20 Mayıs 1950 — Cumartesi
SİYASİ İKTİSADİ
Sayı 171 — 10 kuruş
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8 Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
_ i
'A
Ti
Abone; Türkiye İçin seneliği 32, altı aylığı 17» üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki millidir.
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis öden: HABİB EDİB TÖREHAN
Telefon 44756 • 44757 Santral
Telgraf Adresi: Hetlo. IstanbuJ
Türkiyeye Amerikan yardımı
Amerika, bizi
tebrik ediyor
1952 den sonra da devam edecek
"Satıhlara
Dış politika
Son günlerde
dünyada olup bitenler
Verdiği bir beyanatta, Acheson, bu noktayı katiyetle belirtti
bile numune
bir seçim”
MEMLEKETİMİZ umumî se-çimlerin heyecanı içinde çalkanır ve vatandaşlarımız sükûnet, vakar, irade ve soğukkanlılıkla millî vazifelerini yaparlarken, dünyada da bazı mühim hâdiseler cereyan etmekte idi. Şu son bir, iki hafta zarfında, sulh ve sükûn içinde geçen kendi iç politika savaşımız yüzünden, hudutlarunızın ötesine bakmayı ihmal ettiğimiz söylenebilir. Fakat, hiç olmazsa bir gün için, gözlerimizi harice çevirmemiz ve dünyada olan bitenlerin bir bi-lânçosunu yapmamız da lüzumlu ve faydahdır. Üstelik bu hâdiseler, demokrat milletlerin kurduğu büyük ailenin bir âzası olan memleketimizin istikbalini ilgilendirecek mahiyette olursa, bu büsbütün zaruri bir hal alır.
Mayıs ayının başından beri oldukça mühim bir vakıanın gitgide inkişaf ettiğine şahit olmaktayız : Atlantik Paktı ile birbirine sim sıkı bağlı bulunan batı milletleri, siyasî teşebbüsü Rusların elinden almış ve tekrar bir araya gelerek "soğuk harb"-in bütün cephelerinde taarruza geçmiş bulunuyorlar.
Bu ayın başlarında Acheson. Avrupaya geldiği sırada, batı dünyasının vaziyeti hakikaten nazikti. Aylardan beri bir türlü aralarında anlaşamıyan büyük demokrat müttefikler, Rusların sonu gelmez teşebbüsleri karşısında - bozgun demiyelim ama -daimi bir ricat halindeydiler. | Sovyetlerin hesaplanmış hareketlerine mukavemet etmek için bir umumî plân tanzim etmeye bile muktedir görünmüyorlardı. O derecede ki, endişe içinde bulunan Avrupa milletleri, yavaş yavaş çok tehlikeli bir yola, sulhçu ve bitaraf kalma cihetine temayül etmekteydiler.
Halbuki, birkaç günde vaziyet yeniden düzeldi. Acheson, Bevin ve Schuman, cidden fevkalâde işler gördüler. El birliğiyle Rusların meydan okuyuşuna karşı koydular. Şimdi, artık hür dünya, kendini toplayacak ve teşkilâtını tamamlayacak hale gelmiştir.
Üç Büyükler tarafından Paris ve Londra konferanslarında elde edilen neticeleri şöylece sıralayabiliriz :
1 — Atlantik Birliği bir baş idare komitesine sahip oldu. Bu, askeri, iktisadi ve malî sahalarda fevkalâde icra kuvvetine malik, hakiki bir milletlerarası hükümet gibidir.
2
esasları tesbit edildi : daların lâğvedilmesi bile tasavvur edilmekte ve silâhlanma sahasının herhangi bir kolunda en ileri vaziyette olan birliğe dahil her milletin o kısımda ihtisas sahibi olması düşünülmektedir,
3 — Atlantik Paktı milletlerinin iktisadi kalkınmalarının, müdafaa vasıtalarım seferber ettikleri nispette ve buna muvazi olarak teminat altına alınması kararlaştırıldı.
4 — Hakları ve itibarı aşağı yukarı iade edilmiş bulunan Batı Almanya, merhale merhale müsavi şartlarla Atlantik Birliğine kabul edilecek, aynı zamanda Avrupa Konseyine de girecektir.
5 — Amerika, İngiltere ve Fransa, Komünist Rus ve Çin ilerleyişi karşısında cenup doğu Asyanın müdafaasını birlikte taahhüt etmek hususunda anlaştılar.
Bilânco bundan ibarettir. Ta-manunı ihtiva etmemekle beraber bu bilanço, dünyanın, tarihi do yeni ve mühim bir safhaya, g dirini anlatmaya kâfidir. De-mokrari dünyasının tahayyül ettiği safha da budur.
Memleketimizin geçirdiği büyük demokrasi tecrübesinin de tam bu sırada muvaffakiyetle nc' çelenmiş olması, şüphesiz ki. en hayırlı alâmetlerden biridir.
Selim Sabit
teksif edilmiş ve
Milletlerarası bir ordunun Milli or-
• •
(
YENİ İSTANBUL’UN ] KUPONU \

e
Bu yardımda Iran ve Yunanistan da ön plânda...
Londra 19 (Y1RS) — Amerika Dışişleri Bakanı Dean Acheson bugün beyanatta bulunmuş ve Marshall Plânı yardımının 1952 de nihayet bulduktan sonra daha Amerikanın Avrupada kalacağını söylemiştir.
Sözlerine devam eden Acheson, Türkiye, Yunanistan ve İran’a yapılan ve yapılacak Amerikan yardımına temas etmiştir. Amerika Dıçbakanına göre, Ruslara karşı kurulan cephenin ilk hatlarında bulunan bu memleketlere Amerikanın duyduğu alâka bilhassa derindir. Bu sebeple İki send sonra vardım programı sona erince bahsi geçen memleketlere iktisadi ve askeri ^yardıma devam olunacaktır.
Dean Acheson sözlerini şöyle bitirmiştir:
“Bu arada Amerika hükümeti Türkiye» Yunanistan ve İran’ın emniyeti ile çok alâkadardır. Gerek iktisadi gerekse askeri sahada kalkınmak için büyük gayretler sarfedeıek hürriyet ve istiklâllerini muhafaza etmek İsteyen bu memleketleri Amerika desteklemeğe devam edecektir.”
Besim, şimali Atlantik
Konseyinin açilış gününü göstermektedir
I^ndratoplantısınm
mühim bir neticesi:
Atlantik daimî savunma
komitesini kurma kararı
Bu bahis üzerinde yüzde yüz bir anlaşmaya varıldığı, resmen öğrenilmiş bulunulmaktadır
K

\Vaahlngton 19 A.A. (Afp) — Birleşik Amerika Hükümetine mensup yüksek bir memur, dün yaptığı bir a-çiklamada Atlantik Paktına mensup 12 devletin müdafaası için daimî bir savunma komitesi ihdası yolunda Londra'da verilen kararın Birleşik Amo-rikayı hava ve deniz kuvvetlerinin genişletilmesi meselesini nazarı İtibara almaya sevkedeccğlni söylemiş ve 12 ler konferansında derpiş edilen plâna göre Amerikan hava kuvvetlerinin rolünün uzun mesafeli stratejik bombardıman uçaklarının vazifesinden ibaret oMcağını ve öfcyandşn da deniz kuvvetlerinin deniz güvenliğinden mesul tutulacaklarını tazammun ettiğini belirtmiştir.
İsminin İfşa edilmemesini isteyen bu yüksek şahsiyet. Amerikanın Av-rupaya yaptığı askeri yardımın ev-
Trygve Lie, dün Rusyadan ayrıldı
velice tâyin edilen senevi bir milyar doları geçmemesi ihtimali olduğunu söyleyerek kanaat ince buna fazla ehemmiyet vermenin Birleşik Amerika tarafından bir hata teşkil edeceği fikrini izhar etmiş ve demiştir ki:
' Bu bazı milletlerin mukavemet azmini azaltmak ve kendi kendilerine kifayet edebilecek bir seviyeye ulaşacakları zamanı geciktirmekle zararlı olabilir..,
Öte yandan aynı şahsiyet. Avrupa savunma komitesine başkanlık etmek üzere bir yüksek komutanın tâyininin şimdilik bahis mevzuu olmadığını bildirmiş, bundan başka basında çıkan haberler hilâfına şimdiye kadar hiçbir Avrupa memleketinin Birleşik Amerikadan atom bombası istemediğini belirtmekle beraber daha süratli av uçakları tarafından taşınabilecek minyatür atom bombalarının imal edildiğini teslim eylemiştir.
Lie . Vişinski mülakatı hakkında fazla tafsilât verilmemektedir
Moskova. 19 A.A. (AFPı — Tıvgve Lie mahalli saatle 3 40 da Prag yolu ile Parise gitmek üzere uçakla Mos-kovadan hareket etmiştir.
Moskova, 19 A.A. (AFP) — Birleşmiş Milletler Haberler merkezinden bildirildiğine göre, Trygve Lie -Vişinski mülâkatı, yarım saat sürmüştür. Bu mülâkat hakkında başka tafsilât verilmemektedir. Lie, bu sabah ParJse hareket etmiştir.
Bilindiği gibi Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Fransız başkentinde bir iki gün kalmak ve Geoıges Bi-daıılt ve Robeıl Schuman İh görüşmek tasavvur undadır.
Trygve Lie. birkaç gün de Londra-ya gidip Attlee ve Bevin ile görüşecek ve Qııeen Eliaabelh vapuru ile Ame-rikaya hareket edecektir. &
Amerikan Dışişleri Bakanı yerine konuşan J. Webb, basına verdiği bir demeçte böyle söyledi
Londra, II) (YİRS) — Amerika Dışişleri Bakanı Acheaon’a hâlen vekâlet etmekte olan .1. Webb, Türkiyede yapılan seçimler hakkındn hııgün resmi bir beyanatta bulunmuştur.
Webb ezcümlf^şöyle demiştir: ”1 ı nıayjtt tarihinde Türkiye-de yer alan bir hâdise zikredilmeye şayandır. O giin, seçmen vasfını haiz, olan Türklerln yüzde sekseninden fazlası sandık başına gittiler ve Büyük Meclisine göndermeyi arzu etlikleri kimseleri seçtiler. Türk seçmenlerinin muhalefet partisi adaylarını umumiyetle tercih etmiş olmaları hâdisenin en karakteristik vasfım teşkil etmiyor. A-Mİ şayanı dikkat olan. OsmanlI İmparatorluğunun enkazı ü-zerlne ve aııcak 26 sene önce kurulmuş bulunan bu genç cumhuriyette demokratik inkılâbın sun safhasının büyük bir serbesti ve sükunet İçinde tezahür edişidir. Türklycde yapılan seçim bir çok bakıııılarduıı batı memleketlerine hile nümuııe o-laeak kadar mütekâmil bir vasıf taşımaktadır. (> batı memleketleri kİ. uzun bir demokrasi tarihine maliktirler.
Cierek seçimlerden galip çıkan Demokrat Partinin, gerekse şimdi muhalefete geçeıı Halk Partisinin dış politikalarında ayrılık yoktur. Türkiye komünizme karşı durmaya azjııet-oiştlr.
Amerika Birleşik Devletleri rçlnılerln ynpılış tarzından dolayı Tiirkiyeyl ve bilhassa Cumhurbaşkanı İnönü’yü tebrik eder, tsınet înönünüıı gayretiyle evvelâ siyasi alanda muhalefet meydana gelebilmiş, sonra serbest seçim yapmak İmkânı hasıl olmuştur.,,
Truman, Schuman Plânı taraftarı
“Teklif yapıcı, bir vasıf taşımaktadır’1
teklifin yeni temeller ufuk a-
Avrupa alt her bu
^’ashington, 19 A. A. (AF’Pı — Truman basın konferansında Fransız-Alman kömür ve çelik sanayiinin müştereken işletilmesine dair Fransız Dışişleri Bakanı Robort Schuman’ın teklifini tamamiyle tasvip ettiğini söylemiş ve bu plânı bir devlet adamının yapıcı hareketi olarak vasıflandım? ıştır. Truman bu
Fransa ile Almanya arasında münasebetlere yol açAcak teşkil edeceğini ve yeni bir çncagını ilâve etmiştir.
öte yandan lngiltcrenin tediye birliğine katılmasına
türlü tefsirden çekinen Truman konu hakkında henüz yeter derecede malûmata sahip olmadığını söylemiştir.
İngiliz İşçileri
Londra. 19 A.A. (AFP) — Emin bir kaynaktan öğrenildiğine göre, kömür ve çelik sanayiinin Fransız Alman müşterek idaresi altına alınması hususundaki Schuman teklifi bu akşam Dorking'de yapılarak işçilerin toplantısında görüşülecektir.

İngiliz Kııınulan I ilusıı birlikleri yır/ mevsimine girerken ııiiiııevralarn başlumışlardır. ICrsimdc dcııl/altdara karşı taarruza geçen bir destroyeri görüyorsunuz
İlânlar; 6 ncı sahifode santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mes’uliyet kabul edilmez.
D. P. Gcııel Ba^kuııı Ankara gazetecileri\ İe görüşüyor
Meclisin açılma günü yaklaştıkça
Ankarada siyasî faaliyet hissedilir derecede arttı
Meclis ve D. Parti başkanlıkları için ileri sürülen muhtelif tahminler
Bazı rivayetlere göre, bir kısım bakanlıklar birleştirilecek ve bazı bakanlıklar da lağvedilecektir.
Lâğvedilecekler arasında Tekel ve Çalışma bakanlıklarının ismi geçiyor
A V

L
Ankara. 19 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — B M.M. nin açılacağı gün yaklaştıkça Ankarada siyasi faaliyet birdenbire hissedil»»1 derecede artmıştır. Şimdiden şehrimizde Uç yüze yakm mlUet.vekül toplanmış bulunuyor. D K • MecTI^ Grıııünuın varın Fuat Hulûs! Dcmirelh nin başkanlığında yapacağı toplantıda Cum hurbaşkanlıgı ve Meclis Başkanlığı ile Meclis Başkanvekıllıkleri vc kâtiplikleri için yeni iktidar partisinin göstereceği adaylar kati olarak anlaşılacaktır.
Aynı toplantıda D.P. Mecla Grupu Başkanvekillikleri için de seçim ya pılacagı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan C.H.P. Meclis Grupu da pnzar günü içtimaa dftvet c-dilmiştır. Bu toplantıda aynı şekilde Grup Başkanvekih seçilecek fakat Cumhurbaşkanlığı için muhtemel o-larak aday tesbit edllmlyecektir.
Haber verildiğine göre C. H. P, nln Genel Başkanlığını bugünlerde fiilen ele alacak olan İsmet İnönü bu münasebetle bir beyanname ya-yınlıyacaktır.
Pazartesi günü Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Başbakan Şemseddin Günaltay yeni Devlet Başkamna u-sulen Kabinesinin İstifasını verecek ve Cumhurbaşkanı çoğunluk partisinin liderleri ile yapacağı istişareler, müteakip yeni Başbakanı tâyin edecektir.
Yarınki Grup toplantısından sonra D.P, nin Cumhurbaşkanı adayı belli olacağı için bu İstişarelerin pek uzun sürmiyeceği ve yeni kabinenin pazartesi akşamı kurulabileceği tahmin edilmektedir.
Celâl Bayarın Cumhurbaşkanı seçilmesi mukarrer göründüğüne nazaran D.P. nin öteden beri taraftar olduğu prensipleri mahfuz tutmak için kendisi D.P. Genel Başkanlığını bırakacak ve partinin büyük kurultayının toplanacağı tarihe kadar bıı vazifeyi aynı zamanda Dışişleri Bakanlığını da üzerine alacağı anlaşılan Fuat Köprülü deruhte edecektir. Meclis Başkanlığına gelince, her ne kadar bir kaç gün önceye kadar bu makam için Halil Özyörük ile General Ah Fuat Cebesny’un isimlen bahis mevzuu eddmlşse de son alınan malûmat hu vazifeye Refik Koralta-nın getirileceğini göstermektedir.
Meclisin pazartesi günkü toplantısını takiben yeni Cumhurbaşkanı Meclis binasında mülki ve askeri erkân İle kordiplomatik mensuplarının tebriklerini kabul edecektir,
D.P. Genel İdare Kurulu bu akşam saat 17.3u da Adnan Menderesin e-vinde geç vakte kadar devam eden yeni hır toplantı yapmıştır. Görüşülen mevzulara dair-hlç bir şey sız-mHuıı.şlır, Diğer taraftan C.H.P. ve D.P. Genel Başkenlan 19 Mayıs bay-
ramı doiayısiyle bugün Atatürk’ün muvakkat kabrini ziyaret ederek birer buket bırakmışlardır İnönü sabah 9,30 da. Celâl Bayar da öğleden sonra saat 14.30 da bu ziyareti yapmışlardır.
Seçim ııelicelerine dair muhtelif illerden gelen son malûmat AdaleL Bakanlığı Seçim Bürosunda tasnif edilmektedir. Muhtemel olarak yarın geri kalan illerin seçim neticeleri de ilân olunacaktır. Sebatı Ata-man ve Talisin Coşkanın seçimleri-
D.P. taralından ydtJfl&n ItlfllOTLr Yüksek Se$îrn Kurîılıînda TıalcrT In £ «elenmektedir. Bursa ve Van vaîile-rf hâkKınTTa***seçim muamelâtından dolayı Yüksek Seçim Kuzuluna yapılan itirazlar hu kurulca vazifelendirilen Üyeleri tarafından mahallinde tahkik edilmektedir.
Yeni kabine hakkında gece geç vakit alınan bir habere göre Tarım Bakanlığına Fahri Lûtfi Karaos-ınanoğlu, Sağlık Bakanlığına da Dr. Nihat Reşat Belger’in getirilmeleri ihtimali kuvvetlidir. Başbakan Yardımcılığı İle Ekonomi ve Devlet Bakanlıkları için her hangi bir tahmin


k.
yürütülmüyor. Bazı söylentilere göre bir kısım Bakanlıkların birleştirilmesi. bazılarının da lAgvı bahis mevzuudur. Kaldırılacağı söylenen Bakanlıklar arasında Tekelin ve Çalışma Bakanlığının adı geçmektedir.
Sabaha karşı
Kati rakamlar belli oldu
Gece sabaha karşı Adalet Bakanlığı Seçim Bürosundan verilen malûmata göre seçlnt neticeleri tama-mlylc l>elli olmuştur, 487 ınillctve-kilinhı 417 sini D.P., 69 unu C.H.P., I tanesini de Millet Partisi kazanmıştır. 117 D.P. Milletvekilinin 9 tınıl müstakil namzetler teşkil etmektedir.
MECLİSİN EN YAŞLI LYESÎ
D, P. mahfillerinden alman malûmata göre pazartesi günü Meclis iç-tlmaında celseyi açacak olan en yaşlı üyenin Hüseyin Cahit Yalçın olduğu anlaşılmıştır. Hüseyin Cahit Yalçın bulunmadığı takdirde bu vazifeyi Fuat Hulûsi Demircili yapacaktır.
flbdülhak Şinasi Hisar
Geçmiş Zaman Adamları
Birçok karilerin geçmiş zamana ait hâtıraları okumaya telıaliik gösterdikleri şu sıralarda, karilerimizin Abdülhak Şinasi Hisarın kaleminden çıkmış bu yolda bir eser bulmakla pek memnun olacaklarım kuvvetle tahmin etmekteyiz, önümüzdeki pazar gününden itibaren haftada üç defa olmak üzere "Geçmiş Zaman Adamları" serlâvhasijle yazılmış bu eseri, sütunlarımızda ayrı ayrı makaleler şeklinde neşre başlayacağız.
O devri yalatan hûhralurt fıkralar, nükteler nakleden vr geçmiş zaman adamlarının âdetlerini, huylarını, hususiyetlerini, tiplerini, portrelerini, aı/ııı zamanda taşanların nesil farklarına rağmen benzerliklerini ve hiç değişmeyen eîr/i huylarını tahlil eden bu yazıları birer hikâye gibi lezzetle nkuı/ac^(juıısı ümit etmekteyiz.
C----------------------------
/nönünün teşekkürü
Ankara. 19 iA.Aj — Cumhurbaşkanlığından tebliğ olun-muştur:
Heı taraitan muhabbet telgrafları alıyofuın. çok teşekkür ederim. Bu cevabımı imza sahipleri lütfen kabul buyursunlar.
(______________________________>
(, lııdc halk açlık çekiyor (Gazeteler)
Akılsız başın cezaisini ayaklar çeker’.
20 Mayı* 1M6
5"
Sayfa 2
Kursuna çok
rağbet var
Anadoluda Refik Halid
Kırk yıl evvel-Kırk yıl sonra
Edremide doğru
Yol bakımına verilen ehemmiyet — Köy yolu da olurmuş, meğerse ! v0smanlar Aşevi,, — iğrenç bir levha Çam ormanlarından zeytinliklere iniş Nüfus kesafeti ihtiyacı — Ebelik mektepleri
Kazdağı’nın gölgesinde Akçay
YOLUMUZ, dağeıklârla çevrili ufak, bakımlı, güleryüz-lü ovaların birinden öbürüne geçerek gittikçe yükseliyor. Etraftaki köylerin hepsi kiremit damlı evleri, ilk okul binaları, yepyeni camileri ve minareleriyle mâmur bir halde. Şoselere gayet iyi bakılıyor; yer yer a-meleye ve ara sıra yol amelesine mahsus nokta kulübelerine ras-lamaktavız. Dönemeç işaretleri de dikili. Ayrıca köprü veya kavis korkuluk taşları kireçlenmiş. Hulâsa bu havalide yol işleri iyi görülüyor.
Kırk yıl evvelki yolculuklarımda meselâ Çorum - Yozgat -Ankara şosesi üzerinden altı gün araba ile geçmiştim. Şose, şoselikten çıkmıştı; çok defa toprak yola sapmak suretiyle rahatlıyorduk. Bütün yol müddetinde tek amelenin çalıştığını görmemiştim ;öyle hararetli yol faaliyetlerine ancak ecnebi diyarlarda şahit olmuştum. Galiba bizdeki bu gayretin tarihi de . çok eski değildir. Gözümüz yol siyasetine yeni açıldı amma birden bire canlanıvermişiz. Yalnız ana yollarla da kalmamışız; bunları köylere de bağlıyoruz. Bağlandığını notlarımın ileri kısımlarında yakından göreceğiz, memnunluk duyacağız.
Balıkesirde iken bize demişlerdi ki: "Edremit yolu üzerinde iyi bir lokanta bulacaksınız. Yemeklerini civar köylerden getirilmiş taze tereyağı ile yapar. Tatlısı, sütlüsü de nefistir.
Oraya gelince otobüs durdu; tabelâsını okndıım: (Osmanlar Aşevi — Yusuf özay). Bizim hâlâ emsalini Boğaziçinin "Bü-yükdere’sinde seyrettiğimiz ve içinde pek pahalıya yiyip içtiğimiz salaş binalardan birine benziyor. Üstlerine incecik yağ kâğıdı örtülmüş temiz suratlı on beş kadar masa: kapı yanında mutbak. Yemek tencereleri göz-önünde olduğundan birer birer baktım. Zaten acıkmıştım, önüme serilen manzara iştahımı tıkamadı. Belli ki aşçı başı hem meraklı, hem de hünerdi.
Lâkin tam masama oturuyordum. Başı ucuma asılmış bir yazı midemi bulandırdı. Bu basılı levhacıklara Balıkesirin kumaş ve tuhafiye vitrinlerinde de ras-lamıştım amma bir lokantaya a-sılacağım aklımdan geçirmemiş-tim. Vereme karşı bir nasihat. Fakat içinde öyle galiz bir kelime kullanılmış ki nerede okusanız iğrenmekten kendinizi ala-kovamazsınız. Tekrar edemiye-ceğim; işaretle söyliyeyim: Tükrük kelimesinin ağıza alın-nuyacak kadar kabası ve kalını!
Lokantadan çıktık, bir ağaç gölgesine iskemleler getirdiler. Etrafa bakarak, hava alarak dinleniyoruz. Şoförün sesi duyuldu: — Gidiyoruz! Tabiidir ki emre itaat ettik. Karınca sürüsü, deliklerden içeriye doğru
pür telâş sokuldu. Tam öğle zamanı... Sıcak bunaltıcı; yolcular bitkin. Aradan beş, on dakika geçti; araba hâlâ duruyor. Boğulacağız. Kimse ağzını açıp da: "Neyi bekliyoruz?” diye soramıyor, şikâyet etmeği aklına getirmiyor; ter döküyor,
Meğerse şoför, başka bir otobüs şoföriyle yarenlik ediyormuş; bizleri unutmuş. Yanımda oturan orta yaşlı, sözü sohbeti yerinde, efendiden yolcu arkadaşa dedim ki: *' übaliliklere tahammül ediyorsunuz? Şoförlere ve otobüsçülere hadlerini bildirmiyorsunuz?”
Yoldaşım bir anda galeyan etti, bağırmağa başladı; öbür yolcular da homurdanıyorlar. Küçücük bir isyan sahnesi seyrettim: Arabadan inip ateşli bir nutuk veren efendiden zatı hepimiz destekliyoruz; otobüsçü ve şoför zulmünden dert yanıyoruz. îş o dereceyi buldu ki şoför inadını kırmağa mecbur oldu: direksiyona geçti. Hareket ettik amma tenkidler kesilmedi. Nihayet ben müdahale ettim de sükûnu iadeye muvaffak oldum. Efemin kafa tutan, azamet satan, yolcuyu hiçe sayan şoför, az sonra yumuşadı, tatlı bir demokrat kesildi, bizimle konuşmak. hattâ bizlere karşı ve mahviyetle muamele yolunu tuttu.
Artık dağ ve orman sindeyiz, çam ormanı... Mütemadiyen çıkıyoruz; hafiflemiş bir hava teneffüs ediyoruz. Uzakta, karlı tepesiyle Kazdağı belirdi. Az sonra ovaya inince çamların yerini meşhur zeytinlikler alacak.Bir kaç gün, kilometrelerce zeytinler arasında dolaşacağız. Fakat henüz dağ kısmı devam ediyor. Orman işletmelerine Taslamaktayız. Buraları yıllarca üzerinde yaşadığım Lübnan kadar, hattâ ormanlarından dolayı Lübnandan güzel yerler. Şlı var ki ıssız. Lübnanı baştanbaşa kaplayan köylerden, köylüden, hayat ve hareketten tamamiyie mahrum... El etek çekilmiş, gaynmeskun bir arazi parçası.
Gönül istiyor ki nandaki gibi— yolumuz mâmur bir köye uğrasın. Çardaklı kahvesine girelim, yemek ve içki, aradığımız • önümüze konsun. Hoşlanırsak geceyi de burada ge çirelim. Bizi basit, lâkin karyolasından cibinliğine kadar lüzumlu eşyası bulunan, pencere kepenekleri sımsıkı kapanan, taştan yapılmış kunt bir otele ötürsünler. Dağ havasında rahatça uyuyalım.
Hayır. Bu, tahakkuku asırlarca imkânsız bir hülyadan i-barettir. Anadolu ancak nüfus kesafeti ile mamure haline gelebilir. Şimdilik, birbirine epeyce uzak adalarla, adacıklarla bezenmiş bir denizdir. Adadan a-daya, yani şehirden şehire var-
Ufak bir isyan sahnesi — ■ Lübnan’ı hatırlıyorum — - işte gene deniz! — körfezi
dıkça azçok bir nüfus topluluğu, cemiyet hayatı, insan yilzü görüyorsunuz. Otobüsler bir nevi deniz motörüdür; bir adadan kalkar, öbür adaya yanaşır. İki ada arasındaki yerler nüfus bakımından boş denizden farksızdır.
Filvaki Ege bölgesi için bir istisna yapmak lâzımsa da bu bölge yurdumuzun kaçta biri? Aynı bölgenin nüfus kesafeti de bir kaç yüz misli fazlasına çıkmadıkça bir kıymet ifade edebilir mi? Vilâyet merkezlerinde gözüme ilişen ebelik ve çocuk bakımı müessesleri hem çoğaltılması, hem de genişletilmesi icap eden teşkilâtın en mühimlerindendir. Buradan köy ebeleri yetiştiriliyor. Köylülerin gayet memnunlukla kabul ve hizmetinden faydalandıkları ebeler sağlanacak o niifus kesafetinin temel direklerindendir. Yolculuğumun ileri kısımlarında bir kaçını ziyaret edeceğim.
Dağ yolu ovaya indi. îşte zeytinlikler! Kafamın içinde Birinci Cihan Harbinde başlayıp İkincisinde de sürüp giden, hâlâ gazetelerdeki piyasa haberleriyle ehemmiyetini muhafaza eden zeytin ve zeytinyağı meselesi çeşitli safhalariyle canlanırken zeytin ormanları da gözümün ö-nünde fasılasız uzanıp denize kadar ufukları kaplamaktadır. İstanbul çocuğu ne kadar kısa bir ayrılık devresi geçirse denizi görür görmez, Kristof Ko-lomb’un tayfası kadar sevinçle haykırmak ister. Fakat "Kara.! Kara öründü!” yerine:
— Deniz! Deniz göründü!
Demesini ister. Hele bu deniz gelecek yazılarımda bana anlat mak zevkini vereceğini beklediği _ _ _
ve çıkıntıları, yüksek dağ sırtları, çam koruları, zeytin bahçeleriyle: her tarafına serpilmiş adaları, adacıkları, hele suya yetişmek, birbirlerini geçmek için yarışa koşulmuş tazılannki gibi sipsivri uzanmış burunla-riyle en kaprisli ve en 6üslü sahillerden nasibini almış olursa...
Otobüstekiler bize şayet geceyi Edremid’te geçireceksek kaplıcayı tercih etmemizi söylemişlerdi. Bir dekovil hattiyle kasabaya ve denize bağlı olan bu kaplıcayı, ağaçlıklar içinde olmadığından dolayı sevimli bulmadım. Zaten Edremidi ve 10 kilometre uzağında, deniz kenarındaki Akçay mevkiini görmek için sabırsızlanıyorum. î-şitmiştim ki güneşin battığı sıralarda Kazdağının karlı şâhi-kasivle ormanlık yamaçları"Ak-çay” koyuna, hâtırası unutulmaz bir güzellikte akseder,hele hava durgunsa suların renk değiştirmelerine doyum olmazmış.
O gün ise yaprak oynamıyordu. Böyle bir fırsatı, kaplıcanın kükürtlü buğusuna gömülüp kaçıramazdım.
Niçin bu lâ-
tevazu etmek
bölge-
yine Lüb-
“Ege denizi” gibi girinti
Ş E II I İt HABERLERİ
K*
Millî Piyango 19 Mayıs çekilişinde kazananlar
Doktorlarını göndermek şimdiye kadar yirmi iki devlet müracaat etti
Bir kaç gün evvel açılışı yapılan Ortaşark Verem Tekâmül kursunda derslere devam edilmektedir. Kursta hâlen 24 doktor vardır. Birleşmiş Milletlerden ve Amerikadan cip o* tomnbili ve röntgen cıhaziylc diğer lüzumlu teçhizat ve malzeme gelmiştir
Kuraıın Yakınşarkta gördüğü rağbet ve alâka glt.tikçe artmaktadır. Kursa doktorlarını göndermek üzere şimdiye kadar 22 memleket müracaatta bulunmuştur.
Kurs faaliyetinin Önühıüzdekl aylarda genişletilmesi için Taksimde İs, tanbul Kulübünün arkasında yeni bir binanın temeli atılmıştır. Bina bu sene içinde tamamlanacaktır.
300 bin liralık büyük ikramiye Ankaraya, 100 bin lira îstanbula, 50 bin lira da Karamana çıktı
190763 192075 194885 279582 303303 313020 441074 467254 474174
259421
375585
474822
279377
102012
490578
numara
numara
numara
MIHI Piyangonun 19 mayıs 1950 çekilişi dün Ankarada saat 13 te yapılmıştır. İkramiye kazanan numaraları aşağıda bildiriyoruz:
300.000 Hra luızaııan
251568
100.000 lira kazanan
038536
50.000 lira kazanan
450919
20.000 llrtı kazanan numaralar 060213 259160
10.000 Hra kazanan nuınarnlnr 091547 157005 195743 317357 455580 481095
6.000 lira kazanan 003623 015018 049266 202893 218157 333659 3.000 Hra kazanan 022680 097479 120715
2.000 lira kazanan 006661 073254 112091 150002 206073 277103 310889 338937 397486 426958
025668 078765 127515 164087 227090 289734 312617 339828 390881 445896
0437 i8 085625 127867 171085 235855 297540 323951 354703 400615 162591
numaralar
058779
09162" 144035 182029 236059 299682 326139 362297 417373 476340
062277
093627
156734 198190 256114 301181 327291 392781 121608 476571
maçlar yapacak
numaralar
065564 198747 441968 456920
nııımlıalar
125857 182259
, ,, ■ . -------
Galatasaray, Sunderlaııd ile bugün karşılaşıyor
Sarı-Kırmızılılardan güzel bir oyun bekliyoruz
Şehrimizde bir haftadan beri misafir bulunan Sunderlnnd takımı bugün Galatasaray)* İnönü Stadında üçüncü maçını yapacaktır. Sarı-Kır-mı/.ılıların bu maça ne şekilde bir kadro İle çıkacakları kati olarak bilinmediği gibi Ingiliz profesyonelleri karsısında tutturabilecekleri oyunu da şimdiden kestirmek mümkün değildir. Bizce bu ikinci nokta takımın teşkil tarzından daha mühimdir.
Bilindiği gibi oyuncularımızın ekseriya gönü gününe oynamamakta ve bundan dolayı da ekle edilen neticeler bütün tahminleri alt üst etmektedir. Bir hafta evvel büyük farkla galip golon bir lakımın ertesi hafta aynı takıma, kadrosunda hiç bir derişiklik olmadıkı halde, yenilivcrmesl çok Jefa görülmüştür Bu bakımdan maçların neticesi hakkında bir tahminde bulunmak ihtiyatsızlık olur.
Sunderlnnd takımının şimdiye kadar iki maçını seyrettik. Bundan evvelki tenkid yazı lapımızda bu takımın oyun tarzı hakkındaki kanaatlerimizi açıklamış olduğumuzdan burada tekrarına lüzum görmüyoruz, Ancak şu kadarını hatırlatmak isteriz kİ, Sunderland gorek Heri ve gerekse geri hatları itibariyle safclam ve emniyetli bir takım manzarası arzctmnkte-dir. 'Öfhdk olnfcnT tlb^etbd’e söfcfruk-kiinh ve temkinli oynaması, ovun tarzının sUli bakımından da bize bariz ve üstünlüğünü inkâr etmemek lâzım gelir. Yalnız her İki oyununda da her halde merkez muhacimlerinin takımda oynayamamış olması, iklim şartlarının defrlşlk bulunması, ve nihayet bütün Ingiliz takımlarının turneye çıktıkları zaman işi biraz gevşek tutmaları itiyadından vareste kalmaması sebebiyle olacak. Sunderland-ın bize henüz hakiki kıymetini gösto-romemlş oldufcu hissini uyandırmaktadır. önümüzdeki maçlar bu husustaki görüşümüzü daha ziyade hakikat* yaklaştırmış olacaktır.
Son oyunlarına göre mukayese yapmak icap ederse Galatasaray takımının müdafaası kuvvetli, formu da ye-rindedir. Yalnız hücum hattının sol tarafı, bilhassa cenah aksamakladır. Bu kanattan yönetilen akınlar ekseriya akamete uğramakta ve birçok fırsatlar bu yüzden heba olup gitmekledir.
Bu cenahın iyi işleyememesi takımın gol çıkarmak kabiliyeti üzerine de müessir olmaktadır.
Sarı-Kırmızılıların bugünkü maça her halde bu noksanlarını telâfi etmiş olarak çıkacaklarını ümit ederiz. Bir do oyuncuların karşılarındaki takımın şöhretli ve hariçte yapılan telkinin tesirleri altında kalmıyarak maça mâneviyatları savlam çıkmalarını ve bu haleti ruhiye içinde oynamalarını tavsiyeye şayan görürüz.
Bize her bakımdan üstünlüklerini kabul etmekle beraber, Sunderland takımının sıkıya gelince bocaladığını hatırlıyarak azimkar bir oyunla bu psikolojik anlardan istifade etmesini bilirsek iyi bir oyunla yüzümüzü güldürecek bir netice almamız İhtimalini pek imkânsız telâkki etmemeliyiz.
Haber aldığımıza göre Galatasaray takımı bugün Sunderland karşısına Vefadan nldığı solaçık Bölendi de kadrolarına alarak şöyle çıkacaktır:
Turgay —* Naci, Ruhi — Musa, Muzaffer, Doğan — tsfencliyar,
Gündüz, Reha, Koçis, Biileht
Ortada dolaşan şayialara göre Fenerbahçeli Salâhaddlnir dc Galatasaray* geçtiği ve bugün takımda oynı-vacağı söylenmektedir, fakat Galatasaray Kulübü idarecileri bu haberin henüz kalllcşmndlğlni, Salâhnddlnln bugün takımda oynayıp oynamıyaca-ğının meçhul olduğunu söylemişlerdir.
1.000 lira kazanan
003663 011883 029659 079108 102704 133421 156073 178886 210476 235775 254950 284972 302258 317677 319331 362271 394948 423724 468642 483352
004086 015188 040408 088706 111149 140575 164703 182051 211456 243993 265358 287486 304564 325379 350373 368559 402245 438057 468056 484043
004579 016484 057396 089183 113794 141793 171316 190194 214364 245366 266667 287777 304762 332473 351844 386166 403433 444326 472637 492625
ııuıııuralar 005823 023011 071810 093615 120896 142715 172479 201547 214875 250762 271048 292430 309199 334967 358943 391765 421826 451013 473670 492064
009Ö8O 028858 075538 100630 129277 144685 177771 203459 217309 252318 282746 292467 310191 337246 359115 394801 422852 458836 482118 496398
Fransadan 4
feribot alıyoruz
Marslıall Plânından Denizyollarına ayrılan tahsisatla muhtelif memleket-lere yapılacak olan siparişlere ait anlaşmalar peyderpey imzalanmaktadır. Bu cümleden olmak Üzere Fransızlarla yapılan anlaşmayı imzalamış o-lan M. Lemaresquler dün kendisi ile konuşan bir arkadaşımıza Devlet Denizyollarının Fransadan dört feribot alacağını bildirmiştir.
İstanbul Sergisi hazırlıkları hızlandı 1 temmuzda açılacak olan İstanbul Sergisi hazırlıklarına devam edilmektedir. Bu yıl daha fazla firmaların iştirak edeceği serginin esas binası dahilinde, büyük bir kısım eğlence yerlerine tahsis edilmiştir. İspanyadan gelecek bir varyete trupu burada faaliyete geçecektir. Dışarıda yapılmakta olan bir çok venı pavı-yon binalarının inşaatına hız verilmiştir.
a

İktisadî İşbirliği İstanbul Bürosu faaliyete geçiyor
Öğrendiğimize göre İktisadi İşbirliği İdaresinin şehrimizde açacağı büro yakında faaliyete geçecektir Büro, Beyoğlunda büyük bir binada çalışmaya başhyacak, aynı zamanda hâlen Cageioglunda bulunan U.S.İ.S. (Amerikan Haberler Bürosu) da bu binaya taşınacaktır.
C. H. P., Beyazıtta bir gençlik lokali açtı
Cumhuriyet Halk Partisi Beyazıt Halkodası dünden beri Şehzadebaşı Letafet Ap. merkezinde yeni bir gençlik lokali açmıştır. -Lokal yüksek tahsil gençliğinin bütün ihtiyaçlarım karşılıyacak şekilde olup kütüphane, müzik, dinlenme ve eğlence salonlarım ihtiva etmektedir. Bütün bu salonlar sabahın saat 9 undan gece yarısı saat bire kadar açık bulundurulmaktadır.
500 Hra
ralar;
Son dört
9319) He
beşer yüz
200 lira
ralar:
Son Uç
bulan 500
100 lira
ralar:
Son ÜÇ
İkramiye karanan
rakamı (071) İle nihayet numara iki yüzer lira, ikramiye kazanan numa-
: rakamı (0078, 4966, 6013, nihayet bulan 200 humara lira,
, ikramiye kazanan nııma-
numa-
rakamı (127, 676, 698, 752) ile nihayet bulan 2,000 numara yüzer lira,
40 lira İkramiye kâzanan numaralar: r
Son iki rakamı (96) ile nihayet bulan 5.000 numara kırkar lira,
20 Hra İkramiye
lar:
Son iki rakamı
yet bulan 10.000
lira,
10 lira İkramiye kazanan numaralar:
Son iki rakamı (19, 28, 78. 87) İle nihayet bulan 20.000 numara onar Ura,
5 lira İkramiye kazanan numaralar:
Son rakamı (3 ve 7) ile nihayet bulan 100.000 numara beşer lira ikramiye alırlar.
katanan
numara-
(02, 24) numara
ile niha-yirmişer
8.000 lira teselli mükâfatı kazanan numaralar
254562
254567 254538
254598 254068 254468 250568 256568 214658 274568
254560 254365 254518 254578 251268 254868 253568 259568 244568 054568
254561
254566
254528
254588
254368
254968
255568
204568
264568
154568 354568 454568.
254563
354569
254548
254668
251568
257568
224568
284568
254564 254508 254558 254168 254768 252568 258568 234568 295568
İkramiyelerin satıldığı yerler:
300,000 lira Ankaraya, 100.000 lira îstanbula, 50.000 lira Karamana, 20 bin liralar İstanbul ve Samsuna, 10 bin liralardan ikisi Îstanbula. diğerleri Ankara, İzmir ve Ayvalığa, 5.000 lira kazananların üçü lzmire, diğerleri Samsun. Amasya, Sungurlu ve Kulaya, 3.000 lira kazanan biletlerin 30 u Ankaraya, 4 ü Îstanbula. 3 il lzmire. ikişer tanesi Denizli. Samsun, Bursa ve Zonguldak’*. 28 tanesi de Yurdumuzun muhtelif şehir ve kasabalarına satılmıştır.
Yataklı Vagonların tertip ettiği deniz seyahati 29 temmuzda başlıyor
Yataklı Vagonlar Şirketinin Devlet Denizyolları vapurlarından biriciyle Batı Akdcrüzde tertip ettiği b V yük deniz seyahatine Fenerb»? > kulübü de katılmaktadır,
29 temmuzda limanımızdan kal1 « cak olan gemi, İzmir, Pire, Napoli t ııgrıyarak Villa Frnnche limanınu giderek 5 gün kalacaktır Bu müddet zarfında yolcular Parlae gidip gelebileceklerdir. Gemi, 20 aguatosta b-manımıza dönmüş olacaktır. Fenerbahçe Kulübü de bu seyahati esnasında geminin uftrıyacagı limanlarda maçlar yapacaktır.
Bahar Bayramı bugün başlıyor
Gülhane Parkında tertip edlhn eğlenceler yarın da devam edecek
1 mayısta havanın muhalefeti ztlnden tehir edilmU olan Bahar ve Çiçek Bayramı bugün Glllhane Pai» kında kutlanacaktır. Bayrama yarın da devam edilecektir. Parktaki teel»* ler ve son hazırlıklar tamamtm» mıhtır.
Bayramda çiçek alayları, orU * yunları ve muhtelif halk oyunlegı, varyeteler yapılacak ve her tüml müzik ve eğlence bulunacakta,
İç hatlarda çalışan gemiler radar cihazı konuyor
Denizyolları İdaresi İç h&tl&rdt t>-liyen gemileri de radar cıhazlyle Ug» hız etmeye karar vermiştir, Marshal Yardım Plânından alman tahsisatsa 249 bin dolanyle bu tesisat için ge« rekll malzeme sipariş edilecektin.
Norveç gemisi
gene tutuştu
Bir ay evvel Haydarpaşa limanı a-çıklarında bir yangın neticesinde yanarak karaya oturan Norveç bandıralı Bosphorus vapuru dün öğleye doğru dördüncü defa olarak tutuşa rak alevler içinde yanmaya başlamış* tır. Şiddetli bir infilâk olmamakla beraber zaman zaman iştialler vuku-bulmaktadır. Geminin esas mazot deposunun ateş aldığı sanılmaktadır.

SİYASÎ İKTİSADÎ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi :
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ
MÜDÜRÜ: FARUK A SÜNTEB
Bu sayıda yazı işlerini fiilen idare eden: Sacid ÖGET
Gazetemize fjöıulcrileeek N-lûmum yası farın doğrudan doğruya Ya-z\ İdleri Müdürlüğüne gönderilmedi idamdır.
İkinci sayfamızdaki siyasi, üçüncü sayfamızdaki kültürel, beşinci sayfamızdaki iktisadi başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamiyie yazarlarına aittir.
Basıldığı yer :
yenî İstanbul matşaaol LIK LtMlTED ŞİRKETİ MATBAASI
Ahmet Hamdi Tanpınar
Sahnenin Dışındakiler
- 73 -
Vaziyetimiz hakikaten garipti. Karşımda, hiç olmazsa yirmi dört saat bir katil olduğundan şüphe eltiyim bir adam vardı. Bu adam, eroin ticareti yapmıştı. Dostlarım vakaa onu kurtarmışlardı. Fakat dosya poliste duruyordu. Kendi tabiriyle bütün bir tayfanın gözü önünde en yakın baba dostumu soymuş tu. Sevdiğim kadının babasına yapmadığı fenalık kalmamış, âdeta onda insan haysiyeti bırakmamıştı. Belki, sadece bu hazzı tatmak için ona dayak hile atmıştı. Onu garsoniyerinde kapıcı gibi kullanıyordu.. Belki o kadının kendisine bile buna benzer hakaretler yapmıştı. Bununla beraber,, on dakika evvel, siniri çekilmiş bir diş gibi her türlü insanlık duygusundan mahrum sendiğim bu adam şimdi beni İtham ediyordu. İşin garibi az çok hakkı da vardı. Onu kıskanıyordum. Sûbihanın kocası olduğu için bütün ömrüm boyunca ona hizmet edebilir, her sabah ayakkabılarını giydirirdim. Fakat onu kötü ve âdi bilmekten, istemediğim halde mesud-durrı(
Fakat bununla kalmıyordu. Biraz evvel insanlımın dışına attığım bu adama şimdi içimde bir taraf acıyordu.
361
— Kalkınız, dedim. Kalkın ve evimden gidin, Sizi evimde görmek istemiyorum.
Oturduğu yerden yüzüme, âdeta içi boşalmış gözlerle baktı. Acaba söylediklerimi anlıyor muydu?
— Evet, fena adamım. Söylediğinizden daha fena adamım. Fakat bunu söylemekle ne çıkar? Bütün kabahatini hayatla oynamamdır. Zannetmeyin ki, size hesap veriyorum. Ben yaptıklarımı yüklenecek kadar kuvvetliyim! Fakat mademki söylediniz, o halde tam bilin. Mademki peşimdesinlz, adımlarımın arkasından ayrılmıyorsunuz! Evet hayatımla oynadım. Keşke hayatı biraz daha ciddiye alsaydım. Fakat başka türlü nasıl olurdu? Etrafımda o kadar ahmak insan vardı, küçük yaşımdan beri, beni her şeyden öyle bıktırdılar ki. can sıkıntısından ölmemek için, ateşle oynamaktan başka çarem yoktu. Ateşle oynadım. Her an masanın üstüne kendi hayatımı sürdüm. Ya hep. ya hiç... dedim, kazandım, kaybettim. Fakat daima üstün çıktım. Arılıyor musunuz? Dalına kendisini bir uçta hissetmenin saadeti içinde, o ürperiş içinde yaşadım. Sabiha ümit ettiğim gibi çıksa idi. belki başka türlü olurdu. Belki bu işlerin hiç birine girmezdim. Fakat öyle çıkmadı. O da başka türlü hasta idi. İliklerine kadar hasta idi. Şahsiyetinin ve imkânlarının hastası idi. Onu çıldırtmıştınız... Sız, etrafında toplanan budalalar, o Ihsan sersemi, o Muhlis Bey. Bizim bunak. Sen!
Ayağa kalkmış bir parmağlyle göğsüme dokunuyordu
Tekrar;
— Gidin, derhal evimden gidin! Sizi dinlemek istemiyorum...
— Dinleyeceksiniz... Buraya neye geldiğimi sanıyorsunuz. Kudret Beyin yazmaları için mİ? Hayır. Yazmalar çoktan satıldı: Parası da cebimde. Sabahleyin Muhlis Beyin ben göreyim.
362
diye masanın üzerine açık olarak bıraktığı bu gazete için mi! Gülünç, sadece gülünç. O adamı öldürmediğimi hiçbir insan öldürmeyeceğimi o da pek âlâ bilir. Hayır bunlar için gelmedim. Ben size bunu söylemek İçin geldim. Bitti, bitti, demek için geldim. Belki kapıdan geçerken başkasını düşünüyordum. Şüphesiz onları düşünüyordum. Size Kudret Beyden, gazeteden bahsedecektim. Bu cinayet meselesi için düşündüklerinizi soracaktım. Belki, niçin, niçin bunu yaptınız? diyecektim. Fakat içeriye girince büsbütün başka bir şey için geldiğimi anladım. Size bunu söylemek için geldim.
Durdu, yüzüme dik dik baktı.
— Siz de benim kadar fenasınız.., Bunu söylemek için geldim. Allaha ısmarladık!
O günden sonra muhtarı, bu hâtıraları bitirecek son tesadüfe kadar görmedim. Fakat onun hakkında sırası geldikçe anlatacağım bir yığığn şey öğrendim. '
Burada yalnız şunu söyleyeyim ki, o gün evinden beni tam bir yıkılış içinde bırakarak gitmişti. Hikâyem boyunca okuyucu, benim o aylardaki ruh haletimin Muhtarın söylediği şeylere büsbütün yabancı olmadığını, her lâhza kendimi ve etrafımı itham ettiğimi bilir. Muhtar sözleriyle bende uyuyun yılanı uyandırmaktan başka hır şey yapmamıştı. Onun sözlerine tanı inanmış değildim. Muhtar öfkesini başkalarından alabilecek cinsten adamdı. Kendi saadeti yıkıldığı için, pek âlâ bizim ve bilhassa ona karşı nıü-dafaamz olan benim huzurumu yıkmaya kalkabilirdi. Fakat sözlerinden anlaşılan belli başlı bir hakikat de vardı. Sabiha ile mesut olmamışlar, Sabiha sevdiği adamdan ayrılmıştı.
Bütün bunları konuşmak için Muhlis Beyi aradım. Evde yoktu. O zaman Ihsam görmek istedim Fakat Îstanbula kadar inmek bana güç
• 363
göründü. Üzerime tuhaf bir yorgunluk çökmüştü, kurtardı. Hayahmdekinden çok başka bir Kudret Bey odama girdi. Ben onu meyus, biçare, son yaşama desteklerini de kaybetmiş bir insan halin-de göreceğimi sanıyordum. Halbuki, şık. lendü-rüst, tıpkı Beyoğlundaki frenk veya ecnebi dostlarım ziyarete gittiği, yahut Tokatlayanda onlarla buluşacağı günlerde, hazan da Sakine Hanını veya NAsır Paşalara beraber gittiğimiz günlerdeki kıyafetiyle idi. Yüzü neşeden parlıyordu.
Kapıdan:
— Cemal... OldÜ. Her şey halledildi. Dün yazmaları sattım. Epeyce de para tuttu. On iki bin lira... Gazete çıkıyor. Fildişi bastonunu masanın üstüne koydu. Koltuğa büyük bir ciddiyetle oturdu. Monoklünü düzelte düzelte:
— Artık mücadele haşlıyor. Sen de silâhlarını hazırlamalısın. Muhtar çok kibar davrandı. Beraberce şirket kurduk. Yirmi bin lira He bir gazete çıkabiliyor. Benim elimde de beş on para kaldı. Şimdi seninle gidelim bir yerde yemek yiyelim! Rahat, rahat konuşalım .Şu gazete işini bir halledelim! Ben bugün çok meşgulüm. Kadroyu tanzim edeceğim. Yarından itibaren matbaa meselesini halledeceğiz. Muhtar her şeyi iyi düşünüyor. Yalnız çok titiz. Behemehal makineleri Almanvadan getirtmek istiyor, Bana hır yığın prospektUa bıraktı. Hakkı da var. çünkü ınfla» tlon yüzünden çok ucucza mal olacak.
Bana. Almanyadakl enflâsyonun vzun uzun tafsilâtını verdi. Koltuğunun altında getirdiği mecmualardan rakamlar okudu.
— Bu taraftan bakarsak. Muhtar haklı, fakat ben vakit geçirmek istemiyorum. Beş on kuruş kaybetsek bile işimizi vaktimle görmüş olacağız. Nihayet bana ikimizin de münasip bir
® 364
Beni bu yorgunluktan dördüncü ziyaretçim matbaa aramamızı söyledi. İşe elverişli bir yef bulursak alacağız. Beraberiz değil mi ?
Ağzım hayretten açık onu dinliyordum. Ya-ı-abbım. bir insan bu kadar safdil olabilirdi.
— Seni elbette gelip görmüştür. Bilmezsin seni ne kadar çok geviyor. Hep senden konuştuk. Bizi yakında evine çağıracak... Muhtan dostlarımızın anlamaması ne hazin! Muhlis Bey de, İhsan da onun aleyhinde. Bir dolandırıcı lâfı tutturmuşlar. gidiyorlar. Fakat gazete çıkınca görecekler! Ben doğrusu ona inanıyorum. Zaten çocukluğundan beri severim-
Ne söyleyeceğimi şaşırmıştım. Beraberce çıktık. Evin hemen arkasındaki İngiliz askerlerinin geldiği Rus lokantasına gittik. Bir gece Yuneşka-nın yanında tanıdığım güzel bir kadın bize hizmet etti. f
Kudret Bey monoklü ile memue’yü epeyce süzdükten sonra muhteşem bir yemek ısmarladı.
Lokanta dar ve karanlıkça ıdı. Fakat ucuz eşyasına rağmen zevkle tanzim edilmişti. Kenardaki büyükçe bir soba de iyice ısınmıştı. Noel hazırlıkları ayrı bir çeşni veriyordu. Kudret Bey şampanyasını, ayn zevklerle alarak içerken bana projelerini anlatıyordu.
— Şirket kırk bin lira sermayelidir. Çünkü Muhtar bana olan borçlarının bir kısmını da oraya yatırmamı İstedi. Yani otuz bin hra o koydu, ben de on bin. Fakat bu otuz binin de yirmi bini benim olduğu için onun hissesi yalnız dörtte bir. Bittabi bunu şimdilik kabul ettim. Çünkü kendi hisselerimden birisini Sabıhaya hediye etmek niyetindeyim,
365
20 Mayıs 1950
T E N î İSTANBUL
Sayfa 3
T I j B B ! ! E T t) 1 D 1 L ’ E R
Modern dünyada doktorun vazifesi
Teknik terakkiler, gitgide daha ileri bir ihtisas işi üzerine kurulmuştur
Yazan : Dr. Etienne Berthet
B gelişmeler ve terakkiler çok ÎR asırdan beri tıb ilmindeki mühim olmuştur. 19 uncu yüzyılın başından itibaren zamanımıza kadar olan 150 sene, tıbbi keşifler bakımından, Hipokrat’tan 18 inci a-sır sonuna kadar uzanan devreye nispetle çok daha verimlidir.
Yüz yıllar boyunca doktorluk telâkkileri büyük inkişaflar kaydetmiş bulunuyor. Bugün artık tıb sanat!, yalnızca tedavi ilminden ibaret olma vıp, bu esas vazifesiyle birlikte koruma ve öğretme işini de üzerine almıştır. Ferdi doktorluğa şimdi bir de “sosyal tıb” ilâve edilmiştir ki. bunun, dünyada gitgide daha mühim bir mevki işgal ettiğini görmekteyiz. “Sosyal tıb.,. doktorluğun vazifelerini tahdit etmemekte, bilâkis ona çok gemş bir hareket sahası vermektedir.
Teknik terakkiler, gitgide daha ileri bir ihtisas işi üzerine kurulmuştur. Salgın hastalıklar meselesi, gitgide daha ciddi korunma tedbirleri alınmasını icap ettirmiş tıbbî ve cerrahi yeni tedavi fenni ise. neticede daha dakik teşhis usulleri üzerinde araştırmalar yapılmasına yol açmıştır. Bu dakik olma mecburiyeti, ‘»tıbbi makine,, adı verilebilecek olan ve son asrın doktorları için bir sürpriz teşkil eden tekniğin kullanılmasına her gün biraz daha fazla lüzum göstermiştir. Röntgen neticelerini almak. lâboratuvar tahlillerini yaptırmak. bazı müesseselerde mütehassıs ihtimamı altında kalmak gibi zaruretler. tıbbî faaliyetin “maliyet fiyatını,, oldukça arttırmış bulunuyor.
Tedavi masraflarının bıı şekilde yükselmesine mukabil, bilhassa orta sınıftan büyük bir hastalar grupu-nun ödeme imkânları da son derece azalmıştır. Eğer zenginlere ait zümre, doktorun mütemadiyen artan masraflarını kâfi derecede kapatacak kadar bol ve cömert ise, ancak o vakit bir doktor, geri kalan varlıksız hastalarına bedava bakabilir. Yoksa, doktorun âlicenaplığı boş bir kelimeden ibaret kalır. İntizamdan ve teşkilâttan mahrum bir cemiyette mukadderat haksızlıkları çoğaldığı zaman, fertlerin âlicenaplığı ve hameti. artık bunu mez.
Asırlar boyunca kındaki telâkki de
kilerin büyüye yahut Allahın intikamına hamlettikleri hastalıkların, şim-
di sadece şahıslar ve cemiyet için bir felâket olduğu düşünülmekte, bu gibi tefsirlerle vakit kaybedilmemektedir. Modern hükûmteler, artık vatandaşların sıhhatine lâkayt kalamıyorlar ve bir devlet için bütçesini tehdit eden ve onu fakirleştiren hastalıkları mümkün olduğu kadar erken ve mükemmel şekilde tedaviye gayret ediyorlar, tşte Birleşmiş Milletler topluluğuna bağlı Dünya Sıhhat Teşkilâtının anayasası da bu tez üzerine kurulmuştur. Hükümetler kendi halkının sıhhatinden mesul tutuldukları içindir ki. doktorlar, tıpkı askeri tababette olduğu gibi bir devlet memuru telâkki edilmektedir.
Zamanımızda “Sosyal Tıb”, münakaşa edilmez bir ihtiyaca cevap vermekle beraber, tesirini kaybetmesi tehlikesine karşı, onun iyice tayin edilmiş hudutlar içinde kalması da lâzımdır. Her ne kadar bugünkü doktorun vazifelerinin, geçen asırdaki meslektaşlarından çok daha geniş olduğu ve şimdi bir doktorun, hastasının içtimai ve ruhi şartlanna karşı lâkayt kalamıyacağı söyleniyorsa da. nihayet onun da bir insan olduğunu ve günah işlemekte inat edeceğini unutmamak lâzımdır.
Feyezan tehdidi altında kalan Winıılpeg şehrinde bıı gördüğünüz hâdise olmuştur: Hususi hlr sanatoryumun sahihi bulunan Mrs. Rulıy Coıırh, binayı terketmek İstememiş; bunun üzerine polis zor kullanmaya mecbur kalmıştır
Truman’a göre •
Japon sulhu yakında imzalanacaktır
tamire kâfi
jner-gele-
hastalıklar değişmiştir.
hak-
Es-
Modern doktor, en esaslı meziyet olarak humanism vavsıflarını muhafaza etmelidir. Fert olarak veya toplu halde bir insan gibi hareket etmeğe ve ilmi tekniğin çerçevesi içinde kalıp da teşhis koyan bir hesap makinesi vaziyetine düşmemeğe mecburdur. Çünkü en nazik tedavi, fizi-ko-şimi ilminin en kıymetli buluşları, lâboratuvarların en titiz neticeleri, iki insan arasında insanca bir konuşma kadar tesirli olamaz. Bir hastayı en fazla tatmin eden de bu hissi emniyet tarafıdır. Fakat, doktor tarafından verilecek bu hissi emniyetin, bilgi noksanlığından veya aşın nikbinlikten gelmemesi ve onun şu dört esas vasıf üzerine kurulması icap eder: :Bilgi, tecrübe, iyi niyet ve vicdan...
Bütün doktorların gayesi, içtimai mevkii ve mali vaziyeti ne olursa olsun herkese vücut ve kafa sağlığının muhafazası için lüzumlu yardımı yapmağa çalışmaktır. Tıb ilminin ulvi gayesi de, sadece tehlikede olan bir hayatı kurtarmak olmayıp, insan neslinin tam ve sıhhatli şekilde inkişafım emniyet altına almaktır.
VVashington 19 A.A «United Press) — Dün yaptığı bir hasın konferansında Başkan Truman. Japonya İle yapılacak sulh anlaşması görüşmelerinin yakında başlayacağım ümit ettiğini söylemiştir.
Truman’ın bu beyanatı. Savunma Bakanı Louis Johnson He Genelkurmay Başkanı General Omar Brnd-ley’in yakında Japonya’ya yapacakları seyahatleri hakkında sorulan bir suale cevap teşkil etmektedir.
Başkan. Johrtson’un seyahatinin askeri bakımdan geçenlerde Bclçikaya yaptığı seyahatin benzeri okluğunu
söylemiş ve sulh nndlaşması görüşmelerinin Dışişleri Bakanı Dean Ache-son’un nezareti altında Dışişleri Bakanlığında yapılacağını ilâve etmiştir.
Dulles projeyi hazırlı yarak
\Vftshington 19 (APı — Birleşik Amerika Dışişleri Bakanlığı dün. John Koster Dulles’ln. Japonya He yapılacak barış andlaşmasının projesini hazırlamakla görevlendirilmiş olduğunu açıklamıştır.
Dulles'e bu işde, on üç devletten müteşekkil Uzakdoğu Komisyonunda Birleşik Amerika delegesi olan Max-wcll Hamllton yardım edecektir.
Eski Bulgar Kıralı Simon’a suikast
Mısır polisi, teşebbüsü meydana çıkarıp, 4 komünisti yakaladı İskenderiye, 19 A.A (AFPı — Ka-hireden bildirildiğine göre Bulgaris-tanın genç kıralı Simon’u korumaya memur polis teşkilâtı 18 mayısta Hıdiv İsmail vapurunda pasaportsuz ve hüviyeti meçhul şüpheli iki Bulgar tevkif etmişi ir.
*A1 Zanimduo gazetesine göre İsken-dnriyede genç kıralla beraber bulunan Bulgaristan nna kırallçesi Gio-vannaya, kiralın eski htlsusi kâtibi tarafından şu açıklamalarda bulunulmuştur:
Genç kirala karşı hüviyetleri polisçe malûm olan 4 Bulgar komünisti tarafından bir suniknst hazırlanmıştır.
Genç kıralı tskrnderlycde öldürecek olan hu 4 Bulgar, bir müddet ovvel BulgnristRndnn ayrılmışlardır
Bunun üzerine ana kıraliçe tarafından haberdar edilen Mısır polisi, bütün limanlan ve uçak meydanları nı kontrol etmek üzere tertibat almış ve genç kirala tahsis edilen muhafızlar takviye edilmiştir.
Bernard Baruch’a göre:
Türk seçimlerinin
i akisleri
ışarıaa
Brezilya basını, seçim neticesini demokratik bir ihtilâl olarak vasıflandırmaktadır
Rio de Janeiro 19 A.A. (özeb) — Brezilya basınında da Türkiyede yapılan genel seçimlerin neticeleri umumi bir ilgi He takip edilmektedir. Bu arada bağımsız “Journal,, şöyle de-riaoktodlr:
“Dört gün önce Türkiyede bir demokratik ihtilâl vukua geleli. Bir Doğu memleketinde yalnız seçim sandığı kullanmak suretiyle böyle tam bir değişiklik İlk defa hâdis olmaktadır.
Memleketin idaresinde Kemal Atatürk’ün yaptığı büyük değişikliklerden beri, 27 senedir iktidarda bulunan C. H. P. üzerinde D. P. nin zafer ka2anmaslyle neticelenen ve fevkalâde bir önemi haiz bulunan bir olay husule gelmemiştir. Atatürk’ün kuv-
vetli bir teşkilâta ihtiyacı vardı ve bunun için C. H. P. yi kurmuştu. Muhalefetin bu partiye karşı 30 yıla yakın bir zamandan beri sarfottlğl bütün gayretler semeresiz kalmıştı. Bu muhalefet şimdi muvaffak olarak, demokratik rejime, noksanı olan realiteyi temin etmiştir.,,
Yine bağımsız bir gazete olan “Corrcida Manhn,. ise şunları yazıyor: “Dünya, mağlûp olan parti ile seçimleri kazanan parti arasında en ufak bir İdeolojik fark görmemektedir. Bunun siyasî olmaktan ziyade psikolojik olduğğunu zannediyoruz. Şimdi mağlûp olan parti, 27 senedir iktidarda idi. Hükümet do misafir gibidir. Fazla kalırsa da sıkar.,,
i6W ashiııgtotı9 kararsızlık
içil ide b u lun inak tadır”
Ruslar, seferberlik hazırlığı bakımından Amerikalılardan daha ileri durumda
Ne\v-York, 19 A.A. (United Press» — Birinci Ve İkinci Dünya Harbinde Birleşik* Amerika Devleti Başknnln-nna müşavirlik eden 79 yaşındaki Be-nard Baruch. perşembe gecesi Colom-h|a üniversitesinde verdiği beyanatta. Amerikan Milletinin bir taarruza ia-yıklylc karşı koyabilmesi için bir «M ferberlik programının istemiştir.
Amcrlkaya milyarlarla dolara ve binlerce cana malohluğunu belirtmiştir.
Yılanlar öldü,., fakir hayatta
Lille 19 A.A (Afp) — Burmah İsmindeki fakirin 80 kadar yılanla birlikte 15 günden beri aç olarak yat-bğı cam tabut, havayı tazelemek üzere bu sabah İcra memurunun huzurunda açıldığı zaman yılanlardan bir çoğunun ölmüş ve çürümekte olduğu görülmüştür. Sigarasızhktan şikâyet eden fakire 200 sigara verilmiş, tabuta (ta yeniden yüze yakın yılım konmuştur. Tabut mühürlenmeden önce fakir 52 gün aç kalarak rekor kırmayı ümit eden ve 21 gündür açlığa devam eden Frankfurt’lu Alman rakibi Willy Schmitz'dcn daha çok muvaffak olmak için lâzım geldiği kadar uzun zaman aç kalabileceğin! söylemiştir.
hazırlanmasını
program tekili
NVashlngton’u ola-
Dokuz maddelik bir eden Bernard Bnruch “kararsızlık içinde bir başkent,, rak vasıflandırmıştır.
“Soğuk harpte,, Sovyetlcrin teşeh küsü ele aldıklarım söyHycn Baruch, Birinci ve İkinci Dünya Harbinin kararsız ve hazırlıksız olan Birleşik
( MEMLEKET HABERLERİ ]
Akhisar, mezbahaya kavuşuyor
Akhisar. 19 (A.A.) — Bugün burada belediye tarafından 133 bin Hra sarfiyle yeni mezbahanın temel atma töreni kalabalık bir davetli kütlesi huzurunda yapılmıştır. Belediye Başkam Cemil Kcnt’ın kısa bir hitabe-siyle törene başlanmış, memleket ve Akhtaarluar için uğurlu olması temennisiyle temele İlk harcı Vali Nihat Uyguç koymuştur.
İzmire akseden söylentiler
Komünist mefkureliler, devlet teşkilâtından uzaklaştırılacak
1 - — —
e W
v
4 u
■ ■
EZ

İSTANBl 1.. Dünya hikâye müsabakası. Birinciye 5000 dolar YENİ İSTANBUL, Dünya Birinciye 5000 dolar YENİ • 5 nc.hp
YENİ İSTANBUL, Dünya hikâye müsabakası. Birinciye 5000 dolar ★ YENİ İSTANBUL, DÜnya^h^üLB
/ENİ İSTANBUL, dünya edebiyatının !
9
kapılarını Türk edebiyatına açıyor J _ I (8
Dünya, en iyi hikâyesini arıyor t
Birinciye
•OOO dolar *
Müsabakaya giriş şartları
Gazetemiz, öteden bçrl devamlı bir şikâyet ve arzunun yakın müşahidi bulunması hasebiyle, İçinde şüphesiz dünya çapında değerler bulunan Türk ediplerine, dünya edebiyatının kapılarını açmak zamanındı çoktan geldiğine kani idi. İşte bu sebepledir ki, Amcrlkada intişar etmekte olan New-York Herald Tribüne gazetesinin tertip ettiği dünya hikâye müsa-bjilaısı, bizi bu gazete He İşbirliğine şevketti ve şiıp-(Üye kadar Türkiyede yapılmamış olan millî bîr hikâye müsabakasını tertip etmkle de vazifelendirdi. Maksadımız, bu suretle dünya edebiyatının kapılarını 'i’iirk edebiyatına açmak ve dünyaya bizde de değerli muharrirler yetişeblldiğinl Isbat etmektir.
İşte bu düşünce iledir ki. memleketlinizin bütün değerli kalemlerini “Dünya Hikâye Müsabakasına0 iştirake davet ediyoruz. Bıı müsabakanın Türk edebiyatı İçin muvaffak olması ancak onlar sayesinde milnıküıı olabilecektir.
Müsabakaya giriş şartları
Dünya Hikâye Müsabakasına, aşağıdaki şartlar dahilinde iştirak olunacaktır;
A
B
c
D
— Tanınmış veya tanınmamış her muharrir, kendi Inızasiyle veya miistcar bir İsimle müsabakaya iştirak edebilir.
Müstear İslın kullananlar hakiki İmzalarını hikayelerinin hlr nüshası altına atarak kapalı bir zarfta ve müsabaka nihayete erdiği tarihte açılmak üzere idarelili nem İze tevdi edeceklerdir.
— Hikâyelerin en az 1500, en çok 4000 kelimelik ve daktilo İle iki nüsha olarak, sahifenln bir tarafına yazılmaları şarttır. Mevzu tonnunen serbesttir. Hikâyeler, canlı, hakiki hayattan alınmış, aşk, macera, harp, iş, esrar, din ve ırk mücadeleleri veya beşeri ihtiras gibi her türlü mevzua sahip olabilir. Hikâyelerin sade, tabii bir dille yazılmış bulunmaları ve /.aınanımızda cereyan etııılş olmaları tercih sebebi teşkil eder. Fakat tekrar ediyoruz, mevzu kat’lyyen tahdit edilmiş değildir.
— Müsabakaya İştirak edenlerin gönderecekleri hikâyelerin başka bir yerde çıkmamış olması şarttır. Muharrir, lııı hususta hikâyesine bir de taahhütname ekllyecekllr.
— Hikâyelerin gazetemize 30 haziran 1950 tarihine kadar makbuz mukabilinde bizzat tevdi edilmiş veya taahhütlü mektupla gönderilmiş olması lâzımdır. Hikâyelerin üzerine “Dünya müsabakası" haydi konulmalıdır.
* jupp 0002 o.Çpu|j|Q •ısn>fuqubpuı OÂç>uq vAuya
E
F
G
Muharrirler, müsabakaya iştirak için gönderdikleri hikâyeleri müsabaka neticesine kadar başka hiç bir yerde neşretmemeyl taahhüt ederler.
— Gazetemizin edebî heyeti, gelen hikâyeler arasından bir İlk seçme yaparak en iyi 30 hikâyeyi tes-hlt edecektir. Bu hikâyeler gazetemizde neşredilecek ve her hikâyeye 30 lira ücret verilecektir.
— Memleketin tanınmış ediplerinden mürekkep büyük bir jüri, neşredilen 30 hikâyeden en güzel iki tanesini seçecek, gazetemiz bunlara 300 er lira mükâfat verecektir.
— Türkiyede seçilen bıı iki eser 5000 dolar ınüka-fatlı Dünya Hikâye Müsabakasına girmek baklanı kazanarak gazetemiz tarafından MlUetlera-sı Jüriye tevdi edilecektir.
İzmir, 18 (Hususi muhabirimiz bıl-tırlyor) — İzmir Milletvekilleri yarın 10,50 treniyle toplu bir halde An-(aıaya hareket etmektedirler. D.P. teşkilâtının “halk çocukları” adım verdikleri bu kafilenin diğer illerden katılacak mebuslarla birlikte yepyeni ruhla çalışmağa kararlı yeni bir parlâmento hayatı yaratacaklarına İzmirde inanıldığı için D.P. teşkilâtı yarın kendilerine handolu bir teşyi merasimi yapacaktır. Yeni milletvekillerinin Ankaradaki parti elemanımdan aldıkları talimata uygun olarak dürı ve bugün bazı mevzulaîı tetkik ederek kararlar aldıkları ve bu kararları D.P. Meclis Grupuna sunacakları anlaşılmaktadır. D.P., Parti Grupunun yarın ve pazar günü yapacağı alenî toplantılardan sonra yakın bir İhtimalle salı gününden itibaren ilk D.P. Hükümetinin icraatı ve prog-ramşna dahil olacak konular üzerinde fasıla vermeden müzakerelere geçeceği ve bu müzakere celselerinin gizli olacağı tereşşuh eden haberlerden anlaşılmaktadır. îlk D.P. iktidar hükümetini teşkil edecek olanlar kimlerden teşkil edilirse edilsin gayet verimli, yorucu fakat istikbale ait
Türkiye seçimleri ve Yunanistan
Yunan umumî efkârı, seçim neticesini müspet karşıladı
AtJjıa 17 (Hususi muhabirimiz Marc Marceau bildiriyor):
Dünyanın en güzel
50 Hikâyesi
Dünyanın en güzel hikâyeM aranırken, hlr taraftan da müsabakaya iştirak eden milletler arasından en iyi Ö0 hikâye da tesblt edilmiş olacaktır.
YENİ İSTANBUL
Bıı 50 seçınv hikâyenin Türkiyede neşir hııkkııu şimdiden temin etmiş bulunuyoruz. Bunları oktıytı-cıılarımı ayrıca takdim edecektir.
Kimlerle yarışacağız ?
Edebiyat tarihinin bıı çok mühim müsabakasına dalın şimdiden iştirak eden milletler şunlardır: İngiltere, İtalya, Almaııyn, Hollanda, İsviçre, İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya, İrlanda, İsrail, Cenubi Afrika, Avustralya, Yeni Zelanda, Hindistan, Seylân ve Yunanistan.
Müsabakaya Amerika da iştirak etmektedir. Fakat orası İçin tertip heyeti başka bir şekil tatbik etmekte ve ayrı bir mükâfat vermektedir.
lilHNVlSl IN3A
f
t
jf- JB|up ÜOOS 0ARU|j]8 ısa a |
Yunan umumi efkarı, 11 mayıs seçimlerinin neticesinden, şaşırmış olmakla beraber. Demokrat Partinin zaferinden memnun kalmıştır. Bazı siyasi mehafil, Türklyedç ve Yuna-nistanda aynı amilin, yani umumi memnuniyetsizliğin. Celâl Boyarla PIjMtlras'i iktidara it tirdiğini söylemekledir. Her iki memleketteki iktidar partileri o deroco memnuniyetsizlik uyandırmıştır ki, halkın buna karşı şiddetli bir aksülamel göstermemesi imkânsızdı.
Bütün Yunan matbuatı, son Türk seçimlerinin tamamen dürüst cereyan ettiğine emindin Demokrat memleketlerde muini olan usûllerle yapılmış olan bu seçimler, 'riırkiyerıln siyasi inkişafında çok müessir olacaktır. Türk İyede parlâmento rejimi çok sönüktü ve muhalefete hemen hemen hiç tahammül edilmiyordu Muhalefet ise Halk Partisinin hatalı hareketleriyle bunların İktisadi neticelerinin halk üzerinde yarattığı fona tesirlerden istifade »tiniştir. Türk milleti hu sefer işte bu hataları aleyhine dy vermişi ir. Vima ve Ethura gibi bir çok gazeteler de. Halk Partisinin 27 yıllık yıpranma ve iktisadi müşküller yüzünden f( na vaziyette olduğunu ileri sürmektedirler. Atatıirkün büyük hizmetleri, hükümetin lakip ettiği devletçilik politikasını rıınzıır göstermeye kâfi gelmemiştir Halk Particini. Türk köylü, işçi ve memurlarının İçinde bulundukları sefalet düşürmüştür. Bir çok lüks İnşaat için yapılan düşüncesiz masraflar da umu mi hoşnutauzluğu arttırmıştır.
vaitler taşımayan bir program hazır-lıyacağı ve bunu 21 mayısla 29 mayıs günlerinden birinde yeni Meclise sunacağı yine D.P. genel merkezi ile sıkı sıkıya teması Olan mehafile gelen haberlerden anlaşılmaktadır. Hiç bir sahada tasfiye yoluna gıdilnuye-ceği. fakat devlet teşkilâtında muzır düşünceli kimseler varsa bunların vazifelerinden affedileceği vc meselâ komünist düşünce ve mefkûrc taşıyanların devlet kapısından uzaklaştırılacakları buraya akseden söylentiler arasındadır. Halkevlerinden D.P. mensuplarının faydalanmalarını temin için bu müessesclere yeni bir hükmi şahsiyet vermek ve bunları sosyal klüpler haline getirmek ileri sürülen tasavvurlar arasındadır. Yeni İktidar partisi bu bahiste bir karar alırken C.H.P. asla bir suitefeh-hüme düşmekten içtinap edeceğe benzemekte ve bu işin hukuki cephesini mütalâa etmekte olduğu söylenmektedir. Ticari ve iktisadi alanda sosyal menfaatlere hâdinı bir serbest ticaret sistemine doğru gayet süratli bazı hamleler hazırlanacağı ve her ihraç maddesi için garp demokrasilerinin aldığı mânada bir standard-laşmn yolu tercih ediycceği beyan edilmektedir.
Şimdilik .olgunlaşmamış birer fikir halinde Heri sürülen bu mütalâaların yeni hükümet programında daha mütekâmil bir şekilde ifadelenmiş olacağına tzmiıdc ihtimal verenler çoktur.
İspanvıulii bir film çevirmekte olan Ava Gardner, aynı filmde rol alan boğa güreşçisi Mario Uabre ile beraber görülüyor. Bahsi geçen filmde James Mason başerkek rolünü oynamaktadır. Tanınmış radyo ve filin yıldızı Frank Sinat-rıı'ııın Madrit’e gelmesi üzerine Ava Gardner, Cebre ile gezmekten vazgeçmiştir
Bulgaılar, bir Birleşmiş Milletler

üyesini
vurdular
Sofya, 19 AA, (AFP) — Bulgaristan Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Vladmir PoptomoCun Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygve Lie’yc 12 mayısta gönderdiği mektubun mahiyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından dün açıklanmıştır.
Mektup, Trygve Lle’nın Birleşmiş Milletler Balkan Komisyonu üyosl Fransız Albayı Guiochon’un 6 nisanda Bulgaı-Yunan hududunda yaralanması hakkında izahat İsteyen telgrafına cevap teşkil etmektedir.
Vladmir Poptomof, mektubunda şu fikirleri ileri sürmektedir:
Bulgar ve Yunan hududundaki resmi şahsiyetler. 6 nisanda böyle bir buluşma olacağından haberdar değildirler ve Yunan resmî makamları karşılaşmanın 9 nisanda olmasını istemişlerdi.
Bulgar hudut muhafızları, bu karşılaşmadan haberdar olmadıkları için her zamanki gibi hareket ederek Bulgar topraklarına 10 metre girmiş bulunan 6 asker üzerine ateş açmışlardır. Fakat Bulgar hududuna, bu 6 askere Birleşmiş Milletlere mensup kimselerin refakat ettiğini bildiren hiçbir işaret verilmemiştir.
ESKİ B/R GELENEK
Eski bir ıımıııeyo göre lu-r sene oidugıı gibi bu yıl da otomobil, nıot'oMklct. bisiklet ve çocuk urıtl» uııiiiı lııkdls merasimi Pnrlstc .sapılmıştır. Kesinimizde, bu merasime İştirak eden alayın takdis edilişi görülmektedir.
Sayfa 4
Y İd N 1 İSTANBUL
20 Mayii 1950
Ç AMERİKADAN İNTİBALAR )
Irklar eli Amerika
SI’OR
İlkbahar atletizm
f
XI inci ölüm yıldönümünde
AGAOGLU AHMET
(1869- 1939)
BEY
maçları
Yazan : İsmet Giritli
lerini kapadığı 19 mayıs 19 ilerine kadar kitapları ve kalemi naşında yorulmak bilmeyen Ağaoğlu Ahmet Bey. memleketin ciddi problemlerini hayatının son dakikasına kadar samimî ve heyecanlı bir eda He öne sürmekten geri durmamıştır. Hiç şüphe yok kİ, vatandaş İle hükûı.*et münasebetlerinde fert hürriyetinin en «on ve en büyük teminatı, bizzat vatandaşların kendi İçlerinde ve medeni cesaretle rindedir. Halk ve hürriyet ancak bu nimetlerin üzermde titizlikle titreyen ve bunları korumasını bilen vekarlı insanların nasibidir. Denilebilir kİ, merhuı ın hayatı çok defa yalnız başına ve oü^iık mânevi ıstıraplar pahasına memleketimizde bu hakikatin ilk ve en güzel örneklerinden birini vermek gayesiyle geçmiştir. O. bütün hayatı boyunca bir taraftan hür fikir ve müesseseler! müdafaa ederken, diğer taraftan da memleketimizde ilk defa bir hürriyet ve demokrasi edebiyatını VİL cüda getirmiş, bu suretle demokratik rejimin, ilk koruyucularından ve hocalarından biri olmuştur.
italyanlar
Zenciler meselesi
Yahudiler, İrlandalIlar... ve saire

BİZDE ve Avrupada, Amerika sık I sık “ırklaı* potası,» olarak anılır, fakat Amerikada bir müddet kalanlar, bu ülkeye daha ziyade “ırklar eli., demekte haklı olabilirler. New-York şehri içinde yapılan seyahat bu hali açıklamaya yeter.
İş bölgesi olan Wall Streettcn bir aubwaye (tünele) binelim ve şehrin ••yukarı” mahallelerine doğru yol alalım. 125 inci Sokak istasyonunda yeraltı treninden inelim ve yeryüzüne çıkalım. Etrafınıza şöyle bir göz atın ca, hâlâ New-Yorkta olduğunuza I-nannuyacağınız gelir: Yoldan geçen erkek ve kadınlar, sokak aralarında oynayan çocuklar,, polisler, yolu kazan arâeleler, dükkâncılar, herkes, herkes siyahtır: zencidir. Hiç bir yerde beyaza rastlıyamazsınız.
Konuşulan lisana gelince: İngilizceniz zayıfsa, konuşulanları anlamakta biraz zorluk çekersiniz ama. kelimeleri uzatan bu acayip İngilizce, Birleşik Amerikanın “güney” şivesidir.
Bu New-York Afrikası, işte meşhur “Kara Harlem” dlr. Bizdeki alay mevzuu olan “bob-stil” elbiselerini asıl Harlemli kara Amerikalılar giyer. Burada, sokakta, 3-4 yaşındaki çocukları bile bir caz havası duyar duymaz, el ve ayaklarını salhyarnk dansederken görürsünüz; tempo, bu ırkın cidden iliklerine işlemiştir. Kiliselerinin önünden geçerken, hıristi-yan dua nağmelerinden çok, Afrika kabilelerinin tam-tam’ını andırır sesler ve el çırpmalar işitirsiniz.
Zencilerin çoğu sefalet içinde yaşar: Amerikan ucuz konforuyla. A-merikada sefalet sayılan şeraitin a-cayip bir kombinezonu.. Çoğu hizmetçilikle geçinir. Irk münasebetlerinde en fazla liberal sayılan New-Yorkta bile zencilerle beyazlar arasında kati bir sınır çizilmiştir. Beyazlar kadar kolaylıkla İş bulamazlar. Beyazlarla meskûn bölgelerde çok kere ev satın alamaz veya ldralaya-mazlan Bir beyazla bir karayı kol-koTa görmek hemen hemen imkân-FiZdlis Bütün bu ayrılıklar kanunla değil, fakat halkın âdet ve ananesiyle teessüs etmiştir. Yoksa, ırk ayırtmağını yasak eden bir sürü yeni kanunlar vardır. Bununla beraber hususî okullar veya apartman sahipleri, kapılarını zencilere açmaya mecbur edi-lemiyorlar. Hattâ üniversitelere bile girmeleri pek öyle kolay olmamaktadır. I
Mamafih Nevyorkta —ve ekser kuzey şehirlerinde— bir zenci husumeti yoktur» Halk onlara karşı bir düşmanlık göstermez. Sadece lâkaydiyle karşılarlar Ve zenciler, kuzeyde beyazlar gibi serbestçe ve müsavat dairesinde oy verir, devlet okullarında müsavi tahsil görür, devlet memuriyetlerinde -çok kere- müsavi fırsatla karşılanın İçlerinde bir hayli zengin olanlar, Lincoln ve Cadillac’tan aşağı otomobillere tenezzül etmiyenler, şahane apartmanlarda yaşıyanlar pek çoktur. Ve zenci ahali, New-Yorkta, artık Harleme sığmamaktadır. Harpten beri başka mahallelerine de taşmış iyice yayılmıştır. Bu suretle, Harlem dışında, beyaz-siyah. karışık bölgeler doğmuş mudur? işin tuhafı, hayır! Zencüeıden bir kaçı, iyice uğraşarak ve para dökerek, beyazlarla meskûn bir mahalleye sokulmaya muvaffak oldu da, arkalarından bir kaç zenci aile, daha yerleşti miydi, bir iki sene İçinde beyazların buradan göçtükleri Ve o koca bölgenin münhasıran “kara* olduğu görülmektedir. Ancak çok fakir beyazlar, istisna kabilinden, bunlar arasında kalmaktadırlar. Büyük “Central Park” ın kıyılaı-ı, Brooklyn’in bir çok yerleri, Jamaica-nın bazı kısımları işte böylece el değiştirmiştir.
Güney eyaletlerinde İ6e, malum olduğu üzere, eski esirlerin ahfadı olan zencilerle efendileri, beyazlar arasındaki hat çok daha keskin çizilmiştir. Zencilerin beyazlarla aynı trende veya otobüste seyahat etmesi, aynı plâjda denize girmesi, aynı okulda okuması, evlenmesi, müsavat dairesinde oy vermesi... ilh. kanunla yasak edilmiştir. Karalar buna karşı gelmedikçe mesele yoktur. Hattâ beyazların idaresindeki belediyeler veya i-dareciler, zencilerin iktisadi durumlarını düzeltmek, dertlerine deva bulmak için çalışırlar. Hizmetçi, İşçi veya dadı olarak yanlarında çalıştıkları zenginler onlara şefkatle muamele eder, çok kere ailelerinin bir uz-1 vu gibi görürler. Fakat “çizmeden yukarı’* çıkacak olurlarsa, şedit mukabele görürler. Linç, Güney beyazlarının reaksiyonunun en meşhurudur. “Klu-Kluks-Klan” Gizli Cemiyetinin vahşi faaliyetleri de malumdur, mamafih bu teşkilât, güneyde bile gözden düşmüş ve daha müsamahakâr görüş sahipleri politik havayı değiştirmeye başlamışlardır.
Truman idaresi, güneydeki haksızlıktan ortadan kaldırmak azmindedir. Ancak bu asırda, bir grup insanın —hele bunlar da vatandaşsa!— haklarını başka bir grupun keyfî şefkat vc anlayışına teketnıek geriliktir. Onun için dc, güney devletlerin ilk mevzudaki mahallî kanunlarını lağvedip, ••federal” kanunlar koydurmak emelindedir.
Fakat bunu istemekle yapmak a-rasında mesafe çoktur. Bir kere cenupluların hemen hepsi, Trumanın Partisine, yani Demokrat Partiye mensupturlar. Kanunların değiştirme teşebbüsü büyük bir ayrılığa 6ebep Öİmuf? ve cenuplu senatörler vo me-
Yazan : Oğuz Türkkan bnslar, demokratların "dikslkrat" denilen kolunu tenkil ederek, cumhuriyetçilerle filî işbirliği yapmış vt Tru-manın projelerini suya düşürmüşlerdir. Bundan başka, bizzat ırk müsamahasına taraftar olan cenuplular bile merkezi devlet otoritesinin bu zecri müdahalesini beğenmemiş ve meselenin, güney şartlarına göre, yavaş yavaş halledilmesini iatcmişler-dir. Esasen bu yolda adımlar atılmaktadır. Fakat ne yapılırsa, yapılsın, 13 milyon zenci nüfus, Amenka için bir meseledir.
1
BUGÜN de, Ne\v-York şehri içinde-ki seyahatimize “downto*vı " kısmından başlıyalım. Belediye t thasına ve VVall Streete pek yakın « lan bu mahallelere “Chiııatown„ (Çin şehri 1 derler. San Francıscodakl Chinnlnwt bunun sadece dalın büyüğü ’Ür. Çin pagodlarını andıran mimariyle Çin Bankasını vc iki yanında yapılan a-parlmanları. çince yaftalayîyle sinema kapısını, çince ilAnlı dükkânları ve lokantaları, çince konuşan ahalLvi. kirli ♦sarı tenli, çekik gözlü, kalın, parlak, düz saçlı kadın ve erkekleri, çocuk ve ihtiyarları görünce, kendinizi Nankınde sanırsınız
Brooklynin göbeğine doğru yürürsek, hep bir örnek, çirkin, lûkir a-partmanlar görürüz. Boş arsalarda, asfalt caddelerde ve sürpünlb tenekeleriyle tıkabasa dolu, kirli, loş avlularda, sinek bulutu kadar kalabalık çocuklar oynar ve koşuşuı. Karanlık apartmanlara dalarsak, keskin sarmısak kokusu bize, Akdeniz memleketlerini, pencerelerden sarkan çamaşırlar da Napoliyi hatırlatır. Rastgele bir kapıyı çalın. Kapıyı koyu esmer tenli, kapkara saç ve gözlü, tombul yapılı bir erkek veya kadın açacak ve onda dokuz ihtimalle İngilizce anlamıyacaktır. Bunlar, a-detleri bir kaç milyonu bulun ItaJ-yan menşeli Now-Yorklulardır. Fakat heme nhepsi de Güney ttalyadan ve bilhassa Sicilyadan göçmüşlerdir. Amcrikada bahçıvanlık, sebzecilik, meyhanecilik ve amelelik gibi işlere sarılmışlarsa da, asıl şöhretleri gangsterlikte olmuştur. Sicilya dağ eşkiyalığı, New-York ve Şikago sokaklarında tabancalı, mitralyözlü modern gangsterliğe dönmüştür. Romanlarda ve filmlerde gansterlere ait ne okumuş ve görmüşsek maalesef mübalağa edilmemiştir. Ve o sokaklarda. avlularda, ellerindeki oyuncak tabanca ve mitralyözlerle hırsız-polis oynıyan çocuk sürüleri, yarının çetelerine yetişmektedirler. Bunlar, siyasete bile karışacaklardır. Son Kansa s siyasî cinayetinde adı geçen



B
gangsterlerin isimlerine dikkat edin: Binaggio, Gorgotta, Frank Costello (Amerikanın en nüfuslu, en zengin ve politikada parmağı bulunan gangsteri), Luchıno (italyaya sürgün). Fischettl, GenoveRe. İtalyan oi-nuyan bir tane bile Jrok! AİCapono’-nin de İtalyan olduğunu unutmamalı.
Broöklynin başka mıntıkalarına gidersek, bu sefer bambaşka bh ırkhı karşılaşırız: iri yarı, duru-beynz tenli. çakır veya mavi gözlü, sarışın veya kızıl saçlı Ayrlşler (İrlandalIlar). Her ne kadar Cenuplular onları (kainlik oldukları için) sevmezlerse (le, Irlârıdalılaı Amerikada pek popüler dir tslrnlerl ıMak) la ve (O.) ile başlıyan bu neşeli ve viski düşkünü •nsaniar, pek çok filmlerin, roman-ann. şakaların ve şarkıların Itahra-marudırlaı.
25-30 vıl önce bir delikanlı olarak Arnvı ikaya gelip yükselen Nou-York Belediye Reisi O’Dtvyer de bit UndaİHhr.
Brouldynin Yahudi kısmı, asıl htıdi semti olan Bronx yanında
kalır. Onun İçin iyisi ml NewYork-ıın “Üst-taraf” mahallelerine gülelim. Bronx sokaklarına bakar bakmaz, kendinizi FİJistinde sanırsınız kân tabelâları, ilânlar, sinema lan, her şey İbrani harfleriyle lıdır. Her vitrinde İsrail Devlet
\Veissmanm resmini ve o devletin mavili beyazlı bayrağını gönüsünüz. ^Etrafmızdııkllcr hop gırtlaktan kopan, kaba çınlayan, fakat a mancaya (ia benzlyen acayip bir lisan konuşurlar Bu “Yiddlsh” dekilerl “bozuk Yahudice” dir. Gencinden ihtiyarına kadar, çoğunun kafasında Yahudi takkesi vardır. İhtiyarlat gayet tipik Yahudidir: Tevratvaıî uzun sakallı. takkeli, cübbelj şeyler,. Etler ve şaraplar, haham tarafından takdis edilmedikçe Bronx dükkânlarında satılamaz.
bir atletizm yo-sryircisini, ne hakemini mrm-
lı-
Ya-hiç
Dük-yazı-yazı-Relai
Aynı şekilde kapalı ırk gruplarına Ne w-York un her tarafında rastlarsınız: hemen her tarafta bu çeşit kapalı Yahudi kolonileri vardır. İtalyan ve Irlândalı gruplar da Brook-lyn haricinde bulunur. Brocklynin Ilınan kısımları Suriye ve Arap mahalleleridir, Arabistanın her türlü mahsul ve baharatını bura dükkanlarında bulabilirsiniz. Brmeniler daha çok “dontowh” taralındadır. Bunların çoğu Astoria denilen bir semtte bulunur. Brooklynde sırf Alman veya sırf PolonyalI veya sırf İskandinav-yalıdan mürekkep mahalleler yanya-na sıralanır. Hulâsa, bütün bu ırklar birblrlerlyle karışmaz, birbirlerini anlamaz, hattâ sevişmezler.
Müsabakalar, sah günü İnönü Stadında yapılacak — Nazarı dikkate alınacak bir temenni
UNDAN birkaç hafta evvel yapılması gerekirken hava muhalefeti
yüzünden tehir edilen İlkbahar atletizm yarışmalarının önümüzdeki aalı uünii İnönü Stadında yapılmasına Ajanlıkça kurar verilmiştir. Yarışma-iarın hafta arsamda yapılmanı İlgilileri muhakkak kİ bir takım güçlüklerle karşı karşıya bırakacaktır, işleri güçleri dolayiKİ.vlc bir kısım hakemler mÜMibnka Huatinde stadda bulunanı 1 yucakkır, bu hal yarışmaların vaktinde başhımasına İmkân \erink yecok, pist do bir panayır yerine dönerek organizasyon işleri ehemmiyetli surette aksıyacaktır. Bu şartlar tahtında İcra kılımın rışmuM tablatlyîe no miİMabıkını ve ne de nıın etmlyecoktlr.
Bilindiği üzere muhtelif futbol karşılaşmaları yüzünden Bölge Direktörlüğü İnönü Stadını Atletizm /Ajanlığının emrine vermemektedir. Boylere Atletizm Federasyonunun programı gereğince ay başında yapılması gereken yarışma mütemadiyen geri kalmakta. keyfiyetin mahzuru İlgililer tarafından takdir edilmemekte, neti-cedr dr geçen sene olduğu gibi mevsim ortası gelmeslııe rağmen atlrtler bir türlü form tutamumaktadırlar. Ortnlnmıı bir hnl çaresi olarak şu düşiinülrhlHr. iki haftadır yapılan İngiliz maçlarında, hir an evvel fttad-daki yerini almak gayesiyle seyirciler saat 17 dr başlıyacıık fiilimi maçı için çok erken saatlerdi stadyuma gelmekte ve canları sıkılarak dakikaların geçmesini brkl(*mektedlrler. Hal böyle Ikeiı. Iıeın bu seyircileri meşgul etmek, hmı de una spor atletizm için bir propaganda İmkânından faydalanmak İçin meselâ suat 14 ile 17 arasında atletizm ynrişinnsı yapılması matlup netice ehle edilemez mİ? Bu İşle ilgili bir şahıs olun Bölge Müdürünün (hırıınıa müdahale etmesi zamanı çoktan gelip geçmiştir. Aksi halde, bundan sonra İstanbuldan sürat koşucusu çıkmasını beklememek lâzımdır.
Salı günü yapılacak olan yarışmalar yalnız 1. nei kategori atletlerine açık olacak* diğer kategorilerin müsabakaları Ajanlıkça tâyin edileccek başka bir günde yapılacaktır.
Ziya ÖZ(. AM


Mamafih Amerikanın iç tarafları, Avrupai veya ırki menşeini unutmuş Amerikalılarla meskûndur. Bunlar kendilerini Amerikalıdan başka bir şey tasavvur edemezler ve memleket nüfusunun çoğunluğunu teşkil ederler. Irkça, İngiliz, İskandinav ve Al-man soyundan gelmedirler.
Bir nokta daha: bahsettiğimiz kapalı ırki grupların çocukları, yani yeni nesil, okullar sayesinde, .hızla Amerikalılaşmaktadır. Tabii, ırkî tipini ve insiyaklarını muhafaza etmekle beraber, lisan, âdet ve kafa itibariyle, diğer Amerikalılardan farksız olmaktadır.
Tereddütsüz diyebiliriz kİ, bugün on birinci ölüm yıldönümünü idrak ettiğimiz Ağaoglu Ahmet Bey. Türk siyaset ve fikir tarihinin en dikkate değer simalarından biri ve hattâ baş-hcnsıdır. 1869 yılında Abcrbaycan’da dünyaya gelen Agaoglu Ahmet Bey ortaokul ve liseyi bitirdikten sonra Parlse gitmiş ve hukuk tahsilini orada yaparak. Azerbaycana dönüşünde milli şuurun uyanmasına çalışan mefkûreci arkadaşları ile işbirliği yaptığından Çarlık hükümetinin takibine uğramış ve 1908 de Türklyeye gelmiştir. İttihat ve Terakki Fırkasına giren, Ziya Gökalp. Yusuf Akço-ra, Mehmet Emin Yurdakul gibi şahsiyetlerle birlikle çalışan ve o zaman basının en ileri gelenlerinden biri o-lan Ağaoglıı .Ahmet Beyi 1912 de İstanbul Darülfünununda profesör o-larâk görüyoruz. Birinci Dünya Savaşı içinde Afyon milletvekilliğini yapan ve Maltaya sürgün edilen mütefekkir, serbest bırakılır bırakılmaz milli vazifesini yapmak azmiyle Ana-dolııva geçmiştir.
Bütün hayatı, (Hür insan uğrunda samimi, hiçbir şeyden yılmayan mücadele) şeklinde formüle edilebilecek olan bu değerli insan henüz milli mücadelenin bütün şiddetiyle devam ettiği 1921 yılında Hâkimiyeti Milliye gazetesinde neşredilen bir yazı serisinde mücadelenin içtimai mahiyetini tahlil etmiş, şuurlu bir millet olmak iddiasında bulunmak için harici istiklâlin kâfi olmadığını, kanundan başka hiçbir kuvvetin tahakkümüne tahammül etmeyen serbest düşünceli, serbest duygulu ve hareketli, nereye doğru gittiğini bilen fertlerin bulunduğu bir topluluğun ancak millet vasfını iktisap edebileceğini, aksi halde Anayasada milli hâkimiyet prensipl ne kadar parlak ve muhteşem cümlelerle ifade edilirse edilsin bir milletten bahsedilemiyeceğıni ileri sürerek, daha o zaman Türk İnkılâbının şaşmaz ve nihaî hedefine 1-şaret etmek kudretini göstermiştir. Millî zaferden sonra inkılâp matbuatını senelerce İdare ve bugünkü A-nayasanıızın tanzimine iştirak etmiştir. 8 sene Kars mebusu olarak Millet Meclisinde çalışmış ve aynı zamanda Ankara Hukuk Fakültesinde profesörlük etmiştir. Bu faliyetleriy-le Cumhuriyetin kuruluş ve yerleşmesinde büyük hizmetler gösteren Ağa-oğlu Ahmet Bey, mesaisinin ağırlık merkezini fazilete dayandırmasını bilmiştir.
Agaoğluna göre inkılâbın en ehemmiyetli tarafı Cumhuriyetin mtoıevi cephesidir.
Bu fikir bilhassa “Serbest İnsanlar Ülkesi” adlı eserinde en güzel ifadesini bulmaktadır. Müellif Rous-seauvari bir eda ile yüz yıllarca süren esaretten kurtulmuş bir Türk ferdini muhayyel hür ve serbest bir ülkeye götürmekte, hür ve serbest
Cumhuriyet vatandaşlarının nasıl olmaları lâzım geldiğini izah etmektedir. Ağaoğlu Ahmet Bey bu eseriyle memleketimizin hürriyet ve fazilet sayesinde İnkişaf ederek naaıl bir nur ve medeniyet kaynağı olabileceğini göstermek istemiştir. 1930 senesinde bilhassa büyük Gazinin arzusu ile kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkasının kurucularından hırt ve mütefekkiri olmuş ve bu sahadaki faaliyeti yüz gün kadar sür uüştür. Bu devre, mücadelell geçen siyasi hayatının son merhalesi olmak bakımından bir dönüm noktasıdır. Son senelerde neşredilen (Serbest Fırka Hâtıraları) adlı eserinde memleketimizde hür İnsan ve hür fikre karşı çıkan zihniyetin tam bir tahlilini görmekteyiz. Müellif: Bu eserle Türk içtimai bünyesinin hastalıklarını teşhis etmiş, sadece yukarıdan gelen demokratik hareketlerin, samimî arzulara rağmen muvaffak olmasının güçlüğünü elemle teslim etmek zorunda kalmıştır. Son senelerinde İstanbul Hukuk Fakültesi kürsüsünde bulunan ve 1933 den itibaren fani hayata göz-
Ingiliz Sefirinin Sunderiand şerefine verdiği kokteyl
tngülz Sefiri Slr Noel Charles, dün akşam Ingiliz Konsoloshanesinde şehri* mlzde misafir bulunan Stınderdand futbolcularıyla basın mensuplarına bir kokteyl parti vermiştir. \ ali ve Belediye Başkanı Fahreddin Kerim Gökaym ela hazır bulunduğu toplantı geç vakte kadar neşeli bir şekilde geçmiştir. İngiliz Sefiri hu kokteylde basın mensuplariyle tanışmış olduğundan memnunluk duyduğunu söylemiştir.
HİKÂYE
Idyanat Kaptan
Yazan : Mükerrem Kâmil Su
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşey
Hicrî 19 5 0 MAYIS 20 Cumartesi Rumi
SABAN 3 1369 MAYIS 7 1366
VAKİT VASATI EZAN!
Güneş 5.38 9.15
öğle 13.10 4.48
İkindi 17.08 8.15
Akşam 20.24 12.00
Yatm 22.17 1.53
îmsâk 3.34 7.11
1-
İSTANBUL
YENÎ SES OPERET t; 8.15 Anafor.
KONAK PAVİYOİTÜ: Atraksiyon Trupu.
ANKARA
de
Ispanyol
dn

— Ba^s tarafı dünkü sayıda — İçimde bir ses olamaz, imkânı yok böyle şej'e razı olamam, müsaade etmem diye feryat ediyordu. A-ma bu isyanı sana hissettirmemek için dişimi sıkıyordum. Seçtiğin mesleğin teferruatını anlatırken o kadar heyecanlı, idealini bulmuş insanların huzuru içinde o kadar kendinden emindin ve o kadar mesut görünüyordun ki, dilim varıp da olamaz diyemedim. Gülümsemeye çalıştım, biraz düşünmeliyim, Bu karar bir heyecan mahsulü olmasın dedim galiba. O za man yüzünün ifadesi görülecek şeydi. Bakışların değişti, rengin değişti. Mukaddes tanıdığın şeylere tecavüz edilmiş gibi bir tavır takındın. Bu durum karşısında kendimi bu fikre alıştırmalıyım, bana biraz zaman bırakmalısın bile diyemedim.Çabucak toparlandım. Hem cazibesine tutulduğun şey benim de yabancım değildi, onu aşırı derecede ben de sevmez miy dim? Bunun içindir ki seni anlamakta gecikmedim. Mademki saadetin ona bağlı olduğunu söylüyordun. Yolunu seçmiştin. Sarsılan hislerimi şöyle bir yana ittirn, razı oldum. Hem nasıl razı olmaz dım ki, bu bir aşkın devamı idi sende... Hiç şüphesiz senin yaşında ve Agnin yerinde olsaydım yap tığını yapardım ben dc...
Yumuşadığımı, yola geldiğimi hissedince ne tatlı baktın yüzüme.
* Bir anda kısa kadife pantalonlu. karışık kıvırcık saçlı çocuk oluverdin. “Böyle bir annem olduğu için iftihar ediyorum.,, derken gözlerime vurmıyan yaşların nasıl damla damla kalbime indiğini hissetmedin diye Allaha şükrettim.
İlk günler benim için kolay olmadı oğlum. Belki bu yolu kendin seçtiğin, belki yaratılış itibariyle daha kuvvetli olduğundan, yahut intibak devresinde sahiden sıkıntısını çekmediğin için, belki de beni üzmeyesin diye, ne bileyim. bilmiyorum neyin, nelerin le siri ile sen böyle bir itiraf yapmadın bana. Bu mesleğin mizacına uyduğunu, bu hayatın fevkalâde liğini, âdeta bir açık hava mektebi olduğunu w deniz sevgisinin helan artan bir kudretle seni sardı ğını, yolunda kuvvetle ilerlediğini yazdın. BiİHcn bunlar beni nnsü takviye etti.
Mektuplarının birinde: ••istediğin, sevdiğim bir yolda mesut, hayatımdan memnun ve sıhhatte ol marndı. İşte şimdi öyleyim Hele cenin üzühnodiğini, huzur içinde vc mesut olduğunu öğrendikçe, daha doğrusu bunu hissettikçe daha kuvvetli ve daha çalışkanım.,, diyorsun. Bana İnanmalısın oğlum, artık alıştım, sakinim, hiç üzülmii yorum. Atlantikteki o müthiş fırtınayı gazetelerde okuduğum zaman bile sarsılmadım. Çetin bir imtihan vermiş olduğumdan sen de emin ol.
Anneler İçin, bir gün evlâtlarını
seçtikleri yola, kendi yollarına u-ğurlamanın mukadder olduğuna inandım. Geceleri yatmadan evveı gök yüzüne bakıyorum, bir yıldız var, hazan mavi, mor ışltılar saçıyor. Onda seni görür gibi oluyorum. Gök yüzü bulutlu da olsa gönlüm kararmıyor. Bir gün kavuşma ihtimali mevcut oldukça dünyanın öyle pek de büyük olma dığını düşünüyorum. Gerçekte çok uzaklarda olduğun halde, seni pek yakınımda hissediyorum. Elimi u-zatsam dümen tutan eline dokunacağımı sanıyorum.
Vaktiyle bir kitapta m) okudum, yoksa birinden ml dinledim, pek hatırlıyamıyorum. Yaratılışları İtibariyle insanlar çeşit çeşittir oğlum. Kimi gösterilen İstikamette yürür, kimi yolunu kendisi tâyin eder. Kimi arzularını ölçüye vurabilir, kimi ihtiraslarını ancak bir tarih sayfasında teskin eder. Kimi basittir, kimi muğlâk.» Biri sükûnu sever de bir başkası mücadeleye bayılır. Ruh vardır, çerçeveye sığar; öylesi de vardır kİ hudut tanımaz. Su halde tereddütsüz şunu kabul ediyorum kİ. sen kendi yaratılışına göre yolların en doğrusunu seçtin.Senin için mesleğin bundan daha cazibi tasavvur bile edilemezdi.
Yolunu bulamamış İnsanların ne büyük bir eza içinde kıvrandıklarını. Avareliğin dehşetini bildiğim İçindir kİ, seçtiğin ve seçerken yanılmadığın bu yolun ardında huzurlu ve mesudum. Gözünün arkada kalması İçin katiyen kuçuk bir sebep yok. Yüreğin rahat olsun. Bir gün seninle iftihar edeceğime inanıyorum. Kalbım ve dualarım hep seninle.
Yeni yaş gününde bir kere daha temennilerimi tekrar ediyorum ; Geminin seyrettiği bütün sular tehlikesiz, uğradığı her liman u ğurlu olsun ve senin do ömrün u-zun. bir günün bin olsun azız oğlum.»
Amiri)
İhtiyar kaplan bu mektubu o-kurkrn satırlar arasımla tngın denizler köpürüp (aşıyor, rüzgâr iar eriyor, fırtınalar kopuyor, şi leplcr, çeşitli yolcu gemileri görü nüp uzaklaşıyor, denizlerde gev n uzun bir önırün hikâyesi canlanıyor ve narin bir kadın gök yüzü ne e! açarak dua ediyordu Bu mektubun hayatındaki rolünü şu küçük kıza nasıl izah edebilirdi? Okunandan pek bir şey anlamamakla beraber büyülenmiş gibi kendisini dinliyordu.
Mektup okunup bitince ikisi de bir müddet dalgın dalgın durdular. Sonra küçük kız İhtiyar kaptanın boynuna sarıldı. Yanağın» yanağına dayadı. Küçük kalbi bu dakikada eski denizcinin neler düşündüğünü, neler hissettiğini anlamış gibi idi:
— Annen İçin üzülüyor musun büyük babacığım? Ama ben seni çok floviyorum!
20.35 İnce saz (Suzinâk faşlı).
— 21.15 Salon orkestralarından
melodiler ıpl). — 21.35 Filim
yıldızlan şöylüyor (pl). — 22.00 Konuşma). — 22.15 Şarkılar.— 22.15 M. S. Ayarı ve haberler.
— 23.00 Dana parçaları (pl). — 23.30 Program ve kapanış.
İSTANBUL:
12.57 Açılış ve programlar. —
13.00 Haberler. — 13.15 Şarkı ve türküler (pl). — 13.30 Dans
müziği (pl). — 13.45 Saz eserleri, şarkı ve türküler. — 14.30 Caz müziği (pl). — 15.00 Serbest saat (Konuşma veya müzik), — 15.15 Radyo anlon orkestrası konseri. — 15.15 Haftanın programı. — 16.00 Programlar ve kapanış.
17.57 Açılış ve programlar. —
IH. oo Saz eserleri. — 18.15 Dans müziği (pl). — 19.00 Haberler
— 10.15 İstanbul haberleri. — 10.20 Piyano soloları. — 11.40 Hafif ara müziği (pl). — 19.45 Şarkı ve türküler (Hamiyet Yıiceses). — 20.13 Dinleyici istekleri (Hafif batı müziği). — 21.00 Serbest Saat (Konuşma veya müzikI. — 21.15 Ar-Müzik Birliğinden şarkı ve türküler.— 22.00 Sunderiand - Galatasaray futbol maçından rüportnj. — 22.15 Haberler. — 28.00 GlUba-no parkında tesit edilen çiçek vc bahar bayramından bfr röportaj. — 23.30 Dans müziği (pl). — 21.00 Programlar ve kapanış.
Y A B A N CI I( A D YO LA R D A N SEÇME YAYINLAR LON DR A:
7.3ü lan Ste\vart ve orkestrası, — 8.45 Klâsik müzik dinleyici İstekleri. — 9.15 Klâsik
müzik dinleyici istekleri. —
II. 00 Devamlı, hafif müzik. — 13,00 Haftanın şarkıları. —15.30 Dans müziği. — l(i.13 Dinleyici istekleri. — 17.15 Dııns müziği.
— 18.15 BBC Revü orkestrası.
— 19.15 Bunnıı May ve dans orkestrası. — 22.15 Dans müziği. — 23.15 Varyete şarkıları.
— 21.00 Dinleyici Istckİcrl. — 01.00 i saat dans müziği.
(Türk) Gaziantep. Adana, Konya, Afyondan. — 15.35 D. H. Y. (Türk) İskenderun, Adana. An-karadan. — 16.30 D.H.Y. (Türk) Diyarbakır, Elâzığ, Sivas, An-karadnn. — 18.05 D.H.Y. (Türk) lzmirden. — 18.35 D.H.Y.(Türk) An haradan. — 10.20 P.A.A. (A-merllıan) Hongkong, Bangkok, Kalkütn, Yeni Delhi, Kıtraşi, Tahran. Basra. Şam. Beyrut-tan. — 21.10 P.A.A. (Amerikan) Ncsv-York, Boston. Gnndcr. Londra. BrÜkselden.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.15 P.A.A. (Amerikan) Şam. Beyrut, Bıısraya. — 8.30 D.H.Y. (Türk) Burcuyu. — 8.30 B..E.A. (Ingiliz) Atina, Roma, Nis, Londrayn. — 9.00 K.L M.’ (Ho-lantia) Tahrana. — 9.00 M. R. (Mısır) Lefkoşe, ICahlreyc. — 9.30 D.H.Y. (Türk) Anlcnrayn.
— 10.15 D.H.Y. (Türk) lzmire
— 10.30 D.H Y. (Türk) Ankara.
Adana, îskenderuna. — 11.15
D.H.Y. (Ttlrk) Anknraya. — 10.00 D.H.Y. (Türk) lzmire. — 17.00 T.A.E. (Yunan) Atmaya.
21.35 P, A. A. (Amerikan) Brüksel. Londta, Boston. New-York. — 22.10 P.A.A. (Amerikan) Şam, Beyrut, Karaşl, Yeni Delhi, Kalkütn, Bangkok, Hongkong'a.
GELE( EK OLAN VAPI RI.AR
1100 Bursa (Ayvalıktan). — 19.00 Antalya (imrozdrın). — 19.45 Mnraknz ( Mudanyudan), GİDECEK OLAN VAPURLAR
9.00 Marn kaz 1 Mudanyaya)— 14.00 Ordu (lzmire) — 14.00
Kadeş (KnrndcnUe). — 20.00
Konya (Bandırmaya).
GELE( EK OLAN TREN T.EK 7.10 Doğu (Eks.). — 8.80 Ankara (Eksp.). — 9.15 Ankara. — 10.51 Ankarndan (MotörlÜ T.).
GİDECEK OLAN TRENLER
18.10 An İcara. Ekspresi. — 20 30 Ankara. — 21.10 Güney.
Soldun «ağa:
1 — Şakaya müteallik makale (iki kelime). 2 — Buruşuğu giderilmiş giyim eşyası (iki kelime). 3 — Biriyle görüşmeye gitme. Eski harflerden birinin okunuşu. I — Teral parmakta hâsıl obın bir hastalık. Garaz. 5 — Dost abzet. Bir Rum erkek İsmi. 6— İnsan. Ter»! bir nebat. 7 — Bir nevi pasta. Tersi dilenciler öyle dilenir. 8 — îsîm. Filizlenen. 9 — Tersi sonu ö-lüm mânasına İki kelime. 10 — iyilikte bulunan (İki kelime).
Y'ukurıttan aşuğı:
1 — Sıkıntısı var. 2 — Güvenen. 3 — Tersi kara çehre. Sıfat takısı. 4 veya kireçle İstiklâlini al mel, Kırai. 6
dan zoru vardır. Tersinden başındaki harfi değiştirirseniz sathinin aksi olur. 7 — İki mısraın yarısı, öğrenci. 8 — Su. Tersi çiğneme vasıtası mefkııL 9 — Şahsi mümarese (İki kelime). 10 — Üşümesini gidere-ınlyen.
YENİ 1 — Su Perileri (renkli), 2 — Kanunsuz Sokak.
YILDIZ (42847) 1 — Aşk Dansı.
2 — Işıklar Sönerken
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23683) 1 — Zoronun İşareti 2 — Talihim Olsaydı.
AYSÜ (21917) 1 — Anna Ka-rcnlna, 2 — Aşk Bestesi.
AZAK (23542) 1 - Tokyo
Gülü. 2 - 117 No.lu Mahkûm.
3 — Çanlar Çalıyor.
ÇEMBERLİTAŞ (22513) 1 — A-s! Kalpler, 2 — Kocam öldürmedi
FERAH 1 — Zafer Aslanı. 2 — Vatan Aşktan Üstündür. HALK 1 — Peri Kızı, 2 —
ki Cingöz Canavarlar Arasında.
İSTANBUL (22367) 1 — Stockholm Güreşleri, 2 — Dertli Pınar.
KISMET (26654) 1 — Gungadln, 2 — Kara Anlan .
MARMARA (23860) 1 — Eğlenceler Perisi, 2 — Deniz Yıldızları,
MİLLÎ (22962) 1 — Talihim Olsaydı, 2 — Zoronun İşareti.
TURAN (22127) 1 — Tokyo Gülü 2 — 117 No.lu Mahkûm.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — Büyük Günah. 2 — Deniz deri.
KADIKÖY CİHETİ
HALE (60112) 1 — Tarzan manlar Aslanı, 2 — Cinnet.
OPERA (60821) 1 — Aşk Oyunları, 2 — Kanunsuz Şohlr.
SÜREYYA (60862) 1 — Karanlık Gölgeler. 2 — Beni Affet.
ANKARA
15.30
Orkes-
BÜYÜK TİYATRO:
Cumhurbaşkanlığı
traaı konseri. Şef: H. Ro»bau«l 21 de Shakcspcare in '‘Yanlışlıklar Komedisi,,.
KÜÇÜK TİYATRO: 6 ŞahiH Muharririni Arıyor.
GAR GAZİNOSU : Paris Rovl» heyeti.
PÂVİYONDA : İtalyan batları.
İZMİR
F.
EJ-
Or-
Akro-
ŞEHİR TİYATRO"-! İlle Adım.
BEYOĞLU CİHETİ ATLAS: (40835) Kanlı Göl
ALKAZAR (42562) 1 - Ateş Çemberi, 2 — Pamuk Prenses (renkli)
AKIN (80718) 1 — Dümbülllı
Macera Peşinde, 2 — Şehitler Kalesi.
AH (44394) 1 — Şahane Vals. 2 — Knlküta.
ELIIAMRA (43595) 1 - Aşkın Günahı. 2 — Gece Kulüpleri Kıralı.
İPEK (44289) 1 — ölmeyen A-dnm. 2 — Şöhret ve Para. İNCİ (84595) 1 — Kanlı İzdivaç. 2 — Aşk Serenadı,
LALE (43595) 1 — Sakıhaddin Eyyubl. 2 — Gönül Fırtınası. MELEK (10868) 1 — Meçhul
Arkadaş, 2 — Kalbsiz Kadın. SARAY: (41659) Vasüls Lo-
gothetidls Elen Komedi Trupu. SUATPARK (83143) 1 — Aslanların Pençesinde. 2 — Lo-rel Hardy - Kuru Gürültü. SÜMER (42851) Çılgınlar Kulu bü.
SARK (40380) Vazife Kurban» Türkçe
ŞIK (43726) 1 — Mahzun Gönül ler.
TAKSİM (43191) 1 — Frankoş-taynın Doğuşu. 2 — Kara Maske.
TAN 1 — öldüren Para, 2 — Dalnvcrccilor,
ÜNAL 3 — Ateşten Gömlek. 2 — Müzikli ilâveler.
\NKARA Tamamen Şeninim. IÜYÜK Asilzade Silâhşor.
CEBECİ 1 — Lorcl-Hardl Boğa Güreşçisi, 2 — Leylâ ile Sc-llma.
PARK Adalet SUS Altın Kafes.
SÜMER Bin Bir Tehlike Adn«» ULUS 1 — Siyah Paraşüt. 2 Kırmızı Güller.
YENÎ ihanet
İZMİR

OOESEI
— Temi çimento tesviye et. 5 —
(mürekkep keli-
— Tersinin akltn-
KLHAMKA Kan Dâvası.
LALE 1 — Aşktan Kaçılmaz 2 — Makinah Adamlar Dlyan II. Kısım.
TAYYARE 1 — Geceler Hâkimi. 2 — Gençliği Takip Edelim TAN 1 — Aşktan Kaçılmaz. 2 — Maklnalı Adamlar Diyarı. II. Kısım.
YENİ 1 — Haydutlar Kırallço-«I. 2 — Nesirnaçl Amcrlkada.
KARŞIYAKA CİHETİ slMER: 1 — Çam Sakızı Polis Hnfiyesl. 2 — Ağır Ceza. MELEK: 1 — Tarzanın întikn
mı. 2 — Casuslar Oteli
UÇAK - TREN - VAPUR
GELEC EK OLAN ( ÇAKLAI.
".05 P.A.A. (Amerikan) New York, Boston, Gander, Londra. Brüksel'den. — 7.30 K. L. M (Holanda) Amnterdam. Komadan. — 0.15 D.H.Y. (Türk) Bur-sadan. — f).5O D.H.Y (Türk)
İzmırdcn. — 14.15 D. H. Y
Ha-Ha-(pl). (pli
ANKARA:
7.30 M. S, Ayarı..-— 7.31 flf parçalar (pl). — 7.45 borler. — 8.00 Stt» eserleri
— 8.15 10 dakika klavsen
— 8.25 Günün programı ve hava raporu. —. 8.30 Çeşitli müzik (pl). — n.oo Kapanış.
12.28 Açılış ve program. — 12.30 M, S. Ayarı. — 12.30
Radyo salon orkestrası. — 13.00 Haberler. — 13.15 Saz eserleri.
— 13.30 öğle Gazetesi. — 13.15 Şarkılar. — Ji.oo Cumhurbaşkanlığı Armoni muzlkaoı. — 11.40 Rltmcller (pli. — İLM Konuşma: Spor haberleri. — 15.00 Kayıp mektupları, akşam nıograını, hava raporu ve ka-»nnış.
16.58 Açılış ve program. — 17.00 Çocuk saati. — 18.00 Dan» müziği (pb. — 18.30 Karışık şarkılar. — lO.OO M S. Ayarı ve haberler. — 111.15 Geçmişte Bugün. — 10.20 Yurttan sesler
— 10.15 Radyo ile İngilizce. —
20.00 Nnrman Cloutler orkea Irası (pl). - 20.15 Rudvo Ga-
zetesi. — 20.30 Serbest naat. —
Di NKİ BULMACANIN HALLİ
Soldan saftu:
5 — Şatafatlı. 7 — Zar. 8 — Nia. lü — Alâ. 11 — Kadırga. 12 — Giz. 13 — Acı. 14 — Yem. 16 — Tepetakla.
Yukarıdan nmiHı:
1 — Mâhklyet. 2 — Saz. 3 — Nar. 4 — Alelâcele. 6 — Fazilet. 9 — Nâz. 10 — Ad/^ 14 — Yel. 15 — Mat.
EMİNÖNÜ: • Mehmet (Eminönü) — Hikmet (KÜçükpazar) — Sırrı (Alemdar) —
BEYOĞLU: :
Kâzı iı Günc\ Raslm Cemil ı Beyazıı ı Beyoğlu (Merkez)
— İstiklâl (Merkez) — Taksim — Merkez (Galata) —Halk (Şişil) — HıuıkÖy — Merkez (Kasımpaşa).
FATİH? İbrahim Halil (geh zadebaşı) — Salâhaddln Gürgen (Cerrahpaşa) — Yedi kak (Samatya) — Haseki (Şehremini) — Ulupınnr (KaragUm-rük) — Orhan Avcıoğlu (Fener),
KYÜ1‘: EvÜpiMiltnn.
BEŞİKTAŞ: Vidln — Ortaköy
- Gıyuseddln Dlvanhoğlu (Ar-navutköy) -KADIKÖY;
Fonvryolu — tor Çağatay t bKtDAK:
İstanbul Beyoğlu Anadolu yakası Ankara
İ z ni İr
1499#
60538
01
2251
Beyoğlu 44644 Kadşkoy 6*»x72 fstupbul 24222 Üsküdar 60943 Ankara 00. İzmir 2222 Karşıyaka 15055
Merkez (Bebek). Söğütlüçe.şmo — Bren köy — A. Ca-(Bostancı), ittihat.
HE1 H ELİ A l)A: HcybelUıda:
BÜYÜKADA: Merkez.
İZMİR Yeni İzmir (Basmahane) — Millet (Kemcraltı) — Eşrcipaşn — Tarlan (Atatacak) — Karantina (Yalılar),
İNKARA: Sakarya — Ege' — Yenişehir.
90 Mayıs 1950____________________________î E N t î S .T A N B U L_ _
^GÜN Ü bf İKON OMİK HAREKETLER!
-p® --LLU^“ - - - — - - * L —l i - — —— - " ' 1 ~ 1
Sayfa S
TRUMAN’ın “Dürdüncii Nokta,, programı Yazan : Bülent Büktaş Yüksek Mühendis
Birleşik Amerika Devletleri Başkanı Trunıau “Dördüncü Nokta” programını ocak 1949 ayında verdiği bir söylevde ortaya koyalı hemen hemen bir buçuk yıl geçti. Amerikan sermayesinin yeter derecede gelişmemiş bölgelere doğru akmasını istihdaf eden bu program Anıeriknda gerek fllantroplar. gerek iş adamları ve gerek siyasi me-hafilce umumiyetle iyi karşılanmıştır; fllantroplar bunu fakir milletlerin hayat standartlarının yükselmesini aağliyacak bir proje olarak mütalâa etmiş, İş adamları bu sayede Amerikan ihracatının daha farla gelişeceğini düşünerek memnun olmuş, siyasi mehnfil İse "Dördüncü Nokta” programını Marshall Plânı ve Kuzey Atlantik Paktı gibi komünizmin yayılmasına kurşı kuvvetli bir müdafaa vasıtası telâkki etmişlerdir. Trııman’ın "Dördüncü Nokta” programı hakkında dünya basınında bir çok yazılar yayınlanmış olmakla beraber memleketimizde bu ınühlın mevzu İle yekinen ilgilenilmemiş ve ekseriyet İtibariyle bu programın mâna ve şümulünün henüz İyi kavranmamış olduğu görülmektedir.
Sözü geçcıı programın ve tatbikatının bugünkü durumuna geçmeden evvel bunun mahiyeti hakkımla kısaca bilgi vermekte fuyda olacağım zannetmekteyim. "Dördüncü Nokia” programı mucibince Birleşik Amerika Devleti Başkanma İki mühim konuda salâhiyet verilmiştir: Birincisi, yabancı memleketlere resmî Amerikan temsilcileri kanali.vle veya imkân olursa Birleşmiş Milletlerin temsilcileri yahut hususî müesseseler veya eşhas vasıtaslyle teknik yardımda hulunmak ve İkincisi İhracat ve İthalât Bankasına (Export - İmport Bank) yabancı memleketlere yatırılacak Amerikan sermayesini bıı memleketlerde "lnconvertibillt^” riskleriyle müsadere veya el konmadan tevellüt etmesi muhtemel zararlara kar^ı garanti etmek yetkisini vermek. Bu mevzu ile ilgili olarak Truıııan bundan bir müddet evvel kongreye gönderdiği bir mesajda yabancı memleketlerde İcrayı faaliyette bulunan Amerikan şirketleriyle hariçte çalışan Amerikalılara bazı vergi kolaylıkları saklanmasını da talep etmiş bulunmaktadır»
Mevzuun hukuki cephesinden sarfınazar, "Dördüncü Nokta" programının ruhu, Birleşik Amerika ile diğer memleketler arasında bu memleketlere yatırılacak .Amerikan sermayesinin Akıbetini teminat altına alan envestismaıı anlaşmalarının akdine imkân saklamak keyfiyetidir. Bu anlaşmaların gayesi, Amerikan sermayesinin yabancı memleketlere yatırılması için müsait bir zemin haztrlamhk ve dolayıalyle yeter derecede gelişmemiş bölgelerde özel teşebbüslerin gitgide artan bir şekilde faaliyette bulunmasını saklamaktır. Tru-ran’ın "Dördüncü Nokta” programı, yirminci yüz yılın başından beri dış memleketlere akan Amerikan sermayesinin şimdi belirli bölgelere daha geniş ölçüde ve plânlı bir şekilde yerleşmesini sağlamaktan İbarete r,
"Dördüncü Nokta” programı. "İhracat ve ithalât Bankası” ile “TMuBİararası Banka”n>n yabancı memleketlere kredi açmak bakımından aynamakta oldukları ve gelecekte oynayacakları rolün ne olması İcap ettiği mevzuunu da ortaya koymaktadır. Halihazırda, •Özü geçen bankaların bu kabil muameleleri nispeten mütevazı bir çerçeve içinde kalmıştır. 1949 yılı zarfında "İhracat ve İthalât Ban-kasî” tarafından kabul edilen kredilerin tutarı 241 milyon dolar olup bunlar bilhassa İsrail. Afganistan, Yugoslavya ile bazı Lâtin Amerika memleketlerine tahsis edilmiştir. Aynı yıl zarfında "Uluslararası Banka” takriben 235 milyon dolarlık kredi kabul ptmiş olduğuna göre her İki bankanın yabancı memleketlerde açtığı kredinin umumi tutarı 500 milyon doları bile bulmamaktadır. Halbuki aynı yıl zarfında harice giden özel Amerikan sermayesi bir milyar dolan yani sözü geçen miktarın iki mislini tecavüz etmektedir. Durum böyle olmakla beraber şu muhakkaktır ki, beraberce bir milyar dolara kadar kredi vermek İmkânına malik bulunan "İhracat ve ithalât Bankası” İle "Uluslararası Banka” özel sermayenin kendilisinden kolaylıkla git-miyecegd menafii umumiye ile alâkalı sulama, sağlık, ulaştırma, enerji işleri gibi konularla ilgilenmek suretiyle "Dördüncü Nokta” programının tatbikında önemli bir rol oynamaya namzettirler. Buna mukabil özel Amerikan sermayesinin daha ziyade hususî teşebbüsün kendisi için daha elverişli ve verimli addettiği mevzulara teveccüh etmekte olduğuna ve etmeye devam edeceğine işaret etmek isteriz. Burada şunu da hatırlatmak lâzımdır ki, sözü geçen bankaların yabancı memleketlere yardımı yalnız ve yalnız kredi esasına dayanmakta olup bu memleketlerin ekonomik kalkınmalarını sağlıyacak bazı işlerin başarılması mevzuunda bir kolaylık temininden ileri gitmemekte. buna mukabil özel Amerikan sermayesi çok defa devamlı bir envestismaıı şeklini almakla ilgili memleketlerdeki sermaye yetersizliğini gidermeye yardım etmektedir. Bu sonuncu şekil bir çok yerlerde tercih edilmekle beraber, bazı Amerikan sermayedarlarının böyle bir kredi mekanizmasının özel sermayenin yabancı memleketlere akışını frenlediği mütalâasında bulunduklarını unutmamak lâzımdır. Her İki sistemin yanyana en iyi şekilde yürüyebilmesi İçin bu dâvanın ehemmiyetle ele alınarak herkesi tatmin edecek bir hal tarzına bağlanması İcap eder kanaatindeyiz.
PARİS FUARIN D A
w ■— ı J —r T — -■ —■ —. — ■ — — - — — ~ ■ ~~
Fransız Cumhurbaşkanı Türkiye paviyonunu gezdi
Madame AurioFa zarif Türk işlemeleri hediye edildi PARİS, 19 (HUSUSÎ BÜROMUZDAN)
, Bir Amerikan
tütün almak için tzmüc, lıO (Hususi muhabirimizden) — *Th> American Tabacco" Müdürü Mr. Bahçelis’in Yunanistandan İstanbul yolu ile İzmire avdeti ve iki günden beri bazı tüccarlarla 1949 mahsulü işlenmiş tütünler için temaslara geçmesi mamûl piyasalarında hareket tevlit etmiştir. Direktör Istan-bulda Tekel İdaresine bir nezaket ziyareti yapmış ise de Tekelden tütün almamış ve böyle bir arzu da izhar
kumpanyası
direktörü, tetkikler yapıyor etmemiştir. Esasen Tekel İdaresi yeni hükümet iş başına geçmeden önce, böyle bir satışa da taraftar değildir. Amerikalıların bu masul devresinde Amerıkadan Merkez Bankasına getirdikleri dolar miktarı 16 milyonu aşmıştır. Bu meyanda "The American Tabacco” nun dün 3 milyon doJar getirmiş olması piyasadan 2-3 milyon kilo tütün’ satın alacağına delil addolunmaktadır.
Milletlerarası Paris Fuarında Türk pavyonu bugün paflak merasimlere sahne oldu. Fransız Cumhurbaşkanı yanında refikaları Madam Aurlol oldufru halde Türk pavyonuna geldiler. Bu sırada pavyonda başta Türkiye Büyük Elçisi Numen Menemen-cioğlu olduğu halde Elçilik ileri gelenleri hazır bulunuyorlardı. Fransız Cumhurbaşkanı pavyonun her köşesiyle ayn ayrı alâkadar olmuş ve gördüğü intizam ve güzelliği her vesile ile izhar etmiştir. Sergideki Türkiye Dış Ticaret Dairesi mümessilleri, ayrılacakları vakit. Fransız Cumhurbaşkanının rof ikalarına bir hâtıra olmak üzere Türk motifleri İle yapılmış nâdide ve zarif işlemeler takdim ve kabulünü rica etmişlerdir. Bu nazik hatırlayışa Madam Auriol teşekkürle mukabele etmiştir.
Fransız Cumhurbaşkanı:
°— Bu kadar güzel şeyi bir arada gördüğümden dolayı cidden bahtiyarım.,, demiş ve ezcümle:
Dost ve müttefik bir memleketin gözle görünen bu inkişafını tesbit etmiş olmanın huzuru içinde olduğunu belirtmiş ve Bay Mene-mencioğluna Türk . Fransız dostluğunun gelişmesine yeni bir vesile o-îan bu iştirakten dolayı teşekkürlerini bildirmiştir. Mösyö Auriol Türkl-yenln gelecekte daha büyük adımlarla ilerlemesi temennisinde bulunarak Türk pavyonundan ayrılmıştır.

Dünyanın en büyük ticaret ve iktisat topluluklarından biri olan Paris Fuarı 13 mayıs 1950 cuma günü saat 10.30 da Fransız Ticaret ve Sanayi Nazırı M. Louvel tarafından merasimle açılmıştır. Fuar 29 mayıs günü akşamına kadar devam e-decektlr. Bu sene Fuara tahsis oJu-
■ — ...
Kısa Haberler
İsrail Hükümeti, Bari limanında serbest bölj;e istiyor
* Londra. 19 - A.A. (AFP) — Daily Graphie gazetesinin bu sabah bildirdiğine göre, İsrail Hükümeti Bari limanında serbest bir bölge elde etmek için İtalya ile görüşmeler yapmaktadır. İsrail bu liman vasıtasiyle Avrupa devletleri ile ticaret yapmak niyetin, tedir.
Paraşüt İmalinde kullanılan maddelerin kontrolü
•A VVashington. 19 - A A. (Reuteı ) — Birleşik Amerika Ticaret Bakanlığı paraşüt imalinde kullanılan nylon kumaş ve diğer askeri ehemmiyeti haiz eşyaların ihracatı üzerinde bıı malzemenin Rusya ve peyklerine gönderilmeFİni önlemek üzere dün bir kontrol tesis edilmesini emretmiştir.
Kanada İktisadi İşbirliği Teşkilâtında çalışacak
4r Ottava, 19 - A A. (AFP) — Dün Kanada Başbakanı St. Laurent’ın açıkladığına göre Kanana hükümeti İktisadi İşbirliği teşkilâtının çalışmalarına yarı resmi mahiyette iştirake hazırdır.
Başbakanın lldrl «ördüğüne
nan saha Versaillea kapısının parkı içinde 265,000 metre kareyi aşmaktadır. Bunun 140,000 metresi kapalı saray içinde, geri kalan 125 bini ise, açıkta yapılan pavyonlar, dükkân-cıklar veyR düpedüz meydana konulan teşhir sahalarına ayrılmıştır. Bu yıl iştirak miktarı geçen seneden "1500,, fazla olma küzere ”10.500,, e baliğ olmaktadır.
Bu yıl Parla Fuarına 22 devlet İştirak etmiştir. Bunların gönderdikleri eşyalar, ait oldukları emtia grupuna ait stand’larda teşhir olunuyor. Yal-nız bu memleketlerden on tanesi kendisi İçin hususi birer pavyon yaptırmış ve toplu teşhir yoluna gitmiştik. Ayrı birer pavyonla Paris Fuarına iştirak eden memleketler şunlardır: Belçika, İtalya, Pakistan. Ho-lânda, Hindistan, İsveç, İsviçre, Çekoslovakya, Viet-Nam, Yugoslavya ve Türkiye.
Paris Fuarı bu sene pek oçk yeniliklere yer vermektedir. Elektrik, televizyon. ağır çelik ve demir sanayii ve bilhassa plâstik maddelere ayrılan büyük binalarda dikkate değer Ör-nekler mevcuttur.
Bugün Cumhurbaşkanının Fuarı ziyaret günü olduğu gibi Fuarın devamı müddetinc.e de pek çok toplantılar tertiplenmiş bulunuyor. Yarın Fransız Ticaret ve İktisat mektepleri mezunları günüdür. Fuarda bunlar bir arada öğle yemeğini yiyecekler ve pavyonları hususî bir merasimle gezeceklerdir. Pazar günü de Fuarda bir daktilograflar şampiyonası. yapılacaktır.
önümüzdeki hafta içinde İngiliz, Belçikalı, Brezilyalı ve DanimarkalI tacir grupları Fuarda beklenmektedir. Ayrıca bütün Fransız ticaret o-daları reislerf Fuan bir arada ziyaret edeceklerdir.
göre İktisadî İşbirliği teşkilâtının Kanada ve Ajnerika ile o-lan münasebetleri, müşterek menfaati ilgilendrien iktisadi meselelerin tetkik ve müzakeresini sağlıyabilir.
Boylece İktisadi İşbirliği teşkilâtı. Batı Avrupa İle. Kuzey A-merika arasında işbirliğini temin edecek bir mekanizma olacaktır.
Amerikan sanayiinde yeııihkler 1950 yılında Birleşik Amerikada 1.000 yeni mal meydana getirilecektir. Bunların arasında evlerde İstimal edilecek aletlerden en hassas makinelere kadar bir çok yenilikler vardır.
Listede görülen İmalât arasında veba hastalıklarını kontrol altına alacak en yeni suni kimyevi mad-deler mevcuttur. Bu arada gerek müstehlik ve gerekse endüstri tatbikatında kullanılabilecek bir çok plâstik imalât vardır. Listede yer alan yenilikler arasında kaynak, radyo, televizyon, makine âleti, hava değiştirme tertibatı ve emniyet tcçhlzatiyle İlgili olarak bir çok parçalar göze çarpmaktadır.
13 martta Logllterenln Southampton limaunulan hareket etmiş olan ”NorthWind° motörlü yatı Akdeniz frezifiine çıkmıştır. Bu küçük .şirin gemide Ingiliz İmalâtçı firmalarının bir çok temsilcisi ve çeşitli ticaret emtiası bulunmaktadır. Bu emtia, Birleşik Kıratlığın 50 den fazla firması tararından teşhir edilen mamullerdir. Zira "Nortlıuind”iı> bu seferi muhtelif Akdeniz memleketlerine yapılan bir dostluk ziyareti ve ticaret misyo-ııtıdur. Her limanda İngiliz emtiası teşhir edilmektedir. Nispeten küçük fakat çeşidi bakımından şümullü olan bu sergi, geminin şimdiye kadar uğradığı limanlarda ticari çevrelerin ve halkın ilgisini uyandırmıştır.
Seyyar sergide teşhir edilen cnıtia arasında erkek ve kadın giyim eşhası, el dokuması duvar halıları ve şallar. Nylon İpliği dokumalar ve örgüler, tueed kumaşlar, keçeler, son model ev ve yazıhane eşyası, diğer l>lr çok çeşit emtiaya dekor teşkil etmektedir. Aynen şemsiye.
plâj giyim eşyası, yağmurluk, ayakkabı ve tuhafiye eşyasının her çeşidi de görülecektir. Kısaca "Northwind’\ çok çeşitli müstehlik emtiasının bir arada görüldüğü bir sergidir.
"Nörthtvind” teşebbüsü doğrudan doğruya ziyaret edilen memleketlerdeki ticaret ve iş çevrelerini muhatap tutmaktadır. Birçok hallerde, hu teşebbüse İştirak eden İngiliz imalâtçı firmaların, "NorlhMiı>d”in uğradığı veya uğrayacağı memleketlerde mahallî ajanlarf veya repre-zantanları bulunmaktadır. Bu temsilciler tabiatiyle geminin uğradığı limanlarda ziyaretçi sıfutlyle değil ev sahibi sıfatiyle karşılanmaktadırlar.
Seyyar sergi hâlen Haytadan hareket, etmiş olup, tstanhııla gelmektedir. "Northulnd” 23 mayıs »alı gününden 25 mayıs perşembe gününe kadar 3 gün müddetle İstanbul limanında kalacaktır.
Bir İngiliz seyyar sergisi geliyor
Evvelce bir yat olan gemi, seyyar bir sergi şekline sokulmuştur.
25 mayısa kadar İstanbul limanında kalacak olan sergide Ingiliz imalâtçı firmaların temsilcileri vardır
BREZİLYA MEKTUBU
Brezilya Sigara sanayii gittikçe. inkişaf ediyor
Rio de Jgneiro, mayıs 1950 — Brezilya sigara fabrikaları artan istihlâki karşılayabilmek için, makine ile yapılan sigara istihsalinde tam randımanla çalışmaktadır. Memleketin sayılı büyük endüstrilerinden biri olan bu müessese, az bir devlet’ yardımıyla, daha çok kendi kendine kalkınmış ve bugünkü haline gelmiştir. Değişen sosyal şartlar ve hızla artan nüfus (ki bugün 46 milyon civarında tahmin edilmektedir) neticesinde —1940'tan beri istihsal vo istihlâk iki misli olmuştur — senede % 10 bir artış hızı görülmektedir.
Hayat şartlarının pahalılaşmış olmasına rağmen, Brezilyalıların elinde bugün 10 sene evvelkinden daha fazla para bulunmaktadır. Eskiden Brezilyalı tiryakiler, sigaralarını, kendi yetiştirdikleri (Cord) tütününden sarmaya alışmışlardı; halbuki şimdi bilhassa yeni nesil içinde bu usûl gittikçe kaybolmaktadır. Yapılan tahminlere göre, Brezilyalılar ay-da 2,500 milyon makine İle yapılmış sigara içmcktedirlre. Yani senede 30,000 milyon sigara.
Son on sene zarfında sigara içenlerin adedi fazlalaşmış vo aynı zamanda fiyatlar da artmıştır.
istihlâk edilen tütün % 100 yerli tütündür ve Brezilya Cenubi Ame
rika da kendi sigara kâğıdını imal eden tek memlekettir. Buna rağmen sigara Üstündeki vergiler ağırdır. A-İman vasıtalı vergiler bugünkü perakende fiyatının % 50 sini teşkil etmektedir.
Brezilya müstahsillerinin ciddî bir rekabetten korkulan yoktur, zira Amerikan sigaralarının 20 sigaralık paketler, üzerindeki pul vergisi o kadar ağırdır ki bunu ancak zenginler alabilir. Bu suretle Amerikan sigaraları orta halli bir Brezilyalıya yasak sayılmakladır. Hakikatte ecnebilerin içtikleri az miktardaki Amerikan sigaraları Lse kaçak maldır.
Müstahsilden doğruca perakendecilere satma usûlü, bütün Brezilya dahilinde her tarafa teslim edilen sigaraların tazeliğini sağlamaktadır. Meselâ. Companhia Cigarros Souze Crua adlı firmanın yol geçen her bölgeye sigara nakletmek için 300 kamyonu vardır.
Portekizli muhacirler tarafından ekimine ballanılan Brezilya tütünü, 300 seneden beri en mühim İstihsali teşkil etmektedir. Bugün Brezilya dllnya müstahsilleri arasında besinci gelmektedir. Bütün istihsalin yarısı — 116.000 (metrik ton) — enternasyonal istihlâke gitmektedir.
Yeni mahsul peynirin de ihracı isteniyor
İzmir, 19 (Hususî muhabirimizden) — İzmir bölgesinde hazırlanan 1950 mahsulü peynir mevcudu geçen senelere nispetle fazla olduğundan İzmir Belediyesi buz depoları dolmuştur. Bir kısım mandra sahipleri bu durum karşısında Manisa ve hattâ İstanbul Belediyesi buz depolarından faydalanmaya teşebbüs etmişlerdir. Peynirlerin kalitesi de mükemmel olduğundan 1950 mahsulü peynir ihracı için miktarla mukayyet olmak üzere ihraç müsaadesi istenecektir. Aksi takdirde haziran sonuna kadar çalışmak imkânında bulunan mandralar kapılarını kapıyacaktır.
Likör istihsali artıyor
Likörlerimizin dış piyasalarda gördüğü rağbet karşısında Tekel İdaresi, likör istihsalâtını arttırmaJc için hazırlıklara başlamıştır. Fabrikanın geçen seneye nispetle piyasada mey-va bağlantılarına girdiği anlaşılmaktadır. | .
Edirne İpek Böcekçiliği İstasyonu çalışmaları
Edirne, (Hususî) — Edirne ipek Böceği istasyonu, müstahsili tenvir etmek için, halkın anlıya bileceği bir lisanla, dut ağacı hastalıkları, ip^k böceği yetiştirilmesi hakkında binlerce broşür bastırılmıştır. Dağıtılan bu broşürler, müstahsilin bilgisini arttırmaktadır.
\8/V71950 Perşembe
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
Borsalarda vaziyet
19 Mâyın Spor ve Gençlik
BayTamı münasebetiyle dün
borsalar kapalı idi. Bu se-
beple yeııi muamele olma-
mıştır
Alâkalılar, cetvelde
her gun
• •
olduğu gibi son
plyasa rayiçlerini bulacaklar-
dır.
KAMBİYO İ * 1
İstanbul Borsası
Açılış Kapanıp
1 Sterüng 100 Dolar 7.90.50 281.— 0.80 64 83 5.60 6-1.67 73.68 4" 0.44.128 0.01.876 9.73.90 7.9L— 280.75 0.80 (W.83 5.60 61.67 73.68. lu 0 44.128 , 0.1.876 9.73.90
100 Fr. Frangı ... 100 İsviçre Fr...„ 100 Bclç. Fr 100 İsveç Kr 100 Florin 100 Liret
100 Dmhmi 100 Eacoudofl
Altınlar |
Bugün Eski kurl
Lira Lira
Külçe Yerli Gr. Külçe Doğuşta. Cumhuriyet .... Reşat 4.80 4.80 34.- 36.50 34.- 83.50 44.25 36- 34- 33.75 4 95 5.— , 34.2ü , 8710 33. — 1 32.50 45.— 36.— 1 34. — 1 34.—
Ff /im 11 eessşesetvtH Gulden
İngiliz ««•••• (MH.ı Fransız kok .... Napolöon III .. lsviçro
New-Y(»rk*to s onsu; f 35
Gümüş, Platin |
En aşağı En yu karıl
Gümüş Gr Platin " 10.- 11.- |
Zürich Borsası (Serbest)
18,5.1050 İsviçre Frangı
Durumu En aşağı En yukan|
Türk Lirası Dolar ••«*•• Strrllng Fransız Frangı 0 95 4.27 3.1 10.70 122 1 10 1.28 3/4 1000 1 21 1
ESHAM VE TAHVİLÂT
Devlet Tahvilleri
îkramlyell tahviller
Şr5 1933 Ergani ..........
^5 1038 İkramiyen ....
f(5 Milli Müdafaa I %5 1941
^5 1041
%4 1/2
Kapanış

MEMLEKET TİCARET BORSALARI
YABANCI BORSALAR
İstanbul Ticaret Borsası
30.—
20.-
*12 —
1Û0.-
320.—
180.-
80.—
183.—
Eald
Kapanış
28.—
31.—
22.—
10.—
İzmir Ticaret Borsası
Bugtln Son Kapanış
Üzüm çeklrdcknls No.O - , 66-
incir A serisi No. 8.... — 56.—
” B serişi No. 108 — 42.—
Pamuk Akala 1 — 205A-
Pamuk AkaK H 175.—
Pamuk Aknln III 150.—
Pamuk yeril — 175-
Pamuk yaftı (rafine) ... — 117.-
Pamuk çekirdoftl 12.50
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala I
Pamuk Akala II ...... — 162.—
Pamuk Akala III — 140.—
Pamuk yerli 1 ......... *
Pamuk yeril II
Trabzon Ticaret Borsası
FINDIK ıı) •(.5(ı randımanlı kabuklu tombul ...... fil.-
b) Iç oıra kontrollü 172.—
Eskişehir Ticaret Borsası
New-York Borsası
Eski kur
Diln
Bugün
nububatı
Buğday yumuşak (TücJ
Ûııfcday sert (Ofisin) .......
Arpa yemlik (dökme) ..........
Mısır (San) çuvah •••••t Fasulya tombul ra ••••••••esse Fasulya Çalı sert ............
Kuşyeml •••••••••••••••••«aes Mercimek kırmızı kabuk. Mercimek yeşil ...............
Nohut natürel ................
Buftduy (Buşell=Sent) .........
Şort Kış mahsulü No. 2 ......
Kırmışı ” ” No. 2 .........
Pamuk Middllng (l_lbresi=Sont) Tommus ........................
Ekim
Aralık .....................
Tiftik (LlbrcM=Scnt) ..........
Teksas No. 1 .........
Fındık (L1brosl=Snnt) .......
Kabuklu yerli İri ........
" orta .........
Levanı İç ithal malı ......
Ekstra İri iç ithal malı .
Kuru Iblim (Llbrosl=Sent) .. Thomptıon çoklrdaksîs seçme
Keten tehumu (BuŞel1=Dolar) ... Mlnnenpolls ...................
Kalay (Libresi—sent) Lcvhu-teneke (100 libre dolar)
20.90
21.—
21.—
99.—
98.80
09.70
24.
22.
271.—
253.—
271.—
254.—
••••••••
Demlnrolu IV........
Demiryolu V ........
1049 Ikramlyell •••
Dlftarlcrl
Demiryolu VI .......
1 ,«••••• II ....
in......
I .....
II ...
I o...
1.....
Slvas-Erzurum I... II.-VII...
I... II... III...
I... II...
III. ..
IV. ..
İMİ Kalkınma
•r
••
İHtlkrazı lal ikrazı
1049
1918
Milli Müdafaa
91
reo
r.o
T«6 1949 (*1
r(7
%7 %7
%7
%7
Tc7 %7
$İ7
1934
1931
1041 1041
1941
MÜH
• I
u
Demiryolu
II
îr
Müdafaa
• A

f f
99 90
100.60
100.60
100.60
10.65
100.66
97.60
21.30
21.35
21.67
21.50
21.50
31.80
22.—
21.17
21.53
21.70
Şirket Tahvilleri
T.C. Ziraat Bankası Anadolu
n
D.Y. Tertip A/B.
II
•Jf
• •
• I p
%60 ....
Mümes. Senet.
20.20
112.50
22.30
67.00

Şirket Hisse Senetleri
T.C. Merkez Bankası .....
Türkiye İş Bankası
Türk Ticaret Rnnk/ın
Aralan Çimento ......
Şark Değirmencilik ... M ilil Rcnnürnnd ..


121.—
30.-
5.-
15.25
23.25
8.-
Ecnebi Tahviller
Mınır Kredi EnnHİvr 1903 | 172.- |
100.—
90.00
08.—
100.—
115.—
115. —
116. —
100.—
120.—
09.-
98.—
20.30
20.40
21.61
2L—
22.-
21.45
20.60
21.—
21.05
20,20
11L—
59.—
67.60
120.25
29.50
6.-
16.76
23 50
16 26

32.04
31.53
31.45
3Î.89
31.40
31.Ş0
Tiiftlı tohumlar 1 Ayçiçeği tohumu
Keten tohumu ....
Kendir tohumu
Sunam ...................
Yer fıstığı kabuklu ....
•••
• ••
22.-
22.60
36.-
10.-
11 1/4
22.50
21.-
36 —
36.—
11 1/4
Kuru Mennlnr :
Fındık (kabuklu sivri) ...
Fındık (tç tombul) .....
Ceviz (kabuklu) .........
Ceviz (îç natürel) ....
Dokıırnn ffnrn Mnddrlerlı Tiftik (ana mal) ........
Tiftik (Natürel) ........
Vupak Anadolu (Kırkım)
Ham deriler:
Şiftir salamura (kaaap) Kİ. Keçi tuzlu kuru kilosu ... Koyun hava kurusu kilosu
Nebatî Yağları
Zeytinyağı (E E. SuHiımyagı (B/ıf.
Ayçiçeği (Rnfino
Emdik yağı 1 Cipink»
tenekoll) aıral çıplak)

136.
140.
Buğday yumuşak
Buğday Bert ...
Arpa ..........
30. —
31. -
3.22
77.75
730
3.85 H.25
7.30
Londra Borsası
Kelen tohumu (Tonu=Sterling) Bombav 05.- 63. - 64, — 65.— 63 — 64 3/4
KalkilU v \ f*r fı^tı£ı riinUlül/ın
Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal (Llbrcel=Fiyat) ” Sıra malı M " Yün Anadolu M 0 " Trakya " 20/21 18/21 34.—Nom 30— " 20/21 " 18/21 ”
. İskenderiye Borsası
133-
Famttk (Kanlan=Tailn.rı) Ashmounl Kısa alynllı F/G. Knrnnh Uzun olyaflı F/G.
123 —
02.—
L») Gününde Bordada muamei'eoı teecU edilmemiş ıuh\ il il vahamın trı~ ve uivplero ~gor« taayyün eden takrîbr"^!yâSîrTîe£;vrlvri.
r
Sayfa 6
teni İstanbul
20 Mayıs 1950
SCANDINAVIAN AIRLINES SYSTEM
Yemekten sonra ister iki büyük kabmde kırk adım atın, ister geniş ve rahat koltuğunuzda sırtüstü yatın,
Her an değişen yeni yeni manzaraları bu geniş pencerelerden seyretmek sonsez bir zevk kaynağıdır.
Sıcak nefis yemeklerle taze ananas ve buzlu içkiler. bu 1OOOO dnfara mal olan elektrik mut-bağmdan gelir.
Uçak Sahibesi, yiyecek ve içecek hususunda fam bir ev hanımıdır Bebeğinizin mamasını dahi duşun ur.
1 mühendisi ve 2 tef-idare eder.
En lüks otel veya gazino, kadm ve erk*k için, böyle lüks budu ar ve lavabova sahip degddir.
• En mütekâmil âletlerle mücehhez bu dev uçağı, milyonlarca Km lık tec rübeye sahip, 2 pilot uçuş sızcı
Hava tazyik tertibatlı kabinlerde irtifa hissedilmez. Dakikada 9 Km süratle uçarken tatlı bir sohbete dalarsınız
Unutulmaz Hatıralar...
SAS ile seyahat eden akrabanız veya tanıdığınız varsa, bu ilânı okumanıza ihtiyaç yoktur. Bizim burada söyleyeceklerimizden çok daha fazlasını on-lar size anlatmışlardır. İstanbul'dan dünyanın herhangi bir köşesine gitmek isteyen herkesin ilkönce ve tercihan SAS ile uçmak arzusunu izhar etmesinin bir âdet haline gelmiş olduğu malûmunuzdur.
Bu ilânımızla, bizi henüz tanımayanlar varsa, onlara hitap ediyoruz: SAS uçaklarında an'anevi İskandinav nezaket ve misafirperverliği elele vere-
rek, eşine raslanmayan bir samimi} yet yaratmakta ve yolcu üzerinde unutulmaz bir hatıra bırakmaktadır. Rahat ve zevkli bir seyahat yapmak isteyorsanız yerinizi vaktinde ayırtıma Bu suretle, yersizlik yüzünden ken} dinizi beklemediğiniz bir gecikmeğe! ve bizi de size hizmet edememiş oU maktan dolayı büyük bir teessüre» maruz bırakmamış olursunuz.
• t-
Bütün seyahat acenteleri SAS'ı tanır; Bu acenteler, sizin için, bütün im> kansızlıkları yenmeği kendilerine zevk bileceklerdir.
SCANDINAVIAN 1
1 1

ı LK!:Lff.iTiı3j
Denize nazır muhteşem taraça ve salonlarında HER AKŞAM zevkle yemek yiyerek Istanbulun en iyi orkestrasının yeni repertuariyle dans edilecek yegâne yerdir.
Yeşilköy - Telefon: 18-215 ve 216 Müessesemlzde günün her saatinde arzu
/ edilen her türlü yemek hazırlanır. CU« /
I MARTESİ ve PAZAR günleri ayrı re ı
ÖĞLE ve MATİN El erinde MÜZİK vardır
--------
____
İstanbul 2 nci İcra Memurluğundan:
İpotekten dolayı .açık arttırma fle paraya çevrilmesine karar verilen ve tamamına elli bin lira kıymet takdir olunan Boğaziçi Büyükdere eski Piyasa Caddesi yeni Davar sokağında eski 86/8 yeni 3/1 yeni tahrir üç numaralı sağ tarafı Dere sokağı sol tarafı Kapril arsası, arkası otel şeşi, cephesi Piyasa caddesi ile mahdut 503 metre miktarında maa-bahçe hanenin 31/39 hissesi a-çık arttırmaya çıkarılmış olup 1.6.1950 tarihinden itibaren şartnamesi herkesin görebilmesi için daire divanhanesine talik edilecektir.
Satış peşindir. Müşteriler muhammen kıymetinin yüzde 7,5 nisbetinde pey akçesi veya milli bir bankanın teminat mektubu vermesi icabeder. Müterakim vergi ile rüsum dellâliye borçluya, yirmi senelik taviz bedeli, ihale pulu müşterice aittir. Gayrimenkul kendisine ihale olunan müşteri derhal veya verilen mühlet içinde parayı vermezse ihale kararı feshedilir ve kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kimse arzetmiş olduğu bedelle almaya razı olursa, ona ihale edilir. O da razı olmaz veya bulunmazsa hemen yedi gün müddetle arttırmaya çıkarılır. Her iki halde birinci ihale edilen müşteri i-kl ihale arasındaki farktan ve diğer zararlardan mesuldür. İhale müddeti ve geçen günlerin faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairece tahsil olunur. İşbu gayrimenkul, mezkûr mahallin Piyasa caddesi İle, Davar sokağın birleştiği kösede. 3/1. 3. 6. 1 nu-marataj kapı sayılı bahçeli ahşap evdir. Davar sokağı çıkmaz sokak olup, ev bu sokağın nihayetinde bulunmaktadır. Bahçenin Piyasa caddesindeki yüzü ile Davar sokağı yüzü kısmen üzeri demir parmaklıklı, korkuluklu ve kısmen demir parmaklıklı muhafaza duvarlıdır. Bahçenin ön kısmı yazın kahve olarak kullanılmakta olduğu söylenilmiştir. Buraya sokaktan çift kanatlı demir kapıdan girilen kısım, tarhlara ayrılmış, yetişmiş bir Avrupa çamı, taflan ve gül fidanları ve ahşap çatılı sundurma olup.arkada-ki set üzerinde tulumba ve havuzu vardır. Buradan evin bulunduğu mahalle kadar bahçenin ortasından giden yolun iki tarafında bir kaç meyvalı ağacı bulunmaktadır. 3/1 numaralı kapı, bahçe kapısıdır. Bu kısım bahçenin zemini meyillidir. Nar. manolya, incir, ayva gibi bir kaç ağacı ve bir kuyu İle tulumbası vardır. Buradan evin bodrum kalına girildiği gibi zemin katma çıkılan bina bitişiğinde bulunan ahşap
Dos. No. 950/289
* merdiven basamakları, çinko kaplıdır. Zemin kattaki balkona çıkılmaktadır. Evin bodrum katı beden duvarları kârgir, zemin ve birinci kat ahşap olup elektrik ve su tesisatı vardır. Bodrum kat bahçeden tek kanatlı kapıdan girilen zeminin karo siman ve kısmen çimento kaplı maltız ocaklı, üzeri fayans kaplı tezgâhı bulunan mutfak arkası iki göz kömürlük. zemini çimento kaplı, çinko kaplı tekneli çamaşırlık ve bir kapıdan girilen aydınlık ma-halinde alaturka taşlı helası vardır. Bodrum katından zemin katma çıkılan dahilî mevcuttur.
ZEMİN KAT: Çift kanatlı ahşap kapıdan girilen zemini mu-( samba döşeli antr üzerine, birinde dolap olan üç oda, arkadaki aralıkta fayans lavabo, alaturka helası vardır. Birinci kata çıkılan merdiven basamakları ve sofa muşamba döşelidir. Birinci kat bir sofa üzerine dört oda zemini karosiman döşeli, alafranga hela, aralıkta fayans lavabo ve çatı katma çıkılan merdiveni vardır. Methalin üstündeki oda şahnişlidir. Dahilen tavan ve kapıları yağlı boyalı, bodrum ve zemin kat pencereleri demir parmaklıklı. birinci kat pencereleri pancurludur. Binanın üstü yerli kremidl İle örtülüdür. Binanın dışı boyalı ise de bozulmuştur.
YÜZ ÖLÇÜSÜ: Kayden 503 mette murabba) olup 72 metresi bina ve geri kalan bahçedir.
Birinci arttırması 13.6.1950 tarihine müsadif salı günü saat 10 dan 12 ye. kadar İstanbul İcra dairelerine mahsus satış salonunda icra edilecektir. Arttırma bedeli kıymeti muhammenenin yüz-de 75 ini bulduğu takdirde ihale edilecektir. Aksi takdirde en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma on gün temdit e-dilerek 23.6.1950 tarihine müsadif cuma günü aynı saatte en çok arttırana ihale edilecektir. 2004 numaralı İcra ve iflâs Kanununun 126 ncı maddesine tevfikan İpotek sahibi alacaklılar ile diğer alâkadarların ve irtifak hakkı sahiplerinin işbu gayrimenküldeki haklarını hususiyle faiz ve masarife dair olan iddialarını evrakı müshileler! ile birlikte 15 gün i-çerlsinde icra dairesine bildirmeleri lâzımdır. Aksi halde hakları tapu sicilleri ile sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar.
Alâkadarların işbu maddeyi ka-nuniyeye göre, hareket etmeleri ve daha fazla malûmat almak isteyenlerin 950/289 numarası ile dairemize müracaatları Hân olunur.
. r
• • .
*.
' * ' - (
MÜRACAAT YERİ:
YEN İISTAN BUL
MÜMESSİLLİĞİ
ANK
A
,(r ’
Yanda resmi görülen REKLÂM KULELERİ™
• • ■ ■ * Yv .•(: d
M
• - ’ O€r.-j
( i
Telefon: 23031 .
£

’/ t
■ 4 (
w;-’
- \
Kâzım Özalp Caddesi, Ilgar Ap. 1-9
' >.‘v
C > ■ v. •
B 1
•IH'-(i
















PARKINDA
20 - 21 Mayıs günleri sabahtan akşama kadar
BAHAR VE ÇİÇEK BAYRAMI
Çiçek alayları, muhtelif oyunlar, varyeteler ve danslar. Her türlü müzik ve eğlenceler.
DUHULİYE YALNIZ 25 KURUŞTUR. (64Ö2)


Yeni İstanbul İlâncılık Ltd. Şirketi BEYOĞLU KAYMAKAMLIĞI KARŞISI Telgraf : Hetlo - İstanbul Tel. : 44756.44757
a
a

*
0

9



1-
J
//
\

BİRİNCİ SINIF ERKEK TERZİSİ
Otuz senelik tecrübesi ve memleketimizin en mûtena ve zevk sahibi insanlarına hizmet etmesi ile şöhret kazanmıştır. Genç oğlu Amerika ve Ingilterede terzilik tahsil etmiş ve birinci derecede diploma almıştır.
Adres: Beyoğlu tsfiklâl Caddesi 447 Mehmet Ali Apart.
•i



TEKEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN :
Birinci nevi gorn dinamit 60.000 kilo
İkinci „ „ „ 140.000
Jelatin Dinamit 75.000 „
8 numara elektrik kapsülü 1.250.000 adet
1 — Yukarıda cinsi ve miktarları yazdı patlayıcı maddeler pazarlıkla satın alınacaktı!.
2 — Pazarlık 5 haziran 1950 pazartesi günü saat 15 de I(a-bataştaki Tekel Genel Müdürlüğü Tekel Maddeleri Şubesi Alım Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartname her gün adı geçen şubeden alınabilir
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte, teklif edecekleri fiyat
üzerinden % 7,5 güvenme paralan ile birlikte mezkûr komisyona gelmeleri. (4947-J
ANKARA Okuyucularımıza...
Gazetemiz hergün ilk uçakla Ankaraya gönderilmekte ve derhal otomobil veya bisikletle gayretlerimize rağmen “YEKÎ evlere dağıtılmaktadır. Bütün lSTANBLTL”un ellerine geç veya intizamsız geçtiğinden şikâyeti olan abonelerimizin arzularını Ankara Büromuza bildirme* lerini rica ederiz
Büromuz doğrudan doğruya abone kaydı yapnısJçta ve ilân kabul etmektedir. Acele ilânlar telefonla Istanbula bildiıİlmektedir.
Ankara Büromuzun adresi:
Kâzım Özalp Cad. No. 1/9
Ilgar Apt.
Telefon: 16112
YENİKLE
ıı

Comments (0)