Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8
Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Türkiye için seneliği 32, altı aylığı 17. üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden: HABİB EDİB TÖREHAN
İlânlar: 6 ncı sahjfcdfi santimetresi 2 liradır. Hânlardan hiçbir meşguliyet kabul edilmez. .........-...... .-% ■ ■ —
. r-r — - ,rr=
Telefon: 44-756-44757 SantTaJ Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul
r İÇ ve DIŞ
POLiTiKA
(___ 19/111/1950 -
Fransız - Alman birliği
SAAR meselesinin Fransa tarafından tek taraflı bir hal şekline bağlanması, muvakkat bir mâna taşımakla beraber, Almanyada büyük bir memnuniyetsizlik uyandırmıştır. Hattâ bu yüzden Alman şovenizminin yeniden dirilme istidatları gösterdiği dahi ileri sürülmüştür.
Bunun üzerine Federal Hükümet Başbakanı Adenauer, hiç şüphesiz umumî olan bu Alman memnuniyetsizliğine tercüman olmak istiyerek, Fransanm hareket tarzını tenkid etmiştir. Gel gelelim, bu da karşı tarafın yani Fransızların ve Fransız-lan tutan bir kısım garp efkârı umumiyesinin hoşuna gitmemiştir.
Adenauer, bunun üzerine daha radikal bir tâbiyeye geçerek, Almanyanın Fransa ile binleşerek bir tek devlet teşkil etmeye amade bulunduğunu ve şayet bu yapılacak olursa. Saar ihtilâfının kendiliğinden ortadan kalkacağını beyan etmiştir.
Bu teklif, tatbiki ne kadar müşkül olursa olsun, her tarafta büyük akisler uyandırmıştır. Büyük Kari imparatorluğunun taksime uğradığı günden beri birbirine rekabet ve mücadele halinde bulunan iki büyük AvrupalI milletin, bir tek câmia halinde yaşaması, bir hayal olarak dahi, muazzam bir düşünce ufku açtığından, bunun akisleri beklenmiştir.
işte tam bu sırada, Ren’in öte tarafından, beklenmekte olanc evap, de Gaulle'ün ağzından verilmiş bulunmaktadır. General, Adenauer’in teklifini, olduğu gibi benimsiyerek, bu işi tahayyül etmenin dahi derin bir manevî haz uyandırdığını söy-liyerek. büyük fikrîn taraftarlığını, bundan sonrası için Fransız Milleti adına üzerine almıştır.
Buraya kadar, iyi. Ancak, böyle bir birleşmenin hayaü dahi, başkalarına başka türlü görünmekte olsa gerek ki, bir kere Fransada de Gaulle’den başka müdafiler bulamamış, İngiltere ve Amerıkadan ise, bir müddet ses şada çıkmadıktan sonra, menfi mütalâalar gelmeye başlamıştır.
Her şey vasıta, gaye 2 Rusya !
I J US YA, Polonyanın şark I eyaletlerini ilhak etti, "Sen biraz öteye git” dedi ve bu suretle Polonya, Alman topraklarında oturur bir memleket oldu. Rusya, harbin bittiği günlerde panslavistleri kullanmak mecbu-riyetindeydi. Bugün değildir. Hattâ bu follukta, Tito gibi tehlikeli bir horoz yetişmiş bulunmaktadır. Rusya, bu yüzden ko-münizm’i, millî’nin elinden kurtarmak peşindedir. Fakat bu işi, buna muvazi munzam bir kâr ile yapmak yani bir taşla iki kuş vurmak için, panslav politika dosyasının tasfiyesini, .Rus-Al-man anlaşması ile atbaşı yürütmek istiyor.
Bir Rus - Alman anlaşması, Oder'in garbinde başlayan bir Almanya ile mümkün değildir. Almanyayı, nehrin bu tarafına almak ise, Polonyaya, "Sen biraz beriye gel” demekle kabildir. Bu ise, Rusyaya ilhak edilen toprakların iadesiyle mümkündür. Yahut, bu iş öyle bir zamanda yapılmalıdır ki, PolonyalIlar, gık diyemeden, Ruslara kaptırmış oldukları toprakların üzerine bir bardak su içerek ve Alman topraklarını Almanlara iade ederek, Polonyanın beşinci taksimine razı olsunlar.
Rusya, pürüzlü olan bu işi, daha sonraya bırakarak, şimdilik Çek panslavlarını tasfiye ile meşguldür. Zira, Klementis'in bu yüzden istifaya mecbur tutulduğu ve Gottwald'in kendini takıp edeceği iddia edilmektedir.
★ ★★★
-— \ SPOR
haberlerimizi 4 üncü sayfamızda okuyunuz ________________________/
Uzak Doğuda Rus politikasının hedefi
-------------♦—--1-----------
Sovyetler, Japonyayı kandırmak istiyor
Doğudaki soğuk harp şiddetlenirken Ruslar, Japonlara Kuril Adalarını ve muazzam Çin pazarını peşkeş çekiyorlar
Bugün. Japuıı^aya hükmeden Mac Arthur, Kuşlara meydan verecek im.
General Plastiras, seçimlerin usulsüz yapıldığına kani
Parti Başkanı, asker seçimleri yenilenmediği takdirde, seçimleri hükümsüz sayacak
New-York, 19 (YİRS) — Atlımdan alınan haberlere göre, Ge-neral Plastiras. askerler tarafından verilen oyların usulsüz kullanıldığı ve askerler arasında yeni bir seçim yapılması lüzumunu ileri sürmüştür. General Plastiras, ordu yeniden reyim kullanmadığı takdirde seçimleri hükümsüz addedeceğini belirtmiştir.
>
| Arkadaşımız Sacid Öget, Stockholm’dan telsizle bildiriyor |
• ____________
İsveç te, Grekoromen Dünya Birinciliği bugün başlıyor
Stockholm, (Greko-Romen dünya birinciliğini takibe giden arkadaşımız Sacid Öget bildiriyor) — Bizim ekip için en ehemmiyetli hâdise, hattâ kuralardan bile daha önemli, iklim değiştirmiş olduğundan AH Yücel’in birdenbire rahatsızlanması oldu. Fakat, şükür ki, Yücel, nıâneviyatı sağlam, kendi kendine telkinle iyileşti.
Bugünü hepimiz heyecan içerisinde geçiriyoruz. Herkesin ağzında; ilk müsabakanın heyecaniyle tuşa gelmemektir. Zira, tecrübeliler en büyük şampiyonların bile beklenmedik bir anda yenili verdikler ini söylüyorlar. Herkes buna dikkat edecek. Yann akşam saat 19.30 da güreşlere Enc-stalhollen’de başlanacak. Aşağı yukarı bütün takımlar birbirleri hakkında malûmat edindiklerinden İsveç gazeteleri Türk takımına üç, İsveç takımına dört birincilik vermekte ve netice Üzerinde ikincilik ve üçüncülüklerin mühim rol oynayacağını belirtmektedirler.
isveçlilere göre, Celâl Atik. Tevfık Yüce. Halil Kaya nın birincilik şansları fazladır. Kendilerinin de, Anton-son, Nillson, Cronberg ve Andenberg adlı güreşçilerini birinciliğe en yakın olarak görmektedirler. Fakat, Ali Özdemirı hiç gözden kaçırmıyorlar.
Burada günün en mühim hâdiselerinden biri güreş için yeni kaidelerin kabul edilmiş olması teşkil ediyor. İsveç rey vermede yegâne aleyhte kalandır. Gazeteler bu metodun seyircileri güldüreceğini, fakat güreşçi-
Saygonda ayaklanma
Vietminli talebeler, Amerikan yardımını protesto için arbede çıkardılar
Saygon. 19 A.A, (Reuterj — İhtilâlci Vietmin teşkilâtım destekleyen 4000 kadar VietnamlI talebe, Birleşik Amerikanın Vietnam’a yardımını protesto mahiyetinde çarşı meydanındaki tezgâh ve otomobilleri ateşe vermişlerdir.
Talebeler önce Amerikan destroyerlerinin bağlı bulunduğu rıhtıma gitmek istemişlerse de liman girişleri i" le limana çıkan yolbaşılarının polis tarafından tutulduğunu görünce nümayiş yapmak üzere çarşı meydanına dönmüşlerdir.
Ellerinde silâh olarak sadece kauçuk sopalar bulunan Vietnam polisi, sayıca aşıldıkları takdirde, müdahale etmek için Fransız birliklerinden hazır bulunmalarını istemişlerdir.
Çok sıkı tedbirler alınıyor
Paris, 19 (YİRSi — VietnamlI ma
leri ağlatacağını yazmakladırlar. Dört gün devam edecek birinciliklerin yeni kaidelerle yapılabilmesi için, hakemler kursa tabi tutuldular.
Bütün Türk takımı tam ve üstün bir mânevlyatla yarın mindere çık-
spor temaslarının en büyük faydııhırındıııı biri ıııliİPİh'nırıiM ılo^thıgıı takviyedir. Beelmde Atinudan »ıça^a binen 67 kiloda Yunan güreşçisi 1 orgo, Naauh ve Nuri Hocanın yBiında Celâl Atikle Öpüşüyor
Tokyo, 19 (Nafenı — Tahmin e-dildiğıne göre Japon Dışişleri Bakanlığı Ruslar tarafından gayriresmi olarak yapılmış olan teklifleri tetkik etmektedir.
Bu tekliflere göre Kuril Adaları tamamiyle Japonlara terkedilecek ve buna mukabil de Japonlarla komünist Çin hükümeti muazzam bir ticari anlaşma yapacaktır.
Bu iki teklif Japonlarla Bileşik Amerikanın arasını açmak •steyen Rusya nin geniş bir propagan-la hücumudur.
Diğer taraftan öğrenildiğine göre Japon diplomatik çevrelerinin kanaati ise Birleşik /Amerikanın da Ja-ponya ile sulh şartlaşmasının imzalanması hususunda gayret sarfederek Rusların bu hareketine mâni olmak-* ir.
Bunun en mühim delili ise Başkan Truman’ın tızakdoğudaki hususi elçisi Dr. Philip Jessup'ın seyahatini yarım bırakarak acele olarak Wa-=?hington‘a dönmesidir.
Amerikan Hükümet adamları Rusya hariç olarak Japonya ile yapılacak bir sıılh andlaşması Amerikanın uzakdoğııdaki mevkiini kuvvetlendirecek ve Rusyanın komünist Çin ile olan münasebetlerini güç bir duruma düşüreceği kanaatindedirler.
Görüldüğüne göre uzadoğudaki soğuk harp Amerika ile Rusya arasında inkişaf halindedir.
kamlar, Saygonda vuku bulan kargaşalık yüzünden çok sıkı tedbirler almışlardır.
İran Kabinesi istifa etti
Tahran, 19 lAP» — Resmen bildirildiğine göre. Başbakan Saed pazar günü istifasını Şah'a takdim etmiş ve istifa kabul olunmuştur. Şah. Saed’ den yeni kabine kuruluncaya kadar eski vazifesinde kalmayı rica etmiştir.
iki parlâmentonun teşekkülünden berj Saed bir çok büyük itirazlarla karşılaşmıştır. İranın yeni sene başı münasebeti le tatil edilen parlâmentosu 10 nisana kadar kapalı kalacaktır. Bu müddet zarfında yeni hükümetin kurulacağı tahmin edilmektedir.
maya hazırlanıyor.
Rusların iştirak etmeyişi, İsveçlilere yaradı. Zira, Suvyetlerin en iyi güreşçileri, İsveçlilerin ümitlendikleri sıkletlerde idi. Bu bakımdan İsveçliler. sevinçlerini gizlemiyorlar
Büyük Millet Meclisinin bugünkü gündemi
Af kanunu tasarısı bugün
müzakereye başlanıyor
Eskişehir felâketzedelerini parasız eve
kavuşturacak tasarı da, müzakere olunacak
ı I
General l)e Gaıılie'iın konuşurken alınmış tuhaf bir resmi
Fransa-Almanya
Birliği
De Gaulle, Almanya ile
işbirliği lehinde yeni / bir nutuk verdi
tarifi 19 (YİRS) — Lyon’dan bıidı-Tildıgınç göre, .burada bif nutuk veren General De Gaulle. Fransanın temelini teşkil, edeceği Avrupa Birliğinden Almanyanın uzakta tutulaını-yacağmı söylemiş ve Amerika ile işbirliği lehinde konuşarak Fransada yeni seçimlerin yapılması lüzumunu belirtmiştir
A. Menderes, D. P. Aydın II Kongresinde konuştu
D. Partinin seçimlere iştiraki mevzuu üzerinde duruluyor Genel idare kurulu âzası, istanbuldoki ihtilâfı, kendi görüşüne göre izah etti
Aydın 19 «Hususî muhabirimiz bildiriyor) — DP Aydın İl Kongresi bugün saat 14 -de Adnan Menderesin 19S0 seçim kampanyasını açan bir nutku ile nihayet bulmuştur.
Âdının Menderes nutkunda şöyle demiştir:
"Seçimlerin arifesinde bulunuyoruz Reylerin sandıklara atılacağı gün pek yaklaşmıştır. Görüyorsunuz, mcmleRc-timiz devamlı ve manevî bir sükûn İçindedir. Seçim mücadelesinin böyle bir hava İçinde geçeceğini ümit etmek yerinde olur. Bu sükûnu ancak hükümet ve iktidar bozabilir. Yer. yer mahalli bazı teşkilât ve bazı idare &-mirleri ve Halk Partisi müfettişleri gayretkeşlikler göstermek hevesine kapılmıyacak olurlarsa önümüzdeki seçimler, Türk milletinin vekor ve clddiyelino lâyık bir İntizam İçinde cereyan eder. Ve büyük imtihandan
millet olarak bütün dünya önünde haşan ile çıkarız
Adnan Menderes, bundun Konr3 D.P ye bazı isnatlar yapıldığını. DP, yi kanunları tammamakla memlekette huzur ve asayişi bozmakla itham ettiklerini ve İkinci D P. büyük kongresinde alınmış olan bir kararı "husumet andı" adı verilerek partinin seçimlerde kanuna aykırı hareket etmeğe karar vermiş gibi gösterildiğini söyledi. Halbuki D.P nin bit gibi tertipler karşısında gaye» uyanık olduğunu. hattâ hu gibi zanlnr devam ettiği takdirde 1959 seçimlerine iştirak etmemek feragatini goat erecek ferini partinin ilân ettiğini söyledi,
Menderes sözlerine devanı İle dedi k!
"Kabul edersiniz kİ, hu kararınız bir gerileme mahiyetinde telâkki oluna maz. Çünkü seçimlere girmemek mecburiyetinde bırakıldığımız takdirde D.P. nin İştirak etıniyeccğl seçimlerin memleketimizde bir mâna İfade etml-yeceği aşikârdır, Partimizin İştirak etmiyecçği seçimlerle kurulacak hir Meclisin vc o Meclisin kuracağı hükümetin memleketi tam olarak temsil edomiyeceği de aşikârdır. Bundan boşkıı seçimlere iştirak etsek dahi 21 temmuz seçimlerine az çok henziyen usullerin tatbikini gördüğümüz takdirde seçimleri kozanmış dahi olsak bu yüzden seçimlerin yenilenmesini istemeyi nhdeitlk Şayet hile, fesat ve baskı altında cereyan etmiş seçimler neticesinde azlıkta brnkılmış olursak. Meclise girmemek hususunu da
Ankara 19 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Evvelce esaslarını vermiş bulunduğumuz Af kanunu tasarısı Meclisin yarınki gündemine alın mıştır. Tasarının müstaceliyet kara-riyle görüşüleceği ve fakat Meclise iştirak eden milletvekili sayısının bugünlerde çok azalmış bulunmasına rağmen aftan istifade edecek mahkûmlar konusu üzerinde şiddetli mü-nakaşalar cereyan edeceği ve neticede bugünkü şekli ile, aleyhine henüz kamu dâvası açılmamış olanlarla siyasî suçların affını ihtiva eden hükümlerin genişletilerek âdi suçların da kanunun şümulü içine alınacağı kuvvetle söylenmektedir.
Eskişehir felâketzedelerinden muhtaç olanlarına parasız, malî vazıyeti iyi bulunanlara da uzun vâdeli ve faizsiz kredi ile mesken yaptırılması hususunda Eskişehir Milletvekili Kemal Zeytinoğlu ve arkadaşları tara-tından hazırlanan kanun teklifi karma komisyonda müzakere edilirken hükümetten de bir tasan getirileceği ileri sürülerek görüşülmesi tehir edilmişti.
Bayındırlık Bakanlığı taıafından tamamlanarak Bakanlar Kuruluna sunulan hükümet tasarısı. Bakanlar Kurulunun dünkü toplantısında görüşülerek Meclise sevkı kararlaştırılmıştır. Tasarının ve teklifin birleştirilerek fesih kararından evvel Meclisten çıkarılacağına muhakkak nazariyle bakılmaktadır.
B. M. M. varın Çanakkale Mılletve kili Ah Riza Kırsever'in yurdun dağlık bölgelerindeki domuzlardan -arar gören çiftçilere yapılacak yardım4ar hakkında Eskişehir Milletvekili Kemal Zeytınoğhı ile Denizli Milletvekui Hulûs! Oral’ın Eskişehir sel felaketi hakkında Başbakan ve Bayındırlık Bakanından, İstanbul Milletvekili be-nihi Yürütenin de Çine ilçesinin Anal köyünde 13 vatandaşa yapılan işkenceye dair İçişleri Bakanından soldukları sualler görüşülecek vc alâkalı bakanlar tarafından izahat veıilecektir.- «
ehemmiyetle derpiş etmeyi göze aldık.”
Adnan Menderes sözlerine devamla 1946 seçimlerinde cereyan eden hâdiselere râğmen D P. nın Meclise bir feragat ve fedakârlık eseri olarak İştirak ettiğini, bu feragatin memleket menfaatleri bakımından zarurî gördüklerini anlattı. 1950 seçimlerinde emri vâklleri kabul edip hüsnüniyet göstermenin memleket menfaatine uygun olmıyacağı kanaatini izhar etti ve şöyle dedi: "Şurasını mrmnuniyotlo kaydedeyim ki, seçimler arifesinde gördüğümüz manzara ümit vericidir. Mükemmel bir seçim kanunu çıkmıştır. Partimize yapılan haksız isnatlar durmuştur. Bununla beraber seçimleri idare eden ellere hâkim olan zihniyetin büyük bir tesir İcra edeceğine inanıyoruz.
Arkadakiler — Şu yabuncıtara bıık yahu; blzlere hiç brnzviııi.vir•
— FJvet!... Yarım naattlr peşler indeyiz, hâlâ yere tükürdüklerini görmedim! o.
I YfNİ İSrANBUL’un »uponv]
İÇ SAYFALARDA
ÎKIN CI
Türkiyede siyasi partiler Prof. Duverger
ÜÇÜNCÜ Yurdumuzdan ayrılan yabancı bilginler M. Nermi
Mahalle Kahvesi
Cevdet Perin
DÖRDÜNCÜ
Spor haberleri
Mars olan adam f Hikâye)
BEŞİNCİ
Haftanın iktisadi hâdiselerine bakış
Amerikan Genelkurmay Bşk. şehrimize geliyor
General Collins, bugün Amerikadan hareket ediyor
Amerikan Ordu Genelkurmay Başkanı General J. Lawton Collins’in yakında memleketimize vc İrana bir ziyaret yapacağı evvelce bildirilmişti.
Şehrimiz siyasi mahfillerinden edindiğimiz malûmata gre Collins kendisine refakat edecek zevatla birlikte unn memleketimize müteveccihen Washlng* ton dan hareket edecektir.
Meşhur Amerikalı
gazetecinin mesajı
Memleketimizi ziyaret etmiş bulunan Chicago Tribüne Gazetesi salüb) Mr. McCormtck şehrimizden ayrılırken \ ali ye Belediye Başkanı Dr. Fahrcddin ..e-rim Gokay’a bir mesaj göndererek T :r-klyedc görmüş olduğu rhfaafirpert cı dk ve samimi doathıfra tetikleÛr vc ıkı memleket .ıraaındakı devamlı nmnaae-beüerin büyük faydalar nylıyacagâ kanaatini İfade etmiştir.
Diğer taraftan bir tndddei evvel d-maaımizı ziyaret eden AıneriUan filonu komutanı Koramiral Baihr.ılne ile Dördüncü Hava Filosu Kon-utanı General Clark. Pireden^ Vali ve Belediye Balkanına bir mektup göndererek Îf-Uinbulrlan unutulmaz hâtırzdıtrln. ayrıldıklarını ve İlk fırsatta tekrar -rlrnck suzu&muL oldu kiann ı h il» i irini.; U. rdlr.
“Edirne" şiiepi yüzdürulebiler?k mi ?
Manch Denizinde haM.ıı E(iırne Şllcpi-nln çıkarılıp çıkırılntnıvr.cağı hususunda tetkiklerde bulur mnk üzere Devlet Denizyolları Genrı Müdür Muavinlerinden bir zatın başkanhrımia mütehassıs bir heyet bugün P:ın-Amerikan uçağı İle Londraya hareket etmiştir.
Yuvarlok Masa l ongresine bir Türk muharrir de iştirak edecek
Milletlerarası Muharrırivı Cemiyeti P.E.N. Kulübün îngUteredc Edı.ıboıırj, da 13 nisanda (oplanacalt olan senbJlk kongresine Türklvedcn Halide E .o A-dıvar davet edilmiştir ••Yuvarlak ? t-sa ' kongresi adı ile de amirin b»ı toplantıda* dünya hürriyeti ve sulhu ı«. m görüşmeler yapılacak, alınacak kaı.ıı. 23 nisanda Londrada toplanacak ot n Milletlerarası P E.N. İcra Komitesute tebliğ edilecektir.
Halide Edib - Adıvar yak.nda tn^n-tereye hareket edecektir
Prens George ve eşi gittiler
Adana Vapuru dün saat 14 te 33 yolcu ile DoğugUney Akdeniz seferin»' çıkmıştır.
Bu arada bir kaç günden beri şehrl-rnizdo bulunan Yunan Kiralının amcası Prens George ve ailesi de aynı »*tpur-la Yunanlstana hareket etmişlerdir.
Prensi, Galata rıhtımında Yunan Konsolosu ve konsolosluk erkânı teşyi etmiştir.
Avrupa Birliği Türk Delegesi
Avrupa Birliği İstişare Meclisi Türkiye delegesi Tahsin Bekir Balta, dün saat 14 te bir Holânda uçağı İle Komaya hareket etmiştir.
Sayfa 2
V F N t ÎSTANRTTL
™ ’fnrt 10TO
Yabancı gözü ile
Türkiyede siyasî partiler
I - Yirmi yıl tek porti idaresi
Yazan : Prof. Duverger
■ — ■ ■ ■ ■ —
Profesör Maurlce Duverger birkaç hafta Önce ınemieketfml-zi ziyaret ederek konferanslar vermiş ve meselelerimizi yakından tetkik etmişti. Bu sefer, Fransnya döndükten sonra, Le Monde gazetesinde “Türk Siyasi Partileri" başlığı altında, tetkiklerinin neticesini veren bir makale serisi neşretmeye başlamıştır.
Muhterem ilim adamının Türkiye hakkındaki hükümleri, yabancı ziyaretçilerimizin çoğuna has olduğu gibi, sathi bir müşahededen değil de, bizi daha yakından görmüş ve tetkik etmiş olma fırsatından kut^vet almaktadır. Değerli bulduğumuz bu yazıları, okuyucularımıza, elimize geçtikçe arzetmoyi vazife telâkki etmiş bulunuyoruz.
Ankara, 4 mart 1950 — Çeyrek a-sırdan beri demokrat memleketli» arazında pek çoğunun diktatörlüğe inkılâp ettiğini yahut İçtihatlar mücadelesi ile “fikir aileleri” rasındaki bolluk ve tenevvUün tek parti sistemi tarafından istihlâk e-dlldiğinl gördük ama. aksine şahit olamadığı-mırdan, diktatörlük yahut tek parti sisteminin, yerini. kendiliğinden bir denıokntslj'e t e r k e d e b I 1 e-ceğini aklımıza ge
tiremedik. Meğer ki, bunu o memlekete harp yahut harici bir müdahale fart koşmuş olsun.
Bu kötümserlikte bir mübalâğa payı var midin*' Belki! Çünkü TÜr-kiyenin şu sıralardaki inkişafı. kanaatimizi cerhedecck mahiyettedir. Temenni edelim kİ! böyle olsun.
Türkiyede yirmi sene sürmüş bir tek parti sisteminden sonra, gerçek bir muhalefet doğmuş bulunuyor. Ve 25 seneden beri, ancak plebisit mahiyeti (halk İle istişare) taşıyan ve az çok tesir altında bulundurulan seçimlerden sonra, önümüzdeki baharda yapılacak olan seçimlerin gerçeklik ifade edeceği görülüyor.

Kim ne derse desin, bu, bir “eskiden ayrılma” hareketi değil bir “es-ki’nin inkişafı” hareketidir. Çünkü Atatürk’te iki vasıf bir arada yaşa* rumuna göre, Türkiye, demokrasiye inanıp diktatörlük «artları içinde ya\ «ayan bir memleketti. Bu tezat, nem memleketin durumunu hem dc yeni devleti teaia eden adamın mizacını mükemmel İzah etmekte İdi. Kemal mahrum bulunması, parimanter bir maktK-ldi, Biri, otoriter şahsiyeti, diğeride Fransız inkılâbı İle bunun dayandığı siyasi hürriyet fikirlerine olan hayranlığı.
Birinci vasıf, İkincisinin Üstüne geçti, çünkü hâdiseler bunun böyle olmasını emrediyordu: Askeri ve siyasi güçlükler, girişilen ıslahatın genişliği ile derinliği ve bir de geniş halk tabakalarının alyasl terbiyeden mahrum bulunması, parlemanter bir rejimin işlemesine mâm teşkil ediyordu.
Vaziyet 1793 de Fransadaki Kon-vansyon devrini hatırlatıyordu. Zira, Kematizıu'1 Fransızlara anlatmak l-çin, bir nevi diktatörlükle radikal sosyalizmin imtizacı olan bu akidenin sahiplerini “Jacobin” ismi ile takdim etmek, tamamlyle yerinde bir harekettir;
Şu halde, Türkiyede “Cumhuriyet Halk Partisi’* ismiyle bir tek parti mevcuttu ama, bunun Almanya ve Rusyadaki soydaşları ile hiç bir alâkası yoktu. Sade ideoloji değil bünye bakımından da alâkası yoktu. Her tarafa doğru sımsıkı kapanmış, bir yandan mezhebi taassuba bir yandan da orduya dayanan ve bütün aâhkle-rını korkunç bir mürakabe ve disipline tâbi tutan yekpare dökülmüş bir parti bünyem, burada mevcut değildi
Türkiyedeki “tek parti” bir yığın partisi değildi. Siyaset adamlarından, askerlerden, memurlardan İbaret bir ekip’e tekabül ediyordu. Bunların hepsi, Gazi nin gıüesdeic arkadaşları ve devlet içlerinde yardımcıları idi.
Bütün halk kütlelerini partinin içine tıkıştırarak bunlara bir akide telkin etmek için hususi bir gayret aarfedilmiş değildir. Pam. memleketin her tarafında “Halkevleri” yaptırmıştır ama. bunlarda kültür toplantıları olmuştur, siyaset yapılma--mıştır.
Hem sonra, hangi akide öğret ila-çekti?
Kemalist inkılâp, ameli MiLyaler glh den bir harekettir. Türkiyeyi muasır memleketler »eviyesine getirmek ve Fransız inkılâbının esaslarına Inan-
Belçika kabinesini kurmaya eski başbakan memur edildi
Liberaller, Prens Baudouin slnnl rüşte varıncaya kadar Kıralı kabul ediyorlar
Paris. 19 (YlFtS) — Prens Bau-douln slnnl rüşde varıncaya kadar Kıral Leopold’un memlekete avdetini kabul eden liberallerin aldıkları yeni durum, Belçikada (blr koalisyon kabinesi kurulmasını İmkân dahiline sokmuştur. Kıral Naibi, eski Başbakan Eyekeıufi yeni bin kabine kurmaya memur etmiştir..
Londra, 19 (YlRSı — Belçika Başbakanı Eyekcns Kıral Naibinden aldığı talimat üzerine Belçikada yeni bir kabine kurmak İçin pazartesinden itibaren çalışmalarına, başlayacaktır.
Liberallerin bir kısmı Kiralın avde-
dırmaktan başka gayesi yoktur. Za-ton, Atatürkün kafasında, ‘asrileş-1 me“ ile “grphlnş-ma" dalma ayni I mânaya gelmiştir.
Dogmatik bir n-| kule mevcut olma-1 dığı için, fikir hürriyeti, parti raflarında hiç bir za- I man eksik olma I mıştır. ihtilâf ol-1 muşsa, dalma şa-1 hışlar ve bunların arazındaki siyası rekabet ve iaUrkap yüzünden olmuş ve I bu yüzden luzıpıer teşekkül edebilmiştir. I
Öyle kı, parti I içinde ba^gosueren I
muhalefet ve hizipleşme hareketlen, I öteki memleketlerdeki totaller partilerin aksine olarak, hiç bir zaman büyük ölçüde temizleme ve tardetme hareketlerine müncer olmamıştır. Hâlen Devlet Reisi bulunan îamet İnÖ-nünün son bir iki aene esnasında bazı I hususlarda Atatürke muarız kalması, nihayet Başvekâletten çekilmesini mucip olmuş ve başkaca neticeler do-gurmamıştır.
Biz, “tok parti,, deyince gayet muhtasar ve mutlak düşünüyoruz. Aklımız hemen Rusyadaki komünist yahut Alnıanyadakİ Nasyonal-öosj ahst partilerine gidiyor ve zannediyoruz kİ. her "tek parti” sistemi mutlaka bunlar gibi olmalıdır. Halbuki aldanıyoruz.
Eğer meseleyi biraz daha iyi tetkik etsek, o zaman iki türlü “tek parti" sisteminin mevcut olduğunu görürüz. Bunlardan bir tanesi, aynen bizim sandığımız ve hattâ bildiğimiz gibi, kapalı, totaliter ve mutlak bir • düşünce beraberliği taraftan, diğeri de Portekiz ve Türkiyede örneklerini gördüğümüz gibi, daha serbest ve liberal, fikir ayrılıklarına daha çok cevaz veren, daha az mütecanis tek parti sistemidir kİ, italyadakı tek parti sistemi, uzun müddet, daha ziyade bu ikinci türlüsüne yaklaşmış I fakat harbe tekaüdüm eden seneler* I de, gitmiş Ötekilerine benzemiş t ir. I
Zaten bu farklar, polis idareleri, temerküz kampları ve hükümet cihazı vasıtaslyle tcthlş yapma cihetlerinden de tamamen farklıdır. Bu cihetler gözönüne getirilirse, Türkiye, totaliter tok partilere değil, bilâkis demokrasilere benzemektedir,
Türk polisi. OsmanlI zabıtası zamanından kalma bazı tesirler altın-1 da kalmış olsa bile. Gestapo yahut N.K.V.D, İle hiç bir zaman herhangi bir benzerlik arzetmemlştir.
MUHALEF£TİN PEKİNDE
Diğer taraftan da tek parti rejimine son vermek ve bir muhalefet meydana getirmek için Gazi’nin sarfettl-gi gayretler şayanı dikkattir.
9243le Kâzım Karabekirln “Te-rakkiperver Fırka”yı kurmaya çalışması muhakkak ki, zamansızdı, Ka-rsbekirin teşebbüsünü başka teşebbüsler takip etti ve hapsi ayni şekil-1 de neticesiz kaldı. 1930-31 senelerin-1 de yer alan “gerbest Fırka” meselesi bahsi geçen muhalefet teşebbüsleri arasında en ciddi karakteri Laşi- I yanıdır. O zamanlar Paris sefiri bulunan Fethi Bey, bu maksatla Atatürk tarafından Türkiyeye çağırılmıştı.
Atatürkün bir muhalefet meydana getirmek uğruna sarfettiği gayretlerin sebebi pek anlaşılmamıştır. Demokrasiye erişme fikri mevcut olmakla beraber, Atatürkün. Halk Partisindeki bazı elemanları Serbest Fırkanın mevcudiyetiyle kontrol etmek istediği de söylenir.
Maksat ne olursa olsun Türkiyede- * kı tek parti sistemi daima bir vicdan azabı içinde yaşamış ve mevcut durumu hiç bir zaman ideal şekil olarak kabul etmemiştir.
Bundan dolayı diktatörlüğün hâkim olduğu bir bünyede demokrasi tohumların mevcudiyetlerini muimia-za edebilmeleri kabil olmuştuı. Gelinmeler için sadece müsait şartlaı eksikti.
tine taraftar, diğerleri ise değildir. Kıralı isteyen liberaller, flâmanlı o-lanlordır.
Sosyalistler protesto tçLn grev llârı ediyorlar
Londra, 19 (YIRBl — Balçlknnm ikinci büyük partisi olan Sosyıılisller, bugün milli bir kongre akdederek, Kiralın avdetini protesto ötmek mak* sadiyle 24 saatlik grevler tertip etmeye karar vermişlerdir.
Anverstcki rıhtım İşçilerinin grevi yarın sabahtan itibaren' başlayacaktır.
Fransız Cumhurbaşkanının Londra seyahatinden sonrc
Fransa, İngiltere ile daha sıkı bir işbirliği istiyor
Milletlerarası Bankadan yapılacak ikrazatla Haydarpaşa, Kabataş, Salıpazan, îzmir ve İskenderun limanları tevsi ve teçhiz edilecek w
Ingiliz-Fransız işbirliğini Avrupa birliği takip edecek, neticede de dünya birliği kurulmaya çalışılacak
Paris Hususî Büromuz bildiriyor
— KANSTZ basını, Cümhurhas-1 p kam Vincent Auriol'un Londra seyahatine geniş bir yor ayınnaktadır. Auriol'un İngiliz l’ar-lânıontoaıındR verdiği nutuk. Londra halkının kendisine gösterdiği hüsnü kabul, elya.Hi ehemmiyetleri belirtilerek gazete sütunlarına aksettiriliyor.
Paris rcsnıl mchöfıli, Ftansanın oon günlerde gösterdiği riyul faaliyette Vincent Auriol’un tesirini »ezmektedirler. Fransız siyasetinin e-soslarına dokunmadan, yani Amerika ile dostluk ve Avrupada işbirliği fikrine müvazi olarak siyasi, ekono-mifc ve askeri alanda Fransız • İngiliz birliğinin zarureti Aunol tarafından ortaya atılmıştır.
Bilhassa MarshAll Plânı İdarecileri muhitinde kabul edilen Amerikan tezine göre "Her ne pahasına olursa olsun Avrup8 Birliği kurulmahdu,,. Auriol'un teklifi ise şu esasları ihtiva ediyor: “îngiüzlerın tam bir işbirliği olmadan Avrupa birliği kurulamaz. Her şeyden Önce İngiliz • Fransız birliğini tahakkuk ettirmek İcap eder.,,
Başkan Auriol, mevzuu daha genişleterek birleşmiş bir batı Avıu* paıun dahi modern ekonomi icaplarına göre çok mahdut bir mıntaka teşkil ettiğini belirtmiştir. Bundan dolayı Auriol, sadece Avrupanın değil. fakat bütün batı dünyasının birleterek müşterek menfaatlerini müdafaa etmelerine lüzum göstermektedir.
Başka bir ifade ile, Cumhurbaşkanının ağzından Fransız Hükûmeü hayati ehemmiyeti haiz olduğuna
İtalyodo ihtilâl tehlikesi beliriyor Ro/nn, 10 A.A. (LPS) — Dün ak-gnm Komada, nsaylçi muhafaza atmak İçin alınan yeni tedbirler açıklanmıştır.
Hükümet, polla kuvvetleri mevcudunu, barı? andlaemaaında mllaaade edilen Azami miktara çıkaracağını ve kAH derecede ailAhlandıracAÇtını bildirmiştir. Kabine, bundan başka İçişleri Bakanı tarafından teklif edilen tedbirleri de kabul etmiştir. Bu tedbirler şunlardır:
Kargaşalık çıkması mümkün olan yerlerde valilerin toplantıları yasak etme yetkisini haiz olmaları, fabrikalarda yapılacak toplantıların müsaadeye tAbi tutulmaları ve müsaadesiz gazetelerin satışının yasak edilmesi. Komünistler kütle halinde
VVesterling’i kaçıran
Holândalı yakalandı
Holânda İstihbarat Servisinin eski başkanı Dr. Ozinga şüphe altında
Jakurta, 19 A.A. (Rcuter) — Endonezya makamları, geçen ay kaçan âsilerin elebaşısı yüzbaşı Westerling’ İn firariyle alâkalı bulunduğundan şüphelendikleri Holânda Hükümetinin Endonezyadûkl en yüksek memurlarından biri olan Dr. Ezinga yı tevkif otmişlerdir. Tevkif emrini, Jakarta Askeri Valisi vermiştir.
Hâkimiyetin Endonezyaya geçmesinden evvel Holânda istihbarat servisinin başkanlığını yapan Ozinga, sonradan Endonezya İstihbarat bakanı müşaviri olmuştur.
Kısa haberler
Polonya Amerlkaya nut.ı verdi
Londra, 19 (YİRS) — Polonya Hükümeti, Birleşik Amenkaya bir nota vererek. Vargovâdaki Amerikan askeri ataşeliğ inde çul ilanların suyifum yarıya İndirmeğini İstemiştir.
Vnrşovaduki Amerikan karo, hava vc deniz ataşeliğinde on au-buy çalışmaktadır.
IgncMz cııjekbiyoıı
İcat edildi
NeU’.York. 19 (YÎRK) — Amerikan tıp âleminde yapılan yeni bir icat, enjeksiyonların bundan gonrii İğne ile yapılması lüzumunu ortadan kaldırnııştır.
Yakında piyanoya urzedllcccK yeni icada göre, Horum ve enjeksiyonlar artık hava tazyiki İle yapılacak ve hnatatarın derilerine İğne batırılmıyacaktır.
Trumnn. Achcboıı'u
I- hrll( i tti
Ncw-York. 19 (YjBRS) — Amerika Cumhurbaşkanı Trurnan. verdiği iki nutuktan dolayı Dışişleri Bakanı Dean Acheaon’u tebrik etmiştir.
Kap’tu beyazların zencilerle evlenmesi yanak edildi
Kap, 19 A A. (Rcuter) — Bugün Kap şehrinde, AvrupalI bir erkekle kanında biraz melezlik bulunan bir kadını ntkâhlamaktan
inandığı şu noktalan batılı dostlarına ve dünya efkârı umumiyetine ilân etmektedir:
11 Amerika Hükümeti Avrupa bitliğini Fransız - Alman anlaşmadı ü-zerine inşa etmeyi düşünüyordu. Halbuki Fransa ayın birliğe İngllıg Fransız anlaşması ile başlamak taraftarıdır.
2) Fransa Hükümetinin fikrine göre, Batı Avrupa birliği kurulur kurulmaz da dünya çapında bir birlik tesisi için faaliyete geçmek lâzımdır.
Halisi geçen dünya birliğinin «Hasları a) Birleşmiş Milletler Anayasasına; b) Brüksel Paktına:, c) Amerikan yardımım ihtiva eden bir Atlantik Paktına, dayanmaktadır.
Fransız müşahitlerinin fikrine göre Auriol’un yukarıda bahsi geçen beyanatı Alman şansöliyeaı Ade-nnuer’ın faaliyetini neticesiz bırakmıştır.
Bilindiği gibi Alman şansölıyesl 1) Fransız-Saar anlaşmalarını şiddetle protesto etmiş; 2) Fransaya tam bir Alman-Fransız birliği teklif etmiş; 3» Saar için yeni bir statü hazırlıyarak burada miUctieraı ası bir otoritenin kurulmasını İstemişti.
Buradaki müşnhıtlurc göre, Amerika Hükümetinin haberi olmadan şanaöllyo Adcnaucr’in bu kadar ileri fikirleri ortaya sürmesi ihtimal dahilinde görülmüyor ve muhtelif tefsirlerde bulunuluyor.
Her hâlde Auriol’un Londıa seyahati şimdilik Avrupa işlerine yem bir çığır açmış bulunuyor. Bu çığırın takip edilip edllmlyeceğinı zaman ve hâdiseler gösterecektir.
Demokrat Parti Bursa il kongresi
F. Köprülü, muvazaa isnatlarını reddetti
Bursa, 19 (Huaual muhabirimiz bildiriyor) — D.P. 11 Kongresi bugün sabahtan akşama kadar devam etmiştir. Sabahleyin mali rAiyır okunup kabul edildikten sonra dileklere geçilmiş ve bunu müteakip seçim gününün yaklaşmakta olmaaı nazara a-lınarak konuşmaların yalnız seçim mevzuu Üzerinde tekalf edilmesi ka-rarlaşmışttr
İlk olarak İnegöl delegesi KAzım Akayın bir konuşmasını müteakip delegelerin ısrarları Üzen ne Fuat Köprülü kürsüye geldi.
Fuat Köprülü, son yıllarda D.P.ye İsnat edilen muvazaa lAfırun İlk defa Moskova radyosu tarafından ileri sürüldüğünü, seçimlerden sonra, milletin içinde bir ihttlAl kopmasına meydan vermemek için B. M. M. de kalmak karannın alı. dıgını ifade etmiş ve muvazaayı şiddetle reddetmiştir.

Bundan soma Köprülü. İnegöl delegesine cevap vererek "samimiyetle bu dâvaya inandıklarını söylemiş ve İatenbuldaki İhtilâfa bahsi getirerek demiştir ki:
"lütanbuldakl ihtilâf, partiye iyi niyetle girenlerin aopradan herhangi bir «ebeple veya tesirle partiye ihanet etmeleri dolayısıyle çıkmıştır.
Müteakiben Bahadır Dülger ve Hu-lûsl Köymen de birer konuşma yaptıktan sonra toplantıya son verilmiştir.
tuınık kııtolik papazı Thomas La^’rence Glll, suçu «ahit görülerek 20 gterling para cezasına hüküm giymiştir.
Bahis mevzuu dâva. AvrupalIların AvrupalI olmıyanlarla evlenmelerini yasak eden "Karma Evlenmeler Kanunu" yürürlüğe girdikten sonra görülen İlk dâvadır.
Yeni atoın
Aleti
New-York. 19 A. A. (AFP) — Columbia Üniversitesi, aşağı yukarı dört yüz milyon volt kuvvetinde yarını düzine muhtelif atom şuaları neşreden yeni bir Aleti tamamlamıştır.
“Synchro Cyclotron'* adı verilen bu âlet. Columbia Üniversiteni bilginlerinin söylediklerine göre, münhasıran barış sahasında kullanılacaktır.
4000 Amerikalı
Cenup Kutbuna gidiyor
Parla, 19 *|Y1RS) — Wft#hlng-tondan bildirildiğine göre, Cenup Kutbu kâşifi Amiral Byrd, Amerikan hava, deniz vc kara ordularının murakabesi altında Cenup Kutbuna yeni bir sefer yapacaktır. B.vrd, bu sefer Cenup Kutbuna 4 bin kişilik bir kuvvetle gidecektir.
Anıerlkada şiddetli fırtına
Ncw-York, 10 A A. (AFP) — Ne\v-York ve civarını, aynı za-
Ankara, 19 (MusiinI muhabirimiz bildiriyor) — Muammer Çavuşoğlu, Fatln Rüştü Zorlu, Snip Nadl Ergin ile Şefik İnandan müteşekkil bir heyetin 26 mart pazar günü Amrrikayn hareket edeceğini bildirmiştik.
Milletlerarası Kalkınma ve İmar Bankasının müsait faizle yapacağı İkraza t m miktar vc sarf yerlerini karşılıklı olarak müzakere etmek gayesiyle yapılan bu seyahat 15 gün kadar devam edecek ve müznkcrclrr sonunda banka ile heyetimiz arasın-
İçişleri Bakanının bey an atı
38 şehir ve kasaba ışık ve suya kavuşuyor
15.336.680 liraya mal olacak bu tesisatın ihaleleri yapıldı
Ankara, 19 (A.A.) — İçişleri Bakanlığı bir çok şehir ve kasabaların elektrik ve içme suyu tesisleri üzerinde hassasiyetle çalışmakta bulunmakladır. Bunlardan bazılarının ihaleye çıkkarıldığı malûmdur.
Bugün kendisini ziyaret eden bir muharririmize İçişleri BakHm Emin Erişirgil aşağıdaki açıklamada bulun-muştur*.
“— İller Bankası, keşif bedeli tutan 15.336.680 lira olan 38 şehir ve kasabanın elektrik tesislerini İşler halda belediyelerine tealim edilmek ve bedelleri bono ile ödenmek üzere en müsait teklifte bulunan firmaya 13.3.1950 tarihinde ihale etmiştir.
İçmo suyu işlerine gelince, keşif bedelleri tutan 21.848.672 lira olan 71 şehir ve kasabaya ait İçme suyu tesislerinin hem inşaatını ve hem de malzemesini birlikte taahhüt etmek için müracaat eden firmaların tekbirini belediyelerin menfaatlerine uygun görmediğinden yalnız malzeme kısmını, kredi ile vermek isteven firmalardan en müsait teklifte bulunana. 8 mart 195(1 tarihinde ihale etmiş bulunuyor.
Şehir ve kasabaların boruları ihale edilen su tesislerinin inşaatını İller Bankası peşin para ile yaptıracaktır. Bunun İçin yeter para sağlanmıştır. Borular ve lâzım gelen malzeme. kısım kısım teslim edileceği I-çln inşaat da grup gTup ihale edilecektir ve ihajeler 10.3.1950 den 15.6. 1950 tarihine kadar bitirilmiş olacaktır.
Başbakan Yardımcısının Bursada basın toplantısı
e
N. Erim, muhalif gazetecilerin suallerini cevaplandırdı
Bursa. 19 (A. A.) — Nihat Erim Bursa gazetecileriyle bir baeın top-l&ntıaı yapmıştır. Bu toplantıda Ankara ve İstanbul gazeteleri muhabirleriyle Bursa gazetelerinin muhabirleri de hazır bulunmuşlardır.
Nihat Erim, muvafık ve muhalif bütün gazetecilerin suallerini cevaplandırmıştır. Sıyası meselelere dair sorulan suallere şu cevabı vermiştir: “İznim bitmek üzeıedlr. Hemen Aııîcaraya döneceğim.,,
Hilmi Uran’la arasının açık bulunduğuna dair olan neşriyata ne diyeceği sorulunca şu cevabı vermiştir:
“Haber verdiler. Sayın Hilmi U-ran ın pek güzel söylediği gibi bunlar gülünç uydurmalardır. Üzerinde
manda yeni İngiltere bölgesini kasıp kavuran fırtına şimdiye kadar altı kişinin ölümüne sebep olmuştur
Aynı zamanda Texoa’ın güney batı bölgesi bir toz fırtınası İçin-dedir.
Middlewest'tc de şiddetli bir kar fırtınası hüküm sürmektedir.
Atlantik Okyanusunda şiddetli bir fırtına olduğundan gemilerin büyük gecikmelerle gelmeleri beklenmektedir. ‘
2000 senelik harp arabası
Londra, 19 tNafen) — Norfolk bölgesinde araştırma yapan İngiliz arkeologlarının 2000 senelik bir harp arabasını buldukları bildirilmektedir. Bu harp arabasının demir devrine alt olduğu tahmin e-dilmektedir. Araştırmaların yapıldığı böigedç eski Kıraliçe Boadi-sea’nın ordu komutanlarından birinin mezarı bulunmaktaydı.
Avustralya nüfusunu iki misline çıkaracak
Canberra, 19 A A; (Rcuterı — Avustralya İaşe vc înkişlf Bakanı Casey bugün radyo İle Avustralya halkına hitap ederek ♦‘nüfusumuzu mümkün olduğu kadar çabuk İki misline çıkarmadığımız takdirde Avustrnlynnın hakiki ve İnkâr edilmez sahibi olmamız tehlikeye girebilir,, demiştir.
da bir anlaşma imzalanacaktır, öğrendiğimize göre hükümetimiz, limanlarımızın genişletilmesi, silolar inşası vc diğer imar işleri için bankadan şimdilik 50 milyon dolar isti-yecekür. Yapılacak İki azat m 15 milyon lirası ile Haydarpaşa. Kabataş. Sahpazar.ı İzmir ve İskenderun limanları tevsi, teçhiz ve ıslah olunacaktır. Ayrıca inşa edilecek olan ana limanlarımızdan Samsun vc Mcrsnı limanlan için mnlzeme satın alınacaktır.
Hususi akşamı, iş hacimleri nispetinde yerli atelyelere yaptırmayı çok arzu ediyoruz. Bu maksatla İller Bankası ilk parti dışındaki İşler İçin yakında hususi aksama alt ihaleyi yapacaktır.
Geçen ağustosa kadar keşif ve projelerini Bayındırlık Bakanlığına göndererek tasdik ettirmiş olan belediyelerin su ve elektrik tesisleri ya önceden münferit olarak ihale edilmiş veyahut bu ihalenin içine alınmıştı. Münferit olarak ihale edilmiş olanlar dışında kalanları toptan ihaleye çıkardığımız sırada ağustostan sonraki müracaatları da toptan çıkardığımız bu İhaleye sokabilmek İçin İller Bankası şartnameye yüzde 25 nispetinde ilâve yapabilmek hakkını sağlayan bir madde koymuştu. Ağustos ayından sonra gelen projelerin bir kısmını da bu maddeden faydalanarak toptan ihalelere ilâve edebileceğiz.
Su için 207 belediyeye elli altı buçuk milyon lira, elektrik için 190 belediyeye 44 milyon lira yani her ikisi İçin 100 milyon lirayı aşan bir para tahsis edümlştir.
Bu paralarla yapılacak işler arasında bize üç milyon liraya malola-cak ve bir kasabayı değil, bir bölgeyi aydınlatacak elektrik tesisleri olduğu gibi iki milyon liraya malola-cak. oldukça büyük su tesisleri de vardır.
En büyüğü nihayet iki buçuk yıl içinde bitecek olan bu eletrik ve su tesislerinin halkımız için hayırlı olmasını dilerim.,.
durmaya değmez. Bızıın partide bu türlü çekişmeler olmadı. Böyle şeyleri bu sırada Cumhuriyet Halk Partisinde değil başka teşekküllerde a-ramgk daha akıllıca bir iştir, zira onlarda gün geçmiyor ki, bir çekişme, dedikodu ve arkadan yeni bir tasfiye hareketi görülmesin.,,
Eskişehir sel felâketinin Porsuk barajı yüzünden olup olmadığı sualine karşı da Devlet Bakanı aynen şunları söylemiştir:
"Porsuk barajı kendi vazifesini görmüştür. Güçlükleri yenerek kısa zamanda ikmal ettirdik. Porsuk barajının tuttuğu sular başı boş kalsaydı vaziyet çok daha ağır olurdu. Son su baskını makûs tabiat kuvvetinin ve fakirliğimizin bir ncı tecellisidir. Türkiyedeki bütün mümkün ve muhtemel su baskınlarını üç beş senede ön-llyccek zenginliğe bu devlet henüz malik değildir. Yüz yılların geriliğini telân etmek zaman meselesi, para meselesi ve nihayet teknik imkân ve teçhizat meselesidir...
Nihat Erim yarın Bursadan ayrılacaktır.
HAVA RAPORU
Son 24 Rftdt zarfında yurdumuzda hava, Karadan!» kıyıları ila Doku Anadolu ve İç Anndolunun doğu kıanıılannda çok bulutlu ve yer yer yağışlı, diğer bölgelerde bulutlu geçmiştir.
Yntıtjhır, Doğu Anrulolude kat. diğer bölgelerde yağmur şeklinde olmuştur
Son 24 «aar içinde yurdumuza düşan yağış miktarları metrekarede Sinoplu
8. Erzurumda 7, Artvlndo fl, Zonguldak ve Rlsade 5, Sarıkamış ve Karate 3. Samsun ve Yoıgat'te 2. Karaköac, Mer-ılfon ve Fasarköyde 1 kilogramdır.
Kar kalındıkları Karaköaede 27. Er-zıırumdu 20. Karata 19 santimetredir.
En düşük 1*1 sıfırın altında Erzurum-da 16. en yüksek ısı sıfırın hallinde Antakya ve Fethlyede 22 derecedir.
Bugün şehrimizde havanın umumiyetle bulutlu ve hafif aralıkla vağışlı geçmesi. rÜBgArlnrın orta kuvvette eaerek hava alçaklığının değişmemesi muhtemeldir.
3 gün devam ettikten sonra
Millet Partisi İl Kongresi dün sona erdi
Parti Genel Başkanı, Halk ve Demokrat Partilere hücum etti
Millet Partisi 11 Kongresi dün de saat 9 dan itibaren Lâlelideki lokalde toplanarak mensisini bitirmiştir* »
Yapılan seçimler »onunda vilâyet İdare heyetine aldıkları rey sırasivla: Fuat Arna. Enis Akkay-grn 1-utfi Bornovalı. fafet Mü-hlirdaro^lu, Kâzım Kalkandere, Nuri Leflef. Ertuğrul Akça. Saa,-det Kaçar ve Şefik Çakmak geU-rllmişlerdlr.
Dünkü toplantıda aöz alan Vasfı Raşlt Sevlfc heyecanlı tür hitabe Ue iktidara ve Demokrat pAr-Ujre çatmış ve D, P. kurucularının millete ihanet ettiğini aöyllye-rek muhalefetin bir İnkılâp olduğunu ve bu İnkılâbın halkın ruhundan doğduğunu hriirtrnlşUr. Ha-tip. Millet Partisi İstanbul Teşkilâtının bir gazeteye sahip olmadığını tenkld etmiş ve partililerin ne pnhajıına olursa olaun bir gazete çıkarmalarını İstemiştir. Bunun Üzerine heyecana gelen kongre heyeti umumiyeti gazete çıkarmak kararını ilimim ve kurulacak olan şirket için delegeler arasından para toplanmasına başlanmıştır. Bu Arada Millet Partililerin 2.5 liradan 3000 liraya kadar bağışlar yaptıkları ve yanında parası olmayanların yüzükleri ile aaatlerlnl, hattâ ceplerindeki Mdli Piyangoları hediye ettikleri görülüyordu.
Bu heyecanlı hava İçerisinde kürsüye gelen M. P. Genel Başkanı Hikmet Bayur. beklenen nutkunu verdi.
Bayur bu konuuşmasında ezcümle. kongrenin mutlak bir hürriyet havası İçinde geçtiğini Üst kademeden hiçbir baskının yapılmadığını, bu vaziyetin diğer partilerde mevcut olmadığını, karşı partilerin bu şerefi yalnız Millet Partisine bıraktıklarını, onun için karşı partilere teşekkür borçlu bulunduğunu yalnız onların memlekete fenalık ettiklerini bu sebeple de muaheze edilmeleri kap etiğini belirtmiş ve “Memlekette hürriyetsizliği yıkmak* sefaletin ününe geçmek İçin uğraşacağız. Bu yolda icap ederse canlarımızı da vereceğiz,. demiştir.
B ilâ hara harp görmüş bütün memleketlerin kalkındıklarını, fakat Türklyenln hâlâ yerinde saymakta olduğunu söyleyen Bayur. bunun sebebini, İktidarın ne pahasına olursa olsun C. H. P. tarafından muhafaza edilmesinde bulduğunu, M. P. den gayri olan muhalefetle (le vaziyetin bu merkezde olduğunu uzun tahliller va * misallerle anlatmıştır.
Daha sonra M. P. Başkanı, D. P. yi muvazaa partisi olarak vasıflandırmış ve: "D. P. İktidara perde oluyor” diyerek Önümüzdeki seçimlerde Millet Partililerin çok uyanık bulunmalarını ve muhtemel hilelerle mücadele etmelerini tavsiye etmiştir. Bayur konuşmasında. bilhassa adli teminat üzerinde de durarak seçim kurullarında vazife alan yargıçların 11 e karşı bir olduklarına, ekseriyetin C. H. P. de bulunduğuna işaret etmiş ve: “Yargıçlar ellerini vicdanlarına koyarak tasvip etmedikleri tutanaklara hiç olmazsa birer şerh verecek olurlarsa vazifelerini yapmış olacaklardır,, demiştir.
M P. Başkanı dünkü kongre konuşmasını General Sadık Al-doâan’m methini yaparak bitirmiştir.
M rarllslntn Kanıgilnırük toplantısı
Dün aynca M. P. Karagûmrük bucağı tarafından da Karagüm-rükteki bir kahvede toplantı yapılmış ve söz alan hatiplerden, M. P. Genel Başkanı, M. P. Meclis Grupu ikinci Başkanı, M. P, Genel Sekreteri, M P. milletvekilleri ve diğer hatipler İktidarla D. P. ye çatan şiddetli konuşmalar yapmışlardır.
Dilencileri toplama programı tatbika başlanıyor
Fakat, bu programın da kafi gelmiyeceği belirtiliyor
tstenhuldakl dilencilerin toplanmasına tekrar karar verilerek bu vadideki çalışmalara başlanmıştır, tki gün zarfında toplanan bir hayli dilenci, muvakkaten kurulacak olan bir kampa sevkedllerek geldikleri yerlere gönderileceklerdir.
Yalnız, dilenci mevzuunda zuııuın zaman yapılan bu taramalar şehri huzur kaçııan vasiyetten kurterannyu* umiî. Turistik bir şehir alma İst idadini gösteren Istsnbulu dilenci İstilâsındaki temizlemek İçin »İnha esaslı te t birler, başvurmak mecburiyeti vardır.
Kövümtoki tarlasını İşletip kıvnıetlcn-dırmektense büyük şehirlere akın cde-ıvk vatandaşların merhametlerinden geçinen bu gibi kimselerin çak sıkı bir şekilde takibi» hattâ coznlaadirilmesi lâ-Siindır. Bu vadideki programlı v» nnteft-iir. mesai, bir taraftan şehirleri ve bll-hAfttm Istanbulu bir dilenci akıllından kurtarırken, diğer taraftan (ln memleket istihsalinde çalışarak verimli olacak kolların miktarını çoğaltmış olacaktır.
Dlğ»‘r taraftan dikini ınücu .eleminin, bu İşi meslek edinerek çocuk ve alil vatandaşları İstismar eden teşekküllere do tavı Ih edilmesinin lâzım goldiÇb ı belirtilmektedir.
Vali ve Belediye Başkanı, dün Ankaraya gitti
Vali ve Belediye Başkanı dün akşamki trenle Ankaraya hareket etmiştir.
Vali bu seyahati hakkında demiştir ki î ••Rclodivc ve özel İdare bütçesi Şehir Meclisinde müzakere edilip kabul edilmiştir. Ankarnda, bütçe İle İlgili yoni çalışma programı Üzerinde ahika Ularla görüşeceğini. Bu arada bilhassa mesken meselesi üzerinde duracağım. Bundan bttşkn mahalli idarelerle bekti iyeleri alâkadar eden vc hâlen Mecliste müzakere edilmekte olan tasarı hakkında izahat vercı eğlm.,,
Vali cumartesi günü dönecektir.

20 Mart 1950
Y E N î t S T A N B U L
Sayfa 3
İkinci Dünya Harbi içinde
Paris
yıkılmaktan
nasıl
kurtuldu ?
Paris halkı, nefret ettiği işgal makamlarından yardım kabul etmeyince, İsveç Konsolosu imdada yetişti
Korgeneral Von Choltitz — 6
PıırKin Alman Komutanı
Çeviren:
Behçet Cemal
Mukavemet hareketinin başı Bidaıılt halkın arasında
Alman işgali esnasında Bidault Fransız mukavemet hareketinin babıydı. BTKÖn IssBMbâkandır. Resimde. Bidault kalabalığın tam ortasında söylenilen sözleri dikkatle dinlemektedir
Kitaplar arasında
Von Khıge’nin bundan haberdar olup olmadığı hakkındaki sualime, hayır makamında baş sallamakla iktifa etti. Vuku bulacak facia hemen gözümün önünde canlandı. Mareşal von Kluge. darağacma gidiyordu!.
Model’e Paristekı vaziyeti kısaca anlattım. Hilâfına her hangi bir talimat vermediğine göre, aldığım tedbîrleri yerinde bulduğuna hükmettim.
Mareşal von Kluge, o sıralarda cepheye gitmiş ve ancak büyük tehlikeler atlatarak, ihatadan kurtula-(rak muharebe karargâhına dönmüştü. Mareşal Model, azli hakkındaki emri tebliğ edince, von Kluge, Hitle-re, meşhur olan mektubunu yazarak sulh yapmasını yalvarmış ve-arabasına binerek zehirle intihar etmişti.
PARİSİN ÎAŞESt:
Fransız demiryolu şebekesi müttefik hava hücumları dolayısiyle geniş mikyasta felce uğramış bulunmakta idi. Daha henüz Normandıe-deki kolordunun başında bulunurken bile, demiryolu ile iaşe ve cephane nakline imkân görülemiyordu. Pa-riste kömür kalmamıştı; metro işlemiyor ve günde ancak bir kaç saat elektrik verile biliyordu. 4,5 milyon nüfuslu şehrin iaşesi güçleşmeye başladığından, halkı, ordu ambarlarından iaşeye karar verdik. Şu var kı, buna yalnız bizim karar vermemiz kâfi gelmedi. Kararın tatbikatı, günden güne müşkülleşiyordu.
Bazı mahallelerde, tam bir sükûnet hüküm sürdüğü ve umumi hayat, şehrin içinde bulunduğu tehlikelere rağmen devam ettiği halde, diğer bazı mahallelerde, heyecana gelen halk, hasmane nümayişlere girişiyordu; bu gibi zamanlarda en büyük yükün altında inJiyen kadınlar, kargaşalık çıkarmakta elebaşı oluyorlardı. Yer yer başlıyan yağmacılık, mevcudu, adaletle taksim etmek imkânını ortadan kaldırıyordu.
Gittikçe ağırlaşan vaziyeti, her an hizmete hazır bulunan İsveç Başkonsolosu ile tetkik ettikten sonra, muvakkat olsa bile, oldukça ferahlık

İ
yaratabildik. Şehir mümessilleri, millî gurura kapılarak, nefret ettikleri işgal makamlarından, yardım kabulünü reddedince, zeki Başkonsolos hemen çaresini buldu;
"— Ambarları bana devredin ’e tevziatı ben yapayım., dedi. Bu s* yede Paris halkına takriben 10 milyon yevmi istihkak dağıtmak imkânı bulunabildi.
VİCHY HÜKÜMETİ KAÇIYOR
17 ağustosta. Büyükelçi Abetz, o zamanki Fransız Hükümetini Vichy ve Paristen çıkarmak Üzere talimat aldığım bildirmişti. Aldığı emirde., müteessir olan Büyükelçinin heye canlı çehresi, hâlâ gözümüzün ö-nünden gitmiyor. Abetz, bütün politikasının yıkıldığına o gün artık kanaat kesbetmışti. Büyükelçi, o günlerde bana, Hitlerle RibbenQop‘tan, onların inanılmaz plânlarından ve bunlara mânı olmak için yaptığı müdahalelerden uzun uzun bahsetmişti.
Parlsin kurtarıldığı •giin
Ortada Milli Kurtuluş Komitesinin Reisi General
De GauJle. Sağında Millî Mukavemet Komiteni Reisi
şimdiki Başbakan Bidault, arkada Parlsln meşhur “Zafer Kapısı,, görünmektedir.

Ben, o sıralarda kendisine daima Hitlerın Büyükelçisi gözü ile bakıyor ve çekingen davranıyordum. Abetz. kendisine politik bakımdan itimat e-dılebileceğini henüz belli etmemişti. Ve benim de, o zamana kadar parti ve mensuplarından bir hayli ağzım yanmıştı.
PARİS İSYAN EDİYOR.
Pariste artık baltalama hareketleriyle devriyelcre karşı taarruz hâdiseleri alıp yürümeye başlamıştı. Polis, vazife başına gelmediğinden, askerlerim, intizamın muhafazası ve şehirden Alman kıtalarının geçişini tanzim için, ortalıkta, gittikçe fazla görünmek mecburiyetinde kaldılar. Şurada bura.da. dağınık olarak yapılmakta olan tecavüzlerin, merkezi olarak tek elden idare edildikleri hakkındaki tahminim. 19 ağustosta kanaat halim aldı. Düşman artık, daha azimli hareket ediyordu. Muhtelif karakollar, aralarındaki irtibatın gittikçe zorlaştığını bildiriyorlardı. Bazı yan sokaklarda. Paris halkı, çok düşkün oldukları barikatları inşa etmek İçin, yer yer kaldırımları söküyorlardı.
Askeri bakımdan endişe duymama mahal yoktu. Fakat psikolojik ve insani bakımdan vaziyet çok başka ve hattâ tehlikeli idi. Ufak hâdiselerin çok fecî Akıbetlere sebep olduklarını ve bu yüzden bütün hüsnüniyetlerin iflâs edebileceğini, tarih göstermektedir.
Kendi kendime soruyordum: Sivillerin grizli silâhlarla, en müsait şartlar altında bile, elde edecekleri muvaffakiyet. dökülen kanlara değer miydi? Arkadan taarruza uğrıyan asker, tabiatiyle sabır ve sükûnetini kaybederek, kendisini elinden geldiği kadar müdafaa edecekti. Bu. her zaman böyle olumyştur. Böyle vaziyetlerde ancak nefis müdafaası mevzuu bahsolur ve namuslu, medeni askerin, harpte de riayet mecburiyetin le olduğu kanun, ortadan kalkar. O zaman da bütün kabahat askerin midir?
Hiç şüphe etmiyorum ki, mukavemet hareketi içersinde de, talebe, işçi ve subaylardan çok, vatanperver insanlar da vardı. Bunların en temiz ve idealist gayelerle dövüştükleri muhakkaktı. Buna rağmen, itiraf etmek mecburiyetindeyim ki, bu çeşit başıbozuk isyanların zayiatı çok acıdır ve bunların mesuliyetini hiç bir zaman yüklenmek istemem.
büyükelçi abetz bana
YARDIM EDİYOR.
Vichy Hükümeti ayrıldıktan biraz sonra. Büyükelçi Abetz, beni teki ar ziyaret etti. Masama yaklaşarak, yüzüme, anlayış ve ciddiyetle baktı;
**— Generalim, size yardım edebilir miyim!.. dedi.
Cevap verdim.
“— Aman efendim, bana nasıl yardım edebilirsiniz ki ?,,
Abetz:
Genel karargâhla Rıbben-trop’a telgraf çekerek Paristeki sert idarenizden şikâyet edeceğim, generalim!,, dedi.
Cidden mütehassıs olmuş, hattâ şaşırmıştım.
(Devamı var)
Mahalle
Çoktandır Sait Faik’ın hikâyelerini okumamıştım. M ah aile Kahvesi (1J adı altında, yirmi iki hikâyesinin bir a-rada yayınlandığını görünce sevindim. Sevincim boşa Çıkmadı. Rah8t bir zamanımda, hele geçen hafta bu sütunlarda bahsettiğim ve modası geçmiş koyu bir natüralizmin mahsulü ve kuvvetli nıüşahedeleıle dolu olmasına rağmen, sanattan nasibi olmayanı küçük kitaptan sonra okuduğum bu hikâyelerden bazılan, cidden mensur şiir kadar pürüzsüz, ölçülü, iyi türkçe ile yazılmış parçalar.
Tatsız tuzsuz, yavan yazılar yazan, tersine cümleler yapmak sevdasına kapılan ve muvaffakiyetinin sır-nnın yalnız bu aykırılıklarda olduğunu sanan gençler okusun diye Sari. Faik’ın üslûbundan etraflıca bahsetmek isterdim! Fakat böyle stylistiaue bir incelemeye bu sütunlar müsait değil. Ancak şu kadar söylileyim ki, bu çarpık cümleleri yazan heveskâr-lar isteseler de doğru dürüst yazamazlar, halbuki. Sait Faik, istediği zaman gayet düzgün yazıyor: Yani, üslûbunun dizginlerim elinde tutuyor. Fakat, gençlerin de bu hâkimiyeti elde edebilmeleri için çalışmaları, yalnız yeni tarzı değil, eski tarzı da az çok bilmeleri lâzım. Fransada, Andrâ Gide’in muvaffakiyetinin sırlarından biri de, ahenk kaidelerine riayet ederek, gramer kaideleri üzerinden atlayan, fakat çekinmeden, âdeta bir cambaz gibi, icabında perende atarak atlayan o kıvrak üslûbudur.
Sait Faik’ın yalnız üslûbu değil, hi-
SEÇİLMİŞ HİKÂYELER
Seribni.r Hikâytlcr Derfjisi'nin (21 bir arada çıkan 24-25 inci sayılan her zamankinden zengin bir mündere-catla çıkmış bulunuyor. Eski ve yeni nesillere mensup değerli muharrirlerimizin şurada burada, dağınık bir halde yayınlanan hikâyelerini takip etmek imkânsızlığı karşısında bu derginin yaptığı hizmeti ne kadar övsek azdır. Kemal Bekir'in Hazırlık, M.Ş.E, nin Çocukluk, Mümtaz Göktürk’ün Bir Yılbaşı Hikâyesi, Orhan Kemal’in Sarhoşlar, Jamim Koca-göz'ün Düşman, Haindi Olcay'ın Alaca Karanlık, Salim Şeııgil’in Merak, İlhan Tarus'un Sal adlı hikâyelerinden başka. Fethi Giray’ın Kendi Ken-
TÜRK FOLKLOR ARAŞTIRMALARI
Türk Folklor Araştırmaları (3) dergisi 8 iııci sayısını idrak etmiş bulunuyor. Folklorun Türk sanatkârları ve muharrirleri için ne kadar zengin bir hazine olduğunu burada belirtmeye lüzum görmüyoruz. Bunun değerini takdir edenlerin çoğu maalesef maddi imkânsızlıklar yüzünden halkın, yanı bu bitmez tükenmez mevzu kaynağının yanına kadar gidemiyor. İşte bu dergi artık bu zorluğu kısmen olsun kaldırmış bulunuyor: Canlı, yaşayan folkloru ı bizim ayağımıza kadar getiriyor.1
1950 Basın Balosu
.Evvelki gece Taksim Belediye Gazinosu, Gazeteciler Cemiyetinin se nelik balosunda bulunmak üzere tehalük gösteren davetlilerle sabahın İlk saatlerine kadar dolu idi.
Cemiyet Reisinin misalirlere iyi eğlenceler temennfslyje açılan balonun en alâka uyandıran hususiyet I» rı havadan paraşütle kot iyon tevzii, numaralı sigara paketlerinden çıkan hediyelerin tenevvüü İle prman haline getirilmiş bulunan yan salondaki eğlenceler ve balet “perileri., nin dansları oldu.
Dans pistinin üstüne a.sılı duran pa-raşütlü kotlyonlar yalnız kadınlara tahsis edildiği halde yukardan inişleri o kadar cazip ve eğlenceli idi ki. baylardan bir kısmı kendilerini ıulamayarak bu havai oyunu İştirak etliler.
Sigara paketlerini şehrin*izin muhtelif sahnelerini* mensup arliatloı dağıtıyorlardı. Buna her numaranın dolu
Kahvesi
Yazan : Cevdet PERİN kâyelerinin mevzuları da orijinal. Hele Mahalle Kahvesi adlı hikâyesinde okluğu gibi, hayattan alınmış sahnelerde realizmle karışık bir lirizm • fakat, hasta bir lirizm değil, kaygısız, erkek bir lirizm - yapmakla kalmaz, aynı zamanda, bir ressam gibi, renkleri de gözlerimizin önünde canlandırır.
Salt Faik, hazarı neticeyi son cümlede, beklenmedik bir formül halinde verir. Bu formül, çoğu zaman, okuyucunun muhayyilesini tahrik eden müphem, hattâ sembolik kelimelerden ibarettir.
Sait Faik, realist bir hikayecidir. Fakat bu realizmine ses, renk ve a-henk vermesini biliyor. Edebiyat yalnız hakikatleri bir rapor halinde bildirmek değildir. Edebiyat belâgattir, hitabettir, üslûptur. On dokuzuncu yüzyıl realistlerinin çoğu, Flaubert, Maupassant, Daudet gibi gerektiği zaman duygulu olmasını beceremedikleri. hayatın iğrenç taraflarım olduğu gibi, kupkuru cümlelerle aksettirmeye çalıştıkları için unutulup gitmişlerdir.
Bizde modern Amerikan realizmini taklide yeltenenler, bu cereyanın dejenere olmaya başladığının, Avrupa-da artık eskisi kadar rağbet görmediğinin farkında olmayan kimselerdir. Dogmasını temenni ettiğimiz yeni Türk edebiyatına yol gösterenlerin bunları gözönünde bulundurmaları icap eder.
(1) Salt Faik, Mahalle. Kahvesi, Varlık yayınları, 1950
dimizi Ttnkid adlı yazısı ve kitaplar ve dergiler arasında bibliyografik notları da var.
Bir gazetemizde çıktığı zaman büyük bir alâka uyandıran Falih Rıf-kı Atay’ın İnkılâpçı Gençlik Grupu Anonim imzasiyle aldığı mektuba verdiği Açık cevaben da dergide ver alması, onun memleket meseleleriyle yakından alâkalı olduğunu göstermektedir. Bu kıymetli derginin yeni edebiyatımızda mühim bir rol oynayacağını düşünerek, uzun ömürlü olmasını dileriz.
(2) Aylık Dergi, çıkaran Salim Şen-gil, Ankara, P. K. 2045.
Şiir, müzik, masal, efsane, milli o-yunlara ait resimlerle süslenmiş değerli yazılar var. Halk edebiyatımızın müphem veya karanlık kalmış tarafları, bu dergi sayesinde yavaş yavaş aydınlanıyor, bu sahada çalışmak isteyenler için bol malzeme sağlanıyor. Dergiyi çıkaranları tebrik c-der, başarılar dileriz.
(3) Aylık dergi, çıkaran İhsan Hın-çer, Yeşildirek, Necip EL sok. 24, İstanbul.
olması ilâve edilince bir an içinde hepsi satılıverdi. Hattâ bir aralık 2.5 liralık paketler karaborsaya bile düşecek oldu.
'■Orman., a girmek için muhakkak maske takınak icap ediyordu. Maskeler hususi kotiyonlarla birlikte alınabiliyordu. Böylece, birden "Orman., ın içi bir nevi “Fıa Diavolo., çetesinin istilâsına uğradı ve sabaha karşı Müzeyyen Senar ve Akile Artun’un şar-kılariyle inledi.
Baloda görülen güzel tuvaletlerle bir de müsabaka yapılmak kabildi. Orman açılırken Zıt Kardeşlerin söyledikleri şarkı ile Fransız artisti Ros» Avril’in şarkıları geceye birer no* İlâve ettiler ve şayet Taksini Gazinosunun yenilenmeye muhtaç sandalyeleri ile takımları, daha ziyade Itİnıı isteyen «vrviai ve bazı organizasyon noksanı olmasaydı, balomuzun daha mükemmel ve mevsimin en muvaffak gecesi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirdik. fıı.
Yurdumuzdan birer birer
ayrılan yabancı bilginler
Yazan ; M. Nermi
ABDÜLHAMtD II. devrinin kor-kunç beceriksizliği, kısırlığı, temelsizliğj yalnız idare ve politika sahasında değildir. Bu derirde düşünen İnsana, fikre, müspet bilgilere karşı azgın bir düşmanlık vardır. Adlarını tanıdığımız tektük bilginlerimiz ise kaçamak ve disiplinsiz I etütlerle kendilerini yaratabilmiş şahsiyetlerdir. Biz. halifelik ve theokrat devlet çölünde kendilerine diriltici nem bulan mütevazı fikir fHislenişlerini büyük ölçüde değerlendirmeyi bilenlerdeniz. Fakat köklü ve yaratıcı bir kültür hayatı için daha geniş, da- i ha derin, bütün kudretini metodlu a-raştırnıalardan alan daha müspet fikir kımıldanışlarına ihtiyaç vardır. Malûmatlı olmak bilgin olmak değildir. îşte biz, onun için, 1908 devrimi-ne çok acıklı bir bilgi mirasiyle girmişizdir. •
Mithat Pa-şa’nın eski anayasasını tekrar yürürlüğe koymak için 1908 hareketini teşkilatlandıranlar; çağdaş ölçüde bir fikir olgunluğuna erişilmeden genel hayatımızın temposu-1 ou dünyanın büyük gelişimine göre âyarlayamıyacağımızt anlamışlar ve bir yandan Avrupaya öğrenci gönderirken, öte yandan da eğitim dâvalarımızı çözmeye çalışmışlardır. Darülfünunumuzun yeni görüşlere göre kurulması fikri bundan doğmuştur. Biliyorsunuz ki: 1908 den 1914 yılına değin tam altı yıllık bir zaman mesafesi vardır ve bu, şeriat adına yapılan çeşit şeçit isyanlarla, üstelik, tarihimizin en felâketli bir harp yılı 1-le doludur.
Meşrutiyet devrinin yapamadığını harikalarla dolu bir hayat güreşinden sonra cumhuriyet devri yapmıştır. Canlı ve yaratıcı bir fikir hayatının ilk aradığı şey, hürriyettir. Hürriyet olmayan bir ülkede fikir hayatı serpilemez ve orada yalnız keyfiliğin, kör hırsın, karabilginin mantığı hüküm sürer. Ortaçağın kısırlığı bundan ileri gelmektedir. Cumhuriyet devri çok yerinde bir görüşle Türk topluluğunun hayat sevgisini götü-rümleştiren müesseseler! tasfiye ederek ilk önce İstanbul, daha sonra Ankara üniversitelerini kurmuş ve kültür hayatımızın yepyeni bir çağını açmıştır. Diyebiliriz ki: Tarihimizin en sezgili, en müspet ve en doğru fikir hamlesi biıdur. Cumhuriyet devrine kadar, biz. fikir faaliyetini yüksek değerlendirdiğimiz Avrupaya ürkek bir gözle bakıyorduk ve bilgiyi taassubun zehirli havasından kurtarmak için yollar arıyorduk. Hattâ bilgiyi bakkal dükkânından ilhamla-narak ihtiyacımıza uygun bir bilgi bile düşünüyorduk. Halbuki: Bilgi; bakla, nohut, pastırma, uskumru, ilh., gibi beğenilerek alman birşey değildir. O. ya tam olarak alınır, ya ondan büsbütün vazgeçilir. Yarım bilgi, macun koyusu bir cahillikten elbette çok daha tehlikelidir. Çünkü: bütünlüğünü kaybeden bir bilgi: ölçüsünü kaybetmiş ve barbarlaşmış bir şeydir. Biz üniversitemizi böyle tehlikeli bir duruma düşürmemek için çok iyi düşünülmüş bir yol seçtik. Yetişen bilginlerimize kürsüler verirken Avru-padan da birinci sınıf bilginler getirttik ve gençlerimizin istediğimiz gibi yetişmelerine imkânlar hazırladık. Ü-
Gayet nadir bir Alman kitabı buiundu
Nadide eser ilk renkli
Frankfurt, 19 (A P) — Resmen bildirikli&lne göre gayet nadir eski bir Alman kitabı Amerikada bulunmuş ve Alınanyaya gönderilmiştir. Mainz Psalter isminde olan eser 1457 te basılmıştır.
Muhtemel olarak harpte Drcsılen-len Amerikaya götürülmüş olan e-ser ilk renkli resimleri ihtiva etmekledir. Eserin Rus bölgesinden ne zaman ve nasıl kaçırıldığı bildirilmemektedir. Amerikan yüksek memurları tarafından bildirildiğine göre, c-seı- ticari kanallardan Amerikaya sevkedilmiş ve New-Yorkta Ameı-i-
nlversitelerimiz, bütün dünya Üniversitelerinde olduğu gibi, artık kendi başına araştırmalar yapabilecek bir duruma kavuşmuş sayılabilirse de yabancı bilginlere karşı duyduğumuz ihtiyaç henüz büsbütün önlenememiştir. İhtiyacın neden ileri geldiğini bilmek ve ona göre düşünmek olgun insanlara düşen yaratıcı bir fazilettir. Kudretinin en yüksek noktasına erişmiş bir Cengiz Han bile, arka arkaya gelen savaşlar yüzünden istihsalce zayıflamış ülkesinin ziraat bakımından kalkındırılması işini bir Çinliye havale etmekten ve onu elüstünde tutmaktan çekinmemiştir. Birinci Os-manla oğlu Orhan yabancı, hattâ bir zamanlar düşman uzmanlara din ve soy farkı gözetmeksizin saygı göstermesini, onları geniş ölçüde memnun etmesini bilmişlerdir. Tarihimizin bu büyük ve olgun geleneğini benimsediğimize en ufak bir şüphemiz yoktur. Fakat son yıllarda, sebeplerini bilmediğimiz için, bu. gelenekten ayrılır gibi olduğumuzu sezdiren hâdiselerle karşılaşmış bulunuyoruz. Yabancı bilginler, bir daha dönmemek Üzere, birer birer yurdumuzdan ayrılıyorlar ve dünyanın en tanınmış’ üniversiteleri onlara hemen kapılarını açıyor. Niçin gidiyorlar? Ve biz onları niçin getirttik? Yabancılara ihtiyaç duymayacak bir fikir olgunluğuna erişmişsek, kısa zamanda başardığımız işlerle gerçekten övünebiliriz. O halde neden başkalarını getirtiyoruz? Anlaşılması güç olan mesele de budur işte.
Son günlerde dünya ölçüsünde bir bilgin daha yurdumuzdan ayrılıyor: Kantorowicz. Tam on altı yıllık bir öğretim faaliyetinden sonra lstanbul-dan ayrılan bu bilginin derin üzüntülerini anlamak güç değildir. Teessürle öğreniyoruz ki, biz. onu, yıllardan beri çalıştığı halde, vatandaşlığımıza kabul etmemişizdir. Son yıllarda vatandaşlığımıza kabul ettiklerimizin a-rasında Türk bilgisine A. Kantoro-wicz ölçüsünde hizmet etmiş kaç kişi vardır? Bunlardan kaç kişi kültür hayatımızın yurt dışında tanınmasına. bundan başka vatandaş sağlığına büyük Kantorowîcz ölçüsünde yardım etmiştir? Üstelik binlerce Tüık genci yetiştiren bu eşi az bulunur insanı hiç sızı duymadan nasıl olur da yabancı bir seyyah gibi değerlendirebiliriz? Belki bizim suçumuz yoktur. Kanunlarımız elverişli değildir. Fakat ömrünün on altı yılını Türk öğrencileri arasında geçirmiş bir insan artık bizden bir parça olmuştur. Kanunlarımız en yüksek kültür geleneklerimize ve duygularımıza aykırı olmamalıdır. Soyu sopu ne olursa olsun dünya ölçüsünde bir bilginin dileklerine saygı gösterilmeli ve ömrünü öğrencileri arasında geçirmesine müsaade olunmalı idi. Eğer bunun başka sebepleri yoksa KÂntoroWicz’e karşı gösterilen anlayışsızlık her Tüık gönlünü gerçekten incitecek bir şeydir. Tarihinin bütün çağlarında bilgine saygı gösteren Türklük, şimdi bu ge-İengınden nasıl ayrılabilir? Biz bu noktanın mutlaka aydınlanmasını istiyoruz. Çünkü bilgiye ve bilgine karşı saygı, toplumsal olgunluğun en sağlam ölçüsüdür. Biz. buna eriştiğimizi sanıyoruz»
resimlerı ilıııva ediyor
kan hükümet memurları tarafından görülerek alınmıştır. Eser Almanya-da halka teşhir edilecektir.
Maınz Psalter muhtemel olarak Mainz’de, meşhur matbaacı Johannes Gutenberg’in arkadaşları olarak tanılan Johann Fust ve Petcr Schoeffer tarafından basılmıştır. "Gutenberg İncilinin0 Psalterden 2-3 sene ewel ^asıldığı tahmin edilmektedir.
Mainz Psalter 16.5x12.5 inç büyüklüğünde. tirşe Üzerine kırmızı, man ve siyah re.ngte basılmış 175 sayfalık bir eserdir-
Ahmet Hamdı Tonpınar
Sahnenin Dışındakiler
- 12 -
Daima dikkat eltim; insan dediğimiz mahlûk her şeyden evvel çehre ve tavırdır. Adıl mâsum ve günahsız yaratılmıştı; bunu çehresi etrafa kabul ettiriyordu Cezanın yağmur gibi yağdığı sınıfımızda o bu çehrenin saçağı altında bir tev-hih damlası bile üstüne düşmeden seneyi bitirdi. Halbuki ben, ben kı belki en saflarıydım, ve tabiat sadece dinlesin, baksın, hayret etsin diye ın sanların içine atmıştı; ben bir türlü çehremle bu emniyeti kimseye veremiyordu m.
Bununla beraber mektepte yine canım sıkılıyordu. Vaktimin hoş geçtiğine emindim. Fakat tahammül ediyordum. Aksı takdirde ışın felâket olacağını biliyordum. Evimde herkes bana ve kardeşlerime sabah akşam, okumazsak tulumbacı olacağımızı vrjra bizi Haddrbane'ye verecekle rini tekrarladı. Buıılaıdan başka hayatla yapılacak bir şey yok muydu? Etrafımda elinin emeğiyle iyi kötü geçinen bir yığın İnsan görüyordum. Anlaı^llAn bunlar hiç okumaya başlamamış insanlar olacaktı. Bir kere okumaya başlayıp da yarı yolda kalanlar için hiç olmazsa bizimkilere göre, ancak bu iki meslek vardı.
Bir gün Boğazda bizi bir kıyıdan öbürüne
56
geçiren kayıkçıya epeyce dikkat ettikten, güneşli, pırıl pırıl denizin ortasında yaptığı İşin ne kadar eğlenceli olduğunu zihnimde ölçüp biçtikten fiunra babama:
— Okumazsam pekâlâ kayıkçı da olabilirim! Tulumbacı olmama sebep yok. demiştim.
Babam ilkönce bana, sonra kayıkçıya, soma da denize, sanki ya kendisini, ya beni, yahut da bana bu münasebetsizliği ilham eden kayıkçıyı atmak istiyormuş gibi bilhassa denize hiddetle baktı. O gün akşama karlar benimle konuşmadı. Akşamüstü beni ıızıın uzun azarladı. On bir ya çında idim, söylenenleri az çok anlıyordum O geceden sonra isi ikbalimin mekteple tulum hacılık ve bir de Haddehane arasında halledileceğine hiç şüphem kalmadı.
ıı — vn —
Bereket versin sokak vardı. Çocuğun tek yardımcısı sokaktır. Her yerde ve her nesil İçin çocuğu hayata sokak ayarlar. Büyükler orada evden. mektepten çok başka türlü ve daha tabii görünürler. Sokakta herkes kendisidir. Orada hayat su ale bir ekmek gibi karşınıza çıkar. Orada .iyice ayıklanmış, sentetik bir ilâç gibi süzgeçlerden geçmiş, aslının dışımı çıkmış şeylerle karşılaşmazsınız. İnsanı işi. hürriyet aşkını, sefaleti, merhameti çocuk orada taduı Korkutacak şeye rastg( İsı? bile, bu, İçtimai makinenin ezen ve değiştiren korkusu değildir. Belki size aksülâmrd imkanı bırakan, kaçıp kurtulduğunuz zaman peşinizden gelmeyen bir korku ile korkarsınız. Sokak evinizin kapısından başlıyan hayat, ayrıldığınız zaman hüzün duyduğunuz arkadaş, bir humma gib| sizi saran macera ve yarın içine gireceğiniz krirdoKUş-üdlır.
Sabihayı tanıyana kadar asıl mektebim bu
57
sokak olmuştu. Orada hayatla arama gerilim^ perde birdenbire kalkar, görebildiğim nisortte he/ şeyi görürdüm. Çünkü burada arlık yalnız İdilim gibiler için hazırlanmış şeyler yoktu .
Sabiha birdenbire içinde alevlenen isteklerle şimdi beni daha geniş bir âleme dâvet ediyordu Fakat ben onlara hazır değildim. İhsanı tanıyana kadar bilgisini şahsı tecrübe halinde bize veren insana tesadüf etmemiştim.
Subıhanın böyle şeylerle uğraşması benim de hoşuma gidiyordu. Bu yüzden belki onıı daha ziyade seviyordum. Hayatımın tek mihveri o ıdı. Fakat yine bu meseleler yüzünden aramızdaki mesafenin açıldığını duyuyordum. Günden güne istekleri değişiyor, hayatıımzı küçük ve mânâsız buluyor, onun çerçevelerinden fırlanıaya çahşiyordû. Bir gün İhsana:
Niçin bizde yazı yazanlar bir meseleyi asıl can alacak yerme varmadan kesiyorlar? Sanki bir yerde duruveriyorlar... Çok kötü hır şey değil mi?., diye şikâyet etmişti.
İhsan, sevgiyle alay birbirine karışmış bu bakışla onu süzdü.
Evvelâ, o kadarını biliyorlar... Sonra da hürriyet meselesi Hüı değiliz de ondan'
— Hürriyet ilân edildi'
— Edildi, daha birkaç dela ilân, edilir, aınma yine hür değiliz. Hele bu işlerde aslâ! Fikirler arkalarında kendi kalabalığını isterler. Onu bulamazsa konuşan hür olmaz.
— Amma bıı adam bir şey öğretmek isliyor...
— Aınma, bir yerde duruyor. Çünkü hür olduğuna, her şeyi söyliyebilereğine inanmıyor. Belki kendisi de kararını vermiş değil! Yani içinde hür değil, başka bir şey daluı var Mahmul Şevket Paşa meselesinde ona benzerlerin bir kısmı şuraya buıaya dağıtıldı: hır kısmı da kaçtı.
58
Ona dokunmadılar. Yine korkabilir. Nihayet etrafı için de korkabilir.
— Etrafı için mi?
— öyle ya Ağır ve felâketli bıı nuılıaıt-uc-den çıktık Belimizi doğrultmak için birleşmemiz, çalışmamız lâzım. Yalan ve yanlış da olsa hır lakım şeylerin etrafında toplanmak lâzım Ke^ıdı meselelerimizi münakaşa etmekte hür değiliz Sonra bize bir misal verdi; bakın Enver Pa.?a orduyu ayıklamadan evvel bir tamım neşretti, herkesin namazında, orucunda olmasını emretti. Sei»ebi neydi? Kendisi de biliyordu ki bizde herkes dindardır; namazına, orucuna bağlıdır, O başka bir şey için yaptı bunu! Etrafı kendine, hükümete çekmek için; göze girmek, efkârı u-ınumiyeyc dayanmak meselesi. Demek kendisini yapacağı ışdc hür bulmuyordu.
Sabiha bıı son sözleri dinlemedi pile. O pencereden dışarıya, parlak gümüş rengi buiutlaı arasından, Elâgöz Mchmetefcndi camiinin tek kubbesi üstünde parçalanan akşam güneşine dalgın dalgın bakıyordu. Neden sonra:
— Hürriyet güzel şey... dedi. Ihsan yine çok dikkatle onu süzdll.
— Ama, senin yaşında değil! Fakat Sabiha yaşının küçük bıılnıımasınn ehemmiyet vermedi; hepimiz etraftan bunu dinliyorduk, sonra söyliven do ben değildim.
— Bu kitapta anlatılan şeyler, güzel şeyler. O devirde olmak isterdim. İnsanlar o kadar düşündükleri gibi yaşıyorlar ki.
Saluhanın elindeki kitap Ali Kemal’in Ricali lhllIAl’i idi Ben okuduktan sonra ona vermiştim.
Evden çıkınca Sabiha bana sokuldu, kolumu iyice tuttu:
— Bıı hürriyet meselesi hakkında sen ne düşünüyorsun? dedi.
59
Ben hiç bir şey düşünmüyordum. Daha doğrusu Şehzadebaşı Camii avlusunda top oymyan arkadaşlarımı, onların neşesini düşünüyordum. Hiç hoşuma gıtmiyen bir makine içindeydim; sabahleyin koşa koşa mektebe gidiyor, mektep bitince Sabihayı bir an evvel görmek için mahalleye dönüyordum. Erkek çocuklardan ayrılmış gibi yaşıyordum. O devanı cilt.
______ Bana öyle geliyor ki İhsan düşündüklerini bize tam söylemiyor. O da korkuyor.
Bu söz üzerine bir gece evvel evimizde geçen bil konuşmayı yeniden hatırladım. Müral lhra-him Efendi, yatsıya doğru bize uğramış, asma kat odasının penceresinin Önünde dışardan babama:
— Komşu» evde misin? diye seslenmişti. Ben bir türlü batırlıyamartığını aıapça dersim için bahama hesap vermekten kurtulduğuma sevinerek koşmuş kapıyı açmıştım. İbrahim Eıen-dinin çehresinden çok mühim havadislerle geldiği belliydi. Daha kapıdan girer girmez bana: "Kimse yok ya?„ diye sordu. Hayır, deoım; yukarıya çıktık; belki Sabıhaya anlatacak bir dedikodu dinlerim, diye odadan çıkmadım. Mitral İbrahim Efendi babama o gece, ihsanın Manın ut Şevket Paşa meselesinde kaçan Prens Sa-bahaddlnle münasebeti olduğunu söyledi. Babam;
— Ehemmiyet vermeyin, dedikodudur.
— Hayır, iyi biliyorum. Daha Avrupada inen onun fikirlerini kabul etmiş. Birbirlerini görmemişler amma, yolunda yürüyormuş. Başka şey de biliyorum.
Ve bu bildiğini bir parça pahalı satmak için birdenbire sustu.
— Daha ne biliyorsunuz İbrahim Bey, söyleyin. Sizin bilmediğiniz yoktur.
(Devamı var)
60

Ravfn 4
P

İt
y
20 1OS0
II
-2
J
- Iknürs|>or maçında Hüieyii
kaleci Emini matlup etmeye çatılıyor
Milli Eğitim M Uk âf atı deplasman maçlarının şehrimizde yapılan ikinci günkü karşılaşmalarında Ankaraınn Demlrspor ve Gençler bir ligi takımları Beşiktaş ve Galatasarayia oynadılar.
İlk maç İstanbul Uk şampiyonu Be-gik taşla Ankara ilk İkincisi De mir-spor arasında oldu. İzmir bölgesi hakemlerinden Bedri Kayanın idaresinde her iki takım da şu kadrolarla dizildiler:
Tekrar yetişen Yavuz sıkı bir şutla beşinci golü attı. Biraz sonra da maç (5-2) Beşiktaş lehine sona erdi.
hâkimiyete nazaran sayı farkını arttırması lâzım gelirken muhacimlerin biraz gevşek hareket etmeleri ve isabetsiz vuruş yapmaları buna imkân vermiyor.. Gittikçe baskısını aıtuıan Galatasaray şimdi süratli bir tempo He oynamaya başladı. Gençler kalesi Galatasaray muhacimleri tarafından tamamiyle bir çember İçine alınmış vaziyettedir.
Bıı şekilde devam eden oyunun yirmi yedinci dakikasında Gündüz yine şahane bir kafa vuruşu He 30 uncu dakikada da Reha kUVvetH bir şütıe Gaiataaarayın ikinci ve üçüncü sayılarını da çıkardılar. Galntasarayın üçüncü golünden «onrn bir an parlayan Gençler Birliği sağdan hücuma geçti. Sağaçığın ortaladığı topu önünün boş bırakılmasından bilistifade topu yakalayan Ali taktını lehine bir gol kaydetti. Galatasarayın deplâs-ınanlı ve seri oyunu Gençleı Birliği müdafaasını müşkül duruma sokuyor. Gençler Birliğinin müdafaası. Gaiaıa-aarayın da hücumları He devam eden birinci devre 3 -nn lehine bitti.
İkinci devreye Gençlerin aradaki
1 San-knmızılıla-
hızla başlayan savı farkını Indır-
^BEŞİKTAŞ:
Et hem
Tbvus - Marul!
Nüsret - Leon - Çaçi
Süleyman - Fshreddln - Ali îh(an -Hüseyin • Faruk
DEMİICSPOR: Emin
Kkender - İsmet
Mehmet - Süleyman - Muzaffer İsmail - Kadri - Zekeriya • Abdullah -Rrttvan
Oyuna Beşiktaşlılar başladı. Soldan Faruk vasıtaalyle Demlrspor kalesi önüne İnen Beşiktaşlılar mühim bir fırsatı dışarı atarak knçırdıdar. Tekrar Hüseyin tarafından hücuma geçen Sıyah-Beyazlıîar, daha dokuzuncu dakikada Hüseyinin güzel bir .şutu He birinci gollerini kazandılar. Golle beraber açılan Beşiktaşlılar rahat bir şekilde oynamıya başladılar. 28 inci dakikada birden bire rakip kaleye 1-nen Demirsporlular müdafilerin açık oynamasından istifade eserek Abdullah vasıtasiyle beraberliğe kavuştular. Yapılan santra 11e Demlrspor kalesine akan Beşiktaşlılar bir dakika sonra Hüseyinin ayağı He ikinci gollerim kazandılar. Devrenin son dakikasında Çaçlnin kale içine doğrulttuğu topu Hüseyin üçüncü defa ağlara değdirerek Beşiktaşa bir gol daha kazandırdı. Devre (3-1) neticelendi.
ikinci devreye Demlrspcırlular başladı. Tekrar hâkimiyeti ellerine alan Beşiktaşlılar yedinci dakikada güzel bir gol pozisyonuna girdilerse de kaleci Emin, Hüseyinin kuvvetli bir şutunu mükemmel bir plonjonla kurtardı. 25 inci dakikada kir korner kazanan Siyah - Beyazlılar çekilen kornerden 4 üncü gollerini de çıkardılar. Beşiktaş baskısından arada sırada sıyrılmaya muvaffak olan Demirspor-lula^ sağdan Kadri vasıtasiyle hücuma geçtiler. Kadrinin uzaktan çek-ti£l şutu elinden kaçıran Ethem. ikinci plonjona vakit kalmadan Abdullah güzel bir vuruşla Demıraporun İkinci golünü yaptı.
35 inci dakikada, Beşiktaşlılar Hüseyin vasıtaslyle kaleye indiler. İskender'in topu cHe kesmesi dolayısiyle hakem haklı hlr penaltı cezası verdi. Yavuzun çektiği penaltıyı evvelâ E-min kurtardı ise de elinden kaçırdı.
Galatasaray, Gençlerbirliğini 5 - Q yendi
Beşiktaşa galip gelmesi üzerine Gençler Birliğinin Galata&aray ile yapacaktı maç birden bire ehemmiyet kazandığından dün yapılan karşılanmanın vereceği netice sabıraızlıala bekleniyordu.
İzmirli Hakem İsmail Hakkının idarealndo saat 15.30 da yapılan bu maça takımlar şu şekilde dizilmiş kadrolariyle sahaya çıktılar:
GALATASARAY Turgay
Naci Ruhi
Musa Muzaffer Dugan İstendi yar Muhtar Reha Gündüz Garbıs
GENÇLER BİRLİĞİ
Necip
Turhan
Haşan Ayhan
değiştirilmiş Bundan baş-olan BUlcn-olaıak Mu-
Ali Mehmet Ali Hamdi Korhan Ali Şahap Halım Bu suretle evvelki günkü kadrolarına nazaran Gençler Birliği tanımında sag muavinin Galatasaray takımında da solaçığm oldukları görülmekteydi, ka cezası tebliğ edilmiş din yerine orta muavin zaffer oynuyordu.
Oyuna GalatasaraylIlar başıadı. Ortada hücuma geçen Sarı-kırmızı-lılar Gençler kalesine kadar sarktılar. Kale önünde Gündüzün çok güzej piâ-se bir kafa vuruşunu Necip Aueta havada dönerek tuttu. Başlangıçta her iki taraf da birbirini yoklıyaıak kuvvetini İsraf etmek istemediğinden o-yun ağır bir tempo ile oynanıyor. Hücum teşebbüsü daha ziyade Galatasaray'da.. Çekilen kornerlerde w havadan gelen loplarda Gündüzün kafası kale Önlerinde tehlikeli oluyor. On dördüncü dakikada Gündüz kaıe önünde tamamiyle önü boş bir vazıyette Gaıhise mükemmel bir pas verdi, çekilen şüt direğe çarparak dışarı çıktı. Galatasaray hâkim oynuyor. Top mütemadiyen Gençler Birliği kalesinin Önünde her an bir gol olmak ihtimali beliriyor. Nihayet on beşinci dakikada Rehanın vücudü ka*eyt yarı dönük vaziyette çektiği şüt k&icci-nln tutmasına rağmen sağ köşeden içeri girdi. Galntnsnrayın kurduğu

//
KOLDAN SAĞA:
5 — Eir meyvn
7 — Orta Aryada bir nehir
8 — Kınşık
10 — Bir nevi toprak
11 — Benzer
12 — Madeni nınmulöttan
13 — Habeş unvanı
14 — Et»ki bir Türk devleti
16 — Asyanın bir parçası Y( KARIDAN AŞAĞIYA:
1 — Meteoroloji âloîJerindeb biri
2 — Kıbrıula bir dag
3 — Büyük
•1 — Seçim
6 — Hindlstnnda Dekkun yaylacında
bir şehir
9 — Bir çeşit kumaş
10 — Phlik
14 — KAbile;
15 — Bir peygamber
DCMif BULMACANIN HALLİ
SOLDAN SAĞA:
1 — Kuran S — Baraj 10 — Rnha 11 — Sum 12 — Yas 13 — Boşanma 16 — Zat.
YUKARIDAN AŞAĞIYA;
2 — Ur 3 — Bos 4 — Ah&t 5 — Namaz 6 — Bayat 7 — Avale 8 — Karşılaşma k — Az 16 — La.
Y E N f İSTANBUL
Gündüz, Genler Birliğinin ka!e*dn(* gol yaparken
mek azmiyle oynadıkları görülüyor. | Gençler Birliğinde azimli ve gayretli bir oyun dikkat nazarı çekj/ıekle beraber muhacimler dün olduğu gibi bugün de ahenkli ve İnsicamlı bir akın yapamıyorlar.. Hücumları daha zıyu-de şahal ve ferdi gayretlere dayandığından bir semere vermiyor. Onuncu dakikada Garbısten aldığı güzel bir pası iyi kullanan Gündüz bomba gibi bir şütle Galatasaray in dördüncü sayısını da yaptı. Uzun mıiddet futbolu bıraktıktan sonra tekıar başlayan Haşan eskisine nazaran %ok ağırlaşmış Turgay on sekizinci dakl-knda hasmırıın ayaklarına kapanarak yüzde yüz bir golü kurlardı.
Gençler «lort gol yemiş olmalarına rağmen nıânevıyatları kırılmadı, bu
devrede dalın canlı oynuyor ve Gala-tasarayı sıkıştırıyorlar.
Galalasarayın da 4 - 1 İlk vazyetle iktifa etmiş gibi bir hah var. Oyun bu minval üzere devam ederken Geçler Birliği Galatasaray miidafııe-rinin bir an tereddütlerinden ıslıfaae ederek ikinci sayısını da çıkardı. Bir dakika sonra San-kırmız ıhlar gole gol He cevap vererek İ9fendlyar vasıtasıyla beşinci gollerini de yaptı.
Müsabakanın bol gollü olması jyıı-na zevk ve heyecan veriyor...
Oyunun son dakikaları karşılıklı nkınlarla geçti. Hor İki taraf kalecisinin de bu sıralarda yaptıkları fevkalâde kurtarışlar dikkat nazan çekiyordu. Nihayet 5-2 Galatasaray m galibiyeti He maç sona erdi.
Yaşar Doğunun Stockholm şampiyonası hakkında görüşü
Eğer iyi hazırlandı isek birincilik
“Çocukların hepsi, şampiyonluğa namzettir”
Mars olan adam
dc-
Yazan : îlhnn TARCg
Her şey ama.. Size yakışır. Şık elbiseler, gıcır gıcır ayakkabılar, yorgan gibi paltolar.. Neydi attığım? Ama vicdanına söyle!. Ben seçemedim. Hem öyle zarları da kapma.. Sana kaç defa_
— Se-yok tl. îç kapıyı almanı tavsiye ederim.
— Bırak be oğlum, bırak tavsiyeyi.. Bütün kaleleri fethetmişsin, halâ iç kapı diye sayıklıyorsun. Sen de mi mantepsiyn bastıracaksın yoksa?
— Yok be Selim bey. Vallahi ha. lisarre söyledim. Sen bilirsin..
— Yok anhyalım. Şu se_ Bu da yek— Lânct olası, rezil herif..
Başı yine sola kaymıştı. Fakat birden gözleri yerlerinden oynadı. Göğsünü şöyle yana doğru çevirmek istermiş gibi deprendi. Genç oyuncu şaşırmıştı. Baktı: Ocağın yomdaki masadan genç birisi, parlak saçlı bir delikanlı kalkmış, onlara doğru geliyordu. Gözleri Selim beyin gözlerine dikildi, öyle sakin ve rahat, geldi, geldi, masanın kenarında durdu. İç cebinden şişkin ve güzel bir cüzdan çıkardı. Destenin orasından güçlükle yepyeni bir İki buçukluk çekti. Parayı evvelâ İkiye, sonra dörde, sekize büktü. Parmaklarının çelik gibi yayı arazından Selim beyin suratına doğru fırlattı:
— Al, dedi, çotuğuna çocuğuna ekmek götürürsün!
Kâğıt para ihtiyarın çarpar çarpmaz açıldı, tavlanın içine düştü.
Delikanb, yine geldiği sizce, dönüp yerine gitti.
Genç oyuncu önüne bağıyordu. Bir kaç dakika boyIece geçti. Sonra Selim beyin kısık sesi:
— Kimdeydi sıra, dedi, bende miydi?
Çocuk ses çıkarmadı. Zarlar a-vucunda olduğuna göre sıra ken-disindeydi. Zarları yavaşça tavlanın ortasına bıraktı. Selim bey İri avuçları ile kavradı ve hızla fırlattı:
— Düşeş!
Fakat pullara dokunmadan ev. vs), eline takılıp duran iki buçukluğu aldı. Gözlerini hazla kısarak sakalında gezdirdir
— Ha berekot, dedi, hakkımdı bu benlin^ Ana sütü gibi hakkım .
Sonra karşısındakine doğru eğilerek fısıldadı:
— Gidi mızıkçı madrabaz.. Neyse, sonunda ayıp ettiğini anladı. Düşünmüş, taşınmış olacak. Aya-cıklariylc. tıpış tıpış getirip verdi Aferin! Beğendim bu hareketi... Mertlik budur lşteM
Parayı yine eski katlarına göre itina ile büktü, ceketinin ıslak göğüs cebine yerleştirdi:
— Düşeş İki- İki daha_ Davran delikanlı!.. Bombardıman başlıyor.» Bebay-ı-dü atlın.. Oyna.. Çabuk oL Yallah! Gördün ya; Dü-t/eş. Hop.. Hop.. Ayağını sıkı bas oğuL Penc-l-dü oyna. Hop!.. DÜ-^eş.L Gördün ya
— Salla zarları. Selim bey...
— Fayrap.. Dört-cıhar. Ş.rak şırak... tkl bir oyna..
— Yavaş ol ihtiyar’.
— Duramam artık. Tavlanın İÇİ no bak, ne düşecek oraya: Hop Dü-şeş hazretleri!.. Bir. İki. 0» dört.. Kurtaramazsın, bırak snrlr rı. bırak.. Mars oklun,.
İKİ kişi tavla oynuyor, sakal dipleri kırlaşmış olan kalın çeneli» gök gözlü, yanakları oluk oluk çizgilerle yarılmış, pencere tarafındaki oyuncu, hor zar atışında bir şey mırddanıyor:
' — Penc-ü-se.. Severler güzeu genç ise... Penc-ü-yek... Mercimek. Şeşi beş görmiye başladın galiba.» »nü a(; evUUL
Kahvenin içi oldukça sıcak. Bodrum kata İnen merdivenin başındaki kocaman soba yanıyor. Tavanlar duman bulutuyla kaplı. O-yuncu buna rağmen ceketinin yakasını kaldırmış, nokaktan kalma bir tedbir olacak. Belki de gömleğinin eskiliğini örtmeye çalışıyor. Ceketinin omuz başları göğsüne doğru ıslak ve başının etrafını çepeçevre dolanan kırçıl saçları, yapağılarmış.
Karşısındaki oyuncu, çocuk
necek yaşta. Oyunun zevkini çıkarmak için boyuna gülüyor, fena zar attığı zaman kendi kendini alaya alıyor. İkide bir zarın yalnız bir tekini tavlanın içine fırlatıyor:
— Dikkat, Selim bey, dikkat, diye sesleniyor, şeş ciharın oy ağı yok.
Yaşlı adam buruşuk yan ak lar iy-!e kızarıyor, oynadığı pulu eski yerine koyuyor ve suratını asıyor:
— Kafa yerinde değil kL Yerinde değil ki kafa.. Elin oğlu insanda kafa, beyin bırakmıyor kİ..
— Boş ver. Selim bey, boş ver! üzülme böyle şeylere. Alt tarafı İki buçuk kâğıt!. Hadi iki-bir oy-
Yaşlı adam, her fena zar atışında yaptığı gibi, yine başını sol tarafa çeviriyor. Ocağın yanında o-turan Üç kişilik grupa hınçla bakıyor:
— tkl-blr... ikide bir çekilir mİ yârin ccfaaı... Gel de oyna bakalım. Oyun elden gidiyor. Cavlağı çekiyor oyun. Oyun ne kelime? A-kıl elden gitse yeridir..
— Canım, boş ver dedik ya_ Bırak zarları elinden, dÖrt-cıhar^ tkl şu, İki de şu...
— Söylemesi kolay. Göz nuru döküyoruz burada. Efendi oğlum, göznuru döküyoruz. Neydi attığını?
— Beş-dort!
— Beş-dörL. Elin haylazı tavla oynuyorum diye çıksın karşına.. Canını dişine tak. Nuru sönmüş gözlerinle altı oyun çıkar. Tam ye-dincivl alırken maraza çıkarıp kalksın tavla başından.. Olur mu bu? Alt tarafı, dediğin gibi, iki buçuk kâğıt!, tkl buçuk kâğıt nedir kl bu zamanda! îkl buçuk metelik.. O kadar!. I^âkln insanın gradosunu gösterir^
— Canım, oyununu oyna yahu..
— Ama sen söyle, gradoyu göstermez mİ bu hareket? Ha? Göstermez mi? Şeşi-dü mü geldi? Şeş! şu düşü de şu..
— Gönlün mü Selim bey, sonra yine gürültüye gelmesin, hvp-yek atlım. Bak oynuyorum, iyi İki şurayıu.. İki de bur ava. zarları!
Selim bey başını yine boU
rip kanlı kanlı gözlerle bakıyor:
— Ahlâksız velet.. Babası yaşında adama madik oynuyor. Ulan ben senin gibi nice .
— Sus, Selim bey. sesini kes artık. Sana yakışır mı canım?
— öyle, yalnız bize yakışmaz.
burnuna yavaşça
beklemeliyiz
-a
'1
ao-bi r ve

Ankara 18 (Husıısl muhabirimiz bildiriyor) — Bir kaç günden l>eri Ankarada bulunan Yaşar Dofuyu Celâl Atik’in kahvesinde buldum. (Yeni İstanbul) namına kendisiyle görüşmek islediğimi söyleyince; hususi bıı itina ile beni baş köşeye oturttu. Etrafımda hayranlan bir halka yapmıştı. Herkes seyahati hakkında sual ruyor. o da kendine hâs mütevazı fakat spritüci eda llc anlatıyordu. Zaman zaman dinleyenler neşeli gurur dolu kahkahalar atıyorlardı.
Yaşar şunları söyledi:
*‘52 kiloda hakemler heyeti Ali Yttoeli, HUseyme tercih etmekle isabet etmişlerdir. Hüseyin, her ne kadar Ali Yücviden daha teknik bir güreşçi ise de uzun yıllar minderden uzak kaldığı için arka arkayı» bıı seri müsabakayı aynı t« nıpo ve enerji He Ali Yücel kadar çıkaramaz Ah Yücelin kazanma ıthimaline gelince:
Kendisi enerjik ve nefesli hır güreşçi olmakla beraber o ( r’ır>.' izdir Ve çok bHgilı değildir. Mamafih Ali Yücelin derece alacağını umuyorum.
— Birincilik alır mı almaz mı?
— Dereceye girdikten sonra, birincilik Alı Yücel İçin şans işidir.
57 kiloda götürülmüş olan Halil Kaya cidden iyi bir güreşçidir. Greko - Romen güreşte Nasuh Akardan daha kuvvetlidir.
Bu güreşle Nasuhu daima yenmiştir Fakat kadısında 57 kilo dünya birincisi olan İsveçli, meşhur Hassan ve Macar güreşçisi vardır. Bir de ayrıca Demirperde arkasından ne geleceğini de bilmiyoruz. Mamafih Hani Kayanın birincilik şansı yüksektir.
63 kiloda giden Mehmet Oktav, geçen sefer şampiyonluğu almıştı. Şanssızlığa uğramazsa yine alabilir Fakat, bu ancak iyi hazırlanmış olmak şartiyle» Ben giderken onlan görmediğim için daha kati konuşamıyorum.
67 kiloda, Tevfik Yüce ilk defa milletlerarası bir müsabakaya giriyor. Tecrübesizdir. Buna rağmen aramızda yetiştirdiğimiz bu arkadaş teknik bir gürcşçıdıı $an-sı yardım ederse şampiyonluğa namzettir.
Stockholm güreşlerine İştirak rdemiven Vuşar DOGîJ-nıııı gazetemiz için Imrjıladığı resmi
73 kiloda, Celâl Atik tn 7e 99 şampiyon olacakım ümit ediyorum. Onun kilosunda korkulacak yalnız İsveçli vardır. Mamafih Ol Al. Istan bulda ki güreşlerde rakibinden bir sıklet daha ağır olan İsveçliyi de yenmiştir.
Benim yerime girmiş olan 79 dakl Ali Ozdemır yanımızda yetişmiş kavi bir güreşçidir. Londra Olimpiyatlarında AnzatanmışU. Bir sene istirahattan sonra tekrar eski küvetin! kazandı Birinci sınıf güreşçidir, ^ansı yardım ederse muvaffak olabilir.
87 de güreşecek olan Adil Candemir çok bilgili bir güreşçidir. İsveçli rakibim serbestte yenmiş fakat ona. Greko - Romende yenilmişti. Macar rakibi de çok tehlikelidir. Adil, zeki bıış güreşçidir. Fırsatların yüzde doksanım kaçırmaz
Ağırda güreşecek olan Muharrem Candaş, ben(e en çetin rakiplerle karşılaşacak güreşçidir. Ruslar onların acırdaki elemanları tehlikelidir. Macar veçlf de birer felâkettir.
Muharrem çok cesur güreşirse mühim bir
alabilir. Hulâsa çocukların hepsi şampiyonluğa namzettirler. Yalnız bunun ıkı şartı vardır: Birinci şart iyi hazırlanmış olmaktı. İkinci şart, şansın yardımıdır. EAer iyi hazırlanmışlarsa takımımız birinci olahilir. Fakat iyi hazırlanmamış olsak bile Türk takımı üçüncülükten aşağı düşmez, (üçüncülükle birincilik ırasında hır derece alacağımızı sanırım.
bak.
Salla
devi.
• ••

t
derece
— 50 —
MUHARRİRİ ; CAMI
TÜRKÇESİ : REFİK HALİD KARAY
ırka mcnAiıp kadın,
XXXrII
ni
Adem kolla-
hayretinden donakalan kalabalığın ö-ilk anamızın buruşuk yanaklarına şap
girerse ve İs-
aenclelcyen sarıyor. Bir verınek için
çıplak kudretli
etmesi lâzımdır di-iğrenç!, İnsanlık
müptedl düdenlere tavsiye-bu husustaki büyük tecrü-cdiyorum. Hatıra olarak da, küçük bir oyuncak satıyo-
yorum.
Ve nünde, diye iki buse konduruyor.
Birden Havvanın yüzünde tarifi imkânsız bir saadet tebessümü beliriyor, bir ışık
Muhkeme-İ Kübrndıı bir celse — Reis Metuşoleb — Sorgu — Başmelek Mikail tam zaiıiAiıııidıı geliyor — Siilr,vmuıı‘ııı hükmü gibi — Ihıkikatln zaferi — Aılııh't ve salatalık.
KIYAMET GÜNÜ
Japonların "l çan Balık adını., taktıkları Furushi bir müsabakadan sonsg



"Lazar, kalk!" Bu sefer beni kaldıran Efendimiz Hazreti İsa İdi; ölümümden müteessir olan ailemin hoşuna gitmek için bir mucize göstermişti. Tekrar bir türlü uyumama müsaade edilmiyen sefil hayatıma döndüm. Nihayet, ihtiyarlayıp artık ebediyen uyuyacağıma kanaat getirerek ikinci defa olarak öldüm. Sen misin buna sevinen? Yeniden hayal sukutuna uğradım. Henüz uyuyalı birkaç asır olmuştu ki, tekrar "Lazar. kalk!” emrini bu sefer borularla birlikte almıyayım mı? İtiraf ediniz baylar, insan çileden çıkıyor. Tevekkeli dememişler! Mlû rahata fiddünya!”
Sordum:
— Şimdi istihbarat ajansı mı işletiyorsunuz?
— Evet efejıdım. Bir türlü sonu gelmiyen bu kıyamet devrinde ekmek parası kazanmak lâzım. Eh, ne yapalım. İki defa dirildiğim için vadiyi dolduran lerde bulunarak bemden istifade bizzat yaptığım
rum, durunuz göstereyim.
Lazar çekmeden oyuncağı çıkartıp uzatıyor. Bu, mezar şeklinde küçük bir kutudur. Bir düğmeye basınca minyatür mezarın kapak taşı kalkıyor ve içinden, Lazar’ın bir küçücük kuklası yaylanıp fırlıyor, Dlrilonlerin en kıdemlisi, en tatlı tebessümü ile diyor ki:
— Aile arasında eğlenmek için bir "Lazar - Yatmaz" alınız.
Oyuncağı alıp dışarı çıkıyoruz.
Birden, Şefaat Vadisinde müthiş bir uğultu duyuluyor. Sanki bir isyan vur; havkınşı-yorlar, sesler gittikçe bize doğru yaklaşıyor. Binlerce hançeroden "öldürün., gebertin” feryatları yükseliyor.
Dükkânın kapısına çıknuş olan Lazar'a soruyoruz:
— Ne oluyor?
— Ha. diyor, bir şey değil. Zavellı ihtiyarlar, ne zaman sokağa çıksalar, hep böyle olur.
— Hangi ihtiyarlar?
— Âdem 1le Havva. Cedlerinıiz! Torunlarının çoğu işledikleri o "ilk günah”ı affetmek İstemiyorlar ve beşeriyetin felâketlerinden onları mesul tutuyorlar. Ben de belki öyle düşü-
nüyorum amma kabahat de işlemiş olsalar, insanın ebeveynine hürmet yurum. Doğrusu ayıp, bu mu?
O esnada, her türlü
erkek, çoluk, çocuk evlerden sokağa fırlaırıış "Kahrolsun babamız! Kahrolsun anamız! Gebertin!.,” diye haykırıyordu.
Muazzam kışla-binaların milyonlarca penceresi gök gürler gibi açılıyor, milyonlarca baş görünüp aynı şeyleri haykırıyor; "Kahrolsun babamız! Kahrolsun anamız! Öldürün Ademi! Gebertin Havvayı!”
Birden, sokağın köşesinden, kudurmuş di-rilenlerm ortasında, kendilerine hakaret edenlere bir baş yüksekten bakan, uzun boylu, güzel hır çift ihtiyar g(>rünU.\«»ı llk «,ni; ile Havva! İlk cedlerinıiz. Birbirlerinin rina dayanarak İlerliyorlar.
Henüz ihtişamını muhafaza eden vücııtlerf, dünyaya tohum vermiş
böğürleri . vahşi hayvanların postlarlyle gelişigüzel örtülmüş.
Adem’in sakalı bir gümüş sel gibi yayılıp göğsünü tamamen kaplıyor. Dünyanın ilk günlerinde mağara ayıları, ve yaban öküzleri vurduğu adaleli koliyle, hain evlâtlarının hakaretleri karşısında ıstırabından ihtiyar can yoldaşım şefkatle elinde de yürüyüşüne metanet
muazzam bir kütük var, ona dayanıyor. Kütüğün asırlarla cilâlanmış üstünde yer yer görünen koyu lekeler kablettarih avlarının kanlı nişaneleri!
Şiındi bütün vadiden, bir fırtına uğultusu halinde beşeriyetin iki ceddine korkunç bir lâ-net yükseliyor: "Kahrolsunlar, cehenneme!”
Yanıbaşıınızdan, hiddetten kanı başına vurmuş, neredeyse tıkanıp kalacak bir acuze yumruklarını unlara doğru sıkarak, kudurmuş, uluyor:
— Suçluların cezasını masumlar neden çeksin? Kabahatli onlar; çeksinler cezalarını! Bizi de affetsinler. Kahrolsun cedlerimiz?
Sokaktan tuşun kalabalık seline kapılmamak için, Lazar'ın dükkânının kapıamm eşiğine sığınıyoruz. Talihsiz iki ihtiyar önümüzden geçiyor. Yüzü ıstırabından buruşun Havva, çarmıha gerilmiş bir ana gibi gözlerinden tuşun yaşları bembeyaz ve ipekli saçla-rlyle siliyor. Acıklı bir sesle;
— Evlâtlarım.. Sevgili yavrularım.. Ben ananızım, sızın., İhtiyar ananız!,,
Diyo mırıldandığım duyuyoruz.
Fakat kulakların zarlarım patlatan ye-bir lânet uğultusu daim yükseliyor:
— Kahrolsun Adem... Kahrolsun Havva!..
Hiddetinden yerinde dııraınıyaıı Jül Anflör:
— Alçaklar, neden Adem Baba şu veletlere bir temiz dayak ut iniyor? Ah., Ben olsaydım..
Diye hoınurdamıruk cömert ve âsi Paris çocuğu tabiatının şevkiyle kalabalığı yararak hıçkıran zavallı Havvaııın boynuna atılıp ona haykırıyor;
Ağlama nınecığinı... Bak, ben seni öpii-
Adalet, Elektriği
2-1 mağlûp etti
İkinci kümenin şampiyonluğunu tâyin edecek olan Adalet - Elektrik maçını Adaletliler 2-P kazanmışlardı!
Adalet - Emniyet t» ı fi maçı haftaya Şeref stadında oynanacaktır.
Kasımpaşa, İstanbulsporu
1 2 1 yendi
Llk maçlarının son tehir karşılaşması olan Kasımpaşa - îstanbulspor maçı dün Şeref stadında oynanmıştır. Kssımpaşalılar. İstanbulsporu 2-1 yenerek birinci kümede kalnnya muvaffak olmuştur.
peyda oluyor. O zaman da iğrenç gürûh daha kendine gelmeden, vicdanlı dostum Jül Anflör bütün kuvvetiyle haykırıyor:
— Yaşasın anamız! Yaşasın babamız!
Fakaç sonra, kendini toparlayan kalaba-lıktan kurtulabilmek için Lazar ııı dükkânım zor bulabildi.
Heyecanını zaptedemiyerek, göz yaşlaıı içinde arkadaşımın kollarına atıldım.
— Güzel, azizim Jül.. Bu yaptığın hareket çok güzel. Amma ya bu haydutlar seni parçalamaydı! Korkmadın mı?
Gülerek cevap verdi:
— Yok canım!.. Nc olacak sanki. Artık ölüm olmadığına göre, hazan böyle ufak, tefek şakalar yapılabilir.
, . Arslan Jül! Ben onu bilirim, ölüm olsun, olmasın, böyle bir vazıyette hiç aklına bile gelir mi?
Fakat Jül vakur bir sesle dedi kl:
— Amma no de olsa bir elma yüzünden bu hallere düşmek pek de hoş olmasa gerek
Lazar esniyerek ilâve etti:
— O günü yatıp uyumalardı bütün bunla» başlarına gelmez, biz de kurtulmuş olurduk
HAklm Metuşaleh He iki Aza İbrahim \ Yskup Peygamberler ve savcı Melkısadıh heybetli mahkeme salonundan içeri girip yerlerine geçerlerken, herkes, alelûsul ayağa kal Rıyor, reis oturunca onlar da oturuyorlar.
O gün ortada bir kargaşalık var. zira, tanınmış ve meşhur suçluların muhakemesi yapılacak.
Lâ‘l renginde zırh, bolde kılıç büyük Üniformalarını giymiş gök milisi tarafından muhafaza altında olarak. Bulonya ormanının gölündeki adada, gözlerimin önünde, aptalcasına zenginler ve kırallaria değişi irdikleri muhteşem elbiseler içinde, Yoksul ile fakir arkadaşları suçlu mevkiine oturmuşlar.
(Devamı var
”Japon uçan balıkları”
Saopaulo, -Brezilya- 19 A.A. (Unfr» ted Press ı — Japon yüzücülerinin Brezilyadaki muvaffakiyetleri. "Japon uçan bahkları”nm Brezilyadaki ziyaretlerinin uzatılması için mene-ccrlerlnln yetkili Japon makamlarına müracaat etmesine yol açmıştır
Furha&hi ile arkadaşlarının bir kaç Brezilya şehrinde daha nıüsabak3 yapabilecekleri ümit edilmektedir.
Rugbi’de İngiltere galip geldi
Londra, 19 (YİRS) — iskoçya ve İngiltere arasında oynanan beynelmilel rugbi maçı, 13 - 11 İskoçyanııı galebesiyle neticelenmiştir.
Hicrî 1950 MART 20 Pazartesi Kıımi
C. Ahir 1 13(İ9 Mart 7 1366
VAHli VASATİ EZAN 1
Güneş 6.03 11.43
öğle r.» 22 6.03
1 İçindi 15.17 9.27
Akşam İS 21 12.00
Yatsı 19.52 1.31
lmsiık 1.26 10.06
(•) Ankara. Doğuş Matbaam lltou — Tarım Bakanlığı Neşriyat Serisi No. 663
unvanını kapandıran madde ile alâkalı herkese standardizasyon, ziraat, işleriyle meşgul aytinı-Ticaret Oda ve Borsula-
İstanbul
20 Mart 1050
GÜNÜN
KONOMiK
Haftanın İktisadî
Atçılığımız
Paris Hususî Büromuz bildiriyor
Serbest ithal
Kısa haberler
ıslah yolunda
hâdiselerine bakış

rejimi

*
Ekonomik neşriyat :

Doğu Almanya markı düşüyor
Chicago Milletlerarası Fuarı
H

Konyada sulama


piyasası

Çin
r
a*
Sivasta hayvancılık

İstanbul ve İzmir’de haftalık piyasa vaziyeti
a-*
Ingiliz tarım plânı iyi netice veriyor
Birle.şik Amerikada bakır İstihsali rakamları
B
Birleşik Anıerlkada kalay kontrolü kalkacak
Birleşik Anıerlkada kimyevi gübre fiyatları
Çin komünistleri. İktisadi İşbirliğine ait depolara el koyuyorlar
ba-ayı ba-
Konyada su-_j Koşinhan
Ne w-York (Reuter - Hususi) Şubat ayında 81.216 ton ham kır istihsal edilmiştir. Ocak istihsali 85.612 tondu. Rafine
kır istihsali ise şubatta 194.036) ve ocakla (95.229) tondu.
şu eşyalar vardır: oyuncaklar, bebek-hayvanlar, çocuk
ko-askerl Çlndekl
nr -mt—M
tütünlerine hasretmek lstedik-bildirmişlerdir. Diğer taraftan, içinde bir toplantı yapan İzmir tacirleri, bir “tütün tacirleri ’’ kurmaya karar vennif bu-
k
Ticari mânilerin yıkılması Marshall Yardı mı — Parts altın piyasası —
Dokuma maddeleri fiyatları ve pamuk standardizasyonu — Milletlerarası balık konserveciliği ve kalay konferansları — Tarım âletleri giinıriık muafiyeti — Vınumi gümrük tarife anlaşmaMina katılmamız — Hususî ormanlar — Tütüne dair haberler — Pamuğa dair haberler — Pakistan ve î»pan,>o İle ticaretimiz — kuru meyva, kahve, peynir, çuval fiyatlan ucuzluyor.



MARSHALL Plânı Elçisi A. Harriman’m gelecek yıl içinde Birleşik Amerikanın bütün kuvvetiyle Batı Avrupada mevcut ticari mânileri yıkmağa çalışacağını beyan etmesi, millcUeiarası ekonomik münasebetler mevzuunda haftanın en dikkate değer hâdisesini teşkil etmektedir. Diğer taraftan Paul Hoff-man’ın îngıltereye yaptığı ikazda aynı kanaati bulmak mümkündür. Filhakika lııgilterenin Avrupa tediye birliğinin kurulmasına müşküller çıkarmakta devam etmesi halinde, Marshall yardımının bir kısmından mahrum kalabiieceği Hoffman tarafından ifade olunmuştur.
Marshall yardımı idarecilerinin bu enerjik durumlarına mukabil. Amerikan Senatosu Dış Yardım Komitesi Başkanı. Marshall Yardım Kanununda yumuşatıcı bir tadil teklifinde buluncağmı açıklamıştır. Yardım gören memleketlerin Amerikaya karşı takip edecekleri iktisadi politikada tamamiyle serbest kalmaları fikrine dayanan bu teklif. İktisadi İşbirliği idarecileri tarafından iyi karşılanmamış ve kendisine böyle bir teklifi yapmaması tavsiye edilmiştir.
AFTA içinde de Paris piyasasında düşmeye devam eden altın, hafta sonuna doğru can-
lanma ve yükselme temayülleri göstermiştir. Londra malî mehafilinin kanaatine göre, bir müddetten beri devam eden altın sukutunun seheb-leri; komünist Çinden kaçırılan altınların piyasaya sürülmesi, Cenubi Afrika istihsal fazlalığının tesiri ve nihayet ticaret serbestisine doğru gidişin temin ettiği mübadele ve tediye istikrarıdır.
Dünya mensucat piyasaları, bu hafta nisbeten durgun geçmiştir. Pamuk standardizasyonu için mayıs ayı bidayetinde milletlerarası bir konferans toplanacağının bildirilmesi, bu mevzuda kayde değer bir haberdir.
Nihayet memleketimizi yakından alâkadar eden beynelmilel . iktisadi hâdiselerden ikisini de zikretmekle, haftanın milletlerarası iktisadi haberleri panoramasını bitirmiş olacağız. Bunlardan birincisi, eylül ayında Nor-veçte toplanacağı tahmin edilen Balık Konserveciliği Konferansıdır. İkinci habere gelince, bugün Pariste Milletlerarası Beşinci Kalay Konferansı toplanacaktır.
Bilindiği gibi bu konferans harp yıllarında tahditleri ve malûm kararlan almaya vesile olan topluluktur. Şimdi yine gizli cereyan edeceği bildirilen bu konferansın, dünya kalay fiyatlan bakımından mühim telâkki edilmesi, bilhassa bizim artık bu işe tam bir serbesti verip işlerimizi ona göre âyar ettiğimiz bir sırada, şüphesiz yerinde olur.
H| AFTANIN memleketimizi alâkadar eden iktisadi haberleri başında, tanm âletlerinin gümrüksüz ithali hakkında bir kanun kabul edilmiş bulunduğunu zikretmek lâzımdır. Ziraatımızın makineleşmesini kolaylaştırmak hususunda faydası meydanda olan böyle bir tedbirin hayırlı neticelerini Ümitle bekliyebi-llriz.
Milletlerarası gümrük anlaşmasına katılmamız hususunda bir prensip karan alınmış bulunmaktadır. Anlaşmaya dahil memleketlerin birbirlerine rüçhanlı muamele yapmaları dola-yısiyle, ihracat mallarımızın rakip memleketler mallan karşısında müşkül duruma düşmesi tehlikesi, bu ka-rann alınmasına âmil olmuştur. Karar Alâkalı memleketlere resmen bil-
dillrmeden önce, tüccar ve sanayicilerin mütalâalarının alınması faydalı görüldüğünden, Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı bu hususta yaptığı bir tamimi 25 ticaret odasına göndermiştir.
Devlet ormanlarına bitişik olup hususi mülkiyete mevzu iken devlet mülkiyetine intikal ettirilen ormanların sahiplerine iadesini derpi? eden kanun tasarısı üzerinde komisyon çalışmaları hafta içinde devam etmiştir. Hususi orman işletmediğine mahdut bir imkân veren bu tasarının. Büyük Millet Meclisinde müzakeresi sırasında genişletilmesi için kuvvetli bir cereyan bulunduğu da büdiril-mektedir.
Amerikaya tütün satışlarımız, geçen hafta içinde de devam etmiştir, tamirde iki firmadan bir milyon kilo tütün satın alan Amerikalılar, Yunanlıların tütün fiyatlarım artırmaları yüzünden mübayaalannı yalnız Türk lerini hafta tütün birliği
Ummaktadırlar. Bu yıl tütün satışlarının iyi inkişaf etmesine rağmen, İzmirli tütüncüler gelecek mevsim için bazı endişeler duymaktadırlar.
Milletlerarası ticaret rejiminin serbestleştirilmesine doğru gidilir ve yeni sistemin tatbik zamanı yaklaşırken, ihraç mallarımızın dünya pazarlarında maruz kalacağı tabii bulunan rekabet, üzerinde ehemmiyetle durulması gefeken bir mevzu İdi. Bu sebepledir ki, Ticaret Bakanlığı Müşaviri Mahmut Şeyda, İzmir tütüncüleriyle yaptığı bir konuşmada teşkilâtlanmaları lüzumunu belirtmiş ve bu zaruretin bütün ihraç mallarımız müstahsil ve tüccalraı için de mevcut olduğunu anlatmıştır. İzmir-den sonra İstanbul Tütüncüler Birliğinde aynı mevzu üzerinde bir konuşma yapan Ticaret Bakanlığı Müşaviri dış pazarlan elde etmek işinin artık hükümetten fazla tüccara düştüğünü söylemiştir. Bu konuşma sırasında yukandan teşkilâtlandırma yerine a-şağıdan jnıkanya doğru teşkilâtlanma usulünü tatbik etmek lüzumu ortaya atılmış ve yeniden kurulacak ihracatçı teşekküllerinin mıntaka itibariyle federasyonlar halinde birleştirilmeleri fikri münakaşa edilmiştir. Fikri ileri sürenler, bu federasyon-lan, dış pazarlar şartlannı takip ve hattâ mahallinde tetkik etmek, satış için lüzumlu temas ve propagandaları yapmak gibi vazifelerle teçhiz etmeyi düşünmektedirler. Ancak bu İş, henüz ortaya atılmış bir fikirden ibarettir. Resmi teklif ve karar hali yoktur.
On bir günden beri devam eden Karadeniz ve Marmara demet tütün piyasasının yavaş İnkişaf ettiğini, fiyatlarda bir düşüktük olmasa bile, satış temposunun yavaş ve mübayaa miktarının da az olduğunu işaret e-derek bu bölümdeki haberleri tamamlamış oluyoruz.
Son olarak İstanbul piyasasında müşahede edüen bazı fiyat hareketlerine temas etmek isteriz. Kuru meyva ve kahve fiyatlarında iniş görülmüş. çuval fiyatlarının düşmesi neticesi olarak da Ticaret Ofisi fiyatlarını İndirmiştir. Bunlara ilâveten, turfanda taze peynirlerin piyasaya arzı sırasında beyaz peynir toptan fiyatlarında bir alçalma müşahede edilmiştir. Bu yıl Trakyada daha fazla peynir istihsal edileceği tahmin edildiğinden, fiyatlarda itidal bek- j lenmektedir.
| ) İYASADA tedricî bir surette fiyat gerilemesi devam
’ etmektedir. Fiyat gerilemesi bilhassa ihracat mevsiminde satılamıyarak elde kalan mallarda görülmektedir. Bu cümleden, sert çalı fasulyesi misal olarak verilebilir. Mevsim başında 36 kuruş olan bu madde, bugünlerde 25 - 27 kuruş arasında fiyat bulmaktadır. Bu fiyattn daha ziyade düşeceğine ihtimal verenler çoktur. Bundan başka kuru meyva piyasasında da aynı fiyat düşüklüğü müşahede edilmektedir. Mevsim başında kuru erik, kuru vişne, kayısı gibi maddelerin Almanya ve diğer Avrupa memleketlerine satılacağını ümit edenler olmuştu. Bu yüzden muayyen ihracatçıların mal topladıkları görülmüş, dolayısiyle kuru meyva fiyatları da yükselmişti. Taraklı tipi kuru erik toptan 120 kuruşa. Üryanı eriği de 140 kuruşa yükselmişti. Bu iki maddenin de artık ihraç ümidi kalmadığı için, son günlerde fiyatları, mevsim başına nazaran yan yarıya kadar düşmüştür.
Piyasada, fiyat düşüklüğüne tâbi olan maddelere dair karakteristik bir misal daha vermek kabildir.
Trakyada ve diğer istihsal bölgelerinde hayvan telefatının, geçen yıllara nispetle az oluşu yüzünden, bol miktarda beyaz peynir elde edileceği anlaşılmaktadır. Bu yüzden elde kalan stok peynirleri, yeni peynir mevsiminden evvel sarfetmeye imkân yoktur. Zira soğuk hava depolarında 30 bin tenekeden fazla peynir bulunduğundan bahsedilmektedir. Bu durum karşısında toptan beyaz peynir piyasasında da fiyat gerilemesi başlamıştır. Fakat bu fiyat gerilemesi, henüz bakkallara kadar sirayet etmiş değildir. Ticaret Borsası kayıtlarına göre, mevsim başında 220 kuruş olan tam yağlı peynir, bugünlerde 180 kuruşa kadar düşmüştür.
Görülüyor ki, ihracat mevsiminden, yeni istihsal mevsimine geçiş devresinde, dış pazarlara sürümü kabil olmıyan mallardan bir kısmı tasfiyeye uğramakta, fiyat kırarak, iç piyasada sarfiyat sahası aranmaktadır.
Türkiye - Suriye iktisadı
Şanı, 19 (Nafeıı) — Bir basın konferansında beyanatta bulunan Suriye Başbakanı Halid El Azm, Türkiye İle bir iktisadi andlaş-manın imzalanması için görüşmeler yapılmakta olduğunu bildirmiştir.
Kurşun fiyatları düşüyor
Paris, (Hususi) — Amerlkada kurşun fiyatlarının düşmüş olması dolayısiyle Fransız ithalâtçılar grupu, tasfiye edilmemiş kurşunun fiyatını kilo başına 93 franktan 85 franga indirmiştir.
Londra (Husus) — Tanm Bakanlığından resmen bildirildiğine göre 1948 de hazırlanan ve 1952 yılı zirai istihsalini harp öncesine nazaran yüzde 50 ye çıkarmayı hedef tutan tanm plânı iyi neticeler vermektedir. Daha şimdiden, zirai istihsalin harp öncesine nazaran yüzde 135 i bulduğu belirtilmektedir.
★ Berlin, 19 A.A. (United Press) — Doğu markı değerinin düşürülml-yeceği hakkında dün yayınlanan resmi tebliğe rağmen. Doğu Al-manyâda, harbin sonundan beri vukua gelen en şiddetli para buhranının önüne geçilememiştir.
Doğu ve Eatı Berlin halkı 9 Doğu markına karşı 1 Batı markı almak suretiyle Doğu mraklannı çıkarmak üzere, bankalar önüne birikmiştir.
Vashington (Reuter - Hususi) — Ticaret Bakanlığı, Başkan Tru-man ve kongreye verdiği raporlarda, haziran sonundan itibaren teneke Utihsali kontrolünün lüzumsuz olduğunu belirtmiştir. Harpten beri tenekenin yalnız ihracı değil, ithali ve dahili İstihlâki de kontrol edilmekte İdi.
New-York (Reuter - Hususi) — Kimyevi gübre fiyatları müsta-kardır. Alüminyum sülfat taleple-lerinde bir artış vardır. Maden grevi nlhayetlendığinden beri bu maddenin istihsali artırılabilecek bir duruma girmiştir.
Büyük müstahsiller, nisan, mayıs ve haziran aylarında Japonyaya 150 bin ton kimyevi gübre sev-kedebileceklerinl, bu memleket işgal makamlarına bildirmişlerdir.
Paris, 19 A.A. (Afp) — münist ajansı, Şanghay kontrol komisyonunun, İktisadi İşbirliği Teşkilâtının Şan-
gaydaki bütün depolarına elkoy-mak karan verdiğini bildirmiştir.
Frankfurt panayırı açıldı
Berlin 19 (YİRS) — Frankfurt ilkbahar panayırı bugün Amerikanın Almanyadakl Yüksek Komisen McCIoy ve Fransanın Yüksek Komiseri Poncet'nın iştirakiyle açılmıştır. Batı Almanya Cumhurbaşkanı Heuss, verdiği nutukta, fuarın ehemmiyetini belirtmiştir. Teşhir edilen 4000 firmanın 1200 ü ecnebidir. Fuar, birinci günü çok büyük bir rağbet görmüştür.
Türk profesörleri Pariste konferanslarına devam ediyor
Prof. François Perroux, Türk ve Fransız iktisatçıları işbirliğinden memnun

Sultanhisar harası, yeni yeni vazifeler aldı
İstanbul üniversitesi İktisat Fakültesi Profesörlerinden F. Neumark, Tatbiki İktisat Enstitüsünde "Âmme Borçlan Meseleleri” mevzulu bir seminer yapmıştır. Paris Büyük Elçimizin de hazır bulunduğu semineri açan Enstitü Müdürü Prof. François Perroux, evvelâ, Türk iktisatçıları ile Fransız iktisatçıları arasındaki işbirliğinin ehemmiyetini belirtmiş ve ekserisi geniş enternasyonal bir kütlür sahibi olan Türk iktisatçılarının Fransız meslektaşlarına çok kıymetli hizmetler yaptıklarını ilâve etmiştir. Tarihi hâzinelere malik ve iktisadi gelişme yolunda olan Türkiye ile tesis edilmiş bulunan bu fikri temasın devam etmesini temenni e-den Prof. Perroux, sosyolojik mevzuların ele alınması için Prof. Fındık-oğlu Fahrfnin sabırsızlıkla beklendiğini söylemiştir.
Bundan sonra söz alan Profesör Neumark. âmme borçlarının esas meselelerini büyük bir vuzuh ve salâhiyetle tetkik etti. Evvelâ umumî mü-

lâhaazlsr ve umumi Rakamlar üzerinde duran konferansçı, şu noktaları belirtti; Âmme borçlan normal yekûnunun artması, faiz nlsbetınin hissedilir derecede düşmesi; faiz masraflarının umumi masraflara nls-betle azalması; borç tediye servislerinin milli gelire kıyasla ehemmiyeti.
Profesör Neumark, bundan sonra mevzuu üçe böldü. Birincisi âmme borçlarının hududu meselesi İdi. Burada profesör, âmme borçlan İçin hudut tanımayan klâsik görüşler Keyns’nin nazariyesini tenkiti ederek İktisadi durum ve iktisadi kuruluşun kat i hudutlar koyduğu fikrini müdafaa etti. Konferansın ikinci kısmı âmme borcu yüküne ve üçüncü kısmı ise borçların itfasına tahsis edilmişti.
Profesör Neumark’m semineri çek beğenilmiş ve uzun uzun alkışlanmıştır. Semineri, umumî bir münakaşa takip etmiş ve çahşmalann sonunda, tekrar söz alan Prof. Perroux profesörümüze teşekkürlerini büdir-miştir.
Malataya, (Hususi muhabirimizden) — İlimize bağlı Akçadağ ilçesinin içinde bulunan Sultansuyu harasına hükümet yeni vazifeler vermiş bulunmaktadır. Bizdeki ve dünyadaki1 saf kan arap atlarının saf nesillerinin kaybolmaması İçin on beş yıldan beri bu harada yalnız ağırlık üzerinde yapılmış olan çalışmalar fevkalâde neticeler vermiştir. Bugün Urfa, Mardin, Gaziantep ve Malatya illerindeki yerli atlar üzerinde bu saf kan arap materyell He yapılmış olan çalışmalar, buralardaki at nesillerini gözle görülür derecede ıslah etmiştir. Haradaki gebelik nisbeti bu sene de yüzde doksana çıkmıştır. Bu, bir rekor teşkil etmektedir. Burada bütün dünyanın hayran olduğu saf kan arap aygırlardan iki tane Al kruş ve iki küheylân Dabi aygın vardır. Aynca Seklavi familyasının aygırları ve A-rabistanda nesilleri tükenmiş olan pek çok asil familyalar mevcuttur. Haranın damızlık at materyell bu sene (400)e yükselmiştir. Burası yeni iki tavla ve üç lojmanla takviye edilmiş olup, ileride yapılacak olan doğum tavlası ve kapalı manej saha-siyle modern tesisleri tamamlanmış olacaktır. Şimdiye kadar hara arazisinde bu sene 5-6 bin dönüm buğday ve arpa ekilecektir.
Ticaret Odasında bugünden itibaren toplantılara başlanıyor
Bugünden itibaren Ticaret Odasında, serbest ithal rejimi ve gümrük tarifeleri hakkında toplantılara başlanacaktır. Öğleden evvel olacak toplantıya züccaclye tâcirleri iştirak edecek, öğleden sonra da madeni eşya ithalâtçıları ve fabrikatörleri toplanacaktır.
7-19 ağustos 1950 arasında on beş gün sürecek olan Amerikanın milletlerarası bu ilk sergisi, resmî iştirakten ziyade, ferdî teşebbüse değer vermektedir
Chicago’da açılacak olan “Birleşik Devletler Birinci Milletlerarası Ticaret Fuan” hakkında alâkalı resmi makamlara malûmat gelmiştir. 7 ağustos 1950 de açılacak olan bu görülmemiş derecedeki büyük fuar, 19 ağustosa kadar sürecektir. .
Ticaret Bakanlığı da bu ıuaıa iştiraki programına almış bulunmaktadır.
Hükümetimizce Chicago fuarına gidecek tacirlerimize ve hususi firmalara her türlü kolaylıklar yap.ıacaKlır.
İkinci gnıp teşhir yerinde, aynca sigaralar. tütün, pipolar, ağızlıklar, tablolar, çakmaklar, tabakalar, sigara kututları vesaire teşhir olunacaktır.
Üçüncü grup: mensucata ayrılmıştır.
Dördüncü grup: Gıda maddelerine tahsis edilmiştir.
Haraya attan başka verilen yeni vazife. Malatya. Sivas, Elâzığ dahil bütün bu bölgenin sığırlarını ve ko-yunlannı ıslah etmektir. Hara, bu bölgelerde doğu kırmızı sığırlarını ıslaha başlamıştır. Koyunculuk sahasında da 3000 koyunluk bir damızlık sürüsü ile Akkaraman koyunlannın süt, yün ve et istikametlerinde ıslahata ve yetişen yavruların halka verilmesine başlanmıştır.
Amerikadan, tacirlerimize Dildirilmek üzere gelmiş olan fuar talimatına göre, iştirak edecek olan hususi firmalar, kendi devlet paviyon-lannda değil, mensup oldukları sanayi veya ziraat branşı için tefrik edilmiş olan paviyonlarda yer alacaklardır.
Beşinci grupta Oyun âletleri ve ier, doldurulmuş arabaları, bisiklet' ve motosikletler,
atletizm ve spor eşyası, kayıklar, kanolar, motorbotlar, denizcilik leva-zımatı ve teferruatı, fotoğraf makineleri ve malzemesi.. Her çeşit kitaplar, hikâye ve şurler, risaleler, ilmi eserler, müracaat eserleri, mektep kitapları ve mecmualar.
Konya (Hususi) — Kc lama sahası u ah ilinde mevkiinde bir sulu ziraat deneme tarlası kurulmuş, lâzım gelen ziraat makineleri temin edilmiş, müessese binalarının yerleri tesbit edilerek inşaata yakında başlanacak ve ilkbaharda faaliyete geçecektir.
Bu fuarda yer tutmak isteyenler beş kadem murabbaı için 3 Amerikan doları ödeyeceklerdir. Kabule şayan asgari yer talepleri 100 veya 120 kadem murabbaı olanlardır. Bu paraya paviyonun fuar idaresince tefrişi ve levhası da dahildir.
Yer tahsisine 15 ocak 1950 den beri devam edilmekte olup, Türkiyeden iştirak etmek isteyenlerin Chicago’daki fuar adresine veya Ticaret Bakanlığı teşkilâtına müracaatla İzahat alma kıçin acele etmeleri İcap etmektedir.
Fuar idaresi, plân, nakliyat ve hizmetlere dair bütün tafsilâtı iştirak etmek istiyene yollayacaktır. Teşhir edilecek maddelerle, teşhir malzemesi ağustosun birinci gtlnü sergi binasında bulunmalıdır.
Fuar idaresi, teshil edilecek eşyayı gruplandırmıştır.
Birinci grupa giyecek eşyası, ve teferruatı illıal edilmiştir. Bunların hepel aynı binada teşhir edilmiş olacaktır.
İkinci grup, yolcu eşyası ve deri mamullerine hası edilmiştir. Bu gı upa kokular, kolonya vc tuvalet suları, sabunlar, ve güzellik malzeıneal. tarak. fırça, müstahzar ilâçlar ve mümasil maddeler dahil edilmiştir. Bu


İstanbul :
Yukarıda ve hafta içinde peyderpey izah ettiğimiz gibi, ihraç mevsimi geçmiş bulunduğundan, Ticaret Forsasının günlük fiyat cetvellerinde, birçok maddelerin muamele görmediği anlaşılmaktadır. Gün geçtikçe ihraç maddeleri pasif vaziyete girmektedir. Bunların arasında fındık, istisnai mevkiini hâlâ muhafaza etmektedir. Fakat haftanın son günlerinde fındık piyasası da gevşek bir durum arzetmekteydi, zira alıcıların fındığa karşı istekli davranmaları neticesi olarak, fındık fiyatları ihracata elverişli olamıyacak bir seviyeye kadar yükselmişti. Esasen Ticaret Borsasında işler azaldığı için, tüccar ve simsarlar daha ziyade fındığın ticaretiyle meşgul olmaktadırlar.
Trabzon hususi muhabirimizin bildirdiğine göre, cumartesi günü sona eren geçen hafta zarfında yalnız -100 ton kabuklu satılmış, fakat piyasa 83 kuruşta istekli kapanmıştır.
Hafta içinde cevlz.'e karşı ehemmiyetsiz derecede istekler olmuş, bir aralık 38 kuruşa düşen ceviz, gene 40 - 42 kuruşa kadar yükselmiştir. Cevizin ihracat kabiliyetini arttırmak için fındıkta olduğu gibi standardizasyon şartlarına uygun kontrol nizamına ihtiyaç olduğu anlaşılmaktadır.
Nebatî yağ grupu, yalnız iç piyasanın normal İhtiyaçları bakımından hareketli bir durum geçirmiştir. Hafta içinde bir buçuk asidli Ayvalık zeytin yağı, 250 kuruşa kadar düşmüş, hafta sonunda ise, yeniden 260 kuruşa kadar yükselmiştir. Ayçiçeği yağı, 160 kuruş üzerinde durmuştur. Fındık yağı ise, hafta içinde 160 kuruştan muamele görmüş, hafta sonunda 180 kuruşa kadar yükselmiştir.
Dokuma ham maddelerinden tiftik için kayda de-


Altıncı grup; ev eşyasına ayrılmıştır.
Yedinci grupta: madeni erv eşyası ve cihazları bulunacaktır.
Sekizinci grupta, motörlü vasıtalar, yedek parça levazımab, yer alacaktır.
Dokuzuncu grup; büro malzeme ve mefruşatı, yazı makineleri, teksir makineleri, hesap, muhasebe ve kasa makineleri, ticarette kullanılan makineler. kırtasiye malzemesi, büro sistemleri, perakende mağara teçiıl-zat ve malzemesi, vitrin malzemesi ve müştemilâtı, işaretler ve reklâm malzemesi, mağaza mefruşatı, satış levazımı, otel ve lokanta teçhizat ve malzemesinden terekküp edecektir.
Onuncu grup; elektriğe müteallik eşya ve malzeme kısmıdır.
Onbirlnci grup; kimyevi maddeleri İhtiva edecektir.
On ikinci grup; inşaat malzemesine aittir.
On üçüncü grup ta, seyahat ve müteferrik diğer maddelere ayrılmıştır.
Buıncl Milletlerarası Ticaret Fuarı. resmi devlet iştiraklerinden fazla, hususi ve ferdi teşebbüslerin İştirakine ehemmiyet vermekte olduğundan. milli masnuHtımızın Ameri-kada revacını temin etmek üzere ticaret erbabının bu fuara yakın bir alâka göstereceği ümit edilmektedir.
Kuru baklalarımızı değerlendiren ana-faktörler
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı Standardizasyon Mücaviri Dr. Cevdet M. Aygün tarafından hazırlanan ilmi bir etiid, Tanm Bakanlığı serisi arasında (*) yayınlanmış bulunuyor,
HaBcalt Yüksek Ziraat Mektebinden Ziraat Mühendisi nnvanıyle mezun olan müellif, uzu yıllardan beri standardizasyon araştırmalarıyla meşgul bulunduğu cihetle, mevzuu salâhiyetle tetkik etmekte ve eseriyle bu vâdidekl neşriyat arasında mühim bir boşluğu doldurmaktadır.
tlO sahifelik kalın bir cilt teşkil eden “kuru baklalarımızı değerlendiren ana faktörler,, kitabı, bin ^Umumi,, ve diğeri "hususir, olmak üzere iki kısma ayrılmıştır. Birinci kısımda baklanın nebat olarak tetkiki ve bakliyat arasındaki durumu, kullanıldığı yerler, ziraatte, ticarette ve ihracatta da işgal ettiği mevkiler salâhiyetle ve rakamlara dayanarak tebarüz ettirilmektedir. 8onra en emin kaynaklara istinat en mufassal bir tarihçe vermektedir. Baklanın yurdumuzun muhtelif bölgelerinde umumi ziraatı arasındaki mevkii mukayese mevzuu kılınmakta ve Oısatı gıdası olarak taze, kuru ve hayvan yemi şeklindeki hususiyetleri vc c-hemmiyctı rakamlar ve grafiklerle ortaya konmaktadır.
İkinci kısımda ise müefliftn bizzat memleketin muhtelif bolgclennden le-tnin olunan çeşitli numuneler üzerinde müellifin bizzat yaptığı lâboratuıar çalışmalarının neticelerini mevcut literatürle mukayeseli olarak buluyoruz. 61 ibni kaynak, 18 vilâyet fe kazadan temin olunmuş 280 muhtelif neviden nıimune ve Ankara Zuaat Enstitülerinin hayvanlan uzennde yapılan tctkıkat neticeleri, birçok tablolar halinde eserde yer almıştır.
Karadeniz ve Marmarada on iki güden beri açılan piyasada fiyatlar müsait, fakat satışlar azdır
Marmara ve Karadeniz demet tütün piyasalarında fiyatlar çok müsaittir. Köylü fiyat seviyesinden memnun ise de alıcıların bulunmaması kısmi bir endişe doğurmaktadır. Bununla beraber Tekel in bütün bu piyasalarda alıcı oluşu bu sıkıntıyı hafifletmekte ise de satışların miktarına bakarak müstahsil ilerisinden üzüntü duymaktadır. Filhakika lekel idaresinden aldığımız bu malûmata göre Trabzon ve havalisinde altı milyon kiloluk rekolteden ancak 800 bin kilo; Marmaranın 15,5 milyon kilo tahmin edilen rekoltesinden de bugüne kadar yine 800 bin kilo ki ceman 21.5 milyon tonluk bir rekolteden yalnız 1.600.000 kilo mal satılmıştır. Önümüzdeki günlerde bir gelişme olmazsa stokların ağır basarak fiyatları kırması ve ondan sonra yeni alıcıların piyasada görünmesi beklenebilir.
Bakla hakkında tohumdan tarlaya, istihsalden ihracata, insan ve hayvan yemi olarak gıda değerinden nazım kabiliyetine, kalori ve türlü faydalarından süt ve enerji verimlerine kadar bntiin malumatı toplayan ve böylcce müstakbel bir bakla tipice-tiril meşinin temelini koyan re mneı-lifine doktor bu eser, bu ve bilhassa tipleştirme tarımız ile
rıııııı Mboratu varları ifiıı faydalı bir müracaat kitabıdır.
Sivas 18 (Hususi) — 11 hayvancılık Çının ıslahı ve köylünün kalkın*naat için ilin muhtelif yerlerinde boğa bakım ve aşım duracı ile ınekhano gibi yetiştirme kurumlan tesis ederek gerekli damızlıkları teminle halk hizmetine arzeden Sivas Valisi Rebil Karatekin'ın bir takdirname ile taltifi Bakanlar Kurulunca kararlaştırılmıştır.
ger bir şey yoktur. Piyasa daha ziyade istihsal bölgelerinin haberlerini tetkik etmekle meşguldür. Yerli fabrikalar, yapağı almakta devam etmektedir. Bu yüzden Anadolu yapağı ları 205 - 210 kuruş arasında muamele görmüştür. Trakya yapağfsı aranmakta ise de piyasada stok mal kalmamıştır.
lzınir :
Tarişin istihsal mıntakalarında Tekel İdaresinin de İzmir Ticaret Borsasında yapmakta oldukları müdahale mübayaalariyle çekirdeksiz kuru üziiın piyasası hafta içinde nispî bir istikrara kavuşmuştur. Müstahsiller, üzümlerinin ellerinde kalacağı endişesini artık izhar etmemektedirler. Buna mukabil ellerinde 5-6 bin ton yüksek maliyetli stok üzüm bulunan ihracatçıların üzüntüsü devanı etmektedir. Dış taleplerin cüz i denecek kadar az olması ve son yağan yağmurlardan zarar görmekle beraber, 8 bin ton kadar tutacağı tahmin edilen Avustralya çekirdeksiz kuru üzüm rekoltesinin nisan sonlarında İngiliz pazarlarına arzedileceğinin gözönünde tutulması. bu huzursuzlukta başlıca âmil olmaktadır.
Kuru Meyva İhracatçıları Birliği idare Kurulu,, hafta içinde vaziyeti bir defa daha gözden geçirmiş ve üç âzasından müteşekkil yeni bir heyeti, tekrar Anka-raya göndermeye karar vermiştir.
İaşe Nazırlığının üzüm mubayaası hususunda diplomatik yollardan İngiliz Hükümeti nezdinde yapılan teşebbüse müspet cevap alınamadığı takdirde heyet, Hükümetten başkaca satış kolaylık ve tedbirlerinin ittihazını istiyecektir. Ingiltcreden gelecek cevaba intiza-ren, heyet, Ankaraya hareketini şimdilik geciktirmektedir.
Hariçten gelen siparişlerin (A) serisinde toplanması
neticesi, stoku 100 ton kadar olan bu kalite incir lerin durumunda görülen sağlamlığa mukabil, (B) serisi küçük kıtali incirler alıcı bulamamaktadır. Bununla beraber stok miktarı 300 ton kadar olduğu tahmin edilen bu mallar için de satıcılar telâş göstermekte ve daha bir müddet alıcı bulunamadığı takdirde, onları hurda paçallarına karıştırarak. Tekele satmayı düşünmektedirler. Bir müddet önce İzmir Ticaret Borsasında pamuk fiyatlarının ânî yükselmesi üzerine hariçten siparişler kesildiğinden, hafta zarfında Bor şada sükûnet hüküm sürmüştür. Maamafih, fiyatlar tekrar gerilediğinden, yakın günlerde yeni siparişlerin gelmesine intizar edilmektedir. Bu sene, pamuğun aranılır bir ihraç malı oluşu, bu madde üzerine daha çok ihracatçının alâkasını çekmiştir. Bunun neticesi olarak dış satışlarda rekabet âzami haddine çıkmakta ve hariçte fiyat kırmak suretiyle kendisinin müşterisini alan rakip firmayı teslimat sırasında hırpalamak maksadiyle Borsada zaman zaman fiyatların yükseltildiği görülmektedir.
Bu arada Frankfurt Ticaret Mümessilliğimizden İzmir Ticaret Odasına gelen bir rapora göre, Batı Al-manyada pamuk fiyatlarımızın beynelmilel fiyatlara nazaran yüksek görüldüğü ve bu yüzden mubayaaya girişil-mediği bildirilmektedir. Fiyatlarımız, dünya seviyesine uyduğu veya yaklaştığı takdirde, A (manyanın bizden 30 milyon dolarlık pamuk alabileceği aynı raporda belirtilmiştir. Diğer taraftan, Çukurovada pamuk ekimine başlandığı; Devlet ıslah ve üretme çiftliklerinin müstahsile tohum dağıtmaya devam ettiği» hafta içinde pamuğa dair gelen haberler arasındadır.
Hafta içinde zeytin yağı’na muvazi olarak pamuk yağı piyasası» gevşek bir durum arzetmiş ve fiyat yeniden gerilemeler kaydederek, 136 kuruşa kadar düşmüştür. Rakip memleketler fiyatlarına nazaran yüksek bulunması dolayısiyle, bu sene ihraç malı olamıyan pamuk çekirdeği, yegâne alıcı olan pamuk yağı fabrikalarının alâkasızlığı yüzünden hafta içinde tamamiyle durgun bir vaziyet arzetmiştir.





Y F N t
t S
4
Savfa 0
T A N B U L
20 Mart J050
6 ÇEKİLİŞ 6
Faydalı makaleler
Ecnebi muhabirlerin
KOKUSUZ ve DUMANSIZ YANAR
Memleket
Sekiz lamba
★ Zarif ve gösterişli
roporta
mobilya *
anspread tertibatı *
Lüks salonlar için fevkalade ran
ETİBANK
dımanlı büyük bir radyo
GÖZ HEKtMÎ
KrNîNLI
kaleleri korıır
Ank&rada İatanbulda
resimler
REKLAM BÜROSU
VE ÇEŞİTLİ PARA İKRAMİYELERİ önümüzdeki Çekilişler :
Her çeşit kömür sobasında üstten yakmak suretiyle,
mektupları
baktırır
• r
luçaA/atuun en inişidir.
Dr. Murad Rami AYDIN Beyoğlu Parnudckapı, İmanı sokağı No. 3 Tel: 41553
EV ve DÜKKÂNLAR’m intikal ve Veraset Vergileri Bankamız tarafından ödenmektedir.
İkinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki kültürel, beşinci sayfamızdaki İktisadî başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamen yazarlarına aittir.
Kazma kürek yaktırır” sözlerini yabana atmayınız!
BA$.DİŞ. NEZLE. ADALE .SİNİR ROMATİZMA ve butun aqnlora karsı _ $&ND€ 3 KA$E ALINABMJR. _4
KURU OT VEYA SAMAN ALINACAK
Ereğli Kömürleri İşletmesi
Genel Müdürlüğünden :
Kapalı zarfla 200 ton kuru ot veya saman alınacaktır. Şartname
Zonguldak ta
En elverişli ev yakıtı olan Linyit kömürünün*
KALORÎSÎ ODUNDAN ÜSTÜN FIAT t İSE DAHA UCUZDUR
Ereğli Kömürleri İşletmesi Ticaret Grup Müdürlüğünden.
Etibank Genel Müdürlüğünden,
Etibank İstanbul Şubesi Müdürlüğünden alınabilir. ■
Eksiltme 5-1-1950 çarçamba günü saat 16 da yapılacağından teklif ve teminatları havi zarfların en geç ihale günü saat 15 e kadar İşletmemiz Başkâtipliğine verilmiş olması lâzımdır.
Eksiltmeye gireceklerin istiyecekleri bedelin % 7,5 gu nispetinde teminat akçesi vermeleri şarttır.
100 tona kadar yapılan teklLfler kabul edilir. “
Postada vukubulacak gecikmeler nazarı itibara alınmaz.
İşletme İdaresi İhaleyi dilediğine kısmen veya tamamen yapıp yapmamakta serbesttir. (3243)
lüırlrirt hiHif MınHtı Omm
'Mart kapıdan
‘Mart ayı Dert ayı
Bu ayda sizi ber türlü soğuk algınlıklarından ancak kininli
Neokalıııiııa
PEŞİN FİATIî T.L.475 TAKSİTLE: T.L.515/
21 Nisan (Çocuk hesaplan için), 1 Haziran,
25 Ağustos, 31 Ekim. 29 Aralık
1 Haziran çekilişinde büyük ikramiyeler :
Büyükada’da Köşk, Ankara’da Dükkân
DİKKAT!
DEVLET DENIZYOLLAR vz/r fiCgcıfuit c(Si.nı
I --r>- L
SİYASI İKTİSADI
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÖNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ : FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yazı İşlerini fiilen İdare eden : Mithat PERİN
Basıldığı yor :
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
Tornı Express Line
26 - 27 Martta limanımıza gelecek
T H Y R A . S
Danimarka vapuru hamulesini boşalttıktan sonra yolcu ve eşyayı ticariye alarak doğru BEYRUT ve ISKENDERİYE’ye hareket edecektir.
Umumi a contası
C. StSKİDÎ
m GalaÇp, )(arannıstaf(i Cad. No. 141/1. Teli 42612 ■■
H0ll0W GROUNO

VtNİliTAHBU
BLGtN AÇIK ULAN MtZELEB İSTANBUL
Ö Ğ R E N M EK İHTİYACINDA OLDUĞUMUZ HE EŞEY
Atatürk inkılâp Müzesi 10-12,14-17 Topkapı Sarayı (Tclf. 21090) 13.30-17.
Ayanufya (Tel. 21750) 10-16 Belediye Müzeni: 10-12, 14-17. Tevflk Fikret Aşlyan Müzesi ? 10-12, 14-17.
İZMİR
Arkeoloji Müzeni 13324) 9-12. iu,oU-17
TİYATROLAR
İSTANBUL
DEHİK TİYA I ICOLAKl;
KOMEDİ KISMI: Gündüz 15,3ü da. geoü 20.30 da Kadınlar Ter-zlhancAl,
ML'AMMEK MAHAL A Jl'EKh Tl: Kadıköy Operada Gece 20.30 da Oam&n Blkes.
YENÎ SES OPERETİ: Maline lo te. Goco 20.45 te Evvel Zaman içinde.
TAKSİM BELEDİ)!. i* A W UNU; (Telf. 62004) Parisli Şantöz Rose A vrıl.
KONAK HAVlTOMJı Her uk gam. Yunan Şantözü ZOZO
ANKARA
BÜYÜK TİYATRO Bu ıık.jam temeli yok.
İzmir
6EHI1İ TİYATROSU ı Oyuncu (Komedi).
SİNEMALAR
- — - ___ . .
BE1UĞLU CİHET I
AKIN (80718) 1 — Çingene Baron 2 — Kalblmo Doğmuştu.
ATLAS (40835) Vatan Haini
| Bu akşam
Guy de Maupasoant ın A h
•ilmez eseri
BEL AMİ T1
(GÜZEL ÜOSTı a 1
Artistleri: c
George Sanders - Angelıı S |
Lnrı»bury - Ann Dvorak 2
ALKAZAR 142562) Sarışın Şeytan AK Zafere Doğru.
ELHAMRA (435951 Vıtten Kurta-
ran Aslan. tNCt (85595) Şehzade Azmi.
i Suare;
i N Kanlı Altın
C î (Relr ntlcSB J Robert Young -Margaret ( hapnmnn
(Renkli - Orijinal kopya
İPEK (44289) Düşman Kardeşler.
LALE (43595) Vatan Kurtaran Aslan.
MELEK (40868) Genç Kız Kalbi. SAKAT (41659) Kadın Cellâdı. STArt»ARK (53143) Uçuruma
Doğru,
StMER (42851) Şehzade Azmi
ŞAIIK (40380) üvey H/ıha (yeril).
ŞIK (43726) 1 — Tosun Poşar 2 — Kerimin ÇiltsL
TAKSİM (43191) Bir Fırtına. Göçesi.
TAN; 1 — Para Hırsı. 2 — Tatlı BelAlnr (renkli).
YENİ (84137) 1 Güzeller Revüsü 2^‘— Rüya Gibi Geçti
( NAL 149306» 1 — Felâket İncisi 2 — Yeşil Yunus Sokağı
YILDIZ (42847) Ahret Yolcuları
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23683) - Neslmaçl A mor ikada, 2 — Günahkâr Baba.
Alsı (2191ÎI 1 — İstiklâl Fedaileri. 2 — Aşk Cehennemi
AZAK (23542) I - Tulaa, 2 -Balıkçının Sevgilisi.
ÇEMBERLİTAŞ (22513) Üvey Baba.
EEiiAHı uçuruma Doğru,
HALK (219Mı 1 — Snitanatlar Deviren Gözde. 2 Kaldırım Kuşları.
ISTANDI 1 (22367) 1 — Tarzan
Ormanlar Arahını. 2 — Kıaklı Sürprizler
KISMET (21901) 1 - Haçlı Seferleri. 2 — At Cambazları.
MARMARA (23860) 1— Gönülden Sesler. 2 — Altın Kelepçe
MİLLİ (22962) 1 - Günahkâr Baba. 2 — Nflüimaçi Anıerlknda.
TIKAN (22127) 1 - Balıkçının
Sovgllisi, 2 — Tulsa.
YENİ (Bakırköy 10-126) 1 —Dişi Şeytan, 2 — Yılmayan Aslan (renkli).
KADIKÖY CİHETİ
HALE (60112) 1 - Fedailer Kale-al, 2 — Aptal Aşık.
OPERA (60821) ı - leiiklûj Fedaileri, 2 — Meçhul Arkadaş.
SÜREYYA (606S2) l — Monte Krlsto. 2 — Casuslar Savaşı.
TELDEGİRMENÎ 1 — Bir Yabancı. 2 — Kanatlardan Türbe.
ANKARA
ANKARA Aşk Adası.
Suare: Kalbim Senin için Çarpıyor.
BÜYÜK Evrurrııglz at.
CEBECİ Şeyhin nşlcı,
PARK Uyumayan ndnm.
I Ll’S Bu evde ne var? s| M ER Ttırzanın zaferi. SUS Uyumayan adam.
YENİ Aşk bestesi,
İZMİR
ELHAMHA * Harrov Kumarbazı
LALE« 1 — Yanlış Numara. 2 — Sporun Zaferi.
TAN, 1 — Yanlış Numara. 2 — Sporun Zaferi.
TAYYARE: Kredin Rıtlkamı.
YENİ t 1 — îki Yavru, 2 — Kara Ok.
KARŞIYAKA CİHETİ
MELEK • i — Kalbime Doğmuştu. 2 — Susan Dudaklar.
Sİ MER: Zafer Marşı
SIHHÎ İMDAT
İstanbul Beyoğlu (4908
Anadolu yakası 60536
Ankara 91
İzmir 2251
•‘Yeni İstanbul un bugün İçin tavsiye ettiği programlar: DAHİLDE:
11.15 İstanbul*. Büyük Orkestra eserleri (ph — 18.20 İstanbul: Münir Nurcddiıı Selçuklun şarkılar (pl) — 10.15 Ankara: Tarihi Türk müziği —
20.30 Ankara: Radyo senfoni Orkestrası. (Brahma keman konçertosu ı.
HARİÇTE;
10.00 Loıulnı: Çuyovaki No. 1 piyano konçertosu — 21.00 Londra: Gabrlel FaurFdon parçalar.
ANKARA;
7.30 M. S. Ayarı — 7.31 Neşeli melodiler (pli — 7.45 Haberler ve hava raporu — s.no Hafif parçalar (pl) — 8.25 Günün programı — 8.30 Bale müzikleri (pl) İl.00 Kapanış.
12.28 Açılış ve program — 12.30 Şarkılar - 18.00 Haberler — 13.15 Çeşitli melodiler ipli — 18.30 Öğle Gazetesi — 13.15 Dört güzeller söylüyor (pl) — 1100 Hava raporu, akşam programı ve kapanış.
17.58 Açılış ve program — 18.00 M. S. Ayarı, Dans müziği (pl)
18.30 Kitap saati — 18,15 Hafif
şarkılar (pl) — 19.00 M. S. Ayarı v© haberler — 10.15 Geçmişte bugün — 111.20 Şarkılar — 19.15 Tarih» Türk müziği — 20.15 Radyo Gazetesi — 20.30 Radyo
senfoni orkestrası konseri —
21.15 Konuşma — 21.80 Dana müziği (pl) — 22.00 Konuşma: B. M. M. saati — 22.15 Karışık şar
kılar — 22.15 M. S. Ayarı ve haberler — 23.00 Program ve kapanış.
İNTANIM I.:
12.57 Açılış ve programlar — 13.00 Haberler — 13.15 şarkı ve türküler (pl) — 18.30 Hafif öğle müziği — 11.00 Memleket türküleri (pl) — 11.15 Cnz müziği (pl) — 11.30 Serbest snat — 11.15 Büyük orkestra eserleri (ph — I5.no Programlar ve kapanış.
17.57 Açılış ve programlar — 18.00 Memleket türküleri — 18.20 Münir Nureddln Selçuktan şarkı lor (pl) — 18.10 Saz eserleri — 19.00 Haberler 19.15 Sonatlar (pl) — I9.ıo Bach... Snrabande •‘SI minör”, Chacnnne “rr minör", — 20.00 İstanbul müzelerini geziyoruz — 20.10 Küçük orkestradan melodiler 20.30 Vln-çent Lopez orkestrasından (lans müziği tph — ’o 10 Şarkı ve türküler — 21.15 Fasıl lıeyctl konseri — 22.00 Dinleyici İstekleri (Klâsik batı müziği) - 22.15 Hnberlor — 23.00 Dana müziği (pl) — 23.30 Programlar ve kapanış.
Y A BANCI R A I> YO I. A R D A N SEÇME YAYINLAR:
LONDRA!
8.15 Müzik hâtıraları — ö.SO .John Bull Ork — 10.00 Çaykov-skl No. 1 pivsno konçertosu —
11.30 Viotor Sılvrster dans or-keatrazı — 13.15 Klâsik müzik dinleyici İstekleri — 14.15 Döne müziği — 17.15 BBC hafif orkestra konseri — 18.18 Palm Court orkestra sı — 21.00 Gabrlel Fa üreden parçalar — 22.15 Pet»'r York© konser orkestrası — 23.00 Dinleyici istekleri — 24.00 BBC senfoni orkestrası konseri (Bole müziği).
UÇAK - TftEN . VAPUR
DİKKAT: Hava muhalefetiyle «©ferlerde deği&lklik olabilir.
GELECEK OLAN UÇAKLAR
10.50 D H.Y. (Türk) Ankaradan.
12.50 DH Y. (Türk) tamirden.
13.30 B.E.A. (İngiliz) Londra, NIs. Roma ve Atlnadan.
16.20 DH.Y. (Türk) Adana, Ankaradan
GİDKC EK OI.A> I ÇARLAR
8.30 A F. (Atina, Roma, Parls^)
9.- D.H.Y (Türk) Ankara. Artı-
Intya. Elâzığ. Diyarbakır. Adana. Iskenderuna.
11.20 DH.Y tTürk) lzmirc.
13.50 DH.Y. (Türk) An karaya.
14.30 B.E.A. (İngiliz) Atma, Roma. Nis. Londraya.
GELECEK OLAN VAPURLAR
6.30 KONYA (Bandırmadan)
7.— SEYYAR (Karablgadan).
21.30 Marakaz (Bandırmadan).
GİDECEK OLAN YAPIKLAR
8 15 Marakaz (Bandırmaya). 20.— KONYA (Bandırmaya).
GELECEK OLAN EKSPRESLER
(3.15 Scmplon (Avrupa).
8.30 Ankara.
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
9.— Tarsus.
18.10 Ankara ekspresi.
21.30 Scmplon ekspresi.
31.40 Doğu ekspresi.
ECZAN
EMİNÖNÜ:
Bekir Kemal (E.önü) — itimat Sadrı (Küçükpazar) — Sultanahmet (Alemdar) — Haydar Yeni (Lâleli).
BE1(’>.) i :
Dcllnsuda (Merkez) — Mithat ıTaksimi — Avazpaşa (Taksim) Hnyrcyldln Tav (Galata) — Spo-ridis (Galata) — Atakan (ŞişliO Mocldlyeköy ıŞişlh — Halıcıoğlu (Hasköy) — Yeni Turan (Kasım paşa).
1 VTIH:
İbrahim Balmumcu (Şehzade-başıt — Ziya Nuri (Aksaray) — Emin Rıdvan (Samatya) — Nazım Malkoç (Şehremini) — Gün-•logdu (KaragUmıdk) — Gülsereo Sipahloğlu (Fener).
EY( P: Ayvansa ray şifa
BEŞİKTAŞ:
Nail Hallt — Orta köy — Gıya-acddin Divanhoğiu (Arnavut-köy) — Merkez (Bebek).
KADIKÖY:
Sıhhat — Feneryolu — Erenköy A. Cafer Çağatay (Bostancı) (SrCdaK: Merkez
HET BEI.İADA: H Halk BtYÜKADA; Halk
ANKARA
Sağlık - Ntlmune - Ulus.
tZMtR
Sağlık (Alsancak) — Karataa (Yalılar) — îklçeşmeltk (Eşref-paşa) — Ali Havreddln (Basmahane) — Sıhhat (Kemcraltt),
Beyoğlu 44644 Kadıköy 6087’2
İstanbul 24223 Üsküdar 60945
/İnkara 00. İzmir 2222, K. yaka 15055

Comments (0)