21 Aralık 1950 — Perşembe
İV O «11M
untpı(ıuı»sı ıua[
TAHSİL KUPONU
44756.41757 Santral
SİYASÎ İKTİSADÎ MÜSTAKİL
* A 'A /Yi


Beyofcîa - Müellif Caddesi fi . 8. Telefon :
To^Ir eden: Hnblb Ertlh - TÖREHAN
Amerikanın aldığı karardan sonra
INGİLTERE

FEVKALADE


A ttlee, fevkalâde askerî ve İktisadî
t
tedbirler alınmasını teklif edecek
Londra, 20 (YÎRS) — İngiltere. silâhlanma programının tatbikini hızlaştırmayı ve fiyatlar üzerinde, harp esnasında yaptığı gibi, sıkı bir kontrol tesis etmeyi düşünmektedir.
Burada bugün açıklandığına
kabine-
Noel’den sonra, meseleleri
8.B F.
KötOohenes)

jmır
Tostn KuhiRiı • 447
Yıl 2 — Sayı 386— 10 kuruş
1.000 8ot L000 B**t LOOO B(*t 1-
• ’
1.000 Saat 1.000 Saat 1.000 Öaat 1 000
1.000 Saat 1.000 Saat 1.000 Saat 1.000
LOOO 8&ai 1.000 Baal LOGO Saat LOOO
tstanhnl Telgraf AdreM î Rotlo, tsfanbnl

Kapı eşiğine gelen tehlike
••
SON perdesi açılmak üzere olan dünya faciasından, muhtelif yazılarımızda bahsetmiştik. Kâhinlik yapmak hevesinde olmamakla beraber son zamanın hâdiseleri, artık tehlikenin yaklaşmakta olduğunu göstermektedir. Biz, düşüncelerimizde yanılmış olmayı ve dünya faciasının Birinci ve İkinci Dünya Harpleriyle birlikte yalnız iki perdelik bir dram halinde kalmasını candan dileriz. Bu arzumuza, yapıcı ve yaratıcı medeniyet âleminden herkesin iştirak edeceğini kuvvetle tahmin ediyoruz.
Birinci Dünya Harbinden sonra yapılan binbir hatanın ikinci büyük harbi hazırlamış olduğuna şüphe yoktur, şayet son perde a-çılır da facianın üçüncü fas-u başlars% sorumluluğun gcuc 1-nf-n.Ttb^-ına VC
diplomasideki hatalara düşeceğini kabul etmek iktiza eder-
Tarih, bize işlenen büyük hatalar yüzünden ileri gelen musibetlerin çok defa birer ibret olduğunu ve bu suretle milletlerin doğru yolu bulmasına yardım ettiğini gösterir.
20 nci asrın 35 seneden fazla bir zamanında milletlerarası politikasında beliren sarsıntıların, felâketle-1 ne. blldirdigiııe göre, rin insan nesillerine bol bol yettiğini ve artık kapı eşiğine kadar gelen ve orada pususunu kuran büyük felâketin bize, medeniyet âlemine yeni ve son bir ibret vesilesi olacağını tahmin e-diyoruz. Bu tahminimizde yanılmadığımızı, son günlerde Amerikadan ve Jngilte-reden işittiğimiz enerjik sözler bize ispat edecek mahiyettedir. Ümit ve temenni edelim ki tahminimizde yanılmamış olalım ve insanın çektiği ıstırabın artık nihayete ereceğine inanalım.
Uyuşma ve uzlaşma politikasının hiçbir netice ver-jnediğini Birinci Dünya Harbinden sonra birbirinin arkasından gelen bütün hâdiseler herkese ispat etmiştir, bilhassa politikanın içine giren ve eski mezhep muharebelerini hatırlatan ı-deoloji ihtilâfları neticesi o-larak dünya ikiye ayrılmış olursa, artık burada uzlaşmanın bir hayalden başka bir şey olmıyacağını kabul etmek lâzımdır. Bu iki â-lemden birinin ihtiyarlamış dahi olsâ muazzam bir kültürü vardır. Öteki âlemin, eğer fikre sahip olanlannı tetkik ederseniz, onlann da bilgi adı verilen şeyi yine bu eski medeniyet âleminden aldıklarını görürsünüz. Buna mukabil büyük bir ekseriyet, cehalet ve karanlık irindedir. Bu bakımdan bu iki âlemin birbiriyle fikir münakaşaları yapmalarına imkân kalmamıştır. Onun için kendisini daima uzaklaşır gibi gösteren totaliter politikanın arkasında şiddet ve tehdit vardır.
Biz, hakkın nihayet bir gün tecelli edeceğine ve medeni âlemin harabeler içinde çökmeyeceğine bütün samimiyetimizle inanıyor ve herkesin de bu inanışı benim «-meşini istiyoruz.
Habib Edib-TÖREHAN
ve iktisadi tedbirlerin alınmasını teklif edecektir.
Bilindiği gibi, Erükselde yapılan Kuzey Atlantik Konfeıan-
göre, Başbakan Attlee siyle birlikte perşembe günü bu görüşecek ve fevkalâde askeri
İngiliz Barbakanı Attlee, Amerikadan dönüşünde Londrada karşılanırken
aında, Amerikan Dışişleri Bakanı Dean Acheson, bütün Batı Avrupa memleketlerinin, Birleşik Devletlerin yaptığı gibi, silâhlanma ve muhtemel bir harp için hazırlanma işine önem vermeleri gerektiğini söylemişti. İngiltere, işte bu sahada lüzumlu tedbirlere başvurmak, bu a-rada orduyu takviye etmek, silâh miktarını arttırmak ve millî ekonomiyi kalkındırmak niyetindedir. 1-latlâ bazı çevrelere göre. Attlee’nin. kanunun kendisine bahşettiği özel salâhiyetlere dayanarak, Truman’ın yaptığı gibi, İngiKerede fevkalâde ahval ilân etmesi muhtemeldir.
p
1
t
Kuzey Kore 12 aralıkta tamanılyle Komünist Çin kuvvetlerine terkedilmiştir. Resmimiz, ricat halinde bulunan Güney Koreli ORkerleri, ikj kol halinde, 38 İnci arz dairesine doğru çekilirlerken göstermektedir.
*1*
r'



İT
A » ■»
Şahap Gürler, Koreye augün hareket ediyor

Hilton'’un beyanatı


Atlantik Ordusu
Yeni teşkil edilecek ordunun karargâhı Pariste kurulacak
Brüksel, 20 (YİRS) — Bes Batı Avrupa devleti, bugün askeri kuvvetlerini, Paris civarın daki Fontainebleaıı semtinde teşk I lât land rrm ayı ve derh a I
Kuzey Atlantik Ordusu Başlco mutanı General Eısenhower‘ir aL na.«UrmlA -tır. Fontainebleaıı karargâhımı, idaresi, Atlantik ordusunda ay*
Bazı nüfuzlu Amerikalılar Çinli liderin istifa etmesini talep ediyorlar
(AFP) — şahsiyetin muhabiri-Amerikan şahsiyetlerinden bir grup, istifa etmesi için Çan Kay Şek nez-dinde tazyikte bulunmaktadır.
Bu haber, Taipeh’deki yabancı çevreler arasında bir müddetten beri ısrarla dolaşan şayiaları teyid edecek mahiyettedir.
Hongkong, 20 A A.
İnanılır bir Çinli
France Presse Ajansı
nca mühim vazifeler tahmin edilen Mareşal mery ye verilecektir.
Bu karar. Amerikan Bakanı Dean Acheson’ıın BrÜk selden ayrılmasından sonra, İngiltere. Fransa, Belçika, Hollan da vc i.r'^fsnbnrn Dışişleri Ba-kanları tarafından verilmiştik
Bu karar hakkında neşredil? ı bir tebliğde, beş Batı Avrupa devletinin, böyle bir askeri töş kilâtın kurulmasını zaruri ad dettiği ve diğer taraftan, Atlantik' ordusu dahilinde de, mükellefiyetlerini yerine belirtilmektedir.
Beyanatta bulunan bu karar neticesinde, rupa savunma sisteminin, 1951 in başında Eısenhower’in komutası altında* kurulacak Atlantik ordusuna ithal edileceğini söylemiştir. Sözcünün ilâve ettiğine göre. Batı Avrupa savunma bir« ligi, bir bölge müdafaa birliği olarak kalacaktır.
Brükselde bugün alınan diğe: bir karara göre. Batı Avrupa devletleri, siyasî, kültürel ve içtimai sahalarda, eskisi gibi, işbirliğine devam edeceklerdir.
alaca#* Montgo-
Dışişleri
getireceği
bir sözcü. Patı Av-

0

IV
Çiıı dıdegasyonıı başkanı Wıı II sin Cblan (sağda). Birleşmiş M İlletlerdeki Rus delegesi Malik tarafındım ııgıırlanırkcru
. * f k ’ T ’ * ı 1
Komünist Çin heyeti Amerikadan ayrıldı » 1 ‘ -(ı f *ı 'ir

Wu, Çinin Uzâkşârktâ sulha taraftar olduğunu söyledi
New-York, 20 A.A. Press) •— Komünist Çin has Heyeti dün,
(United
Murah-geceyansı ıı-
Amerika ve îngilterede
, PORTRAIT 0F A ’
TURKISH
I
FAMILY
l
I

Bir Türk


Ailesinin
İRFAN ORGA
Yazan
Portresi

Hâlen Amerlkada bulunan bir Türk gencinin yazdığı ve Lon-rafla İki tabı yaptıktan »onra Amerikndu da hamlan ve lealnln en muvaffak e»eri olarak kabul edilen bıı kitabı ente okumak latlyecekslnlz.
1050 Ne
bir ne-
İRFAN ORGA
İrfan Organın “Bir Türk Ailesinin Portresi., Islıııll romanının İkinci baskısının kapadı
I
II
tiği vc mrvzıııınıı Anlattığı bn kitap, dünya matbuatına Rcç*n av »onunda »öyle tanıtılmıştı;
a!
Geçen hafta “Amerikanın SpnI„ Radyocunun sitayişle
Nevv-York, 22 (A.A.) - (Usis) —
Amerikanın en meşhur tâbilerinden Mac Millan Kumpanyası, irfan Organın "Bir Türk Ailesinin Portresi” isimli eserini yayınlamıştır. Bu kitap bundan
3 üncü sayfamızda
*
bullM'I
evvel îngilterede de basılmıştı. Tanınmış tenkidcilerden Louis Gannett, "He-rald Tribuna” de çıkan bir yazısında, bu kitabın 1950 senesinin en muvaffak edebî eseri olduğunu belirtmiştir.
*ı - i »n
tafsilâtını okuyunuz
nTiirk Milletinin heyecan ve alâkasını kahraman askerlerimize bildireceğim,,
Kuzeydoğuda Komünist hücumu
artarak devam ediyor
çakla New-York’tan ayrılmıştır.
Uçak bugün öğleyin Londraya varacaktır.
Londra, 20 A. A. (LPS) — New-York’taki basın muhabirlerinin bildirdiklerine göre, Komünist Çin Heyeti NesvYork’tan hareket ederken beraberinde getirdiğinden 500 kilo daha fazla eşya götürmekte idi. Heyet» bilhassa fotoğraf makineleri, radyolar ve atom enerjisi hakkında birçok teknik kitap almıştır.
Londra, 20 A. A. (AFP) — Lake Success’den dönmekte olan Komünist Çin Heyeti Başkanı General Wu, hır Dakota uçağiv le Londradan meden önce söylemiştir:
"Uzakdoğu
m izden geldiği kadar barış yo-liyle halletmeğe çalışacağız. Ko-rede girişmek zorunda kaklıkları harekâta derhal son vermelerini Çinli gönüllülerimize tavsiye etmiye hazırız,"
Ankara. 20 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Koredeki Askerî birliğimizi teftişe gitmek t? olan Korgeneral Şahap Gürler yarin (Bugün) Ankaradan ayrılacaktır. Korgeneral Şahap Gürler seyahat maksadı hakkındaki sualimize şu cevabı vermiştir:
“Koretle Türk şehamet ve kahramanlığını bütün dünyaya bir kere daha tanıtmış olan subay Ve erlerimizi ziyarete gidiyorum. Vatandkn uzak bir bölgede insanlık ve memleket menfaatleri İçin çarpışan askerimize karşı bütün Türk milletinin duymakta olduğu ve içinde yaşadığımız yakın ve sonsuz alâka ve heyecanı muharebe meydanında onlara ifade edeceğim. Bütün memleketin kalbi llerdenberl onlarla beraber çarpıyor. Onlara sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanın ve Genelkurmay Başkanmın heyecanlı duygularını, selâm ve muhabbetlerini götürüyorum. Orada Birliğin mahalli ihtiyaçlarını tetkik edeceğim. Anavatanla daha çabuk ve emin bir surette haberleşme imkânlarını temine çalışacağım. Seyahatimin bir ay kadar süreceğini tahmin ediyorum. Memlekete dönüşte kahraman çocuklarımıza, hepimizi sevindirecek iyilik ve başarı haberleri getirmekle saadet ve bahtiyarlık duyacağım.”
Kuzeybatı Kore cephesinde, Ü-çüncü Güney Kore Ordusu Seul-un 30 mil kuzeydoğusunda ‘şiddetli düşman mukavemetine mâruz kalmıştır. Cephenin diğer kesimlerinde mühim bir harekât olmamış ve müttefik hatları daha sağlamlaştırılmıştır. Bu arada cephenin doğu sahili yakınlarındaki kesiminde bugün mevzii surette harekât olmuştur.
Millet Meclisinde dün

Prağ'a hareket et-ezcümle şunları
meselelerini eli-
Tokyo, 20 (YÎRS) — Kuzeydoğu Kore cephesinde çarpışmakta olan müttefik kuvvetleri bugün de üstün sayıda düşman birliklerinin hücumuna uğramışlardır. Düşman külliyetli takviyeler getirerek umumi bir taarruza hasırlanmaktadır. Bu arada cephenin muhtelif kesimlerinden yaptığı hücumlar, zayıf noktaları keşfetmek ümidiyle girişilen hareketler olarak addedilmektedir. Hungnam civarında toplanmış olan müttefik donanması hatlarını müttefik İçmiştir, ç akların
lerine hücum ederek bir günde 1300 düşman askeri öldürdükleri Hava Kuvvetleri Kumandanlığından bildirilmiştir.
bugün de düşman şiddetle bombalamış ve mukavemetini destek-Gemilerden kalkan u-cephenin muhtelif yer-
• F
■ ' ••
V (
• r

•A
l
I
50 okuyucumuza hediye edilecek Zenith saatlerini
3 üncüde görünüz.
İskenderun
Erzurum yolu açılıyor
Elâzığ, 20 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — İskenderun -Erzurum yolunun Arızalı bulunan Gölbaşı - Erkcnek kısmı 27.12.1950 tarihinde inşaatı ikmal edilerek münakaleye açılacaktır.
— ! ■ A
YABANCI
Çeviren : Reşad Nuri Güntekin
Bugün 2 nci sayfada okuyunuz
İstanbulda yapılacak otel Balkanların ve Ortaşarkm en büyük oteli olacak
New-York, 20 (YİRS) — Otel Şirketi Başkana Hilton bugün. îstanbulda Türkiye Hükümeti tarafından inşa edilecek ve 4 milyon dolara mal olacak olan büyük bir otel projesi hakkında bazı açıklamalarda bulunmuştur. Türkiyeyi geçenlerde ziyaret etmiş olan Conrad Hilton? Boğaziçine nazır bu 300 odalı otelin, Balkanların ve Or-taşarkm en büyük oteli olacağını belirtmiş ve inşasının 1953 ten evvel tamamlanabileceğini bildirmiştir. Hilton, otel için gereken malzemenin kısmen Birleşik Amerikadan ve kısmen de E C A programına uygun olarak Avrupadan getirtileceğini söylemiş, inşaat için Türk mimar lanmn çalıştırılacağını, otel personellerinin de bir müddet Ameri kada yetiştirileceğini açıklamıştır.
yapılan müzakereler

Adalet Bakanı ile Milletvekili Şevket Mocan arasında
Ankara, 20 (T.H.A.) — Büyük Millet Meclisi bugün saat 15 te Hulûs! Köymen’ln başkanlığında toplandı. Gündemde bulunan ve bazı milletvekillerine izin verilmesine dair olan tezkereler okunmuş ve kabul edilmlş-' ir.
Bundan sonra komünizm İle mücadele için hazırlandığı bildirilen kanun tasarısının ne zaman Meclise sunulacağına İstanbul Üniversitesinin açılış töreninde vuku bulan hâdiseler dolayısiyle arama yapılan yerlerde elde edilen dokümanlara ve suçlulara verilen cezalara dair Tekirdağ Milletvekili Şevket Mocan’m o-norgesine Adalet Bakanı cevap vermiştir.
Adalet Bakam Halil özyörük cevabında. Ceza Kanununun 141 ve 142 nci maddelerini izah etmiş ve komünistlik faaliyetlerinin vasıflarını, şartlarını, tekevvün suretini anlatmış ve ezcümle şunları söylemiştir:
"İstanbul Üniversitesinin açılması münasebetiyle 1 kasım günü yapılan törende Fakülte harçlarının kaldırılması hakkında bazı öğrenciler tarafından dağıtılan beyannameler sebebiyle açılan âmme dâvası üzerine mahkûmiyetlerine karar verilmiştir. Maddede gösterilen cezanın aşağı haddinin verilmesi, Yargıcın takdirine taallûk etti-
tartışmalar oldu
ği îçLn, savcılıkça da kanun yoluna gidilmemiştir.
Cezanın asgari haddinin verilmesi. hiç bir zaman mucibi tenkid olmayacağı gibi, fiilin mahiyetine taallûk eden takdir ve taarruzdan masundur. Bu vesile ile mevzuatın kıymetinden bir şey kaybettiğini iddiaya hakkımız yoktur.
Milli iradenin temsil ve tecellisi demek oban kanunlarımız hakkında hürmete uymayan sözler söylenmesi veya mahkeme kararının beğenilmemesi, sadece teessür uyandırır. Şevket Maçan arkadaşıma bu teessürlerimi bildirerek sözüme son veririm."
Meclis cuma günü saat 15 te toplanmak üzere dağılmıştır.
Adalet Komisyonunun çalışmaları
Ankara 20 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — B. M. M. Adalet Komisyonu toplanarak Ceza Kanununun 111 Lnci maddesinin tâdili hakkındaki Hükümet teklifini müzakere etmiştir.
Komünistlerin görecekleri cezaya ait fıkra konuşulmuş, maddede komünistin tarif edilip edilmemesi hususu münakaşa e-dilmiş ve bir karara varılmamıştır.
Komisyon yarın yine toplanarak müzakereye devam edecek-
4.>1 w* v
• •

hafta — Ben \ e remle Mücadele Haftayıyım! Elli bir hafta — Tevekkeli değil veremle ba-şa çıkılamıyor..,




Y E N I İSTANBUL
21 Aralık
Tetkikler
^>9
f
7 -

Muamele Vergisi hakkında
ŞEHİR HABERLERİ

“Vasıtasız vc vasıtalı vergiler, aynı derecede cazibeli iki hemşiredir. Her ikisi de zengin bir cihazla Londra salonlarına girmiştir. Bunların bir ta-
kım pere s tiş kârları olabilir lâkin Maliye Vekili her iki sine de
aynı hürmet ve
ftUinıi göstermeye mecburdur.,, Gladatone
Şehir köşesi
Spor Sarayı
"Veremle Savaş Haftası,,
Türk donanması
olacak-

olanı muhakkak kavrannbiicnldlr. teh İlkten ıızakla^ıldığı nlsbotte verginin İntikali vasfının zedelenmekte olduğu tesbit (Hİllınek-todlr. Vergi mevzuu olan maddelerin İmalât ve IstihRRİ ııaf-halarından tedavül safhasına geçtiği zaman kendIM İle birlikte emaneten taşıdığı vergiyi
Yazan
vergi,
için Maliye ilminde ve vasıtalı vergiler tercih yapılması bahir münakaşa bahsi
■JALEN yürürlükte bulunan ■■ Muamele Vergisinin aannyl erbabı üzerinde hnaule getirdiği hAklı husumetin, efkân n-mumlycyc sirayet etmek İRtidu-dını gösterdiği bir turada, bn vergi baklandaki bAzı görüşlerin açıklanması faydalı tır.
Amme hizmetlerinin anlaşılışı boMisnndn umumiyetle ittifak edilmektedir. Otomatik surette artmak zorunda kalan bu hizmetleri yürütecek vaaıtalar moyanında
mitateana mevkiini muhafazaya devam etmektedir.
Vergi mefhumu, haddizatında bir manzumeyi ifade etmekte ve bu manzume de vMitamz ve vasıtalı vergileri kavramaktadır.
Bugün vasıtasız arasında kimin dan
yoktur. Bilakis, bu İki verginin aynı manzume içerisinde ahengini tesit yönünden, sarf edil en gayretler vardır.
Amme hizmetlerini lâyıkı veçhile görmek İçin masraf kapılarının zorlandığı bir zamanda, vergi gibi normal varidat kaynaklan, üzerinde ne kadar durulmaya değer olduğu izahtan varestedir.
Yalnız servet ve iratları takip eden vergilerin âmme giderlerini karşılamak ki (a ye ta isliği karşısında, bir kısım İstihlâk ve muameleleri kovalayan vergUer zuhur etmiştir. Maliye ilminin. Gelir Vergileri He masraf vergilerini aynı derecede benimsediği iki mevzu olarak telâkki etmesi, bu zaruretten doğmuştur.

İktisadî geHşme-taklp etmesi ha-
Memleketin sini yakından kımından hayli cazip bir mahiyet arzeden Muamele Vergisinin narartyesi üzerinde kısaca durmak faydalı olacaktır.
Bu verginin başlıca hususiyetini “intikali., vasfı teşkil eder. Verginin nihaî yükümlüsü olan müstehlik, yapmak zaruretinde kaldığı bir takım masraflar meynnında bu vergiyi de öder. Şu halde. İdareye ödemekle sorumlu olan mutavassıt mükellef, bu vergiyi müşteriden mutlaka tahsil edebilmelidir. Müstehlike İntikal ettirilemlyen vergi, muamele Vergisi mahiyetini kaybeder ve vasıtasız vergi mahiyetini İktisap eder.
Bu durum, Muamele Vergisinin tabiatına aykırıdır.
Verginin bıı intikali vasfını yalnız kanunlarla değil, tatbikat bakımından da kolayca işleyebilir bir hale getirmek mümkün olduğu takdirde, verginin başlıca meziyeti tezahür etmiş olacaktır.
Verginin kolayca İntikal etmesi keyfiyeti ile İlgili hususlar, üzerinde durulmaya değer mevzulardır:
Muamele Vergisinin kolayca İntikal edebilmesi, nihai mükellefle mutavassıt mükellef arasındaki mesafenin kısa veya uzun oluşuna bağlı bulunmaktadır. Başka bir ifade He bu verginin İdeal şekil, perakendeci tarafından ödenmesi halidir. İktisadi faaliyet sahasında müstehlike yani nihaî mükellefe en yakın mesafede bulunan zümre şüphesiz perakendecidir. Bu zümre teknik bakımdan kolayca kavranamadığı içindir kİ, mez-•kûr m e sn tenin artmasına âmil olmaktadır.

• t
tdare bakımından İktisadi faaliyet safhalarından en cazip
ki, on kolay Ancak, mü*-
Cevat Kani tîner
müstehlike ret irince ye kadar katcdnecek mesafenin çok önemi rardır. Zira, kolayca tesbit edilebilmektedir ki, iktisadi hayat. üzerinde muhtelif şekillerde tesir İcra ettiği muhakkak olnn bir verginin geçici mükelleflerinin adet İtibariyle artması, verginin İntikal süratini a-ğırlnşt ırmak ta ve hattâ bu intikal hâdisesi müstahsil istikametinde tersine dahi izleyebilmektedir.
Muamele Vergisinin karakterine uygun olarak mutavassıt mükellef adedini azaltma İmkânı nisbetinde, verginin intikal süratini kıracak olan mesafe kısaltılmış olacaktır.
İntikal hâdisesinin bağlı olduğu şartlardan biri scrdedllen yukarıki meselâ Muamele ham mnddeyo veya nıûl maddeye İrcaı ki görüşlerin tezat dıığu aşikârdır.
Bugünkü yürürlükte bulunan Muamele Vergisinin de esas prensîplni teşkil eden intikali vasfı, kanun koyuennun maksadının sarih olmasına rağmen, münakaşaya değer bir mevzudur. Bu keyfiyeti. Maliye İlminin anladığı Muamele Vergisinin değil, bugünkü sistemin bir zaafı olarak kabul etmek yerinde olur.
Kolayca tahmin edilebilir İd; şikâyetleri doğuran hâdiseleri, sistemin bu zaafına irca etmek mümkündür.
olarak fikir ile Vergisinin İptidai mahuru şvındA-halinde ol-
Verginin İntikali vasfı, kanun koyucu tarafından yalnız far-zedİlmesi kâfi değildir. Bu vasfa bir aleniyet verilmesi de şarttır. Henry Truciıy’nln aşağıdaki ifadesi zikre şayandır: “Mali bir sistemin İktisadî kıymeti, vergi yükünün kanunî tevziinden ziyade» bu yükün nihai ve fiili olan tevzi tarzına tâbidir.^

Muamele Vergisinin intikalini kolaylaştıran âmillerden biri de ŞÜşphesİz tarifelerdir. Y üksek nispetli tarifeler. tatbikatta haksız rekabet sebebi olduğu kadar vergi kaçakçılığının cazibesini arttıran âmillerden de biri olmaktadır.
Kaldı kİ, Muamele Vergisi sistemlerinden “yaygın,, sistemin. normal şekil olarak telâkkisinde bir mahzur olmadığı takdirde, bu verginin cazip te-raflarını arttıran başlıca meziyetlerinden biri de nlsbet tarifesinin fiyat içerisinde kolayca eriyebilecek derecede cüzî fakat kavradığı mevzu itibariyle gayet geniş olmasıdır.
Verginin yüksek nlsbette olması, intikali vasfını sekteye uğratmaktadır. Meselâ % 20 nispetli bir Muamele Vergisinin arızasız ve kolayca İntikalini beklemek güçtür. Kaldı ki, bu hai, vergiyi doğuran hâdise ile nihai mükellef arasındaki mesafenin uzunluğu He birlikte olursa, vergi, normal İstikametini değiştirerek bir takım münhaniier çizmesi mukadderdir.
ALBERT CAMUS
YABANCI
Çeviren ?
REŞAD NURİ GÜNTEKİN
Bugdin annem öldü, yahut belki de dün, Pek iyi bilemiyorum. İhtiyarlar Yurdundan bir telgraf aldım: “Anneniz öldü. Yarın gömülecek- Hürmetler.”. Bundan bir mâna çıkmıyor. Belki de dün ölmüştür.
ihtiyarlar Yurdu Marengo’dadır. CezaJr’e uzaklığı seksen kilometredir. Saat ikide otobüse biner, akşama doğru oraya vannm. Böy-tece geceyi onunla beraber geçirir, yarın akşam geri dönerim- Müdürden iki gün izin istedim. Böyle bir mâzerete karşı “Olmaz” diyemezdi. Fakat memnun bir hali yoktu. Hattâ kendisine: “Bunda benim bir suçum, günahım yok” dedim. Cevap vermedi. O zaman düşündüm ki böyle söyleyişim iyi olmadı. Hâsılı ö-zür dilemeğe bir sebep yoktu. Bilakis o bana başsağlığı dilemeliydi. Fakat herhalde ö-bürgün beni matem elbisesiyle görünce bunu yapacaktı. Hem şimdilik annem tamamıyle ölmüş de sayılmaz. Cenazeden sonra her şey bitmiş olur ve mesele daha resmi bir şekil alır.
Sçat İkide otobüse bindim. Hava çok sıcaktı, Her zamanki gibi Celeste’in lokantasın-1
Munmote Vergisinin İlk maddeye veya‘İptidai mamul maddeye İrcaı hususundaki tezin mukadder Akıbeti yüksek tarifelerin benimsenmesi cihetinde olacağından yukarıki İzahatla tezat halinde olacağı kolayca anlaşılır.

Muamele Vergisinin mevzuu geniş olduğu nispette umunıl olmalıdır. Mademki bu verginin nihaî ödeyicisi müstehliktir; o halde, himaye arzu edilen her-blr zümre bahis kebir Ifa-milkellefler muafiyetlerin
görmesi
hangi bir zümre nıısu olamaz. Başka do İle mutevnasıt İçin verilecek Muamele Vergisi yönünden İzahı müşküldür. Teknik bulumdan kavranamıyan vergi so-rurumlusu için verginin bünyesini zorlamayacak, bir mııaflye-Uyle, korunması düşünülen geniş halk tu bak mm İlgili olduğu mevzularda, İstisnalar dıı verilebilir. Bu İki husus. Muamele Vergisinin başlıca prensiplerinden olan umumiyet kaidesinin hudutlarını teşkil eder, Hâlen yürürlükte bulunan Muamele Vergisindeki İstisna ve muafiyetleri yukarıki izahat zaviyesinden maunlandırmak gerçekten zordur.
Muamele Vergisinin umumî oluşu, bu verginin verimini sağlayan bir meziyeti olmasına mukabil, yegâne mahzurunu da teşkil etmektedir:
Anonim bir kütleyi kavrayan bu verginin gayri şahsî oluşu. vergide adalet kaidesini ihlâl etmektedir. Şahsî vergilerde müterakkiyet İle kolayca tesis edilebilen bıı adalet. Muamele Vergilerinin tersine müterakki oluşları dolayısiyle bozulmaktadır. Kademeli nispet tarifeleri sayesinde bozulan adalet nls-beten tesis edilebilmektedir. Kaldı kİ, lüks eşyaların yüksek tarifelere tahammül edebileceği tabiidir.

Arzettiğt teknik müşkülâttan dolayı yaygın Muamele Vergisi sistemlerinin zorlanmasından meydana geldiği iddia olunabilen toplu Muamele Vergisinin bnnyevî bazı zaafı olduğu söylenebilir:
Toplıı sistemin umumiyetle karar kıldığı İktisadî faaliyet sahası imalât safi tasıdır. İmalât safhası 11e müstehlik arasındaki mesafenin uzunluğu bu sistemin ilk zaafını teşkil eder.
Yaygın sistemin verimini karşılayabilecek bir nişindin yükseleceği tabiidir. Yilk^k bir nişindin haksız roka . âmili olabileceği yu karı dıı İzah edilmişti. Toplu sistemin umumiyetle imal safhasında tatbik edilebileceği nazarı İtibara alınırsa bu sistemin sanayi üzerinde yapacağı tazyikin mahiyeti kolayca anlaşılmış olur.
Toplu sistemin bir üçüncü zaafı İse teknik bakımdan kavra nam iv an küçük sanayie muafiyet verilmesi zaruretidir. Kontroldün tablaten masun kalacak olan bu zümrenin mahiyetinin tesbitl İmkânsızlığı toplu Muamele Vergisini bir çıkmaza sokmaktadır. Gayri meşru rekabete sebebiyet veren bu çıkmazdan kurtulmanın çaresini maliye teknisyenleri şimdiye kadar tesbit etmeye muvaffak olamamışlardır. Bu halin, toplu Muamele Vergisinin bÜn-yevî bir Arazı olarak İcap edecektir.

Memleket sanayii Muamele Vergisinin tahribat hususunda ittifak edilmektedir. Bn tahribata kısmen
Büyük bir ihtiyacı karşıla m ak içte yapılmıştı bu bina. İçerisine bildrdo salonları ping-pong ve tenis için kortlar, bir patinaj salonu, hat (d kış günleri için bir yüzme havuzu yapılacaktı. Fakat birkaç yüz bin lira daha masraf edilmediği için, hâlâ da edilmesi düşünülmediği için, düşünülmek şöyle dursun, binanın lüzumsuzluğu bile iddia edildiği İçin, oldu ğu gibi, yani tamamlanma m\ş bir halde bırakıldı. Buna rağmen, bu yarım bina memlekette evvelâ güreş sonra da boks sporlarının süratle inkişafına yardım etmiştir, öylesine ki beş bin kişilik oturarak yeri bulunan Spor Sarayı hemen her maçta ağzına kadar dolmakta ve biletler karaborsaya intikal etmektedir.
Binanın sahibi kimdir ? Belediye. Halkın spor alâkasını gördüğü, muhtelif spor ların inkişaf hızını rakamlarla tesbit edebildiği halde, neden
latmaz? h üründe bir kın için mi,
Spor Sarayım tamam-Bina, her spor teza-kendisine mühimce bırakmaktadır. Lâ-tezahürler, bugün
para bu
mahduttur, senede, yir-otuz defadan fazla de-
ğildir. Eğer, bu iş teşkilâtlandırılır, ilk tasavvurdaki kısımlar da tamamlanırsa. Spor Saraı/ı. senenin her günü, her gecesi bir faaliyet arzcdccektir, hem Belediyenin varidatı artacak, hem spor ilerliyeoek, bütün bunlara müvazi olarak, gençlik için içtimai bir yükselme dr kaydedilecektir.
Bunu Belediye yapamıyorsa, bir ehline Inraksın.
BİR İSTANBULLU
Bir doktorumuz, Fransız Tıp Cemiyetine üye seçildi
Cerrahpaşa Hastahanesi röntgen mütehassısı Dr. Tarık Temel, değerli mesaisi dolayıslyle, Fransız (Electro-Radyologle) Cemiyeti »11* üyeliğine aeçllmlf ve keyfiyet kendisine resmen bildirilmiştir.
edecek olan toplu slste-büııyevi â razını gider-mümkün olamıyncağına sanayi erbabının feryadı
kabulü
üzerinde yaptığı
mâni olmak kasdlyle teşekkül eden “Muamele Vergisi Islahat Komisyonu,, nun raporu incelendiği takdirde, Muamele Vergilerinin nazarî karakterine uygun hayli terakkiler kaydedileceği anlaşılmaktadır. Ancak, İmalât üzerinde kalmakta devanı mln mek göre,
devam edecektir.
Sanayi erbabı, sırf kendi üzerinden yükü atmak pahasına, Muamele Vergisini “İlk maddeye İrca,, namı altında yeni bir sistem ortaya atmaktadır. Bu tez, Muamele Vergisinin normal ileri tekâmülünü İfadeden ziyade aksi İstikamette bir gerilemeyi göstermektedir. Toplu sistemin yukarıdan beri İzahına çalışılan bütün mahzurlarını daha aşikâr surette tezahür ettirecek olun adı geçen tezin müzaheret göreceği talimin o-lunamaz.
Sanayi Birliğinin bu “ilk maddeye İrca,, tezi, İptidaî mahiyetlerinden ötürü kaldırılan ve kaldırılmaya devam edilen istihlâk vergileri yerlııe yeniden münferit istihlâk vergllcrt nln doğmasına âmil olacaktır.
Muamele Vergisinin aksi İstikamette saha değiştirmesini

bugün başlıyor
haftası mü-Sağlık Toö-Vcrom Ko-Dr. Etlenno ederek ken-
Istanbulda bulunan Sağlık Teşkilâtının dört ekip! Dr. Etlenne Bert-İdaresinde çalışmalarına etmektedir. Bu çalışma-kadar Verem Savaş Sultanahmet Dls-yapıldığı halde, 1 den itibaren Teşkllft-ettlrdiği
Bugün yurdumuzda Verem Savaşı Haftaaı başlamaktadır. 27.12.1950 gününe kadar devam edecek olan savaş oaschetiyle Dünya kilâtının Ortadoğu misyonu Başkanı Berthet’yt ziyaret
dişi ile bir konuşma yaptık.
Jstanbulun, Ortadoğu Verem Savaşının merkezi olarak seçilmesi Türk tıp dünyası için büyük bir şeref teşkil etmekle be-1 raber, memleketinizin, senede 40 bin vatandaşın hayatına ma! olan menhus hastalığa karşı daha mücehhez bir şekilde savaşmasına da yardım edecektir.
Altı aydan fazla bir zaman dan beri Dünya kişilik het’nin devam
lar bugüne Demeğinin panterinde şubat 1951
tın Ayazpaşada İnşa beş katlı büyük binaya geçilecek ve tam teçhlzatlı olarak çalışmaya başlanabilecektir.
Dr. Berthert bize ezcümle şunlan söylemiştir;
“Dünya Sağlık ToşkilAtı, bilhassa Ortadoğu memleketlerinde büyük tahribat yapan verem hastalığına karşı bir nümune merkez kurmağı düşündü. Bu merkezin seçilmesi hususunda milletlerarası bir bilirkişi komisyonu, uzun araştırmalardan sonra Istanbulu merkez olarak seçmeği uygun buldu. IstAnbu-lun seçilmesinde gerek Ortado-ğunun en büyük ve aydın şehri oluşu, gerekse Türk hekimliğinin ileri durumu oynamıştır. Böyle kuruluşu, Dünya lâtının ilk büyük
Altı aydan beri Istanbulda bu yönden alınan neticeler • çok memnuniyet vericidir. Hattâ Birleşmiş Milletler Teşkilâtı geçenlerde şehrimize bir fotoğraf İle bir reporter göndermiş ve çalışmalarımız hakkında bilgi edinmiştir. Bunun üzerine böyle bir merkezin verimliliği üzerinde durulmuş ve Güney Ameri-kada bir İkincisinin kurulma-rnnn knmr vrrHmiwtte. --
Istanbulda kurulan merkez Dünya Sağlık Teşkilâtı ile Tür-
büyük bir rol bir merkezin Sağlık Tcşkl-tecrü besidir.
arzu edenler bilmelidirler kİ, günün birinde, bu vergi, normal tekâmül istikametine yöneltilirse yine imalât sahasından geçilmesi lâzım gelecektir. Tekrar bu sahanın cazibesine kapılma ihtimaline karşı, sanayiciler şimdiden bu verginin İmalâttan ileri bir sahaya aktarılmasını düşünmelidirler.
Esasen adı geçen ıslahat komisyonunun raporundan da anlaşılacağı Üzere, Muamele Vergisinin normal mecrasına şevketi ilmesi, Gelir Vergisinin tedavül sahasını kristal İze etmesine bağlı bulunmaktadır. Kontrol altına alınabilecek teşkilâtlı bir toptancı zümresi teşekkül ettiği takdirde verginin imalât sahasından tedavül geçirilmesi müınkuıı tir.
Rahaaına olabilecek-
Vergisinin bakımdan lâzımdır.
Şu bolde Gelir muvaffakiyetine bu da ümit bağlamak
Netice olarak denilebilir kİ, memleketimizde Muamele Vergisinin kaldırılıp kaldırılnmı-yacağı dâvası diye bir münakaşa mevzuu yoktur ve olamaz. Daha ziyade Muamele Vergisinin geçici bir zaman için ıslahı ve bu ıslahı takip edecek bir sistem reformu bahis mevzuudur.
çok iyidir
DÜNYA SAĞLIK TEŞKİLÂTI ORTADOĞU VEREM KOMİSYONU BAŞKANI DR. ETİENNE BERTHET İLE YAPTIĞIMIZ
BİR KONUŞMAYI VERİYORUZ
Bir radyoloji tahlili
sonradan mahalli himmetiyle çalış-etmesl gerektiğini Türkiyenin bu işi şekilde devam et-
kiyc Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ve Verem Savaşı Derneği arasında sıkı bir işbirliğinin neticesidir. Ayazpaşa binasının masra/lannı D. S. T. İle V. S. D. yan yarıya paylaşmışlardır.*
Dr. Bcrthet D.S.T. gibi milletlerarası bir teşkilâtın bir memlekette ancak mahdut bir zaman faaliyette bulunabileceğini, teşkilâtın makamlann mağa devam tasrih etti ve fevkalâde bir
tireceğine kani bulunduğunu bildirdi.
Kendisi memleketimizde daha altı ay kaldıktan sonra, merkezin ideresl Türk hekimlerine verilecektir. Ortadoğu memleketlerinin hepsinden İstanbula gelecek olan burslu talebeleri Türk hekimleri yetiştirecektir. Beş kata aynlmış olan Ayazpaşa binasının birinci katında kütle radyofotografik tahliller yapılacak. İkincisi verem dispanseri, üçllncüsü lâboratuar, dördüncüsü muhtelif servislerin adminis-trasyonu, beşincisi konferans ve projeksiyon salonları olarak kullanılacaktır. Aynı teşkilât ufak çapta Sultanahmet Dispanserinde de görülmektedir.
Merkezin çalışması aşağı, yu-.kan şöyle olacaktır:
1) İki tamamlayıcı kura
2) Hemşireler için bir tamamlayıcı kurs,
3) Pratik çalışmalar (sabah).
4) Teorik konferanslar (öğleden sonra).
Merkez, Istanbulda çalışmalarına programlı bir şekilde devam ederken, verem savaşına hazırlanmış hekimlerin de yetişmesine yardım edecektir. Bu şekilde Verem Savaş Derneğinin dispanseri bulunduğu bölgelerdeki çalışmalarla da koordine etmek İmkânı hasıl olacaktır.
Dr. Bcrthet, konferanslarının birinde tasrih ettiği veçhile, veremle savaşın bir mediko-sosyal mesele olmakla beraber, devletlerin bir umum! siyasî meselesi olduğu noktası üzerinde durmuştu. Bugün hekimler ancak bir teşkilât İçinde vereme karşı verimli bir şekilde savaşabilirler. Ve bu meyanda sosyal yardım ve halk yığınlarının hayat seviyesinin yükseltilmesi, savaşın başlıça şartlanndandır.
Kendisine başka memleketlerde olduğu gibi bizde de bir gezici hemşire ve sosyal asistan zümresi teşekkül etmesi için, ne gibi gayretlerde bulunulduğunu sordum. Bu işe lâyık olduğu e-hemmiyetin verildiğini ve 6 ay içinde 15 hemşirenin bu vazifeyi ifa edecek dlğlni söyledi.
Sultanahmet ser vazifesini
her türlü muayene ve tahlile tâbi tuttuğu gibi, her gün bir grup hemşire hastaların evine gidip, ne gibi maddi ve mânevi şartlar içinde yaşadıklarını tes-bit etmekte ve halka koruyucu tedbirler öğretmektedirler.
Bu ilgi verici çalışmaların verem savaşındaki hayırlı neticelerini beklerken, Verem Savaşı Haftası devam ettikçe, Dr. Etlenne Berthet'nin Verem Savaşı mevzuunda verdiği ve ‘'Veremin Medico-Sosyal Görünüşleri’’ adı ile bir kitap halinde basılmış olan konferans ve derslerinden, herkesin bilmesi lâzım gelen faydalı bilgileri birer kısa hülâsa şeklinde her gün okuyuculara vermeği vazife edineceğiz.
AYŞE NUR
Milletlerarası
Mühendislik
Konferansı
olan milletlerarası konferansına 31 iştirak edecektir. Almanya 31, tng 11-Birlcşik A-

Gelecek ocakta Hindistanda toplanacak. Türkiye dört delege gönderecek
Gelecek ocakta Hindistanda toplanacak mühendislik memleket Fransa 40,
tere 28. İtalya 28, merika 20. İsveç 19, İsviçre 15, Pakistan 11, Japonya 9. Cezayir 9, Norveç 7, Finlândiya 6. ve Türkiye 4 delege göndereceklerdir. Ecafe ve Unesco da mümessillerini göndereceklerdir İngiliz heyetine Lord Citrine başkanlık etmektedir.
SENEDE
10 milyon ampul
General Electric Şirketi ile Türk müteşebbislerin büyük gayret ve fedakârlıkları neticesinde meydana gelen Topkapı Ampul Fabrikasının senelik istihsalinin on milyon ampul olacağı ilgililer tarafından bildirilmektedir.
Halen memleketimizin senelik ampul sarfiyatının 4-4.5 milyonu geçmediği hesaba katılırsa, bu teşebbüs en sıkışık anlarda dahi ampul İhtiyacımızı siyle karşılayabilecek ve komşu memleketlere dahi cat yapabilecektir. Harp
nnda karşılaştığımız ithalât zor. lugu dolayısıyla ampul sıkıntısı çeken halkımız İçin bunun memnuniyet verici bir haber olduğuna şüphe yoktur.
fazla-hattâ ihra-yılla-
şekilde yetiştiril-
merkezi, dispan-görüp. hastalan
TUmamiral bir uçakla, donanmamı-denizaltılar!
Diin şehrimize gelen Amiral Re ece, yeni gelen (lenizaltılarımızı gördü
Amerikan Yardım Heyeti Deniz Kıamı Başkanı Recce dün hususi maiyeti ile birlikte, za yeni iltihak eden
görmek üzere Ankaradan şehrimize gelmiştir.
Dün gazetecilerin kendisine sordukları “Yeni vazifenize baş-hyalıberi birkaç ay oluyor. Bu müddet zarfında Türk donanması hakkında ne gibi ba edindiniz?,, sualine şu cevabı vermiştir:
M— Türk donanması çapta olmasına rağmen
dir. Denizcileri iyi talim terbiye görmüş olup, mâneviyatlan kuvvetlidir^
bir intı-
Amlral
küçük çok iyi-
Kore kahramanlan Amerikanın Sesi'nd» bugün konuşacaklar
Geçenlerde de bildirdiğimiz gibi, “Amerikanın Sesi*’ Radyosu bugün ve yarın saat 19.15 te 19-16 ve 13 metre üzerinden, Küredeki Türk Savaş Birliğine mensup subay ve erlerimizi aralık ayı içinde plâğa alman ve hususi şahıslara hitap eden konuşmaları ile yılbaşı mesajlarını yayınlayacaktır.
Cemiyet Hayatı
MEVLİDİ NEBEVİ
21-22 aralık 1950 ve 11-12 rcbiüllevvel 1370 tarihine muşa* dif perşembe günü akşamı (cuma gecesi) mübarek Mevlidi Ne* bevl olduğu
İlân olunur. İstanbul Mü/tOsü
cuma günü,namazı Tophane Kılı cali Malûl Gaziler Bir-
Mevlit
♦ 22 araJLk müteakip Camiinde,
liği tarafından Kore şehitleri için bir mevlit okutulacaktır.
♦ D.P. Yeşilköy Merkez Ocağı
Kore şehitlerimiz için 24.12.950 pazar günü Yeşilköy Camiinde Öğle namazını müteakip bir mevlit okutacaktır,__
Kongre
♦ İstanbul Teknik Üniversite Talebe Birliğinin yıllık kongresi 23 aralık 1950 cumartesi günü saat 15 te Teknik Ü-niversitenin yeni konferans salonunda yapılacaktır. Kongro iki gün devam edecektir.
YENİ İSTANBUL
SİYASI İKTİSADÎ MÜSTAKİL GÜNLÜK
GAZETE
Sahibi-.
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LtMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. SAKLICA
Yazı İşlerini fiilen İdare eden mesul müdür: Sacld ÖGET
Neşredilmeyen yazılar iade edilmez.
Basıldığı yen yeni İstanbul matbaa-CTLIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
Abone: Türkiye için seneliği 32, alfa aylığı 17, öç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler lld mislidir.
llânlar: 6 ncı resi 2 liradır, mesuliyet
nayfada «antlmete. İlânlardan hiç bir kabul edilmez.
dA yemek yedim. Hepsi benim hesabıma çok üzülüyorlardı. Celeste: “insanın bir tane anası olur” dedi. Gideceğim vakit beni kapıya ka-dAr uğurladılar. O esnada bir siyah kravat ve kol şeridi almak için Emmanuel’ln odasına çıkmak lâzım geldiğinden biraz sersemler gibi oldum. Emmanuel birkaç ay evvel amcasını kaybetmişti. «
Otobüsü kaçırmamak için epeyce koştum. Herhalde bu telâş ve koşmanın otobüs sarsıntılarına, benzin kokusuna ve yol He gökyüzün-deki güneş ihtizazlarına katılması yüzünden olacak kİ uyuşup kalmışım. Hemen bütün yol boyunca uyudum. Uyandığım zaman bir askere yaslanmış olduğumu gördüm. Adamcağız bana gülümsedi ve uzaktan mı geldiğimi sordu. Konuşmağa mecbur olmamak için “Evet” dedim.
Yurd köyden İki kilometre uzaktadır. Yolu yayan yürüdüm ve annemi hemen görmek istedim. Fakat kapıcı evvelâ müdüre çıkmamı söyledi. Kendisi meşgul bulunduğu İçin bir parça bekledim. Bu müddet esnasında kapıcı benimle konuştu. Sonra müdürü gördüm. Beni bürosunda kabul etti. Lejyon Donör nişanı takmış, ufak tefek bir ihtiyardı. Parlak gözleriyle bana baktı. Sonra elimi sıktı ve o kadar uzun zaman elinin içinde alıkoydu kİ nasıl çekeceğimi bilemedim. Bir dosyayı muayene ettikten sonra bana: “Madam Merso buraya üç yıl evvel girdi, dedi. Sizden başka kimsesi yok-
Müdürün beni bir parça kabahatli gördüğünü zannettim ve meseleyi anlatmağa koyuldum. Fakat o sözümü kesti; “Kendinizi mü-
2
dafaa etmenize sebep yok aziz çocuğum, dedi. Annenizin dosyasını okudum. Siz onun İhtiyaçlarını temin edemezdiniz. Bir bakicıyA İhtiyacı vardı. Aylığınız az. işin nihayetinde o burada mes’uttu.”
Ben “Evet efendim” dedim. Şunu da ilâve etti:
“Biliyorsunuz kİ burada dostlan vardı. Kendi yaşında bir takım insanlar, onlarla başka bir zamana ait şeyleri konuşup dertleşe-bilirdi. Siz gençsiniz. Herhalde sizinle canı sıkılacaktı.”
Bu doğru idi. Annem evde iken vaktini beni gözleriyle takip etmekle geçirir ve hiç konuşmazdı. Yurda geldiği İlk günlerde epeyce ağladığını öğrendim. Fakat sırf alışkanlık yüzünden. Bir kaç sonra eve getirseydim yine ağlayacaktı muhakkak. Dedim ya alışkanlık. Bir parça da bunun içindir ki son sene hemen hiç oraya gitmedim. Çünkü bu yüzden bütün bir pazar tatili ziyan oluyordu. Üstelik de otobüse gitmek, bilet almak ve İki saat yollarda sarsılmak zahmeti.
Müdür bana daha başka şeyler de söyledi. Fakat onu hemen hemen dinlemiyordum artık. Sonra: “Sanırım kİ annenizi görmek istersiniz.” dedi. Bir şey söylemeden kalktım. O da beni götürmek için önüme düştü. Merdivenlerde şöyle söylüyordu: “Başkalarının müteessir olmaması için kendisini morgumuza naklettik. Pansiyonerlerimizden biri öldüğü zaman Ötekilerin İki üç giln sinirleri bozuluyor. Böylece vazifemiz de güçleşmiş oluyor”.
Küçük küçük gruplar halinde blrbiriyle konuşan İhtiyarlarla dolu bir avluyu geçtik.
3
Biz yanlarından geçerken lâkırdılarını kesiyorlar, sonra tekrar başlıyorlardı. Boğuk papağan ötüşlerine benzeyen sesler. Küçük bir binanın kapısında direktör benden ayrıldı: “Sizi bırakıyorum Mösyö Mergo. Bir emriniz olursa beni büromda ararsınız. Cenaze yann sabah onda kalkacak. Böylece geceyi zavallının yanında geçirebilirsiniz. Son bir söz: Anneniz, zannederim, dini merasimle gömülmek istediğini bir çok defalar arkadaşlarına söylemiş. Ben lâzım gelen hazırlığı yaptım. Yalnız size haber vermek istiyordum.”
Müdüre teşekkür ettim. Annem dinsiz olmamakla beraber yaşadığı müddetçe böyle şeyleri hiç aklına getirmemişti.
içeri girdim. Geniş bir tepe camı ile aydınlanan beyaz badanâh ve çok aydınlık bir salondu. Eşyası, sandalyeler ve X biçiminde bir kaç ayaklıktan ibaretti. Ortada bunlardan ikisinin üstüne kapağı kapalı bir tabut yerleştirmişlerdi. Tabutun ceviz rengine bo-yAİı tahtaları üzerinde yan çakılı parlak vidalardan başka bir şey seçilmiyordu. Tabutun yanında başına parlak renkli bir mendil sarmış beyaz önlüklü bir Arap hastabakıcı vardı. Bu esnada arkamdaki kapıdan kapıcı girdi. Koşmuş olacaktı. Az buçuk kekeleyerek: “Tabutu kapadılar, dedi. Fakat ananızı görebilmeniz için vidalan açmalıyım.”
Tabuta yaklaşırken onu durdurdum: "istiyor musunuz?” dedi bana. “Hayır” diye cevap verdim. Sözünü kesti ve ben verdiğim cevabın doğru olmadığını hissederek sıkıldım. Az sonra bana baktı ve “Niçin?” diye sordu. Beni tenkid etmiyordu. Sadece hareketimin sebebini öğrenmek istiyor gibiydi. “Bllmiyo-4
rum.” dedim. O vakit beyaz bıyığiyle oynayarak bana bakmadan: “Anlıyorum.” dedi. Açık mAvi renkte güzel gözleri ve biraz kırmızı bir rengi vardı. Bana bir sandalye verdi ve kendisi de biraz arkamda bir yere oturdu. Hastabakıcı yerinden kalkarak kapıya doğruldu. O esnada kapıcı bana: “Bir çıbanı var.” dedi. Anlayamadığım için kadına baktım ve gözlerinin altında fırdolayı başının etrafını çeviren bir sargı bezi bulunduğunu gördüm. Sargının burun üstüne gelen kısmı yamyassı idi. Yüzünde bezin beyazlığından başka bir şey görünmüyordu.
Kadın gittiği zaman kapıcı: “Sizi yalnız bırakacağım.” dedi. Ne gibi bir hareket yaptığımı bilmiyorum. Fakat o gitmedi; arkamda ayakta durdu. Onun bu duruşu beni rahatsız ediyordu. Oda güzel bir ikindi güneşiyle dolu idi. Camekânın üstünde iki eşek ansı vızıldıyordu. Beni uyku bastırmakta olduğunu hissediyordum. Arkama dönmeden: “Çoktanberi mİ buradasınız?” diye sordum. Deminden beri bu sualimi bekliyormuş gibi hemen cevap verdi: “Beş sene”.
Sonra bir havil gevezelik etti, ömrünün Marengo Yurdu kapıcılığında sona ereceği kendisine söylenecek olsa pek hayret edecekti. Altmış dört yaşında idi. Pariste doğmuştu. Sözünü keserek:: “Ya! Siz buralı değü misiniz?” dedim. Sonra beni müdürün odasına götürürken annemden bahsettiğini hatırladım. Onu çabuk gömmek lâzım geldiğini, çünkü ovada havanın sıcak olduğunu söylemişti. Pariste yaşamış olduğunu ve onu unutmakta sıkıntı çektiğini bana o ZAman öğretti.
(Devamı var)
5
Y E N î İSTANBUL»
Sayfa S
Başkan Hoover’in demeci
eza
• • (
• ♦ •
• • • • • ♦ • • •
• • • • ı * • 9 9
• • • • • • ( • • • •
• • 4 • • • • • ...
Bediî FAİK
bas-rcd-
nü-
ntR iktidarın, yalnız kanunların baskım île yerinde katmam ** mümkün olsaydı, bugün ihtiyar dünyamızda demokrasinin izine zor rastlanırdı. Bırakın yabancıları. Halk Partisi kİ, siyasî hayatının büyük bölümünü, halkın sempatinden çok evvel, kanunların baskısına lstinad ettirmiştir; on dört mayıs akşamı, bn hareketinin kefaretini yirmi yedi yıllık iktidarı terkederek Ödemek zorunda kalmadı mıf
Bu İtibarla, “devlet hor şey, fert hiç bir şeyH formülünün yayılıp gelişmesinden ibaret olan faşizm kanunlarını hiç tereddüt etmeden memlekete tatblka koyulan Halk Tar-tisinln Akıbeti önünde İken, Demokrat İktidarın yolunu görmekte güçlük çekmemesi pek tabiîdir. Nitekim, beş yıllık muhalefeti esnasında Demokrat Parti, daima bu kanun tasını öne sürmüş ve faşizmin mahstlUcrini nefretle delmekten bir an bile geri kalmamıştır.
Fakat ne yazık ki. bugün aynı Demokrat Partinin
kûmetini, evvelce reddettiği kanunların en başında bulunan Ceza Kanununu, büsbütün ağırlaştıran bir tâdile tâbi tutar görüyoruz. Bir kaç gün evvel “Gazeteciler Cemiyeti., ne gönderilen tâdil tasarısını incelediğimiz zaman. inanınız, tüllerimiz diken diken oldu. Çünkü gelen tasan. Halk Partisinin son demlerinde hazırlayıp da Meclisten geçirmeye vakit bulamadığı tâdil tasansınm a>nı, hattâ daha korkuncu idi. Ankara mahreçli haberler, tâdil tasansının İrticaa ve komünizme karşı hazırlandığını bildirdiler. Tasanda böyle bir nokkta yoktur, yahut daha doğrusu vuzuhsuzdur. O, Basın Kanunu ile verilen bazı serlıestilcrl geri almayı Dk hedef olarak tesbit ettikten sonra toplanma hürriyetini, münakaşa hürriyetini de topyekûn kaldırıyor. Kabul edildiği takdirde, tek satır yazılamıyacağı gibi, iki vatandaş bir araya gelip de, bir hükümet kararını tartışamaz. Halbuki buna mukabil meselâ taşınması yasak olan bıçakların, saplan hariç yirmi beş santim veya daha fazla uzunlukta olmalan gibi garibelerle doludur. Bu arada 159, 161 İnci maddeler gibi, basm hürriyetiyle çok sıkı münasebetleri bulunan hükümler, müteaddit vaatlere rağmen* aynen muhafaza edU-miştir.
Bu memlekette, bazı malarına İhtimal İhtiyaç Kanuna ile biraz geniş mek olmadığı, vatandaş
den seyredilmesini İstemek olmadığı da Aşikârdır. Bugünkü hükümet, evvelâ hafızasını, orada bulamazsa muhalefetteki notlannı kanştınrsa görecektir ki, vaktiyle o da bizler gibi. Ceza Kanununun “Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu^ De “Hâkimlerin istiklâli,, mevzuu İlo yakın alâkasını savunmuş ve bu üç knriunnn bir arada mütalâası İcap ettiğini öne sürmüştür. Ve İşte bn yüzdendir ki. şimdi. Halk Partisinin tâdil teklifini büsbütün ağırlaştırarak, müstaceliyet He Meclise gönderirken, her şeyden evvel kendi fikriyle nd-laşmış olnyor!—
Sormalı değD miyiz: Seçtm Kannnnnn, bitaraf bir nmî heyete hazırlatan zihniyet, Ceza Kanunu gibi ferdin hürriyetiyle en az Seçim Kanunu kadar alâkadar bir mevzuda niçin tecelli etmez T
cezaların «uçlarla ahenktar kılın-vardır. Ama bunun, son Matbuat nefes alan basını hırpalamak de-hürrlyetinln faşizmin çerçevesi n-
“Amerika, diğer devletlere
yardımdan evvel, kendi
müdafaasını düşünmelidir”
*
Hoover, komünizme karşı yatıştırma siyasetinden kaçınılmasını istedi
Hoover
ileri sürmüştür, devletlere dolar
Sovyetler ve harp esirleri
Neşredilen bir vesikaya nazaran esirler, Rus iktisadiyatında mühim rol oynuyorlar
Batı Almanyanın Avrupa müdafaasına iştiraki
Üç büyüklerin yüksek komiserleri, Bonn Hükûmefini iknaa çalışacak
New-York, 20 (YtRS) — A-merikanın eski cumhurbaşkanlarından Herbert Hoover bugün bir demeç vererek Avrupaya yeni Amerikan kuvvetleri gönderilmeden evvel bu hususta Kongre ve Amerikan halk efkârının fikirlerine müracaat e-dilmesini tavsiye etmiştir.
Hoover, komünist Çinin karışması üzerine, Korede Ameri-kalılann harbi kaybettiklerini ve müttehit olmaktan çok uzak bulunan bir Avrupayı müdafaaya kalkışmanın ikinci bir Kor±
yaratabileceğini Hoover, diğer ve asker yollamadan evvel, A-merikanın kendi müdafaasını kuvvetlendirmesini İstemiş ve müstevlinin kuvvetlerini girdikleri yerlerden atabilecek kadar askere mâlik bulunulmadıgmı bildirmiştir. Sözlerine devamla, komünizme karşı her hangi bir noktada girişilecek kara harekâtının, gerek Çinden, gerek Hintten ve gerekse Batı Avru-padan olsun, gayet hatalı bir hareket olacağını ve bu hücumun Moskovaya vâsıl olamıya-cağını belirtmiştir. Eski cumhurbaşkanı, atom bombasının bugün İçin eskiden düşnüldügil kadar mühim bir silâh olmadığını, tebarüz ettirmiştir. Amerikanın kuvvetli deniz ve hava müdafaası sayesinde, emin hiı durumda olduğunu söyllyerek Atlas ve Pasifik Okyanuslarının bu kuvvetlere dayanarak emin birer müdafaa mevkii haline getirilebileceğini ileri sürmüştür. Hoover’e göre. Atlantik mllda faaa hattı, İngiltereyi de içine alacak (şayet bu memleket arzu ederse) tır. Pasifik müdafaa sı İse. Japonya, Formoza lipinlerden geçen bir hat de tesis edilecektir.
WashingtO(n 20 A.A. (Usla) — Amerikan Hükümeti, İkinci Dünya Harbi esnasında Almanlar tarafından ele geçirilen ve bilâhare müttefiklere teslim e-dllen Sovyetlere ait 750 sayfalık gizli bir vesikayı neşretmiştir.
Bu vesika 1941 senesine ait Sovyet İktisadî plânıdır. Plân, Sovyet ekonomisinde esir kamp, lan sakinlerinin oynadı klan mühim rolü tebarüz ettirmektedir.
Bu vesikaya göre, kamplardaki esirler Rus gizil polisi (M. V. D.) tarafından bina İnşaatı, yol yapımı, kereste, kömür ve her türlü maden istihsali ve mobilya lmaJLnde kullanılmaktadırlar.
1941 yılında İnşa edilen bütün demiryollarından yüzde yirmisini» kömür istihsalinin yüzde beşini ve yağ istihsalinin yandan fazlasını esirlerin çalışmaları temin etmiştir. Esir adedinin asgarî 14 milyon kişiye baliğ olduğu tahmin olunmaktadır. Beş senedir bu plânı ellerinde tutan İngiliz ve Amerikan Hükümetleri, Birleşmiş Milletlerde Rusyayı esir kullanmakla itham ettikleri vakit bu vesikaya istinat etmişlerdi.
tik Paktı Müdafaa Ordusuna dahil olmadı için Batı Almanyayı ikna etmeye çalışacaklardır.
Amerikan Yüksk Komiseri McCIoy He diğer İki yüksek komiser bu meseleyi Batı Almanya Başbakanı İle görüşeceklerdir.
Yüksek komiserler Batı Al-
manyaya müsavi şartlar dahilinde yeni müdafaa teşkilâtına dahil olmayı teklif ettikleri takdirde Başbakan Adenauer ile temsil ettiği kudretli Hıriatiyan Demokrat Partisinin ve Bonn Koalisyon Hükümetinin Brüksel plânını desteklemeleri beklenmektedir.

ve Fi-üstün
karşı
Şahın düğünü
İran Şahı, son dünya durumu yüzünden mutantan bir düğün istemiyor
için hiç Çünkü muva-içlndlr
neticesinde
Almanyanın bulunacağı Almanlar tavsiyele-
Almanlar arasındaki deglşik-ileri sü-
cezri şartını
yegâne
değişik.
birliklerinin
işgal
Yeni bir hudut ı {[ore Birliğimize paket
hadisesi
■ •
Bulgarlar bir vatandaşımıza 5 el ateş ettilerse de kurşunlardan hiçbiri İsabet etmedi *■
göndermek istiyenler
Sanınma Bakanlığı, bu hususta bir tebliğ yayınladı Kore Birliğimiz için hususi takvim hazırlandı
Hoover. komünizme müdafaalarını kuvvetlendirmeyi arzu eden devletlere istihsalden bir miktar yardım yapılmasını ve* komünizme karşı yatıştırma siyasetinden kaçınılmasını tavsiye etmiştir.
Esbak başkan. Amerikanın gayet büyük fedakârlıklar pahasına, Avrupada birliği kurmaya çalıştığım ve bu işde muvaffak olamadığım söyllyerek, Batı Avnıpamn kendi kendisini mü dafaa etmesinin gerektiğini İ1A-etmiştir.
Irana yapılan Amerikan yardımı hızlandırılacak
İhracat - İthalât Bankası
Washlngton, 20 (YİRS) — Birleşik Amerikanın İran Sefiri Henry Grady, bugün Truma^ ile görüşmüş ve görüşmeyi müteakip, gazetecilere Başkanın, Irana ekonomik ve asker! yardımın hızlaştırılmasına bizzat bakacağını söylemiştir.
Yapılacak yardımın mahiyeti hakkında izahatta bulunan Grady, İranın Amerikan İhracat-İthalât Bankasından 25 milyon dolar, ayrıca bir miktar askerî malzeme alacağını bildirmiştir. Askerî malzemenin tutan henüz bilinmiyorsa da, Grady’nln açıkladığına göre, geçen senekı tutar 12 milyon dolardır.
25 milyon dolar veriyor
İrandaki siyasi duruma İşaret eden Grady, bu memleketin Rus-yaya temayül gösterdiği hakkında çıkan haberlerin pek mü-himsenmemesi gerektiğini, zira Şah başta olmak üzere, İran • Milletinin garp dünyasiyle dost okluğunu söylemiştir, Sefirs görp, İranın hâlen bitaraf bir tavır almasına sebep, Rusya ile komşu bulunmasıdır; ancak bu hal, İranın batı devletlerine kar* şı düşman olduğunu ifade etmez. Rusya ile son zamanlarda artmak istidadını gösteren dostluğun sebebi de, Grady'nln izahatına göre, Moskovanm İrana karşı daha uzlaşıcı ve anlayışlı bir tavır almasıdır.
Kırklarell, 20 (T.H.A.)— Türk -Bulgar hudut m intak asm d a İki gün evvel yeni bir hâdise olmuştur. İsmail adında bir çoban, evvelki gün Türk - Bulgar hududunun Dereköy mıntakasında koyunlannı otlatırken, Bulgar hudut kıtaları tarafından üzerine 5 el ateş edilmiştir. Mucize kabilinden mermilerin hiç biri çobana isabet etmemiştir. Hâdise etrafında alâkadar makamlar tarafından tahkikata başlanmıştır.
Ankara. 20 (T.H.A.) — MÜH Savunma Bakanlığından tebliğ edilmiştir:
*1. — Kore Birliğimizdeki subay, gedikli ve erlerimizin şahıslarına şeker, sigara vesair hediyelerin, paket ve kolilerin gönderilme şekli (a) ve (b) paragraflarında yazılmıştır.
a) Resmî postahanelerimlzle bu koli ve paketler âdi veya ıı-çak postası ile gönderilebilirler. Paket ve kolilerin üzerine adres yazılır:
Commanding General, Turkish Armed Forces
TAPO 5407.
c/o San Francisco, Calif.
Bu adresin altına paket ’
ŞU
Beynelmilel Göçmen Teşkilâtından bir heyet geliyor
Ankara, 20 (T.H.A.) — Bul-garistandan gelen göçmenlerin derhal müstahsil bir hale getirilebilmelerini temin maksadiyle alınacak tedbirleri bir rapor halinde tesbit etmek üzere Beynelmilel Mülteci Teşkilâtından bir heyet 4 ocakta îsviçreden hareket ederek 5 ocakta şehrimizde bulunacaktır. Bu heyet Mülteci Teşkilâtı İkinci Başkam De Teşkilât Sağlık Müdürü ve müşavirinden müteşekkildir.
veya koliyi kim alacaksa (ismi, soyadı, numarası, rütbesi) türkçe o-larak yazılacaktır.
b) Panamerikan Hava Şirketi vasıtaslyle gönderilecek paket ve kolilerin üzerine İki adres yazılır. (Birinci etiketteki adres üstte, ikinci etiketteki adres altta kalır).
Bunlardan birinci etiketteki adres, Japonyada alâkalı memurlar tarafından yırtılarak pa. ket veya koli yerine gönderilmek üzere ikinci etiketteki adrese teslim edilecek.
Birinci etiketteki adres
Göçmenlere dersler verilecek
■ « ■ F fl
2^ k J
7th US ARMY Base Post Office Yokohama. Japan.
ikinci etiketteki adres:
C. G. İst Turkish Armed Forces, Command.
Bu ikinci etiketteki adresin altına paket veya koliyi kim a-lacaksa onun (ismi, soyadı, rütbesi, numarası) türkçe olarak yazılmalıdır.
2 — Kore Türk Kuvvetleri Komutanlığı adına bütün Birlik mensuplarına dağıtılmak üzere gönderilecek hediyeler için sadece (a) veya (b) paragraflarındaki adres yazılmakla iktifa e-dilecektir.
3 — Panamerikan Şirketi İle gönderilecek paket ve kolilerin gümrük muamelesi yaptırıldıktan sonra nakil ücretleri şirkete ödenmek suretiyle teslim edilir.
4 — Fazla bilgi almak İsteyenler P. T. T. Müdürlüğü, Panamerikan Ajansı ve Kore Bürosuna müracaat edebilirler.” Kore Birliğimiz için
lıusıısi takvim
Ankara, 20 (T.H.A.) — istatistik Genel Müdürlüğü 1951 yılına yaklaşmamız münasebetiyle Korede çarpışan kahramanlarımıza hususi bir ccp takrimi hazırlatmıştır.
5000 adct olarak hazırlanan hu takvimler memleketin bir hâtırası olarak General Tahsin Yazıcı vasıtasiyle tevzi edilecektir. Kore şehitlerimiz İçin Kırklarelindc dinî merasim yapılacak
Kırklarcll, 20 (T.H.A.) — Korede şehit düşen aziz kahraman larımızın ruhlarını taziz için ö-nümüzdekl cuma günü halk tarafından Kırklarelindeki Büyüle Camide bir dinî tören yapılacaktır. Bu münasebetle, lstanbuldnn davet edilen tanınmış on hâfız tarafından da Mevlit okunacaktır. öğle namazını müteakip yapılacak dini törenin halk tarafından takip edilmesi için, şimdiden şehrin muhtelif semtlerine 20 den fazla hoparlör konmuştur.
Ayrıca, Kırklarollnc bağlı Babaeski ve Tınarhisar ilçeleriyle İnece bucağında da aynı gün halk tarafından birer Mevlit o-kutulup, aziz Kore kahramanlarımızın ruhları taziz edilecektir.
SPOR
Amerikalı
güreşçiler
Amerikan Milli Serbest Güreş Takımı bugün geliyor
Bir millî, İki temsilî güreş müsabakaları yapacak olan Amerikan Serbest Milli Güreş Takımı bugün saat 19.10 da bir uçakla Yeşilköye gelecektir.
Amerikalıların bütün güreşçileri, Jlu-Jltsu denilen Japon o-yunlanna vâkıftırlar. Oyunları Japon güreşleri İle melez bir halde bulunmaktadır. Gelecek o-lan Amerikan güreşçileri Japon antrenörlerinin nezaretinde şu kimselerden müteşekkildir.
52 kilo John Harriaon, 57 kilo Walter RomanoWskl, 62 kilo Lowcll Lange, 67 kUo Keith Youg, 73 kilo Willlam Nelsnn, 79 kilo VVlllIam Sınttz, 87 kilo Louls Heintz, ağır Cari Abcl.
Güreş biletleri bugün satışa çıkarılıyor
Cumartesi, pazar ve salı gcce-yapılacak olan Amerikan-Türk güreş maçlarının biletleri bugün saat 14 ten itibaren Spor ve Sergi Sarayı gişelerinde satılacaktır.
Kombine olarak tertiplenen biletlerin fiyatları 45, 30 ve 12 liradır. Bu maçlar İçin hiç bir davetiye baaılmamıştır. Gazeteciler sarı kartlariyle içeri gire, bileceklerdir.
si
Emniyet Müdürlüğü karaborsa için tertibat aldı
sa-
Kasım Gölek mühim bir kaza atlattı
Vali ve Belediye Reisi Prof. Gökay, diin sabah ve öğle özeri Sirkeci ve Zeytlnbumundaki göçmen misafirhanelerini teftiş etmiş tir. Vali, göçmenlerle görüşmüş ihtiyaçlarını sormuştur. Prof Gökay. göçmenler için alınan bazı tedbirleri eksik bulduğundan bunların tamamlanmasını emretmiştir. Vali, göçmenlerin, memlekete noksan bilgili olarak geldiklerini gördüğünden gerek Zeytin-hıırnıı ve gerek Sirkeci miseflrhnnesindeki göçmenlere Milli Eğitim Müdürlüğünün göndereceği öğretmenler tarafından konferans şeklimle dersler verilmesini kararlaştırmıştır.
Diğer taraftan, göçmenlere yardım komitesi faaliyetine devam etmektedir. Diin, Arabacılar Cemiyeti tarafından 700 lira teberru edilmiştir.
Yukarıdaki resimde. Sirkecideki göçmenlerevlııiu önünde, göç men vatuudaşlarımudan bir grup görülmektedir.
Adana 20 (Hususî muhabiri-mlz bildiriyor) — Kasım Gülek Kozandan bugün Adanaya gelirken otomobili Sarıçam mevkiinde bir dereye uçmuş ve 4 tekerlek üzerine düşerek bir mucize kabilinden içindekilere bir şey olmamıştır.
Kamyonlar tarafında dereden çıkarılan otomobil Adanaya getirilerek garaja alınmıştır.
Bugün saat 14 ten sonra lışa çıkacak olan Türk . Amerikan güreş biletleri için Emniyet Müdürü Kemal Aygün şunları söylemiştir:
“— Geçen aoferki İsveç maçlarında olduğu gibi Emniyet; karaborsayı önlejnek İçin bütün tertibatı almış bulunmaktadır Bugünden İtibaren sivil ve resmi memurlar vazlfelendirilmiş-tir. Karaborsa yapanların lütfen* Müdürlüğümüzü haberdar ötmelerini rica ederim.” demiştir.
Admira bugün geliyor
Avusturyajım en kuvvetli ta. kiralarından olan Admira Futbol Takımı bugün uçakla şehrimize gelecektir.

Tahran. 20 (A.P.) — Yakında 19 yaşındaki Bayan Süreyya İsfendiyari tle evlenecek o-lan İran Şahı, şimdiki dünya durumu karşısında mutantan bir düğün yapılmasını istememiştir. Keyfiyet bugün Saraydan açıklanmıştır. Tertiplenmesi düşünülen bütün müsamere ve ziyafetlerden vazgeçilmiştir. Yalnız düğün münasebetiyle Gülistan Sarayında resmî bir ziyafet verilecektir. Şah aynı zamanda kıymetli düğün hediyeleri arzu etmediğini de belirtmiştir.
Hediyelerin para şeklinde verilmesi arzusu izhar edilmiştir Bu paralar bankaya yatırılacak ve fakirlere yardım işleri için kullanılacaktır.
Diğer taraftan, bir müdde4 evvel tifo hastalığına tutulan Bayan Süre yy anın tamam iyle iyileşmediği bildirilmektedir. A-ilenin yakın bir dostuna göre, Şahın nişanlısı birkaç güne kadar iyileşemediği takdirde, 27 aralıkta yapılması düşünülen düğün tehir edilecektir.
Brüksel 20 A.A. (A.F.P.) — Acheson, Bevin ve Schuman bugün müştereken yaptıkları yegâne toplantı esnasında Atlantik Konseyinin kendilerini tetkikle vazifelendirdiği iki meseleyi gözden geçirmişlerdir. Bun. lardan biri Almanyanın müşterek müdafaaya iştiraki meselelerinin Bonn Hükümeti ile tetkiki, diğeri de muhtemel bir dörtler konferansı idL
Yetkili çevrelerde belirtildiği, ne göre, Atlantik Konseyi AJ-manyanın silâhlanması bir karar vermemiştir, bunun için Almanyanın fakatl lâzımdır. Bunun
ki, On ikiler tebliği yalnız görüş birliğinden bahsetmektedir. Beklenen kararlar ancak Almanya ile yapılacak müzakerelerin muvaffakiyeti elde edilebilir.
Diğer taraftan da bazı İsteklerde kabul edilmektedir. Atlantik Konseyinin
lerini kabu letmek için, müttefiklerle münasebetlerde likler yapılması receklerdir.
Yapılabilecek
Uk bugünkü işgal rejimini AJ-manyanın müdafaası şekline sokmak olacaktır. Almanyada bulunan müttefik işgal tümenleri içine Alman
alınması neticesi askerî güvenlik rejimi şekline getirilebilecektir. İşgal makamlarının Almanyaya yapacakları muhtemel tavizlerin hududu tesblt e-dılmemiştir. Bonn Hükümeti İle temasa geçecek işgal makamları Atlantik Konseyinin çizdiği çerçeve dahilinden çıkamıyacak-lardır.
Gelecek hafta başında başlıya. cak olan Almanya müzakerele-lerinin ocak ayında Pariste Av. rupa ordusunun temellerini kurmak için yapılacak konferansa kadar biteceği az muhtemel telâkki edilmektedir.
Öğrenildiğine göre üçler hakikî bir Alman hava kuvvetleri teşkilini kabul etmemişlerdir Almanyanın iştiraki kara kuvvetlerinin
lenmesinc İnhisar ettirilecektir.
Üçlerin görüştükleri mesele Rusyaya vabî notanın
Notanın metni tesbit edilmiştir. Bu cevap hafta sonunda Rusyaya tevdi edilecektir. Nota uzlaştırıcı bir mahiyet taşımakta ve bir dörtler toplantısının derhal yapılmasını telkin etmektedir.
Frankfurt 20 A.A. (United Press) — Birleşik Amerika, Ingiltere ve Fransa Yüksek Komiserleri, yarından itibaren Atlan-
kısa mesafede destek-
ikinci verilecek ce-hazırlanması idi.
Refah şehitleri kanun tasarısı
Ankara 20 (T.H.A.) — •'Refah,, faciasında ölenlerin şehit addedilmesine dair Millî Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanan kanun tas an sı Başbakanlığa gönderilmiştir.
Tasan, Maliye Bakanbğı ta. rafından hazırlanan ve emeklilik kanununun bazı maddelerini tadil eden diğer bir tasan ile bir kaç güne kadar Meclise sunulacaktır.
öğrendiğimize göre, yeni tasan Refah faciasında ölenleri şehit addettiği gibi bugüne kadar teraküm eden şehit maaşlarının ve istirdat edilen ikramiyelerinin verilmesini de derpiş etmektedir.
Aynca bu kanun İle kimlerin şehit sayıldığı da bir esasa bağlanmaktadır.
Admira ve Sarayevo'nun şehrimizde yapacağı maçlar
Dört kulüp tarafından davet edilen Avusturyanın Admira takımı ile Yugoslavyanın Saraye-vo takımının yapacağı maçlar şu şekilde tesblt edilmiştir.
23 aralık cumartesi Fenerbahçe - Ordu Karması; Beşiktaş - Admira;
24 aralık pazar Beşiktaş . Ordu Karması; Fenerbahçe - Admira;
30 aralık cumartesi Galatasaray - Admira; Vefa-Sarayeno;
31 aralık Vefa - Admira; Galatasaray - Sarayevo;
6 ocak cumartesi Beşiktaş -Sarayevo;
7 ocak pazar Fenerbahçe - Sa-rayevo.
Dün geceki basketbol maçları
Kadıkfty Halkevlnln tertip ettiği Basketbol gece turnuvası maçlarına dün gece de Halkevl-nin salonunda devam edilmiş ve Modakültürle Beyoğluspor arasında yapılan dömi final maçını Modakültür Takımı 52-49 kazanmıştır. Bu maçta Borla Ve Ancüs güzel bir oyun çıkartmışlardır.
50 okuyucumuzun kazanacağı Zenith markalı saat
Bu kronometreli paslanmaz çelik saatlerin Tür-kiyede dükkân satış fiyatı 165 liradır. Gazetemiz okuyueulan arasından 50 taJihli bu Zenith marka saatlerden kazanacaktır.
Bir Türk Ailesinin Portresi
1950 yılının en modern eseri
Yazan: İrfan ORGA
23 aralık cumartesi günü. Tiirklyede İlk ola rak nehrine bavlıyacağımız, irfan Organın (Bir Türk ailesinin portresi) adlı kitabı hakkında, A-merlkanın Sesi Radyosu, bundan bir hafta önce şuııljırı söylenıivtir:
“Modern edebiyat dünyası, son günlerde Blı Türk Ailesinin Portresi adı altında neşrolunan yepyeni ve orijinal bir esere kavuşmuş bulunu yor. Hâlen Amerikada oturan genç bir Türk ya zarının uzun emekler neticesinde meydana getirdiği bıı eserde, mahalli hayatın, örf ve âdctiT. bütün İncelik ve güzellikleri, en şöhretli kalem sahiplerini İmrendirecek bir şekilde tasvir edilmiştir. Romanın İlk satırlarında, müellif ile Sul

• p
(nnahmeita buluşup. «ahlfeler Derledikçe ytnr onunla birlikte, memleketin muhtelif yerlerini dolnşncnk; Umumi Harp. Mütareke ve Milli Mücadele yılları sıra««ında bir Türk ailesinin geçirdi ği sıkıniılnrı, çektiği ıstırapları, yaşadığı İyi re kötii günleri bütün teferrııatlyle öğreneceksiniz..,' Amerikanın en tanınmış münekktdlerinin hakkında takdir edici makaleler yazdıkları ve' en hiiyük kitapçılarının değişik baskılarını hanr ladıkları “Bir Türk Ailesinin Portresi,, adındaki| 1950 yılının cn modern eserini okuyucularına sunmakla YENİ İSTANBUL gazetesi, Türk sanat âleminde vazifesini yerine getirdiğine emin bulunmaktadır.
Roman nelerden bahsediyor?
I işte son derece cazip ve güze» bir kitap. Birinci Dünya Har binden altı yıl evvel istanbulda doğmuş olan ve gençliğini, evi-,nl anlatan bir Türk gencini», ntobioğrafisl. Kitap yalnız ma halli orijinaliteleri vermek cihetinden değil, müellifin hâdise, mekân ve karakterleri aksettirmek bakımından sahip olduğu fevkalâde müşahede kudreti cihetinden de son derece alâka çe-İkicidir.
Orga, hikâyesine beş yaşında İken başlıyor ve mesut bir Türk ailesinin sevimli bir portresini 'çiziyor, Birinci Dünya Harbi es nasında babası ve amcası şehit olurlar. Evleri yanar. Anneleı. onu, küçük kardeşi Mehmedl ve çocuk denecek yaştaki kız kardeşini alarak ucıız bir kir» evine taşınır. Harbin zaruri kıldığı


giyecek, yakacak ve yiyecek yokluğu içinde onları büyütme yo çalışır, trfanın hayatı üzerin de çok büyük tesirler yanan an ne annesi de onlara iltihak eder İkinci kocası da kendisine hiç bir şey bırakmadan ölmüştür Varlık içinde yetişen hıı iki kadının mücadeleleri, cömertlikleri son ve güzeldir.
İrfan ve Mehmet yurduna gönderilir, rada son derece ıstırap çekel ler. Fena gıda yüzünden Mehmet ölüm tehlikesi geçirir. O sırada bir fabrikada çalışan anneleri vaktinde vaziyeti görerek onları mektepten alır. Harpten sonra biraz vaziyetleri düzelir ve üç çocuk da oldukça hayattan kâm alırlar. Mehıne* askeri doktor, İrfan da subaj
cesaret ve derece cani»
bir öksüüeı İkisi de bu
olmaya karar vermişlerdir. Me-[ zun olduktan sonra İrfan havai kuvvetlerine iltihak eder ve ta ' hm görmek Üzere gittiği şehre annesi, anne annesi ve kız kar ( deşin! de aldırır. Uzun mücadeleler yüzünden sinirleri bozulan' annesi delirir ve 1940 yılında' ölür. Kitap, trfanın bazı genç havacılarla ordusunda tnglltereye rer.
Bu kitap meraklı bir ğil, fakat
bilhassa değişen Türk kadınının hayatını aksettirmesi bakımından son derece caziptir.
Bu kitap, büyük bir okuyucu kütlesinin okumak istlyeceği ve bitirmeden nünden bıraknuyaca gı bir eserdir.
beraber İngiliz hava talim görVnek üzere gelmesiyle sona e-
yalnız son derec? hayat hikâyesi de-inkılâp Türkiyeslni,
Bu cumartesi başlıyoruz


Schuman Plânı
T E N t
Sayfa 4
Londra Hususî Muhabirimiz bildiriyor
Milletlerarası Zeytincilik Kongresi
Bîr tacirimiz, Kongredeki görüşlerini Şehir Kulübünde anlattı
lngiltereye Marshall
Yardımı kesiliyor
Ayvalık, 20 (Hususî) — İspanyada toplanan, Milletlerarası Zeytincilik Teşkilâtı Kongresine Türkiycden hususî olarak iştirak eden tacirden Muhip özyl-ğit, avdet etmiştir. Bu arada 1-kamet ve işyeri olan Ayvalığa gelen Bay Özyigit, müstahsil ve müstehlikten müteşekkil bir dinleyici grupuna Şehir Kulübünde. Kongre intihalarını 14 a-ralıkta anlatmıştır.
İspanyada Sevil şehrinde* 15 kasımda açılan Kongre, 25 kasım günü Madrid'de kapanmıştır.
Hâdise, Londranın iktisadi çevrelerinde ne gibi tesirler yaptı ?
Amerikada petrol KISA fiyatı yükseliyor ^HABERLER
Los Angeles, 20 (Hususî) — Kallfomlyadaki “Standard OH” petrol kumpanyası, umumi fiyat durumunu bir hafta boyunca inceledikten sonra benzin fiyatlarını, varil başına 20 sent yükseltmeğe karar vermiştir. Diğer petrol kumpanyalarının da yakında yeni fiyatlarını İlân e-deccklerl umulmaktadır.
Kömür ve çelik tevzii hcıkkındaki
Fransız teklifi iyi karşılandı
İhracat hareketleri
Son günlerde ihracat piyasasında yeni bir durgunluR müşahede edilmektedir. Buna sebep olarak, yılbaşına doğru Avrupa-dan yeni tekliflerin gelmemiş olması ileri sürülmektedir. Yıl-• başına doğru her sene piyasada bu mevsimde görülen bu durak-lama hareketi, tabii bir hareket olarak kabul edilmektedir.
Bundan başka bütün İş yerlerinde olduğu gibi, ihracat tacirleri de sene sonu hesaplariyle meşgul bulunmaktadır. Bu meşguliyetin tesiriyle tacir yeni bağlantılara girmek hususunda ihtiyatlı hareket etmek zorunda kalmaktadır.
Esasen son haftalar içinde Ticaret Borsasında en hareketli geçen maddelerin başında, fasulye. mercimek bulunuyordu.
Yukarıda yazdığımız sebeplerin tesiriyle bakliyat grupuna mensup maddelerin piyasası da eski hararetini kaybetmiştir. Alâkadar tacirlerin kanaatine göre yılbaşından sonra yine fasulye, mercimek piyasasının hararetli bir devreye gireceği ümit edilmektedir.
Fındık piyasası da durgun bir devre geçirmektedir. Böyle olmakla beraber, fiyatlarda bir düşüklük müşahede edilmemektedir. Ellerinde mal bulunduran tüccar, önümüzdeki aylarda fındığın tekrar hararetli bir satış devresine gireceğine kant bulunmaktadır.
Londra 20 (Hususi) — tn-giltcrcye Marshall Yardımının 1950 senesi nihayetinde, yani I takriben 10 gün sonra, kesileceği haberi, buradaki İktisadi çevreleri hayrete düşürmemiştir. Esasen, beklendiği gibi, yardım kati bir şekilde sona ermemekte. ancak kesilmektedir. Bu da şu demektir kİ, istikbalde In-gilterenln ekonomik durumu bozulursa. böyle bir yardımı tekrar sağlaması şansları mevcuttur. Bununla beraber, Büyük Britanya son olarak Marshall Yardımı programından 200 milyon dolar almıştır ve bu meblâğı henüz sarfetmemiştlr.
Şimdi sorulmağa değer mühim sual: Acaba Büyük Britanya. Marshall Yardımına ihtiyaç kalmadan silâhlanma ve İthalât işlerini bizzat İdare edebilecek, hayat seviyesini bugünkü ayarında tutabilecek midir? Bu soruyu şimdilik hiç kimse cevaplandırma teşebbüsünde bulunmamıştır. Fakat, dünya durumu daha vahimleşmezse, bu suale verilecek cevabın “evet" olabileceği şimdiden söylenebilir.
Silâhlanma ve bununla ilgili masraflar meselesi, esasen Marshall Yardımının dışında kalan bir husustur. Kuzey Atlantik
“Standard Oilw un ilânından biraz Önce, Kallfomlyadokl “U-nlon Oil“ kunpanyası, benzin fiyatlarını varil başına 25 sent yükselttiğini bildirmiştir.
Kanatlanın hububat istihsalâtı
Süveyş Ranalı hakkında Mısır - flolânda münasebetleri
★ Lâhey, 20 (AP) — Holânda Hükümeti, neşrettiği kısa bir tebliğde. Mısın bütün gemilere Süveyş Kanalından serbestçe geçebilmek hnkkını tanıyan 1888 Anlaşmasını ihlâl ile İtham etmiştir. Tebliğde, Holânda Hükümetinin, bu sene zarfında Mısıra 2 nota yollıyarak, bu hususta alınan tedbirlere olan muhalefetini bildirdiği açık-lanmaktadır. Mısır Hükümeti bu tedbirlere, tsrall İle muhasamatı dolayıslyle vurmuştur.
olan baş-
edilecek.
kesilmesi bir saha-
Paktına dahil devletler silâhlanma projesini bütün şumulü ile incelemekte ve tahakkuku İçin gerekecek Amerikan yardımı ü-ze rinde de görüşmektedirler. Dolar rejimine dahil memleketlerden yapılacak ithala gelince; sterling bölgesi dolar açığını kapatmış bulunmaktadır. Mcv. cut kontrole rağmen, dolar bölgesinden eskisi gibi normal şekilde ithalâta devam tir.
Marshall Tadımının olayı, tesirini en fazla
da gösterecektir; o da. İngilte-renin altın ve dolar stokunun gelişme imkânlarının azalacağıdır. Son 12 ay zarfında Marshall Yardımından gelen dolarların büyük bir kısmı, ihtiyat akçesine geçirilmişti ve yardımın kesilmesine sebep de. esasen îngilterede dolar stokunun arzettiği memnuniyet verici durumdur.
Yardımın kesilmesine rağmen, Londradaki Marshall Plânı büroları çalışmağa devam edecektir. Nitekim, henüz tatbik sahasına geçirilmemiş birçok sına! projeleri vardır ve bunların gerçekleşmesi için İngillz-Ameri-
kan işbirliği mutlaka gerekmek-1 Ölçüde tedir.
Ottavva, 20 (Hususî) —Kana-dada bu sene hububat istihsali, ceman 1.482.901.000 dolar tutarındadır. Bu sayı, geçen senckl-ne nazaran yüzde 4 nispetinde bir azalma kaydetmektedir.
Bununla beraber, buğday ve yulaf istihsali geçen senelere nispeten artmıştır.
Denizli çiftçisine tohumluk dağıtıldı
tohumluk tevzi e-
Denizli, 20 (Hususi) — Vilâyetin muhtaç çiftçilerine gerekli ve çeşitli dJlmiştir. Muhtelif cinsten 1000
ton tohumluk dağıtılmıştır. Zamanında verilen tohumların hepsi ekilmiştir. Ayrıca kred( de açılmaktadır. Bütün bu ted bir ve yılının
kârdır.


yardımların 1951 mahsul normal idrakine büyük müdahale edeceği âşl-
İzmir Tarım Satış Kooperatifleri Kongresi
Kongrede söz olan ortaklar, Bakanlık emrine yapılan mubayaalardan zarar edildiğini söylediler
Tütün piyasası açılış
İzmir, 20 (Hususi) — Ege tütün piyasasının 15 ocakta a-çılacağına dair Ticaret ve Gümrük Bakanhklannın yaptıklar: müşterek tebliğ büyük bir alâ ka ile karşılanmıştır. İstihsal Mıntakalanndaki ekspelitz işle, ri hızlandırılmış ve piyasa hazırlıktan son safhasına girmiş bulunmaktadır. Piyasanın açılıp tarihi umumiyetle tensip edilmiştir. Bilindiği gibi tacir daha ziyade elindeki mevcut tütünü satmayı düşünmekte, yeni mahsul piyasasının geciktirilmesine bu bakımdan taraftar görünmekte idi. Alâkalılar şimdi tes bit edilen tarihe kadar Üç haftadan fazla bir zaman bulunduğunu gözönünde tutarak bu müddetin gerekli kombinezonlara girişmek ve eldeki stokları eritmek İçin kâfi gelebileceğin, söylemektedirler, fideliklerin ocak sırlanması lâzım enaleyh piyasayı
ciktirmenin kendileri için maddi büyük zararları icap ettirebi leceğtni aöyllyerek şimdiki tarihi tensip etmektedir.
Diğer taraftan Tekelin bu yıl piyasaya iştirak edip ctmiyece-ği kati olarak bilinememekte ve bu hususta bugünlerde Ankara dan yeni haberler gelmesine intizar edilmektedir.
Müstahsil de ayı içinde ha-geldiğini bina daha fazla ge-
tamir, 20 (Hususî) — tzmir Tanm Satış Kooperatifleri birinci iş yılı genel kurul toplantısı bugün yapıldı. Yıllık bilançosunu 1.166.036,03 lira moı/ı fiyatla kapıyan birliğin bu ilk kongresi büyük bir alâka çekmiş vc kalabalık bir ortak müs tahsil kütlesi salonu doldurmuş bulunuyordu. Okunan uzun raporda, dış memleketlere yapılan üzüm satışları hakkında rakamlar verilmekte, yekûnu 14.073 tonu bulan bu satışlardan büyük bir kısmının dış piyasalardaki durgunluk sebebiyle zararlı fiyatlarla elden çıkarıldığı ayrıca Ingiliz Hükümetinin sterling kıymetini düşürmesi ve bunu takiben diğer bir çok devletin de paralarını ona göre ayarlamaları neticesinde hariçten teklif edilen düşük fiyatlara boyun eğmek zorunda kalındığı, bundan başka Bakanlık emriyle piyasadaki düşmeleri önlemek maksadlyle yapılan mubayaaların da mühim miktarda zararı sebebiyet verdiği kaydedilmekte idi.
Yine raporda belirt ildiğin«* göre, bu son zararın Bakanlık emrindeki fon hesabından karşılanması için yapılan temaslar müspet bir şekilde devam etmektedir. Raporda, ortakların geçen bir yıl İçinde kooperatife yaptıkları teslimat hakkında da geniş izahat verilmekte idi. Buna nazaran kooperatife son fa aliyet senesi İçinde 12,594.963 kilo üzüm teslim edilmiştir ki
bu miktar bütün
17 sini .ortak taahhütlerinin ise % 43 üne tekabül etmektedir.
Raporun okunmasından sonra söz alan Ortaklar İdare heyetini muhtelif bakımlardan tenki'j ettiler. Bu arada bilhassa neti cede zarar tevlit eden müdaha-
rekoltenin
Tiirkiyenin süt istihsali
1949 yılında memleketimizde evvelki senelere nazaran daha az süt istihsal edildi
İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan İstatistiklere göre, memleketimizde 1949 yılında inek, manda, koyun ve keçi cinsi 22.693.000 baş sağım hayvanından ceman 1.988.000 ton »Üt istihsal edilmiştir. Bu miktar 1948 deki istihsalden 1 milyon 254.000 ton daha azdır Yani 7949 senesinde TÜrkiyede 1948 de İstihsal edilen sütün yansından biraz fazla istihsal edilebilmiştir.
1949 yılında süt istihsalimizi** bu kadar az olmasının on başlı sebebi, muhtelif cins sağım hayvanlan sayısının azalmış olmasıdır. Filhakika 1948 seneslndı TÜrkiyede yukarıdA bahsettiği mlz muhtelif cinsten 24.774.000 baş sağım hayvanı mevcuttu.
Geçen senekl süt istihsalinin artmış olduğunu görürüz.
mubayaasının Bakanlık em-
le
riyle dahi olsa yapılmaması icap ettiği, kooperatifçilik t İkiyle, yukarıdan emir alma zihniyetinin ııyuşamıyacağt ileri sürüldü. Bunlara verilen cevaplardan sonra yeni idare heyeti seçimi yapılan toplantıya son- vcrfM» ••
OKBOHK
1950 yıhna alt son keşidenin bugün A N O T E cağını ve
DANA merkezinde R huzurunda yapıla-bu keşidede ikramiye kazanacak
MUHTEREM MÜFTERİLERİNİN isimlerinin 25.12.1050 tarihli aynı gazetelerle yayınlanacağını saygı ile arzedor.
43.22
1949 vasati
litre süt kuruştan senesinde fiyatı 47
azlığı memleketimizdeki süt fiyatlarına da tesir etmiştir. 1948 yılında TÜrkiyede bir vasati olarak satıldığı halde bir litre sütün
kuruşa çıkmıştır. Geçen senekl süt istihsal miktariyle satış fiyatını hArpten önceki İstihsal ve satış fiyatlyle mukayese edecek olursak, istihsal edilen süt miktarındaki azalma ehemmiyetsiz derecede olduğu fiyatın harpten öncekine ran beş mislinden daha
20/XII/1950 Çarşamba
KAMBİYO ve ESHAM
halde naza-fazta
Kalay fiyatları gene yükseliyor
Londradan piyasamıza gelen haberlerde bir ton kalayın 1144 aterlingden 1194 liraya yükseldiği bildirilmektedir. Bundan başka New-York Borsasında kalay fiyatlarının ilerleme kaydettiği anlaşılmaktadır (buna ait rakamlar, yabancı borsalar sütununda kaydedilmiştir). Dış piyasalardaki fiyat artışı, piyasamızda da tesirini göstermiştir. Dün 10 liraya satılan külçe kalay, 10.50 liraya yükselmiştir.
Denizlide tütün piyasası açılıyor
Denizli, 20 (Hususî) — Denizli. Eğenin iyi vasıfta tütün yetiştiren bir vilâyetidir. Iklım ve toprak şartlan tütünün nefaseti üzerine faydalı tesir yap tığından çok eski tarihlerden beri Denizli tütünleri tacir ta rafından aranır. Denizli merkez ve köyleriyle, Güney, Çal, Acıpayam kazaları çevresi Gâvur köy tütünü Ayarında mahsul vermektedir. Ne yazık ki. geçen yıllarda tütün müstahsili çok hırpalanmış, fiyatın zamanında açılmaması, Tekelin vaktinde tanzim mübayaası yapmaması, yüzünden fiyatlar çok düşmüş bu yüzden müstahsil mağdur olmuştur.
1
100
100
100
100
100
100
ıoo
100
100
%5 %5
%5 %6 %5 %4
%6
rö6
%6 (rc6
%7 %7
%1
%7
%7
%1
%7 %7
*7 %7
Sterling • •••• Dolar .......
Fr. Frangı taviçre Fr. Be,çıka Fr. taveç Kr. ... Florin
Diret .......
Drahmi ....w dlacoudoB ...
AÇIÜŞ_
7.85750
280 30
0.M0
64.03
5.60 54.12.50 73 68.40
0 44 128
0.01 876
9 73 00
Kapanı?
7 84.80 2A0.30 0.80 64.03
5.60
34.12 50
73.68 K)
0.44 128
0.01 876
9.73 90
Satiflar
IV33 uJrutınj .........
1938 ikramiyen ••••••eza Milli Müdaiaa i .......
»941 Demirvoiv İV ..... 1041 Demiryolu V ....... 1/2 UH9 İkramiyen •••« 1041 Demiryolu Kalkınma Kalkınma Kalkınma 104h istikraz) 1048 istikrazı 1949 istikrazı Milli Mîldalaa
1934 1034 1941 1041 1941 Acilli Milli Milli MIHI
VI i 11 uı ....
A ...
ıı .... ı ...
iv
Sıvan-Erzurum i •• M LL-V11
1
11
111 1 ıı uı
VI
• S
Demiryolu Demiryolu Demiryolu Müdafaa Müdafaa
Müdefae M Udaîaa
22.70
10.90
20.10
100.-
95.—
96 65
07 90
97.95
96 10
06.40
05 40
96 40
96 60
20 30
21 06
20 10
20.20
20.85
20.50
20.60
20 80
20 10
10 90
Şirket Tahvilleri
T.C Ziraat Bankası ....
Anadolu D.Y. Tertip A/B.
%60 .....
,, Mümea. Senet

21.—
110.30
Şirket Hisse Senetleri
f.C, Merkez JanKkBi ........
Türkiye iş ...
Türk Ticaret Bankası
A ı***Ia D •
124.—
31.—
6 —
5.60
Otomobil fiyatları yükselecek mi T
Washangton, 20 (YİRS) — Hükümete bağlı Ekonomik İstikrar Ajansı, bugün “General Motors” kumpanyam, nın, fiyatların yükseltilmesine müsaade edilmedikçe, bizzat tesblt ettiği fiyatları dcğlytlrmiycceğlnl bildiren bir talebini şiddetle reddetmiştir.
Ajansa mensup bir sözcü bu vesileyle, bütün otomobil fab. rikalarını, 1951 model taşıt vasıtalarının fiyatlarını eski seviyeye indirmeğe davet etmiştir.
Almanya oyuncak sanayii
Nuremborg. 20 CHususî) — Senenin nihayetine kadar Al-monyadan, oyuncak İhracatının, 3 milyon dolara baliğ olacağı tahmin edilmektedir. Alman oyuncak fabrikalan, harpten evvel, imalâtının üçte ikisini ihraç ederlerdi: şimdi ise ancak üçte birini harice satmaktadırlar. Fabrikatörler 1951 de daha parlak neticeler almak ümidln-dedlrler.
Kömür ve çeliğin Avrupa memleketleri araöinda taksimi için Fransa tarafından İleri sürülen teklif, bütün dünyada t-kinci Dünya Harbinden sonra yapılan en kati vc cüretli teşebbüs olarak karşılanmıştır Fransız Dışişleri Bakanı Robert Schuman 9 mayıs 1950 de söylediği tarihî nutukta bu teşebbü se kendi İsmini vermiştir.
Bu yeni plânın ortaya koyduğu meseleler mahiyetleri itibariyle gerek siyasî, gerekse İktisadi, İçtimai, hukukt, diplomatik. coğrafî, teknik, malî veya psikolojik olsun beynelmilel sa hada hararetli münakaşalara ve nazik müzakerelere yol açmış tır. Bu görüşmelerin en mühim-mi altı memleketi temsil eden eksperlerin iştirakiyle 20 hazi ran 1950 de Pariste toplanan bir tetkik konferaıısı esnasınd ı yapılmıştır. Bu konferansa iştirak eden memleketler şunlardır: Fransa, Almanya, Belçika. Hollanda, Luxemburg vc İtalya
Schuman tarafından yapılan teklifin sebepleri çoktur ve bunlar pek muhtelif uzak ufuklardan gelmiştir.
tktls&dî bakımdan Avrupads birinci sınıf lstihsalâtın coğrafi şartlan ile endüatri sahasındaki gayretlerin tarihi dağılışı ara sındaki zıddiyet çoktan beri !ş adamlannın olduğu kadar devlet adamlannın da dikkatin) çekmişti. Daha 1926 da Fransa, Almanya, Luzemburg, Belçl. ka sanayicileri bir Avrupa çelik karteli ihdas etmişler ve Ingiltere de sonradan kendilerine il-
Avrupa müstehliklerinin bir kısmı ayn ayn teç» modernleşme vo aşın Is plânlan kabul etmişler yüzden istihsal süratle
tihak etmişti. Bu kartelin hedefi, piyasaların taksimi idi. Fakat bıı anlaşma 1939 dan sonra devam etmedi.
Harpten sonra Avrupa kömüı vo demir potansiyeli; eskime, yıpranma, tahrip, amele eksik ligi, mali takyidat ve saire gibi sebeplerle muvakkat bir zaman İçin pek daralmış olduğu İçin büyük hlzat, tihsal ve bu
hadden üstün seviyeye yükselmiştir. Amerikan rekabeti ve mahallî endüstrileşmeler dola-yıaiyle denizaşırı ihracat hemen imkânsız bir hale geldiği için Avrupada görülen bu fazlalık endişe verici bir mesele halini almak istidadını gösteriyordu. Bu sebeple Schuman Plânının esaslarından biri Avrupada tek bir piyasa ihdası tinat etmektedir, rekabet etmek ve ki arttırmak için çare yoktur.
Endüstri bakımından, kâr ge tirebilen bir demir fabrikasının İstihsal kabiliyeti senede bir milyon ton çelik olarak tesblt edilmiş olduğuna göre. Avrup.ı istihsalâtının teknik şartlarının rasyonel ve ahenkli bir şeklr getirilmesl fikri oldukça cazipti
İdeoloji bakımından, gerek manialarının yıkılmam, kontenjanların, çifte fiyatların, tercihli nakliyat tarifelerinin ve gü dümlil sistemden doğan bütün engellerin kaldırılmam, iktisadi
noktasına is-Amerika İle dahilî istihlft-bundan başka
TAHSİL KUR’AMIZ
Kanada enflâsyona karşı tedbir alıyor
Toronto. 20 (Hususî) — Kanada Maliye Bakam Douglas Abott, Hükümetinin enflâsyona karşı şiddetle mücadele etmek azminde bulunduğunu ve bunun için de lüzumlu bütün mail tedbirlere başvura-___CRğuu bildir m iş.U r. Bak an ı n| İlâve ettiğine göre, Kanada Hükümeti, fiyatların daha sıkı kontrolü için, gereken plânlan hazırlamaktadır.

a
Amcrlkada fiyat meseleleri
★ Washlngton, 20 (YİRS) — Ekonomi Bakanlığı bugün bütün sanayicilere ve iş a-damlanna yolladığı bir tamimde, bizzat flyatİAH aralık ayı başındaki veya Kore harbinden evvelki hadde indirmelerini istemiştir.
Bu hususta beyanatta bulunan bir sözcü, fabrikatörlere, şimdiden sonra fiyatları aralık ayından önceki hadden yukarı yükseltmelerine müsaade edilmiyecoğlnl bildirmiştir. Sözcünün verdiği İzahata göre, sanayiciler ve iş adamları, fiyAtlan bizzat İndirmezlerse, Hükümet gereken kontrol tedbirlerini alacaktır.
Tarım müstahsilleri
kongresi
Paris, 20 (Hususi) — Haber verildiğine göre, Milletlerarası Tarım Müstahsilleri Federasyonunun Avrupa Komitesi önümüzdeki ocak ayında Pariste toplanacaktır.
90 kupon, belki size bir istikbal hazırlıyacaktır
iki talihli okuyucumuza Avrupa ve TÜrkiyede 3 sene tahsil imkânı hazırlayan kur'amız hakkında tafsilât veriyoruz
Avrupada. üniversitelerin ilkbahar sömestrinin mart nihayetinde başladığını nazarı itibara almaktan sarfınazar, her gün artmakta olan okuyucularımız bize müracaat ederek bu haktan istifade etmek arzusunu bildirmişlerdir. Onun için biz, sene başından itibaren 90 kupon için mart nihayetine kadar bu müsabakamızı son olarak temdit ediyoruz. Bu suretle kupon toplamış ve şimdiye kadar okuyucumuz olanlara yeni bir şans imkânını daha veriyoruz, çünkü onların şimdiye kadar malik oldukları 90 ar kupon şanslarını arttırdığı gibi. yeniden kupon da bu lunacaktır.
Gazetemiz,
muhtelif üniversiteler hakkında tetkikler yapmış ve bir hayli malûmat toplamıştır. Muhtelif fasılalarla bu üniversitelerin resimlerini, oralardaki tahsil şartlarını, hayat tarzlarını okuyucularımıza ayrıca bildirecek ve onlann faydalanmalarını temine çalışacaktır.
Bundan başka gazetemiz şimdilik İsviçre. Avusturya Almanya» Fransa ve İtal-yada tahsil etmek istiyenler İçin soracaktan sualleri o-ralardaki bürolanmız vasi-taaiylo tetkik ettirecek ve onlara cevap verecektir.
Gazetemiz, okuvuculanna kültür sahasında hizmet etmiş olmak İçin onlardan bir tanesini Avrupa veya Amerika üniversitelerinden birinde, diğerini İstanbul veya Ankara üniversitelerinden hangisini arzu ederse orada 3 sene okutmak kârannı vermiş ve hu kararını İntişara başladığı gün bildirmiştir. Gün geçtikçe gazetemizin bu hayırlı emoline karşı gençler ile evlâtlarım okutmak isteyenler arasında büyük bir Alâka uyandığını memnuniyetle görmekteyiz.
Kur’ayı kazanan okuyucumuzun şayet kendisinin bizzat bu tahsili yapmak veya ailesi mensuplarından birini Üniversitelerden birisi-no göndermek imkânı yoksa, bu takdirde işbu talihli, kendisine isabet eden hakkı başka birisine satabilir. Ne-teklm geçenlerde Zürich’e tayyare ile seyahat etmek ve orada bizim hesabımıza 15 gün kalmak kurcasını karanan talihli okuyucumuz bu hakkını başka birisine devretmiştir. Devrettiği takdirde bu hakkı satın alan işbu tahsili daha ucuz yapmak İmkânını bulacaktır. Şayet kazandığı hakkı başka birine devretmek istemezse, bu talihli okuyucumuza derhal birinci mükâfat olarak 8.000. İkinciye 4.000 lira ödenecektir.
toplayacaktan şansa İlâve o-
bu esnada
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
Kilosu
Kuruş Kuruş
tsugtlD
»t
M
• •
31.—
Buğday OfİRİn D.
Bert D. yumuşak D. ekntra D.
Kaplım D. Kuşyeml Çu. Fta Çu. Fasulye eert çalı Çu.
,, horoz Çu. Mercimek yeşil Çu. Haşhaş tohumu mavi Çu. Keten tohumu Çu Ayçiçeği tohumu D. Ceviz kabuklu
,, İç natürel Fındık İç tombul Un 79/81 r*nd.
Kepek
Rar-mûl
Beyaz peynir tam yağlı Keten yağı Türk tenekell Pamuk yeği mflne tenekell
„ yağı rafine çıplak
Zeytinyağı eabunluk çıplak
Turyağı
Yapağı kaenpbaşıı inco
Tiftik natürel
Sığır dorlei salamura ka.
Ksçl derini tuzlu kuru ka.
Kuzu derisi H. K. kasap
Koyun derisi tuzlu kuru Icrmap

Keçi
Sığır
Koyun derisi yaş Tola w
Oğlak dorifii tuzlu kuru adedi
XOTı Bıı fiyatlar, Ticaret Rorsanındn tr»rll edilen fiyatlardır
derisi hava kurusu kılı kırkım derisi yaş
54 20
53 —
40.—
37.—
180.—
322 — 3820.—
15 —
21.20
170 —
180.—
142.—
375—
142.20
Üzüm çeklrdekMl» No.v tnelr A Rerıaı No.- .
înelr M nerifli No. 108 Pamuk
Pamuk
Pamuk
Pamuk
Pamu l(
Pam ık
zlksla i ..
Akala il ..
Akala. UU erli •••••• ••••.••• vağı (rafino; . ''Alcirdeği .....
73.5
435.— 385.— 336.— 140 —
140 —
17.5
Adana Ticaret Borsası
Birinci Akala .............
ikinci ...................
üçüncü Akala ............ Birine Akaie vadoll .. Ha^ır ...
tkmcı Akala yağmur vsmi( ....................
Yerli ..............
Rillce Yerli Or.
Külçe DegunMiu Cumhuriyet Reşat .........-
[-İti m İl ....
Gulden ........
İncelil* ......
Franeız kok .. Napol^on III . f evlere
395'406
360.—
Altınlar
tsugun Lira
4.75
32 60
37.90
33.80
29 »Z
43.—
72.50
140.—
17.—
Kod Knpam^
32.60
38.—
29 50 42.00
400.— 350.—
430.— 400.—
Etfkl kuı
__Lira
4.7ö'
YABANCI BORSALAR
New-York Borsası
Dun BU Kİ KUI
Buğday (BuşeıısBont)
Şort Kış mamutu No. 4 .. ...... 278.— 275.—
Kırmızı Kış mahaulü No. 7 .... 251.— 232.—
I’nmuh Mlddiinu (14hrenl=ıSentI
Aralık 42 09 41.60
Mart 42.06 41.58
M & Vi® »•••••••••••••••••••••••44(»(«e»4e««««« - • 41.46 41.05
Tiftik 1.1rc 1 S eti t) (««•^••••••••» 150.— 135.16
No» 1 •..•((••••«• «••sa* 135.16 135.-
Fındık ( Llbrrwl~t)
Kabuklu veril ırı
■i —
Lavant İç ithal mail 63— 60.-
E km ıra iri *ç ıthaj mah 66.- 65.-
Kuru Özüm (Llbre4l=Hent> .... U V4
Thompson çekirdeksiz «eçme U V4
Keten tohumu . Bu tel 1 = 1) ular 1
Mınne&pulia 8.86 6.KB
Knluy (Llbro=Sent) 144.— 142.—
bevnn-teneke *100 libre doları 1 80 r 89
Londra Borsası
Keten luhumu (Tonu — Sterllng t 73-
Bombay 72.06
Kaiküta — 73.—
Yer fmtıgı Hindistan — 79-
Bradford Piyasası
Tiftik lyl ınıd Llbrcul— Mi) ta.
ı*ıra onalı •M
Yüo Anadolu *• “ «ta —
•• Ira leva * * •
İskenderiye Borsası
i'nmnk (K»htnrızTaHari)
Aahmounı Kiaa diyara F/Q. .. — 144.—
Karnıtl* l’ımn elvftfli F'G — 143.—
V
liberalizm taraftarlarını Schn* man Plânına bağlıyordu. Diğer taraftan plâncılar, kömür vo çelik İstihsallerini beynelmilel bir ölçüde teşkilâtlandırmaya mâtuf bir teşebbüsü ancak memnuniyetle karşılıyabllirler-dl.
İçtimai bakımdan, Schuman Plânında Amerikanın yüksek hayat seviyeleri dikkate alınarak Avrupa işçilerinin hayat şartlarının ıslahı da derpiş e-dilmiştlr. Psikolojik bakımdan, Avrupa İktisadi İşbirliği Teşkilâtı tarafından kabul edilen çalışına usullerinin husule getirdiği inkisarların, İhtilâl fikrinin doğmasına sebep olduğu muhakkaktı. Schuman Plânında tavsiye edilen tedbirler Fransa-da İyi karşılanmış, fakat İngiltere d e itirazlara sebep olmuştu
Nihayet siyasi bakımdan, milletler arasında ve bilhassa modası geçmiş bir düşmanlıkla birbirlerinden ayrı duran Fransız ve Alman Milletleri arasında bir yakınlık temini 9 mayıs tarihli teklifin esas temellerinden birini teşkil etmektedir. Fransa ile Almanya arasında harbi imkânsız ve tasavvur e-dilemez bir hale getirmek ve bu suretle Avrupaya devamlı bir sulh temin etmek cömertçs ve kıymetli bir fikirdi. Bundan başka Fransız ve Alman kömür ve demir sanayilerini birleştirmek. Saar ve Alsace - Lorraine dâvalarını da hallediyordu. Birçok Avrupa hükümet merkezle* rinln münevver mahfillerinde dolaşan federasyon fikirleri Schuman Plânı ile takviye e-dilmlş oluyordu.
Haziran 1950 de cereyan edem beynelmilel hâdiseler tc bunla* nn neticesi olan batı milletleri* nin silâhlanma plânlan Fransız teklifinin ruhunda bir değişiklik husule gelmesine sebep olmuştur.
Fransız teklifinin her bakımdan. tarihi götürdüğü havalardan söylenebilir,
coğrafi çerçeve içinde gerçekleştirileceği malûm değildir.
Schuman Plânı Fransa d a hükümet ekseriyeti tarafından iyi karşılanmıştır. Sosyalistler, İn* gilterenin alâkasızlığını teessürle karşılamışlardır. Müfrit sol öcxx(xR -.-e vv.fc
bu plânı tasvip etmediğini bildirmiştir. Komünistler yeni teşkilâtın Sovyetler Birliğine müteveccih bir silâh deposu kurulmasını hedef tuttuğunu iddia etmişlerdir. General de Gaullc’* un. Halkçılar topluluğu bu kadar yapıcı bir “âciz,, bir hükümet
dan ileri sürülmüş olmasından dolayı teessürlerini miştir. Demokrat ittifakına gelince, bu parti P. E. Flandln va* sıtaslyle şu mütalâayı ileri sürmüştür: “Biz mağlûp Almanya-ya, muzaffer olduğu takdırds bize tahmil edeceği şeyleri teklif ediyoruz. Mademki böyle yapacaktık ne diye harbettik?.,
Schuman’ın teklifi bilhassa Birleşik Amerlkada hararetle karşılanmıştır. Teklif, evvelce de söylediğimiz gibi 20 haziran 1950 den beri Pariste altı muhtelif milletin mümessillerinin iştirakiyle toplanan bir konfe ransta tetkik edilmektedir.
Ekim ayının ortalarına doğru» Brükselde çıkan "L’Echo de la Botırse,. gazetesine beyanatta bulunan Robert Schııman. bek* lenmedlk bir hâdise zuhur etmediği takdirde bu teklifin, sonradan parlâmentoların tasdike-na arzedllmek üzere 1950 senesinin sonuna doğru imza edileceğini ümit etttğinl söylemiştir.
dev adımlarla İleri iddia edilen müsait biri içinde doğduğu Bu teklifin hangi
fikrin tarafın.
bildir-
Kupon getirecek okuyucularımıza
Gazetemizin Tahnil Rupon-larlyle, ay başından İtibaren neşretmeye başladığımı» (1.000 Saat) kuponlarını kabul etmek, mukabilinde kur’a numaralarını vermek ve sonra da hediyelerini dağıtmak Üzere yeni bir büro tesis etmiş bulunmaktayız. Bizi hu karara aevkeden sebep, okuyucularımızdan bize müracaat etmekte olan büyük kitlenin iyini süratle görmektir. Bu maksatla
Galatada, Bankalar Caddesinde, Adalet Hanının 2 nci katında bir daire k ii ş a t edilmiştir
1 Aralıktan itibaren
Kura numarası, kupon ve hediye İçin okuyucularımız mezkûr adrese müracaat e-ieceklerdir. Yurdun her tara fından gönderilmekte kupon mektuplarının ne de adresin
(YENt İSTANBUL kıılıır Gudde*!. Adalet kat 2) şeklinde ’ okuyucularımızdan rica ederiz.
olan üzeri-
Ban
Hanı yazılmasını ı bilhassa
170.—
200.—
355.—
69.—
325.—
Tl Arnhk İPSO
T E Nî İSTANBUL
Sayfa S
Mahkûm
Yazan i Turgut FUAT
*
Yılmaz PODA
I rr~
İstanbul, sergi
yeri arıyor
İZMİR Fuarından sonra tsfanbulda da hîr sergi yapıp yapmamaya lüzum olup, olmadığı ayn bir meseledir. Bunu İktisatçılarımız, şehirlerimiz, ticaret ve sanayi erbabımız, bilginlerimiz Ayrıca tetkik edebilirler.
Biz YENÎ ISTANBITL’da muhtelif vesilelerle bu noktaya dokunmuş ro İzahat vermeye çalışmıştık. Bizim düşüncemize göre İlk iş; sergi üe meşher arasındaki farkı gözö-nundo bulundurmak ve bunları birbirinden ayırmaktır. Bl-ztm kanaatimizce memleketimize bir sergi, fakAt yüzlerce meşher lâzımdır. Ve bu işi her şeyde olduğu gibi kendisine saray adını verdiğimiz bina görebilir. Memleketin hnsta 1 ıklarım, geri kalışımızın sebeplerini, ziraatla, ticaretin ve hayatın her parçasını canlı ve anlaşılır bir şekilde gösteren yerler meşherlerdir. Biz İsterdik ki, çok büyük cmeîler-ke kurulan verem sergisi Beyoğlıınon dar bir binasına sı-kıştınlacak yerde spor sarayımızın geniş salonlarmda günlerce değil haftalarca gösterilsin.
Dünyanın hiç bir yerinde sergiler; şehirlerin göbeğinde kurulmaz, fakat, meşherler herkesin kolaylıkla gl dr bileceği yerlerde yapılır. Vaziyet böyle olunca, şimdi Istanbıılda yeniden bir sergi kurmak İçin şehrin en güzel bir yerini buna ayırmanın mânasını anlamak güçtür. Kulakları çınlatan şarkıların, meyhane azmanı barların, atlıkarıncaların kaynaştığı yere sergi Unvanını vermek istiyorsak bunun İçin İstanbul un bütün tarihini yaşayan bir parçasını, hiç olmazsa seçmemek lâzımdır. Eğer bunda turizm menfaati görüyorsak şimdiden söyllyeilm ki, bunu görmek İçin Avmpadan kimsecikler gelmlyecek, gelmiş olsa bile, samimî İseler onlar da bunnn karşısında azap duyacaklardır. Düşünelim, kararla-jzda, artık bundan sonra, biraz ihtiyatlı olalım.
TENİ İSTANBUL
* I !•
300 üncü ölüm yılı yarın anılacak olan
İnsanlık fikir âlemine unutulmaz eserler hediye ederek İsmini a-şınmaz harflerle tarihe nakşet-miştlr. 31 mart 1Ö96 da Touraine eyaletinin La Haye kasabasında doğan Descartes, kültürlü bir a-İleye mensup olup, küçük yaşta disipliniyle meşhur olan Jesuite Kolejine verilmiştir. İlk beş yıllık mektep hayatı mûtat konulara ve klâsik dillerin tetkikına hasredilmiş, son üç senesinde 1-se, mantık, ilâhlyat, matematik, fizik ve metafizikle uğraşmıştır. Bu arada bilhassa matematikle ilgili derslerde temayüz etmiştir. 1612 de mektebi bitirerek, Poltlers Üniversitesine girmiş ve hukuk tahsil Mezun olur olmaz, karşı kendisinde bir duyduğundan Holânda gönüllü yazılmış ve Haprlerine iştirak etmiştir.
Descartes gibi bir filozofun yaşayışında rüyanın ne derece tesirli olduğu, hayatını gördüğü, üç rüyanın tesirlerine göre Çiz-, diğini öğrendikten sonra anlnşı-1 lacak. Filozof, İlk rüyasında ken-( dişinin topal bir halde, bir İlâh | tarafından kiliseye girmeye teşvik edildiğini, ikinci rüyasınd» gökgürültüsü ve kıvılcımlar arasında kaldığını ve üçüncü rüya-( sında ise, Tusonius’un şiir kita^ bini açmış, “Hangi yolu takl^ etsem?* mısraını okurken dü. O derece tesir altında kİ, Mukaddes Lorettoyu ret etmeye karar verdL
Descartes, bir çok tenkidlera^ mâruz kalmasına rağmen yine çalışmalarına devam etmiştir.I Eski felsefenin öncülerinden olan1 VoetJusun Descartes hakkmdaki tenkidleri blIhAssa kayda değer bir hâdise teşkil etmektedir.
İsveç Kıraliçesine felsefe öğretmek üzere Stockholm’a giden Descartes kuzey iklimine tahammül edemediğinden 1 anilik 1950 de ölmüştür.
Descartes hayatı boyunca hakikati aramağa uğraştu Kurduğu şüphecilik metodlyle modern felsefesinin “babası” olmak vasfına lâyık olduğunu ispat etmiştir. Çalışmalarına hâkim olan zihniyet, her şeyden şüphe et- ;
etmişti ru askerliğe' temayül-ordusuna 30 Senö
gör-kaJdı ziya-
I
Avrupa Orduları Başkomutanı
Dwight David Eisenhower
liğraşmaktansa, genç ve körpe dimağlarla meşgul olmayı
tercih etmişti. Şimdi gene kılıcını kuşanıyor
Yazan : Gün er İZER
Büyük Filozof Rene Descartes
Fikir tarihine rasyonalizmi hediye eden Rene Descartes modern felsefenin kurucusudur
inektir. Bu hususiyetini şöyle 1-fade ediyor: “Mademki mevcut bilgimiz, gayri sabit temeller Ü-zerlne kurulur, şu halde tetkiklerimizde ve düşüncelerimizde hâkim olacak şey, şüphe edilebilen her şeyden şüphe etmektir. Hayatta şllph© edemiyeceğimiz yegâne husus şüphe ettiğimizin bir hakikat oluşudur. -Descartes bu yolda iddlaJannı "Şüphe etmek, düşünmek, düşünmekse varolmaktır” diyecek kadar 1-leri götürmüştür. Bu fikrini gayet veciz bir şekilde şöyle ifade
ediyor: •'Düşünüyorum, şu de var’ım-Cogito, ergo sum.**
Descartes yukanki metoda benzer bir yolla Allahın varlığını da ispat etmiştir. Ona göre. mükemmel bir varlık fikri, mükemmelliğe ulaşmamış bir varlıktan çıkamaz, zira tam ol-mıyan, mükemmeli yaratamaz. Bu yüzden düşünce, mükemmel olan bir VArlıktan, Allahtan, sudûr etmelidir. İşte bu sebepten ötürü Allah vardır.
Allahın varlığına kant olduktan sonra, maddî dünyanın ha-
hal-
kikatlerine Allah vasıtaJriyîe n-laşmaya çalışıyor; hayatta düşünen İnsan aklını hayal olan müşahedelerle aldatmıyacak yegâne varlık zaten “O”dur. Bu yüzden gördüğümüz haricî âlem varolmalıdır. Maddî dünyayı İnsan akimdan tamamen ayn bir şekilde incelemekte ve İkisi arasındaki yegâne bağın da Allahın müdahalesine inhisar ettiğini belirtmektedir. Bu ise tam mâ-nasiyle akıl ve maddeyi kabul eden bir felsefe nazariycsl, yani düalİ2mdlr.
Descartes modem felsefenin kurucusu olup, Berkley ve Kantin İdealizmine kaynaklık etmiştir. Aynca fikir tarihimizde İlmî felsefenin ve rasyonalizmin kurucusu olarak da yer almaktadır. Hukuk hakkmdakl düşün--eleri, tarihte, tablatüstü varlık-•lt veya mucizevî şeyler aramasına m An i oldu. Ona göre dinî i-tikat farklarından ötürü insanları umumî cemiyet hayatına karışmaktan menederek hiçbir mantıkî sebep yoktur.
Bu cihetten DeecartcsÜn eîs-•ırıanî liberalizme taraftar olduğu 'neticesini çıkarabiliriz.
İlmî tetkiklerinde, rasyonalizm ve mantığa hususî bir ehemmiyet veren Descartes’ln fizik teorisinde fen ve dinin çarpıştığı göze çarpar. Bu sahada kurduğu İlmi metoddan din adamlarının
betmlştlr. Işığın akis ve kırılmalına dair çalışmalarını ise tebarüz ettirmek gerektir.
dolayı devrinin husumetini esi-
I
•LTîomme" isimli psikoloji ^kitabında, hislerin fizyolojik temellere Lstinat ettiğini İleri sürerek, fizikî İfade torzlan kontrol edilecek olursa, hislerin de kontrol edilebileceğini ileri sürmüştür. Bu cihetten stoiayenlerin tesiri altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Kondüktör sordu:
•— Mahkûm bu mu?
Kanepenin kapı tarafındaki köşesinde, tüfeği bacaklarının arasında olarak u-yuklayan Jandarma, durumunu bozamdan cevap verdi:
— Evet bu.
Dingil üstündeki tek ka-nepeli kompartmanda idiler. Mahkûm, zalf, uzun boylu bir adamdı; örselenmekten içinin otu boşalmışı bez bebekler gibi pörsük bir yatışı vardı. Tabanlarını kom-partmanı belâdan ayıran bölmeye, ensesini do kanepenin tahta arkalığına dayanmış uyukluyordu.
Pencerenin önünde, yansı didiklenmiş bir köy ekmeği İle içinde pastırma ve helva bulunan bir gazete parçası duruyordu.
Tabla, sigara izmariti İle dolmuştu ve kompartman duman İçinde IdL Kondüktör hava deliğini açtı ve:
— Biletiniz var mı? diye »ordu.
— Hayır, dedi Jandarma, deftere yazılıyız.
— H&.m föydömarça kayıtlı demek..-
— Evet işte oraya.
Kondüktör bir daha mahkûma baktı. Alnının gölgeni yüzüne düştüğü için iyice farkedemcdl; maamafih çökük avurtlu ve çıkık çeneli olduğu anlaşılıyordu. Yüzünde takriben on günlük bir saka! vardı.
Jandarma esnedi; kondüktör hiç hareket etmiyen ve mütemadiyen uyur görünen bu adamın kim olduğunu ve nc gibi bir suç işlediğini merak etmişti. Doğrudan doğruya temedi ve lâfı tekrar sordu:
— Demek bu
Jandarma cevap vermedi. Kondüktörün merakı ise
gittikçe alevleniyordu. Bu adam bir aile faciasının kurbanı veyahut bir aşkın esiri olabilirdi. Belki de kendisinin tahmin ettiğinden çok daha meraldi bir macerası vardı.» Bir şeyler öğrenmeden kompartımanı terketml-yeceğinl anladı nır gibi:
— Çok genç dedi, otuzunda gerek...
Jandarma uzun bir esneme arasında cevap verdi:
— Evet o kadar.
— Peki ne
— Bilmem, galiba...
— O halde değil?
— Değfl.
Kondüktör sukutu hayale uğramıştı, üzüntü ile sordu:
— Kelepçesi de yok.
Bunu, jandarmanın üniforması kadar lüzumlu addettiği anlaşılıyordu. Kaşlarım kaldırarak baktı ve sordu:
— Kaçmaz mı?
— Yok canım, darma, bu gibiler
olur, habire düşünürler. Gidince insan mahkûm getirdim demeğe utanır. Bir ka-atil falan olsa neyse, insan iki lâkırdı ederdi.
Kondüktör ona ehemmiyet vermediğini anlatan bir eda ile:
— îyl ama, dedi, bu da pek gençmiş.
Mahkûm gözünün birini açarak kondüktörü süzdü ve:
— insan her şeyi gençlikte yapmalı değil mi? dedi.
— iyi oma, mahpusanedo geçecek gençlik günlerine do yazık değil mi?
Mahkûm düşündü ve uyumak istediğini belirten bir tavırla kanepeye biraz uzanıp yüzünü pencere fına çevirdi:
— Her insan bir
mahkûmdur dedi, senin mukavvaları delmeğe mahkûm olduğun gribi.. Şu gürültülü v© pis kokulu trenin bir mahpusaneden iyi olduğunu mu zannediyorsun ?.M Halbuki benim hapisliğimin, senin burada göçecek zamanından az olacağı muhakkak.
Kondüktör yutkundu, ta-zArdı ve kapıyı çarparak gitti.
sormak Is-açmak için
tla...
General Elsenhow©r Avrupa Orduları Başkomutanlığına tâyin edildikten sonra İntihalarını soran gazetecilere şu cevabı vermiştir: “Üniformamı giyebileceğim her vazifeyi seve seve kabul ederim.”
Eisenhow©r siyasî sahada olduğu gibi İçtimaî hayatında da kendini Amerikan halkına ve dolay isiyle dünyaya sevdirmiştir. Bugün kendisine gayet güç ve nazik bir vazife tevdi edilmiş bulunuyor. Zannediyoruz ki bu mesuliyeti! mevkie tâyin edilir, ken kabiliyetinden biran bile şüphe edilmemiştir. Çünkü General harp ve sulh zamanlarında neler yapabileceğini bütün dünyaya ispat ettL
İkinci Dünya Harbi bittiği zaman Elsenhov/er’in yapacağı İşler arasında Kansastaki çiftliğine çekilmek, rahat rahat yaşayıp hayatı boyunca balık avlamak gibi eğlenceler ve Genelkurmay Başkanı olarak kalmak gibi vazifeler vardı. Fakat vatanına olsn bağlılığı ve mesuliyet hissi onu pasif bırakamazdı. Vatanına en iyi hizmetin gençlik için çalışmak olacağını anladı. General harpte milyonlarca genç askerin niçin .savaştıklarını
bu-
rek-tam bazı
bilmediğini hattâ bilmek de istemediğini görmüştü. Harpten son ra da Amerikan gençliğinin milli ananelerinin hakikî kıymetini lâyıkiyle takdir edemediklerine kani oldu.
Columbia Üniversitesine tör olarak seçildiği zaman yerini bulmuş oldu. Fakat
diploma düşkünü profesörler Ei-senhovver’ln Dr. veya profesör pâyesi olmadığı için rektör seçilmesini hoş görmediler. (Elsen-hower yalnız Westpoint Askeri Akademisinden mezundur» Generalin tarafım tutan profesörler ise Londrada Guildhall'da söylediği nutku ancak bir âlimin yazabileceğini ileri sürdüler. Rektörlük merasiminde Elsenho^cr-ln kardeşi, Kansas Eyalet Kolej Müdürü Mllton yanındaki profesörlere şöyle demiştir: “Henüz belki farkında değilsiniz ama EiaenhoWer ailesinin hakiki âlimi iko’dir,**
Rektör olduğundan beri iki sene geçmiştir. İki sene 2 asırlık bir müessese İçin pek fazla bir şey değildir. Fakat Kananalı bir köylü çocuğu olan Elsenhovvcr bu iki seneye bir çok başarılar sıkıştırmağa muvaffak oldu.
Rektör olunca selefi kendisine
”Eis(\nhoWer basit suali hepsi ayni Amerikan Bu sual karşı-profesöre kendi
sa-
se-
sa-
Bu sen' .carf.ndn ElsanhöWcr*e veril bir t al o» II dereceni daha veril-pıJ^tl /emimizde. Generale, "Templc Universlty” tarafından ^debl^at Ğylilyrabi üçıeçesi verilirken görülmekledir
üniversite hakkında malûmat verirken şöyle demiş: “Üniversitemizde Amerikanın en iyi fizikçi, kimyager, matematikçi ve mühendis olan asistanları bulunmaktadır:
nun üzerine şu muş: “Bunların manda İyi birer tandaşı mıdır?” sında şaşıran
nokta! nazannı şöyle izah etmiştir: ”Oayo yalnız İyi ilim adamları değil aynı zamanda iyi A-merikan vatandaşları yetiştirmektir. Üniversitenin yüksek i-hm standardlarına hürmetim var Ve hiçbir zaman onların seviyelerini düşürmek niyetinde değilim. Fakat hiç bir üniversite entelektüel bir boşluk içinde yaşıyamaz. Üniversiteye giren her genç dAha İyi bir Amerikalı olarak çıkmalıdır. Aksi takdirde asıl maksadımıza nail olmuş yılmayız.’1
Rektör olduktan sonra İlk kiz ay Eisenhow©r günde 15
at çalışmıştır. Karısı ve doktoru kendisini bu kadar yormanın sıhhati İçin doğru olmadığını görüyorlardı. Geçen sone VVashing-ton’da »avunma programı müzakere edilirken Elsenhow©r çattırılınca doktoru kati bir istirahat teklif ederek gitmesine mâni oldu. Ayni zurnanda sigarayı da azaltmasını söyledi. Eısen-hower söz dinllyerck Üç hafta istirahat etti. O müddet zarfında balığa çıktı, golf oynadı, biraz resim yaptı ve bir hayli de düşündü. Tatilden döndüğünde biraz toplanmıştı; fakat İster istemez gene 15 saatlik günlük mesaisine başladı. Hattâ geceleri bile resmi toplantılarda veya ziyafetlerde hazır bulunmak için uykusunu feda ettiği olurdu. Halk tarafından çok sevildiği ve arandığı için Elsenhow©r birçok yerlerde konferans veya konuşma teklifleri alır. Bütün bu meşguliyetlerinin dışında Genelkurmay Başkanlığı mevkiini de bırakmış değildir.
Şimdi rektörlere ayrılan apartmanda oturun ElsenhoWer ve karısı Columbia Üniversitesine çok bağlandıklarını söylüyorlar, önceleri herkes onu askerî bir kahraman olarak görüyordu. Fakat az zurnanda EisenhoWer kendini sevdirdi ve saydırdı. Bu az konuşup çok dinleyen rektör için bir profcöör şöyle demigUr;
Evlilik hayatının büyük bir kısmını onlu karargâhlarında irdiren General ve Mamio EisenhoVer İçin, Başkanın evindeki kütüphanede eserleri karıştırmak cidden bir yenillktk
•rEisenhoWerü son derecede fhh-sns isteyen teknik bir tecrübenin yapıldığı bir lâboratuvarn götürün; az sonra size gayet düşündürücü ve derin bir sual sorar. Bu adam bütün seziş ve kavrayış hasletlerini kendinde toplamıştır.**
Elsenhovver hususî hayatında dostu Churchill gibi resim yapmaktan zevk Alır. Siyasî hayatında ise hiç bir zamAn Cumhuriyetçi veya domokrat olduğunu belli etmemiştir. Konuşmalarında daima partizanlıktan çekinmiştir; prensip ve hükümlerini mantıkî bir tahlil süzgecinden geçirdikten sonra bildirir. Fakat hiç bir zaman bildiğini söylemekten çekinmemiştir, Bu doğru sözlü rektör, ve Genelkurmay Başkanmın Avrupa Orduları Başkomutanı olarak da muvaffak olacağını ümit eder, başarılar dileriz.

Küçük, büyük, herkese İmzasını vermekte kilstir etmeyen Flsen-1iüV*qt cidden sabırlı bir adamdır
Descartesln felsefeye yaptığı tesir büyüktür. Bu cihetten felsefenin babası olarak kabul edilmektedir. Mamafih, bu şöhretini skolastiklere borçlu olduğunu 1-lerl süren bir mütefekkir zümresi de mevcuttur.
Descarteo'm fizik ilmi üzerindeki tesiri, koyduğu matematik metodu yoliyle olmuştur. Biyolojide hayvan hareketlerini tetkik edişi, tıbbın inkişafına inci asrr materyalizminin şuna zemin hazırlamıştır.
re 18 doğu-
tesiri
Matematik ilmine olan ise çok büyüktür. Descartes, a-nalitlk geometrinin kurucusudur. Bu sayede geometrik felsefelere cebir tatbik edilebilmiştir. Des-cartes’m teoloji ve hukuka da tcalri olmuştur.
Büyük filozof, İçinde yaşadığı ve onu tAklp eden nesli, cevval fikirleriyle teshir etmiştir. Kurduğu Vortex nazariyesl salonlarda bile ağızdan ağıza dolaşmış, moda olmuştu.
Tesirleri ilkönce Holândada hissedilip Reneri, Regius, Spino-za v© Geullnex tarafından aksettirilmiştir. Kartezyanizm süratle FrAnsada yayılarak idealist ve dindar filozoflar tarafından olduğu gibi (Malebranche), FU>-hault gibi fizikçilere© de kabul edilmiştir. Hukukçulardan Do-mat ve Daguesseau'da rasyonalist fikirlerinin İzleri göze çarpmaktadır.
Centurion tanklarını
örten esrar perdesi
Kore hnrblndo düşman m eline geçecek en kıymetli ganimet ‘‘Centurion., tanklarıdır. Böyle müessif bir hâdise olursa tankın süratle MoskovayR götü, rülrccğindcn şüphe edilmemektedir. Dolayısiyle do Kızılordu Genelkurmayı tankın hususiyetlerini Öğrenmok imkânını bulacaklardır. 8on çekilmelerde böyle bir tehlike başgöstcrmlşse de içindeki son adam da ölmeden bunların elo geçmesin© imkân olmadığı için Kuşlar bu fırsatı kaçırmışlardır.
Mısırın elinde, îngilizlerden satın aldığı dokuz tane “Centurion” vardır ve şimdiye kadar da bu tanklar hakkında malûmat sahibi olan yegâne devlet Mısırdır. Mamafih artık şu kadar bir malûmat verebiliriz:
Tankın ağırlığı 50 tondur. Yani Churchill tipinden 10, Comet modelinden de 17 ton fazla. Fakat III Joscph Stalln tipi Rus tanklarından 7 ton daha hafiftir.
"Centurion‘*lar 20 librellk bir topla mücehhez olup bütün harekât osnasında atış kabiliyetini muhafaza etmektedir. Ayrıca bir de 7.92 mm. maklnelitüfeği ve duman salan tertibatı vardır. 635 beygir kuvvetinde 12 silindirli V— type Rolls-Royce Meteor motörü ile müteharriktir.
Saatte 21 mil yapmaktadır. Zırhın kalınlığı, harp içindeki son model Alman “Kaplan” tank lannınkı kadardır.
Tankların maliyeti 30,400 ster-lingdir. 39,000 parçadan nıüte. şekkildir. Bu parçaların 7,000 tanesi tamanılyle muhteliftir. İnşaat Virkus - Armstrong fabrikalarında yapılmaktadır.

ve mırılda-
değil mİ T falan olsa
yapmış? Hükümet
W
kaatfl talan
mahkûma
dedl jnn-kuzu gibi
daha tara-
şcyo
*Centurion'*lar bu tiplerinin en İyisi olarak kabul edilmektedir ve harp sonra» tank İnşaatının en son modelidir.
Kızıllar hakkında geniş malûmat sahibi olan İngiliz ve Amerikan askeri İstihbaratından her hangi birisi belki bu hakikati kabulde biraz tereddüt ederse de, Ingiliz tank İmalâtı sözcüsü General Martel "Centurion'üarın dünyada İnşa edilen tankların en iyisi olduğunu kabul etmektedir.
Yalnız, tank inşaatının muayyen bir tipte kalması münakaşayı mucip olmaktadır. Piyadeyi desteklemek ve III Joseph Sta-lin modeline mukabil daha ağır aynen “Centurion”a niapeten daha süratli ve manevra kabiliyetini haiz olduğu

İnsanlar felâkette de. sa-adetto de sabırsızdırlar. Mahkûm, sabahın alaca karanlığını vagonun kirli camı arkasından seyrediyor ve zamanın tenbelce
Bütün geçecek,
tabiî akışını pek buluyordu.
gün yine trende küçük çorak ıstas-
yonlara uğrayacaklar, yah-nayak, yırtak donlu çocuk. Jann toprak deştiler İçinde saltıklan sulardan içecekler, köyler, mezarlıklar, dereler ve eşekli köylüler görecekler, tepeler tarlAİara, dereler vadilere devrilecek, aynı çorak toprağın kâh kabarıp. kâh çöktüğünü seyrederek akşama kadar çalka-nacaklar.
Sonra, evet sonra ne olacak?.. Son istasyonda İnil-diğl zaman tAhtA bavulunu sürükliyerek yola düşecek jandarmanın elindeki tüfe* ğin gölgesini kendi göLge-sinin yanıbaşında seyrederek uzun zaman yürüyecek. Gittikleri yenle defterler karıştıracaklar, jandarmanın elindeki zarfı alıp kendisini, kapısında ay resimleri bulu-nan bir odanın kuru peykesinde saatlerce bekletecekler, yemek zamanı ora* da göçecek, kamı acıkacak: bu sırada jandarma elinde başka bir kâğıtla gelip:
— Eh. diyecek, ben gidiyorum, sana da geçmiş olsun.
Sonra »tekrar kaldırıp, sokaklardan geçirecekler ve nihayet hapishane.»
Üstü aranacak, saçları kesilecek ve bir odaya kapanacak.
Oh... Nihayet olabildi. Bavulu bırakıp olduğu yere u-zanacak ve rahat bir uyku çekecek.
Birkaç gün sonra mahkemeye çağıracaklar, hâkimler. kâtipler oturacak, bir -sürü suaJ soracaklar ve kendisini suçlu olduğuna inandırmaya çalışacaklar.
Fakat bütün bunların olması ve artık mahkûmiyet günlerinin yavaş yavaş dolmasını beklemekten başka yapılacak iş kalmama» için hiç değilse üç ay lâzımdı.
Sıkıntı ile kıpırdadı, jandarmaya baktı. O, başını kanepenin tahtasına dayamış, ağzı havadan atılacak bir lokmaya hazırlanmış gi-gi açık olarak uyuyordu. Bir sigara yaktı ve doğmakta blan güneşin ufukta yayılan penbellğine daldı. Birkaç haftadan beri devam eden yorgunluk, kendisini çok hırpalamıştı. Uykusuzlukla karıncalanan kafasının, mütemadiyen aynı mevzu üzerinde durduğunu gördü. Bu "Ne olacağım** sorusu Asabım bozuyordu. O-muz silkti vc 'İnceldiği yerden kopabilir, dedi, ne olursa olsun şaşmıyacağım.”
Uzun zaman görcmiyeceğl tarlan zevkle seyretmiye başladı, tren bir tepenin e-teğini dolaşıyordu. Yeni yeşermiş tarlalarla meyva a-ğaçlan bir köye gelmekte olduklarını Anlatıyordu. Biraz sonra küçük bir İstasyonda durdular, pencereyi açıp du şanya uzandı. Sabahın serinliği anlını okşadı. İstasyonun biraz arkasında basık köy evleri görünüyor, bacA-lanndan tüten mavi titrek dumanlar, ocaklannda birer çorbanın kaynadığına delâlet ediyordu. Biraz sonra köylüler, güneş yanığı yüzlerini şu küçük derenin buz gibi suyunda yıkayıp, tarlalarına gideceklerdi. Şu gürültülü trene belki de hiçbir zaman binmlyeceklerdL Kim bilir ne kadar mesuttular, evleri, kanlan, çocukları ve topraklan vardı.
Bir ev ne güzel şeydir... Meselâ köyün nihayetindeki etrafı bir çitle çevrili olan ev, bahçenin köşesindeki kulübe, herhalde bir kümes olmalı. “Bütün büyük şehirlere lAnet olsun dedi, orada İnsanı hiçbir zaman istediği gibi yaşatmazlar.**
Tekrar küçük eve baktı. Evin üzerinden taşan ve yere iki direkle istinat ettirilmiş olan saçak, kapıyı gölgede bırakıyordu.
“Karım" diye düşündü, “■Eğer serbest olsaydım, meselâ şu ev de bizim olsaydı, kapının önünde karşılıklı bir sabah kahvesi içerdik.* Kansmın. sabahın serinliğinde gerinip şüşdüğünü v© uykuya doyamamış gözlerle kendisine baktığım görür gibi oldu.
Yutkundu, “Karım** dedi, gözlerini kırpıştırdı ve onları küçük evin gölgeli kapısından ayırmadı.
Tren yavaş yavaş İlerledikçe köy küçülüyor ve mahkûm gözlerini dAha fazla açıyordu. Sanki küçük evi bakışlarına takarak trenin peşinden sürükleyip götürmek istiyordu.
tanklara da ihtiyaç söylenmektedir.
t
4-Z VA
Mürettebatın, çamlarını bile o&ağı üuucdeu IçukIü hımrlmlfklun “CvuturiunM tmıkları.


Bayta «
TENÎ ÎSTANBtfL
21 Arahk IWW
FATİH SULTAN MEHME

4
Köy dâvamız
VE
HALİL
Nadir Köyü
Dünyada olup bitenler

Yazan: Prof. î. H. Ertavlan
Okulu
babası değerli Murad
Halil Paşa, Fatih’in tklncl Sultan Murad’ın vezirlerindendi. Sultan AvrupalIlarla sulhu imzalayıp da
yurdun sükûnundan emin olunca, saltanat işlerinden çekilmeyi düşünmüştü. Osmanlt imparatorluğu tarihinde başka emsali olmayan bir harekette bulun, muş, taç ve tahtını on İki yaşındaki oğlu Sultan Mehmede bırakarak Manisaya çekilmişti. Padişahın bu hareketinden şaşıran ve Akıbetinden korkanlardan biri ve belki de birincisi Vezir Halil Paşa olmuştu. O, Adeta çocuk denecek bir yaşta bulunan ve ele avuca sığmayan genç padişahın kaprislerinden korkuyordu. Diğer vezir arkadaşları fle de, müşavere etmiş, bu İşe bir çare aramak yollarını araştırmaya başlamıştı.
AvrupalIlar Türklerle yaptık, lan sulhun, daha mürekkebi kurumadan sözlerini tutmamışlar ve büyük bir ordu ile hücuma geçmişlerdi. Bu had, Halil Paşayı büyük bir dehşete «atmıştı. Düşmanlan muahedelerini bozmağa teşvik eden O9manlılann ezeli düşmanı olan Karo m an oğlu idi: “OsmanlI padişahı delirdi. Derviş abası giyerek dağlara düştü. Tac-ü taht bugün bir çocuk elindedir. Fırsat bu fırsattır. Elele verirsek zafer bizimdir...” tarzında mektuplarla Avrupalılan OsmanlIlara karşı savaşa kışkırtmıştı.
**D„ Grupu kurııculanndan Zühtû Mühür dar oğlunun "Fatih., madalyonu
misin?.. Dedem do. babam da, Bizansı çoktan almış olacaklardı. Bazı ânl hâdiseler bu işi geciktirdi. Zaten, elimizde olmayan toprak duvarlarından başka nesi kalmıştır, imparatorlarını biz indirip biz bindiriyoruz. Hükmümüz tamamiyle carîdir, anladın mı Lala?.. Ya Bizans beni
alacak, ya ben Bizans’ı alacağım. Bu devlet Bizanssız yürümez.’’ demlştL
Fatih. Halil Paşadan şüpheleniyordu. Ona her zaman:
*— Halil, kendini BizanslIların altınlarından koru.” diyordu. Bir gün Edimeyc giderlerken zincir, le bağlı bir tilkiye rastlamışlar-
dı. Padişah pek mûnah bir eda ile: *•—Zavallı hayvan, Halile be? on altın vereblleydin seni esaretten kurtarırdı." demişti. Bu sözler Haili Paşayı ruhuna kadar titretmiştİ. Gizli bir İnancın* bu çok Aşikâr bir tehdidi İdL
Halil Paşa, kanaatini değiştirmemişti. Ona rağmen harp oldu. Fatihin dehâsı harikalar yarattı. Bizans alındı.
Harpten sonra, Fatih Bizans başveziri İle görüşürken: ”— Şu yersiz İnadınız ne kadar cana kıydı. Tekliflerimi kabul etsey-diniz böyle olmazdı.” diye târlz edince, başvezir: ”— Bunu, dayanınız Padişah muhasaradan vazgeçecektir, diye împnratora mektuplar yazan Halil Paşaya söyleyiniz,” dediği de rivayetler arasındadır. İşte, sonunda bir hakikat telâkki olunan bu çeşitli rivayetlerdir ki, Halil Paşanın başım yemiştir. Katline sebep o-larak İlk ve ikinci saltanatı zamanında, Padişahı aldatmış olması gösterilir. Eğer öyle olsaydı Fatih, üçüncü defa padişah olur olmaz onu tekrar vezir yapmaz, boynunu vurdurtuverirdi. Halbuki, onu tekrar vazife başına getirtmiş, bir çok tecrübeler neticesinde menfî ruhlu hareketlerinden emin olduktan son radır kt başkalarına da İbret olmak üzere fedaya mecbur olmuştur.
Yazan :
Haftan Afi Tiirker
1913 yılında vazife İle Sivrihisar'ın Yavervlran köyünde bulunuyordum. Sabahın erken saatlerinde uyandığım zaman, o-kul çocuklarının şarkı sesleri kulağıma geldi
Hemen giyinip okula gittim. Saat henüz sabahın yedisi İdL îki genç öğretmen öğrencilere güzel şarkılar öğretiyordu. Başöğretmen: Bunların Çifteler
Köy Enstitüsü son sınıf öğrencilerinden olduklarını, senenin son günlerini burada stajla geçirdiklerini, sabahlan erken kalkarak çocuklarla çok meşgul o-larak onlara kendilerini sevdirdiklerini ve ders saatlerinde da-hj pek hevesli çalıştıklarını İftiharla söyledi.
Hakikaten genç ve stajiyer öğ-retmen namzetleriyle görüştüğüm zaman, çok ümit kanaatlere sahip oldum.
verici
Geldiklerinde okulun bir odasını tamir etmişler cam, çerçeve, sıva, badana işlerini kendileri yaparak orayı tertemiz, oturulur bir hale koymuşlar. Tahtalardan yaptıkları ranzalarla kendilerine karyola tertibi yataklar hazırlamışlar. Velhasıl .3-5 gün içinde bir Ay kalacakları bu odacığı oturulur bir şekle sokuvermişler.
harap . Yani
diyordu, ayrılmak padişaha •‘Babanız
Tehlike büyüktü. Memleket dehşet içinde idi. Padişaha gizli haberler gönderdiler, yalvardılar. vazife başına gelmesini rica ettiler. Düşmanın çokluğundan bahsettiler. O, dinlemek istemiyordu: “Beyiniz başınızda -dır. Varın uğraşın.” Kavuştuğu huzurdan niyetinde değildi. Genç telkinde bulundular:
tac-ü tahtı size bırakmıştır. Onda gözü yoktur fakat, siz. onun gönlünü ve duasını almak isterseniz kendisine bunu bir kerre teklif ediniz. Hoş görür, sizden razı olur.” dediler. Genç padişah. babasına bir mektup yolladı: “Eğer padişah sîzseniz hükümetinizin başına geliniz. Yok eğer ben isem, emrediyorum, askerin kumandasını alınız.” dedi.
ikinci Murad. oğlunun bu kati ifadesinden hoşlandı. Geldi, savaştı, kazandı. yine tac-ü tah-tı oğluna bıraktı ve çekildi.
Vezir Halü Paşa bu çekilişten hoşlanmamıştı. Asker isyan etti. (Buçuk Tepe) hâdisesi oldu. Edime yandı, yıkıldı. Sultan Mu. rad’a tekrar haberler gittL O hiç aldırmadı. Bir gün, bir meclis esnasında, bir halk şairi padişaha sazla şu beyti söyledi:
"A kişi işün altunldl gümüş itdün Oniki yaşar danayı gömüş itdün.” Tktncl Murad. şairin bu safdi-lâne târiz ve telmihine candan güldü. Oğlunun henüz hükümet İdare edecek olgunluğa gelmemiş olduğunu anladı. Maksadı onu kendi hayatta iken bu işe alıştırmak, istediği gibi yetiştiğini görmek idi: “Halil yapacağını bilir, işi ona bırakalım.” dedi. Sultan Murad Edirne’ye gel-dL Bir av tertip edildi. Sultan Mehmet Edirne’den çıktı. Sultan Murad Edimeye. oğlu Ma nisaya döndü, işte Sultan Mehmedi Fatih yapan bu saltanattan ayrılıştı. Bu müddetçe çalıştı, öğrendi, üçüncü saltanatında da tatbika koyuldu.
855 te Fatih tahta çıkınca Ha. 111 Paça, korkusundan, yanına sokulamamıştı. Padişah onu a-rattı, vazifesi başına getirtti. Bir gece, geç vakit saraya çağırt-mıştı. Halil Paşa korkusundan, elinde, içi mücevherat dolu bir altın tepsi ile yanına girdi. Padişah: ”— Lala o nedir?...” deyince Halil Paşa: ”— Padişahım bu saatte, saadetlû huzura eli boş girilmez.” demişti. Fatih, mân ah bir surette gülümsedi: ”— Lala, benim, senin malında, mülkünde gözüm yok onu al. şu yatağımın haline bak, gözüme uyku girmiyor. Ben senden, İstanbul’un fethi için yardım istiyorum,” dedi.
asadaki Yeşil Camiin bir görünüşü
ektu b u
rsa
Yann öğretmen olup da yerleşecekleri yerlerde gerek oturacakları evlerini ve gerekse okullarını tertemiz yapacaklarına ve çocuklarını çok iyi yetiştireceklerine inandım. Aradan yıllar geçti. Ne bu Öğretmen adaylarının isimleri hatırımda ve ne de oldukları köyleri biliyorum. Aynı sistemde çalışıp çalışamadıklarını da müşahede edemedim. Eğer sonradan çeşitli hayat güçlükleri karşısında bıkı-verdilcrse. ben kanaatlerimde aldanmış olacağım.
Bu kanaatlerimde aldanmamış olduğumu geçen sonbahar Nadir Köyü okulunu ve öğretmeni Ahmet Okuyanı gördükten sonra anladım. Okul içliksiz plânlara göre yapılmış, fakat güzel, yeni ve bakımlı. Camı, çerçevesi, sıralan. karatahtası ve çeşitli öğretim âletleriyle güzel bir durumda.
öğretmen Ahmet Okuyan, okulun sadece binasına bakmakla kalmamış, etrafını o kadar süslemiş kİ, görmeğe değer. Ve biı ~BÜB. 6ir gösterişten ibaret değiL
Uludağın Bursa hudutları içine alınmasına karar verildi
Teleferiğin inşası tasavvuru önce bir tarafa bırakılmışken şimdi yine gerçekleşmesi ümitleri belirdi
Yazan : ismet BOZDAG
[JUNYA Kayak Birincisi Erl-w ka’nın Uludağda bana âdeta ifşa ettiği sözleri bir türlü u-nutamıyorum:
— Bizim dağlarımızda medeniyet var. Fakat sizin dağlarda çok cömert tabiat. Vlyanada, dağlan âdeta yontup tıraş ederek pist açarlar. Halbuki Uludağ kayak için yaratılmış gibidir...
mm takası ve zirve de şehir hududu içine giriyor. Bu civardaki büyük ÇAm ve seneber ormanlarım da içine alarak zirveye kadar dayanan şehir hududu, bu suretle şimdiye kadar mevcut birçok engelleri bertaraf edecektir.
Evet, kar, yollan kapadı mı, Karabelene kadar ırgalana ır-galana katır sırtında çıkmak lâzımdır. Eşyalarınızı bir hamala vereceksiniz. Kayaklarınızın altına foblarınızı geçireceksiniz ve blnbir müşkllâtla otele tırmanacaksınız. Başka memleketlerde bu seyahat, füniküler-lerle yapılır. Otobüsten İnersiniz, fünikülere binersiniz, birkaç dakika sonra bir dağ otelinin insanı şaşırtan konforu, dört bir yanınızı kuşatmıştır.
Malûm bir orman kanunu var. Ve bu kanun gereğince orman içinde inşaat yapmak ve iskân sahaları hazırlamak şiddetle yasaktır. Uludağ gibi turistik mânası olmayan yerlerde çok hayırlı olan bu tedbir, Uludağda inkişafı köstekleyen bir zincir durumunda idi. Şimdi Uludağ şehir hududu içine girdikten sonra, Uludağın Bakacık, Sanalan, Sııltan Selim Senaberllği, Otel Sahası, Fatin Tepe, Kirazlı Yayla gibi mıntAkalnrda dağ evleri kurulması imkânı hasıl olacak ve ormanların muahafazası da Belediyeye geçecektir.
Belediye bir taraftan bu gü- I «^a birbirlerini yadırgamadan zel teşebbüse, el koyarak dün- anlarlar. Bu itibarla her yıl U-yada ormanı olan sayılı şehirler- ludağa büyük bir akın olur. Bu den biri olmaya hazırlanırken, yjj da geniş bir akın olacağı an-dlğer taraftan Vilâyet de Uluda- laşıldığmdan, otelin İlâve Lnşa-ğın teleferik’le teçhiz edilmesine atının tamamlanmasına ve yeni hususî bir gayret sarfediyor. sone için açılmasına çalışılıyor.
naklinde de geniş rol oynıyacak-tır. Şimdi diyebilirim ki, BursalIların gözü Uludağa çevrilmiştir. Tarih hâzinesinin, sıcak bu kaynaklarının ve nihayet güzel bir plâjın yanıbaşındakl bu dağ. alplnizm'e, kayak sporlarına son derece elverişli olduğu için şehrin istikbaline büyük ümitler katıyor.
Her yılbaşı, Bursa, memleketin dört bir ucundan yılbaşı gecesini geçirmek için gelen seyyahlarla dolar. Bunların bÜytlK bir kısmı., o gece için Dağ Otelini tercih ederler. Çünkü Dağ Oteli, dünyanın en samimî insanlarının toplandığı bir yer o-lur. Ve muhakkak kİ. sevgi ve saygı esaslarından başka hiçbir içtima! kaidenin hüküm sürmediği bu otel, iyi bir gece geçirmek Istlyenlorin can attıkları bir yerdir. Simoklnli insanlarla, dağ elbisesi giymiş insanlar, bu-
Çifteler Köy Enstitüsünün 1945 yılı mezunlarından olan bu arkadaş, beş senedir çeşitli mey-va ağaçlarından başka domates. büber. patlıcan, patates, fasulye ve hattâ yerfıstığı ekerek bol mahsul yetiştirmiş. Su. toprak ve gübrenin verebileceği azamî mahsulle okulun 8-10 dönümlük bahçesini hem süslemiş ve hem de beslemiş.
öğrencilerini de bu ayarda yetiştiren Ahmet Okuyan, diğer arkadaşiyle de anlaşarak geceli gündüzlü çalışmışlar. Bu iki genç öğretmenin, köylü ile de çok iyi kaynaşarak onların sevgi ve saygısını haklı olarak kazandığını yerinde görmekle iftihar ettim. Bu suretle bir kere daha müşahede ettim ki, köylümüzle anlaşıp kaynaşmak güç değildir. Ben şahsan köyde hiçbir Fakat dikine
en makul zamanlarda bile ze-mtnslz ve zamansız münakaşalar. sadece köylü ile değil, herkesle aksi sonuç verir. Halbuki bu köyün öğretmeni, tedricen köylülerle uyuşmanın sırrını genç yaşında kavrayabilmlştir. Köy okullarımız bu şeküde mesleğine bağlı öğretmenler e-linde verimli bir hale getirilince; köylerimizin kalkınması elbette kİ bir derece daha kolaylaşmış olacaktır.
yüzlcrce vazife görürken esaslı müşkülâta rastlamadım, hiçbir zaman da onlarla münakaşa açmadım. Zira
Konuşan
Halil Paşa, İstanbul’un fethe-düemiyeceğine kani idi. Bu kanaati nereden geliyordu?.. Bazı ecnebi tarihler, onun Bizans im-paratorlanndan ağır rüşvetler ' aldığını söylüyorlar. Buna Fa. tihin de inanmış olduğu rivayet edilir. BizanslIlar, kendisine içi altın ve mücevher dolu büyük balıklar hediye ederlermiş...
Halil Paşa belki kanaatinde samimî İdL Belki de, o Fatihi hâlâ, o ele avuca sığmayan yaramaz çocuk telâkki ediyordu. Fatih, kendisine Bizans fethinden bahsettikçe, o da, Bizans fethinin imkânsız olduğunu, halifeler zamanında gelen Islâm ordularının Bizans önünde hezimete uğradıklarını, ecdad-ı 1-zamının müteaddit teşebbüslerinin boşa çıktığını, uzun uzadıya anUtıyor ve boşuna insan kanı döküleceğini Heri sürerek padişahı bu fikrinden caydırmağa çalışıyordu. Bir defa yine aynı sözleri söyleyince, Fatih sinir-lenmiş: ”— Sen hiç tarih bilmez
Alman, Ulu-âdeta keşfet-uy kul arından sonra dagcı-
kuruldu. otel ve
Uludağın bir döviz ve gelir kaynağı olduğu keşfedileli, şunun şurasında birkaç seneliktir. 20 sene evvel bir dağa çıkarak onu tl ve Bursalılan uyandırdı. Ondan lık kulüpleri
diğer tesisler teşekkül etti, velhasıl Uludağda bir kış hayatı başladı. O tarihe kadar Uludağ, koyunlann yaylası ve pek küçük bir münevver topluluğun yazın sıcaklardan kurtulmak i-çin can attıkları bir sayfiye yeri idi. Şimdi Bursanın gözbebeği haline gelmiştir. Belediye ve Vilâyet, Uludağın büyük ehemmiyetini kavramakta geçilememiş ve şehir hudutlarını zirveye kadar uzatan bir proje hazırlanmıştır. İçişleri Bakanlığınca da tetkik edilerek uygun görülen yeni şehir hudutları Belediye Meclisi tarafından karar altına alındıktan sonra turistik Bursanın ehemmiyeti bir kat daha artacaktır.
t
Yeni hudutnameye göre, otel
Bir ara teleferik işi suya düş- Fakat otelin ilâve kısmı üe müştll. Marshall Plânından ya- de İhtiyacın karşılanacağı zan-pılacak yardım, başka sahalara ncdilemediğlnden, Kirazlı Yay-çcvrildlği İçin, teşebbüs aknme- ladaki Kayakevi ile, Sanatoryu-te uğrar gibi olmuş, fakat sonra mun Dinlcnmecvi de hazırlıklara bu mevzu alâkalıların büyük başladı. Şimdiden kalın bir kar gayretler sarf etmeleriyle yeni- tabakasının örttüğü ve kayaklı den canlandırılmıştır. Bugün i- genç insanlann kelebekler gibi çin bir şirketin müteşebbisleri bir boydan bir boya uçuştukları belirmiş ve 650.000 liraya teka- bu saha, dünyanın en neşeli In-bül eden 65.000 Hra hazırlanmış- | ganlarlyle dolacaktır. Yüzde on İştirak hissesi 100 bin Lirayı bulduğu gün, bu para işletme sermayesi olarak konacak ve Marshall Plânı yoliyle teleferik malzemesi getirilecektir.
Teleferfk, dağın İstikbalini parlatacak büyük bir teşebbü-tür. Çünkü bu hava hattı, yalnız yolcu taşımakla kalmıyacak. aynı zamanda taşı ve orman
Burada, söylendiğine göre, İstanbul Dağcılık Kulübü de geniş bir kafile ile Uludağa gelmeğe hazırlanıyormuş... Anlaşılıyor ki, 1951 yılında Uludağ, giyim kuşama fazla kıymet veren bayanlarımızın yeni modellerle görünecekleri ve bu suretle muhtelif bakımlardan alâka verici bir yer olacak.
Gelecek mektubumda Bursa kereste, parke I Sergisi hazırlıklarından bahse-mahsullerinin ' dcccfilnu
I i
Tembel veya gözleri yorgun kimseler için yeni tip kitaplar icat edildi
New-York, 20 (Hususî) — Tembel kimselere veya gözleri yorgun olanlara hizmet etmek için yeni tip kitaplar yapılmaktadır. Bu arada Amerikan firmalarından biri, konuşan bir kitap icat etmiştir. Söylendiğine göre, kitap müteaddit plâklardan müteşekkil olup, saatte bir hikâye anlatmaktadır. Böylece o-kuınak külfetinden kurtulan kimse, aynı zamanda plâğın gayet yavaş dönmesinden dolayı, hikâyeyi süratle takip ederek yorulmaktan da kurtulmaktadır. Yeni tip kitabı icat eden kitapçı, bu işde gayet büyük istikbal olduğunu ve bu sayede milyoner olmayı ümit ettiğini söylemektedir.
İnsan yavrusunun hayata kavuşmakla çektiği anlar arasında bandan böyle ayaklannm mürekkebe batırılmam ve bir beyaz kâğıt özerine basılması da vardır.
Amerika ve Avrupanın büyük dogıım evlerinde yüzlerce yeni doğan çocuk, muazzam yatakha-1 sine artık mahal vermlyecektir. | facialarının böylece önüne geçil-nelerde muhafaza . edilir. Doğar doğmaz anasından uzaklaştırılıp bu yatakhanelere alınan çocukların karışması tehlikesi daima mevcuttur. Çünkü yeni doğan yavrular biribirine benzer ve yüzlerce çocuğa bakmakla mükellef hemşirelerin dalgınlıkla çocukları veya beşikleri karıştırmaları olağan işlerdendir.
Bu sebeptendir ki. Avustralya doğum evlerinde bir müddetten beri yerinde bir tedbir alınmaktadır: Bir çocuk doğar doğmaz anası ve kendisi için bir fiş yapılmakta ve fişin bir tarafına anasının parmak , İzleri, karşı tarafına da çocuğun ayak izleri alınmaktadır. Avustralya polisinin mecburi kıldığı bu metod bundan böyle çocuk karışmasına veya bir ananın hastahane-den çıkışında kendisine teslim
edilen bebeğin öz evlâdı olup ı rchat** olmadığına datr şüpheye düşme- son senelerde görülen bazı aile
kçHAT/lo

Böyle btr usulün başka memlc- rmesi temenni' edilir.
Avustralya doğumevlerlnd* bir ananın parmak izleri ile ç-ocu frnnıın ayak İzlerin! Rösterir bir fiş.
Danimarka Kıral ailesinin
çocukları böyle yetişiyor
Kıraliyet ailesinin yaşadığı sade ve samimî aile hayatı, herkese misal olabilir
insan aileye muhtaçtır. Aile i-çindo çocuk maddi ve mânevi saadeti bulduğu gibi, ilerde siyasî, dinî ve iş topluluklarında göreceği vazifelere de hazırlanmış olur. Bunca yıllık tecrübelerin, çocuğun en iyi aile kucağında insanlığa yetiştiğini göstermiştir Bu sebeptendir ki, ferdin gelişmesine ehemmiyet veren rejimler aileye dalma kıymet vermiş, totaliter devletler İse çocuğu genç yaşında ı aile muhitinden uzaklaştırmak ve kütle teşkilâtına sokmakla, onu düşünmiyen bir makine, bir İstihsal âleti haline getirmek yolunu aramışlardır.
Aile içinde ömoğLn büyük bir yeri vardır. Çocuk anasında babasında gördüğü faziletleri tabletiyle benimser, çocuklarını iyi yetiştirmeyi ülkü edinen memleketlerde her sınıf insan bu yolda çalışmayı en büyük vazife sayar.
Demokrasi ve medeniyet seviyesi çok yüksek olan Danlmar-kada kıral ailesinin yaşayışına dair verdiğimiz bu bir kaç fotoğraf aile terbiye ve saadetinin memleketten memlekete pek değişmediğini göstermektedir.
Bizde bu yolda atılacak daha
Bir Kıral ailesi fasulye ayıklıyor. Soldnn safra: Danimarka Kıralı, Ana Kırallço Alezandrlne» Kırallçe îngrld re üç kuL
çok adımlar vardır. AÜe kuran gençlerimizin büyük ve güzel vazifelerini müdrik olarak çakış-
maları ve böylece medeniyet ve kültürümüze hayırlı yardalarda bulunmaları temenni edilir.
”• * T ♦ ’ « T V W r T
I
b.

SAYIN DOKTOtlARA
K K T t ) IX İT ot o#Fxra(t \r O — H € f r o r o n
F R 0 v o n
F K V K K T
V X
Y X
IAM (x Fc

I DEVLET DENtZYOLLARI İLÂNLARI

SÜMERBANK
k-rul y X A-ruj 3 X A—tt x
Mayı ît1 pc
y y
1
on, c\x oct



Devlet Denizyolları ve Limanlan işletme Genel Müdürlüğünden:
V*.«.*rrvt Hex\ta«fı \ A VVHiUah»
31 -1 -1951 deki
ilk vvkttV0wr b*llvuk W(kkwe
errvvkttr. MerkAr Uurthr k*.U.r
IOO LİRALIK
Rır Mt’TmrmK 'v\-n S-r W Rm** bir
kur a
*u bu imhb
*.r(hr*.r*K ftr*amı dwwvtalı.
mermi
ANKARA
K.Dz. Ereğli Belediye
Başkanlığından:
1 — (XXıW •metrekare yür Nçü—w ı$?e kvae' k kuabır tm-s&ı atemitar xt* tx mAaK brvrtmfc üç *v b>r Mvuv battı olmak C.rrre ee-*.an $ *ax’ı nr Hr toprak XatUybe N3 advt W*«t saika ^-ajvoıuıb levfıalan ile bcealMr 3 kikvteCTe tv.£*.be v*e-V mı îex*KA5tk ber kistte ve kca\piv taw tahtam ka^f w jwçast yoptmkacuktır
1 — Tk yJer» * 1 iyw sah fünü jtaaauaa kadar Hk'rf tv^vanru beiesîıyt bMkxnVj:\na pVh^tvv tn tlAn Nunur. (İTKti.l
Türkiye İmar Bankası
ine
J V B ( »o'ket,- Ce.Mev N.-» 25 GeWa
AJANS tahydtcp* * S. m*rhvr» . knmkMİ
, miti
’ SCO 000 . Kon
Te*; FVsCa^a^s arK*vkv((a Ky rvfv*xb K>SxM*b»4
\ âd*»»ı rotorrvf
VAdell tcnorrvf N\(ilce*r»cj verthY rw «w*
\A V 5
4 5
6
a
a
fwtal»*î .KtMi.T

Eczacı Alınacak
Sivrihisar Belediyesinden :
l t İKM laılKv** ka.MU Ftfcshyv ttajAaıG.jM** (MCroMıaVar\
l )tXX))

Seyhan Valiliğinden:
1 — EtafiteftT* k^uhıa I?: CVrvanlyr «. Karuatye ynhı rtocte beCn₺ır^M Etaunia k'5pr^û x(*xl tutan (1S&33 Ura (M> kuruttur.
* — K^sTttrr-e 3 lâftSl (Ar^*nb( cv~û saat ILOC (5* tl tkaFvîî Kocıiyyçıaunda kapalı sarf eksiltme ıx$uTO Ot ye&Kftea yapı acox
3 — Kejtf eksiltme rartnattvret w buna bo/n tfjFvr kâJhtlar her gün 11 Dsıral K^usycuıunds ve Sayındır IJl MUd\lri^’lMe ff&rûlebıhr.
4 — Eksiltmeye gtrebUmek Kfct tateklHerte t»v.KV*e gArt (11S5> 1*7* tin korut rrç-icı teminat vermetert lfcbı' yıUMa Tv Cam Odasında kayıtlı bulunduk!anıta dair be\r* fttaterartterl tarttın
5 — IstckTüertn bu isin teknik öneminde bir W M mırette ba-fara^ veya İdare w denetlemiş cMuklaruu ispata yarar bebelerinin Bayındırlık MtkTOHiljFdttden alacakları tanıtma beyanna* meşine (müteahhit beyan & an*, es.nl. müteahhit plân w teçhizat beyannamesi) bi^Jîamalan ve bu beyannamenin Kindeki torular cvvaplandıniarak yeterlik beliresi, frfterae dilekçeleri Qe birlikte eksiltme gününden en aı üç jrtln evvel tatil günlert hartç> yası Ce valilice müracaat ederek bu U Kin bc’çv almaları tarttır.
6 — İsteklilerin 3490 aayıh kanunun 39 nei madtartndft T^-rüen (rahat dairesinde haajriaysraklan teklif mektuplarını ikinci maddede yanlı saatten bir saat evveline kadar komtaym taur kanlısına vermeleri İklimdir.
T — Teklif mektuplarını hamil sarfların para De mühürlenme* ytp tamı »*Çk^VeU e^iMtetattfnaai linindir. Fkvstada olan gecikmeler kabul edil m n. (IT4$6)
YILIN ANSİKLOPEDİSİ Ikhmm «utbrl rtUnmı k»r*a. taMtaferu md wma(W%* lUkrtkA. Ka N(xuk Uk*twıc«*rrtK surlvt,»,,
mutefefckiHmik 4*U«H*rvn muh*rr,rK-nw. hikâ^rrikrİK haıtrİMhkNn Hrr *r\e m-av- abh(ı»ı. :
BÜYÜK SAATLİ MAARİF DUVAR TAKVİMİ
Satfrcr bir tukvun (hr£il takiM V»r bi»«ı İMUMttM'ftir AyAarıAMbrri «NMtrtassAAkM* tamHablmakU *4aw Hm r>M« taMunr vdütıb «Amal hr*«Um kaçtrmo »•»»,„
BÜYÜK SAATLİ MAARİF DUVAR TAKVİMİ
Y««l e« kt»vx»LH anûktapcdik e**ti oUvAktır
Rs(\ iînıcdrn »»emekte aerk rdînia.
t(L FU&raMal
lASkNt VieVVMAl ahKNMRVBU ftMtavIM k\Mw(r $ e I
CFMUı Rf^tT KF\ S > 1 l B t C ( S S A D O rvt*(mr»xUl MO.w ART v»
UAIO K0CF15T\M A ILI
r v o r
N
KleOor rw* atıhyw^
Saat İH» *U mı
KON
TİYA
llllllllllllllllllllllllllllllinilllllllllllllllllllllllHIIIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIH
Dünya haberleri, ecnebi muhabir
mektupları, çeşitli mevzular
Güzel ve faydalı ilânlar
YENİ İSTANBUL’da çık
ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııır
Öğrenmek ilitiyacıııda olduğumuz herşey

I»tonbul Dördüncü Icno M«murluğundon t
»M «atı
ÎUr N'rvban ıWn RMkhC® Olup mtıhnaMiML karar vvrGem İS parça muMvttt çına w 4ewıv kV kadın (khMu^u w kadın mmur U5tU|fu ve erkek k\Mtnm ve paU tvduiu butundı^ı ^ııUatıbamam ttftçcputo >(aj\ kar^ıat M mv* ruaratı kliniM ma£a»aaıMa 3S 13 cuma gtlna vaat l>
de lunnet arttırma muhammecı AıymeHn 4b M İRrtmaiaa 3N 18 l^NO patATteal gvlhtl ay. ni **Mte m e(k arttırana »atı-lacAjtı ve aatı^ın p*eln re
taliplerin tuııayYen gün ve mi Atte V'aaılı adıeete baeır Utlu*, nacak ofttlf memuruna VftÜmoa*. atlert ÜAn ctunur. (17NM)
ineri ARALIK 19 5 0 21 Perşembe Kum i
R.cv. 11 1370 a .evvel 8 1366
▼ AKİT ▼ASATt EKAMI
Glln», tn L3T
öğle 19.11 T 9>
İktn.tl 34.11 1,45
Akrojn 1144 IX iv
Tsts, 13 33 1 38
tmmak LM 18.88
TAKSİM IU18U RKerrvn Kalesi v l X Arı F
I S M v(«ıM) l — Gemi»den Ta mlılar ıTürkçe) 9 — l.uka Ha vat,
YKM (S4CVI 1 — Torsan Ma\ mun Adam. * — Genç Kıa au
1 İLDİK (€»(n Art Purina
tSTANBVk
Kaİ
VI t 9 O£»4) lK-nl» Kurtlan VKNf (14040» Jandarh CH8 GAflNOM Bryııatba rü«Ü
ANKARA PAI tS PavlySM) yana Atnkab\m Ot kotra*». ( •a Sevdi İdarMtndo.
SflUCTTA rAltlONV I»|xnyxM
OrkvMBtt-aaL
KCçt k Meşkler ve >t m ilanlar. H( 1 Ck Hde ve SvvgL
Rd
VI (îr


İTFA
I Y E
Ankara W t »mir 3853 K kOv (WT3
Karg^aka 13003
l»vy\MUU (•••« Inanbul tm* Çakıldar
UÇAK . TREN - VAPUR GKUECKK OLAN V ÇAK l.AK 01.30 P.A.A. (Amerikan) New Terk. Boston, Lonünu Brüksel Frankfurt tan. — 10 40 famlnUn — İIJM Ankaradan. — 13 00 P A, A. (Amerikan) Beyrutlan. 13.10 Bahkeairden. *- 13 30 E L A.L, (lerail) Lyddadan — 14 öt' Adana. Ankaradan — 16 10 Dlya-nbakır. Kühaıjt. Malatya, Anka* radan — lü (o S R. (levlçra) Zürich. Cenevre AHnndan 71 05 S A S (İskandinav) Stockholm Kopenhag. Mllnlch ten.
GİDKCLK OLAN IÇAK1 IH 03.00 P.A A- (Amerikan) Rey* ruta. 3 30 Kıbn«. Beyruta — 3 İV) Ankara. Adanavn — 0.00 B Fİ A (tngilia) Atina. Romu. Nla. Ixin-draya. — 10.30 tamire. — 11.00 Balıkça İre. — 13.40 tamire — 13 40 Ankamva — 13 40 P A A (Amerikan) FrarvkfurL IlrUkarl Londra Nee -Tork’a — 10 im» ELAL (tareti) Ltdda'va. — 23.00 S.A 9. (tvkandinav) Lydda*-
OB1.RCFK OLAN VlFVItlAlt
8 00 Saadet, Avvalıktan. * 12 on G)re»un. Karadcnladen — 13.00 Ak mu. 1 Mkrıulerundan.
OlnKÇBK OLAN VArVRLAlt
300 Karadenük Karadenlte.
9 00Maraksa, Mııdanvava.
GF.I.M’KIt Ot AN TltKNI KR
8.30 Kraurumdan — f lö Güney Skgpreal — 3 00 Ankara
Ek«prcMİ. — 0 00 Yataklı
GİDECEK OIAN TRRNLRR İH 30 Ankara Ekaprvai. — 80.00 Talnkl t
(Tarifelerin ha bani a defitgme* lerlnden dolayı meauliyat kabul edllmea).
S I N Al K İZAH Fedai. AR (44304) (Orijinal).
ATLAS I4OH30) Çelme Açdıvnr KLIIAMItA (43230) Bnrjlalnrır intikamı (Orijinal),
(it'İt EL I — Kir Yedmenin Romanı (Türkçe). 3 — Geçenli) (liftleri.
İNCİ (MM) maa.
ll'BK (442H0) l Al.i; (43000) mı (T
M Kİ Eli SAft AT Senfonik Opereti.
M’ATl’Altll (R3I43) 1 — Killi
Nehir. 3 - Hlngcuılln Çingene Kıırı.
ftÛMBIl (42AM) Arı Pirinç. SAlt İt (403M) Kahire Kararı. StK (43720) I Yedi Drnlıı (hı ııpinri (Türkçe), o rjfli. 3
UEMDIM (3SM> t — Kam Tartan 3 — Onu öldürdüm. A>M aitlD l — Cani KaçlysT 2 — Şıngılla Çingene Kıaı At AK (33OUI 1 «— Vanlıı Nutna* ra. 3 — Mckaıko Havdullarv çr.MRFIII İTAS ISKU» l - tvo Jima Yanıyor. 3 — Korta* Kahraman.
FMllF 1 — Aratanlar revülü 2 _ İM Clmröe Müllyuood da. HAİ K tîlfcM) 1 — !M Acikgön Tarxan Dİ varında. 1 — Puf Çalabilin întlkaını.
ISTANBVI. (λFD 1 — Haydut M*ı. 3 — Ormanlar Kiralının İntikamı ıTürkçe),
KIŞKIRT IMNIO 1 — Gllaell. I — Kanlı Agk.
MAIIMAKA (3Mü) | tvojlma Yanıyor. 9 — Korkak Kahraman ıltlLl (&8Ml 1 - Sihirli Hah-ço. 2 - Ali Baba Kıtlar Fanti onunda.
T IH AN 1 — Mekelkn Haydutla n. 3 — Yanlıg Numara.
TINI (Uakırkby İR 19H> t - öı düren Buıt, 3 — Hint Kararı
KihVBy’I
n tniHöT
Itil.F. tKadıkhy) (01)113) 1 -Eğlenceler VcrtaL 3 — Vatan Kurtaran Kadın.
OIT.HA (68841) ı — Kanetk üe ler. 3 — Denlalertn Sevgilini
Sl lir iV A i«WU) 1 Kanlı SI gara 3 — Johnv Bellnda.
VKl nVöfltlMFNl I — Fakir Çocuktan ıTürlıçe). 3 — Deuılr Kollu Kahraman.
VskOnAn
SVNAK 1 — Kırmıaı Güller 3-Kalhlm Senin.
A N K A n A
İNKARA (3311i) Jandark. iiCyCK H0433) üe SlUhforlar emret (13*46) He Silhhforlar FARK (11131) Yılma* Hein >VS(ltoilı Bırakılan Çocuk. NCiiKR Kara Canavar
E M A L A R
(42042) Kahraman
Borjlnların lnbkamı
Kndin Anin
Knhraınnn
I loı jhı İn • in
Unut
Fednl
Intıkn
ürkge)
UOMAS) Sn hane KIAÖIU Jfl.M Konaar. Gece s Yunan
Yalnıı
Cnaando
ÖHhn Yn
l^uridokl DUgınun,
R
İ3Mİ1I
1TIA a Scksk Knı Kiny.
YlülUHi Cç şuaMoriar.
Memnu Mmtaka Ormanlar Fvh»I
Kanun Harici, 3-
ı.At.r ı
3
MKLKK 1
Hu Geı'e SeainİK
TAM 1 — Memnu Mıntaka. 3 Ormanlar Faruk
TAYI tnr Harman YKNİ ı dam. 3 •
• Tartan
ButalebU
Sena. MAvmun Ş>AThl(U
A*
TİYATROLAR
UTANRVI. RKLMltY KMİ ^rhlr VI v miraları Suare 90 30 da
DRAM Şafakla gelen kadın (4 perde) .llefandrn Cıımona
Yasan:
TurkçcMi Cahit Irgat ve M T illi man
TeU.I U İST KOMKDt MflMI CİFTF KFNAMRT
Tavan; Triatan llernard TUrltçrAİ Kc5a( Nuri Oüntekln ÇIKIK TİVATHOMı IW «la
TFXİ NFS
m iTttosü
» 15 t o

Tolatnn ifkluv
SIHHİ İMDAT
lAtanhul Atmacın Ankara l a mır
Reynhlu vakSM t
• (»05
(OMU
5351
ECZANELER
IMİnOnCi Beflr Kemal tH-mat Sadrt iKÜÇüklKMr) — Kul-tanahmet (Alemdar) — Cemil ıHevaeıt).
ItFYOüt Ih OrlİAsuda tMtrkee*
Nihat (Taheimi KvaM|(aea iTakalm) Tuvaldin Taı ula lala) S|mH«II« UİalattO A« takan (8l|Ü) llaaküy Ola* khv) Yeni Vuran (Ka«lm|wı riîtlll tbmhlm Halil l$rh»a (1ebMl> Kl\ a Nuri tAkhuray) temin Rıdvan ıSametya) HaaeM (8«hremtht) Vlu|unar i KaragılmrUk) — GUlaeıvn SI imhitMUU (Fener).
KYfFl Yvvanaarav IlKMKTUh Nail Halil ıHrelh ta|) Yeni (OHalUVv) Ar nnvulkAy) Mevkra (Bebek).
KAltlKOVı Valdaiirmanl tKa .lıkov) — Kıeıllnprak po lliMtanvı * kleıkaa (Ve klhtar)
llCYfKADAt Ttallu
lifti nftl.l 11) M Halk.
\\ıOlllı Yeni Haver •• F*
I/.ıtİtti Yeni tamir (Haamaha ne) Varlan (Alaaıvoak) Mil (KcıueralU) ICfmfpafa
i lOfref|HT|tO Karalat (Yalı
larh
D
Y
0
L
A
R
A N K A ıt A I
7.2A Açıhf ve program — 7 30 M H, Aya. 7.31 İlaflC Tutiftllc (pl). — 1 40 Haberler ve
0 00 Hna eeerlerl, iarkılar (pl) programı. — h 3o linothnveh -Pl-
H.
hııva rnporu. — R2Ö Günün
KrauUer nonat (ı»l>. Çalanları IJIH Kralla yano; Rlmon Hohlberg . Keman. * D on Kapnıue.
12 16 - 13 İA Aniler Saatli tld m, NA • ITMİIİ Ke/a T A V. kına dalga portanlylcı beraber ya-Vin), - 18 İA kİ eminleri t m aelAm. 1-30 'lllrk
knlırnmanlıûı. 13.40 Fonta Kulunu 12 (A
Şarkılar. 13 on Haberler - 13 Ih Radyo »a
»on orkrfilrnnı. — 13 30 Öflle Oaaelcnl - 13.40
Itndvn MtUnn cırkonlraıu (devnm), 14.00 Hnvn raporu, akeaın programı vr kapama,
17 M Açılıp ve program, 13 00 Çogitll ha fit melodiler U>1). 14 30 tnecna* i^iHnınhnn
faali). lü 00 M. S, Ayarı ve haberler. 10 10 rat-lhlan bir yııprnlı • 10.30 Y urlum nonlrr.
II» 40 Itndyo İle hlglllaoe. — 30 00 Mololar (p|). *-30.10 îlaıtyo Ongatrel, 800 Rnrbnnt nnnt 20 3A Şarkılar: Hııldto Tur. Ol oo ICmıuomaı Kahramanlar geçiyor. 31 İh Dana müelgl ıpl),
21 (3 Konulma: Hafilik nnalt, - 20 no Mllrlh aoverln naall. - 22.1Ö Viyulonncl aololan, — 22 10
M S Asan y» haberler, kapanıp
İHTANHVI.I
13 07 Açılıg ve programlar, — 13.00 Haber ler — 13 10 öfllc l«m«erl ıpH. Ftane İdeal . Piyano komıcrtoau No 3 Hla ıuajhrM» W A Mo aart.. “Küçük QeylurM baleti, - 13 40 Harkılnr
Ahmet Rattın. - 14 80 Dana ıııüalgl (p|)
Cnıgrnmlar ve garkılar (pl), -
H.07 Agdıe ve programlar ıııüalfil (pl), — |h 30 Kunuema lort Cemil CanlıaL Kına gehlr haberleri, den molmlllcr. nar l^ıl. man aulnlnn Çnlunları man). I
aiııtı.H
Korle - 21 ()0 lalnnluıl ICoıiaof Vnlüvarı
Mıifllklal İvin Heyeti kouncıl, Kısa Uengel “Irak faali Iradan melodiler. ( Türk mualklflt), Knyaalh — 22 Ih Haberler vo daıın müaigl ipi),
33.00 Program ya
. • 14.40
10 0(1 Uapmnıg
- İR oo Dan»
- 13 (0 Türkü 10.00 Haberler, 10 10
m ou ligevag kuartetin* 10 40 Şarkıları Xlllvıa\ynn rte 20.10 Radyo Gageteel. 9o 30 Xe llüleni r.L I. n ()t0 FdVdl Htntver tplynım). fgor Mfraılnekl..
80.00 Tlyalfu aantiı Blttan Türk İdare edeni Ali ı».. - VI m Kilçük Orhee 22 0() Dinletiri lalelileri ’Jİİ.BO İHugu manii ılGrHıgrııl 2tl.nn Programlar 33.M Kapaıııç.
Menkul Satıp İlânı lıtcnbul İkinci Icro Memurluğundan :
4P TMN
Kir tsu\tAn dula>n tuahcuı olup paraya çevrilmemle karar verilen lUyaut ı'nhı Citldeal Kalaycn Çevki aıdtah 1 Ntv h yTrtle hamur vapmaya mahmı* maMneat 4.1 IWI gUııüne ta-•AttUf eslen ptrfeınho gMnO oaa) 11 tftea 18 yv kadar satılacak* tır
O 8(ln muhammen kıymetinin TN ini bulmadığı takdlnle İkinci arttırma* 8 V18N1 gUntl he nKloadlt iMiearteai gBnll a> llt maat ve ^rnt yenle metdaoak* tır Talip tUanlann aaU| mahal İmde taaır bulunacak me nm m mtlracnatlcrt liAn ulunur.
(İVMI)
İSTANBUL
ve
ANKARA9 daki
REKLAM KULELERİMİZ iş sahipleri tarafından alâka ile karşılanmıştır. Gazetemiz İdarehanesinden tafsilât isteyiniz.

TARLAN
Dl$ MACUNU DİŞ BTLKRİ KANAMASINI KtSBU. Di| intRİNİN ÇIKIL MİSİNİ ÖNLIM. Dİ9LIAİNİIİ TfMİZLIR Vt TASLATIR,
RAD
| 1İKİVV UMM
NİHAT IŞIK
R ADYOF ON

LUXOR RADYO^PIKAPINÜAN
SON DERECE
_ MEMNUN KALDIM. _______j


T

Halis Alman Kimyevî Gübresi
Unnuıtl ?(• A otlu
MIIih.'-imIII '
Y
lx
AcenMIhlat'
Caddemi OT
Cmh No. IH
A
t l)i\ llulOiil Alatag
AMONİUM NITRO-SULFAT
AMONll'M M I I AT’Un ' . 30 nUpvtlıutv fn«h »ı.l.H l.otu Imvtıllr
AMONİUM NİTRO SUIIAT
• n İyi ve e n o c u 1 gübredir
üç yıldız arslan başı markalı
YoMo bu/unon por lly 0 müperi k n y d 1 n cı devam e d I y o r u 1 .
KO1H.IC.N\\ |tUVI\Ml\)FK \U VINNGMHNl I -Kil K FV
(1 k I’ r r r
DEUTSCHBR AMMONIAK VlRTRlEB (DAV)
Doohunı * (?\lnuu\vA)
Türkiye Umuınt
T ti R K M
T I 0 A R
GALAT A»
TM, 1 441W
İl I AND
OfjMltOK
im n 1
R k
No
T I
•H
N vadi »mat raİKiHC l TilrkniAv » ImUııhııl
Nı» ( 1 tj
AOANA
ANKARA
l/Mln
mi rtaiN

y
I
»
»

erleri
rıh hinin,
Mücmuonrirtl
İbrahim
Bahri I Caddemi, ’t'th idamı Mlloanomoıd
I
Tikli
Huvifhs
rııvııumal Abldlhiiagn Çtııılıtl 1
e IH 0 II No 3h
Tllvlı ‘ 1
MIIKlu»
fıuümanl Acentelikler
( addoni 00


Sayfa 8
Y E N T İSTANBUL
71 Aralık iwn
Gündem:
İdare heyetinin ibraı.
2 —
Yeni idare ve mürakabo
Olldlllnlı tuvaletin rengine
3ü—
heyetleriyle haysiyet divanının seçimL
1 — yctlcri
İdare ve mürakabe he-raporlarının okunması.
SAİKASINDAN
10 M>nedir beklenilen
BULMAC
' • e
1 r
ELNR
ÇIKARIR
ÇARPAR
BÖLER
»•
.1^
Levent Çiftliğinde kurulmakta olan mahallenin inşaatı bittiğinden satılmış evlerin teslimine başlanacaktır.
Teslim gününün tcsbiti için bugüne kadar ev satın almış olanların Bankamıza müracaatları rica olunur. (17511).
GEMEL A CEM TEL iGf
OJALVO-MEŞÜLAM
Tersi bir rakn.n 6 — Bir vilâyeti lalamdan ev-
DÜNKÜ BULMACANIN JIAI.lJ
Soldan nağa:
1 — Sahası vkal. 2 — Adar* Yel. 3 — Letafet: Se. 4 — Afili. AflJl. 5 — Mal; Hap. C — Eki. Vekili. 7 — Yu; Amerika. 8 — Dile; Le; Ak. 9 — Tarama; Ulu 10 — İçimi haram.
Yukarıdan (mhi£i :
1 — Salâhiyeti. 2 — Feda; Kulaç. 3 — Hatime; İri. 4 — Arala. Adam. 5 — Filim; MI, 6 — lör; Halel, 7 — Tabire. 8 — Ay; Saki Ur. 9 — Sesi pekâlâ. 10 — Muka ▼elcll.
\
, \ ' TAHTAKALE EREMAYAMS ' r \ HAH 9/1! r£t. 23526
* •
• • • •
PAILLARD OTOMATİK PİKAP SARİ tâNELER TEKRAR MEVCUTTUR
1
I
Muhtelif eb'atta ceman (52) metreküp kökknar tahta alı. nacaktır.
Bu alıma ait şerait Galata Bankalar caddesi Ankara Han ikinci kattaki satmalına komisyonumuzdan her gün öğrenilebilir.
İsteklilerin en geç 25 12/1950 pazartesi günü saat 14 de kadar tekliflerini komisyonumuza vermeleri. (17455).
LEVENT MAHALLESİNDE EV SATIN ALANLARIN NAZARI DİKKATİNE :
TÜRKİYE EMLÂK KREDİ
Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu İstanbul İrtibat Müdürlüğünden :
Movsime vo
\ gidilecek yor ve
zamana
1951
EN LÜZUMLU
ve
. 7 .
EN MAKBUL
HEDİYE



Altın uçlu RADYOFON Pikap iğneleri satışa çıktı.
Toptan satış: Sultanhamam Havuzlu Han No. 1
Telgraf: Radyof on-İstanbul
56 ? Ş * fO
Soldan uiifa:
1 — İÇ* gücü rakamdır. 2 — t) mit eden; Terdi rnar. 3 -1- tnsan lan dalâlete götüren vasıtalarda» biri; Sağlam. 4 — Bir uzvu sakal (çoğul); Eski harflerden birini» okunuşu. 5 -Tersi bayrak,
miz; Bir ölçü. 7 — vol Arapların tapındıkları putlar dan biri; Azı; İşaret aıfaU 8 — Nida; Hayrattan evvel gelir. 9— Bozdurulmaelylc bitmesi bir olan bir netme; Bir ajans. 10 — Uyan dıran.
Yukarıdan a*n£ı:
1 — Sözleşmeli. 2 — Gene)
Müstahak. 3 — Çalışkan; MAbu» 4 — Tahlil; Çalgı Aleti. 5 — Bat Lanti. 6 — Buudlardan; İbadet c-den. 7 — Atfı nazar et; Bir edat
8 — Yabancılar; Ekmeğini batır
9 — Termometre. 10 — Güzel sıva yap (iki kolime).
Cildinizin ronglne
lenkdar kılmak için ancak
TIRNAK CİLASININ
zengin renk koleksyo-nundan seçeceğiniz renklerle muvaffak olacaksınız.
Bir C U T E X «İtesi emsalinin 4 «fesine bedeldir, çünkü 3UTEX 2 misli dayanır. CUTEX niktar itibarile 2 misli fazladır. Neticede CUTEX bütün emsalinden ucuzdur.
ÖKSÜRÜĞÜ ve BRONŞİTİ keser
ECZANELERDE BULUNUR
Edirne Lisesinden Yetişenler Cemiyetinden :
15 aralık 1950 günü yapılan yıllık kongremizde ekseriyet hâsıl olmadığından 21.aralık.1950 pazar günü saat 14 e tehir edilmiştir. Saygılarımızla bildiririz.
(17586)
4 — Dilekler.

KULLANIŞI KOLAY KAPASİTESİ BÜYÜK
HATASIZ HESAP
ZARİF GÖRÜNÜŞ...
... İşte hesap işlerinizde sür'ot ve kolaylık temin edecek
* '
TUŞLU Numerio hesap ma-kinast. Demonstrasyon ve mütemmin malumat için müessesemize müraçaal ediniz !
TOPLAR

Eli BURLA ve Ortakları
m vîf. • a «jR. • - • .

- İstanbul - Tel: 40870

Comments (0)