memlekette imal olunan sigaralardan maada Amerika ve İngiliz sigaralarının fiyattan arasında da büyük bir fark mevcut değildir. Muhtelif mesleklere sahip ve bilhassa daha ziyade akademik olan bu Arman I ar dan büyük bir ekseriyetinin ve belki de cümlesinin Türk ve Şark tütünlerinden yapılmış sigaraları tercih ettiklerini sevinerek ve memnuniyetle gördük. Meşhur bir mimar olan bir profesörle bu hususta uzıın uzadıya görüştük ve noktal nazarını öğrenmek İstedik. Kendisinin bildirdiğine göre harp esnasında. bilhassa sigara yokluğundan hls-solunan mahrumiyet İnsanlar üzerinde pek fena bir tesir yapmıştır. Heyecanlı bir zamanın sinirler üzerine yaptığı tahribat tütün kullanmak için bir mecburiyet yaratıyor, fakat buna imkân bulunamıyordu. O zamanlar tütün adım taşıyan ne bulunursa lezzetine bakmaksızın memnunl -yetîe İçiliyor, hattâ çok defa İçilen sigaraların uçlan atılmıyank tekrar bunlardan sigara sarılıyordu. Bu vaziyetten kurtulmuş olan bir milletin artık ne bulursa bunu derhal kabul edeceğini tabi! görmek İktiza eder. Onun İçin Amerikadan gelen ve Virjinla tütünlerinden yapılmış olan sigaralar pivosnyı tamamen elde etmiş bulunuyorlardı.
Mersin 19 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — 8on zamanlarda limanımızdan dış memleketlere sevkedl-len İhraç malları üzerinden yapılan döviz kaçakçılığı, hemen herkes tarafından hissedilir bir hal almıştır.
“İhracat - İthalât” ismi altında hali faaliyette bulunan firmaların hemen ekseriyeti yeni teessüs etmiş durumdadır»
* Bu yeni tâclrler — Salâhiyeti! kimselerden öğrendiğime göre — gönderilen mallardan komisyon almakta ve menşe şahadetim melerinde gösterilen fiyatlar bilhassa dikkati çekmektedir.
Canlı koyunun kilosu 55-60 kuruşa, keçi 40. sığır 50 den sevk edilirken şehrimiz ticaret odası üe borsanın bu durum dikkatini çekip, tedbirler almışsa da, bu sefer malûm oyunlar, hnvvnnlnrın kilosunda oynanmaya başlamıştır.
Meselâ; yalnız kuyruğu 10 kiloyu aşan besili koyunları menşe şehadol-namesinde 15-20 kilo gösterdikleri halde, ilgili makamlar maalesef lâ-kayt kalmaktadırlar. Bu durum aynen pamukta da mevcuttur. Bugünkü piyasaya göre 390-400 kuruşa pamuk alan ihracatçı bir firma, menşo şahadetnamesinde çok aşağı bir fiyat gösterip, aradaki farkı hariçteki şubeleri tarafından yapılan satış neticesi, altın olarak kapatmaktadırlar.
Yahut da ecnebi pasaportu hâmil veya hariçte emlâki olan firmalar vasıtaslyle satılan malların karşılığı dövizler, bu kimseler tarafından kolaylıkla hıfza müheyya olmaktadır.
Mersinde hemen hepsinin dışarda birer şubesi olan firmalar, daha kestirme bir yol bularak, ticaretle kati-
yen alâkası olmıyan. berber, müessese kâtibi vesaire gibi kimseleri, ticaret odasına v® İhracatçı birliklerine kaydettirip, bu kimselerin namına mal şevket inişlerdir. Bu yamak tacirlere temin edilen ufak bir istifade mukabili ihraç malının hem dövizini getirmek külfetinden kurtulmakta, hem dc elde ettiği mühim miktar dövizi kolaylıkla dışarda bırakmak İmkânını bulmaktadır. Şayet bu firmalar elde etmiş oldukları dövizleri yurda getirmiş olsalar bile, kambiyoya muhatap olamıyacnklan İçin, serbestçe piyasaya sürerek resmî kurla, piyasa farkından yüz binleri kazanmak imkânını bulmaktadırlar.
Bu şekilde muvazaalı olarak ihraç edilen malların dövizinden, namlarına muamele yapılmış olan sözde tacirler sorumlu tutulabilirse de, bu Işden fazlaca kazanç sağlayan bu kimselere kanunun koyduğu bir kaç aylık hapla cezası ağır gelmemektedir.
A. İhsan AKKAYA
İzmirde ihracatçılarla
Kambiyo Müdürlüğü arasında ihtilâf çıktı
tzmlr, 19 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — ihracatçılarla Kambi-yo İdaresi arasında bir ihtilâf baş-göstermlştlr. Kambiyo İdaresi zayıf Üstedeki maddelerin slf olarak satılmasını kabul etmemektedir. Alâkalılar Maliye Bakanlığına başvurarak bu durumun C listesindeki a-vantajı ortadan kaldırdığını bildirmişlerdir.
Kalay fiyatlarında dalgalanma
mâni olmak ve kalay pl-tevzin etmektir. Bu ko-hakkmda esaslı haberler lae de. Amerikanın yeni yaptığı anlaşılmıştır. Bu
hafta
★ Hayta 19 (Hususî) — Bu
İçinde İsrail Ingüterey® yeniden 110.000 sandık portakal satacaktır. Geçen hafta içinde İngiltere-ye bir miktar da greyp frut satılmıştır.
Emin kaynaklardan bildirildiğine göre, bu senekl narenciye mahsulü çok iyidir.
VunanİMtan. Almanyaya tütün satıyor


alış veri-alıcılarda Kalay pikimseler.
Atina 19 (Husus!) — Yunan fir-malnnndan biri, 5000 ton tütün satmak üzere; Doğu Almanya ile bir trampa anlaşmasına varmıştır.
Yunan Hükümeti, aralarında ticaret anlaşması bulunmıyan Doğu Avrupa devletleriyle bu şekilde münasebntta bulunarak tütün ihracatını arttırmayı arzu etmektedir.
Avusturya, Yunan narenciye*! İstiyor
Atina 19 (Hususî) — Vlyaneda bulunan Yunan temsilcileri, Avusturya piyasasında Yunan narenciye maltanna karşı talebin artmakta olduğunu bildirmektedirler. Öğrenildiğin® göre, Yunan mallan Italyan mallariyl® aynı fiyata mubayaa edilecektir. Italyan portakrıltannın beher tonu 65 - 70 dolardır. Mandaltnelerin tae tonu 150 • 160 dolardır.
İtalya turizmindeki gelişmeler
Alman fabrikalarının o vakitler henüz imalâta başlamamış veya çok az miktarda imalât yapmış olmaları Amerikadan kaçak olarak gelen sigaraların sürümünü arttırmış ve Almanyada da artık Virjinla tütünlerinden yapılmış sigaraların tutunabileceği zannını uyandırmıştı. Halbuki simdi Alman sigara fabrikaları; yaptıkları sigaralar İçin büyük bir mikyasta reklâm yapmağa başlamışlardır. Onların imalâtı Amerikan sigaralarına görünüşte benzemekle beraber harmanlarında yüzde elli İle altmış arasında Şark tütünleri vardır.
İçin şimdi halk. Virjînla tütün-harmanlardan tercih etmeğe
Diğer ta ra Han kaçak olarak gelen İme r İka sigaralarına karşı da şimdi şiddetli tedbirler alınmıştır. Tütün nıamûlAtı satan mağazalar mütemadi »dr kontrol altında bulunduktan başka kaçak sigara satın alan ve kullananlara karşı da ağır para ve hapis «^ezaları vardır. Onun Alman fabrikalarının lerl ile karıştırılmış yapılan sigaralarını
başlamışlardır. Buııun bir sebebi de şimdi Amerikan sigaralarının aynen taklit edilmesi ve Almanyava kaçak olarak İthalidir. Zâhlrî şekliyle tıpkı Amerlkada yapılmış olanlara benzeyen bu sigaraların fona lezzetleri de bunların sürümlerinin azalmasına sebep olmuştur. Simdi sigara üzerinden alınan vergiler azaldığı takdirde çok İçilmesi İmkânı hâsıl olacak ve bu takdirde Şark tütünlerinin harmanlara daiıa fazla konulması kabil olabilecektir.
Dünya siyasi ve iktisadi vaziyetindeki kararsızlık, bilhassa Uzak doğuda ve Şimal Paslfikteki kızıl hareketleri en ziyade kalay piyasası üzerine, gayri tabi! bir baskı yapmış görünmektedir.
Geçen hafta Londra Boransındıı kalay fiyatı, bütün makul hudutlarını kaybetmiş görünmüştür. On sekiz gün önce kalay fiyatı, tonu bin İngiliz lirası haddini geçerek, yukarıya doğru hız almaya başlamış, nihayet bir hafta sonra tonu 1,282 1/2 stcrlingl bulmuştur. Kalay üzerinde alım, satım farkı piyasaya süratle tesir etmiş ve ertesi gün bu maddenin tonu 1.262 1/2 Ingiliz lirasına düşmüştür.
Bu sırada Birleşik Amerika re-konstrüksiyon maliye korporasyonu-nun, stoklarından piyasaya tekrar kalay arzedeceği haberi ortaya çıkmıştır Bu rivayet bir gün İçinde şe büyük tesir etmiş ve huzursuzluk uyandırmıştır, yasası üzerinde salâhiyetll
o günkü yüksek fiyatlarla bu ham maddeyi almaktan çekinmişler ve satışa arzedllen kalay stokunun kabarmasını beklemeyi tercih etmişlerdir. Bu suretle ertesi gün kalayın tonu kıymetinden 110 1/2 sterllng kaybederek, 1,152 İngiliz lirasına düşmüştür.
Amerikanın kalay hususunda Felemenk ve Belçika ile ayn ayn mukaveleleri vardır. Yalnız Amerika Ticaret Bakanlığı bu kontratların maddeleri arasına İhtiraz! bendler koyarak, açık kurtuluş kapılan bırakmışlardır. Bu suretle eğer kalayın libresi 1.03 ü geçerse, yan! tonu 824 sterhng4! tecavüz ederse. Birleşik Amerika mubayaadan imtina edebilecektir. Fakat Amerika henüz bu ihtiraz! kayıttan İstifade için müracaat etmiş bir vaziyette değildir.
Bu senenin ük aylannda İngiltere îa.şe Bakanlığı Birleşik Amerika ile kalay Üzerine bir mukavele yapmaktan imtina etmiştir. Çünkü Amerika o vakitki piyasa fiyatı üzerinde bir kaç sen tük bir azaltma tesbit etmek istemiştir. Bu suretle bütün Amerikan ticari talepleriyle bir kısım Avrupa talepleri üzerindeki tazyik sterllng sahası mahsulleri üzerinde kendini göstermiş ve gecen hafta Doğuda bir ağırlık arzetmiştlr.
İaşe Bakanlığı geçen haftadan sonra. stokundan dünya piyasasına yeni baştan kalay çıkarmıyacağını tasrih etmiştir. Bu suretle İngiltere müstehlikleri. memleket «tokundan kalay ihtiyaçların! temine imkân bulmuşlardır.
Hâlen Cenevede bir kalay konfe-
ransı toplantı halindedir. Bu konferanstan maksat» kalay madeni havzalarındaki son buhranlı vaziyet do-layıaiyle, bu ham madde fiyatlarında anormal alçalış vo yükselişlerin tekerrürüne yasasını nuş malar aızmamış teklifler
teklifler arasında bir ihraç kontenjanı tesbitl ve kalay stoklan ve fiyattan üzerinde bir emniyet supapı vazifesi görecek bir miktar stok ayrılması fikirleri de vardır. Bu emniyet stokunun 30.000 ton miktarında olduğu ve bunun ilk teklif miktarını geçtiği anlaşılmaktadır.
Amerikanın başlıca gayesi müdafaa ihtiyaçtan temin edilinceye kadar kalay Üzerine tahdidat konmamasını kati olarak temindir.
Kalay üzerine dünya piyasasında duyulan bu endişe, bilhassa Cenupdo-ğu Asyanın (Boğazlar mmtakası) nı teşkil eden Malaya memleketinin Komünist çetelerinin tehdidi altında bulunması ve muazzam bir kalay havzası olan Cenupdoğu Asyasındakl kızılların faaliyetleridir.
Dünyanın en büyük kalay madenleri, İngilterenin konfederasyon halinde tdare ettiği ve dominyon statüsüne hazırladığı Maluya’da bulunmaktadır. Bundan sonra diğer kalay mıntakuları Endonezya, Siyam, Cenubi Çindlr.
Afrikada İngiliz idaresinde bulunan Nijerya ile Belçika Kongolunda da kalay madenleri vardır. İkinci Dünya Harbinden Önceki senelerde, Malaya'da senede 73 milyon, o vakit Felemenk idaresinde bulunan Endo-nezyada 42 milyon dolarlık kolay ihraç edilmiş ve aynı nispet dairesinde, Siyamda 9 ve Çinde 8 milyon dolarlık kalay İstihsal olunmuştu. Afrika-dakl Nijeryanın da bu ham maddeden 11 milyon dolarlık, Kongoda ise 1,5 milyon dolarlık istihsal yapılmıştır.
•Cenubî Amerikada Bolivyada da mühim miktarda kalay çıkmaktadır. Bu memlekette aynı senelerde 47 milyon dolar kıymetlndo kalay elde edilmiştir. O tarihlerde İngiltere anavatanında da 3 milyon dolarlık kalay İstihsal edilmiştir.
Bu rakamlar bize kalayın en çok mebzul olduğu yerler arasındaki nispeti ifade etmektedir. Bu suretle kalay piyasasında İngilterenin nâzım bir rol oynadığı, Amerikanın Bolivya kalaylarına rağmen, harpte son derece lüzumlu olan bu ham maddeye karşı niçin bu kadar hassasiyet gösterdiği anlaşılır.
Derleyen: Kâzım Sevinç AJhnçafr
On ay İçinde Italyayı
4,15 milyon turist ziyaret etmiştir
Mllftno, 19 (HusuaD — ttaJya dıe turizmi çok canlı bir durumdadır. 1-talyan Turizm Bürosunun tahminlerine göre, bu sene on ay İçinde îtal» yayı 4.15 milyon ecnebi zlvaret etmiştir. Bu miktar harpten önce 1938 senealndeklnden daha fazladır. Fakat İtalyayı 1937 senesinde beş milyon turistin ziyaret ettiği düşünülür se bu senekl miktarın henüz en yüksek seviyeyi bulmadığı kolayca anlaşılabilir. Dış turizm hakkındaki İstatistiklere göre 1950 yılı ortasına kadar îtalyaya 1,7 milyon turistin 618 bin 866 sı tsviçreden, 292.881 t Fran-sadan, 160.698 1 lngiltereden. 137.556 sı Avusturyadan ve 135.400 ü Ameri-kadnn gelmiştir.
Bu senekl pamuk mahsulünün türlü sebeplerden dolayı bazı memleketlerde geçen senelere nispeten daha az oluşu dünya piyasalanndn bir sıkıntıya sobep Olmuştur. Filhakika bıı senekl pamuk mahsulünün 44 milyon balya olacağı mlllettararası pamuk komisyonunca tahmin edilmiştir. Halbuki geçen senekl istihsal 46 milyon balya kil. Umumi is-tlhsaldeki bu azalış şüphesiz kl, pamuk satışlarına tesir etmiştir. Ni-tekim bunun bir neticesi olmak Üzere bir çok devletler pamuk satışlarını kontrol altına almaya. İhracattan alınan gümrük çıkış resimlerini arttırmaya biışlnmışlardır. Böylece zaten yüksek otan pamuk fiyatları da. ha da yüksek seviyelerde tesbit o-lunmuştur. Siyasi vaziyetlerin anormal bir safhaya girmesi ve devletlerin silâhlanma programlarını süratle tatbike girişmeleri, srz ve talep kanununun piyasalarda serbestçe hâkim olmasına zemin hazırlamıştır, Arz muhtelif apekülâtörle-rln gayretleriyle kısılmış, talep de kaydettiğimiz sebeplerden dolayı genişlemiştir. Bittabi bütün bunlar fiyatların rekor tesis edecek süratte yükselmelerine sebep olmuştur. Pamuk fiyatlarının bazı arız! sebeplerden dolayı yükseldiğin! kaydederken, şunu da ilâve etmek gerekir kl, müstahsil bu sene geçen senelerdc-k|ne nazaran malını daha pahalıya istihsal etmiş ve maliyet de bu yüzden yüksek olmuştur. Maamafih, dünya piyasalarında pamuk fiyatlarının yüksek rakamlar üstünde oynamasına rağmen, müstahsilin bu İşteki kazancı spekülâtörlerc nazaran cilzl olmuştur.
Satışların gayet hararetli olarak cereyan ettiği bir anda, Amerika, milletlerarası menfaatleri korumak maksadıyla pamuk İhracatını arttıracağını dünyaya ilân etmiştir. Pi-yasalarda bomba gibi patlayan bu haber üzerine fiyatlar baş döndürücü bir süratle düşmeye bağlamıştır. Nitekim İzmir pamuk piyasasında birinci akala 390 kuruştan muamele görmeye başlamıştır. Pamuk satışlarını gayet ustalıkla İdare eden ve büyük spekülâsyon hareketlerine girişen Mısırlı pamuk tacirleri İse ellerindeki büyük stoktan derhal likld bir şekle çevirmeye çalışmışlardır. Bu arada hükümet, Amerikanın pamuk ihracatını arttırmasının Mısır piyasasına tesir edemlyeceğinl, zira Amerikanın yapacağı ihracatta dünyadaki pamuk sıkıntısını karşılama-sının İmkânsız olduğunu ileri sürmüştür. Fakat buna rağmen Mısır pamuk piyasası allak bullak olup.
fiyatlar bir kaç gün içinde yüzde 10 düşmüştür. Bu yüzden Mısırlı spekülatörler 12.000.000 sterllng zarar etmişlerdir. Bundan istifAdo eden İngiliz tacirleri İse geniş mikyasta mu-bayaatta bulunmuşlardır.
Amerikanın ihracat kontenjanını 1.350.000 balyadan 4.396.000 balyaya çıkartması dahilî piyasada da fiyatların yükselmesine sebep olmuştur. İhracat yekûnunun arttırılmasına rağmen, İngiltere, Fransa, Hindistan, Almanya ve Japonyanın talep ettikleri pamuğun hepsi verılemlye-cektir. Bu yüzden adı geçen devletlerin diğer piyasalardan mal mubayaa etmeleri gerekecektir.
Pamuk fiyatlarındaki artış, tesiri, nı pamuklu dokuma sanayiinde de göstermiştir. Cari fiyatlarla ış yapmanın gayet müşkül olduğunu far-keden bazı İşletmeler, pamuk ipliği yerin® sun! ipek İşlemeye başlamışlardır. Bunun kısa bir zaman sonra dokuma mamûllcri piyasasında tesirinin hissedileceği şüphesizdir. Bu a-rada pamuklu dokumalara karşı talebin artması beklenmektedir.
Amerikanın dünya piyasalarını bazı devletler aleyhine sarsmaya sevkeden İhracat kontenjanını neden arttırdığını anlamak için uzun boylu tetklkatta bulunmaya hacet yoktur. Bundan evvel ihracına müsaade edilen pamuk miktan güney eyaletlerindeki müstahsilin hoşuna gitmemiştir. Bu eyaletlerdeki müstahsil Amerikadan pamuk İthal eden memleketler kadar müteessir olmamışsa da gene reaksiyonunu göstermiş ve hükümet üstünde tesirli olmuştur. Fakat Amerikan piyasalarında şayet istihlâk tahdit edllmlyecek olursa yükselmeye başlayan fiyatlar daha da yükselecektir.
Amerika vâki talepleri karşılayamadığından dolayı. Avrupa devletlerine stoklarını daha az müddetler 1-çin tutmalarım tavsiye etmiştir. Bilindiği üzere» Avrupa dokuma fabrikalarının ekseriyeti stoklarını 6 ilâ 8 aylık olmak üzere tesis etmektedir. Amerikalılar bunların üç ay üstünden yapılmasını İstemektedirler. Bu tavsiyenin yerine getirilebilmesi için. Amerikanın bu fabrikalara ü-çüncü ayın sonunda stoklarını yenileyebileceklerine dair bir teminat vermesi icap etmektedir, aksi takdirde bu işletmelerin böyle bir rizikoya girişmeleri beklenemez.
Amerikanın ihracatı arttırmasına rağmen bütün talepleri karşılayamamağından dolayı fiyatların yakın bir tarihte eski seviyelerine yükselmeleri beklenebilir.
Derleyen; Yılmaz PODA

Pamuk tacirlerinin toplantısına iştirak edecek
İzmir, 19 (Hususi muhabirimiz bil-diliyor) :
Ticaret Bakanı Zühtü Vellbeşe pazartesi günü İzmirde bulunarak pamuk alıcı ve satıcılarının pazartesi günü yapılacak tantıya iştirak edeceğini tir. Bakan telefonla vâki
le karşı Hükümetin alivre pamuk satışlarında alıcı ve satıcı arasının sulh yoliyle bulunmasına delâlet e-dcceğlnl bildirmiştir.
İştirakiyle olan top-blldirmlş-olan su a-
Denizlide pamukçuların toplantısı
Toplantıda pamuk müstahsilleri hararetli münakaşalar yaptılar
Balıkçılığımızın inkişafı
için çalışmalar ilerledi
Fransayı fazla miktarda Arrr.ikan turisti ziyare» ediyor
Paris, 19 (Hususî) — Bu sene kasım ayı ortasına kadar Fransaya ceman 260 bin Amerikalı turist ziyaret etmiştir.
Turistlerin bu müddet zarfında Fransaya bıraktıkları para miktarı 45 milyon dolan bulmaktadır.
Italyan bisiklet ve motosiklet ihracatı azaldı
MilAno, 19 (Hususî) — Bu sene t-tolya bisiklet mamullerinin ihracatı çok azalmıştır. Geçen sene 9 ay içinde 1 falyadan ceman 33.672 bisiklet ve motosiklet İhraç edildiği holde bu sene aynı müddet içinde İhraç edilen miktar 18.910 dur.
ve motosiklet sanayii
Izmirin bir haftalık ihracatı
İzmir, 19 diriyor) — ladığ-ı rakamlara gör® son hafta 1-çlnde İzmir Limanı İhracatı 12 milyon 932 bin 149 liraya baliğ olmuştur.
(Hususî muhabirimiz bil. Ticaret Odasının hazır-
Beş balık
Biri Haydarpaşada, diğeri de Beşiktaşta olmak üzere iki soğuk hava deposu inşasına yakında başlanacak
av gemisi yakında memleketimize gelecek.
Ankara, 19 (T.H.A.) — Türk balıkçılığının inkişafı için yapılan incelemeler neticesinde varılan kararların bir on evvel tatbiki cihetine gidilmektedir.
Gerek kalite, gerekse bolluk bakımından sayılı balık merkezlerinden biri olan Tilrkjyenin Avrupa pazarlarına bol miktarda taze ve konserve balık İhraç edebileceği ve rağbet göreceği anlaşılmaktadır.
Balık avının inkişafı için ısmarlanan 5 av gemisi yakında Türkiycye
gelecektir. Bu gemilerden ikisi 45. üçü de 25 tondur.
Avlanan balıkların muhafazası 1-çin biri Haydarpaşada diğeri Beşlk-taşta olmak üzere iki soğuk hava deposunun İnşasına yakında başlanacaktır.
Balık konserve sanayiinin İnkişafı İçin de tetkikler yapılmaktadır.
Alâkadarlar Marshall Yardım Plânından alınacak malzeme ile balıkçılığımızın süratle inkişaf edeceği fikrindedirler.
DEUTSCHE NOVOCÎLLÎN GESELLSCHAFT m. b. H. Almanya, München - Pasing Fabrikasının
S. ve S.Y.B. nın 8/11/1950 tarih, 36'21 No.lı ruhsatiyle
PASICILLIN B
P A S I C I L L I N
400.000 ünite (300.000 ünite kristaline procalne Peniclllln G + 100.000 ünite kristaliz® Peniclllln G Potasslum)
S. ve S.Y.B. nın 8/11/1950 tarih ve 36'20 NoJı ruhsatiyle
300.000 t). Kristaliz® Procalne Peniclllln satışa arzedilmiştlr. TÜRKİYE UMUM VEKİLİ :
FEYZİ GENERAL FEYZÎOĞLU
Aşlrefcndl Cad. Katırcıoglu Han, kat: 5, No. 10; Tel: 25908, Telg: NAFEY, İstanbul
Borsa ve piyasalarda haftalık vaziyet
Biz, Alman hudutları drşmda yaşayan veya ecnebi memleketlerini muvakkaten ziyaret etmiş olan Alman-l ar dun büyük bir ekseriyetinin bilhassa Amerikan sigaraları almak imkânına rağmen hattâ biraz daha fazla para ödeyerek Şark tütünlerinden yapılmış sigaraları tercih ettiğini görmekle tütünlerimiz haklımdaki iyi düşüncelerimizde |>ek de yanılmadığımızı hissettik. Şimdi Türk ve Şark tütünleriyle sigaralar üzerine konulmuş ağır vergiler indirildiği takdirde bıı düşüncelerimizin tahakkuk ettiğini görecek ve memleketin büyük bir istihsal maddesinin eski yerini almağa başlamOAİyle büyük bir bahtiyarlık duyacağız.
Hafta İçinde tüccarı meşgul eden hâdiselerin başında, her zaman olduğu gibi, sanayi erbabı ile İthalâtçı tüccar arasındaki görüş farktan gelmekteydi. Daha doğrusu bu görüş ayn-lıktarını menfaat aynhklan diye tarif etmek daha yerinde olur. Mesele şudur:
Pamuk İpliği, galvanizli saç İmal eden müesseseler, İstihsallerinin yurdumuz ihtiyacına kâfi olduğunu İddia etmekte, dirler. Kendi İddialarına göre, bu çeşitler üzerine dışandan ithalât yapmağa pek de ihtiyaç yoktur. Zira yerli sanayi İç paznn tatmin edecek derecede istihsal yapmağa muvaffak olmaktadır.
Buna aykın olarak, ithalâtçılar aynı zamanda yan işlen-mlg maddeleri mâmul bir hale getiren küçük sanayi erbabı da, pamuk ipliği gibi maddelerin gittikçe pahalılaşmasından bahsederek, B listesinde bu maddelere karşı yeni tahsisler yapılmasını ileri sürmektedirler.
Şehrimizde bulunan Sanayi Umum Müdürü, aradaki te-zattan telif eder mahiyette kararlar verebilecek midir? Bu-nun hakkında şimdiki halde bir hüküm vermiyoruz.
İSTANBUL t
Ticaret Bordasında bakliyat grupu birinci plânda gelmektedir. Bunların başında kuru fasulye bulunmaktadır. Bilindiği gibi bir İki haftadanberi kuru fasulyelerimiz, Fransa, İsrail, Yunanlstandan hararetli istekler karşısında kalmıştır. Alâ-
kadarların ifaresin® göre, bu senekl kuru fasulye ihracatımız, dış ticaret bilançomuzda ehemmiyetli bir mevki tutacaktır, bundan başka kırmızı ve yeşil mercimeklerimiz dc İngiltere, Israilden istenilmektedir, isteklerin genişlemesine karşılık, fiyatlarda bir yükseliş görülmemiştir.
Kuru meyva grupuna gelince, hafta İçinde yazdığımız fibi, fındık piyasası durgun bir devre geçirmiştir. Fransa, ve ngiltereden istekler devamlı bir şekil almıştır. Alman firma-lan ise piyasaya karşı pasif bir vaziyet almıştır. Halbuki Alman firmaları alivre satışlarda ucuzca bağlandıktan mallan almışlar, piyasa yükseldikten sonra, mubayaalarını durdur, muşlardır.
Cevize gelince, son zamanlarda beyaz, işlenmiş cevizleri, mîze Amerikadan, lngiltereden İstekler artmıştır. Kabuklu ceviz için Almanların tekrar piyasaya gireceklerinden bah-solunmaktadır.
Yağlı tohumlar grupu, durgun bir devre geçirmektedir. Susam fiyattan hafta İçinde 96 kuruşa kadar yükselmiştir. Fakat İhracat İçin bir hareket yoktur. Susam daha ziyade İç piyasa bakımından bir ehemmiyeti ihtiva etmektedir Havalar soğuduğu İçin, bu mala karşı ihtiyaç da artmaktadır,
Borsada diğer maddelerin durumunda kayda değer bir şey yoktur.
ADANA !
(Adana 19 — Husus! muhabirimiz telgrafla bildiriyor) Çukurova bölgesinin bu yıl en büyük İstihsal ve ihraç
mevzuunu teşkil eden pamuklanmız sona eren hafta zarfında Adana Borsasında âzam! 895 kuruştan Muamele gör-müştür. Son bir haftalık satışlar birinci, ikinci, üçüncü akaJa olmak üzere 1150 tondur. Fiyatlar birinci akala 370-395, ikinci 340-350. üçüncü 320- 3S2 kuruştur. Bu arada 120-142 kuruştan 180 ton kütlü, 58-59 kuruştan keza 180 ton koza, 12,50-13 kuruştan 40 ton çiğit satılmıştır. Satışlardaki rakamların mühim bir yekûn ifade etmemesinin sebebi büyük müstahsil firmaların ellerindeki stokların satışa arzedilmemcsl, saniyen ihracatçı firmaların fiyatları kırmağa çalışarak mubayaada isteksiz görünmektedir. Marshall Yardım Plânı gereğince Amerikanın pamuk tevziatına başlamış olması satışların hızını kırmış ve fiyatların yükselmesini bir miktar frenlemiş ise de demirperde ile alâkalı memleketler piyasa-dan mütemadiyen pamuk İstemekte devam ediyorlar. Bilhassa Mersin limanından yapılmakta olan pamuk İhracatı büyük bir hacımdadır.
Çukurova menşeli diğer istihsal maddelerinden fasulye, mercimek, nohut, narenciye İçin müsait teklifler gelmekledir. Yakın komşularımızdan Lübnan, Suriye, İsrail, Mısır, Yunanistandan daha ziyade fasulye, mercimek, küspe, kereste, yün, narenciye mubayaa etmektedirler. Suriye, Lübnan ve îsrail elma, koyun, keçi, sığır, deri, pamuk mubayaasına hafta zarfında da devam etmişlerdir.
Türk motörlerinln Beyrut Limanına çeşitli istihsal maddeleri sevkıyatı devam etmektedir.
Denizll 19 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Geçenlerde kurulduğunu bildirdiğimiz Denizli Pamuk Tarım - Satış Kooperatifi fevkalâde toplantısını geçen pazar. Halkevi salonunda yapmıştır. Kurucu ortaklardan 20 kişinin İştlarklyle yapılan toplantıya İzmir Tarım - Satış Kooperatifleri Genel Müdürü Medeni Berk, Tarım 8atış Kooperatifleri Müfettişi Kâm uran Soyuuğur, öarayköy 57 numaralı Tanm • Satış Kooperatifi Başkanı Süleyman Tok. Vali adına komiser olarak Maden irtibat memuru Bay Enver de İştirak etmişlerdir. Hararetli münakaşalar yapılmış, bu arada Denizli Tanm - Satış Kooperatifi Müdürü Muhsin Yavuz ve Genel Müdür Medeni Berk birer konuşma yapmışlar; müteakiben İdare heyeti. kontrolörler, hakem kurulu ee-çümtş ve (76500) lira üzerinden 1950 - 1951 bütçesi kabul edilmiştir.
Münakaşalı konuşmalar, izahlar ve temenniler arasında bilhassa üzerinde durulan ve ele alınan mevzuların başhealan şunlardı:
Hâlen meriyette bulunan ve kooperatiflerin serbest inkişafına mâni o-lan 2934 numaralı Kooperatifler Kanununun değiştirilmesi. 19 51 yılı için Marshall Yardımından verilecek Alet ve makinelerle Denizlide bir çırçır fabrikası yaptırılması, Çal kazasında bir Üzüm Tanm - Satış Kooperatifi kurulması, kooperatifin doğrudan doğruya mutavassıta lüzum görmeksizin dış piyasaya mal satabilmesi, Denizlide nebati yağ istihsali İçin bir yağ fabrikası kurulması, önümüzdeki yıllarda muattal bir vaziyette bulunan “Boya - Apre., santralının satın alınarak pamuk mevzuu ile alâkalı bir müessese halinde işletilmesi gibi önemli İktisadi konular üzerinde durulmuştur.
Singapur’daki pirinç konferansı
Londra, 19 (YÎRS) — Malaya mütehassislan nın bildirdiğine göre, Siyamın ihraç edebilecek 1.300.000 ton pirinç fazlası vardır; bunun 500.000 tonu sterllng bölgesi İçin ihtiyata ayrılmıştın Geri kalan 800.000 ton ise Çin tarafından gayet iyi karşılanacaktır. Singapurdaki konferansa davet edilen memleketler Hindistan. Pakistan, Seylan. Malaya, Endonezya, Hong-Kong ve Kuzey Borneo’dur Bu memleketler müstehlikler olarak ve Burma, Siyam, Formoza ve Kore de müstahsil devlet olarak çağrılmıştır.
Bildirildiğine göre Hindlçlnî’nln pirinç vaziyeti o kadar müphemdir ki. daha fazla malûmat alınmadan davet e d ilmiye çektir. İngiltere ve Amerika konferansa müşahit yollıyacaklardır. Anlaşıldığına göre Komünist Çin konferanstan haberdar edilecek ve bir mümessil göndermesi beklenecektir.
Pirinç mahsul tahminleri
Waahington, 19 (Hususî) — önümüzdeki sene pirinç mahsulünün 1949-50 mahsulünden daha fazla o-tacağı Ziraat Bakanlığınca tahmin edilmiştir. Bu seneki mahsul,
milyar libredir, önümüzdeki sene mahsulünün 343 milyar libre olması beklenmektedir.
— ■■ (
333
Belçika ve ziraî İthalât
Brüksel, 19 (Hususî) — Belçika milletlerarası serbest ticarete taraftar olmasına rağmen senenin aylarında yapılacak de İthalâtını kontrol mektedir. Bu arada zm süt, sonbaharda
kontrol etmek İstediği anlaşılmış, tır.
bazı olan zirai mad-etmey! arzu et-Belçikanm yada et ithalâtım
Danimarka Almanyadan ithalâtını kısıyor
Kopenhag, 19 (Husus!) — Bat Almanyanın Danlmarkaya yapmak ta olduğu ithalâta bazı tahditler koy. ması üzerine, Danimarka da misilleme hareketlerinde bulunacağını bil-dirmiştir.
Hükümete yakın çevrelerden öğrenildiğine göre, Danimarka Batı Al. manyadan ithal etmekte olduğu otomobil, dokuma mamulleri, bıçak, şarap ve fotoğraf levazımı gibi maddelerin mubayaatını durduracaktır.Böy-lece Almanyadan yapılmakta olan ithalât 10 milyon dolar kısılmış çatacaktır.
ÎO Kwnm 1950
Ravfft 5
“İhtiras
KRONİKLERİ
tramvayı
VE
“Arzu isimli bir tramvay”
Tiyatroya ihtirası olanlar için Şehir Tiyatrosu, mensuplan memuriyet endişesinden kurtuldukları gün. hakikî tiyatroya kavuşacaktır.
Şehir Tiyatrosunun iyi niyetlerinden şüphe etmiyoruz.
Fakat bir çok şey ve bilhassa sanat işlerinde iyi niyet kAfi değildir. Meselâ, ekseriyet şalnn aklına estiği zaman şiir yazdığını sanır. Hayır, aklına eştiği zaman değildir, çalıştığı zamandır ve bir şair bilgisi nispetinde iyi şair olur.
Şehir Tiyatrosunda 'İhtiras Tramvayı,, İşte bu yanlış zihniyete, imkAn olmadan bir şey yapmak ihtirasına kurban gitmiştir. Tekrar edelim: rnsil ve sahneye konuş bakımlann-ınn.
Bunu, daha maddî bir misalle de •istcrebiliriz. Eser, teknik imkAnlû-a sahip olunmadığı halde bunlar »evcut imiş gibi sahneye konulmuş-ur. Netice şu olmuştur kİ, tablo ’-aîan anlaşılmaz bir hale gelmiş, kocaman saatin yelkovanları döndüğü v(üde, zamanı gösterememiş, semâ oerdesinde, elektrik şerareleri ile vakit vakit yangına benzer kızıllıklar peyda olmuştur. Bu bir hatadır.
Temsilde ise, bir melodram havası vardır. Halbuki, eser, muayyen bir muhitte, gündelik hayatın, basit hadiselerini naklederek bundan bir “hava” yaratmak maksadiyle yazıl-mıştL Fakat her sahne de bir “facia” oldu. Aktörler, daha ilk perdenin ilk sahnesinde, sonlarının ne olacaklan-
* *
nı bilen kimseler gibi hareket ediyorlardı. Eseri “Yaşamıyorlar”, “İhbar,, ediyorlardı.
“Blanche,, hayalperest bir ruh hastası mı idi. yoksa etinin esiri bir isterik kadın mı? Belki de zayıf iradeli ve erkeklerin kurbanı bir zavallı? Yahut yaradılışı itibariyle haris fakat beceriksiz bir yalancı? Bunlann hepsi ayn ayrı karakterlerdir. Bu ciheti anlamak kabil olmadı. Zaman zaman, hepsini seyrettik ve netice olarak, “Blanche,, in bu karakterlerin hepsine birden sahip olduğunu görerek bu derece tezadı birleştiren bir “şahsiyetin seyircileri delirtmeden çıldırmasına acımadık. Adeta sevindik. Halbuki o son sahne ne hazindi? Ve Blanche no kadar zavallı?
Stanley'e gelinre, bir İnsanın kaba olabilmesi için lAzımgelen hareketlerin hepsini yapıyordu. Fakat “hareket,, acaba kol, bacak sallayarak koşup sıçramak mıdır?
Hulûsa asıl serlevhası "Arzu İsimli Bir Tramvay” olan piyesi, bizde na-sıt “İhtiras Tramvayı” diye tercüme edildi ise. temsil de öyle oldu.— fa.
NOT: Amerikalı Muharrir Tenncsse William3*ın eserine böyle bir isim koymaktan maksadı şu imiş. Hâdisenin cereyan ettiği mahalleye isleyen tramvaya "Arzu,, ismi konulmuş. Amerikanın bu eyaletinde, bizde nasıl apartmanlara, otobüslere kokmak âdeti varsa, orada da vaylara isim takarlarmış.

Adliye Sarayı yapılacak yerde kazılar cinasında çıkan bir mermer sütun.
-


Adliye Sarayı kazısında
bir haz
W t
ne mi bulundu ?
Yazan : Mehmet BENEK
SİNEMA
Vivien Leigh. »Arzu İsimli Bir Tramvay» filmini çeviriyor
isim t ra m-
Anadoîuda en köşe bucak köylerde halkın ağzında masallara geçmiş bir misal vardır: İstanbuiun ta^ı toprağı, kaldırımları altındır. Nereye kazma vuru İsa oradan bir hazine çıkar. Doğru...
Çünkü İstanbul vaktiyle servet ve ziynet bakımından dünyanın biricik kuyumcu dükkânı idi. Binalan, kiliseleri. caddeleri emsalsiz birer yapı idiler. Taşlarının. sütunlarının kıymeti ise mücevherle kıyas edilemezdi. Ama şimdi ne oldular? Serveti,
kısmı zelzele ile, bir kısmı ynrı-ile hâk ile yeksân oldu. Diğer kısmı da Türkler tarafından ca-haline getirilerek bugüne kadar
HİKÂYE
İpsiz
Nuri
Yazan : Selma Sami Coşar
Anam olasın ’rNuri" İpsiz kalasın “Nuri!**
İpsiz gözden kaybohıncaya kadar bu cenup türküsünün nağmelerini, sokağa bakan evlerden işitmek mümkündür.
Vaktiyle hiçbir Eren köylünün doğru dürüst hatırlamadığı bir tarihte. Nuri evliymiş. Bazıları, kadının Kayışdağı taraflarından geldiğini, onu günün birinde ter-kedip gittiğini anlatırlar.
Hep şaşardım. Bu adam ne İdl-ğü belirsiz, çapaçul bir serseri değildi.
Neden acaba “tpslz” diye anılırdı ?
Tesadüfen arabacı Karakuştan işin içyüzünü öğrendim. Meğer Narinin başından komik ve komik olduğu nispette hazin bir hâdise geçmiş:
İpsiz, gençliğinden beri kemer kullanamazmış. Pantolonu beline iple bağlar, o da her seferinde kördüğüm olurmuş.
Akşamlan kesmek gerektir, kart da ip yetiştiremezmiş. Kadıncağız köşede bucakta, konuda komşuda, sağda solda, sokakta, bakkalda, önüne gelen yerde, gözlerini dört açar, ip gördü mü, mal bulmuş mağribiye dönermiş.
Ama bir gün. canına yetmiş, sabn tükenmiş, dayanamayıp:
‘•Hay, ipsiz kalasın be herif!” diye haykırmış. Alıp başım babasının evine dönmüş.
îşte o gün, bu gündür Nuriye: ipsiz” derlermiş.
“VVMURCAKLAB, afacanlar!.-
■ Off! Canımı yaktınız!” tpslz Nurinln sesi.
Ayaklannı Arnavut kaldınmı-mn eğri büğrü taşlarında sürüye sürüye yürüyor. Belli kİ mahallenin çocukları onu gene köşe başında taşa tutmuşlar.
Hangi Erenköylü. İpsiz Nurlyl, bu derbeder kılıklı, derbeder ruhlu adamı tanımaz?.. Saçlan perişan, öylesine perişandır ki, kuşlar yuva kuracak sanırsınız. Küçük çocuklardan gayri herkesle yüdızı barışıktır.
Sabahlan îçerenköy taraflarından gelir; kırlarda, sahilde, sokaklarda işsiz güçsüz, başıboş gezinir, canı iki lâf atmak tstîdi mİ bakkala yahut kahveye girerdi.
Bakkal, ktrksekiz yıllık hayatında böyle çelebi serseriye rastlamadığını söyler. Kahvede onunla konuşanlar var. Sözü sohbeti yerinde, derler. Şimdiye kadar kimseye el açmamış.
İpsiz, küçük kardeşi Rütçü Receple yaşar, çalışamaz, İş tutamazmış.
Defalarca denemiş, nafile... Iç sıkıntısı bir kere yakasına yapış-mıya görsün!.. Evi barkı terke-der, yollara düşermiş. Her önüne gelene: “Düşman başına kardeş... Sıkılıyorum. Dünya bana dar, çok dar. Gönlüme bir kazık kakılıyor.” diye dert yanarmış.
Mahallenin çocukları peşi sıra şu türküyü çağınrlar:
Benim olasın “Nuri”
ziyneti, her türlü sanatı LAtınler tarafından talan edildi, kiliseleri, sarayları zamanın tahribatına uğradı, bir gın bir mi
muhafaza edildi.
Bugün Adliye Sarayının inşa edileceği mahalde yine mühim harabeler bulundu. Meşhur Hipodromun alçak ve yüksek taraşlarını teşkil eden kısmın bir parçası meydana çıktı.
Alçak kısımda oturma sıraları tuğla ayaklar üzerinde mermer basamaklar var. öndeki orta duvar kalın ve muhkemdir, hipodromun ilk inşa-atından 2000 sene ilerisine kadar giden bir zamanın eseridir. Bunların arkasında da oldukça büyük bir hamam bakiyesi bulunuyor. Sütunlar bilhassa Sultanahmet Cam linin sütunlarına pek benzemektedir.
Yüksek taraşta bundan sekiz on sene evvel Alman Arkeoloji Enstitüsü Alimleri bir kazı yaparak Sent öfeminin medfun bulunduğu Mar-tlrion kilisesini meydana çıkarmışlardı. Bugün de onun etrafı açılarak kilisenin tam plAnı elde edilmiş, sıra İle birçok bina bakiyelerine rastlanmıştır. Sent Öfemi kilisesi dört köşeli duvarlan mozayık fresklerle süslüdür. Civarında gruplaşan bina harabelerinin merkezini teşkil etmektedir. Bunlann önünde portik sütunu bir galeri bulunuyor. Buna Bizans sanatında Porticus Semıroturda denir. Yine bu kilisenin kendinden evvel inşa edilmiş bir saray akşamın, dan olduğu tesbit edilmiştir.
Bundan başka zarif, çok güzel küçük bir kfllse harabesi daha bulunmuştur. Zemin mermeri renkli taşlarla Opus Sectile şeklinde işlenmiş, duvar bakiyelerinde freskler gö-
Shaw*ıııı külleri
Vivien Leight (Blanche) Marlon Bmndo (Stanley) İle filmin İki sahnesi aracında görüşüyorlar.
ANKARA
Kum)
Hicri
Pazartesi
VASATİ
EZANİ
VAKİT
Re
Gc-
PAVİYONU: fhpanyol
İSTANBUL
KADIKÖY
BELEDİYESİ
tJrhlr Tiyatrolar*
Tolf. : 12167
YELİ» EĞİRMENİ
R
A
D
L
0
A
R
(pl). — 0.00
m.) Dinloyicl bitekleri hafif
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşey
sı h hT İmdat
UÇAK >TREN-VAPUR
ECZANE
Tl YA TROL A R
17840 Kc/b yayın). —
ÎHtanbul Bej ofrlu Anadolu yakanı Ankara
İzmir
— 21.30 Şarkılar. — müziği (pl), — "2 45 Program ve kapanış.
Kıımrdl kınmı Temine Dünya FL Nuri Korda#
— 13.00 Haberler. —
— 13.4*5 Şarkılar. —
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.00 D.H.Y. Nlkonya, Beyrut. Ka-hireye. — 8.00 Ankara, Malatya, E-Jûzığ. D.Bakıra. — 8.00 Ankara,
Beyrut, Kahlreye. — 8.30 Ankara. Adanaya, — 8.30 (AF.) Atina. Roma, Pariue. — 9.55 (B.E.A.) Atina. Roma, Nl«, Londraya. — 12.30 Ankara ya. — 14.20 İzm İre.
GELECEK OLAN TRENLER
8.30 Ankara. — 9.15 Ankara Ekn — 20.30 Ankara.
İZMİR
Mndum Bovnrt.
Zaferden üutün. 2
Beyoğlu 44644 Ankara 00 intanbul U222 tamir 2222 ÜnkOdar 60945 K.köy 60872 Karaıyaka 16065
4 4998
91
2251 |
1 — Bağdat (Renkli). 2 — Deniz Kızı.
1 — Tarzan New-York Uu 2 — Canavar Tohu-
mu.
r-— 1 ■ ——
Stanley rolünü, eseri sahnede canlandıran bir artist yapacak
Meşhur İngiliz artisti Vivien Lelgh’ln Hoîlywood*da ilk defa olarak çevireceği filmin adı “Arzu isimli bir tramvay,, dır. Film çevrilirken sahne aralarında filmin baş erkek rolünü oynayan Marlon Brando ile Vivien Lelgh şuradan buradan konuşmakta. dırIarJHollywood'un,Vivien Leıgh için -eklâm yapmasına lüzum yoktur.Çün *cü nasıl olsa herkes kendisini, sanat kudretini ve kabiliyetini bilir. Onun için bütün propaganda ve reklAm projektörleri 26 yaşındaki Marlon Brando'ya çevrilmiştir. Bu genç a-dam bir zamanlar Omaha‘da kanalizasyon işlerinde çalışan bir amele İdL Sonra Broadway’da Tennesse Willi-ams'ın eseri “Arzu Tramvay,, ında Stanley Kovvalski rolünü oynadı. Piyesten sonra muharrir bu “jönpromi-ye„ nin memleketine dönebilmesi İçin otobüs parasını bile vermek mecburiyetinde kaldı. Bu beş parasız genç piyes fitme alınacağı zaman sinema direktörleri tarafından yakalandır Şimdi Amerikada hakkında muazzam donlar uçurulmaktadır.
Fakat zamanla İranlIların hücumlan-jıık mâruz kaldığı için muhalle mezarı naklolun-Bu harabeler tstanbulu alışından çok evvel yer yanık
kime kalacak ?
Bu mesele, İngilizlerle İrlandalılar arasında yeni bir mücadele mevzuu oldu
Derleyen :
Sufer
9
LS'O
Güneş Öğle tkindl
Akşam Yatsı tm*Ak
19 5 0 KASIM
20
T.Suni
7
İJMJA
TAKSİM (43191) Nnnı-ı diğer Parmaksız Salih.
TAN (80740)' 1 — Benden Kaçamazsın. 2 — Meksika Havdutlan.
ÜNAL (49306) 1 — Çanlar Niçin
Çalıyor. 2 — İstırap Çocuğu.
YENİ (84137) 1 — Istırap Kurban-lan 2 — Zambo.
YILDIZ (42847) Lady Hamil ton.
6 Sİ 12.00 14.32 16.47 18.23
5.10
2.03
7.11
9 44
12.00
1.35
12.22
GELECEK OLAN UÇAKLAR
İL 40 tamirden. — 11.50 An karadan. — 14*50 Adana. Anknradan. — 15.00 Ankara, İzmir, Balıkealrden — 15.40 (B.E.A.) Londra, Nla, Roma, Ati nadan.
GELECEK OLAN VAPURLAR
6.00 Seyyar, Karabigadan. — 9.00 Adana, D.G. Akdonizden. — 11.00 Karadeniz, Karadonlzdcn. — 19.15 Sua, Mudanyadan.
GİDECEK OLAN VAPURLAR
5.00 İzmir, Karadeniz©. — 8.15 Uludağ. Bandırmaya. — 22.00 Konya, Bandırmaya.
GİDECEK OLAN TRENLER
t.00 Tarsus. — 18.10 Ankara. -21.40 Doğu Eke,
ALKAZAR
Festivali. 2
Alt (44301)
ATLAS (40835) üç Sllûhşör (renkli) ELIIA.MRA (42235) 1 — Şahane Vals. 2 — Her Şafakta Ölürüm.
GÜREL 1 — Gangsterler Çemberi. 2 — Üç Ahbap. Çavuşlar ElmoJi Peşinde (Türkçe).
İNCİ (44595) Kırallço Krlstln. İPEK (44289) Tüccar Hora.
LALE (43395) Korkak Kahraman MELEK (40858) Ayrılma* Gönül ter.
SARAY Yunan Opereti. 3UATPARK (83143) 1 — Manon.
2 — Esrarengiz AL
SÜMEK (42«51) Nutn-ı dlger Par-maksız Salih.
ŞARK (40380) Ki rai İçe Krletin. ŞIK (43720) 1 — Gangster Hafiye, t e? Lorol Hardı SUah Arkadaşı
BEYOĞLU
v 4 25 02) 1 — Şar) on un -- Kızıl Nehir. Korkak Kahraman.


İSTANBUL
YLEMDAR (23M>3) 1 — Bir Yeti-nenin Romanı. 2 — îslmsiz Kahramanlar.
AY8U (21917) 1 — New-York Eh-rarı. 2 — İhanet.
AZAK (23542) 1 — Kamçılı Haydut. 2 — Deniz Kurtlan.
ÇEA1RERL1TA8 (22513) Kiraliçr Kristin.
EMRE 1 — Vazife Kurbanı. 2 — Varyetede Cinayet.
HALK (21904) 1 — Kahraman Kılavuz. 2 — Nesimaçl Amerikada. 3 — Felâket Yolcuları.
İSTANBUL (22367) 1 - Yılma* Reis. 2 — Vatan Haini.
KISMET (28654) 1 — Üvey Baba t — Leblebici Horhor.
MARMARA (248(50) Ktrallçe Kria-tin.
MİLLÎ (22962) 1 — Adası,
i — Anılmaz Duvar.
TURAN (22127) 1 — Doniz Kurt-
lan. 2 — Kamçılı Haydut.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — ö-1 Umdun Firar. 2 — Manon Lesko.
ANKARA (23234) Yanlış Hüküm BÜYÜK (15031) Tuna Ağlıyor.
CEBEÇİ (13846) 1 — Üvey kardeş 2 — öldüren Para.
PARK (11131) İstanbul Geceleri SUS (14071) İstanbul Geceleri. SÜMER 1 — Batı Çöllerinde. 3 — ÇÖI Kahramanı.
ULUS (22294) Aşk ve Ölüm Vadisi. YENİ (14049) Eğlenceler Perini. BÜYÜK Hile ve Sevgi.
KÜÇÜK Melekler ve Şeytanlar. gar gazinosu 7 Bryanus vüsü.
ANKARA PALAS PAVYONU
za Şeydi idaresinde Viyana At* rakayon Orkestrası.
KÜREYİA
Orkestrası.
EI.HAMRA
LÂLE 1 —
Rakl beler.
MELEK 1 - Kanun Harici 2 — Bu Gece Seninle.
TAYYARE Kahraman Yüzbaşı TAN 1 — Zaferden üstün. 2 — Rn kİ bel er.
YENİ 1 — Tarzan M aymana den» 3 — Bufolobli Sarkışı.

BİZİM SİNEMA (Üöküdar) 1 -Nehirler Kıra ilçesi. 2 — Ateş Bekçileri.
HALE (Kadıköy) 1 — Slngoalla. 2 — Kanlı Göl.
OPERA (68714) 1 — Balalayka.
2 — Nesimaçl Kahraman Gönüllü. SUNAR: 1 — Vatana Dönüş. 2 -Kızıl Nehir.
SÜREYYA (60862)

M U A.M M ER KARA LA TİYATROSU B L A M I
-e—
Y
ANKARA:
7.28 Açılış ve program. — 7.30 M.S.Ayan. — 7.31 Harry Horliuk Orkostrası (pl). — 7.45 Haberler ve hava raporu. — 8 00 Çeşitli melodiler (pl). — 8.25 Günün programı. — 8.30 Bale müzikleri Kapanış.
12.15-13.15 Asker S/uıtl: (16.m.83 -T.A.V. Kısa dalga posUıalylc beraber
12.15 Memleketten eolAm, — 12 30 Bir ellûh arkadaşınız konuşuyor. — 12.40 Poeta kutunu. 12.45 Şarkılar. — 13.00 Haberler. — 13.15 Salon müzikleri (pî) — 13.30 öğk» Gazetesi. — 13.45 Salon müziğinin devamı (pl). — 14 00 Hava raporu, akşam programı ve kapanış, — 17.58 Açılış vo program. — 18 00 M. S Ayan. —■ 18.00 Dans parçalan (pl). — 18.30 Konuşma: Kitap saati. — 18.45 Sinema orguyla melodiler (pl). — J9.00 M.S.Aynn ve haberler. — 19.15 Tarihten bir yaprak. — 10.20 Şarkılar. — 10.45 Tarihi Türk müziği, İdare eden Mesut Cemil. — 20.15 Radyo Gazeteni. — 20.30 Radyo senfoni orkostrası. (Şefi Halil Onayman). — 21.15 Konuşma. 22.00 Konuşma. — 22 15 Dans M.S Ayarı ve haberler. — 23.00
İSTANBUL:
12 57 Açılış ve programlar.
13.15 Hafif öğlo konseri (pl). 14.20 Dans müziği (pl). — 14.45 Programlar ve flar-kılar (pl). — 15.00 Kapanıp.
EMİNÖNÜ: Eminönü (Eminö-
nü) — Banansan (KÜçÜkpazar) — AH Rıza (Alemdar) — Haydar Yeni (Lnlril),
HEYOÛLUı Cemal Atasoy (Merkez) — Limoner (Tnksiın) — Cihangir (Taksim) — Sağlık (GsIa-ta) — Ziya Boycr (Galata) — Şark Merkez (Şişil) — Kurtuluş — Hnhcıoglu (Hoeköy) — Merkez (Kasımpaşa)
FATİH: İbrahim Balmumcu (Şeh-zndebıışı) — Sal0.hi) ildin GÜrgvn (Aksaray) — Samntya (Ramatya)
— Haseki (Şehremini) — Gündoğ-du (Karagümrdk) — Orhan Av cıoRlu (Foner)
EYÜP; Arif Beşer
BEŞİKTAŞ: S.Recep (Beşiktaş) — Ortııköy — O. Divanhoglu (Arna-vutköy) — Mcrkes (Bebek)
KADIKÖY: Yeni Moda (Kadıköy)
— Fcncryolu — Erenköy — A.Cafer Çağatay (Bostancı) — Ömer Konan (Ünküdur).
HEYBELtADA: Heybrilada nfTCKAüAl Merkez
ANKARA: Ülus-Eronkoy-Halk.
İZMİR: AH Hayreti d İn (Baarnahn-nc).—- Sıhhat (KcmoraJtı) — Sağlık (Alfiancak) — tklçeşmeHk (Eş-rafpn'iaı — Güzel Yalı (Yalılar)
riHmcktedir. Mahzeninde ölü kafaları bulunan bir de mezar vardır.
Bu meyanda pek çuk aeramik parçalar ele geçmiş, bir şamdan, küçük bir heykel bulunmuştur.
Bütün bu eserlerin Bizans İmparatorluğunun ilk devrelerine ait olduğu kuvvetle söylenebilir, inkişaf etmiş bir medeniyetin olgun nümune. leridirler.
Sent öfeminin freskleri on dört tablo halinde, resim ve hikâye izleri kaybolmamış.. Bu meşhur mücadeleci aziz kadının hayatını anlatmak, tadır. Bizans sanatının o halka iniş tarzında olan ifade içindedir. Basit halka fikirler sade çizgilerle sunulmakta, ona istenilen ruh kolaylıkla verilmektedir. Bunlar sıra ile şu kompozisyonlardan ibarettir.
. Putperest devirde azize öfeminin doğuşu, dmrtlan Hıristlyanlar arasında irçad oluşu, Prokonsül Fricos huzurunda, işkence çarkına götürülüyor, iki asker onun kahramanı iğiyle Hıristiyan oluyor, iki asker aratanlara atılıyor, aziz Öfemi mûcize göstererek askerleri kurtarıyor, bunun Üzerine tekrar işkence çarkına götürülüyor, deniz canavarlarına atılıyor, kurt ininden geçiriliyor, kırbaçlanıyor. destere ile kesiliyor.. Sonunda ailesi tarafından gömülüyor...
Bu hikâyeler, 6 metrelik duvardadır. Bir din kurbanı Marttr olduğundan gömüldüğü yere. Kadıköyüne bir kilise yapılmıştır, buraları na sık buradaki muştur. Türklerin
altına girmiştir. Ele geçen tahta parçalan, yanık toprak canı, kiremit parçalarının ve bu binaların bir kısmının büyük yangınlar, bir kıs-rıınıiH da büyük zelzeleler neticesinde mahvolduğu bugün anlaşılmaktadır. Ayrıca iki tatlı su kuyusu bulunmuştur kİ. bu suların bu yerlere kudsİyet verdiği bellidir Çünkü her tatlı suyun' bulunduğu yerde din mensuplan bir ayazma, mukaddes mahal inşa etmişlerdir. Esasen İstanbul dahilinde tatlı su kuyusu memba» bulmak o kadar güçtür ki, buna rastlamak büyük bir nimettir.
Oldukça gerdş bir arazide yapılan kazı devam etmektedir, Henüz bütün saha açılmış değildir. Daha pek çok bina ve Asâr elde edileceğine hiç şüphe yoktur. Kazıyı idare eden kıymetli genç arkeolog Rüstem Duyuran vazifesini müdrik, büyük bir‘itina ve dikkatle çalışıyor...

Şimdi ortada mühim bir mesele var. Henüz çıkan harabe ve eserler ciddî bir sanat komisyonu tarafından tetkik edilip vaziyet katiyetle tesbit edilmemiştir. Burası ne olacak? Adliye Sarayı yine buraya mı inşa edilecek? Yardan mı geçeceğiz, yoksa serden mi? Eğer turistik ve sanatseverlik düşünceleri üzerinde durur, hipodromu günün birinde yeniden restore etmek bu nevi Bizans ve daha da eski devir eserlerini ortaya Çikannak istersek, Adliye Sarayını başka bir mahalde inşa etmek zarureti karşısında bulunuruz.
Yoksa bu harabelerin kopyalarını aldıktan sonra yıkalım mı, burayı bir park haîinde muhafaza edelim ki T Verilecek kanır uluorta olmayacak, geniş bilgi ve görüşe dayanacaktır.
Bugün bütün bu kararlan vermek için honüz çok erkendlr. Kazı tamamlandıktan sonra bu mevzua tekrar gelebiliriz.
R. Battefort adlı bir gazetecinin Dubllnden bildirdiğine göre, Bernard Shaw’nun yakılan cesedinin küllerine kimin sahip olacağı, Ulster meselesi gibi. Büyük Britanya ile İrlanda a-ra.sında bir gerginlik husule getirmiştir. Fakat, acaba, bu İki memleket arasında hakikaten bir mücadele başhyacak mı? Battefort. birçok sebeplerden dolayı bunu İmkânsız görmektedir. Son günler zarfında Londra ve Dubünde cereyan eden birtakım gizli kapaklı hâdiseler ve ifşaat, hakiki mücadeleden bitap düşmüş halkı, yeniden canlandırmak İçin hazırlanmış birer manevrayı andırıyor.
Meşhur muharririn ölümünün ertesi günü, İrlanda aristokrasisinin mühim şahsiyetlerinden, hem Protestan, hem de milliyetçi Slr Jane Leslle “Daily Telegrahp” gazetesinin muharrirlerinden biriyle G.B.S-. hakkında bir konuşma yapmıştır. Anlattığına göre Saint Patrick Kilisesinin başpapazı Bernard Shavv’ya, —Gülü ver kitabının meşhur muharriri— Svvlft’in mezan yanında bir yer vermeği arzu ettiğini bildirmiş. Mezarın yerini gösteren bir resimle beraber gelen bu teklif Shaw*yu günlerce eğlendirmiş.
Saint Patrick’ln başpapazı değiştikten sonra yerine gelen De Pauley de selefi ile aynı fikirde olduğunu tasdik eder mahiyette bir telgraf çekmiştir. Fakat, bugünlerde sorguya çekilen Saint Patrick Kilisesinin papazı De Pauley, sorulan sorulara cevap vermekten kaçınmaktadır. Üstelik, İrlanda Hükümetinin bir sözcüsü, böyle bir tekliften haberdar olmadığını llori eürmektedir.
İrlandalIların millî sahnelerinden biri olan “Abbey Theatre” direktörlerinden Ernest Blythe, dramatik muharrir Lennox Robinson’un kumpanya namına cenaze merasimine iştirak ettiğini ve Shuvv’nun Jtüllerinl, doğduğu memleket olan îrlandaya getirme imkânlarını aramaya memur edildiğini anlatmıştır, frlanda-nin meşhur şahsiyetleri de bu fikri desteklediklerinden, hükümet, trionda ve Londra elçisi vasıtasiyle işe karışmıştır.
Geçen mart ayında tekaütlüğünü istemiş olan Saint Patrick Kilisesi
eski başpapazı Davtd FJFL WHson proteston cemaatinin bir uzvu olar “îrlsh Times” gazetesiyle yaptığı bv mülâkatta, G.BJS. e takriben üç se ne evvel, Sir Shane Leslie’nin anlattığı mahiyette, bir mektupla resim yolladığını söylemiştir. David F.R Wllson, Shaw*dan bizzat hiçbir cevap almadığını, fakat teklifin üstadın ”çok hoşuna gittiğini”, sekret^ rinden arka arkaya aldığı mektuplardan öğrendiğini İlâve etmiştir.
Aynı zamanda, Londradan da n-kialer yükseliyor: Gerek yeni elçi M. Boland. gerekse selefi M. Dulaj.-ty, memleketlerini temsil ettikler. Londra da on beş seneden beri serilip sayılan insanlardır. Şimdi kendilerinden bütün nüfuzlarını kullanarak külleri lrlandaya getirmeleri istenmektedir. Halbuki, Dublindekl “hükümet kaynaklan” hâlâ, resmî bir emir vermediklerini iddia ediyorlar
Kudretli bir tiyatro muharriri ,re derin bir filozof olan Shavr'nun ölümünü müteakip. birçok İrlandalI Shaw*nun, hiç olmazsa son uykusunu uyumak için olsun. aralarına gelmesini şiddetle arzu ediyor. —Zararın neresinden dönülse kârdır!—
Fakat ortada herkesin çekimliği mühim bir nokta var: Bilindiği gibi G.B.S.* İn bazı bakımlardan Voltaire’-in kini andıran ve katoliklere hücum eden bir eseri vardır. Aynca, komünizmi müdafaa eden yazılan mebzuldür. Koyu katolik olan İrlandalIlar bu iki Sebepten dolayı Shnvv meselesinde bütün arzularına rağmen çekingen davranmaktadırlar, çekingenlik de neticenin muvaffakiyet-sizlikle bitmesine sebep olacaktır.
Zaten G.B.S- vasiyetnamesinde miras taksimi bahsinde ne kadar ciddi ise, cenaze merasimine taallûk eden kısımlarda da o kadar —tabir caizse— hokkabazlık yapar. Cenazesinin arkasından, ananevi matem a-rnbalan yerine öküz, koyun, domuz, hindi v.e. sürülerinin, hattâ mümkünse müteharrik, canlı balıklarla dolu bir akvaryumun gelmesini isterini yazar. Küllerinin, 1011 de Jilen kansınınkine kanştınlmasım da aynca arzu etmektedir.
Böyle bir vasiyetnamenin tatbl-kından milli, hisst. edebî, kanuni birçok güçlüklerin çıkacağı aşikârdır.
Yeni neşriyat
RESİMLÎ GÜREŞ MECMUASI ÇIKTI
- UMUMİ ÎSTEÎ( ÜZERİNE —
SÜMER SİNEMASI
YARIN AKŞAMDAN İTİBAREN
BÎR VATAN DOĞUYOR
i
17 57 Açılış ve programlar. — 18.00 Dana mOıf-gi (pl) — 18.20 Fasıl heyeti konseri (Suzinak). — 10.U(> Haberler. — 19.15 Kısa şonlr haberleri. — 19 20 Gençcr ve nrkndaşlunııdafi dansı müzlfcl. — 19.50 Akşam konseri (pl). — 2om Serbest saat. — 20.15 Radyo Gazetesi. — 20,30 Şarkılar. — 21.00 Konuşma :
Bedii Faik. — 21.10 Mascagnl ve Leonoavallo’nun operalanndan müzik (pl). — XI,30 Spor hnabilıalle-ri. Konuşan; Kşrof Şefik. — 21.45 Şarkılar. — 22.10 Sonut, Johannus Brahma.. Sonat "mİ bemol.— 22 30 Marthn Eggorth den şarkılar (pl). — 22.45 Hm-berlor. — 23.00 Programlar ve dans müziği (pl). — 23.30 Kapanış.
LONDRA:
6.40 (49,10 m.) Konçerto (20 dakika). — 8,16
(31.55 m.) Dana müziği (45 dakika). — 9 45 (19.85 m.) Dana müaigl (pl). (16 dakika). — 10.00 (16,84m.) Londra Filarmoni Orkostrası (1 saat). — 11.30 (16,84 in.) Viktor Süveter Orkestrası (15 dakika) — 12.30 (10.84 m.) Dinleyici İstekleri - klâsik müzik (30 dn-klka), — 14.15 (16,84 m.) Opera müzlfrl (pl.) (45 dakika). — 15.15 (16,84 rn.) lCutedrnl orgu (15 dakika), — 17.15 (31,55 m.) Frcd Hartlvv ve orkestrası (30 dakika). — 18.15 (10.01 m.) B.B.C. Midland hafif mll-zlk orkestrası (45 dakika). — 21.00 (31.55 m.) Konser müziği (1 □ant), — 22.30 (31.55 m.) Fİ /.moda 30 dakika, — 23.00 (31,55 müzik.
Resimli Güre? Mecmuasının 3 üncü sayısı fotojeni kıraliçosinin beş renkli bJr resmiyle çıkmıştır. ICıraliçe, son Almanya seyahatini ve Alman güreşçileri hakkındaki intihalarını anlatmaktadır.
Bundan başka birçok makaleler, resimler ve tarihî güreş yağıları ve güreş oyunlun vardır. Nüshası 50 kuruştur. Bütün bayilerde bulunur.
İŞ MECMUASI
tş dergininin 111 inci sayısı zengin yazılarla intişar etmiştir. Bu nüshada “Toprağın hakkını toprağa vermeli., başyazısından sonra felsefe profesörü Camap'dan “İlimde Nazariye” tercümesi, yaklaşan Adana kurtuluşuna a-it Prof. Remzi Oğuzun nefis bir yazısı. bugünkü İsrail Devleti adamları. Setim Ntlzhetln aziz hatırası yazılarından başka daha bir kaç fıkra vardır.
(Sword in the desert)
Büyük ve çok güzel filminin tekrar iraesine başlıyacaktır.
Dostlarınıza ve sevdiklerinize görmesini tavsiye ediniz.
ELEKTRİK TEKNİĞİ
Elektrik Tekniği: Elektrik öğretmeni İsmail Çeltekligil tarafından yayınlanan bu kitapta elektriğin bütün bölümleri resimle anlatılmaktadır. Yalnız değil, bu işi meslek tavsiye ederiA
izahlı olarak amatörlere edinmişlere
BU AKŞAM 1950 YllJNIN EN MUAZZAM FİLMİ :

BAŞLICA YARATICILARI
LANA TURNER - GENE KELLY - VAN HEFFLYN
Orijinal ve renkli nüshası Türkçe ve renkli nüshası
TLASv, MELEK
İPEK
1

Sayfa 6
1 U. A I I O » A A L Lz
20 Kasım 1950



p

ârn> - .* i

• r J
• ( w* (
ffc
A
a M J





Sayfa T
tO Kasım 1960
ECZANELERDE BULUNUR
V
Alraajs
• ,1 —
MAKİNELERİ de
FOTOĞRAF
Satışa
arzedilmiştir
Dünya haberleri, ecnebi muhabir
TÜRKİYE GENEL MÜMESSİLİ :
mektupları, çeşitli mevzular
MEHMET KAVALA
TAHÎR HAN-GALATA
M
2 LİRADIR
A
00 LİRA
Soldan »atat
1 — Temadi ettir; Bir tahta. ntv’l.
2 — Tekirin kovaladığı; Belirti. 3 Halk; Eski harflerden birinin okunuşu. 4 — Tersi Af r i İcada bir nehir; Istanbulun bir kazası. 5 — Toprak; Erkek. 6 — Annemin annesi; Avuç-İçi. 7—Tutukluk. 8—Nefi edatı; Edevat taharri et (İki kelime). 9 — Gelir temin eden şe> tedarik et (İki kelime); Tekrarlanırsa tabanca sesi olur. 10 — Sergüzeşt; Sondaki harf-•iz ser’et
Yukarıdan asafr:
1 — Hacmi küçülen; yanm. 2 — Dış görünüş; Far ila. 3 — Taharri •-dilen; Tersi sıfat takası. 4 — Maden) ip; Bir harfin okunuşu; Tersi tavır. 6 — Bir harfin okunuşu; Bir pamuk cinsi. 7 — Bir nevi tıbbî müdahale, 8 — İPM de Ölen Fransız kompozitörü; Müheyya. 9 — Fransızca geldi; Tersi dört köşedir. 10 — Ecnebi mümessil binası.
DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ Soldan »aftaı
1 — Haseki Nisa. 2 — Atiye; Cali. 3 — Lekeli; Eye. 4 — Şal e; Ural 5 — Le; Afi. 6 — Ya; Ada; Afr. 7— Kami; Etili. 8 — Analı; Azil. 9 — Eleman. 10 — Ayılamamak.
Yukarıdan asatı:
1 — Halil; Kaba. 2 — Ataşe yan 3 — Akis; Ama. 4 — Evele; İlet. 5— Kile; Î1A 6 — Adi; Em. 7 — în; U-falama; ileri; İzam. 0 — Saya; A-Una. 10 — Acele gel.
ÖKSÜRÜĞÜ ve BRONŞİTİ keser
PARİS
Büyük terzilerinin modelleri patronlariyle gelmiştir.
Cağaloğlu Sağlık Turdu karcısı 11 No. Telefon: 28502
İslediğiniz şarkıyı
istediğiniz anda
istediğiniz kadar
ÇALABİLİRSİNİZ
PİKAPLARI
Her radyoya uyar.
her yerde »atılır.
SON DERECE ZARİF
Mobilyo iıtemez
SON DERECE UCUZ:
îoplon lobi Y«ri ı
İZZIVYİN HNAY Orl |
Golol*. Oonfcolof «od. M cm
FAYDALI İLANLAR YENİ İSTANBUL’DA ÇIKAR
ı j ı jm r ı 11 -■ j ■ ■ ■ ■ ■ ■ —» r.
ARSA ARANIYOR
Pangaltı, Bomontl, Meddlyeköy, Hürriyetteped
semtlerinde 300-400 metrekare araa aranmaktadır. Satmak isteyenlerin son flyatlariyle arsanın durumunu gösterir kaba bir krokiyi posta kutusu 471 İstanbul adresine göndermeleri rica olunur. Mutavassıt kabul edilmez.

SAYIN DOKTORLARA
Sinir Bİstemi bozuklukları ve uykusuzluğa karşı kullanılan SEDİLAN
Paranız İçin emin bir plâanıan, uygun bir faiz ve 24.000.— LİRA İKRAMİYE işte aize bunları
TÜRKİYE KREDİ BANKASI A. 0. nın (îstanbulda: Yeni Postahane karşısında) (tzmlrde: Büyük Kardıçalıhan altında)
Tasarruf hesaplarındaki mevduatınız temin eder. HER AY BİR ÇEKİLİŞ-
Yatırılan her 100.— Lira çekilişe iştirak eder. Gelecek çekiliş tarihli 5 aralık 1950
Para yatırmak İçin son gün: 21 kanım 1950
DRAJE
Eczalıanelere ve ecza depolarına tevzi edilmiştir DİLER TIBBÎ MÜSTAHZARLAR LABORATUARI





* ( f
*



Hiç bir masraf ihtiyar etmeden Ankara’da kullanışlı, zarif ve sağlam BAHÇELİ EV
ve İşlek bir semtte
DÜKKAN
sahibi olmak İsterseniz, talihinizi deneyiniz! 1950 İkramiye plânının son çekilişi:
29 ARALIK
1 DÜKKAN
ve dolgun para ikramiyeleri.
EV ve Dükkanların Veraset ve İntikal vergilerini Bankamız öder.
150 Ura baklyell TASARRUF HESAPLARI bu çekilişten faydalanırlar. Her 500 Ura için ayrı bir kura numarası veriUr.
TÜRKİYE 1$ BANKASI
inkara Sular İdaresinden
idaremizde kullanılan muhtelif tipteki su sayaçlarının tamirinde kullanılan aşağıda cine ve miktarı yazılı yedek parçalar satın alınacağından ellerinde bu evsafta yedek parçalan bu-lunanlann veya yeniden imâl edebilecek durumda olanların fiyat ve teslim müddeti hakkında bulunmalan ilân olunur.
öğretmen. Subay ve Memurlara
Taksitle, Iskontolu Kitap Satışı
2/12/1050 tarihine kadar teklifte
Adet
500
300
100
500
300
200
200
50
50
250
150
150
150
200
500
300
500
Ma ricası
_Ğ. C. M?
M rt ı»
• • H II
C. G. E. mm. lik
n 99
* f
99 99
15
25
15
25
Simens
•l
Macjnike Empre
•I
II
II
Mlşera
Cinsi
Merkez dişlisi Litre Başlı kovan Don çemberi Merkez dişlisi Su dişlisi
II ffl
Pervane
Litre dişlisi Merkez dişlisi
I», II
Tava
Kavrama yatağı ve mili komple Don kapağı Nümeratör Nümeratör
(15724)
fıexxxrd W
’ Or-envcJ
Telefon : 49449
MİKROMA E T A R E T A F ü T U R İ T 1 N K
Telgraf : La met - İst.
W




Okul kitapları hariç, 1949 yılı sonuna kadar yayımlanmış olan bütün Millî Eğitim Bakanlığı yayımlarının 12 ayda ödenmek üzere taksitle ve % 20 Iskonto ile satışlarına devam olunmaktadır. Kısa bir zamanda değerli ve isteyenlerin ederiz.
ucuz bir kütüphaneye sahip olmak bu fırsatı kaçırmamalarım tavsiye (15813)
İstanbul Devlet Kitaptan MütedavO Sermayesi Müdürlümü
Her yere Ingiliz ucaklarile ucunuz
seyahat boyunca İ nğiliz misafirperverliğine şahid olursunuz
Arfna, Rottu, Nb W Londrar» uçtmo, Londra, bûtoa dûnyıyı taphys» îngılb HsvayoÜan «cbekesinİD mejkezidir. îûgiliı Hav» yollun ’nm (REA *• B.OAC) hıvs hstbn boyunca İngiliz nezaket ve misafir-pen’erliği ile karşılaşır, om bir konfor içinde neyahıı ermiş olur ve fevkailde ihtimam görürsünüz. Harikûhde bir kara teıkilsn İle iş birliği yapan dirayetli püodar tarafindıo sevk ve idare edilen tayyareleri» eçmu^ olursunuz.
n r 4 bTa ı fBrt,,rt
Jv B» Eurapean • J| • K Overna» Albaya,
U L n Alreaja 1/ W fi l» Carparatloa
BUN PALAS NO. (. AVAZPASA İSTANBUL. TB’LBPONı 8.(11, 81>»«

nın
Depolarda vasıtaya teslim ton fiyatı
Kayda tâbi değildir. Satışı serbesttir.
TÜRKİYE KÖMÜR SATIŞ
VE TEVZİ MÜESSESESİ
YENİ İSTANBUL’da çıkar
IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIIIIÜIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIim








Spor faaliyetimizde yeni hamlelere doğru
Bölge ve kulüp murahhaslarının bir araya toplanarak seçecekleri federasyon balkanları veya heyetleri, büyük
bir itina ile seçilmelidir Yazan : Sadi KAKSAN
GEÇEN hafta Ankarada yapılan Spor Konferansında müzakere edilen mevzular hakkında lelıie ve aleyhte hlr çok mü talanlar yürütülmüş olmakla beraber yalnız İki mesele üzerinde herkesin ittifak ettiği görülmüştür. Bunlardan biri, bugün yürürlükte bulunan Beden Terbiyesi Kanununun artık günün ihtiyaç ve zaruretlerine cevap vermediği ve hu kanunun behemehal ortadan kaldırılması, diğeri de bundan sonra federasyon başkanlarının ve bölgeler teşkilâtında vazife göreceklerin tâyin suretiyle değil de. seçim suretiyle vazife babına getirilmeleridir SÖZ sÖyllyen bütün hatipler bu gibi noktalar ii-zerlndr tnnınmlylc fikir birliği etmişlerdir.
Hakikati İtiraf etmek lazım gelirse. Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğünün bugün içinde bulunduğu müşkül durumu. Beden Terbiyesi Knnunıınunbtrçok eksik ve aksaklıktan tevlldctmlştlr Öyle vaziyet ve hâdiseler olmuştur kİ. sözü geçen kanunun bu gibi ahvalde gerekil hüküm ve kararlara varmakta yetersizliği, memlekette spor işlerinin tedviri bakımından en yüksek merci olarak tanınmış olan Beden Terbiyesi l mum Müdürlüğünün otoritesini zaafa uğratmıştır.
Teşkilâtın en yüksek âmiri olmak lâzım gelen Umum Müdürlük, sırf nüfuz ve yardımlarından faydalanılmak nııilâlıa-zaslyle spor İşlerine bihakkın vâkıf olmadıkları halde Bölge Başkanlığı görevi de uhdelerine tevcih olunun valilere karşı bir çok ahvalde kanunun Kendisine bahşettiği salâhiyeti kullanamı-yacak durumda kalmıştır.
Askeri teşekküllerde ve okullarda spor faaliyeti, kendi taH-matnameleri çerçevesi dahilinde tertip tanzim edilmekte olduğundan, l mum ğün bu sahalardaki kalmış, kendisine doğruya bağlı olan bu teşekküllerle olan betlerinde çok defa
dileklerinin yerine getirilmesine muvaffak olamamıştır.
Tâli mevzuatın takyit edici hükümleri de kulüpleri gayri memnun bırakmış ve bu tahdit ve takyldattan duydukları infl-
sonnı bir yol anlaşıl-
mernle-
Müdürlü-rolü pasif doğrudan kulüplerin münaso-bunların
ali teşkilâta yöndtmlşlnrcllr. işte bu ve bunun gibi sayılmakla bitmiyecrk bir takım vaziyetlerin yavaş yavaş yarattığı hoşnutsuzluk havası gittikçe büyümüş, genişlemiş ve nihayet Beden Terbiyesi Teşkilâtını bugünkü manzara İle karşı karsıya bırakmıştır. Milli Eğitim Bakanının Büyük Millet Meclisindeki son beyanatından artık bıı sahada nasıl tutulacağının nnn hattı rnış bulunmaktadır.
.Ankara toplantısında,
ketimizde spor teşkilâtının 1 numaralı kurucularından Ali Sami Yen. büyük bir vukuf ve belâgatJe spor tarihimizin bir hulâsasını yaparken» İdman Cemiyetleri İttifakının son senelerdeki vaziyetini çok güzel bir misal İle İzah ederek dedi ki : “Biz bidayette bir saksı İçinde fidana benziyorduk. Zaman İle bu fidan büyüdü, gelişti. Dal-budak sardı ve ağaç olmak İstidadını gösterince saksı onn gayri kâfi gelmeye başladı. Onu a-lıp başka yere dikmek İcap etti. İşte idman Cemiyetleri İttifakı devresi bu suretle kapanarak yerini Türk Spor Kıırııınu-na terketti...
öyle görülüyor ki o devreden bu yana geçirilen istihalelerden sonra da şimdi artık bu devrenin de kapanması ve onıın yerine bugünün ihtiyaçlarına daha İyi ceva.ı verebilecek diğer bir devrenin açılmasından hakiriyle ümit bekleniyor.
Yalnız böyle yeni bir çağa girerken dikkat etmemiz lâzım gelen çok mühim bir keyfiyet vardır. Dâva şu veya bu bölge. X veya Y kulüp dâvası değil, bir memleket sporu dâvasıdır. Bölge veya kulüp mümessillerinin bir araya toplanarak seçecekleri federasyon balkanları veya heyetlerin her şeyden evvel bu İşlerin ehil ve tanıanıly-' le bitaraf kîmseler olmaları hususunda büyük bir dikkat ve itina gösterilmelidir. Bu keyfiyet, her türlü mülâhazanın üstünde tutulmalıdır. Esas mevzuun memleket gençliğinin fizik ve moral bakımından kalkınması olduğu hiç hlr zaman akıldan çıkarılmamalıdır. Aksine hareket memleket sporu I-çln çok yazık, hepimiz için de büyük bir hüsran olur.
Beşiktaşlılar Elfsborg'u
Dün de güzel bir oyun çıkaran İsveç Takımı kalecisi Svcnsson bir Beşiktaş «kınında topu uçarak yumrukla uzaklaştırıyor


İngiltere lik maçlarında görülmemiş bir hâdise
1 mağlup etti
Tottenham, Newcastle’i
7 - 0 gibi açık farkla yendi
Izmirdeki lik maçlarında müessif bir hâdise oldu
Şehrimizde misafir bulunan İsveç beşincİ6İ Elfsborg Takımı, dün ikinci maçını Hakem Sulhi Garan’ın İdaresinde İnönü Stadında Beşiktaşa karşı /apmıştır Havanın gütel olmasına rağmen stadyum Fenerbahçe maçına ki-yasala daha kalabalık olmakla beraber yine pek o kadar dolu değildi. Bu da. halkımızın, davet edilen ecnebi takımları ı akkında malûmat sahibi olmalarının bir delili sayılabilir. Saat 14 40 ta baş* lanan maça Beşiktaş şu kadro ile çıktı:
Siyah-Beyazlılar, baştan sona kadar hâkim oynamalarına rağmen, maçın sonunda berabere duruma düşüyorlardı
Altay - Altınordu maçında
İzmir, 19 iT.H.Aj — Bugün Al sancak Stadında lık maçları

Beynelmilel Atletizm Federasyonunun teklifi
Beynelmilel Atletizm Federasyonu, Atlatizm Federasyonumuza müracaat ederek 1954 yılında Avrupa birinciliklerini tstanbulda organize edip edemiyeccğlmizi sormuştur.
Avrupa Atletizm Birincilikleri, her dört senede bir. Beynelmilel Federasyonca kararlaştırılan bir Avrupa başşehrinde yapılmaktadır. Bilindiği üzere 1950 yılı birincilikleri Brüksel’de ve 1946 yılı birincilikleri de Oslo’da yapılmıştı.
Alâkadarların tahminine göre. 20 küsur milletin iştirak edeceği bu şekilde bir birinciliğin organize edilebilmesi için 250 bin lire civarında bir paraya İhtiyaç vardır. Ve müsabakalarda elde edilecek hâsılatın ne kadar olacağını da şimdiden kestirmek müm kün değildir.
Beynelmilel Federasyonun yazdığı bu mektupta, ayrıca İstan-bula gelecek atlçt ve seyircilere yetecek otel olup olmadığı sorulmaktadır.
da
oyuncular birbirine girdi yapıldığı sırada zabıtanın silâhlı müdahalesini doğuran hâdiseler olmuştur.
Göztepe ile Karşıyaka Kulüpleri arasında oynanan maç sert ve çekişmeli bir şekilde bitmiştir. Sahadan 1-0 galip ayrılan Goztepelilere nümayişler yapılırken tribündeki seyirciler birbirine girmiştir. Zabıtanın müdahalesine rağmen yatıştınlamayan kavgacıları dağıtmak için bir polis memurunun tabancasını çekerek iki el ateş etmesi ortalığı büsbütün karıştırmış ve heyecana vermiştir. Güçlükle dağıtılan kavgacılar arasında ağır ve hafif yaralılar vardır.
Altay - Altınordu arasındaki ikinci maç da hâdisell geçmiştir. Altayın attığı bir gole itiraz eden Altınordulular sahanın ortasında idarecilerin ve polislerin de katıldığı 20 dakikalık tokatlı yum-rumlu münakaşalardan sonra hakemin kararını geri aldırmışlardır.
Maç bu suretle 1-1 ilkle sona ermiştir.
Her iki hâdise de sporseverleri arasında uyandırmıştır.
Mehmet
Kâmil Vedll
Eşref Ali İhsan Nusret SüleyTnan Recep Şevket Fahri Faruk
ELESBOBG
T. Svcnsson Samuelsson Nyman Pearson Lerırsson Soderstrom Raberg Gralnn Rossen tdeh Rozm Oyuna İsveçliler başladı. Orta dan yaptıkları bir akını kesen Beşiktaşlılar rağdan bir akın yaptılar fakat kaleci topu yakaladı Mukabil İsveç ııkınını Ja Beşiktaşlılar korner İle kestikr. Çeki len korner bir netice vermedi. O-yunun başlangıcında İki taraf da birbirinen oyununu kollıyarak ihtiyatlı hareket ediyor. Saha kuru olduğu İçin top kontrolünü ve falsolarını daha iyi idare etmek mümkün olabiliyor. İsveç muhacimlerinin topu çiğnemeleri İsveç akmlarını kesmekte Beşik taş müdafaasının vazifesini kolaylaştırıyor. Slyah-Boyazhlar o-yunda nlsbl bir hâkimiyet kurmaya muvaffak olabildiler. Top
dahft ziyade İsveç kalecinin ö-nünde oynanıyor. Beşiktaşlıların »ağdan soldan yaptıkları hücumlar isveçliler için tehlikeli oluyor. Bir defasında sağaçığın çektiği kuvvetli bir şüt direği rıyırarak dışarı gitti. Akabinde sollçln güzel bir kafasını da kaleci mükem mel bir plonionla kurtardı. Dakikalar İlerledikçe Beşiktaşın baskısı artıyor. Top mütemadiyen İsveç kalesinin önünde dolaştığı halde bir türlü kaleye giremiyor. 28 inci dakikada İsveçlilerin âni bir hücumunda Mehmet sakatlanmak pahasına iki İsveçlinin ayaklarına kayarakmuhakkak hır golü kurtardı
Beşiktaş bugün tatlı ve güzel bir oyun çıkarıyor. Fakat hâkimiyetinin ve üstün oyununun henüz daha semeresini elde edeme-
dİ. Bu da isveçlilerin müdafaada çok toplu oynamalarından, Beşiktaşlıların da buna karşı koyacak bir tâbiyc tatbik etmemelerinden ileri geliyor. Nihayet beklenilen Akıbet oldu. Şevketin güzel bir vücut çalımiylc sıyrılarak verdiği ara pası kapan Recep kaleye kadar sokuldu ve plase bir vuruşla Rnğ köşeden topu ağlara taktı. 35 inci dakikada yapılan bu golden sonra Beşiktaş bir hayli İsveçlileri sıkıştırdı ise de başka bir netice 1-0 Beşlktaşm
ikinci devre hücuma geçen
dan bir korner kazandılar, kat biçimsiz çekilen bu kornerden bir netice alamadılar. Beşik-taşın bu devrede sayı adedini arttırmak azmiyle isveçlilerin de
alınmadan devre lehine bitti.
başlar başlamaz Beşiktaşlılar aağ-Fa-
Elfsborg’lu futbolcular yaptıkları iki maçtan sonra ne dediler ?
İsveçli futbolcuların ekserisi, Beşiktaş muhacimlerini ve hakem Sulhi Garanı
beğendiklerini söylediler
buna mâni olmak gayretiyle nadıkları görülüyor. Devrenin başlarında Beşiktaş mütemadiyen hücumda. İsveç müdafaası bu hücumları kesmekte âdeta bunalmış vaziyette. Bir iki defa top kaleye girmek üzereyken büyük bir şans eseri olarak kurtuldu. İsveç müdafaamda, takımda yegâne milli oyuncu olan snğ müdafi İle kalecinin bilhassa gayretleri dikkat nazarı çekiyor. Kalecinin havadan gelen topları büyük bir emniyet ve İsabetle bloke etmesi takdir ve alkışlarla karşılanıyor İsveç kalesi her an gol olmak tehlikesi İle karşı kar şıya. Oyun tamamiyle İsveç nısıf sahası içinde oynanıyor. İkinci devrenin 25 İnci dakikasındayız. Oyunun ceıeyan tarzı hep bu şekilde devam ederken hiç beklenmedik bir anda hücuma geçen İsveçliler Beşiktaş müdafaasını gafil avlıyarak soldan yaptıkları bir akında beraberliği temin edince oyun kızıştı. Hemen İsveç kalesini saran Beşiktaşlılar bir dakika sonra solaçık Faruk’un güzel bir kafaslylc tekrar yine hakları olan galibiyete ulaştılar. İkinci golden sonra Beşiktaş biraz duraklar gibi olduğu için oyun ağırlaştı. Bu vaziyet, isveçlilerin işine yaradı. Şimdi sık sık onlar da Beşiktaş kalesini yokluyorlar. Oyun müsavi bir cereyan aldı. 40 mçı dakikada İsveçlilerin beraberliği sağlamasına ramak kaldı. Bereket versin ki top direğe çarparak kurtuldu. Oyunun sonları, bir Kazaya kurban gitmemesi İçin Beşiktaş müdafaasının çok dikkatli ve şuurlu oyunu ile geçti ve ma; nihayet 2-1 Beşik-taşm galibiyetiyle sona tirdi.
oy
Cumartesi günü Londrada devam edilen lik maçlarında İngiltere lik tarihinde görülmemiş bir sürpriz olmuştur. Bu sürpriz ilkin başında giden takımdan Tottenham Hotspur'un Newcastle’ı 7-0 gibi açık sayı farkiyle yenmesidir. Diğer taraftan Liverpool’u mağlûp eden Arsenal üç puvan farkla İlk liderliğini muhafaza etmektedir. Neticeler şöyledir:
Aston Villa 4. Chelsea 2; Blackpool 2, Huddersfield 0; Bnl-ton 0, MJddlesbrough 2; Derby County 2, W. B. Albien 3; Fulham 4, Sheffield 2; Llverpool 1, Arsenal 3; Manchester United o; Stoke City 0; Tottenham 7, Ne**castle 0: Sundcr-land 0; Portsmouth 0; Wojverhampton 4, Everton 0.
Galatasaray, İst.Sporla
2-2 berabere kaldı
Dün sabah Şeref Stadında Ga-latasarayla Istanbulspor takınılan hususi bir karşılaşma yapmışlar ve 2-2 berabere kalmışlardır.
Bu maça her iki takım da şu kadrolarla çıkmışlardır:
Galatasaray: Samim — Naci. Necmi — Musa. Muzaffer, öz-can — Muhtar, Recep, Reha, Hikmet. Garbis.
Lstanbulspor: Fehmi — Pana-ni. Temel — Merih. Halûk. E-yüp — Günaydın. Aydemir. Hüseyin. Metin. Toros.
îstanbulsporun gollerini Metin ve Hüseyin. Galatasaravın gollerini de Reha ile Garbis atmışlardır. •
Takımını 60.000 id-maçın ilk - 0 galip
Milletlerarası hokey maçında Pakistan Belçikayı 4-0 yendi
BrUksel 19 (YtRS) — Burada yapılmakta olan Milletlerara Hokey maçlarında, Pakistan Milli Takımı, Belçfka Milli 4-0 mağlûp etmiştir.
şinin takip ettiği bu devresini Pakistan 2
vazıyette bitirmiş ve İkinci devrede de 2 gol daha atarak maçı 4-0 kazanmıştır. Pakistan’ın birinci golü 8 inci dakikada solig mevklindeki Aziz tarafından yapılmıştır. Bunu 20 inci dakikada Salimullah’in ikinci golü takip etmiştir. Üçüncü golü Aşgar penaltı köşesinden yapmıştır.
beraber-
îzmirin teessür
Ankarada yapılan lik maçları
Ankara, 19 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bugün Ankara iik maçlarına 19 Mayıs Stadyumunda oldukça kalabalık bir seyirci kütlesi önünde devam e-dilmiş ve Karagücü Maltepeye 6-1, Harpokulu Hilâle 10-0, Genç, lerbirliği Emniyete 2-0 galip gelmişlerdir.
Teknik Okul sporcuları İzmire gidiyor
İstanbul Teknik Okulundan bir kafile İzmirde boks ve futbol karşılaşmaları yapmak üzere bugün Bandırma yolu ile İzmire hareket edecektir.
Teknik Okul, bu seyahati İzmir Erkek Okul ile Karşıyaka Spor Kulübünün daveti üzerine yapmaktadır.
Konyada yapılan bisiklet yarışları
Konya, 19 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Şehrimiz Ve-ledronıunda bisiklet ynrışmaları-‘ na bugün de devam edilmiştir. Bugünkü yarışmalara Eskişehir Takımı da katılmıştır. Bu suret yarışmalar, Ankara - Esklşe hlr - Konya Takımları arasında yapılmıştır.
lik yarışma sürat yarışması idi. Birinci Tunçcr Tanvol (Konya), ikinci Kemal Arat ı Eskişehir), üçüncü Sadık Şen (Ankara).
İkinci yarışma, 18 turluk ferdî mukavemet yarışması İdi. Birinci Sadık Şen (Ankara), İkinci Os man Akartuna (Konya), Üçüncü İsmail Doruk (Konya).
Nadir ÖZCAN

Şehrimizde bulunan îsveçln Elfsborg Takımı futbolcuları Fenerbahçe ve Beşiktaşla yaptıkları iki maçtan sonra intihalarını şöyle anlatmışlardır:
Takımın antrenörü Grahn:
— Sahanın çok kaygan oluşu her iki maçta da hakiki değerimizi göstermemize mâni olmuştur.
Beşiktaş Takımı bizim için daha tehlikeli oldu. İlk maçta Fe-nerbahçeden Lefter, Beşiktaştan da Şevket ve Recep güzel oynadılar. Beşlktaşm muhacim hattı uzun paslarla oynadığı için daha çok göz dolduruyor.
Sagaçık Roberg:
— İki takımınız da iyi, yalnız Beşiktaşın muhacim hattı daha gllzel oynuyor. İki maçta beğendiğim oyuncular Fenerbahçe-den Zekerlya. Beşiktaştan
Fahreddlndir. Fenerbahçe maçını idare eden Ziya Ozansoy kararlarında dalma isabetsizdi. Beşiktaş maçındaki hakem Sulhi Garan ise muvaffak olmuş bir hakemdir.
Kaleci Svenssonn:
— Beşlktaşm Üç ortasını teşkil eden oyuncuları çok beğendim. Fenerbahçeli Lefter de Beşik taşın üç ortasını teşkil eden oyuncular kadar muvaffak olmuştur. Fcnerbahçenin bize attığı ikinci gol ofsayttı, Birinci maçın hakemi ile ikinci maçın hakemi arasında çok fark vardı. Beşiktaş maçını idare eden hakem, AvrupalI hakem kadar fakiyet göstermiştir.
Santrfor Eosen:
— Fenerden .Zekeriya. ve M. Ali, Beşiktaştan
san, iyi oyuncularınızdan. Sahanın kaypak oluşu yüzünden iyi oynıyanuıdık. Maamafih Beşiktaş Takımı daha iyi futbol oynuyor.
Solaçık Hulgren:
— Türk İyede futbolu çok ileri buldum, her İki takımınız da güzel, fakat Fenerbahçe sert oynuyor. Beşiktaş ise daha
paslarla oynadığı için maça kim oldu.
Sağbek Samuelsson:
Beşiktaş Takımını ve
maçı idare eden hakem Sulhi ram beğendim. Fenerbahçedcn Zekerlya, Lefter M. Ali ile Beşiktaştan Fabreddin. Süleyman ve Şevketi beğendim. Santrhaf Ali İhsan da fena değil. Fener maçını idare eden hakemin ikinci golde ofsayt vermemesi hatalı l-

Santrhaf Learson:
— Fcnerbahçenin haf hattını ve Lefterl beğendim. Beşiktaş Takımı futbolu dalla bilerek oynuyor. İkinci maçı idare eden hakeminizin kararlarında tam bir isabet vardı.
V, ETENSEL
G.Sarayın fevkalâde kongresi bugün yapılıyor
da
Beşiktaş muhacimleri Elfsborg kalesi öuündo
a

• f
--



bir muvaf-
Lefter Ali ilı-
kulüp önişl

4 ■ ■■■■■ ■
fev-
uzun hâ-
bu Ga-
Galatasaray Murakabe Heyeti Azalarından bazılarının gösterdiği lüzum üzerine bugün Galatasaray Kulübünde fevkalâde bir toplantı yapılacaktır.
Fevkalâde kongrenin yapılmasını ve yeni idare heyeti seçilmesini isteyenlerden bazıları başkanlığına Yusuf Ziya getirmek istemektedirler.
Galatasaray Kulübünün
kalâde toplantısı bugün saat 18 de kulübün Beyoğlundakl lokalinde yapılacak, mali raporların okunmasından sonra yeni idare heyeti seçimine geçilecektir. Bugünkü idare heyetine muhalif o-1 anlardan bazıları da Yusuf Ziya önlşin kulüpte âza olmaması dolayısiyle kulübün anayasası mucibince idare heyetine gireml-yeceğlnl söylemektedirler. Bazı muhalifler ise kongre isterse Yusuf Ziya öniş İdare heyetine girebilir demektedirler. Bugünkü fevkalâde kongrenin çok hararetli geçeceği muhakkaktır.
Italyada Şükrünün takımı mağlûp
Milano, 19 (T.H.A.) — Bugün burada yapılan İtalyan İlk maçlarının 11 İnci hafta karşılaşmalarında International. Palermo-yu (Şükrünün takımı) 2-1 mağlûp etmiştik
Bir müddet evvel memleketimizi ziyaret etmiş olan Sıınderland Takımının santrhafı Walah (sağda) Arsenalh Pctcr Goring’ln topu almasına mâni oluyor. Ingiltere İlk maçları İçin geçen hafta karşılaşmış olan bu takımlaydım Arsenal rakibini 5-1 yenmişti.

Comments (0)